e mdr türkiye-bülteni · issn 2147-4885 (online) sayı 25 - ocak 2019 sayfa 1 yepyeni bir yıldan...

17
ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019 Sayfa 1 Yepyeni bir yıldan herkese merhabalar, Bu sayıda yine güzel haberler ile dolu bir E-bülten ile karşınızdayız. Bu sayımızda EMDR Europe Eski Başkanı ve EMDR Eğitmeni Dr. Udi Oren’in röportajına yer verdik. Klin. Psk. Altuna Türkoğlu’nun kaleminden Udi’nin görüşlerini okuyabilirsiniz. 2018’in sonuna yaklaşırken travma alanında ülkemiz için çok değerli bir kongre gerçekleşti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans... Devamını 2. sayfada... Dr. Zeynep Zat EM D R TürkiyE-Bülteni Bu Sayıda Editörden Röportaj “Türkiye Travmatik Stres Kongresi” Doç. Dr. Önder Kavakcı Doç Dr. Önder Kavakcı “Türkiye Travmatik Stres Kongresi” hakkında izlenimlerini anlattı. Devamı 6. sayfada... “EMDR Terapisi’ni esnek bir terapi olarak gördüğünüz an...” Dr. Udi Oren EMDR Türkiye bu ay çok değerli isimi, Dr. Udi Oren’i ağırladı. Devamı 3. sayfada... Paylaşım Editörden Paylaşım Röportaj İzlenimler Paylaşım Bilimsel Çalışmalar Çeviri Köşesi Psikoloji ve Psikyatri Dünyasından Haberler 2 3 5 7 9 11 13 16 EMDR-TR Derneği Yayın Organı Yayın Kurulu Başkanı: Önder Kavakcı Yayın Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Altuna Türkoğlu, Emre Konuk, Önder Kavakcı, Zeynep Zat, Editör: Zeynep Zat Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof. Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm. Emre Konuk, Doç. Dr. Feryal Çam Çelikel, Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Dr. Jim Knipe, Dr. Marilyn Luber, Prof. Dr. Nahit Özmenler, Dr. Olcay Güner, Doç. Dr. Ömer Böke, Doç. Dr. Önder Kavakcı, Dr.Richard Mitchell, Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, Prof. Dr. Vedat Şar Gülbahar mah. Yenidere sk. No:21/A Şişli İstanbul Tel: 0212 219 85 56 [email protected] EMDR Alt Komiteleri Uluslar Arası İlişkiler, Akreditasyon, Eğitim: Asena Yurtsever, iletişim: [email protected] Araştırma: Önder Kavakcı, iletişim: [email protected] EMDR HAP ve Krize Müdahale Başkanı: Şenel Karaman, iletişim: [email protected], İstanbul Başkanı: Yusuf Ahmet Kulca, iletişim: [email protected] Klinik Uygulama ve Protokol Geliştirme Başkanı: Şirin Atçeken, iletişim: [email protected] Çocuk ve Ergen Başkanı: Ümran Korkmazlar [email protected], Başkan Yardımcısı: Billur Kurt, iletişim: [email protected] Çeviri, Üye İşleri ve Web Sitesi: Sümer Öztanrıöver, iletişim: sümeroztanrı[email protected] Etik Başkanı: Olcay Güner, iletişim: ogü[email protected]

Upload: phungnhi

Post on 10-Jan-2019

212 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa 1

Yepyeni bir yıldan herkese merhabalar,

Bu sayıda yine güzel haberler ile dolu bir E-bülten ile karşınızdayız. Bu sayımızda EMDR Europe Eski Başkanı ve EMDR Eğitmeni Dr. Udi Oren’in röportajına yer verdik. Klin. Psk. Altuna Türkoğlu’nun kaleminden Udi’nin görüşlerini okuyabilirsiniz.

2018’in sonuna yaklaşırken travma alanında ülkemiz için çok değerli bir kongre gerçekleşti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans...

Devamını 2. sayfada...

Dr. Zeynep Zat

E M D R TürkiyE-Bülteni

Bu Sayıda

Editörden

Röportaj

“TürkiyeTravmatik StresKongresi”Doç. Dr. Önder KavakcıDoç Dr. Önder Kavakcı “Türkiye Travmatik Stres Kongresi” hakkında izlenimlerini anlattı.Devamı 6. sayfada...

“EMDR Terapisi’niesnek bir terapi olarakgördüğünüz an...” Dr. Udi OrenEMDR Türkiye bu ay çok değerli isimi, Dr. Udi Oren’i ağırladı.Devamı 3. sayfada...

Paylaşım

EditördenPaylaşımRöportajİzlenimlerPaylaşımBilimsel ÇalışmalarÇeviri KöşesiPsikoloji ve Psikyatri Dünyasından Haberler

23579

111316

EMDR-TR Derneği Yayın Organı Yayın Kurulu Başkanı: Önder KavakcıYayın Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Altuna Türkoğlu, Emre Konuk, Önder Kavakcı, Zeynep Zat, Editör: Zeynep ZatAkademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla): Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof. Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm. Emre Konuk, Doç. Dr. Feryal Çam Çelikel, Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Dr. Jim Knipe, Dr. Marilyn Luber, Prof. Dr. Nahit Özmenler, Dr. Olcay Güner, Doç. Dr. Ömer Böke, Doç. Dr. Önder Kavakcı, Dr.Richard Mitchell, Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, Prof. Dr. Vedat Şar

Gülbahar mah. Yenidere sk. No:21/A Şişli İstanbul Tel: 0212 219 85 56 [email protected]

EMDR Alt Komiteleri Uluslar Arası İlişkiler, Akreditasyon, Eğitim: Asena Yurtsever, iletişim: [email protected] Araştırma: Önder Kavakcı, iletişim: [email protected] EMDR HAP ve Krize Müdahale Başkanı: Şenel Karaman, iletişim: [email protected], İstanbul Başkanı: Yusuf Ahmet Kulca, iletişim: [email protected] Klinik Uygulama ve Protokol Geliştirme Başkanı: Şirin Atçeken, iletişim: [email protected] Çocuk ve Ergen Başkanı: Ümran Korkmazlar [email protected], Başkan Yardımcısı: Billur Kurt, iletişim: [email protected] Çeviri, Üye İşleri ve Web Sitesi: Sümer Öztanrıöver, iletişim: sümeroztanrı[email protected] Etik Başkanı: Olcay Güner, iletişim: ogü[email protected]

Sayfa 2

E M D R TürkiyE-Bülteni

Editörden

Yepyeni bir yıldan herkese merhabalar,

Bu sayıda yine güzel haberler ile dolu bir E-bülten ile karşınızdayız. Bu sayımızda EMDR Europe Eski Başkanı ve EMDR Eğitmeni Dr. Udi Oren’in röpor-tajına yer verdik. Klin. Psk. Altuna Türkoğlu’nun kaleminden Udi’nin görüşlerini okuyabilirsiniz.

2018’in sonuna yaklaşırken travma alanında ülkemiz için çok değerli bir kongre gerçekleşti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı ve Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) tarafından 7-9 Aralık’ta Bilgi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye Travmatik Stres Kongresi’ne EMDR Türkiye Derneği olarak biz de destek verdik. Kongre ile ilgili yoğun çalışmalarda bulunan çok değerli Doç. Dr. Önder Kavakcı ile kongreye dair bir röportaj gerçekleştirdik. Ayrıca, kongreye katılan değerli uzmanlar Prof. Dr. Işık Karakaya, Psk. Süeda Çavuşoğlu, Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar ve Sosyolog Dilşen Özden kongre değerlendirmelerini sizler için derledik.

Bir güzel haber de bizlerden geldi. Klin. Psk. ve EMDR Eğitmeni Asena Yurtsever ile birlikte Bristol’de EMDR R-TEP ve G-TEP Eğitimi’ni İngiltere’de çalışmakta olan ruh sağlığı uzmanlarına verdik. Ulf Jarish’in organizasyonu ile gerçekleşen bu eğitimin onur konuğu ise EMDR Danışmanı Elan Shapiro oldu. Eğitim ile ilgili paylaşımlarımızı ilerleyen sayfalarda bulabilirsiniz.

Bildiğiniz gibi, ülkemizde EMDR ve travma alanında yapılan bilimsel çalışmaları desteklemek için E-bülten olarak sayılarımızda yer vermeye karar verdik. Bu sayımızda Olumsuz Çocukluk Yaşantıları Ölçeği’nin Türkçe Geçerlik ve Güvenirlik çalışmasını araştırmaya katkıda bulunan tüm isimler adına Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar, Dr. İbrahim Gündoğmuş kaleme aldılar.

Obsesif Kompulsif Bozukluk için EMDR’ın nasıl kullanılacağına dair bir eğitim ve kaynak talebi en sık gelen sorulardan biridir. Bu sayımızda Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluk tedavisinde EMDR ile nasıl çalışabileceğimize dair bilgiler sunan Robin Shapiro’nun EMDR Solutions kitabı Attachment, Affect Tolerance and Avoidance Targets in Obsses-sive - Compulsive Personality Disorder bölümünü Klin. Psk. Altuna Türkoğlu sizler için çevirdi.

E-bültenimizin bu sayısına katkıda bulunan tüm değerli uzmanlarımıza bir bir teşekkür ederiz. Siz EMDR ile çalışan değerli uzmanlarımıza yeni yılda sağlık, mutluluk, başarı, huzur ve tüm sevdiklerinizle gönlünüzce bir yıl diliyoruz.

En Derin Saygılarımla,

Dr. Zeynep ZatDBE Projeler Koordinatörü

Dr. Zeynep Zat

Dr. Zeynep Zat

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

E M D R TürkiyE-Bülteni

Sayfa 3

Paylaşım

Dr. Udi Oren

EMDR Türkiye bu ay çok değerli isim Udi Oren’i ağırladı. Udi’nin gelme sebebi ise EMDR Danışmanlık (Consultant) Eğitimi’ni vermekti. 4 gün İstanbul’da olan Udi, ilk iki gün 1. Düzey ve son iki gün de 2. Düzey olmak üzere iki farklı gruba EMDR Danışmanlık Eğitimi verdi. Uzun zamandır beklediğimiz Udi’yi gördüğümüze hem çok sevindik hem de sohbet ettik. Udi’nin konuşmasında verdiği mesajlar şöyle:

EMDR Danışmanlık eğitimi için tekrar burada olmak-tan dolayı çok mutluyum. Böyle eğitimleri Türkiye’de EMDR’nin gelişimi açısından çok önemli görüyorum. Eğitimin ikinci kısmı ile başlamak istiyorum, çünkü iki gündür gerçekten çok iyi terapistler ile çalışıyorum. Eğitimde, danışmalık ve süpervizyona dair çalışmalar yaptık. Eğitim süresince fark ettim ki, deneyim ve bilgi açısından gruptaki terapistler çok iyiler. Bence ileride hepsi Akredite EMDR Danışmanı olacak ve EMDR Türkiye’ye büyük destekte bulunacak. Birinci grup ile yaptığımız çalışma da oldukça keyifliydi. Bu grubun EMDR danışmanı olma konusunda daha çok yolu var fakat yine sahip oldukları bilgi ve deneyim ileride iyi bir EMDR Terapisti veya Danışmanı olacaklarına işaret ediyor.

Eğitimde önemle amaçladığım şey, danışmanların süpervizelerinin EMDR’yi esnek bir psikoterapi formunda görmelerini sağlamaktı. EMDR Standart Protokolü’nün EMDR’nin yapıtaşı olduğuna inansak da, sadece standart protokole bağlı kalmanın terapiyi kısıtladığını düşünüyorum. Danışman adaylarına göstermeye çalıştığım şey, hem standart protokole bağlı kalmak hem de danışan odaklı yaklaşıma izin vermek oldu. Bu yaklaşımda bir yandan danışanın ihtiyaçlarını ve patolojisini bir yandan da kaynaklarını görüyor-sunuz. Buna dayanarak, neyi, ne zaman tedavi edeceğinize ve diğer teknik detaylara (set süresi vb.) dair klinik karar veriyorsunuz.

EMD ve EMDr gibi farklı stratejileri ne zaman kullanacaklarını ve özellikle şu anda EMDR topluluğundaki en zor meseleleri ele almayı hedefleyen farklı EMDR stratejileri hakkında konuştuk. Travmayı işlemeye başlamadan önce herhangi bir danışan için özellikle de zor danışanlar için doğru olan ’hazırlık evresi’ süresi oldukça tartışmalı bir konu. Bu konu hakkında araştırmalar yapan pek çok uzman var. Bence, EMDR Terapisi’ni esnek bir terapi olarak gördüğünüz an, bunu yapmanın tek bir yolu değil birçok yolu olduğunu anlarsınız. Güvenli yer veya bazı rahatlatıcı egzer-sizleri öğretmek dışında bazen neredeyse başka hiçbir hazırlık yapmaksızın bazen de kısa süreli hazırlıkla erkenden travma işlemeye başlaya- bilirsiniz.

Benim önerim, bir yandan hazırlık evresinin önemi-ni bilmek, öte yandan da bu evrede uzun süre harcamamanız. Uzun süre beklediğiniz zaman aslında onlara zarar veren danışanların kaçınma korkusunu paylaşmış oluyorsunuz. Eğitimde bir başka altını vurguladığım şey, EMDR’da süpervizelerin çok az gelecek zaman ile çalışmasıydı. Bu bence çok büyük bir hata. Katılımcılara süpervizelerini gelecek zaman ile çalışmak için zorlamaları gerektiğini belirttim.

“Bence, EMDR Terapisi’ni esnek bir terapi olarak gördüğünüz an, bunu

yapmanın tek bir yolu değil birçok yolu olduğunu

anlarsınız.”

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

E M D R TürkiyE-Bülteni

Sayfa 4

Biz biliyoruz ki, anılar ve anıların oluşturduğu patternler var. Teori bize anıları çalışırsak patternlerin yok olacağını söylüyor. Bu bazen doğru fakat çoğu zaman değil. Travmatik anıyı çalıştığımızda var olan patternleri zayıflatır ama tamamen kaybolmalarına neden olmaz.

Sahip olunan pattern çok üzün süredir kişi ile birlikte olduğu için artık onların da kendi hayatları olduğunu söyleyebiliriz. Geçmiş ve şimdiki zaman ile çalışıyoruz, sonrasında ise danışan bir zorlukla karşılaştığında bununla başa çıkabileceğini varsayıyoruz. Bu her zaman böyle olmuyor; çünkü gelecek ilgili çıka- rımlarımız, davranışlarımız sistemimizi döndüren şeylerden bir tanesi. Ben çok uzun süre aynı patterni yapıyorsam benim gelecek ilgili çıkarımım bu patterne bağlı oluyor.

Danışan farklı davranmaya başlasa bile yeni bir pattern oluşturmamız gerekiyor. Bu da Gelecek Şablonu ile mümkün. Biz danışan ile yeni bir davranış kalıbı üzer-inde çalışmadıkça, 20 yıldır aynı şekilde avranan biri neden farklı davranmaya başlasın ki? Geçmiş ve şimdiki zaman çok önemli, ama gelecek zamanı da çalışmak biz terapisteler için çok önemli. Genel hatlarıyla danışmanlık eğitimi böyleydi, umarım herkes fayda görmüştür.

Başka eğitimlerde görüşmek üzere…Dr. Udi Oren

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

1.Düzey

2.Düzey

E M D R TürkiyE-Bülteni

Sayfa 5

Röportaj

Altuna Türkoğlu: Önder Hocam öncelikle zaman ayırdığınız için EMDR Türkiye Derneği adına çok teşekkür ederim. Geçtiğimiz haftalarda çok önemli olan “Türkiye Travmatik Stres Kongresi” gerçekleştirildi. Bu önemli kongre sizce nasıl geçti, başlıca izlenimleriniz neler oldu?

Önder Kavakcı: Türkiye Travmatik Stres Kongresi, daha önce yapılan Travmatik Stres Kongreleri’nden edinilen deneyimi - birikimi paylaşma, genç kuşak-lara bu birikimi aktarma ve onların da bu alandaki çalışmaları sürdürmeleri için yüreklendirme çabasından doğdu. Bu sefer 2018 yaz aylarında kurduğumuz Travma ve Afet Ruh Sağlığı Derneği (TARDE) öncülüğünde gerçekleşti. Çok farklı disiplinlerden 400 civarında katılımcı bir araya geldi birikimlerini ve deneyimlerini paylaştı.

Kongre teması bu yıl toplum ruh sağlığı boyutuyla “Savaş, Göç ve Mültecilik” olarak belirlenmişti. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük insan ölümlerinin, büyük göçlerin, travmaların yaşandığı bir dönemi yaşamamız bu temayı öne çıkardı. Kongre boyunca savaşların ve zorunlu göçün nasıl ve ne kadar büyük bir toplum ruh sağlığı sorunu yarattığı belgeleriyle, yaşayanların ve bu gruplarla çalışanların dilinden paylaşıldı.

A.T: Gerçekleşen sunumlardan ve çalıştaylardan en çok hangileri dikkatinizi çekti?

Ö.K: Paneller, kurslar, çalıştaylar ile travmanın her yönü ve başa çıkma yöntemleri konuşuldu. Kapanış panelinde Doç. Dr. Levent Küey bir yandan mültecilik ve savaşın büyük ve dehşet boyutlarını anlatırken, bir yandan da nasıl umutlu olabileceğimizin arayışını anlattı.

Bu kongrede sanırım en etkilendiğim sunumlar; Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu ve Doç. Dr. Levent Küey’in sunumları oldu. Ayrıca, Prof. Dr. Feryal Çam Çelikel’in “Travma, Beyin ve Beden” sunumu olağanüstü grafik ve resimlerle çok öğreticiydi, Prof. Dr. Ömer Böke’nin “Dayanıklılık” üzerine yaptığı sunum da çok kalbe dokunan, umut aşılayan bir sunumdu. Uzman Psikolog Asena Yurtsever’in mültecilerle yaptıkları EMDR çalışması sunumu ve video gösterisi de çok etkileyiciydi.

Türkiye Travmatik Stres Kongresi, dinamik, bilişsel davranışçı terapiler, somatik deneyimleme, EMDR gibi çeşitli terapi ekollerinin, ruh sağlığını geliştirme alanının, çocukluk çağı ve ergenlik dönemi travma-larının etkisinin, ayrımcılığın, savaşın, göçün, sanatın, sinema ve edebiyatın tartışıldığı geniş yelpazede bir kongre oldu. Oyuncu, yazar, sinema yönetmeni ve bir tıp doktoru olan Ercan Kesal’ın varlığı ve söyleşisi de ayrı bir renkti.

A.T: Kongrede sizin bir sunumunuz var mıydı? Varsa ne sundunuz?

Ö.K: Ben, Türkiye Travmatik Stres Kongresi’nde, bir “Polivagal Teori ve Travma Tedavisinde Kullanımı” başlıklı bir kurs gerçekleştirdim. Bir panelde de “Travma Duyarlı Okul Kavramı ve Yapıları” başlıklı sunum yaptım. Polivagal Teori, biliyorsunuz, travmayı ve dissosiyasyonu anlamamız ve işlememiz konusunda önemli bir sıçrama sağladı, buna dair bilgi ve deneyimlerimi aktardım. ‘Travma duyarlı okul’ kavramı ise henüz ülkemizde az bilinen bir kavram.

Doç. Dr. Önder Kavakcı “Türkiye Travmatik Stres

Kongresi”hakkında izlenimlerini

anlattı.

Uzm. Psk. Altuna Türkoğlu

Doç. Dr. Önder Kavakcı

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

E M D R TürkiyE-Bülteni

Sayfa 6

Gelişimin erken dönemlerinde travma yaşamış çocukları fark edebilmek ve bu çocukların okul dışına itilmesini önlemek için yapılacakları fark ettirmeyi amaçlayan bir sunum yapmaya çalıştım. Biliyorsunuz ki, gelişim döneminde travmatik yaşantılar, çocuklarda değişen düzeylerde, öğrenme, kendini yatıştırma, ilişki kurabilme, duygularını tanıyabilme, bellek ve dikkat gibi bir çok alanda sorunlara yol açabiliyor. Bunlar sorunlu, kıpır kıpır, kavgacı, tembel, yaramaz şeklinde eti- ketlenen ve herkesin kurtulmaya çalıştığı çocuklar olarak karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar okul dışına itildiğinde, başka sorun davranışları olan çocuklarla bir araya geliyor, kolayca suç içeren davranışlara yönelebiliyorlar. Bu çocukların fark edilmesini ve kazanılmasını çok önemsiyorum, bu konuya dikkat çekmek istedim.

.

hem ülkemiz hem de bölgemiz için çok önemliydi. TARDE başkanımız Prof. Dr. Tamer Aker’in de belirttiği gibi, travma ve yol açtığı sorunlar hem ülkemizde hem de bölgemizde gittikçe artıyor.

Bizler, hem ülkemiz için hem de çevre ülkeler için sürekli bu yaraların fark edilmesine, önlenmesine, onarılmasına yardımcı olmak durumundayız. Ne kadar farkında ve donanımlı olursak o kadar çok insana yardım eli uzatabiliriz. Yine Sayın Aker’in altını çizdiği gibi 1999’da büyük bir deprem yaşadık ve yenisinin de eli kulağında, bu da hazırlıklı olmamız konusunda bizi harekete geçiriyor. Böyle bir depremde, farklı disiplinlerden arkadaşlarımızla iş bölümü yaparak birlikte çalışma zorunluluğumuz var. Bu tür multi-disipliner kongreler bu hazırlıklar için de çok önemli. Biliyorsunuz ki, 2019 Marmara depreminin 20. yılı, Prof. Dr. Tamer Aker 2019 içinde iki ayda bir çeşitli etkinlikler, sempozyumlar, toplantılarla yeni bir deprem olasılığının farkındalığını arttırmayı ve yapılması gerekenleri hatırlatmayı önerdi. Bu öneriyi ben de çok önem- siyor ve destekliyorum.

A.T: Bu gibi kongrelerin gerçekleşmesi sizce psikoloji camiası açısından önemi nedir? Ö.K: Türkiye Travmatik Stres Kongresi, farklı alanlardan deneyimleri bir araya getirdiği, yeni kuşaklara bilgi ve itici güç sağladığı için

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa 7

E M D R TürkiyE-Bülteni

Türkiye Travmatik Stres Kongresi’nden İzlenimler

Kongreye katılan değerli uzmanlar Doç. Işık Karakaya, Psk. Süeda Çavuşoğlu , Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar, Sosyolog Dilşen Özden’in

kongre hakkındaki değerlendirmelerini sizler için derledik.

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Doç. Işık Karakaya

Bu yıl, İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı ile Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) işbirliğinde ilki düzenlenen Türkiye Travmatik Stres Kongresi “Toplum Ruh Sağlığı Boyutuyla Savaş, Göç ve Mültecilik” ana temasıyla İstanbul’da gerçekleşti.

Kongrede dört yüze yakın katılımcının izlediği, 5 konferans, 14 panel ve 7 çalışma grubu yapıldı ve katılımcılar alanlarında uzman 75 konuşmacıyı dinleme şansı buldular. Aynı zamanda 30 poster bildiri katılımcıların dikkatine sunuldu. Kongrenin birinci günü açılış konuşmalarının ardından, Cem Kap-tanoğlu’nun “Küreselleşen Travma ve Biz” başlıklı etkileyici konferansı ile başladı. Ardından psikoterapi panelinde TSSB tedavisinde kullanılan farklı modeller tartışıldı. Paralel oturumda ise mülteci ruh sağlığına yönelik müdahale

Sayfa 7

E M D R TürkiyE-BülteniISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Bu sene ilki gerçekleştirilen Türkiye Travmatik Stres Kongresi’nde 3 gün boyunca “Toplum Ruh Sağlığı Boyutuyla Savaş, Göç ve Mültecilik” ana temasıyla travma konuşuldu. Alanda çalışan çok değerli uzmanlardan çeşitli konuları dinlemek keyifli, öğretici ve mülteci ruh sağlığı üzerine farkındalık yaratmak adına oldukça önemliydi. Kongrenin gerçekleştiği 3 gün boyunca ana tema çerçevesinde pek çok konunun farklı pencerelerden ele alınmasının, konuşulup tartışılmasının yanı sıra poster sunumlarına da yer verilmesiyle yapılan birçok çalışmayı öğrenme fırsatı bulduk.

Aynı zamanda, öz bakımın çok önemli olduğu bir mesleğe sahip olan bizler için kongrenin ikinci günü sonunda bir öz bakım etkinliği gerçekleştirme fikri çok yerinde ve belki başka kongrelere de örnek olacak bir fikir. Düzenleme ekibine ve kongrede emeği geçen herkese bu harika kongre ve gösterdikleri sıcaklık için teşekkür ederim.

Bir sonraki Travmatik Stres Kongresi’nde tekrar buluşabilmek dileğiyle…

Psk. Süeda Çavuşoğlu

yaklaşımları ele alındı. İlk gün Ayşen Coşkun’un “Olağan dışı koşullarda çocuk olmak” ve Ercan Kesal’ın “Yeryüzü sahiplenme ihtiyacı olarak sinema” başlıklı yine çok çarpıcı iki konferansıyla tamamlandı.

Kongrenin ikinci günü Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılayı, UNFPA temsilcilerinin alanda yaptıkları hizmetler ve çalışmaları sundukları panellerle başladı. Paralel salonda ise çocukluk çağı travmaları”, “Travmayı narrative terapi ile çalışmak”, “Savaş ve göçte çocuk olmak”, “yaşamın erken döneminde travma ve toksik stres” pan-elleri ile çocukluktan erişkinliğe travma ve etkileri tartışıldı.

Son gün ise Dünya Sağlık Örgütü’nün Ruh Sağlığı çalışmaları paneli , “Toplumsal travma ve dayanışma ağı etkinlikleri” , “Psikesinema Dergisi: Ruhsal travma ve sinema” ve “Sanatın gözüyle travma” panelleri ile devam etti. Aynı gün Mehmet Zihni Sungur’un “TTSB’yi tanımaktan anlamaya” ve Levent Küey’in “ Savaş, göç, ayrımcılık: Umut var mı?” Tamer Aker’in “ Türkiye’de mülteci ruh sağlığı” başlıklı konferanslarıyla tamamlandı.Çalışma gruplarında farklı disiplinler travma ve travmanın etkileriyle çalışma konusunda katılımcıların bilgi ve yetkinliğini artırmaya yönelik değerli katkılarda bulundu.

Ülkemizin dört bir yanında çalışan ve ruh sağlığı hizmeti sunan katılımcıların aktif şekilde katılımıyla daha da zenginleşen kongremiz iki yıl sonra yeniden buluşmak dileğiyle tamamlandı.

Barış dolu günlerde yeniden bir araya gelmek umuduyla...

E M D R TürkiyE-Bülteni

Sayfa 8

EMDR Derneği’nin de desteği ile Travma ve Afet Araştırmaları Derneği ve Bilgi Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen Türkiye Travmatik Stres Kongresi açılış konuşmasında vurgulanan 400 kayıtlı katılımcı ile ruhsal travma alanın-da ruh sağlığı hizmeti veren pek çok farklı hizmet sunan uzmanı birleştiren bir karnaval havasında geçti. 99 Depreminden sonra dünyadaki yapılanmalara da örnek olacak şekilde farklı uzmanlık alanlarını buluşturan ‘Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ruhunu yeniden deneyimleme imkanı bulduk.

Afetlerde sıklıkla yaşanan bir sorun olarak, farklı sektörlerin birbirinden habersiz ve koordinesiz dağınık bir örgütlülükle gönüllülük girişimleri aslında farklı disiplinlerin ve uzmanlık alanlarının birlikte ve koordine olarak çalışması ile çok daha verimli olabilmektedir. Bunu 99 Depremi’nden sonra APHB ve Psikosoyal Dayanışma Ağı platformlarında deneyimlemiştik. Bir süredir bu verimli çalışma imkanı azalmışken ve disiplinler arası ilişkiler ve ortaklaşmalar eskisi kadar başarılı bir şekilde süremiyorken, bu kongre ile farklı disiplin-lerden; hemşireler, psikolojik danışmanlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, afet uzmanları ve benzeri ruh sağlığı profesyonellerinin yeniden yan yana gelebilecekleri, yeniden birlikte çalışma platformları ve çalışma ortamları inşa edebilecekleri ve koordine halinde bir takım çalışması ile verimli bilgi ve hizmet üretebileceklerine şahitlik etmiş olduk.

Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Unicef, Maya Vakfı, EMDR Derneği ve pek çok kurum ve kuruluşun ülkemizde ruh sağlığı alanında ne büyük işler yaptığına, kongremizdeki panellerde şahit olduk. Ülkemizdeki büyük bilgi birikimi ve tecrübelerin ne denli kıymetli olduğunu hep beraber dinledik. Türki-ye Travmatik Stres Kongresi bu açıdan, bir travma coğrafyası olan ülkemize üzüldüğümüz bununla birlikte bu travmayla baş etmek için ne denli güçlü kaynaklarımız olduğunu görerek umutlandığımız ve disiplinler arası çalışma fırsatlarımızı yeniden hatırlayarak heyecanlandığımız bir kongre olması nedeni ile tarihte önemli bir yer alacaktır.

Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar

Sosyolog Dilşen Özden

Mültecilik, savaş, göç ve toplumsal travmaların çok değerli hocalarımızın katkıları ile konuşulduğu Türkiye Travmatik Stres Kongremiz’de; psikopatolo-jinin salt bireysel değil toplumsal bir perspektiften de bakarak yorumlanması gerektiğinin farklı disiplinlerden gelen uzmanlar tarafından vurgulanması, ‘ben’ de aslında sadece gramerde tekil bir kelime olduğu ama aslında genetik, kültürel ve toplumsal kodları içinde barındıran çoğul bir kelime olduğuna dair kongrenin ‘biz’ler üzerinde farkındalık oluşturduğunu düşünüyorum.

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Bu yıl, İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı ile Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) işbirliğinde ilki düzenlenen Türkiye Travmatik Stres Kongresi “Toplum Ruh Sağlığı Boyutuyla Savaş, Göç ve Mültecilik” ana temasıyla İstanbul’da gerçekleşti.

Kongrede dört yüze yakın katılımcının izlediği, 5 konferans, 14 panel ve 7 çalışma grubu yapıldı ve katılımcılar alanlarında uzman 75 konuşmacıyı dinleme şansı buldular. Aynı zamanda 30 poster bildiri katılımcıların dikkatine sunuldu. Kongrenin birinci günü açılış konuşmalarının ardından, Cem Kap-tanoğlu’nun “Küreselleşen Travma ve Biz” başlıklı etkileyici konferansı ile başladı. Ardından psikoterapi panelinde TSSB tedavisinde kullanılan farklı modeller tartışıldı. Paralel oturumda ise mülteci ruh sağlığına yönelik müdahale

Sayfa 9

E M D R TürkiyE-Bülteni

Paylaşım

EMDR R-TEP ve G-TEP Protokolleri bildiğiniz gibi Elan Shapiro tarafından yazıldı. EMDR R-TEP teleskobik bakış açısının pratiğe tam olarak yansıyacak bir protokol içinde kullanılması bakımından çok değerli. EMDR G-TEP ise EMDR’nin bir grup formatı içinde aynı anda 10 veya daha fazla kişiyle kullanılmasını mümkün hale getirmesi, yapısının netliği ve somut malzemelerle zihinsel malzemenin tutulmasına destek olması bakımlarından önemli bir protokol.

2013 yılında Türk ekibi olarak yaptığımız bilimsel araştırma EMDR G-TEP protokolü ile dünyada bu alanda yapılan ilk bilimsel araştırma oldu. Bu yıl Fron-tiers of Psychology’de yayınlandı. Bu süreçte sıklıkla Elanla yaptıklarımızı paylaştık. Sağ olsun Elan bizleri (ben, Feryal Tükel, Tuba Akyüz ve Zeynep Zat’ı) EMDR R-TEP ve G-TEP Eğitimcisi olarak görüyor.

Bu bağlamda Lübnan, Kuzey Irak, Almanya, Macaristan ve son olarak İngiltere’de eğitim verdik. İngiltere’deki eğitim Eylül ayında Bristol’de gerçekleşti. Zeynep Zat ile yaptığımız eğitim iki gün sürdü. Sevgili Elan’ın onur konuğumuz olmayı kabul etmesi Zeynep’le beni çok gururlandırdı. Güzel bir katılımla, İngiltere’nin çeşitli şehirlerinden gelen meslektaşlarımızla bir arada çalıştık. Elan Shapiro ile birlikte sorular tam bir mesleki sohbet platformuna dönüştü dersem yeridir.

Türkiye’de yaptığımız çalışmaları açıkçası insanları çok da travmatize etmeden anlatmaya çalıştık; Mülteciler, Soma maden kazası, hava alanı patlaması, darbe girişimi, uçak kazası sonrası yaptığımız G-TEP grupları, bombalamalar, Vodafone Arena patlaması vs. duydukça İngiliz meslektaşlarımız hayrete düştüler. Hatta gelip mültecilerle çalışıp, bize destek vermek isteyenler oldu. Yeni araştırma dizayn etmek isteyen ve hatta planlayan oldu. Kısaca hem yeni dostluklar kurduk, hem iki protokolü anlattık ki pratikte kullanacaklar, araştırmalar yaparak etkinliği üzerine çalışacaklar. Ne mutlu bize. Gururla…

Uzm.Klin.Psk. Asena Yurtsever

Uzm. Klin. Psk. Asena Yurtsever

Bristol’de EMDR R-TEP ve

G-TEP Eğitimi

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa10

E M D R TürkiyE-Bülteni

Paylaşım

Herkese tekrar merhabalar,

Gerçekleştirdiğimiz bu güzel eğitimin hikayesi benim için uzun. 2013’te EMDR Türkiye Sempozyumu’na Grup Terapisi Protokolü (GTEP) ve EMDR Yakın Geçmiş Travma Protokolü’nü (RTEP) geliştirmiş olan Elan Shapiro’yu İstanbul’a davet etmiştik. Protokollerini bizlere de öğretsin istedik. Kendisi gelmeden önce manüelleri Türkçe’ye çevirirken hummalı bir çalışma içindeydi Güliz ve İlkem. Derken eğitimi aldık. Artık Emdr ile grup terapisi yapma şansımız vardı. Aynı zamanlarda Suriye’deki savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Sınırda önce Rtep sonra da ekip olarak Suriyeli mülteciler ile Gtep çalışması yaptık. Aslında Gtep’i Soma Maden Faciası’ndan gardi-yanlara çeşitli durumlarda uyguladık.

İşte bu eğitimde, bu defa, Asena Yurtsever ile birlikte biz, bu deneyimleri, deneyimlerimizden öğrendiklerimizi ve bu özel protokollere dair bilgilerimizi paylaşmak üzere Bristol’deydik. İngiltere’deki meslektaşlarımızla tüm bunları paylaştık. Heyecanımızı doruğa çıkaran ise protokollerin sahibi Elan Shapiro’nun da bizleri hem teoriyi anlatır hem uygulamaları yaptırırken onur konuğu olarak bize eşlik etmesi oldu. Tuba Akyüz, Feryal Tükel, Mustafa Çetinkaya, Emre Konuk ve Elan Shapiro ile yürüttüğümüz Suriyeli Mülteciler ile Gtep çalışması ve Emdr Travma İyileştirme Grubu’nun sahada yürüttüğü değerli çalışmalardan da bahsettik. Ülkemizde son yıllarda yaşanan üzücü olaylarda Gtep çalışmalarında yer almış tüm meslektaşlarımızın emeklerine bir kez daha sağlık, dinleyen İngiliz melektaşlarımız çalışmalarımızdan çok etkilendiler. Katılımcılar hem protokolü öğrenmiş olmaktan hem de bu kadar sahadan gelen deneyimlere dayalı bilgiler almaktan gerçekten çok memnun ayrıldılar. Biz de Asena Yurtsever ile birlikte eğitimin sonunda katılımcıların gülümseyerek ayrıldıklarını görünce çok mutlu olduk.

Hikayenin bugününe geldiğimizde ise, İngiltere’de psikolojik danışmanlık üzerine hizmet vermeye henüz başladığım bu ilk aylarda Türkiye’deki deneyimlerimizi uluslararası alanda tanıtmak büyük bir onur oldu. Nicelerine.

Bristol’de EMDR R-TEP ve

G-TEP EğitimiDr. Zeynep Zat

Dr. Zeynep Zat

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

E M D R TürkiyE-Bülteni

Bu yazıda EMDR temel eğitimlerinden de aşina olduğumuz Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar (ÇÇOY) Envanteri’nin (Nam-ı diğer ACE envanteri ) Türkçe’de kullanılabilirliği ile ilgili yaptığımız geçer-lik güvenirlik çalışması ile ilgili bilgi vermeyi amaçladık. Bu ölçeğin Türkçe formunun da artık güvenli bir şekilde kullanılabileceğimizi anlamış olduk. EMDR ve travma ile ilgili klinik pratikte ve araştırmalarınız için çok önemli olan bu envanter artık güvenle kullanılabilir. Şimdi bu envanter neleri inceliyormuş bir göz atalım.

Kötüye kullanım, suistimal, ihmal ve travmayı içeren çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının, erişkin yaşamda çeşitli olumsuz sağlık sorunlarıyla karşılaşılma riskini artırdığı yadsınamaz bir gerçek-tir. Çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının uzun dönemdeki etkilerini araştıran çalışmalar, çocukluk çağı olumsuz yaşantılar maruziyeti olan kişilerin olmayanlara göre erişkinlikte yaşıtlarına göre daha sık gecikmiş travma sonrası stres bozukluğu, depr-esyon, intihar girişimi, dissosiyatif belirtiler, kötü ruhsal sağlık, kişilik bozukluğu, bağımlılıklar ve antisosyal davranışları da içeren psikiyatrik rahatsı-zlık yaşadıklarını göstermektedir. Dahası çocukluk çağı olumsuz yaşantılar, fiziksel sağlıkla ilgili olarak iskemik kalp rahatsızlığı, kronik obstruktif akciğer hastalığı, bağışıklık sistemiyle ilgili hastalıklar, obezite ve ölüm riski ile bağlantılı bulunmuştur.

Bu sebeple, çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının geriye yönelik taranması ve bu olumsuz yaşantılara yönelik tedavinin planlanması, belirtilen riskleri azaltması ve genel halk sağlığı üzerine katkısının olabileceği düşünülmektedir. Kaiser Permanente tarafından 1997 yılında ÇÇOY Ölçeği, kişinin yaşamının ilk on sekiz yılında aile içi duygusal şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, suistimal edilme, duygusal ve fiziksel olarak ihmal edilme, boşanma, anneden şiddet görme veya tehdit edilme, ailede alkol veya madde kullanan birinin varlığı, ailede intihar girişimi, ruhsal hastalığı veya depresyonu olan birinin varlığı, aileden herhangi birinin cezaevine girip girmediği ile ilgili maddelerle geliştirilmiştir.

Ülkemizde çok sayıda araştırmacı ve klinisyenin dikkatini çeken bir konu olan çocukluk çağı olum-suz yaşantılarının taranması, standartlaştırılması, karşılaştırılabilirliğinin sağlanması ve uzun dönem etkilerinin derecelendirilmesi için ÇÇOY Ölçeği’nin Türkçe geçerlilik ve güvenirliliğinin yapılması bir gereklilik halini almıştır.

Çalışmamız, ‘Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması’ ismiyle Anadolu Psikiyatri Dergisi’nde (2018) yayınlanmıştır.

Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar Ölçeği

Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik ÇalışmasıDr. Ibrahim Gündoğmuş, Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar

BilimselÇalışmalar Dr. Ibrahim Gündoğmuş ve Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa11

E M D R TürkiyE-Bülteni

Çalışma; Uzm. Dr. Anıl Gündüz, Uzm. Dr. Alişan Burak Yaşar, Dr. İbrahim Gündoğmuş, Dr. Öğr. Üyesi Canan Savran ve Klin. Psk. Emre Konuk tarafından yapılmıştır.

Çalışmamız, Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar Ölçeği Türkçe Formu'nun güvenirliliğinin yapıldığı metodolojik bir araştırmadır ve örneklemimizi Davranış Bilimleri Enstitüsü’ne ardışık başvuran, 24 kadın ve 26 erkek danışan oluşturmuştur. Katılımcılara, Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar Ölçeği Türkçe Formu ve SA-45 Sorun Tarama Ölçeği (SA-45) uygulanmıştır. Toplanan veriler dijital ortamda veri setine kayıt edildikten sonra istatiksel analize tabi tutulmuştur. Ölçek, 10 madde-li bir öz bildirim ölçeğidir ve on sekiz yaş öncesi çocukluk çağı olumsuz yaşantılarını evet-hayır şeklinde yanıtlanan 10 adet madde ile araştıran bir formdan oluşmaktadır.

Ölçeğini iç tutarlılığının belirlenmesi amacıyla Cron-bach’s Alfa değeri hesaplanmıştır. Ölçeğin iç tutar-lılığını gösteren Cronbach’s Alfa değeri 0.742’dir. Bu sonuç testin %74 iç tutarlılık güvenirliliğine sahip olduğunu göstermektedir.

Ayrıca her bir ÇÇOY Ölçeği’nin her bir maddesinin SA-45 maddesiyle korelasyonları hesaplanmış ve yeterince güçlü korelasyonlar ölçeğin geçerliliğini göstermiştir.

Çalışmamızda 1997'de Kaiser Permanente tarafından ilk 18 yaştaki olumsuz yaşantıları saptamak için geliştirilmiş olan Adverse Childhood Experiences (ACE)’in Türk danışanlardan oluşan bir örneklemde psikometrik özellikleri incelenmiştir. Sonuç olarak ÇÇOY Ölçeği Türkçe Formu’nun Türk popülasyon üzerinde yapılan uyarlama çalışması, 18 yaş öncesi olumsuz yaşantıları ölçebilmek için ölçeğin yeterli düzeyde geçerli ve güvenilir olduğunu göstermiştir. ÇÇOY Ölçeği Türkçe Formu klinik uygulamalarda ve akademik çalışmalarda kullanılabilecek pratik, kolay uygulanabilir ve değerlendirilebilir bir ölçek olduğu ortaya koyulmuştur.

Bu çalışma ileride çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının klinik ve uzun dönem etkisinin azaltıl-ması ile ilgili yapılacak çalışmalar açısından önemli bir adım sayılabilir.

Saygılarımızla.

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa12

Çeviri KöşesiKitap Adı: EMDR Solutions II for Depression, Eating Disorders, Performance and More

Yazar: Robin Shapiro

Kitap Bölüm Adı: Attachment, Affect Tolerance, and Avoidance Targets in Obsessive Compulsive Personality Disorder

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğunda Bağlanma, Duygulanım Toleransı ve

Kaçınma Hedefleri

Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) olan kişiler tekrarlayıcı davranışlara ve obsesif düşüncelere sahiplerdir ve bilirler ki bu sahip oldukları düşünce ve davranışlar mantıksızdır. OKB’li kişiler gibi para veya eşya hatta değersiz şeyler biriktirirler. Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) ise başka bir şeydir. Bu tarz kişiler kontrol etmeye takılmış halde-dirler. Resmin bütününü görmek yerine detaylarla uğraşırlar. Bazı OKKB’li kişiler şayet çevreleri, çocukları, eşleri, iş arkadaşları var olan plana uymazsa öfke patlamaları yaşayabilirler. Bunun yanında çok hoş gözükebilir, karşısındakine gerek-tiğinden fazla da yardımda bulunabilir ama derin bir bağlanma geliştirme kapasiteleri yoktur.

OKKB semptomları:

Detaylarla çok fazla meşgul olduğu için kişinin yapacağı eylemin hedefinden sapmasıMükemmeliyetçilikten dolayı görev tamamlama yetisinin kaybıİşle çok meşgul olmaktan dolayı arkadaşlara ve boş zaman aktivitelerine zaman ayıramamaKurallar, değerler ve ahlak konusunda aşırı hassaslık ve esnek olamamaHerhangi bir göreve karşı isteksizlikKendine ve diğerlerine karşı cimri olmaİnatçılık ve katılık

Bu kişilerin bilinçsiz şekilde oluşan organizasyon prensipleri, anksiyeteden kaçınmalarına yardım etmektedir: Büyük bir işi bitirmem gerekiyorsa ve ben ne zaman bu işi düşünsem, bana korkunç gelmeyen ve gayet iyi bir şekilde yaptığım küçük bir görevi aklıma getiririm. Küçük görevler üstünde çalışmak, bana kendimi daha iyi hissettiriyor. Dikkati bende sıkıntı yaratan şeyden çektiğimde beynimde endorfin salgılanıyor. Karmakarışık görevden kaçındıkça beynim güzel endorfinler salgılamaya devam ediyor.

O zaman OKKB’nin etiyolojisini şöyle derleyebiliriz: Bakım veren yetişkinler -ki bu çoğu zaman bu anne oluyor, bazı nedenlerden dolayı çocukları ile iyi bir ilişki kuramazlar. İlişki kurmayan anneler, pasif olsa da bağırıp çağırsa da çocukları korkutur. Çocuklar küçük görevlere odaklanarak dikkatlerini dağıtmayı öğrenirler. Bu nedenle de yalnız kalmalarını ve kendilerine bakım vermelerini gerektiren durumlar-da dissosiye olurlar. Bağlılık ve iletişimin ile gelişen dissosiyatif olmayan kendi kendilerini sakinleştirme becerilerini ise öğrenemezler. Dolayısıyla çocuk-ların öz düzenlemeleri sadece dikkatlerini başka yöne çevirmekten ve dissosiyasyondan oluşur. Bu yola ne kadar fazla başvursalar, bu davranış için geniş ve derin nöral bağlar o kadar fazla gelişir. Bu öğrenme refleks haline gelir ve kişilik bozukluğu ortaya çıkar.

OKKB Tedavisi

1. Seanslarda görev üstünde kalınSeans süresince bu tarz danışanlar sizi kontrol altına almaya çalışıp, önemsiz detaylara odaklamak isteyecekler. Bunun olmasına izin vermeyin. Daha girişken, kararlı davranmaya gayret edin. Danışanınız ile birlikte güçlü bir birliktelik kurun, samimiyetinizi hissettirin.

Ben genelde ilk seanslarda terapi hedeflerine odaklanıyorum, daha sonra da terapinin nasıl gelişeceğini danışanla paylaşıyorum.

E M D R TürkiyE-Bülteni

Uzm. Psk. Altuna Türkoğlu

• • •

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa13

E M D R TürkiyE-Bülteni

Bağlanma ile ilgili sorulara verdiği cevaplara özel-likle dikkat gösterin: Küçükken anneniz nasıl biriydi? Üzgün, kötü, kızgın olduğunuzda size nasıl davranırdı? Babanız nasıldı, size nasıl davranırdı? Size bakım veren başka bir kişi var mıydı? Siz küçükken ailenizde neler olmuştu (travma, değişim, çevre) Kendinizi kötü hissettiğinizde çocukken ne yapardınız?

2. Duygulanım toleransı ve kendi kendini sakin-leştirme üzerine çalışınHafif duygularla başlayıp ağırlaşana kadar devam edeceğinizi söyleyin. Siz çift yönlü uyarım verirken danışanın üzüntülü bir duygu durumuyla bir süre kalmasını sağlayın. Daha sonra bu uyarımı kişinin kapasitesine göre ayarlayın. Kendilerini tolere ede-bildikleri en küçük bir şeyde dahi sürekli olarak öven ve onaylayıcı sözler kullanın. Çünkü böyle danışanlar çok utanç duyarlar, dolayısıyla onları övmek onlar için paha biçilmez değerdedir.

3. Bakım veren yetişkinler ile erken çocukluk ilişkisini hedeflemek için EMDR’ı kullanın“Kendinizi çocuk olarak annenizin gözünün içine bakarken hayal edin. Annenizi gözünüzün önünde canlandırdıkça bedeninizde şu an ne hissediyor-sunuz?” diye sorun ve ne gelirse işleyin. Hiçbir rahatsızlık hissetmeyene kadar tüm yaşları (dönemleri) gözden geçirin.

4. Son olarak kişinin kaçınmakta olduğu ögeleri hedefleyinKaçınmadan arta kalan “uygunsuz pozitif duyguyu” bulmaya çalışın. Çoğunlukla uygunsuz pozitif duygu (endorfin) kendiliğinden aşağı seviyelere iner ve kaçındıklarıyla ilgili hoşnutluk yaratmayan ama olumlu yönde işlev gören bir duyguyla danışan baş başa kalır. Danışana korkutucu ve çok fazla gelen şeyleri aşama aşama imajinasyon yoluyla hayal etmesini sağlayın. İlerlerken her adımla ilgili travmaları da açığa çıkarın. Danışanın kendisine karmaşık ve korkutucu gelen gelen durumlarda kaçınmak yerine bunları yapabilmiş

olmanın nasıl hissettireceğini hayal etmesini isteyin. Birlikte yaptığınız bu çalışmadan dolayı onu tebrik edin ve diğer hedefe geçin. Eğer rahatsız duygu kendi- liğinden kaybolmazsa “İki El Tekniğini” (Two-Hand Interweave) kullanılabilir: Bir elinizde projeden kaçmaya devam etmenin kendinizi nasıl hissettireceğini tutun; diğer elinizde yapmamanın sonuçlarını tutun. Danışanlar genellikle bu teknikten sonra rahatlık hissetmeye başlar. Daha sonra Standart Protokol’e geri dönün.

SonuçOKKB’li kişiler uzun bir terapi sürecine ihtiyaç duyarlar çünkü temel konuları kaçınmadır. 1 yıl hızlı gelir ancak 2 veya daha fazla sene OKKB’liler için daha iyi zaman aralıklarıdır. Biliyoruz ki bu kişiler bebekliklerinden beri kaçınmayı pekiştiriyorlar ve buna ek olarak yeniden inşa etmeleri gereken bir sürü nöral ağ mevcuttur. İyi bir birliktelik ve bağlanma süreciyle danışanların bilinçli bir boş zaman etkinliği seçmesi (tatile çıkma, ara verme, sinema), yapıcı ilişkiler kurmaları, işlerini bitirmeleri sağlayabilirsiniz; yalnızlık, öfke patlamaları ve yetersizlik duyguları ile başa çıkabilmelerine yardım edilebilirsiniz.

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa14

E M D R TürkiyE-Bülteni

1. E-bültene gönderilecek araştırma yazıları, A4 boyutlarında beyaz kağıda üst, alt, sağ ve sol boşluk 2,5 cm. Bırakılarak (16 x 24,7’lik alana) çift aralıklı ve düz metin olarak yazılmalıdır (Bu ölçüler, gönderilen tablo ve grafiklerin dergi sayfa boyutları dışına taşmamasını ve daha kolay kullanılmasını sağlayacaktır). 2. Yazılarda Türk Dil Kurumu’nun yazım kılavuzu örnek alınmalı, yabancı sözcükler yerine olabildiğince Türkçe sözcükler kullanılmalıdır. Türkçe’de pek alışılmamış sözcükler yazıda kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki karşılığı parantez içinde verilmelidir (Türkçe ve İngilizce).

3. Araştırma yazıları başlık sayfası, özet (Türkçe ve İngilize), anahtar kelimeler, ana metin, kaynaklar, ekler, tablolar, şekil başlıkları, şekiller, yazar notları ve yazışma adresi ile genişletilmiş İngilize uzun özet (summary) bölümlerini içermelidir.

a) Başlık sayfası: Sadece araştırma yazısı başlığı ve kısa başlık bu sayfada yer almalıdır. Yazarların adı ve soyadı, unvanı ve çalıştığı kurumu içeren bilgiler de bu sayfada yer almalıdır.

b) Özet ve anahtar sözcükler: Araştırma yazısı, Türkçe ve İngilizce olmak üzere her iki dilde ‘Özet’ ve ‘Abstract’ başlıkları altında 250 kelimeyi geçmeyecek şekilde olmalıdır. Anahtar kelimeler (3 ile 6 arasında) Türkçe özetin altında ‘Anahtar kelimeler’ ve İngilizce özetin altında ‘Key words’ başlığı kullanılarak verilmelidir. Türkçe ve İngilizce özetin her biri yeni bir sayfadan başlamalıdır.

c) Ana metin: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Görgül makalelerde (araştırma yazılarında) metin, sırasıyla giriş, yöntem, sonuçlar ve tartışma bölüm-lerinden oluşmalıdır. Derleme türü yazılarda da yöntem bölümü dışında diğer adımlar benzer şekil-de yazılmalıdır. Makalenin başlığı ana metnin ilk sayfasında yer almalı ve başlıktan sonra, “Giriş” alt başlığı yazılmadan paragraf ile metne başlanma-lıdır. Yöntem, Sonuçlar ve Tartışma bölümleri yeni bir sayfadan başlamamalıdır; bir bölüm bittikten sonra, aynı sayfada diğeri onu izlemelidir.

Giriş bölümü, yapılan araştırma ile ilgili olarak, literatürdeki yaklaşım ve sonuçlar ile araştırmanın amacını içermelidir. Yöntem bölümü örneklem, veri toplama araçları ve işlem olmak üzere 3 alt bölüm-den oluşmalıdır.

Sonuçlar, araştırmada kullanılan istatistiksel anali-zleri, her değişkene ait ortalama ve standart sapma değerlerini içermelidir. Tablolar ve şekiller ayrı bir sayfada yazının en sonunda verilmelidir. Verilecek olan tablolarda ortalamalar ortalama işareti, standart sapmalar ise “s” ile gösterilmelidir.

d) Kaynaklar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Metin içinde belirtilen tüm kaynaklar ‘Kaynakça’ listesi içinde yer almalıdır. APA 5 formatına uygun yazıl-malıdır.

e) Ekler: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Araştırmada kullanılan ölçekler gibi ek bilgileri içerir.

f) Tablolar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır ve her bir tablo ayrı bir sayfada verilmedir. Tablo numarası (Tablo 1: gibi) ve Tablo başlığı tablonun üstünde kelimelerin yalnızca baş harfleri büyük olarak yer almalıdır.

g) Şekil başlıkları ve şekiller: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Şekil numarası ve şekil başlıkları kelimelerin baş harfleri büyük olarak aynı sayfada alt alta verilmelidir. Şekillerin her biri ise ayrı sayfalarda verilmelidir.

h) Yazar notları: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Eğer araştırma bir tez çalışmasının özeti ise veya araştır-mayı destekleyen kurum(lar) var ise bu bölümde belirtilmelidir. Ayrıca araştırmacının, araştırmaya katkılarından dolayı teşekkür etmek istediği kişiler de bu sayfada belirtilmelidir.

ı) Yazışma adresi: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Yazarın veya yazarlardan bağlantı kurulabilecek olan kişinin adresi, telefon numarası ve varsa faks numarası ile e-posta adresi bu bölümde yer almalıdır

i) Genişletilmiş İngilizce özet (Summary): Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Çift aralıklı, 4-10 sayfa uzun-luğunda olmalı; giriş, yöntem, bulgular ve tartışma bölümlerini içermelidir. İngilizce kısa başlık mutlaka belirtilmelidir.

4) Yazılardan ifade edilen düşüncelerden yazarları sorumludur.

5) Yayın Kurulu, yazıda gerekli gördüğü sözcükleri değiştirebilir.

6) Kurallara uymayan yazılar yayınlanmaz.

7) Yayınlanan her araştırmanın verilerinin 5 yıl süre ile araştırmacı tarafından saklanması zorunludur.

Çalışma iki kopya halinde [email protected] adresine gönderilmelidir. Bunlar: a)-Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası dahil b) Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası hariç.

Yazım Kuralları Genel İlkeler

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa15

Psikoloji ve Pskiyatri Dünyasından Haberler

E M D R TürkiyE-Bülteni

13 Ocak 2019 tarihinde, Söylenmeyeni Duymak: Kompleks Travması olan Danışanlarla EMDR ile Çalışmak adlı workshop İstanbul’da gerçekleşecektir. Detaylı bilgiye http://www.emdr-tr.org/work-shop-soylenmeyeni-duymak/ adresindenulaşabilirsiniz.

10 - 13 Mart 2019 tarihleri arasında Fethiye’de 23. TPD Yıllık Toplantısı ve Klinik Eğitim Sempozyumu gerçekleştirilecektir. Detaylı bilgiye http://www.psikiyatri.org.tr/ adresin-den ulaşabilirsiniz.

21-24 Şubat 2019 tarihleri arasında Ankara’da EMDR I. Düzey Eğitimi verilecektir. Detaylı bilgiye https://www.dbe-egitim.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 25 - Ocak 2019

Sayfa16