egzersİzler, koruyucu, tedavİ edİcİ ve ... … · web view2017/03/03  · ergenlik döneminde...

22
ORTAÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ

Upload: others

Post on 23-Aug-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

ORTAÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ

Page 2: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ortaöğretimde Din Eğitimi

GİRİŞ

Ortaöğretim dönemi, gelişim basamakları açısından ergenlik dönemine denk gelmektedir. Erinlik ile başlayıp yetişkinliğe kadar devam eden bu süreç, çocuklukla yetişkinlik arasında bir geçiş dönemini ifade etmektedir. Cinsel olgunluğun gerçekleştiği bir dönem olarak da tanımlanan ergenlik, yalnızca biyolojik değişikliklerin değil, aynı zamanda psikolojik, sosyal ve dinî bazı özelliklerin de kendinî gösterdiği bir dönemdir. Bu nedenle ortaöğretim döneminde etkili bir din eğitimi verebilmek için bu dönem öğrencilerinin başta gelişimsel özellikleri olmak üzere dinî özelliklerini bilmek ve bu yaş dönemi gencinin din eğitimini etkileyen bazı faktörler hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir.

İşte bu bölümde, konu altı temel başlıkta ele alınacaktır. Bunlar; Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin Genel Özellikleri, Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin Dinî İnanç Özellikleri, Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin İbadet ve Dua Anlayışları, Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin Din Eğitimini Etkileyen Bazı Faktörler, Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin Din Eğitiminde Uygulanabilecek Bazı Yöntem ve Teknikler ve Ortaöğretim Dönemi Öğrencilerinin Din Eğitiminde Dikkat Edilecek Bazı Hususlar şeklinde sıralanmaktadır.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Ortaöğretim, bireyin yaşamında önemli kırılmaların ve değişimlerin yaşandığı ergenliğe denk gelen çalkantılı bir dönemdir. Ergenlik, hızlı büyüme ve gelişmenin olduğu kız ve erkek cinsel özelliklerinin belirdiği yaşlardır. Bu dönemde, ergen kendisinde meydana gelen gelişme-değişmeleri anlamlandırmakta zorlanmakta ve birçok alanda meydana gelen hızlı gelişmeden dolayı ergen, birçok sorunla baş etmek zorunda kalmaktadır. Bu dönemde yaşanacak sorunlar, gencin kişilik gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaptığı gibi, dinî gelişimi de sekteye uğratan bir sonuç doğurabilmektedir. Bu nedenle gençlere doğru ve sağlıklı bir din eğitimi verilebilmesi için bu dönemin genel gelişim özelliklerinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu bağlamda konu genel olarak üç temel gelişim alanında ele alınmaktadır. Bu alanlar bedensel, bilişsel ve sosyal gelişim alanlarıdır. Bu başlık altında konu, dinî gelişimi ilgilendirdiği kadarıyla ele alınacaktır.

Bedensel GelişimBebeklik dönemine göre, çocukluk döneminde nispeten yavaşlayan

bedensel gelişme ve büyüme ergenlikte yeniden hızlanır, dönemin sonuna doğru yetişkinlerdeki yapıya ulaşır. Bu dönem, vücut organlarının hızla büyüdüğü ve

2

İletişim kazalarının en sık yaşandığı

dönemlerden biri ortaöğretimdir.

Page 3: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ergenlik döneminde hızlı hormonal

değişmelere bağlı olarak vücut yapısında önemli

biyolojik değişiklikler olmaktadır.

Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16

yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

geliştiği bir dönem olmakla birlikte cinsiyete göre bu gelişim farklılaşmaktadır. Örneğin erinlik döneminde kızların ağırlığı erkeklere göre daha hızlı artmakta iken, ergenlik yıllarının sonuna doğru, erkeklerin ağırlığı kızlara göre ortalama daha fazla olmaktadır. (Binbaşıoğlu, 1995: 63)

Bu dönemde özellikle cinsel gelişime yönelik hormonal değişmeler gözlenmekte, büyüme hormonlarının salgılanmasında artış olmaktadır. İç salgı bezlerinin hızlı çalışmasına bağlı olarak bu dönemde, boyda uzama meydana gelirken, el, ayak ve burun büyümektedir. Kızlarda gençliğin ilk işaretleri göğüslerin büyümesi ve kalçaların genişlemesi şeklinde kendinî gösterirken, erkeklerde sakal ve bıyık çıkması bunun işaretidir. Her iki cinste de ergenlik sivilceleri baş göstermektedir. Ayrıca kızlarda âdet görülmesi, erkeklerde ise, rüyalanmalar bu dönemin bedensel gelişiminde önemli göstergelerdir. (Binbaşıoğlu, 1995: 216-217)

Günden güne meydana gelen hızlı fiziksel gelişme vücut kısımlarının tamamında aynı oranda ve hızda olmamaktadır. Organlarda meydana gelen dengesiz hızlı gelişime dayalı olarak ortaya çıkan zihin-kas koordinasyonundaki bozulmalar “ergenlik sakarlıkları” denilen durumun oluşmasına neden olmaktadır. (Berk, 2008: 533-534; Senemoğlu, 2005; 29) Daha öncesinde vücudu üzerinde rahat denetim sağlayabilen ergen, bu dönemde vücudu üzerinde istediği denetimi sağlayamamakta, kas yapısındaki gelişme ve güç artışını kontrol altına almada zorlanmaktadır.

Bilişsel GelişimErgenlik dönemi bilişsel gelişim özelliklerinden ilki zekâ gelişimidir. Bu

dönemde zekâ, gelişimini sürdürse de bedensel gelişim gibi birden sıçrama göstermez. Genel olarak zekâ gelişiminin 15-16 yaşlarında doruk noktasına ulaştığı, sonra 20 yaşına kadar ise daha yavaş bir seyir izlediği kabul edilmektedir. Bunun yanında ergenliğe erken ya da geç girme durumu ile zekâ arasında da olumlu bir ilişki bulunmaktadır. Ergenliğe erken giren ve girmemiş aynı yaştaki gençlerin zekâ ortalamalarını karşılaştıran çalışmalarda, ergenliğe erken girenlerin zekâ puanlarının biraz daha yüksek olduğu görülmüştür. (Yörükoğlu, 1987: 47-48)

Ergenlik döneminde bilişsel gelişim özelliklerinden ikincisi, kendine ait değer sistemi oluşturmadır. Bu dönemde ergenin düşünme biçiminde önemli bir gelişme ve değişme meydana gelmektedir. Bu değişim, onun kişiler arası iletişimden, sorun çözme, dünyayı ve varlıkları anlamlandırma biçimine kadar birçok zihinsel süreçleri üzerinde etki yapmaktadır. Ergenlik döneminde gençler, cinsellikten ahlak ve dine kadar birçok konuda gerçekten kendilerine ait değerler geliştirmeye ve elde etmeye çalışırlar. Daha önce kabul ettikleri değerleri sorgulamaları, tartışmaları ve bu değerlere karşı çıkmaları çevrelerindeki yetişkinleri ve eğitimcileri şaşırtır. Bu durum, aslında ergenin bilişsel gelişim sürecinin doğal bir sonucudur. J. Piaget’in bilişsel gelişim konusunda yaptığı çalışmada ergenlik dönemi bilişsel gelişim açısından “Soyut İşlem Dönemi”ne karşılık gelmektedir. (Morgan, 1993; 64) Bu, aynı zamanda bilişsel gelişimin son

3

Page 4: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ergen benmerkezciliği iki şekilde kendinî göstermektedir.

Bunlardan birincisi, “hayali seyirci”; ikincisi ise, “sorunların sadece ergenin kendisine özgü olduğu”düşüncesidir.

Ergenlik dönemindeki arkadaşlık ilişkileri

çıkarcılığa değil, sevgi ve saygıya dayalıdır.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

aşamasını da oluşturur. Ergenliğin başlangıcı sayılan 11-12 yaşlarında başlayan soyut düşünebilme yeteneği, 16 yaş sonuna doğru tamamlanmaktadır.

Ergenlik döneminde görülen bir başka özellik ise, ergen benmerkezciliğidir. Bu düşünce kendisini iki şekilde gösterebilmektedir. Biri, “hayali seyirci” olarak adlandırılan, diğer insanların düşünce ve tepkilerine aşırı derecede önem vermedir. Ergen, herkesin kendi gelişimi ve düşünceleriyle ilgilendiğini ve onu takip ettiğini düşünerek davranışlarını buna göre ayarlamaya çalışır. Diğeri ise, ergen benmerkezciliğinin bir yansıması şeklinde, kendi yaşamının ve özellikle ergenlik döneminde yaşadığı değişim ve bu değişime bağlı olarak ortaya çıkan “sorunların sadece ergenin kendisine özgü olduğu” düşüncesidir. (Arı, 2009: 114)

Ergen kendi görüşlerini başkalarıyla kıyaslama imkânı buldukça biricikliğinden ve hayali izleyicilerden kurtulmaya başlar. Bunun için diğer insanları tanıması ve bilgisinin artarak insanlara karşı duyarlılık kazanması gerekmektedir.

Bilişsel gelişim alanındaki bu soyut düşünce biçimi, gencin dinî alandaki bilgi, kuram ve değerleri de sorgulamaya, kabul ya da reddetmeye yönelik düşünceler geliştirmesine yol açabilmektedir. Bundan dolayı bu özelliğin din eğitimcileri tarafından iyi bilinmesi ve din eğitiminin buna göre düzenlenmesi gerekmektedir.

Sosyal GelişimErgenlik dönemi sosyal gelişim açısından da oldukça önemli bir dönemdir.

Erinlik çağından başlayarak, ergenliğin son yıllarına kadar geçen bu dönemde çeşitli sorunlarla başa çıkma zorluğu her alanda kendinî göstermektedir. İlk olarak ergenliğin hızlı büyüme özelliği nedeniyle vücutta meydana gelen değişmeler ergenin toplumdan uzak kalmasına, kıyı bucak kaçmasına ve kendi köşesine çekilmesine neden olabilmektedir. Bu durum onlarda psikolojik olarak bir “içe dönüklük” meydana getirebilmektedir.

İkinci olarak, sosyal yönden aile ile ilgisi azalan genç, bir arkadaş grubu ya da bir çete grubu oluşturmaktadır. Oluşturulan bu çete grubu, gencin zayıflığını giderme çabası olarak yorumlanmaktadır. Bu grup, ergenin karar vermesinde ve verilen kararların uygulanmasında çok önemli bir role sahiptir. Bu dönemdeki çete grupları iyi amaçlı olabileceği gibi kötü amaçlı da olabilmektedir.

Üçüncü olarak, bu dönem, ergenin bağımsız olma isteğinde son sınırlara dayandığı bir dönemdir. Bu nedenle anne-baba ya da öğretmen yetkesi bu dönemde etkisini azaltmakta, bunların yerine “kahramanlara” karşı büyük bir ilgi ve sevgi beslenmektedir. Bu kahramanlar bazen, bir film yıldızı ya da sanatçı olabileceği gibi, bazen siyasi bir lider ya da tarihsel bir şahsiyet de olabilmektedir.

Dördüncü ve son olarak, ergenlik dönemi sosyal özelliklerinden bir diğeri, karşı cinsle kurulan ilişkilerdir. Bu dönemde genç, karşı cinsten arkadaşlıklar kurmakta ve yalnızlığını onunla karşılamaya çalışmaktadır. Bu dönemdeki arkadaşlık, çocukluk döneminde olduğu gibi çıkarcılığa değil sevgi ve saygı ilişkisine dayanmaktadır. Bu dönemde karşı cinsle uygun bir ilişki önemli olduğu

4

Page 5: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ergenlik dönemi inanç gelişimi üç

safhada incelenir. Bunlar;

dinî şuurun uyanışı, dinî bunalım ve

şüpheler ve dinî tutumların

belirginleşmesidir.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

gibi uyum sağlayamama da önemli bir sorun olmaktadır. Bu konuda yaşanacak bir sorun, gencin ileriki yaşantısında bazı huzursuzluklar yaşamasına neden olabilmektdir. (Binbaşıoğlu, 1995: 177)

Bu bölümde ele aldığımız, ortaöğretim dönemine denk gelen ergenlik döneminin bedensel, bilişsel ve sosyal gelişim alanlarındaki gelişim görevlerini maddeler hâlinde şu şekilde özetleyebiliriz. (Baymur,1994: 62)

1. Hemcinsiyle ve karşı cinsle olumlu ilişkiler kurabilme,

2. Yetişkin bir kadın veya erkek rolünü edinme ve bunun gereğini yerine getirme. Aynı zamanda gerektiğinde her iki rolün görevlerini (Androjeni kişilik) yerine getirme,

3. Değişen beden imajını kabullenme ve bedenini bir yetişkin gibi etkin bir şekilde kullanma,

4. Duygusal bağımsızlığı kazanma,

5. Bir aile kurmaya yönelik evlilik hazırlığı yapma,

6. Meslek seçimi konsunda araştırmalar yapma ve gerekli hazırlıklara başlama,

7. Toplumsal sorumluluk alarak toplumsal kurallara (ahlaka) uygun davranma,

8. Bir yaşam felsefesi geliştirme.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN DİNİ İNANÇ ÖZELLİKLERİ

Ergenlik çağı, bireyin, biyolojik, psikolojik ve sosyal yapısında meydana gelen değişmelerle birlikte, şuurlu bir dinî uyanış ve ilginin ortaya çıkmaya başladığı bir dönemdir. Soyut işlemler basamağında bulunan ve soyut zihinsel aktiviteleri yapma becerisini kazanmış olan ergenin kimliğinin oluşumu ve gelişiminde din önemli bir görev icra etmektedir. Bu dönemde ergen için metafizik konular ister istemez gündeme gelmekte ve böylece ergen, din fenomeni ile karşı karşıya kalmaktadır. Çevresi ile iletişiminin artmasının da bir sonucu olarak, dinî-ahlaki değerler açısından ideal olan ile gerçek olan arasındaki derin farklılıklar ergende dinî anlamda bir çatışma durumu meydana getirebilmekte, bu ise dine karşı tenkitçi ve şüpheci bir tutumun gelişmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, özellikle ortaöğretim kurumlarında ergenlik döneminde verilecek olan din eğitiminin etkili olabilmesi için ergenin inançla ilgili özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir.

Ergenlik dönemi dinî gelişimi, inanç bakımından üç safhada incelenebilir. Bunlar; dinî şuurun uyanışı, dinî bunalım ve şüpheler ile dinî tutumların belirginleşmesidir. (Hökelekli, 2001: 267-269; Kula, 2001: 51-52)

5

Page 6: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ortaöğretimde Din Eğitimi

İlk olarak, ergenlik dönemi, inanç gelişimi bakımından dinî şuurun uyanmaya başladığı bir dönem olarak kabul edilebilir. Bu döneme kadar anne-baba ve çevre tarafından telkin edilip benimsetilen din anlayışı artık bu dönemde yerini kişiselleştirilmiş bir din anlayışına bırakmaya başlar. Bu da ergenin din hakkında düşündüğünü ve kendine ait bir din algısı oluşturmaya başladığını göstermektedir. Duygu dünyasında yaşanan çalkantılar ve toplumun değer yargılarında yaşanan değişmeler, her ne kadar ergenin dinî anlamda bocalamasına neden olsa da, ergenlik döneminin ilk yılları olan 12-14 yaşlar, şuurlu dinî uyanış açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde, çocukluk dönemindeki bilinçsiz ve saf inanma eğilimi artık yerini daha bilinçli ve araştırmaya dayalı inanma eğilimine bırakmakta, çocukluk döneminde tam olarak kavranılmadan oluşmuş dinî inancın yerini ergenlikte şuurlu bir dinî inanç almaya başlamaktadır. 12-13 yaşlarına gelindiğinde, ergendeki Allah tasavvurunda da belirgin değişmeler yaşanmaya başlanmaktadır. Çocukluk dönemindeki antropomorfik Allah anlayışı, yerini soyut, cisimsiz, hiçbir şeye benzemeyen tamamen ruhani bir Allah anlayışına bırakmaktadır. Ancak bu konudaki sorunlar tamamen ortadan kalkmamakta, bazı ergenler Allah’ın varlığı konusundaki düşünce ve hatta şüphelerini bir süre daha devam ettirmektedirler. Nitekim onlar için “Zorunlu Varlık” (Vacibü’l-Vücûd) kavramı henüz gelişmemiştir.

Ergenlik döneminin inançla ilgili ikinci önemli özelliği, dinî şüphe ve kararsızlıkların yaşandığı bir dönem olmasıdır. Genel olarak 14-18 yaşları arasını kapsayan bu şüphe ve kararsızlık döneminde ergenin, gerek fiziksel gerekse ruhsal yapısındaki değişme ve gelişmeler, onun tüm duygu dünyasını etkilemekle birlikte, dinî yaşantıları üzerinde de ciddi etkilere sahiptir. Bu dönemin pek çok açıdan bir bunalım dönemi oluşu, onu inançla ilgili birtakım çatışma ve şüphelerin yaşandığı dönem haline getirmektedir. Artan fiziksel kapasite ve bunun yanında zihinsel süreçlerde yaşanan gelişmeler, ergenin kendisini bir yetişkin gibi hissetmesine neden olurken, bağımsızlık ve güçlülük duygusunun da uyandığının bir işaretidir.

İşte tüm bu duygular ergenin daha önce, ailesinden ve çevresinden öğrendiği ve sorgulamadan kabullendiği bazı düşüncelerin ya da bilgilerin yeniden sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu düşüncelere sahip olan ergen, ilk etapta anne-baba ve diğer yakın çevresi ile bir çatışma içerisine girebilmektedir. Bir taraftan bağımsız olma arzusu diğer taratan da anne-babaya itaatin gerekliliğini vurgulayan inanç arasında kalan ergen, bu konuda nasıl bir tavır sergilemesi gerektiği konusunda kararsızlık yaşamaktadır. Bunun yanında gelişen zihinsel sürecinin bir sonucu olarak, olayları anlama isteği ve tenkitçi yaklaşım, ergeni dinî inançların anlamını ve dinî gerçekliklerin mahiyetini anlamaya yöneltmektedir. Eğer ergen dinî inanca ilişkin bilgileri veya olayları akılla ispatlayamaz ya da sosyal hayatın gerçeklikleri ile teorikte edindiği bilgiler arasında bir çelişki ya da tutarsızlık görürse bu durumda bazı dinî şüphe ve kararsızlıklar yaşayabilir.

Yukarıda yer verilen bilgiler ışığında ergenlik döneminde yaşanan dinî şüphe ve çatışmaların nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

6

Page 7: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ergenin duygusal yaşamındaki karışıklık,

onun dinî inanç ve değerlere daha fazla

sarılmasına neden olur.

Dinî şüphe ve çatışmalar, ergenlik

döneminin genel özelliği olmakla birlikte, bu düşüncelerin 17-18 yaşlarında yatışması

beklenir.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

1. Bağımsızlık duygusunun uyanması ile birlikte, her türlü otoriteyi reddeden isyankar bir tutum takınılması ve yetişkinlere olan güvenin sarsılması,

2. Cinsel güdülerin ortaya çıkışı ve suçluluk duygusunun belirmesi,

3. Hayatın anlamsız olduğuna dair güçlü bir inanç,

4. Sosyal gerçeklik ve bilimsel teoriler ile dinî inanç ve öğretiler arasındaki uzlaşmazlık ve çelişkiler,

5. Dindarların ve din adamlarının bazı tutum ve davranışları,

6. Dinî konularda bilgi ve rehber eksikliği.

İnançla ilgili şüphe ve çatışmalar, ergenlik döneminin önemli bir özelliği olmakla birlikte bu dönemin sonuna doğru (17-18 yaş) bu duygu ve düşüncelerin yatışması beklenir. Ancak bu tür şüpheler daha ileri yaşlara doğru hâlen ciddi bir biçimde devam ediyorsa o zaman bunun, gelişimsel özelliklerden farklı olarak ideolojik bazı sorunlardan kaynaklandığı söylenebilir. Ancak burada şu hususa da dikkat etmek gerekir ki; ilk başta olumsuz bir özellik gibi görünen ergenlik dönemi dinî şüphe ve kararsızlıkları aslında olgun bir dinî yaşayışa ulaşmada önemli bir unsurdur. Bu anlamda dinî şüpheler, ergenlik dönemi dinî arayışının bir başka ifadesidir. (Bahadır, 2006: 308; Ak, 2002: 19-23)

Ergenlik dönemi inanç gelişiminde üçüncü önemli aşama ise, dinî duygu ve tutumlardaki belirginleşmedir. 18-21 yaş civarına karşılık gelen bu dönemde, dinî şüphe, kararsızlık ve bunalımlar yatışmaya başlarken ergen, dine doğru yeniden bir eğilim göstermeye başlamaktadır. Bu dönemde ergenlerin bir bölümü çocukluk inançlarından farklı olarak, değerler dünyasını yeni baştan kurarken, bir bölümü aileden gelen geleneksel dinî inançları ya olduğu gibi ya da az bir değişiklikle sürdürürler. Diğer bazıları ise, dinî tamamen reddederek ya ateist ya da agnostik olabilirler.

Ortaöğretim döneminde din eğitimi ve öğretimi yapılırken, ergenlik dönemine henüz adım atmış olan gencin dine karşı tutumu, din konusunda yaşadığı şüphe ve kararsızlık hali mutlaka dikkate alınmalıdır.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN İBADET VE DUA ANLAYIŞLARI

Ergenlik dönemi, kendine özgü gelişim özelliklerine sahiptir. Bu dönemde ergenin duygusal yaşamındaki karışıklık ve ne yapacağını bilemezlik, onun dinî inanç ve değerlere sarılmasına ve ibadetlere daha fazla önem vermesine neden olmaktadır. Bu iniş ve çıkışlarla birlikte ibadet anlayışındaki gelişmeler ve dışavurumlar, çocukluk döneminde yaşanan duygu ve düşüncelerin açık şuur seviyesine çıktığını gösteren bir işaret olarak algılanmaktadır. Ergenlik döneminin ilk yılları, ibadetleri yerine getirme açısından ilginin en yüksek olduğu dönemdir. Özellikle bu dönemde, helal ve harama riayet etme, cami ve cemaate katılma ve

7

Page 8: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ortaöğretim döneminde dua,

problemlerle başa çıkmada önemli bir

ihtiyaçtır.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

ibadetlerin yerine getirilmesinde belirgin bir artış olmakla birlikte bu durum uzun sürmez. İlerleyen yıllarda yaşanan ergenlik dönemi bunalımlarının bir neticesi olarak dinî ibadetlerin yerine getirilmesinde bir gerileme görülebilir.

Ergenlik dönemindeki bazı ahlaki kaygılar ve kararsızlıklar da yine ergeni ibadete yönlendirmektedir. Ergenlik döneminde ahlak gelişim; cinsel uyanış ve bunun getirdiği cinsel bazı problemler ile psikolojik yalnızlık ve suçlulukla karakterize edilen bazı gelişmeler göstermektedir. Bir taraftan dinîn emirlerine bağlı kalma zorunluluğu, diğer taraftan da cinsel arzuların peşinden gitme isteği, ergeni bir suçluluk psikolojisine itmektedir. Cinsel haz duymaya yönelik istek ve bunu yineleme tutkusu, ayıp, günah ve yasak gibi kavramlarla birleşince ergende bir gerilim ve kaygı meydana getirmekte ve bunun sonucunda da bir suçluluk duygusu ortaya çıkmaktadır. Çevreden edinîlen ya da öğrenilen bazı bilgilerle de ergenin utancı büsbütün artmaktadır. (Vergote, 1981: 586; Selçuk, 1990: 102)

Bu dönemde dua da önemli bir ihtiyaçtır. Yaşanan sorunları aşmada, problemlerle başa çıkmada manevi bir destek amacıyla insanlar zaman zaman duaya yönelmektedirler. Okul öncesi dönemde oyuncak, şeker, çikolata vb. için yapılan dualar, okul çağında yerini hastalıklardan korunma ve sevdiklerinin iyiliğini içeren dua anlayışına bırakmaktadır. Ergenlikle birlikte ise, duanın Allah ile bir bağlantı kurma aracı olduğunun farkına varılmakta ve duanın sadece kişisel istekler için bir araç olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu dönemde dua anlayışının bir parçası olarak Allah kavramı şahıslaştırılıpderunileştirilmektedir. Fakat şahıslaştırılan Allah, ergenin ahlaki ve günlük hayata ait zorluklarında onu koruyan, güven veren ve lütufta bulunan Allah’tır. Bu dönemde ergen, duygusal yalnızlığına cevap veren Allah’ın dostluğuna özel bir önem vermektedir. Yani ergen için Allah, her türlü sıkıntı ve zorluğun paylaşıldığı bir sırdaştır.

Duanın özellikle çaresizlik durumlarında tabii bir refleks olarak ortaya çıkabilen özellikte bir ibadet olması, ergenlik döneminde de yoğun bir şekilde duaya başvurulmasına neden olmaktadır. Ergenin duaya yönelmesi sadece çaresizlik durumu ile başa çıkma düşüncesinden kaynaklanmamakta, bunun yanında diğer ibadetlerde olduğu gibi, suçluluk ve günahkârlık duygusundan kurtulmak için de duaya sıkça başvurulmaktadır. (Ayas, 2007: 35-36)

Yapılan bazı araştırmalar duanın ergen üzerinde pozitif sonuçlarının olduğunu ortaya koymuştur. (Arıcı, 2006: 536-540) Bunlar maddeler hâlinde şu şekilde sıralanabilir:

1- Dua, ergenin stresle başa çıkmasına yardım eder,

2- Bir istek ve dilek bildirmenin ifadesi olarak dua, ergenin, problemini ortaya koymasına yardım eder,

3- Ergenin mücadele azmini artırır,

4- Ergendeki güven duygusunu pekiştirir,

5- Ümitsizliği ortadan kaldırarak, ümit duygusu aşılar.8

Page 9: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ergenlik dönemi, yaşama ait değerlerin sorgulanarak yerleştiği

bir dönemdir. Sağlıklı bir sorgulama ve durulma

sürecinde aile önemlidir.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

Sonuç olarak, ortaöğretim döneminde ergenlerin inanç konusunda yaşadıkları çalkantılar ve karmaşalar, bu dönemin kendine has bazı cinsel gelişim özellikleri onların dinî inançları ve mevcut durumları arasında bir çatışma meydana getirmektedir. Bu çatışmanın neticesinde ergen, kendisindeki bu suçluluk duygusu ile ibadet ve duaya yönelerek bundan kurtulmaya çalışır.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN DİN EĞİTİMİNİ ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER

Ailenin RolüAile, en öz tanımıyla toplumun temelini meydana getiren anne-baba ve

çocuklardan oluşan bir kurumdur. Aile bağıyla kadın ve erkeğin bir araya gelmesinin ana nedeni neslin devamıdır. Bu açıdan bakıldığında ailede çocuk veya çocuklar vazgeçilmez unsurdur. Her anne baba, sahip olduğu değerlere göre çocuğunu yetiştirmek ya da bu konuda gerekli önlemleri almak ister. Çocukluk yılları sakin ve uyumlu geçen bir çocuğun ergenlikle birlikte davranışlarında ve gösterdiği tepkilerde ortaya çıkan ani değişmeler pek çok ebeveyni şaşırtmaktadır. Hatta gencin herhangi bir olay karşısında gösterdiği bazı davranışlar ya da verdiği tepkiler aile tarafından bazen bir ahlaksızlık olarak algılanabilmektedir. Bu bağlamda aile, ergenin içinde bulunduğu gelişimsel süreci iyi bilirse genci daha anlayışla karşılayıp aşırı tepkiler vermekten de sakınacaktır. Bu da gencin, ergenlik dönemini daha rahat atlatmasına yardım edecektir.

Ergenlik dönemi, yaşama ait değer ve yargıların sorgulanarak yerleştiği veya kabul ya da reddedildiği dönemdir. Bu dönemde ergenin sağlıklı bir sorgulama ve sonunda bir durulma ve bağlanma yaşayabilmesinde ailenin önemli bir görevi bulunmaktadır. Zira ergenin bu dönemi zararsız atlatabilmesi için aile desteğine ve rehberliğine ihtiyacı vardır. Özellikle bu dönemde ortaya çıkan şüphe ve kaygıların ortadan kaldırılmasında başta anne-baba olmak üzere diğer aile bireyleri gerek yaşantılarıyla gerekse bilgi ve tecrübeleriyle ergene yol gösterecek bir fonksiyona sahiptir. Her ne kadar bu dönemde diğer çevresel faktörler ergen üzerinde daha etkili gibi gözükse de ergen için ailesi yine de sığınılacak önemli bir limandır. (Ağca, 1998: 13-15)

Çocukların ve ergenlerin dinî eğitiminde aileye düşen görev, uygun yaş dönemlerinde uygun dinî bilginin verilmesine yardımcı olmaktır. Ailenin yaptığı önemli yanlışlardan biri dinî kavramları bir otorite figürü olarak kullanmaktır. C. G Salzmannergenlik döneminde dine karşı çıkışın nedenlerini ortaya koyarken, zihinsel gelişim açısından uygun olmayan dönemlerde bireyi dinî kavramlarla korkutmamak gerektiğini ifade etmektedir. (Salzmann, 2002: 66)

Akran RolüDaha önce ifade edildiği gibi ergenlik yılları yaşamın en sorunlu yıllarıdır. Bu

sorunlu yıllarda ergenin içine düştüğü karmaşadan ve kararsızlıktan 9

Page 10: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Akran danışmanlığı, ergenlerin

yaşadıkları sorunlarla baş etmelerinde önemli

bir yöntemdir.

Kitle iletişim araçları gençler üzerinde, cinsel duyguları tahrik etme ve

zararlı alışkanlıklara teşvik etme gibi bazı

olumsuz etkilere sahiptir.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

kurtulmasında ona yardımcı olacak önemli faktörlerden biri de uygun arkadaş grubudur.

Ergenlerin ebeveynleriyle yakın ve içten bir iletişim kurması, yaşadıkları dönemin özelliği gereği zordur. Ergenlerin, anne-babalarının ve büyüklerin kendilerini anlamadıkları, onlara hak vermedikleri ve sürekli baskı yaptıkları konusunda yerleşik düşünceleri vardır. Bu düşüncelerden kurtulabilmeleri için ergenlik döneminin geçmesi gerekmektedir. Aile ne kadar empatik ve içten davranırsa davransın gencin içinde yaşadığı dönemin ve çağın özelliklerine göre düşünemez ve onun davranışlarını anlamlandıramaz. Ergen aile ile paylaşamadığı birçok konu ve sıkıntıyı akran grupları içinde paylaşır ve çözüm arar. Bu süreç iyi arkadaş çevresinde olumlu sonuçlar verirken, kötü bir çevrede daha sorunlu ve problemli sonuçlar doğurur. Zira ergenlik döneminde başlanan birçok kötü alışkanlık ve bağımlılıklar arkadaş ve akran çevresinin etkisi ile olur. Arkadaş çevresinde kabul gören ve paylaşılan değerler genç tarafından da kabul görürken bu değerlerin ailenin değerlerine uygun olup olmaması sorgulanmaz ve göz önünde bulundurulmaz. Zaten gencin bu dönemdeki temel gelişim görevlerinden birisi de kendi öznel yaşam felsefesini ve değerler sistemini oluşturmaktır. Bu bağlamda öznel yaşam felsefenin oluşmasına kaynaklık eden faktörlerden biri, belki de en önemlisi arkadaş ve akranlardır. Bu bakımdan akranlarında daha tecrübeli olanların, yani ergenlik sorunlarını çözmüş olanlarların bu sorunlarla başa çıkma durumunda olanlara danışmanlık yapmaları, yardımcı olmaları önemli bir yöntemdir. Buna rehberlik ve psikolojik danışma literatüründe “akran danışmanlığı” yöntemi denir. (Aladağ ve Tezer, 2007; 140-141)

Bu dönemde genç, ailesinin belirleme ve kısıtlamalarına karşı bir duruş sergiler. Anne-babanın genç için sakıncalı gördüğü arkadaş çevresi bazen genç için sakıncalı olmayabilir. Bu yönde yapılacak baskılar genci arkadaş çevresinden uzaklaştırmak bir yana daha da içine çeker. Ailenin, gencin arkadaş çevresini şekillendirmeye çalışmak yerine uygun arkadaş çevresini oluşturacak etkinliklerin içinde bulunmalarını sağlamaya çalışması daha yerinde bir davanış olur. (Ağca, 1998: 111)

Gencin sağlıklı arkadaş ilişkileri kurulabileceği ve uygun akran danışmanlıklarının yapılabileceği sosyal ve sportif aktivitelere ve kamplara katılması sağlanabilir. Ayrıca ergenin gelişiminde faydalı olabilecek sivil toplum kuruluşlarına üye olmaları ve çalışma yapmaları sağlanabilir. Bu, gencin hem ergenlik sorunlarıyla baş etmesine yardımcı olacak hem de dinî gelişimde faydalı ortamlar oluşturacaktır.

Kitle İletişim Araçlarının RolüGünümüz dünyasında kitle iletişim araçlarının birey ve toplum üzerindeki

rolü yadsınamaz. Bebeklikten yaşlılığa kadar hayatımızın her safhasında yer alan bu araçların olumlu etkilerinden ziyade olumsuz etkileri daha ön plana çıkmaktadır. Özelikle ergenlik dönemi genci için bu araçların etkisi her geçen gün

10

Page 11: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ortaöğretimde Din Eğitimi

daha da artmaktadır. Bu bağlamda özellikle televizyon ve internet başta gelen araçlar olarak sayılabilir.

Günümüzde özellikle televizyon ve internet ergenlerin psiko-sosyal gelişiminde ciddi olumsuzluklara neden olabilmektedir. Bu iki kitle iletişim aracının olumsuz etkileri farklı şekillerde kendinî göstermektedir. Bu dönem genci açısından zararlı alışkanlıklara teşvik etme ve cinsel duyguları tahrik, kitle iletişim araçlarının başta gelen olumsuz özellikleri olarak sayılabilir. Televizyon ve internet üzerinden yayınlanan müstehcen yayınlar gençlerde bazen aşırı uyarılmalara neden olurken bazen de cinsel taciz ve tecavüz gibi cinsel suçların işlenmesine neden olabilmektedir. Özellikle internet aracılığıyla her türlü bilgiye ulaşılabilen bir dünyada gencin baş etmeye çalıştığı ergenlik sorunlarının cevabını bu kaynakta araması ciddi bir tehlikedir. Sorgulama ve eleştirel düşüncenin geliştiği bir dönemde doğru ve sağlıklı bir bilgi kaynağına ihtiyaç vardır. Genç çok kolay bir şekilde sağlıksız bilgi yığınları içinde kaybolmaktadır. Birçok art niyetli kişi ve kurumlar bu dönem gençlerini hedef alan yayın ve faaliyetler yaparak gençlerin psiko-sosyal gelişimini tahrip etmektedirler. Bunun için de başta aileler olmak üzere gencin diğer çevresi, özellikle zararlı yayınlar konusunda genci bilgilendirmelidir. Bunun yanında televizyon ve internet üzerinden yayınlanan zararlı yayınlar konusunda yetkili kurumlar da gerekli önlemleri almalıdır.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN DİN EĞİTİMİNDE UYGULANABİLECEK BAZI YÖNTEM VE TEKNİKLER

Ortaöğretim döneminde verilen din eğitiminin etkili olabilmesi için öğrencilerin gelişimsel özelliklerinin bilinmesinin gerekliliği kadar bilginin aktarılmasında bazı yöntem ve tekniklerin de etkili biçimde kullanılması gereklidir. Zira bu yöntem ve tekniklerin kullanılması, hem bilginin karşı tarafa daha rahat aktarılmasını sağlar hem de kalıcılığı artırır. (Aydın, 2005: 107-274; Kaya, 1996: 135-155; Doğan ve Tosun, 2002: 190-270) Özellikle ortaöğretim döneminde verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin haftada bir saat olduğu düşünüldüğünde, bu dersin daha aktif ve verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için etkili bazı yöntem ve teniklerin kullanılması daha önemli hâle gelmektedir.

Örgün din eğitiminde kullanılabilecek bazı yöntem ve teknikleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Anlatım(Takrir) Yöntemi: Anlatım yöntemi, sözlü anlatıma ağırlık veren her ders için kullanılan bir metottur. Anlatma yöntemi bu özelliği nedeniyle din eğitiminde de sıkça kullanılan bir yöntemdir. Bu nedenle din dersi öğretmenlerinin bu yöntemin özelliklerini (fayda ve sınırlılıklarını) çok iyi bilmesi gerekir. Anlatım yöntemi doğrudan öğretmeni ön plana çıkarması nedeniyle, öğretmenin derse çok iyi hazırlanarak gelmesi ve anlatımlarını kaynaklarla da desteklemesi gerekir.

11

Page 12: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Herhangi bir öğretim yöntemini etkin kılan

temel unsur, öğretmenin, yöntemin

ilkelerine sadık kalmasıdır.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

Tartışma Yöntemi: Tartışma, öğrencilerin, öğretmen gözetiminde bilgi ve görüşlerini paylaştıkları bir yöntemdir. Bu yöntem, gelişim çağındaki öğrencilerin tartışma yoluyla zihinsel süreçlerine katkı sağlarken bilgiyi anlama ve kavrama noktasında da önemli bir metottur. Bu yöntem altında farklı tartışma teknikleri kullanılabilir. Bunlar içinde özellikle büyük grup tartışması tekniği ve beyin fırtınası tekniği önemlidir.

Büyük grup tartışması tekniği, bütün sınıfın veya büyük bir grubun bir konuyu birlikte tartıştıkları bir tekniktir. Bu teknik eğer öğretmen tarafından iyi kontrol edilip yönetilebilirse, sınıftaki öğrencilerin birbirlerinin fikirlerinden ve düşüncelerinden faydalanabilecekleri önemli bir bilgi edinme yöntemi olabilir. Nitekim ortaöğretim dönemi gençlerinde arkadaş grubunun fikirleri önemlidir. Burada öğretmen, tartışmayı yürüten bir kişi olarak sorular sorar, öğrencilerin ortaya attıkları düşünceleri sık sık özetleyerek konunun daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bu sayede öğretmen büyük grup tartışma tekniğini kullanarak derse ilişkin hedef ve davranışları gerçekleştirme imkânı bulabilir.

Tartışma yönteminde kullanılabilecek ikinci bir teknik ise, beyin fırtınasıdır. Bu teknik öğrencilerin yaratıcı ve orijinal görüşlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan bir tekniktir. Bu teknik öğrencilerde problem çözme yeteneğini geliştirmeyi amaçlaması bakımından ortaöğretim dönemi gençlerinin eğitiminde kullanılabilecek etkili tekniklerden birisidir. Kısa süreli tartışma türü olan beyin fırtınası belirli bir konu üzerinde 5-10 dakikalık bir düşünme ve tartışmayı içerir. Bu tartışma tekniğinde önemli olan, üretici düşünce ve soruna değişik çözümler getirebilmedir. Özellikle derse eğlenceli bir başlangıç yapmak için veya ders heyecanını kaybettiğinde bu teknikten faydalanılabilir. Ancak bu teknikte, tartışılan konunun basit ve sınırlı olmasına, öğrencilerin ilgi alanına giren bir konu olmasına dikkat edilmelidir.

Örnek Olay İncelemesi Yöntemi: Bu yöntem, bir olayın sözlü ya da yazılı olarak anlatılmasından sonra konu hakkında öğrencilerin tartışarak çözüm ve öneri getirmelerine dayanan bir yoldur. Örnek olarak seçilen olay ya da problem, gerçek hayattan olabileceği gibi hayali bir olay da olabilir. Din eğitimi ve öğretiminde dinî veya ahlaki hükümler içeren olayların incelenmesi, öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayacağı gibi, başkalarının bakış açısından olayları görebilme ve bir öz değerlendirme yapma imkânı da sunmaktadır. Özellikle din gibi sosyal yaşamla iç içe olan bir konunun öğretiminde örnek olay incelemesi yöntemi, kazandırılmak istenen hedef ve davranışlarda önemli bir yöntem olarak kullanılabilir.

Soru-Cevap Yöntemi: Eğitim tarihinin en eski metotlarından birisi olan soru-cevap yöntemi, öğretmenin bir konu ile ilgili öğrencilere bazı sorular sorması ve aldığı cevapları değerlendirerek eğitim yapmasıdır. Soru-cevap yöntemi, anlatma yönteminin sıkıcılığını ortadan kaldırmak ve öğretimi daha etkili bir hâle getirmek için geliştirilmiştir. Bu yöntem, düşünme ve bildiklerini düzgün ifade etme açısından öğrencilere önemli kazanımlar sağlarken, aktarılan bilgilerin daha kalıcı olmasında da önemlidir. Zira bu yöntemde öğrenci, sorulan soruya cevap

12

Page 13: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Etkili bir din eğitimi vermenin temel

şartlarından birisi, öğrencinin gelişimsel özelliklerini bilerek,

buna uygun yöntem ve teknikleri kullanmaktır.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

verebilmek için araştırır, düşünür ve bildiklerinden faydalanır. Buldurma yöntemi ya da Sokrates yöntemi de denilen bu yöntemin etkili olabilmesi için sorulacak soruların her yönüyle iyi hazırlanmış olması ve açık bir şekilde sorulması önemlidir.

Gezi-Gözlem Yöntemi: Bu yöntem, öğrenme etkinliklerinin sınıf dışında, olay ve olguların canlı olarak görülmesine dayanmaktadır. Gezi-gözlem yöntemi, öğrencilerin eşya ve olayları doğal ortamlarında görmek suretiyle, onlar hakkında araştırmaya dayalı temel bilgi edinme becerileri kazanmalarına yardım eden bir yöntemdir. Din eğitiminde; tarihsel olayların anlatımında, ibadet yerlerinin tanıtımında kullanılabilir.

Kavram Haritaları Oluşturma Yöntemi: Kavram haritası, tek bir kavramın aynı kategorideki diğer kavramlarla ilişkisini anlatan somut grafiklerdir. Bu haritalar bilginin zihinde somut ve görsel olarak düzenlenmesini sağlarken, kalıcı öğrenmeye de katkı sağlar. Din derslerinde de kavram haritalarından önemli ölçüde faydalanılabilir. Zira din deslerinde anlatılan konulardan bazılarının soyut olduğu düşünüldüğünde, kavram haritaları vasıtasıyla öğrencilerde konuya ilişkin kavramlar üzerinden konuyu somutlaştırmak suretiyle daha iyi bir öğrenme sağlanabilir.

Sonuç olarak, etkili bir din eğitimi vermenin temel şartlarından biri gençlerin gelişimsel özelliklerini bilmektir. Bunun yanı sıra eğitimde önceden belirlenen hedeflere ulaşabilmek için bazı yöntem ve teknikleri de etkili bir şekilde kullanmak gerekmektedir. Bir eğitimcinin sınıf ortamında istenen başarıyı yakalayabilmesi ve hedeflere ulaşabilmesi için bu iki hususu dikkate alması gerekir.

ORTAÖĞRETİM DÖNEMİ ÖĞRENCİLERİNİN DİN EĞİTİMİNDE DİKKAT EDİLECEK BAZI HUSUSLAR

Dinî düşünce açısından, ergenlik döneminin dinî şüphe ve kararsızlıkların yaşandığı bir dönem olduğu düşünüldüğünde, bu dönemde verilecek din eğitiminin de daha dikkatli ve planlı şekilde verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ortaöğretim dönemindeki gençlere din eğitimi ve öğretimi yapılırken şu hususların dikkate alınması gerekmektedir. (Gündüz, 2010: 86-95)

Gençlere iyi özdeşim modelleri sunulmalıdır. Çocukluktan çıkıp ergenlik dönemine giren gencin sosyal çevresi her ne kadar genişlese de aile bu dönemde de önemini korumaktadır. Bu nedenle ilk olarak başta anne-baba olmak üzere birinci derece yakınlar genç için iyi bir rol model olmalıdır. Aile bireylerinin söyledikleri ile yaptıkları arasında meydana gelecek bir tutarsızlık, gencin gözünde onların iyi birer rol model olmasını engeller. Bu nedenle aile bireyleri yapmadığı şeyleri gence tavsiye etmemelidir. Zira bunun genç üzerinde hiçbir faydası olmayacaktır. Söz-eylem tutarlılığı, Kur’anın da üzerinde önemle durduğu bir husustur.

13

Page 14: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Sürekli öğüt vermek yerine iyi bir dinleyici

olmak, ergenlerle iletişimde önemlidir.

Ortaöğretimde Din Eğitimi

“Ey inananlar! Yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff, 61/2)

§

Din eğitimi, gencin gelişimsel özelliklerine uygun olarak verilmelidir. Bu dönem gencinin gelişimsel özeliklerinin başında, daha önce de ifade edildiği gibi, şüphe ve kararsızlıkların yaşandığı bir dönem olması gelmektedir. Bu nedenle zaten karmaşa ve şüphe içinde olan gence günah, cehennem, azap gibi korkutucu ve menfi söylemler yerine onun korku ve şüphelerini yatıştırmaya dönük, merhamet, cennet, iyilik ve güzellik kavramlarına ağırlık verilmesi, onun dinî gelişimine daha önemli bir katkı sağlayacaktır. Zira İslam eğitim geleneğinde nefret ettirmek değil, sevdirmek esastır.

“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin nefret ettirmeyin.” (Buhari, İlim 11; Müslim, Cihad 4; Ebu Davud, Edeb 17)

Sosyal ortamlar ve dinî kurumlardan faydalanılmalıdır. Ergenlik dönemi ile birlikte ortaya çıkan kendinî tanıma ve sosyal çevreye katılma ihtiyacı, gencin uygun sosyal çevreye adaptasyonu ile giderilir. Bu açıdan bakıldığında, aile ve diğer sosyal ortamların yanı sıra ibadet mekânlarının da bu dönem gencinin din eğitiminde önemli bir yeri vardır. Mabetlerdeki manevi havanın insan ruhunda meydana getirdiği huzur ve sükûnet, gencin coşkun duyguları üzerinde önemli bir etki meydana getirebilir. Bunun yanında Cuma ve bayram namazı gibi, haftalık ve yıllık ibadetler açısından bakıldığında camilerin bir sosyalleşme ortamı olarak gencin topluma katılma ve kendinî bir yetişkin gibi hissetme duygularına da hitap edeceği söylenebilir.

Gençlere karşı arkadaşça davranılmalı, iyi bir öğütçü olmak yerine iyi bir dinleyici olunmalıdır. Ergenlik dönemi ile birlikte güçlü bir bağımsızlık isteği ile bazı yanlışlıklar ve hatalar yapmaya açık olan genç için bu dönemde ona nasihat eden ve sürekli yukarıdan bakarak olaylara yaklaşan bir ebeveynden ziyade, onu anlayan, öğüt vermekten ziyade dinleyen bir ebeveyn görmek ister. Yetişkinlerin nasihatlerinden ziyade özdeşim kurma yoluyla bilgi edinme bu dönemde daha ön plandadır. Bu nedenle ona, nasihat yerine davranışlar yoluyla iyi özdeşim modelleri sunulmalıdır.

Gencin doğrudan davranışları hedef alınmamalıdır. Gençlik döneminde doğrudan davranışın hedef alınması, genç tarafından, onun benlik duygusuna ve kişiliğine bir müdahale olarak algılanabilir. Bu nedenle olumsuz bir davranış sergilediğinde, gencin doğrudan davranışını hedef almak yerine bu davranışa götüren nedenlerin ortadan kaldırılmasına çalışmak daha doğru bir yaklaşımdır.

Gençler tarafından sorulan sorulara, onların gelişim özellikleri dikkate alınarak uygun cevaplar verilmelidir. Ergenlik dönemi, daha önce de ifade edildiği gibi bazı dinî kararsızlıkların ve şüphelerin yaşandığı bir dönemdir. Gençler içinde bulundukları dönemin özelliğine uygun olarak inansalar bile bazen kendi inançlarına destek bulmak için inanmıyormuş gibi ya da dinî inançları

14

Page 15: EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE ... … · Web view2017/03/03  · Ergenlik döneminde zekâ gelişimi 15-16 yaşlarında en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Ergen benmerkezciliği

Ortaöğretimde Din Eğitimi

önemsemiyormuş gibi davranabilirler. Bu tür davranışlara karşı yetişkinler uyanık olmalı ve sorulan sorulara ani ve sert tepkiler vermemelidirler. Sorular, yetişkin tarafından önce iyice anlaşılmalı, sonra dikkatli ve sabırlı bir şekilde genci önemsediğini gösteren bir yaklaşımla samimi olarak cevaplanmalıdır.

Empati yapılmalıdır. Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. (Dökmen, 2002: 135) Gencin, içinde bulunduğu duygusal durum din eğitiminde mutlaka dikkate alınmalı ve onun din konusunda yaşadığı şüphe ve kararsızlık hâli yetişkinler tarafından anlaşılmaya çalışılmalıdır.

Sonuç olarak, gençlerin içinde bulunduğu biyolojik değişim, onlarda bazı psiko-sosyal değişmeleri de beraberinde getirmektedir. Bu değişime ayak uydurmakta zorlanan genç, zaman zaman çevresine karşı istenmeyen tepkiler verebilmektedir. Bu nedenle din eğitimi verecek olan kimselerin gençlerin bu özelliklerini bilmeleri ve din eğitimini verirken yukarıda sayılan hususları göz önünde bulundurmaları faydalı olacaktır.

15