elektromekanİk dİsk fren sİstemİ(emf) mekatronik sistem...
TRANSCRIPT
1
ELEKTROMEKANİK DİSK FREN SİSTEMİ(EMF)
Mekatronik Sistem Tasarımı MKM512
Case Study Raporu
Hazırlayanlar
Burcu Aytekin
Mümin Aktaş
Mustafa Engin Emekli
2
ELEKTROMEKANİK DİSK FREN
İÇERİK
1. Giriş
2. Problem Tanımı
3. Brake-by-wire ve 42 Volt güç kaynağı
4. Elektromekanik disk fren (EMF) sisteminin tanıtımı
5. Elektromekanik disk fren sistemi avantaj ve dezavantajları
6. Mekatronik bir sistem olarak EMF
7. EMF’ye ait elektronik altyapı
7.1 Elektromekanik fren eyleyicisi
7.2 Elektronik kontrol birimi
7.2.1 Algılayıcı İşleme Birimi
7.2.2 Merkezi İşlem Birimi
7.2.3 Güç Elektroniği Birimi
8. Kontrol ve haberleşme protokolleri
9. EMF’ye ait mekanik altyapı
10. Tasarım örnekleri
11. EMF’nin geleceği
12. Kaynaklar
3
1. GİRİŞ
Mekanik sistemlerin yerini elektronik sensör ve hareketlendiricilerin aldığı sistemlerin genel adı,
x by wire olarak ifade edilmektedir.
Elbette ki otomotiv alanındaki ilerleyen teknoloji düşünüldüğünde X-by-Wire yeni bir gelişme
değildir; ancak var olan gelişmeleri kapsayan ve gelecekteki ilerlemelerin yönünü işaret eden
genel bir terimdir.
Bu sistemlerin hemen hemen hepsi 42 Voltluk güç kaynağına ihtiyaç duymaktadır.
42 Voltluk güç kaynağına geçilmesi yolundaki çalışmalar, “Brake by wire” elektronik fren
sistemleri teknolojisine ivme kazandırmıştır.
Brake by wire teknolojisi üç şekilde uygulanmaktadır;
_ Elektrohidrolik Frenleme (EHB)
_ Elektropnömatik Frenleme (EPB)
_ Elektromekanik Frenleme (EMB)
2. PROBLEM TANIMI
Günümüz araç teknolojileriyle (örneğin; ABS, EPS) uyum içerisinde çalışacak modern bir fren
sistemine olan gereksinim giderek artmaktadır. Bu gereksinimin karşılanabilmesi, sürekli olarak
iyileştirilen hidrolik pompalar ya da magnetik valfler içeren geleneksel frenleme sistemleri ile
mümkün olabilmektedir; ancak mevcut fren sistemlerine getirilen çözümlerin hepsi ortamdaki
akışkanın varlığı gereği yinede titreşim, rezonans ve sönüm problemleri taşımaktadır. Aynı zamanda
magnetik valflerin yüksek derecedeki nonlinear karakteristikleri, yüksek yeterlilikte bir kontrolü
zorunlu kılmaktadır.
Elektriksel olarak gerçekleştirilen frenlemeye dair yapılan bütün girişimler, oldukça fazla eyleyici
(actuator) kuvveti ve dolayısıyla yüksek enerji gereksinimiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Enerji
4
kaynağı ki genellikle elektrik motorları olmaktadırlar, yüksek tork ve güç değerleri sağlamalıdır ve bu
durum motorun ağır, geniş ve masraflı olmasına sebebiyet vermektedir. Bütün bu sebeblerden ötürü,
başarılı ve kazançlı bütünüyle elektriksel / akışkana bağımlı olmayan bir “brake-by-wire” sistemi
geliştirilmesi, üzerinde hala çalışılan bir problemdir.
3. “Brake By Wire” ve 42 Volt Güç Kaynağı
Denilebilirki “Brake-by-wire”, 42 Volt’luk güç kaynağının uygulanabilir olmasının beraberinde
getirdiği bir teknolojidir. Dolayısıyla bu bölümde, 42 Volt’luk güç kaynağına geçiş sürecinden de
bahsetmeyi uygun bulduk.
Geride bıraktığımız 50 yıl boyunca, araçların elektriksel sistemlerinin ihtiyacının karşılanması için 12-
volt’luk batarya ve 14-volt alternatör içeren bir sistem yeterli olmuştur. Son 20 Yılda elektrik kullanımı
artan performans, güvenlik ve konfor talepleri sebebi ile ikiye katlanmış; otomotiv endüstrisi 14
voltluk güç kaynağının üst limitlerine dayanmıştır. Otomotiv endüstrisi şimdi, artan talepleri
karşılamak ve elektrikten daha da fazla faydalanmak için 36-volt’luk batarya ve 42-volt alternatörden
oluşan yeni bir sisteme açılım yapmaktadır.
Araçlardaki güvenlik ve konfor talebinin artması, elektrik ihtiyacına doğrudan yansımıştır. Yüksek
voltajlı sistemlerin bir diğer avantajı, her bir elektrik devresi için gereken ve sayısı giderek artan
elektrik kablolarının kesitlerinin %67 oranında azalmasıdır. 1 kW’lık elektrik enerjisi için 1.5 litre / 100
km yakıt tüketimi olmakta iken 42 Volt’luk sistemde yakıt tüketiminde 0.5 litre / 100 km olacak
şeklinde azalma görülmektedir.
14 volt’luk sistem 1950’lerin ortalarından beri kullanılmaktadır. Bundan önce ise 6 volt’luk bir sistem
kullanılmaktaydı. Daha yüksek sıkıştırma oranlı motorlar için daha güçlü hareketlendiricilere ihtiyaç
5
duyulmuştur. 42 volt’luk bir sisteme geçiş 6 volt’tan 14 volt’luk bir sisteme olan geçişten daha
karmaşık olmaktadır. Elektriksel bileşen üreticilerinin, pazarın yeni standardına adapte olması
süresince birçok aracın 14 ve 42 volt’luk sistemlerin bir kombinasyonunu kullanacak olmaları bazı
aksaklıklara sebep olacaktır.
Adaptasyon sürecinin tamamlanma zamanına karar vermek oldukça güçtür .Şu an 42 volt’luk sistemi
uygulayan tek kuruluş, Toyota’dır (2002). Renault ise 2004 yılında bir çift-voltajlı araç (14 ve 42volt
sistemlerin her ikisinin de kullanıldığı araç) üretimine geçmiştir ve 2007 yılından önce bağımsız bir 42
volt’luk sistemi hedeflemektedir.
4. Elektromekanik disk fren (EMF) sisteminin tanıtımı
Elektromekanik fren sistemi,
- Fren pedalına yerleştirilen sensörler,
- Bir kontrol ünitesi
- Her bir tekerde bulunan elektromekanik eyleyicilerden(actuator) oluşmaktadır.
• Bu sistem, kontrolün oldukça yüksek verimle gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.
• Geleneksel fren sistemlerinde kullanılan akışkanların ve mekanik bağlantıların yer almadığı
bir sistem oluşu, bakım gereksinimini de azaltacaktır.
5. Elektromekanik disk fren sistemi avantaj ve dezavantajları
Avantajları :
En önemli avantajlarından biri, araç donanımındaki azalmadır.
_ ABS (Anti-lock Brake System),
_ Çekiş Kontrol Sistemi (TCS) ve
_ Elektronik Stabilite Programı (ESP) gibi
elektronik temelli- yardımcı kontrol sistemleri, tamamiyle elektronik bir fren sistemiyle daha
kolay bütünleşecek ve daha etkin olacaktır.
Daha kısa durma mesafesi ve optimize edilmiş kararlılık
6
ABS modundayken pedal titremesinin görülmemesi
Sessiz çalışma
Daha az bileşenin olması neticesinde alan tasarrufu
Montajın kolaylıkla yapılabilmesi
Gerekli bütün fren ve kararlılık fonksiyonları analizinin yapılabilir olması
Elektronik park freni gibi ilave fonksiyonlarla kolaylıkla uyum sağlayabilmesi
Dezavantajları :
Fren kuvvetlerinin değişkenliği:
Fren kuvvetinin zor çevre şartlarına (örneğin tekerlek/yol koşulları) bağlı olarak değişkenlik
göstermesi.
Sistemin güvenilirliği:
Sistem bileşenlerinin bütünüyle elektromekanik olması, elektronik sistemdeki bir hatanın ölümcül
sonuçlar doğurmasına sebep olabilir. Dolayısla bu durum yasal zorunluluklarla yüzleşilmesini
gerektirecektir.
Yasal zorunluluklar:
Bir ticari araca bütünüyle elektromekanik bir fren sisteminin uygulanması, dolayısıyla sistemin
elektonik altyapısında meydana gelecek bir hatanın önüne geçilememesi halinde yasal
zorunluluklar gündeme gelecektir. Denilebilirki bu sebebten ötürü, akışkandan bağımsız bir
frenlemeye pek sıcak bakılmamaktadır.
Ağır yük taşıyan ticari araçlar :
Standartların gerektirdiklerini uygulamanın yanı sıra, ağır yük taşıyan ticari araçlar için
elektromekanik sistem üzerine temellendirilen bir fren sisteminin tasarlanması, aşılması gereken
maddi güçlükleri de getirecektir.
Ticari araçların taşıdıkları yükün fazlalığı, aracı durdurmak ve park konumunda tutmak için daha
fazla frenleme kuvveti gerektirecektir; dolayısıyla elektrik motorunun daha fazla akım çekmesi
gerekliliği, aracın diğer fonksiyonlarını etkilemeksizin daha fazla akım sağlayan yeni bir güç
dağıtım sisteminin kurulmasını zorunlu kılacaktır.
7
6. Mekatronik bir sistem olarak EMF
8
Algılayıcılar
Elektromekanik Fren Eyleyicisi (Actuator)
Elektronik Kontrol Birimi
Dişli mekanizması
Kaliper
Fren Diski
7. EMF’ye ait elektronik altyapı
7.1 Elektromekanik Fren Eyleyicisi
Elektromekanik olarak çalışan bütün sistemler, elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren bir
elektrik motoru gerektirmektedir. Elektromekanik eyleyicisinin seçiminde boyutu, ağırlığı ve
güvenirliliği oldukça önem taşımaktadır. Sabit mıknatıslı elektrik motorları güçleri ve yüksek
9
verimleri sayesinde iyi bir seçim olmaktadır. Sabit mıknatıslı motorlar indüklenen emk ya göre
sınıflandırılırlar. Sinüsodiyal emk tipi, senkron motor; trapezodiyal (yamuksal) emk tipi, fırçasız dc
motor olarak adlandırılır.
Bu tip uygulamalarda genellikle bir takım avantajları nedeniyle fırçasız dc motor kullanılır. Fırçasız
dc motor statorunda elektronik komütasyonla dönen ve rotorunda sabit mıknatıslar tarafından
oluşturulan manyetik alana sahiptir. Dönen ve gerekli torku üreten bir manyetik alan oluşturabilmek
için rotorun pozisyonunun bilinmesi gerekmektedir. Fırçasız dc motorun ana avantajlarından biri
normal dc motorlarda olan fırçaların olmamasıdır. Fırçalar dc motorda çeşitli nedenlerden dolayı
bozulabilir ya da arızalar çıkatabilir. Güvenliğin ön planda olduğu bu tarz uygulamalarda
kullanılması uygun olmaz. Ayrıca fırçasız dc motor kullanılarak fırçaların oluşturmuş olduğu
istenmeyen titreşim ve gürültü oluşturulmamış olur. Fırçasız dc motorun dezavantajı ise karmaşık
sürücü devrelerine ihtiyaç duymasıdır.
7.2 Elektronik Kontrol Birimi
Elektronik kontrol birimi fren sisteminde ve araçta bulunan algılayıcılardan gelen bilgileri işleyerek
fren eyleyicisinin istenilen tork değerine ulaşması için gerekli olan voltaj vektörlerini güç katına
göndermektedir.
Elektronik kontrol birimi çeşitli alt kısımlardan oluşmaktadır. Bunlar:
• Algılayıcı İşleme Birimi
• Merkezi İşlem Birimi
• Güç Eektroniği Birimi
• Haberleşme Birimi
Bu birimlerin çalışmasını gösteren fonksiyonel blok diyagramı Şekil -3 de görülmektedir.
10
Şekil-3 Elektronik Kontrol Biriminin Fonksiyel Blok Diyagramı
7.2.1 Algılayıcı İşleme Birimi
Fren kuvveti, fren pedalından gelen işaret, tekerlek hızı ve fren eyleyicisinin konumu gibi işaretler
algılayıcı işleme birimine gelir.Bu işaretler uyarlayıcı (conditioning) devrelerden ve çeşitli filtrelerden
geçirilerek mikrokontrolörün analog digital girişlerine verilir.
Bu uyarlayıcı ve filter devreleri tasarlanırken araçlardaki elektromanyetik gürültü göz önüne
alınmalıdır.Ayrıca bu devreler elektriksel boşalma, sıcaklık, çeşitli şoklar ve araçtaki titreşimlere karşı
koruma önlemleri de alınmalıdır.
7.2.2 Merkezi İşlem Birimi
Merkezi işlem birimi algılayıcı işleme biriminden gelen işaretleri değerlendirerek gerekli frenleme
algoritmalarını koşturmaktadır. İşletilen frenleme algoritmasına göre motor sürücü devresine
işaretler göndermektedir. Ayrıca sistemi çeşitli arızalara karşı denetlemektedir.
7.2.3 Güç Elektroniği Birimi
Güç elektroniği kısmında, motor fazlarına istenen voltaj değerlerinin sağlanması için DC-AC
dönüştürücüler (inverter) kullanılmaktadır.Genellikle 3 faz tam dalga köprü devreleri
kullanılmaktadır. Şekil-4 de güç elektroniği birimi gösterilmektedir.
Şekil - 4 Güç Elektroniği Birimi
11
Şekilde görüldüğü üzere merkezi işlem birimi tarafından gönderilen pwm sinyalleri MOSFET sürücü
tarafından kuvvetlendirilmektedir.Gerilim ve akım sensörleri merkezi işlem birimine motorun mevcut
gerilim ve akımını geri beslemektedir. DC bağlantı kapasitörleri, DC gerilimi filtrelemektedir. Ayrıca
DC gerilim kaynağından gelen gerilimi açmak ve kapamak için röle kullanılmıştır.
8. Kontrol ve haberleşme Protokolleri
Bu tür uygulamlarda güvenlik ön planda olduğu için haberleşme sisteminde kabul edilebilir hata
oranlarına sahip yüksek güvenilirlikli ağ protokolleri ile haberleşme sağlanmalıdır. Bu durumda
TTCAN ve Flexray gibi protokoller öne çıkmaktadır.
Flexray yüksek hızlı,kararlı ve düşük hata oranlı bir haberleşme sistemidir.1998 yılında BMW ve
Daimler Chrysler tarafından geliştirilmeye başlanan sistem bugün bir çok büyük firmanın
oluşturduğu konsorsiyumla geliştrilmeye devam etmektedir.
TTCAN, geleneksel CAN haberleşme sisteminin daha güvenlikli hale getirilmiş türüdür. Geleneksel
CAN haberleşme sistemi olay tabanlıdır. Bu durum çoğu uygulamada yeterli olmaktadır ama sabit
zaman aralığında iletimin garanti altına alınması istenen sistemler için zaman tetiklemeli CAN (Time
Trigged CAN) geliştirilmiştir.
Algılayıcılar
Elektromekanik fren sisteminde sistemin bileşenlerinin durumu hakkında ve ortam hakkında bilgi
veren birçok algılayıcı kullanılmıştır.
Bu algılayıcıların başında sisteme fren isteğini belirten fren pedalıdır. Sistem fren isteğinin olup
olmadığını, eğer fren isteği var ise bunun ne kadar olacağını fren pedalının açışına göre karar
vermektedir.
Tekerleklerin hızını ve direksiyonun dönüş açışını algılamak için de çeşitli algılayıcılar kullanılmıştır.
Diğer önemli bir algılayıcı ise kullanılan fren motorunun konum ve hız bilgisidir. Bu bilgi motor
miline takılan enkoder yardımıyla elde edilmektedir.
Ayrıca sistemde motorun kullandığı akım ve gerilim değerini ölçen algılayıcılar ve çeşitli yerlerde
sıcaklık algılayıcıları kullanılmıştır.
12
9. EMF’ye ait mekanik altyapı
Dişli Mekanizması :
Dişli kutusu, elektrik motoru tarafından meydana getirilen torku mekanik sisteme (kinematik)
iletmektedir. Bu sistem, çeşitli iletim mekanizmaları kullanarak motor hızını azaltıp motor
torkunu arttırmaktadır.
Mekanik sistem ise, motorun dönel hareketini fren balatalarını sıkıştırmak için gerekli doğrusal
harekete dönüştürecek düzenektir.
Motorun dönel hareketinin doğrusal harekete dönüştürülmesi “roller screw” adı verilen dişli
mekanizmaları ile sağlanmaktadır.
Dolayısıyla elektromekanik fren sistemlerinde fren balataları, hidrolik silindir yerine bu
mekanizma ile bağlantılı bir mil aracılığıyla hareketlendirilmektedir.
10. Tasarım örnekleri
Bu bölümde sunumdakinden farklı olarak en çok ilgimizi çeken tek bir tasarım örneği üzerine
odaklanmayı uygun gördük:
Elektronik Kamalı Fren (Electronic wedge brake / Mechatronic wedge brake)
Söz konusu tasarım, Münih yakınlarındaki Alman havacılık ve uzay araştırmaları merkezi DLR’
de geliştirilmiştir. Otomotiv alanındaki çalışmalarına “kama prensibini” uygulama girişimleri sonrası
bir grup araştırmacı, enstitüden ayrılarak 2000 yılında eStop adını verdikleri küçük bir şirket
kurmuşlardır. Şirket, daha önce bu sektörde yer almayan sektör adına sadece elektrik park frenleri,
ABS sistemleri için elektronik kontrol ünitesi (ECU) ve motor üreten SiemensVDO tarafından satın
alınmıştır ve Siemens sektörde beklenmedik bir rekabet yaratacağının sinyallerini vermiştir.
Söz konusu tasarım, sadece 12 Volt’luk güç kaynağı ile çalışabilmektedir. 12-volt, sadece frenlemenin
başlatılabilmesi için gereklidir. Frenleme sürecinin tamamlanması için gereken kuvvet, dönen disk ve
13
balata arasındaki sürtünme ile sağlanır ve bu durum, “Kendiliğinden Frenleme (self-reinforcement)“
olarak adlandırılır.
Siemens tarafından geliştirilen frenleme sistemindeki temel düşünce, frenleme için aracın kendi
kinetik enerjisinden faydalanmak, bu enerjiyi frenleme kuvvetine dönüştürmektir (kendiliğinden
frenleme).
Diskli fren sistemlerinde, dönen tekeri durduracak torku elde edebilmek için fren balataları arasında
yüksek değerde bir kavrama kuvveti (Clamping force) oluşturulmalıdır.
Elektromekanik eyleyiciler, kavrama kuvvetini genellikle bir motorla bağlantılı roller-screw
aracılığıyla üretmektedirler.
Böyle bir kuvveti üretmek dolayısıyla sürekli ve kararlı bir frenleme sağlamak için gerekli akımı
minimum düzeyde tutmak, yüksek bir dişli oranı gerektirmektedir.
Ancak sistemin dinamik performansı düşük bir dişli oranı gerektirecektir. Dolayısıyla belirlenecek
değer için bu iki durum göz önünde bulundurularak bir uzlaşma sağlanmalıdır.
Bu uzlaşmaya erişimi kolaylaştıracak bir tasarımın gereği duyulmaktadır. Dönen diskin kendi
enerjisinden faydalanmak ise gerek duyulan frenleme kuvvetini azaltacaktır. Söz konusu
tasarımındaki temel amaç da frenleme için gerekli kuvveti azaltmaya yöneliktir.
Çalışma Prensibi
14
Fren pedalına basıldığında sistem, birbiri ile bağlantılı dört fren modülüne elektronik sinyaller
göndermektedir. Her bir tekerlekteki kaliper iki küçük motora sahiptir (1) ve dönel hareketin “roller
screw” bağlantıları (2) ile lineer harekete dönüştürülmesi sonucu küçük kamalardan (3 -5) oluşan
sistem aktive edilir. Kama hareket ediyorken fren diskini, sürücünün uyguladığı basınca bağlı olarak,
sıkıştıracak şekilde kalipere basınç uygular.
Karakteristik Fren Faktörü (C*)
Kuvvet dengesinden aşağıdaki formül türetilebilir :
ifadesi karakteristik fren faktörü olarak tanımlanmaktadır
Self-reinforcement nedir?
15
F + R = S . sinᾳ
N = S . cosᾳ
Normal kuvveti, sürtünme katsayısını kullanarak ifade edersek :
N = R / μ ve R = S. cosᾳ . μ
F = R . ( tanᾳ / μ – 1)
Karakteristik Fren Faktörü : C * = R / F = μ / ( tanᾳ - μ )
16
Optimum performans, karakteristik fren faktörünün sonsuz olduğu durumda dolayısıyla
sürtünme katsayısı kama açısının tanjantına eşit olduğunda gerçekleşecektir.
Bu durumda herhangi bir fren torku meydana getirmek içim gereken kavrama kuvveti
(clamping force) sıfır olacaktır.
11 EMF’nin geleceği
Siemens ile bütünüyle elektronik bir fren sisteminin tasarlanmasında ciddi ilerlemeler
kaydedilmiştir. Tasarlanan diğer elektromekanik fren sistemlerine olan üstünlüğü, aracın kendi
enerjisinden faydalanma prensibidir ve bu sayede 12 volt’luk bir güç kaynağı yeterli
olabilmektedir.
Bosch Şasi Sistemi Kontrolü pazarlama yöneticisi Scott Dahl, Siemens’in getirdiği teknolojiyi
onaylamakta ve EHB sisteminde gözlenecek düşüşü de öngörmektedir; ancak elektronik fren
sistemine olan geçiş sürecinin en az 10 yıl süreceğini ve uzunca bir süre daha geleneksel fren
sistemlerini göreceğimizi ifade etmektedir.
SiemensVDO, tasarımın yaz ve kış testlerinin iki yıllık süreci için hazırlanmakta ve 2009
yılında üretime geçmeyi planlamaktadır. Eğer firma planladıklarını hayata geçirirse,fren
sektöründe ciddi bir etki yaratacağı açıktır.
Geliştirilen tasarımın sadece otomobiller için değil kamyon ve ağır yük ticari
araçları olarak nitelendirdiğimiz treylerde de kullanımı mümkün olacaktır.
17
KAYNAKLAR
1. Henry Hartmann, Martin Schautt, Bernd Gombert_ The mechatronic wedge brake
eStop-innovative brake technology-GmbH
2. www.physorg.com
Wonder Wedge on Wheels-Braking Without Hydraulics, September 2005
3. www.findarticles.com
Brake-By-Wedge, October 2005
4. TRW Chassis Systems
5. Mechatronic systems, Rolf Isermann, 2005, Springer Verlag.
6. Continental Teves Braking systems.
7. Advanced Brake Technology, Bert Breuer,Uwe Dassed, SAE International.
8. FreeScale Semicondoctur Application note hybrid controller used in Control of
electromechanical Brake.
9. Digital By-Wire Replaces Mechanical Systems in Cars, SAE paper,2004-01-2926
10. Virtual design of 42V brake by wire system, SAE paper, 2003-01-0305