Osman Yüksel Serdengeçti
AYASOFYA DAVASI Ayasofya'nın Hakiki ve Hukuki Durumu
Kültür Ya�·ınLırı
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ (1917-1983)
Ancalya'nın Akseki ilçesinde doğdu. İlkokulu Akseki'de, ortaokulu yatılı olarak Antalya'da okudu. Ankara'da Atatürk Lisesi'ni bitirdi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde 2. sınıf öğrencisiyken 3 Mayıs l 944'te meydana gelen olaylara karıştığı için öğrenimi yarıda kaldı. Nihal Atsız ve Alpaslan Ttirkcş'le birlikte bir süre tutuklu kaldı. Serbest bırakılınca öğrenimine devam etmek istedi ancak izin verilmedi. Pek çok sayısı toplatılan dergideki yazıları nedeniyle hakkında çok sayıda dava açıldı ve sık sık tutuklanıp serbest bırakıldı. Kendisine "Serdt:ngeçti" unvanını kazandıran dergi 33 sayı çıkabilmiştir. Ayrıca 1952 yılında Bağrı Yanık adlı mizah gazetesini çıkardı. Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekili seçildi ( 1965 ). Protesto için meclise kravatsız giren ilk milletvekili olarak ün kazandı. AP'den ihraç edildi. Son olarak Yeni İ>tanhul gazetesinde günlük yazılar yazdı. 10 Kasım l 983 'de İsranbul'da vefat ecri.
Bazı eserleri: Jvlabetsiz Şehir, Bir Nesli Na;;ıf ıWahvettiln; Bu lvlillet Neden Ağlır, Mevlana ve Melmlf't Ak({, Kam Kitap.
Derin Tarih Kültür Yayınları -9 Derin Tarih Dngisi'nin 21. sayısının hedivesidir. Aralık 2013
. �v.ı.w{ı.ı /),mm O;ınan Yük>d Serdengeçti
İleriıiln Ycııidoğaıı Malı. Kızılay Sok. No: �':) fl.ı�Tampaşa - İstanbul 0212. 612 29 30 W"-'w.Jı;:rintarih.com ilcti'iim@drrinrarih.ı.::om
Kı.<kı Star Medya Yayıncılık A.Ş. Baskı lcsisleri
Sunuş
Ayasofya'nın ibadete kapatılması ve müze yapılması Cumhuriyet tarihimizin "görünmeyen inkılapları"ndan biridir. Bir devlet kendi eliyle (ne kadar 'kendi eli:
ayrı mesele) çoğunluğun dininin yaşandığı bir ibadethaneyi kapatıyor ve müze yaparak laikleşririyordu.
Bunun benzerlerini yeryüzünde, hele ki "medeni" Avrupa'da bulmamız mümkün değildir. Mesela İspanya devleti, halen bir Katolik katedrali yapılmış olan Kurtuba Camii'ni "insanlığa hizmet için" ibadete kapatsın ve laik bir kurum olarak müze yapsın. Papa başta olmak üzere Katolik dünyasının nasıl öfkeyle a):'ağa kalktığını iyi kötü tasavvur edebilirsiniz.
Öyleyse bize ne oldu da, kendi diınizle kendi camimizi kapatıp müze yapabildik?
Bunun kendi irademizle yapıldığını söyleyenlere acaba Avrupa sathında şu kadar kilise varken (Stalin'in Sovyetler'ini saymıyorum, zira İkinci Dünya Savaşı' na kadar katedralleri ateizm müzesi bile yaptığını biliyoruz) hangisi bunlardan birini laikleştirdi ve müze yaptı. Sen Piyer mi, Köln Katedrali mi? Onlar bunu yapmadıysa peki bizim aklımıza nerc::den geldi bu parlak fikir?
İşte bu gibi yakıcı di.işünceler rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'ye 19LJ:7'dcn itibaren çıkardığı Serdengeçti dergisinde ateşin bir yazı kaleme alına ilhamını verir. Yazının başlığı gayet sadedir: "Ayasofya." Ancak derginin derbeder sayfalarında kalmaz o yazının ateşten satırları, onu mahkeme koridorlarına
fırlatır ve "Ayasofya" mahkemelik olur. Girer duruşmalara, ifade verir, dinler ve muhteşem bir sa
vunma yapar nüktedanlık ve hazır cevaplığıyla ünlü Osman Yüksel. Ve sonuçta beraat eder. Eder ama muhteşem savunması arşivlerde kalır ve onu iddianameyle birlikte avukatı Emin Akyüz elinizdeki küçük kitapta toplayıp gelecek nesillerin önüne bir fener olarak bırakır. Mütevazı göriincüsiine aldanmayın onun, içinden yanardağlar kaynamaktadır zira.
Mesela şu sözlerdeki belagata kulak verin: "Savcılık bu davayı yanlış yere getirmiş. Dosyayı Yunanis
tan'a gönderseydi daha iyi etmiş olurdu. ( . . . ) Sanki karşımda, iddia makamında Müslüman bir Türkü değil, Athenagoras'ın mümessilini görüyorum! Ürperiyorum! Ürperiyorum!"
Yahuc şunlara: "Biz yapılan her değişikliği alkışlamak, her olanı, her söylc
nen i kabul etmek mecburiyetinde değiliz! Acı duymak hakkımız da mı yok?"
Birazdan okumaya başlayacağınız kitapçık son günlerde yeniden gündeme gelen Ayasofya meselesi hakkında doğru bir tavır geliştirmek adına değerli bir metindir ve tarihi bir belge olduğu kadar hala eskimeyen fikirleri ve samimiyetiyle yalnız 1959'un insanına değil, bugünün okurlarına da seslenebilmektedir.
Derin Tarih dergisi bundan sonra da tarihe düşülmüş notları kitaplaştırmaya devam edecektir.
Mustafa Armağan
Derleyip Tanzim eden :
AVUKAT Ef..lİN AKYÜZ
AYASOFYA DAVASI
Ayasofya'nm Hakild ve Hukuki Durumu
Neşriyatı: No: 21
Ankara
l 9 5 9
Derleyip tanzim eden:
AVUKAT EMİN AKYÜZ
AYASOFYA DAVASI
Ay.asofya'mn Hakiki ve Hukuki Durumu
Fatihin Vakfı-Vakfm Hali Aslisi Tebdil Olunamaz
Vekiller Heyetinin Ayasofya'yı Müze Yapan Karan
Dunutt, Bugünkü Kruıunlanmız Muvacehesinde Dahi .Miidafaa Edilemez
Ayasofya'nın Müslümmı-Tü.rk Huviyetl Silinemez ••
Mahkemeye İntikal Eden Bu Dava Dolayısıyla, Avukatların Ve Seı·dengeçti Osman Yüksel'in
Müdafaa lan
Neşriyatn : No : 21
Ankara
1 9 5 9
TAKDiM
Serdengeçtinin «30u sayısrnı, lsta11bulun (506). yıldöııiimiine /ıasredecektik.
Petilı deyi11ce l)Üpllesiz akla Fali/ı ve 011u11 bize bıraktığı mrıkaddes e111a11etler geür. Brı e111a11etlerin baıımla /Jyızsolya var.
Serdengeçtinin n17» sayısında «Agasofyaıı ba1Jlığı altında lıcyecanlı bir yazı netJretmi�tik. Bu yazı o zamanlar memleketin nııılıtelif yerlerinde çılmn bir çok gazete rıe 'mecmua tarafırıdan iktibas edilnıil}, adeta bir meacla haline gctirilnıi1Jti.
Biliilıcre aym gazı savcılık tarafırıdan takibata ugramı!'J. Ağır ceza malıkeıneaine verilmiştik.
Brı lıddisede avukat arkarlaşlarınıız bizi yalmz bırakmanıış, mezkür yazıyı keııdileri yaznıışcasına davamızı samimiyet cesaret, feragat ve malıaretle müdafaa etmişlerdir. Billıassa Avukat Emin Akyüz ve Avııkat Arif E'mreye, ayrıca bizlere bu lırısusta gol göstererı, crıgin bllgi.aiHi, şefkat dolu ilgisini bizlerden esirgcnıiycn kıymetli büyüğümüz, değerli tilimimiz Ali llimmet Berkiye teıe/,kiiı- ve şiikraıılarmıızı arzcderiz.
Bu nıulıakeme vesilesiyle milletimizin bilmesi lôzım geler& bir çok lıakikatlar meydana Çıkmı.ştır. Gönlümüz bu lıakikatlarırı IJUTada bıırada unululuıı gitmesine razı olmadı. Felill yıldö11ü111ii münasebetiyle Ayası.fya mese
lesini ue davasını ele alalım, mecmuada rıeşredelim dedik. Baktıkf,i yazılar Agasofya kubbesi karlar ge11i1Jledi.
3
Mecnmada diğer yazılara uer kalmadı. Bu sebepten A,.eısofga Davası ve bu dava vesilesiyle yapılan müdafaaları ayrı bir 1..1.tap lıaline getirmeye karar verdik. Böylece· Serdetıge,;ti nel}riyatı arasuıa bir kitap ılalıa katılmış oluyor. Bu münasebetle büyük Fatilıitı manevi Jıuzurunda bir kerre daha tazimle eyilir, omın emaııetilli canla baala, soıw11a kadar nıu/ıafaza ve riıüdafaa edeceğimize 11öa veririz.
Osma1& Serdenge�ti
9/6/959 AN'f( ARA
AYASOFYA DAVASI
Dava korırısu yazı :
Anıkarn'da münteşir «Serdengeçtiıı adlı bir mecmua vıı.rdır.
Mccmuıı.mn sahibi «Osman Yüksel.dir. ICcıulisi Ayaııofya camisinin müzıe halinden de çıkarılıp tekrar �dliso yapılması yolunda Yunan mntbuatındn yazılar -intişar et�iği ve bu neşriyata nıüvazi olarak İsiaııbul'daki bazı Rum vatandaşlar tarafından bu yolda ıınütnlebatta bulunulduğu bir sırada rİıecm'u.asının aynı zıımandn mesul müdürlüğünü de yaptığı Ağustos 1!152 de intişar eden 17 nci sa
yısında.. imzası altında ıcAyasofyn» başlıklı bir yazı neıırctmiştir.
C. Jllüddeiıınıumiliğinitı ilıbarı :
Mecmuanın intişarıııdıı.u bir müddet sonra Ankara
C. Müddeiumumiliğinden Ankara Garnizon Ifom'lllİanlığına bir ynzı gönd1erimliştir. 22.B.!152 tarih ve 5/17881 sayılı ve Müddeiumumi Muavinlerinden <<Müfit Birseırn irnznsını ıtnşıyn ·bu yuzı şudur :
.Garnizoıı Komutanlı;Jına
«Ankara'tla müntıı11ir Serdengeçti adlı dergide 11apı·
Ju tetkikat sonunda :
d Derginin kapağındaki resim ile brı resmin altın
daki kıt'a;
.,z Tarikatları Demokrat Parti idare ediyormul} ad lı gazı içinde ikinci sütunda Bediüzzaınan tarl·
katı gibi bir tarikat ... sözlerile ba1Jlı11aıı satırlar
ve üı;iincü sütuııda bıılunan bağzı rüınleler;
s
iO !AYASOFYA OAVASI
«A. Ayasofya adlı ga:mlaki ibare ve cürııieler (ZG);
«I. Dini lıuyatımız adlı makale;
aMalıiyeti itibarile /ıalkm mrineuiyatıııı kıracak rıo
nılUi meııfaatlere zarar verecek malıiyetıe güriilnıü11tiir.
«Bıı suretle T.CJ(. nun 161 inci maddesine temas ettiği karıaatirıe varılan i11bu yzılardan dolayı geı·eken muameleniıı yapılması rica olu11ur.ıı
Gartıizon Ii.onıııta1ılığının yazısı
AnJuıra a·arnizon Komutanlığı, Müddeiumumiliğin yukarıdaki yazısına 5.9.952 taı·ih ve 2/24 sayı ile şu cer.ıhı vermiştir :
ıAnkaı-a'da ·müııtıeşir SerdengeÇti adlı dergide kalome alınan yazıların mahiyetleri itibiırile halkın maneviyatını lnrıcı ve milli .menfaatlere zarar verici oluıı Ol·mıı.dıklaı·ının anlaşılabilmesi için Adalet Bakanlığının G Şubat 1939 tarih ve 20/8 sayılı olup Hulrulıi ve Cezai Mütaliialıır Mecmuasında neşNdilmiş bulunan tamimleri dairesinde makamınızca ·hazırlık soruştu•rması yapılmasını ve suça mevzu derginin de biıiikte gönderilmesini rica ederim.»
Ankara Savcılığı, bu yazı iizerine G.9.952 tarihinde : «Serdoengeçti Mecmuası eklenmi11tir. Savcılığımızca talıltiki mucip ba11ka bir cihet ·bulunmadığı laınnatine varıldığından gereğinin yapılması rica.sile Garnizon Komutanlığına• diyerek ldiğıt1arı telı!rar IComutanhğa göndermiıJtir.
JUaz11unurı ilk aorgusıı
Evrnlc böylece Garnizon Komutanlığına tekrar gittikten sonra, Komutanlık, yazının muharriri VG mecmua-
(Z6) Dava konırsıı yazının 'baglrğı ve ilk satırları kapak kligemiz içine ko11mug olup onzı nıetni ·mütlalaiıı
rıamemiz içinde mevcut olduğuıırlu11 aurıcn şimdiden bu
raya 11akledilmemigtir.
6
OS�1AN YUKSEL SERUENGl'ÇTI : il
ıım ımesul müdürü sıfatı ile maznun ı<Osnıan Yükselıı i .27.9.!152 tarihinde celbetmiş ve ifadesini almıştır.
•Maznun Osman Yiilıscll, takip ko-nusu olan diğer yazı hakkında konuştuktan sonrn (27) ı<A.yasofyaıı başİıklı yazı dolayısile kısaca şunlıırı s<iylcmiı;ıtir :
(cİstanbul'dak.i Ayasofyn .camisinin (ki halen miizodir) hlllise lıaline �onınıası için İst:uıbul'daki Rumlaır ve
Yunanlılar ve ·bazı Yunan g:..zetelcri nıeşriyat ve faaliyette bulundular. Buna ıkarı;ıı he·r Türlı gibi beu de içimde bir a·ksüUl.inel duydum ve ·bu yazıyı yazdım. Bu yazımda da nıilli mukavemeti lurlıcak, aııilli menfaatlere zarar verecek herhangi bir husus yoktur. B11ı yazı ile istediğimiz,
Ayasofya'nın kilise haline solmlmaması ve beşyüz yıldan
beri olduğu gibi yine coıni Olorak ıkalmasıdır. Bu yazım Anadolıı'da ımünteıııir 10-15 ·kadar gazete tarafından aynen iktibas edilmi�tir ki bıı yazı.mızın halk tarafından ııasıl
benimsendiğini .gösterir. Biz bu yıızııli11.da eski Fetih devrini, o devrin şerefli, şanlı günlerini terennüm ettik. Ecdat ruhunu.canlandırdık. Yazımız milli mulmve.."lleti kırıcı değil, ·bilnkis milli lıisleri, lıahramımlık ve ııecaııt hisleı·ini şııılılandıran, Fatih ve fetih ruhunu göniillerc sincliıren bir ::vazıdıır .»
Takibata izin verünıeai
Maznunun ilk ifadesi ıılınchktn ııonro KomutanJı.k keyfiy,cti 13.11.1952 tarih vıe 65461 sayılı bir yazı ile Milli M.üdafaa Vekiilcti ile Genel Kunnny Başkanlığına arzctmlıı ve gereğinin takdirini iııtcıniı;ıtir.
Bunun üzerine, 19.11.952 tarih ve 52/6074 sayılı ve
(27) 111üddeiumumiliijin ilk yımsınıla bahsi ge�en
diğer yazılar bu11dan müstalcil bir dava mevzuu yapılmUJ
1Je o yazılnr dolayısile de ınultarriri ayrıca Ağırceza Malıkeınesine se11kolunınuştur. Dıioanıızın konusu ile alıil;alı
bulurımadı.ğı cilıctle dosyada1& yalnız «�yasofymı yazısı-
11a taallük eden ifade buraya alınmı§tır.
7
Milli Müdafaa Vekili Sıctvfi Kurtbcl• imzasını taşıynn cıı· vıı:bi bir yıızl ile: «Ayaııofya baglıklt yazı, mündeı·ecatg
itibal'ile milli mukavemeti kıruı malıiyette görüldüğiin· de,, muTınrriri 0Bnıan Yüksel lıakf:ınrlmı T. C. K. nunun
rna üncü ve As. C. IC nımun 48, 58 inci mnddt!lerine tev· filınn. talübat izni verilerek evrakın yetldli mercie tevdii cmrolunmuştur.
Askeri llfaltkemede ili;; lahkilcatın açılması
Milli Müc!.1f:ıa Vekaleti tarafından böylece taldp izni verildikten sonra Ankorn Garnizon Ifomutun V-rıkili Tuğ gernııral Aziz Av.ınaıı 23.1.1!153 lııırilıinde, ndli amiı· sıfatile amilli nıulwvemeti kırıcı malıiuette göriile11 bu yazıda1ı
dolayı Osman Yüksel /ıakkında As. Y. Us. 1(.. ııunun 80 rını:u maddesi gereğince ilk soruşturmanı,, açılmasına ve tuhkikatırı Askeri Adli lliikim Macit Erdemir tarafm
dan. yapılmasına karar. vermiştir
Askeı·l lJla/ıkı!meıriıı yikeıısizlik l;arnrı vermesi :
Evrak Askeri Adli mıırciıe böylece nJı-set.tilrt.cn bir müddet sonrn dosyn. bu .kere de vazife noktasından Anka
ra C. Müdıleiumumiiiğiııc inde olunmuştur.
Adli Amir Tuğg. Salilı Coşlcıın imzasını .taşıyan 4.3.95a tarih vo 17 sayılı görevııizlik kar.arı ııudur :
cı . . .. Osınıın Yüksol lıaWnnda adli iimirliğimc 23.1.1!153 tarilıinde ilk soruşturıma 114.:tlmış ve ayrıca aynı yazıyı, 1 Eylül 1952 tarih vo 120 sanlı nüshasında iktibas etmiıı oia.n İstnnbul'do münteşir ııEhli Sünnetıı dergisi baııyazarı ve Yazı İşleri Mesul Müdürli Abdürrnıhim Za.piııu lıak
lmıdn dn kovuştuııına.ğ:ı b:ışlallıiilış iee de (28) bu. urıuln
(28) aAyasofya. baıılıkıTı yazı intişorını mütf;>altip
ıneml_eketimizdc biı'çolc gazete ve mecmualarda - ve bu arada aEhli Sünnet" mel!muasında da ikt1basen inti:;;ar eylediğindcn, bu mecmuanın mesul müdürü Abdurra-
B
o�.�·'AN '.'L:•\SEL SCRDENGECTii 13
!i680 sayılı Bıısnı: Kanununun 36 ilci maddesinin tadil edilmesi ve 13 Şubat 1953 tarHı 6051 sayılı yeni ·kanun gere· ğince 2 numarııll:ı asfoel'i mahkemelerin sivil şahıslar tarafından basın yolu iJ.e işlenmiş bulunan suçlara bakrnağa selahiyetleriııin kİllmamııı olması sebebiyle sanıklar ·hakkında müı,ıterc�cen ·tanzim kılııııın davnnın dosyası lı.iıluırıı C. Siıvcılığıruı tevdiiııe �carıır veriLmiştir.ıı
Ankara Soı·g" Hclkinılipi ııezdi11de ille ta1ıkikatm Açılması : Evrak, vazifııısizlilc knraırı ifo iade edilince,. Ankaı'a
C. Müddciumiımi Mmı.vinlcl'inden Nu.ri Süer imzasıni taoıyan 13.3.953 fa.rih ve 53/2365 sayılı t:ılcpna.me ile dosyo Ankar İlcinci Sorgu Hakimliğine tevdi olunmuş ve maznun Osman Y:üksel'in •bu yazı ile «Milli 111enfaatlere zarar verici fnaliyıetıte ıbulundıığu" iddia olunarak hnklmııfa bu. suçtan d<ıqayı ilk talıldkat açılması isterıilİniı,ı \'e Aıı· lı:ıım İkinci Sorgu HD.kirnliği. de 30.3.953 taırfüinde ilk tahldkatln açılmasma l<:nrıır vermiııtir.
Maznrınun ilk talıkikattaki ifadesi
Ankııra Sorgu Hiikimi tuıhkikatı açmakla beraber ııynı tarihte 30.3.953 gÜl)i( mnznunu sorguya dıı çelıııniştir. Maznun Osman Yüksel ·hıırndn ııunlnrı siiylemiştir :
•• .Ayasofyıı. başblclı yazım, bilakis milli mefahiri
k1ııvvetlendirloi Ve ca.nJandll'lCI bil' Y:Wldlr. Ayasofya'•
nm Fii.tlh devrindeki şanlı, şerefli günlerinden bahsettik. Şehitler, gaziler ruhunu canla.ndırdık. Milli ruhu,.
him Zapsu dahi aynı suretle takibata maruz kalmış; evrak vazife noktasından Ankara Savcılığma iade olun dtiktan sonra, bu zat hakkındaki takibat tefrik edilerek evrakı 12.3.953 tariltinde İstanbul Müddeiwnumili
ğine gönderilmiştir.
14 iAYASOrYA DAVASI
mllli mefalıiı'i �edeleyici değil, tam aksine mUli nhu
şıı.hlandıncı bir yazıdır. Bu yazımız millet tal'a.fından aa. ta.svibedilmiş, bwıun üzerine biı-çok tebrik mektup-·
ları ve telgrafl:uı alılım. Mezküı· yazı 13 gazete ve ıler
ı:ide ayni şekilde iktibas olundu. Bu dıı. gösteriyor ki böyle bir yazı millet tara.fuıda.n saıuimiyetle beniııruıe
nlyor. Ben milliyet!:i ve mulcıı.clılesatçı bil- adamım. Yazılarım ve ldta.plarım ve ılerg·iJerim ·meyd;:ı.ııdadır. Bu
bir hakikattir. Böyle. biı· ithamı bana a.ııcak Ayasofya.'
nm tellrar kilise olmasını istiyeu Yuna.ıılılar yap:ı.bmr. Nitekim o zaman bu ma.lcs:ıtla. Ywıan ma.tbua.tı neşri
yat yapıynrılu. Bu yazım ·bir bakımdan bu ııcşriyıt.ta
·cevap teşkil eder. Aslında bir cami olan Ayasofya miiı.zesiniıı telu·ar cami ·olmasını bir müslümaıı ve Türk
çocuğu sıfatı ile istedim, Ve bımu yazımda beliı1.tim.
Ben y:ı.zımıla böyle bir maksat ve gaye gütmedim bu
muhaldiru demiş ve Askeri Mahkemeye verdiği ifadeyi
-ile tekrarladığını söylemiştir.
Bilirldşi tetıdltatına liizum göı·ülmesi:
Sorgu Hakimi, maznunu dinl1edikten sonra, yazı-da suç unsuru mevcut olup olmadığını tayin için bilirkişi tctkikatımı lüzum görmüş ·ve aynı gilnlü kararilll Profesör İsmail Hakln Baltacıoğlu'nu resen bilirklşl seçerek: uAyasofya başlıklı yazının muhteviyatı itiba
rile milli menfaatı11ere zarar verici mahiyette bir neşri
yat ve faaliyet olup olmadığınınıı bir raporla bUdirilmeSini istemiştir.
:Cilirltişi ı·aııoru:
Profesör İsmail Hakla Baltacıoğlu bu konuda Sor-·
10
OSMAN YUC\SEL SERDENGECT!i ıs
gu Hft.kiınliğine 2.4.953 tarihini taşıyan şu raporu ver
miştir:
.Serdengeçti .. dergisinin Ağustos 1952 tarihli ve l'/ sayılı nüsbasıııd:ı. .Ayasofya . başlıklı yazısınııı milli
menfaatlere zaı·aı· veı·eceJ[ mahiyette olup obnadığuu
incelemek üzere bilirldşi seçildim. Adı geçen yazıyı gıı
rektiği gibi inceledim. Kanaatimi bildiıiyornm:
.ı - Bu yazı dini hisleri çok kuvvetli olan bir in
ııa.nın gibidir .
• 2 - Bu yazı eski Ay:ısofya kilisesinin cami ya
ınldıktan sonra. çıkarılıp müze yapılınası üzerine duyulan şiddetli bir heyecanın etkisile yazıbnıştır •
• 3 - Bu yazı gerçek olayları mübıı.I:lğalı bir şekilde işleyen dini soy<lan roma.ntik bir muhayyilenin
nı.eydan:ı. getiı·ıliği heyecanlı bir yazıdır •
• 4 - Bu yazı bir deı·eec biı· san:ı.t niteliği. estetik bir değer taşımaktadır .
• s - Bu yazıyı oltuduğunmz za.m:ııı onu .taşltm,
httçın, kötümser bulmanıalt elde değildir .
• ı; - Bu y:ızıd:ı. dinlileri, müteassıplaı·ı kışlurt:ı.cak
bir nitelik bulamadım .
• 7 - Ne bilen ne de bilmiyeıı bu yazıyı okudUk·
tan sonra onun tcsirile hareltete geçmez,
.s - Sanığın s:ı.vunınasındaki açıldılc ııyrıcı:ı dik· hatl çekmektedir .
• 9 - M:ı.yıı.sı düşiirtce hürlüğü, teııldt hürlüğü oJaıı
blı- demokrasi içlıı bu y:ı.zıyı y:ı.zan ad'a.m milli mcnf:ıutlere z:ı.r:ı.r vermiştir denilemez.
alO - Bu ya.zı dolayısile şunu da açıld:ı.malt lsteırim ki bu· gibi rulıi kaynaşmalar, tnşm:ıla.r, liiltlik prcn
11
16 iA.\'ASOFfA OAVASI
sibinin idare adamları tarafmdaıı tam bir başan ile
uygularuna.masındaıı, din hürlüğii derlten, istenmiye
rek, bilinınlyerelt de olsa yaıntagelen baskıdan doğan
ruhi terkiıılı!rden biridir.
nBu yazıda da olduğu gibi hür biı" insamn din ko
nusunda dahi içinden geleni olduğu gibi söylemesinde,
yazmasında. topluluk ve sosyal düze.n için hiç bir zaraı•· yoktur, olamaz da. •
.. Eğer gerçekleri, topluluk yaşayışınm gerelttlrdiklerini gözönünde bulwıdurmayıp da şu veya bu düşünce ile dini duygulal'llı coşkıın beliı-tileri üzeı·ine kanun elilc baslular yapacak olursıı.lt yurdıın den ve düzeni.
da.ha. iyi korwımuş olmaz. Din konusunda -bilim ko
nusunda. olduğu gibi ve onun kadar olsun- genllk, ge
nişlik gerektir.
Bu satırları ya.zmakla; her türlü politik, şahsi ve
öznel duygulardan sıyrılarak aklımın hem de vicdanı
nun buyruklarına. uyduğuma inanıyor ve raporumu
saygılarımla. yüksek laı.tuııza sunuyol'unı.n Profesöı· İsmail Hakkı BALTACIOÖLU
C. MüddelumunıislııJn esas hakltınilaJd iddiana.mesh
İlk tahkikat dosyasını Vf;! bilirkişi raporunu tetlcik
eden Müddeiumwnilik 17.4.953 tarihli ve Muavin Nuri SUer imzasını taşıyan bir iddianame ile maznunun ce-
zalandırılmak üzere Ankara Ağırceza Mahkemesine
sevk edilmesini istemiştir. Bu iddianame şudur: aSanılt Z1 Eylül 1952 giinü ifa.desinde İstıuıbul'daki
Ayasofyıı. camisinin kilise haline konması için ista.nbul'daki Rumlar ve Yun:ı.nlılıı.r ve bazı Yunan gazete
leri tarafından yapılan neşriyat ve faaliyete karşı duy-
12
OSMAN YUKSEL SERDENGECTİ [ 17
duğu aksilliimel ile bu yazıyı yazdığı ve bu yazı ile .Aya.sofya.'nın kilise haline sokulmaması ve cami ola
rak ka.Iniası istendiğini yazıda Fatih devrinin şerefit
.günlerini terennüm ettiğini söyledikten sonra yazımız
milli mukavemeti kırıcı değil, bilii.kis milli, askeri, kah
rama.nbk ve şecaat hislerini şahlandıran bir yazıdır,
yolunda. beyanda bulunmuş ve 30.3.953 günlü sorgu
sunda do. Garnizon Mahkemsinde etraflı şekilde ver
-eliği müdafaasının nazara alınmasını istemiştir.
Bilirltişi raporu tetltik edildiği zaman birinci bent
ten beşinci bende )tadar bilirkişinin mütaliiasına. işti
rak etmemek için hiçbir sebep gösterilemez.
uÇüııkü bu kısımda profesör, estetik, pedagojik ve
psikolojik mevzularda mütalaasını beyan etmektedir.
Bu itibarla ta.m bir ihtisas mevzuu ile karşı karşıya bu
luıımakta.yız.
aBund:ı.ıı sonraki bendlerde ise Bilirkişinin tefek·
kür ve vicdan hüı·riyeti sahasındaki özel düşünceleri
ile idarcı adamlarının bu sahalarda. ne yolda hareket
etmeleri lazungeJdiği yolundaki mütalaaları ve şahsi tefsirleri ka,rşısında bulunmaktayız .
• Bilhassa T.C.K. nun bahis konusu olan 161 ci mad· desinde pek umumi olarak yazılmış bulunan (Milli menfaatlere zarar verecek her hangi bir fa:ıliyette bu·
lunan kimse) den ne murat olunduğunu ta:vin ve tak·
dirinin bilirkişiye değil vazife!i mahkelheye bırakılması icap ettiği n:ıza.ra alınmabdır •
• Ayasofya adlı yazının 6, 7, 8, 9, 10 uncu paragraf·
brmda (aynen) .Kur'an sesleri dinclirilmiş, müslü-
18 IAYASOFYA DAVASI
manlar sindirilmiş, Allah, Muhammed, hulefayl raşidin bu din ululşrmın isimleri kubbelerden yei:Jere indirilmiş, Fethin, Fatihin mabedinden kitabı mübinl, bu ulu dini kaldıran kim? Dinimize, imamınıza saldıran kim?. Asırlık surların arkasından köhne Bizansı hort-
latmak istiyen eller ldmin eli, bunu söyliyenleı· kimin dili, Ayasofya'yı putbane yapan hangi delidir. Elleri
kurusun, diıl•leri kurusun ... Ayasofya, Ayasofya, seni bu hale koyan kim. Seni çırılçıplak soyan kim?a denll
mektedh-.
uBu ya:ı:mın Ayasofya'nın yıllarca evvel müze haline ltonmasma karşı duyulmuş gibi gösterilen bir
aksülamel ile yazıldığı ileri sürülse dahi bu aksüla.meUn pek şiddetli olduğu ve maksadı mahsus için istifa
de edildiği meydandadır •
• Müze haline getirilmiş ve fakat Allah Muhammet ve hillcfa.yı raşidinin lsinilerbıi taşıyan yazılarına do
lı:unulma.mış olan Ayasofya!da. Kuran tilii.veti durmuş
sa da bwıun müslümanla.rm sbıdİl'İlmeSini hiç bir veç
hile ifade edemiyeceği aşiltii.rdır.
aÇünkü Ayasofya büfüıı mimari azamet ve cesametine rağmen, değil Tüı·kiye'nln, hatta İstanbul'an
da. biricik camii ve mabedi değildir.
uGöı·ülüyor ki Aya.sofya'nın müze haline konul
ması senelerce sonra bir istismaı· vesile ve mevzuu it· tiha.z edilmiştir.
aHer lıangi bir· mabedin müze haline getirilmesi
nin bir dinin ltaldırılması demek olmadığı ise izahtnn varestedir. Bu ha.Un dinimize, imanımıza. saldırmak
ola.ra.k sayılması ise tamamen yersizdir.
OSMAN YIJKSEL SERiJENCECTil 19
.Ya.zal'ın Ayasofya.'yı kiliso yapmk istia.yenlere ce·
va.p veı·diği yolunda.iti savunma.su1111 samimi olduğunu
kabul etmek de mün1leün değildir •
.. Çünkü aslında kilise olan Ayasofya.'nuı evvelden
ea.m.i ya.ınlması gibi sonl'a.do.ıı müze yapılmasının da idari bk muameleden, ibaret bulunduğunu ve müze ha!m-e koııulmasuıın lla. senelerce evvele ait olduğunu
bcl'kes gibi bu ya.zınıil mulıanil"i de pelcfil:i. bilir.
n Yiııe doleuzuncu parağraftald ille cümleııin Aya
sofya'yı kilise yapma.le istiyenlerc bk cevap olduğu
Uerl sürülebilirse de ııAyasofya'yı puthane yapan hangi delidir. şeklindeki cümleyi sanığın savwıma ta.rzlle
izah etmek kabil değildlı· ve ldUse hallııe konulmamış
bulunmasına göre de gaydvakii vaki gibi göstermek
teki maksadı mahsusunu anla.ınak icabeder .
.. Yine onwıcu parağrafmdaki .elleri kurusun, dil
leri kurusun" sözlerinin Ayasofya'yı kilise yapmak istlyenlere matuf oldoğwıu iddia etmek de mümkün deiılldir.
u Yazının F:i.tih'in torunları bütün putları devirip
seni camiye çevirecekler diye başlıya.ıı son kısunla-rm
ila da Aya.sofya'nın telmı.r cami yapılması İstanbul'un
ikinci bir fDthi gibi gösterilmek ve Jeendisi gibi düşü
nenlerin bu lıarel>eti teşvik edilmek istcıunektedir . .. Netice olaı-ak: Ayasofya a.dlı yazıııın aslında kili
se olan Ayasofya'mn senelel'ce evvol cami halinden
müze lıallııe geth-ibnesi vesile ittihaz olunarak bunun
dine, imana saldıl'mak, rnüslünıanları siııdiı'ltle)e ve müzenin caıni haline getirilmesinin de ikinci bir İstaıı
bul fethi şeklinde gösterilmesi suı·etile ve Fatihin tow
15
20 IAYASOFYA OAVASi
runlan bütün putla.ı'l devirip seni camiye çevirecekleıı
diyeıı·ek bu yolda düşünenlerin teşvik edihnesi nıalı:Ddile yazıldığı anlaşılmaktadır.
Bu hareketin ayrıca Bizans'b tarihi ve kültürel
.alakaları dolayısile l.'unanbları ve bir lnSJJU vata.nıhıf·
ları tahrik edebilecek bir mahiyet taşıdığı da açıktır.
Maruz sebeplerle samğuı hareketi T.C.K. nun itil inci maddesinin .Milli menfaatlere zaraı· verici her hangi bir faaliyette bulmıan kimse. şeklinde yazıb bu·
lıuıan fıltrasma girecek bir suç teşkil eylediği cihetle
harekl!ıtine uya.n T.C.JC. ııwıwı 161 ci maddesinin 1, J ve sonuncu fıkral:ı.rma tevfikan duruşması Ankara A· ğırceza. Mahltcmesinde yapılmak üzere Ceza Muhıı.Jte..
mclel'i·Usulü it. nununwı 196 ve 20Q üncü maddeleri
ne tevfikan son tahkikatın açılmasuıa ve suçunun ma
hiyeti ile deliller nazara almarak mevltufen malıkenıe
ye sevkine karar verilmesi talep ve iddia olunur.
17.4.1953
M:ı.znwawı idcJianameye cevabı:
C. M. U. M.
Nuri SÜER
Maznun Osman Yüksel, bir diyeceği varsa bildir�"hmesi için bu iddianame kendisine 17 .4.953 tari.hlndo
tebliğ edilince, itirazlarını muhtevi 25.4.953 günlü şu
dilekçeyi Sorgu Hakimliğine vermiştir:
.Sahibi ve Neşriyat Müdürü bulunduğum Sen:len
geçti mecmuasının 17 sayılı nüshasında neşrettiğim (Ayasofya) yazısından dolayı SavcılığUl yültsek ı:rıakıamınıza sunduğu iddianamey,J: ve bilirkişi raporunu
okudum.
16
OSMAN YÜKSEL SERDENGECTİ i 21
u.M2.hl�emeu� . tarafındruı .tam l)ir isabetle seçilen, ya:lnız bir pedagoji profesörü değil, aynı 2amanda luy
ıınetil!i, tecrübeli bir içtimayiaıtçı ve birinci sınıf bir mu
harrir Dlan İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun mütalaalarına sayın savcı beşinci bende kadar iştirak ettiğini, bun
dan sonraki bendlerde ise proJesörün ·fikirlerinin ken
di şhsi görüşünden iıbarcl. olduğwıu söylüyor. Halbu
ki, bilirkişi raporu aynı adamın kafasından ve kalemin
den çıkmıştır. Binaenaleyh bir ıbütüııdür. Birinci1bend-
deki fikirler, sonuncu ,bende kadar, mantık, muhake
me, sebep ve netice münasebefillerile sıkı sıkıya bağlı
dır. Profsör dAvaya konu olan yazıyı muhtelif yönler
den gayet ince bir tetkike tabi tutmuş, psikolojik, sos
yolojik, estetik ... v.s .. tı-ynca yazının olmyucular üze
rinde uyandırabileceği reaksiyon üzerinde durmu.ş;
ıBu yazıda d.inli1eri, müt::ıassıpları kı:;kırtacak bir ni
telilc bulamadım. demiştir. Böyle mütehassıs bilirkişi raporuna, a!)ık ve samimi müdafaamıza karşı
yzım121JJ1 şurasıııcl&n bura.sıından cümleler alarak Müd
deiwnuıninin bizi itham etmesi, bizim hnııusi maksat
larla değil, Müddeiumuminin müddei hususi haline gelerek, tepeden verilen emirlere göre hareket ettiğini
gösterir. Yazımız, bilirkişi raporu gibi baştan sonuna
kadar bir ·bütünlük arzediyor. Cüz olarak değil, kül
olarak mütalaa ediıltınelidir. Bu gibi hallerde Temyiz
Mahkemesinin bir i!:tihat karan da vardır.
Benim dinimden, imarumdan, milli hislerimden
gelen eski fetih günlerinin hfitırasını terennüm eden
§airane bir üslUpla kaleme alınınış bir yazıda ne gibi
hususi maksatlar, menfaa.1Jer aranabilir?! .. Ayasofya'yı
.17
22 [AY-"SOFiA Of.VASi
ben kiraya mı vereceğim.71 Yoksa cami haline sokup
imam mı oılıacağım?I Bu kadar hissi, bu kadar ulvi
maksatlarla kaleme alınan, milll viCdanın tam bir te
zahür!i olan bu yazıya hususi karanlık maksatlar izafe etmek, en :hfif tll!biri ile insafsızlık olıur.
Ayasofyu elıbetteki tek islim mabedi değildir. O
nun caı:ııiillikten çıkarılması. müslümanlığın ortadan
kaldırılması manasına gelmez. Fakat, Ayasçıfya'nın İsııım-Türk aleminde fethin, Fatihin mabedi olarak
bamba;ıka bir yeri vardır. O bir semboldür. Kendini cemiyet, memlclı:et ·meselelerine vermiş bir insan ola
rak memleket dahilinde yapılan her deği�ildiği tasvip etmelcl'e mükellef değiliz. Tenkid, tc�is, te�hir, kalem
adamlarının en .birinci vazifesidir. Ben higbir zamaıi Ayasofya'nuı müze haline getir.iıhnesine razı olmacbm. Bu, kend-ime göre bir anlyı�; his, idrak meselesidir.
Fakat şimdi.ye kadar bu hususta tek satır yazını� de
ğ'ilim. Vaktaki Yunan matbuatı, hattll. İstanbul'un yer-
li Rumları arasında Ay�fya'run. tekrar kiliseye teb
dili için makalelm- yazıldı. Müracaati!.la.r yapıldı; işte c.
zaman müslümıw. bir Türk genci olarak bu yazıyı ka
leme aldım. Türk matbuatı da bu yersiz ve haksız is
teklere karşı kendi du�gu ve kayguları nisbetinde ce
vaplar verdiler. Bunun için hiç kimse mahkemeye de
verilnliıi değildir. Yazımız mUıl11 mukavemeti kırmak
ııöyle dursun, millt ,heyecanı, milli duyguları iliklere
kadar sindiren �ski Türk cihangirlerinin ııerefinl dal
giı.l'ıuıdıran tarihi, h<Unasl, dasitani bir yazıdır. Higbir
kötü karanlık tarafı yoktur. Kötülüğü tahrik ve teşvik
edici değildir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği g1b5
18
OSMAN YUKSEL SEROU<GECTİ 123
obu yazıda. dinlilerf mutaassıpları kışkırtacak bir ta
raf yoktur. Ne bilen ve ne de bilmiyen bu yazıyı oku·
duktan sonra bunun telkini ile harekete geçmez.• Ne
t.ekim yazı neşredileli 9 ayı geçtiği halde hiçbir hare
ket görülınemiştir. Yalnız Savcilık harekete geçmiştir.
Doğrusu Savcımızın ve ona emir verenlerin bu kadar
mutaassıp olduğunu bilmiyorduk!..
Biraz da Müddeiumuminin bizi itham ettiği mad
de ve ona bağlı fıkralar üzerinde duralım: Savcılık bizi 161 inci maddenin 1-2 ve son fıkrası ile itham et
mektedir. Bu madde ve fıkralar iyice tetkik olundu
ğu taJtdirde .Harp esnasında•, ıHalkın maneviyatını
ktracakıı, .Düşman kar§ısında memleketin mukaveme
tini azaltacalt• v.s.
Birinci fıkrada .Propaganda ile ve askerlere tev
cih oJıarak işlenmiş iseu v.s.
İkinci fıkrada uSuçlu tarafından bir yabancı ile
l�lenmiş ise. v.s. v.s. deniliyor ki, bunlar benim miza
cımın, davamın, idealimin tam zıddı olan şeyler ... Bun
lar ancak can düşmanımız o�an bol:;evik be�inci kolla
rının ve Yunnistan'daki Markos çetelerinin işliyebill'e
ceği denaetler, ihanetler, cinayetlerdir ... Bu.,crün bu dakika suçsuz olarak Ulus meydanında ipe çekilmeğe ha
:zırım. ,Yeter ki bana bu türlü kirli suçlar izafe edil
mesin.- Bizzat davaya konu olan yazım, bu türlü is
nadları nokta nokta, virgm virgül reddedecek vatan
perverane bir dava heyecanı ve millet sevgisini taşı
maktadır.
Sayın Müddeiumumi 161 inci maddenin içinden
19
24 [AYASOFYA DAVASI
ımfüi menfaatlere zarar verecek herhangi bir fa.ali
yette bulunan kimse• deyu cımbızla bir etimle kopa
rıp maddenin önüne, sonwıa bamkıyarak, bizi itham ediyor. Bu tıpkı ayağımızdan bir tırnalt kesip •İste. Osman Yüksel!. demek gibi bir şey ...
Savcı iddianameyi göndereceği yeri şaşırmış olsa gerelti Bunu Milli Mücadelede açtrltıllari yııralar h� llı::anayan, söndürdükleri ocaklar hala tütmeyen, camilerimizi yılop taşlarını hela yapmak i!;iU kullanan, Kıbrıs meselesini ·bahane ederek A:tina sokaklarında nilmay.işlerle, Türk dilşmanılığıru anaııe haline getiren
birkaç ·gün evvel gazetelerde okuduğumuza göre Baıtı Trakya Türklerinin topraklarını talan ede11 Yunanlı dostlarımıza bil' cemile olmD:k üzere göndersio.. BenJ bu yazıdan dolayı Türk savcıları değil, Yunan savcüa
rı itham etsin. O zaman bütün neticelere katlanmayı
bir şeref bilir�. Böyle .bir yazıyı yazmaktan dolayı müdafaadan utanıyorum.
Hayalimden bile geçmiyen suçları, isnadları bir araya toplayan btı davanın reddine karar vermenizi saygılarımla dilerim. 24.4.953», (*)
Bu dilekçe Cezaevi Müdürlüğünün 7.4.953 tarih vo 8130 sayılı kenar yazısile Müddeiumum1liğe ve oradan aynı tarih ve 5/8298 sayılı ı�enar yazı ile mahkemeye
gönderilmiş ve veznede 1865 · numaraya kaydedilerek
do5yasına konmuştur.
(*). Osman Yüksel ·bu sırada Mııfatya hadisesi ·ve
diğer bir çok yazılarınclıan dolayı hapsane de buılunu
yordu. Bu müdafaayı hapishanede yazmıştır.
20
OSMAN YÜKSEL SERDENGECTI i 2s
Anltaı·a. İldncl Sorgu-Hakimliğinin son tahklkatm
aı;ıılınasına mütedaiı' 6.5.953 gün ve 15/69 sa.yıli karım: Müddeiumi.ııninin iddianamesi ile sanığın bu di
lekçesinden sonra yetkili soııgu haldmi (831 sicil sayı• lı) AdH Sanail', son tahkikatın açılması için şu karaxı
i·tiıi.b.az eylemiştir :
aMilli menfaatlere zarar verici: faaliyette bulunmaktan maznun Osman Yillı:sel hakkında yapılan ilk soruışturma· sonunda:
·Maznun OsI'l}nn Yüksel'in yazı işl�ri müdürü bu
lunduğu (Serdengeçti) dergisinin Ağustos 1952 tarih ve 17 sayılı nüshasında neşredLTen (Ayasofya) ba§'lıklı yazıda,. (Kur'an sesleri dindirilmiş, müsliimanlar sindi rilmiş, Allah, Muhammed, Hülefayı Raşidin, bu din
ulularının isimleri kubbelerden yerlere indirilmiş, fet
hin, Fatihin mabedinden kitabı mübini, bu uılu dini
kaldıran kim? Dinimize, -imanımıza saldıran kim? A
sı.rlık surların arkasından köhne Bizansı hortlatmak
istiyen eller kimin eli, bunu siiyliyenıler kimin dili, Ayasofya'yı puthane yapan· hangi delildir?! Elleri kuru sıin, dilleri :kurusun ... Ayasofya, Ayasofya seni ·bu ha•
'.re koyan kim, seni çırılçıplak soyan kim, Ayasofya, ey mufteşem mabed! ... Meralt etme, Fatih'-in torunları ya
kında bütün putları dvirip seni camiye çevirecekler ... ) deriilmek sureti!e· milli menfaatlere zarar verecek neşriyat -ve harekette bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi · Profesör İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun 2;4.953 günlü raporunda mezkur yazının, Ayasofya kilisesinin cami yapıldıktan sonra, cami olmaktan çıkarılıp müze yapılması üzerine duyulan şiddetli bir he-
21 .
26 ! AYASOFYA DAVtı.SI
yecanın tesirile yazıldığı, ger.çek olSJ'lları mübıililgalı
bir 11ekilde işllyen din1 soydan romantik bir muhayyilenin meydana getirdiği bir heyecanın mahsulü bu
lunduğunu, bir dereceye kadar bir sanat niteliği, es-•
tetik bir değer taşıdığını, dindarları v'e mutaassıpları
kıı1kırtacak bir mahiyeti bulunmadığını, bir demokr& ..
si cAmiasında bu yazıyı yazan kimsenin milli menfaat
[ere zarar veı·diğini kabul edemiyeceğini mütal&aten
beyan eylemiş ise de, yur.dun bütün cami ve mescitle-
rinden günün .beş vaktinde ezan ve Kur'an seslerlıı:in
işitilcijği, her müslümanın ibadetini yapmakta serbest
bulunduğu bu devirde, Ayasofya camlinin idari bir
düşünce ile müze haline getirilmesinden uzun. zaman
sonra bundan bilistifade bu şekil neşriyatta bulunma
sı hususi bir maksadın taltibedilmekte ve mutaassıp
grubu hükümet idaresi aleyhine tahrik ve teşvik edi
ci mahiyette oıJduğu hissini vermekte, halen müze lıa
�inde bulunmasına rağmen sözü geçen yazıda (Ayasot
ya'yı puthane yapan hangi delidir?) şeklindeki cümlesi hiçbir zaman hüsnüniyetle kab1li telif edilememek te ve bilhassa yazının · (Fatih'in torunları bütün putlan devirip seni camiye çevirecekler) diye başlıyan son
kısımlarında, Ayasofya'nın tekrar camiye çevr1lmesi·
nin İstenbul'un fethi ayarında bir teşebbüs olarak zi
hinlerde canlandırıp bu şekilde vaki bir teşebbüsü şiın
diden teş\•ik etmek istenilmekte bulunduğu neticesine
varıldığından ve şu ha'le göre dolilleriıı tııkdiri mah
kemeye ııit keyfiyet ·bulunduğundan, maznun Osman Yüksel'in hareketine uyan T.C.K, nun 161 inci madde
si. gereğince duruııması gayri mevkuf olarak Ar.kara
22
Ağırcez.a Mahkemesinde yapılmak üzere lıaklanda ıson
tahkikatın açılmasına ve dosyanın mahkemeye sunul
ması için C.M.M. liğine tevdüne karar verilmiştir
6.5,953 (30) . •
Bu karar gereğince dosya 15.5.953 tarihinde Ankara İltincl Ağırceza Mahkeınesfae göndeİ'ilmiş ve bu
(30) Müddeiumumillğin iddi2.namesinclc ge!<tiğl
gibi sorgu hakimliği ka.r:ı.rna.mesindc de sanık hakltm• da tatbiki istenildiği görülen T.C.K. non 161 inci mad·
desinin konu ile alakalı birinci ve son fıkra.lan şunlar -dır.:
aHarp esnasında ammenin telAş ve heyecanını
mucip olacak veya halkın maneviyatını loracalt veya
düşman karşısında memleketin mukavemetini azalta
cak şekiJ.de 'asılsız, mübal!l.galı veya maksadı mahsu
sa müstenid hav:adis veya haberler yayan veya nakleden veya milli menfaatlere zarar verecek herha·ngi bJr
faaliyette ibulunan kimse beş seneden aşağı olmamak
üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır .•
aBu maddede yazllı fiiller sulh zamanında işlenmiş olursa, failleri haklonda tertip edilecek cezanın
yarısından dörtte üçe kadarı indirilmek siıretiyle hüJc
ı:nedolunur.• Kanunen aağır hapis• cezasının �ami haddi 2' se
nedir. M-addede tatbik ol'unacak cezamn azami hQddi
tahdit edilmediği cihetle iddiaya ve sc:vk ltaramamesi
ne göre son fıkra muctbince tenzile Ubi tutulmak ac.ay
dile sanğuı 24 sene ağır h.'lpis cezasiyle mahkQmiyeU 4steıımlş buil.unmaktadır.
23
1 ZB ı AYASO FYI\ OAVl\SI 1
mahkemeniıi 91>3/115 Esaıı snyısına· kaydedilerek duruşma icrası ve ilk celsenin .30.5.!153 günü yapılmas� terisip kı.Jınmıştır.
Ağırccz� .Mabkemcsindek.l celseler :
İlk otuıum 30.5.953 günü yaptlmıştır. Bu celsede maznun, son tahkikat karaınamesinin CM�UK. nun
208 inci maddesine uyularak kendisine tebliğ edil.riıemiş olduğunu söyliyerelc, bu kararnameyi tetkik ettikten sonra if.ade vereceğini söylemiştir.
Bu sebeple celse talik olunmuş ve müteakip. 10.6. 953 tarihli oturumda maznun vekili avukat Arif Emre söz alarak davada Basın Kanununa nazaran altı ay
lık ·zaman aşımı tahakkuk etmiş bulunduğunu ilerl sür müştür. Mahkeme, mecmuanın 2.B.952 tarihde Savcı-1.ığ.a verildiğini ve o zamanki mer'i hükümlere göre AsJcerl Garnizon Komutanlığınca 23.1 .952 günü ilk tahld.katın açılmış bulunduğunu kaydederek zaman aşunı i
tirazını reddetmiştir.
Bundan sonı·a maznun Osman Yüksel'in sorgusu yapılmıştır . . Maznun bu sorgusunda da daha önce ver
diği ifadeleri tekrar etmiş ve tevsii tahkikat laiebi olmadığını lıiıldirdiğinden Müddeiumuminin esas hakkındaki mütalaası alınmıştır.
C. l\'lüddcdmmumisinin es:ı.s hakkındaki tal�bi
Davayı bidayettenberi takibeden C. Müddelurnumi muavini. Nuri Süer, maznunun mahkemeye verilmesine sebep olaı;ı. dava konusu yazıyı (43) zabıtnameye dercettirdikten sonra idıdia olruıak aynen şunları söylemiş
.tir
(13) Dava konusu yazı mütcıı.ltip sütımlarda ııeşrc
dileıı müclaf:ı.namcmiz içinde yer alınış bulunduğwıda.ıı.
telmır olına.nı.'1.Sl no;İıil bW"O.YIL ayı·ıc:ı. dcı·cedilmcrıı.iştfr.
2Lj,
OSMAN YLJKSEL SERDENGECTl i 29
. . . . Sanık 2'1 Eylül 951 . gilnü ifadesinde .istanbul'dakl Ayasofya· cnmilnin kilise haline konması. için İstanbul'daki Rumlar ve Yunanlılar ve bazı gazeteler tarafından yap�lan neşriyat·vl'! faaliyete karşı duyduğu akslilamelle bu yazıyı yazdığını ve bu yazı ile Ayasofya'nın kilise haline sokulmamasını ve cami olarak kalma-61Dl istediğini, yazının Fatih devrinin şerefli günlerini terennüm ettiğini söyJeıniş, Hk tahkikatta ve duruşmada , bu mil.İ:lafüasıni teyid edecelt mahiyette beyanda bulunmuııtur.
Halbuki Ayasofya müze haJ'ine getirilmiş ise de Alfalı, Muhammed ve Hulefay-i Raşidin isimlerini taşıyan yazılara dokunulmamıştır. Ayasofya'da Kuranı Kerim t1Iaveti durmuş ise de bu müslümanların sindiril� mesini hiçbir veçhile ifade edemiyecek şekildedir. Herhangi bir mabedin müze haline getiri.lmesinin bir dinin kal'dırılması demelt olmadığı izahtan varestedir. Kaldı ki bu ha.Un dinimize, imanımıza saldırmak olarak sayılması ise tamamen yersizdir. Muharririn Ayasofya'yı kilise yapmak istiyenlere cevap verdiği yolu11daki müdafaasının samimi olduğunu l[abul etmek de mümlcün d�ğildir. Çünkü aslında kilise olan Ayasofya'nın evvela cami yapılması, sonra da müze haline komılması idari bir muameleden ibarettir. Ayrıca Ayasofya'nın müze haıline konulması senelerce evvele ait ·bulunmakta olup ba yazının muharririnin de bu hususu biıl:mediği ve bilemiyeceği id<lia 'edilemez. nAyasofya'yı puthane yapan harigi delidir? " şeklin-deki cümleyi saruğın müdafaa terzil'e izah etmek kabil değildir. ÇÜ.nkü aslında kilise olan Ayasofya tarihi v@ mimari kıymetleri bulundu·ğu lddia edilen Bizans devrinden 4aı:ma nakışlar ve kabartmaları meydana çıkarmak için bir takım muameleye tabi tutulmuş bulunmaktadıl'. Müze haline konulmak başka, kiHse olarak kullanılmaık tamamen başka bir keyfiyettir. Öylece muharrir bilmemezlikten gEılerek valti olmamış bir keyfiyeti vııki lıniş gibi göster-
25·
mek suretiyle bu işte Mı.· kasdı mahsus ile hareket ettiğini- izhar etmektedir.
•Elleri kurusun, dilleri kurusun• sözlerinin Ayasofya'yı killse yapmak istiyenlere matuf olduğunu iddia etmek de mümkün değildir. Çünkü Ayasofya'yı müze haıline koyanlar İstanbul'dald Rumlar ve Yunanlılar değil, o zamanki hükı'.imeLtir. Yazının uFatih'in torunları bütün putları devirip seni camiye çFvirecekler• diye başlıyan son kısımlarında da Ayasofya'nın tekrar cami yapılması İstanbul'un ikinci bir fethi gibi gösteriJ.mektedir.
Netice olarak ııAy.asofyan adlı yazının aslında kilise oı.an Ayasofya'nın senelerce evvel cami halinden müze haline getirilmesi vesile ittihaz olunarak bunun
-dine, imana saldırmak, müslümanları sindirmek ve btıı-
1,nyı pufüırla doldurmak olduğu ileri sürülmekte ve Fatih'in torunlarının putları devirip Ayasofya'yı tekrar camiye çevirmek suretiyıle İstanbul'u ikinci defa fethet;... miş olacaltları iddia edilmekte ve bu yolda düşünenler teşvik edilmek istenilmektedir Bu hareketin Bizanslııl
tarihi ve kültürel alakaları dolayıslyle Yunanlılan vo 'biı· kısun vatanılaşlarm birbirleri arasında .. zıddiyet vo müna.feret yarataca.k şekilde yekdiğerlerine ka.rşı mü-cııadeleye azmettirecek bir mahiyet taşımaktadır. Ba ltibarlıı. sanığın fiili milli menfaa.tleı·e zara.r verici faııı.Jlyetıer tıümlesinılen bulwımalttadır. Hareketi T. C. K. nun 161 inci maddesinin 1, 2 ve son fıkralarına uygun göriildüğü gibi bu yazı ile ayrıca mensup oldukları dinler itibarile bu eski mabedi-n Cjmi veya ldlise olmasını tercih edebilecek 'kimseler arasında laikliğe aykırı ola-rak ve dini hissiyat 5.let edilerek şahsi nüfuz temini için propaganda yapılmış bulunmaktadır. Bn ikinci fiil T.C.K. nun 163 üncü maddesinin 3 ve 4 üncü fıkralarına uygun görülmüş bulunduğundan sanığın T. C. lC.nun 7!1 uncu maddesi nazara alınaralt mezkur madde
26
OSMAN YUKSEL SERDENGEc:Ti / 31
ler gereğince cezalandırılmasıuıu talebeylemişlir. (44)
Mahkeme reisi, Müddeiumuminin iddiasına naza
ran füUn vasfında vukubulan değişikliği de kaydettik
ten sonra müdafaasını yapıp yapmıyacağını ıııüdafiden
Bormuş, maznun vekili. avukat Arif Emre, hazırlanabil
mek için mehil istediğinden duruşma 27.6.953 gününe
twaılilt olunmuştur.
27.6.953 günü avukat Arif Emre rahatsızlığı dola
yısiyle mahkemeye gelememiş, yerine avukat Mehmet
Emin Akyüz girmiş ve davanın mevzuu olan yazının
başlığından başka muhtevası ve muhakeme safahatı
hakkında malıimatı bulunmadığını söyliyerek, dosyayı
okuyabilmesi için kendisine mehil verilmesini istemiş
tir. MahJceme bu talebi kabul eddrek duruşmayı 11.7. 953 gününe talik eylemiştir.
(U) l\'lüdıleiumumiliğin 17.1.953 tarihli iddi:ınaıne
eincle ve son tahkikatııı açılmasma mütedair 6.5.953 ta,. rilıli ka.rarıla maznunun T. C. IC. nuıı 161 inci maddt\.o;i
uc göre cezalandırılması istenildiği halde, son iddiada
birıle 163 üncü madde ortaya atılmıştır 161 inci maıJılc·
ırıin alakalı fılu·afarını mecmua.mızın üçüncü sayısmda
!JO numaralı haşiyede vermiştik. Bu kere de yenic!cıı oı·taya atılmış bulunan 163 üncü maddenin balısi geçen
3 ve 4 üncü fıkralarnıı aynen but·:ıy:ı, llerceıliyoruz :
.. Laildiğe ııylnrı olarak, devletin içtimai veya ildi·
.sadi veya siyasi veya hukuki temel nizamlarını ıosnıeu
de olsa dini esas ve in:ınçlal'a uyduı·mak amaciylc veya
şahsi nüfuz temin ve tesis eylemclt ınaksadjyle dini v.c.
y:ı dini hissiyatı veya dince mulc:ıdıles tanılan şeyleri il. lct edet"elt '11cr ne suretle oluı·sa olswı pı·opaganıJa yap:m veya telkinde bulwıan kimse bir yıldan beş yıla it:ıda.r ağır lı:ıpis cezasiyle eezalanılırılır. - Yukarıld
fıkı·ada yazılı fiil yayın vasıtasiyle işlendiği taltdirdo
verilecek ceza üçte birden ya.rıy:ı. kadar artırılır.o
27
32 I AYASOFYA DAVASI
Avukatların Mudafaası 11.7.953 günü, maznun vekili olarak avukat Arif
Emre, Sadık Erdem ve M. Emin Altyüz'ün duruşmaya geldikleri görülmüştüı·. Müddeiumumilik maka.mı bu celsede muavinlerden Ha�dn Egeseli tarafından işgal olunmuştur.
Celse açılınca ilk olarak müdaf�lerden Sadık Er;. dem kısa bir konuşma yapmış, bllahere avukat Arif Emre hazırladığı şu müdafaayı yapmıştır:
·Muhterem hakimler . . . aMilli vicdanın tercümanı va ada-�etiıı tecelıligfilıt
olan yüksek mahkemenizde duyduğumuz huzur ve in§İrah içerisinde müdafaaınıza başlıyoruz. Gerek mahkemelerimize karşı beslediğimiz fömat ve gerekse dava konusu yazının mahiyet ve muhtevası bizleri müdafaadan mi.itağni bir dava karsısında bulunduğumuz kanaa
tma isal etmiış ise de, sırf bir vazifenin ifası zaruretiıyle bazı noktalara temas edeceğiz.
MAZNUNUN NEŞRİYATINDAKİ GAYESİ (45) Herhangi bir muharririn makaleyi hangi maksatla
kaleme aldığını hakkaniyete uygun bir şekilde tesbit edebilmek için onun edebi şahsiyetini, karalc.teırini ve neşir hayatında ötedenbeı;i takip edegeldiği idealini bilmek ve nazara almak liizımdır. Milletini ve va.tanını kendi nefsinden çok fazla ·sevdiği için, va.tam ıığrunda milli mukavemetin kuvvetlenmesi uğrundu istiltbalini feda ederek şahsi . mahrumiyet ve sıkıntılara duçar olan bir kimsenin mhlll menfaatlere zarar iras edeceği düşüni.ilemiyeceği gibi, sadece bir yazısı ele alınarak ve ·buna elden geldiği kadar menli gayeler izafesine
(15) Müdafaa.nameler asbmiıı. müselsel birer metin halind·edk •. Taallük ettiği mevzulıı.rm ayıl'd edile
bilmesi için yer yeı· t:u·ııJ'ımızdan ara lıaş!ıkları konmuştur.
28
OSMAN YÜKSEL SERDENGECf l l 33
çalışılarak mahltı'.lıniyeti istenemez. Bu itibarla müvek:Jcilimizin yazısının T. C. Kanununun 161 ve 163 üncü maddeler! muvahecesinde yapacağımız tahliline esas olmaık üzere onun neşir hayatmda müdafaa ettiği :fi. kinleri ve milli menfaatlere yaptığı hizmetleri tebarüz ettirerek edebi şahsiyeti üzerinde duracağız
SOLCULARLA MÜCADELESt
aMüvekkillmiz Osman Yüksel, istikbalini temin maksadiyle liseyi bitirdikten sonra Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine girmis bu Fakültenin felsefe kısmın dan mezun olacağı -bir srada o zaman fakültede karşılaştığı manzara · kendsini diploma almaktan alıkoymuş ve her türlü şahsi menfaat ve istikbal endişesini bir tarafa bırakarak memleketin selameti uğrunda mücadeleye atılmıştır. Manzara şudur:
•Bir kaç doçent ve profesör ilmi nüfuz ve otoritelerine istinaden mütemadiyen solculuk propagandası yapıyor, bunlar tarafından ahlaki ve manevi meziyetlerimiz, burjuva· kuruntusu ve ortaçağ kalıntısı gibi göster1J:erek gençlik evvela milli ruhun tesirinden tecrid edi-liyor, bilahare Karı Marx büyük bir dahi ve peygamber gibi gösterilerek prensipleri aşılanıyor. O zaman -fakültede bu propagandaların tesirine kapılanlarla kapılmıyanlar arasında ikililc vardır. Bu duruma �ephe alanılar bu yolda olan öğretim üyelerinin gözünden düşme ve sınıfta kalma gibi te:tidid ve baskılar altındadır.
uHerkes giıbi durumun ciddiyet ve vehametini takdir eden müvekkilimiz manevi bir . ıztırap iç�risindedir. Çünkü bu müessesemiz bütün Türkiye'ye müsbet ilim nurunu aşılayacak öğretmenleri yetiştiren kıymetli bir müessesedir. Vatanın her tarafına terakki ve feyz
bu il'im menbaından dağıtılacaktır. Bu ana ınenbaa ka
rıştırılacalc zehir Herde vatanın her tarafındaki her
29
34 j AYASO>"YA DAVAS!
nevi okullara intikaıl edecek yalnız kendi bünyesinde !kalmıyacak, bu tüıılü hocaların tesirine kapılanlar öğ:ı:etmen olarak yurda dağılacaklar ve karşılaşacakları tertemiz genç dimağlara ayni fikirleri aşılıyacakılar, neticeden bu suretle bu zararlı cereyan fıendesi bir :nisbetle korkunç bir şekilde tezayüd ve sirayet edecek tir .
• işte muvekkilimiz bu manzara karşısında kendi
gibi durumun vehaınetini id•alt ·eden arkadaşları ile bUı
alnşın önlenmesi iÇin her türlü çarelere başvurmayı bi
rinci plfıııda geleı1 bİt' vatan borcu sayıyor ve pek tabii alarak ferdi istilcbalini memleketi uğrunda icabederse feda etmeyi kendinden geçmeyi bir şeref addediyor.
Serdengeçti oluyor . . .
ııBununla ber;:ıber neşir yoluyla mücadeleleye gi-· rişmeden evvel durumwı islahını temin mıiksiıdiyle ait olduğu Bakanlığa müracaatlar yapılıyor, neticesiz kaldığından devlet büyük.lerini o zamanki nüfuz.lu milletvekillerini ve bilhS.Ssa işin mesuliyetini omuzunda taşıyan zevatı vaziyetten haberdar etmek nİaltsadıyla hususi ziyaretler tertibediliyor. Fakat maalesef hiçbirisi hadiseye liıy:ıkı veçhile el konulmasına muktedir olama.dığından bizzat ve şahsen mücadeLe zarureti göste
riyor .
.. Bu zarurete binaen fildr mücadelesinin safahatı herkesin maIUmudur. Şımarık solcular lcabahatlariyle kalmİyarak kendilerine cephe alan bu gençleri mahkemelere veriyorlar. Bulgaristan yoluyla Rusya'ya kaçar· lten öl'dürüılen Sabahaddin Ali, kendisinin komünist ol
duğunu ve Devlet Konservatuvarında etrafındald genç.lere bu fikri aşıladığını söyliyen Nihal Adsız adındald.
öğretmeni mahkum cttiriı'ken diğer taraf�an ltendilerinin foyalarını meydana çıltaranların baıımda bulunan
müvekkilimiz Osman Yüksel'e Atatürk Bulvarında yaranda Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin birkaç do-
30
çent! olduğu "halde hakaret ve tecavüzde buluıunalt c-0-r.etini gösteri�·or. Ayni zamanda Türklüğe ve Türklere de hal.tar.et ediy"or. Yapı!Bn kav.ga o gilnün suçüstü malı kemesine intikal ediyor . . . Bu kavga v.e. bunrı. inzimam eden Scrdeng.eçti mecmuasının ilk sayısında aBir Fakültenin' içyüzün başlıği altında neşredilen yazılar müvekkilLmin fakülteden kovulmasına ve bu hlldlselerin dılvaları esnasında yapılan tezahüratlar ise milletper. Vf!r ·gençlerin Örfi İdre mahkemesine sevk.edilmelerine müncer oluyor. Hadiselerin hakikatını araştırmaya lüzum görmeden maltsaNı veya male:satsız neşriyat yapan bazı gazeteılerin al-eyhdeld propag-andaları ve solcuları himaye edenlerin tahrikiyle tevkif edilen ve Sayın Başbakan Adnan Menderes'in muhtelif nutuklarında ta·butluklarda- işkenceye ve zulme maru� kaldıkları ilan edilen masum ve vatansever gençlerin arasında müvekltilimiz de bulunuyordu. Bu gen9lerii:ı beraatıyla netic2lenen tıırihi davadan fazlaca bahsetmeye lüzum yoktuı-.
MAZNUN, MİLLİ MUKAVEMETİ ARTIRMAÖA ÇALİŞMIŞTIR :
. Görülüyor ki müvekkilim bu milletin istikbali için ve· hele milli mukavemetin korunması ma�adiyle kendisini ve istiıkbalini feda e1ıın.iştir. Onun yaptığı b.u hizmet her Türk gencine nasip olmayacak derecededir. Buna ·mukabil gördüğü mükafat Fakülteden ebediyen tard ve solcular taı·afmdan açtırılan dAvalı:ır sonunda
verilen mahkılmiyet kararlarıdır. Bu kadar haıUsane maksatlarla ortaya çıkan müvekkilimjn idcllalaruun hakikat c;>l:duğu ancak 4 sene sonra anlaşılmııı: ve savcılık tarafından müveltkilimi fakülteden kovduran ve fakültede sol cereyanları yayan kimseler aleyhiride Amme davası açılmış ve neticeten . müvekltilimin maksadı ;;'ani bu gibilerin tasfiyesi ancak 4, 5 sene sonra tabak-
31
36 f .AYASOFYA CJA'vASi
lruk edebHımiştir. Aradaki bu dört senelik fark, mlll1 mukavemet mevzuunda gösterilen hassasiyetin kimden .sadıi· olduğunu, göstexilen ihmal neticesinde milıll mukavemete nasıl .zarar iras edildiğini göstermeğe kafidir.
MAZNUNUN NEŞRİYATINDAN NUMUNELER :
.işte neşir hayatına atılırken müvekkilimin içeri
sinde bulunduğu şartlar bunlardır. Bu şartlar içerisinde kim yetişirse yetişsin eğer kendisinde vatan sevgisi varsa, müvekkilim gibi hareket edecek Vt! mil:lt menfaatlerin korunması için faaliyete girişecketir. Müvek
kilimin neşriyatı, içerisinde bulunduğu bu §<:raitin öğ
rettiklerine uygundur. Müvekltilim sol cereyanlara ka
pılanların milli ve ahlôki terbiyeleri ihmal edilmiş kimseler olduğunu ve bilhassa imanı zayıflarm kolayca zehirlenebildiğini bizzat müşahede ettiğinden bu maı:ıevt esasları takviye maksadiyle_ müessir bir neşir yolu tutmuııtur. Teyidi iddia zımnında yüksek mahkemenize ibraz edeceğimiz Sexdengeçti neşriyatı sizl�re müvekkilimizin ideali hakkında kafi kanaat verecektir .
• Bunlal'ldan birincisi Serdengeçti mecmualarının birinci nüshasıdır. Miliıderecatı mecmuanın l1aııgi nıh ve maksadı taşıdığını göstermekte ve ayni zamanda hülasa edilen nüivekkilimizin hizmetlerine delil teşkil etmektedir.
·İkincisi, müvekkilimizin milli, vatani hamas1 yazı ve şiirleriı:ıi ihtiva eden bu dertleri terennüm eden hisleri dile getiren BU MİLLET NEDEN AGLAR adındaki . kitabıdır.
ııÜçüncilsü, tarihimi7.in en şaşaalı ve şanlı devirlerinden Kanuni Sultan Süleyman devrinde, bu ihtişamı gören bir ecnebi sefirinin hatıratını ihtiva eden ve ICANUNİ DEVRİNDE JJİR SEFİRİN HATIRATI adı altında miivekkiliın tarafından tercüme ettirilerek neş-
32
USMA�: YUKSEL SERDE NGECT: 1 37
l"edi:len tarihi ve içtimai değeri olan eserdir, ki gen�� ğin milli hislerini takviye maltsadiyle bastırılmıştır .
• Dördüncüsü, büyült Türk mütefekkiri Ziya Gökalp'ın Tüt'lcçülüğün felsefesini yapruı 'l'ÜRlt.ÇÜLÜGÜN ESASLAR! adındaki eseri olup sol cereyanların yıpratıcı tesirlerine karşı milli mukavemetimizi takviye edeceği di.�ünüleı·ek müvekltilimiz ta:rafmdan yeniden bas
tırılara:k neşredilmiştir.
MAZNUN1.TN MillJ HEl.'ECANI
.Müveldtllimiz dava mevzuu yaı.ı da dahil old;,ığu halde bütün yazılarıııı milletine karşı beslediği ve ru
hunda sevda derecesin{ie duyduğ·u sevgi ve heyecanın
tesiri aıltıntla yazmıştır. Müvekltilimiz, milli menfaat
leri sı,anet pahasına keııdi istikbalini feda eden bir mücadeleci olduğu kadar, vatani ve milli mevzularda duyduğu heyecanın coşkunluğu altında yazı ve şiider
yazan bir şairdir. Onun gerek edebi şahsiyet! gerek yazılarında hfıkiın olan üslübu ve · gerekse <lfwa mevzuu yazı gibi ayni zamanda s:ın'a,t değeri olan yazıılaı,ını
yazarken ne derece garezsiz ivazsız masumane bir ın�.ksat taşıdığı ve sadece vecid halinde duyduğu heyecanın tesiri altında hareket ettiği halrkın<la mahkemenize bir
misal vermek ma:ksadiyl'e, ibraz ettiğimiz BU MİLLET NEDEN AGLAR adındald kitabın :12 ve :ıs inci sahifelerindeki iki yazısının okunmasını istirham ediyoruz
(46) . nSakarya'mıı aziz hiltırası kar,şısmda milli heyeca
nın tesiriyle kendinden geçen, adeta şehidlerin mübarek ruhlarından aldığı ilham ile serbest olup bu yazı
ve şiiri ka.1eme alan; ve yine Türk kahramanlığımn
mütevazi timsali olan Mı>.hınet�ik karşısında onun ru-
(16) Birer ııiishası rnah!rnmeye ibraz edilcıı bu
kitaplar, maznunun tesis ettiği .scrdnııgeçt.i. ncşriy:ıtıııdandır. iBiriııcisi kemli eseridir-.
33
hlL'lU içten gelen lıir sevgi ile kucaklayan bir vatan çocuğu elbetteki fethin ve F!ıtih'in hatırasını taşıyan Ayasofya'ya girdiği zaman o devrin şan ve şere1 dolu mefahirinl hatırlıyacak ve hele koca Fatih'in ma!ı:sadı hilafına Ayase>Iya'rwı kilise yapılmasmı istiyen
.kimselere karşı dava mevzuu yazıda tezahiir eden his
l1erin istilasına uğrıyacaktır.
BU YAZI, MİLLi HEYECANIN MAHSULÜDÜR :
Bu yazı şu veya bu maksadı if::ıde için değil, her
'l'ilrk gencinin damarlarında dolaşan asil kanda mevcut kuvvetin, k.ahrammtlılı: duygusunun ve hürriyet aşkının, tarihi kıymetlerimizin hiçe sayılması karşısında
gayriihtiyari şahlanmasmdnn doğan vecid ve heyecanı
teoıbit için. kaleme alınmıştır. Milli hislerin bu şekilde gayriihtiyari b-ütüu samimiyet ve sıcaklığı ile tezahürlerini hi.irmetle karşılamak lftzımdır. Tarihi ve miıllf
mevzularda bu de.rece hassas ve bu derece foce ruhlu olan ve vatanı uğruriı:!a şahsi menfaatlerinden ferogat
ettiğini isbat eden bir. \ratandaşın, ancak cas.uslarm ve
şeriklerinin fiH ve hareketlerine uyan T. c .. Kanunu
nun 161 inci ımıddesiyle se\•kedilerek hiyancti vataniye
gibi en ağır bir suçla itham ediılmesi revayı hak ırudır7
aİlillıi duygularırun istilasına uğrıyarıık heyecanlandığı esnada saı:fet.ı:iği sözlerden dolayı Hallacı Mansur'u idaın eden zihniyeti bugün bütün beşeriyet takbih ederken, milli duygularının heyecanına kapılan vatandaşların bu esnada sar.fettikleri sözlerinden dolayı
bu terkedilmiş zihniyete tabi olarak onları zindanlara
mı atacağız.
BU MEMLEKETTE FİKİil. HÜRRİYETİ YOK l\füDUR?
.Dalbuld T!irlt I\'lllletl bu tlbuiyeti bundan (500) sene evvel tıısfiye etmiştir. Fii.f.ih'in muvaff:ı.kiyetl sadece madde pJı'\DJncla. istanbul'an muazzam surlarını ya-
OSMAN YUKSEL �.ERiJENGEÇT: i 39
rarak İsta.nbul'a dahil olmasında değil, ayni zamanda mana planında vtcdım ve fikiı- hüniyetini tahdid edıen &aa.ssubon kalelerini ve duvarlarını yıkarak bütün ber,ıerlyeti vicda.n hürriyetine ve laikliğe lta.vuşturmuş olmasındadn'. Fiitlh'iıı memleketinde, ı�atih'iıı mabedin
de, Jl.i'atilı'in çocukla.l'lııa, 500 sene evvel o büyük insaııun müslüınan olmıyanlara tanıdığı ltadar vicdan hürriyeti, fikir hürriyeti tanunayacak mıyız?
.Koca Fitilı'in beşeriyetin zihniyetini değiştiren bu bıkılii.bın miina v.e mahiyetinden aradan zaman geçtiği !ı;in gaflet ecliliyorsa, bu inluliibın biı' in'lkiisıııdan baş.
ka bir şey olmıyan ve hültiimetimiz tarafmdan resmen kabul edilen Evrensel İnsan Hakları :Beyannamesindende mi gaflet ediliyor?
nFatilı'in ruhlaı·ımıza ncOıettiği insan haldarını,
milli his ve duyguları vicdıın ve söz hüniyctini gönülı�rimizden tamamen çıkaı-aralc manevi varlıklarımızı da birer boş müze ha.liue ml getireceğiz?
TARİH BU HATAYI AFFETMİYECEKTİR : ıBu davanın bir zühul neticesi açıldığını lcıabule
9alışarak biZler durumu mazur görsek bile tarih bu
hatayı affetmiyecektir. Tüx .• Milletinin mLllt mukavemeti bir müzenin cami olmasını istemekle kırılacak kadar zafiyete uğramamıştır. Aksini kabul etmek milli hisleri rencide edecek bir hareket değil midir?
aŞu maruzatımızı müvekkilimizin karakter ve hüviyetini tebarüz ettirerek yazıyı yazarken içerisinde bulunduğu ruh halini tebarüz ettirmek .ve binnetice suç
unsuru olabilecek !:ierhangi bir !rasıt taşıma�ın;ı imk5.n
ollnadığını göstermek maksadiyle yapmış bu!ıınuyoruz. Kasıt bulunmadığı için müvekkilimizin ge:-e!t 161 ve ı;erekse 163 üncü maddelere göre mahkürrı edilmeı:.ine i•ııkfanı yoktur. Bu itibarla müvekkilimin beraatımı kaı·ar verilmesini saygılarımızla bilvekale rica edt'riz.
Al-"Ukat ARİF EMRE
35
40 /AYASQFVA DAV4SI
AVUKAT EMİN AKYÜZ'ÜN MÜDAFAASI :
Müteakiben avukat Mehmed Emin Altyiiz söz almı9 ve yapılan müdafaayı tamamlayıcı mahiyette müdafaada bulunmuş ve aynen şunları söylemiştir :
aMuhterem ve asil Türk Hakimleri. . .
ıSaruk vekili arkadaşımın rahatsızlığı sebebile y,o.
kal.eten geçen celse huzurunuza çıktım ve davanın esasını bilmediğim için mehil rica ettim.
•Hakikaten o ana .kadar, sanığın, bir yazısı sebeb1le muhakeme edilmek üzere huzurunuza sevkedilmiş olmasından başka dava hakkında y,a)dnen bir malümatun yoktu.
İDDİALAR KARŞISINDA İRidLDİM :
Mehil lütfedildikten sonra, dosyayı tetkik ettim; sa
nığa isnad edilen fiilin (AYASOFYA) başlıklı bir yazı yazıp neşretmiş olmasından ibaret bulunduğunu öğren.dim. Bu
· yazı sebebile hakkında tatbiki istenen madde
lerin ilk tahkikat hakimi kararnamesinde T. C. K. nun 161 inci maddesi ve müddeiumuminin son iddiasında ise bu madde ile birliltte 163 üncü maddesi olarak gösterÜdiğine vakıf olunca hakikaten irkildim.
VAKIAYI I\!IAHALLİNDE TETKİK ETTİM
• .Amme davasını tahrik edenin ve son .iddiasında y;ukarıda gösterhlen maddelerdeki cezalarla sanığın tecziyesini istiyenin hepimiz gibi Türk ve Müslüman çocuğu oluşu karşısına, bütün hislerden tecerriid ederek işin hakikatına varmak için sanığın yazısı üzerinde defalarca durdum. Gerek tek tek kelimelerinin ve gerekse yazının heyeti umumiyesinin taşıdığı maksat, ruh ve manayı çıkarmaya çalı�tım. Yekden yazı bütün vuz.uhu ile ortada olmasına ve din ve iımına bağlı rnüslürnaİ:ı bil' Türk çocuğunun samimi hislerinin ifadesmden iba-
OSMAN YÜKSEL SERDE/\JGECT ı i 4 1
ret bulunmasına rağmen, konuyu yazı dışında bir de mahallinde tetkik etmeyi düşündüm. Bunun için şu kısa zaman zarfında İstanbuıl'a gittim. Müze haline getirildiği tarihtenberi görmediğim Ayasofya'yı bu gözle gezdim. Tam bir hafta önce Ayasofya'da gördüklerimi arzediııce yüksek heyetiniz de ayni ruhla tarafımızdan duyulan heyecanı hissedeceğinizden emin bulunmaktayız.
MAZNUN, HİS TARAFI GALİP, MİLLl BİR KIYMETTİR :
·Benden evvel konuşan sayın mesleltdaşım, huzurunuzda sanık mevkiinde oturtulan, Osman Yüksel'in şahsiyeti, bütün yazılarındaki maksat ve istikameti hakkında hepimizin bildiği geçmiş hadiselere temas ederek kafi izahat vermiş .bulunmaktatlll' .
• sanık Osman Yüksel, yurdumuzw1 her yeri gibi mübarek bir yerinde Türk ana ve babadan doğmuş, kalbi mücerret bu memleketin hayn için çarpan müs� Iüman bir Türk evladıdır. Tabii yaratılışı bağlandığı mevzularda kendisini her an coşup taşan bir mizaç sahibi yapmıştır. Fildrlerini ifade ederken şiire kaçan ifade ve buluşları sebebiyle ekseriya hissi galip bulunmaktadır. Osman Yüksel'i hepimiz gibi sizde tanırsınız. Her millet içinde umumu 11gilendiren milli mevzuları bunun gibi his tarafı taşkın şekilde ifade eden kıymetler vardır. Bu kıymetler tarih boyurıcı\ kendi milletleri tarafından idare edilmiş ve şuurlu ve devamlı bir himaye sayesinde, milli hislerin ayakta ve dipdiri tutuılması konusunda kendilerinden büyült istifadeler olunagelmiştir.
aAYASOFYıAn NIN :mra:uıd DURUMU :
.Dava Jrnnusll yazı, Ayasofya camiinin cami halinden çıkarılmış olması dolayısiyle duyulan şahsi hisleri ve temennileri ifade etmektedir. Yazıyı ve iddiayı
37
42 IAVASOFYA OAVASI
tahUl etmeden önce adı geçen Ayasofya'nın yaşayan hukukumuz mı.wachcsindc bir kaç cümle ile hııkukl durwnuna temas edeceğiz.
uBblindiği üzere İstanbul şehri bundan 500 sene önce atalarımız tarafından fethedilmiş ve kılıçlarının hakkı karşılığı olarak içindeki her şeyi ile birlikte Türlı:'e malolmuştur. Fetih günlerini takibeden günlerde, büyüle Fatih Ayasofya'yı cami yapmış; ve bilahare tanzim edilen meşhur vakıfnamesinde diğer birçok müesseselerle birlikte Ayasofya'yı da cami olarak vakfettiğini bildirmiştir. Val�ıflar Umum .Müdürlüğünün (Türk Vakfiyeleri) namı altında neşrettiği 1 nu
maralı cild Fatih Sultan Mehmed'in vakfiy�lerini Arapça ve Türkçe metinleriyle ihtiva etmektedir. Bu cildin multaddemesinde ve 32 nci sahifesindeki metin ile sonraki tercümelerinde Ayasofya'nın Fatih tarafından cami olarak vakfedilmiş bulunduğuna ve 8 inci sahifedeki endekste görüldüğü üzere cildin ctiğer yerlerinde bı.i vakfa ait vezaifin nasıl ifa edileceğ�ııe dair geniş tafsilat mevcuttur.
VAKFIN HALİ ASLiSİ TEBDİL OLUNAlVLAZ :
• Val�ıflar hususunda eskidcnberi yaş.:ıyl!J gelen ve bugün de tatbik edilen hultultumuza nazm·an bir cami (mescid) vakfiyeti tamam okluktan sonra hali aslisi tebdil v.e tağyir olunamaz. Bu mescidin hen,gl halılerde müstagnenanh olacağı vakıf hultukunıı mnteallik eserlerde ve içtihatlarda gösterilmiştir. Büyük hultukçu Ali Himmet Beı·!ti'nin vakıflar hı:ıldtındaki eserinin 119 uncu sahifesinde başlıy;:ın fasıl, camilerin heyeti asliyesinin tebdil ve tağyir olunamıyacağını a!llkça izah eylemelıitedir. Bunı.ın gibi vakfa müteaıIlilt tanınmış hukı.ık ulemamızın eserlerinde ve ezcümle Ömer Hilmi Efendinin Ahkamülevkaf isimli eseri
nin 113 ve 3ı14 üncü meselelerinde buna dair sarahatJer mevcuttur.
38
0'.JtvlAl>J YUrSEI_ SERDENGECTi 1 �3
aAYASOFYA• NIN .MÜSLÜMAN - TÜRK HÜVİYETİ. SİLİNEMEZ :
aAyasofya Fatih tarafından cami olarak vakfedildikten sonra tam 480 sene bilD.fasıla bu hizmette kul
lanılmış, bu müddet zarfında bu cami içinde adedi milyarlara varan müslüman Türk ecdadımızın başları secdeye var�tır. Beş asra yalcın bir zaman içinde mil yarlara varan müslüman Türklerin bu camide ifa ettik leri ibadetlerin şöyle bir tahayyülü dahi insana ne derece heyecan ve istiğrak vereceği izahtan müstağnidir. İçinde beş asır mütemadiyen yapılagelen ibadetler, Ayasofya'nın temelinden zirvesine kadar bütün maddi varlığını Müslüman - Türk hüviyetiyle sarmış, bu maddi varlığı Türk - Müslüman hüviyetinden ayrılmaz ve tecezzi kabul etmez hale getirmiştir. Tarih boyunca nasDl ki bu yuı·du müdafaa i_çin sayısız evlatlarını feda etmiş olan analarla dolu Anadolu'dan Türklük vasfı giderilemezse, Ayasofya'dan da Türk -Müslüman hüviyetinin manası öyl-ece silinemez.
DURUM, HUKUKEN MÜD.Al!"'AA EDİLEMEZ :
• Vakıffar Umum Müdiirlüğiiııün kıı.yıtlarındo-n öğrendiğimize göre, beş asırlık vakıf cami şahsiyetini taşıyan Ayıısofya, İcra Vekilleri lleyetinJn 21 Teşrinis:ı.n.l 193' ta.rih ve 2/1589 sayılı kararmımesi ile iki sa•
tırlık bir yazı ile müze haline getirilmiştir (d?) .
(47) Vakdllar Umum Müdürlüğü kay:tlarında görülen bahsi geçen kararnameyi o zamanki resmi gazetede bulamadılt. Yaptığımız tetkikat neticesinde buııun nneşredilmeyen mukan·erato arasında bulunduğu anlaııılmıştır. (Niçin neşredilmemiıı niçin saklamışlar, gizlemişler. Bu üzerinde durulacak bir meseledir.)
·Yalun ge.-çmişimize bakıp hüf-ızıılarımızı yoldl'adığırnızda, Ayasofya'nın cami ilten müze haline getiri-
39
�4 İ AYASOFY-' DA'/ASI
a Yukamia. iş:ıt'et ettiğimiz Vakıf hukukumnz:ı. na.,.
7.aran bir oaminin ve bele A:vasofya'nuı müze halino
ı;-etirihnesi hulcukcn ve kanunen caiz bnlunmaıın:ı.kta.dır. Mevzuatımız bu hususta hiçbir m:ı.k:ıma ırolihiyet vermemiştir. İcı·a Vekillel'İ Heyetinin karariyle 20 seneye yalmı bir za.ınand:ınb.2ri müze haline Jconmuş ol
ması :ı.nea.lc fiili biı· durumdur. Til:ı.ııgi zaruret ve saiklerle yapılmış oluı·s:ı. o!swı bu durumun hulmken müdaf:ı.ıısı mutasavver değildir.
TATDİKİ İSTIDNEN 161 İNCİ MADDEN.İN KIS:A
TAHLİLİ :
aAyasofya'mıı milze haline getirilişinin, mevzuatı� nuz muvacehsinde durumuna kısaca işaret ettikten sonra savcınm sanık hakkında tatbikini istediği mad,. deleri kısaca gözden geÇireceğiz.
·Mi.iddeiumuıniılik makamını işgal eden zat son iddiasında müveİdcilimizin bu yazı ile (ammenin telfış. ve heyecanını mucip olacak veya ha1kın maneviyatını kıracak veya düsman karşısında memleketin mukavemetini azaltacak şekilde asılsız, mübalagalı veya maksadı mahsusa müstenid havadis veya haberler yaymak suretiyle milıli menfaatlere zarar verdiğini) ve ayrıca (Iailtliğe aykırı olarak devletin içtimai veyE. fü.tisacU
veya hukuki temel nizamlarını kısmen de olsa dini e·
lişi, hlildiğin vicdan hürriyeti üzetinde baskıyı tecviz eden bir manada anh:ışılmağa başlandığı ve yer yer bu istikamette tatbikatın görüldüğü zamana tesadüf eder. O zaman ki bu memlekette bir çok secde edilen yerler şu veya bu bahane ile yıktırılmış ve birçololan da depo, ardiye vesaire gibi hizmetlere tahsisine müsaade olunmtıGt.ur. 14 Mayıs demokrasi inkılabından soru·a depo ve al'diyc iken cami haline iade edilmiş bir.ç()lı: emsalinin bulunduğunu hepimiz bilmekteyiz,
4-0
:ms ve inançlara uydurmak aınaciyle veya �ivasl men
lııat veya şahsi nüfuz temin ve tesis eylemek malt.Se
diyle dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes sa
yılan �eyıleri alet ederek propaganda yapbğını Heri
sliı"ınekte ve binnetice vatan hainlerine ve katillere
verllebilecelt cezaların verilmesini istemektedir.
YAZIYI, SUÇ UNSURLARI BAKIMINDAN, İNSAF İLE MÜLAHAZA EDELİM :
•Yüksele hey' etinizi her türlü suizanlardan tenzih
ederek bu iddiayı yapan müddeiumuminin Türklük,.
Müslümanlık ve nihayet insanlık duygularına hitapcdiyor. ve dava konusunda kendilerini iıısaf ve mülahazaya davet ediyoruz.
YAZI, TELAŞ YARATMAMIŞTIR :
cAyasofya takriben 20 sene evveline gelinceye ka
dar 5 asırdanberi Türkün ibadet yerlerinden biri iken
müze haline getiı-ildiği sıralarda kimsenin t�iaş ve heyecanını mucip olmamış, asırların olgunlaı;hrdığı bu
mübarek millet, o zaman o kararı da sükfrıetle karşıldmıştır. O tarihten bu güne kadar, hu koııucla hiçbir
hareket olmamış bulunması da bu Hususu teyid ctmekl:edir.
·Milietimizin, lıi.UtCımetlel'i tarafından alınan karara itaatı karşısında, bir komşu millet matbuatından
bazıılarınm takındığı taşkın tavır ibretle mütalaa e
dilmeğe sezadır. Onlar, ortada hiçbir sebr.p yokken,
birden Ayasofya'nın kilise haline getirilmesi yolunda
talcplerde bulunmağa başlamışlar ve hatta bu uğurda fiili bazı teznhürlcrde dahi bulunmuşlardır. İşte, o sıra
larda, o gibi 5ar.tlar muvacehesinde yazılan bu yazıdan
<lolayı yazarı ancalc takdir edilebilirdi. Nitelcirn, yazı
yazıldığı ve neşredildiği sırada böylece takdir hisleriy"
le harşı,lnnmı..5, bu yüzden kendisine neden bu yazıyı
41
yazdığı haklwıda sual sarmağı kimse aklından dahi geçirmemiştir .
• Dava konusu yazı Serdengeçti mecmuasının A· ğustos 1952 tarihii nüshasında illtişar etmiştir. Dava ise bundan ::ıylarca sonra açılmış bulunmaktadır. Ya
zının intişarından dava tarihine kadar hatta dava tarlhinden lıu ana kadar Ayasofya'ru:ı. tekrar camt ha.,. line getMlmesi temennisi doiayısiyle ammede değil, fertlerde dah.i en küçült bir teliiş ve heyecan eseri gö· rüılmemiştir. Neşrinden sonrn bu kadar zaman geçip
yazının tesiri derecesi bilfiil anlaşılmış bulunduğu halde müddeiumuminin, (ammenin telaş ve heyecanını
mucip olma) unsurıınu n!;reden arayıp bulduğuna akıl -crdirmdt mümkün olnı:ımıştır.
YılZIDA nASILSIZ IUBERLERn YOKTUR :
uAyasofya'nın 500 senelik cami iken müze halin-!'! getirilişi inkarı gayrik::ıb11 bir vakıadır. Kanun haberlerin diişinan k::ırşısında ınemlcketln mukavemetini azaltacak şekilde asılsız ve milbal.1galı yayılmasını stiç
unsuru saymıştır. Ayasofya'mn müze oluşu ve cam.i ikeıı zeminini, dıvarJarını ve kubbelerini . tı;zyin eden
lıalıılar, tablofor ve yazıl ar ne varsa hepsinhı indirilmiş
ve bir depoya konmuş bulunması da herkesce bilinen ve ·bilmiyenlerce keşfen tahkiki mümkün bir hakikat iken bu hususa taalluk eden yazı kısmının asılsız di· ye tavsif edilmesi için her. şeyden önce insaftan tecer
rüt etmek lfızımgelir. Kaldı ki yazı cereyan etmekte olan bir hadisenin oluşu esnasında umuma duyurmayı matuf bir haber de değildir. Hadise olalı ve Ayasofya beşyüz senedeııberi giydiği rnilsli.imanlığa vo
Türklüğe ait elbiselerin der, soyulalı 20 · sene olmuştur. Yazı, yirmi sene evvel olan bir hadisenin cereyan etti· ği yerin bir ziyaret sebebile g:öri.ildi.iğü esnada duyulan
hissiyatın ifadesinden ibarettir. Yukarda bir nebze işaTet ettiğimiz veçhile ·bu gibi yazılar aıwık milli multa-
42
OSMAN YUV,<;EL S!:RDENGECTI ! 47
vemeti ar.tıran yazılardandır. Vatan müdafaası zamanı
geldiğinde her sahada heyecan ifade eden bu gibi yazılann ortaya çıkması, hatta çıkmasının istenmesi mil ll mukavemeti artırıcı mahiyette olduklarındandır. 500 senelik bir caminin mevzu hukuka muhalif olsun olmasın müze haline getirildikten sonra ihtiyaca binaen tekrar cami haline getirilmesini istemek müslüman
Türk vatandaşının tabii haldarındandır. Vatandaş is
ter, icra mevkiinde bulunanlar günün şartılarını ve ihtiyaçlarını nazara alarak bu talebi red veya terviç eder. Bu gibi taleplerin milli mukavemeti azaltıcı hiç.bir veç hi yoktur. Demokrasi inkılabından sonra tekrar camı haline getirilen mescidlerin mevcudiyeti bu yoldaki taleplerin yersiz olmadığına delildir. Ayasofya'nın tekrar kilise haline getirilmesi hususunda Yw1an matbuatında ileri sürülen metalibat karşısında müvekltiılimizin kalemi eline alıp müddeiumuminin dediği gibi ('burası 500 sene evvel kilise idi, yine kilise yapalım ve sahiplerine teslim edelim. Bizans· devrinde G!duğu gibi
üzerine kendi bayraklarını çekerek içerde tapınsınlar) mı demeli idi? Böyle dendiği takdirde 500 senelik ta
rihin inkô.r edileceği ve binnetice ltıhç hakkı ile ve bin lerce şüheda kanı pahasına alınan yerlerin fetihten evvelki sahiplerine iadesi Uızınıgeldiği fikri telkin edilmiş olur ve işte bu fikir ve telkin açıkça milli mukavemetin kırılmasını intaç ederdi. Müvekkilimizin ma
lımız olmuş bulunan bir yer üzerindeki haksız talepleri bu şekilde lca rştlamış bulunması ancak takdir olunmak lazımdır.
YAZIDA, 163 ÜNCÜ MADDENİN UNSURLARI DA
YOKTUR :
al61 inci maddenin unsurları ve İddia dolayısile şu kadarla iktifa ettikten sonra müvekkilimize isnııd olunan 163 üncii maddenin unsurlarına da bir nebze temas edeceğiz.
43
48 I AYASOFYA OAVASI
·Müvekkilimizin yazısında devletin hiçbir iktisadi. içtimai ve hukuld temel nizamından ve ondarın dini esaslara uydurulması lilzımgeldiğinden bahis yoktur. Yazıda, muvekkilimizin siyasi ve şahsi nüfuz tesis et
mek maksadiyle hareket ettiğine dair de sarı.hat yoktur. Mücerret mecmua çıkarıp neşriyat yapmak maddenin ltasdettiği nüfuz tesisinin kabulünü icap ettirmez. Aksi ta1tdirde bütün gazete ve mecmua çıkaranları başkaca delil aramaksızın bu maddenin tehdidi altında mahkemelere sevkedip mahküm ettirmek yolu açık ki bu yol filtir ve neşir hürriyetinin imhasına müncer olur. Kaldı ki kanun neşriyat yoluyla şahsi nüfuz tesis etmenin laikliğe aykırı olmasını da şart koı;muştur. Müze haline getirilen tarihi bir caminin tekrar cami haline getirilmesini istemekte H'ıikliğe aykırı hiçbir cihet yoktur. Lıiiklik cam�lerin vakfiyetine bakılmaksızın müze haline getirilmesini ve müze haline getirildikten sonra da ltilise ha.linc getirilmesini istiyen lerin bu taleplerinin tervicini emreden bir batıl anlayış ve rejim değ�ldir. Ayasofya konusıında müze haline getirme fiilinde mevzuata aykırı bir mahiyet vardır. 500 sene Türk ve müslüman hüviyetini iktisap eden vakıf bir caminin onun mevcudiyet.i ile iftihar eden milyonlarca müslümanın dini hissiyatına bakılmaksızın bir kalemde müze haline getirilmesinde, eğer aranacaksa laikliğe aykırı bir mahiyet mevcuttur. Yoksa Türk hakimiyeti altında buılunan bir memleket içinde Ayasofya camiinin kilise yapılmasını istiyenlere karşı orası tekrar cami olacaktır denilmesinde milll varlığımızdan bir şeyin mi.iclafaasından başka hiçbir kasıt ve mahiyet mevcut değildir ve düşünülmemek lazımdır.
MÜDDEİUMUMİ, İDDİA ETTİÖİ SUÇUN UNSURLARINI GÖSTERMEMİŞTİR :
44
.Müddelumumililt makamını işgal eden zat, mü-
OSMAN Yi lKSl::L SERDENGECTI ! 49
vekkiılimiz hakkında tatbikini istediği maddelerdeki unsurların birer birer ne veçhile teşekkül ettiğini izah etmek ve delilleriyle göstermek mevltiinde bulunduğu halde böyle yapmamış, yazıdan bazı cümleler alarak ve
ilaveler de .yapmak suretiyle bunların laikliğe aykırı, milli mukavemeti kıracak, :iahsi nüfuz tesis edecek mahiyette bulunduğunu indi olarak söylemekle iktifa etmiştir.
MİLLİ MUKAVEMETİ, BU GİBİ DAVALAR KIRAR :
·Müddeiumumilik makamı kendine gelen her iş üzerinde uluorta iddianame tanzim edip vatandaşları sanık sıfatile mahkemeye sevk için lturulmuş bir baskı aleti değildir. Bilhassa bu gibi mevzularda duvn açmadan evvel savcılığın inceden inceye tetkikat yapıp üzerinde durması bir 15.zimedir. Vatana bağlılık · ve vat.anqan olan abideler üzerinde hassasiyetten ileri gelen düşünce ve his ifadderinin, milli mukavemeti" kıracalt mahiyette tavsif edilmesinde cidden azim bir hata ve tehlike mevcuttur. Bu gibi davaların açılması bu mevzularda milli mukavemeti artıracak şeltilde ya zı yazma kudretine sahip olanları ürkütür ve binnetice milli multavemeti kırar. Bir vatandaşm mahkemede beraat etse dahi sanık sıfatiİe bu maddeler tehdidi altında aylarca muhakeme edilmesinin teYlid edeceği baskı tesiri izahtan varestedir. Bir baskı tesiri uyandırabiılecek bu gibi davaların açılmasının büyük bir titizlikle üst makamlarca kontrol edilmesini istemek halt ltımızdır.
BİLİRKİŞİ RAPORU KAFİDİR :
uDava konusu yazı dosyadadır. Yukardanberi verdiğimiz izahat şahsi görüşiimüz olmakla beraber bu hususla dosyada bizi teyid eden k1ymetli bir vesika da
mevcuttur. Sorgu hakimliği yazının hukuki durumu
45
için bilirkisi tetkikatına lüzum görmüş ve memlekette tanınmış olan · hatta beynelmilel şöhreti bulunan bir ilim adamımız Profesör İsmail Hakkı Baltacıoğlu'na yazıyı tetkik ettirmiştir. Bu muhterem .zat, müvekkili· min yazısını her bakımdan hakiltaten incelemiş ve 2.4.953 tarihli bir rapor vermiştir (48).
·Davamızda müvekkilimizin lehine olduğu için değil, hakikaten akıl ve hiltmete, kanunların ruhuna, insan halaları ve cemiyet nizamı prensip ve gereklerine uygunluğu bakımından, bu bilirkişi raporu, adli edebiyatımıza geçecalc kıymette bir vesika olarak karŞımızda durmaktadır. Müvekkilimizin yazısının mahiyeti haltkında şu vukuflu tahlilden sonra bir de bizim tahlile girişmemiz zaid bulunmaktadır.
YAZIDAKİ CÜMLELERİ, MEVRİDİNE HASRETMEK L.Aznvmra :
uAncak şu kadarını söyemek lazımdır ki, bu yazı kendi mevzuu ve çerçevesi içinde mütalfıa edilmek, muhtevasına geçen kelimeleri (Fatih'in mabedinden ki tabı mübini, bu ulu dini kaldıran kim?) gibi cümJeler, elin ve kitabın memleltetten Italdırıldığı manasında olmayıp, mücerret Ayasofya camiinden kaldırıldığı ma• nasındadır ve bugünkü hale nazaran · da hakikatin tam bir ifadesidir.
AYASOFYAYI BUGÜNKÜ HALİYLE GÖRMEK HER KESİ BÖYLECE DUYGULANDIRMAKTADIR:
•Yukarıda da işaret ettiğimiz veçhile, bir hafta önce bizzat vaki olan ziyaretimiz, vakıalara dair söylenenlerin doğruluğunu bize göstermiş bulunmaktadır.
(48) Bilirkişi raporunun metni üçüncü sayımızda aynen neşredildiği cihetle, rapoı·dan aıiınıp müdafaanamemize konmuş bulunan cümleler, teltrar olmaması için buraya dercedilme�tir.
46
OSMAN YIJKSEL SERDENGECTI i sı
Filhakiltn vaktile içinde gürül gürül ibadet edilen Aya ı>ofyı.ı, bugün, bütün elbiselerinden soyulmuş, ölü bir mezar sükütu içinde bomboş durmaktadır. Avlusundaki şadırvanlar kurumuş, camiin içindeki hahlar, ·duvarlardaki levhalar, yazılar hepsi kaldırılmış... Çok büyük oldukları için yerlerinde bırakılan sE:kiz levha ile rnalıklık birkaç cümle yazıdan başka, beşyüz sene jçinde müslüman Türkün camiye giydirildiği elbiselerden hiçbiri yerinde değil. Bugünkü halile Ayasofya, ayakta duran, manasından tecerrüd etmiş bir taş ve ;ı;ütun yığını halindedir. Ziyaretçiler, içeriye ayakkabı ile girmekte ve sokakta dolı:ışır gibi hiçbir kayda tabi olmadan dolaşab11mektedir. Üzerinde yürünülen zemin yer yer kazılmış, bu binanın ilk zamanlardaki temellerinden bazı yerler meydana çıkarılmış... Bu çukurlarda biriken temel .suları yosunlaşmış .ve kolanakta ... Koca bina içinde dıört bekçi... her biri bir köşede yerde taşlar üzerine oturmuş ... Öyılece ziyaretçi beklemekte. Camiin duvarları yer yer taş ve sıvaları rlöktilmüş .. . Her taraf hali üzre terkedilmesinin kirliliği içinde .. .
Dehlizler . karanlık... Cami halinde iken mevcud olan elektrik tesisatı kaıldırılmış... Yalnız, yağ kandilleri boş ve metruk bir halde yerlerinde asılı durmakta ... Koca abide, lrnca eser, gezdiğim bir saat zarfında ben· den başka ügü kadın ve beşi erkek olmak üzere sekiz (Rum vatandaş) tarafından ziyaret edildi. Ayasoiya'nm cami halindeki ruhaniyetini yakinen görüp bilenler için bugünkü hali halcikaten hüzün verici bir haldir. Eski halini bilip r,uhaniyetinden feyz almış o!anıa·r içinde biraz hassas bulunanların müv.ekkilim Os· man Yüksel gibi heyecana gelmemesine imkan yoktur. Bu tesir ve neticeyi bizzat yaşamış olmaklığım sebebile yüks�k heyetinize arzetmeğe cesaret buluyorum. Ayasofya'yı gezerken duyduğum hislerin mahiyet ve kuvvetini sizlere duyurabilmem için kelime bul-
47
52 [AYASOFY4 DAVASi
makta acz içindeyim. Yalnı7. şu kadarını söyliyeyim ld, ziyaret için bilet alıp kapıdan içeri girdiğim andan, orayı terJredeceğim ana kadar hemen her anım göz
yaşlar} içinde geçmiştir. Öyle anlarım oldu ki, içim
den boğula boğula ağlamak geldi, ba[;ikaları görmesin diye karanlık bir dehlize girdim... Ve orada siU�O.nete gelmeğe çalıştım. Hislerine oldukça hakim bulunan ben dahi ziyaretim esnasında gördüğüm manzaradan
bu kadar müteessir olursam, Osman Yüksel gibi his-leri çok galip bir müslüman Türk çocuğunun ne hale geleceğini tahminde güçlük çeltiılmez. Kararınız ne olur sa olsun, yolunuz İstanbul'a düştüğü anda, burayı siz de bir defa geziniz .•. Ve kendinizi Osman Yüksel'in yerine koyarak etrafı öylece mütalaa ediniz... Buranın
eski ruhaniyetli halini bilenler göreceıltlerdiı- ki, Osman Yüksel, ziyaretin kendisinde hasıJ ettiği hisleri bundan başlta türlü ifade edemezdi. Nitekim o da yazısında Ayasofya'da duyduklarını ve temennilerini ifa deden başka bir �ey yapmamıştır. Bu gibi tesirler al
tında yazılan yazılarda çok dalla şiddetli heyecan ifa
deleri bulunsa bile, yazarına başka türlü kasıdlar izafe ediıl emez ... ve edilmemelidir de ...
oMüveltldlim Osman Yüksel, sorgularmda bu yazıyı, Ayasofya'yı ziyaret ederken zaptedern.ediği göz yaşlarının tesirile yazdığını açıkça söylemiştir. Aynı
göz yaşları b�nde de aktığını ve o göz yaşları akarken bir an m:'ıbedin koca ve kaim duvarları kaybolup gö
zümün önünde binlerce şühedanın canlanarak bana
hitabettiğini ve aramızda sessiz ve kelimesiz bir konuşma cereyan ettiğini söylersem, hissen benden daha
galip olan müvekkilimin ziyaret esnasında neler duy
duğunu şöylece esas hatlarile tahmin etmekte güglük
çekmezsiniz. O, bu duygularını kaleminin l�udreti nis
betinde yazısına aksettirmekten başka hiçbir şey yapmamştır. Ve ancak şunları söyliyeb1lmiştir:
48
')'�M;\N Y U K S E L ', E RDl:�JG E C T i ! S3
İŞTE DAVAYA JKONU OLAN YAZI:
<cAYASOFYAıı
<cEy islamm :nôl'u, 'fürklüğ·ün gurnı·u AYasofya ! Şerdeieıiude fethin, Fatih'in şerefi ışıl ışıl yanan ·muhteşem ma bet ! . .. Neden böyle bomboş, neden böyle
bir hoşsun? Hani minarelerinden göklere yükselen, ta ... maveı·adan gelen, ezanlar ? ! Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar! _
Ayasofya ses vermiyoı· ! Ayasofya biı· hoş, Ayasofya bomboş ! ..
Hani nerde, şu muhteşem minberde, binlerce erin, binleı·ce gazinin baş lcoydu ğu şu temiz yerde, şim di ha·ngi kirli ayaklar dolaşıym·? ! Ayaso.fya Ayasofya ! S e -ni bu hale koyan kim ? Seni çırılçıplak so
yan kim ? Hani, gönüllerden kubbelere, kubbe
lerden gönüllere gürül gliı'ül akan, sineler yaka·n Kur'an sesleri ? !
l{uı"an sesleri dindirilmiş, Müslüman lar sin.dirilmiş ! .. AlJah _ Muhammed, Hülefa-i raşidin, bu dln ul ularının isimleri kubbelerden yerJeı·e indiı·ilmiş ! ..
Fethin, Fntih'in mabedinden kitab-ı mübini, hu ulu dini kaldıran kim ? .. Dini
mize, imanımıza saldıran !dm? ..
49
54 IAYASOFYA DAVASI
50
.......
Asırlık sfirlıırın arkasından köhne Bizansı hol'tlatmak istiyen kimin eli, bunu söyliyen!er kimin dili, Ayasofya'yı puthane yapan bangi rlelidiı·? ! •.
Elleri kurusun, dilleri kurusun ! ... Ayasofya Ayasofya, seni bu hale koyan kim ? .•
Seni çırılçıplak soyan k�m ? ! ..
Ayasofya ! Ey muhteşem mabet! .. Me rak etme. Fatilı'iıı torunları bütün putları devil'ip seni camiye çevirecekler. Gözyaşlarıyla abdest alarak sacdelere kapanacaklar . .- Tehlil ve telfüir sadaları boş kub belerini yeniden .dolduncak... İkinci biı' fetih olacak ... Ozanlar bunun destanını yazacaklar, ezanlar ila.nını yapacaklar ...
Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen tekbir sesleri fezalaı·ı yeniden inletecek. Şerefelerin yine Allahın ve onun sevgili
Peygamberi Hz. Muhammed'in şerefine ışıl ışıl yanacak ... Bütün d ünya Fatih dirildi sanacak ... Bu olacak AYasofya, bu olacak! .• İkinci bir fetih, yeni bir basübadelmevt. .. Ilu ınulıaklmk ... Bu günler yakın, belki yarm, belki yarından da yakın ! ..» Osman YÜl{SEL
Muhterem hakimler ... Bu konuda daha fazla söylemeyi zaid buluyorum. Siz-
OSMAN YUKSEL SERDENGECTI i .55
ler h epiniz müvekkilim gibi birer nıüslü
man ve Türk evladısmız. Onun his ve
heyecanlarını sizleı-dcn daha iyi kim an
byabilir?
Temiz vicdanlaı·ınızın ifa.desi olacak
kararınızı büyük bir tevekkül ile beldiyoruz. 11/7 /1953.»
M. E. AKYÜZ» Müteakiben avukat Arif Emre söylenenlere ilave
edecek bir cihet görmediğini bildirmiş ve son söz lten.disine verilen maznun Osman Yüksel de 25.4.953 tarih li · dilekçesi muhteviyatınındalti esaslardan hareket ede rek ŞU müdafaayı yapmıştır:
Serdengeçti Osman Yüksel'in
Müdafaası
Muhterem HAkimlerlm ;
Huzurunuza çok garip, çok acı, çok ağır isnadlarla çıkarılmış bulunuyorum ! Çünkü davaya mevzu olan yazı ile bana isnat olunan suçlar arasındaki uçurumu biç bir vicdan ; hiç bir kanaat ve adalet ölçüsü dolduramaz l. Biz 15 yıla varan neşriyat hayatımızda, daima milli mevzuları ele alan, bu mevzuları duyan. yaşıyan, yazılarımızla yaşatan bir insan olarak tanınmışızdır. Şahısların, fertlerin sınırlarını aşan, milleti alakadar eden, her mevzu bizi yakından alakadar eder. Mecmua, Broşür, kitaplarla yaptığımız neşriyat incelenirse görülür ki, bu neşriyat, içtimai milli mevzulan ele alan yazılarla doludur.
İşte sayın savcımızın «milli: mukavemeti kırıcın de yu 161. madde ile huzurunuza getirdiği yazı, bütün bu
51
. , tıSO FYA DAVASI
unsurları ihtiva eden bir yazıdır. Biz, resmi bir kumaı olan milli piyangodan başka bütün millilerin dostu, gayrı millilerin düşmanıyız. Yazımızın başlığı <ıAya· sofya» ismini taşıyor. Yazı l'\yasofya'ya aittir. Bu bina tarihi bir binadır. Bi.r devir açıp, bir devir kapayan Fatihin ilk hutbeyi okuduğu bu binanın İslam • Türk aleminde bambaşka bir mevkii vardır. Yeni zamanlara ilk nefhayı, ilk nefesi Fatih, Ayasofya minberlerinden üflemiştir. Onun için iddia makamının «bir Camii mü· ze haline getirmek müslümanlığın ortadan kaldırılma· Si demek değildir» demesi hiÇ bir mana ifade etmez. Kaldı ki biz yazımızda böyle bir şey de söylemiyoru:.ı: .. ;
Geçen sene Ayasofya'yı ziyaret etmiştim. Binaya girer girmez, muazzam perişan bir boşiuğun içine düş· tüm sanki ! .. Ayasofya'yı camileştiren ne varsa · imha edilmiş, islamın, Türklüğün takdir ve tebcil ettiği Al· !ah - Muhammed gibi büyük isimler yerlere indirilmiş, bu tarihi perişanlık, bu kendi kendini inkar dekoru içinde, eski günleri, İstanbul'un fethini, şu min· herde· Fatihin okuduğu ilk fetih hutbesini duyar gibi oldum.
TıL. asırlann, nesillerin arkasından gelen bir sesle boş kubbelere şöyle seslendim :
"Ey İlamın nurCı, Türklüğün gururu Ayaofya 1.. Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi ışıl ışıl yanan muhteşem mabet !.. neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşun? Hani minarelerinden göklere yükselen, ta ma·
veradan gelen ezanlar? ! Hani o ilahi devir, ilahi ni
zamlar? ! .. Ayasof-ya ses vermiyor, Ayasofya bomboş, Ayasofya bir hoş !.. Ayasofya, Ayasofya seni bu hale koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?.» ilfıhiri.. Bir mabet, tarihi bir mabet içinde idim .. Elbette böyle bir yazının dini bir hüviyeti olacaktı. Fetih'ten Fatih'ten tarihten bahsediyordum. Bu bakımdan da milli bir cephesi olacaktı ; böyledir de ..
52
OSMAN YİJKSEL SEROU< GEÇTİ İ 57
Böyle bir yazıya nasıl olur da «161.» maddenin ağ:r.ıyla uMilli menfaatları !ancın «Hallan maneviyatını bozucu.», «Düşman karşısında memleketin mukavemetini azaltıcı», «Yabancılarla işbirliği yapmak» v.s. v.s. gibi bizi çileden çıkartan, bizim can düşmanımız komünistlere isnat edilebilecek en şeni, en deni suçlar is· nat edilebilir? Şimdi beni götürsünler, şu meydmıda ipe çeksinler .. razıyım .. Belld bilmeden m�sela uyuı·ken gece bir suç işlemi�iındir. Fakat beni bil� bile, şuurla senelerce mücadele ettiğim böyle iğrenç suçlarla muvakkaten de olsa suçlandırmasınlar !
Bizim davamız açıktır; meydandadır. Bu dava mecmuamızın parolasını teşkil eden Allah - Millet -Vatan davasıdır. Biz bu 3 büyük gerçeğe delicesine bağlıyız. Bunların aleyhinde tek kelime söylemeyiz, yazmayız ; elimizden gelirse söyletmeyiz, yazdırmayız da ..
Davaya konu olan yazı, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, milli mukavemeti kırmak şöyle dursun, milli heyecanı, milli hisleri şahlandıran, milli mukave.meti takviye eden, hisli hüzünlü, «bir balcıma hayali, tarihi romantik neviden dini bir yazıdır.ıı Bilirkişiyi biz seçmiş değiliz. Kendileri seçmiŞtir. Fakat rapora yine kendileri itiraz etmektedirler. Bir muharrir olduğu kadar aynı zamanda içtimaiyatçı, estetikci olan İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun mütalaasına sayın savcı .,5,, bende kadar iştirak edebilecegini ancak bundan sonraki mütalaalara iştirak edemiyeceğibi söylüyor.
Halbuki bilirkişi raporu, bir bütündür. Birinci bentteki mütalaalar, sonuncu bende kadar sebep ne· tice münasebetleriyle sıkı sıkıya birbirine bağlıdır. Bu hususta tam bir selahiyet sahibi olan Profesör, davaya konu olan yazıyı muhtelif yönlerden, din, iman, heye. can, pisikoloji, sosyoloji, estetik, politik, her cepheden tetkik etmiş, yazımızın okuyucular üzerindeki tesirine,
53
58 � AVA.SOFYA DA'IASI
reaksiyonuna varıncaya kadar incelemiş, rapoıunu ver· miştir. Filhakika raporda cıBu yazıyı dinsiz olmsa da dindar okusa da hiç bir harekete geçmez» denilmek teclir. Bu kadar bedahete, sarahete rağmen, iddia makamı, bizi rnuteassıp halkı Ayasofya'nın işkaline, Hil· kumet aleyhine harekete geçirmekle itham etmektedir. Ne gülünç bir iddia ... Yazı neşredileli « 10,, ay oJ... muştur. Savcılığın iddia ettiği gibi, yazımız onların d.i· liyle mutaassıp, bizim dilimizle müslüman halkı harekete getirse idi, fetih yıldöniimü bulunmaz bir fırsattı. Görülüyor ki iddia makamı hayalatla meşkul. Bize va· kalarm da tekzip ettiği olmıyacak, olamıyacak isnatlar, yapmaktadır. Hakikat şudur ki, yazımız üzerine harekete geçen müteassıp halk değil, çoktandır müddei hususi haline gelen müddei umumiler ve ona emir verenlerdir. Doğrusu biz inkılabın ve Cumhuriyetin koruyucusu C. Savcılarımızın bu kadar muteassıp olduğunu bilmiyorduk !.
İddia makamının diğer bir iddiası da şudur : Biz Türk · Yunan dostluk münasebetlerini bozmuşuz. Bır !asım vatandaşlar arasına nifak sokmuşuz. Ağlar mısın, güler misin? 1
Efendim, her memlekette böyle yazılar yazılır ve yazılmaktadır. Bunlar siyasi münasebetlere tesir edici, siyasi makaleler değildir. Kaldı ki satışı lQQ,ı}Oı) ni aşan gazetelerimiz, bu arada «Yeni Sabah» ve « Hiırıiyet» Türk-Yunan münasebetlerine dair çok ağlr yazı lar yazınışlardir.
Sayın Savcılarımız bunları görmüyor da, benim u lO» ay evvel mecmuamda neşrettiğim siyasetle, politika ile zerre kadar alakası olmay::ın, şairane bir us
lupla kaleme alınan, Ayasofya'nm boş kubbeleri altında eski günleri, fetih günlerini hayal eden yazımı mı görüyorlar .. Çoktandır unutulan, riizgar gibi gelip geçen bu yazı mı Türk-Yunan dostluğunu bozuyor ..
54
Şimdi müsaadenizle size Hürriyet Gazetesinin 9 Teın· muz 1953 tarihli başmakaiesini okuyorum. Dostluk mü· nasebetleri bakımından bir benim yazıma bakılsın, bir buna .. Bütün mesele kurt • kuzu hikayesinden ibaret .. Burada Adaletin huzurunda bir siyaset adamı gibi ko. nuşacak değiliz. Hangi dostluk efendim ..
Komşumuzun dün daha yaktığı yıktıı;,rı ocaklar tüt· metli. Ne mi.iuasebet efendim ; Her rnmetin kendine göre, mukaddesleri, tarihi, hissiyatı vardır. Bunlar milli kıyrneilerdir. Bu husus politikayı, politikacılan, hele siyasetle asla alfıkası olmıyan adalet cihazını hiç ilgi· lendirmemesi iktiza eder.
Yurnmistan'da Fetih yıldönümii münasebetiyle, batta ondan daha evvel neler olmuştur, neler olmakta· dır. Bunlar hepinizin ınalfurıu. Bütün bunlara rağmen Hariciye Vekilimiz şu günlerde yine Atina'dadır. Si· yaset adamları başka, biz başkayız.
Rica ederim ; insaf edilsin, zaman zaman Atina sokaklannda Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı için yapılan mümayişkr, Türk elçiliğine doğru yürüyüşler olup, bu vesile ile Türk düşmanlığı yapılırken İstanbul'un Türk· Jer tarafından fethinin matemini bütün Yunanistan, devlet adamları, din adamlarıyla birlikte tutar, Kilise çanları afakı inletirken, Türk • Yunan dostluğuna rağmen Batı • Trakya Türklerinin topraklan ellerinden alınırken, ecdat yadigarı camilerimiz Türbelerimiz Yunan makamları tarafından yıktır:ıhp taşlan bela yapmak için kullanılırken, Yum:ın gazeteleri bize İstanbul ismini dahi çok görüp İstanbul'un «Kostantaniye» oirnasını isterlerken, İstanbul'un yerli Rumları da
dahil, Ayasofya'nın Kilise olması için geniş propagan· da yapar.l:ırken, Anadolu'nun bir koşesinden garip Mfüı lürnan bir Türk çocuğu 1stanbul'a gelmiş, Ayasofya'yı, Fethin, Fatihin mabedini ziyaret etmiş .. Ayasofya'nın boş kubbeleri altında tarihinin ecdadının, dininin
55
60 jMASCJFYA DAVAS!
imanının sesini duymuş, duyurmuş .. Çoktandır öksüz kalan minarelerde bir ezan sesi, duymalı: istemiş. Çok mu ; insaf edilsin !. El insaf .. Neredeyiz. Hangi memleketteyiz?
Bidayette · de . söylediğim gibi savcılık bu davayı yanlış yere getirmiş .. Dosyayı Yunanistan'a göndersey· eli daha iyi etmiş olurdu.
lstanbul'un, hatta İzmir'in Ywıan olduğunu söyli· yen, bwıun üzerine şiirler kasideler yazan Yunan mu harrirlerini, şairlerini Ywıan hükumeti teşvik, tebcil ederken, Ayasofya da tekbir ses, tekbir sesi, ezan sesi işitmek istiyen bir insanı bizimkiler vatana ihanet suçuyla ağır ceza mahkemelerine sevkediyor ...
Bu mukayese beni çıldırtıyor, çıldıı·tıyor beni !.
San.ki kar.şunda, iddia makamında, Müslüman bir Tür kü değil, Athcnegorasın mümessilini görüyonun J. 'Ür pcriyorum !. ürpcrlyorunı ! ...
Din gayretiyle, iman gayretiyle kurtulan, şehitler ve gaziler memleketi olan bu memlekette lcencii öz vatanımızda, kendi vicdanımızın kendi imanıı:llızın kendi tarihimizin, sesini duyurmak, neden, niçin han· gi ölçülere göre suç oluyor? !.
Anlamıyorum, anlamıyorum. Sayın savcımıza gÖ· re biz bu yazıda samimi değilmişiz .. Ne bilmişler?. Nereden bilmişler, kalbimize mi girmişler? Acaba kalbi· rniz solda olduğu için bize solcu mu demek istiyorlar?. Onun için mi, solculara, sabotajcılara «5». kollara t�tr bik edilen 161. maddeyi bize tatbik etmek istiyorlar. Samimiyet ! . Ben serapa samimiyet, serapa iyi niyet serapa göz yaşı olan bir adamım ..
Bu yazıyı yazarken ağlıyordum. Arkadaşlara oku. dum .. Onlar da ağladılar, israrla rica ettiler : Bunu önümüzdeki sayıya koy diye .. Ben, de koydum.
Yine iddia makamı yazımızda bir taklm husust maksatlar arıy-0r. Rica ederim: Benim, Ayasofya Cami
56
OSMA>� y:ji\SEL SERDEclGE(, T İ ! 61
olunca ne gibi bir hususi maksadım, ınenfaatım ola· bilir? 1
Ayasofyya'ya müezzin mi olacağım, imam mı? Asıl
hususi maksatları olanlar karayı ak akı kara göstere
l'ek her ne bahsına olursa olsun bizi mahkfım e ttirmek isteyen müddeiumurnilerdir.
Sayın savcımız, geçen celsede serdettiği iddiana· mcsinde, Ayasofya'dan bahsederken mütemadiyen, ıısslında lcilise olan», uaslında kilise olam> deyu kilise kelimesi üzedııde israrla durdular. Bana bu çok ağır geldi !. Muhterem savcımız, bırakalım onu Rumlar söylesin.. Biz Türküz, Miislümanız. Biz, bize yalaşanı 6Öyllyelim. Aslın d'1 bizim de maymun olduğumıız töyleniyor.. Şimdi hangi baba yiğit ben maymunum elleye bir iddiada bulunabilir.. Eskiden, bundan 1000 sene evvel İslam • Türk ; istilalarından evvel, Anadolu'ya «Diyar·• Rum» deniliyoı·du. Yoksa Ayasofya gibi bizim olan, bizden olan herşeyl yılap, silip süpürüp Anadolu'yu ela tekrar.. Diyar-ı rum, mu yapacağız? .. Athenagoras bunu duysaydı savcımızı alnından öper·
di .. Bu ne mantık, bu ne iş, bu ne gidiştir !. Sonra sa· ym savcımızın iddi� ettiği gibi ben bu yazımda hiç bir dini lıaUa bir milleti itham etmedim. Ben kendi kendimizi tenkit ettim. Yazınuz da sadece «köhne Bi· z.ııns,, tabiri vardu·. Bu tarihin hükmüdiir. Bunu Bi· zans tarihcilcri dahi itiraf ediyorlar .. Kraldan ziyade kıırıaJcı, Kostaııtindcn ziyade Kostantincl olmak neye? ! ..
Biz bir hakikatı tesbit ettik. Bu hakikat şunlar : 500 yıldır cami olan bu büyük mabet cami olmaktan çıkmıştır, çıkarılmıştır. Evvelfı hukuken, kanunen bu· na hiç bir kurul ve otoritenin hakkı yoktur. Yine sav· ClDlD iddiası hilafına, dinimizin tebcil ve takdis ettiği «Allah Muhammed» gibi levhalar, büyük isimler yerlere indirilmiş, çok büyük oldukları için kapı dışarı edilememiştir. Gözlerimle gördüm ...
57
Bizans devrine ait ne varsa, büyük bir itina ile -ortaya çıkarılmış, bizden olan, bize hitap eden her ş�y imha edilmiştir. Ayasofya şimdiki haliyle içindr. mum
yanmıyan, istavroz, günah çıkarılmıyan bir kilisedir. Elbette Müslüman bir Ti.irk olarak, bundan hüzün duydum. İdare ve siyaset adamları ne elerlerse de· sinler, nasıl düşiinürlcrse düşünsünler. Biz her yapılan değişikliği alkışlamak, her olanı, lıer söyleneni, kabul etmek mecburiyetinde değiliz ! Acı duy.r.ı.ak hakkımız da mı yok !
Mulıterem hakimlerlm :
Sayın savcımız 161. madde de tutunamaymca işi bu sefer 163. maddeye nakletti .. Öyle ya beğen beğen eliğini, herkes reyinde lıür.. Demokrasi bu.. Biri tı.�t, mazsa biri tutar.. Neredeyse bütün mac1deleri üzerimde tatbik edecek ! At babam at... 163. madde. Dini neşriyat yapanlJırm başında Demokles'in kılıcı gibi sal· hman meşhur m;ıdde .. Bu maddeye göre Devletin esaıı ırlzamJarını sarsmak. Bu nizamı dini inançlara_ uydw:· mak, siyasi-nüfus ve şahsi menfoal tesis eylemek.. Dini siyasete alet etmek .. Duya duy::ı, söylene söylene ez.
berlcdiğimiz bu madde. 161. gibi bütün bunlar da benim mizacım, yolum,
davam bilafına zıd iddialar, isnadlar.
Şu Ayasofya yazısı Devletin lıangi içtimai nizamı-· nı sarmış Allah aşkına .. İktisadi mi, siyasi mi, içtimai mi? Siyasi menfaat.. Ben siyaset, parti, patırtı deyince kaf dağının arkasına kadar kaçan adamım. İçi parça parça olan adamım ! Ne siyaset ne kiyaset, no riyaset .. Hiç bir şey yok ben de .. Hiç bir partiye, hiç bir siyasi, gayrı siyasi teşekküle girmiş değilim. Hiç bir yerin, hiç bir adamın adamı değilim,
Dini siyasete alet etmek . . alet olmak .. ve hele din -gibi mukaddes bir duyguyu fılet olarak kullanmak, en
58
OSMAN YUi".SEI_ SERDt' NGEC ri i 63
çok iğrendiğim şeyler. Hepsinden el Hazer ! .. el insaf ! .. Nice nice mahkumiyet ve mahkfııniyetlere göğüs ger· diğim 7 sene de ancak <c20» sayı çıkarabildiğim şu mecmua ile mi? Şahsi nüfus, siyaset, servet ...
Muhterem Jıakimlerlm :
Biz kurultay, nutuk, poli tika adE1mları değiliz. Sa mimi, mümin, gerçek dava adamlanyız. Bize isnad edilen suçları şiddet ve nefretle reddediyonım. Buraya kadar oynanan oyun siyaset oyunudur. Şimdi II. Ağn Ceza Mahkemesinin huzmundayım. Artık politika bit miştir. Vicdanlar, kanunlar konuşacaktır. Benim bera atım için fazla değil, Adaletin A harfi kafidir. Sizden bunu bckliyomm.
Osman YÜKSEL
Ağıl'ceza Mahkemesinin karan :
M::ı�nıın vekilleri tarafından yapılım müdafandan sonra hakimler heyeti mi.izakereye çekilmiş ve tekrar celse açıldığında esbabı mucibeli karar bilahare yazılmak üzere, maznunun ittifakla beraetine karar verilmiştir. Sayın A. Fazlı Öztan'ın ( 62 ) reisliğinde aza sayın Y. Bahri Bilen ve sayın H. Kamil Özaydın'dan müteşekkil mahkeme heyetince verilen beraet karan· nın esbabı mucibeli metni şudur :
K a r a r :
«Gereği düşünüldii : Milli Menfaatlara zarar vere. cek şekilde faaliyette bulunmaktan maznun yukarıda açık hüviyeti ve adresi yazılı Salim oğlu 333 D. lu
(62) Sayın Fazıl Ôztan, bu 1carardan bir müddet sonra terfian Temyiz Mahkemesine fızn tayin edilmiş· tir. Halen Temyiz Birinci Ceza Dairesi üyesi bulun· maktadır.
59
6'I ] AYASOFYA DAVAS!
Osman Yüksel baklanda Ankara 2. ci Ağır Ceza Mm kemesinde maznun ile vekilleri avukat Eınin Akyüz Arif Eınre ve Sadık Erdem'in yüzlerine lrnrşi yapılan açılc duruşma sonwıda :
uDüva konusu SUÇ : Mamun Osman Yüksel'in yazı işleri müdiirü bulunduğu Ankara'da münteşir «Serdengeçti» dergisinin Ağustos/1952 tarih ve 17 sayılı niislıasında ( Ayasofya ) başlıklı yazınm muhtevi bulun· duğu ( Kur'an sesleri dindirilmiş, müslümanlaı· sineli· rilmiş, Allalı, Muhammed, Hülefai Raşidin, bu din ulu· laruun isinıleıi kubbelerden yerlere indirilmiş, Fethbı, Fatilı'in mabedinden ldtabı miibinl, bu ulu dini kaldı· ı·an Jdm? dinimize, imanımıza saldıran ldm? asırlık surların aı-kasından köhne Bizans'ı hol'tlatmak isteyen eller kimin eli, bunu söyliyenler kimin dili, Ayasof· ya'yı puthane yapım hangi delidir?, ellel'i kurusun, dil· leri kuı·uswı . . . . . . Ayasofya, Ayasofya seni bu bale koyan kim?, seni çınlçıplalt soyan kim?, Ayasofya ! Ey muhteşem mabet ! n1emk etme F'atih'in tol'uııları ya· kında bütün J>Utlal'ı devMp seni camiye çevirecek· ler . . . . . . Göz yaşlariyle abdest alarak secdelere kapana· caklar . . . TebUI ve tekbir sedaları boş kubbelerini ye-niden doldul'acak. . . İldnci biı' fetih olacak.. . Ozanlar bwıwı destanını, ezanlar bunun ilanını yapacaklar." Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen tekbir sesleri fczaları inletecek. Şercfclerin yine Allah ve onun sevgili peygamberi Hazreti Muhammed'in şerefine ışıl ışıl yanacak.. Biitlin dünya Fatih dirildi sanacak .. Bu ola· calc Ayasofya, bu olacak !.. İkinci bir fetih, yeni bir basübadelmevt .. Bu muhakkak ... Bu günler yakın belki yarın, belki yarından da yalandır). Gibi sözlerle milli menfaatlara zarar verecek tarzda faaliyette bulunmalı:· tan ibarettir.
«Maznun sorgusunda : Ayasofya başlıklı yazıyı milli mukavemetleri kırmak maksadiyle yazmadığını,.
60
OSMAN YÜKSEL SERDENGECl 1 j 65
bir müslüınan, Türk olduğu için Ayasofya'mn cami olduğu zamandaki halini düşünerek bu binanın mü· ze haline getirilmesini doğru buhnadığımdan Serden· geçti dergisi ile bu yazıyı neşı·ettlğlnl, yazının intişar ettiği günlerde bir kısım Yunan gazetelerinin Ayasoy• ya'nm kllse yapılması yolundaki neşriyatına dayanamı· yarak bu yazıyı neşrettiğini, iddia edildiği gibi yazının milli mukavemeti kıracak malılyetl olmadığını, bllakls milli hisleri takviye eder değerde bulunduğunu ve ya· zının laUdlğe aykın hareket maksadlyle de yazılmadı· ğını söyllyerek savunmuştur.
«Sözü geçen yazıyı billrldşl sıfatlyle tncellyen İlimail Hakkı Baltacıoğlu dosya içinde mevcut 2/4/1953 tarihli raporu ile ( dini duygulan çok kuvvetli olan ya· zı sahibinin Ayasofya'nın cami olmaktan Çıkarılarak müze yapılması üzerine duyduğu şiddetli bir heyeca· nın tesiri ile bu yazıyı yazdığı, yazının gerçek olaylan mübalağalı şekilde işleyen dini soydan romantik bir mahiyette olduğu ve bir dereceye kadaı· san'at niteliği olan estetik bir değer de taşıdığı, yazıda dindarları, müteassıplan kışlartacak bir nitelik de olmadığı, top
luluk ve sosyal düzene zarar verecek bir vasıfta bu· lunmadıı::,rı ) bildirilmektedir.
Her ne kadar C.M.N. llği mamunun dava Jconusu yazı ile T.C.K. nun 161 ve 163 ncü maddeleri hüküm· Ierinl ihlal eylediğlnden bahisle tecziye talebinde bu· )unmuş ise de ; mahiyeti yukarıya aynen dercedilen yazı ; mamunun safahattaki savunması, bilirkişi mil· talaası, dosya münderecatiyle birlikte kül halinde na· zara alındığı takdirde maznunun bu yazıyı esldden ca· mi olan Ayasofya'mn sonradan müze haline getiril· miş olmasını şahsi kanaat ve alddesine uygun bulma· dığı için dini duygulannm tesiri altında kalarak yazıp neşrettiği bu yazının intişar ettiği sırada bir lasım Yu· ıııan gazetelerinin Ayasofya'nın kllse yapılması yolun·
61
66 ! AYASOFYA DA'/t.S!
da neşriyatta bulunmalannm da mamun üzerinde bir teessür husule getlı·dlği ve şu duruma göre maznunun bu yazısında ne milli menfaatlara zarar vermek ve ne
de lfilldik prensibine aykırı propaganda yapmak gibi bir kasıt ve mana görülmediği \'e netice itibal"iyle maz· nunun T.C.K. nun 161·163 ncü maddeleriyle cezalan·
dınlmasını haklı gösterecek delil ve sebep olmadığa
için müsnet suçlardan BERAATİNE, 11/7/1953 tarihin· de ittifalda verilen karar C.M.U.M. Hakkı Engesell hazır olduğu halde maznun ve vekilleri a\'Ukat Emin Akyüz, Arif Eını·e ve Sadık Erdcm'in yiizlerine karşı açıkça okunup onatıldı 11/7/1953.ı•
Müddeiumıımiliğin temyizi :
Maznunun beraetine miitedair wrilen bu karar, C. Müddeiumumiliği tarafından maznun aleyhine 18.7.1953 tarihinde temyiz olunmuştur.
Temyiz dilekçesine ek olarak verilen ve C. Müddei· umumi muavinlerinden Hakkı Egeseli imzasını taşıyan 7.8.953 tarihli temyiz layihası şudur :
«Milli menfaatlere z.ırar verici. faaliyette bulun· maktan sanık Osman Yüksel lmkkında yapllan du· ıuşma sonunda : Beraatine dair Ankara İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 1 1 .7.953 tarihli karan şıı düşüncelerle kanuna uygun görmemekteyiz :
1 . Sanık, kendisinin ınesul müdürü bulunduğu fmkara'da intişar eden « Serdengeçti» dergisinin Ağus.tos 1 952 tarihine ait 17 sayılı nüshasının 3 üncü sahi· fesinde kendi imzası altında neşrettiği aAyasofyan adh yazının kül halinde mütalaasından da anlaşılacağı gibi bu binanın cami halinden müze haline ifrağını temin eden düşünce ve zihniyete karşı aksülame!ini izhar et· nıcktedir. Bu düşünce ile. kaleme alınan yazının ana fikri, memlekette terk edilen ilahi devir ve ilahi ni· zamların kötü oluşlarının bir sonucu olarak Ayasofya'·
62
run mfıbet halinden müze haline çevrildiğini ve bu halin müslümanları müteessir ettiğini ve müslüman
ların öldükten sonra diriliş gibi iiııi bir hareket ve
kalkış ile tcrkedilen ilfıhi devir ve nizaınları yeniden avdet t0ltİrcceklerini Ve lmmın pek yakın bir atide VU• 1."Ubuiacağını açıklamaktadır ki sanığın bu ifade tarll ile Hiikliğe aykm olarak dini inanç ve hissiyatı alet etmdc suretiyle propagarıci<ıya giriştiği şiipheszidir.
2. Makalenin ınütalfiasındc>.n da açıkça anlaşıla
cai;,TJ gibi sanık dini inanç ve akideleri ület ederek memlekette mevcut içtimai ve hukuki nizamı kötüle
melde ve bununla da iktifa etmiyerek bu nizamın esldyc avdet etmek suretiyle ortadan lrnldmlacağım ve bu hareketin de uzak oim;:ıdığını anlatmak suretiyle maksadını açıklamaktadır. Makalenin son satırlarmda
vukubulac;:ığı bahsedilen ikinci fetih, ba'sü-badelmevı ofaylan işte bu makalenin kaleme alınmasındaki <Ula
fikir ye maksadı açıklamaktadır.
3. Samı� suç obn bu makalede heyecanlı ve elini bir ifade tarzını tcrc:ı11 ederek Kur'an seslerinin din dirilmesi, ınüslümanların sindirilmesi, maveradan gelen ezan seslerinin art:k duyulmaz oluşu,Allah, Mu lıammed ve hulefay-i Raşidln gibi din ulularının isim· lerinin mi'ıbedden yerlt�re indirilmesi gibi hakikatte
ga:yrimcvcut olan olayları ileri sürerek ana fikrini desteklemeye süy eylemekte ve Ayasofya'nın müze ha· li.ı"1c getirilmesinin memleketteki ilahi nizam ve i!ahl <levr'in ve d.:ıha açık tabiri ile dini hukukun terkedil· nıesinin doğurduğu kötü neticelerden biri olduğunu uçıklamak istedikten sonra Fatih devrindeki içtimai ve hukuki nizamın avdetinin uzak olmadığı fikri ile makaledeki esaslı maksadını tamamen mc
:ydana koy
muş bulunmaktadır.
4. Gerçi iddianame sanığın bu yazı ile milli men·
faatlere zarar verecek faaliyette bulunduğundan ba·
63
68 ] AYı'.ISOFYA DAVAS!
hisle tanzim edilmiş bulunmakta ise de biz de fıilirkişinin qu hususa ait beyanlarını oluşa uygun gördüğümüzden olayda 161 inci maddeye muhalefH suçunun unsurlarını gayrimevcut telakki ediyoruz. Ancak malı· kemenin hadiseyi bilirkişiye tetkik ettirdiği sırada sadece 161 inci maddedeki suç unsurları ·bakımından bilirkişiyi vazifeleQdirdiği gözönünde tutularak maka· mımızca olayın 163/4 üncü maddesine tevafuk eyledi· ği baklanda iddia sebkeyleyince makalede bu bakım·
dan da suç unsurları mevcut olup, olmadığı, sanığın makaleyi yazmakla neyi kasdeylediği, bu makaledeki ana fikirle, bu ana fikri destekliycn yardımcı ve tfilJ fikirlerin nelerden ibaret buulnduğuoun bilirkişiye tev· cih edilecek suallerle ve yaptırılacak tetkikat ile mey· dana çıkarılması icabederken mahkemenin mütalaa. mız üzerinde asla tevakkuf etmiyerek ve yukarıda zik· .tettiğimiz tetkikatı dahi yaptırmıyarak eksik incelemeğe istinaden beraet kararı vermesi yerinde değildir,
5. Yukandanbcri açıklanan makale mevzuu üzerinde asla durulmıyarak ve dördüncü fıkrada zikretti· ğimiz ilmi ve hukuki tetkikat dahi ikmal edilmiyerek verilen beraet kararında şu noktadan dahi isabet mü· talfıa edilemez ki ; sanığın makaleyi Ayasofya'nın müze haline ifrağından duyduğu teessürle yazdığı kabul edil· mektedir. Halbuki bu olay sanığın daha çocuk denecek bir yaşta bulunduğu sırada vukubulmuştur. Bu
?{adar eski bir olayın aradan 20 yıl geçtikten sonra sa·
nığın nıhunda heyecan tevlit ettiğinin kabulü hakikate tevafuk etmez. Belki sanığın neşretmekte bulunduğu derginin içtimai ve siyasi karakteri göz önünde tutul· mak suretiyle makalenin değerlendirilmesi ve sanığın maksadının meydana çıkarılması icabeder. Malıim· dur ki sanık, dergisi ile memleketteki içtimai ve hu· kuki nizamı değiştirmek ve daha ziyad� dini esas ve
inançlara uygun bir rejimin propagandasını yapagel·
64
OSMAN VUi\SEl S E R O E NGECT ı ! 69
mektc olduğundan hakkında mii ! eaddit takipler yapılmış bulunmaktadır. Bu hali ile s<�nığın şahsiyetini dahi gözönünde tutarak takip etmekte bulunduğu gaye üzerinde tl.urulmak ve bu surelle sanığın rrıaksadma niifuz edil mek yollarının Lamamiylc ihmal edilmiş olması adaleti rencide edici bir noksanlık olarak mi.işrihedc edilmiş bulunmaktadır.
Arzettiğimiz sebepler dolayısiyle telkik buyurula·
r::ik hükmün bozulması arz ve is tida olunur. 7.8.953
Ankara C.M�U. Hakla EGESELİ»
C. Başmüddeiumurnfüğini.ıı tebliğnamesi
Ankara C. Müddeiunmmiliğinin bu şe kildeki temyizi üzerine dosya Temyiz Mahkemesi Cumhuriyet Başmüddeiumumiliğini gönderilmiştir. Başmücldeiu· mtimilikçe yapılan inceleme sonunda mahkemece verilen bcraet kararı usul ve kanuna uygun görmüş ve mahalli müddeiumumiliğin bozma isl cğiııin reddiyle
mümeyyezünbih kararın tasdiki talebi ile, dosya Teın·
yiz Mahkemesi Birinci Ceza Dairesine tevdi olunmuştur.
Temyiz Birinci Ceza Dalı-esinin onama ilamı :
Birinci Ceza Dairesinin 953/3141 esas numarasına kaydcdikıı dosya, mezkur dairece tetkik olunmuş ve 14.1 0.1953 tarihinde 3141 Esas, 2768 Karar, 8/338 Tebliğ sayılı iliimiyle tasdik.olunmuştur. İlam aynen şudur :
uHukuk-u amme d4vasmın me\."ZUU olan Serden. geçti mecmuasının 17 sayılı nüshasında münteşir (Aya sofya) başlıklı yazıda millt' menfaatlere :zarar verici ve
Jfilkllğe aykın propaganda mahiyeti görülmediği, DD•
c:ak: Ayasofya'nın cami olmaktan çJkanlarak müze haline ifrağ edilmesi üzerine, duyulan heyecan ve tahassüslerin, romantik ve estetik üsl6pla ifade edilmesin den ibaret . bulunduğu karar yerinde tavzih ve teşrih
65
ve ehlivukuf mütalaasına da istinat olunarak mu ııwı Osman Yüksel hakkında beraet hükmü tesis · edJI. ıniş olmasına göre C. Müddelumumlsinlıı varld bulunmıyan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygwı olan hükmün tebliğnamede istenildiği gibi tasdikine ittifalda karar» verilmiş ( 63 ) ve dosya böylece mahalll mahkemesine iade olunmuş ve beraet karan kesinleştiği cihetle 12.11.1953 tarihinde hıfza kaldınlmıştır ( 64).
Buraya kadar ya:ı:dıldanmızla, davayı dosyalarındaki vesikalara uygun olarak aksettirmiş bulwıuyor ve hfıfızlanmızda «Ay<ı sofya davası» diye kalacak olan bu davayı hadiseler üzerinde incelemeler yapacak bulunan zevat için bir malzeme olmak üzere adalet ta-rihine tevcU ediyonız. M. E. A.
(63) Temyiz ilamlannın dosyadaki suretlerinde, kar::ır iştirak eden reis ve azaların isimleri yazılmak usul iHihaz edilmemiş bulunduğu cihetle işbu onama
ilamında imzalan bulunan zevatı kesin olarak bildire> miyonız. Ancak Temyiz Birinci Ceza Dairesi sayın Vehbi Egebaş'm riyasetinde azalar sayın İlhan Dizdar, sayın Ferruh Adah, sayın Hakkı Ketenoğlu, sayın Reşat Bayramoğlu ve sayın A. Fazlı ôztan'dan müteşekkil olduğuna ve A. Fazlı ôztan'm mümeyyezünbih kararda imzası bulunduğuna göre, temyiz tetkikatının diğer zı> vat tarafından yapılmış olmnsı Iazımgelmcktedir.
( 64) Serdengeçi mecmuasında çıkan bu yazıdaD dolayı Osman Yüksel aleyhinde dava açıldığı zama.."l, bazı gazeteler haberi büyük puntolarla vermişler V-'
tahkikat devam ettiği müddetçe, zaman zaman maz,
nun aleyhinde neşriyat yapmışlardır. Şayanı dikkattir ki, «Ayasofya'nırı cami olmasını istiyenlerin rnlihake. mesi>ı başlığı altında maznunlar aleyhinde sürekli neş. riyat yapan bu gazeteler, muhabirlerine duruşma sa.
66
fahatıru takibettikleri halde, mahkemedeki müfaalal'dan kısa da olsa bahsetmedikten başka, mahkemenin beraet kararım, bu kararın Temyiz Mahkemesince tasdik edilmiş olduğu hususlann da umumi ef.ı::faa du· yumıamışlardır. Şu hal, okuyucular üzerinde teessür yaratan haberleri yaymakta birbirleriyle yanş edere&sine neşriyat yapan bazı gatezelerin, herkeste itimat ve inşirah yaratacak adalet tecellilerini dahi duyurmaktan kaçınacak derecede bitaraf olmadıklarını vo memlekette halli ld.zım bir matbuat dll.vası bulundu· ğunu göstermesi itibariyle ciddiyetle teemmüle şayan bir hAdisedir.
A V A S O F V A Ey isJ.3.mm nt1ru, Türklüğün gururu Aya.sofya !. Şe
refelerinde fethin, Fatihin şerefi 1§1l ışıl yanan muhteşem mabet ! .•.
Neden böyle bombO§, neden böyle bir hoşsun ?! .. Hani minarelerinden göklere yiikselen, ta maveradan gelen ezanlar?! . . Hani o .ilihl devir, ilih.i nizamlar ?!.
Ayasofya ses vermiyor, Aya.sofy:ı. bomboş, Ayasofya bir hoş ! ..
Hanl nerde, şu muhteşem. minberde, binlerce erin, binlerce gazinin baş koyduğu §U teıniz yerde, ıPmdi hangi kirli ayaklar dolaıııyor! . Ayasofya. seni bu hale koyan kim ; seni çırılçıplak soyan kim?
Hani kubbelerden gönlillere, gönUllerden kubbelere gürül gürül akan, sineler yakan Kur'an sesleri ...
Kur'an sesleri dindirilmiş, Müslümanlar sindirilmiş, Allah, .Muhammed hlilila.-i raşidin, bu din ululannın isimleri kubbelerden yerlere indirilmiş !.
Fethin, Fatihin mabedinden kitabı mübini, bu ulu dini, kaldıran kim? Dinimiu imanımıza saldıran kim ? !.
Asırlık surla.nn arkasından köhne Bizansı hortlatmak isti.yen eller kimin eli, bunu söyliyenler kimin dili, Aya.fosyayı puthane yapan hangi delidir?! .
Elleri kurusun, dilleri kurwıun . .. Ayasofya, Ayasofya seni bu hale koyan. kim ?. Seni çınlçıplak soyan kim?.
Ayasofya! Ey muhtegem ·mabet !. Merak etme, Fatihin torıml.arı ya.landa bütün putlan devirip seni camiye çevirecekler. Gözyaşlanyla abdest alarak secdelere kapanacaklar ... Tehlil ve tekbir sa.dalan boş kubbelerini yeniden dolduracak .. İkinci bir fetih olacak .. Ozanlar bunun destanını, ezanlar bunun ilinın.ı yapacaklar.. Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen tekbir sesleri fezalan inletecek.. �elerin yine Alla.hın re onun sevgili Peygamberi Hz. Muhammedin eere!ine ışıl ışıl ya.nacak ... Bütün dünya. Fatih dirildi sa.nacak .. Bu ola.ce.k Ayasofya, bı.ı olacak! .• İkinci bir fetih, yeni bir basübadelmevt ... Bu muhıı.kkak.. Bu gütıler yakın, belki yarın, belki ya.nııda.n da ·yakı.dır •••
Serdengeçti Osman Wksel
'aya konu olan nıcmin Serdmgeçti mecmuasında yaymlaıı;ın hali