el-fark beyne'l-firak 429/1037-38) 1.şarılı bir dört yıldan sonra glasgow'da önce...

2
FARK Salik fenadan ewelki furkanda lahütla nasütu görü r; fenadan son raki furkanda ise nu, özü itibariyle ikisinin bir k avr ar (E'l-Aia ei-Afifl. s. 82-83). Abdülkerim ei-Cfll'ye göre kur ' an ma- sadece bu makamda onun isim ve müla- haza edilmez. Furkan ise isim ve den daha üstün hale gelir. Mesela Allah ismi rahman isminden, rahman ismi rab isminden daha üstündür (e l·insanü'l·ka· m il, ll , 94 -96) ibnü'I-Arabi, gayri müslim- lerin ve münkirlerin en genel fark halinde söyler bk. CEM' ). "fark" md .; et· Ta ' rr{at, "fark ", "furkan" md.l e ri ; Teha ne vf. ll , 1130; S uad e l-Ha kim. ye, "farl!:" md .; Serrac. el· ma', s. 212, 283 · 284; Kelabazf, et·Ta'arrQ{, s. 11 9; S ülemf, Ta· ba/i:at, Kahir e 1 953, s. 157, 468; cvfrT, s. 375; e Risale, Kah ire 1 966, 1 , 207 ·21 O; He rev T, Taba· kat, s. 153, 191; a. mlf., flllenazil, s. 50; Attar. Te?kiretü'l·eu liya', Tahra n 346 h s. 455, 505 , 756, 889; s. 66, 70, 90; a. mlf .. ei-ta hat, 1 , 65, 1 4; ll , 1 33, 233, 516, 682; I V, 54, K ayyim ei-Cevziyye. fllle daric ü's·sa li kfn, Beyrut 1 983, lll , 444 ; ' I-HatTb, Raviatü ·t ·ta'rr{ Mu hammed ei-Ket ta n T) , B eyru t 1970 , ll , 493; Abdülke rTm ei-Cflf , el·insanü'l· kamil, istanbul ll , 94· 96; Ca mT. Leuami' ve irec Se Risale der Tasavvuf içi nde), Tahr an, ts., s. 6; Ebü'I-Aia kem içind e), Ka hire 1365/ 194 6, s. 82·83. SüLEYMAN ULUDAÖ L el -FARK BEYNE'l-FIRAK ( J)l l .J.:! j .)JI ) Ab lk ahir (ö. 4 29/ 1037-38) mezhepleri tarihi eseri. _j Tam el- Fark; beyne']- ve be- minhüm olan eser, mu kaddimesinde gö- re eren ile ve fa rkla- göstermek kaleme ümmetin üç kaya biri hariç cehenneme bildiren (Tirmizi, 18: i bn Mace, "Fiten" , 7; Ebü Da- vüd, "Sünnet", Dar iml, "Siyer ", 74) ve olan hadisi (bk. FIRKA) sahih kabul ederek eserin plan ve muh- buna göre 172 eserin birinci hadis ikinci iki bölüme olup bun - birincisinde "islam milleti" (islam ümmeti) sözünün ikin- ci bölümde ümmetin ihtilaf konu- lar ve sonunda ortaya ka üç olarak tesbit et- meyi amaçlayan bu bölümde birçok tek haline (mesela pek çok ko lda n meydana ge len l<eysan iyye i ki ka halinde bk. Za hi d l<ev- seri s. 1 9). Üçüncü ku'l-ehva" ki sekiz bölümde Havaric. Ka- deriyye- Mu'tezile, Mürcie. Neccariyye, Cehmiyye. Bekriyye. Kerra- miyye. ele ikinci iki halde bu hariç dokuz bilgi Dördüncü "islam·a mensup halde islam'a nis- bet edilen genel ve on yedi bölüm halinde Sebeiyye, Beyaniyye, Muglriyye, Harbiyye, Mansü- riyye, Cenahiyye, Hattabiyye, Gurabiyye, Hulüliyye. Ash abü'l- ibah a. As - habü't-tenasuh, Himariyye. Ye- zidiyye. Meymüniyye ve grup- bölüm ha- linde naciye" al- Ehl-i sünnet ve 'l-cemaat'e Abdülkahir el- bu eserini ya zmaktaki gayesi, iki fakat bu çok reddetmek ve eren ancak Ehl-i sün- net ve 'l-cemaat ispat etmek- tir. el- Far k; bu eserlerinde gibi ve tarihi. si- yasi, içtimaL kültürel vb . ve se- bepler üzerinde mey- dana geti r en arnilin bir veya hareketle önce o daha sonra da gö- tenkidine Sünni ol - mayan muhtelif ve ait na kledilirken ilkesi- ne riayet Fahreddin er -Ra- zi ve son devir da be- gibi akaid mezheplerinin kendi eserlerinden muhaliflerinin eser- lerinden nakiller çok defa bu mezheplerin hatta red- kendilerine nisbet edil- ve bu kana- atlerinin ile- ri (Fahredd in er -R azi, Mü· na?a ra t, s. 25; ibn Asa kir, mukad- di mesi, s. 20; mukaddi mes i, s. 3). Hatta müellif za- man zaman muhaliflerine dair ri sert bir dil kullanarak tah- kir edici sözler sarfetmekten çekinme- islam mezhepleri tarihi en kesin çizgileriyle kabul edilen ve kendinden sonraki eseriere usul ve ta snif büyük öl çüde tesir eden el- Fark bugüne kadar üçü tahkikli , biri tahkiksiz olmak üzere dört Bunlardan Mu- hammed Bedr (Ka hire 328 / 9 Ol Berlin Königlichen Bibliothek'te {nr 2800) bir nüsha, Zahid Kevseri rinde ise {Kah i re 13671 1 948) Mevlana Ce- laleddin-i Rümf'nin soyundan gelen Çe- lebizade'den ya zma nüsha esas Bu ikinci Berlin nüsha- bulunmayan ci ve daha sonraki bölümleri de eklene- rek eser Muhammed Muhyiddin Abdülhamfd 'in üçüncü {l<ah i re 1 964) . Muhammed Bedr ve Kev- seri Ancak bunlardaki hatalar tashih tir. el-Fark tahkiksiz da {mesela Beyrut 1 393/ 1 97 3) el-Fark Ethem Ruhi Mezh epl er ki Farkla r (e l·Fark la Türkçe'ye !istanbul Ankara 1 990) ve Muhammed Cevad dan Terceme -i el -Fark; Farsça 'ya { Tah ran 367 h ) tercü- me Eseri Abdürrezzak b. kullah b. EbO Bekir b. Halef er-Res' ani iö. 1 Ki tabi'I-Fark ihtisar et- bu Zahiriyye Kü- tüphanesi'nde yazma (nr. 62 / 37) Philip Hitti l l<a- hi re 1 924, 1 956) . Eserin taraftan Mür- cie'ye kadar olan 1. cilt olarak Ka- te Chambers Seely (New York 19 9), geri kalan da ll. ci lt olarak Abraham S. Halkin (Te l Av iv 1935) Moslem Schism es and Se cts la ingilizce 'ye Bunlardan il- ki bir hayli Muhammed Bedr'in ikinci tercüme ise da- ha

Upload: others

Post on 12-Sep-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: el-FARK BEYNE'l-FIRAK 429/1037-38) 1.şarılı bir dört yıldan sonra Glasgow'da önce Coliseum, arkasından da Empire tiyatrolarında orkestra şefliği yaptı ve ikincisinden 1947

FARK

Salik fenadan ewelki furkanda lahütla nasütu ayrı ayrı görür; fenadan sonraki furkanda ise farkın görünüşte olduğu­nu, özü itibariyle ikisinin bir olduğunu kavrar (Ebü 'l-Aia ei-Afifl. s. 82-83).

Abdülkerim ei-Cfll'ye göre kur'an ma­kamında sadece Allah ' ın zatı vardır ; bu makamda onun isim ve sıfatları müla­haza edilmez. Furkan makamında ise isim ve sıfatlar ayrışır. bazısı diğerlerin­

den daha üstün hale gelir. Mesela Allah ismi rahman isminden, rahman ismi rab isminden daha üstündür (e l·insanü'l ·ka· mil, ll , 94-96) ibnü 'I-Arabi, gayri müslim­lerin ve münkirlerin en genel anlamıyla fark halinde yaşadıklarını söyler (ay rı ca

bk. CEM' ).

BİBLİYOGRAFYA:

Kaşanf, lştılahatü's-şü{iyye, "fark" md.; et· Ta ' rr{at, "fark", "furkan" md.leri ; Tehanevf. Keş · şaf. ll, 1130; Suad el-Hakim. flllu'cemü's·şü{iy· ye, "farl!:" md.; Serrac. el·Lüma', s. 212, 283 · 284; Kelabazf, et·Ta'arrQ{, s. 11 9; Sülemf, Ta· ba/i:at, Kahire 1953, s. 157, ı 66, 468; HücvfrT, Keş{ü'l· mahcüb ( Ul udağ), s. 375; KuşeyrT. er· Risale, Kah i re 1966, 1, 207 ·21 O; HerevT, Taba· kat, s. 153, 191 ; a.mlf., flllenazil, s. 50; Attar. Te?kiretü ' l ·euliya', Tahran ı 346 h ş., s. 455, 505, 756, 889; İbn ü'I-Ara bf, Fusaş, s. 66, 70, 90; a.mlf .. ei -Fü tahat, 1, 65, 1 ı 4; ll, 133, 233, 516, 682; IV, 54, ı05 ; İbn Kayyim ei-Cevziyye. fllledaricü 's·salikfn, Beyrut 1983, lll , 444 ; İb­nü'I-HatTb, Raviatü ·t·ta'rr{ lıış r . Mu hammed ei-KettanT), Beyrut 1970, ll, 493; AbdülkerTm ei-Cflf, el· insanü 'l ·kamil, istanbul ı 300, ll , 94· 96; CamT. Leuami' ve leua' ifı lnşr . i rec Efşar. Se Risale der Tasavvuf içi nde), Tahran, ts., s. 6; Ebü'I-Aia ~1 -Afiff. Ta' lf/i:atü' I· Fuşüsi' l ·h i· kem Iİbnü 'I -ArabT, FusDş içinde), Kahire 1365/ 1946, s. 82·83.

~ SüLEYMAN ULUDAÖ

L

el-FARK BEYNE'l-FIRAK ( J)ll .J.:! j .)JI )

Abdülkahir el -Bağdadi'nin (ö. 429/ 1037-38) İslam mezhepleri

tarihi hakkındaki eseri. _j

Tam adı el-Fark; beyne']- !ırak ve be­ydnü 'l-fırk;ati 'n-ndciye minhüm olan eser, mukaddimesinde belirtildiğine gö­re kurtuluşa eren fırka ile diğerlerini

açıklamak ve aralarındaki görüş farkla­rını göstermek maksadıyla kaleme alın­mıştır . Bağdadi, ümmetin yetmiş üç fır­kaya bölüneceğini , biri hariç diğerlerinin cehenneme gireceğini bildiren (Tirmizi, "İman", 18: i b n Mace, "Fiten" , ı 7; Ebü Da­vüd, "Sünnet" , ı ; Dariml, "Siyer", 74) ve sıhhati tartışmalı olan hadisi (bk. FIRKA) sahih kabul ederek eserin plan ve muh­tevasını buna göre düzenlemiştir.

172

Beş kısma ayrılan eserin birinci kıs­

mında yukarıdaki hadis açıklanmıştır.

ikinci kısım iki bölüme ayrılmış olup bun­ların birincisinde "islam milleti " (islam ümmeti) sözünün anlamı verilmiş, ikin­ci bölümde ümmetin ihtilaf ettiği konu­lar ve bunların sonunda ortaya çıkan

başlıca fırkalar kısaca tanıtılmıştır. Fır­

ka sayısını yetmiş üç olarak tesbit et­meyi amaçlayan Bağdadi bu bölümde birçok fırkanın kollarını birleştirerek tek fırka haline sakmuştur (mesela pek çok koldan meydana gelen l<eysaniyye iki fır­

ka halinde özet l enmiştir; bk. Zahi d l<ev­seri neşri, s. 19). Üçüncü kısımda " Fıra­ku ' l-ehva" (sap ı k fırkaıar) başlığı altında­

ki sekiz bölümde Revafız . Havaric. Ka­deriyye- Mu'tezile, Mürcie. Neccariyye, Cehmiyye. Bekriyye. Dırariyye , Kerra­miyye. Müşebbihe fırkaları ele alınmış­tı r. ikinci kısımda fırkaların sayısının yetmiş iki olduğu söylendiği halde bu kısımda birleşti rilmiş fırkalar hariç baş­lıca yetmiş dokuz fırka hakkında bilgi verilmişti r. Dördüncü kısımda , "islam·a mensup olmadıkları halde islam'a nis­bet edilen fırkalar" genel başlığı altında ve on yedi kısa bölüm halinde Sebeiyye, Beyaniyye, Muglriyye, Harbiyye, Mansü­riyye, Cenahiyye, Hattabiyye, Gurabiyye, Şuray'iyye . Hulüliyye. Ashabü'l- ibaha. As­habü't-tenasuh, Habıtiyye , Himariyye. Ye­zidiyye. Meymüniyye ve Batıniyye grup­ları anlatılır. Beşinci kısım beş bölüm ha­linde "ei-Fırkatü'n- naciye" başlığı al­tında Ehl-i sünnet ve' l - cemaat 'e ayrıl­mıştır.

Abdülkahir el- Bağdildi'nin bu eserini yazmaktaki gayesi, sayılarının yetmiş

iki olduğunu söylediği. fakat aslında bu sayıyı çok aşan fırkaları reddetmek ve kurtuluşa eren fırkanın ancak Ehl-i sün­net ve'l-cemaat olduğunu ispat etmek­tir. el-Fark; beyne'l-fırak 'ta. bu alanın diğer eserlerinde görüldüğü gibi fırka­ların doğuşu ve gelişmesinde tarihi. si­yasi, içtimaL kültürel vb. şartlar ve se­bepler üzerinde durulmamış, fırkayı mey­dana getiren arnilin bir kişi veya çeşitli

kişiler olduğu esasından hareketle önce o kişinin tanıtımına . daha sonra da gö­rüşlerinin tenkidine geçilmiştir . Sünni ol­mayan muhtelif şa hıs ve fırkalara ait görüşler nakledili rken tarafsızlık ilkesi­ne riayet edilmemiş, Fahreddin er -Ra­zi ve son devir ara ştı rmacılarının da be­lirttiği gibi akaid mezheplerinin kendi eserlerinden değil muhaliflerinin eser­lerinden nakiller yapılmış, çok defa bu mezheplerin benimsemediği. hatta red-

dettiği görüşler kendilerine nisbet edil­miş ve bu görüşlerin onların bazı kana­atlerinin kaçınılmaz sonuçları olduğu ile­ri sürülmüştür (Fahreddin er-Razi, Mü· na?arat, s. 25; ibn Asa kir, n aş i rin mukad­dimesi, s. 20; BağdadT , el·Far~, naşi ri n

mukaddimesi, s. 3). Hatta müellif za­man zaman muhaliflerine dair görüşle­ri anlatırken sert bir dil kullanarak tah­kir edici sözler sarfetmekten çekinme­miştir.

islam mezhepleri tarihi geleneğini en kesin çizgileriyle belirlediği kabul edilen ve kendinden sonraki eseriere usul ve tasnif açısından büyük ölçüde tesir eden el-Fark beyne'l-iırak;'ın bugüne kadar üçü tahkikli , biri tahkiksiz olmak üzere dört baskısı yapılmıştır. Bunlardan Mu­hammed Bedr neşrinde (Kah i re ı 328/ ı 9 ı Ol Berlin Königlichen Bibliothek'te {nr 2800) kayıtlı bir nüsha, Zahid Kevseri neş­rinde ise {Kah ire 13671 1948) Mevlana Ce­laleddin-i Rümf'nin soyundan gelen Çe­lebizade'den alınmış yazma nüsha esas alınmıştır. Bu ikinci neşre. Berlin nüsha­sında bulunmayan beşinci kısmın beşin­ci ve daha sonraki bölümleri de eklene­rek eser tamamlanmıştır. Muhammed Muhyiddin Abdülhamfd 'in gerçekleştir­

diği üçüncü neşir {l<ah ire 1964). anlaşıl­dığı kadarıyla Muhammed Bedr ve Kev­seri neşirlerine dayanmaktadır. Ancak bunlardaki bazı hatalar tashih edilmiş­tir. el-Fark beyne'l - tırak'ın tahkiksiz baskıları da yapılmıştır {mesela Beyrut 1393/ 1973)

el-Fark beyne'l-fırak;, Ethem Ruhi Fığlah tarafından Mezh epler Arasında­ki Farklar (e l ·Fark Beyne'/ - Fırak) adıy­

la Türkçe'ye !istanbu l ı 979: Ankara 1990) ve Muhammed Cevad Meşkür tarafın ­

dan Terceme-i el -Fark; beyne 'l-iırak

adıyla Farsça'ya {Tah ran ı 367 h ş ) tercü­me edilmiştir. Eseri Abdürrezzak b. Rız­kullah b. EbO Bekir b. Halef er-Res'ani iö. 66ı 1 ı 263) M ul]taşaru Ki tabi'I-Fark beyne'l - iırak başlığı a ltında ihtisar et­miş, bu muhtasarın Şam Zahiriyye Kü­tüphanesi'nde kayıtlı yazma nüshasını

(nr. 62 / 37) Philip Hitti yayımiarnıştır l l<a­hi re 1924, 1956) . Eserin baş taraftan Mür­cie'ye kadar olan kısmı 1. cilt olarak Ka­te Chambers Seely tarafından (New York 19 ı 9), geri kalan kısmı da ll. ci lt olarak Abraham S. Halkin tarafından (Te l Aviv 1935) M oslem Schism es and Sects adıy­la ingilizce'ye çevrilmiştir. Bunlardan il­ki bir hayli hatalı , Muhammed Bedr'in neşrinden yapılan ikinci tercüme ise da­ha başarılıdır.

Page 2: el-FARK BEYNE'l-FIRAK 429/1037-38) 1.şarılı bir dört yıldan sonra Glasgow'da önce Coliseum, arkasından da Empire tiyatrolarında orkestra şefliği yaptı ve ikincisinden 1947

BİBLİYOGRAFYA:

Darimi. "Siyer", 74; İbn Mace. "Fiten", 17; Ebü Davüd. "Sünnet", 1; Tirmizi, "İman", 18; Bağdacti, el-Far~!: (Kevseri). naşirin mukaddime· si, s. 3, ayrıca bk. s. 19; a.mlf .. Mezhepler Ara­sındaki Farklar (Ethem Ruhi Fığlalı), İstanbul 1979, mütercimin önsözü, s. XXV, XXVII; Mak­disi. Af:ısenü't· tel!:asim, Leiden 1906, s. 39; İbn Hazm. el-Faşl, lll, 248; İbn Asakir, Tebyinü ke?ibi'l-mü{terf(nşr. M. Zahid Kevserf), Beyrut 1399/1979, naşirin mukaddimesi, s. 20; Fah­reddin er-Razi, Me{titif:ıu'l-gayb, Tahran, ts., XXII, 219; a.mlf., Müntizartit, Haydarabad 1355, s. 25; Brockelmann, GAL, ı, 482; Hediyyetü'l· 'ari{in, ll, 606; Zirikli, el-A'lam, IV, 173; Abdur­rahman Bedevi, Me?tihibü'l-İsltimiyyin, Bey· rut 1979, 1, 635; Beli, el-Fıraku ' l-İsltimiyye, s. 107 ; Ma'a'l-Mektebe, s. 314-316; Fuat Sez­gin, Beitrage lur Erschliessung der Arabischen Handschri(ten in Istanbul und Anatolien, Frankfurt 1986, s. 42-43; Henri Laoust, "La Classification des seetes dans le Farq d'alc Baghdadi", RE/, XXIX (1961), s. 19-59.

L

L

L

~ ETHEM RuHi FıÖLALI

FARMASONLUK

(bk. MASONLUK).

FARMEDt

(bk. EBÜ ALİ el-FARMEDI).

FARMER, Henry George

(1882 -1965)

Şark musikisi üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan

İngiliz müzikologu ve orkestra şefi.

_j

_j

_j

17 Ocak 1882'de İrlanda'nın Birr şeh­rinde doğdu. Sekiz yaşında burada baş­ladığı piyano, keman ve armoni eğitimi­ni Londra'da tamamladı ve henüz on dört yaşında iken Kraliyet Topçu Bandosu'na kabul edildi. Bu toplulukta önceleri ke­man çaldı, daha sonra da birinci kornist

Henry George Farmer

olarak çalıştı. 191 O yılında yine Londra'­da Broadway Tiyatrosu'nun orkestra şef­liğine getirildi. Britanya ve iskoçya'daki turnelerle devam eden bu görevdeki ba­şarılı bir dört yıldan sonra Glasgow'da önce Coliseum, arkasından da Empire tiyatrolarında orkestra şefliği yaptı ve ikincisinden 1947' de emekli oldu.

Glasgow'a yerleştiği yıl bir yayıncı Far­mer'dan, Francesco Salvad6r Daniel'in La Musique arabe adlı eserini ingiliz­ce'ye çevirmesini istedi. O yıllarda bu ko­nuda Batı dillerinde yapılmış yeterli ya­yın mevcut olmadığı gibi XIX. yüzyıl Av­rupa'sında Arap mOsikisinin tona! siste­mi üzerine ileri sürülen görüşler de çe­lişkili idi. Bu sebeple Farmer ana kay­naklara inme lüzumunu hissederek Glas­gow Üniversitesi'ne kaydoldu ve bura­da Thomas Hunter Weir'den Arapça oku­du. Hayatının bundan sonraki kısmında hiç ara vermeden. müzikologlarca he­nüz yeteri kadar araştırılmamış olan Ya­kındoğu mOsikisinin teorisi, tarihi ve çalgıları üzerinde çalıştı; bu alanda yük­sek lisans (1924 J ve doktora (1926) de­receleri aldı. Bu arada İbranice. Sürya­nice, Farsça ve Türkçe öğrendi. Bu ko­nuda William Barran Stevenson, James Robson, Cecil Mullo Weir gibi iskoç şar­kiyatçılarından da büyük bir ilmi destek gördü; ayrıca 1930-1933 arasında Car­negie, 1933-1935 yılları arasında Lever­hulme araştırma burslarını aldı. 1921 ·­de üye olduğu Büyük Britanya ve İrlanda Kraliyet Asya Cemiyeti ile Glasgow Üni­versitesi Şarkiyat Cemiyeti'nin dergileri­ne makaleler yazdı. Bunlardan ikincisi­nin idare heyetinde kırk yıl kadar görev yaptı ve 1947'de kurumun ikinci baş­kanlığına getirildi.

Farmer, 1932'de Kahire'de toplanan Arap MOsikisi Konferansı'nda ingilte­re'yi temsil etti. Bu konferansta seçildi­ği MOsiki Tarihi ve Yazmalar Komisyo­nu'ndaki başkanlığını başarı ile yürüttü. 1946'da Kahire'deki Kral ı. Fuad Üniver­sitesi (Kahire Üniversitesi) mOsiki kürsü­süne profesör olarak tayin ediidiyse de kısa bir süre sonra sağlık sebebiyle bu görevinden ayrılmak zorunda kaldı. 1951 yılından itibaren ölümüne kadar Glasgow Üniversitesi Kütüphanesi MOsiki Kolek­siyonları Bölümü'nde çalıştı. Bu kütüp­haneye şahsi gayretleriyle, önemli iskoç bestekarlarının orijinal nota müsvedde­lerinin ve el yazmalarının yer aldığı bir koleksiyonu kazandırdığı gibi kendine ait 1600'den fazla matbu ve el yazması

FARMER, Henry George

kitabı da hediye etti. Şark çalgılarından oluşan koleksiyonunu Glasgow Sanat Gc:ı ­lerisi ve Müzesi'ne. yine şahsına ait bir­çok orijinal el yazması bestenin notala­rını da iskoçya'nın en büyük genel kü­tüphanesi olan Mitchell Kütüphanesi'ne bağışladı. Son olarak 1953'te Milletlera­rası MOsiki Kütüphaneleri Birliği'nin Bir­leşik Krallık şubesine üye seçilen Farmer 30 Aralık 1965 tarihinde iskoçya'nın Law şehrinde öldü.

1928-1939 yılları arasında BBC iskoç Müziği Danışma Kurulu'nda iskoçya Kra­liyet Akademisi Yönetim Kurulu üyesi sıfatı ile görev yapan Farmer, Glasgow'­daki orkestra şefliğinden emekli oldu­ğunda kendisine şehrin ileri gelenleri ta­rafından milletlerarası müzikolojideki ünü ve sanat dünyasındaki seçkin mev­kiiyle iskoç müziğine ve edebiyatma yap­tığı katkılardan dolayı bir teşekkürname takdim edilmiş, 1949'da da Edinburg Üniversitesi mOsikide şeref doktorluğu payesi vermiştir.

Eserleri. İskoç, ingiliz ve özellikle Şark mOsikileri üzerindeki incelemeleri ve bu alanlarda yazdığı kitaplarıyla tanınan Far­mer'ın ilk yayını, askeri mOsikiye karşı duyduğu ilginin bir ürünü olan ve Londra Kraliyet Topçu Bandosu'na ait hatırala­rını konu alan Memoirs of the Royal Artillery B and ( 1904) adlı eseridir. Bu­nu, askeri mOsikinin doğuşu ve geliş­

mesinin incelendiği The Rise and De­velopment of Military Music (London

1912) takip etti. Her iki eserle de o za­mana kadar müzikolojide yeterince in­celenmemiş bir konu olan askeri mOsi­kiye önemli katkılarda bulunmuştur. Ha­yatının daha sonraki dönemlerinde aynı konuyu değişik yönlerden tekrar ele al­mış ve bazı makalelerden başka Han­del'in orkestra davullarını da içeren Han­del's Kettledrums and Other Papers on Military Music ile (London 1950) as­keri mOsikinin çeşitli açılardan incelen­diği ünlü Military Music (London 1950)

ve yine Kraliyet Topçu Bandosu hakkında önemli bir çalışma olan History of the Royal Artillery Band (1954) adlı eser­lerini yazmıştır. Askeri mOsikiye tekrar dönmeden önce iskoç müzik tarihiyle ilgi­lenmiş ve Music in 18 th Century Scot­land (ı 946) ve A History of Music in Scotland (London 194 7) adlı çalışmala­

rını yayımlamıştır.

Farmer'ın müzikoloji sahasındaki in­celeme ve araştırmalarının büyük bölü­münü Şark mOsikisi üzerine yaptığı ça-

173