BİLGİSAYARI TANIYALIM:
DONANIM
“Bilgisayarımın rami yetersiz. En az 128 megabayt ek ram gerekli…”, “O parçayı PCI slota
takmam gerekli…” ve “ CD’yi sürücüye takınca hemen çalışıyor…” türü konuşmaları herkes
duymuştur günümüzde. Bilgisayar hakkında çok da fazla bir şey bilmeyenler için bu
konuşmalar anlamsız gelmektedir. Bu dersimizde bu sıkça duyduğumuz “RAM”, “Slot”,
“CD” gibi bilgisayarların donanımına ilişkin kavramları inceleyeceğiz. Ayrıca dersimizin
sonunda bilgisayarların fiziksel parçalarını tanımak, bilgisayarları karşılaştırmanızı ve
bilgisayar alırken daha bilinçli kararlar vermenizi sağlayacaktır.
Anakart:
Bilgisayarın tüm birimlerini üzerinde toplayan ve aralarındaki iletişimi sağlayan parçadır.
Micro işlemci ile ekran arasındaki bağlantıyı kuran ekran kartı, disket sürücü, sabit disk, faz-
modem kartı ve bunun gibi diğer kartlar ana kart üzerine takılırlar.
Merkezi İşlem Birimi:
Merkezi işlem birimi, milyonlarca transistor den oluşan tümleşik yapıdaki elektronik bir
devredir. Her bilgisayarda en az bir tane bulunması gerekmektedir. Transistörler, belli
durumlarda belli sinyaller üreten devre elemanlarıdır. Yazılan programları meydana getiren
makine kodlarını yorumlamak ve yerine getirmek için gerekli olan tüm mantıksal alt devreleri
merkezi işlem birimi içerir.
İngilizce olarak “central processing unit (CPU)” olarak adlandırılır. MİB ya da CPU ifadeleri
kullanılabilir.Bir merkezi işlem birimi KONTROL BİRİMİ ve ARİTMETİK-MANTIK
BİRİMİ olmak üzere iki temel bölümden oluşur.
Kontrol Birimi: Bilgisayarın diğer ünitelerine ne yapılması gerektiğini bildiren birimdir.
Böylece bilgisayarı yönlendirerek programlarda verilen emirlerin eksiksiz yapılmasını, gerekli
bilgilerin belleğe yerleştirilmesini ve yapılan işlemlerin kontrolünü sağlar.
Aritmetik-Mantık Birimi:Veriler üzerinde işlemleri yapan birimdir. İşlemciler iki sayıyı
birbiri ile toplamayı bilir. Diğer işlemleri (çıkarma, çarpma, bölme … gibi) bir anlamda
toplamaya dönüştürerek gerçekleştirir. İşlemciler ayrıca eşit olmayan iki sayıyı birbiri ile
karşılaştırarak büyük ya da küçük olanı bulabilir. İşlemcilerin tanıdıkları rakamlar sadece 0 ve
1’dir. Bilgisayarların bizim kullandığımız ondalık sistemiyle verilmiş olan sayıları
işleyebilmesi için hepsini ikili sayı sistemine dönüştürmesi gerekir. Görüldüğü gibi bir
bilgisayarın işlemcisinin yetenekleri son derece sınırlıdır. Üstelik sadece 0 ve 1’lerden
meydana gelen çok basamaklı sayılarla uğraşmak zorunda oldukları için işleri de oldukça
zordur. Bu durumda bilgisayarların şaşırtıcı becerilerini başka birimlerin sağladığı akla
gelebilir ama bilgisayarlarda işlem yapmakta kullanılan başka bir birim mevcut değildir.
İşlemciler, bilgisayarların en önemli unsurlarıdır.
Bilgisayarın birimlerinin eşgüdüm içinde çalışabilmesini sağlamak için her bilgisayarda bir
tür saat mevcuttur. Saat basit ve çok kısa aralıklarla ilerler. Saatin darbeleri arasındaki süre,
bilgisayar birimlerinin en basit işi gerçekleştirebilmeleri için gereken süredir. Saatin hızı
bilgisayarın hızını belirleyen en önemli faktördür. Günümüzün kişisel bilgisayarlarının
saatleri bir saniyede iki trilyon darbe vurabilir. Bir saniyede gerçekleşen darbe sayısı Hertz
(Hz) birimi ile ifade edilir. Bir hertz saniyede bir darbe anlamına gelir. Bir kilohertz (Khz)
saniyede 1000 darbe, bir megahertz (Mhz) saniyede 1.000.000 darbe ve bir gigahertz (Ghz)
saniyede 1.000.000.000 darbe demektir. Buna göre günümüz bilgisayarları hızları 4 Ghz
civarındadır. Büyük bilgisayarların işlemcileri çok daha büyük hızlara sahip olabilir.
Günümüzde kullanılan mikro işlemciler INTEL, AMD, MOTOROLA… gibi şirketler
tarafından üretilmektedir.
Bellek:
Bilgisayarlarda kullanılabilen bellek çeşitlerini ROM, RAM, EPROM, EEPROM, Falsh
Memory ve Önbellek olarak sayabiliriz.
Bellek kapasiteleri byte cinsinden ölçülür. 1 Bayt 8 Bitden oluşur. Ayrıca;
1 KiloByte (KB) 1024 Byte
1 MegaByte (MB) 1024 KB
1 GigaByte (GB) 1024 MB
1 Terabyte (TB) 1024 GB’dır.
Şimdi bellek çeşitlerini kısaca inceleyelim:
ROM: ROM bellek programların kalıcı olarak durduğu, sadece okunabilen bir bellek tipidir.
ROM bellekten sadece veri elde edilebilir. Hiçbir bilgi yazılamaz. ROM yapımcı ya da
kullanıcı tarafından bir daha değiştirilmemek üzere konulan program komutlarını içerir.
Örneğin bilgisayar ilk çalıştırıldığında işlevsel hale gelebilmesi için kendiliğinden çalışan
program olan BIOS, ROM belleğe konulur. ROM bellek uçucu (non-volatile) değildir. Yani
elektrik kesintilerinde ROM’da depolanan bilgi kaybedilmez. İngilizce “Read Only Memory”
(Yalnız Okunabilir Bellek) kelimelerinin baş harflerinden geliyor.Çeşitleri:
PROM: Özellikleri temelde ROM ile aynıdır. Bir kere programlanır ve program silinemez ya
da değiştirilemez. Ama programlanması kolaydır. Herkes satın alacağı bir PROM
programlayıcısı ile bu işi başarabilir.
EPROM: RAM’in elektrik kesintisinde bilgileri koruyamaması, PROM’un ise bir kere
programlanabilir olması silinebilir ve yeniden programlanabilir EPROM yaratılmıştır.
Programlayıcı kodlanmış programı mor ötesi ışıklar göndererek siler ve yeniden programlar.
Güneş ışığı programı kolayca silebileceği için üzeri bantla kapatılır. Özellikle yurt dışından
gelen yazıcılara Türkçe karakter seti eklemek pratik uygulamalarından biridir.
EEPROM: Üzerine bilgi yazılması için normal elektrik voltajı uygulanır. Elektrik kesilse de
üzerendeki bilgiyi saklar. Özel bir uygulaması Flash Memory’dir. Aralarındaki fark ise
EEPROM’a bilgilerin byte halinde, Flash Memory’e ise blok halinde yazılmasıdır. Falsh
Memory uygulamaları genelde MP3 çalarlar, dijital kameralar, PDA, laptop… gibi
cihazlardır.
RAM: RAM bellek bilgisayarın ana belleğidir. Bilgisayarlarda işlenecek tüm veriler RAM
belleğe konulur. Sadece ana bellekteki veriler işlenir. Bununla birlikte çalıştırılacak her
program, erişilecek her dosya mutlaka depolama ortamından ana belleğe kopyalanmalıdır.
Ana belleğin boyutu önemlidir. Çünkü bilgisayar hangi programların kullanılabileceğini, ne
kadar verinin hazır bir şekilde erişilmeyi bekleyeceğini bu bellek belirler. RAM bellekler hem
içerisine bilgi yazmak, hem de içlerindeki bilgiyi okumak için tasarlanmıştır. İngilizce
“Random Access Memory”(Rassal Erişimli Bellek) kelimelerinin baş harflerinden adını
almaktadır. Rassal, rasgele erişimli denmesinin sebebi bu belleğin üzerindeki herhangi bir
veriye aynı sürede ulaşmanın sağlanmasıdır. Günümüzdeki bilgisayarların çoğu 128 MB ana
bellekle satışa sunulmaktadır. Yani böyle bir bilgisayarın ana belleğine 128 milyon harf
yerleştirilebilir ki bu da 100.000 sayfalık bir ansiklopediye eşittir.
Eğer RAM bellek kullanılmadan direk olarak depolama biriminden bilgi alınsaydı o zaman
bilgisayar çok yavaşlayacaktı. Çünkü sabit disk gibi depolama birimlerindeki verilere erişim
süresi milisaniye (Saniyenin binde biri), RAM belleklerde ise erişim süresi nanosaniye
(saniyenin milyarda biri) ile ölçülmektedir. Bu da RAM belleklerin ana bellek olarak
kullanılmasındaki en önemli faktördür.
DRAM(Dinamik RAM) ve SRAM (Statik RAM) olarak ikiye ayrılırlar.
DRAM: Günümüz kişisel bilgisayarlarında kullanılan en popüler bellek türüdür. Kondansatör
ve transistör ile temsil edilir. Çift tarafında kondansatörler olan yalıtkan bir maddeden oluşur.
Bir kondansatör üzerinde 1 bitlik veri saklanır. Teoride kondansatör üzerindeki verinin
sonsuza kadar saklanması gerekir fakat hiçbir yalıtkan mükemmel olmadığı için yük zamanla
boşalır ve yaklaşık olarak 50 milisaniyede bir kondansatörler tekrar sarj edilmek suratiyle
bellekteki bilgiler tazelenmiş olur. Ana bellek için kullanılan RAM türü DRAM’dir. Çeşitleri;
EDODRAM(Extended Data Output Dynamic RAM):Geleneksel DRAM’den farklı olarak bir
veri bloğu işlemciye gönderilirken diğer veri bloğunu çağırmaya başlayabilir. Yani bir iş
tamamlanmadan başka bir iş yapılmaya başlanabilir. Erişim süreleri 60-70 nanosaniye
kadardır.
SDRAM(Synchronous DRAM): Geleneksel belleklere göre çok daha yüksek saat frekansında
çalışabilirler. SDRAM kendisini işlem yolu ile senkronize ederek 133 Mhz hızında çalışabilir.
Yani hızları nanosaniye yerine Mhz ile ölçülür. 83 Mhz, 12 nanosaniyeye eşittir.
RDRAM-DRDRAM(Rambus-DirectRambus DRAM):Saniyede 1,6 milyar Byte veri transfer
hızı vardır. 8 Bit yol yerine 16 Bit veri yolu kullanılır(2 byte). Hızları yüksektir 1066 Mhz
kadar çıkmıştır. Verileri RAMden önbelleğe ya da ekrana taşımak için küme komut işleme
(pipelining) yöntemini kullanırlar. Aynı anda 8 ayrı işlem yapabilmektedirler.
SRAM:Elektrik verildiği sürece içindeki bilgileri saklayan RAM türüdür. DRAM’den farklı
olarak bilgilerin güncellenmesi gerekmemektedir. Bu yüzden hızlı fakat pahalıdırlar. SRAM
genelde bilgisayarların önbelleğinde kullanılır.
ÖN BELLEK: Günümüz bilgisayarlarında hızı etkileyen en önemli faktörlerden biri de ön
bellektir. Ön bellek SRAM’lerden oluşmuş bellek topluluğudur. Ön belleğin kullanım amacı
işlenmesi gereken bilgilerin önce buraya getirilerek işlenmeye hazır hale getirilmesidir. Bellek
ya da yolların fızı işlemcini,n hızına yetişemez. Arada geçen zaman kaybını önlemek için ön
bellek kullanılır. Günümüzde ön bellekler işlemcinin içindedir ve işlemci hızında çalışır. L1
ve L2 olarak iki seviye ön bellek vardır. L1; işlemci ile aynı hızda çalışan 8-16-32-64 ve 128
KB belleklerdir. L’; bellekler ise işlemci çekirdeğine daha uzak ve ebatça daha büyüktür. 128-
256-512 KB boyutlarında olabilirler. Ayrıca sabit disk, CD-Rom okuyucu ve CD yazıcılarda
da ön bellek kullanımı başlamıştır.
GİRİŞ BİRİMLERİ:
Bilgisayara veri girişi için kullanılan birimlere giriş birimi adını veriyoruz.
Klavye:Üzerinde harfler, sayılar ve bazı özel işaretler vardır. Üzerindeki harflerin
dizilişlerine göre F ya da Q olarak adlandırılırlar.
Işıklı Kalem:Genellikle bar kodları okumada, şekil çizme ve el yazısı yazmada kullanılır.
Grafik Tablet:Özel bir kalem vasıtasıyla ekranda yazı ve şekillerin gözükmesini-çizilmesini
sağlayan küçük kare ya da dikdörtgen şeklinde tablettir.
Dokunmatik Ekranlar:Ekranda görünün komutlar üzerine dokunmak suretiyle komutları
çalıştıran ekran tipidir.(Kiosk)
Oyun Çubuğu: genellikle oyunlarda kullanılır ve üzerindeki tuşlara basılarak bilgisayara
komutlar verilir.
Fare:Ekranda görünen imleç yardımıyla komut girişi yapmaya yarar. Hareket etmesiyle imleç
ekranda yer değiştirir. Fare kullanarak işaretleme, tıklama ve sürükleme işlemleri yapılır.
İmleç:Farenin ekran üzerinde nerede olduğunu gösterir.
Tıklama:Farenin sol tuşuna bir kere basılmasıdır.
Çift Tıklama:Farenin sol tuşuna kısa aralıklarla iki kez basılmasıdır.
Sürükleme:Farenin sol tuşuna basılı tutarak imlecin yerinin değiştirilmesidir.
Tarayıcı:Kağıt üzerindeki resim, grafik ya da önceden yazılmış yazıları bilgisayar ortamına
aktarmakta kullanılır. Farklı çözünürlük destekleyen modelleri bulunmaktadır.
Video/TV kartı:Bilgisayar ya da diğer kaynaklarca üretilmiş görüntü, ses, text ve diğer
veriler üzerinde işlem yapmak ve saklamakta kullanılır. Ayrıca Tv kartları sayesinde Tv
yayınları izlenebilir.
ÇIKIŞ BİRİMLERİ
Ekran(Monitör):Hem giriş hem de çıkış birimi olarak kullanılır. Giriş ve çıkış birimlerinden
gelen verilerin sonuçlarını görüntüleyerek bilgisayar ile kullanıcı arasındaki iletişimi sağlar.
Grafik ekranda görüntülenen pixellerden oluşur. Bir ekranın görüntülebileceği pixel sayısı nbe
kadar çoksa ekranın görüntü kalitesi o kadar artar.ayrıca pixeller arasındaki uzaklık da
görüntü netliğini etkiler. Uzaklık ne kadar az ise görüntü o kadar nettir.(0,28 den düşükler
tercih edilmelidir)
Yazıcı:Ekranda görülen bilgileri kağıt üzerine yazdırmaya yarayan araçlardır. Nokta vuruşlu,
mürekkep püskürtmeli ve laser yazıcı olarak çeşitlendirilirler.
Kulaklık ve hoparlör: Bilgisayar tarafından üretilen ve kat-ydedilmiş sesleri duymamızı
sağlar.
Ses Kartı: CD kalitesinde 16 Bitlik ses duymamızı sağlar. Bilgisayarların sesi kullanmasını
ve daha sonra bu sesi çıkartmasını sağlayan bir karttır.
DEPOLAMA BİRİMLERİ:
Disket Sürücü ve Disketler:Manyetik ortama veri yazabilen ve üzerindeki verileri
okuyabilen, saklayabilen bir birimdir. Veri taşımada ve yedeklemede kullanılırlar. Disketlerin
kullanılabilmesi için biçimlendirilmesi gerekmektedir. 1.44 MB veri depolarlar. Sıcak, soğuk,
nem ve manyetik alanlar disketlerin çabucak bozulmasına yol açar.
Sabit Disk Sürücü: Bilgisayarların ikincil bellekleridir. Üzerlerine depolama yapmayı sağlar.
En temel ve en kapasiteli birimdir. Bir kutu içerisinde bilgisayarların kasalarında bulunur.
Verileri bir dizi dönen manyetik disk üzerinde saklar. Her manyetik diskte okuma-yazma
kafası vardır. Üst üste yerleştirilmiş plaklara benzer manyetik diskler belli bir hızla dönerken
okuma-yazma kafaları bunların üzerinde hareket ederken okuma-yazma işlemlerini yapar.
Sabit diskler bilgisayarların ana kartlarına EIDE (Enhanced Integrated Drive Electronics)
veya SCSI (Small Computer System Interface) diye adlandırılan yuvalara özel kablolarla
bağlanırlar. “C” harfi ile temsil edilirler.
CD-Rom Sürücüler: CD(Compact Disk) kullanan birimlere CD-Rom sürücü adı verilir.
Depolanan bilgileri okumak için kullanılırlar. Disk veya disket ortamında olduğu gibi veriler
mıknatıslama esasıyla değil de laser kullanılarak cd üzerine oyuk ve tümsekler açma prensibi
ile çalışırlar. Laser oyuk ve tümsekleri 0 ve 1 esasına göre okuyarak verileri bilgisayar
ortamında kullanıma sunar. Normal bir cd 650-800 MB arasında veri saklayabilir. Cd yazmak
için CD-yazıcılar kullanılır. Üzerindeki hızlar yazma-yeniden yazma ve okuma hızlarıdır.
DVD Sürücüler: Digital Video Disk kelimelerini baş harfleri ile adlandırılır. Cd sürücü
mantığıyla çalışırlar ancak DVD’ler CD’lerin 20 katı kadar daha fazla bilgi depolayabilir bu
sebeple günümüzde daha çok filmlerin sayısal ortamda saklanması için kullanılırlar.
Fax-Modem Kartı:Telefon hatlarını kullanarak bilgisayarlar arası iletişimi, dolayısıyla veri
transferini sağlayan cihazlardır. Modemler saniyede transfer edebildikleri veri hacmine göre
sınıflandırılırlar. Türkiye’de telefon hatlarının kapasitesi göz önüne alınırsa genellikle 56 K
bir per second modemler uygun olur. Modemler sayesinde bilgisayarlar fax cihazı olarak da
kullanılırlar.
Ağ Kartları:Bir ağ oluşturmak için, bilgisayarları birbirine bağlamak için kullanılır. Bu
kartlar sayesinde bilgisayarlar arasında veri transferi yapmak ayrıca yazıcı, fax modem gibi
cihazlara bağlanmak mümkündür. Hızları 10 Mbps, 100 Mbps ve 1 Gbps olarak değişir.
YAZILIM
Bilgisayarı fonksiyonel hale getiren ve fiziksel yapısı dışında kalan her şeye yazılım diyoruz.
Yani donanım olmadan yazılım bir işe yaramayacağı gibi yazılım olmadan da donanım bir işe
yaramaz. Yazılımı veriyi işleyerek bilgi haline getiren yöntemler bütünü olarak
değerlendirebiliriz. Bilgisayarlara belirli bir işin gerçekleştirilmesi için verilen komutlar
toplamına program adını veriyoruz. Her bilgisayarda çok çeşitli bilgisayar programları
kullanılır. Genel olarak tüm bilgisayar programlarının tamamına yazılım adı verilir.
Yazılım Çeşitleri: Bilgisayar üzerinde bulunan yazılımlar; “Sistem Yazılımları” ve
“Uygulama Yazılımları” olarak iki grupta toplanabilir. İlk sırada sistem yazılımları vardır. Bu
yazılımlar işletim sistemleri, haberleşme programları ve diğer kontrol programlarından oluşur.
Günlük kullanımda yazılımlar yasal şekilleri, kullanım alanları ve kullanım şekilleri gibi
ölçütlere güre sınıflandırılmaktadır.
Kullanımı Serbest Olan Yazılımlar(Public Domain): Kullanımı herkese açık olan ücretsiz
yazılımlardır. Kullanım süresi ya da kopya sayısı sınırsızdır.
Paylaşılabilir Yazılımlar(Shareware): Telif hakkı olan (Copyright) yazılımlardır. Yalnız belirli
bir süre için deneme amaçlı olarak kullanılabilir. Sürekli kullanım hakkı için belirli bir ücret
ödemek gerekir.
İşletim Sistemi: Kullanıcı ile bilgisayar arasında iletişimi sağlayan programlardır. Bilgisayar
sisteminin tüm hareketlerinin denetler.sistem kaynaklarını yönetir.
Yararlı Programlar:İşletim sistemi ile birlikte verilen format, sıkıştırma, kurtarma türü
programlardır.
Aygıt Sürücüleri:Çevre birimlerinin çalışması için bilgisayara yüklenen programlardır.
Programlama Dilleri: Bir işi bilgisayara yaptırmak için belirli kodların belirli bir sıra
doğrultusunda kullanılması ile mümkündür ve bu koda programlama dili adı verilir. C/C++,
pascal, java, visual basic buna örnektir.
Uygulama Programları:Belirli bir amaç için üretilmiş programlardır. Office programları,
Muhasebe programları, bilgisayar oyunları…
Ticari Yazılımlar: Muhasebe, tahmin yapım, proje yönetimi gibi alanlarda kullanılırlar.
Eğlence Yazılımları: Oyunlar, ekran koruyucular…
Eğitim ve Başvuru Yazılımları: Bilgisayar destekli eğitim yazılımları, simulasyon, elektronik
ansiklopedi, atlas gibi…
Çoklu Ortam Yazılımları: Bilgisayar tabanlı medya ile bütünleşik olarak hazırlanır ve
çalışırlar. Ses, video, animasyon ve resim içerirler. Çoklu ortam ansiklopedileri bunlara
örnektir.
Yazılımlar donanım ve işletim sistemi ile uyumlu çalışırlar. Disket ya da Cd üzerinde gelirler
ve kurmak için kur, setup, install gibi çalıştırıcı dosyaları çalıştırmak suratiyle kurulurlar.
İşletim Sistemi:
İşletim sistemi, sistem yazılımlarının en önemlisidir. Bilgisayardaki tüm işlevleri denetler.
İşletim sistemi olmaksızın bir bilgisayarın çalışması imkansızdır. Donanımı ve uygulama
yazılımlarını kontrol eden, düzenleyen bir program grubudur. Donanım bilgi işlem gücünü
sağlarken işletim sistemi bu güce uygulama programları ve dolayısıyla kullanıcıların erişimini
sağlar. Bunu sağlamak için de;
1. Donanımın kullanıcılar arasında paylaşımını sağlar:çok kullanıcılı sistemlerde merkezi
işlem birimi, yazıcı gibi kaynakların kullanıcılar arasında paylaşımının sağlanması
2. Kullanıcılara veri ve programları paylaşma olanağı sağlar
3. Veri korumayı sağlar. Diğer kullanıcılardan veri korunması işletim sistemi tarafından
sağlanır.
4. Giriş/çıkış işlemlerini ve ikincil belleğe erişimi sağlar. Bilgisayarın kilitlenmesi ya da
çökmesi durumunda veri kaybını önler.
5. Kaynakların en verimli şekilde kullanılması için düzenlemeyi yapar.
İşletim sistemleri genelde kontrol programları ve işlem programları olarak iki gruptan oluşur.
Kontrol Programları:Sistemin işlemlerini kontrol eder, kaynakların atanması, işlemlerin sıraya
konulması, giriş/çıkış işlemlerinin kontrol edilmesini sağlar.
İşlem Programları:Kullanıcıların sisteme erişmesini, sistemin olanaklarını kullanmasını
sağlar. Bilgisayar ilk açıldığında genellikle kernel adı verilen bir işletim sistem programı
bilgisayar belleğine aktarılır ve program gereksinim duyulan diğer işletim sistemi parçalarını
ikincil bellekten ana belleğe yükler. Bellekte sürekli kalan parçalara yerleşik işletim sistemi
programları denir.
BİLGİ AĞI
Günümüzde bilgisayarlar birbirine bağlı olarak çalışabilmekte, kaynaklarını paylaşabilmekte
ve bilgi alışverişine olanak sağlamaktadır. İşte bilgi ağları başlığında bu konu ele alınacaktır.
Bir ağ yazıcılar, CD-Rom sürücüler ve e-mail sunucusu gibi çeşitli kaynakları paylaşabilmek
ve elektronik olarak haberleşmek için birbirine bağlanmış iki veya daha fazla bilgisayardan
oluşur. Bir ağ, yerel alan ağları veya geniş alan ağları şeklinde ortaya çıkabilir.
Yerel Alan Ağları(LAN): Nispeten küçük bir alandaki ağlardır. Yerel alan ağları genellikle
bir veya birbirine komşu birkaç bina gibi küçük bir alan ile sınırlıdır. Çok nadir olarak LAN
içindeki bilgisayarlar birkaç km. mesafede olurlar. LAN üzerindeki bilgisayarlar bir dosya
sunucusu ya da iş istasyonuna bağlıdırlar. Dosya sunucusu diğer bilgisayarların kullanması
için programları ve bilgileri üzerinde barındırır. Pek çok yerel ağda Ethernet kartları ile
birbirlerine bağlıdırlar.
Geniş Alan Ağları(WAN): Büyük bir alana yayılmış alan ağlarıdır.iki ya da daha fazla yerel
alan ağının birleşimi ile onların haberleşmeleri için oluşur. Çoğunlukla “public network”
olarak isimlendirilir. Telefon şebekeleri, ATM(Asynchronous Transfer Mode), uydu
bağlantısı, kiralık hatlar gibi teknolojiler üzerinden oluşturulurlar. Dünyadaki en büyük geniş
alan ağı internettir.
TELEFON AĞLARININ BİLGİSAYARLARDA KULLANIMI
Dünya üzerindeki iletişim, telefon bazlı sistemlerden, sayısal hizmet ağlarına doğru
gelişmektedir. Bilgisayarlar veriyi sayısal olarak göndermeye başladığında, sistemler
arasındaki bağlantıların sağlanabilmesi için telefon ağlarında mantıksal paket iletim
sağlanmıştır. Telefon birçok işyeri ve eve bağlantı sağladığı için, telefon ağları bilgisayar
iletişimi için idealdir.
Bilgisayarlar sayısal formatta, telefon ağları ise analog formatta veri ilettiğinden dolayı
modem adı verilen aletlerle dönüşümler sağlanmıştır. Günümüzde ise ses sinyalleri taşıyan
telefon ağlarının, sayısal veri taşıyabilecek hatlara dönüştürülmesi önemlidir. Bu sebeple
telefon şirketleri ISDN (Integrated Service Digital Network) servisini sağlayan “sayısal
şirketler” olacaktır.
INTERNET
Çeşitli tanımları bulunan internet, dünya çapında birbirine bağlı bilgisayarlardan oluşan ve
sürekli büyüyen bir bilgi ağıdır. Üretilen bilgiyi saklama, paylaşma ve ona ulaşma isteği
sonunda ortaya çıkmıştır.
1997 yılı sonu itibariyle 100,000,000 civarında insanın kendi arasında etkileştiği, bilgi
değiş-tokuşu yaptığı, kendi yazısız kuralları bulunan büyük bir topluluktur. Bu sosyal
yönüyle internettir.
Yararlı bilgilerin size bir tuş kadar yakın olduğu dev bir kütüphanedir.
1997 yılı sonu itibariyle 20,000,000 aşkın bilgisayarın oluşturduğu büyük bir
bilgisayar ve bilgi ağıdır.
Kişilerin fikirlerini serbestçe söyleyebildikleri demokratik bir platformdur.
Evden alış-veriş, gazete ve dergilere ulaşım, bankacılık gibi işlemler sayesinde bir
hayat kolaylaştırıcıdır.
Yani internet bilgiye ulaşım, onu paylaşma ve sonrasında da o bilgiyi kullanımdır.
KİŞİSEL BİLGİSAYARLARIN KİŞİSEL VERİMLİLİĞE ETKİLERİ:
Verimlilik deyince aklımıza gelen az maliyetle işlerimizi daha kısa sürede ve daha kolaya
yapma işlemi bilgisayarlar sayesinde mümkündür. Bilgisayar teknolojisi sayesinde artık
rekabet ortamları da evrim geçirmekte ve teknolojiye dayanmaktadır.
EVDE BİLGİSAYAR KULLANIMI
Evde bilgisayarlar her alanda bizlere yardımcı olmaktadır. Ödevlerimizin yapımından müzik
dinlemek, filem seyretmek, oyun oynamak gibi eğlenceli ortamlara kadar evde bilgisayarı her
alanda kullanmaktayız. Ayrıca ev güvenliği, hesaplama, bankacılık ve alış-veriş konusunda da
bilgisayar kullanımı yaygınlaşmaktadır.
İŞYERİNDE VE OKULDA BİLGİSAYAR KULLANIMI
Özellikle ABD başta olmak üzere birçok ülke artık tüm iş hayatı işlemlerini bilgisayar
ortamından yapmaktadır. Bu sayede verimlilik artmakta, işlem maliyetleri ve işlem süreleri
kısalmaktadır. Eğitimde bilgisayar kullanımı ise sıkıcı ezber görünümünden bizleri kurtarması
açısından önemlidir. Bilgisayar ortamı sayesinde ses, müzik, film ortamında eğitim hem daha
eğlenceli hem de daha kolay öğrenilebilir durumdadır. Ayrıca bilgisayar teknolojisi ile
derslerin tekrar işlenmesi sayesinde anlama açısından aynı seviyede olmayan öğrendiler
arasındaki fark da kapanmıştır. Yani eğitimde bilgisayar kullanımı sayesinde öğrencilerin
derse karşı motivasyonu kaybolmadan öğrenme süresi kesintisiz ve canlı hale gelmiş ve bilgi
kalıcılığı sağlanmıştır.
BİLGİSAYAR KULLANIMINDA SAĞLIK VE GÜVENLİK
Hayatımızda bu kadar mühim rolü olan bilgisayarları kullanırken acaba bir yandan sağlığımızı
mı kaybediyoruz? Günümüzün büyük bölümünü karşısında geçirdiğimiz bilgisayarların
sağlığımıza ne gibi etkileri olmakta. Sağlığımızı korumak için önce bilgisayar karşısında
doğru oturmalıyız. Yükseklik ayarlı, sırt desteği olan, yumuşak minderli bir koltuk
seçilmelidir. Mümkünse bilgisayar düz bir masada değil de bilgisayar masasında
kullanılmalıdır. Kollar dirsekten 90 derece kadar kırılmalı ve klavye önünde ellerin
koyulabileceği bir boşluk bulunmalıdır. Bilgisayar kullanırken gerekecek cihazlar kolay
ulaşılabilecek yerlerde olmalı, eğer yazı yazmamız ve okumamız gerekiyorsa text tam
karşımızda bulunmalıdır. Ayrıca ekranın ışıklandırması, renk ayarı ve çözünürlüğü de bu
bağlamda önemlidir.
Bilgisayar kullanırken dik oturmalı, klavye ve fareye çok güç harcamayacak şekilde
dokunulmalı, sık sık ara verip dinlenilmelidir. Kullanım esnasında beslenme aksatılmamalıdır.
Düzenli olarak spor yapın ve stres ile baş etme yollarını öğrenin.
Bilgisayar kullanımında hareketlerin tekrarlanmasından ve kasların sürekli gergin
durmasından dolayı bilekteki ve koldaki sinir ve dokularda oluşan ve RSI(Repetetive Stain
Injury) adı verilen hastalık kalıcı sakatlanmalara yol açmaktadır.
Ayrıca bilgisayar ekranına sürekli bakmaktan dolayı çeşitli göz rahatsızlıkları da
oluşmaktadır. Bu sebeple ekran gözümüzden 50-70 cm. uzaklıkta ve göz hizamızın bir miktar
altında olmalıdır. 4-6 saatten fazla sürede bilgisayar ile sürekli çalışılmamalı daha önce de
belirttiğimiz gibi sık sık ara verilerek dinlenilmelidir.
Çağımızda kapsamlı bir şekilde kullanılması bilgisayar sistemlerinde güvenlik sorunlarını da
beraberinde getirmiştir. Bilgilerin korunamaması ve kendini kanunun üzerinde gören kişilerin
bunları ele geçirmesi birçok firmaya büyük zararlar vermiştir. Bu sebeple yazılımcılar özel
kodlamalar ve şifrelemelerle bu bilgilerin güvenliği için çalışmışlardır.
BİLGİSAYAR VİRÜSLERİ VE KORUNMA
Çalıştığında bilgisayar programlarına değişik şekillerde zarar verebilen bilgisayar
programlarına bilgisayar virüsleri adı verilir. Ayrıca tüm virüsler aktif hale geldikten sonra
çoğalırlar ve yayılırlar.
Bilgisayar virüslerinin yayılma yollarından birisi virüs kapmış bilgisayar programlarıdır.
Virüs yapımcısı kullandığınız programın içine virüsü gizler ve bu sayede siz o programı
kullanmaya başladığınızda virüs bilgisayarınıza girer. Bu genellikle internet ortamından
alınan dosyalarda yaşanır. Bilgisayar programı çalıştırıldığında virüs de kendini belleğe
kaydeder ve potansiyel olarak zararlarına başlar. Bazı virüsler ise bilgisayarınızın her açılışta
ilk bakılan yeri olan sabit diskinizin “boot sector” bölümüne yerleşir ve bu sayede
bilgisayarınız her açıldığında virüslenmiş olarak çalışmaya başlar. Benzer şekilde kendini
sistemin çalıştırıcı dosyalarına (command.com) kopyalayan virüslerde mevcuttur.
Dosyalara ve bilgisayarın sistem alanına bulaşmasına göre virüsler ikiye ayrılırlar.
Dosyalara Bulaşan Virüsler:Bu virüsler genellikle kullanıcıların çalıştırdığı programlara
bulaşır. Programların virüslenmesi iki yolla olur. Ya virüs kendini belleğe yerleştirir ve
böylece çalışan tüm programlara bulaşır, ya da belleğe yerleşmeden virüslü program her
çalıştırılışında etkisini gösterir. Fakat genellikle bu tür virüslerin çoğu kendini bilgisayarın
belleğine yükler.
Bilgisayarın sistem alanlarına bulaşan virüsler: bu gruba giren virüsler kendilerini bilgisayarın
ilk açılış birimine (boot sector) ya da sistem çalıştırıcı dosyalarına (command.com) kopyalar.
Bazı virüsler ise iki şekilde de zarar verebilir.
Virüslerin bazı çeşitleri virüs arama programları tarafından bulunmamak için gizlenme
teknikleri kullanırlar(stealth virüsler), bazıları ise çalıştırılmaya başlandıktan sonra kendine
benzer virüs programları oluşturarak çoğalırlar(polymorphic virüsler).
Bilgisayar virüsleri;
Ekranınıza canı sıkıcı mesajlar çıkartarak çalışmalarınızı bölebilir ya da
engelleyebilirler.
Bellek ya da diğer kaynakları kullanarak bunlara erişmenizi engelleyebilirler ve
bilgisayarınızın performansını düşürürler.
Kullandığınız dosyaları bozabilir ya da silebilirler.
Kullandığınız programları bozabilir ya da çalışmamalarını sağlarlar.
Sabit diskinizin tamamını ya da önemli dosyaları silebilirler.
Virüsler genellikle PC ortamı için yazılırlar fakat mac sistemler için de virüs nadir de olsa
bulunmaktadır. Günümüzde internetin yaygınlığı ve e-mail kullanımı sayesinde virüsler çok
hızlı bir şekilde yayılabilmektedirler.
Truva Atı “Trojan” nedir? Truva atı virüs ile eşdeğerdir. Tek farkı aldığınızda programın
yararlı bir şey yaptığını sanmanız, zararlarını ise sonra görmenizdir. Oyun programları gibi…
Bazı virüsler doğrudan veri dosyalarını (.dat, .ovr, .doc) bozabilriler. Fakat virüsler de bir
çeşit program olduklarından dolayı aktif hale gelebilmeleri için mutlaka virüs kodunun
çalıştırılması gerekmektedir.
Macro virüsü nedir? Bazı programların kullanımlarını kolaylaştırabilmek için kendi yardımcı
programlama dilleri vardır. MS Word ve Excel bunlara örnektir. İşte macro virüsleri bu
kısımlara yerleşir ve o programları her çalıştırmanız esnasında kendini dökümana bulaştırır.
Bilgisayarınızın virüs kapıp kapmadığını, kullanım esnasında meydana gelecek bazı olağan
dışı durumlara göre değerlendirebilirsiniz. Bilgisayarınızın ekranında görünen bazı işaret ve
yazılar ya da bilgisayarın yavaşlaması, belleğin azalması bu durumlara örnektir. Bu
durumların tamamında virüs tehlikesi olduğunu söylemek yanlıştır ama şüphelenmekte fayda
vardır.
Bilgisayarlarda virüsleri bulmak onları temizlemek için bazı antivirüs yazılımı vardır. Bu
programlar kendi veritabanlarında bulunan virüs imzalarını bilgisayarınızda arayarak virüs
taraması yaparlar. Ayrıca programlarınızı virüs olabilecek zararlı kodlara karşı analiz ederler.
Antivirüs yazılımları veri tabanlarını zaman zaman güncelleyerek yeni çıkan virüsleri de bu
tabana dahil etmektedirler. Genelde üç esasa göre çalışırlar:
1. Virüs arama ve bulma (Virüs Scanner)
2. Bulunan virüsleri temizleme (Virüs Cleaner)
3. Koruma için kalkan oluşturma (Virüs Shielder)
Virüs programları genellikle bilgisayarınızı çalıştırdığınızda devreye girer, her yeni program
çalıştırdığınızda ya da yüklemek istediğinizde kontrol eder ve eğer virüs varsa sizi uyarır.
Genellikle shareware olarak karşımıza çıkan antivirüs programlarının freeware sürümleri de
mevcuttur.
Eğer bilgisayarınızda virüs bulunduğundan şüpheleniyorsanız önce tüm bilgilerinizi kaydedin,
tüm programları kapatın ve antivirüs programını çalıştırın. Eğer bilgisayarınızın sistem
alanlarının virüslendiğinden şüpheleniyorsanız sistemi kapatıp temiz bir sistem disketi ile açın
ve virüs programı yardımıyla tarama yaptırın.
Virüsten korunmanın en kolay yolu güvenmediğiniz yazılımları kullanmadan önde antivirüs
yazılımı ile taramaktır. Fakat bazı dosyalar tarama esnasında virüs uyarısı vermese de
çalıştırıldıklarında çok ciddi hasarlar veren algoritmaları çalıştırırlar. İşte bu tür programlara
karşı tek önlem güvenmediğiniz programları kullanmamaktır.
Ayrıca virüslerin bazıları e-mailler ile taşınabilmektedir. Tek başına text ile virüs
taşınamadığı için sadece yazı ile dolu mailleri okumakta sakınca yoktur. Fakat mail ile birlikte
attachment şeklinde gelen dosyalar virüs taşıyabilir ve bilgisayarınıza zarar verebilir. Bu
sebeple kimden geldiğini bilmediğiniz ve konusu hakkında bilgi sahibi olmadığınız mailleri
açmadan silmek her zaman mantıklıdır. İnternet sitelerinde dolaşırken virüs bulaşmasa da bazı
sitelere girdiğinizde indirilmesi istenen programlarla bilgisayarımıza virüs bulaşır.
LİSANSLI YAZILIM KULLANIMI VE TELİF HAKLARI
Yazılım lisansı telif hakkı sahibinin (yazılım üreticisinin) hakkını koruyan bir belgedir. Telif
hakkı sahibinin hakları yasalarla da korunur. Hiç kimse telif hakkı sahibinin izni olmadan
programı kopyalayamaz ve dağıtamaz. Bu kuralları çiğnediğiniz takdirde ağır cezai
yaptırımlarla karşılaşabilirsiniz. Lisanslı yazılım kullanmak, bilgisayarınızı virüslere karşı
korur, teknik destek güvencesi sağlar, program hakkında rehberlik hizmeti ve ucuz
güncelleştirmeye imkan sağlar, yazılımlar sorunsuz çalışır ve bilgi teknolojileri gelişmeleri
hakkında sürekli bilgi alma imkanı sağlar. Lisanssız yazılımlarda ise bu imkanlardan
yararlanılamaz. Ayrıca son günlerde BSA adı verilen kuruluşun yaptığı kontroller neticesinde
korsan yazılım kullanan firma ve şahıslara ciddi para ve hapis cezaları verilmiştir.