film33

6
Ortalama bir sinema izleyicisi eminim Lars Von Trier ismini bir ekilde duymutur. Trier’in filmlerini izlemese de, eminim bu isme kulaklar ainadr. Trier’i bu kadar göz önünde yapan unsurlarn banda, aslnda hepsi ortalamann üstünde seyreden, yaratcln toplumun alk olduu kalplarn dna çkarak yanstt bir dolu filmi gelir. Trier ilk yllarnda filmlerinin farkl ve yaratc olmas, elindeki bütçeyi en iyi ekilde kullanmas, yaratt benzersiz atmosfer ve skandinavya sinemasna getirdii yeni ve farkl solukla tannd. Ama sansasyonel kiiliini göstererek, bu yönde hatr saylr bir öhret elde etmesi uzun sürmedi. Sinema ve gösteri dünyasnn içinde bulunmaktan honut olmayan, filmlerinin kendisine getirdii öhretten uzak durmaya çalan, prodüktörlerinin filmlerini sansürleme giriimlerine kar çkan, bu ahsna münhasr yönetmen ayn zamanda asla ikinci olmay kabullenemeyen bir yapya da sahipti. Bu yüzden Cannes Film Festivali’nde birçok kez olay çkartt. lk uzun metrajyla ödüle aday olup, kazanamaynca jüriye teekkür etmeden sahneden indi. kinci adaylnda ise, yan ödüller nedeniyle verilen sertifikalar yere frlatarak, jüri bakan Roman Polanski’ye “cüce” diyerek hakaret etti. Breaking the Waves ile üçüncü kez aday gösterildii “Altn Palmiye” ödülüne ise, git(e)medi. Dancer in the Dark ile 4.kez aday olan Trier, nihayet “Altn Palmiye” ansszln bu filmle krmtr. Sahnede yine sradan teekkür konumalar yapmayarak, tek istediinin evine dönmek olduunu belirtti. Kendi yaratcln ön planda tutmas, birlikte çalt insanlara hükmetme arzusu, sürekli çalma istei, aklna eseni istedii anda yapma dürtüsü, onu meslektalarnn önüne geçirmekle birlikte, yanl anlalmalar da beraberinde getirdi. En bata kendi ülkesinin basn tarafndan, ukala, kibirli, iflah olmaz bir asi, sahtekar, zorba gibi sfatlara maruz kald. Eletirmenler dnda, Lars Von Trier’in birlikte görev yapt set çalanlar da, onun sürekli kendilerini ezdiini, kendi fikirlerine sayg duymadn, çalmas çok zor biri olduuna dair beyanatlar verdi. Birden ülke basnn en önemli konularndan biri olan Trier’in yaratcln ve sürekli yeniyi arayn kavramayan eletirmenler, onun filmlerinin anlamsz olduunu, bir ey anlatmadn, Trier’in ukala bir sahtekar olduunu yazd. Berlingske Tidente gazetesinin yazarlarndan Annelise Bistrup, Lars Von Trier için u sözleri kulland. “O, kendine özgü postmodern yöntemleriyle keyif için duygularmzla oynar, kafasna bir tabanca dayasanz bile içten davranmaz. Üretken bir fabrikatördür ve bütün hayat hikayesi bir yalandan ibaret olan büyük bir yalancdr.” Meyve veren aaç talanr misali, filmleri dnda özel hayatna da müdahil olarak ona hakaretler yadran ülke basn, belki de sessiz sinema döneminden sonra Danimarka’nn sinema sektöründe en çok adn duyuran yönetmenine arka çeviriyordu. Trier ise basnn çkard bu frtnada, kendine has mizahn sürdürerek bütün yazlanlarn doru olduunu belirtti. Okuldan mezun olduktan sonra arka arkaya filmler çeken, sürekli ülke ve dünya basnnda manetlere çkmay baaran, yapt birbirinden ilginç ve özgün filmleriyle hatr saylr bir seyirci kitlesi kazanan Lars Von Trier, sürekli yeniyi arayarak, gelecee bakmaya devam ediyor. Kendinden öncekilere saygs olduu gibi, günümüzün misyoner yönetmenlerinin aksine kendine has sinemasyla ve yaratt vizyonuyla insanlar peinden koturmay

Upload: savas-erdogan

Post on 22-Jun-2015

89 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Film33

Ortalama bir sinema izleyicisi eminim Lars Von Trier ismini bir ekilde duymutur. Trier’in filmlerini

izlemese de, eminim bu isme kulaklar ainadr. Trier’i bu kadar göz önünde yapan unsurlarn banda, aslnda

hepsi ortalamann üstünde seyreden, yaratcln toplumun alk olduu kalplarn dna çkarak yanstt bir dolu filmi

gelir. Trier ilk yllarnda filmlerinin farkl ve yaratc olmas, elindeki bütçeyi en iyi ekilde kullanmas, yaratt

benzersiz atmosfer ve skandinavya sinemasna getirdii yeni ve farkl solukla tannd. Ama sansasyonel kiiliini

göstererek, bu yönde hatr saylr bir öhret elde etmesi uzun sürmedi.

Sinema ve gösteri dünyasnn içinde bulunmaktan honut olmayan, filmlerinin kendisine getirdii öhretten uzak

durmaya çalan, prodüktörlerinin filmlerini sansürleme giriimlerine kar çkan, bu ahsna münhasr yönetmen

ayn zamanda asla ikinci olmay kabullenemeyen bir yapya da sahipti. Bu yüzden Cannes Film Festivali’nde

birçok kez olay çkartt. lk uzun metrajyla ödüle aday olup, kazanamaynca jüriye teekkür etmeden sahneden

indi. kinci adaylnda ise, yan ödüller nedeniyle verilen sertifikalar yere frlatarak, jüri bakan Roman

Polanski’ye “cüce” diyerek hakaret etti. Breaking the Waves ile üçüncü kez aday gösterildii “Altn Palmiye”

ödülüne ise, git(e)medi. Dancer in the Dark ile 4.kez aday olan Trier, nihayet “Altn Palmiye” ansszln bu

filmle krmtr. Sahnede yine sradan teekkür konumalar yapmayarak, tek istediinin evine dönmek olduunu

belirtti.

Kendi yaratcln ön planda tutmas, birlikte çalt insanlara hükmetme arzusu, sürekli çalma istei, aklna eseni

istedii anda yapma dürtüsü, onu meslektalarnn önüne geçirmekle birlikte, yanl anlalmalar da beraberinde

getirdi. En bata kendi ülkesinin basn tarafndan, ukala, kibirli, iflah olmaz bir asi, sahtekar, zorba gibi sfatlara

maruz kald. Eletirmenler dnda, Lars Von Trier’in birlikte görev yapt set çalanlar da, onun sürekli kendilerini

ezdiini, kendi fikirlerine sayg duymadn, çalmas çok zor biri olduuna dair beyanatlar verdi.

Birden ülke basnn en önemli konularndan biri olan Trier’in yaratcln ve sürekli yeniyi arayn kavramayan

eletirmenler, onun filmlerinin anlamsz olduunu, bir ey anlatmadn, Trier’in ukala bir sahtekar olduunu yazd.

Berlingske Tidente gazetesinin yazarlarndan Annelise Bistrup, Lars Von Trier için u sözleri kulland. “O,

kendine özgü postmodern yöntemleriyle keyif için duygularmzla oynar, kafasna bir tabanca dayasanz bile

içten davranmaz. Üretken bir fabrikatördür ve bütün hayat hikayesi bir yalandan ibaret olan büyük bir

yalancdr.” Meyve veren aaç talanr misali, filmleri dnda özel hayatna da müdahil olarak ona hakaretler

yadran ülke basn, belki de sessiz sinema döneminden sonra Danimarka’nn sinema sektöründe en çok adn

duyuran yönetmenine arka çeviriyordu. Trier ise basnn çkard bu frtnada, kendine has mizahn sürdürerek

bütün yazlanlarn doru olduunu belirtti.

Okuldan mezun olduktan sonra arka arkaya filmler çeken, sürekli ülke ve dünya basnnda manetlere çkmay

baaran, yapt birbirinden ilginç ve özgün filmleriyle hatr saylr bir seyirci kitlesi kazanan Lars Von Trier,

sürekli yeniyi arayarak, gelecee bakmaya devam ediyor. Kendinden öncekilere saygs olduu gibi, günümüzün

misyoner yönetmenlerinin aksine kendine has sinemasyla ve yaratt vizyonuyla insanlar peinden koturmay

Page 2: Film33

baaryor. Onun kendine güveni, sürekli yeniyi aray, denemekten çekinmeyen cesur tavr kimi zaman

izleyenlerini ikiye ayrsa da, takip etmekten sklmadmz bir yönetmen olmaya devam ediyor. Bugün Ingmar

Bergman’dan sonra, skandinavya sinemasnn büyük ustalarndan biri oldu. Ülke sinemasnn bir numaras

olmas dnda, artk Kuzey’de çekilen filmlerde de ad skça anlr oldu. Birçok meslektana ilham kayna olmakla

birlikte, maddi imkanszlklar içinde filmlerini çekemeyen birçok sinemacya da desteini sürdürüyor.

Lars Von Trier Filmografi

1- The Element of Crime (1984)

2- Epidemic (1987)

3- Medea (1988)

4- Europe (1991)

5- Riget (1994-1997)

6- Breaking the Waves (1996)

7- Idioterne (1998)

8- Dancer in the Dark (2000)

9- Dogville (2003)

10- The Five Obstructions (2003)

11- Manderlay (2005)

12- The Boss of it All

Avrupa Üçlemesi

1- Element of Crime

2- Epidemic

3- Europe

IMDB

» Forbrydelsens element (1984)

Directed by: Lars von Trier

Genre: Thriller / Drama

Plot Outline: Fischer, an ex-cop, returns to his old beat somewhere in northern Europe after a thirteen-year

Page 3: Film33

hiatus in Cairo...

User Rating: 6.6/10 (1,736 votes)

Runtime: 104 min

Awards: 11 wins & 3 nominations

Cast (first 5): Michael Elphick, Esmond Knight, Me Me Lai, Jerold Wells, Ahmed El Shenawi

IMDB: http://imdb.com/title/tt0087280/

“Suç unsurunu hep toplumun içinde aradk, ama niye insann kendi doasna bakmadk?”

Dedektif Fisher, Avrupa’dan uzaklamak için Kahire’ye gider. Filmde, Fisher’n Kahire’deki hipnoz seansyla

balar ve geriye doru Fisher’ ve yaadklarn anlatr. Fisher, bir davay çözmesi için tekrar Avrupa’ya çarlr. Bir

seri katil vardr ve kurbanlarn öldürdükten sonra, vücutlarn parça parça etmektedir. Polis efi Kramer bu olay

çözemedii için, ona yardmc olmak amacyla Fisher çarlr.

Lars Von Trier’in ismini duyuran, ayn zamanda “Avrupa” üçlemesinin de ilk ayadr, Element of Crime.

Trier’in Avrupa tasviri çok karanlktr. Avrupa, gündüzleri ve mevsimleri olmayan, karanlk ve yamurlu, eski

bir ktadr. Filmde, zamana ve döneme dair en ufak bir ayrnt yoktur. Post-apokaliptik dönemleri hatrlatan,

rahatsz edici ve gizemli bir atmosfer vardr. Bununla birlikte, Trier’in daha sonraki filmlerinde de aina

olacamz, souk ve mesafeli anlatmn, bu filmde de gözlemlemek mümkün. Bu sayede filmin karanlk ve

gizemli görünümü, daha da rahatsz edici bir boyut kazanyor.

Olaylar çözmek için yeniden Avrupa’ya gelen Fisher, akl hocas Osborne’a danr. Osborne’un suç ile ilgili

metotlarn sralad, filme adn da veren “Element of Crime” isimli bir kitab vardr. Bu kitapta suçluyu

yakalamak için, suçlunun dünyasnn içine girmenin önemi vurgulanr. Fisher’da bu doktrine göre hareket eder

ve katilin yaad gibi yaamaya çalr. Onun gezdii yerlere gider, onun kald yerlerde kalr. Fakat film ilerledikçe,

Fisher katille öyle özdeleir ki, katil/Fisher ayrm yaplamayacak bir duruma gelinir.

Böylece, Lars Von Trier yaratt karanlk dünyaya, bir de gizemli bir kara film hikayesi ekler. Kara filmlerde

skça etkisi hissedilen, Ekspresyonizm ise bu filmde çok daha belirgindir. Trier’in Danimarka stüdyolarnda

yaratt ve Kopenhag’n pek kullanlmayan bölgelerinde tercih ettii mekanlar ve k kullanm, karakterin ruh

halindeki çelikileri de oldukça iyi yanstr. Karanlk ve tedirgin edici Avrupa, aslnda gizemli ve suça merakl

olan Fisher’n da davurumu gibidir. lk balarda gizemli bir karakter olan Fisher, film ilerledikçe çözülmeye

balar. Ve ne kadar karanlk bir karakter olduu su yüzüne çkar.

nsanolunun en derin noktalarna deinen, insann suça yatknln ve suçun çekiciliini, bir de karanlk bir Avrupa

profiliyle gösteren Trier, ilk uzun metrajyla Cannes’ta “Altn Palmiye” ödülüne aday olduysa da, ödülü Wim

Wenders’in Paris, Texas filmine kaptrd. Buna ramen, ilk kez bir Danimarka filmi, tüm dünyada bu kadar

Page 4: Film33

yank uyandrmay baarmt. Rahat edici filmlerine alk olduumuz bir yönetmen olsa da, Element of Crime onun

en rahatsz edici filmlerinin banda geliyor. Bu yüzden bu filmi herhangi bir ekilde övmek veya yermek salksz

olacaktr. Ya çok sevilecek ya da nefret edilecek, ortada durmayan bir film; Element of Crime. Fakat bir

gerçek var ki; filmi sevmeseniz de, muhtemelen bu filmin karanlk ve rahatsz edici atmosferini uzun süre

hatrlayacaksnz.

IMDB

» Europa (1991)

Directed by: Lars von Trier

Genre: Drama

Plot Outline: Just after WW2, an American takes a railway job in Germany, but finds his position politically

sensitive with various people trying to use him.

User Rating: 7.5/10 (3,553 votes)

Runtime: 112 min

Awards: 16 wins & 2 nominations

Cast (first 5): Jean-Marc Barr, Barbara Sukowa, Udo Kier, Ernst-Hugo Järegård, Erik Mørk

IMDB: http://imdb.com/title/tt0101829/

Lars Von Trier'in Element of Crime'la balayp, Epidemic ile devam ettii "Avrupa" üçlemesinin son aya

Europa. Trier serinin dier filmlerinde çizdii karanlk ve yamurlu Avrupa profili, bu filmde de aynen devam

ediyor. Avrupa'nn derinliklerine, daha karanlk olan ksmlarna yolcuumuz sürüyor. Yönetmen, Epidemic'te

Avrupa'daki veba salgnn ekrana tarken, Europa'da ise, 2.Dünya Sava'nn hemen ertesindeki Almanya'da

geçen, bir dizi entrikay beyaz perdeye yanstyor.

Avrupa serisinin ilk filmi gibi, bu filmde hipnoz seansna benzer ekilde açlyor. Bu ayn zamanda Trier'in, o

zamann Almanya'sn izleyicilerin gözünde canlandrmak ve izleyicilerin özdeleme kurmas adna yaplm bir

hareket. 2.Dünya Sava'ndan çkan Almanya'da geçen hikayede, perdede ilk olarak Leopold Kessler'i görürüz.

Kessler'in babas, sava çktnda ülkesini terk edip, ABD'ye yerlemitir. Kessler'de savatan sonra, ülkesine,

amcasnn yanna döner. Almanya'da Zentropa Tren Tamacl irketi için, tren kondüktörlüü yapan amcas,

Kessler'e burada i bulur. lk i gününde Kessler, Zentropa'nn sahibi Max Hartmann'n kz Katharina'yla tanr ve

aralarnda bir yaknlama balar. Hartmann ailesi, küçük bir Almanya profili gibidir. irketin kurucusu Max

Hartmann, sava srasnda Nazilere destek vermitir, fakat sava bittiinde bu destein çok su yüzüne çkmasn

istemez. Olu Lawrence ise, savan anlamsz olduunu düünür ve Amerika'ya kar bir sempati duyar. Kz

Page 5: Film33

Katharina ise, eski bir "Werewolf"tur.

Savan son dönemlerinde faaliyet gösteren Alman milislerine, "Werewolf" denmektedir. Bu milisler sava

bitmesine ramen, hala etkinliklerini sürdürmekte ve Amerikallarla ibirlii içine giren Almanlar

öldürmektedir. Almanya'nn yeniden savaacak güce kavumasndan korkan Amerikallar, Nazilere destek

salayan bu milisleri, meydanlarda asarak halka göz da vermeye çalr.

Europa, Trier'in "Avrupa" serisi içinde, klasik anlatya en yakn duran filmi. Element of Crime ve Epidemic

gibi deneysel ve birçok farkl okumaya müsait filmlerinden sonra, Europa izlenmesi ve anlalmas daha kolay

bir yapm olarak göze çarpyor. Karanln, gizemin ve gerilimin etkisini hiç yitirmedii film, biçim olarak da

siyah-beyazla renklinin iç içe geçtii bir yapya sahip. Bu kark biçim, yer yer ba döndürücü kamera hareketleri

yer yer de projeksiyon perdesinden yararlanlarak hazrlanan sekanslarla birleince daha da etkili bir görünüme

sahip oluyor.

Sava kaybetmi, ykk durumdaki Almanya'da insanlar da büyük bir sefalet içindedir. Nazi kamplarndaki

Yahudiler gibi, imdi de Almanlar bir deri bir kemik vaziyette, yardma muhtaç bir haldedir. Ayn zamanda bir

de, savata öldürdükleri veya ihanet ettikleri insanlardan dolay, derin bir vicdan azab yaamaktadrlar.

Kessler ve Katharina arasndaki iliki ilerlemi ve ikili evlenmilerdir. Fakat ortada dönen karmak entrikalarn

içinde yer alan Katharina'nn durumu belirsizdir. Katharina, hassas ve krlgan bir kz gibi gözükmesine ramen,

oldukça güçlü bir karakterdir. Gündüzleri farkldr, geceleri farkl. ki kiilii varm gibi hareket eder. Katharina

karakteri aslnda Trier'in her zaman aklnda olan Almanya'nn yansmas gibidir. Hem güzeldir hem de

tehlikelidir.

Kessler, bir tarafta Werewolflarn faaliyetlerini bildirmesini isteyen Amerikal Albay Haris, bir tarafta da

Werewolflar arasnda skp kalr. Karakterlerin bu skm halleri, dönemin Almanya'snda yaayan insanlarn

vicdanlarn da yanstr. Sava srasnda birçok olay olmutur, sava bittiinde ise, ülkelerinin yklmas dnda, insanlar

yaptklarn tekrar hatrlayarak, kendilerini bir vicdani sorgulama süreci içine çekerler. Almanya'y bu kadar

souk ve karamsar yapanda, insanlarn bu vicdan azaplardr.

Europa'daki kara filme ait entrikalar, üçlemenin dier filmlerine göre daha içi dolu ve bütünsel olarak

ilerliyor. Klasik anlatm kalplarna uygun olarak giden hikaye örgüsü, filmin sonunda kafalarda soru iaretleri

brakmayacak bir sonla da noktalanyor. Trier'in esas ustal ise, bu hikayeyi, ekonominin çöküü, isizlik, sava

travmas gibi sorunlarn altnda ezilen insanlarn profilleriyle birlikte yanstarak, biçimsel olarak da çeitli

denemelere olanak tanyan, ba döndürücü sinematografi çalmasyla beyaz perdeye tamas oluyor.

Lars Von Trier, Ekspresyonizmden de yararlanarak oluturduu karanlk Almanya betimlemesiyle, sürekli

Page 6: Film33

ikilem içinde kalan karakterleriyle, film noir janrna hakimiyeti ve denemekten asla vazgeçmeyen cesur ve

yaratc kiiliiyle, yine ilgiye deer ve özgün bir film yaratmay baaryor.

BuRnOut

BuRnOut - Lars Von Trier Top 3

1- Breaking the Waves

2- Riget

3- Dancer in the Dark

yabanci dizi izle

yabanci dizi izle