ellerinde, berkin'in, Şafak'ın, bahtiyar'ın, elif sultan...

60
Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan'ın ve Günay'ın Kanıyla Geldiler... Ayaklarının Kiriyle Geldiler... Katillere İzin Vermedi Dilek... Bunun İçin Katlettiler! Davalara Koyduğunuz Gizlilik Kararları Katliamınızı Gizleyemeyecek! And Olsun ki; Halkımızın Evlatlarının Kanı Yerde Kalmayacak! www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 493 1 Kasım 2015 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Davalara Koyduğunuz Gizlilik Kararları Katliamınızı Gizleyemeyecek! And Olsun ki; Halkımızın Evlatlarının Kanı Yerde Kalmayacak!

Upload: others

Post on 25-Dec-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan'ın ve Günay'ın Kanıyla Geldiler...

Ayaklarının Kiriyle Geldiler...Katillere İzin Vermedi Dilek...

Bunun İçin Katlettiler!

Davalara Koyduğunuz Gizlilik Kararları Katliamınızı Gizleyemeyecek! And Olsun ki;

Halkımızın Evlatlarının Kanı Yerde Kalmayacak!

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 4931 Kasım 2015

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Davalara Koyduğunuz Gizlilik Kararları Katliamınızı Gizleyemeyecek! And Olsun ki;

Halkımızın Evlatlarının Kanı Yerde Kalmayacak!

Page 2: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

18 Ekim’de, sabaha karşı, AKP’nin katil polisi tarafından, ailesinin gözü önünde göğsünden vuruldu.

22 Ekim 2015’de Okmeydanı Hastanesi’nde şehit düştü.Dilek'in O Kocaman Gözleri Adalet Fenerimizdir Artık.

And Olsun Ki Katilini Mutlaka Bulacağız, Karanlıkları Yara Yara!

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus-info.org [email protected]

Dilek Doğan

Page 3: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

DUYURULAR

İ ç i n d e k i l e r

And Olsun ki,Evlatlarımızın KanıYerde Kalmayacak!

4 İstiyoruz Yapacağız:Kazanmak içinsınıf bilinciyle savaşmalıyız!

26 Türkiye tarihi kan akıyor!

Kitle katliamları oligarşininyönetim biçimidir -2-

30 Halkın Hukuk Bürosu:AKP; ahlaksızlığını yaymak,hukuksuzluğunu artırmakiçin “Alo 140 terör hattı”nı

kurdu!

31 10 Soruda: Köleci toplum

33 Kamu Emekçileri Cephesi:KESK; Ankara Katliamı’nınsorumlusu AKP’denhesap sorma sorumluluğuyla

karşı karşıyadır!

34 Halk MeclisleriBirliğimiz, Gücümüzdür:Kitleleri ayaklandırın veinisiyatifi onlara bırakın!

35 Halkın MühendisMimarları:AKP’nin “nükleer” yalanları

36 Beyaz Toroslar

her dönem vardı!

39 Gençlik Federasyonu’ndan:Her Dev-Genç’liDilek’in katliamına karşıkendisini sorgulamalıdır

40 Liseliyiz Biz: 10 adımda,

genç bir arkadaşımızıeyleme katmak

42 Ülkemizde Gençlik:6 Kasım’da boykota!

44 Adalet YoksaAdalet Savaşçıları Vardır:Devlet katilleri hep korudu,

hala da koruyor

45 Anadolu Cephesi: Kitleçalışması nedir? Kitle kimdir?

46 Devrimci İşçi Hareketi:Direnmeden hiçbir hakkazanılmaz!

48 Ankara’da katledilenlerinacılarını yüreğimizdehissediyoruz

49 20 Ekim Büyük Ölüm Orucudireniş kararlılığı; Şafak, Elif,Bahtiyarlar’la sürüyor

50 TAYAD’lı Aileler:Hiçbir katliamın sorumlusucezalandırılmadı!

51 Haberler

53 Avrupa’daki Biz:Konserlerimiz, kitle eğitim veörgütlenme aracımızdır

54 Avrupa’da Yürüyüş:Dilek Doğan’ı anlatmak,evlatlarımızın geleceğinesahip çıkmaktır!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun...

7 Biz Diyoruz ki: Hiçbir suçgizli kalmaz!Gizlilik kararlarıyla katilleri,katliamcılığınızıgizleyemezsiniz!

8 ‘Gizlilik’ hukuksuzluğunukabul etmeyeceğiz!

11 Armutlu’nun yiğit kızı Dilekbinlerle uğurlandı...

14 Halk çocuklarını katleden vecenazemizi kaçıranhalk düşmanlarındanhesap soracağız!

16 Cephe MilisleriDilek Doğan’ı selamladı

17 Yas tutmayacağız, katil

AKP’den hesap soracağız!

21 HDP, katliamın hemen ardından“can güvenliğimiz yok” diyeseçim mitinglerini iptal etti!

23 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:Milliyetçilik çıkmazı,sorumluluğu başkasınaatarak geçilemez!

Eskişehir Metris Belgesel Film Gösterimi6 Kasım’da saat 20.00 de Tepebaşı BelediyesiZübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde ”DirenişÖlüm Yaşam: Metris Dört Karanfil” belgeseliningösterimi yapılacaktır. Tüm halkımız davetlidir.Gültepe Kültür Dayanışma Derneği

Page 4: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

"Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların uluma-

sıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır."

Bu bir iktidar kavgasıdır, bu birsınıf savaşıdır. Bu savaşın arkasındakigerçek; sınıfsal çıkarlardır.

Ne kişisel hırslar, ne tesadüflerdiryaşananların nedeni. Yaşanan olayları,gelişmeleri doğru anlamak istiyorsakbu gerçek ışığında düşünmeli ve ha-reket etmeliyiz.

Kim olduğumuzu, kime karşı sa-vaştığımızı unutmayacağız.

Unutursak ne olur? Unutursak bilerek ya da bilme-

yerek düşmanımıza hizmet etmiş olu-ruz.

Nasıl? Kendimizi değiştirmeyiz, zaafla-

rımızda ısrar ederiz; öğrenmek için,değişmek, değiştirmek için emek har-camayız; eksik ve zaaflarımızla düş-mana hizmet etmiş oluruz. Önümüzdeduran hep NASIL BİR DEVRİMCİ-LİK sorusudur.

Sözde, söylemde herkes kendisinidevrimci, sosyalist, öncü ilan edebilir.Tek başına hiçbir değeri yoktur bunun.Bu, kendini pratikte kanıtlamalıdır.

Nasıl bir devrimcilik sorusununcevabı, DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİ-RECEK BİR DEVRİMCİLİK olma-lıdır.

Böyle bir devrimci köşeli düşünenbir devrimcidir; İki sınıf vardır; pro-letarya ve burjuvazi. İki saf vardır;devrim ve düzen; emperyalizm veezilen halklar. Böyle bir devrimcininyeri her zaman, her durumda prole-taryadır, devrimdir, ezilen halklardır.

Böyle bir devrimci her şeye Halkİçin, Cephe İçin, Devrim İçin Ne

Yararı Var, Ne Zararı Var diye ba-kar. Bu soruya vereceğimiz cevap;bir olayı, gelişmeyi, davranışı analizederken bizim doğru yoldan şaşma-mamızı sağlayacaktır.

İktidar iddiası olmayan bir örgüt,bir devrimci; halka, devrime değil,düzene hizmet eder. Bütün savaşlarınözü iktidar kavgasıdır. Bütün dev-rimlerin temel sorunu iktidarın elegeçirilmesidir. İktidarsız bir devrimolamaz. İktidar iddiasını yitirmiş birörgüt, bir devrimci devrim iddiasınıyitirmiştir. Ve devrim için savaşma-yana da biz sosyalist demeyiz, dev-rimci demeyiz.

Sorunlarımızın kaynağı bu dü-zendir. Kendi iktidarımızı, halkın ik-tidarını kurmadan sorunlarımızı çö-zemeyiz.

“İktidar namlunun ucundadır”demiş Mao. Bizim gibi sömürge,yarı-sömürgeler için halk savaşı stra-tejisini geliştirmiştir. Halk savaşı tek-nik olarak bizden daha güçlü bir düş-mana karşı halkın savaşıdır. Halk sa-vaşının iki temel noktası vardır:

Bir, halk savaşı tüm halkın kendiiktidarı için savaşa katılmasıdır.

İki, halk savaşının temel mücadelebiçimi silahlı mücadeledir.

Bu çizgiden uzaklaşan örgütler,kişiler sıfatları ne olursa olsun yoz-laşmaya ve düzenle uzlaşmaya mah-kumdur.

Uzun soluklu mücadelede iktidaryolumuzdan sapmamak için önderi-miz Dursun Karataş şaşmaz biçimdeCephelilerin önüne şu görevleri koy-muştur.

Bir, Halkı Örgütlemeliyiz. İki, Silahlı SavaşıBüyütmeliyiz.

Biz halkı devrim için, kendi ikti-darı uğruna savaşmak savaştırmakiçin örgütleyeceğiz. Biz silahlı savaşı

halkın iktidarı için büyüteceğiz. Ezenle ezilen, sömürenle sömü-

rülen, patron ile işçi, zengin ile yoksul,tok ile aç eşit değildir. Biri için iyiolan diğeri için kötüdür. Çıkarlarıuzlaşmazdır. Sınıflı bir toplumda eşit-lik olamaz.

İşte devrimci savaşımızda uzlaş-mazlığımızın, teslim olmama anla-yışımızın temeli budur. Sınıf kinimizde kaynağını buradan alır. Sömürü-cüler emekçileri sömürdükleri içinkin duyarlar. Sömürü düzenlerineson verecek olan emekçi sınıflardır.Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara. Sömürdükçe, zulmettikçe dedüşmanlıkları, sınıf kinleri büyür.Ezilenler, sömürülenler de sömürü-nün, acıların, zulümlerin nedeni, so-rumlusu olarak sömürü düzenine vebu düzenin sahibi sınıfa kin duyarlar.

Çıkarları birbirleriyle taban tabanazıt sınıfları uzlaştırmak, barıştırmak,“hepimiz kardeşiz” demek; emper-yalizm ve oligarşiye hizmet etmektir.

Sınıf Bilinci, HalklarınEn Güçlü Silahıdır

Kazanmak için savaşmalıyız. Si-lahsız savaşamayız. Silahımız bilin-cimizdir. Kimiz, kime karşı, ne içinsavaşıyoruz? İşte sınıf bilinci butemel sorulara doğru cevaplar ver-mektir.

Bizim savaşımız, halkların savaşıtarihsel haklılıklarından ve meşru-luklarından gelen bir güce sahiptir.Ancak böyle olmakla birlikte sömü-rücü egemenler iktidarlarını devamettirmektedirler. Halkları azgınca sö-mürmeye, zulmetmeye devam et-mektedirler. Neden?

Çünkü haklı ve meşru olmaklabunun bilincinde olmak aynı şeylerdeğildir. Bilinç doğru hareketi getirir.Düşmanı ve dostu belirlemeyi, düş-mana kin duymayı, düşmanla kendiçıkarları temelinde savaşmayı getirir.

İSTİY

ORUZ

YAPACAĞIZSaflaşma ve Sınıf

KAZANMAK İÇİN, SINIF BİLİNCİYLE SAVAŞMALIYIZ!SINIF BİLİNCİ, DEVRİMCİNİN

KİŞİLİĞİNİ KAZANDIRAN BİR OKULDUR -5-

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!44

Page 5: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Kimle nasıl savaşacağınızı bil-mezseniz, ona kin duymazsanız haklıve meşru olsanız da savaşı kazana-mazsınız. Bu savaşta düşmanınızlaaynı safta dostlarınıza karşı savaşır-sınız, en iyi durumda bu savaşın se-yircisi olursunuz.

Çünkü savaşta iki taraf vardır. Yabir taraftasınız ya da diğer tarafta.Ya birine ya diğerine hizmet edersiniz.Bu tarihsel, toplumsal nesnel bir ger-çektir.

O halde tarafımızı iyi bileceğiz. Sınıf bilinçli düşmanımız; yani

emperyalizm ve oligarşi yüzyıllarınyönetme, iktidar bilinciyle ideolojik,fiziki, psikolojik saldırı araçlarıylahalkları iktidar mücadelesinden uzaktutarak, onu kendisine yedekleyerek,tarafsızlaştırarak iktidarının devamınısağlar.

Bu noktada sömürücü egemenleryalnız değildir. Sınıf işbirlikçileri,reformist, oportünist anlayışlar dabu noktada bilerek, bilmeyerek düzenehizmet ederler. Reformist, oportünistanlayışların uzlaşma, diyalog çağrıları,politikaları, düzeniçi arayışları dü-zenin devamını güçlendirir.

Sömürü düzeninin devamı halklariçin baskının, adaletsizliğin, zulmündevamı demektir.

Halklarımız çıkarlarının neredengeçtiğini; dostunu ve düşmanının

kim olduğunu; savaşırsa ka-zanacağını mücadele içinde,kendi örgütlenmeleri içindeöğrenecektir.

O halde görev örgütlen-mektir, halkı kendi öz örgüt-lenmelerinde örgütlemektir.Kendi iktidarımız için savaş-mak ve savaştırmaktır.

“Halkız, Halktan Biriyiz,Halkın Öncüsüyüz” Diyorduönderimiz Dursun Karataş.Halkın öncüsü biz Cephelilerbu misyonumuzu oynayabil-mek için sınıf bilinciyle do-nanmış olmalıyız.

"Genç ve hür iken, düşlerimsonsuzken, dünyayı değiştirmekisterdim. Yaşlanıp akıllanınca,dünyanın değişmeyeceğini an-ladım. Ben de düşlerimi birazkısıtlayarak, sadece memleke-

timi değiştirmeye karar verdim.Ama o da değişeceğe benzemiyordu.İyice yaşlandığımda, artık son birgayretle, sadece ailemi, kendime enyakın olanları değiştirmeyi denedim.Ama maalesef bunu da kabul ettire-medim.

Şimdi ölüm döşeğinde yatarkenbirden fark ettim ki, önce yalnız ken-dimi değiştirseydim, onlara örnekolarak ailemi de değiştirebilirdim.Onlardan alacağım cesaret ve ilhamlamemleketimi daha ileri götürebilirdim.Kim bilir, belki dünyayı bile değişti-rebilirdim." (Westminister Manastı-rı'nda bir mezar yazıtı)

Dünyayı değiştirmeye önce ken-dimizden başlamalıyız.

Savaştırmak için önce kendimizsavaşmalıyız.

Örgütlemeye önce kendimizdenbaşlamalıyız.

Güçlü, DevrimciDuyguları OrtayaÇıkartan DevrimciBilincimizdir

Davranışlarımızı, duygularımızıbelirleyen nedir?

Kişisel duygu, beğeni ve doğrularmı? Yoksa devrimin çıkarları mı?

Elbette devrimin, halkın, örgütü-müzün çıkarları diye cevap veririz

bu soruya. Ancak duygu ve davranışlarımızın

pratikte yarattığı sonuçlar her zamanbu cevapla örtüşmez, örtüşmüyor.Bu durumun kimi zaman bizde çokaçık biçimde farkında oluruz ve “bi-liyorum ama yapamıyorum” diye ifa-de ederiz çelişkiyi.

Elbette gerçeğin farkında olmakileri bir adımdır. Ancak asıl vahimolan bir devrimcinin düşünce ve dav-ranışlarının pratikte yol açtığı so-nuçların ayırdında olmaması, dahasıbu durumu savunmasıdır.

Eleştiri karşısında savunmaya ge-çeriz. Özeleştiriden de korkarız.

Örgütün, kolektifin doğrularınınyerine kendi doğrularımızı koyarız.

Bilimsel olanı değil anti-bilimselolanı; materyalizmi değil idealizmiesas alırız.

Kendi yoldaşımızı adeta “hasmı-mız” olarak görürüz. Kolektivizm ye-rine bireyci davranmakta ısrar ederiz.

Örgüte, devrime verdiğimiz za-rarları düşünmez bencil duygularla“çok yıprandım, kırıldım” deriz.

Verilen sorumluluğu üstlenmez,gereğini yerine getirmezken sorum-luluk elimizden alındığında “haksızlıkyapıldığı” duygusu yaşarız.

“Biz”i değil, “ben”i savunuruz.Örgütün, devrimin doğruları karşısına“ben böyle düşünüyorum”, “o varsaben yokum”, “onu sevmiyorum” vb.düşünceleriyle çıkarız.

“Haklısınız ama”, “bu koşullardaolmaz”, “bu gerçekçi değil”, “ne za-man yapacağım konusunda bir şeydiyemem”…

Bu tablo, bu gerçeklik devriminzorlu ama onurlu görevleri karşısındaer-geç “yapamıyorum”, “başaramı-yorum”, “kendimde güç bulamıyo-rum” noktasına gelir.

Bu tablo, zavallı, çaresiz, tükenmişbir tablodur.

Peki neden? Duygulardır bizi harekete geçiren.

Duyguları belirleyen de bilincimizdir.Güçlü devrimci duyguları ortaya çı-kartan devrimci bilincimizdir.

O halde sınıf bilincini öğreneceğiz.O halde kendimizi değiştireceğiz.Yanlışta ısrar etmeyecek, devrimcidoğruları kazanmak için ısrar ede-

Koşullar hiçbir zaman istediği-miz gibi olmayacak.

Hiçbir şey hazır halde bizi bek-lemeyecek.

Bu koşullarda, bu gerçekliktesavaşacağız, savaşıyoruz.

İnsan beğenmeme, halkı beğen-meme lüksümüz yok.

Tek bir şey var: İHTİYAÇ! İçinde bulunduğumuz koşullar

bahaneler üretmemiz, olmazcılığıbüyütmemiz için değil, ihtiyaçlaracevap vermeyi sağlamak için de-ğerlendirilir.

Halk geri olabilir. Korkuları ola-bilir. Bize kapısını açmıyor da ola-bilir. Oligarşinin ideolojik etkisi al-tında hareket ediyor olabilir.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 6: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ceğiz. Sınıf bilinci pusulamızdır. Dev-

rimci kişiliğimizi, eğitimimizi veonurumuzu kazandıran bir okuldur.

Sınıf Bilinci Öğrenmek veYenilenmekte Isrardır

BİLGİ İLE KARŞILAŞMA 1.ADIM’dır. Bu kendiliğinden olmaz.Merak etmeli, sorgulamalıyız. İradegöstermek, emek harcamak gerekir.

ANLAMAK 2. ADIM’dır. Anla-mak ise düşünmekle olur.

SORU SORMA, TARTIŞMA,SEÇENEK ARAMA 3. ADIM.

DEĞİŞEBİLİR OLDUĞUNUBİLMEK 4. ADIM.

DOĞRUSU İLE DEĞİŞTİRME5. ADIM.

İşlenmiş bilgiyi yaşamına davra-nışlarına katma BİLİNÇTİR... 6.ADIM BİLİNÇTİR.

7. ADIM YAPMAKTIR... Öğrenmek ve yapmak... Yapmak

için öğreneceğiz. Öğrendiklerimiziuygulayacağız.

Ne yapacağız? İhtiyaçlarımıza cevap vereceğiz.

Bir eylemi örgütleyeceğiz. Birine birşey öğreteceğiz. Halkı örgütleyeceğiz.Halkı savaştıracağız. Devrimi ger-çekleştireceğiz.

İnanç böyle büyür. Saflar böylebelirginleşir.

Esas OlanKoşullar Değil, Devrimin, Örgütün, Halkınİhtiyaçlarıdır Devrimci BunlarıEsas Alandır

Koşullar hiçbir zamanistediğimiz gibi olmaya-cak.

Hiçbir şey hazır haldebizi beklemeyecek.

Bu koşullarda, bu ger-çeklikte savaşacağız, savaşıyoruz.

İnsan beğenmeme, halkı beğen-meme lüksümüz yok.

Tek bir şey var: İHTİYAÇ! İçinde bulunduğumuz koşullar ba-

haneler üretmemiz, olmazcılığı büyüt-memiz için değil, ihtiyaçlara cevapvermeyi sağlamak için değerlendirilir.

Halk geri olabilir. Korkuları ola-bilir. Bize kapısını açmıyor da olabilir.Oligarşinin ideolojik etkisi altındahareket ediyor olabilir.

İhtiyaç halkı örgütlemek ve sa-vaştırmaktır. Bu koşullarda, bu ger-çeklikte bunu nasıl yapacağız? Cevapbulunması gereken soru budur.

Elimizdeki insanların yetersizlik-leri, geri yanları, küçük burjuva eksikve zaafları olabilir.

İhtiyaç insanlarımızı kadrolaştır-mak, sorumluluk üstlenir hale getir-

mektir. Bu koşullarda bunu nasıl gerçek-

leştireceğiz? Cevap bulunması gere-ken soru budur.

İhtiyaç devrimci örgütü büyüt-mektir, daha çok eylem, daha çokkitle, daha çok kadrodur.

Koşulları, olanakları esas alarakdüşünürsek OLMAZCILIĞA varırız.Nesnelliğe teslim oluruz. Bu anlayışdevrimin ve devrimciliğin bittiği nok-tadır.

İhtiyaçları esas alırsak NASILyapacağımızı düşünür, çözümler üre-tir, politikalar geliştiririz. Bu da biziDEVRİME TAŞIR.

Emek, cesaret, özveri, yaratıcılık,irade, uzlaşmazlık; devrimin, örgütün,halkın ihtiyaçlarını esas alan anlayıştayatar.

BİTTİ

İktidar iddiası olmayan bir örgüt,bir devrimci; halka, devrime değil dü-zene hizmet eder.

Bütün savaşların özü iktidar kav-gasıdır. Bütün devrimlerin temel sorunuiktidarın ele geçirilmesidir. İktidarsızbir devrim olamaz.

İktidar iddiasını yitirmiş bir örgüt,bir devrimci; devrim iddiasını yitir-miştir. Ve devrim için savaşmayana dabiz sosyalist demeyiz, devrimci demeyiz.

Katil polis 24 Ekim’de Gazi Mahallesi’nden kovuldu. Mahallede cemevibölgesinde katil polislerin yürürken gören Halk Cepheliler polisleri halkateşhir ettiler. Daha, vurdukları Dilek Doğan yaşam savaşı verirken, yoğunbakımda hayatta kalma mücadelesi verirken katil polislerin mahalleyegelmesi, Cemevi bölgesinde elini kolunu sallaya sallaya bulunması Gazihalkını harekete geçirdi. Bir süre sonra polislerin HDP vekil adayları ilegeldikleri, arama yapma bahanesiyle orada bulunduruldukları anlaşıldı.Gazi halkıyla beraber polisler slogan ve taşlarla kovuldu. Korkuya kapılankatil polisler kaçarken boş bir dükkâna sığındılar. Burası anında Gazihalkı tarafından kuşatıldı. İçerde kalan çıkamayan korkak sürüsü akrepleri“U”cube tipi araçlarını çağırdılar. Araçların gelmesiyle ortalığı gazaboğan katil sürüsü birbirini ezerek araçlara bindiler ve arkalarına bakmadanbölgeden uzaklaştılar. Halk Cepheliler katil polisin korkak yüzünü halkateşhir etti. Dilek’in katillerini halkla beraber mahalleden kovan Cephelilerhalkın alkışları ile eylemlerini iradi olarak bitirdiler.

İzmir-DoğançayMahallesinde Polisler

Halkı Taciz Ediyor26 Ekim akşamı Doğançay Cephe Mil-islerinin astığı bomba süslü pankartısökmek için gelen ahlaksız, şerefsiz,katil, halk düşmanı özel harekat polis-leri, İzmir Doğançay Mahallesine 2akrep, 3 kirpi, ve 1 adet toma denenzırhlı araçlarla mahalleyi abluka altınaaldı. Operasyon yapmak için hazırlıkyapan katil polislere karşı tüm halkaDoğançay Mahallesi’ne devrimcilerive halkı sahiplenmme çağırısı yapıldı.

Katillerin Mahallelerimizde Yeri Yok!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!6

Page 7: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

BİZ DİYORUZ Kİ;��Biz Diyoruz ki; gizlilik kararı altındaki korkunuzu, gizlilik

kararı altındaki terörünüzü, gizlilik kararı altında gizlediğinizkatilleri tanıyor, biliyoruz! Hesap soracağız!

�Biz Diyoruz ki; gizlilik kararı dedikleri; katlettikleriinsanların, katillerini aklamak ve korumaktır.

�Biz Diyoruz ki; gizlilik kararı delilleri yok etmek, devletinkatil kontralarına hukuki zemin hazırlamaktır.

�Biz Diyoruz ki; gizlilik kararlarınızla halkı katledenlerikoruyamazsınız.

� Biz Diyoruz ki; gizlilik kararı, devletin kendi katliamcı,katil yüzünü örtbas etmek içindir.

�Biz Diyoruz ki; katil AKP’nin faşizmi aklayan yargısı,Dilek'in dosyasındaki gizlilik kararıyla katliamı kapatmayaçalışıyor. Bizler de katleden devleti teşhir etmeliyiz.

�Bu saldırı; hakkını arayan, hatta aramayı düşünen herkese,her kesime yönelmiş bir saldırıdır.

�Biz Diyoruz ki; sizin gizlilik kararlarınızı tanımıyoruz, bizhalkın adaleti ile hesap soracağız.

�Biz Diyoruz ki; Biz sizin gizlilik kararlarınızı biliyoruz;Roboski'den, Berkin'den, Suruç'tan, Ankara'dan, GünayÖzarslan'dan... Şimdi de Dilek Doğan’dan... Biz, sizin gizlilikkararlarınızı tanımıyoruz.

�Nasıl ki Muharrem Karataşlar, Şafaklar, Bahtiyarlar,Berkin’in hesabını sorduysa,

�Nasıl ki" Hatice Aşıklar; "Ben buraya Suruç’un hesabınısormaya geldim" dediyse,

�Dilek Doğanlar’ın hesabı da mahşere kalmaz!

HİÇBİR SUÇ GİZLİ KALMAZ!GİZLİLİK KARARLARIYLA KATİLLERİ,

KATLİAMCILIĞINIZI GİZLEYEMEZSİNİZ!

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

7BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 8: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

�Komplolarla iş, ekmek, ada-let, özgürlük isteyen herkesi tu-tukla, hapishaneleri doldur...

�Polise, halkı ve devrimcilerikatletme özgürlüğü ver...

�Sokak ortasında vur, kaçır,işkencelerle öldür, bombalarlaonar, yüzer kitlesel katliamlaryap...

�Suçunu gizlemek, katillerikorumak için soruşturmalara, da-valara gizlilik kararı koy...

�Senden olmayan herkesi veher kesimi mahkum etmek içingizli tanıklar bul...

�Yargıyı hükümete bağla, is-tediğin cezayı ver...

�Suç delillerini yok etmek için,öldürdüklerinin giysilerini çal, boşkovanları topla, tanıkları sustur...

�Yayın yasağı getir, olmadısansür uygulat, unutturmaya çalış,yok saydır...

�Ne yasa, ne anayasa tanı, çal,yağmala, katlet, kaçır, yargı ak-lasın!

İŞTE AKP İKTİDARININHUKUKU BUDUR! BU HUKUKFAŞİZMİN HUKUKUDUR!KONTRGERİLLA HUKUKUDUR!

Suç İşleyen Gizler!AKP Faşizmi NeyiGizliyor? Niçin Gizliyor?

Dilek Doğan’ı kendi evinde, abisinin,anne ve babasının gözünün önünde vu-ran bu kontrgerilla hukukudur.

Katiller bütün ailenin tanıklığınarağmen, Dilek’in “yaşanan arbededesilahın patlaması sonucu” vurulduğuyalanını söylediler. Suç delillerini yoketmek için Dilek’in kıyafetlerini çaldılar.Soruşturmaya jet hızıyla gizlilik kararı

koydular. Sadece gizlemek isteği bileAKP hukukunun halka karşı olduğunugösteriyor.

‘Gizlilik’ ve ‘kısıtlama’nın bir son-raki adımı hakim ve savcıların yüzlerinigizlemeleri olacaktır. Kukuletalarla,maskelerle girecekler duruşmalara...Korkunun gideceği yer orasıdır. Ancakbu da halkın adaletinden kurtulmayayetmeyecektir.

Daha öncesinde de yargıda faşizminhukuku hakim olmakla beraber,AKP’nin 13 yıllık tarihine bakıldığında,katliamlarıyla, baskı ve yasaklarıyla,gizlilik kararları, gizli tanıklarıyla, hu-kuksuz yargılamalarıyla yargının em-peryalizmin ve bir avuç zengin sınıfınyargısı olduğu, halka karşı olduğu çokaçık ortadadır.

Ne gizlilik kararları, ne polis baskılarıDilek’in katilinin halk düşmanı AKP fa-şizmi olduğunu gizleyemez. Hiçbir şeyAKP faşizminden hesap sormamızı en-gelleyemez. Yoksul mahallelerde elinizikolunuzu sallayarak katliamlar yapmanızaizin vermeyeceğiz! Halkımızın çocuk-larının katledilmesine izin vermeyece-ğiz!

Çürüyen Düzende Adalet Yoktur

Adaletsizlik üreten bütün sistemlerde,halka karşı her türlü baskı, sömürü, iş-kence, katliam, yağma, talan yasal kı-lıflarla korunma altına alınır.

AKP faşizmi de, hırsızlığını, yağmave talanlarının, katliamlarının üstünüörtmek için, katilleri korumak için ken-dine yasal düzenlemeler yapıyor. Yasamada, yürütme de, yargı da AKP faşizminindenetimindedir. Büyük oranda medyada AKP’nin borazanıdır. Bu dört kuvvetAKP faşizminin katliamlarının aklayı-cısıdır. Soygun ve talanlarının gizleyi-cisidir. Bu dört kuvvet de halk düşma-nıdır.

‘Gizlilik’ ve ‘Kısıtlama’ Uygulaması, AKP’nin Faşist Hukukunun Yasal Kılıfıdır!Dilek Doğan Soruşturmasındaki Gizlilik Kararı Katilleri Gizlemek İçindir

Katliamlarının Üstünün Örtüldüğü, Katillerini Koruduğu

‘‘Gizlilik’ Hukuksuzluğunu Kabul Etmeyeceğiz!‘Gizlilik’ Hukuksuzluğunu Kabul Etmeyeceğiz!Katili Bellidir! Katil Devlettir! Katil Devlet Hesap Verecek!

�Dilek Doğan soruşturmasına

konulan gizlilik kararı, katilleri gizle-

mek içindir. Gizleyemezler! Katili bel-

lidir! Katil devlettir! Katil Devlet

hesap verecek!

�Suç işleyen gizler. AKP faşizmi

neyi gizliyor? Niçin gizliyor? Sadece

gizleme isteği bile AKP hukukunun

halka karşı olduğunu gösteriyor.

�Gizlilik kararı, “terörist” dediği

herkesi vurma yetkisinin verilmesidir.

�Dosyalara konulan “gizlilik

kararı”; AKP’nin katliamlarını,

komplolarını gizleme aracıdır. Halka

karşı açtığı savaşta katilleri koruma,

kollama ve yeni saldırılar tezgahla-

manın aracıdır.

�Ne gizlilik kararları, ne polis

baskıları Dilek’in katilinin halk düş-

manı AKP faşizmi olduğunu gizleye-

mez. Hiçbir şey AKP faşizminden

hesap sormamızı engelleyemez.

�Bir ülkede halkın çocukları

keyfi şekilde işkence görüyor, vuru-

luyor ve katlediliyorsa, halk da kendi

adaletini uygular.

� ‘Gizlilik ve kısıtlama’nın bir

sonraki adımı, hakim ve savcıların

yüzlerini gizlemeleri olacaktır.

Kukuletalarla, maskelerle girecekler

duruşmalara...

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!8

Page 9: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Bu düzenin yargısında halk içinadalet, hukuk yoktur. Bu düzenin ana-yasasında, yasasında, mahkemelerindeçürüyen düzeni görürüz. Devletin,halkları iliklerine kadar sömüren biravuç soyguncunun devleti olduğunuve adaletin de, hukukun da sadeceonlar için olduğunu görürüz. Onlarınhırsızlıklarının, işkencelerinin, katli-amlarının üstünü örtmek için var ol-duğunu görürüz.

Çürüyen düzende adalet yoktur.Bu yüzden de, bu düzenin mahke-melerinden halk için adalet bekleme-dik, beklemeyeceğiz de. Devletin, so-ruşturmalara, mahkemeler gizlilik ka-rarı koyarak yaptığı katliamların üs-tünü örtmesine, kendisini aklamasına,katilleri korumasına da izin vermedik,vermeyeceğiz.

Duruşmaları yıllarca sürmesine,şehirden şehire sürülmesine, her de-fasında linç saldırılarıyla karşılaşıl-masına rağmen işkence ve katliamdavalarının peşini bırakmadık. 16-17Nisan Katliam Davası, Gazi KatliamıDavası, 19 Aralık Hapishaneler Kat-liam Davası, Birtan Altunbaş, EnginÇeber işkence davalarının ve dahaonlarca davanın, Berkin Elvan’ın ka-tillerinin bulunması talebinin peşinibırakmadık.

Gizlilik KararıSoruşturmalarıKapatmanın, Suçluları Gizlemenin Bir Aracıdır

Diyarbakır, Suruç, Ankara Kat-liamı’ndan sonra Dilek Doğan’ın polistarafından vurulduğu soruşturmadada İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi‘gizlilik’ kararı aldı.

Gerekçe; şikayetçi tarafın da dos-yayı incelemesinin soruşturmanın se-lametini tehlikeye düşüreceği...

Gizlilik ve kısıtlama kararı halktankaçırılan bütün davalar için kullanılantemel bir politika olmuştur. Devrim-cilerin kurulan komplolar sonucu yar-gılandığı yüzlerce dava için gizlilikve kısıtlama kararı verildi. Ne yargı-lananlar ne avukatları yargılamanınneye dayandırıldığını, niçin yargılan-dıklarını bilemediler. Hukuki durum-larından haberleri olmadan yargılan-

dılar. Yetmedi gizli tanıkları devreyesoktular.

Gizlilik kararı, gerçeklerin ortayaçıkmasından duyulan korkunun ifa-desidir. Tarihler boyunca halka karşısuç işleyenler bu korkuyu yaşamıştır.Korkularını baskı ve zorla, işkenceve katliamla bastırmışlardır. Bugünde böyledir. AKP faşizmi; katliamcı,soyguncu, sömürücü yüzünü gizlemekiçin halka savaş açmıştır. Baskı ya-salarıyla kendilerini korumaya almayaçalışıyorlar. Gerçekler ortaya çıkmasındiye bütün katliam davalarında, yol-suzluk davalarında, devrimcilere yö-nelik komplo davalarına gizlilik vekısıtlama kararı koyuyorlar.

Gizlilik kararları, kısıtlamalar, nekatilliklerini, ne hırsızlıklarını, neyağmacılıklarını gizlemeye yetmez!Bu düzenin yasaları, yargısı değil,halkın adaleti yakalarına yapışacaktır.

Bir ülkede halkın çocukları keyfişekilde işkence görüyor, vuruluyorve katlediliyorsa, halk da kendi ada-letini uygulamaya devam edecektir.

“Adil Yargılanma” ve“Savunma Hakkı”Halk İçin Değildir!

Burjuvazinin anayasasında, yasa-larında, uluslararası sözleşmelerinde“adil yargılanma” ve “savunma hakkı”üzerine çok sayıda kararlar vardır.Ama bu haklar birçok demokratikhak ve özgürlüklerde olduğu gibikağıt üzerindedir. Çoğu zaman uy-gulama tam tersidir.

Örneğin; Anayasa’nın 36. mad-desinde “Herkes, meşru vasıta ve yol-lardan faydalanmak suretiyle yargımercileri önünde davacı veya davalıolarak iddia ve savunma ile adil yar-gılanma hakkına sahiptir” denilmeksuretiyle savunma hakkının anayasalbir hak olduğu belirtilmektedir.

Ancak diğer yandan; Ceza Muha-kemeleri Usul Yasası’nda; hazırlıkaşamasında savunmanın dosya içeri-ğini incelemesi veya dosyadaki bel-gelerden örnek alması “Soruşturmanınamacının tehlikeye düşmesi”ne sebepolabileceği kanaatiyle, soruşturmayıyapan Cumhuriyet Savcısı’nın istemiüzerine, Sulh Ceza Hâkimliği’nce buhakkın kısıtlanabileceği hükmü yer

almaktadır. Bu kısıtlama kararınınpratik uygulamadaki şekli “gizlilikkararı”dır.

Davalara konulan ‘Gizlilik’ ve “kı-sıtlılık’ kararı ile sözde anayasal birhak olan “adil yargılanma” ve “sa-vunma hakkı” ortadan kaldırılır. Kı-sıtlılık ve gizlilik kararı kişinin endoğal hakkı “ne ile suçlandığını bilme’’hakkı gasp edilir.

Yine Anayasa dışında Avrupa İnsanHakları Sözleşmesi’nde de yargılan-mayı düzenleyen 6. maddesinde de“sanık müdafaasını hazırlamak içingerekli zaman ve kolaylıklarına sahipolmak’’ hakkına sahip olduğu belirtilir.

Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Ko-misyonu’nun ve gerekse de dahasonra oluşturulan Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi’nin içtihatları ile ortayakonulmuştur.

Buna göre, sözde silahların eşitliğiilkesi olarak “bir davaya taraf olanherkesin karşı taraf karşısında ken-disini önemli bir dezavantajlı konumdabırakmayacak şartlarda, iddialarınımahkemeye sunabilmesi için makulbir fırsata sahip olabilme” hakkıvardır ve “Kendisini savunmak isteyenbir sanığın soruşturma dosyasına eri-şim kolaylığı” olmalıdır.

Peki gerçek böyle midir? Bu haklarkullanılabiliyor mu? Hayır, gerçekbu kararların sadece kağıt üzerindeolduğu, gerçekte ise faşizmin hukukunişlediğidir. Yani ne “adil bir yargıla-ma”, ne de adil bir “savunma hakkı”vardır. “Adalet” ve “adillik”, faşizmindoğasına aykırıdır.

Gizlilik Kararı Alınan veKatilleri Korunan Dosya Örnekleri:

AKP’nin faşist yargısı yüzlercedava için gizlilik ve kısıtlılık kararıverdi. Bunlardan sadece çok bilinen-lere bile gözattığımızda soruşturmave davalara konulan gizlilik kararınınkatleden devleti korumak, devletinkatliamcı yüzünü gizlemek olduğuanlaşılacaktır.

�28 Aralık 2011 gecesi Hakka-ri’nin Uludere İlçesi’ne bağlı Gülyazı(Roboski) Köyü’nün yakınlarındadevlet 34 insanımızı F-16’larla bom-

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

99BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 10: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

balayarak katletti ve soruşturmayı yü-rütmekle görevli Uludere CumhuriyetBaşsavcılığı tarafından dosyaya "giz-lilik" kararı konuldu.

�18 Ocak 2013’te Gençlik Fe-derasyonu, İdil Kültür Merkezi, Yü-rüyüş dergisi, Halkın Hukuk Bürosuve evler, öğrenci yurtları basılarak55 kişi tutuklandı dosyaya gizlilikkararı konuldu.

�19 Şubat 2013’de 28 ilde“DHKP-C operasyonu” adı altındagözaltına alınan 184 KESK üyesi veKESK’e bağlı sendikaların yöneticisiKamu Emekçileri Cepheli memurların63’ü tutuklandı. Dosyaya gizlilikkararı verildi.

�11 Mayıs 2013 tarihinde Ha-tay’ın Reyhanlı İlçesi’nde 2 ayrı yerdepatlatılan bombalar sonucu 52 kişininhayatını kaybettiği, 128 kişinin deyaralandığı katliam davası; "görev-sizlik", "yetkisizlik", "güvenlik" ge-rekçesi ile Hatay Cumhuriyet Baş-savcılığı'nın talebiyle Yargıtay Cum-huriyet Başsavcılığı tarafından An-kara'ya nakledildi. AKP iktidarınınIŞİD ile olan ilişkilerini net bir şekildeortaya çıkaracak olan davalardan biriolan bu dava, "gizlilik" kararı adı al-tında, ölen insanların yakınlarındanve mağdur avukatlarından kaçırıldı.

�28 Haziran’da Diyarbakır'ınLice İlçesi Kayacık Köyü’nde karakolyapımına karşı çıkan halkın üzerineateş açıldı. Medeni Yıldırım katledildi.3’ü ağır 10 kişi yaralandı. MedeniYıldırım’ın öldürülmesi soruşturma-sına da Diyarbakır Cumhuriyet Baş-savcılığı tarafından hızla gizlilik kararıkonuldu.

�Kırıkhan ve Ceyhan’da MİT’eait silah yüklü TIR’ları durduran sav-cılar ve Albay’ın yargılanmasına ‘giz-lilik’ kararı konuldu.

�Diyarbakır'da 5 Haziran 2015’teHDP mitinginde gerçekleştirilen bom-balı saldırı sonucunda 5 yurttaşın ya-şamını yitirdiği, yüzlerce kişinin deyaralandığı katliam soruşturmasınada bir gün sonra, 6 Haziran günü Di-yarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ta-rafından "gizlilik" kararı getirildi.

�20 Temmuz 2015’te, Suruç'ta

34 insanımızın katledildiği bombalısaldırı da yargının jet hızıyla gizlilikkararı koyduğu dosyalardan oldu.Katliamın hemen ardından başlatılansoruşturmada 3 savcı görevlendiril-mesine rağmen, getirilen karar nede-niyle dosyanın üzeri örtüldü.

�24 Temmuz 2015 günü, GünayÖzarslan evde AKP’nin katil polisleritarafından katledildi. Soruşturmayahızla ‘gizlilik’ kararı konuldu. Delilleriyok etmek için Günay’ın elbiseleripolis tarafından çalındı.

�10 Ekim 2015 günü, 102 insa-nımızın öldüğü Ankara Katliamı içinde “soruşturmanın amacının tehlikeyedüşmesi” bahanesiyle devletin katilolduğu gerçeğinin üstünü kapatmakiçin gizlilik kararı verildi.

�Son olarak da, 18 Ekim 2015günü sabaha karşı kendi evinde vu-rularak katledilen Dilek Doğan’ın vu-rulması soruşturmasına, İstanbul Me-mur Suçları Soruşturma Bürosu’nuntalebi üzerine İstanbul 5. Sulh CezaMahkemesi; “şüpheli, şüpheli avu-katları ve diğer soruşturma faillerindosyayı incelemesi ve dosyadan örnekalmasının ‘soruşturmanın selameti’nitehlikeye düşüreceği” iddiasıyla giz-lilik kararı konuldu.

Yargı kimden yana? Kime karşıkimi korur? Hukuk düzeni kimdenyana? Çok net ortadadır.

Avukatlara belge verilmeyecek. Operasyona katılan polislerin kim-

likleri öldürme kastıyla ateş eden po-lisin ismi öğrenilemeyecek.

Görüldüğü gibi soruşturmanın se-lametini(!) değiştiren; AKP’nin poli-sidir, yargısıdır.

Katlettikleri insanların elbiseleriniçalarak, olay yerinden boş kovanlarıtoplayarak, sahte evrak ve belgelerhazırlayarak, CD’lere, harddiskleresuç teşkil edecek istediğiniz bilgileriyükleyerek komplolar kuran, delillerigizleyen, yok eden, değiştiren, sahtedelil yaratan, geçmişin itirafçılarını“gizli tanık” diye piyasaya süren,işine gelmediğinde kamera görüntü-lerini silerek savunma haklarını gas-peden devletin polisidir zaten. Sav-cılarla, yargıçlarla birlikte çalışan po-listir. Bu yüzden delilerden uzak tu-

tulması gereken de polistir.

“Gizlilik Kararı”Hukuksuzluğuna Teslim Olmayacağız!

Dosyalara konulan “gizlilik kararı”;AKP’nin katliamlarını gizleme, ‘failimeçhul’e düşürme aracıdır.

Halka karşı açtığı savaşta katillerikoruma, kollama aracıdır.

Komplolarını gizlemenin ve yenisaldırılar tezgahlamanın aracıdır.

Gizlilik kararı, “terörist” dediğiherkesi vurma yetkisinin verilmesi-dir.

“Faili meçhul” yoktur. “Faili meç-hul” denilen her katliamın faili dev-lettir.

Burada sadece küçük bir bölümünüyazdığımız gizlilik ve kısıtlama kararıkonulan katliam ve komplo davala-rından da görüleceği gibi; gizlilik ka-rarı verilen hiçbir dosyada faillerdenhesap sorulmaması, bu uygulamanın"failleri gizleme" mekanizmasına,“faili meçhul” statüsüne dönüştüğününkanıtıdır. Çünkü AKP iktidarı boyuncagerçekleşen katliamlarda katiller ortayaçıkarılmadı.

AKP faşizmi katliamlardaki rolünügizlemek için gizlilik kararı aldırdı.Failleri verdiği gizlilik kararı ile ko-ruyan yargı, katliamın mağdurlarınıise defalarca gözaltına alarak, suçluilan etti.

Halkımız!-AKP faşizmi, polislere halkımızı

ve devrimcileri öldürme özgürlüğüveriyor. Katiller sürüsü, geceyarısıevlerimizi basıyor, gençlerimizi kat-lediyor.

-Katliamlarını gizlemek, katilpolislerini korumak için davalara giz-lilik kararları koyduruyor.

-Gizlilik ve kısıtlama uygulaması,AKP’nin faşist hukukunun yasal sah-tekarlığıdır.

-Gizlilik kararı hukuksuzluğunukabul etmeyeceğiz!

-Gizlilik kararı konulan bütün kat-liamlarda “gizli” olan hiçbir şey yoktur.Fail bellidir, faili devlettir.

-Dilek Doğan’ın katili de devlettir. -Katil devlet hesap verecek!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!110

Page 11: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

“Kırdılar çiçekli dallarımızı tükürdüler içine ekmeğimizin ağrıttılar ağrımızı ağrıttılar dünya dünya ağrıttılar vatan vatan"18 Ekim sabahını kana buladı po-

lisler, IŞİD’e yönelik diye başlayanbaskınlarda Küçükarmutlu’da DilekDoğan’ı göğsüne sıkılan tek kurşunlavurdu polisler. Dilek’in 8 gün sürenyaşam direnişine binler ortak oldu,hastane önünde yeni bir mevzi kurul-du.

Halk Cepheliler, TAYAD’lılar bukaçıncı evladımız faşizmin katlet-meye çalıştığı diyerek sahiplendiDilek’i. Ve çoğaldılar her geçengün. Göğsünde bir nefes olmak içinakın etti halk hastane önüne...

Acılarını hesaba dönüştürdü HalkCepheliler, Emrah Doğan’la beraberbaşladılar açlık grevine, Dilek’i vu-ranlar yargılansın diye...

25 Ekim günü ise öfke daha dabüyüdü, bir ceylan yumdu gözünüdünyaya. Başında cellatları ve Men-gele artıkları, kaçırdılar Dilek’i.

Ölüm haberini ailesine saatler sonravererek, öfkeyi bir kat daha arttırdılar.Dilek’in ölüm haberini alır almazakın etti halk hastaneye. 3 saat sonrahaberi geldi ailesine, avukatlarına,yoldaşlarına; DİLEK ŞEHİT DÜŞ-TÜ...

Dilek’in kaçırılarak Adli Tıp’agötürülmesi üzerine herkes orayagitti bu kez, cenazeyi alıp aileninistediği biçimde defnedebilmek için.Adalet için, Şafak, Bahtiyar, Elif,Günay, şimdi de Dilek için “yoğungüvenlik önlemlerine” karşı HalkCepheliler direndi, ölümsüzdür pan-kartı ve hesap soran sloganlarıyla.

Dilek’i kaçıran alçaklar, otopsiyeavukatlarını almadı, iki Dev-Genç’liile başlayan oturma eylemi de bü-yüdü gittikçe. Sorulacak hesap bü-yüdü, sloganlara her dakika yenibir ses daha eklendi, “Elif ŞafakBahtiyar, Yıkılacak Saraylar...”

Halk Cepheliler Adli Tıp önünde,halkın avukatları ve ailesi bahçedebekledi Dilek’i. Emrah Doğan HalkCepheliler’in yanına geldi daha son-

Armutlu’nun Yiğit Kızı Dilek Binlerle Uğurlandı...

11 1BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 12: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ra, dik duruşuyla, sloganlarıyla kar-şıladı Halk Cepheliler’i...

Dilek’i katleden polislerin kar-şısında, Berkince, Şafakça çoğaldıHalk Cepheliler, adalet için toplan-dılar, geceyi aydınlatacak, adaletihalkın savaşçıları sağlayacak diye...

Gece saat 02.00 olduğunda iseDilek yoldaşlarına kavuştu, Armut-lu’dan gelen cenaze aracının arka-sındaki konvoyla gidildi mahalleye.

Armutlu halkı zılgıtlarla karşıladı,bağrına bastı kızını. Kortejler oluş-turulup cemevine gidildi. Armutluhalkı düşmanın saldırısını bir kezdaha boşa çıkardı Dilek’in cenazesinisahiplenmekle. Halkı ölümlerle, kat-liamlarla teslim almaya çalışan düş-man umduğunu elde edemedi.Cemevinin bahçesine gelindiğindeDilek’in annesinin feryatları yırttıgecenin karanlığını...

Dilek’in cenazesi morga yerleş-tirildikten sonra cemevinin bahçe-sinde nöbet tutulmaya başlandı. Ateşyakılıp Dilek için türküler söylendi.Nöbet tutanlar için yemek hazırla-nırken bir yandan da ertesi günehazırlık yapılmaya başlandı.

***Kırdılar dalımızı Dilek! Senin o

gülen yüzünü, o kara kirpikleriniçaldılar bizden, elbet bizim de gü-nümüz gelecek Dilek... İyi tanır bizidüşman, bir şafak vakti çıkar gelirizkaranlıkta, gecekondulardan gelirizve aydınlatırız geceyi...

Armutlu’yu bilenler Dilek’i de bi-lirler. Asidir Dilek, cesurdur, kimseyeboyun eğmez. Kanında vardır Dilek’in,yüreğinde vardır zalimin zorbalığınadirenmek... Daha küçüklüğünden ta-nıdığı devrimcilerden almıştır bu ruhu;Sultanlar’dan, İpekler’den, İbrahimÇuhadarlar’dan... Asidir Kürt kızı;onun için önce onuru gelir, ölür de

baş eğmez düşmana. Yine öyle oldu,boyun eğmedi Dilek ve ömrünün ba-harında düştü toprağa. Katil polis aldıonu elimizden...

Armutlu alışkındır gece yarılarıyapılan polis baskınlarına. Dilek detanık oldu defalarca kez bu baskınlara.Kimbilir kaç kez uykusunu kirlettikatil sürüleri. İlk değildi bu, nedenimalum “sabıkalı konduların” “olağanşüpheli” kızıydı Dilek. Suçu belliydi;katillere ”evimi böyle kirletemezsiniz,canınızın istediği gibi dağıtamazsınız”dediği için vurdular onu. Annesi diyorki: “İnsan değil bunlar, korkaklar. İn-san olan bir ceylanı uykusunda vururmu?” Bir ceylan gibi güzeldi Dilekve bir şafak vakti hiç hesapta yokkenkıydılar ceylanımıza. Babası ona bak-maya kıyamazken katil sürüleri aldılaronu. 26 Ekim sabahı Küçükarmutlumahallesi cemevinde Dilek’i son yol-culuğuna uğurlamak için toplandı bukez. Binlerce insan ve Dilek’in hesa-bının sorulacağına dair kararlılık vardıgözlerde.

Sabahın erken saatlerinden iti-baren insanlar İstanbul’un farklı il-çelerinden gelmeye başladılar. Saat12.00 sıralarında başladı anma töreni.Önce ailesi Dilek’i görmek için mor-ga girdi, morgtan ağıt sesleri yük-seldi. Sonra cemevi bahçesine çı-kartılarak kızıllar ve çiçekler içindehalkın ziyaretine çıktı Dilek. Tektek selamladı arkadaşları, yoldaşları,emekçi Armutlu halkı Dilek’i.

Armutlu’dan slogan ve marş ses-leri yükseldi, “Katil devlet hesapverecek” sloganı bir tokat gibi çar-pıyordu Armutlu karakolunun du-varlarına... Korkudan burunlarını çı-karamıyorlardı katil sürüleri.

Selamlamanın ardından bir basınaçıklaması gerçekleştirildi, Av. OyaArslan hukuki süreci ve dosyaya

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!112

Page 13: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ilişkin hukuksuzlukları anlattı. SonraDilek’in annesi Aysel ve abisi EmrahDoğan katillerin peşini bırakmaya-caklarını vurguladılar. Halk Cephesiadına kapılan konuşmada Dilek’inartık direniş ve boyun eğmeme sem-bolü olduğu, katil polislerin evleri-mize, mahallelerimize rahat rahatgiremeyecekleri, seçimlerin çare ol-madığı belirtildi ve tüm ezilen halk-lara direnme çağrısı yapıldı.

Açıklamanın ardından cemevindeyemek verildi ve helallik alınmakiçin kızıl bayraklarla Dilek’in evinedoğru yürüyüş başladı. Dilek, hersabah adımladığı sokaklarını bu kezeller üstünde, kızıllar, çiçekler içindegeçti... Dilek’in evinin önünde he-lallik alındı ve kitle yine aynı öfkeve kararlılıkla Dilek’i Maraş’a uğur-lamak üzere meydana doğru yürüyüşegeçti. Meydanda Grup Yorum ve sa-natçılar halkla beraber kavga türkü-lerini seslendirdiler. Ve Dilek alkış-larla, zılgıtlarla cenaze aracına ko-nuldu. Maraş’a gidecekler otobüstekiyerlerini alarak yola çıktılar.“Öleceğiz el etek öpmektenseölümün gül dudaklarından öpeceğizhem de pervasız asi bir tebessümle...”

Böyle diyordu Dilek. “Namertlereboyun eğmektense ölümün gül du-daklarından öperim” diyordu ve birşafak vakti ölümün gül dudaklarındanöptü... Biz de senin gülen yüzündenöperiz Dilek, senin göğsünü deler birkızıl karanfil, tüm ezilen halkların yü-reğine ekilen bir fidansın. Yeşerip ço-ğalacaksın... Gözün arkada kalmasınDilek, bir şafak vakti soracağız hesa-bını...

Maraş’ın Kara Gözlü KızıÖlümsüzlüğe Uğurlandı

“Hala duruyor mu tellerinde o mavi kargalarıMaraş topraklarının?O karamuk çalıları,o çoban döşekleriO Müslüman kayalar?Beni sordun mu gözüm, o kanlı topraklarınMenekşeli sabahlarından?Çıkınımda kara zeytin bile yokKara alman kelepçesi bileklerimde”

27 Ekim sabahı konvoy halindecenaze köye getirildi. Burada cenazeyiDilek’in akrabaları ve köy halkı kar-şıladı. Cenaze hazırlandıktan sonrakortejler oluşturuldu, kadınların om-zunda tabutla cemevine doğru yürüyüşegeçildi. “Dilek Doğan Ölümsüzdür /Halk Cephesi” pankartının arkasındatoplanan kitle, öfkeli ve böyle yiğitbir kızları olduğu için gururluydu. Yü-rüyüş boyunca sık sık “Katil DevletHesap Verecek, Anaların Öfkesi Ka-tilleri Boğacak, Katillerden HesabıDHKC Soracak, Dilek Doğan Ölüm-süzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödete-ceğiz, Kahramanlar Ölmez Halk Ye-nilmez” sloganları gür bir şekildeatıldı. Cenazeye tüm köy halkı veçevre ilçelerden, illerden yoğun katılımvardı. Sonra köyün cemevinde dedeninokuduğu dua ile helallik istendi. TA-YAD adına yapılan konuşmada “DilekDoğan evinde sorgusuz sualsiz katle-dildi. Sadece evine gelen polise ‘galoşgiyin’ dediği için vuruldu. Bu kadarkorkuyorlar halktan. AKP yönetememekrizi yaşadıkça halka saldırıyor. Bizikatliamlarla bitiremezler.” denildi.

Hemen cemevinin yanındaki me-zarlıkta sloganlar ve Kürtçe ağıtlareşliğinde cenaze toprağa verildi. Mezarçiçeklerle ve kırmızı flamalarla süslendi.Burada yapılan anmada saygı duruşuyapıldı. Halk Cephesi adına yapılankonuşmada devletin yıllardır katliam-larla halkı teslim almaya çalıştığı,AKP’nin halka karşı savaş açtığı, halkçocuklarını katlederek halka korkusalmaya çalıştığı anlatıldı. “Buradanherkese duyuruyoruz. Maraş’ın karagözlü, kara kaşlı, gözü kara kızı; he-sabın mutlaka sorulacak! Sen Armut-lu’nun güzel kızı, sen Hasan Ferit’inyoldaşı, davan mahşere kalmayacak!Hesabını soracak abilerin, yoldaşlarınvar. Katillerin yataklarında rahat uyu-yamayacaklar. Analarımızın gözündekiyaşın bir karşılığı mutlaka olacak,adaleti mutlaka sağlayacağız, sanamezarın başında söz veriyoruz” denildi.“Bize Ölüm Yok” marşının okunma-sıyla anma sona erdi. Daha sonra HalkCepheliler cemevindeki yemeğe ka-tıldılar. Ailenin evini ziyaret edip tekrarbaşsağlığı dileyip köyden ayrıldılar.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

11 3BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 14: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

25 Ekim’de Dilek Doğan’ın yaşa-mını yitirdiği haberinin duyulmasın-dan sonra Halk Cepheliler bir çokyerde hesap soran eylemler yaptı.

İSTANBULOkmeydanı:

Dilek Doğan’ın şehit olduğu habe-rini alan Okmeydanı halkı, OkmeydanıSibel Yalçın Parkı’nda toplanarakyürüyüşe geçti. Okmeydanı halkı DilekDoğan’ın öfkesiyle Okmeydanı ŞarkKahvesi’nde caddeyi trafiğe kapattı.Caddeye gelen bir tane akrep aracıhalka gaz bombası ve plastik mermiler-le saldırdı. Halk, polislere taşlarlamüdahale etti ve Dilek Doğan’ın öfke-siyle akrep aracını mahalleden kovdu.Katiller korkakça ve azgınca tekrar gel-diler, bu sefer 8 tane akrep aracı mahal-leye girdi. Halk, bu seferde katil polis-lere taşlarla direndi.

Gazi: Gazi Mahallesi Kara Gözlü Kızı

Dilek Doğan’ı Selamladı!25 Ekim akşamı Dilek Doğan’ın

şehit düştüğünün öğrenilmesi üzerineGazi Mahallesi’ndeki HalkCepheliler harekete geçti ve Dilek’inkatillerini halka anlatmaya başladılar.

İki ayrı grup halinde GaziMahallesi Nalbur Bölgesi’nde sesliçağrıya çıkıldı. Halka, DilekDoğan’ın nasıl katledildiği anlatıldı;şehitliği halka duyuruldu. Aynızamanda hemen Adli Tıp’a şehitleri-ni sahiplenmeye gidileceği duyurul-du. Sesli çağrıya çıkan gruplar çağrıdevam ettikçe kalabalıklaştı. Hep bir-likte sloganlarla yürüyüşe geçildi.Gazi Halk Meclisi önüne kadar

yüründü. Kahveler gezilerek boşaltıl-dı. 25 yaşında bir genç kadın katledil-mişken kimsenin kahvelerde oyunoynayamayacağı anlatıldı. Dahasonra buradan bir grup Adli Tıp’a git-mek üzere yola çıktı. Kalanlar iseyürüyüşe geçti ve tencere-tava eyle-mine geçildi. Katillerden hesap soranGazi halkı, Cephelilerin öncülüğündesaatlerce çatıştı; Dilek’in hesabınısordu. Eylem iradi olarak bitirildik-ten sonra Armutlu’ya geçildi.Dilek’in nöbeti tutuldu.

Sabah saatlerinde tekrar Gazi’yegeçildi. Bir grup ara sokaklara sesliçağrıya çıktı. Bir diğer grup otobüskonuşmaları yaptı ve Gazi halkı DilekDoğan’ın cenaze törenine katılmaküzere Armutlu’ya çağrıldı. AyrıcaGazi Mahallesi’nde Dilek Doğan’ıselamlayan yazılamalar yapıldı.

Bağcılar:21 Ekim’de saat 17.30 sıralarında

Cepheliler Bağcılar Yenimahalle’deTavukçu Köprü Caddesi’nde bulunan2 kahvehaneye girerek Dilek Doğanhakkında sesli çağrıda bulunularakhakkında bilgilendirme yaptı.

İkitelli: İkitelli’de 25 Ekim’de Dilek Do-

ğan’ın şehit düşmesinin ardından ma-hallenin her yanına Dilek’i sahiplenen,katillerinden hesap soran yazılamalaryapıldı. “Dilek Doğan’ın Hesabını So-racağız! DHKP-C” ve benzeri içerikteyazılamalar yapıldı.

Devrimci İşçi Hareketi:Dilek Doğan’ın yaşamını yitirme-

siyle ilgili 27 Ekim’de açıklama

yaptı. Açıklamada; “AKP’nin katilpolisi; işkencecisi “Karadayı” DilekDoğan’ı katletmenin ve işkenceleri-nin katliamlarının hesabını verecek-sin!” vurgusu yapıldı.

Oya Baydak direniş çadırında daDilek Doğan için 28 Ekim’de masaaçıldı. Masa çalışmasında halkaDilek Doğan’ın nasıl katledildiği ileilgili bilgilendirme yapılarak adalettalebi dile getirildi.

ANKARA:Kızılay Yüksel’de 26 Ekim’de

saat 18.00’da Ankara Halk CephesiDilek Doğan’ın katledilmesi ile ilgiliseslerini duyurmak ve katilleri teşhiretmek için açıklama yapıp 10 dakika-lık oturma eylemine geçti.Yaptığımız açıklamada halka sık sıkDilek Doğan’ın hesabını soracakları-nı, halk çocuklarını katletmenin nedemek olduğunu AKP’ye öğretecek-lerini dile getirdiler.

ANTEP:Antep’te Halk Cepheliler, 25

Ekim’de Dilek Doğan’ın şehitlik ha-berini alır almaz Düztepe Mahallesiduvarlarına Dilek’in ismini nakşettiler.Yapılan yazılamalarda 2 adet “DilekDoğan Ölümsüzdür!” 1 adet “Dilek’inHesabını Soracağız! Halk Cephesi”imzalı yazılamaları duvarlara işledi-ler.

26 Ekim’de de Antep ÖzgürlüklerDerneği önünde Halk Cepheliler“Dilek Doğan Ölümsüzdür! HesabınıSoracağız/HALK CEPHESİ” yazılıpankartı açarak, sloganlar atarakhalkı Dilek Doğan adalet istemeyeçağıran yürüyüş düzenlediler.

Dilek’in Hesabı Mahşere Kalmayacak!Katil Polis Hesap Verecek

Antep Ankara

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!14

Page 15: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

DERSİM:Dersim’in Gazik Mahallesi’nde Atatürk Anadolu

Lisesi önünde Liseli Dev-Genç’liler Dilek Doğan için26 Ekim’de basın açıklaması yaptı. Liseli Dev-Genç’liler okulun önünde “Katil AKP Dilek Doğan’ıKatletti, Hesap Soracağız! Liseli Dev-Genç” imzalıpankart açtı.

ANTALYA: Antalya’da Halk Cepheliler 26 Ekim’de Dilek

Doğan ile ilgili basın açıklaması ve 15 dakikalık oturmaeylemine geçildi. Eyleme 50 kişi katıldı.Antalya Dev-Genç’liler Attalos Meydanı’nda aynı gün,Dilek Doğan için basın açıklaması ve oturma eylemiyaptı. Eyleme sesli çağrılar ve sloganlarla giden Dev-Genç’liler meydanda ve otobüste ajitasyon çekti.

HATAY:Cepheliler 26 Ekim’de Dilek Doğan’ın yaşamını yi-

tirdiği haberini aldıktan sonra şu açıklamada bulundu:“Bir fidan daha düştü toprağa, AKP faşizmi bir canımızıdaha katletti! Dilek Doğan katillere; “evime kirli postal-larınızla giremezsiniz” dedi ve katledildi! Bu kadar saf,bu kadar temiz… Dilek sana söz, katillerini bulacak;halkın adaletini sağlayacağız! Hatay sokaklarına nakşettiksana verdiğimiz adalet sözümüzü… Ve bu nedenle Hatayduvarlarına adını ve düşmana olan kinimizi işledik”.“Dilek Doğan’ın Hesabı Mahşere Kalmayacak”, “DilekDoğan Polis Kurşunuyla Vuruldu Hesap Soracağız”,“Dilek Doğan’ı Katledenlerden Hesap Soracağız-Cephe”imzalı yazılamalar yapıldı.

ELAZIĞ:Halk Cephesi, 26 Ekim’de saat 12 sularında Fevzi

Çakmak Mahallesine “Dilek Doğan Ölümsüzdür - HalkCephesi” imzalı pankart astı.

Dev-Gençliler, AKP’nin katil polislerinin katletme-ye çalıştığı Dilek Doğan’a destek olmak için 21Ekim’de, kaldığı Okmeydanı Hastanesi önünde birbasın açıklaması yapmak istedi. “Katliamcı AKP DilekDoğan’ı Vurdu! Hesap Soracağız! Dev-Genç” yazılıpankartlarını açarak halka açıklama yapmaya başlayanDev-Genç’lilere, AKP’nin katil polisleri kalkanları,copları, plastik mermileri ve biber gazlarıyla saldırdı.Saldırı ve eylem sırasında Dev-Genç’liler sloganlar ata-rak polise direndiler. 40 kişinin katıldığı ve plastik mer-minin kullanıldığı eylemde AKP’nin katil polisi DilekDoğan’ın babasına ve abisine coplarla saldırdı.

Halkın Mühendis Mimarları da 25 Ekim’de hasta-ne önünde açıklama yaptı. 40 kişinin katıldığı basınaçıklamasının ardından yarım saatlik oturma eyleminegeçildi.

İdil Kültür Merkezi de 22 Ekim’de aynı içerikte 19kişinin katılımıyla hastane önünde açıklama yaparak,katliamla, faşist terörle halkın teslim alınamayacağıvurgusu yaptı.

Kamu Emekçileri Cephesi de 24 Ekim’de aynı içe-rikte yine hastane önünde açıklama yaptı.

Alibeyköy Halk Cephesi 22 Ekim’de Saya Yokuşuve Cengiz Topel’de 7 kahvede konuşmalar yaparak,Dilek Doğan’ı sahiplenme çağrısı yaptı.

İkitelli Halk Cepheliler 22 Ekim’de 5. kat bölge-sindeki kahvelerde Dilek Doğan ile ilgili kahve konuş-ması yaptı.

Armutlu’da 24 Ekim’de 4.bölgede 100 adetYürüyüş Dergisi dağıtılarak insanlar Dilek için yürüyü-şe katılmaya çağrıldı.

Dilek Doğan’a DestekEylemine Polis

Saldırısı,Tüm SaldırılarınızınHesabını Soracağız!

Antalya

Dersim

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

1 5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 16: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Armutlu Armutlu’da Halk Cepheliler 22

Ekim’de mahalle halkıyla birlikte“Adalet Mumu Eylemine” çağrı için,2. ve 3. bölgede evlerin kapılarınaküçük not kağıtları yapıştırdılar. Ay-rıca, Halk Cepheliler de esnaflarıgezerek mum yakma eylemine vekepenk kapatma eylemine çağrıdabulundular. Yapılan çalışmalara 5kişi katıldı.

Yoğun Yağmura rağmen adaletmumlarımızı yakmak için bir ara-daydık.

23 Ekim’de Armutlu Halk Meclisiolarak meydana adalet mumları ya-kıldı. Eyleme 30 kişi katıldı.

Armutlu Halk Meclisi

Bahçelievler:Halk Cepheliler 22 Ekim akşamı

saat 22.00’da Bahçelievler’de halkınmatbaaları olan duvarlara yazılamayaptı. İki ayrı yere “Dilek DoğanYalnız Değildir!”, birer adet “DilekDoğan Onurumuzdur!” ve “Dilekİçin Adalet İstiyoruz! Halk Cephesi”imzalı yazılama yapıldı. Ayrıca Cep-heliler tarafından mahalle duvarlarına“Dilek Doğan’ın Hesabını Soracağız/ Cephe” ve “Katledilen Çocukları-mızın Hesabını Soracağız / Cephe”yazılamalarının nakşedildiği görül-dü.

Bir sonraki gün Halk Cephelilertarafından Dilek Doğan’ı sahiplenmekamaçlı 1 adet “Polis Kuruşunu İleVurulan Dilek Doğan Onurumuzdur/Halk Cephesi” pankartı Pazar Cad-desi’nin meydanına asıldı. Halk Cep-heliler 24 Ekim’de ise Büyük HalkMeclisi toplantısıyla ilgili 50 afişastı.

Bağcılar:23 Ekim’de Dilek henüz hasta-

nedeyken yapılan yazılamalarda in-fazcıların açıklanması talebi halkaulaştırıldı. Dilek’in şehit düştüğü 25Ekim’de ise şehitlik haberinin alındığı20.00- 21.00 sıralarında Yenimahallecivarında 8 adet yazılama ile Dilekselamlandı ve hesap sorulacağı ilanedildi.

ADANA: Adana’da 20 Ekim’de yapılan

operasyonları protesto etmek amacıylaHalk Cepheliler tarafından aynı geceTellidere, Mavi Bulvar ve Baraj Yo-lunda “Operasyonların Hesabını So-racağız”, “İşkence Yapmak Şeref-sizliktir”, “Berkin İçin Adalet İstemekSuç Değildir” ve 4 adet “Adalet İs-tiyoruz” yazılamaları yapıldı.

Dilek Doğanı Kim Vurdu? Hesap

Soracağız!20 Ekim iki Dev-Genç’li Çağlayan adliye-

sine üstlerinde “Dilek Doğan’ı Kim Vurdu”tişörtleriyle gittiler. Dev-Genç’lilerden biriadliyeye girdi. İçeride “Dilek Doğan’ı vuranbelli katilleri neden saklıyorsunuz! Savcılarıgörevlerine çağırıyoruz! Dilek Doğan’ıvuranlar açıklansın” şeklinde ajitasyon çekti.

AKP’nin katil polisleri Dev-Genç’liyeişkence yaparak gözaltına aldı ve para

cezası kesildi. Diğer Dev-Genç’liyi adliyeye almadık-ları için o adliyenin C kapı-sında üzerindeki “DilekDoğan’ı Kim Vurdu” tişör-tüyle ajitasyon çekerek,

“Dilek Doğan YalnızDeğildir” sloganı attıktan sonra

işkenceci polislerin saldırısınauğrayarak gözaltına alındı. Dev-

Genç’liler “Buradan AKP’nin katil pol-islerine ve onun işbirlikçi ÖGB’lerine sesle-

niyoruz döktüğünüz her damla kan için misliylecevabınızı alacaksınız” açıklamasında bulundu.

Bahçelievler

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!16

Page 17: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

İSTANBUL

Gülsuyu: Gülsuyu Cephe Milis-leri, 26 Ekim’de uzun namlulu si-lahlarla, molotoflarla Gülsuyu-Gü-lensu’da Dilek Doğan’ın şehitliğiniselamladı. Molotoflarla yollar ateşeverilip, trafiğe kapatıldıktan sonraçekilen ajitasyonlarda Ankara’nın,Suruç’un ve Kürdistan’da yaşanankatliamların ve Dilek Doğan’ın hesabısorulacağı söylendi. Halk da alkış-larıyla destekledi. Havaya ve mobe-seye ateş edilerek havai fişekler pat-latıldıktan sonra eylem iradi olarakbitirildi.

Eylemle ilgili olarak, CepheMilisleri şu açıklamayı yaptı: “DilekDoğan evinde AKP’nin kiralık ka-tillerince vuruldu. 1 haftalık yaşammücadelesinden sonra şehit düştü.

Elbette bu tarz infazlarkatliamlar yeni değildir,belli ki son da olmaya-cak. Bir başbakan çıkıpda “AKP iktidardan gi-derse beyaz Toroslar or-taya yeniden çıkar” der-se kiralık katilleri deDileklerimiz’i katleder.Ancak bizler Cepheliyiz.

Tüm dünyadaki haksızlıklara, zulme,katliamlara karşı savaşıyoruz, sava-şacağız da. Dilek’in de hesabını,tıpkı Berkin’imizin hesabını sordu-ğumuz gibi soracağız. Elif, Şafak,Bahtiyarlar’ımızla soracağız”.

İZMİR:

İzmir’in Bayraklı ilçesi DoğançayMahallesi’nde 26 Ekim’de saat22.30’da Cephe Milisleri Dilek Do-ğan’ı selamlamak amacıyla korsaneylem düzenledi. “Dilek Doğan’ınKatili AKP’dir, Hesap Soracağız! -CEPHE” imzalı bomba süslü pan-kartla Doğançay Meydanı’na çıkanCepheliler, molotoflarla yolu trafiğekapadı. Çöp konteynerleriyle yolabarikat kuran Cepheliler “Dilek Do-

ğan Ölümsüzdür”, “Umudun AdıDHKP-C”, “Titre Oligarşi Parti-Cep-he Geliyor”, “Katillerden HesabıDHKC Soracak”, “Cüret, Direniş,Savaş Yaşasın Önderimiz DursunKarataş” sloganlarını haykırarak pan-kartlarını mahalle meydanına astılar.

Cepheliler halka yönelik çektikleriajitasyonda “Halkımız, bizler Cep-helileriz, katilin kim olduğunu bili-yoruz! Dilek Doğan’ın katili AKP’dir.Faşizm azgınlaştıkça halka saldırıyor,katlediyor. Bunlar ancak bizim so-rulacak hesabımızı büyütüyor, öfke-mizi büyütüyor. And olsun ki DilekDoğan’ın hesabını soracağız!” dedi.

Ardından havaya birçok kez ateşedilerek Dilek Doğan selamlandı. 20dakika süren eylem iradi olarak biti-rildi. Meydana asılan pankart eylemin1 gün sonrası hala meydanda asılıydı.Halkın bomba süslü pankarttan kork-mayarak önüne tezgâh açması dikkatçekti. Pankartın önüne tezgâh açanbir amcaya kahveden bir kişi “Bunlarbizim çocuklar, halka karşı bir şeyyapmazlar” diyerek Cephe’ye olangüvenlerini gösterdi.

Dilek Doğan’ı Katleden Devlettir! Hesap Soracağız!Cephe Milisleri Dilek Doğan'ı Selamladı!

Cephe milisleri olarak 26 Ekim saat 04.00 sıralarındaOkmeydanı Örnektepe bölgesinde bir ekip aracını yaylımateşine tuttuk.

Dilek Doğan, Küçük Armutlu’da polisin “DHKP-C” operasyonu adı altında yaptığı operasyonda evindevurularak hastaneye kaldırıldı. Dilek Doğan 8 gündüryoğun bakımda tutuluyordu ve 25 Ekim akşamı şehitoldu.

Biz Cephe Milisleri olarak Dilek Doğan’ın hesabınısormak için Okmeydanı Örnektepe’de bir polis aracınıyaylım ateşine tuttuk. Katiller aracın içinde mermilerimizehedef olmamak için iki büklüm son hız kaçtılar. CepheMilislerimiz bulundukları bölgeden güvenli bir şekildegeri çekilip eylemi iradi olarak bitirdiler.

Dilek Doğan’ın gencecik bedeni altında ezileceksinizkatiller!

Dilek Doğan’ın polis tarafından katledilmesininsebebi katillere “galoş giyin” demekti.

Siz galoş giymediniz ama kefen giyeceksiniz!

Dilek’in hesabını silahlarımızla ve bombalarımızlasoracağız. Anaların gözlerinden akan yaşların hesabınısoracağız!

DİLEK DOĞAN ÖLÜMSÜZDÜR!

DİLEK DOĞAN’IN HESABINI SORACAĞIZ!

YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞPARTİSİ-CEPHESİ!

CEPHE MİLİSLERİ

Siz Galoş Giymediniz Ama Kefen Giyeceksiniz!

İzmir

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

1 7BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 18: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

6-8 Ekim 2014’te IŞİD’in Ko-banê’ye saldırısını protesto ey-lemlerinde AKP polislerinin vekontra çetelerinin saldırıları so-nucunda 40’ın üzerinde HDP’likurşunlanarak, linç edilerek kat-ledildi.

AKP beslemesi IŞİD’in Ko-banê’ye saldırısında AKP iktida-rının açık desteğini de protesto etmekiçin HDP Eş Genel Başkanı SelahattinDemirtaş halkı sokaklara çağırdı.

Ülkenin dört bir yanında; gerekHDP kitlesi, gerekse devrimci demokrather kesim IŞİD saldırılarını protestoetmek için alanlara çıktı.

Faşist AKP iktidarı halkın protestoeylemlerine “AKP’ye karşı yapılmışikinci bir Gezi Ayaklanması” diyerekpolisler tarafından doğrudan katliamamaçlı kitlenin üstüne ateş açıldı. On-larca kişi, polisin doğrudan açtığı ateşsonucunda katledildi.

AKP katliamları polisin saldırılarıylada sınırlı kalmadı. Kürdistan’da Hüda-Par olmak üzere gerici sivil faşistleri dedevreye sokarak birçok ilde baltalarla,satırlarla, döner bıçakları ile, pompalıtüfeklerle polis korumasında halkın üze-rine saldırttı. Kürt halkımıza ait yüzlercedükkan yakıldı, yıkıldı. İzmir’de birHDP’li linç edilerek katledildi.

6-8 Ekim tarihlerinde üç gün sürenprotesto eylemleri sonucunda 10’uHüda-Par’lı olmak üzere toplam 53kişi öldü.

Protesto eylemleri bizzat İmralı’danÖcalan’ın “çözüm sürecinde ikinciaşamaya, yani ‘müzakere’ aşamasına”geçildiği söylenerek eylemlerin biti-rilmesi çağrısı yapıldı. Kobanê’de IŞİDkuşatması sürerken Kürt milliyetçi ha-reket protesto eylemlerini bitirdi.

AKP cephesinden ise “Devlet guven-liği tesis edilmeden hiçbir şey konuş-

mayız. Kimseye verilmiş taahhudumuzyok” açıklamaları yapıldı. “Devlet gü-venliğinin tesisi” için katliamlar da,gözaltı terörü de sürdü.

Bu protestolarda 53 kişi katledildi;ancak HDP’lilerin dışında yargılanankimse yok.

Katledilen 40’ın üzerinde HDP’linincenazeleri ne zaman, nerede, nasıl kal-dırıldı; kimsenin haberi bile olmadı.Öyle ki, kaç HDP’linin katledildiğibile doğru düzgün açıklanmadı.

Kürt milliyetçi hareket, “çözümsüreci bozulacak” diye adeta Kobanêprotestolarında katledilenlerin adınıbile telaffuz etmedi... Bugün de halaKobanê protestolarında 40’ın üzerindeHDP’li sanki hiç katledilmemiş gibikatliamın adı anılmıyor.

Demirtaş, AKP’nin açıklamalarına“hukumet çözum surecini bitirmekistese de biz her koşulda çözum surecidiyeceğiz” diyerek ne kadar uzlaşmacıolduklarını ispatlamaya çalıştı.

AKP ise tam tersine, sanki 40’ınüzerinde HDP’liyi katleden kendilerideğilmiş gibi HDP’yi suçlu ilan etti.Eş Başkan Selahattin Demirtaş halkıprotesto eylemlerine çağırdığı için “be-del ödeyecek” diyerek suçlu ilan etti.

Selahattin Demirtaş Kobanê protes-toları için halkı sokaklara çağırdığı içinhata yaptıklarını açıkladı. Özür diledi.

Ancak Kürt milliyetçi hareketintüm uzlaşmacı politikalarına rağmenAKP hala Kobanê protestolarından do-

layı öldürülen 53 kişinin sorum-luluğunu da HDP’ye yükleyereksuçlamalarına devam ediyor.

Suruç’ta AKP33 Kişiyi Katletti!Kürt MilliyetçiHareketin

Uzlaşmacılığı YineKatliamın Üstünü Örttü!

20 Temmuz 2015’te SosyalistGençlik Derneği Federasyonu’nunçağrısıyla Kobanê için toplanan yar-dımları göturmek için Urfa’nın Suruçİlçesi’nde durdurulup Kobanê’ye geç-mesine izin verilmeyen 300 kişilikgrup Amara Kultur Merkezi önundebu durumu protesto etmek için basınaçıklaması yaptığı esnada AKP’ninkontra çeteleri bombalı saldırı duzenledi.Saldırıda SGDF’li ve devrimci demo-krat 33 kişi alçakça katledildi. 100’ünuzerinde insan yaralandı.

Suruç Katliamı’ndan hemen sonraAKP’nin tum açıklamaları, katliama uğ-rayanları suçlamak ve katliamı PKK’ninustune yıkmak şeklinde olmuştur.

Buna karşı 33 ölu, 100’un uzerindeyaralı veren HDP’lilerin yaptığı ilkresmi açıklama tam bir teslimiyetçilik,icazetçilik, katil AKP’nin suçlarınıgizler yöndedir.

Katliamdan 1 gun sonra 21 Tem-muz’da HDP Eşbaşkanları yaptıklarıbasın toplantısında uç talep öne surduler;

1- Çözum surecinin ilerlemesi,2- Rojava ile ilişkilerin duzen-

lenmesi,3- IŞİD tehdidine karşı tavır al-

mak.Kan gövdeyi göturuyor, cesetlerimiz

ortalıkta saçılı, ve AKP saldırmaya de-vam ediyor, HDP hala “çözum sureci”

Kobanê Protestolarında 53 Kişi, Suruç Katliamında 33 KişiAnkara Katliamında 104 kişi Katledildi!

Kürt Milliyetçi Hareket “YAS” Tutarak Katliamı Unutturuyor!

YAS TUTMAYACAĞIZ, KATİLAKP’DEN HESAP SORACAĞIZ!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!18

Page 19: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

diyor.Daha bundan büyük katliam mı

olur? 33 kişinin öldürüldüğü birkatliamdan sonra bile hala “çözümsüreci” demek; uzlaşmacılığın, tes-limiyetin vardığı son noktadır.

Kürt milliyetçi hareket, SuruçKatliamı’nın arkasında bizzatAKP’nin olduğunu çok iyi bilmek-tedir.

Fransa’da 3 PKK’linin MİT ta-rafından öldürüldüğünü adları gibibilmelerine rağmen adeta MİT’i,AKP’yi aklamak için ellerinden ge-leni yaptılar. MİT’in yaptığı resmenortaya çıkmasına rağmen “çözümsüreci”nin selameti açısından ses-lerini çıkartmadılar.

Suruç Katliamı’nda da aynı şeyiyaptılar. Yukarıdaki üç maddeyebakın; IŞİD’i suçlayıp AKP’yi ak-lıyor. AKP’ye, “IŞİD’e karşı birliktehareket edelim” diyor.

Peki Kürt milliyetçi hareket;IŞİD’i emperyalistlerin, AKP’ninnerede ihtiyacı varsa orda maşagibi kullandığını bilmiyor mu?IŞİD’e TIR’lar dolusu silahı gön-deren AKP değil mi?

Bunların hepsini bilir Kürt mil-liyetçi hareket. Hatta farklı ağız-lardan yapılan açıklamalarla dabunu dile getirirler. Ancak uzlaş-macılık, teslimiyet, düzene yerleş-mek öyle bir noktaya gelmiştir ki,düzenle uzlaşmak için katliamları,AKP’nin faşist terörünü görmez-likten gelmek politika halini almıştır.

33 KİŞİNİN ALÇAKÇA KAT-LEDİLMESİNDEN SONRA YU-KARIDAKİ 3 MADDEYİ AÇIK-LAMAK; “BİZ KATLİAMDAKİSİZİN SORUMLULUĞUNUZUGÖRMEYELİM, SİZ DE ÇÖ-ZÜM SÜRECİNİN ÖNÜNÜAÇIN” demektir.

Suruç Katliamı’nın sorumlusu-nun AKP olduğu bilindiği haldeyukarıdaki 3 madde ne diye önesürülür?

33 kişiyi katledenler ne olacak?

Oligarşinin halka yönelik alçakçakatliamları oligarşinin tarihi kadareskidir. “Türkiye Tarihi Kan Akıyor”başlıklı yazı dizimizde de belirttik.Oligarşi katliamlarla yönetiyor. Kat -liamlar oligarşinin yönetim biçi-midir.

Ancak şu da bir gerçek ki, oli-garşinin halka yönelik hiçbir kat-liamı; devrimci, demokrat, ilericihalkımız tarafından unutulmamıştır.6-7 Eylüller’den, Kanlı Pazarlar’a,15-16 Haziranlar’dan 1 Mayıs 1977Katliamı’na, 16 Mart’tan Maraş’a,Çorum’dan, Sivas’a, Gazi’ye, Ulu-canlar Hapishaneler Katliamı’ndan19 Aralık Katliamı’na hiçbirisi unu-tulmamış, unutturulmamıştır. Kat-liamların her yıldönümü oligarşidenhesap sorulan, adalet aranan, faşizmekarşı mücadele günlerine dönüştü-rülmüştür.

Özellikle 30 Mart, 12 Temmuz,17 Nisan Çiftehavuzlar Katliamı,19 Aralık Katliamı’nın yıldönümleri,oligarşi için on yıllardır korkulugünler haline gelmektedir.

Ancak Kürt milliyetçi hareketinkatliamlar karşısındaki politikalarıise adeta oligarşinin yeni katliam-larının önünü açmaktadır.

7 Haziran seçimlerinden hemenönce HDP mitinginde patlatılanbomba ile 5 kişinin ölmesine rağmenAKP’den hesap sormak yerine azkişi öldü diye şükredilmiştir. Seçimboyunca HDP binalarına kendi açık-lamalarına göre 170’in üzerindesaldırı oldu, bu saldırıların hesabısorulmamıştır. Seçim mitinglerindekendi masumiyetlerini ispatlamakiçin propaganda malzemesi olarakkullanmanın dışında saldırılar ge-çiştirilmiştir.

Suruç Katliamı’nın önünü buuzlaşmacı politikalar açmıştır.

AKP’nin katliamları, faşist terör,adaletsizlik adeta kanıksatılmaktadır.

Çünkü Kürt milliyetçi hareketin“her koşulda çözum sureci diye-ceğiz” anlayışı, hem de AKP on-

Ankara Katliamı’ndan sonraHDP’nin tavrına ilişkin anlatımlar:

Sol, genel olarak böyle bir katliamahazır değildi. Kürdistan’da yaşananlarıuzak bir saldırı gibi görmüş ve sanki hiçoradan dışarı çıkmayacakmış gibi düşün-müşlerdi. Mitinge gidenler güle oynaya gel-mişler, halay çekiyorlarmış. Kimsenin enufak bir güvenlik önlemi yokmuş.

Biz savaş gerçeğine daha yakınız veonlar gibi tabir yerinde ise “şok olmuş”değildik. Daha soğukkanlı ve örgütleyicidavrandık.

77 1 Mayıs katliamı, 16 Mart Beyazıtkatliamı, bütün bu katliamların çok üstündebir saldırı olmasına karşılık o dönemdenfarklı olarak fiili ve psikolojik olarak saldırıkarşısında bir savunmasızlık hali hakimdi.Sıradan bir cenazeymiş gibi davrandılar.Özellikle EMEP gençliği çok üzgün, yıkılmışdurumdaydı. İnsanlar ağlıyorlar; ama ağ-larken bir öfke taşır insan. En ufak bir öfkegözlemlemiyorsunuz. Apolitik, şaşkın, slo-ganda adı geçen faşizmden habersizler.

***

Katliam sonrası yaptıkları açıklamalarlakitlenin öfkesini adeta söndürmeleri, cena-zeleri bölüp parçalayarak, hepsini birleştiripKızılay’a çıkmayı, milyonları toplamayı he-deflemeyerek, tarihin en büyük katliamınıen cılız tepkiyle geçiştirerek, taziye evlerindesadece yas havası estirerek, sessiz, cılız biratmosfer yaratarak, eylem yaptıklarındapolis önlerini kestiğinde hemen kabul ederek,icazet sınırlarının dışına çıkmayarak kitlemücadelesini nasıl engellediklerini gördük.

***

Genel olarak halkın tepkisi vardı. FakatHDP yöneticileri ve reformistler süreklibarış vurgusu yapıyorlardı. Sıhhıye’de top-lanan pazar günkü kitleyi de, gar önündetoplanan kitleyi de hep frenlediler. Halkıntepkisini, öfkesini azalttılar. Demirtaş pazargünü konuşmasında “Hesabı 1 Kasım’dasoracağız” diye sandığı gösterdi. Gerekeylemlerde, gerek cenazelerde üzgün, yashavası ve yıkılmışlık hali vardı. Umutsuzluk,karamsarlık yayan bir ruh hali vardı. Bizimcenazelerimizde olan öfkeden, “hesap so-racağız” kararlılığından eser yoktu. Ya dabirbiriyle tezat durumlar vardı. Bir taraftan“faşizmi döktüğü kanda boğacağız”, “katildevlet hesap verecek” diyorlardı, diğer ta-raftan barış, “inadına barış”, ölenler içinde “barış şehitleri” diyorlardı.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

1 9BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 20: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

larcamızı katlederken böyle denilmesifaşizmi cesaretlendirmektedir.

“YAS” Tutarak Değil;Hesap SorarakKatliamların ÖnüneGeçeriz

10 Ekim 2015’de Ankara’da DİSK,KESK, TMMOB ve TTB’nin düzen-lediği “Emek, Barış, Demokrasi”mitinginde HDP’nin toplanma yeriolan Ankara Tren Garı’nın önündekitlenin içinde ard arda iki bombapatlatıldı. Patlama’da 104 kişi katle-dildi. 184 kişi ağır yaralandı. AKP’ninkatil polisleri yaralıları hastanelerekaldıracağı yerde yaralılara yardımeden halkın üzerine TOMA’larla ba-sınçlı su ve gaz bombası atıp coplarlasaldırdı.

Katliamı yapan, beline bomba bağ-layan iki IŞİD üyesiydi. Ancak gerçekşu ki, katliamın asıl sorumlusuAKP’dir. Çünkü IŞİD’i yaratan, bes-leyip büyüten emperyalistler veAKP’dir.

Bu katliam, oligarşinin tarihindekien büyük kitle katliamıdır.

HDP’nin bu katliam karşısındayaptıkları da ibretliktir.

Bütün dünyada sokak eylemleriyle,kitle gösterileriyle katliam protesto edi-lirken, HDP ise AKP’den hesap sormakyerine - tam da oligarinin istediğişekilde - “YAS” ilan ederek halkıntepkisini susturmuştur. Halkın öfkesinikursağında bırakmıştır.

Cenazeler adeta halktan kaçırılaraktek tek vakitli vakitsiz defnedilmiştir.

Yüz binlerin katılacağı ve AKP’denhesap sorulacak cenaze törenleri, HDPtarafından engellenmiştir.

Katliamların AmacıHalkı Sindirmek, AKP’ninYağma, Talan, SömürüDüzenine Boyun Eğmektir!

AKP katliamlarla hiç kimsenin fa-şist düzene karşı direnmesini istemiyor.Sömürü, zulüm ne kadar büyük olursaolsun direnmeyin, teslim olun, sesiniziçıkartmayın diyor.

HDP’nin, reformist, oportünist so-lun katliam karşısındaki politikalarıda AKP’nin sindirme politikalarına

hizmet etmektedir. 104 insan katledildi ve cenazeleri

gündem dahi yapılmadı.HDP Eş Genel Başkanı Selahattin

Demirtaş katliamdan sonra yaptığıaçıklamada şöyle diyor: “Böyle acılıbir ortamda nasıl miting yapabilirizki? Tek bir kişinin canı seçim ve mi-tinglerimizden önemlidir. Bu acılıortamda bunu yapabilmemiz mümkündeğil, doğru da değil.”

AKP’nin yapmak istediği tam dabudur. Kimse alanlara çıkmasın. Kimsehesap sormasın.

104 kişinin öldürüldüğü bir katli-amdan sonra meydanlarda katliamınhesabını sormak yerine mitingleri iptalkararı aldılar.

Demagoji hazır, “Tek bir kişinincanı seçim ve mitinglerimizden önem-li”ymiş.

O zaman kimsenin canı yanmasındiye evden dışarıya çıkmayalım.

Bu kafayla hangi hakkın mücadelesiverilebilir? Bu kafa ile katliamlarınhesabı sorulabilir mi? Elbette sorulmaz.Zaten HDP’nin de hesap sormak gibiniyeti yok. Hesap sormayı da faşizminadaletine bırakıyorlar. “Er geç mutlakabir gün hukuk yerini bulur”muş...

Sanki bu ülkede yaşamıyormuşgibi hukukun yerini bulacağından dao kadar emin. Herkesin bu yalanainanmasını istiyor.

Peki ülkemizde ya da dünyanın her-hangi bir yerinde hiç bedel ödemedenemekçi halkların kibrit çöpü kadar ka-zandıkları tek bir hak kırıntısı var mıdır?

YOKTUR! Bütün bunları Demirtaş da, bütün

olarak Kürt milliyetçi hareket de çokiyi bilir. Çünkü içtiği su, aldığı nefesiçin bile Kürt halkımızın ödediği bedelleribilirler. Ancak uzlaşmacılık, teslimiyetöyle bir noktada ki, 104 insanımızınkatledildiği günlerde bile hesap sormayıbir kenara bırakıp düzenle ters düşmemekiçin elinden geleni yapıyor.

Kobanê’den Suruç’a,Suruç’dan Ankara’ya...Katliamların Üzeri BizzatKürt Milliyetçi HareketTarafından Örtülüyor!

Soruyoruz; Kobanê’de kaç HDP’li

nasıl katledildi? Kim katletti? Katle-denler hakkında ne yapıldı?

Soruyoruz; Suruç Katliamı hak-kında neler yaptınız? Katillerin yar-gılanması itin ne yapıyorsunuz?

Soruyoruz; Ankara’da katledilen104 insanımız için ne yapıyorsunuz?

Siz sustukça, katliamları kanıksat-tıkça AKP katletmeye devam ediyor.Katliamları adeta sizin politikalarınızüzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor.

Suruç Katliamı’ndan sonra CepheliGünay Özarslan’ı, Ankara Katlia-mı’ndan sonra da Dilek Doğan’ı kat-letti.

Siz ne yapıyorsunuz? Düzen içindemokrasicilik oyununun bir parçasıolan seçim mitinglerini dahi “can gü-venliği yok” diye iptal ediyorsunuz.

Kürt halkımız katliamlara karşıöfke ile dolu iken halkın öfkesini “yastutuyoruz” diyerek düzenin içine çe-kiyorsunuz.

Sonuç olarak;1- Kürt milliyetçi hareketin oli-

garşinin katliamları karşısındaki uz-laşmacı politikaları, kitle katliamlarınınönünü açmaktadır.

2- Kürt milliyetçi hareket uzlaşmanınönünde engel olmasın diye AKP’ninkatliamlarının üzerini örtmektedir. Ro-boski Katliamı karşısındaki tutumlarıbunun en tipik örneğidir.

3- Katliamlar karşısında yapılmasıgereken YAS TUTMAK değil HESAPSORMAKTIR.

4- Oligarşinin kitle katliamlarınıunutturmak, katliamların hesabını sor-mamak; yeni katliamların önünü aç-maktır.

5- Kobanê’yi de, Suruç’u da, An-kara Katliamı’nı da unutturmayacağız.Katillerden hesap soracağız.

6- “Er geç hesap”; düzenin huku-kuyla değil, Halkın Adaletiyle sorula-cak!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!20

Page 21: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

“Böyle acılı bir ortamdanasıl miting yapabiliriz ki?Tek bir kişinin canı seçim vemitinglerimizden önemlidir.Bu acılı ortamda bunu yapa-bilmemiz mümkün değil, doğ-ru da değil.”

Yukarıdaki alıntı HDP EşGenel Başkanı Selahattin De-mirtaş’a ait.

Ankara’da 102 kişinin kat-ledilmesinden sonra parti ola-rak “miting yapmama” kararıaldılar.

Gerekçesi yukarıda da görüldüğügibi mitinglerin can güvenliğidir.

Aynı günlerde CHP de “şimdihalkın karşısına çıkıp ne diyeceğiz”diyerek seçim mitingi yapmayacak-larını açıkladılar.

Seçimler boyunca da kapalı me-kanlarda yapılan küçük ziyaret top-lantıları dışında halka yönelik birseçim çalışması yapmadılar.

Ankara Katliamı’nın amacı tamda buydu. Kitle katliamlarıyla halkısindirmek, susturmak ve teslim almak.

Devlet tarafından 102 kişinin kat-ledildiği bir ülkede doğal afetlerdeyaşamını yitiren insanlara üzülür gibiyas tutulamaz. Kaldı ki, “doğal afet”denilen olayların da birinci derecedensorumlusu devlettir.

AKP, Kobane protestolarında 53kişiyi katlettikten sonra “Devletguvenliği tesis edilmeden hiçbir şeykonuşmayız” demişti.

“Devletin güvenliğini tesis etmekiçin” Suruç’ta 33 kişiyi katletti. Yet-medi, “terör operasyonu” diyerekGünay Özarslan’ı katletti. Cenaze-mize saldırdı.

Ankara Katliamı da aynı amaçlayapılmıştır.

Çünkü faşist devletin en büyükkorkusu halktır. Halkı faşist terörle,katliamlarla sindirmeden, teslim al-madan “devletin güvenliğini tesis”edemez.

HDP seçim mitinglerini ertele-yerek AKP’nin katliamlarla yaratmakistediğine hizmet etmiştir!

İptal ettikleri düzenin demokra-sicilik oyununun en önemli araçla-rından birisi olan parlamento seçimiiçin yapılan mitingtir.

Kürt milliyetçi hareket seçimlerinson günlerine doğru gerilladan bilehalka AKP’den hesap sormak için“sandığa gidip oy verin” diye çağrılaryapıyor.

Kurtuluş yolu olarak halka sandığıgösteriyorlar.

Bu da göstermektedir ki, Kürtmilliyetçi hareket tarafından “gerilla”miadını çoktan doldurmuştur. Ancakfaşizm gerçekliği, silahları bırakıpdüzen içine yerleşmelerinin önündeengel oluyor.

İşte halka “tek umut” olarak gös-terdikleri parlamentonun durumu bu-

dur. Bu da yine Kürt milliyetçi

hareketin en önemli açmazla-rından birisidir.

Faşizmin krizi o kadar bü-yük ki, demokrasi oyunu oy-nayacak kadar bile gücü yok-tur.

Devrimci bir talep için de-ğil, halkın hak ve özgürlükleriiçin değil, adalet için, iş için,ekmek için değil.

Düzenin parlamentosu için;düzenin işleyebilmesi için; tekellerinkrizinin çözümü için yapılan birseçim için bile düzenin kendi partileridahi miting yapamaz durumdalar.

İşte halka umut olarak gösterdik-leri meclis budur.

Siz düzenin meclisine girmek içinbile miting yapamıyorsanız, oy iste-diğiniz halkın hangi sorunlarına çö-züm bulacaksınız?

Halkımız Her GünBedel Ödüyor!Yaptığınız DoğruDeğildir!

HDP seçim mitingi erteleme ge-rekçelerinden birisini de “Tek birkişinin canı seçim ve mitinglerimiz-den önemlidir” diyerek güya halkıçok düşündüklerini söylüyorlar.

Peki HDP halkımızın yıllardır enküçük, en temel hakları için nasılbedel ödemek zorunda kaldıklarınıbilmiyor mu? Bugün tasfiye edilmeyeçalışılan mücadele boyunca 40 bininsanını kaybetti Kürt halkı. “Tekbir kişinin canı”nın kıymetini bugünmü gördünüz? Halkımız her gün

Devlet, Ankara Katliamı’nı Halkı Yıldırmak ve Korkutmak İçin Yaptı!Adalet ve Demokrasi İsteyenleri Susturmak ve Teslim Almak İçin Yaptı!HDP, Katliamın Hemen Ardından “Can Güvenliğimiz Yok!” Diye

Seçim Mitinglerini İptal Etti!

Düzenin Parlamentosuna Girmek İçin Bile CanGüvenliğiniz Yoksa, Miting Bile Yapamıyorsanız

Sizi Katledenlerle Nasıl Barışacaksınız?

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

22 1BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 22: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

bedel ödüyor. Siz tek bir canı koruyacağız der-

ken; binlerce kişinin, hatta milyon-larca kişinin can kan pahası bedelödeyerek kazandığı hakların nasılgasp edildiğini biliyor musunuz?

Can güvenliği nedeni ile seçimmitingi daha yapamıyorsanız siz ki-min canını nasıl koruyacaksınız?

Can kaygısı güderek halkın hangihakları için mücadele edeceksiniz?

AKP’nin katliamlarla yaratmakistediği tam da budur. Halkı korkut-mak, sindirmek.

HDP ve CHP, AKP’nin katliam-larla halkı sindirme politikalarınahizmet etmektedir.

AKP’nin onca saldırılarına rağmenHDP seçim propagandasında “inadınabarış” diyor.

İnat olsun diye faşizmle barış ol-maz.

İşte gerçekler ortada; siz barışderken, hatta “barış, demokrasi” mi-tingi düzenlerken AKP 102 kişiyikatletti.

“Barış” mitingi yaparken katle-diliyorken, parlamentoya girmek içinyapılacak seçimlerin mitingini ya-pamıyorsanız, SİZ KİMİNLE NASILBARIŞACAKSINIZ?

Faşizmle barış olmaz; ne halkı,ne de kendinizi kandırmayın.

“Yas Tutmak”, “SeçimMitinglerini Ertelemek”,Katliamın ÜstünüÖrtmektir!Halka SöyleyebilecekleriHiçbir Şeyleri Yoktur!

CHP miting yapmama gerekçe-lerini “şimdi bu katliamdan sonrahalka ne anlatacağız” diye açıkladı.

Miting yapmama gerekçelerininasıl nedenlerinden birisi de budur.

1 Kasım seçimleri için MHP desadece İstanbul ve Ankara’da mitingyaptı. AKP ise seçim mitinglerinibaştan iptal edip “Teröre karşı millibirlik” mitingleri yapacaklarını açık-ladılar.

Yani parlamento seçimlerine oyistemek için halkın karşısına çıkmayahiçbirinin yüzü yoktur. Hiçbirininhalka söyleyecek tek bir sözü yoktur.

7 Haziran seçimlerinde her türlüyalanı söylediler. Ancak seçim öncesisöyledikleri ile seçim sonrası söyle-dikleri birbirinin tam tersiydi.

Dün “Beştepe’ye çıkmam” di-yenler, “seni başkan yaptırmayacağız”diyenler 180 derece döndüler. “Va-tanın ve halkın geleceği için gerekirseBeştepe’ye de çıkarız” diyerek AKPile her türlü koalisyon görüşmelerineaçık olduklarını söylüyorlar.

Peki 180 derece dönenler halkınkarşısına çıkıp ne diyecekler? Halkınhangi sorununu çözecekler?

Hiçbir sorununu çözemezler. Daha1 Kasım seçimleri yapılmadan AKPtek başına iktidara gelemezse 2016baharında yeni bir seçimden bahse-denler var.

Sonuç olarak, 1- Oligarşinin parlamentosu halkın

hiçbir sorununu çözemez. 2- Düzen partileri, demokrasicilik

oyununun en önemli araçlarındanbirisi olan parlamento seçimi içinbile miting yapamıyorlarsa halka bumeclisi umut olarak gösteremezler.Gösterseler de halkı kandıramazlar.

3- Kürt milliyetçi hareketin ge-rilladan sandık çağrısı yapması, san-dığı temsil eden HDP’nin ise seçimmitingi dahi yapamaması, milliyetçipolitikaların iflası ve faşist düzendeKürt sorununun çözülemeyeceğininbir kez daha kanıtlamasıdır.

4- Faşizmin parlamentosu em-peryalizmin ve işbirlikçi oligarşininçıkarları için vardır.

Halkın sorunları Halk Meclisle-ri’nde çözülür.

SEÇİMLER ÇARE DEĞİL,HALK MECLİSLERİ’NDE ÖR-GÜTLENELİM!

Adalet İstiyoruz, Alacağız!

Bağcılar Yenimahalle’de 14 Ekim’de saat20.00’da Cepheliler Ankara’da yapılan katliamakarşı mahallede sesli çağrıya çıkarak mahallehalkını saat 21.00’da tencere tava çalmaya davetetti.

Davulla çıkılan sesli çağrıda katliamın sorum-lusunun emperyalizm ve işbirlikçisi AKP’ninolduğu anlatıldı ve katliama karşı sessiz kalınmamasıgerektiği bu yüzden tencere tavalarla katliamınprotesto edileceği halka anlatıldı. Eylemde sloganlaratıldı, çağrılar yapıldı.

Çağrı devam ederken AKP’nin katil polisleri 5akrep tipi zırhlı araçlarla mahalleye girerek yapılacakeylemi engellemeye çalıştı. Ancak katil polislerintüm engelleme çabalarına rağmen eylem saat21.00’da başlatıldı, sesi duyan insanlar balkonlardantencere tava çalarak eyleme destek verdi. Yapılaneyleme yaklaşık 20 kişi katıldı.

Katillerle İşbirlikçilik KatliamlaraOrtak Olmaktır, Şerefsizliktir!

Sarıgazi Halk Cephesi polislerin mahallede bir gence işbir-likçilik teklif etmesiyle ilgili 27 Ekim’de bir açıklama yaptı.Açıklamada: “Sarıgazi’de katil polisler mahallede gençleri kendibataklıklarına çekmek için uğraşmaya devam ediyor. 3 Ekim’deSarıgazi Kaymakamlığı’ndan 2 sivil polis mahalleden bir gence,çalıştığı kafede işbirlikçilik teklif etti. Kafeye gelerek ‘biz senitanıyoruz, sen Dersim’lisin. Devletine yardım etmek istemezmisin? Birkaç günde bir buluşup dışarıda yemek yer çay içeriz.Eylemlere katıl, bize onlardan bilgi getir’ diyerek gencimize iş-birlikçilik teklif etmiştir. Onuruna sahip çıkan gencimiz polisleregereken cevabı vererek kendisinden uzak durmalarını söylemiştir.Ahlaksız katil polisleri bir kez daha uyarıyoruz: Sarıgazi’ninonurlu halkını işbirlikçileştirmeye çalışmaktan vazgeçin. Buhalk sizin kokuşmuş düzeninizin bir parçası olmayacağını sizeyıllardır gösteriyor. Korkularınızı halkı işbirlikçileştirerek gide-remezsiniz. Halkı taciz etmekten vazgeçin! Halkı kendi onur-suzluğunuza alet edemezsiniz” denildi.

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!222

Page 23: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

KCK ve yöneticileri son açıkla-malarında kendilerine ateşkes çağrısıyapanları sorumluluğa çağırmaktave adeta ateşkesin sorumluluğunubu kesimlere atarak kendilerini temizeçıkarma çabası içine girmektedirler.Aldıkları eylemsizlik kararının so-rumluluğunu başkasına atarak ken-disini sorumluluktan kurtarabilecek-lerini sanıyorlar. Oysa gerçekler çıp-laktır.

Gerek KCK ve gerekse de yöne-ticilerinden Mustafa Karasu ve MuratKarayılan'ın açıklama ve yazılarındakibu anlayış, Kürdistan'da bugün yü-rütülen mücadelenin milliyetçi bakışaçısıyla nasıl bir çarpıklığa yol açtığınıortaya koymaktadır.

AKP, Adeta YeniKeşfediliyor

Kürt küçük burjuva milliyetçiliğiadeta AKP’yi yeniden keşfetmektedir.Bugüne kadar uzlaşmaya çalıştıkları,Kürt sorununu çözecek tek güç olarakanlattıkları ve iktidarının önünü açarakona yol verdiklerini söyledikleriAKP’yi yeni tanımaya başlıyorlar.PKK yöneticilerinden Mustafa Ka-rasu’nun söylediklerine bakın:

“...Tayyip Erdoğan bir yılan gi-bidir. Tedbirsiz olunursa bilinmeyenbir anda vurur. Tayyip kadar sinsive kalleş birine rastlanamaz. Yol ar-kadaşlarını ne hale getirdiği görül-mektedir. Bu nedenle Kürt kurumlarıve bireyleri duyarlı olmalı, AKP’ninsaldırılarına fırsat vermemelidir.”(21.10.2015, Yeni Özgür Politika)

Tayyip Erdoğan’ı yeni keşfetmişde herkese tanıtıyor Karasu... Diyar-bakır’da Kürt çocuklarını katlettiktensonra “kadın da olsa, çocukta olsa

gereği yapılacaktır” diyen aynı Er-doğan değil miydi? Bunca yıl siz buyılanla kolkola “çözüm” getirmeyeçalışmıyor muydunuz? Böyle olmaklabirlikte Karasu aynı yazısında şunlarıda söyleyebilmektedir:

“Kürt sorununu savaşla ortadankaldırmak isteyen AKP hükümetidir.Kürt sorununda bir çözüm politikasıyoktur. Böyle bir zihniyete karşı dasavaşmak meşrudur.”

Hani Kürt sorunu konusundaçözüm gücü olan ve bunu yapabi-lecek tek güç AKP idi? Ne zamanvazgeçtiniz bu düşüncenizden? AKPkatliamlara başlayınca da diyemez-siniz. Çünkü bu yaşananlar AKP’ninyaptığı ilk katliamlar değil. Bu şekildekitlenin içinde bomba patlatma biçi-minde olmasa bile sadece Kobaneeylemleri döneminde birkaç gün için-de 50 kişiyi katleden aynı AKP’dir.Ve sizin buna rağmen seçim hükü-metinde birlikte bulunmakta sakıncagörmediğiniz de aynı AKP idi.

Şimdi AKP pervasız saldırılarınısürdürüyor diye PKK yöneticileriağız birliği içinde AKP’nin halk düş-manı karakterini ortaya koyan sözlerediyorlar. Karasu’ya benzer sözlerMurat Karayılan’da, Bese Hozat’dave KCK açıklamasında da bulunu-yor.

Kürt milliyetçiliği adeta AKP’ninniteliğine yeni uyanmış gibi görü-nüyor. Ancak gerçeğin bu olmadığıda artık bilinmektedir. Bunları söy-leyen aynı kişiler, AKP tarihindekitüm suçlara ve katliamlara rağmenonunla ilişki yürütebilen kişilerdir.O gün başka konuşuyorlardı bugünbaşka. Tipik burjuva politikacılığıyapıyorlar!

Politikalarınızı Çağrıcılar mı Belirliyor?

AKP’nin tüm gücüyle halka karşıaçtığı savaşı ve savaşın niteliğinitüm yönleriyle ortaya koyup son bir-kaç ay içinde 500’e yakın insanınkatledildiğini söylemelerine rağmeneylemsizlik kararı alıyor. Ve sonuçtabunun da altında kalarak ortaya çıkantablonun suçunu başkalarına atmayaçalışıyorlar.

Bu konuda PKK yöneticilerininve özellikle de KCK’nin açıklama-sındaki sözlerine bakalım:

“Türkiye içinden ve dışından bir-çok güç eylemsizlik istemiş, ancakeylemsizliği de sahiplenememişlerdir.AKP’nin eylemsizliği kabul etmeyen,hatta saldırı içinde olan durumunakarşı bu güçler daha fazla karşı dur-malıdır. Kim savaş istiyor, kim iste-miyor açıkça ortaya konulmalıdır.”(Mustafa Karasu)

“Biz birçok güç ve devletin çağrısıüzerine eylemsizlik kararı aldık, amaAKP devleti bu kararımızı görmez-likten geliyor. AKP operasyonlarahız verdi, bu tam bir kalleşliktir. (...)Biz bize çağrı yapan tüm o güçlereçağrı yapıyoruz; bu savaş yanlılığınakarşı tavır sahibi olun.” (23.10.2015,ANF)

MMilliyetçilik ÇıkmazıSorumluluğu Başkasına Atarak Geçilemez!

Madem siz çağrılara bu kadarkulak veren bir hareketsiniz o za­man neden sadece bir yönden vesizin düşünce dünyanızla uyuşançağrılara kulak veriyorsunuz? Sizedevrimcilerin de, Kürt halkının daçağrıları var. Bunları neden duy­muyor sizin kulaklarınız?..

Devrimciler olarak biz yıllardırsize AKP gerçeğini de, halklarınkurtuluş ve savaşının nerede ol­duğu gerçeğini de, emperyalizmgerçeğini de döne döne anlatıyo­ruz. Ve emperyalizme karşı halk­ların birlikte savaşını örgütlemeçağrısı yapıyoruz. Bu çağrıları sizinkulaklarınız duymaz mı?

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

2 3BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 24: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

“Türk devletinin çok boyutlubu saldırıları karşısında sessiz ka-lınması, bu saldırıları daha fazlacesaretlendirmekten başka bir so-nuç vermemektedir. Kürt sorununudemokratik siyasal yollardan çöz-mek isteyenlerin, Türkiye'nin Or-tadoğu'daki kaos bataklığına gir-memesini isteyenlerin derhal AKPhükümetine karşı tutum takınmalarıgerekmektedir. En azından seçimgüvenliği açısından Türk devletininbu saldırılarını durdurmasını sağ-lamak bizlere eylemsizlik yapmaçağrısında bulunanların ahlaki vesiyasi sorumluluğu olmaktadır...”

“... Almanya ve ABD dahil bir-çok devlet ve uluslararası gücün,yine Türkiye içinden birçok gücünateşkes olsun ve görüşmeler yeni-den başlasın çağrısı yapmasınarağmen bu saldırılar karşısında sessizkalmaları anlaşılır değildir. Bir kısımçağrıcı ‘Siz silahları susturursanızbiz de AKP hükümeti üzerinde baskıkurarız’ demesine rağmen hiçbir gi-rişimde bulunmamaları da manidar-dır. Bizim eylemsizlik ilanından sonraAKP hükümeti üzerinde baskı ku-rulmaması AKP hükümetini dahafazla cesaretlendirmiş ve saldırılarınıarttırmasına yol açmıştır.”(KCK Yü-rütme Konseyi Eş başkanlığı,21.10.2015, ANF)

Birçok güç ve devlet çağrı yap-masaydı, sanki eylemsizlik çağrısıyapmayacaklarmış gibi konuşuyorlar.Kimi kandırıyorlar acaba? Bugünekadar defalarca eylemsizlik kararıaldığınız, ateşkes ilan ettiğiniz, sa-vaştığınız devleti tanımıyor musunuz?Yoksa siz de AKP gibi hep kandırılan,aldatılan bir güç müsünüz? Elbetteöyle değildir... Ne yaptığınızı gayetiyi biliyorsunuz! Fakat ideolojik bakışaçınız sizi açmazdan açmaza sürük-lüyor, kendinize ve halka güvenmeyenküçük burjuva bakış açınız nedeniylesürekli savruluyorsunuz!

Size kim çağrı yaptı? “Aman habarış olsun” diyerek ne olduğu belliolmayan barış çağrıları yapanlarınhangisi bugüne kadar halkın katle-dilmesi karşısında ciddi ve samimibir tavır sergilemiştir de siz onlarınçağrılarına kulak verdiniz? Bu küçük

burjuva aydınların genel karakterinisiz de gayet iyi bilirsiniz. Ve onları,kendi politik çıkarlarınız için kul-lanmak dışında, onların sözlerininsizin için bir anlamı olmadığı da bu-güne kadarki tüm pratiğinizde bellidir.

Güvendiğiniz ve sonuç bekledi-ğiniz aydınlar değil, ama size çağrıyapan devletlerdir. Evet, bunlarınçözüm gücü olabileceğine hep inan-dınız ve bugüne kadar onların dümensuyunda ilerlemekte bir sakınca dagörmediniz. Bunlar emperyalist güç-ler, devletlerdir. Defalarca arabulucuolmasını istediğiniz, en son Ortado-ğu’da yan yana omuz omuza savaşıp,onların silah yardımlarını almayabaşladığınız ABD gibi emperyalistgüçlerin çağrılarına kulak vermişsi-nizdir elbette. Ancak bunların kıla-vuzluğunda halkların kurtuluşuna gi-dilmez. Bunu hala öğrenemedinizmi? Emperyalistlerin kılavuzluğundasadece ve sadece köleliğe dümen kı-rılır!

Bu nedenle “Siz silahları sustu-rursanız biz de AKP hükümeti üze-rinde baskı kurarız” diyen bu güçlerinsözlerine kulak vermekle zaten yanlışbir politik zeminde olduğunuzu bil-meniz gerekirdi. Ama siz bu bilgileriçoktandır kulak arkası eder durumdaolduğunuz içindir ki ABD’den silahyardımı almakta ve onlarla birliktesilah çatmakta bir sakınca görmü-

yorsunuz.

Her Şey Seçim İçin! Hal böyle olunca da kendinizi

kandırılmış, aldatılmış gibi göster-menin hiçbir inandırıcılığı kalma-maktadır. Zira eylemsizlik çağrısınıneden yaptığınızı kendiniz de açık-lama aralarında söylemektesiniz...

“AKP hükümetinin bu yaklaşı-mına rağmen savaşın durdurulmasıçağrıları hem Türkiye içinde hemde dışında artarak sürmüştür. Budurum karşısında KCK yönetimiseçimlerin sağlıklı geçmesi veAKP’nin bahane ileri sürmemesiiçin eylemsizlik kararı almıştır.”(Mustafa Karasu)

Çağrılar olmakla birlikte kararınesas olarak kilitlenen seçim süreciiçin alındığını hem Karasu ortaya

koymakta hem de Karayılan ve BeseHozat’ın açıklamalarında seçime yük-lenen misyon boyutuyla görmekteyiz.Klasik bir PKK taktiği söz konusudur.Bugüne kadar bir türlü sonuç alına-mayan ve gerileye gerileye düzeneyedeklenme noktasına getiren tak-tiklerden biri...

Bese Hozat, sandığa indirgenmişdemokrasi anlayışını savunmadıkla-rını söylemekle birlikte devamındaaslında seçimlere verdiği önemi oyarayışı ile sürdürerek şunları söyle-mektedir:

“...Bu açıdan sandık da çağımızdünyasında oldukça önemsenmesigereken bir mücadele yöntemi vealanıdır. Halkımız, halklarımız vetüm kadınlar demokrasiye, gerçekbarışa, eşitliğe ve özgürlüğe alanaçmak, siyaseti demokratikleştirmekiçin oylarını HDP’ye vermelidir.HDP’ye verilen her oy kesinlikle de-mokrasiye, barışa ve özgürlüğe ve-rilen oylardır.” (21.10.2015, YeniÖzgür Politika)

Demokrasinin ne olduğu ve nasıldemokrasiye ulaşılacağı ayrı bir tar-tışma konusudur elbette. Ancak bu-rada çağrıcılara suçu yükleyerekkendi sorumluluklarını ve bakış açı-larındaki yanlışlıkları görmek iste-meyenlerin halini ortaya koymakaçısından söylenenler çok şey ifadeetmektedir. Hozat’ın söylemleri ile

Birçok güç ve devlet çağrı yap­masaydı, sanki eylemsizlik çağrısıyapmayacaklarmış gibi konuşu­yorlar... Kimi kandırıyorlar aca­ba... Bugüne kadar defalarca ey­lemsizlik kararı aldığınız, ateşkesilan ettiğiniz savaştığınız devletitanımıyor musunuz? Yoksa sizde AKP gibi hep kandırılan, al­datılan bir güç müsünüz? Elbetteöyle değildir... Ne yaptığınızı ga­yet iyi biliyorsunuz. Fakat ideo­lojik bakış açınız sizi açmazdanaçmaza sürüklüyor, kendinize vehalka güvenmeyen küçük burjuvabakış açınız nedeniyle süreklisavruluyorsunuz!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!224

Page 25: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Karasu’nun söyledikleri birbirini ta-mamlamaktadır. Seçime kilitlenenve her şeyi seçime endeksli görenbir bakış açısıyla çağrıcıların sözlerini,adeta havada kapmış ve hemen ge-reğini yerine getirmişlerdir. AKP’yisözde yeni keşfeden PKK, seçimlerekilitlenmiş, AKP ile seçim yarışınagirmektedir. Gerçekte tüm sorunuda budur.

Benzer düşünceler HDP’nin “ko-münist” Eşbaşkanı Figen Yüksek-dağ’dan da duyuyoruz. O da Ada-na’da patronlarla buluşmasında on-ların gönlünü hoş etmek üzere onlarahitap ederken, AKP’nin suçlarını or-taya koyuyor ve AKP’nin son saldırısürecine ilişkin şunları söylüyor:

"Bu süre içinde dağda, düzde,polis, asker, gerilla olmak üzere sa-yısız insanımızı, gencimizi yitirdik.Yaşamını yitirenlerin sayısı 500'e da-yandı." diyor ve şunları ekliyor "Şimdibizler bu kadar zorlu koşullar içindegüçlü bir ses güçlü bir kazanım eldeetmeliyiz. Bunu unutmamalıyız. Barışsözü verdiğimiz insanlara kaybettik-lerimiz için demokrasinin galibiyetiniKasım seçimlerinde ilan etmeliyiz.Bizler vazgeçmemeliyiz ve var gü-cümüzle mücadele etmeliyiz"(19.10.2015, DİHA).

Yüksekdağ’ın sözleri ile PKKyöneticilerinin sözleri örtüşüyor. Te-mel beklenti 1 Kasım seçimleri... Butarih ile demokrasi ilan edilecekmiş!..

Düne kadar “çözüm süreci”ninbaş aktörü ve çözüm gücü olan AKPile demokrasi getiriyorlardı. Şimdiise AKP’nin gitmesiyle demokrasigelecek masalları uyduruluyor!..

Çağrılar ÖnemliyseHalka ve DevrimcilereKulak Verin

PKK yöneticilerinin çağrıcılarısuçlayan ve kendilerini temize çı-karmaya çalışan politikalarına ilişkinşunları da söylemek gerekir ki; ey-lemsizlik kararı alırken kendi niyetleriolmadığı halde aldıklarını iddia edenbir yaklaşım sergiliyorlar.

Peki öyle olduğunu kabul edelim...O zaman şunu sormak hakkımızdır;çağrıcıların söylediklerine sahip çık-madıkları ortaya çıktığı halde neden

hala eylemsizlik kararı devam etti-rilmektedir? Neden AKP’nin savaşpolitikasına gerekli cevaplar veril-meyip düzenin çizdiği icazet sınırlarıve emperyalistlerin yol göstericiliğiterk edilmemektedir?

Karasu, Hozat ve Karayılan hepbirlikte AKP’ye veryansın eden sözleretmelerine rağmen, AKP’nin faşistkarakterini bilmelerine rağmen uz-laşma bataklığından çıkamadıklarıgibi, AKP’nin bugün sahibi olduğuve seçimi dahi çöpe çevirecek du-rumda olduğu bir durumu tersine çe-virerek halkların savaşını örgütle-mekten kaçmaktadırlar. Neden?

Çünkü bakış açıları milliyetçidir...Küçük burjuva milliyetçiliği ise herne kadar çıplak gerçekleri görse dekendi kafasındaki gerçeğe aykırı olanama kendi istek ve beklentileriylesınırlı olan düşünce dünyasıyla ha-reket eder.

Kendi düşünce tarzlarını gerçeğinyerine koyarak hareket ettikleri içindirki gerçekler ne kadar çıplak olursaolsun onlar için bu gerçekler anlam-sızdır. Onların kafalarındaki gerçeğinhayattaki gerçekle uyuşmadığı nok-tada kendi gerçeklerini hayatın ger-çeklerinin yerine koymaya çalışırlar.Bunu da elbette hayat reddeder...

Düşünce tarzı bu olduğu için PKKhareketi, kendi düşünce dünyası dı-şındaki, hiçbir düşünceye itibar etmez,kimsenin çağrısını da dikkate al-maz!..

Ama madem ki çağrıları bu kadarönemsediklerini söyleyerek çağrıcılarasitem edebilmektedirler, o zamanşunu da hatırlatmadan geçemeyece-ğiz;

Madem siz çağrılara bu kadar ku-lak veren bir hareketsiniz o zamanneden sadece bir yönden ve sizindüşünce dünyanızla uyuşan çağrılarakulak veriyorsunuz? Size devrimci-lerin de Kürt halkının da çağrılarıvar. Bunları neden duymuyor sizinkulaklarınız?

“Kiminle neyin barışını yapaca-ğız” diyen Kürtlerin sesini nedenduymuyorsunuz? Her gün katledilen,aşağılanan, horlanan, evi barkı yerlebir edilen Kürt halkının çağrılarınınsizin için bir anlamı yok mu? Ya da

sizin kulaklarınıza ulaşmıyor mu buçağrılar?

Devrimciler olarak biz yıllardırsize AKP gerçeğini de, halkların kur-tuluş ve savaşının nerede olduğu ger-çeğini de, emperyalizm gerçeğini dedöne döne anlatıyoruz. Ve emperya-lizme karşı halkların birlikte savaşınıörgütleme çağrısı yapıyoruz. Bu çağ-rıları sizin kulaklarınız duymaz mı?Silahlı mücadele söz konusu oluncakulaklarınızdaki filtre mi devreyegirmektedir de bu çağrılar size ulaş-mamaktadır?

Evet, ne bu çağrılar sizin kulağı-nıza ulaşıyor ne de sizin bu çağrılarıduymak için bir çabanız var... Sizkendi kafanızdaki milliyetçi, uzlaş-macı bakış açısının belirlediği sesleriduyuyorsunuz sadece. Ve sadece buseslere kulak veriyorsunuz. Bu uz-laşmacı, eylemsizliğe ve düzene yer-leşmeye kilitlenmiş düşünceler mil-liyetçilik çıkmazının en çıplak vesomut halidir.

Bu çıkmaz, artık gelinen noktadatam olarak tıkanmıştır!.. Çağrıcılarıda suçlasanız, kendinizi de suçlasanızsonuç değişmeyecektir. Bu çıkmazderinleşecek ve sizi de kendisiylebirlikte yok edecektir... Milliyetçiliğinçıkmaz yol olduğunu yıllar önce söy-lerken bu sonucu söylüyorduk... Buçıkmazdan kurtuluş yoktur...

Bu çıkmazı geçmenin yolu milli-yetçiliği terk edip yüzünü devrimci-lere, halka dönmekten geçer... Ancakbuna da sizin, PKK’nin gelinen nok-tada mecali kalmış mıdır tartışılır...

Buna rağmen biz yine de halklarınkurtuluşu için savaşta kararlı olanbir damarınız varsa sesleniyoruz:

Emperyalistlerden de milliyetçipolitikalardan da halkların yararınabir şey çıkmaz... Halkların tek kur-tuluş yolu emperyalizme ve oligarşiyekarşı savaşmaktan geçmektedir...Kürt halkının ulusal haklarını eldeetmesinin de, sömürü ve zulümdenkurtuluşun da tek yolu bu savaştanve devrimden geçmektedir!..

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

22 5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 26: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

2. Bölüm‘Türkiye Tarihi Kan Akıyor’

konulu yazı dizimizin ikinci ve sonbölümünde, 12 Eylül öncesinin kitlekatliamı olan Maraş Katliamı’ndan102 kişinin katledildiği AnkaraKatliamı’na kadar olan, öne çıkmış

belli başlı katliamları ele alacağız.

***- 20-24 Ara lık 1978 Ma raş

Kat li amı: Fa şist te rö rün, Alevi-Sün -ni ay rı mı nı kış kır tıp sah ne ye koy du -ğu kit le kat li am la rı nın en bü yü ğüMa raş Kat li amı ’dır. Dev le tin or du -su nun, po li si nin hi ma ye sin de, kontr -ge ril la nın biz zat or ga ni zas yo nuy lager çek leş ti ril miş tir.

Ma raş’ta, CIA’nın ve oli gar şi ninör güt le yip des tek le di ği fa şist ha re ketara cı lı ğıy la Alevi hal ka kar şı ger çek -leş ti ri len kat li am da, res mi ra kam la ragö re 111 ki şi kat le dil di. 210 ev ve70 iş ye ri ya kı lıp yı kıl dı.

- İn ci ral tı Kat li amı-12 Ha zi ran1980: Üni ver si te sı na vı na gir mekiçin İz mir İn ci ral tı Öğ ren ci Yur du’nage len 6 öğ ren ci, ge ce dü zen le nenşen li ğe sal dı ran as kerlerin kur şu n-la rıy la kat le dil di.

- Ço rum Kat li amı - 4 Tem muz1980: Sal dı rı fa şist ha re ket ta ra fın -dan 30 Ha zi ran’da baş la tıl dı. 4 Tem -muz’da kit le kat li amı na dö nüş tü. 4Tem muz gü nü 26, on dan ön ce ki sal -

dı rı lar la bir lik te top lam 50 ki şi öl dü -rül dü.

- Tar sus Kat li amı - 23 Ni san 1980:Sık sık ka za olan Ada na-Mer sin ka -ra yo lu na üst ge çit ya pıl ma sı içingös te ri ya pan hal kın üze ri ne jan dar -ma ve po lis ateş aç tı. Sal dı rı da 10ki şi öl dü rül dü, 21’i ağır 300 ki şi ya -ra lan dı.

Açık Te rör Dö ne mi-12 Ey lül Cun ta sı

12 Ey lül 1980’de ya pı lan as ke ridar bey le baş la yan dö nem, Tür ki yeta ri hi nin “en ka ran lık” ve “en kan lı”dö nem le rin den bi ri dir.

Fa şist cun ta yı, Ame ri kan ge ne -ral le ri "bi zim ço cuk lar iş ba şı nagel di" di ye kar şı la dı lar.

Te rö rün bo yut la rı nı, dö kü len ka -nın bo yut la rı nı, ra kam lar tüm çıp lak -lı ğıy la or ta ya ko yu yor:

Bu dö nem bo yun ca 650 bin ki şigö zal tı na alın dı, gö zal tı na alı nan la -rın he men he men ta ma mı iş ken ce -den ge çi ril di.

230 bin ki şi ye da va açıl dı, 517idam ce za sı ve ril di, 49 ki şi asıl dı,600 ki şi kat le dil di. Ha pis ha ne ler deiş ken ce ha ne ye dö nüş tü rül dü. On lar -ca tut sak kat le dil di.

Sen di ka lar, par ti ler, kit le ör güt le -ri ka pa tıl dı. 1 mil yon 683 bin ki şifiş len di... Bü tün bun lar olur ken,ABD, "afe rin" di yor du ge ne ral le re.Tür ki ye hal kı nın üze ri ne çö ken ka -

ra ba san, on lar için "hu zur ve is tik -rar" de mek ti... Ve 12 EY LÜL HA -LA SÜ RÜ YOR...

80 Yıl lık Kat li am cı lı ğın Ka nıt la rı ve Sa nık la rıBu ra da!

Bu suç la rı iş le yen ler den da ha bü -yük, da ha teh li ke li te rö rist olur mu?

De mi rel’den Ev ren’e, Tür keş’tenEcevit’e, Tan su Çil ler’den Nec detMen zir’e, Doğan Güreş’ten Meh metAğar’a, Sami Türk’ten Sadet tin Tan -tan’a, MHP’yi, ölüm man galarınıfinan se eden Sakıp Saban cı’lar danÇakıcı’lara, MİT, Polis şef lerine,TSK’nın general lerine kadar... İştebin ler ce kat liam suç lusu.

Amerikalıların 11 Ey lül’de gör -düğü kan, bu top rak lar dan hiç ek sikol madı.

“Adalet” deyip duran ABD,NATO açık layın!

12 Mart, 12 Ey lül, faşist çeteler,kontr geril la ör güt len meleri, sizineseriniz değil miy di?

Bun ların bu top rak lar da dök tüğükanın, bu hal ka çek tir diği acılarınsorumlusu siz değil misiniz?

Siz ve sizin işbirlikçilerinizyeryüzündeki en büyük teröristlersi-niz.

Sizin ne “terör”den şikayetetmeye, ne “adalet”ten söz etmeyehakkınız yoktur.

“Oluk oluk akan bu ka nı yaz maz res mi ta rih. Oy sa bun lar, me zar lar do lu su ölü ler ka darger çek tir... Bun lar, vü cu du mu za sap la nankurşun lar ka dar ger çek tir.” 90 yıllıkcum hu ri ye tin suç dos ya sı, Ankara Katliamıgi bi on lar ca kat li am say fa sıy la do lu dur.

TÜR Kİ YE TA Rİ HİTÜR Kİ YE TA Rİ HİKAN AKI YOR!..KAN AKI YOR!..

KİTLE KATLİAMLARI OLİGARŞİNİN YÖNETİM BİÇİMİDİR! -2-

10 EKİM 2015 - ANKARA KATİLAMI102 ÖLÜ, 184’Ü AĞIR 400 YARALI

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!26

Page 27: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Akan Ka nınRa kam la raSığ ma dı ğı Yıl lar

Bu dö nem, birçokaçı dan ön ce ki yıl lar -dan fark lı dır. İk ti dar -la rın suç la rı çe şit len -miş ve ön ce ki dö nem -ler de ol ma dı ğı ka daryo ğun laş mış tır. 12Mart’lar da, hat ta 12Ey lül’ün ge ne ral le -rinin, açık yö ne ti midö ne min de, in faz la rın sa yı sı iki, ençok üç ha ne li ra kam lar la ifa de edi le -bi lir ken, bu dö nem de, ar tık oli gar şi -nin dök tü ğü kan, ra kam la ra sığ mazol muş tur.

İn faz lar, kay bet me ler, bu dö nem -de, dev let te rö rü nün sü rek li ve sis te -ma tik uy gu la ma la rı na dö nüş müş tür.

Hal kın ka nı nı dök mek için ku ru -lan “ör güt len me ler” uz man laş tı rıl -mış, ço ğal tıl mış ve bun lar üze rin de -ki ko ru yu cu kal kan lar güç len di ril -miş tir.

As ker le rin el le rin de ke sik baş lar -la çek tir di ği fo toğ raf lar el den ele do -laş ma ya baş la mış, ölüm man ga la rı,gü pe gün düz, şe hir le rin en ka la ma lıkyer le rin de in faz lar ger çek leş ti rip,bun la rı ha va ya ateş ede rek kut lar ha -le gel miş tir.

Kan dök mek te uz man la şan bume ka niz ma, bu gün, “te rö re kar şıtec rü be miz den ya rar la nın” di ye, pa -zar lan ma ya ça lı şıl mak ta dır.

Bu üçüncü dönemin tarihi, iştebu “tecrübenin” nasıl kazanıldığınında tarihidir.

Köy Yak ma lar,Bo şalt ma lar,Fa ili Meç hul ler

12 Ey lül ve onun de vam cı sı olanik ti dar lar, Tür ki ye Kür dis tan’ın da 12Ey lül’den iti ba ren bü yük bir te rö ruyguladı lar. 1984’te böl ge de ge ril lasa va şı nın baş la ma sıy la, or du nun te -rö rü, açık kat li am cı lı ğa dö nüş tü.Köy mey dan la rı iş ken ce ha ne ol du.

Biz zat ABD Dı şiş le ri Ba kan lı -ğı’nın ra po ru na gö re 1984-2000yılları ara sın da 4 bi ne ya kın köy ya -kıl dı, bo şal tıl dı. 2 Mil yon yok sul

Kürt göç et mek zo run da bı ra kıl dı. Su bay lar dan, iti raf çı lar dan ve

Hiz bul lah çı lar dan olu şan kont ra bir -lik le ri, bin ler ce ki şi yi kat let ti ler vebun lar "fa ili meç hul" kal dı.

Sınırsız ve dizginsiz vahşetdönemi: Bu yıllar boyunca, bölge-deki asıl otorite, kontrgerilla güçlerioldu.

Yoksul köylüler katledildi, gerilladiye açıklandı.

Sağ ele geçirilen gerillalar, infazedildi.

Gerillalar, yurtsever halktaninsanlar, yakıldılar, kimyasal silahlarkullanıldı.

İşkencelerde paramparça edilip,bölgenin kuş uçmaz kervan geçmezdere yataklarına, bilinmezlikleregömüldüler.

Bunlara dair, hiçbir rakam yokturortada.

Bunlardan yargılanan, ceza alanhiç bir “resmi görevli” de yoktur.

İn faz Te rö rü1990’la rın ilk yıl la rın dan iti ba -

ren, belli başlı büyük şehirlerde,ölüm mangalarının açık te rö rünetanık olunmaya başlandı.

Terör, temel olarak iki bi çim degörülüyordu: Bun lar dan bi ri İN -FAZ’lar, di ğe ri KA YIP’lar dı.

Te rö rün her iki biçiminin sonuç-larına iliş kin de ke sin ra kam lar yok -tur ve bel ki hiçbir za man ol ma ya -caktır.

Bi li nen, 1990-1999 ara sı, şe hir -ler de, ev le rin de, iş yer le rin de res miölüm man ga la rı ta ra fın dan in faz edi -len le rin sa yı sı nın 1000’i aş tı ğı, fa ili-meç hul ci na yet le rin 10 binden faz laol du ğu, kay be di len le rin sa yı sı nın

ise, an cak "bin ler -ce" di ye ifa de edi -le bi le ce ği dir.

1990’da TuzlaKöprüsü’nün altın-da, dört devrimci-nin bir taksidekatledilmesi, artıkdizginsiz ve kesinti-siz sürecek infazla-rın ilklerindendir.

91-92, infazsızhaf-tanın, zaman

zaman gü-nün geçmediği bir dönemolacaktır.

Nisan 1991’de, İzmir’de, FarukBayrakçı ve Olcay Uzun’un infazedilmesini, Temmuz 1991’de İstan-bul’da aynı anda 10 devrimcinininfaz edilmesi izleyecektir. 1992Nisan’ında İstanbul’da, yine aynıgecede 11 devrimci birden katledile-cektir.

Her infaz sonrasında, Bakanlar,Başbakanlar, Kontra şefleri, ölümmangalarının gözlerinden öpecek,onları başarılarından dolayı kutlaya-cak; infazlara yönelik eleştirilerkarşısında devlet, Demirel’lerinağzından “polisimizin elini soğut-mayın” diyecektir.

Polisin eli hiç soğumayacaktırbundan böyle.

Egemen sınıfların döktüğü kan,böyle böyle akmaya devam edecek-tir.

“Kayıp” Terörü“Kaybetme” politikası, Latin

Amerika’da yıllardır uygulanıyordu.Ülkemizde de “Cumhuriyethükümetleri” ve “TC. cuntaları”zaman zaman başvurmuştu “kaybet-me” politikasına. Ama bu sistemli,sürekli bir hal almamıştı. Ta ki,1990’ların başlarına kadar...

1991’de Yusuf Erişti’yle başla-yan kaybetme politikası, Soner Gülve Hüsamettin Yaman’la, HüseyinToraman’la, Ayhan Efeoğlu’yladevam etti. Tespit edilebilenlerinsayısı, önce yüzlere, sonra 400’lere,500’lere ulaştı. Bugün artık rakamısadece “binlerle” ifade edebiliyo-ruz.

96-97’lerde yoğunluğunu kaybe-

20­24 Ara lık 1978 Ma raş Kat li amı

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

2 7BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 28: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

der gibi göründükaybetme politikası.Ama 1998’de dörtdevrimcinin birliktekaybedilmesi vebunların askeri birkışlada sorgulanıp,Seferihisar açıkların-da bir sandalakonulup bombaylaaçık denizde batırıldı-ğının ortaya çıkması,oligarşinin bu politikayı terketmedi-ğini tekrar hatırlattı.

Son olarak bilindiği gibi, Ebube-kir Deniz ve Serdar Tanış, 2001Ocak ayında Silopi’de kaybedildi.

1994-1999 yıl la rı ara sın da in fazve iş ken ce de, gö zal tın daki ölüm sa -yı sı, res mi ka yıt la ra ula şı la bil di ğika da rıy la 905’dir.

Ay nı dö nem de, KA YIP baş vu ru -su 850 ci va rın da dır. Bun lar, her bi ribir in san ha ya tı nın yo k e dil me si de -mek olan ra kam lar dır.

Sivas Kat li amı - 2 Tem muz1993: Res mi gö rev li le rin yol ver -me siy le ge ri ci ler ve fa şist ler, birotel de bu lu nan ile ri ci ay dın ve sa -nat çı la rı di ri di ri yak tı lar. 36 ölü ve8’i ağır, 24 ya ra lı res mi ka yıt la rageç ti.

Ga zi, Üm ra ni ye Kat li amı12-14 Mart 1995: Dev le tin hiç"ara cı sız" açık ça ger çek leş tir di ğikat li am lar dan bi ri dir. Yok sul ge ce -kon du hal kı na ölüm man ga la rı ta ra -fın dan sal dı rıl dı. 18 ölü... Yüz ler ceya ra lı...

"30 bin ölü": Bu rakam çok sıktelaffuz edilir bu ülkede. Rakamındoğruluğunun hiçbir garantisiyoktur. Ama rakamı doğru kabuletsek bile, ön ce lik le her kes bil me liki, bun la rın çok bü yük ço ğun lu ğuulu sal hak la rı için mü ca de le et ti ğin -den do la yı kat le di len Kürt yurt se -ver le ri dir. 30 bin ki şi nin ka ti li de,hem Kürt hal kı na kar şı im ha ve asi -mi las yon po li ti ka sı iz le me le ri hemde biz zat as ke ri an lam da gi riş tik le rikat li am ope ras yon la rı ne de niy le,Tür ki ye oli gar şi si ve ona eko no mik,si ya si as ke ri des tek ve ren ler dir.

Ha pis ha ne ler de 20 yıl dırkan akıyor

1980-2000 ara sı yir mi yıl da,Tür ki ye ha pis ha ne le rin de çe şit li bi -çim ler de top lam 277 tu tuk lu ve hü -küm lü kat le dil miş tir.

1995’ten iti ba ren hapishanelerde-ki baskılar açık bir kat li am cı lı ğa dö -nüş müş tür: 1995, 96 ve 99’da Bu ca,Üm ra ni ye ve Ulu can lar ha pis ha ne -le rin de tu tuk lu la ra yö ne lik ope ras -yon lar da 17 tu tuk lu kat le dil di.

19 Ara lık 2000 HapishanlerKatliamı: Devlet F tipi tecrithapishanelerini açarak devrimcileritecrit politikaları ile teslim almakistiyordu. DHKP-C, TKP(ML) veTKİP tutsakları 20 Ekim 2000’deölüm oruçlarına başladı. Devletölüm orucu direnişini bitirip F tipihapishaneleri açmak için 20 hapis-haneye; özel timlerle, binlerceaskerle, polisle, skorski helikopter-leri ile, iş makineleri ile saldırarak28 devrimci tutsağı katletti.Yüzlerce tutsak yaralandı, sakatkaldı. Katliam sonucunda açılan Ftipi hapishanelerde süren ÖlümOruçları tam 7 yıl sürdü. 28 tutsa-ğın katledildiği 19 Aralık Katlia-mı davası ise bazı hapishanelerindavası zaman aşımı ile kapatılır-ken, 6 kadın tutsağın diri diriyakılıp toplam 12 tutsağın katledil-diği Bayrampaşa Katliamı davası10 yıl sonra açıldı ve halen devametmektedir.

28 Aralık 2011; RoboskiKatliamı: Şırnak’a bağlı Ulude-re’deki, Roboski Köyu’nun GuneyKurdistan’la olan sınır noktasındakaçakçılık yapan 35 yoksul Kurt

köylusunu oligarşi-nin savaş uçakları 47dakika bombalaya-rak katletti. Katledi-len 35 kişidensadece uçunun yaşı30’un uzerindeydi.Geriye kalanlar; 12ile 20 yaş arasındakiçocuk ve gençlerdi.Katliam talimatınıdoğrudan dönemin

başbakanı Tayyip Erdoğan vermişti.Daha sonra devlet tarafındanyapılan resmi açıklamalarda PKK’lıolduğuna ilişkin istihbarat almıştıkdediler. Sanki PKK’li olunca savaşuçakları ile katletmek yasalmış gibi.Ve bu katliamdan kimse hakkındadava açılmadı. Dönemin İçişleriBakanı İdris Naim Şahin dahasonraki yıllarda operasyon içinistihbaratın MİT tarafından verildi-ğini açıkladı. Roboski’de katledilen35 kişinin katilleri halen yargılan-mıyor.

13 Mayıs 2013; ReyhanlıKatliamı: Hatay’ın Reyhanlıİlçesinde, emperyalistlerin Esadiktidarını yıkmak için besleyipbüyüttüğü IŞİD örgütü, Reyhanlı’dabir aracın içine tonlarca bombayıkoyup patlatarak 53 kişinin katle-dilmesine neden oldu. IŞİD’eTIR’larla her türlü silah desteğiniyapan AKP iktidarı, kendi sorumlu-luğunu örtmek için katliamdandevrimcileri sorumlu tuttu.

6-8 Ekim 2014; KobanêProtestoları Katliamı: Amerikanyetiştirmesi IŞİD’in Suriye Kürdis-tanı Kobane’de, Kürt halkına saldı-rısına karşı HDP’nin çağrısıylaTürkiye’nin dört bir yanında başla-yan protesto eylemlerine, AKP’ninpolisleri ve kontra çetelerinin saldı-rıları sonucunda 40’ın üzerindeHDP’li kurşunlanarak, linç edilerekkatledildi. Çıkan çatışmalarda 10kişi de devletin ‘90’lı yıllardaKürdistan’da kontra örgütlenmeolarak kullandığı ve yüzlerceyurtseveri katleden Hizbullah adlıörgütün yasal partisi olan HAK-PAR’dan öldü. Toplam 53 kişinin

19 Aralık 2000 Hapishaneler Katliamı

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!28

Page 29: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

öldüğü Kobanê protestokatliamından katillerhakkında açılmış bir davayoktur. Katil AKP, katliamdanHDP’yi sorumlu tutmuştur.HDP’nin uzlaşmacı tavırıise katliamın adeta unutul-masına neden olmuştur.

20 Temmuz 2015Suruç Katliamı: SosyalistGençlik Derneği Federas-yonu’nun çağrısıyla,Kobanê için toplanan yardımlarıgöturmek için Urfa’nın Suruçİlçesi’nde durdurulup Kobanê’yegeçmesine izin verilmeyen 300kişilik grup, Amara Kultur Merkeziönunde, bu durumu protesto etmekiçin basın açıklaması yaptığı esnadaAKP’nin kontra çeteleri bombalısaldırı duzenledi. Saldırıda SGDF’live devrimci demokrat 33 kişi alçak-ça katledildi, yuzun uzerinde insanyaralandı.

10 Ekim 2015, Ankara Katlia-mı: Ankara’da DİSK, KESK,TMMOB ve TTB’nin düzenlediği“Emek, Barış, Demokrasi” mitin-ginde HDP’nin toplanma yeri olanAnkara Tren Garı’nın önünde kitle-nin içinde art arda iki bomba patla-tıldı. Patlamada 102 kişi katledildi.184 kişi ağır yaralandı. AKP’ninkatil polisleri yaralıları hastanelerekaldıracağı yerde yaralılara yardımeden halkın üzerine TOMA’larlabasınçlı su ve gaz bombası atıpcoplarla saldırdı.

Katliamı yapan, beline bombabağlayan iki IŞİD üyesiydi. Ancakgerçek şu ki, katliamın asıl sorum-lusu AKP’dir. Çünkü IŞİD’i yara-tan, besleyip büyüten emperyalist-ler ve AKP’dir. AKP, IŞİD’i iktidarını ayaktatutabilmek için halkı bastırmakta,korkutmakta ve sindirmekte kullan-maktadır. IŞİD, AKP’nin halkısindirmek için kullandığı faşistterörünün sivil ayağıdır.

Sonuç Olarak;Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyun-ca, nasıl oluk oluk halkın kanının

akıtıldığını, en özet ifadelerleyansıtmaya çalıştık.

Oligarşi katliamlar olmadan busömürü, yağma talan düzeninisürdüremez. Katliamların nedenibudur. Kürt milliyetçileri ve refor-mizm, oportünizm katliamlarınyasını tutarken AKP katliamlarınadevam ediyor.

Suruç Katliamı’ndan hemensonra “terörle mücadele” adı altındadevrimcilere operasyonlar yapar-ken, Cephe savaşçısı Günay Özars-lan’ı katleden AKP, Ankara Katlia-mı’ndan hemen sonra da 18Ekim’de, İstanbul Küçükarmut-lu’da yine bir Cephe savaşçısınıarıyoruz diyerek arama yapmayagirdikleri evde “ayağınıza galoşgiyin” diyen evin kızı DilekDoğan’ı göğsünden vurdu.

Yas tutarak AKP’den hesapsorulamayacağı aşikardır. Hesabıdüzenin adaleti ile değil, halkın adale-ti ile halk soracak, biz soracağız.

So ru yo ruz: Te rö rist Kim? Hiç dur ma yan iş ken ce tez gah la -

rını çalıştıranlardan, hiç bit me yenpro vo kas yon ları tezgahlayanlardan,hiç dur madan katleden ölüm man -ga la rını örgütleyenlerden başka birterörist olabilir mi?

Tekrar Soruyoruz:Bu kanlı tarihi yaratanlar, "te -

rör"den şi ka yet edebilir mi? Böyle pervasızca kan dökenler,

adaletten, hukuktan söz edebilir mi?

Türkiye Cumhuriyeti’niYönetenler;

İş te si zin ese ri niz olan te rör!

İş te si zin te rör ve kat li amdos ya nız! Bunlar sizin suçları-nız.

Türkiye Halkının EmeğineEl Koyan Sömürücüler;Tekelci Burjuvalar, ToprakAğaları:

Bu suç dosyası, aynı zaman-da sizin suç dosyanızdır.

Çünkü sizin sömürünüzüsürdürmek için döküldü buncakan.

Ülkemizdeki Faşist Yönetim-leri Destekleyen Başta ABD OlmakÜzere Tüm Emperyalistler: Hiçkuşku yok ki, Türkiye tarihi boyuncaakıtılan bu kandan siz de sorumlusu-nuz.

Siz desteklediniz bu kan dökücüiktidarları. Daha da ileri gidip, bizzatörgütlediniz bu terörü. Kan dökmekonusunda eğittiniz.

ABD ve TürkiyeOligarşisi, TeröristArıyorsa, KendineBakmalıdır!

“Terör suçlusu” aranıyorsa, buülkeyi on yıllardır yönetenler, buülkenin ordusunda, polisinde onyıllardır yöneticilik yapanlar, başterör suçlularıdır.

Teröristler, yaptıklarının cezasınıelbette çekecekler. Tarih onları yargı-ladı çoktan. Yargıladı ve mahkum etti.

Dünya halkları, tarihin hükmününtecellisini er geç sağlayacaktır.

ABD’nin ve oligarşinin “teröryaygaraları” bunu engelleyemez.

AKP, iktidarını ayakta tutmak içinher türlü yola başvuracağını defalarcakez göstermiştir.

Pervasızca saldırıyor, katlediyor,katliamlarının üstünü örtüyor...Mahkemeleri, yargıyı istediği gibiyönlendiriyor... Yüzlerce kişininöldürüldüğü katliamlardan yargılananve ceza alan nererdeyse kimseyoktur... Bir çoğuna soruşturma bileaçılmazken, açılanlardan da hiçirsonuç çıkmayacağını biliyoruz...Katliamlardan hesa halk soracak,halkın adaletiyle biz soracağız!

BİTTİ...

10 Ekim 2015 Ankara Katliamı

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

2 9BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 30: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!330

“Terörle Mücadele Ka-nunu Kapsamına Giren Suç-

ların Faillerinin YakalanmasınaYardımcı Olanlara Verilecek ÖdülHakkında Yönetmelik”e göre, suç fa-illerinin yakalanmasına yardımcıolanlara veya yerlerini ya da kim-liklerini bildirenlere para ödülü ve-rilmesi için yapılan düzenlemedensonra “Alo 140 terör ihbar hattı”kuruldu.”(Basından)

“Alo 140 terör ihbar hattı”adı altında kurulan hattın terörü ön-lemek için kurulmadığı açıktır.

En büyük terör eylemlerini devletyapmaktadır. Suruç’ta, Diyarbakır’da,Ankara’da yapılan katliamda teröreylemlerini örgütleyen AKP’dir.

Günay Özarslan’ın, Dilek Do-ğan’ın katledilmesi AKP’nin terörü so-nucu olmuştur. Her sabah uyandığı-mızda bir devlet terörü haberiyle uya-nıyoruz. Her türlü terör bizzat polis veasker tarafından yapılmaktadır. Te-rörleri her geçen gün artmaktadır.Bizleri sürekli kullandıkları beyazToroslarla tehdit etmektedirler.

Gerçek niyetleri terörü önlemekdeğildir. Gerçek niyetleri bu olsay-dı halka karşı yapılacak katliamlar-da önlem alır ve örgütlemezlerdi.IŞİD gibi besledikleri tetikçileri-nin katliamlarını önlerlerdi.

Terörün kaynağı olan AKP’ninbu hattı “terör olmasın” diye kur-madığı açıktır. Terörün bizzat kay-nağı AKP’dir. Bu hattın kurulma-sında temel amaç halka ve devrim-cilere karşı açtıkları savaş için yenibir araç oluşturmaktır.

Bunun dışında ise şunlar hedef-lenmektedir:

-AKP’nin, halkı ihbarcı yapa-rak kendi ahlaksızlığını halkayaymak istemesidir.

-Devrimcilere ve halka karşıyapılan katliam ve hukuksuzluğakılıf bulmaktır.

-Halkı soymak için yeni birkaynak oluşturmaktır.

AKP ahlaksızdır. Para için yap-mayacağı hiçbir şey yoktur. Polis de,asker de aynıdır. Halkı da kendileri gibiahlaksız yapmak istemektedirler. Hal-

kımız ihbarcıları sevmez. Devrimci-leri ve halkı ihbar edenleri halkımıziçinde barındırmaz. İhbarcılık onur-suzluktur. Verilecek ödülle kendi ah-laksızlıklarını halka yaymak iste-mektedirler. Parayla bir kişiyi kendi-leri gibi ahlaksız yaparlarsa bunu ba-şarı olarak görmektedirler. Bununiçin her şeyi yaparlar. Verilecek ödül-le, ahlaksızlığın yayılmasıyla, onursuzinsanlar yaratılmak hedeflenmektedir.

AKP, devrimcileri komplolardüzenleyerek tutuklar ve katleder.Buna birçok örnek verilebilir. Buhatla yapılacak bir katliam için “ih-bar var” denilecektir. Bir basın açık-lamasına saldırılacaksa “ihbar var”denilecektir. Konser, miting vb. de-mokratik eylemler engellenmek is-tenince “ihbar var” denilecektir.

Bir kişi gözaltına alınmak, evi ba-sılmak, arabası durdurulmak vb.hukuksuz her türlü işlem yapılmakistenilince “ihbar var” denilecektir.Halka karşı her şey için “İHBARVAR” denilecektir. Nasıl olsa ih-barcının adı açıklanmayacak. Aynıgizli tanıklarda yaptıkları gibi ismibelirsiz, bazen polis, bazen asker, ba-zen MİT’çi halk düşmanlarının ad-ları gizlenecektir.

İhbar var denilerek yapılan hu-kuksuzluklar yeni bir söylem de-ğildir. Polis ve asker elinde hiçbir de-lil yoksa bunu hep söylemiştir. Şim-diki durumun farkı, onlara düzen-lemeyle yasal bir olanak sağlanma-sıdır. Önceki süreçte bunu söylerkenbelli kanuni sorunlar karşılarınaçıkmaktaydı. Şimdi elleri daha kuv-vetli olacaktır.

Yapılacak ihbarların çoğu polistarafından veya onların kullandığı ki-şiler tarafından yapılacaktır. Bundanönce yapılan ihbarlarda birçok kezbunun böyle olduğu ispatlanmıştır.Soruşturmalar hep ihbarla başla-maktadır. Devrimcilerin yargılandığıdavalarda avukatlar mahkemelerdenihbarın kimin tarafından yapıldığı-nın tespiti için taleplerde bulunur.Mahkemelerin bu talebi istemese dekanunen araştırması gerekir. Bunarağmen mahkemeler talepleri çeşit-

li hukuksuz gerekçelerle reddeder.Yapılan düzenlemelerle artık mah-kemeler usulsüz kararlarına daha ra-hat gerekçe bulacaklar.

Mevcut kanunlara göre siyasişube polislerine “taltif” adı altındapara ödülü verilmektedir. Ödülmiktarı yaptıkları gözaltılar, tu-tuklattıkları insanlar, operasyonla-ra göre belirlenmektedir. Polislerinsırf para alabilmek için gözaltı veoperasyon yaptıkları ortaya çıktı.Sırf bu nedenle haklarında açılmışdava olan polisler bulunmaktadır.Bunun ortaya çıkmasını AKP’nineski ortağı Fettullahçı’lara karşı yap-tığı operasyonlar sağladı. Ahlaksızlarsırf para alabilmek için birçok ope-rasyon yapmış veya usulsüzlük ya-parak soygun yapmışlar. Şimdi bu ka-nunla aynı yolsuzluğu yapacaklar.Hem de daha çok para alarak.

Şöyle ki; operasyon yaptık di-yecekler. Sonrasında ihbarcıya ödü-lü aldıracaklar veya hiç ihbarcı ol-masa da ödülü alabilmek için usul-süzlük yapıp ceplerine atacaklar.Ahlaksızlar için, ceplerini doldurmakiçin yeni bir kaynak oluşturulacak.Terörün kaynağı emperyalizm veonun işbirlikçi ortağı AKP’dir. Te-rörün bitirecek olan ise halkın ada-let savaşçılarıdır.

Halkımız! İhbarcılık Onursuzluktur!Onların İhbar Hattı Halka Karşıdır

Halkımız! Terörü yapan emperyalizm ve

işbirlikçilerini devrimcilere bildirin.Devrimcilere vereceğiniz istihbarathalkın adaletini yerine getirecek, asılteröristlerin bitmesini sağlayacaktır.Halkın adaletinin sağlanması ve te-rörün bitmesi sizlerin mücadeleyibüyütmesi sonucu olacaktır. Elifler,Şafak’lar, Bahtiyar’lar, Günay’larhalkın adaleti için şehit düştüler.Adalete olan açlığımızı, terörü, dev-rimcilere vereceğiniz istihbarat biti-recektir. Ne yaparlarsa yapsınlar hal-kın adalet açlığını bitirmek için mü-cadelemizi halkla büyüteceğiz.

AKP; AHLAKSIZLIĞINI YAYMAK, HUKUKSUZLUĞUNU ARTIRMAK İÇİN “ALO 140 TERÖR HATTINI” KURDU!

Halkın HukukBürosu

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

Page 31: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

1-) Köleci Toplum İlkSınıflı Toplumdur.Sınıfların Oluşması İnsanlık İçin Ne İfadeEder?

Köleci toplum, insanın insan tara-fından en açık, en kaba ve vahşicesömürüldüğü bir toplumdur.

Kölelik, toplumların gelişmesindezorunlu bir aşamaydı. Şimdi bu toplu-mun nasıl ortaya çıktığını, nasıl geliş-tiğini, nasıl 2 bin yıl ayakta kaldığınıve nasıl yıkıldığını göreceğiz.

Kölecilik, geçmişte hemen hemenbütün halklarda var oldu. Tarihtekurulan Sümer Devleti, Babiller,Asurlular, Urartu Devleti, Horasan,Roma İmparatorluğu büyük kölecidevletlere örnektir.

Bunlarla birlikte köleci dönemM.S. 200 yıllarında Romaİmparatorluğu ile yaşadı.

Köleci toplumun M.S. 476'daRoma İmparatorluğu’nun yıkılmasıile son bulduğu kabul edilir.

2-) Köleci Toplum Her Yerde Aynı Şekilde MiOrtaya Çıkmıştır?

Toplumsal değişimlerin dünyanınher yerinde aynı şekilde geliştiği söy-lenemez. İnsanların bilinç düzeyleri-nin gelişimi, üretim şeklinin değişimiilk olarak nerede yaşanmışsa ilerlemede ilk olarak orada başlamıştır.Köleliğin ortaya çıktığı ilk ülkelerdoğuda bulunuyor. Mezopotamya’dan,Mısır, Hindistan’a, Çin’e kadar uzanı-yor. Avrupa kıtasında bu süreç farklıişlemiştir. Avrupalı kolonistlerinişgalleri sonrasında yaygınlaşan köle-cilik 18. yüzyıl sonlarında bile halendevam etmiştir.

3-) KöleciToplumda ÜretimTarzını ve ÜretimİlişkileriniBelirleyen Nedir?

Köleci düzene geçi-şin başlarında köleleryaygın değildi.

Kabilenin önderleri,rahipler, şefler sahip oldukları, ola-nakları kullanarak topluluk mülkiyeti-ni kendi özel mülkiyeti haline getire-rek işe koyulurlar. Bir anda her şeye elkoymaları söz konusu değildir.İnsanları bölerek, parçalayarak, küçükailelere ayırarak “özgür insan” söyle-mini geliştiren üretim biçimine yönverirler.

Tarım ve hayvancılığın gelişmesi,daha yoğun iş gücüne ihtiyaç duyul-ması, daha çok insana yani köleyeihtiyaç duyulması demekti.

Aynı dönem şehirler kuruluyor,üretilen malların değiş tokuşu yapılı-yor, zanaatçılar kendine özgü bağım-sız ama ihtiyaçlara uygun üretimleryapıyor, karşılıklı ilişkiler gelişmeyebaşlıyordu.

Köylülerle zanaatçılar arasındadeğiş tokuş gibi bir ilişki vardı.Paranın kullanımı pazarın genişleme-sine, tüccarların ortaya çıkmasına vekır-şehir ayrımının hızlanmasına yolaçar. Bunu tefecilik takip eder.

Güç ve servet birikimi, topraklarınele geçirilmesi, köle insan sayısınınçoğaltılması köle emeğine dayalı birüretim tarzının oluşmasını sağlar.Köle emeği, köle sahibi ve kölelerarasındaki toplumsal çelişkiyi de orta-ya çıkarır.

4-) Köleci Toplumda Sadece Köle Sahibi veKöleler mi Bulunuyor?

Bu iki sınıf toplumdaki temel; ikisınıfın ayrımını ifade eder. Esas ola-rak “özgür vatandaşlar’’ ve “köleler’’şeklinde tanımlanır.

Özgür vatandaşlar içinde büyüktoprak sahipleri, köle sahibi olan zen-ginler, orta ve daha zengin olanlar,rahipler, köle sahibi küçük toprak

sahibi köylüler, tefeci, tüccar ve zana-atçılardır. Bunlar her türlü hakkasahiptirler. Kölelerin ise hiçbir hakkıyoktur.

5-) İlk Devlet, KöleciToplumda Nasıl Oluştu?

Köleci toplumda kölelerle kölesahipleri olmak üzere iki temel sınıfvardır. Köle sahipleri dışında özgürvatandaşlar denilen küçük topraksahipleri ve zanaatkarlar vardı. Bunlarda yanlarında az sayıda köle çalıştırı-yorlardı. Din adamları da bu çağdaözgür vatandaşlar arasında yer aldı.Bu nedenle zengin köle sahiplerinedaha yakın oldular. Toplumun köle-lerle köle sahipleri olmak üzere ikitemel sınıfa ayrılması devletin oluş-masına yol açtı.

Köle sahipleri ancak sürekli birbaskı örgütünün varlığı ile kendikonumlarını koruyabilirlerdi. Çünkübinlerce köle zalimce çalıştırılıyor.Yoksulluk içinde olan ve sürekli borç-lanan özgür vatandaşlar da köleleşmetehdidi altında bulunuyorlardı. Bukoşullarda bu kesimlerin baskı altındatutulması gerekiyordu. Bu baskı gücü-nü sağlayan araç da devlet oldu.

Köleci Atina ve Roma Devletleri,yapı itibariyle değil ancak hukuk sis-temi, ceza anlayışı şekliyle bugünhalen ülkemiz dahil birçok ülke cezasisteminde varlığını sürdürmektedir.

Atina’da özgür insanların,Spartalılar’ın mücadelesi insanlığaçok şey katmanın yanı sıra demokrasigibi kavramların günümüze taşınma-sında da önemli bir yer tutar.

6-) Köleci ToplumdaSavaşlar ve KölelerinSavaşlardaki Rolü Nedir?

Kölelik düzeninin hakim olması,öncelikle köle edinme savaşlarınıortaya çıkarır. Köleci devletler yeniköleler elde etmek için diğer devletle-re ve halklara saldırmaya başlarlar.Tutsak edilenlerin çoğu köle halinegetirilerek satılırken, belli kesiminiise kendi özel ihtiyaçları için yaşamınpek çok alanında sömürüye tabi tutu-lurlar.

Köle sahiplerinin, köleleri kullan-

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10TOPLUMLAR:

KÖLECİ TOPLUM

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

3 1BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 32: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ma şekli değişkendir. Kimi savaşçıolarak eğitilir, kimi eğlenmek, itibarelde etmek için gladyatörlere çevrilir,kimi büyük çiftliklerde, madenlerde,ağır işlerde, yol yapımı, şehir kurul-ması, Mısır’da piramitlerin dizilme-sinde çalıştırılır.

7-) İlk Sömürücü DüzenOlan Köleci DevletinYıkılma Süreci Nasıl Başlamıştır?

Köle emeği ve kölelik düzeni baş-langıçta üretici güçlerin gelişiminisağlayıp, ilerlemeler sağlasa da birnoktadan sonra, o düzenin temelinioluşturan kölelerin zorla çalıştırılma-sı, emeğinin gasp edilmesi tepkilerinde açığa çıkmasını sağlar. Zor ve ağırkoşullarda çalıştırılırken kırbacıbaşından eksilmeyen, ölmeyecekkadar beslenen köleler, küçük küçüktepkilerden, iş bırakmalardan ayak-lanmalara dönen bir süreci başlatarak,köleci düzeni sarsmaya başlar.

Köleci toplumda kafa ile kolemeği arasında uçurum oluştu. Çünküköle sahipleri ile özgür vatandaşlarüretimde hiç yer almadılar. Kölelerinsanlık dışı koşullarda çalışıyorancak yaşamlarını iyileştirecek hiçbirkarşılık alamıyorlardı. Doğal olarakemeklerinin sonuçlarına karşı ilgisiz-lerdi. Bunun sonucu olarak da üretimtekniğini geliştirmek bir yana iş alet-lerini kullanılmaz duruma getirerektepkilerini, kızgınlıklarını gösteriyor-lardı. Bundan dolayı kölelere dahakaba, daha zor kırılabilen aletlerverildi.

Üretimi arttırmanın tek bir yoluvardı. Yeni ucuz köleler elde etmek.Ancak yeni köleler elde etmenin yol-ları da giderek tıkanıyordu. Köledüzenindeki sömürünün artık had saf-haya varması köle isyanlarını da yay-gınlaştırdı. İsyanlar giderek silahlıayaklanmalara dönüştü. Gelişen budurum köle sahiplerinin ekonomik veaskeri gücünü de sarstı. Eskisi gibikolayca yağma, talan yoluyla, fetihsavaşlarıyla köle elde edemez oldular.Köle bulmaları giderek zorlaştı, köleemeğine dayanan üretimin gelişimidurdu.

8-) Köle İsyan ve AyaklanmalarıNasılOrtayaÇıkmıştır?

Köleciliğin yıkıl-masındaki en büyüketkiyi köle ayaklanma-ları gerçekleştirdi. Bu ayaklanmalar-dan en önemlisi SpartaküsAyaklanmasıydı. Kölelerin isyanetmesi için bütün koşullar mevcuttur.Bununla birlikte belki bir toprağa vebirkaç köleye sahip köylülerin duru-mu da farklı değildir.

İlk isyanı en aç olan, zulmü,sömürüyü en yoğun yaşayanlar başla-tır. M.Ö. 74 yılında Roma’da,Spartaküs ve Kriküs’ün önderliğinde60 gladyatörle başlayan ayaklanmatüm ezilenleri içine alarak, Romaİmparatorluğu’nun ve köleciliğinsonunu getirir. SpartaküsAyaklanması sadece köleleri değil,aynı şekilde büyük toprak sahipleriy-le, köle emeğin sömüren sınıflarlaçelişkisi olan küçük toprak sahibi,köylüleri ve diğer yoksulları da sarar.

Köleler daha insani bir yaşamkoşulları ve özgürlüklerini isterken,köle olmadığı halde yoksullaşan köy-lüler ve diğer kesimler de vergilerinkaldırılmasını, toprağın yeniden bölü-şülmesini, borç köleliğine son veril-mesini, zengin sınıfın imtiyazlarınınortadan kaldırmasını ve iktidarınhalka verilmesini dile getirerek dire-niyordu. Roma ile öne çıkan bu süre-cin, köle isyanlarının bastırılmasıylason bulduğu ifade edilse de, gerçekteson bulan kölelik düzeni olur.Kazanan; canlarını ortaya koyan,insanlığın ve toplumun gelişimininyolunu açan özgürlük savaşçıları olur.

9-) İmparatorluklar Devasa Güce Sahip Olduğu Halde Neden Yıkılmaktadır?

Tüm toplumsal değişimlerdegörüleceği gibi gücü belirleyen askerveya silah sayısı, toprakların büyük-lüğü devasa güç ve olanaklara sahip

olmak değildir. Öyle olsa hiçbir dev-let yıkılmaz, imparatorluklar yok olupgitmezdi.

Gücü belirleyen; hakkı ve doğru-yu temsil edenlerdir. Haklıyı ve doğ-ruyu temsil edenler iradi olarak öneatılıp mücadele ettiğinde, devasagörülen devletlerin, imparatorluklarınyıkımı daha hızlı olur.

10-) Yeni Bir ToplumsalDüzenin Ortaya ÇıkmasıNeden Zorunludur?

Zorunludur çünkü üretim ilişkileriüretici güçlerin gelişimi önünde engelolmaya başlamıştır. Bu durum çelişkive çatışmaların önlenemez olduğuanlamına geldiği gibi, insanlığın iler-lemesinin de durdurulmak istendiğianlamına gelir.

Gelişen ve ilerleyen bir şeyin dur-durulması olanaksız olduğuna göreyeni olan kendine bir yol bulacak,eski olan ise yok olup gidecektir.Toplumsal düzendeki değişimi ifadeeden zorunluluk ve ilericilik ilişkisibu şekilde belirleyici bir hal alıyor.Zorunludur çünkü üretici güçleringelişimi ile üretim ilişkilerinin zorun-lu uygunluk yasası bozulmuştur.

Üretici güçler ve üretim ilişkilerineydi? Üretim yapılmasını sağlayan,toprak, iş aleti, hammadde, bina, ula-şım araçları, teknik, teknolojik bilgi-ler, deney, tecrübe, yetenek ve elbettebunları kullanan insan, üretici güçler-dir.

Üretim süreci içinde insanlarınbirbirleriyle girdiği her türlü ilişki iseüretim ilişkilerini ifade eder. Yani üre-tim bireysel mi, toplumsal mı gerçek-leşiyor, elde edilen ürünler nasıldeğenlendiriliyor, paylaşım nasıl olu-yor ve elbette en belirleyici olan üre-tim araçlarına kim sahiptir.

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!332

Gücü belirleyen; hakkı ve doğruyutemsil edenlerdir. Haklıyı ve doğruyutemsil edenler iradi olarak öne atılıpmücadele ettiğinde, devasa görülendevletlerin, imparatorlukların yıkımıdaha hızlı olur.

Page 33: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

10 Ekim günü, Ankara'da; KESK,TMMOB, DİSK ve TTB tarafındandüzenlenen barış mitingine bombalısaldırı düzenlendi. En son açıklananrakamlara göre 102 insanımız katle-dildi, 500’e yakın insanımız yaralandı.Bu saldırı ilk saldırı değildir. 7Haziran seçimlerinden hemen önceHDP’nin Diyarbakır İstasyonMeydanı’nda yaptığı mitinginde pat-latılan bomba, Suruç’ta yapılan kat-liam, çocuk kadın demeden katledilenyüzlerce insanımız AKP iktidarınınhalklarımıza yaptığı saldırıların birsonucudur.

AKP kana doymuyor.Diyarbakır’da 5, Suruç’ta 33 kişiyimeydanlarda katleden AKP bu kezsayıları her saniye artan ölümlerinbirinci sorumlusudur. AKP; 7 Haziranseçimlerinden tek başına iktidar olarakçıkamayınca Anadolu topraklarınıkana bulama harekatını başlattı.Meydanlarda, sokaklarda, dağlardasürek avına çıkan AKP katletti, bom-baladı, yaktı, yıktı. Hala halka yöneliksaldırısını durdurmuş değil. Aksineher gün daha da arttırmakta. Tümbu saldırıların asıl nedeni; oligarşininyönetememe krizinin derinleşmesidir.

Bir kez daha gördük ki halklarıncan güvenliği dahil tüm haklarınıngüvencesi kendi örgütlenmelerindedir.Biz örgütlenip mücadele etmezsekkatliamlar sürecektir. Tüm milliyetve inançlardan halkların birliktemücadelesi halkların tek kurtuluşudur.Bu katliamların hedefi sadece Kürthalkı ve seçimler değildir.

Asıl amaç halkın örgütlü gücünübaskılarla, işkencelerle, katliamlarlasindirmek ve yok etmektir. Bu savaş,işçilerden memurlara, avukatlarakadar kadın erkek, çoluk çocuk tümhalka açılmıştır. Her gün kafamızı,gözümüzü kıran, tek bir basın açık-lamasına dahi tahammül göstereme-yen, avukatlara, hakkını arayan her-

kese, katliamı protestoedenlere azgınca saldıranfaşist düzene teslim miolacağız; yoksa hakları-mız için ısrarla bulun-duğumuz her yerde veher alanda mücadele miedeceğiz? Sorun budur.

Katliamdan sonrayapılan eylemler varolantepkinin, halkın yaşadığıöfkenin-acının çok çokgerisindedir. Yapılangrevlerde, cenazelerimizde, katliamıprotesto eylemlerinde hesap sormave mücadeleyi büyütme çağrısı yapıl-malıyken, hesap sorma iradesi ortayakonulmalıyken KESK, DİSK veeylemleri örgütleyenler kitlelerin çokgerisinde kalmaktadır. Suruç’un hesa-bını sormadığımız için Ankara’dabu kadar pervasızca saldırma, onlarcakişiyi katletme cüretini gösterdiler.

KESK Ankara katliamının hesa-bını sormak zorunda ve durumun-dadır. Kendi çağrısıyla toplanmışbinlerce insana, katledilen üyelerine102 cana borcudur bu katliamın hesa-bını sormak. Şu an barış, sağduyuçağrılarından öte hesap sorma çağ-rılarını ön plana çıkarmakla sorum-ludur. Bu aşamada KESK’in alacağıtavır, KESK’in geleceği için de belir-leyici olacaktır. Geri adım atmaktüketir, emekçilerin nezdinde KESK’iitibarsızlaştırır.

KESK daha katliamın yapıldığı ilkandan itibaren herkesi direnişe, bukatliamları boşa çıkarmaya, hesap sor-maya çağırmalıydı. Ankara’daki kat-liamda canlarımız daha yerdeyken,cenazelerimiz yerdeyken, yaralılarhastanelere bile ulaştırılamamışkengeri dönme çağrısı yerine herkesiAnkara’ya katliamı protesto etmeye,ya da bulunduğu yerde katliamın hesa-bını sormaya dair yapacağı bir çağrıhemen karşılık bulacak ve katliam

iktidarın elinde kalacaktı. Şimdi bundansonrasını örmenin, katliamı unuttur-mamanın somut programını çıkarmakgerekmektedir. 12 Ekim’de yapılangrevde konuşan KESK Eş GenelBaşkanı’nın “Bütün kanlarımızın bede-lini ödeteceğiz. İktidarlarından gide-cekler, ve bizler kaçmalarına izin ver-meyeceğiz, yaptığınız bütün katliam-ların hesabını vereceksiniz ve andolsun ki asla unutturamayacaksınız”sözlerinin karşılığını örgütlemek zorun-luluğu vardır.

Unutmayalım ki hesabı sorulma-yan her katliam, sonraki katliamadavetiyedir aynı zamanda.

AKP’nin topyekün saldırısı kar-şısında topyekün bir direnişin tamsırasıdır. Faşizme karşı birlikte örgüt-lenerek ve birlikte mücadele edereksavaşı biz kazanacağız. Bizler halkiçin emek veren eğitim, sağlık veher alandan Kamu Emekçileri Cephelimemurlar, halkımızın yaşadığı buacıların bir gün elbette hesabınınsorulacağını biliyoruz.

Yılmayacak, uslanmayacak, doğrubildiğimiz yolda yürümeye devamedeceğiz. Ankara’da ölenlerin ara-sında biz de varız. Bizler de yara-landık. Acılar hepimizin ama öfkede hepimizin. Büyüteceğiz!

Bu öfkeyi büyütmek, katliamlarınhesabını sormak mücadeleyi büyüt-mekten, daha militan mücadele hattıörmekten geçer.

KESK; Ankara Katliamı’nınSorumlusu AKP’den Hesap SormaSorumluluğuyla Karşı Karşıyadır!

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

33 3BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 34: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Gerçek kale kitlelerdir...Bunun en somut örneğini ayaklan-

mada gördük. Milyonlar, bizim politi-kalarımızın etkisi altında ayaklandılar.Ve yol yöntem olarak da bizden öğ-rendiklerini hayata geçirdiler. Çünkübiz de Anadolu'da yaratılmış ayaklan-malardan, dünya devrim deneyimle-rinden öğrendik.

Türkiye'de her türlü yanıltıcı,aldatıcıpropagandaya rağmen oligarşi yönetemezhale gelmiştir. Halk artık eskisi gibi de-ğildir. Bir ayaklanma yaşandı. Bu yüzdenoligarşi de her şeyi açıktan ve halkasaldırarak gayrı meşru yönetme biçimindedonatmakta.

Ülkemiz tam bir çelişkiler ülkesidir.Ezilen, horlanan, baskı gören bu dü-zenden memnun olmayan milyonlar.Birilerinin yedeği birilerinin baktığı birdüzendir bu. Özellikle AKP iktidarıylabu sömürü çok daha azgınca yapılmakta.Yolsuzluklar, hırsızlıklar, katliamlar ale-nen yapılıyor. AKP, zengini daha zengin,yoksulu daha yoksul yaptı.

Halk Meclisi’ninGörevleri:

a- Mahallelerde bilinen sorunlarınen azından bir kısmını dayanışma vemücadele içinde çözümünü mümkünhale getirmektir. Mesela sağlık ocağıgibi, üst geçit gibi, ulaşım gibi. Gece-kondularda kışın evlerin çatıları akar.Kış gelmeden yardımlaşma ile bu ça-tıların bir komite ile elden geçirilmesiyapılabilir. Bunlar dayanışma ile çö-zülebilir sorunlardır. Önce bir komitekurmak, sorunları çıkartmak ve çözümüretmek...

b- Tüm ulusal, dinsel, mesleki ay-rımlarına rağmen ortak sorunlar, ortakçıkarlar temelinde, Kürt, Türk ya daAlevi, Sünni ya da işçi, memur, öğrenci,esnaf halkın her kesimini birleştirmeyisağlayacaktır.

Burada temel olan, halkın ortak so-runları etrafında örgütlenmek. Meselaeğitim, barınma, işsizlik, yoksulluk,açlık, adaletsizlik, ulaşım gibi. Bu

temel sorunlar etrafında halkı bi-raraya getirebiliriz.

c- O meclis, bölgesinde sömürüye,zulme karşı olan tüm örgüt, kurum vekuruluşların birliğini mücadele içindesağlayacaktır.

Evet, meclisin böyle bir özelliğide olmalı. En geniş halk kesimlerini,mahalle muhtarlarını, köy derneklerini,esnafları bu çalışmanın içine katabil-mek. Örnek: uyuşturucu sorunu bütünülkenin sorunu. Köy dernekleri, ku-rumlar gibi, sağlıkçılar gibi. Aynı za-manda var olan baskılara, zulme karşıda örgütleyebiliriz.

d- Mahallelerde halka yönelebile-cek, halka karşı halkın direnişini güç-lendirecek, can güvenliğini sağlamaya,devlet terörünün kitleleri sindirmesininönüne geçmeye, devlet terörünün ve-receği zararı en aza indirmeye çalışacakbir yapı olacaktır. Faşizmle yönetilenbir ülkede halk da kendi mahallesiningüvenliğini alacak, düşman saldırılarınıboşa çıkartacak örgütlenmeler yarata-caktır.

Örneğin; Gazi Halk Meclisi’ninyerinin yıkılması ve halkın sahiplen-mesiyle tekrar örgütlenmesi, inşa edil-mesi gibi. Ama bu örgütlülükler kalıcıhale getirilmeli tabii. Filistin'deki direnişkomiteleri gibi...

e- Sorunlarını çözmek, taleplerinikazanmak için mücadele eden herkessorunların asıl kaynağını daha adil,eşit, özgür bir yaşamı kazanmanın asılyolunu görecektir. Halkın bugün ya-şadığı en temel sorunların başında ada-let, yoksulluk, işsizlik, açlık, uyuşturucugibi temel sorunların etrafında birleş-tirdiğimizde sorunların asıl kaynağınıgörmüş olurlar. Çünkü halkın en temelihtiyacı hakça bir düzen.

f- Halkın farklı meslek, din, mezhep,uluslara ait farklı ekonomik, kültürelkoşulları olan çok çeşitli kesimleri ara-sında dayanışmayı sağlamak için birzemin olacaktır.

g- Halkın yaratıcılığını ve olanak-larını mücadeleye kazandırmak.

Anadolu halkının bin yıllık birikimi,deneyimi var. Halkın yaratıcılığını yineayaklanmada da gördük. Tüm meselehalka güvenmek ve onları işlerin içinekatmak. Fikirlerini almak, önerilerinialmaktan geçiyor.

h- Halkın kendi gücünün farkınavarmasını ve kendine güven kazan-masını sağlayacaktır. Burada da yineGazi Ayaklanmasını ve yine TaksimAyaklanmasını örnek verebiliriz.

Bu tür ayaklanmalar halkın kendigücünü görmesini sağlar. Halk mec-lisleri de bugünden aslında yarını nasılkuracağımızın, kendi gücümüzü göre-ceğimizin en somut halidir.

ı- Halkın bugününe, yarınına vegeleceğine ilişkin söz ve karar hakkınıkullanmasını sağlayacaktır. Bugün as-lında mahallede yaptığımız halk top-lantıları buna hizmet ediyor.

j- Egemen güçlerin gücü karşısında,güçsüz görünen halkı biraraya getirerekhesaba katılan, ciddiye alınan bir güçortaya çıkartacak ve giderek halkıngerçek gücünün görülmesini sağlaya-caktır.

Yukarıda bahsettiğimiz bir örgüt-lülüğü yaratabilmek için, tüm mahal-lelerde bu çalışmaları hayata geçirmekiçin emek ve sabırla çalışmalıyız. Buçalışma mahallelerle sınırlı kalmamalı,aynı zamanda ülkemizin birçok yerindehayata geçirilmelidir.

Bu örgütlülüğü yaratmak için isetüm halkı kendi yaşadığı sorunlar et-rafında toplamak ve birlikte kararlaralmak, hayata geçirmek ve güven ver-mekten geçer.

k- Halkın tüm bu pratiğin ve iliş-kilerin içinde kendini yönetmeyi öğ-renmesini sağlayacaktır.

Örnek olarak şöyle diyebilir miyiz;balık tutup vermek değil, balık tutmasınıöğretmek gerekiyor. Hep şu yanlışadüşüyoruz bazen. Ne sorun geliyorsabiz çözeriz diyoruz. Oysaki işin içinehalkın kendisini kattığımızda sorunçözmeyi de öğreniyor, yönetmeyi deöğreniyor.

Ayaklanmalar, Halkın Kendi Gücünü Görmesini Sağlar. Halk Meclisleri De, Bugünden Yarını Nasıl Kuracağımızın En Somut Halidir

“KİTLELERİ AYAKLANDIRIN VE İNİSİYATİFİ ONLARA BIRAKIN! GERÇEK KALE KİTLELERDİR” (Mao Zedung )

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!34

Page 35: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

AKP iktidarı; bir yandankatliamlarına yenilerini eklerken, biryandan da halk düşmanı projelerigündeme getiriyor. Bu projelerdenbirisi de Kırklareli’nin Demirköy ilçe-sine bağlı İğneada beldesinde yapmayıplanladıkları nükleer santral projesi.

İlk olarak Mart 2010’da gündemegelen proje; Akkuyu ve Sinop’takinükleer santral projeleri ile birlikte,kurulması planlanan 3. nükleer santralprojesi olacak. Proje ile ilgili, döneminEnerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız; “İçimin rahat olmadığıhiçbir işe imza atmadım. Çernobil’inardından dünyada 140 nükleer santralyapma kararı alındı. Yani buradaherkes bu kararı alırken ben niçinalmayayım. Bu kararı cesaretle al-mamız lazım” demişti.

Uzun zamandır ses seda çıkmayanproje ile ilgili, yakın zamanda Enerjive Tabii Kaynaklar Bakanı Ali RızaAlaboyun ”Üçüncü nükleer santralinKırklareli İğneada bölgesinde yapıl-ması planlanıyor. Firmalarlagörüşmeler devam ediyor. Şu an ilkgelenler Çinliler ve AmerikalılarınWestinghouse firması. Mutabakat zaptıimzalandı. Japonların da ilgisi var”dedi. Trakya bölgesinde enerji üretimsantralı yapılamayacağına dair Danış-tay kararı olmasına rağmen yapılmakistenen proje, belde halkının yoğuntepkisi ve protestosuyla karşılaştı.

Demirköy’ün MHP’li BelediyeBaşkanı bile “Nükleer santral, ilk gün-deme geldiği günden bu yana ilçedeve beldede halk tarafından istenmiyor.Turizm bölgesinde nükleer santral kur-mak istiyorlar, böyle bir şey mümkündeğil. Bu konuda mücadelemiz sürecek.”dedi. Bunun üze-rine Orman ve Suİşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise; “Bukonuda herhangi bir çalışma henüzbize intikal etmiş değil. Kaldı ki o alantamamen milli parkların dışında olanbir alan.” diyerek halkın tepkilerini

yumuşatmaya, halkı kandırmaya çalıştı.22 kilometrelik sahili bulunan,

%89’u ormanlarla kaplı olan İğneada,Avrupa’nın en büyük subasar (longoz)ormanlarına sahip. Beldeninçevresinde birçok tarihi yapı ve kalıntıbulunmakta. Halkın en temel geçimkaynağı balıkçılık. İşte AKP; kendihukuk sisteminin, Danıştay’ın verdiği“santral yapılamaz” kararını yoksayıp,böyle bir yerleşim yerini yıkıp yerinenükleer santral kurmak istiyor.

İğneada halkı, bu projeyi istemiyor.Bu nükleer santral için bölge halkınınen ufak bir fikri bile alınmamıştır.Bu projeyle birlikte İğneada sahilinin,bölgedeki ormanların, tarihi yapılarınyıkılacağı, yerle bir edileceği, İğneadahalkının yerinden yurdundan edileceği,sürüleceği aşikardır. Nükleer santral-lerin insana ve doğaya verdiği, vere-ceği zararlara daha değinmedik bile!

Yönetememe krizi iyice derinleşenAKP, yolun sonuna gelirken yalnızca“yok etme” üzerine politika üretebiliyor.En ufak bir hak arama talebimizesaldırıyor, tutukluyor. Başkentingöbeğinde yüzden fazla insanımızı ka-tlediyor. Düşüncelerimizi, düşünenler-imizi yok etmek istiyor. Milyonlar;meydanlarda bağımsızlık, demokrasitalebini haykırmasın diye meydan-larımızı yok etmek, kışlaya çevirmekistiyor. Zenginlerin cebi dolsun diye,rant için duble yollar, lüks rezidanslaryapıyor. Bunun için ormanlarımızı,kıyılarımızı yok etmek istiyor.

Emperyalist tekellere daha fazlapara aksın diye, rantını büyütmek için3. köprü, 3. havalimanı, Akkuyu, Sinop,İğneada gibi rant pro-jelerini uyguluyor.Yaşam alanlarımızıyok etmek istiyor.Fakat bunları doğrudürüst beceremiyorbile, eline yüzüne bu-laştırıyor. Bununörneklerini; 3.5 yıldırsürdürdüğü AkkuyuNükleer Güç SantraliA.Ş. Toplum Bil-gilendirme Müdür-

lüğü görevinden 17Ağustos 2015’te is-tifa eden FarukUzel anlatıyor.Uzel; projeninbirçok güvenlikzafiyetinin bulun-duğunu, projedeçalışan teknik per-sonellerin vemühendislerin bil-gilerinin yetersiz olduğunu, birçok ih-malkarlığın yaşandığını, hukuku hiçesayarak ilerlendiğini, Mersin Üniver-sitesi’nin ve Mersin halkının görüş-lerinin alınmadığını ifade ediyor. Pro-jenin yanlış çizildiğini, bu şekilde uygu-layamadıkları için yasa değişikliği bek-lediklerini ifade ediyor. Yangınsöndürme aracını kullanacak personelalımını beklettiklerini, yakınlardaki or-manlık alanda Temmuz ayında çıkanbir yangına bu nedenle müdahaleedemediklerini belirtiyor. Ve bu koşullar-da inşa edilen nükleer santralin güvenliolamayacağını ortaya koyuyor.

Sonuç olarak; AKP Sinop’ta,Akkuyu’da nükleer santral inşaatınahalka rağmen, devam etmekte, İğnea-da’ya halka rağmen nükleer santralkurmak istemektedir. Çünkü AKP içinmesele; ülkemizin enerji sorunu değil,tekellerin daha fazla kar sorunudur.AKP’nin rant uğruna insanları yer-lerinden etmesine, doğayı katletmesine,halkın yaşamını, sağlığını hiçe say-masına, halkın gözünün içine bakabaka yalan söylemesine izin vermeye-ceğiz!HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI

3.5 yıldır sürdürdüğü Akkuyu Nükleer GüçSantrali A.Ş. Toplum Bilgilendirme Müdürlüğügörevinden 17 Ağustos 2015’te istifa eden FarukUzel anlatıyor. Uzel; projenin birçok güvenlikzafiyetinin bulunduğunu, projede çalışan teknikpersonellerin ve mühendislerin bilgilerininyetersiz olduğunu, birçok ihmalkarlığınyaşandığını, hukuku hiçe sayarak ilerlendiğini,Mersin Üniversitesi’nin ve Mersin halkınıngörüşlerinin alınmadığını ifade ediyor.

AKP Faşizmi Emperyalist Tekellere Daha Fazla Para Akması İçin, Rant İçin 3. Köprü, 3. Havalimanı, Akkuyu, Sinop, İğneada Gibi Rant Projelerini Uyguluyor!

AKP’NİN “NÜKLEER” YALANLARI

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

3 5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 36: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Gece yarıları bastıklarıevlerde namlularını halkınevlatlarına doğrultuyorlar.Küçükarmutlu’da DilekDoğan’ı katlettiler... Su-ruç’ta, Ankara’da katleden,Dilek Doğan’ı katleden fa-şist devlettir.

Tüm bu yaşananların ortasındaBaşbakan Davutoğlu, önce Van mi-tinginde "Ak Parti iktidardan inerseburalarda terör çeteleri ya da eskidenolduğu gibi Beyaz Toroslar dolaşa-cak" diye konuştu. Sonra sözlerini"Yani 90’lı yılların sembollerindenbiridir Beyaz Toros. Faili meçhulleribu ülkede AK Parti bitirdi. Hiç kim-seyi tehdit etmedim. Ama şunu söy-ledim, ama birileri savaş baronlarıterör baronları ve bunların varlı-ğından destek alan Beyaz Toros sem-bolüyle anılan çevreler, birbirini des-tekleyen çevreler her iki varlığı daülkede tesirsiz hale getiren AK Partiiktidarıdır" diyerek değiştirdi.

Davutoğlu’nun, Erdoğan’ın söy-ledikleriyle yaşananlar ortadadır.

Davutoğlu “ben tehdit etmedim”diyor. “Faili meçhulleri bu ülkedeAKP bitirdi” diyor. Yaşananlar bu-nun yalan olduğunu çok açık ortayakoyuyor. İşte devletin sorumlu ol-duğu katliamlar devam ediyor. Dev-let saldırıyor, katlediyor, işkenceyapıyor ve tehditler savuruyor. Do-layısıyla Davutoğlu’nun söylemininanlamı açıktır: biz katletmeye devamedeceğiz.

Son dönemlerde yine “90’lı yıl-lara mı dönüyoruz?” soruları so-ruluyor, tartışılıyor. ‘90’lı yıllargözaltında kayıplarla, katliamlarla,olağanüstü hallerle, köy yakma veboşaltmalarla, işkencelerle anılanyıllardır. AKP’nin 14 yıllık iktidarıda demokrasili yıllar değildir. Halkakarşı savaş her dönemde olduğu

gibi AKP iktidarında da hız kaybet-meden devam etti. Bu oligarşik dev-letin bir gerçeğidir.

AKP’nin 14 YıllıkİktidarındaHalka Karşı SavaşÖdenekleri Sürekli Arttı!

AKP 14 yıllık iktidarı dönemindeyaptığı katliamlarla, bahsettiği BeyazToroslu dönemden farklı hiçbir şeyyapmamıştır. Özellikle son süreçteiktidarını kaybetme korkusuyla tümhalka yönelik şiddetini daha da ar-tırmıştır.

2002 seçimlerinin ardından ikti-dara gelen ve ilk bütçesini 2003 yılıiçin hazırlayan AKP iktidarının 12yıllık örtülü ödenek bilançosu (sonveriyle birlikte) 7.5 milyar TL’yigeçti. 2015 Ocak ayı bütçe rakamla-rında “güvenlik ve savunma harca-maları”na ayrılan ödenek 35 milyonTL’dir. İki yıl önce yani 2013 yılındaaynı kalem için ayrılan ödenek ise2.4 milyon TL’dir. Yani son iki yıl

içinde “savunma ve güvenlik harca-maları”nda 14.5 kat artış olmuştur.Bu artış halka ve devrimcilere yönelikbaskı, katliam ve işkence olarak yan-sımıştır.

Davutoğlu’nun “biz iktidar ol-mazsak Beyaz Toroslar ortaya çı-kar” söylemi bu nedenle yalandır.Halk güçleri ve devrimciler açısındanBeyaz Torosların olmadığı dönemyoktur. Hemen her dönem faşist dev-letin baskı ve şiddeti halkın, dev-rimcilerin üzerinden eksik olmamıştır.Sadece şiddetin boyutu dönemsel

olarak değişkenlik göstermiştir.

Tehditler, katliamlar halkı kor-kutmak ve sindirmek içindir. Hiçkuşkusuz bunda başarılı olamaya-caktır.

Beyaz Toros tehditleriyle kontr-gerillayı Başbakan Davutoğlu’nundile getiriyor olmasının bir yanıAKP'nin iktidarını sürdürmek içinher yola başvuracağı diğer yanı iseoligarşinin içine düştüğü krizin de-rinliği ve bundan çıkış yolu olarakkontrgerilla yöntemleri dışında birseçenek göremedikleri gerçeğidir.

Oligarşinin KriziSeçimlerle AşılabilecekBir Kriz Değildir !

Böyle bir ortamda seçime gidi-yorlar. Oligarşi 1 Kasım seçimleriile soluk almak ve kendi düzenini

DEVLET HALKA KARŞI SAVAŞ TEMELİNDE ÖRGÜTLENMİŞTİR

HALKA KARŞI SAVAŞI, DEVRİMCİ İÇ SAVAŞA DÖNÜŞTÜRECEĞİZ!

Beyaz Toroslar Her Dönem Vardı! Suruç’ta, Ankara’da Yüzlerle Katlettiler!

Krizin derinliği oligarşiyi aç-maza sürükler ve kontrgerilla

faaliyetlerini temel alan biryönteme sıkıştırırken halk kitle-leri açısından ise savaşı boyut-landırmaktan, halkın savaşınıgeliştirmekten başka bir seçe-

nek kalmamaktadır. Oligarşinin halka karşı Be-

yaz Toros devrini geçip beyaz-siyah akreplerle yürüttüğü sa-vaşı halkımız kendi mahallele-rinde çatışarak karşılıyor. Bu

savaşı daha da boyutlandırma-ları ve iç savaşa doğru evirmele-rini de aynı kararlılıkla karşıla-

yacak ve iç savaşı devrimci içsavaşa çevireceğiz.

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!36

Page 37: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

sürdürmek, krizini aşmak istemek-tedir. Ancak yaşanan ekonomik vesiyasal krizin derinliği bir seçimleaşılabilecek durumda değildir. Bunukendileri de çok iyi bilmektedir. Ne-den? Çünkü yaşanan kriz sadeceTürkiye ile ilgili değil emperyalizmingenel krizi olarak gelişmektedir.

Emperyalist krizin derinleşmesininbizim gibi yeni-sömürgelerdeki yan-sıması ise daha katmerli bir krizdir.Çünkü emperyalistler krizin faturasınıher zaman olduğu gibi yeni-sömürgeülkelere aktaracaktır. Her zaman ol-duğu gibi oligarşi halklarımızdandaha fazla “fedakarlık” isteyecek.Yıkım, işsizlik, yoksulluk, açlık ger-çeği karşısında “buna da şükür” de-memizi isteyeceklerdir.

Bu gerçek karşısında seçime girenpartiler bu krizin çözümüne de biranlamda adaydırlar. AKP 14 yıldıriktidardadır ve kriz onun iktidarındaderinleşmektedir. AKP’ye karşı ken-dilerini çözüm olarak gösteren HDP,CHP, MHP gibi partiler ise oligarşiyehiç de güven vermemektedir.AKP’den sonra en güçlü parti duru-mundaki ve AKP’yi durduracak partiolarak görülen CHP, halka güvenvermek yerine, halkın sorunlarınaçözüm bulmak yerine TÜSİAD’ın,patronların karşısına çıkıp onlar içinneler yapacağını anlatıyor.

Bir beklenti olmakla birliktehalkın tepkileri ve gelinen süreçtekrizin derinliğinin halk kitlele-rindeki memnuniyetsizliği dahada derinleştirmesiyle birlikte dü-şünüldüğünde oligarşi kara karadüşünmektedir.

Beyaz Toroslarla simgeleşti-rilen kontrgerilla faaliyetlerininoligarşinin tek çıkış yolu olarakgörüldüğü ve hatta kimi çevre-lerde “Mısır senaryoları”nın dilegetirilmesi, darbe söylemleri vb.de krizin bu boyutunu gösteriyor.

Krizin derinliği oligarşiyi aç-maza sürükler ve kontrgerillafaaliyetlerini temel alan bir yön-teme sıkıştırırken halk kitleleriaçısından ise savaşı boyutlan-dırmaktan, halkın savaşını ge-liştirmekten başka bir seçenekkalmamaktadır.

Oligarşinin halka karşı Beyaz To-ros devrini geçip beyaz-siyah akrep-lerle yürüttüğü savaşı halkımız kendimahallelerinde çatışarak karşılıyor.Bu savaşı daha da boyutlandırmalarıve iç savaşa doğru evirmelerini deaynı kararlılıkla karşılayacak ve içsavaşı devrimci iç savaşa çevireceğiz.

Yönetememe KriziDevam Edecek!Kriz Demek Açlık,Yoksulluk, Katliam Demek

AKP iktidarının bir yönetememekriziyle karşı karşıya olduğu artıkkendi içinde dahi itiraf edilen birgerçektir.

Bu gerçeğin rakamlara yansıyanhali “savunma ve güvenlik harca-maları”nın sürekli katlaması, ödeneğinsürekli büyümesidir. Polis sayısınınartması, yeni yeni silahlarla donatıl-masıdır.

Bu durumun yasal düzenleme vekanunlarla da desteklenmesi – İçGüvenlik Yasası bunun doruğudur –yöneteme krizinin açık, net göstergesiolmuştur. AKP İç Güvenlik Yasasıile tüm halkı düşman olarak görmüş,polisine katletme özgürlüğü ve do-kunulmazlığı tanımıştır.

Cumhurbaşkanından başbakanınahalka, devrimcilere yönelik her söy-lemleri tehdittir, kandır, katliamdır,işkence ve yok etmedir.

Ekonominin dibe vurması, sosyalçöküntü; işsizlik, yoksulluk ve açlıkverilerinin üst noktalara tırmanmasıkrizin diğer temel boyutudur.

Halk üzerindeki siyasal baskınınözellikle son yıllarda daha da artmasıtesadüfi değildir. Ekonomik, sosyalkrizin artmasına paralel olarak siyasalbaskı da artmaktadır. Türkiye’de 54milyon kişi, yoksulluk sınırının altındayaşamaktadır.

Yine resmi rakamlara göre yak-laşık 3.5 milyon işsiz vardır. Yapılananketlerde başat sorun olarak işsizlikgösterilmektedir.

Açlık, yoksulluk artıyor. İşsizlikartıyor. Ve AKP iktidarı bu durumubaskı, zulüm, katliam ve işkence ileyani faşizm ile terbiye etmeye çalı-şıyor. Bu kriz ve sonuçları emperya-lizmin genel krizinin yansımasıdır.Göbekten emperyalizme bağımlı olanTürkiye bu krizi yoğun ve derin bi-çimde yaşayacaktır. Ülkemiz seçimoyunlarıyla aşılamayacak bir krizlekarşı karşıyadır.

Düzen Partileri,Reformist PartilerÇözüm Olamaz!Çözüm Halkın SavaşınıGeliştirmektedir

1 Kasım’da AKP tek başına ikti-dar, CHP, MHP, HDP ise koalisyonortağı olma hesapları yapıyorlar.

Yoksulluk, açlık, işsizlik nasıl çö-zülecek? Hiçbirinin köklü bir çözümüyoktur. Bu sorunların yanına dahiyaklaşmamaktadırlar. Asgari ücretiartırarak, işsizlik ödeneğini artırarakçözüm sunuyorlar. Oysa kaşıkla ve-rilen kepçeyle alınacaktır. Komik ar-tışlar hayat pahalılığı karşısında eri-yecektir.

Açlığın, yoksulluğun, işsizliğinnedeni emperyalist bağımlılık zin-cirlerindedir. Bu zincir koparılıp atıl-madan bu sorunlar çözülemez. Kihiçbirinin böyle bir amacı da, niyeti

2002 seçimlerinin ardından ik-tidara gelen ve ilk bütçesini 2003yılı için hazırlayan AKP iktidarının12 yıllık örtülü ödenek bilançosu(son veriyle birlikte) 7.5 milyarTL’yi geçti.

2015 Ocak ayı bütçe rakamla-rında “güvenlik ve savunma har-camaları”na ayrılan ödenek 35 mil-yon TL’dir.

İki yıl önce yani 2013 yılındaaynı kalem için ayrılan ödenek ise2.4 milyon TL’dir.

Yani son iki yıl içinde “savunmave güvenlik harcamaları”nda 14.5kat artış olmuştur. Bu artış halkave devrimcilere yönelik baskı, kat-liam ve işkence olarak yansımıştır.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

3 7BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 38: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

de yoktur.

AKP’nin kontrgerilla yöntemle-riyle Beyaz Toroslarla, beyaz-siyahakrepleriyle halklarımızı tehdit etmesi,katletmekten vazgeçmeyeceği kar-şısında CHP’nin, HDP’nin söyledik-leri komiktir. Bu söylemlerde hesapsormak yoktur. Faşizme karşı çıkışyoktur.

Kılıçdaroğlu, AKP’nin tehditlerikarşısında "Kimse korkmasın. 1 Ka-sım'da Beyaz Torosların devrini birdaha açılmamak üzere kapatacağız"dedi.

Demirtaş da “…� siz gidince bizbeyaz toroslardan da, şu an kullan-dığınız rangerlardan da, IŞİD’inizdende kurtulacağız. Siz gidince ülkenefes alacak. Kürt sorununu çözecekve PKK’nin Türkiye’ye karşı silahbırakmasını sağlayacak tek siyasigüç biziz. Sen gidip Van’da BeyazToros’tan söz edersen; Vanlılar sana1 Kasım’da öyle bir cevap verir ki,seni o Beyaz Toros’un bagajına ka-patıp, Ankara’ya postalarlar.” Diyecevap verdi Davutoğlu’na.

Demirtaş’a göre her şey seçimmalzemesidir. Faşizm de AKP’denibarettir onlara göre. 

Krizler açlık, yoksulluk, işsizlik,yozlaşma üretir. Bunlar ise muhalefetidoğurur. Bu da baskı ve zulmü…Sürekli kriz, sürekli baskı demektir.Bugün yaşanan budur.

AKP faşizmini her türlü muhale-feti “kendisine yönelik uluslararasıdarbe” olarak, “Türkiye’nin ilerle-mesini istemeyen uluslararası güçlerinoyunu” olarak göstermeye çalışıyor.Parti-Cephe’yi ve haklı mücadelesiniIŞİD, El Kaide ile birlikte anarak“terör” demagojileriyle boğmaya ça-lışıyor.

Emperyalizm ve oligarşinin asılkorkusudur Cephe ve mücadelesi.Tayyip Erdoğan, A. Davutoğlu herfırsatta Cephe’nin adını IŞİD’le bir-likte telaffuz ederek emperyalizm veoligarşinin korkusunu dile getirmek-tedir.

AKP iktidarda kalmak için hertürlü alçaklığı, komployu, provokas-yonu ve katliamı yapacak, her türlü

yalanı söyleyecek bir karakteresahiptir. AKP faşizminin karşıtı,ondan kurtulmanın çözümü CHP,HDP vb. değildir.

Karşı karşıya olduğumuz faşistdevlet gerçeğidir. Emperyalizmebağımlı yeni-sömürge Türkiye ger-çeğidir. Bu sistem içinde, bu düzeniçinde hangi iktidar gelirse gelsinkrizi aşmak için faşizmi uygula-mak, kontrgerilla yöntemlerinebaşvurmak zorundadır.

Cephelilerin GöreviHalklarımıza SavaşGerçeğini Kavratmaktır

Devrimcilerin, Cephelilerin gör-evi bu gerçeği halka kavratmaktır:Faşizm AKP ile sınırlı değildir.Faşizm emperyalizme bağımlılığınsonucudur. Faşizm halkı katliam-larla teslim almayı temel politikahaline getirmiştir. Devlet bütünüylehalka karşı savaşa göre örgütlen-dirilmiştir.

Buna karşı savaşı boyutlandır-maktan, halkın savaşını geliştirmektenbaşka çare-çözüm yoktur.

Her alanda direnişi örgütlemeliyiz.Faşizmin halkı teslim almasına, onuadaletsizliklerin, katliamların izleyicisihaline getirmesine izin vermemeliyiz.Yaratmaya çalıştığı iç savaşı devrimciiç savaşa çevirerek cevap vermeliyiz.

Cepheliler bu politikayla hareketetmektedirler. Mahallelere, devrimcikurumlara karşı polisin saldırılarınıkitlesel çatışmalarla karşılamakta,adaletsizliğe karşı adaletin bayrağınıyükseltmekte, düzenin meclisine karşıhalk meclislerine, kendi iktidarı içinmücadeleye çağırmaktadır.

Düzenin halka, devrimcilere yö-nelik her saldırısını, katliamını adaletmücadelesini büyüterek cevaplamak-tadır. Dilek Doğan’ın katledilmesikarşısında demokratik mücadele ge-leneğiyle direnilmiştir. Bu direnişleAKP faşizminin “canlı bombaydı”,“polisin silahına davrandılar” yalanve demagojisi boşa çıkarıldı. Burjuvabasın da günlerce bu konuyu vermekzorunda kaldı.

Sonuç Olarak: Bir, AKP faşizmi halkı, devrim-

cileri “Beyaz Toroslarla” açıktan teh-dit etmektedir. Halkı katledeceğiniaçıkça ilan ediyor. İktidarını sürdür-mek için her şeyi yapacaktır.

İki, oligarşi derin bir kriz içindedir.Bu kriz seçim oyunlarıyla aşılama-yacak denli boyutludur. Çünkü krizasıl olarak emperyalizmin krizidir.Ve krizin faturası bizim gibi yeni-sömürge ülkelere çıkarılmaktadır.

Üç, oligarşi halka açık bir savaşıdayatmaktadır. Kontrgerilla yöntem-lerini kullanmaktan başka çaresi yok-tur. İç savaş tehlikesi büyüktür.

Dört, iç savaş karşısında devrimciçözüm iç savaşı devrimci iç savaşadönüştürmektir. Bu ise düzenle tümköprülerin atılması, oligarşinin sal-dırılarına cepheden cevap vermektir.

Beş, Cephe örgütlü olduğu vebulunduğu her yerde bu politikayıesas almaktadır. Bu anlamda halkla-rımızın kurtuluşunun yegane gücü,umudu Cephedir.

Beyaz Toros’tan, Siyah-Be-yaz Akreplere…

Kontrgerilla Devlet Örgüt-lenmesinin Temel Parçasıdır!

"Beyaz Toros", Türkiye gün-demine 1990'lı yıllarda girdi. Odönemde, Kontrgerillanın, Jİ-TEM'in "devriye aracı" olarakbilinen Beyaz Toros,, özellikleKürdistan’da işlenen faili meç-hullerle ilişkilendirilen bir sim-ge haline geldi.

“Beyaz Toroslar”ın bugündolaşmıyor olması kontrgerilla-nın olmadığı anlamına gelmi-yor. Kontrgerilla devlet örgüt-lenmesinin temelidir. Dün Be-yaz Toroslar simge haline gel-miştir, bugün başka bir şey. Bunedenle halk güçleri ve devrim-ciler açısından Beyaz Torosla-rın olmadığı dönem yoktur.

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!38

Page 39: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Ülkemizde Gençlik

Dev-Genç'in 46. kuruluş yılınıkutladığımız bu günlerde faşizm kat-liamlarına bir yenisini daha ekledi. 18Ekim günü bir devrimcinin adını ve-rerek, "canlı bomba arıyoruz" diyerekArmutlu’da evlere baskın yapan po-lis, keyfi baskına karşı direnen 25 ya-şındaki Dilek'i vurdu. Bir haftadır yo-ğun bakımda olan Dilek, 25 Ekimgünü hayatını kaybetti.

AKP'nin katil polisleri katliamla-rına devam ediyor. Devrimci müca-dele büyüdükçe onlar da pervasızla-şıyor. Devrim, karşı devrimi de be-raberinde büyütüyor.

Günay Özarslan'ın ardından şim-di de Dilek Doğan'ı yaptıkları evbaskınında katlettiler. Ankara'da 102insanımızı bombalarla katlettiler.Kürdistan’da faşizme karşı direnenKürt halkının evlatlarının cesetleriniakreplerin arkasına takarak sokaksokak gezdirdiler. Faşizm katletme-den durmuyor. Ve daha da katledecek.

Katil AKP iktidarının yöneteme-me krizini aşmak için katletmekten,faşizmini büyütmekten, baskıyı veşiddeti artırmaktan başka bir yolu yok-tur. Faşizm tekelci burjuvazinin en ge-rici, en baskıcı yönetim biçimidir.

AKP iktidarı da doğası gereği yap-ması gerekeni yapıyor. Bunda şaşır-tıcı bir yer yoktur. Düşman ne yaptı-ğı konusunda çok net. Faşizm halkınkanını dökerek ayakta kalabilir. Bunedenle katletmeye devam ediyor.

Mesele bunlar karşısında bizim neyapacağımızdır.

Önderlerimizden Mahir Çayangençlik için "toplumu ateşleyen di-namit fitilidir" demiştir. Ve gençlikbu sözün hakkını vermiştir her dönem.

Gençlik ülkemizde baskılara,Amerikan emperyalizmine ilk tepki-yi gösteren olmuştur. Halkın tümhak arama eylemlerinde yer almış vedireniş geleneğini miras bırakmıştır.

12 Eylül sonrası ilk örgütlenme ça-lışması yürüten, alanlara çıkan yine

gençlik olmuştur. Nisan direnişleri ile12 Eylül sessizliğini bozma onurunasahiptir Dev-Genç.

Dinamikliği, atılganlığı, hesap-sızlığı ve bağımsızlığa duyduğu öz-lemden dolayı her dönem buzkıran ol-muştur. Dev-Genç’liler bu halkınonurlu evlatlarıdır. Her Dev-Genç’lihalka ve devrime karşı sorumludur.

Şimdi yine önümüzde “buz” var.Amerikan emperyalizmi ve AKP fa-şizmi devrimciler hakkında imha ka-rarı aldı. Toplumun dinamit fitili olanbizler bu buzu kıracağız.

Buzu örgütlü gücümüzle kıracağız.Güç olacağız. Nedir güç olmak, ör-gütlenmektir.

Örgütleneceğiz. Örgütlenmek ilkönce kendimizden başlar. Kendimizedönüp bakacağız. Bir adım öne çı-kacağız. Kendimizi daha büyük so-rumluluklara hazırlayacağız.

Her Dev-Genç’li Dilek'in infazıkarşısında kendisini tekrar sorgula-malıdır.

Faşizm savaşı büyütüyor, biz dekendimizi büyütmezsek faşizmi ye-nemeyiz. Faşizmin şiddeti karşısındadevrimci şiddeti büyütmezsek hepkatledilen oluruz.

Dilek de faşizmden soracağımızhesapların arasına eklendi. Halk ada-let istiyor. Katillerden hesabı biz sor-mazsak kimse sormayacak. Bunagöre düşünmeli ve hesabı ben sora-cağım iddiasına sahip olmalıyız.

Bu iddianın somuttaki hali şudur?Dünün Ahmet'i ile bugünün Ahmet'iaynı olmamalıdır, dünün Zeynep'iile bugünün Zeynep'i aynı olmama-lıdır. Dünden bir adım ileride olma-lıdır bugünün Dev-Genç’lileri.

Yerimizde saymayacağız. Müca-dele bizden bir adım öne çıkmamızıistiyor. İleri adımlar atmamızı engel-leyen düzenden getirdiğimiz zaafla-rımızı, eksikliklerimizi düşmana duy-duğumuz öfke ile, halkımıza ve va-tanımıza olan sevgimizle aşacağız.

Biz bu ülkenin umuduyuz. Biz hal-kımızın onurlu evlatlarıyız. Halkını vevatanını sevmenin ustası Dev-Genç’li-leriz. Savaşmak, savaşı büyütmekvatanımızı sevmenin bir so-nucudur. Kendimizi büyü-teceğiz, savaşı büyüteceğizve faşizmi yeneceğiz.

GGençlik Federasyonu’ndan

Her Dev-Genç’li, Dilek'in Katliamı Karşısında

Kendisini Sorgulamalıdır

Örgütleneceğiz.Örgütlenmek ilk öncekendimizden başlar. Kendimize dönüp

bakacağız. Bir adım öne çıkacağız. Kendimizi daha büyük

sorumluluklarahazırlayacağız.

Her Dev-Gençli, Dilek'ininfazı karşısındakendisini tekrarsorgulamalıdır.

Hiçbir BaskınızBizi Yıldıramaz!Samsun’da, 20 Ekim’de sokak

ortasından kaçırılan Dev-Genç’liUlaş İnci sağlık kontrolünün ar-dından aynı gece serbest bırakıldı.Samsun’da Dev-Genç’in örgütlen-mesini hazmedemeyen polis, aran-ması olduğu gerekçesiyle Ulaş İn-ci’yi hiçbir açıklama yapmadanzorla apar topar kaçırmak istemiş,yanındaki arkadaşının müdahale-siyle istediğini yapamayarak göz-altına alma gerekçesini ve götürü-leceği karakolu söylemek zorundakalıp gözaltına almıştı. Ulaş, GaziDevlet Hastanesi’ndeki sağlık kont-rolünden sonra götürüldüğü Fuari-çi karakolundan aynı gece serbestbırakıldı.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

3 9BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 40: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Liseliyiz Biz

� 1- Gençliğin önemi; onun em-

peryalist-kapitalist kültürün etkisinetam anlamıyla girmemesinden, ener-jik, atılgan oluşundan, haksızlıklarakarşı tahammülsüzlüğünden, halkınsorunlarını kavramaya daha açık olu-şundan gelmektedir. Bu nedenle gençbirini eyleme katmak, diğer halk ke-simlerine göre nispeten daha kolaydır.

�2- Gençliği eylemlerimize kat-

mak için onu ikna etmenin yollarınıbulmalıyız. Emperyalist propagan-danın etkisi altında milyonlarca gençbizi yanlış tanıyor. Eylemlerimizinkendimizi en iyi tanıtma yerleri olduğubilinciyle ikna faaliyetlerimizi yürüt-meliyiz. Eylemlerimiz örgütleyicidir.Dostun düşmanın kim olduğunun ensomut haliyle görüldüğü yerlerdir. Oyüzden de bizi tanımayan ya da az ta-nıyan birine "gel kendi gözlerinlegör, dost kim, düşman kim?" demeli-yiz.

� 3- Eylemlerimize, gerici-fa-

şist bir örgütlenme içinde olmadığı sü-rece herkesi katabileceğimiz düşün-cesiyle hareket etmeliyiz.

İşe en yakınımızdakilerden başla-malıyız. Öğrenciysek, sıra arkadaşı-mız ya da okul arkadaşımız, mahalle-liysek mahalle arkadaşımız ya da okularkadaşımız. Çünkü en iyi tanıdığımızve en kolay iletişim kurabileceğimiz ki-şiler bunlardır. Üstelik bizi en iyi anla-yabilecek, kendimizi en iyi anlatabile-ceğimiz kişiler; en yakınımızdakilerdir.

�4- Yapacağımız eylem hakkın-

da bilgi sahibi olmalıyız. Neden eylemyapıyoruz? Mücadele içinde bir tek ey-lemin önemi nedir? Bir tek eylemin ba-şarısının mücadelenin genelini nasıl et-kilediğini bilmeli ve bu yönlerini an-latmalıyız. Aksi halde kendimizin bilebilgisi olmadığı bir yere kimseyi gö-türemeyiz. Gençlik öğrenme isteğiyledoludur. Bu nedenle sürekli soru sorar.Eylem hakkında sorulan sorulara do-

yurucu cevaplar veremezsek karşımız-dakini ikna etmek çok da gerçekçi ol-mayacaktır. Böyle bir durumda, aslındabiz bile daha tam ikna olmuş sayılmayız.

�5- Eylemlerimizin temelinde sa-

hiplenme vardır. Arkadaşımızı iknaederken sahiplenmemizi çok açık bir şe-kilde göstermeli ve onda da sahiplenmeduygusu uyandırmalıyız. Yalnızlık duy-gusu halkın genelinde vardır. Sahiplen-me ve dayanışmalarımızın, yalnızlığıngetirdiği güçsüzlük duygusunu yıka-cağını anlatmalıyız.

"Hiçbir şeyi değiştiremeyiz" duygu-sunu yıkmak için, "Sen kendini çok hafi-fe alıyorsun. Faşizmin seni eylemlerdenuzak tutmak için neler yaptığının farkın-da bile değilsin" diyebiliriz örneğin. Ve fa-şizmin gençlik üzerindeki saldırılarınıanlatarak, faşizme nasıl diz çöktürdüğü-müzü anlatmalıyız. Dev-Genç tarihi,Cephe tarihi bunun örnekleriyle doludur.

�6- Okul, aile, gelecek kaygısı;

gençliğin eylemlere katılmama gerek-çesidir. Bizim yapmamız gereken, okul-da zaten var olan baskıları anlatmak vebu baskılar nedeniyle kaygıların oluş-tuğunu göstermektir. Katıldığımız ey-lemlerin demokratik muhtevası, okuldakibaskıların sonlanması ve daha iyi bir ge-lecek kurmak içindir.

Okul hayatımızın ve geleceğimizin heran faşizmin iki dudağı arasında olduğu-nu, faşizmin istediği gibi bir kişi olmaz-sak geleceğimizin zaten olamayacağını,bu nedenle eylemlere katılarak gelece-ğimizi kazanmamız gerektiğini anlat-malıyız. Şöyle demeliyiz: "Sen zatenfaşistlerden korkarak kendi geleceğini veileride doğacak olan çocuklarının gele-ceğini yok ediyorsun.

Faşizm, kendinden olmayan herke-se düşmandır. Eğer geleceğini düşünü-yorsan eyleme gelerek geleceğin için birşeyler yapmalısın. Ailen mi? Onlar se-nin iyiliğini ister. O yüzden de senin veherkes için iyi olanı yaptığını söylemekiçin tereddüt etme."

10 ADIMDA, GENÇ BiR ARKADAŞIMIZI EYLEME KATMAK

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!40

Page 41: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

�7- Dış görünüş bizi yanıltmamalı, bu yüzden de

kimseye ön yargıyla yaklaşmamalıyız. Gençlik her ne ka-dar emperyalist-kapitalist kültürün etkisine tam olarak gir-mese de dış görünüşü itibariyle emperyalist kültürün et-kisi, halkın diğer kesimlerine göre daha fazladır. Farklı gi-yim şekilleri, değişik saç modelleri, dildeki yozlaşma doğ-rudan göze çarpsa da unutmamalıyız ki bilinci daha tamolarak emperyalist kültür tarafından şekillendirilememiştir.

Bundan dolayı da eyleme çağıracağımız, ikna edece-ğimiz arkadaşımızın dış görünüşü bizim için asla belirleyicideğildir. İkna etmeye çalışırken de oldukça doğal dav-ranmalıyız. Başkalarından farklı nedenlerle eyleme ka-tılmaması için hiçbir neden yoktur. Tek neden bizim önyargımız olacaktır.

� 8- İkna etmek için güven önemlidir. Bir arkada-

şımızı eyleme çağırdığımızda kendi kendine şöyle diye-bilmelidir: "Beni kötü bir yere çağırmaz. Eğer çağırıyorsademek ki gerçekten gitmeliyim." Bu da büyük bir emek vefedakarlık gerektiriyor. Yani, eyleme katmak istediğimizbirini yaşam biçimimizle, ikili ilişkilerimizle önceden buna

hazırlamış oluruz bir bakıma. � 9- İkna ederken samimi davranmalıyız. Eylemle-

rimiz ortak ruh hallerimizin pratikteki ifadesidir. Samimiyetimiz, arkadaşımızı da o ruh haline sokacak-

tır. "Geleceğini biliyorum. Çünkü biz aynı yerde aynı şeyi sa-vunmaktan geri durmayız. Sensiz eylem mi olur? Hadi naz-lanma da beraber gidelim eyleme." diyebiliriz örneğin.� 10- Eyleme katmak için kullandığımız ifade bi-

çimleri, halkın farklı kesimlerine göre değişebileceği gibikişiden kişiye göre de değişebilir. Bunun için ikna ede-ceğimiz kişiye genel ajitasyon-propaganda yöntemlerininyanında, doğrudan kendisine hitap edecek söylemlerbulmalı ve geliştirmeliyiz. Bunun yolu, ikna edeceğimizkişiyi yakından tanımaktan geçer.

Düzen ile olan çelişkilerini ortaya çıkarmalıyız. Ey-lemlerimizin kendimizi ifade etme, düzenden hesap sor-ma yerleri olduğunu arkadaşımıza kavratmalıyız. "Seninde eyleme gelmen, düzene atacağımız bir tokat daha de-mektir. Yoksa bu sömürü düzenine, sana ve herkese ya-pılan bunca haksızlığa, adaletsizliğe dur demek istemiyormusun?" diyebiliriz.

Dersim Dev-Genç, Liseli Dev-Genç’li NeslihanAlbayrak’ın polis tarafından gözaltına alınıp işkence gör-mesiyle ilgili 24 Ekim’de açıklama yaptı. Açıklamadaşöyle denildi: “Neslihan Albayrak; İstanbul ArmutluMahallesi’nde göğsünden vurularak katledilmeye çalışı-lan Dilek Doğan için “Katliamcı AKP Dilek Doğan’ıVurdu Hesap Soracağız / Dersim Dev-Genç” imzalı afiş-leri Dersim’de asarken gözaltına alındı. Polisler öncearkadaşımızı sivil bir araçla takip etti. Arkadaşımız taki-be aldırmadan afişleri aşmaya devam etti. Neslihan afiş-lemeyi bitirip mahalleden çıkarken katil polisler arkada-şımızı işkenceyle gözaltına aldı. Daha önce Neslihan’a‘Seni öldürüp Elif Sultan Kalsen’in yanına gömeceğim’diyen işkenceci bir polis, bu sefer de ‘Şimdi daha 16yaşındasın ama 18’ine girdiğin gün seni alnının çatındanvuracağım’ diyerek bir kez daha arkadaşımızı katletmek-le tehdit etti. Neslihan’a bir süre aracın içinde işkenceyapan polisler, sağlık kontrolünün ardından NeslihanAlbayrak’ı Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.Burada biri kadın, diğeri erkek polis; arkadaşımızın kol-larını kırmaya çalışırcasına büktü. Arkadaşımız bu esna-da yere düştü. Bu sefer de katil polisler; arkadaşımızınkollarını büküp, yerde sürükleyip, çocuk şubeye getiripyerde tekmelemeye başladı. Neslihan aldığı darbelerdenkaynaklı bir süre yerden kalkamadı. Ailesi bu durumugörünce Neslihan’ı sahiplenip polislere sert tepki göster-di. Neslihan biraz daha kendini toparlayıp oturuncaçocuk şubede çalışan bir işkenceci, arkadaşımıza ve aile-

sine ‘Neslihan şimdi gözaltı-na alındı. Biz dernektekidiğer arkadaşlarını da gözaltı-na alsak Neslihan’ın üzerleri-

ne ifade verdiğini düşünürler’ gibi bir şeyler söyleyerekarkadaşımıza ailesinin yanında işbirlikçiymiş muamelesiyapmaya çalıştı. Bunun üzerine Neslihan; ‘Benim arka-daşlarım sizin gibi onursuz birer katil değil. Onlar onur-lu insanlar. Arkadaşlarımızdan herhangi birini gözaltınaaldığınızda, işkence yaptığınızda bizim ne yaptığımızınasıl hesap sorduğumuzu hepiniz gördünüz. Sizin gibikatiller zaten buna cüret dahi edemez’ dedi. Arkadaşımızpazartesi günü savcılığa gitmesi gerektiği söylenerek ser-best bırakıldı. AKP’nin katil polisleri; Bizler Dev-Genç’liyiz, Şafak, Bahtiyar, Elifler’in öğrencileriyiz. Yaptığınız bu gözaltıların, işkencelerin hesabını soraca-ğız!”

Saldırılarınız Bizi Yıldırmaz, Öfkemizi Büyütür! Saldırmaktan Vazgeçin!

Kartal’da Bir Liseliye Polis SaldırdıKartal Liseli Dev-Genç, bir liseliye polis tarafın-

dan yapılan saldırıyla ilgili 23 Ekim’de açıklamayaptı. Açıklamada: “Kartal’da katil köpekler kimlikkontrolü bahanesi ile liseli arkadaşımıza saldırmış-lardır. Saldırıların, katliamların hesabını soracağız”denildi.

Sarıgazi’de Liseli Dev-Genç Toplantısı Sarıgazi’de 21 Ekim’de Liseli Dev-Genç top-

lantısı yapıldı. 5 Liseli Dev-Genç’linin katıldığıtoplantıda komiteler üzerine konuşuldu ve eğitimçalışması yapıldı. 17.00’da başlayan çalışma 2 saatsürdü.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

4 1BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 42: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Ülkemizde Gençlik

Dersim Dev-Genç’liler 22 Ekim’debir açıklama yaparak, katil polisin ken-dilerini rahatsız etmeye devam ettikleri-ni ifade etti. Açıklamada: “Dersim’de deAKP’nin katil ve komplocu polisleri veonların işbirlikçiliğini üstlenen savcıla-rı defalarca kez gözaltına alınan, işken-ce gören Liseli Dev-Genç’li arkadaşımızıve ailesini rahatsız etmeye devam ediyor.Yapılmak istenen bellidir. AKP’nin ka-til sürüsü, onların işbirlikçi savcılarıkomplolar üreterek Dev-Genç’lileri tu-tuklamaya çalışıyor. AKP’nin katil ve ah-laksız polislerini; adaletsizlik dağıtansavcılarını, hakimlerini uyarıyoruz. O kankokan ellerinizi ve adaletsizliği her de-fasında meşrulaştıran yılan dilleriniziLiseli Dev-Genç’lilere uzatmaktan vaz-geçin. Aksi takdirde en güvendiğinizyerler olan emniyetlerinizi ve sarayları-nızı başınıza yıkarız” denildi.

SAMSUN: Samsun’da Halk Cepheli-ler ve Dev-Genç’liler, 23 Ekim’de ODTÜ

Devrim Stadı’nda düzenlenecek Dev-Genç46. yıl etkinliğinin çalışmaları kapsamın-da, On Dokuz Mayıs Üniversitesi KurupelitKampüsü ve İlkadım ilçesinde afişlemeyaptılar. 20 Ekim’de üniversitede 20 adet,merkezde de 50 adet olmak üzere 70 afişasarak duyuru yaptılar. 21 Ekim’de İlkadımilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde 25 adetafiş astılar.

Trabzon Dev-Genç’liler de Dev-Gençafişlerini KESK şubelerine ve kentinçeşitli yerlerine astılar.

DERSİM: 27 Ekim’de Dersim’de Li-seli Dev-Genç’liler katil polis tarafındanevinde vurulup 1 hafta komada kaldıktansonra şehit düşen Dilek Doğan için TurizmLisesi korkuluklarına “Dilek Doğan PolisKurşunuyla Katledildi! Hesabını Soracağız!Liseli Dev-Genç ” yazılı pankartı astılar. Li-seli Dev-Genç’liler: “Dilek Doğan’ı Ana-dolu topraklarının her tarafında duyuraca-ğız. Adaletsizliğe teslim olmayacağız, he-sabını soracağız” açıklaması yaptı.

ODTÜ Fizik U3 Amfisinde 23 Ekim’de,Dev-Genç’in 46. yıl programı coşkuyla yapıl-dı. Öncelikle 10 Ekim’de Ankara’da yaşanankatliama yönelik bir konuşma yapıldı. 46. yılınşenlik şeklinde değil de, anma programı şeklindeyapıldığı anlatıldı. Konuşmadan sonra Dev-Genç’in 46. yıl videosu izlendi. Kitle sloganlarlaamfiyi doldurdu. Video izlendikten sonra “BirCeza İstiyorum” şiiri okunarak, Sincan F Tipindetutsak bulunan Özgür Tutsaklardan Dev-Genç’li-lere gelen 46. yıl mektubu kitleye okundu. Dahasonra avukatlardan Aytaç Ünsal adalet ve kat-liamlarla ilgili ve Dev-Genç’lilerin mücadele-sine yönelik bir konuşma yaptı.

Dev-Genç adına; Dev-Genç’in 46 yıllık ta-rihi boyunca nasıl mücadele ettiğini faşizme kar-şı radikal eylemler gerçekleştirdiğini anlatan birkonuşma yapıldı. YÖK’ün kuruluşundan buyana 6 Kasım’da her dönem binalarının bom-balanmasından protesto eylemlerine kadar Dev-Genç’in hesap sorduğu ve gençliğin tek alter-natifinin Dev-Genç olduğu söylendi. Son olarakpolisin vurduğu Dilek Doğan’ın son durumun-dan bahsedilip konuşma bitirildi. Sahneyi GrupYorum türküleriyle, marşlarıyla, halaylarıyladoldurdu. Programa 400 kişi katıldı.

46. Yılımızda Halkın Umudu Olmaya Devam Edeceğiz!

6 Kasım’daBoykota!

İSTANBULBağcılar: Dev-Genç’liler Bağcılar’da

6 Kasım boykotu çalışmalarıçerçevesinde, 27 Ekim’de 45adet afiş astı. 26-27 Ekim gün-lerinde yaklaşık 100 bildiri da-ğıtıldı. 3 esnafla 6 Kasım günüDev-Genç’lilere destek olmakamacıyla kepenklerini kapat-maları için konuşuldu.

ANTEP:Liseli Dev-Genç’liler, Şehit

Şahin Lisesi’nde 27 Ekim’deöğrencileri 6 Kasım’da YÖKkaldırılsın demek ve adalet tale-bini haykırmak için boykota ça-ğırıyor. Sınıf tahtalarına ve sıra-lara “6 Kasım’da Boykota /Dev-Genç” yazıları yazılarak tümöğrenciler boykota davet edildi.

O Kan Kokan Ellerinizi Liseli Dev-Genç’lilere Uzatmaktan Vazgeçin!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!442

Page 43: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Gazi Mahallesi’nde “Seçim Çare De-ğil, Halk Meclislerinde Örgütlenelim”kampanyası kapsamında 22 Ekim’dekahve konuşması yapıldı. 22 kahve tektek gezildi. Halka, seçimlerin çare ol-madığı, çarenin Halk Meclislerinde ör-gütlenmekten geçtiği anlatıldı. Halk, ça-lışmaları ilgiyle karşıladı. Aynı gün içe-risinde yapılan çalışmalarda afişler asıl-dı, sesli çağrılar yapıldı, kapı çalışmasıyapıldı, pankartlar asıldı, otobüs ko-nuşması yapıldı.

Ayrıca Gazi Mahallesi’nde 21Ekim günü 160 afiş asıldı. Bir büyükpankart asıldı. İki grup iki saat kapı ça-lışması yaptı. Yapılan çalışmalarda kat-liamcı AKP’den, AKP’nin katliamla-rından, Dilek Doğan’dan bahsedildi.

23 Ekim’de Şair Abay KonanbayLisesi çevresine ve Nalbur bölgesine150 afiş yapıldı. Aynı gün kahvelereve esnafların camlarına 50 afiş asıldı.Akşam da 2 saat boyunca 6 kişiylekapı çalışmasına çıkıldı. 120 kapı ça-lındı. Toplantıya gelmek isteyenlerinisimleri alındı.

Bir sonraki gün Düz-Dörtyol böl-gesinde kahvelere ve esnaflara afişasıldı. Kahve konuşmaları yapıldı.Ayrıca halk toplantısının yapılacağı

Gazi Parkı çevre-sinde afişleme ya-pıldı. Toplamda200 afiş yapıldı.Aynı gün OvacıkMahallesi’nde ak-şam 21.00 ile22.00 saatleri ara-sında kapı çalış-ması yapıldı. 50kapı çalındı. Yak-laşık 60 kişi prog-rama gelme sözüverdi. Ayrıca birçağrı pankartıNalbur bölgesineasıldı. GünayÖzarslan DirenişSokağı ve üst so-kağında 10 kişiy-le evlere dergi da-ğıtmaya çıkıldı.91 dergi halka

ulaştırıldı. Dergi dağıtımı sırasındahalk, yapılacak olan halk toplantısınaçağrıldı. Ayrıca ana cadde boyunca 12kişiyle dergi dağıtımına çıkıldı. Kah-velere girildi. 94 dergi dağıtıldı. Cad-de boyunca ve kahvelerde halk, yapı-lacak olan halk toplantısına çağrıldı.

Haftalık Halk MeclisiToplantıları Yapıldı

Alibeyköy Halk Meclisi haftalıkgündemlerin tartışıldığı kararların alın-dığı, haftalık toplantısını gerçekleştirdi.21 Ekim’de saat 19.00’da başlayantoplantının bu haftaki gündemi 26 EkimPazar günü Gazi Mahallesi’nde yapıla-cak olan büyük Halk Meclisleri top-lantısına katılma, Alibeyköy Halk Mec-lisi adına konuşmacı belirlenmesi, neüzerine yoğunlaşıp konuşulacağı idi.

Seçim AldatmacasıylaHalkı Kandırmanızaİzin Vermeyeceğiz

Halk Cepheliler “Seçim Çare De-ğil Halk Meclislerinde Örgütlenelim”kampanyası çerçevesinde birçok yer-de çalışma yaptı.

Okmeydanı: Halk Cepheliler 20Ekim’de yaklaşan 1 Kasım seçimle-

riyle ilgili yürüttükleri çalışmalar kap-samında mahallenin değişik yerlerineçok sayıda ozalit astılar. Önder YoldaşDursun Karataş’ın sözlerini ve bugü-ne kadar kurulan hükümetlere dair bil-gileri içeren ozalitler aracılığıyla Cep-he’nin devrimci politikaları halkaulaştırıldı. Duvarları kaplayan büyükebatlı ozalitlere halkın ilgisi bu haftada yoğun oldu.

İkitelli: Parseller Mahallesi’nde 21Ekim’de mahalleye gelen hırsız ve ka-til AKP, halkı yalanlarıyla kandırma ça-lışmalarına başladı. Ellerinde kahvepoşetleriyle evleri gezmeye çalışanAKP’lileri haber alan Halk Cephelilerhemen arabanın yanına gitti. “25 yaşındabir insan şu an sizin polisiniz yüzündenyatıyor hastanede. Mahallemizde katil-lere yer yok Berkin’in katillerini bura-da istemiyoruz” denildi. Halkın toplan-maya başladığını gören AKP’liler ara-balarına binip hızla mahalleden kaçtılar.

Sarıgazi: 21 Ekim’de Sarıgazi Ti-caret Meslek Lisesi’ne gelen MHP se-çim aracını iki Liseli Dev-Genç’litaşlayarak kovdu. Yapılan açıklamada:“Mahallemizde faşist MHP’nin seçimçalışması yapmasına izin vermeyece-ğiz” denildi. Aynı gün içerisinde bü-yük Halk Meclisi toplantısı için 20 adetçağrı ozaliti asıldı. Çalışmaya 3 Lise-li Dev-Genç’li ve 1 Sarıgazi HalkMeclisi üyesi katıldı. 20 Ekim’de iseSancaktepe Belediye binası önüneasılmak istenen AKP pankartları vekırlangıçları, Halk Cepheliler tara-fından söküldü.

Sarıgazi Halk Meclisi üyeleri 21Ekim’de yaptıkları sohbette, 25 Ekim’deGazi Mahallesi’nde yapılacak olan Bü-yük Halk Meclisi Toplantısı’nın siyasalönemi ve seçimler üzerine konuştu.Seçimlerin halkın hiçbir sorununa çareolamayacağının anlatıldığı toplantı, saat21.00’da başladı, bir saat süren çalışmaya7 kişi katıldı.

İkitelli: 25 Ekim’de Gazi Mahalle-si’nde yapılacak olan Halk Meclisitoplantısı için Halk Cepheliler 24Ekim’de “Seçim Çare Değil, HalkMeclisleri’nde Örgütlenelim” konuluafiş çalışması yaptı. 100 afiş asıldı.

Seçim Çare Değil! Halk Meclislerinde Öz Örgütlülüklerimizde Örgütlenelim, Mücadelemizi Büyütelim!

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

4 3BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 44: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

30 Eylül tarihli Cumhuriyet gaze-tesinin akrepteki ses kayıtlarına da-yanarak yayınladığı habere göre, polis3 Haziran 2013 tarihinde, Antakya'da,Abdullah Cömert'i katlederken, kü-fürden başka bir şey söylememiş. Yal-nız bir kere göstericilere "dağılın"çağrısı yapılmış.

Abdullah Cömert tıpkı Berkin Elvangibi, gaz fişeğini ateşli silah gibi kul-lanan polis tarafından katledildi.

Katili, şu anda “olası kast ile öldür-me”den yargılanıyor. Mahkemenin isteğiüzerine akrepteki ses kayıtlarını içerenbir DVD mahkemeye gönderilmiş.

Ancak mahkemeye kırık bir DVDgönderen Emniyet, sadece 15 dakikalıkbir kaydın dinlemesini mümkün kılıyor.

Yoksa kim bilir, daha neler konu-şulmuştur o akrep'te? Anlaşılan Em-niyet'in en "masum" olarak gördüğüve mahkeme tarafından deşifre olma-sında sakınca görmediği kısmı küfürler.Öyle ya küfür etmek yasalara göresuç mu?

Recep Tayyip Erdoğan'a karşı ya-pılırsa, hapis cezası bile getiren bir suç!Kaldı ki ona küfür eden kimse yoktu.Bu ahlaksızlık ancak onlara özgüdür.Bu ülkede son aylarda, Recep TayyipErdoğan'a kim en ufak bir eleştiri yö-neltiyse, "Cumhurbaşkanına hakaret”tendava açıldı. Kendisine karşı eleştirilerihakaret kabul eden iktidar, halka hertürlü küfür özgürlüğüne sahip olduğunudüşünüyor.

Bu olay bile, faşist devletin po-lislerinin ne kadar ahlaksız, ne kadarşerefsiz olduklarını, ne kadar insan-lıktan zerre kadar nasiplerini alma-dıklarını gösteriyor. Polislerin ruhhalini tüm çıplaklığı ile ortaya seriyor.

Abdullah Cömert'in katledilmesizaten halk düşmanlarının işlediği bir

suçtur. Bu arada ağza alınmayacakkelimeler kullanmaları, onların ahlak-sızlığının tartışma götürmez bir bo-yutudur.

Düşmanlığın bile, savaşın bile birusulü, bir adabı vardır. Ama AKP'ninpolislerinde bunun zerresi yok.

Erdoğan'ın "polise vur emrini benverdim" sözlerinden de cesaret alarak,her türlü serseriliğin, her türlü şeref-sizliğin serbest olduğunu düşünüyorlar.Nasıl olsa sırtlarını sağlam yere da-yamışlar.

AKP'nin polislerinin halk düşmanlığı,daha yeni sayılacak paylaşılan bir fotoğrafile yeniden gündeme girdi: Şırnak'tavurulan Hacı Lokman Birlik’i, akrebinarkasına bağlayan polis, cesetini aracınarkasından sürüklemişti.

Sözde dillerinden Allah'ı, dini dü-şürmezler. Ama ölülere bile saygılarıyoktur. Bir ölüye işkence yapana insandenir mi? Ancak devletin polisleri,bu sistemde adaletin, onların lehineişleyeceğini çok iyi biliyorlar. Bu ül-kede açılan onlarca katliam ve işkencedavalarında aynısı yaşanmıştır.

Ya Berkin Elvan olayında olduğugibi savcılık dosyayı ağırdan alıyordur,ya savcılığa soruşturma izni verilmi-yordur, ya da dava açılsa da gösterme-liktir. O dava ya zaman aşımına uğra-yacaktır ya da beraat ile sonuçlanacaktır.

Devlet katillerini koruyor, hep ko-rumuştur. Biz bunları 1000 operasyonyapıp da ceza almayan Mehmet Ağar-lar’dan, Ayhan Çarkınlar'dan biliyoruz.

Ulucanlar, 19 Aralık davalarından,Sivas Katliamı davalarından, Hrant

Dink davasından biliyoruz. Devlet destekli çetelerin katlettiği

Hasan Ferit Gedik davasından biliyoruz. Gedik'in katileri öylesine pervasız

ki, birde üstelik katlettikleri insanınailesine sataşıyor, üstlerine bozuk paraatıyor.

Onlarda insanı insan yapan, insanaait hiçbir değer yok. Ne vicdan, neahlak, ne dürüstlük. Faşizmin eli kanlıkatilleri onlar.

Üstelik bu serseri güruhunu birerikişer tahliye ediyor mahkemeler.

Bu sistemden adalet beklenemez.Faşizmin olduğu bir yerde adalet bek-lemek hayalperestliktir.

Selahattin Demirtaş, Hacı LokmanBirlik olayının hesabını yargı önündesoracağını söylüyor.

Her şeyiyle bu düzene endekslenenKürt milliyetçileri, halkın sorunlarınınsistem içinde çözüleceğine inanıyor.

Oysa halkın sorulacak çok hesabıvar. Eskilerine sürekli yeni hesaplarekleniyor; Suruç Katliamı gibi, Cizre'desokağa çıkma yasağı uygulanan 9 güniçinde yaşanan vahşet gibi. Halkımızçocuklarını buzdolabına saklamak zo-runda kaldı. Evler delik deşik, kur-şunlanmayan ev kalmamış. Polis evlererastgele bomba atmış.

AKP’nin katil polisleri Dilek Do-ğan’ı evinde vurdu.

Bunların hesabı sorulacak tabi ki,sorulmalı. Bu hesap mahşere kalmaya-cak.

Sistemin adaleti önünde beraat dahietseler, suçları sabittir. Halkın adaletinehesap verecekler!

AADALET YOKSA ADALETSAVAŞÇILARI VARDIR

Devlet Katillerini Hep Korudu... Hala da Koruyor...Biz Onları 1000 Operasyon Yapan, Ceza Almayan

Mehmet Ağarlar’dan, Ayhan Çarkınlar'dan Biliyoruz!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!44

Page 45: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Devrimciyiz. Devrim yapma iddiasındayız. Devrimise kitlelerin eseri olacaktır. Devrimi yapacak kitleleriörgutlemek, mucadele saflarına kazanmak için surdurulenfaaliyetlerin butunune kitle çalışması denir. Bu çalışmakitlelerin kalbine ve beynine ulaşma çalışmasıdır.

- Devrim, kitlelerin eseridir diyor Lenin. Geniş kitlelerikazanmadan, kurtuluş olamayacağını beynimize kazı-malıyız.

- Bahsettiğimiz kitle kimdir? Kitle en yakınımızdakidir;ailemiz, arkadaşlarımız, komşularımız, mahallemizinesnafı, evimize gelen postacı, sokakta karşılaştığımız te-mizlik işçisidir. Yani bir avuç hain ve işbirlikçi dışındaherkes bizim olmalıdır.

- O halde en yakınımızdan, evimizin içinden başlaya-cağız. Anne-babamızdan, kardeşimizden, yeğenimizdenbaşlayacağız bildiklerimizi,öğrendiklerimizi anlatmaya.

- Kitle; dergimizi alanabla, eylemlerimize katılangenç, sempatizanlarımız, ta-raftarlarımızdır. Onlara, kur-tuluşun tek yolunun, örgütlümücadele ederek kazanaca-ğımız devrimde olduğunugöstermeliyiz.

- Bu devletin halkın dev-leti olmadığını, egemenlerin varlığını sürdürmesinin ko-şulunun, bizi sömürmek ve ezmek olduğunu kavratmalıyız.Sınıf gerçeğinden başlayacağız.

- Halkı kazanacaksak, öncelikle örgütlendiğimiz ala-nı-birimi tanıyacağız. Tarihsel ve bilimsel doğruları hangiyöntem, araç ve dille anlatacağımız önemlidir. Örneğin,Adana'daki pamuk işçilerine giderken kullanacağımızaraçlarla, Ege'deki işçi ailelerine aynı şekilde gidemeyiz.Ya da Kürdistan'daki ev kadınının sorunuyla, Karade-niz'deki ev kadınının beklenti ve ihtiyaçları aynı değildir.O nedenle önce tanımalıyız, kime hangi politikalarla gi-deceğimiz net olmalı kafamızda.

- Her alan ve bölgenin ihtiyaçları farklıdır. (örneğinbir yerin öncelikli sorunu üst geçit iken, başka bir yerinkisendikalaşma ya da siyanürlü altın arama olabilir.) Önemliolan sorunları doğru tespit ederek politika üretmektir.Bu konuda Halk Anayasası Taslağı, kılavuzumuz olmalıdır.

- Her yerin kendi özgünlükleri olsa da, bugün halkıntemel sorunu yoksulluk ve yozlaşmadır. Yoksulluk veyozlaşma, devrimden sonraya ertelenemeyeceğinden

halkın dayanışmasını örgütleyerek bugünden çözeceğiz.Halkı meclis veya komiteler aracılığıyla çözümlere ortakederek politikleştirip örgütleyeceğiz.

- Kavga, iktidar kavgasıysa, üretenlerin yöneten ol-masıysa yönetmeyi öğretmeliyiz. Yaşadığımız siyasal,sosyal, kültürel, ekonomik bütün sorunlara dair mutlakaçözümümüz olmalıdır. Bu çözümde ortaklaşmak için ça-lışacağız. Bu, kitleyle ilişkilerimizi politikleştirmekleolacaktır. Herkesi bulunduğu yerden bir adım ileri taşı-mamızla olacaktır.

- Kamp örgütlediğimiz, konser yaptığımız, demokratikeylemlere katıldığımız için tutuklanıyoruz. Çalışmaları-mızın sekteye uğramaması için alternatiflerimizi yaratacak,boşlukları dolduracağız. Kitle çalışmasında hedefimiz,yeni sempatizan, taraftar ve kadro çıkarmak olmalıdır.

- Dergimizi mutlakakitlemize okutmalı, tar-tışmalı, tartıştırmalıyız.Halk okullarını ve eği-timi yaygınlaştırmalı-yız. Eğitimin türlü yol-ları vardır, bölgemizözgünlüğünde uygunyolları bulup eğitimisüreklileştirmeli, halkıdüzen karşısında bil-

giyle güçlendirmeliyiz. - Örgütlenmemiz önündeki engelleri bir bir kaldıracağız.

Hırsız ve katil iktidarın, terör demagojisiyle bizi halktantecrit edemeyeceğini, yok edemeyeceğini göstermeliyiz.

-En başta kendimiz, bedenimiz, beynimiz, dilimizkitle çalışmasının en temel araçlarıdır. Bu yuzden dev-rimcilerin tum dunyası, kitleleri devrim için örgutlemeduşuncesiyle dolu olmalıdır. Bunu sağlamış bir devrimcininher konuşması, bir merhabası, oturması, kalkması, dergisatması, eylem yapması kitle çalışmasının bir parçasınadönuşur. Derneklerimiz, komitelerimiz, yayınlarımız,kulturel faaliyetlerimiz, afişlerimiz, bildirilerimiz, yasalve yasadışı gösterilerimiz, adalet eylemlerimiz, eğitimçalışmalarımız...

Devletin baskı ve terörüne karşı, halkla birlikte dire-neceğiz. Bugün halk için 'güvenli' bir yer kalmamıştır.Artık Günay gibi, Dilek gibi evlerimizin içine girilerekkatlediliyoruz. Halkın da bir adaleti olduğunu göstermeliyiz.Haziran Ayaklanması bu yanıyla örnektir, yeni örnekleryaratacağız.

Faşizmin Baskı ve Terörüne Cevabımız Daha Çok Kitle Çalışması Yapmak, Daha Çok Örgütlenmek Olacaktır!

Kitle Çalışması Nedir?Kitle Kimdir?AANNAA DDOO LLUU CCEEPPHHEESS İİ

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

4 5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Kitle çalışması; halkı devrime kazandırmaktır.

Kitle çalışması; insan kazanmaktır.Kitle çalışması; örgütlenmektir.

Kitle çalışması; çoğalmaktır.Kitle çalışması; emek, sabır ve ısrardır.

Kitle çalışması; öğrenmek ve öğretmektir.

Page 46: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

CHP'li Sarıyer Belediyesi’nin iştenattığı Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ndeçalışan taşeron işçileri, hakları için di-rendiler ve kazandılar. Direnişleri aylarcasürdü. Yağmurda, fırtınada gece gündüzkararlılıkla direndiler. CHP'nin, polisin,zabıtanın, faşist mafyanın, çetelerin sal-dırılarına uğradılar. Yılmadılar, direndilerve kazandılar. Sarıyer Belediyesi işçi-lerinin direnişi bir kez daha gösterdi kizaferi ancak direnenler kazanır. Ve bedelödenmeden hiçbir hak kazanılamaz.

Sarıyer Belediyesi işçileri; CHP'ye,AKP'ye, belediyeye, polise, çetelereve sendikaya karşı direndiler. CHP'ninseçim vaatlerinin koca bir yalan olduğubir kez daha görüldü. Taşeron işçilerikadroya geçirme, asgari ücreti 1500TL yapma vaatlerinde bulunurken yö-netiminde oldukları belediyenin ta-şeron işçilerini işten attılar. Tek nedenişçilerin CHP'nin vaat ettiği haklarıistemesiydi. CHP'nin vaat ettiği haklarıistedikleri için başlarına gelmeyenkalmadı. CHP'lilerin saldırısına uğ-radılar, polisin saldırısına uğradılar,gözaltına alındılar, çetelerin saldırısınauğradılar, kurşunlandılar. Ama yıl-madılar ve kazandılar. Bu tüm dire-nenlere ve direnmek isteyenlere birkez daha örnek olsun. Kazanmak içindirenmekten başka çözüm yoktur.

13 Mayıs 2015 tarihinde SarıyerBelediyesi işçileri hakları için direnişegeçti. İlk olarak belediye önünde 20işçi basın açıklaması yaparak haklarınıtalep etti. Ardından 20 işçi iş bırakmaeylemine başladı. İş bırakma eylemininüçüncü günü Sarıyer Belediyesi, za-bıtalar ile işçilere saldırdı. İlk kezhak mücadelesine katılan işçilerin bir

kısmı direnişi bıraktı. Beledi-yenin baskı ve saldırılarınakarşı bedel ödemeyi göze ala-madı. 6 işçi ise direnişe devamederek bu saldırının ardındanAnkara'ya CHP Genel Mer-kezi’ne gitti.

Genel Merkez’de yerel yö-netimler odasında direnişe baş-layan işçiler CHP'li yönetici-lerin linç girişimi ile CHPönüne atıldılar. Yılmayan işçiler buradadirenişlerini sürdürdü ve CHP'nin sal-dırısı karşısında açlık grevine başla-dılar.

7 Haziran seçimlerine kadar An-kara'da 10 gün açlık grevi yapan işçi-lere CHP Genel Merkezi’nin şikayetiile iki kez polis saldırısı düzenlendi.Ancak işçiler kararlılıkla direnişlerinisürdürdüler. Ve 7 Haziran seçimlerininsonunda direnişlerini İstanbul'a tekrartaşıdılar.

İstanbul'da Sarıyer Belediyesi önündeyeniden açıklama yaparak Sarıyer Be-lediyesi’nin bağlı olduğu mahallelereüç günlük yürüyüş düzenlediler.

Üç günlük yürüyüşlerinde gittiklerive konakladıkları semtlerde kapı ça-lışması, bildiri dağıtımı ve basın açık-lamaları yaparak direnişlerini anlattılar.Ve üç günlük yürüyüş sonunda 4 Le-vent-Sanayii semtinde bulunan CHPGenel Merkezi önüne geldiler. SarıyerBelediyesi’nin siyasi muhatabı CHPolduğu için işçiler direniş mevzisiolarak CHP önünü seçtiler. CHP İlMerkezi önünde direniş çadırı kurdularve Haziran 2015’ten bu yana CHP İlMerkezi önünde direniş sürdü.

Bu arada hak mücadelesi veren iş-çileri Sarıyer Belediyesi işten attı. Artıkişçi düşmanı olmuş belediye başkanıŞükrü Genç; işçileri alabildiğine sö-mürürken onların hak mücadelesine ta-hammülü olmadığını da gösterdi. Budireniş belediye başkanının halkçı mas-kesini düşürmüştü. CHP İl Merkeziönünde devam eden Sarıyer işçilerinindirenişinde birçok kez etkinlikler veprotesto gösterileri düzenlendi. Ve işçilerbir süre sonra tekrar SÜRESİZ AÇLIKGREVİNE başladılar.

Uzun süren bu direnişte işçilerDEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ’NİNKAZOVA DİRENİŞİNDEN bu yanaÜRETEREK DİRENME geleneğinihayata geçirerek, CHP önünde Dİ-RENİŞ ÇAY BAHÇESİ açtılar. Buşekilde direnişlerinin haklılığını halkaanlatmaya , dayanışmayı örgütleyerekmaddi zorluklarını aşmaya çalıştılar.

Ancak CHP; işçilerinin direnişinigörmezden geliyor, direnişi yok saymayaçalışıyordu. Buna karşılık işçiler de ileribir adım daha atarak CHP il binasınıngiriş kapısına kendilerini zincirlediler.CHP çalışamaz duruma geldiğinde iseAKP'nin katil polislerini çağırarak işçilerigözaltına aldırdılar.

5 Aydır Direnen Sarıyer Belediyesi İşçileri Kazandı! Bir Kez Daha Devrimci İşçi Hareketi Zaferin Adı Oldu!

Bedel Ödenmeden ve Direnmeden Hiçbir Hak Kazanılmaz!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!46

Page 47: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Saldırılar bununla da sınırlı kal-madı. Devam eden günlerde, dire-nen işçilere; CHP'li Belediye Baş-kanı Şükrü Genç'in örgütlediği çetesaldırısı düzenlendi. Bu şekilde di-reniş kırılmaya çalışıldı. ŞükrüGenç'e ve CHP'ye en güzel cevapise işçilerin direnişi oldu. İşçilerdirenişleri boyunca her hafta di-renişlerini anlatmak ve destek almakiçin Sarıyer mahallelerinde kitle ça-lışmasında bulundu, açıklamalar ger-çekleştirdi. Bu şekilde halktan destekaldılar. Öyle ki CHP'nin tabanı vekimi yöneticileri işçilerin haklılığınıfark etmiş ve destek vermeye başla-mıştı.

Direnen Sarıyer Belediyesi işçileri,kazanmak için haklılıklarından aldıklarıgüç ile Sarıyer Belediyesi Başkan Yar-dımcısı’nın odasını işgal ettiler. Buradaişçi düşmanı belediyenin saldırısınauğradılar. Devamında da eylemlerinibelediye önünde sürdürdüler ve bele-diyenin işçi düşmanı saldırgan yüzünüteşhir ettiler.

Birkaç hafta sonra da kendileriniSarıyer Belediyesi başkanlık binasınınkapısına zincirlediler.

Seçim hazırlıklarına başlayan CHPİl Merkezi, artık işçilerin direnişindenoldukça rahatsız olmaya başlamıştı.Direnişin kırılması için saldırılar sık-laştırıldı. İşçilerin DİRENİŞ ÇAYBAHÇESİ’NE polis ve onlarca zabıtaile saldırı düzenlendi. Bir işçi saldırıyıdurdurmak için kendini bıçakladı. An-cak direnişten rahatsızlık duyan CHP,işçilerin çay bahçesini ve direniş ça-dırını yıktırdı. İl binası önünü bari-yerlerle kapatarak kendisini korumayaaldı. İşçiler saldırı karşısında CHP ilbinası önünde oturma eylemine baş-ladılar ve tekrar saldırıya uğradılar.Gözaltına alındılar.

Ancak işçiler haklılardı ve talep-lerini alabilmek için direnişi bu kezde CHP'nin karşısına kurdukları çadırile sürdürdüler.

Bu artık CHP'lileri teslim alan ta-vırdı. İşçiler her saldırıya karşı dire-niyor direnişi sürdüyorlardı. Bunuhazmedemeyen Belediye Başkanı bukez de işçilerin çadırını mafyaya kur-şunlattı. Ancak bir kez daha yenildi.Saldırılar ve kurşunlar altında direniş

sürdü. Bu kez de CHP işçilerin dire-nişini kırmak için işçilerin yoksullu-ğunu göz önüne alarak para teklif ettive oyalama taktiği izledi.

Yoksulluk ve sefalet içinde olanişçilerden üçü, iş talebinden vazgeçerekpara teklifini kabul etti. Ancak DEV-RİMCİ İŞÇİ HAREKETİ ısrarla di-renişin sürdürülmesini, bunun bir oya-lama taktiği olduğunu, taleplerindengeri adım atmamalarını anlatarak di-renişe devam edeceklerini söyledi.Devrimci işçi Hareketinin bu ısrarıve direnişi sürdürmesi ile birlikte iş-çilerden Zülfikar Doğan, bu kez direnişitek başına DİH ile birlikte sürdürdü.

Üç işçi CHP'nin para oyununa di-renemedi, direnişi bıraktı; ancak CHPbu aşamadan sonra işçilere söz verdiğiparayı dahi vermedi.

Zülfikar Doğan ile direnişe devameden Devrimci İşçi Hareketi, kararlı-lığını bir kez daha ortaya koydu.CHP'nin bu direnişi kırma taktiğiniteşhir etti. Bir süre sonra ise direnişinkazanılmadan bitirilmeyeceğini anlayanCHP'liler, direnişin taleplerini kabuletmek durumunda kaldı.

Direnişin 170. günü Zülfikar Do-ğan, tüm hakları ile birlikte işe alındı.5 aylık maaşı kendisine nakit verildi.Devrimci İşçi Hareketi; direnişi bırakanüç işçinin de direniş boyunca hakettiği maddi karşılığın ödenmesinisağladı. Sarıyer işçilerinin direnişi,sadece alacak sorunu değildir. İşçiiçin iş, ücret onur ve namustur. İşeyapılan her saldırı, işten çıkartma;onur ve namus meselesidir. Sarıyerişçileri direnişlerini böyle ele almışve bundan aldıkları güçle her zorluğadirenmişlerdir.

Bu direniş CHP'nin gerçek yüzünüde gösteren bir direniş olmuştur. Biryandan taşeron işçilere kadro sözü,asgari ücreti 1.500 TL yapma sözü ve-

rirken kendi işçilerini işten at-mıştır. Üstelik tek neden işçilerinhaklarını istemesidir. Yani özlükhaklarını ve maaşlarının CHP'ninvaat ettiği noktaya çıkartılmasınıistedikleri için işten atıldılar. Di-rendikleri için aleyhlerine birsürü yalanlar söylendi. Bu zaferisağlayan kararlı olmaktır. Mili-tanlık, kararlılık olmuştur. Bu

nedenle Sarıyer işçilerinin diren-işleri, militan bir direniştir.

Sarıyer Belediyesi işçileri,direnişleri süresince başka işçilerindirenişleri ile de dayanışma içinde ol-muştur. Hiçbir sendika ve sendikacıişçi direnişlerini ziyaret dahi etmezkendirenen işçiler, DİRENEN NEFA İŞ-ÇİSİNE, DİRENEN METAL İŞÇİ-LERİNE, DİRENEN DİSK GENEL-İŞ İŞÇİSİ OYA BAYDAK'A, DİRE-NEN ŞİŞLİ BELEDİYESİ NAKLİ-YAT-İŞ üyesi işçilerine destek ver-mişler, eylem ve ziyaretlerde bulun-muşlardır. Suruç ve Ankara katliam-larını protesto etmişlerdir.

Sarıyer Belediyesi’nde DİSK'e bağlıGenel-İş Sendikası örgütlü olmasınarağmen işçilere tek bir saniye desteksunmamışlardır. Bırakalım destek ol-mayı direnen işçilerin aleyhine dedi-kodular yaymışlar, bu şekilde de direnişdüşmanlığı yapmışlardır. 170 gün di-renen, defalarca saldırıya uğrayan iş-çilere tek bir sendikacı ziyarette dahibulunmamıştır.

Ama işte direnişin gücü her engeliaşıp geçmektedir.

DİRENİŞ BİR KEZ DAHA DEV-RİMCİ İŞÇİ HAREKETİ TARAFIN-DAN ZAFERE TAŞINDI.

Kuşkusuz Sarıyer Belediyesi işçileridirenişi tek başına yürütmemişlerdir.Tarihi boyunca işçi sınıfının mücade-lesini direnişlerle zafere taşıyan veişçi sınıfının mücadele tarihinde yenigelenekler yaratan DEVRİMCİ İŞÇİHAREKETİ, SARIYER BELEDİYE-Sİ İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİNE ÖN-DERLİK ETMİŞTİR. Direnişin heranında direnen işçilerin yanında olmuş,birlikte direnmiş, birlikte bedel ödemişve irade olmuştur.

YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASINZAFER !

DİRENEN KAZANIR !

CHP'li Sarıyer Belediyesi’nin işten attığı, Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde çalışantaşeron işçileri, hakları için direndiler ve

kazandılar. Direnişleri aylarca sürdü. Yağmur-da, fırtınada, gece gündüz kararlılıkla direndiler.

CHP'nin, polisin, zabıtanın, faşist mafyanın,çetelerin saldırılarına uğradılar.

Yılmadılar, direndiler ve kazandılar.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

44 7BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 48: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Küçük Armutlu Mahallesi Yerinde ve Yerlisiyle İyileştirmeMimari Fikir Yarışması’nın üç farklı ilde gerçekleşen ön önttoplantı serisi sona erdi. 7 Ekim Çarşamba günü AnkaraODTÜ’de, 12 Ekim Pazartesi günü Mimarlar Odası İstanbulŞubesi’nde, 20 Ekim Salı günü Mimarlar Odası İzmirŞubesi’nde gerçekleşen buluşmalara üç ilde toplam 200’eyakın izleyici katıldı.

Ön toplantılarda yer alan konuşmacılar yaklaşık 7kişiden oluştu ve her ilde farklı jüri üyeleri konuşmacıolarak yer aldı.

Her ildeki sunumlarda; mahalle temsilcisi, Halk Meclisiüyesi, Halkın Mühendis Mimarları, Halkın Hukuk Bürosugibi kurumların temsilcileri ile mimarlar da yer aldı. Dola-yısıyla, ön toplantılar, salt mesleki ve teknik detaylarıntartışıldığı yarışma formasyonuna sıkışmış bir içeriktedeğil, Küçük Armutlu karakteristiklerini, tarihini, ihtiyaçlarını,ödediği bedelleri aktaran bir çeşit yerelin tanıtıldığı birerpanel niteliğinde gerçekleşti.

Küçük Armutlu Yarışması süreci, Ankara’da katledileninsanlarımız için yapılan saygı duruşu ile anılarının yaşa-tılacağına dair verilen sözler ile başlayarak, olağan yarışmaprogramı sürdürüldü.

Yarışma takvimine göre, proje teslim tarihi 9 Kasım2015.

Mimar Meclisi

Soma katliam davası verilen bir günlük aranın ardın-dan 23 Ekim’de ara karar vermek üzere başladı.Sanıklar ve mağdur aileler taleplerini mahkeme heyeti-ne ilettiler. Mağdur ailelerin avukatlarından SelçukKozağaçlı, tutukluluğun neden devam etmesi gerektiği-ni anlatarak, “Ev yandı, gazı açık bırakanlar belli.Yangın perdeden mi, paspastan mı başladı? Onu dabulacağız.” dedi. Şirket sahibi tutuklu sanık CanGürkan; “bu zor süreçte şirketimizi düze çıkarabilmekiçin tahliyemi talep ediyorum” dedi. İşletme müdürütutuklu sanık Akın Çelik’in avukatı, dış güçlerin budava üzerinde baskı yaptığını iddia ederek, duruşmasalonunda iletişimin yasaklanmasını istedi. Genelmüdür tutuklu sanık Ramazan Doğru’nun avukatı ise,işletme müdürü ile müvekkili arasında genel müdüryardımcısı olduğunu, onun sanık olmadığını söyleye-rek, müvekkilinin tahliye edilmesini istedi. Savcı ise,tutukluluğun devam etmesini talep etti. Mahkeme heye-ti duruşmaya 17.30’da bir saatlik ara verdi. Aileler mah-kemenin önünde, “Soma’nın Hesabı Sorulacak” sloga-nını attılar. Aradan sonra mahkeme heyeti tutuklu sanık-ların tutukluluğunun devamına kararını vererek duruş-ma tarihini 15 Aralık 2015 olarak belirledi.

Adalet YeriniBuluncaya Dek Soma

Davasının PeşiniBırakmayacağız!

Küçük Armutlu Mahallesi Yerinde veYerlisiyle İyileştirme Mimari Fikir Projesi

Ön Toplantı SerisiTamamlandı

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!448

Oya Baydak ve Devrimci İşçiHareketi, 10 Ekim’de Ankara’da kat-ledilen insanları anmak için 24 Ekimgünü DİSK’te bir program düzenle-di. Saygı duruşuyla başlayan anmada“Halkın Ekmeğidir Adalet” şiiri, birişçinin genç kızı tarafından okundu.Okunan şiirin ardından Devrimciİşçi Hareketi tarafından anma metniokundu. Metinde: “10 Ekim 2015tarihinde Ankara Tren Garında birkatliam daha yaşandı. 102 insanımızkatledilirken birçok yaralı da halahastanelerde yaşam mücadelesi veri-yor. Sorumlu malum, emperyalizminuşağı AKP. Vatanımızı emperyalist-lere peşkeş çeken AKP; iktidarınıkorumak için devrimci, demokrat

herkese saldırıyor, toplu kitle katli-amları gerçekleştiriyor. AKP krizhalindedir, yönetememe krizi. Eskisigibi halkımızı artık kandıramamak-tadır. Bu yüzden en ufak muhalifsese bile tahammülleri yok.Cizre’de, Diyarbakır’da Kürt halkınıbombalarla, kurşunlarla katlederken,yurtseverlerin cesetlerine işkenceyapan, panzerlerin arkasında yerler-de sürükleyen; şehirlerde gece yarı-ları evleri basıp, gencecik insanları-mızı kurşunlatan AKP dir. AKP halkdüşmanlığında kendini kanıtlamışfaşist bir partidir. IŞİD’e tırlar dolususilah taşıyan AKP’dir. Yaralılarınıtedavi ettiren AKP’dir. IŞİD’i besle-yip büyüten AKP ve Amerikan

emperyalizmidir. Bizler ne IŞİD, neAKP, ne de emperyalizmin saldırıla-rına boyun eğmeyeceğiz. Bedel öde-yeceğiz; ama bütün bir halkı teslimalamayacaklar, buna izin vermeye-ceğiz. Katillerimizle barışmayaca-ğız. Direneceğiz, kazanacağız.

Devrimci İşçi Hareketi olarakhalkımızın başı sağolsun, hala yara-lı olan insanlarımıza geçmiş olsundiyerek acılarını paylaşıyor, hesabısorulacaktır diyoruz. Tüm devrimşehitleri ve Ankara Katliamı’ndayaşamını yitiren insanlarımızasözümüzdür. Kanları yerde kalma-yacak” denildi. Şiir ve “KanlıPazar” marşı ve atılan sloganlarlaanma sonlandırıldı.

Ankara’da Katledilenlerin Acılarını Yüreğimizde HissediyoruzBu Saldırılar Bizi Korkutmaz Faşizme Karşı Öfkemizi Büyütür

Page 49: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

20 Ekim 2000'de F Tipi Hapis-haneler politikasına karşı başlatılanbüyük ölüm orucu direnişi sonucuşehit düşen 122'ler Cebeci Mezarlı-ğı’nda anıldı, direniş ve zafer se-lamlandı.

Cebeci Mezarlığı’nda gerçekleş-tirilen anma, mezarlık girişindenölüm orucu şehitlerinin mezarlarınakadar yapılan yürüyüşle başladı. "YA-ŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN ZA-FER", "122'LERİMİZİN, SU-RUÇ'UN, ANKARA'NIN HESA-BINI SORACAĞIZ / HALK CEP-HESİ", "KAHRAMANLAR ÖL-MEZ HALK YENİLMEZ" pankart-ları ve 122'lerin resimlerinin taşındığıyürüyüşten sonra anma programına

geçildi. Kitle şehit mezarlarına yak-laştığında yakındaki bir duvardanParti ve Cephe bayrakları taşıyan ikiCephe Milisi’nin kitleyi karşıladığıgörüldü.

122'ler nezdinde tüm devrim şe-hitleri için yapılan saygı duruşununardından Hüseyin Çukurluöz ve BekirBaturu'nun mektuplarından bölümlerokundu.

Ardından Halk Cephesi adına ya-pılan açıklamada direniş kararlılığınındevam ettiği, ölüm orucu direnişçi-lerinin bıraktığı bayrağı Elif, Şafak,Bahtiyar'ların taşıdığı ve feda ruhununbugün de sürdüğü belirtildi. O gündenbugüne teslim olmama çizgisinin de-vam ettiğinin ifade edildiği açıkla-

madan sonra 122'lerden Serdar De-mirel'in mektubundan bölümler okun-du.

Sonrasında Grup Yorum "Kah-ramanlar Ölmez Halk Yenilmez","Bize Ölüm Yok" marşlarını söyledi.Hep bir ağızdan söylenen marşlarınardından Özgür Tutsaklar’dan gelenmesajlar okundu.

"Kahramanlar Ölmez Halk Ye-nilmez", "Yaşasın Ölüm Orucu Di-renişimiz", "Bedel Ödedik BedelÖdeteceğiz", "Halkız Haklıyız Ka-zanacağız", "Anaların Öfkesi KatilleriBoğacak" sloganlarının atıldığı anma,Sevgi Saymaz’ın mektubundan bö-lümler okunduktan sonra kapanışkonuşmasıyla bitirildi.

20 Ekim Büyük Ölüm Orucu Direniş Kararlılığı Şafak, Elif, Bahtiyarlarla Sürüyor

Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez!

Dilek Doğan’ın AbisiArmutlu’daki Anmada Konuştu:

Birer Birer de Düşsek,Biner Biner de Düşsek Toprağa,Biz Kazanacağız!

Dilek Doğan’ın abisi Emrah Doğan 26 Ekim’de, an-mada yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Yönetememekrizleri var. Bu krizi halkı katlederek atlatmaya çalışıyorlar.Ama biz kazanacağız!

Bir hekim düşünün ki, saatlerce ve günlerce bekliyor,hiçbir bilgi vermeden günlerce yalan söylüyor. Bunukim koruyor? Demek ki bu devlet hekimlere de el atmış,hekimlerin bir hekimliği yok. Yalan yanlış, günlerceaileyi beklettiler.

Dün de biz girdik içeriye, yalan söylüyorlar. Polisbizden daha çok bilgi alıyor bunlardan. Biz ailesiyiz,hani hekimlikte şu var; ne olursa olsun, kime bakarsa

baksın, kim olursa olsunaileye en doğru bilgiyivermek zorunda değilmidir? Bu açıktır. Buanayasada vardır. Yedigün boyunca hep bizeyalan söylediler, Dilek’indurumunu anlatmadılar.

Dün de bize söyle-diklerinde saatler önceölmüştü! Bize dediler kisizin hastanız burada yok. Öldü, biz morga gönderdik.Kimle ve nasıl gönderdiniz? Bunun üzerine Adli Tıpönüne gittik. Saatlerce savcı bekledik. Nereye gömece-ğimize dair bize sorular sordular. Bakın, bizim cenazemizebile saygıları yok. Biz onlara mı soracağız nereye gö-meceğimizi? Gelip bizi vuran, bizi öldüren, bizi katledeno, ve diyor ki; ‘Gelin ben size şurayı göstereyim. Bensizi uçakla göndereyim, memleketinize göndereyim,Gazi’ye götürmeyin.’ Evet gördüğünüz gibi devlet ölü-lerden bile korkuyor, çünkü bu katliamların sorumlusuta kendisi.”

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

4 9BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 50: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

HİÇBİR KATLİAMIN SORUMLUSU CEZALANDIRILMADI!YAS MI TUTACAĞIZ, HESAP MI SORACAĞIZ?

ADALET İSTİYORUZ!

Çift Kelepçe İşkencesine Son!İşkence Yapmak Şerefsizliktir!

TAYAD’lı Aileler, 21 Ekim’de Kırıklar 1 No’lu F Tipi Ha-pishanesi önünde Özgür Tutsaklar’a uygulanan çift kelepçe işkencesiile ilgili TAİDER’in de katılımıyla bir basın açıklaması yaptılar.TAYAD’lı Aileler, basın metninde “Çift kelepçe işkencesinde tut-sakların muayene haklarının gasp edildiğine ve en son Atatürk Eği-tim ve Araştırma Hastanesinde muayene olmak için götürülen Er-dal Berk’in çift kelepçe işkencesine direnmesi sonucunda asker-lerin saldırısıyla kolunda kırıklar oluştuğuna” değindiler. TAİDER’liaileler de Şakran Kapalı Hapishanesi’nde bir tutsağın daha mua-yene hakkının engellenmesi sonucunda tutsağın hayatını kaybet-tiğini belirtti.

Daha sonra TAYAD’lı Aileler, aynı gün Karşıyaka İş Banka-sı önünde yaklaşık 30 kişinin katılımıyla bir basın açıklaması dahayaptı. “Çift Kelepçe İşkencedir, İşkenceye Son!”, “Devrimci Tut-saklar Onurumuzdur!”, “İşkence Yapmak Şerefsizliktir!”, “Ana-ların Öfkesi Katilleri Boğacak!” sloganları atıldıktan sonra basınaçıklaması sona erdi.

Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!TAYAD’lı Aileler, 21 Ekim sabahı ilk olarak İzmir Kı-

rıklar F Tipi Hapishanesi müdürüyle tutsaklara uygulanançift kelepçe işkencesi ile ilgili görüştü. Görüşmeyle ilgili açık-lama yapan aileler: “Müdüre, evlatlarımıza uyguladıkları çiftkelepçe işkencesine son vermesini ve tedavi haklarının el-lerinden alınmasının suç olduğunu söyledik. Fakat müdür;çift kelepçenin kendilerinin değil, jandarmanın işi olduğu-nu söyleyerek sorumluluktan ve yapılan işkenceden kaçmayaçalışmıştır. Tutsaklarımıza yapılan işkencenin kendisinin so-rumluğunda olduğunu vurgulayarak sorumluluktan kaça-mayacağını belirttik” dedi. Görüşmenin ardından hapisha-ne önünde 35 kişinin katılımıyla açıklama yapan aileler, ha-pishane müdürü ve jandarmayı teşhir ederek, hesap soransloganlar attı.

Hapishaneden ayrıldıktan sonra İzmir’in en kalabalıkmeydanlarından Konak’ta da hesap soran sloganlar atılarak açık-lama yapıldı.

TAYAD’lı Aileler

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!50

30 yıldır TAYAD'lı Aileler olarak ev-latlarımızın cenazelerini kaldırıyoruz.Kimisi yanmış, kimisi parçalanmış,kimisi yüzlerce mermiyle delik deşikedilmiş, kimisi işkence görmüş yüzlercecenaze! Şunu çok iyi biliyoruz, fa-şizmle yönetilen bir ülkede sömürünün,baskının, adaletsizliğin olduğu bir ül-kede hep cenazeler kaldıracağız. Her ce-naze, ekmek, adalet ve özgürlük mü-cadelesinde şehit düşmüş her evladımızsömürüsüz, eşit ve adaletli bir düzeninyapı taşları olacaktır.

Faşizm türlü şekillerde katliamlaryapıyor, bazen işkenceyle, bazen So-ma'daki gibi "daha fazla kömür, daha faz-la para" diyerek yoksul halk çocuklarınıöldürüyor. Hangi biçimde olursa olsunölenler hep yoksul halk çocukları oluyor.

Önce Evlatlarımızı, SonraDüşüncelerini Sahiplendik!

Evlat acısının nasıl bir acı olduğu-nu bizden iyi kimse bilemez. Defalar-ca kez yaşadık; sadece kendi çocukla-rımızın acısını değil, sosyalizm müca-delesinde şehit düşmüş tüm evlatları-mızın acısını hissettik. Hiçbir gün ezil-medik, yas tutmadık. Hissettiğimizduyguları, acıları taşıyabilmemizin tek

yolu evlatlarımızın mücadelesini, dü-şüncelerini sahiplenmek, onları katle-den faşizmin karşısına dikilip hesap sor-maktı. Yaşam bize evlatlarımızı sa-hiplenmenin yolunu gösterdi, onlarınneden şehit düştüğünü anlamak veaynı amaç uğrunda mücadele etmek.

Hiçbir Katliamın SorumlusuCezalandırılmadı!Adalet İstiyoruz!

19 Aralık "Hayata Dönüş" katlia-mından sonra 122 evladımız gözümüzünönünde gün gün hücre hücre eridi, yüz-lercesi zorla müdahale yüzünden sakatkaldı. Daha 3 ay önce evladımız GünayÖzarslan'ı uykusunda katlettiler. Vücu-dundan onlarca mermi çıktı, çatışmada öl-dürüldüğünü söylemişlerdi; ama hiçbir ça-tışma yoktu. Cenazesini ailesine verme-diler, kaçırmaya çalıştılar, defnetmemizeizin vermediler, saldırdılar. Hangi biri içinyas tutalım? Hangi yas yüreğimizdeki ate-şi söndürebilir? Evlatlarımızı gözümüzünönünde katlettiler, susup oturacak mıyız?Gezi şehitlerinin hangisinin faili ceza aldı?Berkin'i katledenler neredeler?

Bu ülkede hangi katliamın sorumlu-su ceza almıştır ki bunlar alsın? Yas tut-mayalım, evlatlarımızın katillerinin ce-

zalandırılmasını isteyelim, ADALET is-teyelim.

Maaşınız Batsın!Evlatlarımızın Katilleriniİstiyoruz!

Utanmaz devlet evlatlarımızın acı-sı daha dinmeden "terör mağduru maa-şı" teklif ediyor. Alın maaşınızı da ba-şınıza çalın, biz evlatlarımızın katiliniistiyoruz. Biz katlettiğiniz binlerce ev-ladımızın sorumlusu olan bu yıkılası dü-zenin değişmesini istiyoruz.

Üzgün değil öfkeli olmalıyız! Bu ül-kede katliam yapmak, bu kadar kolayolmamalı! Yarın tezgahlanacak katli-amları engellemenin yolu bugün hesapsormaktır. Hesap soracağız! Biz ço-cuklarımızı sokakta bulmadık, bu def-teri yas tutarak da kapatmayacağız!

AKP'li bakanlar, Davutoğlu, TayyipErdoğan! Evlatlarımızı siz katlettiniz!Bilin ki yaşadığınız sürece iki elimiz ya-kanızda olacak!ANALARIN ÖFKESİKATİLLERİ BOĞACAK!KATİL DEVLETHESAP VERECEK!

Page 51: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

En ufak bir muhalif sesin susturulmayaçalışıldığı bir düzende sanatçıların da ken-di sorunları etrafında toplanmaya, ör-gütlenmeye, çözümler üretmeye ihtiyacıvar. Geldiğimiz süreç artık sadece ti-yatrocuların kendi aralarında; sadecemüzisyenlerin, sinemacıların kendiaralarında örgütlenmelerinin yetersizolduğunu göstermiyor mu? Son yıl-larda yaşanan saldırılar ve çevremi-zi kuşatan sorunlar ise alanımızın var-lığını ölümcül bir biçimde tehdit ederhale geldi. Sinema, müzik, sahne sa-natları, edebiyat, plastik sanatlar vegörsel sanatlar alanında her geçengün kabul edilmesi mümkün olmayan saldırılar de-ğişik biçimlerde yoğunlaşıyor. Sanat Meclisi; alandaki so-runlara radikal çözümler aramak, bulmak, önermek ve sa-natın tabanında yer alan sanat örgütleri ve sanatçılarla kolkola vererek öncelikle alanı korumak, ardından kangren ol-muş sorunlara kalıcı çözümler bulmak hedefiyle kuruldu.Sanat Meclisi katılımcıları alanın sorunlarını konuşmak, tar-tışmak ve kalıcı çözümler bulma hedefiyle 6-7 Kasım 2015günlerinde bir “Sanat Sempozyumu” düzenliyor. İki gün sü-recek sempozyumda sorunlara topluca bakıp, bu sorunla-rın çözümü için geçmiş yıllarda yapılanları değerlendiripgünümüzde yaşanan süreci tüm sanat dallarından sanatçı-ların katılımıyla ele almaya çalışacağız.

Düşünelim, tartışalım, katılalım ve çözelim. Geçti-ğimiz günlerde binlerce insanımızla uğurladığımız ya-zar Yaşar Kemal’in dediği gibi; “Anadolu toprağı yüz-lerce kültürün yaratıldığı, gelip geçtiği, kaynaştığı, kül-türlerin birbirlerini aşıladığı, beslediği kadim bir kültürtoprağıdır.” Bu toprakların sanatçısı yaratıcılığını, üret-kenliğini ortaya koymuş, alanını var edip korurken de be-deller ödemiştir.

Sanat Sempozyumu 2015 yılında tüm sanat alanınaçağrı yaparken gücünü bu birikimden almaktadır. 6-7 Ka-

sım 2015 günlerinde halkımızı, ay-dın ve sanatçılarımızı, sanatçı aday-larımızı buluşmaya, konuşmaya vealanın sorunlarına için çözüm bulmakiçin yola çıkmaya çağırıyoruz.

Sanat Meclisi’ndenAnkara KatliamındaYitirdiklerimizin AilelerineTaziye Ziyaretleri

Ülkemiz yıllardır kan ve ateş içinde.Ülkenin dört bir yanı katliamlar yaşıyor.İşçiler, köylüler, her yaştan çocuklar ve ül-kenin göz bebeği gençlerimiz bir de ka-dınlarımız şiddetin hedefinde her gün canveriyorlar.

60’larda 70’lerde tek tek öldürülürken insanlarımız,son yıllarda toplu kıyımlarla katlediliyor. İşte Suruç, İşteAnkara!

Sabah evinden çıkan işe koşan her insan ölümün ne-reden geleceğine korku içinde bakıyor. Çünkü mitinglerdehalaya duran, caddelerde isyanını haykıran onlarca in-sanımız bombalarla paramparça edildi.

Her katliamın arkasından barış istemekle ne katliambitiyor ne de ölümler duruyor. Katliama, baskıya karşımücadele etmedikçe bu acıların bitmeyeceği gün gibi aşi-kar.

Bütün sanatçı dostlarımıza ve halkımıza sesleniyoruz:Katliamları durdurmak mı istiyorsunuz? Ellerimiz var bir-birimize verecek!

Ankara Katliamında yaşamını yitirenlerimizin aile-lerinin acısını bir nebze olsun hafifletebilmek, onlara da-yanışma duygularımızı götürmek, şehitlerimizi sahip-lenmek için Sanat Meclisi olarak ailelerimize taziye zi-yaretleri yapıyoruz.

22 Ekim Perşembe günü Avcılar’da oturan BinaliKorkmaz ve Dicle Doğan’ın ailelerini ziyaret ettik. Zi-yaretlerimize devam edeceğiz…

Sanat Meclisi Sempozyuma Çağ�r�yor!

İzmir’de Vatan Partisi Kovulduİzmir’in Doğançay Mahallesi’nde Halk Cepheliler 26

Ekim’de mahalle meydanına seçim çalışması yapmaya gelen halkdüşmanı Doğu Perinçek’in başkanlık ettiği Vatan Partisi’ni kov-du. Meydana seçim araçlarıyla gelerek propaganda yapmaya ça-lışan Vatan Partililer, Halk Cepheliler tarafından önce sözlü ola-rak uyarıldı. Tüm uyarılara rağmen demagoji yapmayı sürdürenVatan Partililer, halka ajitasyonlarla teşhir edildi. Daha sonra zor-la araçlarına bindirilerek kovuldu. Halka yönelik yapılan aji-tasyonda Vatan Partisi’nin karşı devrimci bir parti olduğu ga-zetelerinde devrimcileri adres adres ihbar ettikleri, en son ola-rak yine Aydınlık gazetesinde devrimcileri ihbar edenlere paraödülü verileceğini manşet olarak geçtikleri anlatıldı. Daha son-ra halkla yapılan sohbetlerde halkın olumlu tepkileriyle karşılaşıldı.

Katil Polis Kanlı Ellerini Ailelerimizden Çek!17 Ekim’de Ankara polisi, Hatay Mustafa Kemal

Üniversitesi’nde okuyan Dev-Genç’li bir kadının ak-rabasının evine giderek “Kızınız buraya geliyor mu?Biz onu sürekli takip ediyoruz” diyerek aileyi psiko-lojik baskı altına alıp tacizde bulundu. Hatay Dev-Genç’in yaptığı açıklamada: “Ankara polisi kendin-ce Dev-Genç’li yoldaşımıza gözdağı verip sindirme-yi baskı altına almayı amaçladı. Aileye bu soruyu sor-masının asıl amacı işbirlikçileştirmektir. Biz sizleri Ber-kin Elvanlar’dan, Dilek Doğanlar’dan tanıyoruz. Yenidireniş mevzileri için Elifçe, Şafakça, Bahtiyarca sa-vaşarak geliyoruz. Yılmayacak, baskılarınıza boyun eğ-meyeceğiz” denildi.

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

5 1BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 52: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Halkın Mühendis Mimarları, hak-kında tutuklama kararı olan Halkın Mü-hendisleri Mayıs Kurt, Demet Büyükta-nır ve Çiğdem Şenyiğit hakkında 23Ekim’de Elektrik Mühendisleri Odası İs-tanbul Şubesi’nde bir basın toplantısı dü-zenledi. Ailelerin ve Halkın Hukuk Bü-rosu avukatlarının da bulunduğu basıntoplantısı, Halkın Mühendis Mimarla-rı’ndan Mehmet Göçebe’nin okuduğu ba-sın metni ile başladı. Metinde, halkın mü-hendis mimarı olmanın suç olmadığı ve

bu kararı veren mahkemenin hukukaaykırı davrandığı belirtildi. “Bizler dehalkın mühendis mimarlığını yapıyo-ruz, eğer bilimsel bilgiyi, teknik bil-

gimizi halkın yararına halk ile birliktekullanmak suç ise bu suçu hepimizişliyoruz. Hepimizi tutuklayın.’’ de-nildi. Halkın Mühendis Mimarla-rı’nın açıklamasının ardından sözalan Çiğdem Şenyiğit’in ablası Gam-ze Şenyiğit; kardeşini aylardır gö-remediğini, haklarında çıkarılan gı-yabi tutuklama kararının bir suç ol-

duğunu ve başlatılan kampanyanın so-nuna kadar arkasında olduğunu belirtti.Ayrıca Halkın Mühendis Mimarları’nınüzerlerine atılan pankart asma “suçunun”delillere dayanmadığını ve özellikle sav-cılığın delil toplamadığını belirtti. Son ola-rak sözü alan Halkın Hukuk Bürosuavukatlarından Özgür Yılmaz müvek-killerine karşı savcı, polis ve hakimlerintalimatıyla görevlerini yerine getirerek suçişlediğini belirterek bu hukuksal sürecintakipçisi olacaklarını belirtti.

Halka silahlarını doğrultup katle-denlere karşı kin ve öfkeyle, hesap sor-ma bilinciyle, halka umut taşıyan Yü-rüyüş dergisi her yerde dağıtıldı.

İSTANBUL:Armutlu: Armutlu gençleri 23

Ekim’de havanın soğuk ve yağışlı ol-masına rağmen kapı çalışması yaparakYürüyüş dergisi dağıtımı yapmaya devametti. Yıllardır Armutlu Mahallesi’ndeestirilen polis terörü, hiçbir programı ak-satamıyor. Yapılan dergi çalışmasındadevrimcilerin ıslandığını gören halk on-ları ısınmaları ve yemek yemeleri için ev-lerine davet ettiler; hırka, şemsiye verenlerde oldu. Bir sonraki gün ise Armutlu’nun3. ve 4. bölgelerinde dergi dağıtımında100 dergi dağıtıldı.

EDİRNE: Dev-Genç 21 Ekim’deSaraçhane bölgesinde dergi çalışmasıyaptı. Yapılan çalışmada 10 dergi hal-ka ulaştırıldı.

DERSİM: Moğultay Mahallesi’nde20 Ekim’de Yürüyüş dergisinin 491.sa-yısı evlere dağıtıldı. Dergi dağıtımı ya-pılırken halka AKP’nin işkenceci ve ka-til polisleri tarafından kurşunlanan Di-lek Doğan’ın durumu anlatıldı. Ülke-

de yaşanan kitlesel katliamlardan bah-sedildi. Ayrıca 20 Ekim 2000’de baş-layan ve 7 yıl boyunca süren BüyükÖlüm Orucu Direnişi hakkında dasohbet edildi.

23 Ekim’de ise aynı sayı SihenkMahallesi esnafına ulaştırıldı. AyrıcaAKP’nin katil polisleri tarafından kat-ledilmeye çalışılan Dilek Doğan’ındurumu anlatıldı.

25 Ekim günü aynı mahallede top-lamda 36 tane “Dev-Genç” imzalı ”Katliamcı AKP’nin Polisi Dilek Do-ğan’ı Vurdu Hesap Soracağız” afişle-ri asıldı.

MALATYA: Paşaköşkü Mahalle-si’nde 23 Ekim’de dergi dağıtımı ya-pıldı. Yapılan kapı çalışmasında halk-la gündem ve dergi hakkında sohbet-ler edildi.

ELAZIĞ: Esentepe ve Fevzi Çak-mak mahallelerine 23 Ekim’de dergi da-ğıtımına çıkan Halk Cepheliler, halka ya-şanan son katliamları anlattı ve İstanbulArmutlu‘da katledilmek istenen DilekDoğan hakkında konuşmalar yaptı. Hal-kın faşizme olan öfkesinin bu yaşanan-lardan sonra daha da arttığı görüldü. Her

gidilen evde faşizme öfke büyüktü. Ya-pılan çalışmalar sonunda 150 dergi hal-ka ulaştırıldı.

AMED: 19-20-22 Ekim günleri Or-yıl’da 20, Şehitlik’te 35, Ofis bölgesin-de 30 tane dergi halka ulaştırıldı. Dergidağıtımı sırasında halkın devletin yaptı-ğı katliamlara tepkileri yoğundu. DilekDoğan’ın evinde vurulmasıyla ilgili dev-letin artık katliamlarını açık bir şekildeyaptığı, faşizmin halka düşmanlığı ko-nuşuldu.

ANTEP: Düztepe Mahallesi’nde 21Ekim’de Halk Cepheliler, Yürüyüş Der-gisi’ni esnaflara ulaştırdı. Yapılan çalış-ma esnasında katil AKP’nin seçim ara-cını gören Halk Cepheliler aracın yanı-na giderek, aracı tekmeleyerek katillerimahalleden kovdu. Kovduktan sonrahalka neden kovduklarını anlattılar. Ma-hallede halk düşmanı AKP’nin seçim ça-lışması yapamayacağını, Ankara’da kat-ledenin AKP olduğunu ve bunun gibi sa-yısız katliamlar ve saldırılar gerçekleş-tirdiğini, Dilek Doğan’ı AKP’nin polis-lerinin bizzat AKP’den aldığı talimatlakapısının önünde vurduklarını anlattılar.

BİZİ KATLEDENLERE İNAT UMUDU HER ALANA TAŞIYALIM,

Ö FKEMİZİ KUŞANALIM, SAVAŞI BÜYÜTELİM!

Çabalarınız Nafile, BizleriKorkutup Sindiremezsiniz

Adana’da 20 Ekim’de yapılan ope-rasyon ve gözaltıları protesto etmek içinHalk Cepheliler tarafından 21 Ekim’deİnönü Parkı’nda eylem yapıldı. Ey-lem‘de AKP’nin yönetememe krizi de-rinleştikçe halka ve halkın çocuklarınayönelik katletme, tutuklama ve sindir-me politikalarının ivme kazandığı an-latıldı. Ayrıca kurumlara ve devrimci-lere yönelik baskıların operasyonlarınhesabını AKP’nin eli kanlı polislerdenhesap sorulacağı ifade edildi. Basın açık-lamasından sonra iki gençle yapılan soh-bette “bizler sizleri tanıyoruz, sizler tor-bacıların elini ayağını kıranlarsınız,dün olan operasyondan da haberimizvar” diyerek desteklediklerini ve her za-man arkalarında olduklarını söylediler.Gözaltına alınan Halk Cepheliler ErdinçDincer, Tuğçe Can ve Ali Olcay aynıgün nöbetçi mahkeme tarafından adlikontrolle serbest bırakıldılar.

Düzenin Adaletine Teslim Olmayacağız! Keyfi Tutuklama Zulmüne Son!

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!52

Page 53: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

DEVRİMCİLERE YÖNELİK SALDIRILARA SON VERİLSİN!

Yunanistan Devleti’nin faşist TürkiyeDevleti’yle işbirliği sonucu uzun yıllardırTürkiyeli Halk Cepheli devrimcilere karşı sür-dürdüğü saldırılar protesto edildi.

2 yıldır devam eden davada; Halk CepheliHasan Koşar’a beraat ve Mustafa Lafçı’yaözgürlük seslerini yükseltmek amacıyla 21Ekim Çarşamba günü bir eylem gerçekleştirildi.Halk Cepheliler’in Yunan soluyla beraberörgütlediği “Türkiyeli Politik Mülteciler veDevrimcilerle Dayanışma Girişimi”nin örgütle-diği eylem akşam 18.00'da şehrin merkezi mey-danlarından olan Kamara’da gerçekleştirildi.Meydana güçlü bir ses düzeni yerleştirildi.Asılan pankartta “Türkiyeli DevrimcilereHemen Beraat ve Saldırılara Son” yazan birpankart asıldı. Güçlü ses düzeninden müzikyayınları yapılırken, sık sık konu hakkındakibildiri okundu ve mahkemeye katılım çağrılarıyapıldı. Yaklaşık 1,5 saat süren eylemde 700bildiri dağıtıldı.

KOLOMBİYALI TUTSAKLAR YALNIZ DEĞİLDİR!İsviçre’de Politik Tutsaklarla Dayanışma günlerinin ardın-

dan, dayanışmaya katılan gruplar Kolombiyalı grubun tutsakkampanyası çerçevesinde destek mesajları gönderdi.

İsviçre TAYAD da Kolombiyalı tutsaklara destek mesajı gön-derdi.

TAYAD’ın mesajında tutsakların direnişleri, cesaretleri vegüçleri selamlandı. Kolombiyalı tutsaklara ve tutsak örgütlerineemperyalizme karşı birlikte dayanışma ve mücadele çağrısıyapıldı.

AŞURE BERABERLİĞİNYEMEĞİDİR!

14 Kasım günü yabancı düşmanlığına karşı Belçika Limburgbölgesinde Limburg Alevi Derneği'nde Limburg Grup YorumGönülleri olarak Yas-ı Matem orucunun onuncu gününde oruçaçma yemeği verildi. “Kerbela Bizim Tarihimiz veBugünümüzdür” pankartının asıldığı etkinlikte Ankara’daki kat-liamda yitirdiklerimiz için bir dakikalık saygı duruşunun ardın-dan günün anlamına ilişkin Kerbela ve Ankara katliamlarına dairGrup Yorum Gönüllüsü bir arkadaş konuşma yaptı. 100 kişininkatıldığı yemek sonrası sohbetler edildi.

Avrupa'nın birçok yerinde Halk Cepheliler veAnadolu Federasyonu üyeleri, Dilek Doğan'ın AKPfaşizmi tarafından katledilmesini protesto ederekçocuklarımızın geleceklerine sahip çıktılar.

Selanik: 26 Ekim günü, saat 18.00’de TürkiyeKonsolosluğu önüne yürümek isteyen, Yunanistan HalkCepheliler’in önü Yunan polisi tarafından kesildi. Kısasüren itiş kakışın ardından polisin kestiği noktada yolkapatılarak Halk Cephesi’nin pankartı açıldı. İki saatsüren eyleme 35 kişi katıldı.

Almanya-Essen: 25 Ekim 2015 günü saat 19.00civarında Halk Cepheliler “Dilek Doğan’ın HesabınıSoracağız! Essen Halk Cephesi“ yazılı bir döviziAlmanya’nın Essen şehrindeki bir mahallesine astı.

Hamburg: 26 Ekim 2015 günü saat 15.00’da ger-çekleştirilen eylemde Halk Cephesi açıklaması okundu.Dilek Doğan’ın akraba köylülerinin de katıldığı eylem-de sloganlar atıldı. Son olarak “Gündoğdu” ve “BizeÖlüm Yok” marşları söylendi. 50 kişinin katıldığı eylem

saat 16:00’da sonlandırıldı.Belçika: 26 Ekim günü Brüksel temsilciliği olan T.C

Konsolosluğu önünde Dilek Doğan için eylem yapıldı. Fransa Nancy: Nancy Halk Cephesi 26 Ekim 2015

günü saat 16.00 ile 18.00 arası bir anma düzenlendi.Anmanın başında alanda devrim şehitleri için saygı

duruşu yapıldı. Halk Cephesi imzalı 150 adet Fransızcabildiri dağıtılarak Dilek Doğan'ın resmiyle dövizlertaşındı. Grup Yorum marşlarından Bize Ölüm Yok,Partizan ve Fransızca söylenen enternasyonal marşıkitle tarafından seslendirildi.

Hollanda: Anadolu Gençlik; kendileri gibi gencecikolan arkadaşları Dilek Doğan’ın katledilmesini,Rotterdam Türkiye Başkonsolosluğu önünde 26 Ekimgünü protesto etti.

Eyleme bir açıklama okuyarak başlandı. AçıklamadaDilek Doğan’ın nasıl katledildiğine, hastane önündeyaşananlara değinildi.

Yaklaşık 20 kişinin katıldığı eylem Dilek Doğan içinyazılmış bir şiirle ve atılan sloganlarla bitirildi.

Av ru pa’da

Dilek Doğan’ı Binlerce KişiyeAnlatmak, Evlatlarımızın

Geleceğine Sahip Çıkmaktır!Hollanda

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

5 3BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 54: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

14 Kasım'da Grup Yorum'un Irk-çılığa Karşı Tek Ses Tek Yürek Kon-seri için Avrupa'nın dört bir yanındaGrup Yorum Gönülüleri büyük bircoşku ve emekle çalışıyorlar.

Gütersloch: 19 Ekim 2015 tari-hinde Grup Yorum Gönüllüleri Gü-terloch şehrinde 4. Irkçılığa Karşı TekSes Tek Yürek Konseri için söyleşigerçekleştirdi.

Gütersloch AKM’de Muharremorucu vesilesiyle saat 18.30’da oruç ye-meği verildi. Programdan önce kısa birmüzik dinletisi ile Muharrem ayı için“Ey Şahin Bakışlım” şarkısı ile baş-landı. Dinletinin ardından Türkiye veAvrupa konserlerini anlatan bir sin-evizyon izlendi. Söyleşide ise Grup Yo-rum’un bu yıl yapacağı 4. IrkçılığaKarşı Tek Ses Tek Yürek Konse-ri’nin çalışmaları anlatıldı. Söyleşi,Grup Yorum gönüllülerinin isimlerinialarak yaklaşık 70 kişinin katılımı ilesona erdi.

İngiltere: 27 Ekim günü Stoke-newington Mahallesi’nde Türkiyeliesnaflar ziyaret edildi. El ilanlarınındağıtıldığı ziyaretler boyunca 13 kon-ser bileti esnaflara ulaştırıldı.

Grup Yorum Gönüllüleri, İskoç-ya’nın Glasgow ve Edinburg şehir-lerindeydi bu hafta.

24-25 Ekim’de yapılan ziyaret-lerde Glashow ve Edinburg Cemev-leri’nin aşure günlerine de katılarakhalklarla sohbet edildi. Konser elilanları verilerek, konsere davet edil-di.

Yapılan esnaf ziyaretleri ve ce-mevlerimizin aşure günlerinde, 21Yürüyüş dergisi, 3 Tavır dergisi ve 54Grup Yorum konser bileti halklaraulaştırıldı.

Britanya Grup Yorum Gönüllüle-ri’nin aldığı kararla her Çarşambastant açmaya devam edildi.

Halklara, yaşanılan ırkçılık anla-

tılırken 300 el ilanı dağıtıldı.

Otobüs kalkış noktaları: Edmon-ton Kervan, Dalston Eski AnadoluHalk Kültür Merkezi önü ve Harin-gey Homebase. Seven Sisters AnadoluHalk Kültür Merkezi.

Otobüs kalkış tarihi ve saati: 14Kasım sabahı 03.30 (Cumartesi sa-bahı)

Mannheim: 17 Ekim Cumartesigünü bir ekip Mannheim merkezbaşta olmak üzere, Karlsruhe veBruchsal bölgelerinde çalışmalarıyoğunlaştırırken bir diğer ekip iseWorms, Alzey, Bad Kreuznach veçevresinde çalışmaları sürdürdü. Tümbölgelerde yoğun bir şekilde afiş vepullama çalışması yapılırken, yine biryandan da ev ev, dernek dernek ge-zilerek hem konsere hem de yapıla-cak olan söyleşilere çağrı yapıldı.

18 Ekim Pazar günü ise öncelik-li olarak Mannheim AKM’de yönetimile ve orada bulunan canlar ile kon-ser hakkında konuşulurken, asılmaküzere konser afişi bırakıldı.

Yoğun bir şekilde hafta sonundason durak ise Mannheim ve çevresikonser çalışmaları 22 Ekim akşamıKarlsruhe’de yapılan Grup Yorumsöyleşisi ile devam etti. KarlsruheAkm'de gerçekleştirilen söyleşi saat18.00´da başladı. Çok coşkulu geçensöyleşiye 55 kişi katıldı.

Karlsruhe söyleşisinden bir günsonra ise çalışmaları Mannheim mer-kezde yoğunlaştıran Grup YorumGönüllüleri, iki kişinin katılımıylaMannheim esnafını gezerek afiş ve bi-let çalışması yaptı.

Fransa: Grup Yorum, 16-17-18Ekim tarihlerinde Grup Yorum Gö-nüllüleri, sevenleri ve dostları ilebuluşup Fransa’da; Strasbourg’ta,Paris’te, Marsilya’da, Mulhuose’de,Marignan’da ve Dreux’de tam 7 söy-leşi yaptı. Bu söyleşilerde 30 yıllıkmücadele tarihini anlattı.

Belçika: Grup Yorum’un 4. Irk-çılığa Karşı Tek Ses Tek Yürek Kon-seri çalışması devam ediyor. 20 Ekimgünü Belçika’nın Limburg bölgesiHaselt şehrinde Grup Yorum Gönül-leri tarafından Haselt Üniversite-si’nin olduğu giriş çıkışları, otobüs du-rakları ve istasyon bölgesinde toplam50 büyük sticker ve 20 küçük stickeryapıştırıldı.

İsviçre: İsviçre’de Grup Yorumkonser çalışmaları tüm hızıyla devamederken İsviçre’nin Lugano ve İtal-ya’nın Como şehirlerinde de konserçalışmaları yapılıyor.

Konser afişlerini şehirlerin çeşit-li yerlerine asan Grup Yorum Gö-nüllüleri, aynı zamanda bilet satıphalkla ilişki geliştirmeye çalıştı.

NAZİLERE KARŞI DİRENMEK, GELECEĞİNE

SAHİP ÇIKMAKTIR!Almanya Köln’de Nazi taraftar-

larının düzenlediği yürüyüşe karşıanti-faşistlerin düzenlediği, Anado-lu Federasyonu’nun da içinde oldu-ğu ve binlerce kişinin katıldığı yü-rüyüşe polis saldırdı. Yürüyüşe sal-dıran polis birçok kişiyi gözaltınaaldı. Gözaltına alınanlar arasındaAnadolu Gençlik'ten Roza Gül veAnadolu Federasyonu’ndan DilanAydın işkenceyle gözaltına alındı.Gözaltına alınanlar akşam saatle-rinde serbest bırakıldı.

Viyana Direniş GünlüğüEvin Timtik, 20 Ekim’den itiba-

ren Süresiz Açlık Grevinde. Evin Timtik’i destek için ziyaret

edip, telefon açıp e-mail göndermeçağrısında bulunuyoruz.

İltica hakkının gasp edilmesinekarşı Evin Timtik, 74 gündür dire-nişte ve 14 gündür süresiz açlıkgrevinde.

KONSERİMİZ İÇİN SON HAFTA HEDEFE KİLİTLENDİK, COŞKUYLA ÇALIŞIYORUZ

Yürüyüş

1 Kasım2015

Sayı: 493

SİZ AYAĞINIZA GALOŞ GİYMEDİNİZ!554

Page 55: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Irkçılığa karşı tek yürek olup tür-külerimizi hep bir ağızdan söylemekiçin birleşiyoruz. On binler olup em-peryalizme örgütlendiğimizi göstere-ceğiz, ırkçılığa izin vermediğimizigöstereceğiz.

Kitle çalışması yaparken, neden kit-le çalışması yaptığımızı bilmeliyiz. Bizönce bu konuda kendimizi ikna etmeli-yiz. Mesela 14 Kasım'da yapılacak olanIrkçılığa Karşı Tek Ses Tek Yürek kon-serimiz neden yapılıyor, amacı nedir?Bunlar bizim kafamızda net olmalı.Neden net olmalı; çünkü biz kendimizikna olursak, etrafımızdaki insanları daikna edebiliriz. Onları konsere katmakiçin emek harcarız, daha istekli daha coş-kulu oluruz, bu da bizim daha iyi so-nuçlar almamızı sağlar.

Her yerde ırkçılığa uğradığımızı, - Günde 48 ırkçı saldırı olduğunu,- Irkçı terör örgütlerinin devlet

desteğiyle göçmenleri, başka milli-yetten olan insanları katlettiğini,

- NSU örgütünün 9 insanımızı kat-lettiğini,

- Okulda fırsat eşitsizliği, işyerinde,markette, sokakta, her yerde ırkçılığauğradağımızın farkına varmalıyız. Irk-çılık her yerde var; çünkü emperyaliz-min olduğu yerde ırkçılık vardır. Irkçılıkemperyalizmin politikasıdır. Halklarıbirbirine bu şekilde düşman eder, bir-leşip örgütlenmelerini engeller.

Bulunduğumuz bazı yerlerde ırkçılıko kadar belirgin olmayabilir; ama bu ırk-çılığın olmadığı anlamına gelmez. Al-manya, Fransa, Hollanda, Belçika vb.hepsi emperyalist ülkelerdir ve ırkçılıkonun gayrı-meşru çocuğudur. Bu bi-linçle hareket etmeliyiz, bu bilinçle kon-serimizi örgütlemeliyiz, kitle çalışma-sı yapmalıyız. Konserimizin ırkçılığakarşı bir örgütlenme olduğunu, sadecemüzik dinleyip halaya durmak olma-dığını unutmamalıyız.

Biz bu konseri yaparak emperyaliz-me korku salıyoruz. Bizden o kadar kor-kuyor ki, ırkçılığa karşı konser bileti sa-

tanlara hapis cezası veriyor, konserleri-mize engel olmaya çalışıyor. Neden?Çünkü haklı ve meşru bir mücadele uğ-runa örgütlendiğimizi biliyorlar.

Evet, bizim hedefimiz 20 bin ki-şiyle konserimizi gerçekleştirmek;ama nihai hedefimiz milyonlarla yap-mak. Bu ulaşılmaz bir rakam değildir.Bu haklı ve meşru dava uğruna hiçteulaşılmaz bir rakam değildir.

Irkçılık yüzünden katlediliyoruz.Irkçı terör örgütü NSU; 8'i Türkiyeli,1'i Yunanlı olmak üzere 9 kişiyi kat-letti. 8 Türkiyeli’yi gözünü kırpmadankatletti ve nedeni sadece Türkiyeli ol-malarıydı. Yani sıra bize de gelebilir,emperyalizm onların gösterilerine ör-gütlenmelerine izin verdikçe sıra bizede gelecektir. Birleşip örgütlenmezseksıra bize de gelecektir.

Düzenin EğlenceAnlayışına Alternatifiz

Bir yandan da düzenin eğlence an-layışına alternatif oluyoruz. Gençlerimiztürkü barlardan, diskolardan, halaynightlardan çıkmıyorlar. Biz bunun kar-şısında alternatifimizi koymazsak onlarıda düzenin bataklığından çıkartama-yız. Çünkü türkü barlar o kadar ma-sumlaştırılmış ki, düzen tarafından tür-külerimiz bu şekilde yozlaştırılmış."Türkü bar" dedikleri şey, türkülerimi-zin disko ortamında söylenmesi. Bu şe-kilde türkülerimiz, kültürümüz değer-sizleştiriliyor, önemi unutturuluyor.Onun için biz her şeyin karşısına alter-natifimizi koymalıyız. Bizler de GrupYorum Irkçılığa Karşı Tek Ses Tek Yü-rek konserinde halaylara duruyoruz,hiç tanımadığımız birinin yanında halayçekiyoruz. Dostça, arkadaşça yapıyoruzbunu. Hiç tanımadığımız insanlarıniçinde kendimizi rahat hissediyoruz,güvende hissediyoruz, güçlü hissedi-yoruz.

Güçlüyüz!Güçlüyüz; çünkü Grup Yorum

konserimizde, ortak yaşadığımız so-

runlarımıza karşı birleştiğimizi, ör-gütlendiğimizi gösteriyoruz, yalnızolmadığımızı gösteriyoruz.

Güçlüyüz; çünkü Grup Yorum kon-serimizde türkülerimizi söylüyoruz,kültürümüzün, değerlerimizin bir par-çası olan anlamlı politik şarkılar söy-lüyoruz, kendimizi bilgilendiriyoruz.

Güçlüyüz; çünkü hep birlikte omuzomuza halaylara duruyoruz.

Güçlüyüz; çünkü emperyalizmekarşı meydan okuyoruz.

Güçlüyüz çünkü;

Bizi Yok Edemezsiniz,Irkçılığa KarşıBiz Varız Diyoruz!

Bu konseri düzenlemek bizim ör-gütlenmemiz demektir.

Konserimize bölgelerden kitleselkatılmak, bölgemizde bir örgütlülükyaratmaktır. Yani biz bölgemizde kon-ser için kitle çalışması yaparak bir ör-gütlenme yaratıyoruz. Mesele sadecekonsere katılmalarını sağlamak değil,onların kurumumuzu sahiplenmeleri-ni ve başka faaliyetlerimizi sahiplen-melerini sağlamaktır. Kalıcı bir ör-gütlülük yaratmaktır.

Sonuç olarak;1- Bir faaliyet düzenlerken onun

önemini unutmayacağız, sürekli eği-tim göreceğiz. Eğitim ve siyasi faali-yet hep iç içe olmalı.

2- Irkçılığa karşı 14 Kasım'da ya-pılacak olan konserimiz örgütlenmekiçin bir araçtır.

3- Konserimiz, yozlaşmaya karşıeğlence anlayışımızı sunduğumuz biraraçtır.

AVRUPA’dakiBİZ

Biz bu konseri yaparakemperyalizme korku salıyoruz.

Çünkü haklı ve meşru birmücadele uğruna

örgütlendiğimizi biliyorlar.

Konserlerimiz, Sadece Türküler SöyleyipHalaylar Çektiğimiz Yerler Değil,

Kitle Eğitim ve Örgütlenme Aracımızdır

1 Kasım2015

Yürüyüş

Sayı: 493

5 5BİZ SİZE KEFEN GİYDİRECEĞİZ!

Page 56: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

“Benim yaşım küçük falan değil, atölyelerde,tarlalarda çalışırken kimse çocuk olduğumu söylemiyor.

Ama gerillaya katılırken bana çocuk diyorsunuz.Ben nasıl ki alınterimle çalışıp para kazanabiliyorsam,

pekala bu yaşta savaşmayı da bilirim”

General Cem (Erkan Dilsin)10 Kasım - 16 Kasım

Hasan Çiçek,

Müslüm Aydın:

Oligarşi, 1994’te 13 Cephegerillasının katledildiği Emir-gan çatışmasının ardındanCephe’nin ilişkilerine yöneldi.Köyler boşaltılıyor ve yakı-

lıyordu. Hasan Çiçek ve Müslüm Aydın, oligarşinin dayat-maları karşısında köylerini terk etmeyi reddettiler vegözaltına alınıp katledildiler.

Hasan (Babo) Çiçek, 1927 Hozat doğumludur. DervişCemal Aşireti’ndendir. 1938 Dersim isyanında 13 yaşındadırve katledilenlerin cesetleri altında kalarak sağ kurtulmuştur.Cephe taraftarı, gerillanın ilişkisiydi. Hozat’ın Şamaşi(Beytaş) Köyü’ne bağlı Dereko Mezrası’nda 9 Kasım’dagözaltına alındı, 12 Kasım’da ağaca bağlanıp yakılarakkatledilmiş halde bulundu.

Müslüm Aydın da, Cephe taraftarı ve gerillanın ilişki-lerindendi. Oligarşinin baskılarına boyun eğmedi, HasanÇiçek gibi askerler tarafından gözaltına alınan köylülerdenbiriydi, Kasım 1994’te Hozat’ın Dürüt deresinde yakılarakkatledildi.

Kıymet Hanoğlu:

1967 Sivas Divriği doğumludur. Memur-ların, Devrimci Memur Hareketi önderliğindezincirlerini parçaladığı, haklarını söke sökealdığı süreçte, bu mücadelenin içinde yeraldı. Eyüp Belediyesi’nde Elektrik ve Sanayiİşleri Bölümü'nde mühendis olarak çalışı-

yordu. Ama o bunu bir “statü” farkı olarak görmedi, tümemekçilerin çıkarlarının, geleceklerinin bir olduğunun bi-lincindeydi. ‘91 yılından itibaren BEM-SEN’de örgütlüolarak memurların hak alma mücadelesine katıldı. 1992'deyapılan BEM-SEN Genel Kurulu'nda Genel Eğitim Sekreteriolarak yönetimde yer aldı. Kıymet, 13 Kasım 1993 günüİstanbul Kartal’da, iki akrabasıyla birlikte kaldırımda yü-rürken bir kömür kamyonunun çarpması sonucu hayatınıkaybetti.

Hasan Çiçek Müslüm Aydın

Muharrem Çetinkaya:

Muharrem Çetinkaya, 1972 Malatya, Do-ğanşehir Suçatı Köyü doğumludur. 1991’dekatıldığı mücadelenin çeşitli alanlarında yeraldı. Aralık 1993’te, Dersim dağlarında ge-rillaya katıldı. 1996 sonlarında tutsak düştü.F Tipi hapishanelere ve tecrite karşı gerçek-leştirilen Büyük Direniş’te yer alan bir ölüm

orucu direnişçisiydi. 5. Ölüm Orucu ekipleri içinde ÖlümOrucu’nu sürdürürken, Küçükarmutlu Katliamı’nı protestoetmek için Sincan F Tipi Hapishanesi hücrelerinde bedeninitutuşturan Muharrem Çetinkaya, 12 Kasım 2001’de kaldı-rıldığı hastanede şehit düştü.

Muharrem Çetinkaya

Turgut İpçioğlu:

1959 doğumlu. Liseli Dev-Genç kadro-larındandı, Liseli Dev-Genç mücadelesindeönemli görevler yüklenmişti. 10 Kasım1978’de İstanbul Bakırköy’de Aydınlıkçı ha-inler tarafından katledildi. Turgut İpçioğlu

Kadir Güven,

Devrim Aslan Güler,

Erkan Dilsiz:

Dersim’in Çemişgezek il-çesine bağlı Paşacık Köyü ya-kınlarında, 12 Kasım 1996’daçatışmada şehit düştüler.

Kadir Güven, 1958 Malatya doğumludur.1980 öncesinde mücadeleye katıldı. 12 Eylülsonrası Devrimci İşçi Hareketi içinde çalıştı.Tutsak düştü, tahliye olduktan sonra yinemücadeleye koştu. 1993 Şubatı’nda Dersimdağlarında gerillaydı.

Devrim Aslan Güler, ‘77 Hozat doğumlu-dur. Gerillaya katılmadan önce demokratik alanda çeşitlifaaliyetlerde bulundu.

Erkan Dilsiz, 1981, Hozat doğumludur. O da erken bü-yüyen çocuklarımızdandı. Faşizm onu katlettiğinde 15yaşında bir Cephe gerillasıydı.

Kadir Güven Devrim Aslan Güler

Erkan Dilsiz

Kıymet Hanoğlu

Page 57: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Muharrem ile abi kardeş ilişkisinden daha öte derin birortaklığımızın olması elime kalem alma cesareti verdi bana.Derin bir ilişkiydi. Çünkü, onun hapishanede yaşadığızorlukları en ince ayrıntılarına kadar bilen biriydim. Derinbir ilişkiydi. Çünkü, ikimiz de bu ülkede hiçbir şeyin sadecesözlerle ve yasalarla değişmediğini gördük ve yaşadık. Veikimiz de maviye yasak bu ülkede deyim yerindeyse yine dekırmızı bir çocukluk yaşadık yoksullukların gölgesinde.

Muharrem’in çocukluğundan kısaca söz etmek istiyorum.Muharrem’in çocukluğu; istasyon kıyısı bir köyde geçmişti.Bu köy gerçekten şirin bir yerdi o zamanlar. Çocukluğumuzunen güzel bahçesiydi Suçatı. O yıllarda evlerin üzeri çatısızdı.Toprak evler çocukluğumuzu ve çocukluk oyunlarımızı süs-lüyordu. Damdan dama atlıyorduk. Hele çocukluğumuzunsonbaharında kurumuş tarhanaların telaşla toplanması, evlerindamlarına pekmez serilmesi, cevizlerin taşlanması... İşteSuçatı o zamanlar böyleydi. Hapishane görüşleri sonrasındapaylaştığımız Suçatı köyünü belki de en güzel Ziya ÜNSELaçıklamış diyebilirim. Yazar Ziya ÜNSEL, “Çılgın Doruklar”adlı gezi yazısında çocukluğumuzun mekanı Suçatı’ya ilişkinşöyle yazıyor; “Bir ara Malatya Adana demiryolu hemen ya-nımıza geldi. O da bizimle beraber gidiyordu. Suçatı’yıgeçtik. Küçücük istasyon öyle sessizdi öyle kimsesiz bir yerki... İnsanın burada trenlerin duracağına, yolcuların inip-bi-neceğine hiç inanası gelmiyor. Ve cılız akasyalara acıyorsu-nuz...” Sevgili Muharrem’in çocukluğu böyle bir köyde boyverdi. ÜNSEL’in acıdığı bu cılız akasyaların gölgesinde de-miryolu işçisi olan babamızı beklerdik. O zamanlar neakasyalar cılızdı ne de bugünkü gibi istasyonlar kimsesizdi.

Çünkü, babamızdı o cılız akasyalarısulayan ve sekiz kiloluk kazmasıylababamızın yarattığı emek idi, istas-yonları kimsesiz bırakmayan.

Zamanla zorunlu ayrılıklarımızoldu, çocukluğumuzun yaz güneşinive kış masallarımızı süsleyen Suçatı’dan.Ve şimdi o cılız akasyaların gölgesindebabasını bekleyen bir çocuğun olmaması!Böyle bir çocukluk düşünü yitirmek, otururkensırtımızı boşluğa dayamak gibi bir şey olsa gerek...

Muharrem’in ortaokul ve liseli yılları ile beraber Suçatıterk edilmek zorunda kalınmış, yaş yirmilere merdiven da-yamıştı. Muharrem Anadolu Öğretmen Lisesi’nde okuyordu.Birlikte birkaç gözaltı olayı yaşamıştık. Ben, Burdur EğitimYüksek Okulu’nda okuyordum. Arada mektuplaşıyorduk.Muharrem’e yazdığım bir mektup okul idaresince okunmuşve kardeşimin bolca dayak yemesine yol açmıştı. Kardeşimifalakaya yatıran bu “pek sevgili eğitimciler” iki kardeşinmektuplaşmasını adeta yasadışı bir örgütün dokümanlarınıele geçirmiş gibi algılamış ve okul müdürü başkanlığındakurulan dört kişilik “dayak komitesi” Muharrem’in üzerineçullanıp tekme tokat görevlerini yerine getirmişlerdi. Ve buöğretmen(cik)ler hala öğretmenlik yapmaktalar. Türkiye’dekieğitim kalitesinin bu kadar yüksek ve ileri olmasını da bupolis öğretmenlere borçluyuz!

Bu kısa ve ibret verici yaşanmışlığın ardında Muharrem,devrimci siyasete daha yakından ilgili duymaya başladı.Sonraki yıllarda bir süre kırsalda bulunması ve ardından tut-saklığı 12 Kasım 2001’e kadar sürdü. 12 Kasım 2001’deKüçükarmutlu saldırısını protesto etmek için, Sincan F TipiHapishanesindeyken bedenini tutuşturarak, insanca bir yolda,kendisini kahramanca feda etmiştir.

Kardeşimi saygıyla anıyorum.

Mazlum ÇETİNKAYA

Ağabeyi Muharrem ÇETİNKAYA’yı

Anlatıyor:

Anıları Mirasımız

Devrimci mühendis Tülin Aydın Bakır,Ayvansaray Tokmaktepe Mezarlığı’nda HalkınMühendis Mimarları tarafından 23 Ekim’demezarı başında anıldı. Ölümünün 16. yılındaher sene olduğu gibi mezarı başında toplanan

Halkın Mühendis Mimarları, ailesi ve meslektaşları tarafından bir anma töreni düzenlendi.Anmada Halkın Mühendis Mimarları adına “Tülin Aydın Bakır’ı Mücadelemizde Yaşatıyoruz”pankartı açıldı. Tülin Aydın Bakır nezdinde bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmmücadelesinde şehit düşenler adına saygı duruşuyla başlayan programda, önce ElektrikMühendisleri Odası adına meslektaşları tarafından bir konuşma yapıldı. Sonrasındaölümünden bir yıl önce doğan kızı İdil Bakır annesini anlattı. 10 kişinin katıldığı anma,Halkın Mühendis Mimarları tarafından bir bildiri okunarak sonlandırıldı.

Şehitlerimizin MezarlarınaKalkan Elleri

KıracağızBilecik ili Bozüyük ilçesi Dodurga

beldesinde mezarı olan gerilla şehitle-rimizden Bülent Pak’ın mezarı parça-lanarak tahrip edildi. Eskişehir HalkCephesi 26 Ekim’de bununla ilgiliyaptığı açıklamada şunlara değindi:“Biz ne yapılan iyiliği ne de yapılanşerefsizliği unutmayız. Buradan çokaçık söylüyoruz o elleri kıracağız. Kır-mazsak, içtiğimiz su yediğimiz ekmekharam olsun bize” denildi.

Tülin Aydın Bakır Mücadelemizde

Yaşıyor

Page 58: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

Kurt BorçlanmazKurt açlıktan ölmek üzereydi. Tilkiden iki tavuk ödünç istedi. Til-

ki istediği iki tavuğu verdi kurdun. Kurt karnını doyurdu bir güzelce.Biraz sonra tilki kurdun karşısına geçti ve: - Ben olmasaydım ölecektin açlıktan. Yat kalk bana dua et, dediKurt iki büklüm oldu tilkinin karşısında:- Haklısın tilki kardeş, çok sağol, dedi. Birkaç dakika geçti geç-

medi, tekrar dikildi tilki kurdun karşısına:- Sayemde yaşıyorsun, sayemde; eğer ben olmasaydım çoktan

ölmüştün, dedi.Kurt:

- Haklısın tilki kardeş, sen olmasaydın bitmiştim, dedi; acı çek-tiği yüzünden anlaşılan duruşuyla.

Tilki akşama kadar 40 defa geçti kurdun karşısına. Sonraki gün-lerde sürdü tilkinin başa kakması.

- Sayemde yaşıyor, sayemde nefes alıyorsun, dedi hep.Kurt her seferinde minnet duygularını iletti tilkiye. Güçlüydü,

ama borçluydu. Borç vefa ile birleşince altından kalkılmaz bir yükoluyordu ve ince ince tüketiyordu kurdun onurunu.

Ertesi sabah erken kalktı kurt. İki koyun yakaladı ve tilkiye gö-türdü apar topar;

- Ödeştik tilki kardeş, sağol, dedi ve acilen yavrularını topla-dı. Onlara anlattı. Tilkinin karşısında nasıl ezildiğini anlattı. Borçalmanın özgürlük satmak, alacaklının karşısında boynu bükük dur-mak demek olduğunu iyice öğretti.

Aradan binlerce yıl geçti. Çoğu zaman aç kaldı kurt; ama bir dahada hiç kimseden borç almadı. Kendi işini hep kendi yaptı kalın en-sesiyle...

Beyazıt Meydanı'ndaki Ölü Bir ölü yatıyor

on dokuz yaşında bir delikanlı

gündüzleri güneşte

geceleri yıldızların altında

İstanbul'da,

Beyazıt Meydanı'nda.

Bir ölü yatıyor

ders kitabı bir elinde

bir elinde başlamadan biten rüyası

bin dokuz yüz altmış yılı

Nisanında İstanbul'da,

Beyazıt Meydanı'nda.

Bir ölü yatıyor

vurdular

kurşun yarası

kızıl karanfil gibi açmış alnında

İstanbul'da, Beyazıt’ta

Bir ölü yatacak

toprağa şıp şıp damlayacak kanı

silâhlı milletim

hürriyet türküleriyle gelip

zaptedene kadar

büyük meydanı

Nazım Hikmet Ran

Bilirken susmak, bilmezkensöylemek kadar çirkindir.

Eflatun (Platon)

Hayat bir öyküye benzer,önemli yanı eserin uzun olması

değil iyi olmasıdır.

Atasözü

Kıssadan Hisse

Şiir

Özlü Söz

Karikatür

Page 59: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Burjuvazi, halkların emperyalizme karşısavaşını ya silahlarla bastırmaya çalışır

ya da ideolojik olarak. Burjuvazinin savaşkarşıtlığı ve barış savunuculuğu,

halkların emperyalizme karşı savaşınıönlemekten başka bir amaç taşımaz.

O kadar savaş karşıtı, o kadar barışçıliseler, neden dünyaya büyük felaketler,

yıkımlar, ölümler getiren savaşlarengellenememiştir?

Çünkü;Emperyalizm, her yere özgürlük için değil,hakimiyet kurmak için mücadeleyi sokanfinans kapital ve tekeller dönemidir” der

Lenin.Emperyalizm yenilmeye mahkumdur.

Çünkü haksızdır ve tüm haksız olanlargibi eninde sonunda tarihin çöplüğüne

gömülecektir.

Page 60: Ellerinde, Berkin'in, Şafak'ın, Bahtiyar'ın, Elif Sultan ...yuruyus.biz/pdf/pdf/493.pdf · son verecek olan emekçi sınıflardır. Bunun için düşmandırlar emekçi sı-nıflara

ww

w.y

uru

yu

s-in

fo.o

rgyu

ruyu

s.b

iz@g

mail.c

om

DEVLET, ANKARA KATLİAMI’NI HALKI SUSTURMAK VE TESLİM ALMAK İÇİN YAPTI!

HAK ARAYANLARI YILDIRMAK VE KORKUTMAK İÇİN YAPTI!ADALET, DEMOKRASİ İSTEYENLER

MEYDANLARA ÇIKMASIN DİYE YAPTI!

HDP, KATLİAMIN ARDINDAN “CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK ”DİYEREK SEÇİM MİTİNGLERİNİ İPTAL ETTİ!

DÜZENİN PARLAMENTOSUNA GİRMEK İÇİN BİLE

CAN GÜVENLİĞİNİZ YOKSA,MİTİNG BİLE YAPAMIYORSANIZ

SİZİ KATLEDENLERLE NASIL BARIŞACAKSINIZ?