endüstri otomasyon...bosch rexroth endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… abb gemi panoları için...

140

Upload: others

Post on 01-Aug-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 2: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 3: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 4: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

15 Temmuz 2016 günü, onu yaşayan, sokakta, yolda ya da televizyon başında ona tanık olanların belleklerinden ve Türkiye’mizin tarih kayıtlarından hiçbir zaman silinmeyecek. Ancak yaşananlar ve belki de daha yaşanacaklar ne kadar olumsuz olursa olsun, şu anda tüm karanlıklardan ve belirsizliklerden yeni bir gelecek, yeni bir oluşum yaratma zamanı.

Ancak hepimizin katkısıyla gerçekleşebilecek bu oluşumun ekonomik ve endüstriyel ayağında, sektör yöneticilerine ve sivil toplum kuruluşlarına kuşkusuz önemli görevler düşecek. Alanın paydaşları ve uzmanları olarak, hükümete öneri ve çıkış yolları sunmaları gerekecek. Siyasî anlamda gösterilen birlikteliğin ekonomik ve endüstriyel alanlarda da gerçekleşmesi halinde, sadece siyasî krizlerin değil, son dönemde yaşanan üretim ve teknolojik ilerleme darboğazlarının da aşılabileceğine inanıyoruz.

Daha somut örnekler verebilmek için, sektörlerle ilgili olarak neler yapılabileceğini düşününce, ilk adımda, endüstride dünya pazarlarında hakimiyeti sağlamak üzere yakın zamanda hazırlanan bir planda Almanya’nın başı çektiği, hatta bizzat Almanya başkanı Merkel tarafından yürütülen bir yapı (üniversiteler, sanayiciler, teknoloji merkezleri, mühendisler, bilim adamları) ile geleceğin teknolojileri uygulamalarını biran önce hayata geçirme çabaları ve “Endüstri 4.0” geliyor akla. Bugün bu yönde, Almanya, Japonya ve Amerika başta olmak üzere, bazı ülkelerin ciddî yol kat ettiği görülmekte. 2016 yılında Davos’un gündemini zorunlu olarak işgal eden terör konusunu saymazsak, ana gündem “Endüstri 4.0” idi. O zaman biz de, gündemimize zorunlu olarak giren siyasî ve idarî olağanüstü halin ötesinde, bilimde, sanayide, teknolojide de olağanüstü hal ilan etmeliyiz.

Sözün özü; bu ülke bizim, başka bir yere gitmeye niyetimiz yok. O zaman hep birlikte aklın, vicdanın, hukukun, adaletin, sevginin, kardeşliğin yeniden inşasına girişelim. Kader birliğimizin bir kez daha farkına varmış olarak darbesiz ve krizsiz, demokrasiyle kardeşliğin hemhal olduğu müreffeh bir Türkiye için sorumluluk üstlenelim...

Sevgilerimle Turan Türkmen

EK SEN Ya y›n c› l›k Fu ar c› l›k Ta n› t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad› na im ti yaz sa hi bi ve So rum lu Ya z› ‹fl le ri Mü dü rüTu ran Türk men tu ran@ek senltd.comGe nel Ya yın Yö net me ni: Prof. Dr. Ya€ mur De niz han de niz han@bo un.edu.trRek lam ve Halk la İlişki ler Md.: Bir sen Sal man bir sen@ek senltd.comYa yın Ku ru lu:Prof. Dr. Ab dül ka dir Er den / At› l›m Üni ver si te si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.Prof. Dr. Me tin Gö ka flan / ‹TÜ. Kon trol Müh. Böl. Bflk.Prof. Dr. Ga lip Can se ver / Y.T.Ü. Elek trik Elek tro nik Müh. Fak. Dek.Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek sen med yag rup.comYa yın Da nış man la rı:Prof. Dr. Ali nur Bü yü kak soy / Geb ze ‹le ri Tek. Ens. Rek.Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm BaşkanıProf. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.Prof. Dr. Er sin Tu lu nay / OD TÜProf. Dr. Gök sel De mi rer / OD TÜ Çev re Mü hen dis li €iProf. Dr. Gü ven Ön bil gin / 19 Ma y›s Üni ver si te siProf. Dr. Mü bec cel De mi rek ler / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Prof. Dr. Mu am mer Er mifl / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni ver si te siProf. Dr. Sa vafl Ay berk / Ko cae li Ü. Çev re Müh. Böl. Bflk.Prof. Dr. Tun cel Öz den / TÜ B‹ TAK Enst. Ana liz Lab. Böl. Bflk.Prof. Dr. U€ur Çel tek li gil / Sa kar ya Üni ver si te si Prof. Dr. Se ta Bo gos yan / ‹TÜ. Kon trol Müh. Böl.Prof. Dr. Yu suf Tan / Bo €a zi çi Ü. Me di cal En gi nee ringProf. Dr. Ke mal Leb le bi ci o€ lu / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Doç. Dr. ‹. Hak k› Çav dar / Ka ra de niz Tek nik Ü.Doç. Dr. Yu suf A. Us ka ner / Öz çe lik A.fi.Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.Yrd. Doç. Dr. Si bel Ulu da€ De mi rer / Çan ka ya Ü. End. Müh. Böl.Sevtap İnan / Sie mens M. Halil Başaran / Rock well Oto mas yonLevent Fadıloğlu / Schnei derCen giz Me riç / Hi paflEmin Ol cay / Ak bil A.fi.Çağrı Hekimoğlu / EsitGök tu€ Gür / Schnei derH. Cen giz Ce lep / En tek OtomasyonHa san Bas ri Ka ya k› ran / EMF Motor‹b ra him Er kan Ye nel / Norm Ener ji‹s ma il Obut / Hid ro ser Mahmut Bertan / We id mül lerNi ya zi Sa r› ma den / Me delOral Av c› / Pio makÖz kal Gü ner / Schnei der Elec tricSe dat Sa mi Öme ro€ lu / E3TamGökhan Yücel / Phoe nix Con tactfiah nur Aga ik / GSDOsman Kutan / ABBTa lat Av c› / P› nar Müh.T. Ha kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.Tun cay Soy dafl / Fes toYa vuz Ço pur / PilzSırrı Kardeş / Kardeş ElektrikTolga Bizel / Mitsubishi ElectricHakan Aydın / Mitsubishi ElectricDr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM

Tek nik Edi tör: Emeç Erçelik editor@ek sen med yag rup.comEdi tör: Alper Öz editor@ek sen med yag rup.com Taluy Denizhan info@ek sen med yag rup.com

Gra fik Ta sa rım: Ülgen Güneş ulgen@ek sen med yag rup.com Şükran Pala sukran@ek sen med yag rup.com Esra Satır esra@ek sen med yag rup.com

Reklam Koordinatörü:Ca hi de Av flar De mir ca hi de.av sar@ek sen med yag rup.comReklam Satış : Taha Aydın taha@@ek sen med yag rup.comHalkla İlişkilerve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@ek sen med yag rup.comAbo ne ve Ma li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek sen ltd.comUluslararası İlişkiler:Serdal Doğan info@ek sen med yag rup.com

Tem sil ci lik le ri miz: Ne jat Cofl kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N G‹L TE RE in [email protected] Gülden Ela Yalçın Tel: 00 49 7234 69 33 Münih - AL MAN YA in [email protected] ‹z mir Tem sil ci li €i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30Mer kez: EK SEN Ya y›n c› l›k Fu ar c› l›k Ta n› t›m Hiz. Ltd. fiti. Mefl ru ti yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Be yo€ lu-‹s tan bul / TÜRKİYETel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24www.endustriotomasyon.comE-ma il: in fo@ek sen med yag rup.com www.ek sen med yag rup.comBas kı: Doğa Basım Yıl lık abo ne lik: 120.- TL. Yıl lık yurt dışı abo ne lik: 100 Eu roEn düs tri ve Oto mas yon Yay g›n sü re li bir ya y›n d›r, Ay da bir ya y›n la n›rDer gi miz de yer alan ilan la r›n so rum lu lu €u ilan ve ren le re, ma ka le ler de ki fi kir ler ve yo rum lar ya zar la r› na ait tir.Tüm hak la r› Ek sen Ya y›n c› l›k’a ait olup, izin siz kul la n› la maz ve ya y›n la na maz.

Ek sen Ya y›n c› l›k; ba s›n ve ya y›n c› l›k il ke le ri ne uy ma y› ta ah hüt eder.

editör

ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ÜYESİDİR.ENDÜSTRİYEL OTOMASYONSANAYİCİLERİ DERNEĞİ

Page 5: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 6: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 7: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 8: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

■ Bina uygulamalarında yıldırım ve aşırı gerilim korumasıABB

■ Yeni ABB SACE binası SACE Emax 2 ve Ekip Güç Kontrolü fonksiyonu ile Yük Yönetimi ABB

■ Kilitleme-Etiketleme (LOTO) ile Tehlikeli Enerjilerin Kontrolü PILZ

■ Omron’un NX Serisi I/O sistemi ile Makine Kontrol Performansı ve Kolaylığı OMRON

■ Basit Bileşenlerle Atık Isıdan Enerji Kazanmak

■ Sezgisel robotların ve yapılandırılabilir modüler paketleme hatlarının geleceğiOMRON

ÜRÜN ve UYGULAMALAR

TEKNOLOJİDE YENİLİKLER

82

08

10DOSYA

■ İlaç Sektörü Daha İleri Adımlar Bekliyor!

■ İlaç Sektörünün Yakın Geleceği

■ Kimya Sektörü Olağanüstü Büyümeye Hazır!

■ Kimya Sektörü’nün 2015–2023 Projeksiyonu

■ Tekstil Sektörünün Büyük Potansiyeli

■ Tekstil Sektörlerin Bölgesel Yapısı & Kümelenmeler

■ Tekstil Sektörünün Yarını

■ Boya Sektörü Büyüyecek

Page 9: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

116HABERLER

■ Uzer Makina Rockwell Automation 9 yıldır Uzer Makina’nın çözüm ortağı

■ Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Saldırı Tehditlerine Açık

■ “İhracatçılar yurtdışındaki iş ortaklarıyla güven tazeleyecek”

■ Sanpa Elektronik,1 Yılda 2. Bayi Toplantısını Gerçekleştirdi!

■ Türkiye’de Plastik Geri Dönüşümü Avrupa’nın Odağında

■ Siemens Bina Teknojileri Partner Konferansı düzenlendi

■ NETES MÜHENDİSLİK Fluke TiS20 Kızılötesi Kamera

■ MEDEL ELEKTRONİKMedel Yüksek Frekanslı E72-220 Cevirici (DC-AC)

■ BOSCH REXROTHEndüstri 4.0 dünyasına hazırlık…

■ ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre

■ BR AUTOMATIONIO-Link 1.1 ile Industry 4.0’in kapsanmasıB&R dijital haberleşmede kullanılacak yeni master modüllerini tanıtıyor

■ NSKAIP programı şekerleme tesisinin yılda 80.000 € tasarruf etmesine yardımcı oluyo

■ PILZPilz’in yeni nesil ışık perdesi PSENopt II GIT Emniyet Ödülleri Finalinde

96ÜRÜNLER

Page 10: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

8

TEKN

OLO

JİD

E YE

NİL

İKLE

R

Page 11: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

9

TEKN

OLO

JİD

E YE

NİL

İKLE

R

Page 12: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

10

İlaç Sektörü dosyamıza Milliyet Gazetesi’nin Hazi-ran 2016 tarih ve “İlaç endüstrisi 16,9 milyar liraya ulaştı” başlıklı haberi ile başlayalım.

Habere göre, “İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), ilaç endüstrisi pazarı büyüklüğünün geçen yıl 16,86 milyar liraya yükseldiğini, kutu bazında ise 1,94 milyarlık hacime ulaşıldığını bildirdi.

İEİS tarafından hazırlanan ve ilaç endüstrisinin 2015 yılı verilerinin analiz edildiği Türkiye İlaç Sektörü 2015 Raporu yayımlandı. Rapor sonuçları, ilaç endüstrisinin

Ar-Ge, üretim ve ihracat alanlarında gelişme kaydet-tiğini ortaya koydu. Rapora göre, 2010 yılında 4 olan akredite Ar-Ge merkezi sayısı geçen yıl 15’e yükseldi. Biyoteknolojik ilaçlar, geçen yıl 2,57 milyar lirayla re-çeteli ilaç pazarının yüzde 17’sini oluşturdu.Türkiye ilaç endüstrisi, uluslararası standartlardaki 67 ilaç ve 12 ham madde üretim tesisiyle hizmet sunuyor. Son altı yılda sanayi üretim endeksi verileri incelen-diğinde, üretimin, imalat sanayinde yüzde 43, kimya sektöründe yüzde 47 arttığı, ilaç sektöründe bu oranın yüzde 61’e ulaştığı görülüyor.İlaç ihracatında da son altı yılda yüzde 96 artış elde

İLAÇ SEKTÖRÜ DAHA İLERİ ADIMLAR BEKLİYOR!

Page 13: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

11

edilirken geçen yıl 160 ülkeye 921 milyon dolarlık ih-racat yapıldı. Böylece ilaç endüstrisinin Türkiye ihra-catındaki payı, yüzde 0,46’dan yüzde 0,64’e yükseldi. İlaçta dış ticaret açığı ise 2015 yılında 3,68 milyar dolara gerilerken ihracatın ithalatı karşılama oranı altı yılda 9 puan artarak yüzde 20’ye ulaştı.İlaç endüstrisi pazarı büyüklüğü 2009’da 13,2 milyar lira iken bu rakam geçen yıl 16,86 milyar liraya yüksel-di. Öte yandan 2009’da 1,49 milyar kutu olan pazarda, 2015’te 1,94 milyarlık hacime ulaşıldı. Söz konusu ve-rideki gelişme, artan ve yaşlanan nüfus, ortalama ya-şam süresindeki yükselme ve kamu sağlık hizmetleri ile ilaca erişimdeki artıştan kaynaklandı.Son 6 yılda değerde onkoloji ve kan ürünleri artma eği-limindeyken antibiyotikler ve antiromatizmal ürünler düşüş gösterdi. Global bütçe uygulaması kapsamın-daki fiyat odaklı politikalar, ilaç sektörünün finansal verilerini olumsuz etkiledi.

İlaç sektörünün faaliyet kârlılığı 2009-2014 arasında geriledi. Net satışlar reel olarak düştü, varlık yaratma kabiliyeti azaldı. Son dönemde kamu otoritesi tarafın-dan fiyatlandırma ve geri ödeme alanında atılan olumlu adımlar endüstrinin üzerindeki baskıyı azalttı.İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, rapora ilişkin yap-tığı değerlendirmede, kamu otoriteleri tarafından ilaçta Ar-Ge alanında atılan destekleyici adımları memnuni-yetle takip ettiklerini belirterek, endüstri, üniversite ve kamu iş birliğiyle ilaçta Ar-Ge alanında bir sıçrama yaşanmasını umut ettiklerini dile getirdi.Endüstrinin kilogram başı ihracat değerinin yaklaşık 27 dolar olduğunu aktaran Tokgöz, ‘Türkiye’nin kilog-ram başına ortalama ihracat değerinin yaklaşık 2 dolar olduğu göz önüne alındığında, sektörümüzün katma değerinin ne kadar yüksek olduğu anlaşılıyor’ ifadesini kullandı.”

Sektöre ilişkin ikinci veri, haberde de atıfta bulunu-lan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) site-sinde yer alan Haziran 2016 tarihli ve “Türkiye İlaç Endüstrisi’nin Ar-Ge, üretim ve ihracattaki ilerlemesi devam ediyor” başlıklı basın açıklaması. Açıklamanın devamında şöyle deniliyor: “İEİS, ilaç endüstrisinin 2015 yılı sektör verilerini ve analizlerini içeren ‘Türkiye

İlaç Sektörü 2015 Raporu’nu yayınladı. Rapordaki bul-gulara göre, ilaç endüstrisi; Ar-Ge, üretim ve ihracat alanlarında önemli atılımlar yapıyor. Endüstri, Ar-Ge yetkinliğini artırmayı ve özellikle biyoteknoloji alanın-da daha yüksek katma değerli ürünler üreterek, küre-sel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmeyi hedefliyor. İlaç firmaları, sadece kendi sektörlerindeki gelişimi sürekli kılmak adına değil, sektörün Türkiye ekonomisi için sahip olduğu potansiyeli de dikkate ala-rak, büyük bir motivasyonla yollarına devam ediyor.İlaç endüstrisinde Ar-Ge alanında son yıllarda, umut verici gelişmeler kaydedildi. 2010 yılında 4 olan akre-dite Ar-Ge merkezi sayısı, 15’e yükseldi. 2014 yılında Ar-Ge harcamaları 2010’daki harcamaların 2,5 katına ulaştı.Dünya ilaç pazarındaki yeri gittikçe artan biyoteknolo-jik ilaçların Türkiye’de de Ar-Ge ve üretimine yönelik çalışmalar başladı. Biyoteknolojik ilaçlar, 2015’te 2,57 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarının %17’sini oluşturu-yor. Bu ilaçların geliştirilmesi ve üretilmesiyle, hasta-ların bu ilaçlara erişiminin artması, dış ticaret açığının azalması ve teknolojik birikim yaratılması hedefleniyor.İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz,’Kamu otoritele-ri tarafından ilaçta Ar-Ge alanında atılan destekleyici adımları memnuniyetle takip ediyoruz. Endüstri, üni-versite ve kamu işbirliğiyle ilaçta Ar-Ge alanında bir sıçrama yaşanmasını umut ediyoruz’ dedi.Türkiye ilaç endüstrisi, uluslararası standartlardaki 67 ilaç ve 12 hammadde üretim tesisiyle hizmet sunuyor. Son altı yılda sanayi üretim endeksi verileri incelen-diğinde, üretimin, imalat sanayinde %43, kimya sek-töründe %47 arttığı gözlenirken, ilaç sektöründe bu oranın %61’e ulaştığı görülüyor.

Kamunun yurtiçi üretimi destekleyen politikalarıyla üretimin daha da artması bekleniyor.İlaç ihracatında son altı yılda önemli bir ivme yakalan-dı. 2009 yılında 470 milyon dolar seviyesinde olan ilaç ihracatı 6 yılda yüzde 96 düzeyinde arttı. 2015’te 160 ülkeye 921 milyon dolarlık ihracat yapıldı.Aynı dönemde, Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 41 oranında büyüdü. İhracatı, toplam ihracattan iki kat daha fazla büyüme gösteren ilaç endüstrisinin Türkiye ihracatındaki payı, yüzde 0,46’dan yüzde 0,64’e yük-

Page 14: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

12

seldi. İlaçta dış ticaret açığı, 2015 yılında 3,68 milyar dolar seviyesine geriledi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı altı yılda 9 puan artarak %20’ye ulaştı.Tokgöz,’Endüstrimizin kilogram başı ihracat değe-ri yaklaşık 27 dolar. Türkiye’nin kilogram başına or-talama ihracat değerinin yaklaşık 2 dolar olduğu göz önüne alındığında, sektörümüzün katma değerinin ne kadar yüksek olduğu anlaşılıyor’ dedi.Raporda ilaç pazarına ilişkin öne çıkan bazı bulgular* 2009’da 13,2 milyar TL olan pazar, 2015’te 16,86 milyar TL oldu. Bu büyüme, bileşik bazda yıllık (CAGR) %4,2 düzeyinde bir artış ifade ederken, üretici fiyat-ları bazında %16 oranında reel bir gerilemeye işaret ediyor.*Pazar, 2009’da 1,49 milyar kutu iken 2015 yılında 1,94 milyarlık hacme ulaştı. Kutu ölçeğinde bileşik bazda yıllık büyüme %4,5. Bu genişleme, artan ve yaş-lanan nüfus, ortalama yaşam süresindeki yükselme ve kamu sağlık hizmetlerine ve ilaca erişimdeki artıştan kaynaklanıyor.* Eşdeğer ve referans ilaçların pazar payları 6 yıllık dönem içerisinde önemli bir değişiklik göstermedi.* Son 6 yılda değerde onkoloji ve kan ürünleri artma eğilimindeyken antibiyotikler ve antiromatizmal ürün-ler azalma eğilimi gösteriyor.* Global bütçe uygulaması kapsamındaki fiyat odaklı politikalar, ilaç sektörünün finansal verilerini olumsuz olarak etkiledi. 2009-2014 arasında ilaç sektörünün faaliyet kârlılığı geriledi, ilaç sektörü imalat sanayi ve kimya sektörünün gerisinde kaldı. Net satışlar reel olarak düştü, varlık yaratma kabiliyeti azaldı. Son dö-nemde kamu otoritesi tarafından fiyatlandırma ve geri

ödeme alanında atılan olumlu adımlar endüstrinin üze-rindeki baskıyı azalttı. Endüstri, bu adımların daha ileri taşınmasını bekliyor.”Sözü edilen “ileri adımlar” konusunda Bilim, Sana-yi ve Teknoloji Bakanlığı’nın“İlaç Sektörü Raporu (2016/1)”ya bakıyoruz.Raporda şöyle deniliyor: “İlaç sektörü, beşeri ve vete-riner hekimlikte tedavi edici, koruyucu ve tanı amaçlı olarak kullanılan sentetik, bitkisel, hayvansal ve biyo-lojik kaynaklı kimyasal maddeleri farmasötik teknolo-jiye uygun olarak üreterek tedaviye sunan bir sanayi dalıdır. Halk sağlığının korunması, sağlık hizmetlerinin kaliteli ve etkin bir şekilde sunulabilmesi güçlü bir ilaç sektörü ile mümkündür. Bunun yanı sıra, sektör yoğun Ar-Ge faaliyetlerini içermesi sebebiyle katma değeri yüksek ürünler üretilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, ekonomik kalkınma açısından çok önemli katkılar sağlamasının yanında, savaş, epidemik hastalıklar ve olası bir am-bargo gibi faktörler karşısında ülkenin ilaç ihtiyacını karşılayacak üretim yapabilen bir ilaç sektörüne sahip olması gerekmektedir. Bu bağlamda Türkiye İlaç Sektörü incelendiğinde ge-lişmiş bütün ülkelerde olduğu gibi bazı ürünlerin nihai ürün şeklinde ithal edildiği görülmektedir. İthal edilen ilaçlar ise genellikle yeni ve yüksek teknoloji gerek-tiren, biyoteknolojik olarak üretilen, implante edilen ilaçlar, yeni ilaç taşıyıcı sistemler, aşılar, kan ürünle-ri, değiştirilmiş salım özelliği gösteren ilaçlar, insülin, kanser ilaçları, bazı hormonlar, radyonüklidler, bazı oftalmolojik preparatlar ve antidotlardır. Üretim genel-likle jenerik/eşdeğer ilaçlar üzerinde yoğunlaşmıştır.

Page 15: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

13

Ayrıca, ilaç etken madde üretimi de yapılmaktadır.

Dünya standartlarında üretim kapasitesine sahip olma-sına rağmen Türkiye İlaç Sektörü, dünya pazarında ye-terli rekabet gücüne ulaşamamıştır. Türkiye ilaç pazarı 2015 yılında bir önceki yıla göre %15,5 oranında bü-yüme göstermiş ve üretici fiyatlarıyla 16,87 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde 311 adet ilaç firma-sı, 71 adet ilaç üretim tesisi (58’i yerli) ve 11 hammad-de tesisi (8’i yerli) bulunmaktadır. 2014 yılında ithalat 4,6 milyar ABD doları, ihracat 932 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş olup ihracatın ithalatı karşılama oranı yaklaşık % 20’dir.

SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ MEVCUT DURUMU Demografik değişim, ortalama yaşam süresinin artışı, hastalık paternlerindeki değişimler, sosyal küresel-leşme, sağlık hizmetlerine erişimdeki anlamlı artış ve sosyal devlet olgusunun doğuşu dünya ilaç sektörü-nün büyümesinde önemli rol oynamıştır. Toplam ilaç pazarı 2014 yılı itibariyle 1 milyar ABD Doları’nın üze-rinde gerçekleşmiştir.

Dünya ilaç pazarının %95’ine uluslararası alanda faa-liyet gösteren şirketler sahiptir. Gelişmiş ülkelerdeki yoğun tüketim yine gelişmiş ülkelerdeki üretimle kar-şılanmaktadır. EFPIA verilerine göre, 2014 yılında dün-ya ilaç satışlarının %44,5’ini Kuzey Amerika (ABD ve Kanada), %25,3’ünü Avrupa oluşturmaktadır.2014 yılında dünya ilaç sektöründe onkoloji, diyabet, ağrı, hipertansiyon ve antibakteriyal gibi tedavi grup-larının satışlarının diğer tedavi gruplarına göre daha yüksek olduğu görülmektedir.

2015 yılı Forbes Global 2000 listesinden derlenen, sa-tış rakamına göre dünyanın ilk 10 ilaç ve biyotekno-lojik ilaç firmaları Tablo’da sunulmuştur. Söz konusu firmalar, dünya ilaç sektörünün halka arz edilmiş ticari liderleri konumundadır.İlaç sektörü, yüksek maliyetli ve uzun süren Ar-Ge çalışmaları içermesi sebebiyle dünyada yapılan top-lam Ar-Ge harcamalarında %14,4 payla ilk sırada yer almaktadır. Dünya reçeteli ve OTC ilaç pazarında en

çok satışı gerçekleşen ilaçların tedavi alanları dikkate alındığında onkoloji, diyabet ürünleri, antiromatizmal ürünler, anti viraller ve aşıların ön plana çıktığı görül-mektedir. Bunun yanı sıra özellikle son yıllarda, dünya ilaç pa-zarında biyoteknolojik ilaçların payının giderek arttığı görülmektedir. EvaluatePharma’nın dünyadaki 500 bü-yük ilaç firması verilerini kullanarak gerçekleştirdiği analize göre, 2014 yılında 781 milyar Dolar’lık toplam reçeteli ve OTC ilaç satışlarının %23’ünü biyoteknolo-jik ilaçlar oluşturmaktadır.Aynı yıl itibariyle biyobenzer ilaç pazarı yaklaşık 2,5 milyar Dolar’dır. Bu da biyoteknolojik ilaçlar piyasası-nın yaklaşık %1,4’üne tekabül etmektedir. Ancak, 2020 yılına kadar satışı en çok gerçekleşen biyolojik ilaçların patent sürelerinin dolmasıyla, biyobenzer ilaçlar için yaklaşık 80 milyar Dolarlık pazar açılacaktır. Avrupa’da

başlayan biyobenzer ilaç üretimi günümüzde geliş-mekte olan ülkelerde (Çin, Hindistan, G.Kore) yoğun-laşmakta olup, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde de biyoteknolojik ürünlere yönelik kaynak ayrılmaktadır.

SEKTÖRÜN TÜRKİYE’DEKİ GENEL DURUMU Türkiye İlaç Sektörü önemli miktarlarda ve çeşitlilik-te üretim ve ihracat olanağına sahip ve katma değeri

Page 16: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

14

yüksek olan sektörlerden biridir. Uluslararası norm ve standartların uygulandığı Türkiye İlaç Sektörü, özel üretim teknolojisi gerektiren ürünler (biyoteknoloji vb.) dışında her türlü ürünü üretebilen, AB ülkeleri ile kıyaslanabilir bir teknolojik düzeye ulaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen ve ülkemizde 1984 yılından itibaren yürürlüğe giren ‘İyi Üretim Uygula-maları’ (GMP) çerçevesinde gerekli yatırımları yaparak teknolojik alt yapısını güçlendirmiştir.Türkiye toplam ilaç pazarı, 2015 yılında bir önceki yıla göre %15,5 oranında büyüme göstermiş ve üretici fi-yatlarıyla 16,87 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Kutu bazında ise pazar, bir önceki yıla göre %6,7’lik büyü-me göstermiş ve 1,95 milyar hacim olarak gerçekleş-miştir.

2015 itibariyle Türkiye reçeteli ilaç pazarı dağılımı değer bazında (TL) incelendiğinde, pazarın yaklaşık %70’ini yenilikçi/referans ilaçlar; yaklaşık %30’unu eşdeğer/jenerik ilaçların oluşturduğu görülmektedir.

Kutu bazında ise pazarın yaklaşık %52’sini eşdeğer/jenerik, %48’ini yenilikçi/referans ilaçlar oluşturmak-tadır. Türkiye ilaç pazarı, ithal ürünlerde yoğunluklu olarak yenilikçi/referans, yurt içinde üretilen ürünlerde ise ağırlıklı olarak eşdeğer/jenerik ilaçlardan oluşmak-tadır.

IMS verilerine göre Türkiye ilaç pazarı 2014 yılında dünya ilaç pazarında 17. sırada yer almıştır. 2018 yı-lında Türkiye ilaç pazarının dünyada 16. sırada yer ala-cağı öngörülmektedir. Türkiye’de ilaç tüketimi yıllar itibariyle artış göstermiş olup 2014 yılında yaklaşık 1.970 milyon kutu ilaç tü-ketilmiştir. Tedavi gruplarına göre hacim bazında en çok tüketilen ilaçlar gastrointestinal kanal ve metabo-lizma, solunum sistemi, sistemik antienfektifler, sinir sistemi, kas ve iskelet sistemi hastalıkları tedavisinde kullanılmaktadır. 2014 yılında Türkiye ilaç pazarındaki pazar payları in-celendiğinde, Abdi İbrahim, Novartis, Pfizer, Sanofi ve

Page 17: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

15

Bayer gibi firmaların sektörün önde gelen diğer firma-larıdır.

Biyoteknolojik ilaçlar, 2015’te 2,57 milyar TL ile re-çeteli ilaçların %15’ini oluşturmaktadır. Biyoteknolojik ilaçların toplam reçeteli ilaç pazarı içindeki payı, dün-yadaki eğilime benzer şekilde giderek artmaktadır. IMS verilerine göre 2014 yılında ülkemizde değer bazında en çok satışı gerçekleşen ilk 10 ilacın 8’i biyoteknolojik ilaçtır. 2015 yılında biyobenzer ilaç pazarı bir önceki yıla göre yaklaşık %30 oranında büyüyerek 70 milyon TL olmuştur.

Sektördeki Üretim Eğilimleri ve Üretilen Başlıca Ürün-ler: Sektörde genellikle lisans altında üretim, fason üretim, jenerik/eşdeğer ilaç üretimi ve antibiyotikler, analjezikler başta olmak üzere birçok ilaç etken mad-desi üretimi yapılmaktadır.

2015 yılı itibariyle Türkiye ilaç pazarının kutu bazında yaklaşık %73’ü, değer bazında ise %42’si ülkemizde üretilmektedir. Ancak, bazı ilaçlar, ileri teknoloji ge-rektirdiği için yalnızca dünyadaki belirli merkezlerde üretilebilmektedir. Ayrıca, ülkemizde tüketimi az olan ve üretimi ekonomik olmayan bazı ilaçların üretimi de yapılmamaktadır.

Bunun yanı sıra, dünyada biyoteknolojik ürünlere doğ-ru yönelim görülmekte olup, sentez kimyasıyla üretilen ürünler gittikçe azalmaktadır. Ülkemizde de bu trende uygun olarak biyoteknolojik ürünlere yönelmesi büyük önem arz etmektedir.Sektörün Alt Sektörleri ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer Sektörler: İlaç sektörü kullandığı hammaddeler dolayısıyla kimya, gıda, tarım gibi sektörlerle etkileşim içerisindedir. Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Sektörde-ki firmaların tamamına yakını İstanbul ve çevresinde faaliyet göstermektedir. Alt yapının daha uygun oluşu, ambalaj malzemeleri ve teknik personelin teminindeki kolaylıklar, ulaşım ve iletişim imkânları, sağlık kuru-luşlarının Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşması gibi fak-törler sanayinin büyük bir bölümünün İstanbul, Kocae-

li, Tekirdağ illerinde kurulmasına yol açmıştır. İlaç sektörünün gelişmesi ve sektörün ülkeye değer katması açısından büyük öneme sahip olan kümelen-me eğilimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gi-derek artmaktadır.

Sektörün Kapasite Kullanımı: Temel Eczacılık Ürünle-rinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı sek-töründe 2010-2015 yılları arasında kapasite kullanım oranı, yıllar itibariyle değişim göstermiş olup % 70’in üzerinde seyretmiştir. 2015 yılında kapasite kullanım oranı bir önceki yıla göre artış göstererek ortalama %75,2 olarak gerçekleşmiştir.

Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı: Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde 311 adet ilaç firması, 71 adet ilaç üretim tesisi (58’i yerli sermaye) ve 11 ham-madde tesisi (8’i yerli sermaye) bulunmaktadır.

Sektörde, istihdamın %50’den fazlasının eğitim sevi-yesi yüksektir. İstihdamın çoğunluğu üretim sürecinin dışında yani ruhsat, fiyatlandırma, satış ve pazarlama gibi alanlarda çalışmaktadır. TÜİK 2014 yılı verilerine göre, Temel Eczacılık Ürün-leri İmalatı ve Eczacılığa İlişkin İlaçların İmalatını ger-çekleştiren girişim sayısı bir önceki yıla göre %15,3 oranında azalarak 260 adet, çalışan sayısı ise yaklaşık %4,3 oranında artarak 30.897 adet olmuştur.

2010 yılı baz alındığında ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı’ sektöründe takvim etkisinden arındırılmış sanayi istihdam endek-si, 2015 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık %0,4 oranında düşüş göstermiş ve ortalama 101,1 olarak gerçekleşmiştir.Sektörün Üretim Değeri: TÜİK verilerine göre ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı’ üretim değeri 2014 yılında yaklaşık 9,5 milyar TL’dir. Bu değer Türkiye İmalat Sanayi toplam üretim değerinin %0,99’unu, genel Türkiye toplamının ise %0,43’ünü oluşturmaktadır. 2010 yılı baz alındığında, ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı’nda, takvim

Page 18: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

16

etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeks değeri yıllar itibariyle düzenli bir artış göstermiş olup, 2014 yılı sonunda 163,0 değerine ulaşmıştır.Sektörün Cirosu: TÜİK verilerine göre ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmala-tı’ cirosu 2014 yılında 10,2 milyar TL’dir. Bu değer, Türkiye İmalat Sanayi toplam cirosunun %1’ini, genel Türkiye toplamının ise %0,29’unu oluşturmaktadır… ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Mal-zemelerin İmalatı’ sektöründe takvim etkisinden arın-dırılmış sanayi ciro endeksi, son 2 yıldır giderek artan bir eğilim sergilemekte olup, 2015 yılında bir önceki yıla göre % 22,2 oranında artış göstererek 142,4 ol-muştur…

Sektörün Katma Değeri: İlaç sektörü, dünyada yük-sek katma değer yaratan stratejik öneme sahip bir sektördür. İlaç sektöründe 2014 yılında ‘Temel Ec-zacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait Malzemelerin İmalatı’ndan oluşan katma değerin imalat sanayi için-

deki payı %1,70, Türkiye genel toplamı içindeki payı ise %0,60 olmuştur.

Sektörün Ar-Ge Faaliyeti: İlaç sektöründe Ar-Ge, yeni bir molekülün keşfini içeren temel Ar-Ge çalışmaları, keşfedilen molekülün laboratuvar ortamında belli aşa-maları geçtikten sonra insanların yararına kullanılabi-lecek güvenli ve etkin bir ilaç olabilmesini sağlayan klinik araştırmalar ve bunun yanında mevcut ürünler üzerinden geliştirilen yeni formülasyonlara ve kombi-nasyonlara dayalı olarak tedaviye farklı seçenekler su-nan katma değerli eşdeğer ürünlere yönelik çalışmaları içermektedir.

İlaç sektörü Ar-Ge’sini diğer sektörlerden ayıran baş-lıca özellik, klinik araştırmalar sürecinin insan ka-tılımlı olmasıdır. Genel olarak ilaç sektöründe Ar-Ge faaliyetleri, molekül bulma, var olan moleküllerin yeni kullanım alanlarını bulma ve yan etkisi olan bir ilacın tekrar değerlendirilmesini kapsayan temel araştırma,

Page 19: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

17

klinik testlerin gerçekleştirildiği klinik araştırma kısmı ile birlikte uzun ve maliyetli bir süreci kapsamaktadır.

İlaç sektöründe yeni bir molekülün bulunması, aslında hem referans/yenilikçi hem de eşdeğer/jenerik ilaç fir-maları için bir başlangıç noktasıdır. Keşfedilen mole-kül uzun bir süreç sonucunda patent sahibi tarafından geliştirilerek insan sağlığının hizmetine sunulmakta, molekülün patent ve koruma sürelerinin sona erme-sini takiben eşdeğer ilaç üreticisi firmalar tarafından üretilerek daha geniş kitlelere ulaşma imkânına kavuş-maktadır.

Ülkemizde referans/yenilikçi ilaç üretimi ya da ithalatı yapılmakla birlikte, endüstrimizin temel faaliyet alanı-nı eşdeğer/jenerik ilaçlar oluşturmaktadır. Ayrıca, ilaç araştırmaları daha çok, yeni bir molekül bulmak ya da yeni bir ilaç geliştirmek şeklinde olmayıp bulunan mo-leküllerin 2-3’lü kombinasyonlarını, farklı dozaj form-larını ya da eşdeğer/jenerik ürün geliştirmek yoluyla yapılmaktadır. Türkiye’de henüz geliştirilmiş yeni bir molekül bulunmamaktadır.

EvaluatePharma’nın dünyadaki 500 büyük ilaç firması verilerini kullanarak gerçekleştirdiği analize göre ilaç sektörünün 2014 yılı sonu itibariyle küresel Ar-Ge har-camaları yaklaşık 142 milyar ABD doları olarak ger-çekleşmiştir. Bunun yanı sıra, 2014 yılında Türkiye’de ‘Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malze-melerin imalatı’ sektöründeki Ar-Ge harcaması bir ön-ceki yıla göre %4,3 oranında büyüyerek yaklaşık 219 milyon TL düzeyine ulaşmıştır. İlaç sektörü Ar-Ge har-camalarının İmalat sektörü toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payı %4,83’tür. 2014 yılı TÜİK verilerine göre ‘Temel eczacılık ürünle-rinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı’ sektö-ründeki Ar-Ge çalışan sayısının tam zamanlı eşdeğeri (TZE) 1.063’tür. İlaç sektörü Ar-Ge insan gücünün, imalat sektörü toplam Ar-Ge insan gücü içindeki payı ise %3,72’dir.

İlaç endüstrisinin gelişiminin temel unsurları arasında yer alan uluslararası pazarlarda rekabet gücü olan mal ve hizmet üretimi ancak Ar-Ge faaliyetlerinin artırılma-

sıyla mümkün olacaktır. Ülkemizde ulusal ve uluslararası ilaç firmaları aktif olarak klinik araştırma faaliyetlerinde bulunmaktadır. Klinik araştırmalar ile ilgili 19 Ağustos 2011 tarih-li ve 28030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Sağlık Bakanlığı Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmeliği, Uluslararası İyi Klinik Uygulamaları İlkeleri, Avrupa Birliği Direktiflerine uyumlu olarak hazırlanmıştır.

Mart 2016 itibariyle Türkiye klinik araştırma sayısı (2.108 adet) bakımından dünyada 30’uncu, Avrupa’da ise 17’inci sırada yer almış ve dünya klinik araştırma sayısı toplamı (211.437 adet) içerisindeki payı %1 olmuştur. Dünyadaki toplam Ar-Ge harcamalarının %14,4’ü ilaç sektörü tarafından gerçekleştirilmektedir. İlaç Ar-Ge harcamaları uzun süreç ve yüksek maliyet gerektirmektedir. Bir molekülün beşeri ilaca dönüşme-si ortalama 10-15 yılı bulabilmekte ve yüksek yatırım tutarları gerektirmektedir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Abdi İb-rahim, Bilim İlaç, Zentiva, Deva Holding, Mustafa Nev-zat, Koçak Farma, Sanovel İlaç, Nobel İlaç, Pharmacti-ve İlaç, VSY Biyoteknoloji ve İlaç Sanayi, Helvacızade İlaç, Onko İlaç ve World Medicine İlaç olmak üzere 13 ilaç firmasına Ar-Ge merkezi kurma onayı verilmiştir. İlaç Ar-Ge merkezlerinin, toplam Ar-Ge merkezi (218 adet) içerisindeki payı %5,96’dır.

Sektörün Üretim Endeksi Değerlendirmesi: 2010 yılı baz alındığında ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacı-lığa İlişkin Malzemelerin İmalatı’ sektöründe, 2015 yılı takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ortalaması, bir önceki yıla göre yaklaşık %21,8 oranın-da büyümüş ve 163 olarak gerçekleşmiştir.

Sektörün Dış Ticareti: Koruma altındaki ürünler, ileri teknoloji gerektiren ilaçlar ile Türkiye’de üretimi eko-nomik olmayan ve tüketimi az olan ilaçlar genellikle ithal edilmektedir. Türkiye’de çoğunlukla yeni ve ileri teknoloji gerektiren preparatlar, bazı aşılar, kan ürün-leri, bazı değiştirilmiş salım sistemine sahip olan ilaç-lar, insülin ve kanser ilaçları gibi birçok tedavi grubun-dan ilaç ithalatı yapılmaktadır. İlaç endüstrisi gelişmiş

Page 20: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

18

ülkeler de dâhil olmak üzere, bütün ülkelerde, ilaç ve ilaç hammaddesi ithalatı yapılmaktadır. İlaç sektörü için önemli olan ithalat miktarı değil, ihracatın sektör kapasitesinin gerisinde kalması ve dış ticaret dengesi-nin ithalat lehine olmasıdır. Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Mal-zemelerin İmalatı sektöründe 2015 yılında ithalat bir önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak yaklaşık 4,6 milyar ABD doları, ihracat ise %9,9 oranında artarak yaklaşık 932 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş olup ithalatı karşılama oranı %20’dir. Dış ticaret açığı 2014 yılında 3,86 milyar ABD doları seviyesine ulaş-mış, 2015 yılında ise azalarak yaklaşık 3,65 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.TÜİK 2015 yılı ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacı-lığa İlişkin Malzemelerin İmalatı’ sektörü ithalatı ge-nel itibariyle, aylık olarak bir önceki yıl ile benzer bir eğilim göstermiştir. 2015 yılında bir önceki yıla göre %2,6 oranında azalarak yaklaşık 4,6 milyar Dolar ola-rak gerçekleşmiştir.2015 yılı 207,2 milyar ABD dolarlık Türkiye toplam ithalatı göz önüne alındığında, 4,6 milyar ABD dolar-lık tıp ve eczacılık ürünleri ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı yaklaşık %2,21’dir. TÜİK verilerine göre, 2015 yılı Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Ecza-cılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı sektöründe ithalat gerçekleştirdiğimiz ilk beş ülke Almanya, ABD, İsviçre, Fransa ve İngiltere’dir. Türkiye reçeteli ilaç pazarında değer bazında %58 ithal, %42 imal ilaç bulunmaktadır.

Kutu bazında ilaç dağılımı incelendiğinde ise, ilaçla-rın %27’si ithal, %73’ü ise imal olduğu görülmektedir (İEİS). TÜİK 2015 yılı ‘Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılı-ğa İlişkin Malzemelerin İmalatı’ sektörü ihracatı genel itibariyle, aylık olarak bir önceki yıla göre artış göste-rerek büyümüştür. 2015 yılında bir önceki yıla göre %9,9 oranında artış göstererek yaklaşık 932 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.2015 yılı yaklaşık 143,9 milyar ABD dolarlık Türkiye toplam ihracatı göz önüne alındığında, 932 milyon ABD dolarlık Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İlişkin Malzemelerin İmalatı sektörü ihracatının toplam ihracat içerisindeki payı yaklaşık %0,65’tir. Türkiye’nin 2015 yılı Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa İliş-kin Malzemelerin İmalatı sektörü ihracatında ilk sırayı Güney Kore almaktadır. Irak, Almanya, İsviçre ve ABD diğer kayda değer ihracat pazarlarımızdır. Türkiye’nin ilaç ihracatında potansiyeli en yüksek pazarlarından ikisinin Irak ve İran olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkaslar, Rusya Federasyonu ve Avrupa ülkeleri de potansiyel pazarlardandır. Sektörün Maliyet Bileşenleri: İlaç sektörü ileri teknoloji gerektiren bir sektördür. Bu açıdan teknolojik yatırım-lar ve ürün çeşitliliğinin yüksekliği ilaç maliyetlerini etkileyen ana bileşenlerdendir. Sektörün dünya Ar-Ge harcamalarında %14,4 oranla en yüksek harcama yapan sektör olması Ar-Ge harca-malarını ilaç sektörünün ana maliyet bileşenlerinden biri yapmaktadır. İlaç sektöründe Ar-Ge süreci beş temel adımdan oluşmaktadır. Bu safhalar araştırma-nın başlamasından ruhsatın alınması ve pazarlama ile satış stratejilerinin oluşturulmasına kadar olan süreci kapsadığından yüksek Ar-Ge maliyetlerini ve uzun bir süreci gerektirmektedir. Diğer yandan kimyasal hammaddeler ve üretilen ilaçla-rın lisans ve ruhsat maliyetleri üretimi etkileyen diğer unsurlardır. İlaç endüstrisi gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere, bütün ülkelerden ilaç ve ilaç hammadde-si ithalatı yapılmaktadır. İlaç sektörü için önemli olan ithalat miktarı değil, ihracatın sektör kapasitesinin ge-risinde kalması ve dış ticaret dengesinin ithalat lehine olmasıdır.

Page 21: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 22: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 23: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

21

“İlaç Sektörü Raporu (2016/1)” raporunun “Sektörün 2015–2020 Projeksiyonu” bölümüne göre, sektörün yakın gelecek vizyonu şöyle:

“2012-2017 yılları arasında küresel ilaç piyasasının yıllık bi-leşik büyüme oranının %5,3 olması öngörülmektedir.

Türkiye ilaç pazarında ise 2008-2013 yılları arasında ortala-ma %1,6 oranında artış gösteren net satışın 2014-2018 yıl-ları arasında ortalama %6 oranında artarak pazarın yaklaşık 20 milyar TL’ye ulaşacağı öngörülmektedir.

İlaç sektörünün 2014 yılı sonu itibariyle küresel Ar-Ge har-camaları yaklaşık 137 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş olup 2020 yılında yaklaşık 160 milyar ABD dolarına ulaşabi-leceği tahmin edilmektedir.

Önümüzdeki dönemde, gelişmiş ülkelerde büyümenin ya-vaşlaması ve gelişmekte olan ülkelerde sektöre verilen teş-viklerin artmasıyla Ar-Ge harcamalarının daha büyük kıs-mının Brezilya, Rusya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelere kayması beklenmektedir.

İlaç sektöründe yeni fırsatlar içeren biyoteknoloji, nanotek-noloji gibi inovatif alanlar, dünyada az sayıda firmanın faa-liyet gösterdiği, yatırım yaptığı alanlar olarak kabul edilmek-tedir. Katma değerli ilaç üretiminin desteklenmesi halinde, uygun koşullara sahip endüstrimizin küresel ilaç pazarında rekabet üstünlüğü yakalayabileceği olası görülmektedir.

Dünyada sentez kimyasıyla üretilen ürünler gittikçe azalmak-ta, büyük çok uluslu firmalar bu pazara girmek için biyotek-noloji firmalarını satın almaktadır. Ülkemizde de dünyadaki

İLAÇ SEKTÖRÜNÜN YAKIN GELECEĞİ

Page 24: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

22

gelişmelere paralel olarak biyoteknolojik ilaçların üretimine geçilmesi zorunlu gözükmektedir.

Ülkemizde 2000 dolayında kimyasal ilaç molekülü piyasada bulunmaktadır. Keşfedilen yeni ilaç kimyasallarının sayısı azalmaktadır. Buna karşın, biyoteknolojiye dayalı ilaçlar gü-nümüzde toplam ilaç pazarının %20’sini oluşturmakla bir-likte, yakın gelecekte %50’sini oluşturması beklenmektedir. Diğer yandan 2014 yılında 2,5 milyar Dolarlık pazara sahip olan biyobenzer ilaçların pazar paylarının giderek artacağı, böylece doktor ve hastalara alternatif tedavi seçenekleri su-nacağı ve tedavi maliyetlerini azaltarak hastaların ilaca eri-şimini artıracağı öngörülmektedir. 2020 yılına kadar birçok biyoteknolojik ilacın patent süresinin dolmasıyla yaklaşık 80 milyar Dolarlık pazar açılması beklenmektedir.

Diğer önemli bir konu da nadir hastalıklar/yetim ilaçlardır. Dünya üzerinde bilinen yaklaşık 6.000 ila 7.000 nadir hastalık mevcut olup, bunların ancak %1’i için onaylanmış bir yetim ilaç bulunmaktadır. Genellikle yaşamı tehdit edici, kronik, yıkıcı hastalıklar olup çoğunun altta yatan sebebi halen bi-linmemekte ve çoğunlukla tanıda ciddi gecikmeler ve hatalar olmaktadır. Az sayıda hastaya rağmen toplumun yaklaşık % 6-8’ini etkilemekte ve görülme sıklığı oldukça düşüktür. ABD’de 1983’te, AB’de ise 2000’de ilk regülasyonlar oluş-turulmuş ve bu grup ürünlerin Ar-Ge’si için çeşitli teşvikler verilmektedir. Özellikle son dönemde, nadir hastalıklar ve ye-tim ilaçlar ile ilgili çalışmalara hız verilmiş olup, ABD’de 2014 yılında 19 adet yeni yetim ilaç FDA tarafından onaylanmıştır. ‘EvaluatePharma Orphan Drug Report 2015’te yer alan kü-resel reçeteli yetim ilaç satışları incelendiğinde 2015 yılında 102 milyar ABD doları olduğu görülmekte olup, 2020 yılında bu rakamın 178 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmek-tedir. Ayrıca 2020 yılında yetim ilaç satışlarının toplam ilaç satışlarının %20,2’sine tekabül edeceği öngörülmektedir.

Bunların yanı sıra, tüm dünyada kişiye özel tedaviler önem kazanmaktadır. Aynı teşhis konmuş iki ayrı hasta aynı teda-viye farklı yanıtlar oluşturabilmektedir. Yan etkileri minimize etmesi, daha güvenli olması, hasta yararının artırılması ve daha etkin maliyetli olması sebebiyle kişiye özel tedavi ve kişiye özel ilaç yaklaşımlarının sağlık sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir.

SON DÖNEMDE SEKTÖRE İLİŞKİN TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ GELİŞMELER

2012 yılı ve sonrası yeni etkin maddelerin, ilaçların ve bi-yolojik ilaç onaylarında artış olmuştur. ABD’de FDA’in geliş-tirmiş olduğu son uygulamalarla (Fast Track, Breakthrough Therapy, Accelerated Approval, Priority Review), yeni etkin maddelerin ve biyolojik ilaçların onay süreçlerinin hızlandı-rılarak, onaylanan ürün sayısının artmasına sebep olmuştur. PhRMA 2015 Profile raporuna göre, 2014 yılında, 51 yeni ilaca FDA tarafından onay verilmiştir. Ayrıca 2015 yılında, FDA tarafından onaylanan ilk biyobenzer Zarxio (Filgrastim) ABD pazarına çıkmıştır.

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planında belirlenmiş olan, 25 adet öncelikli dönüşüm programla-rından biri de ‘Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı’dır. Bu programla yüksek katma değerli ürün üretebilen, küresel pazarlara ürün ve hizmet sunabilen ve yurtiçi ilaç ve tıbbi cihaz ihtiyacının daha büyük bir kısmını karşılayabilen bir üretim yapısına geçilmesi amaçlanmak-tadır. Programın ‘1. Kamunun Yönlendirme Kapasitesinin Güçlendirilmesi’, ‘2. Ar-Ge ve Yenilik Alanının Geliştirilmesi’, ‘3. İş ve Girişim Ekosisteminin Geliştirilmesi’ ve ‘4. Üretim ve İhracatın Desteklenmesi’ bileşenleri bulunmakta olup, 2 ve 3’üncü bileşenlerinde Bakanlığımız sorumlu kurum olarak belirlenmiştir. Söz konusu bileşenlere yönelik eylem planı oluşturulmasına dair çalışmalar Bakanlığımız tarafından gerçekleştirilmiştir. 16 Şubat 2015 tarihinde YPK kararıyla onaylanan 25 adet Öncelikli Dönüşüm Programına (ÖDÖP) ait Eylem Planlarının uygulama izleme ve değerlendirme sü-reçleri başlamıştır. Her 3 ayda bir belirlenmiş farklı zaman dilimlerinde ÖDÖP Eylem İzleme Sistemi’ne Bakanlığımız so-rumluluğundaki bileşen ve eylemler ile ilgili gelişmelere dair girişler gerçekleştirilmektedir.Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı Eylem Planı içinde yer alan ‘Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komi-tesi oluşturulacaktır’ eylemi doğrultusunda, 2015/19 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi kurulmuştur. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey bürokratlarından oluşan Komite ilaç ve tıbbi cihaz sektörlerinin gelişimine yönelik çalışmalarına başlamış olup yatırım, üretim, ihracatın artırılması, teknolojinin geliştiril-

Page 25: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

23

mesi için fiyatlandırma, geri ödeme, ruhsatlandırma, kamu alımları, kamu destekleri, sağlık teknolojisi politikaları, veri yönetimi gibi hususlar komite toplantılarında bütüncül bir şekilde değerlendirilmektedir. Komite çalışmaları gerekli olduğu hallerde EKK’ya sunulacak, uygulama için karar gerektiren durumlarda gerekli karar mekanizmaları çalış-tırılacaktır.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, 19/11/2014 tarih ve 6569 Sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurul-ması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 29187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun’a göre ‘sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla; Türkiye’nin rekabet gücünü artır-mak ve sürekli kılmak, kalkınma planı hedefleri ile Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun belirlediği öncelikleri de

dikkate alarak ülkemizin ileri teknoloji ve inovasyon ihti-yacını karşılamak, yeni ürünlerin üretimini ve var olanların geliştirilmesini sağlamak, araştırmacılara bilimsel ortam temin etmek, kamu hukuku ve özel hukuk tüzel kişileri ile iş birliği yaparak bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak, bu araştırmaları koordine etmek, teşvik etmek, Ar-Ge’lere katkı sağlamak, sağlık bilim ve teknoloji kültürü ile ekosis-temlerin geliştirilmesinde öncülük yapmak, sağlık hizmet-lerinde akreditasyon faaliyetlerini yürütmek üzere’ Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ve ona bağlı enstitüler kuru-lacaktır.

Bu kapsamda, ABD’nin Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne (NIH) benzer bir yapılanma olan TÜSEB bünyesinde, ‘Türkiye Kanser Enstitüsü’ ve ‘Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü’nün de içinde bulunduğu 6 adet enstitü kurulmuştur. Ayrıca Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla, TÜSEB’in

Page 26: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

24

merkezi dışındaki illerde de olmak üzere yeni enstitüler ku-rulabilmektedir. TÜSEB ve enstitülerin başkanları atanmış olup, yönetim yapılanma süreci devam etmektedir.

Bakanlığımızca, ilaç sektöründeki mevcut durumumuz ve Türkiye’nin sanayi vizyonu çerçevesindeki hedefleri göz önüne alınarak, hükümetin kamu sağlığı ve kalkınma he-deflerini destekleyecek, ülkemiz ilaç sektörünün sürdü-rülebilir ve etkili bir yapıya kavuşturulmasını sağlayacak ‘Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ ha-zırlanmıştır. Bir yıl süren çalışma sonucunda ilgili kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve üniversite temsilcile-rimizin katılımı ile hazırlanan strateji belgesinin, ilaç sek-törünün gelişimine ışık tutacak dört yıllık bir yol haritası niteliğinde olması amaçlanmıştır. Tüm paydaşların görüş ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurularak sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde hazırlanmıştır. Ey-lem Planı 6 hedef altında 36 adet eylemden oluşmakta-dır. Nihai şekli verilen Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2015-2018), 17 Haziran 2015 tarihinde YPK’ya sunulmak üzere Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sek-törler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve YPK tarafından onaylanan belge, 09 Ağustos 2015 tarih ve 29440 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Uygulama, İzleme ve Değerlendirme süreci Sağ-lık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.

10 Temmuz 2015 tarihli ve 29412 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar ile Euro kurunun, bir önceki yıl boyunca TCMB döviz satış kuru ortalamasının %70’ine denk gelen uyarlama kat-sayısı ile çarpılması kararlaştırılmıştır. Kararname’nin 2. Maddesinin 1. Bendine göre ‘Fiyat Değerlendirme Komis-yonu her yılın Ocak ayının ilk 5 işgünü içerisinde toplana-rak yukarıda belirtilen usuller dâhilinde beşeri tıbbi ürün-lerin fiyatlandırılmasında kullanılacak 1 (bir) Avro değerini ilan eder’. Fiyatlama kararnamesindeki geçici maddeyle, 2015 yılı sonuna kadar esas alınacak Euro kuru için Nisan-Temmuz ayları arasındaki TCMB satış kuru ortalamasının yüzde 70’inin esas alınması kararlaştırılmış, buna göre uygulanan kur Eylül 2015 itibariyle yılsonuna kadar 2,07 olarak sabitlenmiştir. Euro kuru 2016 yılı başında 22 Şubat 2016’dan itibaren geçerli olmak üzere 2,16’ya çıkarılmıştır.

Bunun yanı sıra, TÜBİTAK’ın açıklamış olduğu Medikal Biyoteknoloji Yol Haritası kapsamında, biyomedikal ekip-man, biyomalzeme, aşı ve ilaç alanlarına yönelik olarak, 1003 (Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Prog-ramı), 1007 (Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Pro-jelerini Destekleme Programı) ve 1511 (Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destek-leme Programı) destek programları ile çağrılara çıkılmak-tadır. Bu kapsamda 2015 yılında 1003 kapsamında ilaç alanında ‘Biyoteknolojik/Biyolojik/Sentetik Yeni Aday İlaç Moleküllerin Geliştirilmesi, Patentlenmesi ve Preklinik Ça-lışmaları’ çağrısına çıkılmıştır. Aynı yıl itibariyle 1007 kap-samında ilaç alanında, ‘Monoklonal Antikor veya Antikorun Bir Kısmını İhtiva Eden Biyobenzer Ürün Geliştirilmesi ve Üretilmesi’, ‘Rekombinant Protein İçeren Biyobenzer Ürün Geliştirilmesi ve Üretilmesi, İnsulin veya İnsulin Analog-larının Biyobenzer Olarak Geliştirilmesi ve Üretilmesi’ ve ‘Kuduz Aşısının Geliştirilmesi ve Üretimi’ çağrılarına çıkılmıştır.

Page 27: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 28: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

26

Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı -Invest in Turkey sitesinde yer alan Kimya sektörü bilgileri şöyle:

“Plastik, kozmetik ve tıbbi ilaç gibi nihai ürün üretmenin yanı sıra sayısız farklı sektöre yönelik ara ürünler tedarik eden kimya endüstrisi, imalat sektörü içinde benzersiz bir konuma sahiptir.

Türkiye, tüketime dayalı endüstrilerden gücünü alan güçlü pazar büyümesiyle birlikte, kimya şirketleri için cazip bir yatırım noktasıdır. Türkiye’deki müşteri endüstrilerindeki büyümenin sürdürülebilir olması hiç kuşkusuz bir güç kay-nağıdır. Aşağıdaki faktörler de Türkiye’yi cazip bir yatırım noktası haline getirmektedir:

*Gelişmiş ulaşım altyapısı, üreticiler için esneklik, rahatlık ve maliyetten ek tasarruf sağlamaktadır.*Türk plastik sektörü, Avrupa’nın en büyük 2. dünyanın

ise en büyük 7. üreticisi konumunda olup 2016 yılında Avrupa’da bu alanda ilk sırada yer almayı hedeflemektedir.*Türkiye, petrokimyasalların dünyadaki en büyük 2. net ithalatçısı konumundadır…*Güçlü bir imalat ve dönüşüm merkezi olarak Türkiye, tekstil ve yapı kimyasalları alanında Avrupa’nın en büyük tüketicilerinden biri konumundadır…*Türkiye, büyük ve gelişmekte olan ticari pazarlara yakın bir konumdadır.

Türk kimya endüstrisi, 2023 yılı itibarıyla 50 milyar ABD dolarına varacağı tahmin edilen ihracat hacmiyle, önümüz-deki yıllarda olağanüstü bir büyümeye hazır durumdadır.

Türkiye’nin, hükümetin 2023 yılına yönelik iddialı vizyonu gereği, altı adet stratejik hedefi bulunmaktadır: katma de-ğeri yüksek ürün imalatı, yüksek katma değerli üretim için tesislerin dönüştürülmesi, Ar-Ge politikalarının yapılandı-

KİMYA SEKTÖRÜ OLAĞANÜSTÜ BÜYÜMEYE HAZIR!

Page 29: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

27

rılması, yüksek nitelikli iş gücünün eğitimi, iş birliği orta-mının sağlanması ve geliştirilmesi ve yerli ürünlere yönelik talebin artırılması.”Sektörle ilgili en yeni verilerden bir kısmını Ticaret Gazetesi’nin Temmuz 2016 tarihli ve “Kimya sektörü’nden yılın ilk yarısında 7 milyar dolarlık ihracat” başlıklı habe-rinde görüyoruz.Haberin devamı şöyle:“Kimya ihracatı Haziranda yeniden yükselişe geçti. İstan-bul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre Haziran ayında kimya ihracatı geç-tiğimiz yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 5,34 artış ile 1 milyon 479 bin ton, değerde ise yüzde 6,41 düşüş ile 1 milyar 332 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın altı ayında miktarda 8 milyon 492 bin ton, değerde ise 7 milyar 40 milyon dolarlık ihracat yapan kimya sektörü, yılın ikinci yarısına umutlu başladı.Küresel ekonomideki yavaşlama ve bölgesel siyasi istik-rarsızlıkların baskısını üzerinde yoğun bir şekilde hisseden kimya sektörü Haziran ayı ihracat rakamlarındaki miktar bazında yaşanan yükselişle rahatladı. 2016 yılı Haziran ayı kimya ihracatının geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında miktarda yüzde 5,34 artış ile 1 milyon 479 bin ton, değerde ise yüzde 6,41 düşüş ile 1 milyar 332 milyon dolar olarak gerçekleştiği görüldü. Değer bazındaki düşüşte emtia fi-yatları etkili oldu.Geçen ay dikkat çeken bir gelişme ise ABD’den geldi. Son aylarda kimya ihracatından aldığı payı artıran ABD, Haziran ayı ihracatında zirveye oturan ülke oldu. ABD’ye yapılan ihracat miktarda yüzde 387,22; değerde ise yüzde 155,72 artarak 75,1 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler arasında liderliğe taşıdı. ABD’yi sırasıyla Almanya, Irak, Mısır, İran, İngiltere, İtalya, Yunanistan, Romanya ve Azerbaycan izledi.

Kimya sektörü yılın ilk yarısında ise toplamda 7 milyar 40 milyon dolarlık ihracata ulaştı. Bu dönemde miktar bazında kimya ihracatı yüzde 2,72; değer bazında ise yüzde 11,79 geriledi. İlk yarıda en fazla ihracat yapılan ülkeler şu şekil-de sıralandı: Almanya, Mısır, Irak, İran, İtalya, ABD, Hol-landa, İngiltere, Suudi Arabistan ve Yunanistan.İlk yarı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kim-yevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, ‘Yılın başından bu

yana ihracatımızı sekteye uğratacak pek çok olumsuzlukla karşılaştık. Buna rağmen Haziran ayında kimya ihracatımız yeniden yükselişe geçti. Rakamlar açıklanmadan hemen önce İsrail ve Rusya ile olan ilişkilerde yeniden normal-leşmenin sağlanması adeta ikinci yarı için ihracatçılarımıza umut oldu.

Bu ülkelere olan ihracatımız birden bire çok artmasa da birkaç ay içinde rakamlara olumlu bir şekilde yansımaya başlayacağını düşünüyoruz. En önemli ihracat pazarlarımız arasında yer alan Mısır ile yaşanan gerginliğin sona ermesi ve iki ülke arasındaki ilişkilerin yumuşaması da şu an en büyük beklentilerimiz arasında. Komşu ülkelerin ihraca-tımızdaki payı yadsınamaz. Küresel pazarlardaki daralma ve dünya ticaretindeki yavaşlamadan olumsuz etkilenen ihracatçımızı önemli oranda rahatlatacaktır inancındayım. Böylece daha dengeli bir pazar stratejisini de yeniden sağ-lamış oluruz’ dedi.

Bu süreçte İran pazarının da önem kazandığını vurgulayan Akyüz, şöyle konuştu: ‘İran ile ambargonun sona ermesi-ni ülkemiz açısından avantaja dönüştürecek adımların da hızlı şekilde hayata geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkenin iştahını kabartan İran’da küresel oyunun dışında kalmamamız lazım. İran’ın sanıldığı kadar kolay bir ihracat pazarı olmadığının da altı-nı çizmek gerek. Temmuz ayı sonunda İKMİB olarak koz-metik sektöründen firmalarımızla İran’ı ziyaret edecek ve ülkedeki son durumu yerinde inceleyeceğiz. İran, en fazla kozmetik ihracatı yaptığımız ülkelerin başında geliyor. Türk ürünlerinin kalite ve marka algısının yüksekliğine rağmen, Türk firmalarından Avrupa’ya ihracat yapma şartı aranabi-liyor. Bunlar ihracatımız açısından olumsuz gelişmeler.’”

Öte yandan Kimya Sektörü’nün olağanüstü büyümeye hazır olduğunu doğruluyor olmasa da, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği-TOBB sitesinde yer alan Mayıs 2016 tarihli ve “Kimya sektörü ‘katma değer’ peşinde” başlıklı bir ha-beri aktarmakta fayda var, sektörün hedefleri konusunda fikir sahibi olmakta. Haverib devamında şöyle deniliyor: “TOBB Türkiye Kimya Sanayi Meclisi’nde yeniden başkan-lığa seçilen Timur Erk, sektörün katma değeri yüksek ileri teknolojik ürünlerin geliştirilmesi için üniversite-sanayi-devlet işbirliğine inandığını belirterek, ara girdide ithalat

Page 30: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

28

fazlalığından yakındı... TOBB Türkiye Kimya Sanayi Meclisi, TOBB Yönetim Kuru-lu Üyesi İbrahim Burkay’ın da katıldığı seçimli toplantısını Ankara’da gerçekleştirdi. Sektör meclisinin başkanlığına tekrar seçilen Timur Erk burada yaptığı konuşmada, kamu ve özel sektörün katkılarıyla yaptıkları çalışmalarda fark yarattıklarına işaret ederken, “Meclisimiz kimya sektörünü alakadar eden tüm gelişmelerde direk danışılan ve görüş-lerine önem verilen bir oluşum haline dönüştü” dedi.

Katma değeri yüksek ileri teknolojiye sahip ürünlerin ge-liştirilmesinde, üniversite- sanayi - devlet işbirliğinin ve sektördeki ara girdi ithalatının azaltılmasının önemli rol oynayacağını ifade eden Erk, Ar-Ge, İnovasyon ve Tasarım Alt Komitesi’nin çalışmalarına devam edeceğini söyledi.Meclis Başkanı Timur Erk, yatırımın önündeki engellerin kaldırılmasının ve üretimde katma değerin önemine işaret etti.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay da konuşma-sında yatırım yeri eksikliğine değindi. Burkay, ‘Ülkemizde maalesef mekânsal planlama yok. Biz sanayiciler sadece mesafe kat etmiş bölgelerde iş yapabiliriz. Türkiye artık

zengin olmak istiyor’ dedi. Meclislerin temsil gücünün ve etkisinin arttırılması için, firmaların üst düzeyde tem-sil edilmesinin önemli olduğunu bildiren İbrahim Burkay, Kimya Meclisi’nin bu güne kadar sağladığı başarı ve is-tikrarlı ilerleyişinin de bundan kaynaklandığını vurguladı. Toplantıda ayrıca Ar-Ge Merkezi Kanunu, ara elemanı sı-kıntısı, piyasa gözetimi ve denetimine kadar sektörü ilgi-lendiren konular ele alındı. Sektörün 2016 yılının ilk çeyre-ğinde olumlu şeyler yaşadığının da altı çizildi.”Peki ‘Devlet’ açısından durum nedir? Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Kimya Sektör Raporu (2016/1)”e bakıyoruz.

Rapora göre, “Kimya sanayi tarafından üretilen (plastikten kozmetiğe, ilaçlardan boyalara ) ürünlerin %30’u doğru-dan tüketiciye ulaşırken %70’i ise diğer sektörlerde (teks-til, elektrikli eşya, metal, madeni ürünler, inşaat, otomo-tiv, kâğıt, hizmet sektörü) ara mal veya hammadde olarak kullanılmaktadır. Bu özelliği nedeniyle kimya sanayi hem yaşamımız hem de diğer sektörler için vazgeçilmez öneme sahip bir sanayi dalıdır. Kimya sektörü oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Sektör, temizlik ürünleri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar

Page 31: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

29

gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübre-ler ve tarım ilaçları, kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasal-lar, boyalar, laboratuvar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünleri üretmektedir.

Kimya sektörü, sanayi sektörleri arasında en fazla ithalat yapan sektörlerdendir. Yurtiçi üretimin yetersizliği, sa-nayiciyi ithalata yönlendiren en önemli faktördür. Kimya sektöründe ithalatı yapılan ara mallara baktığımız zaman büyük bir bölümünü petrokimyasal ürünlerin oluşturduğu görülmektedir. Petrokimyasal ürünlerin ithalatında son beş yılda miktar bazında polimerlerde %35, elyaf ham-maddelerinde %18, lastik hammaddelerinde %47 ve diğer petrokimyasal ürünlerde %31 oranında artış olmuştur.

Türkiye Petrokimya Sektörünün en önemli sorunu, hızla artan yurtiçi talebe karşın, yatırımların çok sınırlı yapılma-sından dolayı yurtiçi üretim arzının son derece yetersiz kal-masıdır. Bu ise bir yandan sektörün hem yurtiçindeki hem de dünyadaki rakipleri karşısında rekabet gücünü olumsuz yönde etkilerken, diğer taraftan da çok yüksek olan pet-rokimya sektörü katma değerinin yurtdışında kalmasına neden olmaktadır.

Sektörün önemli sorunlarından bir diğeri de yatırım ya-pılacak yer konusunda sıkıntı yaşanmasıdır. Bilindiği gibi sektör tarafından üretilen birçok kimyasal madde çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etki göstermekte ve bu tür kimyasallar tehlikeli kimyasallar olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle kimya sektöründe yapılacak yatırımlar çevre kirliliği ile özdeş tutulduğu için yatırım konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Ancak organize sanayi bölgelerin-de, bilhassa ihtisas organize sanayi bölgelerinde bu tür so-runları en asgari seviyeye indirgemek mümkün olmaktadır. Bu nedenle sektörün gelişmesi açısından ihtisas organize sanayi bölgelerinde yapılacak yatırımlar çok önemlidir.

Diğer önemli bir konu da organize sanayi bölgelerinin, hammadde kaynaklarına, pazarlara, limanlara, demiryolu ve karayolu bağlantısı bulunan lojistiği uygun alanlarda ku-rulmasıdır. Hammadde kaynaklarına, pazarlara ve limanla-ra yakın olan kimya organize sanayi bölgelerinin çoğalma-sı, kimya sanayinde yerli ve yabancı sermaye yatırımlarının

artmasında önemli bir unsur olarak görülmektedir.

İşletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak kümelenme yaklaşımı son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi, coğrafyayı sınırlayıcı bir unsur olmaktan çıkarmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin küresel ortamda rekabetçi konumlarını sürdüre-bilmeleri, büyümelerini verimlilik artışlarına dayandırmala-rına ve yeni mukayeseli üstünlük alanları yaratabilmelerine bağlıdır. Bu nedenle ölçek ekonomisinin öne çıktığı kimya sektöründe kümelenme yaklaşımı son derecede önemlidir.Endüstri bölgelerinin ve ihtisas organize sanayi bölgeleri-nin lojistiği uygun alanlarda, kümelenme modeli ile des-teklenerek yatırıma açılması durumunda, sektörün çevre sorununun çözümlenmesi yanında, rekabetçi şartlarda yatırım yeri de sağlanmış olacaktır.

AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin çevre konulu bir-çok düzenleme bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi 17 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından ka-bul edilen REACH (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve İzni) direktifidir. Avrupa Birliği Kimyasallar Politikasını teşkil eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe göre, AB+AEA (İzlanda, Nor-veç ve Lihtenştayn) ülkelerinde faaliyet gösteren ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların söz konusu kimyasal maddeleri AB örgütlenmesi içerisinde yer alan Avrupa Kimyasallar Ajan-sı (AKA) yönetimindeki merkezi bir veri tabanına kaydettir-mesi zorunludur. Tüzüğün tüm uygulamalarından AB’deki üreticiler veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu yükümlü-lüklerin AB dışından mal tedarik edilen firmalarla paylaşıl-mak zorunda olunması nedeniyle AB dışındaki pazarlar da REACH’ten etkilenmektedir.

İnsan sağlığının ve çevrenin korunmasının yanı sıra piya-sanın rekabetçi ve etkin yapısının korunmasının da hedef-lendiği direktif, hem kimyasallardan kaynaklanan risklerin yönetiminde, hem üretilen kimyasallar hakkında sağlıklı bilgilerin sağlanması konusunda, sanayiye büyük sorum-luluklar yüklemektedir.

Söz konusu durumun, sektör firmalarımıza, AB mevzuatını ve geçiş sürecini takip edebilecek yetkin personel istih-

Page 32: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

30

dam etmeleri ve daha önemlisi, geçiş sürecinde yapılacak düzenlemelere ilişkin maliyet unsurlarına katlanmaları yönüyle önemli zorluklar doğuracağı öngörülmektedir. REACH’in getirdiği mali ve idari yükümlülükler bir takvime bağlanmıştır. Bu takvime göre 1 Haziran 2008 tarihinde başlayan ön kayıt süreci, 1 Aralık 2008’de son bulmuştur. Ön kayıt işlemlerini tamamlayan şirketler, kayıt işlemlerini üretim/ithalat tonajına ve maddenin risk sınıflandırmasına göre kademeli olarak belirlenen tarihlerde (2010, 2013, 2018) yaptıracaklardır. 2015 yılında, kimya sektörü ithalatı 35,2 milyar ABD dola-rı, ihracatı ise 14 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

TÜİK verilerine göre kimya sektöründe 2014 yılında 309.319 kişi istihdam edilmektedir. Kimya sektörü istih-damının imalat sanayi içindeki payı 2014 yılında %8,5 ol-muştur. 2013 yılı itibariyle kimya sektöründe 22.601 girişimci bu-lunurken bu rakam 2014 yılında %3 azalarak 21.906 giri-şimciye düşmüştür. Kimya sektörü işyeri sayısının imalat sanayi içindeki payı 2014 yılında %6,6 olmuştur…Sektörün Türkiye’deki Genel Durumu: Plastikten kozmeti-ğe, ilaçlardan boyalara kadar birçok alanda sağladığı nihai

ürünlerin yanı sıra, pek çok sektöre de ara mal ve ham-madde temin eden bir sanayi dalı olan kimya sektöründe üretim değeri 2013 yılında bir önceki yıla göre % 14 ora-nında artmıştır.Kimyasal madde ve ürünleri imalatı sektöründe üretim endeksi 2014 yılında 117,5 olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılına göre 2015 yılında %3,6 oranında artarak 121,8 de-ğerine ulaşmıştır.Kimya sektöründe kapasite kullanımı, diğer sektörlere ver-diği girdileri de göz önünde bulundurursak, ülkenin genel eğilimine bağlı olarak gelişme göstermiştir. Son dört yılda ağırlıklı kapasite kullanım oranı %74,5 olmuştur.

Kimya sektörü sermaye-teknoloji yoğun bir sektör olduğu için işgücü yoğunluğu düşüktür. Bu nedenle sektörün ima-lat sektörü istihdamı içindeki payı son beş yıldır ortalama %8 düzeyinde seyretmiştir.2015 yılında 196 ülkeye 14 milyar dolarlık ihracat yapan sektör, 146 ülkeden 35,2 milyar dolarlık ithalat yapmıştır.

Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerin İmalatı sektöründe Irak (404,4 milyon dolar),İtalya (379,5 milyon dolar), ve İran (360,4 milyon dolar), Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait Malzemelerin İmalatı sektöründe G.Kore

Page 33: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

31

(225,4 milyon dolar), Irak (55 milyon dolar) ve Almanya (48,5 milyon dolar) ve Kauçuk ve Plastik Ürünlerin İmalatı sektöründe ise Almanya (686,4 milyon dolar), Irak (492,9 milyon dolar) ve İngiltere (298,3 milyon dolar) ile ihracat yapılan ülkeler arasında ilk üç sırayı almıştır.Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerin İmalatı sektöründe Almanya (2,8 milyar dolar), Çin (2,3 milyar dolar) ve Suu-di Arabistan (1,7 milyar dolar), Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait Malzemelerin İmalatı sektöründe Almanya (816,7 milyon dolar), A.B.D (549,8 milyon dolar) ve İs-viçre (418,7 milyon dolar) ve Kauçuk ve Plastik Ürünlerin İmalatı sektöründe ise Çin (781,3 milyon dolar), Almanya (755,8 milyon dolar), ve İtalya (398,3 milyon dolar) ile it-halat yapılan ülkeler arasında ilk üç sırayı almıştır.

ISIC Rev. 4. göre 23 alt sektör ihracat içindeki payları açı-sından değerlendirildiğinde; 2015 yılında Kimyasal Madde ve Ürünleri Sektörü %4,8’lik payla 9’uncu sırada, Plastik ve Kauçuk Ürünleri Sektörü %4,78’lik payla 10’uncu sıra-da, yer almaktadır.

ISIC Rev. 4. göre 23 alt sektör ithalat içindeki payları açı-sından değerlendirildiğinde; 2015 yılında Kimyasal Madde ve Ürünleri Sektörü %15,5’lik payla 1’inci sırada, Plastik ve Kauçuk Ürünleri Sektörü %2,8’lik payla 12’uncu sırada yer almaktadır.İmalat sanayinde yaratılan toplam katma değer içerisinde Plastik ve Kauçuk Sektörü 10’uncu sırada, Kimyasal Mad-de ve Ürünleri Sektörü 11’inci sırada, yer almıştır.

2000 yılında 2,2 milyar dolar olan ihracatımız her yıl ka-demeli bir şekilde artarak 2014 yılında 15,5 milyar dolar, 2015 yılında 13,95 milyar dolar olmuştur. Kimya sektörü 22.601 girişimcisi, 292.468 çalışanı olan ve 2.600 madde ve müstahzarın üretildiği dev bir sektör haline gelmiştir. Kimya sektöründe son yıllarda ihracatta gösterilen başa-rıda küresel ekonomik kriz nedeniyle kaybedilen pazarla-rın, yeni pazarlarla telafi etme yoluna gidilmesi önem arz etmiştir.

Kimya sektörü içerisinde plastik ve kauçuk ürünleri sektö-rü önemli bir yere sahiptir. Kimya sektöründe çalışanların %66,6’ı ve girişimcilerin %81,7’si plastik ve kauçuk ürün-leri imalatı sektöründe faaliyet göstermektedir. TÜİK’in ve-

rilerine göre, 2013 yılında sektörün yarattığı yeni pazarlar etkisini göstermiş ve 2015 yılında kimya sektörü ihracatı-nın %46,6’sı plastik ve kauçuk ürünleri sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir.

Mevcut TÜİK kayıtlarına göre, kimya sektörü girişimci-lerinin %38,6’sı İstanbul, %6,6’sı İzmir, %6,5’i Ankara, %5,4’ü Bursa’da yer almaktadır. Türkiye genelinde ilk on il %72’sini oluşturmaktadır. İstanbul, İzmir, Ankara ve Bur-sa’daki girişimci %57’dir.

Kimya sektöründe bulunan girişimcilerin %83’ü Mikro Ölçekli, %14’ü Küçük Ölçekli, %2,5’i Orta Ölçekli, %0,5’i Büyük Ölçekli işletmelerdir.

Sektördeki Üretim Eğilimleri ve Üretilen Başlıca Ürünler: Kimya sektörü oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Sektör, temizlik ürünleri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübre-ler ve tarım ilaçları, kimya sanayinin de dahil olduğu imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasal-lar, boyalar, laboratuvar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünleri üretmektedir. Bu ürünlerin %83’ü mikro ölçekli firmalar tarafından üretilmektedir. Geriye kalan fir-malar Türkiye standartlarına göre büyük firmalar olarak kabul edilebilir. Kimya sektöründe yaklaşık 2600 kimyasal madde ve müstahzar üretilmektedir. Bu üretimlerde kulla-nılan yöntem ve teknolojilerin bir kısmı küresel rekabete ayak uydurabilecek seviyededir.

Plastik sektörünün birinci öncelikli sorunu plastik ham-maddede yerli üretiminin yetersiz oluşudur. 2014 yılında Türkiye’de 1.388.816 ton petrokimyasal ürün üretilmiştir. Yaklaşık 370.000 tonu ihraç edilmiştir. 1.018.816 tonu iç piyasada tüketilmiştir. 6.237.702 ton petrokimyasal ürün ithal edilmiştir. Yurt içi petrokimyasal üretim talebin an-cak %18’i karşılamaktadır. Bu nedenle sektör hammad-de temininde büyük oranda dışa bağımlı hale gelmiştir. Hammaddede ithal bağımlılığı firmaların hem iç hem de dış pazarlarda rekabetçi üretim olanaklarını azaltmaktadır. Bunun sonucu olarak plastik mamullerinde iç pazarda itha-latın payı artmakta ve yerli üretim potansiyelinin kullanımı yerine ithal mamullere döviz ödenerek dış ticaret açığının artmasına neden olunmaktadır.

Page 34: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

32

Plastik sektöründe 2015 yılında üretim, ithalat ve yurtiçi tüketimde miktar bazında artış olmasına rağmen ihracat değer bazındaki gerilemiştir. Bu gerilemeye Dünya plastik sektöründe rekabetin giderek artması, en büyük ihracat pazarlarına ve komşu ülkelere yapılan ihracatın gerilmesi ve petrol, plastik hammaddeler ve dolayısı ile plastik ma-mullerde birim fiyatların gerilemesi neden olmuştur.

Deterjan ve temizlik maddeleri sektörünün hammadde açısından dışa bağımlı olduğunu söylemek mümkündür. Önemli girdilerden LAB, STPP, enzim, optik ağartıcı ve parfüm ithalata dayalıdır. Bunların dışında ambalaj olarak yerli üretim kullanılmakla beraber bunun hammaddesi de önemli ölçüde ithal edilmektedir.

Sabun sektörünün önemli girdileri donyağı ve tropik bit-kisel yağlar, ambalaj sanayi ürünleri, kostik soda ve tuz olarak tanımlanabilir. Bunlardan en önemli ithal kalemini teşkil eden donyağı genellikle ABD’den, tropik yağlar ise Malezya veya Endonezya’dan ithal edilmektedir. Üretimin yaklaşık olarak %40 kadarı ülke içinde tüketilmekte, %60’ı ise ihraç edilmektedir. Sektörün ülke ekonomisi içindeki yeri miktar ve değer olarak çok önemli olmamakla birlikte

üretiminin yarıdan fazlasını ihraç eden ender sanayi kolla-rımızdan biridir.

Ülkemizde 311 adet ilaç firması, 71 adet ilaç üretim tesisi (58’i yerli) ve 11 hammadde tesisi (8’i yerli) bulunmakta-dır…

Lastik sektörünün en önemli girdileri, tabii ve sentetik ka-uçuk ve karbon karasıdır. Özellikle tabii kauçukta %100 ithalat bağımlılığı bulunmaktadır. 2007 ve 2008 yıllarında ekonomik nedenlerle Stiren Bütadien Kauçuğu (SBR), Cis Polibütadien Kauçuğu (CBR), Karbon Siyahı (KS), Bütan-dien 1,3 (BDX) ve polistiren (PS) fabrikaları kapanmış ve kauçuk sektörü tamamen dışa bağımlı hale gelmiştir. Lastik sektörünün çıktısını talep eden kullanıcı sektör ise otomotiv endüstrisidir. Otomotiv endüstrisinin krizde ol-duğu dönemlerde, lastik sektörü de dolaylı olarak olumsuz yönde etkilenmektedir. Lastik sektörünün rekabet gücü, iç piyasadaki çok düşük fiyatlarla Uzakdoğu ülkelerinden it-hal edilen lastikler sebebi ile azalmaktadır…

Sektörün Alt Sektörleri ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer Sektörler: Kimya sanayi, plastikten kozmetiğe, ilaçlardan

Page 35: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

33

boyalara kadar birçok alanda sağladığı nihai ürünlerin yanı sıra, pek çok sektöre de ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak, ekonomide önemli bir role sahiptir. Sektör hayat standardımızı arttıran, hastalıklara karşı ko-runmayı ve tedaviyi sağlayan, temizlik ve hijyen konula-rında katkıda bulunan, giyinme ve beslenmede insanlığın ihtiyacını karşılayan bir sanayi dalıdır.

Kimya sanayi; tarım ilaçları, sentetik gübreler, veteriner ilaçları, sentetik elyaflar, sabun, deterjan, temizleyiciler, plastik hammaddeleri, beşeri ilaç sanayi, kozmetik sanayi, boya, yardımcı maddeler, deri, tekstil, inşaat (boru, lev-ha, kapı, pencere vb.), yapıştırıcı, derz, dolgu maddeleri, izolasyon malzemeleri, fotoğraf malzemeleri, barut ve pat-layıcılar gibi birçok sanayi alanına nihai ve ara ürün sağ-lamaktadır.

Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Kimya sanayi, lojistik önemi açısından çoğunlukla ülkenin kıyı bölgele-rinde lokalize olmuştur. Petrol ve petrol ürünleri, deterjan, sabun, ilaç kimyasalları, boya gibi ürünleri üreten kimya firmalarının çoğu Marmara Bölgesinin üç büyük sanayi ili olan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’da, Ege Bölgesinde İzmir’de yerleşim gösterirken, gübre ve petrol ürünleri firmalarının çoğu Akdeniz Bölgesinde toplanmıştır. Ayrı-ca Akdeniz bölgesinde ana ham maddelerden olan soda, bikromat gibi önemli üretim merkezleri de bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesinde ise yine gübre fabrikaları göze çarp-maktadır.

İşletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak kümelenme yaklaşımı son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi, coğrafyayı sınırlayıcı bir unsur olmaktan çıkarmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin küresel ortamda rekabetçi konumlarını sürdüre-bilmeleri, büyümelerini verimlilik artışlarına dayandırmala-rına ve yeni mukayeseli üstünlük alanları yaratabilmelerine bağlıdır. Bu nedenle ölçek ekonomisinin öne çıktığı kimya sektöründe kümelenme yaklaşımı son derecede önemlidir.

Endüstri bölgelerinin ve İhtisas organize sanayi bölgele-rinin lojistiği uygun alanlarda, kümelenme modeli ile des-teklenerek yatırıma açılması durumunda, sektörün çevre sorununun çözümlenmesi yanında, rekabetçi şartlarda ya-

tırım yeri de sağlanmış olacaktır. Bu nedenle 32 yatırımcı sanayici ile harekete geçen Chemport Kümelenme teşeb-büsü kimya sektörünün geleceğini yönlendirme açısından son derecede önemlidir. CHEMPORT arazisinin yer aldı-ğı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 7.Maddesi uyarınca, Ba-kanlık Makamının 20.08.2014 tarihli ve 13549 sayılı Olur’u ile onaylanmıştır. Eylül 2014 tarihinde ise askıya çıkmıştır. Askı süresi biten planla ilgili itirazlar değerlendirme aşa-masındadır. Bölgede CHEMPORT için 4.200 hektarlık bir alan ayrılmıştır. Ayrılan bu alan gerekirse planlama aşama-sında büyütülebilecektir.

Kimya sektörünün en önemli sorunu lojistiği uygun yatırım alanlarının yeterli olmamasıdır. Kimya sektöründe; temel kimyasal maddeleri üreten firmalar ile petrokimya sektö-rüne yönelik yatırımların hammadde kaynaklarına, pazar-lara, limanlara, demiryolu ve karayolu bağlantısı bulunan bölgelerde kurulması, yatırımcı açısından son derecede önemlidir. Ancak bu tür bölgelerde kıyı ve zeytin kanunun-dan kaynaklanan sorunlar çıkmaktadır. Zeytin kanunundan kaynaklanan sorunların aşılması konusunda çalışmalar il-gili Bakanlıklar tarafından başlatılmıştır.

Chemport Projesinin uluslararası pazarda kabul gören bir kümelenme olabilmesi için, bu konuda deneyimi olan şir-ketlerle görüşmeler devam etmektedir. Chemport’un 2023 yılına kadar özel yatırımlarda piyasa liderlerinden 5-8 mil-yar Euro çekmesi hedeflenmektedir…

Sektörün Kapasite Kullanımı: Kimya sektöründe kapasite kullanımı, diğer sektörlere verdiği girdileri de göz önünde bulundurursak, ülkenin genel eğilimine bağlı olarak geliş-me göstermiştir. Son beş yılda ağırlıklı kapasite kullanım oranı %75,12 olmuştur.

Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı: TÜİK verilerine göre 2010 yılında kimya sektöründe 251.964 kişi istihdam edilirken bu rakam dört yılda %22,8 artarak 2014 yılında 309.319’a ulaşmıştır. Kimya sektörü istihdamının imalat sanayi içindeki payı 2010 yılında %8,8 iken, 2014 yılında %8,5 olmuştur.

Page 36: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

34

2014 yılı itibarıyla kimya sektöründe 21.906 girişimci bulun-maktadır. İmalat sanayindeki firmaların %6,6’sı kimya sektö-ründe yer almaktadır.

Sektörün Üretim Değeri: TÜİK verilerine göre kimya sektörünün 2014 yılındaki üretim değeri 109 milyar TL olmuştur. Bu değe-rin %43,2’i Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerin, %8,7’i Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait Malzemelerin ve %48,1’i ise Kauçuk ve Plastik Ürünlerinin İmalatı sektörü tarafından ger-çekleştirilmiştir.

Sektörün Cirosu: TÜİK verilerine göre kimya sektörünün 2014 yılındaki cirosunun %44,4’ü Kimyasalların ve Kimyasal Ürünle-rin, %8,7’si Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait Mal-zemelerin ve %46,9’u ise Kauçuk ve Plastik Ürünlerinin İmalatı sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir.

Sektörün Katma Değeri: Kimya sektörünün 2014 yılı faktör maliyeti ile katma değerinin imalat sanayi içindeki payı %12,40 olmuştur. Burada dikkati çeken Kauçuk ve Plastik Ürünlerinin İmalatı sektörünün katma değerinin Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerinin İmalatı sektörünün üzerinde olmasıdır.

Sektörün Ar-Ge Faaliyeti: 2014 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştır-ması kapsamında kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri ve ticari

sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine dayalı olarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2014 yılında bir önceki yıla göre %18,8 artarak 17 milyar 598 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması-nın Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) içindeki payı 2014 yılında %1,01’e yükseldi. Bu oran 2013 yılında %0,95’dır.

Gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamalarında ticari kesim %49,8 ile en büyük paya sahipken bunu %40,5 ile yükseköğretim kesimi ve %9,7 ile kamu kesimi takip etti. Bir önceki yıl ticari kesim %47,5 ile yine ilk sırada yer alırken, bunu %42,1 ile yükseköğretim, %10,4 ile kamu kesimi takip etti. Kimya sektöründe ticari kesim Ar-Ge harcaması 2014 yılında bir önceki yıla göre %1,9 oranında azalarak 673 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden 2014 yılında toplam 115.444 kişi Ar-Ge personeli olarak çalıştı. Bir önceki yıla göre TZE cinsinden Ar-Ge personeli sayısındaki artış %2,2 oldu. Ar-Ge personelinin sektörler itibarı ile dağılımına bakıldığında ise, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2014 yılında %53,7’si ticari kesimde, %35,7’si yükseköğretim kesiminde ve %10,6’sı kamu kesiminde yer aldı. Kimya sektörü Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi

Page 37: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

35

Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında %0,04 olarak gerçekleşmiştir.

Kimya sektörünün Ticari kesim Ar-Ge harcaması içindeki payı ise 2014 yılında %7,7 olarak gerçekleşmiştir.

Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğünün destek programları aşağıda belirtilmiştir.

1- San-Tez Programı: 2006-2016 Şubat arasında 950 proje desteklenmiştir. Bu projelerden 127’si Kimyasalların ve kimya-sal ürünlerin imalatı 38’i Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılı-ğa ilişkin malzemelerin imalatı, 13’ü kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı sektörüne yönelik projelerdendir.

2- Tekno girişim Sermaye Desteği: 2009-2016 Şubat arasında 1943 işletme desteklenmiştir. Bu güne kadar kimya sektörü ile ilgili iş fikri sunan 134 girişimci Tekno girişim Desteği almaya hak kazanmıştır. Alt sektörlerle ilgili bilgi bulunmamaktadır.

3- Ar-Ge Merkezleri: 2016 Şubat ayı itibariyle ülkemizde 244 adet Ar-ge Merkezi faaliyet göstermektedir. Bu Ar-Ge merkez-lerinden 15’i Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı 13’ü Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı sektöründe faaliyet göstermektedir.

4- Teknoloji Geliştirme Bölgeleri: 2016 Şubat ayı itibariyle 63 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulmuş olup, bunlardan 49’sı faaliyete geçmiştir. Faaliyet gösteren bölgelerde 3.744 firma olup, bunların 96 adedi kimya sektöründe faaliyet göster-mektedir. Alt sektörlerle ilgili bilgi bulunmamaktadır.

5- Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı: 2013-2016 Şubat arasında bugüne kadar 230 işletme destek-lenmiş olup, bunlardan 17’si Kimyasalların ve kimyasal ürün-lerin imalatı 9’u Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı, 3’ü kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı sektörüne aittir.

6- Teknolojik ürün Yatırım Destek Programı: 2014-2016 Şubat arasında bu güne kadar 131 proje desteklenmiş olup, bunlardan 13 adedi kimya sektörüne aittir. Alt sektörlerle ilgili bilgi bulun-mamaktadır.

Sektörün Maliyet Bileşenleri (enerji, işgücü, hammadde vb. genel değerlendirmeler, oransal veriler, tespitler vb.): Bilindiği gibi kimya sektörü tarafından üretilen birçok kimyasal madde çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etki göstermekte ve bu tür kimyasallar tehlikeli kimyasallar olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle kimya sektöründe yapılacak yatırımlar çevre kirliliği ile özdeş tutulduğu için yatırım konusunda ciddi sorunlar ya-şanmaktadır. Fabrika yeri bulmak ve yatırımı bütün bürokrasiyi tamamlayarak gerçekleştirmek daha yatırım aşamasında mali-yetleri etkilemektedir.

Kimya sektörü gerek hammadde gerek teknoloji olarak ithalata bağımlıdır. Üretimde hammadde ithalatı önemli bir maliyet un-surudur. Gümrük vergi oranları sıfır dahi olsa hammadde itha-latı yüzde on maliyet yaratmaktadır.

Kimya sektörü çok fazla düzenlemeye tabi olan bir sektördür. Bütün bunların sektördeki firmalara büyük maliyetler yaratması kaçınılmazdır. Özellikle AB regülasyonları nedeniyle uyulması gereken mevzuatın ülkemiz mevzuatına uyarlanması ve Avru-pa Birliği standartlarında bir çevre kalitesine ulaşmamız için yapılması gereken yatırımlara, KOBİ’ler ancak %30 seviyesinde uyum sağlayabilmektedir.

REACH Tüzüğü 2007 yılında uygulamaya girmiştir. Söz konusu tüzüğe göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn) ülkele-rinde faaliyet gösteren ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların söz konusu kimyasal maddeleri AB örgütlenmesi içerisinde yer alan Avrupa Kimyasallar Ajansı (AKA) yönetimindeki merkezi bir veri taba-nına kaydettirmesi zorunludur. Bu durum ihracatının yarısına yakın bir kısmını AB ülkelerine yapan kimya sektörünü yakından ilgilendirmektedir. Her bir kimyasal maddenin kaydı için, mad-denin niteliği ve madde sayısına göre, tahmini harcama tutarı 15 ila 30 bin avro arasında değişmektedir. Bu tutarın ürün sayısı artıkça firmalar üzerinde ciddi bir maliyeti olacaktır.

Kimya sektöründe birçok ürünün depolama ve taşıma maliyet-leri diğer sektörlere göre daha yüksektir. Tehlikeli maddelerin insan sağlığına, diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden güvenli ve düzenli bir şekilde taşınmasını sağlamak amacıyla yürürlüğe konulan her mevzuat, sektörün üretim maliyetlerini artırmaktadır.

Page 38: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

Kimya sektöründe çalışanların saat başına ücreti imalat sana-yi ortalamasının üzerindedir. Sektörün, birçok alt sektöründe yüksek ve teknik öğretim görmüş personel kullanılmaktadır. İstihdam edilen personel okullarda aldıkları eğitimlere ek olarak çalıştığı birime göre ayrıca eğitim almaktadır. Bu durum kimya sektöründeki ücretleri dolayısı ile üretim maliyetlerini etkilemek-tedir.

Sektörün Üretim Endeksi Değerlendirmesi: Kimya sektöründe aylık sanayi üretim endeksi 2015 yılı Ocak ayında bir önceki yı-lın aynı ayına göre %2,16, Haziran ayında %12,44 artış, Aralık ayında ise %3,8 artış gerçekleştirilmiştir.Sektörün Kapasite Kullanım Oranı Değerlendirmesi: Merkez Bankası verilerine göre kimya sektöründe ağırlıklı kapasite kul-lanım oranı 2015 yılında %74,7 olmuştur. Son dört yılın ortala-ması ise %74,4’dür.

2015 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 1,2 puan artış, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 2,3 puan azalış, Haziran ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre 0,3 puan artış olmuştur. 2015 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 1,7 puan artış, Aralık ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre 0,8 puan azalış, gerçekleşmiştir.Sektörün Dış Ticareti: Kimya sektörü günümüzde sanayileşmiş ülkelerde enerji, tarım, sağlık, ulaştırma, gıda, inşaat, elektronik, tekstil ve çevre koruma gibi alanlara sağladığı yüksek katma de-ğer içeren ürünler ve bu sektörlere sağladığı teknolojik yenilikler nedeniyle lokomotif sektör konumundadır.

İthalat: Kimya sektörü ithalatı 2010 yılından itibaren her yıl artarak 2014 yılında 40 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2010

yılından itibaren ekonomik krizin etkilerini atlatan sektörün it-halatı 2011 yılında 37,7 milyar ABD dolarına yükselmiştir. 2012 yılında bir önceki yıla göre %4 oranında azalmıştır. 2013 yılın-da ise 2012 yılına göre %6,3 artarak 38,5 milyar ABD dolarına, 2014 yılında ise bir önceki yıla göre %3,8 artarak 40 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Geçici dış ticaret verilerinden hesaplanan 2010=100 temel yıllı dış ticaret endekslerine göre; 2015 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, ithalat miktar değer endeksi %1,4, Haziran ayında ise %7 artışmış ve Aralık ayında 145,7 olarak gerçekleşmiştir.

2015 yılında kimya sektöründe en fazla ithalat yaptığımız ülke grubu 16,6 milyar dolarla AB-28 olmuştur. AB-28’i 9,2 milyar dolarla Diğer Asya ülkeleri izlemiştir. 2015 yılında en fazla ithalat yaptığımız alt sektör 9,8 milyar dolar ile Birincil Formda Plastik ve Sentetik Kauçuk İmalatı sektörü olmuştur. Bu sektörü 6,9 milyar dolar ile Temel Kimyasal Maddelerin İmalatı, 4,6 milyar dolar ile Eczacılıkla İlgili Ürünlerin, Tıbbi Kimyasal ve Bitkisel Ürünlerin İmalatı sektörü izlemiştir.

İhracat: Kimya sektörü ihracatı 2010 yılından itibaren her yıl ar-tarak 2014 yılında 15,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Ekono-mik krizin etkilerini atlatan sektörün ihracatı 2011 yılında, 2010 yılına göre %22,4 oranında artarak 13 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise ihracatımız bir önceki yıla göre %5,3 oranında artarak 15,5 milyar ABD doları olmuştur.

Geçici dış ticaret verilerinden hesaplanan 2010=100 temel yıllı dış ticaret endekslerine göre; 2015 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, ihracat miktar değer endeksi %5 azalmış, Haziran ayında %4,8 artmış ve Aralık ayında %6,1 artarak 135,3 olmuştur.

2015 yılında kimya sektöründe en fazla ihracat yaptığımız ülke grubu 5,3 milyar dolar ile AB- 28 ülkeleri olmuştur. AB-28’i 3,3 milyar dolarla Yakın ve Ortadoğu ülkeleri, 1,6 milyar dolarla Di-ğer Asya ülkeleri izlemiştir.

Kimya sektörü 2015 yılında en fazla ihracatı 4,4 milyar dolar ile Plastik Ürünlerin İmalatı sektöründe yapmıştır. Bu sektörü 1,9 milyar dolar ile Temel Kimyasal Maddelerin İmalatı, 1,4 milyar dolar ile Sabun ve Deterjan, Temizlik ve Parlatıcı Maddeleri; Par-füm; Kozmetik ve Tuvalet Malzemeleri İmalatı sektörü izlemiştir.

Page 39: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 40: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

38

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Kimya Sek-tör Raporu (2016/1)”e göre “Kimya sektörünü tem-sil eden özel sektör kuruluşları, kamu kuruluşları ve üniversite temsilcilerinin katkıları ile hazırlanan Tür-kiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 15 Eylül 2012 tarihinde gerçekleştirilen Ekonomi Ko-ordinasyon Kurulu Toplantısındaki görüş ve değerlen-dirmeler doğrultusunda nihai hale getirilerek Yüksek Planlama Kurulu’nun 22.10.2012 tarih ve 2012/26 sayılı kararı ile onaylanmış ve 20 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem

Planı; dünyada ve ülkemizde değişen ekonomik ve sosyal koşullar, Dokuzuncu Kalkınma Planı Strateji-si (2007–2013), Orta Vadeli Program (2010–2012), 2010 yılı programı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-lığı 2010–2014 Stratejik Planı ve Türkiye Sanayi Stra-tejisi Belgesi’nde (2011-2014) yer alan temel ilkeler, vizyonlar, amaçlar ve hedefler dikkate alınarak hazır-lanmıştır.

2012–2016 yıllarını kapsayan Türkiye Kimya Sektö-rü Stratejisi Belgesinin genel amacı “Yüksek katma değerli, çevreye ve insan sağlığına duyarlı süreç ve

KİMYA SEKTÖRÜ’NÜN 2015–2023 PROJEKSİYONU

Page 41: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

39

ürünlerle, kimya sektöründe sürdürülebilir ve rekabet-çi bir şekilde dış ticaret dengesini ülke lehine gelişti-rerek dünyada söz sahibi bir konuma gelmek ” şeklin-de belirlenmiştir.

Bu genel amacı gerçekleştirmek üzere, kimya sektö-rünün öncelikli sorun alanlarından da yola çıkılarak, altı hedef tespit edilmiştir. Tespit edilen altı hedefe ulaşmak için 36 eylemin hayata geçirilmesi planlan-maktadır. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Pla-nı 2016 yılının sonunda tamamlanacaktır. Bu nedenle 2017-2021 dönemini kapsayacak yeni strateji belge-sinin hazırlıklarına başlanmıştır. yeni strateji belgesi ile ilgili ilk toplantının Nisan 2016 tarihinde yapılması planlanmıştır.Türkiye’nin İhracat Stratejisi İçin Küresel ve Sektörel Öngörüler 2023 çalışması yapılmıştır. Yapılan bu ça-lışma ile dünya ekonomisi, dünya ticareti, dünya ihra-cat pazarları ve sektörleri için 2023 yılına kadar olan döneme ilişkin sayısal öngörüler hazırlanmıştır.

2023 yılında; 2012 yılında 4 milyon ton olan polimer talebinin, %175 artışla 11 milyon ton, 690 bin ton olan elyaf hammadde talebinin, %8 artışla 742 bin ton, 216 bin ton olan lastik hammadde talebinin %179 artışla 603 bin ton olması beklenmektedir.

2015 yılında Türkiye ekonomisi %4 oranında büyür-ken, imalat sanayinin büyüme oranı %3,8’de kalmış-tır. Temel eczalık ürünlerin imalatı sektörü 2015 yı-lında bir önceki yıla göre imalat sanayi alt sektörleri arasında en fazla büyüyen sektör olmuştur. Kimyasal ürünler imalatı sektörü imalat sanayi ortalamasına ya-kın büyürken, kauçuk ve plastik beklentilerin altında büyümüştür.

Kimya sanayisi, 1997–2007 yılları arasında küresel ölçekte yıllık ortalama yüzde 5 büyümüştür (büyüme toplam satışlar itibariyle). Bu dönemde yıllık ortalama büyüme AB ve NAFTA bölgesinde yüzde 4, Asya’da yüzde 6 ve Ortadoğu’da yüzde 9 olmuştur. 2020 yılına kadar olan dönemde (2006–2020 dönemi

için) kimya sanayinde küresel ölçekte büyüme ora-nı yıllık ortalama yüzde 4,4 olarak öngörülmektedir. Büyümeler AB’de yüzde 3,7, NAFTA bölgesinde yüzde 3,2, Asya’da yüzde 5,9, Ortadoğu’da yüzde 7,5 ola-caktır.

Bu büyüme öngörülerine bağlı olarak 2007 yılında 3,6 trilyon dolar olan satış hacmi 2015 yılında 5,1 trilyon dolara, 2020 yılında 6,3 trilyon dolara ulaşacaktır.

Küresel ölçekte kimya sanayinde önümüzdeki dönem-de kimyasal ürünler satışlarında en hızlı pazar büyü-mesi Çin, Uzak Doğu ve Güney Amerika pazarlarında görülecektir. Kimyasallar ve kimyasal ürünler imalatı sanayinde ve kimya sanayinin genelinde talebin daha hızlı arttığı ve iç pazarın daha hızlı büyüdüğü bölgeler-de ve ülkelerde yatırımların arttığı, üretim kapasitele-rinin genişlediği ve üretim hacminin tüketim hacmini karşılayarak öz yeterliliklerin arttırıldığı görülmekte-dir. Küresel kimya sanayinde ticaretin gelişmekte olan ülkelerde ve katma değerli ürünler etrafında gelişmesi ve şekillenmesi beklenmektedir

Kimyevi madde ve mamullere yönelik kuvvetli talep artışı, ilave kapasite ihtiyacını da tetiklemektedir. 2020 yılına kadar olan dönemde ilave kapasitelerin önemli bir bölümü Çin başta olmak üzere Asya’da ve Ortadoğu’da kurulacaktır. Çin hızla genişleyen iç ta-lebi karşılamak için büyük kapasiteli yatırımları sür-dürecektir. Japonya ve G.Kore’nin çevre kısıtları ile ilave yatırımları sınırlandırması yeni kapasitelerin Çin ve diğer bölge ülkelerinde toplulaşmasına yol açacak-tır. Körfez ülkeleri de ham petrol ürünleri ile birlikte

Page 42: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

40

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

işlenmiş ürünlerin üretimi ve ihracatını da hedefle-mektedir. Bu nedenle Ortadoğu’da işleme kapasitesi genişleyecektir.

Kimya sanayinde teknolojik yenilikler alt sektörlerde ve ürünlerde gelişmeleri önemli ölçüde şekillendire-cektir. İmalat sanayi içinde teknolojik ilerlemelerin en çok etkili olacağı sektörlerin başında kimya sana-yi gelmektedir. Teknolojik gelişmeler ilaç ve eczacı-lık ürünlerinin çeşitlenmesi ve çok sayıda yeni ürün üretimi, yeni organik ve inorganik kompozit ürünler yaratılması, polimer-monomer, etilen tabanlı yeni malzemeler yaratılması ve üretilmesi, polimer tabanlı malzeme üretimi ve tüketiminin genişlemesi, fonksi-yonel ve sentetik yeni ürünlerin yaratılması ve üretil-mesi alanlarında yoğunlaşacaktır.

Teknolojik gelişmeler ile birlikte temel kimyevi mad-delerin yerine sentetik ürünlerin ve yeni malzemelerin kullanılması ve özellikle bunların sürdürülebilir büyü-me, enerji verimliliği, çevre koruma hassasiyetlerine bağlı taleplerin artması ile birlikte temel ürünlerin tüketim ve üretim artışları sınırlanacaktır. Yine bu hassasiyetlere bağlı olarak geri kazanma ve yeniden kullanım eğilimlerinin de kuvvetlenmesi üretim artışı-nı sınırlandıracaktır.

Tüm bu öngörüler doğrultusunda kimya sektörünün, Türkiye’nin dünyadaki petrol ve doğal gazın % 70’inin bulunduğu bölge ile en büyük enerji tüketen bölge arasında, adeta bir enerji koridoru üzerinde bulunma

özelliklerini de kullanarak, yüksek katma değerli üre-tim yapısına geçerek ve ara girdi ithalatını azaltarak, ihracatın ithalatı karşılama oranını 2023 yılı itibariyle % 71’e çıkarması beklenmektedir.

SON DÖNEMDEKİ SEKTÖRE İLİŞKİN TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ GELİŞMELERDünya kimya sanayinde önceki yıllarda süren Avrupa Birliği hâkimiyeti, son yıllarda Uzak Doğu ve Asya’ya geçmiş bulunmaktadır. 2013 yılında dünyadaki toplam kimyasal madde satışı 3.156 milyar avro olmuştur. 2013 yılı satışların 1.811 milyar avroluk bölümünü Asya ülkeleri, 630 milyar avroluk bölümünü Avru-pa’daki ülkeler, 528 milyar avroluk bölümünü NAFTA, 144 milyar avro Latin Amerika, 44 milyar avro diğer ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kimya sanayinin yapmış olduğu satışlara ülkelerde kişi başına düşen satış açısından bakılacak olursa, Türkiye’nin AB ülkelerinin çok gerisinde olduğu gö-rülür. AB ülkeleri içinde en çarpıcı örnek İrlanda’dır.Küresel ölçekte devam eden ekonomik durgunluk ve buna bağlı Türkiye ekonomisindeki büyümenin bek-lentilerin gerisinde kalması, kimya sektörünün he-deflerini de etkilemiştir. Buna birde kimya sektörü ihracatının yoğun olarak yapıldığı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde devam eden siyasal çatışmalar ek-lenince sektörün hem iç hem de dış pazarda büyümesi öngörülen rakamlarını gerisinde kalmıştır.

2015 yılında kimya sektöründe en fazla büyüyen sek-

Page 43: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

41

tör Temel Eczacılık Ürünleri üretimi sektörü olmuş-tur. Kimyasal ürünler imalatı sektörü %3,5 büyüme ile imalat sanayi ortalamasına yakın büyürken düşük petrol fiyatlarının etkisi, Dünya plastik sektöründe re-kabetin giderek artması ve komşu ülkelerde yaşanan sorunlar nedeniyle kauçuk ve plastik sektörü ancak %1,6 oranında büyüyebilmiştir. Ekonomi Bakanlığın-ca Resmi Gazete’de yayımlanan yatırım teşvik belgesi listesine göre; 2014 yılında 10 adedi komple yeni ya-tırım olmak üzere toplam 19 adet; 2015 yılında ise 13 adedi komple yeni yatırım olmak üzere toplam 22 adet ilaç ve temel eczacılık alanındaki firma yatırım teşvik belgesi almıştır. 10. Kalkınma Planı, 16. Sağlık En-düstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı kapsamında yürüten eylemler bu büyümeye ivme kazandıracak şe-kilde devam etmektedir. Tüm Bakanlıklar eylemlerin gerçekleşmesine yönelik en üst düzeyde sağlamakta-dır.

Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik entegrasyon zin-cirinin en önemli halkası olan STAR Rafinerisi, ülke-mizin “en kapsamlı yerlileştirme projesi” olmasının yanı sıra, yılda 10 milyon Ton ham petrol işleme ka-pasitesi ile Türkiye’nin tek noktaya yapılan en büyük yatırımı olacaktır.

PETKİM’in hammadde tedarikinde çok yüksek oranda dışa bağımlı olma durumuna bütünüyle son verecek rafineri projesinin konsept tasarımı, fizibilite etüdü, teknoloji ve lisansör seçimleri ile temel mühendislik çalışmaları 2012 yılında sonlanmış; böylece STAR Rafinerisinin hafriyat çalışmalarına 2013 yılında baş-lanmıştır. Tüm hızıyla devam eden rafineri yatırımı kapsamında 2014 yılsonu itibarıyla saha hazırlama ça-lışmalarının yüzde 87’sı tamamlanmıştır. STAR Rafi-nerisi Türkiye’nin ilk stratejik yatırım teşvik belgesini almıştır. 5.6 milyar dolara mal olacak rafineriye 3.29 milyar dolar proje finansmanı kredisi sağlanırken, ya-tırımın 2.4 milyar dolarlık kısmı ise öz kaynakla karşı-lanacaktır. STAR Rafinerisinin 2018 yılı ilk çeyreğinde devreye alınması ve yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine ulaşması öngörülmektedir.

STAR Rafinerisi’nde naftanın yanında ultra düşük kü-kürtlü motorin, jet yakıtı, Petrokok, Reformat, Karışık Ksilen, LPG ve Kükürt üretilecek ve Türkiye’nin bugün net ithalatçı olduğu bu mamullerde Türkiye’nin cari açığının milyarlarca dolar azalması sağlanacaktır.

Kimya sektörü ara malı ithalatında enerji kaynakları ve madenlerden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizdeki cari açığın kimya sektörüne düşen pa-yının azaltılması düşüncesiyle Türkiye Kimya Sana-yicileri Derneği (TKSD), TOBB Türkiye Kimya Sanayi Meclisi ve Kimya Sektör Platformu (KSP) tarafından, Türkiye’de üretilmesi düşünülen katma değeri yük-sek kimyasalların tespiti için bir çalışma yapılmıştır. Yaklaşık iki yıl süren bu çalışma 5 Aralık 2012 tarihli TOBB Türkiye Kimya Sanayi Meclisi toplantısında tar-tışılarak 10 kimyasala düşürülmüştür. 2013 yılında yapılan çalışmalar neticesinde bu 10 kimyasaldan ilk beş ve ikinci beş kimyasal olmak üzere önceliklendir-me çalışması yapılmıştır. İlk beşe giren Stiren Bütadi-en Kauçuk, Poliamid 6.6, Metil Selüloz, Selüloz Ase-tad ve Poliakrilik Asit ile ilgili hazırlanan ön fizibilite raporları yerli ve yabancı yatırımcılara sunulmak üzere ilgili Bakanlıklara gönderilmiştir.

Kimya sanayinin kümelenme faaliyeti ile ilgili olarak yapılan çalışmalar Kimya Sektör Platformu öncülü-ğünde devam etmektedir. Kimya Sektöründe geleceği yönlendirmeye bugün başlamak amacıyla 19 yatırımcı sanayici ile harekete geçen Chemport Kümelenme te-şebbüsü Nisan 2013’te çalışmalarına başlamış ve Ara-lık 2013 tarihi itibariyle master planını tamamlamıştır.

CHEMPORT arazisinin yer aldığı Balıkesir-Çanakka-le Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Eylül 2014 tarihinde ise askıya çıkmıştır. Çevre Düzeni Planı, askı sürecindeki itirazların değerlendi-rilmesi sonrasındaki son hali, 16.02.2015 tarihinde Bakanlık Makamınca onaylanmıştır. Onaylanan çevre planı eski plandan çok farklı ve beklentileri karşıla-maktan uzaktır. Bu nedenle CHEMPORT projesi için yeni yerleşim yeri için çalışmalar devam etmektedir.

Page 44: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

42

Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği OTİAD sitesinde yer alan “Tekstil Sektöründe Türkiye’nin Potansiyeli Bü-yük” başlıklı ve Nisan 2016 tarihli habere göre, “Tekstil Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” panelinde ko-nuşan OTİAD Başkanı İlker Karataş ve Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, tekstil sektöründe Türkiye’nin potansiyelinin büyük olduğunu, moda ve ta-sarım bakımından İstanbul kadar dinamik bir şehir bu-lunmadığına vurgu yapılarak sektörün geleceğine olan inancı ifade etmişler.

Dünya’da ve Türkiye’de tekstilin durumunun değerlen-dirildiği panelde tekstildeki potansiyel ve fırsatlar ile sektörün karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri ko-nuşulmuş. Tekstil sektörünün durumunu değerlendiren Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, tekstil sektöründe İstanbul’un büyük potansiyeli olduğu-nu, moda ve tasarım bakımından İstanbul kadar dinamik bir şehir olmadığını söylemiş.

Türkiye Tekstil Sektörü’nü doğru konumlandırmak ba-bında haberin devamı önemli: “Dünyada Türkiye’den

başka 1 ayda 5 tır ürün üretecek ülke yok. Çin ve Ame-rika Türkiye için büyük pazar değil. Türkiye’nin hitap ettiği iki tür pazar var. Birinci pazar AB pazarı… AB’de fiyatlar rekabetçi. Almanya’daki küçük mağazalar kay-boluyor. AB pazarına hitap edeceksek, küçük mağaza-larla iş yapmamız çok zor. Türkiye’nin rekabet yapısını AB pazarına uydurursak iş yaparız” şeklinde konuşan Şahin, ikinci pazarın Rusya, Çin ve Ortadoğu olduğunu belirterek, “Rusların ambargolarla ve petrol fiyatlarından dolayı alım gücü düştü. Asgari ücret arttı. Ücretler yüzde 30 yükseldi. Ortadoğu’ya ve iç piyasaya yönelik ucuz iş gücü ve üretimle satış yapılabilir. Bu pazarda da çok fır-sat var ama siyaset işimizi çok etkiliyor” demiş.Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı İlker Karataş ise sektörün çoğunluğunu KOBİ’lerin oluş-turduğunu belirterek, “Nasıl bir sektörün mensubuyuz önce bunu içselleştirmemiz lazım. Sektörün temsilcile-rinin özgüven eksikliği var. Bu sektörün mensubu olarak yüksek özgüven sahip olmamız gerekiyor. Tekstil sektö-rünün ihracatın hacmi 414 milyar dolar. Türkiye yüzde 4’lük payı olarak dünyanın 6. büyük tedarikçisi konu-munda. Ev tekstilinde ise 75 milyar dolarlık hacmi var,

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN BÜYÜK POTANSİYELİ

Page 45: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

43

Türkiye dünyada 4. büyük tedarikçi konumunda. Çorap sanayisinde Çin’den sonra dünyanın en büyük tedarik-çiyiz. İç giyimde de ön sıralardayız. Bu rakamlar bizim yüksek özgüvene sahip olmamız için yeterli” değerlen-dirmesinde bulunmuş.İşte bir başka önemli nokta: Karataş, sektörün sorunları-nın büyük olduğu gibi kazançlarının da büyük olduğunu belirterek, “Sektördeki sorunları birkaç başlıkta sınıflan-dırabiliriz. Bu sorunlar sadece dışarıdan kaynaklanan sorunlar değil. Bazen kendimizden kaynaklanan sorunlar da var. Birincisi bu sektörün yapısal sorunları mevcut... Ulusal bir tekstil politikamız yok. Fasonculuktan kurtula-madık. Bir marka üretemedik tekstilde. Tekstil ve hazır giyim sektörü hala Türkiye’nin en büyük sektörü, alter-natifi yok. Her iki sektörde bir milyona yakın kayıtlı istih-dam var” ifadelerini kullanmış.İyi planlama yapmadan stratejiler belirlenmesinin boşa kaynak harcamaya sebep olacağını kaydeden Karataş, “Kaliteli bir KOBİ yapısına sahip değiliz. Sektörde 50-55 bin civarında firmanın varlığından bahsediliyor. 20 bin civarındaki firma üretici ve ihracatçı konumunda. Kaliteli KOBİ yapısını yakalarsak, 2023 hedeflerini gerçekleştiri-riz” demiş.Karataş, şirketlerin basit yöntemlerle yönetildiğine dik-kati çekerek, şunları kaydetmiş: “Büyümek için iyi bir ekiple çalışmak lazım. İş sahiplerinde bu ekibi kurma noktasında güven eksikliği var. Yanımızda çalıştığımız insanlara güvenmeliyiz. Şirketi iyi yönetmek için şirketin verilerine sahip olmak lazım. Strateji belirlemeden hare-ket edersek, rüzgara göre iş yapmış oluruz. Büyümeyi kafaya koyduysanız mutlaka kaynak kullanımı devreye girmeli. Öz sermaye ile bir yere kadar büyürsünüz. Kay-nak kullanımını da kaliteli KOBİ yapısına ulaştıktan sonra yapmalıyız. Osmanbey bölgesi 1,6 milyar dolar ihracat yaptı hazır giyim ve tekstilde. Sektörün ileri gitmesi için verilen teşvik ve desteklerden yararlanma noktasında da sıkıntılar yaşıyoruz. Sektörün diğer sorunlarından biri ise kalifiye eleman. Sektör şu anda tıkanma noktasına gel-di. Kalifiye eleman bulunmuyor. ‘Bu sektörden gelecek beklemeyin’ söylemleri gençlerin bu sektöre girmesine engel oldu. Kaliteli eğitimli insanların sayesinde sektörü bir yerlere taşıyacağız. 2023 hedeflerine ulaştıracak şey-lerden biri inovasyon. İnovasyonun tekstil sektöründeki karşılığı tasarım. Kendi özgün tasarımlarımızla marka-

laşma evresini tamamlarız. İkinci olarak sektörün rekabeti engelleyici finansal so-runları var. Rekabetçi fiyata sahip ham madde ve yarı mamule ulaşma noktasında sıkıntı yaşıyoruz. Şirketlerin sermaye yetersizlikleri var. Şirketi büyütmek yerine fark-lı yerlere yatırım yapılıyor. Bu şirketlerin büyümesine ve sürdürülebilirliğine engel oluyor. Siyasi alanda yaşanan olaylar siyasi risk primlerini artırıyor. Hem siyasi hem ekonomik istikrara ihtiyacımız var. Son olarak sektörün vize problemi konjonktürel açıdan sorun. Irak, Libya ve Suriye vatandaşlarına uygulanan vizelerden kaynaklanan sorunlar da tekstil sektörünü etkilemekte.”OTİAD’ın olumlu değerlendirmesinin devamında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Tekstil, Hazırgiyim Ve Deri Ürünleri Sektörleri Raporu (2016/1)”e bakalım.Rapora göre, “Tekstil, Hazırgiyim ve Deri ürünleri (THD) sektörleri ülkelerin ekonomik kalkınma süreçlerinde önemli rol oynamıştır.

Ülkelerin genel ekonomileri elbette ki THD sektörlerini de etkilemektedir. 2014 yılında Çin dâhil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde büyüme ivme kaybederken, AB ülkeleri ve Japonya’da ekonomik büyüme oldukça kı-rılgan bir görünüme sahip olmuş, ABD ekonomisi güçlü bir toparlanma eğilimi sergilemiş, ABD ile diğer ülkeler arasındaki büyüme eğilimi artan oranda farklılaşmıştır. 2015 yılının ikinci çeyreğinden itibaren AB üyesi ülkele-rin büyümesinde kısmi toparlanma yaşanmaya başlan-mış, Çin ekonomisindeki yavaşlamaya ilişkin endişeler ve emtia fiyatlarında oluşan aşağı yönlü eğilim, geliş-mekte olan ülkeler üzerinde yılın üçüncü çeyreğinde önemli ölçüde etki yapmıştır. Ülkemiz açısından bakıldığında; Rusya, Ukrayna ve Or-tadoğu ülkeleri kaynaklı dış talepteki zayıflamaya, Euro/Dolar paritesinin aşağı yönlü seyri de eklenmiş ve THD sektörlerinin pazar çeşitlendirmesi konusu ön plana çık-mıştır.

Dış talepteki zayıflamaya rağmen ülkemiz THD sek-törleri toplamda 72,5 milyar dolar cirosu, 26,5 milyar dolar ihracatı ve 960 bin kişiye sağlamış olduğu (kayıt-lı) istihdamla ülkemizdeki en önemli sektörlerden biri durumundadır. Sektörlerin kalite, moda, yenilikçilik ve tasarım anlamında bugün ulaştığı nokta küçümsenemez

Page 46: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

44

boyuttadır. Bu hali ile sektörler, küresel pazarda bizi ön sıralara taşımakta ve ülke imajını güçlendirmektedir.

Ülkemiz, THD sektörleri açısından; bilgi birikimi, işgücü, pazarlama ve hammadde faktörleri dikkate alındığında Çin, Hindistan ve Güney Kore ile birlikte dünyanın en re-kabetçi ülkeleri arasında yer almaktadır.

Dünya tekstil ve hazırgiyim sektörleri toplam ihracatı içinde%3,5’lik paya sahip olan ülkemiz, sermaye yoğun tekstil sektöründe Avrupa’nın en büyük üretim kapasite-lerine sahiptir. Örneğin Türkiye, makine halısında dünya ihracat lideridir.

Sürekli değişen rekabet ortamında sektörler, nasıl ayak-ta kalacaklarını öğrenmiş, ihracat odaklı büyüme hede-fiyle AB ile mevzuat uyumu sağlanmış, kalite ve verim-lilik noktasında dünyada iddialı bir noktaya ulaşılmıştır. Ülkemiz THD sektörleri, küresel krizden etkilense de dünyanın önemli alıcılarını, kaliteli ve hızlı teslimat talebi beklentilerini karşılayarak, ülkemize çekmeyi başarmış-lardır. Türkiye ekonomisi içinde çok güçlü ileri ve geri bağlantıları olan bu sektörlerdeki rekabet gücünün sür-

dürülmesi büyük önem taşımaktadır. Geçmişin köklü ge-leneklerinden yola çıkılarak başlanan bu uzun yolculukta, küresel pazarda söz sahibi olan ülkemiz THD sektörleri, son dönemde katma değeri yüksek, yenilikçi, bilgi ve teknoloji içeren ürün ve hizmet sunumları ile ihracat ka-pasitesi yüksek sanayiler olmayı hedeflemektedir.Sektörlerin Türkiye’deki Genel Durumu: Gayri Safi Yur-tiçi Hasıla (GSYH) içindeki pay, sağlanan istihdam ve yüksek ihracat potansiyeli, THD sektörlerinin ülke eko-nomisinin lokomotif sektörleri olduğunun göstergesidir. Ülkenin imalat sanayi üretim değeri toplamının %16’sını ve imalat sanayinde yaratılan katma değerin %18’ini bu sektörler sağlamaktadır.

2007 yılı sonrasında AB pazarına tekstil ve hazırgiyim

Page 47: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

45

sektörlerinde kotasız ihracat yapmaya başlayan Çin kar-şısında Türkiye, kaliteyi düşürerek fiyatta rekabet etme yolunu değil, moda/marka eksenli ve katma değeri yük-sek ürünler üreterek var olma yolunu seçmiştir. Türkiye rekabeti, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımlar ve yüksek teknolojiyle sağlamaya ça-lışmış, yeni tecrübeler elde ederek dünyada kendine ileri düzeyde hedefler koymuştur.

Son dönemde ülkemizdeki büyük perakende şirketleri-nin belli orandaki hisselerinin uluslararası yatırım şir-ketlerine satışı neticesinde şirketlerimizin yurtdışında mağazalaşma süreci hızlanmıştır. Uluslararası yatırım şirketlerinin Türk şirketlerine ortak olma isteği aynı za-manda Türk şirketlerinin başarılarının takip edildiğinin de bir göstermektedir.

Sektörlerde Üretilen Başlıca Ürünler ve Üretim Eğilimle-ri: Tekstil sektörü, hazırgiyim sektörünün tedarik zinciri altında da yer alan geniş kapsamlı üretim yelpazesine sahiptir. Elyaf, iplik, örme/dokuma kumaş, keçe ve tuf-ting yüzeylerin dâhil olduğu dokusuz yüzeyler, ev tekstili ürünleri, halılar, bunların yanında ağ, ip, tekstil kablo, taşıyıcı tekstil bandı, branda, koruyucu bez, filtre, pa-raşüt, fren bezi gibi teknik kullanıma yönelik ürünler tekstil sektöründe yer almaktadır. Türk Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP)’nun50-60 arası fasılları ve 63 fasıl grubunun büyük bir kısmı bu grupta değerlen-dirilmektedir.

Örme ve dokuma kumaştan imal edilmiş tüm giyim ürün-leri ise hazırgiyim sektöründe üretilmektedir. GTİP’in 61-62 fasıl grupları bu grupta değerlendirilmektedir. Hazırgiyim sektörü emek yoğun bir sektör olup, tekstil sektöründe üretilen ürünlerin moda sektörüne yönelik olarak işlendiği, katmadeğer yaratan, ancak emek yoğun olması dolayısıyla genelde işçiliğin ucuz olduğu geliş-mekte olan ülkelerin yatırım yaptığı bir sektör olarak değerlendirilmektedir. Hayvan derileri ve kürkleri, deri ve kürkten imal edilmiş valiz, çanta, sandık, eldiven, kemer, koşum takımları gibi aksesuarlar ile deri ve kürkten imal edilmiş giyim ürün-leri ve ayakkabılar deri ürünleri sektöründe üretilmekte-dir. GTİP’in 41-43 arası fasıl grupları ile 64 grubundaki

deri ayakkabılar bu grupta değerlendirilmektedir. Geniş bir üretim alanında faaliyet gösteren bu sektör daha çok el emeğine dayanan ancak yüksek uzmanlık gerektiren bir sektördür.

Her üç sektörde de standart basit ürünlerin üretiminin ya da yüksek katma değerli ürünlerdeki basit aşamaların sanayileşmekte olan ülkelere bırakıldığı, üstün nitelikli tekstillerin, moda/marka ürünlerin ve teknik tekstillerin gelişmiş ülkelerce tasarımlandığı görülmektedir. Küresel eğilimler incelendiğinde; yenilikçi ürünlere, spor kıyafetlere ve performans kumaşlarına ilginin artmaya devam edeceğini söylemek mümkündür. Bunun yanın-da özel seri veya sınırlı sayıda üretim, tasarımcı imzası taşıyan koleksiyonlar gibi belirli sayıda üretimi içeren kavramların, perakende sektöründe önemi her geçen gün artmaktadır. Markalar tarafından sunulan bu özel tasarımlar, standart müşteri kitlelerinin dışında farklı tü-ketici kitlelerine erişimi ve müşterinin marka bağlılığını arttırmaktadır.

İnternet satışlarında da hızlı bir büyüme trendi görül-mekte, gelişmiş ülkelerce, kişiselleştirilebilen tasarımlar için teknolojik alt yapı çalışmaları hayata geçirilmekte-dir. Teknik tekstiller alanında gelişmeler yaşanmakta, tıb-bi alanda tekstil malzemelerinden yapay organ yapımı konusunda çalışmalar devam etmekte, teknik tekstille-rin araçlarda, yol yapımında, inşaatlarda yalıtım malze-mesi olarak, nemden koruyucu sıva malzemesi olarak kullanımına sıklıkla rastlanmaktadır. Fotovoltaik (güneş ışığından elektrik enerjisi üreten) tekstiller ise giyilebilir teknolojiye örnektir. Askeri alanda uygulamalara baş-lanmış olan fotovoltaik tekstiller için günümüzde ağır-lıklı olarak silikon esaslı güneş pilleri kullanılmaktadır. Ernst&Young Telekomünikasyon Raporu’na göre 2020 yılında giyilebilir teknolojiler pazarının dünyada 169 mil-yon cihaza ulaşması beklenmektedir.

İngiltere’de nano teknoloji ve fotokatalist teknolojisi kullanılarak üretilen elbise ve denim pantolonlar, içer-diği titanyum dioksit nano partikülleri sayesinde hava-yı temizlemekte, kullanım esnasında yani güneş ışığı gördüğünde havadaki zararlı emisyonları parçalamakta,

Page 48: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

46

ardından nötralize olmakta ve giysi üzerindeki kirlilik yı-kamayla uzaklaştırılmaktadır.

Türkiye’de bir yandan yurtdışında güçlü marka imajı olan firmalara üretim yapılmakta diğer yandan markalaşma, pazarlama ve stratejiye daha fazla önem verilmektedir. Yüksek teknolojiye yönelik üretim çalışmaları yapılmak-ta, teknik ve fonksiyonel tekstilde yaşanan gelişmelerle sektör; tasarım, moda ve üretimin dışında yeni alanlara da taşınmaktadır. Örneğin karbon fiber ipliklerin örülüp reçine ile kaplan-ması sonucu ortaya çıkan kompozit malzeme, hafifliği ve dayanıklılığı ile ön plana çıkmakta, bu özelliği ile otomotiv ve havacılık sektörlerinde lastik ve gövdenin hafifletilmesinde kullanımı konusunda çalışmalar yapıl-maktadır.(2008-2013 yılları arasında küresel karbon el-yaf talebi yıllık %8 artarken, 2013-2015 yılları arasında talep %13 artmıştır)

TÜBİTAK tarafından desteklenen projelerde ise askeri amaçlı kullanıma yönelik teknik tekstillere (mikrodalga frekansındaki radara yakalanmayan tekstil gibi) yönelik ciddi çalışmaların gerçekleştirildiği görülmektedir. Son yıllarda geri dönüşüm oldukça önemli hale gelmiştir. Üretim ve tüketim dünya genelinde artmakta, ekolojik ve ekonomik sebepler üretimin ve tüketimin her aşa-masında geri dönüşümü zorunlu kılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde atık malzeme, ikincil hammadde olarak görül-mektedir. Ülkemizde de kullanılmış pamuğun geri dönü-şümü ve pet şişelerden polyester iplik üretimi Uşak’ta gerçekleştirilmektedir.

Dünyada tüketici talepleri doğrultusunda çevre dostu tekstillerin üretimine yönelik yenilikçi projeler sürdü-rülebilirliğin sağlanması adına ön plana çıkmıştır. Sür-dürülebilir tekstil üretimi (STeP) kavramı ülkemizde de üzerinde durulan önemli bir kavramdır. Soya liflerinden

Page 49: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

47

ve mısır dekstrozunun fermantasyonuyla elde edilen lif-lerden üretilmiş kumaşlar kullanılmaya başlanmıştır. Bir üniversitemizde, atık çaydan boyarmadde üretimi konu-sunda çalışmalar yapılmaktadır.

Sektörlerin Alt Sektörleri ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer Sektörler: Birbirleriyle yakın ilişki içinde olan THD sektörleri, moda kavramıyla tüketiciye ulaşan ürünler-den oluşmaktadır.

Tekstil ve hazır giyim birlikte değerlendirildiğinde el-yaftan başlayarak mamul giysi veya kullanım eşyasına kadar oldukça uzun bir üretim zincirine sahiptir. Her iki sektör genel itibariyle elyaf, iplik, dokuma, örme, doku-suz yüzey, boya-terbiye, hazır giyim ve konfeksiyon alt sektörlerinden oluşmaktadır.

Tekstil sektörü pamuk, yün gibi ihtiyaç duyulan doğal elyaflar nedeniyle tarım ve hayvancılık sektörüyle, sen-tetik elyaflar nedeniyle petro-kimya sanayii ile etkileşim halindedir. Boya-terbiye kimyasalları açısından kimya sanayii ile etkileşen sektör, hazır giyim ve konfeksiyon-da aksesuar sanayii ile iç içedir. Ayrıca bu sektörler oto-motivden, inşaata, ağır sanayiden tıbba kadar pek çok sektörle teknik açıdan ilişki içindedir.

Deri ürünleri sektörü tabaklama ve deri işleme, saraci-ye ürünleri, deri giyim eşyası, kürkten eşya ve ayakkabı üretimi olmak üzere geniş alt sektör grubuna sahiptir. Üretimde ham deri ve kürk ihtiyacı sebebiyle hayvancılık sektöründen beslenen deri ürünleri sektörü, kullanılan deri işleme ve arıtma kimyasalları nedeniyle de kimya sektörüyle yakın ilişki içindedir.

Her üç sektörün ne üreteceğini belirleyen ve ürünlerin tüketiciyle buluşma noktasında etkili olan perakende ve mağazacılık bu üç sektörün tedarik zincirinin son hal-kaları olup sektörlerde katma değerin en yüksek olduğu alanlardır. Bu alanların kontrolü ise güçlü lojistik sektörü ile sağlanmaktadır. Ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle sağladığı avantajlar lojistik sektörünün de güçlenmesine katkı sunmaktadır. Dünyanın önde gelen tekstil ve hazır giyim üreticilerin-den biri olan ülkemiz bu avantajını yeni nesil üretim tek-

nolojilerine ve makinelerine yaptığı yatırımlarla devam ettirmektedir. Bu sebeple makine sektörü ile yakın iliş-ki içinde olan TH sektörlerinin makine ithalatına ilişkin değerlendirmeler aşağıda yer almaktadır (sadece yeni makine sevkiyatı); 2014 yılında bir önceki yıla oranla %15 düşüş gösteren küresel kısa elyaf (pamuk tipi) eğirme makineleri sevkiyatında Türkiye, 594 bin iğ ile 4. büyük yatırımcı konumundadır. Küresel düşüşe rağ-men Türkiye’nin yatırımı bir önceki yıla oranla %5 artış göstermiştir.

2014 yılında bir önceki yıla oranla %70 artış göstererek 137.650 iğ seviyesinde gerçekleşen küresel uzun elyaf (yün tipi) eğirme makineleri sevkiyatında Türkiye,2013 yılında olduğu gibi en büyük yatırımcı konumundadır. Türkiye’nin sevkiyatı 2014 yılında bir önceki yıla oranla %95 oranında artmış ve 67.000 iğ seviyesinde gerçek-leşmiştir ki bu da küresel ticaretin %49’una tekabül et-mektedir.

2014 yılında Türkiye, 3. büyük alıcı olduğu open-end makinelerinde, 454.720rotorluk küresel yatırımın 55.000’ini gerçekleştirmiştir. 2014 yılı mekiksiz dokuma makinesi küresel sevkiyatı bir önceki yıla oranla %14 oranında azalarak 71.667 tezgâh seviyesinde kalmıştır. Bu alanda 5. büyük alıcı olan Türkiye’nin mekiksiz dokuma makinesi sevkiyatın-dan aldığı pay 2.323 tezgâhtır.

Küresel geniş en yuvarlak örme makinesi sevkiyatı 2014 yılında bir önceki yıla oranla %22 düşüş göstererek 28.502 seviyelerinde seyretmiştir. Türkiye 2014 yılında küresel ticaretten aldığı %4,6’lık pay ile 3. sırada yer almış ve 1.325 adet geniş en yuvarlak örme makinesi yatırımı gerçekleştirmiştir. Yuvarlak örgü makineleri it-halatımız ağırlıklı olarak Almanya, Çin ve İtalya’dan ya-pılmaktadır.

2013 yılında dünyada 35.180 elektronik düz örme maki-nesi yatırımı yapılmış,2.790 makine ile Türkiye, 3. büyük yatırımcı konumunda yer almıştır.2014 yılında küresel ticaret %31 artmış ve 46.100 makine sevkiyatı gerçek-leştirilmiştir. 2014 yılında Türkiye 1.879 makine ile 4. büyük yatırımcıdır.

Page 50: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 51: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

49

İplik üretimi Kahramanmaraş, İstanbul, Gaziantep, Bur-sa gibi illerde yoğun olarak yapılırken, Denizli’de havlu, bornoz, ev tekstili imalatı, Uşak’ta iplik, battaniye, geri dönüşüm, Çorlu ve Çerkezköy’de terbiye, Adana’da pa-muklu dokuma ve terbiye, Gaziantep’te dokusuz yüzey, makine halıcılığı, İstanbul’da konfeksiyon ve örme ima-latı ön plana çıkmaktadır. Sadece yuvarlak örme üretim kapasitesi dikkate alındığında ise İstanbul’u sırasıyla Tekirdağ, Maraş ve Bursa izlemektedir. Şanlıurfa pamuk üretiminde ön sıradadır. Tablo: THD Sektörleri Ağırlıklı Üretim Haritası ve Küme-lenmesi

Kaynak: SGK, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)

6’ncı bölgede Şanlıurfa İkinci Organize Sanayi Bölge-si içinde, sektörel bazda bir kümelenmeyi destekleyen Hazır Giyim Organize Sanayi Bölgesi (HOSAB) projesi hayata geçirilmiş, 2015 yılı Mayıs ayı itibariyle de temel atılmıştır. Yine 6’ncı bölgede yer alan Diyarbakır’da, bir tekstil kent(tekstil ihtisas organize sanayi bölgesi)oluş-turma planı mevcuttur. Kahramanmaraş’ta ise Tomsuk-lu Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi,2015 yatırım planına girmiştir.

2012 yılının Haziran ayında yayımlanan son teşvik mev-zuatına göre emek yoğun THD sektörlerinin özellikle 6. bölgeye doğru genişlemesi hedeflenmektedir. Teşvik

mevzuatına yönelik harita bazlı açıklama aşağıda yer al-maktadır.Tablo: Yatırım Teşvik YapısıBölgesel: Her bölgede desteklenecek sektörler ve asgari sabit yatırım tutarı ayrı ayrı belirlenmektedir. Genel: Bölge ayrımı yapılmaksızın, 1-2. bölgeler için 1

milyon TL, 3-4-5-6. bölgeler için 500 bin TL asgari sabit yatırım tutarını karşılayan projeler desteklenmektedir.

Sektörlerin Kapasite Kullanımı: Krizlerin olduğu dö-nemlerde kapasite kullanım oranlarında (KKO) düşüşler yaşanmış, krizden sonraki dönemde KKO’da genel bir toparlanma gözlenmiştir.2015 yılında KKO’ları tekstil sektöründe%76,5, hazır-giyim sektöründe %76,6 ve deri ürünleri sektöründe %60,3’tür. İmalat sanayi ortalama KKO’su ise 2015 yı-lında %74,7’dir.Sektörlerin İşyeri Sayısı ve İstihdamı: THD sektörlerinde kayıtlı toplam işyeri sayısındaki azalma devam etmek-tedir.Lokomotif görevi gören büyük şirketlerden ve çok sayıda küçük şirketten oluşan ekosistem, yüksek istihdam ya-ratarak, ülkemizin sosyoekonomik dengesini sağlamada etkili rol oynamaktadır. 2016 Ocak ayı SGK kayıtlarına göre 13.620.794 sigortalı çalışan arasında 3.538.001’i imalat sanayinde kayıtlı olup, bunlardan 416.475 kişi tekstil imalatında (16.786 firmada), 477.548 kişi hazır-

Tekstil Sektörlerin Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin ağırlıklı üretimleri bölgesel

özellik göstermektedir.

Page 52: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

50

giyim imalatında (32.500 firmada), 60.415 kişi ise deri ürünleri imalatında (6.407 firmada) istihdam edilmek-tedir. Buna karşılık sektörlerde kayıt dışılık dikkate alındığında, 2-2,5 milyon civarında kişinin çalıştığı tahmin edilmek-tedir. Sektörlerin emek yoğun yapısı ve küresel düzeyde işçilik maliyetlerinde yaşanan yoğun rekabet, kayıtdışı istihdamın sebepleri arasındadır. Kayıtdışı çalışmalar ve yan sanayi ile birlikte THD sektörlerinin tüm sektörler içindeki toplam istihdam oranı %10 civarındadır.

2014 yılında tekstil ve hazırgiyim sektörlerinde istihdam artışı olmuş, ancak deri ürünleri sektöründe tekstil ve hazırgiyimin aksine istihdam azalmıştır. 2015 yılında ise her üç sektörde istihdam kaybı yaşanmıştır.

Sektörlerin Üretim Endeksi: 2008-2009 krizinde üretim-de yaşanan düşüş sonrası, THD sektörlerinde 2010 yı-lından 2013 yılına kadar genel bir toparlanma görülmüş ancak kriz öncesi dönemin üretim endeksi değerlerine ulaşılamamıştır. 2014 yılında tekstil ve hazırgiyim-de artış, deri ürünlerinde düşüş, 2015 yılında yalnızca hazırgiyimde artış yaşanmıştır. (2015 yılı imalat sanayi üretim endeksi ise 121,7’dir)

Tablo: Yıllara Göre Üretim Endeksi (2010=100)

Sektörlerin Cirosu: 2009 yılından sonra kaydedilen ci-rolarda dikkat çekici bir artış söz konusudur. İhracata dayalı üretim yapılan THD sektörlerinde gözlenen ciro artışının en önemli sebeplerinden biri dolar ve Euro’nun, Türk Lirası karşısında değerlenmesi olarak gösterilebi-lir. 2014 yılında da sektör cirolarında artışın devam etti-ği, 2015 yılında ise deri ürünlerinde düşüş gerçekleştiği görülmektedir.

Tablo: Yıllara Göre Ciro Endeksi (2010=100)

Sektörlerin Katma Değeri: THD sektörleri birlikte değer-lendirildiğinde ülkemizde en çok katma değer yaratan sektör olması dikkate değerdir.

2014 yılı TÜİK katma değer (faktör maliyeti) verilerine göre; imalat sanayinde üretilen katma değer, ülkede üretilen toplam katma değerin % 35,5’ini oluşturmak-ta, THD sektörlerinin ürettiği katma değer imalat sanayi katma değerinin % 18’ine, ülkede üretilen toplam katma değerin % 6,4’üne tekabül etmektedir.

Sektörlerin Ar-Ge Faaliyetleri: Rekabet giderek yoğun-laşmakta, dünya genelinde ülkelerin araştırma ve geliş-tirme (Ar-Ge) harcamaları artmaktadır. 2014 yılı itiba-riyle GSYH içinde Ar-Ge harcaması payı en yüksek olan ülkeler sırasıyla Güney Kore (4,3), İsrail, Japonya, Fin-landiya, İsveç, Danimarka, Tayvan, Avusturya, İsviçre ve Almanya(2,8)’dır. (OECD ortalaması 2,37)

Türkiye’de 2014 yılı itibariyle GSYH içinde Ar-Ge harca-ması payı %1,01’dir. 2023 hedeflerinde GSYH içinde Ar-Ge harcaması payı; Avrupa 2020 Stratejisi hedeflerinde olduğu gibi %3 olarak belirlenmiştir.

Ar-Ge harcaması 2014 yılında bir önceki yıla göre %18,8 artarak 17 milyar 598 milyon TL olarak hesaplanmış-tır.2014 yılında ticari kesim Ar-Ge harcamasının toplam Ar-Ge harcamasına oranı %49,8’dir (8.760 milyon TL). THD sektörleri için küresel düzeyde Ar-Ge harcamaları incelendiğinde bu sektörlerde Ar-Ge’ye en çok harcama yapan ülkelerin Çin, Japonya, İtalya, Güney Kore ve Al-manya olduğu görülmektedir.

Türkiye’de 2014 yılında imalat sanayinde çalışan Ar-Ge

Page 53: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

51

personelinin %3’ü tekstil, %1’i hazırgiyim ve %0,3’ü deri ürünleri sektörlerinde çalışmaktadır. Sektörlerin kayıtlı istihdam oranları dikkate alındığında Ar-Ge per-soneli çalışma oranı düşük kalmaktadır.

Sektörlerde Ar-Ge faaliyetleri daha çok nano-teknoloji ile üretilmiş üstün performanslı ürünler, fonksiyonel ta-sarımlar, ekonomik çevreci yaklaşımlar, farklı kullanım sahalarına yönelik gelişmiş teknik tekstiller, tekstil takvi-yeli kompozitler ve geri dönüştürülmüş ürünler üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Bakanlığımız kayıtlarına göre 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Ka-nun kapsamında muafiyetlerden yararlanan 245Ar-Ge merkezinin11’i tekstil, 2’si hazırgiyim ve 1’i deri ürünleri sektöründe faaliyet göstermektedir (2016 yılı Mart ayı itibariyle).

2015 yılı ilk altı ayında Türk Patent Enstitüsüne yapılan yerli patent başvuruları içinde en fazla patent başvurusu yapanlar listesinde ilk 10 içinde altıncı sırada bir teks-til firması yer almaktadır. Sadece üründe değil süreç ve kullanılan teknolojide de inovasyonu hedef alan şirketle-rin sayısı her geçen gün artmaktadır.

Sektörlerin Dış Ticareti: TH sektörü verdiği dış ticaret fazlası ile ihracatta ülkemizin mihenk taşlarından birini oluşturmaktadır. Ancak yüksek üretim kapasitesini kar-şılayamayan ara malı arzı sebebiyle girdiler açısından sektörlerde dış ticaret açığı oluşmaktadır.

2014 yılı dünya tekstil ihracatında Türkiye %3,6 pay ile 7’nci büyük ihracatçı konumundadır. 2015 yılı ikinci yarı tekstil ihracatı, 2014 yılı aynı dö-nemine ait değerin (6,5 milyar dolar) altında kalmış ve 5,8 milyar dolar düzeyinde seyretmiştir. Tekstil ithalatı-na bakıldığında ise 2014 yılı ikinci yarısında 4,7 milyar dolar olan değerin 2015 yılı ikinci yarısı için 4,2 milyar dolar olduğu görülmektedir.Lif, iplik ve kumaş toplam ihracatımız 2013 yılında 7,3 milyar dolar, 2014 yılında 7,4 milyar dolar ve 2015 yı-lında 6,5 milyar dolar seviyelerindedir. Ev tekstili, yer kaplamaları, teknik eşya ve etiket/tül toplam ihracatı

Tablo: Aylar İtibariyle Tekstil Dış Ticareti

ise 2013 yılında 5,5 milyar dolar, 2014 yılında 5,8 mil-yar dolar, 2015 yılında ise 5 milyar dolardır

2015 yılında ürün bazlı ihracat ve ithalat rakamları karşılaştırıldığında, dış ticaret dengesi pozitif yönde olan ürünler sırasıyla; halılar, ev tekstili ürünleri, örme mensucat, suni-sentetik mensucat, pamuklu mensucat ve etiket/tül/teknik eşyalardır. 2014 yılında 34 milyar dolar olan dünya örme mensucat ihracatında Türkiye; 1,7 milyar dolar ile %5 paya sahiptir. Tüm bunlarla uyumlu olarak Türkiye bugün, 600 civarında tekstil terbiye fabrikası ile Çin’den sonra ikinci büyük tekstil terbiye kapasitesine sahip ülke konumundadır.

Türkiye tekstil ve hazırgiyim ihracatına bağlı hammad-de ihtiyacını karşılamaya yönelik tekstil aramalı ithalatı sebebiyle dünya tekstil ithalatında ön sıralarda yer al-mıştır (6. büyük ithalatçı). Diğer yandan 15 Eylül 2011 tarihli ve 28055 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/2203 sayılı İthalat Rejimi Kararına Ek Karar ile hazırgiyimde %17 - %30 arasında, kumaşta %11-%20 arasında ilave gümrük vergisi konmasıyla ve dünyadaki gelişmeleri müteakip 2012 yılında tekstil ithalatında önemli düşüşler kayde-dilmiştir.

2015 yılında 8,64 milyar dolarlık tekstil sektörü itha-latımızda; pamuk elyaf ve ipliği ile suni-sentetik elyaf ve ipliği en önemli ithalat kalemleridir. İplik ithalatımız 3 milyar dolarla tekstil sektörü ithalatımızın %34’ünü, pamuk ithalatımız 1,24milyar dolarla %14’ünü, suni-sentetik elyaf ithalatımız 1,1 milyar dolarla %13’ünü

Page 54: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

52

oluşturmuştur. İplik ithalatımız içinde en önemli kalem ise suni/sentetik iplik ithalatımızdır (2 milyar dolar). Yünde de 74 milyon dolarlık dış ticaret açığı mevcut-tur. Tekstil iplikleri dış ticaret açığımız 1,3 milyar dolar düzeyindedir.

2014 yılında Türkiye, dünya hazır giyim ihracatından aldığı %3,4’lük pay ile 7’nci büyük ihracatçı konumun-

dadır. İmalat sanayi sektörleri içinde 2015 yılı ‘net ih-racatçı’ sıralamasında 1’inci sırada yer alan hazırgiyim sektöründe; 2014 yılında 13,48 milyar dolar olan dış ticaret fazlası, 2015 yılı itibariyle 15,02 milyar dolar ihracata karşılık 2,65 milyar dolar ithalat yapılmasıyla; 12,37 milyar dolara tekabül etmiştir. 2015 yılı hazırgi-yim sektöründe örülmüş fanila/tişört/iç giyim3 milyar dolarla en yüksek ihraç kalemidir. Örme kapasitemizin

Page 55: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

53

yüksek olması bunun en temel sebebidir. Yine 2015 yılında örülmüş kazak/süveter/hırka, bayan/kız çocuk pantolon/şort/tulum, bayan/kız çocuk örül-müş takım elbise/ceket/şort, erkek/erkek çocuk panto-lon/şort/tulum ve örülmüş çorap/soket 1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan kalemlerdir.

Türkiye, çorap sanayinde AB’nin en büyük tedarikçile-rindendir. Ancak 2005’ten itibaren Çin’in Türkiye’deki maliyetlerin çok daha altında fiyatlarla pazara girme-si sektörü zorlamaktadır. 2015 yılında dünya çorap ihracatında, Çin 5,9 milyar dolar ile birinci, Türkiye 1,02 milyar dolarla ikinci ve İtalya 0,8 milyar dolar ile üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya çorap ihracatının %8,5’ini Türkiye gerçekleştirmiştir. İtalya’nın çorap ihracatının birim fiyatı 27,7 dolar/kg, Türkiye’nin 15,3 dolar/kg, Çin’in 12,0 dolar/kg’dir.

İthalata bakıldığında ise 2015 yılı verilerine göre; örül-müş kazak/süveter/hırka, erkek/erkek çocuk pantolon/şort/tulum, bayan/kız çocuk pantolon/şort/tulum, do-kusuz/sıvanmış mensucattan hazırgiyim eşyası ithalatı 200 milyon doların üzerinde olan kalemlerdir.

2015 yılı itibariyle Tekstil ihracatımızda Almanya, İtalya, ABD ve Rusya Federasyonu, hazırgiyim ihra-catımızda Almanya, İngiltere ve İspanya, deri ürünleri ihracatımızda ise Rusya Federasyonu, İtalya ve Alman-ya en önemli ihraç pazarlarımızdır. TH sektörlerinde Türkiye’den ağırlıklı olarak AB ülkelerine, deri ürünleri sektöründe Rusya’ya yönelik ihracat gerçekleştirildiği, ithalatta ise Asya ülkelerinin yer aldığı görülmektedir. Ancak son dönemde yaşanan Euro/Dolar paritesinin aşağı yönlü seyri, petrol fiyatlarındaki düşüş, Ruble-nin değer kaybı ve Rusya ile uçak krizi, ana pazarların değişmesine neden olmaktadır. 2014 yılında AB’nin Çin ve Bangladeş’ten sonra 3’üncü büyük hazırgiyim tedarikçisi olan Türkiye’nin 2015 yılında AB’ye hazırgi-yim ihracatı 10 milyar dolardır. Bu rakam 2014 yılında 14 milyar dolar civarındadır. 2014 ve 2015 yıllarında Rusya’ya ihracatımız hem tekstilde hem de deri ürünle-rinde azalmıştır. THD sektörleri yeni ekonomik düzen-de pazar arayışlarına girmişlerdir.

Sektörlerin 2023 Projeksiyonu: Uluslararası pazarlarda kıyasıya rekabetin yaşandığı, bilgi ve teknolojinin hızla ilerlediği bu yeni dönemde sektörler, katma değeri yük-sek, yenilikçi, bilgi ve teknoloji içeren ürün ve hizmet sunumları ile ihracat kapasitesi ve organizasyon yete-neği yüksek sanayiler olmayı hedeflemektedirler. Re-kabetin giderek artması moda, marka ürünlere yönelik daha fazla girişime ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

2013 yılında uygulamaya giren Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018); ‘Nitelikli insan, güçlü toplum’, ‘Yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme’, ‘Yaşanabi-lir mekânlar, sürdürülebilir çevre’, ‘Kalkınma için ulus-lararası işbirliği’ hedefleri yer almaktadır. Onuncu Kal-kınma Planı’nda yer alan ‘İmalat Sanayiinde Dönüşüm’ başlığı altında; ‘Tekstil, hazır giyim ve deri sektörlerinin müşteri odaklı, hız ve esnekliği ile üretici özelliklerini geliştiren, tasarım, koleksiyon ve marka yaratabilen, yenilikçi, çevreye duyarlı, pazarlama ve üretim kanalla-rında etkin olan bir yapıya dönüşümü desteklenecektir’ hususları ifade edilmektedir.

Ayrıca 2023 yılında dünya tekstil ticaretinin 550 mil-yar dolar, hazırgiyim ticaretinin 740 milyar dolar, deri ürünleri ticaretinin ise 300 milyar dolar civarında ola-cağı öngörülmektedir. Küresel konjoktür ve 500 milyar dolar olan 2023 yılı toplam ihracat hedefimiz göz önü-ne alınarak belirlenmiş olan THD sektörleri 2023 yılı ihracat hedeflerimiz ise tekstilde (halı ve konfeksiyon hariç) 20 milyar dolar, halıda 3,5 milyar dolar, hazırgi-yimde (konfeksiyon dahil) 52 milyar dolar ve deri ürün-lerinde 4,5 milyar dolar olarak belirlenmiştir.

Sektörlerin 2023 hedeflerini en iyi şekilde gerçekleşti-rebilmeleri için mevcut avantajlarının yanında Onuncu Kalkınma Planı’nın amaçları doğrultusunda, kamu-özel sektör işbirliği ile çalışmalar hızla yürütülmektedir.

Bu doğrultuda THD sektörlerine yönelik olarak katılımcı bir yaklaşımla hazırlanan Türkiye Tekstil, Hazırgiyim ve Deri Ürünleri Sektörleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2015-2018),Yüksek Planlama Kurulu’nun 18/06/2015 tarihli ve 2015/25 numaralı Kararıyla kabul edilerek,

Page 56: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

54

25/06/2015 tarihli ve 29397 sayılı Resmi Gazete’de ya-yımlanmıştır.

Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nin (2015-2018) ‘Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde Afro-Avrasya’nın tasarım ve üretim üssü olmak’ şeklinde belirlenen uzun dönemli vizyonuna paralel olarak hazırlanan Türkiye Tekstil, Hazırgiyim ve Deri Ürünleri Sektörleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın vizyonu ‘Tekstil, hazırgiyim ve deri ürünleri sektörlerinde teknoloji ve tasarım içe-ren ürünlerde dünya pazarlarında lider ülke olmak’tır.

Bu vizyon çerçevesinde genel amaç ise; “Tekstil, hazır-giyim ve deri ürünleri sektörlerini katma değeri yüksek, yenilikçi, bilgi ve ileri teknoloji içeren ürün ve hizmet sunumları ile rekabetçiliğini arttırarak dünya ticaretin-den daha fazla pay alan sürdürülebilir bir yapıya kavuş-turmak” olarak belirlenmiştir. THD sektörlerinin güçlü ve zayıf yönleri ile sahip oldu-ğu fırsatlar ve karşı karşıya kaldığı tehditler göz önün-de bulundurularak Belge’de 5 hedef tespit edilmiştir:

*Sektörün uluslararası pazar payının ve rekabet gücü-nün artırılması, *Üretim altyapısının geliştirilmesi, *Ar-Ge, Ür-Ge, yenilikçilik faaliyetlerinin ve işgücünün geliştirilmesi, *Yurtiçi ve yurtdışı tanıtım - pazarlama faaliyetlerinin etkinleştirilerek sürdürülebilir hale getirilmesi, *Çevreye, insan ve hayvan sağlığına ve standartlara uygun üretimin sağlanmasına yönelik mevzuatın iyileş-tirilmesi.

Bu bağlamda, Eylem Planı’nda 32 eylem yer almakta-dır. Sürdürülebilirlik konusu ve iklim değişikliği artık çok daha fazla gündemdedir. Ülkemiz hedefleri ucuz ürün-lerle rekabet etmek değil dünya ölçeğinde kalite ve marka imajı uyandıran bir sektör inşa etmektir. De-ğişen küresel şartlarda sürdürülebilir rekabetçilik için gerçekleştirilecek çalışmalar, ülkemiz ekonomisinde önemli yere sahip olan THD sektörleri açısından itici

güç olacaktır. Organize sanayi bölgelerinde yatırımcı-lara anahtar teslim fabrika binaları yapılması ile ilgili düzenleme üzerinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı-ğı tarafından çalışılmaktadır. Yaşanan bir diğer önemli gelişme de Araştırma ve Ge-liştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26 Şubat 2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması-dır. Kanun ile tasarım merkezleri, Ar-Ge merkezlerinin yararlandığı her türlü destek ve muafiyetten yararlana-bilecektir. Mevzuatta yapılan değişikliklere yönelik bazı alt başlıklar;

*5746 sayılı Kanun kapsamına tasarım personeli dahil edilmiş ve doktora, yüksek lisans ve lisans mezunları için farklı oranlarda gelir vergisi istisnası getirilmiştir. *Siparişe dayalı olarak yürütülen Ar-Ge veya tasarım faaliyetleri, teknoloji geliştirme bölgelerinde yapılan tasarım faaliyetleri destek kapsamına alınmıştır. *Ar-Ge ve tasarım personelinin daha esnek çalışması-na olanak sağlanmıştır. *Ar-Ge, tasarım ve yazılım personelinin yüksek lisans ve doktorada geçirdiği sürelerin gelir vergisi stopajı kapsamında değerlendirilmesi için Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

Page 57: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 58: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

56

Tekstil Sektörü’nün bugünden yarına uzanan görünümü konu-sunda da, yukarıda sözü edilen “Türkiye Tekstil, Hazırgiyim Ve Deri Ürünleri Sektörleri Strateji Belgesi Ve Eylem Planı 2015-2018”e bakıyor ve yer yer aktarıyoruz.

Plana göre; sektörün durumu şöyle:“Tekstil, hazırgiyim ve deri ürünleri (THD) sektörleri birçok ül-kede olduğu gibi ülkemizde de öncelikli sektörler arasında yer almaktadır. THD sektörleri, imalat sanayi içinde istihdamda, üretimde ve ihracatta ilk sıralarda bulunmaktadır. Bu sektörler özellikle 1980’li yıllardan itibaren dışa açık ekonomik büyüme modeli içinde ihracat odaklı gelişerek dünya ticaretinde önemli bir üretici ve tedarikçi konumuna ulaşmıştır.

THD sektörleri toplam olarak 65 milyar dolar cirosu, 29 milyar dolar ihracatı ve 1 milyon kişiye sağlamış olduğu (kayıtlı) istih-damla ülkemizdeki en önemli sektörlerden biri durumundadır.Sektörlerin kalite, moda ve tasarım anlamında bugün ulaştığı nokta küçümsenemez boyuttadır.Ancak emek yoğun faaliyetlerin yüksek düzeyde olduğu THD sektörleri, özellikle Uzakdoğu’dan gelen düşük fiyatlı ve düşük kaliteli ürünlerin pazar payının artması sonucunda, sürekli bir rekabet baskısı ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle bu sek-törde rekabet gücünün arttırılması ve sürdürülebilirliği büyük önem taşımaktadır. Günümüzde artık sadece üretmek değil en kaliteliyi en uygun maliyetlerle ve en hızlı şekilde üretmek de

rekabetin temel şartı haline gelmiştir.Küresel düzeyde bir dönüşümün gerçekleştiği bu yeni rekabet ortamında, THD sektörlerinin gücünü devam ettirebilmesi ve sürdürülebilir bir rekabet sağlayabilmesi ancak; ar-ge ve yenilik içeren katma değeri yüksek ürünlerle mümkün olacaktır. Katma değeri yüksek üretim için ise ülkemizde sektörlerin yapısal deği-şim sürecini geliştirerek sürdürmesine ihtiyaç vardır.Bu kapsamda, sektörün rekabet gücü ve katma değeri yüksek üretim yapmasını sağlamak, sorunlarını tespit etmek ve çö-züm önerileri geliştirmek için ilgili tüm tarafların katılımıyla iki adet çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştaylar sonunda ortaya çıkan eylemler düzenlenerek hazırlanan taslak belge ilgili kurum ve kuruluşların yazılı görüşlerine sunulmuştur…

THD Sektörlerinin Makine Parkı ve Yatırım Değerlendirmesi: Türkiye, tekstil ve hazırgiyim sektörleri alanında yaptığı yatı-rımlarla dünyada ilk 10 içinde yer alarak, bu konumu itibariyle Çin’in arkasından dünyanın tekstil makinelerine yatırım yapan en büyük ikinci ülkesi haline gelmiştir. Krizin etkileriyle, 2008-2009 yıllarında dünya tekstil makine ticaretinde yaşanan keskin düşüşün ardından tekrar 2010 yılında yükselme eğilimine gi-rilmiş, aynı yıllarda Türkiye’de benzer bir durum gözlenmiştir.

Türkiye iplik üretiminde oldukça yeni makine parkına sahiptir. İplikteki kadar olmasa da pamukludokuma sektöründe de makine parkı yenidir. Türkiye’de 10

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN YARINI

Page 59: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

57

yaşından eski olmayan makine parkının toplam içindeki payı, dünya ortalamasının iki katıdır.

Türkiye;• Kısa elyaf eğirme makineleri ticaretinde Çin, Hindistan ve Endonezya’nın ardından, 2012 yılında %4,2’lik (441 bin iğ) pay-la, 2013 yılında %4,9’luk (570 bin iğ) payla 4’üncü,• Uzun elyaf eğirme makineleri ticaretinde, 2012 yılında %41,2’lik (60.300 iğ) payla 1’inci,• Open-end makineleri ticaretinde Çin ve Hindistan’ın ardından, 2012 yılında %3,9’luk(17.500 rotor) payla, 2013 yılında %6,5’lik (28.600 rotor) payla 3’üncü,• Polyester elyaf çekim-tekstüre makineleri ticaretinde Çin, Hin-distan, Tayland ve Japonya’nın ardından, 2012 yılında %2,4’lük (17 bin iğ) payla 5’inci,• Mekiksiz dokuma makineleri ticaretinde Çin, Hindistan ve Endonezya’nın ardından, 2012 yılında %3’lük (2.570 tezgâh) payla, 2013 yılında %3,6’lık (3.010 tezgâh) payla 4’üncü,• Geniş en yuvarlak örme makineleri ticaretinde, 2012 yılında Çin’in ardından %3,9’luk (1.429 makine) payla 2’nci, 2013 yı-lında ise Çin ve Hindistan’ın ardından %4,1’lik (1.489 makine) payla 3’üncü,• Elektronik düz örme makineleri ticaretinde Çin ve Bangladeş’in

ardından, 2012 yılında %5,8’lik (2.660 makine) payla, 2013 yı-lında %7,9’luk (2.791 makine) payla 3’üncü büyük yatırımcıdır.

Ar-Ge Faaliyetleri: Dünya genelinde 1995–2010 yılları arasında Ar-Ge harcamaları yaklaşık 3 katına çıkmıştır. Ar-Ge yapan ül-keler arasında ABD, Kanada, Çin ve Japonya ilk sıralarda yer almaktadır. Milli gelirlerinin %2-3’ünü Ar-Ge’ye ayıran ABD gibi ülkelerin Ar-Ge’ye ayırdıkları payın Türkiye’nin gayrisafi milli ha-sılasına (GSMH) neredeyse eşit olduğu görülmektedir.

2011 yılında dünya genelinde Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı %2,08 olarak gerçekleşmiştir.OECD ortalamasının %2,32, AB ortalamasının ise %2,13 oldu-ğu görülmektedir.Türkiye’de ise 2012 yılında, 2011 yılındaki %0,86 oranın-dan, 0,92’ye yükselmiştir. Hem ülkemiz 2023 hedeflerinde, hem Avrupa 2020 Strateji hedeflerinde bu oran %3 olarak belirlenmiştir.

2012 rakamları incelendiğinde ülkemiz Ar-Ge harcamaları-nın %53’ü imalat sanayi tarafından gerçekleştirilmiştir. İmalat sanayi içinde Ar-Ge harcamalarının oranı ise tekstilde %2,89, hazırgiyimde %0,49, deri ürünlerinde ise %0,09 oranında ger-çekleşmiştir…

Page 60: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

58

OECD tarafından ISIC Rev.3 faaliyet sınıflaması çerçevesinde hazırlanmış olan teknoloji yoğunluğu listesine göre, ‘Tekstil, Hazırgiyim, Deri ve Ayakkabı Sektörleri’ düşük teknoloji düze-yinde yer almaktadır. Ancak sektör makine ve kimya sanayin-den fazlaca etkilendiğinden sektörlere yönelik olarak bu alan-larda yürütülen teknoloji yoğun faaliyetler doğrudan sektörü ilgilendirmektedir.

Sektörlerde Ar-Ge faaliyetleri daha çok nano-teknoloji ile üretil-miş üstün performanslı ürünler, fonksiyonel tasarımlar, ekono-mik çevreci yaklaşımlar, farklı kullanım sahalarına yönelik geliş-miş teknik tekstiller, geri-dönüştürülmüş ürünler gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kayıtlarına göre 2014 yılı içinde 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Des-teklenmesi Hakkında Kanun kapsamında muafiyetlerden yarar-lanan 163 firmanın 8’i THD sektörlerinde faaliyet göstermekte-dir. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında faal olan 34 adet teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren 1859 fir-manın 5’i tekstil sektöründe yer almaktadır.

DESTEKLERTürkiye’de destekler ekonomi politikasının önemli bir aracı ola-rak kullanılmakta ve birçok destek programı uygulanmaktadır. Ancak herhangi bir sektöre özgü olarak uygulanan bir destek bulunmamakta, destekler tüm sektörleri kapsamaktadır.

Yatırım Teşvikleri: Ekonomi Bakanlığı tarafından 19 Hazi-ran 2012 tarih ve 28328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre uygulanan Yeni Teşvik Sistemi; genel, bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımların teşviki uygulamalarından oluşmaktadır. Teşvik uy-gulamaları kapsamında firmalar gümrük vergisi muafiyeti, kat-ma değer vergisi (KDV) istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, KDV iadesi şeklin-deki destek unsurlarından yararlandırılmaktadır.Dahilde İşlemi Rejimi (DİR): DİR, ihracatçılara, ihraç malların-da kullanılmak kaydıyla dünya piyasa fiyatlarından hammadde sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir destektir. Rejim, ihraç ürünlerinin üretiminde kullanılan, ithalatı vergiye tabi ürünlere yönelik esasları belirlemekte olup, ithalatta şartlı muafiyet ve ithalat esnasında alınan vergilerin geri ödenme sistemlerin-den oluşmaktadır. Diğer yandan ithalat yerine yurt içi alımların özendirilerek döviz kaybının önlenmesi amacıyla Dahilde işleme belgesi sahibi firmaların ihraç edecekleri ürünlerin üretiminde kullanılan girdileri yurt içinden KDV ödemeksizin almaları ola-nağı sağlanmıştır.

İhracatta Devlet Yardımları: Ekonomi Bakanlığı ve Eximbank ta-rafından uygulanmaktadır. Bu kapsamda Ar-Ge Yardımı, Yurt-dışı Fuar ve Sergilere Katılım Desteği, Çevre Maliyetlerinin Des-teklenmesi Yardımı, Pazar Araştırması Yardımı, Eğitim Yardımı, İstihdam Yardımı, Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma, İşletme ve Marka Tanıtım Yardımı, Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaş-ması Yardımı (Turquality), Tasarım Yardımı ve Eximbank Kre-dileri kullandırılmaktadır. Öte yandan, 2010/8 sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Tebliği kapsa-mında Ekonomi Bakanlığı’nın önemli destekleri bulunmaktadır. Türk Eximbank, Türkiye’nin ‘Resmi İhracat Finansman Kurumu’ sıfatıyla, kısa vadeli kredi imkânlarının yanısıra, 2023 ihracat stratejisi kapsamında tekstil sektörünü desteklemek üzere, ih-racata yönelik üretim yapan veya döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan firmalara ihracat hacimlerini ve kapasitelerini artırma-larına yönelik olarak gerçekleştirecekleri projelerinde orta ve uzun vadeli işletme sermayesi kredisi ve yatırım kredileri de kullandırmaktadır.KOBİ Destekleri: KOBİ’ler farklı kurumların uygulamakta oldu-ğu genel amaçlı devlet yardımlarından ve Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Ekonomi Bakanlığı, Halk Bankası tarafından sadece KOBİ’lere

Page 61: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

59

yönelik olarak farklı mevzuatlar kapsamında uygulanan yatırım ve işletme dönemi yardımlarından yararlanmaktadır.

KOSGEB’in geri ödemeli ve geri ödemesiz olarak sağladığı ‘Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama’, ‘İşbirliği-Güçbirliği’, ‘KOBİ Proje’, ‘Tematik Proje’, ‘Girişimcilik’, ‘Genel’ ve ‘Gelişenİşletmeler Piyasası’ KOBİ destek programları bulunmaktadır.Türkiye Halk Bankası tarafından, Kaynak Kullanım Destekle-me Fonu ve Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi muafiyeti sağlanan KOBİ Sanayi Kredileri kullandırılmaktadır. Hazine Müsteşarlığı’nın garantör olduğu Avrupa Yatırım Bankası KOBİ kredileri, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası ve Türkiye Halk Bankası ara-cılığıyla KOBİ’lerin kullanımına sunulmaktadır.

Ar-Ge Destekleri: Başta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİ-TAK) (patent başvurusu, bireysel girişimcilik, proje pazarı), Kal-kınma Bakanlığı’nın kapsamlı destek programlarına ek olarak, Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB tarafından kullandırılan Ar-Ge desteklerini mevcuttur.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 5746 sayılı Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında sağlanan destek ve muafiyetleri; Ar-Ge merkezi, teknoloji mer-kezi, rekabet öncesi işbirliği projeleri, teknogirişim sermaye desteği kapsamında yürütmektedir. Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge faaliyetlerini yurt içinde gerçekleştiren şirketlerin ayrı bir birimi şeklinde örgütlenmiş, en az 30 tam zaman eşdeğer Ar-Ge per-soneli istihdam edilen merkezlerdir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında teknoparklara vergisel destek sağlanmakta, San-Tez Projelerinin Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik kapsamın-da KOBİ-üniversite işbirliğine yönelik çalışma yürüten akade-misyenlerin tez çalışmalarını katma değere dönüştürmelerine olanak sağlanmaktadır.”Son olarak, “Türkiye Tekstil, Hazırgiyim Ve Deri Ürünleri Sek-törleri Strateji Belgesi Ve Eylem Planı 2015-2018”in GZFT Ana-lizi ve Sorun Alanları tablosunu aktaralım:GÜÇLÜ YÖNLER • Büyük pazarlara (AB, Rusya ve Ortadoğu gibi) yakınlık• AB Gümrük Birliği• Hızlı teslimat• Lojistik altyapısının güçlü olması

• Esnek üretim yapısı• Deneyim ve bilgi birikimi• Yeniliklere süratle uyum• Entegre üretim yapısı• Genç makine parkı• Güçlü üretim altyapısı• Gelişmiş bir tekstil terbiye sektörünün olması• Nitelikli işgücü• Genç nüfus• Uluslararası alanda sektörlere duyulan güven• Doğal hammadde varlığı• Girdi temin kolaylığı• Kaliteli hammadde temini• Kaliteli üretim• Pazarı anlamaya yatkınlık• Hızlı moda yapabilmek• Butik üretim yapabilme• Tasarım ve özgün olabilme kapasitesi

ZAYIF YÖNLER• AB’nin Türkiye’den bağımsız STA’ları• Dış ekonomik politikalarda AB’ye olan bağımlılık• AB sanayi ve ticaret politikaları ile yaklaşım farklılıkları• Küresel rekabette düşük fiyatlı ürünlerin varlığı• Çin ve Brezilya gibi gelişen yeni pazarlara coğrafi uzaklık• Mevcut yatırımlar hakkında veri eksikliği• Türkiye’nin coğrafi konumunun yeterince değerlendirileme-mesi• Yüksek üretim girdi maliyetleri• Asya ülkelerine kıyasla yüksek girdi maliyetleri (işçilik maliyeti vb.)• Enerji maliyetleri• Verimsizlik• Üretime bağlı hammadde yetersizliği (pamuk, ham deri ve yapay elyaf)• Verilen devlet desteklerinin sonuçlarının değerlendirilmemesi• Sektörde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge eksikliği• Sektörün Ar-Ge desteklerinden yeterince yararlanamaması• Küçük işletmelerde Ar-Ge, Ür-Ge faaliyetlerinin yapılmaması• Özgün ürün üretilememesi• Sektör tarafından yeterli oranda yüksek katma değerli ürün geliştirilememesi• Sektörün ihtiyaç duyduğu ileri teknolojili makine üretimi eksikliği

Page 62: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

60

• Kalifiye elemanların ve ara elemanların azalması• Pazarı etkin kullanamama• Pazarlama eksikliği• Pazar çeşitliliğinin ve ülke çeşitliliğinin az olması• Tanıtım zayıflığı• Markalaşmada yetersizlik• Ürün kalitesi konusunda yurt dışında yeterince tanınmama• Hedef pazarların ve hedef ülkelerin yeterince tanınmıyor olması• İhracat yapan firmalara tanınan imtiyazlar konusunda sorunlar yaşanması• AB çevre mevzuatına uyum sorunu• Temiz üretim maliyetleri• Uluslararası standardizasyon sorunu• Uluslararası ve bölgesel standardizasyona ilgisizlik• Piyasa gözetimi ve denetiminde yetersizlik• Merdiven altı üretimin denetimsizliği• Kayıtdışı istihdam

FIRSATLAR• İstikrarlı ve büyüyen ekonomi• Uluslararası platformlarda Türkiye’nin olumlu imajının artıyor olması• AB’de yaşanan kriz neticesinde stoksuz çalışan alıcıların hızlı teslimat yapan ülkemize yönelmesi• Arap ülkelerinde Türk dizilerinin yaygın izlenmesi neticesinde ortaya çıkan tüketici eğilimleri• Gelişmekte olan Avrasya ve Orta-Doğu pazarlarına yakınlık• Kamu-özel sektör işbirliğinin artıyor olması• Sektörün stratejik yaklaşımla hareket ediyor olması

• Sektörel kuruluşların etkin olması• Kümelenmelerin yaygınlaşması• Moda, marka ve perakendecilikte gelişen sektör• Üniversite-sanayi işbirliğinin artıyor olmasıTEHDİTLER• AB’nin halen yürütmekte olduğu bazı STA görüşmelerinde ül-kemizin taraf olarak yer alamaması• Uluslararası pazarlarda tarife dışı engellerin artıyor olması• Kurdaki yüksek dalgalanma• İran-ABD arasında yaşanan gerginlik neticesinde İran pazarın-da yaşanan sıkıntılar• Bazı Asya ülkelerinin uluslararası pazarlarda ucuz işgücüne dayalı etkinliğinin artıyor olması (Bangladeş, Hindistan, Pakis-tan ve Vietnam)• İşgücünün hizmet sektörü gibi diğer gelişen sektörlere kay-ması• Küresel krizin devam ediyor olması neticesinde daralan AB pazarı• AB’nin yeni ticaret politikalarındaki TTA’ları sonucu Pazar avantajımızın azalıyor olması• Arap Baharı çerçevesinde bölge ülkelerinde derinleşen istik-rarsızlık

SORUN ALANLARIGZFT analizinin değerlendirilmesi sonucunda THD Sektörüne yönelik sorun alanları rekabet gücü politikaları, girdi maliyetleri ve üretim altyapısı, Ar-Ge, Ür-Ge, yenilikçilik ve nitelikli işgücü, pazarlama, tanıtım ve dış ticaret, sektörel mevzuatlar ve dene-tim başlıkları altında toplanmıştır. Sektörlere ilişkin sorun alan-ları gruplandırılarak verilmiştir.

Page 63: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

61

SORUN ALANLARI ZAYIF YÖNLER - TEHDİTLER

REKABET GÜCÜPOLİTİKALARI

• AB’nin Türkiye’den bağımsız STA’ları• Dış ekonomik politikalarda AB’ye olan bağımlılık• AB sanayi ve ticaret politikaları ile yaklaşım farklılıkları• AB’nin halen yürütmekte olduğu bazı STA görüşmelerinde ülkemizin taraf olarak yer alamaması• Küresel rekabette düşük fiyatlı ürünlerin varlığı• Uluslararası pazarlarda tarife dışı engellerin artıyor olması• Çin ve Brezilya gibi gelişen yeni pazarlara coğrafi uzaklık• İran-ABD arasında yaşanan gerginlik neticesinde İran pazarın-da yaşanan sıkıntılar• Dalgalı kur politikası• Mevcut yatırımlar hakkında veri eksikliği• Türkiye’nin coğrafi konumunun yeterince değerlendirileme-mesi

ÜRETİM ALTYAPISIVE GİRDİ MALİYETLERİ

• Yüksek üretim girdi maliyetleri• Asya ülkelerine kıyasla yüksek girdi maliyetleri (işçilik maliyeti vb.)• Enerji maliyetleri• Verimsizlik• Bazı Asya ülkelerinin uluslararası pazarlarda ucuz işgücüne dayalı etkinliğinin artıyor olması(Bangladeş, Hindistan, Pakistan ve Vietnam)• Üretime bağlı hammadde yetersizliği (pamuk, ham deri ve yapay elyaf)• Verilen devlet desteklerinin sonuçlarının değerlendirilmemesi• Hedef pazarların ve hedef ülkelerin yeterince tanınmıyor olması• Küresel krizin devam ediyor olması neticesinde daralan AB pazarı• İhracat yapan firmalara tanınan imtiyazlar konusunda sorun-lar yaşanması• AB’nin yeni ticaret politikalarındaki TTA’ları sonucu pazar avantajımızın azalıyor olması• Arap Baharı çerçevesinde bölge ülkelerinde derinleşen istik-rarsızlık

AR-GE, ÜR-GE,YENİLİKÇİLİK VE NİTELİKLİ İŞGÜCÜ

• Sektörde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge eksikliği• Sektörün Ar-Ge desteklerinden yeterince yararlanamaması• Küçük işletmelerde Ar-Ge, Ür-Ge faaliyetlerinin yapılmaması• Özgün ürün üretilememesi• Sektör tarafından yeterli oranda yüksek katma değerli ürün geliştirilememesi• Sektörün ihtiyaç duyduğu ileri teknolojili makine üretimi eksikliği• İşgücünün hizmet sektörü gibi diğer gelişen sektörlere kay-ması• Kalifiye elemanların ve ara elemanların azalması

PAZARLAMA,TANITIM VE DIŞ TİCARET

• Pazarı etkin kullanamama• Pazarlama eksikliği• Pazar çeşitliliğinin ve ülke çeşitliliğinin az olması• Tanıtım zayıflığı• Markalaşmada yetersizlik• Ürün kalitesi konusunda yurt dışında yeterince tanınmama

SEKTÖRELMEVZUATLAR VE DENETİM

• AB çevre mevzuatına uyum sorunu• Temiz üretim maliyetleri• Uluslararası standardizasyon sorunu• Uluslararası ve bölgesel standardizasyona ilgisizlik• Piyasa gözetimi ve denetiminde yetersizlik• Merdiven altı üretimin denetimsizliği• Kayıtdışı istihdam

Page 64: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 65: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

63

Hızlı, hatasız ve kompakt tablet hap ambalajı için PC tabanlı kontrolBECKHOFF / www.beckhoff.com.tr

İsviçreli Rohrer AG, özellikle ilaç endüstrisi için tasarlanmış yeni R760 blister ambalaj makinesinde sadece Beckhoff’un PC tabanlı kontrol sistemlerini kullanıyor. Rohrer, Beckhoff’un güçlü ve son derece hassas EtherCAT I/O sisteminden ve kompakt sürücü bileşenlerinden yararlanarak, sadece hızlı ve hatasız bir şekilde çalışan değil aynı zamanda çok az yer kaplayan bir makine geliştirmeyi başardı.

Rohrer AG, esnek film ve folyo geliştirme ve yapılandır-manın yanı sıra makine üretiminde de uzman. Özel alet ve makinelerini üretmek için şirket müşterileriyle ilk fikirden son gerçekleşme aşamasına kadar yakın işbirliği yapıyor. Hizmet yelpazesi numune geliştirmekten prototip oluştur-maya, üretim ekipmanını yapılandırmaya kadar uzanıyor.

Modüler blister ambalaj makinesiÖzelleştirilebilir R760 makinesi küçük ve orta ölçekli lot boyutlarında ambalaj üretmek için kullanılıyor. Esnek film-den üretilen blister ambalajların geliştirilmesinden seri üretimine kadar tüm aşamaları için kullanılabiliyor. Makine tüm üretim sürecini yönetiyor, bu blister ambalajlara ısıl şekil verebilmesi, kenetleyebilmesi, delebilmesi ve presle-yebilmesi anlamına geliyor.

PC tabanlı kontrol çözümü, ilaç endüstrisinde kullanılan blister ambalaj makinesine güç katıyor

ÜRÜN UYGULAMA

Page 66: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

64

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

Kamera sistemleri, paketlerin düzgün doldurulduğundan emin olmak için paketleri kontrol ediyor ve sorunlu olanları ayırıyor. Hacim azsa makine modüllerinin sayısı azaltıla-biliyor. Ayrıca, GMP (Good Manufacturing Practice – İyi Üretim Uygulamaları) uyumlu tasarımı sayesinde temiz odalara bile kurulabiliyor.

R760 blister ambalaj makinesi, farmasötik, kozmetik ve sağlık uygulamaları için alüminyum folyo ve plastik film işleyebiliyor. Bu yazıda farmasötik sektörünün büyük bir hizmet sağlayıcısı tarafından kullanılan bir makinenin pro-jesi hakkındadır. Makine, yeni ürün ve ambalaj tiplerini elde etmek için kullanılıyor. Ambalajlanan haplar, ağızda eriyen tabletler (ODT) olarak adlandırılan, patentli Lyopan prosesiyle dondurularak kurutulan ve susuz alınabilen tab-letlerdir. Makinenin tasarımı ve otomasyon teknolojisi hız ve boyut bakımından çok yüksek gereksinimleri karşılamak zorundaydı. Sonuçta dakikada 40 çift blister ambalaj çıktısı kapasitesine sahip 40 döngülü bir sistem ortaya çıktı. Tüm kontrol teknolojisi PC tabanlıRohrer, Beckhoff’un PC tabanlı kontrol teknolojisini ilk

defa 2008 yılında tecrübe etti. O yıl şirket ilk kez, entegre CP6200 Panel PC’leri ve kabin montajlı C6920 Endüstriyel PC’leri (IPC) kurdu. 2012 yılında Rohrer tamamen PC Kontrollü sistemlere geçme kararını verdi. Rohrer’in İşleme ve Paketleme ünitesinde kontrol yöneticisi olan Bernd Esch nedenlerini şöyle açıklıyor: “Önceki kontrol mimarisinde bazı dezavantajlar vardı.

Örneğin, birden fazla veriyolu sistemi gerektiriyordu. Ayrıca, emniyet gereksinimlerinin EN ISO 13849 standar-dının şart koştuğu performans seviyesinin karşılanma-sını sağlamak oldukça karmaşık bir işti. Buna ek olarak, müşteriler daha kompakt sistemler talep ediyordu ki, o zamanki göreceli büyük sürücülerle ve ek olarak gerekli EMC filtreleriyle bunu sağlamak mümkün olmuyordu. Diğer taraftan, Beckhoff’un AX5000 sürücüleri oldukça kompakt olması ve EMC filtrelerini tümleşik olarak içeriyor olması, bu sürücülerin pano hacmini yaklaşık yüzde 30 oranında düşürmeyi sağladı.”

R760 makinesi tüm üretim sürecini kap-sıyor, yani blister ambalajlara ısıl şekil verebiliyor, kenetleyebiliyor, delebiliyor ve presleyebiliyor.

Beckhoff’un güçlü PC tabanlı kontrol tek-nolojisi Rohrer’in R760 makinesiyle ilk kez dakikada 40 çift blister ambalajı üretimini sağladı.

Rohrer’in yeni R760 blister ambalaj maki-nesi, ağızda eriyen tablet (ODT) olarak adlandırılan ilaçların ambalajı için geliştirme platformu olarak hizmet veriyor.

ÜRÜN UYGULAMA

Page 67: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

65

ÜRÜN UYGULAMA

Ayrıca, ekranlı CP6200 serisi Panel PC’ler ve C6920 IPC’ler zaten otomasyon görevleri için gereken bilgi işlem gücünü sağlıyordu. Bernd Esch şöyle devam ediyor: “TwinCAT otomasyon yazılımı gerekli PLC işlevselliğini sunmakla kalmadı, aynı zamanda yazılım tabanlı güçlü bir NC sistemi de sağladı. Bu, Beckhoff’un yer tasarrufu sağlayan IPC’sinin yanı sıra ekstra bir kontrolöre gerek olmadığı anlamına geli-yordu. Beckhoff İsviçre’nin PC Kontrol çözümü için çok iyi uygulama desteği sağladığından da ayrıca söz etmeliyim.”

Esch, diğer önemli bir avantajın ise PC tabanlı kontrol’ün sağladığı açıklık olduğunu belirtiyor: “Makine kontrolör-lerimizi herhangi bir ağa bağlayabilmemiz gerekiyordu. Geniş yelpazeye sahip EtherCAT Bus Kuplörleri ve fieldbus terminallerinin çeşitliliği bize tam bir esneklik sunuyor. Aynı zamanda IT sistemiyle de entegre Ethernet arabirimi üzerinden TwinCAT ADS katmanıyla kolayca haberleşebi-liyoruz ve PLC programında bir değişiklik yapmak zorunda kalmadan ihtiyacımız olan herhangi bir kontrol verisini çağırabiliyoruz.” G örselleştirme sisteminin bağlanması da aynı derecede kolay oldu çünkü piyasadaki çoğu sistem gibi, hâlihazırda TwinCAT için de bir sürücü mevcut. Java tabanlı web görselleştirme programlarıyla, yığın parametre-leri ve hata iletileri gibi bilgiler için bir MySQL veritabanı ile haberleşme de son derece iyi çalışıyor” diyor Esch.

R760 makinesinde PC Kontrol çözümünün merkezinde 1,9 GHz Intel® Celeron® işlemcisi, çok dilli Windows XP Professional işletim sistemi ve TwinCAT NC PTP’li C6920 kontrol kabini tipi IPC bulunuyor. Operatör, asma kol yapı-sına sahip, 15 inç büyüklüğünde dokunmatik ekranı ile özel-

leştirilmiş ekran filmi ve özelleştirilmiş bir klavyeye sahip CP7902 serisi Kontrol Paneli vasıtasıyla makineyi kontrol ediyor. Hareket kontrol fonksiyonları, bir AX5805 TwinSAFE kartı ve 10 adet AM8000 serisi servomotoru da içeren AX5112, AX5140 ve AX5206 sekiz servo sürücü tarafından gerçekleştiriliyor. Yaklaşık 150 adet veri noktasından gelen veriler, yaklaşık 100 EtherCAT analog / dijital ve TwinSAFE terminal tarafından toplanıyor ve dört EK1100 EtherCAT Kuplör vasıtasıyla kontrol teknolojisine entegre ediliyor.

Yüksek performanslı dinamik sürücüler minimum montaj işi gerektiriyorBeckhoff’un servo sürücü teknolojisi son derece kompakt olmasının yanı sıra, olağanüstü dinamik özelliklere sahip, diyor Bernd Esch: “Üretim parametrelerini uygun şekilde ayarlayarak dakikada 40 çift blister ambalaj çıktısı gibi olağanüstü bir sonucu çabucak elde edebildik. Bunu, maki-nenin servo sürücü teknolojisinin sınırlarına ulaşmadan yaptık.” Rohrer bu düzeydeki performansı, en önemli özel-likleri arasında düşük rotor ataleti ve beş kata kadar aşırı yük kapasitesine sahip olan AM8000 yüksek performanslı motorlar yardımıyla elde etti. Bunlar motorlar, presleri açmak ve kapatmak için üç servo ekseni, folyo taşıma için iki ekseni, tablaları makinenin içine beslemek ve konum-landırma için bir ekseni, blister çıktısını kontrol etmek için iki ekseni ve proses istasyonlarını ürüne bağlı olarak doğru konumlarına taşımak için ayar eksenlerini sürüyor.

Rohrer aynı zamanda, güç kaynağı ve geri besleme sis-temini tek bir motor kablosu içinde birleştiren, Beckhoff tarafından yapılan Tek Kablo Teknolojisinden (OCT) de

R760’ın her şeyi kapsayan kontrolör çözü-mü olarak, PC Kontrolü tüm güvenlik fonksiyonlarını ve Ethernet iletişimini de yönetiyor.

Page 68: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

66

büyük ölçüde yararlandı. Tek kablo çözümü bilgiyi dijital bir arabirim üzerinden güvenilir bir şekilde ve girişimden koruyarak iletiyor. Bu, motor ve kontrolör taraflarında kablo ve konnektör ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve bunun sonucunda bileşen ve devreye alma açısından belirgin tasarruf elde ediliyor. Bernd Esch de bunu fark etmiş: “OCT, azalan kablo tesisatı gereksinimi sayesinde büyük tasarruf sağladı, özellikle iki sürücüde güç hattı zincirleri kullanıldığı için. Her şeyi biraz daha küçük yapmamızı sağladı; bu aynı zamanda tüm makine tasarımınıda kolaylaştırdı. Sonuç olarak, OCT kurulum ve malzeme maliyetlerinizi yaklaşık yüzde 25 oranında düşürdü. Aynı zamanda devreye alma işlemini de epeyce kolaylaştırdı. Daha önce, herhangi bir arıza oluştuğunda yeni bir enkoder kablosu çekmek gere-kiyordu. Bunlar artık motor kablosuna entegre olduğu için, güç beslemesi için tekbir kablo çekmek yeterli olmakta.”

Entegre emniyet teknolojisi yeni seçenekler sunuyorMakinenin tasarımını kolaylaştıran diğer özellikler arasında otomasyon sistemine entegre emniyet fonksiyonları var. Bunlar, TwinCAT Safety Editor’dan Safety over EtherCAT haberleşme protokolüne, TwinSAFE terminallerinden, iste-ğe bağlı AX5805 TwinSAFE sürücü kartına kadar uzanıyor. Bu özellikler Bernd Esch’in emniyet fonksiyonlarını çok daha fazla esneklikle tasarlamasını sağlamış: “Emniyet sis-temini çok daha açık bir şekilde tasarlayabiliyoruz. Örneğin, her emniyet kapısının artık kendi TwinSAFE terminali var; böylece, önceden yaygın olan emniyet anahtarlarının ya da acil durdurma butonlarının seri bağlantısı ortadan kalkıyor.”

TwinSAFE sisteminin esnekliği, bireysel modüller için

emniyet fonksiyonlarının seçilerek yürütülmesini kolaylaştı-rıyor. Örneğin, bir emniyet kapısı açık durumdayken makine çalışmaya başladığında, bazı makine bileşenleri güvenle kapatılırken diğerleri “canlı” kalabilir. Bernd Esch: “Böyle bir şeyin uygulanması geçmişte son derece zordu ve ancak çok miktarlarda kablo bağlantısıyla mümkündü. TwinSAFE sayesinde, daha az bileşen gerektiren, daha az maliyetli, çok daha şık ve kompakt bir çözümle bunun üstesinden gelebiliyoruz.” diyor. Hızlı ve yüksek dereceli belirleyici kontrol teknolojisi hassasiyet sunuyorFolyo, tablaları mühürlemek için kullanılıyor ve tablaların kendilerinde ölçüm işaretleri (görsel referans noktaları) var; bunlar makine boyunca hareket ettiği esnada okunuyor. Tablanın göreli konumuna bağlı olarak, makine konveyör sistemindeki tam uç konumu okuyor ve proses birimlerinin göreli konumunu hesaplıyor. Hızlı EtherCAT iletişim bileşenlerinin kullanımı sayesinde Rohrer ürünleri saniyede yaklaşık 250 mm (10 inç) gibi yüksek bir hızda hareket ettirmeyi başardı ve hatta Beckhoff eXtreme Fast Control (XFC) teknolojisiyle bu hızı iki katına çıkarabildi. Bernd Esch: “XFC terminalleri ve uygun sensör-lerle saniyede 500 milimetre (20 inç) gibi hızlara erişebili-yoruz. Bu muazzam hıza rağmen sistem ölçüm işaretlerini güvenilir biçimde okuyor ve hesaplamalarını ve kapalı çev-rim kontrol işlemlerini hassasiyetle gerçekleştiriyor. XFC bizim için aynı zamanda çok ilginç bir özellik çünkü hareket-li ürünlerin inceleme kameralarını olağanüstü hassasiyette tetiklemesini sağlamak için kullanılabiliyor.”

Rohrer AG’nin İşleme ve Paketleme Teknolojileri ünitesinin Otomasyon Yöneticisi Bernd Esch, CP7902 Kontrol Panelinin özelleştirilmiş tasarımı sayesinde gereksinimlerini karşılayan en uygun biçim-de uygulamaya koyabilmiş.

Rohrer, tek kablo teknolojili (OCT) Beckhoff sürücü teknolojisini kullanarak daha düzenli bir kontrol kabini tasarımı yapabilmiş, bu sayede malzeme ve kurulum maliyetlerini yaklaşık yüzde 25 oranında azaltmayı başarmış.

ÜRÜN UYGULAMA

Page 69: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 70: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

68

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

BOYA SEKTÖRÜ BÜYÜYECEK

Dikkat çekici en yakın zamanlı veri, Posta Gazetesi’nin Nisan 2016 tarih ve “Boya sektörü bu yıl %5 büyüyecek!” başlıklı haberi. Habere göre bu yıl tüm boya sektöründe yüzde 3-5 civarında bir büyüme tahmininde bulunan BOSAD Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Beklentimiz, kısa ve orta vadede bölgesel bir üretim ve yatırım merkezi olma hedefi ile bağlantılıdır” demiş. Haberin devamında şöyle deniliyor: “Boya Sanayi-cileri Derneği (BOSAD) Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, sektörün 2016 yılında genel ekonomik yapıya uygun olarak yüzde 3-5 arasında büyüyeceğini söyledi. Büyüme sürecindeki en önemli etkeni dış pazarlardaki değişimler olarak gösteren Yiğitbaşı, son yıllarda iç pazardaki kentsel dönüşüm çalış-malarının da pazardaki en önemli gelişim nedeni olduğunu bildirdi. ‘Boya pazarındaki en önemli alan olan yenileme pazarındaki gelişmeler de büyümeyi etkileyen diğer bir faktördür’ diyen Yiğitbaşı, yurtdışı satışlarda da sektörün güçlü bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Orta Afrika ül-keleri denge sağlayacak Sektör için dış pazar arayışlarının öncelikli konular arasında yer aldığını ifade eden Yiğitbaşı, ‘Kuzey Afrika’da daralan pazarın, özellikle Orta Afrika ülke-lerine yapılacak ihracat ile dengelenmesi ve daha uzak olan Asya ile Pasifik pazarlarına yönelik arayışların yoğunlaşması beklenmektedir’ dedi. Hedef 2 milyar dolar ihracat 2023 yılı için yıllık 2 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini ve bu ra-kama ulaşabileceklerini anlatan Yiğitbaşı, ‘Boya sanayimiz ihracatta önemli gelişmeler kaydetmekte, 45 ülkeye çok çeşitli ürünlerini kalite-fiyat avantajıyla ihraç etmektedir, ihracatımız son yıllarda boya ve hammaddeleri ile yardımcı maddeler olarak 1 milyar dolara yaklaşmıştır. Son iki yıllık

dönemde ise genel ihracatımızdaki trende bağlı olarak aza-lışlar görülmektedir. Sektörel ithalatın ise ortalama yıllık 1.5 milyar dolar civarında olacağı öngörülmektedir’ dedi.”

İkinci adımda Ekonomi Bakanlığı’nın 2015 tarihli “Boya Sektörü” raporuna bakıyoruz. Rapora göre, “Küresel boya pazarı, son dönemde dünya ekonomisindeki nispi iyileşme süreci ile beraber ekonomik büyümesini sürdürmüş ve en-tegre olduğu sanayi sektörlerinin büyüme süreciyle beraber önemli bir gelişim göstermiştir. Bu kapsamda yapılan çeşitli ekonomik analizlere göre küresel boya pazarının ekonomik ve ticari değerinin 2010-2030 yılları arasında, yılda ortala-ma %3,5 büyümesi beklenmektedir. Küresel boya pazarının ekonomik büyüklüğünün ise 2030 yılında bugünkünün 2 katına çıkarak 134 milyar Euro’ya ulaşması beklenmekte-dir. Bu gelişim içinde en büyük büyüme alanının ise %5 ile Asya’da olacağı tahmin edilmektedir.

Küresel ekonomideki iyileşmelere ve endüstrileşmenin hızlı bir şekilde artış göstermesine paralel olarak, boya sektö-ründe de üretim ve talep artış göstermiştir. Sektördeki ar-tan sıkı pazarlık koşulları ile yeni teknolojilerin ve üretimde yeni buluşların gerekliliği, küresel pazarda artışı tetikleyen unsurlar olmuşlardır. Özellikle çevreye duyarlı ve sağlığa zararlı olmayan boya talebinde önemli artışlar gözlenmiş, bu büyüyen talebe paralel olarak da zararsız kimyasal mad-delerin kullanım alanlarında ciddi yatırımlar gerçekleşmeye başlamıştır. Sektörde oluşan söz konusu eğilim reçine, kat-kı maddeleri ve pigment gibi ham maddelerin fiyatlarında

Page 71: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

69

artışa ve dolayısıyla sektördeki büyük oyuncuların bu fiyat artışına göre pozisyon almalarına neden olmuştur.

Dünya Boya Sanayicileri Birliği (World Paint and Coatings Industry Association (WPCIA))’nin Ocak 2013’te yayınlanan “Dünyanın En İyi 10 Boya Firması 2012 Yıllık Raporu”na göre; boya pazarının büyümesinin başlıca etkenlerinden biri de küresel inşaat sanayisinin hızlı gelişimidir. Küresel boya pazarının gelişen yeni trendi, çevreye duyarlı boyalar olacaktır.

TÜRKİYE’DE BOYA SEKTÖRÜ Türk boya sanayisi, son 10 yıllık dönemde ülkemizin genel ekonomik yapısı ile birlikte önemli bir gelişim sürecinden geçmektedir. Ülkemiz, Avrupa genelindeki 6. büyük boya üreticisi olmasının yanı sıra, giderek artan üretimi ve tek-nolojik alt yapısı ile kendi bölgesinde uluslararası boyutlu sektörel bir güç olma hedefi doğrultusunda ilerlemektedir.

Türkiye, sektörel yapısı itibarı ile Avrupa’nın 6. boya üre-ticisi konumundadır. Sektörün toplam üretim kapasitesi yaklaşık 800 bin ton/yıl olup, kapasite kullanım oranı %65 düzeyindedir. Toplam üretim kapasitesinin %55’ini su baz-lı boyalar %45’ini solvent bazlı boyalar oluşturmakta olup, sektörde %35 yerli hammadde kullanılmaktadır.

Ağırlıklı olarak inşaat boyaları ve ısı yalıtım sistemlerine yatırım yapmayı sürdüren Türkiye boya sektörü, bu yatı-rımlara 2013 yılında da devam etmiştir. Firmalar, çevreye olan olumsuz etkileri en aza indirmek ve müşterilerden ge-len çevreci ürün talebini karşılamak amacıyla, çevre dostu ürünler geliştirmeye başlamış ve bu sayede yüksek solitli ürünlerin, toz boyaların ve VOC düşük ürünlerin sayısının giderek artmasını sağlamışlardır. Bunun yanında, yine çev-reci özellikli su bazlı sistemlerin pazardaki payı da yüksel-mektedir. 2013 yılı itibariyle inşaat boyaları pazarının %85’i su bazlı, %15’i solvent bazlı boyalardır.

Boya sanayimizde 600’e yakın kuruluş bazında faaliyet gös-termekte, gelişen ekonomik yapımız içinde özellikle; oto-motiv, inşaat, genel sanayi boyaları, ahşap/mobilya boyaları vb. alt üretim alanlarında imalat sanayimize yönelik önemli entegre ürünlerin imalatı gerçekleştirilmektedir. Boya ve hammadde sektörü ihracatımızda, son yıllarda in-

şaat boyalarının yanı sıra özellikle yapı kimyasalları, ham-madde ve yarı mamul ürünleri önem kazanmaya başlamış-tır. Türk boya sanayisinin temsilcisi olan kuruluşlarımız, başta Orta Doğu, Yakın Doğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Kaf-kaslar olmak üzere çok geniş bir coğrafyada sektörel ihra-catı artırmak için çabalarını sürdürmektedir.

Son yıllarda, boya sektöründe geliştirilen yeni ürünlerin ba-şında nanoteknolojik boyalar gelmektedir. Boya üretiminde kullanılan nanoteknoloji sayesinde yangın geciktirici, anti-mikrobiyel yapı, çizilmez, aşınmaz, korozyon direnci, ses izolasyonu, güneş ışığına dayanıklılık, kendi kendini temiz-leme, kolay temizlenebilme gibi birçok işlev sağlanabilmek-tedir. Ayrıca daha dayanıklı, servis ağırlıklı, kolay sürülen, yüksek performanslı, renk çeşitliliği bakımından zengin ve çevresel etkileri azaltılmış (düşük VOC, ağır metal içerme-yen boya, vb) boya ürünlerine ilgi de artmaktadır.”

Raporun sonunda ilginç bir nokta var. BOSAD Başkanı Ah-met Yiğitbaşı’nın 2 Milyar Dolar olarak ifade ettiği 2023 yılı ihracat hedefi rakamı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı raporunda2,5 Milyar Dolar olarak belirtiliyor. Raporda ay-nen şöyle deniliyor: “Türkiye Boya Sektörü İhracatı: TİM 2023 İhracat Stratejisi kapsamında boya sektörü 2023 ih-racat hedefi 2,5 Milyar ABD Dolarıdır. Söz konusu sektörler kapsamında ilgili İhracatçı Birliği Genel Sekreterliği, İstan-bul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği (İMMİB), ilgili İhracatçı Birliği ise yine İMMİB bünyesindeki

Page 72: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

70

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ile Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğidir.”

Bu veriler, genel olarak, Boya Sanayicileri Derneği BOSAD’ın Haziran 2015 tarihli “Dünyada Ve Türkiye’de Boya Sektörü” sunumu ile de örtüşüyor.

Sunuma göre, “Türkiye’de boya sanayi, ana kimya sektö-ründe önemli bir ekonomik büyüklüğe sahiptir. 2014 yılında sektörde % 3-4 lük büyüme görülmüştür. İç pazardaki boya tüketimi 2,2 milyar dolar değerindedir.

Türkiye, Avrupa’nın en büyük 5. boya üreticisi olarak Dün-ya pazarının yaklaşık % 2’sine sahiptir. Avrupa’nın ilk dört boya üreticisi sırasıyla; Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya’dır. 2014 yılında Türk boya ve hammaddeleri sektöründe yakla-şık 903 bin tonluk üretim gerçekleşti. Üretimin miktar ba-zında % 60’ını inşaat, %40’ını sanayi boyaları oluşturmak-tadır. Değer bazında ise, üretimin % 60’ını sanayi boyaları, %40’ını inşaat boyaları oluşturmaktadır.

Türk Boya Sektörü Avrupa’nın en büyük boya pazarlarından biridir. Toplam pazar büyüklüğü yaklaşık 904 bin tondur. (2014) Toplam Pazar büyüklüğü (ihracat hariç) 2 milyar

doları aşmıştır. Kişi başı boya tüketimi 11 kg’dır. Ulusla-rarası sermayenin güçlü varlığı bulunmaktadır. Türk boya sektöründe bugün 20 ye yaklaşan büyük ölçekli ve gelişmiş üretim teknolojisi yapısına sahip işletmeler yanında, sektör-de yurt geneline dağılmış çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletme faaliyet göstermektedir.

Sektörün Gücü:*Türk boya sektöründe sürekli artan gelişim düzeyi*Teknolojik yapısı ve üretim kapasitesi ile önemli bir böl-gesel güç*İç pazarı ve ihracatı ile yıllık 3 milyar dolarlık bir büyüklüğe yaklaşan bir sektör*Direkt ve dolaylı istihdamla birlikte yaratılan toplam 300 bin kişilik iş gücü*Giderek önem kazanan ihracatçı yapısı

Yabancı Sermayenin Türk Boya Sektörüne Bakışı:*Uluslararası kökenli yatırımların gelişme göstermesi (boya ve hammaddeleri)*Türkiye’deki kentleşme süreci ile birlikte başlayan ekono-mik değişim ve yaşam standartlarının artması*Türk imalat sanayinin gelişmesinin boya ve ilgili üretim alanlarına olumlu etkisi

Page 73: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

71

*Türkiye’nin, Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika, Balkanlar, Doğu Avrupa ve Sahra altı Afrika ülkelerine yakınlığı ne-deniyle, bu ülkelere yönelik ihracat için önemli bir merkez olması

Dünya Boya Sanayisindeki Yapısal Değişimler: Son dönem-de dünya boya sanayisi önemli değişikliklere sahne olmak-tadır. Sektörde konsantrasyon, uzmanlaşma, globalleşme ve çok yönlü ortaklıklar ağırlık kazanmıştır. Çevresel faktör-lerin de sektöre etkisi daha çok hissedilmeye başlamıştır.

Küresel Boya Pazarının büyümesinde aşağıdaki ana fak-törler rol oynamaktadır: Günümüzdeki çalkantılı küresel ekonominin nispeten iyileşmesi Hızlı sanayileşme Otomotiv ve yapı sektörü gibi son tüketici sektörlerindeki talep artı-şı Bunlara ek olarak, yönetmeliklerin sıkılığı, rekabet artışı, formülasyonlardaki, teknolojilerdeki ve ürün geliştirmedeki ilerleme sektörü etkilemektedir.”

Sunuma göre, Dünya Boya Sanayisindeki Ana Trendler şöyle:Talep Kayması*Son kullanıcı sektörlerindeki coğrafi yer değiştirmeler boya pazarını doğrudan etkileyecektir.*Gelişmiş pazarlardaki inşaat ve diğer sektörlerdeki yatay

gelişimi*Gelişen pazarlardaki sektörel büyüme yıllık %4-5 olup, GSYİH gelişiminin biraz üzerindedir.*Yükselen (emerging) ülkelerdeki sektörelbüyüme yıllık %10’a kadar olup, GSYİH gelişiminin üzerindedir.

Yeni İş Modelleri* Boya sektörü daha çok (son) tüketici tarafından yönlen-dirilmektedir.*Ar-Ge ve ürün müşterek geliştirme çalışmaları tüketicilerin taleplerine paralel olarak yapılmaktadır.*Daha yakın işbirliği daha istikrarlı ilişkilere yön verir ve fi-yat baskısını rahatlatabilir.İnovasyon*Akıllı fonksiyonlar, nanoyapılar ve çoklu fonksiyon kom-binasyonları katma değerli özellikler olarak ortaya çıkmak-tadır.*Endüstriyel boyalarda UV ile kürlenebilen teknolojiler gele-ceğin teknolojisi olarak görülmektedir.*Solvent bazlı boyalardan su bazlı boyalara geçiş hızlanmış-tır.*İnovasyonun etkisi orta vadede çok güçlü, uzun vadede ise hafifleyecek gibidir. Yönetmeliklerin tetiklediği, çevre dostu yeşil boyalar sektörün gelecekteki gelişimine daha da katkı-da bulunacaktır.

Page 74: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 75: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 76: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYON

74

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

YENİ YOKOGAWA ROTAMASS TI (TOTAL INSIGHT) SERİSİ

Yokogawa tarafından piyasaya sürülen yeni 4 telli Ro-tamas TI (Total Insight) serisi ile fabrikanızda yapılan bakım maliyetleri minimuma indirilmektedir. Coriolis kütlesel debimetreler sadece yüksek hassasiyette küt-lesel debi ölçümü ve yoğunluk ölçümü ile sınırlı kal-mamakta, aynı zamanda gazlarda, yüksek viskoziteli akışkanlarda ve çift fazlı akışkanlarda proses kontro-lünün gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.

Coriolis kütlesel debimetreler çok yönlü çalışması sayesinde Net Oil Computing (NOC) konsantrasyon ölçümlerine de olanak sağlar.

Prosesi çok daha iyi anlama, düşük bakım maliyetleri ve her yeni seride gelişen teknolojisi ile Yokogawa TI serisi kullanıcılara gözle görülebilecek yeni faydalar sağlamaktadır.

Ürün ÖzellikleriYokogawa Coriolis kütlesel debimetre yeni serisin-de 6 farklı dedike sensör seçeneğini (Nano, Prime, Supreme, Giga, Intense, Hygienic) ve 2 farklı modüler transmitter (Essential, Ultimate) seçeneklerini tale-be göre konfigüre edilebilecek sekilde kullanıcılara sunmaktadır.Hygienic seriye ait detaylı anlatımları makalemizin devamından ulaşabilirsiniz. Nano,Prime, Supreme, Intense, Giga serisine ait kısa özellikler ise şöyledir;

ROTAMASS nano – Yüksek hassasiyet ve düşük akış-lar için, bent tip çift tüplü, dünyanın en küçük Coriolis Debimetre serisidir.Çift tüp tasarımı, yoğunluk, sıcaklık basınç ve çev-resel nedenle oluşan dalgalanmaları dengeler, diğer küçük boyutlu Coriolis Debimetreler ile karşılaştırıldı-ğında daha istikrarlı, tekrarlanabilir ve yüksek hassa-siyetli ölçüm sağlar.

• Gerçek dünya koşullarında en iyi performans• Çevresel faktörlerden bağımsız tekrarlanabilir ve doğru ölçüm• Ortam sıcaklığı etkilerini ortadan kaldırmak için benzersiz in-line sıcaklık ölçümü• Değişen proses koşulları altında bile optimum öl-çüm sağlamak için bükülmüş çift tüplü dizayn• En iyi sıcaklık ve basınç direnci için Alloy C-22 öl-

YOKOGAWA / www.yokogawa.com

ÜRÜN UYGULAMA

Page 77: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

75

çüm tüpleri. • Endüstriyel olarak kanıtlanmış tasarım• Ekstrem montaj koşullarında bile benzersiz endüst-riyel tasarım• Güvenliği arttırmak için tamamı paslanmaz çelik, kaynaklı ve gaz geçirmez sensör• kaplaması• Boru üzerinde modifikasyon yapmadan kolay kuru-lum ve en geniş proses bağlantısı yelpazesi• En geniş proses sıcaklık aralığı• Düşük ve çok yüksek proses sıcaklıklarında ölçüm• Fabrikada montajı yapılan yalıtım ve ısı izleme sa-yesinde tüm akış yolu üzerinde sabit proses sıcaklığı

Kullanım AlanlarıBatchDozlamaKarıştırmaKimyasal enjeksiyonDozajlama sistemleriYüksek basınçlı gazlarDüşük akışta sıvı ve gaz ölçümHassas kaplamalarDozaj pompası kontrolüMetrolojiAr-Ge laboratuvarıVakum ince film kaplama

ROTAMASS prime – serisi kütlesel debimetre fiyat oalrak avantajlı, çok yönlü, marketteki en düşük ba-sınç kaybına sahiptir. Geniş uygulama alanı ve avan-tajlı fiyatları ile yüksek hassasiyette kütlesel akış ve yoğunluk ölçümü gerçekleştirir. Tube Healt Check (Tüb Sağlı Kontrolü) ve konsantrasyon ölçümü gibi opsiyonal özellikleri ile kullanıcının talebine göre mo-difiye edilebilir.Kullanım AlanlarıBatching Harmanlama (Blending)Kimyasal iyileştirme (Chemical recovery)Sürekli tepkimelerIn-line konsantrasyon ve yoğunluk ölçümü Katalizör beslemesi

Doldurma ve dozajlamaKütle denkliğiNet oil computingPalm oilProses kontrol

ROTAMASS supreme – serisi kütlesel debimetreleri yüksek ölçüm hassasiyetine sahip ve marketteki en iyi sıfır stabilitesine sahiptir. Rotamass serisi devamlı olarak geliştirilmiş ve son olarak supreme serisi ile son teknoloji ile donatılmıştır. Supreme serisi yüksek performansı ve kabarcıklı akışkanlara olan toleransı ile kritik uygulamalarda kullanılara çözüm sağlamak-tadır.

Kullanım AlanlarıBatchingOcak ve fırın kontrolüBesleme ve ürün kontrolüDoldurma ve dozajlamaGas void fractionIn-line konsantrasyon ve yoğunluk Kayıp kontrolüMalzeme ve kütle denkliğiNet oil computingProses kontrolSolventlerWater cut ölçümü

ROTAMASS intense – serisi kütlesel debimetre en güçlü ve dayanıklı ölçümü yüksek basınç uygulama-larında gerçekleştirmektedir. Güvenlik her zaman bir endişedir, özellikle de yüksek basınç uygulamaların-da. Bu sebepte intense serisi en yüksek güvenlik ön-lemlerine sahiptir. Total Health Check (Genel Sağlık Kontrolü) opsiyonu ile operasyonu her zaman güven-ce altında tutar.

Kullanım AlanlarıKimyasal enjeksiyonKompres (compressed) gazlarYakıtlarGlycol TEG/MEG

ÜRÜN UYGULAMA

Page 78: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

76

Yüksek basınçlı gazlarHidrolik yağlarıHidrokarbonlarSıvılaştırılmış gazlarDoğal gaz hidrasyonuOffshore ve onshore uygulamalarıRafineri prosesleriSolventler

ROTAMASS giga – serisi kütlesel debimetre kendi sınıfı ile karşılaştırıldığında en yüksek hassasiyeti ve yüksek debilerde esnek montajı ile ön plana çıkmaktadır. Bu seri uzun çalışma ömrü, düşük bakım maliyeti ile güvenilir bir ölçüm gerçekleş-tirmektedir.

Kullanım AlanlarıBitumenDağıtım hatlarıÇamur (Drilling mud)LNGTren, gemi ve kamyon, tanker yüklemeleriZiftOffshore ve onshore uygulamalarıPetrol kuyuları çimentolanması ve hydrofracturing.

Rotamass TI serisi ile yeni sensörler yüksek sıcaklık, yüksek basınç ve kriyojenik gibi özel uygulamalar için de tasarlanmıştır. Modüler transmitterler ise evrensel güç kaynağı, NAMUR uyu-mu ve monte edildikten sonra genişletilebilir özellikleri ile kul-lanıcıların geleceğe daha sağlam bir yatırım yapmasını sağlar.Rotamass TI yenilikçi özellikleri ile kullanım kolaylığı, azaltılmış toplam mülkiyet maliyetileri sağlamaktadır. Bu özellikler aşağı-daki gibi sıralanabilir: Expert Guide: Kolay ve hızlı devreye alma için dâhili yapılandır-ma sihirbazıProcess Guards: ‘Event Management’ özelliği sayesinde tam proses kontrol ve izlenmesini sağlar. Bu sayede data kaydı ve izlemesi, alarmların ayarlanması ve başlatılması ve aynı zaman-da kök nedenine göre data’ların kayıt altına tutulmasını sağlar.Maintanence Manager: Uzaktan servis yönetimi ve ‘Tube He-alth Check’ (tüp sağlık kontrolü) gerçekleştirir. Aynı zamanda gereksiz rutin kalibrasyonları elimine ederek bakım maliyetle-rini düşürür. Micro SD kartı sayesinde kolayca veriler transfer

edilebilir Bu sayede kişisel bilgisayarlar üzerinde ölçülen veriler izlenebilir.Advanced Flexibility: Features on Demand özelliğinin aktive edil-mesi sayesinde dinamik basınç kompanasyonu, gaz yoğunluk ölçümü, konsantrasyon ölçümü, API standartlarına göre Net Oil

Hesaplaması, Batching fonksiyonları, viskozite ölçümleri ger-çekleştirilebilir.

ROTAMASS HYGIENIC SERİSİROTAMASS hijyenik serisi gıda, biyoteknoloji ve ilaç uygulama-ları için özel olarak tasarlanmış ve sertifikalandırılmıştır.Bu seri, sürekli ürün kalitesinin sağlanması ve kayıpları en aza indirmek için hijyenik süreçlerin günlük kısıtlamalarına en uy-gun cevaptır. Bunun nedeni Multi-variable (çoklu ölçüm) özel-liği ve bu uygulamaya has diğer özelliklerin toplamından gelir.Kesin hijyenik tasarım• Sektördeki en düşük basınç kaybı• Kompakt, boşaltılabilir ve CIP / SIP temizlenebilir tasarım• Tümü paslanmaz çelik sensör gövdesi• Herhangi bir conta olmayan pürüzsüz bir yüzey ve ölü alan bulundurmayan dizayn• Geniş Hijyenik proses bağlantıları

ÜRÜN UYGULAMA

Page 79: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

Hassasiyetle Ürün Görüntülemesi• Sıvı özelliklerinin değişmesini engellemek için düşük akış hızı ve düşük uyarma frekansı • Ürün kalitesinin sürekli kontrolü için tekrarlanabilir ve son de-rece hassasiyetle debi ve yoğunluk ölçümü• Daha detaylı süreç gözetimi için önceden tanımlanabilen “trend views”Hijyenik Prosese Has Özellikler• Batch üretimde olabilecek hızlı değişimlerin çoklu konfigürasyon ile ayarlanabilmesi• Önceden tanımlanmış Brix, Vol% ve WT% ölçümü de dahil olmak üzere konsantrasyon ölçümü• Ekstrem havalandırma koşullarında dahi kesinti-siz ve güvenilir ölçüm sağlayan “Rotamass Smart Güç Yönetimi”

Rotamass Hygienic serisinin genel özelliklerini aşağıda bulabi-lirsiniz.

ÜRÜN UYGULAMA

Page 80: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİL

78

ŞEFFAF SERİLEŞTİRMETURCK Kore diğer partnerleri ile birlikte eczacılık ürünleri için üretim ambarından sevk ambarına kadar tam serileştir-me ve tanımlama sistemi uygulaması gerçekleştirdi. Sağlık yetkilileri ve rekabet düzenleyicileri için sahte ilaç ürünleri büyük sorunlar oluşturmaktadır. Bu nedenle, ilaç ürünle-rinin tüm üretim ve satış zinciri gelecekte tamamen şeffaf olacaktır. TURCK Kore diğer partnerleri ile birlikte ilaç üreti-cisi Daewon Pharm için serileştirme projesini tanıttı. İlaçlar bulut tabanlı bir çözüm ile üretim aşamasından merkez de-poya kadar kaydedilir. Tanımlama için barkod, karekod ge-reksinimlere bağlı olarak OCR metin tanımlama veya RFID kullanılır. Ancak, tüm tanımlama teknolojileri merkezi veri bulutunun içindeki aynı veritabanına verileri iletir. Eczacılık ürünlerindeki sahtekarlıkları durdurmak için dünya çapında araştırmalar devam etmektedir. Mali kaybın(sadece Almanyada yıllık 50 milyar €) yanı sıra, sahte ilaçlar insane sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Bu araştırmanın amacı geniş ekonomik alanda eczacılık ürünlerinin uçtan uca se-rileştirme uygulanmasıdır. Serileştirme, tüm üretim zin-ciri boyunca, tüm satılabilir tıbbi ürünlerin seri numaralar kullanılarak tanımlanması anlamına gelir. Seri numaraların belirlenmesini otomatik hale getirmek için sadece düz metin olarak değil aynı zamanda barkod, karekod veya RFID kod-lar ambalaj paketlerine yapıştırılır.

2019 yılında AB’de serileştirmeBu tam serileştirme, AB’nin 2019 yılına kadar tamamlama-sı gerekmektedir. Herhangi bir belirsizlik olmadan tüm ilaç ambalarını tanımlamak mümkün olmalıdır. Bundan başka, herhangi bir noktada üretim ve dağıtım zincirinin mümkün olması gerekmektedir. Bu tanımlama aynı zamanda toptan-cılar ve lojistik sağlayıcılar için büyük ambalaj paketlerinde mümkün olmalıdır. Eczanede satılan tek bir ilaçtan, depo-larda muhafaza edilen paletlerdeki ilaçlara kadar hepsinin tanımlanabilir olması gerekmektedir. Bu tür sistemler gö-receli olarak karmaşıktır. Farklı sistemler arasında çeşitli

arabirimler gereklidir ve tüm okuma yazma cihazları gerçek zamanlı olarak aynı veritabanına erişmesi gerekmektedir. Serileştirmede pilot projeTURCK Kore diğer partnerleriyle birlikte Güney Koreli ilaç üreticisi Daewon Pharm için Avrupa’da emsal teşkil edecek bir çözüm geliştirdi. Eczacılık ürünleri için otomatik serileş-tirme pilot proje için mükemmel bir örnektir. Bu barkodlar ya da RFID etiketleri ile daha çok gerçek bilgi içermektedir. Veriler, tek tek noktalarda sistemin son genişleme aşama-sında tüm üretim ve dağıtım zinciri boyunca ve aynı zaman-da kullanılabilir olması gerekmektedir. Serileştirme Daewon Pharma deposunda ilaç depolamak için kullanılır. Son genişleme safhasında, toptancılar ve her ilaç deposu veri bulut sistemine dahil edilecektir. TURCK pilot projesin-de IT altyapısı, ERP ve MES sistemlerine veri bağlantısı için güçlü ortaklarını projeye dahil etmiştir.

Hanmi / TURCK RFID toplu okuma makinesiDepolamadan önce küçük paketlerin daha büyük paketler haline getirilmesi gerekir ama küçük paketlerinde uçtan uca izlenmesini sağlamak için tanımlanması gerekmektedir. Bu yüzden TURCK ve Hanmi işbirliği içerisinde RFID toplu oku-ma makinesini geliştirdiler. Büyük paketler kapalı olsa dahi karton kutu içerisinde tüm paketleri tanımlamak için RFID kullandılar. RFID barkod teknolojisiyle karşılaştırıldığında büyük yararlar sağlamaktadır. Bu cihaz toplu okuma mo-dunda karton içerisindeki 500 ayrı etiketi aynı anda okuyabi-lir. Bunu yapmak için sadece dolum makinesine karton kutu yerleştirilir ve okuma işlemi otomatik olarak başlar. 10 adet RFID anten karton içerisindeki etiketleri tespit eder. Ayrı bir anten ise yinelenen okumaları yada okunamayan paketlerin ambalajlanmasını engellemek için makine içerisinde hare-ker eder. Kimliklendirme aşamasından sonra, sevkiyat için ambalajlar üzerine yapıştırılacak olan barkod ve seri numa-raların olduğu etiketler otomatik olarak yazdırılır. TURCK makinenin manuel modelinide gerçekleştirdi. Bu kompakt makine sadece 1.6 metre yüksekliğinde ve taşına-

Serileştirme ve Tanımlama Sistemi Uygulaması

ÜRÜN UYGULAMA

TURCK / www.turck.com.tr

Page 81: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

DOSYA / KİMYA, İLAÇ, BOYA ve TEKSTİLENDÜSTRİ OTOMASYON

79

bilme özelliğine sahiptir. Forklift ile tanımlamaBir palet üzerinde birden fazla kutunun tanımlaması RFID etiketler kullanılarak gerçekleştirilir. Veriler birbirinden ta-mamen ayrılır. Tüm okuma cihazları Ethernet bağlantısı üze-rinden bilgisayarlara bağlıdır. Bu bilgisayarlar merkezi bulut üzerinden eczacılık ürünlerinin gerçek zamanlı bilgilerine ulaşır. Bu uçtan uca tanımlama sistemi nakliyeden eczaneye kadar en sonundada ürünün satılıdığı müşteriye kadar tüm süreci kapsamaktadır. Bu uygulamanın gücü, güçlü optic sensor, kamera tek-nolojisi ve en son RFID teknolojisinin kombinasyonuna dayanmaktadır. Barkod, karekod optik tanımlamanın ve OCR metin tanımlama ile RFID teknolojisinin kendine has avantajları bulunmaktadır. Daewon Pharma için tasarlanan sistem çözümü performans ve süreç güvenilirliğinin hemde tanımlama sisteminin akıllı kombinasyonuna dayanmakta-dır. Tek bir yerde tüm verilerin merkezileştirilmesi veri eşit-leme hatalarını ve eş zamanlı olmayan çözüm dezavantajını ortadan kaldırmaktadır.

Tanımlama Eğer sadece karşılaştırma olarak maliyeti göz önüne alır-sak RFID tanımlama, karekod ve barkod teknolojisine gore yaklaşık 10 kat daha pahalı bir teknolojidir. Ama pilot proje göstermiştir ki; tüm maliyetler(işgücü, ekipman) göz önü-ne alındığı zaman RFID teknolojisi daha cazip gelmektedir. RFID’nin faydaları süreçlerin hızlı ve güvenilir olarak ta-mamlanmasıdır. Hızlı olmasının yanı sıra karton açılmadan 500 kadar etiketin aynı anda okunabilmesidir. Bu arada, op-tik bazlı işlemlerde her durumda görüş hattı yeterli olduğu takdirde maksimum 200 adet etiket okumak mümkündür. Ancak bir lojistik zincirinin sonunda RFID okuma cihazı yok-sa optic tanımlamada kullanılabilir.

Müşterilerin proje deneyimlerinden faydalanmakBu pilot proje TURCK’un eczacılık ürünlerinin serileştirme konusunda önemli deneyim kazanmasına olasılık sağlamış-tır. Çeşitli partnerler ile işbirliği içerisinde bu büyüklükteki tam otomatik makine projelerinde oluşan know-how hem TURCK hemde müşterilerine değer katmaktadır. Daha sonraki 10 projede yalnızca Kore’de gerçekleştirilmiştir. Avrupa,Amerika ve Asya’da benzer projeler için görüşmeler devam etmektedir.

Optik sensor ve kamera teknolojisi ile RFID teknolojisinin birleşimi güçlü ve güvenilir bir çözüm sağlar.

Pilot projede 10 toplu okuma makinesi ve yedi etiketleme makinesinin geliştirilmesini kapsamaktadır.

RFID toplu okuma makinesi iki model halinde mevcuttur. Manuel kullanım için(solda), konveyör sistemlerde kullanıl-mak için(sağda)

ÜRÜN UYGULAMA

Page 82: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 83: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 84: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

82

Ekip Güç Kontrol fonksiyonu sayesinde 400kW’a kadarki HVAC yükleri yılda yaklaşık 11.000 € tasarruf etmeyi sağlayacak şekil-de kontrol edilebilir!

MüşteriAlçak gerilim açık ve kompakt tip devre kesicilerin araştırma ve geliştirilmesinde öncü olan ABB SACE, şimdi de Bergamo’daki (İtalya) yeni binasını gelişmiş otomasyon teknolojisi ile donat-maktadır.

TalepHedef, bu yeni bina ile şebekeden çekilen toplam gücü azaltarak maliyetlerden tasarruf etmek ve tüm elektrik sisteminin daha etkin çalışmasına fayda sağlamaktır.Elektrik tesisi 4 adet OG/AG transformatör içermektedir ve her biri için giriş şalteri olarak Emax 1.2 açık tip devre kesici kulla-nılmıştır. Amaç HVAC yüklerinin kolay ve otomatik bir yol ile

kontrol edilmesidir.ABB ÇözümüTalebi karşılamak için ABB, Ekip Güç Kontrolü fonksiyonunu önermektedir. Bu halihazırda aşırı akım koruması için kullanı-lan elektronik koruma ünitesinin içine gömülü bir yazılımdır; dolayısıyla ne karmaşık kontrol sistemlerine ne de harici özel yazılımlara ihtiyaç vardır.

Sistemi hayata geçirmek için bu fonksiyona sahip, giriş şalteri olarak kurulu tek bir devre kesici yeterlidir; böylece bu uygula-mada sadece 4 adet ana Emax 1.2’den sadece birisi Ekip Güç Kontrol fonksiyonu ile donatılmalıdır. Bu, ayarlanan değişkenle-re ve şebekeden çekilen toplam enerjiye göre (4 adet Emax 1.2 üzerinden geçen enerjinin toplamı) ne zaman ve hangi yükün devreden çıkarılacağına karar veren devre kesicidir. Ekip Link adlı özel haberleşme sistemi, yük tarafındaki cihazlara uzaktan komut gönderilmesini ve toplam güç tüketimini elde

Yeni ABB SACE binasıSACE Emax 2 ve Ekip Güç Kontrolü fonksiyonu ile Yük YönetimiABB / new.abb.com/tr

Page 85: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

83

etmek için 4 ana Emax 1.2 arasındaki haberleşmeyi gerçekleş-tirmektedir. Bu sistem panolar arasındaki kablajın, sadece bir Ethernet kablosu olacak şekilde sadeleşmesine olanak sağla-maktadır.

ABB (www.abb.com) kamu hizmetleri, sanayi, ulaşım ve alt-yapı alanlarında faaliyet gösteren müşterilerin performansını artırırken, çevre üzerindeki etkilerini azaltan güç ve otomasyon teknolojilerinin dünyada önde gelen üreticileri arasındadır. ABB Grubu yaklaşık 100 ülkede, 135.000 çalışanıyla faaliyet göster-mektedir.

4 x Emax 1.2 - Ekip Hi-Touch koruma üniteli + 1 x Ekip Güç Kontrol fonksiyonuEkip Hi-Touch, Ekip Measuring Pro ölçüm ve koruma modülü-nün özelliklerini taşımaktadır ve dahili modül ile harici aksesu-arlar sayesinde ek özelliklerle donatılabilir. Ekip Güç Kontrolü ise çekilen gücü kontrol eden, böylece sistemin verimini arttıran yeni patentli fonksiyondur.

2 x Ekip 10K Sinyalizasyon modülüEkip 10K, SACE Emax 2’nin DIN rayına monte edilen sinyalizas-yon modülüdür. Koruma cihazlarının zamanlama ve açmasına yönelik elektrik sinyalizasyonu için 10 kontak sağlar. Ekip 10K sinyalizasyon modülü AC veya DC kaynakla beslenebilir ve Ekip Touch ile Ekip Hi-Touch koruma ünitelerine iç veriyolu veya Ekip Link aracılığı ile bağlanabilir.

4 x Ekip Link modülü + 1 x Ethernet anahtarEkip Link modülü SACE Emax 2’nin, Ekip Kontrol Paneli ile ye-rel olarak denetlenmesi için ABB haberleşme sistemine bağlan-masını ve “Güç Yöneticisi” olarak çalışmasını sağlar. Tüm Ekip koruma üniteleri ile uyumludur ve ne zaman istenirse, Ekip Com haberleşme modülleri mevcut olsa bile, devre kesicinin terminal kutusuna monte edilebilir.

Page 86: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

84

İnsan rakibiyle uzun masa tenisi müsabakalarını sürdüren Omron’un Masa Tenisi robotu sürekli olarak topu belirli bir noktaya ve rakibinin topa vurmasını kolaylaştıracak bir hızda

atıyor. Robot bunu yapabiliyor çünkü yalnızca topu gördüğün-de tepki vermekle kalmıyor, aynı zamanda topun pozisyonu ve rakibinin fiziksel hareketi gibi verileri baz alarak topun yörüngesini ve hızını da tahmin ediyor.

Rakibin niyetini belirlemek için entegre görsel denetim tekno-lojimizi zekayla bir araya getiren bu teknolojik evrim, insanlarla makineler arasında yeni ve üretken ilişkiler kuruyor. Burada ma-kineler programlanmış bir işlevi yerine getirmek için belirli bir hareket profilini kör bir şekilde izlemiyor, bunun yerine insan emsallerinin düşünme ve hareket şekillerine uyum sağlayarak, kendi eylemlerini de buna göre ayarlıyor.

Bu çabaların tümü, robotların insanlarla aynı fiziksel alanda yan yana, nöbetçilerin ve çitlerin geleneksel kısıtlamaları olmadan çalıştığı yeni bir çağ açıyor. Algılama konusundaki bilgi birikimi ile Omron’un Ping-Pong robotu da sergilediği gibi bu gelecek düşündüğünüzden de daha yakın ve gerçek anlamda zenginleş-tirilmiş bir toplum için çalışma ortamında insanlarla makineler arasındaki gerçek uyum potansiyeline dair anlık bir görünüm sağlıyor.

Makinenin insan ortağının eylemlerine ve niyetine uyum sağla-yabilme becerisi, insanlar için robotlarla yan yana çalışabilme-nin yeni yollarını ortaya çıkaracak. Hali hazırda Omron robotun sınırlarının ötesinin farkında olmasını sağlayacak teknolojiler geliştiriyor. Robot güvenliği gibi sorunları gidermenin yeni yön-temleriyle ilgileniyor.

Dün bağımsız bir üretim ünitesi olarak satılan makine, bugün birbirleriyle sorunsuz bir şekilde çalışan daha büyük bir makine-ler setinin bir parçası olan tak ve çalıştır özellikli bir alt sistem ha-line geliyor. Bu şekilde, aynı kontrol ekranını paylaşıyorlar, aynı güvenlik değişkenlerini izliyorlar ve değişen ortam koşullarına uyum sağlıyorlar. Ayrıca, toplam enerji tüketimini ve ekipman

Sezgisel robotların ve yapılandırılabilir modüler paketleme hatlarının geleceğiOMRON / www.omron.com.tr

Page 87: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

85

verimliliğini ölçüyor ve insanların varlığının farkında olarak on-larla etkileşime geçen akıllı tek bir sistem gibi hareket ediyorlar.

Bu hayal, stratejileri “temel” makinelerinin hatlarının yukarı ve aşağı akışını genişletmek olan küçük ve orta büyüklükte-ki OEM’ler açısından gittikçe daha da ulaşılabilir hale geliyor. Omron’un otomasyon çözümleri robotları standart bir modüller setindeki bir modül olarak düşünmenize yardımcı oluyor. Pa-ketleme hattına modüler bir yaklaşım, müşterilerinize makine portföyünüzdeki farklı makineler arasında köprü kurarak, eksik-siz bir paketleme hattı tasarlayabilme olasılığı sunuyor. Robot-ları ve görüntü teknolojisini, makinenin birincil, ikincil veya son paketlemeye ait olmasından bağımsız olarak, mevcut veya yeni edindiğiniz paketleme süreçlerinize sorunsuz bir şekilde entegre olan akıllı bir köprü/tampon sistem olarak düşünüyor.

Dün sistem entegratörünün işi olan şey, bugün aynı programla-ma araçları setiyle OEM’ler tarafından kolayca sağlanabiliyor. Bir dizi işlevi yerine getiren özel donanımların yerine, Sysmac tek bir Intel işlemci tabanlı açık kontrol platformu çözümüdür. Bu çözüm; hareket, lojik sıralaması, görüntü, robot bilimi, güvenlik, veri yönetimi, ağ oluşturma ve makinenin görselleştirilmesi iş-lemlerinin tümünü aynı programlama ortamında birleştirir.

Robot kinematiğinin ana makine kontrolörüne entegre edilmesi işlemi, makinelerinin maliyetini ve performansını optimize et-mek isteyen OEM’ler için fark yaratan temel bir faktördür. Yerle-şik kinematik algoritması, hareket komutu ve lojik talimat tek bir

kontrolördeyken, bir robot modülü, ana makine programına bir kutuyu işaretlemek kadar kolay bir şekilde eklenebilir. Makine

ve robotlar tümüyle Sysmac NJ Kontrolör programı tarafından kontrol edilir.

Bunun sonucunda robotlar paketleme makinesinin kalanıyla yüksek oranda senkronize olurlar, bu da makine koordinasyo-nunu ve dolayısıyla paketleme hattını iyileştirir.

Page 88: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

86

Bina uygulamalarında yıldırım ve aşırı gerilim korumasıABB / new.abb.com/tr

Aşırı gerilim koruması, elektrik sisteminin besleme noktasında başlar ve en hassas ekipmanın yakının-da biter. Boşaltım enerjisi kademeli olarak azaltı-lır: İlk olarak daha dayanıklı parafudurlarda (Tip 1), ardından daha iyi korumayla (Tip 2) ve son olarak da hassas ekipmanın yakınında (Tip 3).

Bu koruma düzeni, Yıldırımdan Korunma Bölgesi (LPZ) denilen konseptle temsil edilmektedir. Bu sa-yede yıldırım darbesinin yarattığı etkilerin temelin-deki yapının bölümlendirilmesi sağlanır.

Yıldırım akımlarının elektromanyetik etkilerine (LEMP, yıldırım elektromanyetik darbesi) karşı koruma amaç-lı bir yapı, homojen elektromanyetik ortamlara, yani LPZ’lere (Yıldırımdan Korunma Bölgeleri) bölünebilir. Bu bölgeler duvar, kat ve çatılarla kısıtlanmaz ve LPS (Yıldırımdan Korunma Sistemi), ekranlama ve parafu-durların bütüncül koruma önlemleri sayesinde olduk-ça ideal bir hâl alır. Elektrikli ve elektronik sistemlerin türü ve LEMP’ye karşı hassasiyetleri de bölgelerin ta-nımlanmasına yardımcı olur.

Farklı seviyelerdeki elektromanyetik koşullar, korun-ma bölgeleriyle bağlantılıdır. Ekipman izolasyonunun darbe dayanımı gerilim seviyesiyle bağlantılı olarak yaşanan LEMP azalması söz konusudur. Bölgeler, IEC 62305-1 standardında aşağıdaki gibi ta-nımlanmaktadır:

− LPZ 0A: Açık bölge. Bu bölge, bileşenlerin doğru-dan atmosferik boşaltımlara maruz bırakıldığı ve de kendileri tarafından üretilen ve elektromanyetik alanın

tümüne maruz bırakılan toplam akımı desteklemeleri gereken harici bir Yıldırımdan Korunma Sistemi (LPS) tarafından korunmamaktadır;− LPZ 0B: Harici LPS dâhilinde bulunan bölge. Bu bölgede doğrudan yıldırım darbelerine karşı mutlaka koruma sağlanır, fakat tehlikenin kaynağı elektroman-yetik alana tamamen maruz kalınmasından doğmakta-dır;− LPZ 1: İç bölge. Bu bölgede objeler doğrudan yıldı-rım darbelerine maruz kalmaz ve endüksiyon akımları bölge 0A’dan daha azdır. Ekranlamaya sahiptir ve de gelen hatlarda tip 1 parafudurlar kurulmuştur;− LPZ 2, LPZ n: daha ileri seviye ekranlamaya ve de parafudurlara ( tip 2 veya 3) sahip bölgelerdir; farklı bölgelerin sınırlarında bulunduğundan ve uç ekipmanları koruduğundan, korunacak ekipmanın ge-reksinimleriyle bağlantılı olarak endüksiyon akımının azaltılması sağlanır.

Teorik bilgileri bir otel uygulamasında netleştirelim. Yapılacak ilk şey bir risk analizi yürüterek insanların korunduğundan emin olmak adına binanın dış kısmı-nın doğrudan yıldırım darbelerine karşı koruyacak bir LPS’ye ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesidir. Bunu yapmak için de yazılımlar bulunmaktadır.

Bu yazılımlar, yorucu hesaplamaları önler ve de dış yıldırımlığın yakalayabildiği minimum bir akım sevi-yesi sağlanan binalarda belirli bir seviyede koruma sağlar. Yıldırım akımı bir top olarak düşünülebilir; top ne kadar küçük olursa yakalamak da o kadar zor olur. Buna karşın, parafudurun toprağa veya elektrik şebe-kesine yönlendirilebilmesi için gereken maksimum akım değeri de sağlanır.

Page 89: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

87

1 - Yapı ( LPZ 1 ekranlaması)2 - Yakalama çubuğu sistemi3 - İniş iletkenleri4 - Yakalama çubuğu sistemi (toprak) 5 - Oda (LPZ 2 ekranlaması)6 - Yapıya bağlı hatlar S1 - Yapıya gelen yıldırımS2 - Yapının yakınına gelen yıldırım

S3 Yapıya bağlı bir hatta gelen yıldırımS4 Yapıya bağlı bir hattın yakınına gelen yılldırım r Yuvarlanan kürenin yarıçapıds Çok yüksek manyetik alanlara karşı güvenli mesafe LPZ 0A Doğrudan yıldırım, tam yıldırım akımı, tam manyetik alanLPZ 0B Doğrudan yıldırım, kısmi yıldırım veya endük-siyon akımı yok, tam

Risk değerlendirmesi, IEC 62305-2 yıldırımdan ko-runma standardına göre yapılmaktadır.2006’nın Nisan ayından beri geçerli olan uluslararası IEC 62305 yönetmeliği, bir binanın taşıdığı risklerin değerlendirilmesi ve de binalar, sistemler, insanlar ve de onlara bağlı hizmetlerin yıldırımdan korunmasını sağlayacak uygun önlemlerin belirlenmesi için gere-ken tüm öğeleri sağlamaktadır. Değerlendirme süreci, korunacak yapının analizinin yapılmasıyla başlar: bi-nanın türü ve ölçüleri, binaya giren hizmet tesisatının sayısı, uzunluğu ve tipi, bulunduğu ortamın özellikleri

ve de alandaki yıldırım şiddeti analiz edilir.Zararın temel kaynağı yıldırım akımıdır. Aşağıdaki kaynaklar darbe noktasına göre ayrılmaktadır (çizim 1’e bakınız):

S1: yapıya gelen yıldırım, S2: yapının yakınına gelen yıldırım,S3: bir havai hatta gelen yıldırım,S4: bir havai hattın yakınına gelen yıldırım

Yıldırımlar, korunacak yapının özelliklerine göre za-

Şekil-2: IEC62305-1’e göre Yıldırım Koruma Bölgeleri (LPZ)

Page 90: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

88

rar oluşmasına neden olabilir. En önemli özelliklerden bazıları ise yapının türü, içerikleri ve uygulanışı, hiz-met türü ve de sağlanan koruma önlemleridir.Bu risk değerlendirmesinin pratik bir şekilde uygu-lanması adına yıldırım sonucunda ortaya çıkabilecek üç tür temel zararın arasındaki ayrımı yapmak faydalı olacaktır. Bu temel zararlar ise şunlardır:D1: canlılarda elektrik çarpması nedeniyle ortaya çı-kacak yaralanmalar, D2: fiziksel zarar,D3: elektriksel ve elektronik sistemlerin arızalanması.

Bir yapıda yıldırım nedeniyle oluşan zararlar yapının bir kısmıyla kısıtlı olabilir veya tüm yapıya yayılabilir. Buna etraftaki yapılar veya çevre de dâhil olabilir (ör-neğin, kimyasal veya radyoaktif yayılımlar).Her tür zarar tek başına veya başka bir türden zarar ile birlikte korunacak yapıda dolaylı olarak farklı zararla-ra neden olabilir. Oluşabilecek zararın türü ise yapının ve içindekilerin niteliklerine dayanmaktadır. Aşağıdaki zarar türleri göz önüne alınmalıdır (tablo 1’e bakınız):

L1: insanlarda can kaybı (kalıcı sakatlıklar dâhil);L2: kamu hizmeti kaybı; L3: kültürel miras kaybı;L4: ekonomik değer kaybı (yapı, içerik ve aktivite kaybı).

Tablo-1: Yıldırım darbe noktasına göre bir yapıdaki zarar ve kayıp (IEC/BS EN 62305-1 Tablo 2)

Her kayıp için bir risk R’si hesaplanmaktadır: R1 in-sanlarda hayat kaybı riskidir; R2 önemli toplum hiz-metlerinin kaybı riskidir; R3 kültürel mirasın kaybı riskidir; R4 ise ekonomik kayıp riskidir. Her risk türü zarar sebebiyle (kişilerdeki adım ve temas potansiyel-lerinden kaynaklı zararlar; yangın, patlama vb. nede-niyle ortaya çıkan maddi zararlar; elektriksel sistem-lerde gerilim darbeleri nedeniyle oluşan zararlar) ve kaynağıyla (binalara veya dış elektrik hatlarına doğ-rudan gelen yıldırım darbeleri, binaların veya hatların yakınına gelen dolaylı yıldırım darbeleri) ilgili olarak farklı öğelerin temelinde ifade edilebilir.

Bu üç riskin her biri için (R1,R2,R3) maksimum bir geçerli değer belirlenir: değer geçerli olan değerden daha fazlaysa, binayı korumak ve riskleri azaltmak adına gereken önlemler alınmalıdır (LPS, eşpotansi-yel topraklaması, parafudurlar). Dördüncü risk öğe-sinde (R4) koruma her zaman opsiyoneldir.

Maliyet/fayda analizi olumlu görünüyorsa tavsiye edi-lir. Risk analizi yapının korunmasını gerektirdiğinde düzenlemeler de kabul edilen risk değerlerinin altında kalan belirli risk öğelerini azaltmak adına uygun para-fudurlar için seçim kriterleri sağlar. Risk değerlendirmesi otelin LPS ile korunmasını ge-rektiriyorsa, ana dağıtım panosuna tip 1 parafudur yerleştirmek zorunlu hâle gelecektir; zira bu ana pa-nonun LPS’den gelen yıldırım akımının bir kısmıyla uğraşmasının gerekmesi ihtimali oldukça yüksektir. Ardından da bu parafudurun doğrudan darbeyi top-rağa aktarabilecek şekilde tasarlanması gerekmekte-dir (10/350’lik dalga biçimleri); yıldırımdan korunma bölgesi konseptini izleyerek yapının dışından ilk giriş noktasına, LPZ 0’dan LPZ 1’e gelen darbenin ilk giriş noktasının korunması gerekmektedir.

Ana pano tip 1 parafudur ile korunduğuna göre tesi-sata gelen darbe enerjisinin yaklaşık %90’ını toprağa boşalttık demektir; fakat aşırı gerilim seviyesi birinci kategorideki ekipmanlar için hâlâ fazla yüksek (elekt-ronik ekipmanlar sadece 1.5kV’a dayanabilir).

Page 91: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

89

Şekil-4: Direkt ve endirekt yıldırım darbe şekilleri

Dolayısıyla, bu otelin her bir katına yerleştirilen kat dağıtım panolarında(LPZ 1’den LPZ 2’ye geçiş) ka-lan darbe enerjisini boşaltmaya devam edecek ve de hassas ekipman için 2.5kV’taki aşırı gerilimi (önce-ki tip 1 parafudurun koruma gerilimi) yeniden ka-bul edilebilir bir değere (1.5kV’tan düşük) azaltacak Imax değeri 40kA olan (8/20 dalga formuna göre test edilmiş) tip 2 parafudur kullanacağız.

Parafudurdan korunacak cihaza kadar olan mesafe10 metreyi aştığında koruma etkisinin azaldığını belirt-mek gerekir. Bu yüzden her odanın dağıtım pano-suna (sigorta kutusu) Imax değeri 20kA olan (LPZ 2’den LPZ 3’e geçiş) tip 2+3 veya tip 3 parafudur yerleştireceğiz. Bunu darbe enerjisinin %98’ini top-rağa boşaltmış olsak da aşırı gerilim korumasını daha da iyi bir hâle getirerek koruma gerilim seviye-

sini düşürüp(1kV’a kadar) nihai ekipman için iyi bir koruma sağlamak amacıyla yapıyoruz.

İyi bir aşırı gerilim koruması her zaman adım adım yapılır: Her panoya bir parafudur yerleştirilir, binanın her bir yeni bölgesindeki giriş noktalarında bulunan darbe enerjisi azaltılır ve de nihai ekipmana yakın olacak şekilde düzgün bir koruma sağlanır. Koruma ekipmana ne kadar yakın olursa o kadar iyi! Parafudurlar sadece yıldırım darbelerinden korun-ma konusunda değil, aynı zamanda endüstriyel dar-belerden korunma konusunda da kullanışlıdır. Bu endüstriyel darbeler de korunan binanın içerisinde ortaya çıkarabilir. Örneğin bir otelde bulunan asan-sörler, havalandırma sistemleri ve pompalar gibi faz-la güç tüketen aletler, anahtarlama sırasında darbe oluşturabilir.

10/350 μs dalga formu, doğrudan bir yıldırım darbe-si oluşturarak akımın oldukça yüksek bir enerji sevi-yesinde aniden ve sert bir şekilde artmasına neden olur. Yıldırım çok yüksek bir tepe değeri ile şebekeye doğru 10/350 μs’lik bir akım darbesi oluşturduğun-dan ideal bir akım jeneratörü olarak değerlendirile-bilir.

İndirgenmiş enerjiye sahip 8/20 μs dalga formu, dolaylı bir yıldırım darbesini ve de elektrik şebeke-sindeki operasyonların ve de parazitlerin etkilerini temsil etmektedir. Bu dalga biçimiyle ilişkilendirilen enerji, eğri altındaki alana bağlıdır:

Enerji ≈ 0∫T i2dt. Dolayısıyla 10/350 μs’lik dalga bi-çimi ile ilişkilendirilen enerji, 8/20 μs’lik enerjiye sa-hip olandan çok daha fazladır (yaklaşık 10 kat daha fazla).

Page 92: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

90

Elektrik, mekanik, hidrolik, pnömatik, kimyasal, termal v.b enerji kaynakları, makine veya ekipman üzerinde çalışan per-sonel için tehlikeli olabilir. Makine veya ekipmana yapılan, servis bakım ve temizlik gibi işlerde, beklenmeyen başlangıç-ların olması veya depolanan enerjinin kontrolsüz bir şekilde serbest kalması ciddi yaralanmalara hatta ölümlere neden olabilir.

Avrupa İş Sağlığı ve Gü-venliği Ajansı’nın (EU-OSHA) 2010 verilerine göre, işyerlerindeki tüm ölümlü iş kazalarının %10-15’i ve tüm iş kazalarının %15-20’lik kısmı bakım işleri ile alakalıdır. Bazı

sektörlerde bu oran %50 ulaşmaktadır. OSHA-Amerika tara-fından 89 ölümlü iş kazasının raporlarına dayanarak yapılan bir araştırmada, bu kazaların %60’ının bakım faaliyetleri es-nasında gerçekleştiği saptanmıştır.

LOTO (kilitleme/etiketleme) – Lock Out Tag Out kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Makine veya ekipmanda beklemeyen başlangıçlarınönüne geçebilmek ve tehlikeyi enerjiyi kontrol altına alabilmek için kullanılan, iş kazalarını önlemede en etkin ve maliyeti en düşük yöntemdir.

LOTO, makine veya ekipmanların enerji kaynaklarının kapa-lı konuma getirildikten sonra mutlaka uygulanması gereken bir prosedürdür. LOTO uygulamalarında makineye özgü bir prosedür hazırlanmalıdır. Prosedürlerde, ilgili makinenin hangi enerji kaynaklarından beslendiğini, yerlerinin nerede olduğunu, nasıl LOTO uygulanacağını adım adım yazması gerekmektedir.

Kompakt şalterler, termik manyetik şalterler, v otomatlar, küresel vanalar, sürgülü vanalar, gibi birçok enerji kaynağına LOTO uygulanabilir.

Kontrol Edilmesi Gereken Enerji Türleri Nelerdir?

Elektrik enerjisi Hidrolik enerji Pnömatik enerji Yer çekimi Su Termal su – buhar Kimyasal enerji Depolanmış enerji

LOTO Gerektiren Faaliyetler Yağlama Temizleme Ayarlama Sökme Tamir Bakım Kalıp değişimi

Kilitleme-Etiketleme (LOTO) ile Tehlikeli Enerjilerin Kontrolü

PILZ / www.pilz.com/tr

Page 93: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

91

PILZ LOTO Yaklaşımı PILZ Türkiye vermiş olduğu LOTO hizmetlerinde müşterile-rine, LOTO analizi ve prosedürü adında 2 farklı rapor sun-maktadır.

LOTO analiz raporu: Mevcut enerji izolasyon ekipmanlarının LOTO’ya uygunlu-ğunun kontrol edilmesi, Varsa mevcut prosedürlerin kontrol edilmesi, Varsa mevcut LOTO ekipmanlarının uygunluğu kontrol edilmesi,

LOTO prosedürünün makineye doğru bir şekilde uygulandığının kontrol edil-mesi,

LOTO analiz raporu, bütün bu adımların bir özet halin-de sunulmasını kapsamak-tadır.

LOTO prosedür raporu: Makine üzerine ası-labilen ve o makineye özgü prosedür raporu hazırlanır. Hazırlanan prosedür raporunda, enerji kaynakla-rı belirlenir, fotoğraflanır ve etiket numarası verilir. Prosedür raporu,

kullanılacak LOTO ekipmanları ve hangi ekipmanın hangi enerji kaynağında kullanılacağını içerir. LOTO uygulayacak yetkili personele adım adım ne yapma-sı gerektiğini anlatır.

PILZ Türkiye ayrıca uzman danışmanlık kadrosu ile makinele-rinize özgü LOTO prosedürleri hazırlamakta ve çalışanlarınıza prosedürleri kullanma konusunda saha eğitimi vermektedir.

Page 94: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

92

Omron’un NX Serisi I/O sistemi ile Makine Kontrol Performansı ve Kolaylığı

Omron’un NX I/O sistemi, geniş bir I/O cihazı yelpazesi su-nar. Ultra hızlı dahili veriyolu sistemi, EtherCAT ağı Dağıtılmış Saatiyle senkronize edilir. Bu senkronizasyonun sistem gene-linde I/O çalışması belirliliği sağlayarak makine üreticilerinin makine üretim hızlarını ve son ürün kalitesini artırmasına ola-nak sağlar. EtherNet/IP veriyolu kuplörü, senkronize olmayan kullanımlar için mevcuttur, örn. CJ serisi PLC’ler ile.

NX serisi, standart ve yüksek hızlı I/O’lardan analog I/O iş-lemlerindeki çeşitli performans seviyelerine, enkoder girişleri ve darbe çıkışlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu ürün serisi, zaman damgalı I/O, emniyet amaçlı I/O, alternatif veri-yolu sistemleri ve uygulamaya özel modüllerle sürekli olarak genişletilir.

• Sysmac Makine otomasyon kontrol cihazlarıyla mükem-mel uyum• 1 µs’den daha az gecikme ile Senkron I/O güncellemeleri• Yüksek yoğunluk: 12 mm genişlikte en fazla 16 dijital veya

8 analog sinyal• Kolay sistem montajı ve testi için çıkarılabilir kablo bağlan-tısı terminalleri

EtherNet/IP’ye de bağlanıyorÜrün ailesine yeni bir kuplörünün eklenmesiyle, Omron’un NX serisi I/O (giriş/çıkış) sistemi artık bütün CJ ve CS serisi PLC’lerde ve bununla birlikte EtherNet/IP iletişimini destek-leyen başka herhangi bir kontrolör üzerinde kullanılabilir. Et-herNet/IP, özel ağ teknolojileri kullanmak zorunda olmadan, kanıtlanmış ve güvenilir endüstriyel veri iletişimi temin eden standart Ethernet altyapısı üzerinden CIP™ ileti gönderimini kullanır.

PLC’nizle UyumluYıllarca, CJ2 serisi PLC’leri, PLC’den PLC’ye veri bağlantıla-rını kurmak için entegre EtherNet/IP portlarını kullandı. Artık NX-EIC202 kuplörü aynı ağ üzerinde giriş/çıkışlar ekliyor. NX serisi giriş/çıkış sistemi, geniş bir modül yelpazesiyle, CJ2 serisi PLC’lere hassas modülarite, yüksek sinyal yoğunluğu ve uygun soketli giriş/çıkış devresi temin ediyor.

Mevcut CJ2M serisi CPU birimleri, 32 adede kadar giriş/çıkış bağlantısı temin edebilir ve girişleri ve çıkışları bulunan 16 adede kadar giriş/çıkış istasyonunu destekleyebilir. Daha faz-la giriş/çıkış kapasitesi için CJ2H serisi CPU’lara kadar çıka-bilir veya bir veya daha fazla CJ1W-EIP21 iletişim modülüne sahip standart CJ serisi CPU donatabilirsiniz. Bu, port başına 256 adede kadar bağlantı ve 0,5 ms’ye kadar kısa çevrim sü-resi temin eder.

Emniyet DestekliBütün standart NX serisi giriş/çıkış modüllerinin yanında, EtherNet/IP kuplörü, NX-SL3300 emniyet kontrolörünü ve emniyet giriş/çıkış modüllerini destekler.Bunlar bir giriş/çıkış istasyonu içinde, standart PLC sistemi

OMRON / www.omron.com.tr

Page 95: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

93

tarafından izlenebilen bir modüler emniyet kontrolörü oluş-turur. Entegre emniyet sistemi bağımsız olarak çalıştığından, geçerli kılınmış ve onaylanmış emniyet konfigürasyonunuz etkilenmeden standart giriş/çıkışlarda ve kontrol programla-rında herhangi bir zamanda değişiklik yapılabilir.

Tak-Çalıştır veya Tam KonfigürasyonluStandart giriş/çıkış konfigürasyonları ayrıca ayar gerek-tirmez; bütün varsayılan ayarlar kabul edilebilir ise, giriş/çıkış istasyonu kutudan çıktığı haliyle monte edilebilir ve çalıştırılabilir. Kişisel ayarlar için veya register girişleri ya da emniyet fonksiyonları gibi daha ileri giriş/çıkış bi-rimleri için, sistem, Sysmac Studio (tam sürüm veya sı-nırlı ‘giriş/çıkış sürümü’ lisanslı) kullanılarak doğrudan USB bağlantısı üzerinden konfigüre edilir. Bu, EtherNet/IP tarayıcı için giriş/çıkış boyutu ayarları da temin eder.

- AğlarOmron, Sysmac NJ Makine Kontrol Cihazı ürün serilerinde kontrol ağı olarak EtherCAT’i tercih eder. Standart Ethernet kablo bağlantılarının, mükemmel hızlı ve anında veri alışve-rişiyle birleştirilmesi, yeni bir makine kontrol mimarisi ortaya çıkarmıştır. Mimarinin açıklığı, modülerliği ve sağladığı belir-lilik günümüzün makine otomasyonu açısından vazgeçilmez bileşenlerdir.

• Programlama ve ağ için açık standartların kullanılması ha-rici sistemlerle veri alışverişi ve birlikte çalışabilirlik sağlar• Modülerlik, son kullanıcı gereksinimlerine hızlı şekilde uyum sağlamak için gerekli sistem yapılandırması esnekliğini sunar• Belirlilik, makinenin kontrol altında tutulması ve perfor-mans ve doğruluğun artırılması için gereklidirEtherNet/IP, verimli olduğu kadar güvenilir de olan veri alış-verişi sunmak için standart Ethernet altyapısı üzerinden CIP protokolünü kullanır. EtherNet/IP veriyolu kuplörü, NX seri-si I/O - emniyet kontrolü de dahil olmak üzere CJ/CS serisi PLC’lere bağlanabilir.

- PerformansNX serisindeki her bir I/O seti, EtherCAT kaplini üzerinde tek bir EtherCAT nodu olarak kabul edildiğinden, genel ağ perfor-mansı monte edilen I/O ünitesi sayısından doğrudan etkilenir. EtherCAT nodu sayısının minimumda tutulması, EtherCAT

hareket eksenleri yenileme döngü zamanlarının yüksek I/O sayılarında bile en yavaş seviyede korunmasına yardımcı olur. Ayrıca bu durumda bir I/O ünitesinde meydana gelen yerel arıza veya hasar, hattaki diğer EtherCAT nodlarını etki-lemez. NX serisi dahili veriyolu, Dağıtılmış EtherCAT Saatiyle tamamen senkronizedir. Bu senkronizasyon, monte edildiği konumdan bağımsız olarak, kontrol sistemindeki tüm giriş veya çıkış ünitelerinin 1 μs’den daha az gecikme ve mükem-mel bir zamanlamayla çalışmasını sağlar.

- TasarımNX serisini tasarlarken, dağıtılmış I/O sistemlerindeki deneyi-mimizi, müşterilerimizden gelen geri bildirimlerle birleştirdik.

• Ünite başına 12 mm standart genişliğe sahip olan bu üni-teler kompakt yapılarına rağmen ünite başına 16’ya kadar ka-nal sunar• Ön konektörler, 1,5 mm2’ye kadar kablolarda 8 mm ferrül-lerle araçsız ve vidasız kablo bağlantısı sunar• Terminal, ön kablo bağlantısı ve güvenli adım adım teste olanak sağlamak için çıkarılabilir olarak üretilmiştir• Ünite ve konektör üzerindeki eşleştirme etiketleri yanlış montaj riskini azaltır• Yanlış eşleşmeyi mekanik olarak önlemek için terminal ve üniteye 6 anahtar takabilirsiniz

- Dijital I/O ÜniteleriNX serisi, ekonomik standart I/O’lar ve yüksek hızlı senkron modelleri bir arada kullanmanıza olanak sağlar. Standart di-jital I/O’larda ünite başına 16 konektör bulunur ve şu seçe-nekleri sunar:• güç kaynağıyla 3 kablolu sensör bağlantısı (4 kanallı ünite-ler)• 2 kablolu kontak girişler veya aktüatör çıkışları (8 kanallı üniteler)• Ortak bir güç kaynağına zaten bağlı olan sensörler ve aktü-atörler için 1 kablolu bağlantı (16 kanallı üniteler)

Yüksek hızlı I/O’ların tümü 3 kablolu bağlantı kullanır ve 300 ns’nin altında Açma/Kapama yanıt süresine sahiptir. Da-ğıtılmış EtherCAT Saati kullanıldığında, tüm girişler ve tüm çıkışlar 1 μs’nin altında bir gecikmeyle açılıp kapatılabilir ve senkron şekilde kontrol edilebilirTam I/O zamanlaması üzerinde daha fazla kontrol sağlayan

Page 96: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

94

zaman etiketi fonksiyonuna sahip I/O’ların 2013’ün 3. çeyre-ğinden itibaren piyasaya sunulması planlanmaktadır.

- Analog I/O ÜniteleriAnalog sensörler, 4-20 mA vericiler, termokupllar ve direnç termometrelerinden gelen giriş sinyalleri kolayca bağlanabi-lir ve izleme, veri kaydı, trend belirleme ve PID kontrolü için kullanılabilir. Analog üniteler, kanal başına 10 μs’den az ör-nekleme zamanı ve yüksek çözünürlükle (1:30.000) sunulur. Yerleşik filtreleme, offset düzeltme, kopuk kablo ve aralık dışı çalışma algılama fonksiyonları standart olarak bulunur. Kulla-nıcı 12 farklı termokupl özelliği ve 0,01 dereceye kadar °C/°F gösterge çözünürlüğü arasında seçim yapabilir. Sadece 12 mm genişlikte sekize kadar girişe olanak sağlayan, NX serisi piyasada bulunan en kompakt modüller arasında yer alır.

- Konum I/O ÜniteleriArtımlı enkoderlerden, Senkron Seri (SSI) enkoderlere kadar birçok enkoder tipinden gelen sinyal bu üniteye bağlanabi-lir. Konum verilerini Dağıtılmış EtherCAT Saatiyle senkronize edebilme olanağı, enkoderin başlatma ve takip için hareket ekseni olarak kullanılabilmesine imkan tanır. Bağımsız kontrol ve konumlandırma için 500 kHz’e kadar darbe çıkışları kulla-nılabilir ve Sysmac NJ makine kontrol cihazıyla birlikte kulla-nıldığında hareket ekseni olarak yapılandırılabilir.

- Entegre GüvenlikGüvenlik kontrol üniteleri ve güvenli giriş ve çıkış üniteleri, emniyet ve standart kontrolünü tek bir ağa tamamen entegre etmek amacıyla tüm NX serisi EtherCAT I/O istasyonlarında kullanılabilir. NX serisi PL a ve PL e arasındaki tüm güvenlik Performans Seviyelerini karşılar. Standart NJ serisi kontro-lörler (V1.06 ve üstü) ve NX serisi veriyolu kaplinlerinin (V1.1

ve üstü) kullanılabilmesi sayesinde, standart kontrol ve gü-venlik bağımsız olarak ölçeklenebilir.

- Makine otomasyonuna entegre güvenlikSysmac otomasyon platformu, güvenlik çözümünü tek bağ-lantı ve tek yazılım konseptimize entegre eder. Tek bağlantı, EtherCAT Üzerinden Güvenli (FSoE) protokolü kullanılarak hayata geçirilir. Tek yazılım da, konfigürasyon, program-lama ve bakım için Sysmac Studio kullanılarak elde edilir. NX güvenlik sistemi güvenlik kontrol cihazı ve güvenlik I/O ünitelerinden oluşur. Güvenlik kontrol cihazı ve güvenlik I/O, standart NX I/O ile tüm kombinasyonlarda birleştirilerek ağ boyunca bir I/O rafında serbestçe dağıtılabilir.

• Güvenlik kontrol cihazı EN ISO 13849-1’e göre Kategori 4, PLe; IEC 61508’e göre de SIL3 gereksinimlerini karşılar• Ünite başına en fazla 8 güvenlik giriş noktası• IEC 61131-3 standardı programlamayla uyumlu Güvenlik Fonksiyon Blokları• Güvenlik için PLCopen Fonksiyon Blokları• Tek yazılımda entegrasyon: Sysmac Studio

Page 97: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 98: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

96

Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık…

Bosch Rexroth’tan takım tezgâhlarında performansı artıran çözüm: IndraMotion MTX

- Bosch Rexroth’un tasarladığı IndraMotion MTX sistem çözümü performansı ve üretkenliği artırırken, tüm takım tezgâhları için en kısa çevrim süreleri sunuyor.

Takım tezgâhları pazarında son dönemde iki trend dikkat çekiyor. Bir yandan, son kullanıcılar geniş çaplı üretim için bütünleşik dikey ve yatay ağ bağlantısı sistemine sahip komp-leks üretim tesisleri talep ediyor. Bu nedenle, eksenlerin sayısı hızla artıyor. Diğer yandan da özellikle gelişmekte olan ülkelerde kompakt ancak hassas tezgâh takımlarına olan talep yükseliyor. Tahrik ve kontrol teknolojileri alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden Bosch Rexroth’un Endüstri 4.0 gereksinimlerine göre tasarladığı IndraMotion MTX CNC sistem çözümünün en güncel sürümü, her iki trend için de uygun çözümler sunuyor.

Donanım ve yazılım ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılan-dırılabilen çözüm, en üst seviye yapılandırmada, tek bir kontrol donanımı kullanarak 60 bağımsız NC kanalında 250 eksene

kadar kontrol etme özelliğine sahip bulunuyor.

Bu sistem çözümü, çok çekirdekli işlemci aracılığıyla maksi-mum sayıda eksenle bile minimum çevrim süresi sunuyor ve kompleks döner transfer makineleri için gerekli olan ek kontro-lörlerin yerini alıyor. Bu sayede, özellikle IEC 61131-3 ile uyum-lu bir PLC tüm değişkenlerde otomasyon için entegre halde olduğu için makine üreticileri karmaşık sistemleri ekonomik olarak otomatikleştirebiliyor. Sistem, dönüş, öğütme, delme, taşlama, zımbalama ve jet kesim için önceden tanımlı teknolojik fonksiyonlarıyla genel kullanım için uygunluk gösteriyor.

Performans ölçeğinin diğer tarafında, kompakt IndraMotion MTX mikro CNC çözümü aynı zamanda bileşenleri 5 eksenli işleme işini de kendi yapıyor. Dolayısıyla son kullanıcılar örne-ğin otomobil endüstrisindeki gibi çok düşük yatırım giderleriyle hassasiyet gereksinimlerini karşılayabiliyor.

Endüstri 4.0 için hazırlandıIndraMotion MTX sistem ailesi, bütünleşik bir OPC UA web sunucusu ve Open Core Interface (Açık Kaynak Arayüzü) tek-nolojisiyle yatay ve dikey ağ bağlantısı için gerekli ön koşulların tümünü sağlıyor. Çoklu dokunmatik HMI, akıllı telefonlar ve tabletlerin kullanıcı dostu kullanımını CNC kontrol sistemine aktarıyor ve ek bilgilerle eğitim süresini kısaltıyor.

Daha kısa çevrim süreleri için simülasyonYapılandırılabilen simülasyon yazılımı ile Rexroth, çevrimiçi ve çevrimdışı olmak üzere, farklı karmaşıklık seviyelerinde NC programlarını test etme ve iyileştirme fırsatı sunuyor. Ücretsiz temel sürümü, çevrimiçi ve çevrimdışı olmak üzere 3 boyutlu kontur grafiği ve kesme çıkarma simülasyonu yaratıyor. Tam sürümde ise kullanıcılar makinelerin 3 boyutlu modellerini, stok değişkenleri, bağlantı elemanlarını ve aletlerini programa aktararak gerektiğinde bunları uyarlıyor ve bu şekilde takım tezgâhının ve işlemlerin komple sanal bir görselini elde ediyorlar.

Bosch Rexroth / www.boschrexroth.com.tr

Page 99: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

97

Eaton’un Akıllı Dimmer’i Her Tipteki Lamba ile Kullanılabiliyor

Güç yönetimi şirketi Eaton, yaygın olarak kullanılan her tip-teki lamba ile çalışan çığır açıcı yeni bir dimmer çözümünü tanıttı. Bu çözümün akkor telli ampuller, halojen ampuller, kompakt florasan lambalar (CFL) ve dim edilebilir LED lambaları içermektedir. Eaton Akıllı Dimmer, şimdiye kadar ışığının etkin ve güvenilir bir şekilde ayarlanması mümkün olmayan düşük güçlü LED lambalar ile kullanılmaya da uygundur.

Elektrik müteahhitleri için cazip özel bir seçenek olan ve şimdi sadece bir ürün yelpazesi ile ışığı ayarlama gereksi-nimlerinin tümünü karşılayabilen yeni Akıllı Dimmer’lerin boyutları küçük ve yerleştirilmesi kolay. Bütün standart uygulamalarda kullanılabilen altı dahili dim etme profili seçeneği de sunuluyor. Özel gereksinimleri karşılamak için geliştirilen özel ışık ayarlama profilleri kolaylıkla ve hızla belirlenebiliyor.

Eaton Akıllı Dimmer’ler, ışıkta titreme veya parlama olmak-sızın mükemmel bir ışık ayarı sağlıyorlar. En küçük LED ampulleri ile kullanıldıklarında bile kulakla duyulabilir bir ses üretmiyorlar, ışık kapandığında da kalıcı bir parlaklık görülmüyor. Mümkün olan maksimum parlaklık aralığında mükemmel bir kontrol olanağı sağlıyorlar, ayrıca enerji tasarruflu bir teknolojiye dayanıyorlar.

Eaton Ürün Müdürü Gerald Sessink, “Düşük enerji harca-yan ışık kaynakları gittikçe daha popüler bir seçenek oluş-turuyorlar. Kesin olarak da para tasarrufu sağlıyorlar ve çevreyi koruyorlar. Bununla birlikte bir büyük dezavantajı, şu anda farklı tipteki dim edilebilir LED lambaların hepsi-nin, kendi dim karakteristiğine sahip olmasıdır. Diğerleri geçmişte sadece özel bir dimmer tipi ile kontrol edilebi-lirken, bazı ampul tiplerinin de aslında dim etmeye uygun olmadığı belirlenmiştir.

Bu sorunların geçmişte kaldığını söyleyebildiğimiz için çok mutluyuz – yeni Eaton Akıllı Dimmer, her tipteki lamba ile çalışan evrensel bir çözümdür. Bu sadece kurulumu gerçekleştirenler için değil, kullanmayı seçtikleri ampul ve aydınlanma tipine bakmaksızın, bütün odalarındaki aydın-

latma üzerinde şimdi tam bir kontrole sahip olan ev sahip-leri için de büyük bir kazançtır. Akıllı Dimmer’lerin, akıllı bir görünümü garantileyen herhangi bir markanın standart bir elektrik anahtarı ile kurulumu da kolaydır” dedi.

Dimmer bir kere kurulduğunda, herhangi bir yere yerleşti-rilen bir veya daha fazla kablosuz anahtarla kolaylıkla çalış-tırılabilir. Sadece birkaç tıklamayla kurulumu yapılırken, bir grup Akıllı Dimmer tek bir düğme ile kontrol edilebilir veya bir Akıllı Dimmer birden fazla anahtar ile kontrol edilebilir. Örneğin tek bir düğme ile evdeki tüm ışıkları kapatmak için de düzenlenebilirler. Eaton’un dimmer’leri ek akıllı fonksiyonellik sağlamak için, şirketin bina otomasyonu için sunduğu xComfort kablosuz sistemi ile de uyumludur.

Eaton Akıllı Dimmer’lerin, sadece 18 mm derinlikli ve 250 W’ta çalışan sıva altı versiyonları ile 250 W ve 500W’da çalışan dahili versiyonları mevcuttur. Bütün modeller, kısa devreye, aşırı yüke ve aşırı ısıya karşı dahili otomatik reset korumasına sahiptirler.

Eaton / www.eaton.com.tr

Page 100: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

98

Medel Yüksek Frekanslı E72-220 Çevirici (DC-AC)

MEDEL E72-220, girişindeki doğru gerilimi, çıkışında istenen frekansta ve genlikte sinüzoidal gerilime dönüştürür. IPM (Akıllı Güç Modülü) ile oluşturulan çıkış, tek fazlı motorların kalkıştaki yüksek akım gereksinimlerimi de karşılayabilecek emniyet payına sahiptir.

MEDEL TREN KATALOG 2016.indd

Özellikler• Transformatör yalıtımlı ve edilgen süzülmüş çıkış,• Yumuşak kalkış,• Motor yüküne uygun çıkış,• 32-Bit mikrodenetleyici,• 4…20kHz tetikleme frekansı aralığı,• Anlık yük değişimlerinde hızlı çıkış yanıtı,• 4*20 karakter sıvı kristal göstergede giriş/çıkış gerilim veakımlarının gerçek RMS değerleri gösterilir,

• 10 sayısal +1 analog giriş, 3 sayısal +1 analog çıkış,• Düşük/Yüksek Gerilim, Süreli Yüksek Akım ve Aşırı Akım koruma ve uyarıları,• Arızaları kendiliğinden onaylayabilme; onaylama tekrar süresini ve tekrarı sayısını değiştirilebilme,• Son 256 arıza ve durum bilgisini izleyebilme,• Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca dil seçenekleri,• PC üzerinden yapılandırabilme,• Profibus-DP işlevselliği.

Kullanım AlanlarıLokomotiflerin makinist kabin beslemesi (klima, buz-dolabı, priz, ..) olarak kullanılmaktadır.

Değişken giriş gerilim değer aralıkları (12Vdc..800Vdc), sabit çıkış gerilimi (110V-440V A.C.), çıkış anlık akım, çıkış sürekli akım ve sabit çıkış frekans (16,67 Hz , 20Hz , …60Hz) değerleri belirtilen ürünler için özel tasarımlar yapılmaktadır.

MEDEL ELEKTRONİK / www.medelelektronik.com

Page 101: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

99

HONEYWELL ENTERPRİSE BUİLDİNGS INTEGRATOR, GERÇEK FAYDALAR İÇİN GERÇEK ZAMANLI TESİS VERİLERİ SAĞLIYOR

Honeywell EBI R500 sürümü günümüzün akıllı binalarına daha fazla bağlantı kapasitesi ve zeka katıyor.

Honeywell (NYSE: HON), bugün, öncü bina yönetim sistemi Enterprise Buildings Integrator’ın (EBI) yeni sürümünü duyurdu. EBI R500, günümüz binalarının bağlantı kapasitelerini artırarak, akıllı binaların stratejik varlıklar haline gelmelerine yardımcı oluyor. Yeni özellikler, bina yöneticilerinin idare ve karar verme sürecini daha iyi kontrol etmelerine yardım ederek, iş verimlili-ğinin artırılmasını destekliyor ve operasyonlar üzerinde daha iyi kontrol sağlıyor.

EBI R500, gerçek zamanlı sonuçlar elde etmek üzere bina yöneti-cilerinin bina verilerini kullanılabilir öngörülere dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Yenilikler arasında özellikle aşağıdaki noktalar öne çıkıyor:• Yüksek veri noktası kapasitesi – EBI performans iyileştirmeleri, nokta kapasitesini yüzde 200 artırarak, daha az EBI sunucusu gereksinimiyle IT maliyetlerini azaltırken binanın genel bağlantı kapasitesini artırmaya yardımcı oluyor. Bina yöneticileri, oda sıcaklıkları, nem düzeyleri, hava kalitesi, erişim kontrol noktaları ve görüntülü izleme yayınları gibi bina verilerinin daha detaylı sonuçlarını elde edebiliyorlar.• İyileştirilmiş IT Uyumu – EBI en son Microsoft Windows® işletim sistemi ve Windows 2012 Server ile uyumlu olup, güncel IT uyumluluğunu ve güvenliğini desteklemektedir.• Bulut ve Mobil Bağlantı Uygulamaları – EBI, bina yöneticilerine bina performansı ve operasyonları hakkında daha yüksek durum farkındalığı sağlayan yeni bir mobil uygulamaya sahip. Bina yöneticileri artık, sistem arızalarının veya kurumun operasyon aksamalarının öncesinde, akıllı telefonlarına ve tablet cihazlarına olası bina sistemi ve ekipman sorunları hakkında anlık bildirimler alabiliyorlar. Mobil uygulama aynı zamanda bina sistemlerinin ve verilerin uzaktan erişimine ve yönetimine imkân veriyor. Buna ek olarak, EBI, bulut-etkin olup, bina verilerini analiz ederek bina performansını iyileştirme ve enerji maliyetlerini azaltma ile ilgili kararları destekleyen bir dizi Honeywell bulut hizmetine bağlanabiliyor.

Honeywell Bina Çözümleri başkanı John Rajchert, “Binalar değer düşüklüğüne uğrayan varlıklar olmak zorunda değil. Doğru bina yönetim sisteminin uygulanmasıyla, kurumlar binalarını kurum

misyonlarına katkıda bulunan akıllı öğelere dönüştürebilirler.” diye konuştu. “Son EBI özellikleri, kurumları, karmaşık verileri, gerçek zamanlı iş sonuçlarına dönüştürmelerine yardımcı olacak araçlarla donatıyor; bu da operasyon maliyetlerinin azalması, daha iyi kullanıcı deneyimi ve bina sakini güvenliği anlamına gelmektedir.”

Honeywell EBI; diğer işlevlerin yanında, güvenlik, konfor, yangın algılama ve enerji verimliliği ile ilgili sistemlerin entegrasyonunu sağlayan ödüllü bir bina yönetim sistemidir. Kullanıcının bir tesisi, yerleşkeyi ve çok sahalı operasyonu izleme, yönetme ve koruma kabiliyetini artıran kusursuz “Nesnelerin Entegrasyonu” özelliği sayesinde, kullanıcılara tek bir erişim noktası üzerinden bilgi ve kaynakların sürekli görüntülenmesini sağlar.

Ayrıca EBI, müşterilerin üçüncü taraf yazılımlar ve donanım-lar ile entegre olarak karşılıklı işletilebilir bir mimariyle gelen ölçeklenebilirlik ve esneklikten faydalanmalarına yardımcı olan

BACNet®, OPC® ve LonWorks® gibi sektör lideri açık protokol-ler ile iletişim kurabilmektedir. Son on yılda 160’tan fazla ülkede 25.000’den fazla EBI sistemi kurulmuştur. Mevcut müşteriler, kendilerine yeni işlevler ve sürekli yatırım getirileri sağlayan son sürüme kolayca geçebilirler.

HONEYWELL / www.honeywell.com

Page 102: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

100

Fluke TiS20 Kızılötesi Kamera

NETES MÜHENDİSLİK / www.netes.com.tr

120x90 çözünürlüğe ve AutoBlend ile üç adet IR-Fusion® ön ayarına sahip, uygun fiyatlı ve sabit odaklı termal görüntüleme cihazı; belgeleme sorunlarını hızla ve kolayca çözer.

Günlük sorun giderme işlemleri için tasarlanmış performans

Görüntülerinizi güvenli bir şekilde saklayıp yönetin

Akılı Pil

• Sabit odak basitliği ile geniş alanları hızlıca tarayın• 193:1 D:S ile ayrıntıları görün• Neyi incelediğinizi 3,5 inç, 320x240 LCD ekran ile net olarak görün - 3,0 inç LCD ekran ile karşılaştırıldığında %33 daha fazla görüntüleme alanı• Sağlam ve güvenilir

• Dahili 4 GB bellek ile binlerce görüntü saklayın• İsteğe bağlı 4 GB micro SD kart ile ek depolama ve kolay dosya transferi

• Takılıp çıkarılabilir ve değiştirilebilir akıllı piller ve LED şarj seviyesi göstergesiyle beklenmeyen güç kaybının önüne geçin

Page 103: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

101

Pilz’in yeni nesil ışık perdesi PSENopt II GIT Emniyet Ödülleri Finalinde

PILZ / www.pilz.com/tr

Yeni tip 3 ışık korumaları PSENopt II, GIT EMNİYET ÖDÜLLERİ 2017’de “Emniyetli Otomasyon” kategorisinde finale çıkmış-tır.

GIT EMNİYET ÖDÜLLERİ

BHE, TÜV, VDMA, ZVEI ve kullanıcı temsilcilerinden oluşan tarafsız bir jüri üzerinden gerçekleştirilen oylama sonucunda, GIT EMNİYET ÖDÜLLERİ 2017 finalistleri belirlendi. Beş katego-riden en çok oy alan üç yenilikçi ürün seçildi. Yapılan bu oylama sonucunda Pilz’in yeni nesil ışık perdesi PSENopt II “Emniyetli Otomasyon” kategorisinde finale çıkmaya hak kazanmıştır.

Dünyanın ilk tip 3 ışık koruması PSENopt IIDünyanın ilk tip 3 ışık koruması PSENopt II, IEC/EN 61496 uya-rınca kategori PL d uygulamaları için tasarlanmış bir ürün olarak parmak ve el koruması için emniyet sağlar. Ölü bölge olmama-sından dolayı, PSENopt II montajı esnek bir şekilde yapılabilir. 50 g darbeye dayanıklı PSENopt II, son derece sağlamdır ve bu nedenle zorlu endüstriyel ortamlarda kullanıma uygundur.

Operatörler makinenin neden durduğunu ve her türlü sistem arızasının nedenlerini değerlendirmek için LED’leri kullanabilir. Bunun sonucunda, arızada kalma süreleri en aza iner. Pilz üretimi kumanda teknolojileri ile birlikte, PSENopt II tesisiniz için hem emniyetli, hem de ekonomik eksiksiz bir çözüm sağlar.

Page 104: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

102

NETES MÜHENDİSLİK / www.netes.com.tr

TEKSMARTLAB

TekSmartLab, laboratuvarlar konusunda verilen eğitim-lerde en fazla deneyim kazanmanızı sağlayan endüstriyel sektörün network tabanlı tek cihaz yönetim çözümüdür. Eğitmenler, eskiden yaptıkları gibi laboratvuar cihazları-nı manuel olarak ayarlamak yerine artık TekSmart-Lab aracılığı ile büyük konfigürasyonlarda yer alan cihazları tek tuşla tanımlayabilirler. Öğrenciler kablosuz cihazlar aracılığıyla test sonuçla-rını, USB cihazları kullanmak yerine kullandıkları akıllı cihazlar üzerinden alabilir ve saklayabilirler. Eskiden laboratvuar yöneticile-rinin sadece tek cihazda oluş-turdukları verileri manuel olarak kayıt etmeleri yerine, TekSmartLab ile yüksek doğrulukta otomatik olarak cihaz bilgilerini kaydedebilirsiniz.

ÖNEMLİ ÖZELLİKLER• Endüstriyel güvenilirlikle kolay kurulum • Uzak erişim ile çoklu cihaz konfigürasyonu • Merkezi izleme ve uzaktan destek • Test sonuçlarını Online alma ve saklama • Otomatik cihaz mevcudiyet bilgisi kaydı

Page 105: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr

CompactLogix 5380 Kontrol Cihazı Yüksek Hız Uygulamalarının Doğruluğunu ve Performansını İyileştiriyorDaha yüksek kapasite ve yeni özellikler Connected Enterprise için gelecekte de çalışacak sistemler sunulmasına yardımcı oluyor. Üreticiler kaliteyi korur-ken üretim hızlarını ve miktarını arttırma konusunda sürekli baskı altındalar. Bunlar, aynı zamanda akıllı makineler için artan talepler oluşturuyor. Rockwell Automation yeni Allen-Bradley CompactLogix 5380 kontrol cihazı önceki CompactLogix versiyonlarına göre daha fazla hassasiyet, bağlanabilirlik özellikleri ve yüzde 20’ye kadar daha fazla uygulama kapasitesi sunarak bu talepleri karşılamaya yardımcı olur.

20 adede kadar hareket ekseni ile yüksek hız uygula-maları için ideal olan CompactLogix 5380 kontrol cihazı yüksek performanslı Rockwell Automation Integrated Architecture portföyünün avantajlarını CompactLogix ölçülerine getirir. Yeni Allen-Bradley 5069 Compact I/O sistemi ile birleştirildiğinde, programlı çıkışlar I/O talep süresini 0,2 milisaniye hıza kadar indirir. I/O modülle-rinden gelen olay tetiklemeleri neredeyse anlık görev gerçekleştirmesi sağlar.

Rockwell Automation Ürün Müdürü Dexter Leong: “Bu yeni kontrol cihazı üretimin düzgün bir şekilde devam etmesi için hızlı tepki sürelerinin çok önemli olduğu yüksek hızlı paketleme uygulamaları için kullanışlıdır,” diyor. “CompactLogix ailesi için yeni olan programlı çıkışlar ve olay tetiklemeleri gibi özellikler mühendisle-rin daha yüksek doğruluk ve hassaslık sağlayan kom-pakt makineler tasarlamasına imkan tanır” dedi.

Ek olarak, ikili yapılandırılabilir 1 gigabit Ethernet portu yedekli ring (device-level-ring) topolojileri veya çoklu IP adreslerinin kullanımına imkan tanır. Birden fazla IP adresi oluşturma özelliği fabrika sahası ile kurum seviyesinde trafik arasında bir ağ ayrımı yapmak isteyen üreticiler için kullanışlıdır. Diyagnostik lambaları haberleşme, modül sağlığı ve I/O modülü faaliyetlerinin durumunu gösterir. Bu, operatör-lerin ve teknisyenlerin kontrol cihazını bir bilgisayara

bağlamasına gerek bırakmadan problemleri hemen anla-malarına imkan tanır. Ek olarak, entegre sistem ve saha güç terminalleri I/O modüllerine kablolama ihtiyaçlarını azaltır.

CompactLogix 5380 kontrol cihazı tesisleri, varlıkları ve fikri mülkiyeti korumaya yardımcı olmak için derinleme-sine savunma yaklaşımının bir parçası olarak gelişmiş güvenliği destekler. Kontrol cihazı dijital imzalanmış ve şifrelenmiş aygıt yazılımı, kontrol cihazı tabanlı değişik-lik tespiti ve denetim günlüğü dahil gelişmiş güvenlik teknolojilerine ve yazılım özelliklerine sahiptir. Ayrıca rutin ve ekleme talimatlarına rol tabanlı erişim kontrolü de sağlar.

Diğer Logix kontrol cihazlarında olduğu gibi, mühen-disler CompactLogix 5380 kontrol cihazını konfigüre etmek ve kontrol sisteminin tüm kısımlarını geliştirmek için Rockwell Software Studio 5000 tasarım yazılımını kullanabilir. Veriler birkez tanımlanabilir ve sonrasında sistem geliştirme ve devreye almayı hızlandırmak için kolayca ulaşılabilir ve tüm Studio 5000 ortamında tekrar kullanılabilir.

Page 106: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

104

BR AUTOMATION / www.br-automation.com/tr

B&R, 4 adet akıllı saha ekipmanı ile dijital olarak haberleşebilen ve her biri IO-Link 1.1’i kullanan iki yeni master modülünün tanıtımı-nı gerçekleştiriyor: IP20 korumalı X20DS438A modülü ve kontrol kabini dışındaki çalışma ortamları için IP67 korumalı X67DS438A modülü.

“Industry 4.0” tarafından geliştirilen vizyona “parçalar üretim pro-sesinde bağımsız olarak hareket eder ve kendi üretimini kontrol eder” daha anlamlı veriler elde edilmesi amacıyla sensör teknololiji-sini genişleterek ulaşılabilir. Dijital parametre kümeleri ayarlanabilir potansiyometrelerin yerini almaya devam ederken, görece basit sensörler bile daha akıllı hale gelmektedir.

Akıllı bağlantılarB&R uzun süredir, I/O modülü ile sensörler ve aktüatör arasındaki iletişimin kurulmasında IO-Link haberleşme standardına güveniyor. Bu iki yönlü dijital haberleşme arayüzü, parametre verilerinin değiş-tirilmesi ve diagnostik bilgisi alanlarında kullanılmaktadır. Böylelikle, sensörleri ve anahtarlama ekipmanlarını kontrol katmanına akıllı olarak entegre etmek mümkün hale gelir. Parametrelerin merkezi olarak yönetilmesi ile birlikte son ürünlerin entegrasyonu da, kul-lanılan haberleşme teknolojisi standardize edilerek büyük oranda basitleştirilir ve ayarlanması çok daha kolay bir hale gelir. Örneğin, IO-Link endüstriyel gerçek zamanlı Ethernet POWERLINK teknolo-jisi için mükemmel bir tamamlayıcıdır.

IO-Link 1.1 ile Industry 4.0’in kapsanmasıB&R dijital haberleşmede kullanılacak yeni master modüllerini tanıtıyor

B&R X20 sistemine IO-Link 1.1 entegrasyonu, veri tutarlılığını ekipman seviyesine çıkartırken sensörleri bağlamayı çok daha kolay bir hale gelir.

Page 107: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

105

ABB / new.abb.com/tr

S800-SCL-SR, S800 teknolojisi ile üretilmiş kendi kendini reset-leyebilen akım sınırlandırma modülüdür. Alt devresinde yer alan cihazlar korumaya geçene kadar kısa devre akımını limitler. Akım sürekliliği sayesinde grup korumalar için ideal koruma sağlar: Tüm paralel linyeler çalışmaya devam eder. Bu durum kısa devre kapasitesi sınırlı olan alçak gerilim kesicilerinin uygulama alanla-rının genişlemesini sağlar. S800-SCL-SR, S800S yüksek perfor-manslı otomatik sigorta veya motor koruma şalterleri ile kombine edilebilir. S800-SCL-SR aynı zamanda koordinasyon ile tek bir otomatik sigortayı veya bir grup otomatik sigorta veya bir grup motor koruma şalterini yedekleyebilir. Bağlantı terminalleri ve bo-yutlar S800 otomatik sigortalar ile aynıdır.

Uygulama alanlarıS800S-SCL-SR ve S803W-SCL-SR yüksek kısa devre akımları için kullanılır. Aşağıda çizimde kısa devre sınırlandırmayı göste-ren üç örnek sistem yer almaktadır. Kısa devre sınırlandırıcı, alt devrede yer alan motor koruma şalterleri kombinasyonu için tam selektivite sağlamaktadır. Devrenin herhangi bir uç noktasında kısa devre oluştuğu zaman, S800S-SCL-SR/ S803W-SCL-SR motor koruma şalterlerinin, üst devredeki koruma cihazlarını aç-tırmadan, hatayı kesmesine yardımcı olur. Alt devrede yer alan kısa devre durumunda S800S-SCL-SR /S803W-SCL-SR, örne-ğin bir grup motor koruma şalteri için, ilgili hatanın bulunduğu motor devresi açana kadar seçici olarak davranır. Grupta yer alan tüm diğer motor koruma şalterleri çalışmaya devam eder.Maksimum sistem sürekliliği sağlanır.Kombinasyon, yüksek kısa devrelerin gerektiği alçak gerilim şal-terlerinin yer aldığı koruma devreleri için, çeşitli iş segmentlerinde geniş bir uygulama alanında kullanılabilir.Örnek uygulamalar:− Çekmeceli MCC panoları− Gemi inşaat sektörü− Madencilik− Petrol & Gaz− Enerji üretimi− Rüzgar EnerjisiFaydaları:

-Maksimum sistem sürekliliği-En yüksek kısa devre akımlarında yedekleme koordinasyonu-Alt devrelerdeki motor koruma şalterleri ve otomatik sigortalar için tam selektivite (seçicilik) -Açmama / triplememe özelliği-Kompakt tasarım-Panolarda az yer kaplar-Maliyetlerden tasarruf sağlayan çözüm-Daha kolay kısa devre hesabı (bazı durumlarda kısa devre hesa-bına gerek bile olmayabilir) -Standart komponentlerin kullanımı ile daha düşük sistem maliyeti -Bir ürün ile alt devrede yer alan çok sayıda motor koruma şalteri veya otomatik sigortayı koruma -Tek bir ürün ile tüm dünya standartlarına uyum Güvenilirlik-Kanıtlanmış S800 yüksek performanslı otomatik sigorta teknolojisi-Bağımsız testlerGüvenlik-Kartuş sigorta kullanmadan dağıtımın avantajı-Düşük özgül geçiş enerjisi -Sınırlandırılmış tepe akımları -Maksimum personel güvenliği-Bağlı bulunan otomatik sigorta veya motor koruma şalteri kom-binasyonu için arttırılmış kesme kapasiteleri Esneklik-Tek bir boyut ile standartlara ait tüm uygulamalara uyum-DIN rayına uygun basit ve kompakt ürün yapısı

Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre

Page 108: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

106

APS 750 - 380 SH Ankaray Araçları için Soğutma ve Havalandırma Sistemi Besleme ve Kontrol Ünitesi

ÖzelliklerÇevresel Sıcaklık: -25 °C +45 °CDepolama Sıcaklığı: -40 °C +85 °CNem Oranı: 0…….95%Koruma Sınıfı: IP 65/IP 20 Endüktif Malzeme Bölümü

GİRİŞ DEĞERLERİGiriş Voltajı: 750 V DC NominalGiriş Voltaj Aralığı: 550V DC ile 930V DC SürekliPik Gerilimleri: EN 50163’e göreNominal Giriş Gücü: 40 kW

ÇIKIŞ DEĞERLERİKompresör Motoru İnverteri için3 Faz İnverter (CVCF): Soft StartÇıkış Voltajları: 3x 380V @ 50Hz +/-%10 sinusoidal form

Çıkış Frekansı: 50HzTHD: < 7%Çıkış Voltaj dalgalılık: dv/dt < 20V/ μs(Nominal çalışma noktası ve omik yükte)Çıkış Filtresi: Sinus FiltreTotal Çıkış Gücü (Nominal): 22 kWFan Motoru İnverteri için3 Faz İnverter (CVCF): Soft StartÇıkış Voltajları: 3x 380V @ 50Hz +/-%10 sinusoidal formÇıkış Frekansı: 50HzTHD: < 7%Çıkış Voltaj dalgalılık: dv/dt < 20V/ μs(Nominal çalışma noktası ve omik yükte)Çıkış Filtresi: Sinus FiltreTotal Çıkış Gücü (Nominal): 11 kW

MEDEL ELEKTRONİK / www.medelelektronik.com

Page 109: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 110: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

108

SANPA ELEKTRONİK / www.sanpaelektronik.com

WATTMAN Dünyayı ve sizi korur. WATTMAN ile standby ko-numundaki bütün cihazların çektiği gücü görebilir ve tedbir alabilirsiniz. Normal güç ölçen cihazlarla bu ölçüm yapılamaz. Elektrik faturalarının daha düşük gelmesini ve boşa enerji sar-fiyatını engellemiş olursunuz. Eğitim için kolay kullanımlı ve ekonomik bir cihazdır.

WATTMAN ile şu ölçümleri yapabilir ve bilgisayarınıza RS 232 ile yükleyebilirsiniz; V,A,W,Wh,Cos ,CO2. Ekranda bir çok öl-çümü aynı anda görebilirsiniz, bir butona basarak sonuçlar ek-randa görülebilir. Ayrıca 90V’dan 260V’a kadar geniş bir ölçüm aralığında test yapılabilir.

HPM-100A, WATTMAN AD POWER Multimetre Tipi Wattmetre

Page 111: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

109

YOKOGAWA / www.yokogawa.com

GD402/GD40 Hidrojen Saflık İzleme analizörü düşük bakım maliyeti, kendini teşhis edebilme yetenekleri ve kolay kul-lanımı ile Enerji sektöründe geniş bir skala üzerinde çözüm sunmaktadır.

Çok yönlü olması sayesinde eski hidrojen izleme analizörleri ile herhangi bir problem yaşanmadan değiştirilebilir. Ayrıca bir

çok jeneratör için direkt olarak uyumlu olan GD40 gaz detektö-rü ve GD402 sinyal çeviricisi olarak görev yapmaktadır.EXA GD402/GD40 Hidrojen saflık izleme analizörü yüksek hassasiyet ve kısa cevap süresi ile Yokogawa kalitesini enerji sektörü ile buluşturmaktadır. Ayrıca anlık agresif sıcaklık deği-şimlerinden etkilenmeyerek prosesinizin stabil kalmasınısağlamaktadır.

TESİSİNİZDE OLUŞABİLECEK TEHLİKELİ DURUMLARI VE UZUN DURUŞLARI ÖNLEMEK İÇİN HİDROJEN SAFLIĞININ İZLENMESİNİEXA GD402/GD40 İLE GERÇEKLEŞTİRİN.

Yokogawa titreşim elementli hidrojen saflık izleme analizörü, elektrikli güçjeneratörlerinde kullanımı dünya çapında tecrübe edilmiş bir üründür.

Page 112: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

110

Tutucu SistemleriCobotlar için Hassas Tutucu

Münih Automatica Fuarında Dünya Galası: Talaşlı imalat ve tutucu sistemlerin rekabetçi lideri, SCHUNK ile özdeşleşen JL1 tutucusu, yeni jeneras-yon keskin kenarlı tutucular, özellikle insanlar ve robotlar arasındaki iş birliği için dizayn edilmiştir.

SCHUNK’un marka elçisi Jens Lehmann’ın gücü ile kişiselleştirilen bu güç merkezi, fuarın ilk gününde ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmiştir.

En gözde ödüllerden biri olan “MaschinenMarkt” dergisi tarafın-dan düzenlenen MM ödüllerinde, JL1 ürünü en inovatif ve tutucu sistemle-ri kategorisinde birinci seçildi.

SCHUNK ile özdeşleşen, JL1 tutucu, dünyanın insanlar ile direk olarak etkileşim ve iletişim içinde olabilen ilk tutucusudur. En ayirt edici özellik-leri kavisli dis yüzeyi ile esnek yapısı ve insan arayüzü olarak kullanılan LED panelleri ve parça kaybina karsi etkilesimli korumasıdır.

En temel seviyede dahi, SCHUNK JL1 tutucuları insan/robot işbirliği için gerekli en kritik ihtiyaçları karşılar: cisimlerin kavramasını asla kaybet-mez, her zaman insanlarla iletişimi gözetir ve kavramada yaralanmaya izin vermez. Güvenli kullanım hem geniş tutma güç aralığı hem de fonk-siyonel güvenlik sağlar. Eğer bir süreç sekteye uğrarsa, acil durum gibi, tutucu parçaya kenetli bir şekil-de kalır.

Tutucu çevresel sensörün yardımı ile, çevresindeki faktörleri belirler ve yazılımı kullanarak datayı analiz eder.

Eğer sistem insanlar ile istenmeyen bir iletişime girerse, tutma gücü otomatik olarak durdurulur. Özel tasarlanmış tutucu tekniklerinin ve parmaklarındaki güç-ölçme çenelerinin yardımı ile , SCHUNK JL 1 tutucuları, tutulanın iş parçası yada insane eli olmasına bağlı olarak gerçek zamanlı dav-ranışını değiştirir. Endüstriyel robotların DIN EN ISO 10218 güvenlik gereksinimleri üzerine kurulmuştur.

Page 113: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

111

Tutucular iletişim aracı oldu.SCHUNK aynı zamanada sistem kontrolü ve operator arasında iletişim aracı olarak kullanılabilen tutucu dizayn etti. LED ışıklar ve renk kodlama sistemi otomas-yonel sistemin operasyon için hazır olup olmadığı ve doğru iş parçasını kavrayıp kavramadığı bilgisini iletir.

Ancak çalışmalar bu özellerin ötesinde olarak gele-cekte, SCHUNK JL1 tutucusu çeşitli sensor ve güvenlik mekanizmaları arasındaki compleks iliş-kileri mümkün kılacaktır. Kuvvet-ölçme çeneleri ve

görsel görüntülemenin, dokunsal deri ve kapasitif sensörler ile uyumlu çalışması sağlanacaktır.Genellikle çoklu hisleri bir durumu değerlendirmek için birleştiren insanlar gibi SCHUNK Co-act tutucu da çeşitli sensör kaynaklarından bilgi toplayarak, en doğru değerleri elde etmemizi sağlar.

OPC UA arayüzleri SCHUNK tutucunun hem robotlar ile hem de yüksek kademeli donanım kontrolü ile birlikte çalışmasını sağlar.

SCHUNK / us.schunk.com

Page 114: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

112

NSK AIP programı şekerleme tesisinin yılda 80.000 € tasarruf etmesine yardımcı oluyor

Hatalı rulmanların kullanılması veya rulman-ların hatalı şekilde takılması bir makine-nin verimini azaltabilir veya tesisinin tamamı-nın durma noktasına gelmesine neden olabilir. Bunlar düşünülerek oluşturulan NSK AIP (Katma Değer Programı), rulmanların veya hareket-le ilgili diğer öğelerin kullanıldığı yerleşmiş bir endüstri sorun çözme aracı haline geldi. Operasyonları ve bakım süreçlerini daha verimli ve kârlı hâle getirmek amacıyla tasarlanan AIP her adımda fayda ve tasarruf sağlar.

AIP’nin sunabildiği avantajlardan faydalanabilenler arasında, NSK uzmanları ile çalışması sonucunda bir yılda fazladan 80.000 € tasarruf elde eden İngiliz büyük bir şekerleme ve sakız üreticisi de var.

NSK’nın ömür boyu keçeli sabit bilyalı rulmanları şekerleme tesisindeki arıza sorunlarını çözmüştür.

Bu şekerleme tesisinin daldırma tankı konveyörünün uç makarasında tekrarlayan arızalar meydana geli-yordu. Bu giderek maliyetli hâle gelen sorunu değer-lendirmeye NSK’yı davet ettikten sonra kapsamlı bir denetleme başladı. AIP ekibi, NSK’nın sabit bilyalı

rulmanların DDU keçeli olarak düzenlenmesinin ve rulman konfigürasyonunun yeniden tasarlanmasının rulman maliyetleri ile işçilik maliyetlerini azaltmanın yanı sıra üretimdeki duraklamaları önemli miktarda azaltacağını ortaya koydu.

Şekerleme tesisinde daldırma tankı konveyörünün uç makarası

NSK’nın AIP programı, müşterinin özel uygulaması için ideal bir çözüm geliştirmek amacıyla denenmiş ve test edilmiş yöntemler kullanan, her detayı hesaba katmak için müşteri mühendisliği ve bakım ekipleri ile çalışan uzmanlar tarafından destekleniyor.

Şekerleme tesisindeki sorunun büyüklüğü, bakım mühendislerinin rulmanları yaklaşık her yedi haftada bir değiştirmesine yol açıyordu ve bu işlem nedeniy-le plansız makine duraklamaları meydana geliyordu. İnsan gücünün ve kayıp üretim süresinin maliyeti, değiştirilen rulman takımlarının maliyeti ile birlikte çok fazla oluyordu ve sürdürülebilirlik sağlanmıyor-du. NSK ilk olarak, kendi sabit bilyalı rulman serile-rine geçilmesini önerdi. Bu rulmanlar “ömür boyukeçeli” (rulmanın her iki tarafına bir keçe yerleşti-rilmiştir) ve yüksek performans temas tasarımına sahiptir. Toz ve nem kontaminasyonu girişine karşı koruma sağlayarak çalışma ömrünü arttırmak için

Page 115: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

113

NSK / www.nskeurope.com.tr

NSK DDU keçesinde üç dudak vardır: biri iç bilezik oyuğunun yan yüzü ile temas ederken diğer ikisi temaslı keçe dudağının her iki yanında sıkı, temassız yapılar oluşturur. Daha da önemlisi eksenel keçe dudağı aynı zamanda özellikle dış bilezik döner uygu-lamalarında standart keçelere oranla gres sızıntısının azaltıldığı anlamına da geliyor.

Rulman ömrü, malzeme taşıma ekipmanlarında önemli bir etkendir çünkü NSK ekibi tarafından belir-tilen bir faktör olan üretim hizmet zamanı ile doğru-dan bağlantılıdır. AIP taahhütünün bir kısmı kârlılığı arttırarak potansiyel kazançları belirlemek, işlemleri ve bakım süreçlerini optimize etmek, plansız makine ve tesis duraklamalarının önüne geçmek ve devamlı üretim süreçlerinin masrafını azaltmak suretiyle etkinliği arttırmaktır.

DDU Temaslı keçe

Şekerleme ve sakız üreticisinin konveyörünün uç makarasında, NSK tarafından belirlenen bir başka sorun da üç rulman ünitesinin silindirin kenarında tek bir set gibi kullanılmasıdır. Ancak, rulmanlar bu tür bir düzende faaliyet göstermek için tasarlan-mamıştır çünkü yükü eşit şekilde paylaşmazlar ve

eksenel ön yükten etkilenirler.Sonuç olarak NSK, yerleşik bir endüstri uygulaması olarak her rulmanın arasına bir ara şimi yerleştiril-mesini önerdi. Bu işlem, aslında bu şekilde kulla-nılması amaçlanmamış iki veya daha fazla rulmanın birlikte montajına izin veriyor. Çözüm gerekli ayrımı sağlıyor ve eksenel ön yüklemeyi önlüyor.

Buna ilave olarak, çalışma esnasında daha fazla yük paylaşımı yapılmasını kolaylaştırıyor. NSK’nin yeni rulman takımı ve ara şimi önerisine dayana-rak konveyör çalışma zamanında ani iyileştirme ile sonuçlanan bir deneme gerçekleştirildi. Ayrıca makaranın hizmet aralıkları bir yıla uzatılabildi ve bakım ihtiyaçları azaltıldı. Azalan duraklama süresi ve işçilik maliyetlerinin yanı sıra daha az rulmanın değiştirilmesine bağlı olarak bir yılda toplam 80.493 € tasarruf elde edildi.

Page 116: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

114

BR AUTOMATION / www.br-automation.com/tr

Nemli ve agresif ortamlara karşı korumaX20 kontrolörleri ve modülleri tüm çevresel koşullarla başa çıkabiliyor

X20c serileri ile birlikte B&R zorlu çevresel koşullara karşı koru-ma için yeni standartları ortaya koyuyor. Kompakt kontrolörün ve I/O modüllerinin “kaplanmış” (coated) çeşitleri, elektronik modül üzerindeki özel bir kaplama sayesinde yoğunlaşmaya ve korozif gazlara karşı korunaklı hale geliyor. Bu tarz özellikler de bu modülleri korozif çevre koşullarındaki çalışmalar için çok daha uygun bir hale getiriyor.Elektronik modüldeki kaplama, komponentleri ve devre kar-tını yoğunlaşmanın ve korozif gazların etkilerinden korur. Yoğunlaşmaya karşı korumanın etkinliği BMW GS 95011-4’ de belirtilen test kullanılarak kontrol edilirken korozif gazla-ra karşı olan koruma ise EN 60068-2-60 (4. test yöntemi) standartında belirtilen ve 4 kısımdan oluşan korozif gaz testi ile kontrol edilmiştir. Testler tam olarak akredite olan bir ku-

rum içi test laboratuvarında ve sertifikalı dış test tesislerin-de gerçekleştirilmiştir. B&R modüllerini oluştururken stan-dartlarda belirlenenlerden daha zorlu koşulları göz önünde bulunduruyor ve daha katı ve ek test süreçlerinden geçiriyor.

Islak ortamlarda ve dondurucu soğuklardaKaplanmış X20 modülleri fonksiyonellik açısından bakıldığında mevcut modeller ile tamamen uyumludur. Bu ürünlerin kulla-nıma girmesi B&R’nin X20 sistemlerinin uygulama alanlarını üçüncü kez genişletmesi anlamına geliyor. Tüm X20 modülleri için çalışma sıcaklık aralığı yakın bir zaman önce -25°C ile +60°C arasına genişletilmiştir. X20 Sistemi ayrıca Germanischer Lloyd (GL)’dan denizcilik uygulamaları için alınması fazlasıyla zorlu olan bir sertifika almıştır.

Kaplanmış (coated) X20 modelleri için yoğunlaşma artık bir problem değil

Page 117: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 118: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

116

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Enerji tasarruflu, entegre bir proseste biyodizel yan ürününün biyogaz üretiminde nasıl kullanılabileceği-nin gösterilmesi için Honeywell’in simülasyon yazı-lımını kullanan iki Türk kimya mühendisliği öğrencisi Honeywell (NYSE: HON) Proses Çözümlerinin (HPS) her yıl düzenlediği UniSim® Tasarım Yarışmasını kazandı. Öğrenciler, San Antonio, Teksas’ta Honeywell’in müşterilerine yönelik olarak her yıl düzenlediği sempozyuma katıldılar.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden araştırma görevlileri Özgün Deliismail ve Okan Akın, Doçent Doktor Erol Şeker’in koordinatörlüğünde biyodize-lin bir yan ürünü olan gliserolü kullanarak biyogaz üretimi için yenilikçi bir çözüm tasarladılar. Unisim Design R440 ile Akın, Deliismail ve Dr. Şeker, yakıt performansını artırmak için kullanılan katkılar olma-dan ulaşımda kullanılabilecek sentezlenmiş biyogaz üretimine ilişkin bir konsept tasarım ve simülasyon geliştirdiler. “Çevre meseleleri ve ekonomik belirsiz-

likler alternatif yakıtlara küresel çapta bir ilgi yara-tırken bizi de daha sürdürülebilir ulaşım araçları kul-lanmaya yönlendiriyor” diyen HPS Gelişmiş Çözümler Başkan Yardımcısı Ali Raza şöyle devam etti: “Gerçek dünyada yaşanan sorunların aşılması için dünyanın farklı yerlerindeki öğrencilerin yenilikçi yollara baş-vurmaları bizi heyecanlandırıyor.”

Deliismail ve Akın, Honeywell’in proses imalat endüst-risinde faaliyet gösteren müşterilerinin bir araya gel-diği en büyük platform niteliğindeki Honeywell Users Group (HUG) Americas Symposium’da, ödüle layık görülen projelerini tanıtma fırsatı buldu.UniSim Tasarım Yarışması, dünya çapındaki üretim tesislerinde proseslerin tasarlanması ve modellenme-sinde kullanılan ve Honeywell tarafından geliştirilen UniSim Design Suite yazılımı kullanılarak proses endüstrisindeki imalatçıların karşılaştığı gerçek prob-lemlere öğrenciler tarafından sunulan çözümlerin ortaya konduğu bir platformdur.Bildikleri kadarıyla bu projenin UniSim Design Suite kullanılarak gliserolün biyogaza dönüştürüldüğü ilk simülasyon olduğu dile getiren Dr. Şeker, yazılımın benzersiz bir simülasyon ortamı sağladığını ve bunun da kendilerine ekonomik açıdan uygulanabilir ve üzerinde çalışmaya değer iki aşamalı bir reaksiyon prosesi geliştirme imkânı sunduğunu ifade etmiştir.UniSim Design Suite, mühendislerin kararlı hâlde ve dinamik modeller oluşturmasına olanak tanıyan ve dünya çapında tesis tasarımı, performans izlemesi, sorun giderme, operasyon iyileştirme, iş planlama-sı ve varlık yönetimi için yaygın olarak kullanılan interaktif bir proses sunmaktadır. UniSim Design modelleri, UniSim Operations, UniSim Optimization ve UniSim Competency yazılım paketlerinin sunduğu gelişmiş eğitim ve optimizasyon çözümlerinin gelişti-rilmesine katkı sağlayabilir.

TÜRK KİMYA MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİ HONEYWELL’İN 2016 UNISIM TASARIM YARIŞMASINI KAZANDIİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünün Projesi ile Biyogaz Üretiminde Yeni Yöntem

Page 119: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

117

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Uzer Makina 25 yılı aşkın bir süredir lastik endüstrisi için geliştirdiği ürün ve hizmetlerini dünya çapında firmalarla buluşturuyor. 1978 yılından beri küresel bir başarı sergileyen Uzer Makina, iş birlikleri sayesinde dünyanın önde gelen makine üreticileriyle rekabet edi-yor. Rockwell Automation’ın 9 yıldan beri çözüm ortağı olduğu Uzer Makina Genel Müdürü Seyfullah Bozkurt, global pazarda Rockwell Automation ile yan yana yürü-menin büyük bir güç olduğuna dikkat çekiyor.Endüstri 4.0 devrimi ile birlikte üreticiler için enteg-rasyon süreci başladı. Otomasyon profili çok çeşitli olan Türkiye’nin mevcut üreticileri, global pazardan pay almak için birbirleriyle rekabet ediyor. 1993 yılında Türkiye operasyonunu başlatan Rockwell Automation, çözüm ortağı olduğu firmalarla bir asırlık tecrübesini buluşturmaya devam ediyor.Rockwell Automaton ile 2007’den beri çalışmakta olan Uzer Makina, 2015 yılından itibaren Rockwell Autmarion’ın çözüm ortağı olarak faaliyet göstermekte, 25 yılı aşkın süredir dünya çapında lastik endüstrisi için geniş bir yelpazede hizmet ve ürün sunuyor. Uzer Makina, 2015 yılında Rockwell Automation’ın “Global

OEM Programı”na dahil olarak global pazarda da büyüme hede-fiyle ilerliyor. 2001 yılına kadar sadece Türkiye pazarında çalış-tıklarını belirten Uzer Makina Genel Müdürü Seyfullah Bozkurt “Rockwell Automation hemen hemen her ürünü ile bize proje-lerimizde çözüm ortağı oluyor. Özellikle kontrolörler, operatör panelleri, drive sistemleri ve güvenlik ürünlerini kullandığımız Rockwell Automation, çalışmala-rımızda bizi bir adım öteye taşı-yor” dedi.

“2001 krizini fırsata çevirdik”1978 yılında Kocaeli’nin önemli iki ismi Selahattin Uzuner ve Bahattin Ertuğ tarafından kuru-

lan Uzer Makina’nın, bugün kalıp alanında Amerika kıta-sının tamamına ulaştığını vurgulayan Bozkurt, Formula 1’in lastik kalıplarını yapma başarısına ulaştıklarının da altını çiziyor. Uzer Makina’ya Brisa’dan transfer olan ve firmaya yeni bir vizyon kazandıran Bozkurt; “Uzer Makina 1978 yılın-dan beri inanılmaz bir başarı örneği göstererek büyü-müştür. 2001 yılında Türkiye’de ekonomik kriz yaşa-nırken, sadece Türkiye pazarına çalışıyorduk. Ekonomik kriz sırasında ilk defa İtalya ile çalışmaya başladık. Krizi fırsata çevirerek hem yurt dışına açıldık hem de kriz dönemini büyüyerek geçtik” dedi.

Türkiye’den Çin’e uzanan başarıÜrünlerini şu anda yaklaşık olarak 25 ülkeye ihraç ettiklerini dile getiren Bozkurt, dünyanın önde gelen makina üreticileriyle rekabet halinde olduklarını belirti-yor. Avrupa ve Amerika standartlarında makina imalatı yaptıklarının altını çizen Bozkurt; “Verimliliği yüksek, iş güvenliği bakımından oldukça güvenli makinalar imal ederek bu makinaları global pazara satabiliyoruz.

Uzer Makina Rockwell Automation 9 yıldır Uzer Makina’nın çözüm ortağı

Page 120: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

118

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Mevcut pazarımızı genellikle Avrupa firmaları oluşturu-yor. Bunun yanı sıra Çin Halk Cumhuriyeti’nde çalışan preslerimiz mevcut. Bu bizim tercih edilirliği yüksek bir makina imalatçısı olduğumuzu gösteriyor” dedi.

Firma ürettiği ürünlerle Türkiye’ye yapılan ithalatı önle-mekle kalmıyor, uluslararası bir imalatçı olarak, ihraç ettiği ürünlerle ülkeye döviz girişini sağlıyor.Araç Lastiği presi imalatı alanında Türkiye’de tek üretici firmaPress ve kalıp üretiminde uluslararası alanda önemli çalışmalara imza atan Uzer Makina, aynı zamanda Türkiye’de araç lastiği presi imalatı alanında üretim yapan tek firma özelliğini de taşıyor. Ayrıca firma sadece imalatçı değil, kendi tasarımını yapan bir konumda ve uluslararası patentli bir lastik pişirme presine sahip. Bu alanda İtalya, İspanya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Çin, İsrail, Belarus ile çalıştıklarını söyleyen Bozkurt, kalıp alanında ise Amerika kıtasının neredeyse tamamıyla çalıştıklarını belirtiyor.Yıllarca daha profesyonel bir organizasyon yapısı için mücadele verdiklerini de ifade eden Bozkurt; “2002 yılından beri ISO 9001 standartlarına göre çalışıyoruz. Şu an Petlas’ın tek bir fabrikasında Uzer Makina’nın 200’e yakın presi bulunuyor. Profesyonel organizasyon yapımız sayesinde firmalara güven veriyoruz. Bizim tec-rübemize, sözümüzde duracağımıza inanıyorlar. Burada en önemli nokta müşteri memnuniyeti. Müşteriyi ne kadar memnun edebiliyorsanız o kadar başarılısınız” dedi.

Yeni projeler yoldaUzer Makina’nın projeleri arasında yeni fabrika yatı-rımı düşüncesi olduğunu da vurgulayan Bozkurt; “Yurtdışında ve yurtiçinde yeni üretim fabrikası açmak gibi bir düşüncemiz var. Yurtiçinde çalıştığımız firma-lara yakın olmak amacıyla Aksaray’da bir fabrika açma planımız var. İlerleyen dönemlerde bunları değerlendir-

meye çalışacağız” dedi.İş hacimlerinin giderek büyüdüğünü ve kapasite artır-maya gittiklerini belirten Bozkurt; “İmzaladığımız yeni anlaşmalar ile birlikte kapasitemizi artırıyoruz. Pres olarak 100’ün üzerinde kapasiteye sahibiz. Geçtiğimiz yıl teslimat oranlarımızın bu yıl yüzde 5’lik bir büyüme göstereceğini öngörüyoruz. Rockwell Automation part-nerliğimiz ile global pazarda yan yana yürümek bize güç veriyor” dedi.Rockwell Automation Türkiye OEM Satış Kanalı Müdürü Halil Koçak Uzer Makina ile olan partnerlikleri ile ilgili olarak; “Son dönemlerde yaptığımız ortak çalışmalar ile partnerlerimizi çok farklı boyuta taşıdık. Uzer Makina Rockwell Automation’ın Global OEM Partner’i olarak katıldığı yerel veya uluslararası tüm organizasyonlarda bayrağımızı dalgalandırmaktadır. Hedefimiz geliştirdiği-miz stratejik ortaklık ile globalde Uzer Makina’nın daha görünür olmasını sağlamak. Yakın zamanda birlikte Amerika kıtasında da ortak iş yapmak arzusundayız” dedi.

Page 121: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

119

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Siemens Bina Teknojileri Partner Konferansı düzenlendi

Siemens Bina Teknolojileri bölümü, Haziran’da çözüm ortaklarını bir araya getirerek yeni işbirlikleri yaratmak ve sinerji oluşturmak amacıyla ilk Bina Teknolojileri Partner Konferansı’nı düzenledi.

Wyhdham Otel’de düzenlenen etkinlik Siemens Türkiye Bina Teknolojileri Direktörü Levent Yıldırım’ın açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasından sonra, Siemens Bina Teknolojileri Kontrol Ürünleri ve Sistemleri (CPS) İş Birimi Yöneticisi Füsun Çağlar ve İş Birimi Ticari Yöneticisi Güçlü Sağnak, CPS in dünyadaki ve Türkiye’deki durumunu paylaştılar, her geçen gün büyüyen CPS ekibini tanıttılar.

Ardından Siemens Türkiye Satış Müdürü Mert Ulaş, CPS iş gruplarından ve stratejilerinden söz etti.Siemens’i yakından tanıyan, uzun yıllardır çeşitli eğitim-ler veren BTO Eğitim ve Danışmanlık Firmasının sahibi Erhan İmamoğlu etkinlikte konuk konuşmacı olarak yer aldı. İmamoğlu, zor pazar koşulları ve partnerler arası

işbirliği ile oluşacak sinerji konusunda interaktif bir söyleşi gerçekleştirdi.. Siemens partnerleri söyleyişi boyunca düşünce ve görüşlerini paylaştılar.

Etkinlikte paylaşımı artırmak üzere partlerimizin yap-mış olduğu başarılı işlerle ilgili Örnek Projeler Paneli düzenlendi. Siemens Türkiye KNX Ürün Grubu Satış Yöneticisi Can Murat Gül tarafından yönetilen panelde, Elektro Kalori’den Levent Gelir “OEM satış kanalında nasıl geliştiklerini başarı öyküsü olarak paylaştı. SCS Otomasyon’dan Mert Çetin - FourWinds Göztepe Konut Projesi, Konsis Kontrol Otomasyon’dan Kadir Kırımlı- Bakü Olimpiyat Stadı’yla ilgili bilgi verdi. Senkron Güvenlik’ten Kamil Aydemir ise, Ankara’daki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hizmet Binası’ndaki çalışmalarını aktardı. Oturumların ardından plaket töreni yapıldı. Hizmetleri 5 yılı ve 10 yılı aşan bütün partnerlere plaketleri takdim edildi. Etkinlik, Elif Çağlar’ın caz dinletisi ve gala yeme-ğiyle son buldu.

Page 122: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

120

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Saldırı Tehditlerine Açık

Siber saldırı ihtimallerini düşürmek için Endüstriyel Kontrol Sistemleri’nin (ICS) fiziksel olarak korunaklı alanlarda bulunması gerekiyor. Ancak, bunu sağlamak her zaman mümkün olmayabiliyor. ICS tehdit haritası ile ilgili olarak hazırlanan raporda, Kaspersky Lab uzmanları internetteki güvenliği ihlal edilen 13.698 hostun büyük bir kısmının kurumsal şirketlere ait olduğunu vurguluyor.

Bu şirketler arasında, enerji, lojistik, uzay/havacılık, petrol ve doğalgaz, kimyasal, otomotiv, üretim, gıda,

kamu, finans ve sağlık sektörlerinden pek çok şirket bulunuyor.Bu ICS hostlarından %91.1’i dışarıdan manipule edilebilecek açıklara sahip. Daha önemlisi ise, bu ICS hostlarının %3.3’ü oldukça kritik açıklar taşımakta.

Birbirine bağlantılı sistemler hızlı cevaplar gerekti-ren durumlarda esnek ve kullanışlı olmakla beraber güncellemelerin entegrasyonunu kolaylaştırıyor. Öte yandan, bu parçaların internetle kullanılması, siber suçlulara önemli ICS parçalarını kontrol etme şansı

Page 123: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

121

ENDÜSTRİ OTOMASYON

vererek ekipmanlara fiziksel olarak zarar verilmesi ya da altyapının tamamı için tehdir oluşturulması riskini taşıyor.ICS sistemlerine yapılan karmaşık saldırılar yeni bir şey değil. 2015’de BlackEnergy APT adlı bir hacker grubu Ukrayna’daki bir elektrik firmasına saldırdı. Aynı yıl, siber saldırılarla ilgisi olduğu düşünülen 2 olay daha oldu. Bu olaylardan biri Almanya’daki bir çelik fabrikasında diğeri ise Varşova’da Frederic Chopin Havalimanı’nda gerçekleşti.

ICS sistemlerinin kullanımı yaygınlaştığı için, saldırı sayısında da artış olacağı düşünülüyor. 104 ülkede bulunan toplam 13,698 host, ICS parçalarının internet üzerinden uyumlu olduğu toplam host sayısının yal-nızca çok küçük bir parçasını oluşturuyor.

ICS sistemleri kullanan şirketlerin zayıf noktaları-nı bulmalarına yardım etmek için, Kaspersky Lab uzmanları ICS tehditleri ile ilgili bir araştırma yaptı. 2015 yılına ait OSINT verilerini kullanan ekip, aynı zamanda ICS CERT gibi halka açık bilgi kaynakların-dan da faydalandı. Endüstriyel Kontrol Sistemlerinin (ICS) Tehlike Haritası raporunda yayımlanan bulgular şu şekilde;• ICS parçaları ile uyumlu 170 ülkede toplam 188.019 host bulunmaktadır.

• Uzaktan kontrol edilebilen ve ICS ile uyumlu par-çaları bulunan hostların büyük çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri (%30.5 – 57.417) ve Avrupa’da bulunuyor. Avrupa’ya bakıldığında ise, Almanya’nın (%13.9 – 26.142) liderliği elinde bulundurduğunu ve onu takip eden ülkeler ise İspanya (%5.9 – 11.264) ve Fransa’dır (%5.6 – 11.264).

• Uzaktan kontrol edilebilen ICS hostlarının %92’sinde (172.982) açık bulunuyor. Bu hostların %87’si orta derecede zayıf nokta taşırken %7’sinin tehditlere açıklık oranı yüksek olarak belirlenmiştir.

• Son 5 yılda ICS parçalarının güvenlik zafiyeti 10 kat artmıştır. 2010 yılında 19 zayıf noktadan bahse-derken, 2015 verilerinde tam 189 zayıf nokta olduğu tespit edilmiştir. Tehditlere en açık ICS parçaları ise İnsan Makina Arayüzü (HMI), Elektronik Aygıtlar ve SCADA sistemleridir.

• Dıştan erişime açık ICS aygıtlarının %91.6’sı (172.338 farklı host) zayıf internet protokelleri kulla-

nıyorlar ve bu da, onları “ortadaki adam” tipi saldırı-lara karşı savunmasız kılıyor.

Kaspersky Lab’ın Kritik Altyapı Koruma Direktörü Andrey Suvorov ise yaptığı açıklamada şunları ifade etti; “Yaptığımız araştırma sonucunda ICS altyapı-sının büyüklüğü ile tehditlere karşı sahip olduğu açıklar arasında doğru orantı olduğunu saptadık. ICS ortamı doğası gereği birbirine bağlı pek çok farklı parçalardan oluşur ve bu parçaların pek çoğu inter-net bağlantılı olduğu için çeşitli zafiyetler taşırlar. Bir ICS kurulumunun verilen herhangi bir zamanda en az bir tane zayıf noktası olmayacağını garanti etmek mümkün değil. Ancak, bu bir fabrikayı, sant-rali ve akıllı şehir yapılanmasına ait bir bloğu siber saldırılardan korumanın imkansız olduğu anlamına gelmiyor. İşletmenin kullandığı parçaların zayıf nok-talarını da bilerek kullanması, güvenlik yönetiminin en temel adımıdır. Bu, aynı zamanda araştırmamızın motivasyonlarından da biriydi: konuyla ilgili kişilerde farkındalık yaratabilmek.”

Kaspersky Lab, ICS ortamını muhtemel siber saldırı-lardan korumak için şunları öneriyor:• Güvenlik denetimi yapın: Endüstriyel güvenlik ala-nında uzmanlaşmış kişilerle çalışmak raporda bahset-tiğimiz güvenlik açıklarını bulmak ve ortadan kaldır-mak için en hızlı yoldur.

• Dışarıdaki bilgilerden faydalanın: Günümüzde, BT güvenliği potansiyel saldırı verilerine göre çalış-maktadır. Dışarıdan alınan bilgiler ise, şirketlerin gelecekteki saldırıları tahmin edebilmeleri endüstriyel altyapılarını korumalarını sağlar.

• Bulunduğunuz çemberin hem içinde hem de dışında tam koruma sağlayın. Hataların olması olağandır. Iyi bir güvenlik stratejisi saldırıları bulma ve önemli veri-lere ulaşmadan saldırıya müdahale etme konusunda iyi yatırımlar yapmalarıdır.

• Gelişmiş koruma yöntemlerini değerlendirin: SCADA sistemleri için baştan yasaklı senaryolar oluşturulma-sı, kontrol birimleri için rutin entegrasyon kontrolle-rinin yapılması ve özelleştirilmiş bir ağ izleme sistemi ile bazı düğümler tamamen kaldırılamasa da şirketin genel güvenliğini sağlayabilir ve sistem açıklarından faydalanan tehlikelerden korunabilirsiniz.

Page 124: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

122

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran:

“İhracatçılar yurtdışındaki iş ortaklarıyla güven tazeleyecek”

Makine sektörü yılın ilk yarısında yüzde 4 ihracat artışı sağlamayı başardı. Makine ihracatının Türkiye ortalamasının üzerindeki artışının sürdüğünü belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, “Türkiye’nin istikrarına ve ekonomik potansiyeline zarar vermek isteyenlere verebileceğimiz en güzel cevap daha fazla üretmek ve uluslararası rekabette söz sahibi olmaktır. 15 Temmuz girişimi sonrasında alınan tedbirlerle hızlı bir normalleşme sürecinin başladığı-

na inanıyoruz. Yurtdışındaki iş ortaklarımızla bir kez daha güven tazeleyeceğimiz bu dönemde atacağımız her adımın, yılsonu rakamlarımıza olumlu yansımaları olacaktır” dedi.

Türkiye sanayiinin lokomotif sektörleri arasında yer alan makine sektörü ihracat odaklı büyümesini sürdür-dü ve yılın ilk yarısında dış ticaret açığının azalmasına büyük katkı sağladı. Türkiye’nin toplam ihracatının azaldığı bu dönemde yurt dışındaki etkinliklerini sür-düren makineciler stratejik pazarları arasında üst sıralarda yer alan Rusya ile yılın ilk yarısında yaşanan sıkıntılardan etkilenmelerine rağmen, sektör tamamı itibarıyla toplamda 6,8 milyar dolar ihracata imza ata-rak yüzde 4,0’lük artış gerçekleştirdi.

Sektör Rusya ile yeniden canlanan ilişkilerden memnun

Sektörün ihracat artışında, Makine Tanıtım Grubu’nun hedef pazarlara dönük olarak sürdürdüğü çalışma-larının önemli bir payı olduğunu ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran dünya ticaretindeki daralma ile Rusya pazarındaki sıkıntı-ları, yılın ilk yarısında dikkatle sürdürdükleri hedef odaklı pazar stratejisiyle aşmaya çalıştıklarını belirt-ti. Dalgakıran şunları söyledi, “Yılın ilk yarısında, Almanya’ya 1 milyar doların üzerinde makine satışı gerçekleştirdik.

Dünyanın en güçlü ülkelerinden ABD yılın ilk yarısında Türk makinelerine 500 milyon dolar ödedi. Pazar payı-mızı devamlı artırdığımız bu iki ülkeye, son dönemde ikili ilişkilerimizin yeniden düzeldiği Rusya da eklendi. Yılın ikinci yarısında bu ülkeyle geliştireceğimiz eko-nomik işbirliğinin, makine sektörünün ihracat artışını daha da yukarı taşıyacağını düşünüyoruz.”

Page 125: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

123

ENDÜSTRİ OTOMASYON

2015 Frost & Sullivan Ödülü

Bina Teknolojileri Bölümü üstün hizmet ve çözümleri nedeniyle ödüle layık görüldü. Frost & Sullivan, Siemens’in performansının örnek teşkil ettiğini vurguladı

Danışmanlık firması Frost & Sullivan, Siemens Bina Teknolojileri Bölümü’nü, üstün hizmet ve çözümlerini göz önüne alarak 2015 Yılı Avrupa Bina Teknolojileri Şirketi ödülüne layık gördü. Kuzey Avrupa Bölgesi Bina Teknolojileri Direktörü Peter Hallberg ödülü Haziran 2016’da Londra’da Frost & Sullivan Global Başkanı ve Yönetici Ortağı Aroop Zutshi’den aldı.

Frost & Sullivan uzmanları, ödül kararının nedenle-rini Siemens’in tüm sektörün gelişmesinde öncü rol oynamasına dayandırdı. Zutshi, “Bina teknolojileri sektöründe Siemens her şeyden öte müşteri odaklı

inovasyona odaklanan örnek olacak bir performans sergiledi” dedi. Siemens Bina Teknolojileri Bölümü’nün güvenli, enerji tasarruflu ve çevre dostu binalar ve yapılar konu-sunda inovatif bir pazar lideri olma iddiası, kapsamlı çözümleri ve hizmet portföyü ile destekleniyor. Bunun en yeni örneği bulut tabanlı Navigator enerji yönetim platformu. Görüntüleme yazılımı olan Navigator, veri akışını sıkıştırılmış ve genellikle grafiksel bir formatta gösteriyor. Bunun sonucunda enerji ve operasyon per-formansının üst seviyede ve detaylı olarak tüm işletme çapında izlenmesi sağlanıyor. Özelleştirilebilen, ölçek-lenebilen ve kullanımı kolay bir portal olan Navigator, bina sistemlerinin performansının, enerji talebinin ve enerji kaynağının verimli bir şekilde takip edilmesini sağlıyor.

Page 126: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

124

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Pompa sistemleri sektörünün öncü markası Wilo, Almanya’daki marka yarışmasında sanayi sektö-rünün en güçlü markası olarak “Altın Madalya” kazandı.

Alman Tasarım Konseyi ile Alman Marka Enstitüsü, pompa sistemleri sektörünün öncü markası Wilo’ya Almanya Marka Ödülü Yarışması’nda sektörünün en güçlü markası olarak “Altın Madalya” ödülünü verdi. Wilo, tüm katılımcılar arasında en yüksek derece olan “Altın Madalya” ile onurlandırılan tek marka oldu.

142 yıllık bir marka olan ve kendini sürekli yenile-yerek tüm dünyada sektörünün lideri olan Wilo’nun CEO’su Oliver Hermes ödül hakkında şunları söyledi: “Wilo’nun gücünü, etkisini ve rekabet üstünlüğü-nü her gün artırarak yolumuza devam ediyoruz. Aldığımız bu ödülle gurur duyuyoruz. Çünkü bu ödül, markamızı güçlendirmek için çalışan ekibimizin uzun süredir devam eden çok yönlü çabalarının onurlu bir karşılığıdır.”

Bir markanın, iyi bir şirket kültürü, uluslararası düzeyde kalıcı bir marka imajı ve tüm çalışanların şirket değerlerine ilişkin ortak coşkusu ile mükem-melliğe erişebileceğini vurgulayan Hermes, “Bu kap-samda Almanya Marka Ödülü bizim için sadece bir nişan değil, aynı zamanda Wilo markamızı daha da güçlendirmek için bir teşvik oldu” dedi.

Marka yönetiminin öneminin bilincine varan ve bunu etkin bir biçimde uygulayan şirketlerin ödüllendirildi-ği Almanya Marka Ödülü, alt kategorilere bölünmüş olarak üç ana klasmanda verildi. Wilo, “Makine & Mühendislik” klasmanında “Markalaşmada Endüstri Mükemmelliği” sınıfında yarıştı.

Wilo’ya “Altın Madalya” Ödülü

Page 127: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 128: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ERENDÜSTRİ OTOMASYON

126

TÜRKİYE’DE PLASTİK GERİ DÖNÜŞÜMÜ AVRUPA’NIN ODAĞINDA

Türk plastik sektörü Ekonomi Bakanlığı’ndan geri dönüşüm komisyonu kurulmasını istiyor

Modern dünyada tüketim alışkanlıkları ve alışveriş eğilimleri giderek değişime uğruyor. Tüm ülkeler ‘kul-lan-geri dönüştür-tekrar kullan’ anlayışını benimserken; tüketicilerde çevreye duyarlı ürünleri tercih ediyor. Firmalar ise kullandıkları malzemeleri orijinalden farkı olmayan, dönüştürülmüş doğaya saygılı ürünlere yön-lendiriyor. Böylece hem ekonomiye hem de sürdürüle-

bilir çevreye sağlanan katkı giderek artıyor. Başarılı geri dönüşüm çalışmaları ile bu yıl Avrupa’nın odak ülkesi olan Türkiye’de ise yasal sınırlamalar dönüşümlü mal-zeme ithalatını kısıtlıyor. Almanya’da gerçekleştirilen 19. Uluslararası Plastik Geri Dönüşümü Konferansı’nda Türkiye ve plastik sektörünü temsil eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, yasal sınırlamaların geri dönüşümü ve

Page 129: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

ENDÜSTRİ OTOMASYON

127

dış ticaret açığını olumsuz etkilediğini belirterek ilgili kurumlarla ile birlikte geri dönüşümlü hammaddelerle ilgili kanunların yeniden düzenlenmesi için komisyon kurulması yönünde çalışma yürüttüklerini açıkladı.

Türkiye’de 2015 yılında 25,8 milyon ton atık üretil-di. Üretilen miktardan yaklaşık yüzde 20’lik pay alan ambalaj atıkları 5 milyon tonunu üstlendi. 2015 yılında bu atıkların 1 milyon 300 bin tonu ise yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından belgelendirilerek geri dönüşüme kazandırıldı. Tamamını geri kazanmak hedefiyle başarılı çalışmalar sürdüren Türkiye, Plastics Europe, Almanya Atık Yönetimi Birliği (BVSE) ve Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) işbirliğin-de “Geri Dönüştürülen Plastik Ekonomiye Güç Katar” sloganı ile düzenlenen 19. Uluslararası Plastik Geri Dönüşümü Konferansı’ndaodak ülkesi oldu. Türkiye ve Türk plastik sektörünü temsil eden PAGEV konferans süresince geri dönüştürülmüş ürünleri ve projeleri sergiledi.

PAGEV konferansta ev sahipliğini üstlendiği “Türkiye’de Plastik Geri Dönüşümü” başlıklı çalıştay düzenledi. PAGEV tarafından hayata geçirilen ambalaj atıkları belgelendirme yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV ise Türkiye’deki yasal uygulamaları ele alırken; iki Türk geri dönüşüm firması da hem sektör hem çalışmaları ile ilgili katılımcılarla bilgiler paylaştı. Ayrıca programın sonun-da geri dönüşüm konusunda oldukça ileri düzeyde olan Almanya’daki geri dönüşüm tesisleri incelendi.

Dünya geri dönüştürülmüş çevreci ürünleri tercih edi-yor…

Geri dönüşüm konusunda üst düzey çalışmalara imza atan Avrupa ülkelerine Türkiye’deki atık sektörünü ve yönetimianlatan PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türk plastik sektörü olarak bugün Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise altıncı büyük üretici-siyiz. Sektörümüz, 20 milyar dolara ulaşan dış ticaret hacmiyle dünya plastik dış ticaretinden yaklaşık yüzde 2 pay alıyor. 2023 yılı ihracat hedefimiz 17 milyar dolar. Ayrıca Avrupa’nın birinci büyük üreticisi olma yolunda da hızla ilerliyoruz. Ekonomiye sağladığımız katkının yanı sıra sektör olarak sorumluluklarımızın da bilincindeyiz. Bu doğrultuda gerek Türkiye genelinde gerekse PAGÇEV özelinde ambalaj atıklarının belgelen-dirilmesi, geri dönüşümü için çalışıyoruz. Sürdürülebilir bir çevre ve kaynakların kontrollü kullanılmasından

yanayız. Dünyaya baktığımızda da artık tüm ülkelerin kullan-dönüştür-tekrar kullan anlayışını benimsediğini görüyoruz. Yalnızca tüketiciler değil, firmalarda bu bilinci kazandı. Tüketicilerine talepleri doğrultusunda ürün vermek istiyor. Türkiye gibi yılda 25,8 milyon ton atığa sahip bir ülkede bu bilincin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Türk plastik sektörü olarak hem kendi ürettiğimizi dönüştürüyoruz hem de geri dönüşmüş malzemeleri üretimimizde kullanmak istiyoruz. Böylece ekonomimize sağladığımız katkıyı daha da artıracağımı-za inanıyoruz” dedi.

Plastik sektöründe artık geri dönüştürülmüş malzemeye olan talebin giderek arttığının altını çizen Yavuz Eroğlu, “Teknolojinin ulaştığı yeni noktada geri dönüştürül-müş plastik hammaddelerle yapılmış ürünlerle, orijinal malzemeden yapılan ürünler arasında kullanım gerek-sinimlerini sağlamak noktasında kayda değer bir fark kalmadı. Dolayısıyla bunlar artık birçok ülkede orijinal malzeme gibi değerlendiriliyor. Hatta geri dönüşmüş granül ve çapak kullanımı birçok ülkede çevrecilik açısından teşvik ediliyor ve çevre vergileri daha az olu-yor. Bu ülkelerdeki alıcılar ülkemiz üreticilerinden geri dönüştürülmüş hammadde ile üretilen malzeme istiyor. Ülkemizde de plastikten yapılmış bu ürünler tarım, otomotiv, altyapı gibi özellikle geniş toplum kesimlerini etkileyen sektörlerde metalin yerini aldığı gibi bu sayede daha güvenli ve kalıcı çözümler sunarken dış ticaret açığını azaltıyor” diye devam etti.

Şu an geçerli bazı uygulamalar sebebi ile Türkiye’de geri dönüşüm malzeme ithalatının kısıtlandığını açıklayan PAGEV Başkanı Eroğlusözlerini şu şekilde bitirdi: “Yasal prosedürler sektörü ve dış ticaret açığını olumsuz etki-liyor. PAGEV olarak bu sektörün gelecek potansiyelinin farkındayız ve bu doğrultuda Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci ile görüştük. Geri dönüşmüş hammad-delerin ithalatıyla ilgili kısıtlamaların ülke menfaatleri ele alınarak tekrar değerlendirilmesi için konuyla ilgili Ekonomi Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Sektör Meclisi gibi kamu kurum ve kuruluşlarının bir araya geldiği bir komisyonunun kurulması yönünde talebimizi ilettik. Bu komisyonda geri dönüşümün ne olduğu, bugün geldiği nokta ve ekonomimize faydaları da göz önünde bulun-durularak kanunların yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Yakın zamanda ülkemiz ve sektörümüz adına olumlu haberler alacağımıza inanıyoruz.”

Page 130: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

128

ENDÜSTRİ OTOMASYON

HMS Industrial Networks AB, bina otomasyonu ala-nındaki Isıtma, Soğutma ve Havalandırma (HVAC) sistemlerinin entegrasyonunda önde gelen ağ geçidi çözümleri sunucusu olan İspanya merkezli Intesis Software S.L. şirketinin tüm hisselerini satın aldı.

Intesis ve satın alma hakkındaIntesis 2000 yılında kurulmuştur ve merkezi İspanya’nın Barselona yakınlarındaki Igualada böl-gesinde yer almaktadır. Intesis, bina otomasyonu alanı içerisinde iletişim için ileri düzeyde ağ geçitleri çözümleri ile arayüzleri sunmaktadır. Intesis’in satış-larının büyük bir kısmı başarılı bir bina otomasyon iletişim çözümü olan “IntesisBox” ürününden gel-mektedir. Intesis global düzeyde havalandırma ve bina otomasyon sistemlerinin çeşitli büyük üreticileri ile yakın bir şekilde çalışmaktadır. Şu anda şirketin 30 çalışanı bulunmaktadır. Intesis kurucusu Pedro Lumbreras bu konuda şunları kaydetti; “Endüstriyel

iletişim alanında küresel pazar liderlerinden olan HMS’in bir parçası olarak Intesis işleri-ni ve teknoloji platformunu bir sonraki seviyeye taşımak üzere büyük bir potansiyel görüyoruz. Ekibimiz için HMS içerisindeki yeni endüstriyel yuvamızı bulduğumuz için memnuniyet duyuyorum.”

Intesis CEO’su José Cerón şunları paylaştı; “Dünya çapındaki varlığı ve endüstri-yel iletişim alanındaki bilgisi ile birlikte bizlere yeni boyut-lar katacak olan ve bina oto-masyonu alanındaki başarılı yolculuğumuzu daha stratejik olarak yönetecek olan HMS ile birleşeceğimiz için heye-canlıyız.”

HMS Networks AB CEO’su Staffan Dahlström; “Intesis’in protokol ve uygulama-ya yönelik teknik bilgisi, pazarda kanıtlanan çözümleri ile birleştiğinde HMS için önemli eklentiler haline gel-mektedir. Büyüme stratejimize mükemmel bir şekilde uymaktadır. Intesis’in bina otomasyonundaki sistem entegrasyonuna yönelik iletişim çözümleri içerisinde-ki güçlü konumu HMS’nin mevcut ağ geçidi sunum-larını mükemmel bir şekilde tamamlayacak. Intesis, HMS’ye etkin bir kullanma alanı ve bina otomasyon sistemleri alanında bir pazar konumu verecek.

Intesis köklü ve oldukça saygı değer bir endüstriyel şirkettir ve yakın zamanlarda satın aldığımız eWON ile birlikte HMS’nin dünya çapındaki müşterilerimize, cihaz ve makine üreticilerine, sistem birleştiricileri ve kurucularına yönelik eşsiz değer sunumunu daha da 1 / 2 güçlendiriyor.”

HMS Industrial Networks AB, İspanya’daki Intesis Software S.L. şirketini satın alıyor

Page 131: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

129

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Comau Türkiye şubesinin resmi açılışı 15 Temmuz 2016 ‘da Bursa’da gerçekleşti. Etkinlik, FCA Grup şirketi olan Comau’nun , Güneydoğu Avrupa (SEE) ve sorumlu olduğu bölgesinde bir yıl boyunca sür-dürdüğü başarılı çalışmalardan elde ettiği olağanüstü sonuçlar sonrasında gerçekleşti .

Resmi adı, Comau Robot ve Sistemleri A.Ş. olan şube, Türkiye, Yunanistan ve Ortadoğu’da çalışan tüm iş ortaklarına ürün satış, yedek parça, teknik destek ve eğitim hizmetlerinden sorumludur. Açılış etkinliğine, prestijli müşteriler ve yerel medya da dahil olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Katılımcılar, Comau’nun küçük robotlarından nere-deyse tüm Racer ailesi de dahil olmak üzere, 4 eğitim hücresini görme fırsatı buldular.Ziyaretçiler, Racer 7-1,4, Racer 7-1.0 ve dünyaca ünlü Racer 3’ü yakın-dan görme fırsatı buldular.

Etkinlik, katılımcılara Güneydoğu Avrupa (SEE) ala-nındaki Comau stratejilerini anlatmak için bir fırsat

oldu. Açılışta, Comau Robotik Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Tobias Daniel, Comau Ülke müdü-rü Kandan Özgür Gök ile birlikte konuştu ve gelişimin gelecekteki trendlerini tanımladı.

Tobias Daniel, “ Bizim yeni stratejimiz tamamıyla yeni bir portföy ve tamamıyla yeni fikirlerlere yönel-mektir. Comau ürün gamını geliştiriyor. Sektörümüz değişiyor ve buna parelel olarak biz de yeni pazarlara giriyoruz. Benim için, robotik teknolojiyi kullanmaya başlamalarından dolayı çok önemli olan bazı pazarlar var ve Türkiye bunlardan biri“ dedi.

Daniel ayrıca; Comau iş ortakları ve müşterilerine özel olarak konuşmasını şu sözlerle tamamladı. “Şimdi biz, endüstride robotik alanındaki gelişime destek olmak isteyen iş ortakları arıyoruz. Robotiğin yeni uygulamaları bu günlerde başlıyor ve Türkiye ,robotik teknolojiyi kullanacak büyük tesisler için hazır ” Etkinlik katılımcılar tarafından beğeniyle kar-şılandı ve medyada geniş bir yankı buldu.

Comau Türkiye Şirket Merkezi resmi olarak Bursa’da açıldı

Page 132: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

130

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Danfoss, Avrupa’nın dört bir yanındaki çalışanlarını dinledi

Isıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri alanında dünya lideri Danfoss, Avrupa Birliği direktifleri doğ-rultusunda geçtiğimiz yıl kurulan ‘Danfoss Avrupa İş Konseyi’ni (DWEC) Danimarka’da topladı. Danfoss Avrupa İş Konseyi’nde 22 ülkeden 12 bin Danfoss çalışanı temsil edildi

Sektöre yön veren Danfoss, ısıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri alanında bir ilke daha imza attı. Danfoss’un 2015 yılında Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda hayata geçirdiği ‘Danfoss Avrupa İş Konseyi” 22 ülkeden 12 bin Danfoss çalışanı tem-sil etmek üzere 26 delegenin katılımı ile toplandı. Danimarka’da toplanan konseyde Danfoss Türkiye’nin 123 çalışanını ise Danfoss Soğutma Sistemleri İş Geliştirme Müdürü Kıvanç Aslantaş temsil etti.Danfoss Avrupa İş Konseyi’nde dönem değerlendir-meleri yapılırken finansal yapı detaylı olarak aktarıldı.

Genel merkez ve fabrika ziyaretlerinin de yapıldığı konseye Danfoss üst yönetimi adına İnsan Kaynakları Kidemli Başkan Yardımcısı Anne Wilkonson ve Kuzey Avrupa Bölge Başkanı Leif Flogart da katıldı. Anne Wilkonson ve Leif Flogart delegelere çeşitli sunumlar yaparak sorularını cevaplandırdı.

Delegeler seçimle belirlendiDanfoss’ta her ülkeyi temsil eden delegeler seçimle belirlendi. Delege olma şartları taşıyan Danfoss çalı-şanları arasında seçim yapıldı. Direktör ve üzeri sevi-yede olmayanlar arasından 9 yıldır Danfossa hizmet eden ve iyi derecede ingilizce bilenler seçime katılma hakkına sahip oldu.

Danfoss Avrupa İş Konseyi her yıl toplanacak.

Page 133: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

131

ENDÜSTRİ OTOMASYON

AMD güçlü fiziksel temelli işleme motorunun kay-nak kodlarını geliştiricilerle paylaşacağını duyurdu. GPUOpen’ın bir parçası olan Radeon ProRender, yaratıcı profesyonellerin fotogerçekçi işleme ile zenginleştirilmiş yüksek performanslı uygulama ve iş akışlarını kullanarak fikirlerini hayata geçirmelerine yardımcı oluyor.

Radeon ProRender kullanıcıları GPUOpen.com üzerin-den sanal olarak herhangi bir platform ile GPU, CPU veya APU’lar için yüksek verimli, yüksek performanslı ve heterojen bir ışın izleme arakesit kütüphanesi olan Radeon Rays’e erişim sağlayabilecekler. Bir AMD giri-şimi olan GPUOpen, sunduğu maliyetsiz açık kaynak geliştirme araçları ve yazılımlar ile geliştiricilerin çığır açan oyunlar, profesyonel grafik uygulamaları ve yüksek performanslı GPU hesaplama uygulamaları yaratmaları için tasarlandı.

Radeon ProRender eklentileri halihazırda Autodesk 3DS Max, Solidworks ve Rhino için hazır durumda ve yakın-da Autodesk Maya üzerinden de erişilebilecek. Radeon ProRender Windows, OS X ve Linux işletim sistemleri ile uyumlu olarak AMD GPU, CPU ve APU’larına ve diğer markaların eşdeğer ürünlerine destek veriyor.Konu hakkında görüşlerini belirten AMD Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Radeon Teknoloji Grubu Baş Mimarı Raja Koduri, “Radeon ProRender uzun yıllar süren bir

mühendislik sonucu yarattığımız yüksek performanslı fotogerçekçi GPU temelli bir işleme teknolojisi. GPU hesaplama temelli işleme çözümlerini sarmalayıcı dene-yimler yaratmak üzere fotogerçekçi işlemler yaratmaya en yakın çözüm olarak görüyoruz. Radeon ProRender’ı GPUOpen kapsamında kullanıma sunmamız dünya çapında grafiğe yönelik yaratıcı zihinlerin “İmkansızı Başarma Sanatı”nı gerçekleştirmeye olan mücadelemize katkı sağlamasını sağlayacak.” diye konuştu.OpenCL üzerinde inşa edilen Radeon ProRender bu açık kaynaklı standardı destekleyen her donanım üzerinde çalışıyor. Diğer işleyicilerin aksine Radeon ProRender tek sistem üzerinde aynı zamanda çoklu GPU ve CPU kullanımına izin verip hesaplama işlemlerini dengele-yebiliyor ve bu sayede en son teknoloji GPU hızlan-dırmaları ile hızlı ve kesin sonuçlar sunuyor. Radeon ProRender’ın tarafsız ışın izleme motoru aynı zamanda geniş bir doğal fiziksel temelli malzeme ve kamera sis-temini de içeriyor. Radeon ProRender SDK da sunduğu C++ kütüphanesi sayesinde hızlı fotogerçekçi işlemenin gerektiği noktalarda uygulamalar ile kolay bir entegras-yon sağlıyor.

ErişilebilirlikRadeon ProRender’a Eylül ayında donanım markası gözetmeksizin açık kaynak grafik kaynakları sunan GPUOpen kütüphanesi üzerinden erişilebilecek.

AMD’den fotogerçekçi işleme için açık kaynaklı

“Radeon ProRender”

Page 134: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

132

ENDÜSTRİ OTOMASYON

SANPA ELEKTRONİK,1 YILDA 2. BAYİ TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ!

Sanpa Elektronik, bu sene ikincisini düzenlediği Bayiler Toplantısını, Megger Satış Müdürü Simon Wood’un da katılımıyla, Kaya Ramada Plaza’da ger-çekleştirdi. İki gün süren toplantıya İstanbul’dan ve Türkiye’nin çeşitli illerinden Sanpa bayileri katıldı. Katılan tüm bayilerin 2 gece İstanbul Beylikdüzü’ndeki Kaya Ramada Plaza’da ağırlandığı toplantı organizas-yonu 22 Temmuz Cuma sabahı saat 10:00’da başladı ve 23 Temmuz Cumartesi toplu akşam yemeğiyle sona erdi.

Hoş geldiniz açılış konuşması yapan Sanpa Genel Müdürü Şahap Dereli, bu yıl yapılan ilk bayiler top-lantısının çok samimi ve oldukça verimli geçmesiyle önemli başarılar elde edildiğini açıkladı. Bu yılın ikinci toplantısının da oldukça verimli geçeceğini belirten Şahap Dereli, Sanpa Elektronik’in özellikle Çok Fonksiyonlu Test Cihazları ve Termal Kameralar konusunda Türkiye’de önemli markaların temsilcisi olduğunu vurgulayarak, başta Kyoritsu, Menger mar-kaları ile birlikte pazar paylarını sürekli artırdıklarını söyledi.Megger Satış Müdürü Simon Wood’un yaptığı tanıtıcı ve teknik sunum sonrasında bayiler, yeni test ve ölçü cihazları ile Termal Kameralar konusunda önemli bilgiler aldılar.Sanpa Elektronik, iki günlük toplantıda ayrıca bayiler-le görüşmeler yaptı, önerilerini dinledi, yeni test ve ölçü cihazları ile ilgili genel bir eğitim yaptı.

SANPA ELEKTRONİK HAKKINDA1988 yılı başında kurulan Sanpa Elektronik, müşteri-lerine her zaman en iyi ürünü sunmaya gayret eden bir firmadır. Sanpa Elektronik, kurulduğu ilk günden bu yana, sürekli yeni teknolojileri görmek ve bunları müşterilerine de ulaştırmak amacı ile yurt içi ve yurt dışında Elektrik - Elektronik fuarlarına katılmış, sek-tördeki gelişmeleri yakından takip ederek portföyüne yeni ürünler dahil etmiştir.

Sanpa Elektronik bu güne kadar genellikle, yurt dışından mümessilliğini aldığı firmaların mallarını

Page 135: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry

HA

BERL

ER

133

ENDÜSTRİ OTOMASYON

getirmeyi tercih etmiştir ve bundan sonra da aynı doğrultuda faaliyette olacaktır.

Sanpa Elektronik’in mümessilliğini yaptığı firma-lar dünyanın en ünlü ve ciddi firmalarıdır. Sanpa Elektronik, doğrudan üretici firmalarla temasa geçe-

rek, fabrikalarını ziyaret edip üretim aşamalarını ince-leyerek en doğru ürünü seçmeye çalışmıştır. Sanpa Elektronik’in getirdiği bütün cihazlar en az bir yıl süre ile fabrikasyon hatalarına karşı garantilidir.

Bilindiği gibi, dünyaca tanınmış firmaların ürün-leri kalite ve fiyat olarak oldukça yüksektir. Sanpa Elektronik, kaliteli ve pahalı ürünlerinin yanı sıra müşterilerinin isteği doğrultusunda, fiyatta daha uygun kalitede eşdeğer olan Uzak Doğu menşeli (Çin, Kore, Tayvan) ürünleri araştırarak bu ürünleri portfö-yüne dahil etmiştir.

Sanpa Elektronik Portföyündeki Ürünler:

● Akü Test Cihazları● Çevre Ölçüm Cihazları● Çok Fonksiyonlu Test Cihazları ve Elektriksel Güvenlik Test Cihazları (CE Test Cihazları)● Faz/Voltaj Kontrol Cihazları,● Fonksiyon Jeneratörleri● Güç Analizörleri● Güç Kaynakları● İzolasyon Test Cihazları(Megerler)● Kablo İzleme Cihazları● Kaçak Akım Kaydedicileri● Kalibratörler● LCR Metreler● Loop/RCD Test Cihazları● Mikroohmmetreler● Multimetreler● Osiloskoplar● Pensampermetreler● Termal Kameralar● Termometreler● Toprak Direnci Test Cihazları● TTR Cihazları● Yağ Test Cihazları● Yüksek Gerilim Test Cihazları

Page 136: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 137: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 138: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 139: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry
Page 140: Endüstri Otomasyon...BOSCH REXROTH Endüstri 4.0 dünyasına hazırlık… ABB Gemi panoları için küçük hacimlerde yüksek kısa devre BR AUTOMATION IO-Link 1.1 ile Industry