ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DOKTORA TEZİ
Sevgi DONMA İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ
TOPRAK ANABİLİM DALI
ADANA, 2008
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ
Sevgi DONMA
DOKTORA TEZİ
TOPRAK ANABİLİM DALI
Bu Tez …13../…06./2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından
Oybirliği ile kabul edilmiştir.
İmza:…………………… Prof. Dr. Selim KAPUR Danışman
İmza:…………………… Prof. Dr. Rıza KANBER II. Danışman
İmza:…………………… Prof. Dr. Cemil CANGİR Üye
İmza:…………………… Prof. Dr. Alhan SARIYEV Üye
İmza:…………………… Doç. Dr.İsmail ÇELİK Üye
Bu Enstitümüz Toprak Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No:
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No:ZF2006D19 Not: Bu tezde kullanılan özgün başka kaynakta yapılan bildirişlerin çizelge,şekil ve fotoğrafların
kaynak gösterilmende kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
DOKTORA TEZİ
İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ
Sevgi DONMA
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TOPRAK ANA BİLİM DALI
Danışman: Prof. Dr. Selim KAPUR Yıl : 2008, Sayfa: 81 Jüri : Prof. Dr. Selim KAPUR Prof. Dr. Rıza KANBER Prof. Dr. Cemil CANGİR Prof. Dr. Alhan SARIYEV
Doç. Dr. İsmail ÇELİK
Bu çalışmanın amacı, Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan ve Türkiye'nin ilk sulama projelerinden biri olan, büyük ölçekli Aşağı Seyhan Ovası (ASO) sulama alanındaki arazi kullanımı, sulama ve drenaj sistemleri, ve toprak tuzluluğu gibi öğelerin tarihsel gelişim içerisinde gösterdikleri değişimleri, olası iklim değişikliği senaryolarıyla birlikte irdelemektir.Çalışmada, arazi ve laboratuvar ölçümleri ve anket çalışmaları ile elde edilen sonuçlar farklı modellerle yorumlanmış ve değişeceği öngörülen iklim etmenlerinin 2070' li yıllar için projeksiyonları yapılmıştır.
Ovada, sulamaya 1960'lı yıllarda başlanmış ve o zamandan günümüze değin sulama sistemlerinin yıpranması, bitki deseninin değişmesi ve su yönetiminin sulama birliklerine devri gibi yapısal değişiklikler sulama randımanının düşmesine neden olmuştur. Sulama sistemlerinin devamlı akış yaklaşımına göre planlanmış olmasına karşın, çiftçilerinin gece sulaması yapmaması, sulama işletmeciliğini yürüten sulama birliklerinin sulama kanallarındaki suyu yeterince kontrol edememeleri gibi nedenlerle de ovada sulama randımanı % 40 gibi düşük bir düzeye ulaşmıştır.
nun yıllık dalgalanmasının, geçmişte mevsimsel pikler oluşturmasına karşın son 20 yılda sulamada kullanılan su düzeyinin artması, sulama periyodunun uzaması ve drenaj kanallarının düzeltilmesi-iyileştirilmesi gibi nedenlerle mevsimsel pikler kaybolmuştur. Ayrıca, son 20 yılda tuzluluğundaki azalma da bu durumu doğrulamaktadır. IMPAM modeli kullanılarak yapılan analizde, sulama döneminde kanallardan oluşan sızmaların, topraktaki makro gözenekler yardımı ile derinlere sızarak, nun yükselmesine katkıda bulundukları belirlenmiştir. Bununla birlikte, tabansuyu hareketi üzerinde arazi kullanımının etkisinin, iklim değişikliğinin oluşturduğu etkiden daha fazla olduğu saptanmıştır. Sulamada gereğinden fazla su kullanılması ile toprak profilindeki tuzun yıkanması ve iyi projelendirilmiş drenaj kanalları ile bu tuzun uzaklaştırılmasıyla son 20 yılda kıyı kesimleri de dahil tuzlu alanlarda ovanın topoğrafik eğimene de bağlı olarak sulamanın yapıldığı uzun süreçte tuzlulukta azalma saptanmıştır. Ancak henüz sulama sistemlerinin inşa edilmemiş olan bölümünün kimi kısımlarında yüksek düzeyde tuzluluk saptanmıştır.
Yapılan projeksiyonlarda, ovaya düşecek yağış miktarında % 42- 46 oranında bir azalma olacağı ve bu azalmanında kış aylarına rastlayacağı tahmin edilmiştir. Yağışta oluşacak bu önemli düzeydeki azalma sulama suyu gereksinimini arttıracak ve sulama süresinin erken ilkbaharda başlayıp geç sonbahara kadar uzamasına neden olacaktır. Var olan durumda yaklaşık 150 cm çevresinde kalıcı bir düzeyde olduğu saptanan yüksek düzeyi yağışların azalması ile 2070 li yıllarda düşebilecektir.Ancak henüz sulama sistemleri inşa edilmemiş 4. bölümde, etkili bir tarla içi drenaj ağı yapılmazsa, varolan yüksek problemi sulamanın artması ile çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Söz konusu alanlar için diğer bir alternatif ise ekonomik değeri yüksek tuzcul (halofit) bitkilerin ekimlerinin ilgili kuruluşlarca desteklenip yaygınlaştırılmasıdır. Bu nedenlerle, gelecekte ovada yapılacak rehabilitasyon çalışmalarında, potansiyel arazi kullanım değişikliğinin dikkate alınması gerekmektedir. Buna bağlı olarak, ovada varolan ve tuzlanmaya neden olan arazi kullanımı ve sulama/ drenaj ağınının gelecekteki sorunları karşılayabilecek düzeye getirilmesi,başka bir deyişle sistemdeki iyileştirme çalışmasının, toprak çeşitleri ve yüzey-yüzey altı topoğrafyalarının da dikkate alınarak ayrıntılı ve daha uzun süreli bir ' Tuz Riski' izleme ve değerlendirme çalışmasıyla birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Sonuçta, söz konusu çalışmanın sürdürülebilir arazi ve su yönetim programının tamamlayıcısı olması gerekmektedir.
Anahtar kelimeler : Aşağı Seyhan Ovası, Sulama, , Tuzluluk, İklim Değişimi
II
ABSTRACT
PhD THESIS
THE SUSTAINABILITY OF LAND AND WATER MANAGEMENT OF THE LOWER SEYHAN IRRIGATION PROJECT AREA UNDER
PROGRESSING CLIMATE CHANGE
SEVGİ DONMA DEPARTMENT OF SOIL SCIENCE
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES THE UNIVERSITY OF CUKUROVA
Supervisor: Prof. Dr. Selim KAPUR
Year : 2008, Pages: 81 Jury : Prof. Dr. Selim KAPUR Prof. Dr. Rıza KANBER Prof. Dr. Cemil CANGİR Prof. Dr. Alhan SARIYEV Doç.Dr. İsmail ÇELİK
The aim of this study is to determine the historical changes in land use, irrigation/drainage and salinity (soils and
ground water) of the large scale Lower Seyhan Basin (LSB) irrigation area along with the probable future climate change senarios. The results obtained from field measurements, laboratory analysis and field questionnaires were interpreted by the use of various models leading to the projection of the climatic components sought to change by 2070.
The crucial structural changes, concerning the crop patterns, the management of the irrigation water and the waring out of the irrigation facilities that have been initiated in the 1960's, are the primary drivers of the decreasing irrigation efficiency in the area. Thus, despite the existence of the continuous water use programming approach implemented in the project area, the lack of night irrigations expected to be followed by the farmers and the insufficient control of the water by the water use associations, are additionally responsible for the low irrigation efficiency (40%).
Despite the occurrence of the annual fluctuations and the seasonal peaks of the past, a more or less uniform ground water level and a decrease in their salt contents has recently been determined in the study area. This has most probably being achieved by the increased water use and renovated drainage facilities as well as the longer irrigation periods practised in the basin in the last 20 years. The analysis carried out by the IMPAM model revealed the contribution of the water leached from the irrigation canals in alleviating the fluctuating highly saline ground water levels. Moreover, the effect of the land use was determined to be higher than the effect of the present impact of the climate change on the ground water movement. The leaching along with the evacuation of the excess salts was achieved by the increased use of irrigation water and the highly efficient drainage system respectively along the North-south relief of the basin towards the Mediterranean coast, where high salinity stil exists due to the lack of draining facilities.
The projections revealed that the annual precipitation of the basin is estimated to decrease by 42 to 46 % mainly during the winter months. This decrease is foreseen to increase the irrigation requirement and cause a shift to a longer irrigation period from early spring to late autumn. The stable and high water table level of 150 cm of the present is estimated to fall by 2070 by the impact of the decreasing precipitation. Moreover , if an efficient drainage system is not constructed in the 4. stage irrigation area (the southernmost part of the delta which will shortly be included in the irrigation programme) the existing high water table can cause severe problems in this part of the basin. Consequently, the present and future potential land use programmes should highly consider, the income generating indigenous crop species with special care on halophytes while primarily aiming the rehabilitation of the degraded lands. This should be coupled with a complementary long-term ''Salinity risk'' monitoring programme with baseline information on soils and their surface and sub-surface topographies along the north-south transect of the downspring basin
Key Words: Lower Seyhan Plain, Irrigation, Ground Water, Salinty, Climate Change
III
TEŞEKKÜR
Tez çalışmamın her aşamasında büyük bir titizlik ve özveriyle bana destek
olan, yönlendiren ve çalışma ortamı sağlayan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Selim
KAPUR’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca TYS Bölümü başkanı, değerli
hocam ve tezimin ikinci danışmanı Sayın Prof. Dr. Rıza KANBER’e çalışmam
süresince yapmış olduğu çok değerli ve yerinde katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Tez çalışmam sırasında yakın desteklerini gördüğüm görüş ve önerilerinden
yararlandığım, Japon RIHN ( İnsan ve Doğa Kaynakları Araştırma Enstitüsü)
enstitüsü elemanları Dr. Takanori NAGANO, Dr. Takashi KUME ve Dr. Chieko
UMETSU’ya teşekkürlerimi sunarım.
Çalışmalarım sırasında değerli görüş, katkı ve yardımlarını esirgemeyen
Yrd.Doç. Dr. Erhan Akça , Arş. Gör. Musa SERDEM ve Doç. Dr. Suha
BERBEROĞLU’na teşekkür ederim.
Tez jürisindeki diğer hocalarım Prof. Dr Cemil CANGİR, Prof. Dr. Alhan
SARIYEV ve Doç. Dr. İsmail ÇELİK’e yapıcı katkılarından dolayı teşekkür ederim.
IV
İÇİNDEKİLER ÖZ ............................................................................................................................ I
ABSTRACT ............................................................................................................ II
TEŞEKKÜR ........................................................................................................... III
İÇİNDEKİLER .......................................................................................................IV
ÇİZELGELER DİZİNİ ...........................................................................................VI
ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................. VIII
1.GİRİŞ .................................................................................................................... 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ..................................................................................... 4
2.1. Sulama ile İlgili Çalışmalar ............................................................................ 4
2.2. Tuzlulukla İlgili Çalışmalar ............................................................................ 6
2.3. İklim Değişikliğinin Sulama Üzerine Etkisi ile İlgili Çalışmalar ................... 10
3. MATERYAL VE YÖNTEM .............................................................................. 14
3.1. Materyal....................................................................................................... 14
3.1.1. Çalışma Alanı, Topoğrafya ve Toprak Özellikleri .................................. 14
3.1.2. İklim ..................................................................................................... 15
3.2. Yöntem ........................................................................................................ 16
3.2.1. Ele Alınan Konular ................................................................................ 16
3.2.1.1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları ...................................... 16
3.2.1.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulamaya Açılmış Bölümündeki Tabansuyu
Düzeyi ve Tuzluluktaki Dönemsel Değişimler............................................. 17
3.2.1.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu
Düzeyi, Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Dönemsel Değişiklikler ....... 19
3.2.1.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve
Seçeneksel Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi .................................. 21
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ................................................... 23
4. 1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları ................................................... 23
4.1.1. Anket Çalışması .................................................................................... 23
4.1.2. Arazi Kullanımı ..................................................................................... 23
4.1.3. Su Yönetimi .......................................................................................... 25
SAYFA
V
4.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulanan Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve
Tuzluluktaki Uzun Dönem Değişiklikler ............................................................. 27
4.2.1. Tabansuyu Düzlemi Değişimi................................................................ 27
4.2.2. Tabansuyu Tuzluluğunun Dağılımı ........................................................ 32
4.2.3. Toprak Yapısı, Arazi Kullanımı ve Yüksekliğinin Tabansuyu Düzlemi
Üzerindeki Etkisi ............................................................................................ 34
4.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi ,
Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Uzun Dönem Değişiklikler ....................... 34
4.3.1. Tabansuyu Hareketinin Değişimi ........................................................... 34
4.3.2. Tabansuyu Tuzluluğu Değişimi ............................................................. 36
4.3.3. Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum ( Na+), Sodyum Adsorbsiyon Oranı
(SAR) Arasındaki İlişki................................................................................... 38
4.3.4. Toprak Tuzluluğundaki Değişim ve Tabansuyu Tuzluluğu ile İlişkisi ... 39
4.3.5. Sonuç ve Öneriler .................................................................................. 45
4.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki
Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi ..................................................................... 46
4.4.1. Ovada Ekimi Yapılan Bitkilerin Üretim Değerleri ................................. 46
4.4.2 Senaryolar .............................................................................................. 48
4.4.3.Veriler .................................................................................................... 50
4.4.4. Benzeşim Sonuçları .............................................................................. 52
4.4.5. Sonuç ve Öneriler .................................................................................. 55
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER.............................................................. 56
5.1. Yorumlar ..................................................................................................... 56
5.2. Öneriler ........................................................................................................ 58
KAYNAKLAR ....................................................................................................... 60
EKLER ................................................................................................................... 67
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 4.1. Ovadaki Ana Bitkilerin Yetişme Dönemleri...................................... 24
Çizelge 4.2. Tabansuyu Derinliği (cm) ile Kotu (m), EC (dS/m), Kil İçeriği
(%) ve Sulama Suyu (mm) Arasındaki Korelasyon değerleri ............ 34
Çizelge 4.15. Aşağı Seyhan Ovasında 2002 Yılında Sulanan Ana Bitkiler.............. 46
Çizelge 4.16. Elverişli Su Miktarının Farklı Olduğu Koşullar için Sulama
Birlikleri Tarafından Yapılan Tahmini Bitki Deseninin ‘Delphi
Tahmini’ Özeti ................................................................................. 47
Çizelge 4.17. İklim Değişimi Olasılığında ASO’da Kullanılabilecek Su
Miktarı ve Sulamayı Geliştirme Yatırımları Senaryoları ................... 49
Çizelge 4.18. ASO’da Ekimi Yapılan Ana Bitkilerin Sulama Suyu
Gereksinimi ...................................................................................... 50
Çizelge 4.19. ASO'da Varolan Bitki Deseni ( Kullanılabilir Su Miktarı 585
mm) .................................................................................................. 53
Çizelge 4.20. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yetersiz Olduğu
Senaryo( Kullanılabilir Su Miktarı 580 mm) ..................................... 53
Çizelge 4.21. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu
Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 535 mm) .................................... 53
Çizelge 4.22. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu ve 4.
Bölümün Sulamaya Açıldığı Senaryo ( Kullanılabilir Su
Miktarı 431 mm) .............................................................................. 54
Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri ( Dinç ve ark., 1990). ....... 68
Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm
Noktalarının Denizden Yüksekliği .................................................... 69
Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak
Serileri.............................................................................................. 70
Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı ................................ 71
Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı .................................... 72
Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................. 73
Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ............................... 74
SAYFA
VII
Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı................................. 75
Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................ 77
Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı .............................. 78
Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................. 79
Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ............................... 80
VIII
ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Çalışma Alanı, Sulamanın Gelişme Evreleri ....................................... 14
Şekil 3.2. Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yıllık Toplam Yağış
Değerleri ............................................................................................ 16
Şekil 3.3. Arazi Kullanım Haritası (1985) .......................................................... 18
Şekil 4.1. Aşağı Seyhan Ovasında Ekimi Yapılan 8 Ana Bitkinin Ekim
Alanlarındaki Süreçsel Değişim(1964–2004) ...................................... 24
Şekil 4.2. ASO’da Sulamada Kullanılan Su Miktarı ve Su Miktarındaki
Değişimler .......................................................................................... 26
Şekil 4.3. ASO’da Aylık Ortalama Tabansuyu Derinliği .................................... 28
Şekil 4.4. Ovadaki Tabansuyu Dalgalanma Aralığı............................................. 29
Şekil 4.5. Yıllık Minimum Tabansuyu Derinliği. ................................................ 30
Şekil 4.6. Minimum Derinliğin Oluştuğu Aylar. ................................................. 31
Şekil 4.7. ASO’da Tabansuyu Tuzluluk Dağılımının On Yıllık Aralıklarla
Değişimi ............................................................................................. 33
Şekil 4.8. Gözlem için Seçilen Kuyular .............................................................. 35
Şekil 4.9. Sulamaya Açılmamış Alanda (4.bölüm) Tabansuyu Derinliğinin
2005-2006 Dönemindeki Dalgalanması .............................................. 35
Şekil 4.10. Sulanmayan Alandan Seçilmiş Kuyularda A ve B Kesiti
Boyunca Taban suyu Hareketi ........................................................... 36
Şekil 4.11. Gözlem Kuyu Kotlarına Göre Tabansuyu Tuzluluğunun
Sınıflandırılması ................................................................................. 37
Şekil 4.12. Sulanan ve Sulanmayan Alanlardaki 1977 ve 2003-2004
Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğunun Karşılaştırılması ............... 37
Şekil 4.13. 1977 ve 2005-2006 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğu ve
Sodyum Arasındaki İlişki ................................................................... 38
Şekil 4.14. Sulanmayan Alanda( 4. bölüm) 2005 Yılı Toprak Tuzluluğu ile
1977 Yılı Tabansuyu Tuzluluğu Arasındaki İlişki ............................... 39
Şekil 4.15. 4. Bölgedeki Tuzlu Alanlar a) 1990, b) 2005 ...................................... 40
Şekil 4.16. 4. Bölgede Taban suyu EC Değerleri ( 1977 ) ..................................... 41
SAYFA
IX
Şekil 4.17 EM Ölçümleri ve ECv Değerleri ......................................................... 42
Şekil 4.18. Toprak Tuzluluğu ve Arazi Kullanımı İlişkisi ..................................... 42
Şekil 4.19. ASO 4.Bölüm Temmuz 2005 için Tahmini Toprak Tuzluluğu
Dağılımı ............................................................................................. 44
1. GİRİŞ Sevgi DONMA
1
1.GİRİŞ
Toprak ve su kaynaklarının geliştirilerek en uygun kullanımı ile tarımsal
üretimde büyük artışlar sağlanabilmektedir. Tarımın temel kavramlarını oluşturan
toprak ve suyun uzun süreli kullanabilirlikleri pek çok etmenin etkisinde
şekillenmektedir. Bunlar, iklim, sulama suyu niteliği, toprak özellikleri, bitki seçimi,
tarım şekli, sulama yöntemi, drenaj yeterliliği, sulama ve drenaj yönetimi olarak
sıralanabilir.
Su, canlılar için vazgeçilemez bir doğal kaynaktır; eksikliğinde bitkisel
üretim, önemli ölçüde kısıtlanmaktadır. Suyun en fazla kullanıcısı olan tarım, kültür
bitkilerinin üretimleriyle ilgili işlevleri kapsar. Türkiye’de tarım sosyal ve ekonomik
yönüyle, halkın yaşamında önemli rol oynamaktadır. Tarım, toplam milli gelirin
%19'unu, dışsatımın %9'unu oluşturur. Bu bağlamda tarımsal işlevlerle toplumun
yaklaşık %51'ine iş olanağı sağlanmaktadır (Kılınçer ve ark., 2002). İnsanların temel
gıda gereksinimlerinin güvenli biçimde karşılanması, öncelikle, tarımsal üretimin ve
sulanan alanların arttırılmasına bağlıdır.
Bilindiği gibi, kurak ve yarı kurak iklimlerde, bitki gelişimini sınırlandıran en
önemli etmen, kök bölgesinde bulunan yarayışlı suyun eksikliğidir (Falkenmark ve
Rockström, 1993; Lal, 1991). Bu nedenle kurak ve yarı kurak alanlarda sulu tarım
yapılması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, su
kullanımındaki artış, çok önemli sorunlara neden olmaktadır. Örneğin, yer altı su
kaynakları tükenmekte, su ekosistemleri kirlenmekte ve bozulmakta; ayrıca sulu
tarımda bir çok çevresel sorun ortaya çıkmaktadır. Yenilenebilir bir doğal kaynak
sayılan su, sınırlı alanlarda bu özelliğini kaybetmek gibi çok tehlikeli bir özellik
kazanmaktadır (IFPRI, 2004).
Diğer taraftan, tarla içi sulamalarda ortaya çıkan çevresel sorunların başında,
uygun olmayan sulama yönetimi altında ve zayıf drenaj ortamında fazla sulama
yapılması halinde topraklarda görülen tuz birikimi gelmektedir (Ghassemi ve ark.,
1995). FAO’nun kestirimlerine göre, sulanan alanların yaklaşık yarısı “sessiz
düşman” olan tuzluluk, alkalilik ve yüzeyde göllenme tehdidi altındadır. Türkiye’de
1. GİRİŞ Sevgi DONMA
2
de benzer durum söz konusudur. Sulanan alanlarda belli ölçülerde tuzluluk ve
sodyumluluk sorunu bulunmaktadır.
İklim, atmosferde oluşan meteorolojik olayların bir bütünü olarak tanımlanır.
Sıcaklık, yağış, rüzgâr, nemlilik gibi öğeler, çevremizi ve dünyada yaşayan tüm
canlıları; ve bunların yanında, tarımda kullanılan temel etmenler tohum, toprak ve su
olduğundan iklim bunların tümünü de önemli ölçüde etkiler. Küresel anlamda
sıcaklık son 100 yıl içinde 0.6 ºC civarında artış göstermiştir ve 20. yüzyıl boyunca
da su düzeyinin yaklaşık 0.1 m ile 0.2 m arasında arttığı gözlemlenmiştir. Bugün
çeşitli senaryolara göre dünyadaki küresel sıcaklığın 2100 yılına kadar 1.4 º C ve 5.8
ºC artacağı, su düzeyinin ise 9 cm ile 88 cm arasında artabileceği dikkate alınarak
değerlendirmeler yapılmaktadır (IPCC, 2001).
İklim değişmelerinin en önemli sonuçlarından birisi, su kaynakları üzerindeki
olumsuz etkileridir. Sıcaklık, yağış ve evapotranspirasyon gibi, sulama açısından
önemli sayılan öğeleri değiştirmekte ve su kaynaklarını olumsuz yönde
etkilemektedir (Soykan, 1995).
Birçok ülke gelecekteki küresel iklim değişikliklerinin, su kaynaklarına ve
tarımsal potansiyel üzerindeki ekonomik ve sosyal etkileri konusunda araştırma
yapmaktadır. Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından, risk grubuna
giren ülkelerden birisidir. Buna göre, Türkiye’nin küresel ısınma sonucu, su
kaynaklarının azalması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı
ekolojik bozulmalar gibi olumsuz yönlerinden etkileneceği savlanmaktadır.
İklim değişikliğine ilişkin etkilerin kestiriminin, günümüzdeki modern
yöntemi, model kullanımıdır. Bu modellerle atmosferde gerçekleşen fiziksel süreçleri
simgeleyen matematiksel ifadeler kullanılmaktadır. Model kestirimleri, dünyanın
ülkemizin de içinde bulunduğu enlemlerinde sıcaklıkların artacağı, yağışın azalacağı
yönündedir. Değinilen sonuçlar, meteoroloji ile ilgisi olan tüm alanları yakından
ilgilendirmektedir. Üstü açık bir fabrika olarak tanımlanabilecek olan tarım ve
ormancılık kesimlerinin, özellikle Türkiye’de, oldukça fazla etkilenebilecektir
(Şaylan ve Çaldağ, 2000; Şaylan ve Çaldağ, 2002).
Tarım ve Ormancılık alanlarının iklim değişiminden nasıl etkileneceğini
bulmak ve yapılması gereken düzenlemeleri belirlemek için, geleceğe yönelik, iklim
1. GİRİŞ Sevgi DONMA
3
değişikliği senaryolarının yapılması gereklidir. Bugün ülkelerin büyük çoğunluğunda
iklim değişikliği gerçeği göz önüne alınarak, gelecekte tarım kesimine nasıl yön
verileceği planlanmaktadır (Şaylan 1995; Şaylan 1998). Bu kestirimlere göre,
günümüzdeki vejetasyon süresi bakımından tarımsal üretime pek uygun olmayan
kuzey enlemlerindeki ülkelerin üretimleri, sıcaklık artışından olumlu etkilenecektir.
Tüm olası değişikliklerin, Türkiye tarım kesimini nasıl etkileyeceği sorusunun yanıtı,
tarımsal meteorolojik araştırmalar ile ortaya konulabilir. İklim değişikliğine bağlı
olarak, özellikle bitkilerin gelişme dönemlerinin, çeşitlerinin ve hayvan türlerinin
karşı karşıya kaldığı etki ve değişimlerin yanında, sulama ve su kullanımı ile ilgili
planların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu enlemler için önerilen küresel dolaşım
modelleri kullanılarak, ülkenin meteorolojik özelliklerindeki değişikliğin
belirlenmesi, daha sonra bölgesel iklim modelleriyle özellikle tarım ve ormancılık
bakımından önemli alanların geleceğinin ortaya konulması ve bunları dikkate alan,
üreticilerin de yönlendirilmesinde rol oynayacak seçeneksel planların hazırlanması
önemlidir (Şaylan ve Çaldağ 2002).
Bu çalışmada, ülkemizin tarımsal potansiyeli yüksek alanlarından biri olan ve
Cumhuriyet döneminin ilk sulama projelerinden birisini barındıran, 175 000 ha
toplam sulanabilir alana sahip Aşağı Seyhan Ovası’nın sulama, tabansuyu ve
tuzluluk açısından şimdiki durumu ortaya konulmuş ve iklim değişikliği sürecinde
anılan etmenlerin etkilenme düzeylerinin analizleri yapılmıştır.
Sunulan çalışma, çok büyük bir araştırmanın bir kısmını, sulanır tarım
alanlarındaki sulamanın sorunlarını ve iklim değişikliği sürecinde ortaya çıkabilecek
yeni durumların irdelenmesini kapsamaktadır. Araştırmada, ovanın sulama ve
tuzluluk açısından varolan durumu ortaya koyulmuş ve iklim değişikliği sürecinde
sulama sisteminin adaptasyonunu, gelecekteki su kaynağının yeterliliği, taban suyu,
tuzluluk ve arazi kullanımı gibi sorunlar tartışılmştır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
4
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Sulama ile İlgili Çalışmalar
Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık 800 milyon insan açlık veya
kötü beslenme tehlikesi altında bulunmaktadır. Bu alanlarda yaşayan insanların gıda
güvenliği ile ilgili sorunlarının çözümü, kırsal alanlardaki toprak ve su yönetimine
bağlıdır (Rockström, 2003). Ancak, su kullanımındaki artış, çok önemli sorunlara
neden olmaktadır. Örneğin, yer altı su kaynakları tükenmekte, diğer su ekosistemleri
kirlenmekte ve bozulmakta; ayrıca sulu tarımda bir çok çevresel sorun ortaya
çıkmaktadır. Öyle ki, yenilenebilir bir doğal kaynak sayılan su, sınırlı alanlarda bu
özelliğini kaybetmek gibi çok tehlikeli bir özellik kazanmaktadır. Açıklanan
durumun bir sonucu olarak, yeni su kaynaklarının sağlanması ve geliştirilmesi, çok
pahalı hatta olanaksız hale gelmektedir (IFPRI, 2004). Öte yandan, tarla içi
sulamalarda ortaya çıkan çevresel sorunların başında, uygun olmayan sulama
yönetimi altında ve zayıf drenaj ortamında fazla sulama yapılması halinde
topraklarda görülen tuz birikimi gelmektedir. (Ghassemi ve ark., 1995). El-Ashry
(1991), Rhoades (1987), Kayasseh ve Schenk (1989) yaptıkları değerlendirmede,
sulanan 20–30 milyon hektar alanda tuzluluktan dolayı ürün veriminde önemli
azalmalar olduğunu vurgulamışlardır. Dünya bankasının 1992 yılı tahminlerine göre
sulamadan kaynaklanan problemli alan 60 milyon hektara yükselmiştir, bu da toplam
sulanan alanın % 24’ üne denk gelmektedir. Dünyada 24 milyon hektar alanda ise
önemli düzeyde verim azalması gözlemlenmiştir.
Sulama ile ilgili sorunlar, su kaynaklarının geliştirme projelerinde ortaya
çıkan sorunlar olarak genellenerek, tanımlanabilir. Bunlar, su kaynaklarının
geliştirilmesinden başlayarak, suyun tarla düzeyinde kullanılmasına dek birbirini
izleyen aşamalarda ortaya çıkmaktadır. O nedenle sulama sorunlarının irdelenmesi,
gerçekleştirilen projenin ekonomik ömrü boyunca, davranışının ve çevresel
etkilerinin izlenmesine dek pek çok aşamayı ve çok uzun bir süreci içerir (Sezginer
ve Güner 1994).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
5
Proje alanlarında sulama suları; derine sızma, buharlaşma, yüzey akışı,
sulama sistemlerinin doğru işletilmemesi ve benzeri nedenlerle kaybolmaktadır.
Ülkemizde genellikle geleneksel açık kanal sistemleri yapılmaktadır. Bu sistemlerin
yaygın olduğu alanlarda iletim ve dağıtım randımanı % 60, su uygulama randımanı
% 50 ve toplam proje randımanı % 30 dolayında gerçekleşmektedir. Söz konusu bu
düşük randımanlara karşı alınacak önlemler, su iletim sistemlerinin gelişmiş, çağdaş
teknikler kullanılarak yapılması, çıplak kanalların kaplanması ve sızdırmazlığın
sağlanması ile sızma kayıplarının azaltılmasıyla ilgilidir. Hidrolik kontrollü açık
kanal sistemleri ve basınçlı borulu sulama sistemlerinin kurulması, sulama
randımanlarını arttıran, kontrollü sulama olanağı yaratan ve su artırımı sağlayan
uygulamalar arasında sayılmaktadır.
Tarla bazında suyun etkin kullanımı ve artırımı için geliştirilmiş yüzey
sulama teknikleri, örneğin, fasılalı karık, azaltılmış debili karık, döngülü karık,
alternatif karık, vb, sulama ve sulama zamanının otomasyonu, yağmurlama sulama
ve düşük basınçlı-düşük akışlı modern sulama tekniklerinin kullanılması ile su
tasarrufu yanında, geleneksel sulama yöntemlerinin doğurduğu sakıncalar da
giderilebilmektedir.
Yavuz,1984, Çukurovada yaptığı çalışmada kanal niteliklerine göre, %0.6-
%2.4’ünün sızma ve buharlaşma ile kaybolduğu saptamıştır.
Sulamada, bitki su gereksiniminde büyük bir kısıntı yapılması söz konusu
olamayacağına göre su artırımı, suyun iletiminde, dağıtımında, sistemin
işletilmesinde ve bitkiye uygulanmasında yapılacaktır. Bu nedenle sulama
randımanın arttırılması büyük bir önem taşımaktadır. Klasik sulama yöntemleri
yerine yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılması durumunda randıman
% 60 dan sırası ile % 80 ve % 90’a çıkabilmektedir. Bu da % 20 ile % 30’luk bir su
tasarrufu demektir.
Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de devlet sulama şebekelerinin işletme-
bakım sorunlarını sulama yönetimini “Sulama Birliklerine” devredilmeleri ile
çözümlenmeye çalışılmıştır. Sulama sistemlerinin işletmelerinin Katılımcı Sulama
Birliklerine devri, Türkiye’de beklenilmeyen ölçüde başarılı olmuştur. Kısa sürede,
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
6
önemli boyutlarda devir işlemi gerçekleşmiş ve bu durum, Asya, Afrika, Amerika ve
kimi Uzak Doğu ülkeleri için model oluşturmuştur (Kanber ve ark., 2004 ).
Sulama Birlikleri tarafından işletilen şebekelerin büyük çoğunluğunun eski
olması (30 yıllık) nedeniyle yıllık bakım, onarım ve yenileme gereksinimleri de çok
fazla olmaktadır. Yıllardır devletin yatırımlarda gittiği kısıtlamalar nedeniyle yıllık
bakım-onarım ve yenileme ihtiyaçlarının yarısının karşılanabildiği Sulama
Birliklerince işletilen özellikle çok eski tesislerde nakit ihtiyacının sadece sulama
suyu ücretleri ile karşılanması yetersiz görülmektedir .
Sulama yönetiminde başarıyı etkileyen önemli bir faktörde bakım, onarım ve
yenileme ihtiyaçlarının zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirilmesidir. Bunun
için de ihtiyaç duyulan makine parkının bulunması gerekmektedir. Özellikle yeni
kurulan ve daha küçük sulama alanına sahip birliklerde makine parklarının
oluşturulmasına yardım edilmeli ve/veya ortak kullanabilecekleri bir makine parkının
oluşturması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
2.2. Tuzlulukla İlgili Çalışmalar
Tarımsal üretimin en önemli öğelerinden olan topraklar, aynı zamanda kendini
yenileyemeyen doğal kaynaklardan birisidir. Dünya nüfusunun sürekli ve hızlı bir
şekilde artması ve bu artışa paralel olarak insanların gereksinimlerinin çeşitlenmesi,
insanların topraklar üzerindeki baskısını sürekli olarak artırmaktadır. Bu baskılar
sonucu sürekli olarak yanlış kullanılmakta olan topraklarda önemli sorunlar ortaya
çıkmaktadır.
Eriyebilir toplam tuz içeriği % 0.15'ten büyük olan topraklar tuzlu, değişebilir
sodyum yüzdesi (ESP) 15'ten ve pH' sı 8.5’tan büyük olan topraklar ise sodyumlu
topraklar olarak tanımlanmaktadır (Soil Survey Staff, 1993). Topraklardaki yüksek
tuzluluk, bitkileri iki şekilde etkilemektedir. Birincisi, bitkilerin toprak çözeltisinden
su alımını engelleyen toplam tuz etkisi veya ozmotik etki, ikincisi ise bitkilerdeki
bazı fizyolojik olayları etkileyen toksik iyon etkisidir (James ve ark. 1982).
Topraklardaki yüksek ESP ise kil minerallerinin şişme ve dispersiyonunu
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
7
arttırmakta, bu da topraklarda yapının bozulmasına ve hidrolik iletkenliğin
düşmesine neden olmaktadır (Rahman ve Rowel, 1979).
Tuzluluk ve sodyumluluk sorunu olan toprakların dünyada ve Türkiye'deki
yayılımı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'deki tuzlu ve sodyumlu toprakların
yayılımı, 1978 yılında 1.5 milyon hektar dolaylarında olduğu halde, bugün bu
miktarın daha da arttığı kestirilmektedir. Dünyada ise sulama kaynaklı tuzluluk ve
sodyumluluk sorunu olan arazilerin, toplam sulanan arazilere oranının % 27'ye
ulaştığı tahmin edilmektedir (Topçu, 1998).
Toprakların tuzlulaşma ve sodyumlulaşmasını sulama, drenaj, toprak
özellikleri, fizyoğrafya ve iklim gibi etmenler, önemli ölçüde etkilemektedir. Bu
etmenlerin uygun olduğu Çukurova, Harran ve Söke ovalarında tuzluluk ve
sodyumluluk sorunları, önemli düzeylere çıkmıştır (Özcan ve ark., 2000; Çullu ve
ark., 1998). Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki sulamalarda, tuzluluk tarımsal
verimliliği kısıtlayan en önemli etmendir. İşletme yaklaşımlarının belirlenmesinde ve
arazi geliştirme çalışmalarında tuzlu alanların dönemsel olarak izlenmesi çok
önemlidir. Toprak verimliliğini etkileyen diğer önemli etmenler ise alkalilik ve taban
suyu düzeyleridir. Tuzlu suyun toprak yüzeyine doğru hareketi ve aşırı
evapotranspirasyon farklı toprak horizonlarında tuz birikimine neden olur (Mehanni,
1998; Çullu ve ark., 2000).
Toprakta doğal ve kültürel etkiler altında oluşan tuzluluk, kimyasal, fiziksel,
jeolojik ve biyolojik kökenli olabilir. Kimyasal etkiler, katyon değişimi ve topraktaki
tuzlar arasındaki karşılıklı etkileşim ile ilgilidir, fiziksel etki ise toprağın
geçirgenliğinin durumuna bağlıdır. Bu bağlamda, toprakta bulunan geçirimsiz
horizonlar toprak içerisindeki tuzun aşağıya doğru hareket etmesini kısmen veya
tamamen engeller (Özgül, 1974; FAO, 1985; Smedema ve Rycroft, 1983). Biyolojik
etki ise, tuzluluğun toprakta artmasıyla osmotik basıncın ve bitki içerisindeki
protoplasmik hareketin değişmesidir (Özgül, 1974; FAO, 1985; Smedema ve
Rycroft, 1983). Tüm bu temel nedenleri ilgilendiren taban suyu derinliğinin ve tuz
kapsamının zamansal ve yersel değişimlerinin; tuzluluğun kökeninin ve kaynağının
tarımsal işlevin başarısı için esas olduğu Kanber ve ark. (2004) tarafından ayrıntılı
çalışmalarla vurgulanmıştır. Supannee (1990), tuzlu sulama sularının drene edilme
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
8
sürecinde bir sulama havzasında eğimi yüksek olan kısımlardan eğimi az olan
kısımlarda tuz birikimine neden olduğunu ve biriken bu tuzların toprak yüzeyinde
açıkça görülebildiğini belirtmiştir.
Dinç ve ark. (1991), Türkiye’nin ilk sulama projelerinden biri olan Aşağı
Seyhan Ovası sulamasının denize yakın olan alt kısımlarında önemli düzeyde bir
tuzluluk sorunu olduğunu ve tuzluluk etkisinin Helvacı, Arıklı, Arpacı, Gemisüre
toprak serilerinde görüldüğünü ve baskın tuz tipinin ise Halit (NaCl) olduğunu
vurgulamışlardır.
Yüzgeç (1985), Çukurova bölgesi topraklarında, 1956 ve 1984 yılları
arasında, yüzey horizonlarındaki tuz hareketini ve tuzlu alanların dağılımını
karşılaştırmıştır. İnceleme sonucunda yüzey horizonlardaki tuzların hareket ettiğini,
şiddetli tuzlu alanların 1956 yılında % 16.8 iken 1984 yılında sulamanın etkisi ile %
2.1’e düştüğünü ve tuzlu alanların ise 105 639 ha ‘dan 60 898 ha’a gerilediğini
saptamıştır.
Özcan ve Çetin (1996), Aşağı Seyhan Ovası’nda yer alanı, 40 386 ha
genişliğindeki 4. evre sulama alanındaki tuzlu alanların, 1960–1980 yılları arasındaki
dağılımlarını karşılaştırmışlardır. Yazarlara göre bölgede, tuzlu toprakların kapladığı
alanlarda % 13, sodyumlu alanlarda % 64, şiddetli tuzlu ve sodyumlu alanlarda ise %
43 oranında artış olmuştur. Araştırmacılar, bu değişikliğin nedenlerini; üst havzadaki
sulamadan gelen sızmalar, çalışma alanında sulama kanallarının olmaması nedeniyle
drenaj sularının sulamada kullanılması, çevrede yer alan ırmaklardan ve lagünlerden
oluşan sızmalar ve tuzlu tabansuyundan oluşan kılcal yükselmelere bağlamışlardır.
Çetin ve Özcan (1999), Aşağı Seyhan Ovası’nın sulanan ve sulanmayan
alanlarında ortaya çıkan sorunları araştırmışlardır. İnceleme sonucunda sulanan
alanlarda gerçekleşen bitki deseninin, öngörülen hedeflerden oldukça farklı ve
sulama oranının % 66-86 arasında değiştiğini saptamışlardır. Ayrıca, taban suyu
gözlem alanının %50’sinde drenaj sorunu, % 4-5’inde ise taban suyu tuzluluğu
sorunu olduğunu belirlemişlerdir. Öte yandan, tarla içi dren sistemlerinin drenajda
bir iyileşmeye neden olduğunu, yağışlı mevsimlerde ise ırmakların taban suyunu
beslediğini ve ana drenaj kanallarının taban suyunu drene ettiğini saptamışlardır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
9
Sürdürülebilir bir sulama yönetiminde ve iyileştirme projelerinde, tuzluluk
zararının izlenmesi, her zaman, çok önemli olmuştur. Tuzlanma sorununun ortaya
çıkarılması, izlenmesi ve tuzdan etkilenen toprakların haritalanması, bilinen bir konu
olmasına karşın, dinamik bir sistemde uygulamak oldukça, zordur. Son yıllarda
uzaktan algılama teknolojisinin, haritalamada ve niteliği bozulmuş arazilerin,
özellikle tuzdan etkilenen arazilerin izlenmesinde kullanılması gerek zaman gerekse
maliyet etkinliği sağlamıştır (Sharma and Bhargawa, 1988; Rao et al., 1991;
Dwivedi, 1992; Srivastava et al., 1997; Dwivedi and Sreenivas, 1998; Khan and
Sato, 2001).
Çetin ve Diker (2003), Aşağı Seyhan Ovasında drenaj sorunlarını saptamak
ve en uygun drenaj sistemini önermek amacıyla, 8494 ha’lık alanda DSİ’nin drenaj
ölçütlerini göz önüne alarak, taban suyu, arazi yüksekliği ve tuzluluğun dönemsel ve
yersel değişimini, coğrafi bilgi sistemi yaklaşımı ile incelemişlerdir. Çalışma
sonucunda; irdelenen alanın % 99.8’ nin farklı düzeylerde drenaj sorunu olduğunu,
ve sonuçta taban suyu düzeyinin süreçsel değişimden çok yersel değişime bağlı
olduğunu vurgulamışlardır.
Özcan ve Çetin (1998), Doğu Akdeniz’in kıyı bölgelerinde sulanan ve
sulanmayan alanlarda taban suyu tuzluluğunun toprak tuzluluğu üzerindeki etkisini
araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, tabansuyu tuzluluğu ile toprak tuzluluğu
arasında yakın bir etkileşimin olduğunu ve taban suyu tuzluluğunun 4 dS/m’den
yüksek olduğu durumlarda, etkileşimin daha da yüksek olduğunu saptamışlardır.
Araştırmada, ayrıca sulamanın toprak tuzluluğunu azalttığını, toprak tuzluluğu ile
toprak bünyesi arasında da sıkı bir ilişki olduğu vurgulanmıştır.
Çetin ve ark. (1999), Aşağı Seyhan Ovası (ASO) IV. Evre proje alanı
topraklarının, hidrolik iletkenlik ve pH değerleri ile taban suyunun elektriksel
iletkenlik ve SAR değerlerine ilişkin olasılık dağılım fonksiyonlarını belirlemek
amacıyla yaptıkları çalışmada; gözlem verilerini belirlenen sınır değerlerle
karşılaştırmışlardır. K, EC ve pH gözlemlerinin tamamının güvenli limitler içinde
kaldığını, SAR değişkeninde ise iki gözlemin sıra dışı olduğunu belirlemişlerdir.
Diker ve ark. (1999), sulama sistemlerinin sulama birliklerine devir işleminin,
taban suyu düzeyi ve niteliği üzerine etkilerini, Coğrafik Bilgi Sistemi yaklaşımı
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
10
kullanarak, incelemişlerdir. Bu amaçla, Aşağı Seyhan Ovası’nın 8484 ha’lık bir
kesimi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, sulama birliklerinin araştırılan özellikler
üzerine etkilerini kesin olarak belirleyememişlerdir.
Çetin ve Kırda (2003), Aşağı Seyhan Ovası IV. Merhale sulama alanında
düşük nitelikli su ile sulama yapılan 0.27 ha’lık pamuk ekili bir çiftçi parselinde,
toprak tuzluluğunun zamansal ve yersel değişimini, iki yıllık bir süre ile anlamaya
çalışmışlardır. Her iki yılda toprak tuzluluğunun, sulamanın başlangıcı ile azalmaya
başladığını saptamışlardır. Araştırmacılara göre, ovanın bu bölgesinde kuru tarım
yerine drenaj kanallarındaki su ile sulu tarım yapılmasının, toprak tuzluluğunu
arttırma yönünden, bir riski bulunmamaktadır.
Özcan ve ark. (2003 ), Aşağı Seyhan Ovası 4. Evre alanında yer alan 920
ha’lık bir pilot alanda arazi kullanımını, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ile izlemek ve
değerlendirmek amacıyla yaptıkları çalışmada, arazi uygunluğu değerlendirmesinde
ovadaki yaygın toprak serilerinden Çanakçı ve Mürsel serilerinin tüm bitkiler için
uygun özellikler taşıdığı, Arıklı serisinin ise turunçgil, sebze ve bostan için orta
derecede uygun olduğunu ve çiftçilerin arazi kullanımı seçiminde, alışkanlıklarının
ve komşularının uygulamalarının etkili olduğunu, çalışma alanındaki arazilerin %
58’inin potansiyeline göre kullanılmadığını belirlemişlerdir.
Topraklarda tuzluluğun giderilmesinin çok pahalı bir süreci içermesi,
tarımcıları daha ekonomik ve uygulanabilir çözümler aramaya itmektedir. Tuza
dayanıklı bitkilerin veya bir cins ya da türe ait çeşitlerin belirlenip ayrımlanarak
kullanılması, dünyada da sıkça başvurulan bir yöntemi simgelemektedir. Kanber ve
ark (2004), tuzlu ve alkali alanlarda, pahalı yatırımları gerektiren büyük boyutlu
drenaj sistemleri yerine, tuza dayanıklı yeni bitki tür ve çeşitlerinin eldesi için
biyoteknolojik çalışmaların özendirilmesini ve halofitlerin kullanım alanları
konusunda bilimsel çalışmalar yapılması gerekliliğini vurgulamışlardır.
2.3. İklim Değişikliğinin Sulama Üzerine Etkisi ile İlgili Çalışmalar
Tarım farklı parametrelerden etkilenen karmaşık ve dinamik bir sektördür ve
tümüyle iklime bağlıdır. Küresel ısınma sonucu oluşacak iklim değişikliğinin etkisi,
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
11
bölgelere göre değişmekle birlikte, ürün verimliliği ve maliyeti üzerinde olumsuz
olacağı açıktır (IPCC, 2001). IPCC’nin üçüncü değerlendirme raporuna göre,
tropikal, sub-tropikal ve orta enlemlerde, potansiyel ürün veriminde ve varolan su
miktarında azalma olacaktır.
Dünyanın kimi bölgeleri iklim değişimi karşısında daha duyarlıdır ve
değişimden daha fazla zarar görmeye eğilimlidir. Ekonomik ve sosyal koşulların
durağan olmadığı gelişmekte olan ülkeler, iklim değişimi karşısında, gelişmiş
ülkelere göre daha duyarlıdırlar. Teknolojik gelişimi yeterli olmayan Akdeniz
Havzası’nın güneyindeki ülkelerde kuraklık ve sel zararları çok fazladır. Bu
ülkelerde yetişen Akdeniz bitkileri yıldan yıla değişen hava koşullarına karşı çok
duyarlıdırlar. Anılan tüm bu nedenlerden dolayı söz konusu ülkelerin duyarlı
çeşitlerinin ve bunların boyutlarının tanımlanması, iklim değişikliği etkilerinin
azaltılması ve tarımsal ile endüstriyel adaptasyonlarının araştırılması, rasyonel su
kaynağı yönetimi stratejisi için mutlak gerekli ve çok acildir (Iglesias, 2001).
İklim değişikliği, hidrolojik sistem ve çevrim ile su kaynakları üzerine baskı
yapan pek çok unsurdan biridir. Değişen toprak kullanımı ve toprak yönetim
uygulamaları (tarımsal kimyasalların kullanımı gibi) hidrolojik düzeni
değiştirmektedir. Sonuç olarak, su kaynakları miktar ve kalitesi de gün geçtikçe
gerilemektedir. Genel olarak, değişen gereksinimler bazı ülkelerde kişi başına
istemleri düşürmesine karşın, mevcut kaynaklar üzerindeki baskıyı arttırmaktadır.
Buna bağlı olarak su yönetiminin hedefleri ve süreçleri de değişmektedir.
Su yönetim uygulamalarındaki değişimler, iklim değişmesinin su sektörünü
nasıl etkileyeceğini duyumsanır bir şekilde göstermiş ve buna bağlı olarak kimi
ülkelerdeki su yöneticileri, iklim değişmesini özel ve net bir şekilde ele almaya
başlamıştır. Bunun uygulanmasında başvurulan yöntemler, henüz iyi
tanımlanmamıştır. Hem ülke içinde hem de ülkeler arasında uzun vadeli su
kaynaklarının planlaması için yürürlükteki kurumsal düzenlemeler tam
geliştirilememiştir. Su idarelerinden, düzenleyiciler tarafından, gelecekteki kaynak
ve böylece yatırım tahminlerini değerlendirirken, iklim değişikliğini “göz önünde
bulundurmaları” istenmiştir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
12
İklim değişikliğinin etkisi ile pek çok aşırı hidrolojik olay, seller ve kuraklık,
meydana gelmiş ve bu yüzden hidrolojik verilerde ortaya çıkan riskli eğilimler
üzerinde de çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Yıldan yıla ortaya çıkan akış
değişimlerinin sıcaklıktaki değişmelerden çok, yağışlardaki değişmelere bağlı olduğu
anlaşılmıştır (Krasovskaia, 1995; Risbey ve Entekhabi, 1996).
Tarımsal uygulamaların doğrudan göstergesi olan ‘’tarımsal girdiler”, iklim
değişikliği tarafından en çok etkilenen bileşkelerdir. Değişen iklim, tarımsal
uygulamaları değiştirmekte ve topraktaki kimyasal süreçleri de etkileyebilmektedir.
Buda toprakların genelde ürün yetiştirme yeteneklerini/kalitelerini ve/veya özel ürün
yetiştirebilme kalitelerini düşürmektedir (White ve Blum, 1995).
İklimin değişmesi, suya yönelik istemlerin üzerinde potansiyel bir etki
oluşturmaktadır. Tarımdan gelen istemler ise, özellikle, sulamaya yönelik olanlar
iklim değişmesine karşı çok daha duyarlıdır. İlk olarak, yerel iklimde, sulamanın
zamanlaması ve ona duyulan gereksinim düzeyi değişebilir. Artan kuraklık, artan
istemlere yol açabilir; ancak, eğer toprak nem içeriği yılın kritik dönemlerinde
artarsa, bu talepler azalabilir. Küresel çapta ise net sulama gereksinimlerindeki
artışlar ve düşüşler büyük ölçüde birbirlerini dengelemektedir. Kullanım için çekilen
su miktarlarındaki asıl değişmeler, suyun sulama için verimli bir şekilde
kullanılmasına bağlıdır. İklim değişikliğinin sulamaya yönelik istemdeki potansiyel
etkisi, atmosferde gittikçe artan CO2 derişimine bağlı olarak artmaktadır. Yüksek
CO2 derişimleri, bitki stoma gözeneklerinin iletkenliğini azaltmakta ve sonuçta bitki
su gereksinimini arttırmaktadır (Şen, 2005).
İklim değişimi, su yönetiminde günümüzde varolan baskıları arttırmaktadır ve
sürdürülebilir yönetim stratejilerine ilişkin tartışmalara yeni boyutlar
kazandırmaktadır. Su yönetimleri, değişimin büyüklüğü ve yönü bilinmediği için,
nasıl karlı ve verimli bir şekilde iklim değişmesine uyum sağlayabilir? Geleneksel
olarak, su kaynağı yöneticileri, geleceğin kaynak tabanının, geçmişin kaynak
tabanına benzeyeceğini varsaymaktadır. Günümüzde, bu bağlamda, belli başlı iki
konu tartışılmaktadır. Bunlar belirsizliklerin baskın olduğu durumlarda seçeneklerin
değerlendirilmesi ve bu değerlendirmelerden yola çıkılarak arazi ve su yönetim
kararlarının verilmesiyle ilgilidirler.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA
13
Seçeneklerin değerlendirilmesinde uygulanan teknikler, senaryo ve risk
analizini içermektedir. Senaryo analizi, iklim değişmesi etkisinin
değerlendirilmesinde merkezi bir rol oynamaktadır ve su kaynağı
değerlendirilmesinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Senaryo analizinde, iklim
değişikliği etkisinin değerlendirilmesinde olduğu gibi, genel bir eğilim olarak, farklı
senaryoların etkilerinin benzeştirilmesi yapılmaktadır. Ancak, su kaynağı
değerlendirmesinde, genel olarak, farklı iklim senaryolarından çok, farklı istem ve
işletim senaryoları önem kazanmaktadır.
İklim modelleri atmosferde, biyosferde ve yeryüzündeki kar ve buz
çökeltilerin bütünündeki (kriyosferdeki ) fiziksel parametreleri (radyasyon bütçesi,
okyanus akımları, hidrolojik dönüşüm ve karbon dönüşümü gibi) açıklayan bir dizi
matematiksel eşitliklerdir. Söz konusu eşitliklerin çok karmaşık olmasından dolayı,
modellerde kullanılacak bilgisayarların çok donanımlı olması gereklidir.
Son on yıldır iklim değişiminin su kaynakları üzerine potansiyel etkisini
araştıran çok sayıda analizler yapılmıştır. Bunlar içerisinde kabul görenlerin birçoğu
bilgisayar benzeşimi şeklinde olanlardır. Benzeşimler, tipik olarak, gelecek iklim
senaryolarını genelleyen Küresel Dolaşım Modeli (GCM) ile başlar ve gelecekte
yağış ve sıcaklıkta oluşabilecek değişim kestirimleri (yağış-akış modelleri) ile
gelecekteki akım senaryoları üretirler. Bir akarsu havzası veya bölge için üretilen bu
veriler, bölgenin su kaynakları performansının hesaplandığı modelde girdi olarak
kullanılır (Lettenmaier et al., 1999).
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
14
3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal
3.1.1. Çalışma Alanı, Topoğrafya ve Toprak Özellikleri
Türkiye’nin güneyinde, Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan Aşağı Seyhan
Ovası Sulama Sistemi, Cumhuriyet döneminin ilk sulama projelerinden biridir. Bu
proje kuzeyde Toros dağlarının etekleri, güneyde Akdeniz, doğuda Ceyhan Nehri,
batıda Berdan nehri ile sınırlanmıştır. Devlet Su İşleri tarafından 1980 yılında
yapılan planlama çalışmaları sonucunda ovanın yaklaşık 213 200 hektar genişliğinde
bir alanı kapsadığı ve toplam sulanabilir alanın ise 172 000 hektar olduğu
belirlenmiştir. Ovada modern sulama 1942 yılında inşa edilen Seyhan regülatörü ile
başlamış ve 1956 yılında sulama, elektrik üretimi ve taşkın önleme amaçları için
Seyhan Barajı inşaatı ile bölümler halinde ve şu ana kadar 133 000 hektar alanı
sulamaya açılmış olan bu proje, Seyhan Nehri Havzasının delta kısmında yer
alır.Seyhan nehri ovayı ikiye böler. Seyhan nehri ile Berdan nehri arasında kalan
kısma Tarsus Ovası, Seyhan Nehri ile Ceyhan nehri arasında kalan kısma Yüreğir
Ovası adı verilmektedir ( Şekil 3.1).
Şekil 3.1. Çalışma Alanı, Sulamanın Gelişme Evreleri
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
15
Ovanın topoğrafyası düz ve düze yakındır. Kuzey kesimlerde deniz
seviyesinden maksimum yükseklik 40 m ile başlamakta güneye doğru inildikçe sıfır
metrelere kadar inmektedir. Eğim % 1 ile % 0.1 arasında değişmektedir.
Ovanın jeolojisi iki grupta incelenebilir. Birinci grupta değişik yaşlı kireç
taşları, konglomera, marn ve benzeri materyallerden oluşan yüksek araziler, ikinci
grupta ise yakın zamanda depolanmış ( Holosen) alüviyal materyaller yeralmaktadır..
Alüviyal alan E-5 karayolunun hemen güneyinden başlayarak Akdenize kadar
uzanmaktadır.
Çalışma alanında, yedi farklı fizyografik toprak ünitesi vardır. Genel olarak
iki ana bölümde yoğunlaşan fizyografik gruplar, farklı toprakların alandaki
dağılımları ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Bu fizyografik gruplar yüksek araziler ve
alüviyal taban arazilerdir. Aluviyal topraklar, hafiften çok ağır bünyeye, sorunsuz
topraktan tuzlu-alkali toprağa kadar değişik sorunlar içermektedirler ( Dinç ve
ark.,1990).
3.1.2. İklim
Çalışma alanında kışları ılık ve nemli yazları sıcak ve kurak tipik Akdeniz
iklimi hakimdir.Yıllık ortalama yağış 642 mm, ortalama sıcaklık 18°C, ortalama
oransal nem % 70 ve toplam buharlaşma 1560 mm civarındadır.Thornthwaite’e göre
çalışma alanı ‘’ kurak- az nemli 3. derece mesotermal, su fazlası çok ve kışın olan
denizsel iklim’’ tipi; Soil Survey Staff’a göre, ise toprak rutubet rejimi Xeric, toprak
sıcaklık rejimi Thermic’tir ( Dinç ve ark.,1990). Çalışma alanına ait yıllık toplam
yağışlar Şekil 3.2 ’de verilmiştir.
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
16
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
1970
1972
1974
1976
1978
1980
1982
1984
1986
1988
1990
1992
1994
1996
1998
2000
2002
2004
Yıllar
Yıll
ık to
plam
yağ
ış (m
m)
Adana
Karatas
Şekil 3.2. Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yıllık Toplam Yağış Değerleri
3.2. Yöntem
Çalışmada, iklim değişikliği sürecinde ovanın sulanır kesimlerinde meydana
gelebilecek olası sorunların irdelenmesi için kimi önemli konular ele alınarak
incelenmiştir.
3.2.1. Ele Alınan Konular
3.2.1.1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları
Aşağı Seyhan Ovasındaki var olan sulama sistemindeki tipik problemleri
belirlemek için 2002 yılı yaz ayında sulama birlikleri ziyaret edilerek anket
yapılmıştır. Ankette yeralan kimi sorular, alt başlıklar halinde, aşağıda özetlenmiştir.
Bitki deseni ile ilgili veriler "DSİ' ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan Sulama
ve Kurutma Tesisleri Mahsul Sayım Sonuçları" kitaplarından alınmıştır.
Sulamaya alınan su miktarlarına ilişkin veriler, DSİ kayıtlarından alınmıştır.
Kayıtlar, günlük bazda tutulmaktadır. Kayıtlar, regülâtörden sağ ve sol iletim
kanallarına bırakılan ve Seyhan barajından doğrudan su alan TS0 ve YS0 ana sulama
kanallarına alınan su miktarlarını kapsamaktadır. İletim kanallarından sonra ana
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
17
kanallara bırakılan su miktarları ile ilgili veriler kullanılabilir durumda olmadığı için
değerlendirmede dikkate alınmamıştır. Drenaj kanallarında su ölçüm aleti yoktur.
3.2.1.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulamaya Açılmış Bölümündeki Tabansuyu
Düzeyi ve Tuzluluktaki Dönemsel Değişimler
Tabansuyu ve Tuzluluk verileri DSİ kayıtlarından, yağış verileri Devlet
Meteoroloji Enstitüsünden (DME) elde edilmiştir.
Taban suyu gözlem kuyuları, DSİ Standartlarına göre, 4 m derinlikte
açılmışlardır. 1980’li yıllarda 626 adet gözlem kuyusu yapılmış; sonraki yıllar
içerisinde bu sayı artmış ve 1990’lı yıllarda sulanan tüm alanı kapsayacak şekilde
1134’e ulaşmıştır. Bu gözlem kuyularında, DSİ tarafından her ay taban suyu
derinliği; yılda bir kez, sulamanın en yoğun olduğu ayda, su örnekleri alınarak,
laboratuvarda, elektriksel iletkenlik (EC) değerleri ölçülmektedir. Çalışma için
bulunan en eski arşiv verileri 1980’li yıllara aittir.
Çalışmada, her 10 yıllık döneme ait birbirini izleyen yılların veri seti (1984,
1985, 1992, 1993, 2002 ve 2003) seçilmiştir. Analiz sonucunda 10 yıllık
dönemlerdeki değişimin yıllık değişimden daha önemli olduğu saptanmış ve yersel
değişim verileri uygun olan 3 veri seti (1985, 1993 ve 2003) ile karşılaştırma
yapılmıştır.
Gözlem kuyularının doğru yerlerde olup olmadığını saptamak için, gözlem
kuyularının birbirleri ve en yakın drenaj kanalı arasındaki mesafelerin
karşılaştırılması yapılmıştır. Çalışma sonunda, gözlem kuyuları arasında ortalama
uzaklığın, 1980’li yıllarda 282 m , 1990’lı yıllarda ise 250 m olduğu saptanmıştır.
Kuyular arasındaki uzaklığın, gereksinime yanıt verecek uzaklıkta olduğu
saptanmıştır. Yıl içerisinde tahrip olan ve kuruyan kuyular, analizde
kullanılmamışlardır. Analiz edilen kuyu sayısı 1984-85 döneminde 300, 1992-1993
döneminde 754, 2002-2003 döneminde ise 759 adet arasında değişmiştir.
Arazi kullanımı ile ilgili olarak, üç kaynaktan elde edilen verilerden
yararlanılmıştır: 1985 (Nisan 25, Temmuz 30 ve Kasım 3), 1993 (Temmuz 27 ve
Ekim 4) ve 2003 (Mayıs 5, Haziran 30, Ağustos 17 ve Ekim 4) tarihlerine ilişkin
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
18
LANDSAT-TM görüntüleri, DSİ sulama şebekesi haritaları ve DSİ tarafından
1/5000 ölçekli haritalara işlenerek arşivlenen, gerçekleşen bitki deseni verileridir.
1985, 1993 ve 2003 yıllarına ait LANDSAT-TM görüntülerinde sınır
koşulları yazılımı kullanılarak çiftçi parselleri bulunmuştur. Daha sonra bu veriler
gerçek yer verileri ile doğrulanarak bitki desenleri görüntüleri oluşturulmuştur.
Sulama sezonunu yansıtabilen en iyi görüntünün 1985 yılı (Şekil 3.3) olduğuna karar
verilmiştir.
Şekil 3.3. Arazi Kullanım Haritası (1985)
Toprak verileri için Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü
tarafından tüm ova için hazırlanan dijital detaylı toprak haritası kullanılmıştır (Dinç
ve ark., 1995). Taban suyu değişimi ile toprak bünyesi arasındaki karşılıklı ilişkiyi
hesaplamak için toprak tekstürü sınıflaması tekrar yapılmış ve kil içeriklerine göre 8
sınıf oluşturulmuştur. İlişki denkleminin ve belirleme katsayısının kestiriminde
toprakların kil içerikleri kullanılmıştır.
Taban suyu düzey değişimlerine, sulama işletmeciliğinin ve diğer etmenlerin
etkilerini saptamak için, aylık taban suyu derinliği ile arazinin denizden yüksekliği
(kotu-m), toprağın kil içeriği (%) ve aylık bitki su gereksinimi (mm) arasında
oluşturulan ilişki denklemelerinden yararlanılmıştır. Aynı analizler, yıllık dalgalanma
(maksimum taban suyu düzlem derinliği, minimum taban suyu düzlem derinliği,
yıllık değişim aralığı) için yapılmıştır
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
19
3.2.1.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu
Düzeyi, Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Dönemsel Değişiklikler
Bu alanda 12 adet yeni taban suyu gözlem kuyusu açılmış, değişik bitki
ekilişlerinin bulunduğu 50 ayrı noktadan aylık toprak ve su örnekleri alınarak
laboratuvar analizleri yapılmıştır.
Taban suyu düzeyi, sulanan alanlardaki gibi, aylık olarak ölçülmüş ve her ay
alınan taban suyu örneklerinde elektriksel iletkenlik değerleri (EC-dS/m) Devlet Su
İşleri 6. Bölge Müdürlüğü Kalite ve Kontrol Laboratuvarında ölçülmüştür (USDA,
2004). Toprak tuzluluğu, ECe olarak, 1:2.5 toprak-su karışımında laboratuarda
(USDA, 2004) ve EMI (Elektromanyetik Indüksiyon Yöntemi-mS/m: (Metre
Siemens/Metre) yöntemiyle EM38-DD aygıtı kullanılarak, arazide ölçülmüştür
(McNeil, 1980). Ölçümler, Haziran 2005 ile Kasım 2006 tarihleri arasında 50 ayrı
noktada yapılmıştır. Ölçüm noktaları, Dinç ve ark.,’na (1990) göre, çalışma
alanındaki toprakların dağılım büyüklüğü gözönüne alınarak saptanmıştır. Her ölçüm
noktasında, , kuzey-güney ve doğu-batı yönünde, 30 metrelik aralıklarla 5-10 paralel
ölçüm yapılmıştır (Ek 2) ( Şekil 3.4). EM değerlerini sınamak için 1, 14, 20, 26 ve 46
no’lu ölçüm noktalarından yüzey, 0-30, 30-60, 60-90, 90-120 cm derinliklerden
toprak örnekleri alınmıştır. Anılan derinliklerde kalibrasyon amacıyla ayrıca, TDR
(Time Domain Reflectometre ) ile ölçümler yapılmış; ancak, EM ve laboratuvar
analiz sonuçlarının kendi aralarında uyum göstermesi, buna karşı TDR ölçümlerinin,
toprak horizonlarındaki su içeriğinin mevsimsel ve arazi kullanımlarındaki
farklılıklar yüzünden değişime nedeniyle TDR duyarlılığı düşmüş; ECe ve EM
ölçümlerine uyum gösterememiştir. Sayılan nedenlerle, Eylül 2005’den sonraki
ölçümlerde TDR kullanımına son verilmiş ve ECe ile EM ölçümlerinin topraktaki
uyumlu artma-azalma eyilimleri dikkate alınmıştır.
Taban sularında, Sodyum Adsorpsiyon Oranı (SAR) değerleri, USDA’
(2004)’te verilen yöntemler izlenerek saptanmıştır.
Toprakların tuzlulaşmasında, sulamanın tabansularına olan etkisini saptamak
amacıyla Ağustos 1990 ile Ağustos 2005’e ait LANDSAT verileri kullanılarak, tuzlu
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
20
araziler incelenmiştir. Tuzlanmadan etkilenen araziler, arazi gözlemleri, toprak
haritası ile tanımlanmıştır ( Dinç ve ark.,1990 ).
EM ve laboratuar ölçümleri, çalışma başlangıcında ASO-4.üncü evrede DSİ
tarafından bu çalışma için açılan taban suyu gözlem kuyuları değerleri ile Dinç ve
ark.(1990) ile Özcan ve ark. (1996) tarafından elde edilen bulgularla
karşılaştırılmıştır.
Sulamanın tabansuyu üzerinde oluşturduğu etkinin toprak tuzluluğuna
katkısını değerlendirmek amacıyla 2005 yılına ilişkin bölgenin LANDSAT TM
görüntüsü kullanılmıştır. Bu görüntüdeki tuzlu alanların belirlenip
sınıflandırılmasında Kume ve ark. (2007) tarafından oluşturulan arazi ölçüm
yöntemleri ve Dinç ve ark. (1990) tarafından geliştirilen toprak haritası
kullanılmıştır.
Şekil 3.4. Toprak örneklerinin alınması ve EM ölçümleri
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
21
3.2.1.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel
Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi
İklim değişikliğinin Seyhan Havzası tarımsal üretimi üzerindeki etkilerini
belirlemek için, Varsayımsal-Isınma (Pseud- Warming) yaklaşımıyla elde edilen
yağış verileri kullanılmıştır. Analiz sonunda, 2070’li yıllar için havzada
kullanılabilecek su miktarı kestirilmiştir. Buradan, Aşağı Seyhan Ovasında toplam
(brüt) üretim değerini tepe değere çıkaran (maksimize eden) bitki desenleri
oluşturulmuştur. Çalışmada, risk analizlerinde kullanılan Beklenen Değer-Varyans
modeli esas alınmıştır. Model, toplam brüt üretim değerinin en yüksek olabileceği
bitki desenlerini, risk katsayıları ile ifade etmektedir. Anılan katsayının yüksek
olması, riskin yüksekliğini göstermektedir. Model, Aşağı Seyhan Ovasında toplam
üretim değerini tepeye çıkaran çözümleri, yetiştirilmesi olası bitki yüzdeleri ile
vermektedir. Modelin benzeşimi üç farklı duruma göre yapılmıştır. Bunlar; a)
mevcut durum ve mevcut sulama teknikleri; b) iklim değişikliği ve su yapıları
yatırımının yetersizliği; ve c) iklim değişikliği ve su yapıları yatırımın yeterli olması
durumu.
Model aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
Max Z = ∑∑∑ Φ−j k
kjjkj
jj XXsXc (1)
s.t bXpj
jj ≤∑ (2)
1=∑j
jX (3)
ve Xj >= 0 bütün j’ler için,
Eşitlik 2, ASO’da bir dekarda kullanılan su miktarının, kullanılabilir su
miktarına eşit veya daha az olduğunu göstermektedir. Burada Xj, jth bitkisinin ekim
alanı, jc , j bitkisinden elde edilebilecek dekara toplam üretim değeri, Sjk, j ve k
bitkileri üretim değerleri arasındaki kovaryans, Pj , Jth bitkisinin dekara su gereksinimi, b
3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA
22
dekarda kullanılabilecek maksimum sulama suyu gereksinimi, Ф risk katsayısı. Bu
katsayının yüksek olması, karar vericilerin daha fazla risk altında olduğunu
göstermektedir. Model, birim alandan (dekar) elde edilebilecek maksimum brüt
üretim değerinin elde edilebileceği bitkilerin yüzdelerini, farklı düzeylerdeki, risk
katsayıları ile ifade etmektedir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
23
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 4. 1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları
4.1.1. Anket Çalışması
Aşağı Seyhan Ovasındaki var olan sulama sistemindeki tipik problemleri
belirlemek için 2002 yılı yaz ayında sulama birlikleri ziyaret edilerek anket
yapılmıştır.Aşağıda verilen çiftçilerin belirttikleri sorunlar genellikle suyun kullanımı
ile ilgili olmuştur, bunlar:
a) Sulamanın yoğun olduğu aylarda su paylaşımı sıkıntısı,
b) Sulama kanallarının eskimesi ve yenilenmesindeki ekonomik zorluklar,
c) Drenaj kanallarının işletme ve bakımının sorumluluğu ve
d) Su ücretlerinin toplanmasındaki sıkıntılardan oluşmaktadır.
4.1.2. Arazi Kullanımı
Yapılan arşiv çalışmasında ASO projesinin planlanması sırasında öngörülen
bitki deseni ile son 30 yılda gerçekleşen bitki deseni arasında büyük farklılıklar
olduğu görülmüştür.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
24
0
200
400
600
800
1000
1200
1964
1968
1971
1974
1977
1980
1983
1986
1989
1992
1997
2000
2003
yıllar
Ekim
ala
nı (1
000)
da
meyvesoyabostansebzepamuknarenciyemısırII.ürün mısır
Şekil 4.1. Aşağı Seyhan Ovasında Ekimi Yapılan 8 Ana Bitkinin Ekim Alanlarındaki Süreçsel Değişim (1964–2004)
Şekil 4.1, ASO’daki bitki deseninin yıllar içerisindeki durumunu, Çizelge 4.1
ise yaygın olarak ekimi yapılan ana bitkilerin yıllık yetişme dönemleri( ekim-hasat)
göstermektedir. Pamuk 1990’lı yıllara kadar ana bitki olarak bitki deseni içerisinde
yer almasına karşın ürün desenine farklı bitkilerin girmesi 1980’li yılların ortasına
rastlamakta ve 1990’lı yılların ortasında mısır ana ürün olarak bitki deseni içerisinde
yer almaktadır. Ürün deseninde turunçgil ekim alanlarının artması ile 2000’li yıllarda
bitki deseni sabit bir duruma gelmiştir. Bitki desenindeki değişikliğin nedenleri ;
ürün fiyatı, işçilik ve suyun elverişliliği gibi sosyo-ekonomiktir.
Çizelge 4.1. Ovadaki Ana Bitkilerin Yetişme Dönemleri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
25
4.1.3. Su Yönetimi
Sulama birlikleri sulama mevsimine girmeden önce, kendi sorumluluk
alanlarındaki su gereksinimlerini ,çiftçilerden ekecekleriyle ilgili topladıkları sulayıcı
bilgi formlarına göre, ekilecek bitkilerin gelişme dönemlerindeki su ihtiyaçlarını,
DSİ İşletme ve Bakım Dairesince bitkilerin ekim ve hasat tarihlarine göre
hazırlanan ‘ DSİ Sulamalarında Bitki Su Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları’
( DSİ,1988) kitabındaki su tüketimleri değerlerini kullanılarak hesaplanmakta, daha
sonra bu değerler ekilecek bitki yüzdesi ve kanal kayıpları ( iletim 0,8 ve çiftlik 0,6)
ile çoğaltılarak aylık su ihtiyacı belirlenmektedir.
Sulama mevsimi içerisinde ise iletim kanallarından her bir sulama birliğinin
alanına hizmet eden ana kanallara ayrım noktalarında suyun ölçümünü doğru bir
biçimde yapmaktadırlar.
Ovada ana sulama kanalları beton kaplamalı, yedek ve tersiyerlerin
çoğunluğu ise kanalet tipindedir.Kanalların eskimesi ve bakım onarımın
yetersizliğinden dolayı sızma kayıpları oldukça yüksektir.
Ovada sulamada kullanılan su miktarı Şekil 4.2’de gösterilmiştir.
Zaman içerisinde 2. ürün bitki ekimlerinin yapılması, su tüketimi daha fazla
olan bitkilerin ürün deseninde yer alması, 4. bölüm olarak adlandırılan ve henüz
sulama şebekesi tamamlanmamış alanlara drenaj kanalları ve toprak arklar vasıtası
ile su gönderilmesi ve gönderilen suyun birliklerce yeterince kontrol edilememesi
gibi nedenlerle sulamada kullanılan su miktarı artmıştır.
Birlikler tarafından sulama mevsiminden önce hesaplanan su ihtiyacı ile sulama
mevsiminde kanallara verilen su miktarı arasında da son yıllarda büyük farklılıklar
vardır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
26
800
900
1000
1100
1200
1300
1400
1500
1986
1988
1990
199219
941996
1998
200020
02
Yıllar
Sul.K
ul. s
u m
ik.(M
m3)
Şekil 4.2. ASO’da Sulamada Kullanılan Su Miktarı ve Su Miktarındaki Değişimler
Ulusal bütçedeki ekonomik yükü azaltmak için, sulama işletmeciliği 1994
yılından itibaren toplam sayıları 18 olan sulama birliklerine devredilmiştir.
Sulama sistemlerinin, DSİ’den sulama birliklerine devredilmesinden sonra
planlamada bulunan su miktarı ile sulamada gerçekte kullanılan su miktarı arasında
büyük bir farklılık gözlemlenmiştir. Bu farklılığın nedenleri şunlar olabilir;
Sulama birlikleri çiftçilerden, ekecekleri bitkileri belirleyen formları toplamakta geç
kalmaktadırlar, bazı sulama birlikleri su taleplerini hesaplama yeteneğinde değildirler
ve gerçek kanal kayıpları çok dikkate alınmamaktadır. Başka bir deyişle
hesaplamalarda kullanılan kayıplar gerçek kayıplardan daha düşüktür.
Sulama birliklerine sulama işletmeciliği devredilirken, sulama kanallarının
tamamının devredilmesine rağmen, ana drenaj kanallarının bakım-onarım
sorumluluğu DSİ’de kalmıştır. Çiftçilerin birçoğu drenaj kanallarının bakım-onarım
masraflarını üstlenmek istememektedirler. Bilindiği gibi drenaj kanalları bir sulama
sisteminin önemli bir öğesidir. Drenaj kanallarının bakım-onarımının yapılmaması
gelecekte önemli bir çevre sorunu yaratabilir.
Ovadaki sulama birliklerinin çalışmalarını sürdürebilmeleri tamamıyla
sulama ücretlerini toplayabilmelerine bağlıdır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
27
Çiftçilerin sulama sisteminin işletme ve bakımına katılımını sağlanması
olumlu bir adımdır. Ancak su ücretinin belirlenmesi halen alan bazında
yapılmasından dolayı sulama işletmeciliğinin devri, su tasarrufu anlamında başarılı
olamamıştır.
4.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulanan Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve
Tuzluluktaki Uzun Dönem Değişiklikler
4.2.1. Tabansuyu Düzlemi Değişimi
Şekil 4.3 ve 4.4 analiz dönemlerine ait aylık ortalama tabansuyu derinliğini ve
tabansuyu dalgalanma aralığını göstermektedir.
Gözlemi yapılan son 20 yılda tabansuyu derinliğinde kayda değer bir
yükselme veya iniş görülmemiştir.2002-2003 dönemine ait tabansuyu dalgalanma
aralığı çok dar olmuş ve toprak yüzeyinin 150 cm altında sabit kalmıştır. Bu
dönemdeki kış yağışlarının diğer dönemlerden daha az olmasına rağmen, kış
aylarındaki taban suyu düzeyi oldukça yüksektir.Sulama sezonunda ise taban suyu
düzeyi kış dönemine göre 10 cm daha yüksekte seyretmiş ancak keskin bir pik
oluşmamıştır. Tarla içi dren sistemleri toprak yüzeyinden itibaren 150 cm aşağıya
yerleştirilmiştir. Aşırı sulama ile gelen su bu seviyenin üzerinde kalmaktadır.
Tabansuyu derinliğin yılda bir kezde olsa toprak yüzeyine en yakın olduğu
durumun yersel dağılımı ve bu durumun oluştuğu aylar Şekil 4.5 ve 4.6’da
verilmiştir. Sulamada kullanılan su miktarının son yıllarda artış göstermesine ve
projenin başlangıcında döşenen tarla içi drenaj sisteminin birçoğunun işlevini
yitirmesine rağmen son 20 yıl içerisinde minimum taban suyu derinliğinde önemli bir
değişiklik saptanmamıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
28
1985 1993
2003
Derinlik (cm)
Şekil 4.3. ASO’da Aylık Ortalama Tabansuyu Derinliği
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
29
Şekil 4.4. Ovadaki Tabansuyu Dalgalanma Aralığı
>180 160-180 140-160 120-140 100-120 80-100 60-80 40-60 20-40 <20
Dalgalanma Aralığı (cm)
1985 1993
2003
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
30
1985 1993
2003
Derinlik (cm)
Şekil 4.5. Yıllık Minimum Tabansuyu Derinliği.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
31
1985 1993
2003
AylarOcak-Mart
Nisan-Mayıs
Haziran-TemmuzAğustos-Eylül
Ekim-Kasım
Şekil 4.6. Minimum Derinliğin Oluştuğu Aylar.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
32
Tabansuyu derinliğinin 1985 yılında minimum olduğu mevsim yaz ortası
veya Ocak ayıdır. Derinlik değişim aralığı oldukça yüksektir.1993 yılında ise
Haziran-Temmuz ve Kasım-Aralık iki yeni doruk oluşmuştur. 2003 yılında sağ sahil
sulama alanının büyük bir kısmında kış aylarında bir doruk olmasına rağmen sol
sahilde açık bir doruk gözlemlenmemiştir. Bu yıldaki taban suyu değişimi aralığı ise
oldukça dardır.Bitki deseninin çeşitlenmesi ile sulama sezonunun uzaması ve
sulamada kullanılan su miktarındaki artış gibi nedenlerden dolayı tabansuyu
tablasının mevsimsel değişim trendinin kaybolduğu söylenebilir.
4.2.2. Tabansuyu Tuzluluğunun Dağılımı
Tabansuyu elektriksel iletkenliğinin değişimi şekil 4.7 ‘de gösterilmiştir.
Ölçümler yılda bir kez sulamanın en yoğun olduğu ayda (Temmuz) yapılmıştır. zun
dönemde tabansuyu tuzluluğunda sürekli bir azalma saptanmıştır. Sulamada
kullanılan suyun artışı tuz konsantrasyonunu azaltmıştır.
Ovaya sulama getirilmeden önce, kuru koşullarda pamuk tarımı yapıldığı
dönemlerde yüksek düzeyde bir tuzluluk sorununun varlığı saptanmıştır (Dinç ve
ark., 1991). O dönemlerdeki kuru yaz koşulları toprak yüzeyinde tuzun birikmesinin
ana nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. Sulamadan sonra ise sulama suyu
toprak su hareketini aşağıya doğru, başka bir deyişle tersine döndürmüştür.
Tarlaya uygulanan su düzeyi (yağış ve sulama suyu) son yıllarda 1500 mm ye
yükselmiştir. Bu durumun da tuzluluktaki azalmaya katkıda bulunma olasılığı
vardır. Ayrıca, sulama suyunu sağlayan Seyhan barajının suyunun da sodyum içeriği
oldukça düşük olması da tuzluluğun azalmasında bir etkendir. Buna karşın, tuzun
kökenini bilmeden son 20 yılda sulama ile toprak profilinden tuzun yıkandığını
söylenemez. Sonuçta, ovada çok iyi projelendirilmiş açık drenaj şebekesinin de
katılımı ile topraktaki tuz kök bölgesinin altına indirilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
33
<0.50.5-1.01.0-1.51.5-2.02.0-2.52.5-3.03.0-4.04.0-5.05.0-10.0>10.0
1984 1993
2003
dS/m
Şekil 4.7. ASO’da Tabansuyu Tuzluluk Dağılımının On Yıllık Aralıklarla Değişimi
EC (dS/m)
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
34
4.2.3. Toprak Yapısı, Arazi Kullanımı ve Yüksekliğinin Tabansuyu Düzlemi
Üzerindeki Etkisi
Tabansuyu düzleminin dalgalanmasının temel unsurları ( maksimum-yılda bir
kez en yüksek olduğu düzey, minimum-yılda bir kez en düşük olduğu düzey, ve
dalgalanma aralığı) ile yükseklik (m), EC (dS/m), kil içeriği (%) ve bitki desenine
göre hesaplanan sulama suyu (mm) arasındaki ilişki çizelge 4.2’ de özetlenmiştir. Bu
unsurlar ile taban suyu dözeyi dalgalanması arasında önemli bir korelasyon
bulunamamıştır.Vurgulanan unsurlarla aylık taban suyu derinliği arasında da önemli
bir korelasyon bulunamamıştır. Aylık tabansuyu düzlemi dalgalanmasının kuyuların
bulunduğu yerlerdeki toprak özellikleri ve ekilen bitki çeşidinden daha çok geniş
alanlarda uygulanan su ve arazi yönetiminin etkisi altında olması ile doğrulanmıştır.
Çizelge 4.2. Tabansuyu Derinliği (cm) ile Kotu (m), EC (dS/m), Kil İçeriği (%) ve
Sulama Suyu (mm) Arasındaki Korelasyon değerleri
Yıllar 1984-1985 1992-1993 2002-2003 Korelasyon Mak. Min. Aralık Mak. Min. Aralık Mak. Min. Aralık Kot 0,20 -0,01 0,21 0,08 -0,05 0,13 -0,16 0,18 -0,28 EC -0,02 0,04 -0,06 -0,07 -0,02 -0,06 0,1 -0,04 0,12 Kil içeriği -0,07 -0,03 -0,04 -0,01 -0,04 0,03 -0,16 0,04 -0,17 Sulama suyu -0,02 -0,03 -0,03 -0,09 -0,01 -0,08 0,09 0,02 0,07
4.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi ,
Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Uzun Dönem Değişiklikler
4.3.1. Tabansuyu Hareketinin Değişimi
Tabansuyu dalgalanması üzerinde konumun ve sulama durumunun etkisini
değerlendirmek amacıyla Şekil 4.8’de A ve B kesitleri boyunca olan kuyular
değerlendirilmiş ve bu kuyulara ait tabansuyu dalgalanması gösterilmiştir
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
35
Şekil 4.8. Gözlem için Seçilen Kuyular
Sulamaya açılmamış alanlardaki ( IV. bölüm) tabansuyu dalgalanma hareketi
sulanan alanlardaki ile benzerlik göstermiştir. Bu alanlarda da yıl içerisinde
sulamanın ve kış yağışlarının etkilediği iki doruk gözlemlenmiştir (Şekil 4.9 ve
4.10).
0100200300400500
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağust
os
Eylül
Ekim Kasım
Aralık
Ocak Şubat
Mart Nisan
Aylar (2005-2006)
Yağ
ış/s
ulam
a su
yu(m
m)
050100150200250
Taba
nsuy
u de
rinliğ
i (cm
)
YağışSulamada kullanılan suOrtalama tabansuyu derinliği (4. safha)
Şekil 4.9. Sulamaya Açılmamış Alanda (4.bölüm) Tabansuyu Derinliğinin 2005-
2006 Dönemindeki Dalgalanması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
36
0
50
100
150
200
250
Mayı
sHazi
ran
Temmuz
Ağusto
s
Eylül
Ekim Kasım
Aralık
Ocak Şubat
Mart
Nisan
Aylar (2005-2006)Ta
bans
uyu
derin
liği (
cm)
6
8
11
453
483
Şekil 4.10. Sulanmayan Alandan Seçilmiş Kuyularda A ve B Kesiti Boyunca Taban
suyu Hareketi
Şekilde gösterilen 453 ve 483 no’lu kuyular sulanan alanların son/3.-4.sınır
kısımlarından diğer 3 adet kuyu ise sulanmayan alandan seçilmiştir. Sonuçlar, taban
suyu dalgalanmasının sulanan alanlardaki duruma paralellik gösterdiğini açıkça
göstermektedir. 6 ve 8 no’lu kuyular ovanın en aşağı kısımlarında yer aldığı için
tabansuyu derinliği yıl boyunca yüksek olmuştur.
4.3.2. Tabansuyu Tuzluluğu Değişimi
Aşağı Seyhan Ovasında, tabansuyu akışı ve EC düşük düzeyde değişmekte ve
Adana’dan Akdeniz’e doğru olan eğimi izlemektedir ( Donma ve ark. 2004)
( Şekil 4.11).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
37
Şekil 4.11. Gözlem Kuyu Kotlarına Göre Tabansuyu Tuzluluğunun Sınıflandırılması
15 adet gözlem kuyusuna ait tabansuyu EC değerlerinin 1977’den 2005–2006
dönemine olan dağılımı arasında Şekil 4.12’de gösterildiği gibi, R2 = 0,61 olan
doğrusal bir ilişki ortaya çıkmıştır. 1977 yılına ait EC değerleri veri eksikliğinden
dolayı Kriging metodu( Delhomme, 1978) ile tahmin edilmiştir. Sulamaya açılmamış
alanlardaki tabansuyu tuzluluğu drenaj kanalından uzaklığa, arazi kullanımına bağlı
olarak azalmıştır.
y = 0,5233x - 9,1101R2 = 0,6328
0
10
20
30
40
50
60
70
80
-30 20 70 120
Taban suyu EC 1977 (dS/m)
Orta
lam
a Ta
ban
suyu
EC
200
5-20
06(d
S/m
)
Taban suyu EC (1-3 safha)
Taban suyu EC (4. safha)
Şekil 4.12. Sulanan ve Sulanmayan Alanlardaki 1977 ve 2003-2004 Dönemlerindeki
Tabansuyu Tuzluluğunun Karşılaştırılması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
38
4.3.3. Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum ( Na+), Sodyum Adsorbsiyon Oranı
(SAR) Arasındaki İlişki
Sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) ve Na + ile taban suyu EC değerleri
arasında da pozitif ilişki saptanmıştır ( Şekil 4.13 ). Her iki dönemde değerler ( 1977
ve 2005–2006) yaklaşık aynı regresyon çizgisi üzerinde yer almışlardır. Sulamaya
açılmamış alanın bazı kısımlarında 4.0 dSm -1 ‘den daha yüksek EC ve 17,6 SAR
değerleri bulunmuştur. Bu yüksek sodyum düzeyi, büyük olasılıkla IV. Merhalede,
toprağın sorpsiyon kapasitesi yüksek olan smektit kil mineralinin oluşturduğu
agregatlar/toprak parçacıkları tarafından tutulmakta ve birikme eğilimi
göstermektedir. Buna karşın sodyumun büyük olasılıkla agregatlardaki smektit
yüzeylerinin çoğunluğunu kaplamadığı ve bozunuma uğratamadığı için yüksek
düzeydeki sodyum içeriği bu bölgede topraklar için büyük bir sorun yaratmamakta
ve araziler doğal mera konumunda kalabilmektedirler.
Şekil 4.13. 1977 ve 2005-2006 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum
Arasındaki İlişki
0200400600800
10001200140016001800
0 50 100 150 200 250
Tabansuyu EC (dS/m)
Na+
(meq
/l)
EC vs Na+ (1977)EC vs Na+ (2005-2006)
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
39
4.3.4. Toprak Tuzluluğundaki Değişim ve Tabansuyu Tuzluluğu ile İlişkisi
Çalışmada , 1977 yılına ait tabansuyu tuzluluğu ve 2005 yılı temmuz ayı ECe
değerleri arasındaki ilişkinin saptanmasına çalışılmıştır . Burada kullanılan ECe
değerleri 2005 yılı temmuz ayında IV. Merhalede 50 ayrı noktada ölçülmüş ve
Krigging metodu ile tahmini yapılmış değerlerdir. Noktaların dağılımı ikisi arasında
doğrusal bir ilişki olduğunu göstermiştir ( Şekil 4.14 ).
Şekil 4.14. Sulanmayan Alanda( 4. bölüm) 2005 Yılı Toprak Tuzluluğu ile 1977 Yılı
Tabansuyu Tuzluluğu Arasındaki İlişki
Sulamaya henüz açılmamış 4. bölgedeki toprak tuzluluğunun, yüksek EC
değerlerine sahip yüksek tabansuyuna bağlı olduğu saptanmıştır.Tabansuyu
tuzluluğu 1977 den 2005–2006 dönemine benzer bir dağılım ve doğrusal/benzer bir
ilişki sergilemektedir.
LANDSAT görüntüleri ise toprak tuzluluğunun, ASO’daki tuzlu alanların,
1990’dan ( % 30 ) 2005’e ( % 18) düzeyinde azaldığını ortaya koymaktadır ( Şekil
4.15 ).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
40
a) Tuzlu alanlar ( 1990 ), 9923 ha
b) Tuzlu alanlar ( 2005 ) , 5840 ha
: Tuzlu alanlar: Tuzsuz alanlar
Şekil 4.15. 4. Bölgedeki Tuzlu Alanlar a) 1990, b) 2005
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
41
Bu durumun başlıca nedeninin bölgede yapılan drenaj ve sulama altyapıları
olduğu düşünülmektedir. 1977’den 2005-2006’ya doğru olan tabansuyu EC değerleri
de bu saptama uyum göstermektedir ( Şekil 4.16).
Şekil 4.16. 4. Bölgede Taban suyu EC Değerleri ( 1977 )
Dağılımın karşılaştırılmasından tuz oranı yüksek alanların tabansuyu
tuzluluğu yüksek alanlara ilişkili olduğu görülmektedir. 1990’dan 2005 yılına değin
tuzlu alanlar azalma göstermiş olsa da, günümüzde yaklaşık 6000 ha alan tuzluluk
sorunu göstermektedir. Bu durum, büyük olasılıkla tuzlu bölgelerin 2 metreye değin
olan toprak özelliklerine (horizon kalınlıklarına, horizonlar arası parçacık büyüklüğü
dağılımına ve kil mineral içerikleriyle suya dayanıklı agregat düzeyine ve bu
alanların ova bütünündeki topoğrafik konumlarına (ova boyunca eğim, yüzey
pürüzlülüğü, tuzcul bitkilerin kök ağzı çevresine biriktirmiş olduğu iri/orta iri
boyuttaki parçacıkların oluşturduğu mikro röliyefler) bağlıdır.
Sulamaya açılmamış ( 4. Bölge) alanlarda farklı toprak serilerinin 50 ayrı
noktasında ve bu toprak serilerinin değişik arazi kullanımlarında yapılan tuzluluk
ölçümlerinde tuzluluğun 200 mS /m ve daha yüksek olduğu yerlerde arazi
kullanımının özellikle pamuk tarımına yönlendiği, buna karşın diğer bitkilerin
gelişimlerinin daha düşük düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Başka bir deyişle bu
alanlardaki bitki gelişimlerinin belirgin bir şekilde tuzluluk düzeyinden etkilendikleri
dS m-1
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
42
saptanmıştır ( Ek 2.Çizelge 4.4, 4.5, 4.6, 4.7, 4.8, 4.9, 4.10, 4.11, 4.12, 4.13, 4.14 ve
Şekil 4.18).
ECv değerlerinin Akyatan lagününden ve tuzlu sulak alanlardan (olası birincil
tuzluluk alanları) uzaklaştıkça düştüğü saptanmıştır.Buğday, mısır ve diğer bitkilerin
( soya, sebze, turunçgil ) uygun arazilerde başka bir tanımla deltanın tuzsuz veya
düşük tuzlu (< 200 mS/m) bölgelerinde yer aldıkları domates ve özellikle yaygın
olarak pamuk ekimi yapılan arazilerin bir bölümünün, tuzlu olan- boş doğal bitki
örtülü topraklara çok yakın olduğu ve arazide tuz sorununu gidermek için yapılan
drenaj kanallarının yetersiz olduğu saptanmıştır.
Şekil 4.17 EM Ölçümleri ve ECv Değerleri
Şekil 4.18. Toprak Tuzluluğu ve Arazi Kullanımı İlişkisi
EC > 200 mS/m EC <200 mS/m
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
43
Bitkilerin toprak tuzluluğuna karşı duyarlılıkları farklıdır ve bir çoğu
topraktaki tuzluluk eşik düzeyinin (4 dS m-1) üzerinde olması durumunda zarar
görür. Ancak, pamuk bitkisinin tuza dayanıklılığı (eşik değeri) kimi bitkilere göre
daha yüksektir (7,7 dS m -1). Sonuçta, sulamaya açılmamış 4. bölümde tuzdan
etkilenme düzeyleri bu çalışmada, üç sınıfta gösterilmiştir. Bunlar sırasıyla; ECe< 4.0
dSm-1 (% 44), 4.0 dSm-1< ECe< 7.7 dSm-1 (%21) ve 7.7 dS m-1< ECe (%35)’dir
(Şekil 4.19).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
44
Şekil 4.19. ASO 4.Bölüm Temmuz 2005 için Tahmini Toprak Tuzluluğu Dağılımı
ECe<4.0 dS/m
4.0 dS/m <ECe<7.7 dS/m
7.7 dS/m <ECe
LegendLejant
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
45
4.3.5. Sonuç ve Öneriler
Çalışmada öncelikle sulamanın, tabansuyu dalgalanmasına, ve tabansuyu
tuzluluğu ve kalitesine etkisi araştırılmıştır. Elde edilen bu sonuçlarla, sulamanın
toprak tuzluluğu üzerine olan etkisi karşılaştırılmalı olarak incelenmiş ve aşağıdaki
olgular ortaya konulmuştur.
1. Analiz sonucunda, arazi kullanımının taban suyunun yersel dağılımı
üzerinde açık bir etkisi saptanmıştır. Ovada ,taban suyu tablası sulamada
fazla su kullanımından dolayı yüksektir ancak gelecekte sulama
randımanının yükseltilmesi ve/veya arazi kullanımı ve suyun sürdürülebilir
programlarının oluşturulmasıyla bu seviye düşürülebilir.
2. Tabansuyu tuzluluğu, ovanın tamamında zaman içerisinde azalma
göstermiştir.Ancak 4. bölümde sulama ve drenaj kanallarının durumundan
dolayı taban suyu tuzluluğu standart sapması büyüktür.
3. Sulamaya açılmamış ( 4. bölüm) bölümdeki 1977 yılı yüksek tabansuyu
alanları ile 2005 yılı tuzlu alanların örtüştüğü görülmüştür.
4. Ovaya sulama getirilmeden önce kuru tarım koşullarında (kurak yaz
dönemlerinde) ve pamuk ekiminin yapıldığı dönemlerde, toprak içerisinde
suyun hareketi yukarı doğru olduğundan, su ile taşınan tuz toprak
yüzeyinde birikim göstermiştir . Sulamanın başlamasından sonra , Akdeniz
iklimi koşullarında yaz sulaması ve kış yağışları ile toprak suyu
derinlere/aşağıya doğru hareket etmektedir. Mevsim boyunca sulama
sürdükçe, taban suyu tablasının düzeyinin değişimine, toprağın değişen
yapısına (özellikle suya dayanıklı olmayan agregatların sulama süresince
bozunum düzeyine bağlı olan değişim) ve toprak yüzeyinin buharlaşma
düzeyine de bağlı olarak bu hareket yön değiştirebilmektedir (toprak
yüzeyine doğru ve/veya aşağıya doğru). Bu etmenlerin, yağış ve sulama ile
birlikte, toprak tuzluluğunu azaltmada katkısı olabilir. Buna karşın, iyi
projelendirilmiş drenaj ağının da katkısıyla tuz kök bölgesinin altına
indirilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
46
5. Ovanın üst kısımlarında fazla su kullanarak yapılan sulama, 4. bölümdeki
taban suyu tablasını olumsuz etkilemektedir.
6. Ovanın tümünde fazla su kullanımndan dolayı genel olarak tuzlu alanlarda
azalma olmasına rağmen 4. bölümde halen % 35 düzeyinde tuzlu alanlar
saptanmıştır. Bu bölgedeki taban suyu analizlerinin, EC , Na+ ve SAR
değerlerine dayanarak, tuzlu arazilerde sodyumun smektitçe varsıl toprak
parçacıkları ve agregatları tarafından tutulduğu varsayılmıştır (Dinç ve ark.,
1991).
7. Gelecekte özellikle kıyı kesimlerinde oluşabilecek tuzluluk sorununu
önlemek için, ilgili bölgelerdeki çiftçilerin yeraltı suyu kullanmayı
durdurmaları ve ırmak suyu ile sulama yapmaları gerekli olabilir.
4.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki
Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi
4.4.1. Ovada Ekimi Yapılan Bitkilerin Üretim Değerleri
Çizelge 4.15. Aşağı Seyhan Ovasında 2002 Yılında Sulanan Ana Bitkiler
Bitki Ekim Alanı(%) Bitki Üretim
Değeri(%) Ortalama üretim Değeri YTL/da
Mısır 56,57 Narenciye 38,9 Çilek 2417 Narenciye 13,51 Mısır 33,43 Narenciye 1180 Pamuk 7,36 Bostan 9,86 Meyve Bahçesi 1086 Sebze 6,3 Sebze 6,24 Bağ 875 Bostan 5,63 Pamuk 4,98 Bostan 718 Soya 4,38 Soya 1,4 Sera ve 2.ürün sebze 640
Ortalama 426
Toplam 93.75 Toplam 94.81 Ortalama (2005 birim fiyatı) 707
Çizelge 4.15 ASO’da 2002 yılında ekimi yapılan ana bitkileri göstermektedir.
Mısır % 56,57 ile en geniş ekim alanına sahiptir. Narenciye % 13,51, Sebze % 7,36,
bostan % 5,63, soya % 4,38 ekimi yapılan diğer ana bitkilerdir.Çizelge 4.15 ‘te ekimi
yapılan bu ana bitkilerin ortalama üretim değerleri ve üretim değerleri yüzdeleri
özetlenmiştir.Brüt üretim değerleri açısından en yüksek narenciye % 38,9, mısır %
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
47
33,43, bostan % 9,86, sebze % 6,24, pamuk % 4,98, ve soya % 1,4 dür. Bu ana altı
ürün ASO’da sulanan alanın % 93,75’ini kaplamakta ve toplam gayri safi üretim
değerinin % 94,81’ini oluşturmaktadır. Birim alandan en fazla gelirin elde edildiği
bitkiler çilek ( 2,417 YTL/da), narenciye ( 1,180 YTL/da), meyve ve bağ bunları
takip etmektedir.
Çizelge 4.16’da ASO’da bulunan sulama birliklerinin 2033 yılı için yaptıkları
olası bitki ekim alanları tahminleri ‘Delphi tahmini’ metodu ile özetlenmiştir. Bu
metot özellikle mühendislik sektörü tarafından gelecekteki teknolojilerin tahmininde
kullanılmaktadır. Tabloda (a ) sütunu 2003 yılında gerçekleşen bitki desenini
göstermektedir. Burada mısırın % 53,3 ile ilk sırada olduğu narenciye, pamuk, bostan
ve sebzenin de bunu takip ettiği görülmektedir. Sütun ( b ) ‘deki bitki deseni
yüzdeleri sulama birlikleri tarafından 2030 yılı ASO’nun tamamı için yapılan
tahmini açıklamaktadır. Bu tahminde mısır % 40,6’ya düşmüş bunu sırasıyla
narenciye, pamuk ve bostan takip etmiştir. Sütün (c )‘de her bir sulama birliğinin
kendi sorumluluk alanları için 2033 yılı tahmini bitki desenlerini göstermektedir.
Burada da mısır ve narenciye ekim alanlarının azaldığı görülebilir.
Çizelge 4.16. Elverişli Su Miktarının Farklı Olduğu Koşullar için Sulama Birlikleri
Tarafından Yapılan Tahmini Bitki Deseninin ‘Delphi Tahmini’ Özeti
Ürün Deseni
(a) Seyhan 2003
(gerçekleşen)
(b) Seyhan
2033
(c) Seyhan herbir
SB 2033
(d) (Seyhan
SB kontrolü
(e) Seyhan %10 azalma
(f) Seyhan %20 azalma
Mısır 53,3 40,6 42,6 31,9 26,3 21,3 Narenciye 14,2 21,3 23,9 26,4 25,9 27,2 Pamuk 8,7 10,9 9,0 9,0 12,9 14,4 Bostan 7,0 8,2 6,5 4,8 4,5 4,9 Sebze 4,8 6,2 7,8 8,0 5,3 Soğan 1,4 2,0 1,4 8,8 1,4 1,5 Soya 2,0 4,9 4,2 1,1 8,6 9,2 Meyve 0,7 1,7 2,0 4,6 4,7 5,1 Diğerleri 7,7 4,1 2,7 5,8 7,7 9,0 100% 100 100 100 100 100 100 II.ürün Mısır 12,0 13,9 11,8 10,0 6,6 5,2 II.ürün Sebze 2,3 4,2 2,0 3,7 3,1 2,8
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
48
Sulama birliklerine kendi sorumluluk alanlarındaki ekilecek bitkileri
belirleme yetkisi kendilerine verilmesi durumunda 2030 yılı tahminlerin ne
olabileceğinin özetlenmesi sütun (d )’de yapılmıştır. Bu tahminin 2003 yılı ile
karşılaştırılmasında mısır ve bostan alanlarının azaldığı narenciye, sebze ve soya
alanlarının arttığı gözlemlenmiştir. Sulama birliklerine ayrıca gelecekte
kullanabilecekleri su miktarının şu andan % 10 ve % 20 daha az olması durumunda
tahmini bitki desenleri sorulmuş, sonuçlar sütun ( f ) ve (d )‘de özetlenmiştir. Burada
mısır ekim alanlarının mevcut duruma göre yarıdan daha azaldığı, narenciye, pamuk,
soya ve meyve alanları ise arttığı görülmektedir. Kullanılabilecek su miktarı
azaldığında çiftçiler tercihlerini narenciye, sebze ve meyve gibi birim alandan daha
fazla gelir getiren ürünlere yöneltmektedirler.
4.4.2 Senaryolar
İklim değişikliğinin 2070’li yıllardaki bölgesel etkilerini değerlendirmede,
tablo 3’te gösterilen üç farklı durumun benzeşimi varolan durumla karşılaştırılarak
yapılmıştır ve iki ayrı senaryo biçimde verilmiştir.
a ) Varolan durum: Aşağı Seyhan Ovasında mevcut durumda sulamada
kullanılacak su miktarı hesaplamalarında, iletim kanal randımanı 0,8 ve karık
sulamadaki çiftlik randımanı 0,6 alınmaktadır.2002 yılında toplam sulanan alan
1 168 830 da ve sulamada kullanılan su miktarı 1 424 milyon m³ tür. Sulamada
kullanılan su miktarını toplam sulanan alana böldüğümüzde dekara kullanılan suyun
585 mm olduğunu buluruz.
b) Senaryo 1: Küresel ısınmanın olduğu ve sulama tesislerini geliştirme
yatırımlarının yetersiz olduğu durum. Bu senaryoda; önemli bir baraj ve sulama
sisteminin inşa edilmediği, şu anda olduğu gibi havzanın üst ve orta kısımlarında
kuru koşullarda buğday ekiminin yapıldığı, ASO’da iletim randımanının 0,6’ya
düştüğü kabulü yapılmıştır. Varsayımsal- Isınma (Pseudo-Warming )tahminlerine
göre gelecekte havzaya düşecek yağış miktarında azalma olacaktır. Yağışın azalması
kullanılabilecek potansiyel su miktarına da yansıyacaktır Bu durumda
kullanılabilecek su miktarı azalacaktır. Yağıştaki azalma doğal olarak bitkilerin su
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
49
ihtiyacının artmasına neden olacaktır. Tüm bu koşullarda dekara kullanılabilecek su
miktarı 580 mm olacaktır.
c) Senaryo 2: Küresel ısınmanın olduğu ve sulama tesislerini geliştirmeye
yeterli yatırımların yapılması durumu. Bu senaryoda, önemli oranda yeni yatırımların
yapıldığı, yeni baraj ve sulama kanallarının inşa edildiği, havzanın üst ve orta
kısımlarında şu anda kuru tarım yapılan alanların % 25’inin sulu tarıma
dönüştürüldüğü, buradaki bitki deseninin % 75 mısır % 25 narenciye olacağı
varsayılmıştır. Ovanın aşağı kısımlarında mevcut sulama sistemindeki iletim
randımanının aynı kaldığı çiftlik randımanının ise 0,7’ye yükseldiğinin kabulu
yapılmıştır. Bu durumda yine yağıştaki azalma, potansiyel kullanılabilir su miktarını
azaltacaktır. ASO’da 4. bölüm sahasının inşaatı bitirildiğinde toplam sulanabilir alan
145 098 ha olacaktır ve dekara kullanılabilir su miktarı ise 431 mm’dir.
Çizelge 4.17. İklim Değişimi Olasılığında ASO’da Kullanılabilecek Su Miktarı ve
Sulamayı Geliştirme Yatırımları Senaryoları
Hesaplama
Şekli
Farklı Randıman ve Alan Seçeneklerinde Kullanılabilecek Su Miktarları
Varolan Durum
Senaryo 1 İklim değişimi, Yetersiz yatırım
Senaryo 2 İklim değişimi, Yeterli yatırım
2002 2070’li yıllar 2070’li yıllar (a) İletim kanalı randımanı 0,8 0,6 0,8 (b) Çiftlik randımanı 0,6 0,6 0,7 (c) = (a)*(b) Toplam randıman 0,48 0,36 0,56
(d) Kanallara verilen su miktarı (milyon m3) 1424 1882 1116
(e) = (d)*(c) Gerçekte kullanılabilir su miktarı (milyon m3) 683,5 677,5 625
(f) Toplam sulanan alan (da) 1168830 1168830 1168830
(g) = (e) / (f) Dekara kullanılabilecek su miktarı (m3/da) (mm) 535 580 535
(h) 4.merhale bittiğinde toplam sulanacak alan (da) 1450980
(i) = (e)/ (h)
4.merhale bittiğinde toplam kullanılabilecek su miktarı (m3/da) (mm) 431
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
50
4.4.3.Veriler
Benzeşim analizinde kullanılan veriler şunlardır; ASO’da 2070’li yıllarda
kullanılabilecek su miktarının tahmini SİBUC,( yerleşimleri ve tüm biyosferi içine
alan) arazi yüzeyi modeli ile yapılmıştır ( Tanaka ve Ikebuchi, 1994) Model’de
Seyhan havzasının bütünü için doğal bitki örtüsü, kültür bitkileri, yerleşim alanları,
arazi kullanımı, suyla kaplı alanlar, sulama ve drenaj sistemlerinin detaylı bilgileri
dikkate alınmıştır. SİBUC modeli ICCAP ( Olası İklim Değişiminin Kurak
Alanlardaki Tarımsal Üretim Üzerine Etkisi Projesi) için hazırlanan bölgesel iklim
modelini kullanmıştır ( Kimura ve ark 2006 ). Bölgesel iklim modeli, yağış,gelen
kısa dalga boyu ve giden uzun dalga , rüzgâr hızı, hava sıcaklığı,oransal nem, ve
basınç gibi yedi meteorolojik çıktı unsuru içermektedir. Bu modelin mevcut koşullar
için benzeşim peryodu 1994–2003 yılları arasıdır. Gelecekteki iklim koşulları için de
Varsayımsal-Isınma ( Pseud-Warming) verileri kullanılarak simülasyon yapılmıştır.
Çizelge 4.18. ASO’da Ekimi Yapılan Ana Bitkilerin Sulama Suyu Gereksinimi
(a) (b) (b)-(a)
Bitki Çeşidi
1990'lardaki sulama suyu
ihtiyacı (mm/yıl)
2070'lerdeki sulama suyu
ihtiyacı (mm/yıl)
Gelecekteki ihtiyaç artışı (mm/yıl)
Meyve 762,1 843,9 81,7 Narenciye 661,4 769,2 107,7
Mısır 569 570,8 1,7 Soya 539 538,3 -0,7
Pamuk 524,2 561,4 37,2 2.ürün mısır 391,4 381,2 -10,2
Sebze 229,2 290,8 61,6 Bostan 195,9 217,6 21,7
Varolan durumda potansiyel kullanılabilecek su miktarı Seyhan barajına giren
akım verileri, içme ve kullanma suyu miktarı, nehre bırakılan su miktarları, üst ve alt
havzadaki sulama suyu kullanımları gibi tüm faktörler hesaplamada dikkate
alınmıştır.
2002 yılına ait toplam kullanılabilir su miktarı Devlet Su İşleri 2002 yılı
işletme faaliyetleri raporundan ( DSI, 2002 ) alınmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
51
Analizde; mısır, narenciye, pamuk, sebze, bostan, soya, meyve bahçesi ve 2.
ürün mısır olmak üzere 8 ana ürün seçilmiştir. İlk altı ürün ASO’nun toplam ekilen
alanının ve toplam üretim değerinin % 94’ünü oluşturmaktadır ( Çizelge 4.15 ).
Çizelge 4.18’de ASO’daki bu ana ürünlerin şu andaki ve gelecekteki
kullanılabilir su miktarları verilmiştir. Mevcut durumdaki su miktarını hesaplamada,
Sulama Birliklerinin sulama mevsiminden önce bitki-su tüketimlerini hesaplamada
kullandıkları ‘’ DSİ, Bitki Su Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları’’ kitabından
faydalanılarak yapılmıştır. Yapılan hesaplamaya göre su tüketimi en fazla olan
bitkiler sırasıyla meyve bahçesi, narenciye ve mısırdır. Gelecekteki ( 2070 li yıllar)
bitki su tüketimleri hesaplamalarında ise 1970–2005 yılları arasındaki ortalama yağış
değerleri kullanılmış ayrıca da Varsayımsal- Isınma ( Pseud-Warming ) yağış düşüş
tahminleri dikkate alınmıştır.
WDi = Σ ( Ui − r + ∆ ) − Ki
WDi; i bitkisinin bitki su ihtiyacı, Ui i bitkisinin evapotransprasyonu , r;
ortalama yağış ( 1970-2005), ∆ , 2070’li yıllarda yağıştaki olası azalma ( Kimura ve
ark. 2006), Ki kıştan arta kalan rutubet ( Özgenç ve Erdoğan, 1988) . Hesaplamada,
su kıtlığının olduğu aylar toplanmış ve kıştan arta kalan rutubet miktarı çıkartılmıştır.
İklim değişikliğinden dolayı 2070’li yıllarda bitki büyüme periyodunun
kısalacağı baz alınarak evapotransprasyon tahmin edilmiştir. Bu tahminler altında
gelecekte, bitki su ihtiyacının artışı bitkilere göre sırasıyla narenciyede 108 mm,
meyvede 82 mm ve sebzede 62 mm olacaktır.
Yağışların azaldığı, sıcaklığın arttığı iklim değişimi olasılığında sulama
sezonunun şu andaki Nisan-Ekim döneminden daha önce başlama ihtimali vardır.
Ancak yaptığımız analizde bu durum dikkate alınmamıştır.
Her bir bitki için dekara üretim değerleri 1964-2004 yılları arasındaki
‘’DSİ’ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan Sulama ve Kurutma Tesisleri Mahsul
Sayımı Sonuçları’’Kitaplarından alınmıştır. Bu dönemlerdeki üretim maliyetleri
bilinmediği için tahminlerde net gelir yerine sadece üretim değerleri dikkate
alınmıştır. Üretim değerleri 2005 yılı birim fiyatlarına çevrilmiştir.Ovada üzerinde
düşünülecek diğer bir konu bostan’ın üretim değeridir. Bostan (karpuz) ekimi aynı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
52
arazide 5 yılda bir kez olmaktadır. Yani 4 yıl Mısır-Buğday veya diğer bitkiler
ekilmekte beşinci yıl aynı araziye karpuz ekilmektedir. Simülasyonda bu durum da
dikkate alınmıştır.
4.4.4. Benzeşim Sonuçları
Varsayımsal-Isınma tahminlerine göre Seyhan havzasına gelecekte ( 2070’li
yıllarda) birçok aydaki yağışlarda olası 5–10 mm azalmadan dolayı sulamada
kullanılabilecek su miktarında azalma olacaktır.Arazi Yüzeyi ( SİBUC) modeli
tarafından 2070’li yıllar için verilen gelecekteki kullanılabilecek sulama suyu miktarı
ve bitki su ihtiyacı verileri ile Beklenen değer-Varyans ( E-V) modeli dört farklı
varsayımla çalıştırılmıştır. Bunlar; a) Mevcut koşullardaki su kullanımı ( 585 mm )
b) Olası iklim değişimi ve sulama geliştirme yatırımlarının yetersizliği ( 580 mm ) c)
Olası iklim değişimi ve yeterli sulama geliştirme yatırımlarının olması ( 535 mm ) bu
son durumda ASO’daki 4. merhale alanının sulamaya açılması olasılığında
kullanılabilir su miktarı 431 mm olacaktır.
Her bir olasılık için benzeşim sonuçları Çizelge 4.19-4.24’de gösterilmiştir.
Çizelge’de ekilebilecek bitkilerin alanları yüzde 0 ve 2 arasında değişen risk
katsayıları ile ifade edilmiştir. Çiftçilerin risk almak istemedikleri olasılığında bu
katsayı sıfırdır. Katsayının yüksek olması çiftçilerin risk alma eğilimlerinin de
yüksek olmasını ifade eder. Mevcut durumu irdeleyen Çizelge 4.19 ‘da dekara
kullanılan su miktarı 585 mm’dir. Çiftçilerin risk almadıkları yani katsayının sıfır
olduğu durumda narenciye % 82,3, sebze % 17,7 gibi bir alan kaplayacak ve
ortalama üretim değeri 1,981 YTL/da olacaktır. Risk katsayısının 1 olması
durumunda, narenciye % 22, pamuk % 59,3, sebze % 7 ve meyve % 11,6 olacaktır.
Bu bitki deseni ile 2005 fiyatlarına göre dekara üretim değeri 718 YTL olur.
Gerçekleşen bitki desenine göre 2002 yılındaki üretim değeri ise 707 YTL/da dır
( Çizelge 4.15). Buradan ASO’daki çiftçilerin risk katsayılarının bire yakın olduğu
görülebilir. Bir başka açıklama ile, çiftçiler dekara üretim değerinin 2002 yılından
daha az olduğu durumları kabul etme eğiliminde olmayacaklardır. Risk katsayısının
% 2 olması halinde dekara elde edilebilecek üretim değeri en az düzeydedir. Varolan
durumda risk katsayısının % 1 ve % 2 olduğu durumlarda dahi sırasıyla 23,5 mm ve
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
53
75 mm su fazlalığı görülmektedir. Bu demektir ki modelde su kısıtlayıcı bir faktör
değildir.
Çizelge 4.19. ASO'da Varolan Bitki Deseni ( Kullanılabilir Su Miktarı 585 mm) RAP 0 0,001 0,005 0,01 0,02 Narenciye 82,27 82,27 57,45 22 4,12 Pamuk 17,91 59,33 70,31 Sebze 17,73 17,73 1,97 7,04 9,41 Bostan 11,72 5,43 Meyve 10,95 11,63 10,74 GSH(YTL/da) 1981 1770 1022 718 547 Fazla suyun gölge fiyatı 2926 2313 0,085 23,51 74,96 RAP: risk katsayı
Çizelge 4.20. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yetersiz Olduğu Senaryo( Kullanılabilir Su Miktarı 580 mm)
RAP 0 0,001 0,005 0,01 0,02 Narenciye 60,38 6,,71 56,94 21,84 4,12 Pamuk 49,68 70,31 Sebze 39,62 37,14 0,32 6,63 9,41 Bostan 2,15 35,11 11,32 5,43 Meyve 7,63 10,53 10,74 GSH(YTL/da) 1704 1538 1014 716 547 Fazla suyun gölge fiyatı 2644 2319 0,051 0,06 2348
Çizelge 4.21. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu Senaryo (
Kullanılabilir Su Miktarı 535 mm) RAP 0 0,001 0,005 0,01 0,02 Narenciye 50,98 52,34 55,71 21,86 4,13 Pamuk 38,57 65 Sebze 49,02 38,83 0,13 5,71 8,97 Bostan 8,84 42,6 24,32 11,64 Meyve 1,56 9,54 10,27 GSH(YTL/da) 1585 1433 1003 713 547 Fazla suyun gölge fiyatı 2644 2382 0,333 0,083 0,022
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
54
Çizelge 4.22. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu ve 4. Bölümün Sulamaya Açıldığı Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 431 mm)
RAP 0 0,001 0,005 0,01 0,02 Narenciye 29,25 32,97 38,17 21,9 4,17 Pamuk 12,89 39,32 Sebze 70,75 42,73 3,56 3,58 6,84 Bostan 24,3 58,27 54,38 41,7 Meyve 7,25 7,98 GSH(YTL/da) 1310 1177 934 701 539
İklim değişimi ve su geliştirme yatırımlarının yetersiz olduğu ve sulamada
kullanılabilecek su miktarının 580mm/da olduğu simülasyon sonuçları Çizelge
4.20‘de özetlenmiştir. Sulamada kullanılabilecek suyun azalması ve bitkilerin su
ihtiyacının artması suya hassas olan narenciye ( % 21,8) ve pamuk üretimini( %
49,7) azaltmıştır. Risk katsayısının 1 olması durumunda göreceli olarak yüksek
gelirli ve yüksek değerli bostanın üretimi ise % 11,3 olarak artış göstermiştir. Risk
katsayısının % 0 ve 5 arasında olduğu durumlarda yani riskin yüksek olduğu
durumlarda sebze ekim alanları artmıştır. Bu durumu şu andaki durum ile
karşılaştırdığımızda ( risk katsayısının % 1 düzeyinde), 2005 birim fiyatlarına göre
dekara üretim değeri 718 YTL den 716 YTL ‘ye düşmüştür. Başka bir açıklama ile
gelecek 2070 yıllarda olası iklim değişiminde çiftçiler dekardan daha düşük elde
edecekleri verimi önlemek için yüksek risk almak zorunda olacaklardır.
Çizelge 4.21, Sulama geliştirilmesine yeterli yatırımların yapıldığı ve
kullanılabilecek su miktarının 535 mm olabileceği durumun simülasyon sonuçlarını
göstermektedir. Havzanın orta ve üst kısımlarının sulamaya açılarak sulama alanının
genişleyeceği bu durumda sulamada kullanılabilecek su miktarı daha da az olacaktır
.Risk katsayısının % 1 olduğu durumda bostan ekim alanları % 24.3 ‘e çıkarken
pamuk % 38,6 ve sebze % 5,7’ye inecektir.4. Bölümünün inşaatının tamamlanarak
sulamaya açılması durumunda 2070’li yıllarda tüm ASO için kullanılabilecek su
miktarı 431 mm olacaktır (Çizelge 4.22).
Suyun kıt olduğu ve üretim değerinin farklı düzeylerde olduğu koşullarda
çiftçiler tercihlerinde bitki su ihtiyacından çok, birim alandan daha yüksek gelir
getiren bostan, narenciye, pamuk, meyve ve sebze gibi bitkilere yöneltmektedirler.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA
55
Ancak bu şekildeki bir tercihle elde edilebilecek üretim değeri 701 YTL/da, şu
andaki üretim değerinden 718 YTL/da daha düşük olacaktır.
4.4.5. Sonuç ve Öneriler
Bu bölümdeki çalışmanın hedefi, tam doğru bir tahmin yapmaktan ziyade
farklı kabullerle mevcut sistemin iklim değişikliği olasısında potansiyel sorunlarını
saptamaktır. Bundan dolayı çalışmada farklı kabuller yapılmıştır. Aşağı Seyhan
Ovasında olası iklim değişiminin tarımsal üretim sistemi üzerindeki bölgesel etkisini,
2070’li yıllarda kullanılabilecek su miktarı ve sulama suyu ihtiyaçlarını tahmini yolu
ile değerlendirme yapılmıştır Bunlar; a) mevcut sistemin koşullarının aynı kalacağı
b) Çevre bilincinin gelişerek su kaynaklarının daha dikkatli kullanılacağı c) Geliri en
yüksek olan bitki çeşitlerinin seçileceğidir. Bu senaryolar bitki deseni, sulama
yöntemi, kullanılabilir su kaynağı ve sulama randımanı gibi ölçülen parametrelerle
yorumlanmıştır.
Değerlendirmede risk analizlerinde kullanılan Beklenen Değer-Varyans
modeli kullanılmıştır. Model, tüm ova için, tarımsal üretimden elde edilebilecek
maksimum brüt üretim değerini risk katsayıları ile ifade etmektedir. Suyun kısıtlayıcı
bir faktör olduğu durumda dahi çiftçiler, su tüketimi daha az olan bitkileri tercih
etmek yerine birim alandan daha fazla gelir getiren bitki desenini tercih
etmektedirler. Bu durumda su azlığı verimi düşürecek ve gelir şu andaki seviyeden
daha düşük durumda olacaktır.
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA
56
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER 5.1. Yorumlar
1. Aşağı Seyhan Ovasında arazi kullanımı ve sulama işletmeciliği yönünden
varolan durum analizinden aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
A) Ovada sulama randımanı % 40 gibi düşük bir düzeydedir, başka bir
deyişle sulamada kullanılan suyun önemli bir bölümü aşağıda açıklanan nedenlerle
kayba uğramaktadır. Bu nedenler, aşağıda açıklanmakta ve bunlarla ilgili alınması
gereken önlemler öneriler bölümünde verilmektedir.
a) Bu nedenlerin öncelikli olanı ovadaki sulama sistemlerine bağlıdır. Sistem
devamlı akış yaklaşımına göre planlanmış ve ona göre çalıştırılmaktadır. Ancak
uygulamada çiftçiler genellikle gece sulaması yapmamakta ve kanala alınan su
geceleri drenaj kanallarına akmaktadır.
b) Diğer bir neden sulama işletmeciliğinin sulama birliklerine devredilmesine
bağlıdır. Devirden sonra planlamada hesaplanan su miktarı ile gerçekte kullanılan su
miktarı arasında büyük farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, çiftçilerden toplanan
sulayıcı bilgi formlarında belirtilen bitki çeşitleri ile gerçekte ekimi yapılan bitki
çeşitlerinin uyumsuzluğu ve sulama suyu hesaplamasında kullanılan kanal
kayıplarının gerçek kanal kayıplarından daha düşük olmasındandır. Ayrıca sulama
sürecinde kanal kapaklarının birlikler tarafından yeterince denetlenmemesi de su
kaybının başka bir nedenidir.
c) Sulama kanallarının zamanla yıpranması ve gerekli bakım-onarımın
yapılmamış olması kanallardaki kayıpları beklenenden daha yüksek düzeyde
olmasına neden olmuştur. Buna karşın, sulama kanallarından oluşan sızmalar bu
kanallara paralel inşa edilmiş drenaj kanalları tarafından kısa sürede araziden
uzaklaştırılmakta ve toprak yüzeyinde su göllenmesini önlenmekle birlikte uzun
süreçte oluşabilecek su kayıplarını engelleyici olamamaktadır.
B) Ovadaki taban suyu düzeyi, sulamanın başlamasından sonra değişken
olmayan, yaklaşık 150 cm çevresindeki kalıcı bir düzeye ulaşmıştır. Tabansuyu
dalgalanmasının geçmişte mevsimsel pikler oluşturmasına karşın son 20 yılda
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA
57
sulamada kullanılan su miktarının artması, sulama periyodunun uzaması ve drenaj
kanallarının iyileştirilmesi gibi nedenlerle oluşan keskin mevsimsel pikler
kaybolmuştur. Tabansuyu tuzluluğundaki son 20 yıldaki azalma da bu durumu
doğrulamaktadır. Sulama döneminde kanallardan oluşan sızmaların topraktaki makro
gözenekler yardımı ile hızlı bir şekilde aşağıya sızarak, tabansuyu düzeyini
yükselttiği belirlenmiştir. Sulama, büyük olasılıkla tabansuyu düzeyinin
yükselmesinden sorumludur. Bununla birlikte, arazi kullanımının tabansuyu hareketi
üzerinde açık bir etkisi olduğu da saptanmıştır.
C) Ovada toprak tuzluluğu, topoğrafik eğime bağlı olarak, uzun sulama
sürecinde, ovanın kuzeyinden güneyine doğru azalma göstermiştir. Buna karşın
günümüzde ovanın sulama sistemleri inşa edilmemiş bölümünde (4. bölüm),
tuzluluğun varlığı, deltanın doğasına uygun bir biçimde, kimi yerlerde, yüksek
düzeyde saptanmıştır.
2) Ovadaki Varsayımsal-Isınma verileri ve sosyal senaryolar ile yapılan
projeksiyon sonucunda da aşağıda vurgulanan durumlar saptanmıştır. Bunlar ;
a ) Yapılan projeksiyonlarda, 2070’li yıllarda Adana’ya düşecek yağış
miktarında % 42-46 oranında bir azalma olacağı bu azalmanın da kış aylarında
oluşacağı tahmin edilmiştir.
b) Yağışta, kış aylarında oluşacak azalma nedeniyle, çok yıllık bitkilerde ve
sebzelerde, erken ilkbaharda sulama suyu gereksinimi oluşacak ve sulama sezonu
daha erken başlayacaktır.
c) Arazi kullanımı, kullanılabilir su miktarına göre değişebilecektir. Var olan
durumdaki Gelir-Su talebi ilişkisinin projeksiyonundan ; su açığının daha az olduğu
durumda, pamuğun ana bitki olarak ovadaki uygun ekim alanlarına tekrar
dönebileceği, ciddi su açığı olduğu durumda ise karpuz ve mısır kombinasyonunun
ana bitkiler olabileceği, turunçgil ekim alanlarının ise, kullanılabilir su miktarının
350 mm’nin altında olmadığı sürece, değişmeyeceği varsayılmıştır.
d) Gelecekte yağış düzeyinde oluşacak azalma, taban suyu derinliğini de
düşürecektir. Ancak, ovadaki taban suyu hareketi üzerinde, uygulanan Su ve Arazi
Yönetiminin etkisi büyük olasılıkla iklim değişimi etkisinden daha yüksektir.
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA
58
5.2. Öneriler
a) Ovanın verimliliğinin sürdürülebilirliği için çiftçilerin ve sulama
birliklerinin kanalların bakımlarını daha iyi yaparak, kanal kapaklarını kontrol
altında tutarak ve kapasiteli (eğitimli) su dağıtım teknisyenleri çalıştırarak sulama
randımanını yükseltmeleri önerilir. Bu durum su dağıtımında eşitlik sağlayacak,
taban suyu düzeyinin yükselmesini önleyecek ve uzun süreçte toprağın korunmasını
sağlayacaktır.
b) Çiftçilerin gece sulaması yapmalarının buharlaşma kaybını azaltacağı ve su
sakınımı yapabilecekleri konusunda sulama birliklerince eğitilmeleri, gerekirse
kendilerini özendirmek amacıyla da damla ve yağmurlama sulamada olduğu gibi,
gece sulamasında da sulama birliklerinin sulama ücretine belirli bir indirim
uygulamaları gerekmektedir.
c) Sulama ücretleri sulama sayısına/sulama başına göre, başka bir deyişle her
bir sulama için uygulanması önerilebilir.
d) Sulama sistemlerinin rehabilitasyonu yapılırken gelecekteki potansiyel
arazi kullanımı değişikliğinin dikkate alınması ve planlamanın bu durumun göz
önüne alınarak yapılması gereklidir.
e) Yağışta oluşabilecek büyük orandaki azalma koşulları ve yeni alanların
sulamaya açılacağı düşünüldüğünde ASO’da kullanılabilecek su miktarı azalacaktır.
Bu nedenle gelecekteki arazi kullanımının olabilecek su miktarına göre planlanması
gereklidir
f ) Ovanın tarla içi dren sistemlerinin bulunduğu kısımlarda söz konusu
sistemlerin işlerliğinin sürdürülmesi tuzluluk sorununu ve toprak yüzeyinde su
göllenmesini önlemek bakımından çok önemlidir.
g) Sulamada fazla su kullanılması ve iyi projelendirilmiş işlevsel açık drenaj
kanalları yardımıyla topraktaki tuzun yıkanması sağlanmış ve bunların sonucu
olarak, son 20 yılda tuzlu alanların yayılımında azalma olmuştur. Ancak, 4.
bölümdeki çiftçiler tuzluluk sorunu süregelen alanlarda ekonomik nedenlere bağlı
olarak tuza dayanıklı pamuk tarımından diğer bitkilerin tarımına geçiş
5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA
59
yapmaktadırlar. Bu bölümde, çok iyi bir tarla içi drenaj ağı yapılmazsa halen var olan
yüksek taban suyu problemi değişen bitki desenine bağlı olarak sulamanın artması ile
çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Diğer bir alternatif olarak, kurutulmuş ve/veya kısmen
kurutulmuş olan alanın doğal kullanım ölçütleri oluşturularak ekonomik değeri
yüksek tuzcul bitkilerin (halofitler) ekimlerinin yeni arazi ve su kullanım
programlarıyla ilgili kuruluşlar tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Düzenlenmesi gereken su ve arazi/toprak kullanım programı, deltanın doğasına
uygun bir kullanım biçiminde hazırlanmış olacağı için, ilerideki olası/beklenen iklim
değişimi sorunlarının da bu programla aşılabilmesi düşünülebilir.
h) Benzer yaklaşımla lagünlerin güneyinde yeralan kumullarda yapılan
yoğun karpuz ve yerfıstığı tarımının ilgili kuruluşlarca engellenerek, doğal
ekosisteme uygun tuzcul ve yerel bitki çeşitlerinin yetiştirilmesinin
yaygınlaştırılması gereklidir.
ı) Ovadaki olası iklim değişimi sürecinde, yeni alanların sulamaya açılması ve
özellikle sebze, meyve ekim alanlarının artması, sulama sezonunun daha erken
başlamasına neden olacak ve bunun sonucunda su eksikliği/açığı oluşacaktır.
Oluşabilecek su açığını kapatmak amacıyla yer altı su kullanımı artacak, bunun
sonucunda da yer altı su düzeyinin düşmesine ve deniz suyunun yer altı suyuna
karışmasına neden olunacaktır. Bu nedenlerle, başka bir deyişle, deniz suyu karışımı
riski nedeniyle, ovanın özellikle kıyı kesimlerinde yer altı suyunun kullanılmasının
durdurulmasının veya sürdürülebilir kullanım programlanmasının yapılması
gerekmektedir.
60
KAYNAKLAR ÇETİN, M., KIRDA, C., 2003. Spatial and temporal changes of soil salinity in a
cotton field irrigated with low- quality water. Journal of Hydrology 272 (
2003 ) 238–249.
ÇETİN, M.; ÖZCAN, H.; 1999. Tr.J. of Agriculture and Forestry 23. Ek Sayı, 207-
217.
ÇETİN, M., ÖZCAN,H., TÜLÜCÜ,K., 1999. Aşağı Seyhan Ovası ( ASO) IV.
Merhale Proje Alanı Toprak ve Taban Suyuna İlişkin Bazı Fiziksel ve
Kimyasal Özelliklerin Olasılık Dağılımı Fonksiyonlarının Belirlenmesi. GAP
1.Tarım Kongresi 26–28 Mayıs 1999, Şanlıurfa.
ÇETİN,M.,DİKER, K., 2003. Assessing Drainage Problem Areas By GIS : A Case
Study In The Eastern Mediterranean Region of Turkey. Irrigation and
Drainage. 52: 343–353 ( 2003 ).
ÇULLU, M.A., A. ALMACA, A.R. ÖZTÜRKMEN, N. AGCA, F. INCE, M.R.
DERİCİ 1998. The Salinity Changes of Harran Plain Soils. M. Sefik
YESILSOY International Symposium on Arid Region Soil (21-24 September
1998, Menemen-Izmir-Turkey), 375-380. (in Turkish).
ÇULLU, M.A., İ.ÇELİK, A.ALMACA.2000. Degradation of the Harran Plain Soils
Due To Irrigation. Proceedings of Internetional Symposium on
Desertification. Konya-Turkey.s. 193-197.
DİKER , K ., ÇETİN , M., ÖZCAN , H , 1999. Sulama Tesislerinin Sulama
Birliklerine Devir İşleminin Taban Suyu Düzeyi ve Kalitesi Üzerine
Etkilerinin Coğrafik Bilgi Sisteminden Yararlanılarak Araştırılması. VII.
Kültürteknik Kongresi Bildiriler 11–14 Kasım 1999.
DİNÇ , U., M. SARİ, S. ŞENOL, M. SAYIN, M.R. DERİCİ, V. S. ÇAVUŞGİL, M.
GÖK, H. EKİNCİ, N. AĞCA, E. SCHLİCTİNG , 1990. Çukurova Bölgesi
Toprakları. Ç.Ü.Z.F yardımcı ders kitabı, No. 26. Adana.
DİNÇ, U., ŞENOL ,S., KAPUR, S. AND SARI, M., 1991. Formation, Distribution
and Chemical Properties of Saline and Alkaline Soils of the Cukurova
Region, Southern Turkey. Catena, 18 (2): 173-178.
61
DME (1970-2003).Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yağış Verileri. Devlet
Meteoroloji Müdürlüğü Adana.
DONMA, S., NAGANO, T., and WATANABE, T., 2004 . Irrigation system and
improvement in the Lower Seyhan Plain, The interim report of ICCAP,
ICCAP pub. 3.
DSİ, 1984. ASO IV. Merhale Projesi Yapılırlık Raporu. Adana.
DSİ (1980-2003). Tabansuyu Kontrol Raporu. DSİ VI. Bölge Müdürlüğü ASO
Sulamaları İşletme ve Bakım Şube Müdürlüğü. Adana.
DSİ (2002). DSİ’ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu.
DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı. Ankara-2002.
DSİ ( 1997-2005 ). DSİ’ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan ve Devredilen Sulama
Tesisleri Mahsul Sayım Sonuçları Kitapları. İşletme ve Bakım Dairesi
Başkanlığı. Ankara.
DSİ (2003). Devredilen Sulama Tesisleri 2003 Yılı İzleme ve Değerlendirme
Raporu. DSİ VI. Bölge Müdürlüğü ASO Sulamaları İşletme ve Bakım Şube
Müdürlüğü Adana.
DWİVEDİ, R.S., 1992. Monitoring and the study of effects of image scale on
delineation of salt affected soils in the Indo-Gangetic plains. Int. J. Remote
Sens. 13, 1527–1536.
DWİVEDİ, R.S., SREENİVAS, K., 1998. Delineation of salt-affected soils and
waterlogged areas in the Indo-Gangetic plains using IRS-1C LISS-III data.
Int. J. Remote Sens. 19, 2739–2751.
EL-ASHRY M. T. 1991. Policies for Water Resource Management in Semi-Arid
Regions. - International Journal of Water Resources Development 7 (4) 230 -
236
FALKENMARK, M.,ROCKSTROM, J,1993. Curbing rural exodus fron tropical
drylands. AMBIO-0122 no 71993.
FAO., 1985. Guidelines: Lands Evaluation for Irrigated Agriculture. FAO Soils
Bulletin for Irrigated Agriculture.
FAO., 1988. World Agriculture Toward 2000: A FAO Study N. Alexandratos (ed.)
Bellhaven Press London 338 s.
62
FAO., 2002. The State of Food Insecurity In The World 2002 FAO Rome. Retrieved
15 October from www.fao.org
GHASSEMİ F. A. J. JAKEMAN AND H. A. NİX.1995. Salinisation of land and
water resources. Centre for Resource and Environmental Studies. The
Australian National University. Canberra ACT 0200. Australia.
IGLESİAS, 2001. RICAMARE workshop on the assessment, assimilation, and
validation of data for “Global Change” related research in the Mediterranean
area.Casablanca, 21-24 February 2001.
IFPRI., 2004 . Water and Food to 2025. Policy Responses to Threat of Scarcity.
IPCC (2001). Climate Change 2001: The Scientific Basis. IPCC Third Assessment
Report. Cambridge: Cambridge University Press.
JAMES, D.W., R.J. HANKS AND J.J. JURİNAK., 1982. Modern Irrigated Soils.
John Wiley and Soons. Printed in the USA.. 235 p.
KANBER, R., ÇULLU, M.A., KENDİRLİ, B., ANTEPLİ, S., YILMAZ, N., 2004.
Sulama, Drenaj ve Tuzluluk. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik
Kongresi Bildiri Kitabı, s. 213-252.
KAYASSEH, M., SCHENK, C., 1989. Reclamation of Saline Soils Using Calcium
Sulphate from the Titanium in Industry-Ambio 18 (2) 124 - 127.
KHAN, N.M., SATO, Y., 2001. Monitoring hydro-salinity status and its impact in
irrigated semi-arid areas using IRS-1B LISS-II data. Asian J. Geoinform. 1
(3), 63–73.
KILINÇER, N., ÇAKMAK, İ., ERİŞ, A., KANBER, R., KINACI, E., YURDAKUL,
O., 2002. TÜBİTAK’ın Tarım Sektörüne Yönelik Yaklaşım Ve Politikalarını
Belirlemesine İlişkin Yapılan Değerlendirme Çalışması. TÜBİTAK-
TOGTAG, Çittage Raporu. Basılmamış. Ankara, s .146
KİMURA, F., AKİO, K., AKİMASA, S., JUN, A., AKİYO, Y., (2006). An
Assessment for Downscaling Methods for Global Warming in Turkey. The
Advance Report of ICCAP. May, 2006. Research Institute for Humanity and
Nature, Kyoto, Japan.
KRASOVSKAİA, I., 1995. Quantification of the stability of river flow regimes.
Hydrological Sciences Journal, 40, 587–598.
63
KUME, T ., AKÇA, E., NAGANO, T ., DONMA , S ., SERDEM, M ., KAPUR, S.,
AND WATANABE, T. 2006. An analysis of spatial variability of soil salinity
in an irrigated area- southern Turkey , Water and Land Managment for
Sustainable İrrigated Agriculture, ( CD-ROM).
LAL, R., 1991. Current research on crop water balance and implications for the
future. In: Soil Water Balance in the Soudano Sahelian Zone. Eds.
LETTENMAİER, D. P., WOOD, A. W., PALMER, R. N., WOOD, E. F., AND
STAKHİV, E. Z. (1999). “Water resources implications of global warming; a
U.S. regional perspective.” Climatic Change,43, 537-579.
MCNEİL, J. D. 1980. Electromagnetic terrain conductivity measurement at low
induction numbers , Mississauga, Ontario, Canada, Geonics Ldt. Techinal
Note TN-6.
MEHANNİ, A.H.,1998. The Influence of depth on salinity of water table on the salt
levels in the duplex red Brown earths of Goulburn Valley of Victoria
Australian J. Of Experim. Ag., 28 (5), 593-597.
ÖZCAN, H. ; ÇETİN, M., 1996. Land Degradation Induced By High Groundwater
Level and Soil Salinity In The IV. Stage Project Area Of Yüreğir Plain : A
Case Study.( S. Kapur, E. Akça, A. R. Mermut, A. D. Öcal, H. C. Eswaran )
ST International Conferance on Land Degradation, Proceedings, p.93-99, 10-
14 June Adana, Turkey.
ÖZCAN, H., ÇETİN, H., DİKER, K, ( 2003). Monitoring and Assesment of Land
Use by GIS. Environmental Monitoring and Assesment 87: 33-45, 2003.
Kluwer Acadamic Publishers. Printed in Netherlands.
ÖZCAN, H., E. AKÇA, S. KAPUR, O. DİNÇ, 2000. Soil Salinity Monitoring of a
Selected Area in the Yüregir Plain, Adana-Turkey. Proceedings of
International Symposium on Desertification (13-17 June 2000, Konya-
Turkey), 391-396.
ÖZCAN, H.;ÇETİN, M., 1998. The Relationship Between Groundwater and Soil
Salinity in the Eastern Mediterranean Coastal Region, Turkey. M. Şefik
Yeşilsoy International Symposium on Arid Region Soils ( YISARS),
64
International Agrohydrology Research and Training Center, 21–24
September, p. 370–374. Menemen-İzmir, Turkey.
ÖZGENÇ, N. AND ERDOĞAN, F.C., 1988. DSİ Sulamalarinda Bitki Su
Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları. DSİ İşletme ve Bakım Daire
Başkanlığı. Ankara.
ÖZGÜL, Ş., 1974. Tuzluluk ve Sodiklik. Uluslar arası Sulama ve Drenaj Komisyonu
Türk Milli Komitesi. Teknik Rehber. Ankara.
RAHMAN, W.A., D.L. ROWELL 1979. The Influence of Magnesium in Saline and
Sodic Soils: A Specific Effect or A Problem of Cation Exchange Journal of
Soil Science. 30: 535-546.
RAO, B.R.M., DWİVEDİ, R.S., VENKATARATNAM, L., RAVİSHANKAR,
THAMMAPPA, S.S., BHARGAWA, G.P., SİNGH, A.N.,1991. Mapping the
magnitude of sodicity in part of the Indo-Gangetic plains of Uttar Pradesh,
northern India using Landsat-TM data. Int. J. Remote Sens. 12 (3), 419–425.
RİSBY, J.S. AND D. ENTEKHABİ, 1996. Observed Sacremento Basin streamflow
response to precipitation and temperature changes and its relevance to climate
impact studies. Journal of Hydrology, 184, 209–223.
ROCKSTRÖM, J., 2003. Rewsilence Bilding and Water Diment Management for
Drouth Mitigation. Physics and Chemistry of the Erath.v. 28: 869-877.
RHOADES J. D., 1987. The Problem of Salt in Agriculture. - Yearbook Konferansı
Bildirileri Ankara Cilt. 1 s.123-138.
SEZGİNER,Y.,GÜNER,R.,1994.Su Kaynakları Geliştirme Projelerinin
Gerçekleştirilmesinde Uyumsuzluk Sorunları. T.C. Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü 40’ıncı Kuruluş Yılı (1954-1994) Su ve
Toprak Kaynaklarının Geliştirilmesi
SUPANNEE, R., 1990. Characteristics os Salt Effected Soils. Problem and Remedial
Measure For The Utilization of Salt Effected Land in Nam Pong Irrigation
Project Stage 2. Kasetsart Univ., Bangko ( Thailand).
SHARMA, R.C., BHARGAWA, G.P., 1988. Landsat imagery for mapping saline
soils and wetlands in north-west India.Int. J. Remote Sens. 9, 69–84.
65
SMEDEMA, L.K; RYCRAFT, D.W., 1983. Land Drainage. Batsford Academic and
Educational Ltd. London. Pp.376.
SOIL SURVEY STAFF 1993. Soil Survey Manuel. U.S. Dept. Agriculture
Handbook No. 18., 503 p.
SOYKAN, İ., 1995. Dünyada İklimsel Değişimler. Köy Hizmetleri Su Yönetimi
Araştırmaları Grup Toplantısı, Konferans, Menemen.
SRİVASTAVA, A., TRİPATHİ, N.K., GOKHALE, K.V.G.K., 1997. Mapping
groundwater salinity using IRS-1B LISS II data and GIS techniques. Int. J.
Remote Sens. 18, 2853–2862.
SUPANNEE, R., 1990. Characteristics os Salt Effected Soils. Problem and Remedial
Measure For The Utilization of Salt Effected Land in Nam Pong Irrigation
Project Stage 2. Kasetsart Univ., Bangko ( Thailand).
ŞAYLAN , L., AND ÇALDAĞ, B., 2002. Evaluation of the effects of CO2
variations on wheat growth by using a crop-weather model in Kırklareli,
Turkey. International Solid Waste Association (ISWA). Appropraite
Enviromental and Solid Waste Management and Technologies for
Developing Countries Congress and Exhibition, 8-12 July 2002, İstanbul.
ŞAYLAN, L., 1998. Tarım ve Orman Meteorolojisi Alanında Durumumuz ve
Yapılması Gerekenler, Tarım ve Orman Meteorolojisi’ 98 Sempozyumu 21-
23 Ekim 1998, İTÜ, 9-16.
ŞAYLAN,L. AND ÇALDAĞ, B., 2000. Potential Impacts of Climate Change on
Agriculture, 2nd International Symposium on New Technologies for
Enviromental Monitoring and Agro- Applications, AGROENVIRON-2000,
18-20 October 2000, Tekirdağ. Turkey, 8-11.
ŞAYLAN.L.,(1995). İklim Değişiminin Dünya Tarımına Etkileri, Hasat dergisi, 106,
18-20.
ŞEN.Z.,2005. www.dünyasugünü.org/2005
TANAKA, K., SHUİCHİ, I., (1994). Simple Biosphere Model Including Urban
Canopy (SiBUC) for Regional or Basin-Scale Land Surface Processes, Proc.
Of International Symposium on GEWEX Asian Monsoon Experiment, pp.
59-62.
66
TANAKA, K., FUJİHARA, Y. , WATANABE, T., KOJİRİ, T and IKEBUCHİ S.
(2006) Projection of the Impact of Climate Change on the Surface Energy and
Water Balance in the Seyhan River Basin Turkey, Annual Journal of
Hydraulic Engineering, Vol.50, pp.31-36.
TOPÇU, S. 1998. Tarim Mühendisliginde Çevre Sorunlari. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi
Genel Yayin No: 207, Ders Kitaplari Yayin No: A-65. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi
Ofset Atölyesi. Adana. 269 S.
UMETSU, C., DONMA, S., NAGANO, T., COŞKUN, Z.(2005) “The Efficient
Management of Water User Associations: The Case of Lower Seyhan
Irrigation Project in Turkey.” In An Economic and Institutional Analysis of
the Impacts of Climate Change on Agriculture and Farm Economy in Eastern
Mediterranean and Central Anatolia Regions in Turkey. pp.79-90. Research
Institute for Humanity and Nature (RIHN), Kyoto Japan.
USDA-NRCS, 2004. Soil Survey Laboratory Methods Manual. Soil Survey
Investıgations Report no. 42w. Version 4.0. Lincoln, Nebraska.
YAVUZ, M.Y., 1984. Aşağı Seyhan Ovası Sol Sahilinde Bulunan Beton Kaplamalı
Kanallarda Sızan Su Miktarlarının Belirlenmesi. Ç.Ü.Fen Bilimleri Enst.
Kültürteknik Ana Bilim Dalı Yük. Lis. Tezi, Adana, 45 s.
YÜZGEÇ, A.,1985. Çukurova Bölgesinde Tuzlu ve Alkali Toprakların Oluşumu,
Dağılımı, Özellikleri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. ( Master Tezi). Adana.
WHİTE, A.F. AND A.E. BLUM, 1995. Effects of climate on chemical weathering in
watersheds. Geochimica et Cosmochimica Acta, 59, 1729–1747.Wiley and
Soons. Printed in the USA.. 235 p. U.S. Dept. Agr. Handbook. 60 p.
67
EKLER EK 1
Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri
EK 2
Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm Noktalarının
Denizden Yüksekliği
Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak Serileri
Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
68
EK 1
Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri ( Dinç ve ark., 1990).
TOPRAK SERİLERİ FAO/ISRIC/IUSS, 1998 USDA, 2003
1. Canakçı Calcaric Fluvisol Typic Xerofluvent – (Entisol) 2. Arıklı Chromic Vertisol Entic Chromoxerert – (Vertisol) 3. Arpacı Calcaric Fluvisol Aquic Xerofluvent – (Entisol) 4. Misis Vertic Cambisol Vertic Xerochrept – (Inceptisol) 5.Yenice Calcaric Fluvisol Vertic Xerofluvent – (Entisol) 6. Incirlik Chromic Vertisol Entic Chromoxerert – (Vertisol) 7. Helvacı Gleyic Solonchak Vertic Halaqeupt – (Inceptisol) 8. Oymakli Calcaric Fluvisol Typic Xerofluvent – (Entisol) 9. Baharli Eutric Regosol Typic Xeropsamment – (Entisol) 10. Ismailiye Eutric Regosol Typic Xerorthent – (Entisol) 11. Pekmez Chromic Vertisol Typic Chromoxerert – (Vertisol) 12. Arkaca Chromic Vertisol Palexerollic Chromoxerert – (Vertisol) 13. Innaplı Vertic Cambisol Vertic Xerochrept – (Inceptisol) 14. Mürsel Calcic Cambisol Fluventic Xerochrept – (Inceptisol) 15. Seyhan Rendzina Lithic Haploxeroll – (Mollisol) 16. Karataş Rendzina Lithic Haploxeroll – (Mollisol) 17. Gölyaka Rendzina Lithic Haploxeroll – (Mollisol) 18. Adana Calcic Luvisol Calcic Rhodoxeralf – (Alfisol) 19. Karabucak Eutric Histosol Hydric Medihemist – (Histosol) 20. Gemisüre Chromic Vertisol Typic Chromoxerert – (Vertisol)
69
EK 2
Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm Noktalarının
Denizden Yüksekliği
No x y ECv (mS/m)
ECh (mS/m) Arazi Kullanımı
Denizden Yükseklik(m)
(SRTM)
(ICCAP dem)
1 723764 4057923 58 33 Buğday-Anız yanmış 2 4.52 2 724766 4057343 103 65 Boş Arazi 3 0 3 725711 4057137 110 66 Sürülmüş 4 0 4 726597 4057080 128 102 Pamuk 4 0 5 722255 4058087 191 135 Pamuk 5 16.1 6 721257 4058844 171 126 Sürülmüş 4 27.5 7 720290 4059846 226 166 Pamuk 3 39.9 8 719814 4060967 89 65 Mısır 6 49.1 9 719731 4061924 64 49 Sürülmüş 6 48.3
10 720062 4063593 82 63 Buğday-anız yanmış 5 46.2 11 719247 4063065 55 28 Buğday-anız yanmış 6 43.8 12 718732 4063687 193 121 Buğday-anız yanmış 4 39.8 13 717971 4065390 91 62 Buğday-anız yanmış 3 33 14 717673 4065889 63 40 Buğday-anız yanmış 5 30.7 15 717057 4066820 61 37 Pamuk 5 26.6 16 716065 4067596 120 76 Buğday-anız yanmış 4 25.2 17 709756 4068764 41 27 Buğday 6 16.5 18 708919 4068488 71 58 Karpuz 7 15.7 19 708046 4062978 93 64 Buğday 3 6.1 20 707224 4062911 275 184 Pamuk 2 5.7 21 706332 4062852 115 64 Boş - buğday 5 4.8 22 705373 4062788 254 172 Pamuk 4 4.4 23 704113 4062484 546 480 Pamuk 4 3.2 24 703632 4062574 423 307 Pamuk 1 2.9 25 702932 4062570 277 192 Buğday 3 2.7 26 701463 4062719 455 327 Boş arazi 2 2.2 27 700862 4062940 441 329 Pamuk 1 2.4 28 700480 4064108 89 49 Buğday 3 3.8 29 700515 4065108 111 69 Domates 3 5.6 30 700164 4065757 24 15 Buğday 4 6.7 31 699256 4065390 104 86 Domates 4 5.5 32 698174 4065664 87 53 Boş-karpuz-domates 5 5.9 33 696034 4066139 79 51 Buğday-karpuz 2 5.2 34 696680 4065963 53 33 Buğday-anız yanmış 3 4.8 35 695623 4066168 88 64 Mısır-domates 2 5.2 36 694364 4065680 97 68 Buğday- anız-mısır 2 4.9 37 693016 4065263 136 123 Domates 2 4 38 691936 4063794 225 170 Boş-otlak-karpuz 2 1.7 39 691710 4062911 173 98 Buğday 2 0.5
70
40 691777 4061513 712 648 Sulak alan- buğday 1 0 41 692571 4060968 1544 1542 Sulak alan 0 0 42 692070 4061121 96 62 Mısır 1 0 43 690715 4065008 428 388 Kavun 1 3.3 44 689670 4065013 175 107 Domates 1 3.2 45 687378 4064265 69 72 Narenciye 3 1.8 46 686411 4062949 68 68 Buğday 0 0 47 686626 4064096 50 23 Yerfıstığı 4 1.3 48 686471 4064617 224 177 Buğday 2 2 49 685762 4066305 179 119 Domates 3 4.5 50 687377 4067922 72 56 Patlıcan 5 7.3
Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak Serileri
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Toprak serileri (çizelge 1) Arazi kullanımı
1 83 14 5 Anız yanmış- boş 2 59 7 5 Karpuz 3 109 42 5 Pamuk 4 80 27 5 Mısır 5 NA NA 4 NA 6 227 118 4 Pamuk 7 244 148 4 Pamuk 8 105 46 5 Mısır 9 74 22 5 Mısır
10 112 51 4 Mısır 11 57 7 5 Sürülmüş 12 249 109 4 Mısır 13 378 245 8 Pamuk 14 150 77 4 Mısır 15 160 105 8 Mısır 16 105 58 8 Boş - doğal 17 83 29 5 Mısır 18 79 24 1 Mısır 19 60 8 6 Boş 20 297 174 4 Pamuk 21 137 54 6 Boş arazi 22 467 355 4 Pamuk 23 595 455 4 Boş arazi 24 552 382 4 Pamuk 25 338 213 4 Pamuk 26 486 278 4 Boş - doğal 27 536 368 4 Pamuk 28 79 16 8 Sürülmüş 29 106 28 6 Domates 30 45 0 4 Sürülmüş 31 65 8 4 Sürülmüş 32 72 44 4 Karpuz 33 76 14 4 Sürülmüş 34 118 95 4 Mısır 35 68 11 5 Sürülmüş
71
36 84 50 6 Mısır 37 129 45 5 Mısır 38 520 346 30 Boş - doğal 39 239 126 4 Anız yanmış-çıplak 40 1457 1346 5 Boş - doğal 41 1564 1661 8 Boş - doğal 42 95 40 1 Mısır 43 398 256 4 Mısır 44 184 73 1 Domates 45 94 49 5 Narenciye 46 61 0 9 Boş 47 64 4 30 Yerfıstığı 48 203 96 5 Domates 49 194 79 4 Domates 50 65 10 1 Patlıcan
Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi Kullanımı 1 78 39 Boş 2 73 54 Pamuk 3 86 47 Pamuk 4 183 118 Pamuk 5 N/A N/A 6 269 219 Mısır 7 144 87 Pamuk 8 105 63 Mısır 9 95 65 Pamuk/mısır 10 86 53 Mısır 11 103 84 Mısır 12 54 20 Mısır 13 254 162 Pamuk 14 178 131 Mısır 15 139 97 Mısır 16 51 25 Pamuk 17 93 50 Soya 18 102 61 Mısır 19 121 77 Pamuk 20 269 173 Pamuk 21 164 104 Boş 22 431 299 Pamuk 23 682 608 Pamuk 24 414 293 Boş 25 252 217 Mısır 26 479 290 Doğal bitki örtüsü 27 443 309 Pamuk 28 137 91 Boş 29 66 28 Boş 30 38 14 Boş 31 26 4 Boş 32 71 39 Boş 33 88 44 Boş
72
34 54 20 Boş 35 59 27 Boş 36 132 96 Boş 37 66 27 Boş 38 320 362 Boş 39 342 267 Boş 40 1479 1495 Doğal bitki örtüsü 41 1565 1579 Doğal bitki örtüsü 42 77 49 Mısır 43 280 187 Boş 44 184 94 Boş 45 61 53 Narenciye 46 32 13 Boş 47 32 12 Boş 48 137 77 Boş 49 135 75 Boş 50 49 28 Patlıcan
Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 87 43.2 Sürülmüş 2 111.4 60.8 Pamuk 3 71.4 31.8 Pamuk 4 89 49 Pamuk 5 NA NA 6 170.2 112.6 mısır/pamuk 7 NA NA 8 NA NA 9 88.4 58.8 mısır/pamuk
10 58.6 35.4 Mısır 11 82 43.6 Mısır 12 57.2 16.2 Sürülmüş 13 185.6 96.8 Pamuk 14 190.8 135.8 Mısır 15 139.8 96 Mısır 16 103 53 Boş arazi 17 59.8 32.8 Soya 18 53.6 22.2 Sürülmüş 19 73 34 Pamuk 20 369.8 273.8 Pamuk 21 170 98.8 Boş arazi 22 325.8 198.6 Pamuk 23 540 369.2 Pamuk 24 346.2 235.4 Mısır 25 171.2 84.2 Pamuk 26 414.8 240.4 Doğal bitki örtüsü 27 341.6 203.8 Pamuk 28 88.4 48.6 Çıplak arazi
73
29 67.6 25.6 Çıplak arazi 30 46 17.8 Çıplak arazi 31 27.6 2.2 Çıplak arazi 32 50.4 21 Çıplak arazi 33 85.2 35.6 Çıplak arazi 34 55.8 18 Çıplak arazi 35 97.2 61.4 Sürülmüş 36 80.2 29.8 Çıplak arazi 37 63.8 26.4 Çıplak arazi 38 408.6 331.4 Çıplak arazi 39 253 175.8 Çıplak arazi 40 1353.6 1136 Doğal bitki örtüsü 41 935.6 960.2 Doğal bitki örtüsü 42 81.8 42.8 Çıplak arazi 43 232 118.4 Sürülmüş 44 183.8 94.2 Sürülmüş 45 NA NA Narenciye 46 31.2 2.4 Çıplak arazi 47 24.2 6 Çıplak arazi 48 99.4 47.8 Sürülmüş 49 100 42.4 Sürülmüş 50 72.2 36.8 Sürülmüş
Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı
1 113 67 Sürülmüş 2 80 41 Pamuk 3 49 19 Hasat edilmiş pamuk 4 60 32 Pamuk 5 160 102 Hasat edilmiş mısır 6 214 155 Mısır/pamuk hasat 7 168 112 Pamuk sürülmüş 8 74 43 2. ürün mısır 9 54 32 Mısır/pamuk 10 75 49 Hasat edilmiş mısır 11 62 31 Sürülmüş 12 138 90 Sürülmüş 13 120 82 Yakılmış mısır anızı 14 88 52 Hasat edilmiş mısır 15 168 111 Mısır 16 76 59 2. ürün mısır 17 51 35 Sürülmüş 18 64 40 Sürülmüş 19 85 45 Pamuk sürülmüş 20 287 210 Mısır 21 135 83 Sürülmüş buğday
74
22 157 89 Pamuk sürülmüş 23 307 189 Pamuk sürülmüş 24 440 289 Mısır 25 206 127 Pamuk sürülmüş 26 379 229 Doğal bitki örtüsü 27 290 171 Pamuk sürülmüş 28 126 91 Çıplak arazi 29 58 21 Domates sürülmüş 30 27 21 Sürülmüş 31 19 14 Çıplak arazi 32 47 35 Çıplak arazi 33 94 67 Sürülmüş 34 44 32 Sürülmüş 35 53 39 Sürülmüş 36 86 71 Sürülmüş 37 69 38 Sürülmüş 38 276 244 Doğal bitki örtüsü 39 268 224 Sürülmüş 40 1352 1304 Doğal bitki örtüsü 41 1565 1533 Doğal bitki örtüsü 42 84 60 Mısır sürülmüş 43 242 153 Sürülmüş 44 149 91 Sürülmüş 45 97 67 Narenciye 46 27 19 Sürülmüş 47 26 21 Çıplak arazi 48 155 124 Çıplak arazi 49 84 48 Sürülmüş 50 51 49 Patlıcan
Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı
1 130 100 Sürülmüş 2 94 64 Buğday 3 75 40 Buğday 4 119 84 Sürülmüş 5 182 144 Sürülmüş 6 208 146 Hasat edilmiş mısır 7 193 140 Ekim yapılmış 8 81 54 Hasat edilmiş mısır 9 52 42 Hasat edilmiş mısır 10 70 58 Hasat edilmiş mısır 11 59 37 Ekim yapılmış 12 161 117 Hasat edilmiş mısır 13 133 111 Hasat edilmiş mısır 14 107 82 Hasat edilmiş mısır
75
15 65 48 Hasat edilmiş mısır 16 148 112 Buğday 17 51 39 Çıplak arazi 18 79 68 Buğday 19 78 65 Buğday 20 302 239 Ekim yapılmış 21 278 217 Buğday 22 239 184 Buğday 23 448 318 Sürülmüş 24 444 350 Sürülmüş 25 174 147 Sürülmüş 26 495 370 Doğal bitki örtüsü 27 425 335 Pamuk hasat edilmiş 28 129 114 Soğan 29 94 87 Sürülmüş 30 47 52 Sürülmüş 31 78 69 Buğday 32 90 87 Sürülmüş 33 99 49 Sürülmüş 34 80 55 Sürülmüş 35 97 53 Buğday 36 67 75 Sürülmüş 37 204 144 Sulak alan 38 265 286 Buğday 39 146 118 Doğal bitki örtüsü 40 1299 1216 Sulak alan 41 1452 1442 Sulak alan 42 76 45 Buğday 43 281 176 Sürülmüş 44 125 61 Sürülmüş 45 101 101 Narenciye 46 21 70 Yerfıstığı 47 0 0 Mısır hasat edilmiş 48 184 131 Sürülmüş 49 138 98 Sürülmüş 50 32 44 Sürülmüş
Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 119 50 Buğday 2 120 40 Buğday 3 135 47 Sürülmüş 4 144 56 Sürülmüş 5 224 143 Buğday 6 NA NA Buğday 7 194 98 Pamuk sürülmüş 8 114 40 Pamuk sürülmüş
76
9 155 72 Buğday 10 80 17 Buğday 11 98 35 Buğday 12 25 9 Mısır sürülmüş 13 145 68 Mısır sürülmüş 14 115 44 Mısır sürülmüş 15 81 18 Mısır sürülmüş 16 183 109 Buğday 17 67 6 Soya sürülmüş 18 93 37 Buğday 19 120 39 Buğday 20 265 162 Buğday 21 275 159 Sürülmüş 22 283 156 Buğday 23 388 254 Sürülmüş 24 437 287 Sürülmüş 25 227 117 Sürülmüş 26 385 236 Doğal bitki örtüsü 27 496 380 Buğday 28 114 51 Soğan 29 139 49 Sürülmüş 30 72 18 Sürülmüş 31 110 41 Soğan 32 92 36 Sürülmüş 33 109 44 Buğday 34 86 17 Sürülmüş 35 81 19 Sürülmüş 36 104 34 Buğday 37 188 87 Sürülmüş 38 327 247 Doğal bitki örtüsü 39 134 54 Buğday 40 1141 980 Doğal bitki örtüsü 41 1369 1317 Doğal bitki örtüsü 42 95 30 Buğday 43 305 172 Sürülmüş 44 136 50 Sürülmüş 45 96 32 Narenciye 46 69 9 Sürülmüş 47 26 0 Sürülmüş 48 157 70 Sürülmüş 49 194 81 Sürülmüş 50 71 12 Buğday
77
Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 135 88 Buğday 2 113 62 Buğday 3 82 57 Soğan 4 137 83 Sürülmüş 5 141 89 Sürülmüş 6 169 125 Sürülmüş 7 174 137 Sürülmüş 8 205 145 Sürülmüş 9 122 85 Buğday 10 45 32 Buğday 11 60 54 Buğday 12 71 47 Sürülmüş 13 133 106 Sürülmüş 14 104 79 Sürülmüş 15 71 47 Sürülmüş 16 108 85 Buğday 17 50 34 Alçak tunnel sebze 18 47 36 Buğday 19 50 27 Buğday 20 181 115 Buğday 21 184 125 Sürülmüş 22 183 131 Sürülmüş 23 445 332 Sürülmüş 24 463 362 Sürülmüş 25 273 192 Sürülmüş 26 496 390 Doğal bitki örtüsü 27 440 327 Buğday 28 80 52 Soğan 29 89 61 Domates 30 58 37 Sürülmüş 31 96 67 Soğan 32 87 84 Karpuz 33 142 108 Karpuz 34 77 52 Karpuz 35 83 75 Karpuz 36 57 35 Buğday 37 224 188 Sürülmüş 38 245 175 Doğal bitki örtüsü 39 117 92 Buğday 40 1345 1465 Doğal bitki örtüsü 41 1612 1715 Doğal bitki örtüsü 42 65 42 Buğday 43 231 147 Sürülmüş
78
44 204 130 Sürülmüş 45 66 48 Turunçgil 46 48 30 Sürülmüş 47 33 25 Karpuz 48 134 88 Karpuz 49 145 84 Karpuz 50 38 27 Domates
Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 78 39 Çıplak arazi 2 138 92 Pamuk 3 115 55 Pamuk 4 138 122 Pamuk 5 NA NA 6 138 119 Pamuk 7 240 154 Pamuk 8 95 82 Soya 9 68 44 Mısır
10 58 34 Pamuk 11 104 57 Pamuk 12 185 121 Mısır 13 172 1138 Mısır 14 81 42 Sürülmüş 15 64 34 Sürülmüş 16 110 66 Buğday/anız 17 57 45 Pamuk 18 96 77 Mısır 19 89 56 Pamuk 20 299 222 Pamuk 21 376 287 Sürülmüş 22 286 172 Sürülmüş 23 560 489 Pamuk 24 486 420 Pamuk 25 312 257 Mısır 26 463 309 Doğal bitki örtüsü 27 488 333 Pamuk 28 94 51 Karpuz 29 120 70 Sürülmüş 30 75 69 Sürülmüş 31 123 120 Pamuk 32 144 108 Sürülmüş 33 80 42 Sürülmüş 34 64 34 Karpuz 35 78 70 1. ürün mısır 36 85 51 Sürülmüş 37 219 140 Domates 38 285 198 Sürülmüş 39 84 41 Derin sürülmüş 40 1354 1137 Doğal bitki örtüsü 41 1520 1251 Doğal bitki örtüsü
79
42 75 35 Derin sürülmüş 43 319 185 Sürülmüş 44 240 154 Pamuk 45 NA NA Narenciye 46 59 37 Çıplak arazi 47 NA NA Karpuz 48 232 140 Pamuk 49 196 144 Pamuk 50 61 45 Sürülmüş
Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 Buğday 2 145 153 Pamuk 3 75 45 Pamuk 4 62 29 Pamuk 5 NA NA 6 220 158 Pamuk 7 148 101 Pamuk 8 146 133 Sürülmüş 9 65 43 Sürülmüş
10 47 55 Mısır 11 78 66 Sürülmüş 12 60 36 Sürülmüş 13 96 66 Sürülmüş 14 56 33 Sürülmüş 15 38 16 Pamuk 16 230 135 Sürülmüş 17 62 52 Alçak tünel sebze 18 69 50 Mısır 19 56 31 Pamuk 20 278 210 Pamuk 21 215 132 Sürülmüş 22 235 155 Sürülmüş 23 512 406 Pamuk 24 534 432 Sürülmüş 25 235 139 Pamuk 26 524 380 Doğal bitki örtüsü 27 490 357 Pamuk 28 58 38 Pamuk 29 40 15 Sürülmüş 30 40 26 Sürülmüş 31 73 42 Pamuk 32 62 34 Sürülmüş 33 52 25 Sürülmüş 34 60 30 Sürülmüş 35 60 32 Sürülmüş 36 74 45 Sürülmüş 37 130 93 Sürülmüş 38 310 238 Doğal bitki örtüsü 39 60 31 Sürülmüş
80
40 234 144 Sürülmüş 41 1412 1387 Doğal bitki örtüsü 42 1539 1488 Doğal bitki örtüsü 43 92 43 Sürülmüş 44 121 64 Pamuk 45 NA NA 46 36 20 Sürülmüş 47 NA NA Sürülmüş 48 106 155 Sürülmüş 49 86 52 Sürülmüş 50 48 45 Sürülmüş
Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı
No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) Arazi kullanımı 1 110 98 Buğday 2 124 85 Buğday 3 75 45 Buğday 4 105 77 Buğday 5 NA NA Sürülmüş 6 210 147 Buğday 7 177 152 Buğday 8 112 125 Sürülmüş 9 58 43 Sürülmüş 10 77 62 Mısır 11 69 44 Buğday 12 141 100 Buğday 13 121 88 Buğday 14 56 33 Buğday 15 55 37 Sürülmüş 16 125 87 Sürülmüş 17 44 28 Alçak tunnel sebze 18 65 47 Mısır 19 56 31 Pamuk 20 278 210 Pamuk 21 215 132 Sürülmüş 22 235 155 Sürülmüş 23 512 406 Pamuk 24 534 432 Sürülmüş 25 235 139 Pamuk 26 524 380 Doğal bitki örtüsü 27 490 357 Pamuk 28 58 38 Pamuk 29 40 15 Sürülmüş 30 40 26 Sürülmüş 31 73 42 Pamuk 32 62 34 Sürülmüş 33 52 25 Sürülmüş 34 60 30 Sürülmüş 35 60 32 Sürülmüş 36 74 45 Sürülmüş 37 130 93 Sürülmüş
81
38 310 238 Doğal bitki örtüsü 39 60 31 Sürülmüş 40 234 144 Sürülmüş 41 1412 1387 Natural 42 1539 1488 Natural 43 92 43 Doğal bitki örtüsü 44 121 64 Pamuk 45 NA NA 46 36 20 Sürülmüş 47 NA NA 48 106 155 Sürülmüş 49 86 52 Sürülmüş 50 48 45 Sürülmüş