fenamizah no: 28 / june 2014

76

Upload: fenamizah-e-magazine

Post on 08-Mar-2016

240 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

International Humor Magazine

TRANSCRIPT

Page 1: fenamizah no: 28 / june 2014
Page 2: fenamizah no: 28 / june 2014
Page 3: fenamizah no: 28 / june 2014

merhaba.... “mevsimin en güzel aylarından biridir” demiştik Mayısiçin.. ve eklemiştik “Geçmişi hüzün barındırsa da geleceğe umuttur.” Tam da sözümüzün üzerine düşer gibi büyük birfelaket haberinin acısını gömdük yüreğimize. Mayıs’ın ortalarında meydana gelen Soma’da ki maden ocağı faciasıylabirlikte facianın ortaya koyduğu ihmaller ve sermaye-iktidarilişkileri yeniden sorgulanır oldu. Hükümetin kaderci yaklaşımı, olayın ardındaki sebepleri ört-bas etme çabaları,Başbakanın, müşavirinin ve de polisin, maden faciasındayakınlarını yitirenlerin protestolarına şiddet uygulaması yüreklere düşen acıyı öfkeye dönüştürdü. Bu ahval ve şerait içinde, hemen her an değişen/değiştirilen ülke gündeminin yorgunluğu içerisinde yeni bir sayı ile karşınızdayız...

76 sayfalık bu sayımız; 12 Haziran’da Brezilya’da gerçekleştirilecek olan Dünya Kupası sebebiyle futbol karikatürleri ağırlıklı... Konuya ilişkin yaptığımız çağrıya, dünyanın dört bir yanından yoğun katılım oldu.Karikatürcü dostlarımızdan 200’den fazla karikatürün gelmesi, “FUTBOL ÖZELALBÜMÜ” hazırlamamızı gerektirdi. Dergi içinde sınırlı olarak yer bulan futbolkarikatürleri, geniş biçimde bu özel albümde yayımlanıyor. “FENAMİZAHEXTRA/Dünya karikatürcülerinden futbol karikatürleri” albümümüzü, 12 Haziran’da web sitemizden takip edebilirsiniz...

Ayrıca; Türk karikatürünün beyefendi kişiliğiyle bilinen ustası GüngörKabakçıoğlu’nu aramızdan ayrılışının üçüncü yılında, sayfalarımızda geniş bir bizimdeanmaya çalıştık...Yeni bir sayıda buluşabilmeyi diliyoruz. İyilikle, güzellikle ve sağlıkla...Saygılarımızla...

aziz yavuzdoğan

3

imtiyaz sahibi / yay›n ve görsel yönetmeni:aziz yavuzdoğanyayın kurulu: Erdoğan Başol, Osman Yavuz İnal, Ekrem Borazan, hukuk danışmanı: Av. Cem Koç

ayl›k e-dergi

monthly e-humor magazine

international humor magazine

iletiflim/contact:[email protected]

N 28 • haziran-june 2014o--

www.fenamizah.com

A) ADRIANA MOSQUERA (Colombia), AHMETÜMİT AKKOCA (Turkey), AHMED SAMIR FARID(Egypt), ALEKSEI KIVOKURTSEV (Russia),ALEXANDER BLATNIK (Serbia), ALEXANDERDUBOVSKY (Ukraine), ALİ DİVANDARİ (Iran), ANATOLIY STANKULOV (Bulgaria), ANDREABERSANI (Italy), ANTONIO GARCI NIETO(Mexico), ARİF ALBAYRAK (Cyprus), ARSENGEVORGYAN (Armenia), ARTURO ROSAS(Mexico), AZİZ YAVUZDOĞAN (Turkey).B) BA BILIG (China), BAHADIR UÇAN (Turkey),BING LING (China), BÜLENT OKUTAN (Turkey),BORISLAV STANKOVIC (Serbia), B.V. PANDURANGA RAO (India).C) CAN&ALİ (USA), CEM KOÇ (Turkey),CLAYTON RABELO (Brasil), CZESLAW PRZEZAK(Poland).D) DAMIR NOVAK (Croatia), DANIEL EDUARDO VARELA (Argentina), DARKO DRLJEVIC (Montenegro), DORU AXINTE(Romania).E) EDUARDO CALDARI JR (Brasil), EDUARDOSILVA (Brasil), EKREM BORAZAN (Turkey),EMRAH ARIKAN (Turkey), ERDOĞAN BAŞOL(Turkey), ERICO

JUNQUEIRA AYRES (Brasil), EVZEN DAVID(Czech Republic). F) FRANCISCO PUNAL SUAREZ (Spain). G) GERMAN GENGA (Argentina), GÜLAYGARİP KOÇERDİN (Turkey), GÜLGÜN ÇAKO(Turkey), GÜNCE YAVUZDOĞAN (Turkey). H) HALİS DOKGÖZ (Turkey), HAMID SOUFI(Iran), HASAN ÇAĞAN (Turkey), HASAN EFE(Turkey), HECER HATİCE ERDOĞAN (Turkey),HENRYK CEBULA (Poland), HORACIO BRANDIWALSEN (Chile), HULE HANUSIC (Austria),HÜSEYİN ÇAKMAK (Cyprus). I-İ) IGOR SMIRNOV (Russia), İBRAHİMERSARAÇ (Turkey), İBRAHİM TAPA (Turkey),İHSAN TOPÇU (Turkey), ISTVAN KELEMEN(Hungary), İSMAİL KERA (Czech Republic). J) J.BOSCO JACO DE AZEVEDO (Brasil), JIARUI JUN (China), JIRI SRNA (Czech Republic), JORDAN POP-ILIEV (Macedonia), JUANCAMILIO LOPERA ARROYAVE (Colombia), JULI SANCHIS AGUADO (Spain), JULIO CARRION CUEVA (Peru).K) KEZİBAN ÖZKOL (Turkey). L) LOUIS POL (Australia), LUC DESCHEEMAEKER (Belgium), LÜTFÜ ÇAKIN

(Turkey).M) MAKHMUD ESHONQULOV (Uzbekistan),MARINA GORELOVA (Belarus), MARK LYNCH(Australia), MEHMET SAİM BİLGE (Turkey),MERAL SİMER (Turkey), MIDHAT AJANOVIC(Sweeden), MILAN ALASEVIC (Slovenia),MILENKO KOSANOVIC (Serbia), MUAMMER KOTBAŞ (Turkey), MUHİTTİNKÖROĞLU (Turkey), MUSA KAYRA (Cyprus). N) NECATİ GÜNGÖR (Turkey), NEGINNAGHIYEH (Iran), NIKOLAI ARNAUDOV(Bulgaria),NIVALDO PEREIRA DE SOUZA(Brasil), NURİ BİLGİN (Turkey). O-Ö) OLEKSY KUSTOVSKY (Ukraine), OMARZEVALLOS (Peru), ORHAN ÖNAL (Turkey),OSMAN YAVUZ İNAL (Turkey), ÖZNURKALENDER (Turkey).P) PAVEL STARY (Czech Republic),R) RAMAZAN ÖZÇELİK (Turkey), RAUL FERNANDO ZULETA (Colombia),RAQUEL ORZUJ (Uruguay), RENE BOUSCHET(France), RESAD SULTANOVIC (Bosnia &Herzegovina), REYHAN SUR (Turkey).S-Ş) SAADET DEMİR YALÇIN (Turkey),SABAHUDIN HADZIALIC (Bosnia &

Herzegovina), SEÇKİN TEMUR (Turkey), SERDAR KICIKLAR (Turkey), SEZERODABAŞIOĞLU (Turkey), SSR KRISHNA (India),STANISLAV ASHMARIN (Russia), STANISLAWKOSCIESZA (Poland), STEFAN WENCZEL(Austria), STEFFEN JAHSNOWSKI (Germany),SZCZEPAN SADURSKI (Poland).T) TADEUSZ KROTOS (Poland), TONGUÇYAŞAR (Turkey), TOSO BORKOVIC (Serbia),TRAYKO POPOV (Bulgaria), TVG MENNON(India).V) VALENTIN DURIZHININ (Russia), VALENTINGEORGIEV (Bulgaria), VALERY ALEXANDROV(Bulgaria), VALERIY CHMYRIOV (Ukraine),VLADIMIRAS BERESNIOVAS (Lithuania),VLADIMIR MACH (Slovakia), VLADIMIR PAVLIK(Slovakia). W)WESAM KHALIL (Egypt), WILLEM RASING (Netherland). Y) YALDA HASHEMINEZHAD (Iran),YURDAGÜN GÖKER (Turkey). Z) ZBIGNIEW PISZCZAKO (Poland), ZELJKOPILIPOVIC (Croatia), ZLATKO KRSTEVSKI(Macedonia), ZORAN GROZDANOVSKI(Macedonia).

> > thanks to:

Page 4: fenamizah no: 28 / june 2014

4

A C T U A L I T Y

düşünün! neye güldüğünüz hakkında bir fikriniz olsun...AKTÜALİTE

Önlem ve kusur...• AKP “İhbar aldık” diye Taksim yerine Soma’daki madenikapatmış olsaydı, 301 emekçi bugün yaşıyor olacaktı...

~ Akif Kökçe

REN

E BOUSCHET

- Franc

e

ENGELLENMİŞ SEVDALAR..hiç geç kalmadım benhep en önce vuruldumbir zulüm yangını sonrasındaengellenmiş sevdalarda kaldı yüreğim

ŞİİR DİLİYLE...İhsan Topçu

Dayak...• Başbakan Erdoğan’ınmaden ocağı faciası sonrası Soma’da kendisine gösterilenbüyük protestoya sinirlenip, sığındığı markette önüne çıkanbir genci yumruklaması,korumalarının acımasızca attıklarıdayak ile başbakanın müşavirinin iki koru-manın derdest ettiği protestocu bir gencetekme tokat girişmesi hem ülkemizde hemde dünyada büyük infial yarattı. Olayın bütün çıplaklığıyla kameralarla tespitine rağmen hükümetsözcüleri ve yandaş medya yalanlamaçabasına giriştiler. Oysa kestirmeden“dayak cennetten çıkmadır” deseler, tam dafıtratlarına uygun bir davranış olurdu...

~ Aziz Yavuzdoğan

MEHMET SAİM BİLGE - Turkey

WILLEM RASING - Netharland

Fıtrat...• Soma’da 301 işçinin ölümüne sebep olanmaden ocağı kazasının hemen ardındanbaşbakan Erdoğan’ın “Bu işin fıtratında bu var”demesi büyük tepki topladı. Aslında fıtratındaböylesi zihniyet olan birine kızmakta haklılık payıolsa bile toplumun genelinin fıtratına bir bakmak gerekmez mi? Hemen her şeyde; başa bir olay gelmezden “bize bir şey olmaz” umursamazlığı, yaşandıktan sonra da“kaderde varsa ......lmek, neyeyarar üzülmek” rahatlığı nasılizah edilebilir ki?!

~ Aziz Yavuzdoğan

Hakim...• Mübaşir bakmış Hâkim Bey odasında iki büklüm kıvrılmış, kahkahalar atıyor. Sormuş...- Neden bu kadar gülüyorsunuz?- Hayatımın en komik fıkrasını dinledim.- Öyleyse bana da anlatın.- Anlatamam.- Neden?- Biraz önce birisini bu fıkrayı anlattığıiçin 5 yıl hapse mahkûm ettim.

~ Melih Aşık (Milliyet, 23.5.2014)

EMRAH ARIKAN - Turkey

Page 5: fenamizah no: 28 / june 2014

SOMA’da şehit olan kardeşlerimize…

SOMA İÇİN Soma’da Üçyüzbir can toprak oldu…Elleri, dizleri, yüzleriKömür karası…

Yürekleri;Okyanus mavisi,Orman yeşili dolu…Bir kuru ekmek uğrunaMekânları Cennet oldu…Nur içinde uyusunlar…

BİN KERE ÖLÜROğlu madenin içindeBir kere öldü.Geride kalan, Ana, baba, ablaMaden dışındaBin kere öldü.

Yetmedi,Bin kere dirildiSonra bin kere daha öldü…Daha kaç kere öleceğiBilinmez…

YANGINDerler ki,‘Ateş düştüğü yeri yakar’ Madencinin anası, bacısıKor ateşlerde yatar,Kapatsa gözleriniDüşlerinde bile yanar…

BU NASIL UYKU?Televizyonda acıyıÇekirdek çitlete çitlete Seyredenler deKuru sözlerle, Ah’larla, vah’larla uyur…….Bu nasıl bir uyku? Sadece patronu, işvereni değil.Bütün millet Horul horul uykuda…

Görebiliyorum, bir tekMilyonlarca yıl öncesindenKömür olmuş ağacınRahatı kaçmış.Dimdik ayakta…

Şimdi senin de haberin oldu,Uyuyabilirsen uyu!

Atmalı taşı, gerekirse de yarmalı başı.

Osman Yavuz İnal

haşlamalartaşlamalar

5

Olmak ya da olmamak...• Maden faciasının olduğu günlerde Diyanet'ten 500 görevli Soma'ya gönderildi.

Üç yüzden fazla canın ölümüne neden olan kazanın sorumlularına beddua etmek için değildi tabi ziyaretleri, kader mevzusuydu anlattılkları besbelli...

~ a. y.

AZİZ YAVUZDOĞAN - Turkey

HALİS DOKGÖZ - Turkey

EMRAH

ARIKAN

- Turkey

Soma..

Page 6: fenamizah no: 28 / june 2014

6

Soma faciası içintaziyeler...• İspanyol gazeteci dostumuz FranciscoPunal Suarez’inSoma’daki maden faciasıile ilgili taziye mesajı:“Dear AzizI sent message of condolence for thedeath of hundreds ofminers in Turkey. This unfortunate happen proves to dangerous working conditions, and theabandonment by theTurkish government. So sorry.”

~ Francisco PunalSuarez

(Spanish journalist)

• Polonyalı karikatürcüdostumuz CzesławPrzezak gönderdiğimektubunda, Soma’dakimaden faciası ile ilgili

başsağlığı dileklerini iletti...“Welcome Aziz !I send my condolencesfor the tragic miningdisaster in your country It is very sad.”

~ Czesław Przezak(Polish cartoonist)

• “Dostum, sizin vebütün Türk milletininbaşı sağolsun. Soma’dahayatını kaybedenmadencilerin, onlarınruhlarına Allah cennetversin ve Türk milletinesabırlar versin. Selamlar.”

~ İsmail Kera (Czech cartoonist)

• Karikatürcü dostumuz,Hollanda FECOBaşkanı Willem RasingSoma’daki maden faciasıile ilgili üzüntülerinibelirten bir mektup gönderdi..“Dear Aziz, having

L E T T E R S & C O M M E N T

MEKTUPLAR, YORUMLAR...

Hasan Efe

Hasan Efe’den...• Sevgili Aziz,Dergi doyurucu ve kapsamlı olmuş.TTNET ile daha dagenişlemesi çok iyi olur.Emeğine sağlık.Benim kitap duyurusuiçin çok teşekkür ederim.Çalışmalarında başarılardilerim.Sevgiyle kal...

~ Hasan Efe(Karikatürcü-Yazar)

e-GAG’dan...• Çek Cumhuriyeti Karikatürcüler Derneği’nin yayımorganı e-GAG son sayısında FENAMİZAH’ınMayıs sayısını tanıttı... Çek karikatürcü dostumuzIvan Hanousek ve arkadaşlarına teşekkür ediyoruz...

Fenamizah özel albümlerine bir yenisini dahaekliyor. Bu ay Brezilya’da gerçekleştirilecek olanDünya Kupası nedeniyle, özel bir futbol

karikatürleri albümü hazırladık. Türkiye’den ve Dünyaçapında tanınmış 68 çizerin 224 çalışmalarından oluşanalbüm tam 76 sayfa... Dergimizi olduğu gibi bu özel futbol albümümüzü deweb sitemizden PDF olarak ücretsiz indirebileceksiniz... Dünya Kupası’nın baylangıç tarihi olan 12 Haziran’dayayımlanacak olan albümümüze katkılarından dolayıtüm karikatürcü dostlarımıza teşekkür ediyoruz...

Dünya karikatürcülerinden futbol karikatürleri albümü...

In honor of FIFA World Cup, Brasil-2014.. FOOTBALL CARTOONS OF THE WORLDWIDE CARTOONİSTS!

PDF dosyayı bu bağlantıdan indirebilirsiniz..you can download it here..

> > http://www.fenamizah.com/images/EK-9/FM_extra_FIFA2014.pdf

On June 1212 Haziran’da

Page 7: fenamizah no: 28 / june 2014

©Cumhuriyet Gazetesi, 2014

DUYGUSAL BALIK • aziz yavuzdoğan

FENAMEN • aziz yavuzdoğan

ÜSTAT ve EVLAT • aziz yavuzdoğan

UYDUDAN NAKLEN • hakan çelik

7

other things on mymind I was/am hardlyaware of what was/isgoing on. I wish you all good luck.Included anotherimpression, based on awork of Saadet whichshe put on Facebooktoday. A spontaniousreaction of mine puttingthis crazy world upsidedown. Artists minds aredifficult to understandsometimes. And livemore and more getscomplicated.Take care, all the best.”Willem

~ Willem Rasing(Dutch cartoonist)

Zavacky’dentebrik...• Slovak dostumuz PeterZavacky dergimize olanilgisini ve beğenibiniyine bir mektup ile bizeiletti... Dear Master Aziz!Many greetings!Last issue - Excellent!Well done!Hat off!!!!Best wishes

~ Peter Zavacky(Slovakian journalist)

Amatatör bir çizerden...• Merhabalar Aziz bey..7 yaşımdan beri imkansızlıklar yüzündenyapamadığım çizim işiniartık yapmak istiyorum.Profesyonel çizer olmayolundayım sizintakdirinize bırakıyorum.Sadece 10 dakika zamanayırırsaniz 8 adet çizgiromanımı ve bir büyükklasör çizimlerimi karakter tasarımlarımıbant karikatürlerimisizinle paylaşmayı çokisterim. Saygılar. Esenkalın...

~ Çağrı Sivrikaya(Amatör karikatürist)

Page 8: fenamizah no: 28 / june 2014

8

COMIC • Stanislaw Kosciesza

TURKISH

• Zafer, tüm yenilgilerin bir birikimidir.

• Ne zaman ki sıradan bir konuşma var,oradada mantık iflas etmiştir.

• Hakikat, yalandan daha güçlüdür.Issız bir adaya düştüğünüzde.

• Nefret, delillerin eksikliğinden doğar.Zavallı insan!

• Benim düşündüğüm şey ile düşünmem gereken aynı çizgi üzerindebuluşmuyor. Öyle düşünüyorum.

---BOSNIAN

• Pobjeda je skup svih poraza.

• Mediokritet kada govori, ispunjenostsmisla se prazni!

• Istina je jača od laži. Na pustomotoku!

• Mrznja je nedostatak dokaza.Ljudskih!

• Misao koja nije u skladu sa mojommislju nije misao jer ja tako mislim.

---ENGLISH

• Victory is a collection of all defeats.

• When mediocrity speaks sense of fulfillment is getting empty!

• Truth is stronger than lie. On a desertisland!

• Hate is a lack of evidences. Humankind!

• Thought that is not in line with mythought is not the thought because I thinkso.

Sabahudin Hadzialicaphorisms

COMIC • Stanislaw Kosciesza

Page 9: fenamizah no: 28 / june 2014

Gülay Garip KoçerdinTV nağme

Not Defteri...1. öğrenci- Egemen’in abisi hapisten çıkmış,çeteyi toplayalım arkadaşlar...2. öğrenci- Bence Ufuk ve çetesini bi güzelpataklayalım arkadaşlar...3. öğrenci- İkisini birden idare ediyonkızıaaaammm. Birini bari bize bırak taaammmı...4. öğrenci- Babam o anlaşmayı imzalasın dakendine yer beğen hocaaa! Sürgüne gidiyonbavulu hazırlaaa...5. öğrenci- Ya ben vercem ama Ufukistemiyooo, hüüüü...6. öğrenci- Babam ölcek hocaaam, hiçparamız yok, ablam da sana vermiyoo,hüüü...7. öğrenci- Yarın yanımda bıçak getircema.q.8. öğrenci- Mahir hoca dışarıda ders yaptıracakmış, kırın lan alarmları, kapıları,camları...9. öğrenci- Servisçi eve bırakçam diye diretti,manyak mı lan bu, ergenin evde işi ne oluuumm...10. öğrenci- Kafa göz dalcam ben bu ite...11. öğrenci- Aşığım ben bu öğretmene yaaa,bi mektup yazsam kendisine beni anlar mıacaba?..12. öğrenci- Boyaları getirdin mi oluuumm,okul çıkışında bütün her yeri slogan yapıcazzz...13. öğrenci- ..................

1. öğretmen- Soldan aşağı 5 harf, sahip. Bilulan bunu da...2. öğretmen- Malik. Kıçını da yırtsan benimgibi olamazsın hoca.3. öğretmen- Çocuklar duvarları söküyormuş, güzeeeelll, velilerden para toplama zamanı geldi, çalışsın döner sermaye,hihihii...4. öğretmen- Servisçi, ben anlamam çocukkaçtı filan, kenarda anlaşmalı başka servisçimvar, beni de görüyor, tak alırım işten onagöre...5. öğretmen- Ayyy sana bayılıyom Mahirrr,ama içim şişti bi anlamadın aşkımı yaaaa...6. öğretmen- Valla ne diyim efendim,çalışmıyo bu çocuk kalacak bu sene sınıfta.Artık icabına bakmak için etraflıca bi konuş-mak lazım, ne diyim başka...7. öğretmen- .................

Seyirci- Vah çocuğum vah! Sen ki minicikbedenin ve kocaman hayallerinle, insan gibibir yaşam içinde çiçek gibi yetişmeyeçalışırken böyle bir cadı kazanına düş veeğitim adı altında ruhunu kan emici vampirlergibi emip boşaltsınlar. Bu sistemi yaratıpokulları ruhsuz, vicdansız, suçlu kampüslerihaline getirenlerin ve topluma TV aracılığıylaiş yaptım sanıp izletenlerin taaaaa.......

BİZİMKİLER • orhan önal

MY CAT’s • öznur kalender

KADINLAR, ERKEKLER ve BAŞKA ŞEYLER WOMEN & MEN and OTHER STUFF • aziz yavuzdoğan

9

© aziz yavuzdogan, 2006

Page 10: fenamizah no: 28 / june 2014

ukurova üniversitesi Eğitim FakültesiResim-İş öğretmenliğinden AhmetAvcı ve Çiğdem Balcı adlı ögrenciler

Soma’daki maden ocağında yaşamını yitiren işçilerin anısına, okul bahçesinde bölümarkadaşlarının da katkılarıyla bir çizim etkinliğigerçekleştirdiler... Ahmet Avcı ve Çiğdem Balcıgerçekleştirdikleri etkinlikleriyle ilgili bir de açıklama yayımladılar.“Gölge gerçekliğin aynasıdır, var olmaktan şüpheduymamamız gölgenin var olmasına bağlıdır.Gölge inandırıcıdır. Ama tanrının gölgesi yoktur.Hükümetlerin gölgesi başka şekillerde çıkarkarşımıza. Bazen tanrı gibi... Ve bu dünyanın gölgesini sorgulamamıziçin hepimizin gözlerikördür. Platon’un ideadünyası da bu dünyanınbaşka bir gerçekliğin gölgesi olduğunu söyler. Gölge, gözle görülen buoluş tek boyut ve gerçektenkoyu... bu koyuluk onu vareder tek başına. Gölgeninbu varoluşu gerçekliğin bilgisini verir. Gölgelerimiz ayrılıyorbedenlerinden ve gerçekliğin olmamasısahteleştiriyor gölgemizi.Ama bu gerçekliğe inanmamızdandır.Otoriteyi ve gölgesiolmayan başka hiçbir yalanıöldüremeyiz. Soma daölüm sürrealist değil ve buyüzden çok koyu gölgelerivar.Sahte bir dünyanın veinanışların gölgesi olamaz.Bu yüzden yürürken gölgemi geride bırakmaisteğim bana gerçekliğimisorgulatır. Geride kalıyorgölgem çünkü ben vardeğilim ki benim bir yansımam olsun. Ve artık onlarda var değil.

Bu dünyada özne olmadığımı hatırlıyorum,benim fikirlerimin olmayacağını da. Ancak gölgem kadar karanlıksa bu dünya; kaybolur bedenim ve gölgem, ruhum yolunubulamaz bu karanlık içerisinde. Goethe’nin sözleri tekrarlanır karanlıkta ‘Aydınlık, birazdaha aydınlık.’

Gölgelerimizi çizerek bizi yok etmelerine karşıduruyoruz. İhlal edilen bedenlerimize karşı butavrımızı sürdürüyor ve gölgelerimiz ile bedenlerimizi düşüncelerimizi hatırlatmayadevam ediyoruz daha önce Roboski için olduğugibi şimdi soma için bunu hatırlatıyoruz.”

Ç

WORLD PRESS CARTOON BOARD OFDIRECTORS ANNOUNCES THE POST-PONEMENT OF THE 2014 SALON• By its nature and scope, World PressCartoon is an event whose viability dependson the combination of multiple supports andsponsorship. The natural main sponsor is thecity that welcomes and associates its name toWorld Press Cartoon. This was the path thatWorld Press Cartoon and Sintra followedtogether for the last 9 years, making of Sintrathe international capital of the humour draw-ings in the Press.In the context of the municipal governmenttransition that resulted from the local electionsheld in October 2013, the World PressCartoon Board of Directors has been trying,by all means, to organize the salon 2014 inSintra. The event was announced, lastOctober, on the basis of a gentlemen´s agreement with the winning candidate, butthis commitment has not yet been honoured bythe new administration of the municipality.The works of the authors were received andregistered, as usual, but the meeting of thejury, scheduled for February, was cancelled,pending the formal decision of our main sponsor. Unfortunately, were are still waitingfor a final decision and it is not possible toorganize this Spring the 2014 salon, asexpected and announced. The organizationdecided in favour of the postponement, whilesearching for an alternative solution thatensures the continuity of the event within thestandards of excellence that are its trademark.To all the authors who submitted their works,we apologize for this change in timetable andthe associated disadvantages. Our goal is tocontinue to celebrate the creativity that feedsannually our catalogue and our exhibitions.More than ever, we enliven the incentives andthe words of encouragement that we havereceived from authors and newspapers. Our commitment is to fight for the life of thissalon that over a decade has proved to be themandatory meeting point to cartoons and cartoonists throughout the world.

N E W S

HABERLER

10

Çukurova Üniversitesi öğrencileriSoma için çizdiler...

Page 11: fenamizah no: 28 / june 2014

11

yurdagün göker

Page 12: fenamizah no: 28 / june 2014

Karikatürist-yazar-şair SezerOdabaşıoğlu, çocuklara şiirisevdirmek, okuma

alışkanlığı kazandırmak ve bualışkanlığın sürekliliğini sağlamak,etkili ve sağlıklı iletişim kurabilmebecerisi kazandırmak amacıyla,Kırıkkale Özel İdaresi BilimSanat Merkezi ve Kırıkkale İlHalk Kütüphanesi'nin düzenlediği bir etkinliğe katıldı.

Kırıkkale Özel İdaresi Bilim SanatMerkezi Müdürü BekirDemirdöğen'in açılış konuşmasınıyaptığı etkinlikte Kırıkkale İl Özelİdaresi Bilim Ve Sanat Merkeziöğrencilerinin, sanatçının derleyipkitaplaştırdığı “Bir AvuçTekerleme” kitabından yaptıklarıseçki tekerlemeleri; “Kenar SüsümKuş Ağaç Ve Ben” ve “Söğüt DalıDüdük” çocuk şiir kitaplarındanseçtikleri şiirleri seslendirdiler.

Sezer Odabaşıoğlu'nun karikatürlerinden oluşan sergininde yer aldığı etkinlikte sanatçıkonuklara bir şiir dinletisi de sunduve öğrencilere kitaplarını imzaladı.

Programın sonunda Kırıkkale Özel İdaresi Bilim Sanat MerkeziMüdürü Bekir Demirdöğen veKırıkkale İl Halk KütüphanesiMüdürü Zeliha Atay, sanatçıyagünün anısına hazırladıkları katılımplaketlerini takdim ettiler.

Odabaşıoğlu, Kırıkkale'de şiir ve karikatürü buluşturdu...

Orzuj’dan TV röportajı...• Uruguaylı karikatür sanatçısı Raquel Orzuj, geçtiğimi ay ülkesindeulusal TV kanalında kendisiyle yapılan bir röportajda, barış ve mizahkonusunda görüşlerini aktardı...

Yeni Akrep dergisininyeni sayısı yayımlandı...• Kıbrıs Türk karikatürününsesi olan tek mizah dergisiYeni Akrep’in 122. sayısı dijital ortamda yayımlandı.

Yayın Yönetmenliğini HüseyinÇakmak’ın yaptığı dergideKıbrıs Türk karikatüründen vedünya karikatüründen örnekler ile birlikte çeşitli etkinlik ve yarışma haberleride yer alıyor...

N E W S

HABERLER

12

Page 13: fenamizah no: 28 / june 2014

13

erdoğan başol

Page 14: fenamizah no: 28 / june 2014

Ankaralı öğrenciler karikatür festivalinde...• Yarının büyükleri çocuklara karikatürü sevdirmek, mizahduyarlılığının gelişimine katkıda bulunmak, onlarındünyalarını karikatürlerle zenginleştirmek amacıyla KarikatürVakfı'nca düzenlen 20. Uluslararası Karikatür FestivaliAnkara'dagerçekleşti.Festivaldeöğrencilerleyapılankarikatür çalıştayındaKüreselOnlineKarikatürKulübü'ndenNevra Baharbirinci oldu...

N E W S

HABERLER

Kuleli Askeri Lisesi 1974 mezunlarının gelenekseletkinliklerinde bu yıl 40. yıl onuruna karma sergidüzenlendi...

Karikatürlerini dergimizden de takip ettiğiniz emekli albayMehmet Saim Bilge ve devre arkadaşlarından ressam NadirSoydan ile ebru sanatçısı Burhan Ersan’ın karma sergisibüyük ilgi gördü.

Orgeneral Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nde ki sergi açılışınayalnızca askeri personel katıldı...

Kuleli Askeri Lisesi1974 mezunlarının 40. yıl sergisi...

14

Page 15: fenamizah no: 28 / june 2014

15

Page 16: fenamizah no: 28 / june 2014

Kıbrıs Türk KarikatürcülerDerneği ve KarikatürcüÖrgütleri Federasyonu

[FECO] üyesi Mustafa Tozakı,13 – 17 Mayıs 2014 tarihleriarasında, dünyaca ünlü kişilerinportre karikatürlerinden oluşankişisel karikatür sergisini açtı...

6. Kozmetik DermatolojiSempozyumu çerçevesindeBodrum Hilton Otel’de açılan“Ünlü Portreler” karikatür sergisinde Mustafa Tozakı’nın50’yi aşkın portre karikatürü yeraldı...

Mustafa Tozakı, sergi süresinceportre karikatür üzerine workshopçalışmalarında da bulundu...

S E R G İ / E X H I B I T I O N

Bodrum’da “ünlü portreler” karikatür sergisi...

MustafaTozakı

OBAMA

RONALDINHO

MERKEL

16

MUSTAFA TOZAKI:1957 yılında, Kıbrıs’ın Lefke şehrine bağlı Solya [Aybifan] köyünde doğdu...

Karikatür çizmeye 1982 yılında başladı... Kıbrıs’ın yanısıra Dünya’nın çeşitliülkelerinde düzenlenen uluslararası karikatür festivallerinde eserleri sergilendi, hazırlanan karikatür albümlerinde yayınlandı...

Ulusal ve uluslararası karikatür yarışmalarında “Seçici Kurul Üyeliği” görevlerinde bulundu... Ulusal ve uluslararası karikatür yarışmalarındabirçok ödül kazandı; birçok kez yılın karikatürcüsü seçildi...

Kıbrıs Türk karikatür Sanatı’ndaki "Evrenselleşme Dönemi"nin [1980 – 1990] öncülerindendir...

Realist Kulis gazetesinde karikatür çizmektedir... Kıbrıs Türk KarikatürcülerDerneği Yönetim Kurulu Üyesi’dir...

Tataristan’dakarikatür sergisi...• Türk Dünyası 2014Kültür BaşkentiKazan'da (Tataristan)16 Mayıs'ta birkarikatür sergisi düzenlendi. AnadoluÜniversitesi KarikatürSanatını Araştırma veUygulama Merkezi,Kazan TürkKonsolosluğu veTataristan KarikatürcülerBirliği'nce düzenlenensergide Türkiye'den veTataristan'dan seçilenbazı sanatçıların eserleri yer aldı...

Çocuk Hakları KarikatürSergisi Bursa'da...• Karikatürist Prof.Dr. HalisDokgöz'ün Çocuk haklarısözleşmesi üzerine çizdiğive daha önce AnkaraBarosu tarafındanAnkara'da, AcıbademHastanesi tarafındanAdana'da, GaziantepBüyükşehir Belediyesitarafından Gaziantep'de,Mersin Ticaret ve SanayiOdası'nca Mersin'de,Tarsus Amerikan Koleji'ndeve Tarsus GüçbirliğiVakfı'nca Tarsus'ta açılan"Çocuk hakları karikatürSergisi" 22-23 Mayıs 2014tarihlerinde Bursa'dasanatsverlerle buluştu...

Page 17: fenamizah no: 28 / june 2014

17

IGOR

SMIRNOV- R

ussia

TONGUÇ YAŞAR- T

urkey

Page 18: fenamizah no: 28 / june 2014

seçkin temur

18

Page 19: fenamizah no: 28 / june 2014

Hasbelkader mühendis, mimar olmuştur. Aslında teknikyapılanma veya alt yapısı buna benzer bir isteği de yoktur.Hasbelkader milletvekili olmuştur. Bırakın vekil olmayı

yönetilirken bile orası burası çarşafa dolaşır. Ayakkabısını bilebağlayamaz. Hasbelkader sanatçı olmuştur. Resim yapmayı bırakınsergi bile gezmemiştir. Bir heykelin ne anlattığını anlamaz ama iyirol yapar. Tiyatroyu hayatı sanır. Ruhunda oportunist bir dalgalanma vardır. Şarkı söylemesini, enstrüman çalmasını bilmezama sesinin güzeı olduğunu sanır. Hasbelkader doktor, hasbelkaderöğretmen olmuştur. İnsan sevgisini, İskender kebabını sevmesi ilekarıştırır. Günlük hayatta karşılaştığımız meslek sahiplerine bakarakörnekleri çoğaltabilirsiniz. Rastlantı sonucu tesadüfen veya ÖSSpuanının çizdiği kader çizgisi ile gelinen yer budur. “Acemi doktor candanCahil imam dinden edermiş.”Bu sözler hasbelkader doktor ve imam olanlar için söylenir. İnsan sevdiği işi yapmalı, bildiği yoldan gitmelidir. Ama genetikolarak dalkavukluk ve şak şak ruhumuz öyle adamları iş başınagetirir ki şaşırıp kalırsınız. Koskoca 76 milyonluk TürkiyeCumhuriyeti’nde sadece hitabet yeteneği sayesinde en üst makamlara çıkmış olanların hasbelkader buralara gelişini ibretleizleriz. Oysa bu güzelim ülkede ne aslanlar vardır kedilere boğdurulan, ne bilgili adamlar beyin güçleri yüksek insanlar vardırama; Kasımpaşa eşrafından biri, hasbelkader başbakan olmuştur.Bak kardeşim buna kravat denir. Uygarlığın simgesidir. Böylebağlanır. Altına ütülü pantolon ve boyalı pabuç giymezseniz bir işeyaramaz. Ama öylede olursa dasaygınlık yaratır. Buna şnitzeldenir. Sol eline çatalı sağ elinebıçağı alıp keserek yiyeceksin.Dudağının kenarından akanyağlara dikkat edeceksin. Şapurşupur yemeyeceksin. Bardağıböyle tutacaksın. Şayet toplumiçindeysen; küfürlü ve yükseksesle konuşmayacaksın. Kibarve nazik olacaksın. Konuşmasırası sende ise hitabet gücünkadar ve orada bulunanlarıSıkmadan konuşacaksın. Eğerbilmiyorsan “Sana bir konuşma metni veriyorumonu okumalı ve pot kırmamayı öğrenmelisin.”Neyse bu tarafları karıştırmakAdab-ı Muhaşeret’e giriyorvazgeçiyorum. Eğer siziyönetecek birini arıyorsanız busüzgeçten geçmiş olmasınaazami özen göstermelisiniz.Zira her toplum ve her topluluk hak ettiği insanlartarafından yönetilir. Seçimler bitti. Hepsöylediğimiz gibi “Mühürkimde ise Süleyman odur.”efsanesi yıkılmadı. “Tecavüz kaçınılmaz ise zevkalmasını bileceksiniz” dedi birdostumuz. Kaderine razı olmuş

gibiydi. Diğer biri, kafasınıyeniden kuma soktu. Birbaşkası üç maymunu oynadı.Hasbelkader iş başında olanlar ise alkışı duydu, ihanetepabuç bırakmayacağını, inine dinine gireceğini söyledi. Ne maymuna ne de devekuşuna aldırmadı. Dolar düştü kalktı.Enflasyon çift haneli oldu. Yatağan, Kemerköy, Yeniköy,santraller için özelleştirme başladı. Çünkü satılacak bir şeykalmadığından dolayı, ileri ki seçimler için havuzun ve yavuzunceplerine para dolması gerekiyordu. Sabık bakan müşteki olduğunuiddia etti. “Saati ben aldım ahada faturası” dedi. Bir diğeri “Evalacaktık paralar da mecburen evdeydi” dedi. Bir diğeri “Atacakpalavra çok ama gerek yok. Siz zaten bize inandığınızı vegüvendiğinizi oylarınız ile gösterdiniz” dedi. Zevk almayısürdürün dedi kısaca topluma…Rastlantı sonucu tesadüfen yani Hasbelkader iş başına gelenlerialkışlamak gerekmez. “Yav bunlar zaten tesadüfen geldiler. Buyüzden ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Şayet çalışarak hakederek gelselerdi çoktan kendilerine çeki düzen verirlerdi.” diyenolmadı.Eline yüzüne kömür isi bulaşan yüzlerce maden işçisi bu işbilmezler yüzünden Soma ocaklarında şehit oldu.

Çağdaş toplumlarda veya M. Kemal’in deyişi ile muasır medeniyetiyakalamış ülkelerde önce bu Adab-ı Muaşeret, sonrada beyingücüne bakılarak yönetici yaparlar adamı. Ticaretiniz iyi giderse tabi

ki hasbelkader olarak, ancakzenginler sınıfına girebilirsiniz.Yoksa sizi Avrupa Birliğine dealmazlar avuçları ile pilav yiyenAsya Birliği’ne de almazlar.Afrika’yı bilmem ama 19ülkenin çoğunu haritada bilebulamadım. Grenada, Palau,Kiribati, St. Lucia, B. ArapEmirlikleri, Kolombiya,Dominika, Marshall,Mikronezya, Nauru, Peru,Saint Vincent, SamoaSolomon, Doğu Timor,Tonga, Trinidad, Tobago,Tuvalu ve Vanuatu.Bunlar AB’nin kapılarını açtığıYolava, Bayburt illerimizkadar ülkeler.

Nedeni?Hepsi de küçük amademokrasiye inanmış insanhaklarına saygılı sevgi ve saygıile yönetilen ülkeler işçileri pisipisine maden ocaklarında canvermiyor. Bunu AB biliyor. Bizi neden sıraya koymuyorlarbiliyor musunuz? Çünkü hasbelkader yönetiliyoruz.

Tesadüfen yaşıyoruz.İnsanaverilen değer yok. Maalesefbunu da biliyorlar...

Y A Z A R & Ç İ Z E R

Bülent Okutan

Hasbelkader...

BÜLENT OKUTAN - Turkey

19

Page 20: fenamizah no: 28 / june 2014

N O T D E F T E Rİ

DEĞİNMELER...

20

Page 21: fenamizah no: 28 / june 2014

SON ARZU...• İdama mahkum olan Temel’e sonarzusunu sormuşlar;“Penu oğlumin yanuna gömün!” demiş.“Ama oğlun yaşıyor!”“Olsun. Pen beklerum.”

BORÇLU KALMAMAK...• Karadenizli doktor Temel, ufak biroperasyın geçiren ve ünlü bir ressam olan hastasından ücret almak istememiş. Ressamısrar edince de, Temel, kendisinden biryağlıboya tablosunu armağan olarak kabuledebileceini söylemiş...

Bir süre sonra ressam tablosuyla Temel’iziyarete gitmiş. Tabloyu tahmin ettiğindendaha değerli bulan doktor Temel, biraz eziklik hissederek teşekkür etmiş ve;“Uyy, pu çok değerli bi tablo, kapul edemem.” demiş...

Ancak ressam alması için ısrar edince:“Peçi öyleyse, size bi fituk ameliyati borcumolsun.

GERİYE KALAN...• Temel kendisinden çok yaşlı ve zengin birkadınla evlenmeye karar verdiğinde,arkadaşları sormuşlar;“İyice düşündün mü, hayatının geri kalankısmını bu yaşlı kadınla mı geçireceksin?”Temel hiç düşünmeden cevaplamış;“Penum değil, onun hayatunu geri kalan kısmıni peraber ceçureceğum.”

MÜSAİT YER...• Uçakta cam kenarındaki yolcu bir aratuvalete gitmek için yerinden kalkınca Temel hemen onun yerine geçer. Adam döndüğünde kendisine kalkmasınısöylediğinde Temel şaşkınlıkla;“Ula uşağum vallahi ben seni demin indisandum” der...

MÜSAİT YER...• Temel’e bisikletli biri çarpmış ve üstelikhem kabahatli hem de çıkışmış“Kardeşim bir daha ki sefere dikkatli ol!”Temel;“Noldi ula bi daha mi çarpacasun?

MÜSAİT YER...• Öğretmeni sınıfta cennete gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel elini kaldırmayınca merak ederve sorar,“Sen gitmek istemiyor musun?”“İster idum ama anacığım okuldan sonrahemen eve gel dedü...”

F I K R A L A R

TEMEL’DEN...

21

Page 22: fenamizah no: 28 / june 2014

N E C A T İ G Ü N G Ö R ’ d e n

EDEBİYAT ANEKDOTLARI...

22

EDEBİYATTA MADEN İŞÇİLERİ...Dünya edebiyatında maden işçilerinin yaşamını anlatan ilkörneği, çevirmen arkadaşım Yaşar İlksavaş anımsatıyor:“Emile Zola’nın ‘Germinal’inde maden işçilerinin nasılköle gibi çalıştırıldıklarını, acı dolu yaşamlarını ibretle vehep içimiz sızlayarak okumuştuk. Yirmi birinci yüzyılagelmişiz, kölelik dünyada kalktı sanıyoruz ve ülkemizdemaden işçilerinin çok daha beter koşullarda yaşadıklarını,yalnızca emek kölesi olarak değil, siyasi köle olarak da kullanıldıklarını görüyoruz. Hükümet bu utancı aslasilemez, asla!”

Türk edebiyatında da maden ocaklarında çalışanların zoryaşam koşullarını kaleme almış yazarlarımız var: Zonguldaklıyazar Ahmet Naim bunlardan biri. Bir dönemler Zonguldak’ta memurluk etmiş olan MehmetSeyda, oradan madenci hikâyeleriyle dönmüştür:“Zonguldak Hikâyeleri.” 1970'te yayımlanan “Yanartaş”romanı yine Zonguldak’ta geçer.Yine Zonguldaklı bir yazar ve çevirmen olan İrfan Yalçın’ın“Ölümün Ağzı” adlı kitabı bu alanda anılılır.Bir zamanlar Dostlar Tiyatrosu’nca oynanan ve gerçek birolaydan yola çıkan Haşmet Zeybek’in “Alpagut Olayı” dakömür madencilerini anlatır bir oyundur.Kömür ocaklarında yalnızca insanlar değil, eskiden hayvanların yaşamı da tükenirdi: Halikarnas Balıkçısı,“Hayatımın Romanı” adlı hikâyesinde bir eşeğin dramınıanlatır.Rıfat Ilgaz da “Ocak Katırı Alagöz” şiiriyle maden işçisibir katırın dramını dile getirir...

ABBAS YOLCU...Attilâ İlhan’a kitap adı olan “Abbas yolcu” deyimişimdilerde gözünü yükseklere dikmiş biri için kullanılıyor...Gündelik dilde sıkça kullanılan bu deyimin kökeninin,Azerbaycanlı bir Türk şairine uzandığı söylenir. “Şule”takma adıyla şiirler yazdığı bilinen bu halkozanı, İran’ı, Kafkasya’yı, Mısır’ı, Arabistan’ı,Hindistan’ı gezmiş görmüş bir Molla idi. Tatlı dili,hoşsohbeti nedeniyle her gittiği yerde sevilir, ağırlanırdı. Sözüne sohbetine doyulmazdı. Bu nedenle,onu ağır-layanlarca,her zamandaha fazlakalması içinısrar edilirdi. Ama o,hiçbir yerdeuzun sürekalmaz;“YolcudurAbbas,bağlasandurmaz!”diyerek yineyola revanolurdu...derler.

Abdullah Mollaoğlu soruyor: “Bir şairiyi şiir söyleyemediği için mi öyküyazar, yoksa iyi öykü yazamadığı içinmi şair olur?”Konunun mizahı bir yana, sorunun yanıtıhayli karmaşık.Türk edebiyatının ünlü birçok hikâyecisiişe şiirle başlamış, sonradan hikâye,roman yazarlığına geçmiştir. Kimler mi?Sabahattin Ali, KemalTahir, Yaşar Kemal,Orhan Kemal, FakirBaykurt, MuzafferHacıhasanoğlu, Selimİleri, Tarık Dursun,Cengiz Tuncer,Muzaffer Buyrukçu... Bunlar rasgele anımsadıklarım. Ayrıcabu listeye kendimi deyazmalıyım.Bazı şairler, hikâye,roman gibi düzyazı türlerine gönülindirmezken, bazıroman ve hikâye yazarları kırkından sonraşiire heves etmişler:Sait Faik, Aziz Nesin, Füruzan,Burhan Günel... vb.Bazıları da şiirde ünlendikten sonrahikâye roman yazarlığında kendilerini

göstermek istemişler: Nâzım Hikmet,Necip Fazıl, Orhan Veli, Cahit Sıtkı,Melih Cevdet, Oktay Rıfat, Dinamo,İlhami Bekir, Cevdet Kudret, Attilaİlhan, Şükran Kurdakul, Salah Birsel...vb.Kimi edebiyatçılar da şiirle düzyazınınkardeşleğini bozmak istememiş, ikisine deevlat muamelesi yapmışlar: Tanpınar,

Rıfat Ilgaz, NecatiCumalı, Mahmet Başaran,Sabahattin Kudret Aksalvb. Şiirin üstüne gül koklamayan şairlere örnekisterseniz; Yahya Kemal,Dağlarca, Necatigil (radyooyunlarını saymazsanız),Cahit Külebi, GültenAkın, Cemal Süreya,Turgut Uyar, EdipCansever, Metin Eloğlu,Ece Ayhan, AhmetMuhip, Haşim(seyahatnamesini, denemelerini saymazsanız),

Ahmet Arif... Bu listeler elbette bu kadar değil, istediğiniz kadar ekleme yapabilirsiniz.Ancak şurası kesindir ki, arkadaşımızMollaoğlu’nun ilginç sorusuna asla netbir karşılık veremezsiniz...

roman ve hikâye yazarları kırkından sonra Ahmet Arifroman ve hikâye yazarları kırkından sonra Ahmet ArifAhmet Arif

Sait Faik Abasıyanık

Emile Zola

ŞİİR UYDURAMADIK, HİKÂYE VERELİM...

Page 23: fenamizah no: 28 / june 2014

23

BORISLAV STANKOVIC - Serbia

TAN ORAL - TurkeyHULE

HANUSIC

- Aus

tria

Page 24: fenamizah no: 28 / june 2014

24

meral simer

Page 25: fenamizah no: 28 / june 2014

Hasan Çağan

twittergündemi

En sevdiğim yanın..tarık " @tarikerdnmz #EnsevdiğimYanın Diktator değilim dionyaa orda bitiom ben usta ...

Biçimsiz " @Bicimsizzz #EnsevdiğimYanın Diğer Yarın...

Çimen Lekesi ® " @cimenlekesi #EnsevdiğimYanın ;Yanında durduğum yanın :))

TERAZİ " @geceyim400 #EnsevdiğimYanın ; sevmediğim yanın.

Cansu Gül ZENGİN " @Zngncansu12 .#EnsevdiğimYanın diyebileciğim biri henüzyok ...

BETÜŞŞ @betulozturk16 #EnsevdiğimYanın YOK KEŞKE OLAYDI

Sıla " @orixim #EnsevdiğimYanın Yansız olman

Serdar Mercan " @qQuebehsenueF #EnsevdiğimYanın yanpiri yanpiriyürüyüşün.

KaçıncıMurat ® " @kacincimurat .#EnsevdiğimYanın yok heralde olsabilirdim

ebru çınar " @ebruucnr #EnsevdiğimYanın valla hiç denk gelmedim :)

0rh+Elmayra " @PnrOzpinar .belkide #EnsevdiğimYanın yanımdaolmayışın

Esma Aytar " @07Eaytar .#EnsevdiğimYanın kendi çayını kendinalman

sezan " @sezankaragoz #EnsevdiğimYanın verme ihtamalininolması

Demetim Canım " @hazaldoan1907 #EnsevdiğimYanın say say bitmez ya :)

25

Page 26: fenamizah no: 28 / june 2014

P O E T I C

AYMA Gülgün Çako

“sahte her gülüşte gözlerimiz aynalı sazan...”

“taş kesilmiş dudaklarından

kana kana içtiğimiz Medusa sudaki suskunluğumuz...”

26

Page 27: fenamizah no: 28 / june 2014

Bahar gelecek, geliyor derken havanındengesizliği ile baharın tadını çıkaramadanyaz mevsiminin kavurucu sıcağında bulacağız

gibi kendimizi. Havanın ani değişimleri, değişimlerarasındaki uçurum bana ani duygusal değişimyaşayan insanları anımsattı. 2 dakika önce benimlekahkaha atarken yarım saat sonra bana tatsızdavranışlarda bulunabiliyorlar. Bu cümleyi bile isteye seçtim, 2 dakika önce ile yarım saat sonrasıarasında ki kayıp zaman diliminde hayatın durduğunu var saymak istedim. Bu da benim dengesizliğim olsun. Havanın sık değişimi ruhsağlığımızı etkiliyor elbette, bundan etkilenenlerdenbiri de benim. Özellikle bir kadın olarak hem deduygusal ve de hassas bir kadın olarak ve de aşırıdüzeyde duyarlı bir kadın olarak benim için zorgünler diyebilirim bu günler için. Sabah uyanıyorum müthiş bir hava ve ben canlanıyorum,öğleye kadar hava serin ve tatlı ancak öğlen aşırı birsıcak, belki sabah üşümüşümdür ama artık içimdensoyunup denize ya da buzla doldurulmuş birhavuza atlamak geçiyor içimden. İkindi vakti havabulutlanıyor ama basık, rüzgar yok, nem oranı fazla,yağsa da rahatlasak diyoruz ama tam yağacakkenbirden rüzgar çıkıveriyor hop bütün bulutlar darmaduman. Akşam tatlı başlar ve belediyeninçalışmaması neticesiyle bahçelere yakın yerde yaşıyorolmamdan dolayı sivrisineklerle savaş başlar, e budurumda biraz gergin oluyorum. Gece sessiz veserin az önce sivrisinekler için ilaçlama yapmışımdır.Galibiyetin getirdiği huzurla kahvemi yapmış bahçeye çıkmışımdır, ancak kahvemi bitirmedenyoğun ve bunalgın günün yorgunluğu ile uyku basması yaşıyorum; gecenin keyfini çıkaramadanuyuyakalıyorum. Tıpkı günün saatlerine uygunyayın yapan radyo kanalı gibiyim bu aralar. Aniolmasa da havanın değişimine göre ruh halim farklılık gösterebiliyor. Tüm gün aynı ruh hali ilegezinmek mümkün olmasa gerek, düşünsenizedışarıda olup biten hiçbir şeyden

etkilenmiyorsunuz, sabah evden çıkarken bir ifadebir duygu kombini seçip bütün gün bununla geziyorsunuz. Ne yaşanırsa yaşandın ifade aynı, ruh hali aynı. Sabah mutlu kız kombini seçip çıkıyorum evden, okula gidiyorum ya da işe, işarkadaşım bir probleminden bahsediyor belkidayanamayıp ağlıyor ama siz mutlu kız kombiniseçmiştiniz, gülmeye devam... Sonuç iki ihtimal:Bir ya arkadaşınız enerjinize kapılıp bu ruh halindensıyrılacak ya da onun sorununu önemsemediğinizidüşünüp size darılacak. Amiriniz sizi çağırdı veciddi bir konu üzerinde konuşuyor, ciddi bir ifadetakınmanız hatta sinirlenmeniz gereken bir durumama suratınızda o gülümseme ve mutluluk. İyi misin Hatice? Bu yoğun çalışma temposu senibiraz yormuş olmalı, 1 haftalığına Cunda adasınagidip tatil yapmak belki iyi bir fikir olabilir. Meselatanıdığım poker surat biri var, onun ne hissettiğinine düşündüğünü asla bilemezsiniz. Yaşadığı ‘duygukodlama sorunu’ yüzünden birine fena haldetutulduğunu düşünür ancak tutulduğu kişinin debana tutulduğunu düşündüğü için bana cehennemgibi bir yıl yaşatır. ‘Komedi= zaman + trajedi’ diyeboşuna denklem kurmamışlar. Üzerinden zamangeçmeseydi hiç bu kadar dalgaya alamayabilirdimzira o zamanın içerisinde iken, kendimi nelerdenuzak tuttuğumu anlatsam bana gülersiniz. Ciddi birtehdit altında olan hayatım aynı zamanda mercekaltına alınmışken, gün içerisindeki her adımımdanhaberi olan ve sessiz telefonları ile beni hiçbiranımda yalnız bırakmayan o paranoyak aşık yüzünden köşe kapmaca oynadığım günler şimdibir film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Hassasve de duyarlı bir kadın olmasaydım olaya daha farklıyaklaşabilirdim belki... Bu özelliğim yüzünden yaşamakta çokça zorlansam da günler geçiyor birşekilde ☺ kendim ve benim gibi olan diğer hemcinslerim için iyi dilekler diliyorum, hayat bizim içinzor ama geçecek ve her şey çok güzel olacak sadecezaman!!! ☺

N A R A Ğ A C I

Hecer Hatice Erdoğan

Ruhsal değişimler...Reyhan SurÇer-Çöpak – alaY...Gösterişte birinciyiz evelallah!Ve “ceza yemede” de...Pişkinler “hömererek” yürüyor üzerimize üzerimize…Kara günlerimizde bile, “ak alay”lar gündemideğiştirmeye çalışıyorlar durmadan...•Yıllarca Türkiye’nin borçlarının “sıfırlanması”beklenirken, itibarımız sıfırlandı diyebiliriz...Kredi borçları çoğu kez yuvaları yıkan, yaşamlarısöndüren bir “baş belası” halini almışken... Ödenemeyen borçlar büyüdükçe büyür; o ölçüdede “dayatmalar” artar. “Teslimiyet”i andıran “yumuşak başlı” insanlarolmamız beklenir. Bu da, birey olarak hepimizinonurunu incitir, gururumuzu kırar...“Sizin aklınız ermez” frenlemesi ile karşılaşırız“karabasan”lar tarafından…•Efendiler, kısmetleriyle “gökten zembille indiler”ya! Onun için, devleti “Babalarının çiftliği” gibigörüyorlar ya! Üretenler... Çalışanlar... Onların gözünde köledir...Eleştirir, yazarsanız tazminat ödersiniz...Eleştirir, konuşursanız dayağı yersiniz!Olmadı kurşunu yersiniz... “Sıfır”lanırsınız!...Çoğu kez de “fincancı katırlarını ürküten”“zülf-ü yare dokunan” başı dik, onurlu, çağdaşgazeteciler sindirilmeye çalışılır... Yıllardır görüyoruz örneklerini... Bir örnek de benden;... “Yıllardır hiç değişmeden, değiştirilmedensürdürülegelen alışkanlıklarda…”... “Bunlardan biri de “yalakalık.”Yani “kemik yalayıcılık.” Yani “el oğuşturmacılık.” Yani “zübüklük...”“Tipler ve kimlikler dönem dönem değişse de“kişilikler” hiç değişmedi...”... “Bizim çocukluk dönemlerimizde de benzeruygulamalar yaşanırdı... Ne zaman kentimize birdevlet büyüğü gelecek olsa, kimi okullardakiöğrenciler saf saf cadde kenarlarına dizilir, ellerinede birer kağıt bayrak tutuşturularak “şakşakçılık”yaptırılırdı onlara...” ...“Ve artık bu ilkel geleneğin sona erdiğini sanıyorduk... Artık böyle saçma sapan ve zorakigösterilere itibar eden devlet büyükleri kalmadığınave böyle küçük oyunlara başvurmak hafifliğinedüşecek il yöneticileri bulunmadığına inanıyor-duk...”

Gazetecinin sağlığında yazdığı bu yazı için istenen“tazminat tutarı” ölümünden sonra, şairin dediğigibi; “Tek başıma olsam şaha sultana kulolmam /Viran olası hanede evlad ü ıyal var”anlayışıyla ödenmiş, ağızlar kapatılmıştır…•Nedense aklıma geldi!İnsanlardan korkan, tiksinen, nefret eden, gerçekdünyadan kendini soyutlamış yeraltı adamı üzerineyazılmış Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar”eserinde; iç çatışmalar ve hezeyanlar anlatılır.

Kara günlerde bile “ak-alaylar” bitmiyor... “Dilinkemiği yok...”

27

• ÇİZİM

: HEC

ER HAT

İCE ER

DOĞA

N

Page 28: fenamizah no: 28 / june 2014

28

HUMOROUS PHOTOS

francisco puñal suárez

Page 29: fenamizah no: 28 / june 2014

29

İBRAHİM ERSARAÇ - Turkey

NURİ B

İLGİN

- Turkey

ALI DIVANDARI - Iran

Page 30: fenamizah no: 28 / june 2014

enter'a çok basıp makaleyazdığını sanmak...gazete makalelerinde gittikçeyaygınlaşan bir sanı. köşeyazarının her cümlesinden sonraparagraf başı verip tek cümlelikparagraflardan oluşan yazısınımakale diye sunması şeklindetezahür eder.

bu tercihin nedenleri ne olabilir?efendim, yazarımız yazdığı hercümlede büyük bir hikmet,okuyucuyu en azından bir paragraf boyu düşündürecekkadar bilgi ve fikir yüküolduğunu sanmakta, her paragrafının tek cümlede bütünderdini anlatacak kadarkristalleşmiş ve berraklaşmışolduğunu düşünmekte olabilir;okurlarının idrakinin ve yoğun-laşma yeteneğinin çok sınırlıolduğunu, öyle iki-üç cümleboyunca bir fikri takip edemeyeceklerini düşünebilir(bu durumda sık sık koyu renkharfle basılmış kelimeler degörülebilir); ya da laf aramızdaher allahın günü yazacak birkonu bulmaktan sıkılmış, aslındayazdığı iki paragraflık ve birsütunun dörtte birini dolduracakuzunluktaki yazısını şişirip birsütun haline getirmeye çalışıyorolabilir. ben bilemem.

bu tarzın nefis örneklerinden biriiçin büyük yazarlarımızdanahmet altan’ın turkiyeyi turklermi yonetmeli tartismasi başlığında verilen makalesi incelenebilir.

***şimdi yukarıda yazılanları buüslupta tekrar yazalım:

gazete makalelerinde gittikçeyaygınlaşan bir sanı bu.

bakıyorum da bazı köşeyazarlarımız her cümlelerindensonra paragraf başı veriyorlar.

sonra da bu tek cümlelik paragraflardan oluşan yazılarımakale diye sunuyorlar. bu tercihin nedenleri ne olabilir?

yazarımız yazdığı her cümledebüyük bir hikmet, okuyucuyu enazından bir paragraf boyudüşündürecek kadar bilgi ve fikiryükü olduğunu sanıyor olabilir.

her paragrafının tek cümledebütün derdini anlatacak kadar

kristalleşmiş ve berraklaşmışolduğunu düşünmekte olabilir.

okurlarının idrakinin ve yoğunlaşma yeteneğinin çoksınırlı olduğunu, öyle iki-üçcümle boyunca bir fikritakipedemeyeceklerinidüşünebilir.

bu durumda sık sık koyu renkharfle basılmış kelimeler degörülür.

ya da, laf aramızda...

her allahın günü yazacak birkonu bulmaktan sıkılmıştır.

aslında yazdığı iki paragraflık vebir sütunun dörtte birini dolduracak uzunluktaki yazısınışişirip bir sütun halinegetirmeyeçalışıyordur.ben bilemem.ben, bilemem.iyi pazarlar.

~ can sebahattin dere

30

E K Şİ

SÖZLÜK’ten..

ALEXANDER BLATNIK - Serbia

Page 31: fenamizah no: 28 / june 2014

31

Fakir adam kulübesine koşa koşa gelmiş, elindebir yumurta, karısına göstermiş:“Bak bana yumurta hediye ettiler!”“İyi güzel de bir yumurtayı ne yapacaksın?”Adam kızmış!“Sen de hiç Allah razı olsun demezsin!”•••Kadın, “canım bir yumurta işte, ne çıkar bundan!” deyince adam anlatmaya başlamış:“Sende akıl yok ki! Beni iyice dinle... Bu yumurtayı komşumuzun kümesindekiyumurtaların arasına koyacağım. Civcivler çıktıktan sonra bir dişi civciv seçeceğim. Bu civcivbüyüyüp, tavuk olacak, o da yumurtlayacak... Bu yumurtaları da kuluçkaya yatıracağım, onlarda civciv yumurtlayacak, paramız olacak ilkparamızla bir buzağı alacağız, buzağı büyüyüpinek olacak, onu satıp tekrar bir buzağıkazanacağız. O kadar çok para kazanacağız ki, ev alacağız, tarla alacağız, eşya alacağız, belki evegüzel bir hizmetçi de alırız.”Kadın sormuş:“O elindeki ne?”“Yumurta değil, hayal dünyam!”Kadın çekip almış yumurtayı yere atmış kırılmış,adama “hadi bakalım” demiş “senin hayaldünyan yıkıldı yeniden başla!”•••Adam eve gelmiş, karısı çırılçıplak, kızmış:“Sırtına giyecek bir şey bulamadın mı?”“Ne yapayım elbisem kalmadı!.. Kocacığım!”Adam hırsla gardolabın kapağını açmış, birerbirer saymaya başlamış:Bunlar elbise değil mi? İşte maksi, işte mini, iştedöpiyes, işte askılı... “Bu da komşunun delikanlıoğlu!”•••Bir de siyasi fıkra...Adamın yolunu Taksim meydanında biri kesmiş,kolsuz, topal, bir gözü görmüyor, üstelik dekekeme, konuşamıyor. Halini gösterip para istey-ince adam kızmış:“Bana ne ulan ben mi yaptım?”•••Aşağıdaki iki fıkra da Prof. Dr. YılmazKafadar’dan...Balıklar toplanmışlar, “Biz denizde yaşıyoruzama, deniz nedir bilmiyoruz!”Biri akıl vermiş:“Okyanusta filan kayanın altında yatan bin yıllıkbir balık var, gidin sorun!”Balıklar gitmişler “koca” balığa sormuşlar...“Deniz nedir?”Koca balık bakmış:“Denizi bilmeyen var mı?”•••Lokantada garsonu çağırmışlar; kürdanistemişler, gelmemiş:“Kürdan demiştik...”Garsona patronu göstermiş:“Almıyor!”“Niye?”“İsraf diyor, bir kere kullanıp atıyorlar!”

(Milliyet, 2.7.2011)

H A S A NP U L U R ’ d a n

FIKRALAR...

DAMIR NOVAK - Croatia

DARKO DRLJEVIC - Montenegro

Page 32: fenamizah no: 28 / june 2014

ALEXANDER DUBOVSKY - Ukraine

MIDHAT AJANOVIC - Sweeden

32

VALERY ALEXANDROV - Bulgaria

RAUL FERNANDO ZULETA -Colombia

ANDREA

BER

SANI-

Italya

Page 33: fenamizah no: 28 / june 2014

OLA

KSY KUSTO

VSKY- U

kraine

33

HÜSEYİN ÇAKMAK - Cyprus

GERMAN GENGA - ArgentinaSTE

FAN

WEN

CZEL

- Aus

tria

ARİF

ALB

AYRAK- C

yprus

Page 34: fenamizah no: 28 / june 2014

34

VLADIMIR PAVLIK - Slovakia

EVZEN DAVID - Czech Republic

MAKHMUD ESHONQULOV - Uzbekistan

Page 35: fenamizah no: 28 / june 2014

35

RES

AD

SULT

ANOVIC

- Bos

nia&

Herzego

vina

ERICO JUNQUEIRA AYRES - Brasil

YALDA HASHEMINEZHAD - Iran

Page 36: fenamizah no: 28 / june 2014

WILLEM RASING - Netherland CLAYTON RABELO - Brasil

MILENKO KOSANOVIC - Serbia

36

Page 37: fenamizah no: 28 / june 2014

37

CARLOS AMORIM - Brasil

AZİZ YAVUZDOĞAN - Turkey

Page 38: fenamizah no: 28 / june 2014

9 Eylül 1932’deAntalya’nın Serikilçesinde doğdum.Babam Uşaklı hakimHüsnü Yılmaz,annem RumeliliFatma Aziz.

İlk eğitimimiİzmir’in Karşıyaka

ilçesinde Cumhuriyet İlk Okulu’nda yaptım. Orta ve Lise eğitimime KarşıyakaLisesi’nde devam ettim.

Evimiz denizkenarında,Bostanlı’ya varmadan sondönemeçteydi.Önümüzdeki sahilyolunda atlı tramvay çalışırdı.1943’lü yıllarınbaşında ilk okulaatlı tramvayla gidipgelirdik. Denizdeyunus balıklarınıseyreder, tekneyebinip onlarlaoynaşırdık.

38

A N M A

Aziz Yavuzdoğan

Karikatürümüzün beyefendi karakteri: Güngör Kabakçıoğlu...

Değerli ustamız, vefatından çok kısa birsüre öncesinde tamamen her sayfasınıkendi el yazısı ve çizgileriyle işlediği,ayrıntılı yaşamöyküsü kitabını yayınahazır hale getirmişti. Dijital baskıcıdaprovalarını aldığı bir kaç adet kopyayı,sayılı kişilere armağan etmişti.Kabakçıoğlu, kendisini son dönemziyaretlerimizde bu çalışmasınınKarikatürcüler Derneği’nce basılı halegetirilmesini arzu ediyordu.

Bu sayfada, kendi anlatımıylayaşamöyküsünü okuyacaksınız...

Kendi kalemindenyaşamöyküsü..

“Ben karikatürist,ressam, mimarGüngörKabakçıoğlu...”

Güngör abiden belleğimde kalanlar...Güngör ağabeyi, dernek yönetimine girdiğim yıllarda yakındantanıma fırsatım oldu. Büyük egoları yüzünden yanına varılamayan“usta” çizerlerden farklı olarak, beyefendiliğiyle ve mütevaziyapısıyla kısa sürede dikkatimi çekmiş ve hayranlık uyandırmıştıbende. Her fırsatta uzun denebilecek sohbetlerimiz olmuştur.Yalnızca kendisini anlatan “usta”ların aksine, aynı zamandakarşısındakinin yaptığı işlerle ilgilenir, kendine özgü yumuşakuslubuyla da gerektiği yerde eleştirisini yapardı.

2007 yılı Haziran’ında Bodrum’da bir sergi açmıştı. MilliyetGazetesi’nde çalışıyordum. Yıllık iznimi denk getirip sergi açılışınada katılmak üzere Bodrum’a gitmiştim. Jazz Now SanatGalerisi’nde sergilenen çalışmalarından küçük bir tablosunu, kendisine haber vermeden, galeri sahibinden satın almıştım. Sergi sonrası bilgilendirilmiş olmalı ki; İstanbul’a döndüğümde,gazetedeki telefonumdan beni aradı ve epey sitem etti. Üstelikgaleri sahibine de kızmış, benden ücret aldığı için. Sonra galericikomisyonu kesilerek, benim paramı iade ettirdi. O tabloyu çokdeğerli bir anı olarak saklarım...

2008’de FORUM EDEBİYAT dergisini çıkardığımızda, beni çılgınlıkyapmakla değerlendirmiş ama aynı zamanda da takdir ettiğiniaçık yüreklilikle ifade etmişti. Derginin ikinci sayısının dosyakonusu Sait Faik idi. Önceki sohbetlerimizden, onun Saift Faik ileolan hatıralarını bildiğimden, Güngör abi merkezli bu dosya için kendisiyle Yeniköy’de ki evinde bir söyleşi yapmıştık. Çok şeykonuşulmuştu hem Sait Faik’e hem de o yıllara dair... Sait Faik’inöldüğü gün Devlet Güzel Sanatlar’dan Bedri Rahmi’nin öğrencisiolarak, hocasının talimatıyla, bir arkadaşıyla morga gidipöykücünün “mask”ını nasıl aldıklarını filan anlatmıştı... O gün Tonguç (Yaşar) abi de vardı. O da Sait Faik’in geçmişte“Topal Martı” öyküsünü çizgi film yaptığı için çok önemli katkıda bulunmuştu bize...

Daha sonra gerek evinde gerekse etkinlik ortamlarında sık sık biraraya geldik. Telefonla haberleştiğimiz de olurdu. Vefatından önceson üç yılını hastalıkla geçirdi. Son iki yaz sağlık sorunu sebebiyleBodrum’daki yazlığına gidemediği için üzülüyordu...

Her zaman sevgi ve saygıyla anacağım çok nadir insanlardanbiridir Güngör abi.. Işıklar altında uyu!

2008’de dergisiniYATFORUM EDEB2008’de2008’de FORUM EDEBİYATİYATİ dergisinidergisiniİ dergisini2008’de dergisini2008’de FORUM YATİYATİYATİEDEBEDEBFORUMFORUM2008’de dergisini2008’de dergisini

Güngör Kabakçıoğlu ileYeniköy’deki evindeSait Faik hakkında söyleşideyiz... (2008 Mart)

Page 39: fenamizah no: 28 / june 2014

Evimizin biraz ilerisinde balıkçılar trata çekerler, sepet sepet balıkları hemen oracıktabekleyen müşterilerine satarlardı.Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımınunutulmaz anılarını Karşıyaka’dayaşadım.

Resim ve karikatür çalışmalarıma 1949’daKarşıyaka Lisesi’ndekiöğrencilik yıllarımdabaşladım. İlk karikatürlerim

39

• Devamı sonraki sayfada..

FOTOĞRAF: AZİZ YAVUZDOĞAN

Hem kişiliğiyle hem de özgün çizgisiyle iz bırakan karikatürümüzün değerli ustasını,aramızdan ayrılışının üçüncü yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz...

1932-2011

Page 40: fenamizah no: 28 / june 2014

40

lisenin Yamanlardergisinde yayınlandı.1950’de Anadolugazetesinde siyasi karikatürler çizmeyebaşladım. İlk karikatürsergimi 1951’deİzmir, KarşıyakaHalkevi’nde açtım.1950’de babamCHP’den milletvekiliadayıydı. CHP büyükbir yenilgiyle iktidarı DP’ye devretti. Babamtekrar hakimlik görevine döndü. 1951’deKarşıyaka’daki evimizi İstanbul, NişantaşıGüzelbahçe’deki yeni yuvamıza taşıdık. Ben vekardeşlerim, Nişantaşı’ndaki Işık Lisesi’ndeeğitimimizi sürdürdük. 1953’de Işık Lisesi’nibitirdim.

Resim ve mimarlık eğitimimi Devlet GüzelSanatlar Akademisi’nde yaptım. Bir süreresim bölümünde çalıştıktan sonra, akademininmimarlık bölümüne geçtim ve buradan 1961yılında mimarlık diplomamı aldım.

1952-1954 yıllarında Yapı ve KrediBankası’nın Kültür Hizmetleri’nden haftalıkDoğan Kardeş çocuk dergisinin kapak ve içindeki hikayelerinin resimlerini yaptım.1955’te Güngör Kabakçıoğlu YazısızKarikatürler albümüm yayınlandı.

5 Aralık 1964’te eşim Beril ile nişanlandım.Nişan yüzüklerimizi başbakan İsmet İnönütaktı. Beril Satır ile 1965 yılında evlendim.Düğünümüz 28 Ocak 1965’te Ankara’da,Ankara Palas Oteli’nde yapıldı.

Kayınpederim Dr. Kemal Satır, o dönemdeAdana Milletvekili ve CHP Genel Sekreteri’ydi.

2008, 2009, 2010 yıllarında sağlık sorunlarımoldu. Açık kalp ameliyatı oldum. Sol şahdamarım değişti. Sol ayakta dört damar

onarıldı. Sol ayaktabanımdaki yarabeni epeyuğraştırdı. Her ikigözümden kataraktameliyatı oldum.Mesaneme kanserteşhisi kondu.Mesane kazındı. 34seans radyoterapiyegittim. Ayağımdakiyaranın iyileşmesiiçin hipermerdegünde 2,5 saatten35 gün oksijenbasınç odasındakaldım. Geçen buüç yıl içinde hastane ve evyataklarımda hipermerdeki

Dönemin siyasi liderleri, onun çizdiği karikatüre imzalarını atarken, lise öğrençisi Güngör, heyecanla onları izliyor...

Genç yaşta siyasetletanışması...Yıl 1950.. Güngör Kabakçıoğlu 18 yaşında veKarşıyaka Lisesi onuncu sınıf öğrencisi. DemokratParti'nin iktidar oluşunun ikinci ayı. CumhurbaşkanıCelal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes İzmir'egelmişler. Gül Gazinosu'nda verilen bir yemekte,genç Kabakçıoğlu, onların karikatürlerini çiziyor.Yemek çıkışında da çizdiği karikatürün yanısırasoru soruyor ve kendi el yazıları ile cevapla-malarını rica ediyor. Bayar, karikatüre şöyle birbakıp gülümseyerek serzenişte bulunur; "Bukarikatürcüler niye kaşlarımı hep yukarı doğru çiz-erler ki?"

Genç Güngör o gün, her iki liderden de hem soru-larına yanıt alır hem de karikatürü hakkında övgü.Ayrıca karikatürü kendilerine vermek yerine birerimza da attırarak, kendi arşivinde saklamıştır...

Page 41: fenamizah no: 28 / june 2014

basınç odasında yüzlerce desen ve resimyaparak acılarımı unutmaya çalıştım.

İstanbul Yeniköy’deki ve BodrumKonakları’ndaki evimde çalışmalarımı sürdürmekteyim. Zeynep veÖmer adında iki evladım var. İkisi de üniversite mezunu, ikisi de evlendi. KızımZeynep Minkari’den Merve ve Melis,oğlum Ömer’den Can adında bir torunumvar. 2006 Ocak ayında eşim Beril’i yaka-landığı hastalıktan kurtaramadık. 42 yıllıkbirlikteliğimiz anılarda devam ediyor.

Bölük pörçük hatırladıklarımda kronolojikbir sıra tutmadan hatırladıklarımı anlattım.

Politikacı damadı olduğum için politikacıların çok yakınında bulundum.İsmet İnönü ile unutulmaz bir kaç ilginçanım vardır. Ama ben size burada sadece“Siyasetin sefası vardır, cefası vardır amavefası yoktur.” anımı anlatmakla yetindim.

Sürç-ü lisan eylediysem affola.

Güngör Kabakçıoğlu.2011, Yeniköy-İstanbul.

41

Güngör Kabakçıoğlu’nun, kendi el yazısından..Sanki bir “veda”yı hissetmiş gibi...

Fotoğraf, Güngör Kabakçıoğlu’nun 1964 yılında İzmir’deki Efes Oteli Çatı Bar’ının

duvar resmi çalışmasını gösteriyor...

“Çarkı felek dönüyor...”Yandaki fotoğraf 1953'ün güzünde Sait Faik'iBurgaz adasındaki ziyaretlerinden.. GüngörKabakçıoğlu fotoğrafın altına şu notu düşmüş.."Resimdekiler; ben, Sait Faik, Ayfer Feray, Nevzat Üstün, Mengü Ertel bir de Oktay Akbal. Sene 1953, mevsimlerden Sonbahar. Elimizde çay bardakları Burgaz adasındayız. Sait hasta. Ziyaretine gitmişiz. Geleceğe umutla bakıyor gözlerimiz, hayattayız.Kışı zor geçirdi Sait. 54 Mayıs'ında toprağa verdik.Nevzat, uzun yaşamadı, şiirleri kaldı yadigar.Ardından Ayfer'i yolcu ettik cennete. Sene 2000, Mart'ın 15'i, Mengü'nün acı haberinialdım radyodan. Resimdekilerden bir ben, bir sen kaldık Oktay. Çarkı felek dönüyor. Yandık be Oktay..."

Page 42: fenamizah no: 28 / june 2014

42

Kabakçıoğlu’nun çeşitli dönemlerde çizdiği

karikatürlerinden...

Page 43: fenamizah no: 28 / june 2014

43

Page 44: fenamizah no: 28 / june 2014

44

Page 45: fenamizah no: 28 / june 2014

Karikatürist, Ressam, MimarGüngör Kabakçıoğlu’nu 27Haziran 2011 günü yitirdik.

Anılmak istediği meslek sıralaması böyleydi: Karikatürist, Ressam, Mimar...Benim içinse Güngör, “meslektaşım, komşum, ortağım,kısacası can kardeşim”di.

Güngör’ü ilkin uzaktantanımamız, Doğan Kardeşçocuk dergisi yıllarınadayanır. Biz daha delikanlıy-dık; Güngör Kabakçıoğluve Selma Emiroğlu isederginin gencecik, çiçeğibur-nunda çizerleriydi. Her ikisi debizim kuşağın sanatdünyasındaki en ünlü kişileri arasındaydı o zaman.

Doğan Kardeş’te ilk karikatürleri çıktığında Güngör ilk gençlik yıllarındaydı. O yaşta ünlü olmak da, onutaşımak da hiç kolay değildir. Ne var kiGüngör, sokulgan, girgin kişiliğiyle lisedede, daha sonra girdiği Güzel SanatlarAkademisi’nde de sanat ve edebiyat

çevrelerine kendisini sevdi-recek ve o çevrelerin en gençkatılımcılarından biri olaraksivrilerek, doğuştankazandığı karikatüryeteneğine ve tutkusunaAkademi yıllarında, resmide ekleyecektir: Bir yandanBedri Rahmi Atölyesi, öteyandan MimarlıkBölümü...

Akademi yılları sonrasındamimarlık

çalışmalarını BP (British Petroleum)Kervansaray A.Ş. bünyesindesürdürürken, zaman ve mekân tanımayançalışkanlığıyla, karikatür ve resimleriylemimarlığın da ötesine uzandı. BP’nin o yıllarda birbiri ardından inşa ettiği“mocamp”larının hemen tümündemimar olarak Güngör’ün imzası vardır.

1973’te kardeşim Yalçın Hasol’un aniölümüyle geride bıraktığı Has Reklamajansı için imdadıma ilk koşan GüngörKabakçıoğlu olacaktı. Komşuyduk;Yeniköy’deki Mimarlar Sitesi’nde altlıüstlü oturuyorduk. Ortak çalışmamızböylece adetâ bir kader zorlaması sonucunda başladı. Önce Has Reklam,sonra da Hasajans’taki 18 yıllık reklamcılık serüvenimizde büyük biruyum içinde çok başarılı çalışmalar yürüttük; çok tatlı anılar biriktirdik.

Güngör, yetenekli olduğu kadarçalışkandı, üretkendi, tek başına bir takımgibiydi. Bütün bu özeliklerinin yanısıradost canlısıydı, iyi arkadaştı. İçindekiçocuğu hiçbir zaman öldürmeyecekti...İçindeki çocuk hep canlıydı. Öyle ki,yedek subaylığı sırasında Gelibolu

45

Yakın arkadaşı, meslektaşıDoğan Hasol’un kaleminden...

Güngör Kabakçıoğlu’nun Ardından...

• Devamı sonraki sayfada..

DoğanHasol.

Yukarıdaki fotoğrafta; Son üçyılını ciddi sağlık sorunlarıylageçiren Güngör Kabakçıoğlu,Yeniköy’deki evinde kendisinegeçmiş olsun ziyaretinde bulunanKarikatürcüler Derneği başkanıMetin Peker, o dönem derneksekreteri olan Aziz Yavuzdoğanile Erdoğan Başol, Mustafa Bilginve Akdağ Saydut ile birliktegörülüyor. Soldaki fotoğraf isecenaze töreninden...

Güngör Kabakçıoğlu’nun Karşıyaka Lisesi’ndeokuduğu 50’li yıllarda Erdoğan Başol da aynı okulun orta kısmında okuyormuş. Tanışıklıklarının o yıllara dayandığını söyleyen karikatürümüzün birbaşka usta ismi olan Başol, Kabakçıoğlu ile dahasonra uzun bir zaman görüşemediklerini fakatİstanbul’da dernek aracılığıyla dostluklarınısürdürdüklerini, onun çizgilerini, sanatçı kimliğini herzaman beğendiğini ve saygıyla andığını belirtti...

İki eski dost...eskiİki eski dost...İ dost...eskiki eskikiİ dost...eskikiErdoğan Başol ve Güngör Kabakçıoğlu. Son ziyaretlerden

...

Page 46: fenamizah no: 28 / june 2014

Orduevi’nde, üzerinde üniforması, merdiven korkuluğundan kayıp bir generalle burun buruna gelecek kadar...Sonra da düğününde karşılaştığı, bu kezgenelkurmay başkanı olmuş o generale,“Paşam, Gelibolu’da merdivenlerdenkayan yedek subayı hatırladınız mı?”diye soracak kadar...

Aslında bunun öyküsü bir süre önce çıkan“Mimarlar Dik Durur!” kitabımda yeralmalıydı; Güngör birçok karikatürünü,kitabımda kullanmamı cömertçe destekledi; hattâ birkaçını da hastayatağında özel olarak çizdi. Zaten songünlerine kadar elinden kalemi düşmeyecekti; kalemine hiç üşenmeyenbir insandı.

Geride, karikatürleri, resimleri, mimarolarak yaptıkları, yetiştirdiği çocukları veduygu dolu dostluk anıları kaldı. Bir deelyazması olarak düzenleyip resimlediği,yaşamını, yaşadıklarını ve çevresini anlatan, baskıya hazır mükemmel birkitabı.

Uzun zaman YAPI dergisi için, karikatürcüleri tanıtan “20. YüzyıldaTürk Karikatürü” sayfaları hazırladı;kendi karikatürleri çıktıkça da mutlu oldu.

Çıktığı günden beri dergiye gönüldenbağlıydı. Burada Güngör’ü bir kez dahadopdolu sevgi ve özlem duygularıylaanarken, sütunumu, bir süre önceelyazısıyla hazırlayıp bir kopyasını banaverdiği, yer darlığı nedeniyle biraz kısaltmak zorunda kaldığımyaşamöyküsüyle O’na bırakıyorum.

Bazı insanlar ölümsüz oluyor; Güngör dehiç kuşkusuz, onlardan biri.

(Kaynak : Ağustos 2011 - Yapı Dergisi 357)

46

LUC DES

CHEE

MAEK

ER- B

elgium

BORISLAV STANKOVIC - Serbia

STEFFEN

JAHSNOWSKI -Deutschland

TOSO BORKOVIC - Serbia

Page 47: fenamizah no: 28 / june 2014

47

JIRI S

RNA- C

zech

Rep

ublic

ARTURO ROSAS - Mexico

AHMET

ÜM

İT AKKOCA- T

urkey

Page 48: fenamizah no: 28 / june 2014

48

WESAM KHALIL - Egypt

RENE BOUSCHET - France

J.BOSCO JACO DE AZEVEDO - Brasil

CONSTANTIN PAVEL - Romania

Page 49: fenamizah no: 28 / june 2014

49

VLADIMIR MACH - Slovakia

VALERIY CHMYRIOV - Ukraine

ZBIGNIEW PISZCZAKO - Poland MUSA KAYRA - Cyprus

HORACIO

BRANDI W

AMSEN

- Chile

Page 50: fenamizah no: 28 / june 2014

50

VALENTIN GEORGIEV - Bulgaria

PAVEL STARY - Czech Rebuplic

LOUIS POL - Australia

TADEUSZ KROTOS - Poland ZELJKO PILIPOVIC - Croatia

Page 51: fenamizah no: 28 / june 2014

51

DORU AXINTE - Romania

ARSEN

GEV

ORGYAN

- Arm

enia

EDUARDO

CALD

ARI J

R- B

rasil

EDUARDO SILVA - Brasil

Page 52: fenamizah no: 28 / june 2014

HAMID SOUFI - IranMARK LYNCH - Australia

JUAN CAMILO LOPERA ARROYAVE - Colombia

Dünya karikatürcülerinden futbol karikatürleri albümü...In honor of FIFA World Cup, Brasil-2014..FOOTBALL CARTOONS OF THE WORLDWIDE CARTOONİSTS!

ÖZEL ALBÜMSpecial Edition

On June 1212 Haziran’da

52

Page 53: fenamizah no: 28 / june 2014

53

MUHİTTİN KÖROĞLU - Turkey

CEM KOÇ - Turkey

Page 54: fenamizah no: 28 / june 2014

ikayemin başladığı yılda, güneydoğudaki demiryollarındakiküçük bir istasyonda çalışıyordum.

İstasyondaki hayatımın sıkıcı mı neşeli miolduğunu şuradan çıkartabilirsiniz: 15 millikalanda tek insan yoktu. Ne bir kadın, nedoğrudürüst bir meyhane,. Ve o günlerdegenç, güçlü, ateşli, çılgın ve aptaldım. Birazdeğişiklik olarak yapabileceğim tek şeypencereden geçen trenleri izlemek veYahudilerin bıraktığı votkaydı. Bazen birvagonun penceresinden bir kadın yüzügörürdüm ve insan tren gözden kaybolanakadar ardından nefes almadan bir heykel gibibakakalırdı.

Ya da geçen zamanı fark edemeyecek kadarsarhoş olana kadar votka içerdi. Kuzeyli biriolarak bana gelince, bozkırlar bir Tatarmezarlığı etkisi yapardı. Yazları, çekirgelerinmonoton sesleri, sakinliği, kimsenin kaçamayacağı şeffaf ay ışığı beni melankoliyesürüklerdi ve kışları da steplerin kusursuzbeyazlığı, soğuk uzaklar, uzun geceler veuluyan kurtlarla üzerime kabus gibi çökerdi.İstasyonda yaşayan birkaç kişi vardı, karım veben, sağır ve sıraca hastası bir telgraf memuruve üç de bekçi. Yardımcım tedavi için şehregider ve her seferinde bir ay kalırdı, işleri banabırakırdı. Maaşını çekmeme de izin verirdi.Çocuğum yoktu, misafirleri cezbedecek

pastamız yoktu ve sadece diğer memurlarıziyaretine giderdim ve ayda birden daha sıkolmazdı.Karımla Yeni Yıl gününü geçirdiğimizi hatırlıyorum. Masaya oturduk, tembel tembelkonuştuk, yan odadan telgraf memurununalete monoton tıklamalarını duyuyorduk.Zaten beş kadeh votka içmiştim, ağrıyanbaşımı elimin üzerine koymuştum, hiçkaçışımın olmadığı bu büyük cansıkıntısınıdüşünüyordum. Karım yanımda oturuyor vegözlerini benden ayırmıyordu. Bana hiçbirkadının bakmayacağı şekilde, bu dünyadayakışıklı kocasından başka hiçbir şeyi olmayanbir kadın gibi bakıyordu. Beni deli gibi seviyordu, sadece gözlerim veya ruhum içindeğil, günahlarımla, sıkıcılığımla, kötü huylarımla ve sarhoşken ona bağırarak işkenceetmeme sebep olan zalimliğimle de seviyordu.Beni tüketen can sıkıntısına rağmen, müstesnabayramıyla Yeni Yıl’a hazırlanıyorduk ve birazsabırsızca gece yarısını bekliyorduk. Gerçek şuki, iki şişe gerçek şampanya saklamıştık: VeuveClicquot. Geçen sonbaharda istasyon şefi Dile bir vaftizde içerken girdiğim bir bahistekazanmıştım. Matematik dersindeyken bazenolur, hani ortam sıkıcıdır ve sınıfa bir kelebekgirer, oğlanlar başlarını kaldırırlar ve dahaönce ömürlerinde hiç kelebek görmemişyepyeni, tuhaf bir şeymiş gibi onu izlemeyebaşlarlar. Bu sıradan şampanya da aynen öyle

kasvetli istasyonumuzu değiştiriyordu. Sessizceoturup, bir saate, bir şişeye bakıyorduk.Saat onikiye beş kalayı gösterdiğinde, yavaşçaşişenin mantarını açmaya koyuldum.Votkadan mı etkilendim yoksa şişe ıslak mıydıhatırlamıyorum ama tek hatırladığım tıpa patdiyerek tavana fırladığında, şişe ellerimdenkaydı ve yere düştü. Şişeyi yakalamayıbecerdiğimden bir kadehten fazla şarapdökülmemişti ve ben başparmağımı şişeninköpüklü ağzına bastırdım.İki kadehi doldururken “Yeni yıl sana mutluluklar getirsin, iç” dedim.Karım kadehi aldı ve korkulu gözlerini banadikti, yüzü bembeyazdı ve dehşet içindeydi.“Şişeyi düşürdün mü?” diye sordu.Evet ne olmuş?Bu uğursuzluk işareti dedi kadehini koydu,hala bembeyazdı. Bu kötü kehanettir, bu yılbaşımıza kötü bir şey gelecek.“Ne kadar aptalsın” diye iç geçirdim, “Senakıllı bir kadınsın buna rağmen yaşlı rahibeler gibi saçmasapan konuşuyorsun, iç”dedim.“İnşallah saçma olur ama kesinlikle bir şeyolacak, bekle”Kadehinden bir yudum bile almadı, gitti vedüşüncelere daldı. Ben batıl inançlar hakkındabirkaç şey söyledim, şişenin yarısına kadariçtim, odada bir aşağı, bir yukarı gezindim vesonra dışarı çıktım.Dışarıda acımasız, buz gibi bir soğuk vardı.İstasyonun tam tepesinde ay ve birkaç bulutkümesi duruyordu, zamkla yapışmış gibihareketsiz ve sanki bir şey bekliyordular.Bulutların arkasından ince, saydam bir ışıkçıktı ve sanki mütevaziliğini bozmaktan korkargibi, yavaşça bembeyaz toprağa dokundu, herşey sessizdi.Demiryolu boyunca yürüdüm.Parlak yıldızlarla dolu göğe bakarak aptalkadın diye düşündüm, bazen uğursuzluklarınçıksa da bizim başımıza ne gelebilir ki! Zatentalihsizlikler başımızda, başımıza bundan dahakötü ne gelebilir? Yakalanmış, kızartılmış vesosla servis yapılmış bir balığa daha fazla nasılbir zarar verilebilir ki?Karanlıkta beyazlara bürünmüş kavak ağacıkefene sarılı bir dev gibiydi. Benim gibi yalnızlığının farkındaymış gibi somurtkan vekederli şekilde bana baktı. Uzun süre ayaktaağaca baktım.Gençliğim işe yaramaz bir sigara izmariti gibiyere atılmıştı, düşüncelere daldım.. küçük birçocukken ailem ölmüştü, okuldan atılmıştım,asil bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş-tim ama ne tahsil yapabildim ne de

54

Ö Y K Ü

Anton Cehov

ŞAMPANYA..

EKREM BORAZAN - Turkey

H

Page 55: fenamizah no: 28 / june 2014

büyütüldüm. Basit bir tamirciden fazla bilgim yoktu. Ne akrabam, ne dostlarım, nede sığınacak bir yerim, ne de sevdiğim birişim vardı. Gücümün doruğundaydım amahiçbir işe yaramıyordum ancak bu küçüktren istasyonuna tıkılıp kalmıştım.Hayatımda başarısızlık ve dertten başkahiçbir şey yoktu, daha beter ne olabilirdi?Uzakta kırmızı ışıklar gözüktü, bana doğrubir tren geliyordu. Uyuyan stepler treninsesini dinliyorlardı. Düşüncelerim o kadaracıydı ki, yüksek sesle düşünüyormuşum gibigeldi bana. Ve telgraf tellerinin iniltileriyle,trenin gümbürtüsü benim düşüncelerimiyansıtıyorlardı.Daha beter ne olabilir? Karımı kaybetmekmi? Diye merak ettim. Bu bile çok korkunçdeğildi, Tanrı’nın bildiğini kuldan ne saklayacaktım, karımı sevmiyordum, perişanbir oğlanken onunla evlenmiştim şimdi gençve güçlüydüm. Karımsa yaşlandı, aptallaştı,tepeden tırnağa kadar geri kafalı fikirlerledolu, vıcık vıcık aşkında, cazip olmayan gözlerinde, boş göğsünün ne çekiciliği var?Ona katlanıyorum ama sevmiyorum. Ne olabilir ki? Gençliğim boşa gitti, kadınlarkayan yıldızlar gibi tren vagonlarınınpencerelerinde kayıp gidiyor, aşkı tatmadım,erkekliğim, cesaretim, duygularım harapoluyor, her şey kir gibi elimden kayıp gidiyorve zenginliğim desem meteliksizim.Tren gümbürtüyle yanımdan geçti ve kırmızıışıkları ilgisizce üzerime geldi. Yeşil ışıkyanınca istasyonda bir dakikalığına durupyine kalktığını gördüm. Bir buçuk mil kadaryürüdükten sonra yine eve döndüm. Halamelankolik duygular içindeydim,düşüncelerimi daha karamsar, daha melankolik yaptığı halde, acı verse de hatırlıyordum. Bilirsiniz boş ve fazla zekiolmayan insanlar perişanlıklarından, sefaletlerinden hoşnut oldukları, keyif aldıkları anlar vardır. Düşüdüğüm şeylerdebüyük bir doğruluk payı vardı, fakat aynızamanda saçmalık ve kibir de vardı. Ve sorduğum soru çocukçaydı “daha kötüne olabilir?”Kendi kendime daha fazla ne başımagelebilir? Her şeye katlandım, hastalandım,para kaybettim, her gün amirlerimden azarişittim, aç kaldım, hakarete maruz kaldım,küçük düşürüldüm, istasyona kurt saldırdı,başka zamanlarda da ben başkalarına hakaretettim. Suç işlemedim, bu doğru suç işleyecek yapıda olduğumu zannetmiyorum.İki küçük bulut ayın yanından uzaklaştı ve

55

• Devamı sonraki sayfada..

MUAMMER KOTBAŞ - Turkey

SERDAR KICIKLAR - Turkey

Page 56: fenamizah no: 28 / june 2014

56

sanki ayın bilmesi gereken bir şey hakkındaaralarında fısıldaşmaya başladılar. Steplerdenesen hafif rüzgar trenin gümbürtüsünügetiriyordu.

Karım beni kapıda karşıladı. Gözleri neşeylegülüyordu ve tüm yüzü iyilikle parlıyordu.“Sana iyi haberlerim var” diye fısıldadı.“odana git yeni ceketini giy, bir misafirimizvar”.“Ne misafiri?”“Natalya Petrovna hala az önce trendenindi”“Ne Natalya Petrovna mı?”“Amcam Semyon Fiyodoriç’in karısı, sentanımazsın ama çok iyi bir kadındır”Sanırım kaşlarımı kaldırdım, çünkü karım kederli bir şekilde baktı ve hızlı hızlı fısıldadı:“Gelmesi tuhaf tabii ki, ama kızmaNikolay, ona kötü davranma, biliyorsun çokmutsuz, amcam çok kötü huylu ve despottur,onunla yaşamak zordur bizimle sadece üçgün kalacağını söyledi, erkek kardeşindenmektup gelene kadar kalacak”Karım despot amca hakkında bana bir sürü

saçma şey anlattı, genel olarak insanların zayıftabiatından, özellikle genç eşlerden, büyükgünahkarlara bile evimizi açmamızı filansöyledi. Yazı tura atmak imkansızdı ve yeniceketimi giyip ‘hala’ ile tanışmaya gittim.Kocaman kara gözlü, ufaktefek bir kadınmasada oturuyordu, keskin bir parfüm sürmüşbu genç, güzel, hoppa yaratığın varlığıyla,masam, gri duvarlar, kanepem, yerdeki tozlarakadar her şey tazeleşmiş, yenilenmiş gözüküyordu. Ziyaretçimizin saygın bir kadınolan karımla konuşmasından, ses tonundan,kirpiklerini kırpıştırmasından, parfümünden,gülüşünden hoppa biri olduğunu anlamıştım.Despot kocasından kaçtığını anlatmasınagerek yoktu, bir bakışta her şey belli oluyordu.Tüm Avrupa’da belli bir mizaçtaki kadını ilkbakışta tanımayacak bir erkeğin olduğundanşüpheliyim.Halam eli elimdeyken gülümseyerek “bu kadar büyük bir yeğenim olduğunubilmiyordum” dedi.Ben de “bu kadar güzel bir halamolduğunu bilmiyordum” diye cevap verdim.Tekrar yemeğe başladık, ikinci şişe şampanyayı

patlattık ve halam bir dikişte kadehin yarısınıiçti. Ve karım bir ara odasına gittiğinde, halamkadehi boşaltmakta tereddüt etmedi. Hemşarap, hem de kadının sayesinde sarhoştum.Şu şarkıyı hatırlıyor musunuz?Tutkulu gözlerKara gözlerParlak ve güzel yanan gözlerSeni ne kadar seviyorumSenden nasıl korkuyorum

Sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Aşkınnasıl başladığını bilmek isteyenler romanları veuzun hikayeleri okuyabilirler. Ben o aptalşarkıyla, kısaca anlatacağım:Seni ilk kez gördüğüm anKahrolası bir andı..Her şey tepetaklak oldu, ürkütücü bir girdabın beni bir tüy gibi uçurduğunu hatırlıyorum, bu epey sürdü sonra karımı,halamı, gücümü kuvvetimi silip süpürdü.Steplerdeki küçük tren istasyonundan beni bukaranlık sokağa fırlattı.Şimdi başıma daha beter ne gelebilir söyleyin.

ADRIANA MOSQUERA - Colombia

JULIO CARRION CUEVA- PeruLÜTFÜ ÇAKIN - Turkey

Page 57: fenamizah no: 28 / june 2014

57

MICHAL GRACZYK - Poland

ANATOLIY STANKULOV - Bulgaria

JULI SANCHIS AGUADO - Spain

JORDAN POP-ILIEV- Macedonia

Page 58: fenamizah no: 28 / june 2014

örsel bir metin olan bantkarikatür ile yazınsal birmetin olan öykünün ortak

işlevi, ikisinin de sanatın gerçekliği kap-samında olay çevresinde gelişen birersanat ürünü olmalarıdır. Bu işlerliğioluşturan unsurlar bant karikatür veöyküde kendilerine has bir yapılanmagösterir. İki sanat ürününün imgeselboyutları kendi türlerinin özelliklerini gösterse de son aşamadaaynıdır.Bant karikatürdeki algısal süreç öyküyleaynı aşamaları kapsar.Bant karikatür ve öyküde okur/izleyicimetinlerin birimleri üzerinde bir birleştirme çabasına girer. Bu aşamasonunda zihinde bütünsel bir işlevgerçekleşir. Bu da metnin çağrışımsalboyutu olan imgelemi kapsar.Her iki sanat ürününün sanatsalgerçeklik ile var olması, onları sanattaörtüşür kılmaktadır. Örneğin bir bantkarikatür ile öykünün yapı unsurundakiolay örgüsünde varlığını bulan kişiler,yeniden yaratım sürecinde ortaya çıkanbir değişim, dönüşüm ya da yorumunsurlarıdır. Sanatçı (karikatürist- öykücü) ortayakoyduğu ürünlerle somuttan soyutavararak, gerçekliği değil sanatın gerçekliğini var eder. Yani o, yapıtlarıylagerçekliği değil sanatın gerçekliğiniortaya koymaktadır.Yaşamda karşı karşıya olduğumuzgerçekliğin, soyut olarak dile getirilenbir özü vardır. Sanat ürününde deortaya konan bu soyutluk, aslındaözdür. Bu da somut bir biçimde kurgusal metinlerdeki yapıyla oluşanolay örgüsüyle ortaya konur. Buradakiunsurlar (olay, kişi, yer, zaman) kurmacaolduğu için yeniden yorumlama veyafarklı bağlamlarla yepyeni birer anlamkazanma sonucu sanatsal gerçekliğioluşturur. Sanatçı, kendisini sarıp çevreleyenortamın bir üst gerçeğiyle oluşturduğuürünlerinde (bant karikatür ve öykü)var olan gerçeklikten de yararlanır. Yani sanatsal kurgudaki oluşum, varolan değil, var olması tasarlanan birgerçekliktir.Yazımızın alt bölümlerinde örnek olarakele aldığımız bir öykü ile bant karikatür,sanatın gerçekliği ve olay çevresindegelişen sanat ürünlerine birer örnektir.Burada geçen olaylardaki gerçeklik,olması düşünülen gerçekliklerdir. İştebu yönüyle bant karikatür ve öykü ortakbir özellik taşımaktadırlar.Bir yerde gerçeğin ve gerçekliğin hayalden yola çıkılarak değiştirilipyeniden yaratılmasıdır soyutlama.Yaniinsana has bir özellik olan tasarı da

sonuçta bir hayaldir. Yazımızın ilerleyen satırlarında bantkarikatür ve öyküdeki bu ortak unsurlarıverdikten sonra algılama sürecine geçeceğiz.

Bant Karikatür ve Öyküdeki OrtakUnsurlarI.Öyküdeki Yapılanma:a) Metin (eser-öykü) ve Zihniyetb)Yapı

1. Olay Örgüsü,2. Kişi/ kişiler,3. Yer (mekan- Uzam),4. Zaman.

c) Tema (İzlek),d) Dil ve Anlatım,e) Metin ve Gelenek,f) Anlama ve Yorumlama,g) Metin ve Yazar.

II. Bant karikatürdeki Yapılanma:a) Metin (bant karikatür) ve Zihniyetb)Yapı

1. Olay Örgüsü,2. Kişi/ kişiler,3. Yer (mekan- Uzam),4. Zaman.

c) Tema (İzlek),d) Çizgi ve Anlatım,e) Bant karikatür ve Gelenek,f) Anlama ve Yorumlama,g) Bant Karikatür ve Çizer.

Yukarıda ele aldığımız yapılanmaunsurları bir işleyiş olarak olayçevresinde gelişen bir ürün (metin;görsel metin olarak karikatür, yazınsalmetin olarak öykü) ortaya koyarlar.

Bant Karikatür ve Öyküdeki OrtakUnsurların Açılımı

a) Metin (öykü- bant karikatür) veZihniyetSanatçı içinde yaşadığı toplumun ya dadönemin sanat, kültür, bilim-teknik,eğitim, toplumsal ve bireysel ilişkilerini,vb eserinde ortaya koyar. Tarihsel vetoplumsal süreç her yönüyle sanatçıyısarar. O, yapıtını ortaya koyarkenkendine özgü etik ve estetik bir yol izler.Böylece kendi biçemini (üslubunu)eserinde yansıtır. Bu özellik bant karikatür ve öyküde dekendini gösterir.b)Yapı (1. Olay Örgüsü, 2. Kişi/kişiler, 3. Yer; mekan-Uzam, 4. Zaman)Bu bölümde bant karikatür ve öykününişlerliği kendilerine hastır. Öykü ve bant karikatürdeki yapıda kurmacasal işleyiş görülür. Bu kurmacabir olay etrafında gelişir. Bu işleyiş temayla bütünleşir.

Olayın gelişiminde kişi/kişiler yer alır.Olay bir kurgu olduğu için metninyaşanırlığı söz konusu değildir. Öyküokuyucuda estetik bir haz uyandıracağıiçin gerçeklik insana özgü olamaz. Bir olay etrafında işleyiş gösteren kişilerya baştan sona ya da olayın birbölümünde yer alabilirler. Bir süreç içindeki olayın yer ve zamanı yine olayörgüsüyle verilir. Yukarıda verdiğimiz yapı işleyişi öyküdesözcük, tümce, paragraflar, yazım, noktalama, vb ile ;bant karikatürde ise;çizgi, renk, gölge, tarama, desen, boya,vb ile gerçekleşir. c) Tema (İzlek)Yapıyı açarken bu işleyişin temaylabütünleşmiş olacağından söz ettik. Yanibir öykü ve bant karikatürde tema,yapıyı oluşturan unsurlarla anlam kaynaşmasından oluşan bütün parçalarınortak bir noktada buluştuğu anlam birleşmesi olarak düşünülür.d) Dil-Çizgi ve Anlatım Öyküde anlatım; birinci tekil (ben),ikinci tekil (sen) ya da üçüncü tekil (o)olabilir. Başka bir deyişle söylersek; İlahi bakış açısı, kahraman anlatıcı bakışaçısı ve gözlemci anlatıcı bakış açısı.Burada dilin işlevi önemlidir. Yazarözgünlüğünü kullandığı sözcükler, kurduğu paragraflarla yani dildekiustalığıyla ortaya koyar. Bant karikatürde ise her kare yazı ola-bileceği gibi yazısız da olur. Bu çizerehas bir özelliktir. Temayla da ilgili ola-bilir bu işleyiş. Bunun yanı sırakarikatürist kullandığı çizgi (kırık,bütün, kalın, ince çizgi vb.), renk, tara-ma, tonlama ve tramla estetik bir boyutkatar yapıtına .e) Metin ve GelenekSanatçı (karikatürist-öykücü) sanatsalyaşamı süresince almış olduğu bilgibirikimini, gününe aktarırken geçmiştenaldığı kültürel değerleri de kendi yapıtlarında bir şekilde yansıtır. Bu bantkarikatür ve öyküde de geçerlidir.f) Anlama ve YorumlamaÖykü ve bant karikatür birer sanat eseriolduğu için iletiyi doğrudan vermezler. Öykü, öğretici metin olmadığı için iletiyan anlam ya da sapmalarla verilir. Yaniokur bir şey öğrenmek için değilsezmek, sanatsal bir haz almak için yaklaşır yapıta. O zaman okur metniyorumlarken yaşamın gerçekliğini değilyaşanabilirliğin gerçekliğini göz önündebulundurmalıdır. Bant karikatür için degeçerlidir bu. Sonuçta okur ya da izleyici bir eseri ele aldığında onu,yorumlarken kendi tarihsel - kültüreldurumu ve sınıfsal konumu ile yorumlayacaktır bir yerde. g) Metin (bant karikatür - öykü) ve

Yazar - karikatüristYapıtla sanatçı arasında birçok yöndenbağ kurulabilir. Bir yapıtta sanatçınınkişisel özelliklerinin yanı sıra tarihsel vetoplumsal özelliklerini de görebiliriz.Öykü ve bant karikatür kurmaca birerürün oldukları için sanatçılar yaşamıngerçekliğini olduğu gibi aktarmazlar.

Ortaya konan ürünlerdemetin ve sanatçı arasındaki bağlayeniden yaratmaya yönelik bir işleyişgelişir. Sanatçı gördüğü, duyduğu,yaşadığı ve hissettiği şeyleri gelenektende yararlanarak yeniden üretir. Dışardanaldığı somut ve soyut kavramları, olay,nesne, vb. kendi süzgecinden geçirdik-ten sonra, dış gerçekliği yeniden yarat-mış olur. Metin ve sanatçı arasında bir işleyiştirbu. Bu açılımlarla bir öykü ve bantkarikatürü oluşturan unsurların çoğuyerde örtüştüğünü görebiliyoruz. Bu özellik iki metni çağrışımsal olarakda işlerlik kazandırır.Nesnel gerçeklik, sanatçının zihnindeyeniden yaratılarak sanatsal gerçekliğedönüştüğünde okur/çizer yepyeni birevrenin içine sokulur. Bu da yukarıdaverdiğimiz açılımlarla yaşam bulurmetinlerde.Yukarıda ele aldığımız açılımları örneklerle somutlaştıralım.

Kübalı bir yazar olan NorbertoFuentes’in Güler Dikmen çevirisiyledilimize kazandırılan Kardeş Payıöyküsünden yola çıkalım.

KARDEŞ PAYI“Dünyanım neresinde böyle şeygörülmüştür? Savaşta ölen ölür, o kadar.Sizi anlıyorum senyora, ama siz de benianlamalısınız. Herkes buraya sevdiklerini aramaya gelir, onların ruhlarını rahata kavuşturmak ister. İyiama, ben ne yapabilirim ki? Biraz sabırlı olun canım.(…) Şurda avludabirkaç Hıristiyan mezarı var, amaelimde kemiklerden başka bir şey yokkenkimin kim olduğunu nasıl anlayacağız?(…) Tıpkı El Nino Padron’un akrabasıgibisiniz siz de. Ama El Nino’yu 61’devurdular. Anası, boyluca bir iskelet aramamı söylüyor. Çünkü, El Nino, iriyarı ve güçlüymüş. (…) Neyse, adı nedemiştiniz ? Ha, Juan Lora. Hangi birlikteydi ? Bilmiyorsunuz. Evet, hatırlamaya çalışın.Hatırlayamıyorsunuz. İyi, buraya yazıyorum, Juan Lora. Beyaz mı ? Ah,senyora, bütün kemikler birbirine benzer.Beyaz kemikler, kara kemikler, Çinlikemikleri...Evet, yarın bu saatte gelin,artık ne yapılacaksa yaparız.”

K A R İ K A T Ü R İ L E E Ğ İ T İ M D E

Hasan Efe

Karikatür ve öykü... (BANT KARİKATÜR VE ÖYKÜNÜNSANATSAL BİRER METİN OLARAKİŞLERLİĞİ)

G

58

Page 59: fenamizah no: 28 / june 2014

59

Yönetici, kadının yürüyüşünü izledi,başında solmuş bir şal vardı, ucuzkumaştan giysisi de solmuştu. Ellerinigöğsüne kavuşturmuş, sıkı sıkıya şalınıkavramıştı:“Demek adı Lora'ymış,» dedi yöneticikendi kendine. «Juan Lora.»(…)Yönetici, avluya çıktı ve yardımcısınıalmaya gitti. Omzunu dürterek :«Küreği getir, bu işi bitireceğiz,» dedi.(…)«Ah, kürek, evet, kürek yanımda,» dediYönetici, «şimdi söyle bana, 61'leri topluca nereye gömdüktü?»«Pamuk ağacının yakınına senyor.»(…)Yardımcı, birinin çimentosu kurumadan üzerine parmağıyla haççizdiği bir mezarı göstererek: «İşte LaMigdalia» der.Ve az sonra : «İşte 61'leri toplucagömdüğümüz yer.»(…)«Ah, bu iyi işte,» diyerek bir kemiği gösterdi Yönetici. «Bu iyi. Ne dersin, ikikafatası bulabilir misin? Tamamlamakiçin kafatasına ihtiyacım var. Ben senibüroda bekliyorum. Bulabildiğin kadarkemikle iki kafatası getir. Onları kalınkağıda sararız. Sen hiçbir şey söyleme, görbak El Nino Pardon’un anası ne kadarsevinecek.O demin gelen. Juan Lora’nın anası. Oda,» dedi Yö¬netici.

Norberto FUENTES (1943 Havana,Küba) Latin Amerika HikâyeleriAntolojisi, 1983 İletişim Yay. İst.Çeviren: Güler DikmenNot: Öykü, yazının anlamını bütünleye-cek şekilde kısaltılmıştır.

I. Öyküdeki Yapılanma:a) Metin (eser - öykü) ve Zihniyetİspanyollarla yapılan ’61 yılındaki birsavaş ele alınmış. Yazar dönemin zihniyetini; savaş, savaşta kaybolanyakınlar, umut arayışları, insan ilişkilerive manevi değerlerin üstünlüğü olarakvermiş metinde (öykü).b)Yapı (1.Olay Örgüsü, 2. Kişi/ kişiler,3. Yer; mekan- Uzam, 4. Zaman)Olay örgüsü, yaşanan bir savaştan sonraölen askerlerin yakınları, yerleşim yerininmezarlığına gelerek orada bulunangörevlilerden yakınlarının kemiklerininbulunup çıkarılmasını etrafında gelişiyor.Burada kişiler; mezarlıktaki yönetici veyardımcısı ile yaşlı kadındır. Adı geçenama olay içinde yer almayan iki kişi dahavardır. Yer mezarlık, zamansa ‘61 savaşı.Burada, savaşta ölen yakınlarının kemiklerinin bulunmasını isteyenyaşlıların içinde bulunduğu durum verilmek istenmiş. Mezar yöneticisi, bukişilerin ne kadar çaresiz olduğunu biliyor. Onların umutlarının kaybolmaması için yardımcısından,kazılan bir mezardan çıkarılan kemiklerin bir paket yapılarak bu kişilereverilmesini isteniyor. Mezar yöneticisi, rasgele çıkarılan vebaşkalarına ait olan bu kemiklerin, ölüyakınlarını ne kadar çok sevindireceğini

biliyor. c) Tema (İzlek)Savaşın getirdiği acı; umut arayışındaolan insanların, bir şekilde umutlarınınkırılmadan gönüllerinin alınması. d) Dil ve AnlatımAkıcı ve yalın bir dili olan öyküye, baştaöykü kişisinin konuşmasıyla girilmiş. Bukonuşmada diyalog tek yönlü verilereközgün bir anlatım sergilinmiş. Metninsonundaki diyalog çözüm bölümüdür.Sonuçta bu bölüm öykünün asıl kişileriarasında gerçekleşir.e) Metin ve GelenekYazar, kendi ülkesinde yaşananolayı/olayları insan ilişkilerini öykü kişileri aracılığıyla ve davranış biçim-leriyle verir. Ayrıca yaptığı betimlemeyleait olduğu siyasi ve sosyal unsurları daaktarır. Örneğin, “Arkasındaki çelikdolabın üzerinde duran haça gerilmişkederli isa; Camilo Cienfuegos veFrederich Engels'in fotoğraflarınınkanatları altındaydı.” tümcesiyleMarksist-Sosyalist bir düşünce yapısınıkoyar ortaya. Bu da Latin Amerika ede-biyatının önemli özelliklerinden biridir.f) Anlama ve YorumlamaOkur bu metni (öyküyü) kendikültürel, tarihi ve siyasal bakış açısınagöre algılayacaktır. Eğer Latin Amerikaile ilgili bir birikimi varsa bakışı bu açıdan olacaktır. Olmasa bile yorumunusavaş, insan, insan ve savaş ilişkileri ya dasavaştan sonra geride kalanların ölenyakınları için manevi bir değer unsurunu canlı tutma uğraşı veya savaşsonrasında görevlilerin acılı insanlarakarşı tutumları, vb şeklinde olabilir.g) Metin ve YazarYazarın kendi kültür ve tarih birikiminibu metnin içine serpiştirmiş olduğunugörüyoruz. Bu, çok ayrıntıya girilmedenkısa ve öz tümcelerle verilen doğa veçevre betimlemeleriyle konuyor ortaya.Kişiler arası konuşmalarla insan ilişkileriverilmiş. Acılı insanların bir parça da olsaacılarının dindirilmesi için var olanolanakların kullanılması söz konusudur.Çünkü sosyalist bir gelenekte insanunsuru temeldir. Her türlü acı, sıkıntı veyokluktan uzak tutulmalıdır birey. Metinde de bunu, yapısal özelliklerleoluşturulan temada görebiliyoruz. Bu,metin ve yazar ilişkisinin bir boyutudurkurmaca yapıtlarda.Bir olay çevresinde gelişen, anlatmayabağlı metin olan öykünün kurgusalişlerliği bu şekilde ortaya konmuştur.

Şimdi de Görsel bir metin olan bantkarikatürün kurgusal işleyişine bakalım.Lorıot’un (1923 Berlin ) dört bölümolarak çizdiği karikatür karelenmemişolmasına karşın bir bant karikatürdür.Burada “bant” bir terim olarak ele alınmalıdır.Okur / izleyici bölümleri anlamlandırırken onların her birini birbant gibi düşünür. Bağlantıyı busıralanışa göre yapar.Alttaki metni (bant karikatürü)dikkatle inceledikten sonra yukarıdaortaya koyduğumuz açılım unsurlarınımetinden yola çıkarak saptayalım.

II. Bant karikatürdeki Yapılanma:

a) Metin (bant karikatür) ve ZihniyetSanatçı / karikatürist burada kurgusalbir metin ortaya koymuş.O, Batılı(Avrupalı) olduğu için usunda LatinAmerika - Güney Avrupalı ya daİspanyol bir tip yaratmış. Bu tiple içindeyaşadığı toplumun bireylerinin psikolojik durumlarını koymuş ortaya.Yani yaşlı bir kişinin / atlı - oyun alanıolan lunapark ile ilişkisinden yolaçıkılarak verilmiş psikolojik durum. b)Yapı (1.Olay Örgüsü, 2.Kişi/ kişiler,3.Yer; mekan-Uzam, 4. Zaman)Bir olay örgüsü etrafında gelişen bugörsel metinde bir asıl, bir de geri plan-da olan kişiler vardır. Olay gelişimiçöldeki bir yol, lunapark ve tekrar çöleaçılan yolda geçer. Zaman gündüzdür.Yer lunapark ve çöl yolu. Bu unsurlarınoluşturduğu yapıda ele alınan tema,yaşlıların da zamanla çocuklaşabile-ceğidir.Ya da her insanın bir de görün-meyen yüzünün olduğu şeklindedüşünebiliriz temayı. Bu metinde birbütün olarak verilmiştir.c) Tema (İzlek)Tema, yapılanmadaki olay örgüsünde,bir unsurlar bileşimi olarak geçer. Bu dayukarıda belirttiğimiz “yaşlıların dazamanla çocuklaşabileceğidir.Ya da herinsanın bir de görünmeyen yüzünün

olduğu,” şeklinde verilebilir. d) Çizgi ve AnlatımSanatçı, yalın ve bütün çizgilerle vermişanlatımı. Çevre ve fon ayrıntılarındankaçınmış. Gereksiz süsleme ve taramalara yer vermemiş. Mekanın,yerin belirginleşmesi için bir ufukçizgisinde hafif kıvrımlara kaçmış.Lunaparkın çekiciliği için dönen oyuncak hayvanların çatısına süslemelerkondurmuş.e) Bant karikatür ve GelenekKarikatürist metni / bant karikatürüoluştururken yaşadığı toplumun sanatve kültür geleneğinden yararlanmıştır.Çizgi ve konu ile ilgili unsurlarda buözellikleri görebiliriz. Batı toplumlarında insanlar kendi iç yapılarına dönüp bir yerde farklı kişiliklerini ortaya koyabiliyorlar. Onunkullandığı çizgi, ele aldığı tipler buradakendini gösterir.f) Anlama ve YorumlamaMetnin açılımı,yorumu yapılırken okur/ izleyici kendi kültürel durumunu vebilgi birikimi ortaya koyacaktır. Yaşadığıtarihsel süreci de göz ardı etmeyecektir.Burada değerlendirme yapılırken iki atunsurunun varlığı gözden kaçmamalıdır. Gerçek ve oyuncak at bant karikatürüntemasını oluşturan yapı unsurlarından

II. Bant karikatürdeki Yapılanma:II. Bant karikatürdeki Yapılanma:

Karikatür: Lonot

• Devamı sonraki sayfada..

Page 60: fenamizah no: 28 / june 2014

60

biridir. g) Bant Karikatür ve ÇizerKarikatürist, yapıtında yok denecekkadar az bir ayrıntıyla asıl konuya girmiş.Kısa ve kararlı çizgilerle verilmiş doğa,çevre, lunapark ve kişi betimlemeleri.Kişiler arası konuşmalar yok. Olayörgüsünün hiçbir aşamasında yazıya /konuşmaya yer verilmemiş. Böylece saltgörsel kılınmış yapıt. Kişiler arası (At- binici- lunapark görevlisi) ilişkilerhareketlerle konmuş ortaya. İnsanlar,bastırdıkları ya da her zaman ortayakoyamadıkları ikinci bir benliğini buradaortaya seriyor.Ortaya çıkan ikinci benlik, bastırılmışçocukluk, insanlardan uzak, ıssız birmekanda da verilmiş. Bu, yaşamsalgerçek, karikatürist tarafından yenidenyaratılarak ortaya konan sanatsalgerçeğin izleyiciye yansımasıdır.SonuçNorberto Fuentes ve Lorıot’un ürünleri(öykü ile bant karikatür) birer sanatyapıtı olduğu için burada geçen olaylardaki gerçeklik, olması düşünülengerçekliklerdir. İşte bu yönüyle bant

karikatür ve öykü ortak bir özellik taşımaktadırlar.Yani bunlar, sanatın gerçekliğini taşıdığıgibi bir de olay çevresinde gelişen bireryapıt özelliğini gösterirler. Bu dagerçeğin ve gerçekliğin hayalden yolaçıkılarak soyutlanmasıdır. Diğer bir deyişle bu, insana özgü bir özellik olanhayaldir. Sonuçta, her iki sanat ürününün ortakişlevi, olay çevresinde gelişen birer sanatürünü olmaları ve sanatın gerçekliğinitaşımalarıdır.

Kaynak:1. Norberto FUENTES (1943 Havana,KüBA), Latin Amerika HikâyeleriAntolojisi, 1983 İletişim Yay. İst., Çeviren: Güler Dikmen

Not: Öykü, yazının anlamınıbütünleyecek şekilde kısaltılmıştır2. Lorıot, Cartoon Classics, Diogenes1982 Zürich

(Hürriyet Gösteri, Sanat EdebiyatDergisi, Sayı: 287, Şubat 2007 İstanbul)

ALE

KSEI

KIVOKURTS

EV- R

ussia

CZESLAW PRZEZAK - Poland

Page 61: fenamizah no: 28 / june 2014

61

HENRYK CEBULA - Poland

NIVALDO PEREIRA DE SOUZA - Brazil

STANISLAV ASHMARIN - Azerbaijan

MILAN ALASEVIC - Slovenia

Page 62: fenamizah no: 28 / june 2014

62

ISTV

AN

KEL

EMEN

- Hun

gary

ANTONIO GARCI NIETO - Mexico

OMAR ZEVALLOS - Peru

Page 63: fenamizah no: 28 / june 2014

SZCZEPAN SADURSKI - Poland

63

EMRAH ARIKAN - Turkey

MARINA GORELOVA - Belaruus

TRAYKO POPOV - Bulgaria

Page 64: fenamizah no: 28 / june 2014

64

Page 65: fenamizah no: 28 / june 2014

NIKOLAI ARNAUDOV - Bulgaria

NEG

IN N

AGHIYEH

- Iran

RAMAZAN ÖZÇELİK - Turkey

BA BILIG - China

DANIEL EDUARDO VARELA - Argentina

ISMAIL KERA - Czech Republic

65

Page 66: fenamizah no: 28 / june 2014

AHMED SAMIR FARID - Egypt

CAN & ALİ - USA

66

ZLATKO KRSTEVSKI - Macedonia ZORAN GROZDANOVSKI - Macedonia

BINGLING - China

Page 67: fenamizah no: 28 / june 2014

Mehmet Saim Bilge ÜVENDİRE

Keziban Özkol ÇORAP SÖKÜĞÜ

67

RAQUEL

ORZUJ- U

rugu

ay

Page 68: fenamizah no: 28 / june 2014

68

Kendimi DurduracakDeğilim• Kovulan karasineklerinbir tur atıp geri geldiği birpidecideyim. Israr konusun-da takipsiz bir hayvankarasinek. Kovuyorum, turatıp geri geliyor, gelirkenbirkaç arkadaşını dagetiriyor. Üçüncü turdasineklere "gidin burdan"anlamı taşıyan elimin ter-siyle yaptığım hareket,bana doğru yaklaşmaktaolan garsonu afallatıyor.Üzerine alınıyor. "Yok sizedeğil, sineğe," gibi bir açıklama nasıl dahil olurhayata? Oluyor işte.

•Fırat BudacıMürekkep Basım Yayın / Mizah Dizisi 320 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm İstanbul, 2009ISBN : 9786054173044- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Müsait Bi YerdeGülecek Var• "Ciddi Ciddi KomikKitaplar" serisininvazgeçilmez yazarı MineSota yepyeni kahkahatufanı ile yeniden raflarda.Hayatın içinden belki de hergün şahit olduğumuzkomik, düşündürücü,

eğlendiren, eğlendirereköğreten olayları ince incedokuyarak bir sinema filmitadında sunuyor bizlere.Dört gözle beklenen MineSota kitabı bu sefer dahaöncekilerden de iddialı.Herkesi hayatının birköşesinden mutlakayakalayacak ve kendimahallesine

sürükleyecek.Kitaptaanlatılan olayları etrafınızdagörmeye başladıkça kendi-nizi gülmekten alamayacaksınız!

•Mine SotaCarpe Diem Kitapları; 2013, 12.0x21.0, 200 sayfa,Türkçe, Karton Kapak.ISBN No: 9786055354794

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -En Kahraman Rıdvan- Hong Kong'daDördüncü Kitap

• Türk çizgi roman tarihinin en sevilen karakterlerinden biri olanRıdvan, burnunu yine büyükişlerin içine sokuyor ve bu defa yolu her nasıl oluyorsa, Hong Kong'adüşüyor. Yine bir soluktaokuyacağınız eğlenceli birhikaye.

•Bülent ArabacıoğluMürekkep Basın Yayın; Kategorisi: Çocuk Romanları,Çizgi Roman2012, 14.0x20.0, 68 sayfa,Türkçe, Karton Kapak.ISBN No: 9786054173518- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bir Kutlama• Avusturya'da yaşayangöçmen işçi ailelerininekonomik sıkıntı ve yaşammücadelerini anlatırken,

onların yerli halk tarafındannasıl üçüncü sınıf insanmuamelesi gördüklerini sah-neye taşıyor. Oyuncular: 3erkek, 3 Çocuk (2 kız, 1 er.)2007 /60 sayfa /12x 19.5cm.İçindeki Oyunlar:1. BirKutlama2.3.4.5.6.7.8.9.10.

•Christian Sorge, Volker LudwigMitos Boyut Yayınları; Kategorisi: Türk Edebiyatı, Hiciv - Mizahİstanbul, 2007, 125-195, 58sayfa, Türkçe, Karton.ISBN No: 1001133100619- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Mizahın izahı• Giderek gerginleştirilmekistenen toplum hayatımızdamizahın daha fazla yeralması gerektiğine inananMehmet Nuri Yardım, yaklaşık 30 yıldan beriyakından takip ettiği kültürel faaliyetlerde vetoplantılarda anlatılanmizahi sözleri ve hatıralarıtespit etti ve kalemealdı.Daha önceEdebiyatımızın Güleryüzüve Tarihimizin Güleryüzüisimli eserleri mizah edebiyatımıza katanYardım, şimdi de Mizahınİzahı ile karşınıza çıkıyor.

Bu kitapta 350'ye yakınşair, yazar, fikir ve sanatadamının unutulmayacakve hafızalarda kalacakyüzlerce mizahi sözleri,hayat tecrübeleri ve anılarıyer alıyor. İnce duyuşlarınürünü sözleri, zeka seviyesiyüksek nükteleri çok sevecekve sohbetlerinizde dostlarınızla paylaşacaksınız. Öyleysemizah soframıza siz debuyurun, rahat bir şekildekeyfinizce oturup kurulun

•Mehmet Nuri YardımÇağrı Yayınları; 2012, 14.0x20.0, 326 sayfa,Türkçe, Karton Kapak.ISBN No: 9789754542073- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

İBRAHİM ERSARAÇ

KİTAPLAR

KasabadanÇizgili AnılarKarikatürler

MUSTAFAKEMALPAŞAKÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİPatikalar Dergisi Yayınları

nezih-eryayınları

Görsel metin olarakkarikatürün anlam

yapısı, yazınsal türler veeğitim ile ilişkisi...

HASAN EFE

KarikatürüDüşündüren

İnsan

AZİZ YAVUZDOĞAN

Basit yöntemlerle ve örnekleriyle,alıştırmalı çizim tekniği vebilgilendirme kitabı...

SİYAH BEYAZ KİTAP

classifiedsFREE!

Page 69: fenamizah no: 28 / june 2014

69

WEB SİTELER

DERGİLER

MaxMinusWorld Wide Magazine

from Bosnia-Herzegovinawww.maxminus.com

YeniAkrepe-magazinefrom NorthernCyprus

www.yeniakrep.org

http://bostoonsmag.com

www.ceska-karikatura.cz

Ceská uniekarikaturistu

HIRVATSKO DRUSTVOKARIKATURISTA

http://www.hdk.hr

http://saltandpepperm.blogspot.com.tr/

Karikatür ve Mizah Merkezi• karikaturvemizahmerkezi.blogspot.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Aydın Doğan Vakfı• http://sanalmuze.aydindoganvakfi.org.tr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Federation of CartoonistsOrganisations• http://www.fecocartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Bulgaristan Gabrovo Müzesi• http://humorhouse.globcom.net- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Raşit Yakalı/Karikatür Çizelim• http://karikaturcizelim.blogspot.com.tr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Partia Dobrego Humoru• http://www.sadurski.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Museu Virtual Do Cartoon• http://www.cartoonvirtualmuseum.org- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Bank• http://www.cartoonbank.ru- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -International Cartoon As• http://www.cartoonas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Gallery• http://www.cartoongallery.eu- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Karrycaturas• http://www.karrycaturas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Arte Facto• http://artefacto.deartistas.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Cartoonia• http://www.cartoonia.ru- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Fano Funny• http://www.fanofunny.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoon Art• http://cartoonart.eu- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Cartoonist Greece• http://www.cartoonists.gr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Iran Cartoon• http://www.irancartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -European Cartoon Center• http://www.ecc-kruishoutem.be- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Free Cartoons Web• http://www.fcw.cn- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -Indian Caricature• http://www.indiancaricature.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

no:

53

Syria Cartoon Magazine• www.raedcartoon.com- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -e-Gag• www.ceska-karikatura.cz- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Charlie Hebdo• http://www.charliehebdo.fr- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

HUMORTIMES

wwwkarikaturculerdernegi

com

Mizah yayınları...H U M O R P U B L I C A T I O N S

www.fenamizah.

com

Page 70: fenamizah no: 28 / june 2014

70

8. InternationalEskişehir CartoonFestival

• “VOLUNTARINESS”2 December – 30 December2014, Eskişehir, Turkey

17.05.2014Cartoonists all around theworld participated to theinternational cartoon festivalswhich were organized byActive philosophy-Yeni

Yuksektepe CulturalAssociation in Istanbul in therecent years. The first festi-val’s subject we arrangedwas mixed (1997); the sec-ond festival’s subject was'East and West' (2000); thethird festival’s subject was'Water and Life' (2003), thefourth festival’s subject was'Global Warming' (2005),the fifth festival’s subject was'Intercultural Tolerance'(2007), the sixth festival’s

subject was 'Energy'. Weorganized 7th CartoonFestival in Eskisehir in 2012with the subject 'Philosophy'with the collaboration ofAnadolu University total 38countries, 561 cartoonists,1651 cartoons. 8. International EskişehirCartoon Festival will also beorganized by ActivePhilosophy - Yeni YüksektepeCultural Association with thecollaboration of Worldfamous Anadolu Universityand Anadolu UniversityCartoon Art InvestigationCenter Cartoon Museum as itwas done in 2012. 'Voluntariness' is chosen asthe subject of the 8thInternational EskişehirCartoon Festival which weare organizing this year.Yeni Yüksektepe suggests aunited development way thatenables both the society andthe individual to create solu-tions for the problems ofmodern world by doing vol-untary activities in differentsubjects.Regarding this; we organizevoluntary campaigns in orderto help those in need in oursociety, unite people andrevive emotions like voluntari-ness, helpfulness, solidarity,generosity of mankind of ourcentury who lives with shop-ping mentalism.

We oganize these cam-paigns with GEA (MotherEarth) which is a sub-organi-zation of Aktiffelsefe YeniYüksektepe. Besides GEASocial Responsibility Projects,we are always ready asSearch-Rescue-Ecology activi-ties. We organize search andrescue operations to reachpeople in disasters bothnational and international asGEA, we also organize med-ical help in those who are indisaster zones. Apart fromthese, we bring together lone-ly toys with children in "NewFriends to Lonely Toys" cam-paigns, we bring togetherlonely instruments with chil-dren in "New Friends toLonely Instruments" cam-paigns. We meet with ourelders by visiting nursinghomes in "Life is Beautiful

when Loved" campaigns andwe organize school repair-ings in "Imagine! Sacrifice!Make it happen!" cam-paigns. In ecology activities,we organize cleaning ofparks, forests, squares, plant-ing trees, trekkings to discov-er nature and respect it.

Because we know that; wecan make beautiful the socie-ty, nature and the worldwhich we live in, we can feelte warmth of being humanand we can find our humani-tarian values again with"Voluntariness".Voluntariness is giving ahand from the heart, reach-ing to other people, talking ofhearts and moments thatpeople can't forget. We have to focus onstrengthening people in phys-ical, psychological and men-tal areas because we knowthat problems start withhuman and they can besolved with human.Increasing human conscious-ness will change the way helives. We know that worlddoesn’t need superheroes but

it needs daily heroes anddaily activities turn peopleinto heroes.At the same time, 5December 2014 will be cele-brated as World VoluntaryDay.There will be exhibitionsabout “Voluntariness”regarding these celebrations.We Active Philosophy - YeniYüksektepe CulturalAssociation, expect talentedcartoons with the subject“Voluntariness” from all car-toonists.

The cartoons to be exhibitedduring the festival in Eskisehirwill also be exhibited in otherbranches of our associationwhich are in other cities ofTurkey such as Istanbul,Ankara, Izmir, Adana,Antalya, Van, Bursa, Izmit,Mersin, Aydın and associa-tions in abroad which col-labarates with Active philoso-phy, Yeni Yuksektepe; forpeople who are interested inart. Anadolu University andMuseum of Cartoon Art willexhibit these cartoons in otherinternational museums of car-toon which they cooperatewith. We would like to invite youto the 8th InternationalCartoon Festival which will beheld on 2 December-30December 2014 with yourtalented cartoons.

ACTIVITIES DURING THEFESTIVAL : 1) EXHIBITIONS : Exhibitionsof the cartoons under thetheme of “Voluntariness” willtake place during 2December-30 December2014. More than 200 well-known cartoonists are expect-ed to participate to the exhi-bition as before. 2) SYMPOSIUM: An oppor-tunity is created for inter-dis-ciplinary works by perform-ing a symposium under thetheme of “Voluntariness” withparticipation of guests onarts, science, philosophy.3) CONCERT: A concert ofAFMA music group will beheld.4) THEATRE PERFORM-ANCE: with the subject ofVoluntariness

International Aphorism,Story, Comic and Cartoon

Contest Grand Prix“MaxiMinus”

'Maxminusijada & Satirical stage'International Aphorism, Story, Comic

and Cartoon ContestGrand Prix “MaxMinus”Saturday, 28. June 2014.

Theme:'Sarajevo 1914-2014... 100 years of

hell, or?'

http://www.maxminus.com/sarajevo-1914_2014.html

http://www.spak.art.pl/?p=2090

Theme: FISH, FISHER-MEN, FISHING,

ANGLERSDeadline: 31 July 2014

XIIth International

Cartoon Contest -

Karpik 2014

contestsCARTOON

13th InternationalGeorge Van

RAEMDONCK CartoonContest of Boechout,

BelgiumTheme: ARTificial

Deadline: 15 June 2014.

http://www.iha.be/deploy/

Page 71: fenamizah no: 28 / june 2014

71

SubmitTERMS OF PARTICIPATION :Theme:1) The theme of the exhibi-tion is 'Voluntariness'.Cartoons not related with themain theme and the sub-themes, may not take part inthe festival and the exhibition.The final decision is to begiven by the OrganizationalCommittee, and this commit-tee works with cartoonist TanORAL’s chairmanship.Technique:1) Technique: Free. Black /white or colour.2) Dimension: A4 or A3.No passé partout, noframe.Sending Way (Possiblein 2 ways):1) By mail: [email protected] should have 300dpi resolution and JPEG for-matted. (Max. 2 MB)Work should be named.Example: nameandsurname-ofartist_nameofwork.jpeg2) By post: If this way is pre-ferred, cartoons shouldn’thave passé partout andframe. Please send them with filled partici-pation form to the belowaddress.Aktiffelsefe-Yeni YuksektepeKultur Dernegi,Isiklar Mah. Gultugrul Sok.No:6 Eskisehir-TURKEY* No limitation for the num-ber of works to be sent forthe exhibition.Sending Back the cartoons:1) All cartoons will be kept inthe cartoon archives of YeniYüksektepe CulturalAssociation and archives ofAnadolu University Museumof Investigation of CartoonArt and will not be sent back,unless there is a specialrequest from the artist to sendhis/her work back.Usage Rights of the cartoons:All the usage rights of thecartoons belong to YeniYuksektepe CulturalAssociation without any com-mercial purposes andAnadolu University which

supports the 8th InternationalFestival. The originals may beprinted or exhibited in Turkeyor abroad; used for thebooks, magazines, cata-logues, brochures, VCD’sand DVD’s to be printed byYeni Yuksektepe and its cor-porative associations inTurkey or abroad; sent toanother association in Turkeyor abroad for the purpose ofexhibiting or printing withoutcommercial purpose by YeniYuksektepe. AnadoluUniversity can use the worksin classes or class books orTRT School broadcastingchannel with educational pur-poses. Even if the cartoonistsends the originals or thecopies to Yeni Yuksektepe,the cartoonist will be theowner of the publication andfinancial rights. Cartoons thatwere exhibited in the festivalwill be covered under abooklet. A copy of the book-let will be uploaded on theInternet web site http://car-toonistfest.org free for down-load. News covering the festi-val will also be available onthe same web site. The origi-nals may be used in the newscoverage about the Festival inthe Print and TV Media.Deadline: The deadline forthe cartoons to arrive to theFestival Organizational

Committee is 3rd November2014..- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -10.InternationalCartoon Festival -Solin 2014 (Croatia)

• 1. PARTICIPATIONThe organizer of 10thInternational festival of car-toon Solin 2014.Is the citySolin.The festival is openedfor everyone regardless ofnationality, age,sex, or profe-sion..2.THEME: 1. FREE

2. ARHEOLO-GY3.ENTRIESConditions of entry:1. All entries must be originalcartoons. Framedworks,also,will not beaccepted.2. Entries can be either blackand white or colored.3. There should be the name,surname and the address onthe reverse side of cartoons.4. Maximum 5 entries will besubmitted.5. Maximum size of entries isA3 format (40x30cm)4.DEADLINEEntry deadline is the 11.august. 2014. Please write ;PRINTED MATTER- NOVALUE:5.ADDRESS

10.INTERNATIONAL CAR-TOON FESTIVAL SOLIN 2014«DOM ZVONIMIR»Kralja Zvonimira 50,21210 Solin, CROATIA6.PRIZE AND AWARDS1. PLAQUE........1010 EUR2. PRIZE CITY SOLIN......3 PRIZE7.EXHIBITIONThe exhibition will take placein the galery of the culturehome „ZVONIMIR“ Solin onthe 21.08.2014.8.OTHER CONDITIONSAuthors of works that qualityto the exhibition are given apresentation copy of the exhi-bition catalogue (DVD). The

works will be returned onlyon the special reqest of anautor.The postage EUR5 willbe paid by autor. The organ-izer reserves the right toreproduce the works sent tothe festival, Solin 2014, asthe advertising material with-out being obliged to pay afee to an author whose workmay be used.The prize-win-ning works become propertyof the organizer.PRESIDENT 10.INTERNA-TIONAL CARTOON FESTI-VAL- SOLIN 2014 CROATIA Cartoonist-designer MarkoIVIC- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

http://www.cartooncolors.blogspot.com/

Karikatür yarışmaları...C O M P E T I T I O N S / 2 0 1 4

Theme:Indignation/Free - Deadline: 18 July 2014http://salaodehumor.piracicaba.sp.gov.br/humor/

THE UNITEDNATIONS RANANLURIE POLITICAL

CARTOON AWARD2014

http://lurieunaward.com/home.htm

Page 72: fenamizah no: 28 / june 2014

TVG MENON - India

ATUL SAXENA - India

JIA RUI JUN - China

72

Page 73: fenamizah no: 28 / june 2014

73

Page 74: fenamizah no: 28 / june 2014

74

UÇAN KAÇAN Bahadır Uçan

BV PANDURANGA RAO - IndiaVLADIMIRAS BERESNIOVAS

- Lithuania

Page 75: fenamizah no: 28 / june 2014
Page 76: fenamizah no: 28 / june 2014