farmakoloji 1 – farmakolojiye giriş...farmakoloji giri • farmakoloji, yunanca ‟pharmacon”...
TRANSCRIPT
Farmakoloji 1 –
Farmakolojiye Giriş
Dr. Öğr. Üyesi Soner METE
Tarihçe• İlaçlar hakkında ilk yazılı bilgilere Ebers papirüslerinde
M.Ö. 1550 rastlanmaktadır. (800 reçetelik ve tanımlanan700 ilaç)
• Sümer ve Mısırlılar’a ait kalıntılarda, ilaç olarak kullanılanbitkilerle ilgili kayıtlara rastlanmaktadır.
• Paracelsus (1493‐1541) modern tıbbın yanında, modernfarmakolojinin (İlaçbilimi) de kurucusu olaraknitelendirilebilir.
«Bütün maddeler zehirdir.
Zehirli olmayan madde yoktur.
Zehirile tedavi edici olanı ayıran şey
doğru dozdur»
Farmakolojinin Tarihsel Gelişimi
M.Ö. 2000 Al, bu kökü ye.
M.S. 1000 O kök kötü. Gel, bu duayı oku.
M.S. 1850 O dua batıl inanç. Al, bu iksiri iç.
M.S. 1940 O iksir yılan yağı. Al, bu hapı yut.
M.S. 1985 O hap etkisiz. Gel, bu antidepresanı al.
M.S. 2013 O antidepresan işe yaramaz. Al, bu kökü ye.
Farmakoloji Giriş
• Farmakoloji, Yunanca ‟pharmacon” (ilaç) ve ‟logos‟(bilim) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.
• Farmakoloji: İlaçların kaynaklarını, kimyasal ve fizikselözelliklerini, vücuda alınışlarını, etki şekillerini ve hastayaverilecek hale getirilme yöntemlerini araştıran bilimdalıdır.
• Araştırmanın son amacı;
hastalıkların tedavisi,
tanısı,
önlenmesi (profilaksisi)
ve diğer tıbbi amaçlar (gebeliğin önlenmesi) için en
uygun kimyasal maddenin saptanması ve ilaç olarak
geliştirilmesidir.
Farmakolojinin Dalları
Farmakoloji
Farmakokinetik
Farmakodinamik
Farmakoterapi
Toksikoloji
Kemoterapi
Farmasötik Kimya
Biyofarmastik
Moleküler Farmakoloji
Biyokimyasal Farmokoloji
Nörofarmakoloji
İmmünofarmakoloji
Klinik Farmakoloji
Farmakolojinin Dalları• İlaçların canlıda emilim, dağılım, metabolizma ve atılımını
(itrah) inceleyen bilim dalıdır.Farmakokinetik
• İlaçların canlılardaki kimyasal, fizyolojik etkileri ile etkimekanizmalarını inceleyen bilim dalıdır.
Farmakodinamik
• İlaçlarla veya diğer kimyasal maddelerle oluşanzehirlenmeleri, zehirli maddelerin yapısını, özelliklerini,etki mekanizmalarını, zehirlenme belirtilerini ve tedavileriniinceleyen bilim dalıdır.
Toksikoloji
• İnsan vücudunu istila eden parazit, mikroorganizma vebakterilerin yaptığı hastalıkların tedavisini inceler.
Kemoterapi
• İlaçların, hastalıkların tedavisinde kullanılmasını inceleyenbilim dalıdır.
Farmakoterapi
• İlaçların kimyasal yapısını ve özel şekillerde hazırlanmasını(tablet, ampul, kapsül vb.) inceleyen bilim dalıdır.
Farmasötik kimya
• İlaçların farmasötik şekillerine göre emilimini inceler.Biyofarmasötik
• Yeni ilaçların, bulunması ve geliştirilmesi amacıyla normalve hasta insanlarda uygulanmasını ve sonuçlarındeğerlendirilmesini inceleyen bilim dalıdır.
Klinik farmakoloji
• Canlıda biyolojik sistemlerle, ilaçlar arasındaki fizik vekimyasal etkileşmeleri moleküler düzeyde inceleyen bilimdalıdır.
Moleküler farmakoloji
• İlaçlar ile enzimler arasındaki etkileşmeleri inceleyen bilimdalıdır.
Biyokimyasal farmakoloji
• Sinir sitemini etkileyen ilaçların özelliklerini ve etkimekanizmalarını inceleyen bilim dalıdır.
Nörofarmakoloji
• İlaçların immün sisteme etkilerini inceleyen bilim dalıdır.İmmünofarmakoloji
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre;
• fizyolojik durumları ya da patolojik olayları, alanın yararı içindeğiştirmek, incelemek amacıyla kullanılan veya kullanılmasıöngörülen bir madde ya da ürün olarak tanımlanır.
İlaç:
• Bir defada verilen ilaç miktarıdır.Doz:
• Tedavi amacı ile kullanılan tek bir maddedir.Drog:
• Gün boyunca verilmesi tavsiye edilen ilaç miktarıdır.Günlük
doz:
• İlaçların olağan dozlarında bile istenilen tesirlerine ilavetenyaptıkları istenmeyen etkileridir.Yan etki:
• Genellikle ilaçların farmakodinamik etkilerinin şiddetlenmesinebağlı hasta için rahatsızlık veren ve bazı durumlarda ölümeneden olabilen etkidir.
Toksik etki:
• İlacın tedavi dozu ile toksik etki gösteren dozu arasındakiaralığa denir.
Emniyet aralığı:
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• İlacın, kullanılması gerekendurumlarına denir.
Endikasyon:
• İlacın, kullanılmaması gerekendurumlarına denir.
Kontrendikasyon:
• Mikroorganizmaların özelliklerine bağlıolarak ilaçlara direnç gelişmesi veilaçların etkisiz kalmasıdır.
Rezistans:
• İlaçlar devamlı kullanıldığında,normalde alınan etkinin gittikçeazalması durumudur.
Tolerans:
• Bir ilacın plazmadakikonsantrasyonunun yarıya inmesi içingeçen süredir.
İlacın yarılanma ömrü:
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• Hastalıkların oluşumunu ya da gelişimini önlemekamacıyla yapılan tedaviye yönelik girişimlerdir.
Profilaksi:
• İlaçlar normal dozlarda kullanıldıklarında bile toksiktesirler oluşturabildiklerinden (Örn. kanser ilaçları) ilaçtedavisinde göz önünde tutulması gereken nokta; ilacınyararının zararına üstünlüğünün saptanmasıdır.
Yarar / Risk oranı:
• İlaç yapmak için gerekli formül ve tariflerin yazılı olduğukitaptır.
Farmakope:
• Bir ilaç (antagonist) diğer bir ilacın (agonist) etkisiniönler veya ortadan kaldırırsa bu duruma,"antagonizma" adı verilir. Çeşitli ilaç ve zehirlimaddelerle meydana gelen zehirlenme olaylarında bureaksiyondan yararlanılır.
Antagonizma:
• İki ilacın birlikte kullanıldığındaki etkisi, yalnızkullanıldığındaki etkisinden daha fazla olmasınasinerjizma denir. Bir ilacın etkisinin diğer ilaç tarafındanarttırılmasıdır.
Sinerjizma:
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• Bazı maddeler gebe kadınlar tarafındanalındıklarında, plasentadan fötal dolaşımageçerek fötusta kalıcı bozukluklara neden olur.Bu duruma, teratojenezis ya da fötotoksik etkidenir.
Teratojeniketki:
• Çeşitli sebeplerle meydana gelen ve hücreDNA‟sında oluşan kalıcı değişiklerdir.Mutajen; mutasyona neden olan etkenmaddedir.
Mutajenik etki:
• Vücuttaki hücrelerin, yeterli derecedefarklılaşmaya uğramadan, kontrolsüz ve hızlı birşekilde bölünmeleriyle kendini gösteren durumakanser (karsinoma) denir. Kanseri oluşturan tümmaddelere karsinojen adı verilir. Örnek: asbest,tütün dumanı, antineoplastik ilaçlar vb
Karsinojenik etki:
İlaçlarla Tedavi
İlaçla Tedavi
Ampirik (ilkel) tedavi
Semptomatik (Palyatif)
tedavi
Radikal (Rasyonel)
tedavi
Profilaktik (Koruyucu)
tedavi
İkame(Yerine koyma)
tedavi
İlaçlarla Tedavi
• Hastalığın sebebini, oluşum mekanizmasını veilacın hastalığa etki şeklini bilmeden, yalnız gözlemve denemelere dayanılarak yapılan tedavi şeklidir.Günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir tedavi şeklidir.
Ampirik (ilkel) tedavi
• İlaçlarla hastalığın nedenini ortadan kaldırmadanbulgu ve belirtilerini gidermek için yapılan tedavidir.Örnek: Tonsillitte yükselen vücut sıcaklığının, ateşdüşürücü ile düşürülmesidir.
Semptomatik (Palyatif) tedavi
• İlaçlarla hastalığın nedeninin tamamen ortadankaldırılmasına, “radikal tedavi” denir . Örnek:Tonsillitin antibiyotik ile tedavi edilmesidir.
Radikal (Rasyonel) tedavi
• Hastalıklardan korunmak için yapılan uygulamadır.Örnek: aşı uygulamaları, bazı ameliyatlardaameliyat öncesi antibiyotik verilmesi vb.
Profilaktik (Koruyucu) tedavi
• Vücutta eksikliği görülen maddelerin eksikliğinigidermek için yapılan tedavidir. Örnek: Demireksikliği anemisinde, hastaya uygun yollardandemir (Fe) içerikli ilacın verilmesi.
İkame (Yerine koyma)
tedavi
İlaçlarla Tedavi
• İlaç kullanılırken organizmanın fizyolojisinin ve ilacınetki mekanizmasının çok iyi bilinmesi gerekir. En iyitedavi için;
UYGUN
İlaç Hastada Dozda Zamanda Aralıklarla Yol ile Hastalık
Sınıflandırma ve Adlandırma
• İlaçlar, özelliklerine göre aşağıdaki şekildesınıflandırılır.
Farmakolojik etki ve kullanım amaçlarına göre;
Kaynaklarına göre:
Kimyasal yapılarına göre;
Etki yerlerine göre;
Hazırlanış şekillerine göre;
• antipiretik (ateş düşürücü) ilaçlar, analjezik (ağrıyı geçiren ) ilaçlar
• bitkisel, hayvansal vb.
• glikozidler, alkoloidler, steroidler vb.
• Kalp ve damarlar üzerine etkili olan ilaçlar “Kardiyovasküler sistem ilaçlar” olarak adlandırılır.
• ofisinal, majistral ve spesiyaliteler.
Sınıflandırma ve Adlandırma
• İlaçların adlandırılması üç şekilde olur.
Genel ad (jenerik=uluslararası ortak adlandırma):
• Sağlık alanında uluslararası bilimsel ortaklık sağlamak, bilimsel yayınlarınkolay ve anlaşılır olması için ilaçların genel adı kullanılır. Örnek: diazepam,digoksin parasetamol vb.
Ticari ad (marka veya müstahzar adı):
• İlacı bulan firmanın kendi ürünlerine verdikleri özel addır. Tek bir ilacın değişikadda birçok müstahzarı vardır. Örneğin: Dikloron, Difenak, Voltaren,Miyadren vb. ilaçların hepsi analjezik, antienflamatuar, antiromatizmal olarakkullanılan ilaçlardır.
Kimyasal ad:
• Uluslararası Kimya Birliği tarafından verilen addır. Genellikle uzun vekarmaşık olduğundan uygulamada kullanılmamaktadır. Örnek: Genel adıparasetamol olan ilacın kimyasal adı N-asetil-para-amino-phenol‟dür.
İlaç Kaynakları
İlaç Kaynakları
Doğal Kaynaklı İlaçlar
Bitkisel İlaçlar
Hayvansal İlaçlar
Mineral İlaçlar
Mikroorganizmalar
Sentez İlaçlar
DNA Rekombinasyon
tekniği elde edilen ilaçlar
İlaç KaynaklarıBitki kaynaklı ilaçlar:
• Bitkisel kökenli ilaçlar genellikle bitkilerin kök, tohum, özsuyu, kabuk vb. kısımlarından saf madde halinde elde edilir. Bunlardan en önemlileri afyon alkoloidleri ve dijital glikozidi gibi.
Hayvan kaynaklı ilaçlar:
• Hayvanlardan genellikle hormon ve enzim tipindeki ilaçlarla, antitoksinler elde edilir. Örnek: tiroit, insülin hormonu, akrep yılan antitoksinleri vb.
Mikroorganizma kaynaklı ilaçlar:
• Antibiyotiklerin elde edilmesinde kullanılır.
Mineral kaynaklı ilaçlar:
• İyot(I), demir(Fe), gümüş(Ag) gibi elementler serbest şekilde ilaç olarak kullanılabilir.
Doğal Kaynaklı
İlaçlar
İlaç Kaynakları
Sentez İlaçlar
• Laboratuvar ortamında sentez yoluyla elde edilenilaçlardır. Eter, ilk sentez yoluyla elde edilenilaçlardandır. Günümüzde doğal kaynaklı ilaçlarınbüyük çoğunluğu sentez yoluyla üretilmektedir.İlaçların kimyasal yapılarında bazı yapaydeğişikliklerle yarı sentetik ilaçlar da eldeedilmektedir. Örnek: yarı sentetik penisilin vb.
DNA Rekombinasyon Tekniği ile Elde Edilen
İlaçlar
• Bu teknik ile son yıllarda ilaç elde edilmeyebaşlanmıştır. Memeli hayvan hücrelerinden alınanDNA molekülü çeşitli işlemlerden geçirildiktensonra kolay üretilen bir mikroorganizmanınsitoplazması içine yerleştirilir. Bu yöntemlebüyüme hormonu, insülin ve bazı aşılar eldeedilmiştir
İlaç Özellikleri
İlaçlar vücutta nasıl bir değişiklik yaparlar?
İlaçlar vücut fonksiyonları veya zihinsel fonksiyonlar
üzerinde etki oluştururlar.
İnsan vücudunda üretilen veya dışardan alınması
gereken ve eksikliği sonucu hastalık oluşturan aktif
maddeleri yerine koyarlar.
Vücuda girerek hastalık yapan patojen mikrop, parazit
veya bazı zararlı maddeleri dışarıya atar veya yok
edilmelerini sağlarlar.
İlaç Özellikleri
İlaçlar hangi özelliklere sahip olmalıdır?
I. İlaç kullanılış amacı ile ilgili hücre ve yapılara ve
buradaki biyolojik olaylara etki yapmalı, diğer yapı ve
olayları etkilememelidir. Buna, ilacın seçicilik(selektivite) özelliği denir. Bu özellik ilaçlarda tam
olarak değil, göreceli olarak bulunur. Örneğin digital
glikozidleri kalp kasına en fazla etki gösterir.
II. İlaç etkisinin geçici olması gerekir. Yani ilaç uygulaması
kesilince etkisi kısa bir süre sonra ortadan kalkmalıdır.
Vücutta kalıcı etki genellikle zehirlerin bir özelliğidir.
III. İlacın etkisi doza bağımlı olmalıdır. (Doz: bir defada
verilen ilaç miktarıdır, bir gün boyunca verilmesi
önerilen miktar günlük doz diye adlandırılır.)
İlaç Özellikleriİlaç Etkilerinde Rol Oynayan Faktörler !!
• Damar yolu ile verilen ilaçlar; diğer yollar ile verilen ilaçlara göre daha çabuk etki sağlar.İlaçların Veriliş Yolu ve
şekli
• Bazı ilaçlar hamilelik süresinde fetüs üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı kullanılmaz.Özellikle bebeklerin organları gelişimlerini tamamlamadığından ilaçlara duyarlıdır. Yaşlıinsanlar da yaşlanma sürecinde fizyolojik değişiklikler geçirdiğinden bazı ilaçlara karşıduyarlıdır.
Gelişim Dönemleri
• Kadın ve erkekler arasında hormonel farklılıklar vardır. Cinsiyet, hormonların bazı ilaçlarıparçalaması ve etkisi üzerinde önemli bir faktördür. Bununla birlikte uygulanan ilacın dozuherkese uymayabilir. Bu nedenle bazı ilaçların dozları, kişinin kilosuna göre ayarlanarakuygulanır.
Cinsiyet ve Kilo
• İlaçların büyük bir kısmı karaciğer enzimleri tarafından yıkılır. Bu enzimlerin çalışmaları ile ilgili olarak insanlar arasında bireysel farklılıklar mevcuttur. Kişinin yöresel olarak kullandığı bazı bitkisel tedaviler ilaçların etkisini azaltabilir ya da zıt etki gösterebilir.
Genetik ve KültürelFaktörler
• Yüksek kesimlerde oksijenin az olması bazı ilaçlara hassasiyeti artırabilir. Büyük bir kazaya uğramış kişiye kazanın bulunduğu bölgede sedatif (sakinleştirici) grubu bir ilacın uygulanması sakinleşme süresini uzatabilir. Beslenme biçimi de ilaç etkilerini, vücudun ilaca karşı reaksiyonunu etkileyebilir
Çevre ve Beslenme
• Yapılan tedaviye inanmak ilaca karşı tepkiyi etkilemektedir. Öte yandan ilacın yaratacağı etkiye inanmama ilacın etkilerinin az ya da daha yavaş ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Psikolojik Etmenler
• Eliminasyon ve metabolizma açısınsan önemli olan böbrek ve karaciğer, yetmezlik durumlarında ilaç ömürleri uzayabilir ve toksik etki yaratabilir.
Kronik Böbrek yetmezliği-Karaciğer
yetmezliği
• Yemeklerin hemen ardından ilacın oral yolla alınması ilacın emilimini geciktirir.Tedavi Zamanı
Yeni İlaç Geliştirmea. (Bio)Sentez
b. Klinik Öncesi İncelemeler (tarama testleri) (Faz 0)
c. Klinik Denemeler
- Faz 1
- Faz 2
- Faz 3
d. Ruhsatlandırma
e. Pazarlama Sonrası Denemeler (Faz 4)
Yeni İlaç Geliştirme (Bio)Sentez
Klinik Öncesi İncelemeler (tarama testleri)
• Faz 0 :Öngörülen etkinin araştırılması ve aynı zamanda
maddenin terapötik indeksi, farmakokinetik özellikleri ve
toksisitesinin araştırılması
– Kültür
– İzole organlar
– Deney hayvanları
Klinik Denemeler:
• Faz 1 : 20- 80 sağlıklı gönüllüde yapılır. Bu fazda ilaç
artan dozlarda verilerek,
insanın dayanabilirliği (tolerebilitesi),
ilacın güvenirliği,
güvenli doz aralığı,
insandaki farmakokinetiği ile plazma düzeyi ve
farmakodinamik etki arasındaki ilişkiler (FK/FD
ilişkisi saptanır),
Yeni İlaç Geliştirme
Klinik Denemeler:
• Faz 2 : Yaklaşık 200 (kısıtlı sayıda) ilacın hedefi olan
hastada yapılır;
İlacın optimal dozu,
terapötik doz aralığı,
terapötik etkinin derecesi ve yan tesir profili saptanır,
Klinik Denemeler:
• Faz 3 : Çok sayıda hastada ve çok merkezde yapılan;
genellikle;
– ilacın terapötik etkisini plasebo ile karşılaştırarak
değerlendirmek ve
– yarar/risk oranını saptamak amacıyla yapılır
Ruhsatlandırma
Pazarlama Sonrası Denemeler
• Faz 4 : Ruhsatlandırılmış ilacın
– yüksek doz, yeni endikasyon, yeni yaş grubu (yaşlı,
çocuk..), yeni veriliş yolu, yeni yan etkileri gibi amaçları
hedefleyen çalışmalardır.
Yeni İlaç Geliştirme
İlaç Eşdeğerlikleri
Farmasötik Eşdeğerlilik : İki farklı müstahzarın, Aynı etkinmaddenin veya maddelerin aynı molar miktarını, aynı veyakarşılaştırılabilir standartlara uyan farmasötik şekiller (tablet-kapsül, ampül-flakon) içinde içermesidir.
Terapötik Eşdeğerlilik : Bir müstahzarın, Etkililiği vegüvenliği daha önceden saptanmış başka bir müstahzarlaaynı etkin maddeyi içermesi ve aynı etkililik ile güvenliliğiklinik olarak göstermesi halidir.
Biyoeşdeğerlilik : Farmasötik eşdeğer iki müstahzarın, Aynımolar dozda verilişinden sonra biyoyararlanımlarının(absorpsiyon hız ve derecesi boyutlarıyla) ve böyleceterapötik etkilerinin hem etkililik (efikasite) hem de güvenlikbakımından aynı olmasını sağlayacak derecede benzerolmasıdır.
Farmasötik Şekiller• İlaçların hastaya verilebilecek şekilde özel kalıplara
sokulmuş hallerine ilaçların farmasötik şekli denir.
Katı Farmasötik ŞekillerAğızdan alınanlar
• Tablet
– Toz halindeki ilaçların çeşitli bağlayıcı maddelerle
karıştırılarak özel makinalarda sıkıştırılması ile elde
edilir. Silindir, disk veya mercimek şeklinde olabilir.
Mide-barsak kanalında su alıp şişerler ve dağılırlar
(disintegrasyona uğrarlar). Köpüren (efervesan)
tablet ve çiğneme tableti gibi şekilleri de vardır.
• Draje
– Tabletlerin şeker, çikolata gibi maddelerle
kaplanması sonucu elde edilirler. Böylece alınmaları
daha kolaylaştırılmış olur
• Pilül
– Toz halindeki etkin maddelerin bal, koyu şurup gibi
inert yapıştırıcı maddeler ile yoğurulduktan sonra
küçük küreler haline getirilmeleri ile elde edilen
preparasyonlardır.
Katı Farmasötik ŞekillerAğızdan alınanlar• Kapsül:
– Lezzet ve kokuları hoşa gitmeyen katı ve sıvı ilaçların kolay
alınmasını sağlayan zeytin veya silindir şeklinde jelatin
muhafazalardır. Mide asidinden veya enzimlerinden bozulan ilaçlar
keratin veya mide sindirimine dayanıklı başka maddelerle
kaplanmış kapsüller halinde hazırlanırlar, bunlar barsakta açılır ve
barsak kaplamalı (enteric coated) kapsüller adını alırlar.
• Kaşe:
– Lezzet ve kokuları hoşa gitmeyen ilaçları koymak için hazırlanmış,
nişastadan yapılan yassı silindirik şekilli muhafazalardır.Örn.:
Gripin
• Toz (Poudre)
– Sentetik veya doğal kaynaklı çeşitli ilaçlar toz haline getirilerek
kaşık veya diğer ölçeklerle ağızdan alınırlar.
• Paket:
– Toz halindeki ilaçların bir kezlik dozlarının kağıttan yapılmış ufak
muhafazalara konulması suretiyle hazırlanır.
• Pastil:
– Ağız içinde bekletilerek eritilen, genellikle ağız boşluğundaki
hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaç şeklidir.
Katı Farmasötik ŞekillerDiğer yollardan• Supozituvar:
– Rektuma uygulanmaya özgü, kakao yağı, hidrojenlenmiş
bitkisel yağ veya gliserin-jelatin-su karışımı gibi oda
sıcaklığında katı, vücut sıcaklığında eriyen sıvı yağlar ile
hazırlanan koni şeklindeki farmasötik şekillerdir.
• Ovül:
– Kadınlarda vajinaya uygulamak üzere hazırlanmış
supozituvarlara benzeyen farmasötik şekillerdir.
• Transdermal terapötik sistem (TTS):
– Etkili maddenin bir flaster içine yerleştirilmesiyle hazırlanan
farmasötik şekillerdir. Göğüs ya da kulak arkasına
yapıştırılarak ilacın ciltten absorbsiyonu sağlanır.
Katı Farmasötik ŞekillerSıvı Farmasötikler • Solüsyon:
– Etkin maddelerin su veya başka bir çözücüde çözülmesi
suretiyle elde edilir. Ağız içine uygulanan şekline gargara
denir.
• Enjeksiyonluk Solüsyon:
– Vücuda enjekte edilmeye özgü steril ve izotonik veya
hipertonik solüsyonlardır. Yağlı solüsyonlar intravenöz
olarak veya cilt altına enjekte edilmezler. Çözelti halinde
çabuk bozulan ilaçlar steril ampul veya viyal (küçük şişe)
içinde kuru toz halinde hazırlanırlar. Kullanılacakları zaman
steril çözücü ilave edilerek uygulanırlar.
• Süspansiyon ve Emülsiyon:
– Birbiri içinde çözünmeyen iki fazlı sistemlerdir.
Emülsiyonlarda her iki faz da sıvı, süspansiyonlarda ise bir
faz sıvı, diğer faz katıdır. Süspansiyon, katı ilaçların bir sıvı
içinde ufak partiküller halinde dağılması suretiyle elde edilir.
Katı Farmasötik ŞekillerSıvı Farmasötikler
• Şurup:
– %60 dan fazla şeker içeren sıvı preparasyonlardır. Şeker miktarları yüksek
olduğundan içlerinde bakteri veya mantarlar üreyemez. Yalnız diabetli hastalarda
bu konu dikkate alınarak diyet ayarlanmalıdır. % 64 şeker içeren şuruba basit
şurup (sirop simple) adı verilir.
• Posyon:
– Az miktarda şeker içeren, etkili maddenin çözünmüş olarak bulunduğu sıvı
farmasötik şekillerdir. Şeker oranı düşük olduğundan içerisinde bakteri ve mantar
üreyebilir. Majistral olarak 4-5 günlük hazırlanır.
• Eliksir:
– Alkol ve su içeren, şeker ile tadlandırılmış, kokusu düzeltilmiş bir çözeltidir.
• Damla:
– Ufak hacimde verilen ve damla saymak suretiyle kullanılan solüsyonlardır. Ağızdan
kullanılabilir, ayrıca göz damlası (Kolir) burun ve kulak damlası gibi dıştan
kullanılan şekilleri de vardır.
• Lavman:
– Rektal yolla kullanılan solüsyon veya süspansiyonlardır. Küçük hacimde olanlara
enema adı verilir.
• Merhem (Pomad):
– Etkin maddelerin vazelin, lanolin gibi sıvağlar ile karıştırılması suretiyle hazırlanan,
dışardan sürülmek suretiyle kullanılan preparasyonlardır. Kıvamı daha katı olanlara
pat adı verilir.
• Aerosol:
– İnhalasyonla uygulamaya özgü preparatlardır. Özel solventler içinde hazırlanırlar.
İlaçları Uygulama Yerleri
İlaçların belirli bir yerde etki gösterebilmesi için orada
belirli bir konsantrasyonda bulunması gerekir. Bu
konsantrasyona Minumum Etkin Konsantrasyon (MEK)denir. İlaç verilirken miktarları ve uygulama yerleri o
şekilde saptanmalıdır ki, aktif madde etki yerine MEK de
ulaşabilsin.
İlaçların uygulama yerleri, ilacın verilmesiyle elde
edilecek amaca göre iki gruba ayrılır.
Lokal uygulama
yerleri
Sistemik uygulama
yerleri
İlaçları Uygulama Yerleri
Lokal uygulama
• İlacın etkilemesi istenilen yer, vücudun yüzeyinde yada enjektör iğnesi ile ulaşılması mümkün birderinlikte ise ilaç lokal olarak uygulanabilir. Budurumda uygulanılan yerde uzun süre kalabilmesiiçin uygulama yerinden absorpsiyonuengellenmelidir.
• Örneğin lokal anestezide solüsyona adrenalin gibivazokonstriktör ilaçlar eklemek.
Sistemik uygulama
• Vücutta yaygın bir etki elde edilmek isteniyorsa veyalokal uygulama mümkün değilse ilaç doku içine veyamukozal boşluklara uygulanarak absorbe olmasısağlanır ve kan dolaşımı ile etki yerine ulaştırılmışolur.
• Bunun sonucu ilaç etki yeri dışındaki doku veorganları da etkileyeceğinden bazı istenmeyenetkilere yol açar.
İlaçları Uygulama Yerleri
İlaçları Uygulama YerleriLokal Cilt üzerine (epidermal) uygulama: İlaçların (merhem,
pomat,vb.) cilt yüzeyine sürülerek uygulanmasıdır. Cilt lipitte çözünmeyen maddelere karşı geçirgen değildir
Ciltteki patolojik olay derin tabakalarda ise uygulama etkisiz ve gereksizdir
Stratum korneum sistemik absorpsiyona engel bir tabakadır. Yaralanmalar
bu engeli kaldırarak cildi mukozalar kadar geçirgen hale getirir.
Sistemik Transdermal uygulama ile karıştırılmamalıdır. Hazırlanış formu
sistemik dolaşıma absorpsiyonu için uygun formdadır
Cilt geçirgenlik sıralaması: çoktan>aza sıralaması
Skrotum(t.torbası)>mastoid(kulak arkası)>koltuk altı>saçlı deri>göğüs>ön kol>bacak
Cilt içine (intrakutan) uygulama: Deri testlerinde, ilacın cilt içine
enjekte edilmesidir. Lokal anestezikler en çok 0,1 ml olacak şekilde cilt içine verilebilir
Omurilik sıvısı içine (intratekal) uygulama: Vertebralar
arasındaki subaraknoid aralığa steril iğne ile girilerek ilaç
enjekte edilmesidir. Beyin zarı veya spinal köklerde etki için L3-L4
Antibiyotik, anestezik ve kanser ilaçları, uygulanacak hacimde BOS
çekilerek uygulama yapılır
Plevra zarları içine (torasentez- intraplevral) uygulama: Plevra
zarları arasına ilaç verilmesidir.
İlaçları Uygulama YerleriLokal Periton içine (intraperitoneal) uygulama: Periton içine ilacın enjekte
edilmesidir.
Linea alba hattı üzerinde göbek pubis mesafesinin 1/3 altından.
(abdominal parasentez)
Kalp içine (intrakardiyak) uygulama: Acil durumlarda veya kalp
ameliyatlarında myokart içine ve kalp boşluklarına ilaç enjekte
edilmesidir.
Adrenalin gibi stimulan ilaçlar, 4. interkostal aralıkta sternum yanından.
Eklem içine (intraartiküler) uygulama: İlacın enjeksiyon yolu ile eklem
içine verilmesidir.
Kortikosteroid ve antibiyotik ilaçlar
Uterus içine (intrauterin) uygulama: İlacın uterus (miyometrium) içine
uygulamasıdır.
Sezaryen işleminden sonra uterusun büzülmesi hızlandırmak ve
kanamayı azaltmak için oksitosin hormonu uygulaması
Uterus boşluğuna lokal etkili gebelik önleyici projesteron veya
spiral=rahimiçi alet=RİA
Vajina içine (intravajinal) uygulama: Jel, ovül, krem, köpük ve vajinal
tablet şeklindeki ilaçların, vajina içine uygulanmasıdır.
Spermisid ilaçlar koitustan önce uygulanarak gebe kalmayı önleyebilir
İlaçları Uygulama YerleriLokal
• Rektum (Rektal) veya kolon içine uygulama: Rektumun yüzeysel
lezyonları ve bazı kolon hastalıklarında (hemoroid, polip, anal
fissür gibi) rektum ve/veya kolona ilaç uygulanmasıdır.– Süpozituvar, enema, merhem ve lavman gibi ilaçlar
– Rektal uygulama sistemik etki elde etmek (bebeklerde antipiretik etki) için de
kullanılır
• Konjunktiva üzerine uygulama: Solüsyon, pomad veya
süspansiyon şeklindeki steril preparatlar göz ve göz kapaklarına
ait enfeksiyon tedavisinde veya miyozis (pupillanın daralması) ya
da midriyazis (pupillanın genişlemesi) oluşturmak için uygulanır.
• Ağız içi (bukkal) uygulama: Ağız ve boğaz mukozasının yüzeysel
iltihaplanmalarında, ilacın ağız boşluğuna uygulanmasıdır.– Tonsilit, diş apsesi gibi derin yapılardaki enfeksiyonlarda yararı yoktur
• Burun boşluğu içine (intranazal) uygulama: Toz, solüsyon (burun
damlası) veya sprey şeklindeki preparatların, burun boşluğuna
uygulanmasıdır.– Nadiren sistemik etki elde etmek için kullanılır. Örn. Oksitosin sprey
• Dış kulağa uygulama: Dış kulak hastalıklarında ilaçlar,
süspansiyon ve merhem şeklinde uygulanır.
İlaçları Uygulama YerleriSistemik Sistemik etki elde etmek için verilen ilacın uygulama yerinden
emilerek kan dolaşımına geçmesi ve etki yerine ulaşması gerekir
Sistemik uygulamada ilaçlar; enteral, parenteral, inhalasyon vetransdermal yollar ile verilir.
Enteral (Sindirim Kanalından) Yol:
Ağız yolu ile (oral, per os) ilaç verilmesi: İlacın ağızdan, emilerek
veya içilerek alınmasıdır. Oral yol, ilaç alımının en çok uygulandığı
yoldur. Özel durumlarda ağızdan veya burundan mideye özel bir
kateter yardımıyla ilaç veya besleyici madde solüsyonu uygulanır.
Buna gavaj adı verilir.
Dilaltı (sublingual) yolu ile ilaç verilmesi: İlacın dil altına konulup,
ağız mukozasından ve/veya lenf damarlarından emilmesidir..
Nitrogliserin gibi antianjinal ilaçlar, steroid yapılı hormonlar bu yolla
uygulanabilir. Dil altı uygulamada emilen ilaç karaciğerden geçmeden sistemik dolaşıma geçtiği
için etki kısa 0,5-1 dakika içinde etki başlar.
Rektal yol ile ilaç verilmesi: Ağızdan ilaç vermenin uygun olmadığı
durumlarda İlaçların rektuma uygulanması suretiyle ya lokal etki
elde edilir ya da rektum mukozasından absorbe edilmek suretiyle
sistemik etki elde edilir. Örnek: supozituvar, enama vb.
İlaçları Uygulama YerleriSistemikParenteral yolla ilaç uygulama yolları:
İntravenöz (İ.V.) enjeksiyon: Bu yolla yalnız suda eriyen veya
su ile karışabilen yağlar ve ilaçlar verilebilir.
Biyoyararlanım genellikle %100
Akciğer dolaşımından ilk geçişi sırasında yıkılma veya tutulma olursa
Biyoyararlanım %100’ün altına düşebilir
Büyük hacimde uygulamalar yapılabilir. Dokuya uygulandığında
nekroza neden olabilen ilaçları i.v. vermek mümkündür
Bazı sedatif ilaç ampülleri su ile karışabilir hale getirmek için propilen
glikol veya etenol gibi çözücülerle karıştırılıp verilebilir
İntraarteriyel (I.A) enjeksiyon: Seyrek başvurulan bir ilaç verme
yöntemidir. Sistemik ilaç uygulama yolu değildir. Sadece
enjekte edilen ilacın doku ya da organı etkilemesi istenilen
durumlarda kullanılabilir.
Örnek: Bazı radyolojik tetkikler için radyoopak maddeler bu
yolla verilebilir. Anjiyografi, neoplazma tedavisi
İlaçları Uygulama YerleriSistemikParenteral yolla ilaç uygulama yolları:
Cilt altına (subkütan)(s.c.) enjeksiyon: Genellikle ilaç, kol
(humerus) veya uyluk (femur) bölgesinde cilt altına uygulanır.
Uygulanan solüsyonlar bu bölgelerde gevşek yağ dokusu içine
yayılıp absorbe (emilim) olur. Kendi kendine enjeksiyonda tercih edilir
Ciltte ağrı ve gerilme olmaması için, verilecek solüsyon hacmi 2 ml’yi
geçmemelidir. 5-10 ml arası ise göbek altı bölgeye yapılabilir
Kas içi (intramüsküler)(i.m.) enjeksiyon: Genellikle ilaç gluteal,
deltoid veya vastus lateralis (uyluk dışyüz) gibi büyük kütleli kas
içine uygulanır. İlaç solüsyon hacmi 5 ml’yi geçmemesi tavsiye edilir. 10 ml ise ikiye bölünüp
sağ sol kaslar içine yapılabilir.
Depo ilaç formları (depo penisilin, ADEK vitaminleri) kas içine verilip uzun
süreli etki ve seyrek enjeksiyon imkanı verir
Kemik iliği içine enjeksiyon: Bebeklerde venlerin zor bulunması,
yetişkinlerde venlerin büzülmesi veya kalın bir yağ dokusu
içinde gömülmüş olması durumlarında nadiren uygulanır. Genellikle sternum içine.
İlaçları Uygulama YerleriSistemik İnhalasyon (Solunum) Yolu
Gaz veya buhar halindeki lipofilik (yağda çözünen) ilaçlar,
solunum yoluyla alveol membranını aşıp genel kan
dolaşımına geçer.
Gaz ve uçucu sıvı anestezikler bu yolla verilir.
Bazı ilaçlar da solunum yolları, mukoza veya düz kas
tabakası üzerinde lokal etki elde etmek amacıyla kullanılır.
Transdermal (Deri) Yol
İlacın, özel bir farmasötik şekil içinde ciltten absorbe
edilerek dolaşıma girmesini sağlamak amacıyla cilt üzerine
uygulanmasıdır. Örnek: Nitrogliserin, testosteron, estradiol,
fentanil gibi ilaçlar bu yolla kullanılır.
Skopolamin gibi bazı ilaçlar da kulak arkasına uygulanabilir.
İlaçları Uygulama YerleriDozajlama
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik
Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler
İlaçlar vücuda girdikten sonra emilir (absorpsiyon),
dağılır, metabolize olur (biyotransformasyon) ve itrah
(ekskresyonu) edilir.
• A-D-M-E=“İlacın yazgısı”
Absorbsiyon (Emilim )
Dağılım Metabolizma
(biyotransformasyon)
Ekskresyon (İtrah)
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik
Uygulama alanındaki
ilaç etkisi
Plazmadaki ilaç
İdrar, feçes ve safradaki ilaç
ve/veya ilaç metabolitleri
Dokulardaki ilaç
↓
Metabolizma
Dokulardaki ilaç metabolitleri
Emilim
Dağılım
Atılım
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
İlaçların absorbsiyonu (emilmesi) uygulandıkları yerden
kan veya lenf dolaşımına geçmeleri demektir.
Absorbsiyonun hızı ve derecesi uygulama yoluna bağlıdır
Sistemik etki yönünden, ilaç ne kadar çabuk absorbe edilirse etkisi
o kadar çabuk başlar
İlaçlar vücutta membranlardan nasıl geçerler?
İlaçların absorbsiyonu ve diğer farmakokinetik olaylar
sırasında membranları aşmaları beş şekilde olur
İlaçların
Membranlardan
Geçişi
Pasif (basit) difüzyon
Aktif transport
Kolaylaştırılmış difüzyon
Pinositoz (endositoz)
Reseptör aracılı endositoz
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Pasif (basit) difüzyon: İlacın hücre membranından
geçişi yüksek konsantrasyonda bulunduğu
taraftan düşük konsantrasyona doğru olur.
Enerji gerektirmez.
Lipid tabakasında çözünerek membranın içinden
geçer
Suda fazla çözünen (hidrofilik) ilaçlar lipid
tabakasından geçemezler.
Membrandaki mikro-kanallar veya membran içi
poruslar (delikler) hidrofilik iyonların pasif difüzyonla
geçişini sağlar.
Aktif transport: İlaç molekülü membranın bir
yüzünde "taşıyıcı" adı verilen doğal bir moleküle
bağlanır ve böylece membranı aşar.
Bu olay enerji gerektirir.
İlaçlar düşük konsantrasyonda oldukları taraftan,
yüksek konsantrasyonda oldukları tarafa bu yolla
geçerler.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Kolaylaştırılmış difüzyon: İlaç molekülleri yüksek
konsantrasyonda oldukları taraftan düşük
konsantrasyonda oldukları tarafa bir taşıyıcı aracılığı
ile geçerler.
Enerjiye gereksinim göstermez.
Pinositoz (endositoz): Büyük moleküllü bileşikler
elektrik yükünün sağladığı kolaylıkla hücreye
yaklaşınca, hücre membranının dış yüzünde bir
çukurlaşma olur, membran molekülü sarar,
membrandan kopan molekül hücre içine girer.
Bu olayın tersi, yani bir molekülün hücre içinden
çıkması da "ekzositoz" adını alır.
Her iki olay da enerjiye gereksinim gösterir.
Reseptör aracılı endositoz: hücre yüzeyinde
kendilerine özgü reseptörlerle kombine olarak hücre
membranını aşarlar.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
İlaçların absorpsiyon hızı ve derecesini etkileyen faktörler
Uygulama yeri ile ilgili
faktörler
Dozaj şekli ile ilgili
faktörler
İlaçla ilgili fizikokimya
sal faktörler
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
İlaçla ilgili fizikokimyasal faktörler
Molekül Büyüklüğü: Ufak moleküllü bileşikler daha
kolay geçer. Dekstranlar ve heparin gibi büyük
moleküller geçemez
Molekülün Lipofilikliği: Molekülün non-iyonize şeklinin
lipofilikliği ne kadar fazla ise membranlardan geçişi o
kadar kolaydır.
Lipofiliklik derecesi: Yağ/su dağılım katsayısı
Ön ilaç
İlacın İyonizasyonu: İlacın non-iyonize şekli
membranları aşar
İlacın sulu ortamdaki iyonizasyonunu ortam pHsı ve ilacın
dissosiasyon (çözünebilme) katsayısına bağlı.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
İlaçla ilgili fizikokimyasal faktörler
İlaçların tuz şekli: Zayıf asid (Ca, Na gibi) ve zayıf
bazların (HCl, HBr) tuz şekilleri ana bileşiğe göre daha
fazla çözünür ve daha hızlı emilirler.
Partikül Büyüklüğü: İlaç partikülleri ne kadar ufaksa
çözünme (dissolüsyon ve absorpsiyon) daha fazla
Bazı ilaçlarda sakıncalı olabilir. Penisilin G ve eritromisin midede
yıkılım artar
İlacın Kristal Şekli: Metastabil (stabil forma dönüşen
kristal şekiller) ve amorf (kristal şekillerinden başka
formları) şekilleri daha hızlı çözünür ve emilir
Amorf>metastabil>stabil
Hidrat ve Solvatlar: İlaç çözücü moleküllerini de içeren
kristaller halinde ise solvat, solvent su ise hidratlar
Daha hızlı ve fazla çözünür.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
İlaçla ilgili fizikokimyasal faktörler
İlacın derişimi: Konsantrasyon arttıkça emilim hızlanır
İlacın Farmakolojik Özellikleri: Damar büzücü veya
genişletici etki.
Kompleks oluşumu: suda az ve yavaş çözünen ilaçları
kompleks haline getirerek çözünürlükleri artırılarak
biyoyararlanım artırılabilir.
Kafein ile oluşturulan kompleks, ergotamin tartratın
absorpsiyonunu artırır. Örn. Safra asidleri barsakta,
surfaktan(ıslatıcı) madde kompleksleri çözünürlük ve
absorpsiyonu artırır
Aktif kömür, kaolin, kalsiyum, alüminyum bileşiği bazı ilaçları
suda çözünmeyen hale dönüştürerek absorpsiyonu azaltırlar.
Örn. Kalsiyum vb antiasidler tetraisklin ve fluorokinolon gibi
antibiyotiklerle şelat yaparak absorpsiyonu azaltırlar
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Dozaj şekli ile ilgili faktörler
Oral uygulanan dozaj şekillerinden biyoyararlanım
katıdan sıvıya gittikçe artar:
Kaplanmış Tablet
Tablet
Kapsül
Emülsiyon
Solüsyon (çözelti)
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Uygulama yeri ile ilgili faktörler İlacın uygulandığı yüzeyin alanı
Yüzey alanı artıkça emilim artar
Yaklaşık 3m boy 4 m çapı olan ince barsak 200 m2
Ort. 5 saatte ağızdan alınan ilaç ince barsağın sonuna gelir (1/2-1 saat mide + 4-4.5 saat ince barsak)
İlacın uygulandığı yüzeyin geçirgenliği Yüzeyin geçirgenliği artıkça emilim artar
Skrotum(t.torbası)>mastoid(kulak arkası)>koltuk altı>saçlı deri>göğüs>ön kol>bacak
İnce barsak mukoza>mide ve rektum mukoza
İlacın uygulandığı yerdeki kan akım hızı İlaç uygulandığı yerden pasif difüzyonla absorpsiyonda iç yüzeye
ulaşan ilaç kan dolaşımı sayesinde süratle uzaklaştırılır. C dış >C içolacağından absorpsiyon hızı artar
Mide-barsak kanalının yapısı Kişiler arası farklar bulunmaktadır: fizyolojik faktörler
Dolaşım bozukluğu, konjsetif kalp yetmezliği mide-barsak kan akımını azaltır ve absoprsiyonu geciktirebilir
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Uygulama yeri ile ilgili faktörler Mide-barsak kanalının pH’sı
Ortam pH’ı azaldığında (asidite +) zayıf asidik ilaçlar (ASA) non-iyonize kısımları artar ve absorpsiyon hızlanır
Ortam pH’ı azaldığında (asidite +) zayıf bazik ilaçlar iyonizekısımları artar ve absorpsiyon düşer
İstisna; Bazen iyonize kısımlar, non iyonize kısma göre daha lipofilikveya küçük moleküllü olduklarında daha hızlı emilirler. Örn.Sülfonamid, barbitürat
Mide-barsak kanalının hareketleri ve boşalma hızı Mide boşalma süresinin gecikmesi, asidik ilaçların çözünmesini
geciktirir ve emilimleri azalabilir, bazik ilaçların ise çözünmesiniartırıp emilimlerini artırabilir.
Bu gecikme, Mide suyundaki enzimlerle parçalanan bazı ilaçlarında biyoyararlanımını azaltır
Hareketin (motilite) diyare de olduğu gibi artması geçişihızlandırdığı için emilimi azaltır, konstipasyon veya ilaçlahareketin azalması geçiş süresini uzatıp emilimi artıracağıdüşünülse de çözünmede ve mukozaya temas azalacağındannormal motiliteye göre yine düşük emilim gerçekleşir
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Uygulama yeri ile ilgili faktörler Mide-barsak kanalının salgıları
Mide salgıları yemek sırasında artar. Salgılara dayanıksız ilaçlarınbiyoyararlanımını azaltır
Safra asidleri suda az çözünen bazı ilaçların barsakta emiliminiartırabilirler
Bol su ile birlikte alımda: Mideyi uyararak boşalmasını kolaylaştırır
Kana osmalite farkından dolayı su ile beraber ilaç absorpsiyonu da hızlanır
İlaçların çözünme hızını ve emilimini artırır
Mide asitinin dilüe olması, aside dayanıksız ilaçların absorbe olma olanağınıartırır
Besin Çok değerlikli metal iyonları veya emilemeyen makromoleküllerle
ilaç molekülleri kompleks oluşturabilir ve emilim azalır
Besin maddeleri veya posaları barsak iç mukozasında ilaçgeçişlerini azaltabilir ve emilim azalabilir
Malabsorbsiyon-İlk geçiş etkisi-Enterohepatik siklus
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Biyoyararlanım: Verilen ilacın sistemik dolaşıma
kimyasal değişikliğe uğramadan geçen kısmı
olarak ifade edilir. İlaç enteral yol ile alındığında biyoyararlanımdan söz edlir.
İV verilen ilaç tümüyle sistemik dolaşıma geçer. Absorpsiyon yoktur.
İlacın plazma konsantrasyonun zamanla değişim grafiği
biyoyararlanım hakkında bilgi verir. Eğri altında kalan alan (EAA),
maksimum konsantrasyon(Cmax) ve max. kons. İçin geçen
süre(tmax) biyoyararlanım ölçüsüdür.
İlacın
pla
zm
a k
ons.
0Zaman
İV enjeksiyon
100
oral (p.o) veriliş (kısmi
absorpsiyon)
50
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
İlaçların dağılımı: ilacın gerye dönüşümlü olarak kan
dolaşımından hücreler arası alana (hücre dışı sıvı) ve/veya
hücre içi sıvıya geçmesidir.
Birtakım parametrelere bağlıdır:
Kan akımı hızına
Kılcal damarların geçirgenliği
İlacın doku ve plazma proteinlerine
bağlanma derecesi
İlacın ne kadar lipofilik olduğu
plazma
Hücreler arası
Hücre içi
42 L
28 L
14 L
10 L
4 L
70 kg
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
• Plazma: Yaklaşık olarak kan hacminin yarısını oluşturan
plazma, kanın şekilli elamanları dışında kalan kısmıdır.
• Hücreler arası (interstisyel) sıvı kompartmanı: Hücreler
arası boşuğu dolduran sıvı ile BOS (Beyin Omurilik Sıvısı)
ve vücut boşuklarındaki diğer sıvıları içerir.
• Hücre içi (intraselüler) sıvı kompartmanı: Hücre içinde
bulunan sıvıları içerir.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
Kan Akımı: kalp debisi çeşitli organlara farklı olarak dağıldığından
farklı dokuların kılcal damarlarına ulaşan kan akımı değişkenlik
gösterir.
Kalp, Beyin, karaciğer, böbrek > iskelet kasları > yağ dokusu
Kılcal Damarın geçirgenliği:
Damarların yapısı:
Kapiler endotel hücreler arasında bağlantı noktaları bulunur
Beyin kılcal damarları bağlantı aralıkları (porus) yoktur. Kan-
beyin bariyeri
İlacın kimyasal yapısı:
Elektrik yükü taşımayan lipofilik ilaçlar kolay geçer
Elekrik yükü olanlar ise bağlantı noktalarından geçmek
zorundalardır.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
İlaçların proteinlere bağlanması:
İlaçların geriye dönüşümlü olarak proteinlere (asidik ilaçların çoğu
albümine, bazik ilaçların çoğu alfa1-glikoprotein) bağlanmaları
diffüzyonu elverişsiz kılar
Enfeksiyon, ağır inflamasyon (r. Artrit, üls. Kol., chron.), yanık, MI,
kanser, organ transpl. protein düzeyi artar. (örn. Böbrek transp.
yapılmış veya hemodiyaliz yapılan son dönem böbrek hast. 3 katına
çıkabilir)
İlaç moleküllerinin albümine bağlanmaları seçici değildir, yani aynı
noktaya yapıca benzer olmayan birçok ilaç molekülleri bağlanabilir
Proteine bağlı ilaç farmakolojik etki göstermez, ilaç deposu
(rezervuarı) görevi yapar. Sadece plazmadaki serbest ilaç molekülleri kapilerden hücrelerarası sıvıya geçebilir
Hücre içi sıvıya pasif diffüzyonla geçen serbest ilaç ile plazma da kalan serbest ilaç
arasında denge vardır
Plazmadaki ilaç konsantrasyonu protein oranı hücre içinden 10 kat fazla olduğundan
dokudaki toplam ilaç konsantrasyonundan daha yüksektir (dokuda ilaç depolanıyorsa
kural geçerli değildir)
İlaç molekülleri plazma proteinlerine bağlanmasalardı, vücutta kalış
süreleri ve etki süreleri çok kısa olurdu
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
• Özellikle, lipofilik ve iyonize olmamış ilaçlar, kolayca fötal
dolaşıma geçebilirler ve fötus üzerinde ve doğum
eyleminde önemli toksik tesirler oluşturabilirler
• İlaçların dokulara sıkı bir şekilde bağlanıpdepolanmasına denir.
• Eşit olamayan ilaç dağılımına yol açar
• Etki ve yan etkide uzamaya neden olur
• Örneğin Barbitüratlar (lipofilik ↑) , vücutta SSSve adipoz dokuda, Tetrasiklinler kemik vedişlerde, Kurşun gibi ağır metaller böbrek,Digoksin myokardda birikir
Sekestrasyon:
• Fazla lipofilik ilaçlar intravenöz veya inhalasyonsuretiyle hızlı bir şekilde verildiklerindebaşlangıçta beyin, kalp ve böbrek gibi fazlakanlanan organlarda yüksek konsantrasyondatoplanırlar. Bir süre sonra ilaç, yağ dokularınagitme olanağı bulur. Böylece ilaç için yeni birdağılım kalıbı ortaya çıkar.
Redistribüsyon:
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
• Beyin, ilaç etkisine karşı kendinikoruyacak bir yapıya sahiptir (kan-beyin engeli). SSS’ni etkileyen ilaçlarkural olarak fazla lipofilik bileşiklerdir.glukoz, mannitol hipertoniksolüsyonların injeksiyonu, sitotoksikilaçlar ve menenjlerin iltihabı (akutdönemde) gibi etkenler kan-beyinengelini gevşetirler (geçirgenliği artırı)
Santral Sinir
Sistemine Geçiş:
• Pasif difüzyona elverişli birmembranla birbirinden ayrılmış ikikompartımanda dağılan ilaç, eğerpH farkı varsa, daha fazla iyonizeolduğu kompartımanda toplanır.Yani asidik ilaçlar bazik ortamda,bazik ilaçlar ise asidik ortamdatoplanırlar.
İyon Tuzağı
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
İlaçların vücutta enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliğe
uğramasına metabolizma (biyotransformasyon) adı verilir.
Genellikle daha az etkili veya etkisiz bileşikler haline
gelirler.
Bazen daha etkili (kodein->morfin) ve/ya daha toksik
bileşiklere (metil alkol->formaldehit)
Bazen etkisiz bir bileşik vücutta etkili hale getirilir
pro-drog (ön ilaç) veya inaktif prekürsör
(kortikosteroidilaçlar->hidrokortizon)
(α ve β karotenler->Vit A)
GİS absorpsiyonunun artırılması (lipofilik hale getirme)
Uygulama yeri emilimi azaltma ve etki süresini uzatma
(ester formları)
Acı ilaç tatlarının maskelenmesi (palmitatlı türevler)
Bazı ilaçlar biyotransformasyona uğramadan etkili
olurlar ve itrah edilirler
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
Metabolizma sonucu ilaçların dönüştükleri bileşiklere o
ilacın "metabolitleri" adı verilir.
Bazı metabolitler ana bileşiğe göre daha güçlü ve uzun etki
gösterebilir
Bazen etkinlikten ziyade farmakokinetik özelliği değişir, örn. Daha
polar ve hidrofilik hale gelerek suda çözünme artırılır ve itrahı
kolaylaşır
Besinle alınan doğal bileşikler dışında vücuda giren tüm kimyasal
maddelere «Ksenobiyotikler» adı verilir
Biyotransformasyon enzimleri ksenobiyotiklerin zararlı etkilerini
çoğunlukla azaltmaya yönelik vücudu korurlar
İlaçları metabolize eden organ ve yapılar Karaciğer, enzimlerden en zengin organdır.
Mide-barsak kanalı mukozası,
Akciğerler
Böbrekler
Cilt
SSS
Kan (Plazma ve eritrositler)
Barsak florası bakterileri
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
İlaçların metabolizması genellikle iki fazda olur.
I. fazda oksidasyon, redüksiyon, kopma
II. fazda ilaç veya metabolitleri bazı maddelerle bağlanır(
konjugasyon)
Faz II, Faz I sonrası oluşan metaboliti daha polar yapar
Bazı ilaçlar sadece I. Faza maruz kaldıktan sonra itrah
edilirler.
Enzim indüksiyonu: enzimin sentezinin artırılması veya
yıkımının azaltılması (sigara dumanı, kömürde kızarmış et)
Klinikte ise, artan enzim etkinliği sonucu bu enzimlerin inaktive ettiği
ilaçların yıkımını artırarak etkinliğini azaltılır
Oto indüksiyon yapan ilaçlar (barbitüratlar, karbamzepin, alkol)
tolerans gelişmesine neden olur
İLAÇ Faz I Metabolit Faz II Konjuge ürün
İTRAH
oksidasyon, redüksiyon, kopmakonjugasyon
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
Enzim inhibisyonu: enzim etkinliğinin azaltılması veya
durdurulması (greyfurt suyu, kırmızı şarap, estradiol gibi)
Klinikte ise, azalan enzim etkinliği sonucu bu enzimlerin inaktive ettiği
ilaçların etkinliğini artırırlar
İntihar ettiren inhibitör yapan ilaçlar (estradiol, kloramfenikol,
sarımsağın tadını veren di-alil-sulfid) kendilerini reaktif ara ürüne
dönüştüren enzimini oluşan ürün ile geriye dönüşümsüz engellerler
Bazen karaciğer kan akımının bir başka ilaç tarafından azaltılmasına
bağlı olarak diğer ilacın metabolizmasını azaltabilir
Simetidin ve beta blokerler kan akımını azaltarak lidokain’in
yarılanma ömürlerini uzatırlar
İlaç enzim Reaktif ara ürün
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik – İlk geçiş Eliminasyonu
İV yolla uygulanan ilaç
doğrudan sistemik
dolaşıma katılırlar
Oral yolla alınan ilaçlar
ilk önce karaciğerden
geçerler ve büyük
oranda metabolize
olurlar
KARACİĞER
Vücudun Diğer
Kısımları
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik – İlk geçiş Eliminasyonu
Mide-barsak mukozasından absorbe
edilen ilaç molekülleri
kapilerlerden portal dolaşıma girer
Mukoza epitelinde veya karaciğer
hücrelerindeki enzimler tarafından
inaktif metabolitlerine dönüştürülürler
Absorbe edilen ilacın belirli
bir kısmı sistemik dolaşıma
(vena cava inferior) ulaşabilir
Bazı ilaçların değişmemiş şekli veya
matabolizma ürünleri safraya itrah edilir.
(enterohepatik döngüye girenler)
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
Vücutta metabolize edilen ilaçlar çeşitli şekillerde atılırlar:
• Bazı ilaçlar ve bunların metabolitleri (özelliklekonjugasyon ürünleri) karaciğer hücreleri tarafındansafra içine atılarak feçes içinde itrah edilirler
Karaciğerdensafra içine atılım
• Glomerüler filtrasyon
• Tübüler sekresyon (salgılanma)
• Tübüler reabsorpsiyon (geriemilim)
Böbreklerdenatılım
• Gazlar ve uçucu maddeler kandan alveol boşluğunapasif difüzyonla geçer ve buradan ekspirasyonsırasında dışarı atılırlar (halotan , azot protoksid)
Akciğerlerdenatılım
• İyodürler, bromürler ve lityum gibi bazı ilaçlar tükrükbezlerinden pasif difüzyonla salya (tükrük) içinegeçerek onun içinde atılırlar
Salya içindeatılım
• İnsan sütü plazmaya göre daha asidik ( pH = 7.08 )olduğundan, emziren annenin aldığı bazı bazik(alkali) ilaçlar iyon tuzağı mekanizmasıyla süttetoplanıp buradan atılırlar ve bu yolla da bebeğegeçebilir (alkol, opioidler)
Süt içinde atılım
• iyodür ve bromürler itrah edilirlerGözyaşı ve Ter ile
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
Karaciğerden Safra İçine İtrah
İlaçlar ve metabolitleri karaciğer hücreleri tarafından safra
kanalları içine salgılanırlar ve ince barsaklar içine atılırlar.
Safraya atılım esas olarak pasif difüzyon ve aktif transportla
olur. (Hepatik klerens)
Safra içinde ince barsağa gelen inaktif ilaç molekülleri
sindirim enzimleri ve özellikle flora bakterilerinin salgıladığı
enzimler tarafından hidrolize uğrayarak tekrar absorbe
olabilir. Buna "enterohepatik siklus" veya enterohepatik
dolanım adı verilir.
– İlaçların etki süresinin uzamasına neden olan bir olaydır.
Vücudun Diğer Kısımları
İV yolla uygulanan ilaç doğrudan
sistemik dolaşıma katılırlarOral yolla alınan ilaçlar ilk önce
karaciğerden geçerler ve büyük
oranda metabolize olurlar
KARACİĞER
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
Böbreklerden İtrah (Renal İtrah)
Glomerüler Filtrasyon: Glomerül
endotelinin
Bol miktarlarda hücreler arası porus
içermesi,
Böbrek korteksinde yaklaşık 1.000.000
glomerüler filtrasyon bulunması
Glomerüllerden geçen kan akım hızının
yüksek olmasından dolayı çok hızlı
meydana gelen bir pasif difüzyon
olayıdır.
Plazmadaki serbest ilaç filtrasyona uğrar,
proteine bağlı ilaç glomerüler filtrasyona
uğramaz.
Dakikada filtrasyona uğrayan sıvı hacmi 130
ml kadardır.
Buna göre 24 saatteki filtrasyon hacmi 190
litredir. Süzülen sıvının %99'u tubuluslardan
ve toplayıcı kanallardan geri emilir. Bu süre
içinde idrarın dışarı atılan miktarı 1,5 l dir.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım) Böbreklerden İtrah (Renal İtrah)
Tübüler salgılanma:
Bu bir aktif transport olayıdır. En fazla
proksimal tübülüslerde olur.
Anyonik (asidik) ve katyonik (bazik) ilaçlara
özgü iki ayrı taşıyıcı türü vardır.
Katyonik bir ilaç diğer bir katyonik ilacın ve
bir anyonik ilaç diğer bir anyonik ilacın
tübülüslerden salgılanmasını inhibe edebilir.
Probenesid (tedavide ürik asid reabsorpsiyonu
engeller-GUT), anyonik taşıyıcıya sıkı
bağlanır; penisilin, sefalosporin gibi
ilaçların itrahını azaltarak plazma düzeyini
ve T1/2 yükseltir
Salgılanma suretiyle itrah glomerüler
filtrasyona oranla çok daha hızlı olur.
İtrahı azaltmaya çalışan bir olay tübüler reabsorbsiyondur
Genellikle pasif difüzyon suretiyle olur. En fazla Proksimal tübülde
Tübüldeki konsantrasyon artışından ilaç tekrar sistemik dolaşıma geçer
Metabolize edilmemiş ilacın böbreklerden itrahı suretiyle, bir dakikada o ilaçtan
temizlenen plazma hacmine renal klerens denir. Eksojen İnulin (polisakkarid) veya
endojen kreatinin glomerüler filtrasyon hızının saptanmasında kullanılabilir
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
SUNİ İTRAH YÖNTEMLERİ
Plazma proteinlerine/dokuya fazla bağlanmayan,
böbreklerden değişmeden itrah suretiyle atılan ilaçlarla
zehirlenmelerde,
Böbreklerle itraha yardımcı olmak amacıyla,
HEMODİYALİZ
İlacın plazma proteinlerine bağlanma oranı düşük olmalıdır
İlaç vücutta dokuya fazla bağlanmamış olmalıdır
İlacın normal itrah yolu böbreklerden itrah suretiyle olmalıdır
İlaç tedavisi altındaki KBY hastalarında hemodiyalizden sonra
kaybolan ilaç miktarının yerine tamamlanması esastır
PERİTONEAL DİYALİZ
Klerenste, hemodiyalize göre çok az bir artma yapar
HEMOPERFÜZYON
Daha etkin bir yöntem fakat kısıtlı ölçüde uyuglanmakta
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
Böbrek yetmezliği durumunda doz ayarlaması
Büyük oranda böbreklerden itrah edilen ilaçların kby
hastalarında dozunun azaltılması gerekir
İlacın renal klerensinin, endojen kreatinin klerensi ile
orantılı olması önemlidir
Doz azaltma, hastadaki toplam eliminasyon hız %’sinin o
ilacın normal bir insandaki eliminasyon hız %’ne
oranlanması ile yapılır Böbrek hastasındaki doz= nomal doz x (hastanın %Eh / normal %Eh)
Erkek ve kadınlar için ayrı düzeltmeler yapılarak yaş ve vücut ağırlığı
(çizgili kas kitlesini yansıtan yağsız vücut ağırlığı) gibi parametreler de
dozajlamada rol oynar
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami
Farmakodinami, ilaçların vücuttaki fizyolojik ve biyokimyasal
olaylar üzerindeki temel etkilerini ve bu etkilerin oluş
mekanizmalarını araştırır.
Kısaca ilacın vücuda ne yaptığını inceler.
Reseptör (algaç,alıcı): Hücrelerde, belirli bir makromolekülün özel
bir kısmını oluşturan, etkin endojen madde ve onlara yapıca
benzerliği olan ilaç moleküllerini seçici bir şekilde yüksek afinite
(etkileşim) göstererek bağlayan ve etkinin başlamasında aracılık
eden yerlerdir.
Kimyasal sinyalibiyolojik sinyal => sinyal transdükleme +
amplifiye
Agonist: Vücuttaki tüm endojen etkin maddeler ve onlar gibi aktive
edebilen maddeler.
Antagonist: Agoniste yapıca benzeyen fakat reseptörü aktive
etmeyen ve agonistin etkisini engelleyen.
[İ] + [R] [İ-R]ikinci ulakE1E2E3…..E son etki
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami
Etki: İlaç moleküllerinin subselüler ve selüler yapılarda
elektrofizyolojik veya biyokimyasal tepkimeler oluşturması
ya da değişikliklere yol açmasıdır.
Kasılma
Gevşeme
Salgılama
Bradikardi
Taşikardi v.b.
Farmakolojik Yanıt
İlaç Etkisi
Terapötik Etki
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami
• Retard etki (gecikmiş etki): terapötik etkinin ortaya
çıkmasındaki gecikme . TSA – en az 3 hafta sonra tam etki
• Plasebo etki: etken madde içermeyen fiziksel özellikleri
bakımından aktif ilaca benzeyen maddelerin gösterdiği
etki.
• Yan (advers=istenmeyen) etki: ilaç amacına uygun
dozlarda kullanıldığında ortaya çıkan zararlı reaksiyon.
• Toksik etki: hastada ağır zararlara, doku lezyonlarına ve
ölüme yol açan ilaç yan etkileridir.
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
Reseptörler üzerine etki
İyon kanalları
üzerine etki
Enzimler üzerine etki
Taşıyıcılar üzerine etki
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
1. Reseptörler üzerine etki
• Reseptörler, hücre membranı yüzeyinde, sitoplazma
içinde ya da çekirdek içinde yerleşmişlerdir
– Yapıca protein veya glikoprotein
– Membran reseptörleri, yeterince lipofilik olmayan pasif
difüzyona elverişsiz moleküllerin hedef hücreleri etkiledikleri
reseptörlerdir
Fonksiyonlarını doğrudan değil G proteini aracılığı ile gerçekleştirirler
Etkileşme sonucu kimyasal sinyalbiyolojik sinyale dönüşür
Artırılan sinyalin özel enzimleri aktive etmesi sonucu bir dizi yıkım ve hidroliz gerçekleşir
Sonuç olarak proteinlerin fosforilasyonu veya hücre içi Ca artışına neden olur
Çekirdekte pekçok temel olayı değiştirerek son yanıtın oluşmasına katkıda bulunurlar
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
1. Reseptörler üzerine etki
R
İ
R
İ
Agonist
Direkt İyon kanalı açılır
Trandüksiyonmekanizmaları
Enzim aktivasyonu/inhibisyonu
İyon kanalı modülasyonu
DNA transkripsiyonu
Antagonist Etki görülmezEndojen mediatörler
bloke olur
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
2. İyon Kanalı Üzerine etki
• Hücre yüzeyine yerleşmiş olan
reseptörlerin membranda
kenetlendikleri iyon kanalları Na+,
Ca++, Cl- ve K+ kanallarıdır.
Blokerler Geçirgenlik durur
Modülatörler Açılma artar / azalır
İK
i
İKi
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
3. Enzimler Üzerine Etki
– İlaçlar, vücutta çeşitli yapılarda belirli fizyolojik fonksiyonların
veya patolojik olayların oluşmasına aracılık eden enzimleri
inhibe/aktive ederek bu fonksiyonların veya olayların
değişmesi sonucu etki oluşturabilir. Örn; Aspirin COX
enzimlerini inhibe eder
İnhibitörNormal
reaksiyonun inhibisyonuE
EE
i
mxmi
Yalancı substratAnormal metabolit
üretimi
ProdrogAktif metabolit
üretimi
İlaçların Vücuttaki Etki MekanizmalarıFarmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
4. Taşıyıcılar üzerine etki
İnhibitör veya Taşınma bloke olur
Normal taşıma
Yalancı substrat
Doğal olmayan bileşik birikir
Normal taşıma
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
MK (minimum konsantrasyon): ilaçların etki
oluşturabilmeleri için vücuttaki etki yerinde aşması gereken
en az konsantrasyon.
Etki: verilen ilaç sonucu hücre, doku ve organ üzerindeki
değişiklik.
Tesir: oluşan etki sonucu dışarıdan gözlenebilen ve
izlenebilen değişiklikler. örn:kan basıncı ölçülmesi
Etki
Tesir
Yanıt
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
• Yükleme Dozu: ilacın arzu edilen plazma
konsantrasyonuna ulaşmasının gecikmesi durumunda
istenilen konsantrasyona hızlı ulaşmak amacıyla
uygulanan tek dozdur. Sonrasında ilacın infüzyonuna
tedavi dozu ile (idame doz) edilir.
• Etkinlik (efikasite): bir ilacın oluşturduğu maksimum
yanıttır.
• İlaçların gücü (potens): belli bir etkiyi oluşturmak için
gerekli ilaç dozunun ölçüsüdür.
• Doz-yanıt eğri eğimi: dik eğimlilerde ilaç dozunda küçük bir
artış yanıtta büyük değişikliklere yol açabileceği anlamına
gelir.100
50
Biy
olo
jik E
tki
0
İlaç konsantrayonunun logaritması
A ilacı
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
100
50
Biy
olo
jik E
tki
0
İlaç konsantrayonunun logaritması
A ilacı
ED50
B ilacı
C ilacı
A ilacı B den daha güçlü
olduğu halde her ikisinin de
etkinliği aynıdır
C ilacının etki gücü
ve etkinliği A ve B
den daha düşüktür.
B ilacı
ED50
A ilacı
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İalc
ın p
lazm
a k
ons.
0Zaman (Saat)
İlacın tek doz İV
enjeksiyonu
50
100
t 1/2
İlacın yarılanma ömrü (t1/2) doza
bağımlı değildir.
0,5
İalc
ın p
lazm
a k
ons.
0Zaman (Saat)
Tekrarlanan sabit dozlar, ilacın oral alımının
tekrarlanması ile emilim ve atılım dalgalanmaları
Tek sabit doz, oral yolla
alınan ilacın max
konsantrasyondan sonra
atılım ile düşüşü1.0
1,5
2.0
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlacın
pla
zm
a k
ons.
0
Zaman
İV enjeksiyon
100
İM enjeksiyon (tam absorpsiyon)
oral (p.o) veriliş (kısmi
absorpsiyon)
Doz-Konsantrasyon-Yanıtİlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik Etkileşmeler
ADME tip etkileşmeler
Farmakodinamik Etkileşmeler
Antagonizma
Kimyasal Fizyolojik Farmakolojik
Kompetitif antagonizma
Parsiyel agonist kompetitif
antagonizma
Non-kompetitif antagonizma
Farmasötik etkileşmeler (geçimsizlik)
Sinerjizma
Sumasyon
Potansiyalizasyon
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik etkileşmeler Bir ilacın diğer ilacın farmakokinetiğini yani
absorpsiyon, dağılım, metabolizma (biyotransformasyon)
ekskresyonu (itrah)’nu değiştirmesi sonucu
oluşur
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik etkileşmeler
Absorpsiyon düzeyinde, absorpsiyon (emilim) hızını ve/ya
derecesini etkileyen
I. Mide boşalma hızını ve barsak geçiş süresini etkileyen
Antikolnierjik, TSA, antihistaminik , Opioidler ↓
Metoklopramid, proton pompası ↑
II. Mide pH değiştiren, çözünme ve parçalanma değişimi
Antiasidler, H2 res. Antagonistler ↑
III. Mide barsak lümeninde bağlama veya kompleks oluşma Tetrasiklin, siprofloksasin ║ demir sülfat, digoksin
IV. Mide barsak epitel dokuyu bozan emilimi etkileyen Penisilin; glukoz, tiamin, B12 ve demir emilimini bozar
V. Barsak çeperinde CYP3A enzim ve P glikoprotein ile
etkileşmeler
Greyfurt suyu enzimleri etkileyerek bazı ilaçların tedavi indekslerini ↑
↓
VI. Barsak florasını bozarak reabsorpsiyonu değiştiren Tetrasiklin ve ampisilin geniş spek. Antibiyotikler uzun süreli
kullanımda florayı bozarlar
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik etkileşmeler
Dağılım düzeyinde etkileyen
Plazma proteinlerine (albumin gibi) ileri derecede
bağlanan iki ilaç arasında görülür.
Daha çok asid ilaçlar arasında
Sanal dağılım hacmi küçük ve tedavi indeksi dar ilaçlarda
klinik sonuçları bakımından önemlidir.
Varfarin (antikoagülan) alan hastaya salisilat,
sulfonamid verilmesi, varfarinin serbest hale geçerek
kanamaya sebep olması gibi.
Albumin üzerinde bağlı olan bilirubin, sulfonamid
kullanımı ile yenidoğanlarda serbest bilirubini artırarak
kernikterusa yol açabilir.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik etkileşmeler
Metabolizma düzeyinde etkileyen
Enzim inhibisyonu
Etkilenen enzimler genellikle siokrom P450 (CYP)
grubudur.
Bir başka ilaç tarafından engelenirse, diğer ilacın
plazma düzeyinde istenmeyen artışlar ile etkisi
şiddetlenebilir ve toksik etkiler görülebilir.
Enzim indüksiyonu
İndüksiyon sonucu kendi eliminasyonunun dışında
diğer ilaçlarında metabolizmasını hızlandırabilirler.
İlaç etkinliğinde azalma meydana gelir
Rifampisin çok çeşitli CYP enzimlerini indükleyebilir ve
terapötik etkinliklerini azaltabilir.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik etkileşmeler
Ekskresyonu (itrah) düzeyinde
Böbrekler özellikle değişmeden atılan ilaç ve ayrıca metabolitlerin
itrahında rol oynayan en önemli organdır.
Mekanizmalar:
Glomerüler filtrasyon
Böbrek kan akımında azalma veya artma ilaçların olağan
etkilerinde değişime yol açarlar.
Tübüler salgılama
Taşıyıcı sistem (transpor molekülde) afinitesi yüksek olan
ilaç az olan ilacın plazma düzeyindeki miktarının artmasına
neden olur.
Probenesid-sefalosporin etkileşmesi
Asid ilaçlarla zehirlenmede, bikarbonat verilerk idrar pH
yükseltilir ve asidik ilacın itrahı hızlandırılır.
Bazik ilaçlarla zehirlenmede ise, amonyum klorür veya
askorbik asid verilerek idrar pH azaltılır.
Tübüllerden reabsorpsiyon
Yarışmalı veya yarışmasız olarak ilacın idrarla itrah hızı
artırılabilir.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakodinamik etkileşmeler
Antagonizma: İki ilaç birarada verildiğinde
birbirlerinin etkisini azaltmaları veya yok etmeleridir.
3 şekilde olur.
1. Kimyasal: iki ilaç aralarında kimyasal
reaksiyona girerek birinin diğerini etkisiz hale
getirmesi. Dimerkaprol un başta civazehirlenmesi olmak üzere (altın,arsenik) antidotolarak kullanılması.
2. Fizyolojik: Ayrı reseptör ya da mekanizmayla
etki yaptıkları halde bir ilacın diğer bir ilacı aksi
yönde etki yaparak azaltılması veya ortadan
kaldırılması. Rifampisin, oral kontraseptiflerinetkisini azaltmaktadır.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakodinamik etkileşmeler
3. Farmakolojik: Aynı reseptöre yüksek afiniteli ve
seçici bir şekilde bağlanabilen iki ilaç arasındaki
antagonizmadır.
Kompetitif antagonizma
Parsiyel agonist kompetitif antagonizma
Non-kompetitif antagonizma
4. Farmasötik etkileşmeler (geçimsizlik): Aynı şişe,
enjektör veya serum içinde kimyasal geçimsizlik
Bulanıklık ya da çökelti
Bazı antibiyotikler: gentamisin, penisilin ya
da sefalosporinler
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakodinamik etkileşmeler
Sinerjizma
3. Sumasyon: Aynı etkiyi oluşturan iki ilaç birlikte
kullanıldığında, tek tek kullanıldıklarında
oluşturdukları etkilerin matematiksel toplamı
kadar etki oluşturuyorsa; bu iki ilaç arasında
sumasyon tipi ( additif ) etkileşme vardır
4. Potansiyalizasyon:İki ilaç birlikte kullanıldığında,
tek tek kullanıldıklarında oluşturdukları etkilerin
matematiksel toplamından daha büyük etki
oluşturuyorsa; bu iki ilaç arasında
potansiyalizasyon tipi ( supra additif ) etkileşme
vardır.
İlaçların Toksik Etkileri
İlaçlar, istenilen yararlı etkileri yanında birçok zararlı
etkilere de neden olurlar.
Hiçbir ilacın tek bir etkisi yoktur.
İlacın kullanım amacı dışındaki etkileri yan etkiler diye
adlandırılır.
Yan etkisi olmayan ilaç yoktur.
İlaçların Toksik Etkileri
İlaçların Toksik Etkileri
Yalın toksik etkiler
Fonksiyonel
Biyokimyasal
Yapısal
Özel toksik etkiler
Mutajenik
Kanserojenik
Teratojenik
Dayanıksızlık reaksiyonları
Alerji
İdiyosenkrazi
İlaçların Toksik Etkileri
• Yalın Toksik Etkiler
– Doza bağımlı olarak gelişen öngörülebilir özellikte
zararlı etkilerdir.
• Fonksiyonel (Farmakodinamik) Toksik Etkileri
– Yalın toksik etkilerin en sık görülen şeklidir.
Hastanın yararı için değişen fizyolojik etkilerin
yanında, istenmeyen bazı fizyolojik
değişikliklerin oluşması durumudur
• Biyokimyasal Toksik Etkiler
– İlaçların klinikte ölçülen biyokimyasal
değerlerde yaptığı değişikliklerdir.
• Yapısal Toksik Etkiler
– İlaçlar ve metabolitlerinin doku ve hücre
düzeyinde yaptığı morfolojik bozukluklardır. En
fazla karaciğer ve böbreklerde oluşurlar
İlaçların Toksik Etkileri
• Özel Toksik Etkiler
– İlaç veya metabolitlerinin hücre çekirdeğini bozmalarına bağlı
olarak gelişen, genellikle kalıcı nitelikte olan toksik etkilerdir.
• Mutajenik (genotoksik) Etki
– İlaçların veya radyasyonun hücre çekirdeğinde DNA
moleküllerinde oluşturduğu kalıcı yapı değişikliklerine
mutasyon adı verilir. Mutasyon yapan etkenlere
mutajen, mutasyon sonucu oluşan yapıya mutant
denir.
• Kanserojenik (Karsinojenik) Etki
– Kanserojenik etken kimyasal bir madde olabildiği
gibi ultraviole ışınları, X ışınları ve bazı virüsler de
olabilir.
• Teratojenik Etki
– Bazı maddeler gebe kadınlar tarafından
alındıklarında plasentadan fötal dolaşıma geçerek
fötusta kalıcı bozukluklara neden olurlar. Bu duruma
teratojenezis ya da fötotoksik etki denir.
Teratojenezis oluşturan etkene teratojen adı verilir
İlaçların Toksik Etkileri
İlaçların Toksik Etkileri
Dayanıksızlık Reaksiyonları
– Kişide bir hastalık hali varsa, ilaca normal kişilerden daha
duyarlı olur ve istenmeyen reaksiyonlar oluşur. Bunlara
dayanıksızlık (aşırı-duyarlık) reaksiyonları denir.
Alerji
– İlaca karşı reaksiyonun antijen-
antikor birleşmesi ve antijen-T
lenfositi etkileşmesi gibi
immünolojik (bağışıklıklarla ilgili)
mekanizmalara dayanması
durumudur.
– İlaç alerjisinde en ciddi durum
anaflaktik şoktur. Hafif bir fenalık
duyumsamadan ölüme kadar
giden, değişen şiddette
reaksiyonlardır.
– Tedavisi için adrenalin,
antihistaminikler ve glukokortikoid
ilaçlar verilir