Yılan Korkusu
"Kimi cinlerin yılan kılığına girerek insanın çevresinde dolaştığına, evin duvar deliklerinde yuva yaptığına inanılır.Kimi cinciler bu yılanları kötü ruhlardan, kimileri de şeytandan sayarlar...
Yılanın sokulduğu evler uğurlu sayılmaz, o evlerde kötü kişilerin bulunduğuna inanılır...
İşte böyle; yılanlardan korunmak, başa gelebilecek bir yıkımı önlemek için muska yazdırılır, şerbet yapılır..." (Anadolu Büyüleri, sayfa 360)
Yılan ve Ouroboros
:: Yılanlar; bize ejder neslinden kalan son hatıratlardır,bağlı bulunduğu kertenkelegiller nesliyle birlikte.
::Ejderin ateş kusmasına karşılık yılan süt kusar ve bazen de zehir.
::Bir yılanın Ouroboros'tan farkı zehri dışarı püskürtmesidir; oysa Ouroboros'un hedefi derinine, kendi içinedir.
::Kuşkusuz Ouroboros'a dönüşüm, bir eylem değildir; güneşin karanlıkta bıraktığı 1 sürecin neticesidir.
::O'nun; birleşmeden önceki durumu Ouroboros değil sadece bir yılan ya da ejdergildir.
: : Bir yılan ya da ejder'in; Ourobos'a dönüşmesi kendini negatif diyalektik olarak gerçekleştirmesi,; kozmik kaderi ile yüzleşmesidir.
:: Dönüşüm çok sancılıdır, sürekli içine akıttığı acı öd yılanı zehirleyecek; "kendi" sandığı tinsel deriden feragat etmeye zorlayacaktır.
::Zehrin ilk başlangıcı, neredeyse hoş bir sarhoşluk; varacağı menzil ise büyük bir yangın yeridir.
::Yılanın göz kapağı yoktur, bu yüzden gözü sürekli açık gözükür; yılan üçüncü gözün cisimleşmiş halidir.Bu aynı zamanda bu onun bir Ouroboros olma olasılığının çıplak delilidir.
::Yılanlar duyamazlar, ama yerden gelen her titreşimi yakalarlar. Onların sayacı Hades'e sıfırlanmıştır; dış dünyanın loş uğultusundansa, ölüler diyarının kutsal gürültüsüne şerbetlidirler.
::Yılanın toprağın, suyun, kumun ya da kayanın altındaki dehşetengiz yolculuğu; vaat edilmiş menzilin kapı girişini arayış serüvenidir.