DEÜİFD, XXV, 2007, ss.241-270
A AA • A A •
l.A'U MEHMED FENAI EFENDI ve DIVANÇE'SI
Necdet ŞENGÜN*
ÖZET
La'li' Mehmet Fena!, hem Gül§eni' tarikatına intisap etmi§ bir mutasawıf; hem de, bu tasawufi ne§Ve ile §iirler söyleyen bir §Sirdir. Pek fazla §öhret bulmamı§ birkaç eseri içerisinde onun en önemli çalı§ması Dlodnçe'sidir. Bu makalede, La'li Mehmet Fenai'nin hayatı yanında §iirlerini muhtevi Di'odnçe'si üzerinde de durulmu§tur. İlk olarak onun hayatı ortaya konulmu§, ardından Di'odnçe metni, ilmi ne§re uygun olarak ne§redilmi§tir. Dlodnçe' de yirmi sekiz §iir bulunmaktadır ve bu §iirlerin tamamı tasawuf ile alakalıdır. Bu §iirler aynı zamanda La'li Mehmet Fenai'nin §iir yeteneğinin de önemli bir göstergesidir.
Anahtar Kelimeler: Fenai, Tasawuf, Divançe, Gül§eni, Edirne
LA'Lİ MEHMED FENAİ and HIS DNANCE
ABSTRACf
In this study, La'li Mehmet Fenai's life and his Divançe were explained. Firstly, his life were examined afterwards his divançe text were brought up. Although a member of Gül§eni order he is an important poet. He has four works. The most important work is Divançe from the viewpoint of poem. Other three works are prose. Divançe have twenty eight poems. Almost of them were related to Sufism and draw a good and mature poet image:
Key Words: Fenai, Sufizm, Divançe, Gulshani, Edirne
• Dr., DEÜ. ilahiyat Fakültesi Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalı.
Necdet ŞENGÜN
Giriş
Gülşeniyye1 tarikatı, Halvetiyye2 tarikatının önemli bir koludur. Başta pir-i tarikat Şeyh İbrahim-i Gülşeni (ö.940 1 1534)3 olmak üzere müntesipleri arasından pek çok alim ve şair yetişmiştir.4 Bunlar içinde önemli şahsiyetlerden biride La'li Mehmed Fenai Efendi' dir.
La'li Mehmed Fenai Efendi, pek çok tarikattan icazet almış bir mutasawıf olması yanında, daha çok Gülşenllik içerisindeki faaliyetleri ile tebarüz etmiştir. O, şiirle ve güzel sanatlardan hat ile meşgul olmasının yanı sıra, Gülşeniyye tarikatı içerisinde yetiştiricilik görevi ifa etmiş ve Sezai-i Gülşeni (ö.l151 1 1 738) gibi kendisinden daha meşhur olmuş bir· mutasawıfı yetiştirmiştir. ·
Dolayısıyla onun hayatı ve tasawufi şahsiyeti, tasavvuf literatürümüzün ortaya konulması açısından son derece önemlidir. Mutasawıf şairlerin, şiiri, didciktik bir gaye için kullandıklan da bilinmektedir. Bu düşünceden hareketle La'li Mehmed Fena! Efendi'nin de düşüncelerinin bir kısmını şiir yoluyla aniatmayı seçtiğini söylemek yanlış olmaz. Ne var ki onun şiirleri bir divan hacmine ulaşmamış, ancak bir divançe oluştura-
Gül§eniyye tarikatı için bkz. Hariri-zade Kemaleddln, Tibyô.nü vesô.ili'l-hakô.ik fi beyô.n-ı selô.sili't-tarô.ik, Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 430-432, III, 86•-9o•; Mustafa Kara, "Gül§eniyye", DİA, İstanbul 1996, XIV, 256-259.
2 Halverılik hakkında bkz: Sadık Vicdani, Tomô.r-ı Turuk-ı Aliyye'den Halvetiyye, İstanbul 1338-1341 s. 48-50; Rahmi Serin, İslam Ta~avvufunda Halvetilik ve Halvetiler, Petek Yay., İstanbul 1984; Hans Joachim Kissling, "Halvetl Tarikatı-I", (Çev: Mehmet Serhan Tay§i), Bilim ve Sanat Vakfı Bülteni, Kasım-Aralık-Ocak İstanbul 1993 1 1994, Yıl:5, S.33; Hans Joachim Kissling, "Halvetl Tarikatı-11", (Çev: Mehmet Serhan Tay§i), Bilim ve Sanat Vakfı Bülteni, İstanbul Şubat 1994, Yıl:5, S.33, s. 31-32; Süleyman Uludağ, "Halvetiyye" DİA, İstanbul, 1997, XV, 394; Mustafa A§kar, "Bir Türk Tarikatı olarak: Halvetiyye'nin Tarihi Geli§imi ve Halvetiyye Silsilesinin Tahlili", AÜİFD, Ankara 1999, S. XXXIX, s. 535-563.
3 Geni§ bilgi için bkz: Mahmud Cemaleddin Hulvl, Lemazat-ı Hulviyye ez Lemeô.t-ı · Ulviye, MÜİF Yay., İstanbul 1993; · Hoca-zade Ahmed Hilmi, İbrahim Gül§enl, Kütüphane-i Cihan, İstanbul 1332; Tahsin Yazıcı, .Şeyh İbrahim Gülşenf Hayatı, Eserleri ve Tarikatı, Doktora Tezi, Ankara 1951, DTCF Ktp., nr. D.T. 259; Himmet Konur, İbrô.hfm Gülşerıf Hayatı, Eserleri, Tarikatı, İnsan Yay., İstanbul 2000; Nihat Azamat, "İbrahim Gül§enl", DİA, İstanbul 2000, XXI, 302.
4 Geni§ bilgi için bkz: Mustafa isen, "Divan Şairlerinin Tasawuf ve Tarikat İli§kileri" Milli Eğitim, Ankara 1989, S. 84, s. 21-27; Ali Öztürk, XVI. Yüzyıl Halvetf Şiirinde Din ve Tasavvuf, Doktora Tezi, 2003, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
242
[La'li Mehmed Feniii Efendi ve Divançe'si]
cak miktarda kalmıştır. La'll Mehmed Fena!' nin hayatı· yanında
Dfvançe' sinin de ortaya konulması, dlnl-tasavvufl edebiyatımıza önemli bir katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte bugüne kadar onun hakkında herhangi bir çalışma yapılmamış, şiirleri değerlendirilmemiştiL Bu çalışma böyle bir eksikliği gidermek amacını gütmektedir.
A. LA'U MEHMED FENAİ'NİN HAYATI
1. Doğum Yeri ve Yılı
La'll Mehmed Fena! Efendi'nin Kastamonu'da doğduğu hususunda kaynaklar ittifak halindedir.5 Fakat kaynaklar onun doğum tarihi hakkında kesin bir ifadeye yer vermemektedirler. Buna mukabil Hüseyin Vassaf, Sefinetü'l-euliya adlı eserinde onun 1112 1 1700 senesi Zilhicce ayında 110 yaşında iken vefat ettiğini ifade etmektedir.6 Bu rivayeti doğru kabul ettiğimizde La'll Mehmet Fenili'nin yaklaşık olarak 998-999 1 1590 senelerinde doğmuş olduğu kabul edilebilir. Fakat kaç yaşına kadar Kastamonu' da kaldığı ve ne zaman Edirne'ye gelip yerleştiği hususlarında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Dönemin geleneğine uygun olarak, tahsil ve ülkesine hizmet etmek gayesiyle Anadolu'nun çeşitli yerlerinden, ilmin merkezi sayılan İstanbul'a gelen diğer pek çok genç gibi onun da İstanbul'a gelmiş, oradan da Edirne'ye geçmiş olması ihtimal dahilindedir.
5
6
Müstaklm-zade Süleyman Sadeddin, Mecelletü'n-nisô.b fi'n-nesebi ve'l-künô. ve'/-' elkô.b, Kültür Bakanlığı Yay. Tıpkı Basım, Ankara 2000, s. 342; Şeyh! Mehmet Efen-
di, Vakô.yiu'l-fuzalô., (Haz: Abdülkadir Özcan), İstanbul 1989, II, 205; Hüseyin Vassaf, Sejfnetü'l-evliyô., Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2307, III, 129b (Çalışmada eserin: Osman-zade Hüseyin Vassaf, Sejfne-i Evliyô., Haz: Mehmet AkkuşAli Yılmaz, Kitabevi Yay., İstanbul 2006, 1-V adlı çevirisinden de yararlanılmıştır); Hafız Hüseyin Ayvansarayl, Vefayôt-ı Ayvansarô.yf, Süleymaniye Ktp, Esad Efendi, nr. 1375, vr. 86a; Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nô.ilf, (Haz: Cemal Kurnaz-Mustafa Tatcı), Ankara 2001, ll, 2394; Müstaklm-zade Süleyman Sadeddin, Tuhfe-i Hattô.tfn, İstanbul 1928, s. 481; Tosyavl-zade Rifat Osman, Edirne Rehnümô.sı, (Yay: Ratip Kazancıgil), Türk Kütüphimeciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları no:15, Edirne 1994, s. 107; BursalıMehmet Tahir, Osmanlı Müellif/eri I-II-III ve Ahmed Remzi Akyürek Miftô.hu'l-kütüb ve Esô.mf-i Müel/ijfn Fihristi, (Haz: Cemal Kurnaz-Mustafa Tatçı), Bizim Büro Yay., Ankara 2000, 1, 108. Hüseyin Vassaf, Seffne, III, 130a.
243
Necdet ŞENGÜN
2. Adı ve Mahlası
Kaynaklarımııda ismi, Arapça yazılı§ları aynı olması hasebiyle Mehmed veya Muhammed olarak geçen La'l1 Mehmed7 Efendi, §iirlerinde Fena! (Fem1y1) mahlasını kullanmaktadır.8 A§ağıda metni verilen Dfuônçe' de bu husus görüleceği gibi; o dönemde ba§kaları tarafından da Fena! mahlasıyla tanındığı bilinmektedir. Onun en yakınındaki isimlerden biri ve halifesi olan Hasan Seza1-i Gül§en1 de onun bu mahlasını §iirleriyle doğrulamaktadır:
"Gül faslı Sezal' de bulmu§dur Fenal' de Sen dahi bularn dersen gel can ile ol bende"9
"ݧit bu Sezal'den ne gördü Fenal'den Dost vechini gösterdi mir'at-ı mücelladan"10
La'l1 Mehmed Fena!, Arapça yokluk, yok olu§ gibi anlamlara gelen Fena! mahlasının yanında La'l1 mahlasıyla da ün kazanmı§tır. La'l1 mahlasını, mürekkeb yapması ve la'! rengindeki kırmızı mürekkebi kad etmesi dolayısıyla almı§tır. 11 Ne var ki o bu mahlası pek kullanmamı§, dolayısıyla daha çok Fena! mahlası ile me§hlır olmu§tur. Fakat her iki mahlasın ona ba§ka biri tarafından mı verildiği yoksa kendisinin mi bu mahlasları tercih ettiği bilinmemektir.
3. Tarikatı
La'l1 Mehmed Fena! Efendi, Kastamonu'dan Edirne'ye geldikten sonra burada bulunan tartkat çevreleriyle temasa geçmi§ ve müntesip olduğu Şa'b~miyye tartkatı yanında Gül§eniyye tartkatı ba§ta olmak üzere diğer tartkatlardan bazılarına da intisab etmi§tir. Bu hususu Hüseyin Vassaf (ö. 1347 1 1929), Sejfnetü'l-euliya'da Hariri-zade Kemal Efendi (ö. 1298 1 1881)'den naklen §U §ekilde ifade etmektedir: "La'll Mehmed Efendi Şa'banl, U§§akl, Gül§enl, Sünbüll ve Nak§l tariklerini kendinde
7 Ş;~'ıirin Türk olması ve Türkler arasında Mehmed isminin Muhammed isminden daha yaygın kullanılmasından dolayı tercihimiz bu yönde olmwıtur.
8 Alim Yıldız, "Divan Edebiyatında Fenayi Mahlaslı Şairler", Cumhuriytet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, (Sivas, Haziran 2003), VII 1 1, s. 345-355.
9 Hasan Sezal, Divan, İstanbul 1267, s. 105. 10 Aynı yer. 11 Hüseyin Vassaf, a.g.e., lll, 129b; Ayvansarayl, a.g.e., vr. 86". 244
[La'li Mehmed Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
cem etmiştir. Tarik-i Şa'bfmi'ye, Kastamonu'da Şeyh İsmail Çorumi'ye nisbetle dahil olup, tavr-ı rabia kadar terakki etmiştir. Daha sonra Edirne'ye gelip, Uşşaki ricalinden Şeyh Sadık Efendi (ö. ı094 1 ı683)'w ve Gülşeniyye' den, Evliya Sinan Paşa-zade Şeyh Muhammed Sırri Efendi'ye intisab etmiştir. Muhammed Sırri Efendi'nin vefatından bir süre. önce onu yönlendirmesi sonucu, İstanbul'a gelip hankah-ı Hz. Sünbül'de Kocamustafapaşa şeyhi Şeyh Seyyid Alaaddin Efendi (ö. ıo9ı 1 ı680)'ye imtisal ile ikmal-i süluka muvaffak olup, erbain çıkarfl11Ş ve irşad göreviyle Edirne'ye dönerek Şeyh Şüca' zaviyesine şeyh olmuştur.
Hacc için Hicaz'a gittiğinde, müceddid-i tarik-i Şa'bani Karabaş Veli (ö. ı096 1 ı685) ve Yek-dest diye meşhur Şeyh Ahmed-i Curyani (ö. ııı9 1 ı 707)'ye intisab etmiştir. Hicaz'dan döndükten sonra Edirne'de Gülşeni zaviyesinde irşada devam etmiştir. ı 106 1 ı694 senesinde Şeyh Ali b. Kutbuddin b. Şeyh Sırri vefat edince onun makamına geçmiş ve Gülşeni tekkesi şeyhi olmuştur. "12
Gülşeniyye tarikatı şeyhlerinden Nazir İbrahim (ö. 1188 1 ı 774), divanında13 yukarıda verdiğimiz bilgileri bir şiiri ile doğrulamakta ve amcası olarak takdim ettiği La'li Mehmed Fena! Efendi'nin tarikatı hakkında
bilgiler vermektedir. Burada geçen şiirin başlığı şu şekildedir: "Azizim Ammim Hazret-i La'li Efendi Hazretlerinin Mücaz Oldukları Tarikat-ı Aliyye Beyanı dır." 14 Aynı şiir burada bulunan şiirden iki dörtlük daha fazla ve vezin kalıbına daha uygun olarak Nazir İbrahim'in bir diğer eseri olan Beyan-ı Tarikat-ı Gülşenf'de şu şekilde geçmektedir:
"Tarik-i Gülşeni'nin ser-bülendi Azizim hazreti La'li Efendi Kitab-ı Ma'nevf'nin behre-mendi Azizim hazret-iLa'li Efendi
12 Hüseyin Vassaf, Sejfne, III, 129b; Hariri-zade Kemaleddln, Tibydn, II, 126b-127•. 13 Nazfr İbrahim Dfvanı tarafımızdan doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Bkz: Necdet
Şengün, Nazfr İbrahim ve Dfvanı (Metin-Muhteva~Tahlf/), Doktora Tezi, 2006, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. · ·
14 Nazlr İbrahim, Dfvôn, Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Paşa, nr. 493, vr. 19b-2Q•. Nazlr İbrahim, Beyan-ı Tarikat-ı Gülşenf, Millet Ktp., Ali Emir!, nr. 888, vr. s•.
245
Necdet ŞENGÜN
Tarlk-i Halveti' de pişvadır Tarik-i Celveti'de reh-nümadır Hem Uşşakller' e lutf-ı Hudadır Azizim hazret-iLa'li Efendi
Tarlk-i Nakşibend içinde yekta Azizan ile olmış idi hem-pa Olurdu daima halvetde tenha Azizim hazret-iLa'li Efendi
Haber verdi bize sırr-ı nihandan S eza!' dir halifem salikandan Deyip öksüz kodu gitdi cihandan Azizim hazret-iLa'li Efendi
Ali Efendi geçti posta amma O verdi salikana pend-i a'la Beş altı ayda etdi terk-i dünya Haber vermiş idi La'li Efendi
Seza'i ca-nişini oldı a'la Cihana verdi şöhret oldu a'la Mürldine nihayet yokdur asla Azizim hazret-i La'li Efendi
Nazir için nefs-i eviadı oldu Cihanda lutfunu ol dahi buldu Dil-i zarı muhabbet ile doldu Azizim hazret-iLa'li Efendi"15
La'li Mehmed Fenai, tüm bu tarikatlardan icazet almasına ve Hüseyin Vassaf'ın haber vermesine göre yukarıda adı geçen beş tarikatın bü-
15 Nazir İbrahim, Beyan-ı Tarikat-ı Gülşenf, Millet Ktp., Ali Emiri, nr. 888, vr. sa. (Eser Himmet Konur tarafından yayımlanmıştır. Bkz: Himmet Konur, "Gül§eniliğe Dair Bir Eser: Nazir İbrahim'in Beyan-ı Tarikat-ı Gül§eni'si", Tasavvuf İ/mi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara Nisan 2000, Yıl:l, S. 3, s. 65-79.)
246
[La'li Mehmed Feniii Efendi ve Divançe'si]
tün ritüellerini hakkıyla bilip uygulamasına16 rağmen, onun bugün bize ulaşan bilgileri daha çok Gülşeniyye tarikatı içindeki faaliyetlerine dairdirP Bu hususta Nazir İbrahim, yukanda adı geçen Beyan-ı Tarikat-ı Gü/şenf adlı eserinde geniş bilgiler vermektedir. Bu eserde Gülşeniyye tarikatının Edirne'deki durumu anlatılırken, La'li Mehmed Fena! Efendi'nin Gülşeniyye tarikatı içindeki silsilesi de şu şekilde gösterilmektedir: "Gülşeni tarikatını Edirne'ye taşıyan Aşık Musa Efendi (ö. 975 1 1567) -Abdülkerim Efendi (ö. 992 1 1584) - Sadık Efendi - Kutbi Efendi - Sırri
Efendi - Seyyid Ali Efendi ve La'li Mehmed Fena!. "18 La' li Mehmed Fena! Efendi'nin Gülşeniyye tarikatı piri Şeyh İbrahim-i Gülşeni'ye kadar olan bir başka silsilesi ise kendisine ait Dfuançe nüshalarından birinde derkenar olarak genel hatlarıyla şu şekilde verilmektedir: "Dede Ömer Ruşeni (ö. 893 1 1488 Tebriz), İbrahim-i Gülşeni (Mısır), Emir Ahmed Hayall (ö. 977 1 1569), Ali Safvetl (ö.1005 1 1597), Sultan Hasan, Muhammed Sırrı, La'li Mehmed. "19 Yine onun Gülşeni tarikatı içindeki yerini göstermesi bakımından N azir İbrahim' e ait şu ifadeler dikkat çekicidir: "Bizim azizlerimiz, tarik-i şah-ı Nakşibend hazretlerinden dahi gerek azizimiz La'li Mehmed Efendi hazretleri ve gerek serimiz hazret-i Şeyh Hasan Sezai hazretleri, ekser evkatta pazartesi günleri, ba'de salati'z-zuhr hatm-i hacegan dahi ederler idi." 20
Öte yandan La'li Mehmed Fena! Efendi de bazı şiirlerinde kendisinin Gülşeni tarikatına mensubiyetini dile getirmekte, aşağıda Dfuançe metninde görüleceği üzere iki ayrı şiirde Gülşeniyye tarikatına
mensubiyetini ortaya koymaktadır.21
16 Hüseyin Vassaf, a.g.e., III, 130a. 17 Ramazan Muslu, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf [18. Yüzyıl], İnsan Yay., İstanbul
2003, s. 210'da 943 no'lu dipnotta La'li Muhammed Fena! hakkında bilgiler vermekte ve onu Gülşenl şairler içerisinde saymaktadır. Buna mukabil eserinin ı45. sayfasında, Sinani tarikatı şeyhleri arasında zikredilen Mehmed Fenayi Efendi(ö. 1140 1 ı 727)'nin, makalemize konu teşkil eden şahısla aynı kişi olmadığı kanaatindeyiz. Fakat eserde Fenayi Efendi'nin "Şerhun ma'neviyyun" adlı bir eserinin olduğu ve bu eserinin MektCıbô.t-ı Sezô.f ile birlikte basılmış olduğu ifade edilmektedir. Aynı eserin 653. sayfasında Fenayi Efendi'ye ait eserin adı ise Şerh-i Ma'nevf olarak verilmektedir.
18 Nazlr İbrahim, Beyô.n-ı Tarikat-ı Gülşenf, vr. 6•. 19 La'!! Mehmed Fena!, Dfvô.nçe, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 69ı, vr. 87•. 20 Nazlr İbrahim, Beyô.n-ı Tarikat-ı Gülşenf, vr. 2•. 21 Bu hususta Dfvançe metnindeki ı ı ve ı6 numaralı şiiriere bakınız.
247
Necdet ŞENGÜN
La'li Mehmed Fenai'den sonra Gülşeniyye tarikatı, Haletiyye ve Sezaiyye olmak üzere iki koldan22 devam ettiği için Gülşenilik etkisini biraz kaybetmiştir.23 La'li Mehmed Fena! Efendi, Gülşenilik içerisindeki önemli faaliyetlerinin yanı sıra diğer dört tarikatta da icazet sahibidir ve bu tarikatlarca da sahiplenilmiştir.
4. Vefatı ve Kabri
La'li Mehmet Fenai'nin, hacdan döndükten sonra yine Edirne'ye geldiği ve Gülşenl-hanede şeyhlik makamında bulunan Kutbl-zade Şeyh Seyyid Ali'nin vefatında onun yerine post-nişin olduğu, altı sene bu makamda kaldıktan sonra 24 1112 1 1700 senesi Zilhicce ayında 110 yaşında iken vefat ettiği 25 ve irşad görevini yürüttüğü tekkesine defnedildiği kaynaklarımııda haber verilmektedir.26 Kabrinin yeri hususunda farklı kanaatleri taşıyanlar da vardır. Nitekim Ramazan Muslu kabrinin Edirne'de Şah Melek Paşa tarafından yaptırılan Gülşeni tekkesinde olduğunu Akif-zade 27 ve Rıfkı Melül Meriç'ten 28 naklen aktarmaktadır.29
Öte taraftan Hüseyin Vassaf, La'li Mehmed Fena! Efendi'nin kabrinin Hasan Sezai asitanesinde bulunduğunu ve kendisinin bu kabriziyaret ettiğini belirterek şu ifadelere yer vermektedir: "Na' ş-ı münifleri, asitane-i Hz. Sezal'de aslıde-nişin-i rahmettir. Lehü'l-hamd ziyaretle kam-yab oldum." 30 Yukarıda bahsi geçen ve La'li Mehmed Fena! Efendi'nin kabrinin bulunduğu yeri ifade eden tekke isimleri, faklı mekanları değil aynı
yeri işaret etmektedir. Bu tekke ise hem Gülşenilik hem de Sezailiğin Edirne'deki merkezi olan Veli Dede Tekke'sidir.31
22 Bu iki tarikat için bkz: Sadık Vicdani, Tomô.r, s. 50-54. 23 Hariri-zade Kemaleddin, a.g.e., ll, 126b-127•. 24 Müstakim-zade, Tuhfe-i Hattô.tfn, s. 482. 25 Hüseyin Vassaf, a.g.e., III, 130•. 26 Ayvansarayl, a.g.e., vr. 86•. 27 Akif-zade, Amasyalı Abdürrahim Efendi, et-Tezkiretü bi'l-mecmQ' fi'l-meşhudi ve'l
mesmu', Millet Ktp, Ali Emir!, nr. 2527; (tre: Hikmet Özdemir) İstanbul 1998, s. 153. 28 Rıfkı Melül Meriç, Edirne'nin Tarihi ve Mimarf Eserleri Hakkında, İstanbul 1963, s.
13. . 29 Ramazan Muslu, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf, s. 210. 30 Hüseyin Vassaf, a.g.e., III, 130•. 31 Veli Dede Tekke'si için bkz: Ramazan Muslu, a.g.e., s.216 ve 221. 248
[La'li Mehmed Fenai Efendi ve Divançe'si]
Dönemin önemli ilim adamı ve şairlerinden biri olup, aynı zamanda Gülşeni tarikatı müntesibi bulunan Edirneli Kami Mehmed Efendi (ö.l136 1 1724)'nin32 şu kıt'ası onun vefatma tarih olarak söylenmiş bir manzumedir: "Tarih-i Bera-yı Şeyh Gülşeni La'li Mehmed Fenai Efendi Kuddise Sırruh:
Diriğa yine hem-nam Muhammed şeyh Ruşenden Tarik-i Gülşeninin pişvası Hazret-i La'li
Koyup bu tekye-gah-ı bi-vefayı eyledi rıhlet Olunca ruh-ı paki alem-i envara müsta'li
Didim guş eyleyince irtihalin Kamiya tarih Meded kopdı nihôl-i Gülşeniden bir gül-iLa'li" 33
5. Eserleri
Yaptığımız araştırmalar sonucunda La'li Mehmed Fenai'ye ait dört eserin olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Bunlardan ilki Etvô.r-ı Seb'a Tercümesi' dir. 34 Diğer eserlerine göre bu eseri fazla meşhur olmamıştır.
İkinci eseri ise; Şerh-i Ebyô.t-ı Ma'nevi-i Gülşeni'dir.35 La'li Mehmed Fenai bu eserinde; Gülşeniyye tarikatı piri Şeyh İbrahim-i Gülşeni'nin Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin Mesneui'sine nazire olarak yazmış olduğuMa'nevi-i Mesnevi adlı eserinin ilk 500 beytini şerh etmiştir. Bu eser 1289 1 1872 yılında Fenai'nin halifesi Hasan Sezal'nin Mektubô.t'ı ile birlikte basılmıştır. Hüseyin Vassaf, La'li Mehmed Fena! hakkında bilgi
32 Karni için bkz: Gülgün Eri§en Yazıcı, Edirne/i Kami ve Divanının Tenkit/i Metni, Doktora tezi, ı998, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
33 Hasan Se7iıl, Mektlıbôt-ı Sezdf, istanbul ı289, s. ı45. 34 Eserin yazma nüshaları: Süleymaniye Ktp., Es'ad Efendi, nr. ı469, vr. ı b_9•; Süley
maniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2749, vr. 33•-38b; Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 2089, vr. 4•-ıı •; Yapı Kredi Bankası Ktp., nr. 70, vr. ı h_g•; istanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr'.l494/2 vr. ı2b-l8b'dedir.
35 Eserin bir nüshası Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 273'dedir. Eser 107 varaktır. 249
Necdet ŞENGÜN
verdikten sonra, onun ma'nevi §ahsiyetini ortaya koymak bakımından, bu eserin giri§ kısmından uzunca bir bölümü eserine aynen aktarmı§tır.36
La'll'nin üçüncü eseri de; Tercüme-i Hô.l-i Hazret-i Pfr İbrô.hfm-i Gü/şenf' dir. Eser bu adla ve Şerh-i Ma'nevf ile birlikte (İstanbul 1289) basılmı§tır. Eser kitabın ba§ında 1-24. sayfalar arasındadır.37 Adından da anla§ılacağı üzere eser, Gül§eniyye tarikatı piri Şeyh İbrahim-i Gül§enl'nin hayatı hakkında bilgiler içermektedir.
La'li Mehmed Fenal'nin dördüncü eseri burada metnini yayımlamayı uygun gördüğümüz Dfuô.nçe' sidir.
6. Şahsiyeti
La'li Mehmed Fena! Efendi, Gül§eniyye tarikatının önde gelen §eyhlerindendir. Şüphesiz onun manevi §ahsiyetini ispat eden en önemli §ey, Gül§eniyye içerisinde pir-i sani kabul edilen Sezai-i Gül§eni'yi yeti§tirmesidir. Dfuônçe'si onun §iir kabiliyetini ortaya koyarken, Şeyh İbrahim-i Gül§enl'nin Ma'neuf-i Mesneuf adlı eserinin bazı beyitlerini §erh ettiğiŞerh-i Ebyô.t-ı Ma'neuf-i Gü/şenf adlı eseri de onun ilmi ki§iliğine en büyük delildir.
Diğer taraftan onun sosyo-kültürel ortam içindeki yerini göstermesi ve devlet adamlarıyla münasebetini ortaya koyması, dolayısıyla §ahsiyeti hakkında ipuçları vermesi bakımından §U hadise önemli bir ayrıntı niteliğindedir: Dönemin padi§ahlanndan Sultan II. Mustafa, La'lf Mehmed Fena! Efendi'nin muhiblerindendir ve onu sık sık ziyarete gelmektedir. Bir gün Sultan, La'li Mehmed Fena! Efendi'den herhangi bir §eye ihtiyaçlan olup olmadığını sorup, eğer varsa derhal temin edebileceğini ifade ettiğinde, La'li Mehmed Fena! Efendi bu teklifi reddetmi§, hatta mürldlerinin Sultanla aralanndaki bu sıcak teması kendi çıkarları için kullanabileceklerinden kaygılanarak, Sultan II. Mustafa'dan kendisini gece tenha zamanlarda ziyaret etmesini rica etmi§ ve bu ricası kabul görmü§tür. 38
36 Hüseyin Vassaf, a.g.e., III, 130b-131 a. 37 Mustafa Kara, a.g.md., s. 259. 38 Nazir İbrahim, Beyon-ı Tarikat-ı Gülşenf, vr. 6b-7a. 250
[La'll Mehmed Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
La'll Mehmed Fena! Efendi aynı zamanda güzel sanatlardan hüsn-i hat ile de me§gul olmu§tur. Hat sanatının en önemli unsurlanndan biri olan mürekkeb üzerindeki çalı§malan netice vererek, la'l rengindeki kırmızı mürekkebi icad etmesini sağlamı§tır. İstanbul' a gelip Sünbüliyye tarikatı §eyhlerinden Kocamustafapa§a §eyhi Seyyid Şeyh Alaaddin Efendi'ye intisab ettikleri dönemde, Balat §eyhi Seyyid Hasan Nuri ve Şeyh Hasan Kenzi ile de görü§mܧ 39 ve bu esnada yukarıda adı geçen Seyyid Hasan Efendi'den me§k etmi§tir.40 Müstak!m-zade, (ö. ı202 1 ı 788) La'l! Mehmed Fena! Efendi'nin hat sanatı ile profesyonel anlamda ilgilenmediğini, bu i§i bir hobi olarak yaptığını ifade etmi§tir. Onun bu husustaki görü§ünü anlatan ifadeler: "Meslekleri bu olmadığı için bu hususta §öhret bulmamı§tır" 41 §eklindedir.
B. DIVANÇE
La'li Mehmed Fenai'nin Dfuançe'si 28 §iiri muhtev! küçük hacimli bir divançedir. Ara§tırmalarımız sonucunda Dfuançe'nin 4 adet yazma nüshası olduğu tespit edilmi§tir. Bu nüshalardan Süleymaniye Ktp., Darü'l-mesnevi, nr. 400' deki nüsha, içinde bulunduğu eserin 72b ile 78b varakları arasındadır. Talik yazıyla kaleme alınan eserin her varağı ı 7 satırdan olu§maktadır. Satırlar suyolludur ve fligransız, aharlı-saykallı
nohudi kağıt kullanılmı§tır. Şiirlerde geçen "Fena!" mahlasları kırmızı olarak yazılmı§tır. Bu nüsha metin olu§turulması sırasında dipnotta "D" olarak isimlendirilmi§tir. Kar§ıla§tırmaya esas alınan ikinci nüsha ise; İzmir Mill! Ktp nr. 1102, vr. 70b-75a'da bulunan ve "İ" kısaltmasıyla ifade ettiğimiz nüshadır. Bu nüshada da suyollu ve fligransız aharlı-saykallı
no hud! kağıt kullanılmı§ ve §iirler talik yazı ile kaleme alınmı§tır. Satırlar ve ba§lıklar bu nüshada kırmızı çerçeve içine alınmı§tır. Nüshanın yukarıdaki "D" nüshası ile bir ba§ka benzer tarafı, §iirlerin aynı tertip sırasıyla yazılmasıdır.42 Kar§ıla§tırmaya esas alınan bir diğer nüsha; Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 69ı, vr. 84b-89b'deki nüshadır. Her varakta ı9 satırın bulunduğu bu nüsha da talik yazı ile kaleme alınmı§tır. Şiirler burada da kırmızı çizgiler ile çerçevelenmi§tir. Tertip sırası bakımından diğer
39 Müstaklm-zade, Tuhfe-i Hattôtfn, s. 481. 40 Hüseyin Vassaf, a.g.e., III, 130•. 41 Müstaklm-zade, Tuhfe-i Hattôtfn, s. 482. 42 Metin oluşturulması sırasında D ve İ nüshaları tertip sırası bakımından esas alınmıştır.
251
Necdet ŞENGÜN
iki nüshadan bazı farklılıklar arz etmektedir. Metin oluşturulması sırasında tarafımızdan "H" harfi ile kısaltılmıştır. Karşılaştırmaya esas aldığımız son nüsha; Millet Kütüphanesi, Ali Emiri, nr. 358, vr.P-4b'de bulunmaktadır. "A" harfiyle gösterdiğimiz bu nüsha, her varağı 30 satırdan oluşan ve yine talik yazı ile kaleme alınan bir eserdir. Şiirlerdeki "Fenai" mahlasları kırmızı olarak yazılmıştır. Bu nüshada metin çerçeve içine alınmamıştır.
La'li Mehmed Fenai'nin Divançe'si birisi taş baskı olmak üzere üç kere de basılmıştır. Bu baskılarda Divançe, Hasan Sezaf Divanı ile birlikte tabedilm iştir. Bu baskılardan birincisi: 1266 /1849 yılında Mısır' da Bulak matbaası tarafından yapılmıştır. İkincisi: 1267 1 1850 yılında İstanbul' da Matbaa-i Amire tarafından, üçüncüsü de: 1276 1 1859 yılında taş baskı olarak yapılmıştır. Bu baskıların hepsinde Sezai Divanı'yla birlikte basılan Divançe, eserin sonunda 150 ile 159. sayfalar arasındadır.
Ayrıca eser Şahver Çelikoğlu tarafından hazırlanan Divan Sezayi-i Gülşeni, (İstanbul 1985) adlı eserin sonunda 265-277. sayfalar arasında, Sezaf-i Gülşeni'nin Şeyhi La'lf Mehmed Fendi Efendi'nin Divançe'si adıyla yayımlanmıştır. Fakat bu yayımda okuma ve vezin hatalarma fazlaca düşüldüğü, transkripsiyon esaslarına da uyulmadığı gibi; ilmi bir eserde bulunması gereken tenkitli bir metin çalışması yapılmamış, eserin nüshaları karşılaştırılmamıştır. Bundan dolayı hem müellif hakkında bilgi vermek; hem de, daha doğru bir metin ortaya koymak amacıyla eserin tenkitli metninin oluşturulmasına ve yeniden yayımianmasına karar verilmiştir.
Dfuançe'nin muhteva özellikleri ise şu şekildedir: Eser 28 şiiri
muhtevidir ve genelde 5 beyitli gazel ve 5 bendli murabbalardan oluşmaktadır. Eserde nazım şekli olarak 3 murabba ve 25 gazel vardır. Bu şiirlerden 3'ü tevhid, 5'i münacaat, 8'i na'ttır. Geri kalan şiirlerde tasavvufi esaslar anlatılmakta ve öğütler verilmektedir. Eserde 8 ayrı aruz kalıbı kullanılmıştır. Bu kalıplardan en çok rernel ve hezec bahirleri tercih edilmiş, muzari' ve münserih bahirleri birer kez kullanılmıştır. İki şiir ise hece ölçüsü ile kaleme alınmış, bunlardan 17 no'lu şiir 5+5= lO' lu; 24 no'lu şiir ise, 7+7=14'lü hece ölçüsü ile yazılmıştır. Şiirlerde kullanılan aruz vezinlerini şu şekilde toplu olarak ortaya koymak mümkündür:
252
[La'll Mehmed Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
Şiirlerde Kullanılan Vezinler Bahri Sayısı Fa 'i la tün Fa 'i la tün Fa 'i la tün Fa 'i lün Remel ı3
Me fa 'i lün Me fa <i lün Me fa 'i lün Me fa 'i lün H ez ec 3 Müs tef ' i lün Müs tef 'i lün Müs tef 'i lün Müs tef 'i lün Recez 3 Me fa 'i lün Me fa <i lün Fe 'ü lün Hezec 3 Mef 'u lü Me fa 'i lü Me fa 'i lü Fe 'u lün Hezec ı
Mef ' ü lü Fa ' i la tü Me fa ' i lü Fa ' ilün Muzari' ı
Müf te 'i lün Fa 'i lün Müf te 'i lün Fa 'i lün Münserih ı
Fe 'i la tün Fe 'i la tün Fe 'i la tün Fe 'i lün Remel ı
Sonuç
La'll Mehmed Fenai Efendi, Gülşeniyye tarikatına müntesib önemli bir mutasawıftır. Az sayıdaki şiirinden müteşekkil Dfvônçe'si onun şiir
yeteneği bakımından iyi bir şair olduğunu ortaya koymaktadır. Onun Gülşeniyye tarikatı içerisindeki yeri de son derece önemlidir. Bu çalışma hem onun hayatı hakkında bilgiler vermek; hem de, Dfvônçe'sini yayımlamak suretiyle onun şiirlerini daha iyi değerlendirmek ve böylece şairin düşünce yapısını meydana çıkarmak imkanını sunmak üzere hazırlanmıştır. Tamamı tasawufi neşve ile söylenmiş bu şiirler, şairin derin tasawufi altyapısını yansıtmaktadır. Öte taraftan şahsiyeti başlığı altında anlatıldığı üzere, onun Sultan II. Mustafa ile olan münasebeti, Osmanlıdaki tekkedevlet ilişkileri hakkında bazı ipuçları da sunması bakımından son derece önemlidir.
253
Necdet ŞENGÜN
C. D1Vançe-i La'IT Mehmed FenaT
ı
*
2
,. Fa 'i ta tün Fa 'i ta tün Fa 'i ta tün Fa 'i !ün
1 Ey vücüduı'ila ]):amunun falpma oldun gına Mürde-veş bal).r-i fenada garl): iken virüp bel):a
2 Ya Reseı la Ilah cemal ün nürı işral): eyleyüp On sekiz bin' aleme yek lem' ası virdi ziya
3 }}.almış idi cümlesi ketm-i 'adernde bi-vücüd Geldi bi'l-cümle burüze aldı nüruı'idan ci la
4 Olmasan bab-ı hüviyyet babına miftal;ı eger Dar-ı val;ıdet tahir olmazdı l):alurdı der-' ama
5 İtdi ayat-ı vücüd-ı I:Ial):l):'ı tersir gün yüzün Keşf id üp küll i vücühın ]):om adı ~erre yafa
6 Nüruı'ia nisbet dü-' alem olmadı l):adr-i çerag Buldı zü'uı'ida mela'ikle beşer neşv ü nema
7 Cü rm-i bi-l).adle Fena'! yine' afva muntazır Bildi anı bir nigahun cümle merzaya şifa
2
Me fa 'i /ün Me fa 'i /ün Fe 'ü /ün
1 İlahi ref' ]):ıl yüzden l;ıicabı }}.oma bu hecr-i le gurbetde ya Rab
D: 72b; İ: 70b; A: ı•; H: 84b. 4 eger: ger H.
Bu divançe I:Ia:lret-i Seza'i Sellemehu'llahu Te' ala ve Ebbedehü'nufı pir ü mürşidleri I:Ia:lreti Pir La' ll Efendi }.Ia:lretleri'nüfı maJs:ale-i şenfeteri olup teyemmünen ve teberrüken "'Adet budur a!Jirde gelür bezme ekabir" mefhümına müra' at alın up bu mal;ıalle şebt ü tal;ınr olundı. Nazar-ı merl;ıamet-eşer ve rül;ıaniyyet-i feyz-perverandan cümlemizi tJ.uda l;ıişşe-yab eyleye. D: 73•; i: 70b-7ıa; A: ıa; H: s4b-ss·.
ı: l;ıicabı: niJs:abı A. 254
3
*
[La'll Mehmed Feniii Efendi ve Dlviinçe'si]
Görünsün ol cemalüfl afitabı ~oma bu hecr-ile gurbetde ya Rab
2 Zuhürına olup perde zuhürun Gözümüz nürını mal)v itdi nürufl Del tl i alsafla bu pür-l}uşürufl ~oma bu hecr-ile gurbetde ya Rab
3 irişdür bezm-i lahüta bu canı ~oma bu mil)net-i nasütda anı Cemal ün gösterüp 'ayne' 1-' ayan1 ~oma bu hecr-ile gurbetde ya Rab
4 Beni müstagral}-ı ba}.ır-ı şuhüd it Güneş l}ıl ~erremüz feyzüflle cüd it Dahi azade ez-zenb-i vücüd it
V -
~oma bu hecr-ile gurbetde ya Rab
5 Kerem l}ıl vir bu keşretden gınayı Ola ta canımuz val)det sarayı Fena bulsun vücüdından Fena'} ~oma bu hecr-ile gurbetde ya Rab
3
Me fii <J /ün Me fii <J /ün Me fii <J /ün Me fii <J /ün
1 Gel ey dil muhbit-i feyz-i ijuda'dur l)all}a-i tevl)İd Mul)a~al} mürşid-i rah-ı lil}adur l)all}a-i tevl)İd
2 Pes anda nar-ı zikru'llah ider mum ahen-i nefsi Yal}up gışşını nür eyler hüdadur l)all}a-i tevl)id
3 'Aceb mi yüz çevirse münkir-i dil-basteler zira Deva 'uşşal}a ehl inkara daddur l)all}a-i tevl)Id*
D: 73• ; İ: 71" ; A: ıa ; H: ssa. 3 daddur: dadur D; İ; H.
Mısrada geçen "ehl-i inkar" tamlaması, tamlama şeklinde okunduğunda vezin hatasına sebep olduğu için yukarıdaki gibi tamlamasız şekilde okunmuştur.
255
4
•
5
Necdet ŞENGÜN
4 Vücüdun messin ey sali k 15-oyup gel püte-i 'aşl5-a O dem bal iş zer eyler kimyadur l)all5-a-i tevl)id
5 Eger keştl-i şer' -ile girersen bal)r-ı lahüta Fena'! val)dete boş reh-nümadur l)all$.a-i tevl)!d
1
2
3
4
5
4
Fa 'i ta tü n Fa 'i ta tün Fa 'i ta tü n Fa 'i !ün
Canunı eylemüzeyyen z1ver-i tevl)id-ile ~ıl tenün s!min-muraşşa' cevher-i tevl)1d-ile
Ol vücüduı'idan mücerred gör cemal-i mutlai5-ı Ta' ir-i sır 'aleminde şeh-per-i tevQ.!d-i le
Ülmal5- istersen mal5-am-ı 1$.urbda 'abdü'l-guyüb Kes hevanun re'sini gel hançer-i tevl)id-ile
Talib olandest-i 15-andinden 15-adeh nüş itmege Da' ima hem-meclis olsun rehber-i tevl)id-ile
- * Li-ma' a 'Ilah 1$.al' asınun fetl)ine ragıb isen Hem-' inan ol-gıl Fena'! J:Iayder-i tevl)id-ile
5
Me fa 'i !ün Me fa 'i !ün Fe 'ıl/ün
1 Dil emrazına derman aldı tevl)!d Hevaya tig-i berran aldı tevl)id
D: 73 b; i: n•-nb; A: 3•; H: 85•. 1 cevher: zlver H. 3 A'da yok. 415-andünden: 15-aydından H.
Ll-ma'a'llah: "Allah benimledir ... " şeklinde başlayan hadisin baş tarafıdır. Bkz: AclCın'i, İsmail b. Muhammed, Keşfü'l-hafa ve muzflü'l-ilbds 'amme'ş-tehara mine'lehadis 'ala elsineti'n-nas, Beyrut 1352 1 1933, Il, 173, hadis no: 2159. D: 73b; İ: n b; A: ıa-ıb; H: 8s•-8sb.
3 yüzlerinde: yüzlerinden A, H. 5 vücüdun: vücüdı A.
256
* 6
*
[La'll Mehıned Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
2
3
4
5
İdüp mülk-i vücüda l;ıükmin icra Gönül içre Süleyman aldı tevl;ı1d
f.IaJs.ayıis. burJs.a' açdı yüzlerinde Heme şeyde nümayan aldı tevl;ı!d
Gidüp keşret göründi val;ıdet şırf Yine tevl;ı1de burhan aldı tevJ:ıtd
Yanup nürun <ala nüra vücüdun *
Fena'İ sana her an aldı tevl:ıtd
6
Fa <i la tün Fa <i la tün Fa <i la tün Fa <i !ün fa-t
1 Bilmeyenler derdüni dermanı bilmezler nedür Düşmeyenler 'aşl5:una 'irHinı bilmezler nedür
2 Levl;ı-i dilden men <arefsırrın Is.ıra'at eyleyen* Dört kitabı ol5:ıyup fermanı bilmezler nedür
3 Görmeyen keşretde val:ıdet sırrını 'ayne' 1-' ayan Kür-ı mader-zaddur cananı bilmezler nedür
4 Anlamayanlar şalatda remz-i mi'racı tamam FevJs.-i İmanda olan il;ısanı bilmezler nedür
5 Ey Fena'İ itmeyenler 'alem-i sırda sefer Raz-ı İsra'yı duyup Sübl;ıanı bilmezler nedür*
Nürun 'ala n ür: " ... NO.r üstüne nurdur ... " NO.r, 24 1 35. D: 73b ; İ: 7ı b ; A: ı b ; H: 85b.
ı dermanı: derman D 1 'irfanı: 'irfan D. 2 fermanı: ferman D. 3 cananı: cananA 1 mader-zaddur: m ader-zadedür H. 4 il)sanı: il)san A 1 fevl5: ?evl5 H. 5 israyı: esrarı A 1 Sübl)anı: Sübl)an A.
Men 'aref: "Kim nefsini bilirse Allah'ı bilir" şeklindeki hadisin baş tarafıdır. AciO.nl, Keşfü'l-hafô., Il, 262, hadis no: 2532.
257
7
8
Necdet ŞENGÜN
7
Fa 'i Iii tün Fa 'i Iii tün Fa 'i Iii tün Fa 'i /ün
1 Sil gönülden masiva na~şın cemal-i yari gör Her neye ba~san o yüzden çehre-i dildan gör
2 Gel vücüdun zulmetin ~aldır aradan sen bu gün Yarın anda bt-tekellüf perdesiz dldarı gör
3 Mest olu-ben 'aş~-ı I:Ia~' dan varını yağmaya vir Gel be~a bul-gıl fenada yo~lu~ içre van gör
4 Tavr-ı di lde sır i le etvar-ı hefti seyr id üp Can göziyle ~ı nazar pes nardan envarı gör
5 Derd-i I:Ial4~'ı al Fena'I bülbül-i 'irfan olup Bu gülistan-ı cihanda yan ko gülzarı gör
8
Me fii 'i /ün Me fii 'i /ün Me fii 'i /ün Me fii 'i /ün
1 ijudaya cümle-i eşya gülen güller seni ister Lisan-ıl;ıal i le güya olan di ller seni ister
2 Cemal ün nürı çün ey yar olupdur günden aşikar Yine böyle iken her bar gören ~ullar seni ister
3 ZuhüruMur yine perde düşürdi 'alemi derde Senün vechüni her yerde bulan iller seni ister
4 Kimi ma~ür celalünle kimi mesrür cemalünle Olup ser-mest vişalünle o vaşıllar seni ister
İsra: "Gece yürüyü§ü" İsra, ı 7 1 1. D: 73b; İ: 7P; A: ı b_za; H: 85b.
2 sen: pes A. 0:74•; İ: 7ı b ; A: ı b; H: 85b-86•.
4 ser-mest: mest H. 258
[La'li Mehmed Fenai Efendi ve Divançe'si]
5 Fena'! I:Ial5. vücüdunda olup na-büd-ı büdul'ida İlahi fazi u cüduiida bu gönüller seni ister
9
Fii c i Iii tü n Fii c i Iii tün Fa c i Iii tü n Fii c i /ün
1 Ey vücüdul'idur hüviyyet gencinün danna der La-ta' ayyün gıfl inün miftal;ıı mii-ziiga '!-başar'
2 Ey vücüdı mazhar-ı ~at 'unşur-ı pak ü latif Nüruna nisbet dü-' alem bir çerag-ı mubtaşar
3 Deyr-i 'alemde muşavver olan eşkal ü rusüm Olmasan nal5-ş itmez idi anı na~aş-ı şuver
4 Mantar-ı ~at-ı el;ıadsin bi ldü k anı şübhesiz Mecma' -ı küll sendedür ecza-yı 'alem bal;ır ü ber
5 Mim mümkündür el;ıadden Al;ımedi farl5. eyleyen Böyle görmezsen Fena'! bi-başarsın bi-başar
10
Müfte c; !ün Fa c; !ün Müfte c; !ün Fa<; !ün
1 Ey ki hezar aferin bu nice canan olur 'Aşıl5. olan kişi ler Bayezid-aİ5-fan olur
2 Besle bu gün tenüni ni' met-i 'irffin-ile Abir anun ni' meti müşrike her an olur
3 'Aşl5-a degiş varunı yoklug-i le var id üp Mürg-i dil-i' aşıl5-an ma' şül5-a perran olur
9 D: 74•; İ: n·; A: ı b ; H 86•. • Ma zaga'l-başar: "Gözü kaymadı. .. " Necm, 531 ı 7. ıo D: 74•; İ: n·; A: ı b; H: 86•.
ı canan: sultan H. 259
Necdet ŞENGÜN
4 Nefsün adından sakın dil :t,Ialil'ün yakmasun Malik-i nefs olanun rül;ı.ı Süleyman olur
5 Sil küdürat-ı şuverden Fena'} ~albüni Kim kederi def ide dünyede ol ban olur
11
Mef 'ü lü Fa' i la tü Me fa 'i tü Fa' i /ün
1 Bal;ı.r-i fenaya talgıç olan Gülşenilerüz Dürr-i be~ayı mabrec olan Gülşenilerüz
2 Pervane-veş eelale per ü bal ya~up Mal;ı.v idü-ben varın hİç olan Gülşenilerüz
3 Can mürgi etvar-ı dili cümle seyr idüp Nür-ı el;ı.adde ta hec olan Gülşenilerüz
4 Tedris-i 'ilm idüp ders-bane-i gaybda 'İl m-i ledünni müntec olan Gülşen11erüz
5 Sırr-ı ijudayı sırr-ı Sırrİ'den Fena'iya Abz ile ~albe müdrec olan gülşenilerüz
12
Müs tef 'i !ün Müs tef 'i !ün Müs tef 'i /ün Müs tef 'i !ün
1 Ya Rabbenaya Rabbena eyle bizi ifna-yı 'aş~ Envar-ı ~at-ı babt-ile alına yüz ibka-yı 'aş~
2 E yle münevver ~albimüz ~andil-i 'irfanun ile İşr~-ı nür-ı Rabla ten razı ola me'va-yı 'aş~
11 D: 74b ; İ: 72• A: 2•; H: S6•-S6b ız D: 74b ; İ: n·-nb ; A: 2• ; H: S6b
1 alına yüz: alınur D; İ; H. 2 ten: A' da yok. 3 müdam: daim İ.
260
[La'li Mehmed Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
3 Ol şerbeti sun kim bize ola hıtaını miskanun Dest-i I;Iab'lb'ütiden müdarn nüş itsün ol şal;ıba-yı 'aşl~
4 Ya Rab o şurbı ber-devam ile virem hel min mezid* Can teşne-di ı olsun kebab onulmasun yara-yı 'aş~
5 E yle harahat-ı ~ademde özini mest ü harab F;af-ı ~ana' atde Fena'! olasın 'anl~a-yı 'aş~
13
Müs tef 'i /ün Müs tef 'i !ün Müs tef 'i !ün Müs tef 'i !ün
1 Ya Rabbenaya Rabbena eyle bizi me'va-yı 'aşl~ Dil mülki olsun aşiyan sakin ola' an~a-yı 'aş~
2 Ten kişverin l9ldum harab nefs-i şeyat1n 'askerin Te'y!d-i rül;ı-ıl~uds-ile fetl~ eylesün Dara-yı 'aş~
3 Ya Rabbi aç gönül gökin ebr-i sivildan ser-te-ser B1-il;ıticab zahir ola ?ilt u şırat esrna-yı 'aş~
4 'Aş~un 'ayan-ender-' ayan görmege lakin göz gerek Sırrını bİ-başar ile eyle bizi bİna-yı 'aş~
5 Arak u enfüs her ne var memhür hamr-ı 'aşl~-ile Bülbül fiğanda gül güler' alem to lu sevda-yı 'aşl~
6 E yle ref'l~üm Gül şen! açı la sırr-ı Ma' nev! Keşf ola remz-i Meşnev1 l;ıall eyleyüp Molla-yı' aş~
7 Di Iber Fena'! aşikar ebşarı l~urbı hatf ider Vuşlat fena-ender-fena böyle d imiş dana-yı' aşl~
14
Hel min mezld: "O gün cehenneme doldun mu? deriz. O da daha var mı? der." Kaf, 50130.
13 D: 74b-75a; İ: 72b ; A: 2•; H: 86b 3 Rabbi: Rab A 1 gökin: gözin A.
14 D: 75a; İ: 72b ; A: 2•; H: 86b-87a 4 vücüdufı: vücüdı A.
261
Necdet ŞENGÜN
Fii 'i Iii tü n Fa 'i Iii tün Fa 'i Iii tü n Fa 'i !ün
1 BaJ::ır-i vaJ::ıdetde vücüdun gevheri aşi-ı uşül Senün ile buldı bulan I:Ia~'a vuşlatya Resül
2 Çünki eşyanun me' ad ü mebde'i nürun senün O ldı efiak-i vücüdurida tulü' ıyla ufül
3 MaJ::ızen-i esrar-ı gaybü'l-gaybsın yols:: şübhemüz Matla' -ı envarsın necm ü l}amer şems sana l}ul
4 Oldun imkan-ı vücüdun cami' ey ~at-ı şerif Zahir ü batın çü sensin künhüne irmez 'ul}ül
5 Ey Fena'1l}atre baJ::ıri nicesi medJ::ı eyleye Zerre şemsi ya ne vechiyle idi-serdür şumül
15
Fii 'i Iii tün Fii 'i Iii tün Fii 'i Iii tün Fii 'i !ün
1 Sal}l-i bezm-i elest mey-yanesidür bu gönül Devrider bamr-ı ledün peymanesidür bu gönül
2 On sekiz bin' alemi bir batvede seyran iden Peyk-i I:Iazret rah-ı I:Ial} merdanesidür bu gönül
3 Ma-i nisan-ı J::ıal}1l}atden olupdur müncemid BaJ::ır-ı ~atun bl-bedel dürdanesidür bu gönül
4 'Alem-i sırda heva-yı Hü i le pervaz iden Mürg- i 'aşl}un bag-ı te nde lanesidür bu gönül
5 Çeşm-i mii-ziigı mal}am u menzile meyl eylemez Bilmedüm I:Ial}ls::'un Fena'! ya nesidür bu gönül
15 D: 75a; İ: 72b-73a; A: 2b; H: 87" 5 bilmed üm: bilmedi A 1 ya: aya D; H.
262
[La'l'i Mehmed Fena! Efendi ve Dlvançe'si]
16
Fa c i ta tün Fa c i ta tün Fa c i ta tün Fa c i tün
1 Şem' -i cem' -i bezm-i Hü' dan pür-ziyadur Rüşeni Sa~i-i cam-ı ezelden reh-nümadur Gülşen1 Geldi bu mışra' di le di Iden direm da' im bu nı Gülşen1yem Gülşeniyem Gülşen1yem Gülşeni
2 Diller içre val;ıdet esrarın bayali itdi na~ş Eyledi nasütlye keyfiyyet-i lahüt babş İrtibat itdi o şemse iş bu gönlüm ~erre-veş Gülşen1yem Gülşeniyem Gülşen1yem Gülşeni
3 Şafvetinün ce~besi erval;ıı ~lup pür-ziya Nazresinden geldi ecsama ~(üdüretden reha Bil ür erbab-ı l;ıa~1~at kim degil ca-yı baffi Gülşeniyem Gülşen1yem Gülşen1yem Gülşen1
4 Bag-ı ~avseynde ev ed na sünbül i dür şey b I:Iasan Ll-ma'a'llah gülşeninün bir gülidür şeybi:Iasan Mürşidimün mürşidi gerçek velidür şeyb I:Iasan Gülşen1yem Gülşen1yem Gülşen1yem Gülşeni
5 Ey Fena'} birbirinden nürınür it i~tibas Bulasın inni ene'llah nürın eyle iltimas· Silsilen kime irer dirsen bana ey I:Ia~-şinas Gülşeniyem Gülşen1yem Gülşeniyem Gülşen1
17
5+5
1 Serseri gezme ey dil yabanda Her ne ararsan sendedür sende
16 D: 75°-75b; İ: 73a A: 3b; H: 87° 3 uafa: cefa A.
*
* Fe-kane ~abe ~avseyni ev edna: "O kadar ki iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu." Necm, 5319.
* Hallac-ı Mansur'a atfedilen "inn! ena'llah" veya "ene'l-hak" sözleri için bkz: İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İstanbul 1998, s. 127.
ı 7 D: 75b ; İ: 73a A: 3a; H: 87b 263
Necdet ŞENGÜN
2 Şüretde gerçi bir kurı tensin Ma' ni de dinsın Mışr-ı bedende
3 Çün sırr-ı canan gör'iülde her an Bil 'arş-ı Ral}man aldı dil tende
4 Mest ol eyleme her yana yel me Bir dürre ir kim olmaz' Aden'de
5 Gel ey Fena'I bul-gıl be~ayı BI-hüde da' vay la itme bande
18*
Müs tef 'i /ün Müs tef 'i /ün Müs tef 'i /ün Müs tef 'i /ün
1 Şems-i rugun her ~errede pinhan idersin dostum 'Uşş~ı her bir lal}zada giryan idersin dostum
2 Gahi celalünle ana girye vü zarı ~ıldırup Gahi cemalünle anı bandan idersin dostum
3 ijüban yüzünde her nefes l}üsnün hüveyda eyleyüp 'Uşş~ göziyle ol yüzi seyran idersin dostum
4 'Aş~un şarabın içirüp meygane-i gaybda ana Ser-mestü medhüş eyleyüp l)ayran idersin dostum
5 ~al bi tüfengine Fena'I'nün koyup barüd-ı 'aş~ Ateş-i şev~ünle anı süzan idersin dostum
ıs D: 75b-76•; İ: 73•; A: 2b ; H: 87b 1 c Uşşa~ı: c Uşşals.ıfıı H; D.
• Bu gazelin mı ş ra c -ı ewelini La c li Efendi I:Ia2retleri I>.uddise Sırruh inşad b uyurup mışra c -ı ş anisini Sezal Efendi I:Ia2retleri im la b uyurup bu J:ıal üzre gazel-i şerif tekmil olunmışdur.
264
[La'll Mehmed Feniii Efendi ve Diviinçe'si]
19
Ri <i la tün Fa <i la tün Fa <i la tün Fa <i /ün
1 Nar-ı' aşl5: itdi tecelli kime nür-ı nürdan Geçdiler anlar behişt ü hem l5:uşür u l)ürdan
2 Bal)r-i nüra ğ;arls: olu-ben oldı anlarbt-nişan Oldılar l)ayy-ı ebed müstagni nefb-i şürdan
3 Nar-ı dilden hem-çü Müsa ils:tibas-ı nür idüp İnşiral)-ı dil-nümün oldı ana dil Tür'dan
4 Malik-i mülk-i Süleyman padişah-ı tabt-ı dil Bu cihanda kendüyi kemter tutanlar mürdan
5 Bil Fena'İl)addüni tavrun ta'addt eyleme Bul Huda'nun rahmetini olma kavm-i Bür'dan
V • •
20
Fa <i la tün Fa <i la tün Fa <i la tün Fa<; !ün
1 Ger yaber şormal5:. d i lersen bana ey d i ı yardan Sana sensin perde ancak çehre-i dildardan Gafil olma gel bu genci Is:urtar iş bu mardan Göresin her lal)za yari kıl güzer agyardan
2 Sil küdürat-ı suverden gel gönül levl)in bu gün İr-gör özün ol mal5:.ama anda idün dünki gün Kalma nol5:.şan içre furşat elde iken ol bütün İrteye l5:.oyma özün l5:.urtar bu gün bu bardan
3 Bezl-i mal5:.dür ile sende l5:.almasun aşla eşer Nar-ı 'aşl5:.a şöyle yan kim mal)v ola cümle keder Kendüni yog eyle val)detde budur ancals: hüner Tül- i ecza-yı vücüdun sal ike envardan
19 D: 76a ; İ: 73b ; A: 2b ; H: 87b 20 D: 76a-76b; İ: 73b; A: 2b; H: 87b-88a
2 iden: ide idüfı All irteye: irte: İ; H 3 salike: salikan D; H.
265
Necdet ŞENGÜN
4 Bizi şaldı bu diyara bunda oldu].< biz garib Ah-ı şeb fir].<at şabal;u ola mı aya garib Ortadan J.<al].<sa bu varlık keşf olur rüy-ı I;Iabib Göresin inn! ene'!lah nürın ey dil nardan
5 Ey Fena'! gel fena baJ:.ırinde ol mişi-i şadef Açma agzın ta kemal in bula dürr-i men caref Her ne gelse dostdan boş gör bulasın ta şeref Bag-ı vaJ:.ıdet bülbüli seçmez gülini bardan
21
Me fa c[ !ün Me fa c[ !ün Me fa c[ !ün Me fa c[ !ün
1 Eıa ey talib-i sal ik şorarisen müsemmadan Bulursun ana vuşlat rah-ı tevJ:.ıid-ile esmiidan
2 Vücüdundur J:.ıicab ancak ana zulmat-ı nüran1 Anı bi 'i-cümle maJ:.ıv eyle tuyarsın bu mu' ammadan
3 Gönül m ir' atına ur şay].<al göresin bunda ta I;Iai.<J.<'ı Göremez yarini anda bulınan bunda a' miidan
4 Cemiilin 'arz idüp canan seni da'vet ider her an Ki sırr-ı şemme vechu 'Ilah açılup Rabb-i ecladan *
5 Tecelli-i cemali gar].< idüpdür 'alemi dündur Fena'! aç gözün I;Iai.<J.<-bin olup gör bu tecelladan
22
Fa c i ta tü n Fa c i ta tün Fa c i ta tü n Fa c i /ün
1 Tek ye-i rüJ:.ıında da' im 'aşı].<un e~kar-ı Hü Sırrı mir'atında her dem şadı].<un didar-ı Hü
*
21 D: 76b ; İ: 73b-74•; A: 2b ; H: ss· 3 Göremez yarini anda bulınan: Göre yarin anda anı olmayan A; Göre yarin anda anı alınan D.
* Vezinde bir hece fazladır. Fakat bütün nüshalarda bu şekilde geçmektedir. * Şemme vechu'llah: " ... Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır ... " Bakara, 21 115. 22 D: 76b ; İ: 74•; A: 3•; H: ss·-ssb 266
[La'li Mehmed Fenai Efendi ve Divançe'sil
2 Mekteb-i 15-albinde dersi nefy ile işbat olan ~albi gafletden beri olup olur bİ-dar-ı Hü
3 Her kimün ahfe'l-hafada zikr ü fikri Hü olur V V -
Dest-i zülf-ile anun canı olur bi-dar-ı Hü
4 Allah Allah anlayan iş bu mu' amma remzini 'Arif-i bi'llahdurgöı'ili birazenvar-ı Hü
5 Ey Fena'! nefs ü 15-alb ü 'al5-l u rül;ıın bir iden Bulur elbetde l;ıayat-ı tayyibe ol yar-ı Hü
23
Fa <i ta tü n Fa <i ta tün Fa <i ta w n Fa <i !ün
1 Asuman-ı sinesinde 'arifün esrar-ı Hü Arz-ı cisminden anun işral5- iderenvar-ı Hü
2 Men <arefdersin vücüdı nüslJasından ol5-ıyan Her zamandiyüp ene 't-lf4olur ol ber-dar-ı Hü
3 Şems-i rül;ııyla sema-ı ma' nevisin seyriden Fetl;ı olup bab-ı l;ıa19"15-at keşf olur d!dar-ı Hü
4 Derd-i I:Ia~'ı kas i b ol kim 'ayn-ı derman andadur Vaşıl olımaz o derde olmayan bİrnar-ı Hü
5 Mest ü medhüş ol Fena'! \}um-ı Hü' dan nüş id üp ~urtılup ol bvab u lJürdan olasın bİ-dar-ı Hü
24
7+7 1 Küntü kenzen miftal;ıı sensin ya Resüla'llah*
Sırr-ı a.{ıbebtfettal;ıı sensin ya Resüla'llah
23 D: 76b-77a; İ: 74a ; A: 3a; H: 88b 2 Her zaman diyüp: Hü diyüp A; Her diyüp D.
24 D: 77a; İ: 74a ; A: 3a; H: 88b * Küntü kenzen: "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim bu nedenle halkı (tüm
mevcO.datı) yarattım" şeklindeki hadisin baş tarafıdır. "Ahbebt" ibaresi de bu hadiste geçmektedir. Bkz: AclO.nl, Keşfü'l-hafô., II, 132.
267
Necdet ŞENGÜN
2 Olup mazhar-ı esma nürunla muzi eşya Tire-i gün mişbal;ıı sensin ya Resüla'llah
3 Sendedür heme 'alem 'arş ü ferşiyle adem Cümle şey'ün erval;ıı sensin ya Resüla'llah
4 Eb oluben erval;ıa hem üm olup eşbal)a I;Ia~· un ral;ı-ı ral;ıral;ıı sensin ya Resüla 'Ilah
5 Nüş itdür Fena'l'ye bezmürlde fena camın Çünki her va rı mal;ıı sensin ya Resüla' Ilah
25
Me fa 'i !ün Me fa 'i !ün Fe 'ü !ün
1 İlahi virdini erzanl eyle Benüm derdüme derman derdün olsun Bu görllüm vechinün l;ıayranı eyle Benüm derdi me derman derdün olsun
2 Umarum ref idüp benlik l;ıicabın Bana göster cemalün afitabın İç ür derdün i le 'aşl}un şarabın Benüm derdi me derman derdün olsun
3 Olup garl~-ab-ı tevl;ıldle ser-a-pa Dil olsun mahi gibi talib-i ma Disün hel min mezidyevmen fe-yevma Benüm derdi me derman derdün olsun
4 Medar eyle bana derdün bu yolda Bana olsun müşal;ıib bal;ır u berde Taleb itdükce senden em bu derde Benüm derdi me derman derdün olsun
25 D: 77a-77b; İ: 74b; A: 2b-3a; H: 88b-89a 2 İçür derdün ile: içürdüfı öyle A.
268
iLa'li Mehmed Fenai Efendi ve Dlvançe'siJ
5 Fena'i'nün vücüdına fena vir Bu derdine anun derdün şifa vir Fena içre be~a-ender-be~a vir Benüm derdi me derman derdün olsun
26
Fe 'i Iii tün Fe 'i Iii tün Fe 'i Iii tün Fe 'i !ün (Fa 'i ta tün) {Fa '!ün)
1 Çün ziya virdi ~amu 'aleme vechün güneşi Bu ldı ol nür-ile bulan yine sen mah-veşi
2 'Alem-i ma' nide ?atun güher-i liihütı Oldı nasütda velikin Haşim! vü l}.ureş1
3 Rüz u şeb şems ü ~amer matbayına bi?met-kar Biri tabbay birisi ni' metinün ab-keşi
4 Keremün b vanını çü n ki döşedün ara~a Toyladun enfüs-i Rüm u' Arab-ile I:J_abeşi
5 Barmagından cereyan eyleyen abı bir kez Nüş idenler ebedi görmeyeler hiç' ataşı
6 Merteben oldıgı-çün 'arş-ı berinden erfa' Dökilüp ferşe mela'ik ~adı ayagla başı
7 Bezm-i yaşuiida nedim it bu Fena'il~ulunı Derdi ola cür' a-keş küllü gadiitin ve 'aşr*
27
Fa 'i ta tün Fa 'i ta tün Fa 'i ta tün Fa 'i tün
1 Muşl)af-ıl;ıüsni senün vechünle tefsir eyledi Ayet-i vechi vücühın açdı teysir eyledi
26 D: 77b; İ: 74b; A: 3b; H: gga * Bi'l-gadati ve'!-' aşiyy: " ... sabah akşam ... " En'am, 6 1 52. 27 D: 77b ; İ: 74b-75a; A: 3b ; H: gga_ggb
3 şuJ:ıufın: şuhufı D; H. 269
Necdet ŞENGÜN
2 Katib-i ~udret senün levl;ı-i vücüdun üstüne Nüsba-i evşafını tastir ü tal;ırir eyledi
3 Fetl;ı idüp ders-bane-i nüruı'ida ~atı şul).ufın z;atını ~atunda ol ~atına tal}rir eyledi
4 Cami' -i ayat u al).rufdur vücüdun ser-te-ser Eyleyüp ~ur'an'a tev'em sana tev~ir eyledi
5 Ya Resüla'llah elin al bu Fena'i bendenün ~oma aya~larda nefsi anı tesbir eyledi
28
Mef 'ü tü Me fa' I tü Me fa'I tü Fe'ü !ün
1 Ez-ketm-i 'adem rüy-ı ~adem açı la düşdi A' yana o dem nür-ı vücüd şaçıla düşdi
2 O ldı nice bin 'aşı~ u ma' ş~ı hüveyda Gülzar-ı cihan içre' aceb velvele düşdi
3 İm' an-ı başiretle nazar olsa bu sırra Gül mazhar-ınazaldı niyaz bülbüle düşdi
4 Açdıgı gibi bar l).icabın rub-ı gülden Feryadda iken bülbül-i şeyda güle düşdi
5 Sırr-ı el).adi rüy-ı mezahirde Fena'i Gördigi gibi 'arif-i bi'llah biledüşdi
28 D: 78a ; İ: 75a ; A: 3b ; H: 89b 270