ekrem erdem recep ulucak a. gökhan yÜcel … recep ulucak.pdf · the journal of academic social...
TRANSCRIPT
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
Ekrem ERDEM1
Recep ULUCAK2
A. Gökhan YÜCEL3
KAYSERİNİN BEŞERİ SERMAYE POTANSİYELİ ve BEŞERİ
SERMAYE HARCAMALARININ RAKİP İLLERLE ETKİLEŞİMİ4
Özet
Günümüzde artık en önemli üretim girdisinin beşeri sermaye olduğuna dair hiçbir
şüphe yoktur. Ülkelerin kalkınmasında beşeri sermayenin önemini teorik ve
ampirik çalışmalar da kanıtlamaktadır. Klasik büyüme modellerinin
açıklayamadığı büyümeyi artıran faktör yeni büyüme modellerinde beşeri sermaye
ve Ar-ge gibi insan faktörünün ön plana alınmasıyla açıklanabilmiştir. Ülkelerin
olduğu gibi bölgelerin de eğitim seviyesi ve beşeri sermaye stoklarının
geliştirilmesinde sahip olunan altyapının hayati önemi vardır. Örneğin illerde
bulunan eğitim ve sağlık kurumlarıyla bölge halkının eğitim ve sağlığa yaptığı
harcamalar beşeri sermaye gelişiminin yanı sıra illerdeki ekonomik hareketliliğin
de önemli bir unsurudur. Dolayısıyla bu çalışmada beşeri sermaye tanımlanarak
kalkınma sürecine nasıl yön verdiği incelenmiş ve Devlet Planlama Teşkilatı
tarafından yapılan sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında üst sıralardaki illere
kıyasla Kayseri’nin sahip olduğu beşeri sermaye altyapısı ele alınmıştır. Sonuç
olarak Kayserinin, diğer illere göre beşeri sermaye altyapısı açısından geride değil
ancak beşeri sermaye harcamaları açısından daha geride olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beşeri Sermaye, Bölgesel Kalkınma, Beşeri Sermayenin
Ölçümü
1 Prof. Dr. Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 2 Dr., Arş. Gör. Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, [email protected] 3 Arş. Gör. Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
4 Bu Çalışma 3. Kayseri Ekonomisi Sempozyumunda Sunulmuş ve bildiri kitabında basılmıştır. Ancak
analiz kısmı genişletilmiştir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
287
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
HUMAN CAPITAL POTENTIAL of KAYSERI and HUMAN CAPITAL
EXPENDITURE INTERACTION WITH RIVAL CITIESABSTRACT
Abstract
There is no doubt about that human capital is the most important production factor.
Theoretical and emprical studies improve the importance of human capital in
development of countries. Growth improving foctor that classical growth theories
have not been explained could have been explained by foregrounding the human
factor like human capital and Ar-Ge. The infrastructure had have vital importance
in developing educational level and the human capital stock of regions same as
countries. For example educational and medical instituions in cities and also
educational and healht expenditure of householders are the compenent in
developing human capital as well as economic dynamism. Hence, in this paper
human capital was explained and it was studied how it direct the devbelopment
process. Beside Kayseri’s human capital infrastructure was discussed according to
top cities in the socioeconomic development index made by State Planning
Organization. As a result it was determined that Kayseri is not behind the other
cities with regard to human development infrastructure but human development
expenditure.
Key Words: Human Capital, Regional Development, Measurement of Human
Capital
Jel Codes: O110, O150, O180
GİRİŞ
Gelişmiş ülkelerin yapısı incelendiğinde bu ülke insanlarının sahip oldukları bilgi,
beceri, verimlilik, kültür, sağlık gibi sırlayacağımız pek çok beşeri niteliğin yani beşeri
sermayenin önemli bir seviyeye ulaşmış olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Gelişmiş ülkelerde
ekonomik göstergelerin çok iyi olması elbette sayılan bu unsurların daha kolay bir şekilde
kazanılmasına imkân tanımaktadır. Ancak bu durum “beşeri niteliklerin artması için belirli bir
zenginlik düzeyine sahip olmak gerekir” şeklinde asla bir ön şart olmamalıdır. Nitekim ikinci
dünya savaşından sonra sahip olduğu maddi kaynakların neredeyse tamamını kaybeden
Almanya ve Japonya’nın savaş sonrası hızlı bir toparlanma ve kalkınma sürecine girerek bugün
“Bilgi Toplumu” haline gelmeleri hiç şüphesiz sahip oldukları nitelikli insan gücü sayesinde
olmuştur.
Nitelikli insan gücü, yani beşeri sermaye ülkeler arasındaki gelişmişlik farlılıklarında
önemli olduğu gibi bölgeler veya iller arasındaki gelişmişlik farklılıklarının ortaya çıkmasında
da önemli bir etkendir. Gennaioli vd. (2013),dünyanın %74’ünü oluşturan ve yine dünya
GSYİH’sının %97’sini oluşturan Türkiye’ninde olduğu 110 ülkede 1569 alt bölgeyi analiz etmiş
ve beşeri sermayenin bölgesel kalkınma farklılıklarını açıklamada hayati öneme sahip olduğu
sonucunu elde etmiştir. Bu gerçekten hareketle il bazında sahip olunan beşeri sermaye ve beşeri
sermaye altyapısın ne durumda olduğunu görmek önemli bir konu olmaktadır. Dolayısıyla bu
çalışmada beşeri sermayeyi tanımlayarak kalkınma sürecine nasıl yön verdiğini inceleyecek ve
Kayseri’nin sahip olduğu beşeri sermaye altyapısı hakkında ulaşabildiğimiz veriler itibariyle bir
değerlendirmede bulunacağız.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
288
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
1. Beşeri Sermaye ve Kalkınma Sürecine Katkısı
Kısa ve öz bir tanımla beşeri sermaye, işgücü tarafından sahip olunan bilgi ve beceriler
bütünüdür. Dolayısıyla bu bilgi ve beceriler sayesinde üretim sürecinde diğer üretim faktörleri
daha verimli kullanıldığı gibi yeni teknolojilerin geliştirilmesi de mümkün olmaktadır(Atik,
2006: 6). Beşeri sermayeye ilişkin birbirine paralel çok sayıda tanımlama vardır. Bu tanım
kronolojisi esasen Smith, Mill, Marshall’a kadar geriye doğru gitmektedir ancak Schultz (1961),
Denison (1962), Thurow (1970) ve Becker vd (1990) gibi iktisatçıların katkılarıyla
günümüzdeki halini almıştır. OECD tarafından yapılan tanımın ise çok daha kapsayıcı ve
açıklayıcı olduğu söylenebilir. Buna göre Beşeri sermaye kişisel ve sosyal gelişimin yanı sıra
ekonomik refahın artırılmasını kolaylaştıran bilgi, beceri ve yetenek gibi insanların sahip
olduğu nitelikleri ifade eder (OECD, 2001: 18). Bunun dışında beşeri sermaye için üretim bazlı
yapılan tanımlamalar da vardır. Örneğin Romer (1990) beşeri sermayeyi ekonomik verimliliğin
temel kaynağı olarak ifade ederken Rosen (1999), insanların verimliliklerini artırmak için
kendilerine yaptıkları yatırım olarak değerlendirir. Frank & Bernanke (2007) ise beşeri
sermayeyi işçilerin marjinal ürün değerini etkileyen eğitim, deneyim, kurs, zeka, enerji, iş
alışkanlıkları, dürüstlük, insiyatif ve yaratıcılık gibi faktörlerin oluşumu olarak tanımlamaktadır.
Beşeri sermayenin zenginleşmesi çeşitli unsurların gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla
mümkün olmaktadır. Temel olarak bu unsurlar eğitim ve sağlıktır. Bu iki unsur bir ülkenin
beşeri sermaye oluşumundaki yerel dinamikleridir. Bunun dışında toplumun beşeri sermayesini
zenginleştiren bir başka unsur ise iş gücü transferidir. İşgücü transferi hem beyin göçü şeklinde
de hem de vasıfsız işgücünün sermaye faktörü bol olan ve emek faktörü sıkıntısı yaşayan
ülkelere göç etmesi şeklinde olabilir (Karagül, 2002: 77).
Beşeri sermayenin gelişimi için en çok altı çizilen husus eğitimdir. Bir ülkede
insanlarının kaliteli bir eğitim almaları, iyi bir donanıma ve pratik düşünme yetisine sahip
olmalarına neden olur. Bu özellik ise analitik ve çözüm odaklı düşünebilen nitelikte bireylerin
sayısını artırarak mal ve hizmet üretimi sürecinde yüksek düzeyde verim alınmasına neden olur.
Nitekim Adam Smith 1776 yılında yazdığı "Milletlerin Zenginliği" adlı eserinde kalkınmanın
temel faktörü ve milletlerin zenginliğinin tek kaynağının "kaliteli emek" olduğunu belirtmiştir.
Bu bakımdan ekonominin motor gücü olan yeterli insan gücünün mevcudiyeti ve mevcut
bulunanların eğitimi önem arz etmektedir. Yeterli düzeyde nitelikli insan gücüne sahip olmak
ekonomide verimliliğin ve kalitenin artmasına neden olacaktır. Verimliliğin artması üretim
artışına, kalitenin artması ise ülke mallarının uluslararası piyasada rekabet edebilme
imkânlarının ve ihracatın artmasına ve dolayısıyla ekonomik kalkınmaya katkı sağlamasına yol
açacaktır (İnanç, Güner ve Sarısoy, 2006: 59-60).
Beşeri sermayenin gelişiminde bir diğer unsur ise sağlıktır. Sağlıklı bir yaşam alanı ve
bireylerin sağlıklı olması hususu belki de eğitimden daha önce gelmesi gereken bir unsurdur.
Zira “Her işin başı sağlık” atasözü bunun en iyi açıklayıcısıdır. Bir toplumda üretimin dört
faktöründen birisi olan emek, yani bireylerin üretime katkı düzeyi sağlıklı oldukları oranda
artabilir. Sağlık sıkıntıları olan bireylerden bu süreçte verimli çalışabilecekleri makul
görünmemektedir. Genel anlamda da toplumsal bir sağlık tehlikesinin olduğu bir coğrafyada
bireylerin öncelikli amacı yaşayabilme mücadelesi olacağı için bu bireylerin verimli çalışmak
bir yana üretim sürecine katılmaları bile beklenemez. Dolayısıyla verimli bir üretim sürecine
sahip olabilmek ve ekonomik büyümeyi sağlayabilmek için sağlıklı bir toplum ön koşul olma
niteliği taşımaktadır (Yetkiner, 2006: 83).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
289
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
Günümüzde artık en önemli üretim girdisinin beşeri sermaye olduğuna dair hiçbir şüphe
yoktur. Ülkelerin kalkınmasında beşeri sermayenin önemini teorik ve ampirik çalışmalar da
kanıtlamaktadır. Denison (1962) çalışmasında ABD ekonomisi için 1929-1969 döneminde
yıllık ortalama büyüme hızını %2,93 olarak hesaplamış ve bu büyüme hızının %2 gibi önemli
bir kısmının eğitim sayesinde gerçekleştirilen verimlilik artışından dolayı ortaya çıktığını tespit
etmiştir. Bu çarpıcı sonuçlar teori ve uygulamada beşeri sermayenin araştırılması konusuna
araştırmacıların ilgisini artırmıştır. Klasik büyüme modellerinin açıklayamadığı büyümeyi
artıran faktör içsel/yeni büyüme modellerinde beşeri sermaye ve Ar-ge gibi insan faktörünü ön
plana alınmasıyla açıklanabilmiştir. Şekil 1’de görüldüğü gibi yeni büyüme modellerinin ortak
paydası bilgiye, beceriye yani insan faktörüne odaklanmış olmalarıdır (Kibritçioğlu, 1998: 210).
Dolayısıyla ekonomik büyüme ve kalkınmayı hızlandıracak en önemli faktör beşeri sermaye
yani nitelikli insan faktörüdür.
Şekil 1: Kaynaklarına Göre Taşma Etkileri
Kaynak: (Kibritçioğlu 1998, 218)
Lucas’ın (1988) çalışmasıyla birlikte beşeri sermayeyi modelleyen pek çok çalışma
olmuştur. Bunlardan bir kısmı Stokey (1988, 1991), Becker vd (1990), Sørensen (1991), Young
(1991), Caballe & Santos (1993) ve Klenow’un (1998) çalışmalarıdır. Örneğin Sørensen (1991)
Lucas’ın geliştirmiş olduğu modeli sermaye ve iş gücü gelirleri üzerinden vergi alan ve
yükseköğrenime sübvansiyon veren veya yükseköğrenimden harç alan bir hükümet kesimini de
modele sokarak genişletmiştir. Lucas beşeri sermaye üretimi sürecinde hane halklarının eğitime
ayırdıkları zamanı kullanırken Sørensen iş gücünün becerisini artıracak tamamlayıcı bir kaynak
olan okul binaları, araştırma laboratuvarları, öğretmenlerin hizmetleri gibi hususları dikkate
almıştır. Sørensen’e göre hükümetlerin eğitime ve teknolojik altyapının geliştirilmesine yönelik
yapacakları yatırımlar beşeri sermaye birikimini pozitif etkileyecektir. Dolayısıyla hükümetlerin
teknoloji, eğitim ve sağlık politikaları arasında bir uyum bulunması gerektiği gibi özellikle
gelişmekte olan ülkelerde bu alandaki yatırımlar kalkınma için ihmal edilmemesi gereken
konulardır (Kibritçioğlu, 1998: 228).
1.1. Bölgesel Kalkınmada Beşeri Sermaye
Bölgelerin eğitim seviyesi ve beşeri sermaye stoklarının geliştirilmesinde sahip olunan
altyapının hayati önemi vardır. Örneğin illerde bulunan üniversiteler veya sağlık kurumları
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
290
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
beşeri sermaye gelişiminin yanı sıra illerdeki ekonomik hareketliliğin de önemli bir unsurudur.
Örneğin üniversitelerin yerel ekonomi üzerindeki olumlu etkileri direkt, dolaylı ve uyarılmış
etkiler şeklinde ortaya çıkmaktadır (Atik, 1999: 99). Bu etkiler istihdam ve gelir olmak üzere iki
açıdan ele alınmaktadır. Üniversitede istihdam edilen akademik ve idari personelin toplamı
direkt istihdam etkisini gösterirken personelin aldığı maaşlar direkt gelir etkisini göstermektedir.
Dolaylı etkiler ise emek dışındaki faktör sahiplerinin üniversite camiasına yönelik satışlarından
elde ettikleri kazançları ve bu sayede yaratılan istihdamı ifade etmektedir. Uyarılmış katkılar ise
direkt ve dolaylı katkılara bağlı olarak ortaya çıkan gelir ve istihdam artışını ifade etmektedir.
Direkt ve dolaylı istihdam sayesinde bireyler elde ettikleri gelirleri mal ve hizmet talebinde
kullanacakları için adeta “keynesyen çarpan etkisi’yle piyasanın hareketlenmesine ve
büyümesine katkı sağlarlar (Atik, 1999: 100-101). Benzer bir şekilde sağlık kurumlarının da
sayılan bu etkiler yoluyla yerel ekonomi üzerinde pek çok olumlu etkisi vardır. Ancak bu
çalışma açısından bu kurumların altı koyu bir şekilde çizilmesi gereken katkısı ise beşeri
sermayenin geliştirilmesinde önemli birer altyapı olmalarıdır.
Bölgelerin sahip olduğu eğitim ve sağlık altyapısı aynı zamanda bu altyapıyla
tamamlayıcı bir ilişkide olacak fiziki, ekonomik ve sosyal altyapıdan yoksun ise o bölgenin
kalkınması çok zor olacaktır. Hatta bölgenin yetiştirdiği beşeri sermaye de niteliğine uygun iş
imkânlarının olduğu bölgelere göç edecektir. Dolayısıyla her ne kadar beşeri sermaye
kalkınmada çok önemli bir unsur olsa da bu beşeri sermayenin kendini göstereceği bir uygulama
alanının olması da o kadar önemlidir. Aksi takdirde hem il bazında hem de ülke bazında
yetiştirilen nitelikli insanlar kendilerine uygun olan il veya ülkelere göç edeceklerdir. Bunun en
somut örneği 1950 sonrası illerin gelişmesine katkı sağlamak ve bölgeler arası eşitsizliği
gidermek amacıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerine yapılan üniversitelerdir. Örneğin 1955 yılında
Trabzon ve 1957 yılında Erzurum’da kurulan üniversiteler yarım asırı geçmesine rağmen bu
illerin gelişimine yeterli katkıyı sağlayamamışlardır. Ancak Kayseri, Adana, Bursa, Eskişehir,
Konya gibi illerde üniversitelerin illerin gelişiminde tamamlayıcı bir faktör olduğu
gözlenmektedir (Öztürk, Torun ve Özkök, 2011: 150-156).
Bölgenin sahip olduğu eğitim ve sağlık altyapısının yanı sıra eğitim ve sağlığa yapılan
harcamalar da beşeri sermayenin gelişmesinde önemli unsurlardır. Nasıl ki makro çerçevede
hükümetin yapacağı eğitim ve sağlık harcamaları beşeri sermayenin gelişmesine katkı sağlayan
önemli bir gösterge ise mikro çerçevede de bireylerin eğitim ve sağlıkla ilgili harcamaları beşeri
sermayenin geliştirilmesinde önemli bir göstergedir. Çünkü yapılan bu harcamalar bireylerin
daha sağlıklı ve donanımlı bir nesil olarak yetişmesine katkı sağlayacak ve nitelikli emek
faktörü artacaktır. Bu sayede verimliliğin kalitenin ve rekabet gücünün artmasıyla ekonomik
kalkınma da sağlanacaktır.
2. Beşeri Sermayenin Ölçümü
Beşeri sermayenin ölçülmesinde Çıktı bazlı, Maliyet bazlı ve Gelir bazlı olmak üzere üç
farklı geleneksel yöntem vardır. Okula kayıt oranları, okul kazanımları, yetişkin okuryazar
sayısı, ortalama eğitim yılı gibi göstergelerin analiz edilmesi çıktı bazlı; bilgi edinimi süreci
boyunca katlanılan maliyetlerin analiz edilmesi maliyet bazlı; bireylerin eğitim ve kurslar
sayesinde elde edeceği kazanımların analiz edilmesi ise gelir bazlı yöntemin örnekleridir.
Stroombergen vd (2002) çalışmalarında maliyet bazlı yöntemden hareketle şekil 2’deki gibi bir
sınıflandırma yapmışlardır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
291
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
Buna göre beşeri sermayenin değeri geçmiş yatırımlara göre tahmini olarak
belirlenebilmektedir. Bu sınıflandırmaya bakıldığında daha çok maliyet esaslı bir yaklaşım
izlediği görülmektedir. Ayrıca burada fırsat maliyetinin de dikkate alınması çok önemlidir.
Fırsat maliyetinin dikkate alınması yani eğitim için bireylerin bir takım kazançlardan yaptığı
fedakârlığın da hesaba katılması daha rasyonel olacaktır.
Şekil 2: Beşeri Sermaye Yatırımları
Beşeri sermayenin ölçülmesinde bir başka gösterge kaynağı ise OECD’dir. OECD’ye
göre bu göstergeler tablo 1’de sıralanmıştır.
Tablo 1: OECD, Beşeri Sermayenin Ölçülmesindeki Göstergeler
1. Beşeri Sermaye Yatırımları 1.1. Üst Düzey Nitelikler
1.1.1. Üniversitelerin Kalitesinde Artış
1.1.2. Farklı Alanlarda Kazımlardaki Artış
1.2. Mezuniyet Ve Kayıt Oranları 1.2.1. Üniversite Düzeyindeki Mezuniyetlerin Seyri
1.2.2. Uluslararası Öğrencilerin Mezuniyetteki Payları
1.2.3. Yüksek Öğrenime Giriş Oranları 1.2.4. Yüksek Öğrenime Girişlerin Nüfusa Oranı
1.3. Eğitimde Harcanan Süre
1.3.1. Yıl İçindeki Eğitim Süresi
1.3.2. Bireysel Çalışma veya Ödev İçin Harcanan Haftalık Saat 1.4. Eğitim Yatırımları
1.4.1. Farklı Eğitim Seviyelerinde Öğrenci Başına Yapılan Harcamalar
1.4.2. Eğitim Kurumlarına Yapılan Harcamaların GSYİH’ya Oranı 1.4.3. Özel ve Kamusal Harcamalar
1.4.4. Eğitim İçin Hane halkına Ödenen Sübvansiyonlar
1.4.5. Ana Hizmetler, Yardımcı Hizmetler ve Ar-Ge İçin Yapılan Harcamalar 1.4.6. Öğrenci Sayılarındaki, Harcamalardaki ve Nüfus Tahminlerindeki
Değişim
2. Beşeri Sermaye Yatırımlarında Kalite Artırımı
2.1. PISA Değerlendirmeleri (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)5
2.2. PUIAAC (Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı)6
5 OECD tarafından geliştirilen sınav uluslararası çapta üç yılda bir 15 yaşındaki öğrencilerin başarısını sınamaktadır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
292
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
3. Eğitim Çıktıları
3.1. Eğitimin İş Olanaklarıyla Örtüşmesi
3.2. Eğitim, Cinsiyet Ve Yaşa Göre İş Gücü Piyasası Çıktıları
3.3. Eğitimin Getirisi
Kaynak: (Kwon, 2009: 8).
Gerek Stroombergen vd (2002) gerekse de OECD’nin sınıflandırmasına baktığımızda
odaklanılan unsurun eğitim olduğunu görmekteyiz. Oysaki beşeri sermayenin bir diğer unsuru
ise sağlıktır. Sağlık göstergelerinin ihmal edilmesinin nedeni sağlığın zaten yukarıda sayılan
göstergelerin iyi durumda olabilmesi için bir gereklilik koşulu olmasından olabilir. Çünkü
sağlık olmadığı zaman bu tür göstergeler orta ve uzun vadede zaten iyi durumda olamayacaktır.
Daha önce bahsettiğimiz “her işin başı sağlık” atasözü olayı net bir şekilde açıklamaktadır.
Ancak yine de sağlık için bakılacak istatistikler aranıyorsa bu alanda da zaten pek çok gösterge
vardır. Sağlık yatırımları, kamu ve/veya özel kesimin toplam veya kişi başına sağlık
harcamaları, toplam veya kişi başına düşen sağlık personeli sayısı, ölüm oranları, doğurganlık
oranları, bebek ölüm oranları, ortalama yaşam gibi pek çok göstergeden yararlanabiliriz.
Örneğin Stroombergen vd (2002)’nin maliyet esaslı yaptığı sınıflandırmayı hem eğitim hem de
sağlık için şekil 3’teki gibi düşünebiliriz.
Şekil 3: Beşeri Sermaye Yatırımları
Daha önce önemli olduğunu vurguladığımız fırsat maliyetini yine burada sağlık için de
kullanmak daha rasyonel olacaktır. Örneğin daha sağlıklı olabilmek için bireylerin düzenli spor
6
Programın genel hedefi, iş gücünün sahip olduğu becerilerin daha verimli ve tesirli şekilde ekonomiye kazandırılmasına katkıda
bulunmaktır. Program 16-65 yaş grubu arasındaki yetişkinlerin: 1) Eğitim durumları
2) Eğitimlerinden edinmiş oldukları birikimi
3) Bu birikimin iş hayatına geçişte ne şekilde kullanıldığı
4) Eğitim sisteminin sosyo-ekonomik hayatın gereklerine ne şekilde yanıt verdiği hususlarında istatistiki bilgi toplanmasını ve
karşılaştırılmalı değerlendirmelerde bulunulmasını amaçlamaktadır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
293
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
yaparak, yiyecek ve/veya eşyalarda örneğin maliyeti daha fazla olan organik ürünler tercih
ederek diğer şeylerden vazgeçebilir. Buradaki amaç esasen fırsat maliyetinin hesaplanması değil
teorik olarak hesaba katılmasıdır. Zira fırsat maliyeti dışındaki kolayca hesaplanabilecek
göstergelerin bile hesaplanıp istatistik kurumlarınca servis edilmesinde önemli eksiklikler
varken bu tür istatistiklerin hesaplanıp yayınlanması elbette beklenmez.
Beşeri sermayenin ölçümü konusunda bir diğer yaklaşım ise beşeri kalkınma endeksidir
(Human Development Index, HDI). İnsani kalkınma endeksi de denilen HDI geleneksel
yöntemlerden ayrı olarak yeni yaklaşım olarak bilinir (Kwon, 2009: 8). 1990 yılından beri
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP tarafından hesaplanan bu endeks önceki
yöntemlere göre daha kapsamlıdır. Endeksin hesaplanmasında bilgi, sağlık ve yaşam standardını
temsil eden beklenen yaşam süresi, yetişkin okuryazar oranı, okullaşma oranı, kişi başına
GSYİH değişkenleri dikkate alınır. 186 ülke arasında Türkiye için beşeri kalkınmışlık
sıralaması tablo 2’deki gibidir.
Tablo 2: İnsani Gelişmişlik Endeksi Sıralaması
2000 2005 2010 2011 2012
Türkiye 85. Sıra 94. Sıra 83. Sıra 92. Sıra 90. Sıra
Kaynak: UNDP İnsani Kalkınma Raporları www.undp.org
Türkiye’nin bu endeksteki sıralaması eğitim, sağlık ve ekonomide kat etmemiz gereken
daha çok yol olduğunu göstermektedir.
3. Kayseri’de Beşeri Sermaye Unsurları
Beşeri sermayenin ülkeler arasındaki gelişmişlik farlılıklarında önemli olduğu gibi
bölgeler veya iller arasındaki gelişmişlik farklılıklarının ortaya çıkmasında da önemli bir
etkendir. Gennaioli vd. (2013),dünyanın %74’ünü oluşturan ve yine dünya GSYİH’sının
%97’sini oluşturan 110 ülkede 1569 alt bölgeyi analiz etmiş ve beşeri sermayenin bölgesel
kalkınma farklılıklarını açıklamada hayati öneme sahip olduğu sonucunu elde etmiştir. Bu
önemli tespitten hareketle Kayseri’nin beşeri sermaye altyapısını incelemek üzere eğitim ve
sağlık açısından sahip olduğu kurumlara ilaveten maliyet esaslı yaklaşımlardan hareketle son
yıllarda Kayseri’de eğitim ve sağlık harcamalarının miktarına bakmak faydalı olacaktır. Ancak
onun öncesinde iller için yapılan sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında Kayseri’nin yerini
görmemizde fayda vardır. Sosyoekonomik gelişmişlik endeksi hesaplanırken eğitim, sağlık,
nüfus, gelir, işsizlik gibi pek çok değişken dikkate alınır. Dolayısıyla illerin karşılaştırılmasında
önemli bir göstergedir. Bölge ve illerin gelişmişlik sıralaması araştırması DPT tarafından
değişik aralıklarda yapılmaktadır. Sosyoekonomik gelişmişlik endeksinde (SEGE) ilk yirmiye
giren iller tablo 3’te gösterilmiştir.
Tablo 3: İllerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi (SEGE) Sıralaması
Sıra 1996 2003 2011
1 İSTANBUL İSTANBUL İSTANBUL
2 ANKARA ANKARA ANKARA
3 İZMİR İZMİR İZMİR
4 KOCAELİ KOCAELİ KOCAELİ
5 BURSA BURSA ANTALYA
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
294
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
6 ESKİŞEHİR ESKİŞEHİR BURSA
7 ANTALYA TEKİRDAĞ ESKİŞEHİR
8 TEKİRDAĞ ADANA MUĞLA
9 ADANA YALOVA TEKİRDAĞ
10 MERSİN ANTALYA DENİZLİ
11 MUĞLA KIRKLARELİ BOLU
12 AYDIN DENİZLİ EDİRNE
13 BALIKESİR MUĞLA YALOVA
14 KIRKLARELİ BOLU ÇANAKKALE
15 KAYSERİ BALIKESİR KIRKLARELİ
16 DENİZLİ EDİRNE ADANA
17 BİLECİK MERSİN KAYSERİ
18 EDİRNE BİLECİK SAKARYA
19 ÇANAKKALE KAYSERİ AYDIN
20 ZONGULDAK GAZİANTEP KONYA
Kaynak DPT: www.dpt.gov.tr
Kayseri’nin sahip olduğu beşeri ve fiziki imkânların potansiyeli dikkate alındığında
tablo 3’te yer aldığı sıranın daha önlerde örneğin ilk on içerisinde olması imkânsız değildir.
Bunun için de sahip olunan kaynakları daha da artırmak ve geliştirmek esastır. Bu çalışma
kapsamında ve bulabildiğimiz veriler ışığında beşeri sermayenin gelişimine yardımcı olacak
göstergelere bakmakta fayda vardır. Beşeri sermaye olarak özellikle üzerinde durduğumuz iki
unsur olan eğitim ve sağlık göstergeleri bu konuda bize fikir verecektir.
Öncelikle eğitim göstergeleri açısından SEGE sıralamasında Kayseri kendinden daha
üst sıralarda yer alan illere göre ne durumda olduğunu bilmemiz gerekir. Tablo 4’ün ilk iki
sütununa bakıldığında okul ve derslik sayısı bakımından, son sütuna bakıldığında ise öğretmen
sayısı bakımından Kayseri kendinden daha üst sırada yer alan pek çok ilden daha iyi
durumdadır. Ancak bu göstergeler nüfus faktörünü dikkate almadığı için objektif bir kriter
olarak değerlendirilmeyebilir. Ancak okullaşma oranı ve derslik başına düşen öğrenci sayısı
açısından değerlendirildiğinde daha objektif sonuçlar çıkarabiliriz. Üçüncü sütundaki orta
öğretimde okullaşma oranına bakıldığında 75,6 ile Adana ve Antalya’ya göre Kayserinin daha
iyi bir durumda olduğu söylenebilir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
295
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
Tablo 4: İlk ve Ortaöğretim Göstergeleri (2012)
Kaynak: TUİK
Dördüncü sütundaki derslik başına düşen öğrenci sayısı bakımından yine Kayseri
Adana, Tekirdağ ve Kocaeli ’ye göre daha iyi Bursa’yla ise aynı değere sahiptir. Burada
İstanbul en kötü değere sahiptir ancak İstanbul’un göç ve nüfus gibi özel durumlarından ötürü
bu sınıflandırmada karşılaştırılması bizi yanlış bir sonuca götürebilir.
Eğitim göstergesi olarak bakılacak bir diğer unsur da yükseköğretim istatistikleridir.
Tablo 5 yükseköğretime ilişkin istatistikleri göstermektedir. Ön lisans ve lisans düzeyinde
öğrenci sayılarına baktığımızda Kayseri SEGE sıralamasında kendinden daha üst sırada yer alan
pek çok ile göre daha yüksek sayıda öğrenciye sahiptir. Aynı şekilde öğretim elemanı sayısı
bakımından da Kayseri daha iyi durumdadır. Yeni açılan üniversitelerin eksiklerinin
tamamlanmasıyla yükseköğretim göstergeleri açısından Kayseri çok daha iyi konuma gelecektir.
Tablo 5: Yükseköğretim Göstergeleri (2012)
SEGE
No İL
Ön Lisans Ve Lisans
Düzeyinde Öğrenci
Sayısı
Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Sayısı
Okuyan Mezun* Profesör Doçent Yrd. Doçent Diğer Topla
m
1 İstanbul 388698 51361 4395 2234 5357 13472 25458
2 Ankara 202348 31039 4113 1971 2905 11886 20875
3 İzmir 126481 18344 1651 752 1653 4840 8896
4 Kocaeli 63579 11654 240 190 471 1656 2557
5 Antalya 41320 6552 353 199 485 1358 2395
6 Bursa 50139 8823 435 269 300 1462 2466
7 Eskişehir 2279660 184819 460 330 723 1927 3440
8 Muğla 27737 4707 88 84 267 661 1100
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
296
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
9 Tekirdağ 21700 3649 61 69 205 314 649
10 Denizli 36741 5836 133 153 346 729 1361
11 Bolu 21568 3292 62 53 334 623 1072
12 Edirne 32856 5401 155 121 297 821 1394
13 Yalova 7274 1093 28 25 92 335 480
14 Çanakkale 33137 5958 98 132 423 814 1467
15 Kırklareli 15346 2208 21 3 99 333 456
16 Adana 41130 7549 347 124 304 974 1749
17 Kayseri 43563 6046 362 253 448 1352 2415
*Bir önceki dönem mezun sayısı
Kaynak: TUİK
Eğitim açısından bakabileceğimiz bir diğer değişken ise Stroombergen vd (2002)’in
yaptığı maliyet bazlı sınıflandırmadaki eğitim için yapılan harcamalardır. Tablo 6 SEGE
sıralamasında ilk 17’ye giren illerin içerisinde olduğu bölgelerde hane halkının eğitim için
yaptığı harcamaların toplam harcamalara oranını göstermektedir. Bir diğer deyişle bölge
insanının eğitime verdiği önem de diyebileceğimiz bu verilere il bazında ulaşabilsek aslında çok
daha objektif bir karşılaştırma olacaktı. Maalesef il bazında verilerin elde edilmesi ve
yayınlanması konusundaki sıkıntı bu tür araştırmaları hep aynı eksikliğe sevk etmektedir. Ancak
yine de tablo 6 ışığında dikkat çekici sonuçlara ulaşabiliriz. Tablo 6 incelendiğinde Kayseri’nin
içerisinde olduğu bölge birkaç bölgeye göre daha iyi durumdadır. Ancak en alt satırda yer alan
söz konusu bu 10 bölgenin ortalaması dikkate alındığında genel olarak Kayseri’nin olduğu
bölge ortalamanın altında bir seyir izlemektedir.
Tablo 6: Toplam Harcamalar İçerisinde Eğitim Harcamalarının Payı
Bölge 20
03
20
03-0
4
20
03-0
5
20
04-0
6
20
05-0
7
20
06-0
8
20
07-0
9
20
08-1
0
20
09-1
1
20
10-1
2
TR10 (İstanbul) 3.10 3.10 2.30 2.10 2.50 2.80 2.80 2.80 2.60 3.00
TR21
(Tekirdağ,
Edirne,
Kırklareli)
2.10 1.90 2.20 1.70 2.30 2.00 1.70 0.80 0.90 1.20
TR22 (Balıkesir,
Çanakkale) 1.30 1.60 1.70 1.80 1.80 1.30 1.30 1.30 1.40 1.50
TR31 (İzmir) 1.70 2.70 2.40 2.30 1.60 1.60 1.80 2.00 2.00 2.20
TR32 (Aydın, Denizli,
Muğla) 1.00 1.00 1.00 1.60 1.80 1.90 1.50 1.60 1.50 1.90
TR41
(Bursa,
Eskişehir,
Bilecik)
1.40 1.90 1.70 1.90 1.60 1.70 1.90 2.00 2.30 2.20
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
297
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
TR42
(Kocaeli,
Sakarya, Düzce,
Bolu, Yalova)
1.30 1.20 1.10 1.40 1.30 1.30 1.00 1.10 1.40 1.90
TR51 (Ankara) 2.30 2.30 3.20 3.30 3.90 3.30 3.00 2.40 2.60 2.90
TR61 (Antalya, Isparta,
Burdur) 1.80 1.70 2.20 2.20 2.30 1.80 2.10 2.00 2.00 1.60
TR62 (Adana, Mersin) 1.50 1.50 1.50 1.90 3.40 3.10 3.00 2.20 2.10 2.10
TR72 (Kayseri, Sivas,
Yozgat) 0.90 0.90 2.00 2.00 1.90 1.20 1.40 1.60 1.90 1.80
Grup Ortalaması 1.67 1.80 1.94 2.02 2.22 2.00 1.95 1.80 1.88 2.03
Kaynak: TUİK
Tablo 6’ya göre Kayseri bölgesinin toplam harcamalar içerisinde eğitim harcamaları
SEGE sıralamasında kendinden daha iyi olan illerin eğitim harcamalarından ortalama olarak
daha düşük düzeydedir. Tablo 4 ve 5 bakımından yani kamu ve özel kurum harcamaları
bakımından Kayserinin durumu iyi iken hane halkı harcamaları bakımından ortalamanın
gerisindedir.
Beşeri sermayenin bir diğer unsuru olan sağlık göstergelerinin karşılaştırılması da
Kayseri’nin durumu hakkında bize yardımcı olacaktır. Tablo 7 incelendiğinde tüm göstergeler
açısından SEGE sıralamasında kendinden daha üst sıralarda yer alan pek çok ile göre Kayseri
daha iyi konumdadır.
Tablo 7: Sağlık Göstergeleri (2012)
Kaynak: TUİK
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
298
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
Tablo 8 ise SEGE sıralamasında ilk 17’ye giren illerin içerisinde olduğu bölgelerde hane
halkının sağlık için yaptığı harcamaların toplam harcamalara oranını göstermektedir.
Tablo 8: Toplam harcamalar İçerisinde Sağlık harcamalarının Payı
Kaynak: TUİK
Tablo 8’e göre Kayseri bölgesinin toplam harcamalar içerisinde sağlık harcamaları SEGE sıralamasında kendinden daha iyi olan illerin eğitim harcamalarından ortalama olarak
daha düşük düzeydedir. Ayrıca her bir bölge ile tek tek karşılaştırıldığında bile Kayseri bölgesi
hane halkının toplam harcamaları içerisinde sağlık için ayırdıkları pay çok daha düşüktür. Yine
burada da eğitim göstergelerinde olduğu gibi kamu ve özel kurum göstergeleri açısından Kayseri iyi bir noktada iken hane halkı açısından diğer bölgelerin gerisindedir.
2003
2003
-04
2003
-05
2004
-06
2005
-07
2006
-08
2007
-09
2008
-10
2009
-11
2010
-12
TR10 (İstanbul) 2.70 3.00 3.10 2.80 2.70 2.50 2.40 2.20 2.00 2.00
TR21
(Tekirdağ,
Edirne,
Kırklareli)
3.40 3.30 2.80 2.50 2.60 2.80 3.20 3.30 2.10 2.00
TR22 (Balıkesir,
Çanakkale) 2.70 2.00 1.80 1.70 1.60 1.80 2.00 2.10 2.10 2.10
TR31 (İzmir) 2.30 2.10 2.20 2.30 2.10 2.20 1.80 1.80 1.90 2.00
TR32
(Aydın,
Denizli,
Muğla)
1.40 1.60 1.50 1.40 1.80 2.10 2.20 2.20 2.00 2.10
TR41
(Bursa,
Eskişehir,
Bilecik)
2.30 2.50 2.00 1.80 1.80 1.60 1.70 1.90 2.10 2.00
TR42
(Kocaeli,
Sakarya,
Düzce, Bolu,
Yalova)
1.60 1.70 1.80 2.10 2.60 2.30 2.40 2.00 2.30 2.10
TR51 (Ankara) 1.70 1.90 1.80 1.80 1.70 1.80 1.40 1.70 1.70 1.60
TR61
(Antalya,
Isparta,
Burdur)
1.40 2.00 2.00 1.90 2.00 1.90 1.70 1.60 1.80 2.20
TR62 (Adana,
Mersin) 2.00 2.10 2.30 2.20 2.00 1.90 1.80 1.80 1.90 1.90
TR72
(Kayseri,
Sivas,
Yozgat)
1.60 1.40 1.30 1.40 1.60 1.50 1.60 1.50 1.60 1.50
Grup Ortalaması 2.10 2.15 2.05 1.99 2.05 2.04 2.02 2.01 1.95 1.95
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
299
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
Bölgeler arasındaki etkileşim için ise korelasyon analizi yol gösterici olacaktır.
Korelasyon analizi, iki değişken arasındaki birlikteliği ve bu birlikteliğin yönünü belirlemek
için kullanılan bir yöntemdir. Korelasyon analizi doğrusal ilişkiye sahip değişkenlerde yararlı olup doğrusal olmayan ilişkilere sahip olan değişkenler arasında anlamlı sonuçlar vermeyebilir
(Nakip 2006, 342).
Korelasyon analizinin birçok türü bulunmaktadır. Bunlardan Pearson korelasyon
katsayısı aşağıdaki gibidir (Nakip 2006, 342):
n
i
i
n
i
i
n
i
ii
yyxx
yyxx
r
1
2
1
2
1
Korelasyon katsayısı genelde “r” harfiyle gösterilir ve -1 ile +1 arasında değerler alır.
Korelasyon katsayısının mutlak değer içindeki değeri değişkenler arsındaki iliskinin düzeyini gösterir. Elde edilen rakamın pozitif veya negatif olması ise ilişkinin yönünü gösterir.
Korelasyon katsayısının pozitif olması bir değişkenin artması durumunda diğerinin de arttığını
veya azaldığı zaman azaldığını gösterir. Korelasyon katsayısı negatif ise, bir değişkenin
değerleri artarken (veya azalırken) diğer değişkenin değerlerinin azaldığını (veya arttığını) göstermektedir (Nakip 2006, 342). Hesaplanan korelasyon katsayıları tablo 9 ve 10’da
verilmiştir.
Tablo 9: Eğitim Harcamaları İlişkisi
TR10 TR21 TR22 TR31 TR32 TR41 TR42 TR51 TR61 TR62 TR72
O
R
T
TR10 1
TR21 -0.12 1
TR22 -0.64 0.41 1
TR31 -0.09 -0.13 0.42 1
TR32 -0.13 -0.31 -0.04 -0.47 1
TR41 -0.01 -0.84 -0.09 0.37 0.34 1
TR42 0.13 -0.26 0.14 0.07 0.46 0.39 1
TR51 -0.64 0.47 0.57 -0.33 0.52 -0.23 0.06 1
TR61 -0.82 0.24 0.49 -0.18 0.01 -0.21 -0.49 0.60 1
TR62 -0.09 0.10 -0.09 -0.71 0.74 -0.06 -0.08 0.65 0.30 1
TR72 -0.79 -0.24 0.54 0.09 0.38 0.39 0.24 0.56 0.61 0.13 1
ORT -0.52 0.23 0.57 -0.21 0.68 0.06 0.27 0.92 0.44 0.68 0.62 1
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
300
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
Tablo 9’dan görüleceği üzere Kayseri’nin içinde bulunduğu TR72 bölgesi diğer bölgeler
ile esasen zayıf bir korelasyon ilişkisi göstermektedir. En güçlü sayılabilecek ilişki İstanbul’un
olduğu TR10 bölgesidir ancak bu ilişkinin yönü negatiftir. Yani İstanbul’da toplam harcamalar
içerisinde eğitim harcamaları artarken Kayseri’de azalmıştır. Pozitif olarak en güçlü
sayılabilecek ilişki ise Antalya, Isparta ve Burdur’u içine alan TR61 bölgesidir. Dolayısıyla
rakip illerinin oluşturduğu bölgeler içerisinde TR72 bölgesinin toplam harcamalar içerisinde
eğitim harcamalarının payı diğerlerine göre TR61 ile daha yakın bir ilişki içerisindedir.
Ortalama harcamalar ile arasındaki korelasyona bakıldığında ise korelasyon katsayısı 0.62’dir.
Buna göre bölgelerin eğitim için ortalama harcamaları artarken TR72 bölgesinde de buna benzer
bir şekilde ancak zayıf bir korelasyonda arttığı söylenebilir.
Tablo 10: Sağlık Harcamaları İlişkisi
TR10 TR21 TR22 TR31 TR32 TR41 TR42 TR51 TR61 TR62 TR72 ORT
TR10 1
TR21 0.45 1
TR22 -0.25 0.35 1
TR31 0.66 0.01 -0.04 1
TR32 -0.77 -0.16 -0.07 -0.82 1
TR41 0.24 0.23 0.56 0.15 -0.47 1
TR42 -0.42 -0.46 -0.58 -0.39 0.57 -0.74 1
TR51 0.55 0.04 -0.20 0.61 -0.57 0.39 -0.45 1
TR61 0.07 -0.63 -0.66 0.08 0.05 -0.09 0.26 0.22 1
TR62 0.81 -0.05 -0.30 0.73 -0.86 0.28 -0.43 0.63 0.33 1
TR72 -0.59 -0.02 0.37 -0.39 0.44 -0.15 0.49 -0.61 -0.45 -0.76 1
ORT 0.75 0.76 0.16 0.39 -0.49 0.50 -0.52 0.44 -0.20 0.33 -0.20 1
Sağlık harcamaları arasındaki korelasyon ilişkisi ise tablo 10’da olduğu gibidir. Burada
da esasen çok güçlü sayılabilecek bir korelasyon ilişkisi yoktur. Ayrıca ilişkinin yönü bu
bölgelerin çoğu için negatiftir. Yani bu bölgelerde sağlık harcamalarının oranı artarken TR72
bölgesinde azalmıştır. Bölgelerin ortalaması açısından da durum aynıdır. Buna göre Toplam
harcamaları içerisinde sağlık harcamalarının oranı tüm bu bölgeler için ortalama olarak artarken
TR72 bölgesinde azaldığı söylenebilir.
Sonuç
Beşeri sermaye hem ülkelerin hem de bölgelerin gelişmesinde ve bunlar arasında gelir
farklılığının oluşmasında en önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla
sahip olunan beşeri sermaye veya beşeri sermayeyi oluşturan unsurların düzeyi ülkelerin ve-
veya bölgelerin sosyoekonomik konumunun belirlenmesinde temel parametre olmaktadır.
Nitekim dünya ülkeleri için Beşeri Kalkınma Endeksi veya Türkiye’nin illeri için
sosyoekonomik gelişmişlik endeksinde beşeri sermaye unsurları önemli değişkenlerdir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
301
Kayserinin Beşeri Sermaye Potansiyeli ve Beşeri Sermaye Harcamalarının Rakip
İllerle Etkileşimi
Türkiye için Beşeri Kalkınma Endeksi’ne bakıldığında bu sıralamadaki yeri (2012 yılı
için186 ülke içerisinde 90. Sıra) eğitim ve sağlık alanında daha kat etmesi gereken çok mesafe
olduğunu göstermektedir. OECD’nin yapmış olduğu eğitim sıralamasında da (PISA 2012)
Türkiye’nin 64 ülke içerisinde 42. sırada yer alması bu sonucu teyit etmektedir. Kayseri
açısından bakıldığında ise sıralamada esas alacağımız endeks İller için DPT tarafından çeşitli
dönemlerde yapılan Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi’dir (SEGE). Bu endekse göre Kayseri
17. Sıradadır. Bu sıralama için Kayseri’nin de eğitim ve sağlık konusunda kat etmesi gereken
çok mesafe olduğunu söyleyebiliriz.
Kayseri’nin sahip olduğu potansiyel Sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında ilk 10’a
girebilmesinin imkânsız olmadığını göstermektedir. Nitekim beşeri sermaye itibariyle mevcut
altyapı SEGE sıralamasında kendinden daha üst sırada yer alan pek çok ile göre daha iyi
konumdadır. Ancak bunun için hane halkının beşeri sermaye harcamalarının da kendinden üst
sıradaki illere göre daha iyi konumda olması gerekmektedir. Çünkü eğitim ve sağlık harcamaları
açısından bakıldığında Kayserinin içinde olduğu TR72 bölgesi ortalama olarak kendinden üst
sıradaki illerin oluşturduğu bölgelere göre daha yetersiz bir konumdadır. Yapılan korelasyon
analizine göre eğitim harcamaları çok az da olsa diğer bölgelerle genel itibariyle ve ortalama
harcamalar açısından pozitif bir ilişki gösterirken sağlık harcamaları negatif yönlü olmuştur.
Ancak her iki gösterge de diğer rakip bölgelere göre yetersiz bir durumdadır. Dolayısıyla beşeri
sermaye düzeyinin daha iyi bir seviyeye taşınması için mevcut altyapı ve kurumlar
geliştirilirken beşeri sermaye için hane halkı harcamalarının da artırılması gerekmektedir.
KAYNAKLAR
ATİK, H. (1999). “Üniversitelerin Yerel Ekonomiye Katkıları: Teori ve Erciyes
Üniversitesi Üzerine Bir Araştırma”. Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 15, 99-
111.
ATİK, H. (2006), Beşeri Sermaye, Dış Ticaret ve Ekonomik Büyüme, Ekin Yayınevi,
Bursa
BECKER, G. S., MURPHY, K. M., and TAMURA, R (1990), “Human Capital , Fertility
and Economic Growth” Journal of Political Economy, Vol. 98, Issue. 1, 12-97
CABALLÉ, J; M. S. Santos (1993): “On Endogenous Growth with Physical and Human
Capital”. Journal of Political Economy, 101/6: 1042-1067.
DENİON, E. W. (1962) “Education, Economic Growth and Gaps in Information”, The
Journal of Political Economy, Vol. LXX, Issue: 5, 124-128
FRANK, R. H., & Bernanke, B. S. (2007). Principles of Microeconomics (3rd ed.). New
York: McGraw-Hill/Irwin
GENNAİOLİ Nicola; Rafael La Porta; Florencio Lopez-de-Silanes and Andrei Shleifer
(2013), “Human Capital And Regional Development”, The Quarterly Journal of
Economics, 105–164. doi:10.1093/qje/qjs050
İNANÇ, H; Güner, Ü. ve Sarısoy, S. (2006) “Eğitimin Ekonomik Büyüme ve Kalkınma
Üzerindeki Etkileri, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, I(2): 59 – 70
KARAGÜL, Mehmet (2002), Beşeri Sermayenin İktisadi Gelişmedeki Rolü Ve Türkiye
Boyutu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayınları, No 37, Afyon
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 18, Aralık 2015, s. 286-302
302
Ekrem Erdem - Recep Ulucak – A. Gökhan Yücel
KİBRİTCİOĞLU, Aykut (1998), “İktisadi Büyümenin Belirleyicileri ve Yeni Büyüme
Modellerinde Beşeri Sermayenin Yeri, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,
Cilt:53, No:1-4. 207-230
KLENOW, Pete J., (1998) “Ideas Versus Rival Human Capital: Industry Evidence on
Growth Models,” Journal of Monetary Economics, Volume: 42, 3-23
KWON, Dae-Bong (2009), Human Capital And Its Measurement, The 3rd OECD World
Forum On Statistics, Knowledge And Policy, Korea
NAKİP, Mahir; (2006), Pazarlama Araştırmaları: Teknikler ve (SPSS Destekli)
Uygulamalar, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
OECD (2001), The Well-being of Nations The Role of Human and Social Capital
http://www.oecdbookshop.org/
ÖZTÜRK Salih; İshak Torun; Yıldız Özkök (2011), “Anadolu’da Kurulan Üniversitelerin
İllerin Sosyo-Ekonomik Yapılarına Katkıları”, Mustafa Kemal Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 8, Sayı 16, s. 145-158
SCHULTZ, T.W., (1961), “Investments in human capital”, American Economic Review
51(1), 1-17
ROMER, P. M. (1990), “Endogenous Technological Change”, Journal of Political
Economy, 98(5), 71–102.
ROSEN, H. S. (1999), Public Finance, New York: McGraw-Hill
SØRENSEN, P. B. (1991). Human Capital Investment, Government, and Endogenous
Growth, CES Working Papers (Münih), No. 6.
STOKEY, N. L. (1988): “Learning by Doing and the Introduction of New Goods”.
Journal of Political Economy, 96: 701-717.
STOKEY, N. L. (1991): “Human Capital, Product Quality, and Growth”. Quarterly
Journal of Economics, 106: 587-616.
STROOMBERGEN, A. vd. (2002), Review Of The Statistical Measurement Of Human
Capital, New Zealand, Infometrics Consulting Ltd.
THUROW, L. (1970), Investment In Human Capital, Wadworth Publishing Company,
California
YETKİNER, İ. H. (2006) “Sağlık İle Büyüme” Ege Akademik Bakış, 6(2): 83-91
YILDIZ, E., U. Sivri, M. Berber (2012), “Türkiye’de İllerin Sosyoekonomik Gelişmişlik
Sıralaması (2010)”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, Sayı: 39, ss. 147-167
YOUNG, A. A. (1991): “Learning by Doing and the Dynamic Effects of International
Trade”. Quarterly Journal of Economics, 106/2: 369-406.