KABALE
sistemle toplandığı için bazı vergiler de kabiUe adıyla anılmıştır. Bu uygulama, suistimale ve kişisel çıkar uğruna vergi mükelleflerine zulme yol açtığı için şiddetle eleştirilmiştir. Vergi miktarlarının vezir tarafından kadılıkta tescil ettirilmesi ve kaba.leye alanların kadılarca sıkı bir şekilde denetlenmesi, suistimalierin hapis ve sürgünle cezalandırılması istenmiştir (Risale fi'l-~ata' ve'l-f:ıisbe, s. 30-32). Muvahhidler devri müelliflerinden İbn Sahibüssalat'ın ifadelerinden kabale kavramının köprü geçiş ücretlerini de kapsadığı anlaşılmaktadır (el-Men bi'l-imame, s. 166, 372). İdrlsl, Merakeş'te piyasaya arzedilen hemen her şeyden kabale vergisi alındığını. ancak iktidara gelen Masmudeler'in bu vergiyi tamamen ilga ettiklerini , kabaleye alan ların da katline cevaz verdiklerini, böylece onların hükümranlıkları altındaki bölgelerde söz konusu verginin adının bile anılmadığını bildirmektedir ($ıfatü'l-Magrib, s. 69-70).
BİBLİYOGRAFYA :
İbnü'l-Esir, en-Nihaye, "]<_bl" md. ; Tacü'l'arüs, "]<_bl" md. ; v. Soden, AHW, ı, 414, 442; Ebü Yüsuf. Kitabü 'l-ljarac (Abdülaziz b. M. erRahbi, Fıf!;hü'l-mülük, nş r. A. Ubeyd el-Kubeysi. içinde). Bağdad 1975, ll, 3-8; Şafii. el-Üm, lll, 240-241; Ebü Ubeyd Kasım b. Sellam, Kitabü '1-Emual (nşr. Muhammed Amare). Beyrut ı409/ ı989, s. 148-149, ı53-156, 158; İbn Ebü Şeybe, el-Muşannef (nşr. Kemal Yüsuf el-HGt). Beyrut 1409/ 1989, IV, 548; İbn Zencüye. Kitabü'l-Emual (nşr. Şakir Zib Feyyaz). Riyad 1406/1986, I, 214-216, 223, 228-230; Küleyni, el-Furü' mine'l-Ka(i(nşr. Ali Ekber el-Gaffari) , Beyrut ı401 ,
lll, 5ı3 ; V, 265-274; Süli. Edebü'l-küttab, s. 221-222; Maverdi, el-Af:ıkamü 's-sultaniyye, Beyrut ı405/1985, s. 222; Ebü Ya'lil el-Ferril. el-Af:ıkamü's-sultaniyye(nşr. M. Hamidel-Fıki). Beyrut 1403/1983, s. 186; Ebü Ca'fer et-TOsi. Teh~ibü'l-af:ıkam (nşr. Hasa n el-MGsevi el-Harsan). Beyrut 1401/1981, IV, 37-39, 119, 142; Yil, 194, ı97 -204; Serahsl. el-Mebsüt, XVI, 41; XIX, 168; XXlll, 127-ı28; Muhammed b. Ahmed b. Abd On et-Tüclbl, Risale fi'l-f!;ata' ve'l-/:ıisbe( n ş r.
E. Levi- Provençal, Şelaşü resa'il Endelüsiyye tr adabi'l-f:ıisbe ue'l-muf:ıtesib içinde). Kahire 1955, s. 30-32; Zemahşeri. Esasü'l-belaga, Kahire ı985, ll , 226; İdrisl, Şıfatü '1-Magrib, s. 69-70; Mahzümi, el-Müntef!:a min Kitabi'I-Minhac (i 'ilmi l].araci Mışr(nşr. Cl . Cahen). Kahire ı986, s. 59-60; Kilsanl. Beda'i', VI, 2; Vll, 208; İbn Silhibüssalilt. el-Men bi'l-imame (nşr. Abdülhadi et-Tazi). Beyrut 1987, s. ı66, 372; İbn Memmiltl, Kauanfnü'd-deuaufn(nşr. Aziz Suryal Atı ya). Kahire 1943, s. 298-300, 336-338; İbn Teymiyye, Mecmü'u fetaua, XXIX, 68-70, 479-482; XXX, 151-ı52, 220-22ı, 224-225,230,237,240-241, 244-245, 255-256, 284; Bedreddin İbn Cemila, Taf:ırirü 'l-af:ıkam fi tedbfri ehli'l-İs lam (n ş r. FuadAbdülmün'imAhmed). Devha 1408/1988, s. ı 05; Şemseddin İbn Müflih, Kitaba '1-Fürü' (nşr. Abdüssettar Ahmed Ferrac). Beyrut 1405/1985, ll, 453; İbn Receb, el-İstil].rac li-a/:ıkami'l-l].arac, Beyrut 1405/1985, s. 67-69, ıo4-105; Makrlzi,
12
el-l:fıtat, ı , 82-86; İbn Kayyim el-Cevziyye, A/:tkamü ehli'~-~imme(nşr. Su b hi es-Salih). Beyrut ı983; I, ı 08-112; Min had, Cevahirü '1-'uf!:üd (nşr. M us' ad Abdülhamid M. es-Sa'deni). Beyrut 1417/1996,1, 330-335; Hür el-Amili, Vesa'ilü'şŞf'a (n ş r . Muhammed er-Razi). Beyrut 1412/ 1991 , VI , 124,129-130, 132; Xl, 120-121; XII, 219, 264; XIII, 199,204, 208-214; 261-262,265-268; İbn Abi din. Reddü '1-muf:ıtar, IV, 145; M. Ziyaeddin er-Reyyis, el-ljarac ue'n-nü?umü'lmaliyye, Kahire 1977, s. 261-262, 507-508; F . . Lokkegaard. Jslamic Taxation in the Classic Period, Lahare 1979, s. 92-ı08; Hossein Modarressi Tabatabai. Kharaj in lslamic Law, London 1983, s. 6, 97-98, ı 00-101' 177-178, 179, 182, 183, 189-190; Abdülaziz Binabdullah, Ma'lemetü '1-fıf!:hi'l-Malikf, Beyrut 1403/1983, s. 284; Ziaul Haque, Land/ord and Peasant in Early lslam, Delhi 1985, s. 288-302; G. Frantz- Murphy, The Agrarian Administration of Egypt from the Arabs to the Ottomans, Kahire 1986, s. 49-52, 92-95; Ahmed Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, İstanbul 1993, VI, 582; Nezih Hammad. Mu'cemü'l-muştalaf:ıati'lif!:tişadiyye fi lugati ' l-fuf!:aha', Beyrut ı415/
1995, s. 273-274; S. Tsugitaka. State and Rural Society in Medievallslam, Leiden 1997, s. 192-197; Cl. Cahen. "Contribution a l'etude des impôts dans l'Egypte medievale", JESHO, V/3 ( 1962) . s. 263-265; a.mlf .. "15abala", EJ2(ing.). IV, 323-324; R. S. Cooper. "The Assessment and Co lleeti on of Kharaj Tax in Medieval Egypt", JAOS, XCVI/3 ( ı976). s. 380-381; Khaled Abou El Fadl. "Tax Farming in Islamic Law (Oibalah and Darnan of Kharaj): A Search for a Concept", IS, XXXI ( 1 992), s. 5-32; "KabiUe", Mv.F, XXXll, 243-244.
li] CENGiZ KALLEK
L
KABARTAYLAR
Rusya Federasyonu'na bağlı Kabarda-Balkar Özerk
Cumhuriyeti'nde yaşayan müslüman bir halk.
_j
Orta Kafkasya'daki Terek ve Kuma nehirlerinin kollarının suladığı geniş bölgede yaşayan Kabartaylar kendilerini Adige olarak da adland.ırmaktadır ve Çerkezler'le akrabadırlar. Kaynaklarda Kabartay, Kaberdey, Kabarda ve Kabardintsı gibi değişik isimlerle anılırlar. Kabartaylar'ın büyük çoğunluğu Kabarda-Balkar Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamaktadır. Ancak Adige Özerk Bölgesi'nde ve Rusya Federasyonu'nun değişik şehirlerinde az miktarda Kabartay nüfusuna rastlanmaktadır. 1989 nüfus sayımına göre sayıları 394.651 olan Ka bartaylar'ın bugün (200 ı) yaklaşık 500-550.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye, Suriye ve Ürdün gibi ülkelerde de çarlık döneminde ve 1917 Bolşevik ihtilali'nden sonra göç etmiş Kabartay nüfusu bulunmaktadır.
Kabartaylar müslüman olup Hanefi mezhebine mensuptur. Ancak Mozdok ci-
varında küçük bir hıristiyan cemaati de vardır. Sovyetler Birliği döneminde Kuzey Kafkasya ve Dağıstan Dini idare Merkezi'ne bağlıydılar. 1992 yılından itibaren Rusya Federasyonu'ndaki müslüman özerk cumhuriyetierin kendi dini idare merkezlerini kurmaları sebebiyle Sovyetler Birliği döneminde kurulan bu merkezlerin fazla bir işlerliği kalmamıştır.
Kabartaylar'ın esas yurtları Kuban civan idi: fakat XIII. yüzyılda başlayan Moğol saldırıları üzerine bugün bulundukları bölgeye gelerekyerleştiler. islam fütuhatının Kafkaslar'a ulaşmasından çok sonra XVI. yüzyılda Müslümanlığı benimseyen Kabartaylar; Altın Orda Devleti'nin çökmesinin ardından bölgenin tarihinde birinci derecede etkili olmaya başladılar. XVI. yüzyılın ilk yarısında Rus çarlarıyla dostluk ilişkisine girdiler. Ka bartay Prensi Temrük'ün kızı Marya'nın IV. Ivan'la evlenmesi iki halk arasında münasebetlerin geliştirilmesinde olumlu etkide bulundu ve Rus himayesi yaygınlaştı . Ruslar 1563 ve 1 S67'de Terek nehrinin kıyısında iki ayrı kale inşa ederek yüzyılın sonuna doğru bölgeye iyice yerleştiler. Kafkaslar'daki yayılmaları için burasını bir karakol olarak kullandılar. Kafkaslar' ı denetim altına almak isteyen Osmanlılar, İranlılar ve Ruslar arasında çatışmalar oldu. Özellikle hıristiyan Kabartaylar'ın Rusya hizmetine girmesi Osmanlı Devleti'ni tedirgin etti ve bundan dolayı Osmanlılar Kabartaylar'ı önce himayeleri, sonra da doğrudan yönetimleri altına aldılar. Belgr ad Antiaşması (ı 739) Kabartaylar'ın
yaşadığı bölgeyi tarafsız bir ülke haline getirince Osmanlı Devleti ile Rusya arasında bir tampon bölge haline geldiler. Bunun ardından Küçük Kaynarca Antiaşması (ı 77 4) Kabartaylar'ı Rusya ile birleştirdi. Rus hakimiyetine karşı zaman zaman bağımsızlık isteğiyle ayaklanan Kabartaylar büyük oranda kıyıma uğradılar. Bu kıyımdan kaçanların bir kısmı Osmanlı Devleti'ne sığındı. XX. yüzyılda da bazı ayaklanmalar görüldü.
Komünist ihtilalinden sonra bölgede milliyetçi partiler, Bolşevikler, Menşevik
ler ve Kızıl Ordu arasında süren iktidar mücadelesi ve karışıklık sırasında 1918'de Sovyet idaresi kuruldu. 16 Ocak 1922'de Kabarda-Balkar Özerk Bölgesi oluşturuldu. Bu özerk bölge S Kasım 1936'da özerk cumhuriyet statüsüne yükseltildi. ll. Dünya Savaşı sırasında bölge kısa bir süre için Almanlar tarafından işgal edildi (Ağustos 1942). Ancak daha sonra bölgeye yeniden hakim olan Ruslar, cumhuri-
yette yaşayan Türk asıllı Karaçay- Balkarlar'ı Almanlar'la iş birliği yaptıkları gerekçesiyle Sibirya ve Orta Asya'ya sürgüne gönderdiler. Özerk cumhuriyetin adı Kabarda Özerk Cumhuriyeti oldu. 1956'da çıkarılan bir kanunla Karaçay- Balkarlar aklandı ve yeniden vatanıarına dönmelerine müsaade edildi, cumhuriyetin adı da Kabarda- Balkar Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştirildi.
1988 yılından itibaren Sovyetler Birliği'nde başlayan egemenlik- bağımsızlık hareketlerine katılmayan halklardan biri de Kabartaylar'dır. Onlarla aynı cumhuriyette yaşayan Balkarlar, 18 Kasım 1991 tarihinde Nalçik'te ı. Balkar Halk Kongresi sırasında Rusya Federasyonu'na bağlı Balkar Cumhuriyeti'ni kurma kararı aldılarsa da bu karar işlerlik kazanmadı. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türkiye ve Suriye'den bir miktar Kabartay anavatana göç etti. Ancak yöneticilerin ilgisizliği ve bu yönde bir devlet politikasının oluşturulamamasından dolayı büyük çoğunluğu geri döndü. Bugün Rusya Federasyonu'na bağlı olan Kabarda-Balkar Özerk Cumhuriyeti'nin başşehri Nalçik (240.000). nüfusu 785.000'dir. Bunun % 48'ini Kabartaylar, kalanını da sırasıyla Ruslar, Balkarlar ve diğer azınlıklar oluşturmaktadır [bk KARAÇAY-BALKARLAR).
Kabartayca, Kafkasya (Yafet) dil ailesinin Kuzeybatı Ab haz- Adige grubunda yer almaktadır. Kabartayca'ya çok yakın olan şiveler Abhaz, Abazin ve Adige'dir. Özellikle Adige ile Kabartayca birbirine çokyakındır ve Kabartaylar da Adige grubuna dahil olduğu için her iki dil Adiga- bze (Adige dili) olarak adlandırılır. Kabartay dilinde Büyük Kabartay, Mozdok, Beslan ve Kuban olmak üzere dört lehçe bulunmaktadır. Beslan lehçesi edebi dil için esas kabul edilmiştir. Arapça, Türkçe, Rusça ve Farsça'dan çok sayıda kelime alan Kabartayca'da ilk eser 1864 yılında Kadı Atacukin tarafından neşredilmiştir. İlk Kabartayca gramer kitabını şair ve filolog Ş. B. Nogmov ( ö. ı 844) hazırlamıştır. Ayrıca onun Adigey halklarının tarihine dair bir eser de yazdığı bilinmektedir. İlk Kabartayca- Rusça sözlük ise 1889 yılında yayımlanmıştır.
Sovyetler Birliği döneminde Kabartayca'nın tarihi gelişimi ve lehçe farklılıkları ayrıntılı biçimde incelendi. Fakat resmi dilin Rusça olması sebebiyle fazla bir işlerlik kazanmadı. 1980'de yapılan bir sayıma göre ana dilini Kabartayca olarak belirtenierin oranı% 97.9, Rusça'yı ikinci
dil olarak bildiren ve iyi bilen Kabartaylar'ın sayısı% 76,7'dir. 1958 yılından itibaren Kabartayca ilkokulların birinci ve dördüncü eğitim dili olmasına rağmen 1970'li yıllardan başlayarak eğitim dili Rusça olan okullarda seçmeli ders olarak verilmeye başlandı. Bugün eğitim dili Rusça olmakla birlikte Kabartayca-Adigece de ilkokuldan liseye kadar mecburi ders. 1957 yılında kurulan Kabardin- Balkar Üniversitesi'nde isteğe bağlı seçmeli ders şeklinde okutulmaktadır. Kabartayca ilk gazete Lenin Yolu ismiyle 1920 yılında yayımlanmaya başlandı. KabardaBalkar Özerk Cumhuriyeti'nde Kabartayca, Rusça ve Balkarca yirmiden fazla gazete ve dergi çıkmaktadır. Bu dillerin hepsinde radyo ve sınırlı sürelerde (günde ortalama üç -dört saat) olmakla birlikte televizyon yayını mevcuttur. 1923-1924 yıllarında Latin alfabesini kullanan Kabartaylar, 1936 yılından itibaren Kiril alfabesini kullanmaya başladılar ve halen bu alfabeyi devam ettirmektedirler.
BİBLİYOGRAFYA :
Akdes Nimet Kurat. Türkiye ue Rusya, Ankara 1970, s. 34-35; M. Fahrettin Kırzıoğlu. Osmanlılar'ın Kafkas-Elleri'ni Fethi: 1451-1590, Ankara 1976, bk. İndeks ; Nadir Devlet. "Çağdaş Türkiler" , Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul 1993, Ek ci lt, s . 189, 208; Shirin Akiner. Souyet Müslümanlan (tre. Tufan Buzpınar-Ahmet Mutu). İstanbul1995, s. 162-168; H. Salihoğlu. "Kabard", E/2 ı Fr ı. IV, 339; "Kabardino-Balkarskaya Autonomnaya Sovetskaya Sotsialistiçeskaya Respublika", BSE, Xl, 88-94; "Kabardino-Çerkesskiy Yazık", a.e. , Xl, 95; "Kabardintsı", a.e., Xl, 95; "KabardaBalkar Muhtar Sovet Sasialist Respublikasi", Azerbaycan Souet Ensiklopediyası, Baku 1981, V, 195-197; "Kabartaylar", Büyük Larousse, İstanbul1986, X, 6136-6137; "Kabartay -Balkar ÖzerkSovyet Sosyalist Cumhuriyeti", ABr., XII, 353.
~ DAVUT DURSUN
r ~ ~ ı KABBANI, Abdülkadir b. Mustafa
( ~l~f ~ ,y_ .)~l.i.Jf~)
Abdülkadir b . Mustafa b. Abdilgani el-Kabbani
(1847-1935)
Beyrut'ta müslümanların çıkardığı ilk gazete olan
Semeratü'l-fünun'un imtiyaz sahibi. L- ~
Beyrut'ta doğdu. Akka Valisi Abdullah Paşa tarafından kumandan tayin edilen babası Mustafa Ağa, 1832'de Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Akka'yı istilası sırasında esir alınıp Mısır'a götürülerek hapse atıldı. Buradan İstanbul'a kaçan Mustafa Ağa'ya Osmanlı ida-
KABBAN!, Abdülkadir b. Mustafa
resi maaş bağladı. Bunun üzerine İbrahim Paşa aileyi Beyrut'tan Kıbrıs'a sürdü. 1840'ta İbrahim Paşa Suriye ve Lübnan'dan çıkınca Mustafa Ağa ailesiyle birlikte Beyrut'a döndü.
Butrus b. Bulus el-Bustanl'nin yaptır
dığı Medresetü'l-vataniyye'de öğrenimine devam eden Kabbanl. Abdülkadir elHallll, Yusuf el-Esir. Muhyiddin el-Yafı ve İbrahim el-Ahdeb gibi alim ve ediplerden ders alarak kendini yetiştirdi. 1873'te itme ve yoksullara hizmet için kurulan Cem'iyyetü'l-fünun'a üye oldu. Ertesi yıl cemiyetin tesis ettiği Matbaatü'l-fünun'da müdür olarak görevlendirildi. Daha sonra aynı cemiyetin çıkardığı haftalık Şemerô.tü '1-fünun adlı gazetenin imtiyaz sahipliğini üstlendi. 1878'de bazı arkadaşlarıyla birlikte Cem'iyyetü'l-makasıdi'l-hayriyyeti'l-İslamiyye'yi kurdu. 1880'de Beyrut sancağı idare meclisi üyesi oldu. On yılı aşkın bir süre Beyrut'ta mahkeme üyeliklerinde bulunduktan sonra 1898'de Beyrut belediye başkanı seçildi. 1902-1908 yılları arasında Beyrut maarif müdürlüğü yaptı. Bu görevi sırasında okulların ıslahı ve eğitim düzeyinin yükseltilmesi için çalıştı . 1908'de Meşrutiyet'in ilanının ardından idareyi ele alan İttihat ve Terakki yönetimine uyum sağlayamadı . Maarif müdürlüğü görevinin yanı sıra otuz dört yıldan beri sürdürdüğü gazeteciliği bıraktı ve Şemerô.tü'l-fünun'un yayını böylece sona erdi ( 1908). Daha sonra Alman mühendislerin nezaretinde Suriye ve Lübnan topraklarında demir ve petrol çıkarmak üzere bir şirket kurdu. !. Dünya Savaşı sırasında Suriye ve Lübnan'da kurulan Fransız manda idaresi tarafından Evkaf-ı İslamiyye müdürlüğüne getirildi. Vakıfların yönetimi 1920'1i yılların ortalarında bölgedeki Fransız yüksek komiserliğine bağlanıncaya kadar bu görevini sürdürdü. Kabbanl Beyrut'ta vefat etti.
Üstün hizmetlerinden dolayı çok sayıda madalya ve nişan alan Kabbanl'nin en önemli yönü gazeteciliği ve eğitim hizmetleridir. Cem'iyyetü'l-fünun başkanı Hamade'nin vefatı ve cemiyetin kapanması üzerine Şemerô.tü '1-fünun bütün haklarıyla Kabbanl'ye intikal etti. Kabbanl. ilk sayısı 20 Nisan 1875'te çıkan gazetede aralarında İbrahim el-Ahdeb. Yusuf el-Ezherl. İsmail Zihnl. Sami Kayseri. Yusuf el-Esir. Avnl İshak. Selim Şelfün , İskender Tavrad. Ahmed Hasan Tabbare. Muhammed Mahmud el-Habbal. M. Reşld Rıza. Ya'küb Sarruf'un da bulunduğu seçkin bir yazar kadrosu oluşturdu . Hı-
13