ekolife 25.sayı

17
www.ekolife.tv Sayı: 25/ Fiyatı: 25Krş HAFTALIK EKONOMİ VE YAŞAM GAZETESİ 22 Aralık 2012 Cumartesi YERLİ KEŞİF UYDUSU GÖKTÜRK 2 UZAYA FIRLATILDI Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü yerli keşif uydusu Göktürk-2’nin uzay yolculuğu, Çin’deki Jiuquan Fırlatma Üssü’nden saat 18:12’de yapılan fırlatma işlemi ile başladı. Göktürk 2 uydusu 18:26’da 686 kilometre yükseklikteki yörüngesine oturdu. Meclis Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özel, Göktürk-2’nin canlı yayın anını TÜBİTAK UZAY’da izledi. /11’DE UZAYDA TÜRK İMZASI CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP’li belediyelere ilişkin yapılan soruşturmalarla ilgili bir basın açıklama yaptı. Swissotel’de yapılan basın açıklamasına Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail İnal, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İzgezdi, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu da katıldı. /09’DE Amsterdam’da Helal Ev Modası AMSTERDAM’DA yaklaşık 180 apartman dairesi, Müslüman müşterilerin istek- lerine cevap verecek şekilde yeniden düzenlendi. Hollanda basınında ‘helal evler’ diye anılan “Müslümanların ihtiyaçlarına uygun” 180 sosyal konut, siyasi tartışmaya neden oldu. /10’DA Bastır Parayı Kap Vatandaşlığı AVRUPA’dan Asya’ya, Amerika’dan Afrika’ya pek çok ülke belli bir yatırım tutarı karşılığında vatandaşlık ve oturma izni veriyor. /13’DE TÜRKİYE 2050’de böyle olacak Guardian Gazetesi’nin yazdığı habere göre 2050 yılında Tür- kiye ekonomisi batıyı geride bırakacak.Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu “yeni dalga” ekonomilerinin 2050 yılında Batı’yı geri bırakabileceği tahminleri yapılıyor. /02’DE İNGİLİZ THE GUARDİAN GAZETESİ Yerli OTOMOBİL’E ASYA”DAN DEV DESTEK / 12’DE Köprü ve Otoyollara DEV TEKLİF / 05’DE Türkiye’nin TATİLİ Güney’den Geçiyor / 13’DE CHP’LİLERİ PARANOYA SARDI HES’e Evet Ama Yolsuzluğa ve Talana Çayeli İlçesine bağlı Senoz Vadisinde yapımı devam eden HES Santralleri ile ilgili gazetemize çok ilginç kamuoyunu sarsacak bilgiler yağmaktadır. BİR TAKIM çirkin oyunların oynandığı vadide yapımı mahkeme kararı ile durdurulan HES santrali ile ilgili ne hikmetse çalışmalar hummalı şekilde devam etmektedir. Mahkeme kararını denetleyecek olan kolluk görevlileri bir takım oyunlarla sindirilmiş vaziyette. Hatta Hes Santrali yapan şirketlerden biri olan Koçoğlu Şirketler Grubuna bağlı Atabey Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. nin gayri resmi silahlı güçleri bölgede korku salmaktadır. Silah ruhsatları olmadığı halde Jandarma tarafından şantiye alanına götürüldükleri ve Jandarmanın bu duruma göz yumduğu bölge insanı tara- fından dillendirilmektedir. /06’DA BAKKALLAR 1 OCAK’TAN SONRA YUMURTA SATAMAYACAK AVRUPA Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında yumurtanın sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabileceğine ilişkin, İstanbul Bakkallar Odası Başka- nı İsmail Keskin, bakkalların bu uygulama karşısında yumurta satmayabileceğini söyledi. Zengin, fakir, öğrenci, memur, emekli kısacası herkesin kahval- tısının vazgeçilmezi yumurta, sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabilecek. /02’DE

Upload: erkan-kork

Post on 26-Mar-2016

233 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Haftalık Yaşam ve Ekonomi Gazetesi

TRANSCRIPT

Page 1: ekoLIFE 25.Sayı

www.ekolife.tv Sayı: 25/ Fiyatı: 25Krş HAFTALIK EKONOMİ VE YAŞAM GAZETESİ 22 Aralık 2012 Cumartesi

YERLİ KEŞİF UYDUSU GÖKTÜRK 2 UZAYA FIRLATILDI

Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü yerli keşif uydusu Göktürk-2’nin uzay yolculuğu, Çin’deki

Jiuquan Fırlatma Üssü’nden saat 18:12’de yapılan fırlatma işlemi ile başladı. Göktürk 2 uydusu

18:26’da 686 kilometre yükseklikteki yörüngesine oturdu. Meclis Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan,

Genelkurmay Başkanı Özel, Göktürk-2’nin canlı yayın anını TÜBİTAK UZAY’da izledi. /11’DE

UZAYDA TÜRK İMZASI

CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP’li belediyelere ilişkin yapılan soruşturmalarla ilgili bir basın açıklama yaptı. Swissotel’de yapılan basın açıklamasına Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail İnal, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İzgezdi, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu da katıldı. /09’DE

Amsterdam’daHelal Ev Modası

AMSTERDAM’DA yaklaşık 180 apartman dairesi,

Müslüman müşterilerin istek-lerine cevap verecek

şekilde yeniden düzenlendi. Hollanda basınında ‘helal evler’

diye anılan “Müslümanların ihtiyaçlarına uygun” 180 sosyal konut, siyasi tartışmaya neden

oldu. /10’DA

Bastır Parayı Kap Vatandaşlığı

AVRUPA’dan Asya’ya, Amerika’dan Afrika’ya

pek çok ülke belli bir yatırım tutarı karşılığında vatandaşlık ve

oturma izni veriyor. /13’DE

TÜRKİYE 2050’de böyle olacak

Guardian Gazetesi’nin yazdığı habere göre 2050 yılında Tür-kiye ekonomisi batıyı geride bırakacak.Aralarında Türkiye’nin

de bulunduğu “yeni dalga” ekonomilerinin 2050 yılında Batı’yı geri bırakabileceği tahminleri yapılıyor. /02’DE

İNGİLİZ THE GUARDİAN GAZETESİ

Yerli OTOMOBİL’E ASYA”DAN DEV DESTEK / 12’DEKöprü ve Otoyollara DEV TEKLİF/ 05’DE Türkiye’nin TATİLİ Güney’den Geçiyor/ 13’DE

CHP’LİLERİ PARANOYA SARDI

HES’e Evet Ama Yolsuzluğa ve Talana

Çayeli İlçesine bağlı Senoz Vadisinde yapımı devam eden HES Santralleri ile ilgili gazetemize çok ilginç kamuoyunu sarsacak bilgiler yağmaktadır.

BİR TAKIM çirkin oyunların oynandığı vadide yapımı mahkeme kararı ile durdurulan HES santrali ile ilgili ne hikmetse çalışmalar hummalı şekilde devam etmektedir. Mahkeme kararını denetleyecek olan kolluk görevlileri bir takım oyunlarla sindirilmiş vaziyette. Hatta Hes Santrali yapan şirketlerden biri olan Koçoğlu Şirketler Grubuna bağlı Atabey Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. nin gayri resmi silahlı güçleri bölgede korku salmaktadır. Silah ruhsatları olmadığı halde Jandarma tarafından şantiye alanına götürüldükleri ve Jandarmanın bu duruma göz yumduğu bölge insanı tara-fından dillendirilmektedir. /06’DA

BAKKALLAR 1 OCAK’TAN SONRA YUMURTA SATAMAYACAK

AVRUPA Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında yumurtanın sadece soğuk hava deposu olan yerlerde

satılabileceğine ilişkin, İstanbul Bakkallar Odası Başka-nı İsmail Keskin, bakkalların bu uygulama karşısında

yumurta satmayabileceğini söyledi. Zengin, fakir, öğrenci, memur, emekli kısacası herkesin kahval-tısının vazgeçilmezi yumurta, sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabilecek. /02’DE

yumurtanın sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabileceğine ilişkin, İstanbul Bakkallar Odası Başka-

nı İsmail Keskin, bakkalların bu uygulama karşısında

Page 2: ekoLIFE 25.Sayı

2 HABER

ARALARINDA Türkiye’nin de bulun-duğu “yeni dalga” ekonomilerinin 2050 yılında Batı’yı geri bırakabileceği tahmin-leri yapılıyor. Guardian gazetesi, “yeni dalga” ekonomilerine dikkat çekerken 2050 yılında Türkiye’nin ekonomisinin İtalya’nınkinden büyük ve Avrupa’nın en başlıca ekonomilerinden biri olması öngörüsünü de yansıttı. İngiliz Guardian gazetesi, “Yeni Dalga Ekonomileri Büyü-me Peşinde” başlığını kullandığı analizde BRIC’ler (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) durgulaşırken aralarında Türkiye’nin de bulunduğu diğer bazı yükselen ülke-

lerin hızlı ilerleyerek 2050 yılında Batı’yı geri bırakabileceklerini yazdı. İkinci dalga ülkeleri için “Büyükler. Genç ve büyüyen nüfusları var. Altyapı ve eğitimde yatırım yaptılar. Ve resesyona saplanmış Batı’yı kıskandıracak oranlarda büyüyorlar” ifa-delerini kullanan Guardian, 2013 büyüme oranlar yazılacağında ikinci dalga ülke-lerinin ilk 20 sıralara hâkim olacaklarını belirtirken de bu ekonomilere ilişkin üç gün sürecek bir dizi yayınlayacağını da

okuyucularına duyurdu. Guardian şöyle devam etti: “2000

yıllarının ortasında Çin ve Hindistan olmadan dünya ekonomisinin geleceğini tartışmak imkânsız hale geldi ve ikinci bir daralma 2008 yılının sonunda ortaya çıktığında G20 kuruldu. Bu sadece G8 ve BRIC’leri değil aynı zamanda Endonezya, Türkiye, Güney Kore, Meksika, Arjantin ve Güney Afrika gibi stratejik olarak daha önemli bazı ekonomileri de içeriyor-du.Son gelişmeler, fazla geçmeden konferans masasında daha fazla koltuğa ihtiyaç olacağını gösteriyor. Hawksworth, 2050 yılında Türkiye’nin ekonomisinin İtalyanınki’nden büyük ve Avrupa’da en büyük ekonomilerden biri olmasını bek-liyor. Endonezya ve Meksika da, Almanya ve İngiltere’yi geride bırakmış olacak.”

Avrupa Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında yumurtanın sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabileceğine ilişkin, İstanbul Bakkallar Odası Başkanı İsmail Keskin, bakkalların bu uygulama karşısında yumurta satmayabileceğini söyledi.

ZENGİN, fakir, öğrenci, memur, emekli kısacası herkesin kahvaltısının vazgeçilmezi yumurta, AB uyum yasaları kapsamında yıl sonundan itibaren sadece soğuk hava deposu olan yerlerde satılabilecek. Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplan-dıran Keskin, 2008’de alınan kararın, 2012 yılı bitimine kadar ertelendiğini belirterek, ‘1 Ocak 2013’ten itibaren ruhsat alan ya da ruhsatlarını yenileyen bakkallar, yeni yö-netmelikle karşılaşacaklar. Bu yönetmelikte yer alan soğuk hava deposunu kuramayan bakkallarımız, yumurta satamayacak. Bu nedenle bakkallar büyük sıkıntı içerisine girecek” dedi. Uygulamaya göre hareket etmeyen bakkalların çok büyük cezalarla karşılaşacağını vurgulayan Keskin, yumurta-nın, Türk Gıda Kodeksi Yumurta ve Yumurta Ürünleri Tebliği’nde nasıl saklanacağı ve

korunacağının belir-tildiğini hatırlattı.

Keskin, yumurta-nın 28 gün içinde

tüketilebileceği ve artı 5 ile

12 derece sıcak-

lıkta

saklanıp korunabileceğinin tebliğde bildiril-diğini belirtti.

“BAKKALA, ‘SEN YUMURTA SATAMAZSIN’ DENİLİYOR”

Başkan Keskin, bu şart-larda zemine koymamak şartıyla yumurtanın dükkanın her yerinde bulundurulabileceğini vurgulayarak, şartların ağırlaştırılarak bakkallara ’sen yumurta satamazsın’ dendiğini iddia etti. Fransa’da geçen ay bir gıda fuarına katıl-dıklarını anlatan Keskin, burada Türkiye’de de bulunan dünyaca tanınan büyük bir marketin reyonunda yumurta satıldığını gördüklerini söyledi. Bunun üzerine reyonu fotoğrafladıklarını kaydeden Keskin, ”Bizde diyoruz ki ya niye insanları böyle sıkıyorsu-nuz. Avrupa mı diyorsunuz? İşte Avrupa’da da reyonda satılıyor. Konuşmaya gerek yok, çok net. Avrupa’da böyle bir durum varken peki ülkemizde neden insanları bu şekilde sıkıştırıyorsunuz. Orada nasılsa bizde de öyle olsun o zaman” diye konuştu.

“TEBLİĞE GÖRE, BUZDOLABINDA SAKLANMASINA GEREK YOK”

Yumurtanın buzdolabında saklanmasına gerek olmadığını savunan Keskin, konuya ilişkin tebliğe göre hareket edilmesini gerektiğini söyledi. Birilerinin piyasayı kontrol etme ve tekelleşme adına bir takım girişimlerde bulunduğunu iddia eden Kes-kin, “Haksız rekabet ve çok kazanma adına birileri baskı kuruyor ve böyle bir şeyi orta-ya çıkarıyorlar. Yumurtanın yerde bulundu-

rulmasını biz de istemiyoruz. Ama buzdolabına da gerek yok. Biz bu konuda yılda 3-5 defa gıdaların korunması ve

saklanması konusun-da üyelerimize

eğitim seminer-leri yapıyoruz. 22 Aralık’ta da yine

bir tane yapacağız. Fransa’nın göbeğin-

de çektiğimiz bu fotoğrafın tarihi de saati de belli. Orada olabiliyorsa bizde de olabilir. Eğer yumurta artı 12’ye kadar olabiliyorsa neden daha düşük derecelere zorluyorsunuz. Neden bakkalı sıkıntıya sokuyorsunuz?” diye konuştu.

YUMURTANIN FİYATI YÜKSELİRYeni uygulamayla birlikte sadece bak-

kalların sıkıntıya girmeyeceğini vurgulayan Keskin, durumdan üreticilerin ve vatandaş-ların da mağdur olacağını söyledi. Yumurta fiyatlarının uygulamayla birlikte yükselebile-ceğini anlatan Keskin, “Belki bakkal diyecek ki yumurta satmak için bu kadar sıkıntı çekeceğime ondan da vazgeçiyorum. O zaman birilerinin tekeline giren yumur-tanın fiyatı elbette yükselecektir. Yumurta çocuklarımız ve yetişkinler için mutlaka alınması gereken besin kaynağıdır. Doktora gittiğinizde ilk söyledikleri besinlerden biri, yumurta. Bunu bir yerlerden uzaklaştırdığı-nızda ya da bakkaldan uzaklaştırdığınızda eksiklikler olacaktır. Sadece 1-2 yumurta alabilen fakir insanlardan bunu uzaklaştır-dığınızda, onu da alıp yiyemeyecek” diye konuştu.

KAHVALTILARIN VAZGEÇİLMEZİ YUMURTAYI ARTIK BAKKALLAR’DAN ALAMAYACAĞIZ…

BAKKALLAR 1 OCAK’TAN SONRA YUMURTA SATAMAYACAK

Türkiye 2050’de böyle olacakGuardian Gazetesi’nin

yazdığı habere göre 2050 yılında Türkiye ekonomisi batıyı geride bırakacak.

İNGİLİZ THE GUARDIAN GAZETESİ

BURSA’DA 2 hafta önce balıkçı ağlarına takılan ’Camgöz’ cinsi 2 metre 76 santimetre uzunluğundaki köpekbalığını 2 gün boyunca sergileyen Kayserili restoran işletmecisi Deniz Ünlütürk, köpekbalığı etinden sucuk yaptı. Köpekbalığı sucuğunun kilosunu 80 TL’den sattığını belirten Ünlütürk, sucukların bir kısmının şimdiden tükendiğini ifade etti. Çanakkale Boğa-zı’ndaki balıkçıların ağlarına 2 hafta önce takılan ’Camgöz’ cinsi köpekbalığı Bursa’nın tarihi Kayhan Çarşısı’ndaki Bedr Balıkçılık’a getirildi. İki gün boyun-ca restoranda sergilenen ve halkın yoğun ilgi gösterdiği 2 metre 76 santi-metre uzunluğunda ve 77 kilo ağırlığındaki köpekbalığı restoran işletmecisi Deniz Ünlütürk tarafından farklı bir şekilde müşterilerine sunuldu. “Sucuğun

içerisinde sadece köpekbalığı eti ve çeşitli baharatlar var. İçerisinde kesinlikle kırmızı et bulunmuyor. Kayserili olduğum için balığı kendi damak zevkime uygun hale getirmeye çalıştım. Köpekbalığı eti başta kanser olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Oldukça sağlıklı bir besin. Biz de bu besini sabah kahvaltılarına uygun bir hale getirdik diye konuştu.

KÖPEKBALIĞI ETİNDENYAPILMA ÖZEL SUCUK

Maya Takvimi kimilerinin kafasını iyice karıştırırken, 21 Aralık’ta kıyamet kopacak iddiasına Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan cevap geldi.

Kurul, “10 büyük alamet gerçekleşmeden kıyamet kop-maz” açıklamasını yaptı. MAYA takvimine göre kıyametin 21 Aralık ‘da kopacağı öne sürülürken, Diyanet İşleri Başkan-lığı Din İşleri Yüksek Kurulu, kıyametin kopma belirtileri-nin büyük ve küçük olmak üzere iki kategoride olduğunu bildirdi. “Kıyametin ne zaman kopacağı tamamen Allah’ın bilgisi dahilindedir. Dolayısıyla müminler için önemli olan kıyametin ne zaman kopacağı değil, bir gün mutlaka bunun gerçekleşeceğine inanmak ve ahiret hayatı için hazırlıklı ol-maktır. 10 büyük alamet gerçekleşmeden kıyamet kopmaz” açıklamasını yaptı. Dini sorular’ bölümündeki sorular üzerine yayınlanan fetvada, kıyametin ne zaman kopacağının bilin-memediği, Hz. Muhammed’in kıyamet zamanına ilişkin bazı önemli olay ve belirtiler hakkında açıklamalarda bulunduğu belirtildi.

KIYAMETİN KÜÇÜK ALAMETLERİ“Bu işaretler büyük ve küçük olmak üzere iki kategoride

gösterilmiştir. Kıyametin küçük alametleri olarak, din ve inanç hakkında bilgisizliğin yaygınlaşması, içkinin çokça içil-mesi, fitne, öldürme ve kargaşanın çoğalması, maddî refahla birlikte kanaatsizlik ve nankörlüğün artması, Allah rızası yerine çıkar ve menfaatlerin ön plana çıkması gibi olayları saymak mümkündür.

KIYAMETİN BÜYÜK ALAMETLERİBüyük alametler ise, şu hadiste bildirilmiştir: ‘On alamet

meydana gelmedikçe kıyamet kopmaz. Deccal’ın çıkışı, Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi, Ye’cuc ve Me’cucun çıkışı, Dabbetü’l Arz’ın çıkışı, güneşin batıdan doğması, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında meydana gelmek üzere yerin batışı, duman ve insanları mahşer yerine sürecek olan ve Aden çukurundan çıkan bir ateşin zuhuru.’ Bu hadiste geçen alametlerin bir kısmı aynı zamanda Kuran’da da muhtelif ayetlerde yer almaktadır.”

BUNLAR YAŞANMADAN KIYAMET KOPMAYACAK...

21 Aralık Maya Takvimi iddiasına hadislerle cevap!

saklanıp korunabileceğinin tebliğde bildiril-

“BAKKALA, ‘SEN YUMURTA SATAMAZSIN’ DENİLİYOR”

ağırlaştırılarak bakkallara ’sen

rulmasını biz de istemiyoruz. Ama buzdolabına da gerek yok. Biz bu konuda yılda 3-5 defa gıdaların korunması ve

saklanması konusun-da üyelerimize

bir tane yapacağız. Fransa’nın göbeğin-

de çektiğimiz bu fotoğrafın

Page 3: ekoLIFE 25.Sayı

3HABER

MALİYE Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye, OECD’de 34 ülke ara-sında sosyal güvenlik primleri dahil vergi yükü açısından sondan 6’ncı sırada yer alıyor. OECD ülkeleri arasında vergi yükünün GSYH’ye oranı en yüksek ülke yüzde 48,2 ile Danimarka. Söz konusu oran İsveç’te yüzde 45,8, Belçika’da yüzde 43,8, İtalya’da yüzde 43,Fransa’da yüz-de 42,9, Norveç’te yüzde 42,8, Finlandiya’da yüzde 42,1, Avusturya’da yüzde 42 düzeyinde bulunuyor. OECD ortalaması da yüzde 33,9 şeklinde hesaplanıyor.

Türkiye yüzde 26’lık oran ile vergi yükünde yüzde 18,1 orana sahip Meksika, yüzde 20,9’luk orana sahip Şili, yüzde 24,8’lik orana sahip ABD, yüzde 25,1 orana sahip Kore ve yüzde 25,9’luk oran ile Avustralya’yı geride bırakıyor.

Ancak Türkiye’de vergi yükü bakımından oranda değil, yükün dağılımında büyük sorun yaşanıyor. ‘’Az kazanandan az, çok kazanan-dan çok vergi alınması’’ temel ilkesi, Türkiye’de kayıt dışılık, yüksek vergi kaçağı ve diğer nedenlerle yeterince uygulanmıyor. Maliye Bakanlığı da mevcut tablonun değişmesi için

altyapı ve mevzuata dönük yeni önlemleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.

GELİR VE KAZANÇ VERGİLERİ DÜŞÜKVerilere göre, gelişmiş ülkelerin hemen he-

men tümünde vergi yükünde, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, önemli bir ağırlığa sahip bulunuyor. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ancak yüzde 13,5’unu meydana getiren gelir ve kazanç üzerindeki vergiler, Danimarka’da yüzde 32,7’lik bir orana ulaşıyor.

Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergi oranı, Belçika’da yüzde 32,3, İsveç’te yüzde 32,1,Fransa’da yüzde 32, İtalya’da yüzde 31,8, Norveç’te yüzde 30,8, Avusturya’da yüzde

30,1, Finlandiya’da yüzde 28,8, Lüksemburg’da yüzde 26,7, Hollanda’da yüzde 26,2, Almanya’da yüzde 25,4, İngiltere’de yüzde 24, Slovenya’da yüzde 23,5, Kanada’da yüzde 23,4 olarak hesaplanıyor. Gelir ve kazançtaki vergi yükünde OECD ortalaması yüzde 22,8, 27 AB ülkesinin ortalaması da yüzde 27,1 düzeyinde bulunuyor.

MAL VE HİZMETTE VERGİ YÜKÜ YÜKSEK

Buna karşılık Türkiye’de mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin toplam vergiler içe-risindeki payı yüzde 47,7 düzeyinde bulunuyor. Türkiye bu oran ile 34,7 olan OECD ortalaması-nı bile aşıyor. Mal ve hizmet vergisinin toplam vergiler içerisindeki payı ABD’de yüzde 4,7, Kanada’da yüzde 17,7, Japonya’da yüzde 19, Fransa’da yüzde 21,2, İspanya’da yüzde 21,9, İtalya’da yüzde 24,6, Belçika’da yüzde 25,1, Almanya’da yüzde 28,1, Lüksemburg’da yüzde 28,4, Avusturya’da yüzde 29, Avustralya’da yüzde 29,8, Hollanda’da yüzde 30,1 ve Norveç’te yüzde 32,2 düzeyinde bulunuyor.

BİR TÜRK ON ABD’LİYE BEDEL...Türkiye’de mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı yüzde 47,7. Bu oran ABD’de sadece yüzde 4,7.

TÜRKİYE Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Sekreteri M.Demokan Eren, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçi Vekili ile bir araya geldi. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Sekre-teri M.Demokan Eren, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçi Vekili Wang Xiaoning ile bir araya geldi.

Buluşmada İki ülke arasındaki ilişkileri ve ticareti güçlendirmek amacıyla gerçekleştirilebilecek ortak projeler konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. TÜGİK’in 9.000 üyesi ile Türkiye’nin değil, dünyanın en geniş çaplı faaliyet gösteren iş örgütlerinden biri ol-duğuna dikkat çeken M.Demokan Eren, TÜGİK Üyeleri ve Çin Halk Cumhuriyeti iş adamları arasında iletişimi kurarak, sorunsuz ve gelişen iş birliği sağlanması konusunda ön görüşme yapıldığını devamında geniş çaplı bir toplantı düzenleneceğini belirtti.

TÜRK İŞADAMLARINDAN ÇİN’E ZİYARET

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Sekreteri M.Demokan Eren 5084 Sayılı Teşvik Yasası’nın uygulama süresinin uzatılmasının önemine dikkat çekti.

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Sekreteri M.Demokan Eren, uygulama süresi 31 Aralık 2012 tarihinde sona erecek olan 5084 Sayılı Teşvik Yasası’na ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Yasanın uygulama süresi uzatılmadığı takdirde Türkiye başta istihdam olmak üzere önemli ekonomik sıkın-tılarla karşı karşıya kalabilir,” dedi.

Türkiye ekonomisinin küresel krize rağmen büyüdüğünü ve tüm dün-yada gıptayla bakılan bir konuma ulaştığına dikkat çeken TÜGİK Genel Sekreteri M.Demokan Eren sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemiz böylesine ciddi bir ivme

yakalamışken, iş dünyamız tüm gücüyle üretime, istihdam yarat-maya ve ekonomiye katkı sağla-maya odaklanmışken, bu gidişatı frenleyecek gelişmelere sebebiyet verilmemesi gerektiğini düşünü-yoruz. İş dünyası olarak beklen-timiz 5084 Sayılı Teşvik Yasa’nın uygulama süresinin uzatılması yönündedir. Bu sayede hem üretim kapasitesinde artış yaşanması, hem de yeni yatırımların hayata geçirilmesi mümkün olacak, Tür-kiye ekonomisi yoluna aynı hızla devam edecektir.”

TÜGİK, 9.000 ÜYESİYLE TÜRKİYE EKONOMİSİNE DEĞER YARATIYOR

1990’lı yılların başlarından günü-müze uzanan bir genç işadamları hareketi olan TÜGİK, Türkiye için çalışan genç işadamlarını bir araya getirerek vizyon ve sinerji yarat-

makta, bu doğrultuda ekonomi ve istihdama katkı sağlayarak değer üretmektedir. Tüm ülkeyi kap-sayan bir kuruluş yapısına sahip olan TÜGİK, Türkiye’nin yalnızca şehirlerinde değil, kasabalarına kadar yayılan ve hızla genişleyen bir organizasyona sahiptir.

TÜGİK’in 7 federasyon, 72 dernek ve 500’ün üzerinde farklı sektörde faaliyet gösteren 9.000 üyesi bulunmaktadır. KOBİ’lerden büyük holdinglere kadar uzanan geniş bir üye yelpazesine sahip olan TÜGİK, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en geniş çaplı faaliyet gösteren iş örgütlerinden biridir. Bugün itibariyle TÜGİK üyeleri 250 bin kişiye doğrudan, 1 milyon kişiye ise dolaylı olarak istihdam yaratmaktadır. TÜGİK üyesi şirketlerin portföy değeri 100 milyar doların üzerindedir.

TÜGİK Genel Sekreteri M.Demokan Eren:

“5084 Sayılı Teşvik Yasası 400 bin kişiyi doğrudan etkiliyor.”

Page 4: ekoLIFE 25.Sayı

4 HABER

ENERJİDE en önemli konular-dan birinin arz güvenliği olduğunu belirten Kilci, hem doğalgaz hem de elektrik sektöründe arz güven-liği noktasında bir sıkıntı olmaya-cağını vurguladı. Bakanlık olarak arz güvenliği konusunda gerekli tedbirlerin alındığını, olağanüstü şartlar oluşmazsa sıkıntının söz konusu olmayacağını kaydeden Kilci, ‘’Şu an itibariyle Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayının sonuna kadar sezonun başarıylageçmesi için gerekli hazırlıklarımızı yaptık, herhangi bir problem yok’’ dedi. Geçen yıl BOTAŞ’ın uhdesinde olan 6 milyar metreküplük kontratın özel sektöre devrinin de tamam-landığını hatırlatan Kilci, lisans sahibi firmalar hazırlıklarını çok önceden tamamladıkları için piya-saya çok hızlı bir şekilde girdikleri-ni kaydetti.

Arz güvenliğinin sadece bir dönemlik, bir kışlık veya bir mev-simlik bir iş ya da işlem olmadığı-nın altını çizen Kilci, arz güvenliği konusunu uzun dönemli olarak ele aldıklarını söyledi. Türkiye’nin hem doğalgaz hem de elektrik tüketi-minde önemli bir performans gös-terdiğini anlatan Kilci, ‘’Önümüz-deki 3-4 yıl içinde oransal olarak ifade etmek güç olsa bile doğalgaz tüketiminin bu yılın çok üzerinde olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla bu ihtiyacın sağlıklı bir şekilde te-

mini açısından çok önemli projeler yürütüyoruz’’ diye konuştu.

NABUCCO PROJESİ

Bu projelerden birinin Nabucco Projesi olduğunu belirten Müsteşar Metin Kilci, söz konusu projenin yavaş olmakla birlikte ilerlediğini bildirdi. Nabucco Projesi’nin biraz yavaş gittiğini, projenin en önemli ortaklarından birinin de Türkiye olduğunu ifade eden Kilci, ‘’Biz bu projeyi erken terk eden ülkeler-den biri asla olmayacağız. Yani taahhütlerini yerine getirmeyen ya da bu projeyi ortada bırakan bir görüntüye asla müsaade etme-yiz. Çekilmek gündeme gelebilir ama bu projeyi ilk terk eden biz olmayacağız. Birileri çekilirse biz de başkalarını sırtımızda taşımak zorunda değiliz’’ dedi.

Azerbaycan’ın Şahdeniz 2 saha-sındaki gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için TANAP adı verilen projenin de çok hızlı bir şekilde ilerlediğini kaydeden Kilci, söz konusu hattan gelecek gazın 6 milyar metreküpünün Türkiye pazarına akıtılması, 10 milyar met-reküpünün de Avrupa’ya taşınma-sının söz konusu olduğunu söyledi. Kilci, Güney Akım Projesi’nde geçen hafta Rusya’da temelle-rin atıldığını hatırlatarak, büyük kapasitelere sahip bu hatlardan

bölgedeki bütün ülkelerin faydala-nabileceğini vurguladı. Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz aldığı Batı Hattı’nın çok eski olduğunu ve bu nedenle hatta sıkıntıların yaşana-bildiğini ifade eden Kilci, ‘’Zaman zaman konuşulan ve bizim de her zaman kapıyı açık bıraktığımız Gü-ney Akım’ın bir kolunun Mavi Akım paralelinde Türkiye’ye bağlanması her zaman gündeme gelebilir. Biz bu konuda her türlü değer-lendirme yapmaya hazırız. Bunu zaman zaman görüşmelerimizde de dile getiriyoruz’’ açıklamasında bulundu. Doğudaki petrol ve gaz rezervlerinin hem ulusal ekono-miye hem de dünya ekonomisine kazandırılması için Türkiye’ye çok önemli sorumlulukların düştüğüne işaret eden Kilci, özellikle Irak’ın kuzeyinde çok büyük gaz ve petrol sahalarının bulunduğunu, bunların çok az bir yatırımla ve boru hat-larıyla hem Türkiye pazarına hem de Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara, Ceyhan’a aktarılmasının mümkün olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE’NİN ENERJİDEKİ İTHAL BAĞIMLILIĞI

Metin Kilci, Türkiye’nin fosil kaynaklar konusunda kısıtlı kay-naklara sahip olduğunu ve ithal bağımlılığı düzeyinin yüzde 71,5 olduğunu kaydetti. Enerji alanın-daki mevzuat düzenlemelerine de değinen Kilci, Elektrik Piyasası Kanununu baştan sona yenilemeyi öngören bir çalışma yaptıklarını, söz konusu çalışmanın bugünlerde

TBMM’ye gönderileceğini söyledi.Doğalgaz piyasasına ilişkin deği-

şiklikleri içeren taslağın hazırlandı-ğını, petrol ve LPG piyasalarına iliş-kin mevzuatta da gözden geçirme çalışmalarına başlandığını belirten Kilci, ‘’Bu alanda da çok önemli değişiklikler yapmayı planlıyoruz. Enerji sektörü sadece kamunun tek başına sorumlulukları taşıdığı bir yapı olmaktan çıkmalı. Özel sektörün de yatırım iştahı hissettiği bir yapıya kavuşmalı’’ dedi.

BU YIL YENİ KONTRATLARA İHTİYAÇ YOK

Kilci, doğalgazda bu yıl yeni bir kontrat yapmaya ihtiyaç bulun-madığını, halen yürürlükte olan kontratların 2013 yılı tüketimini rahatlıkla karşılayabileceğini kaydederek, ‘’2014’te 4 milyar metreküplük Cezayir kontratının ya yenilenmesi ya da bunun yerine bir şey koymamız gerekecek. Ayrıca Azeri gazında da bir artış söz konusu olabilir’’ diye konuş-tu. Şu an itibariyle 2013 planının kontrat bazında tamamlandığını vurgulayan Kilci, ‘’Bırakın gaz sıkıntısını, gaz sıkıntısı izlenimine dahi müsaade etmeyecek şekilde tamamladık. Bu yıl bittiğinde 48,5 milyar metreküp gaz tüketmiş olacağız. Önümüzdeki yıl bunun bir miktar artması söz konusu olmakta birlikte 56-60 milyar metreküplük bir tüketim söz konusu olmayacak. Küçük bir miktar artacak’’ diye konuştu. Kontratların gaz ihtiyacını karşılamaya yeterli olduğuna, fakat spot enerji imkanının her zaman

olabileceğine dikkati çeken Kilci, geçen yıl spot piyasadan 1 milyar metreküp LNG ithal edildiğini, bu senede bu miktarlarda bir rakamın söz konusu olacağını kaydetti.

‘’IRAK’A KAYITSIZ KALAMAYIZ’’

Türkiye’nin doğalgaz pazarında çeşitliliği sağlaması açısından Ku-zey Irak’taki ve Irak’taki doğalgaz rezervlerinin önemli olduğunu belirten Kilci, bunların yanı sıra Ege ve Akdeniz’de mutlaka LNG terminallerinin olması gerektiğini bildirdi. Kuzey Irak’ın fosil kaynak-lar açısından son derece zengin bir coğrafya olduğunu yineleyen Kilci, Türkiye’nin bu kaynaklara kayıt-sız kalamayacağını söyledi. Kilci, ‘’Irak’ın bütünlüğü korunarak bu kaynakların başka pazarlara akta-rılması söz konusu. Irak bizim çok iyi bildiğimiz bir alan, burada sağ-lıklı bir işbirliği sağlandığı takdirde çok büyük bir sinerjinin oluşacağını tahmin ediyoruz’’ dedi.

Bugün bazı basın-yayın organ-larında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın geçen hafta Kuzey Irak’a büyük bir enerji anlaşması imzalamak için gideceği şeklinde haberlerin yer aldığının hatırlatılması üzerine Kilci, ‘’Kesinlikle Sayın Bakanımız oraya uluslararası bir konferans için gidiyordu, geçen yıl da aynı konferansa gitmişti. Bir anlaşma imzalanması söz konusu değil. Ben sadece bu kadarını söyleyeyim’’ diye konuştu.

OCAK AYI ZAMLI MI GELİYOR...

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, 1 Ocak 2013 tarihinde elektrik ve doğalgaza zam gerektirecek bir baskı öngörmüyoruz’’ dedi. Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle sohbet toplantısı yapan

Kilci, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Page 5: ekoLIFE 25.Sayı

HABER 5

MERKEZ Bankası, Zorunlu Karşılıklara İlişkin Para Politikası Kararı'nı, yapılan basın duyurusuy-la açıkladı. Duyuruya göre, küresel piyasalardaki son gelişmeler dikkate alınarak finansal istikrarı desteklemek ve bankacılık sistemi-nin yabancı para yükümlülüklerinin vadesinin uzamasını teşvik etmek amacıyla, yabancı para zorunlu karşılık oranlarının 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduat ile 3 yıldan uzun vadeli diğer yükümlülükler haricinde kalan vadeler için 0,5 puan artırıldı.

DUYURUDA, ŞU İFADELERE YER VERİLDİ

"Mevcut verilere göre yabancı para zorunlu karşılık oranlarının artırılması ile piyasadan yaklaşık 850 milyon dolar likidite çekilmiş olacak ve yüzde 10,2 olan ağırlıklı

ortalama zorunlu karşılık oranı yüzde 10,6 seviyesinde gerçek-leşecektir. Ayrıca, Türk lirasızo-runlu karşılıkların altın cinsinden tesis edilen bütün dilimlere ilişkin rezerv opsiyonu katsayısı 0,1 puan yükseltilmiştir. Bankalar söz konusu imkanı istikrarlı bir şekilde kullanmakta olup, yararlanma oranı yüzde 90,4 düzeyindedir. Mevcut imkan dahilinde Türk Lirası zorunlu karşılıklar için 11,1 milyar dolar değerinde 199,1 ton altın tutulmaktadır. Yapılan değişiklik sonucunda imkanın aynı oranda kullanılması halinde, Bankamız altın rezervlerinde yaklaşık 850 milyon dolar değerinde 15 ton artış olması beklenmektedir. Uygulama-lar 21 Aralık 2012 tarihli yüküm-lülük cetvelinden itibaren geçerli olacak ve tesis dönemi 4 Ocak 2013 tarihinde başlayacaktır."

ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkan Yardımcısı Osman İlter’in komis-yon başkanlığında yapılan nihai pazarlık görüşmesinde ilk olarak kapalı elemesiz teklifler alındı. 1. elemeli yazılı turda en düşük teklifi veren Nurol Holding AŞ - MV Holding AŞ - Alsim Alarko Sanayi Tesisleri ve Ticaret AŞ - Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ - Fer-nas İnşaat AŞ Ortak Girişim Grubu elendi.

KALAN 2 FİRMAYLA AÇIK ARTIRMAYA GEÇİLDİ.

Açık artırmada başlangıç tutarı

5 milyar 630 milyon dolar, artırım aralığı ise 10 milyon dolar olarak belirlendi. Açık artırmada en yüksek teklifi 5 milyar 640 milyon dolarla Koç Holding AŞ - UEM Group Berhad - Gözde Girişim Ser-mayesi Yatırım Ortaklığı AŞ Ortak Girişim Grubu verdi. Autostrade Per I’Italia SPA - Doğuş Holding AŞ - Makyol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret AŞ - Akfen Holding AŞ Ortak Girişim Grubu temsilcisi teşekkür ederek, yeni bir fiyat vermeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine ihale komisyonu başkanı Osman İlter, en yüksek teklif sahi-

bi konsorsiyumdan 5 milyar 640 milyon dolarlık teklifini 5 milyar 720 milyon dolara yükseltmelerini rica etti. Bir müddet süre isteyen konsorsiyum temsilcileri teklifi 5 milyar 720 milyon dolar olarak revize ettiklerini bildirdi. Böylece nihai pazarlık görüşmeleri teknik olarak sonuçlanmış oldu.

İHALE NERELERİ KAPSIYOR?İhale, Karayolları Genel

Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olan, yapım, bakım, onarım ve işletimini üstlendiği, bağlantı

yolları ile birlikte, “Edirne-İstan-bul Ankara Otoyolu”, “Pozantı-Tarsus-Mersin Otoyolu”, “Tar-sus-Adana-Gaziantep Otoyolu”, “Toprakkale-İskenderun Otoyolu”, “Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu”, “İz-mir-Çeşme Otoyolu”, “İzmir-Aydın Otoyolu”, “İzmir ve Ankara Çevre Otoyolu”, “Boğaziçi Köprüsü”, “Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Çevre Otoyolu”, bunlar üzerindeki hizmet tesisleri, bakım ve işletme tesisleri, ücret toplama merkezleri ve diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarını (OTOYOL) kapsıyor.

Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesinin nihai pazarlık görüşmelerinde, en yüksek teklifi 5 milyar 720 milyon dolarla Koç Holding AŞ - UEM Group Berhad - Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı AŞ Ortak Girişim Grubu verdi.

ABD’li perakende devi Wal-Mart,Migros’un

peşinde. Financial Times gazetesi, dünyanın en büyük

perakendecisi Wal-Mart’ın Migros’u satın almak üzere

görüşmelere başladığını yazdı.

Uzun yıllardır Türkiye pazarıyla ilgilenen Wal-Mart gözünü Migros’a çevirdi. Financial Times’ın haberi-

ne göre, Wal-Mart,Migros yöne-timiyle görüşmeye başladı ancak henüz resmi bir teklif yapılmadı.

ABD’li şirketin teklifini 2013 yılının başında sunacağı konuşuluyor.

Migros tarafından henüz bir açık-lama gelmezken, olası anlaşmanın

şirketin değerini 4 milyar doların üzerine çıkaracağı hesaplanıyor.

Migros hisselerinin yüzde 51’i 2008 yılında Londra merkezli BC

Partners tarafından satın alınmış, şirketin elindeki hisse oranı daha

sonra yüzde 80’e çıkmıştı.

İSPANYA’nın en büyük ban-kası olarak bilinen Santander,

grubuna bağlı olan Banesto bankasını absorbe

edip kendi bünyesi içine katacağını açıkladı.

ABD’DEN MİGROS’A GÖRÜCÜ GELİYOR...

İSPANYA’DA YAPRAK DÖKÜMÜ DEVAM EDİYOR...

MERKEZ BANKASI ZORUNLU KARŞILIKLARI ARTTIRDI...Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, finan-sal istikrarı desteklemek ve bankacılık sisteminin yabancı para yükümlülüklerinin vadesinin uzamasını teşvik etmek amacıyla, yabancı para zorunlu karşılık oranlarının 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduat ile 3 yıldan uzun vadeli diğer yükümlülükler haricinde kalan vadeler için 0,5 puan artırıldı.

Santander Yönetim Kurulu’nun, bugün yaptığı toplantısı sonrasın-

da verilen bilgiye göre, Santander, yüzde 89,74’üne sahip olduğu

Banesto bankasını absorbe etme kararı aldı. İspanya’nın en eski

bankalarından olan, 110 yıllık geç-mişi bulunan Banesto bankasının

absorbe edilmesi ve tamamen tüm şubelerinin Santander bankasına

kaydırılması işlemi 2013 Mayıs ayında tamamlanacak. Santander

bankasının Başkanı Emilio Botin imzalı basın açıklamasında da,

Banesto ve ona bağlı olan Banif bankalarının toplamda 4 bin

664 olan şubesinden 700’ünün kapatılacağı ve bu şekilde 520

milyon euro’luk bir tasarruf öngörüldüğü bildirildi. Banesto ve

Banif personelinin ise sayılarının azaltılacağı ve Santander bünye-sinde işe alınacakları ifade edildi. Gelecek yıllarda KOBİ yatırımları üzerinde uzman olan Banesto ve

Banif’i şirket bankacılığı ağlarında daha da güçlendirmeyi planlayan Santander, 2012’nin ilk 9 ayında,

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 66 azalışla 1 milyar 804 milyon euro karaçıklamıştı. Bu dönemde Banesto’nun karı ise

yüzde 83,2 gerileyerek 50,1 milyon euro olarak açıklanmıştı.

Page 6: ekoLIFE 25.Sayı

6 HABER

HES “Kurulan vadilerde doğal yaşam koruma altına alınacak!”Orman ve Su İşleri Bakanlığı, HES kurulan havzalarda doğal yapının bütünüyle korunması için bir proje başlattı. Proje kapsamında, yaban hayatının korunması için balıklara su geçişi sağlayacak köprüler ve kara hayvanlarına üst geçitler kurulacak...

ORMAN ve Su İşleri Bakanlığı, hidroelektrik santral (HES) kurulan havzalarda doğal yapının bütünüyle korunması için bir proje başlattı. Bitki örtüsünün yeniden ve eskisinden fazlasıyla tesisini öngören proje kapsamında, yaban haya-tının korunması için balıklara su geçişi sağlaya-cak köprüler ve kara hayvanlarına üst geçitler kurulacak. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Trabzon Of Solaklı ve Rize İyidere vadisinde gerek HES gerekse de karayollarının çalışmalarından dolayı ortaya çıkan olumsuzlukların giderilmesi amacıyla pilot havza çalışması başlattı. Pilot uygulamanın ardından ülke geneline yay-gınlaştırılacak proje kapsamında öncelikli olarak Solaklı Vadisi ele alındı. Of-Çaykara arasındaki yaklaşık 20 kilometrelik güzergahta Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyeleriyle birlikte ‘’Solaklı Vadisi İyileştirme Projesi’’ adı altında entegre bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, 3’ünün inşaatı devam etmek üzere 4 HES bulunan proje güzergahında, aynı

zamanda karayolu inşaatı da yer alıyor. Projenin dere yatağı ıslahına dönük kısmında, 12 kilometre boyunca taşkın yataklı kesit uygula-nacak. Membaya doğru kalan 8 kilometrede ise yatak dar ve derinleştiği için enine yapılar inşa edilecek. Ayrıca 20 kilometre proje güzergahın-da tabii görünümü sağlama adına yerleri tespit edilen 2 adet göl oluşturulacak. Proje ile havzanın orman fonksiyonları belirlene-cek, konumsal veri tabanı Coğrafi Bilgi Sistemi ve uydu görüntüleri ile kurulacak ve mevcut orman amenajman planları ekosistem tabanlı ve çok amaçlı yaklaşımla yenilenecek. Havzanın orman fonksiyonları, ‘’Hidrolojik (su üretimi ve su koruma) fonksiyonu, toprak koruma (eroz-yonu önleme) fonksiyonu, estetik-rekreasyon fonksiyonu, doğa (özellikle biyoçeşitlilik) koruma

fonksiyonu, odun (karbon ve oksijen üretimi ağırlıklı) ve odun dışı orman ürünleri üretim fonksiyonu’’ olarak belirlendi. Of ve Çaykara plan-lama birimleri içerisinde kalan Solaklı havzasının orman amenajman planları, ekosistem tabanlı çok amaçlı planlama esaslarına göre planlandı ve uygulamaya konuldu.

Rekreasyon alanları oluşturulacak

GEREK yöre halkının gerekse yerli ve yabancı turistlerin rekreasyonel ihtiyacı, yapılacak oturma dinlenme mekanları, fizik-egzersiz alanları ve diğer spor alanları, yürüyüş yolları, bisiklet yolu, balık tutma ve manzara terasları, yeme-içme me-kanları, kayıkla gezinti, çocuk oyun alanları gibi et-kinlik alanları ile karşılanacak. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, konuya ilişkin değerlendir-mesinde, çevre dostu HES yatırımlarının, bu yeni proje ile tabiatın daha iyi korunmasına da vesile olacağını kaydetti. Türkiye’nin sürdürülebilir kal-kınması için ‘’olmazsa olmaz’’ durumdaki HES’lere, çevreci bir anlayışla yaklaştıklarını vurgulayan Eroğlu, ‘’Bu projenin ülke geneline yaygınlaştırıl-masıyla HES’ler artık sadece bereket getiren değil, aynı zamanda çevremizi güzelleştiren, tabiatımızı koruyan yatırımlar haline gelecek’’ dedi.

Çayeli İlçesine bağlı Senoz Vadisinde yapımı devam eden HES Santralleri ile ilgili gazetemize çok ilginç kamuoyunu sarsacak bilgiler ulaştı.

SENOZ VADİSİ’N DE KOÇOĞLU’nun OYUNU

ÇAYELİ İlçesi’ne bağlı Senoz Vadisi’nde yapımı devam eden HES Santralleri ile ilgili gazetemize çok ilginç kamuoyunu sarsacak bilgiler ulaştı. Bir takım çirkin oyunların oynandığı vadide yapımı mahke-me kararı ile durdurulan HES santrali ile ilgili ne hikmetse çalışmalar hummalı şekilde devam etmek-tedir. Mahkeme kararını denetleyecek olan kolluk görevlileri bir takım oyunlarla sindirilmiş vaziyette. Hatta Hes Santrali yapan şirketlerden biri olan Ko-çoğlu Şirketler Grubuna bağlı Atabey Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. nin gayri resmi silahlı güçleri bölgede korku salmaktadır. Silah ruhsatları olmadığı halde Jandarma tarafından şantiye alanına götürüldükleri ve Jandarmanın bu duruma göz yumduğu bölge insanı tarafından dillendirilmektedir. Mahkeme tarafından yapımı durdurulmuş olmasına rağmen hummalı bir şekilde çalışmalarına devam eden Koçoğluna bağlı şirket bölgedeki Hes’in geçtiği arazileri bir takım oyunlarla eline geçirme girişim-leri yargıya intikal etmiş durumda. Enerji Piyasa Üst Kurulunun kararlarına güvenen şirket yakın zaman-da yargıdan gelecek tokattan sonra ne yapacağı merakla beklenmektedir.

Page 7: ekoLIFE 25.Sayı

HABER 7

Rize Çayeli’ndeki HES’lere mahkemeden durdurma!

SENOZ VADİSİ ‘NİN SİT ALANI OLMA UMUDU DOĞDU

DERELERİN Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer şan, 46 kilometrelik vadinin doğal sit alanı ilan edilmesi için 11 köy muh-tarının 26 Haziran 2008 tarihinde Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘na başvuruda bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: ‘Koruma Kurulu açıkladığı nihai kararında ‘taş ocakları ve HES çalışmalarının vadiyi olumsuz etkilediği için doğal sit gerekti-ren özelliklerini yitirdiği ‘ gerekçesiyle Senoz Vadisi ‘nin doğal sit alanı ilan edilmesi isteğini reddetmişti. Bu kararı HES ‘lerin çevreye, doğaya, sosyal, kültürel ve tarihi değerlerle

doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiğinin kanıtı ve resmi belgesi olarak değerlendirmiştik. Ancak, kararı kabul etmeyerek söz konusu kararın yürütmesinin durdurulması için Rize İdare Mahkemesinde yeni bir dava açmıştık. Rize İdare Mahkeme-si kararın yürütmesini ‘yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadan kararların alınması, kültürel değerler üzerinde geri dönülmez ve telafisi mümkün olmayan zararlar yara-tacağından, bu kararları alan karar vericiler hakkında da hukuki ve cezai sorumluluklar doğuracağı’ gerekçesiyle durdurdu.’

MÜRACAAT EDEBİLECEKLERİBAŞKA BİR KURUL YOK

BÖLGE halkı olarak yeniden Senoz Vadisi ‘nin doğal sit alanı ilan edilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘na başvuruda bulunduklarını ifade eden şan, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘nun yine aynı yönde karar vereceğin-den endişe ettiklerini, ancak müracaat edebi-lecekleri başka bir kurul olmadığını kaydetti. şan, inceleme yapılıncaya kadar vadinin tama-men bozulmasından endişe duyduklarını, bir an önce yöre insanının beklentilerine cevap verilmesini beklediklerini kaydetti.

RİZE İdare Mahkemesi, çayeli İlçesi’nde yapılması planlanan 2 HES projesine verilen ‘çED olumlu’ kararı için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü şan, yapılması planlanan HES’lere karşı mücadelelerinin sürdüğünü belirtt Rize İdare Mahkemesi, Rize ‘nin çayeli ilçesinde yapıl-ması planlanan 2 hidroelektrik santralİ (HES) projesine verilen ‘çED olumlu’ kararı için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Derele-rin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer şan, yazılı açıkla-masında Türkiye genelinde önce-likle Rize olmak üzere yapılması planlanan HES projelerine karşı hukuki mücadelelerinin devam ettiğini vurguladı.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLDİ

ÇAYELİ ilçesi Senoz Vadisi ‘nde yapımı planlanan Melikom ve Uzundere-2 Regülatörü ve HES projelerinin ‘ÇED olumlu’ raporları hakkında Rize İdare Mahkeme-sinde iptal ve yürütmenin durdu-rulması amacıyla dava açtıklarını ifade eden şan, şunları kaydetti: ‘Rize İdare Mahkemesi, bu HES projelerine verilen ‘ÇED olumlu ‘ kararları için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Verilen bu son karar-larla Senoz Vadisi ‘nde yapılması planlanan 14 ayrı HES projesi için açılan 10 ayrı davanın tamamında yürütmeyi durdurma kararı veril-miş oldu. Uzundere 2 Regülatörü ve HES projesi için üçüncü kez yürütmeyi durdurma kararı veril-miştir. Mahkemenin verdiği her yürütmeyi durdurma kararından sonra, mahkeme kararını etkisiz kılmaya dönük, yandan dolanma yöntemleriyle yeniden tanzim edilen proje tanıtım dosyaları ilgili bakanlıkça onaylanmıştır. Bu şekilde 3 kez işlem tesis edilmiştir ve her 3 işlem de mahkemece durdurulmuştur. Senoz Vadisi ‘nin doğasında akıl almaz bir yıkımla yürütülmek istenen bu projeye ilişkin işlemler baştan sona yasa dışıdır. Firmanın 4 yıldır kesintili olarak bölgede yapmış olduğu inşaat faaliyetleri tam anlamıyla bir doğa katliamıdır.’

Page 8: ekoLIFE 25.Sayı

8 YEREL YÖNETİMLER

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE MEKKE BELEDİYESİ ARASINDA

“İşbirliği Mutabakat Zaptı” imzalandı İmza töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Protokol ile tarihe not düşüyoruz. Gelecek nesiller bu tabloları gördükçe bizleri hayırla

yad edeceklerdir. Böyle bir tarihi ana tanıklık etmenin de bir nasip olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

İSTANBUL Büyükşehir Beledi-yesi Kokteyl Salonu’nda imzalanan törene İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yanı sıra Mekke Belediye Başkan Yardımcısı Arif Gadi, İSTAÇ A.Ş Genel Müdürü Osman Akgül ve çok sayıda davetli katıldı. İmza töreninden önce ko-nuşan Başkan Kadir Topbaş, Mekke Belediyesi’nin Hac döneminde dünyanın değişik yerlerinden gelen Müslüman Hacı adaylarına büyük hizmetler verdiğini ve bu hizmet-leri daha da iyi yapabilmek için ellerinden gelen gayreti gösterdik-lerini söyledi. Suudi krallığı ve yerel yönetimlerin başta katı atık olmak üzere bir çok sıkıntıyı göğüslemek için çok ciddi çalışmalar yürüttü-ğünü kaydeden Başkan Topbaş, bu çalışmalarından dolayı kendilerine teşekkür etti.

Günümüz dünyasında bilgi ve deneyimi paylaşmanın önemine değinen Başkan Topbaş, ‘’Bu bizim için büyük bir şeref. En son ziyare-timin sonrasında, oradaki incele-melerimde, bana verilen bilgilerde ve çalışmalarda gerçekten Mekke-i Mükerrem’e de ciddi bir dönüşüm çalışmaların başladığını, dünya ölçeğinde projelere adım atıldığını gördük. Geleceğin çok daha farklı olacağının orada yansımaların çalış-malarını heyecanını hissettik. Metro sistemlerinden raylı sistemlerine, ulaşım ağlarına, yeni yerleşim alan-

larına kadar çok önemli projelere imza atıldığını ve başlanıldığını çok kısa sürede de sonuçlar alınabilece-ğini görmekten çok mutluluk duy-dum” şeklinde konuştu. Mekke’deki hizmetlerin sıradan bir şehre hizmet etmek olmadığına dikkat çeken Baş-kan Topbaş, “İnanan tüm insanlığa, bu dünyaya mesaj verme anlamında ciddi bir sorumluluk taşıyan bir hiz-met. Kültürümüzden ve inancımız-dan aldığımız değerlerle, anlayışla bu hizmetin farklı olduğunu bilmek-teyiz. Bu hizmetin bir ibadet anlayışı taşıdığını bilmekteyiz.

Bu kadar özverili ve fedakarca çalışmalar yapan değerli kardeş-lerimize başarılar diliyorum” dedi. “Kültür ve inanç dünyalarımız bütün bilgilere açık olmayı önermektedir” diyen Başkan Topbaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnancımız İlim ne kadar uzakta olursa olsun, Çin’de de olsa arayıp bulmanın gereklili-ğini ortaya koymaktadır. Bilim ve teknolojinin geliştiği bugünde geri kalmamak gerekiyor. Hızla gelişen dünya şartlarının getirdiği değişim ve dönüşümün kabul etmek görmek zorundayız.” İstanbul’da günde 15 bin ton çöp toplandığını hatırla-tan Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak katı atık yönetimi konusunda Mekke Belediyesi ile iş birliği yapmaktan büyük şeref du-yacaklarını söyledi. Başkan Topbaş İstanbul’daki yatırım ve hizmetler

için dünyanın pek çok yerini gezerek bilgi ve deneyim paylaşımı yaptık-larının altını çizerek göreve geldiği yıllarda yurt dışında yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “Allahın yardımı var. Yine deneyimin tecrübesi var. Bu tecrübeyi paylaşmak istiyoruz.

Bunun için tabi biz dünyada ki pek çok kentin çalışmalarını yerinde inceledik, izledik gördük. Ve o bilgileri kendimize aktarmak suretiyle kentimizde bu çalışmaları devreye koyduk. Hiç unutmam 2004 yılında Barselona’da 65 m. derinlikte TBM makinesinin çalıştığı kazı alnına kadar indim. Toprak taşıyan madenci vagonlar içinde gidilmez dediler. Hayır dedim. Gidip görmem gerekiyor dedim. Çünkü İstanbul’da metrolar yapacaktık ve oraları görmem gerekiyordu. Şanti-yede brifing yeterli dediler. ‘En uç noktaya gidip çalışmaları görmem gerekiyor’ dedim. Biz dünyanın han-gi noktasında olursa olsun bir taş varsa onu kaldırıp altına bakıyoruz. Çünkü biz bilginin yitiğimiz oldu-ğunu düşünüyor nerede varsa onu almaya çalışıyoruz. O bilgiyi de alıp dostlarımızla paylaşmak bizim en büyük şiar ve görevimizdir.” İmzalan protokolün tarihe şeref tablosu olarak yansıyacağını belirten Başkan Topbaş, “Bu imza töreni esasında sı-radan bir iş değil. Biz burada tarihe not düşüyoruz. Gelecek nesiller bu tabloları gördükçe bizleri hayırla yad

edeceklerini düşünüyorum. Böyle bir tarihi ana tanıklık etmenin de bir nasip olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu

Törende konuşan Mekke Belediye Başkan Yardımcısı Arif Gadi’de Yıl boyunca Mekke-i Mükerreme’yi zi-yaret eden milyonlarca Müslümana hizmet için birçok proje yaptıklarını söyledi. Su, elektrik, kanalizasyon, ulaşım, Kâbe’nin genişletilmesi gibi büyük projelere imza attıklarını kaydeden Gadi şöyle devam etti: “Kısa bir süre içinde 4 milyona yakın insanın bir arada bulunduğu hac mevsimi başta olmak üzere bölgenin tamamında temizlik ve atık yönetimi konusunda Mekke belediyesi yoğun bir çaba içine girdi. Bunun için bir şirket kurduk. Birçok alanda İstanbul

Büyükşehir Belediyesi’nin tecrübele-rinden faydalanıyoruz. İmzalayaca-ğımız bu mutabakat zaptıyla İBB ile Mekke arasındaki karşılıklı işbirliğin yansıması olacak. Biz bu çerçevede dünyanın pek çok bölgesine ziya-retler gerçekleştirdik. Ama özellikle İslam ülkelerinin bilgi ve tecrübe-sinden istifade etmeyi önemsiyoruz. Bilgi ve uygulamanın yanında aynı kültürün insanı olmamızı da önem-siyoruz. Yakın gelecekte de İBB ile Mekke arasındaki işbirliğinin diğer İslam ülkelerine model olmasını bekliyoruz.” Konuşmaların ardından İSTAÇ Genel Müdürü Osman Akgül ve Mekke Belediye Başkan Yardım-cısı Arif Gadi mutabakat zaptını imzaladı. Törenin ardından Başkan Topbaş, konuklarına makam araçla-rına kadar eşlik etti.

Page 9: ekoLIFE 25.Sayı

YEREL YÖNETİMLER 9

CHP’li belediyeler üzerinde saldırı söz konusu olduğunu iddia eden CHP İl Baş-kanı Oğuz Kaan Salıcı, “AKP’li belediyelere yapılmayan her şey muhalefetteki belediye-lere yapılmakta. Özellikle CHP’li belediyeler üzerinde ciddi bir saldırı söz konusu. Bizim belediye başkanlarımızın neredeyse tama-mının cep telefonları dinlenmekte. Belediye başkanının halka hizmet etmekten başka hiçbir niyeti yok” diye konuştu.

CHP’Lİ BELEDİYELERİN VEREMEYECEĞİ HİÇBİR HESAP OLMADIĞINI SÖYLEYEN SALICI ŞÖYLE KONUŞTU;

“Bizim belediyelerimizin hiçbirinin

veremeyeceği hesap yoktur. Eğer elinizde bir bilgi belge varsa, bizim zaten yargıdan kaçmak, hukuksuz yollara yönelmek gibi bir anlayışımız ve yaklaşımımız hiçbir zaman olmadı. Varsa elinizde bir bilgi belge getirin açıklayın. Bizde gerekeni yapalım. Ama elinizde bilgi belge olmadan, belediyelere ve belediye başkanlarımıza, bazen şahsına bazen temsil ettiği kuruma karşı yapacağınız saldırıların tamamı karşısında CHP örgütünü ve partilileri bulacaksınız. Bizi müfettişlerle, siyasi saldırılarla püskürtemezsiniz. Bunun karşısında CHP’lileri bir bütün olarak göre-ceksiniz.” Salıcı, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için ismi geçen

Mustafa Sarıgül ile ilgili de konuştu. CHP’ye önümüzdeki süreçte güç verecek, kadroları güçlendirecek, partinin daha fazla oy alma-sını sağlayacak, şaibesi olmayan herkesin CHP’ye katılmasından mutluluk duyduklarını belirten Salıcı, “Yerel seçimlere bir buçuk yıllık zaman var.

Bu kadar uzun bir zaman öncesinde özellikle bir kişinin ya da birkaç kişinin adını telaffuz etmek aslında o arkadaşlarımızın da önümüzdeki dönemde yapacakları siyasi çalışmaya büyük bir hizmette bulunmaz. Onun için Sarıgül ya da başka arkadaşlarımız CHP’ye katılmak isterlerse partinin kucağı

hepsini alacak kadar geniştir. Belediye baş-kanlığı seçimlerinde ortada isimlerin olması doğaldır. Parti içinde demokratik bir yarıştır bu.

Dolayısıyla arkadaşlarımızın aday olmasın-da ya da aday adaylığı konusunda açıklama yapmaları konusunda biz hiçbir mahsur görmüyoruz. Önemli olan ipi göğüsleyebile-ceğini düşündüğümüz kişiyi adaylaştırmaktır. Kazanacağını düşündüğümüz kişiler adaylaş-tırılmalıdır. Bu seçimlerde duygusal davran-maya kimsenin hakkı yok. Bu seçimler 2015 yılında Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının yolunu açacak seçimler olacak” dedi.

CHP’LİLERİ PARANOYA SARDICHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP’li belediyelere ilişkin yapılan soruşturmalarla ilgili bir basın açıklama yaptı. Swissotel’de yapılan basın açık-lamasına Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Kadıköy Belediye

Başkanı Selami Öztürk, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail İnal, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İzgezdi, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu da katıldı.

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı’nın kent-sel dönüşüm süreci kapsamında Türkiye genelindeki riskli yapıların tespitine devam ediliyor. 50 yıllık binaların bulunduğu Bağdat Caddesi’nde 100 bina için yıkılabilir raporu verdi. Bağdat Caddesi’nde incelemelerde bulunan Türkiye’nin ilk Kentsel Dönüşüm Bakanlık Yetkili Kuruluşu Tektaş Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı İnş. Yük. Mühendisi Hakan Çatalkaya, Bakanlıktan onay aldıklarını ve bu binaların yenilenmesi sürecinin başlatıl-dığını söyledi.

YENİ BİNALARDA PROBLEM YOKKentsel dönüşüm sürecinde gerçekleştir-

dikleri çalışmaları değerlendiren Çatalkaya, “Alanlarda yaptığımız çalışmalarda gördüğü-müz üzere, 1999 yılında yaşanan deprem bir milat oldu. O tarihten sonra artık hazır betona dönüldü ve bir standart oluşturuldu. 2007 Deprem Yönetmeliğine uygun yeni yapılan binalarda bir problem yok; ama 1999 yılından önceki çoğu binalar riskli” dedi.

Sadece binaların deprem risk raporu ver-mediklerini söyleyen Çatalkaya, “Bize başka talepler de geliyor. Bir departmanımız bina ortak karar protokolünü ve tüm süreç için hukuk danışmanlığını veriyor, bir departmanı-mız hak sahipleri adına bakanlık kredi ve kira

yardımlarını çıkartıyor. Çözüm ortaklarımız ile de kentsel dönüşüm kapsamında yenilenecek binaların inşaatlarını yapıyoruz. Talep edildiği müddetçe; 12 Adımda Kentsel Dönüşüm ile hak sahiplerinin eski binalarını yeniliyoruz ve iskanlı tapularını veriyoruz ” dedi.

TAPUYLA BAŞVURMAK YETERLİRisk tespiti için binadan sadece bir kişinin

tapuyla başvurmasının yeterli olduğunu belirten Çatalkaya, “Alana giderek zemin

etüt çalışması ile işe başlıyoruz. Binanın her katından beton örnekler alıyoruz. Yaptığı-mız çalışmalar neticesinde; “bina sağlam”, “binada güçlendirme olmalı” veya “bina yenilenmeli” sonuçlarından birini belirliyoruz. Bakanlık bu raporu 10 günlük bir süreçte ince-liyor. Bakanlık gerekli incelemelerini yaptıktan sonra, eğer bina riskli ise tapuya bir yazı gönderiyor. Tapudan kat maliklerinin hepsine binanın riskli olduğuna dair bir yazı geliyor” diye konuştu.

BAĞDAT CADDESİ’NDE İLK KAZMA VURULDU

İstanbul’un Dünyaca Ünlü Caddesinde Dönüşüm Başladı...

Page 10: ekoLIFE 25.Sayı

BBC muhabiri, başkent Amsterdam’da ‘helal ev’ tartış-masını yerinde takip etti. Yapılan düzenlemeler arasında abdest almaya uygun musluklar ve erkeklerle kadınların bulunduğu mekanları ayıran sürgülü kapılar da var. Bazı sağcı politikacılar bu tür değişiklikler isteyen kişiler için “Mekke’ye gitsinler” gibi yorum-lar yapınca tartışmalar başladı. Dışardan bakıldığında bu apart-man dairelerini başkent Amster-dam’daki konutlardan ayırt etmek mümkün değil.

MUTFAĞI BÖLEN SÜRGÜLÜ KAPILARAynur Yıldırım, bu şekilde

düzenlenmiş evini çalışkan bir emlakçı şevkiyle gezdirdi. Banyo-da abdest almak için daha alçağa konmuş musluğu gösterdi. Aslında dindar olmayan bir ailenin evinde de rahatça rastlanabilecek bu düzenleme işin içine din girdiğinde tartışmalı hale geliyor. Ama en çarpıcı değişiklik mutfağı bölen sürgülü kapılar.

Aynur Yıldırım sürgülü kapıya işaret ederek “Mutfağı zaman zaman kapatabilmek ve biraz daha mahrem olmasını sağlayabilmek istiyordum” diyor ve bazen de erkeklerle kadınların ayrı alanlarda oturmasını istediklerini anlattı. Eigen Haard emlak bürosundan Wim de Waard değişikliklerin sebebinin kesinlikle dini olmadı-ğını, pratik uyum düzenlemeleri

olduğunu söylüyor. Değişiklikler Müslüman gruplar da dahil ma-hallede yaşayanlara danışıldıktan sonra yapılmış. Emlakçı Wim de Waard dairelerin Müslümanlara ayrılmadığını, bu sosyal konutla-rın bekleme listesindeki öncelik kriterleri, aile mensuplarının sayısı ve gelir durumuna göre dağıtıldığı-nı anlattı.

AŞIRI SAĞCILARIN ÖFKESİTarihi olarak hoşgörü ve

özgürlük ülkesi diye ün yapan Hollanda’da, bu konutlardaki düzenleme, erkeklerle kadınla-rın mekanlarının ayırılmasıyla, kadın erkek arasında “toplumsal eşitsizliğin onaylandığı” şeklinde eleştirilere hedef oluyor. slam karşıtı düşünceleriyle tanınan politikacı Geert Wilders, Hol-landa hükümetini “ortaçağ ayrımcılığını sübvanse etmek”le suçladı. Daha önce İslam karşıtı söylemiyle mahkeme önüne çıkmış olan Wilders, alı-şılmış sert söylemiyle açık açık, Hollanda’da mahallelerin gettolaşacağı ön-görüsünde bulundu. Wilders hakkında iki yıl önce dini bir gruba karşı nefreti teşvik ettiği iddiasıyla

açılan davada beraat etmişti. Son parlamento se-çimlerinde kötü bir

per-for-

mans gös-teren Wilders

gazetelere manşet olacak sert konuşmalar-

la yine göçmen karşıtı sağ oyları çekmeye çalışıyor olabilir. Son kamuoyu yoklamaları yarın seçim olsa Wilders’in Özgürlük Partisi’nin kaza-nacağına işaret ediyor. Müteah-hit ve Özgürlük Partisi seçmeni bir kişi “helal evler” konsep-tinin kendisini şok ettiğini söyledi ve “Önce şaka zannettim,

gülünç bir fikir” diye konuştu. Aynı

kişi “Bu göçmenler aşağı sosyal sınıflara mensup, eğitimsizler ve değerlerini bu ülkeye taşıyorlar. Halbuki tam tersi olmalı. Biz onlara bütünleşmeyi öğretmeliyiz. Kuran ayrımcılığı teşvik ediyor. Bizi ortaçağa geri götürüyor. Ne yapacağız, kadın ve erkeklere ayrı otobüs mü koyacağız? Delilik bu. Beni korkutuyor” diye yakındı.

VERGİLER NEREYE GİDİYOR?Ama “helal evler”in bulundu-

ğu mahallelerde yaşayan birçok Hollandalı, komşularının, evlerinde nasıl davrandığının tamamen ken-dilerini ilgilendirdiği görüşünde. İçinde değişiklik yapılan dairelerin

bulunduğu apartmanda yaşayan Tess Duijghuisen “Son zamanlarda buraya birçok yeni insan taşındı. Bir çoğu benim gibi gençler. Dolayısıyla gettolaşma sorunu yaşanacağını düşünmüyorum. Üstelik farklı milletlerden insanlar arasında birçok alışveriş oluyor, bu da hayatı güzelleştiren birşey” dedi. İnternet forumlarında bazı kullanıcılar de-ğişiklikleri alaya alırken, “Diskonun gücüne inanıyorum. Evime bir disko ışıklandırma topu konulabilir mi lüt-fen?” gibi yorumlara da rastlanıyor. Twitter’de değişikliklere niye karşı çıktıklarını sorduğum Hollandalılar-dan ise “eşitsizliğin vergi gelirleriyle desteklenmesi yanlış birşey” ya da “bir ülkenin gelenekleri başka bir ülkedeki insanlara hakaret mahiye-tinde olabilir” gibi yanıtlar aldım.

Burada kamusal alan-özel alan tartışması da var. Kamu parası kısmen bile olsa, birçoklarınca geleneksel Hollanda toplumsal de-ğerlerinin karşıtı olarak görülen bu tür bir değişikliğe harcandığında, tartışma iyice alevleniyor. Aslında toplu konut yetkilileri kamunun bu değişiklikler için koyduğu fonların sadece garanti niteliğinde olduğunu söylüyorlar. Ama yine de bu bir çokları tarafından bir tür sübvansi-yon olarak görülüyor. Yetkililer söz konusu apartmanlarda her türlü gelenekten insanın yaşadığını, deği-şikliklerin tamamen kiracı potansi-yelini artırmak amacıyla yapıldığını da ekliyorlar.

10 EMLAK

AMSTERDAM’DA HELAL EV MODASI

Amsterdam’da yaklaşık 180 apartman dairesi, Müslüman müşterilerin isteklerine cevap verecek şekilde yeniden düzenlendi. Hollanda basınında ‘helal evler’ diye anılan “Müslümanların ihtiyaçlarına uygun” 180 sosyal konut, siyasi tartışmaya neden oldu.

SURİYE'DEN getirilen 103 oto-mobil gümrük muhafaza ekiplerinin dikkat sonucu yakalandı. Avrupa'da çeşitli ülkelerden çalınan otomobillere Suriye'de resmi evrak ve plaka tanzim edildiği ortaya çıktı. Hatay’ın Cilvegö-zü Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye sahte evraklarla geçirilmek istenen 15’i lüks 103 otomobile el konuldu.

Avrupa ülkelerinden çatışmaların devam ettiği Suriye’ye getirilen ve burada düzenlenen sahte evrak ve plakalarla Türkiye’ye geçirilmek iste-nen 15’i lüks JİP olmak üzere 103 araç Cilvegözü Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü’ne bağlı ekip-lerin takibi sonucu yakalandı. Edinilen

bilgiye göre Almanya, Belçika, Ro-manya ve Bulgaristan gibi ülkelerden çalınan otomobillere Suriye’deki oto-rite boşluğundan yararlanılarak sahte evrak ve plaka tanzim edildi. Araçları hazırlanan evraklarla Türkiye’ye geçir-mek isteyen kişiler Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’na getirdi. Gümrük Muhafaza ekiplerinin kapıda gerçekleştirdiği ilk kontrollerde evrakların sahte olduğunun anlaşılma-sı üzerine gözaltına alınan ve kimlikleri açıklanmayan kişiler Reyhanlı Cumhu-riyet Başsavcılığı’nda sorguya alındı. 103 araca el konulurken savcılığın olayla ilgili soruşturmayı sürdürdüğü öğrenildi.

Suriye sınır kapısında yakalandılar

Page 11: ekoLIFE 25.Sayı

TEKNOLOJİ 11

TÜBİTAK Uzay Teknolo-jileri Araştırma Enstitüsü ve TUSAŞ İş Ortaklığı tarafın-dan yüksek yerlilik oranıyla üretilen ve 2.5 metre çözü-nürlüğe sahip GÖKTÜRK-2, Türkiye saatiyle 18.12’de Çin Halk Cumhuriyeti’nin Gansu Eyaleti’ndeki Jiuquan Uzay Fırlatma Merkezi’nden uzay yolculuğuna başladı.

Fırlatma anı canlı yayınla ODTÜ yerleşkesindeki TÜBİ-TAK UZAY’dan da takip edildi. Başbakan Erdoğan’ın törende yaptığı konuşmada, “Bugün Türkiye için miletimiz için tarihi bir anı hep birlikte yaşı-yoruz. Türkiye olarak geçmiş-te de uzaya uydu gönderdik ancak bugün gönderdiğimiz

Göktürk-2 uydusu bu alanda artık iddia sahibi bir ülke olduğumuzun da somut ispatı oldu. Şu anda kendi uydusunu imal edebilen 25 ülkeden biri konumuna yükseliyoruz” dedi. Göktürk-2’nin yüzde 80 yerli üretim olduğunun altını çizen Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl 17 Ağustos’ta, RASAT yerli uydumuzu Rusya’dan uzaya göndermiştik.

O da kendi imkânlarımızla ürettiğimiz bir uyduydu. Göre-vini başarıyla devam ettiriyor. Türkiye coğrafyasının yüzde 98’ini görüntüledi. Bu uydu daha ileri imkânlara sahip bir uydu olarak keşif ve gözetle-me yapacak. Çevre, şehircilik, ormanlar, kentsel gelişim ve

kaçak yapılaşmayı Göktürk-2 ile daha kolay takip edebi-leceğiz. Doğal afetlerle ilgili alınması gereken tedbirleri de tespit edeceğiz” diye konuştu.

Uydu üç eksende kontrol edilerek, dünya üzerinde istenen noktalara bakması sağlanacak. Daha sonra güneş panelleri teker teker açılarak uydunun ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisi üretilecek. Uydudan ilk görüntülerin 25-30 Aralık tarihleri arasında indirilmesi planlanıyor.

TÖREN 1 GÜN ÖNCESİNE ALINDI19 Aralık’ta uzaya gönderil-

mesi planlanan GÖKTÜRK-2, Çin’deki olumsuz hava koşul-larından dolayı uzay yolculu-ğuna bir gün önce başlamış oldu.

ÜZERİNDE 15 KATLI YALITIM BATTANİYESİ VAR

GÖKTÜRK 2 yeryüzü ile haberleşmeyi 3 adet S bant alıcı ve vericilerle gerçek-leştirecek. İstihbarat amaçlı görüntüler açıktan değil, milli olarak geliştirilen kripto sistemi sayesinde şifrelenerek gönderilecek.

Uydu üzerindeki silindirik yapı, 2,5 metre çözünürlükte görüntü almaya imkan sağla-yan kamerayı barındırıyor. 2,5 metre çözünürlük, yeryü-zünde 2,5 metrekarelik bir objenin görülmesine olanak veriyor. Yani buradan alınan görüntülerle karayolu üzerin-de giden bir araç rahatlıkla görülebilecek.

Yerli keşif uydusu Göktürk 2 uzaya fırlatıldı

UZAYDA TÜRK İMZASI

NASA’ya ait 2 uzay aracı Ay’a çarptı

Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü yerli keşif uydusu Göktürk-2’nin uzay yolculuğu, Çin’deki Jiuquan Fırlatma Üssü’nden saat 18:12’de yapılan fırlatma işlemi ile başladı. Göktürk 2 uydusu 18:26’da

686 kilometre yükseklikteki yörüngesine oturdu. Meclis Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özel, Göktürk-2’nin

canlı yayın anını TÜBİTAK UZAY’da izledi.

ERDOĞAN VE ÖZEL FIRLATMA ANINI BÖYLE İZLEDİLER...

ERDOĞAN VE ÇİÇEK FIRLATMA ANINI İZLERKEN...

MÜHENDİSLERCE yönetilen uzay araçları kalan son yakıtlarını tüketmek için motorlarını çalıştırma-larının ardından Ay’ın kuzey kutbu yakınında bir dağ üzerinde belirlenen noktaya çarparak son görevlerini de başarıyla yerine getirmiş oldu. Ay’a inen ilk uzay aracı Apollo’nun indiği yer de dahil olmak Ay yüzeyindeki diğer tarihi önemi bulunan bölgelerin uzağında kendilerine seçilen noktaya ilk çarpan uzay aracı Med oldu.

Cezir’in belirlenen noktaya çarpışı, Med’den yarım dakika sonra gerçekleşti. Belirlenen bölgeye saatte yaklaşık 6115 kilometre hızla çarpan, birer çamaşır makinesi büyüklüğün-deki uzay araçlarının bıraktığı iz, Ay’ın karanlık yüzünde bulunmaları nedeniyle Dünya’dan görülemeyecek. Ancak Ay yörüngesinde görev yapan Ay Keşif Uydusu, uzay araçlarının bıraktığı izlerin fotoğraflarını çekmeye çalışacak. Florida’daki Cape Canaveral askeri üssünden 10 Eylül 2011’de fırla-tılan Med ve Cezir uzay araçları 3,5 ay

süren yolculuklarının ardından Ay’ın yörüngesine yerleşmişti. Yörüngede 100’ü aşkın görevi yerine getiren araçlar, yaptıkları çalışmalarla Ay yüzeyindeki değişken yer çekimi alan-larını ölçmüş ve yüzeyde sanılandan fazla aşınma olduğunu kanıtlamıştı. Uzay araçlarının gönderdiği veriler sayesinde, Dünya’nın bir zamanlar iki uydusu olduğu ve bu uyduların iç içe geçerek Ay’ı oluşturduğuna ilişkin teo-ri geçerliliğini büyük ölçüde yitirmişti.

UZAYA GİDEN AMERİKALI İLK KADIN ASTRONOTUN ADI AY’DA YAŞAYACAK

Med ve Cezir uzay araçlarının Ay yüzeyinde çarptığı yere Amerikalı ilk kadın astronot Sally Ride’ın adının verildiği bildirildi. Görevin başarıyla tamamlanmasının ardından açıkla-mada bulunan, uzay görevini yöneten Massachusetts Institute of Technology yüksekokulundan Maria Zuber, uzay araçlarının çarptığı noktaya Ride’ın adının verildiğini duyurdu. İlk kez 18 Temmuz 1983’de, 32 yaşındayken

Challenger adlı uzay mekiğiyiyle uzaya giden ve uzaya çıkan Ameri-kalı ilk kadın astronot olarak tarihe geçen Ride, Temmuz ayında pankreas kanseri nedeniyle 61 yaşında hayatını kaybetmişti.

Vefatından önce ABD Başkanı Barack Obama’nın bilim danışmanları kurulu üyeliği görevinde bulunan ve San Diego kentindeki California Üniversitesi’nde fizik profesörü olarak çalışan Ride’ın kendisine ait bir bilim eğitim şirketi de bulunuyor. Ride’ın bi-lim ve eğitim şirket ile NASA arasında yapılan işbirliği sayesinde öğrenciler, Med ve Cezir uzay araçlarından fay-dalanarak, kraterler ve Ay’daki diğer manzaralara ilişkin kişisel fotoğraflar çekme imkanına kavuşmuştu. Ride’ın kardesi Bear Ride, kardeşinin adının Ay’daki bir noktaya verileceğinin ilan edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Ay’a baktığınız zaman, Sally’nin adıyla anılan küçük bir köşe-sinin bulunduğunu bilmek gerçekten çok güzel” dedi.

NASA’ya ait Med ve Cezir adlı uzay araçları Ay yüzeyine çarparak, Ay yörüngesinde 11,5 aydan beri

sürdürdükleri görevlerini sona erdirdi.

Page 12: ekoLIFE 25.Sayı

12 OTOMOTİV

HİC o konuda farklı yorumlara girmemek lazım. Önemli olan bu yatırımı yapabilme gücü. Yani sıfırdan arabayı dizayn etmek çok ciddi bir süreç” diye konuştu.

‘4 YIL ÖNCESİNDEN BAŞLIYORUZ’Rekabetçi bir ürünün çevre

ülkelere de satılabileceğine dikkat çeken Özer, “Yeni bir modeli oluştu-rursak 4 yıl öncesinden başlıyoruz oluşturmaya kaldı ki bu formasyonu olan bir markanın ürettiği model olur. Şimdi biz sıfırdan bir şey koymayı düşünüyoruz. Belki proje gözüyle bakılıp kolayken hızlandırılabilir ve aynı süreç içinde belki daha kısa süre içinde model oluşturulabilir ama olay sadece orada da kalmıyor. Yani nereye satılacak. Yalnız burada benim görüşüm olarak diyelim herhangi var olan bir fabrikanın Türkiye’nin ismini vererek bir araç üretmesi bence yerli araç değildir. Kişiler risklere mevcut durumla değerlendiriyor ama devletin hükümetin devreye girip bu konuda destekleyici bir unsur olarak fotoğraf-ta olması bizler için sabit olan bütün parametreler devlet ortaya çıktığında ve devreye girdiğinde bilişken olabilir çünkü devletin bunu yapacak gücü var” dedi.

‘DEVLET HERŞEYİ YAPAR’Özel sektörün yapacak gücü olma-

dığını ifade eden Özer şöyle devam etti: “Devlet vergi de koyar her şeyi yapar. Bir kişinin çıkıp bu işi sahiple-

nip çok ciddi bir proje ile yetkililerin karşısına çıkarak bu konuyu tartışması yapacaklarına ve beklentilerini tar-tışması lazım ancak o şekilde olabilir. Ben olabileceğine inanıyorum. Hükü-metin ve devletin zaten 2023 yılında Türkiye’yi ilk 10 ekonomiye sokmak ve oraya gideceğimizi de inanıyorum. İlk 10 ekonomi içine giren bir ülkede de bir otomobil markasının çok görülme-mesi lazım.”

‘MUTLAKA İHRACAT YAPILMALI’Yerli otomobil ile ilgili konuşan

Hyundai Assan Türkiye CEO’su Ümit Karaarslan, “Yerli otomobilden ne an-ladığımız önemlidir. Adı mı yerli olacak yoksa bir yerinden başlayarak araştır-ma geliştirme çalışmasını Türkiye’de yapıp bir bölümünü, kaportasını mı Türkiye’de üretmeye başlayacağız? Böyle bir kavram kargaşası var. Ben hep bunu yerli olanı, yani motor ve ak-tarma organlarıyla birlikte Türkiye’de

üretilen ve adı da Türk olan bir marka yerli otomobilolsun diyorum. Mutlaka yeni ölçek ekonomisinde neredeyse 200 bin adet/ Yıl kapasitesindeki fab-rikalar dahi verimsiz olmaya başladı. Şimdilerde 300 bin adetler konuşul-maya başlandı. Türkiye’de de böyle, tek bir modelde ya da 3 ayrı modelde yıllık 300 bin adet üretim yapılacak ya da satılacak pazar yok” dedi Mutlaka ihracat yapmak zorunda olunduğuna dikkat çeken Karaarslan, Uzun süreli marka geliştirme ve satış yönünde destek olmamız gereken ve mutlaka bugünü değil bundan sonraki 10 yılı düşünerek yeni modeller yaratmaktan bahsediyoruz. Dizayn içinde olaca-ğımız bir çalışma programı olması gerek.

Bu çalışma yıllarca çalışmayı gerektirir ve de şuanda bildiğiniz gibi otomobil üretimi batıdan doğuya doğru kaymaktadır. Avrupa’da şuanda özellikle Fransızlar’ın büyük fabrikaları kapanmakta, Alman markası olan Opel fabrikası Almanya’da bile fabri-kasını kapatmakta. Dolayısıyla bu tip darboğazlar var. Ben şunu düşünüyo-rum, mevcut yatırımlar içerisinde baş-layabilecek bu proje karşılıklı olarak da araştırma - geliştirme faaliyetlerinin artışıyla birlikte böyle bir marka yara-tılabilir. Mutlaka devletin eşit miktarda arkada durması da Türkiye’ye daha fazla katkı oluşturabilir. Bunun için dediğim gibi seferberlikle yaratılabile-ceğine inanıyorum” dedi.

Yerli otomobile Hyundai ve Toyota’dan destek geldi. Yerli otomobil için devletin kesinlikle işin içinde yer alması gerektiğini belirten ToyotaTürkiye CEO’ su Orhan Özer, “Yerli otomobilkonu-

sunda otomobili geliştirecek, parçalarını üretecek tüm güç Türkiye’de var.

YERLİ OTOMOBİLE ASYADAN DEV DESTEK

HURDA ARACINI GETİR 12 BİN TL’Yİ KAP...

ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, kara yollarında güvenliği artırmak ve çevre kirliliğini azaltmak amacıyla

22 yaş üzerindeki kamyon, kamyonet, otobüs, minibüs, tanker ve çekicilerin hurdaya ayrılmasına ilişkin uygulaması başladı. Bu sınıfa giren 486 bin 426 araç için yaşı, cinsi ve kilogramına bağlı

olarak araçbaşına 2 bin lira ile 12 bin lira arasında ödeme yapılarak, MKEK’nin Hurda İşletmesi Müdürlüğü tesislerinde imha edilecek.

PORSCHE ESKİ CEO’SUNA MALİ SORUŞTURMA...

ALMAN makamları Porsche eski CEO’su Wendelin Wiedeking ve eski Mali İşler Direktörü Holger Haerter hakkında soruşturma

başlattı. Eski yöneticiler şirketin Volkwagen AG’ye verdiği teklif ile ilgili yanıltıcı açıklamalar yaparak piyasayı manipüle etmekle

suçlanıyor. Buna göre Volkwagen AG’deki Porsche payını artırmaya karar veren yöneticiler Ekim 2008’e kadar bu kararı reddettti

ancak karar 6 ay önce verilmişti. Otoritelere göre bu süre zarfında yanıltıcı açıklamalar nedeniyle Volkwagen hisseleri değer kaybetti.

Soruşturma açılmasına 3 yıllık inceleme sonucunda karar verildi.Porsche ve iki eski yönetici suçlamaları kabul etmedi. Porsche 2008

yılında Volkswagen’ı satın almagirişiminde bulunmuş, ancak bu gi-rişim sonuca ulaşamamıştı. Volkswagen 2009’da Porsche’nin yüzde

49.9’unu almış, 2001 sonuna kadar şirketin tamamını satın alma opsiyonunu sahip olmuştu. Ancak şirket değeri ile ilgili Almanya’nın

yanı sıra ABD’de açılan davalar nedeniyle satış süreci sekteye uğ-ramıştı. Volkswagen, Temmuz 2012’de Porsche’nin tamamını satın

aldığını açıklamıştı.

HİNDİSTAN’DA SUDAN UCUZ FRANSIZ...

FRANSIZ otomobil üreticisi Renault, Hindistan’da 5.500 dolara otomobil satacak. Renault böyleceHindistan pazarında Suzuki ve Hyundai’nin benzer fiyatlarla sahip tutumlu otomo-billeriyle rekabet edecek. Şirket bunun için Logan modelinin

yaratıcısı Gerard Detourbet’nin kaptanlık edeceği bir ekip oluşturdu. Detourbet, 3 yıldır düşük fiyatlı otomobiller üzerinde

çalışıyor. Detayları verilmeyen otomobilin 2014 yılı sonunda piyasaya çıkması bekleniyor. Öte yandan Suzuki, 5.600 dolarlık

Maruti modelinden 1 milyon adet sipariş aldı bile. Hyundai de 5.500 dolarlık Eon modeli ile pazara hızlı bir giriş yaptı.

Page 13: ekoLIFE 25.Sayı

TURİZM 13

RUS inşaat firması Remistudio, insanları depremlerden ve dev dalgalardan koruyacak olan bir otel tasarladı. Rus inşaat firması Remistudio, Uluslararası Mimarlar Birliği işbirliği ile dep-remden ve dev dalgalardan insanları koruyacak Ark (Nuh’un Gemisi) Otel’i tasarladı. Denizin ortasında, geminin kabuk şekli ile dev dalga-lardan korunacak otelin, büyük depremlere ve tsunamiye karşı da dayanıklı olduğu kaydedildi. Modern Nuh’un gemisi, Güneş enerjisini kulla-narak elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor. Akıllı bina yağmur sularını da arıtarak, müşterilerin su ihtiyacını gideriyor.

TÜRKİYE’NİN lider turizm portalı olanTatilsepeti.com, verilerinden yola çıkarak Türkiye’nin tatil haritasını ortaya çıkardı ve ilgi çekici sonuçlara ulaştı. Tatilsepeti.com aracılığıyla bu yıl tatile çıkan kişilerden yola çıkılarak oluşturu-lan analize göre, İstanbul’dan Ardahan’a kadar tüm Türkiye’nin öncelikli tatil yeri tercihleri arasında Kemer yer alıyor. Araştırmada, tatillerin genellikle yaz aylarında yapıldığı ve ortalama konakla-ma süresinin 4-8 gün arasında değiştiği belirtiliyor. Tatil için kişi başı harcanan ortalama miktarın ise günlük 120 TL olduğu görülüyor.

Tatilsepeti.com Yönetici Ortağı Kaan Karayal, yaptıkları araştırmaya göre çıkan sonuçları şu şekilde yorumladı: “Tatilsepeti.com aracılığıyla bu yıl yurtiçinde tatile çıkan kişiler arasında yaptığımız araştırma ilgi çekici sonuçlara ulaşmamızı sağladı. Analizimize göre tatil için en çok tercih edilen yerlerin başında Kemer yer alıyor. Kemer’in sıcak havasının, denizinin, eğlence yerlerinin ve birçok olanağı içinde barındıran tesislerin bu tercihte rol oynadığını düşünüyoruz. Analizimize baktığımızda, Marmara Bölgesi’nde oturan ve yurtiçin-de tatile çıkan kişilerin diğer bölgelere

oranla sayıca çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Yoğun ve stresli iş hayatının ve mevsimsel sebeplerin de burada rol oynadığını söyleyebiliriz.”

MARMARA BÖLGESİ’NDEKİLER KAYAK TATİLİ İÇİN KARTEPE VE ULUDAĞ’I TERCİH EDİYOR

Tatilsepeti.com’un analizine göre, Marmara Bölgesi’ndeki kişilerin yüzde 11’i tatil adresi olarak en çok Kemer’i tercih ediyor. Kemer’i yüzde 6 oranla Belek ve yüzde 5 oranla Side-Manav-gat takip ediyor. Bu bölgeleri tercih edenlerin çoğunluğunun orta gelir düze-yinde, çalışan ve evli kişilerden oluştuğu belirtiliyor.

Kayak tatili için de Marmara Bölgesi’nden ulaşımın kolay olması sebebiyle en çok Kartepe ve Uludağ’ın tercih edildiği, günlük harcama mikta-rının ise kişi başı ortalama 150-200 TL civarında olduğu belirtiliyor. Kayak tatili için bu bölgeleri tercih eden kişilerin çoğunluğunun 18-25 yaş arasındaki gençlerden oluştuğu dikkat çekiyor. Marmara Bölgesi’ndeki çalışan ve evli çiftlerin genellikle tatil için yaz aylarını tercih ettikleri görülüyor.

EGE BÖLGESİ’NDEKİ KİŞİLERİN ÇOĞUNLUĞU TATİL İÇİN KUŞADASI’NA GİDİYOR

Araştırmada Ege Bölgesi’ndeki kişile-rin yüzde 11’inin ise tatil için, kendilerine yakın bir tatil yeri olan Kuşadası’nı, yüzde 9’unun Kemer’i ve yüzde 5’inin İzmir’e yakın olan Özdere’yi tercih ettiği görülüyor. Ayrıca, Karadeniz turlarının da Egelilerin yaz aylarında tercih ettikle-ri alternatif tatil seçenekleri arasında yer aldığı görülüyor. Tatil için Ege Bölgesi’ni tercih eden kişilere bakıldığında ise, bölgenin sakin tatil yörelerini genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerin, özellik-le mayıs-eylül ayları arasında tercih ettikleri görülüyor. Çeşme ve Bodrum gibi eğlence mekanlarının yoğun olduğu tatil yerlerini ise çoğunlukla 18-40 yaş arasındaki bekarların tercih ettiği dikkat çekiyor.

EVLİ ÇİFTLER GENELLİKLE HER ŞEY DAHİL KONSEPTLİ TESİSLERİ TERCİH EDİYOR

İç Anadolu’dakilerin tatil tercihleri arasında da yine Kemer öne çıkıyor. Ana-lize göre, İç Anadolu’daki kişilerin yüzde 14’ü tatil için en çok Kemer’i, yüzde 13’ü Side-Manavgat’ı, yüzde 12’si ise Alanya’yı

tercih ediyor. Akdeniz Bölgesi’ndeki kişilerin çoğunluğu ise tatil için yine kendi bölgelerindeki tatil yerlerine gidiyorlar. Araştırmada, Akdeniz Bölgesi’ndeki kişi-lerin yüzde 21’inin tatil için Kemer’i, yüzde 8’inin Antalya Merkez’i, yüzde 9’unun ise Aksu-Lara’yı tercih ettiği belirtiliyor. Tatil için Kemer’e gidenlerin çoğunluğunun 18-40 yaş arasındaki kişilerden oluştuğu görülüyor.

Ayrıca, evli ve çocuklu olan kişilerin daha çok her şey dahil konseptli tesisleri tercih ettiği, bekarların ise genellikle eğlence mekanlarının yoğun olduğu yer-lerde konakladıkları belirtiliyor. Karadeniz Bölgesi’ndeki kişilerin ise yüzde 14’ünün tatil için Kemer’i, yüzde 11’inin Side-Manavgat’ı, yüzde 10’unun ise Alanya’yı tercih ettiği görülüyor. Doğu Anadolu’daki kişilerin çoğunluğunun ise tatil için tercih ettiği favori yerlerin başında yine Kemer (yüzde 19 oranla) geliyor. Kemer’i Alanya (yüzde 12 oranla) ve Side-Manav-gat (yüzde 10 oranla) takip ediyor. Bu bölgelerdeki evli çiftler genellikle her şey dahil konseptli tesisleri tercih ediyor. Gü-neydoğu Anadolu’nun ise yüzde 14’ü tatil için Alanya’yı, yüzde 9’u Side-Manavgat’ı, yüzde 8’i ise Hatay’ı tercih ediyor.

İstanbul’dan Ardahan’a kadar tüm Türkiye’nin öncelikli tatil yeri tercihleri arasında Kemer yer alıyor. Konaklama süresi ise 4-8 gün arasında değişiyor Dört bir yanında farklı iklimlerin yaşandığı Türkiye’de tatil tercihleri de illere ve bölgelere göre değişiklik gösterebiliyor. Bu yılki verilerinden yola çıkarak Türkiye’nin tatilharitasını oluşturan Tatilsepeti.com’un analizi, ilginç sonuçları ortaya koyuyor.

TÜRKİYE’NİN TATİLİ GÜNEYDEN GEÇİYOR...

TÜRKİYE’NİN İLLERE GÖRETATİL TERCİHLERİ

Tatilsepeti.com’un analizi illere dair de ilgi çekici so-nuçlara sahip. Araştırmada, İstanbul’daki kişilerin ço-ğunluğunun tatil için tercih ettikleri ilk 3 destinasyonun Kemer, Belek ve Aksu-Lara olduğu görülüyor. Diğer illerde de Kemer’in en çok tercih edilen tatil yerleri arasında olduğu belirtili-yor. Ayrıca araştırmada, Gümüşhane’nin çoğunlu-ğunun tercihinin tatil için Palandöken, Side-Manav-gat ve Trabzon’dan yana olduğu, Mardin’dekilerin çoğunluğunun ise tatil için Hatay’ı tercih ettiği görü-lüyor. Çanakkale’dekilerin çoğunluğunun ise tatil için tercih ettikleri yerin İstan-bul olduğu belirtiliyor.

DÜNYANINEN GÜVENLİ OTELİ

Krizle boğuşan ülkeler çareyi yatırım yapanlara vatandaşlık hakkını satmakta buldu.

BASTIR PARAYI KAP VATANDAŞLIĞIAvrupa’dan Asya’ya,

Amerika’dan Afrika’ya pek çok ülke belli bir

yatırım tutarı karşılığında vatandaşlık ve oturma izni

veriyor.

ABD : 1 milyon dolarlık şirket kuran veya hükümetçe belirlenen bölgelere 500 bin dolarlık yatırım yapan işa-damlarına süresiz oturma izni veriyor. 5 yıl sonra da vatandaşlık geliyor.KANADA: 400 bin dolarlık yatırımla birlikte, 800 bin dolarlık varlık istiyor.

DOMİNİK CUMHURİYETİ: 100 bin dolar yatırıma vatandaşlık hakkı verirken, eş ve çocuk varsa tutar 200 bin dolara çıkıyor.URUGUAY: Vatandaşlık için yatırım ge-rekli değil ancak kişi başı aylık bin 200 dolar gelir şart. Önce geçici ikamet, 3 yıl sonra vatandaşlık veriliyor. SAINT-KITTS VE NEVIS: Hükümet tarafından onaylanan projelere 400 bin ila 1 milyon dolar arası yatırım yapmak gerekiyor.

GUATEMALA: 5 yıllık devlet tahvil-lerine en az 50 bin dolarlık yatırım vatandaşlık için yeterli oluyor.BİRLEŞİK KRALLIK: 5 yıl süreyle İngil-tere topraklarında 1 milyon poundluk yatırım yapanlar vatandaşlık hakkı kazanıyor.

AVUSTURYA: 6-10 milyon Euro’luk risk sermayesi yatırımı gerekiyor. Vakıflara 2 milyon Euro’luk bağışlar kar-şılığında da vatandaşlık hakkı veriliyor.ALMANYA: Gerekli olan minimum yatırım miktarı 250 bin Euro olarak belirlenirken, bu tutarın Alman va-tandaşlarına istihdam oluşturması gerekiyor.SLOVAKYA: Vatandaşlık için istenen yatırım miktarı 1 milyon Euro.UKRAYNA: Şirket adına açılan banka hesabında 100 bin dolarla sınırsız oturum hakkı alınıyor.LETONYA: Yatırımcının vatandaşlık almak için kırsal alandan 71 bin 500 Euro tutarında ya da büyük şehirlerden 143 bin Euro tutarında gayrimenkul satın alması yeterli.KARADAĞ: 500 bin Euro’dan fazla yatırım yapan işadamlarına vatandaşlık hakkı veriliyor.

BULGARİSTAN: En az bir yıl daimi oturumu olan ve 1 milyon leva (1.2 milyon dolar) ve üzerinde yatırım gerçekleştirilen yabancılara vatandaşlık

verilecek. Ancak değişik, gayrimenkul satın almaları kapsamayacak. MAKEDONYA: Geçtiğimiz hafta içinde Makedonya hükümeti, yabancı yatırımı teşvik için 40 bin Euro’luk gayrimen-kul alan yabancılara bir yıllık oturum izni, 400 bin Euro değerinde yatırım yapana ve en az 10 işçi istihdam edene vatandaşlık vereceğini ilan etti.

İRLANDA: 1 milyon dolarlık yatırım yapanlar, hükümetin belirlediği tarihte ülke vatandaşı olabiliyor.İSPANYA: 160 bin Euro ve üzerinde konut ve gayrimenkul alanlara İspanya ‘da oturma izni ve AB içinde serbest seyahat ve çalışma olanağı tanıyor.ARNAVUTLUK: Ülkede 200 bin dolar yatırım yapan işadamları vatandaşlık hakkını kazanıyor.HONG KONG: Yaklaşık 1 milyon 260 bin dolar tutarında bir yatırımla ülke vatandaşlığına sahip olmak mümkün.YENİ ZELANDA: Vatandaşlık hakkı kazanmak için seçilen programa bağlı olarak 1 milyon dolar ila 7 milyon dolar arasında yatırım yapılması gerekiyor.

Page 14: ekoLIFE 25.Sayı

14 KÜLTÜR SANAT

Galada Fransız Tipi Siyasi Şov...ÜNLÜ oyuncu “Ermeni soy-

kırımını kınıyorum” dedi. Fransız sinema oyuncusu Alain Delon,

Ermenistan’ın başkenti Erivan’a ‘İyi Yıllar Anneler’ filminin galası

için gelirken, “Ermeni soykırımını kınıyoruz dedi...di. News.am

sitesinin haberine göre, Alain Delon filminin galası için geldiği

Erivan’da Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’la görüştü. Sarkisyan, Delon’u filmlerinden dolayı överken, ünlü

oyuncu da bu iltifatlar üzerine Ermeniler’in tarihte soykırımla karşılaştığını söyleyerek yanıt verdi. Delon,

“Fransa’nın Ermeni soykırımı konusundaki tutumu gayet açıktır. Ermeni soykırımını kınıyoruz” dedi.

Ahmet Midhat Efendi gençlerle buluşuyor...

TÜRK edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet

Midhat Efendi vefatının 100. yılında anılacak. İstan-

bul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nden

yapılan açıklamada, Türk edebiyatının gazete, hikaye,

roman ve tiyatro yazar-larından Ahmet Midhat

Efendi’nin, vefatının 100. yılında ‘’Ahmet Midhat Efendi Sempozyumu’’ ile anıla-cağı bildirildi. Açıklamada, sempozyumun, Tarık Zafer

Tunaya Kültür Merkezi’nde 22 Aralık’ta iki oturum halinde gerçekleştirileceği aktarılarak, sempozyuma,

Oturum Başkanı Mustafa Miyasoğlu başta olmak üzere Prof. Dr. Yaşar Şenler, Prof. Dr. Mustafa Argunşah, Prof.

Dr. Turan Karataş, Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, Prof. Dr. Ramazan Kaplan ve Yrd.

Doç. Dr. Sakin Öner gibi akademisyen ve yazarların katılacağı belirtildi.

Bir Çınar Daha Devrildi...LEMAN ÇIDAMLI hayatını kaybetti

’Kaynanalar’ dizisinin Nuriye Kantar’ı, ünlü oyuncu Leman Çıdamlı hayatını kaybetti. Yaklaşık 6 aydır akciğer kanseri tedavisi gören Çı-damlı, 80 yaşındaydı.

LEMAN Çıdamlı hayatını kaybettiBir süredir kanser tedavisi gören Leman Çıdamlı geçen Salı akşamı

hayatını kaybetti. 1932 doğumlu Leman Çıdamlı, 1974’te sinema filmi çekilen ve televizyon dizisi olarak da ekranlara gelen ’Kaynanalar’da can-landırdığı “Nuriye Kantar” tiplemesiyle tanınmıştı. Leman Çıdamlı’nın kendisi gibi oyuncu olan kızı Ayşegül Çıdamlı Twitter’dan “Maaalesef annemi de kaybettim” yazdı.

TRT’nin 2013 yılında yapılacak olan Eurovision Şarkı Yarışması’na oylamadaki adaletsizliği ileri sürerek katılmama kararının ardından müzik dünyası yeni bir iddia ile sarsıldı...

“2003’te Türkiye kazanmadı”Yoksa hiç mi kazanamadık!

’LA İLGİLİ ŞOK İDDİA!

RUSYA’yı 2003 Eurovision Şar-kı Yarışması’nda temsil eden T.AT.U ikili grubunun un eski müzisyeni Ju-lia Volkova, kendilerinin birinci oldu-ğunu iddia etti. Hakkımızı Türkiye’ye verdiler diyen Volkova “Avrupa’dan birinci olduğumuza dair mektup bile aldık” iddiasında bulundu. Rusya’da yayınlanan Segodnya gazetesine konuşan Yuliya Volkova” Yarışmada Türkiye’nin birinci çık-ması lazımdı. Onu yaptılar. Avrupa Yayın Birliği (EBU) bir yıl aradan son-ra sonuçları protesto eden 1.Kanal’a resmi mektup yazarak yarışmada

bizim birinci olduğumuzu belirtti. Güya İngiltere ve İsviçre’nin oyları yanlış sayılmış.” dedi. Muhabirin, “Peki neden bugüne kadar kimse bunlardan bahsetmedi?” sorusu-na T.A.T.U grubu eski müzisyeni, “Zaten biz kazandığımızı biliyorduk. Avrupa’nın tüm müzik çizgilerinde her zaman birinci bizdik.” ifade-sini kullandı.2003’de yarışmaya Türkiye adına katılan Sertab Erener, “Everyway That I Can” şarkısıyla 167 puanla yarışmayı kazanmış, Belçika 165 puanla ikinci, Rusya ise 164 puanla üçüncü olmuştu.

Batman’da Yılmaz Güney Film Festivali başladı...

BATMAN Belediye Başkan-vekili Serhat Temel yaptığı

açıklamada, Yılmaz Güney Film Festivali’ni her yıl biraz daha

olgunlaştırdıklarını belirtti. Ortadoğu Sinema Akademisi

Derneği ile birlikte gerçekleştir-dikleri festivali gelecek yıllarda

uzun metrajlı filmlerin de yer alacağı yarışmalı kategorilerle kurumsallaştırmak istediklerini belirten Temel, ‘’Ünlü

yönetmen Zeki Demirkubuz ve oyuncu Deniz Türkali’nin de aralarında bulunduğu sinema medya dünyasın-dan önemli isimler festivalimize katılacak. 19 Aralık

Çarşamba günü açılışı yapılan festival, 23 Aralık günü düzenlenecek özel bir programla sona erecek’’ dedi.

Temel, festivalde Kürtçe kısa film yarışmasında finale kalan 15 kısa ve uzun metrajlı film ile belgesel filmlerin gösteriminin yapılacağını ayrıca Kürt Sineması ile ilgili

panel yapılacağını da bildirdi.

Page 15: ekoLIFE 25.Sayı

SAĞLIK-YAŞAM 15

Cerebral Palsi (CP) (beyin felci); doğum öncesi, doğum sıra-sında veya doğum sonrası neden-lerle çocuğun beynindeki hasara bağlı ortaya çıkan kas kontrol yetersizliğini ve duyu-algı-motor bozuklarını anlatır. Ülkemizde canlı doğan her 1000 çocuktan 4’ünün CP’li olma riski var.

CP’li çocukların en büyük sorunu “yaşıtları gibi olamamaları”dır. Ortaya çıkan gelişim geriliği yaşıt-larının yaptıklarını yapamamaya ve onlar gibi olamamaya neden olur. Ailenin CP’yi tanıması ve bu-nunla birlikte yaşamayı öğrenmesi çok önemlidir. İşte o sebeple ki en öncelikli olarak yapılması gereken ailenin bunu kabullenip “ah vah” demeden bunun için “elimden geleni yapmalıyım” olmalı! O za-man işler biraz daha kolay oluyor.

Yaptığımız fizik tedavi ve rehabili-tasyonun en önemli parçalarından biri de burada devreye giriyor. Ailenin eğitimi, bilinçlendirilmesi işin vazgeçilmezidir. Tedaviden beklentileri arttırmak için sadece seanslarla kalınmamalı, yapılan egzersizlerin “ev ödevi” şeklinde günlük hayatta da devamlılığı sağlanmalıdır. Çocuğun, bütün bunların “üstesinden gelebilmesi” için ödül gibi motivasyonu arttıra-cak pekiştirmelere ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.

Bir gün, sokakta yürürken, şöyle etrafınıza dikkatle baktığınız zaman o kadar çok özel eğitim merkezi ve bir o kadar da bu özel eğitim merkezlerinin servislerini görmeniz muhtemel ki… Peki nasıl bir tercih yapılmalıdır? Tedavi görülen kurumun doğruluğunu

nasıl yorumlanabilir? Tedaviye başlamadan önce “beklentilerin” belirlenmesi gereklidir. Örneğin çocuğum arkadaşlarıyla top oyna-sın, çocuğum daha güzel yürüsün, çocuğum güzel kalem tutsun ki boyama kitapları alıyım… Bun-ların “fizyoterapist” ile açık açık konuşulması şarttır. Tedavi süreci boyunca “bunları yapabilmeye başladı mı, yapabilme yetisinde artış var mı? ” soruları takip edilmelidir. Çocuk tedavi öncesi ve sonrası şeklinde gözlenmelidir.

Yapamadığı ya da yapmakta güç-lük çektiği aktiviteleri yapabilmeye başlaması ya da rahat yapması adresin doğru olduğuna bir işaret olabilir. Sürecin uzun olduğunu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Beklentileri ortaya çıkarmanın kolay olmadığı, çocuğun kapasi-tesi dahilinde yapabileceklerinin de kısa zamanda yapmanın güç olduğu zihinlerin bir köşesinde olmalı! CP ile yaşamanın kolay olmadığını dile getirmeye gerek var mı bilinmez... Zaman zaman

herkes üstüne düşeni çok güzel yapıyor olsa dahi zor zamanlar da olabilir. Bu zor zamanları atlatmakta “psikolojik destek” anahtar olabilir. Aileye de çocuğa da “sosyalleşmenin” ne kadar iyi geleceğinin önemini vurgulamak gerekmektedir. Tek bir hayat, iyi veya kötü, siyah veya beyaz diye bir şey olmadığını her insanın ayrı bir hayat olduğunu görmek herkese olduğu gibi onlara da iyi gelecektir. Çünkü paylaşımlar hayatı kolaylaşır.

BİOFİZ Tıp Merkezinden fizyoterapist Özge Narin:

Palsi Hastalığı ve bilgileriBİOFİZ Tıp Merkezinden fizyoterapist Özge Narin’e

Cerebral Palsi (CP) nedir? CP’li çocukların aileleri

neler yaşıyor? Peki CP ile nasıl baş edilebilir? Diye

sorduk. Fizyoterapist Özge Narin Cereral Palsi has-

talığı ve bu hastalıkla mücadele eden çocuklar ve

aileleri için önemli bilgiler verdi.

BUNUN asla vatandaşın sağlık hakkı almasına engel olacak miktarlara ulaşmaması gerektiğini vurgulayan Akdağ, ‘’Yoksa 10, 15, 20 lira için hoca hastasıyla uğraştığı zaman bunlar söz konusu edilebilir’’ dedi. Akdağ, yaptığı açıklamada, Tam Gün Yasası ile ilgili bazı üniversite rektörlerinden gelen ‘’Öğretim üyeleri için düşük miktarda muayene farkı ödenmesi’’ talebini değerlendirdi. ‘’Tam Gün’’ün kendileri için ‘’Dar ve orta gelirlilerin kamuya ait bir hastaneden hizmet almak istediğinde para ödemek zorunda kalmaması’’ anlamına geldiğini vurgulayan Akdağ, bunun dışında her çözüm ve öneriye ‘’evet’ diyeceklerini söyledi. Akdağ, ‘’Bir işçi, emekli, memur, küçük esnaf, çiftçi ya da yeşil kartlı olarak devletin hastanesine, üniversitesine gittiğimde beni aşacak bir para öde-mek zorunda kalırsam buna taham-mül edemem. Biz de hükümet olarak

bunun yolunu asla açmayacağız’’ dedi. Kendisine zaman zaman muayene katkı payı eleştirisi yöneltildiğini, ancak bunun için ödenen 5 liranın vatandaşın boyunu aşacak bir katkı olmadığını dile getirdi.

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İPTAL KARARI

Anayasa Mahkemesi’nin, ‘’Hekimlerin muayenehane açmasını yasaklayan 650 sayılı KHK’nın, devlet, üniversite hastane-

leri, TSK, GATA gibi değişik kurumlar-

da çalışan hekimlere çalışma yasakları

getiren maddelerini ‘Yetki Kanunu

kapsamına girmediğinden’ iptal ettiği

ve yeni düzenleme için bakanlığa süre

tanıdığı’’nın anımsatılması üzerine ise

Akdağ, iptal kararının, düzenlemenin

Kanun Hükmünde Kararname ile

yapılmaya yönelik olduğunu, esasa

ilişkin olmadığını söyledi. ‘’Mesele

sadece Anayasa Mahkemesi’nin

verdiği karar değil. Biz bu işin kesin bir

çözümle artık noktalanmasını çok arzu

ediyoruz. Ben ilanihaye Sağlık Bakanlığı

yapacak değilim, 10 yıldır bu görevdeyim.

Şunu isterim; bu mesele tamamen artık

kapansın. Şu anda Sağlık Bakanlığı’nda

33 bin uzman var, bunların muayeneha-

nesi filan yok. Üniversite hastanelerinde

10 bin civarında değerli hocamız var diye

konuştu.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ, TIP FAKÜLTELERİNDE PROFESÖR VE DOÇENTLER İÇİN ÇOK DÜŞÜK MİKTARDA MUAYENE FARKI ÖDENMESİNE SICAK BAKTIĞINI AÇIKLADI.

PROFESÖR VE DOÇENTLERE SAĞLIK PARASI ÖDENECEK Mİ?YIL:1 SAYI:25 / 22 ARALIK 2012

Sahibi Ve Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMega Kültür, Sanat, Turizm Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Adına

Erkan KORKGenel Koordinatör

Bora AKCİL

Baskı Öncesi Hazırlık

AK AJANS

İnternet Sitesi EditörüNecati TURAN

Dağıtım

YAYSAT

Yayın Türe

YAYGIN, SÜRELİ

Yönetim YeriHürriyet Cad. No: 1 Kat.18 Skysport Residance

Beylikdüzü/İSTANBUL

Ekolife, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

BaskıMilsan Basın Sanayi-İnönü Mah. Muammer Aksoy Cad. Dere Sk.

No:70- 34620 Sefaköy - K.Çekmece / İSTANBUL 0212 471 71 50

Genel Yayın Yönetmeni

Hülya Beydili

Ankara Temsilcisi

Şeyda ÖZALPS.Arabistan Temsilcisi

Osman EDRESSO. DOğu Temsilcisi

Hamza KORK

Haber Müdürü

Sarp AKINCI

İstihbarat

Hasan KORK

Genel Yayın Danışmanı

Celal DEMİRGenel Yönetmen

Salim SEZEN

Reklam Müdürü

Burak YALNIZER

Page 16: ekoLIFE 25.Sayı

EKİP olarak start alan ya-rışmacılar iki araç ve dört kişinin yardımlaşarak neler yapabileceğini göstermeye çalıştılar. Oldukça kalabalık bir ortamda gerçekle-

şen yarışta izleyicilerde oldukça yakından yarışmacıların engel aşma ve mücadele yeteneklerini izlediler. Etaplarda ekiplerin kon düsyonları gözler önüne serilirken araçların

teknik kabiliyetleri de offroad ruhuyla birleşerek ön plana çıktı. Geçilen iki etap sonucunda 1A ve 1B kapı numarasıyla yarışan Superzuki takımından bab oğul pilotlar Okan Sayın - Cemafer Bulut, Kaan Sayın- Ali Demirayak ekibi birinci oldu.

Offroad’a gönül veren ve sevgiy-le yarışan bir diğer ekip 7A-7B kapı numarasıyla yarışan balığı çok sev-dikleri isimlerinden anlaşıldığı gibi Sushi Team ekibi ikinci oldu. 9A-9B kapı numarasıyla yarışan büyük şef Gerenimo ekibinden Hüseyin Afşar-Nurullah Ateş, ismail Koçali-Devrim Öztürk ekibi de üçüncü oldular. Seyircinin Isoff’un mükemmel etkin-liğiyle offroad’a doyduğu yarışın ikinci ve son yarışı 23 Aralık 2012 tarihinde yine aynı yerde Kemerbur-gaz mevkiinde düzenlenecek.

16 SPOR

OFFROAD DUBAI’DE

En İyi Giyinen TakımEfe Project Mitsubishi Electric

En İyi Hazırlnan TakımEci Men Cosmetics

En Çalışkan Takım YKM Sport

En İyi Takım Menajeri Alex Avadan

En İyi Gelişen TakımPolimersan

En İstikrarlı Takım Beşiktaş- MieleEn İyi Motor

EvinrudeEn İyi TekneYUKA Yacht

En Fedakar AnneDilek Özerken Yenigöl

GABON’DA koşulan ikinci ayakta meydana gelen kaza sonrasında İtalya Cernobbio’da devam eden Class-1 Offshore şampiyonasına Dubai’de devam edilecek. Uğur Işık ve Chiristian Zabo-rowski final yarışlarından Işıklar Zabo teknesiyle geçtiğimiz yıl <dubai’de elde ettikleri podyum başarını yenilemek için mücadele ettiler. Birleşik Arap Emirlikleri’nin iki teknesinin ilk iki sırayı koruduğu 10 takımın rekabet ettiği şampiyonada Işıklar-Zabo takımımız genel klasmanda 6. sırada bulunuyor. Dubai’deki son yarışta ülkemizi temsil edip bayrağımızı dalgalandıran ekip 48.00.92 lik zamana imza atarak üçüncülük kupasıyla Dubai Grand Prix ‘i noktaladı. A. Al Zafeen- Muham-med Al Marrinin yarıştığı Victory 3 Ekibi final yarışında birinciliği elde ederken ikinciliği Team Abu Dhabi ekibi elde etti. Türk Bayrağını Dünya Şampiyonası’nın Final yarışında Dubai’de gönde-

re çektiren Uğur Işık şöyle dedi.”Çok mutluyuz dünyanın bu zorlu mücadelesinde final görmek gurur verici ve yeni sezon içinde büyük bir moti-vasyon oldu. Sezon boyunca yeşadığımız teknik problemlere rağmen sonuçtan memnunuz” dedi. Uğur Işık elde ettiği bu sonuçla şampiyonayı altınca sırada tamamladı.Şampiyonanın birincilik kürsüsü ise A. Al Zaafen- Muhammed El Marri ‘nin yarıştığı Victory 3 Ekibinin oldu.

OFFSHORE ŞAMPİYONASI’NIN GÖRKEMLİ GECESİ

2012 Işıklar Dünya Offshore Şampiyonasının görkemli bir gece ile sezonu kapadı. Şampiyona-nın ödül töreninde dünya şampiyonluğu kupasını alan 88 Eci ile yarışan Alpay Akdilek-Kerem Tun-cer ikilisi kariyerlerinde bu kupayı dördüncü kez kazanmış oldular. Şampiyonanın ikincisi Beşiktaş

-Miele Takımı ile Murat Leki Tuğberk Uca Orçun Tufan üçüncüsü ise 2 YKM Sport ile Saruhan Tan-Kerim Zorlu Cengiz Cennetoğlu oldu.Ödül töreninde açılış konuşmasını yapan İstanbul Off-shore Kulübü Başkanı Uğur Işık sezon boyunca gösterdikleri performans ve başarıdan ötürü bütün takımları kutlarken kurtarma ekibine ve tüm sponsorlara teşekkür etti.2012 yılı boyunca 6 ilde toplam 14 yarış ile sezonu tamamlayan 2012 Işıklar Dünya Offshore 225 Şampiyonası takımları görkemli bir törenle kupalarına kavuştular. Ödül töreni ile birlikte ekipler erken yılbaşı kutlamasını da yaptılar.Ekipler birlikte olmanın mutluluğunu da yaşamış oldular.

Offshore ‘da start Dubai’deydi.2012 Class-1 Dünya Offshore Şampiyonasının 4. ayağı Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kendtinde gerçekleştirildi.

ISOFF TRIAL’DE NEFESLER TUTULDUKendine özgü Trial kuralları ile yardımlaşmayı ve offroad ruhunu ön planda tutan ISOFF Trial Kupasında 12 ekip 24 yarışmacı damalı

bayrağı görmek için özel hazırlanmış zorlu etaplarda kıyasıya mücadele etti.

GECEDE “EN”LER ŞÖYLE OLDU...

Page 17: ekoLIFE 25.Sayı

3HABER