emegin dünyası aylık İşçi gazetesi

12
www.emegindunyasi.info Sayı: 12 / 15 Mayıs - 2012 - Fiyat 1 TL T aksime gelen kitle- nin farklý kesimler- den oluşması dikkate değerdi;kendi öz- lem ve isteklerini, taleple- rini hükümete göstermek ve sisteme kinlerini hay- kýrmak için geldiler.Böyle- ce, hiç kimsenin bu sistemden memnun olma- dýðýný da göstermiþ oldu- lar. Burada görülmesi ve bilince çýkarýlmasý gere- ken gerçek, bütün bu top- lumsal kesimlerin hükümete, hükümet nez- dinde sisteme, düzene is- yan ve baþkaldýrý halinde olduðudur >>> 7. Sayfa Aylık İşçi Gazetesi

Upload: emegindunyasigmailcom-emegindunyasi

Post on 22-Feb-2016

234 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Emeğin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi Sayı 12 - Mayıs - 2012

TRANSCRIPT

Page 1: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

www.emegindunyasi.info Sayı: 12 / 15 Mayıs - 2012 - Fiyat 1 TL

Taksime gelen kitle-nin farklý kesimler-den oluşması

dikkate değerdi;kendi öz-lem ve isteklerini, taleple-rini hükümete göstermekve sisteme kinlerini hay-kýrmak için geldiler.Böyle-ce, hiç kimsenin busistemden memnun olma-dýðýný da göstermiþ oldu-lar. Burada görülmesi vebilince çýkarýlmasý gere-ken gerçek, bütün bu top-lumsal kesimlerinhükümete, hükümet nez-dinde sisteme, düzene is-yan ve baþkaldýrý halindeolduðudur

>>> 7. Sayfa

Aylık İşçi Gazetesi

Page 2: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

2 Sayı 12 / Mayıs 2012

Roboski Katliamýnýn üzerinde 138 gün geçmesine raðmen sorumlularýnýn ha-la ortaya çýkarýlmamasý ve yargýlanmamasý toplum nezdinde unutturulmayaçalýþtýrýlmasýna karþý Roboski halký toplum olayýn peþini býrakmýyor.

13 Mayýs Pazar günü Taksim’de Roboski Ýçin 34 Dakika eylemini tertipleyenKürdistan Vicdan Ýnisiyatifi Devletten umudunu kesmiþ yurttaþlar olarak ya da mer-hamet dilemiyoruz diyerek 34 dakikalýk alkýþlarla sloganlarla durumu protesto etti.

Basýn açýklamasýný okuyan Ýbrahim Halil Baran “ Türk savaþ uçaklar tarafýndanvurulan 34 Kürt gencinin katledilmesinden bu yana tam 138 gün geçti. Bugün katli-amýn sorumlularý yerine Roboskili köylüler yargýlanýyor, kovuþturma geçiriyor vebaský altýnda þikâyetlerini geri çekmeye zorlanýyorlar. Son olarak bu vahþi olaydakardeþ ve yakýnýný kaybetmiþ olan üniversite öðrencisi Cabbar Encü de bir video kay-dýn da yüzünün görülmesi üzerine ifadeye çaðrýlmýþ ve “Uludere Kaymakamýný Öl-dürmeye Tam Teþebbüs” suçlamasýyla tutuklanarak cezaevine konulmuþtur” diyerekbu tutum ile devletin halkýn vicdanýný, olmayan kardeþlik duygusunu ve güveniniyerle bir etmiþtir dedi.

Baran duyarlý tüm kesimlere çaðrý yaptý. Baran “Hukukçularýn, insan haklarý sa-vunucularýnýn ve siyasal kürt hareketleri Roboski ile dayanýþma göstermeleri kýy-metli olduðu kadar ne yazýk ki yetersiz düzeydedir. Bu olayýn arkasýnda duracaklarýnýsöyleyen sivil toplum kuruluþlarýný yeniden seferber olmaya ve bu olayýn hesabýnýsormaya çaðýrýyoruz” dedi. Kendilerinin devletten umudunu kesmiþ yurttaþlar ola-rak gördüklerini dile getiren Baran “Bizler dünyanýn neresinde olursa olsun her Kür-dü ve özgürlük hareketlerini eþitlik, adalet ve insan haklarý savunucularýný Roboski konusunda acilen eyleme, dayanýþmaya konuyu dünya kamuoyuna taþýmaya ve hesap sormaya davet ediyoruz”dedi.

Hatýrlanacaðý üzere Roboski katliamýndan neredeyse 18-19 saat sonra burjuva medya emekçi Kürt halký ülkenin dört bir yanýnda ayaða kalktýðý zaman vermek zorunda kalmýþtý. Sermaye sýný-fýnýn sözcüleri konuyu karþý sessiz kalmýþlar. Olayýn üzerinden atlamaya çabalamýþlardý. Sonralarý ise bu olayýn üzerine gideceklerini ve sorumlularýnýn her kim ise yargýlayacaðýný açýklayan serma-yenin sözcüleri kendilerinin planlayýp yaptýðý katliamýn üzerini deþmemek için ellerinden geleni yapmaya çalýþýyorlar.

Ezilen emekçi halklar kendilerine karþý burjuvazinin yaptýðý hiçbir katliamý hiçbir saldýrýyý unutmayacak unutturmayacaktýr. Egemen sýnýf kendi egemenliðini güvence altýnda tutmak için her za-man bu tür katliamlarý yapacaktýr. Emekçiler, yoksul Kürt halký eðer bu katliamlarýn tekrarlanmasýný istemiyor ise sermaye sýnýfýnýn iktidarýnýn yerine kendi iktidarýný kurmak zorundadýr. Ancak ozaman savaþlar ve ulusal ayrýcalýklar ortadan kalkacak ve gerçek anlamda özgürlük güneþi doðmuþ olacak.

ROBOSKİ İÇİN 34 DAKİKA

VAN – 12.05.2012

23Ekim günü Van’da meydana gelen depremin yýkýmýdevletin enkazý altýnda ezilen yoksul emekçilerin ba-þýna gelmeyen kalmadý. Son olarak da Medical Park

hastanesinde çalýþan emekçiler deprem sonrasý hastanenin ka-panmasýyla belirsiz bir sürece doðru ilerlediler.

Hastane deprem nedeniyle kapandý ama iþçilerin iþten atýl-mayarak bekleyiþe geçtiler. Ýþçiler bugün açýlýr yarýn açýlýr ümi-diyle beklerken kendilerine avukat tarafýndan gönderilentebligatta “Batman Medical Park”a tayinlerinin çýktýðý duyurul-du.

Hastane çalýþanlarý bu durum karþýsýnda isyan ettiler. Ay-lardýr iþsiz olan çalýþanlar kendilerine tazminat verilmek isten-mediðini bundan dolayý da bizi sürgüne göndererek istifa

ettirmeye çalýþýldýðýný vurguladý. 5 yýldýr hastanede çalýþan iþçi-ler bu duruma isyan etti.

“Yardým Paralarý Nerede Medical Park” pankartý açan iþçi-ler Sanat sokaðýnda eylem yaptý. Yýllardýr çalýþtýklarýnýn karþýlý-ðýný isteyen iþçiler sloganlar atarak Medical Parký protesto etti.Ýþçiler adýna açýklama yapan Nuray Tamaç 5 yýldýr hizmet ver-dikleri hastanenin kendilerini belirsizliðe ittiðini söylerek “bu-gün bizi, Batman Medical Park Hastanesi’ne tayin adý altýndasürgün etmektedir. Avukatlar aracýlýðýyla bize tebligatlar gönde-rilmektedir. Zaten Batman Hastanesi 200 kiþilik çalýþan kapasi-tesine sahiptir. Bütün Van personelleri Batman’a göndermekleart niyetli olduklarýný ve sadece tazminat hakkýmýzý fes edecek-lerini açýkça bildirmiþlerdir” dedi.

Depremin Vurduðu ÝþçileriMedical Park da Vurdu

Haber Yorum – 10.05.2012

Artýk alýþýlageldik bir durum halini aldý iþ cinayetleri. Her ay sadece ya-zýlý ve internet basýnýnda yer alan veriler ile elde edilen bilgi kapsamýn-da en az 100’e yakýn iþçi önlenebilir nedenlerden dolayý yaþamýný

yitiriyor.Her ayýn ilk haftasý ÝSÝGM düzenli olarak tuttuðu veriler ile hangi iþ ko-

lunda ne kadar kaza meydana geldiðini bu kazalar sonucu kaç iþçinin yaþamýnýyitirdiðini yaptýklarý basýn açýklamasý ile dile getirip iþ kazalarýný cinayetlerinigündemde tutmaya çalýþmaktadýr.

Sadece önünüzdeki 4 ayýn verilerine bile baktýðýmýzda yaklaþýk olarak 250kiþi yaþamýný yitirdi. 10 yýlda ise önlenebilir kazalardan dolayý ölen iþçi sayýsý10 bin 300’e yakýn. Bu veriler altýný çizerek vurgulayalým sadece internet basý-nýnda yer alan verilerdir.

Birçok iþ kazasý kayýtlara sýradan kazalar olarak geçiriliyor bu ülkede. Bir-çok iþ kazasý sonucu ölümler sýradan ölümler olarak geçiriliyor Sermaye sýnýfýölen kiþinin yakýnýna davacý olunmamasý halinde birçok vaatte bulunarak kan-dýrýrken iþçi ailelerini sözüm ona yetkililer ise göz göre göre ses çýkarmýyorlar.

ÝSÝGM Nisan ayý Ýþ kazalarýnda 82 kiþinin öldüðüne dikkat çekti. Ulusla-rarasý Çalýþma Örgütü açýkladýðý rapor ile, Avrupa’da ilk sýrada ,dünyada ise iþkazalarý ve iþçi ölümlerinde 3. Sýrada Türkiye’nin yer aldýðýný belirledi. Ve ha-len her gün insanlar önlenebilir iþ kazalarýnda yaþamlarýný yitiriyorlar.

Neden Kapitalizm Yýkýlmadýkça Ýþ Cinayetleri Tükenmeyecek? Çünkü ka-pitalistler için insan yaþamýnýn hiçbir önemi yoktur. Bu sadece üzerinde yaþadý-ðýmýz topraklarda deðil tüm kapitalist ülkelerde böyledir. Çünkü patronlar içinönemli olan iþçinin saðlýðý deðil iþçinin ona kazandýrdýðý servettir. Çünkü bir iþ-çi ölebilir dýþarýda bir sürü iþsiz var üretim devam eder. Çünkü iþ kazalarýnýnönlemek için harcanacak para patronlar için ekstra masraf demek. Çünkü yaþa-mý biz var ediyoruz onlar tüketiyor. Çünkü biz onlar için çalýþýyoruz onlar biziöldürüyor. Çünkü biz örgütsüzüz onlar örgütlü.

HABER YORUM – 10.05.2012Milli Eðitim Bakanlýðý, Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlý-ðý, Saðlýk Bakanlýðý ve Ulusal Süt Konseyi iþbirliði ile “OkulSütü Akýl Küpü” projesi kapsamýnda haftanýn 5 günü ilköðre-tim öðrencilerine süt daðýtýmý yapýlma kararý 4 Mayýs günühayata geçirildi. Proje kapsamýnda 32 Bin 500 okulda 7 Mil-yon 200 Bin öðrenciye süt daðýtýldý.Ýlk önce Diyarbakýr ardýndan Sivas, Antalya Kýrýkkale, Bur-dur ve Adýyaman gibi birçok ilde 4000’e yakýn öðrenci ilkverilere göre daðýtýlan sütten zehirlendi. Öðrenciler baþ aðrý-sý, mide bulantýsý ve kusma nedenleri ile tedavi altýna alýndý-lar. Birinci günün bilançosu binlerce öðrenci daðýtýlan süttenzehirlendi. Süt daðýtýmý ikinci gün de yapýldý. Yaþananlara i-liþkin sermaye sýnýfýnýn temsilcilerinden “olur böyle þeyler”“çocuklarýn alerjileri var” “sütler zehirli deðil” vb gibi açýkla-malar geldi.Amaç gerçekten çocuklarýn saðlýðý mý yoksa süt tekellerininellerinde bulunan talep fazlasýný tüketmek ve tekellerin karla-rýna kar katmak mý?Gerçekten amaç çocuklarýn saðlýðýný düþünmek olsaydý (kapi-talist sistemde bu hiç mümkün deðil) ilk önce bu projeyi tek-nik olanaklar ile birlikte desteklerlerdi. Mesela,okullara sütpazartesi daðýtýldý. Bu sütler okullarda soðuk hava depolarýn-da (hiçbir okulun böyle bir olanaðý yok) deðil açýk alandasaklandý. Sivas Ýmranlý Atatürk Ýlköðretim Okulu öðretmeniMustafa Yýldýz “Pazartesi günü bize 3 bin 300 süt teslim edil-di. Çarþamba daðýttýk. Çoðu süt, ekþi ve yoðurt gibiydi. Ço-

cuklar getirince tattým, ben de zehirlendim. Geride kalan süt-leri emniyet gelip almýþ. Okulun en soðuk yerinde beklettik.Geldiklerinde bozuktu sütler” dedi. Bunun gibi daha birçokörnek gösterilebilir.Peki, amaç çocuklarýn saðlýðýný düþünmek deðildi ise nedir?Amacýn süt tekellerinin karlarýna kar katmak olduðu a-çýk.Proje kapsamýnda 144 Milyon kutu süt daðýtýmý için öde-necek miktar 75 milyon lira. Bu rakamlarý açýklayanyetkililerdir. Süt tekelleri için bu parsayý toplamak deðil denedir. Hal böyle olunca zehirlenen çocuklarýmýz olsa da kim-senin pek fazla umurunda deðil. Emekçilerin 4bin çocuðuzehirlenmiþ, süt tekellerine ne gam!

Kapitalizm YýkýlmadýkçaÝþçi Cinayetleri de

Tükenmeyecek

Proje “Okul Sütü Akýl Küpü” OluncaPeki, amaç çocuklarýn saðlýðýný dü-þünmek deðildi ise nedir? Amacýnsüt tekellerinin karlarýna kar katmakolduðu açýk.

Page 3: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

3Sayı 12 / Mayıs 2012

Ýþ cinayetleri, iþçi katliamlarý artarak devam ediyor. Hayatý ü-reten iþçiler açlýk sýnýrýnýn da altýnda bir ücret alabilmek içinölüyor. Ýþçi saðlýðýný, iþ güvenliðini artý maaliyet olarak gö-

ren patronlar herhangi bir ciddi tepki ile karþýlaþmadýklarý için iþcinayetlerine, iþçi katliamlarýna devam ediyorlar. Sendikacýlarsus pus olmuþ. Bir de buna giderek artan kadýn cinayetlerini, kü-resel ýsýnmanýn sonuçlarý olan, doðanýn doðal olmayan ölümle-rini eklersek kitlesel ölümler devam ediyor.

Türkiye iþ cinayetlerinde, iþçi katliamlarýnda dünya üçün-cüsü, kadýn cinayetlerinde ve insan haklarý ihlalinde heralde dün-ya þampiyonudur. Sermayenin servet ve iç savaþ hükümetigözünü kan bürümüþ þekilde Esadla yatýyor Esadla kalkýyor. Su-riye’nin iç iþlerine karýþýyor karýþtýrýyor. Dýþ savaþ bahaneleri ya-ratarak bir dýþ savaþla Suriye’yi iþgal etmek istiyor. Oradaçatýþmalarda ölen “ müslüman Kardeþleri” kullanarak amacýna u-laþmak istiyor. Türkiye’de iþçiler iþ cinayetlerinde iþçi katliam-larýnda ölüyormuþ, kadýnlar töre cinayetlerinde, yoksul köylülerderme çatma köprülerden sellere kapýlýp ölüyormuþ, ölsün; “ Ka-der, alýnyazýsý” deyip geçiyor. Ama sýra Suriye’ye geldimi “Müs-lüman Kardeþlerimizi kaderine terk edemeyiz” diyor. Yoksa buhükümet arap kardeþlerimizi çok mu seviyor...

Komþularla “ 0 sorun” olacak diyor. Hepsi ile kanlý býçaklýoluyor. “Kardeþim Esad “diyor, ailece pikniðe gidiyorlar, ortakbakanlar kurulu topluyorlar, ortak kararlar alýyorlar, bir de baký-yorsunuz baþbakan ABD’ye bir gidip geliyor, Suriye’ye savaþaçýyor, dostum kardeþim dediði Esadý bir kaþýk suda boðmak is-tiyor. Hamilerinin yaptýðý gibi yapýyor, Suriye’nin Türkiye’dekimal varlýklarýna el koyuyor. Suriye hükümetine karþý savaþacakparalý askerler topluyor. Onlarý Türkiye’de sýnýrda konuþlandýr-yor, kamplar kurduruyor, üstler saðlýyor, sýnýrdan vur kaç taktik-leri ile savaþa zorluyor.

Elbette ki bütün bu olanlar sadece sonuç,Peki bu sonuçlarý doðuran sebepler nelerdir?Hemen söyleyelim. Emperyalist kapitalist sistemin küresel

düzeydeki krizi onu çöküþe götürüyor. Küresel düzeydeki krizardýþýk devrimleri gündeme getiriyor. Burjuvazi halk ayaklan-malarý sonucu gerçekleþebilecek bir devrimden, iktidarýný ve bu-nun sonucu özel mülkiyetini yitirmekten çok korkuyor. Onedenle burjuvazi bütün gücünü enerjisini hangi biçim ve yön-temle olursa olsun bir halk ayaklanmasýný, devrimi engellemek,devrime öncülük edebilecek, devrimci komünist partileri tasfiyeetmek, düzen içi muhalifler konumuna düþürmek onlarý teslimalmak için harcýyor. Yeni anayasa; Kürt sorununda silah býrakýl-masý karþýlýðýnda operasyonlarýn sonlandýrýlmasý vb. vb. Hep bu-nun içindir. Kendi egemenliðini koruyabilmek sömürüsünüsürdürebilmek için.

Daha dün Taksim’de kuþ uçurtmayýz, Taksim miting alanýdeðildir diyenler þimdi biz Taksim’e hazýrýz diyorlar.

2010 yýlý Taksim alanýnýn kazanýldýðý yýl oldu. Ama burju-vazi bir þeyi vermek zorunda kaldýðýnda onun özünü boþaltma-ya, içeriðini deðiþtirmeye çalýþýr. 1 Mayýsýda iþçi sýnýfýnýn Uluslararasý birlik, dayanýþma ve mücadele günü olmaktan çýkartýp “E-mek ve Dayanýþma günü” ne indirgeyerek onun enternasyonalistyanýný, sýnýf mücadelesini, kapitalist sömürü sistemine karþý birsavaþ günü olduðu gerçeðini deðiþtirmeye çalýþýyor.

Deri iþçilerinden mobilya iþçilerine, elektrik iþçilerinden ni-þasta iþçilerine, tekstil iþçilerinden tuz iþçilerine, hastane iþçile-rinden TEDAÞ taþeron iþçilerine kadar birçok iþ kolundaeylemler sürüyor. Burjuvazi saldýrýlarýný faþist devlet aygýtýnýkullanrak sürdürüyor. Enerji iþ kolu en stratejik iþ kolunu oluþ-turuyor. Sermaye devleti bu nedenle iþi sýký tutuyor. Teslim ala-madýðý TEDAÞ iþçilerine gözdaðý vermek için paramilitergüçlerini devreye sokuyor ve sendika yöneticilerini kurþunlatý-yor...

Emekçi kadýnlar, öðrenci gençlik ve yiðit Kürt halký isyan veayaklanma içinde eylemden eyleme, serhýldandan serhýldana ko-þuyor. Sendikacýlar, sosyal reformistler, oportünistler ileri fýrla-yan yeni bir dünya isteði ile harekete geçen kitleleri düzen içitaleplerle düzene baðlamaya çalýþýyor.

Böyle bir dönemde devrimci komünist partinin önemi yüzkat bin kat daha artýyor.

Çünkü; nesnel koþullar bir devrimi zorunlu kýlýyor. Sosyalreformistler ve oportünistler devrimden kaçýyor.Buna raðmen2012 1 Mayýs’ýnýn da gösterdiði gibi milyonlarca insan alanlarýdolduruyor,yüzünü devrime dönüyor.Þu tarihsel görev bizleribekliyor:Artýk sömürüye son vermeli, kapitalist sistemi tarihinçöplüðüne göndermeliyiz.Ancak o zaman,Dünya Emeðin Olacak,Kürt Ulusu Kendi Kaderini özgürcebelirleyecek,Zindanlar Yýkýlýp tutsaklar Özgürleþtirilecektir.

Sevgiyle yeniden merhaba...

Mer

haba

...

ESNEK ÇALIÞ(TIR)MADANANLAÞILMASI GEREKEN

Halk arasýnda bir deyim vardýr hepimiz biliriz:”Yiðidi öldür hakkýný yeme” derler.Gerçekten kapitalizmi öldürüp (me-rak etmeyin tarihi eserler müzesine göndereceðimiz þey ,hiç bir zaman bir “yiðit”olarak anýlmayacak!) hakkýný yeme-memiz gerekiyor!Her ne kadar onun için “aþaðýdan yukarýdan yolun sonu görünüyor”olsa da,kapitalist sistem bir

konuda çok maharetli:emek sömürüsünü gizleme konusunda kendisinden önce gelen tüm sistemlere rahmet okutacak denlipervasýz...

2003 yýlýnda yürürlüðe giren Ýþ Yasasý’nýn topluma nasýl lanse edildiði hatýrlanacak olursa ne demek istediðimiz daha i-yi anlaþýlacaktýr. Tekelci sermayenin faþist devletinin faþist partilerinden biri olan iktidar partisinin çýkardýðý bu yasa ile çalý-þanlara önemli haklar tanýndýðý yalaný topluma adeta bir deli gömleði gibi giydirilmek istenmiþti.Utanýlmasa bu yasa, salt iþçileriçin,onlarý korumak amacýyla çýkarýlmýþ gibi gösterilebilinirdi .Bu yönde çabalar da olmadý deðil hani;ama bu yönde çabalardaha çok sermaye kesiminden deðil reformist çevrelerden geldi.Yeni iþ yasasý ile iþçi ve emekçilere toplu sözleþme yolunun a-çýldýðýný mý söylemediler;gerekçesiz iþten çýkarmalarýn artýk tarihe karýþacaðý temennisinde mi bulunmadýlar;”iþ barýþýnýn sað-lanabileceði”konusunda beklenti yaratma yarýþýna mý girmediler;”toplumsal uzlaþma” çaðrýlarý mý yapmadýlar..

Ama gelin görünki orta yerde duran uzlaþmaz çeliþkileri sihirli deðneklerle,ya da pembe masallarla yoketmek mümkünolmayacaktý;olmadý da.Ýþ Yasasý denilen þeyin kokusu kýsa sürede ortaya çýktý.En çok da esnek çalýþ(týr)ma konusunda...Yeniiþ yasasý esnek çalýþ(týr)mayý bir seçenek olarak deðil bir zorunluluk olarak getiriyordu.Artýk “iþveren”olarak tabir edilen pat-ronlar,iþçileri istedikleri saatler arasýnda iþyerinde tutabilecekler,istedikleri bölümden alýp istedikleri bölüme verebilecekler vehatta pinpon topu misali kendi aralarýnda dolaþtýrabileceklerdi;iþçilerin emekçilerin buna hiçbir itirazý olamayacaktý.Tamamenkapitalistlerin kar hýrsýna baðlý olarak,gerekirse bütün insani deðerler ayaklar altýna alýnabilecekti;her þey “iþverenin”(siz pat-ron diye okuyun)iki dudaðý arasýna sýkýþmýþ olacak,o istediði anda iþçi yaþamdan kovulacak,dönme dolap beygiri gibi dolaþtý-rýlacaktý.

“Yeni “Ýþ Yasasýnýn ücretli kölelik koþullarýný nasýl maskelenmiþ bir þekilde aðýrlaþtýrdýðý ortadaydý.Sanki çalýþanlara ça-lýþma koþullarýný esnetme hakký tanýyormuþ gibi görünen yasa tam tersine çalýþtýranlara dizginsiz bir sömürü olanaðý(esnekli-ði)tanýyordu.

Her yerde ve her zaman temel ilkesi azami kar olan sermaye sýnýfý,”maliyetleri azaltmak”,”iþi ucuza getirebilmek” i-çin,þimdi de “iþgücünden gerektiði zaman,gerektiði kadar yararlanabilmek”amacýyla ataða kalkýyor,sözümona üretimde verim-liliðe engel olan “istihdam katýlýðý” ve “iþgücü piyasasýnýn katýlýðý”ndan kurtulmaya çalýþýyordu.Böylece sermaye sýnýfý ne kadargizlemeye çalýþsa da temel disturunu duvarýna asmýþ oluyordu:Her þey iþveren için,Herþey patronlarýn daha fazla kar elde et-mesi için..

Ýstanbul Sanayi Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný Tanýl Küçük,yenilerde yayýnladýðý bir raporda,”esnekliðin zorunlu oldu-ðu”nu,bunun iþsizliðin de azalmasýna hizmet edeceðini söylüyor.Bunun ayný zamanda rekabetçi bir ortam yaratacaðýný vurgu-lamadan da geçemiyor.Söylenen aslýnda tamý tamýna þudur:Her an iþsiz kalma korkusuyla yaþayan insanlar,iþlerini baþka birinekaptýrmaktansa,patronlarýnýn onlara çizdiði çerçevede çalýþmayý kabul ederek,kölece çalýþma koþullarýna razý olurlar;maliyet-ler düþer,kar yükselir.Gerektiði zaman gerektiði kadar iþçi alýnýr(bu arada gerekmedikleri sürece iþsiz kalan iþçilere ne olur so-rusunun cevabýný siz verin),gerektiði kadarý iþten çýkarýlýr(bu “istihdam katýlýðý”nýn ortadan kalkmasý sonucu iþinden olaniþçilerin evine akþam ekmeðin nasýl götürüleceði konusu sermaye sýnýfýnýn sorunu deðildir elbette!) böylece kapitalist servetdaðlarý üretmeye devam eder;iþçi sýnýfý ve emekçiler de sefalet içinde yaþam savaþý vermeye.Esnek çalýþma, çalýþanlara esen-likler diler;çalýþamayanlara da yeis ve kederden uzak durmalarýný,esnemelerini tavsiye eder!Ha bir de olur da yollarý “özel is-tihdam bürolarý”na düþecek olursa þimdiden tanrýdan sabýr niyaz eder!

Yok eðer bunlara olmaz derseniz;esnek çalýþmayý kabul etmezseniz;geriye bir yol kalýyor;sizi “ucuza getirerek”servetle-rine servet katma sevdasýnda olanlara gerçek gücünüzü gösterir,sizi hiçe sayanlara”Artýk kapitalistlere servet kendimize sefa-let üretmek istemiyoruz”dersiniz ve sermayenin baþýný ayaklarýn altýna sererken “ayaklarýn baþ olmasý için” mücadele yolunuseçersiniz.

Togo Ýþçilerine Polis Saldýrýsý Sürü-yor Ýþçileri Yine GözaltýndaANKARA -14.05.2012

Eylemlerinin 15 gününe giren Togo Ayakkabý iþçileri 10– 11 Mayýs gününde ard arda gözaltýna alýnmýþlardý. Bu-gün yine iþçiler ve iþçilerle dayanýþmaya gelen öðrenci-

ler polis tarafýndan gözaltýna alýndý.Sendikalý olduklarý için iþten atýlan iþçiler iþe dönmek ve

sendikalý çalýþmak için baþlattýklarý eylemlerini kararlýlýkla sür-dürüyorlar. Ýþçilerin eylemlerine yönelik saldýrýlar hýz kesme-den devam ediyor. Deri Ýþ Sendikasý iþyerinde çoðunluðusaðlayarak yetki baþvurusunda bulundu. Sendikal mücadeleyihazmedemeyen iþveren iþçileri sendikadan istifaya zorladý. Ýþ-verenin iþçiler üzerinde oluþturmaya çalýþtýðý baský iþe yarama-yýnca iþçileri toplu olarak iþten attý.

Ýþçiler haklarýný almak için iþyeri önünde eyleme baþladý-lar. Ýþçiler her seferinde “toplantý ve gösteri yürüyüþleri kanunu-na muhalefet” gerekçesi ile gözaltýna alýndýlar. Deri Ýþ Sendikasý“Sendikalý olduklarý için iþten çýkarýlan, bu haksýz tutumu pro-testo etmek ve iþe geri dönmek talebiyle direniþe baþlayan To-go Ayakkabý iþçilerine yönelik gözaltý saldýrýsý ve baskýlarsürmektedir. Direniþlerinin 11. ve 12. günleri olan 10 ve 11 Ma-yýs tarihlerinde iki sefer gözaltýna alýnan iþçiler bugün sabah dakabahatler kanunu ve “toplantý ve gösteri yürüyüþleri kanunu-na muhalefet” gerekçe gösterilerek üçüncü sefer gözaltýna alýn-mýþlardýr” dedi.

Gözaltýna alýnan iþçilerin 10 Nisan karakoluna götürüldü-ðünü duyuran Sendika “Togo Ayakkabý’da sendikalý olan 35 iþ-çiyle beraber sendikamýz çoðunluðu alarak 4 Nisan tarihindeyetki tespiti baþvurusunda bulunmuþtur. Yeni iþ kanunununmecliste kabul edilmesinin beklendiði gerekçesiyle Bakanlýðýnyetki tespitlerini vermeyi dondurmasý sebebiyle ülke genelin-deki 500’ü aþkýn iþyerinde olduðu gibi Togo Ayakkabý’da da iþ-çiler maðdur edilmektedir. 26 Nisan tarihinde iþvereninsendikalaþmadan haberdar olmasýyla beraber 27 Nisan tarihin-de 9 üyemiz iþten çýkarýlmýþtýr. Diðer üyelerimize istifa baskýsýyapýlmýþ ve iþçiler 1 aylýk izne çýkarýlmýþtýr. Ancak izne çýkarý-lan üyelerimizin de direniþe katýlmasýyla beraber üyelerimizetebligatla izin sonrasý iþ akitlerinin feshedileceði bildirilmiþtir.Direniþimiz 30 Nisan Pazartesi tarihinden itibaren sürmektedir”dedi.

Togo Ýþçileri Gözaltýna AlýndýANKARA - 10.05.2012

Deri-Ýþ sendikasýna üye olduklarý için TOGO ayakkabý fab-rikasýndan iþten atýlan 35 iþçi fabrika önünde iþlerine geri dön-mek sendika mücadelelerini sürdürmek için baþlattýklarýeylemin 13. gününde polis tarafýndan gözaltýna alýndýlar.

Lüks deri ayakkabý üretimi yapan TOGO Ayakkabý ‘daDeri Ýþ Sendikasý çoðunluðu saðlayarak yetki baþvurusu yap-mýþtý. Ýþveren iþçilerin örgütlülüðünü daðýtmak için içerde bas-kýlarý sürdürürken 35 iþçinin iþine son vermiþti. Ýþçiler iþvereninbu tutumuna karþý mücadele kararlýlýðý ile atýldýklarý gün eyle-me geçmiþlerdi.

13 gündür eylemde olan Togo Ayakkabý iþçileri bugün sa-bah polisler tarafýndan gözaltýna alýnarak 10 Nisan Karakolu’nagötürüldüler. Polislerin iþçileri gözaltýna alma sebebi ise alan iþ-gali olarak gösterildi.

Deri Ýþ Sendikasý Yönetim Kurulu gözaltýna iliþkin bir açýk-lama yaptý. Açýklamada iþçilerin sendikal mücadele verdikleri i-çin baský altýna alýndýklarýna deðinerek iþverenin hukuk dýþýdavranýþlarýna raðmen hiçbir yasal iþlem baþlatýlmamasýna dik-kat çekti. “9 üyemizin ardýndan 26 üyemiz daha iþten çýkarýla-rak toplam 35 üyemiz sendikal nedenle iþten atýldýlar. Atýlaniþçiler fabrika önünden 27 Nisan’dan bu yana ayrýlmayarak di-reniþlerini sürdürüyorlar. TOGO iþvereni kayýt dýþý þekilde iþçiçalýþtýrmaya devam ediyor. Ancak suç iþleyen iþveren hakkýn-da hiçbir yasal iþlem baþlatýlmýyor. En temel demokratik haklar-dan olan ve ayný zamanda Anayasal ve yasal bir hak olansendika hakkýný iþveren çiðnerken, yasa dýþý þekilde kayýt dýþý iþ-çi çalýþtýrmasýna göz yumulurken, emniyetin direniþin baþýn-dan beri TOGO iþyerini koruma altýna almasýný ve ekmekkavgasý veren iþçilere suçlu muamelesi yapmalarýný kabul edi-lemez buluyor ve güvenlik güçlerinin bu tutumunu protesto e-diyoruz” dedi.

ANKARA – 28.05.2012

Deri-Ýþ sendikasýna üye olduklarý gerekçesi ile iþten atý-lan 9 iþçi fabrika önünde eyleme baþladý. Togo Ayakka-bý ’da örgütlenme çalýþmasý yürüten Deri-Ýþ sendikasý

üyesi 9 iþçi 27 Nisan günü iþten çýkarýldý. Sendika yaptýðý açýk-lama ile iþçilerin haksýz yere iþten çýkarýldýðýný vurgulayarak iþyerinde çoðunluðu aldýklarýný ve yetki için baþvuru yapýldýðýnýsöyledi.

Ýþten atýlmalarý protesto etmek için hem içerde hem de dý-þarda mücadelenin süreceðini belirten iþçiler Cuma günü Eski-þehir yoluna çýkarak alkýþlarla durumu protesto ettiler. Ayrýcaiþçiler emekten yana olan tüm kesimlerin desteklerini bekledik-lerini belirtiler.

Togo Ayakkabı İşçileri GrevdePolis Terörü İşçileri Yıldırmıyor

Page 4: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

4 Sayı 12 / Mayıs 2012

ÝZMÝR – 21.04.2012

Eylemlerinin 265. Gününde olan Savranoðlu iþçileri Ýzmir Büyükþe-hir Belediyesinin çevre kirliliðine neden olan Savranoðlu Deriye kar-þý kayýtsýz kalmasýný iþçiler protesto etti.

265 gündür iþe dönme ve sendikal haklarý için eylemde olan iþçiler be-lediyenin kayýtsýzlýðýný sürdürmesi halinde 1 Mayýs’tan sonra Çadýrý Bele-diye önüne taþýyacaklarýný belirttiler.

Tümtis Þubesi önünde bir araya gelen Savranoðlu iþçileri ve Billur TuzÝþçilerinin yanýsýra birçok DKÖ’nün de desteðiyle Belediye önüne kadaryürüyüþ düzenlendi. Ýþçiler belediye önüne kadar sloganlarla yürürken “Sav-ranoðlu-Rodeo Deri Zehir Saçýyor Yetkililer Görmüyor” pankartýný açtýlar.

Deri Ýþ Sendikasý Ýzmir Þube Baþkaný Makum Alagöz yaptýðý açýklama-da Savranoðlu Deri’nin çevreyi kimyasal atýklarla zehirlediðini ve atýklarýarýtmaksýzýn doðaya býraktýðýný söyledi. Fabrikadan arýtýlmadan býrakýlankimyasal atýklarýn çevreyi kirletmesine belediyenin göz yumduðunu söyle-di.

Alagöz Belediye ile defalarca görüþtüklerini iþletmenin ruhsatsýz oldu-ðunu belirtiklerini ama belediyenin buna kayýtsýz kaldýðýný vurgulayarak 1Mayýs sonrasý direniþ çadýrýný Belediyenin önüne getireceklerini duyurdu.

Savranoðlu ÝþçilerininMücadelesi Sürüyor

ADANA – 24.04.2012

5Mart’tan bu güne TEDAÞ önündekurduklarý çadýr ile haklarýný almakiçin eylem yapan TEDAÞ iþçilerine

polis defalarca saldýrdý. Ýþçiler her türlübaský ve zora raðmen mücadelesinden vazgeçmiyor. Ýþçiler haklarýný alana ve iþle-rine dönene kadar mücadele edeceklerinivurguluyor.

23 Nisan günü polis saldýrýsýna uðra-yan iþçilerin 24 Nisan günü tekrardan ça-dýr kurmasýna tahammül edemeyenpolis,yine iþçilere saldýrarak aralarýndaSendika Genel Baþkaný Kamil Kartal ve Mücadele Birliði Dergisi Muhabiri Ulaþ Yýl-dýz’ýn da bulunduðu 36 kiþiyi gözaltýna aldý.

Gözaltýna alýnarak çadýrlarýna el konulan iþçiler daha sonra serbest býrakýldýlar.Ýþçiler eylemlerine kaldýklarý yerden devam ediyor.

Enerji ÝþçilerinePolis Tahammül

Edemiyor

ÝSTANBUL – 09.05.2012

3aydýr maaþlarýnýn ve tazminatlarýnýn ödenmesi için mü-cadele eden 420 Hey Tekstil iþçisi yine AKP Sütlüce ilbinasý önünde eylem yaptý.

Ýþçilere konuyu araþtýracaklarýný ve tekrardan kendilerinebilgi vereceklerini söyleyen yetkililerin halen cevap vermeme-lerine karþýlýk iþçiler,cevap gelene kadar oturma eylemi yapa-caklarýný duyurdular. Hey Tekstil iþçileri,emeklerinin karþýlýðýnýalýncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirttiler.

TBMM’nin ödül verdiði HEY Grup Baþkaný Süreyya Sýt-ký Bektaþ ve 60 kiþi yapýlan hayali ihracat operasyonu kapsa-mýnda gözaltýna alýnmýþtý. Bektaþ ile birlikte 26 kiþitutuklanmýþtý.

Hey Tekstil Ýþçileri Eyleme Devam Ediyor

TUZLA – 27.04.2012

400’ü aþkýn gündür Kampana Deri önünde eylemde olan Kampana De-ri iþçilerinin eylemine kitlesel destek. verildi Yapýlan eylem ile 1 Ma-yýs Taksim Kutlamalarýna da çaðrý yapýldý. Türk-Ýþ’in bu yýl ayrý

kutlama kararýna karþý Deri-Ýþ sendikasýnýn Taksim’de olacaðý da ayrýca duyurulduAçýklama Yapan Bilal Tay “400 gündür sendikalý olduklarý için iþten atýlan Kam-

pana Deri iþçilerinin mücadelesi de sürüyor. Ýþçilerin sermayeye karþý mücadele gü-nü olan 1 Mayýs’ta baþta Türk-Ýþ olmak üzere bazý konfederasyonlar 1 Mayýs’ý bölmekiçin ellerinden geleni yapmaktadýrlar. Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde çalýþan tümörgütlü örgütsüz iþçileri Taksim’de yapýlacak mitinge katýlmaya çaðýrýyoruz” diyerek1 Mayýs çalýþmalarýný mahallelerde de sürdüreceklerini belirtti.

Ayrýca “Türk-Ýþ’in bu sýnýf dýþý tutumuna karþý örgütlü örgütsüz tüm iþçilerin 1Mayýs’ta kendi talepleri etrafýnda alanlarda olmalarý için yoðun çaba harcýyoruz. Sen-dikal Güç Birliði Platformu ile birlikte kendi taleplerimizle, ülkedeki ve dünyadaki tümsavaþlara ve sömürüye karþý 1 Mayýs’ý iþçi sýnýfýnýn sermayeye karþý daha da güçlü çýk-týðý bir gün olarak kutlayacak,tüm haklarýmýzý bu alanda haykýracaðýz” dedi.

Kampana Deri ÖnündeTaksim’e Çaðrý

HABER MERKEZÝ – 24.04.2012

Disk-Ar (devrimci iþçi sendikalarý konfederasyonu araþtýrma enstitüsü) tarafýn-dan yapýlan açýklamaya göre çocuk emeðinin azalmadýðý aksine evlere çeki-lerek artýþ gösterdiði bildiriliyor. Yayýnlanan raporda dünyada 306 milyon

çocuðun çalýþtýrýldýðý vurgulanýyor.Raporda Türkiye’de her iki çocuktan bir tanesinin ya evde yada bir iþte çalýþtý-

ðý belirtiliyor. “Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu Araþtýrma Ensti-tüsü’nün (DÝSK-AR), Türkiye Ýstatistik Kurumu Çocuk Ýþçiliði Ýstatistikleri 1994,1999, 2007 ve Uluslararasý Çalýþma Örgütü ILO 2000-2004 ve 2004-2008 eðilim a-raþtýrmasý sonuçlarýný kullanarak yaptýðý hesaplamaya göre, ev içi çalýþan çocuk sa-yýsýndaki devasa artýþ çocuk emeðinin azalmadýðýný aksine ev içine çekilerek artýþýnýsürdürdüðünü ortaya koyuyor.. Diðer yandan en kötü þartlarda çalýþan çocuklarýn,toplam çocuk istihdamýndaki payý artmýþ. Çocuk istihdamýndaki düþüþ bir önceki dö-neme göre hýz kesti” denilerek çocuk iþçiliðinin insanýn geliþimi açýsýndan bir tehli-ke olduðuna dikkat çekildi.

Ayrýca raporda 15-17 yaþ çocuk iþçiliðinin arttýðý vurgulanýyor, “Dünya genelin-de 2008 yýlý itibari ile 5-17 yaþ arasýndaki çocuk sayýsý 1 milyar 586 milyon iken ça-lýþan çocuk sayýsý (5-17 yaþ) 306 milyon düzeyinde. Söz konusu sayý 2004 yýlýnagöre sadece 17 milyon daha az. Ancak bu azalma tüm gruplar için geçerli deðil. Ör-neðin 5-14 yaþ grubu için çocuk istihdamý 2004-2008 yýllarý arasýnda 196 milyondan176 milyona gerilerken, ayný zaman diliminde 15-17 yaþ çocuklar için istihdam 2milyon artarak 127 milyondan, 129 milyona çýktý. Erkek çocuklarda bu oran kýz ço-cuklarýna göre 4,5 puan fazla olarak gerçekleþti. Buna göre 15-17 yaþýndaki her 100erkek çocuktan 16’sý istihdamda sayýldý. Toplamda ise 5-17 yaþ arasýndaki her 5 ço-cuktan biri ise istihdamda görünüyor” deniliyor.

Kapitalizm ucuz emekgücü olan çocuk emeðinden vazgeçmek yerine yaygýn-laþtýrýyor. Sanayi alanýndan tutundan her alanda çocuklarý eðitimden uzaklaþtýraraksömürü kýskacýna alan kapitalistler çocuk yaþta sömürüyü iliklerine kadar yaþayan ço-cuklarý geleceksizleþtiriyor.

Çalýþan ÇocukSayýsý 306 Milyon

ANTEP – 15.04.2012

Baþpýnar OSB bulunan Ritaþ fabri-kasýnda çalýþan iþçileri taþýyanservisin kaza yapmasý sonucu 7

iþçi öldü. Gece vardiyasýný taþýyan servisD400 Karayolu bölge trafik yakýnlarýndakaza yaptý. Yaþanan kaza sonucu fabrika-

ya gitmekte olan 7 iþçi ölürken çok sayý-da iþçi de yaralandý.

Yaralanan iþçiler hastaneye kaldýrý-lýrken ölen yedi iþçi ise ilçelerdeki me-zarlýklara defnedilecekler. Kazanýnnedeni ise iddiaya göre þoförün direksi-yon hâkimiyetini kaybetmesi ...

Antep’te Ýþçileri Taþýyan Servis Kaza Yaptý 7 Ölü

Kadro YerineAyran-Limon

ÝSTANBUL – 09.05.2012Çapa Týp Fakültesinde 79 gündür taþerona karþý kadro talebiyle ör-gütlenen Taþ Ýþ Der üyesi saðlýk iþçileri Dekanlýktan kadrolu çalýþ-ma talep ettiklerini Dekanlýðýn ise Ayran ve limon verdiðini dilegetirdi.

Saðlýk iþçileri Kurduklarý çadýr önünde bir defa daha toplana-rak eylem yaptýlar. Dekanlýk ile Pazartesi günü bir görüþme yapantaþeron iþçileri Dekanlýðýn kendilerine “sebil”den “ayran” ve “li-mon” verdiklerini dile getirerek Dekanlýðýn verdiði “ayran” ve “li-mon”u iade ettiklerini Dekanlýðýn sorumluluklarýný yerine getirmesigerektiðinin altýný çizdiler.

Okunan basýn açýklamasýnda “Çapa iþçilerinin Taþeron Siste-mine karþý yürüttüðü direniþin 79’uncu günündeyiz. Ýki buçuk ay-dýr devam eden direniþimiz, her geçen gün haklý olduðumuzuortaya koyuyor. Bunun son üç örneðini sizlerle paylaþmak istiyo-ruz: Birincisi, Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi yönetiminin dü-zenlediði toplantýlarda iþçilerin öfkesi ve talepleridir. 26 Nisan’daki“Kalite Süreç Yönetimi” toplantýsýnda, 7 Mayýs’taki “Hizmet Alý-mý Çalýþanlarýnýn Sorunlarýný Dinleme” toplantýsýnda derneðimiz üyesi iþçiler ýsrarla sordular: “Haksýz yere iþten çýkartýlan iþ-çileri geri almak için hangi çalýþmalarý yapýyorsunuz? Ýþçi çýkartmanýn dýþýnda, taþeron sistemine son vermek için ne yaptýnýz?”Böylece mücadelede kararlý olduklarýný ve taþerona karþý mücadeleyi yükselteceklerini dile getirdiler.

AMYLUM NİŞASTA İŞÇİLERİADANAAmylum Nişasta işçileri grevlerinin 51. gününde TezKoop-İş üyeleri tarafından ziyaret edildi. 51 gündür grevde olan işçiler ey-lemlerine kararlılıkla devam ediyorlar. Haklarının gaspedilmesine karşı örgütlenmek isteyen işçiler işten atıldılar.TezKoop-İş sendikası şube başkanı yöneticileri ve sendika üyeleri işçilerin mücadelesini yalnız bırakmayarak ziyarette bulun-dular.Açıklama yapan Tezkoop-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Hülya Özcan “Adana'da işsizliğin, yoksulluğun en yoğun yaşandığıÇukurova bölgesinde sizlerin başarısı, diğer sınıf kardeşlerinizin de insanca, örgütlü bir yaşam mücadelesini beraberinde geti-recektir. İşveren buradan sesimizi duysun Amylum işçisi yalnız değildir. Bu grev sonuçlanana kadar mücadelemiz devam ede-cektir.” dedi.

Page 5: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

5Sayı 12 / Mayıs 2012

Ulu

slara

rası

Birle

şikM

ücad

ele

Den

eyim

leri Uluslararası

BirleşikMücadeleDeneyimleri

Serbest ÇalýþanKadýnlar Örgütü (SelfEmployed Women’sAssociation – SEWA)HÝNDÝSTAN

SEWAbirçok özelliðe sahip o-lan sendikalarýn birleþti-ði bir konfederasyondur.

Kýr ve kentlerde çalýþan ev iþçileri, iþportacýlar, kâðýttoplayýcýlarý –ki çoðu taþerona baðlý çalýþanlar- bidi (birtür yaprak sarmasý sigara) iþçileri, agarbatti (tütün çu-buklarý) iþçileri, parça baþý iþ yapanlar vb iþçileri örgüt-lemektedir. Bütün bu birleþenleri sýnýf çýkarý etrafýndaharekete geçire bilmiþtir. Bu yüzden SEWA’yý bir STKolarak veya salt Kooperatif yönüyle deðerlendirmekyanlýþ olur kanýsýndayýz. SEWA’yý anlatýrken hangi yö-nünü göreceðiniz önemlidir. “SEWA, emek hareketi,Kooperatif hareketi ve kadýn hareketinin birleþimidir”SEWA asgari ücret, çalýþma hakký, herkese toplu pazar-lýk hakký, iþ güvenliði, iþ saðlýðý, parasýz eðitim, parasýzsaðlýk, özelleþtirme karþýtlýðý, toprak reformu vb. hakla-rýný savunmaktadýr.

SEWA, ev iþçisinin örgütlenmesine bütünsel yak-laþmýþ, onlarý sadece çalýþma boyutuyla ele almamýþ,yaþama koþullarý ile iç içe deðerlendirmiþtir. Karar almasüreçlerinde ve her türlü iþte üyesi olan tüm kadýnlarýaktifleþtirmeye çalýþmýþ ve kast ayrýmý gözetmemiþtir.Ama hedef kitlesi özellikle yoksul ve dýþlanmýþ kadýn-dýr. SEWA sendikal örgütlenmesinde ev eksenli üre-timde iþ yeri olan evin yalýtýlmýþlýðý ve bu anlamda eveksenli çalýþanlarýn ortaklaþtýðý nokta olarak mahallelili-ðin vurgusuyapýlmýþtýr.

SEWA yeni bir hareket tarzý baþlatmýþtýr. Birinci o-larak sektör, kent ve ülke çapýnda grevler örgütlemiþtir.Ýkinci olarak fiili eylemlilik süreci baþlamýþtýr. Üçüncüolarak bütün emekçilerin ortak eylemi örgütlenmekte-dir. Ýlk olarak 1982 yýlýnda 250 bin tekstil iþçisinin 9 aysüren Bombay grevi gerçekleþtirilmiþtir. Bu grevin a-macý sarý sendikacýlýða bir tepki, reel ücretlerin düþme-sini önlemek endüstri iliþkilerini düzenlemek ve iþkazalarýnýn önüne geçmek gibi talepleri hayata geçir-mektir. Grevde köylerine giden iþçileri köylüler de da-yanýþma gösterileri ile desteklemiþtir.

Ormanlar ve Daðlar Hareketi

Bihar Kömür Ýþçileri Sendikasý (Bihar CollieryKamgar Union-BCKU) kurulmuþtur. Bu sendi-ka daha çok yerel kabilelerin emekçileri, iþçileri

ve köylülerin özgürlük bölgesel özerliðini talep edenOrmanlar ve Daðlar Hareketi (Jharkand Mukti Morc-ha)’nýn çekirdeðidir. Bu hareket Hindistan’ýnýn mineralyataklarýný barýndýran Bihar ve komþu bölgelerde etkiliolmuþtur. Buradaki maden iþçileri ve yerel kabileler i-çinde güçlü iliþkiler oluþturmuþtur. BCKU’nun demok-ratik bir yönetimi , baðýmsýz ve sanayi dýþý iþçileriörgütlemesi gibi özellikleri; ekonomik, politik ve top-lumsal mücadeleyi birleþtirmektedir. Tüm ÇalýþanlarSendikasý (Savra Shramik Sangh) 15 bin genel hizmetiþçisini ve Kamani Çalýþanlar Sendikasý 4 bin mühen-dislik iþçisini örgütlemiþtir. Kayýtlý-kayýtsýz, sürekli-sü-reksiz iþçileri küçük iþletme iþçilerini ve Bombay’ýn dýþçemberindeki kadýn tuzla iþçilerini örgütlemiþtir. Kama-ni Çalýþanlar Sendikasý topraksýz köylülerle dayanýþma,iþçi kooperatifleri, doðrudan seçilen yöneticiler ve dev-let çiftliklerindeki iþçileri örgütlemesi gibi çeþitli özel-liklere sahiptir.

ANKARA – 22.04.2012

Taþeron sisteminin kaldýrýlmasý talebiyle bir çok ilden gelen Dev-Saðlýk-iþ, E-nerji Ýþ üyeleri saðlýk bakanlýðýna yürüdü. “Taþeron Cumhuriyetine Hayýr –Taþeron Çalýþtýrma Yasaklansýn” Taþeron Ýþçisi Deðil Saðlýk Ýþçisiyiz” pan-

kartýný açan taþeron iþçileri Kocatepe ‘deki AKP il binasý önünde toplandýlar.“Güvenceli Ýþ” “Saðlýkta Taþeron Ölüm Demektir” “Susma Haykýr Taþerona Baþkal-dýr” sloganlarýyla taþeronluk sisteminin kaldýrýlmasýný mahkeme kararýnýn uygulan-masýný isteyen taþeron iþçileri il binasý önünde kurduklarý kürsü ile illerdekiörgütlenme süreçlerine iliþkin açýklamalarda bulundular.

Saat 12.00 civarýnda kortej oluþturan iþçiler pankartlarýný açarak Saðlýk Bakan-lýðý önüne yürüyüþe geçtiler. Yürüyüþ boyunca sýk sýk “Taþeron Ölüm Demektir”“Saðlýk Bakaný Akdað Ýstifa” “Mahkeme Kararlarý Uygulansýn” sloganlarý atýldý.

Dev-Saðlýk-Ýþ Genel Baþkaný Arzu Çerkezoðlu Bakanlýk önünde bir açýklamayaparak Ankara’ya geliþ sebeplerinin taþeron sisteminin yaygýnlaþtýrýlmak istenme-si olduðunu ve buna karþý mücadelelerinin süreceðini belirtti. Çerkezoðlu “Biz ölür-ken, taþeronu yaygýnlaþtýrmayý düþünüyorlar. Ülkeyi taþeron cennetine çevirmekistiyorlar. Onlar için cennet olan, bizim için cehennem. Biz bu yasal düzenlemeleriçöpe atacaðýmýzý ilan etmek için buradayýz. “ diyerek taþeron uygulanmasýnýn derhalkaldýrýlmasýný ve mahkeme kararýnýn uygulanmasýný istedi.

Yapýlan mitinge birçok sendika da destek vererek açýklama yaptý.

Biz Ölürken Taþeronu Yaygýnlaþtýrmayý

Düþünüyorlar

ÝSPANYA - 29.04.2012

Hükümetin kemer sýkma politi-kalarýna karþý Ýspanyanýn 55kentinde emekçiler sokaklara

döküldü. Ekonomik kriz önlemleri adýaltýnda bir çok alanda emekçilere yap-týrým uygulayan politikalarýn hayata ge-çirilmesi emekçilerin büyük protestogösterilerine neden oldu.

Hükümet son olarak saðlýk ve eði-timden 10 milyar Euro tasarrufta bu-lunmak için kesintiler yapma kararýaldý. Bu karara karþý emekçiler “‘Ha-berciler uyarýyor: reçeteleri ödeme za-maný geldi’’, ‘’Bir daha asla hastaolmayacaðýz’’, ‘’Eðer býrakýrsak, nefesaldýðýmýz havadan da para alacaklar’’,‘’Saðlýksýz, eðitimsiz, iþsiz ve utanmaz-sýzýn’’ þeklinde pankartlar açarak hükü-metin önlem adý altýnda uygulamayakoyduðu yýkým politikalarýndan bir anönce vaz geçilmesiistendi.

Ekonomik KrizeKarþý Ýspanyollar

Sokaða Ýndi

ÝZMÝR – 14.04.2012

14Nisan 2012 Cumartesi günü Tez Koop-Ýþ sendikasý Ýz-mir 2 no’lu þube 2. Olaðan genel kurulunu gerçekleþtir-di. Genel kurula Kipa Ýþçileri ile sendika genel

merkezinin mücadelesi damgasýný vurdu. 9 yýldýr Tez Koop-Ýþ’te ör-gütlenme mücadelesi veren Kipa iþçilerinin aðýrlýðýný oluþturduðuve Caner Fýrat’ýn aday gösterildiði listeyle; sendika genel merkezi-nin desteklediði her halinden belli olan Bahri Kendi genel kuruldayarýþtý.

Genel kurul salonunda “En Büyük Ýntikam Baþarýdýr, Vasiyeti-ni Unutmadýk Ömer Kaya (1 Mayýs 2006), Saygý Ýle Anýyoruz /Tesco –Kipa Ýþçileri”, “Örgütlü Ýþçiyi Hiçbir Kuvvet Yenemez” “Bir-leþtik Geliyoruz, Tek Yürek Tek Nefes”, “Burasý Ýzmir Ya DenizeDökeriz, Ya Sandýða Gömeriz” pankartlarý asýldý. Ayrýca Kipa iþçi-lerinin örgütlenmesinde büyük emeði geçen ve 1 Mayýs 2006 yýlýn-da yaþamýný yitiren Ömer Kaya isimli iþçiyle; Tez Koop-Ýþ Ýzmir 2No’lu þubenin önceki þube baþkaný olan ve yakýn zamanda yaþamý-ný yitiren Naci Boz’un büyük boy fotoðraflarý bir vefa göstergesi o-larak salonda yer aldý.

Genel kurula katýlan sendikalardan Türk-Ýþ Bölge TemsilcisiMustafa Kundakçý, Tez Koop-Ýþ Ýzmir Þube Baþkaný Birol Aslanoð-lu, Tez Koop-Ýþ Ýstanbul 1 ve 5 No’lu Þube Baþkanlarý, Tek Gýda-ÝþGenel Baþkan Danýþmaný Gürsel Köse, Petrol-iþ Ýzmir-Aliaða ÞubeBaþkaný Ýsmail Doðan birer konuþma yaptýlar. Yapýlan konuþmalar-da geliþen son sürece deðinen sendikacýlar ayrýca devam etmekte o-lan Billur Tuz ve Savranoðlu Deri Ýþçileri’nin eylemlerine destekçaðrýsýnda bulundular. Genel kurulda Suriye ve savaþ baþlýklarý dagündeme geldi ve bu konu baþlýklarýnda emekçilerin uyanýk olmasýgerektiði yönünde dikkat çekildi. Tez Koop-Ýþ 2 No’lu þube baþkan-lýðýna aday olan Caner Fýrat ve Bahri Kendi de birer konuþma yap-tý. Özellikle Kipa Ýþçileri’nin adayý olan ve Kipa örgütlenmesindebüyük emeði geçen Caner Fýrat’ýn konuþmasýný iþçiler büyük bir il-gi ve coþkuyla dinlediler. Caner Fýrat konuþmasýnda kýsaca þunlaradeðindi:

“2001 Yýlýnda Kipaya girdim. 2009 yýlýnda Kipa örgütlenmesinedeniyle iþten atýldým. Sendikamýzda örgütlenme uzmaný olarak i-þe baþlatýldým. Ben sadece sermayenin çalýþanlarý iþten attýklarýnýdüþünürken, 2011 yýlýnda da kendi sendikamdan da iþten atýldým.Bizler hepimiz bu yola çýktýðýmýzda karþýmýzda sadece iþveren veonun uzantýlarýný bulacaðýmýzý ve de bu mücadeleyi onlara karþý ve-receðimizi düþünmüþtük. Oysa iþveren kadar aþmamýz gereken, alt

etmemiz gereken bir de sendikal bürokrasi olduðunu gördük. Bu u-ðurda ciddi bedeller ödedik. Kardeþimizi kaybettik. (1 mayýs2006’da yaþamýný yitiren Ömer Kaya). Gecemizi gündüzümüze ka-týp yýlmadan, býkmadan, usanmadan, yorulmadan kavgamýzý verdik.9 yýl süren bu mücadeleden alnýmýzýn akýyla çýktýk. Ama bu müca-delenin bu kadar uzun sürmesinin sebebi Kipa iþçileri deðildir. TezKoop-Ýþ sendikasýnýn genel merkezinin Kipa örgütlenmesini iç kav-galar nedeniyle heba etmesidir. Kipa iþçileri çözümünde kendisinindýþýnda olmadýðýný görmüþtür ve buna göre de kavgasýný verecektir.Erzurum’daki, Edirne’deki, Ýstanbul’daki, Adana’daki, Trabzon’da-ki ülkemizin her yerinde emekçi kardeþlerimizle el ele olacaðýz. Te-kel, Ups iþçilerinde olduðu gibi bugünde Savranoðlu ve Billur Tuziþçilerinin de yanýnda olacaðýz. Bizim için iki taraf vardýr. Emek vesermayedir. Yolumuz emeði sömürenlere karþý mücadele yoludur.Dostlarýmýzýn kölesi, düþmanlarýmýzýn kabusu olacaðýz. ”

Genel kurulda diðer dikkat çekici olaylardan birisi de Tez Ko-op-Ýþ Ýzmir Þube Baþkaný Birol Aslanoðlu’nun konuþmasýnýn bir bö-lümünde Tez Koop-Ýþ Muðla yönetimine yönelik eleþtiriler yöneltti.Buna tahammül edemeyen Tez Koop-Ýþ’in genel baþkaný OsmanGürsu buna müdahale etti. Genel baþkan Osman Gürsu’nun yapýlaneleþtirilere tahammülsüzlüðüne salondaki iþçiler ve delegeler çoksert tepki gösterdi. Buna raðmen Tez Koop-Ýþ genel baþkaný OsmanGürsu yapýlan eleþtirileri dinlemek yerine tehditvari cevaplarla kar-þýlýk vermeye çalýþtý ve bu yüzden iþçiler tarafýndan bol bol protes-to edildi. Ara ara gergin bir havada geçen genel kurulda 111delegeden 107’si oy kullandý. 107 oyun 96’sýný alan Caner Fýrat velistesi Tez Koop-Ýþ Ýzmir 2 No’lu þubesinin yeni seçilen yönetimioldu. Bu sonucu baþta Kipa iþçileri olmak üzere salondaki bütün iþ-çiler büyük bir coþkuyla karþýladýlar. Genel kurul yeni þube baþkanýCaner Fýrat’ýn yaptýðý teþekkür konuþmasýyla son buldu. Caner Fý-rat “Þubemize seçilen yeni yönetim 9 kiþiden oluþmuyor, 3000 iþçi-den oluþan bir yönetim seçtiniz. Herkese teþekkürler.” diyerekkonuþmasýný bitirdi. Ýþçiler genel kurul boyunca sýk sýk “Örgütlü Ýþ-çiyi Hiçbir Kuvvet Yenemez” sloganýný attý.

Tez Koop-Ýþ Ýzmir 2 No’lu Þube’nin 2. Olaðan Genel Kuru-lu’na Türk-Ýþ Bölge Temsilciliði, Tez Koop-Ýþ’in Ýzmir’den ve baþ-ka þehirlerden gelen þube baþkanlarý-þube yöneticileri, Tek Gýda-ÝþGenel Baþkan Danýþmaný Gürsel Köse, Tümtis Genel ÖrgütlenmeSekreteri Cafer Kömürcü, Tümtis, Hava-Ýþ, Petrol-Ýþ Aliaða, Tes-Ýþ,Teksif, Tek Gýda-Ýþ 7 No’lu Þube, Haber-Ýþ sendikalarý katýldý.

KÝPA ÝÞÇÝLERÝTEZ KOOP-ÝÞ 2 NO’LUNUN 2. OLAÐAN GENEL

KURULUNA DAMGASINI VURDU…

ÝSTANBUL – 12.05.2012

Birleþik Metal Ýþ sendikasý ile EPTA soðutma sistemleri ara-sýnda yapýlan TÝS görüþmelerinde anlaþmazlýk çýkmasý üze-rine Birleþik Metal Ýþ sendikasý iþyerinde greve gitti. 11 Mayýs

günü yasal sürenin dolmasýyla birlikte iþyerine grev pankartý asýldý.Birleþik Metal Ýþ Sendikasý konuya iliþkin yaptýðý açýklamada

Çorlu Avrupa Serbest Bölgesinde kurulu EPTA Soðutma Sistemleriile TÝS görüþmelerinin 15.11.2011 tarihinde baþladýðýný iþveren ileanlaþma saðlanamamasý üzerine Birleþik Metal Ýþ üyesi iþçilerle bir-likte greve çýkýldýðýný belirtti.

Ayrýca “Grev uygulamasýnýn baþlayacaðý bugün, fabrika önünegitmek isteyen sendikamýz yöneticileri ve basýn mensuplarý serbestbölge giriþinde engellenmiþlerdir.

2822 Sayýlý Yasa’nýn 48. maddesi uyarýnca grev kararýna uyul-masýný saðlamak için iþyerinin giriþ ve çýkýþ yerlerinde, grev gözcü-lerimiz bulunmaktadýr. Bu gözcülerin zorunlu ihtiyaçlarýnýnkarþýlanmasý için sendika yönetici ve çalýþanlarýmýzýn gözcülerimiziziyaret etmeleri zaruridir.

Bu nedenle serbest bölgeye üyelerimizin, yöneticilerimizin giriþ-lerinin engellenmesi yasaya açýkça aykýrýdýr. Yine destek ziyaretinegeleceklerin ve basýn mensuplarýnýn giriþlerinin de engellenmesi dü-þünülemez.

Bu nedenlerle serbest bölgeye giriþ ve çýkýþlarýmýzýn sorunsuzsaðlanmasý için gerekli tedbirlerin alýnmasýný için gerekli mercilerebaþvurular yapýldý” denildi.

EPTA Soðutmada Grev Baþladý

Page 6: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

6 Sayı 12 / Mayıs 2012

Bu güne kadar hep þöyle düþündük: ABD ve AB zorluyor Türkiye’de bir piyon olarak savaþa giriyor.Oysa ki son zamanlarda yaþananlar ortaya çýkardý ki, durum gözükenin tam tersi.TC icazet almak i-çin her türlü yola baþ vurarak ABD ve AB’yi iknaya çalýþýyor. Lakin henüz bu izni çýkartamadý; çünkü emperyalist güçlerin de kendi içlerinde çýkar çatýþmalarý had safhaya çýkmýþ durumda.Dünya ge-nelindeki ekonomik kriz tüm emperyalistleri nefesiz býrakmýþ durumda.Elbete ki yalnýzca bununla açýklanamaz, bir çok nedeni var;örnek olsun diye söyleyelim,Suriye savaþ açmak için daha saðlam

gerekçeler bulmak zorundalar.Irak, Afganistan ve Libya savaþlarý sonuçlarýyla ortadayken kamuoyunu ikna etmek daha zor.Emperyalist-kapitalistler buralara, yani savaþ açtýklarý ülkelere “ demokrasi götürü-yorüz” diyerek iþgale baþladýlar, ortada milyonlarca ölüm,yýkým ve talandan baþka bir şeyin olmadýðý herkes tarafýndan bilinen bir gerçek.

Bütün bunlardan dolayý, emperyalistler yeni bir savaþa girmek yanlýsý deðiller,en azýndan þimdilik veriler bu yönde. Fakat TC için durum biraz daha çetrefilli, çünkü TC çýkýþý yolu olarak bir dış savaþý kur-tarýcý olarak görüyor.TC uzun zamandýr ekonomik ve politik krizin içinde debelenip duruyor; bunun yaný sýra bir de mezhepsel hesaplar içinde. Uzun zamandýr bu topraklarda yaþanan devrimci durum Kürt so-runu vb bunlardan kurtulmanýn yolu olarak savaþtan baþka çözüm bulamýyorlar.Bir dış savaþ iþlerini kolaylaþtýrýr diye hesaplýyorlar.Savaþ demek savaþ yasalarýnýn uygulanmasý demek,savaþ þoven ve milliyetçidalganýn yükseltilmesine zemin hazýrlamasý demek.TC bütün hesaplarý bunun üzerinden inþa ediliyor ve kurgulanýyor.

Egemenler cephesinde durum bu, bu savaþ onlarýn baþlatacaðý bir savaþ olacak.Peki bizim açýmýzdan?Yani iþçi- emekçlei ve Kürt Halký açýsýndan? Bizim açýmýzdan ise bu savaþın iþçilere-emekçilere ye-ni bir yýkým ve ölüm olacaðý þimdiden belli.Demek ki bu savaþ bizim savaþýmýz deðil.Çýkarýmýza olmayan bir savaþta bizler neden ölelim? Neden sýnýf kardeþlerimizi öldürelim?Burjuvazi ne kadar bu savaþýnbizim çýkarýmýza olduðunun propagandasýný yaparsa yapsýn,bu savaþta bize düþen acý,yýkým ve ölüm olacaktýr.,

Ýþçi sýnýfý ile burjuva sýnýfýn çýkarlarý ayný deðil,biz burjuvalarla ayný gemide deðiliz.Onlarýn çýkarýna olan bizim zararýmýzadýr.Hiç bir iþçinin ve emekçinin bu savaþtan çýkarý yok çýkarýmýzýn olmadýðý birsavaþın neden acýsýný biz çekelim.Ýþçiler ve emekçiler olarak bu savaþý istemiyoruz, ama bize raðmen savaþ baþlarsa emekçiler olarak burjuvazi için savaþmamalıyız ,aksine kendi iktidarýmýza karþý savaþma-lýyýz. Bizim bu savaþtan çýkarýmýz, ancak bu savaþý bir iç savaþa dönüþtürerek,burjuva iktidarý yýkarak,proletaryanýn iktidarýný kurduðumuzda olacaktýr.

Türkiye ile Suriye’ye Savaþýna Ramak Kala

Türk-Ýþ’in Taksim’de olmayacaklarýný açýklamasý üzerine Hak-Ýþ ve Memur Sen de bu yýl Taksim’deki 1 Mayýs kutlamalarýna ka-týlmayacaklarýný açýkladý. Türk-Ýþ’e baðlý 10 sendika ise “1 Mayýs’ta Taksim’deyiz” diyerek uluslararasý iþçi sýnýfýnýn birlik müca-dele ve dayanýþma günü ile bütünleþmiþ olan Taksim’e sahip çýkacaklarýný belirttiler.SGBP’nýn yaptýðý açýklamada “Ulusal istihdam strateji planýna, bölgesel asgari ücret, iþçi istihdam bürolarý ile esnekleþtirilmiþ ye-ni çalýþma biçimine, iþ kolu ve iþ yeri barajlarý ile sendikal örgütlenmenin engellenmesine, kýdem tazminatlarýna yönelik saldýrýla-ra” karþý 1 Mayýs’ta Taksim’de olacaklarýný duyurdular.“Bizler onaylamadýðýmýz bu politikalara karþý çýkýyor ve iþçi sýnýfýnýn ortak sesiyle TAKSÝM 1 Mayýs Alaný’nda bunu haykýrmakistiyoruz. Sýnýf dostlarý ve sýnýf bileþenlerimizle” denildi.SGBP (Belediye-Ýþ - Basýn-Ýþ - Deri-Ýþ - Hava-Ýþ - Kristal-Ýþ - Petrol-Ýþ - Tekgýda-Ýþ - Tezkoop-Ýþ – Tümtis – TGS)

Bu seneki 1 Mayýs’ta Taksim 1 Mayýsý,Ýþçi sýnýfýn kapitalizme karþý birlik mücadele ve dayanýþma gününde dünyanýn enkitlesel 1 Mayýslarý arasýnda yerini aldý. Ýþçi sýnýfý dünyada olduðu gibi Türkiye ve Kürdistan’da da 1 Mayýs Alaný’ndahalklarýn mücadele birliðini örmenin örneðini sergilediler.1 Mayýs öncesi sermaye sýnýfýnýn bir dediðini iki etmeyen sendikalar 1 Mayýs Alaný’ndan çekildiler. Türk-Ýþ Bursa’ya Hak-Ýþ ve Memur Sen Ankara’ya. Türk-Ýþ’in aksine Türk-Ýþ üyesi 10 Sendika SGBP olarak Taksim’de kaldý. Bu bakýmdanTaksim devrimci demokrat yurtsever iþçilerin, emekçilerin, oyuncularýn, taraftarlarýn görkemli yürüyüþüne sahne oldu.Taksim kýzýla boyandý. Ayrýþma Taksim’i zayýflatmak þöyle dursun daha güçlü bir hale getirdi. Ýþçi sýnýfýn kavga alanýyüz binlerin akýnýna uðradý.Üç koldan akýn akýn “Yaþasýn 1 Mayýs” “ Biji Yek Gulan” sloganlarýyla yüz binler akýn etti 1 Mayýs Alanýna. Þiþli’denDisk Sendikal Güç Birliði, Mücadele Birliði, DHF, BDSP, Alýnteri 1 Mayýs Platformu, Gülsuyu’ndan TTB , TMMOB,Halkevleri, TKP, Tarlabaþý’ndan KESK, HDK ve ÖDP alana giriþ yaptý.DKÖ’ler sabahýn erken saatlerinde alana gelerek düzenlemelere tamamladýlar. Saat 09.00’da yürüyüþ kollarýnda kortej-ler oluþturulmaya baþlandý. Ýþçiler, emekçiler, öðrenciler, yaþlýlar her dilden her renkten insanlar oluþturulan kortejlerde“Yaþasýn 1 Mayýs” “1 Mayýs Alaný Taksim Meydaný” sloganlarýyla 10.00 civarýnda alana girmeye baþladý. Platformdanalana girenleri marþla karþýladýlar. Emekçiler 1 Mayýs alanýna 77’nin ruhuyla akýn ediyordu. Þiþli kolunda bir andan ala-ný duman kapladý. Birçoðumuzun aklýna yine polis kortejlerden bir tanesine mi saldýrdý gibi düþünceler oluþtu. Meðer,Ta-raftarlar bu yýl meþaleleriyle giriþ yapmýþlar alana. Tiyatrocular coþkunluklarýný kattýlar alana.Tarlabaþý’ndan giren yüzlerce yurtsever Biji Yek Gulan tiþörtleriyle alana giriþ yaptý. Dillerin ve renklerin halklarýn mü-cadele birliðini ördü 1 Mayýs alaný.Saat 14.00 civarýnda açýlýþ konuþmasýný DÝSK Genel Baþkaný Erol Ekici yaptý. Ekicinin ardýndan KESK Genel BaþkanýLami Özgen de bir konuþma yaptý. Daha sonra yine sendikalar ve odalar adýna konuþmalar yapýldý.Her yýlýn aksine bu yýl bir farklýlýk vardý 1 Mayýs’ta bu yýl direniþte olan Kampana, Savranoðlu, Tedaþ Ýþçileri, Billur Tuziþçileri, Amylum iþçileri ve direniþte olan iþçilere de kürsüden söz verildi. Eylemde olan iþçiler adýna konuþanlar eylemsüreçlerine deðinerek emekçileri destek olmaya çaðýrdý.Devrimci demokrat kurumlar adýna ortak metin hem kürtçe hem türkçe okundu. Konuþmalarýn ardýndan müzik gruplarýsahneyi aldý. Müzik gruplarýnýn söyledikleri kürtçe, türkçe, zazaca parçalara emekçiler halaylarla eþlik ettiler.

Türk-Ýþ’e Baðlý 10 Sendika:“Taksim’deyiz”

Bu seneki 1 Mayýsa geçmeden önce 1 Mayýs öncesine biraz bakmak gerekir. Her yýl olduðu gibi bu1 Mayýs toplantýlarý da sancýlý baþladý; þöyle ki sendikalar kendi aralarýnda bir ayrýþma yaþamakzorunda kaldýlar. Bazýlarý tarafýndan bu ayrýþmanın gereksiz olduğu ve sýnýfa zarar verdiði savu-

nulsa da bizim açýmýzdan olumlu karþýlanan vehatta gecikitiði düþünülen bir ayrýþmadýr. Ýþçi ve emekçisýnýflarýn bu ayrýþmayý yaþamadan geliþme ve ilerleme þansý yoktu. Türk-iþ, Hak-iþ ve Kamu sen gibi ge-rici ve iþbirlikçi sendikalarla daha fazla yürünemezdi. Bu gerici sendikalar, iþçilerin, emekçilerin haklarý-ný korumalarý, geliþtirmeleri bir yana, kazanýlmýþ haklarýn egemen sýnýfýn çýkarlarý için yok edilmesineçanak tutuyorlar.

Yine de bu ayrýþma Taksim’e gelen sendikalarýn tercihi olmadý, bu ayrýþma gerici sendikalarýn dev-rimci ve yurt sever hareketle ayný karede görünmeme isteklerinden yaþandý. Bu iþbirlikçi sendikalarýndevlet ve hükümet karþýtlýðýnýn olacaðý bir alanda olmak istememeleri nedeniyle oldu. Sýnýf düþmaný busendikalarýn nasýl ve neden kurulduklarý herkes tarafýndan bilinen bir durum.Herkesin malumudur, Türk-iþ, CIA tarafýndan iþçileri ve emekçileri sermaye denetiminde tutsun diye kuruldu, bunu da uzun zaman-dýr baþarýyla yaptý.1980 faþist darbesinde iþçilerin bir aidatýný faþist orduya baðýþlama kampanyalarıyaptı; iþte bunlarýn sýnýf sendikacılığı anlayýþlarý.

Bu yaþanan ayrýþma ve anti propagandaya raðmen 2012 1 Mayýsý en kitlesel 1Mayýs oldu.1 Milyon,belki de onu da aþan bir kitleyle kutlandý. Nicelik bakýmýndan çok iyi olan fakat nitelik bakýmýndan aynýbaþarýyý gösteremeyen bir 1 Mayıs oldu. Sendikalar ve odalar, devletin tehditlerine yeterli cevabý vere-mediler;hoş, vermeleri de beklenemezdi. Baskýlar yüzünden alanýn üçte birini sendikalar eliyle kapattý-lar; baþka türlü anýt bölgesini kapatma þansý ve faþist polisin alanda konuþlanmasýnı göze alamazlardý.Anýtýn önüne asýlan pankart bunlarýn gerçekleþmesinin nedeni oldu.

Bütün bunlara raðmen kitlelerin ruh hali çok coþkulu ve devrimciydi. Sabahýn erken saatlerinden iti-baren iþçiler akýn akýn yürüyüþ güzergâhlarýnda birikmeye baþladýlar. Bu andan itibaren Kýzýl Meydanýzapt etmek üzere kortejler oluþturularak yürüyüþe baþlandý. Taksime yaklaþýldýkça coþku daha da artarakdevam etti.

Taksime gelen kitlenin farklý kesimlerden oluşması dikkate değerdi;, kendi özlem ve isteklerini, ta-leplerini hükümete göstermek ve sisteme kinlerini haykýrmak için geldiler.Böylece, hiç kimsenin bu sis-temden memnun olmadýðýný da göstermiþ oldular. Burada görülmesi ve bilince çýkarýlmasý gerekengerçek, bütün bu toplumsal kesimlerin hükümete, hükümet nezdinde sisteme, düzene isyan ve baþkaldýrýhalinde olduðudur.

Kýzýl meydandaki kutlamalar dünyada en kitlesel geçen iki üç ülkeden biri oldu. Buna raðmen poli-tik hareketlerle birlikte gelme yerine, meslek örgütleri ve derneklerle gelmeyi tercih ettiler. Aslýnda bu-nun nedeni bizim açýmýzdan net. Bu güne kadar kitleleri hep oyalama ve hak, adalet peþindekoþturduklarý, iþçi ve emekçilerin sorunlarýný kalýcý olarak çözmeye dönük bir çabalarýnýn olmamasýndandolayý reformist ve oportunist çevrelerle yürümeyi tercih etmediler.

Bu yýlki 1 Mayýs toplantýlarýnda da öne çýkarýlmasý gereken þiarýn isyan, ayaklanma, devrim olmasýgerektiðini ýsrarla söylememize raðmen bizim dýþýmýzdaki herkes söz birliði etmiþçesine,”1977 katliamı-nın failleri yargýlansýn” dan ileri gitmediler. ‘77 katliamýnýn yapanlar tarafýndan aydýnlatýlmasý ve yargý-lanmasýný beklemek ne kadar ileri bir talep olabilir. Ya da 8 saatlik iþgünü vb. vb. Burjuvaziden beklemeyerine iktidar için mücadele ederek iktidarýn ele geçirilmesi, iktidar aracýlýðýyla da sömürünün ortadankaldýrýlmasýný en baþa koyarak mücadele etmeliyiz.

DÜNYADA 3. KİTLESEL 1 MAYISTAKSİM MEYDANI’NDA

İŞÇİ SINIFININ KAPİTALİZME KARŞI SAVAŞ GÜNÜ

Page 7: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

7Sayı 12 / Mayıs 2012

Ýstanbul’da ilk 1 Mayýs kutlanma tarihi 1910-1920 yýllarýnda ger-çekleþir.

Ýþgal idaresinin ve Osmanlý hükümetinin yoðun baskýlarýna rað-men 1 Mayýs “Ýþçi Bayramý” olarak kutlandý. 1921 yýlýnda iþçilerHaliç’ten baþlayarak Karaköy üzerinden Beyoðlu’na kadar Mayýs’ýn1. günü tatil yaparlar.

1923 1 Mayýs’ýnýn talebi, “1 Mayýs’ýn resmen iþçi bayramý ola-rak tanýnmasý, 8 saatlik iþ günü, hafta tatili, serbest sendika kurma vegrev yapma hakký” idi. 1924 1 Mayýs’ýný “Ýþçi Bayramý” olarak kut-lamak isteyen iþçiler 8 saatlik iþ günü talebiyle bildiri daðýtýyor vebildiri daðýtan öncü iþçiler tutuklanýyor. Ama mücadele sürüyor. 1925yýlýnýn 27 Mayýs’ýnda 1 Mayýs “Bahar Bayramý” olarak kabul edili-yor. Ama ayný yýl çýkarýlan Takrir-i Sükun Kanunu ile kutlamalara i-zin verilmiyor. 1935 yýlýna kadar kutlamalar gizli yapýlýyor. 1935yýlýnda “Ulusal Bayram ve Genel tatiller hakkýnda Kanun” diye birdüzenleme yapýlarak 1 Mayýs “Bahar ve Çiçek Bayramý” olarak tatilgünlerine dahil ediliyor. 27 Mayýs 1960 darbesiyle yeniden yasakla-nýyor ve bu tarihten sonra 1 Mayýs yasaklarla anýlýyor, yasaklara rað-men kutlanýyor. 12 Mart Askeri faþist diktatörlük döneminde yýllarcasüren baskýlara karþý iþçi sýnýfý ve emekçiler seslerini duyurmaya baþ-lamýþlardý.

1 Mayýs onca yýl sonra 13 Þubat 1967’de kurulan DÝSK (Dev-rimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu) ‘in öncülüðünde 1976’da 1Mayýs Taksim Meydaný’nda kutlanmaya baþlandý. Ýþçi Sý-nýfý, 13 Þubat 1967’de DÝSK’i kurarak devrim isteðini ortaya koy-muþtu. 15-16 Haziran büyük Ýþçi Ayaklanmasýyla, iþçi sýnýfý Türkiyedevriminin öncü ve temel gücü olduðunu ortaya koymuþtur. Haliç’tenyola çýkarak Karaköy üzerinden Beyoðlu’na yürümüþ, daha 1910’luyýllarda 1 Mayýs Meydaný’nýn, Devrim Meydaný’nýn, Kýzýl Mey-dan’ýn Taksim olduðunu ortaya koymuþtur. 400 bine yakýn iþçi, e-mekçi, öðrenci, aydýn ve genç, öncüleriyle birlikte Taksim’i zaptetmiþtir!.. 76 1 Mayýs’ý tam bir Kýzýl Karnaval havasýyla kutlanmýþ,iþçi sýnýfý kendi gücünün büyüklüðüne ilk kez böylesine yakýndan ta-nýk olmuþtur. Ýþçi sýnýfý bir sonraki yýla, 77 1 Mayýs’ýna bu güç vemoralle hazýrlanýyordu.

1977 1 Mayýs’ý tarihe “Kanlý 1 Mayýs” olarak geçti. Emekçi, sý-nýfýn 1976 1 Mayýs’ýnda ortaya çýkardýðý güç; o gücü anlamlý kýlansosyalizm isteði sermaye sýnýfýný dehþete düþürmüþ, sermaye sýnýfýnýderhal önlem almaya itmiþti.

Sermaye sýnýfý, kendi sýnýf kardeþlerinin tarihinden öðrendi. Ken-disinden 87 yýl önce 1890 yýlýnda Amerika’nýn Þikago kentinde, A-merikan sermaye sýnýfý 8 saatlik iþ saati talebiyle mücadele edenÞikago’lu iþçilere nasýl, hangi yöntemlerle saldýrmýþsa, o da ayný þe-kilde Ýstanbul 77 1 Mayýs’ýnda iþçi sýnýfýna öyle saldýrdý. 77 1 Ma-yýs’ýna az bir zaman kala sermaye sýnýfý bütün propaganda araçlarýnýdevreye sokarak saldýrýya geçmiþti. Amerikan sermaye sýnýfý Þika-go’lu iþçiler için yaptýklarý propagandada; “Kenti yakýp yýkacaklarmýþöyle mi? Öyleyse her sokak lambasýný bir iþçi cesedi süsleyecek.” di-ye iþçi sýnýfýna göz daðý veriyodu. Türkiye sermaye sýnýfý da ýrkçý, þo-ven, faþist medyasýný devreye sokarak kara propagandaya baþlamýþtý.“Eðer iþçiler sokaða çýkarsa, anarþi olur, kan dökülür” diyorlardý. Ýþ-çilere bir taraftan aba altýndan sopa gösteriyor, tehditler yaðdýrýyor, di-ðer taraftan yapacaklarý provokasyonu planlayýp halk kitlelerinidemagojik yöntemlerle kendi yanýna çekerek iþçi sýnýfýnýn karþýsýnakoymaya çalýþýyordu.

Çünkü daha 1910’larda baþlayan 1 Mayýs kutlamalarýný serma-ye hükümeti önce yasakladý. Olmadý. Yasaða raðmen kutlamalar hepsürdü. Ýþçi sýnýfý sýnýf tavrýna uygun davrandý. Sermaye sýnýfý 1 Ma-yýs’ta tatili kabullenmek zorunda kaldý. Ama bu sefer de ona “Bahar,Çiçek Bayramý” diyerek 1 Mayýs’ý sýnýfsal özünden, tarihsel geçmi-þinden koparmak istedi. Gene olmadý. Çünkü iþçi sýnýfý da kendi ta-rihinden, sýnýf kardeþlerinden öðreniyor, enternasyonalist bir tutumalýyordu. Kýsacasý burjuva sýnýf ne yapsa olmuyor, iþçi sýnýfýnýn bir-lik, mücadele dayanýþma ve kapitalizme karþý savaþ günü olan 1 Ma-yýs’ý sýnýfsal özüne uygun bir þekilde kutlanmasýný engelleyemiyordu.Geriye bir tek yol kalýyordu: zor ve þiddet yolu. Ve burjuvazi bu yo-lun zeminlerini 1 Mayýs’tan çok önce döþemiþti.

Çünkü;1976 1 mayýsýnda 500 bin emekçinin Taksim Meydaný’nýdoldurmasý, burjuvazinin devrim korkusunu büyütmüþ, devrimin gü-cü yüzbinlerce insanda ete kemiðe bürünmüþtü. Güçlenen devrim,güncel bir olgu haline geliyor ve iþçi sýnýfý tarihsel rolünü oynamayahazýrlanýyordu.

77 1 Mayýs’ý Taksim’i boydan boya kýzýla kesmiþ, iþçi sýnýfý dev-rimci önderlerini flamalara iþlemiþ, kýzýl bayraklarýyla devrim, sosya-lizm taleplerini haykýrýyor, hep bir aðýzdan Enternasyonal Marþý’nýsöylüyordu. Ýþte bu manzarada burjuvazi kendi mezar kazýcýlarýnýgördü ve dehþete düþtü. Ve büyük bir öfkeyle saldýrýya geçti.Taksim1 Mayýs Alaný’nda devrim þarkýlarý, marþlar söyleyen kitlenin üzeri-ne üç yönden ateþ açýldý. Amaçlarý kitleyi birbirine kýrdýrmak, ezdir-mek ve büyük bir katliam yapmaktý. Ve öyle de yaptýlar. 77 1 Mayýs’ýkana bulanmýþtý. Alanda bulunan 500 bin emekçi kurþunlardan korun-mak için kitleler halinde ters yöne kaçmýþ, bu sefer o yönden ateþ a-çýlmýþ, diðer yöne kaçýnca kitle birbirini ezmiþti. Kurþunlardankorunmak için yere yatan kitlenin üzerinden panzerlerle geçilmiþ, 34sýnýf kardeþimiz, katledilmiþti. Yüzlercesi yaralanmýþtý, 98 iþçi bu o-laylardan ötürü sanýk sandalyesine oturtulmuþ, 17’si tutuklanmýþtý.Þikago’dan, Hay Market’ten öðrenenTürk burjuvazisi bir provokas-yon sonucu büyük bir katliam gerçekletirdi.

Taksim Meydaný iþçi ve emekçilerin kanlarýyla kýzýllaþmýþtý. Ýþ-te bu nedenle biz o meydana Kýzýl Meydan diyoruz. O nedenle 1 Ma-yýs Meydaný’ný, Taksim’i, Kýzýl Meydaný, hiçbir zaman terk etmedik,her 1 Mayýs’ta oraya yöneldik, orada olduk. O meydaný her koþuldasavunduk. Proletaryanýn onurunu çiðnetmedik, onu en yüksekte tut-

tuk.Burjuvaziyle asla uzlaþmadýk.Onunla her 1 Mayýs’ta kanlý kav-galara girerek dövüþtük. Çünkü o meydan proletaryayla burjuvazi-nin arasýnda irade savaþýnýn simgesi, stratejik bir alan oldu. O alandevrimle, karþý-devrimin en dolaysýz hesaplaþma alaný oldu. O ne-denle burjuvazi o alaný tüm imkanlarýný kullanarak elinde tutmak is-tedi. Onbinlerce asker ve polisle alanýn tüm giriþ ve çýkýþlarýný tuttu.Alaný 20 bin, 30 bin polisle iþgal etti. Taksim’e yönelen insanlarý kit-leler halinde gözaltýna aldý, iþkenceden geçirdi, tutukladý. Olmadý. Neyaptýysa olmadý. Yine ona tek bir seçenek kalmýþtý;Faþist teröre baþvurmak. Katlederek yýldýrmak ve Taksim’i bir daha devrimin, sosya-lizmin kürsüsü yapmamaktý.89 1-Mayýsýnda Marangoz iþçisi Meh-met Akif Dalcý o nedenle o meydana yürürken bilerek, hedefgözetilerek, niþan alýnarak katledildi. Arkasýndan Gülay Beceren vu-ruldu. Sakat býrakýldý. Arkasýndan devrimci iþçiler yaylým ateþiyle ta-randý. Yaralananlarýn hesabý bile tutulamadý. Ve burjuvazi devrimepamuk ipliðiyle baðlý olanlarý 92 1 Mayýs’ýnda kopartýp attý o alandan.Gazi Osman Paþa da 1-Mayýs kutlamalarýna izin verdi; Burjuvazi“Benim irademe boyun bükerek 1 Mayýs’ý izinli bir þekilde buradakutlayabilirsiniz” dedi. Ve Leninistler dýþýnda herkes ajan provaka-tör Doðu Perinçek’in þemsiyesinin altýna girdi ve Gazi Osman Pa-þa’nýn yolunu tuttu.

Devrimci iþçiler ve iþçi sýnýfýnýn devrimci öncüleri Leninistlerindýþýnda bir daha o meydana, Devrim Meydaný’na, Kýzýl Meydan’a 15yýl boyunca uðrayan olmadý. Ta ki, Leninistlerin yürüttüðü “1977 1Mayýs katliamýnýn 30. yýlý” kampanyasýna kadar. (30. Yýlýnda 1 Ma-yýs’ta 1 Mayýs Alaný’na, Taksim’e, Devrim’e, Özgürleþmeye!) Leni-nistlerin her 1 Mayýs’ta 1 Mayýs Alaný’na çýkmasý, o alandan vazgeçmemesi, devrimin stratejik alanýný düþmana terk etmemesi, on-binlerce polis-asker ablukasýna raðmen her seferinde yaratýcý gücüy-le Taksim’e çýkmasý düþmaný olduðu kadar dostlarý daöfkelendiriyordu. Neydi yani bu Leninistlerin yaptýðý? Devasa dev-let güçlerine karþý 5-10 kiþi, 50-100, 150-300 kiþilik güçle TaksimMeydaný’na çýkmak da ne oluyordu? Bu olsa olsa sol sekterlikti, alanfetiþizmiydi. Hele bazý çevrelere göre maceracýlýktý.. Leninistlerinburjuva tehditlere, gözdaðlarýna ve nihayetinde devlet terörüne veri-lecek cevabý vardý. 5’e 5 bayrak sopalarýmýzla ve sýkýlý yumruklarý-mýzla, tekmelerimizle, taþlarýmýzla ve biber gazý spreylerimizlesavaþmak. Ya dostlarýmýzýn burjuva aðýzlarla yaptýklarý saldýrýlarýnane diyecektik? “Taksim Devrimdir, Onurdur, Özgürlüktür; Gelin, BuOnuru Hep Birlikte Paylaþalým!” çaðrýlarý sessizlik fesadýyla boðul-mak istendi her seferinde. Ama baþaramadýlar. Güneþ balçýkla sýva-namazdý. Bir avuç Leninistin, Taksim Alaný’ný caný,kaný pahasýnasavunmasý; beyninde ve yüreðinde Taksim sevinci,heyecaný,coþkusuolan gençleri etkiledi.Bu durumdan etkilenen geçler kendi yapýlarý-ný sorgulamaya baþladýlar. Öyle ya, Leninistler bir avuç da olsa Tak-sim’den vazgeçmiyor, her yýl 1 Mayýs’ta büyük bedeller ödeyerek,oraya çýkýyor da onbinlerce taraftarlarý olanlar neden burjuvaziningösterdiði alanlara gidiyorlardý? Bu gençler eðer kendi hareketleri buyýl da Taksim’e çýkmazlarsa Leninistlerle birlikte Taksim’e çýkacak-larýný açýkça dile getiriyorlardý “ bize söz verildi, bu yýl biz de Tak-sim’de olacaðýz. “ diyorlardý. Ama verilensözler bir türlü yerinegetirilemiyor,onlar da Taksim’de olamýyorlardý. Bir sonraki sene de,seneye Taksim’de olacaðýz. Bu sefer de sözlerini tutmazlarsa kesin-likle sizinle Taksim’e çýkacaðýz” diyorlardý.Baðlý bulunduklarý siya-setler,DÝSK’in açýklamalarýna bakarak “Taksim’de olacaðýz!” diyegazetelere ilanlar veriyor, propagandalar yapýyor, ama DÝSK devlet-ten izin alamayýnca çark ediyor, Taksim’den vazgeçiyor, DÝSK’inkuyruðunda DÝSK nereye onlar da oraya koþuyorlardý. Bu durum2007’ye kadar böylece sürdü gitti. 77 1 Mayýs katliamýnýn 30. yýlýný“77 Katliamýnýn 30. Yýlýnda, 1 Mayýs’ta Taksim’e!” kampanyasýylakarþýlayan Leninistler; kendi politik kararlarýna, kendi güçlerine da-yanarak, tarih bilinci ve uzlaþmaz sýnýf tavrýyla bu irade savaþýndanzaferle çýktý. Bir sonraki yýl Avrupa Parlamentosu’ndan 50 milletve-kili 1 Mayýs’ta 1 Mayýs’ý kutlamak için Taksim’de olacaklarýný açýk-ladýlar. Devrimci kararlýlýk etkisini göstermeye baþlamýþtý. Her 1Mayýs’ta yaþanan þiddetli çatýþmalar dünyanýn gündemine damgasý-ný vuruyor, burjuvaziyi daha fazla zora sokuyordu. Ýþte bu nedenleTaksim’de uygulanan devlet terörüne daha fazla seyirci kalýnamadý.DÝSK bu açýklamaya dayanarak 1 Mayýs’ý 1978 yýlýndan sonra ilkkez Taksim’de kutlayacaðýný açýkladý. Avrupalý parlamenterlerin göl-gesinde devlet icazetiyle baþlayan süreç, 2007’de DÝSK’in devletleuzlaþarak “Makul sayýda kiþiyle” Taksim’de kutlama yapmasý; aslýn-da giderek Leninistlerle özdeþleþen Taksim olgusunu, etkisini kýrmak,Leninistlerin prestijini yok etmek içindi. Leninistlerin etkisinden çý-karýlan 1 Mayýs’ýn devrimci özünü boþaltmak kolaydý. Tüm sendika-lar, sosyal reformist, oportünist parti ve örgütler ve faþist devlet iþtebu devrimci politik etkiyi kýrmak için çalýþtýlar.Ama kitlelerin beynin-de ve yüreðinde silinmez bir yer eden Leninistler 1 Mayýs’ýn sýnýf-sal özünün, enternasyonalist karakterinin bozulmasýna izin vermediler

Ýþte bu anlayýþla þimdi bir adým daha ileri gidilmelidir.Eðer iþçisýnýfý, emekçiler ve Kürt halký baskýdan ve sömürülmekten kurtul-mak, kendi geleceðini özgürce belirlemek istiyorsa Leninist Parti’ningösterdiði yoldan yürümeli, bir dizi ayaklanmaya hazýrlanmalýdýr.Devrim ve halk iktidarý için mücadeleyi yükseltmeli geçici bir dev-rim hükümeti kurarak demokratik bir halk anayasasý yaparak sosya-lizme yönelmelidir. Ýþçi sýnýfý, emekçiler ve Kürt halký ancak buþekilde sömürüye son verebilir, kendi geleceklerini güvence altýnaalabilir, ancak o zaman gerçekten faþist darbecilerden hesap sorula-bilir. Kürt ulusuna kendi kaderini özgürce belirleme hakký saðlanabi-lir, devrimci tutsaklar özgür olabilir...

YAÞASIN 1MAYIS!BÝJÝ YEKGULAN!

YAÞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALÝZMÝ!

AMED

Onbinlerce emekçi Türkiye’de olduðu gibi Kürdistan’da da alanlarýdoldurdu. Ýþçilerin emekçilerin birlik mücadele ve dayanýþma günündehalklarýn mücadele birliði örüldü. Emekçi halklarýn birlikte mücadelesiyankýlandý. Amed’e on binlerce emekçi istasyon meydanýnda bir arayageldi.

BDP, Sendikalar demokratik kitle örgütleri odalar siyasi partiler slo-ganlarla istasyon meydanýnda 1 mayýsý kutladý. Kürsüden yapýlan konuþ-malarda devletin tutuklama terörü kýnandý. Ve halklarýn birliktemücadelesine vurgu yapýldý.

ANTEP

Bu yýl 1 Mayýs yine istasyon meydanýnda kutlandý. Geçen yýla oranlabu yýl daha kitlesel katýlýmýn gerçekleþtirildiði 1 Mayýs’ta sendikalar, dev-rimci yurtsever kurumlar Yeþilsu parkýnda, Balýklý Parkýnda ve DemokrasiMeydanýnda kortejler oluþturarak istasyon meydanýna sloganlarla yürüdü-ler.

Ýþçiler istasyon meydanýnda halaylarla 1 Mayýs kutlamasý yaptýlar.ADIYAMAN

1 Mayýs kutlamalarý Mimar Sinan kültür parký önünde oluþturulankortejlerle alana yüründü. Sloganlar uzun bir yürüyüþün ardýndan emekçi-ler alana girdi.

Alanda Sendikal Güç Birliði Platformu (SGBP) adýna katýlan Petrol -Ýþ Sendikasý Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Mali Sekreterimiz Ýb-rahim Doðangül bir konuþma yaptý. Ardýndan Petrol Ýþ Adýyaman Þubebaþkaný ve Eðitim Sen birer konuþma yaptý.

Emekçiler kutlamalarýna halaylar çekerek son verdiler.ADANA

Adana’da da emekçiler 1 Mayýs’ý coþkuyla kutladýlar. Adana’da dadiðer yýllardan farkýlý olarak kitlesellik göze çarpýcý idi.

Saat 13.00’da Mimar Sinan’da toplanan DKÖ’ler sloganlarla mitingalanýna yürüyüþ yaptýlar. Miting 77 Katliamýnda ölümsüzleþenler için say-gý duruþu ile baþladý. Miting alandýn sendikalarýn yaptýðý açýklamalarýn ar-dýndan çekilen halaylarla miting sona erdi.

Ülke Genelinde1 Mayýs Kitlesel

ve CoþkuluGÜNDEM

Page 8: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

8 Sayı 12 / Mayıs 2012

ANTAKYA

Emperyalizmin Suriye’ye karþý savaþ çýðýrtkanlýðý yaptýðý bir dö-nemde tampon bölge olan Hatay’da da emekçiler 1 Mayýs’ý coþkuylakutladý.

Demokratik Kitle Örgütleri Doðuþ Okullarý önünde toplanaraksaat13.30’da alana doðru sloganlarla yürüyüþe geçti. Miting alanýndaDÝSK ve KESK birer konuþma yaptý. Konuþmanýn ardýndan Arapça ha-zýrlanan metin okundu.

Miting’te Pýnar Aydýnlar (Sað) sahne alarak türkülerini emekçilerlepaylaþtý.ARTVÝN

1 Mayýs’ta Ata park önünde 12.00 civarýnda kitle toplanmaya baþ-ladý. Bir saat sonra toplanan kitle Cumhuriyet Caddesi üzerinden slo-ganlarla yürüyüþe baþladý. Çeþitli talepler içerin dövizleri taþýyan kitlemiting alanýna coþkuyla girdi.

Miting alanýnda DÝSK, KESK ve Çoruh Üniversitesi öðrencisi ko-nuþma yaptý. Yapýlan konuþmalarda sermayenin emekçiler üzerindekiaðýr baskýsýna deðinildi. Emekçiler gençler 1 Mayýs’ý çekilen halaylarlasona erdirdiler.BATMAN

Newroz Ruhuyla 1 Mayýs’ý Selamlýyor diyen Batman emekçileriCumhuriyet Meydanýna akýn etti. Tertip komitesi platforma 77 1 Mayý-sýnýn simgesi zincirlerini kýran iþçi resmini asmak isteyince polisler “Ö-calan”a benziyor bahanesiyle 1 Mayýs’ý provake etmeye çalýþtý. Uzunsüren tartýþmalarýn ardýndan pankart platforma asýldý.

BDP Milletvekili Sýrrý Süreyya Önder konuþmasýnda pankarta so-run çýkaran emniyet birimlerine “Bakýn buradaki bir pankart için gü-venlik ekipleri kriz çýkardý. O pankartý Öcalan’a benzetmiþler. Bubayram en çok Kürtler’in bayramýdýr. 4 milyonu insaný 1 gecede göç et-tirdiler, ev ve yurtlarýndan ettirdiler” diyerek eleþtirdi.BALIKESÝR

Çarþamba pazarýnda toplanan yüzlerce emekçi pankart ve dövizle-riyle miting alanýna sloganlarla yürüdüler.

Miting alanýnda iþ kanunlarýndaki deðiþikliklerin emekçilerin lehi-ne düzenlenmesi gerektiði üzerine konuþmalar yapýldý. KESK dönemsözcüsü güzel günleri göre bilmek için mücadele verdiklerini mücade-leye devam edeceklerini vurguladý.

Miting çekilen halaylarla sona erdi.BÝTLÝS

KESK’in ve DÝSK’in öncülüðünde gerçekleþtirilen 1 Mayýs Mitin-gi Gökmeydan alanýnda düzenlendi. Mitinge binler emekçi katýldý.

Miting alanýnda DÝSK, KESK ve BDP milletvekili konuþmalar ya-parak emekçilerin 1 Mayýs’ýný kutladýlar. Konuþmalarýn ardýndan Agire

Jiyan sahne alarak Kürtçe ezgilerini emekçilerle paylaþtý.

ÇANAKKALE

Cumhuriyet Meydan’ýnda yapýlan mitinge emekçiler Salý pazarýn-dan toplanarak sloganlarla geldiler. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversi-tesi’nde, iþten atýlan iþçilerin ayak bileklerine siyah kurdele baðlayarakçýplak ayakla yürüdüler.

Miting alanýnda sendika temsilcileri konuþmalar yaptý. Temsilcile-rin ardýndan Eðitim-Ýþ ve HDK adýna konuþmak için söz istendiðindetertip komitesinin izin vermemesi üzerine tartýþmalar yaþandý. Mitingyaþanan tartýþmalarýn ardýndan sona erdirildi.ÇORUM

1 Mayýs mitingi Abide meydanýnda gerçekleþtirildi. Çorum’dasendikalarýn demokratik kitle örgütlerinin ve Pirsultan, Haci BektaþiVeli derneklerinin katýlýmýya gerçekleþtirildi.

Yüzlerce emekçinin katýldýðý miting yerel sanatçi Nergis Ay’ýnsahne almasý ile sona erdi.DENÝZLÝ

Denizli’de Tokat caddesi üzerinde yürüyüþ yapýlarak miting alaný-na girildi. Emekçilerin taleplerini haykýrdýðý 1 Mayýs coþkuyla kutlandý.

Açýlýþ konuþmasýnýn ardýndan 77 Katliamýnda ölümsüzleþenlerin i-sim leri okunarak anýldý. Ardýndan müzik grubu çýkarak dinleti verdi.Miting halaylarla son buldu.

ELAZIÐ

Ýstasyon meydanýnda yapýlan mitinge emekçiler sabahýn erken sa-atlerinde Hozat garajýnda toplanmaya baþladý. Grajdan oluþturulan kor-tejlerle yürüyen kitle yürüyüþ boyunca slogan attý.

Miting alanýnda KESK Dönem Sözcüsünün yaptýðý konuþmanýn

ardýndan grup Arjen ve Dengbej Kerem Sahne alarak türkülerini emek-çilerle paylaþtý.

GÝRESUN

Debboy civarýnda toplanan kitle Osman Aða Meydanýna kadarsloganlarla yürüdüler. Sendikalarýn, DKÖ’lerin yaný sýra öðrencilerin dekatýldýðý mitingte KESK Dönem Sözcüsü Ýbrahim Karahasan yaptýðýkonuþmada, “Ýnsanýn insaný sömürmediði, hiçbir halkýn din, dil, kültürfarklýlýklarý nedeniyle baský, ayrýmcýlýkla karþýlaþmadýðý, bilimin, eme-ðin, barýþýn, kardeþliðin egemen olduðu bir ülke istiyoruz” dedi

ANKARA - 15.05.2012

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu KESKhükümetin yaptığı %3’lük sefalet zammınakarşı greve çıkıyor.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen’nin yaptığı açık-lama ile 23 Mayıs’ta greve çıkacaklarını duyurdu. KESK“Hükümetin milyonlarca kamu emekçisi ve ailesiyle dalgageçercesine toplu sözleşme masasına 14 Mayıs tarihindegetirdiği teklife karşı 23 Mayıs'ta tüm ülkede ve bütün iş-yerlerinde Greve gideceğiz” dedi.

Kamu emekçileri ükle genelinde 23 Mayıs günü iş bı-rakarak hükümeten taleplerinin karşılanmasını isteyecek-ler.

Kamu-Sen’de KESK’i ziyaret ederek greve destek ve-receklerinini açıkladı. Yapılan basın açıklamasında “Bukapsamda diğer konfederasyonlara yaptığımız çağrımızaolumlu yanıt veren Türkiye Kamu-Sen aynı tarihte Grevegideceğini açıkladı” denildi.

Kamu Emekçileri 23 Mayıs günü güvenceli iş, TopluSözleşme ve Grev hakkı vb taleplerle alanlarda olacak.

KAMU EMEK-ÇİLERİ SEFA-LET ZAMMINAKARŞI 23 MA-YIS’TA GREVE

ÇIKIYOR

Page 9: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

9Sayı 12 / Mayıs 2012

KESK, 28-29 Mart tarihinde ‘4+4+4 Eðitim Sistemi’ ile ilgili iki günlük grevyaptý. Ankara’da, Kýzýlay’dan TBMM’ye yürüyerek 27-28-29-30 Mart ta-rihlerinde Meclis’te görüþülmeye baþlanýlan yasayý greve katýlanlarla tasarý-

sýnýn yasallaþmasýný engellemeye çalýþtý.27 Mart tarihinde ise, Eðitim Ýþ Sendikasý “4+4+4 Dinci, Gerici Eðitime Hayýr”

diyerek bir günlük grev kararýný hayata geçirdi.Söz konusu yasayla ilgili grev yapýlacaðý kararý KESK Genel Merkezince daha

öncesinde belirtilmesine raðmen grevin hayata geçeceði tarih ile ilgili belirsizlik var-dý. Belirsiz olan bu tarihi ise; yasanýn sistemin Milletvekillerince oylamaya sunula-caðý gün olarak belirleyince, grev tarihi bir hafta öncesinden belirlenmiþ oldu.

28-29 Mart tarihlerinde grevine katýlan Kamu Emekçileri, “4+4+4 Eðitim Sis-temine Hayýr” “Çocuk Gelinler Ýstemiyoruz”, “Çocuk Ýþçiler Ýstemiyoruz” eylemi i-çin KESK’in çaðrýsý doðrultusunda, grevin gerçekleþtiði ilk gün, Ankara Kýzýlay’datoplanarak TBMM’ne yürüyerek burada basýn açýklamasý yapýlmasý þeklinde eylemplanýný gerçekleþtirmek üzere ülkenin dört bir yanýndan Ankara’ya gitmek üzere ha-reket etmek istedi. Ancak; bütün illerden gelen emekçiler (ileri bir eylem olmamasý-na raðmen) engellendi. Ýzmir, Aydýn, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman,Urfa, Konya, Afyon, Mardin, Malatya, Muðla, Hatay, Zonguldak, Tokat, Eskiþehir veSiirt illerinin Ankara’ya hareket etmesine izin verilmedi Diyarbakýr, Tekirdað gibiiller ise, aramalar GBT soruþturmalarý þeklinde geciktirilmeye çalýþýlsa da nihaye-tinde bir grup KESK’li Ankara’ya ulaþabildi.

Tandoðan’da ve Kýzýlay’da su, gaz sýkýlarak eyleme müdahale edildi. Kýzýlay’dabir gece kalýnarak sabahlandý. Ve ertesi gün eylem zor kullanýlarak sonlandýrýldý.

Eylem eleþtirilerine nereden baþlamalý demeden geçemiyoruz.

Ancak, gerçek olan bir durum da öznel gücün zayýf olmasý ve devrimci eylemtarzlarýnýn hayata geçirilmesi için tabanýn yeterince baskýyý yönetimlere uygulata-mamasý ve devrimci öznenin bu eylemlerde yeterince etkili olamamasýdýr..

28-29 Mart grevine katýlýmýn önceki 25 Kasým, 26 Mayýs ve 21 Aralýk grevleri-ne oranla çok daha az oranda olmasýnýn temel nedenleri;

Eylem tarihini Meclisin belirlemesidir. Oysa Meclisin alacaðý kararlarý, çýkara-caðý yasalarý engellemek için öncesinden çalýþmalarýn yapýlmasý ve sokaðýn örgütlen-mesi gerektiðini en iyi bilen örgütlerden biri KESK’tir. Bu eylemi ise yasa oylanýrken,parmaklar havadayken yapmayý uygun görmüþ, burjuvaziye bu davranýþýyla istediðigibi davranma olanaðý da saðlamýþtýr..

Diðer bir neden 27 Mart’ta grev kararý alan Eðitim-Ýþ ile ayný güne denk gelme-mesi için kendi iki günlük grevini sonraki günlere denk getirmesidir. Yasa Meclise27 Mart tarihinde geldi. KESK yasanýn Meclise geleceði gün eylem yapýlacaðýný da-ha önceden bildirmesine raðmen, Meclisten 27 Mart’ta yasalaþmayacaðý garantisinialmýþ olacak ki, kiþisel davranýp 27 Mart’ta Eðitim-Ýþ ile ayný gün eylem yapmamakiçin özel çaba harcamýþtýr. Kamu Emekçilerinin en azýndan bu eylemin birlikte ya-pýlmasý konusunda yoðun bir baskýsý vardý.

Ýki günlük grevin olmasý bir kýsým emekçilerin ek derslerini alamamak gibi eko-nomik kaygýlarýndan dolayý da katýlýmý etkilemiþtir.

Eylemdeki söyleme baktýðýmýz zaman, sýnýfsal bir sendikacýlýk yaptýðýný söyle-yen KESK, sýnýf söyleminden uzak bir eylemi örgütlemiþtir. 4+4+4 eðitim sistemi-nin asýl amacý; net asgari ücretin 1/3 fiyatýna iþgücü kazandýrmak olduðu üstün körügeçilerek, dindar nesil, çocuk gelinler ve Ýmam Hatipler üzerine söylemler geliþtire-rek, asýl sýnýfsal sorundan uzaklaþmýþtýr. Durum böyle olunca alanda “Dinci, gerici e-ðitime hayýr” sloganý öne çýkmýþtýr. Sosyalizm söyleminden de eser yoktu. 31 MartKadýköy’de alevi mitinginde bile sosyalizm vurgusu birincil öncelik kazanmýþ, 30Mart 1972 tarihine vurgu yapýlmýþ, Denizler, Mahirler, Ýbolar sahiplenilmiþtir. Sýnýfsendikasý olduðunu söyleyen KESK ise tek bir kelam etmemiþtir. Üstelik kendi ey-lemini bu tarihsel günün bir gün öncesinde gerçekleþtirmiþtir.

Sadece 4+4+4 eðitim sistemine karþý olmak gibi geri bir eyleme bile bu kadar a-çýk faþist bir saldýrý ile karþýlýk veren devlet, acaba sosyalizm söylemli, yoksul sýnýfiçin yapýlan bir eylem gerçekleþmesi durumunda ne yapardý. Aslýnda bütün bu saldý-rýsý, sýnýfsal söylemlere evrilmeden, bu tarz eylemleri sindirmek, bastýrmak ve kor-kularýnýn gerçekleþmesine engel olmak çabasýdýr. Sendikalarýn da buna çanaktutmasýný fýrsat bilen devlet, bu manada sendikalara minnet borçludur. Ancak unutul-mamalýdýr ki, bu borcu sendikalarýn bu reformist yönetici kadrosuna deðil, sendika-larý oluþturan üyelerine, emekçilerine ödemek zorunda kalacaklardýr. Çünkü butopraklarda yaþayan emekçiler, bu kadar hak gasplarýnýn olduðu bir dönemde þahakalkýp bunun hesabýný soracaktýr. Ýþler,Kapitalist sistemi tarihin çöplüðüne gömerekyok edecek raddeye gelmiþtir. Yapýlacak olan iþ, bu öfkeyi sokaða, devrime taþýmakolacaktýr. Þimdi yaþananlar, sadece öfkenin dozunu artýrýyor. Biriken öfkenin engel-leri yýkýp taþacaðý gün yakýndýr.

KENDÝNEYABANCILAÞANSENDÝKALÝZM

Antep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde ça-lýþan Göðüs Cerrahi Uzmaný Doktor Ersin Arslan’ýn,17 yaþýndaki bir hasta yakýný tarafýndan býçaklanarak

öldürüldü.Bu konuda pek çok þey söylendi. Emekçilerin öfkesi soka-

ða döküldü. Gerçek katilin “2 Recep” olduðunu söyleyen deoldu, emperyalist tekeller olduðunu da, kapitalizm olduðunuda.

Elbette katil 17 yaþýndaki genç deðil. 1990’lý yýllarýn baþýn-dan beri adým adým izlenen “saðlýkta reform” adýna izlenenyol,hastanýn saðlýkçýya güvenini yýkýma uðrattý. Saðlýk ticare-tinin saðlýkçýlar üzerindeki baskýsý ve hastalara yansýmasý kar-þýlýklý bir öfkeye yol açtý. Hekimlik mesleðinin sürdürülmesininmaliyetleri, kongreler, malzemeler, güncel týbbýn izlenmesi veöðrenilmesi için gerekli dokümanlar ilaç ve malzeme firmala-rýnýn insafýna býrakýldý. Performans sistemi ile “daha çok uy-gulama” beklenen hekimlerle, mesleðinin gereklerini etikdeðerlere baðlý olarak yapmaya çalýþanlarýn sürekli sistemlemücadele etmek zorunda olmasý çeliþkisi týrmandý. Hasta “doð-ru doktor mu? doðru hastane mi?” kaygý ve güvensizliðine itil-di.

Hastalar devlete, sisteme güvensizliðini hekimlere ve diðersaðlýk çalýþanlarýna pek çok kez pek çok yolla yansýttýlar. Busaldýrý ne ilk ne de son olacak. Hekimlik mesleðinin her koþul-da öncelikle saðlýðý devam ettirmek olduðu bilinci, saðlýðýn pi-yasalaþtýrýlmasýyla dönüþüme uðruyor. Hem hizmeti alan hemde verenler tarafýndan.

Olay tesadüfi bir biçimde, cahillikle vb ortaya çýkmadý.Týrmanan gerilimi her saðlýkçý hissediyor. Hastanelerde güven-lik önlemlerine ve güvenlik görevlilerine ayrýlan ödenek nere-deyse hasta bakýmýna ayrýlan ödenek kadar artýyor. Þikayetkutularýndan öfkeli mesajlar çýkýyor. Saðlýk çalýþanlarý birbiri-ni “aman dikkatli ol” diye uyarýyor.

Peki, katil kim? Elbette yoksulluk, sömürü ve yozlaþmayý

üreten kapitalizm. Ama burada “2 Recep’e” veryansýn eden,saðlýkta dönüþüm programýný katil ilan eden sendikalarýn hiçmi suçu yok. Yýllardýr pasif politikalarýyla emekçilere yönelikekonomik, politik ve fiziki saldýrýlarda onlarý yalnýz býrakansendikalarýn... Arkamda sendikam var, örgütlü gücüm var diye-bilen kaç emekçi var? KESK, Tutuklamalarda, sürgünlerde yada saldýrýlarda emekçilerinin arkasýnda ne kadar durabildi. Han-gi sonuç alýcý eyleme imza attý? Saðlýkta dönüþüm programýsendikalarýn mücadele etmesi ve ortadan kaldýrmasý gerekenbir program deðil miydi? Hekime, saðlýkçýlara yönelik güven-sizlik týrmanýrken ve bunu deðiþik zamanlardaki saldýrýlardanizlerken örgütlü gücümüz ne yaptý? Bizim bu güvensiz ortamý-mýzý kitleler hissediyorlar ve bizi örgütsüz, güçsüz görüyorlar.Sendikalarýn güçlü karþý koyuþlarý örgütlediði bir ülkede bir e-mekçiye saldýrmak öyle kolay olmasa gerek. En azýndan bir ba-kan devirir böyle bir olay.

Her olayda “2 Recep’e” söylenmek kolay yol. Onlarýn sað-lýk sistemine yönelecek tepkileri saðlýkçýlara yönlendirmesi an-laþýlýr bir þey. Faþizmden ve onun uygulayýcý figüranlarýndaninsaf beklemiyoruz. Daha önce Emeðin Dünyasýnda da defa-larca saðlýk emekçilerine saldýrýlarýn olacaðý bir sürece girdi-ðimizi yazdýk. Sendikalarda, iþyerlerinde anlattýk. Zaten buöngörü sadece bize ait deðil. Herkes biliyor ve söylüyor. “Sað-lýkta ticaret ölüm demektir” sloganý aslýnda iki yönlü bir ölüm-den bahsediyor. Ama emekçilerin örgütlerinin iþi söylenmekdeðil söylemek olmalýdýr. Tam da emekçilerin öfkelerinin soka-ða çýktýðý bu anda öfke yine sönüp gitti. Yeni bir olay çýkýnca-ya kadar… Bu ilk deðil ve son da olmayacak. Baþta SES vediðer tüm sendikalar GSS ile ve hastanelerin sýnýflandýrýlmasýile hastayla saðlýkçýyý karþý karþýya getirecek olan önümüzde-ki sürecin tepkilerini örgütlemeyi baþaramazsa hastaneler ya dasaðlýk merkezlerine yönelik daha büyük saldýrýlarla karþý kar-þýya kalabiliriz.

Ya saðlýkçýlar ve bu hizmetten yararlanacak olan tüm ke-simler “saðlýkta dönüþüm” ün önüne geçecek bir ayaklanmayaratýrlar ya kitlelerin gerici ayaklanmalarý ve saldýrýlarý günlükhaberler içine girer.

Emekçiler sendikalarýnda iþ yerlerinde süreci hizmeti a-lanlara anlatmak, hizmeti alanlarla birlikte örgütlenmek ve da-yanýþmak için komitelerini kurmazlarsa sendikayöneticilerinden bu süreci yürütmelerini beklemeleri hayal olur.Tabandan yaratýlacak her alanda ve her iþ kolunda birliði ör-gütleyecek, mesleki darlýktan arýnmýþ birliklere ihtiyacýmýz var.Sýnýf bilincini taþýyan, antikapitalist tüm kesimlerin saðlýkta dö-nüþüme karþý “saðlýk hakký meclislerinde” mücadele etmesi ge-rekir. Daha önce söylediðimiz gibi oyalayýcý politikalardan vebirliklerden arýnarak, iktidar bilinciyle ayaklanmayý örgütleye-rek. Emekçilerin önünde baþka seçenek yok “ya devrim ya ö-lüm.”

Ýzmir’den DEK’li Saðlýk Emekçisi

Sadece 4+4+4 eðitimsistemine karþý olmak gibigeri bir eyleme bile bukadar açýk faþist bir saldýrýile karþýlýk veren devlet,acaba sosyalizm söylemli,yoksul sýnýf için yapýlan bireylem gerçekleþmesidurumunda ne yapardý

KATÝL KÝM?

ÝSTANBUL – 20.04.2012

Saðlýk emekçileri bugün Taksim Araþtýrma ve ÝlkYardým hastanesi önünde Gaziantep’te býçaklýsaldýrýya uðrayarak öldürülen Dr. Ersin Arslan i-

çin Ýstanbul’un çoðu hastanesi önlerinde saat:12.00’dan 13.00’a kadar oturma eylemleri düzenledi-ler. Beyaz önlüklerine siyah kurdeleler takarak, saðlýk-ta þiddete karþý tepkilerini bugün de böyle sürdürdüler.Dr. Ersin Arslan fotoðraflarýnýn asýldýðý, eylemde “Sað-lýk Bakaný Ýstifa” pankartý açýldý.

Hastane önünde toplanan TTB, Dev Saðlýk Ýþ,SES’li kurum temsilcilerinin yaptýklarý açýklamalar daTTB genel sekreteri Ali Çerkezoðlu, Gaziantep’te ça-lýþan meslektaþlarý Dr. Ersin Arslan’ýn görevi baþýndaöldürülmesi nedeniyle bütün yurtta, bütün saðlýk kuru-luþlarýnda hekimler ve saðlýk çalýþanlarý olarak çok haklý ve yerinde tepkiler sürdürdüklerini söyledi. Çerkezoðlu, da-ha öncede de dile getirilen taleplerini meslektaþlarýnýn öldürülmesiyle daha aciliyet kazandýðýný söyleyerek TTB olaraktaleplerini yineledi. TTB’nin talepleri þöyle; Saðlýkta þiddet ile ilgili Meclis araþtýrmasý baþlatýlmasý, saldýrýya uðra-yan meslektaþlarýnýn yakýnlarýnýn güvence altýna alýnmasý, SABÝM ( Saðlýk Bakanlýðý Ýletiþim Merkezi) hattýnýn sað-lýkçýlar/ hekimlere yönelik bir þiddet unsuru olarak kullanýlmasýna son verilmesi, Tüm saðlýk kuruluþlarýnýn çalýþansaðlýðý ve güvenliði yaklaþýmýyla þiddet açýsýndan risk deðerlendirmesi yapýlmasý, Politikacýlarýn/ Bakanlýk üst düzeyyetkililerin, saðlýk emekçilerini hedef gösteren söylemlerden vazgeçilmesi, Bütün saðlýk örgütlerinin Saðlýk Bakanlý-ðýyla birlikte saðlýkta þiddetin artýðýna dair toplantýnýn yapýlmasý.

Dev Saðlýk Ýþ genel baþkaný Arzu Çerkezoðlu, 22 Nisan’da Türkiye’nin bir çok ilinden kaldýracaklarý otobüsler-le Ankara’da Çalýþma Bakanlýðý önünde “Ýnsan Ýhaleyle çalýþtýrýlmaz, Saðlýkta taþeron olmaz” sloganýyla protesto ger-çekleþtireceklerini, çalýþmalarýnýn bir kampanya sürdüðünü hastanelerin önünde “Güvenceli Ýþ, Ýnsanca YaþamÇadýrlarý”kurarak çalýþmalarý daha önceden baþladýðýný hatýrlattý. Çerkezoðlu son olarak þunlarý söyledi, “yok sayýlanemeðimizi ve kimliðimizi görünür kýlmak, emeðimizin karþýlýðýný almak için çýktýðýmýz bu yolda çocuklarýmýza onur-lu ve güvenceli bir gelecek kuruyoruz” dedi. 22 Nisan’da Ankara’da olacaklarýný hatýrlatarak konuþmasýný bitirdi.

Dr. Ersin Ýçin Oturma Eylemi

Page 10: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

10 Sayı 12 / Mayıs 2012

Nadejda Krupskaya (1869-1939)26 Þubat 1869’da doðan Nadezhda Konstantinovna Krupskaya, tüm

dünyaca Lenin’in eþi olarak tanýnmasýna raðmen, Büyük Ekim Devrimi’ninönde gelen isimlerinden olmuþtur.

14 yaþýna kadar eðitim gören Krupskaya, babasý öldükten sonra çeþitliiþlerde çalýþtý ve öðretmenlik yaptý. Bir gün tesadüfen öðrencilerin politiktartýþmalarýna katýlýnca, kurslara gitmekten vazgeçip marksist eserler oku-maya baþladý; yaþamý sadece iþçilerin devrimci eyleminin deðiþtirebileceði-ni kavradý. Ve 5 yýl boyunca St. Petersburg’da iþçilere eðitim veren birokulda öðretmenlik yaptý. 1894 yýlýnda ilk defa Lenin’le tanýþtý, ertesi yýl Ýþ-çi Sýnýfýnýn Kurtuluþu Birliði kuruldu. Kýsa bir süre sonra da Leninle birlik-te tutuklandýlar, Sibirya’da sürgünde evlendiler.

Sürgünden sonra Krupskaya ve Lenin, batý Avrupa’daki Rus marksist-leriyle buluþtular ve devrim mücadelesine burada devam ettiler. Iskra gaze-tesi burada yayýnlanmaya baþladý ve Krupskaya, Iskra gazetesinin sekreteri

oldu. Rusya Sosyal Demokrat Ýþçi Partisi’nin bölünmesinde de Bolþevikler-den yana oldu.

1905 Devrimi ile birlikte Rusya’ya dönen Krupskaya ve Lenin, 1914yýlýnda yeniden kaçmak zorunda kaldýlar. 1914 yýlý baþlarýnda sadece 2 sayýyayýnlanabilen baðýmsýz kadýn yayýný olan “Kadýn Ýþçi”nin yayýnlanmasýn-da görev alan Krupskaya, 1917 Ekim Devrimi’nde ayaklanmayý örgütleyenVyborg Komitesi’nin bir üyesi idi. Krupskaya, Ekim Devrimi sonrasýnda iseçalýþmalarýný sosyalist eðitim üzerinde yoðunlaþtýrdý. 1921’den itibaren dePolitik Eðitim Enstitüsü’nde dersler vererek, öðretmenliðe geri döndü.

1924’te Lenin’in ölümsüzleþmesinden sonra yaþamýný Lenin’in hayatý-ný yazmaya ayýran Krupskaya, Lenin’in ayrýntýlý biyografisini ve kendi aný-larýný yazdý. 15 Þubat 1939’da hayata gözlerini yuman büyük kadýndevrimci Nadejda Krupskaya’nýn adý bir astroide verildi.

TARÝHE YÖN VEREN KADINLAR...NADEJDA KRUPSKAYA

21 Nisanda Devinim Tiyatro Atöl-yesi tarafýndan hazýrlanan Itza’nýn Doðu-þu adlý oyun, ilk perdesini Su GösteriMerkezinde izleyenlerine açtý. 22 Nisan2001 de ölümsüzleþen Ölüm Orucu Sa-vaþçýsý Sibel Sürücü’ ye atfedilen oyu-nun organizasyonunda (EKA) EmekçiKadýnlar olarak bizler de aldýk. Sibel Sü-rücü’yü 11. yýlýnda ona ithaf edilen tiyat-ro oyunuyla andýk.

Kadýnýn beþ bin yýllýk tarihini anla-tan oyun, kadýnlarýn koruyucu tanrýçala-rýnýn temsilcisi olan Ýtza karakteri ilebaþlayan serüveni, Ýskenderiye’de din sa-vunucusu Paraboloniler tarafýndan öldü-rülen bilim kadýný Hypatia’ya, Berlinmahkemesinden sevgilisi Otto Braun’ukaçýran devrimci bir kadýn olan Olga Be-nerio’ya, Trikeri zindan adasýnda beþ binkomünist kadýnýn tutulduðu, önce tutsaksonra idam edilen Luisa Carla’ya, Gül-dünya Tören’e, yaþanmamýþ hikayeler deisimsiz kadýnlara, eylemini sürdürürkenkadýnýn beþ bin yýllýk tarihi ile bilinçle-

nen tekstil iþçisi Leyla’ya ve “Ýnsanýn idealleri için yaþamasý ile ölmesi arasýnda birfark görmüyorum” diyen Ölüm Orucu Savaþçýsý Sibel Sürücü ’ye uzanan oyun tümizleyenleri duygu seline boðarak sonlandý.

Kadýnýn beþ bin yýllýk tarihinde yenilgiyi kabul etmeyip savaþan ve mücadeleederek kazandýðýnýn anlatýldýðý oyunun önermesi de verdiði mesajda bizce önem-liydi. Emekçi Kadýnlar (EKA) olarak salonda açtýðýmýz stand ve Sibel Sürücüyüanlatan afiþlerimizle görsellik katýp oyun sonunda da söz alarak onu anlattýk. De-vinim Tiyatro Atölyesine de emek ve baþarýlarýndan dolayý tebrik ve teþekkürleri-mizi sunduk.

22 Nisan gününün sabahý da Ölüm Orucu Savaþçýsý Sibel Sürücünün mezarý-ný ziyaret ettik. En sevdiði çiçeklerle; papatya ve kendi gibi naif, ince ruhlu gelin-ciklerle mezarýný süsledik. Saygý duruþu ve mezar baþý anmasýndan sonrasloganlarla oradan ayrýldýk.

Ayný gün Sarýgazi Ayýþýðý Ekin Sanat Derneði’nde gerçekleþtirilen Ýþçiler 1Mayýs’ý tartýþýyor söyleþisine katýlýp, ölümsüzleþen yoldaþýmýzýn resimleri donatýl-mýþ salonda, saygý duruþuyla anarak onu unutmadýðýmýzý unutturmayacaðýmýzý, bizEmekçi Kadýnlarýn açtýðý yoldan yürümeye devam edeceðimizi söyledik.

SÝBEL SÜRÜCÜ ÖLÜMSÜZDÜREmekçi Kadýnlar (EKA)

Ölümsüzleşmesinin 11. Yılında:SİBEL SÜRÜCÜ

Itza, beş bin yıl öncesindenkadınların gözyaşlarınıgetiriyor işçi Leyla’ya

8 Mart deyince aklýnýza ne geliyor. Tekil düþünürsek, yok-sul kesimin kadýnýnýn ne gibi, hangi þartlara, maruz kaldýðý bili-nir. Türk, Kürt toplumunda kadýn sürekli iþkence görür. Tacizgörür. Çýðlýklar atar, sessiz çýðlýklar. Ama kimse onu duymaz,görmez, bilmez. Ýþte biz kapitalizmin yönettiði o kadýnlardan de-ðiliz, olmayacaðýz da. Biz Emine Erdoðan gibi olmayacaðýz. Birkadýnýn onuru gururu varsa, ayaða kalkar kadýna yönelik þidde-tin biraz daha azalmasý için.

Biz kadýnlar (Newrozda) açýlan gül idik, kýr çiçeðiydik,sümbül, zambak, en güzeli karanfildik. Sokaktaydýk 8 Mart’taTaksim’deydik. Baðýrýyorduk, haykýrýyorduk ölen öldürülen ni-ce kadýnlar için. Devrim yolunda ölen kadýnlarýn can veren ka-dýnlarýn, karanfillerin isimlerini yürüyüþ boyunca, tek tek andýkboðazýmýz yýrtýlana kadar. Ezilen sömürülen haksýzlýða uðrayan-dýk. Nice taciz, tecavüze uðramýþ genç kýzlarýmýz için analarýmýziçin sokaktaydýk. Nice 8 Martlara daha... Nice devrim için sava-þan kadýnlara kitlelere ulaþacaðýz. Tüm emekçi kadýnlarýn 8 Mar-týný kutlarým. Daha martý gibi yükselip kanat çýrpacak devrimleözgürleþeceðiz. Umudum kavgada kavgam devrimle özgürleþe-cek.

Bir düþ gördüm 8 martý, 80 martý, 800 martý ve seksen mil-yon karanfil gördüm. Ve aðlýyordum, sevinçten aðlýyordum. Herrenkten çiçekler vardý kýrçiçekleri gül, zambak, karanfil. Ben deonlardan biriydim, içlerinden geçtim. Hepsine selam verdim.Merhaba dedim herkesin kalbi bir atýyordu. Hepsi özgürlük is-tiyordu biliyordum. Hepsi kanýnýn son damlasýna kadar savaþa-caktý. Biz boyun eðen kesimden olmayacaðýz. Baharýgöreceðiz... çiçekleri... gül, karanfil bahçelerini göreceðiz. Gör-düðüm rüya deðil gerçekti. Ne yaðmurlar, ne karlar ne fýrtýnalargelip geçti, biz yýlmadýk. Kimsenin gücü yetmezdi karanfilleri

koparýp atmaya. Biz kadýnýz doðurganýz, duygusalýz, güçlüyüz,kýsacasý her þeyiz. Kadýn Olmadan Devrim Olmaz, Devrim Ol-madan Kadýn Kurtulmaz.

N. E

Bu günün önemini Emekçi Kadýnlar (EKA) bize çok güzelbir þekilde yaþattý. EKA’nýn 8 Mart Emekçi Kadýnlar Günü içinyapmýþ olduðu yürüyüþ ve uzunca yapmýþ olduklarý çalýþmayla,gerçekten hakkýný verdiler ve o günü coþkusuyla bize yaþattýlar.Katýlýmcýlar, sloganlar, yürüyüþteki zýlgýtlar o günün gerçektenemekçi kadýnlara ait olduðunu ve kadýnlarýn gerçekten güçlü ol-duðunu, kadýn olmadan DEVRÝM olamayacaðýný her 8 MART’ta yaþatýklarý gibi bu 8 Mart’ta da bize yaþattýlar. Çok teþekkür-ler tüm EMEÐÝ geçenlere!

E. K

Sevgili Emekçi Kadýnlar;Öncelikle her yýl olduðu gibi bu yýl da 8 Mart Dünya E-

mekçi Kadýnlar günü yine güzel, coþkulu ve görkemli bir þekil-de anýldý. Sesinizin yankýsý sesimizin yankýsýyla buluþtu. Sadeceülkemizde deðil, dünyanýn her yerinde kadýnlarýmýz hem sýnýf-sal, hem cinsel, hem ulusal sömürüye maruz kalýyorlar. Oysa ü-reten biziz. Toplumun büyük bir bölümünü oluþturan emekçikadýnlarýz. Fabrikalarda, tarlalarda, evde, zindanlarda, yani ha-yatýn her alanýnda üretiyoruz. Bizler artýk yalnýz deðiliz. Anne-lerimizin ve ablalarýmýzýn kaderini yaþamak zorunda deðiliz.Ýncecik bileklerimiz olabilir fakat hayatýn zorluklarý altýnda o in-cecik bileklerimiz gücümüzün farkýna vardýðýmýzda çelik yum-ruklar oluþturabilir. Bizler olmasak hayat olmaz. Bu gücümüzünfarkýna varýp kolektif bir platformda birleþirsek kimsenin ve sis-temin bizi ezmesine izin vermemiþ oluruz. Bizler kimsenin ma-lý deðiliz. Anayýz kardeþiz yareniz. Bizler üretmesek hayat durur.

Erkeklerle ayný iþi yaptýðýmýz halde birde evin tüm yükü bi-zim omuzlarýmýzda ve hala daha töre cinayetlerine kurban gidi-yoruz. Buna dur demek bizim elimizde. ... ölüm veya aþaðýlanmadeðil söz hakkýmýz olmalýdýr. Sevgili Emekçi Kadýnlar; EKA’yakatýlabilir birlikte üretmenin kolektifin birer parçasý olabilirsi-niz. Hayal ettiðiniz hayatýnýzý bireysel olarak deðil toplumsalkurtuluþla yapabilirsiniz. Üreten bizsek söz hakký da bizim olma-lýdýr.

Kadýn Olmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan KadýnKurtulamaz.

EKA sizleri kutluyorum. Her yýl daha da çoðalýyorsak busizlerin emeðiyledir. Bu yýl da Taksim’in her yeri 8 Mart’ta E-mekçi Kadýnlarýn coþkusuyla yankýlandý. Bu güzel günde eme-ði geçen tüm arkadaþlara sonsuz teþekkürler...

A. D.

Patronun baskýlarý sonucu iþten ay-rýlmak zorunda kalan bir emekçi kadýnýnmektubunu sizlerle paylaþýyoruz.

“Patronun dini, dili, ýrký olmaz. Pat-ron, ‘ben de sizdenim, benim kardeþimde öðrenci, buralara kolay gelmedim’der ve daha fazlasýný da elbette.

Mesela ‘caným tüm imkanlarý ayak-larýnýza seriyorum gerisi size kalmýþ’manasýnda ilk görüþmede ‘un var, yaðvar, þeker var, helva yapmayý biliyormusun?’ diyebilir. Patron hem babacan-dýr hem de ciddidir hem de sempatik (!)

Ýþe baþlama saati 10.00 olmasýna

raðmen ýsrarla her sabah en geç 09.30’dabüronun mutfaðýnda toplanmanýzý ister.Yarým saat boyunca oturmanýzý ve ses-siz olmanýzý. ‘Bayanlarýn aralarýnda ko-nuþmalarý hiç hoþ bir durum deðil.Arkadaþ olup kol kola da gidip gelmeni-zi istemiyorum’ der patron. Ona göre la-kaytlýðýn sýnýrý yoktur.

Tam 10’da kabinlere geçilir, cep te-lefonlarýnýn kulaklýklarý takýlýr ve bil-mem telekoma kaç bin verilerek eldeedilen listelerden Türkiye’nin dört biryaný aranarak insanlara çok çok fayda-lý(!) medikal ürünler sunulur.

Bir buçuk saat de bir on dakika araverilir. Çalýþanlar insandýr nihayetindeve boðazlarý kuruyabilir. On dakikada iþdýþýnda konuþmadan, gülmeden çay vesu içebilirler. Su bardaklarý asla masala-rýn üzerine gitmemelidir. ‘Lakaytlýk dizboyu’ olur yoksa.

Patron her arada hatta sen çalýþýrkende tepene dikilip ‘satýp var mý satýþ, sizhiç çalýþmýyorsunuz, SATIN SATIN!’diye baðýrabilir. Patron babadýr, azarlar.

Öðlen bir saat yemek molasýnda as-ký ve kotla büro ve mutfak sýnýrlarý dýþý-na çýkmak yasaktýr. Ama binanýnhavalandýrmasýna bakan pencereden ka-faný uzatabilirsin!

Yemek iþyerine ait olduðu için, dü-zenli olarak her öðlen tavuk dürüm ay-ran ikilisi konulur önünüze. Sayýnpatrona baþka bir seçeneðimiz var mý,diye sorulunca ‘niye tavuk dürüm sev-miyor musun?’ soru cevabýný alýrýz.

Yemekten kalan süre normal þartlar-da bizimdir. Sigara dumanýna boðulmuþmutfakta boþ oturup beklemektense bü-

roya geçip gazete ya da kitap okuyabili-riz, zira çalýþma saatine daha vardýr. Biriki kez okurken yakalanmýþsanýz, her çý-kýþta gereksiz yere uzatýlan toplantýlar-dan birinde ‘arada kitap gazeteokuyacaðýnýza iþ düþünün, çalýþýn, yara-týcý olun”‘ uyarýsýný alabilirsiniz.

Patronunuz her gün tavuk dürümyemenizi ve üzerine de parlak fikirlerbulmanýzý istiyorsa, bulun. Tepenize di-kilip iki de bir ‘satýþ yapýn, satýþ!’ çýð-lýklarý da motivasyonunuzu yüksektutmak için zaten.

Her akþam ödev kontrolüne gidensýkýntýlý öðrencilerin ruh haliyle tek tekpatronun odasýna gidilir. Satýþ kaðýtlarýuzatýlýr. Satýþ sayýnýza göre azarlamanýnþiddeti belirlenir. Bir gün hiç satýþýnýz ol-mamýþsa ve durumu açýklamaya çalýþý-yorsanýz iþte orada durun. Saatlerce,sabýrla insanlarla konuþmuþ olmanýzý,yüzünüze kapanan telefonlardan tutun-da uðradýðýnýz hakaretleri her þeyi birkenara koyun. Emek kelimesini iyice birçiðneyin, yutun güzelce ohh... Þimdi

patronun dövercesine konuþmasýný din-leyin ve satýþ kaðýdýný gözünüze sokma-sýný izleyin.

Bitti mi, deyin içinizden ve çýkýn o-dasýndan.

Satýþ olmadýðý bir gün boþ durma-manýz adýna toz alabilir, tuvalet banyotemizliði yaptýrýlabilir size. Satýþ danýþ-maný olmanýzýn bir önemi yoktur. Aldý-ðýnýz parayý hak etmelisiniz.

Ýletiþimle ilgili bir iþte, bozuk dik-siyonlu ve iþ adabýndan yoksun, sürekliayný cümleleri kuran bir iþveren olabilirmi? Patronsa her þey mübahtýr.

‘Beceriksizsiniz, günde en az on sa-týþ lazým.’

‘Kaç kere tuvalete gidiyorsunuz öy-le, lakaytlýk bu.’

‘Yemek veriyorum, meyve de aldýmgeçen, yaranýlmýyor size.’

Gönlünüz olsa çalýþmakta dersinizki, pazar günü verin de ürünlerden, so-kakta mahallede satayým. Niye pazar gü-nü çalýþmak kimsenin aklýna gelmiyor.!

Ankara’dan Bir Emekçi Kadýn

EMEKÇÝ KADINLAR YÜRÜYÜÞÜNDEN ÝZLENÝMLER

8 Mart 2012 günü İstiklal Caddesi’ndeEKA’dan Emekçi Kadın Yürüyüşü

“NÝYE PAZAR GÜNÜ ÇALIÞMAK KÝMSENÝN AKLINA GELMÝYOR”

Page 11: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

11Sayı 12 / Mayıs 2012

Emek gücünün kullanýmý, çalýþmanýn kendisidir. Emek gücünün alýcýsý, onu, satý-cýsýný çalýþtýrarak tüketir. Emek gücü satýcýsý, çalýþarak, fiilen emek gücü, yani iþ-çi haline gelir; çalýþmaya baþlamadan önce o, sadece potansiyel emek gücüdür.

Emeðin metalarda belirebilmesi için, iþçinin, her þeyden önce, emeðin kullaným deðer-lerine, yani her hangi bir ihtiyacý gidermeye yarayan þeylere harcamasý gerekir. Demekki kapitalistin iþçiye ürettirdiði. Özel bir kullaným deðeri, belli bir nesnedir. Kullanýmdeðerlerini veya metalarýn kapitalistler hesabýna ve kapitalistlerin denetimi altýnda üre-tiliyor olmasý, bunlarýn genel özelliklerini deðiþtirmez. Bunun içindir ki, emek süreci-nin, ilk önce tüm belirli toplum biçimlerinden baðýmsýz olarak incelenmesi gerekir.

Çalýþma her þeyden önce, insanla doða arasýndaki bir süreçtir; bu süreçte insan do-ða ile kendisi arasýndaki madde alýþ veriþini kendi çabasýyla yürütür, düzenler ve denet-ler.

Emeði tümüyle ve yalnýzca insana ait bir biçimiyle alýyoruz. Bir örümcek, dokuma-cýnýn çalýþmasýný andýran faaliyetlerde bulunur ve bir arý, bal peteðini yaparken bir mi-marý utandýrýr. Ama en kötü mimarý en iyi arýdan daha en baþýndan ayrýt eden þey,mimarýn peteði balmumundan yapmadan önce kafasýnda kurmuþ olmasýdýr. Emek sü-recinin sonunda, bu sürecin baþýnda zaten iþçinin imgeleminde, yani var olan bir sonuçortaya çýkar.

SSÖÖZZLLÜÜKK -- EEMMEEKK SSÜÜRREECCİİ

01.05.1886 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs’ta 350.000 işçi greve çıkar.Bunun 40.000’i ise Amerika’nın Chicago kentindedir. Chicagolu işçi önderleri Albert Par-sons, August Spies, Adolph Fischer, George Engel yaptıkları konuşmalarda sınıf kardeşlerineşöyle seslenirler: “ Bir gün 24 saat. 8 saat çalışma, 8 saat uyku, 8 saat sosyal zaman!” İşçi ön-derlerinin dile getirdiği 8 saatlik iş günü talebi, sermaye sınıfını, sömürücüleri dehşete düşü-rür; iliklerine kadar sarsar. Ne demektir bu 8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat sosyal zaman talebi?Hesap ortadadır: “Açıkçası sömürü oranının, karın yüzde yüz azalması, aylaklığın (özgürlü-ğün) yüzde yüz artması.” Patronlar sınıfı böyle değerlendirirler bu durumu. Ve bu durum pat-ronlar için, kapitalistler için öyle kolay kabul edilebilir, kolay hazmedilebilir bir durumdeğildir.

Burjuva sınıf, işçilerin bu haklı talebinde birlik, mücadele ve dayanışma içerisinde olmalarınıönlemek, işçi sınıfını mücadelelerinde haksız bir duruma düşürebilmek ve kendi saldırılarınameşru bir zemin hazırlayabilmek için günler öncesinden, yalan ve hile üzerine kurulu bir karapropaganda başlatırlar. Bu da yetmez, öfkelerini ve nefretlerini tehditlerle kusarlar: “ Kentiyakıp yıkacaklarmış, öyle mi? Bunun önünü almak için gerekirse Chicago’nun her lamba di-reğini bir işçi cesedi süsleyecek.” Bu tehditlerle işçileri korkutup sindirmek isterler. AmaChicago’lu işçiler bu kara propagandaya ve tehditlere rağmen Hay Market Meydanı’nı hıncahınç doldururlar. Bunun üzerine sermaye sınıfı ve onun devleti ajan ve provokatörlerini hare-kete geçirerek bir katliam düzenler. Kalabalığın arasından işçilerin üzerine bomba atılır. Pat-lamalarda 4 işçi ölür. Burjuva sınıf derhal harekete geçer. Ölümlerden ve atılan bombalardan 8 işçi önderi sorumlututulur. Yargılamalar sonucu dört işçi önderi müebbet hapse mahkum edilirken, diğer dördüde (Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer, George Engel) idama mahkum edilir.

01.05.1889’da toplanan II. Enternasyonal Kongresi, 1890’dan başlamak üzere 1 Ma-yıs’ı, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan eder.

01.05.1977 Tak sim 1 Ma yýs A la ný’nda dev rim þar ký la rý, marþ lar söy le yen kit le nin ü ze ri neüç yön den a teþ a çýl dý. A maç la rý kit le yi bir bi ri ne kýr dýr mak, ez dir mek ve bü yük bir kat li am yap -mak tý. Ve öy le de yap tý lar. 77 1 Ma yýs’ý ka na bu lan mýþ tý. A lan da bu lu nan 500 bin e mek çi kur -þun lar dan ko run mak i çin kit le ler ha lin de ters yö ne kaç mýþ, bu se fer o yön den a teþ a çýl mýþ, di ðeryö ne ka çýn ca kit le bir bi ri ni ez miþ ti. Kur þun lar dan ko run mak i çin ye re ya tan kit le nin ü ze rin denpan zer ler le ge çil miþ, 34 sý nýf kar de þi miz, kat le dil miþ ti. Yüz ler ce si ya ra lan mýþ tý, 98 iþ çi bu o lay -lar dan ö tü rü sa nýk san dal ye si ne o tur tul muþ, 17’si tu tuk lan mýþ tý.

04.05.1929 İngiltere Sendikalar Birliği'nin çağrısıyla Britanya tarihinin ilk genel grevi baş-ladı. Genel grev 9 gün sürdü.

04.05.1972 Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam kararını durdurmak içinTHKO militanları Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken'i rehin alma eylemi yaptılar.Çıkan çatışmada Orgeneral Eken ayağından yaralandı. THKO militanlarından 3’ü çatışmada geriçekilmeyi başarırken Niyazi Yıldızhan katledildi.

06.05.1972 Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun (THKO) kurucu ve yöneticilerinden DenizGezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi.

10.05.1908 Kadın iplik işçileri Bursa'da greve çıktı.

17.05.1973 Türkiye Komünist Partisi- Marksist Leninist (TKP-ML) ve Türkiye İşçi KöylüOrdusu'nun (TİKKO) kurucusu İbrahim Kaypakkaya sıkıyönetimde gözaltında yapılan işkence-ler sonucunda katledildi.

28.05.1981 Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK ) Genel Başkanı AbdullahBaştürk ve yürütme kurulu üyeleri, işçileri suça teşvik ve tahrik ettikleri gerekçesiyle İstanbul Sı-kıyönetim Askeri Mahkemesi'nde yargılanmaya başladılar.

31.05.1971 Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) kurucularından Sinan Cemgil, Alpas-lan Özdoğan ve Kadir Manga Nurhak dağlarında ordu ile girdikleri çatışmada katledildiler.

TARİHTE BU AY

Ata la rý mý zýn kul lan mýþ ol du ðu a ta söz le ri nin tü mü -ne doð ru di ye bi li yor mu yuz? Ör ne ðin “ba na do -kun ma yan yý lan bin yýl ya þa sýn”. Sev gi li a ta cý ðým,

ben ha ya tým da ne bir yý la na ne de bir bö ce ðe ka rýþ ma dým.Ak si ne bü tün can lý la rýn en az be nim ka dar ya þa ma hak la -rý nýn ol du ðu nu sa vun dum. Pe ki, a ta cý ðým bu yý lan lar ba naka rýþ ma dý ben de yý lan la ra za rar ver me dim. A ma o yý lankar de þi me za rar ver di ðin de, yý lan ba na do kun ma dý o hal -de bin yýl ya þa sýn di ye bi lir mi yim?

Ro bos ki de 34 ta ne Kürt sý nýf kar de þi miz ya þam la rý -ný i da me et ti re bil mek i çin zor ko þul lar da o ka dar e zi ye terað men ça lý þýr ken, fa þizm ta ra fýn dan bom ba la nýp kat le dil -di ðin de “ba na do kun ma yan yý lan bin yýl ya þa sýn” di ye bi lir mi yim? Fa þizm yýl lar dýr A le vi hal ký na göz aç týr ma ya -rak Ga zi’de, Ma raþ’ta, Ço rum’da, Si vas’ta ve Der sim’de ço luk ço cuk de me den kat le der ken ger çek ten vic dansa hi bi o lan in san lar, bu “yý lan ba na do kun ma dý bin yýl ya þa sýn” di ye bi lir mi?

Son bir ör nek ve re cek o lur sak Di yar ba kýr zin dan la rýn da, Ma mak’ta U lu can lar ’da 19 A ra lýk 2000’de 20 zin -dan da dev rim ci le re yö ne lik on ca vah þi ce iþ ken ce ler ya pý la rak, çi vi li so pa lar la dö vü le rek, ü zer le ri ne ya ný cý ya ký cýbin ler ce bom ba a tý la rak yüz ler ce in sa ný mý zý kat le den fa þiz me se yir ci mi ka la ca ðýz?

Pe ki, sev gi li a ta cý ðým be nim le ay ný ka de ri pay la þan ay ný sý nýf tan o lan be nim le çok a ma çok or tak nok ta sý o -lan in san la ra,ya ni e mek çi le re yý lan zeh ri ni a ký tý yor sa a ký tý yor i se ben kal kýp bu na se yir ci ka la bi lir mi yim? Hat taAf ri ka’da dün ya nýn bir çok em per ya list ül ke le rin de de po lar að zý na ka dar do luy ken, her 5 sa ni ye de 1 ço cuk canve ri yor ken, ba na ne yý lan ba na ka rýþ mý yor di ye bi lir mi yiz?

Ken di mi ze kar þý dü rüst o lur sak yý lan lar da ha biz a na mý zýn kar nýn day ken zeh ri ni biz le re a kýt mýþ týr. Bur ju va -zi ve ser ma ye dar la rýn ken di si ve yan da þý o lan sev gi li a tam; se nin bu söy le min den do la yý sa de ce se ni suç la mý yo -rum. Sen den ön ce baþ la mýþ o lan sö mü rü dü ze ni nin çark la rý nýn sa na ez ber let ti ði, ya þat tý ðý zih ni ye tin so nu cu senin san la ra ben cil ce yak laþ týn. Sen ken di çý ka rý nýn de va mý i çin, in san la rýn çev re si ne du yar sýz laþ ma sý ný is te din. Senbu nu is ti yor dun, çün kü; bi li yor dun ki sö mü rü len, yok sa yý lan bir sý nýf ya ni iþ çi ve e mek çi le ri an cak, bu þe kil de yal -nýz laþ tý ra rak ken di çar ký ný çe vi re bi lir din. On la ra, ken di çý kar la rý nýn sür dü ðü sü re ce çev re si ne du yar sýz laþ ma sý ge -rek ti ði ni vur gu la dýn. Sen bun la rý söy ler ken bi li yor dun ki iþ çi le ri e mek çi le ri ve sö mü rü len yok sa yý lan bir sý ný fýan cak bu þe kil de yal nýz laþ tý rý la rak ken di çar ký ný çe vi re bi lir din.

Þim di i se biz iþ çi sý ný fý o la rak, bir bir çark la rý ný zý ký ra ca ðýz. Dün ya halk la rý nýn be ra ber li ði nin sa vu nu cu su o -la rak, bu sis te mi kö kün den, sö ke rek a ta ca ðýz. Ye ri ne de in san la rýn te miz ve ber rak ya þa dý ðý bir dün ya ku ra ca ðýz.Bu dün ya nýn a dý da SOS YA LÝZM ol sun di yo ruz.

DÝK’li Bir İşçi

A ta la rý mý zýn Zeh ri

Yir mi yýl lýk ça lýþ ma ha ya tý mý e mek li lik hak ký mý kul la na rak son lan dýr dým. Bü ro e le ma ný ve u zun sü re si niYö ne ti ci A sis ta ný o la rak ta mam la dým. Bu ne den le dört du var a ra sýn da, ma sa ba þýn dan ay rýl mak sý zýn ça -lan te le fon la ra ce vap ver mek, gün lük ran de vu la rý or ga ni ze et mek ve ya zýþ ma la rý yap mak gi bi her tür lü

o fis i þi ni yü rüt me nin dý þýn da yö ne ti ci le rin ve di ðer ça lý þan la rýn a ra sýn da bir is tas yon muþ ça sý na, uð rak ye ri, ak -ta rým nok ta sý ol mam ge re ki yor du. Bu so rum lu lu ðu her za man us ta ca yö net mem bek len di. Bu nu ki mi za man zor -la na rak ve ça tý þa rak da ol sa e lim den gel di ðin ce ye ri ne ge tir me ye ça lýþ tým. Sü rek li o tur mak zo run da ol du ðum danve bil gi sa yar kul lan mam ge rek ti ðin den sað lýk so run la rý i le kar þý laþ tým sa da ken di mi e lim den gel di ðin ce ko ru ma -ya ça lýþ tým. Ça lýþ ma ha ya tý her sa bah te laþ la sa ba hýn er ken sa at le rin de, kýþ ka ran lý ðýn da ya da ya zýn gü ze lim sa -bah la rýn da ev den çý kýp bir dört du var a ra sý na gi rip, ga rip re ka bet le rin, men fa at le rin i çin de ak þa ma ka dar ha ya týtü ket mek ten baþ ka bir þey de ðil di. Kal dý ki iþ siz lik so ru nu ve iþ ve re nin kü çük he sap la rý be ni de iþ siz bý rak mýþ tý.Bu du rum da e mek li lik hak ký ný el de e de ce ðim yaþ had di sü re si ni dört göz le bek le me ye baþ la dým. Ha ya tý mý sür -dü re bil mek i çin iþ a ra ma ya ve ge le ce ði min gü ven ce si i çin e mek li li ði mi dü þün me ye baþ la dým. Bü yük fir ma lar -da ça lýþ týk tan son ra bu la bil di ðim en i yi iþ bir ta þe ron fir ma ol muþ tu. Bü yük bir ta þe ron fir ma ol ma sý na rað mença lý þa gel di ðim bü yük hol ding þir ket le ri ne gö re ko þul lar ol duk ça in san lýk dý þý, pat ron key fi ne ve ka zan cý na gö -re uy du rul muþ ka nun suz uy gu la ma lar i le kar þý laþ tým. Pat ron ça lý þan la rýn za ma ný na, ka zan cý na ve e me ði ne gö zü -nü dik miþ ti. Ýþ çi hak la rý, sý nýf bi lin ci ve top lum sal o lay lar i le il gi li gö rüþ le rim o ku du ðum ki tap lar i le ay dýn lan ma yabaþ la mýþ tý. Ay dýn lan dýk ça da bir kar þý du ruþ, di re niþ ge liþ me ye baþ la dý.

Fo toð raf i le il gi le ni yo rum son yýl lar da. Ob jek ti fi mi ey lem le re, di re niþ le re çe vir dim. Ha len çe vir di ðim yön -den dek lan þö re bas ma ya de vam e di yo rum. Ob jek ti fi me yan sý yan in san lar i le ta ný þýp, dost luk lar ku ru yo rum. Busa ye de A yý þý ðý Sa nat Mer ke zi’nde De vi nim Ti yat ro Gru bu’nun bir ü ye si o la bil dim. Ha ya lim de ki ti yat ro o yun -cu lu ðu nu “It za’nýn Do ðu þu” ad lý o yun da al dý ðým rol ler i le ger çek leþ tir me þan sý ný el de et tim. E mek li li ði mi, ça -lýþ ma ha ya tý nýn ger çek leþ tir me me i zin ver me di ði ha yal le ri mi ya þa ya rak taç lan dýr dý ðým i çin çok mut lu yum. Hiç birþey i çin geç kal mýþ de ði lim dü þün ce si i le bað la ma çal ma yý öð re ni yo rum. Tür kü le ri mi zi çal ma ya baþ la dým. Ar -týk “U zun in ce bir yol da yým” di ye rek bað la ma mýn tel le rin de A þýk Vey sel’in o gü zel e se ri ni, o bil ge söz le ri ni tek -rar la ya bi li yo rum.

Çok mut lu yum, çok þans lý yým A yý þý ðý Sa nat Mer ke zi i le ta nýþ tý ðým i çin… Ya þa sýn ar ka daþ lýk, dost luk, da -ya nýþ ma i le yü rü yen en ko lek tif sa nat da lý ti yat ro!!!

Bü yük bir he ye can la gör dük le ri mi, duy gu ve dü þün ce le ri mi gös ter me ye ça lýþ tý ðým fo toð raf la rým, ti yat ro o -yu nu muz da can lan dýr dý ðým rol ler ve bað la ma mýn tel le ri ne vu ruþ la rým i le sev gi yi, da ya nýþ ma yý, kar deþ li ði, dost -lu ðu ve ger çek li ði pay la þa rak ya þa ma de vam et me yi di li yo rum.

OKUR MEKTUBU

ÝS TAN BUL – 15.04.2012

Emek Si ne ma sý nýn yý kýl ma ma sý i çin (15 Ni san)bu gün ya pý lan ey le me yüz ler ce ki þi ka týl dý. Sa -nat ku rul ma rý nýn bir lik te or ga ni ze et ti ði ey le me

“ E mek Ý le Ser ma ye Uz laþ ma ya cak” pan kar týy la E mekSi ne ma sý na doð ru yü rü yüþ ger çek leþ ti ril di.

Tak sim Tram vay du ra ðýn dan baþ la yan yü rü yüþ teStar bucks, De mi rö ren A lýþ ve riþ Mer ke zi yu ha lan dý.Kit le sýk sýk “Ýs tan bul Bi zim E mek Bi zim”, “E mek i leSer ma ye Uz laþ ma ya cak”, “Ýs tan bul’u Sa ta Sa ta Bir þeyKal ma dý” þek lin de slo gan lar at tý lar.

E mek Si ne ma sý’nýn ö nün de ba sýn a çýk la ma sý ný o -ku yan Ýl ha mi Ýr sam; yýl 2012. Be yoð lu tam bir si ne mame zar lý ðý na dö nüþ müþ tür. Ka pý sý so ka ða a çý lan, top -lum sal ha fý za yý ta þý yan bü yük sa lon la rýn ye ri ni a lýþ ve -riþ mer kez le ri nin i çin de ki çok sa lon lu, ti ca ri si ne ma laral mýþ týr. Si ya si ik ti dar i le ser ma ye, güç le ri ni bir leþ ti re -rek Be yoð lu’nu baþ tan a þa ðý ya bir þan ti ye ye dö nüþ tür -

mek i çin kol la rý çok tan sý va mýþ týr. A maç la rý sý nýf sal te -miz lik yap mak ve kent te ki kül tür ha ya tý ný yok e de rekmu ha lif ses le ri sus tur mak týr.” Ýr sam; da ya týl ma ya ça lý -þan se nar yo ol du ðu nu bu nu ka bul et me ye cek le ri ni, ser -ma yey le pa zar lýk yap ma ya cak la rý ný Tak sim mey da nýn“ya ya lýþ týr ma pro je si ne”, Be yoð lu’nun sa tý þa çýk ma sý -na, Tar la ba þý’nýn “ye ni len me si ne” i zin ver me ye cek le ri -ni söy le di. A çýk la ma dan son ra ey lem so na er di.

E mek Si na ma sý nýn Yý kýl ma sý naKar þý Tep ki ler Bü yü yor

Page 12: Emegin Dünyası Aylık İşçi Gazetesi

E me ðin Dün ya sý Ga ze te si / Ay lýk Sü re li Ga ze te / Yýl: 2 / Sa yý: 12 / Mayıs / 2012 / Mart Ya yýn cý lýk / Sa hi bi ve Ya zý Ýþ le -ri Mü dü rü: Cenk Or çun Ý nal / Ad res: 75. Yýl Ma hal le si 1341 No lu So kak No: 47/B Sul tan ga zi/ÝST/ Tel.: 0212 419 6851 / e me gin dun ya si@gma il.com - www.e me gin dun ya si.in fo / Bas ký Tuks Mat ba a & A jans / Þi ri nev ler Mah. 1. Sok.No: 27/16 Bah çe li ev ler/ÝST

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan İdamlarının 40. yılında Ülke Genelinde Yapılan Miting ve Yürüyüşlerle EtkinliklerleBir Defa Daha Yaktıkları Devrim Ateşinin Söndürülemediği Gösterildi. Bugün Ülkemizde Devrim Deniz ve Yoldaşları İle Öz-deşleşmiştir. Onlar Ki Parlamenterizm’den Hızlı Bir Kopuş Yaparak Marksizmin ve Leninizmin İşçi Sınıfını Emekçi Halkları Kur-tuluşa Götürecek Olan Zora Dayalı Devrim Tezini Benimsemiş ve Yaşamlarının Son Anına Kadar Ona uygun HareketEtmişlerdir. Bugün Denizlerin Açtığı Yol İşçi Sınıfını ve Ezilen Emekçi Halkları Kurtuluşa Götürecek Yegane Yoldur. Zora Da-yalı Devrimi Gündemlerinden Çıkarmış Olanların Denizlerin Adına Sahip Çıkmaları Mümkün Değildi;Olmadı da..

Bir Yandan “Eğer Denizler Yaşasaydı Bugün Yolları Parlamentoya Çıkardı” Türünden Sözler Sarfedip Bir Yandan da Kendi ReformistKimlikleriyle Denizlerin Mirasına Sahip Çıkmaya Çalışanlara İşçi Sınıfı ve Gençlik İdamlarının 40. Yılında Cevap Verdi. Emekçi Halk-ları Kurtuluşa Götürecek Olan Sosyalizm İse Sosyalizmi Getirecek Olan Zora Dayalı Devrimdir. Marksizmin -Leninizmin Bu Temel İl-kesini Yok Sayanlar Denizlerin Yaktığı Devrim Ateşini Söndürmeye Çalışanlardır.

Devrimci İşçi Komiteleri Olarak, Denizlerin Yaktığı Ateşin, İşçi Sınıfını Kurtuluşa Götürecek İradenin Savunucuları Olarak İstanbulKadıköy, Antep Yeşilsu Parkı, Ankara Karşıyaka Mezarlığı ve İzmir’de Mücadele Birliği Platformu Tarafından Gerçekleştirilen Miting-lerde Yoldaşlarımızı, İdamlarının 40. Yılında İşçi Sınıfı ve Emekçi Halklarla Buluşturduk.

ANTEP - 06.05.2012

Denizleşenlerimizle Yürüyoruz adı altındatertiplenen miting valilik tarafından “Baş-bakan”ın gelişi “hıdırelles” ve “futbool”

maçı gerekçe gösterilerek “yeterli” emniyetin sağla-namayacağı nedeniyle izin verilmedi.

İzin verilmemesi üzerine miting çalışmaları hızkesmeden devam etti.

6 Mayıs günü Kırkayak parkında toplanan yüz-lerce emekçi, öğrenci, işçi ilk defa yapılacak olananmaya çoşkulu bir şekilde katıldı.

Kırkkayak parkından Yeşilsu Parkına kadar anacadde trafiğe kapatılarak sloganlarla yürüyüş ger-çekleştirildi.

Yeşilsu parkında basın açıklaması, tiyatro gös-terimi, şiir ve Grup Emeğe Ezgi dileti verdi.

Yaklaşık 3 Saat süren anma programı mitingcoşkusuyla geçti.

ANKARA - 06.05.2012

1972yılında idam edilen Deniz Gez-miş Yusuf Aslan Hüseyinİnan’ın son vasiterleri yan yana

gömülmekti. Sermaye sınıfı devrimden Denizlerdenduyuduğu korkuyu bu noktada da göstererek Deniz-leri aralarında boşluklar bırakarak gömmüşleridi Her 6Mayıs günü binlerce Deniz doğuyor yüzbinlercesi De-nizlerin Mezarını ziyaret etdiyor.

Bu yılda Karşıyaka Mezarlığı 10 binlerce emek-çinin, gencin, yaşlının akınına uğradı. Yaktıkları Dev-rim ateşenin yangına çevirmeye gelmişleridi.

Mücadele Birliği Devrimci Öğrenci Birliği Dev-rimci İşçi Komitleri Saat 10.00 civarında Denizlerinanma proğramını başlatarak Denizlerin devrimci ge-leneğinin altını çizdi.

Denizleri Anmak Savaşmaktır şiarıyla yapılananma proğramı daha sonra devrim savaşçılarının me-zarlarıda ziyaret edilerek son buldu.m

KADIKÖY - 06.05.2012

Her yıl gerçekleştirilen Halkın DeniziDenizleşen Halkla Buluşuyor MitingiDenizlerin İdamlarının 40. Yıl olması

nedeniyle kitlesel ve çoşkulu geçti. Halkın Denizi Denizleşen Halkla Rodrigo

Konçertosu ile buluştu. Deniz Gezmiş idam edilmeden önce son is-

teği Rodrigo’nun konçertosununu dinlemekti.Mitingin açılışı Denizin son isteği le başladı.

Mitingte Deniz ve yoldaşlarının devrimcigeleneğinin altı çizildi. Denizler Nezdindenölümsüzleşen tüm devrim savaşçıları için saygıduruşu yapıldı.

Devrimci İşçi Komiteleri adına konuşanAli Ekber Sever “Denizleri idam ederken dev-rimci mücadeleyi bitireceiğini sananlar yanıldı-lar. Siz denizleri assanızda biz bugünmilyonlarca deniz olarak geliyoruz” dedi.

Miting konuşmaların ve Müzik Dinletileri-nin ardından Grup Emeğe Ezginin “Adım DenizDevrimciyim” parçasıyla son buldu.

İZMİR - 06.05.2012

Denizlerin Cüretiyle Devrime Yürüyoruz şia-rıyla İzmir’de Anma Yürüyüşü gerçekleşti-rildi.

Konak YKM önünde saat 12.30’da toplanmayabaşlanarak sloganlar ve marşlarla beklenildi.

saat 13.30’da yürüyüşe başlayan emekçiler yak-laşık 1 saatlik yürüyüşün ardından Cumhuriyet Mey-danı’na gelerek anma proğramı başladı. Saygı duruşuile başlayan proğram UPS işçisi Şahin Can Yücel’den“Mare Nostrum” şiirini okudu.

İdamlarının 40. yılına ilişkin yapılan basın açık-lamasının ardından. Şiirler okundu. Koma Gım Gım’ınyer aldığı anma proğramında müzik dinletisi verdi. ser-best kürsü oluşturularak Denizler için bende birşeysöylemek istiyorum diyen herkes sahnede yer alarakduygu düşünce ve şiirlerini paylaştılar.

Eyleme Tümtis Disk sendikalar dernekler de des-tek verdi.

YASAKLANANMİTİNG COŞ-KULU GEÇTİ

Karşıyaka Mer-zarlığına Onbiler

Akın Etti

Bugün MilyonlarcaDeniz Olarak

Geliyoruz“ADIMDENİZ”