Diyanet işleri Başkanlığı Yaymlan/1101
ilmi Eserler/181
Yayın Yönetmeni
Dr. Yüksel ·SALMAN
Yayın Koordinatörü
Yunus AKKAYA
· Redaksiyon/Tashih
Ramazan ÖZALPDEMLR
Grafik&Tasanm
AliYÜCEER
Baskı
ÇmarBasım
Tel.: (0212) 628 96 00
Eser inceleme Komisyonu Karan: 08.04.2015/46
1. Baskı, lstanbul 2015
2015-34-Y-0003-1101
LSBN: 978-975-19-6357-4
Sertifika No: 12930
© Diyanet işleri Başkanlığı
iletişim
Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü
Basılı Yayınlar Daire Başkanlığı
Tel: (0312) 295 72 93-94
Faks: (0312) 284 72 88
e-posta: [email protected]
\
2~14 kutludogurrı
HZ. PEYGAMBER'İN GÖREVLENDİRMELERİNDE İNSAN YETİŞTİRME FAKTÖRÜ - ZEYD B. HARİSE VE ÜSAME B. ZEYD ÖRNEGİ-
Dr. Cafer ACAR
Diyanet İşleri Uzmanı
GİRİŞ
İnsan yetiştirmek henüz toplumumuzun temel sorunu olamamıştır. Mühendis, mimar, doktor, hukukçu, asker, hafız, din bilgini, belirli bir topluluğun mensubiyeti ile yetinecek insanlar yetiştirmek ve bu alanlardaki nitelik yükselişini hızlandırmaktan insan yetiştirmeye fırsat bulunamamıştır. Bu vesileyle insan yetiştirmeyi konu edinen Diyanet İşleri Başkanlığını kutlamak gerek.
İnsan yetiştirmek nedir?
İnsanı kim ve/veya ne yetiştirir?
Nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz?
Yetiştirdiğimiz insan tipinden neler bekliyoruz?
İnsanı yetiştirmiş olmanın ölçüsü nedir?
Bu sorulan kim sormalı? Devlet mi, aile mi, toplum mu ya da din mi?
Müslümanlar olarak en azından Türkiye' de nasıl bir insan yetiştirmek istediğimize dair ortak alanlar oluşturarak işe başlayabiliriz.
İnsan yetiştirmek çok boyutlu bir konu olup çok fazla disiplirıle bağlantılıdır. İnsan yetiştirmenin tanımına ilişkin yaygın, kabul edilmiş bir tanımdan bahsetmek şu ana kadar mümkün olan1amıştır. İnsanın yetiştirilmesi, örgün bir eğitim kurumunda öğrenim görmesi değildir. Belli bilgilerin bir beyinden bir diğerine transferi hiç değildir.
273
2~14 kutludogurıı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
İnsan yetiştirmek makam ve mevki elde etmiş insanların sayısını artırmak da değildir. İnsan yetiştirmek külli ve içinde pek çok etkenin olduğu bir süreçtir. Kullandığımız terminoloji ne olursa olsun tüm insanlık.için tercih edilir bir insan yetiştirme tanımına ulaşmak ortak bir sorumluluktur.
İnsan yetiştirmek aslında bir çabadır. Evrensel iyiliğin peşinden koşan, evrensel kötülüğün önüne duran insan yetiştirme çabasıdır. Ancak bunun yöntemi nedir? Başarılı bir insan yetiştirme süreci ne zaman ve nasıl başlatılacak ve nasıl tamamlanacaktır? Bu çalışmada bu sorular ortaya atılmış ve kısmen cevaplanmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede İnsanlığın son peygamberi Hz. Muhammed'in hayatindan iki örnek seçilmiştir: Zeyd b. Harise ve oğlu Üsfune b. Zeyd. Kölelikten gelen siyahi renklerin karışımı bu iki insan, Cahiliye:gelenekleri açısından toplumun en zayıf halkasında bulunmakta iken, güçlendirilmiş kopmaz zincirler olarak Müslümanların hayatında önerrıli roller üstlenmişlerdir. Her ikisi de Hz. Peygamber' in refakatinde yetişmişlerdir. Bir müddet sonra toplumun en saygın insanları haline gelmişlerdir. Peki, bu nasıl olmuştur? Kaynaklarda bu iki güzide insanın hayatlarından hareketle Hz. Peygamber'in insan yetiştirme stratejisi ve bu strateji ile görevlendirmeler arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılmıştır. Bütün ayrıntılarına vakıf olmamızın mümkün olmadığı bu süreçle ilgili kaynakların elverdiği ölçüde bir sonuca ulaşılmaya çalışılmış ve veriler yorumlanmıştır. Sonuçta insan yetiştirmenin yegane yolunun "refakat eğitimi" şeklinde kavramlaştırılmasını önerdiğimiz hayatı paylaşarak insan yetiştirmek olduğu fark edilmiştir. Hz. Peygamber, komutan atamalarındaki tercihleri ile hem atadığı insanları hem de toplumu yetiştirmiştir. İslam medeniyetinin tohurrılarını bu hareket tarzı yeş~rtmiştir.
Çalışmada risalet dönemi verilerinden hareketle günümüze ilişkin sübjektif bir değerlendirme yapılmış ve buradan insan yetiştirme düzenin1ize dair yine bir dizi sübjektif öneriler getirilmiştir.
274
HZ. PEYGAMBER'İN İNSAN YETİŞTİRME UYGULAiv\ALARl 2~14 kutludogurıı
ZEYD B. HARİSE VE OGLU ÜSAME B. ZEYD
Zeyd b. Harise
\ 1.1.1. Zeyd b. Harise ve Hz. Peygamber Kısaca künyesi, Zeyd b. Harise b. Şurahbil el-Kelbi şeklindedir. 1 Bi'set'ten 35 yıl
önce doğduğu kabul edilrniştir.2 Kısa boylu, basık bururılu ve koyu olmayan esmer tenli idi.3 Yemen kökenli Kelb kabilesine4 mensuptur.
Annesi kendi ailesini ziyaret için gittiği bir zamanda Beni Kayn kabilesinden bir atlı saldırıp henüz buluğ çağında iken Zeyd'i kaçırmış ve satmak üzere Ukaz çarşısına getirmiştir. Hakim b. Hizam tarafından satın alınıp halası Hatice bnt. Huveylid' e hediye edilmiştir. O da, Hz. Peygamber ile evlendiğinde Zeyd'i ona hediye etmiştir.5 Bir başka rivayete göre; Zeyd'i kaçıranlar Mekke'nin Batha semtinde satmak istedikleri zaman Hz. Peygamber görmüş ve Hz. Hatice' den rica etmiş, o da satın alarak Hz. Peygamber' e hediye etmiştir.6
"Ailesinin Zeyd'in yerini haber alıp fidyesini ödemek kaydıyla Zeyd'i talep etmeleri üzerine, Hz. Peygamber onu muhayyer bırakmıştır. Zeyd, Hz. Peygamber'i tercih edince, Hz. Peygamber Hicr mevkiine çıkıp Zeyd'i evladı olarak ilan etmiştir. O günden soma Zeyd'e, "Zeyd b. Muhammed" derırniştir. Ta ki evlatlıkların kendi babalarına nispet
İbn Sa'd, Muhammed (230 ), Tabakatıi'l-kiibra, Dam ihyai't-türasi'l-arabi, Beyrut 1996, III, 24; İbn Kuteybe Ebu Abdullah Muhammed ( 2 70), el-Maarif, (Trk. Trc. Hasan Ege), İstanbul ty, s. 100; İbn Abdi'l-ber, Ebu Ömer Yusufb. Abdillah b. Muhammed ( 463/ 1071), el-İstiab fi Ma'rifeti'l-Aslıab, (Thk. MAii el-Bicavi), Daru'l-ceyl, Beyrut 1412, il, 542; İbnü'l-Esir, İzzüddinEbu'l-HasenAli b. Muhammed ( 630/1232), üsdii'l-gabe fi Temyizis-Salıabe, Dam ihyai't-türasi'l-arabi, Beyrut 1996, II, 335; İbn Hacer, Ebu'l-Fazl Ahmed b. Ali ( 852/ 1448 ), İsa be fi Temyizis-Salıabe, Beyrut 1992, II, 598.
2 Neşet Çağatay, "Zeyd b. Harise", İA, Eskişehir 1997, XIII, 54 7; Bünyarnim Erul, "Zeyd b. Harise~ DİA, İstanbul 2013, VIL, 319-320.
3 İbn Kuteybe, s. l 00; Zehebi, Zeyd için çok beyazdı demiştir. Bk. Zehebi, Şemseddin Muhammed b. Ahmed ( 748/1348), Siyerii a'la111i'ıı-11iibe/a, ( thk. Beşşar Avvad Maruf), Müessetü' r-risale, Beyrut 1996, I, 222.
4 Nadir Özkuyumcu, "Kelb (Beni Kelb )~ DİA, İstanbul, 1992, XXV, 203-4.
5 İbn Kuteybe, el-Maarif, s. 100; İbn Abdi'l-ber, il, 543; İbnü'l-Esir, Üsdii'l-gabe, II, 335; Erul, "Zeyd b. Harise~ VIL, 319.
6 Mehmet SalihArı, "Üsarne b. Zeyd~ DİA, İstanbul 2012, XIIL, 361-363.
275
2~14 kutludogunı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
edilmesi ile ilgili Kur'an ayeti nazil oluncaya kadar.7 Bu ayetin nazil olmasıyla babasına nispetle Zeyd b. Harise adıyla anılmıştır.8 Zeyd, Kur'an' da ismi geçen teksahabidir.9
Hz. Peygamber' le Zeyd arasında on yaş fark vardır. 10 Hz. Peygamber 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendiğine göre, ı ı Zeyd, Hz. Peygamberle onbeş yaşlarında iken tanışmış olabilir. İbn Sa'd, onun ilk Müslüman erkek olduğuna ilişkin bir rivayet zikretrniştir. ı 2
Hz. Peygamber Zeyd'i çok sevmiş, adeta ona kefil olmuştur. Onun hakkında: "Ey Zeyd, sen benim mevlamsın ve bendensirı. Bana kavmin en sevimli olanısın:'ı 3 buyurmuştur. Onun evliliklerirıde aracı olmuştur. Ümmügülsüm bnt. Ukbe ile evlenmek içirı Amr b. el-As, Zübeyr b. Avvarn ve Abdurrahman b. Avf gibi ileri gelenlerle birlikte Zeyd b. t-Iarise de talip olmuş, Hz. Peygamberle istişare edilince o Zeyd b. Harise'yi işaret etdıiştir. Onu Ümmü Eymen ile evlendirrniştir. ı4 Üsarne bu evlilikten doğmuştur. ıs Daha sonra boşandığı Zeyneb ile evliliğirıe de yine Hz. Peygamber vesile olmuştur. ı 6
Hz. Peygamber ile Zeyd arasında derirı bir muhabbet olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle olsa gerek "Hıbbü Rasülillah" denilmiştir. ı7 Hz. Peygamber'irı en önemli zamanlarında yanında yer almıştır. Mute savaşı sonrası şehadet haberi gelirıce Hz. Peygamber Zeyd'irı çocuklarına ağlayarak haberi vermiş ve onun içirı dua etmiştir. Sad b. Ubade "ölüler arasında ağlamanın yasaklandığını" hatırlatınca "Bu sevgilinin sevgiliye olan özlemidir:' diyerek mukabelede bulunmuştur. ıs Hz. Peygamber Zeyd'i Hz. Hamza ile kardeş yapmıştı. Hamza bir yere gideceği zaman ona emanetleri ve bazı sırları verirdi. ı 9
7 İbnKuteybe, el-Maarif, s. 101; İbnAbdi'l-ber, II, 543-545; krş.Ahzab 33/5.
8 İbn Sa'd, Tabaka~ III, 25.
9 Ahzab, 33/36.
l O İbn Sa'd, Tabakat, III, 26
l l Yaşar Kandemir, "Hatice~ DİA, İstanbul l 997, XVI, 465-466.
12 İbn Sa'd, Tabakat, III, 26.
13 İbn Sa'd, Tabaka~ III, 26.
14 Zeyd'in Hz. Peygamber' in dadısı Ümmü Eyrnen'le evlenmesinde ciddi bir yaş sorunu vardır. Eğer Ümmü Eymen olarak belirtilen kişinin Hz. Peygamber'in dadısı olduğu kabul edilirse Üsame' nin
doğumu Ümmü Eyrnen'in en azından 55-60 yaşlarınd<ı iken olrnasıru zorunlu kılmaktadır. Bu durum şüphelidir.
l 5 İbn Sa'd, Tabakat, III, 26
l 6 Muhammed, Harnidullah, "Zeyneb b. Cahş", DİA, İstanbul 2013, YIL, 357.
l 7 el-Ahzab, 33/5; Müslim, "Fezatlü's-Sahabe", 62; İbnü'l-Esir, Üs'dii'l-gabe, II, 335; Bünyamin Erul, "Zeyd b. Harise~ YIL, 3 l 9-320. ·
18 İbn Sa'd, Tabakat, IIÜ7; Zehebi, I, 229.
l 9 İbn Sa'd, Tabakat, III, 26
276
HZ. PEYGAMBER'iN lNSAN YET[ŞT[RME UYGULAMALAR! 2~14 kutıudogurrı
1.1.2. Yapmış Olduğu Görevler Zeyd b. Hirise'nin Müslüman olarak Hz. Peygamber ve Müslümanların hayatın
da oynadığı rol üç başlıkta değerlendirilebilir: Hz. Peygambere refakat, seriyyelerde ~mutanlık, Medine' de valilik.
Zeyd b. Harise, risalet öncesi dönemde sürekli Hz. Peygamber'irı hizmetirıi görmüştür. Risalet sonrası dönemde ise ilk Müslümanlardan biri olarak Müte savaşında şehit olmasına kadar sürekli beraber olmuş ve haklı bir güven kazanmıştır. Taif yolculuğundan savaşlarda Hz. Peygamber'irı yanında ona siper olmasına kadar iyi bir yol arkadaşı olmuştur. Bedir, Uhud, Hendek gazvelerirıe katılıp Hudeybiye ve Hayber gazvelerirıde Hz. Peygamber'irı yanında yer almıştır. Bedir zaferirıin haberirıi Hz. Peygamber'irı devesiyle Medine'ye ulaştırmıştır.20
Zeyd, sahabe arasında komutan olarak en fazla görevlendirilen kişidir. Bir rivayete göre 7, bir rivayete göre ise 9 seriyyede komutanlık yapmıştır.21 Zeyd kadar komutan olarak görevlendirilen bir başka sahabi yoktur. Hz. Aişe bu durumu '.'.Allah Rasülü ne zainan bir yere komutan tayirı edecek olsa Zeyd'i gönderirdi. Ne zaman geride kalsa vali olarak görevlendirirdi:' sözleriyle dile getirmiştir.22 Onun komutan olarak görev aldığı askeri harekatlar şunlardır:
Karade Seriyyesi
Cemum Seriyyesi
Is Seriyyesi
Taref (Beni Salebe Seriyyesi)
Hisma Seriyyesi
Ümmü Kırfe Seriyyesi
Birirıci Vadi'l-kura Seriyyesi
Medyen Seriyyesi
İkirıci Vadi'l-kura Seriyyesi
Mlite Seriyyesi23
20 İbn Sa'd, Tabakat, III, 26.
21 İbn Sa'd, Tabakat, Ill, 26.
22 Müsned, VI, 226-22 7, 254, 281; İbn Sa'd, Tabakat, III, 27; İbn Hacer, el-İsti be, II, 601; Zehebi, l, 228.
23 İbn Sa'd, Tabaktit, Ill, 27.
277
2~14 kutludogurrı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Mute seriyyesinde Zeyd birinci komutan tayin edilince Cafer b. Ehi Talib Hz. Peygamber'e; "Ey Allah'ın rasülü seni korkutmuş olmayayım ama Zeyd'in komutan ilan edilmesinde .. :' diye tereddüt etmiş. Hz. Peygamber ise "Devam et, neyin hayırlı olduğunu sen bilmezsin:' demiştir.2-ı
Hz. Peygamber, Safevan ve Müreysi gazvesine giderken Zeyd b. Hanse'yi Medine'ye vali olarak bırakmıştır.25
Üsame b. Zeyd
Üsame ve Hz. Peygamber Zeyd b. H:lrise'nin yine köle kökenli olan Ümmü Eymen ile evliliğinden26 olan
çocuğudur, Siyah tenlidir. Hicretten sekiz yıl önce Mekke'de doğmuştur.27 Hicretten sorıra Hz. P~ygamber tarafından görevlendirilen babası Zeyd ve EbU Raf'i tarafından Mekke'den Medine' ye annesi ile birlikte getirilmiştir.
Hz. Peygamber' in özel sevgisine mazhar olmuştur. Allah Rasulü torunları Hasan ve Hüseyin'den onu ayırmamış ve dizinde severek büyütmüştür. ''.Allah'ım ben onları seviyorum, sen de sev:' diyerek dua etmiştir.28 "Rasulüllah'ın sevdiği kişinin oğlu" (hıbbü ibnü'l-hıb) ve "Rasülüllah'ın sevdiği kişi" (hıbbü Rasülillah) olarak anılmışc tır.29 Hz. Peygamber, kendisine hediye edilmek istenen ve kendisinin kabul etmeyerek satın aldığı elbiseyi bir gün giyip Üsfune'ye hediye etmiştir.30 Mekke fethedildiğinde Hz. Peygamber'in refakatinde Kabe'nin içine girmiştir. Veda haccı esnasında da yine Hz. Peygamber'in çok yakınında yer almıştır.31 Seyahat süresince Bilal ile birlikte biri devesinin yularını tutmuş diğeri elbisesiyle ona gölge yapmıştır. Hz. Peygamber birçok seferde, Üsfune'yi devesinin terkisinde seyahat ettirmiştir. Bu haberler, Hz. Peygamberle Üsfune arasındaki yakın muhabbete işaret eden ömeklerdir.32 Üsfune'ye olan bu sevgide Zeyd'in etkisi olduğundan bahsedilmiştir.33
24 İbn Sa'd, Tabakat, III, 27.
25 İbn Sa'd, Tabakat III, 26; Çağatay, 54 7.
26 İbn Kuteybe, el-Maarif, s. 100; Bünyamin Erul, "Ümmü Eymen'; DİA, İstanbul 2012, XIIL, 317.
27 Zehebi, II, 498; Arı, "üsame b. Zeyd~ XIIL, 361.
28 Buhiri, "Fezailü's-Sahabe~ 18; Ahmed b. Hanbel, Miisııed, rv, 21 O.
29 İbn Sa'd, Tabakat rv, 350; ib~Abdi'l-ber, l, 76; İbn Hacer, el-İsabe, I, 49.
30 İbn Sa'd, Tabakat rv, 349.
31 İbn Sa'd, Tabakat rv, 351.
32 Zuhayll, 34.
33 Vehbe Zuhayll, Üsdme b. Zeyd, Dımaşk 1990, 34; Arı, 363.
278
HZ. PEYGAMBER'İN İNSAN YETİŞTİRME UYGULAMALAR! 2~14 kutludogunı
Üsame esmerdi.34 Babası Zeyd ise Üsame'ye göre daha açık tenli idi. Bu dedikoduya neden olmuştur. Nesep bilgini olan Müdlici'nin o ikisinin ayaklarına bakarak "bu ayaklar birbirindendir" tespitinde bulunması ile dedikodu ortadan kalkmış ve bu d~ Hz. Peygamber'i çok sevindirmiştir.35
Medine toplumu Hz. Peygamber' in Üsame'ye olan sevgisini iyi bildiğinden, bazı taleplerin karşılanmasına onu aracı yapmak için istemişlerdir.36
Veda haccıpda Hz. Peygamber, Arafat' tan iniş zamanı gelince, Üsame gelmediği için hareketi bir müddet tehir ettirmiştir. Üsame geldiğinde ise etrafta bulunan Yemenliler "Kara ve burnu basık çocuk geldi, bunun için mi bekledik!" diyerek Üsame'yi hor görmüşlerdir.37
Üsame Hz. Peygamber' in vefatından sonra onun techiz ve tekfininde görev almıştır. Hz. Ali ile birlikte Hz. Peygainber'in cenazesini yıkamıştır.
Üsame b. Zeyd, Muaviye b. Ehi Siifyan zamanında Curf denen yerde h. 54 yılında vefat etmiştir.38
Yapmış Olduğu Görevler Üsame b. Zeyd, Hz. Peygamber' in yanında yetişen bir kişi olarak daha reşit bir yaşa
erişmeden Müslümanların zor kolay her işinde rol almak için çaba sarf etmiştir. Hz. Peygamber vefat etmeden önce Üsame'nin görevleri iki kategoride toplanabilir. Birincisi çok genç denilebilecek yaşta savaşlarda görev alması, ikincisi ise Üsame ordusu olarak da bilinen Übna seriyyesinde ileri gelen Sahabenin önünde komutan olarak bizzat Hz. Peygamber tarafından görevlendirilmesidir.
Üsame, Uhud savaşına katılmak için talepte bulunmuş ancakHz. Peygamber yaşı küçük olduğu için katılmasını uygurı görmemiştir. Hz. Peygamber Hendek savaşında boyunu uzun göstermek için çaba sarf ettiğini görünce, tebessüm edip Üsame' nin savaşta görev almasına müsaade etmiştir. Mftte savaşında babasının sancağı altında görev yapmış ve babası Zeyd'in şehadetini görmüştür. Huneyn gazvesinin zor anlarında yine Hz. Peygamber' in yanından ayrılmayan bir kaç sahabiden biridir.39
34 Buhari, "Feraiz", 30.
35 Buhari, "Feraiz~ 30.; İbn Sa'd, Tabakiit, IY, 350.
36 Buhari, "Fezfillu's-sahabe~ 18; Zehebi, ll, 499.
37 İbn Sa'd, Tabakiit, IY, 350.
38 İbnAbdi'l-ber, I, 77.
39 An, "Üsame b. Zeyd~
279
2~14 kutludogurrı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Üsame, Galib b.Abdillah seriyyesinde görev almış ve bu seriyyede Mirdas b. Nehik isimli kişiyi savaş esnasında Müslüman olmasına rağmen "korkuyla la ilahe illallah dediğini" düşündüğü için öldürünce Hz. Peygamber "Kalbini yardın da baktın mı!" diyerek yanlış yaptığını ifade etmiştir. 40
·
Üsame b. Zeyd'in Hz. Peygamber'le olan ilişkilerinde zirve nokta, onun ileri gelen birçok sahabinin önüne geçerek çok genç bir yaşta, 18 yaşlarında komutan tayin edilmesi olmuştur. Emrine Hz. Ebıl Bekir ve Hz. Ömer gibi sahabiler verilmiştir. Hz. Peygamber ısr;µfa bu ordunun gönderilmesini istemiştir. Ancak ordu yola çıkacağı zamanda Hz. Peygamber'in vefat etmesi hareketin ertelenmesine ~eden olmuştur.41
Üsame'nin böylesine bir ordunun başına komutan olarak tayin edilmesi hoş karşılanmahıış!=rr.42 İtirazların gerekçesi ise onun tecrübesiz olduğu iddiasıdır. Ancak Hz. Peygamber bu itirazlara itibar etmemiş ve benzer itirazların babası için de yapıldığını bu itirazların yersiz olduğıınu dile getirmiştir.43 Bu yaşananlardan Üsame rahatsız olmuş olsa gerek ki, Hz. Ebıl Bekir döneminde tekrar gönderilmek istenince görevden affını istemiştir. Ancak Hz. Ebıl Bekir ,Hz. Peygamber' in hazırladığı orduyu geri çeviremeyeceğini ifade ederek bu.talebi geri çevirmiştir. Orduyu uğurlarken Üsame atın üstünde Hz. Ömer ve Hz. Ebıl Bekir yaya olarak onu uğurlamışlardır. Hz. Ömer ona hep kumandanım diye hitap etmiştir.
Hz. Peygamber'in İnsan Yetiştirmesi ve Görevlendirmesi Açısından Zeyd ve Üsame'nin Hayatından Temel Mesajlar
Hem Zeyd'i hem de Üsame'yi Hz. Peygamber yetiştirmiştir. Sevgi ve şefkatini hiç eksik etmemiştir. Hz. Peygamber, Zeyd ve Üsame'yi "refakat eğitimi" ile yani hayatı paylaşarak yetiştirmiştir. Toplumun en alt katmanı olarak değerlendirilebilecek kölelikten iki değerli insan yetişmiş ve topluma örnek olacak şekilde görevler ifa etmişlerdir.
Zeyd birçok askeri harekette komutan olarak görevlendirilmiştir. Bu şekilde görevlendirilen bir başka sahabi yoktur. Üsame .ise ileri gelen sahabilerin önüne geçirilerek komutan tayin edilmiştir. Burada hem Üsame hem de toplumun yetişmesi, toplumun Cahiliye kaprislerinden arındırılması gözetilmiştir.
Hz. Peygamber toplumun seçkinlerine yönelik değil tüm toplumu hedef alan bir yetiştirme stratejine sahiptir.
40 Buharı, "Megazi~ 45; Müslim, "İman'; 158; İbn Sa'd, Tabakdl rv, 353; İbnü'l-Esir, Üsdü'l-gabe, I, 103; Zehebi, I, 227.
41 İbnü'l-Esir, üsdii'l-gabe, I, 102.
42 Müslim "Fezfülü's-tahabe", 62-63; İbn Sa'd, Tabakdl rv, 351; Zehebi, II, 497-500.
43 İbnSa'd, Tabaka~N,351.
280
HZ. PEYGAMBER'[N lNSAN YET[ŞT[Rl'vlE UYGULAMALARl 2~14 kutludogunı
İnsan yetiştirmeye toplumun zayıflarından başlamıştır. Köleler ilk zayıf tabakayı oluşturmaktadır. Biz de bugün toplumun zayıflarından başlayarak bir yetiştirme programı tasarlayabiliriz.
\ İnsan yetiştirme stratejisini toplumun ana kitlesine taşımayı başarmıştır. Toplumun ana kitlesinin yetişme katsayısını artırarak genel başarıyı yakalamıştır.
Yanlış yaptıklarında yanlışlarını düzeltmiş, yanlış yaptıkları için tamamen silip atmamıştır. Üs~me'nin Galib b. Abdillah seriyyesinde "la ilahe illallah" diyen birini öldürmesi üzerine gösterdiği tepki ve daha sonra onu Übna seriyyesinin başına getirmesi böyle bir süreci yansıtır.
Başarı gösterdiklerinde tebrik edip onore etmiştir. Ümmü Kırfe seriyyesinde başarılı olan Zeyd'i kucaklamıştır.
Hz. Peygamber toplumun zayıflarına derin bir sevgi ve şefkat göstermiştir. Üsame ayağı tökezleyip alnı kanadığında Aişe validemiz tereddüt gösterince bizzat kanayan yeri temizleyip öpmüştür.
Ehliyete önem vermiştir. Zeyd ve Üsame' nin komutanlığına karşı yapılan itirazları ehliyetli oldukları gerekçesiyle yerinde görmemiştir.
Görev dağıtımında görevlerin, ehliyetli olmak kaydıyla belirli kişiler arasında dolaşmasına engel olmuştur. Bunun tek istisnası Zeyd b. Harise'dir. Muhtemeldir ki onun liyakati yanında onun şahsında toplumun zayıf gördüklerine yönelik pozitif bir ayrımcılık yapmıştır.
Toplumun zayıflarının, kabiliyetlerine göre toplumda görev almalarını ve toplumun da buna alışmasını temin etmiştir. Üsame'yi komutan tayin edip emrine de Hz. Ebfı Bekir, Hz. Ömer gibi ileri gelen sahabtleri vermesi bunu ifade eder.
Sadece söze değil dehle de önem vermiştir. Hz. Ali ile gönderdiği bir mesajın alameti olarak kılıcını emanet vermiştir. Zeyd, Hisma seriyyesinde Hz. Peygamber' den bir emare gelinceye kadar Hz. Ali'ye itaat etmemiştir.44
Görev verdiği kişileri iyi tanıyıp ehliyetini teslim ettikten sonra çoklu maslahatlar gözeterek görevlendirmiştir.
İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ VE TOPLUMUN ZAYIFLARI
Genelde her toplumun bir insan yetiştirme düzeni/ tarzı vardır. Bu bazı alanlarda sistematik. ve planlı olur. Eğitim ve öğretim faaliyetleri, hukuki düzenlemeler bu min-
44 İbn Hişam, lll, 615
281
2~14 kutludogurrı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
valde değerlendirilebilir. Bu çizginin dışında kalan ve kontrolü her zaman mümkün olmayan alanlarda ise bir kendi kendinelik söz konusudur.
Günümüzde toplumun zayıfları insan yetiştirme süreçlerinde kendilerine en az yer bulanlardır. Bu kesimden başlayarak toplumun ana kitlesini yani seçkinlerin dışında kalan kitleyi yetiştirmek bir ülkenin başarı kriteridir.
İnsanların yetişmişlik ölçüsü; önceliklerine bakmaksızın kainattaki mevcudata verilen değerde aranmalıdır. İnsan ve diğer mevcudatın onur ve değerinin muhafaza edilmesi ve bu unsurlara yerli yerinde muamele edilmesi temel ölçü olarak kabul edilebilir. Hz. Peygamber'in "Müslüman elinden ve dilinden başkalarının selamette olduğu kimse~:· sözü+5 böyle bir ölçüyü yansıtmaktadır.
Ülkerili:z;de insanın yetiştirilmesi toplumun ana kitlesi açısından örgün eğitime havale edilmiştir. Örgün eğitim ise bilgi transferine yoğunlaşmış durumdadır. Bu sebeple olsa gerek mühendislerimiz vb. yetişirken eş zamanlı insani nitelikleri geliştiremiyoruz. Mesela çoğunlukla insanlarımız elinde kalan çöpe hak ettiği değeri verip çöpü çöp kutusuna atmayı tercih etmiyor. Duygusallığımız hala çok fazla belirleyici. Bu durumun yetiştirilme tarzımızla ilgili olduğu açıktır.
ülkemizde ve İslam dünyasında yetişen insan tipine ilişkin iki durum beni etkilemiştir. Birincisi askerlik hizmetini diğeri ise Hac ibadetini yaparken şahit olduğumuz insan tipi. Hem ülkemizin yetiştirdiği hem de İslam dünyasının yetiştirdiği insan tipini buralarda gözlemleme irnkinı bulabiliriz. Her iki durumda da yüksek oranda bir memnuniyetsizliğin varlığından bahsetmek mümkündür.
İnsanın yetişmişliği hakkında; kısa bir süre de olsa hayatın paylaşılmasıyla fikir edinilebilir. Bu durumu Hz. Ömer'e nispetle aktarılan bir rivayet teyit eder. Bu rivayete göre bir insanın yetişmişliğini tanımanın yolu; komşuluk, yolculuk ve ticaret yapmaktır. Sanırım her üç konuda söylenebilecek çok fazla şey vardır.
İnsan yetiştirme düzenimizde ortaya çıkan ortalama insan refleksi, yetiştirmemekanizmaları günümüzde çok memnuniyet verici görülmeı;:nektedir. Değişmesi de kısa sürede gerçekleşecek değildir. Bu süreçleri hayat koşusu gibi görmek gerekir.
İnsan yetiştirme düzenimizde toplumun zayıflarının mağduriyetleri, sürekli yeni mağduriyetleri beslemektedir. Fakirler, yetiştirme yurdunda bulunan insanlar, hapishanedeki insanlar, birbirinden coğrafya ve gönül olarak uzak olan insanlar, kadınlar ve çocuklar bu sürecin mağdurl~ıdır.
Günümüz insanı için insanın yetiştirm~ süreçleri teknoloji ve kitle iletişimi araçlarının çokfazla etkisine afıktır. Yetişme kavramının muhatabı olan insanlar steril odalarda
45 Buhari, "1man" 4,5; Müslim, "İman~ 64,65.
282
HZ. PEYGAMBER'İN İNSAN YET[ŞTİRME UYGULAMALAR! 2~14 kutludoguııı
teknoloji ile baş başa bırakılmıştır. İnsanların kendi kendisine yetişmesi beklenmektedir. Bu beklenti beklentilere cevap veren bir beklenti değildir.
\ YENİ BİR İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİ VE ZAYIFLAR
İnsan yetiştirme düzenimizin güncellenmesi, boşlukların doldurulması, referans alanlarının açık ve anlaşılır hale getirilmesi insan yetiştirme süreçlerinde önemlidir.
İnsanlık için örnek olarak gönderilen Hz. Peygamber' in insan yetiştirme stratejilerinden yararlanarak gürıümüz insan yetiştirme süreçlerinin beslenmesi mümkündür. Bu çerçevede fakir ailelere ve yetiştirme yurtlarında bulunan çocuklara, kadınlara yönelik uygulanacak yetiştirme süreçlerinirı iyi sonuçlar vereceğini beklemek yüksek bir beklenti değildir. Bu yetiştirme stratejisinirı sırrı; kitlenirı "refakat eğitimidir''.
Hz. Peygamber etrafındaki insanları ve özellikle bakımlarını üstlendiği zayıf iki insanı Zeyd ve Üsame'yi refakatine alarak eğitmiştir. Beklediği davranışları yaşantısı ile örneklendirmiştir. Sevgi ve şefkatini bir baba gibi hatta babadan daha öte uygulamalarla ortaya koymuştur. İnsanlarla ilişkilerde en çok sevdiğimiz insana gösterilecek hassasiyetle bir sevgi, herkesin "en çok beni seviyor" hissine ulaşacağı bir davranış özeni sergilemiştir. Zeyd b. Harise, Ali b. Ebi Talib ve Cafer b. Ebi Talib aralarında Hz. Peygamber'in en çok kimi sevdiğini tartışrnışlardır.46 Her biri Hz. Peygamber'in en çok kendisini sevdiğini düşünmüştür. Burada seven ve sevdiren bir özellik göze çarpmaktadır. Her bir bireye özel ilgisini ve sevgisini yönelten, her insanın sevilme, onore edilme ihtiyacına cevap verebilen aile, sokak ve eğitim kurumlarına örnek olabilecek stratejiler farkedilmektedir.
Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığımız, Kur'an kurslarını eğitim ve öğretirnirı ötesine taşıyarak hayatın paylaşıldığı alanlara dönüştürerek daha da yaygınlaştırmalıdır. Özellikle yatılı sistemler artırılmalı ve güçlendirilmelidir. Bu kurslarda görev yapacak insanlar özenle yetiştirilip seçilmelidir. Refakat ederek eğitebilme kabiliyeti olan insanlar gönüllü olarak sisteme dahil edilmelidir.
Ttirkiye'de dini eğitimin başlangıç kurumlarından İmam Hatip Liselerinde, mutlaka genel öğrenci nüfusunu etkilemek üzere bir kısım öğrencilerin yatılı sistemde refakat eğitimi ile yetiştirilmesi bu minvalde değerlendirilmelidir.
Okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik refakat eğitimi üzerine kurulu, birebir yetiştirme süreçleri oluşturulmalıdır. Teoriden tasarıma geçilmelidir.
46 Ahmed b. Hanbel, Miisııed, N, 204.
283
2~14 ÜÇÜNCÜ OTURUM kutludogunı
SONUÇ
Bu bildiride, Hz. Peygamber'in toplumun zayıfları olaraknitelendirilebilecekköle kökenli iki insanı nasıl yetiştirip topluma kazandırdığını ve önemli görevlere getirdiğini aktarmaya çalıştık. Bu çerçevede, Hz. Peygamber'in en etkili yetiştirme yönteminin refakat ederek yani hayatı paylaşarak eğitme olduğu anlaşılmıştır.
Bugünün Trirkiye'sinde başarılı ve topluma huzur kazandıracak bireyler yetiştirmenin yolu; refakat edebilecek insanların refakatinde bir toplum inşasından geçmektedir.
Örgün eğitimin ve yaygın eğitimin her safhasına refakat eğitimini yerleştirmek kaçınılamaz bir çıkar yoldur.
Diyanet İşleri Başkanlığı yetiştirme yurtlarında paylaşımcı ve refakat esaslı din hizmeti ve din eğitimi sistemine geçmelidir.
Ayrıca sivil kuruluşların uygulamaları bilimsel olarak incelenmeli ve bu yöntemler toplumun ana kitlesinin yetiştirilmesinde bir katkı olarak değerlendirilmelidir. Bu araştırmalardan da ulaşılacak sonucun refakat eğitimi olacağı ön görüsü ile sözlerimi bitirmek istiyorum. Teşekkür ederim.
KAYNAKLAR
Ahmed b. Hanbel, Muhammed, Miisııed, Çağrı Yay. İstanbul 1992.
Buhan1 Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail, Sqhi/ı, Çağrı Yay. İstanbul 1992.
Erul, Bünyamim1 "Zeyd b. Harise~ DİA, İstanbul 2013, VIL, 319-320.
Erul, Bünyamill, "ümmü Eymen'; DİA, İstanbul 2012, XIIL, 317.
Çağatay, Neşet, "Zeyd b. Harise'; İA, Eskişehir 1997, XIII, 54 7.
Hamidullah, Muhammed, "Zeyneb b. Cahş'; DİA, İstanbul 2013, VIL, 357.
İbnAbdi'l-beı::. Ebu Ömer Yusufb. Abdillah b. Muhammed ( 463/ 1071 ), el-İstiab fi Ma'ri-fetil-ashab, ( Thk. M. Ali el-Bicavi), Darü'l-ceyl, Beyrut 1412.
ty.
İbn Hacer, Ebu'l-FazlAhmed b.Ali ( 852/1448 ), İsbe fi Teı~1yizi's-sahabe1 Beyrut 1992.
İbn Hişam1 es-Siretii'11-Nebeviyy1:ı ( Trk. Trc. Hasan Ege), Kahraman Yayınları1 İstanbul 1994.
İbn Kuteybe Ebft Abdullah Muhammed ( 2 70), el-Maarif, ( Trk. Trc. Hasan Ege) 1 İstanbul
İbn Sa'd, Muhammed (230 ), Tabakatii'l-kiibra, Danı ihyai't-türasi'l-Arabi, Beyrut 1996.
İbnü'l Esir, İzzüddin Ebft'l:Hasen Ali b. Muhammed ( 630/1232) 1 üsdii'l-gabe fi Temyizi's-sahabe, Daru ihyai't-türasi'l-Arabi, Beyrut 1996.
Kandemir, Yaşar, "Hatice'; DİA, İstanbul i9971 XVI, 465-466.
Arı1 Mehmet salih>üsame b. Zeyd'; DİA, İstanbul 20121 XIIL, 361-363.
284
Hi PEYGAMBER'İN İNSAN YETİŞTİRME UYGULAMALARl
Müslim, Ebıl'l-Huseyin Müslim b. Haccac, Sahih Çağrı Yay. İstanbul 1992.
Özkuyumcu, Nadir, "Kelb (Beni Kelb )'; DİA, İstanbul, XXV, 203-4.
2~14 kutludogunı
Zehebi, Şemseddirı Muhammed b. Ahmed ( 748/1348), Siyerü a'laıni'ıı-ııiibela, ( thk. Beşşa\Avvad Maruf), Müessetü'r-risale, Beyrut 1996.
Zuhayli, Vehbe, Üsaıne b. Zeyd, Dımaşk 1990.
OTURUM BAŞKANI- Ben de çok teşekkür ediyorum Cafer Bey kardeşime.
Evet1 ilginç bir kavramı paylaştıi kendisi eğitimi "refakat eğitimi" olarak algılıyor. Tuttum bu kavramı, hoş, içeriğini nasıl dolduruyor, onun ipuçlarını aldım. Herhalde Cafer' le biraz konuşmamız lazım. Ama bu kavramı sevdim. "Refakat eğitimi" son derece önemli.
Şimdi "nasıl bir insan yetiştirmeli?" sorusu ciddi bir soru. Bunu Müslümanlar olarak kendi aramızda sormamız ve bunun analitik cevabını da üretmemiz gerekiyor. Bunun üzerinde hakikaten yeterince düşürımüş olduğumuzu söyleyemeyiz. Tabii, eğitim kavramıyla ilgili de Cafer Bey'le bir konuşacağız.
Ben çok teşe_kkür ediyorum sunum yapan dostlarıma. Onları yerlerine alalım ve hemen tebliğlerin müzakerelerine geçelim.
Bu tebliğleri müzakere etmek üzere Prof Dr. Nebi Gümüş Bey'i, Yrd. Doç. Dr. Bayram Ali Nazıroğlu Bey'i, Prof Dr . .Abbas ÇelikBey'i ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bulut Bey'i kürsüye davet ediyorum.
Buyurun efendim.
Bu arada tabii bir noktayı daha belirteyim.
Ben oldum olası Kur'an'a göre, Hazret-i Peygamber'e göre kayıtlarını pek oturtamam bir yere. Mesela, dün Kur'an'a göre eğitim üzerinde duruldu. Bugün de Hazret-i Peygamber'e göre eğitim konusu incelendi, dikkatinizi çekti mi, bilmem. Kur'an'dan bahsediyorsanız, mutlaka Hazret-i Peygamber'i gündeme taşımanız lazım, Hazret-i Peygamber'den bahsediyorsanız1 mutlaka Kur' an' ı devreye sokmanız lazım. Onun için bu ayrımlar üzerinde bir düşürımemiz gerekir diye özellikle öneride bulurımakistiyorum.
Bir de şu hatırlatmayı yapayım: Kur'an'ın ve sürınetin ortaya koyduğu değerler olabildiğince soyut, genel1 Hazret-i Peygamber' in uygulamalarında kendi muhataplarının şartları ve anlama düzeyleriyle sınırlı, çünkü onlara hitap ediyor. Bunların bizim tarafımızdan iyi analizi yapılmadığı zaman bunları günümüze taşımakta zorlanıyoruz.
Bakın1 insana değer vermek, -Adil Bey hocam da bahsetti diğer arkadaşlar daİslam' ın temel değerlerinden biri, ama Müslümanlar olarak insana değer verebiliyor
285
2~14 kutludogunı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
muyuz? Ciddi bir soru. Niye? Çünkü insana değer verme çok genel, çok soyut bir ifade. O değeri hayatırnıza nasıl indireceğiz, nasıl somutlaştıracağız? Bakın, burada ciddi analizler yapmadığımız sürece onları hayatırnızla bütürıleştiremiyoruz.
Mesela, hayatımda çok duyuyorum, çocuğunu, öğrencisini döven hocamız babamız ne diyor? Ona değer verdiği için dövdüğiinü söylüyor, değil mi? Peki, insana değer verme algısıyla bu eylemini nasıl bağdaştıracağız? Bunlar çok ciddi sorunlar.
Mesela, Adem Bey hocamız çocukla evde cemaatle namaz kılma örneğini verdi, harika. Bu bir tekil olgu. Çok önemli bir şey, ama cemaatle birlikte namaz kılmayı nasıl formatlayacağız? Mesela, çocuğumuzu öyle bir iş yapmaya zorladığımız an neler olabiliyor, biliyor musunuz? Felaket. O gürı çocuk namaz da kılabilir, ama unutmayın içten içe sizin Şahı\ınıZ nedeniyle namazdan da, dinden de soğuyabilir.
Bu tekil uygulamanın bile arkasında nasıl bir felsefe yatıyor, nasıl bir anlam yatıyor, o anlamı nasıl somutlaştırarak gürılük hayatımızda davranışlara dönüştürebiliriz, bunların bilimsel cevaplarını bulmamız gerekiyor.
Çok özür diliyorum, biraz sözü uzattım.
Evet, hemen ilk sözü Prof. Dr. Nebi Gümüş Bey'e veriyorum.
Hocam S dakikayı geçmezseniz yöneticileri memnun etmiş olacaksınız.
Buyurun.
286