DEGERLER ve EGİTİMİ- II · (İstanbul2012)
EDiTÖRLER
Recep Kaymakcan, Nuri Tınaz, Z. Şeyma Altın,
Mahmut Zengin, Ahmet Yasin Okudan, Hulusi Yiğit
~ra em Değerler Eğitimi Merkezi
©Eserin her türlü basLm hakkı aiı.laşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları'na aittir.
Dem Yayınlan Ensar Neşriyat Tıc. A.Ş. Organizasyon udur.
DEGERLER ve E GİTİMİ- II SEMPOZY"UM B İLDİRİLERi KİTABI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adına Sahibi Kültür Daire Başkanı
Abdurrahman ŞEN
Genel Yayın Yön etmeni . Şevket Demirkaya
Proje Koordinatörii Recai Demir
Yayın Koordinatörü Murat Arslan
Editörler Recep Kaymakcan
Nuri Tınaz Z. Şeyma Altın
Mahmut Zengin Ahmet Yasin Okudan
Hulusi Yiğit
Redaksiyon Ayşe N uran Cansız, Derya Dinal, Esma Bakır, Haluk Doğan, Elyesa Koytak
Mine Arslan, İbrahim Dalar, Talha Gökdentürk, Zeynep Arslan
Çeviri & Tashih Ali Murat Yel, Mehmet Ali Doğan, Hatice Kübra Kula
Kapak & Sayfa Tasaruru Nuray Yüksel
ISBN: 978-605-4036-65-3
Baskı-Cilt
ERTEMBASIM Başkent Organize Sanayi Bölgesi
22. Cadde No: 6 Malıköy-Temelli 1 ANKARA Tel: 0312 640 16 23 Fax: 0312 640 16 24
Serti.fika: 26886
ı. Basım
Eylül2015
İletişim Oruç Reis Mah. Giyimkent Sitesi 12.Sok. No:40-42 Esenler / İSTANBUL
Tel: (0212) 49119 03- 04 Faks: 0(2U) 438 42 04 www.ensarnesriyat.com.tr e-mail: [email protected]
' -••vıı~ •uı...
Bu:ffi~~~IR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kiiltür Daire Başkanlığı Kiiltürel Etkinlikler Müdürlüğü'nün katkılarıyla hazırlannuşhr.
AHLAK EGiTiMiNDE BİR TEMEL OLARAK İSLAMi DE GERLER
J. Mark Halstead *
Giriş
Bu makalenin odak noktası batılı bir kişinin İslami düşüncedeki dini ve
ahlaki değerlerin arasındaki yakın ilişki, Müslüman topluluk ve ülkelerdeki değerler eğitiminde bu ilişkinin sonuçları ve değerler eğitimi ile ilgili batılı ve İslami ekollerin arasındaki önemli farklar hakkındaki bakış açısıdır. Makalenin esas hedefi İslam ve batı dünyasında etkili olan bazı kültürel değerler ve varsayımlan karşılaştırmakla beraber değerler eğitiminde batılı ve Müslüman uzmanlar arasında daha verimli bir diyaloga katkıda bulunrnaktır.
Her ne kadar şu anki küreselleşme trendleri akadernisyenlerin kendi kültürlerindeki ve başka killtürlerdeki değerler ve değerler eğitimi hakkın
da araştırma yapma konusunda git gide daha hevesli oldukları anlamına gelse de geçmişte (kişiler arası) iletişim, düşünce ve uygulamaların farklı inanç ve kültürler tarafından aynı şekilde kavrarnsallaştırılarnamasından
ötürü çoğu zaman engellenmiştir. Bu makalenin killtürler arası daha geniş bir anlayış adına bir takım önemli konuları netliğe kavuşturmasını ve böy
lece Ensar Vakfı Değerler Eğitimi Merkezi'nin değerli hedeflerine az da olsa katkı sağlamasını ümit etmekteyiz.
Makalenin ilk kısmında İslam' daki ahlaki değerlerin dindeki temelleri vurgulanarak, bu değerlerin kaynakları ve yapıları incelenecektir. İkinci kısmında İslam' daki değerler anlayışı ile batılı liberal devletlerde baskın olan ahlaki değerlere dair daha sekiller yaklaşım, bu iki ekolün haklar ve ahlaki * Çeviri: Hatice Kübra Kula ** Prof. Dr., Huddersfield Üniversitesi, Eğitim Fakültesi; Birleşik Krallık. e-maU: [email protected]
94 Değerler ve Eğitimi - D
bağımsızlık konularındaki farklarına gönderme yapılarak karşılaştı.nlacaktır. Üçüncü kısunda özellikle ahlaki bilginin aktanlma ve Müslüman çocukların ahlak çerçevelerine göre hareket etmeleri için moti.ve edilme şekillerine bağlı olarak, ahlak eğitiminde İslami düşünce sisteminin sonuçları €le alınacaktır. Tüm bunlara bakarak, İslam' da ahlak eğitiminin, ruhsal bir konu olan
ve evrensel İslami değerlerin içselleştirmesi yle gerçekleşen, içsel değişim ile alakah olduğu savunulacaktır. Öte yandan batıdaki ahlak eğitimi bireylerin yetişti.rili..rken karşılaştıkları bir takım kültürel değerlerden ve ahlaki otori
teden bağımsızlaştırılmaları ve böylece onların kendi ahlaki yargılamalarını mantıklı bir şekilde yapabilecekleri hale gelmeleriyle ilgilidir.
İslam' da Dini ve Ahlaki Değerler
İslam'da bir biriyle sıkı sıkıya bağlı olan din ve ahlak ilişkisi "inanan" ve "iyi iş yapan" kişilere atıfta bulunan birçok Kur'an ayetinde yer almıştır (bkz, Sure 2:25; 95:6; 103:2). Bu ise Müslümanlar için inanç ve davranışın iç içe olduğu, ahlaki davranışların inançtan geldiği ve inancın da ancak ah
laki davranışlar ile sonuçlanelığında gerçek olduğu anlamına gelmektedir (Ashraf, 1988: 76; Khan, 1987: 28). Bu yüzden birçok Müslüman'ın ahlak ve dini vazife kavramları arasında genelde ayrım yapmamaları şaşır~cı bir şey
" değildir. Aslında dini vazife inanan kişinin hem Allah' a hem de insanlara
karşı olan görevlerini kapsayan geniş bir kategoridir. "Ne yapmalıyım?" ya da "Nasıl davranmalıyun gibi" soruların ahlaki ve dini içerikli cevapları olabilir fakat dini ve ahlaki değerler Allah'ın peygamberleri ile ilettiği gerçeğin eşit değerdeki unsurları olarak düşünüldüğü için, ahlaki cevaplar hali hazır
da dini ifade biçimlerinin içinde yer almaktadır. Müslümanlar Allah'ın helal kıldığı (yani izin verdiği) ve haram kıldığı (yani yasak.ladığı) şeyleri belirttiğine inanmaktadırlar ve insanların Allah'ın rehber li ği doğrultusunda davranıp davranmayacakları veya başka yola sapıp yapmayacaklan kendi seçim
lerine bağlıdır. Allah'ın çizdiği doğru yoldan gidenler ahlak çerçevesinde bir yaşamı seçmiş olarak tanunlanmaktadırlar (Kuran, Sure 1:6).
Pratikte herhangi bir toplumda ahlaki değerlerin gelişmesi alışkanlıklar, aile gelenekleri, toplumda önde gelerıler, edebiyat ve kişisel yargılar
gibi karmaşık konulara bağlı olsa da birçok Müslüman için ahlak konusunu dini bağlamdan ayrı tutmak zordur. Aslında, İslam' da ahlak genellikle Kur' an ve hadislerden gelen bir takım kurallar, görevler ve sorumluluklar olarak görülmektedir. Fazlur Ralıman'ın söylediği gibi İslam' da etik dav-
Değerler ve Eğitimi - II 95
ramşlar önermeler dahilinde değil kutsal kural ve davranışlar çerçevesin
de tammlanmışb.r (1985: 18) ve Kur'an tümüyle ahlaki öğütler bütünüdür
(ibid.: 8). Rahman Müslümanların neden Kur' an' ı ahlaki davranışlar için bir te
mel olarak almaları gerektiğini de belirt:ırıiştir: İlk olarak Kur' an Allah'ın kelamı
olarak görülmektedir, ikinci olarak Kur' an' ın günlük yaşam ile ilgili gerçekte ya
da potansiyel olarak bütün sorulara cevap verdiğine inanılınaktadır (ibid.: 14).
Kur' an' da öğretilen erdemler arasında adalet, yardımsever lik, dindar
lık, dürüstlük, samimiyet, şükran ve iffet yer almaktadır. Her bir Müslü
man KurNan'da belirtilmiş olan görevlerini, yasal ve ahlaki yükümlülük
lerini (sıra dışı zorlukların olduğu durumlar haricinde) yerine getirmelidir.
Kur' an' dan sonra İslam' da ikinci ahlak rehberi ahlaki yönden mükemmel bir
örnek olarak düşünülen Muhammed peygamberin yaşarnıdır. Peygamberin
ahiakından "And olsun ki, Resulullah, sizin için, Allah' a ve alıret gününe
kavuşmayı umanlar ve Allah> ı çok zikredenler için güzel bir örnektir." (Sure
33:21) ifadesi Kur' an' da yer almaktadır. Muhammed kendi misyonunun İs
lami etik değerleri uygulayıp ve birebir örnek olup "iyi özelikleri mükem
melleştirme" olduğunu düşünmekteydi (Ibn Anas, 1989: 382). Bu yüzden
hadislerde yer alan sözleri ve hareketleri ahlak konusunda örnek oluştur
mada ve ahlak?. düzenlemelerde Kur' an' ın yanında önemli bir yardıma kay- ·
nakb.r. Hatta Walzer ve Gibb "bütün hadislerin İslami etikler konusunda bir
kılavuz olduğunu" iddia etmişlerdir (1960: 326).
İslami Etikler
Etiğin İslam' da ayrı bir akademik disiplin olarak yeri yoktur, en azın
dan sadece insan mantığı ve deneyiminden yararlanan bir disiplin olarak
yeri yoktur (Siddiqui, 1997: 423). Dinle herhangi bir bağlantısı olmaksızın
ahlaki kararlar verme konusunda bir çerçeve oluşturması açısından Batı' da
Bentham, Mill, Kant veya Rawls'ın eserleri ile karşılaştırılacak hiç bir eser
yoktur. (İslam' da) etiğin dini temelini eleştirel bir biçimdeki incelemeye tabi
tutacak bir gelenek ve ahlak eğitiminin kişiııiiı gelişimi ve ahlaki özerkliğini sağlama gibi amaçları yoktur (Halstead, 1986, 4. kısım) . İslam' da var olan
şey ise kabaca İngilizcede "ahlak" kelimesine karşılık gelecek olan bir takım kavramlardır.
Bu kavramlardan ilki etik ya da ahlaki değerler olarak çevirtilen ahlaktır ve bu kavram İslam' daki temel ahlak standartlarına ve esaslarına atıfta bulunmaktadır. Ahlak Ibn Sadr al-Din al-Shirwani tarafından" erdemler bili-
96 Değerler ve Eğitimi - ll
mi ve onlara sahip olrnarun yolları, kötü özellikler ve onlaı·a karşı korunma yöntemleri olarak" tarurnlanrruştır (Walzer' den alınh 1960: 327). Al-Shirwa
ni ayrıca "ahlakın konusu, onlardan etkilendiği kadar, doğuştan gelen eğilimler, sonradan edinilmiş erdemler ve (kişinin) manhksal yön(ü)dür" demiştir. Ahlak (Arapçada) çoğul bir kelimedir fakat bazen karakter, doğuştan gelen özellikler veya "düşünce ve kasıt olmaksızın (kişinin) görevlerini yerine getirmesini sağlayan bir ruh hali" anlanuna gelecek şekilde de tekil haliyle (kulluk)·de kullanılmaktadır (Miskawih, 1968: 30; cf. Omar, 1994: 103). !<indi,
Farabi, İbn-i Sina, İbn Miskeveyh, Nizamülmülk, Gazali, el-Razi and şeyh Tusi gibi birçok ünlü Müslüman aiim ahlak üzerine çalışmaklar yapmış ve onları kağıda dökmüştür. "Ahlak ilmi" (ahlaki değerler) fıkıh (hukuk) ilmi
gibi diğer birçok unsurla beraber İslam' da eğitimin her aşamasında İslami ilimierin önemli bir parçasıdır.
Etik ile ilgili ikinci kavram iyi davranış ile ilgili iki farklı fakat birbirleriyle bağlantılı olan anlayışı -bir yanda kibarlık, nezaket, iyi yetiştirme, görgü kuralları, kültür, zariflik ve iyi huylar; diğer yanda değerler ve ahlakı- birleştiren edeptir. Lc;lam edebi "İslam'ın öğreti ve kurallarından gelen
İslam' da kabul görmüş iyi hal ve tavırlar'' anlanuna gelmektedir (al-Kaysi, 2003: 13 ). Fakat bu kelimenin İslam' dan önceki kökeni ilkArap kabilelerinde gelenek ve kuralların bazılarının Arap Müslüman'ların ahlak ile ilgili gö
rüşlerine entegre edilebilmiş olacağına işaret etmektedir. Edep eğitim için (kullanılan) önemli Arapça kelimelerden biri olan te' dib ile aynı kökten gelmektedir. Te'dib ise büyük ölçüde toplum ve içinde bulunulan grup içerisinde sosyal davranışlar için oturaklı bir temeli öğrenme sürecine ·gönderme yapmaktadır (Halstead, 2004: 522ff).
Eger ki şu ana kadar ahlaki değerler (edep ve ahlakta olduğu gibi) hakkında sunduğumuz İslami bakış açısı batılı bilim adamlarına fazla kuralcı ve din bazlı geldiyse, bütün bunların İslam' da ahlak ile ilgili tek bir bakış açısını temsil ettiğini ya da İslami etiklerde rrıantıga yer olmadığını düşünmemek
gerek. Tam tersine, bunların bir üst kadernesi büyük oranda mantığı ilgilendirmektedir. Bu özellikle kıyasm İslami hukukun gelişmesi için kullanımında görülmüştür. Örneğin şarap Kur' an' da bahsedilen tek alkollü içecektir fakat tüketimi yasaklandığı için dönernin hakimleri şarap ile (alkol içerme hususundan ötürü) ilgili yasağı benzer oldukları için diğer alkollü içecekleri
kapsayacak şekilde uygulamışlardır. Benzer bir süreç tıbbi etikler ile ilgili tartışmaları çözmeyi isteyen günümüz bilim adamlarınca da kullarulmıştır.
Değerler ve Eğitimi -li 97
Örneğin İslam' da çocuk sahibi olmak dini görevlerden biri olarak varsa
yildığı için ve bir kişinin olumlu sonuçlan olan bilimsel bilgiyi bulmak için aklıru kullanması takdire şayan olduğu için yapay döllenme ve laboratuar döllenmesi kabul edilebilir olarak görülmektedir (ancak spermin babaya ait olması koşuluyla aksi takdirde süreç zina ile eş değer olacaktır) (Bennett,
1994: 102, 115-6).
Etik hakkında alternatif İslami düşüncelerin erken dönemdeki bir örneği Müslüman bilim adamlarının antik Yunan felsefesine ciddi anlamda önem vermeye başladıklarında görülebilir. Umarrudin'in belirttiği gibi "eti
ğin temel prensipleri Kur' an' da yer almasına rağmen, etik Müslümanların zihninde Yunan felsefesinin etkisi teyit edilmedikçe bir bilim olarak şekil almamıştır (1962: 45). İslam'ın altın çağında (İslam' ın ilk 500 yılı) Müslüman bilim adamları ''bir hareketin Allah emrettiği için mi iyi olduğu yoksa iyi
olduğu için mi Allah'ın emrettiği" gibi ve insanın ahlak bilgisi temelleri ile ilgili konular hakkındaki sorular ile meşgul olmaya başlamışlardır. Ahlak bilgisin temelleri hususunda Hourani (1985: 2ff) 9. ve ll. yüzylllarda aktif
olan üç ayrı İslami bilgi geleneğini ayırt etmektedir.
Mutezile tealogları değerlerin tarafsız olduğunu tanndan gelen bilgiler ya da bağımsız manlıksal çıkarımlar ile öğrenilebileceğini sa~uşlardır. Eş' ari din bilimciler ise değerler _çoğunlukla tanrının vahiy ettikleriyle
öğrenilebilir demişlerdir:_El-Kin~, Farabi_ ve İbrı-i Sina gibi Müslüman Eelsefeciler ise değerlerin tarafsız olduğunu ve sadece mantık yolu ile (dahi)
öğrenilebileceğini düşünmüşler, f~t bir peygamberlerin bunları daha cezbedici bir şekilde sıradan insanlara sunabileceğini fark etmişleridir. Bu üç grup arasındaki akaderİUİ< tartışma, her ne kadar sonunda çoğunluk!~ Eş' ari bakış açısıyla yazan Gazali kararlı bir biçimde her iki grubun da konu ile ilgili o oj ektiilik düşüncelerini bir kenara bırakıp, İslami ahlakı İslam'ın kendi
sinden sonraki yaklaşık 900 yıl takip edeceği etik iradecilik ve subjektifliğin (olduğu) bir yaklaşım çerçevesine yerleştirmiş olsa da, çok fazla idi.
Ahlaklı olmarun Allah'ın yasakladığı ve emrettiği şeyler çerçevesinde tanımlanabileceği görüşüne dayalı olarak, Gazali bütün ahlaki davranışların
kişisel çıkariara dayalı olduğunu destekleyen önemli tartışmalar sunmuştur. Gazali'ye göre davranışlarımız övülme isteği ve zararlı sonuçlardan çekinme ya da öteki dünyada ödüllendirilme ile gerekçelendirilmektedir. Ve bi
zim vaad edilmiş ödül ve o sonucu elde etmek için kullanılacak yollar hakkındaki bilgimiz vahiy kaynaklıdır demiştir.
98 Değerler ve Eğitimi -D
Her ne kadar Müslüman felsefeci ve Mutezile felsefecilerinin etik dü
şüncelerinin ana akım İslami etik üzerinde az etkisi olsa da belki de bu düşünceler yüzyıllarca Müslüman bilim adamlannın anlayış ve farkındalıkla.rıru zenginleştirmiş ve günümüzde etik ile alakalı yeni akım alternatif İslami düşüncelerin ortaya çıkmasım daha da kolaylaşbmuştılar. Bu tarz bir düşünce Kur'an'ın sonsuz doğruluğunun sadece emrettiği belirli bir takım
kanunlarda ve cezalarda değil temel prensiplerde bulunabileceği iddiasım içermektedir (ka.rşılaşbnn Anees, Abedin &Sardar, 1992).
Bu görüşe göre, durumlar gibi, bazı tahmin ve yargılar da zamanla değişmekte fakat adalet, selamet, iman, ibadet, insanın vasiliği, tevhit, (adaletsizlik ve baskıya karşı) cihat, arnel-i salih, ve İstislah her zaman geçerlidir ve
bunların renk, zenginlik, konum, etnik köken, güç ve ulus gibi unsurlardan bağımsız olarak bütün insanlık için eşit derecede uygulanabilir olduğuna inarulmaktadır. Bu görüş azınlıkta kalan bir görüştür fakat birçok Müslüman için şeriatta detaylı olarak açlklanmış olan dini ve ahlaki gereklilikleri
modern düşüneeye göre uyarlamak fikri inançlarına ters düşmektedir (cfr. Doi, 1984: 39).
İslam' da Ahiakın Üç Boyutu
Soyut kavramlar genelde farklı kültürlerde aynı anlamı taşımazlar. Örneğin, demokrasi ve eşitlik kavramlarının bir kültürdeki algılanışiarının diğer kültürlerdeki algılanış biçimleri ile her detayıyla olmasa da büyük ölçü
de uyuşması beklenir. Bu konu ahiakın İslam ve batıdaki anlaşılına şekli için de geçerlidir. İslam ahlakı üç kategoriye ayrılabilir: (a) şeriatta helirlenmiş olan zorunluluklar, vazifeler ve sorumluluklar; (b) iyi bir yetiştirilme biçimi ile ilişkilendirilmiş değer ve hal-hareketler ve (c) bir Müslüman'ın günlük
yaşantısında sergilernesi beklenen karakter özellikleri.
Her bir kategori büyük ölçüde batı değerleri çerçevesinde yetişmiş olanlar için anlaşılabilirdir fakat bahsedilen bazı değerler batıda ahlaki değerler olarak algılanamayabilir. Değerler farklı şekilde tanımlanıp sınıflandırılabi
lirler de ve değerlere farklı öncelikler tayin edilebilir.
Batıdaki çok bilindik "doğru" ve "yanlış"; "iyi" ve "kötü" gibi zıt yön
deki kavramlar İslam' da temel olan ahlaki ayrımları tam olarak karşılamamaktadır. İslam' da farz, helal ve haram arasında bir ayrım vardır. Ortadaki kategori mendub, mübah ve rnekruh gibi alt kategorilere ayrılmıştır. Zorun
lu olan görevlerden bazıları beş vakit namaz, Ramazan'da oruç tutmak ve
Deg~rler ve Eğitimi - Il 99
yılda bir zekat vermektir. Bunlar normalde dini vazifeler olarak düşünülmektedir fakat bunların ahlaki boyutlan da vardır. Namaz kötülüklere karşı korur, oruç takvayı, sadaka vermek ise empati ve şefkati geliştirir (Allama Syed Sulaiman Nadwi, 1999: 27-7). Diğer zorunlu görev(Ierden bazıları) evlenmek, çocuk sahibi olmak ve bir kişinin (anne babası dahil) ailesinin ihtiyaçlaruu gidermesidir. Çalışkan olmak, bilgi peşinde koşmak ve hayır yapmak şiddetle tavsiye edilmiştir öte yandan boşanmak izin verilen fakat en az tavsiye edilen şeylerden biri olarak görülmektedir. Yasaklanan şeyler arasında lursızlık, cinayet işlemek, üç kağıtçılık, (homoseksüel ilişki dahil olmak üzere) evlilik dışı cinsel beraberlik, dürüst olmamak, domuz eti yemek, alkol tüketmek ve faiz alıp vermek gösterilebilir.
Moustafa'ya göre "yasaklanan şeyler insanların değerler yapısının özünü korumak ve bozmamak için tedbirsel ve (olumsuzlukları) örıleyici niteliktedirler. Aynca bu yasaklar insanın değer sistemini boziılmaktan, sistemin değerinin azalmasından, sapkınlıktan, uygunsuzluktan ve kışkırtmalardan korumaktadır (1990: 120). Bennett'in dediği gibi "ticari alışveriş, yemek ya da kitap okumak olsun İslam' da her bir hareketin ahlaki açıdan önemi vardır'' (1994: 104). Bunun böyle olmasının nedeni iyi niyetlerle yapıldığı takdirde İslami hukuka uygun olan her hareketin ibadet sayılmasıdır. Yapılan her iyiliğin öteki dünyada ödüllendirileceği gibi her kötülüğün de cezalandınlacağı bilinmektedir. (İnsan öldürmek gibi) bazı yasaklanan şeyler için Kuran' da cezalar belirtilmiştir fakat diğer durumlarda cezalandırma devletin takdirine bağlıdır. İyilik, her ne kadar Kuran' da açık bir şekilde herkesin kendi hareketinden sorumlu olduğu, söylense de sadece kişileri ilgilendiren bir durum değildir (Sure 3:115-6; 35:18; 53:38-9). Her ne kadar devlet insanların evlerinde olan özel konularla ilgilenmese de, toplumun dini ve ahlaki görevleri açıkça muhafaza etme hakkı vardır. Gerçekten inanan bir insan Allah' ın, diğer insanlardan gizlenebilecek şekilde olsa da, yaptıklarını gördüğünü ve ahlaklı davranışları desteklediğini bilir.
Örf ve görgü, ahlaklı davranışın ikinci boyutu, bariz olarak ahlak terimini batıdaki ahlak kavramı ile ilgili anlayışın ötesine taşımaktadır. Hz. Muhammed'in İslam' da gördüğü saygıdan ötürü, Müslümanlar için peygamberin yaptığı her hareket ve kişisel hayatındaki her detay bir model olmuştur. Buna peygamberin nasıl yemek yediği ve içecek içtiği, yatağıru nasıl hazırladığı, yatakta hangi tarafa dönerek yattığı, nasıl banyo yaptığı, kendini nasıl rahatlattığı, esneme ve hapşırmaya hangi ifadeler ile karşılık verdiği ve
100 Değerler ve Eğilimi - II
eşlerinin yanında nasıl davrandığı konulan dahildir. Hadislerin toplaması ana çerçevede işte bu yüzden önemlidir; çünkü hadisler peygamberin yaptıkları ve dedikleri hakkında bilgi sunarak, ayru zamanda Müslümanlara nasıl davranmalan gerektiği hususunda da rehberlik etmektedirler. Bu yüzden İslamiyet'te aile değerleri ve cinsel değerler konusunda fikir uyuşmazlığı yok denecek kadar azdır, çünkü bu tür konular peygamberin _sözleri ve hareketlerine bakaraktan çözüme kavuşturulmuştur.
Ahlflk:ın üçüncü boyutu, İslami erdemler, de Peygamberin örneği ile bağlanb.lıdır (karşılaşhrıruz. Abu Layla, 1990). Allah'ın (merhametli ve acıyan gibi) 99 adından birçoğu insanların talip olması tavsiye edilen erdemleri temsil etmektedir. Aslıraf'ın dediği gibi bu erdemler "tesadüfi varlığımızda gerçekleştirilmesi gereken değiştirilemez kesinliklerdir." {1988: 16). Peygamber bu değerleri kendi hayatında gerçekleştirdiği için, kendisinin izinden giden kişiler için mükemmel bir doğruluk-dürüstlük örneği olmuştur. Peygamberin hayatına dayalı birçok İslami erdem vardır. Mesela Haneef, samimiyeti, sorumluluk salubi olmayı, doğruluğu, dürüstlüğü, doğru sözden şaşmamayı, verilen sözleri yerine getirmeyi, adil olmayı, disiplinli olmayı, kendine mukayet olmayı, alçak gönüllülüğü, sabrı, dayanıklılığı, cesareti, şükranı, saygınlığı, şerefi, öz saygıyı, temizliği, naınuslu olmayı, nezaketi, yardım severliği, iş birliği içinde olmayı, hayırseverliği, eli açıklığı, rnisafirperverliği, düşüneeli olmayı, adab-ı muaşereti, kardeşliği, içtenliği, çabalamayı, sevgi gösterrneyi, çok çalışmayı ve bilgi aşkını konu ile alakalı erdemler olarak sıralamaktadır (1996: 90-97). Müslümanlar için kişisel ahlak imandan, teslirniyetten, takvadan ve ilisandan gelmektedir (Siddiqui, 1997:~4-5).
İslamiyet'teki ve Balıdaki Ahlaki Değerlerin Karşılaşhnlması
İslamiyet'teki bu ahlak anlayışı, (önceki paragrfl.fta çerçevesi çizilen) in
sani erdem kavramı ve (Kura' n sık sık özgürlük, eşitlik ve adalet gibi değerlere gönderme yaphğı için) temel değerler açısından bahdaki görüşle örtüş
mektedir. Fakat bahda ve İslam' da değerlerin aniaşılmasıyla alakah detaysal farklılıklar olabileceği söylenmektedir. Öte yandan İslami bakış açısını ayırt
eden özellik ise zamana bağlı olmayan-her zaman geçerli olan dini prensipleri kabul etmesidir. Bu yüzden ahlaki gelişim ruhi benliğin birey ve toplum
(ilişkisinden) diyalektik olarak meydana gelen ahlaki evrene girmektense bu prensipleri keşfetmek yolundaki kişisel bir yolculuğudur (karşılaşhrınız Hussain, 2007).
Değerler ve Eğitimi - II 101
Haklar kavrarru ise özel bir konudur. Haklar ile ilgili hakların İslami etiğin merkezide olduğuna işaret eden birçok kitaplar yazılnuştır (Husain, 1990; Mawdudi, 1976; Nadvi, 1992; Sheriff, 1989) fakat hakların merkezi olma durumu hala tarbşmalı bir konudur. Bir yanda, önceden de belirttiğimiz gibi İslami ahlak büyük ölçüde İslami hukukta belirtilmiş olan görevler, farz1ar ve serumluklan yerine getirmekten meydana gelmektedir. Benim a kişisinin yararına x hareketini yapmak gibi bir sorumluluğum varsa, a kişisinin benden x hareketini beklerneye hakkı olduğu apaçık bellidir. Nadwi (1999: 26) haklar kon1:1sunu, Allah hakkı (ibadet edilme hakkı gibi) ve kul hakkı (çocukların giydirilmesi, onların bakımının yapılması ve dini yönden yetiştirilmeleri gibi) üzerine yazarken bu bağlamda kullanmıştır. Nadwi net bir biçimde bizim sorumluklarımızı-yükümlülüklerimizi göz önünde bulundurmuştur (cf. Shad, 1987).
Diğerlerinin ahlaki görevlerine dayanan meşru beklenti olarak haklar konusu İslami görüş ile uyum içerisinde gibi gözükmektedir ve haklar kavrarru Kur' an' da ve hadiste bu anlarruyla kullanılnuştır. Öte yandan, İslam ilk olarak ve en başta itaat dinidir (İslam'ın birebir kelime anlarru itaat etmektir) ve köle sahip ilişkisi inananın Allah ile olan ilişkisine dair önemli bir semboldür. Haklar kendini savunma bağlamında (şunu yapmaya hakkım var gibisinden) ya da Allah'tan (veya bir insandan) zorla hak iddia etmek anlamında İslam' ın ruhuna ters düşmektedir. Affouneh (2007) Filistin' de ahlak eğitiminin bir temeli olarak insan haklarıyla alakalı (kendinin bir hakka sahip olduğunu iddia etmek ya da birisinden zorla hak iddia etmek bağlamında) Batılı kavramların yetersizliğine dikkat çekmektedir. Affouneh haklar, barış ve bağışlayıcılık konulularında batılı anlayışın Filistin' de çekilen acıların gerçekliğini yeterince göz önünde bulunduramadığını ve umut kaybetmemı:_k, gelecek kuşakları yetiştirmek ve adaletsizlikle savaşmak için
gerekli olan umudu sağlamak adına başarısız olduğunu öne sürmektedir ve sadece dinde olan değerlerin bunları gerçekleştirebileceğini iddia etmektedir.
İslami bakış açısına göre, kişisel ve ahlaki özerklik (ister Kur'an'ın haklar konusundaki teorilerine ister Kant' çı bireysekilik anlayışına dayalı olsun) iki sebepten ötürü anlarru olmayan konulardır. İlk neden kişisel ve ahlaki özerkliğin Allah'ın iyi ve kötüyü yargılayan pozisyonunu gasp etmesi; ikincisi ise, bireyin iman topluluğundan bağlantısını koparmasıdır. İyilik İslam' da sadece kişiyi ilgilendiren bir konu değildir ve toplumun da ahlaki davranış ve dini uygulamaları teşvik etme görevi vardır. Bu yüzden ahlakı öğretmek de kendi başına ahlaki bir davranıştır.
102 Değerler ve Eğitimi- O
İslam' da Ahlak Değerlerinin Öğretilmesi
İslam' da ahlak eğitimi ile alakah dikkat çeken ilk şey İslam dünyasında konu ile alakah göze çarpan çok tutarlı bir tutumun olması ve bunun yüzyıllarca devarn ediyor olmasıdır. Çocuklarını ahlaki çerçeveye göre
yetiştirmede ailelerin rolü bütün dünyada bilinmektedir. Genellikle çocuk iyi davranışların üzerine yazılacağı boş bir tahta olarak görülmekte ve küçük çoc~ar diğer kişileri taklit etme eğilimine sahip oldukları için, onları iyi arkadaşlıklara özendirrnek ve onlara iyi birer örnek olmak önemlidir. Ço
cuklar disiplini, kendi kendine yetebilrneyi, suurlamaları, kibar ve alçak gönüllü olmayı öğrenmelidirler. Ayru şekilde, Müslüman öğretmenler öğrencilerini gerçek anlamda umursamalı, aşırı sertliklerden kaçınmalı ve oyunları bir tür rahatlama ve deşarj olma yolu olarak (ve ayru zamanda çocukları
kurallar kavramına alıştırrnanın bir yöntemi olarak) teşvik etmelidir ler.
İslami eğitim ve uygulamalar bağlamında, ahlakı öğreten kişiler (a) çocuklara ve gençlere neler yapmaları ve yapmamaları gerektiğini öğretrneli ( davraruşın nedenlerini anlamak bir bakıma ikincil bir husustur ve bir sonraki adımda gelmelidir); (b) onlara ahlaklı bir biçimde davranma motivasyonu
ve isteğini vermelidirler.
Ahlaki bilgilerin aktarılmasında ise, bilginin kendisinin (ahlak ve edep ilmi) daha öncede belirtildiği gibi Kur' an ve hadise dayalı olduğu için ül
keden ülkeye farklılık göstermesi alışılmış biı· durum değildir. Farklı olması daha olağan şeyler ise ahlak eğitiminin yapısı uygulanan yaklaşım ve yönternlerdir. Mektep ve mescit gibi geleneksel İslami eğitim kururnlarında verilen ahlak eğitimindeki en büyük fark ahlaki konuların İslami araştırma
lara bütünüyle entegresi veya ahlak eğitimini apayrı bir içerik olarak planlama konusu arasındadır. Mesela Malezya' da ahlak, İslami eğitimin önemli bir parçası olup, eğlence merkezlerinin, arkadaşların ve kitle iletişim araçlarırun olumsuz etkileriyle savaşır (Tamuri, 2007). Eğitim metotlan; öğrenme
biçimleri, cezalandırmanın olması, ezbere dayalı olmak, kaynak kullaıumı, ya da kullanılan materyalierin tutucu ve otoriter olup olmaması veya güncel ahlaki tartışmalarının eğitimde yer alıp almaması açısından çeşitlilik göstermektedir (cf. Mogra, 2007).
Batılı birçok felsefecinin ele aldığı bir konu olan (Straughan, 1999; Haydon, 1999) ahlak güdüsü ise Müslüman eğitimciler için önemli bir husus olarak görülmemektedir. Önceden de belirtildiği gibi İslam' da ahlaki eğitimin içsel ve dışsal güdülemelere eşit vurgu yapmaktadır. İçsel güdüle-
Değerler ve Eğitimi -II 103
me çocukları Allah' ı memnun etmek isteğiyle hareket etmeye ve peygamberi her daim onun hareketlerini örnek almak isteyecek kadar çok sevrnelerine teşvik etmek gibi noktalan içerir. Aile ve arkadaşlarla iyi ilişkiye sahip olmak da onlara olan saygı ve sevgilerinden dolayı onları taklit etmeye çalışa
cakları için çok önemlidir. Dışsal güdüleme bu hayattaki ekonomik, sosyal ve duygusal konulardaki güzel şeylerin iyi davranan kişilerin başına geleceği gibi geniş çapta bir takım konulan içermektedir. Fakat öteki dünyaya olan inanç da kuvvetli bir temel ve amaç ile ahlak (eğitimi) sağlamak adına
önemli bir unsurdur (Maududi, 1966: 36). Kuran herkesin kendi davraruşından sorumlu olduğunu (Sure 53:38-9; 41:46) ve bu dünyadaki hareketlerine göre kişilerin öteki dünyada ya ödüllendirileceklerini ya da cezalandırıla
caklarını açıkça belirtmektedir.
Güdülemedeki bu yaklaşımların birçok batılı uzman tarafından yeterli oİarak değerlendirilmesi çok olası bir durum değildir. Mesela John Wilson ahlaki güdülemenin bazı ahlaki davranışların "kendi kendini ödediği" anlayışına dayalı olmaması gerektiğini savunmakta fakat bu güdülemenin, yaşamın tümünü veya ahlaklı olmak şeklinde tanırnladığımız düşünceyi öğrencileri ciddiye alma konusunda teşvik etmek ve bu fikri sırf kendi anlamı için takdir etmek ve bunun bir parçası olmalarını istemeleri için cesaretlendirrnek konularına dayalı olduğunu söylemektedir (Wilson & Cowell,
1987: 34-5) ..
Sonuç
Bu makale İslam' daki değer ve ahlak eğitiminin temel çerçevesını açıklamada ancak başlangıç aşamasındadır. İslam hukuku ve ahlak eğitimi arasındaki bağlantı, Müslüman ailelerin ahlak eğitimindeki rolü, İslam' da ahlaki rehberlik ve ahlaki erdemler gibi kavramlar, bazı Müslüman ülkelerdeki sivil eğitim ve din eğitimindeki uygulama çeşitlilikleri gibi makalede az da olsa değinilen kavram veya konular daha detaylı açıklamaları hak etmektedir.
Aynı şekilde ahlak eğitiminde İslami ve batılı yaklaşımlar arasındaki temel farklar, özellikle İslam' daki her daim geçerli olan dini prensipiere yapılan vurgu, İslami hukukun ahlaklı olmayı gerektiren yönü, haklar ile ilgili çeşitli anlayışlar, ahlaki özerkliğin ahlak eğitiminde bir amaç olmasının reddi ve öteki dünyadaki ödüllendirmenin ahlaki davranışı güdüleyen bir unsur olması konuları da daha fazla açıklamayı hak etmektedir. Yine de bu makalenin gelecekte ahlak eğitimi üzerine kültürler arası iletişimi artırmada bir temel sağlaması ümit edilmektedir.
104 Değerler ve Eğitimi -II
Kaynaklar
Abu Layla, M. (1990). In pursuit ofvirtue. London: Ta-Ha.
Affouneh, S. J. (2007). How sustained conflict makes moral education irnpossible: Some
observations from Palestine. Journal of Moral Education, 36(3), 343-356.
Anees, A. M., Abedin, S. Z. & Sardar, Z. (1992). Christian-Muslim relations. London:
Grey Seal.
Ashraf, S. A. (1988). The Westhill project RE 5-16: Islam: teacher's manual. London:
Mary Glasgow.
Bennett, C. (1994). Islam. In J. Holm & J. Bowker (Editörler) Making moral decisions
(sayfa aralığı 95-122). London: Continuum.
Do i, A. R. I. (1984). Slıari 'ah - the Islamic law. London: Ta-Ha.
Halstead, J. M. (1986). Thecasefor Muslim voluotary-aided schools: Some philosophi
cal refl.ections. Cambridge: Islamic Academy.
Halstead, J. M. (2004). An Islamic concept of educatioo. Comparative Education, 40(4),
517-530.
Haneef, S. (1996). What eve1yonc should know about Islam and Muslims. Chicago, IL:
Library of Islam,
Haydon, G. (1 999). Behaving morallyasa po int of principle: A proper aim of moral ed
ucatioo? In J. M. Halstead & T. H. McLaughlio (Editörler) Education in Morality
(sayfa aralığı 243-59). London: Routledge.
Hourani, G. F. (1985). Reason and Iradition inislamic etlıics. Cambridge: Cambridge
University Press.
Husain, A. (I 990). Muslim parents, their rights and duties. Delhi: Adam.
Hussain, K. (2007). An Islami c consideration of western moral education: An explora
tion of the individuaL Journal of Moral Education, 36(3), 297-308.
Ibn Anas, I. M. (1989). Al-muwatta (trans. A. A. Bewley). London: Kegan Paul Interna
tionaL
Al-Kaysi, M. I. ( 1994 ). Moral and manners in Islam: A gıtide to Islamic ada b. Markfield:
Islamic Foundation.
Kban, M. S. (1987). Humanisın and Islamic education. Muslim Education Quarterly,
4(3), 25-35.
Maududi, S. A. A. (1966). Etlıical Viewpoint of Islam. Lahore: Islami c Publications.
Mawdudi, A. A. (1976). Human rights in Islam. Leicester: Islamic Foundation.
Miskawih, A. I. M. (1968). The refmement of character (çeviri, C. K. Zurayk). Beirut:
American University ofBeirut.
Degerler ve Eğitimi - ll 105
Mogra, I. (2007). Moral education in the makatib of Britain: A review of curriculum
materials. Journal oj Moral Education, 36(3), 387-398.
Moustafa, S. M. (1990). The concept of morality in Islam. AI-Azhar Magazine, 63(1),
112-119.
Nadvi, S. M. ud-D. (1992). Human rights and obligations in the light of the Quran and
hadi tb. Labore: Sb. Mu hammad Ashraf.
Nadwi, A. S. S. (Ed.) (1999). Siralun nabi: ethics in Islam. Karachi: DaruJ-Isbaar.
Omar, M. N. (1994). Ethics in classical Islam: a briefsurvey. Hamdm·d Islamicus, 18(4),
103-111.
Al-Qardawi, Y. (1981 ). Al-K.hasa' is al- 'amma li! Islami (The universal cbaracteristics of
Islam). Cairo: Makataba Wahba.
Qur 'an (trans. M. H. Shakir) (1984). New York: Tahrike Tarsile Qur'an, Ine.
Rahman, F. (1985). Law and ethics in Islam. In R. G. Hovannisian (Ed.), Ethics in Islam
(3-15). California: Undena Publications.
S had, A. R. (1 987). The rigbts of Allah and human rights. Delhi: Adam.
Shamsavary, P., Saqeb, G. N. & Halstead, J. M. (1993). Islam: State, religion and edu
catioo. In W. Tulasiewicz & C-Y. To (Editörler), World religions and educational
practice (144-160). London: Casse11.
Sberiff, S. (1989). Women s rights in Islam. London: Ta-Ha.
Siddiqui, A (1997). Ethic.s in Islam: key concepts and contemporary challenges. Journal
oj Moral Education, 26(4), 423-432.
Straughan, R. (1999). Weakness, waots and thewill. In J. M. Halstead & T. H. McLaugh
lio (Eds.), Education in morality (sayfa aralığı 260-269). London: Routledge.
Tamuri, A. H. (2007). Islami c Education teachers' perceptions of the teaching of akhlaq
in Malaysian secondary schools. Journal of Moral Education, 36(3), 371-386.
Walzer, R. (1960). Akhlak: (ii) philosophical ethics. In H. A. R. Gibb et al. (Editörler)
The encyclopaedia ofis/am, New Edition, Cilt. I (sayfa aralığı327-329). London:
Luzac.
Walzer, R. & Gibb, H. A. R. (1960). Akhlak: (i) survey of ethics in Islam. In H. A. R.
Gibb et al. (Eds.) The encyclopaedia oj Islam, New Edition, Ci lt. I (sayfa aralığı
325-327). London: Luzac.
Wilson, J. & Cowell, B. (1987). Method, content and motivation in moral educatioo.
Journal oj Moral Education, 16(1), 31-36.