egitime bakis

84
E T M C L E R B R LS E N D K A S I Din e¤itimi ve ö¤retimi Prof. Dr. Hayreddin Karaman Türkiye'de din e¤itimi, ‹deolejilerin çat›flma alan› m›? Prof. Dr. Nevzat Afl›ko¤lu Yeni Ortaö¤retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö¤retim Program› Dr. Zübeyir Bulut Manevi Aflk ve Heyecandan Mahrum Bir Din Ö¤retimi Dine Zarar Verir ! Prof. Dr. Ahmet ‹nam Dinden neden korkuyoruz, Korkulan din mi, bilgisizlik mi? Ahmet Gündo¤du

Upload: yasin-kavlak

Post on 09-Mar-2016

260 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Egitime Bakis Dergisi Sayi 4

TRANSCRIPT

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

Din e¤itimi ve ö¤retimi

Prof. Dr. Hayreddin Karaman

Türkiye'de din e¤itimi,‹deolejilerin çat›flma alan› m›?

Prof. Dr. Nevzat Afl›ko¤lu

Yeni Ortaö¤retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö¤retim Program›

Dr. Zübeyir Bulut

Manevi Aflk ve Heyecandan MahrumBir Din Ö¤retimi Dine Zarar Verir !

Prof. Dr. Ahmet ‹nam

Dinden neden korkuyoruz,Korkulan din mi, bilgisizlik mi?

Ahmet Gündo¤du

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

Kafese befl maymun koyarlar. Ortaya da bir merdivenkonur ve tepesine de iple bir kangal muz as›l›r. Her bir may-

mun merdivenleri ç›karak muzlara ulaflmak istedi¤inde d›flar›dan üze-rine so¤uk su s›k›l›r.

Her bir maymun ayn› denemeyi yapar, buz gibi so¤uk suyla ›sla-t›l›r. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda s›r›ls›klam ›slan›rlar. Birsüre sonra muzlara do¤ru hareketleneni di¤er maymunlar engelle-meye bafllar.

Su kapat›l›p maymunlardan biri d›flar› al›n›r, yerine yeni bir may-mun konulur. ‹lk yapt›¤› ifl, koflup muzlara ulaflmak için merdivene t›r-manmak olur.

Fakat di¤er dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu birde döverler. Daha sonra ›slanm›fl maymunlardan biri daha yeni birmaymunla de¤ifltirilir.

Ve o da merdivene ilk yapt›¤› atakta dayak yer. Bu maymunu enfliddetli ve istekli döven de biraz önce di¤erleri taraf›ndan engellenenve ilk daya¤› yiyen birinci yeni maymundur. Islak maymunlardan

üçüncüsü de de¤ifltirilir. Bu da ilk ata¤›nda di¤erleritaraf›ndan cezaland›r›l›r. Di¤er dört maymundan yenigelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye döv-dükleri konusunda hiç bir fikirleri yoktur ama enifltahl› dövenler de onlard›r.

Sonra en bafltaki ›slanan maymunlar›n dör-düncü ve beflincisi de yenileriyle de¤ifltirilir. Amatepelerinde o bir kangal muz hala as›l› oldu¤uhalde art›k hiç biri merdivene yaklaflmamaktad›r.

‹flte toplumsal flartlanma ve negatif ö¤ren-me böyle bir fleydir. K›yafetleri yüzünden baz›

kamu çal›flanlar›n›n e¤itim ve çal›flma hakk›n›engelleyen kamu kurum ve kurulufllar›nda-

ki yöneticiler, amirler, müdürler iflte bupsikolojidedirler. Bu yüzden de yasak-

ç› düzenin en büyük savunucusu veyaflat›c›s› art›k bunlard›r.

Korkulan din mi, bilgisizlik mi ? A.Gündo¤du 1Din e¤itimi ve ö¤retimi H.Karaman 3Türkiye'de din e¤itimi N.Afl›ko¤lu 8Din e¤itiminin toplum aç›s›ndan önemi i.Canikli 10Din alan›nda do¤ru bilgi sahibi olmak H.Onat 13Çocuklu¤un geliflim ça¤lar›nda din e¤itimi A.Yemenici 19Yeni D.K. ve Ahlâk B. ö¤retim program› Z.Bulut 22Din kültürü dersi ö¤retmen yeterlili¤i A.Hatalm›fl 32Din ö¤retiminin sorunla alanlar› N.Altafl 35Din Kültürü ve A.B ö¤retmeni olmak C.Köksal 41Kur'an'›n anlam ö¤retimi M.Yaflar 44Manevi aflktan mahrum din ö¤retimi A.‹nam 48‹.H.L Cumhuriyetin bir kazan›m›d›r A.Köse 52Ekranda din adam› ve dindar imaj› M.Y›ld›z 54Din e¤itimi ve adam olmak A.Ad›güzel 56AB ve din e¤itimi politikalar› R.Kaymakcan 57Din ö¤retimi ve AB-Türkiye karfl›laflt›rmas› M.Z.Ayd›n 62Türkiye ve Almanya'da din ö¤retimi C.Tosun 65‹flitme engellilerde din e¤itimi ‹.Görkafl 73Okullar›m›zda din ve ahlâk e¤itimi N.Topçu 79

Sayg›de¤er e¤itim çal›flanlar›,

Okul öncesinden yüksek ö¤renime kadar bütün aflamalar›ylae¤itimin ülkemizde en çok yenili¤e ve geliflime muhtaç bir alanoldu¤u genel bir kabuldür. Nitekim bu husus müfredat›n yenidenhaz›rlanmas› s›ras›nda belirginleflmifl ve yaln›zca bir aflaman›n yahutdersin de¤il; tüm ilk ve ortaö¤renim programlar›n›n yenilenmesiyoluna gidilmifltir. Yap›lan çal›flmalar›n olumlu neticeler vermesi bek-lentisi yüksek olmakla birlikte, her dersle ilgili olarak e¤itimçal›flanlar›n›n uygulaman›n içinden geliyor olufllar›n›n da önceli¤iyledaha pek çok katk›lar sunaca¤›, ve böylece program›n mümküneksikliklerinin süreç içinde tamamlanabilece¤i de bir gerçektir.

Biz bu say›da en sorunlu e¤itim konular›n›n bafl›nda gelen“Türkiye’de Din Ö¤retimi” konusunu ele al›yor ve tümüyle alana tah-sis edilmifl bir özel say› sunuyoruz. ‹slam Dini’nin ö¤retilmesi ve ‹slamDini e¤itimi çok daha genifl bir konu olmakla birlikte biz dar anlam-da örgün e¤itim içinde ‹slam Dini Ö¤retimini ve yaflanan sorunlar›öne ald›k. Zira vatandafllar›na kendi dinlerini en do¤ru ve sa¤l›kl› birbiçimde ö¤retmenin ve onlar› bu konuda e¤itmenin anayasal birhak oldu¤u kadar devletin devlet olmaktan ileri gelen temelgörevlerinden biri oldu¤una inan›yoruz.

Alan›nda uzman birbirinden k›ymetli akademisyenlerin konuyuçeflitli cepheleriyle inceleyen makalelerinin yer ald›¤› E¤itimeBak›fl’›n bu özel say›s›n›n, e¤itim politikalar›ndan s›n›f› bafl›ndakiö¤retmene kadar ilgili tüm kesimlere ›fl›k tutaca¤›na ve bu alandabir kaynak eser say›laca¤›na inan›yoruz.

Özellikle yeni ortaö¤retim program›nda Din Kültürü ve AhlakBilgisi Dersi’nin tan›t›ld›¤› bölüm, bu dersin ö¤retmenlerinin tümsorular›na cevap bulacaklar› bir zenginliktedir.

Avrupa ülkelerinde din ö¤retimini ve Türkiye ile mukayeseleriniele alan makaleler ise Avrupa Birli¤i sürecinde e¤itim mevzuat›n›niyilefltirilmesi yönündeki çal›flmalara örnek teflkil edebilecekyaklafl›mlar içermektedir.

E¤itime katk› sunma ve e¤itimciye hizmet etme anlay›fl›ylahaz›rlay›p ücretsiz sundu¤umuz E¤itime Bak›fl’›n bir sonraki say›s›ndabuluflmak üzere tüm e¤itim çal›flanlar›n› sayg› ve sevgiyleselaml›yorum.

Bahanesi ne olursa olsun asl›ndabilinçsizce dine karfl› gard al›flla kar-fl› karfl›yay›z. Bu gard al›fl bazendünya görüflü olarak birbirine hiçyak›n olmayanlar› da yan yana geti-rebiliyor.

Din ve din adam› deyince sade-ce ölmüfl dindara s›¤›nan baz› siya-si parti mensuplar› mücadele ettik-leri din anlay›fl›yla neye karfl› ç›k›-yorlar?

Dine karfl› durufllar›n› baflörtüsüya da din kültürü dersi üzerindenyapanlar kimlerin ekme¤ine ya¤sürüyorlar?

Her f›rsatta misyonerlik faaliyet-lerinden rahats›zl›k duyanlar, baz›sözcüleriyle ‘Din elden gidiyor’ di-yenler, misyonerli¤e karfl› koyma-n›n en etkili yolunun, kayna¤›ndanve emin ellerden, sa¤l›kl› din e¤i-tim ve ö¤retiminden geçti¤ini bil-miyorlar m›?

Satanizm, alkol ve uyuflturucu-nun, ilkö¤retimin birinci kademesi-ne kadar indi¤inden rahats›zl›k du-yanlar çözüm olarak neyi öne sürü-yorlar ?

Din deyince sadece baflörtüsü-nü alg›layanlar›n üniversitedegençlere din e¤itimi ve ö¤retimitaleplerinin olmay›fl› gelece¤i gö-rememe midir, yoksa üniversiteyegiriflteki despotluk afl›lam›yorsagerisinin ne önemi var anlay›fl› m›-d›r?

Dinin model olarak önümüzekoydu¤u insan›n yetifltirilmesindeen önemli faktör olan imam ve ö¤-retmenin hem ekonomik hem de

nitelik sorununun olmas› tesadüfmüdür?

Yabanc›lar›n dizi ya da filmlerin-

de bir tane hata yapan din adam›yan›nda, yüzlercesi örnek insanolarak takdim ediliyorken, bizde

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3

Dinden neden korkuyoruzKorkulan din mi, bilgisizlik mi !

"Burada en büyük s›k›nt›y› laikli¤in tan›m›nda ve uygulamas›ndayaflad›¤›m›z› görüyorum. Papa’n›n cenaze merasimine 200’ü

aflk›n devletin yöneticilerinin kat›l›m›yla hiçbir fley olmayan laiklik,Kuran Kursunda bile Kuran ö¤retimine engel olarak göster-

ilebiliyorsa; Papa’n›n yerine göreve bafllayan, Benedic’e resmitörene sponsor olan laiklik biz de 12 yafl›na gelmemifl çocuklar›nyaz kursuna 15 yafl›na gelmeyenlerin de Kur’an kursuna gitmeler-ine engel oluyorsa laiklikte de¤il belki ama ona yap›lan tan›mda

çifte standart var demektir."

Ahmet Gündo¤du Genel Baflkan

4

imam ve ö¤retmenin ço¤unluklaafla¤›lanmas› bir kader midir, yoksamisyonerler senaristler üzerindedaha etkin mi çal›fl›yorlar?

Hiçbir dinin mensuplar› taraf›n-dan o dinin k›yafetleri afla¤›lanma-y›p, hatta kutsan›yorken, bizde ‹s-lam’a has giyim kuflamla, sakalla nü-fus ka¤›d›nda dini ‹slam yazan veMüslüman›m diyenler taraf›ndanalay ediliyorsa, bunu d›fl›m›za nas›lizah edebiliriz.

‹nsanlar›n yapt›¤› hatalar, yapanagöre tan›m kazan›yorsa, zengin yada bir sanatç› yapt›¤›nda ça¤dafll›k,fakir ya da herhangi biri yapt›¤›ndazina olarak yans›t›l›yorsa bu hangidinin gere¤idir ya da kimler böylebir din oluflturma yetkisini kendin-de görüyor?

Bu sorular› bir flekilde ço¤altmak

mümkün. Ama kanaatimce insan-lar bir fleye karar vermeliler. Önceyaflayay›m, yaflamayay›m bu dinbenim dinim demelidir. Bu kiflilerinkendine göre din oluflturma yanl›fl-l›¤›n› bitirecektir. Burada kabul var-d›r. Burada kendimiz yapmasak bi-le dini oldu¤u gibi görme ve kay-na¤›na; Kuran’a, Allah’a sayg› vard›r.Burada inanmamaya (Ateizm) vedi¤er dinlere (H›ristiyanl›k, Budizm,… ) karfl› bir tercih vard›r. Bu tercihO’na s›¤›nma olmal›d›r. O’ndan ge-leni e¤ip bükme de¤il.

Asl›nda bu tercihi sa¤l›kl› yapt›¤›-m›zda di¤er konulara bak›fl›m›z dakolaylaflacakt›r.

Vatan anlam kazanacakt›r. Çün-kü korunmas›nda flehitlik vard›r.

Bayrak anlam kazanacakt›r çün-kü bütün alt kimlikler inanç de¤er-leri besleyecektir.

Hay›r hasenat anlam kazanacak-t›r çünkü ötelerin ötesine yolculukvard›r.

Yap›lan her ifl (iyi-kötü) ciddiyetkazanacakt›r. Çünkü kayda geç-mektedir, hesab› vard›r.

Çal›flmak anlam kazanacakt›rçünkü M. Akif Ersoy’un deyimiyle,‘Ya semer, ya da eser kalacakt›r’,eser b›rakmak ölümsüzlüktür.

Özgürlük taleplerinde ›rka karfl›olma, ya da ›rk için mücadele ma-nas›z kalacakt›r. Çünkü üstünlü¤ün

›rkta de¤il, Allah’a yak›nl›ktaoldu¤u görülecek-

tir.

Görüyoruzki sorun ola-

rak karfl›m›za ç›-kan, çözümü ço¤u kere imkans›zgibi gözüken konular›n büyük ço-¤unlu¤unu k›sa yoldan çözmekmümkün.

Bize düflen de¤erlerimizin k›y-metini bilmek. Devlete düflen sos-

yal olmak, tarafs›z olmak, taraf olu-nacak yerde vatandafl› ad›na pozi-tif ayr›mc›l›k yapmakt›r.

Burada en büyük s›k›nt›y› laikli¤intan›m›nda ve uygulamas›nda yafla-d›¤›m›z› görüyorum. Laikli¤in olu-flum serüvenini iyi tahlil etmek la-z›m. Laikli¤e niçin gerek duyulmufl-tur? Hangi dinin hangi uygulamala-r› böyle bir zarureti do¤urmufltur?Tan›m› net olmayan, kifliden kifliyede¤iflebilen laikli¤in; inanç ya dainançs›zl›k hürriyeti kavram›ndanH›ristiyanl›k ve Yahudilik hürriyeti-ne dönüflüyor olmas› kimleri mem-nun ediyor. Daha do¤rusu kimlerinekme¤ine ya¤ sürüyor. Kendi yav-rular›m›z› kaliteli din e¤itimi ve ö¤-retiminden kendi elimizle mahrumb›rakmak üzüntü vericidir.

Laiklik Bat›’da dini yaflamak içinhoflgörü olarak kullan›l›yorken,bizde dini yasaklamaya ve yasakla-yanlara (yüce gayelerine!) hoflgö-rüye dönüfltürülüyorsa ciddi birproblem var demektir.

Laiklik baflta olmak üzere hiçbirkavram›n tan›m› ve uygulanmas›inanç özgürlü¤üne k›s›tlama geti-remez. Bilakis laiklik inanan›n inanc›-n› aç›klama ve yaflamas›n›n; inan-mayan›n da inanmamas›n›n temi-nat› olmal›d›r. Bunun d›fl›nda yap›la-cak her tan›m›n bir yönü eksikdemektir.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5

Türkiye’de din e¤itimi ve ö¤reti-mi normalleflinceye kadar bu ko-nuda ne kadar yaz›lsa, konuflulsafazla de¤ildir. Bu konu/problemyan›nda medeniyet davam›z, ba-¤›ms›zl›¤›m›z, iç ve d›fl borçlar, iflsiz-lik, bilim ve teknolojide ça¤› yaka-lamak ve medeniyetimize uygunversiyonlar sunmak, imam-hatipokullar›, laiklik-din özgürlü¤ü ba¤la-m›nda baflörtüsü meselesi gibiönemli konular›m›zda da normal-leflme oluncaya kadar devaml›yazmak, konuflmak, düflünmek,çözümler üretmek gerekiyor; bukonularda kimse “yeter art›k, g›nageldi” filan demesin!

Önce Anayasan›n flu meflhur24. maddesini hat›rlayal›m:

“Herkes, vicdan, dini inanç ve ka-naat hürriyetine sahiptir.

“14 üncü madde hükümlerineayk›r› olmamak flart›yla ibadet, diniayin ve törenler serbesttir.Kimse,ibadete, dini ayin ve törenlere ka-t›lmaya, dini inanç ve kanaatleriniaç›klamaya zorlanamaz; dini inançve kanaatlerinden dolay› k›nana-maz ve suçlanamaz.

“Din ve ahlak e¤itim ve ö¤retimiDevletin gözetim ve denetimi al-t›nda yap›l›r. Din kültürü ve ahlakö¤retimi ilk ve ortaö¤retim ku-rumlar›nda okutulan zorunlu ders-ler aras›nda yer al›r.

“Bunun d›fl›ndaki din e¤itim veö¤retimi ancak, kiflilerin kendi iste-¤ine, küçüklerin de kanuni temsil-cisinin talebine ba¤l›d›r.

“Kimse, Devletin sosyal, ekono-mik, siyasi veya hukuki temel dü-zenini k›smen de olsa, din kurallar›-na dayand›rma veya siyasi veya ki-flisel ç›kar yahut nüfuz sa¤lamaamac›yla her ne suretle olursa ol-sun dini veya din duygular›n› ya-hut dince kutsal say›lan fleyleri is-tismar edemez ve kötüye kulla-namaz.”

Bu maddeye göre dini inançhürriyetinin çerçevesi “ibadet, diniayin ve törenler”le s›n›rland›r›l›yor,ayr›ca bir de “14 üncü madde hü-kümlerine ayk›r› olmamak flart›yla”kayd› konuyor. 14. maddede “ülke-nin millet ve toprak olarak bütün-lü¤ü, ayr›mc›l›k ve din temeline

dayanan devlet kurma amac›” ileilgili s›n›rlar getiriliyor.

fiimdi dönüp bütün devletlerinalt›na imza att›¤› ve daha sonrakabul ve ilan edilmifl olan “Avrupa‹nsan Haklar› Sözleflmesi, HelsinkiNihai Senedi, Paris fiart›” gibi bel-gelerde de tekrarlanan veya at›fyap›larak onaylanan BM ‹nsanhaklar› Evrensel Bildirisi’nin din öz-gürlü¤ü ile ilgili 18. maddesine ba-kal›m:

1.“Herkes düflünce, vicdan vedin özgürlü¤üne sahiptir. Bu hakherkesin istedi¤i dine ya da inan-ca sahip olmas› ya da bunlar› be-nimsemesi özgürlü¤ünü ve her-kesin ister tek tek, isterse baflka-lar›yla birlikte toplu olarak kendidin ya da inanc›n› tap›nma, uyma,uygulama ya da ö¤retme bak›-m›ndan aç›k ya da kapal› biçimdeortaya koyma özgürlü¤ünü deiçerir. 2. (din...) özgürlü¤ünü zede-leyecek bir bask›yla karfl› karfl›yab›rak›lamaz. 3. (‹nanc›...) ortayakoyma özgürlü¤üne ancak yasa-larda gösterilen ve kamu güvenli-¤ini, düzenini, sa¤l›¤›n›, ahlak›n› yada baflkalar›n›n temel hak ve öz-gürlüklerini korumak için gerekli k›-s›tlamalar getirilebilir.”

TC. Anayasas›nda yer alan dinözgürlü¤ü maddesi bu madde ilekarfl›laflt›r›ld›¤›nda ne kadar eksikoldu¤u apaç›k ortaya ç›kmaktad›r.Bu eksikli¤in en önemli olan k›sm›

Din E¤itimi veÖ¤retimi

Prof. Dr. Hayreddin Karaman

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6

da “din özgürlü¤ünün kapsam› veiçeri¤i ile ilgili olan›d›r. Anayasa’n›n24. maddesi din özgürlü¤ü olarakyaln›zca “inanma, ibadet ve ayin”özgürlü¤ünden söz ederken Ev-rensel bildiri bunlar› “inanma, be-nimseme, tap›nma, uyma, uygula-ma, ö¤retme, aç›k ya da kapal› bi-çimde ortaya koyma ve bunlar›teker teker veya toplu olarakyapma” özgürlükleri olarak genifl-letmektedir. TC. 1949 y›l›nda bu bil-diriyi imzalad›¤› halde anayasa ya-parken ona uymam›fl, din özgürlü-¤ünü haks›z ve ça¤d›fl› olarak dartutmufltur.

Yukar›da iflaret etti¤imiz di¤erba¤lay›c› belgelerde de geçendin özgürlü¤ü en az›ndan flu öz-gürlükleri ihtiva etmektedir: 1.‹nan-ma, 2. Tap›nma (ibadet), 3. Uymave uygulama (yaln›z ibadet de¤il,dinin di¤er kurallar›na, s›n›rlamalar›-na, helal ve haram k›ld›klar›na uy-ma ve bunlar› hayat›nda uygula-ma), 4. Ö¤retme, 5. Bütün bunlar›inanan kimselerin tek bafllar›na ve-ya toplu olarak; yani di¤er inanan-larla bir araya gelerek, cemaat, ör-güt vb. oluflturarak, mabetler ya-parak gerçeklefltirmeleri.

Evrensel bildiriye göre belli se-beplerle k›s›tlama da yaln›zca or-taya koyma ile ilgilidir. ‹leride bu k›-s›tlama maddesinin, bize mahsu-su bir kötüye kullanma örne¤i ola-rak “kamusal alanda dini yaflant›y›ortaya koymay› k›s›tlama” ile ilgisi-ni tahlil edece¤im.

Halen yürürlükte olan anayasadini inanç hürriyetinin çerçevesini“ibadet, dini ayin ve törenler”le s›-n›rland›rm›flt›r ve bu s›n›rland›rmaba¤lay›c› insan haklar› belgelerineayk›r›d›r; çünkü onlarda din özgür-lü¤ünün içinde “inanma, benimse-

me, tap›nma, uyma, uygulama,ö¤retme, aç›k ya da kapal› biçim-de ortaya koyma ve bunlar› tekerteker veya toplu olarak yapma”unsurlar› da yer alm›fl bulunmakta-d›r..

Din özgürlü¤ü insan haklar› bel-gelerindeki genifl kapsam/içerikile eflitlenmedikçe “haks›z ve hu-kuksuz s›n›rlama” devam etmiflolacakt›r.

fiimdi yaz›n›n bafll›¤›na yani dine¤itimi konusuna gelelim.

1961 anayasas›nda bugün zorun-lu dersler aras›nda bulunan “dinkültürü ve ahlak ö¤retimi” dersiyoktu. Din e¤itimi hak ve özgürlü-¤ü ise flöyle ifade edilmiflti: “Dine¤itim ve ö¤renimi, ancak kiflilerinkendi iste¤ine ve küçüklerin dekanuni temsilcilerinin iste¤ineba¤l›d›r.”

1982 anayasas› ç›k›p da “din kül-türü...” dersi konuluncaya kadardin e¤itimi ve ö¤retiminin aç›k veresmi (hukuka uygun bulunan)hakk› Kur’an kurslar›ndaki ö¤retimve okullarda iste¤e ba¤l› din dersiile –eksik de olsa- uygulama alan›bulmufl oldu..

82 anayasas› ilgili maddeyi flöyledüzenledi “Din ve ahlak e¤itim ve

ö¤retimi Devletin gözetim ve de-netimi alt›nda yap›l›r. Din kültürüve ahlak ö¤retimi ilk ve ortaö¤re-tim kurumlar›nda okutulan zorun-lu dersler aras›nda yer al›r.

“Bunun d›fl›ndaki din e¤itim veö¤retimi ancak, kiflilerin kendi iste-¤ine, küçüklerin de kanuni temsil-cisinin talebine ba¤l›d›r.”

Bu madde ne ifade ediyor?

1. 61 Anayasas›'na ek olarak “dinkültürü ve ahlak ö¤retimini” zorun-lu ders olarak getiriyor. Buradadikkat etmemiz gereken husus,konan dersin bir din ö¤retim vee¤itimi de¤il, “din kültürü ve ahlakö¤retimi” oldu¤udur. Maddedeaç›kça görüldü¤ü gibi dinin kültü-rünün ve ahlak›n yaln›zca ö¤retil-mesi (e¤itimi de¤il) zorunlu halegetirildi¤i halde baz› çevreler ›srar-la bunu laikli¤e ve din özgürlü¤ü-ne ayk›r› buluyor ve anayasadanç›kar›lmas›n› istiyorlar. Bu ülkedeyaflayan insanlar›n kahir ekseriyetimüslüman, bu ülkenin kültürü ‹s-lam ile yo¤urulmufl, bu ülkenin ad›Türkiye, bu ülkenin çocuklar› el-bette kültürlerini ö¤reneceklerve evrensel olan ahlak kavram› ileteorisi hakk›nda bilgi sahibi olacak-lar; t›pk› Türkçe,Türkiye Tarihi, Türk

Edebiyat›... ö¤rendikleri gibi. Bun-lar seküler ö¤renim konular›d›r ve“özellikle belli bir dinin ö¤retilmesive e¤itiminin yap›lmas›” ile ilgileriyoktur. Bize göre anayasadan ç›-kar›lmas› için de bir sebep mev-cut de¤ildir.

2. Devletin denetim ve gözeti-minde olmas›n› istiyor.

Gözetimi “aç›kl›k” olarak anla-mak gerekiyor; buna göre din e¤i-tim ve ö¤retimi gizli olmayacak.

Denetime gelince iflte bunun il-gili kanunlarda aç›klanmas› ve dinözgürlü¤üne ayk›r› olmamas› ge-rekiyor. Bizdeki “devletin deneti-mi” uygulamas› din özgürlü¤üneve bunu garanti etmesi gerekenlaikli¤e ayk›r›d›r. Bizde devlet “ülke-nin ve milletin bölünmezli¤i” gibikorunmas› zorunlu olan unsurlar›korumaya yönelik denetimle ye-tinmiyor, din e¤itim ve ö¤retimi-nin ortam›na ve içeri¤ine müda-hale ediyor.

3. Büyüklerden baflka –velileri-nin iste¤ine ba¤l› olarak- küçükle-re de “din e¤itimi ve ö¤retimi” ve-me hakk› getiriyor. ‹flte bu hak, dinözgürlü¤ünün evrensel çerçeve-sine giren haklardan biri olan “bellibir dinin ö¤retilmesi ve e¤itimininverilmesi” ile ilgilidir ve Türkiye buhakk› ›srarla engellemektedir. Buengellemenin en son örne¤i, bu-günki gazetelerde yer alan flu ha-berdir:

“Dan›fltay ‹dari Dava DaireleriGenel Kurulu, Diyanet ‹flleri Bafl-kanl›¤›’n›n din e¤itimi ile ilgili bir dü-zenlemesinin dayana¤› olan '633say›l› Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› Kuru-lufl ve Görevleri Hakk›nda Kanun'aeklenen 3. ek maddedeki baz› hü-kümlerin anayasaya ayk›r› oldu¤ukan›s›na vard›. 7'ye karfl› 16 oyla sözkonusu yasa maddesinin iptali için

Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi-ne karar verildi.”

Yasada iptali istenen hükümlerflöyle: "‹lkö¤retimin 5'inci s›n›f›n› bi-tirenler için tatillerde ve Milli E¤i-tim Bakanl›¤›'n›n denetim ve gö-zetiminde yaz Kuran kurslar› aç›l›r.

Konuyu net ve özet halinde ifa-de etmek gerekirse: Anayasan›nverdi¤i “din e¤itimi ve ö¤retimi”hakk›n› halk›m›z, yaln›zca -tek or-tam ve araç olarak- Diyanet’inkurslar›nda, o da eksik olarak (çün-kü beflinci s›n›fa gelmemifl ö¤ren-cilere din e¤itim ve ö¤retimi ya-sak) çocuklar›na din bilgisi verdire-rek kullan›yordu, flimdi yarg› yoluy-la bu hak da milletin elinden al›n-ma yolunda.

Peki –ayk›r› görüflte olan hakim-lere karfl›- bu karar› alan hakimleringerekçeleri nedir? Hukuk adamla-r› bu evrensel hakk› niçin engelli-yorlar?

Buraya kadar yazd›klar›m›zlahem evrensel, hem bölgesel in-san haklar› antlaflmalar›nda/söz-leflmelerinde/bildirgelerinde hemde TC. anayasas›nda bütün din veinanç mensuplar›na, dinlerini ö¤-renme ve çocuklar›na ö¤retme,ö¤retmenin de ötesinde din e¤i-timi verme (yani dini ve dince kut-sal olan varl›k ve de¤erleri sevdir-me, benimsetme, onlara inand›r-ma, ibadetlere al›flt›rma, helal veharam fluuru kazand›rma...gibimaksatlarla yap›lacak faaliyetlerinbütünü) hakk› tan›nm›fl oldu¤unutespit etmifl olduk. Ayr›ca anaya-sada zorunlu ders olarak gösteri-len “din kültürü ahlak ö¤retimi”ninbelli bir dinin ö¤retim ve e¤itim(yani bir din ö¤retim ve e¤itimi)olmad›¤›n›, ad› üstünde dinin kül-türünün ve ahlak›n ö¤retimindenibaret oldu¤unu, bunun da “bütün

vatandafllar›, inans›n inanmas›n birdine zorlamakla alakas› bulunma-d›¤›n›, bu dersin seküler bir millikültür dersi oldu¤unu hat›rlatt›k.

TC. Anayasas›nda yer alan as›ldin e¤itim ve ö¤retimi, 1961 anaya-sas›n›n 19. made, 4. f›kras›nda “Dine¤itim ve ö¤renimi, ancak kiflilerinkendi iste¤ine ve küçüklerin dekanunî temsilcilerinin iste¤ineba¤l›d›r.” fleklinde; 1982 anayasas›-n›n 24. maddesinde ise -zorunludin kültürü ö¤retimini düzenleyenifadeden sonra- “Bunun d›fl›ndakidin e¤itim ve ö¤retimi ancak, kifli-lerin kendi iste¤ine, küçüklerin dekanuni temsilcisinin talebine ba¤l›-d›r.” fleklinde yer alm›flt›r.

Her iki anayasa maddesinde, kü-çüklere verilecek belli bir dinine¤itim ve ö¤retimi, belli bir yafl iles›n›rlanmam›fl, yaln›zca “kanunitemsilcilerinin istemesi” flart›naba¤lanm›flt›r.

Dan›fltay ‹DDG Kurulu’nun iptali-ni istedi¤i düzenleme, devletingözetim ve denetiminde Kur’ankurslar›nda verilen din dersi(Kur’an okuma, ezberleme ve te-mel din bilgileri alma dersi) ile ilgili-dir ve Kurul bu hakk› halk›n elindenalmak istemektedir.

Peki dayanaklar› nedir?

As›l vahim olan› iflte bu dayanak-lard›r; vahimdir çünkü “afla¤›da s›ra-layaca¤›m›z ve bize göre geçersizolan gerekçelerle anayasan›n ver-di¤i din e¤itim ve ö¤retim hakk›n›yüksek dereceli hukuk adamlar›ortadan kald›rmay› istemektedir-ler”.

Bak›n bu hukuk adamlar› neleredayan›yorlar:

1. “Türkiye Cumhuriyeti Devle-ti'nin; laik e¤itimi, temel e¤itim y›l-lar› içerisinde kesintisiz olarak vebir bütünlük içinde gerçeklefltir-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

8

mesi Anayasa'n›n gere¤idir. ‹ptaliistenen düzenlemeyle 'laik e¤iti-mi kesintisiz olarak ve bir bütünlükiçinde tamamlamam›fl çocuklaradinsel e¤itim verilmesi' öngörülü-yor.”

Evet say›n hakkimler, kesintisize¤itimi, “kesintiye u¤ramadan dind›fl›, dini ö¤retme ve e¤itimini ver-me flöyle dursun hat›rlatma bileyasak olan” e¤itim olarak anl›yor,daha do¤rusu kanun vâz››n›n ama-c›n› böyle okuyor, böyle yorumlu-yorlar. Halbuki hukukta yorumuntemel kurallar›ndan biri,” Bir mad-deyi yorumlarken ilgili maddeleribir arada görmek, , düflünmek vebuna göre yorumlamakt›r”.

Türk Medeni Kanununun 11.maddesine göre Erginlik onsekizyafl›n doldurulmas›yla bafllar. Ev-lenme kifliyi ergin k›lar. 12. madde-sine göre de Onbefl yafl›n› doldu-ran küçük, kendi iste¤i ve velisininr›zas›yla mahkemece ergin k›l›na-bilir.

Kanunun aç›k ve kesin tan›mla-mas›na göre ilkö¤retim ça¤›ndaki

çocuk küçüktür ve anayasa yafl s›-n›r› koymadan küçüklere din e¤i-tim ve ö¤retimi verme hakk› tan›-maktad›r. Bu hakk› tutars›z ve ide-olojik tarafl›l›k yans›tan bir yorumlas›n›rlamak hukuka ters düfler. He-le de “laik e¤itim”, “isteyenlerindinlerini ö¤renmelerine imkanvermeyen bir e¤itim” olarak anla-fl›l›r, böyle yorumlan›rsa kesin ola-rak laiklik, evrensel bir hak olandin özgürlü¤üne ayk›r› olur ve “dinkarfl›tl›¤›” manas›na gelir.

2. “Ö¤retim birli¤i ilkesinin tümgerekleri ile uygulanmas› Cumhu-riyet ve toplumun gelece¤i içinzorunludur.”

Hakimler bu gerekçeleri ile de“din ö¤retim ve e¤itimi hakk›”n›nkarfl›s›na, devrim kanunlar› aras›n-da yer verilen “ö¤retim birli¤i” ka-nununu day›yorlar. Onlara göre“ö¤retim birli¤i”, dine yer verme-me ilkesinde birleflen, bu manadabir ve tek olmay› hedefleyen, bafl-ka türlü bir uygulamaya yer ver-meyen ö¤retim oluyor. Bu ilke y›l-larca “okullar› ancak devletin ilgilibakanl›¤›n›n aç›p düzenleyebile-ce¤i” fleklinde anlafl›l›yordu, flimdide “devletin öngördü¤ü ideoloji-nin beyinlere kaz›nd›¤›, buna zararverir düflüncesiyle din e¤itim veö¤retimine –iste¤e ba¤l› da olsa-yer verilmeyen” bir ö¤retim ilkesiolarak dayat›l›yor. Peki bu ink›lapkanunu y›llard› var, buna ra¤mennas›l y›llarca biz ilkokullar›n son ikiy›l›nda, orta okullarda ve liselerde“iste¤e ba¤l› din dersi” okuttuk veDiyanet küçüklere Kur’an okuttu,din dersi verdi. Kanunu eski hakim-ler anlayamad› da bu yeni hakim-ler mi anl›yorlar?

Anayasan›n 24. maddesindeyer alan dinle ilgili e¤itim ikiye ayr›-l›yor. 1. Din kültür ahlak ö¤retimi, 2.Bundan baflka din ö¤retim ve e¤i-

timi. Birincisi (inanç, ibadet ve di-¤er konular›yla yaln›zca belli bir di-nin de¤il) din kültürü ve ahlak›nyaln›zca ö¤retimi imkan›n› veriyor.‹kincisi ise belli bir dinin mesela ‹s-lam’›n hem büyükler hem de kü-çükler taraf›ndan ö¤renilmesi, bu-na ek olarak e¤itiminin al›nma-s›/verilmesi hakk›n› getiriyor.

Yaln›zca son günlerde de¤il, y›l-lardan beri bizde iki konu tart›fl›l›-yor: 1. Din kültürü ahlak ö¤retimi-nin zorunlu olmas› ve bu dersinuygulanmas›nda ‹slam’a a¤›rl›k ve-rilmesi. 2. Do¤rudan ‹slam ö¤retimve e¤itiminin nerede, kimler tara-f›ndan, kimlere, nas›l verilece¤i.

Birinci tart›flmaya son günlerdeA‹HM ve AB de kar›flt›. Bir alevi va-tandafl, içinde alevilik bulunmad›¤›için “zorunlu din kültürü...” dersin-den çocu¤unun muaf tutulmas›için gerekli mercilere baflvuruyor.Bunlardan “zorunludur, muaf tutu-lamaz” cevab›n› al›nca A‹HM’nebaflvuruyor, mahkeme davay› ka-bul ediyor ve Türk hükumetindensavunma istiyor. Verilen savunma-da yine “dersin anayasaya görezorunlu oldu¤u ve anayasa de¤ifl-medikçe muafiyetin söz konusuolamayaca¤›” zikrediliyor.

Yukar›da iflaret edildi¤i üzereyap›lmas› gereken bu dersin kald›-r›lmas› veya farkl› inanç tafl›yanlar›ndersten muaf tutulmas› de¤ildir;çünkü bu ders bir inanç ve ibadete¤itimi de¤il, bir arada yaflayanfarkl›lar›n ortak kültürü ö¤renme-lerini ve birbirlerini anlamalar›n›sa¤layacak bir kültür dersidir. Buderste ‹slam kültürüne daha fazlayer verilmesi de normaldir; çünkübu ülkede yaflayanlar›n kahir ekse-riyeti as›rlardan beri bu dini yafla-m›fl ve onlar›n kültürlerini bu dinçok yönlü ve derinden etkilemifl-tir. Yap›lms› gereken fley, e¤er ek-

Din özgürlü¤ü insan

haklar› belgelerindeki

genifl kapsam/içerik

ile eflitlenmedikçe

“haks›z ve hukuksuz

s›n›rlama” devam

etmifl olacakt›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

9

siklik varsa di¤er din ve mezheple-re de makul ölçülerde yer veril-mesinin sa¤lanmas›d›r, program›-n›n bu manada tamamlanmas›d›r.

Avrupa Komisyonu’nun ilgili biri-mi zorunlu din derslerinin iste¤eba¤l› hale getirlmesin istemifltir,ancak bu de¤ifliklik iste¤inin, ra-porda yer alan ve bizce de çokönemli olan bir kayd›, bir flart› var-d›r. Raporda flöyle denmektedir:“"E¤er bu ders, belirli bir dinin ö¤-retisi niteli¤inde, esas olarak ‹s-lam'› ö¤retmeyi hedefliyorsa, ço-cuklar›n ve ebeveynlerinin dini öz-gürlüklerini koruman›n gere¤i zo-runlu olmaktan ç›kar›lmal›d›r"

fiu halde gerek A‹HM’ne ve ge-rekse AK’na anlat›lacak olan iki fleyvard›r: a) Bu ders bir dinin e¤itimive ö¤retimi de¤ildir. b) Bu kültürdersinde ‹slam kültürüne dahaçok yer verilmesinin sebebi TC‘nin tarihi ve nüfusunun kültürözelli¤inden gelmektedir ve mefl-rudur.

Öte yandan yap›lmas› gerekenfley de program›n yeniden göz-den geçirilmesi ve eksiklerin ta-mamlanmas›d›r. Zorunlu din kültü-rü ve ahlak ö¤retiminde alevi kül-türü ve ahlak› hakk›nda da yeterlibilgi verilirse o vatandafl›n itiraz›-n›n hakl›l›¤› ortadan kalkacakt›r.

Gelelim belli bir dinin e¤itim veö¤retim hakk› önündeki engelle-rin kald›r›lmas› konusuna.

Din kültürü ahlak ö¤retimi d›fl›n-da yine anayasada yer verilen,belli bir dinin ö¤retilmesi ve e¤iti-minin verilmesine ait oldu¤u içinde “büyüklerin iste¤ine, küçükle-rin de kanuni temsilcilerinin talebi-ne ba¤l›” k›l›nan “din e¤itim ve ö¤-retimi” y›llardan beri ›srarla engel-leniyor. Madem böyle bir hak ev-rensel insan haklar›nda ve TC. ana-

yasas›nda var öyleyse niçin ve nehakla engelleniyor?!

Yukar›da yarg›n›n engellemesin-den söz etmifl, dayanaklar›n› datart›flm›fl, bana göre bu dayanak-lar›n geçersiz oldu¤unu aç›klam›fl-t›m. Buna ra¤men e¤er ilgili yarg›organ›, hakimleri hakl› bulur da il-kö¤retim okulunu bitirmemifl kü-çüklerin ‹slam e¤itim ve ö¤retimialmalar›n› engelleyen bir karar ç›-kar›rsa müslümanlar ne yapmal›d›r-lar?

K›saca ve maddeler halinde s›ra-lamak belki daha yararl› olacakt›r:

1. Yasama organ›na bask› yapa-rak “yarg› taraf›ndan bozulmas›mümkün olmayan bir çerçeve vesa¤laml›kta” bir kanun ç›kar›lmas›sa¤lanmal›d›r.

2. Vatandafllar küçük çocuklar›-na (e¤er bunlar ilkö¤retim ça¤›n-da iseler resmi ö¤retim saatleri d›-fl›nda) ‹slam e¤itim ve ö¤retimiverdirmek için ilgili mercilere (MilliE¤itim Bakanl›¤›na, Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤›na...) resmen baflvurma-l›d›rlar. “Ben müslüman›m, çocu¤u-ma ‹slam bilgisi ve dinin e¤itiminiverdirmek istiyorum, nerede, kim-ler taraf›ndan, nas›l verilece¤inintaraf›ma bildirilmesi” demelidirler.Büyükler de ayn› talebi kendileriiçin dile getirmelidirler.

3. Bu talebe olumsuz veya ye-tersiz (mesela hakk› bölerek, bellibir yafla izin verip di¤erlerini yasak-layarak...) cevap verilirse iç hukukmercilerine baflvurmal›d›rlar.

4. ‹ç hukukta evrensel ve Avru-pa insan haklar› belgelerine uygunbir çözüm elde edilemedi¤i tak-dirde hem A‹HM’ne hem de AB’li-¤inin ilgili birimlerine baflvurmal›d›r-lar.

5. Yaln›zca baflvurmakla kalma-mal›, davay› s›k› ve usulüne uygun

bir flekilde takip etmeli, gerekli or-

tamlarda, lehte kamu oyu olufltur-

maya çal›flmal›d›rlar.

6. Hakl› talepleri karfl›lan›ncaya

kadar demokratik direnifl ve sivil

itaatsizlik hakk› kullan›lmal›, evren-

sel hukukun ve TC. anayasas›n›n

verdi¤i ama haks›z olarak engelle-

nen bu e¤itim ve ö¤retim hakk›,

mümkün olan her flekilde uygu-

lanmal›, yönetimin müdahalesine

ve yapt›r›mlar›na da gö¤üs geril-

melidir.

Unutmayal›m ki bu ülkede

‹mam Hatip Okullar› aç›lmadan ve

okullara din dersleri (iste¤e ba¤l›

olarak konmufltu, sonra kald›r›ld›)

konmadan önce bu millet çocuk-

lar›na ‹slam’› ve onun aziz kitab›

Kur’an’› ö¤retmek için baz› fedâ-

kârl›klar› göze alm›fl ve bunun be-

delini ödemiflti. Sonra eksik de ol-

sa verilenlerin bedeli iflte o fedâ-

kâr insanlar›n gözyafllar›d›r, kara-

kollarda çektikleridir, sararma ve

titremeleridir...

Aç›k ve net olarak müslümanla-

r›n talebi fludur: ‹ster okullarda, is-

ter Diyanet’in kurslar›nda, ister

baflka yerlerde ve flekillerde müs-

lümanlar›n çocuklar› Kur’an oku-

may›, Kur’an’›n anlam›n› ve tefsirini,

‹slam’›n temel inanç maddelerini,

ibadetleri, di¤er din kurallar›n› ö¤-

renecek, bunlar› benimseme, sev-

me, uygulama e¤itimi alacaklard›r.

Kendilerini müslüman olarak ta-

n›mlayanlar içinden din e¤itim ve

ö¤retimi istemeyenlere kimse

zorla bunu vermez. Kendilerini ‹s-

lam’›n d›fl›nda görenler de neye

inan›yorlarsa onun e¤itimini alma

verme hakk›na sahip bulunmak-

tad›rlar.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 0

Din E¤itimi alan› günümüzde he-men herkesin söz söyledi¤i biralan görünümündedir. Cumhuriye-tin kuruluflundan bu yana din e¤iti-mi ö¤retiminin nas›l yap›laca¤› tar-t›flma konusu olmufltur. Bu tart›fl-malarda kullan›lan kavramlar› kulla-narak ifade etmek gerekirse, ›l›m-l›(!) Müslümanlardan, radikal(!) olan-lara; Sünni anlay›fl› temsil edenler-den, fiii-Caferî çizisinde olanlara,hatta Hz Ali’yi tanr›sal bir güç ola-rak görenlere; agnostik oldu¤unusöyleyenlerden, ateist oldu¤unusöyleyenlere kadar birçok kifli yada grup, din e¤itimi konusunda fi-kirler ileri sürmekte ve bu görüflle-rin mutlaka dikkate al›nmas›n› veuygulamaya geçirilmesini istemek-tedir.

Din e¤itimi konusunda karar ver-me durumunda olanlar ise, belkidin e¤itiminin neli¤i, ve insan içinönemi konusunda bilimsel bilgi ek-sikli¤inden dolay› tart›flmalardanetkilenmekte, zaman zaman tutar-s›z ve bilimsel dayana¤› olmayanaç›klamalarla kafalar› iyice kar›flt›r-maktad›rlar.

fiu husus iyici binmelidir ki, Cum-huriyetin kuruluflundan bu yanaTürkiye’de din e¤itiminin özel biryeri ve önemi vard›r. Ülkemizdeözellikle okullarda din ö¤retimimezhepler üstü bir anlay›flla bilgikazand›rmaya ve bireylerin toplu-ma uyumlar›n› sa¤lamaya yönelikbir yaklafl›mla verilmektedir.

Her fleyi örnek almaya çal›flt›¤›-m›z Bat› toplumlar›nda, din e¤itimi

alan›, bilimsel dayanaktan yoksunideolojik bir yaklafl›mla fikir beyanedilen bir alan de¤il, uzmanlar›n bi-limsel birikimle görüfllerini dile ge-tirdikleri bir aland›r.

Bireylerin din konusunda okuldado¤ru bilgilerle donat›lmas› top-lumsal huzur ve güven için gerekli-dir. Okul e¤itimiyle birey, bütünyönleriyle gelifltirilmeye çal›fl›l›r.Okul, bireyi hayata haz›rlar. Hayat-ta karfl›laflaca¤› durumlarla ilgili bil-gilendirir. Okul, bir yandan bireyeyaflad›¤› toplumun kültürünü, bilgibirikimini, de¤er yarg›lar›n› ö¤ret-meye çal›flmak yani bireye kültürkazand›rmak, bir yandan da bireyinkiflisel yeteneklerini keflfedip gelifl-tirmesi için ona imkan haz›rlamaklagörevlidir.

Bireyi hayata haz›rlayan okul,onun din konusundaki sorular›n› veihtiyaçlar›n› da dikkate almak duru-

mundad›r. Din ile ilgili ihtiyaçlar› kar-fl›lamak ve bilgilendirmekle görevlidin dersinin de di¤er branfllar gibiokulda yer almas›, okulun göreviniyerine getirmesi aç›s›ndan önemli-dir. Çünkü Atatürk’ün de ifade etti-¤i gibi bireyin dinini ö¤renmek içinmuhtaç oldu¤u yer okuldur. Din ileilgili sorular ve bilgilenme ihtiyac›n›karfl›laman›n yolu, okulda do¤ru bil-gi ve uygun yöntemlerle yap›lacakdin e¤itimidir.

Okulun din ile ilgili bilgilendirmegörevi bireysel, toplumsal ve ev-rensel aç›dan önem arz etmekte-dir.

Bireysel aç›dan bak›ld›¤›nda insa-n›n kendini tan›maya bafllamas›n-dan itibaren zihninde var olan benkimim?, nereden geldim?, nereyegidece¤im?, ölüm bir yok olufl mu-dur? sorular› farkl› branfllarca çeflitliflekilde cevaplanmaktad›r. Ancak

Prof. Dr. Nevzat Afl›ko¤lu*

‹deolojilerinin çat›flma alan› m›?Türkiye'de D‹N E⁄‹T‹M‹,

* Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Dekan›

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 1

bu konuda dinin cevaplar› ve yoru-mu da farkl› bir bak›fl aç›s› ile ve uy-gun bir biçimde okulda verilmekdurumundad›r. Bu alan›n bofl b›ra-k›lmas› halinde hurafe bilgiler bubofllu¤u bir flekilde dolduracakt›r.

Toplumsal ve kültürel aç›danbakt›¤›m›zda da okulun kültürü ka-zand›rma görevini yaparken baz›dini bilgileri kazand›rmas›n›n kaç›n›l-maz oldu¤unu görüyoruz. Çünküedebiyat›m›za, musikimize, mimari-mize ve di¤er kültür alanlar›na sin-mifl olan baz› motifler dini içeriklidir.Toplumdaki yaflay›fl ve davran›fl bi-çimlerinde dini unsurlar vard›r. Bun-lar› anlayabilmek, kültürü tan›makve topluma yabanc›laflmamak içinokul, bireyi din konusunda bilgilen-dirmek durumundad›r.

Okul, bireyi içinde yaflad›¤› top-lum yan›nda evrensel boyutta in-sanl›k âleminin bir bireyi olarak dagelece¤e haz›rlamakla görevlidir.Bu nedenle dünyadaki de¤iflikinanç flekilleri ve dini yaflay›fllarla il-gili de bireyi bilgilendirmek duru-mundad›r. Bireyin din ile ilgili ihtiya-c› okulda karfl›lanmazsa bat›l inançve hurafeler yayg›nlafl›r; din istis-mar› ço¤al›r. Bu da toplumsal tedir-ginlik ve kaosa sebep olabilir.

Bireyin ve toplumun din konu-sunda bilgilenme ihtiyac› Cumhuri-yetimizin ilk y›llar›nda da hissedilmiflve ö¤retim birli¤i yasas›yla bununnas›l yap›laca¤› ile ilgili esaslar belir-lenmifltir.

Tevhidi Tedrisat kanunuyla aç›l-mas› öngörülen ‹mam-Hatip okulla-r›na, dini pratikleri (‹mamet ve hita-bet gibi din hizmetlerini) yürüte-cek elemanlar yetifltirmek göreviverilmiflti. Yine Tevhid-i Tedrisat ka-nunuyla aç›lmas› öngörülen ‹lahi-yat Fakültesinin görevi “din müte-hass›slar› yetifltirmek” fleklinde ifa-de edilmiflti. Oysa, günümüzde ‹la-hiyat Fakülteleri, araflt›rmac› din bil-ginleri yetifltirme yan›nda, hem ör-gün hem de yayg›n e¤itim alan›n-da görev yapacak ve din hizmetle-rini yürütecek nitelikli elemanlar

yetifltirme görevini de üstlenmiflbulunmaktad›r. Bu nedenle Yük-sek din ö¤retimi alan›nda ‹lahiyatFakültelerinin kontenjanlar›n› s›n›r-lamak yerine, programlar›n› fonksi-yonel hale getirmek gelece¤imiziçin daha yararl› ve isabetle olacak-t›r.

Günümüzde ortaya ç›kan ihti-yaçlar ve dünyadaki dini anlay›fl vegeliflmeler do¤rultusunda din e¤i-timinin içeri¤i, yöntemi, ö¤retimprogramlar› üzerinde düflünülerekhem sosyal bilimler ö¤retiminin birparças›, hem de meslek e¤itimiolarak din e¤itiminin gelifltirilmesizorunlu görünmektedir.

Dünyam›zda toplumlar süreklide¤iflmekte, farkl›laflmaktad›r. ‹hti-yaçlar ço¤almakta ve çeflitlen-mektedir. Bu de¤iflim dini yaflant›alan›n› da kapsamaktad›r. Toplum-da insanlar yeni ortaya ç›kan du-rumlar ve olaylar konusunda dininyorumunu bilmek istemekte vetart›flmaktad›rlar. Bu de¤iflim ve di-namizmi do¤uran nedenler 20 yüz-y›l›n sonuna do¤ru geliflen ve ilahi-yat e¤itiminin önemini art›ran, ye-niden dine yönelifl hareketlerinido¤urmufltur.

Ortaça¤ Avrupa’s›nda Kiliseninbask›lar› karfl›s›nda arad›klar› mutlu-lu¤u bulamayan insanlar, din yeri-ne pozitif bilime yönelmifller, an-cak insanlar›n mutlu ve huzurlu ol-mas› için bilimin nas›l kullan›lmas›gerekti¤i üzerinde düflünmemifl-lerdir.

Bilimin geliflmesiyle ilerleyen en-

düstri ve sanayileflme beraberin-

de insan hayat›n› tehdit eden çev-

re kirlili¤ini do¤urmufl, nükleer ve

biyolojik silahlar insan hayat›n› teh-

dit eden ve onlar› huzursuz k›lan

unsurlar olmufltur. Mutluluk vaat

eden çeflitli ideolojiler de insanlar›

tatmin etmemifltir.

Huzur arayan ama bir türlü bula-

mayan insanlar flimdi yeniden kut-

sal olana ve dini de¤erlere yönel-

mektedirler. Bu yönelifl iyi de¤er-

lendirilmek durumundad›r. Aksi hal-

de din ad›na ve kutsal de¤erler

ad›na çeflitli gruplar ve ak›mlar yan-

l›fl ve as›ls›z bilgilerle insanlar› amaç-

lar› do¤rultusunda kullanabilmek-

tedirler.

Öyleyse din ö¤retimimizi planlar-

ken yetifltirmek istedi¤imiz insan

tipi nas›l olmal›d›r? sorusuna cevap

bulmam›z gerekmekte, insan›n din

ve kutsal de¤erlerle ilgili sorular›n›n

do¤ru cevaplanmas› kaç›n›lmaz ol-

maktad›r.

Bu çerçevede Türkiye’de din

e¤itimini engelleme, s›n›rlama vb.

anlams›z çabalar yerine, din e¤iti-

minin içerik, programlar, yöntem,

ö¤retmen yetifltirme vb. noktalar

dikkate al›narak planlanmas›, birey-

leri; taklit eden de¤il sorgulayan,

seçim yapabilen, yeni bilgilere

aç›k, dini kaynaklar›ndan araflt›ran

ve bilimsel verilerle yorumlayan,

inançlara sayg›l› ve kültürüne ya-

banc›laflmayan kifliler olarak yetifl-

tirmede din e¤itiminin katk›s› üze-

rinde düflünülmesi bu amaçla ilk

ve orta ö¤retim ile yüksek din ö¤-

retimi programlar›n›n de¤erlendiril-

mesi gerekmektedir.

Bireyin din ile ilgiliihtiyac› okulda

karfl›lanmazsa bat›linanç ve hurafeler

yayg›nlafl›r; dinistismar› ço¤al›r. Bu datoplumsal tedirginlik

ve kaosa sebepolabilir.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 2

Milletlerin e¤itim tarihindeki uy-

gulamalar›na bak›ld›¤›nda, e¤itim

amaçlar›na ulaflmalar›nda, fert ve

toplum ihtiyaçlar› yan›nda, kültürel

miras›n gelifltirilmesinde ve yetifl-

mekte olan nesillere aktar›lmas›na

çok büyük önem verdikleri görül-

mektedir. Kültürel miras› gelifltiren

bafll›ca de¤erlerin bafl›nda da din

gelmektedir.

Din insanl›kla var olan bir kurum-

dur. ‹lk insan Hz. Adem’den günü-

müze yeryüzünde ne kadar insan

toplulu¤u varsa hepsinin, gerek

yerel, gerek millî ve gerekse Allah

(c.c.) taraf›ndan gönderilen bir ilâhî

dine mensup oldu¤u sosyolojik bir

gerçektir. Günümüzde de ilkel ka-

bile olarak isimlendirilen toplum-

dan, kültür ve teknolojik bak›m›n-

dan ileri olan her toplulu¤un men-

sup oldu¤u bir din vard›r. Bu insan-

lar›n hayatlar›n›, duygu ve düflün-

celerinde inanm›fl olduklar› dinin iz-

lerini görmek mümkündür. Dolay›-

s›yla dinle insan aras›ndaki ba¤›, et

ile kemik aras›ndaki iliflkiye benzet-

mek mümkündür. ‹nanç ve gidilen

yol anlam›nda meseleye yaklafl›ld›-

¤›nda, kendini bir dinin mensubu

görmeyen kimselerin dahî takip

ettikleri bir düflünce ekolü ya da

felsefî bir yol vard›r.

Günümüz toplumlar›nda inanç

özgürlü¤ü, eskiye nazaran daha da

önemli bir duruma gelmektedir.

Nas›l ki yaflamak kiflilerin vazgeçil-

mez, devredilmez temel haklar›

ise, inanmak ve bir dine ba¤lan-

mak ve ba¤lan›lan dinin gereklerini

yerine getirmek de ayn› flekilde

temel insan haklar›ndan biridir.

‹nanma bir iç yönelifl, gönülden bir

kabuldür ve kiflinin kendi iç alemi

ile ilgili bir husustur. ‹nanc›n insan

davran›fllar›n› yönlendir-mesiyle din

ortaya ç›kmaktad›r; davran›fllar›

yönlendirmeyen hiç bir dini inanç

da yoktur. Öyleyse iman ile din bir

bütündür ve öylece insan›n kiflili¤i-

nin bir parças›d›r. ‹man ve din bu

bütünlük içinde insan›n temel hak-

lar›ndan biridir. ‹nanma ve inanc›n

gereklerini yerine getirme hakk›,

onlar› ö¤renme hakk›n› da berabe-

rinde getirir. Çünkü e¤er bir davra-

n›fl söz konusu ise, onun nas›l yap›-

Din E¤itimi'nin Birey veToplum Aç›s›ndan önemiDr. ‹lyas Canikli

* Din Ö¤retim Genel Müdürlü¤ü

laca¤› sorusu, bilmeyi ve dolay›s›

ile ö¤renmeyi gerektirir.

Bütün bunlar göstermektedir ki,

dinsiz bir insan hayat›ndan söz et-

mek neredeyse imkans›zd›r. Mese-

leye bu aç›dan bak›ld›¤›nda; din

e¤itimi toplum bireylerinin sa¤l›kl›

bir dinî anlay›fla sahip olmalar› aç›-

s›ndan çok önemli bir husustur.

Özellikle günümüzde sa¤l›kl› ve as-

l›na uygun din e¤itimi verilmesi, ge-

lece¤imizin teminat› çocuklar›m›-

z›n ve gençli¤imizin bir tak›m yanl›fl

telakkilerin peflinden gitmemeleri

için büyük önem tafl›maktad›r. Ül-

kemizin tamam›na yak›n›n sosyolo-

jik olarak Müslüman oldu¤u göz

önüne al›nd›¤›nda; misyonerlik ve

satanizm gibi millî ve manevî de-

¤erlerimiz için zararl› olabilecek, ül-

ke bütünlü¤ünü tehdit edecek

her türlü düflünceye ve olufluma,

sa¤l›kl› ‹slâmî din e¤itimi ile karfl›

durmak mümkündür.

Dini sadece insanlar›n vicdan›n-

da kendi iç dünyalar› ile ilgili bir olay

olarak düflünmek, onun birey ve

toplum hayat› için tafl›d›¤› sosyal,

kültürel ve moral de¤erlerini göz

ard› etmek anlam›na gelir. Büyük

baflar›lar›n kazan›lmas›nda manevî

de¤erlerin gücü nas›l etkili ise, ça-

resizlik ve bunal›m anlar›nda da ay-

n› güç yegane dayanak ve s›¤›nak

olmaktad›r. Dinî e¤itimden yoksun

manevî yönden boflluk içerisinde,

moral gücünü kaybederek daya-

naks›z kalm›fl ve ruhî çöküntüye

düflmüfl insanlardan yeteneklerini

tam olarak kullanmalar› ve verimli

olmalar› beklenemez.

Dinin temelinde insan› ruhen ve

ahlâken yüceltmek, olgunlaflt›r-

mak, onu, görev ve sorumluluklar›-

n› bilen ve yerine getiren toplu-

mun faydal› ve verimli bir bireyi du-

rumuna getirmek vard›r. Bütün dinî

kurallar, emirler ve yasaklar inançl›,

ahlâkl›, kendine ve herkese faydal›

insan tipini oluflturmak için yard›m-

c› etmenlerdir. Yoksa Allah'›n ne in-

sanlar›n yap›p etmelerine ne de

kaç›n›p sak›nmalar›na ihtiyac› var-

d›r.

‹slâm dininin öngördü¤ü insan ti-

pinin özellikleri Kur'an-› Kerim’de,

inanç sahibi (âmenu), aklî meleke-

lerini kullan›r (ya'k›lun), bütün hare-

ket ve fiillerinde her zaman iyi iflle-

re yönelen (amilu's-salihât) olarak

belirlenmifltir. ‹flte bu inançl›, ak›ll›

ve erdemli insanlar› yetifltirmek

için din e¤itimine ihtiyaç vard›r. Do-

lay›s›yla din, insan›n bireysel ve

toplumsal kimli¤inin ayr›lmaz bir

parças› olarak hayat› boyunca

onun bütün faaliyetlerini kuflat›r.

Din, korku ve ümitlerde, ahlâkî yar-

g›larda, k›ymet ölçülerinde, dünya

görüflünde ve hayat› anlamland›r-

mada insan için daima temel refe-

rans kayna¤› olmufltur. ‹nsanlar s›-

k›nt›lar›nda ve çaresizliklerinde di-

ne s›¤›n›rlar; en bunal›ml› anlar›nda

"aman Yarabbi" diyerek Allah'a yö-

nelme ihtiyac› hissederler. Bu, her-

kes için ortak bir tavr›d›r.

Din e¤itimi, yaflad›¤›m›z ça¤›n

flartlar› da dikkate al›nd›¤›nda her

zamankinden daha da önemli hâle

gelmektedir. Her dönemde top-

lumlar›n manevî dünyalar›n› tehdit

eden, sonuçta toplumlar› sarsan

düflünce ve zararl› ak›mlar olmufl-

tur. Bu çok tabiî bir fleydir. Hiçbir

düflünceyi ya da ak›m› kanun, yö-

netmelik ya da polisiye güçle ber-

taraf etmek söz konusu de¤ildir.

Ortada bir sorun varsa, bu sorunu

onun misli bir fikir ve kültür gücüy-

le çözmek, sosyal alan› bofl b›rak-

mamak gerekir. Örne¤in satanizm

veya misyonerli¤i kanun veya poli-

siye tedbirlerle zarars›z hâle getir-

mek söz konusu olmad›¤› gibi, yok

saymak da sorunu çözmekten

uzak bir yaklafl›md›r.

Son zamanlarda “Din e¤itimi aile-

de verilmelidir.” gibi baz› düflünce-

lerle kamu oyu oluflturulmaya çal›-

fl›lmaktad›r. Özellikle “din e¤itimi

okullardan kald›r›lmal›d›r, isteyen

çocu¤una evinde din e¤itimi ver-

melidir” gibi görüfl belirten kimse-

lerin, e¤itim-din iliflkisini ya da e¤i-

tim bilimlerinin ne ifle yarad›¤›n›

pek dikkate almad›klar› görülmek-

tedir. Bu görüflleri dile getiren kim-

selerin profiline bak›ld›¤› zaman,

hepsinin e¤itimden, bilimden ha-

berdar olduklar› hemen anlafl›l-

maktad›r. Buradaki problem, din

e¤itiminden ziyade kendilerinin

dinle olan iliflkileridir. Gelinen tek-

nolojik seviye ve imkanlar göz önü-

ne al›nd›¤›nda, hangimiz evlerimiz-

de çocuklar›m›za Matematik, Fen

Türkçe ve di¤er dersleri okutuyo-

ruz. Nas›l ki böyle bir fleyden söz

edemiyorsak, evde din dersini aile-

lere verdirme fikri, ifli savsaklamaya

yönelik bir yaklafl›m intiba›n› ver-

mektedir. Din e¤itimi, d›flar›dan ko-

layl›kla konuflulacak basit bir fley ol-

may›p, e¤itim bilimlerinin bütün

verilerini kullanan bir uzmanl›k alan›-

d›r. “Evde din e¤itimi verilebilir.”

teklifi ciddiye al›nacak bir düflünce

de¤ildir.

Din e¤itimi mutlaka okulda veril-

melidir. E¤itim bilimlerinin ulaflt›¤›

seviye göz önüne al›nd›¤›nda, din

e¤itimini her hangi bir branfltan ay-

r› düflünmek söz konusu de¤ildir.

Bu gün ‹lâhiyat Fakültelerinde din

e¤itimin daha etkili nas›l verilebile-

ce¤i hususunda araflt›rmalar ya-

pan “Din E¤itimi” bölümleri vard›r.

Buna ilâve olarak ça¤›n gerekleri-

ne uygun bir din e¤itimi, e¤itim bi-

limlerinin bütün materyallerinden

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 3

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 4

faydalanmal›d›r. Bu zorunlu bir du-

rumdur. Dinin ö¤renilme yeri Ata-

türk’ün de ifade etti¤i gibi

“okul”dur.

Halk›m›z›n 1000 y›ldan fazla ‹slâm

ahlâk›yla hayatlar›n› anlamd›rmaya

çal›flt›klar› göz önüne al›nd›¤›nda,

din ve e¤itim aras›nda ne denli bir

iliflkinin olmas› gerekti¤i kendili¤in-

den ortaya ç›kar. Bu iliflki çerçeve-

sinde düflünüldü¤ünde, ‹slâm ahlâ-

k› ö¤retilmeden, örf, adet ve kül-

türümüz çerçevesinde ahlâkl› bir

nesil yetifltirece¤imiz iddias›nda

bulunmak neredeyse imkans›zd›r.

Bu nedenle, ‹slâm ahlâk›n›n ö¤retil-

medi¤i bir e¤itim ve ö¤retimden

bahsetmek mümkün olmad›¤› gi-

bi, din e¤itimi verilmedi¤i takdirde

milletimizin sahip oldu¤u de¤erle-

rin erozyona u¤ramas› söz konusu-

dur.

Dinimiz, toplumsal anlaflmazl›klar

karfl›s›nda hoflgörüyü, dayan›flmay›

ve bar›fl› öngörmektedir. Onun bu

yönünden istifade etmemiz hem

birey hem de toplumsal menfaati-

miz aç›c›ndan önem arz etmekte-

dir. Duyma, düflünme ve inanma

özelliklerine sahip olmas› insan› da-

ima din olay›n›n içinde olmaya zor-

lam›flt›r. ‹nanmak ve bir dine ba¤-

lanmak insan ruhunun en büyük ih-

tiyac›d›r. Bu ihtiyac›n giderilmesi, ki-

fliyi daha dengeli ve düzenli bir ha-

yata kavuflturur. Yüce bir yarat›c›-

ya inanmak, O'na s›¤›n›p güven-

mek her zaman insan›n gönlünü

ferahlatan ve s›k›nt›lar›n› gideren

bir ihtiyaç olmufltur.

Din, yerine göre bir aflkt›r, heye-

cand›r, dinamizmidir. Bazen bir te-

selli, huzur ve mutluluk kayna¤›

olup bazen de ruhi çöküntülerin,

ümitsizli¤in, hiddet ve öfkenin ilac›-

d›r. Din, haks›zl›k ve yolsuzluk dü-

flüncelerini, zulüm hislerini k›rar;

merhameti, hoflgörüyü, sevgiyi ve

bar›fl› ö¤ütlemektedir. Dolay›s› ile

dinin, ferdin hayat›nda oldu¤u ka-

dar toplum hayat›nda da önemli

bir yeri vard›r. Vicdanlar› etkileyen

dini inanç ve kanaatler, kiflilerin

davran›fllar›n›n düzenlenmesinde,

sosyal hayat›n sa¤lam, dengeli ve

düzenli yürütülmesinde bir tak›m

zorlamalardan daha etkili olmakta-

d›r. Bütün bu de¤erler toplum aç›-

s›ndan büyük önem tafl›r.

Toplumun geliflip güçlenmesi,

bir ölçüde bireylerin manevi yön-

den beslenmesine, moral de¤er-

lerinin yükseltilmesine, ahlâk ve fa-

zilet duygular›n›n, onlar›n benlikleri-

nin bir parças› haline getirilmesine

ba¤l›d›r. Bu, kendili¤inden olmas›

beklenen bir fley olmay›p, ciddi bir

e¤itim meselesi, bir okul iflidir.

‹nsan›n, inanc›nda, dininde ve di-

nini ö¤renmede özgür olmas›

onun en tabiî hakk›d›r. Ancak insan-

lar toplum olarak yaflad›klar› için

aralar›ndaki iliflkileri düzenleyen,

birlikte uymak zorunda olduklar›

kanunlar yaparlar. Nelerin, hangi öl-

çüde, nas›l yap›laca¤› ve nelerin ya-

p›lamayaca¤› bu kanunlarda yer al-

maktad›r. Böylece kimse kendi

hak ve özgürlüklerini kullan›rken

baflkalar›n›n hak ve özgürlüklerini

çi¤nememifl olur. Ya da insanlar,

birlikte yaflad›klar› di¤er insanlar›n

hak ve özgürlüklerini kullanabilme-

leri için kendi hak ve özgürlüklerini

k›smen s›n›rlam›fl olurlar. Bu çerçe-

vede din özgürlü¤ü ve din e¤itim-

ö¤retimi ile ilgili düzenlemeler de

kanunlarla yap›lmaktad›r.

Kanunlar her konuda oldu¤u gibi

din ile ilgili konularda da temel hak

ve özgürlükleri güvence alt›na al›r-

ken, ayn› zamanda bu hak ve öz-

gürlüklerin kullan›lmas› ile toplum-

da ortaya ç›kabilecek sak›ncalar›

önleyici düzen-lemeler de getirir-

ler. Bu düzenlemeler daha çok,

de¤iflik din ve inançtan insanlar›n

karfl›l›kl› iliflkileri ve kiflilerin dinlerini

ö¤renme haklar›n› nas›l kullanacak-

lar› ile ilgilidir. Devletimizin temel ni-

teliklerinden biri olan laiklik, temel-

de herkesin din ve inanc›nda öz-

gür olmas› esas›na dayanmas›na

ra¤men, zaman zaman din e¤itim

ve ö¤retim faaliyetlerinin laikli¤e

ayk›r› oldu¤u, bunlar›n Devlet dü-

zeni ile ba¤daflmad›¤› ileri sürül-

mektedir. Böylece Millî E¤itim Ba-

kanl›¤›n›n din e¤itim ve ö¤retim fa-

aliyetleri dahî sanki yasal olmayan

giriflimlermifl gibi lanse edilmekte,

bütün bu giriflimler bilgiye dayan-

madan sosyo psikolojik bask› alt›na

al›nmakta, karfl›l›kl› sa¤l›ks›z tutum

ve davran›fllarla ülkemiz için zararl›

olabilecek çekiflme ve z›tlaflmala-

ra meydan verilmektedir. Bu tür

yaklafl›mlar, e¤itim uzmanlar›n›n

görüfllerinden çok, siyasî veya ide-

olojik kayg›lara dayanmaktad›r. Bu

tür mesnetsiz yaklafl›mlar esas al›-

narak ülkemizdeki din e¤itim ve

ö¤retimi sorununu çözmek söz

konusu de¤ildir.

Din e¤itimi,yaflad›¤›m›z ça¤›nflartlar› da dikkate

al›nd›¤›nda herzamankinden daha da

önemli hâlegelmektedir. Her

dönemde toplumlar›nmanevî dünyalar›n›

tehdit eden, sonuçtatoplumlar› sarsandüflünce ve zararl›ak›mlar olmufltur.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 5

1. Din Konusunda Do¤ru Bilgi Sa-hibi Olmak Niçin Gereklidir?

‹nsan› sa¤l›kl› bir flekilde anlayabil-menin anahtar› dindir. Din, tarih bo-yunca, insan›n oldu¤u her yerde,bir flekilde karfl›m›za ç›kmaktad›r.Bazen do¤rudan kurumlaflm›fl ha-liyle etkin olmakta; bazen saltinanç ve ibadet olarak insan haya-t›na girmekte; bazen de kültürünfarkl› ö¤elerinin içine gizlenerek,varl›¤›n› hissettirmeden ifllevini ye-rine getirmektedir. Din, hem kültü-rün en önemli ö¤elerinden birisi-dir; hem de kültürün flekillenmesin-de etkin olan faktörlerin bafl›ndagelmektedir.

Kültürü, en genifl anlamda, “insa-n›n do¤ada haz›r bulduklar›na yap-t›¤› katk›lar” fleklinde tan›mlayacakolursak, onun insan›n yarat›c› yete-

ne¤inin en önemli ürünü oldu¤unukolayca anlayabiliriz. Ancak, kültürüinsan›n oluflturmas›na ra¤men,toplumsal bir varl›k olan insan›n,kendi oluflturdu¤u kültürden so-yutlanmas›n›n mümkün olamaya-ca¤› da aç›k bir gerçekliktir. ‹nsanve kültür aras›nda çift yönlü bir ilifl-kinin varl›¤› dikkat çekmektedir: ‹n-san kültürü vücuda getirmekte;kültür de bütünüyle olmasa bile in-san›… Kültürün flekillenmesinde di-nin etkisi yads›namayaca¤›na gö-re, din insan› anlayabilmenin anah-tarlar›ndan birisi, belki de enönemli anahtar› olmak durumun-dad›r.

Din, insanlara bir arada insancayaflayabilmenin temel ortak pay-das›n› kazand›rmaktad›r. Toplumunbütün kesimlerini, hatta bütün bi-

reyleri, varl›¤› ile, o olmad›¤› zamanda ad› ile, ya da gücü ile de¤ifltiren,dönüfltüren, yönlendiren, k›sacabir flekilde etkileyen ikinci bir kuru-mun varl›¤›ndan söz etmek ger-çekten zordur. Dinin etkisi, bireyve toplum din ile bar›fl›k oldu¤u za-man do¤rudan; tersi söz konusuoldu¤unda ise dolayl› olarak ger-çekleflmektedir. Hiçbir birey, -Tanr›tan›maz olsa bile- dinin etki çem-berinin d›fl›na ç›kamaz. Din, benzet-me yerindeyse, çift yönlü kesenbir k›l›ç gibidir: Hem öldürür, hemde diriltir. Dinin olumlu, yap›c›, bar›fl-ç›, insan›n yarat›c› yeteneklerininönünü açan dinamik boyutu öneç›kt›¤› zaman, din, bir yandan top-lumsal düzeyde üretkenli¤i teflvikederken, di¤er yandan da, top-lumsal bar›fl›n, huzur ve mutlulu-¤un teminat› haline gelir. Özellikle,insanca yaflayabilmenin olmazsaolmaz koflulu olan “yüksek güvenkültürü”nün yarat›lmas›, dinin katk›-lar› ile kal›c› ve kuflat›c› bir boyut ka-zanabilir. “Yüksek güven kültürü”yaratmay› baflaramayan toplumlar,fliddet ve teröre aç›k hale gelebi-lecekleri gibi, kendilerini k›sa süre-de parçalanma sürecinin içindebulurlar. Çünkü, üretemeyen in-san, baflkalar›n›n ürettiklerini tüket-meyi kendileri için meflru bir hakolarak görebilir.

“Yüksek güven kültürü”nün olufl-turulabilmesi, öncelikle, insanlar›nyarat›c› yeteneklerinin önününaç›k olmas›na ba¤l›d›r. ‹nsano¤lu,

Din alan›nda do¤ru bilgi sahibiolman›n gereklili¤i ve Din Kültürü veAhlâk Bilgisi Dersleri

Prof. Dr. Hasan Onat*

* Ankara Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Ö¤retim Üyesi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 6

hayat›n anlam›n›, büyük ölçüde ya-rat›c› yeteneklerinin ürünlerini gö-rerek yakalamaya çal›fl›r. Huzur vegüven ortam› olmadan ne yarat›c›-l›ktan, ne de üretkenlikten söz edi-lebilir. Toplumda adalet etkin ol-madan da huzur ve güven ortam›temin edilemez. Biraz sa¤l›kl› dü-flündü¤ümüz zaman, hukukun üs-tünlü¤ü anlay›fl›n›n toplumda kabulgörebilmesi, adaletin yayg›n olaraketkin olmas› konusunda dinin ya-pabilece¤i çok ciddi katk›lar›nmevcut oldu¤unu kolayca görebi-liriz. Toplumsal düzeyde din konu-sunda sa¤l›kl› bir ayd›nlanma ger-çeklefltirildi¤i zaman, din sorun ol-maktan ç›kaca¤› gibi, yüksek insan-l›k de¤erlerinin gerçeklefltirilebil-mesi için önemli bir destek sa¤la-yacakt›r.

‹nsanl›k için en büyük tehlike, ce-halettir. Bu cehalet din alan›ndaortaya ç›kt›¤› zaman, tahribat› enyüksek düzeye ulaflmaktad›r. Çün-kü, insanlar›n bilmedikleri halde bil-diklerini, hem de çok iyi bildiklerinizannettikleri konular›n bafl›nda dingelmektedir. Din alan›nda sa¤l›kl›bir bilgilenme süreci yaflanmadan,insanlar›n neyi bilip neyi bilmedikle-rinin fark›na varmalar›n› sa¤lamakpek mümkün de¤ildir. Üstelik, dinkonusundaki bilgi bofllu¤u, insanlardinin yan›nda yer alsalar da, karfl›-s›nda olsalar da, toplumsal uzlafl-man›n köklerini kurutacak boyuttatahribata sebep olmaktad›r. Bu-nun sebebi, dinin kültürün içine de-rinlemesine nüfuz etmifl olmas›d›r.‹nsanlar›n din konusunda söyledik-leri her fley, her zaman, söyleyeninamac›n›n, niyetinin çok ötelerineuzanmakta; karfl› tarafta hiç tah-min edilemeyecek anlamlar ça¤r›fl-t›rmaktad›r. ‹nsanlar aras›nda sa¤l›k-l› bir iletiflim sa¤lanabilmesi için,do¤ru anlaman›n önündeki engel-lerin ortadan kald›r›lmas› gereklidir.

Bu engellerden birisi de din konu-sundaki cehalettir. Din konusundado¤ru bilgi sahibi olan insanlar, dinkonusundaki tav›r ve tercihleri neolursa olsun birbirlerini daha kolayanlayabilirler. ‹nsanlar aras› iletifli-min ana kodlar› daha çok birtak›mdinsel tafl›y›c›lara yüklenmifl, ya dadinsel de¤erlerin içine yerleflmifltir.Bu konudaki bilgi bofllu¤u veyayanl›fl bilgi, iletiflim kanallar›n›n iflle-vini yitirmesine sebep olmaktad›r.

Türkiye’de, devlet de, toplumunbütün kesimleri de, bir anlamdaköfleye s›k›flm›fl durumdad›r. Toplu-mun sa¤l›kl› bir “uzlafl›” kültürüneher zamankinden daha çok ihtiya-c› vard›r. Uzlafl› kültürünün yarat›la-bilmesinin ön koflulu, kanaatimiz-ce, dinin sorun olmaktan ç›kar›lma-s›d›r. Dinin sorun olmaktan ç›kmas›iki flekilde gerçekleflebilir: Birincisi,dini ve dinle ilgili olan her fleyi insanhayat›n›n d›fl›na itmek. ‹kincisi, top-lumun din konusunda do¤ru bilgisahibi olmas›n› sa¤lamak. Birinci fl›k-k›n mümkün olamayaca¤›, hem ta-rihsel tecrübelerle, hem de günü-müzde dinin hemen hemen bü-tün dünyada yeniden yükselende¤er olufluyla aç›kça anlafl›lm›flt›r.‹nsanlar, dinsiz yapamamaktad›rlar.Din konusunda bilgi bofllu¤u orta-ya ç›kt›¤› zaman, kolayl›kla hurafe-lerin, bat›l inançlar›n ve ak›l d›fl› olu-flumlar›n bu bofllu¤u doldurdu¤ugörülmektedir. Bu durum büyükölçüde insan›n varl›k yap›s› ile ilgiliolmal›d›r. Kanaatimizce, uyuflturu-cuya, alkol ba¤›ml›l›¤›na ve benzeriolumsuzluklara aç›lan kap›da, dininanlam boyutunun sa¤l›kl› bir flekil-de etkin olmamas›n›n pay› vard›r.Hatta, fliddet ve terörün küreselbir boyut kazanmas›n›n, insanl›¤›niçine sürüklendi¤i “varoluflsal anlambofllu¤u” ile yak›ndan ilgisi olmal›d›r.Anlam kayb›, insan›n varoluflsal kor-kular›n› art›rd›¤› gibi, varoluflsal ihti-

yaçlar›n›n da sa¤l›kl› bir flekilde kar-fl›lanmas›n› engellemektedir. Öy-leyse, ikinci fl›k üzerinde ciddi ola-rak durmak gerekecektir. Dinin in-san hayat›na anlam kazand›ran bo-yutu ön planda tutularak, insanla-r›n sa¤l›kl› düflünmelerine yetecekkadar din konusunda do¤ru bilgisahibi olmalar›, bir tür zorunlulukolarak karfl›m›zda durmaktad›r. Sözkonusu din ‹slam olunca, demokra-si, laiklik, insan haklar›, hukukun üs-tünlü¤ü gibi konulardaki korkular›nda, dinin hayattan bütünüyle d›flla-naca¤› fleklindeki korkular›n dado¤rudan bilgisizlikten kaynaklan-d›¤›n› aç›kça söylemekte faydavard›r. Toplumun dinle ba¤lant›l›olarak gerilmesinin, bütünüyle dinkonusundaki bilgi bofllu¤undan vebaz› kesimlerin dinin yan›nda, ya dakarfl›s›nda görünerek onu bir tica-ret meta›na dönüfltürmesindenileri geldi¤i aç›kça görülmektedir.Önyarg›lar›m›z› paranteze alarakdüflünmeyi baflarabilsek, ‹slam’›n la-iklikle, demokrasi ile, hukukun üs-tünlü¤ü ve insan haklar› ile herhan-gi bir sorunu olmad›¤› bir yana, in-sanl›¤›n bu yüksek evrensel de¤er-lerinin mevcut standartlar›n dahailerisinde yeniden üretilmesi gibibir sorumlulu¤u Müslümanlara yük-ledi¤ini görebiliriz. Dinde zorlama-n›n olamayaca¤›n› söyleyenKur’an’d›r. Kur’an’›n en temel hedef-lerinden birisi, ahlakl› ve adaletinegemen oldu¤u bir toplum yarat›l-mas›d›r. Hukuk ve hukukun üstün-lü¤ü nosyonu olmadan ahlakl› veadaletli bir toplum gerçeklefltirile-bilir mi? Türkiye gibi ülkelerin, bun-ca zaman geçmesine ra¤men,sa¤l›kl› bir demokrasi kültürü üret-meyi baflaramad›klar› bilinmekte-dir. Bunun en önemli sebeplerin-den birisi, toplumda birey bilinciningeliflmeyifli olabilir. Mevcut din an-lay›fl›m›z, gelene¤imiz sa¤l›kl› birey

bilincinin ortaya ç›kmas›n› ve gelifl-mesini ciddi olarak zorlaflt›rmakta-d›r. Oysa ‹slam’›n en özgün tarafla-r›ndan birisi, iman ve sorumlulu¤unbireysel oldu¤unu aç›kça ilan et-mesidir. ‹slam’a göre kurtulufl da bi-reyseldir. Müslümanlar aras›nda bi-rey bilincinin geliflmeyifli, ‹slam’dançok Müslümanlar›n ‹slam anlay›flla-r›ndan kaynaklanmaktad›r. Demok-rasi ve laiklik aç›s›ndan bak›l›nca,çözümün dinin d›fllanmas›nda de-¤il; dinin do¤ru anlafl›lmas›nda yat-t›¤› aç›kça görülebilecek bir husus-tur.

Gerek Türkiye’de gerekse ‹slamdünyas›nda, içeriden bak›ld›¤›nda,din alan›ndaki sorunlar›n insan›n gö-zünü korkutacak nitelikte oldu¤uhemen fark edilebilmektedir. Dininyan›nda durarak, dindar tutum vetav›rlar sergileyerek hem kendisi-ne, hem di¤er insanlara, hem de ‹s-lam’a zarar veren kifli ve gruplar›nmevcut olmad›¤›n› söyleyebilmekmümkün de¤ildir. Asl›nda, samimiolan hiçbir bir Müslüman›n bilerek‹slam’a, Müslümanlara ve di¤er in-sanlara zarar vermek isteyebilece-¤ini düflünmek de mümkün de¤il-dir. fiiddet ve terör olaylar›na birflekilde bulaflan baz› Müslümanlar›örnek olarak alabiliriz. Kur’an haks›zyere adam öldürülmesini yasaklar-ken, baz› Müslümanlar›n, ‹slam ad›-na iflkence yap›larak öldürüldü¤ü-nü, ölen kimsenin gömüldü¤ü ye-rin üstünde öldüren kimselerin flü-kür namaz› k›ld›klar› hala haf›zalar-dan silinmifl de¤ildir. “Mürflit elindemürid, gassal elinde meyyit gibi ol-mal›d›r” diyerek saf, temiz Müslü-manlar›n duygular›yla, canlar›yla,mallar›yla ve namuslar›yla oynayaninsanlar›n mevcudiyeti görmezlik-ten gelinebilir mi? K›saca söyle-mek gerekirse, din istismar›n› önle-menin yolu, insanlar›n en az›ndando¤ru düflünmeye yetecek kadar

din konusunda do¤ru bilgi sahibiolmas›ndan geçmektedir. Kur’an’›ninsana verdi¤i de¤erin fark›ndaolan bir insan, ne baflkalar›n›n saftemiz dini duygular›n› istismar et-meye kalk›fl›r; ne de kendi dini duy-gular›n›n sömürülmesine göz yu-mar…

Türkiye’de, insanlar›n kafalar›, dinkonusunda gerçekten çok kar›fl›k-t›r. Dindar olan›n kafas› da kar›fl›kt›r;dindar olmayan›n kafas› da kar›fl›k-t›r. Bunun en önemli sebebi de, bualandaki bilgi bofllu¤udur. Dindarolan›n kafas› kar›fl›kt›r; çünkü düflün-dü¤ü zaman inand›klar› ile realite-nin birbiri ile çeliflti¤ini görece¤ini -belki de bilinç alt›nda -fark etti¤iiçin, din alan›ndaki çeliflkileri gör-mezlikten gelme yoluna gitmek-te; iman ve akl› alternatif kavramlarolarak düflünmeyi tercih etmekdurumunda kalmaktad›r. Bu du-rumda, içeriden ve d›flar›dan hertürlü elefltirel yaklafl›m din düfl-manl›¤› olarak alg›lanmakta ve yo-rumlanmaktad›r. Dinin gelenekleözdefl hale geldi¤i gerçe¤i görüle-memektedir. Her meselenin, herkavram›n bafl›na “islamî” s›fat›n›n ek-lenmesiyle bütün sorunlar›n çözü-lece¤i san›lmaktad›r. Dinin insanhayat›na anlam kazand›ran boyutuetkisiz hale geldi¤i için, din, flekil-den ibaret zannedilmekte ve iflinözü, ruhu flekle feda edilmektedir.Sonuçta s›¤, yüzeysel bir dindarl›koluflmakta; ‹slam dini ile Müslümaninsan aras›ndaki uçurum gün geç-tikçe daha da artmaktad›r. Geçmi-flin idealizasyonu, kendisi gibi dü-flünmeyen herkesi “öteki” olarakgörüp ona karfl› bütün kap›lar› “ko-runma” amaçl› kapal› tutma anlay›-fl›, bu s›¤ dindarl›¤› olumsuz yöndebeslemektedir. Dindar insan›n kafakar›fl›kl›¤›ndan kurtulabilmesi, ön-celikle dinin, insan›n insanl›¤›n› eniyi flekilde gerçeklefltirebilmesi için

bir araç oldu¤unun, dinin ak›lla vebilimle çeliflmedi¤inin ve gelene-¤in din olmad›¤›n›n bilinmesineba¤l›d›r. Ayn› flekilde, demokrasi,laiklik, hukukun üstünlü¤ü gibi de-¤erlerin insanl›¤›n ortak akl›n›n vetarihsel tecrübesinin bir ürünü ol-du¤unun; bu de¤erlerin -karfl› ç›k-man›n ötesinde-, evrensel ölçekteinsanl›¤›n yarar›na olacak flekildeve Bat› standartlar›n›n daha ilerisin-de yeniden üretilebilece¤ini vegelifltirilebilece¤inin de aç›kça an-lafl›lmas› gerekmektedir. Kafa kar›-fl›kl›¤›n›n tek ilac› do¤ru, sa¤lam vegüvenilir bilgidir.

Dindar olmayanlar›n din konu-sundaki kafa kar›fl›kl›klar› da, en te-melde bilgisizlikten, önyarg›lardanve yersiz korkulardan kaynaklan-maktad›r. ‹nsanlar dinsiz yapam›-yorlarsa, bu dinin varoluflsal bir an-lam tafl›d›¤›n› gösterir. Amac›m›z,insanlar›n yarat›c› yeteneklerininetkin k›l›nmas›, insanca yaflayabile-ce¤imiz güvenli bir ortam ve yük-sek insani de¤erlerin etkin k›l›nma-s› ise, bunlar›n temin edilmesindedinin deste¤inin mümkün olup ol-mayaca¤›n› araflt›rmak ak›ll›ca biryol olmaz m›? Unutmamak gerekirki, dindar olup olmamak bireyselbir tercihtir: ‹slam’›n öngördü¤ü,din emniyetine, mal ve can güven-li¤ine, ak›l ve özgür iradenin korun-mas›na, -dindar olsun olmas›n- her-kesin ihtiyac› vard›r.

Din konusundaki yayg›n kafa kar›-fl›kl›¤›, dinle ilgili sorunlar›n çözüm-süzlü¤ünün kal›c› hale gelmesinesebep olmaktad›r. Sorun çözmekve insan hayat›na anlam kazand›r-mak için var olan dinin kendisi so-run haline gelmektedir. Oysa, birazsa¤l›kl› düflünebilirsek, din konu-sunda do¤ru bilgi sahibi olmaya,hepimizin ihtiyac› oldu¤unu göre-biliriz. Her fleyden önce, kendimizi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 7

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 8

do¤ru anlayabilmemiz için din ko-nusunda do¤ru bilgi gerekmekte-dir. Dini devre d›fl› b›rakarak toplu-mu, di¤er insanlar›, geçmifli; kültü-rü, gelenekleri, de¤erleri anlamaknas›l mümkün olabilir? Dinin deste-¤ini almadan “yüksek güven kültü-rü” yarat›labilir mi? Daha da ötesi,din, e¤er insanca yaflayabilmekiçin gerekli ise, bireysel tercihleri-mizi zaman zaman ask›ya almay›baflarmak, insani bir sorumluluk de-¤il mi?

Din konusundaki kafa kar›fl›kl›¤›,din alan›nda ortaya ç›kan birtak›molumsuz söz, fiil ve tav›rlar›n din ileözdefllefltirilmesine yol açmakta-d›r. Asl›nda din karfl›t› gibi görünentav›r ve tutumlar›n arkas›nda yatanböyle bir anlay›flt›r. Olup bitenler-den, olumsuz tezahürlerden ra-hats›z oluyorsak, karfl› ç›kmak,olumsuzluklar›n derinleflmesi vekökleflmesi anlam›na gelmez mi?Bizi rahats›z eden dinsel tutum vetav›rlar›n ilac›, dini böylesine yanl›flanlayanlara meydan› b›rakmamakde¤il mi?

Dinin insan›n varoluflu ile olan irti-bat›, din konusunda herkesin do¤-ru bilgiye ihtiyac› oldu¤unu aç›kçaortaya koymaktad›r. ‹flin gerçe¤i,insanca yaflayabilmek için hepimi-zin dinin deste¤ine bir flekilde ihti-yac›m›z vard›r. Sorun dinden çok,dininin anlafl›lma ve yaflanma bi-çimlerinden kaynaklanmaktad›r. Di-nin anlafl›lma ve yaflanma biçimleri-nin dinin güncel boyutu ile ilgili ol-du¤u her nedense pek akla gel-memektedir. Sabun köpü¤ü gibiolan bu gibi tezahürlerin din olarakalg›lanmas› do¤rusu bir talihsizliktir.Dinin en temeldeki kurucu kök il-keleri bilinmeyince, görünenler di-nin yerine geçmektedir…

2. Din Kültürü ve Ahlak BilgisiDersleri

Hiç kuflkusuz, din konusundado¤ru bilgi sahibi olabilmenin pekçok yolu vard›r. Öncelikle, bu alan-da bilimsel bilginin üretilmesi veüretilen bilginin inceltilerek halkatafl›nmas› gerekmektedir. ‹flin top-lumsal boyutu söz konusu olunca,ister istemek akla Din Kültürü veAhlak Bilgisi dersleri gelmektedir.

T.C. Anayasas›’n›n “Din ve VicdanÖzgürlü¤ü” ile ilgili olan 24. madde-sinde flöyle denmektedir: “Herkes,vicdan, dinî inanç ve kanaat hürri-yetine sahiptir. 14. madde hüküm-lerine ayk›r› olmamak flart›yla iba-det, dinî âyin ve törenler serbest-tir. Kimse, ibadete, dinî ayin ve tö-renlere kat›lmaya, dinî inanç ve ka-naatlerini aç›klamaya zorlanamaz;dinî inanç ve kanaatlerinden dolay›k›nanamaz ve suçlanamaz.

“Din ve ahlâk e¤itim ve ö¤retimidevletin denetim ve gözetimi al-t›nda yap›l›r. Din kültürü ve ahlâkö¤retimi ilk ve ortaö¤retim kurum-lar›nda okutulan zorunlu dersleraras›nda yer al›r. Bunun d›-fl›ndaki din e¤itimve ö¤retimi an-cak, kiflilerin ken-di iste¤ine, kü-çüklerin de kanu-ni temsilcisinin ta-lebine ba¤l›d›r.

“Kimse, Devle-tin sosyal, eko-nomik, siyasîveya hukukîtemel dü-zenini k›s-m e n

de olsa, din kurallar›na dayand›rmaveya siyasî veya kiflisel ç›kar yahutnüfuz sa¤lama amac›yla her ne su-retle olursa olsun, dini veya dinduygular›n› yahut dince kutsal say›-lan fleyleri istismar edemez veyakötüye kullanamaz”.

Anayasan›n 24. maddesi uyar›n-ca zorunlu hale gelen Din Kültürüve Ahlak Bilgisi Dersleri, 1982 y›l›ndaitibaren ilk ve ortaö¤retim kurum-lar›nda okutulmaktad›r.

Türkiye, halk›n›n yüzde doksandokuzu Müslüman olan bir ülkedir.Bu Müslümanl›k, a¤›rl›kl› olarak Sün-ni anlay›fl çerçevesinde flekillen-mifltir. Ancak, Kars, I¤d›r yörelerin-de yaflayan vatandafllar›m›z›n birk›sm› fiiî anlay›fl› paylaflmaktad›r.Türk halk›n›n yaklafl›k yüzde on ka-dar› da, kendilerini Alevî-Bektaflîolarak tan›mlamaktad›rlar. Hatay,‹skenderun civar›nda Nusayrilikdo¤rultusunda bir inanç tafl›yan va-tandafllar›m›z mevcuttur. Ayr›ca,Türkiye’de a¤›rl›kl› Sünni Anlay›fl Ha-nefi-Maturidi çizgide olmas›na ra¤-

men, fiafii-Efl’ari çizgidemezhep anlay›fl›na sahip pekçok insan vard›r. Öte yandan,Tekke ve Zaviyeler 1925’tekapat›lm›fl olmas›na ra¤-

men, Türkiye’de pekçok tarikat›n (Nakflî,

Kâdirî, Mevlevî,Bektaflî, R›faî...)

fiilen mevcutoldu¤u bi-

l i n -

mektedir.

Türkiye’de yayg›n din anlay›fl›,a¤›rl›kl› olarak sözlü kültüre dayal›olarak flekillenmifltir. ‹nsanlar, dinanlay›fllar›n›, duyduklar› bilgiler üze-rine kurmaktad›rlar. fiifahi kültürleoluflan anlay›fl biçiminde bilgininkaynaklar› bilinmedi¤i için, elefltireldüflüncenin geliflmesi, oldukça ya-vafl olmaktad›r. Ayr›ca, Nurculuk,Süleymanc›l›k gibi dini cemaatler-de ve baz› tarikat gruplar›nda, li-derlerin kitaplar›na dayal› olarakoluflan bir anlay›fl›n mevcut oldu¤ugözlenmektedir. Ancak, bu tür olu-flumlarda merkezde “kitap” olmas›-na ra¤men, din anlay›fl› yine flifahikültüre dayal› olarak oluflmaktad›r.Çünkü, bu anlay›fl biçiminde “kitap”kutsall›k z›rh›na bürünerek “kolayanlafl›l›r olma” vasf›n› yitirmekte; bi-lenlerin aç›klamalar›ndan sonra an-lafl›labilece¤ine inan›lmaktad›r. Budo¤rultuda kendilerini “Sünnî” ola-rak tan›mlayan vatandafllar›m›z›n“Sünnîlik”in ne oldu¤unu tam ma-nas›yla bildikleri söylenemeyece¤igibi, kendilerini Alevi-Bektafli diyetan›mlayan vatandafllar›m›z›n daAlevilik-Bektaflili¤i bildikleri pek söy-lenemez. Halk›n din anlay›fl›, -Alevi-siyle, Sünnîsiyle- gelenekler taraf›n-dan, gelene¤in içinde, sözlü kültür-le oluflmaktad›r. ‹flin gerçe¤i, diniaç›dan Anadolu’daki Alevi köylerle,Sünni köyler aras›nda çok ciddifarkl›l›klar›n oldu¤unu söyleyebil-mek de pek mümkün de¤ildir.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ders-leri, mevcut programlar› çerçeve-sinde, mezheplerüstü-cemaatle-rüstü bir yaklafl›mla, kendisini Müs-lüman olarak tan›mlayan insanlar›-m›z›n din anlay›fllar›n›n ortak payda-s›n› bilgi düzeyinde ö¤retmeyiamaçlamaktad›r. Bu ortak payda,‹slam’›n Kur’an’daki evrensel kökde¤erlerinden oluflur. Bu ortak

payda, ayn› zamanda, bütün insan-l›¤›n ihtiyaç duydu¤u bir arada ya-flama kültürünün altyap›s›n› olufltu-racak evrensel ahlâk ilkelerinin ku-rulmas›na ve etkin olmas›na imkansa¤layacak bir ortak paydad›r.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ders-leri’nin zorunlu hale gelmesiyle bir-likte, bu derslerin içeri¤inden çok,zorunlulu¤u tart›flma konusu yap›l-m›flt›r. Zorunlulu¤un Laiklikle ba¤-daflmad›¤› fleklinde tezler ileri sü-rülmüfltür. Oysa, dünyan›n hemenher yerinde, her devlet, vatandafl-lar›n› bir flekilde din konusunda bil-gilendirmektedir. (Bu konu ile ilgiliolarak bkz. Türkiye’de ve DünyadaDin E¤itimi Uluslar Aras› Sempoz-yumu, Ankara 1997). Türkiye’dekisorun, “devletin, kendi istedi¤ido¤rultuda bir ‹slam” ö¤retmek is-tedi¤ini ileri süren daha çok radikalnitelikli gruplara ve cemaatleremensup insanlarla, “devletin Alevi-lik-Bektaflilik gerçe¤ini görmezlik-ten geldi¤ini” iddia eden baz› Alevi-Bektaflî gruplardan kaynaklanmak-tad›r. Bunun yan›nda, din konusun-daki bireysel tercihlerinin genelgeçer hale gelebilmesi için, bu ter-cihlerini kamuya malederek ortayaç›kanlar›n da mevcut oldu¤unu ha-t›rlamakta fayda vard›r. Ayr›c›, DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersleri seç-meli olunca, seçenlere daha iyi birdin e¤itim ve ö¤retimi verilece¤inidüflünenlerin mevcut oldu¤u dabilinmektedir. Bu iddialar›n ve budo¤rultudaki tart›flmalar›n bilimseliçerikten yoksun oldu¤unu he-men belirtmek gerekmektedir.Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersle-ri’nde ne Sünnîlik, ne Alevilik-Bekta-flilik, ne de herhangi bir mezhebin,herhangi bir tarikat›n, herhangi bircemaatin görüflleri anlat›lmaktad›r.Daha önce de ifade etmeye çal›fl-t›¤›m›z gibi, Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi Dersi’nin müfredat›nda, ‹slam’›n

temel ortak paydas›, bilimsel birçerçevede verilmeye çal›fl›lm›flt›r.Müfredat dikkatlice incelenecekolursa, kendisini Müslüman hisse-den, ‹slam dairesi içinde gören herinsan›n, ya da her grubun, bu müf-redatta kendi kök de¤erlerini ko-layca bulabilece¤i görülecektir.Üzülerek belirtmek gerekir ki, bukonudaki tart›flmalar› sürdürmeyeçal›flanlar, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgi-si programlar›n› bile do¤ru dürüstincelememifllerdir.

Alevilik-Bektaflilik do¤rultusundaDin Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersle-ri’nin verilmesi gerekti¤i fleklindekiiddialar›n hiçbirisinin ciddi bilimseltemelleri yoktur. Her fleyden ön-ce, böyle bir teklif, Tevhid-i Tedri-sat kanuna ayk›r›d›r. Çünkü Tevhid-i Tedrisat kanununun gerekçesin-de aynen flöyle denilmektedir: “Birdevletin genel e¤itim ve kültürpolitikas›nda, milletin duygu ve dü-flünce bak›m›ndan birli¤ini sa¤la-mak için ö¤retim birli¤i en do¤ru,en bilimsel, en ça¤dafl ve her yer-de yararlar› ve güzellikleri görül-müfl bir ilkedir. 1255 (1839) GülhaneHatt› Hümayunundan sonra aç›lanTanzimat döneminde, y›k›lm›fl Os-manl› saltanat› da ö¤retim birli¤inebafllamak istemiflse de bunu bafla-ramam›fl ve aksine bu konuda birikilik bile meydana gelmifltir. Bu iki-lik e¤itim ve ö¤retim birli¤i aç›s›n-dan birçok zararl› sonuçlar do¤ur-du. Bir millet, bireyleri ancak bir e¤i-tim görebilir. ‹ki türlü e¤itim bir ül-kede iki türlü insan yetifltirir. Bu ise,duygu ve düflünce birli¤i ile daya-n›flma amaçlar›n› tamamen yokeder”. (Türkiyeyi Laiklefltiren Yasa-lar, haz›rlayan ve sadelefltiren Re-flat Genç, Ank. 1998, 19).

Di¤er taraftan, Türkiye’deki Alevi-lik-Bektaflili¤in, henüz mezhep mi,tarikat m› oldu¤u konusunda, Ale-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

1 9

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 0

vî-Bektafliler aras›nda bile bir görüflbirli¤i yoktur. Alevilik-Bektaflili¤e,mevcut haliyle “mezhep” diyebil-mek, bilimsel aç›dan mümkün de-¤ildir; çünkü Alevilik-Bektaflilik, esasitibariyle itikadî olmaktan çok sos-yo-kültürel bir farkl›laflmad›r. Ayr›ca,Alevilik-Bektaflilik fleklindeki kulla-n›mda, a¤›rl›k Bektaflili¤e verilmek-tedir. Alevilikle Bektaflili¤i, mevcuthaliyle birbirinden ay›rmak pekmümkün de¤ildir. E¤er, söz konu-su Bektaflilik, Hac› Bektafl Veli’ninad›na izafeten kurulan tarihî Bekta-flilik ise, -ki öyledir-, bu do¤rultudabir Din Kültürü Ahlak Bilgisi Dersle-ri’nin olmas›n› istemek, do¤rudan,Tekke ve Zaviyelerin kapat›lmas›ile ilgili olan kanuna ayk›r› olacakt›r.

Türkiye’de tek tip bir Alevilik-Bek-taflilik yoktur. Alevilik-Bektaflilik, böl-geden bölgeye farkl›l›k arz etmek-tedir. Bu durumda, hangi Alevilik-Bektaflilik esas al›nacak ve okutula-cakt›r. Üstelik, Alevilik-Bektaflili¤in‹slam ile ilgisi olmayan bir “din” oldu-¤u fleklindeki iddialar›n da yükseksesle dile getirilmeye baflland›¤› bi-linmektedir.

Türkiye’de, sadece Alevilik-Bek-

taflilik de¤il, belki say›lar› yüzlerleifade edilebilecek dinsel grup var-d›r. Alevilik-Bektaflilik do¤rultusun-da bir din dersi verilmesi, bafltakendisini Sünni olarak tan›mlayangenifl kitle olmak üzere, bütüngruplara, kendi istedikleri do¤rultu-sunda bir din e¤itim-ö¤retimi veril-mesi gibi bir sonuç do¤uracakt›r.Bu durumun meydana getirece¤ikaos bir yana, Sünnilik merkezli bire¤itim-ö¤retim faaliyetinin, di¤erdinsel gruplar›n varl›¤›n› kolaycagölgeleyebilece¤ini tahmin et-mek pek de zor de¤ildir. Oysa, zo-runlu Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisiö¤retiminde, bütün dinsel grupla-r›n kendilerinden pek çok fley bula-bilecekleri temel ortak paydan›nkültürel düzeyde ö¤retilmesi, fark-l›l›klar›n zenginlik olarak anlafl›lmas›-n› sa¤layacak; toplumda “ben veöteki” saplant›s›n›n dinsel zemindeoluflmas›n›n önüne geçecektir.

Türkiye’nin sorunlar›n›n önemlibir k›sm›, ister istemez bir flekildedinle irtibatl›d›r veya irtibatl› halegetirilmektedir. ‹flin temelinde, dinalan›ndaki bilgi bofllu¤unun yatt›¤›-n› görmezlikten gelmek mümkünde¤ildir. Bu alanda yürütülen tart›fl-malar, sanki din konusunda do¤rubilgiden korkuldu¤u gibi bir izlenimdo¤urmaktad›r. Dini, lehinde vealeyhinde olarak istismar edenle-rin korkular›n› anlamak mümkün-dür. Türkiye’nin insanl›¤›n muhtaçoldu¤u yeni bir uygarl›¤›n befli¤i ol-mas›ndan korkanlar› anlamak damümkündür. Ancak, gerçekten iyiniyetli olan insanlar›n, -dindar olsunya da olmas›n- bu konudaki korkuve tereddütlerini gidermenin yolu-nun, din alan›nda do¤ru, sa¤lam vegüvenilebilir bilgiye dayal› bir bilgi-lendirme seferberli¤inden geçti¤i-ni görememelerini anlamak müm-kün de¤ildir. Korkular›n, büyük ölçü-de, din alan›ndaki göze çarpan çar-

p›k tezahürlerden kaynakland›¤›n›zannediyoruz. Bunun üstesindengelmenin yolu da, hiç kuflkusuz,do¤ru, sa¤lam ve güvenilir bilgi-den geçmektedir. Öyle ise, yap›la-cak ifl, Din Kültürü ve Ahlâk BilgisiDersleri’nin zorunlu¤unu tart›flmakyerine, bu derslerin nas›l daha ve-rimli hale gelece¤ini tart›flmak ol-mal›d›r.

Türkiye’nin zaman geçirmeden“iç ba¤›fl›kl›k sistemini” mutlaka güç-lendirmesi gerekmektedir. Dinle il-gili sorunlar›n üstesinden gelme-den, ne sa¤l›kl› bir uzlafl› kültürü ya-rat›labilir; ne de iç ba¤›fl›kl›k sistemigüçlendirilebilir. Din Kültürü ve Ah-lâk Bilgisi Dersleri, ifllevini sa¤l›kl› birflekilde yerine getirdi¤i zaman, ya-p›lmas› gerekenlerin önemli, ancakküçük bir k›sm›n› yerine getirebilir.As›l önemli olan, toplumun bir bü-tün halinde ‹slam’›n kurucu ilkeleriçereçevesinde sa¤l›kl› bir zihniyetde¤iflim ve dönüflümünü, karar ye-ter say›s›n› bulabilecek flekilde ba-flarabilmesidir. Küreselleflme, ayak-ta durabilmemiz için, ‹slam’›n kuru-cu ilkeleri çerçevesinde bir temelortak paydan›n yarat›lmas›n› ve et-kin k›l›nmas›n› bir tür zorunluluk ha-line getirmifltir. Bu ortak payda,içinde yeni bir uygarl›¤›n kök hüc-relerini de tafl›maktad›r. Bugün ya-p›lmas› gereken, insanl›¤›n mevcutbirikiminde geliflmifl, ancak tahripedilmekte olan yüksek de¤erlerle,bu kök hücrelerinin buluflmas›n›sa¤layabilmektir. Türkiye’nin ufku-nun aç›labilmesininin, dinle ilgili so-runlar›n üstesinden gelinmesi iledo¤ru orant›l› oldu¤unu düflün-mekteyiz. ‹slam’›n temel ortak pay-das›n› yakalayan insanlar, hem fark-l›l›klar› zenginlik olarak görebilir vede¤erlendirebilirler; hem de ener-jilerini daha güvenli bir Türkiye, da-ha yaflanabilir bir dünya kurmak içinkullanabilirler.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 1

E¤itim Önceli¤imiz

E¤itim insan›n yaflam kalitesinien derinden etkileyen ve belirle-yen bir olgudur. Var oldu¤umuzandan itibaren, önemli-önemsiz,küçük-büyük çevremizdeki bütünvarl›klar ve olaylar bizi etkilemekteve bizim tepkilerimizden de etki-lenmektedir. Bu süreç, bireylereyeni bilgiler, farkl› tutum, davran›flve al›flkanl›klar kazand›rmaktad›r.Bu etkileflim kendi ak›fl›na b›rak›la-mayacak kadar h›zl› ve kal›c› bir fle-kilde geliflmekte ve bazen de bek-lemedi¤imiz sonuçlara yol açabil-mektedir. Konunun önemine bina-en olsa gerek kültürümüzde ilminbeflikten mezara kadar talep edil-mesi; varl›¤a ve bilgiye karfl› kay›t-s›z kal›nmamas› konusunda hakika-ten ciddi bir uyar›d›r. Ça¤dafl e¤i-tim yaklafl›mlar›n›n kavramlaflt›rd›¤›“yaflam boyu ö¤renme” anlay›fl› dainsan›n e¤itim serüveninin bitme-

yen sürecini ve hassasiyetini ifadeetmektedir.

Geliflmifl toplumlar söz konusuhassasiyetten ötürü önceliklerinie¤itimden yana kullanmaktad›rlar.E¤itim sistemlerini bir taraftan yenianlay›fllara aç›k hale getirip, yetifl-mekte olan kuflaklara kendileriniözgürce gelifltirerek hem kenditoplumlar›na ve hem de tüm in-sanl›¤a katma de¤er sunma imkan›verirken, di¤er taraftan kültürelde¤erlerini hâla farkl› ve de¤erli k›-lan ö¤eleri yine yetiflmekte olanbireylere ö¤reterek yaflatmakta-d›rlar.

Bu anlamda ‹nsana yap›lacak ya-t›r›m fazlas›yla geri dönmekte,onun e¤itimi, sa¤l›¤›, sosyal güven-cesi, do¤ru yerde istihdam› top-lumlar› geliflmifllik düzeyi bak›m›n-dan üst s›ralara tafl›maktad›r.

E¤itim faaliyetinde üç fley dikka-timizi çekmektedir. Birincisi; ö¤re-

nen bireyin ilgi yetenek ve geliflimaflamalar›, ikincisi; e¤itim, ö¤retimve ö¤renme alan›ndaki yeni anla-y›fl, yaklafl›m ve geliflmeler üçüncü-sü de ö¤rencilerin içine do¤dukla-r› kültürel de¤erlerdir.

E¤itim SüreciOkul Öncesi Dönem

Çocu¤un yaflam›ndaki ilk befl-alt›y›l, yani çocu¤un kiflili¤inin biçim-lendi¤i dönem en önemli y›llard›r.Çocuk alt› yafl›na geldi¤i zaman, ki-flili¤inin temel yap›s› belirlenmiflolur. Bu, çocu¤un ömrü boyuncasürdürece¤i temel kifliliktir. ‹lk befly›l zeka gelifliminde de önemlidir.Çünkü çocu¤un zekas›n›n yaklafl›kyüzde ellisi dört yafl›na geldi¤i za-man oluflmaktad›r. Sekiz yafl›nageldi¤i zaman bu yüzde elliye yüz-de otuz eklenir. Geriye kalan yüz-de yirmi de on yedi yafl›nda ta-mamlan›r. Burda zeka ile bilgi birbi-rine kar›flt›r›lmamal›d›r. Zekadan

3-7 yafl aras› ilk çocukluk dönemidir. Buça¤›n iki belirgin özelli¤i soru sorma veoyuna düflkünlüktür. Her ikisi de ö¤ren-meye dönüktür.

* A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Ö¤rencisi / MEB Din Ö¤retimi Genel Müdürlü¤ü Görevli Ö¤retmen

Okul ÖncesiDönemden

GençlikDönemine

GeliflimAflamalar› ve

Din E¤itimi

Ahmet Yemenici *

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 2

kast edilen fley, çocu¤un ald›¤› bil-gileri kafas›nda belirli bir yere oturt-mak ve bunlar› kullanmak yetene-¤idir. Hatta bebeklik dönemi birfleyler ö¤renmek için çok küçük ol-mak flöyle dursun, çocuk do¤du-¤u andan itibaren ö¤renmeyebafllam›flt›r.

‹lk üç yafl çocu¤u bak›ma ve gö-zetime muhtaçt›r. Temel güvenduygusunun gelifltirilmesi çokönemlidir. Güven duygusunun ge-liflmesinde anne baba ve çocukaras›ndaki sevgi ve flefkat içerendavran›fllar›n sergilenmesi bafll›caetken olmaktad›r. Bu dönem dine¤itimi aç›s›ndan bilinçsiz etkilen-me ça¤›d›r. Bundan dolay› bebek-lerin yanlar›nda kulland›¤›m›z Allah,maflallah, Allah ba¤›fllas›n, Allah’aemanet ol, gibi dini kelimeler, na-maz ve dua gibi hareketler bu dö-nemdeki çocu¤un alg› dünyas›ndaönemli bir yer tutacakt›r. Bundandolay› do¤du¤unda ona güzel birisim takmak sa¤ kula¤›na ezan, solkula¤›na kamet okumak bu dö-nemdeki önemli dini gelenekleri-mizdendir. Bu dönemde söylene-cek ninniler ve anlat›lacak masallarda önemlidir.

3-7 yafl aras› ilk çocukluk dönemi-

dir. Bu ça¤›n iki belirgin özelli¤i sorusorma ve oyuna düflkünlüktür. Herikisi de ö¤renmeye dönüktür. Buça¤ çocu¤unun çok canl› bir hayalgücü vard›r. Çocu¤un bu özellikle-rine ket vuracak yaklafl›mlardanözellikle kaç›n›lmal›d›r. Dini inanc›ncanl›l›k kazanmas› bu yafllar›nönemli özelliklerinden say›lmakta-d›r. Çocuk Allah’› insana ait çizgiler-le göz önüne getirmektedir. Budurum çok normaldir. Soyut dü-flünmenin geliflmesiyle paralel ola-rak verilecek olan Allah inanc› za-manla do¤ru bir zemine oturacak-t›r. Bu dönemde çocuk mahiyeti-ni tam kavrayamazsa da, dua et-mekten çok hofllan›r, dua etme is-te¤i çok kuvvetlidir. Çocu¤un duy-gu yönü ön plana ç›kar›lmal› onunzihnine yüklenilmemelidir. Do¤ru-dan do¤ruya bir din ö¤retimi de¤ildolayl› bir din e¤itimi söz konusu-dur. Bayramlardaki hediyeler, cami-lere yap›lacak geziler onlar›n hoflla-r›na gidecektir.

Okul Ça¤›

Bu ça¤ yedi yafl›nda bafllar. Budöneme somut ifllemler dönemiad› verilir. Çocuk kendini s›n›f, arka-dafl ve oyun gurubu içinde bulur.Sözlü beceri kendini iyice göster-

meye bafllar. K›zlar k›z özelliklerinierkekler erkek özelliklerini göster-meye bafllarlar.

Bu dönemin önemli dinî faaliyet-lerinden biri erkek çocuklar içinsünnettir. Sünnet dinî bir törendir.Çocu¤un dinle iliflki kurmas›ndaönemli bir yer tutmaktad›r. Bu tö-ren çocu¤un nefle ve e¤lencesi-ne yönelik olmal› yetiflkinlerin önplana ç›kt›klar› ve çocuklar›n ikinciplana itildikleri bir tören halini alma-mal›d›r. Çocuk sünneti çocukça ya-flamal›d›r.

Çocukta bilgiye düflkünlük göz-lenir. Tam olmasa bile soyut dü-flünce bafllam›flt›r. Çocuk kendi di-ni ile baflka dinler aras›nda somutay›r›mlar yapmaya bafllar. Bu dö-nemde Allah kavram›yla ilgili art›ksoyut bilgilere yavaflça geçifl yapa-bilir. Namazdan bafllayarak ibadet-lere al›flt›rmak bu ça¤da bafllaya-rak gelifltirilir. Bu konuda Hadisler-de 7 ile 10 yafl aras›na dikkat çekil-mesi ibadet sevgisi ve al›flkanl›¤›-n›n birden bire de¤il yavaflça ka-zand›r›lmas›na yönelik önemli bir il-kedir. Burada önemli olan ibadetnefle ve heyecan›n› tatmalar› veibadetlerin iyilik, dayan›flma ve yar-d›mlaflma için önemli vesileler ol-du¤unu çocuklar›n deneyerek ö¤-renmeleridir.

Okul ça¤› içinde ilk ergenlik yaniçocukluk safhas›n›n son dönemion yafl›nda bafllar ve ergenlik ça¤›ile son bulur. Fiziki güç ve enerjiharcama düzeyi çok yüksektir. So-yut düflünce dönemi bafllam›flt›r.Hem rekabet hem de iflbirli¤i yap-maktan hofllan›r. Hak ve adaletkavramlar› önemlidir. Bu dönemdeçocuklar okullardaki Din Kültürü veAhlâk Bilgisi dersine bafllamaktad›r-lar. Bu ders çocuklar›n din ö¤retimiiçin ailelere önemli destekler sa¤-lamaktad›r. Çocuklar bu dönemdekendisine ideal bir insan tipi seç-me ihtiyac›n› fliddetle hissedece¤iiçin, yetiflkinlerin bu konuda dikkat-li olmalar› gerekmektedir. Söz din-

lemek ilk ergenlik ça¤› çocuklar›nazor gelir. Engel tan›mak istemez-ler. Üzerlerine çok var›ld›¤›ndaemir ve yasaklar› çi¤nemekten ka-ç›nmazlar. Ölçüsüz davranmalar›henüz yeni tan›flmaya bafllad›klar›güçlerini kontrol edememelerin-dendir. Bu dönemde kontrolsüzgücün çevremizde hangi sonuçlar›ortaya ç›kard›¤›na dikkat çekilmelive onlar›n bu güçlerine di¤er baz›güçsüz varl›klar›n muhtaç olabile-ce¤i, bunun Allah taraf›ndan veri-len bir nimet oldu¤u ve amac›nauygun kullan›ld›¤›nda mutluluk ge-tirece¤i vurgulanarak onlar›n ben-cilleflmeleri önlenebilir. Bu dönem-de suçlamalarda bulunmak helebunu dine dayand›rarak yapmakonlar›n dine karfl› da tav›r almalar›-na neden olabilir.

Gençlik Ça¤›

On üç yafl›ndan bafllayarak yirmidört yafl›na kadar devam eden budöneme bilinçli ö¤renme ça¤› dadenir. Onlar art›k nedir? Ne yapma-l›y›m sorular›n› sormazlar. Dahaçok nereden biliyorsun? Niçin öyleyapmal›y›m sorular›n› sorarlar. Art›kbüyüklerin söyledikleriyle yapt›klar›aras›ndaki çeliflkileri ve aralar›ndafarkl›l›klar bulundu¤unu anlam›fllar-d›r. Gençlerde görülebilecek dinekarfl› tav›rlar, genelde yetiflkinlerinonlar› elefltirirken dini kullanmala-r›ndan ileri gelmektedir. Baz› olum-suz flartlara ra¤men gençleri dinleilgilenmeye yönelten baz› temelihtiyaçlar göz ard› edilmemelidir.Bunlar; elefltirici düflünce, özgürlükve güven, varl›k üzerinde düflün-me ve sevgi, hayata anlam vermeolarak say›labilir.

Gençler bir taraftan elefltirmek,özgürlük peflinde koflmak isterlerfakat di¤er taraftan sevdikleri vegüven duyduklar› bir büyüye ihti-yaç duyarlar. fiüphe içinde kalmakgençlerde ruhi gerginlik, suçlulukve günahkarl›k duygular› oluflturur.Bu durumda gençlere sorgulama-n›n yanl›fl bir fley olmad›¤›, sorgula-

man›n ve araflt›rman›n Kur’an’da daistenen bir davran›fl oldu¤u,önemli olan›n sorgulama yöntemi-ni bilmek oldu¤u vurgulanarak on-lar›n metodik sorgulamalar›na im-kan vererek rahatlamalar› sa¤lana-bilir. Lise ve üniversite e¤itimininde gençlerin yaflam›nda yeni aç›-l›mlar getirece¤i göz önünde bu-lundurulmal›d›r.

Sonuç

Ö¤rencilerin temel geliflim özel-liklerini, olgular› alg›lama ve düflün-me tarzlar›n› ve kendilerini ifadeetme biçimlerini bilmeden yap›la-cak her türlü e¤itim faaliyeti bekle-nen sonucu vermeyecektir. Özel-likle soyut olmas› bak›m›ndan dine¤itim ve ö¤retiminde bu durumdaha da bir önem kazanmaktad›r.Çünkü dikkat edilmesi gereken enönemli noktalardan birisi ö¤renci-lerin din olgusu karfl›s›nda pasif ol-mamalar› etkin olarak kat›labile-cekleri, ö¤renme süreçleri ve or-tamlar› içerisinde olabilmeleridir.Aksi halde yapt›¤›m›z ifl yetiflkinle-re ait bir etkinlik olur ve çocu¤unanlam dünyas›nda hiçbir yer tut-maz.

Ö¤renciye ait temel özellikleridin e¤itiminde dikkate almak, dineait temel de¤erler aç›s›ndan bir za-fiyet oluflturur mu gibi kayg›lar dinö¤retimi alan›nda baflvurulacakdo¤ru bilgi ve ö¤retme yöntemle-riyle afl›labilecek bir konudur.

Örne¤in okul öncesi dönemdeçocuklar›n çok canl› bir hayal gücü-nün olmas› ve Allah’› insana ait çiz-gilerle göz önüne getirmeleri Al-lah inanc› aç›s›ndan kayg›lan›lacakbir durum de¤il, yüce yarat›c›yakarfl› çocu¤un kendi içinden (f›trat)do¤an cevab›n sadece o aflama-daki ifade biçimidir. Bu durum çoknormaldir. Soyut düflünmenin ge-liflmesiyle paralel olarak verilecekolan Allah inanc› zamanla do¤ru birzemine oturacakt›r. Çocuk Allahya da din konusunda konuflmayabafllad›¤›nda baz› yanl›fl gördü¤ü-

müz ifadeler karfl›s›nda kendi an-lam dünyam›za kaymamaya özengöstererek onun ifadelendirme bi-çimleriyle çocu¤un duygu ve dü-flünce dünyas›n› daha da geniflle-tecek ve zenginlefltirecek flekilderehberlik yapmak daha yerinde birtutum olacakt›r. Bu aflamada kay-g›lara kap›l›p çocu¤un anlamayaca-¤› kavramlarla kendi inand›¤›m›zdüzeydeki Allah’› ö¤retmeye çal›fl-mak, onun içinde daha da gelifle-cek olan inanca ket vurmak anla-m›na gelecektir.

Üzerinde durulmas› gereken birdi¤er konu, iman esaslar› ve ‹s-lâm’›n flartlar› gibi dinimizde çokzengin olan baz› temel konu vefarz, vacip, sünnet gibi kavramlar›norijinal ifadeleriyle ezberlenmesive gerekti¤inde söylenmesi ka-dar, belki de daha önemlisi söz ko-nusu dini kavramlar üzerinde ö¤-rencilerin y›llar önce yaz›lan ilmihalifadeleriyle konuflmak durumundakalmay›p, kendi ifadelerini gelifltire-bilmeleridir.

KAYNAKLAR

1. AY, M.EM‹N, ÇOCUKLARIMIZA ALLAH’I NASILÖ⁄RETEL‹M? 1987 ANKARA

2. B‹LG‹N, BEYZA. ‹SLÂM VE ÇOCUK. D‹YANET‹fiLER‹ BAfiKANLI⁄I YAY. ANKARA 1991

3. B‹LG‹N BEYZA –SELÇUK MUALLA, D‹N Ö⁄-RET‹M‹ ÖZEL Ö⁄RET‹M YÖNTEMLER‹, 3.BASKIGÜN YAY. ANKARA 1997

4. DODSON, FITZHUGH. ÇOCUK YAfiKEN E⁄‹-L‹R, ÇEV: SEÇK‹N SELV‹, 5. BASIM, ÖZGÜR YAY.1997

5. DODURGALI, ABDURRAHMAN, A‹LEDE ÇO-CU⁄UN D‹N E⁄‹T‹M‹, MÜ‹FVY. ‹STANBUL 1996

6. E. SHAPIRO, LAWRENCE, YÜKSEK EQ ‘LU B‹RÇOCVUK YET‹fiT‹RMEK, ÇEV: ÜMRAN KARTAL,VARLIK YAY. 1998

7. KONUK, YURDAGÜL. OKUL ÖNCES‹ ÇOCUK-LARDA D‹NÎ DUYGUNUN GEL‹fiMES‹ VE E⁄‹T‹M‹,TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI YAY. ANKARA 1994

8. KÖYLÜ, MUSTAFA. YET‹fiK‹N D‹N E⁄‹T‹M‹N‹NTEOR‹K TEMELLER‹, ETÜT YAY. SAMSUN 2000

9. SA⁄LAM, ‹SMA‹L. ÇOCUK VE ‹BADET, DÜ-fiÜNCE YAY. ‹STANBUL 2003

10. SELÇUK, MUALLA. ÇOCU⁄UN E⁄‹T‹MNDED‹NÎ MOT‹FLER, TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI YAY. 1990ANKARA

11. YAVUZ, KER‹M. ÇOCUK VE D‹N, ÇOCUK VAK-FI YAY. ‹STANBUL 1994

12. YÖRÜKO⁄LU, ATALAY. ÇOCUK RUH SA⁄-LI⁄I, ÖZGÜR YAY. 15. BASIM, 1989

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 3

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 4

Yeni Ortaö¤retim Din Kültürü veAhlak Bilgisi Ö¤retim Program›

Dr. Zübeyir Bulut*

I. G‹R‹fi: PROGRAMIN FELSEFES‹T. C. Anayasas›n›n 24. maddesi

gere¤i “Din Kültürü ve Ahlâk BilgisiDersi” ‹lk ve Orta Ö¤retim Kurumla-r›nda okutulan zorunlu dersler ara-s›nda yer almaktad›r. Bu dersin or-ta ö¤retim program› 1982-1983 ö¤-retim y›l›nda uygulamaya konul-mufl, aradan geçen 23 y›l boyuncae¤itim ö¤retim ve program anla-y›fllar›nda bir çok de¤ifliklik olmas›-na ra¤men söz konusu dersinprogram› ö¤renci ihtiyaçlar›n›n ge-risinde kalm›flt›r.

Orta Ö¤retim Kurumlar›m›zda1982 y›l›ndan itibaren uygulanmak-ta olan ve ezbere bilgi vermeyedayal›, ö¤retmeni ve ders kitab›n›bilgi kayna¤› ve ö¤renciyi de pasifal›c› kabul eden bir yaklafl›mla haz›r-lanan Din Kültürü ve Ahlâk BilgisiÖ¤retim Program›n›n ö¤rencilerindinî ihtiyaçlar›n› karfl›layamaz halegeldi¤i pek çok mahfilde ifade edil-mektedir.

Milli E¤itim Bakanl›¤›n›n ilk ve or-ta ö¤retim ders programlar›n›n ta-mam›n› yeni bir anlay›flla ele almas›çerçevesinde Orta Ö¤retim DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi program›da Ankara Üniversitesi ‹lahiyat Fa-kültesi ö¤retim üyeleri ile Din Ö¤-retimi Genel Müdürlü¤ü ve TalimTerbiye Kurulu Baflkanl›¤› uzmanla-r›ndan oluflan bir komisyonca yeni-den haz›rlanm›fl ve Talim ve Terbi-ye Kurulunun 31. 03. 2005 tarih ve16 say›l› karar› ile 2005-2006 ö¤re-tim y›l›ndan itibaren uygulanmaküzere kabul edilmifltir.

Genel olarak programda birçokyenilik getirici bak›fl aç›s› bulunmak-tad›r. Program›n öncelikle ö¤renci-yi merkeze alan ve gelenekselyöntemlerden farkl› yöntemler

öneren bir yap›s› vard›r. Ayr›caprogramda bireysel farkl›l›klara vur-gu yap›lmas› dikkat çekmektedir.Görebildi¤imiz kadar›yla ayn› kav-ramlar farkl› sözcüklerle ifade edil-mifltir. Örne¤in, bütün programla-r›n dayand›¤› temel yaklafl›m olan“constructivist” sözcü¤ü yerine di-¤er programlarda oluflturmac›, ya-p›land›rmac›, yap›land›r›c› gibi söz-cükler kullan›l›rken Din Kültürü veAhlâk Bilgisi program›nda yap›lan-d›rmac›/yap›land›r›c› sözcü¤ü ya-n›nda “inflac›” sözcü¤ü de kullan›l-maktad›r.

Program›n giriflinde “Dini bilen in-sanlar, birbirlerini daha kolay anla-yabilirler. Herhangi bir din hakk›ndado¤ru bilgi sahibi olmak, dindar ol-mak anlam›na gelmez; dindarl›k bi-reysel bir tercihtir. Din, insanlar›nanlam aray›fllar›na cevap verir; in-sanlar›n geçmifli do¤ru anlamalar›-na katk›da bulunur; ayn› flekildegeçmiflin esiri olmamalar› için deonlar› uyar›r.” denilerek dinin insanhayat›ndaki önemine dikkat çekil-mektedir.

Program›n Kur’an merkezli oldu-¤una dikkat çekmek için “Kur’an, in-san›n, kendini ve insanl›¤›, eflyay›,olay ve olgular› do¤ru anlamas›na,do¤ru düflünmesine imkân sa¤la-mak; evrendeki konumunu do¤rutespit etmesine yard›mc› olmakiçin Allah taraf›ndan gönderilmifl birö¤üt ve uyar› kitab›d›r. Hz. Muham-med (sav), Allah’›n kendisine vah-yettikleri ile insanlar› uyarm›flt›r. ‹s-lâm’› do¤ru anlayabilmek içinKur’an’a, Kur’an’›n istedi¤i perspek-tiften bakmay› ö¤renmemiz gere-kir.” denilmektedir.

Program›n “Mezhepler Üstü” biranlay›flla haz›rland›¤› “Din anlay›fl›n-

daki farkl›l›klar›n kurumlaflmas› so-nucu ortaya ç›kan mezhepler, bü-tünüyle insanî oluflumlard›r. Hiçbirmezhep dinle özdefllefltirilemez.”denilerek ifade edilmektedir.

Programda din ö¤retiminin ama-c› “Yetiflmekte olan nesle din hak-k›nda do¤ru bilgi vermek ve genç-leri bilinçlendirmektir.” ve “Gençle-rin, özellikle inanç ve hayat konu-sundaki tercihlerini özgür olarakyapabilmeleri din ö¤retiminin esasamac›d›r; bilinçli dindarl›k da budur.”fleklinde ifade edilmektedir. Buamaçlara uygun olarak din ö¤reti-minin, “ö¤rencinin kendi ak›l yürüt-me gücünü kullanarak varl›klar için-deki konumunu belirlemesine kat-k›da bulunaca¤›” söylenmektedir.

* Ankara/Y. Özsoy ‹flitme Engelliler ‹lk Ö¤retim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö¤rt.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ö¤ret-menin bunu hangi yolla yapaca¤›ve ö¤retme-ö¤renme sürecindedin ö¤retiminde öncelikle dikkatedilmesi gereken hususlar›n da ‹n-sana Sayg›, Düflünceye Sayg›, Hür-riyete Sayg›, Ahlâkî Olana Sayg› veKültürel Mirasa Sayg› temelindeolaca¤› vurgulanmakta ve bu befltemel esas hakk›nda aç›klamalaryap›lmaktad›r.

Bu befl temel kavram›n gere¤iolarak din ö¤retiminin tamamenezberletici ve nakilci bir yaklafl›mlayap›lmas›n›n mümkün olmad›¤›,dünya ve insan›n de¤iflmekte ol-du¤u, dünkü problemlere yeniproblemlerin eklenmekte oldu¤uve bu de¤iflime yetiflmenin hiç dekolay olmad›¤› ifade edilerek; “‹nsa-na, düflünceye, hürriyete, ahlâkave kültürel mirasa sayg›y› temelalan bu bak›fl aç›s›, “Din Kültürü veAhlâk Bilgisi Dersi Ö¤retim Prog-ramlar›” gelifltirilirken, ders kitaplar›yaz›l›rken veya ö¤rencilerle din ala-n›nda iletiflime geçerken göz önü-ne alaca¤›m›z hususlara iflaret et-

mektedir. Din ö¤retimi ile ilgili yak-lafl›m›m›z da genel olarak “ö¤renci-nin bilincinin geliflmesini sa¤laya-cak flartlar› oluflturmak ve ö¤renci-ye, hayat›n problemlerini çözebil-mesinde yard›mc› olacak yollar›göstermek fleklinde formüle edile-bilir.” denilmektedir.

Böyle bir yaklafl›m›n ö¤rencinin,biliflsel, duyuflsal ve bilimsel gelifli-mine de somut katk›lar› olaca¤›;do¤ru bilgi edinme, kendi bafl›nadüflünme kabiliyeti, elefltirel dü-flünme, seçme kabiliyeti, hayat›nanlam›n› keflfetme ve akl›n› kulla-narak inanc›n› temellendirebilece-¤i ve bunlar›n ö¤rencinin kazanma-s› istenen yetenekleri ve gelifltir-mesi beklenen kabiliyetleri göster-di¤i, özetle Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi dersinde ö¤rencilerin hayatlar›boyunca kullanacaklar› bilgi ve be-cerileri edinmelerinin amaçland›¤›söylenmektedir.

Niçin Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisidersi? Niçin okulda Din Kültürü veAhlâk Bilgisi dersi? sorular›na DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin,okulun ö¤retim teorisi içindeki ye-ri ile ilgili olarak okulun, genel ö¤re-timdeki amac›na ulaflmas›nda DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi nas›lkatk›da bulunabilir? Bu katk› ne de-recede gereklidir veya kaç›n›lmaz-d›r? sorular›yla cevap aranmaktave “Okulun görevi, toplumun çokamaçl› özelli¤ini hiçe saymak, onugörmezlikten gelmek veya ideolo-jik olarak y›pratmak gibi uygulama-larla ba¤daflamaz. Okul, dinî bir ta-v›r da tak›namaz. Zaten buna yet-kili de de¤ildir. Çok amaçl› toplu-mun okuluna uygun olan, ideolojikbir ö¤retim amac› de¤il, fakat ö¤-rencilerin, gerçe¤in bütünü ile kar-fl›laflmas›n› hedef al›c› bir ö¤retim-dir. Bu bütünlük içinde okul ö¤ren-cilere, ‹slâm dininin getirdi¤i dünyagörüflünün temel ilkelerini tan›t-mak, onlara gerçe¤in dinî aç›dannas›l yorumland›¤› konusunda bilgivermek durumundad›r. Okul, dinile ilgili sorular yokmufl gibi davra-namaz. Din ile ilgili sorular› kendili-¤inden veya baflka branfllar yoluy-

la da cevapland›ramaz. Toplumpolitikas› aç›s›ndan din dersi, okul-da, dinin toplum içinde sahip oldu-¤u yere uygun bir biçimde temsiledilmek durumundad›r.” denilmek-tedir.

Daha sonra din e¤itim ve ö¤reti-minin gereklili¤i konusu Antropolo-jik-‹nsanî Temel, Toplumsal Temel,Kültürel Temel, Evrensel Temel,Felsefî Temel, Hukukî Temel’lerlegerekçelendirilerek bu konulardaaç›klamalar yap›lmaktad›r.

Program›n temel yaklafl›m› konu-sunda; Din Kültürü ve Ahlâk BilgisiDersi Ö¤retim Program› haz›rlan›r-ken ö¤rencinin aktif k›l›nd›¤› prog-ram gelifltirme yaklafl›mlar› (E¤itim-sel Yaklafl›m) ve alan ile ilgili bilim-sel kriterler (Din Bilimsel Yaklafl›m)olmak üzere iki temel hususun gö-zetildi¤i vurgulanmaktad›r.

“a. E¤itimsel Yaklafl›m: DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi Ö¤re-tim Program›nda yap›land›rmac›yaklafl›m, çoklu zeka, ö¤renci mer-kezli ö¤renme gibi yaklafl›mlar dik-kate al›nm›flt›r. Yap›land›rmac› yak-lafl›ma göre ö¤renme sürecindeön bilgileri harekete geçirme, geli-flim düzeyini dikkate alma, etkili ile-tiflim kurma, anlam kurma, uygula-ma ve de¤erlendirme önemli kav-ramlard›r. Ö¤renci merkezli ö¤ren-meyi temel alan yap›land›rmac›yaklafl›m, ö¤renme sürecinde ö¤-renci kat›l›m›na ve ö¤retmen reh-berli¤ine a¤›rl›k vermektedir.

Bu ba¤lamda programda, kav-ramsal bir yaklafl›m da izlenmekte,Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersiyleilgili kavramlar›n ve iliflkilerin geliflti-rilmesi vurgulanmaktad›r. Progra-m›n oda¤›nda kavram ve kavramiliflkilerinin oluflturdu¤u ö¤renmealanlar› bulunmaktad›r. Kavramsalyaklafl›m, din ve ahlâkla ilgili bilgile-rin kavramsal temellerinin olufltu-rulmas›na daha çok zaman ay›rma-y› ve böylece kavramsal ve ifllem-sel bilgiler aras›nda iliflkiler kurmay›gerektirmektedir. Benimsenenkavramsal yaklafl›mla, ö¤rencilerinsomut deneyimlerinden, sezgile-rinden dinî ve ahlâkî anlamlar olufl-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 5

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 6

turmalar›na ve soyutlama yapabil-melerine yard›mc› olmak amaçlan-m›flt›r. Bu yaklafl›mla dinî ve ahlâkîkavramlar›n gelifltirilmesinin yan› s›-ra, baz› önemli becerilerin (prob-lem çözme, iletiflim kurma, ak›l yü-rütme vb.) gelifltirilmesi de hedef-lenmifltir. Ö¤renciler aktif flekildedin ve ahlâk› ö¤renirken problemçözmeyi, çözümlerini ve düflünce-lerini paylaflmay›, aç›klamay› ve sa-vunmay›, din ve ahlâk› hem kendiiçinde hem de baflka alanlarla iliflki-lendirmeyi ö¤renirler. Dolay›s›ylasa¤lam, zengin dinî ve ahlâkî kav-ramlar olufltururlar.

Bu programla, ö¤rencilerin dinve ahlâkla ilgili konular›n ö¤renmesürecinde aktif kat›l›mc› olmalar›esas al›nmaktad›r. Din ve ahlâk ko-nular›n› ö¤renme aktif bir süreçolarak ele al›nm›flt›r. Programda,ö¤rencilerin araflt›rma yapabile-cekleri, keflfedebilecekleri, prob-lem çözebilecekleri, çözüm veyaklafl›mlar›n› paylafl›p tart›flabile-cekleri ortamlar›n sa¤lanmas›n›nönemi vurgulanm›flt›r.

b. Dinbilimsel Yaklafl›m: Prog-ram gelifltirme süresi boyunca, ge-rek ‹slâm gerekse di¤er dinler hak-k›nda bilimsel ve araflt›rmaya daya-l› bilgi ön plânda tutulmufl, bat›l vehurafeye dayal› yanl›fl bilgilerdenuzak durulmufltur. ‹slâm'la ilgili bilgi-lerde; Kur'an merkezli, birlefltirici vemezhepler üstü bir yaklafl›m be-nimsenerek ‹slâm kaynakl› bütündinsel oluflumlar› kuflatacak kökde¤erler öne ç›kar›lm›fl; inanç, iba-det ve ahlâk alanlar›yla ilgili bu de-¤erlerin, Kur'an'la ve Hz. Peygam-berin çabalar›yla oluflturulmufl vebütün Müslümanlar› birlefltiren or-tak paydalar olmas›na özen göste-rilmifltir. Amaç, yorumlardan birisinitelkin edip di¤erini dönüfltürmekde¤il; sadece bireylerin, dinî kültürve ahlâkî de¤erler hakk›nda do¤rubilgilenmelerini sa¤lamakt›r. Bu-nunla birlikte, dinin anlafl›lma biçim-leri olarak tan›mlanan mezheplerve dinî oluflumlar, yok say›lmam›fl;kültürel zenginlik ve farkl› düflünceekolleri olarak görülmüfltür. ‹lk afla-

mada dinin ortak paydalar›, dahasonraki aflamada ise tarih boyuncaortaya ç›kan farkl› yorumlar hakk›n-da, dinî-kültürel boyutuyla tasviredici bir tarzda bilgi verilmesi he-deflenmifl ve bu amaçla baz› üniteve okuma parçalar› konulmufltur.Hatta di¤er dinlere de yer verile-rek dinler aras› aç›l›ml› bir ders nite-li¤i kazand›r›lm›flt›r. Bu yaklafl›ma uy-gun olan, bütün dinî ve ahlâkî de-¤erler, ö¤retime konu edilmifl, an-cak din e¤itiminde kullan›lan yakla-fl›mlardan birisi olan doktrin mer-kezli ya da mezhep merkezli birdin ö¤retimine dönüflmemesinebüyük özen gösterilmifltir.” denil-mektedir.

Bunlar yap›l›rken “flu amaçlar gözönünde bulundurulmufltur;

“Kültürü ve dini do¤ru anlayan bi-reyler yetifltirmek,

Ö¤rencinin kendine güven duy-gusunu gelifltirmek,

Ö¤renciyi araflt›rmaya ve üret-meye sevk etmek

Ö¤rencinin muhakeme gücünüart›rmak

Ö¤rencileri manevî yönden sa¤-l›kl› bireyler olarak yetifltirmek,

Toplumda oluflan yanl›fl din anla-y›fllar›n› düzeltmek,

Dinin sadece bilgi olarak ö¤retil-mesiyle yetinilmeyip, ö¤rencilerinayn› zamanda ahlâkî erdemleri vede¤erleri içsellefltirmelerini sa¤la-mak,

Ö¤rencinin karar verme gücünügelifltirmek, edindi¤i dinî bilgilerlehayat›n› anlamland›rmak,

Ö¤rencinin sanatç› bir ruha sa-hip olmas›n› sa¤lamak,

Demokrasi bilincini bütün birey-lerde gelifltirmek ve yerlefltirmek-tir.”

II. PROGRAMIN V‹ZYONU

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi DersiÖ¤retim Program›’n›n vizyonu;

“- 21. yüzy›l›n ça¤dafl, Atatürk ilkeve ink›lâplar›n› benimsemifl, temeldemokratik de¤erlerle donanm›fl,insan haklar›na sayg›l›, yaflad›¤› çev-reye duyarl›, bilgiyi deneyimlerine

göre yorumlay›p sosyal ve kültürelba¤lam içinde oluflturan, kullananve düzenleyen, sosyal kat›l›m be-cerileri geliflmifl;

- ‹nsanl›k tarihi boyunca birey vetoplum üzerinde etkili olan dinido¤ru anlayan ve yorumlayan; ‹s-lâm dininin kültür, dil, sanat, örf veâdetler üzerindeki etkisini dikkatealarak ‹slâm dinini ve bundan kay-naklanan ahlâk anlay›fl› ile örf veâdetleri tan›yan; kendi dininden vebaflka dinlerden olanlara karfl› anla-y›fll› davran›fllarda bulunan, di¤erdinleri tan›yan;

- Millî, ahlâkî, insanî ve kültürelde¤erleri benimseyen, beden, zi-hin, ahlâk, ruh, duygu bak›m›ndandengeli ve sa¤l›kl› geliflen; üret-ken, haklar›n› ve sorumluluklar›n› bi-len;

Türkiye Cumhuriyeti vatandaflla-r›n› yetifltirmektir.”

fleklinde ifade edilmektedir.

III. PROGRAMIN YAPISI

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ö¤re-tim Program›n›n genel amaçlar, te-mel beceriler, ö¤renme alanlar›,kazan›mlar, etkinlik örnekleri veaç›klamalardan oluflmaktad›r.

a. Genel Amaçlar: Türk MillîE¤itiminin Genel Amaçlar› ve Te-mel ‹lkelerine uygun olarak otuzsekiz adet genel amaç say›lm›flt›r.Bunlardan baz›lar› flunlard›r: ‹slam’›niman, ibadet ve Ahlâk esaslar›n› ta-n›r; ‹nanc›n› ak›lla bütünlefltirir; Dinin“hukukun üstünlü¤ünü” esas ald›¤›-n› kavrar; Toplumdaki farkl› dinî an-lay›fl ve yaflay›fllar›n dinin özü ile ilgi-li olmay›p sosyal bir olgu oldu¤u bi-lincine var›r; Din alan›nda yetkinolan ile olmayan› ay›r›r; Allah ile ile-tiflim kurmada yapay engelleriaflar; Akl›n, dinî sorumlulu¤un te-mel flart› oldu¤unu; dinin akl›n kulla-n›lmas›n› istedi¤ini ve bilimsel bilgi-yi teflvik etti¤ini benimser; Do¤rudinî bilgiler ile bat›l inanç ve hurafe-leri ay›rt eder; Hz. Muhammed’inörnekli¤ini analiz eder; ‹slam dinin-de Kur’an-› Kerim’e verilen önemikavrar; Birlikte yaflama ve hoflgörükültürünü özümser; Kader kavram›-

na yanl›fl yorumlayarak sorumluluk-tan kaç›n›lamayaca¤› bilincine sa-hip olur; Toplumdaki dinî ve ahlâkîdavran›fllar› tan›r; Ö¤renilen ahlâkîde¤erleri içsellefltirir.

b. Temel Beceriler: Yeni prog-ram›n becerilere a¤›rl›k verdi¤igözlenmektedir. Temel becerile-rin, ö¤rencilerin ö¤renme alanlar›n-daki geliflimleriyle ba¤lant›l›, yatayolarak bir y›l›n sonunda, dikey ola-rak da 12. s›n›f›n sonunda kazana-caklar› ve hayat boyu kullanacakla-r› temel beceriler kastedilmekte-dir. Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Der-si Ö¤retim Program›n›n içerdi¤i ka-zan›mlarla ö¤rencilerde bu temelbecerilerin geliflmesini sa¤layaca¤›ifade edilerek programla ulafl›lmas›beklenen üst beceriler olmak üze-re yirmi befl üst beceri say›lm›flt›r.Bunlar; Ahlâkl› ve hoflgörülü dav-ranma, Elefltirel düflünme, ‹letiflimkurma, Problem çözme, Araflt›rma,Karar verme, Bilgi teknolojilerinikullanma, Giriflimcilik, Metinler ara-s›nda anlam iliflkisi kurma, Kiflisel vesosyal de¤erlere önem verme,Türkçeyi do¤ru, güzel ve etkili kul-lanma, Çevre bilinci, Ö¤renmeyiö¤renme, Kendini tan›ma, Duyguyönetimi, Sorumlu bir flekilde dav-ranma, Farkl›l›klara sayg›, Sosyal de-¤iflim, Kat›l›m ve ifl birli¤i, Amaç be-lirleme, Karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k, Süreklilik,Etkileflim, Zaman ve mekân› do¤rualg›lama, Kendini ifade etme.

c. De¤erler: Din Kültürü ve Ah-lâk Bilgisi Dersi Ö¤retim Progra-m›’nda yukar›da belirtilen temelbecerilerin yan› s›ra, de¤erlerin ö¤-retiminin de ön plana ç›kt›¤› görül-mektedir. Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi Dersi Ö¤retimi Program›’nda iç-sellefltirilmesi ön görülen de¤er-lerden olmak üzere, Adil olma, Ailekurumuna önem verme, Ba¤›ms›z-l›k, Bilimsellik, Çal›flkanl›k, Dayan›fl-ma, Ölçülülük, Yumuflak huyluluk,Güvenilir olmak, Kanaat, Cömert-lik, Sab›r, Samimiyet, Güven, Na-muslu olmak, Alçak gönüllülük, Sö-zünde durmak, Emanete riayet et-mek, Hakikat sevgisi, Kardefllik, Du-yarl›l›k, Do¤ruluk, Dürüstlük, Estetik

duyarl›l›k, Hoflgörü, Misafirperverlik,Sa¤l›kl› olmaya önem verme, Say-g›, Sevgi, Sorumluluk, Temizlik, Va-tanseverlik, Yard›mseverlik, Payla-fl›mc› olmak, Fedâkârl›k say›lm›flt›r.

d. Ö¤renme Alanlar›: Din Kül-türü ve Ahlâk Bilgisi Dersi Ö¤retimProgram›nda, içerik düzenlenme-sinde tematik bir yaklafl›m›n gözönüne al›nd›¤› ve bu çerçevedeyeni program anlay›fl›na uygun ola-rak yedi ö¤renim alan› çerçevesin-de yap›land›r›ld›¤› görülmektedir.Ayr›ca ö¤renme alanlar›n›n dayan-d›¤› disiplinler tan›mlanm›fl ve ö¤-renme alanlar› ile iliflkilendirilmifller-dir. Bu ö¤renme alanlar›:

1. ‹nanç2. ‹badet3. Hz. Muhammed4. Vahiy ve Ak›l5. Ahlâk ve De¤erler6. Din ve Laiklik7. Din, Kültür ve Medeniyet’dir.Orta ö¤retim Din Kültürü ve Ah-

lâk Bilgisi dersindeki ö¤renme alan-lar›n›n, bir ya da birden fazla akade-mik disiplinin ilgi alan›na girdi¤i;"‹nanç" ö¤renme alan›n›n Kelâm,Psikoloji, Sosyoloji, Dinler Tarihi veMezhepler Tarihi'nin; "‹badet" ö¤-renme alan›n›n, ‹slâm F›kh›'n›n; "Hz.Muhammed" ö¤renme alan›n›n, ‹s-lâm Tarihi, Siyer, Megâzî, Hadis veEdebiyat›n; "Vahiy ve Ak›l" ö¤ren-me alan›n, Kelâm, Tefsir, ‹slâm Mez-hepleri Tarihi, Tasavvuf Tarihi, ‹slâmFelsefesi ve Din Felsefesi'nin ; "Ah-lâk ve De¤erler" ö¤renme aln›n›n,Ahlâk, Felsefe, Hukuk ve Din Felse-fesi'nin; "Din ve Laiklik" ö¤renme al-n›n›n, ‹nk›lâp Tarihi, Felsefe, Din Sos-yolojisi ve Vatandafll›k Bilgisi'nin;"Din, Kültür ve Medeniyet" ö¤ren-me alan›n, Edebiyat, Dinler Tarihi,Tarih, Antropoloji ve MedeniyetTarihi'nin ilgi alan›na” girdi¤i, "Din,Kültür ve Medeniyet" ö¤renmealan›n›n ise, pek çok akademik di-siplini ilgilendirmekle beraber, as-l›nda disiplinler aras› bir alan oldu¤uifade edilmektedir.

Ö¤renme alanlar›n›n, 9. s›n›ftabafllay›p 12. s›n›fa kadar devam etti-¤i görülmektedir. Her s›n›fta, yedi

ö¤renme alan›ndan her birisi içinbir ünite bulundu¤u, ancak bazenbir ünitenin, bir ya da birden fazlaö¤renme alan›n› içerebildi¤i görül-mektedir. Bu sebeple bir ö¤ren-me alan›na ait ünitelerin veya ka-zan›mlar›n, kendi üniteleriyle ya daünitelerin kazan›mlar›yla veya di-¤er ö¤renme alan›na ait ünitelerleya da ünite kazan›mlar›yla iliflkilen-dirilebildi¤i görülmektedir. Örne-¤in; "‹nanç" ö¤renme alan›n›n 10. s›-n›f Allah ‹nanc› ünitesi, ayn› ö¤ren-me alan›n›n 9. s›n›f ‹nsan ve Din üni-tesi ile iliflkilendirildi¤i; ayr›ca "Ahlâkve De¤erler" ö¤renme alan›na ait9. s›n›f De¤erler ve Aile ünitesinin3. kazan›m›, " Din ve Laiklik" ö¤ren-me alan›na ait 9. s›n›f Laiklik ve Dinünitesinin 2. kazan›m› ile iliflkilendiril-di¤i ve bu tür iliflkilendirmelere ko-nular›n aç›klamalar k›sm›nda dikkatçekildi¤i görülmektedir.

1. ‹nanç: Bu ö¤renme alan›n›n,di¤er ö¤renme alanlar› için deönemli bir yere sahip olmas›, insan-din iliflkisi, insanl›k tarihindeki inançbiçimleri, tek tanr› inanc›, insan›ngünlük hayat›nda ve davran›fllar›n-da inanc›n etkisi ve hayat›n› anlam-land›ran ahiret inanc› gibi insan›nbütün hayat›n› ilgilendiren süreçle-ri içermesi dolay›s›yla, her s›n›fa bualanla ilgili bir ünite konuldu¤u ifa-de edilmektedir.

Ö¤rencinin bu ö¤renme alan›n-dan edindi¤i kazan›mlar sonunda,evrendeki konumunu fark eden,ak›l sahibi, özgür ve inanan bir var-l›k olmakla di¤erlerinden ayr›ld›¤›-n›n bilincine varan, dinin insan ha-yat›ndaki yerini ve önemini anla-yan, inand›¤›na bilerek inanan, tektanr› inanc›n› temellendirebilen, Al-lah'la sa¤l›kl› bir iletiflim kuran, yafla-m›n› anlamland›ran, yapt›¤› iyilik vekötülü¤ün karfl›l›¤›n› mutlaka göre-ce¤i sorumluluk ve bilinciyle hare-ket eden birey olarak yetiflmesininesas oldu¤u, ayr›ca bireyin inan-makla, insanl›¤›n› daha iyi gerçek-lefltirebilmesi, di¤er inanç sahipleri-ne sayg›l› olmas› ve tevhit inanc›y-la ba¤l›l›k bilincini güçlendirmesininamaçland›¤› vurgulanmaktad›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 7

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 8

Ö¤rencilerin, bu ö¤renme ala-n›nda 9. s›n›f düzeyinde insan›n ko-numunu, insan-din iliflkisini, dinin in-san hayat›ndaki önemini ve inanççeflitlerini; 10. s›n›f düzeyinde Al-lah'›n varl›¤› ve birli¤inin delillerini,Allah'›n baz› s›fatlar›n›, insanla Allaharas›ndaki iletiflim yollar›n›, temelinanç esaslar›; 11. s›n›fta kader ve ka-za kavramlar›n›, insan›n ak›l sahibi,özgür ve sorumlu bir varl›k oldu¤u,kaderle iliflkilendirilen kavramlar›do¤ru anlamay›; 12. s›n›fta, yaflam›namaçs›z olmad›¤›n›, bunu ahiretinanc›yla anlamland›rmay›, yaflama-n›n ve yaflatman›n önemini, ac› vesevinçleri paylaflmay› ö¤renecek-leri ifade edilmektedir.

Bu ö¤renme alan›nda, Psikoloji,Sosyoloji, Kelâm, Dinler Tarihi veMezhepler Tarihi disiplinlerinin te-mel kavramlar› kullan›laca¤›, ünite-lerin içeri¤i aç›s›ndan öncelikle, ‹ba-det, Hz. Muhammed, Ahlâk ve De-¤erler ö¤renme alanlar›yla iliflkilen-dirilece¤i, bu ö¤renme alan›ndaö¤rencilerin; do¤ru inanma, Al-lah’la sa¤l›kl› iletiflim kurma, hayat›n›anlamland›rma, akl›n› kullanma, so-rumlu davranma becerilerini gelifl-tirecek etkinliklerle desteklenece-¤i vurgulanmaktad›r.

2. ‹badet: “‹badet Alan›”; Temiz-lik, ‹slâm'da ‹badetler, ‹slâm’da ‹ba-detlerin Faydalar› ve Dinlerde ‹ba-detler gibi üniteleri içermektedir.

‹badet ö¤renme alan›yla, ibadetduygusunun sa¤l›kl› bir flekilde do-yurulmas› ve ibadet mekânlar›nasayg›l› davranma al›flkanl›¤›n›n ka-zand›r›lmas›n›n amaçland›¤› vurgu-lanarak; ö¤rencilerin bu ö¤renmealan›yla genel olarak niçin ibadetedildi¤ini ve ibadetlerin türlerinikavrayarak ibadetlerde temizli¤inflart oldu¤unu, bunun için gereklihaz›rl›klar› yapman›n, inanç ve iba-det iliflkisinin bilincine varaca¤›, heriyi davran›fl›n ibadet oldu¤unu, iba-detlerin bireysel ve toplumsal fay-dalar›n›n bulundu¤unu kavrayaca-¤›, ayr›ca ‹slâm'daki ve di¤er dinler-deki ibadet flekillerini tan›yaca¤›ve ibadet mekânlar›na, kutsal gün-lere ve bayramlara sayg› duyaca¤›,çevresindeki di¤er dinleri ö¤ren-meye yönelik etkinliklerde buluna-ca¤› ifade edilmektedir.

Ö¤rencilerin, bu ö¤renme ala-n›nda 9. s›n›f düzeyinde ibadetkavram› ve kapsam›n›, niçin ibadetedildi¤ini, ibadet-temizlik iliflkisinive temizlik türlerini; 10. s›n›f düze-yinde inanç-ibadet iliflkisini, bafll›caibadetleri, salih amelleri ve ibadet-lerle ilgili temel ilkeleri; 11. s›n›fta, ‹s-lâm’da ibadetlerin bireysel ve top-lumsal faydalar›n›; 12. s›n›fta dinler-deki ibadet türlerini, dinlerin iba-det yerlerini, önemli gün ve gece-leri ö¤renecekleri; F›k›h ve DinlerTarihi disiplinlerinin temel kavram-

lar› kullan›laca¤›; ünitelerin, içeri¤iaç›s›ndan öncelikle, ‹nanç, Vahiyve Ak›l, Ahlâk ve De¤erler ö¤ren-me alanlar›yla iliflkilendirilece¤i; ö¤-rencilerin, temizlik bilinci, ibadet bi-linci, güzel davran›fl edinme, di¤erdinlerin ibadetlerine ve ibadetha-nelerine sayg›l› davranma beceri-lerini gelifltirecek etkinliklerle des-teklenece¤i vurgulanmaktad›r.

3. Hz. Muhammed: “Hz. Mu-hammed” Ö¤renme Alan›, Hz. Mu-hammed’in Hayat›, Kur’an’a göreHz. Muhammed, Hz. Muham-med’in Örnekli¤i ve Hz. Muham-med’i Anlama konular›n› içerdi¤i;ö¤rencilerin Hz. Muhammed ö¤-renme alan›yla; ‹slâm Peygamberi-nin misyonunu, örnekli¤ini kavra-malar› ve onu do¤ru anlama bilincikazanmalar›n›n amaçland›¤› ifadeedilmektedir.

Ö¤renciler bu ö¤renme alan›ylagenel olarak Hz. Muhammed'indo¤du¤u ve yetiflti¤i ortam› tan-yaca¤›; peygamberlikten öncekihayat›n› ve ilk vahiy al›fl›n› ö¤rene-ce¤i; Medine'ye hicretini, sebepve sonuçlar›n› tart›flaca¤›n›; Hz. Mu-hammed'in bar›fl› sa¤lamaya ve ‹s-lâm'› yaymaya yönelik çabalar›n›,son konuflmas›n›, vefat›n›n Müslü-manlar üzerindeki etkilerini de¤er-lendirece¤ini; Hz. Muhammed'ininsan oldu¤unu ancak, vahiy al-makla di¤er insanlardan ayr›ld›¤›n›,Kur'an'› aç›klama görevini üstlendi-¤ini, insanlara davran›fllar›yla örnek-lik yapt›¤›n› ve insanî de¤erleri yer-lefltirmek için gönderildi¤ini kavra-yaca¤›n›; ayr›ca hadis ve sünnetkavramlar›n› tan›mlayarak Peygam-beri do¤ru anlama ve do¤ru mo-delleme bilinci kazanaca¤› vurgu-lanmaktad›r.

Ö¤renciler, bu ö¤renme alan›n-da 9. s›n›f düzeyinde Hz. Muham-med'in do¤du¤u sosyal çevreyi,do¤umunu, çocuklu¤unu ve genç-li¤ini, peygamberlikten önceki ha-yat›n›, ilk vahyi al›fl›n›, hicretini, top-lumsal bar›fla yönelik faaliyetlerini,‹slâm'› yayma çabalar›n›, Veda Hut-besi'ndeki evrensel mesajlar› ve

vefat›n›; 10. s›n›f düzeyinde Hz. Mu-hammed'in insanl›¤a gönderilenbir rahmet peygamberi, insanl›¤›uyar›c› oldu¤u ve bizim gibi insanoldu¤unu, Kur'an'› aç›klama görevibulundu¤unu; 11. s›n›fta Kur'an'a gö-re örnek insan olmas›n›n özellikleri,Hz. Muhammed'in güvenilirlik, mer-hametlilik, adalet, kolaylaflt›r›c›l›k,hoflgörü, sab›r ve kararl›l›k konu-sunda örnekli¤ini ve KültürümüzdeHz. Muhammed ve Ehl-i Beyt sev-gisini; 12. s›n›fta, hadis ve sünnetinne oldu¤unu, Hz. Muhammed'indavran›fllar›ndaki yerel ve evrenselboyutlar›, dinin anlafl›lmas›nda sün-netin önemini, hadis ve sünnetinnas›l anlafl›lmas› gerekti¤ini ve bafl-l›ca klasik hadis kaynaklar›n›n neleroldu¤unu ö¤reneceklerdir.

Bu ö¤renme alan›nda, Siyer, Ma-gâzî, ‹slâm Tarihi ve Hadis disiplinle-rinin temel kavramlar›n›n kullan›la-ca¤›, ünitelerin, içeri¤i aç›s›ndanöncelikle ‹badet, Vahiy ve Ak›l, Ah-lâk ve De¤erler ö¤renme alanlar›y-la iliflkilendirilece¤i, bu ö¤renmealan›nda Hz. Muhammed'i ve me-saj›n› do¤ru anlama becerisinin ge-liflmesine yarayan etkinliklerle des-teklenece¤i vurgulanmaktad›r.

4. Vahiy ve Ak›l: Allah’›n Hz.Muhammed’e gönderdi¤i vahiyle-rin tamam›n›n Kur’an’da topland›¤›,dolay›s›yla Kur’an, tamam›yla vahiymahsulü oldu¤u vurgulanarak; Al-lah'›n insanl›¤a buyruklar›n› içerme-si ve son ilâhî kitap olmas› bak›m›n-dan ‹slâm inanc›nda Kur'an'›nönemli bir yeri oldu¤u; vahyin anla-fl›lmas› ve yorumlanmas›nda akl›nhakem k›l›nd›¤›; ak›l ve vahyin dininiki önemli kayna¤› oldu¤u; ‹slâmdüflüncesinde ortaya ç›kan bütünyorumlar›n dinin anlafl›lmas›yla ilgiliolup ak›l ve vahiyle do¤rudan ilgilioldu¤una dikkat çekilmekte; “Va-hiy ve Ak›l ö¤renme alan›yla; dindevahiy ve akl›n önemini, Kur'an'› anla-ma ilkelerini, yorum farkl›l›klar›n›ndinle olan iliflkisini ve birlikte yafla-ma kültürünü ö¤renmek hedef-lenmektedir.” denilerek ö¤rencile-rin bu ö¤renme alan›yla genel ola-rak “Kur'an'›n ‹slâm'daki yeri ve öne-

mini, toplanmas›n› ve ço¤alt›lmas›-n›, Kur'an ve yorumlanmas› ile ilgilikavramlar›, Kur'an'›n temel konular›-n› tan›r. Kur'an'›n amac›n›n do¤rubilgi, do¤ru inanç ve do¤ru davra-n›fl oldu¤unu kavrar ve onu oku-yup anlama bilincine var›r. Ayr›ca ‹s-lâm anlay›fl›ndaki yorum farkl›l›klar›-n›n nedenlerini sorgulayarak herzaman ve mekânda yeni yorumla-r›n kaç›n›lmaz oldu¤unu; do¤ru an-lafl›lmad›¤› takdirde ortaya ç›kacakzararlar› önceden kestirir. Yap›lanyorumlar›n inançla, amelle ve ah-lâkla ilgili olanlar›n› birbirinden ay›r›r.Dinle ilgili yorumlar›n, din farkl›l›¤›de¤il, yorum farkl›l›¤› ve birer zen-ginlik oldu¤u, dinde ço¤ulculuk vedini kolaylaflt›rma anlam›na geldi¤i-ni fark eder. Hiçbir ‹slâm yorumu-nun ‹slâm'la özdefllefltirilemeyece-¤ini kavrar ve birlikte yaflama vehoflgörü bilincini kazan›r.” denil-mektedir.

Ö¤rencilerin, bu ö¤renme ala-n›nda 9. s›n›f düzeyinde Kur'an-› Ke-rim'in ‹slâm dininin temel kayna¤›oldu¤unu, Kur'an'›n tarihini, Kur'an'lailgili kavramlar›, Kur'an'›n belli bafll›konular› ve Kültürümüzde Kur'an'›nyeri ve önemini; 10. s›n›f düzeyindeKur'an'›n temel amaçlar›n›, Kur'an'›okuman›n önemi ve Kur'an'› yo-rumlaman›n temel ilkelerini; 11. s›n›f-ta ‹slâm düflüncesinde yorum fark-l›l›klar›n›n sebepleri, ‹slâm düflünce-sinde siyasî-itikadî yorumlar›, ‹slâmdüflüncesinde amelî-f›khî yorumlar›ve ‹slâm düflüncesinde yorumlar›birlefltiren unsurlar›; 12. s›n›fta, ta-savvufî düflüncenin geliflimini, ta-savvuf düflüncesinde Tanr›-varl›kiliflkisini, tasavvuf düflüncesinin ah-lâkî boyutu, kültürümüzde etkinolan tasavvufî yorumlar› ile birlikteyaflama ve hoflgörü kültürünü ö¤-renecekleri belirtilmektedir.

Vahiy ve ak›l ö¤renme alan›nda,Tefsir, ‹slâm Mezhepleri Tarihi veTasavvuf Tarihi disiplinlerinin temelkavramlar› kullan›laca¤›; ünitelerin,içeri¤i aç›s›ndan öncelikle Hz. Mu-hammed, Din, Kültür ve Medeni-yet ö¤renme alanlar›yla iliflkilendiri-lece¤i; bu ö¤renme alan›nda ö¤-

rencilerin, Kur'an'› ve mesaj›n› do¤-ru anlama, farkl› yorumlara sayg›duyma becerisini gelifltirecek et-kinliklerle desteklenecekleri vurgu-lanmaktad›r.

5. Ahlâk ve De¤erler: “Ahlâkve De¤erler” ö¤renme alan›yla,din-de¤er iliflkisini, kiflisel ve top-lumsal geliflim için de¤erlerin öne-mini, hak ve özgürlüklerin kullan›m›-n›, bar›fl içinde yaflamay›, affetmeve ba¤›fllamay› ö¤retmek amaç-lanmaktad›r.” denilmektedir.

Ö¤rencilerin bu ö¤renme alan›y-la genel olarak de¤erlerin fark›navaraca¤›, din-de¤er iliflkisini yorum-layarak kiflilik ve toplumsal geliflim-de de¤erlerin önemini kavrayaca-¤›, aile içi görev ve sorumluluklar›-n›n bilincine varaca¤› ve Hz. Mu-hammed'in bu konudaki örnekdavran›fllar›ndan modellemelerdebulunarak aile içi huzuru korumayaçal›flaca¤›, hak ve özgürlüklerin bi-rey ve toplum için önemini kavra-yaca¤›, onlara sayg› duyaca¤› vekul hakk› ihlâllerine karfl› duyarl› ola-ca¤›, devlete karfl› görev ve so-rumluluklar›n› yerine getirece¤i, ‹s-lâm'›n bar›fl dini oldu¤unu ve bar›-fla verdi¤i önemi kavrayarak onauygun davran›fllar sergileyece¤i, in-san›n hata yapabilen bir varl›k oldu-¤unu, ancak as›l erdemin yap›lanhatadan dönmek, hata edeni iseba¤›fllamak oldu¤u bilincine vara-ca¤› vurgulanmaktad›r.

Ö¤rencilerin, bu ö¤renme ala-n›nda 9. s›n›f düzeyinde de¤erinne oldu¤unu ve dinin de¤erlerinoluflumundaki etkisini, kiflilik vetoplumsal geliflimde de¤erlerin et-kisini, dinlerin aileye verdi¤i önemi,Hz. Peygamberin ailenin korunma-s›na ait ö¤ütlerini; 10. s›n›f düzeyin-de hak ve özgürlük kavramlar›n›,temel hak ve özgürlükleri, bunlar›ndinle iliflkilerini, kullan›mlar›n›, kullan›-m›n› engelleyen al›flkanl›klar›, huku-kun üstünlü¤ünü ve kul hakk›nasayg›y›; 11. s›n›fta bar›fl›n insanl›k içinihtiyaç oldu¤unu, ‹slâm'›n bar›fl dinioldu¤unu ve yaflama hakk›na bü-yük önem verdi¤ini, Hz. Muham-med'in bir bar›fl elçisi oldu¤unu, zo-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

2 9

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 0

runlu olmad›kça savafl›n insanl›k su-çu oldu¤unu; 12. s›n›fta, insan›n ha-ta yapabilen bir varl›k oldu¤unu,tövbe etmenin ve hatadan dön-menin bir erdem oldu¤unu, Al-lah'›n ba¤›fllay›c› oldu¤unu ve ba-¤›fllayan› sevdi¤ini, ba¤›fllaman›n in-san› yüceltti¤ini, ba¤›fllaman›n bi-reysel ve toplumsal hoflgörününtemelini oluflturdu¤unu ve iyilikle-rin kötülükleri giderdi¤ini ö¤rene-cekleri belirtilmektedir.

Ahlâk ve de¤erler ö¤renme ala-n›nda, Ahlâk, Felsefe, Hukuk ve Ta-rih disiplinlerinin temel kavramlar›kullan›laca¤›, ünitelerin, içeri¤i aç›-s›ndan öncelikle Hz. Muhammed,Din ve Laiklik, Din, Kültür ve Mede-niyet ö¤renme alanlar›yla iliflkilen-dirilece¤i, bu ö¤renme alan›ndaö¤rencilerin, ahlâkl›, sorumlu vehoflgörülü davran›fl gelifltirme, aileiçi ve toplumsal bar›fl› koruma be-cerisini gelifltirecek etkinliklerledesteklenece¤i vurgulanmaktad›r.

6. Din ve Laiklik: “Din ve Laik-lik” ö¤renme alan›nda, Atatürk'ündine bak›fl aç›s›n›, dinin yozlaflt›r›l-mas› karfl›s›ndaki tutumunu, dindevlet ayr›m›n›, laikli¤in din ve vic-dan özgürlü¤ünün güvencesi ol-du¤unu, Atatürk'ün dinin do¤ru an-lafl›lmas›na yönelik faaliyetlerini veö¤retimde birli¤in sa¤lanmas›n›nönemini ö¤retmenin hedeflendi¤ivurgulanmaktad›r.

Ö¤rencilerin bu ö¤renme alan›y-la, genel olarak laikli¤i do¤uran ne-denleri anlayarak laik devletin top-lumun bütün kesimlerinin inanç vedavran›fl özgürlü¤ünü tan›d›¤›n›kavrayaca¤›, din ve vicdan özgürlü-¤ünün güvencesinin laiklik oldu¤u-nun fark›na varaca¤›, Atatürk'ün di-ni vazgeçilmez bir kurum olarakgörmesinin nedenlerini ve dininyozlaflt›r›lmas› ve istismar›na karfl›ç›kmas›n›n nedenlerini aç›klayaca-¤›, Atatürk'ün Diyanet ‹flleri Baflkan-l›¤›n› kurdurdu¤unu, Türkçe mealve tefsir yazd›rd›¤›n›n, hutbeleriTürkçelefltirdi¤inin fark›na varaca¤›-n›, Atatürk'ün dinin do¤ru anlafl›l-mas›na verdi¤i önemi ve bu amaç-la din e¤itimi ve ö¤retiminin okul-

da verilmesini istemesinin ve uz-man din bilginlerine önem verme-sinin sebeplerini aç›klayaca¤› ifadeedilmektedir.

Ö¤rencilerin, bu ö¤renme ala-n›nda 9. s›n›f düzeyinde dinin bireyiesas ald›¤›n›, laikli¤i do¤uran ne-denleri, laik devletin ne demek ol-du¤unu, laikli¤in din ve vicdan öz-gürlü¤ünün güvencesi oldu¤unuve Atatürk'ün laiklik anlay›fl›n›; 10. s›-n›f düzeyinde Atatürk'e göre dininvazgeçilmez bir kurum oldu¤unu,Atatürk'ün dinin yozlaflt›r›lmas›nakarfl› oldu¤unu, Atatürk'ün ‹slâmi-yet ve Hz. Peygamberle ilgili sözle-rini; 11. s›n›fta Atatürk’ün, sa¤l›kl› dinhizmeti verilebilmesi için Diyanet‹flleri Baflkanl›¤›n› kurdurdu¤unu,Türkçe Tefsir-Meal ve Hadis çal›fl-malar›na verdi¤i önemi, hutbelerinTürkçelefltirilmesinin gere¤ini; 12. s›-n›fta, Atatürk'ün dinin anlafl›lmas›-na, okulda din ö¤retimine ve dinbilginlerine verdi¤i önemi ö¤rene-cekleri vurgulanmaktad›r.

“Din ve Laiklik” ö¤renme alan›n-da, Felsefe, Hukuk, Sosyoloji ve Ta-rih disiplinlerinin temel kavramlar›kullan›lacaklar›, ünitelerin, içeri¤iaç›s›ndan öncelikle, Din, Kültür veMedeniyet ö¤renim alan›yla iliflki-lendirilece¤i, ö¤rencilerin, dine vedevlete sayg›y› ve laiklik bilincinigelifltirecek etkinliklerle destekle-nece¤i vurgulanmaktad›r.

7. Din, Kültür ve Medeniyet:

“Din, Kültür ve Medeniyet” ö¤ren-me alan›yla ö¤rencilere, TürklerinMüslüman oluflunu ve ‹slâm mede-niyetine katk›lar›n›; Din-Bilim ‹liflkisi-ni, ‹slâm’da do¤ru bilginin kaynakla-r›n›, Müslümanlar›n akla ve bilimeverdikleri önemi ve insanl›¤a bukonudaki katk›lar›n›, ‹slâm'da güzel-lik ve esteti¤in bir de¤er oldu¤u-nu, dinlerdeki ortak özellikleri vefarkl› inançlara sayg› duymay› ö¤-retmenin amaçland›¤› ifade edil-mektedir.

Ö¤rencilerin bu ö¤renme alan›y-la genel olarak Türklerin ‹slâm'› ni-çin ve nas›l benimsediklerini, ‹slâmanlay›fllar›n›n oluflmas›nda etkiliolan tarihsel flahsiyetleri ve Türkle-

rin ‹slâm medeniyetine katk›lar›n›aç›klayaca¤›, bilimin insan ürünü vedin ile bilimin de insanl›¤›n mutlulu-¤u için oldu¤unu fark edece¤i, ‹s-lâm’da do¤ru bilgiye ak›l, vahiy veduyularla ulafl›labilece¤ini kavraya-ca¤›, ‹slâm'›n bilime önem verdi¤inive sorunlar› çözmede akl› kullan-may› teflvik etti¤ini kavrayaca¤›, ‹s-lâm bilginlerinin din bilimlerini yan›s›ra Sosyal, Matematik ve Fen Bi-limlerine önemli katk›larda bulun-du¤unu fark edece¤i, evrendeher fleyin bir ölçüsü ve varl›klar ara-s›nda bir uyum oldu¤unu, Kur'an'dagüzelli¤in bir de¤er olarak önem-sendi¤ini, Hz. Muhammed'in güzelolan› hayat›na tafl›d›¤›n› ve güzelsözlerle iletiflim kurman›n ‹slâm'›ntemel amaçlar›ndan birisi oldu¤u-nu aç›klayaca¤›, güzel davran›fltabulunanlar›n ve güzel ifl yapanlar›nödüllendirilece¤i bilincine varaca-¤›, ‹slâm uygarl›¤›nda yaz›ya, mima-riye, sanata ve hayat›n çeflitli alan-lar›na yans›yan güzelliklere örnek-ler verece¤i, günümüzdeki önemlidinleri tan›yaca¤›, Semavî dinlerintarihî geliflim süreçlerini s›ralayaca-¤›, Hinduizm, Budizm, Caynizm, Si-hizm, Taoizm, Konfüçyanizm vefiintoizmin genel özelliklerini aç›kla-yaca¤›, ilâhî dinlerin inanç ve ahlâkkonusundaki ortak yanlar›n› ve ev-rensel ahlâk ilkelerini fark edece¤i,farkl› inanç sahiplerine sayg› duya-ca¤›, dinlerin çevrenin korunmas›-na gösterdi¤i önemi fark edece¤ive örneklendirece¤i, küreselleflendünyada dinler aras› iliflkilerin öne-mini fark edece¤i vurgulanmakta-d›r.

Ö¤rencilerin, “Din, Kültür ve Me-deniyet” ö¤renme alan›nda 9. s›n›fseviyesinde Türklerin Müslümanoluflunu, Türklerin din anlay›fl›ndaetkili olan tarihsel flahsiyetleri,Türklerin ‹slâm uygarl›¤›na katk›lar›-n›; 10. s›n›f düzeyinde din-bilim iliflki-sini, ‹slâm’da bilginin kaynaklar›n›, ‹s-lâm'›n akl› kullanmay› ve bilimi tefl-vik etti¤ini, ‹slâm'›n bilimsel yön-temlerle araflt›r›lmas› ve ö¤renil-mesi gerekti¤ini, ‹slâm medeniye-tinde e¤itim kurumlar›n›, Müslü-

manlar›n bilim ve medeniyete kat-k›lar›n›; 11. s›n›fta evrendeki ölçü veahengi, insan ve güzellik, Kur'an vegüzellik, Hz. Muhammed ve güzel-lik, yaflamda güzellik, ‹slâm medeni-yeti ve güzellik; 12. s›n›fta ise yafla-yan dinlerin önemli özelliklerini, din-lerin benzer özelliklerini ve küresel-leflen dünyada dinler aras› iliflkileriö¤renecekleri ifade edilmektedir..

“Din, Kültür ve Medeniyet” ö¤-renme alan›nda, Tarih, Dinler Tarihi,Medeniyet Tarihi, Sanat Tarihi veTasavvuf Tarihi disiplinlerinin temelkavramlar› kullan›lacaklar›, ünitele-rin, içeri¤i aç›s›ndan öncelikle, Hz.Muhammed, Vahiy ve Ak›l, Din veLaiklik ö¤renme alanlar›yla iliflkilen-dirilece¤i, ö¤rencilerin, bilim, sa-nat ve esteti¤e sayg›y›, ‹slâm veuygarl›k bilincini ve farkl› dinleresayg› ve hoflgörüyü gelifltireceketkinliklerle desteklenecekleri be-lirtilmektedir.

Programda dikkat çeken bir hu-sus da ünitelerin sonunda yer alanünite içeriklerine uygun olan oku-ma parçalar›d›r. Konulan okumaparçalar›n›n büyük ço¤unlu¤ununAlevi-Bektafli kaynaklar›ndan al›n-ma metinler oldu¤u göze çarp-maktad›r. Bunlar s›ras›yla flöyledir:

Efl Olarak Hz. Hatice (9. S›n›f)

Hz. Fat›ma ve Aile Fertleriyle ‹lifl-kileri (9. S›n›f)

Hac› Bektafl Veli’nin Makâlât Adl›Eserinde Tevhit ve ‹nanç Esaslar›(10. S›n›f)

Hz. Ali’nin Örnek fiahsiyeti ve‹badetin Önemine Dair Sözleri (10.S›n›f)

Hz. Ömer ve Adaleti (10. S›n›f)

fiiirlerimizde Hz. MuhammedSevgisine Örnekler (11. S›n›f)

Bar›fl ve Kardefllik (11. S›n›f)

Atatürk’ün Bal›kesir Hutbesi (11. S›-n›f)

Hac› Bektafl Veli’nin Makalât’›ndaDört Kap›, K›rk Makam (12. S›n›f)

e. Kazan›mlar: Yeni program›nönceki programdan farkl›laflt›¤›önemli ayr›mlardan biri de ö¤ren-me ç›kt›lar› için kullan›lan termino-

lojidir. Önceki programda “amaç”,“hedef” ve “hedef davran›fllar”danbahsedilirken yeni programda buterminoloji terk edilerek yerine“kazan›m” ifadesi kullan›lm›flt›r. Bukullan›m›n amaç olarak yüzeysel ol-mad›¤›, aksine program›n benim-sedi¤i felsefî yaklafl›ma uygun birç›k›fl oldu¤u söylenebilir. Program-da “kazan›m” sözcü¤ü kullan›larakdaha çok ö¤renciyi merkeze alanbir tutum tak›n›lm›flt›r. Kazan›mla-r›n, e¤itim sürecinin sonunda ö¤-rencilerin edinecekleri bilgi, de¤er,beceri ve tutumlar› kapsad›¤›, do-lay›s›yla, ö¤rencilerin ö¤renmealanlar›ndaki geliflmeleri, kazan›m-lar›n edinilmesine ba¤l› oldu¤u, ka-zan›mlar›n, programda ö¤rencile-rin geliflim düzeyine ve ö¤renmealan›n›n özelli¤ine göre 9. s›n›ftan12. s›n›fa kadar verilmifl oldu¤u, ka-zan›mlar›n yaz›l›m›nda bir mant›kbütünlü¤ünün gözetildi¤i görül-mektedir.

IV. Ö⁄RENME-Ö⁄RETME SÜREC‹

a. Etkinlikler: Yeni programdaö¤renme-ö¤retme süreçleri veö¤retmenin rolü önceki programagöre daha ayr›nt›l› bir flekilde eleal›nm›flt›r. Bilgi ve becerilerin kaza-n›m› ile ilgili uygulama sürecine yö-nelik öneriler yap›lm›fl ve “EtkinlikÖrnekleri” verilmifltir. Etkinliklerinörnek niteli¤inde oldu¤u ve uygu-lamada bireysel farkl›l›klar ve çev-resel flartlar dikkate al›narak esnekolman›n gere¤i üzerinde durul-mufltur. Önceki programda, ö¤-renme-ö¤retme durumuyla ilgiliherhangi bir aç›klama yap›lmam›fl-ken yeni programda ö¤retmeninönünü açan, neyi nas›l yapaca¤›nayönelik ayr›nt›l› aç›klama ve bilgileriiçeren “Ö¤retmen Bilgi Notlar›”nayer verilmifltir.

Programda verilen etkinliklerinbirer öneri ve örnek niteli¤inde ol-du¤u, ö¤retmenin, bu etkinlikleriaynen kullanabilece¤i gibi, eklemeve ç›karmalar da yapabilece¤i, bafl-ka etkinlikler de ekleyebilece¤ibelirtilmifltir. Etkinlik haz›rlan›rkenhangi kazan›mlara yönelik oldu¤u-

na ve içeri¤ine dikkat edilmesi ge-rekti¤i, ayr›ca çevresel özelliklerle,ö¤rencilerin ilgi ve ihtiyaçlar› dagöz önünde bulundurulmas› ge-rekti¤i ifade edilerek; etkinliklerin,ö¤renci merkezli ve ö¤renme sü-recinde ö¤rencinin etkin bir rolüstlenmesini sa¤layacak flekildedüzenlendi¤i belirtilmektedir.

Yeni programda eskisine oranlaö¤renme-ö¤retme sürecinde da-ha fazla araç-gereç kullan›m›n›nözendirildi¤i ve bununla ilgili dahasomut örneklerin verildi¤i görül-mektedir. Ö¤rencilerin araflt›rma,sorgulama, problem çözme ve ka-rar verme süreçlerine kat›lmas›n›sa¤layacak etkinliklerin kullan›lmas›önerilmifltir. Ayr›ca “yaparak-düflü-nerek” ö¤renme etkinliklerininönemli oldu¤u vurgulanm›fl ve ifl-birlikli ö¤renme stratejilerinin ge-rekti¤i ölçüde kullan›lmas› öngörül-müfltür. Etkinliklerin gelifltirilmesin-de zaman zaman “Çoklu Zekâ” ku-ram›ndan yararlan›ld›¤› gözlemlen-mifltir. Ö¤retim sürecinde ö¤ret-menin rolü ise, ö¤rencilere reh-berlik yaparak ö¤renmeyi kolaylafl-t›rmak olarak belirlenmifltir.

Programda; aktif ö¤renme, ifl bir-li¤ine dayal› ö¤renme, ba¤›ms›zö¤renme, ö¤renmeyi ö¤renme,s›n›f d›fl›nda e¤itim, bireysel farkl›l›k-lara duyarl› e¤itim gibi çeflitli uygu-lama ve yaklafl›mlara a¤›rl›k verildi¤igörülmektedir.

Programla, ö¤rencilerin bilgileriyap›land›rmalar› ve yeni bilgilerüretmeleri amaçland›¤›, bu sebep-le ö¤rencilerin ö¤renme-ö¤retmesürecine kat›l›m›n›n önemli oldu¤uvurgulanmaktad›r. Bu çerçevede;

Ö¤rencinin, ö¤renme amaçlar›ile yöntemlerini belirleme ve uy-gulama çal›flmalar›na kat›lmas›, et-kinliklerde sorumluluk üstlenmesi,

Ö¤rencilerin; sorunlar› çözmesi,edindi¤i bilgileri arkadafllar›yla pay-laflmas› ve bu yöntemle sürekli ye-ni bilgiler edinmesi,

Ö¤rencilerin; ba¤›ms›z olarak ö¤-renmesi, bireysel tercihlerini, ilgile-rini ve zihin becerilerini ö¤renme

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 1

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 2

sürecinde kullanmas›, ö¤renmeyiö¤renmesi,

Ö¤retmenin, ö¤rencinin iflini ko-laylaflt›rmas› ve kendi kendine ö¤-renmesini sa¤lamas›,

Ö¤retmenin, ö¤rencilerin kay-naklara ulaflmas›na ve kaynaklar-dan yararlanmas›na katk› sa¤lama-s›,

Ö¤retmenin, ö¤rencileri kendikendilerine de¤erlendirmelerdebulunmaya özendirmesi istenmek-tedir.

Ö¤retmen; Din Kültürü ve AhlâkBilgisini ö¤renmeye elveriflli vedestekleyici bir ortam oluflturmal›,

Ö¤rencilerin motivasyon, ilgi,beceri ve ö¤renme stilleri gibi bi-reysel farkl›l›klar›n› göz önünde bu-lundurmal›,

Ö¤rencilerin ifllenen konu ile ilgi-li ön bilgi ve inançlar›n› a盤a ç›kar-mal› ve ö¤rencilerin kendi düflün-celerinin fark›nda olmalar›n› sa¤la-mal›,

Ö¤rencilerin ileri sürülen alterna-tif düflünceler üzerinde düflünme-lerini, bu düflünceleri tart›flmalar›n›ve de¤erlendirmelerini teflvik et-meli,

Tart›flmalar› ve etkinlikleri, ö¤ren-cilerin bilimsel olarak kabul edilen

bilgi ve anlay›fllar› kendilerinin yap›-land›rmas›na imkân verecek flekil-de yönlendirmeli,

Ö¤rencilere yap›land›rd›klar› ye-ni kavramlar› farkl› durumlarda kul-lanma f›rsatlar› vermeli,

Ö¤rencilerin bir olguyu aç›kla-mak için hipotez kurma ve alterna-tif yorumlar yapabilme yetenekle-rini teflvik etmelidir.

Yeni programda ö¤renciye, din-leyen, al›flt›rma yapan ve sorularacevap veren bir rol yerine, sorularsoran, problem kuran, problemçözen, t›pk› bir bilim insan› gibi ihti-yaç duyulan bilgiyi ortaya ç›karma-ya ve de¤erlendirmeye yönelik fa-aliyetlere giriflen, etkinlikler yoluylakendi biliflsel yap›s›n› oluflturan ak-tif bir rol öngörülmektedir. Prog-ramda ö¤rencinin aktif ve bilgiyiyap›land›rmac› rolü üzerinde alt› çi-zilerek durulmaktad›r. Ö¤renci, bil-giye ulaflmas› gerekti¤ini bilen, bil-giye ulaflarak bunu zihninde yeni-den yap›land›ran, sonunda da yenibilgi üretebilen bireydir.

Yeni ö¤retim program›nda, ö¤-retmene “ö¤retici” yerine “ortamdüzenleyici”, “yönlendirici” ve “ko-laylaflt›r›c›” roller yüklenmektedir.Ö¤retmenin temel rolü ö¤renme-ö¤retme ortam›n› düzenlemek,etkinlikler konusunda ö¤rencilererehberlik yapmakt›r. Ö¤retmenerehberli¤in yan› s›ra iflbirli¤i sa¤lay›-c›, yard›mc›, kolaylaflt›r›c›, kendinigelifltirici, planlay›c›, yönlendirici, bi-reysel farkl›l›klar› dikkate al›c›, sa¤l›kve güvenli¤i sa¤lay›c› roller veril-mifltir.

b. Ö¤retim Stratejileri: Din Kül-türü ve Ahlâk Bilgisi Program›’n›nuygulanmas› sürecinde gerekli be-ceri, bilgi ve kavramlar›n kazan›m›n-da ifle koflulabilecek ve etkinlikleretemel oluflturabilecek baz› uygula-malardan olmak üzere Örnek OlayAnalizi (Çözümlemesi), Sonuç Ç›-karma, Geri Plandaki DüflünceleriBulma, Slogan Bulma, Reklam Ha-z›rlama/Poster Afifl Haz›rlama, fiiir-Hikaye Yazma, Görsel ‹mge Olufl-turma, Önem S›ras›na Koyma, Bafl-l›k Bulma, S›n›flama, Örnek Verme,

Kendini De¤erlendirme, YordamaYapma, Bulmaca, Dramatizasyon,Tavsiyede Bulunma, Karfl›laflt›rma,Problem Çözme, Görüflme Yap-ma, Alan Gezileri, Kavram Haritas›Oluflturma, Kan›tlama, Beyin F›rt›-nas›, Akrostifl Tekni¤i, gibi uygula-malara yer verilmifltir. Ayr›ca bu uy-gulamalar›n nas›l yap›laca¤›na yö-nelik Ö¤retmen Bilgi Notlar›ndaayr›nt›l› aç›klamalar da verilmifltir.

Tüm bu uygulamalarla birlikte,empati kurma, de¤erlendirme,benzetim, günlük yaflamla iliflkilen-dirme, not alma, görüfl tarama,gözlem, formüllefltirme, habertoplama, önceki düflündükleriylekarfl›laflt›rma, bildikleriyle ba¤ kur-ma, dosya oluflturma, öykü ta-mamlama, ö¤retim malzemesi ha-z›rlama, çal›flma yapra¤›, koleksi-yon yapma, hipotez oluflturma ves›nama, y›ll›k haz›rlama, tersindendüflünme, anlaflma imzalama, pan-tomim, ö¤rendiklerini listeleme,proje, gazete ç›karma, yenidenyazma gibi uygulamalar etraf›ndaö¤retim etkinlikleri haz›rlanabile-ce¤i de belirtilmektedir.

V. ÖLÇME VEDE⁄ERLEND‹RME

Yeni programda, ölçme ve de-¤erlendirme sadece ö¤renme so-nucunu de¤il, sürecini de de¤er-lendirmeye dönük ele al›nm›flt›r.Hem ö¤rencinin kendini de¤erlen-dirmesi için hem de ö¤retmeninö¤renciyi de¤erlendirmesi için de-¤iflik ölçme arac› örneklerine yerverilmifltir. Bu aç›dan önceki prog-ramda sadece geleneksel ölçmeve de¤erlendirme yöntemlerininörneklendirildi¤i düflünülürse çeflit-lili¤in artt›¤› söylenebilir.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi DersiÖ¤retim Program›’nda yap›land›r›c›anlay›fla paralel olarak ö¤renmeve ö¤retme stratejilerinin ö¤ret-men merkezli bir yap›dan ö¤rencimerkezli alana do¤ru kayd›¤›na dik-kat çekilerek de¤erlendirme ile il-gili anlay›fl›n da bu de¤iflime uygunbiçimde yap›land›r›lmas› gerekti¤ibelirtilmifl, geleneksel ölçme vede¤erlendirme yöntemlerinin yan›

s›ra alternatif ölçme ve de¤erlen-dirme tekniklerinin, ö¤renen mer-kezli ölçme ve de¤erlendirmeyöntem ve tekniklerinin a¤›rl›kl›olarak kullan›lmas›n›n önemli oldu-¤u vurgulanm›flt›r.

Alternatif ölçme de¤erlendirmetekniklerinin uygulanmas›na yöne-lik olarak baz› hususlara dikkat çe-kilmekte ve bu meyanda flu aç›kla-malar yap›lmakta; “Alternatif tek-nikler daha özneldir. Yani, de¤er-lendiren kiflinin, ö¤rencinin sundu-¤u esere (yaz›, proje, poster, vs.)bakarken ne arad›¤› ve ne ölçüdegördü¤ü önemlidir. T›pk› bir sanateserinin de¤erlendirilmesi gibi ö¤-rencilerin ö¤rendiklerini göster-mek amac›yla ortaya koydu¤ueserler de farkl› bak›fl aç›lar›ndanfarkl› de¤erlendirilebilir. Bir anlamabirli¤i sa¤lamak için ö¤rencilere enbaflta eserlerinin hangi ölçütleregöre de¤erlendirilece¤inin bir de-receleme ölçe¤i (rubrik) vas›tas›ile bildirilmesi gerekir. Bu derecele-me ölçekleri haz›rlan›rken amaçher ö¤renciyi t›pa t›p ayn› eserlerüretmeye zorlamak de¤il, tam ak-sine onlar›n özgün düflünce üret-me yeteneklerini bast›rmadan ö¤-renme ve ö¤retme amaçlar›na uy-gun süreçleri yaflayarak ve uygula-yarak kendilerini en iyi flekilde ifa-de etmelerine ve de¤erlendirme-cilerin de esere daha nesnel yakla-flabilmelerine zemin haz›rlamakt›r.Bundan dolay› bu program›n uygu-lanmas›nda baflar›ya ulafl›labilmesiiçin dereceleme ölçeklerinin herbir de¤erlendirme etkinli¤i için ö¤-renci ve/veya velileri ile zaman›geldi¤inde paylafl›lacak tarzdaoluflturulmas› flartt›r. Bir kiflinin öl-çekten ald›¤› puan, ölçekte bulu-nan maddelerden ald›¤› puanlar›ntoplam›ndan oluflur.” denilmekte-dir.

VI. SONUÇ VE ÖNER‹LER:

Orta Ö¤retim Din Kültürü ve Ah-lak Bilgisi Program›n›n baflar›l› bir fle-kilde yürütülmesi için çok kapsaml›ve iyi organize edilmifl bir ö¤ret-men e¤itimine ihtiyaç vard›r. Bue¤itimde Din Kültürü ve Ahlak Bilgi-

si ö¤retmenlerinin öncelikle prog-ram›n yap›s›, felsefesi ve uygulan-mas› hakk›nda bilgilendirilmelerigerekmektedir. Bu bilgi temeliüzerine de, hizmet içi e¤itim, ö¤-renciyi merkeze alan ö¤retimingere¤i olan ö¤retmen becerileri-ne odaklanan gelifltirici ve uygula-mal› yöntem/teknik vb. yaklafl›mla-ra oturtulmal› ve ö¤retmenlerinanlay›fl de¤iflikli¤i hedeflenmelidir.

Program›n uygulanmas›nda ka-zan›mlar›n ve ünite aç›l›mlar›n›nönemli oldu¤u; Ders iflleniflinde, y›l-l›k planlar›n yap›lmas›nda müfredatolarak ba¤lay›c› olaca¤›; Ünite aç›-l›mlar› ve kazan›mlar›n çok dikkatliseçildi¤i görülecektir.

Okul ortamlar›n›n yeniden dü-zenlenmesinde özellikle ö¤ret-menlerin okulda çal›flmalar›n› veüretmelerini sa¤layacak çal›flmaortamlar› ve kaynak merkezlerininkurulmas›nda yarar vard›r. Yeniprogram anlay›fl›n›n gere¤i branfladayal› s›n›f sistemine mutlaka geçil-melidir. Ö¤retmenler için haz›rla-nan kaynaklar›n, materyallerin, et-kinliklerin ifllevsel ve kolayca anlafl›-l›r olmas› yayg›n kullan›m› sa¤laya-cakt›r. Bakanl›k, kaynak ve mater-yallerin kullan›m›n yayg›nlaflmas›için etkin stratejiler gelifltirmelidir.

Derslerde sadece kara tahta kul-lan›lmas›n›n yan› s›ra bir de fotoko-pi ile ço¤alt›lan materyaller kullan›l-sa bile, ço¤u okulda fotokopi ma-

kinesinin olmamas›, ka¤›t sorunu-nun yaflanmas› ders materyalleri-nin sa¤lanmas› sorununu akla getir-mektedir. Materyal sorunu kadarmateryallerin haz›rlanmas› dadüflünülmesi gereken ayr› bir nok-tad›r. Ö¤retmene nas›l materyalhaz›rlanaca¤› konusunda deste¤inne zaman, nerede ve nas›l ver-ilece¤i de önemlidir. Önerilen et-kinliklerde kullan›lacak araç-gereçve materyaller için okullara gereklidestekler sa¤lanmal›d›r. Program›nkonu, kazan›m ve etkinliklerindeÖzel E¤itime yeterince yer veril-medi¤i izlenimi edinilmektedir.

Bu program›n uygulanmas› içins›n›f mevcutlar›n›n istenilen düz-eye çekilmesi gerekmektedir. S›n›fmevcutlar›na göre etkinliklerinnas›l yap›laca¤› ile ilgili çal›flmalaryap›lmal› ve ö¤retmenler bu konu-da bilgilendirilmelidir. S›n›flar›n çokkalabal›k oldu¤u okullarda bu prog-ram›n nas›l uygulanaca¤› da yan›t-lanmas› gereken bir di¤er sorudur.Bütün bu söylenenlerden sonrayeni program›n ö¤rencilerimize,ö¤retmenlerimize ve ülkemizehay›rl› olmas› dile¤iyle…

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 3

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 4

Din, bu ülkenin en çok konuflulan,

tart›fl›lan sana gündem maddele-

rinden biridir. Herkesin din hakk›n-

da söyleyece¤i bir fleyleri vard›r.

Ülkenin k›ymetli zamanlar› ço¤u

kez gereksiz tart›flmalarla heba

edilmektedir. Ehil olsun olmas›n

pek çok zevat, dinle ilgili konular›

medyaya tafl›yarak reyting yapma

peflindedir. Yoksa dinini kar›nca ka-

derince yaflayan insan›m›z›n en

önemli gayreti, azmi ve mücadele-

si dinini ö¤renmek ve yaflamaya

çal›flmakt›r. Gündelik hayat›n vaz

geçilmezleri üzerinde en önemli

ipuçlar›, kurallar› ‹slam Dini ile çözü-

me kavuflmufltur. Buna ra¤men

“Bu y›l Kurban, Hac ay›na denk gel-

di”, “Kad›nlar ilk defa Cenaze na-

maz› k›ld›(?)” gibi acayip ifadelere

medyada rastlamak, ola¤an hale

gelmifltir. “Din e¤itimi ve ö¤retimi

devlet eliyle ve kontrolünde yap›-

l›r”, yaklafl›m› hem dindarlar, hem

de dine karfl› durmay› meslek edi-

nenlerce lehte veya aleyhte tav›r

tak›nmalar›na vesile olmaktad›r.

Anayasada aç›kça zikredilen tek

ders “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi”

dir. ‹lkö¤retim dördüncü s›n›ftan li-

se son s›n›fa kadar zorunlu dersler

aras›nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgi-

si dersi yer al›r. Bu dersi ülkenin

tüm evlad›na vermek hedeflense

de az›nl›klar muaf tutulmufltur. Ön-

celeri, devlet okullar›nda gayri

müslim ö¤renciler, ‹slam dinine ait

dua ve ibadet konular›n› almazlar-

ken, mahkemeler yoluyla veya bir

dilekçe ile dersin tamam›n› okuma-

maktad›r. Din Kültürü ve Ahlak Bilgi-

si bu haliyle Müslüman halk›m›z›n

taleplerini karfl›lamakta yetersiz

kalmaktad›r. Ama bir tak›m çevre-

ler, bu dersin kendisini veya müfre-

dat›n› bu millete çok görebilmek-

tedir. “‹çi bizi yakar, d›fl› baflkas›n›”

misali bu tart›flmalar›n uzun süre

devam edece¤i anlafl›lmaktad›r.

Bir taraftan dinin do¤ru anlafl›lmas›

istenirken, di¤er taraftan dine ya-

flama alan› tan›nmamaktad›r.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤ret-

menlerinin di¤er branfllara oranla

daha fazla lisansüstü e¤itim ald›kla-

r› görülmektedir. Okullar›n en giri-

flimci ve yeniliklere aç›k ö¤retmen-

leri aras›nda Din Kültürü ve Ahlak

Bilgisi ö¤retmenlerini nam› di¤er;

“Dincileri” görmek mümkündür. Din

Dersi ö¤retmenleri, haftal›k ders

saatlerinin azl›¤› dolay›s› ile özellikle

liselerde büyük s›k›nt› çekmekte-

dir. Ö¤renci merkezli, ö¤renciyi ta-

n›yan ve tek tek ilgi ve ihtiyaçlara

cevap veren bir ö¤retmen profili

hedeflenirken; Din dersi ö¤retme-

ninin ö¤rencilerini isimlerini bile

ak›llar›nda tutmas› büyük bir baflar›

görülmelidir. Ö¤rencilerin Dinle ilgi-

li kiflisel beklentilerine cevap ver-

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi DersiÖ¤retmen Yeterlili¤i

Dr. Ali Hatalm›fl

Din Kültürü ve AhlakBilgisi bu haliyle

Müslüman halk›m›z›ntaleplerini karfl›lamaktayetersiz kalmaktad›r.

Ama bir tak›m çevreler,bu dersin kendisini veyamüfredat›n› bu millete

çok görebilmektedir. “‹çibizi yakar, d›fl› baflkas›n›”

misali bu tart›flmalar›nuzun süre devam

edece¤i anlafl›lmaktad›r.Bir taraftan dinin do¤ruanlafl›lmas› istenirken,

di¤er taraftan dineyaflama alan› tan›nma-

maktad›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 5

mek ö¤retmenimiz için art› zaman

ve külfet demektir. Külfet a¤›r ol-

mas›na ra¤men s›rf Allah için bir

fleyler yapma gayreti ve azmiyle

çal›flan ö¤retmenlerimiz çoktur.

Din Dersi ö¤retmenlerinin büyük

ço¤unlu¤unun eflleri çal›flmamak-

tad›r. Geçim flartlar›n›n a¤›r oldu¤u

günümüzde ek ifl yapan ö¤ret-

menlerimizin say›s› az de¤ildir. Din

dersi ö¤retmeninin kendi branfl›n-

da özel ders vermesi neredeyse

imkâns›zd›r. Hal böyle olunca mes-

le¤ini rahat ve gönül huzurunda ic-

ra etmesi oldukça zordur. Kiflisel

özveri ile mesle¤ini en iyi flekilde

yapma gayreti zaman zaman flikâ-

yetlere konu olmaktad›r. Vatan-

dafllar›m›z›n ço¤unun din dersi ö¤-

retmeninden beklentisi; dinini,

iman›n›, ibadetini, suresini-duas›n›

gere¤ince ö¤retmesidir. Bir tak›m

zevat hakl› haks›z bu beklentiye

karfl› gelebilmektedir. Acaba velile-

rin beklentisini, Din Kültürü ve Ah-

lak Bilgisi özel alan yeterlikleri ne

kadar karfl›layabilir, bu ayr› bir tart›fl-

ma konusudur.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤-

retmenli¤i özel alan yeterlikleri

ö¤renme alanlar›:

1- Din olgusu

2- ‹nanç

3- ‹badet

4- Ahlâk ve De¤erler.

Bu ö¤renme alanlar›n›n her biri için,

kapsam›, yeterli¤i ve performans

göstergeleri belirlenmifltir. Perfor-

mans göstergeleri “Temel”, “Orta”

ve “Uzman” düzeyinde nas›l verile-

ce¤i gösterilmifltir. Bir örnek verir-

sek:

Ö¤renme Alan›: ‹badet

Kapsam›

Bu ö¤renme alan›;

1. ‹badet olgusunun ve çeflitlerinin

fark›na varmay›,

2. ‹badetlerle ilgili esaslar› aç›kla-

may›,

3. ‹nanç-‹badet-Davran›fl iliflkisini

fark etmeyi,

4. Temizli¤in, ibadetin temeli oldu-

¤unu kavramay›,

5. Duan›n ibadetin özü oldu¤unu

kavramay› içerir.

Yeterlikler

1. ‹badetlerle ilgili temel kavram, il-

ke ve esaslar› aç›klayabilmeyi,

2. ‹nanç-‹badet-Davran›fl iliflkisini

fark edebilmeyi,

3. ‹badet-Temizlik iliflkisini kavraya-

bilmeyi,

4. Duan›n ibadetin özü oldu¤unu

fark edebilmeyi, içerir.

Temel

1. Ö¤rencilere, ibadet kavram›n›

ve ibadetle ilgili temel kavram-

lar›, çeflitlerini, ilkeleri ve esaslar›

sunufl yollu ilke ve tekniklerle

anlat›r.

2. Ö¤rencilere ibadetin yap›l›fl bi-

çimle sunu yöntemi ile aç›klar.

3. Ö¤rencilere, ibadetlerin birey-

sel ve toplumsal faydalar›n› so-

ru- cevap ve tart›flma yöntemi

ile anlat›r.

4. ‹badet-temizlik ve çevre iliflkisini

örnek olay yöntemi ile aç›klar.

5. Ö¤rencilere, ibadetin Allah ile

birey aras›ndaki özel iliflkiyi ifade

etti¤ini anlat›r.

6. ‹badet olgusu ve çeflitleri, iba-

detlerle ilgili esaslar, temizli¤in

ibadetin temeli olmas›; çoktan

seçmeli, aç›k uçlu, do¤ru-yanl›fl,

boflluk doldurma vb. tekniklerle

de¤erlendirir.

Orta

1. Ö¤rencilere, ibadet-inanç-ahlak

iliflkisini, ibadetlerin çeflitlerini ve

faydalar›n› günlük hayattan ör-

nekler vererek ve kavram hari-

talar› ile aç›klar.

2. Ö¤rencilerin duan›n ibadetin

özü oldu¤unu Allah ile insan ara-

s›ndaki özel bir iletiflim oldu¤u-

nu, kendi dilleriyle dua edebile-

ceklerini içe dönük zekâ alan›na

yönelik etkinliklerle kavrat›r.

3. Ö¤rencilerin farkl› din ve inan›fl-

lardaki ibadetleri ortak ve ayr›-

flan özellikleri ile kavramalar› için

kütüphane çal›flmas›, ikili ve

grup etkinlikleri ve proje çal›fl-

mas› yöntem ve teknikleri ifle

koflar.

4. Ö¤rencilerin tümden gelim

yöntemiyle, niyet samimiyet, is-

teklilik gibi kavramlar›, ibadetle

iliflkilendirebilmelerini sa¤lar.

5. Ö¤rencilere sa¤l›k, sosyal den-

ge ve ibadet iliflkisini örneklerle

aç›klar.

6. ‹badet olgusunu ve çeflitlerini

ö¤rencilerin bireysel farkl›l›klar›n›

göz önünde bulunduran ve

özel e¤itim gereksinimi de du-

yan ö¤rencileri de dikkate alan

Din Kültürü ve AhlakBilgisi ö¤retmenleri,ö¤rencilerin psiko-sosyal taleplerini

karfl›layacak yaklafl›mave anlay›fla sahiptir.Toplumun manevi

moralini yükseltecekdertlerine derman ola-

bilecek donan›m›nahaizdir.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 6

yöntem ve teknikler kullanarak

kavrat›r.

Uzman

1. Ö¤rencilerin ibadetin faydalar›,

çeflitleri, ibadet-temizlik iliflkisini

kavrayabilmeleri ve örneklendi-

rebilmelerini problem temelli

ö¤renme yöntem ve teknikleri

ile karfl›laflt›rma, benzer ve farkl›-

l›klar›n› keflfetme vb. tekniklerle

ö¤retir.

2. Ö¤rencilerin ibadet kavram›n›

ve günlük hayattaki yans›malar›-

n› kavrayabilmeleri için görüfl-

me, araflt›rma vb. yöntemleri

kullan›r.

3. Ö¤rencilere dua ve ibadetin

(Belli zamanlarda yap›lmas› ge-

rekenler hariç) zaman ve me-

kânla s›n›rl› olmad›¤›n› örnekler-

lerle aç›klar.

4. Ö¤rencilere; ibadet kavram›n›n

içeri¤i ile güzel davran›fllar/salih

ameller aras›ndaki iliflkiyi fark et-

melerini sa¤lamak için gözlem

yapt›r›r.

5. Ö¤rencilerin; ibadetin bireysel

bir tercih oldu¤unu, isteklilik

esas›na dayal› olarak yap›ld›¤›n›

ve istismar edilmemesi gerekti-

¤ini kavrayabilmeleri ve ibadet-

davran›fl iliflkisinin günlük hayat-

taki yans›malar› için sorgulama,

keflfetme, benzetim, gözlemle-

me, betimleme, örnek olay ve

problem çözme yöntem ve

tekniklerini kullan›r.

6. ‹badet çeflitleri, ibadet-temizlik

iliflkisi, dua, ibadet-güzel davra-

n›fl iliflkisi ile ilgili çal›flma yaprak-

lar› haz›rlar.

7. Ö¤rencilerin kendini, gruplar›n›,

ö¤retmenini ö¤renme sürecini

de¤erlendirmelerine imkân ta-

n›yan öz de¤erlendirme ve

grup de¤erlendirme formu gibi

teknikleri kullan›r.

8. Ö¤rencilerin ibadetlerle ilgili te-

mel kavramlar›, ibadet çeflitleri-

ni, ‹badetin faydalar›n›, ibadet-

temizlik iliflkisini kavray›p kavra-

mad›klar›n› de¤erlendirmeye

imkân tan›yan, ö¤rencilerin özel

durumlar›n› göz önünde bulun-

duran öz de¤erlendirme ve

grup de¤erlendirme formu gibi

teknikleri kullan›r.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine

ait ibadet alan› bu flekilde tespit

edilmifltir. Din olgusu, inanç, ahlak

ve de¤erler konular›nda da kap-

sam, yeterlik ve bunlar›n temel, or-

ta ve uzman düzeyde nas›l verile-

ce¤i belirlenmifltir.

Temel düzey, her ö¤retmen ada-

y›n›n fakülteyi bitirdi¤i ve haz›r ol-

du¤u/olmas› gereken seviyedir.

Orta düzey biraz tecrübe ve bilgi

ile uygulamaya geçilen, gelifltirilen

seviyedir. Uzman düzey ise hem

uygulama, hem araflt›rma ile gelifl-

tirilen üst performanst›r. Fakülteyi

bitiren bir ö¤retmen aday› asl›nda

bu üç düzeyi teoride biliyordur.

Mesle¤inin ilk y›llar›nda profesyo-

nel biçimde ve uzman düzeyde

ö¤retmenlik yapabilenler olabile-

ce¤i gibi uzun y›llar geçmesine

ra¤men temel düzeyi aflamam›fl

ö¤retmenlerin olabilece¤i unutul-

mamal›d›r.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi

önemli bir derstir. Bu derste, tüm

dinler, özelde ülkenin kah›r ekserisi

olan Müslümanlar›n dini ‹slam tan›-

t›lacak, ülkenin birlik ve beraberli¤i-

ne katk› sa¤lanacakt›r. Din Kültürü

bunu gerektirirken, Ahlak Bilgisi ile

toplumumuzun ahlaki geliflmesine

ve manevi kalk›nmas›na hizmet

edecektir. Ülkemizde misyonerlik

faaliyetlerinin kol gezdi¤i ve bunda

da bir yol kat etti¤i gerçe¤i göz

önünde bulundurulursa, ders saat-

lerinin ve müfredat›n›n ihtiyaca ce-

vap vermekten uzak oldu¤u görü-

lecektir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

ö¤retmenlerinin en iyi flekilde ye-

tiflmesi için gerekli ortam›n bir an

önce tesis edilmesi zorunludur.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bu haliy-

le kalmal› deniyor ise en k›sa za-

manda bu dersin yan›nda seçmeli

yeni dersler konulmal›d›r. Din Kültü-

rü ve Ahlak Bilgisi ö¤retmenleri,

ö¤rencilerin psiko-sosyal talepleri-

ni karfl›layacak yaklafl›ma ve anlay›-

fla sahiptir. Toplumun manevi mo-

ralini yükseltecek dertlerine der-

man olabilecek donan›m›na haiz-

dir. Farkl› kültür ve anlay›fllar›n ta-

leplerini dikkate alan, onlar›n gönül

huzuru ile toplumumuz ile bütün-

leflmelerinin önünü açan yeni

dersler seçmeli olarak konulabilir.

Bu yeni dersler için gerekli alt yap›,

zaman, zemin oluflturulup ülke

enerjisi yapay gündemlerle mefl-

gul edilmemifl olur. Hoflgörü, anla-

y›fl ve izan›n en güzel örneklerinin

verildi¤i bu topraklar›n güzide in-

sanlar›, bunu en k›sa zamanda sa¤-

layacakt›r. Din, insan›n f›trat›nda

vard›r. ‹slam’›n insana ve insanl›¤a

verece¤i bar›fl ve huzura her za-

man ihtiyaç olacakt›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 7

‹nsanlar›n hayatlar›n› düzenlemesürecinde etkili olan faktörlerin ön-celik s›ras› toplumdan toplumafarkl›laflt›¤› gibi bireyden bireye defarkl›laflmaktad›r. Buna ra¤men e¤i-tim, programlar›n oluflturulmas›n-da içinde bulundu¤u toplumumerkeze alarak yetiflmekte olannesle etki edecek faktörleri dü-zenler. Bu s›rada da di¤er de¤erle-re karfl› önyarg›l› olmamak duru-mundad›r. Hayatta önemi oldu¤ukabul edilen de¤erleri merkeze

alarak top-lumsal aç›-dan ilgioda¤› ola-mayan ko-nular› d›flar-da b›raka-rak e¤itimprogramla-r› düzenle-nir. E¤iti-min içeri¤i-ni, hayattaçok önemliolarak ka-bul etti¤i-miz herfley olufltu-rur.

Sosyal bi-limlerle ilgiliolanlar dadahil ol-mak üzerebir çok e¤i-tim alan›n-da bu

önemlilik s›ras›n› belirlemede ke-sinli¤e yak›n ölçütlere sahip olma-m›za ra¤men konu din oldu¤undaneyin önemli oldu¤unu belirleye-cek, bilimsel veya pedagojik birformüle sahip de¤iliz. Neyin önem-li oldu¤u noktas›nda bizim kulland›-¤›m›z ölçüt belkide ahlaki ve politikanlamda ço¤unlu¤un görüflü ve di-ni olacakt›r. Böyle olunca da kaç›-n›lmaz bir flekilde ayn› fikirde ola-mayaca¤›z. Ders kitaplar› içinde di-ne ayr›lan s›n›rl› sayfalar ve dersleriçin ayr›lan s›n›rl› saatler, özellikleiçerik üzerinde yap›lan bunca hara-

retli tart›flma varken nas›l yeterlikabul edilebilir? Dan Fleming, Ame-rikan tarihi ders kitaplar›nda dininyeri üzerine yapm›fl oldu¤u incele-mede flunlar› belirler (Fleming,1991;101): “Tarih kitaplar›n› gözdengeçiren her bir toplumsal grup,bafll›klar›nda kendilerine yeterinceyer verilmedi¤ini düflünür. Her gru-bun kendi aç›s›ndan bu iddialar›do¤ru olabilir. Problem, her hangibir konuda art›rma yapaca¤›m›z za-man hangi konuyu d›flar›da b›raka-rak bu genifllemeyi sa¤layaca¤›znoktas›ndad›r. Ayn› ilke, dine ayr›-lan yer konusunda da geçerli gö-rünmektedir... Bu olumsuzluk göz-lemleyen kiflinin gözünden kay-naklanmaktad›r.”

Burada önceliklerin belirlenme-sinde uygulamal› ve politik bir so-run bulunmaktad›r. Fakat sorununbasit bir flekilde gözlemleyenin ba-k›fl aç›s›na indirgenmemesi de ge-rekir. Baz› boyutlar, baz›lar›ndan da-ha önemli olabilir ve bizim kendiönceliklerimizin hakl› oldu¤u hiç birsurette kesin de¤ildir.

Örne¤in Osmanl›n›n Tanzimatdöneminden itibaren ortaya ç›kanTürkçü, Bat›c› ve ‹slamc› ak›mlar›ndin anlay›fllar› aras›nda farkl›l›klar›nanlafl›lmas› ayn› dönemlerde Os-manl›’n›n yapt›¤› savafllar ve ne-denlerinin anlafl›lmas› kadar önem-li olmayabilir mi? Dini inançlar›nölüm ve ruh hakk›ndaki görüflleri-nin anlafl›lmas› meridyen ve para-leller hakk›ndaki bilgiler kadarönemli olmayabilir mi? ‹slam›n beflflart›n›n anlafl›lmas› Türkiye’nin je-opolitik öneminin anlafl›lmas› kadar

Ortaö¤retim'de Din Ö¤retiminin SorunluAlanlar›n›n Liberal E¤itim Anlay›fl›Çerçevesinde De¤erlendirilmesi

Doç. Dr. Nurullah Altafl

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 8

önemli olmayabilir mi? Türkiye’dekiYahudilik veya Ortodokslu¤un ta-rihçesinin anlafl›lmas› Hititlerin tari-hi kadar önemli olmayabilir mi? Ö¤-rencilerin Kuran’› anlamalar› trigo-nometriyi anlamalar›ndan dahaönemli olmayabilir mi? Hiç kimse-nin ders kitaplar›na ve programlarabakmadan tahmin edebildi¤i gibiher sorunun cevab› evettir ve bucevap nedeniyle de din, e¤itimprogramlar› içinde yer almay› haketmektedir. Bununla birlikte dininönemini bir kaç faktör aç›s›ndanortaya koydu¤um sorular çerçe-vesinde çözümlemeye çal›flaca-¤›m:

1. Din ve Kültür: Hangisi Hangisini Etkiler?

Geçen yüzy›la veya bir öncekiyüzy›la kadar insanlar›n ifllerinde iyive kötü kavramlar›n›n belirlenme-sinde din kadar etkin hiç bir kurumyoktu. Kutsal olanla olmayan›n kay-naflt›¤› dönemde din hayat›n ta-mam›na nüfuz etmiflti. Hayat›n sü-rekli ritüelleri dinsel kaynakl›yd› veinsanlar›n politika, savafl, ekonomi,adalet, edebiyat, sanat, felsefe, bi-lim, psikoloji, tarih, ahlak, ölüm vehayatla ilgili beklentileri din taraf›n-dan flekillendirilmiflti. Dolay›s›yla ta-rih çal›flmalar›nda din, bu dönemleriçin konuflmak gerekirse kaç›n›l-maz biçimde karfl›m›zda durmakta-d›r.

Fakat ayn› zamanda ça¤dafl kül-tür de din taraf›ndan flekillendiril-mektedir. Örne¤in II. Dünya Sava-fl›nda H›ristiyan Demokrat Partile-rin önemini, Polonya’da Katolik Kili-sesi’nin a¤›rl›¤›n›, Güney Afrika’daRahip Tutu’nun etkisini, III. Dünya ül-kelerinde Özgürlefltirici Teoloji’ninetkisini, kürtaj tart›flmalar›n› ve in-san haklar› hareketinde Siyahi Kili-se’nin rolünü düflününüz. Yine Ku-zey ‹rlanda, Hindistan, Ortado¤u,Sri Lanka, Endonezya, Sudan, Bos-na, Tacikistan, Ermenistan ve Azer-baycan’daki bir k›sm› halen devam

etmekte olan din kaynakl› çat›fl-malara bak›n›z. ‹nsanlar hala diniinançlar› ad›na zulüm görmeye de-vam ediyor ve s›kl›kla bu zulümleryine din ad›na yap›l›yor.

Din, ça¤dafl dünyam›za etkisinisürdürüyor -bazen iyi, hiç kuflkusuzbazen de kötü-. Dini sesler, çokönemli konular üzerinde konuflma-ya devam ediyorlar ve programlar-la ders kitaplar›nda bulunan gele-neksel bilgilerin ço¤una karfl› ç›k›-yorlar. Bu durumda ö¤renciler, dine¤itimcilerinin ne söyledi¤ini anla-madan bizim kültürel etkileflimimizinas›l duyumsayacaklard›r?

2. Din Özgürlü¤ü: Nas›l ve Nereye Kadar?

Din özgürlü¤ünün tarihi süreçiçinde özel bir önemi vard›r. Orta-ça¤ sonras›nda dini kurumlar›n dü-flünce üzerindeki yo¤un bask›s›n›nard›ndan gelen Ayd›nlanma, dinekarfl› olumsuz bir tutumun da gelifl-tirilmesini beraberinde getirmifl,hatta baz› ülkelerin uygulamar›ndamodern düflünce dini düflünceyibask› alt›na alabilmifltir. Bu olumsuzuygulamalarla birlikte yine din ad›-na baflka dini düflünceleri de bask›

alt›nda tutan uygulamalar› da gü-nümüze kadar devam ettiren top-lumlar olmufltur. Yak›n zamana ka-dar Afganistandaki Taliban düflün-cesi, Suudi Arabistan’daki Vehhabidüflüncesi öteki dini düflüncelerekarfl› tahammülsüzlü¤ün birer ör-ne¤idir.

Bu gibi olumsuz örneklerden do-lay› ça¤dafl dünya dini düflünceyive yaflant›y› koruma alt›na almay›amaçlam›flt›r. Birleflmifl MilletlerGenel Kurulu taraf›ndan, 10 Aral›k1948'de yay›nlanan ‹nsan Haklar› Ev-rensel Beyannamesinin din özgür-lü¤ü ile ilgili 18. maddesi flu flekildedüzenlenmifltir:

“Herkes düflünce, vicdan ve dinözgürlü¤ü hakk›na sahiptir. Bunagöre, herkes din ya da inanç de¤ifl-tirmekte özgürdür. Ayr›ca dinini yada inanc›n› tek bafl›na ya da toplu-lukla birlikte aç›k olarak ya da özelolarak ö¤retim, uygulama, ibadetve ayinlerle aç›klama özgürlü¤ünesahiptir.”

‹nsan Haklar› ve Temel Özgürlük-lerin Korunmas›na ‹liflkin Sözlefl-me’nin 11. Protokol ile de¤ifltirilenmetninin düflünce, vicdan ve dinözgürlü¤ü bafll›kl› 9. maddesi flöyledüzenlenmifltir:

1) Herkes düflünce, vicdan ve dinözgürlü¤üne sahiptir. Bu hak, dinveya inanç de¤ifltirme özgürlü¤üile tek bafl›na veya topluca, aç›kçaveya özel tarzda ibadet, ö¤retim,uygulama ve ayin yapmak suretiy-le dinini veya inanc›n› aç›klama öz-gürlü¤ünü de içerir.

2) Din veya inanc›n› aç›klama öz-gürlü¤ü, ancak kamu güvenli¤inin,kamu düzenin, genel sa¤l›¤›n veyaahlak›n, ya da baflkalar›n›n hak veözgürlüklerinin korunmas› için de-mokratik bir toplumda zorunlutedbirlerle ve yasayla s›n›rlanabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasas›da dini düflünceyi koruma alt›naal›r. Anayasam›z›n Din ve Vicdan

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

3 9

Özgürlü¤ü bafll›kl› 23. maddesi flöy-ledir:

(1) Herkes, vicdan, dini inanç vekanaat özgürlü¤üne sahiptir.

(2) Kamu düzenine, genel ahlakaveya bu amaçla ç›kar›lm›fl yasalaraayk›r› olmayan ibadetler, dinselayin ve törenler serbesttir.

(3) Kimse, ibadete, dinsel ayinve törenlere kat›lmaya, dini inançve kanaatlar›n› aç›klamaya zorlana-maz; dini inanç ve kanaatlar›ndandolay› k›nanamaz.

(4) Din e¤itim ve ö¤retimi, Dev-letin gözetim ve denetimi alt›ndayap›l›r.

(5) Kimse, Devletin sosyal, eko-nomik, siyasal veya yasal temel dü-zenini, k›smen de olsa, din kurallar›-na dayand›rma veya siyasal ve kifli-sel ç›kar veya nüfuz sa¤lama ama-c› ile her ne surette olursa olsun,dini veya din duygular›n› yahut din-ce kutsal say›lan fleyleri istismaredemez ve kötüye kullanamaz. Buyasak d›fl›na ç›kan veya baflkas›n›bu yolda k›flk›rtan gerçek veya tü-zel kifliler hakk›nda, yasan›n göster-di¤i kurallar uygulan›r ve siyasal par-tiler, Anayasa Mahkemesi olarakgörev yapan Yüksek Mahkemecetemelli kapat›l›r.

Dünyam›z›n ilerledi¤i nokta, tümbunlar›n ötesinde tüm farkl› dinidüflüncelerin yaflat›lmas›n› amaçla-yan daha ileri bir düzeydir. Özellik-le küresel sürecin toplumsal yap›la-ra dayatt›¤› farkl›l›klar›n korunmas›-n›n sa¤lanmas› ilkesi ve ne kadaruç noktalar› da temsil etseler küre-sel kültüre katk›lar›n›n sa¤lanmas›bask›s›, art›k ülkelerin alt kültürlerekarfl› kendi bafllar›na politika gelifl-tirmelerinin önünde bir engel ola-rak durmaktad›r. Almanya’n›n ken-di ülkelerine göçmen olarak geleniflçilerden kendi vatandafll›¤›na ge-çenlerin e¤itimleri üzerine kendibafl›na kararlar alamamas› buna birörnek olarak verilebilir. Almanya,

özellikle Müslüman olan bu vatan-dafllar›n›n din e¤itimleri konusundaba¤›ms›z hareket edememekteve kendi vatandafllar›n›n etnik ola-rak ba¤l› oldu¤u ülkelerle iflbirli¤i ih-tiyac›n› hissetmektedir.

Türkiye’deki tüm yasal düzenle-melere ra¤men din özgürlü¤ü ko-nusunda bir tak›m tart›flmalara se-bep olan olaylar yaflanabilmekte-dir. Yehova fiahitleri gibi dini cema-atlerin etkinlikleri, din özgürlü¤ü-nün uygulamadaki s›n›rlar›n›n nas›lolaca¤› sorusunu belirli aral›klarlagündemimize tafl›maktad›r. Her-hangi bir dinin kurumsal temsilcisiolmaktan çok büyük maddi ola-naklarla misyonerlik çabas› içine gi-ren bu cemaatlerin en önemli he-def kitlelerinden birisi de dini konu-larda çat›flma ve flüphe içinde olanortaö¤retim gençli¤idir. Bu gibi et-kinliklerin verebilecekleri muhte-mel zararlar sadece yasal düzenle-melerle mi engellenecek, yoksamisyonerlik çal›flmalar›n›n hedefkitlelerini bilinçlendirici tedbirleral›nmas› yeterli olacak m›d›r? Busorular, ortaö¤retim programlar›çerçevesinde de düflünülüp, prog-ramlarda ö¤rencilerin etraf›ndaolup bitenleri kendi bafllar›na de-¤erlendirebilecek donan›ma sahipolmalar› sa¤lanmak zorunlulu¤ubulunmaktad›r.

3. “Dini Ço¤ulculuk”: Zorunlu Bir Sonuç mu?

Asl›nda dini ço¤ulculuk konusu,dini özgürlükle de s›k› bir iliflki için-dedir. Ço¤ulculuk, dini özgürlüklerçerçevesinde verilen haklar kapsa-m›nda tüm dinsel gruplar›n din ö¤-retimi içinde birlikte de¤erlendiril-mesi düflüncesini beraberinde ge-tirir. Toplumdaki bireylerin, grupla-r›n veya ailelerin amaçlar›, sosyal s›-n›f ve statüye göre de¤iflir. Bu du-rum, herkesimin okuldan beklenti-lerine de yans›r. Bir baflka ifadeyletoplumun farkl› kesimlerinin okul-dan ve programlar›ndan beklenti-leri de farkl›d›r. Birey olarak ö¤ren-ciler de çeliflkilerle yüz yüze kalabi-lirler. Okulun akademik programla-r› ile ailelerin de¤er ve gelenekleriçeliflebilir. Ço¤ulculuk temelli ça¤-dafl yaklafl›m, her iki taraf›n da birbi-rini anlamalar›n› gerektirmektedir.Türkiye’de ‹slam dini d›fl›nda kalandin mensuplar›n›n bu haklar aç›s›n-dan çok fazla talebi bulunmamak-tad›r. K›smen örgün ö¤retim için-deki din ö¤retiminde di¤er dinlereyaklafl›m›n, bu dinlerin bak›fl aç›s›n-dan olmas› gerekti¤i ve kendilerinianlatma konusunda daha fazla ha-reket alan› sa¤lama d›fl›nda çokfazla talepleri bulunmamaktad›r, zi-ra Türkiye’nin yapt›¤› anlaflmalarlabu dini cemaatlerin kendi din e¤i-timlerini düzenleme haklar› bulun-maktad›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 0

Türkiye aç›s›ndan bu anlamda enbüyük sorun Alevi cemaatinin ta-lepleri noktas›nda yaflanmaktad›r.Bu taleplerde kendi içinde birlik ol-masa bile en önemlisi, din ö¤reti-mi içinde kendi inançlar› ile ilgili da-ha fazla yer verilmesi iste¤idir. Ale-vi cemaati, kendi içinde inanç, uy-gulama ve kurumlaflma aç›s›ndançok farkl› alt gruplara ayr›lmakta vebu çerçevede talepler de farkl›lafl-maktad›r.

Y›ld›z taraf›ndan alevi vak›f vederneklerde görev yapan, Alevile-rin temsilcisi niteli¤inde deneklerüzerinde yap›lan bir araflt›rmadaalevi gençlerin ailelerinde kendikültürlerine yönelik olarak yeterlibir e¤itim almad›¤›ndan okullardakidin ö¤retimi sebebiyle kimlik çat›fl-mas› yaflad›¤› belirlenmifltir (Y›ld›z,2002;45). Ayn› araflt›rmada alevile-rin kendilerine ibadet ve inanç öz-gürlü¤ünün tan›nmas›, ders kitapla-r›na alevilikle ilgili bilgilerin konmas›ve tarih bilgilerinin yeniden göz-den geçirilmesi gibi taleplerinevurgu yap›lmaktad›r. Bununla birlik-te araflt›rmada Alevilerin bir k›sm›-n›n zorunlu din ö¤retimine karfl› ç›-karken bir k›sm›n›n programlaraAlevilik konular›n›n eklenmesi vedevletin farkl› inançlara karfl› eflitmesafede durmas› gerekti¤i dü-

flüncelerinin de bulundu¤u belir-lenmektedir (Y›ld›z, 2002;92). Ben-zer de¤erlendirmeler E¤ri’nin yap-m›fl oldu¤u araflt›rmada da karfl›m›-za ç›kmaktad›r (E¤ri, 2002;165)

Alevi vatandafllar›m›z, din ö¤reti-mi programlar›na, uygulamalar›nave ders kitaplar›na getirmifl olduk-lar› bu elefltirilere ra¤men, kendile-rinin din ö¤retimine nas›l dahil edi-lecekleri konusunda bir uzlaflmasa¤layamam›flt›r. fiakir Keçeli tara-f›ndan haz›rlanan “Alevilik-BektaflilikAç›s›ndan Din Kültürü ve Ahlak Bil-gisi” isimli ders kitab› önerisi olarakde¤erlendirilebilecek çal›flmadaAlevilerin befl vakit namaza veoruç ibadetine karfl› ç›kt›klar› gibiAleviler aras›nda bile tart›flmal›olan görüfllere yer verilmekte (Ke-çeli, 1996;9-10), Muaviye dönemi uy-gulamalar› tart›fl›lmakta, Kerbelaolay› ile ilgili çat›flmalar› alevlendiri-ci bir üslup kullan›lmakta, tarihi birolayda taraflardan biri olarak yer al-mak, mezhep mensuplu¤u iledo¤rudan ilintilendirilmektedir. Birders kitab› ortaya koyma iddias›n-daki Keçeli’ye göre ö¤rencilerinyan yana oturarak Alevilik ve Sün-nili¤i ö¤renmeleri mümkün de¤il-dir (Keçeli, 1996;196).

E¤ri, Alevi Din Dersi kitaplar› üze-rinde yapt›¤› araflt›rmada sonuç

olarak Alevilik-Bektaflili¤in ayr› birmezhep olmad›¤›n› ve dolay›s›ylada ayr› bir ders kitab›na ihtiyaç bu-lunmad›¤›n› iddia etmektedir. E¤riayr› bir ders kitab›n› de¤il, mevcutprogramlara Alevi-Bektafli anlay›fl›-n› yans›tan ilave düzeltmelerin birihtiyaç oldu¤u görüflünü savunur.Özellikle Sünni toplum içinde deönemli de¤eri olan Hac› BektafliVeli baflta olmak üzere baz› düflü-nürlerin hayatlar› ve düflünceleri-nin orta de¤er üretmede önemlikaynaklar olabilece¤i düflüncesiüzerinde durulmaktad›r (E¤ri,2002;182-185).

Ço¤ulcu bak›fl aç›s›, ‹slam d›fl›n-daki dinlerin bak›fl aç›lar› kadar ‹s-lam içindeki farkl› bak›fl ve anlama-lar› da dikkate almay› gerektirir. Ni-tekim mevcut Din Kültürü ve Ah-lak Bilgisi programlar› ve ders kitap-lar›na yap›lan elefltirilerin bir bölü-mü de özellikle ideolojik ve siyasitemelli olmak üzere bu çerçeve-de gelmektedir. Bunlardan birisin-de devletin ilk y›llarda din e¤itiminiyasaklamas›na ra¤men daha sonraizin vermesi ve ard›ndan da zorun-lu hale getirilmesinde dinin ve dine¤itiminin devletin denetimineal›nmas›n›n amaçland›¤› iddia edil-mektedir. Bu de¤erlendirmede di-nin mi Kemalistlefltirilmeye yoksa

Atatürkçülü¤ün mübir dine dönüfltürül-meye çal›fl›ld›¤›n›nbelirsiz oldu¤ununbelli olmad›¤› ve as-l›nda yap›lmak iste-nenin laikli¤in bir dinolarak alg›lanmas›-n›n yatt›¤› iddias›nada yer verilmekte-dir (Ekfli, 2000;14).

Söylemlerinde ‹s-lami referanslar› s›k-l›kla kullanan belli birkesim, zorunlu ol-du¤u ilk andan iti-baren din ö¤retimi-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 1

ne karfl› tav›r içine girdiler. Dilipak’›nkitab›na isim olarak ald›¤› ifade, birdönem derslere karfl› ç›kman›n slo-gan› haline gelmiflti: “Bu Din BenimDinim De¤il”. Dilipak kitab›nda dindersi diye çocuklar›m›za neler oku-tuyorlar sorusunun ard›ndan zo-runlu din ö¤retiminin yeni TürkMüslüman›n›n standartlar›n› tespitetmek, TSE damgal› bir din anlay›fl›-n›n oluflturulma amac›yla ortayaç›kt›¤›n› iddia etmekte ve dersinamac›n›n dini yaymak ve güçlendir-mek amac›yla de¤il, Müslümanlar›nelinden kitaplar›n› almak mümkünolmad›¤›na göre kitab› yenidenyazmak oldu¤unu söylemektedir

(Dilipak, 1990;53).

Buradaki elefltirilerde program-lardan eklenmesi veya ç›kar›lmas›gereken konular, ders kitaplar›,yöntemler ve ö¤retmen yetifltir-me ile ilgili sorunlu olarak alg›lananyönlere temas edilmemekte vesadece ideolojik bak›fl aç›s›yla karfl›ç›k›lmaktad›r. Toptan karfl› ç›kmakveya toptan kabul bir ideolojik ba-k›fl›n ürünüdür. Belki genifl bir kesi-min beklentilerine cevap verme-

yen bir programd›r, belki kitaplar›niçeri¤i ö¤rencilerin ilgilerine hitapetmiyor, ihtiyaçlar›n› karfl›lam›yor-dur, belki kullan›lan yöntemler ve-ya ö¤retmenler yetersizdir? Amabunlar› belirlemek yerine toptanbir ret tavr›, din ö¤retiminin meflru-iyet tart›flmalar›n› körüklemekte,kalitenin yükseltilmesine katk› sa¤-lamamaktad›r. Ders üzerinde yap›-lan tart›flmalarda farkl› dinî anlamabiçimlerinin ö¤retime nas›l kat›la-ca¤›na iliflkin hiçbirfley yokken,tümden karfl› ç›kma sonucunu ve-ren tutumlar oldukça fazlad›r.

4. Ahlâki De¤erler:

Kayna¤› Nerede Arayaca¤›z?

Ahlak e¤itimi, e¤itim olgusununkaç›n›lmaz bir parças›d›r. Zaten ka-s›tl› olsun veya olmas›n ahlaki aç›-dan e¤itiliyoruz. Program, ö¤renci-leri onlara nelerin önemli oldu¤u-nu söyleyerek dünyaya uyumlu ha-le getirir. Çeflitli dersler, ö¤rencile-re insan davran›fllar›nda neyin nor-mal neyin anormal oldu¤unu, han-gi eylemlerin ak›lc›, hangilerinin ak›ld›fl› oldu¤unu ve insanl›k için neyin

ac›ya, neyin baflar›ya sebep olaca-¤›n› ö¤retirler. ‹yi bir e¤itim, kürtaj,cinsellik ve cinsel roller, adalet vepolitika gibi de¤erleri görmezdengelemez. Bu de¤erler, dinsel aç›-dan da içi doldurulmufl de¤erlerdirve tart›flmal› konulardand›r.

‹nsanl›k tarihinin önemli bir bölü-münde ahlak ve din tek ve ayn› ka-l›b›n içindedir ve bu kal›b›n tam kar-fl›l›¤› Allah’›n hukukudur. Ayd›nlan-may› takiben ahlak da dindenözerkleflerek sekülerleflmeye bafl-lad›. Bu ba¤lamda ahlak›n ne oldu-¤u üzerine bir çok de¤er ortadakalmakla birlikte insanlar›n büyük

bir k›sm› ahlak›n dinin anlam›n›n birparças› oldu¤una inanmaya de-vam etmektedir. Sonuçta önemliölçüde bir kültürel kafa kar›fl›kl›¤›söz konusudur. fians›zl›k bu kafa ka-r›fl›kl›¤›n›n, bir çok gözlemcinin deifade etti¤i gibi kültür hayat›m›zdaahlaki kayman›n yafland›¤› bir dö-nemde ortaya ç›km›fl olmas›d›r.Do¤rusu, ahlaki davran›fl sorumlu-luklar›m›zdaki beceriksizliklerimizeahlak›n ne katk›s› olaca¤› tart›fl›labi-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 2

lir. E¤itimden sözetti¤imizde ahlak-tan daha önemli temel konu neolabilir? Bu tart›flmalara ra¤men,hala konu bir çok e¤itimcinin gün-deminde de¤ildir. Zira Ahlak Dersi-nin Din Derslerinden ba¤›ms›z ol-du¤u dönemde yap›lan dersleriniçeri¤ine iliflkin tart›flmalar, zorunludin ö¤retimi sürecinde Ahlak e¤iti-minin din ö¤retimi içine al›nmas›ylabitmifl görünmektedir. Ancak bu-radaki içerik üzerinde çok fazla tar-t›fl›lmamaktad›r.

Ahlak ö¤retiminin içeri¤i felsefe-nin kadim sorusu ahlak›n kayna¤›sorusunun cevab› ile yak›ndan iliflki-lidir. Ahlak felsefesi kapsam›ndakibu eski soruya Sokrat, Eflatun, Aris-to ve Kantt gibi baz› felsefecilerak›l cevab›n› verirken Butler, Sidg-wick, Bergson ve Moore gibi felse-feciler ise sezgi cevab›yla karfl›la-m›fllard›r. Epikür, Locke, Hume veMill gibi felsefecilere göre ise ahla-k›n kayna¤› ahlaki duygudur (K›l›ç,1996;15-16). Ahlak›n kayna¤›n› dindearayan felsefecilere göre ise as›lkaynak Allah’t›r.

Ahlak›n kayna¤›n›n dinle temel-lendirilmesi yönünde düzenlenenbir ahlak e¤itiminin sak›ncalar›ndanda sözedenler vard›r. Ang’a göreböyle bir ahlak e¤itimi, din temeli-ne dayand›r›lan her tür bilginin ye-nili¤e ve de¤iflmeye kapal› olmas›,kul olarak sorumluluk yüklemesisonucu bireylerde belirsizlik vekorkuya sebep olmas›, bireyin tümyap›p etmelerinin sömürüye aç›kolmas›, dinsel temellendirme ileahlak›n ba¤›ms›zl›¤›n› kaybetmesive din içinde erimeye sebep ol-mas› nedenleriyle din ö¤retimin-den ayr› düflünülmelidir (Ang,1991;42-43).

Ayr› olsun veya olmas›n ahlak›ndinle iliflkisi biz yok saysak da orta-dan kalkmayacakt›r. Dinler bizatihibirer ahlak ö¤retisi de sunarlar. Dinmensuplar› da ba¤l›l›klar›n›n gere¤iolarak dinlerinin öngördü¤ü ahlaki

yaflant›y› gerçeklefltirmek için ça-ba gösterirler. Bu ahlaki yaflay›fl›ngerçekleflmesinde karfl›m›za top-lumsal hayatta emir ve yasaklarlaörülü bir mekanizman›n ç›kt›¤› birgerçektir. Ahlaki fiil ve davran›fllar-da da emredicilik boyutu a¤›r ba-sar (Yavuz, 1998;229). Çünkü din,ahlaka de¤er verirken veya ahlakikurallar› koyarken öncelikle iyi ola-n›, iyili¤i, do¤rulu¤u, dürüstlü¤ü, hu-zur ve sükunu temin etmek için ta-leplerini ortaya koyarak onlarauyulmas›n› bekler. Böyle oluncaahlak ö¤retimi, yerine göre hat›rla-t›c›, yerine göre teflvik edici, yeri-ne göre emredici ya da engelleyi-ci, yani yasaklay›c› olmak durumun-dad›r (Yavuz, 1998;229).

5. Dinin Ruhsal Boyutu: Hayat› Anlamland›rma Çabas›nda Bir Cevap

Bu konuya dinin, her hangi birpolitik, sosyal veya ahlaki olgununetkilerinden daha fazla bir önemesahip oldu¤unu söylemeden bafl-layamay›z. Din önemlidir, çünkü ev-rensel ruhsal sorulara verilmifl bircevaba sahiptir. Ac› çekme ve kur-tulufl, ölüm ve hayat›n anlam›, gü-nah ve af, sevgi ve cemaat gibi birçok konuda din flekillendirir ve ay-n› zamanda bizim hayatla ilgili bek-lenti ve korkular›m›za karfl›l›k ce-vaplar› bulunmaktad›r. Bu varolufl-sal sorulara farkl› dinlerin vermifl ol-du¤u cevaplar› ister onaylayal›m is-tersek de onaylamayal›m bu soru-lara olan ilginin evrenselli¤inin,esasl›l›¤›n›n ve cevap verme çaba-lar›n›n önemini do¤rulamak zorun-day›z. fiayet ö¤renciler hayat›n buruhsal boyutu üzerinde hiç bir fikirsahibi olmazlarsa insan oluflumu-nun merkezinde yer alan yukarda-ki sorular› görmezden gelirler.

Elbetteki dinlerin ruhsal›n (teolo-jik konular, ritüeller veya varoluflsalsorunlar) anlam› hakk›ndaki anlay›fl›hakk›nda bir fleyler bilmeden din-sel özgürlü¤ün veya dinin politika-

ya etkisi konusunu anlayamay›z.

fiayet ö¤renciler Hz. Peygamber’in

vefat›n› müteakip ortaya ç›kan yö-

netim kavgalar›n› bilmezlerse fiiili¤i

veya Alevili¤i nas›l anlayabilecek-

lerdir. E¤er ö¤renciler ruh hakk›n-

da dine dayal› görüflleri anlayamaz-

sa kürtaj konusunu nas›l anlayacak-

lard›r? E¤er ö¤renciler ‹slam kültü-

rünün kutsal olanla kutsal olmayan›

sosyal hayat içinde nas›l kaynaflt›r-

d›¤›n› anlayamaz ise Ortado¤udaki

olaylar› nas›l anlayacaklard›r? Sos-

yal hayat içindeki tüm bu sorunlu

alanlarda kavray›fl gelifltirebilmele-

ri, ö¤rencilerin din ö¤retiminden

alacaklar› yard›ma ba¤l›d›r.

KAYNAKÇA

ALTAfi, Nurullah, Gençlik Döneminde Din

Olgusu ve Liselerde Din Ö¤retimi, Nobel

Yay›nlar›, Ankara 2005

ANG, Tüten, Din ve Ahlak ‹liflkisi, Ortaö¤-

retim Kurumlar›nda Din Kültürü ve Ahlak Bil-

gisi Ö¤retimi ve Sorunlar›, Türk E¤itim Der-

ne¤i Yay›nlar›, Ankara 1991, ss. 33-46

D‹L‹PAK, Abdurrahman, Bu Din Benim Di-

nim De¤il, ‹flaret/Ferflat Yay›nlar›, ‹stanbul

1990

E⁄R‹, Osman, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

Dersleri ve Alevilik, Hac› Bektafl Veli Araflt›r-

ma Dergisi, Y›l:8, Say›: 22, 2002

EKfi‹, Ömer, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

Ders Kitaplar›n›n Laiklik ve Atatürkçülük Bo-

yutu, Mazlumder Bülten, Y›l: 2, Say›:

18(2000), ss. 3-14

FLEMING, Dan, Religion in American His-

tory Textbooks, Religion and Public Educa-

tion, 18(1991), ss. 79-101

KEÇEL‹, fiakir, Alevilik-Bektaflilik Aç›s›ndan

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Ard›ç Yay›nlar›,

Ankara 1996

KILIÇ, Recep, Ahlak›n Dini Temeli, Türkiye

Diyanet Vakf› Yay›nlar›, Ankara 1996

YAVUZ, Kerim, Günümüzde Din E¤itimi,

Çukurova Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Ya-

y›nlar›, Adana 1998

YILDIZ, Sadi, Türkiye’de Alevilerin Din E¤i-

timinden Beklentileri, Yay›nlanmam›fl Yük-

sek Lisans Tezi, Sakarya 2002

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 3

‹nsanl›k tarihine bakt›¤›m›z za-man e¤itim ve ö¤retimin ilk insan-la bafllad›¤›n› görmekteyiz .SonsuzEvren Sahibinin, var oldu¤u me-kanda en güzel bir flekilde donatt›-¤› insan, kendinde olan› devaml›surette baflkas›yla paylaflm›flt›r. Bupaylafl›m her alanda görülmeklebirlikte paylafl›m denildi¤inde aklagelenin maddi paylafl›m oldu¤unuifade etmek gerekir.

‹nsan kendinde olan mal› bafl-kas›yla paylafl›r, sevinci ve üzüntü-yü paylafl›r, bununla birlikte insankendindeki bilgiyi de paylafl›r. Belkide en önemli paylafl›m flekli olarakbu paylafl›m› öne koymam›z gere-kir. Çünkü insan›n baflkas›yla konufl-mas›, ona bir fleyler anlatmas› veö¤retmesi insan olma fluurununönemli noktalar›ndan birini olufltu-rur. Peygamberlerin ümmetlerine,büyüklerin küçüklere, arkadafllar›nbirbirlerine, ustan›n ç›ra¤›na anlat-t›klar› bu paylafl›m›n sonucudur.

Günümüz dünyas›nda bilgi pay-lafl›m›n›n sistematik olarak okullar-da yap›ld›¤› görülmektedir. Her nekadar okul d›fl›nda da bilgi paylafl›-m›ndan söz edilse de, hayata ha-z›rlanma ve meslek sahibi olma ko-nular›nda okullar bu özelliklerini da-imi bir flekilde ellerinde tutacaklar-d›r.Tabi bu arada ’iyi bir birey, iyi biryurttafl’ düflüncesinden hareketle,aktar›lan bilgilerin, ö¤rencilerin yo-¤un bilgi bombard›man›na tabi tu-tulduklar›, her birinin yar›fl at› olarakgörülüp büyük(!) yar›fla haz›rlan-

malar› için imkanlar›n seferber edil-di¤i gerçe¤ini göz ard› etmeme-miz gerekir.

Bu aç›l›mdan hareketle ülkemiz-de ilk ve orta dereceli okullardavar olan derslerden ’Din Kültürü veAhlak Bilgisi’ dersinin bu bilgi payla-fl›m› noktas›nda nerede durdu¤u-na bakmak ve var olan eksiklikleringiderilmesi için ortak hareket me-kanizmalar› oluflturmak da bu alanaç›s›ndan önemli görülmektedir.

Meselenin‘Din Kültürü ve AhlakBilgisi ö¤retmenleri’ gözündeki ye-ri nedir ve ne olmal›d›r,’ müfredat-ders-okul-ö¤retmen-aile’ iliflkilerin-deki eksiklikler ve karfl›lafl›lan zor-luklar hangi düzeydedir ve daha iyi-si için neler yap›labilir gibi sorular›nüzerinde etrafl›ca düflünmemizgerekmektedir.

‹lk olarak-içeriden biri gözüyle-ilk ve orta dereceli okullarda ‘DinKültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤retmeni’olman›n zor ama bir o kadar da gü-zel oldu¤u gerçe¤ini vurgulamak,beklentilerin, farkl› yaklafl›mlar›n veönyarg›lar›n oldu¤u bir ortamdabulunuldu¤unu unutmamak,bufarkl›l›klardan bir bütün ç›karman›nda beceri gerektirdi¤ini bilmek ge-rekiyor.

Biz meseleyi iki ana konudanaç›l›m yaparak irdelemeye çal›fla-ca¤›z.

1. Din Kültürü ve Ahlak BilgisiÖ¤retmeninin Zorluklar›

a. Müfredat yönü:

-Ö¤rencilerden ald›¤›m›z izle-nimlerde en fazla öne ç›kan sorun,ders saatinin az oldu¤u, liselerdebir saat olan Din Kültürü ve AhlakBilgisi dersinin beklentileri karfl›la-mad›¤› ve ders saatinin en az iki sa-ate ç›kar›lmas› gerekti¤i olmufltur.

-Var olan müfredat›n ö¤ren-cilerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamaktanuzak görünüm veriyor olmas› vedi¤er derslerde görülen konular›nda bulundu¤u müfredatta, gerek-siz konular›n fazlal›¤› ö¤renciyi so-¤utmaktad›r. Ö¤renci do¤al olarak‘hocam bu konu çok mu önemliveya biz bunu falanca derste de ifl-ledik zaten’ diyerek tepkisini orta-ya koymaktad›r. Yeni haz›rlananmüfredatta da ö¤rencilerin ayn›tepkileri verip vermeyeceklerinianlamak fazla zor olmayacak gibigörünüyor.

-Liselere girifl s›navlar›nda seç-meli de olsa Din Kültürü ve AhlakBilgisi’nden sorular ç›karken ÖSS s›-nav›nda hiç soru ç›kmay›fl› da ö¤-renciler taraf›ndan sorgulanmakta-d›r.Ö¤renciler bu konuda nedenayr›m yap›ld›¤›n› sorgulamaktad›r-lar.

b. Ö¤renci yönü:

-Ö¤rencilerin ailesinden ald›kla-r› ve çevreden edindikleri yanl›fl di-ni bilgilerin do¤rulanmas› noktas›n-da epey çaba gerekmektedir. Ziraö¤rencinin din olarak bildi¤i amadin ile alakas› olmayan yanl›fl bilgile-rin varl›¤› oldukça fazlad›r. Ço¤u za-man ö¤renci de bilgi do¤ruland›¤›

Türk Milli E¤itim Sisteminde Din Kültürüve Ahlâk Bilgisi Ö¤retmeni Olmak ya da

‹çerden Bir Bak›fl DenemesiCemil Köksal *

* Dan›flment Gazi Anadolu Lisesi Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ö¤retmeni

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 4

zaman kendindeki yanl›fl bilgiye fla-fl›rmakta ve hayret etmektedir.

-Özellikle televizyonlarda karfl›-m›za ç›kan ve gündemimizi uzunsüre iflgal eden,hep ayn› kiflilerintart›flt›¤› din ile ilgili konular ö¤ren-ciler de kafa kar›fl›kl›¤›na sebep ol-maktad›r.Din gibi önemli bir konu-nun horoz dövüflünü and›r›r tarzdak›s›r çekiflmelere heba edilmesininkimlere ne gibi fayda sa¤layaca¤›n›anlamakta güçlük çekilmektedir.Ö¤retmenler olarak o haftada ya-p›lan horoz dövüfllerinin verdi¤iolumsuz tablolar›n genç dima¤lar-da açaca¤› tahrifat› bertaraf et-mek müfredat›n takibini de olduk-ça zorlamaktad›r.

-Ö¤rencilerin zaman zaman ö¤-retmeni soru bombard›man›na ta-bi tutmalar›, insan›n kendini fetvamakam› gibi hissetmesine sebepolmaktad›r.Araflt›rma ve inceleme-den uzak, haz›ra konmaya merakl›bir ö¤renci kitlesi olunca, dersinsorulara ayr›lmas› ve hatta di¤erdersi etkileyecek flekilde teneffü-se sarkmalar›n yaflanmas› en s›k ya-flanan hadiselerden biridir. Tabiiburada ders saatinin azl›¤› ö¤renci-nin bu ihtiyac›na cevap vermedekizorlu¤un yaflanmas›nda en önemlietken olarak karfl›m›zda durmakta-d›r.

c. Dersin ö¤renciye aktar›myönü:

-Haftada bir saat olan bir dersinö¤renciye aktar›m›nda do¤al ola-rak ‘az zamanda çok verim almak’mant›¤›yla bir fleyler verebilmeumudu tafl›yan bedenlerin en azk›rk takla atmalar› gerekmekte-dir.Çünkü o s›n›fla bir sonraki dersi-niz tam bir hafta sonra gerçeklefle-cektir ve siz ne verirseniz kar say-maktas›n›zd›r. O nedenle devaml›ö¤retmenin konuflmas› dersin ve-rimini düflürmekte,ö¤renciler pasifrole mecbur b›rak›lmaktad›r.Bu dado¤al olarak hep dinleyen olmaözelli¤i tafl›yan ö¤rencilerde vaaz

etkisi yapmakta,di¤er vaaz dinle-yen bireylerde oldu¤u gibi sadecebedenin s›n›fta olup,ruhun farkl›alemlerde seyre dalmas›na olanakvermektedir.

-Bu vaaz verme özelli¤indenkurtulman›n yolu da ö¤retmenle-rin e¤itimle ilgili gerekli materyalle-re sahip olup,bu materyalleri en iyiflekilde kullanacak yöntem ve tek-niklere sahip olmalar›ndan geç-mektedir.Biliflim ça¤›nda bilgisayar-dan ve getirilerinden uzak kalma-n›n hayattan uzak kalmak anlam›nageldi¤ini kabullenmek gerekmek-tedir.

- Bilimsel verileri kullanarak, aklave yüre¤e hitap eden ö¤retmen-lerin varl›¤› ö¤rencileri ve velileri ol-dukça memnun etmektedir. ‹nsa-na yaklafl›m nas›l olmal›d›r sorusu-nun cevab›n› bu alan ö¤retmenle-rinin iyi bilmeleri gerekir. Zira yas-land›¤›n›z ruhun hayat anlay›fl›ndainsan› ve zaman› gere¤i gibi oku-ma mant›¤› yer almaktad›r

-Ö¤retmenlerin ders aktar›myöntemlerine iyi bir flekilde sahipolmalar›, onlar›n bilgi hatas›na düfl-memeyi ve savunma psikolojisiniaflmay› beraberinde getirecek-tir.Zira düflünmeyi insana bahflediponu di¤erlerinden üstün tutansonsuz güç sahibinin devaml› dü-flünmeye teflvik etti¤i ve gönder-di¤i elçilerin yaflamlar›nda derin dü-flünmenin izlerinin günümüze ka-dar geldi¤ini unutmamak gerek-mektedir.

d. Okul yönü:

-Baz› okullardaki idareci ve ö¤-retmenlerin ‘e¤itimci mant›¤›ndanuzak ideolojik mant›¤a yak›n’ olma-lar›,Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤-retmenini ‘hoca, hac›’ s›fatlar›ylaadland›rmalar›, ülkemizdeki e¤itim-cilerin hala aflmas› gereken çokmesafelerin oldu¤unu göstermek-tedir. Ayn› flekilde Din Kültürü veAhlak Bilgisi ö¤retmenlerinin de

idare ve di¤er ö¤retmenlere ön-yarg›larla bakmalar› da meselenindi¤er taraf›n› ortaya koymakta-d›r.‹nsan olma fluurunda olan insan-lar›n ne olursa olsun bir araya gelipkonuflacaklar›n›n varl›¤›n› göz ard›etmemek gerekir.

-Din Kültürü dersine ait olan ko-nularda ders ö¤retmeni konufltu-¤unda suç say›labilecek(!) konula-r›n, di¤er ö¤retmenler taraf›ndançok rahat konuflulmas› ‘bilgi sahibiolmadan fikir sahibi olma’ sözününe¤itimcilerde de var oldu¤unugöstermektedir. Matematik der-sinde dinin konuflulmas›, Fizik der-sinde veya ‹ngilizce dersinde dinimeseleyi çözmeye çal›flmak her-halde haddi aflmaktan öteye ge-çememektedir.Kendi hayat anlay›-fl›n› gerçek din(!) olarak görüp onubilene b›rakmayan militan zihniyet-lerin varl›¤› da devam etmektedir.

-Türkiye genelinde Din Kültürüve Ahlak Bilgisi ö¤retmenine duyu-lan ihtiyac›n karfl›lan(a)mamas› so-nucunda di¤er branfl ö¤retmenle-rinin bu derslere giriyor olmalar› di-¤er bir sorun olarak karfl›m›zda-d›r.Zira di¤er ö¤retmenlerin budersi bilmeleri ve ciddiye almalar›gerekmemekte, sadece ‘derslerbofl geçmesin’ sihirli sözüyle du-rum idare edilmektedir. Hatta buflekilde derslere giren nice ö¤ret-menlerin f›rsat sayarak ö¤rencileridine cephe almaya varacak kadarküstahlaflt›klar› da görülmektedir.

-Di¤er derslerde de olmas› ge-reken ‘idare-ders ö¤retmeni-reh-ber ö¤retmen-veli’ iliflkilerine gere-ken önem verilmeli,ders ö¤retme-ninin bu konuda pasif olmamas›gerekmektedir. Çünkü ö¤retti¤ibilgiler hayat›n her an›nda ö¤renci-ye laz›m olan bilgilerdir ve yanl›flö¤retilen bilgilerin kötü sonuçlar›-n›n olaca¤› bilinmelidir.

-Ayr›ca ço¤u okul kütüphanele-rinde ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 5

Bölümü’ olmay›fl› ö¤rencileri bilgi-ye yönlendirmede zay›f kalmakta-d›r ki bu ö¤retmenin kiflisel gayre-tiyle çözülecek küçük bir problem-dir

II. Ö¤retmenin Yeterlili¤i

1. Mesleki yeterlilik:

-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi der-sinde gerçek anlamda mesle¤iniseven ve özveride bulunabilecekolan ö¤retmenlere ihtiyaç var-d›r.‹nsan yetifltirdi¤inin fark›nda ola-rak, mesle¤inin gereklerini en iyi birflekilde yerine getiren ö¤retmen-ler her zaman ö¤rencileri taraf›n-dan hat›rlan›rlar.

-Ö¤retmenlerin alan bilgilerininiyi olmas› ve bu bilgilerin yerindekullan›lmas› gerekmektedir. Ö¤ret-menlerin alanlar›ndaki geliflmelerive yap›lan çal›flmalar› bilmeleri flart-t›r.Geliflmelerin takip edilmesi,ç›-kan kitaplar›n , bilgisayar program-lar›n›n ve di¤er materyallerin al›n›pkullan›lmas› gerekir.

2. Kiflisel yeterlilik:

-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤-retmenleri her zaman ve her yer-de örnek olmal›d›rlar. Ö¤retmen-lerin gülen bir yüze sahip olmalar›beslendikleri kayna¤a sahip ç›kma-lar› anlam›na gelmektedir.Yeri ge-lince flaka yapmas›n› bilen, sevgidolu, hoflgörülü, yeniliklere aç›k,sab›rl›, tutarl›, çal›flkan ve elefltiriyeaç›k bir ö¤retmene ö¤renciler herzaman sayg› ile yaklaflacaklard›r.

-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤-retmenleri bulunduklar› okullardayürütülen sosyal faaliyetlere uzakkalmamal›d›rlar. Ö¤rencilerle iyi ile-tiflim kurman›n yolu ço¤u zaman s›-n›f d›fl› etkinliklerde kendini göster-mektedir. D›flar›dan bak›ld›¤›nda‘suya sabuna dokunmayan, uyu-fluk, kendi halinde’ görüntüsü bualan ö¤retmenlerine hiç mi hiç ya-k›flan bir görüntü de¤ildir.

-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö¤-retmenleri gündemi çok iyi takip

etmeli, yurtta ve dünyada ne gibigeliflmeler oldu¤unu bilmeli veolanlar karfl›s›nda omuz silker man-t›¤›nda olmamal›d›rlar. En az›ndangünlük bir gazeteyi okumas›, ayl›kbir dergiyi takip etmesi, yeni ç›kankitaplardan haberdar olmas›,kamu-oyunda var olan meseleler hakk›n-da söyleyecek söze sahip olmas›gerekmektedir.

-Ö¤retmenlerin bilgisayar, inter-net gibi eriflim yollar›ndan fayda-lanmalar› ve bu alandaki geliflmele-ri takip etmeleri, web sayfas› tasar-lama, e-posta kullanma ve grupla-ra üye olma gibi özelliklerinin bu-lunmas› gerekir.‹letiflim ça¤›n›n ge-rekleri ne ise onlara uzak kalmama-l›, teknolojik imkanlar en güzel fle-kilde kullan›lmal›d›r. Din Kültür veAhlak Bilgisi ile ilgili web sitelerininsay›lar›n›n fazla olmad›¤› malum-dur.Bu alandaki eksikliklerin gideri-lip ,bilgi al›flveriflinin sa¤lanmas› ö¤-retmenler aç›s›ndan faydal› olacak-t›r.

-Ö¤retmenler genifl bir bak›flaç›s›na sahip olmal›, cemaat mant›-¤›n› aflmal›d›rlar. Bedensel ve ruh-sal dinamiklik, so¤ukkanl› tutum,dar düflünce kal›plar›ndan uzak birgörüntü bu alandaki ö¤retmenler

için çok önemlidir .‹nsanl›¤›n son el-

çisinin hayat›n› en fazla bilen kifliler

olarak O’nun hayat penceresin-

den bakmak bu alandaki ö¤ret-

menler üzerine bir borçtur.

‘Tanr› öldü’ diyenlerin öldü¤ü

ama Tanr›’n›n hala yaflad›¤› bir za-

man düzeyinde oldu¤umuz ger-

çe¤inden hareketle, ahlak, fazilet

ve erdem gibi özelliklerle donan-

m›fl bireylerin, toplumsal hayata

katk›lar›n›n sa¤lam bir medeniyet

sonucuna götürece¤inin bilinmesi

zor olmasa gerektir. Bu bireyleri

yetifltiren insanlar› töhmet alt›nda

b›rakman›n, tarihsel süreçte ne gi-

bi sonuçlar›n›n oldu¤unu görmez-

den gelmekte gaflettir.

Din ö¤retimi olmal› m› olmamal›

m› gibi k›s›r çekiflmelerin aras›ndan

s›yr›l›p,yarat›lm›fl en güzel varl›k ol-

ma özelli¤inin bozulmamas› için ne

yap›lmal›, sorusunun cevab›n›n

aranmas› için geç kal›nmamas› ge-

rekir. Pusular›n› kurup körpe dima¤-

lara en koyu zehrini sunanlar›n kah-

kahalar›n›n bo¤ulmas› için toplum-

sal düzlemde herkese düflen

görevler vard›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 6

Her kutsal kitap kendi inananlar›için özel bir öneme sahip oldu¤ugibi Kur’an da biz Müslümanlar içinayr› ve özel bir öneme sahiptir. Al-lah’›n okunup, üzerinde düflünül-mesi, anlafl›lmas› ve yaflanmas› içingönderdi¤i Kur’an, Müslümanlarcaas›rlard›r bu amaçlara ulaflmak içine¤itim ve ö¤retime konu edilmifl-tir. Bu konu Kur’an’da da: “Biz onu,Kur’an olarak, insanlara dura duraokuyas›n diye (ayet ayet, sure su-re) ay›rd›k ve onu peyderpey indir-dik.” , “(Resulüm!) Sana bu mübarekKitab’›, ayetlerini düflünsünler veakl› olanlar ö¤üt als›nlar diye indir-dik.” gibi ayetlerle ele al›nm›flt›r.

Hz. Peygamber zaman›nda Da-ru’l-Erkam ve Suffe’deki faaliyetlerbu e¤itim faaliyetlerinin çekirde¤i-ni oluflturur. Hz. Peygamber sonra-s›nda da ‹slâm’›n ilmi ve ö¤renmefaaliyetlerini teflvik etti¤ini iyi anla-yan Müslümanlar, gerek ferdî ge-rekse kurumsal anlamda bu faali-yetleri sürdürmüfllerdir. Dinin ailebüyüklerine bir sorumluluk olarakyükledi¤i, çocuklar›n e¤itimi içinmektep ve medreselerin aç›lmas›-n›n tarihi ‹slâm’›n ilk devirlerine ka-dar uzanmaktad›r.

Mektep ve medreseler ve buisim içeri¤ine dahil olan küttap, ca-mi gibi e¤itim kurumlar› bafllang›ç-tan itibaren dinî ilimler ve bunlar›nbafl›nda da Kur’an’›n ö¤retilmesineözel bir önem vermifllerdir. Yaz› veokuma faaliyetleri bile en bafltaKur’an’›n do¤ru okunmas› için düflü-nülmekte idi. Dinin bu birinci veçok önemli kayna¤›n›n do¤ruokunmas› için yap›lan e¤itim faali-yetleri sadece bu kadarla s›n›rl› kal-

mam›fl ezberlenmesi ve yorumlan-mas› fleklinde yap›lan e¤itim faali-yetleri ile de devam etmifltir. Bufaaliyetler için de daru’l-kurra deni-len ve Kur’an ö¤retiminin esas al›n-d›¤› kurumlar ihdas edilmifltir.

Önemli ölçüde ilk muhatap kitle-nin düflünülmesi sadedinde Arap-ça olarak indirilen Kur’an’›n dili, Arapd›fl›ndaki Müslüman milletlerinonun okunmas›n› ö¤renmesi veanlamas› noktas›nda bir problem

teflkil edebilmifltir. Her milletin, herkitab›n bir dili olmas› kadar normalbir fley yoktur. Fakat bunu anlamaknoktas›nda farkl› milletten olanlarbaz› sorunlar yaflar. Hele bu eseronlar›n mutlaka okuyup anlamas›konumunda ise büyük bir çaba ileo dili ö¤renmek, o eseri anlamakgayretine düflerler. Kur’an da yücedinin eflsiz ve mutlaka anlafl›lmas›gereken bir eseri olarak karfl›m›zdadurmaktad›r. Fakat metnin dilinin

Kur'an'›n Anlam Ö¤retimi(Örgün Ö¤retim Örne¤i)

Mehmet Yaflar *

* Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Ö¤rencisi, Ö¤retmen, Din ö¤retimi Genel Müdürlü¤ü

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

eskili¤i ve dilin zaman içinde de¤i-flim süreci yaflamas› gibi hususlar,bugünkü Araplar›n anlamas› nokta-s›nda bile baz› problemleri içindebar›nd›rmaktad›r. Bu ba¤lamda e¤i-tim faaliyetlerinin konusu olmas›da söz konusu olmufltur. Fakat buas›rlard›r, çok uzun süren e¤itimlersonucunda ve baflta di¤er bir dil(Arapça)’in bütün incelikleri ile bilin-mesi ve dinle ilgili baflka ilimlerinde tedrisi ile mümkün olmufltur. Ogünkü flartlar alt›nda böyle bir e¤i-timi tamamlay›p ‘Ben Kur’an’danRabbimin bana ne söyledi¤ini anl›-yorum.’ diyebilen az›n az› denebile-cek kiflilerdir. Genifl halk kitlelerininKur’an’›n ne dedi¤ini anlamas› vebununla yaflam›na anlam katmas›çabalar› ise daha çok sözlü kültü-rün formlar› içerisinde gerçeklefl-mifltir.

Dünyan›n dört bir yan›ndaki Müs-lüman çocuklar›, Arapça’y› anlas›nveya anlamas›n, ana dilleri ne olur-sa olsun, Kur’an okumay› ö¤renme-ye Arap harfleri ile bafllarlar. Dahasonra as›l metinle beraber kendidillerine çevrilmifl metni okurlar,onlar›n bu konudaki bafll›ca e¤itimiöncelikle Kur’an’›n tilaveti ve ez-berlenmesi gayretidir. Ço¤u içinde din e¤itimi bu kadar› ile yeterligörülmüfltür.

Anlama faaliyeti çerçevesindetercüme ve tefsir çal›flmalar› yap›l-m›fl, fakat metnin gücü, i’caz› (ben-zerinin yap›lamayaca¤›), ancak orji-nalinden anlafl›labilece¤i gibi hu-suslar burada devreye girerekuzun y›llar bu faaliyetler istenilenbir noktaya gelememifltir. Gerçitüm Kutsal Metinlerin orjinalli¤i vegücü ona inanalarca kabul edilmiflve as›rlarca kendi orijinal metnin-den, bu ifli iyi bilen birisinin dizinindibinde (fem-i muhsin) okunup,ö¤renilmesi esas kabul edilmifltir.

Kur’an’› daha iyi anlamak nokta-s›nda yap›lan tefsir çal›flmalar› ilefarkl› milletlerden olanlara anlam›ulaflt›rmak noktas›nda yap›lan ter-cüme faaliyetleri birçok yönden

tenkide u¤ramakta, kimi zamanlar-da çat›flmalara varan görüfl vemezhep ayr›l›klar›na neden olmak-tad›r. Kur’an’›n anlafl›lmas›ndaki bugayretler, baflta bu ifli yapanlar›n iyiniyet sorgulamas›ndan, dilbilimselproblemlerden, anlam› tam ifadeedememeden ve Kur’an’›n ve ‹s-lâm’›n genel görüflleri ve bütünlü-¤ünden yoksun bak›fllardan kay-naklanan hususlardan dolay› bolcatenkide u¤ramaktad›r. Günümüziçin ço¤unlu¤un üzerinde ittifaketti¤i bir Türkçe tercümeden ma-alesef bahsedememekteyiz.

Günümüz örgün e¤itim çerçe-vesindeki Kur’an ö¤retimi, ‹lkö¤re-tim Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisidersleri ve ‹mam-Hatip LiseleriKur’an-› Kerim dersi çerçevesindebaz› Kur’an ayet ve surelerini vedualar› ezberlerken anlam›n›n daö¤retilmesi noktas›nda gündemegelmektedir. Fakat bu çaba ço¤uzaman daha önce de çokça tenkitedildi¤inden bahsetti¤imiz tercü-meler yard›m› ile, hatta bazen sureveya duan›n kendinin ezberletildi-¤i gibi anlam›n›n da notanot ezber-letilmesi fleklinde gözükmektedir.

Ama ço¤u zaman ö¤reticiler tara-f›ndan anlam ö¤retiminin es geçil-di¤i de bir gerçektir.

Gelene¤imizde yüzünden oku-man›n tekni¤ini gelifltirdi¤imiz hal-de anlam ö¤retimi konusunda birteknik gelifltiremedi¤imiz de birgerçektir. Çünkü Kur’an ö¤retimi,gelene¤imizde köklü bir yere sa-hiptir. Hatta Müslüman toplumlariçin geçen yüzy›l›n bafllar›na kadargenel e¤itim, Kur’an metninin oku-nuflunu ö¤retmekle bafllar, ço¤uiçin de metnin okunuflunu ö¤ren-mekten ibaret kal›rd›. Kur’an’›n yü-zünden okunmas› ve okunufl ka-ideleri olan tecvit kurallar›n› ihtivaeden eserlerin say›lamayacak ka-dar çoklu¤u ve çeflitlili¤i bu konu-ya verilen önemin bir göstergesi-dir. Fakat zaman içerisinde geçirdi-¤imiz de¤iflim sürecinde e¤itimi-miz de yeniden flekillendi. Art›k bukonudaki e¤itim, Kur’an metnininokunuflunu ö¤retmekten ibaretgörülmüyor. Din Kültürü ve AhlâkBilgisi dersi çerçevesinde baz› k›sasure ve dualar›n ezberlenmesi ya-n›nda, anlamlar› da ö¤retiliyor. ‹l-kö¤retim sonras› ‹mam-Hatip Lise-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 8

leri veya Kur’an Kurslar›nda gerçek-lefltirilen Kur’an ö¤retiminde met-nin okunuflu yan›nda, anlam›n›n ö¤-retilmesi de hedefleniyor.

Kur’an’›n anlam›n›n ö¤retilmesiçabalar› ‹lkö¤retim Din Kültürü veAhlak Bilgisi (4, 5, 6, 7 ve 8. s›n›f)derslerinde ezberlenmesi istenensurelere, ‹mam-Hatip LiseleriKur’an-› Kerim derslerinde ise gün-cel de¤erler ç›karma, kiflisel vemeslek hayat›nda kullan›labilecekve ahlâkî yaflam› do¤rudan etkile-meye yönelik olarak düflünülmek-tedir. Ayr›ca Kur’an-› Kerim dersin-de ö¤rencinin içinde bulundu¤upsikolojik, toplumsal ve tarihî ko-flullar› elindeki metinle bütünlefltir-mesi de hedeflenmektedir. Bu ge-nel amaçlara ulaflabilmek için dersprogram› içerisine meali okunula-cak ayet gruplar› ve ezberlenecekve yorumlanacak k›sa ve özlüayetler yerlefltirilmifltir. Böyle biruygulama en son gelifltirilen ve1999 y›l›nda uygulamaya al›nanprogramda yer alm›flt›r. Daha ön-ceki programlarda ise Kur’an-› Ke-rim dersi sadece, Kur’an’› Arapça-s›ndan tecvit kurallar›na göre oku-yabilme ve baz› surelerin ezberlen-mesinden ibaretti.

‹lkö¤retim ve ‹mam-Hatip Lisele-rinde Kur’an metninin anlamland›r›l-mas›na yönelik baz› denemelervard›r. Fakat bu çal›flmalar›n yeter-li seviyede oldu¤unu söyleyeme-yiz. Kur’an’›n ahenkle okunuflu ço-¤u zaman bu alandaki ö¤retim ola-rak yeterli görülmüfltür. Bu flekildeyetiflen okuyucular da manay› an-lamadan okudu¤u için, anlam› bi-len birisi bile okunan› takip etmek-te zorlanmaktad›r. Di¤er dinleyici-ler ise sadece okuyucunun sesi veahenkli okuyuflu ile baflbafla kal-maktad›r.

Kur’an’›n anlafl›lmas›na yönelik ça-balardan ziyade, metnin okunuflu-nun öncelenmesi gelene¤i, sade-ce bugünün de¤il, as›rlar›n sorunu-dur. Halbuki Kur’an, üzerinde düflü-nülüp, ö¤üt al›nacak bir kitap oldu-

¤unu ifade ediyor. Hicrî II. Asr›n bü-yük alimlerinden Fudayl b. Iyaz’›n“Kur’an-› Kerim anlafl›lmak üzeregönderilmifltir. Fakat biz Müslü-manlar Kur’an’›n k›raat›n› ibadet ha-line getirdik.” sözleri probleminçok gerilere kadar uzand›¤›n› gös-termektedir.

Baz› alimler de Kur’an’› anlama-dan okumay› hofl karfl›lamam›fllar-d›r. Örne¤in Hasanu’l-Basrî böylebir okunufltan rahats›z olmufltur.Hz. Ömer insanlar›n kendileriniKur’an’› ezberleme ifline kapt›r›p,onu anlama iflini ihmal edebilecek-lerinden bahseder. Yine sahabe-nin on ayeti iyice ö¤rendiktensonra di¤er on ayete geçti¤ini bili-yoruz. Ancak Asr-› Saadetten gü-nümüze geçen zaman içerisindek›raatinin anlafl›lmas›na tercih edil-di¤i de görülmüfltür.

Ülkemizde Din Kültürü ve AhlâkBilgisi dersleri çerçevesinde, der-sin ö¤retilmeye bafllad›¤› ilkö¤re-tim 4. s›n›ftan itibaren baz› sure vedualar ö¤rencilere ezberletilirken,anlamlar› da ö¤retilir. Ezberletilenve anlamlar› ö¤retilen dua ve sure-ler flunlard›r: Sübhaneke, Tah›yyat,Rabbena, Salavat ve Kunut dualar›;Fatiha, Asr, Fil, Maun, Kevser, ‹hlas,Nasr, Felak ve Nas sureleri ile Aye-te’l-Kürsi (Toplam 15 dua ve sure).

Görüldü¤ü gibi ilkö¤retimi biti-ren bir ö¤renci namaz k›lmas›nayetecek kadar sure ve dua ö¤ren-mifl olmaktad›r. Hatta 6. s›n›f prog-ram›nda yer alan “Namaz Bir ‹ba-dettir.” ünitesine gelmeden 4 ve5. s›n›flarda bu ünitenin alt yap›s›n›teflkil eden sure ve dualar› ezber-lemifl olmaktad›r. Orta ö¤retimDin Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersprogramlar›nda sure ve dualar›nö¤retilmesine yer verilmese deö¤retmenlerimiz ö¤rencilerin ez-berlemifl oldu¤u bu sure ve duala-r› unutmamas› aç›s›ndan zümretoplant›lar›nda karara ba¤l›yarakve sözlü notu teflviki ile ö¤rencile-rin daha önce kazanm›fl oldu¤u buezberlerini tekrar ettirmektedirler.

‹lkö¤retim Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi dersi çerçevesinde ö¤retilenve ezberletilen sure ve dualar›nanlamlar› pedegojik olmasa da ba-z› ö¤retmenlerce ezberlettirdi¤ide görülmektedir.

‹mam-Hatip Liselerinde haz›rl›k s›-n›f›ndan son s›n›fa kadar her s›n›ftayer alan Kur’an-› Kerim ders prog-ramlar›nda da ezberlenecek veanlamlar› ö¤renilecek ayet, sureve dualar yer almaktad›r. Bunlarher s›n›fa göre flu ünite bafll›klar› ileifadelendirilmifl-lerdir:

∑ Yüzünden Okunacak ve Ez-berlenecek Sözler, Dualar ve An-lamlar› (Haz›rl›k s›n›f›),

∑ Yüzünden Okunacak ve Ez-berlenecek Ayetler, Sureler veMealleri (Tüm s›n›flar),

∑ Yüzünden Okunacak Sureler(Tüm s›n›flar),

∑ Meali Okunacak Ayet Grupla-r› (Tüm s›n›flar),

∑ Kur’an’a Ait De¤erler ve Daya-naklar› (Haz›rl›k ve 10. s›n›flar),

∑ Ezberlenecek ve Yorumlana-cak K›sa ve Özlü Ayetler (9 ve 11. s›-n›flar).

‹mam Hatip Liselerindeki Kur’an-› Kerim dersinin genel amac›; ö¤-rencinin Kur’an’› yüzünden, Arap-ça’n›n foneti¤ine ve tecvit kuralla-r›na uygun olarak okumas› ve baz›sure ve dualar› bu esaslar çerçeve-sinde ezberlemesidir. Bununla bir-likte görüldü¤ü gibi, bu ders çer-çevesinde, kimi yüzünden okunanve ezberlenen ayet, sure ve du-alar›n anlamlar› ile sadece mealiokunacak ayet gruplar›, Kur’anî de-¤erlere dayanakl›k eden ayetlerve kimi k›sa ve özlü ayetlerin yo-rumlar› da yer almaktad›r ki, bu du-rum çok yenidir. Çünkü Kur’an-› Ke-rim dersi çerçevesinde ayetlerinanlamlar›n›n da ö¤retilmesi en sonhaz›rlanan programda ele al›nm›fl-t›r. Bu programdan (1999 y›l›ndan)önceki Kur’an-› Kerim dersleri sade-ce Kur’an’› yüzünden, Arapça’n›n

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

4 9

foneti¤ine ve tecvit kurallar›na uy-gun olarak okuma ve baz› sure vedualar›n ezberlenmesi esas› üzeri-ne ifllenirdi ve anlam üzerinde du-rulmazd›.

Yeni haz›rlanan programda yü-zünden okunulacak yerler,Kur’an’›n bafl›ndan itibaren her s›n›fiçin yaklafl›k 100 sayfad›r (toplam400 sayfa). Tabii ki, okuma kaidele-rini ifade eden tecvit kurallar›na dayer verilmifltir. Bunun haricinde ez-berlenecek her sure ve duan›n an-lamlar› da verilmifltir. Ezberleneceken uzun sure Yasin ve Mülk surele-ridir. Bunlar d›fl›nda afl›r diyebilece-¤imiz yerler ve Duha suresindenKur’an’›n sonuna kadarki surelerinezberlenmesi ki, bunlar›n bir k›sm›‹lkö¤retim program›nda da yer al-maktad›r.

Bu program›n bizce en önemliyenili¤i tüm s›n›flarda yer alan “Me-ali Okunacak Ayet Gruplar›”, haz›r-l›k ve 10. s›n›fta yer alan “Kur’an’a AitDe¤erler ve Dayanaklar›” ve 9 ve 11.s›n›flarda yer alan “Ezberlenecekve Yorumlanacak K›sa ve ÖzlüAyetler” üniteleridir. Bu ünitelerKur’an’› anlaman›n ve Ondan de-¤erler üretmenin Kur’an-› Kerimdersi çerçevesinde de olmas› ge-rekti¤inin bir göstergesidir.

Kur’an-› Kerim dersi çerçevesin-de anlama da yer veren yeni prog-ramdan ö¤renci, ö¤retmen ve ve-lilerin memnuniyetleri program›ngeri bildirimlerinden de anlafl›lmak-tad›r. Bundan önce de baz› gayret-li ö¤retmenlerin anlam üzerindede durdu¤unu ve bu fleklin dahayararl› oldu¤unu ifade ettiklerini bil-mekteyiz.

‹mam-Hatip Liseleri Kur’an-› Kerimders program›nda gördü¤ümüzyenilikler art›k eski elbisenin günü-müz insan›na uymad›¤›n›n ve yenielbise aray›fllar›n›n bir göstergesi-dir. Kur’an’a ait de¤erler ç›karmayayönelik “Her Yayg›n Olan Do¤ru veGüzel Olmayabilir”, “Tabiat Canl›d›r,

Onu ‹ncitmemek Gerek”, “Ön Yar-g›lar›m›z›n Tutsa¤› Olmamal›y›z”,“Eylemler Nesnelerden Daha De-¤erlidir”, “Allah ‹yi Arkadafl ve GüzelÇevre Öneriyor” gibi bafll›klar vebunlar›n Kur’an’dan delillendirilmesibu yeni aray›fllar›n bir tezahürüdür.

Kur’an’›n Arapça olarak indirilifli,i’caz›, benzerinin yap›lamay›fl›, oku-nuluflu ile ibadet edildi¤i gibi hu-suslar metnin gücünü ve otoritesi-ni ortaya koymaktad›r. Dolay›s› ilemetinsiz bir anlam ö¤retiminin ge-

nifl kitlelerce kabulü zor görün-mektedir. Ayr›ca Kur’an’›n alt› ayet-te kendini “Arapça Kur’an” diye va-s›fland›rmas›, kuflkusuz onun sade-ce Arap Diliyle ifade edilmesindenbaflka bir anlam da tafl›maktad›r.Çünkü dil olgusu sadece bir dizge-den, sözcük toplulu¤undan ibaretde¤ildir. Bilakis dil; bafll› bafl›na birdünyad›r, bir toplumun kainata ba-k›fl›n›n, onu kavray›fl›n›n, bunun so-nucunda oluflan adetlerinin, tarihi-nin vs. bir toplam›d›r. Allah da mu-rad›n› bu dille ifade etmiflse bizedüflen, ister istemez murad-› ilâhîyiilk önce bu dil vasat›nda anlamayaçal›flmakt›r.

K›saca, Kur’an’› anlamay›, metinlebirlefltirerek yapacak bir metodaihtiyaç vard›r. Bu sat›rlar›n yazar›böyle bir çal›flmay› doktora tez ça-l›flmas› olarak sürdürmektedir.Arapça’dan Türkçe’ye geçen keli-meler, onlar›n türevleri ve ça¤r›-fl›mlar› ile anlam› ö¤renciye buldur-ma ve bulunan anlam›n zihinde da-ha kal›c› olmas›n› sa¤layacak bumetotla ders, ö¤renciye daha ca-zip hâle gelecektir. Vahy-i ilâhîninçeflmesinden içmek için anlamafaaliyetine yönelik baflka çal›flmala-r›n devam› dile¤i ile…

Günümüz örgüne¤itim çerçevesindeki

Kur’an ö¤retimi,‹lkö¤retim Din Kültürü

ve Ahlâk Bilgisidersleri ve ‹mam-HatipLiseleri Kur’an-› Kerimdersi çerçevesindebaz› Kur’an ayet vesurelerini ve dualar›

ezberlerken anlam›n›nda ö¤retilmesi

noktas›nda gündemegelmektedir.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 0

Din e¤itimi ve ö¤retimi konusunagirmeden önce maneviyat›n neoldu¤u ile bafllayal›m. Bat›l›n›n spiri-tualité veya Geistigkeit dedi¤i.Afla¤› yukar› bütün kültürlerin içle-rinde kendilerine dair bir efsane,bir hikâye vard›r. Kainat› bir aç›kla-ma biçimi vard›r. Dolay›s›yla bunun-la iliflkili olarak bir inanç düzeni var-d›r. Demek ki insan›n yeryüzündekiserüveninde inanç ihtiyac›, bir kül-türe, bir inanç grubuna ait olma ih-tiyac› çok temel gibi gözüküyor.Bu ihtiyaçla beraber yürüyen iflinbir de manevi boyutu var. Manevi-yat›n dinlerden önce gelen bir in-san özelli¤i oldu¤unu düflünüyo-rum. Dinler manevi ihtiyaçlar›n birtezahürüdür. Biz bu manevi boyu-tu unutup, ve sahip oldu¤umuz di-ni, sadece ritüellerden oluflan sos-yolojik bir vak›a olarak gördü¤ü-müzde yan›l›r›z. Bizim içinde bulun-du¤umuz kültürdeki inanç sistemi-miz, temel inanma ihtiyac›yla, ma-neviyat› yaflama ihtiyac›yla birliktegiden bir fley. Dinler sadece bu ih-tiyac›n, o kültürde gerçeklefltirmeyollar›d›r. Ve hepsinin oluflumunabakt›¤›m›zda gerçekten böyle bir

derin ihtiyaçtan ç›km›fllard›r. Olum-lu ve doru¤a vard›¤› dönemlerde,bu ihtiyac›n gerçekten kültürel ya-ratmalarla inflalarla karfl›land›¤› dö-nemlerde, o dine mensup insanla-r›n büyük ölçüde manevi güce sa-hip olduklar›n› görmekteyiz. Sana-t›n ve bilimin her alan›nda büyük öl-çüde infla faaliyetine girdi¤ini gör-mekteyiz. O aç›dan bak›l›nca, din,demek ki, insana bu yeryüzündeyaflad›¤› dünyan›n (maddi nesne-lerle dolu olan dünyan›n) bundanibaret olmad›¤›n›, ötede bir fleyleroldu¤unu iflaret eder. Bu “öte”ölüm sonras› da olabilir, ola¤an ya-flam›n d›fl›ndaki ölüm öncesi ya-flam da. Dolay›s›yla, herhangi bir di-nin ifllevini yap›yor oluflunu, tafl›d›¤›manevi yük ile, onun, inanan insan-lara ne katt›¤›n› sorgulayarak anla-yabiliriz.Bugün, bir aç›dan bakt›¤›n›z zaman,yeryüzünde yaflanan dinlerin bir öl-

çüde tefessüh etti¤ini söyleyebili-riz. Çünkü dindar insan ölüm sonra-s› korkusu nedeniyle dini bir sigor-ta flirketi olarak görmektedir. Veyabir sosyolojik vaka olarak “etraf›m-dakiler inan›yor ben inanmazsambeni bu cemaatten tard ederler,uzaklaflt›r›rlar” diye endifle duyu-yor. Ço¤u, gerçekten o inanc›nderinli¤indeki maneviyat›, insan›sonsuzlu¤a götürecek olan, insa-n›n içindeki sonsuzlu¤u ve bitimsiz-li¤i ona duyuracak olan ilahî aflk›hissetmeden yaflay›p gidiyor. Vedini bir tak›m ritüelleden ibaretzannediyor. Zaten bu günlük neoli-beral sistemin bize dayatt›¤› ya-flam biçimi de maneviyattan uzakoldu¤u için, bu hayat tarz› içindedini de böyle ifllerden biri olarakanl›yor. Dolay›s›yla onun ilahi boyu-tunu birçok insan idrak etmedenyaflay›p gidiyor. fiimdi bu, dinin kö-kenine, belki de sebeb-i hikmetine

Manevi Aflk ve Heyecandan MahrumBir Din Ö¤retimi Dine Zarar Verir !

Prof. Dr. Ahmet ‹nam *

* ODTÜ Felsefe Bölümü

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 1

ayk›r› birfleydir. Din insanlara sade-ce bir cemaat ruhu yarat›p, tesa-nüt sa¤lamak içinse, bir ilahi boyutkazand›ramayacaksa, sadece sos-yolojik sosyo-ekonomik, sosyo-kül-türel boyutlardan ibaretse o za-man o din eksiktir. Dinin böyle ol-mamas› laz›m. Böyle olunca din de-nen fley, bugün insanlar› düflmanl›-¤a itiyor, kamplara ay›r›yor. ‹nsanla-r› dünyay› ele geçirmeye yönlendi-riyor. Onlar› tamamen dünyevilefl-tiren, ikiyüzlü k›lan, yalan söyleme-ye iten tuhaf mekanizmalar halinegetiriyor.Onun için bence dinleraras› diya-log, kardefllik, demokrasi vb. laflarederken, bütün semavî din men-suplar›, ileri gelenleri, düflünenleri,ilahiyatç›lar› ve hatta Budizm, Brah-manizm gibi din mensuplar› da budinin maneviyat› üzerine bir arayagelip konuflmal›lar. Ve bu ruhungerçekten canland›r›lmas›, yeni-den insanlara afl›lanmas› yoluylaharekete geçmeleri gerekir. Oysahrist›yanl›kta zaten bir kurum halin-de olan ve kiliseyle gelen ve dola-y›s›yla iktidarla sürekli ilifli halindeolan ve dünyevilikten hiçbir flekil-de kurtulamayan bu dini hayat,maalesef içinde maneviyat› çokaz bar›nd›rd›¤› ve tafl›yamad›¤› içininsanl›¤›n bafl›na bela olmaktad›r.Yahudilik de Hristiyanl›ktan çok ay-r›lam›yor, dünyay› ele geçirmekle il-gili bir tak›m tasar›larla yaflan›yor.‹slam›n durumu ise bir çok aç›dançok üzücü.‹slam›n içinde tafl›d›¤› ulviyeti de¤i-flik sosyo-ekonomik-politik neden-lerle maalesef temiz, saf bir Müslü-man ço¤u zaman idrak edemiyor.Çünkü dünyan›n bir çok yerindezaten ekonomik olarak kötü du-rumdad›r, mazlumdur, sinmifltir,korku içindedir Dolay›s›yla o güzel-li¤i, sonsuzlu¤u, bizi dünyan›n öte-sine götürebilecek o ilahi güçlekarfl› karfl›ya sokabilecek, onla gö-nül ba¤› tesis edebilecek gücü

tam idrak edememekte ve yafla-yamamaktad›r. Karfl› taraftan dabüyük sald›r›lar geldi¤i için, tepkicibir konumda, tüm dünyaya karfl›düflmanl›k duymaktad›r. fiimdi Müs-lüman›n bu oyuna gelmemesi la-z›m. Müslüman dedi¤im zaman yal-n›z dini gerekleri, ritüelleri yerinegetiren biri de¤il, mesela benim gi-bi insanlar› da kastediyorum. Çün-kü kültür anlam›nda da ‹slamiyetikastediyorum. Hepimiz ayn› gemi-deyiz ve dolay›s›yla yazg›m›z, kade-rimiz ayn› oldu¤u için, kendine laik,bat›l› vb. diyen ama ismi benim gi-bi Ahmet, Muhammet, Mahmut,Hasan, Hüseyin olan insanlar da ay-

n› kaderi paylaflmaktad›rlar. Dolay›-s›yla dünyan›n bundan sonraki gidi-fli hakk›nda akl› eren Müslümanla-r›n, okumufl yazm›fl, geçmiflini birazidrak edebilen müslümanlar›n ger-çekten korku ve titreme içerisin-de ama umudu kaybetmedenhavf ve reca dengesini kurarak ha-yat›n› yeniden gözden geçirmesigerekir. Bu o kadar önemli bir fleyki, ben ‹slam dendi¤i zaman çokbasit iki fleyi anl›yorum. Birincisi “se-lam” la ilgilidir, sulh dür, sevgilidir,sevgidir, bar›flt›r, kardeflliktir. ‹klinciside haddini bilme/teslimiyettir. Buikisi asl›nda gerçekten bizi bu yafla-d›¤›m›z çirkin dünyan›n ve düzenin

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 2

ötesine götürecek müthifl iflaret-lerdir, müthifl k›lavuzlard›r. Fakatbunu idrakten aciziz. Bunun idrakinas›l olabilir?Yurt d›fl›nda ‹slam ad›na konuflanbir çok insan›n tacir oldu¤unu gör-düm. Kendilerini ‹slamiyetin temsil-cisi olarak gösteren birtak›m tüc-carlar var. Bunlardan kurtulmak la-z›m. Bat› flakflakç›l›¤› yapan Bat›yaflirin görünmeye çal›flanlar. Bat› ter-minolojisini benimseyerek ‹slam› fli-rin göstermeye çal›flan insanlar var-ki ‹slam›n buna ihtiyac› yok-. ‹slam›nkendi terminolojisi ve kendi dünyagörüflü var. Bu büyük kayna¤› ken-di temelleriyle çok iyi anlay›p, ken-di terminolojimizi oluflturarak Ba-t›’ya ve bütün dünyaya anlatabil-mek gerekiyor. Bunun için de kül-türün her alan›nda büyük hamleleryapmak laz›m.Bizim problemimiz flu: Hem kendigeçmiflimiz hakk›nda derin bir fluursahibi olmak, hem de karfl›m›zdakiinsanlar›n geçmifli ve halihaz›r› hak-k›nda. Kendi nokta-i nazar›m›zdan,onlar›n etkisinde kalmadan, kendikavramlar›m›z, kendi kelimelerimiz-le onlar›n mânâ dünyas›n› tasviredip yorumlayabilmek. Bu bizdenneyi bekliyor?Bilimin her alan›nda, fen bilimleri dedahil olmak üzere, sosyal bilimleralan›nda ve sanat›n edebiyat dahilolmak üzere her alan›nda, özellikleteoloji alan›nda at›l›mlar yapmakgerekiyor. Bir tepkici duruma düfl-meden, bir h›nç duygusu, afla¤›l›kduygusu duymadan, eziklikten kur-tulmufl olarak; özgür, kendine gü-venen bir biçimde, ‹slam›n evren-sel boyutlar›n›, bütün insanlar› ku-caklayan boyutlar›n›, sonsuzu veöteyi, o kutsal mesaj›n anlam›n›gerçekten anlayarak anlatabile-cek, kad›n erkek yi¤it insanlara ihti-yac›m›z var.Oysa, bugün, Müslüman›n bununçok fark›nda olmad›¤›n› görüyoruz.Türkiye’den bafllayarak bir Avru-

pa’ya girme telafl› alm›fl yürümüfl-tür. Mânâ âlemimizin nas›l bir âlemoldu¤u konusunda çok fazla kafayorulmuyor. Yap›lan çal›flmalar›nbir k›sm› hakikaten de¤erli olmaklabirlikte, Bat›l› gözlükten tamamenkurtulunmufl de¤ildir. Kendimizeait bir teolojinin nas›l kurulaca¤› ko-nusunda düflünmek gerekir.fiimdi, e¤itim ö¤retim alan›nda neyapabilece¤imiz meselesine geldi-¤imizde: Bir defa maneviyat boyu-tunu anlatmam›z laz›m. Maneviyatboyutu sadece kitabi sözlerle ol-muyor. Çünkü maneviyat, yaflana-rak, rû be rû iliflkilerle oluflturulabilir.Bu mâneviyat›n ve ilahî gücün, oulvi olan›n, o yücenin, o sonsuzuniflaretini bize verebilecek insanlarave atmosfere ihtiyaç vard›r. fiimdisiz s›n›f ortam›nda belli saatlerdeokunmas› gereken bir kitapla, bü-yük ölçüde asabi ve kompleksli birhocay› da bu çocuklar›n önüne ge-tirirseniz, “susun, gülmeyin, ba¤›r›pça¤›rmay›n, bu günah, bu ay›p ,buyasak” derseniz, bu manevi gücüanlatamazs›n›z.Benim gerçekten genç bir ö¤ren-ci olarak, büyük metafizik heye-canlar›m varsa, “Ötede ne var?”,“Sonras› ne olacak?”, “Yaflam›n ma-nas› ne?” gibi sorularla yo¤rulmufl-sa ruhum; bana heyecanlar›mla bir-leflmemifl, kupkuru “bu budur”, Haz-reti Muhammedimizin savafllar›, ha-disleri bunlard›r”, “flu sureleri ezber-leyeceksiniz” gibi yan›tlar içeren,manevi aflktan ve heyecandan so-yutlanm›fl kupkuru bir din ö¤retimivermeye kalkarsan›z, dine zarar ve-rirsiniz.‹nans›n inanmas›n, inanan insan›n,inanman›n nas›l bir fley oldu¤unuçocu¤a anlatmak gerek. “Bak evla-d›m” inanmak böyle bir fleydir. Ma-neviyat flöyledir. Bu maneviyat öy-le bir yoldur ki, bu yolda, bu sonsuzgücü (Allah’›, Tanr›y›…) araman›nde¤iflik yollar› vard›r. Biz de, kendidinimiz içerisinde, bu yollardan bi-

rindeyiz ama bunun daha farkl› yol-lar› da olabilir. Hatta ayn› yolun içer-sindede daha ara yollar da olabilir:Böylesine yüce bir ifltir inanmak.Dindar olabilmek. Bu duyarl›l›¤›, buanlay›fl›, bu ruhu uyand›rd›¤›m›z za-man hiç korkmayal›m, çünkü o,hangi dine mensup olursa olsunkarfl› taraf› anlayabilecektir.Çok güzel insanlar olmaya çabala-yan, hayata büyük bir sevgiyle, bü-yük bir teslimiyetle bakabilen, hertürlü y›k›m ve felaket karfl›s›ndakendi özgüvenini, sonsuzlukla olanmünasebetini hiç kaybetmeyençok güzel insanlar olmal› ö¤ret-menler. ‹flte bu güzel insanlar›nduygusunu ve ruhunu, gönlünügenç kuflaklara aktarmal›, “siz diniö¤renerek güzelleflirsiniz arkadafl-lar” demeli ö¤rencilere... Bu at-mosferi vermek laz›m. Belki o at-mosferi musikiyle verebiliriz, belkio atmosferi filmler yard›m›yla vere-biliriz. Belki o atmosferi, ö¤rencileribizim camilerimize götürerek ve-rebiliriz.‹slam›n çok büyük bir tehdit alt›ndaoldu¤u da düflünülürse, Müslüman-lar çok ak›ll› olmal›. Yarat›c› at›l›m-lar, bulufllar yapmas› laz›m, kendiinançlar›n› ve maneviyatlar›n› mu-hafaza etmek için. Bu yap›lamazbir fley de¤ildir. Bunun iflaretleriyok de¤ildir.Yunus’un o sözünü hiç unutmam‘aflk gelicek cümle eksikler biter’ di-yor. O aflk çok sahici bir aflkt›r. Buifllerle ilgili ilahiyatç›lar›m›z› düflün-dü¤ümüzde, ilahiyatç›lar›m›z›n birk›sm›n› ben, tan›d›klar›m aç›s›ndansöylüyorum, çok pozitivist buluyo-rum. Ve inan›lmaz bir rasyonel göz-lükle bakarlar dine. Rasyonellik vepozitif düflünce, dinî konularda,ancak aflkla beslenirse anlaml›d›r.Böylesine yüce sonsuzla kurulanbir iliflkinin ak›l gibi s›n›rl› bir deste¤eihtiyac› oldu¤unu düflünmek, ben-ce bat›l›n›n oyununa gelmektenbaflka bir fley de¤il. Ça¤›n akl›ndan

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 3

ve biliminden nasibini alabilmifl,farkl› düflüncelere aç›k, farkl› dinle-rin tecrübesini fark edebilen, o do-nan›mla kendini donatm›fl, ‹slamafl›klar›na ihtiyaç var. Ahmet Yese-vi’nin derviflleri bütün Anadoludabu ruhu yaym›fl insanlar, arkada bü-tün Horasan erenlerinin büyük biraflk› var.fiimdi bu aflk› yitirerek sadece kita-bî ve aklî bir hale getirilip,dini ak›lyoluyla, tart›flmak, münazaralarla,onun üstünlü¤ünü göstermeyeçal›flmak, bana çok aklî bir ifl gibigelmiyor. Dini aklî olarak, sadeceaklî olarak anlatman›n çok akli biryol olmad›¤›n› düflünüyorum. Yafla-narak ve büyük bir heyecanla,imanla ö¤renilir, çünkü iman ak›l-dan daima daha fazlad›r. E¤er onuak›lla s›n›rland›rmaya çal›fl›rsan›z,çok tuhaf bir durumla karfl›lafl›rs›n›z.Ve içinden ç›k›lmaz durumlara dü-flersiniz.Tümüyle ak›la dayanmad›¤›, flur-dan belli: ‹lahî bir mesajla irtibat ha-lindesiniz. Vahyi akla indirgemeyeçal›flmak, vahyin bütün manas›n›ortadan kald›rmakt›r. ‹slam›n ihya-

s›nda, yeniden canland›r›lmas›nda,o basmakal›p düflüncelerden vetav›rlardan kendimizi kurtarabil-mek için, bir mana da egzistansiyelbofllu¤a ihtiyac›m›z vard›r. Kendimi-zi muallakta hissetmek, tekrar diri-lebilmek için gereklidir. Zaten ta-savvufta da bu yaflanan bir fleydi.‹nsan e¤er bu maddi dünyan›n ka-l›plar› içine kendini s›k›flt›r›p oralar-dan bir tak›m aray›fllar içine girerde büyük floklar ve büyük manevikrizlerle yüzleflmeler yaflayamazsa,kokuflmufllu¤undan kurtulamaz. Birorganizman›n canlanmas›nda flokçok önemlidir. Oysa, müslümanlarsürekli bir h›nç ve bir intikam içinedüflüyor. H›nç, Bat›l› bir çok müte-fekkirin de söyledi¤i gibi kötü birduygudur. H›nç, insan›n özgür dü-flünmesini, ba¤›ms›z düflünmesini,manevi alanla temasa geçip o aflk›yaflamas›n› engelleyen çok berbatbir duygudur. Dolay›s›yla bundannas›l kurtulunur bilmiyorum.Din e¤itimi nas›l verilecek, kim ve-recek hangi müfredatla verilecek,nas›l bir ferasetle verilecek? Bütünbunlar›n uzun bir süre çok iyi tart›-

fl›lmas› gerek. O arada ö¤retimisürdürürüp, devaml› gözden geçi-rilmesi, kokuflmas›n›n engellenme-si laz›m. Zulüm sadece d›flardangelmiyor. Zulüm kendi içimizdende geliyor. Zulüm inanm›fl Müslü-mandan da geliyor, böyle ‹slam ol-maz diyip yap›lana itiraz eden veyapanlara zulmedenlerden geli-yor. Zulüm kendine laik deyip, laik-li¤i anlamam›fl gafil insanlardan ge-liyor. Zulüm insan›n çok temel on-tolojik ihtiyac› olan inanmay› anla-mayan gafil insanlardan geliyor. Bu-nun için Müslüman çok cephedesavaflmas› gereken bir insand›r.‹nanm›fl bir Müslüman, büyük birimtihanla karfl› karfl›ya. Ya bundanal›n teriyle aln›n›n ak›yla ç›kacak yada karfl›laflaca¤› cehennemi dün-yada yaflamak zorunda kalacakt›r.Türkiye’de din ö¤retimi ve e¤itimikonusunda insanlar› özgür b›rak-mak laz›m. Kendi çocu¤una bildi¤igibi e¤itim vermeli. Bundan korku-yoruz. San›yoruz ki böyle olursaCumhuriyet y›k›l›r. Devletimizin te-mellerine dinamit konulur. Ben bu-rada bir tehlike görmüyorum. Teh-like tamamen bunun aksini yap-makt›r. Çünkü yasaklad›¤›n›z za-man yer alt›na giren faaliyetler giz-li oldu¤u için daha tehlikeli olacak.Halbuki bunlar aleni olacakt›r. Belkibiraz daha düzen verilebilir. Dene-timden geçirilebilir.Okulda belki bu genel metafizikboyutu kal›n çizgilerle anlat›labilirama ‹slam›n kendine özgü ritüelle-ri, daha ince yanlar› e¤itimde veri-lebilir. Okulda mânâ alemini hisset-tirmek gerek. E¤itim alan›n› ise öz-gür b›rakmal›. ‹slam› tan›tma baflar›-s›n› elde edemedikçe, korkular›n,bask›lar›n ortadan kalkma ihtimalide yoktur. Dindeki manevi aflk› yaflayabilenörnek insanlar bu aflk› gençlere ak-taracaklar, örnekleri göre göre içinsan, manevi insan say›s› artacak.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 4

Kültür ve dinin birbirlerini etkile-dikleri sosyolojik bir gerçektir. Kül-türel ögelerin oluflumunda dininkatk›s›n› reddeden bir sosyolojikteori bugüne kadar ileri sürülmedi.Bizim gibi gelene¤in kök sald›¤› vede her kesimiyle muhafazakarolan bir toplum için din-kültür iliflki-sinin gücü hiçbir flekilde tart›fl›la-maz.

‹flte ‹mam-Hatip Liseleri dinin kül-tür ve gelene¤i do¤ru bir biçimdeflekillendirmesi için hayata geçiri-len bir projenin eseri olarak sahne-ye sürüldü. Boflluk kabul etmeye-cek bir alan› doldurmak için: Ama

ayn› zamanda modernleflme ama-c›na yönelik bir ifllevle birlikte düflü-nüldü. Çünkü Türkiye 80 y›l önceça¤dafll›k yoluna girerken dini yoksayan bir yolu tercih etmemiflti,edemezdi de. Bu nedenle Cum-huriyet, modernite ile dini bulufl-turmay› hedefledi. Her ne kadarbugün Atatürk ad›na bu buluflma-ya itiraz edenler olsa da, tüm Os-manl› co¤rafyas›n› askerlik y›llar›n-dan tan›yan Atatürk’ün aksini dü-flünmesi zaten sosyolojik olarakmümkün de¤ildi. Atatürk ve arka-dafllar› bunun fark›ndayd›lar. Zaten“Ayd›n din adam›” sözü o zamanlartüreyen bir kavramd›. Bu, Türkiye

için do¤ru bir sosyolojik tercihti.Çünkü Türkiye dinini ve tarihsel mi-ras›n› terk edemez, bu konudaumursamaz davranamazd›. Din e¤i-timi bir flekilde gerçekleflecekti.Bunu devlet eliyle, kontrol alt›ndave modernleflme hedefine uygunbir biçimde yapmak flartt›. Verilenkarar buydu. Aksi takdirde din e¤i-timi kendisine bir flekilde mahal bu-lacakt›. Tabii bu mahal derinlerdeolacakt›. K›sacas›, ‹mam-Hatipler busosyolojik zorunluluk karfl›s›ndamecburen düflünülen bir Cumhuri-yet projesiydi.

Bafllang›çta k›rsal kesimin sem-bollerini tafl›yan, k›rsal kesimin is-teklerini tatmin eden bir mahalolarak görüldü ‹mam-Hatipler. Asl›-na bak›l›rsa realitedeki durum dabuydu. Ama zamanla flehirli bir gö-rüntüye büründüler. 1980’lerde dinîkültür kendisini flehirlefltirmeyebafllad›. Bafllang›çta bu pek hisse-dilmedi, ama 1990’larda çok h›zl› birsüreç yafland›. 1970’lerde sadecek›rsal kesim ö¤rencilerini bar›nd›ran‹mam-Hatiplerin kap›lar›ndan flehir-liler de girip ç›kmaya bafllam›flt› ar-t›k. Yeni bir süreç bafllam›flt› ve busüreçte içerdeki k›rsal kesim deflehirleflmeye bafllam›flt›. Asl›ndayaflanan süreç tüm ülkeyi kaps›yor-du ve ‹mam-Hatipler bu sürece ra-hatl›kla ayak uydurabiliyorlard›.

1990’l› y›llardan itibaren ‹slamî ke-sim genel bir evrim yaflad› ve ken-di modernitesini gerçeklefltirdi.‹mam-Hatipler de bu evrim içerisin-de yerini ald›. Demokrasiyi özüm-settiren ve “mürteci” suçlamalar›n›bofla ç›karan bir evrim süreciydibu. Hatta bu süreçte ‹mam-Hatip-

‹mam Hatip Liseleri Cumhuriyetin Bir Kazan›m›d›r

Prof. Dr. Ali Köse *

* Marmara Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 5

lerin modernite ile buluflmas›nakarfl› ç›karak onlara “Deccâl” nam›n›lây›k gören marjinaller bile oldu.1970’lerde, hatta 1980’lerde bir popflark›c›s›n›n konserine kat›lan bir‹mam-Hatipli k›z, hatta erkek ö¤-renci görüntüsünü kim hayal ede-bilirdi ki? Ama bugün Haluk Le-vent’in rock konserinde en ön s›ra-y› kapan, “walkman”inden Tarkan’›eksik etmeyen ‹mam-Hatipli k›zgörüntüsü s›radan hale geldi art›k.

Bu evrim süreci ancak sosyolojikbir gözle incelendi¤i zaman kavra-nabilir. Ama ne yaz›k ki ideolojik ta-k›nt›lar ‹mam-Hatip Liseleri’nin buevriliflini gözden kaç›rmaya yeti-yor. Mesela Türkiye Barolar Birli¤iBaflkan› Avukat Özdemir Özok 10May›s 2004 Pazartesi günü Dan›fl-tay’›n kuruluflunun 136. y›ldönümüdolay›s›yla Dan›fltay Genel Kuru-lu’nda Cumhurbaflkan›m›z›n da hu-zurunda yapt›¤› konuflmada büyükbir bilgi hatas› sergilemifl, ‹mam-Ha-tipler hakk›nda: “Pozitif bilimlerintemelini oluflturan mant›k ve felse-fenin hiç okutulmad›¤› bu okullar-dan mezun olan gençler, üniversi-telere uyum konusunda büyükgüçlükler çekmektedirler” demiflti(bkz. www.barobirlik.org.tr). ‹mam-Hatiplerde felsefe okutulup oku-tulmad›¤›n› ö¤renmek için BaroBaflkan› minik bir araflt›rmay› bile

çok görmüfltü Dan›fltay gibi bir ku-rumun kürsüsünde hem de devleterkan›n›n huzurunda yapaca¤› ko-nuflma metnini haz›rlarken. “‹mam-Hatipler aleyhine ne sallasan giderbugünlerde!” diye düflünmüfltüherhalde. Oysa ‹mam-Hatipler fel-sefe grubu derslerini en a¤›rl›kl›okutan lise türünü oluflturmaktay-d›. Oysa ‹mam-Hatiplerin ders

program›n›n ancak %30’u dinî ders-lere ayr›lm›flt›. Oysa anne-babalarçocuklar›n› mutlaka imam olsunlardiye göndermiyorlard› ‹mam-Ha-tiplere. “Çocuklar›m›z ayn› zaman-da dinlerini de ö¤rensinler!” diyenvelilerin çocuklar›yd› ‹mam-hatip-lerdeki ö¤renciler. TESEV’in 2004y›l›nda yay›nlad›¤› “‹mam-Hatip Lise-leri: Efsaneler ve Gerçekler” bafll›k-l› rapor da bunu teyit ediyordu. Ra-pora göre ‹mam-Hatip Lisesi ö¤-rencilerinin ancak %11’i imam olmay›düflünmekteydi.

Bugün ‹slam dünyas›n›n önündetek bir yol gözüküyor: 2M’yi bulufl-turmak. Mekke ve Makine. Mekkedini, Makine ise modernleflmeyisimgeliyor. ‹slam dünyas›n›n önem-li bir k›sm› bu ikisini buluflturmak biryana modernleflmeyi dinin karfl›t›bir olgu olarak görmekte. Türkiye

ise bu konuda moda tabirle “ça¤-

dafl kazan›mlar” sa¤lam›fl vaziyet-

te. Zaten ikide bir tekrarlad›¤›m›z

“Türkiye ‹slam dünyas›n›n Bat›’ya

aç›lan kap›s›” veya “Türkiye’nin laik

yap›s› ‹slam dünyas› için bir model”

fleklindeki sözler referanslar›n›

Mekke ile Makineyi buluflturan bu

kazan›mlardan alm›yor mu?

E¤er “‹mam-Hatipleri kapatal›m!”

diyenlerle bu okullar› idealize

edenleri bir tarafa b›rakarak taraf-

s›z bir de¤erlendirmede buluna-

cak olursak bu okullar yukar›daki

gerekçeler ba¤lam›nda 2M hedefi-

ni genelde gerçeklefltirmifl gözük-

mektedirler. Zaten çocuklar›n› bu

okullara gönderen anne-babalar›n

hedefi de 2M’dir. Bu okullar›n göz-

lenen eksiklikleri ise e¤itim sistemi-

mizin genel aksakl›klar›yla paralellik

arz eden görüntülerden öte bir

fley de¤ildir. Dolay›s›yla, bugünler-

de YÖK Yasas› nedeniyle tart›flt›¤›-

m›z ‹mam-Hatipleri, ya da genel

din e¤itimini günlük siyasi veya ide-

olojik ölçütlerle de¤il, 2M’yi ne ka-

dar buluflturduklar› ba¤lam›nda ele

almak gerekir.

Olay› bu çerçevede de¤erlen-

dirdi¤imiz zaman ‹mam Hatipler

modernleflmeyi gerçeklefltiren,

din ile moderniteyi buluflturan bir

kimli¤e sahip oldu¤u müddetçe

Cumhuriyetin ana yörüngesinde

yer almaktad›r, Cumhuriyetin bir

kazan›m›d›r. Bu yörüngede ‹mam-

Hatiplere yer vermemek ya Cum-

huriyeti anlamamak ya da Türki-

ye’yi Afganistan seviyesine lay›k

görmektir. Türkiye ‹mam-Hatiplerin

varl›¤›yla de¤il, yoklu¤uyla Afganis-

tan olur. Dolay›s›yla, Cumhuriyet

bindi¤i dal› kesemez, kesmemeli-

dir.

Oysa ‹mam-Hatiplerinders program›n›n ancak

%30’u dinî derslereayr›lm›flt›. Anne-babalarise çocuklar›n› mutlaka

imam olsunlar diyegöndermiyorlard› ‹mam-Hatiplere. “Çocuklar›m›zayn› zamanda dinlerinide ö¤rensinler!” diyenvelilerin çocuklar›yd›imam-hatiplerdeki

ö¤renciler.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 6

Yeflilçam’›n 60’l›, 70’li y›llardakifilmlerinden zamane filmlerine, sa-dece TRT’nin oldu¤u y›llardan “çok-seslili¤in” oldu¤u günümüze kadar,din adam› ve dindar tipler, hem si-nemada hem de dizilerde, ya ken-dilerine hiç yer bulamam›fllard›r yada bir rol biçilmiflse bile bu, rolünhiç olmamas›ndan daha kötü so-nuçlar oluflturmufltur.

Ali fiEN’in üstlendi¤i dindarl›kta,bir bakkal dükkan› iflletilirken vere-siye defteri, al›fl-verifl yap›lmamas›-na ra¤men, hemen hemen her

gün takvim yapraklar› gibi de¤iflir.Dindarl›k ve kabaran hesaplar: Hay-ret! Pirince kat›lan avuç dolusu tafl-lar, her türlü tart› hileleri de caba-s›…

Bir baflka dindar adam çocuklar›-na kötü davran›r, efline olmad›khaks›zl›klar yapar. Kahraman›m›zmüteahhit ise inflaatta demiri azkullan›r, çimentodan çalar. Yapma-d›¤› fley kalmaz.

Kimi zaman “din adam›” bir fleyh-te (!) arz-› endam eder: fieyh ko-nuflmas›yla, giyim-kuflam›yla, davra-n›fllar›yla iticidir, i¤rençtir, olabile-cek en negatif durumdad›r: Parakarfl›l›¤›nda dua yapmakta, kader-leri ba¤lamakta, sevenleri ay›rmak-ta, ya¤mur ya¤d›r(ama)makta,kendisinin kirli çamafl›rlar›n›n mey-dana ç›kmamas› karfl›l›¤›nda olma-

d›k fleyler yapmaktad›r.

Birkaç y›l önce çekilen “VizonTe-le”, bu çarp›kl›¤›n ayyuka ç›kt›¤› birörnek oldu: Bir din adam›… çelim-siz, çirkin, itici, konuflmaktan aciz,konuflurken yüzü gözü da¤›lan,hatta uyuyakalan, saç› sakal› birbiri-ne kar›flm›fl, olabildi¤ince i¤reti.

Sinemada bunlar olurken dizilerbundan afla¤› m› kal›r? Dizilerde, yasinemada oldu¤u gibi yine i¤rençportreler dayat›lmakta ya da sine-ma filmlerine oranla çok uzun birsüreyi ve daha çok kareleri kapsa-mas›na ra¤men dizilerde din, din-dar, din adam›, dini hayat, ço¤u za-man bir cami görüntüsü gibi birenstantane ile bile, kendine yerbulamamaktad›r.

Kibar Ana dizisinin i¤renç karak-terli damad› Hayat(s›zl›k) Bilgisi’nde

"D‹N ADAMI" ve D‹NDAR ‹MAJI

Beyaz Adamlar›m›z›n Beyaz Camda ve Beyaz PerdedeAçt›klar› Kara Bir Leke:

Kibar Ana dizisinin i¤renç karak-terli damad› Hayat(s›zl›k)Bilgisi’nde tüm iticili¤iyle veönceki dizinin izleyicilerdeoluflturdu¤u bütünkazan›mlar›yla(!) da Din Kültürüö¤retmenli¤i yapmaktad›r.“Dinci”, çocuklara karfl› herzaman anlafl›lmaz kelimelerlehitap etmekte, ö¤rencilerinyapt›klar› numaralar› anlamamak-ta, söyledikleriyle yapt›klar›uyuflmamakta ve ö¤rencilerle birba¤ kuramamaktad›r: “‹nnasabirin”. Bunu da maalesefbüyük oranda Gani MÜJDE gibibir komedyene borçluyuz.

Mustafa Y›ld›z *

* E¤itim-Bir-Sen Gaziantep fiubesi YKÜ.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 7

tüm iticili¤iyle ve önceki dizinin iz-leyicilerde oluflturdu¤u bütün ka-zan›mlar›yla(!) da Din Kültürü ö¤ret-menli¤i yapmaktad›r. “Dinci”, ço-cuklara karfl› her zaman anlafl›lmazkelimelerle hitap etmekte, ö¤ren-cilerin yapt›klar› numaralar› anlama-makta, söyledikleriyle yapt›klar›uyuflmamakta ve ö¤rencilerle birba¤ kuramamaktad›r: “‹nna sabirin”.Bunu da maalesef büyük orandaGani MÜJDE gibi bir komedyeneborçluyuz.

Hoca (sadece) camide midir?

“Hoca camide” demek, “din sa-dece camide yaflanabilir” demek-tir. Bu ifade, empoze etmek vedayatmak içindir. K›saca toplummühendisli¤i yapmak için böylesöylenmektedir.

Bizimkiler, Asmal› Konak, Çocuk-lar Duymas›n gibi tiryakilik yapan,milyonlar› ekran bafl›na toplayandizilerde, dini hayata ait hemenhemen hiçbir fley bulunmamakta-d›r. Bu haliyle Bizimkiler dizisi asl›n-da hiçbir zaman bize ait olmam›fl-t›r, “Bizimkiler” diye ifade edilmeyihakketmemifltir! Asmal› Konak’tasudan çok Karada¤lar’›n içkileri içil-mifl, bir gün yanl›fll›kla ezan okun-mam›fl, Cuma namaz›na gidilme-mifltir. Seymen A¤a zekat, fitrevermedi¤i gibi sadaka da verme-mifl, “sebil” yapmam›flt›r. Kendisinebüyük bir servet ve a¤al›k b›rakanbabas›n›n mezar› bafl›nda bir Yasinbile oku(/t)mam›flt›r. “ÇocuklarDuymas›n”da da dine ait bir fleyle-re; seyirci duymas›n, görmesin di-ye yer verilmemifltir..

‹thal dizilerde ise düpedüz baflkadinlerin propagandas› yap›lmakta,papaz efendiler çevrelerinin en iyi-leri, en mükemmelleri, herkesinyard›m›na koflan insanl›k fedaileri-dir. K›saca birçok dizi ve sinema fil-minde olaylar bir melekten farks›zolan papazlar›n etraf›nda dönmek-

tedir.

…Nihayet “Nusrettin Bey Amca”

Ekmek Teknesi’nin “NusrettinBey Amca”s› neredeyse ilk defa,belirgin bir flekilde hem dindard›r,hem de ahlakl›!... ‹lk defa ahlaks›zolmadan, dindar bir tip ortaya ç›ka-bilmifltir!. Nusrettin Bey dindard›rancak, k›zlar›n›n olabildi¤ince libe-ral olmalar›na tahammül edebil-mekte, veresiye defterinde he-saplar› kabaranlardan, borçlar›n›ödemelerini teklif etmekten hayaetmektedir. Hatta k›zlar›ndan biri-nin iflgüzarl›k yaparak veresiye def-terindeki borçlulara ulafl›p ödemeyapmalar›n› istemesi üzerine vere-siye defterini f›r›na at›p yakacak ka-dar kapitalist kültüre meydan oku-yabilecek biri… Nusrettin Bey sevi-len, yol gösteren, davran›fllar›yla“yaflamak, umurumdad›r” diyen,flartlar a¤›rlafl›nca müracaat edilenehil bir kimse, s›¤›n›lan bir liman, birmürflit, “Büyüksüün Babaaaa!” de-meyi hak eden bilge bir durufltur.

Öte yandan dini, dindarl›¤›, i¤-renç göstererek toplum mühen-disli¤i yapan; halk›n›n tarihini, kültü-rünü, inanc›n›, de¤erlerini sayg›yalay›k bulmayanlar, Serseri dizisinin“Serserisi”nin s›k›nt›l› bir an›nda ca-miye gitmesi, dua etmesi ve Rab-bine s›¤›nmas›n› yad›rgam›flt›r. Ek-mek Teknesi’ni, “‹slamc›lar’›n” sonyüzy›lda kazand›klar› en büyük ba-flar›s›, diye takdim etmeye kadarvard›ranlar bile olmufltur. EkmekTeknesi, izleyici ile bulufltuktan birsüre sonra biraz “light”laflt›ysa, birazaile dizisi olma özelli¤ini kaybettiy-se, sebebi bu psikolojik bask› vepres olsa gerek.

Yine de hem Nusrettin Bey Am-ca’n›n, hem de hikayelerininönemli bir k›sm›n›n içeri¤iyle Here-dot Cevdet’in bu dizideki varl›¤›,beyaz camda oluflturulan karalekede, beyaz bir 盤›rd›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 8

Din E¤itiminin amaçlar› için söyle-nen çok çeflitli söz olsa da as›lamaç, k›saca ö¤renciye adam ol-mas› için gerekli donan›m› sa¤la-makt›r. Kifliyi adam etmek din e¤iti-min temel amac›d›r. Adam olmakise temelde, dinin insanlara sundu-¤u insanî ve ahlâkî de¤erleri özüm-semekten geçmektedir. Bir insan-da bu de¤erler olmay›nca, hangimevkie gelirse gelsin adam olmuflsay›lmayacakt›r. ‘O¤lum ben sanavali olamazs›n demedim, adam ola-mazs›n dedim, bak hâlâ adam ol-mam›fls›n’ diyen baba, hangi ifli ya-parsa yaps›n bir kiflinin adam olmas›için, insânî ve ahlâkî de¤erlere sa-hip olmas› gerekti¤ini vurgulamak-tad›r.Din, insanlar› baflkalar›yla ve Tanr›ylailiflkilerinde olabilecek en olumlunoktaya getirmeyi amaçlamakta-d›r. Biz Müslüman olarak, iyi insan ol-man›n baflkalar›na iyilikten geçti¤iniçok iyi biliriz. En iyi insan, baflkalar›için, hiçbir ç›kar gözetmeksizin, yanisadece Allah r›zas› için en çok feda-karl›kta bulunan insand›r. Bir ifli Allahr›zas› için yapmak, insanlardan birkarfl›l›k beklemeksizin onlar›n yarar›-na olacak flekilde yapmak demek-tir. Din e¤itimi, ö¤rencilerde bu bi-linci uyand›rmaya ve gelifltirmeyeçal›flmaktad›r. Din e¤itiminde en önemli iki temelkavram, Allah ve Peygamber kav-ramlar›d›r. Bu iki kavram hayat›m›z-daki her türlü iyili¤i temsil etmekte-dir. Bizler iyiliklerin yap›lmas› ve kö-tülüklerden kaç›n›lmas› için en fazlabu kavramlar› kullan›r›z. Allah denilin-ce akl›m›za sevgi, iyilik, affetmek,adalet, dürüstlük, cömertlik, flefkat,merhamet vb. gibi kavramlar gelir.Yine kötülüklerden kaç›nmak; zor-bal›ktan, büyüklenmekten, insanla-

r›n canlar›na ve mallar›na sald›rmak-tan, onlara hakaret etmekten sa-k›nmak gerekti¤i akl›m›za gelir. Bizkötülük yapanlara Allah’tan utan-mas›n›, Allah’›n gördü¤ünü, Allah’›nhesap soraca¤›n› vb. söyleriz. Engenel anlam›yla Allah iyiliklerin, vekötülüklerden sak›nman›n sembo-lüdür.Dindeki ikinci temel kavram olanPeygamber, insanlar için modelflahsiyettir. Peygamberler, Allah’›ninsanlardan istedi¤i örnek insanmodelini yaflayarak ortaya koymuflolan kiflilerdir. Onlar, bütün hayatla-r›n› insanlara ‘onurlu bir flekilde mü-kemmel bir hayat nas›l yaflan›r?’› ö¤-retmeye adam›fllard›r. Onlar, yafla-y›fllar›yla ve sözlü mesajlar›yla mü-kemmel bir insanda olmas› gere-ken bütün özellikleri sergilemifller-dir. Bunun yan›nda tembellik, hak-s›zl›k, aç gözlülük, bencillik, baflkalar›-n› k›namak, söz tafl›yarak insanlar›naras›n› bozmak ve k›saca her türlüinsanî zaaf› mahkum etmifllerdir.Bir Müslüman olarak Hz. Muham-med (s.a.v)’in hayat›n› düflündü¤ü-müzde, onun ahlâkî ve insanî olarakmükemmel bir flahsiyet oluflu ta-savvurumuzda belirir. O’nun, top-lum hayat›n›n her aflamas›nda karfl›-lafl›lan zorluklardan nas›l aln›n›n ak›y-la ve onurlu bir flekilde ç›kt›¤›n› gö-rürüz. O, zorluklara dayanmas›, çal›fl-maktan geri durmamas›, dostlu¤u,fedakarl›¤›, cömertli¤i, affetmesi,do¤rulu¤u, güvenilirli¤i, anlaflmalar›-na sonuna kadar ba¤l›l›¤› vb. özellik-leriyle, iflte adam dedi¤in böyleolur dedirten her türlü güzelli¤i ya-flayarak ortaya koymufltur. O, nezorluklar içindeyken ümitsizli¤e ka-p›l›p zorluklara boyun e¤mifl, ne deher türlü imkana sahip oldu¤undafl›mar›p insanlar› afla¤›lam›fl ve tem-

bellik etmifltir. O, hayat›n›n her afla-mas›n› iyi bir insana yak›fl›r bir flekil-de yaflam›flt›r. Fakirlik-zenginlik, za-y›fl›k-güçlülük, ma¤lubiyet-galibiyet,s›radan insanl›k-liderlik gibi birbirineen z›t say›labilecek durumlar› yafla-m›fl, ancak O hep mükemmelli¤itemsil etmifltir. Bütün bu sebepler-le de din e¤itiminde en önemli mo-del insan peygamberimiz Hz. Mu-hammed Mustafa (s.a.v)’d›r.Din e¤itimi, insanlarla ilgili tüm flika-yetlerimizi ortadan kald›rmaya yö-nelik bir e¤itimdir. Biz insan›m›za ah-lâkî de¤erlerimizi ö¤retmeden veözümsetmeden, onlar›n “adam”olamayaca¤›n› çok iyi biliyoruz.“Adam olma”n›n yolu, din e¤itimin-de verilmeye çal›fl›lan de¤erlerinbenimsenmesinden geçmektedir.Toplumun hangi kademesinde, herne ifl yaparsak yapal›m; baflkalar›nakarfl› görevlerimizi eksiksiz yapmak,kazanc›m›z› hak etmek, güvenilir ol-mak, karfl›m›zdaki insanlara sayg›l›olmak k›saca, her türlü iyili¤i ve iyili-¤e götüren davran›fllar› sergileme-ye çal›flmak ve yine her türlü kötü-lü¤ü ve kötülü¤e yol açacak davra-n›fllardan kaç›nmak durumunday›z.Bu temel insanî ve ahlâkî de¤eriö¤rencilere kazand›rmak da dine¤itiminin iyi bir flekilde verilmesin-den geçmektedir. Niyetimiz heryönüyle mükemmel bir toplumoluflturmak ise, bu de¤erleri özüm-semifl devlet adamlar›, ö¤retmen-ler, sa¤l›kç›lar, hukukçular, ekono-mistler, esnaf ve sanatkarlar, … va-tandafllar yetifltirmekten geçmek-tedir.

Din E¤itimi Ne ‹fle Yarar, Ya DaAdam Olmak ‹çin Ne Yapmal› ?

Adnan Ad›güzel

* A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Ö¤rencisi, Ankara/Alt›nda¤ Hac› Bayram ‹. H. L. Meslek Dersleri Ö¤retmeni

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

5 9

Türkiye’de dinin devlet ve top-lum içerisinde yerinin ne olmas›tart›flmalar›na paralel olarak dine¤itimi konusu Cumhuriyet tarihiboyunca tart›fl›lm›flt›r. Örgün e¤i-tim sistemi içerisinde din e¤itimive ö¤retimine hiç yer vermemek-ten okullarda zorunlu din dersleri-ne kadar farkl› uygulamalar›n var ol-du¤unu görmekteyiz. Din dersleri-nin okullardaki hukuki statüsü veiçeri¤i ile ilgili bu zengin uygulamadeneyiminin oluflmas›nda halk›nkonu ile istekleri, toplumdaki din al-g›lamalar›, laiklik yorumlar› ve ko-nuyla ilgili uluslar aras› geliflmeleretkili olmufltur. Türkiye’nin AB iletam üyelik müzakereleri için tarihald›¤› bir dönemde din e¤itimi po-litikalar›na yeni bir boyutun ilaveedildi¤ini söyleyebiliriz. Bu çerçe-vede AB’nin din e¤itimine yönelikbir standard›n›n olup olmad›¤›, Tür-

kiye’deki zorunlu din dersi tart›fl-malar›, dünyada din derslerine ayr›-lan süre ve AB ve dünyada okullar-da din e¤itimi modelleri üzerindedurulacakt›r.

Avrupa Birli¤i din e¤itimine kar›fl›rm›?

AB ya da uluslar aras› düzeydeokullardaki din e¤itimi konusundabir standard›n olup olmad›¤› soru-su akla gelmektedir. Bu soruya ve-rilecek cevap olumsuz olacakt›r.Yani bu konuda AB ülkeleri ve ulus-

lar aras› camiay› ba¤layan ortak birkarar ve mekanizma söz konusude¤ildir. Her AB ülkesi okullardakendi din e¤itiminin olup olmaya-ca¤›na ve olacaksa nas›l olaca¤›n›belirleme hakk›na sahiptir. Avrupaülkelerinde okullarda e¤itimde or-tak ölçme de¤erlendirme standar-d› oluflturmas›na yönelik projeyedin dersi dahil edilmemifltir. Gerek-çe olarak, okullarda din e¤itimi ko-nusunda bir matematik veya tarihdersinde oldu¤u gibi uluslar aras›

Avrupa Birli¤i ÇerçevesindeTürkiye'nin Din E¤itimi

Politikalar› Üzerine

Bir Müslüman olarak Hz.Muhammed (s.a.v)’in

hayat›n›düflündü¤ümüzde, onun

ahlâkî ve insanî olarakmükemmel bir flahsiyetoluflu tasavvurumuzdabelirir. O’nun, toplum

hayat›n›n her aflamas›ndakarfl›lafl›lan zorluklardan

nas›l aln›n›n ak›yla veonurlu bir flekilde ç›kt›¤›n›

görürüz.

Doç. Dr. Recep Kaymakcan *

* Sakarya Üniversitesi, ‹lahiyat Fakültesi, Din E¤itimi Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 0

bir kriterin olmad›¤›, içerik olarakçok farkl›l›k olmas› gibi nedenleröne sürülmüfltür. Bu ayn› zamandadin derslerinin okullarda anlaml›olarak varl›¤›n› devam ettirmesiiçin bu derslerin içerik, metot, yak-lafl›m vb. uluslar aras› seviyede e¤i-timsel ve bilimsel bir bak›fl aç›s›oluflturmaya yönelik çal›flmalar›nolmas›n›n gereklili¤ini göstermek-tedir.

AB ülkeleri aras›nda okullarda dine¤itimi konusunda üye ülkeleriba¤lay›c› bir müktesabat›n olma-mas› bu konu ile hiç ilgilenilmedi¤ianlam›na da gelmemektedir. ABülkelerinde din e¤itimi konusundabelirli yaklafl›mlar›n daha fazla kabulgördü¤ünü ve özellikle de di¤eralanlarda oldu¤u gibi ço¤ulcu biryaklafl›m›n farkl› yorumlar›n›n önplana ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz. Dine¤itimi konusu aç›kça zikredilme-se bile okullardaki derslerin AvrupaVatandafll›¤› kavram›n› destekle-yecek flekilde gelifltirilmesi öneril-mektedir. Bu da bir anlamda etnik,kültürel, dini vb. yönlerden farkl›olanlara karfl› önyarg›l› ve ötekilefl-tirmeden daha ziyade farkl› olan›anlamaya çal›flma, birlikte yaflama-ya olumlu katk› sa¤lama boyutunuön plana ç›karacak flekilde dersprogramlar›, pedagojik yaklafl›mlarve ders materyallerinin gelifltiril-mesi önerilmektedir (Kaymakcan2005). Daha aç›kça ifade etmekgerekirse okullarda din derslerininiçeri¤inin birden fazla dini kapsaya-cak flekilde haz›rlanmas› ve ço¤un-luk dini olmayan di¤er din ve inanç-lar›n ö¤retiminde onlar› yarg›lama-dan kendi bütünlükleri içerisindesunulmas› önerilmektedir. Bu, di-¤er bir ifade ile flu anlama da gel-mektedir: Geleneksel bir dini inan-c›n savunuculu¤unu yapan d›fllay›c›din e¤itimi anlay›fl›n›n de¤ifliminiöngörmektir. Ayr›ca din dersi dahilolmak üzere okul e¤itim program-lar›n›n ulusal milliyetçilikleri ön pla-na ç›karmamas› fleklinde bir yaklafl›-m›n bulundu¤u da söylenebilir. Ulu-

sal milliyetçili¤in e¤itim yoluyla önplana ç›kar›lmas›n›n uluslar üstü birekonomik ve siyasi örgütlenme ol-may› hedefleyen AB ideallerine veoluflumuna olumsuz katk› yapaca-¤› düflünülmektedir. Örne¤in, okul-larda tarih dersi ö¤retiminde siya-sal veya askeri tarihten daha ziya-de kültürel tarih ö¤retisine önemverilmesi öngörülmektedir. Kültü-rel tarihe vurgu yap›lmas› ile birlik-te farkl› olandan daha çok insanlarve uluslar aras›nda ortak olan nok-talar›n ortaya konulaca¤› düflünül-mektedir.

AB’ inde din e¤itimi konusuyla il-gilenen baz› sivil ve mesleki kuru-lufllar Türkiye’nin muhtemel üyeli¤i-nin AB’de din e¤itimi politikalar›oluflumunda dikkate al›nmas›n›önermektedir. Örne¤in; Avru-pa’daki din e¤itimi ile ilgilenen ulus-lar aras› alt› ayr› organizasyonun or-tak flemsiye kuruluflu CoG-REE.(The Co-ordinating Group forReligious Education in Europe)2003 tarihindeki toplant›s›nda dine¤itimi ile ilgili tart›flmalara Avrupamüslümanlar› d›fl›nda Türkiye’ninüyelik müzakerelerini dikkate ala-rak di¤er müslüman ülkelerinin dedahil edilmesinden sonuç bildirge-sinde bahsetmektedir.

Zorunlu din dersi ve Avrupa Birli-¤i

Son zamanlarda Türk medyas›n-da Avrupa Konseyi’nin ald›¤› kararada göndermede bulunularak Türki-ye’nin AB sürecinde okullarda oku-tulmakta olan zorunlu Din Kültürüve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu ol-maktan ç›kar›lmas› yeniden günde-me gelmektedir. 1982 Anayasas›24. madde ile birlikte bu derslerinilk ve orta ö¤retim kurumlar›ndazorunlu olmas› baz› çevrelerce diniözgürlüklere, laikli¤e ayk›r› oldu¤uve asl›nda bu dersin Din Kültürüolarak öngörülmesine ra¤men dine¤itimi içeren baz› unsurlar bar›n-d›rmas› sebebiyle elefltirilmekteve zorunlulu¤un kald›r›lmas› isten-

mektedir. Geçmifli yeni olmayandin dersinin zorunlulu¤u ve karak-teri ile ilgili tart›flmalara Türkiye’ninAB tam üyelik müzakereleri için ta-rih al›nmas›yla, AB boyutu da konu-ya eklenmifl gözükmektedir (Kay-makcan 2005). AB çerçevesindeokullarda din e¤itimi, Din Kültürüve Ahlak Bilgisi Derslerinin zorunluolmas›n›n dini özgürlükler aç›s›n-dan problem oluflturup oluflturma-d›¤› konusuna de¤indikten sonrabu ba¤lamda Türkiye’de mevcutdurum hakk›nda de¤erlendirmeyap›lmaya çal›fl›lacakt›r.

UNESCO’nun 2002 y›l›nda yapt›-¤› araflt›rmaya cevap veren 142 ül-keden 73’ünde okullarda en az birsaati kapsayacak flekilde zorunludin dersinin oldu¤unu göstermek-tedir (UNESCO 2003). Tabii ki zo-runluluk kavram›ndan ülkelere gö-re ne anlafl›ld›¤› ve istisnai uygula-malar› konusunda farkl›laflma sözkonusu olsa da zorunlu din dersikonusunda dünya da önemli bire¤ilimin var oldu¤unu göstermek-tedir. Bu gerçek ve din e¤itimi ko-nusunda uluslar aras› standard›n ol-mad›¤› dikkate al›nacak olursa dindersinin okullarda zorunlu olmak-tan ç›kar›lmas›na yönelik AvrupaKonseyi kaynakl› bu ve benzeri ta-lepler neden kaynaklanmaktad›r?Bu husustaki tart›flmalar baflta Bir-leflmifl Milletler ‹nsan Haklar› Bildir-gesi’nin 18 maddesi ve baz› uluslararas› insan haklar› konusunu içerenhukuki metinlerdeki din ve vicdanözgürlü¤ü ile ilgili maddeler ve on-lar›n okullardaki din e¤itimi ba¤la-m›nda yorumlanmas›na dayand›r›l-maktad›r.

Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi1. Protokol Madde 2 flöyledir:

“Hiç kimse e¤itim hakk›ndan yok-sun b›rak›lamaz. Devlet, e¤itim veö¤retim alan›nda yüklenece¤i gö-revlerin yerine getirilmesinde, anave baban›n bu e¤itim ve ö¤reti-min kendi dini ve felsefi inançlar›nagöre yap›lmas› haklar›na sayg› gös-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 1

terir.”

Yukar›daki metindeki ebeveynindini inanç ve felsefesine göre ye-tifltirme hakk›ndan hareketle zo-runlu din dersinin kald›r›lmas›n›n ge-rekti¤ini iddia edenler bulunmak-tad›r. Asl›nda bu ve konuyla ilgili di-¤er uluslar aras› metinlerde do¤ru-dan okullarda zorunlu din dersineyönelik karfl›tl›k söz konusu de¤il-dir. Burada sorun flundan kaynak-lanmaktad›r. E¤er din dersinde birdin veya mezhep esas al›n›p bunla-r›n benimsetilmesine yönelik birdin e¤itimi veya dini e¤itim verilipdi¤er din ve mezhep mensuplar›veya inanmayanlar bu derse gir-meye zorlan›yorsa bu din ve vic-dan özgürlü¤ü aç›s›ndan problemoluflturmaktad›r (Yaflar 2000). Buyoruma ba¤l› olarak din dersininzorunlu olmaktan ç›kar›lmas› isten-mektedir. Ayr›ca bu maddenin biryorumuna göre, bu madde belirlibir din ve inanca ba¤l› olarak okulkurulmas› hakk›n› da vermektedir(Kodelja & Bassler 2004). Örne¤in;‹ngiltere, Fransa, ‹spanya vb. birçok Avrupa ülkesinde kilise okullar›bulunmaktad›r. ‹ngiltere’de kiliseokullar›n›n di¤er okullar aras›ndakipay› % 23 gibi oldukça yüksek birdüzeydedir. Bu aç›klamalardansonra uluslar aras› insan haklar› vedini özgürlükler müktesabat› çer-çevesinde Türkiye’de zorunlu dindersini analiz etmeye çal›flal›m.

1982 Anayasas›’n›n 24. maddesiilk ve orta dereceli okullarda DinKültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zo-runlu oldu¤unu ifade etmektedir.Ancak 1986’da yap›lan bir kanun de-

¤iflikli¤i ile bu dersin zorunlulu¤unabaz› istisnalar getirilmifltir. Buna gö-re ‹slam d›fl› dinlere mensup olan-lar istedikleri takdirde bu derslerekat›lmama hakk›na sahiptirler. Fa-kat bu dersten muaf olanlar için al-ternatif bir din dersi veya zorunlubir ahlak dersi de öngörülmemek-tedir. Dolay›s›yla Türkiye’de okullar-da din dersleri için mutlak bir zo-runluluktan bahsetmek mümkünde¤ildir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisidersi müslümanlar için zorunlu birderstir (Kaymakcan 1999).

Türkiye’de okullardaki dersin ad›“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi”dir. Yanibir din veya mezhebin doktrinerbir flekilde ö¤retmeyi amaçlayanbir ders de¤ildir. Ancak halk›n bü-yük ço¤unlu¤unun müslüman ol-mas›, geleneksel ‹slam din e¤itimi-nin etkisi vb. sebeplere ba¤l› ola-rak ö¤retim program›ndaki baz›konular›n ve uygulamalar›n din e¤i-timine yönelik yap›labildi¤i de bili-

nen bir gerçekliktir. Buradan hare-ketle özellikle baz› Alevi vatandafl-lar›m›z bu dersten çocuklar›n› mu-af tutma seçenekleri de olmad›-¤›ndan din ve vicdan özgürlü¤üneters oldu¤unu iddia edebilmekte-dir. Ayr›ca Din Kültürü derslerindeAlevilikten bahsedilmemesi sebe-biyle ebeveynin çocuklar›n› kendidini inanç ve felsefesine göre e¤i-tim hakk›n›n ihlal edildi¤ini savun-maktad›r.

Yukar›da belirtilmeye çal›fl›landüflünceler ve bu konuyla ilgili ge-tirilebilecek itirazlardan hareketledin dersinin zorunlu olmaktan ç›ka-r›lmas› ve farkl› din veya mezheple-re göre verilmesi seçeneklerini in-celeyelim. Konuya CumhuriyetDönemi okullarda din dersi deneyi-mi ile bafllayal›m. 1982 öncesi dinderslerinin okullardaki durumu aç›-s›ndan oldukça zengin bir deneyi-me sahip oldu¤umuzu söyleyebili-riz. 1930-1949 aras›nda din dersineokul program› içerisinde hiç yerverilmemifl, daha sonra programd›fl› ve program içi olmak üzereseçmeli ders olarak okul program-lar› içerisinde yer verilmifltir. Ayr›caseçmeli din dersi ve zorunlu ahlakdersinin bir arada oldu¤u bir dö-nem de yaflanm›flt›r (Ayhan 1999).1982 öncesi yaflanan bu deneyim-ler toplum ve fert hayat›nda sa¤l›k-l›, hoflgörü kültürünü önceleyenetkin bir din dersinin verilmesi ko-nusunda sorunlar yafland›¤›n› gös-termifltir. Farkl› ideolojik, dini ve fel-sefi anlay›fllara ba¤l› olarak baz›okullarda din dersine gerekenönem verilmemifl ve seçmeli ol-mas› sebebiyle yeterli ö¤retmenistihdam› yap›lamamas› vb. neden-lerle okullardaki ö¤rencilerin ihti-yaçlar› karfl›lanamam›flt›r. ‹lgili huku-ki mevzuat gere¤i devletin teke-linde olan din e¤itiminin verimli veetkin bir flekilde verilmemesindendo¤an bofllu¤u ço¤u zaman dinikaynaklara dayanma ve bilimselolan› ö¤retme konusunda yeterli-likleri tart›fl›labilecek kifli ve dini

“Hiç kimse e¤itimhakk›ndan yoksun

b›rak›lamaz. Devlet,e¤itim ve ö¤retim

alan›nda yüklenece¤igörevlerin yerine getir-

ilmesinde, ana vebaban›n bu e¤itim ve

ö¤retimin kendi dini vefelsefi inançlar›na göre

yap›lmas› haklar›na sayg›gösterir.”

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 2

gruplar doldurmaya çal›flm›flt›r. Butablo da dinin sosyal bar›fl ve hofl-görü kültürüne katk› sa¤lamas›n-dan daha ziyade din eksenli tart›fl-ma ve çat›flma ortam›n›n oluflumu-nu kolaylaflt›rm›flt›r.

Türkiye’nin yaflad›¤› deneyim veAB ve dünyadaki genel e¤ilim dik-kate al›narak sa¤l›kl› bir din dersiiçin önemli bir kazan›m olan ilk veorta dereceli okullardaki DKABdersleri varl›¤›n› zorunlu olarak de-vam ettirmelidir. Ancak DKAB der-si, ortaya ç›kan istekler, din e¤iti-mindeki yeni yönelimler vb. do¤-rultusunda içerik ve yaklafl›m ola-rak kendini yeniden yap›land›rabil-melidir.

(Yukar›daki tablo World Data onEducation (2001) verilerine göredünya’da okullar›n ilk 9 y›l›nda e¤i-tim içerisinde din dersine ayr›lanzamana göre da¤›l›m›n› göster-mektedir.)

Yukar›daki tablodan anlafl›laca¤›gibi Türkiye’de okullarda din ders-lerine ayr›lan vakit di¤er bir çok ül-keye göre az oldu¤u anlafl›lmakta-d›r. Ancak bu tablonun oluflmas›n-da Türkiye’de ilkö¤retim okullar›n›nilk üç y›l›nda din derslerinin olma-mas›n›n etken oldu¤u söylenebilir.Din dersine okul program› içerisin-de en çok yer veren ülkeler aras›n-da müslüman ülkeleri gelmektedir.Okullarda din derslerine ayr›lan za-man o ülkelerde din e¤itimine ve-rilen önem aç›s›ndan göstergeler-den biri olmakla birlikte geneli aç›k-lamada yetersizdir. Bu nedenle dindersi ile ilgili içerik, nitelik vb. gös-tergelerinde incelenmesi anlaml›olacakt›r.

Okul programlar›nda din dersineyer veren ülkeler incelendi¤indeneredeyse tamam›n›n nüfusununHristiyanl›k veya ‹slam dinine men-sup olan ülkelerin oluflturdu¤u gö-rülmektedir. Budizm, Hinduizm,fiintoizm gibi dinlere mensup olan-lar›n oluflturdu¤u ülkelerde okullar-da do¤rudan din dersine pek yerverilmedi¤i görülmektedir. Bu tab-lo üzerinde düflünülüp araflt›rmayap›lmay› gerektiren bir konu ola-rak karfl›m›zda durmaktad›r.

Din e¤itiminde bafll›ca modeller

Geçmiflte din ö¤retimi gerekdo¤u gerekse bat›da, e¤itim siste-minin tümüne rengini veren temelunsur iken ve din de hayat›n tümü-nü kuflatan bir etkiye sahipkenmodernite ile dinin bu etkisini yiti-rilmesine paralel olarak din ö¤reti-mi de derslerden bir ders halinegelmifltir. Bu tez do¤ru olmaklabirlikte ‘derslerden bir ders olarak’din dersinin okullarda yer almas›(veya almamas›) sürecinde pekçok paradigman›n da etkili oldu¤u-

nu belirtmek gerekir. Bir toplum-daki din devlet iliflkisi, dine bak›fl, di-ni kültürel yap›, e¤itim anlay›fl› vb.bir çok etken din e¤itimi modeli-nin ve politikas›n›n oluflumunda et-kin olabilmektedir.

Devlet okullar›nda verilen dine¤itimi, belirli bir dini ö¤retmeyiesas almak ya da almamak fleklin-de temelde iki yaklafl›m göster-mektedir. Din e¤itimi sahas›nda buanlam› ifade için art›k yerleflik ola-rak kullan›lmaya bafllayan kavram“confessional/non-confessional ”kavramlar›d›r. Kelime, H›ristiyanl›k-taki günah itiraf›ndan gelen dini sa-mimiyet ve ba¤l›l›¤›n amaçlan›pamaçlanmamas›n› ifade etmekte-dir. Ülkelerin uygulad›klar› model-ler, kendi flartlar›na göre elbettefarkl›l›k gösterse de bu iki temelyaklafl›mdan birine ya da di¤erineyak›n bir durufla sahip olduklar› söy-lenebilir.

1. Confessional yaklafl›m›

esas alan model

Confessional yaklafl›m, belli birdini ö¤renmeyi, inanç olarak onaba¤lanmay› ve onun inanan› olma-y› amaçlayan din e¤itimi yaklafl›m›-d›r. Asl›nda bu, geleneksel anlam-daki din e¤itimi yaklafl›m›d›r. Devletokullar›nda confessional yaklafl›m-da din e¤itimi verilmesi, birbirindençok farkl› iki flekilde gerçekleflmek-tedir.

a. Tek dinli model

Tek dinli modelde tek bir din ka-bul edilir ve din dersi içeri¤ine yan-s›t›l›r. Örne¤in Kuzey ‹rlanda’da1989 E¤itim Reformu, din e¤itimi-nin devlet yard›m› alan bütün okul-larda H›ristiyanl›k e¤itimi olarak bu-lunmas›n› gerektirir. ‹çeri¤ini mev-cut dört as›l kilisenin temsilcileribelirler. Okullar isterlerse buna ila-veler yapabilirler. ‹ran’da ise tekdinli model, müfredattaki bütünkonulara dinin nüfuz etmesi fleklin-de geniflletilmifl ve program›n bü-tünü ö¤rencilerin dini inançlar›n›

Baz› ülkelerde okullarda din dersine ayr›lan zaman

Ülke . . . . . . . . . . . . . . Yüzde %Suudi Arabistan . . . . . . . . . 28.2Yemen . . . . . . . . . . . . . . . . . 25.7Umman . . . . . . . . . . . . . . . . . 16.5Katar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14.9Irak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12.5Malezya. . . . . . . . . . . . . . . . . . 11.9Libya. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11.9Fas . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9.9Ürdün . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9.8Kuveyt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9.1Polanya. . . . . . . . . . . . . . . . . . 9.0Irlanda . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8.7Norveç . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8.3Avusturya. . . . . . . . . . . . . . . . 7.6Suriye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7.4M›s›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7.1fiili. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6.0‹spanya . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5.7Tunus . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5.5Yunanistan. . . . . . . . . . . . . . . 5.2Endonezya . . . . . . . . . . . . . . . 5.1Finlandiya . . . . . . . . . . . . . . . . 5.0Brezilya . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4.9Cezayir . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4.6Danimarka . . . . . . . . . . . . . . . 4.3Kanada (Quebec) . . . . . . . . . 4.1Turkiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4.0Litvanya . . . . . . . . . . . . . . . . . 3.9‹sveç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3.1Slovakya. . . . . . . . . . . . . . . . . . 2.1

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 3

kuvvetlendirecek flekilde düflünül-müfltür.

‹talya’da okullardaki din ö¤retimiVatikan’la yap›lan bir anlaflma iledevlet taraf›ndan güvence alt›naal›nm›flt›r ve anaokulundan lise ka-demesine kadar ö¤retim progra-m›nda H›ristiyanl›k ö¤retimi olarakyer almaktad›r.

b. Paralel tek dinli/mezhepli

model

Bu model, ö¤rencilerin sadecetek bir dini veya mezhebi (kendidin ve mezheplerini) ö¤renmeleri-ni esas al›r. Bütün olarak okul siste-mi ise pek çok dini ihtiva eder; fa-kat her bir ö¤renci bunlardan sa-dece birini al›r.

Almanya ve Nijerya bu yaklafl›-m›n en önemli örnekleridir. Nijer-ya’da devlet okullar›nda biri Müslü-manlar di¤eri H›ristiyanlar için iki ay-r› din e¤itimi program› vard›r veiçeri¤i dini gayelere yönelik olarakhaz›rlanm›flt›r. ‹srail’deki Arap okul-lar› da ‹slam ve H›ristiyanl›k e¤itimivermektedir. ‹sviçre, Avusturya veBelçika’da da bu model uygulan-maktad›r.

Almanya çift mezhepli yap›s›nauygun olarak her ikisinin de ayr› ay-r› e¤itimini verebildi¤i bu modelinen önemli savunucusudur (Arslan2005).

2.Confessional olmayan din e¤i-timi modeli

Confessional olmayan yaklafl›mdin hakk›nda ö¤renmeyi esas alan,belirli bir dinin inançlar›n› benimset-meyi amaçlamayan ve genel an-lamda dinler hakk›nda bilgi veren

din ö¤retimi yaklafl›m›d›r.

Confessional olmayan yaklafl›m-da bir din ö¤retimi anlay›fl›n›n orta-ya ç›k›fl›nda çok faktörlü bir süreçetkili görünmektedir. Çokkültürlü-lü¤e bulunan bir çözüm olman›nyan› s›ra bir yönüyle de dini alg›la-ma ve yaflama biçimindeki de¤iflik-li¤in din e¤itimi sahas›na olan yan-s›mas›d›r. Küreselleflme ile birliktegelen çokkültürlülü¤ün bir neticesiolarak dinin, dinî ço¤ulculuk ba¤la-m›nda izafileflmesi onun özüne yö-nelik bir de¤iflimdir. Bu olgunun dine¤itimi sahas›ndaki uygulamas›, bü-tün dinlerin daha çok birbirlerineyak›n konular›n›n öne ç›kar›larak bir-likte verilebilece¤i confessional ol-mayan bir din e¤itimi anlay›fl› ol-mufltur. Buna karfl›n küreselleflmesürecinde karfl›laflt›¤› olumsuzluk-larla birlikte dinler, küresel sürecinyol açt›¤› çevresel kirlenme, gelirda¤›l›m›nda uçurumlar›n oluflmas›,fakirlik, açl›k vb. olumsuzluklara kar-fl› tepki koymas› ve çat›flmalar›nönlenmesindeki etkin gücü sebe-biyle bir yandan da vazgeçilmez ol-maktad›r. Bu durum, din dersininbelirli amaçlar için kendisinden isti-fade edilecek daha çok e¤itimselgayelerle okul programlar›nda yerverilen bir ders olmas› fleklindekendisini göstermektedir.

Din alg›s›nda sözünü etti¤imizde¤iflme ise dinin bireyselleflmesiyönündedir. Dinde bireysel yorum-lar›n etkinli¤i de dinin bir bütün te-oloji olarak de¤il ferdin ihtiyaçlar›-na hitap edecek flekilde ö¤retil-mesi fikrini veriyor. Bunun din e¤iti-mi sahas›ndaki adland›rmas› ‘din-den ö¤renme’ (learning from reli-gion)’dir. ‹ngiltere’nin öncü rol ald›-¤› bu din e¤itimi modeli Norveç,Kanada, Avustralya vb. ülkelerdeuygulanmaktad›r.

Her ülke kendi dini, tarihi, kültü-rel flartlar›n› geliflen yeni e¤itim an-lay›fllar›n› ve toplumdan gelen is-tekleri gözönüne alarak din e¤itimimodelini oluflturmak durumunda-

d›r. Belirli bir zaman ve yerde olu-flan model önce ihtiyaçlar› karfl›lar-ken daha sonra yetersiz kalabilir.Dolay›s›yla toplumlar için önemliolan demokratik çerçevede dine¤itimi politikalar› konusunda ide-olojik önyarg›lar› aflan bir anlay›flave tart›flma zeminine sahip olmala-r›d›r. Ayr›ca yeni din e¤itimi politika-r› veya modelleri olufltururkengeçmifl deneyimin bilinmesinin ge-reklili¤i kadar geçmifle mahkumolunmamas›n›nda gerekli oldu¤u-nu ifade etmek isterim.

KAYNAKÇA

Arslan, fieyma (2005) “Din E¤itiminde

Dünyada Uygulanan Modellere Toplu Bir

Bak›fl”, Türk Milli E¤itim Sisteminde Din E¤iti-

mi ve Ö¤retimi Sempozyumu, Yar›nlar ‹çin

Düflünce Platformu, 2-3 Mart 2005, Ankara,

ss. 198-213.

Ayhan, H. (1999) Türkiye’de Din E¤itimi, ‹s-

tanbul: M.Ü. ‹FAV Yay›nlar›

Kaymakcan, R. (1999) “Christianity in Tur-

kish Religious Education”, Islam and Muslim

Christian Relation, 10 (3), pp. 279-293.

Kaymakcan, Recep (2004). Günümüz ‹n-

giltere’sinde Din E¤itimi, ‹stanbul: De¤erler

E¤itimi Merkezi Yay›nlar›.

Kaymakcan, Recep (2005) “Türkiye’de

Din E¤itiminde Ço¤ulculuk Üzerine”, Türk

Milli E¤itim Sisteminde Din E¤itimi ve Ö¤re-

timi Sempozyumu, Yar›nlar ‹çin Düflünce

Platformu, 2-3 Mart 2005, Ankara, ss. 185-192.

Kodelja, Z. & Bassler, T. (2004) Religion

and Schooling in Open Society, A frame-

work for Informed Dialogue, Ljubljana (Slo-

venya): Open Society Institute.

Rivard, Jean-François and Massimo Ama-

dio (2003). Teaching Time Allocated to Re-

ligious Education in Official Timetables,

Prospects, XXXIII/2

UNESCO (2003) “Education and Religi-

on: The Paths of Tolerance, Prospects”,

Quarterly Review of Comparative Educati-

on, Vol. XXXIII, no.2.

Yaflar, N. (2000) ‹nsan Haklar› Avrupa Sis-

teminde ve Türk Hukukunda E¤itim Hakk›

ve Özgürlü¤ü, ‹stanbul: Filiz Kitabevi.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 4

Bu yaz›da, önce Avrupa Birli¤i ül-kelerindeki din ö¤retimi uygulama-lar› hakk›nda bilgi verilecek ve ar-d›ndan da Türkiye’deki din ö¤reti-mi uygulamas› ile karfl›laflt›r›lacakt›r.

PROBLEM

Türkiye’de din e¤itimi sorunu,yayg›n olarak tart›fl›lmakta ve sü-rekli güncelli¤ini korumaktad›r. Öy-le anlafl›l›yor ki, bu tart›flmalar dahauzun süre devam edecektir. Türki-ye’nin Avrupa Birli¤ine aday olmas›,tart›flmalara ayr› bir boyut daha ka-zand›rmaktad›r.

Avrupa Birli¤i ülkelerindeki uygu-lamalar bilinmeden, herkes kendikafas›nda oluflturdu¤u Avrupa çer-çevesinde de¤ifliklikler beklemek-tedir. Bu konuda kimi çevreler, Av-rupa ülkeleri okullar›nda zorunludin dersi yoktur derken kimileri de,Avrupa Birli¤ine girersek dinî öz-gürlüklerimizin artaca¤›n› söyle-

mektedir. Bu konuda cevapland›r›l-mas› gereken iki soru fludur:

1. Avrupa Birli¤i bizim din e¤itimi-mizi ne kadar de¤ifltirecek?

2. Din e¤itimi uygulamalar›ndaAvrupa ülkelerinin hepsinde du-rum ayn› m›d›r?

Bir çok konuda oldu¤u gibi bukonuda da tart›flmalar›n ço¤u za-man bilimsellikten uzak oldu¤ugözlenmektedir.

OKUL T‹PLER‹ VEYA

YAPILANMASI

Avrupa ülkelerinde okullar genelolarak resmî ve özel okullar olarakikiye ayr›l›r. Resmî okullar; direk E¤i-tim Bakanl›¤›na, belediyelere ve ilidaresine ba¤l› okullard›r. Özelokullar ise, flah›s ve kurumlara aittir.Bir çok ülkede, kurallar›na uyantüm resmî ve özel okullar ö¤rencibafl›na belirlenmifl devlet yard›m›n›

al›r. Yani masraflar› devlet taraf›n-dan karfl›lan›r. Özel ö¤retim kurum-lar›, uygulanacak e¤itim program-lar›n›, ö¤retim yöntemlerini, derskitaplar›n›, çal›flt›rd›¤› personelinibelirlemekte tamamen serbesttir.

D‹N Ö⁄RET‹M‹NDE

YAKLAfiIMLAR/MODELLER

Din ö¤retimi ile ilgili dünyadayayg›n olarak uygulanan iki yakla-fl›m bulunmaktad›r. Bunlar, mezhe-be dayal› (confessional) ve mez-hepler üstü (non confessional) dinö¤retimi yaklafl›mlar›d›r. Mezhebedayal› din dersi denilirken, sadecebir dinin içindeki mezhep kastedil-meyip, ayn› zamanda ayr› bir dinde kastedilebilmektedir.

Mezhebe/dine dayal› ö¤retmeyaklafl›m›nda, dersin konular›n› bellibir din oluflturmakta ve söz konu-su dinin sevdirilmesi, benimsetil-mesi amac› tafl›nmaktad›r. Zatenbu din dersinin ad› da ilgili dinin ad›ile an›lmaktad›r. Örne¤in, Katolikdin dersi, Protestan din dersi, ‹slâmdin dersi denildi¤i zaman bu ders-lerin belli bir mezhebe ya da dinedayal› olarak ifllendi¤ini anl›yoruz.Böyle bir din dersinde baflka dinlerö¤retilse bile o dinin bak›fl aç›s›ylaö¤retilir. Buradaki temel düflünce,ö¤rencinin ya da velisinin belli birdin dersini seçmesi ve ö¤renmekistemesidir.

Mezhebe dayal› din dersininprogramlar›, ya ilgili dinin temsilcile-ri taraf›ndan yap›l›r ya da onaylan›r.Örne¤in, Belçika ve Avusturya’dadin derslerinin programlar›, ilgili di-nin temsilcileri taraf›ndan yap›l›r. Buçerçevede, Katolik din dersininprogram› Katolik Kilisesi taraf›ndan,

Avrupa Birli¤i Ülkelerinde DinÖ¤retimi ve Türkiye ‹le

Karfl›laflt›r›lmas›Prof. Dr. Mehmet Zeki Ayd›n *

* CÜ ‹lahiyat FakültesiDin E¤itimi Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 5

Avusturya’da ‹slâm din derslerininprogramlar›n› “Avusturya DiyanetTeflkilat›” yapmaktad›r. Ayn› flekildebu tür din dersi ö¤retmenleri ile il-gili son karar› ilgili dinin temsilcisi ku-rum verir.

Mezhepler üstü ya da mezhebedayal› olmayan din ö¤retimi yaklafl›-m›nda ise, din bir kültür olarak ö¤re-tilmektedir. Bu yaklafl›mla yap›landin derslerinin programlar›n› genel-de devlet yapmaktad›r. Ancak buçeflit din dersleri, ço¤unlukla ilgili ül-ke ya da bölgenin ço¤unlu¤ununmensup oldu¤u dine göre, o dininö¤retiminin a¤›rl›kl› ö¤retildi¤i birders olarak uygulanmaktad›r. Butür e¤itime Yunanistan ve Dani-marka’daki din dersleri örnek verile-bilir. Yunanistan’da din dersleri mez-hepler üstüdür ancak Hristiyan Or-todoks mezhebi a¤›rl›kl› olarak oku-tulmaktad›r. Danimarka’da ilkö¤re-tim okullar›ndaki din dersinin ad›,Hristiyanl›kt›r.

a. Mezhebe/dine dayal› din

ö¤retimi yaklafl›m›n› uygulayanülkeler: Almanya, Avusturya, Belçi-ka, Finlandiya, Hollanda, ‹rlanda, ‹s-panya, ‹talya, Portekiz. Bu ülkeler-den, Portekiz hariç hepsinde, ö¤-renci ya din dersini ya da alternatifbir dersi almak zorundad›r.

b. Mezhepler üstü din ö¤retimiyaklafl›m›n› uygulayan ülkeler:Danimarka, ‹ngiltere, ‹sveç, Nor-veç, Yunanistan. Bu ülkelerden ‹n-giltere’de, veli isterse ö¤renci der-se girmeyebilir. Di¤erlerinde, farkl›din mensubu olanlar d›fl›nda tümö¤renciler din dersine kat›lmak zo-rundad›r. Din dersinin alternatifiyoktur.

c. Devlet okullar›nda din dersi-ne yer vermeyip, tarih vb. ders-lerde din kültürü veren ülkeFransa’d›r. Ancak Fransa’n›n Alsa-ce ve Moselle bölgesinde devletokullar›nda din dersleri vard›r.

TÜRK‹YE’DE D‹N Ö⁄RET‹M‹

Türkiye, yasalar›nda herhangi birdini resmen tan›mayan ancak hal-

k›n dinî ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üze-re Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n› kuranbir ülkedir.

‹lk ve orta dereceli okullarda, DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri zo-runlu dersler aras›nda yer almakta-d›r. Din derslerinin programlar› di-¤er tüm dersler gibi Milli E¤itim Ba-kanl›¤› taraf›ndan yap›lmakta, derskitaplar› Bakanl›k taraf›ndan onay-lanmaktad›r.

‹mam-Hatip Liseleri, imam-hatip,müezzin kayy›m ve Kur’an kursuö¤reticili¤i gibi din görevlisi ihtiya-c›n› karfl›layacak elemanlar yetiflti-ren ve yüksek ö¤retime haz›rlayanmeslek liseleridir.

Mevcut Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi ders programlar›na bakt›¤›m›z-da, ‹slâm dini a¤›rl›kta olmak üzeretüm dinler ve ahlâkî konular›n yerald›¤›n› görüyoruz. Böyle olmas›nara¤men söz konusu derslere, Hris-tiyan ve Musevi ö¤renciler isterler-se kat›lmayabilirler.

AVRUPA B‹RL‹⁄‹ ÜLKELER‹ ‹LETÜRK‹YE’DEK‹ D‹N Ö⁄RET‹M‹N‹NKARfiILAfiTIRILMASI

1. Tüm ülkelerde özel okul açmaimkân› vard›r ve bu özel okullar›nço¤unlu¤u dinî kurulufllara yani Kili-selere ba¤l› okullard›r. Türkiye’detüm okullar Milli E¤itim Bakanl›¤›naba¤l›d›r ve tek tip program uygu-lanmaktad›r. Türkiye’de böyle birokul türü yoktur.

2. Özel okul statüsünde olan Kili-se okullar›n›n hemen tamam›nayak›n› devlet yard›m› al›r. Türki-ye’deki özel okullar›n finansman›n›kifli veya kurumlar›n kendilerininkarfl›lamas› d›fl›nda devlet okullar›n-dan hiçbir farklar› yoktur. Üstelikgelir vergisine tabidirler.

3. Kilise okullar›nda din dersininzorunlu olmas›n›n yan›nda tüm ö¤-

ADIHEDEF‹‹ÇER‹⁄‹PROGRAM HAZIRLAMAÖ⁄RETMEN BEL‹RLEMEALTERNAT‹F‹

MEZHEBE DAYALI…………….. Din DersiBenimsetmek, SevdirmekDinî Metinler, ‹lmihâl ‹lgili Dinin Temsilcisi / Kilise‹lgili Dinin Temsilcisi / KiliseAhlâk (Moral, Etik), Felsefe, Din Kültürü vb.

MEZHEBE DAYALI OLMAYAN…… Bilgisi, …….KültürüBilgi VermekDinî Bilgi, KültürDevletDevletYOK

AVRUPA ÜLKELER‹NDE DEVLET OKULLARINDA D‹N Ö⁄RET‹M‹ UYGU-LAMALARI

Avrupa ülkelerinde devlet okullar›nda din dersinin durumu

D‹N DERS‹ VEYA

ALTERNAT‹F‹ DERS

ZORUNLU

AlmanyaAvusturyaBelçikaFinlandiyaHollanda‹spanya‹rlandaFransa’n›n Alsace veMosele Bölgeleri

SEÇMEL‹

‹talyaPortekiz

ZORUNLU

Danimarka‹ngiltere‹sveçNorveçYunanistan

DERS YOK

Fransa

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 6

retim, dinî bir atmosfer içinde yap›-l›r. Türkiye’de böyle bir uygulamayoktur.

4. Mezhebe dayal› din ö¤retimiuygulayan ülkelerde din dersleri-nin ad› ilgili dinin ad› ile an›lmakta-d›r. Katolik din dersi, Protestan dindersi gibi. Türkiye’de böyle bir dersyoktur.

5. Mezhebe dayal› din dersleri-nin programlar›n› belirlemede veö¤retmen atamalar›nda mutlaka il-gili dinin temsilcisi kurumdan onayal›n›r. Türkiye’de böyle bir ders yok-tur.

6. Mezhepler üstü din dersleri-nin programlar›n› devlet kendisi ya-par. Türkiye’de tüm ö¤retim prog-ramlar›n› MEB yapmaktad›r.

7. Din derslerini okutan ö¤ret-menlerin maafllar›n› devlet öder.Türkiye’de din dersi ö¤retmenlerive din görevlileri do¤rudan devletmemurudurlar ve maafllar›n› dev-let öder.

8. Mezhepler üstü yaklafl›mla dindersi verilen ülkelerde, din dersleriülkenin ya da bölgenin özelli¤inegöre, ço¤unlu¤un mensup oldu¤udin ya da mezhep a¤›rl›kl› olarakokutulur.

9. Tüm ülkelerde, devlet okulla-r›nda verilen din e¤itiminin d›fl›nda,yayg›n e¤itim çerçevesinde herseviyede dinî kurs, seminer vb. dü-zenleyerek veya okul açarak dine¤itimi yapmak serbesttir. Bunlar›nbir k›sm›na devlet yard›m› da yap›-l›r. Türkiye’de böyle kurs vb. yayg›ne¤itim faaliyetlerini Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤› yapar. Özel dershaneve okullara bu izin flu ana kadar ve-rilmemifltir.

10. Kilise vb. dinî kurumlar, hertürlü sosyal ve kültürel faaliyet dü-zenleyebilirler.

Demokratik toplumlarda, “dine¤itimi hakk›” tart›fl›lamaz. Sorun,bu e¤itimi kimin verece¤inde dü-¤ümlenmektedir.

Din e¤itimi, devlet taraf›ndan va-tandafllara tan›nan “dinî özgürlük-ler” içinde mi yoksa vatandafl›n “di-nî haklar”› içinde mi yer alacakt›r?

Genel olarak Avrupa ülkelerinde

din e¤itimi alan›, “dinî özgürlükler”içinde alg›lanmaktad›r. Bunun so-nucu olarak, devlet, vatandafl›n di-nine kar›flmay› özgürlü¤üne müda-hale olarak alg›lad›¤› için, din e¤iti-mini özel kesime yani ilgili dinintemsilcisi cemaatlere ve kurumla-ra b›rakmakta ancak masraflar›n›karfl›lamaktad›r.

1982 Anayasas›, “Tevhid-i Tedri-sat” yasas› uyar›nca, e¤itimi bu ara-da din e¤itimini de devlet tekelinealmaktad›r. Din e¤itimini, bir “hak”olarak düzenleyen, tercihini buyönde yapan bir düzende, devlet,halk›n din e¤itimi talebini ihtiyac›n›karfl›lamas› gerekir. ‹flte bu anlay›-fl›n sonucu olarak Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤› vard›r ve devlet okulla-r›nda din ö¤retimi yap›lmaktad›r.

Türkiye’deki din e¤itimi ile uygu-lamalar›n, s›n›rl› da olsa din e¤itimi-nin devlet taraf›ndan yap›lmas› vedevlet içinde bir din kurumununyer almas› kendi tarihsel tecrübesi-ne uygundur.

Türkiye, din görevlilerini memurstatüsünde çal›flt›rmas›, do¤rudanmaafl vermesi ve cami vb. dinî ku-rumlara direk yard›m yapmas› bak›-m›ndan da Avrupa Birli¤i ülkelerinebenzememektedir. Avrupa ülkele-rinde devlet din görevlilerinin ma-afllar›n› ilgili kuruma vermekte, di-nin temsilcisi kurum (Kilise) paray›harcamaktad›r. Ancak Türkiye,devlet teflkilat› içinde Diyanet ‹flle-ri Baflkanl›¤›’n›n olmas› bak›m›ndanDanimarka ve Yunanistan’a benze-mektedir. Danimarka’da Kilise Ba-kanl›¤›, Yunanistan’da Din ‹flleri Ba-kanl›¤› bulunmaktad›r.

Türkiye’deki din kültürü ve ahlâkbilgisi dersi, Danimarka, ‹sveç, Nor-veç ve Yunanistan’daki zorunlu dindersine benzemektedir. Bu ülke-lerdeki ilk ve orta dereceli okullar-da din dersi zorunlu dersler aras›n-dad›r. Bu dersten muaf olmak içinfarkl› din mensubu olmak gerek-mektedir.

SONUÇ VE ÖNER‹LER

Her toplumun kendi tarihsel, kül-türel ve sosyal yap›s› gere¤i dindersinin farkl› uygulamalar› olabilir.

Nitekim Avrupa ülkeleri içerisindefarkl› uygulamalar oldu¤unu görü-yoruz. Örne¤in, bir Belçika’daki ya-p›yla Fransa’daki yap› birbirine hiçbenzememektedir. Avrupa Birli¤iyasalar›nda ve belgelerinde de“her ülke din e¤itimini kendi yap›s›-na göre belirler” ilkesi geçerlidir. Ül-kemizdeki uygulamam›z›n eksikle-riyle beraber gelifltirilmesi yerindeolacakt›r.

Türkiye, din e¤itimini, vatandafl-lar aç›s›ndan bir “hak” ve devlet aç›-s›ndan bir “görev” olarak görmek-tedir. Anayasal tercih, din e¤itimi-nin bir “özgürlükler” konusu de¤il,devlet taraf›ndan yerine getirilme-si gereken bir “sosyal hak” olarakdüzenlenmesi yönündedir. Ana-yasa uyar›nca devlet, e¤itimi buarada din e¤itimini de tekeline al-maktad›r. Din e¤itimini, bir “hak” ve“görev” olarak düzenleyen, tercihi-ni bu yönde yapan bir düzende,devlet, halk›n din e¤itimi talepleri-ni ve ihtiyaçlar›n› karfl›lamak duru-mundad›r. ‹flte bu anlay›fl›n sonucuolarak Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› var-d›r ve devlet okullar›nda din ö¤re-timi yap›lmaktad›r.

Türkiye din e¤itimi konusunda,kendi tarihsel, toplumsal ve siyasalyap›s› içinde de¤iflik uygulamalar›deneyerek bir model gelifltirmifltir.

Devletiyle bütünleflmifl bir halk,Türkiye’nin 21. yüzy›l›n güçlü bir ülke-si olmas›n›n garantisi olacakt›r.Devlet halk bütünleflmesini sa¤la-yacak alanlardan birisi de devletin,vatandafllar›n din e¤itimi ihtiyaçlar›-n› ve taleplerini sa¤l›kl› bir flekildekarfl›lamas›d›r. Bu çerçevede, mes-lekî din ö¤retimi veren ‹mam-HatipLiseleri ile ilk ve orta dereceli okul-larda okutulan Din Kültürü ve AhlâkBilgisi dersleri halk›n talep ve ihti-yaçlar›na göre ele al›nmal›d›r. Bunagöre, mevcut zorunlu Din Kültürüve Ahlâk Bilgisi dersleri devam et-meli; velilerin çocuklar›na ‹slâmesaslar›n›n ve Kur’an’›n ö¤retilmesiyönündeki ihtiyaçlar› bilimsel yön-temlerle belirlenmeli ve karfl›lan-mal›d›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 7

0. Girifl: Problem

Din Ö¤retimi, evrensel düzeyde,örgün e¤itimin en tart›flmal› ve ha-reketli alanlar›ndan birini oluflturur.Bu alandaki tart›flmalar ve hareket-lilik, günümüz Türkiye’sinde ve Al-manya’s›nda da canl› bir flekilde de-vam etmektedir.

Her iki ülkede de din ö¤retimi tar-t›flmalar›n›n boyutlar›, din dersleri-nin okuldaki konumundan, prog-ram model ve türlerine, amaçlar›-na, içeri¤ine, kapsam›na ve s›n›rlar›-na ve ö¤retim yaklafl›m ve yön-temlerine kadar uzanmaktad›r. Yi-ne her iki ülkede de tart›flmalara¤›rl›kl› olarak ideolojik-politik ve bi-limsel olmak üzere iki düzlemdecereyan etmektedir.

Türkiye’de ve Almanya’da Din (‹s-lâm) ö¤retimi konusunu birlikte elealman›n ise ayr›, özel bir önemi var-d›r. Almanya’daki Müslümanlar›n ek-seriyeti Türkiye kökenlidir ve yineekseriyeti hâlâ Türkiye Cumhuriye-

ti vatandafl›d›r . Bu aç›dan, onlar›ndin ö¤retimi Türkiye’yi yak›ndan ilgi-lendirmektedir. Bununla birlikte, Al-manya’daki Müslüman Türklerin, Al-manya’daki kal›c›l›klar› fiilen –az›msa-namayacak bir kesimin ise resmen-kesinleflti¤inden dolay›, onlar›n dinö¤retimleri Almanya’y› da yak›ndanilgilendirmektedir. ‹ki ülke bu konu-da ortak ilgiye sahiptirler. Ortak ilgiortak çözüm aray›fllar›n› beraberin-de getirecektir. Ancak, iki ülkenindin ö¤retimi konusundaki mevcutyaklafl›mlar› ve anayasal ve yasaldüzenlemeleri bu ortak çözümaray›fllar›n› güçlefltirmektedir.

‹çerik ile ilgili tüm hak ve sorumlu-luklar› dinî cemaatlere b›rak›lm›fl,mezhep ve doktrin merkezli iste-¤e ba¤l› din dersi modeli ile her fle-yi ile devlete ait olan Din Kültürüve Ahlâk Bilgisi dersi modeli aras›n-da önemli fark vard›r. Bu fark, ‹slâmDin dersi konusunda hiçbir tecrü-besi ve haz›rl›¤› bulunmayan Al-manya’n›n, Türkiye’yi modellemesi-

ni engellemektedir. Ama Almanya,‹slâm din dersleri konusunda Türki-ye katk›s› olmaks›z›n baflar›l› ad›mlaratamad›¤›n›n da, kanaatime göre,fark›ndad›r. Çünkü, seküler bir dev-let olarak Almanya’n›n ‹slâm din ö¤-retimi konusunda teorik ve pratikkatk› alabilece¤i tek uygulama Tür-kiye’dedir.

Bu yaz›da, bütün bunlar göz önüneal›narak, Türkiye ve Almanya’dakiDin (‹slâm) ö¤retimi alan›ndaki ge-liflmeler;

∑ Günümüz Türkiye’sinde Din Kül-türü ve Ahlâk Bilgisi Derslerininamaçlar›, muhtevalar› ve metodla-r›;

• Din derslerinde di¤er dinlerin yeri;

• Almanya’da okutulacak bir ‹slâmdin dersinin amaçlar›, muhtevalar›ve metodlar›;

• Çeflitli ‹slâm anlay›fl ve yorumlar›-n›n din ö¤retimine al›nmas› ve

• Din dersi ö¤retmenlerinin nitelik-leri çerçevesinde ele al›nacakt›r.

1. Günümüz Türkiye’sinde DinKültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersleri-nin Amaçlar›, Muhtevalar› ve Me-todlar›

Türkiye'de, son y›llarda din ö¤reti-mi alan›nda çok h›zl› bilimsel gelifl-meler yaflanm›flt›r. Bu geliflmelerprogram gelifltirme alan›ndan bafl-layarak, ö¤retme ve ö¤renme sü-reçlerine ve ö¤retmen yetifltirmealan›na kadar olumlu etkilerini gös-termifltir. Bu yaz› çerçevesinde bugeliflmelerin hepsini ortaya koy-mak mümkün de¤ildir. Bu nedenleburada, Türkiye’de din ö¤retimi ala-n›ndaki yeni geliflmeler, 2000 y›l›n-da yürürlü¤e giren ‹lkö¤retim Din

Türkiye'de ve Almanya'da Din (‹slam)Ö¤retimi Alan›ndaki Yeni Geliflmeler

Prof. Dr. Cemal Tosun *

* Ankara Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Din E¤itimi Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 8

Kültürü ve Ahlâk Bilgisi programla-r›ndan hareketle ortaya konulma-ya çal›fl›lacakt›r. Almanya’daki ‹slâmdin dersi tart›flmalar›n›n, flu aflama-da daha çok ilkö¤retim seviyesi çer-çevesinde sürdü¤ünü göz önüneal›rsak, böyle bir s›n›rland›rman›nmant›¤› daha iyi anlafl›lacakt›r.

Önce program›n bilimsel arka pla-n›n›, haz›rlan›fl sürecindeki temelmant›k örgülerini, ilkelerini ve prog-ram›n genel amaçlar›n› ortaya koy-mak yerinde olur.

a. Bilimsel arka plan

Program, 18 kifliden oluflan bir Ko-misyon taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.Üyelerden befli Din E¤itimi Bilimcisi-dir. Bunlar›n yan›nda, bir mezheplertarihi, bir kelam, bir ‹slâm hukuku,üç tefsir, iki ‹slâm tarihi, bir dinler ta-rihi alanlar›ndan olmak üzere dokuzbilim insan› komisyonda yer alm›fl-t›r. Talim ve Terbiye Kurulu Prog-ram dairesinden iki program gelifl-tirme uzman› ve iki alan ö¤retmenikomisyon çal›flmalar›na sürekli kat›l-m›fllard›r. Ayr›ca, ‹lahiyat Fakülteleri-nin konu ile ilgili görüfl ve teklifleride al›nm›flt›r. Özellikle de, progra-m›n gelifltirilmesine yard›mc› ola-cak bilimsel araflt›rmalar, yüksek li-sans ve doktora tezleri baflta ol-mak üzere, fakültelerden istenmiflve incelenmifltir. Buradan hareket-le, program›n arkas›ndaki bilimselbirikimin sadece kat›lan bilim adam›ve uzmanlar›n bilgileri ile s›n›rl› ol-mad›¤›n›, aksine, Türkiye'nin bu ko-nudaki birikiminin önemli bir k›sm›n›yans›tt›¤›n› ifade edebiliriz.

Programla ilgili hemen her konu ka-t›l›mc›lar›n temsil ettikleri bilim alan-lar› aras›nda karfl›l›kl› elefltirel süz-geçlerden geçirilmifltir. Bu da tektek bireylerin ortaya koyamaya-caklar› yeni ürünlerin ortaya ç›kma-s›n› sa¤lam›flt›r.

Program›n bilimsel arka plan›ndayer alan ve zikredilmesi gerekenbir di¤er önemli husus ise fludur:Program gelifltirme süreci boyun-ca, her zaman bilimsel yaklafl›m ön

planda tutulmufltur. Özellikle dinbilgilerinde Kur'an merkezli bir yak-lafl›m esas al›nm›flt›r. Di¤er dinlereiliflkin konularda ise, ilgili dinlerle ilgi-li bilimsel veriler aranm›flt›r. Böyle-ce bat›l ve hurafe bilgilerden uzakdurulmaya çal›fl›lm›flt›r.

Program gelifltirme ve geliflim veö¤renme psikolojisine ait bilimselbilgiler de her zaman göz önündebulundurulmufltur.

b. Program›n haz›rlan›fl›nda temelmant›k örgü ve ilkeleri

Program›n modeli ve türü

Din ö¤retimi alan›nda farkl› prog-ram modelleri vard›r. Bu modellerde yine farkl› program türlerine veyaklafl›mlar›na göre gelifltirilirler.

Din ö¤retimi program modelleriaras›nda flunlar› sayabiliriz:

Mezheplere Göre Din Dersi Mo-deli, Mezhepler-Üstü Din DersiModeli, Mezhepler Aras› Din Der-si Modeli, Dinler Aras› Din DersiModeli.

Bunlar ana modellerdir. Bir de mev-cut modellerin yetersizliklerini gi-dermek için üretilmeye çal›fl›lan;Mezhep merkezli dinler aras› aç›-l›ml› din dersi modeli, Mezhepler-üstü dinler aras› aç›l›ml› din dersimodeli, Fenomenolojik din dersimodeli gibi modeller de bulunmak-tad›r.

Bu modellerin benimsenmesinde,baflta yönetim biçimleri olmak üze-re, din-devlet iliflkilerinde benimse-nen yaklafl›mlar, anayasal ve yasaldüzenlemeler, dinin örgütsel yap›-lar› vb. bir çok unsur rol oynamakta-d›r.

Türkiye’de Mezhepler üstü-dinleraras› aç›l›ml› bir din dersi modelin-den söz edilebilir. Gerçi, resmî ola-rak böyle bir niteleme yoktur.Ama, program›n haz›rlan›fl süreci,içeri¤i, hedefleri böyle bir nitele-meyi mümkün k›lmaktad›r.

‹lkö¤retim DKAB Dersi ö¤retimprogramlar›, program anlay›fl› bak›-m›ndan ise bir çerçeve program-

d›r. Ancak esneklik boyutu da a¤›r-l›kl›d›r. Bunun anlam› fludur: Yeniprogramla Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi dersi için bir çerçeve çizilmifltir.Ancak, bu çerçeve içerisinde es-neklik pay› her zaman mevcuttur.Program›n böyle haz›rlanmas›n›narkas›nda flu gerçeklik yatmaktad›r:Türkiye büyük bir devlettir. Do¤u-sundan Bat›s›na, Güneyinden Ku-zeyine bir çok yaflay›fl ve anlay›flzenginlikleri bulunmaktad›r. Bu zen-ginlikler, ayn› konularda farkl› ö¤-renme ihtiyaçlar›n› getirebilmekte-dir. En az›ndan bu ihtiyaçlar›n acili-yeti ve yo¤unlu¤u farkl›laflabilmek-tedir. ‹flte esnek program anlay›fl›,bu farkl›laflmalara göre ö¤retim ya-p›labilmesine imkan tan›yacakt›r.Program›n çerçeve niteli¤i ise, fark-l›l›klara tak›l›p kalarak iflin özündensapmay› önlemeye yöneliktir.

Program›n haz›rlanmas›nda konumerkezli yaklafl›mdan mümkün ol-du¤unca uzak durulmufltur. Bununyerine ö¤renciyi, toplumu, kültürüve evrenseli nazar› dikkate alan so-run ve hedef merkezli bir yaklafl›mbenimsenmifltir. Genelde din, özel-de ise ‹slâm dini ve ahlâk bu mer-kezî yaklafl›m çerçevesinde gözönünde bulundurulmufltur. TürkMilli E¤itimin genel amaçlar› ile il-kö¤retim okullar›n›n amaçlar› iseduruma göre yönlendirici, s›n›rlay›c›veya bütünleyici olarak ifllev gör-müfltür.

Bütün bunlar› daha aç›k hale geti-rebilmek için afla¤›daki aç›klamalaryap›labilir:

Bir ünite ve bu ünitenin konular›tespit edilirken, e¤er ö¤rencinin ih-tiyac›ndan hareket edilmiflse, ö¤-rencinin; geliflim düzeyi, içinde ya-flad›¤› toplum ve kültür, varsa ev-rensel boyut, din, ‹slâm dini ve ah-lâk boyutlar› birer süzgeç görevigörmüfllerdir.

E¤er toplusal bir ihtiyaç veya so-rundan hareket edilmiflse, bu kezde, ö¤rencinin seviyesi, içinde yafla-d›¤› toplum ve kültür, varsa evrensel

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

6 9

boyut, din, ‹slâm dini ve ahlâk süzgeçgörevi görmüfllerdir.

Benzer süreçler her bir ç›k›fl noktas›için söz konusudur. Burada dikkatler-den kaçmamas› gereken önemli birnokta fludur: Sorun, hedef veya ko-nu hangi ç›k›fl noktas›ndan gelirsegelsin, mutlaka din ve ahlâk süzge-cinden geçirilmifltir. Bunun amac› ise,din ve ahlâk bilgi, duygu ve becerile-rinin katk›da bulunabilece¤i konu vehedeflerin programa al›nmas›, din veahlâk›n katk›s›n›n bulunmayaca¤› ko-nu ve hedeflerin al›nmamas›d›r.

Do¤rudan din ve ahlâk alan›ndan al›-nan konu ve hedefler ise, mutlakaö¤renci, toplum, kültür, evrensel,Türk Milli E¤itiminin genel amaçlar› veilkö¤retimin amaçlar› süzgecindengeçirilerek al›n›p flekillendirilmifl veona göre yerlefltirilmifltir. Bütün busüreçleri flekiller ile afla¤›daki flekildegösterebiliriz:

SORUN, HEDEF VEYA KONU KAY-NA⁄I Ö⁄RENC‹ SÜZGEÇLER

Ö⁄RENC‹: Ö¤rencinin ihtiyac› varm›d›r? Ö¤rencinin seviyesine uygunmudur veya hangi s›n›fta uygundur?

TOPLUM: Toplumsal ihtiyaç var m›-d›r? Varsa boyutlar› nelerdir? Toplumnas›l tepki gösterir? Toplumsal tepkido¤ru bilgiyle nas›l afl›l›r?

EVRENSEL: Konunun evrensel birboyutu var m›d›r? Varsa hangi boyut-larda ele al›nmal›d›r? Di¤er din ve ah-lâk anlay›fllar› ile iliflkilendirilmesi gere-kir mi?

D‹N VE AHLÂK: Din ve ahlâk ile iliflkisivar m›d›r? Hangi dini ve ahlâki do¤rubilgilerle desteklenebilir? Hurafe veBat›l inançlarla ilgisi varsa nas›l düzelti-lebilir?

M‹LL‹ E⁄‹T‹M‹N TEMEL AMAÇLARIVE ‹LKÖ⁄RET‹M‹N AMAÇLARI

Milli e¤itimin temel amaçlar›naulaflmada hangi deste¤i sa¤lar?

‹lkö¤retimin amaçlar›na ulaflmadahangi deste¤i sa¤lar?

TÜRK‹YE CUMHUR‹YET‹N‹N TE-MEL ‹LKELER‹ LA‹KL‹K VE D‹N VE

V‹CDAN ÖZGÜRLÜ⁄Ü

Laiklik ve Din ve Vicdan özgürlü¤ü-nü destekleyecek konular var m›-d›r?

Konunun laiklik ile din ve vicdan öz-gürlü¤ünü destekleyen boyutlar›var m›d›r?

Bütün bu mant›k örgüsünden ç›-kan temel ilkeler programda grup-land›r›lm›fl olarak flu flekilde belirgin-leflmifltir:

Birinci grupta yer alan ilkelerde; De-mokratik, lâik ve sosyal hukuk dev-leti olan Türkiye’de bireylerde bu-lunmas› gereken ça¤dafl e¤itimselözellikler yer almaktad›r.

Bunlar genel hatlar›yla; E¤itimselsüreçlerde aktif olarak yer alan, busüreçlerde kazan›lan yeterlilikleriyaflam›na tafl›yabilen, Bilimsel veri-leri dikkate alan, "Ö¤renmeyi ö¤-renme" yeterli¤ini kazanan ve ya-flam boyu ö¤renmeyi al›flkanl›k hâ-line getiren, araflt›ran, soran, sorgu-layan, demokrasiyi özümsemiflhoflgörülü bireyler yetifltirilmesidir.

‹kinci grupta yer alan ilkeler; ilkö¤-retim kurumlar›ndaki Din Kültürü veAhlâk Bilgisi derslerinin bilimsel he-defleri ve içeri¤iyle ilgilidir.

Bunlar genel hatlar›yla; Dinin, insanyaflam›na anlam kazand›rmas›, ‹nsa-n›n insanca yaflamas›na yard›mc› ol-mas›, insanlar›n birbirlerini anlayabil-meleri için gerekli olan temel ileti-flim kodlar›n› bünyesinde tafl›yan,Allah-insan iliflkilerini düzenleyen birolgu oldu¤u, dinin evrensel bar›flkültürünün yarat›lmas›nda ve hofl-görü ortam›n›n oluflturulmas›ndakatk›da bulunabilece¤i bilgisinin ka-zand›r›lmas›, inanc›n ak›lla bütünlefl-tirilmesi ve insanlar›n kendi din, örfve âdetlerini oldu¤u kadar, di¤ermilletlerin din, örf ve âdetlerini desayg› ve hoflgörü çerçevesindede¤erlendirilebilmesi vb. dir.

Üçüncü grupta yer alan ilkeler; ‹l-kö¤retim kurumlar›ndaki Din Kültü-rü ve Ahlâk Bilgisi derslerinin prog-ramlar›n›n gelifltirilmesi, ders kitap-

lar›n›n yaz›lmas›, e¤itim ortamlar›n›ndüzenlenmesi ve ö¤retimin ger-çeklefltirilmesiyle ilgili tüm süreçler-de uyulmas› gereken esaslarla ilgili-dir.

Bunlar genel hatlar›yla;

Programlar›n, ders kitaplar›n›n vealanda yap›lacak tüm etkinliklerinifllevsel olmas›, toplumdaki bir ihti-yaca cevap vermesi, bir sorununçözümüne yard›mc› olmas›, her fle-ye karfl› sevgi ile olumlu yaklafl›mbilincinin verilmesi, hoflgörülü olun-mas›, birey bilincinin ön plana ç›ka-r›lmas›, ak›lc› ve elefltirel yaklafl›msergilenmesi, insan›n evrenden ko-puk bir varl›k olmad›¤›n›n ön plandatutulmas›, dinin "hukukun üstünlü-¤ünü" esas ald›¤›n›n ortaya konma-s›, mezheplerin ayr›mc›l›k de¤il,ça¤lara ve ortama göre, dinin anla-fl›lma biçimlerini ortaya koyan birzenginlik oldu¤unun vurgulanmas›vb. dir.

E¤itim aktivitelerinin ifllevsel olma-s›, toplumdaki bir ihtiyaca cevapvermesi ve yaflanan sorunlar›n çö-zümüne katk›da bulunabilmesi için,Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersiprogram›nda yer almas› gerekenüniteler yaflamla iliflkilendirilerekbelirlenmifltir.

Bu belirlemelerde genel hatlar›yla;

Büyüklere duyulan sayg› ile küçük-lere duyulan sevginin davran›fla dö-nüfltürülmesi, yerelliklerin zamanzaman dinin evrensel boyutlar›n›nönüne geçebilece¤ine karfl› du-yarl› olunmas›, din alan›nda yetkinolan ile olmayan›n ayr›labilmesi,ibadetlerin davran›fllar› gelifltirme-deki gücünün fark edilmesi,

Mitik e¤ilimlerin olumlu yönde ka-nalize edilmesi, mezheplerin, dininanlafl›lma biçimleri olarak de¤erlen-dirilmesi, dinin hükümlerinin ça¤laragöre yorumlanarak evrenselli¤ininfark edilmesi, kader kavram›n›nyanl›fl yorumlanarak sorumluluktankaç›n›lamayaca¤›n›n bilinmesi,

Dinî konularda "ak›lc› yöntemin" kul-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 0

lan›larak gerçe¤in keflfedilmesi vezihinde oluflabilecek sorulara karfl›bireyin kendi sa¤l›kl› yorumunu ge-lifltirebilmesi,

Tanr› ile iletiflim kurmada yapay en-gellerin afl›lmas›, dinin sevgi ve hofl-görü boyutunun görülmesi,

Çevre, do¤al denge ve temizlik bi-lincine ulafl›lmas›, birey bilincinin ge-lifltirilerek toplumsall›¤a ve toplum-sal duyarl›¤a ulafl›lmas› vb. hususlardikkate al›nm›flt›r.

Ayr›ca, kültürler aras› etkilefliminh›zland›¤› günümüzde, bar›fl kültü-rünün gelifltirilmesi ve hoflgörü or-tam›n›n oluflturulabilmesi için di¤erdinler hakk›nda da bilgi sahibi olun-mas› gerekli hâle gelmifltir.

Bu nedenle programlarda genelhatlar›yla;

Bütün dinlerin esas amac›n›n iyi in-san yetifltirmek oldu¤u, Yahudilik,Hristiyanl›k, Hinduizm ve Budizm’intarihî geliflimleri ile temel özellikleri-nin ve ö¤retilerinin içeri¤i, ‹slâm’›nYahudilik ve H›ristiyanl›k karfl›s›ndakikonumunun objektif ölçütler için-de de¤erlendirilmesi hususlar›nada yer verilmifltir.

Bütün bu ilkelerden hareketleprogram›n haz›rlanmas›nda flu hu-suslar hedeflenmifltir:

a. ‹nsanl›k tarihi boyunca birey vetoplum üzerinde etkili olan dinin,do¤ru anlafl›lmas›na ve yorumlan-mas›na katk›da bulunulmas›,

b. Evrensel boyutta insanlar, top-lumlar ve milletler aras› iliflkilerde,dinin önemli bir etken oldu¤u, builiflkilerin olumlu yönde geliflebilme-si için bireylerin bilimsel yöntemleverilecek din ö¤retimine ihtiyaçduyduklar›,

c. ‹slâm dininin; kültürümüz, dilimiz,sanat›m›z, örf ve âdetlerimiz üze-rindeki etkisi gerçe¤i dikkate al›na-rak ‹slâm dininin ve bundan kaynak-lanan ahlâk anlay›fl› ile örf ve âdet-lerin tan›t›lmas›na ve ö¤retilmesi-ne a¤›rl›k verilmesi,

d. Ö¤rencilerin inanç ve kültür dün-

yalar›na genifllik kazand›rmak vebaflka dinden olanlara karfl› dahahoflgörülü ve anlay›fll› davran›fllardabulunmalar›n› sa¤lamak amac›yladi¤er dinler hakk›nda genel bilgile-rin verilmesi,

e. Sa¤l›kl› bir din ve ahlâk ö¤retimiy-le ö¤rencilerin, Millî E¤itimin GenelAmaçlar› aras›nda ifadesini bulanmillî, ahlâkî, insanî ve kültürel de¤er-leri benimsemeleri, beden, zihin,ahlâk, ruh, duygu bak›m›ndan den-geli ve sa¤l›kl› geliflmeleri, böylecekültürel yabanc›laflman›n önlenme-si gibi hususlar hedeflenmifltir.

GENEL AMAÇLAR

Bu program ö¤rencilerin, din ve ah-lâk hakk›nda do¤ru, biliflsel, duyufl-sal ve becerisel ö¤renmeler yoluy-la;

Bireysel aç›dan

1. Temel dinî ve ahlâkî sorular›nacevap verebilmelerini,

2. ‹nanma ve yaflama özgürlükleri-nin bilincine varabilmelerini,

3. Dinî inanç ve ibadetlerini baflka-lar›n›n istismar›na kap›lmaks›z›ngerçeklefltirebilmelerini,

4. Dinin sevgi boyutunu fark ede-rek onun insan için vazgeçilmezbir öge oldu¤unu kavrayabilme-lerini,

5. Dinî kavramlar› do¤ru anlayabil-melerini,

6. Do¤ru dinî bilgiler ile bat›l inançve hurafeleri ay›rt edebilmeleri-ni,

7. ‹slâm dinini ve di¤er dinleri anakaynaklar›na dayal› olarak tan›-malar› gerekti¤ini kavrayabilme-lerini,

8. Dinin emirleriyle örf ve âdetleredayal› olan davran›fllar› ay›rt ede-bilmelerini,

9. ‹slâm›n iman, ibadet ve ahlâkesaslar›n› tan›yabilmelerini,

10. ‹slâm dininin ak›l ve bilimle çat›fl-mad›¤›n›, din ve bilimin birbirininalternatifi olmad›klar›n› kavraya-bilmelerini,

11. Akl›n, dinî sorumlulu¤un temelflart› oldu¤unu; dinin akl›n kulla-n›lmas›n› istedi¤ini ve bilimsel bil-giyi teflvik etti¤ini kavrayabilme-lerini,

12. Kendi dini ile mutlu ve bar›fl›kolabilmelerini,

Toplumsal aç›dan

13. Toplumla yaflanan dinî ve ahlâkîdavran›fllar› tan›yabilmelerini,

14. Toplumdaki farkl› dinî anlay›fl veyaflay›fllar›n dinin özü ile ilgili ol-may›p sosyal bir olgu oldu¤unutan›yabilmelerini,

15. Baflkalar›n›n inanç ve yaflay›fllar›-na hoflgörü ile yaklaflabilmelerini,

16. Toplum içersindeki sa¤l›ks›z dinîoluflumlar› ay›rt edebilmelerini,

17. Fizikî ve toplumsal çevreyi koru-ma bilincine ulaflabilmelerini,

Ahlâkî aç›dan

18. Ahlâkî de¤erleri bilen ve bunlarasayg› duyan erdemli kifliler ola-bilmelerini,

19. Ö¤renilen ahlâkî de¤erleri içsel-lefltirebilmelerini,

20. ‹nanç ve ibadetlerin davran›flla-r› güzellefltirmedeki olumlu et-kisini fark edebilmelerini,

Kültürel aç›dan

21. Dinin, kültürü oluflturan unsurlar-dan biri oldu¤unu kavrayabil-melerini,

22.Dinin, di¤er kültür unsurlar› üze-rindeki etkilerini fark edebilme-lerini,

23. Do¤ru dinî bilgiler yard›m›yla ne-siller aras› anlay›fl farkl›l›klar›nasa¤l›kl› bir flekilde yaklaflabilme-lerini,

Evrensel aç›dan

24. Evrensel de¤erlere kendi dinîbilgi ve bilinçleriyle kat›lmalar›n›,

25. Di¤er dinleri temel özellikleriyletan›yarak, ba¤l›lar›na hoflgörüy-le yaklaflabilmelerini,

26. Ça¤dafl, evrensel insanî de¤er-lerin ‹slâm’›n özü ile örtüfltü¤ü-nü fark etmelerini

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 1

amaçlamaktad›r.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ders-lerinde Ö¤retme ve Ö¤renmeYaklafl›m ve Yöntemleri

DKAB dersinde, din ö¤retimi özelö¤retim yöntemleri alan›ndaki biri-kimin yans›t›lmas›na önem veril-mektedir. Din ö¤retimi özel ö¤re-tim yöntemleri yaklafl›k yirmi y›ld›rbir ö¤retim ve araflt›rma alan› ola-rak disiplinler aras›ndaki yerini alm›flbulunmaktad›r. Programlar gelifltiri-lirken, bu birikim; ö¤renme ve ö¤-retme süreçleri ilkeleri ile uygula-ma ilkeleri aras›na yerlefltirilmifltir.Yöntem konusundaki as›l geliflme-ler ise, ilahiyat fakültelerinin DKABö¤retmeni yetifltirme programla-r›nda ö¤retilmektedir.

Program gelifltirilirken, din dersle-rinde ne ö¤retildi¤i kadar nas›l ö¤-retildi¤inin de önemli oldu¤u unu-tulmam›flt›r. Dinin, insan davran›fllar›üzerindeki baflatl›¤› bilinmektedir.Bu baflatl›k, dinî bilgi, tutum ve dav-ran›fllar›n durumuna göre olumluveya olumsuz sonuçlar do¤urabil-mektedir. Kat›, taassup derecesi-ne varan dogmatik bilgi ve davra-n›fllar olumsuz etkiler gösterirler.Dinî bilgi, tutum ve davran›fllar›n na-s›l geliflti¤i ile nas›l ö¤renildikleri ara-s›nda yak›n iliflki bulunmaktad›r. Yo-rumsuz, hayattan kopuk, ezbereve bask› ile ö¤retilmifl dinî davran›fl-lar s›kça olumsuz sonuçlara götüre-bilmektedir. Bunun için programdaö¤renci merkezli, gerçek hayatadayanan ö¤retme ve ö¤renme sü-reçlerine özen gösterilmifltir.Programa yöntemler ile ilgili girmiflilkeleri flöyle örnekleyebiliriz:

Ö¤renme-Ö¤retme Süreçlerin-de Uyulmas› Gereken ‹lkeler ara-s›nda yer alanlar:

6. Yeri geldikçe ifllenen konular ileö¤rencilerin di¤er derslerde kazan-d›klar› bilgiler aras›nda ba¤lant› ku-rulacakt›r.

7. Konular, s›n›f seviyelerine göre,ö¤rencilerin genel kültür ve peda-gojik geliflmeleri göz önünde bu-

lundurulmak suretiyle, onlar›n kül-tür düzeylerini aflmadan sevdirici-il-gi-bilgi dengesi gözetilerek ifllene-cektir.

12. Konular›n ifllenmesinde ö¤renci-nin biliflsel ve duyuflsal özgeçmifliile iliflki kurulmaya çal›fl›lacak, örnek-ler günlük hayattan seçilerek veri-lecektir.

Uygulama ‹le ‹lgili Aç›klamalar ara-s›nda yer alanlar:

2. Ö¤retmenin rolü, olabildi¤ince,e¤itim ortam›n› düzenleyen, ö¤ren-cileri organize eden bir ifllev üstle-nerek ö¤rencilerin kendi ö¤renme-lerini gerçeklefltirmelerine f›rsatsa¤layan, onlar›n keflfetme, düflün-me, araflt›rma ve karar verme kabili-yetlerini gelifltirecek flekilde olacak-t›r.

3. Okulun ve çevrenin özellikleri dedikkate al›narak sosyal, güncel olay-lara göre kaynak kifliler s›n›fa davetedilebilece¤i gibi yak›n çevreye tek-nik inceleme ve çal›flma gezileri ya-p›labilecektir.

6. Okulun, çevrenin özelliklerini veçal›flma takvimini dikkate alarak y›ll›kders plan›nda ünitelere ayr›lacak sü-re ders ö¤retmenince belirlene-cektir.

7. Program›n uygulanmas›nda klasike¤itim araçlar›yla birlikte olanaklarölçüsünde elektronik iletiflim araçla-r›ndan da yararlan›lacakt›r.

11. ‹nsanlar›n toplum hâlinde yaflayanbir varl›k oldu¤u bilincini kazand›r-mak amac›yla sevgi, sayg›, hoflgörüduygular› içinde ifl birli¤i yapmalar›n›sa¤layacak yöntemler uygulanarakö¤rencilerin, birbirlerinin görüfl ve fi-kirlerine de¤er vermeleri, yard›mlafl-malar›, baflar›lar›n› takdir etmeleri,sevinç ve üzüntülerini paylaflmalar›gerekti¤i duygusunu kazanmalar›-na özen gösterilecektir.

12. Konular› ö¤rencilere kavratmakiçin okul içindeki ve d›fl›ndaki çevre-den faydalan›lacak ve konular›n ya-flamdaki güncel olaylar ile ilgisi ku-rulacakt›r.

13. Ünite ve konular›n ifllenmesin-

de verilecek örnekler insan haklar›,sevgi, hoflgörü; demokratik ve lâikde¤erler, ça¤dafllaflma, uygarl›k gi-bi kabul edilmifl evrensel de¤erle-re uygun seçilecektir.

Sonuç olarak flunlar› söyleyebiliriz:‹lkö¤retim Din Kültürü ve Ahlâk Bil-gisi dersi ö¤retim programlar›, TürkMilli E¤itiminin yetifltirmek istedi¤iinsan tipinin din ve ahlâk boyutunudesteklemek için yap›lm›flt›r. Laik-Demokratik ülkelerde okul, bir dinemensuplar yetifltirmek için din ö¤-retimi yapmaz. Bunun için okullar-daki din ve ahlâk ö¤retiminin ama-c›, ö¤rencileri bireysel, toplumsal,kültürel ve evrensel boyutlardakarfl›laflt›klar› ve karfl›laflacaklar› dinîve ahlâkî gerçeklerle insanî ölçüt-ler içerisinde do¤ru, olumlu ve uy-gun flekilde bafla ç›kabilecek flekil-de yetifltirmektir. Ancak bu baflaç›kman›n flekli bireylerin vicdanlar›-na kalm›flt›r. Kimisi dindar olarak ba-fla ç›kmay› tercih ederken, kimisidinsiz veya dine ilgisiz kalarak baflaç›kmay› tercih edebilir. Okuldakidin ve ahlâk ö¤retimi aç›s›ndanönemli olan, ne flekilde olursa ol-sun yap›lan tercihin do¤ru ö¤ren-melere dayanmas›n› sa¤lamakt›r.Dolay›s›yla okuldaki din ve ahlâkö¤retimi dindar olmak isteyeneyeterli ö¤renmeleri kazand›rmakdurumundad›r. Buradaki esas amaçise, bireylerin dinsel aç›dan istisma-r›n›n ve sömürülmesinin önünegeçmektir. Dindar olmak isteme-yene veya dine ilgisiz kalana da dinile ilgili karfl›laflt›klar› durumlarda in-sanî aç›dan uygun ve do¤ru davra-n›fllar› gösterebilecek ö¤renmelerikazand›racakt›r. Buradaki amaç ise,din lehine veya aleyhine tak›n›la-cak tav›rlardan ortaya ç›kabilecekçat›flma ve huzursuzluklar› engelle-mektir.

2. Din derslerinde di¤er dinlerinyeri

Türkiye’deki DKAB dersi programla-r›nda, di¤er dinlerin ö¤retimine yerverilmifltir. Bu yer veriflin iki flekilde

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 2

gerçekleflti¤i söylenebilir: Birincisi,do¤rudan ‹slâm din dersi muhteva-s› olarak; ikincisi ise, di¤er din ola-rak. Birincide, Kuran’da da oldu¤ugibi, Yahudilik ve H›ristiyanl›k, çoksay›da Peygamber ve kitap insanl›-¤›n Hz. Muhammed’e kadar gelenbir din süreci içinde ö¤retilecektir.Bu, ö¤retimin içeri¤i ve bak›fl aç›s›‹slâm merkezlidir. ‹kincide ise, di¤erdinler, kendi bilgilerine göre anlat›-l›r. Bu ikisi ile de yetinilmeyip, karfl›-l›kl› iliflkileri olumlulaflt›r›c› hedef vekonular da üçüncü unsur olarak yeralmak durumundad›r. Bu üç unsu-run ne kadar ve hangi amaçlarlayer al›p almayaca¤› dersin modeliile yak›ndan iliflkilidir. E¤er mezhepve doktrin merkezli bir din dersimodeliniz varsa, daha çok sübjektifboyut ön plana ç›kacakt›r.

Türkiye’de mezhepler üstü ve di-¤er dinler aç›l›ml› bir yaklafl›mla ge-lifltirilen yeni programlarda bu üçunsuru görmek mümkündür. Bu-nunla ilgili unsular flöyledir:

Genel ilke olarak; ‘Ö¤rencilerininanç ve kültür dünyalar›na genifllikkazand›rmak ve baflka dinden olan-lara karfl› daha hoflgörülü ve anla-y›fll› davran›fllarda bulunmalar›n›sa¤lamak amac›yla di¤er dinlerhakk›nda genel bilgilerin verilmesi,’benimsenmifltir.

6. SINIF: ÜN‹TE VI. KUTSAL K‹TAP-LARI TANIYALIM

Özel Hedefler:

1. Dört büyük kutsal kitab› ana hat-lar›yla tan›r.

2. Kutsal kitaplar›n önemini örnek-lerle aç›klar.

Konular:

1- Kutsal Kitap Ne Demektir?

2-Allah Niçin Vahiy Göndermifltir?3-Dört Büyük Kutsal Kitap

3.1.Tevrat, 3.2.Zebur, 3.3.‹ncil,3.4.Kur’an

4-Kutsal Kitaplara ‹man, ‹man›n fiart-lar›ndand›r

5-Kur’an’›n Dinî Hayat›m›zdaki Yerive Önemi

5.1.Dinimizi Ö¤renmek ‹çin Kutsal Ki-tab›m›za Baflvural›m, 5.2.Davran›flla-r›m›zda Kutsal Kitab›m›zdaki Ö¤üt-leri Dikkate Alal›m, 6- Kutsal Kitap-lardan Ö¤ütler

7. SINIF: ÜN‹TE VII. D‹NLER‹ TANI-YALIM

Özel Hedefler:

1. Dinin evrensel bir gerçeklik olma-s›n› aç›klar.

2. Dinlerin çeflitlili¤inin nedenleriniaç›klar.

3. Günümüzde yaflayan ‹slâm,Ya-hudilik, H›ristiyanl›k, Hinduizm veBudizmin temel özelliklerini ve ö¤-retilerini objektif olarak özetler.

4. Di¤er dinlerden kültürümüze gi-ren inanç ve uygulamalar›n fark›n-da olur.

5. Baflkalar›n›n inançlar›na sayg› duyar.

Konular:

1-Din Evrensel Bir Gerçekliktir, 2-Ni-çin Birden Çok Din Vard›r?, 3-Günü-müzde Yaflayan Büyük Dinleri Tan›-yal›m, 4.1.Yahudilik, 4.2.H›ristiyanl›k,4.3.‹slâm, 4.4.Hinduizm ve Budizm,5-Reinkarnasyon ve Ruh Göçü, 6-Noel ve Y›lbafl›, 7-Misyonerlik, 8-Bafl-kalar›n›n ‹nançlar›na Sayg› Göstere-lim

8. SINIF: ÜN‹TE VII. D‹NLER‹N VE‹SLÂMIN EVRENSEL Ö⁄ÜTLER‹

Özel Amaçlar:

1. Bütün dinlerdeki birbirine benze-yen temel ahlâkî kurallar› örnekler-le aç›klar.

2. ‹nsan öldürmenin, h›rs›zl›¤›n veyalanc› flahitli¤in bütün dinlerde ya-sak oldu¤unu aç›klar.

Konular:

1-Do¤ruluk, 2-Temizlik, 3-‹yilik ve Yar-d›mseverlik, 4-Büyüklere Sayg›, Kü-çüklere Sevgi Göstermek, 5-Hay-vanlara ‹yi Davranmak, 6-ÇevreyiKorumak, 7-Zararl› Al›flkanl›klardanKaç›nmak, 8-Baflkalar›na Zarar Ver-memek, 8.1.Öldürmemek, 8.2.Çal-mamak, 8.3.Yalanc› fiahitlik Yapma-mak

Almanya’daki ‹slâm din derslerindede di¤er dinler aç›l›m›n›n, o dinler

hakk›ndaki ‹slâmî bilgiyi, o dinlerhakk›ndaki objektif bilgiyi ve bu ikibilgi ile birlikte, birlikte yaflamay› ko-laylaflt›racak, bilgi, tutum ve beceri-yi kazand›racak flekilde vermesibeklenmelidir.

3. Almanya’da okutulacak bir ‹slâmDin Dersinin Amaçlar›, Muhtevalar›ve Metodlar›;

Almanya okullar›nda okutulacak ‹s-lâm din derslerinin amaçlar›, muh-tevalar› ve metodlar› konusu eleal›nma bak›m›ndan zor bir konudur.Bunun çok çeflitli nedenleri vard›r.Baz›lar› flöyle ortaya konulabilir:

∑ Almanya Anayasas›, din dersi ko-nusunda belirli bir çerçeve çizmek-tedir. Bu çerçeve, dersin türünün,amaçlar›n›n, muhtevalar›n›n nas›l ol-mas› gerekti¤i konusunda da etki-sini gösterecektir/göstermekte-dir.

Bu ders, mezhep ve doktrin mer-kezli, amaç ve muhtevalar› muha-tap kabul edilen cemaatlere b›ra-k›lm›fl bir derstir. Gerçi devletin de-netim ve gözetim hakk› vard›r,ama bu hak mezhebin içermedi¤iveya cemaatin istemedi¤i konu-nun ve amac›n konulmas›n› emret-mez. Sadece, anayasaya ve kamudüzenine do¤rudan sald›ran amaçve konular›n ç›kar›lmas› istenebilir.Bu noktada bile baz› flüpheler var-d›r. Örne¤in; Berlin’de ‹slâm Fede-rasyonu 1998 y›l›nda kazand›¤› mah-keme karar› ile Berlin okullar›nda ‹s-lâm Din Dersi okutma hakk› kazan-m›flt›r. Bunun üzerine Berlin OkulSenatosuna program›n› sunmufl-tur. Sunulan program, üç kez red-dedilmifltir. En önemli red karar› iseprogramda kad›n erkek eflitli¤ininve kad›n haklar›n›n yer almamas› veaz yer almas› olmufltur. ‹slâm Fede-rasyonu 2001 y›l›n›n son aylar›ndaaçt›¤› bir mahkeme ile senatonunbu engellemesin aflm›flt›r. Mahke-me, devletin bir dinî cemaatin ne-leri programa dahil etmesi gerekti-¤ine karar veremeyece¤ini belirt-mifltir.

∑ Almaya federal bir devlettir. Her

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 3

bir eyalet e¤itim konusunda ba-¤›ms›z bir devlet gibi hareket eder.Dolay›s›yla, ‹slam din dersi konusun-da her eyalet kendi çözümünüüretecektir.

Nitekim, Hamburg, Protestan Kili-sesi sorumlulu¤unda herkes içindin dersi ad›yla dinler aras› bir dindersi içine ‹slâm’› da almaya çal›fl›r-ken, NRW ‹slâmische Unterwe-isung ad›yla Almanca bir ‹slâm DinDersini devlet eliyle planlay›p sun-ma denemelerini 1999’da bafllat-m›flt›r. Bavyera Eyaleti’nde üç uy-gulama ayn› anda yürütülmektedir:Türkçe ‹slâm din dersleri, Almancadeneme mahiyetli ‹slâm din dersle-ri ve Erlangen’de Cemaatle iflbirli¤iiçinde ‹slâm Din dersi.

∑ ‹slâm Din dersi konusunda Al-manya eyaletlerinin farkl› tecrübe-leri vard›r. Bu tecrübeler de aray›fl-larda etkisini gösterecektir. Bu tec-rübeleri, Anadilde ve Almanca ‹s-lâm Din Dersi tecrübeleri olmaküzere ikiye ay›rabiliriz.

Anadilde ‹slâm dersleri, genel ola-rak, Almanya’daki müslümanlar›nmisafir olarak bulundu¤u kabulüüzerine gelifltirilmifltir. Bunun içinde, derslerin planlanmas›ndan yü-rütülmesine kadar do¤rudan veyadolayl›, resmi ya da bilimsel gelinenülke katk›s› al›nm›flt›r. Gelinen ülke-nin din ve ahlâk yaflam ve yorumla-r›na önemli yer verilmifltir. Mesela,Bavyera ve Baden Württem-berg’de Türkiye’den görevli gidenö¤retmenler, Türkiye’de haz›rlan-m›fl program ve kitaplara göre Din

dersi okutmufllard›r. NRW’de ise,eyalet E¤itim Bakanl›¤›nca Prog-ram ve kitaplar haz›rlanm›fl, yinekendileri taraf›ndan atanm›fl ö¤ret-menlerce anadili dersi içinde oku-tulmufltur.

Almanca ‹slâm Din Dersleri ise 1999y›l›ndan itibaren Kuzey Ren West-falya’da uygulamaya, deneme ma-hiyetinde girmeye bafllam›flt›r.2001-2002’de Bavyera’da denememahiyetinde bafllat›lm›flt›r. Ber-lin’de ise bir ‹slâm Cemaati Alman-ca dersi uygulamas›n› 2001-2002ö¤retim y›l›nda bafllatm›flt›r. YineBavyera’da Erlangen flehrinde Al-manca ‹slâm Din Dersi denemeolarak 2002-2003 ö¤retim y›l›ndaokutulmaya bafllam›flt›r.

Burada en önemli faktör, misafir ifl-çi kavram›n›n yerini göçmen vatan-dafl kavram›na terk etmesidir. Al-manya’n›n kendisini göç kabuleden bir ülke olarak görmeye bafl-lamas› bunda etkili olmufltur. Art›k,Almanya’da kendi dinini otantikolarak yaflayabilen bir vatandafl ye-tifltirme hedeflenmektedir; ülkesi-ne döndü¤ünde kendi ülkesine di-nî-kültürel aç›dan yabanc›laflmam›flmisafirler yetifltirmek de¤il. Bununyan›nda, art›k anahtar kavram sa-dece ‘kendi dinini otantik olarakö¤renmek ve yaflamak’ de¤ildir;bunun yan›na, ayn› a¤›rl›kta de-¤er tafl›yan, ‘içinde yaflad›¤› Bat›H›ristiyan Kültürlü Alman Toplu-muna uyum sa¤layan’ ifadesi deyerleflmifltir.

Almanya’daki ‹slâm Din Derslerinin

amaçlar›n›n, muhtevalar›n›n ve me-totlar›n›n nas›l olmas› gerekti¤i hu-susunda, Türkiye’deki dersin amaç,muhteva ve metotlar›n›n önemlikatk› sa¤layabilece¤i ileri sürülebilir.Ama, burada Almanya okullar›ndakonulacak dersin türü önemli roloynayacakt›r. Bu konuda kiliselerbaflta olmak üzere milli e¤itim ba-kanl›klar› ile dini cemaatler aras›ndauzlaflma aray›fllar› k›sa sürmeyecekgibidir. ‹slâm’da kilise benzeri bir ya-p›lanma olmay›fl›, anayasan›n ön-gördü¤ü muhatab› bulma nokta-s›nda s›k›nt› ç›karmaktad›r. Her ce-maatim diyene din dersi vermekAlman Devletinin kabul etmek iste-medi¤i bir durum olarak gözük-mektedir. Anayasan›n öngördü¤üdersin d›fl›nda bir ‹slâm din dersi ise,baflta kiliseler olmak üzere baz›Müslüman cemaatler taraf›ndankabul edilmemektedir. Özellikle kili-seler, kendi dersleri konusunda dabir örnek olur ve ders üzerindekihak ve yetkilerimizi kaybederiz en-diflesiyle ‹slâm din dersinin devlettaraf›ndan planlan›p uygulanmas›-na fliddetle karfl› ç›kmaktad›rlar.LER konusunda verdikleri mücade-le bunun bir örne¤idir.

Bundan sonra Almanya’da nas›l birgeliflme beklenmesi gerekti¤i ko-nusunda, kesin olamamakla birlik-te, Weimar Ça¤r›s›na bakabiliriz:

Nedir Weimar Ça¤r›s›?

Weimar Ça¤r›s›, Federal AlmanyaKültür/E¤itim Bakanlar› Konseyi (KMK)’nin 13/14 Mart 2003 tarihlerin-de Weimar’da ‹slâm Din Derslerinibilimsel ortamda tart›flmaya aç-mak üzere düzenledi¤i uluslar aras›konferans›n sonuç bildirgesidir.Ça¤r› alt› k›s›mdan oluflmaktad›r veoldukça kapsaml›d›r. ‹slâm Din ders-leri aç›s›ndan flu noktalar› özetleye-rek ön plana ç›karabiliriz:

Almanya’da Müslümanlar yaflamak-tad›r. Bu Müslümanlar farkl› inançyorumlar›na ve buna uygun yaflamideallerine sahiptirler. Çeflitli der-nek vb. yap›lanmalar› vard›r. ‹s-lâm’da ruhanî-kilise bir benzeri yap›yoktur.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 4

Almanya seküler, H›ristiyan kültürüve ayd›nlanma üzerine kurulmufl-tur. Anayasal olarak Müslümanlarda eflit haklara sahiptir. Kimse on-lardan dinlerini de¤ifltirmelerinibekleyemez. Onlar da, hakl› olarak,de¤ifltirmek istemezler.

Uyum, ancak farkl› kültür ve dinleremensup insanlar›n eflit olarak birlik-te yaflayabildikleri ve eflit flekilde si-yasî, toplumsal, ekonomik ve kültü-rel kat›l›mlar› garanti edildi¤indegerçekleflir… Uyum, MüslümanlarlaMüslüman olmayanlar›n karfl›l›kl›olarak birbirlerine katlanmalar› de-¤il, aksine birbirlerini kabullenmele-ridir. Bunun ön koflulu ise diyaloggücünün gelifltirilmesidir. Bu ne-denle ‹slâm din dersleri, ö¤rencile-rin bu güçlerini desteklemelidir.

‘Baflta okullar olmak üzere, tüme¤itim ve ö¤retim merkezleri, din-ler aras› ve kültürler aras› diyalogunö¤renilmesinde önemli merkezler-dir…’

Ö¤retmen yetifltirmede okulunbu görevi dikkate al›nmal›d›r.

‘Di¤er dinler ve kültürler hakk›ndaoldu¤u gibi kendi dini ve kültürelde¤erleri konusunda bilgi sahibiolunmadan kültürler aras› ve dinleraras› diyalog olmaz. Bu nedenledünya dinleri ve büyük kültürlerhakk›ndaki bilgiler ö¤retim prog-ramlar›n›n ve derslerin do¤al birparças›d›r.

Tüm Federal Eyaletler, Müslümanö¤rencilerin din e¤itimlerinin oku-lun görev alan›nda oldu¤u konu-sunda hemfikirdirler.

Yasalara uygun cemaatsel yap›lan-ma flartt›r.

4. Almanya’da ‹slâm Din DersiÖ¤retmenlerinin Nitelikleri

Almanya okullar›nda ders vere-cek bir ‹slâm din dersi ö¤retmeni,bir nevi ‹slâm içi kültürler aras› e¤i-timden geçirilmelidir. S›n›f›nda bu-lunan, çeflitli kültürlere mensupMüslüman çocuklar›n, dinî-kültürelalt yap›s›n› bilecek, gerekti¤indeonlar›n dinî kavramlar›n› anlayabile-cek ve o kavramlarla aç›klamalarda

bulunmas›na yard›m edecek birkültürler aras› e¤itim ihtiyac› vard›r.

Anadilde din dersi alabilmek çokönemlidir. Almanya’n›n flartlar›, yaniayn› okulda farkl› ana dillere sahipçocuklar› ortak bir dilde bulufltur-ma ihtiyac›, ki di¤er politik gerekçe-lendirmelere kat›lam›yorum, Al-manca ‹slâm din dersi, ‹slâm dininiö¤retebilme aç›s›ndan s›k›nt›l›, hat-ta tehlikelidir. Çünkü, insanlar kav-ramlarla düflünür. Almanca dini kav-ramlar tabii olarak H›ristiyanl›k içe-riklidir. Okulda ve toplumda yafla-yarak Almanca ö¤renmifl Müslü-man çocu¤unun ö¤rendi¤i dini ke-lime kavramlar H›ristiyan kelime vekavramlar›d›r. Dolay›s›yla, ‹slâm DinDersinin ‹slâm dini ile flekillenmiflkavramlarla ö¤retilmesi gerekir.Hatta bu kavramlar›n her çocu¤unkendi dilinde olmas› yararl›d›r. ‹flte,program gelifltirme, kitap yazmave ö¤retmen yetifltirme aflamala-r›nda bu göz önüne al›narak çal›fl-malar yap›lmal›d›r. Bir ö¤retmen,namaz, salat, Gebet vb. kelime vekavramlar› gerekti¤inde birlikte kul-lanarak ö¤retim yapabilmelidir.

Bunun yan›nda, ö¤retmenlerin,Temel ‹slâm Bilgileri yan›nda, farkl›‹slâm yorumlar› ile bunlar›n günlükyaflamdaki yerini bilmesi, bunlar› an-lay›p yorumlayabilmesi gerekir.

‹çinde yaflan›lan toplumdan bafl-layarak, çocuklar›n karfl›laflacaklar›dinler ve bunlarla iliflkiler hakk›ndada birikim sahibi olmas› beklenir.

‹slâm Din Dersi ö¤retmelerinin,ö¤retmenlik formasyonu e¤itimibak›m›ndan di¤er alan ö¤retmen-leriyle eflit olmas› gerekir. Almanyaaç›s›ndan düflünüldü¤ünde bu ö¤-retmenlerin ikinci bir alan›n ö¤ret-meni olmalar›na da gerek vard›r. Bircümleyle ifade etmek gerekirse; ‹s-lâm Din Dersi Ö¤retmeni, e¤itimi,haklar› ve sorumluluklar› itibar›yla di-¤er ö¤retmenlerle eflit olmal›d›r.

5. Çeflitli ‹slâm Anlay›fl ve Yo-rumlar›n›n Din Ö¤retimine Al›n-mas›

Çeflitli ‹slâm Anlay›fl ve yaflay›flla-

r›n›n ‹slâm Din Derslerine konu yap›-l›p yap›lmayaca¤›, yap›lacaksa han-gi amaçla ve ne kadar yap›laca¤›,tamam›yla benimsenen din dersimodeline ba¤l›d›r. E¤er mezhepve doktrin merkezli olarak ve bir di-nin ve mezhebinin inan›rlar›n› yetifl-tirmeyi hedefleyen bir din dersimodeli benimsenmiflse, ya hermezhebe ayr› din dersi verilir, ki Al-man Anayasas›n›n öngördü¤ü dersbudur; ya da tüm mezheplerin bir-likte ö¤retildi¤i mezhepler aras› birmodel benimsenir. Hannover böl-gesinde denenen Ekümenik dindersi bunun örne¤idir. Nitekim ayn›eyaletteki Osnabrück Üniversitesi‹slâm Din Dersi Ö¤retmeni yetifltir-mek üzere açt›¤› programda, ben-zer bir ‹slâm din dersi modeli savun-makta ve bu dersin ö¤retmeniniyetifltirece¤ini belirtmektedir. ‹s-lâm Kültürü gibi anlamlara gelenKuzey Ren Westfalya’daki AlmancaDin Dersini elefltirmekte, ama ayr›ayr› her Müslüman cemaate dersay›rman›n imkans›zl›¤›ndan hare-ketle, Sünni fiii tüm Müslümanlar›nkendilerini bulacaklar› bir derstensöz etmektedir.

Türkiye’nin din dersi modeli, da-ha önce de belirtti¤im gibi, mez-hepler üstü ve di¤er dinler aç›l›ml›-d›r; ahlâk ile de birlefltirilmifltir. Böy-le bir din ve Ahlâk dersi, bilebildi¤i-miz kadar›yla ilk kez Türkiye’de uy-gulanm›flt›r.. Son y›llarda Avrupa’dabenzer aray›fllar görülmektedir.Norveç’teki, H›ristiyanl›k, Di¤er Din-ler ve Dünya Görüflleri dersi di¤erbir denemedir.

‹slâm’da, H›ristiyanl›kta oldu¤u gi-bi bir mezhep-din anlay›fl› yoktur.Bunun için, ‹slâm’›n temel kaynakla-r›na dayal›, mezhepler üstü bir dinö¤retimi okul için uygundur. Ancakbunu, di¤er yorumlar› yok sayma-dan, bir nevi mezhepler aras› flek-linde planlay›p uygulayabilmekönemlidir.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 5

“Arkas› dönükken iflitme engelliyeça¤r›y› duyuramazs›n.” (Rum Suresi,52)

Yaz› bafll›¤›m›z, “‹flitme Engelliler”ile “Din E¤itimi ve Ö¤retimi”ndenoluflmaktad›r. Bu yaz›da iflitme en-gelliler ve e¤itim tarihçesi üzerindedurulmayacak, çal›flt›¤›m okuldakitecrübelerimden hareketle Din E¤i-timi ve Ö¤retimiyle ilgili sorunlar be-lirlenmeye çal›fl›lacakt›r. Bu flekliyleyaz›m›z, ‹flitme Engellilerde Din E¤iti-mi ve Ö¤retiminin nas›l yap›lmas› ge-rekti¤ine bir girifl olacakt›r.

‹flitme Engelliler ‹letiflim Yöntem-leri

‹flitme, insan varl›¤›na ait özürler-den biridir. ‹flitme özrü ile ilgili yap›lantan›mlara bakt›¤›m›zda: “Kiflinin geli-flim, uyum, özellikle iletiflimdeki gö-revleri yeterince yerine getiremeyi-flinden ortaya ç›kan durum”, “Bir bire-yin iflitme testinden ald›¤› sonuçlar,kabul edilen normal iflitme efliklerin-den belirli derecede farkl› olup, iflit-me kayb›n›n derecesi, bireyin diledinmesini ve e¤itimini engelleyiciderecede ise; iflitme engelinin varl›-¤›ndan söz edilebilece¤i”, baflka birtan›mda “‹flitme engeli, iflitme duyar-l›¤›n›n, kiflinin geliflim, uyum, özellikleiletiflimdeki görevlerini yeterince ye-rine getiremeyifl hali”, bir di¤erinde“Bireyin yükseltme ya da yükseltme-siz; iflitme yoluyla dile ait bilgileri top-lama sürecinden yetersizli¤e sahipolmas›na, bu yetersizli¤in e¤itselperformans›n› önemli derecede et-kilemesine yol açan a¤›r derecedeiflitme yetersizli¤i durumu” olarak ta-n›mlanmaktad›r. ‹flitme yetersizli¤iise çocu¤un e¤itsel performans›n›önemli derecede etkileyen, kal›c›

olarak ya da düzensiz bir flekilde de-¤iflen ancak iflitme probleminin ol-mas› durumudur. (Tan›mlar için bak.fienol, 2004/1, s.19)

Tan›mlara bakt›¤›m›zda iflitme en-geli, temelde “iletiflimin sa¤lanama-y›fl›”ndan ortaya ç›kan, dil gelifliminive e¤itimini, yani çevresiyle iletiflimi-ni etkileyen bir durum olarak görün-mektedir. Yaz› konumuzun e¤itim-ö¤retim olmas›, iletiflimi epistemolo-jik aç›dan ele almam›z› gerekli k›lmak-tad›r. Epistemolojik aç›dan iletiflimolay›nda üç unsur vard›r. ‹leten, ileti-len ve ikisi aras›nda kurulan ba¤, yaniiletiflimdir. ‹nsan›n bu anlamda ileti-flimde kulland›¤› araçlar›, befl duyusuve akl›d›r. Öyleyse engel, iletiflimaraçlar›ndan birinin flu veya bu se-beple devreden ç›kmas›; iletenin ile-tilenle kurdu¤u ba¤da, iletiflim araç-lar›ndan birisini kullanamamas› duru-mudur. ‹letiflim araçlar›ndan birini kul-lanamayan kimse, özürlü kimsedir.

E¤itimde f›rsat eflitli¤inin sa¤land›-¤›, yani özürlerine uygun e¤itim-ö¤-retim ortamlar›n›n haz›rland›¤› engel-lilerden birisi, hiç flüphesiz ‹flitme En-gellilerdir. Özürlerine uygun e¤itim-ö¤retim ortamlar›n haz›rlanmas› ka-dar iflitme engellilerin e¤itimindeönemli olan di¤er bir unsur, e¤itimve ö¤retimde kullan›lan “yöntem-ler”dir. Daha aç›k söylemek gerekir-se engelliler için e¤itim-ö¤retim or-tam›n›n haz›rlanmas› kadar, bu or-tamda kullan›lacak yöntemler deönemlidir. Zira yöntem, bilgi ve bilgi-nin aktar›m› söz konusu oldu¤undaher zaman önemini korumaktad›r.Uygun yöntem seçilmedi¤i ve kulla-n›lmad›¤› takdirde haz›rlanan “uygunortam”›n ve ortam›n haz›rlanmas›

için yap›lan harcamalar›n bofla git-mesi söz konusudur. Özbay, 1958 y›-l›ndan beri sa¤›rlar e¤itiminde “sözlüiletiflim” yönteminin kullan›lmas›mecburi hale gelmifltir, dese de iflit-me engellilerin e¤itiminde kullan›laniletiflim yöntemleri aras›nda “sözel”,“iflaret”, “total” ve “iki-dil” yöntemi ol-mak üzere dört iletiflim yöntemi be-lirtilir.

‹flitme Engellilerin Nitelikleri veSorunlar›

Bir okul müdürü, duygulu yaz›s›ndaiflitme engellilerle ilgili iki niteliktensöz eder. Biri “konuflamamalar›” ikin-cisi “duyamamalar›”d›r. Okul Müdürü,bu iki nitelikten dolay› toplumun on-lar›, sa¤›r, dilsiz hatta deli olarak nite-lendirdi¤i görüflündedir. (Güner,2004/1, s.2)

‹flitme kayb› % 100 olmayan, dolay›-s›yla konuflan bir iflitme engelli ö¤-renciye göre iflitme engellilerin, me-saj çekme veya yaz› yazma, konuflanm› yoksa engelliyle mi olaca¤›n› bile-medikleri evlenme, borç alma borçverme, arkadafllar›n›n kendileri hak-k›nda “kötü” demelerini temizleme,okulu bitirme ve mezun olma, aile-siyle iletiflim kurma vb. sorunlar› var-

‹flitme EngellilerdeDin E¤itimi ve Ö¤retimi

‹rfan Görkafl *

* *Bolvadin ‹flitme Engelliler Meslek Lisesi Md.Yrd.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 6

d›r. Ayr›ca onlar, hasta olduklar›ndadoktorlara flikayetlerini anlatama-maktad›rlar. Doktorlar, anlat›lama-yan flikayete göre “tahmini” ilaçlaryazmaktad›r. Spordan yani futbol,voleybol, basketbol vb.den çok iyianlamaktad›rlar. Bafllar›na darbe al-d›klar›nda beyinlerinin bozuldu¤unusöylemektedirler. Ama flakalafl›rkenbir arkadafl› vurdu¤unda hiç flikayet-çi olmamakta, fazla kitap okuma-makta ve yazmamaktad›rlar. Ö¤ren-ciye göre onlar, duymad›¤›ndan an-lamamaktad›rlar ama meslek ö¤ren-meleri çok iyidir. Sert flakalar yapar-lar, yapmay› severler. Ö¤renci, arka-dafllar›na aileleriyle telefon görüfl-melerinde yard›m eder. Mesajla an-laflmalar›n›, özellikle konuflanlarla an-laflmalar›n› sa¤lar. Yani tercümanl›keder. (Görkafl, 2005, s.2)

‹flitme engellilerin içinden gelen ikitan›¤›n söyledi¤ini bir arada düflün-dü¤ümüzde onlar›n, temel niteli¤i“iflitmeme”dir. Di¤er nitelikleri ve so-runlar› iflitme engelinden kaynakla-nan nitelikler ve sorunlar olarak gö-rünmektedir. Yani sorun, iletiflim zor-lu¤udur. ‹letenle iletilen aras›ndakiba¤›n kurulamamas›ndad›r. Okul or-tam›nda bu ba¤, ö¤renci ve ö¤ret-men aras›ndad›r. Sözlü iletiflim yön-teminin tercih edildi¤i bir e¤itim or-tam›nda ise % 100 engelli bir ö¤renci-nin iletileni anlamas› ile iletenin “ileti-lenin, yani bilginin” alg›land›¤›n› kont-rol etmesi gerçekten büyük bir so-rundur.

‹fi‹TME ENGELL‹LERDE D‹N E⁄‹T‹-M‹ VE Ö⁄RET‹M‹

Bilindi¤i gibi Din e¤itimi ve ö¤reti-mi, Anayasan›n 24. maddesine göreörgün e¤itimde zorunlu dersler ara-s›nda yer almaktad›r. Din e¤itimininverildi¤i ve verilece¤i en uygun yer,Atatürk’ün ifade etti¤i gibi okuldur.Bu anlamda Kur’an Kurslar› d›flta tu-tuldu¤unda, dinin hem e¤itimininhem ö¤retiminin yap›ld›¤› okullar, or-ta e¤itim sistemimizde ‹mam-HatipLiseleridir. ‹mam-Hatip mesle¤i, dili iyianlamay› ve iyi kullanmay› gerektiren

bir meslektir. Dolay›s›yla iflitme en-gellilerin, engelleri gere¤i bu mesle-¤i edinmeleri düflünülemez ve hiçdüflünülmemifltir. O halde Din e¤iti-mi ve ö¤retimi ayn› gerekçeden,özel e¤itimle verilmelidir, ama göre-bildi¤imiz kadar›yla bu konu üzerindebugüne kadar durulmam›flt›r.

‹flitme Engellilerin e¤itim tarihi, on-lar›n ‹lkö¤retim, Meslek Liseleri veYüksek Ö¤retim olmak üzere üç türseviyede e¤itim ald›klar›n› göster-mektedir. Ama din e¤itimi ve ö¤reti-mi “kültür” ve “ahlak” anlam›nda ‹lkö¤-retim Okullar›nda 2 ders saati ve ‹flit-me Engelliler Ortaö¤retim kurumlar›olan Meslek Liselerinde 1 ders saatiolarak verilmektedir. Bu ders orta-m›nda iletiflim için tercih edilen yön-tem de yukarda geçti¤i gibi “sözlü(oral)” yöntemdir.

Din E¤itimi-Ö¤retiminin ‹letiflimSorunlar›

Din E¤itimi ve Ö¤retiminin iletifli-miyle ilgili sorunlar› iki kategoride elealmak mümkündür. Birincisi iflitmeengelliler özel e¤itim ortam›yla ilgilisorunlar, ikincisi iflitme engelliler or-tam›ndaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgi-sinin iletiflimiyle ilgili sorunlar.

‹flitme Engelliler Özel E¤itim orta-m›yla ilgili sorunlar, e¤itim ortam›n›nözel e¤itime ne kadar uygun düzen-lendi¤i ve iflitme engellinin özel e¤i-tim ortam›nda iletilecek olanlara nekadar haz›r oldu¤u ile ilgili sorunlard›r.Bu sorunlar›n birincisi, fiziki yap›yla ilgi-li sorunlard›r ve e¤itim sistemininmaddi imkanlar›na ba¤l›d›r. Fiziki ya-p›yla ilgili sorunlar›n temelinde yeralan maddi imkanlar›n karfl›lanmas›,di¤er e¤itim ortamlar›n›n karfl› karfl›-ya bulundu¤u, afl›lmas› için bir süre-cin gerekti¤i sorunlard›r. Bu süreçiçerisinde, sorunlar›n halli için gereklitedbirlerin baz›s› al›nm›flt›r, al›nmayada devam etmektedir. Süreç içeri-sinde halledilecek sorunlara ve al›-nan tedbirlere, okul binalar›, iflitmegrubu cihaz laboratuarlar›, fen labo-ratuarlar›, bilgisayar laboratuarlar›,atölyeler, spor tesisleri, s›n›f TV’leri,

CD veya DVD çalarlar›… örnek olaraksay›labilir. Bunlar, e¤itim ortam›n›nözel e¤itime uygunlu¤unun flartlar›-d›r ve iletiflimde kullan›lacak yard›mc›araçlard›r.

Ö¤renci aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, ile-tiflimde en önemli faktör ö¤rencinin“haz›r bulunufllu¤u”dur. Her ö¤rencie¤itim ortam›na bir tak›m bilgilerlehaz›r olarak gelir. ‹flte e¤itimin ya dailetiflimin bafllayaca¤› nokta, bu nok-tad›r. Daha a盤› iletiflimin temel flar-t›, ö¤rencinin iyi tan›nmas›d›r. ‹yi tan›-nacak ö¤renci iflitme engelli oldu¤u-na göre ö¤retmenin iflitme engelliyitan›ma yöntem ve tekniklerini bilenolmas› temel noktad›r. Her birey e¤i-tim ortam›na geldi¤inde bir anadiliedinmifl olarak gelir. Öyleyse iletifli-min temel flart›, ö¤retmenin bu ana-dili biliyor olmas›d›r. Türk e¤itim siste-minin temel ve resmi dili, Türkçe’dir.Dil, bireyin kendisini, düflüncesini, bil-gisini sözlü ve yaz›l› ifade etme yaniiletiflim kurma arac›d›r ama okul orta-m›na yeni gelen bir iflitme engelliiçin anadilin farkl› oldu¤unu söyleme-miz, her halde yanl›fl olmaz. Zira o,kendisini, duygular›n›, düflüncesinisözle ve yaz›yla de¤il iflaretle yap-maktad›r. Öyleyse onun anadili yada iletiflimde kullan›lacak temel, ifla-ret dilidir. ‹lkö¤retimde e¤itim, oku-ma yazma ile bafllan›ld›¤›na göreokuma yazma, iflaret dilinden yaz›yave okumaya gidilerek gerçeklefle-cek demektir.

Özel e¤itimin iflitme engelliler or-tam›ndaki ö¤renciyle ilgili sorunlar›-n›n ikincisi, onun geliflimiyle ilgilidir.Bu yönüyle o, akranlar›yla hem ben-zer hem farkl› niteliklere sahiptir. Bi-yolojik geliflimi, onun akranlar›ylabenzer yönüdür. Engeli sebebiylesosyal, duygusal ve biliflsel yönü, ak-ranlar›ndan farkl› oldu¤u nitelikleridir.Ad› geçen yönlerinin geliflimi, ailesi,ö¤retmeni ve çevresiyle kurabildi¤iiletiflimine ba¤l›d›r. Bu iletiflim ise herzaman kolay olmamaktad›r.

‹flitme Engellilerdeki Din Kültürüve Ahlak Bilgisi dersinin sorunlar›yla il-

gili, bilebildi¤imiz kadar›yla, bugünekadar bir fley söylenmifl de¤ildir. Onedenle bizim burada söyleyecekle-rimiz, bir y›ll›k deneyimimizle gözlem-ledi¤imiz ve tespit etti¤imiz sorun-lard›r. ‹flitme engeli sebebiyle ortayaç›kan sorunlar›, temelde ikiye ay›rabi-liriz. Birincisi iflitme engelinden kay-naklanan sorunlar, di¤eri Din Kültürüve Ahlak Bilgisi dersinin iflitme engel-liye ö¤retilmesinden kaynaklanansorunlard›r. Birinci sorun, iflitme en-gellinin düflünme ve ifade etme ni-teli¤iyle ilgili sorunlar; ikincisi, din kül-türü ve ahlak bilgisinin iflitme engelli-nin düflünce ortam›na aktar›lmas›ylailgili sorunlard›r. Daha netlefltirirsekbirincisi, iletiflim kanallar›ndan birinint›kal› olmas›yla düflünüflte meydanagelen de¤iflme ile ilgili sorunlar iken;ikincisi, iletiflim kanallar› aç›k olan dü-flünme ortam›n›n gerekli olmas›n-dan kaynaklanan sorunlard›r. Baflkabir deyiflle bu iki grup sorun, iflitmeengellinin düflünüfl biçimi ile ‹slam’›nvaz edildi¤i düflünce ortam›n›n nekadar örtüfltü¤ü ile ilgilidir. Düflünceise yukar›da söz konusu edildi¤i gibi“dil”le görünür hale gelen olgudur.Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi aç›-s›ndan dil ise iflitme engellilerde, ikilibir yap› arzetmektedir. ‹flaret dili veDin dili.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nin ‹kiDili: ‹flaret ve Din Dili

‹flaret Dili ve Mahiyeti

‹flaret dili, iflitme engellilerin ileti-flim araç ve yöntemini anlatmaküzere kullan›lan bir terim. Basitçe ta-n›mlamak gerekirse iflaret dili, dörtduyuyla alg›lanan varl›¤›n, mimiklerledesteklenen el iflaretiyle anlat›lmas›-d›r, diyebiliriz. ‹flaret dilinin mahiyetiise elle iflaret edilerek görünür halegelen düflüncenin gerisindeki an-lamlar dünyas›d›r. O nedenle iflaretdilinde görünür hale gelen anlamlardünyas›, bir düflünüfl tarz›d›r. Teknikterimle “mant›k” t›r. Sesli düflünme-nin karfl›l›¤›, iflaret dilidir denirse; ses-siz düflünmenin karfl›l›¤›, iflitme en-gellinin mant›¤›d›r, diyebiliriz.

Bilindi¤i gibi mant›¤›n konusu,“mant›kl› düflünme”dir. Bu sebeplemant›k, “Do¤ru düflünme kurallar›n›nbilgisi” diye tarif edilir. (Taylan, 1996,12) E¤itim-ö¤retimde iflitme engelliy-le iletiflim sorunlar› yafland›¤›na göreiflitme engelli mant›¤›n›n düflünmekurallar› nelerdir, iflitme engellilermant›¤› ile engelsiz mant›k kurallar›aras›nda fark var m›d›r, fark düflünmekurallar›nda m› yoksa ifade edilifl biçi-minde mi söz konusu olmaktad›r,benzeri sorular›n cevapland›r›lmas›-na ihtiyaç vard›r. Bu sorulara, iflitmeengelli e¤itiminde bir y›ll›k deneyimiolan birisinin cevapland›rmas› müm-kün de¤ildir, ama Aristo, ‹bn Sina veKant’›n söyledikleri ›fl›¤›nda her bire-yin, engelli olsun veya olmas›n, düflü-nüfl flekillerinin ayn› olmas› gerekti¤i-ni, fark›n ifade biçiminden kaynaklan-d›¤›n› söylememiz gerekir. O haldebir y›ll›k deneyime sahip birinin yapa-bilece¤i fley, Mant›k disiplini aç›s›n-dan, yetiflkinler için bir k›lavuz olarakhaz›rlanan Bakanl›k’›n ‹flaret Dili çal›fl-mas›na bakarak baz› fleyler söyle-mek ve konuya girifl yapmaktan iba-rettir.

‹flaret Dili Mant›¤›nda Kavramlarve Önermeler

Mant›k her fleyden önce ak›l yü-rütme, ispatlama bilimidir, denilebilir.Ak›l yürütme (istidlal) ve ispatlamaise k›saca “düflünme biçimi”dir. ‹kinciolarak Mant›k, kavramlar, terimler veönermelerle u¤raflan bir disiplindir.(Taylan, 1996, s.13) Konumuz gere¤ibiz, ikinci tan›mda verdi¤imiz yönüy-le iflaret dili mant›¤›ndan söz edece-¤iz.

Kavram, bir objenin zihindeki ta-savvurudur. Buna fikir (ide) de diyebi-liriz. Kavramda objenin tasdik ve inka-r› yoktur. Kavram dille ifade edilirseterim ad›n› al›r. (Öner, 1982, s.16) Tan›-ma göre iflitme engelli mant›¤›ndakifark, objenin sesle ilgili yönünün zi-hinde aç›k seçik tasavvur edileme-mesinde ve “terim”dedir. Terim, ob-jenin el iflaretiyle anlat›m›d›r. Kavramise terimin iflitme engelli zihnindeki

anlam›d›r.

Kavramlar, Mant›k disiplininde tektek ve birbiriyle iliflkileri aç›s›ndan eleal›nmaktad›r. ‹flitme engelliler aras›n-da ortak bir dilin sa¤lanamam›fl vegelifltirilememifl olmas›yla ilgili itiraz-lar bizi, kavramlar› ancak tek tek elealma imkan›na götürmektedir. ‹flit-me engelli hiç flüphesiz tekil ve tikelkavramlar› bilmektedir. Ankara, Af-yon, Denizli, flehirlerinin iflareti vard›r.Baz›s›, yar›s›, az›, hepsi gibi tikelleri ifla-retleyebilmektedir. Bakanl›k’›n ‹flaretDili çal›flmas›na bakt›¤›m›zda iflitmeengellinin, tümel kavramlar› da bildi-¤ini varsayabiliriz. Zira onlar, memle-ket/ülke/flehir veya köyü bilmekte,iflaretle anlatmaktad›rlar. Ama dene-yimime dayanarak tümel bilgilerinin,tekil ve tikel bilgileri kadar genifl vegeliflmifl olmad›¤›n› söylemeliyim.

Bir nesneye, bir varl›¤a delaleteden somut kavram›, iflitme engellibilmektedir ama soyut kavramlar› bil-di¤ini söylemek zordur. Zira zorluk,kavram›n bir olufl tarz› ifade etmesin-den kaynaklanmaktad›r. Sözgelimiiflitme engelli “beyaz”› bir nesnedenhareketle bilmesine ve ifade etme-sine ra¤men “beyazl›k”, “insanl›k” gibiolufl ifade eden soyut kavram› anla-makta ve ifade etmekte zorlanmak-tad›r. ‹flitme engelliler, bir gruba de-lalet eden ama fertte gerçekleflendisrübitif kavramlar› bilmektedirler.Sözgelimi, asker, iflçi, hizmetli, ö¤ret-men kavramlar›n› rahatl›kla bilir veiflaretlerken, fertler grubunda ger-çekleflen kollektif kavramlar› her za-man anlad›klar› söylenemez. Sözgeli-mi ordu, meclis, gibi kollektif kavram-lar› anlamakta ve ifade etmekte zor-luk çekmektedirler.

Önerme iki veya ikiden fazla te-rimle yap›lan bir sözdür. Öyle bir söz-dür ki do¤ru ve yanl›fl olmas› gerekir,diye tan›mlan›r. (Öner, 1982, s.45) ‹flit-me engellilerin kavram dünyas›nabakt›¤›m›zda onlar›n “do¤ru” ve “yan-l›fl” kavramlar›n› bildiklerini, terim ola-rak ifade ettiklerini görüyoruz. ‹flitmeengellilerle ilgili e¤itim-ö¤retimin te-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 7

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 8

mel hareket noktas›, onlar›n bu bilgi-sidir. Ancak önerme bir hükümdür,bir yarg›d›r ayn› zamanda. Yarg› isezihnin bir ifllemidir. Bu ifllem ifadeedildi¤inde önerme ad›n› al›r. Teknikterimle söylersek bir önermede biryüklenen, bir yüklenilen ve bir de iki-si aras›ndaki iliflkiyi sa¤layan ba¤ var-d›r. “Hava, aç›kt›r” önermesinde “ha-va” yüklenen, “aç›k” yüklenilendir. ‹kisiaras›ndaki ba¤ ise “d›r” ekidir. ‹flitmeengelli mant›¤›nda bu önerme “Ha-va aç›k” fleklinde ifade edilmekte,“d›r” eki iflaretlenmemekte, ikisi ara-s›ndaki ba¤ iletilenin zihinde gerçek-leflmektedir.

Önermeyi oluflturan terimlerin ekalmam›fl kök terimlerden oluflmas›durumlar›nda iflitme engelli mant›-¤›nda herhangi bir sorun olmamak-tad›r. Ek alm›fl terimlerle kurulanönermelerin anlafl›lmas› ya da ileti-flimde do¤rulu¤u veya yanl›fll›¤›nahükmedilmesi o kadar kolay olma-maktad›r. Sözgelimi “Ahmet ak›ll›d›r”,“Ya¤mur ya¤arsa sokaklar ›slan›r”önermeleri, ifade etme (iflaretleme-si) ve anlafl›l›rl›k aç›s›ndan zorluklariçermektedir. Örneklerimizde yeralan “ak›ll›” terimi, “ak›l” terimi ile “ya¤-mur” ile “ya¤mak” terimi, “sokak” ile“sokaklar” terimi ve bizatihi “›slak” yada “›slan›r” terimi ya ayn› iflaretlen-mekte veya iflaretlenememektedir.Bu zorluk, önermelerin somuttansoyuta gitme, kökten ekle yeni teri-me dönüflme oran›nda artmaktad›r.Ayr›ca “e¤er”, “sa” gibi somut karfl›l›¤›olmayan eklerin önermedeki fonksi-yonlar›n›n anlafl›lmas› baflka bir zorlukiçermektedir. Ayn› flekilde niteleyenkavramlar, nitelenen kavramlardaanlam de¤iflikli¤ine yol açt›¤› sürecezorlu¤u içersinde bar›nd›rmaktad›r.‹simlerle ve eylemle nitelenen kav-ramlar ile mecaz kullan›mlar› bu türzorluklar içeren terimlerdir.

‹flitme engelliler “önce-flimdi-son-ra”, “dün-bugün-yar›n” kavramlar›n› bil-melerine ve iflaretlemelerine karfl›l›k“eylem-fiil”le ilgili özellikle yaz› dilinde-ki “zaman”› anlamakta ve anlatmakta

zorlanmaktad›rlar. Örneklememizgerekirse, “di/d›/du/dü; yor;ecek/acak” eklerini kullanma ve anla-mada zorlanmaktad›rlar. Bu zorluk,onlar›n Türkçe yazma ve yaz›lan› an-lama yeteneklerinin gelifltirilemedi-¤inin göstergesidir.

Önermelerin olumlu veya olum-suz olufllar›, iflitme engellilerin mant›-¤›nda sorun oluflturmad›¤›n› söyle-yebiliriz. Olumu-Olumsuzluk anlam›n-da iflitme engelliler mant›¤›nda kulla-n›lan terimler, “var-yok”, “olur-olmaz”,“evet-hay›r” gibi kavramlard›r. ‹letiflim-de iflitme engelliler, ad› geçen ikilikavramlardan birisiyle olumlu veyaolumsuzlu¤u iflaretlemektedirler.

Din Kültürü ve Ahlak

Bilgisinin Dili

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alan›,konusu gere¤i hem somut hem so-yut düflünmeyi gerektiren bir alan-d›r. Di¤er bilim dallar›n›n oldu¤u gibionun da kendine has bir dili vard›r.Bu dili, din dili olarak adland›rmak sa-n›r›m yanl›fl olmayacakt›r.

‹flaret diliyle ilgili anlatt›klar›m›z, iflit-me engellinin soyut düflünmeyi ge-rektiren becerilerde daha baflar›s›zoldu¤unu göstermektedir. Onun so-yut düflünme becerisinin az geliflmiflolmas›, dinin soyut alan›n›, metafizi¤ianlamada, baflar›s›z olmas› sonucu-nu getirece¤i aç›kt›r. Öyleyse baflar›-s›zl›¤›n azalt›lmas› ve telafisi için so-yut alanla ilgili görsel malzemeninço¤almas› ve çeflitlenmesine ihtiyaçvard›r. Bir y›ll›k gözlemlerimizle, iflit-me engellilerin, izledi¤i Bat› filmleri-nin çeflitlili¤i ve çoklulu¤unun tesiriy-le, metafizik alanla ilgili olarak H›risti-yanl›¤a ait, insan bedenine musallatolan, insan bedenine giren “fleytan”anlay›fl›n› edindiklerini, “fleytan”› film-lerde ifade edilen görüntülerle ifla-retlediklerini biliyoruz. Bu anlamdason zamanlarda TV’lerde gösterilendin tarihi ve kültürü ile ilgili, az anla-t›ml› çok aksiyonlu Çizgi Filmlerin DinKültürü’ne ait metafizik alan›n anlafl›l-mas›, kavramlar›n›n gelifltirilmesinekatk›da bulunaca¤› aç›kt›r. Ancak on-

lar›n, ço¤alt›larak iflitme engellilerinistifadesine sunulmas› gerekmekte-dir.

‹flaret Dilindeki Dinî

Kavramlar›n Azl›¤›

Bakanl›¤›n iflaret diliyle ilgili yapt›¤›çal›flma, 1983’te bafllam›fl, 1995’te2000 kelime, deyim ve örnek cümle-lerle meyvesini vermifltir. Ad› geçençal›flmay› basit bir taramaya tabi tut-tu¤umuzda Din Kültürü ve Ahlak Bil-gisi alan›yla iliflkilendirilebilecek te-rimlerin flunlar oldu¤unu görüyoruz.Allah, peygamber/hoca/imam, me-lek, Müslüman, oruç, ruh, fleytan, sa-hur, emanet, muska, nikah, ezberle-mek, cenaze, cünüp, küs/darg›n, din,dilenci, faiz, dua, hac›, H›ristiyan, h›r-s›z, kader, kurban/et, Kur’an, cennet,cehennem, zengin, fakir, kötü/fena,cahil, cimri, cömert, iyi, güzel, maflal-lah, hay›rl› olsun, afiyet olsun, cami,minare, rüflvet, flahit, emir, yasak, ha-ram, niflan, küfür, tasdik, pis, memle-ket/ülke/vatan, münakafla, piflman,aflk, sevgi, k›skanç, utanmak, ay›p,korku, merak, bayram/Cuma, s›nav,imtihan, içki, bira, bilmek, ö¤renmek,ö¤retmek, zarar, kar, davran›fl, üvey,son, dikkat, tecavüz, efendi/sayg›, fli-kayet, fahifle, yafll›/ihtiyar, anne, ba-ba, kardefl, dost, arkadafl, borç,ödünç almak/emanet almak/misafiralmak, vb.dir.

‹flitsel girdinin az olmas› ya da hiçolmamas›, ‹flitme engellilerin Dinî-ah-lakî kavram geliflimlerinin yetersizli¤i-ne, kavram geliflimlerindeki yetersiz-lik de biliflsel geliflimlerinin olumsuzetkilenmesine yol açt›¤› aç›kt›r. Zirayukar›daki baz› kavramlar›, iflitme en-gelliler kullanmamaktad›r. En az›n-dan bizim örne¤imizdekiler, böyle-dir. Baz› kavramlar, Bakanl›k çal›flma-s›nda Arapça ve Türkçe olmalar›n-dan dolay› ayr› iflaretlenmifltir. Hedi-ye ile arma¤an gibi. Baz›lar› ayr› olma-s›na ra¤men ayn› iflaretlenmifltir. Ho-ca ya da imam ile peygamber gibi.Namaz›n› k›lan, dini duygular› yo¤unolan bir ö¤rencimin, yapt›¤› “hoca-y›m/imam›m” iflaretini bir ö¤retmen

arkadafl›m›n “ben peygamberim” ifla-reti olarak anlamas› bu ayn›l›¤›n orta-ya ç›kard›¤› bir sonuçtur. Cuma günüile bayram yine ayn› iflaretlenen di-¤er iki kavramd›r.

Dinî ve Ahlakî kavramlara dikkatedilirse onlar, pratik hayattan al›nm›fliflaretlemelerdir. Bu din alan›n›n ah-lakla ilgili bölümüne aittir. Teorik alanise di¤er varl›klara ait iflaretler ile ah-lak alan›na ait iflaretler yard›m›yla an-lat›lacak aland›r. Bunun kolay olmad›-¤› aç›kt›r. ‹flaret dilindeki dinî kavram-lar›n azl›¤›n›, Lise II. s›n›fta son günle-rin bir ders saatinin 30 dakikas›ndayapt›¤›m bir uygulamadan söz ede-rek tamamlayaca¤›m. Çeflitli neden-lerle o gün ö¤rencilerim gelmemiflti.S›n›fta üç ö¤rencim vard›. Bu üç ö¤-renciye bildikleri kelimeleri, hiç yar-d›m almadan, hiçbir yere bakmadanyazmalar›n› istedim. Zor oldu¤unusöyleyerek yazmak istememifllersede ›srar›m sonucu bir ö¤rencim 127,ikinci ö¤rencim 88, üçüncü ö¤ren-cim 85 kelime yazm›flt›. Birinci ö¤ren-cim, aile bireyleri say›lmazsa din ala-n›yla ilgili yazd›¤› kelimeler, “merha-ba, Allah, aflk, sevgi, zor, kötü, selam,son, af, bismillahirrahmanirrahim, iyi,Ali, Osman, Cuma”d›r. ‹kinci ö¤ren-cim, yine ayn› flartlarda “Allah, cami,seviyorum, can›m, haram, günah, sa-bah, ö¤le, akflam, sevmiyorum, kal-bim” kavramlar›n› yazm›flt›. Üçüncüö¤rencim ayn› flekilde “Allah, kalp,seviyorum, üzülüyorum, cami, sev-miyorum, güzel, anlad›m, zarar, ceza,piç” kavramlar›n› yazm›flt›. Dikkat edi-lirse buraya ald›¤›m›z kavramlar›n ba-z›lar› inançla ilgiliyken baz›lar› ahlaklailgilidir.

Kavram Anlamlar›n›n ‹kili¤i: Söz-lük ve Terim Anlam Sorunu

Her bilim dal› kendi kavramlar›n›üretir. Bir bilim, kendi kavramlar›yla di-¤er bilimlerden ayr›l›r ve ba¤›ms›zla-fl›r. Bu ba¤lamda Din Kültürü ve Ah-lak Bilgisi alan›n›n da kendi kavramla-r› vard›r. Bu kavramlar› anlatmadan,bu kavramlar ö¤renilmeden din veahlak alan›n›n ö¤renilemeyece¤i,

ö¤renilse bile anlafl›lamayaca¤› aç›k-t›r. Alan kavramlar›n›n ‹flitme engelli-lere anlat›m› ve ö¤retimi, Din Kültürüve Ahlak Bilgisi ö¤retiminin temelzorluklar›ndan birisidir. Bu zorluk, kav-ramlarla ilgili yap›lan tan›mlardan kay-naklanmaktad›r. Zira her tan›m, birçerçeve çizmekte; çizilen çerçeve-ye bir yarg› yüklenmektedir. Hat›rla-naca¤› gibi yarg›lar, öteki ad›ylaönermeler, yüklenilenle yüklenenaras›ndaki ba¤la kurulmakta idi. Hal-buki iflitme engellinin iflaret dilindeyüklenenle yüklenen aras›ndaki ba¤iflarette de¤il, zihinde gerçeklefl-mekteydi. “Var-yok”, “olur-olmaz” gibiba¤ görevini üstlenen kavramlar›n,“ba¤” görevini üstlenece¤i düflünü-lebilirse de her yarg›n›n ad› geçenkavramlarla ifade edilemeyece¤iaç›kt›r.

Bilim, ilim, bilmek, biliyorum gibihem isim, hem mastar ve hem fiilgörevi üstlenen iflaret mant›¤›nda,bir kavram›n “sözlük” ve “terim” anla-m›n›n fark›n›n anlat›lmas› bir yana, “te-rim” kavram›n›n kendisini anlatmakbafll› bafl›na bir zorlu¤u içermektedir.Zira iflitme engellinin gündelik haya-t›nda bu ay›r›m›n pratik bir anlam›yoktur.

‹flaret diliyle ilgili çal›flmaya bakt›¤›-m›zda, kavramlar›n ço¤unlu¤u pratikhayatla iliflkilidir. Öyleyse anlat›lacak,ö¤retilecek kavramlar da bu esastemel al›nmal›d›r. Baflka bir deyiflleiflitme engelli için önemli ve de¤erliolan yararl› oland›r. O halde ö¤retim“yarar(pragma)” esasl› olmal›, e¤itimö¤retimde verilen kavramlarda “ya-rar” esas al›nmal›d›r. Bir kavram›n söz-lük anlam›n›, iflitme engelli, gündelikyaflam›nda kullanacaksa (yararl›ysa)verilmelidir. Yoksa o, tahtaya yaz›lanveya bir çok kitapta gördü¤ü yaz›görüntüsünden öteye geçmeye-cektir.

Namaz Dualar› ve Sureleri: Vah-yin Mahiyeti Sorunu

‹flitme engelli (‹flaret Dili) mant›¤›-n›n pragmatist oldu¤unu söyledik.Bu tespitimiz bir y›ll›k flahsi tecrübe-

miz yan›nda bir çok ö¤retmen arka-dafl›m›n ifadelerinin bir sonucudur.Namaz dua ve sureleri, müfredatprogram›nda bu tespite, yani iflaretdili mant›¤›na uygun düflen konular-dan birisidir. Zira ö¤renciler içersindegünlük befl vakit namaz›n› k›lanlar ol-du¤u gibi, onlardan daha fazlas› Cu-ma namaz›na gitmekte, Ramazanay›ndaki Teravih namaz›nda bu orançok daha artmaktad›r. O nedenlenamaz, iflitme engellinin oran› farkl›da olsa gündelik hayat›ndaki olgular-dan biridir, denilebilir. Bilindi¤i gibi na-maz›n olmazsa olmazlar›ndan birisi,ayaktayken sure okumakt›r. Birazönceki tespitlerimizden anlafl›laca¤›gibi iflitme engellinin hayat›nda yeralmayan, ö¤rendi¤i pek çok fley k›sazamanda kaybolmakta, ö¤renilenbilgi, bilgi olmaktan ç›kmaktad›r.

‹lkö¤retimde ö¤retilen, unutulma-mas› için lisede zaman zaman tekraredilen namaz dua ve sureleri, Latinharfleriyle yaz›lan Arapça flekliyle ez-berletilmekte, ilaveten Türkçe’si ö¤-retilmektedir. Burada as›l söylemekistedi¤imiz, surenin pratikte kullan›la-n›, ezberletilen Arapça fleklidir. Ez-ber, ö¤renilen bir cümlenin, bu fliir,düz yaz›, yabanc› dilde bir ifade veyaburada oldu¤u gibi Kur’an’›n bir ayetiveya k›sa bir suresi olabilir, metnebakmadan seslendirebilmektir, me-tinde yer ald›¤› flekliyle ifade edebil-mektir.

‹flitme engellilerle ilgili tecrübemi-ze dayanarak, iflitme engellilerin ez-berledikleri dua ve sureleri k›sa za-manda unuttuklar›n› söyleyebiliriz.Ö¤renciler içerisinde en dindar gö-rünen, befl vakit namaz k›lan, hattakendisini “hoca/peygamber” oldu¤u-nu iflaretleyen son s›n›f ö¤rencisi ez-berledi¤i Fatiha Suresini, bir ay sonratahtaya yazamam›fl, unuttu¤unusöylemifltir. Bu durum, Din Kültürü veAhlak Bilgisi ö¤retimi için bir prob-lemdir. Zira Türkçe yaz›lar› anlamaktazorlanan bir insan›n, hayat›nda hiçseslendiremedi¤i, seslendiriliflini hiç

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

7 9

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

8 0

duymad›¤› Arapça ibareleri ezberin-

de tutamamas› kadar do¤al bir fley

yoktur ve iflaret dili mant›¤›na da ay-

k›r› de¤ildir.

E¤er dinin asl› ve kayna¤›, Kur’an

ve Hadis ise, namaz dua ve sureleri

her iki kaynaktan al›nm›fl ve iflitme

engellinin pragmatist düflünüflü aç›-

s›ndan gerekli ise iki kayna¤›n, unu-

tulmas›n›n engellenmesi için iflitme

engelli mant›¤›na uygun ö¤retiliyor

olmas› zorunlu görünmektedir. Bu

zorunluluk bizi, dua ve surelerin ne

kadar›n›n nas›l ö¤retilece¤i sorunu-

na götürmektedir. K›sa olanlar›n›n

tercih edilmesi, ilk akla gelen çözüm

gibi görünmektedir. Fakat bu tercih,

sorunun çözümü için yeterli görün-

memektedir. Belki de hayat›nda hiç

imaml›k yapmayacak, dua ve sureyi

kendi iç dünyas›nda seslendirecek

birisi için dua ve surelerin ö¤retilme-

sinde, vahyin mahiyeti ile ilgili tart›fl-

malar›n göz önünde tutulmas› gere-

kecektir.

Dinî De¤er Yarg›lar›n›n ‹kili¤i:

Dinî-Ahlakî Yarg›lar

‹flitme engelliler ortam›nda befl

tür de¤er yarg›s› kullan›ld›¤›n› söyle-

yebiliriz. Bunlar dinî de¤er yarg›lar›

“günah-sevap” ve “helal-haram”, ahla-

kî de¤er yarg›lar› “iyi-kötü”, estetik

de¤er yarg›lar› “güzel-çirkin”, hukukî

de¤er yarg›lar› “serbest-yasak” ve

epistemik de¤er yarg›lar› “do¤ru-

yanl›fl”.

Genel toplum hayat›m›za bakt›¤›-

m›zda bu de¤er yarg›lar›n›n, zaman

zaman birinin di¤eri yerine kullan›ld›-

¤›n› görüyoruz. Bu hatal› kullan›m, iflit-

me engellilerde de görülür. Sözgeli-

mi “güzel” iflareti bazen ayn› anlam-

da, bazen bir davran›fl için “iyi” anla-

m›nda kullanmaktad›rlar. Günah-se-

vap de¤er yarg›lar›, belki de verdi-

¤im dersten ya da branfl›mdan ola-

cak ö¤rencinin s›kl›kla kulland›¤› ikili

de¤er yarg›s›d›r. Bu yarg›lar› do¤ru

olarak kullanan iflitme engelli “ha-

ram” de¤er yarg›s›n› tan›rken “helal”

de¤er yarg›s›n› bilmemektedir. Bil-

memesinin sebebi, muhtemelen

iflaret dili k›lavuzunda helal de¤er

yarg›s›na yer verilmemifl olmas›ndan

kaynaklanmaktad›r.

‹flitme engellinin en çok kulland›¤›

iki de¤er yarg›s› do¤ru-yanl›fl ve ser-

best-yasak de¤er yarg›lar›d›r. ‹flitme

engelli ortam›nda “yanl›fl” bazen

epistemik anlamda kullan›l›rken ba-

zen ahlakî de¤er yarg›s› olan “kötü”

anlam›nda, bir davran›fl de¤erlendiri-

lirken kullan›lmaktad›r. “Do¤ru” de¤er

yarg›s› için de ayn› fleyi söylemek

mümkündür. ‹flitme engelli “serbest-

yasak” de¤er yarg›lar›n›, kanun ve yö-

netmeliklere göre okulun sevk ve

idaresi için okul yönetimi taraf›ndan

konulan kurallarla ilgili olarak kullan›r

ki bu kullan›m do¤ru bir kullan›md›r.

Bu ba¤lamda yukarda belirlenen de-

¤er yarg›lar›, Din Kültürü ve Ahlak Bil-

gisi dersinde de zaman zaman yerli

yerinde ve do¤ru, zaman zaman biri

di¤erini karfl›lamak üzere yanl›fl ola-

rak kullan›lmaktad›r.

Dersin Anlafl›l›rl›¤›n›

Kontrol Sorunu

Ders planlar›n›n bölümlerinden biri-

si, “de¤erlendirme sorular›”n›n bulun-

du¤u bölümdür. Ö¤retmen bu bölü-

me ald›¤› sorular ile ö¤rencilerinin

derste anlat›lan konuyu anlay›p anla-

mad›¤›n›, dersin amac›na ulafl›p ulafl-

mad›¤›n› kontrol eder. Dersin anlafl›-

l›rl›¤› ve amac›n gerçekleflti¤i tespiti,

soru-cevap yöntemiyle yap›l›r. Ö¤-

retmen-ö¤renci, soru-cevap aras›n-

daki ba¤, “ses”tir. Yöntem “sözlü

(orak)” yöntemdir. Halbuki iflitme en-

gellilerdeki ders ortam›nda ö¤ret-

men ve ö¤renci aras›ndaki ba¤, “ses”

de¤ildir. ‹flitme engellilerle ders orta-

m›ndaki ö¤retmen ve ö¤renci ara-

s›ndaki ba¤, ya “iflaret”tir veya “dudak

okuma yetene¤i”dir. ‹ster iflaret ol-

sun, isterse dudak okuma yetene¤i

olsun, as›l ba¤, ö¤rencinin “gözü”dür.

Surede belirtildi¤i gibi o, ça¤r› sahibi-

ne yüzü dönük olmal›, gözüyle görü-

yor olmal›d›r. Göz, iflareti anlamak

veya dudak okumak için, ö¤rencinin

soruyu alg›lamada kulland›¤› araçt›r.

Ö¤renci, oral yöntemle yöneltilen

soruyu ya gözüyle görüp ö¤retme-

nin dudaklar›n› okuyacak veya iflareti

görecektir.

Kavram bilgileri az ve geliflmemifl

olan bir ö¤rencinin dudak okumas› o

kadar kolay olmayacakt›r. Zira tecrü-

beler, dudaktan okunan kavramlar›n

ö¤rencinin kendisiyle ilgili olan, gün-

delik hayat›nda s›k tekrarlanan kav-

ramlar oldu¤unu göstermektedir.

Bu durumda dersin anlafl›l›rl›¤›n› kont-

rol etmenin tek yolu, sorunun tahta-

ya yaz›lmas› ve iflaretlenmesi olarak

görünmektedir.

KAYNAKÇA

-ÇEL‹KER, Z.P›nar-CELEP, S.Aydan,(2003) ‹flitme Engellilerin E¤itimindeÖ¤retmen El Kitab›, Ankara, MEB Ya-y›n›.

-GÖRKAfi, ‹rfan, (2005) “Bir ‹flitmeEngellinin Gözüyle ‹flitme Engellilerve Sorunlar›”, Bolvadin Yenises, 17 Ni-san S.622

-GÜNER, Ahmet, (2004) “Merha-ba”, Sesimiz 19 May›s, Samsun Ondo-kuz May›s ‹flitme Engelliler ‹lkö¤retimOkulu Dergisi, Samsun, S.1

-KOM‹SYON, (1995) Yetiflkinler ‹çin‹flaret Dili K›lavuzu, Ankara, MEB Yay›-n›.

-ÖNER, Necati, (1982) Klasik Mant›k,Ankara,

-SILDIRO⁄LU, A.Haydar, (2003)“Bafllarken”, ‹flitme Engellilerin E¤iti-minde Ö¤retmen El Kitab›, Ankara,MEB Yay›n›.

-fiENOL, Rahflan, (2004) “Ülkemiz-de ‹flitme Engellilerin E¤itimi”, Sesi-miz, Samsun Ondokuz May›s ‹flitmeEngelliler ‹lkö¤retim Okulu Dergisi,Samsun, S.1, s.19

-TAYLAN, Necip, (1996) Mant›k Ta-rihçesi Problemleri, ‹stanbul.

-http://orgm.meb.gov.tr/tarih-ce_1.htm 28.05.2005

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

8 1

Okullar›m›zda ahlak ve din e¤itimimeselesi, zaman›m›z›n en hayati dava-s›d›r. Milletimizin ayakta durmas›, istik-balimizin kaderi ne K›br›s meselesinene de seçim dedikodusuna ba¤l›d›r.Mukadderat›m›z, yar›n› haz›rlayacakolan genç neslin ahlak ve din yap›s›nas›ms›k› ba¤l› bulunuyor. Bu yap› bugünmecalsiz ve s›ska bir yap›d›r.

‹nançlara indirilen yumruklar, neslimi-zi bitab b›rakt›. Asr›n ›zd›rab›, irade veiman hastal›¤›d›r. fiefkat ve merha-metle tedavi edilecek yerde kin vegayzla yumruklanan yaralar›m›z kan›-yor. Vicdan›m›z›n ve iman›m›z›n suikast-ç›lar›n› bo¤acak olan iflte bu kand›r.

Ruh kuvvetimizden baflka bir fley ol-mayan iman›m›z› ve bu iman›n yaflad›¤›vicdan›m›z› çürütmeye çal›flan kuvvet-ler günden güne ço¤almaktad›r. Bukuvvetler, bizim kendi içimizden türe-yenlerden baflka, bunlar› destekleyenyabanc› istilalar, maddeci barbarl›klar-d›r. Bütün dünya bugün bir ahlak buh-ran› geçiriyor. Ve dünyan›n buhran›, bi-zim buhran›m›z alevlendiriyor.

Tarihi maddecili¤in hemen hemenk›rk y›ldan beri bünyemizi y›prat›c› tesir-lerinden sonra Amerikan emperyaliz-minin az zamanda ateflten bir gömlekgibi varl›¤›m›z› kavray›p harap edenmeflum ac›s›, her taraftan varl›¤›m›zazehrini ak›tmaktad›r. Bu emperyalizminen tehlikeli tesiri, flüphe yok ki kültürsahas›nda olan›d›r.

Bugün okulu sadece bir atölye, birlaboratuar haline getirmek isteyengizli kuvvet onun esasl› olan insan var-l›¤›n› yok etmeye çal›flmaktad›r. fiüpheyok ki, tekni¤in zaman›m›zda büyükönemi vard›r ve onu ilerletmeye çal›fl-

mak da vazifelerimiz aras›ndad›r. An-cak okuldan insan› kovarak sadecetekni¤i gelifltirmek ve insan› tan›tacakolan ilimlerden de insan› ç›karmak, tek-ni¤i insan›n üstüne yükselttikten son-ra, tekni¤in ayaklar› alt›nda ezmek insa-n›n ve insanl›¤›n yükselifli de¤ildir. Bu in-san›n y›k›l›fl›d›r ve insanl›¤›n y›k›l›fl› bu fe-laketli ad›mdan do¤acakt›r.

Bütün büyük medeniyetler, insanl›-¤›n manevi kudretinin hayata hakim ol-mas›yla meydana ç›km›flt›r. ‹lk ça¤›nÇin ve M›s›r medeniyetleri, ‹slam Me-deniyeti, Rönesans’tan Romantizmeulaflan Avrupa medeniyeti gibi. Mad-deye üstünlük sa¤layan ilerleyifller,medeniyetler y›km›flt›r. ‹lk ça¤›n renkrenk hayat a¤ac›n› kaba bir k›l›ç darbe-siyle deviren barbarlar, maddi kuvvetinharikas› idiler. Ortaça¤da din ad›ylagerçek iman›n dünyas›n› devirmeyeazmeden haçl›lar da daha önce ben-zeri görülmeyen maddi iktidar› yaflat›-yorlard›. Her ikisi de medeniyet y›k›c›oldular. Bat›’n›n 19. asra kadar flahaneyükseliflinin s›rr›n› da ilim, felsefe ve sa-nat alanlar›ndaki manevi gücünün or-taya koydu¤u harikada aramak laz›m-d›r.

Asr›m›zda kendini gösteren son y›l-larda ise göz kamaflt›r›c› ve ürperticihal alan buhran, bütün dünyay› sarsankas›rga ve y›k›m Bat›’n›n manevi yap›-s›ndaki çöküntünün aflikar mahsulüdür.Bütün Bat›’l› düflünürlerin, bütün görengözlerin itiraf etti¤i hakikat fludur ki, Ba-t›’da teknik gücü, baflka ad›yla söylenir-se makineleflme hareketi a¤›r basm›fl,önce ahlak› esareti alt›na alm›flt›r. fiim-di onu hayat meydan›ndan tamamend›flar› atmak istiyor.

Bütün dünyaya hakim olan iki kuv-vet, Rusya ve Amerika’n›n her ikisi deteknik ve madde iktidar›n› memleket-lere yaymaktad›rlar. Biri aç›k, öbürü giz-li ve çok tehlikeli vas›talarla, insanl›¤›nkurtuluflunu maddenin sultanl›¤›ndaaramaktad›rlar. Biri ezilen bir s›n›f›n hak-lar›n›, öbürü ezen zümrenin doymayanaçl›klar›n›, ya maddi kurtuluflun kuca-¤›nda veya maddi pençenin t›rnakla-r›nda ar›yorlar. Böyle oldu¤u için karan-l›k yolda yürüyorlar.

Her yerde maddeci emperyalizminmilli kültürleri kemirmekte oldu¤u afli-kar iken, kanl› sahneleri örtüp saklayanperdenin önünde durup da halk›n, gu-rurunu okflayan sözlerle bu hadiseyi in-kar edenler, milletleri avutarak uyut-mak isteyenler, vicdanlar› sat›lm›fl, sah-tekar flarlatanlard›r. Bunlar milletin vehakikatin düflmanlar›d›r. Gizli kaynakla-ra uzanan elleriyle kendi vicdanlar›n›hançerledikten sonra halk› aldatarakmenfaat mabuduna kul olanlard›r. Bun-lar, flahsi menfaatleriyle h›rslar› u¤run-da milletlerini feda edenlerdir.

Sizi size medh edip de mest eden-ler de¤il, ac› söyleyenler sizin dostu-nuzdur. Onlar sizden hiçbir fley bekle-miyorlar. Dilenci ve meddah över. Siziseven ise a¤lamas›n› bilir…

Yabanc› okul facias›n›n, bizim milliokulu da bünyesinde eritip, yok etme-de oldu¤u bir devrede, kültür emper-yalizmi yok demek, günefli görmemekgibi bir körlüktür. Ya onu gözlerdensaklamaya çal›flmak nas›l adland›r›l›r?

Sokrat, Avrupa medeniyetine te-mel olan eski Yunan kültürünü yüksel-tirken yapt›¤› ifl, Felsefeyi Fizikten yanimaddenin bilgisinden ahlaka yükselt-

Okullar›m›zdaDin ve Ahlâk E¤itimi

Doç. Dr. Nurettin Topçu

* ‹slam Medeniyeti Dergisi, Say›: 1, 1967

‹KT‹BAS

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

8 2

mek oldu.

Yar›m asra yak›n bir zamandan berimarifetimizin büyük gayreti bütün im-kanlar›, ö¤retimi ve gençli¤in terbiyesi-ni ahlaktan fizi¤e, yani maddenin bilgi-sine indirmek olmufltur. Zaman›m›zdabütünüyle benimsenen Amerikan ter-biyesi ve teknik hakimiyetinin okullar›-m›za ve ö¤retime yerleflmede oldu-¤unu görüyoruz. Afla¤›da programlar›ele al›n›rken bu meseleyi izah edece-¤iz.

‹nsanl›¤›n yüzy›llarca süren emek veferagatlerinin mahsulü olan bir büyükmedeniyeti, temellerinden çat›rdatanAmerikan kültür ve zihniyeti, ‹slam ruhve ahlak›n›n büyük ve edebi eserlerinede musallat olmufltur. Yar›m ilim ve ya-r›m ahlak her felaketi getirebilir. Riyay›alk›fllamak de¤il, hakk› ayd›nlatmak kut-sal vazifelerimizdir.

Önce flu hakikati ayd›nlatmak isterizki; hakikat aflk›ndan baflka bir fley olma-yan ilim ve felsefe ile hakka teslim ol-man›n yolu olan din, birbirleriyle çat›fl-mak flöyle dursun, birbirlerini tamam-larlar. Hakikatin araflt›rmas›na ilim yo-luyla bafllayan insan, mutlak›n fluurunafelsefede ulafl›r, onun bizzat yaflanma-s› ise dinin dünyas›nda gerçekleflir. Bi-zim ruhi ve manevi irflad›m›z ilim saye-sindedir. O kurtar›c›m›zd›r. Manevi varl›-¤›m›z için tehlikeli olan ilmin hakikatmürflidi olmaktan ç›karak teknik yanitatbikat için, pratik menfaatlerimiz içinalet haline getirilmesidir; maddi men-faat ve teknik cihaz›n›n insanda haki-kat sevgisini esareti alt›na almas›d›r;böylelikle zalim menfaatlerin kurdu¤umadde saltanat›n›n ebedilik yolunu t›-kam›fl olmas›d›r.

Biz ilme de¤il, teknik ihtiras›n›n ilmi,pençesi alt›nda yaflatmas›na karfl›y›z.Evet, teknik, ilimlerden zaruri olarak ç›-kar ve insanl›k kendisine kolayl›klar sa¤-layan teknikten faydalan›r. Bu gidifl ta-bii yolda yürüyüfltür. Ancak tekni¤i bü-tün hayat›m›za hakim k›lmamak, ilim vehakikat aflk›n› tekni¤e feda etmemekflart›yle; mesud bir insanl›k için mutlakailim önde, teknik onun arkas›nda yürü-melidir. Bizde maddeyle ruh münase-beti nas›l düzenlenmek icap ediyorsailimle teknik münasebeti de öyle dü-zenlenmelidir.

Biz Amerikan pragmatizminin mut-lak hakikati reddeden, “Hakikat, fayda

fikrinden ayr›lmayan do¤ru olan, fayda-l› oland›r” diyen iddias›n› kabul etmiyo-ruz. ‹nsanl›¤›n hemen hemen üç bin y›l-l›k hakikat cihad›n› tekmeleyen bu id-dia, ilim ve hakikatin yerine menfaatle-ri ve maddenin hakimiyetini geçirmekisteyen ihtiras› kutsallaflt›r›yor.

Davam›z, her devirde oldu¤u gibi,hakikatin kurtar›lmas›, hayat›m›za ha-kim k›l›nmas› davas›d›r. ‹nsanl›¤› her za-man hakikat cihad› yükseltmifltir. ‹nsan-l›¤›n yükselmesi ve y›k›l›fllar› yine her za-man okulda haz›rlanm›flt›r.

Genç Ruhlar›n okulda yo¤urulmas›,gelece¤in hayat›n› haz›rlar. Bugün kiokul, manevi kudret kayna¤› olmaktanç›km›flt›r, sönmüfl bir ocakt›r. Yar›m as-ra yak›n bir zamandan beri bu oca¤›nnas›l söndürüldü¤ünü bilmek gerekir.

Bilindi¤i gibi okulda insan ruhunaçevrilmesi bak›m›ndan iki zümre ders-ler okutulur. Maddi kültür ve manevikültür dersleri. Bunlar›n ikisi aras›ndadenkleflmeyi sa¤lamak, e¤itimdeesasl› davad›r. Bizim için madde ihti-yaç, mana iktidard›r. Yar›m as›rdan beriufalt›la ufalt›la, y›prat›la y›prat›la bugün-kü okulda serçe kanad›ndan daha s›s-ka kalan kültür, manevi kültürdür. Mad-di kültürde bizzat kendisinin de temeliolan hakikat aflk›ndan ayr›larak kutsal-laflt›r›lmaktad›r.

Manevi kültür, insana, san’ata, cemi-yete ve tarihe uzan›r. Onun özü insansevgisidir. Gayesi Allah sevgisidir. O,yaln›z bir ders içinde verilmez. San’atve edebiyat, yurttafll›k, tarih ve felsefederslerinin hepsi, manevi kültür dersle-ridir. Onu yaln›z bir dersin içine s›k›flt›r-mak, kendi hayat›ndan kendi dünyas›n-dan ve bizzat kendi özünden ayr›lmak-t›r. Hayati cevheri, bar›nd›rd›¤› hücre-den ay›rmakt›r. Ayr›ld›¤› yerde hayati-yeti kaybolacakt›r.

Manevi kültürün, insan sevgisi yafla-tan özü ahlak›n sahas›, onun gayesiolan Allah ideali ise dinin sahas›d›r. Dinile ahlak›n birbirinden ayr›lmaz olufluezeli hakikatlardand›r. Yunandan Kat’akadar din, ahlaki hareketlerimizdekimecburili¤in yarat›c›s› olarak kabul edi-liyordu. Kant, ahlak› bütünüyle pratikakl›n eseri yaparken, iman›n sahas›naaktarmaya mecbur oldu. Asr›m›zdaBerkson, din ile ahlak›n müflterek kay-naktan do¤duklar›n› ortaya koydu.

fiu halde din ile ahlak kültürü, ayn› afl›ile ayn› ö¤retim yollar› ile verilecektir.Din ile ahlak kültürünün zay›flat›lmas›,önce ilk ö¤retimde bafllad›. Bugün içe-risinde manevi kültürün bir efsane sa-y›ld›¤› ilk okulda duyular›n hizas›ndanyukar› ç›kmayan, akla da yükseleme-yen geri bir e¤itim sistemi kullan›l›yor.Asr›m›z›n bafl›nda kaçak eflya gibi mahi-yeti anlafl›lmaz de¤er kazanan Poziti-vizm’in tesirleri, din ile beraber felsefe-yi, de¤ersiz meta haline düflürdü.

Hala ilmin ne oldu¤unu bilmeyen or-ta ve yüksekö¤retim üyeleri, müsbetilim ad›n› tap›lacak put haline koydular.Onu da anlamad›lar ve insan ilgileriniçevrildikleri saha içine basamaklar ha-linde, s›ralayan kültür seviyesine bir tür-lü ulaflamad›lar. Dine götüren bu yar›milim, ilkokul seviyesinden bütün hayatas›çrad›. Bu hatal› ve yar›m ilim anlay›fl›az zamanda maddeci felsefeyi kucak-lamakta gecikmedi. Arkas›ndan, Ame-rikan›n tek felsefesi olan ve pratik fay-da ve menfaat fikrini hakikat diye ka-bul eden Pragmatizme hayati menfa-atten ibaret çirkef ve batakta k›vran›r-ken etraf›na bencillik, kurnazl›k ve mu-vaffakiyet maharetlerinden yap›lmaçamurlar s›çratan menfaat bezirganla-r›n›n “amentü” sü haline geldi.

Kuvvetin zulmüne, muvaffakiyet hiy-le ve hünerleri de eklenerek insan›nideali haline getirildi. Sonsuzlukda idealaraflt›ran ahlak ve dinin de¤erleri zaval-l›lar›n, muvaffak›yyete ulaflamayan has-ta bir zümrenin varl›¤›na ba¤›flland›. Bu-gün, ilkö¤retimde ahlak telkini metod-lar› ve disiplini diye bir fley yoktur. Ha-yata haz›rlanan gençlik, bu durumda,bat›dan bir sel gibi ak›p gelen, bitki gibiyaflayanlar›n ak›m›na elbette kendiniteslim edecektir. Bizim onu tutacakve durduracak elimiz yoktur. Orta ö¤-retim ise din ile ahlak›n yüksek fluuru-nu, manevi kültür derslerinin hepsiyleverecektir. Tarih ve San’at Tarihi ders-lerinde, büyük mazimizin iman ve ha-miyet hamleleri ruhlar› k›m›ldatmal›d›r.

Tarihi, siyasi olaylar y›¤›n› halindeokuman›n, geri bir ö¤retim oldu¤unusöylemeye hacet yoktur san›r›m. Siya-si ve içtimai olaylar, iman ve iradenineserleridir ve öyle okutulmal›d›r.

Devletimizin kurucusu Osman Bey’tan›mak için en baflta müflahhas olayolarak, Anadolu’ya geldikleri zaman mi-

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

IE⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

8 3

safir olduklar› evde, Allah kitab› önün-de yat›p uyumayarak, sabaha kadarhuzurunda ayakta durduklar›n› söyle-mek yeter ders de¤il midir?

Hüdavendigar›n yaral› düflmana bilesu vermek emeli ile Allah’a yaranmakistedi¤i anda flehid edildi¤ini mânalan-d›rmak, din ile ahlak›n kucaklaflt›¤› ulvibir an›n tesbiti demek olmaz m›?

Yine Osman Bey’in o¤luna nasihat›gibi ‹kinci Murad’›n vasiyetnamesi de,çocuklar›m›z› Allah ve insan sevgisi iledolduracak muhteflem ve eflsiz vesi-kalard›r. Fatih’in tarihde devir açacakfethi yaparken Hac› Bayram’›n müridiolan fleyhi Ak fiemseddin’e dan›flmas›ve istiharenin müjdesiyle bu büyük ha-rekete giriflmesi, efli tarihte görülmüflbir iman hareketi midir? Yavuz Selim’ins›rf vatan sevdas›yla henüz kanlanan k›-l›c› elinde kurumadan, ‹bni Kemal’in at›-n›n aya¤›ndan kendi üzerine s›çrayançamuru fleref bilerek, hürmetle onu ç›-kar›p da kaftanc› bafl›ya verirken: “Bunutabutuma örtünüz. Zira ulaman›n at›-n›n aya¤›ndan s›çrayan çamur dahi bi-zim için flereftir” deyifli cihan tarihindegörülmemifl ve belki de görülmeye-cek bir ilim ve ahlak harikas› say›lmazm›?

Efes’i ziyaretten önce gençlerimizeYavuz Selim’in türbesini ziyaret ettiripde 500 y›ll›k ilim aflk›yla hürmeti tan›tandinin sevdas›n› anlatmak kimsenin akl›-na gelmiyor. Nerede böyle Allah’a yö-nelen ahlak müzesi vard›r? Serapa abi-deleflen insan varl›¤› ile dopdolu bir ta-rihimiz var iken, devrimler yap›p ta,kendimizi aramaktan korkumuz, ahlakibir gerileyifl, bir iflas de¤il de nedir?

Cami, çeflme, sebil, medrese vekervansaray halinde bir k›sm› hâla ayak-ta duran ecdad eserleri, irademizekuvvet katacak, hayat ve ideal kaynak-lar›d›r. Tarih ve sanat tarihi derslerinigerçekçi metodlarla okutmak, ahlakve din ö¤retiminin bence temelini tefl-kil edecektir.

Yurttafll›k dersi bugün, vergiler veseçimler hakk›nda halk bilgisi vermek-tedir. Zaman›m›zda radyolar›n halk içinyapt›¤› yay›nlar bu gayeyi sa¤layabilir.E¤er gençlerimizin ahlak yap›s›nda birseferberlik lüzumu duyuyorsak yurt-tafll›k derslerinin ahlak dersi haline ge-

tirilmesi lüzumunu kabul etmeliyiz.“Ö¤üt vermekle ahlak sunulmaz” di-yenler bilmiyorlar ki insanda hareketlermeydana getiren, inan›lm›fl sözler vetelkinlerdir. Zaman›m›zda telkinin insanruhundaki feyizli rolü, ilim aleminde an-lafl›lm›flt›r. Karfl›m›zdaki bedbaht genç-lik ise, “Bize hayat›n hakikatlar›n› veba¤lanmam›z gereken de¤erleri tan›t-mad›n›z” diye bar bar ba¤›r›rken hâlasusmak ve durmak, genç nesilleri ha-yat›n insafs›z ak›fl›na terk etmek, on-dan daha insafs›z, hatta zalim olmakve fluursuzca zulmetmek de¤il midir?

Edebiyat dersi bugün ne bir sanatdersidir, ne de ideal afl›s›d›r.

Sadece yazarlar›n hal tercemelerininakleden iskolâstik bir ö¤retim sahas›-d›r. Bize Yunus’tan, Fuzuli’den, fieyhGalip’ten, Hamit’ten, Akif’ten ruh veiman dalgalar› getirecek büyük Edebi-yat dersini hasretle bekliyoruz. Sanatiçin sanat sevgisi, bizi Allah’a t›rmand›-racakt›r. Biz henüz insan sevmesini bi-lemedik, insan› arayamad›k.

Maarifte ifllenen ilmî suikastlar›n entehlikelisi felsefe programlar›nda yap›-lan›d›r. 32 sene evvel felsefe program-lar›ndan mutlak hakikat› araflt›ran me-tafizik’in Allah bahsi kald›r›ld›. Allah’a gö-türüyor diye ertesi sene ruh bahsininokutulmas› yasakland›. Sonunda haki-kat sevgisi uykular› kaç›rd›¤› için liseler-den bütün metafizik ko¤uldu. Manevi-yata karfl› koyan sald›r› birbirini takip et-ti. Öteden beri ayr› bir ders halindeokutulan ahlâk, “vakti geçmifl oldu¤ubahanesiyle” müstakil ders olmaktanç›kar›ld›. Bütün felsefe derslerinin sonu-na eklenmifl bir iki bahis halindedir. Bu-gün ruhlar dünyas›n› çat›rdatan kabagövdeli, tarihsiz, felsefesiz, idealsiz veinançs›z, Amerikan kültürü, afla¤›l›k duy-gusuna sahip geri ve mecalsiz dima¤-lara nüfuz ederek ruh olaylar›n› tan›tanpsikolojiyi de sade teknik bilgiler verenpratik faydal› sonuçlar› devflirilen birteknik bilgisi haline getirmek istemek-tedir.

Salâhiyetli yere oturtulan kolejler-den ç›k›vermifl çocuk, “Kitap böyleolur” diye laboratuar ve test psikolojisikitab›n› göstermektedir. Ruh hayat›n›nbütünü kavray›c› bilgileri veren psikolo-ji dersinin yerine yak›nda prati¤e elve-riflli test ve tatbikat psikolojisi koyacak-

lar›n›, hatta bütün felsefe derslerini buzihniyetle alt üst edeceklerini vaatediyorlar. Hakikatleri ve ruhi çal›flmalar›bile hayat bezirganl›¤›na tebdil eden-lerden ahlak ve din e¤itimi beklemekbeyhudedir.

Din ve ahlak e¤itiminin yaln›z birderste verilmeyece¤i aflikard›r. Çünkübunlar varl›¤›m›z›n her sahas›na nüfuzetmifltir. Ve bütün hareketlerimizdeyaflamaktad›rlar. Yaln›z yürekler parça-lay›c› bir sahne karfl›s›nda ahlakl› ve sa-de ibadette dindar olunmaz. Ahlak vedindarl›k bütün hareketlerimizde, in-sanlarla her temas›m›zda meydana ç›-kan hadisedir.,

Din ve ahlak kültürümüzün de¤er-lendirilmesi ve yükseltilmesi yukar›dabelirtmeye çal›flt›¤›m esasl› gayelerineuygun olarak okutulmalar›yla kabil olanifltir. Onlar›n eserini tamamlamak içinyeni dersler de konabilir. ‹lk ve orta ö¤-retimde yurttafll›k derslerinin ahlakdersi haline getirilmesi lüzumludur. Li-se son s›n›flar›nda felsefî disiplin olarakayr›ca ahlak dersleri de konulmal›d›r.

Din dersi ilk okulda, dini menk›belerve ahlak afl›s› halinde her s›n›fta okutul-mal›d›r. Orta okulda genifl ve tam ‹s-lam Medeniyeti Tarihi okutulmal›, te-mel akaid bilgisi verilmelidir. Lise bölü-münde Kur’an’dan parçalar izah edil-meli ve ‹slam Felsefesi okutulmal›d›r.

Ancak böyle ciddi ve ilmi ö¤retimledini kültür gayesine do¤ru götürülür.Dâvan›n fikir ve ilim çerçevesinde lây›koldu¤u de¤erle karfl›lanmas› için, dev-let program›yla yap›lmas› istenen buö¤retim tek bafl›na hakim olmal›, kurs-lar halinde fertlerin ve zümrelerin yap-t›¤› yar›m ve fluursuz ilimsiz ö¤retimeson verilmelidir. Ayn› zamanda dinî de-¤erleri gözden düflüren çal›flmalar›n,büyücü, bak›c› ve üfürükçülerin, kalpa-zan fleyh taslaklar›n›n, müleyyes mür-flitlerin, seçim namazlar›n›n, hac tica-retçilerinin, dinî neflriyat bezirganlar›-n›n, din istismarc›l›¤›n›n varl›¤›na sonvermeyi göze almal›, özledi¤imiz ink›lâ-b› yapmak isteyenler buna söz verme-lidirler.

Din ve ahlâk›m›z›n, bir kelime ile ru-humuzun selameti o zaman baflla-yacakt›r.

E⁄

‹T‹M

C‹LER B‹RL‹⁄‹ SEND‹K

AS

I

Ö¤retmen s›n›fa girip karfl›s›nda duran okulun seçilmifl ö¤rencilerine k›sa bir süre

bakt›ktan sonra "Bugün Zaman Yönetimi konusunda deneyle kar›fl›k bir s›nav yapaca¤›z"

dedi. Kürsüye yürüdü, dolaptan kocaman bir kavanoz ç›kartt›. Kürsünün alt›ndan bir düzine

yumruk büyüklü¤ünde tafl ald› ve tafllar› büyük bir dikkatle kavanozun içine yerlefltirmeye

bafllad›. Kavanozun daha baflka tafl almayaca¤›na emin olduktan sonra ö¤rencilerine döndü

ve "bu kavanoz doldu mu?" diye sordu. Ö¤renciler hep bir a¤›zdan "Doldu" diye cevaplad›lar.

Ö¤retmen, "Öyle mi?" dedi ve kürsünün alt›na e¤ilerek bir kova çak›l tafl› ç›kartt›. Çak›llar›

kavanozun a¤z›ndan yavafl yavafl döktü. Sonra kavanozu sallayarak mucirin tafllar›n aras›na

yerleflmesini sa¤lad›.

Sonra ö¤rencilerine dönerek bir kez daha "bu kavanoz doldu mu?" diye sordu. Bir ö¤renci

"dolmad› herhalde" diye cevap verdi. "Do¤ru" dedi hoca ve gene kürsünün alt›na e¤ilerek bir

kova kum ald› ve yavafl yavafl tüm kum taneleri tafllarla mucirlerin aras›na nüfuz edene kadar

döktü. Gene ö¤rencilerine döndü ve "bu kavanoz doldu mu?" diye sordu. Tüm s›n›f bir

a¤›zdan "Hay›r" diye ba¤›rd›lar.

"Güzel" dedi hoca ve kürsünün alt›na e¤ilerek bir sürahi su ald› ve kavanoz a¤z›na kadar

doluncaya dek suyu boflaltt›. Sonra ö¤rencilerine dönerek "bu deneyin amac› neydi" diye

sordu.

Uyan›k bir ö¤renci hemen "Zaman›m›z ne kadar dolu görünürse görünsün daha

ay›rabilece¤imiz zaman›m›z mutlaka vard›r" diye atlad›.

"Hay›r" dedi ö¤retmen, bu deneyin esas anlatmak istedi¤i "E¤er büyük tafllar› bafltan

yerlefltirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koya-

mazs›n" gerçe¤idir.

Ö¤renciler flaflk›nl›k içinde birbirlerine bakarken ö¤retmen devam etti, "Nedir

hayat›n›zdaki büyük tafllar? Milli idealleriniz, yurdunuzun gelece¤i, çocuklar›n›z, efliniz, arka-

dafllar›n›z, e¤itiminiz, sa¤l›¤›n›z, bir eser yaratmak, baflkalar›na faydal› olmak!

Büyük tafllar›n›z belki bunlardan birisi, belki bir kaç›, belki hepsi. Bu

akflam uykuya yatmadan önce iyice düflünün ve sizin büyük

tafllar›n›z hangileridir iyi karar verin. Bilin ki kavanoza ilk olarak

büyük tafllar›n›z› yerlefltirmiflseniz sizin için ikinci, üçüncü hatta

dördüncü önem s›ras›ndaki ifller için de zaman›n›z ve enerjiniz var

demektir. Gelece¤in büyük adamlar›, hayat›n›n merkezine büyük

ülküleri koymufl idealist gençlerin aras›ndan ç›kacakt›r!”