gazi’de Çatılarda konser yaptı yasaklari aŞan ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/eoky012.pdf · 1...

58
www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 12 30 Nisan 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com TÜM ALANLARDA DİRENME VE ZAFER KAZANMA ONURU BİZİMDİR 1 MAYIS’I DİRENEREK, BEDELLER ÖDEYEREK KAZANDIK, 1 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ! TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR 2017 1 MAYISI’NI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ Direniş ve Devrimci Çözümler Karşısında Yasaklar İflas Etmiştir FAŞİZMİN YASAKLARI HALKIN DEĞERLERİNDEN VE TÜRKÜLERİNDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİLDİR Grup Yorum, Bağımsızlık Konseri Yasaklanınca Armutlu, Örnektepe ve Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN KARARLILIK, İRADE, YARATICILIK VE ÜRETKENLİK: İŞTE GRUP YORUM!

Upload: others

Post on 25-Dec-2019

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

www.yuruyus.com

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 12

30 Nisan 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus.com

TÜM ALANLARDA DİRENME VE ZAFER KAZANMA ONURU BİZİMDİR 1 MAYIS’I DİRENEREK, BEDELLER ÖDEYEREK KAZANDIK,

1 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR2017 1 MAYISI’NI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ

Direniş ve Devrimci Çözümler Karşısında Yasaklar İflas EtmiştirFAŞİZMİN YASAKLARI HALKIN DEĞERLERİNDEN VE

TÜRKÜLERİNDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİLDİR

Grup Yorum, Bağımsızlık Konseri Yasaklanınca Armutlu, Örnektepe veGazi’de Çatılarda Konser Yaptı

YASAKLARI AŞAN KARARLILIK, İRADE,YARATICILIK VE ÜRETKENLİK: İŞTE GRUP YORUM!

Page 2: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus.biz [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE

Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Vata

n To

prak

larım

ızın

Her M

etre

kare

sini, D

ökül

enKa

nlar

ımızl

a Öz

gürle

ştire

ceği

z

“Devrimci Solbenim çocuğum, annem,

öğretmenim veözgürlüğümdür.

Onun dışındahiçbir şeyim yoktur.Gecem, gündüzüm,yaşamım, sevgilim

her şeyim Devrimci Sol’dur.”

Dursun Karataş

Page 3: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

ii ç i n d e k i l e r

30 Mahalleler: Evlatlarımızın katili polis,

mahallelerimizden defol!

32 Milisler Mahallenin

Şahanlarıdır:Evlatlarımızın katillerinimahallelerimizden atacağız!

33 Devrimci İşçi Hareketi: Somadavasında mahkeme katilleriaklamaya çalışıyor

35 Kamu Emekçileri Cephesi:Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın direnişinidayanışmamızla büyüteceğiz,

zaferi kazanacağız!

37 Gençlik Federasyonu’ndan:Pankartımızı çalarakirademizi sınamayakalkmayın! Bu irade Dev-Genç’in iradesidir!

38 Liseliyiz Biz:

1 Mayıs’ta Taksim’deyiz!39 Ülkemizde Gençlik:

Ekmek, adalet, özgürlük için1 Mayıs’ta Taksim’e

41 Halkın Hukuk Bürosu:Dün Berkin, Dilek, Yılmaz...Bugün Kemal, Oğuzhan,Barış...

43 8. Uluslararası Eyüp BaşEmperyalist SaldırganlığaKarşı Halkların Birliği

7 Devrimciliğin Köşe Taşları:Her an her yerde ve her koşulda direnmek ve

mücadele etmek meşrudur

8 1 Mayıs hakkımızı kanımızlacanımızla kazandık

11 30 Mart-17 Nisan: Devrimşehitlerimizi anıyor, umudun

kuruluşunu selamlıyoruz! - 6

16 Sol’un Köşe Taşları:Parlamento seçimleri,referandumlar...

21 Faşizm Zalimin Zulmüdür

22 Devrimcilik akıl tamirciliğidir!

23 Sorunlar-Çözümler:Mükemmeliyetçilik

24 10 Soruda: Kitap okumak

28 Halk Meclisleri: Oligarşininfaşist parlamentosu, bizimhalk meclislerimiz var

4 Taksim 1 Mayıs alanıdır! 2017 1Mayıs’ını direnerek,savaşarak karşılıyoruz! 1 Mayıs’ını direnerek,bedeller ödeyerek kazandık, 1Mayıs alanını da direnerekkazanacağız!

Tüm Alanlarda Direnme veZafer Kazanma Onuru Bizimdir!

Sempozyumu: Emperyalizme

karşı silahları gömmenin değil,

savaşmanın zamanıdır!

45 Zalimin Zulmüne Diz Kırmayan

Gerilla Cenazelerinin Verilmesi

İçin Bedenini Açlığa Yatıran

Kemal Gün’e Selam Olsun!

50 Grup Yorum Halktır Susturulamaz

Bağımsız Türkiye Konserlerimiz

Engellenemez!

52 Halka Gerçekleri Taşımak Bir

Sorumluluktur

Umudun Sesi Dergimiz

Yürüyüş'ü Sahiplenelim

Dağıtımını Yaygınlaştıralım

54 “Devrimcilik; dünyanın en doğal ve

en meşru işidir. Aklı başında

hiçkimse 'ben sömürüyü haklı

buluyorum, işgaller-katliamlar-

tecavüzler doğrudur' diyemez

55 Avrupa’daki Biz:

Avrupa’daki gençlerimizin

devrimcilik yapması için çok

güçlü nedenleri vardır

54 Avrupa’da Yürüyüş: Musa Aşoğlu

için adalet nöbeti devam ediyor!

56 Yitirdiklerimiz

Page 4: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

1 Mayıs, emekçi halklar için bütündünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynıcoşku ve kararlılıkla, emperyalistler tara-fından gasp edilen hakları için, gelecekleriiçin, ulusal onurları için, vatanları için 1Mayıslar’da meydanlara, sokaklara çıkarlar.

1 Mayıs, emekçi halklar ile halklarınemeğini, geleceğini çalan, ülkelerini işgaleden, halkların alınteri, açlığı, yoksulluğuüzerinden saltanatlar kuranlar arasındakisavaşın meydanlardaki yansımasıdır. Buyanıyla bir irade çarpışmasıdır ve müca-dele günüdür. Bu nedenle halklar 1 Mayısgünü geldiğinde alanlara akarlar.

Alanlar, meydanlar caddeler kavganıncepheleridir. Bu alanlarda emekçi halklar,emeklerini, alınterlerinin ortaya çıkardığıdeğerleri, haklarını savunabilmek içinbedeller ödemişler, kanlarını akıtmışlar,canlarını vermişlerdir. Ülkemizde de bubedel 1 Mayıs 1977 günü İstanbul Taksimalanında ödenmiştir. 37 insanımız canınıvermiştir Taksim Meydanı'nda. 1989 yı-lında ise 1 Mayıs ve 1 Mayıs Taksimalanı için verilen mücadelede genç birdevrimci işçi olan Devrimci Sol Güç-ler'den Mehmet Akif Dalcı faşizm tara-fından katledilmiştir. Bu nedenle Taksim1 Mayıs Alanı'dır.

1 Mayıs kendi alanında Taksim'de ya-pılmalıdır. Bu son derece meşrudur. 37 iş-çinin kanının akıltıldığı bir meydandır vebu yanıyla 1 Mayıs'ta Taksim'de olmak ta-rihsel ve ahlaki bir sorumluluktur. Tümemekçiler açısından böyledir. Katledilenemekçi kardeşlerini anmak bütün işçilerin,bütün emekçilerin hakkıdır. AKP faşizmiişçilerin, emekçilerin bu hakkını gaspediyor. Ülkemiz oligarşisi uzun yıllar Tak-sim'i emekçilere yasakladı, emekçilerin 1Mayıs Taksim alanı haklarını, şehit kar-deşlerini anma haklarını çaldılar. Cephe'ninuzun yıllar süren mücadelesi sonucunda

kazanılan Taksim 1 Mayıs Alanı hakkı,AKP iktidarı tarafından yeniden gasp edildi.2011 ve 2012 yıllarında artan kitleselliktenkorkan AKP, 2013 yılında çareyi yasaktabuldu. Taksim 1 Mayıs Alanı bir kez dahaemekçilere yasaklandı. Taksim emekçilereve devrimcilere yasaklanırken, her türlüdüzen içi gösteriye, AKP mitinglerine iseaçık hale getirildi. Futbol taraftarlarına,düzen partilerine, reformistlere, eşcinsellere,yılbaşı kutlamalarına açılan Taksim bir tekemekçilere ve devrimcilere yasaklandı. BuAKP iktidarının ve oligarşinin halktan vedevrimcilerden korkusunun göstergesidir.

AKP iktidarının Taksim 1 Mayıs Ala-nı'nı emekçilere ve devrimcilere yasak-laması elbetteki bizim Taksim konusun-daki kararlılığımızı engelleyemeyecektir.Taksim 1 Mayıs Alanı mücadelesi, oli-garşiyle yürütüyen irade savaşının birparçasıdır. Tek başına bir alan tartışmasıveya mücadelesi değildir. Oligarşininkabul ettirmeye çalıştığı şey kendi iradesi,kendi politikalarıdır.

Biz ise direnerek ve mücadele ederekoligarşinin teslim alma politikalarını boşaçıkararak devrimci politikayı örgütlüyo-ruz. Bu durumda karşılıklı çatışan ideo-lojilerdir. Devrimci ideoloji ile burjuvaideolojisinin çatışmasıdır yaşanmaktaolan. Düzenle devrim arasındaki bu ça-tışmada güçlü olan biziz. Çünkü biz,düşmanın bütün teslim alma politikalarınıboşa çıkarmanın, şehirlerde, dağlarda,meydanlarda direniyor olmanın gücüyleTaksim 1 Mayıs Alanı için mücadeleediyoruz.

1 Mayıs'ta 1 Mayıs Alanında Olmak BütünEmekçilerin Hakkıdır Hakkımızı

TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIRTAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR2017 1 Mayısı’nı Direnek Savaşarak Karşılıyoruz2017 1 Mayısı’nı Direnek Savaşarak Karşılıyoruz

TÜM ALANLARDA DİRENME VE TÜM ALANLARDA DİRENME VE ZAFER KAZANMA ONURU BİZİMDİRZAFER KAZANMA ONURU BİZİMDİR

1 Mayıs’ı Direnerek Bedeller Ödeyerek Kazandık1 Mayıs’ı Direnerek Bedeller Ödeyerek Kazandık1 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!1 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

1 Mayıs kendi alanındaTaksim'de yapılmalıdır. Buson derece meşrudur. 37işçinin kanının akıtıldığı birmeydandır ve bu yanıyla 1Mayıs'ta Taksim'de olmaktarihsel ve ahlaki birsorumluluktur.

Tüm emekçiler açısındanböyledir. Katledilen emekçikardeşlerini anmak bütünişçilerin, bütün emekçilerinhakkıdır.

AKP faşizmi işçilerin,emekçilerin bu hakkını gaspediyor.

Biz direniyoruz.Meydanlarda,hapishanelerde, dağlardadireniyoruz. Cenazelerimiziçin, derneklerimiz için, işhakkımız için,hapishanelerde kitaphakkımız için direniyoruz.Direnmenin moral gücüylegiriyoruz 1 Mayıs'a. 70yaşında bir babanınçocuğunun bedeni için açlığayatarak direnmesinin gücüylegiriyoruz 1 Mayıs'a.

Bu kavgada haklı olan bi-ziz.

Bu kavgada baş eğdirile-meyen, biziz.

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!44

Page 5: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

AKP Faşizmine Teslim Etmeyeceğiz

Bu sene de 1 Mayıs'ta Taksim'de,1 Mayıs alanında olacağız. Çünkü 1Mayıs'ta Taksim'de olmak bizim hak-kımızdır.

Bu hak 37 emekçinin canıyla ka-zanılmıştır,

Bu hak Mehmet Akif Dalcı'nın ca-nıyla kazanılmıştır,

Bu hak işkencehanelerde kazanıl-mıştır,

Bu hak 1 Mayıs alanı için hapis-liklerde kazanılmıştır,

Bu hak emekçi halkımızın emeğive alınteriyle kazanılmıştır.

Bu hakka sahip çıkmak, bu hakkısavunmak devrimcilerin ve emekçilerinsorumluluğudur.

Düzen içi sol ve düzen içi sarısendikalar, "alan fetişizmi yapmamakgerekir", "1 Mayıs bayramdır heralanda kutlanır" diyerek, 37 emekçininkanının aktığı Taksim 1 Mayıs ala-nından vazgeçmişler, Taksim'i halkdüşmanlarının insafına terk etmişlerdir.

“Alan fetişizmi” diye düşünmekAKP’nin politikalarını kavramamak,kavramak istememektir. Bedel öde-mekten kaçınmaktır. Futbol taraftar-larına, düzen partilerine, reformistlere,eşcinsellere, hayvan hakları savunu-cularına açılan Taksim neden emek-çilere ve devrimcilere yasaklanmak-tadır? Sorun buradadır. Her sene "gü-venlik" gerekçesi ileri sürülüyor. AKPmitinglerinde güvenlik alan devlet,emekçilerin 1 Mayıs kutlamalarındagüvenlik alamıyor mu? AKP bütünmeydanlarda mitingler yaparken gü-venlik sorunu yaşanmıyor da, halk vedevrimciler alanlarda bir araya geldi-ğinde neden "güvenlik sorunu" ortayaçıkıyor? “Alan fetişizmi” diyenlerbunların üstünü kapatmaya çalışmakta,faşizmin politikalarına alet olmakta-dırlar.

Ayrıca halkların her alanı kullanma,her alanda miting yapma, gösteri dü-zenleme hakları vardır. Çünkü bu ülke,bu topraklar, bu meydanlar halkındır.Hiçbir burjuva yasası ve hukuku bugerçekliğin üzerini kapatamaz. Halkınolan, halka yasaklanamaz. Meşru ol-mayan, halkın olanın halka yasaklan-

masıdır. Alan fetişizmi diyerek Tak-sim'den vazgeçenler, vatanlarından,halklarından vazgeçiyorlar. Meşru ol-mayan, alanların halka yasaklanmasıve bu yasaklara boyun eğilmesidir.

Evet; düzen içi, oportünist, reformistsol, Kürt milliyetçi hareketi ve onlarınyönetimi altındaki sendikaların uzlaş-macı, teslimiyetçi tavırlarıdır meşruolmayan. 1 Mayıs Taksim alanını terketmektir meşru olmayan.

“Taksim'i takıntı haline getirmemekgerek. Bu 1 Mayıs'ta da öncelikle Tak-sim için mücadele vereceğiz. Ancakiktidar bunu bahane ederek işçileresaldırıyor, polisiye tedbirlerle alanlarıemekçilere kapatmaya çalışıyor. Buyıl da Taksim'de 1 Mayıs olmayacaksanereyi adres gösterirlerse orada mil-yonların toplanmaya ihtiyacı var. İs-tanbul'da 1 milyon kişinin katılacağıbir miting düzenlemek istiyoruz. Hemişçi sınıfının bayramının kutlanmasıhem ülkemizin zor koşullarında barışçağrısının yapılması tek isteğimiz.CHP il örgütü 39 ilçe başkanımız ileher konuda hazırız" (Cumhuriyet, 10Nisan 2016) diyordu CHP İstanbul İlBaşkanı Cemal Canpolat.

Oportünist, reformist sol ve Kürtmilliyetçi hareket bu açıklamanın üze-rine atlamakta gecikmedi. Bütün düzeniçi güçler biraraya gelerek, Taksim'i"takıntı" haline getirmeyerek Bakır-köy'e gittiler. Bakırköy'ü seçen isekendileri değil AKP iktidarıydı. AKPiktidarı alanı belirledi ve düzeniçi solAKP'nin icazetinde 1 Mayıs'a katıldı.26 Nisan 2016 Salı günü AKP’nin

Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, 1Mayıs kutlamalarının Bakırköy HalkPazarı’nda yapılacağını açıkladı. Soylu;"1 Mayıs kutlamalarında uzlaşıldı,kutlamalar Bakırköy Pazar Yeri'ndeyapılacak"dedi. CHP'nin kuyruğunatakılan, oportünist, reformist sol veKürt milliyetçi hareketi soluğu Ba-kırköy Pazar Yeri'nde aldı. AKP ica-zetinde yasal miting yaptıklarında mil-yonların o alana akacağını umuyorlardı.Milyonları alanlara taşıma"iddiası"ndaydılar. Ancak öyle olmadı.Taksim 1 Mayıs Alanı'nı terk edensolun AKP icazetindeki 1 Mayısı’nakatılım 3-5 bini geçemedi. Taksim'iterk etme onursuzluğu, uzlaşmacılıklarıve teslimiyetçilikleri tek "kazanç"larıoldu.

O gün; "Halk Düşmanı AKP’ninBaşbakan’ı Ahmet Davutoğlu’nu mem-nun eden 1 Mayıs kararı; emekçi hal-kımızın lehine olamaz" (BağımsızlıkDemokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş,sayı 519) demiştik. Faşist AKP ikti-darını memnun eden, Taksim 1 MayısAlanı'nı emekçi halklara ve devrim-cilere yasaklayanları memnun edenbir karar, emekçilerin lehine olamaz.Oportünist, reformist, milliyetçilerin,uzlaşmacı ve teslimiyetçi 1 Mayıs ka-rarları emekçilerin lehine olamaz, ol-mamıştır.

Emekçilerin lehine olan, direniştir,uzlaşmazlıktır, teslim olmamadır. Emek-çilerin lehine olan, alınteriyle yarattıklarıdeğerler için direnmektir. Emekçilerinlehine olan, halk düşmanı AKP'ye karşısürdürülen direnişlerdir. Meydanlarda

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

51 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 6: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

direnen KEC'lilerin direnişlerini büyüt-mek ve yaygınlaştırmak, her alandaOHAL'e karşı mücadele etmektir emek-çilerin lehine olan.

Emekçilerin lehine olan devrimdirdevrimciliktir. Çünkü bir tek devrim-ciler-bir tek Cepheliler emekçi halklariçin direnmekte, savaşmakta ve bedelödemektedirler. Çünkü bir tek dev-rimciler-bir tek Cepheliler halklarınıve vatanlarını uğrunda ölecek kadarçok sevmektedirler. Çünkü bir tekdevrimciler-bir tek Cepheliler antiemperyalist mücadeleyi sürdürmek-tedirler.

1 Mayıs'a Alanlarda, Meydanlarda DirenerekGiriyoruzTeslimiyeti ve Uzlaşmacılığı Yıka YıkaGiriyoruz 1 Mayıs'a

Oligarşinin krizi artarken, artık yö-netemez hale gelen AKP iktidarı çareyiOHAL'de buldu. OHAL olmadan ül-keyi yönetememeleri, güçsüzlüklerinin,çaresizliklerinin göstergesidir.

Ekonomik ve siyasi olarak giderekgüçsüzleşen AKP iktidarı, halka vedevrimcilere yönelik şiddetini ve sal-dırganlığını artırarak güçsüzlüğünükapatmaya çalışıyor.

Dağlarda ve şehirlerde katliamlar,tutuklamalar, işten çıkarmalar, gözal-tılar birbirini izliyor. AKP dışındakibütün kesimlere yönelik bir saldırıdalgası sürdürülüyor.

AKP'nin bu saldırıları karşısındaise, direnen, OHAL'e karşı direniş ör-gütleyen, katliamlara karşı direnen,işten çıkarmalara karşı direnen sadecebiz varız. Düzen içi oportünist, refor-mist sol ve Kürt milliyetçi hareketiherhangi bir basın açıklaması, protestoeylemi yapma cesaretini dahi göste-remiyorlar. Protesto solu bile olamı-yorlar. Tek bir direniş örgütlemiyor,örgütlenen direnişlerden uzak duru-yorlar.

Biz alanlarda direnmeye, umuduyaşatmaya devam ediyoruz.

KEC'li (Kamu Emekçileri Cephesi)Kamu emekçileri meydanlarda dire-nirken, 17 günde 17 kez saldırıya uğ-rayarak gözaltına alınırken düzen içi

sol, direniş meydanlarından geçmemekiçin yolunu değiştiriyordu.

Direnmek veya direnmemek siyasibir karardır. Siyasi kararlar ideolojikçizginin ortaya çıkardığı kararlardır.İdeolojik netliği ve bağımsızlığı olmayandüzen içi sol, AKP iktidarının artan sal-dırıları karşısında bütün direniş mevzi-lerini terk etmişlerdir. Emekçi halklariçin en meşru hak olan 1 Mayıs hak-kından, Taksim 1 Mayıs Meydanı hak-kından bile vazgeçecek kadar gerilemişve düzen içileşmişlerdir. Siyasi olaraktükenmişlerdir.

Biz meydanlarda, dağlarda, hapis-hanelerde direnerek, bedeller ödeyerekyurtseverliği ve halkımızın özgürlü-ğünü savunmaya devam ederken, dü-zeniçi sol, oligarşinin belirlediği sınırlariçerisinde, referandum çalışmalarınınve hayır çalışmalarının ötesine geçe-mediler. Giderek daha fazla parla-menterizmin bataklığına saplandılar.

Her zorlu dönemde direniş mev-zilerini terk edenler, her zorlu dönemdeoligarşinin icazetine sığınanlar, uz-laşmacılığı ve teslimiyetçiliği meşru-laştıranlar gelinen aşamada bütün di-renme dinamiklerini yitirmişlerdir.Emperyalizmin "uğrunda ölecek hiçbirşey kalmadı" propagandaları düzeniçi sol içinde, hemen hiçbir hak içindirenmeme ve bedel ödememe biçi-minde şekillendi.

Biz direniyoruz. Meydanlarda, ha-pishanelerde, dağlarda direniyoruz.Cenazelerimiz için, derneklerimiz için,iş hakkımız için, hapishanelerde kitaphakkımız için direniyoruz. Direnmeninmoral gücüyle giriyoruz 1 Mayıs'a.70 yaşında bir babanın çocuğununbedeni için açlığa yatarak direnmesiningücüyle giriyoruz 1 Mayıs'a.

Hep söyledik, emperyalizmin ve

faşizmin iktidarı devam ettiği sürece 1Mayıslar bayram değil kavga günüdür.Emekçi halklarla, emperyalistler ve iş-birlikçileri arasındaki sınıf çatışmasının,irade savaşına dönüşmesidir 1 Mayıs.Biz bu irade çatışmasının gerekleriniyerine getiriyoruz.

1 Mayıs ancak ve ancak halkınkendi iktidarı altında halklar için birbayram günü olabilir. Emperyalizmebağımlılığın son bulduğu, sömürü vetalanın son bulduğu, halklar üzerindekifaşist baskıların son bulduğu, halkıniktidarının kurulduğu bir ülkede vedünyada halklar için 1 Mayıslar bay-ram olur. O güne kadar 1 Mayıs kavgagünüdür, mücadele günüdür.

Bu kavgada haklı olan biziz.Bu kavgada baş eğdirilemeyen,

uzlaştırılamayan, teslim alınamayanbiziz.

Bu kavgada ideolojik zafer bizim-dir, siyasi zafer de bizim olacak.

Çünkü bu kavgada; tarihsel ve si-yasal olarak haklı ve meşru olan bi-ziz.

Çünkü biz; vatanımızın bağımsız-lığı ve halklarımızın özgürlüğü içinsavaşıyoruz.

Çünkü biz şehirlerde, dağlarda vemeydanlarda direnmenin, savaşmanın,devrim ve sosyalizmi savunmanınonuruyla Taksim 1 Mayıs alanıdır di-yoruz.

TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIRTAKSİM DEVRİMCİLERİNDİR

HALKINDIR, FAŞİZMİN YASAK-LARINI TANIMIYORUZ!

DİRENİŞLERİMİZLE, HAKLI-LIĞIMIZLA, MEŞRULUĞUMUZ-LA, ŞEHİTLERİMİZLE TAKSİM 1MAYIS ALANINDA OLACAĞIZ!

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!6

Page 7: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

1- Meşruluk, düşmanın her türlüsaldırısı karşısında haklılığını haykı-rarak, savaşarak örgütleyerek, savaş-tırarak devrim yürüyüşümüzü sürdür-mektir.

2-Sömürü ve zulüm varsa baskı vehaksızlıklar varsa, özgürlükleri elindenalınmışsa halkın, insanca yaşam koşullarıyoksa... Orada zulmü yıkmak, halkının,halkın iktidarını kurmak, sömürüsüz birtoplumu yaratmak her şeyiyle meşru-dur.

3-Meşru olmayan, haksız ve zorbaolanların, bir avuç sömürücü asalağınfaşist iktidarıdır.

4-Bizim savaşımızı meşru kılanhaklılığımızdır. Meşruluk emperya-lizme karşı vatanımızın özgür olmasıve bağımsız bir ülke için mücadelemiz,faşizme karşı demokrasi, sömürüye

karşı sosyalizm mücade-lemizdir.

5-Bir avuç sömürücüasalağa karşı yürüttüğümüz mücadeletüm halkın mücadelesidir. Bu mücadeleiktidarı alan, devrim yapma ve yenibir toplum kurma mücadelesidir. Ül-kemizde haklı olan, meşru olan tekşey devrim mücadeledir

6-Direnmek ve mücadele etmekmeşrudur.

7-Gecekondu halkını, işçi ve köy-lüleri, esnafı, memuru, gençliği bu mü-cadele içine çeken, onların haksızlıklara,özgürlük düşmanlarına, zalimlere karşımücadele etmesini sağlayan direniş vemücadelelerinin haklı oluşu ve meşru-luğudur.

8-Bir alanda, bir birimde, bir bölgede,tek başımıza olabiliriz. Burada örgütgibi düşünmek, kitlesel-silahlı örgüt-lenmeler yaratmak ve düşmana vurmak,

bulunduğumuz her yerde devrim yap-mak bir devrimcinin, bir Parti-Cephe-li'nin görevidir ve onun meşruluğudur.

9-İşkencede "ser veririm, sır ver-mem" diyerek düşmandan hesap sor-mak bir devrimcinin meşru olmasıdır.

10-Halklarımızın çıkarlarını temelalan devrimcilerin meşruluk anlayışıdiğerleriyle tam bir zıtlık içindedir.

Devrimciler için meşruluk en genelifadeyle, doğru ve haklı olanın, halkınve devrimin çıkarına olanınsavunul-ması ve yapılmasıdır. Her kesim kendisınıfsal çıkarları gereği "doğru vehaklı benim ve benim savundukla-rımdır" diyorsa da tarihsel ve bilimselolarak doğru ve haklı olan tektir.

Yani doğru ve haklı olan HALK-LARIN VE DEVRİMİN ÇIKARLA-RIDIR.MEŞRULUĞUMUZUN TE-MELİ TARİHSEL HAKLILIĞIMIZ-DIR.

Her An Her Yerde ve Her Koşulda Direnmekve Mücadele Etmek Meşrudur

Uyuşturucudan Arınmış Bir MahalleSevdamızdan Vazgeçmeyeceğiz!

Okmeydanı Halk Meclisi üyeleri Fetihtepe Mahallesi Şark Kahvesi Bölgesindesürdürdüğü uyuşturucuya karşı mücadelesinde 31. haftayı geride bıraktı. 22Nisan’da Şark Kahvesi’nde uyuşturucuya karşı tutulan nöbete 14 kişi katıldı.31 haftadır atılan devriyeler ile torbacılar dövülüp kovalanırken sokaklarımızuyuşturucu müptelaları için adres olmaktan çıkarılıyor. Lakin yapılan kitle ça-lışmaları ile teşhir olan polis göstermelikte olsa devriyeler atmaya başlamıştır.

Ayrıca Piyalepaşa Mahallesi’ndeki Özel Okmeydanı Hastanesi’nin bulunduğusokakta her pazartesi günü akşamı gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 20.haftasını 24 Nisan tarihi itibarıyla geride bıraktı. Bu haftaki eyleme toplam 9kişi katıldı.

Katil Polisler Halk Çocuklarını Vurmaya Devam EdiyorGazi Mahallesinde daha birkaç gün önce bir aracı tarayarak iki genci

katleden AKP’nin katil polisleri, 25 Nisan günü öğlen saatlerinde bir HalkCepheliyi kolundan vurarak yaraladı. Sokak ortasında Erdal Ekinci’ye silahlasaldıran katil polisler, Ekinci’yi kolundan yaraladılar. Kolunun arkasından girenmermi ön taraftan çıktı. Ekinci’nin şu anda sağlık durumu iyi. Kolundanameliyat gerektirecek bir durumu yok. Yapılan tıbbi müdahalenin ardındanErdal Ekinci, Dersim’de süren direnişe, Kemal Gün'ün açlık grevine destek içinbaşladığı açlık grevine ara vermeden sürdürüyor.

DuyuruDHKC Milis Dergisi4. Sayısı Çıktı!

İçindekiler:Gazi Mahallesi’nde Katil Polis,

Barış Kerem ile Oğuzhan Erkul’uKatletti

Katil Polis MahallelerimizdenDefol!

Katiller Halka Hesap Verecek!Adaleti Faşizmin Mahkemeleri

Değil, Halkın Milisleri Sağlaya-cak!

Milis Dergisini Okumak, Ma-hallemize Sahip Çıkmaktır…

Derginin PDF halini aşağıdakilinkten okuyabilirsiniz…

https://yadi.sk/i/siMtgslZ3H9TaoDergiyi üç boyutlu olarak bu-

radan okuyabilirsiniz…http://online.flipbuilder.com/vdu

v/gcir

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

71 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 8: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Ülkemizde 1 Mayıs denilince aklaTaksim gelir. Çünkü bedeli kan vecan ile ödenerek kazanılmıştır.

Ve Cephe iktidarların Taksim ya-saklarını tanımamıştır. Çünkü Taksim'ikazanmak 1 Mayısı kazanmakla eş-değerdir. Taksim mücadelesi uzunyıllara yayılan bir mevzi mücadele-sidir. Oligarşi ile devrimci iradeninçatıştığı bir alandır. Mesele refor-mizmin dediği gibi salt bir 'yer'sorunu değildir. İktidarların 1 Ma-yısları çayırda çukurda kutlatmak is-temesi, icazetli alanlara hapsetmeyeçalışması 1 Mayıs’ın içeriğinin boş-altılması, devrimci özünden arındı-rılması demekti. Bu anlamıyla Taksimısrarı 1 Mayısı sahiplenmek demekti.

Ülkemizde 1925 yılında çıkarılanTakrir-i Sükun kanunu ile 1 Mayısyasaklanmıştır. Bu yasak ancak 1976yılında kırılmış ve DİSK öncülüğünde1 Mayıs Taksim meydanında çoşkuile kutlanmıştır.

Taksim'in 1 Mayıs İleÖzdeşleşmesi ‘77 1 Mayısıİle Başlamıştır

1977 1 Mayıs'ında Taksim Mey-danı 500 bin emekçi ile zapt edilmiştir.Ülkemizde yükselen devrimci mü-cadelenin sonucu olarak 1 Mayıs da

devrimin coş-kusu ile kut-lanmıştır. İs-tanbul'un dörtbir yanındanyüzbinler slo-ganları vemarş la r ıy laalana yürürkeno l i g a r ş i n i nkanlı provo-kasyonu baş-lamıştır. Oli-garşi günleröncesinden başlayan hazırlıklarınıkontrgerillanın planlı katliamıyla ta-mamladı. CIA tarafından gerçekleş-tirilen katliamda 37 emekçi yaşamınınyitirir. İntercontinental Oteli'ni birgün önceden kiralayan katillerin bu-radan halkın üzerine ateş etmesiylebaşlayan ve sular idaresinin çatısındandevam edilen atışlarla birlikte pan-zerler halkın üzerine sürülmüştür.Tüm bu olaylar sırasında Dev-Genç'li-ler halkı sakinleştirmeye çalışmış veölümlerin daha fazla olmasının önünegeçmişlerdir. Katliam sonucunda beşkişi kurşunlarla öldürülmüş, 28 kişiyaşanan izdiham sonucu ezilerek ya-şamını yitirmiş, bir kişi ise panzertarafından ezilerek katledilmiştir.

77 1 Mayısı şe-hitleri; “Nazan Ünal-dı, Jale Yeşilnil, Me-ral Özkol, TevfikBeysoy, ErcümentGünkut, HüseyinKırkın, Bayram Eyi,Nazmi Arı, HikmetÖzkürkçü, AhmetGözükara, M. AtillaÖzbelen, MehmetAli Genç, BayramSürücü, Kenan Ça-tak, Özcan Gürkan,Hülya Emecan, Ka-rabet Akyan, RasimElmas, Ali Yeşilgül,Mustafa Ertan, DiranNergis, Kıymet Du-man, Ömer Narman,Kahraman Alsancak,Ziya Baki, Aleko

Konteus, Hacer İpek Sarman, BayramÇıtak, Hasan Yıldırım, Niyazi Darı,Leyla Altıparmak, Hamdi Toka, SibelAçıkalın, Mustafa Elmas, Yücel El-bistanlı ve Kadir Balcı…”

1978 sonrası oligarşi kendi yaptığıkatliamı bahane ederek 1 Mayısıemekçilere yasakladı. 12 Eylül faşistcuntası ve akabinde ANAP iktidarıise 1 Mayıs'ı unutturmaya, baharbayramı adı altında kutlatmaya çalıştı.Artık 1 Mayısı kazanmak faşizmdenhesap sormaktı. Yeni mevziler ka-zanmak, korku duvarlarını yıkmak,yılgınlığı silip atmak için Cephehalkı 1 Mayısta Taksim'e çağırırkensol salonlara çağrı yapıyordu.

30 Nisan 1988 günü Salih Kulve Öztürk Acari 1 Mayıs hazırlıklarıiçindeyken kaldıkları polis tarafındankuşatıldı ve katledildiler.

1988 yılında reformizm salonlaradoluşurken Cephe tüm kitlesi gücüyle1 Mayıs'ta Taksim'i zorluyordu. Oli-garşi ise tüm polisini o gün Taksimve civarına yerleştirmişti. Polisin sal-dırısına direnişle karşılık verildi. Re-formizm salonlarda kutlama yaparkenCepheliler direnerek, çatışarak, bedelödeyerek faşizmin halkı teslim almapolitikasına darbe vuruyordu.

1 Mayıs 1988’de gösterilen ka-rarlılık ‘89 yılında ellerde taş, sokak,sokak barikat ve çatışma oldu. Herkoşulda Taksim’e çıkma kararlılı-ğındadır devrimciler. Reformistlerise Abide-i Hürriyet’te yapılacak ‘ya-sal miting’te ısrarlıdır. Aynı süreçte,Türk-İş içindeki sol etiketli bir kaçsendika dışında kalan tüm sendikalar

1 Mayıs Hakkımızı Kanımızla Canımızla Kazandık

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!8

Page 9: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

ya 1 Mayıs’ı yok saymakta, ya dasalonlara hapsetmeye çalışmaktadır.

Devlet ise saldırılarına ve 1 Ma-yıs’ı unutturma, yok sayma çabasınadevam eder. Dönemin Devlet BakanıCemil Çiçek şu sözleriyle itiraf ederbunu: "Tarihi takvimlerden değil, zi-hinlerden çıkarmak gerekir..."

Ama 1 Mayıs zihinlerden çıkarı-lamaz. 1 Mayıs günü, devrimci ha-reket 1 Mayıs Alanı’na girmek içinönce İstiklal Caddesi’nden ardındanda Tarlabaşı ve Şişhane’den yüklendi.Polisin dağıttığı her mevzi başka bircaddeye taşındı ama yüzler hep 1Mayıs Alanı’na dönüktür. Tarlabaşı,Şişhane, Kasımpaşa... çatışmalar so-kak sokak sürdü. Taksim çevresindeaciz kalan polis hedef gözetmedenkitleyi silahla taramaya başladı. Meh-met Akif Dalcı, hedef gözetilerekyapılan ateşle şehit düştü. Mehmet’ikatleden trafik polisi Kazım Çak-makçı daha sonra Devrimci Sol ta-rafından cezalandırdı. Artık M. AkifDalcı her 1 Mayıs’ta dalgalanan pan-kartlarla alandaki yerini alacaktı.1

Mayısı Taksim'de kutlama ıs-rarı Cepheliler tarafından son-raki yıllarda da sürdürülür.Oligarşinin 1 Mayısı baharbayramı olarak kutlanması ça-bası, reformizmin salonlarasıkışmasına rağmen çatışarak,bedel ödeyip bedel ödettirerek1 Mayıs hakkı kazanılır. Oli-garşi 1992 yılında 1 Mayıs'a

yasal izin vermek zorunda kalır. An-cak Taksim'e çıkma isteği bitmez.Çünkü Taksim alanı artık 1 Mayısalanı olmuştur. Ve bedeli 37 can ileödenmiştir.

1993 1 Mayıs öncesi oligarşi sal-dırılarını yine sürdürdü. 30 Nisangecesi, Kadıköy-Moda’da bulunanevlerinde Uğur Yaşar Kılıç ve ŞengülYıldıran isimli DEV-GENÇ’lilerikatletti. 1 Mayıs sabahı, devrimcihareket M. Akif Dalcı’nın resmininbulunduğu devasa bir pankartın ar-kasında 5 bin kişilik kortej oluşturdu."Devrim Yürüyüşümüz Sürüyor" me-sajını verdi.

İstanbul’daki 1 Mayıs kutlama-larından dönerken yolda trafik kazasıgeçiren Mehdi Alkan isimli devrimciöğrenci şehit oldu.

1996 yılına gelindiğinde ülke-mizde devrimci mücadele yüksel-mektedir. İşbirlikçi tekelci burjuva-zinin ve Türkiye oligarşisinin en bü-yük suçlularında Sabancıların kalesiolarak gördükleri 24 katta ulaşan

Cephe savaşçıları tarafından ceza-landırılması ve gelişen silahlı müca-dele karşılığını 1 Mayıs’ta alacaktı.

Aralık 1995’de yapılan genel se-çimlerde hiçbir parti tek başına hü-kümet kuracak oyu olamaz. Aylarsüren hükümet krizinin ardından,TÜİSAD’ın öneri ve telkinleriylekurulan Anayol hükümeti, halka karşısavaş hükümeti olarak kurulur. Ken-dilerini katliamlarla, halka karşı uy-guladıkları saldırılarla ispatlamışpolis şeflerini, IMF politikalarınınuygulayıcıları olan bürokratları ka-bineye alırlar. Tek başına kontrgerillaşefi Mehmet Ağar’ın Adalet Bakanıyapılması bile, hükümetin nasıl birhükümet olacağının en açık göster-gesidir.

Her alanda saldırılar yaşanır. İk-tidar, Nisan ayında öğrenci gençliğinharaçlara ve paralı eğitime karşı yap-tığı eylemlere saldırarak icraatlarınabaşlar. Bunu Ankara ve İstanbul’dakikamu emekçilerinin eylemlerine ya-pılan saldırılar izler. Ayrıca zamlarve özelleştirme politikalarına da hızverilir.

1 Mayıs’ın kapsamı da bunlar et-rafında olacaktır. “1 Mayıs... özel-leştirmelere, zamlara, katliamlarakarşı gücümüzü birleştirip haykıra-cağımız ve bu hükümete ‘dur’ diye-ceğimiz bir gün olmalıdır” denerekçalışmalar bu çerçevede yapılır. Hal-kın gücü gösterilecektir. Binlerce in-san Cephe’nin 1 Mayıs kortejlerindeyer alır.

Bu yıl 1 Mayıs mitinginin diğeryıllardan daha kitlesel olacağı, dev-rimcilerin; iktidarın ve sarı sendikaağalarının tüm çabalarına rağmenalana damgalarını vuracağı daha 1Mayıs öncesinden belli olmuştur.Bunu engellemek için oligarşi dehazırlıklarını yapar.

Yine 1 Mayıs öncesi yüzlerce in-san gözaltına alınır. O gün Kadıköy’e

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

91 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 10: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

çıkan tüm yollarda yüzlerce gözaltıyaşanır. Ama başarılı olamazlar. Halkısindermek için elinden gelen her şeyiyapacak olan oligarşinin polis şefiKemal Yazıcıoğlu, miting başlamadanönce Kadıköy Karakolu’na topladığıözel timlere, “bugün çok kan akacak...Bundan sonra nefes alamayacaklar...”diyerek katliamın startını verir.

Sabahın ilk saatlerinde kitle Ka-dıköy Belediyesi önünde toplanmayabaşlar. Belediye önünde arama noktasıoluşturan polis, aramaya başlamadanönce yeni toplanmaya başlayan azsayıdaki kitleye yönelik taciz ve tah-riklerle işe başladı. Çevik kuvvetlerduvardan yırttıkları 1 Mayıs afişleriile coplarını temizleyip, sağ sola küf-rederek saldırılarını sürdürürler. Ara-ma noktasında bayanları erkek po-lislere aratmaya kalkmalarına izinverilmez. Bunun üzerine polis, yan-larında pankart olduğu gerekçesiyleüç kişiyi gözaltına alır. Devrimci ha-reketin güvenlik görevlisi müdahaleederek gözaltına alınanları polisinelinden alır. Polis, insiyatifi kaybet-

tiğini anladığın-da kitle üzerinesaldırıya geçer.Saldırıya karşılık

verilmesi üzerine polis havaya ateşaçmaya başlar.

Hasanpaşa Nikah Dairesi önün-deki arama noktasında da polisle tar-tışmalar yaşanır. Devrimci gruplarüstlerini aratmadan geçerler. Çaresizkalan polis, kitleye arkadan coplarlasaldırır. Bu saldırıya da cevap veril-mesi üzerine polis, kitleye ateş açarve panzerleri kitlenin üzerine sürer.Panzerin altında kalan üç kişi ezilir.

Hasanpaşa’da panzer desteğindehedef gözetilerek açılan ateş sonucuDursun Odabaş ‘96 1 Mayıs’ının ilkşehidi oldu. Garanti Bankası’nın kö-şesinde bulunan resmi ve sivil polislerateş etmeyi sürdürüyordu. Başındanitibaren hedef gözeterek ateş edenkot pantolonlu ve siyah ceketli sivilpolis tabancasındaki mermiler bitincearabalarında bulunan MP-5’i alıpateş etmeyi sürdürdü ve Hasan Al-bayrak’ı göğsünden vurdu. Yere düşenHasan Albayrak hastaneye yetişti-rilmek istenirken şehit düştü.

Daha 1 Mayıs yürüyüşü başla-madan DursunOdabaş ve Ha-san Albayrakşehit verildi.İki şehide rağ-men polis kit-leyi dağıtama-dı. Kortejlero luş tu ru lupyürüyüşe baş-lanmasına rağ-men saldırıdurmadı. Amakitle disiplininibozmadan yü-

rüyüşünü sürdürdü ve oligarşininoyunu bozuldu.

Saldırının asıl hedefi Cephe’ninkorteji olmasına rağmen, Cephe 30bini bulan kitlesi, disiplini, militanlığı,görselliği ile alana tamamen hakimoldu. Devasa pankartları, yüzlerceşehidin fotoğrafları, bayrakları, fla-maları ve “temsili gerilla grubu” ilebütün dikkatleri üzerinde topladı.

Sendika ağaları ile reformistleritam bir korku kaplamıştı. 1 Mayıs’ıoldubittiye getirip bitirmek istiyor-lardı. Verilen şehitlerin, dökülen kan-ların onlar için hiçbir önemi yoktu.Sorumsuz bir grubun kürsü işgalinifırsat bilerek 1 Mayıs kutlamalarınıhemen bitirdiler. Sorumsuz gruplarındavranışlarını fırsat bilen, çatılardapusuya yatan polis kitleye ateş aç-maya başladı. Açılan ateşlerde YalçınLevent kafasından vurularak şehitdüştü. Böylece 96 1 Mayıs’ında ve-rilen şehitlerin sayısı üçe çıktı.

1 Mayıs ve Taksim bir bütündür.Sınıflar mücadelesinde oligarşi ileülkemiz emekçileri arasında sürençatışma kimi reformistlerini söylediğigibi sıradan bir alan tartışması de-ğildir. Bir irade çatışmasıdır ve oli-garşi onlarca canımızı katletmiştir.

Oligarşi bakanından, valisinden,emniyet müdürüne kadar tüm sömü-rücü ve zalimleriyle her 1 Mayıs ön-cesi tehditlerine başlıyor. Milyonlarınellerinde kızıl bayraklarla Taksim’idoldurması en büyük korkuları. Bi-liyorlar ki o alana çıkan milyonlargerçekte devrimci mücadelenin vedevrim cephesinin bir parçasıdır yadadüzeni tehdit edecek bir güç olacaktır.

Taksim’i devrim mücadelesininbir mevzisidir. Bu mevzii kanla ka-zanılmıştır, şehitlerimizle kazanıl-mıştır.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!10

Page 11: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

UMUDUN ADI OLMAKVatanımızda umudun adını; tarihsel

olarak sadece Parti-Cephe temsil et-mektedir. Bu umudu yaratanlar ise, ön-derlerimiz Mahir Çayan ve Dursun Ka-rataş (Dayı) ile birlikte, 600’ü aşkınkahraman şehitlerimizdir.

Tarihsel OlarakUmudun Adı Olmak!

Umudun Adı olmanın tarihi esas olarak1970 yılından bu yana, yani Mahir Çayan,Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir’inyoldaşlarıyla, reformist-revizyonist, par-lamentarist, uzlaşmacı, pasifist “sol” ge-leneği yıkıp işçi sınıfı ve emekçi ezilenhalkların umudu olan Türkiye Halk Kur-tuluş Partisi Cephesi (THKP-C)’ni ku-rulduğu ’70 Aralığı’ndan bu yana halklarınumududur artık! Umut olmak, halkın kur-

tuluşu için ölümüne direnmek, asla teslimolmamaktır! Mahir Çayan ve HüseyinCevahir’in 1 Haziran 1971 günü Malte-pe’de bir evde 51 saat direnerek, eldesilah, dilde sloganları-marşlarıyla tesli-miyeti reddettikleri, Cevahir’in ölümsüz-lüğe, Mahir’in ağır yaralı bir halde “körhücreye” uğurladığımız gibi…

Parti-Cephe bu yüzden halklarınumududur! Umudun Adı olmuştur!

Önderlerimizden Ulaş Bardakçı’nınelde mavzer, Arnavutköy’de kuşatıldığıevde 19 Şubat 1972’de direndiği, teslimolmama geleneğine destansı bir halkaeklediği günden beridir…

Parti-Cephe halkların umududur!Mahir Çayan önderliğinde On’ların

Kızıldere’de kuşatıldıkları kerpiç evde,“teslim olun” çağrılarına önder Mahir’inağzından, çatıdan; “Biz buraya dönmeye

değil, ölmeye geldik!” tarihsel çağrısıyla,coşkulu sloganlar, kurtuluş türküleri-marşlarla direndikleri, teslim olmamadestanı yazdıkları 30 Mart 1972 gü-nünden beridir Parti-Cephe halklarınUmududur! Umudun Adı’dır!..

Dayımızın önderliğindeki Dev-Genç’li Cepheciler’in (Sabolar’ın, SinanKukullar’ın, Niyazi Aydınlar’ın, işçiönderi İbrahim Erdoğanlar’ın… ve nicekahraman devrimcinin) Mahirler’in mi-rasına sahip çıkıp 1978 Aralık ayındaDevrimci-Sol’u kurduğu günden beridirParti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır!..

12 Eylül 1980 Amerikancı Cuntasınakarşı önderlerimizin yazdığı bildirininbaşlığındaki gibi; “Amerikancı FaşistCunta 45 Milyon Halkı Yenemeyecek”diyerek alanları, sokakları terk etmeyerek

“Varsın oklar üstümüze yağsın. Biz doğru gördüğümüzbu yolda, sonuna kadar yürüyeceğiz...” dedi,

Türkiye devriminin önderi Mahir Çayan.“Biz bu toprağın insanıyız. Halkız. Halktan biriyiz.

Halkın öncüsüyüz...” dedi,Türkiye devriminin önderi Dayı.

Mahir’den Dayı’ya 47 yıldır sürüyor bu kavga!

30 MART - 17 NİSAN: DEVRİM ŞEHİTLERİMİZİ ANIYOR, UMUDUN KURULUŞUNU SELAMLIYORUZ!-6

KIZILDERE SON DEĞİLSAVAŞ LEYLALAR VE BİLGEHANLARLA SÜRÜYOR

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ndenDevrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ne

Kanla Yazılan Tarihimiz:

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

111 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

KIZILDERE SON DEĞİLSAVAŞ LEYLALAR VE BİLGEHANLARLA SÜRÜYOR

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ndenDevrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ne

Kanla Yazılan Tarihimiz:

Page 12: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

savaşı sürdüren, halkı, işçi-emekçileriyalnız bırakmayan, Cunta’yı bombalarla,silahlı eylemlerle karşılayan Devrimci-Solcular’ın, savaşı bedeller pahasınasürdürdükleri için Parti-Cephe halklarınUmudu’dur. Umudun Adı’dır. Bu mü-cadele sonrasında da atıldıkları zindan-larda yine Dayı’nın önderliğinde 12 Ey-lülcüler’in oluşturduğu zindan karanlığınıyırtmak için, “Mutlak Karanlık Yoktur”diyerek ölüme yatırdılar bedenlerini…Direndiler ve asla teslim olmadılar…’84 Ölüm Orucu Direnişinde 4 kızıl ka-ranfil olarak toprağa düşerken, CuntanınTek Tip Elbiselerini yırtarken… Cuntanınmahkeme kürsülerinden “Haklıyız Ka-zanacağız!” diyerek faşizm ve emper-yalizmi yargıladılar.

Faşizmin mahkemelerinde “biz örgütdeğiliz, dergi çevresiyiz” diyerek faşizm-den şefaat dilenenler olmadıkları, tamtersine halk düşmanı 12 Eylül’ün gene-rallerinden başlamak üzere tüm halkdüşmanı katilleri, işkencecileri yargılayıp,hesap sorma sözü verdikleri günden beri;Parti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır!

‘90’lı yılların başında, revizyonistleşensosyalist iktidarların komplolar ve karşı-devrimcilerin ardından yıkılmasıyla birlikte“tek kutuplu” dünya yarattığını zannedenemperyalizm; Yeni Dünya Düzeni’ni(YDD) ilan ederek “her şeyin artık de-ğiştiği”, “dünyanın globalleştiği”, “küçükbir köy olduğu” yalanı ve demagojisiyleM-L’lere, devrimcilere, sosyalistlere, ulusalkurtuluş için savaşanlara, halklara kapsamlıbir saldırı başlatır. devrimci hareket dışındabirçok silahlı M-L, devrimci örgüt, hareketbayraklarından orak-çekiç sembolleriniçıkarıp silah bırakırken, Kürt milliyetçihareket başta olmak üzere silahlı kurtuluşmücadelesi veren birçok örgüt, hareket“emperyalizmin değiştiğini ve demokratikemperyalizm” haline dönüştüğü, devrim-

lerin gereksizleştiği gibi ucube düşüncelerikeşfettiler. “Silahlı mücadelenin miadınındolduğu, isyanın yanlış olduğu” gibi tes-limiyetçi-uzlaşmacı tespitleriyle emper-yalizm ve işbirlikçisi iktidarlarla uzlaşmayoluna gittiler. Devrimci örgütler, hare-ketler bu kervana katılıp kurtuluş umudusilahlarını emperyalistlere teslim ettiler.

Yalnızca devrimci hareket umudunorak- çekiçli kızıl bayrağını daha dayükseltti; silahlı mücadelede daha fazlaısrar ederek emperyalizme teslim olmadıve tek kurtuluş umudunun devrimde-sosyalizmde olduğu inancıyla “Atılım”sürecine geçti! O günlerden beridirParti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır.

Günlerden 12 Temmuz 1991! Tem-muz’un sıcak bir günü! Hava sıcak,kavganın soluğu daha da sıcaktır. 12Temmuz’da 10 Devrimci-Sol önderkadro ve savaşçısı İstanbul’da, 14 Tem-muz’da ise Ankara’da 2 Devrimci-Solsavaşçısı toplamda 12 devrimci, Anadoluİhtilali’nin 12 kurtuluş savaşçısı üslerindekuşatılmıştı. “Teslim ol” çağrılarına slo-ganlar, marşlar-türküler ve umudun si-lahlarıyla, kurşunlarıyla cevap verdi-ler… “Yoldaşlarımız bizim hesabımızısoracak” inancıyla teslim olmadılar, di-rendiler halk kurtuluş savaşçıları, NiyaziAydınlar, İbrahim Erdoğanlar, Cavit Öz-kayalar önderliğinde… O günlerdenberidir Parti-Cephe halkların Umu-dudur! Umudun Adı’dır.

Günlerden 1992’nin 16 Nisan’ıdır…Devrimci-Sol önder kadro ve savaşçılarıSabolar’ın, Sinan Kukullar’ın önderli-ğinde kuşatıldıkları üslerinde, oligarşininölüm mangalarına karşı direniyor, teslimolmuyor. Eda Yüksel ve Sabo kuşatıl-dıkları evin penceresinden orak-çekiçlikızıl bayrağı dalgalandırarak haykırı-yorlar: “ Orak-çekiçli kızıl bayrağımızbirgün ülkemizin dört bir yanında dal-

g a l a n a c a k ! ”Orak-çekiçli kızılbayrak ve pence-redeki silahlı di-renişçiler, Ana-dolu halklarınındirenme, teslimolmama gelene-ğinin sembolle-ridir artık. Ogünlerden beri-

dir Parti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır!

‘90’ların kontr-gerilla saldırılarına,katliamlarına, köy yakmalarına, emekhırsızı halk düşmanlarına bir cevaptıbelki; 1994’ün 30 Mart’ında Dayımızönderliğinde Umudun Adı’nı ilan ettik.Halk düşmanı, eski Adalet Bakanı Meh-met Topaç’ın beyninde patladı Umudunsesi! Kürt halklarının “Kasapları”, HulusiSayınlar, İsmail Selenler gibi katil paşalarıcezalandırırken, halk düşmanlarının aklınaNihat Erimler, Gün Sazaklar ve MahmutDikler gibi emperyalizmin uşağı cellatlarınmalum sonları geliyordu. Halkın adaleti,Anadolumuzun dört bir köşesinde umutdağıtarak, adalet dağıtarak dolaşıyordusokak sokak, meydan meydan…

Parti-CepheHalkların Umududur!Umudun Adı’dır!

Dağlarda, Kürdistan’da, Dersim’de

Emperyalizm ve işbirlikçisi fa-şist oligarşiden hesap sormak; buhaydutların, kan emicilerin bozukdüzenini yıkmak için savaşmaktır.

Hesap sormak, bağımsız, De-mokratik ve sosyalist bir ülke kur-

ma savaşında emperyalizm ve“yerli”, “kan emici” işbirlikçileri-ni ayak izlerine varana kadar 780bin kilometrekare vatanımızdan

temizleyip atmaktır!Komutan Rızalar, Erdal Dal-

gıçlar, Şanlı Alişanlar, MuharremKarataşlar, Haziran Ayaklanma-sı’nda Berkin Elvanlar, ayaklan-

manın sokak eylemleriyle sürdüğügünlerde yozlaşma saldırılarına

karşı Birol Karasu gibi, onun ru-huyla direnen Hasan Ferit Gedik-ler, “sizi seviyoruz” diyen; Şafak,

Bahtiyar, Sultan Elifler, “teslim ol-muyorum” diyen Günaylar, Küçü-karmutlu’da mahalleyi ve evi ba-san ölüm mangalarına “galoş gi-

yin” diyen Dilek Doğanlar gibi di-renmek, boyun eğmemek, teslim

olmamaktır hesap sormak… Ley-lalar, Bilgehanlar gibi komutanlar

olmak, en güç koşullarda bileOğuz gibi feda eylemleriyle savaş-

maktır.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!12

Page 13: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Kemal Askeriler’le Çaytaşı yiğitleriydik.Toroslar’da Tarık Koçoğullar, Ege’deBalkıca’da Erhan ve Mehmet Efeler’dik,Karadeniz’de Bahattin Anıklar’la, Si-vas’ta Cömert Özen, Mete Nezihi Altı-naylar’la, Tokat dağlarında Sabahattinler,Devrimler; İpek, Mustafa ile umudunadını dağlara nakşettik, Umudun bay-rağını dalgalandırdık! O günlerden be-

ridir Parti-Cephe halkların Umudu-dur! Umudun Adı’ dır!

Gazi’de ayaklandık zalimin zulmüne,sömürüsüne, aşağılamasına saldırılarınakarşı ‘95’te… Ali Haydar Çakmaklar’laCephemiz önderliğinde “Hedef Karakol”diyerek yürüdük, hesap sorduk katiller-den, işkencecilerden… Gazi’de, Ümra-niye’de direnen insanlarımızı toprağaverdik, 12-15 Mart günleriydi. Yineteslim olmadık, boyun eğmedik, diren-dik… O günlerden beridir Parti-Cephehalkların Umududur! UmudunAdı’dır!

9 Ocak 1996’da İkiz Kulelerindecezalandırırken, çalınan emeklerin,alınterinin, sömürünün, açlığın, yok-sulluğun, katliamların, ulusal haklarınıistediği için katledilen Kürt halkınınhorlanan, aşağılanan tüm Anadolu halk-larının emperyalizm ve işbirlikçisi kanemici tekellerden hesabını soruyor,halklarımızın öfkesine, adalet özleminetercüman oluyorduk! O günlerden be-ridir Parti-Cephe hakların Umudu-dur! Umudun Adı’dır!

‘95’te Buca, ‘96’da Ümraniye, ‘99’daUlucanlar Hapishanesinde direndik, teslimolmadık; bedenlerimizden barikatlar örüphalkın umudunu teslim etmedik ölümmangalarına…

’96 Ölüm Orucu Direnişinde Ber-danlar, İdiller’dik; 12 kez kaldırdıkcanlarımızın cenazelerini, omuz verdiktabutlarına… Asla teslim olmadık, di-rendik, umudumuzu teslim etmedikkan emici cellatlara. Zaferi şehitleri-mizle kazandık… O günlerden beridirParti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır!

Emperyalizm durmuyordu, en kap-samlı saldırılarından biri olan tecrit hüc-releriyle M-L devrimcileri, sosyalistleri,muhalif halk kesimlerini teslim almaamacındaydı. Bu en kapsamlı saldırısınakarşı yüzlerle toprağa düşmeyi gözealarak 20 Ekim 2000’de ölüme yattık…

Yalan, demagoji saldırıları, tehdit,şantaj, baskıyla Ölüm Orucu direnişini

bitiremeyen emperyalizm ve işbirlikçisioligarşi, 19 Aralık 2000 tarihinde 20hapishaneye birden eş zamanlı saldırdı.Bedenlerimizden barikatlar ördük! Aç-lığın koynunda Ahmet İbililer’le, FidanKalşenler’le, Yasemin Cancılar, BerrinBıçkılarla, Fırat Tavuk, Aşur Kork-mazlar’la kendimizi umudun meşalesiyaparak feda ettik!

Bayrampaşa Hapishanesi’nde 6 Kadın’ıdiri diri yaktı yeryüzü zebanileri, iğrençkahkahalar eşliğinde! Yine de teslim ol-madık 4 gün direndik! 19-22 Aralık 2000Katliam saldırısı günlerinde 28’imizi top-rağa verdik. Bizleri onar, yüzer, biner Ftipi tecrit hücrelerine taşıdılar, açlığınkoynunda direnirken… Direnişimiz, yalnızkalsak da 7 yıl sürdü! 4 yıl TAYAD’lıla-rımızla, annelerimiz, babalarımız, kar-deşlerimizle Abdi İpekçi Parkı’nda An-kara’da, elin altında Büyük Direnişimizlebütünleşerek destan yazdık… 22 Ocak2007’de ilan ettik Büyük Direnişimizinzaferini. Fedalara feda kattık. 122 kezöldük ama asla ne içerde, ne dışardateslim olduk zalime, işbirlikçi haine…Açlığın koynunda toprağa verdiğimizcanların hesabını Gültekin Koçlar’la, Ser-gül Albayraklar’la, Eyüp Beyazlar’la,Uğur Bülbüller’le feda feda sorduk.. Ogünlerden beridir Parti-Cephe halklarınUmududur! Umudun Adı’dır!

Büyük Direniş’in zaferi ve külle-rinden Kevser Mırzaklar, Komutan Rı-zalar, İbrahim Çuhadarlar, Erdal Dal-gıçlar, Şanlı Alişanlar, Muharrem Ka-rataşlar, Berkinler, Hasan Feritler, Şa-faklar, Bahtiyarlar, Elif Sultanlar, Gü-naylar, Dilekler… doğdu, direndi, sa-vaştı, teslim olmadı, boyun eğmedi,şehit düştü… O günlerden beridirParti-Cephe hakların Umududur!Umudun Adı’dır!

2013’te Haziran Ayaklanması’ndareformisti, oportünisti, küçük-burjuva“sol”cuları kaçmak, ayaklanmayı bitir-mek için fırsat kollarken, direnen 5 mil-yonu aşkın insanımızla, Anadolu halk-larıyla birlikte ayaklanmayı büyütmeye

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

131 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 14: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

çalıştık. Halkımız Parti-Cephe’nin direniştarzıyla ve politikalarıyla savaştı, hesapsordu emperyalizm ve faşizmden… Ogünlerden beridir Parti-Cephe halk-ların Umududur! Umudun Adı’dır!

Tarihsel OlarakUmudun Adı Olmak;Şanlı Alişan Olmaktır!

Halkların her damla kanının ve göz-yaşının baş sorumlusu olan ABD em-peryalizminin Ankara Büyükelçiliği’niAlişan Şanlı fedasıyla sarstı. Dökülenher damla kanın ve gözyaşının hesabınısorduk… O günlerden beridir Parti-Cephe hakların Umududur! UmudunAdı’dır!

Şanlı Alişan feda kuşağını belinesararken, emperyalizmin tüm dünyadadöktüğü kanları; Vietnam, Fas, tümAfrika halkları, Asya halkları, LatinAmerika halklarını gözünün önüne ge-tiriyordu… Öyle bir patlamaydı ki em-peryalistler ve işbirlikçilerinin halkdüşmanı kafaları, beyinleri sarsıntıdanortadan ikiye ayrılmış olmalıydı…

Şanlı Alişan, feda kuşağını beline sa-rarken; emperyalizmin Anadolu toprak-larını kirleten kanlı çizmeleri, 35 milyonmetrekare toprağımızı işgal eden ABDüslerini, katledilen halklarımızı, yaşatılansömürüyü, adaletsizliği, açlığı, yoksulluğu,zulmü, baskıyı, faşist terörü gözününönüne getiriyordu… Hapishanede kat-ledilen yoldaşları, diri diri yakılan 6kadın, feda kahramanları, Ulucanlar’dahızarla kesilen yoldaş bedenleri gözününönüne geliyordu…

Duyduğu öfke ve kinle yürüdü em-peryalizmin Ankara’daki karargahınadoğru Şanlı Alişan!... Hesap sorma öz-

lemini böyle gideriyordu; işçilerin, emek-çilerin, ezilen tüm dünya halklarının…O günlerden beridir Parti-Cephe halk-ların Umududur! Umudun Adı’dır!

Tarihsel Olarak Umudun AdıOlmak; Şafak, Bahtiyar,Elif Sultan Olmaktır!

30 Mart 1972’den beridir kavganınve umudun sokaklarında, meydanla-rında, dağlarda, şehirlerde akan, Ana-dolu’nun kadim topraklarını sulayan,Mahir’den Dayı’ya kahraman şehitle-riyle coşkunca hesap sora sora akanKızıldere, 31 Mart 2015’te Çağlayan’dadaha da kabarıyordu halkların üzerineumut olup yağarak!

Kızıldere’den Çağlayan’a Mahir,Hüseyin, Ulaş’ın ruhu canlanıyorduteslim olmayan, feda destanı yaratanŞafak ve Bahtiyar’la!

“ Halkımız! Sizi Çok Seviyoruz!”diyorlardı…

Adalet için, Berkinler’in kanının he-sabını sormak için davayı bir türlü aç-mayan savcı Mehmet Selim Kiraz’ınkirli beynine dayıyordu umudun kızgınnamlularını! O silah aslında emperyalizmve işbirlikçisi katil oligarşiye ve sözcülerifaşist AKP’nin halk düşmanı beyninedayanmıştı! Halk düşmanları ürktülerve sıçradılar sırça köşklerinde sefa sür-dükleri lüks koltukları ve yataklarınınüzerinden! Kokuşmuş, çürümüş düzenleriyıkılıyordu Şafaklar’ın, Bahtiyarlar’ınadalet isteyen elleriyle… O günlerdenberidir Parti-Cephe halkların Umududur! Umudun Adı’dır!

Çağlayan’da akan kanın hesabını sor-mak için koşuyordu bir Kürt kızı İstanbulsokaklarında! O ki doğmuştu Fidanlar’ınfeda ateşinin Anadolu’nun kavga sokak-larına saçtığı küllerinin içinden…

Doğmuştu ve işte şimdi savaşıyordu,oligarşinin evleri basarak, mahalleleri,sokakları işgal ederek aradığı, AlevSaçlı Kız Elif Sultan… Hesap soru-yordu İstanbul’un baş işkence merke-zinin önünde, gerilla koşusuyla, dal-galandırarak orak-çekiçli kızıl bayrağıve umudun sarı yıldızını katillerin gö-zünün içine saplayarak! Nisan’ın 1’indesoruyordu Halkın ve Umudun AlevSaçlı Kızı Elif Sultan, Şafakların, Bah-tiyarlar’ın dökülen her damla kanınınhesabını… soruyordu keleş keleş, bom-

ba bomba, işkenceci, katil sürüleriniönüne katarak! O günlerden beridirParti-Cephe halkların Umududur!Umudun Adı’dır!

Tarihsel Olarak Umudun AdıOlmak; FaşistOligarşiden ve EfendileriHaydut Emperyalizmden He-sap Sormaktadır!

Emperyalizm ve işbirlikçisi faşistoligarşiden hesap sormak, bu haydut-ların, kan emicilerin bozuk düzeniniyıkmak için savaşmaktır.

Hesap sormak bağımsız, demokratikve sosyalist bir ülke kurma savaşındaemperyalizm ve “yerli”, “kan emici”işbirlikçilerini ayak izlerine varanakadar 780 bin kilometrekare vatanı-mızdan temizleyip atmaktır!

Komutan Rızalar, Erdal Dalgıçlar,Şanlı Alişanlar, Muharrem Karataşlar,Haziran Ayaklanması’nda Berkin El-vanlar’ı, ayaklanmanın sokak eylem-leriyle sürdüğü günlerde yozlaşma sal-dırılarına karşı Birol Karasu gibi, onunruhuyla direnen Hasan Ferit Gedikler,“sizi seviyoruz” diyen; Şafak, Bahtiyar,Sultan Elifler, “teslim olmuyorum” di-yen Günaylar, Küçükarmutlu’da ma-halleyi ve evi basan ölüm mangalarına“galoş giyin” diyen Dilek Doğanlargibi direnmek, boyun eğmemek, teslimolmamaktır hesap sormak… Leylalar,Bilgehanlar gibi komutanlar olmak,en güç koşullarda bile Oğuz gibi fedaeylemleriyle savaşmaktır.

Cephe’nin kahraman şehitlerininruhuyla direnmek, savaşmak, boyuneğmemek, teslim olmamaktır hesapsormak!

Tarihsel OlarakUmudun Adı Olmak;Halkın Adaleti Olmaktır!

Halkın Adaleti, Cephe’nin kahramanşehidinin savaş ruhuyla Anadolu’nuntüm şehirlerine, ilçelerine, köylerine,mahallelerine, sokaklarına, evlerine Cep-he’nin fedakar savaşçılarının, devrim-cilerinin halk ve vatan sevgisiyle doluyürekleri ve bilinçleriyle taşınıyor.

Halkın Adaleti, Cephe’nin hesapsoran eylemleriyle halkların yüreğinesu serperek yayılıyor, büyüyor.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!14

Page 15: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Adalet, halk için ekmek kadarönemli ve gereklidir.

Halkın Adaleti, halkın hakkını yiyenişte, okulda, devlet dairesinde, sokakta,saraylarında, işkenceci karakollarda, Ftipi tecrit hücre hapishanelerinde… kı-sacası her yerde adaletsizlik yapan em-peryalizmin ve işbirlikçisi faşist oli-garşinin tüm kurumlarını hedef almaktır.Onlardan adaletsizliklerin hesabını sor-maktır… Halkın adaletini uygulamayabaşladığımız günlerden beridir Par-ti-Cephe halkların Umududur! Umu-dun Adı’dır!

Parti-CepheHalkların Umududur!Umudun Adı’dır!

Tarihsel Olarak Umudun Adı Ol-mak; Halkın Sevgilisi Olmaktır!

600’ü aşkın kahraman Cephe şehidi

halkın sevgilisi olmuşlar, halkın içindeyaşamışlar, onlarla gülmüşler-ağlamışlarsorunlarını çözmüşler, halk gibi yaşamışve kavganın içinde kahramanlaşarakhalkların yüreğine ve bilincine gömül-müşlerdir…

Halkın sevgilisi olanlar, halkla iç içeyaşayanlardır. Her devrimci halkın enileri, onurlu evlatlarıdır. Devrimcilerhalktan gelip, halkın olumlu ilerici değerve kültürüyle, özellikleriyle donanıpdevrim saflarına katılırlar. Düzendengelen eksikler, zaaflar halkın içinde ya-şarken yok edilir, kavganın içinde tümdüzen alışkanlıkları çöpe atılır.

Cepheliler Mahirler’den bugünehalkın içinde, halkla birlikte yaşamışlar,halkın gönlüne girip sevgiden, güven-den, inançtan, umuttan bir taht kur-muşlardır.

Her Cepheli önderleri ve kahramanşehitlerini örnek alarak halkın sevgilisiolacak, halkın gönlünde umuttan, sev-dadan taht kuracaktır.

Cephelilerin, halkın gönlünde tahtkurup, halkın sevgilisi olduğu gün-lerden bugüne Parti-Cephe halklarınUmududur! Umudun Adı’dır!

Tarihsel OlarakUmudun Adı Olmak;Dava Adamı Olmaktır!

Dava adamı olmak, tüm hayatınıhalka, halkın savaşına, devrime, sos-yalizme adamaktır.

Dava adamı olmak, halkınkurtuluşu için yağmur-çamur,yaz kış, kar tipi demeden koş-turmak, mücadele etmektir.

Dava adamı olmak, bağımsız,demokratik ve sosyalist bir ülkekurma savaşına ömrünü her hüc-renle adamak, her nefeste “hal-kım, devrim ve sosyalizm” de-mektir.

Dava adamı olmak, kurtuluşumudunu, devrim ve iktidar,iddiası-hedefini bıkmadan, yıl-madan halka taşımaktır.

Dava adamı olmak; önder şehitle-rimizden Niyazi Aydın gibi “Ben varsamDevrimci-Sol (örgüt) vardır” diyebil-mektir.

Dava adamı olmak; yalnız da kalsakdünyada ve ülkemizde Cephe’nin mis-yonunun farkında olmak ve buna göredavranmak- yaşamaktır.

Dava adamı olmak; dünyanın Tür-kiye’sinde “Haklıyız Kazanacağız”(Dayı) şiarıyla Mahir Hüseyin UlaşçaKurtuluşa Kadar Savaş inancı ve he-defiyle yaşamaktır.

Dava adamı olmak; “Kurtuluş Kav-gada Zafer Cephe’de şiarıyla UmudunAdı’nı her yere, herkese taşımaktır…Ve nihayet Umudun Adı olmak; “ Bizne söylediysek yaptık, ne yaptıysaksavunduk” diyerek halklarımızın kar-şısına alnının akıyla çıkabilmek ve ge-leceği kurabilme, bağımsız, demokratikve sosyalist bir vatanı yaratabilme gü-venini tüm Türkiye halklarına göste-rebilmektir. Parti-Cephemiz 46 yıllıkonurlu, başı dik, alnı ak tarihiyle, yüz-lerce, binlerce direnişten, çatışmadanonurlu çıkmanın gücüyle bugün Umu-dun Adı olmaya devam etmektedir.

Parti-Cephe’nin dava adamları, bu-gün Anadolu’nun dört bir yanında “Umudun Adı”nı şanlı bayrağı ve zafersloganlarıyla taşımaktadır. İşte bu yüz-den, “Parti-Cephe halkların Umu-dudur!” Umudun Adı’dır!

Dava adamı olmak, tüm ha-yatını halka, halkın savaşına,devrime, sosyalizme adamaktır.

Dava adamı olmak, halkınkurtuluşu için yağmur-çamur,yaz kış, kar tipi demeden koş-turmak, mücadele etmektir.

Dava adamı olmak, bağımsız,demokratik ve sosyalist bir ülkekurma savaşına ömrünü her hüc-renle adamak, her nefeste “hal-kım, devrim ve sosyalizm” de-mektir.

Dava adamı olmak, kurtuluşumudunu, devrim ve iktidar, id-diası-hedefini bıkmadan, yılma-dan halka taşımaktır.

Dava adamı olmak; önder şe-hitlerimizden Niyazi Aydın gibi“Ben varsam Devrimci-Sol (ör-güt) vardır” diyebilmektir.

Dava adamı olmak; yalnız dakalsak dünyada ve ülkemizdeCephe’nin misyonunun farkındaolmak ve buna göre davranmak-yaşamaktır.

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

151 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 16: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Reformist ve oportünist sol, on yıllardır "sandık"ıseçim süreçlerinde geniş propaganda araçlarındanyararlanarak halkın duyarlılığını "devrimin lehinekullanma" demagojisi yapmışlardır.

Demagoji diyoruz; çünkü reformist-oportünistsolun pratiğine baktığımızda seçimleri "devrimlehine" değerlendirmek bir yana, açıkça faşizmin"demokrasicilik oyununu"nun aracı olmuşlardır.

Çünkü gerek reformistler, gerek oportünistlerhiçbir dönem seçim ortamının kitlelerde yarattığıduyarlılığı değerlendirip kitlelere gitme, onları ör-gütleme ve seçimleri devrim lehine değerlendirme gibi birpratikleri olmamıştır.

Kürt Milliyetçileri, Reformizm veOportünizm; Demokrasicilik OyunununAracı Olmaktan, Demokrasicilik OyununuSürdürme Noktasına Gelmiştir!

16 Nisan'da "Partili Cumhurbaşkanlığı" için bir refe-randum yapıldı.

Yüzde 48.6 "HAYIR" oyuna karşı yüzde 51.4 "EVET"oyu "alan" AKP kazandı.

CHP, MHP'nin bir kanadı, SP, Kürt milliyetçileri, re-formistler ve oportünist soldan oluşan "HAYIR"cılar seçimsonuçlarında "hile" yapıldığını açıkladılar. Referandumsonuçlarının gayrı-meşru olduğunu söylediler.

Seçim sonuçlarının açıklandığı ilk bir-iki gün bazı şehirlerdekendiliğinden protestolar oldu. AKP, bu gösterilere de saldırarakCHP'yi halkı kışkırtmakla ve sokağa dökmekle suçladı.

CHP yönetimi bunun üzerine acil toplanarak "sokak ey-lemleri yapmama kararı" aldıklarını, halkı sokağa çağırma-dıklarını, hukuki yollardan itirazlarını yapacaklarını açıkladılar.

CHP dışındaki diğer parti ve reformist, oportünist veKürt milliyetçilerinden yapılan açıklamalar dışında birtepki, eylem vs... olmadı.

Referandumda hile yapıldığını söyleyen ve sonuçlarınmeşru olmadığı yönündeki açıklamalara karşı Recep TayyipErdoğan ve AKP iktidarı tarafından yapılan açıklamalardurumu çok özlü olarak ifade ediyordu.

Tayyip Erdoğan "Atı alan Üsküdar’ı geçti" dedi. Yine AGİT'in seçim referandum sonuçlarının şaibeli

olduğu yönündeki açıklamasına "Geçti Bor'un Pazarı, süreşeği Niğdeye" diyerek cevap verdi.

AKP iktidarı istediğini almak için yüzde kaç oy almasıgerekiyorsa daha sandıklar açılmadan açıklamış ve sonuç-larını da Yüksek Seçim Kurulu’ndan ona göre ayarlamasınıistemiştir. Nitekim Yüksek Seçim Kurulu da buna görehareket edip sandık sonuçlarını ayarlamıştır. Bunu da gizli

saklı değil, açıktan yapmışlardır. Tayyip'in "atı alan üsküdarı geçti", "geçti Bor'un pazarı,

sür eşeğini Niğdeye" söylemlerindeki arsızlığı referandumsonuçlarını "demokrasicilik oyununa" bırakmadan alacağınıalmanın arsızlığıdır.

AKP faşizmi, karşısında düzen içinoe de olsa bir mu-halefetin olmamasının arsızlığıyla hareket etmektedir.

Bu düzende seçimler her zaman "demokrasicilikoyunu"nun bir parçası olmuştur. Mahir'in deyimiyle seçimler"sandıksal demokrasi"dir. Yani demokrasi seçimden seçimesandığa gidip oy vermeye indirgenmiştir. Onun için oligarşitarafından seçimler ve oy kullanmak halka, "kutsal birgörev" olarak lanse edilmektedir.

Oligarşi halka "Siz sadece benim yağma talan düzenimemeşruluk kazandırmak için, düzenimi ayakta tutmak içinoy verin" diyor.

Demokrasicilik oyununun dahi oynanamadığı son re-ferandum bunun en çarpıcı örneklerinden birisidir.

"İster evet'e oy verin, İster Hayır’a, ama mutlakasandığa gidin oyunuzu kullanın" diye propaganda yaptılar.

Ki, oligarşi on yıllardır oy kullanmamayı suç saymışve kullanmayanlara para cezası kesmiştir.

Gerek parlamento seçimleri, gerek yerel seçimler,gerekse referandumlar... Hepsi de düzenin yönetememekrizlerine bir nebze nefes aldırma araçlarıdır.

Son referandum da, iddia edildiği gibi Tayyip Erdoğan'ın"başkanlık hevesleri", "tek adamlık", "diktatörlük" arzularınınsonucu değil, AKP faşizminin yönetememe krizinin sonucuyapılmıştır.

Kriz öylesine derinleşmiştir ki, "demokrasicilik oyunu"bir yana "açık faşizmin" süreklileştirilmesi, kitlelere onay-latılması, meşrulaştırılması için yapılmıştır.

Başta reformist-oportünist sol, Kürt milliyetçileri veküçük burjuva kesimler seçimlerin yapılıyor olmasını "de-mokrasinin göstergesi" olarak göstermektedir.

Referandumda HAYIR oyu vermeyi "demokrasiyesahip çıkmak" olarak anlatmışlardır.

Eğer sandıktan evet çıkarsa demokrasinin sonu olacağını,

Sol’un Sol’un Köşe TaşlarıKöşe Taşları

Gerek parlamento seçimleri, gerek yerel seçimler, ge-rekse referandumlar... Hepsi de düzenin yönetememekrizlerine bir nebze nefes aldırma araçlarıdır.

Son referandum da, iddia edildiği gibi Tayyip Erdo-ğan'ın "başkanlık hevesleri", "tek adamlık", "diktatörlük"arzularının sonucu değil, AKP faşizminin yönetememekrizinin sonucu yapılmıştır. Kriz öylesine derinleşmiştirki, "demokrasicilik oyunu" bir yana "açık faşizmin" sü-reklileştirilmesi, kitlelere onaylatılması, meşrulaştırılmasıiçin yapılmıştır

Parlamento Seçimleri, Referandumlar...Reformist, Oportünist Solun,

Kürt Milliyetçiliğinin Politikasızlığı...Düzene Yedeklenmekten, Faşizmin

Demokrasicilik Oyununu Sürdürmeye...

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!16

Page 17: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

onun için kitlelerden hayır oyu vermelerini istediler. Yani şu anda "eksik gedik de olsa demokrasi" var

diyorlar. HAYIR verin, demokrasiye, cumhuriyete sahipçıkalım dediler.

AKP bile mevcut demokrasi olarak değerlendirmeyip,referandumu "tıkanan mevcut sistemin önünü açmak içinbaşkanlığın şart olduğunu" söylerken HAYIR bloğu mevcutAKP düzenini "demokrasi" diye savunur duruma düştüler.

Çünkü CHP'sinden Kürt milliyetçilerine, reformistlerdenoportünistlere HAYIR bloğunun mevcut düzeni savunmanındışında AKP'ye karşı halka sundukları tek bir alternatifleriolmamıştır.

AKP faşizmi ise iktidarını korumak için referandumboyunca "demokrasicilik oyunu oynamak" gibi göstermelikde olsa hiçbir kaygı duymadan faşist terörünü estirmiştir.

Referandumu 81 ilde OHAL koşullarında gitmiştir.KHK'larla ülke yönetilmiş, faşist terör hiç durmamıştır.

Hayır bloğunun politikasızlığına, düzen içi söylemlerinerağmen propaganda yapma, kendini ifade etme, seçim ça-lışması yapma olanaklarını elinden almıştır.

Seçim dönemlerinde oligarşi, kitleleri düzene yedeklemekiçin görünürde de olsa demokrasicilik oyunu oynar. AKP bureferandumda bunu da yapmamış, açıktan terörünü sürdür-müştür.

Halk kitlelerini demokrasicilik oyunu oynayarak, yaniülkede bir demokrasi varmış gibi kandırmak, düzene ye-deklemek reformizme, oportünizme ve Kürt milliyetçilerinekalmıştır.

Hiçbir Politikası Olmayan KürtMilliyetçileri, Reformizm ve Oportünizm,

Düzeni Savunmayı Politika, ReferandumSonuçlarını Zafer Sayıyor!

Sandığa bel bağlayan, düzen için politika yapan ke-simlerin değişmeyen karakteristik özelliklerinden biriside seçim sonuçlarını herkesin ZAFER olarak değerlendir-mesidir.

AKP, "atı alan Üsküdar’ı geçti" diyor. Hırsızlıkla daolsa, çatlasanız da, patlasanız da biz kazandık diyor.

HAYIR bloğu, ”Sonuç EVET de olsa aradaki fark çokküçüktür. Evet oyları hırsızlıkla öne geçmiştir. Esas olarakbiz kazandık, mücadeleye devam” diyor.

Oysa ne referandum dönemi ne de referandumdansonra ortada bir mücadele yoktur.

Birkaç kendiliğinden gelişen birkaç eyleme de AKP"höt" demiş ve arkası kesilmiştir.

Kürt milliyetçilerinin, reformizimin ve oportünizminreferandum boyunca tek bir politikaları olmamıştır.

Kürdistan'da, ülkenin dört biryanında gözaltılar, katli-amlar, HDP'ye yönelik operasyonlar, tutuklamalar pervasızcasürerken, 300'ün üzerinde dernek kapatılırken, muhalif,AKP yanlısı olmayan onlarca gazete, TV, radyo, dergibasılıp kapatılırken onlar CHP'nin gölgesinde "cumhuriyeteve demokrasiye sahip çıkmak" adına faşist düzeni savun-muşlar ve kitleleri faşist düzeni sahiplenmeye çağırmışlardır.

Sahiplendikleri demokrasiye bakın; - 300'ün üzerinde derneğin kapısına mühür vuruldu. - 15 Temmuz'dan bu yana HDP ve DBP Eşgenel Baş-

kanları tutuklandı.- HDP milletvekilleriyle AKP adeta kedinin fareyle

oynadığı gibi oynuyor. Gözaltına alıyor, tutukluyor, bırakıyor,tekrar gözaltına alıp tutukluyor. Aylarca hapsediyor, nedametgetirtiyor bırakıyor.

Reformizm ve oportünizm Kürt milliyetçilerinin ya daCHP'nin kuyruğunda; kendilerine ait tek bir politikaları yok.

Referandum boyunca AKP terör estirdi. Meydanı boşbulmuşçasına taşları bağlayıp itlerini meydana saldı. Refor-mizm, oportünizm, Kürt milliyetçileri tamamen düzen içipolitikalar yapmalarına rağmen, düzeni savunmalarına rağmenAKP'nin saldırılarına karşı tek bir direniş göstermediler.

"Mücadeleye devam" mış... Referandum boyunca neyinmücadelesini verdiniz de "mücadeleye devam" edeceksiniz?

Halka sandığa gidip oy kullanmayı tek çözüm olarakgösterdiniz. Oy kullanarak demokrasiye sahip çıkacaktınız...

Ne Oldu Oylarınıza? AKP daha sandıklar açılmadan sonuçlarını açıkladı.

Ne oldu demokrasinize? Verdiğiniz oylarınıza bari sahipçıkın. Niye sahip çıkmıyorsunuz?

AKP bile mevcut demokrasi olarak değerlen-dirmeyip, referandumu "tıkanan mevcut sisteminönünü açmak için başkanlığın şart olduğunu"söylerken HAYIR bloğu mevcut AKP düzenini"demokrasi" diye savunur duruma düştüler.

Çünkü CHP'sinden Kürt milliyetçilerine, re-formistlerden oportünistlere HAYIR bloğununmevcut düzeni savunmanın dışında AKP'ye karşıhalka sundukları tek bir alternatifleri olmamıştır.

AKP faşizmi ise iktidarını korumak için refe-randum boyunca "demokrasicilik oyunu oyna-mak" gibi göstermelik de olsa hiçbir kaygı duy-madan faşist terörünü estirmiştir.

Halk kitlelerini demokrasicilik oyunu oyna-yarak, yani ülkede bir demokrasi varmış gibikandırmak, düzene yedeklemek reformizme,oportünizme ve Kürt milliyetçilerine kalmıştır.

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

171 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 18: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Reformizmin, oportünizmin, Kürt milliyetçilerinin refe-randum sonuçlarına göre yaptıkları değerlendirmelere bakalım.

"Mücadeleye devam" diyerek kendilerini kandırmaya,halkı aldatmaya devam ediyorlar.

ÖDP'nin Birgün gazetesinden Güven Gürkan 17 Nisan2017 tarihli köşe yazısına "Tek adam projesi toplumunyarısını ikna etmedi" başlığını koymuş.

Başlıktan anlaşıldığı gibi faşizm diye bir şey yok. AKP açıkça tıkanan sistemin önünün açılması için "Baş-

kanlık sistemi"nin olması gerektiğini söylüyor. ÖDP ise oli-garşinin krizini, faşizmi yok sayıp her şeyi "tek adam"olmaya, Erdoğan'ın "diktatörlük" heveslerine indirgiyor.

Güven Gürkan yazısında "Umudun ve emeğin zaferi"ilan ediyor ve devam ediyor: "Hayır kampanyası kendini ku-şatma altında hisseden milyonları yalıtılmışlık ve yalnızlıkhissinden kurtarmış yeniden politikleştirmiştir" diyor.

Reformizmin klasik abartıcılığı. Küçük burjuvazininkendini dev aynasında görmesi...

Halka ne umudu verdiniz? Verdiğiniz oylara bile sahipçıkamazken "umudun ve emeğin zaferi"ni ilan ediyorsunuz.

AKP faşizmi pervasızca saldırırken, katlederken, ku-rumları kapatırken, onbinlerce memuru KHK'lerle işindenihrac ederken hangi direnişleri örgütlediniz. Kurumlarınkapısına kilit vurulurken ne yaptınız?

Düzenin parlamentosuna seçilen milletvekilleri tutuklanıphapsedildi. AKP, burjuvazinin bile parlattığı, boyalayıp,cilalayıp "şirin" gösterdiği, saz çalan, espritüel SelahattinDemirtaş'ın düzen içi politika yapmasına izin vermedi...Ne yaptınız?

Kuşatma altındaki milyonları kuşatmadan kurtarmakiçin ne yaptınız? "Milyonları politikleştirmek" için hangipolitikaları ürettiniz?

Belli yerlerde, üç-beş afiş asmanın, bildiri dağıtmanındışında nasıl bir seçim kampanyası yürüttünüz?

Halkın faşizme olan öfkesini oy vermeye indirgediniz.Yüzde 48.6 HAYIR oranını kendi başarınız mı sanıyorsunuz?

O, oylar da, halkın AKP faşizmine olan tepkisidir. Yine Birgün gazetesinden Selçuk Candansayar, "TÜRKİYE

İÇİN ZOR ZAMANLAR" başlıklı yazısında şöyle diyor:"Galip sayılır bu yolda mağlup. R.T. Erdoğan'ın konuşmasınıseyreden moralinin kaybetmiş kadar bozuk olduğunu farketmiştir. Önümüzdeki günlerde resmi açıklama EVET kazandıolacak olsa bile durum öyle gelişmeyecek...

(...) R.T. Erdoğan karşısında kolayca yönetebilceği vekendini meşru bulan bir ülke bulmayacak artık.

(...) Peki bizler Hazirancılar için durum ne? Haziran hareketi için günün tarihi 17 Nisan değil bir

anlamda 30 Haziran olarak görülmeli. Ne demek istiyorum?Haziran üstüne düşeni öyle ya da böyle yapmaya çalıştıve devrimci muhalefeti bu düzeye kadar taşıdı. Haziran,bizim için bir aşamaydı şimdi onun ruhunu daha büyükkapsayıcı bir bedene taşımanın yollarını aramalıyız."

AKP, derinleşen yönetememe krizini elbette referandumlaçözemeyecek. Kriz daha da derinleşecek, ancak bu SelçukCandansayar'ın söylediği gibi referandumda "HAYIR" oy-larının yüzde 48.6 olmasından değildir. AKP'nin yönetememe

krizinin seçimlerle çözülemeyeceğindendir. Referandumda HAYIR diyen kitle AKP için en tehlikesiz

kitledir. Düzen içine çekilmiş, düzeni savunan kitledir. AKP'nin krizini derinleştirecek olan o kitlenin çözümün

sandıkta olmadığını görmeye başlamasıdır. Oylarının çöpegitmesi, seçimlerle hiçbir şeyin değiştirilemeyeğinin görülmesidir.

"Haziran Hareketi"ne gelince... Haziran Ayaklanmasısürecinde ne yaptılar ki, referandum sonuçlarına göre nepolitikalar üretecekler ve ne yapacaklar?

Haziran Hareketi, kendini meşru görmeyen, kendi başınahiçbir politika üretemeyen, sırtını CHP'ye dayayarak, CHPüzerinden düzen içi politika yapmaya çalışan reformistlerdir.

Kendilerine Haziran Hareketi diyorlar. Haziran Ayak-lanmasının rantını yemeye çalışıyorlar. Haziran Ayaklan-masıyla, ayaklanmada direnenlerle bir ilgileri yoktur.Başını ÖDP, TKP, Halkevleri'nin çektiği reformistlerdir.Direniş kaçkınlarıdır. Haziran Ayaklanması sürecinde ayak-lanmanın ilk gününden itibaren ayaklanmayı bitirmek içinellerinden geleni yapmışlardır.

Referandum boyunca AKP'nin onca saldırısına, terörünerağmen tek bir direniş yapmayanlar "devrimci muhalefetibu düzeye taşıdı" diyor... Bırakın devrimci muhalefeti,düzen içi nasıl bir muhalefet yaptınız?

Kaç miting düzenlediniz? AKP'nin önünüze çıkarttığı en-gellere karşı nasıl direndiniz? Hangi direnişleri örgütlediniz?

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ise "Referandumiptal edilmeli" diyor. Diyelim ki iptal edildi. Ne olacak?Mevcut düzen devam edecek. Mevcut faşist düzeni savun-maktan başka halka hangi alternatif politikalar sunuyorsunuz.

ÖDP'nin alternatif bir politikası yok. Klasik düzen po-litikacıları gibi referandum iptal edilsin diyor.

EMEP "Seçim sonuçları meşru değildir. Esas olarakortaya çıkan sonuçlar şaibeli sonuçlardır. Bu referandumunbir meşruluğu yoktur" diyor.

Elbette, faşizmin yaptığı referandumların bir meşruluğuyoktur. Hele ki, OHAL koşullarında düzen politikalarıçerçevesinde de bir meşruluğu yoktur.

Biz de EMEP'e soruyoruz: Peki bu referandumun meşruolmadığını referandumdan EVET sonuçları çıkınca mıöğrendiniz? OHAL koşullarında referandum yapılırkengayrı-meşru olduğunun farkında değil miydiniz? Meşruolmayan bir referandumda neden taraf oldunuz? Bu gay-rı-meşru referanduma meşruluk kazandırmaya hizmetetmez mi? Hem faşizmin gayrı meşru referandumunakatılın hem de kaybedince "meşru değil" deyin.

EMEP, oyunu kaybettikten sonra "oynamıyorum"diyerek "mızıkçılık" yapan çocuklar gibi.

AKP faşizmi 15 Temmuz'dan beri OHAL ile, KHK'lerile terör estirirken nerdeydiniz? 300 derneğin kapısınakilit vurulurken nerdeydiniz? HDP milletvekilleri tutukla-nırken hangi direnişleri örgütlediniz?

TKP-MK: "Geldiğimiz noktada sonuçlar çok tartışmalı.Esas olarak bütün referandum süreci tartışmalı geçti. Bizegöre bunun sebebi referandumun meşruiyet yitirmesininötesinde geldiğimiz noktada AKP iktidarının meşruiyetiniyitirmesidir."

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!18

Page 19: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Sadece şunu soruyoruz TKP-MK'ya: "AKP ne zamanmeşruydu? Referandumla mı yitirdi meşruluğunu?”

Haziran Yürütme Kurulu Üyesi Önder İşleyen ise refe-randum sonrası yaptığı değerlendirmede "Teslim olmayacağız.Siyasal İslamın toplumu kuşatan ekseni kırılmıştır" diyor.

Biz Haziran Hareketi’nin de içinde olduğu "HAYIR"cephesinden tek bir direniş görmedik. "Sürünerek direnmek"oluyor galiba Hazirancıların direnişi...

DY-ÖDP’den Melih Pekdemir: "Rejim artık fiili olmaktançıktı kurumsal açık faşizme giriş yaptı. Açık faşizm günleribizi bekliyor. Ama biz de beklersek asıl felekat o zamangelecek. Evet AKP faşizmi ve şimdi açık faşizmi henüzseçmen sayısının bile ancak yarısını temsil edebiliyor.

Nasıl bir dünyada, nasıl bir ülkede yaşıyoruz diye sorul-duğunda zihnimiz (ideolojimiz) gayet açık. Sömürücülerinve zalimlerin hükümran olduğu bir dünyada ve buna ilavetensiyasi İslamcıların hükümran olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Biz ne yapmalıyız?Örgütlenmeliyiz. Nasıl örgütlenmeli sorusunu cevabı ise; mücadele

ederek örgütleneceğiz" diyor. Peki, şimdiye kadar neredeydiniz? Faşizm referandumla

gelmedi ülkemize. Ülkemiz zaten 50'lerden beri faşizmleyönetilmektedir. Açık faşizm ise referandumla gelmeyecek,AKP çoktan beridir açık faşizm uygulamaktadır.

Yine Birgün gazetesi yazarlarından Fatih Yaşlı, "Yeni

bir başlangıç yapacağız, biz kazanacağız. ... buradan bir başlangıç yapabiliriz, buradan yürüyebiliriz.

Hayattan, insandan umut kesmek yok, moral bozmak yok,yolumuz açık olsun" diyor.

Yolunuz açık olsun diyoruz, Fatih Yaşlı’ya... Evrensel’den İhsan Çaralan "PİRÜS ZAFERİ"

başlıklı yazısında: “Referandum sonuçlarının ortayaçıkarttığı gerçekler gerek HAYIR cephesini gerekse Tür-kiye'nin ilerici demokrat güçleri sınıf partisi açısındanyakın geleceğe dair gerek Türkiye ve siyasetin yenidenyapılanması, gerekse emekçi sınıfların mevzilerinin iler-letilmesi bakımından son derece önemli imkanların ipuçlarını ortaya çıkartmıştır" diyor.

İşte tam bir reformist, oportünist değerlendirme... "Sınıf Partisi"ne de bakın... Kendine hayrı olmayan

EMEP hala "sınıf partisi" olmaktan söz ediyor. "Sınıf ", için son 5-10 yıldır ne yaptınız? Örgütlediğiniz,

zafer kazandığınız tek bir direniş var mı?Her yıl onbinlerce işçi işinden atılıyor. 15 Temmuz'dan

beri onbinlerce kamu emekçisi ihraç edildi. Bunların içindeEMEP'lisi de var. İhraçlara karşı ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz?

Onca ihraç, onca işten atılmaya karşı kılını kıpırdatmayan"sınıf partisi" referandum sonuçlarından "son derece önemliimkanların ip uçlarını" görmüşler...

Yine Evrensel'den Yusuf Karataş: "KÜRTLER SÖZÜNÜSÖYLEDİ, SAVAŞA DA TEK ADAM'A DA HAYIR!"diyor.

"15 Temmuzdan bu yana HDP ve DBP Eş Başkanlarınıniçinde olduğu 10 bine yakın Kürt siyasetçi tutuklandı.80'i aşkın DBP'li belediye başkanı tutuklandı yerinekayyum atandı. Bunca yıkım kuşatma yasak ve engellemeyerağmen Diyarbakır'da yüzde � 68, Hakkari'de yüzde 68,Van'da 57, Mardin'de yüzde 60, Batman'da yüzde 63,Dersim'de yüzde 80, Şırnak'ta yüzde 70, Ağrı'da yüzde57, Ardahan'da yüzde 55, Iğdır'da yüzde 65, Siirt'teyüzde 52 HAYIR oyu çıktı" diyor.

Yusuf Karataş'ın tesellisine bakın. Referandumda HAYIR çıkan oylarla kendini teselli ediyor,

ve bütün halkı da bu sonuçlarla teselli etmeye çalışıyor. Kürdistan'daki terör rakamlarını kendisi veriyor. 80'i

aşkın belediye başkanı tutuklanmış ve belediyelere kayyumatanmış. Onlarca milletvekili tutuklandı. HDP milletve-killeriyle AKP, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.İstediği zaman içeri alıyor, istediği zaman bırakıyor. AhmetTürk'ün durumu ibretliktir.

Onca gözaltı, tutuklama, katliam terörüne rağmen tekbir direniş yok. Faşizm yok... "Tek adam rejimi"ymiş...Referandum sonuçlarından çıkan oylara seviniyor.

Onca gözaltı, tutuklama, katliam terörünerağmen tek bir direniş yok. Faşizm yok... "Tekadam rejimi"ymiş... Referandum sonuçlarındançıkan oylara seviniyor.

Son referandum oylaması, Kürt milliyetçile-rinin, reformistlerin ve oportünistlerin AKP fa-şizmi karşısında ne kadar çaresiz, politikasız vezavallı bir durumda olduğunu ortaya koymuştur.

AKP referandum boyunca miting yapmadığıyer, gün yoktu.

Referandum'da koşulların eşit olmadığındanyakınıyorlar. Ne sanıyorsunuz: Düzen içinde dü-zenle aynı kulvarda yarış yapacaksınız, şartlarıneşit olmamasından yakınacaksınız?

Siz kimin temsilcisisiniz? Oligarşinin düzenindekoşulların eşit olmasını nasıl beklersiniz?

Oligarşi size bir de olanak sağlasın, eşit ko-şullarda oligarşiye karşı mücadele edin... öylemi?

Düzen içi hayaller, reformizmi, oportünizmibu noktalara sürüklüyor.

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

191 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 20: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Son referandum oylaması, Kürt milliyetçilerinin, refor-mistlerin ve oportünistlerin AKP faşizmi karşısında nekadar çaresiz, politikasız ve zavallı bir durumda olduğunuortaya koymuştur.

AKP referandum boyunca miting yapmadığı yer, günyoktu.

Referandum'da koşulların eşit olmadığından yakınıyorlar.Ne sanıyorsunuz: Düzen içinde düzenle aynı kulvarda yarışyapacaksınız, şartların eşit olmamasından yakınacaksınız?

Siz kimin temsilcisisiniz? Oligarşinin düzeninde koşullarıneşit olmasını nasıl beklersiniz?

Oligarşi size bir de olanak sağlasın, eşit koşullarda oli-garşiye karşı mücadele edin... öyle mi?

Düzen içi hayalleri; reformizmi, oportünizmi bu noktalarasürüklüyor.

AKP, iktidar savaşı veriyor ve bu savaşı çok ciddiyealıyor. Önünde engel olabilecek hiçbir gücün varlığınaizin vermiyor. Sınıfsal bakış açısı da bunu gerektirir. AKP,savaşa kendi sınıf penceresinden, yani oligarşinin pence-resinden bakıyor.

Reformizm, oportünizm ve Kürt milliyetçileri ise ezilenhalkların yanında olduklarını söyleyip burjuvazinin pen-ceresinden bakıyorlar. Oligarşik düzende "demokrasicilikoyununu" sürdürmek istiyorlar. AKP'nin yapamadığınıyapmaya çalışıyorlar. Ancak oligarşik diktatörlüğün krizibuna izin vermiyor.

AKP Faşizmine Karşı Direnen, Tek Biz Varız15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP'nin gözaltı,

tutuklama ve katliam politikalarının doğrudan hedefindeolanlardan birisi de Parti-Cephe'ydi.

Kapatılan 300'ün üzerinde derneğin içinde bizim bütünkurumlarımız da vardı.

300'ün üzerinde derneğin kapısına bir gecede mühürvuruldu. HDP'nin onlarca parti binası basıldı ve kendiaçıklamalarına göre 10 binin üzerinde insanı tutuklanmış.Tek bir direniş göstermediler.

Reformistlerin ve oportünistlerin de kurumları mühürlendi.Yine onlar da tek bir direniş örgütleyemediler.

Reformistler, oportünistler geçmişte basın açıklamasındanöteye geçemeyen eylemler yaparlardı. Bu yüzden "basın açık-laması örgütleri" derdik bunlara. Bugün bırakalım direniş ör-gütlemeyi basın açıklaması dahi yapamaz duruma gelmişlerdir.

Düzen içine yerleşmek için can atıyorlar, ancak düzeniçinde dahi politika yapamaz durumdadırlar.

Biz AKP'nin faşist terörü karşısında hiç durmadık.Onlarca kurumumuzun kapısına mühür vuruldu. Mühürlerianında söküp attık ve kurumlarımız hiç kapalı kalmadı.

Kurumlarımıza mühür vurmak için gelenleri barikatlarlakarşıladık ve kurumlarımıza sokmadık. Gençlik Derneği,Yürüyüş dergisi, İdil Kültür Merkezi gibi kurumlarımızınayda iki kez basılıp talan edildiği, insanlarımızın tutuklandığıoldu. Biz yine susmadık, yine direndik, kurumlarımızıaçık tuttuk. Mühürleri kırıp attık.

AKP imha saldırılarıyla Dersim'de 11 gerillamızısığınakta bombaladı. Cenazelerimizi sakladı, vermiyor...

Cenazelerimizi almak için OHAL koşullarında direniyoruz.Sokağa çıkma yasağı olan bölgelerde gerillalarımızın bom-balanan sığınaklarını açtırdık.

Meslekten ihraç edilen 50 binin üzerindeki memurdansadece Kamu Emekçileri Cephesinden memurlar direniyor.Ve direniş şehir şehir dalga dalga yayılarak sürüyor...

Adalet mücadelemiz kesintisiz sürüyor. Yıllar sonraBerkin Elvan'ın katillerini mahkemeye çıkarttırdık.

Dilek Doğan'ın katili polisler hakkında yeni görüntülerortaya çıkartıldı.

Mahallelerde katliam saldırılarına rağmen Cephelileriteslim alamıyor, mücadelesini durduramıyor.

Evet, referandum boyunca AKP faşizminin karşısındadirenen tek güç biz vardık.

Devrimcilik, kitleleri referandum oyunu ile düzene ye-deklemek değildir. Düzen adına demokrasicilik oyununusürdürmek değildir.

Devrimcilik faşizmin politikalarını bozmaktır. Düzeninkrizini derinleştirmektir. Kitleleri düzene yedeklemek değil,düzenden kopartmaktır.

Faşizmin politikalarına karşı politikalar üretmektir. AKP faşizmi, şehirde kırda bizi katletti... Biz katliam-

larının hesabını sorduk, soruyoruz. Bizim de kurumlarımızı kapattı, mühürledi. Mühürleri

kırıp kurumlarını açık tutan tek biz varız. Dağlarda gerillaları katlediyor. Dağlar mezarsız gerilla

cenazeleriyle dolu. AKP cenazelerimize bir mezar taşınıçok görüyor. Cenazeleri için direnen tek biz varız.

Meslekten ihraç edilen 50 binin üzerindeki memurdandirenen sadece biz varız.

AKP'nin referandum oyunuyla faşist düzenini meşru-laştırma politikalarına alet olmayan, karşı politika üretentek biz varız.

Devrimcilik düşmanın politikalarına karşı politika üre-tebilmektir.

Biz kendi yolumuzu çizdik, direnişler örgütledik. Ku-rumlarımızdaki mühürleri sökmekten hak ve özgürlük mü-cadelemize, mezar hakkımızıdan işten atılmalara, KHKlara kadar hayatın her alanında direnerek adımlar attık.

Sonuç olarak; 1- Reformizm, oportünizm ve Kürt milliyetçileri refe-

randumla kitlelerin taleplerini yine düzen sınırlarınaçekmişler, sandığı tek alternatif olarak gösterrmişlerdir.

Ancak AKP kendi gayri-meşruluğunu meşrulaştırmakiçin bir oyun olduğunu, sandığa gidenlerin de birer figüranolmaktan ileri gitmediğini açıkça göstermiştir.

2- Düzenin krizi AKP'ye demokrasicilik oyunu oynat-mayacak kadar derinleşmiştir. Düzen adına bu oyunu Kürtmilliyetçileri, reformizm ve oportünizm oynamıştır.

3- Kürt milliyetçileri, reformizm ve oportünizmin refe-randum öncesi politikasızlığı, referandum sürecinde dedevam etmiş. AKP faşizminin tüm saldırılarına rağmendüzeni savunmuşlardır.

4- AKP'nin faşist terörüne karşı direnen, politika üretensadece Cepheliler olmuştur. Bugün de direnen sadece Cep-heliler vardır.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!20

Page 21: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

FA��ZM, YOZLA�MAYA KAR�I MÜCADELE EDENDEVR�MC�LERE SALDIRIR

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR...

Devrimciler, şehit vermek pahasına yozlaşmaya karşı mücadele ederken; faşizm,uyuşturucu satıcılarına, kumarhane işletenlere değil devrimcilere saldırır. Bunun ör-neklerinden birisini yozlaşmaya karşı mücadele eden Cephe'ye yönelik hazırlanan id-dianameden bir alıntı ile anlatmak istiyoruz:

"..Yargı kararları ve yerleşik yasa uygulamalarıyla yasa dışı ve silahlı bir örgüt olduğukabul edilen DHKP-C örgütünün, toplum içinde yaşayan fertler tarafından önemli suçlarolarak görülmesine ve yürürlükte bulunan kanunlarda suç olarak tarif edilmesine rağmengüvenlik kuvvetlerince anında ve gerekli şekilde müdahale edilemeyerek soruşturmasüreci geciken ve şüphelileri tam ve net bir biçimde tespit edilemediğinden eylemfaillerinin yakalanmalarında zorluklar yaşanan bu nedenle tahkikatında delillendirmegüçlüğü bulunan fuhuş yapmak ve yaptırmak, kumar oynamak ve oynatmak, uyuşturucualıp- satmak ve kullanmak gibi suçlar sebebiyle toplumda meydana gelen rahatsızlığısuistimal ederek, halka şirin görünerek taraftar kazanmak, örgütün etkinliğini artırmakamacı ve örgüt planlamasında olan halk ihtilalinde ilk safha olan halkı kendi yanlarınaçekmek düşüncesi ile "FUHUŞA, KUMARA, UYUŞTURUCUYA VE YOZLAŞMAYAHAYIR" sloganı adı altında kampanya başlattığı, bu kapsamda gerçekleştirdiği eylemlerinBaşsavcılığımızca ve Emniyet Müdürlüğü'nün soruşturma yapmakla görevli birimlerincetahkibatının kapsamlı bir şekilde yapılması kararlaştırılmıştır..."

���R:Bizim Caddelerimizde de

Açmaz

Açamaz Deme Hiçbir

Zaman Bu Nar Çiçe�i

Açacaktır Elbet Bizim

Caddelerimizde de

Bayramı Olacak Halkın

Üstüne Böyle Kalksa da

Fa�ist Namlular Namert

Ellerdir En Sonda Bir Bir

Kırılacak

(Enver GÖKÇE)

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Burjuvazi Faşizme Neden İhtiyaç Duyar?Faşizm; kapitalizmin sürekli ve genel bunalımının yarattığı koşulların, burjuvaziyi

içine düşürdüğü sosyal, siyasal açmazların ürünüdür.Emperyalizm, tekelci devlet kapitalizmidir. Mali sermayenin, bütün iktisadi ve siyasi

yaşama egemen olmasıyla, tekellerle devlet iç içe girmiştir. Diğer yandan, dünyanın gerekpazar, gerek toprak bakımından paylaşılmasının tamamlanmış olması kapitalizmi pazarbunalımına sokmuştur. Bu bunalım onun son ve genel bunalımıdır. Ekonomik temeldeki bugelişme, siyasal üst yapıya da siyasi gericilik olarak yansır. Emperyalizmin pazar bunalımı,emperyalistler arasında pazar rekabetini silahlı çatışmalara (paylaşım savaşlarına) sıçratırken,emperyalist ülkelerde militarizmin artması, düşük üretim, işsizlik, iflaslar ve tekelci gruplararasında rekabetin kızışması vb. şeklinde toplumu sarsan bunalımlara yol açar.

Tekeller, kelimenin gerçek anlamıyla, mevcut yöntemlerle artık yönetememe sorunuylakarşı karşıyadırlar. Emperyalist burjuvazinin önünde iki yol vardır: Birincisi; mevcutyönetim şeklinde herhangi bir değişikliğe gitmeksizin egemenliğini sürdürmek. İkincisi,yönetim biçimini değiştirerek baskı ve demagojinin tüm biçimlerini işletebilecek, işçisınıfı ve emekçilerin tüm demokratik haklarını yok edebilecek, demokratik ve siyasal ör-gütlenmelerini ortadan kaldıracak, dizginsiz bir şovenizmle toplumu emperyalist paylaşımsavaşları için ideolojik ve moral açıdan motive edebilecek faşist diktatörlüğe yönelmek...

Dimitrov diyor ki: “Emperyalist çevreler buhranın bütün yükünü emekçilerinomuzlarına yüklemeye çalışıyorlar. Faşizmin gereğini duymalarının nedeni budur.Pazarlar sorununu güçsüz ulusları köleleştirerek, sömürgeci baskıyı arttırarak ve savaşyoluyla dünyayı yeniden bölüşerek çözmeye çalışıyorlar. Faşizmin gereğini bu yüzdenduyuyorlar. Devrim güçlerinin gelişmesini, emekçilerin ve köylülerin devrimcihareketlerini ezerek ve dünya proletaryasının siperlerine karşı askeri saldırılarıdüzenleyerek engellemeye çalışıyorlar. İşte bu yüzden faşizmin gereğini duymaktadırlar.” (Faşizme Karşı Birleşik Cephe, sy. 57-58. )

FİLM ÖNERİSİ:SUÇ ORDUSU

"Suç Ordusu" isimli Fransızfilmi, ülkelerini işgal eden Naziordusuna karşı, Fransız komü-nistlerinin nasıl direndiğini konuedinir. Faşist orduya karşı savaş-manın yolu, silahlı mücadeleekipleri kurmaktır. Komünistler,faşist generallere ve askerlereyönelik cezalandırma eylemleriyaparak vatanlarını savunurlar.Ancak silahlı ekiplerdeki zaaflıkişilikler savaşçıların tek tek tu-tuklanmasına neden olur. Tutuk-landıktan sonra türlü işkenceler-den geçirilen devrimcilerden isim-lerini dahi alamaz düşman. Vebir sabah kurşuna dizilirler. Bunlararasında aynı zamanda bir şairolan savaşçı, eşine bıraktığı sonmektubunda ondan ve Fransızhalkından faşizme karşı müca-deleyi yükseltmelerini ister vekendi payına şöyle der: 'Direnmişolmanın zaferi ile ölüyorum. ”

211 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 22: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

- Bireycidir- Hırsızdır- Bencildir- İnsan haklarına düşmandır- Mülkiyetçidir- Aç gözlüdür- Tekelcidir- Rekabetçidir- Adaletsizdir- Sefalettir- İşgalcidir- Verimsizdir- Müsriftir- Akıl dışıdır- İnsafsızdır- Şeytancadır- Açlıktır- Mantıksızdır- Saçmadır- Kargaşadır- Yoksulluktur- İş kazasıdır- Ölümdür- Fırsat eşitsizliğidir- Mutsuzluktur- İşsizliktir- Fırsatçıdır- Cehalettir- Despokluktur- Irkçılıktır

KKAP�TAL�ZM- Demokrasidir- Yurtseverliktir- Anti-emperyalistliktir- Özgürlükçülüktür- Bağımsızlıktır- Kolektiftir- İnsalcıldır- Adildir- Zenginliktir- Tutumludur- Mantıklıdır- Akla uygundur- Refahtır- Kardeşliktir- Dostluktur- Toplumsaldır- Yenilikçidir- Verimlidir- Mutluluktur- Planlıdır- Tam istihdamdır- Kamu yararıdır- Eşitliktir- Bilimseldir- Gerçekçidir- Güvendir- Yeterli beslenmedir- Barınmadır- Bolluktur- Sorun çözer- Ortaklaşacılıktır

Kapitalizm ile sosyalizm,birbirinden gece ile

gündüz kadar ayrıdır. Biribir avuç azınlığın karıiçin, diğeri tüm halk

içindir. Bu temel fark,hayatın her alanında iki

sistem arasındaki farklarıortaya çıkartır.

Emperyalistlerdünyanın hiçbir yerinde

halk kitlelerininçelişkilerini çözemez.Yoksulluk, tekellerin

çıkarı ile orantılı olarakdaha da büyür. Yoğun

sömürü ve bütündünyada hegemonyakurmak istemek, yenisavaşlar ve katliamlar

demektir.

Özgür Tutsaklara Yapılan Hak İhlallerineKarşı Sessiz Kalmayacağız!

Armutlu Cemevi Konferans salonunda 22 Nisan’daTAYAD’lı Aileler ve yakınları, tutsakların avukatları,yurtdışından gelen konuklar, duyarlı halkın katılımıylabasın toplantısı gerçekleştirildi. Mart-Nisan ayı hapisha-nelerde yaşanan hak ihlalleri raporu, TAYAD’lılar tarafındanokundu. TAYAD’lı Aileler görüşlerde ve evlatlarının ha-pishanelerde yaşadıkları sorunları anlattı. Tutsak FikretKara’nın annesi Naime Emlik, oğlunun ve arkadaşlarınınEdirne F Tipi Hapishanesi’nde yaşamış oldukları hak ih-lallerini anlattığı telefon konuşmasını dinletti. İki tutsakbabası Fahrettin Keskin, Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapis-

hanesi’ndeki kızı Yıldız Keskin’in hak ihlallerini anlattığıtelefon konuşmasını dinletti. Tutsak Bahar Ertürk’ünannesi Fatma Ertürk Aliağa Şakran Kadın Hapishanesi’ndeyaşananları anlattı. Tutsak Zeynep Gonca Karakoç’unannesi Server Karakoç hapishanelerde yaşananların yanısıra görüşe giden ailelerin de neler yaşadıklarını aktardı.Tutsakların avukatları, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu mü-vekkilleriyle görüşmek için gittikleri hapishanelerde, mü-vekkillerinin uğradığı hak ihlallerini aktardılar. AyrıcaOHAL ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle vehapishane idarelerinin kendilerine göre keyfi uygulamalarınıanlattılar. Tek tek ailelerin anlatımlarıyla basın toplantısıbitirildi.

4+3

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

SOSYAL�ZM

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!22

Page 23: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

SORUN: Mükemmelliyetçilik ÇÖZÜM: Gerçekçilik. Sade düPün, plan yap, program

çıkar, adım at.Mükemmelliyetçi düşünce tarzı, iş yapmamızı, sonuç almamızı

engelleyen bir düşünce tarzıdır. İdealist bir düşünce tarzıdır.Neden idealist bir düşünce tarzıdır?Çünkü, yaşamın gerçeklerinden kopuk bir düşünce tarzıdır.Yaşamın gerçeklerinden kopuktur, yaşamda her şey mükemmel

ve bir anda olmaz. Değişimin, gelişimin kendi yasaları vardır.Diyalektik Materyalizm der ki, “Nicel birikimler nitel değişimleresebep olur”. Yani, değişim aniden olmaz, yavaş yavaş nicelikdeğişimi şeklinde yaşanır ve bu nicelik değişimleri bir noktadansonra, nitelik değişimini ortaya çıkarır.

O halde, biz hiçbir konuda daha baştan mükemmel koşullarasahip olmayız, ilk adımda mükemmel sonuçlar ortaya çıkaramayız.Bilimsel düşünce tarzı bizi, o küçük nicel birikimleri oluşturmakiçin eyleme yönlendirir.

Mükemmelliyetçi düşünce tarzı idealisttir. Çünkü, gelişime inanmaz.Mükemmelliyetçi düşünce tarzı gelişime inançsızlığa neden

olur. Gelişimin bilimsel yasalarını bilmediği ve anlamadığı içingelişime de inançsızdır.

Bunların sonucu olarak, mükemmelliyetçi düşünce tarzı, dev-rimci mücadele içinde, devrimin örgütlenmesine değil, devrimeinançsızlığa götürür.

Çünkü, devrim halkların en köklü, en büyük değişimdönüşümeylemidir. Değişime inanmayanın, değişimin yasalarını bilmeyenya da inanmayanın, devrime inanması da bu nedenle mümkündeğildir. Ya da soyut, yaşamda karşılığı olmayan bir inanç olarakkalmaktadır.

Mükemmelliyetçi devrimci pratiği örgütlemez.Çünkü, kimseyi beğenmez.Mükemmelliyetçi, devrim ve devrimci kadro gerçeğine de

yabancıdır. İnsanı iyi ve kötü yönleriyle ele almaz. Onun için yaiyi insan ya da kötü insan vardır.

Oysa, Diyalektik Materyalizm der ki, “zıtlar savaşım ha-lindedir”. Gelişme karşıtların savaşımı ile olur.

Karşıtların savaşımı: Hareket ve Çelişkidir. Çelişki:1- Çelişki içtedir2- Çelişki yenileştiricidir.3- Karşıtların birliği vardır.Bu bize “Bir insanda hem iyi hem kötü yanlar olduğunu,

gelişmenin bunların arasındaki savaşla olduğunu” anlatır.Diyalektik Materyalist düşünce tarzı, “Her şey durum de-

ğiştirir” der. Bunun anlamı, herkes değişir, herkes eğitilebilir,

herkes savaştırılabilir demektir.Bu bakış açısı ile düşünen devrimci, halktan tüm insanların

eğitilebileceğine, değişebileceğine, devrimcilik yapabileceğine,savaşabileceğine inanır. Bu bakış açısında, halka güven, halkainanç vardır. Halka inancı sağlayan bilimsel düşünce tarzıdır.

Mükemmelliyetçi düşünce tarzındaki bir yönetici ise, altındakiinsanların şu ya da bu işi iyi yapamayacağını düşünüp hep kendiyapmak ister. İnsanların sahip oldukları yetenek ve kapasiteyiaçığa çıkaramaz. Böyle bir yöneticilik tarzı, belki görüntüde iyiniyetlidir, çok çalışkandır, çok fedakardır, ama iyi bir yöneticideğildir. Çünkü, örgütlemez, devrimi büyütmez.

O halde ne yapacağız?Gerçekçi düşüneceğiz.Sade düşünüp, işlerimizi planlayacak, programlayacağız.1- Elimizde ne var 2- Geçmişte neler yapılmış 3- İhtiyaçlarımız neler 4- Elimizdekilerle nereden başlayacağız. Bu sorulara vereceğimiz cevaplar, mücadeleyi örgütlemek

için adım atmamızı sağlayacaktır. İlk adımı atmak, ikinci adımınönünü açacaktır, ikinci adım üçüncü adımın önünü açacaktır.Hedefimize giden yolu katetmek için adımlarımızı programlayacağızve yürüyeceğiz.

Gerçekçi düşüneceğiz.Gerçekçi düşünmek, koşullarımızı, olanaklarımızı gerçekçi

şekilde değerlendirmemizi sağlayacaktır.Kadro ihtiyacımız mı var, bu mücadele içinde yetiştireceğiz.Mücadeleyi geliştirecek olanaklara mı ihtiyacımız var, bu

mücadele içinde gelişecektir.Mücadeleyi geliştirmemizin önünde engeller mi var, bu en-

gellerin aşılması da mücadele içinde atacağımız adımlarla ger-çekleşecektir. Büyük adımlara mı ihtiyacımız var, kilometreleribir anda yürüyemeyiz. adım adım yürüyeceğiz. Atacağımız küçükadımlar, bizi daha ileriye taşıyacak, çok uzun yolları almamızısağlayacaktır.

Hedeflerimize ulaşmak için yapmamız gereken diğer şeyplanlı-programlı hareket etmektir. Planlı-programlı hareket etmek,hedefimizi belirlemek, elimizdeki olanakları kullanarak, hedefimizeulaşacak adımları programlamaktır. Bu adımları ne kadar süreiçinde ve hangi yöntem ve araçlarla atacağımızı belirlemektir.

Planlı-programlı olmaktan da mükemmelliyetçi olmayı anla-mamalıyız. Mücadelenin koşulları mükemmel değildir. Mükemmelkoşullar, mükemmel kadrolar aramak, iş yapmamakla aynı anlamagelir. Planlı programlı hareket etmek demek, gün içinde planla-dığımız işleri, dakikliği de hedefleyerek gün sonunda olmasıgerektiği gibi yerine getirmektir. Ertesi güne iş bırakmamaktır.

Sonuç olarak;mükemmelliyetçilik idealizmdir ve müca-delemizin gelişimi önünde engeldir. Çözüm gerçekçi olmakve planlı-programlı çalışmaktır.

2231 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

SORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Page 24: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Her GüneBaşladığımızda

Alfabeyi Yeni ÖğrenenBir Öğrenci, Her AkşamYatarken Onlarca YılınDeneyini Sırtlanmış Bir

Bilge Olmak İçinOkumalıyız!

1-) Okumanın DevrimcininHayatında Yeri Nedir,Zorunlu mudur?

Okumak günün sorunlarını anla-yabilmek, nedenlerini doğru tespitedip onları çözebilmek, bazen sorunlarıyaşanmadan önce görüp önlemini ala-bilmek için zorunluluktur. Yani yaşamıkolaylaştırmak, mutluluğu artırmakiçin okumak bir zorunluluktur. Oku-mak, devrim yapmak için zorunlu-luktur. Devrimcinin doğanın ve top-lumların yasalarına uyum sağlayabil-mesi için, yaşayabilmesi için zorun-luluktur. Okumak beynin özgürleşti-rilmesidir. İradenin güçlendirilmesi,her türlü yabancı, düşman etkisinekarşı koruma altına alınmasıdır. Oku-mak aklın yükseltilmesi, zekanın bi-lenmesidir. Nefes almak, yemek, iç-mek gibi doğuştan gelen yaşamsalreflekslerimize, tarihsel süreç içindeeklenmiş ve ömrümüzü uzatan birrefleks olmalıdır okumak.

Her devrim okuyarak başlamıştır.Tüm devrimci önderlerimiz, Marks'tanLenin'e, Stalin'e, Mao'dan Ho Amca'ya,Fidel'e ve tabi ülkemiz açısından Ma-hir'den Dayı'ya hepsi bir kitabı oku-yarak ilk devrimci dönüşümlerini ya-şamışlar ya da vatanlarının devrimcidönüşümünü başlatmışlardır . Marks

Hegel'in başı üzerindeduran felsefesini oku-yarak işe koyulmuştur.Başı üzerinde duran fel-sefeyi ayakları üzerineçevirmiş ve "dünyayıanlamak değil, değiş-tirmektir önemli olan"diyerek son 200 yıladamgasını vuracakideolojiyi yaratmıştır....Ülkemiz açısından ise

1960 darbesi sonrası dev-rimci klasiklerin Türkçe'ye çevrilipMahirler tarafından okunması reviz-yonizm ile ayrışmanın başlangıcı ol-muştur. Mahirler, öğrendikleri MarksistLeninist teoriyle kendi ülkelerini tahliledip Anadolu'da silahlı devrim hare-ketini başlatmışlardır.

Kızıldere’de Mahirler’in fizikselolarak imha olmasından sonra, Ma-hir'in yazılarının toplanıp basılması,Dayılar'ın Mahir'in düşüncelerini Dev-rimci Sol ile yaşatmaya başladıklarısürecin de başlangıcıdır diyebiliriz.Bu-nun için " her devrim okuyarak baş-lamıştır " demek abartı değildir. Amayeterli de değildir. Her devrim mü-cadelesi sorunlarını okuyarak çözerdiye devam etmeliyiz. Çünkü devrimplanlarını, programını hayata geçirecekolan kadrolardır ve kadrolar eğitimleyetiştirilir, eğitimle korunur, eğitimlegeliştirilir. Bu eğitimin büyük bölümüde okumak ile gerçekleştirilir. Bununiçin okumak tek tek her devrimcikadronun kendi zaferi ve tüm kadro-ların ortakça yaratacağı devriminzaferi için zorunlu ve vazgeçilmezdir.

2-) EmperyalizminPolitikalarında"Okuma"nın Yeri Nedir?

Bugün okumak, emperyalizminideolojik saldırılarını düşündüğü-müzde çok daha önemli hale ge-liyor. Emperyalizm dünyadaki ik-tidar savaşını, ideolojik hegamon-yasını beyinlerin ele geçirilmesiüzerine kurmuştur. Tarihten çı-kardığı dersler ışığında silahla tes-lim alamadığı dünya halklarınındirenme, başkaldırı dinamiklerini,beyinlerini ele geçirerek teslimalmaya yönelmiştir. Halkın va-

rolduğu, halkın devrimci öncülerininvar olduğu her alanda ona uygun be-yinleri teslim alma politikası üretmiştir.Bu politikayla koca koca örgütleridize getirmiş, büyük devrimci önder-leri pespaye duruma düşürmüştür. İştebeyinlerin ele geçirilmesi onun silahsızbırakılması ile, yani gerçek bilgidenuzaklaştırılması ile başarılmıştır. Ül-kemiz açısından bile ele alırsak, okumaya da bilgi edinme oranı sömürgecilik,işbirlikçilik ilişkilerinin artmasıylaparalel düşmüştür. Ya da tek yönlühale gelmiştir. Bu yön de emperya-lizmin çizdiği bir yöndür. Sorgula-mayan, gerçekleri göremeyen, tarihinibilmeyen, egemenlere karşı savaş-manın ve kazanmanın mümkün ol-duğunu öğrenemeyen halklar yaratmakamacıyla yalan yanlış, doğanın ve bi-limin yasalarına aykırı bilgiler adetaşırınga edilir beyinlere. Halkları gerçekbilgiden yoksun bırakmanın ideolojikyönlendirme ile başarılamadığı yerdeemperyalizm ve faşizm yasaklara, ki-tap yakmalara kadar vardırır işi. Bi-limsel, Marksist-Leninist ideolojiyianlatan, halkların tarihsel direnişlerini,halkların tarihini anlatan kitaplar yayasaklanır ya da topluca yakılır. Özel-likle sömürge ülkelerde faşist cunta-ların ilk yaptığı işlerden biri budur.Maksat ortadadır. Bu maksatta aynızamanda bizim neden okumamız vedurmadan okumamız gerektiği de yat-maktadır.

3-) OkumakDevrimci İçin Nasıl Bir İh-tiyaçtır?

Okumak devrim yapmak içinzorunluluktur. Devrimcinin,

doğanın ve toplumlarınyasalarına uyum sağlayabilmesi

için, yaşayabilmesi içinzorunluluktur. Okumak beyninözgürleştirilmesidir. İradenin

güçlendirilmesi, her türlüyabancı, düşman etkisine karşı

koruma altına alınmasıdır.Okumak aklın yükseltilmesi,

zekanın bilenmesidir.

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz denöğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA

KİTAP OKUMAK

10

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!24

Page 25: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Devrimci olmak düzenle yaşananherhangi bir çelişkinin devrimciliktecevap bulması sonucu gerçekleşir.Rüzgarın arkamızdan estiği biraz dahakolay bir süreçtir bu. Ancak devrimcikalmak tersine dönen rüzgarlara karşıyürümeyi, hiç yolundan sapmadan yü-rümeyi gerektirir. Bunun için ayakla-rımızı yere sağlam basmalıdır. İdeo-lojimizi, kültürümüzü, tarihimizi, ge-leneklerimizi, düşmanımızı, düşmanınher gün ürettiği politikaları iyi kavra-yabilmek, her gün yeniden kavraya-bilmek, bunun karşısında hem kendidevrimciliğimizi her gün yeniden ör-gütlemek, hem de halkımızı düzeninkarşısında örgütlü bir güç haline geti-rebilmek için okumak bir ihtiyaçtır.

Devrimciliğimizin kalıcılaşmasıiçin okumak ihtiyaçtır. Ömür boyudevrimci kalabilmek için okumak ih-tiyaçtır. Devrimciliğimizi bilimsel te-mellere oturtmak, maneviyatımızıgüçlendirmek, devrimci ruhumuzucanlı tutmak için okumak ihtiyaçtır.Marksizmi-Leninizmi bilmeyen birdevrimci zamanla ne için savaştığınıunutacaktır. Emperyalizmin yenilebilirolduğunu unutacaktır. Emperyalizminideolojik propagandaları karşısındadevrimci doğruların, sosyalizmin gü-cünün daha büyük olduğunu unuta-

caktır. Her soru-nun bir çözümüolduğunu, her kor-kunun bir panze-hiri olduğunu, ya-şanan türlü türlüsaldırıların devrimmücadelesinin do-ğal seyri olduğu-nu, tek yolun di-renmek ve savaş-mak olduğunuunutacaktır.

4-) NeleriOkumalıyız?

Devrimcinin hayatı hedefler belir-lemek ve bu hedeflere ulaşacağı yollarıbulup yürümek üzerine kuruludur. Oku-mamız da hedefli olmak zorundadır.Hedefimiz sağlam devrimciler, sağlamkadrolar olmak ise elbette mücadeleninsorunlarını çözmek, güncel sorunları-mızı çözmek, devrimciliğimizi bir ömürboyu sürdürebilecek donanımı edinmekiçin gerekenleri okuyacağız. Okudu-ğumuz kitaplar, dergiler, yazılar dabunlara uygun olacak. Her önümüzegeleni okuyamayız. Herkesin bir okumaprogramı olmalıdır. Okuma programı-mızda bireysel hazırladığımız bir prog-ram olamaz. Okuma faaliyetimiz örgütlüve ihtiyaca bağlı olmak zorundadır.Her alanda, yaşamın her anında olduğugibi kitap okurken de örgütlü davra-nacağız, örgütlü hareket edeceğiz.Genel okuma programlarımız dışında,her kişinin kendi ihtiyaçları, hedefleridoğrultusunda örgütüyle birlikte ha-zırladığı okuma programlarımız olma-lıdır. Hem kişisel ihtiyaçlarımız, hemçalıştığımız alanın, birimin ihtiyaçları,sürecimizin ihtiyaçları okuyacağımızkitapları belirleyecektir. Aynı zamandadevrimciliğimizi bilimsel temellereoturtmak, bilimselliği kalıcılaştırmakiçin Marksist-Leninist ideolojiyi kav-ratan kitaplarımız da programımız da

yer almalıdır. Ama belirttiğimiz gibiokumaktan en yüksek verimi almakiçin okuyacaklarımızın örgütlü belir-lenmesi zorunludur.

5-) Nasıl Okumalıyız? Okumak günlük, düzenli bir faa-

liyet olmalıdır. Devrimci disiplinimizineğitime yansımasıdır okuduğumuzkitap. Sadece bir bilgiyi edinmekdeğil, o bilgiyi edinirken güçlenmektirhedefimiz. Demek istediğimiz ya daeleştirdiğimiz sadece okuduklarımızınbir entelektüel birikim yaratması teh-likesi değildir . Evet, pratiğe geçme-yen, uygulanmayan her bilgi sadeceentellektüel bir birikim yaratır. Hattapratiğe geçmediği için zamanla bubilgi kişiyi ukalalaştırır, halktan tü-müyle koparır ve gerçeğin dışına sü-rükler . Okuduklarımızı hayata geçi-rerek bilgiyi devrimcileştiririz, bu iç-eriğin devrimcileştirilmesidir. Amabiçim olarak da günlük bir disiplinle,günlük bir okumayla okunan kitabınbizi her gün şekillendirmesi de mut-laka önemsenmelidir. Okumamız ge-reken kitabı bir-iki gün yoğunlaşıpokuyarak görevimizi yapmış olamayız.Önemli olan düzenli ve günlük olarakokumanın bir doğallık kazanmasıdır.Günlük yemek yemek gibi, su içmekgibi, günlük olarak kitap okumanınyaşamsal ihtiyaç haline gelmesidir.Okumadan uyuyamama alışkanlığınınkazanılmasıdır. Ne gün okumadıysak,o gün yarım kalmış olmalıdır bizimiçin. O gün bir kişi daha az örgütle-diğimizin, o gün devrimden birkaçdakika çaldığımızın duygusunu ya-şayabilmektir.

Bu kendi devrimciliğimize gös-terdiğimiz özendir. Devrimcileşmeksonsuz, bitmez bir süreçtir. Damla-lardaki süreklilik buz kayalarını par-çalayabiliyorsa, günlük okumadakidisiplinimiz de bizim içimizdeki dü-zenin parçalanması olacaktır. Aksa-

Haftanın bir günün ayırdığımız okuma gün-lerimizin işlevi toplu eğitim, toplu öğrenme, tar-tışma, bilgi edinirken aynı zamanda ortak birruhu şekillendirmedir. Mutlaka yapılmalıdır.Okuma silahını elinden almak için onlarca poli-tikayı uygulayan ve günün 24 saati çalışan em-peryalizme verdiğimiz bir cevaptır okuma gün-lerimiz. Ancak okumayı doğal bir yaşam biçimihaline getirmek yani hayatı ve kendimizi poli-tikleştirmek esas olarak günlük okumayla müm-kündür. Her gün 10 sayfa kitap, bir günlükgazete, bir köşe yazarı okumayı hayatı politik-leştirmenin bir kuralı olarak benimsemeliyiz.Yapmadığımızda gücümüzü yitiririz.

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

251 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Page 26: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

tırsak o kaya parçalanmaz, parçalan-ması gecikir. Başka koşullarla bir-leştiğinde kaya tüm bünyemizi sararakbizi de taşlaştırabilir. Bunu bilmeli,bunu görmeliyiz.

Her gün 10 sayfa okunacaksa, o10 sayfa okunmalıdır. Çünkü bu alınmışbir karardır ve uygulanmayan her kararbizi yozlaştırır. Kararımızı uygulamakise irademizi güçlendirir, moralimiziyükseltir. Okuduklarımızın yarattığımoral ve motivasyon ile birleştiğindeher gün bizim için devrimcilikte ileriadım attığımız bir gün haline gelir.Her gün yeni bir bilgi, düşmana karşıher gün yeni bir mevzi demektir.Bunun yarattığı güven birçok sorunukolaylıkla çözmemizi de sağlayacaktır.

6-)Okuma Günleri GünlükOkumanın Alternatif midir?

Hayır, değildir. Haftanın bir gününayırdığımız okuma günlerimizin işlevitoplu eğitim, toplu öğrenme, tartışma,bilgi edinirken aynı zamanda ortakbir ruhu şekillendirmedir. Mutlakayapılmalıdır. Okuma silahını elindenalmak için onlarca politikayı uygu-layan ve günün 24 saati çalışan em-peryalizme verdiğimiz bir cevaptırokuma günlerimiz. Ancak okumayıdoğal bir yaşam biçimi haline getirmek

yani hayatı ve kendimizi po-litikleştirmek, esas olarakgünlük okumayla mümkün-dür. Her gün 10 sayfa kitap,bir günlük gazete, bir köşeyazarı okumayı hayatı poli-tikleştirmenin bir kuralı ola-rak benimsemeliyiz. Yapma-dığımızda gücümüzü yitiririz.

Her gün bir kural, bir ilkeöğrenerek, her gün felsefeninbir ilkesini öğrenerek, her gündiyalektik ve tarihsel mater-yalizme dair bir cümle, birtarihsel olay öğrenerek, hergün bir kahramanın yaşamınıöğrenerek, her gün emperya-lizmin bir politikasının farkınavararak, her gün emperyaliz-min bir yöntemini öğrenerekdeğişimimizi sürdüreceğiz.

Düzenden uzaklaşıp dev-rime yaklaşacağız. İradesigüçlü, emperyalizm karşı-

sında bağımsız bir kişiliği, dü-şüncede bilimselliği, halka karşı öz-verili, feda ruhuyla donanmış bir ruhuböyle yaratacağız.

7-) OkuduklarımızdanVerim Almak İçin NelerYapmalıyız?

Okuduğumuz kitaplardan en yük-sek verimi alabilmek için, okudukla-rımızın kalıcı olması için uygulaya-cağımız yöntemleri şöyle sıralayabi-liriz:

Birinci adım olarak elimize aldı-ğımız kitabı incelemeliyiz. Konu baş-lıklarına, resimlerine, resim altı ya-zılara mutlaka bakmalıyız. Önsözüokumalı, ön ve arka kapağı incele-meliyiz. Bu bizde bir fikir yaratacaktır.Kitaba hakim olmamızı sağlayacaktır.

İkinci adım olarak 5N+1K ilekitabı anlamamıza yardımcı olacakbilgileri edinmeliyiz. Kitabın geçtiğiülke, dönem vb. okurken bize yardımedecek bilgiler edinmeliyiz.

Üçüncü adımımız okumaktır.Okurken nelere dikkat etmeliyiz, bunumutlaka örgütümüzle birlikte belir-lemeliyiz. Okurken de bu dikkat ileokumalıyız. Kafamızdaki sorulara ce-vap almalıyız okuduklarımızdan.

Dördüncü adım okuduklarımızı

hatırlamak için hatırlatma notları al-malıyız, kitabı bitirdikten sonra yenibaştan kitabın iskeletini ortaya çıkarıp,beynimizde kalıcılaştıracak alıntılaralmalıyız.

Son olarak öğrendiklerimizi tek-rarlamalıyız. Kalıcılaşması için tekrarzorunludur. Tekrarın birinci yolu oku-duklarımızı pratiğe uygulamaktır,ölümsüzlük tam da buradadır. Bilgipratikle ölümsüzleşir. Ve sonrasındapratikle aldığımız sonuçlarla yenidentekrar etmek, bilgiyi dinamik, canlı,yaşar hale getirir. Çünkü bilgi meka-nik, donuk, soyut değildir, olmama-lıdır. Böyle bilgi bilimsel değil, hurafeolabilir ancak. Oysa biz bilimselolmak zorundayız.

Okuyacağız, okuduğumuzu anla-yacağız, anladığımızı yorumlayacağız,yorumladığımızı tartışacağız, anladı-ğımzı yazacağız, okuduğumuzu an-laşılır şekilde özetleyeceğiz… Bunugünlük yaptığımızda devrimciliğimizbüyüyecek.

Tekrarlama olmadan bilgi hafızayakazınmaz. Notlarımızı tekrarlamalıyız.Ve unutmamak için öğrendiklerimizihayatımıza uygulamalıyız.

Bilgiyi kalıcılaştırmanın yolu onuhayatın kendisi yapmaktır.

Öylesine, anlamadan, düşünmedenokuyorsak bu ancak bir görev savmacaolur ve bize bir şey katmadığı gibiaksine , yüzeysel, baştan savma yap-tığımız her iş gibi bizim devrimcili-ğimizi yıpratır.

8-) Zaman Okumamak İçinBir Gerekçe Olabilir mi?

Olamaz. Çoğu zaman kitap oku-mamamızın gerekçeleri olarak “yo-ğunluk” ve “zaman bulamıyorum”gösterilmektedir. Mücadele hızlı iler-liyor ve yoğun olmak, her devrimciiçin geçerlidir. Zaten mücadele edenbir devrimcinin zamanının yoğun geç-mesi olağandır ancak bu bir gerekçedeğildir. Eğer ki okumayı devrimciyaşamın bir ilkesi olarak kabul eder-sek, okumanın besleyiciliğinin farkınavarırsak, okuduklarımızı hayat içindekullanmaya başlarsak okumak bir za-man kaybı değil, aksine devrime ulaş-ma ve devrimcileşme zamanımızı kı-saltan bir gereklilik olur bizim için.

Birinci adım olarak elimize aldığımız ki-tabı incelemeliyiz. Konu başlıklarına, re-simlerine, resim altı yazılarına mutlakabakmalıyız. Önsözü okumalı, ön ve arkakapağı incelemeliyiz. Bu bizde bir fikir ya-ratacaktır. Kitaba hakim olmamızı sağla-yacaktır.

İkinci adım olarak 5N+1K ile kitabı an-lamamıza yardımcı olacak bilgileri edin-meliyiz. Kitabın geçtiği ülke, dönem vb.okurken bize yardım edecek bilgiler edin-meliyiz.

Üçüncü adımımız okumaktır. Okurkennelere dikkat etmeliyiz, bunu mutlaka ör-gütümüzle birlikte belirlemeliyiz. Okurkende bu dikkat ile okumalıyız. Kafamızdakisorulara cevap almalıyız okuduklarımızdan.

Dördüncü adım okuduklarımızı hatırla-mak için hatırlatma notları almalıyız, kitabıbitirdikten sonra yeni baştan kitabın iske-letini ortaya çıkarıp, beynimizde kalıcılaş-tıracak alıntılar almalıyız.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!26

Page 27: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Eğer kitap okumaya zaman bulamı-yorsak, öncelikle zamanı nasıl kul-landığımızı sorgulamalıyız. Yoğunluknedeniyle okumuyorsak, orada planve programsızlık vardır. Kitap oku-mamanın gerekçelerini ortadan kal-dırmak için, planlı programlı olmalı,zamanımızı verimli kullanmalı ve ön-celiklerimizi temel almalıyız.

9-) Kendi Yayınlarımızı,Dergimizi OkumadanDevrimcilikYapabilir miyiz?

Kendi yayınlarımızı okumak, kendihaberlerimizi okumak, dergimizi mut-laka baştan sona okumak canlı, dinamikkalabilmemiz için zorunludur. Halkıörgütlüyoruz. Halkı burjuvazinin ya-rattığı yalan dünyasından, sahte hayallerdiyarından, cenneti olmayan bir yerdearayan tevekkülünden nasıl kurtura-cağız? Kendi politikalarımızı bilmez,Anadolu'nun dört bir yanından, dün-yanın değişik yerlerinde yaptıklarımızıbilmezsek, halkı uyandığı uykudanuyandırmak, yalanlardan koparmakmümkün olmaz. Her şeyden önce halkagittiğimizde hem dünyanın , hem ül-kenin hem de bizim gerçeklerimizledonanmamışsak , onların sorularınacevap verecek bir birikime sahip de-ğilsek onları nasıl etkileyecek, nasılörgütleyeceğiz? Halk bilgiye değerverir. Halk bin yılların birikimiyle doğ-rular gösterildiğinde onu görür. Ancakbunun için öncelikle bizim bilgi sahibiolmamız, kendi politikalarımızı en an-laşılır şekilde anlatabilmemiz gerekir.Haftalık dergimiz dünyayı ve ülkeyisade bir dille tahlil ediyor, nedenlerive çözümleri ortaya koyuyor. Yapmamızgereken bunu halka taşımaktır. Dergiyiokumak bizim özgüvenimizi arttırır.Çünkü dergiyi düzenli okuyan her dev-rimcinin halkın her sorusuna vereceğicevabı olacaktır. Her soruna üreteceğibir çözümü olacaktır. Bundan daha

büyük bir güç yoktur. Düzenin halkıbilgisizlikle aşağıladığını unutmayalım.Önce bilgisiz bırakıyor, sonra bilgi-sizliğini bir aşağılamaya dönüştüyor,zayıflatıyor, tarihsel gücünü bile elindenalıyor. Biz halka ancak kendi yayınla-rımızı satır satır okuyarak değerini ha-tırlatabilir, gücünü gösterebiliriz. Buaşağılanmanın bir kader değil, bilgiyleaşılması gereken bir karanlık olduğunukavratabiliriz. Devrimci, bilgiyle do-nanmıştır dedirtmeliyiz her insana. Bu-nun için günlük okumak, dergimiziokumak dışında bir yolumuz yoktur.

İktidarı ve devrimi istiyorsak ön-celikle kendi yayınlarımızı okuyarak,düzenli okuyarak başlayacağız. Oku-mamak basit bir tembellik sonucudeğil, okumanın ideolojik öneminianlamamakla ilgilidir. İdeolojiktir...Çünkü okumayan devrim yapamaz,okumayan kendini düzenden koru-yamaz, okumayan burjuvazi ideolo-jisiyle yoğrulur.

10-) Dünya DevrimDeneyleri OkumayaBizim Kadar ÖnemVermiş midir?

Evet, düşünceleri yayın yoluylahalka iletmek, kadroların eğitilmesiiçin okuması, halka okuyabilmesi içinokuma-yazma öğretmek, halkın gerçekbilgiye ulaşabilmesi için yöntemlerüretmek. Tüm dünya devrimlerinin bizeöğrettiği deneyimler olmuştur. Rus dev-rim tarihi yurt dışında basılan gazetelerinRusya'ya ulaştırılması için göze alınantehlikelerle doludur. Bildiriler gizli mat-baalarda tutsaklık ve şehitlik bedeli ba-sılıp dağıtılmıştır. İşçilerin okuyacağıiki satır devrim sloganı için büyük be-deller ödenmiştir.

Vietnam'da sığınaklardaki derme-çatma malzemelerle kurulan gizlimatbaalarda, altı ay yağmur-çamursırtta taşınan kağıtlarla basılmıştırgazeteler ve bu ağır koşullarda halka

ulaştırılmıştır. Çin'de Mao halkın vegerillaların eğitimi için okumanın ya-ratıcı yollarını bularak bize ışık tut-muştur. Yürümek zorunda kalan ge-rillaların sırtına tabelayla harfler yer-leştirip okumayı sağlamak belki deen öğretici örneklerden biridir.

Bizim tarihimizde de bilgiyi halkaulaştırmak uğruna ödediğimiz onlarcabedel vardır. İrfan Ağdaş'tan EnginÇeber'e şehitlerimiz vardır... Onlarcakez basılan, talan edilen emeklerimizvardır. Yayın mevzimizi korumak içinyıllarca tutsak kalan yoldaşlarımızvardır. Yayınımız içindeki her satırınharcında bilgi kadar kan vardır, canvardır. Bu değer ile bakmalıyız ya-yınlarımıza, kitaplarımıza. Okumayabu gözle değer biçmeliyiz. Okuma-dığımız her dergimizde, ülkemizden,dünyadan okumadığımız her kitaptabu fedakarlıkları da yok saydığımızıbilmeliyiz. Biz öğrenelim, biz zor-lukları kolaylayalım, biz daha hızlızafer kazanalım diyedir her biri.

Bunun için her gün okuyalım. Her gün 10 sayfa.. Her gün bir ga-

zete... Her hafta dergimizi... okuyalım,okutalım. Öğrenelim ve öğretelim.

Yayın mevzimizi korumak için yıl-larca tutsak kalan yoldaşlarımız var-dır. Yayınımız içindeki her satırınharcında bilgi kadar kan vardır, canvardır. Bu değer ile bakmalıyız ya-yınlarımıza, kitaplarımıza.Okuma-dığımız her dergimizde, ülkemizden,dünyadan okumadığımız her kitaptabu fedakarlıkları da yok saydığımızıbilmeliyiz. Biz öğrenelim, biz zorluk-ları kolaylayalım, biz daha hızlı zaferkazanalım diyedir her biri.

Bunun için her gün okuyalım. Her gün 10 sayfa..Her gün bir ga-

zete...Her hafta dergimizi...okuyalım,okutalım. Öğrenelim ve öğretelim.

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

271 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Page 28: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Artık ülkemizdeki faşizm, parla-mentoculuk oyununu bile oynayamazhale gelmiştir.

Bu gerçek, burjuvazinin basın yayınorganlarında da itiraf ediliyor. “Bur-juvazinin ahırı” meclislerinin, faşiz-min üzerindeki şal görevini de yerinegetiremez durumda olduğunu, böyleyönetemeyeceklerini belirterek, oli-garşiyi uyarıyorlar. Bu, açık olarakfaşizmin yönetememe krizi yaşamasınınsonucudur.

Faşizm yönetemiyor. Bunun nedenimilli krizdir. Ekonomik, sosyal ve si-yasal olarak kriz yaşamaktadır.

Faşizm yönetemiyor.Çünkü, ülkemizde kapitalizm çar-

pık ve güçsüzdür.Güçsüzdür, çünkü, emperyalizme

bağımlıdır.Çarpıktır, çünkü kendi iç dina-

mikleriyle değil, emperyalizm eliyleyukarıdan aşağıya geliştirilmiştir.

Bunun sonucu olarak, faşizmin par-lamentosu da tümüyle iflas etmiş, artıkülkemizdeki faşizmi gizleme görevinide yerine getiremez olmuştur.

Bu gerçeğin tüm halk tarafındandaha açık görülür hale gelmesi, bizlereHalk Meclislerimizi halkımıza dahakolay anlatma, daha hızlı örgütlenmeolanağı tanımaktadır.

Halkımıza burjuvazinin ahırı Par-lamentosunu da, Halk Meclislerimizide kıyaslayarak anlatmalıyız.

TBMM Mi?Halk Meclislerimiz mi?

- TBMM halkı temsil eden bir mec-lis değil, emperyalizmi ve onun işbir-likçisi bir avuç asalak oligarşik sınıfıtemsil eden bir kurumdur. Aldığı tüm

kararlar emperyalizmin ve oligarşininçıkarlarını savunur, halka karşıdır.

TBMM’nin aldığı kararlarla, emper-yalist ve işbirlikçi tekeller zenginliklerini5 kat büyütürken, halk yoksullaşır, açlarordusuna yenileri eklenir.

TBMM’nin aldığı kararlarla, emper-yalist tekeller ve oligarşinin sömürü öz-gürlüğünün önünde herhangi bir engelbırakılmazken, halkın tüm hakları veözgürlükleri arka arkaya ortadan kaldırılır.Halkın en küçük talepleri “terörizm”diye tanımlanıp, kanla bastırılır.

TBMM’nin aldığı kararlarla, buülkenin tüm zenginlikleri ve olanakları,bir avuç asalak patronun, toprak ağa-sının, tefeci-tüccarın hizmetine sunu-lurken, halk bu ülkede sığıntı durumunadüşürülür.

Halk Meclisleri, bugün ülkemizdeiktidar gücü değildir, ama mahalleleri-

Halk MeclislerindeÖrgütlenelim

Oligarşinin Faşist ParlamentosuBizim Halk Meclislerimiz Var

- Dersim’de Seyit Rıza Parkı”ndaKemal Gün’ün açlık grevi 61. gü-nünde sürüyor.Ne istiyor Kemal Gün? Çocukları-nın cenazesini istiyor. Başka bir şeydeğil. Bunun için 70 yaşındaki KemalGün, 60’lı günleri geçen bir açlıkgrevine girmek, ölümüne direnmekzorunda bırakılıyor. Çünkü, faşizmleyönetilen bir ülkede yaşıyoruz.Faşizme karşı, halk olarak gücümüzübirleştirmekten, birimizin sorununutüm hepimizin ortak sorunu halinegetirmekten başka yolumuz yoktur. Bunun için, İstanbul’da KemalGün’ün açlık grevine destek açlıkgrevi başlatıldı. Polisin saldırılarına,kurşunlamasına rağmen KemalGün’e destek açlık grevimiz sürüyor.

Kemal Gün’e destek vermek içinhep birlikte büyütelim direnişimizi. Ankara Yüksel Caddesi”nde ise,Kamu Emekçilerimiz açlık grevle-rinin 50’li günlerinde sürmektedir.- 26 Nisan tarihinde, gece saat 02.20sıralarında dergimizin Gazi Mahal-lesi”ndeki bürosu, faşist AKP ikti-darının, faşist polisleri tarafındansaldırıya uğramış, pencere demirlerikesilerek girilen büromuzda bulananyoldaşlarımız gözaltına alınmıştır.Dergimizin faşizmin saldırısına uğ-ramasının nedeni, faşizmin yalanlarıkarşısında gerçekleri yazmamızdır.Faşizmin saldırısının nedeni, faşizmekarşı mücadelenin büyütülmesine,halkımızın örgütlenmesine hizmeteden yayın politikamızdır.

Faşizmin saldırısının nedeni, gelen1 Mayıs günlerinde mücadeleyi bü-yütmemizi engellemektir.Başaramayacaklar. Halkımızın, sizlerin sahiplenmesiyle,derginiz Yürüyüş’ü herkese ulaştırmakararlılığı ile hareket etmeniz saye-sinde, saldırıları boşa çıkacak. Yü-rüyüş halkımıza ulaşmaya devamedecek. Beyinlerde faşizmin yalan-larını yıkarak devrimi büyütmeyedevam edecek aracımızdır. Her bi-rimiz dergimizi bir kişiye daha ulaş-tıralım.- Cephe olarak 1 Mayıs’ta bir kezdaha Taksim diyoruz. Gelin, Cephesaflarında bir kez daha Taksim içindirenelim, Taksim’i kazanmak içinyürüyelim.

her okurumuz dergimizin gönüllü daPıtımcısıdır

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

Atasözü:Ne zaman, ne yapacağını

bilmeyenin günlerihep kısadır.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!28

Page 29: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

mizde aldıkları kararlarla, halkın kendikendini yönettiği, kendi çıkarları içinkararlar aldığı bir kurum oluşturabilir-ler.

Halk, ancak kendisi karar almaolanağına sahip olduğunda, alınan ka-rarlar halkın çıkarlarına hizmet ede-cektir. Halkın kendi kararlarını almaorganları da Halk Meclisleri olacaktır.Bugün henüz küçük küçük örgütlen-meler olarak kurulan Halk Meclisle-rimiz, yarın halkın iktidar olmasındaişlev yüklenecek ve halkın iktidarınınorganları haline geleceklerdir.

- Oligarşinin meclisi TBMM ül-kemizin emperyalizmin yeni sömürgesihaline getirilmesinin kararlarını alanmeclistir. Ülkemizde kurulan NATOüsleri, ülkemize giren emperyalist te-keller TBMM’de alınan ya da onay-latılan kararlarla gelmişlerdir. TBMM;ülkemizdeki emperyalist işgal ve sö-mürünün suç ortağıdır.

Halk Meclislerimiz, ülkemizinbağımsızlığı ve sömürüye son vermekiçin mücadele ederler.

- Oligarşinin meclisi TBMM’dehalkın sorunları gündem yapılmaz,tartışılmaz.

Halk Meclislerimizin tek gündemihalkın sorunlarıdır. Hedefi, halkın so-runlarına çözüm üretmektir.

- Oligarşinin meclisi TBMM, çe-şitli milliyet, din ve mezheplerden

oluşan Anadolu halkını birbirine düş-manlaştırarak, birbiriyle çatıştırarakyönetir. Bunun için halk güçleri ara-sında yapay çelişkiler oluşturur, ça-tışma yaratır, provokasyonlar örgütler,katliam yapar.

Halk Meclislerimiz, tüm halk güç-lerini gerçek düşmanları, emperyalizmve oligarşiye ortak çıkarları çerçeve-sinde birleştiren örgütlerimizdir.

- Oligarşinin meclisi TBMM, hal-kımızın kültürüne, yaşam biçimine,değerlerine düşman bir meclistir. Sö-mürü ve zulüm düzeninin çıkarları için,kökleri binyıllara uzanan değerlerimizesaldırır, halkı çürüme ve yozlaşmanınbataklığında yok etmek ister.

Halk Meclislerimiz, bir avuç zen-ginin çıkarları için halkımızın değerle-rinin, kültürünün yok edilmesine, yoz-laştırılmasına karşı mücadele eder, halkkültürümüzü ve değerlerimizi yaşatmakve geliştirmek için çalışmalar yürütür.

- Oligarşinin meclisi TBMM, dış-ilişkilerde de emperyalizmin ve biravuç asalak oligarşinin çıkarları içinkararlar alır, halk çocuklarını emper-yalist çıkarlar için Kürt, Arap ve diğerhalklarla savaşa gönderir, halklar ara-sında düşmanlığı ve ırkçılığı kışkırtır.

Halk Meclislerimiz, emperyalizmekarşı dünya halklarının dostluk vedayanışmasının büyütülmesi için ka-rarlar alır. Halkımıza, gerçek düş-

manlarının, dünyanın diğer yoksulhalkları değil, emperyalist tekeller ol-duğunu gösterir.

- Oligarşinin meclisi TBMM,halkımıza ülkemiz ve dünya gerçek-lerini değil, yalanları anlatır. Eğitimsistemini de güncel politikalarını dabu yalanlar üzerine kurar.

Halk Meclislerimiz, ülkemiz vedünya gerçeklerini tüm çıplaklığıylahalkımızın önüne koyacak, halkımızıgerçek bilgiyle donatacaktır.

Sonuç olarak;TBMM emperyalizmin ve oli-

garşinin çıkarlarının savunucu veonların meclisidir. Halkla ilgisi yok-tur. Bu parlamento onların parla-mentosudur. Bu parlamentoda, hal-ka yer yoktur, halkın sorunlarınınçözümü yoktur.

Halk Meclislerimiz, halk olarakkendi kendimizi yönetme organla-rımızdır. Bugün iktidar mücadele-mizin organlarıdır, yarın halk ikti-darının organları olacaklardır.

Halk Meclislerimizde örgütle-nelim, Halk Meclislerimizi büyüte-lim.

OPORTÜNİSTBir ordasınbir burdasınbelli değil ne yandasınne kaygan şeysin sentutulmazsınBir bakmışsınhalktan yanabir bakmışsın karşı saftaiki ipte oynayanbir canbazsınDireniş derken dilinbükülüverir belinne omurgasız şeysin sendik durmazsınEmek sarsan

talan çıkardevrim sarsandüzen çıkarhalkı dolandıranmadrabazsınAçarsın kutuyusosyalizmhokus pokus dersinemperyalizminsanları aldatanhokkabazsınoportünistreformistsintarih mahkumettiamauslanmazsın...utanmazsın.

Faşizm yasaklıyor, saldırıyor, halkın örgütlenmesini,mücadelesini engellemeye çalışıyor.

Ya faşizmin saldırıları karşısında çözümsüzlüğe teslimolacağız ya da yeni yöntem ve araçlar geliştirerek örgütlen-memizi, mücadelemizi sürdüreceğiz.

İşte, faşizmin yasaklarından biri de GrupYorum,Bağımsız Türkiye konserinin yasaklanması oldu.Halkımız bu yasaklara teslim olmadı. Çatı konserleri yönte-mini geliştirerek, faşizmin yasak duvarını aşmayı başardı.

Faşizm, halka ulaşmamızın yollarını kapatıyorsa, bizyeni yöntemlerle açacağız. Açıyoruz.

Faşizm, halk için müziğin önünü kesiyorsa, biz halk içinmüzik yapmanın önünü açacağız.

Faşizm, bağımsızlık talebini engellemek için yasaklıyor-sa, biz yeni yöntem ve araçlar bularak bağımsızlık talebimizihaykıracağız, halka maledecek ve örgütleyeceğiz.

Çatı konserleri, mücadelemizin ihtiyaçları çerçevesindeyöntem ve araçlarımızı yenilemede bir sınırımızın olmadığı-nı gösteriyor.

iideolojik mücadele yöntem ve araç

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

291 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Okmeydanı

Page 30: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Faşizm mahallelerimize, evlerimi-zin içine girerek katlediyor evlatları-mızı. Dilekler’e, Berkinler’e, Yılmaz-lar’a, Barış Kerem ve Oğuzhan Er-kul’u eklediler.

Katliamlar karşısında halk olarakçözümsüz kalamayız.

Peki, çözümümüz nedir? Örgüt-lenmeliyiz.

Halkı örgütleme görevi öncelikleörgütlü devrimcilerin omuzlarındakibir görevdir.

Nasıl örgütleneceğiz? Örgütlenmek için her devrimcinin

önündeki temel görev halka gitmektir.Halka gitmeliyiz, faşizmi anlatmalıyız.Bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız.

Faşizme karşı direnebileceğimizi,kazanabileceğimizi anlatmalıyız.

Bunun için, halka ait tüm evlerinkapısını çalmayı hedefleyeceğiz. Hereve gireceğiz, ayrım yapmadan herkesedevrimi anlatacağız. Özellikle de hiçdevrimi bilmeyenlere anlatacağız.

Halkımızın kimi kesimleri, büyük

oranda devrimci düşüncelere ya-bancı ve faşizmin ideolojik etkisialtında devrime karşı önyargılarlaşekillenmiştir. Bu kesimlere ulaş-

malıyız, devrimci düşüncelerle tanış-tırmalıyız. Faşizm gerçeğini anlatma-lıyız. Emperyalizmin işbirlikçileriningerçek yüzlerini teşhir etmeli, düzeninetkisinden kurtarmalıyız.

Örgütlenmek ikna etmektir. Devrimve düzen gerçeği konusunda ikna et-meliyiz.

Bunun için halka gitmeliyiz.Halka gitmek, halkın kapısını çal-

mak, evine girmek, oturmak, sorun-larını ve çözümleri konuşmaktır. Halkagitmek;

- Kaç evin kapısını çaldık?- Kaç evden içeri girebildik?- Ne konuştuk, ne anlattık in-

sanlara?- Hangi konuda nasıl ikna et-

tik?sorularına doyurucu cevaplar ve-

rebilmektir.

Örgütlemek İkna EtmektirÖrgütlenmek, halka gerçekleri an-

latmak, yaşanan sorunların nasıl çö-züleceğini anlatmak ve insanları ör-

gütleyerek mücadele etmeye ikna et-mek anlamına gelir.

Bunun için ezbere, basma kalıpkelimelerle konuşmaktan kurtularak,etkili ajitasyon-propaganda çalışmasıyürütebilmeliyiz.

Bunun için; - Halkın sorunlarını bilmek ge-

rekir.- Sorunların çözümü konusunda

kafamızın açık olmasını gerektirir.Bunun için ideolojik donanımımızıarttırmamız gerekir.

- Kitlelerin anlayabileceği dili,üslubu kullanmak gerekir.

- Kitlenin ruh halini, tepkilerini,öfkesini, kaygılarını yani düşünceve duygularını bilmek gerekir.

Ajitasyon-propaganda faaliyetinigüçlendirmek için, yöntem ve araç-larımızı zenginleştireceğiz.

Tiyatroyu, Sinemayı, Şiiri, Türkü ve şarkıyıhalka ulaşmanın tüm yöntemlerini

etkili şekilde kullanabilmeliyiz.Gerçekleri halka anlatmanın tek

bir yöntemi yoktur, tek bir biçimiyoktur. Halkın her kesiminin aynı

Çözüm Cesaret, cesaret, cesaret.

Cüret, cüret, cüret.Faşizm, halkı sindirerek yönetiyor. Faşizmin bu politikalarının üzerinde hayat

bulabileceği zemin, devrimci saflardaki cesaretsizlik, cüretsizlik olabilir. Cüretsizlik, faşizme karşı halk dinamiklerini hayata geçirmeyi engellemektedir. Cüretsizlik,

kendine ve halka güvensiz, halkın devrimci dinamiklerine güvensiz bir tavır ortaya çıkarmakta, faşizmegeri adım attırabilecek eylemlere önderlik etmeyi engellemektedir.

Cüret, cesaret devrimimizin temel sloganlarından biri haline gelmelidir. Halkın faşizme karşı cüretli eyleminiörgütleme görevi devrimimizindir. Faşizm karşısında halkın militan eylemine inanmayan bakış açısı devrimiddiasını yitirmiş bakış açısıdır. Faşizmin gücünü, emperyalizmin gücünü mutlak ve yenilmez gören bakış

açısıdır. Bu bakış açısının, bilimsel düşünce ile ilgisi yoktur. Bu bakış açısı, emperyalist sisteminzayıflıklarını, devrimin ideolojik gücünü göremeyen bakış açısıdır.

Devrimimizin kadrolarının bu bakış açısına teslim olmadan, halkın devrimci eylemineönderlik etmesi, cüretle halkı faşizme karşı örgütlenmeye ve eylemeyönlendirmesi gerekir. Cüretli olmak için tarihimize, şehitlerimize

bakmalıyız, oradan güç almalıyız.

soru

n

cüre

tsizli

k

Faşizme KarşıÖrgütlenmeliyiz

Evlatlarımızın Katili PolisMahallelerimizden Defol!

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!30

Page 31: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

yöntem ve biçimlerden aynı derecedeetkilenmesini bekleyemeyiz. Halkınher kesimine yönelik, değişik bir dil,üslup, yöntem, araç geliştirmeliyiz.

Bazen konuşarak bir saatte anla-tamadığımız şeyi bir şiirdeki bir bö-lümü etkili bir şekilde kullanarak an-latırız. İnsanlarla kuramadığımız sa-mimiyeti yaptığımız bir tiyatro çalış-ması sırasında kurabiliriz. Sanatınpropaganda alanındaki gücünden ya-rarlanmasını bilmek zorundayız.

Örgütlenmek İdeolojikMücadeleyi Kazanmaktır

Halkı örgütlemek, halkı düzeninideolojik etkisinden kurtararak, devrimciideolojiyi halka benimsetebilmektir.

Bu, düzen ideolojisine karşı yaşamınher alanında bitmek bilmeyen bir ideo-lojik mücadele yürütmek demektir.

Faşist düzenin ideolojisi, halkakarşı bir ideolojidir. Faşizmin ideo-lojisi, bir avuç asalağın çıkarlarını,yüzmilyonların, milyarların çıkarla-rının üzerinde tutan çürümüş bir ideo-lojidir.

Faşist ideoloji, dünyada 8 kişininmülkiyetinin, 3.5 milyar insanın mül-kiyetine eşit olmasını meşru kabuleden bir ideoloji-dir.

8 asalağı, 3.5 milyar insanla eşit-leyen bu ideolojiyi mahkum etmek,halkın kendi yaşamına değer vermesinide sağlamak demektir.

Üreten halktır, emek harcayanhalktır. Faşizmin ideolojisini mahkumetmek, asalaklığı, sömürüyü mahkumetmektir. Bu haklılığını kimsenin inkaredemeyeceği gerçekleri halka götür-mek demektir.

Devrimin ideolojisi, her zamanemperyalizmin yalanlarından, halkdüşmanı ideolojisinden daha güçlüdür.Emperyalizm ve oligarşinin avantajı,elindeki devasa medya olanağıdır. İk-tidar olanağıdır.

Bu olanak karşısında, devrimciningücü, kolektif bir emekle, sürekli halkagitmek, halkı örgütlemektir. Neden?Çünkü bu sömürü düzenini yok edebi-lecek, ideolojik kararlılık, ısrar sadeceve sadece devrimcilerde vardır. Bununiçin egemenlerin, bu kokuşmuş düzeninsözcüleri ağızlarını her açtıklarında bü-yük bir tahammülsüzlükle, "halktan ko-puklar, sayısal olarak bir avuçlar, halklabir ilişkileri yok" gibi şeyler söyleyerekdevrimcilere saldırırlar. Ancak her nehikmetse bu kadar küçümsedikleri dev-rimcilere karşı topyekün orduyu tankıyla

topuyla, yani tüm vargüçleriyle

saldırmaktan da geri duramazlar. Düş-man şunu çok iyi biliyorki kokuşmuşdüzeni alaşağı edebilecek tek güç M-Lideoloji ile donanmış devrimcilerdir.Bundan dolayı bugün iliklerimize kadaryakılarak yok edilmek isteniyoruz. Bu,düşmanın devrim korkusunun çok dahafazla büyüdüğünü gösterir, bizim debu ana çok daha fazla yaklaştığımızı.

Eğitim: Bir devrimcinin en iyi eğitimaracı kendisidir.

Bunun anlamı nedir?Bunun anlamı, anlattığımz her şeyde,

kendi yaşantımız ile örnek oluşturmamız ge-rektiğidir.

Ancak bunu başarabilirsek, yaptığımızeğitim etkili ve dönüştürücü olabilir.

Ancak bunu yapabilirsek, söz ile öz, teoriile pratik arasında uyumu sağlamış oluruz.

Eğitimde, ikna edici ve dönüştürcü ola-bilmenin koşulu da budur.

İnsanın, elleri, beyni ve bedeni; en önemlieğitim ve pratik aracımız bunlardır. Dilimizinsöylediğiyle, beynimizin ve bedenimizin yaptığıbir olmalı.

Ajitasyon-Propaganda: Devrim ajitasyon, propa-gandasız olmaz. Bu kesindir.

Bu nedenle, devrimi nasıl benimsiyor ve seviyorsak, devrimcipropaganda ve ajitasyonu da öyle benimsemeli ve sevmeliyiz.

Ajitasyon ve propaganda yapmadan, politika yürütmek, kitleleridevrim saflarına çekmek ve devrim yapmak mümkün değildir.

O halde kendimizi kesinlikle bu iki kavrama uzak görmemeliyiz. Burdan şu sonuç çıkar: Her devrimci, aynı zamanda ajitasyon ve

propaganda yapan biri olabilmelidir. Bunu yapmak bir "yetenek" meselesi değildir. Ajitasyon ve pro-

paganda yeteneği, eğitimle ve pratik tecrübe ile kazanılır. Devrimci görüşlerin propagandasını yapmayan, devrimci eylem-

lerin kitleselleşmesi için ajitasyon yapmayan bir devrimci düşünü-lemez.

Bunun için,"ben yeterli değilim", "ne anlatacağımı bilmiyo-rum" gibi gerekçeler kabul edilemez.

ÖRGÜTLEMEYE DA�R...Açlı�ı örgütlemek Ferhat

Toklu�a kapı açar

Açaca�ız

Mazlumu örgütlemek Ferhat

Zalimi zamana asar

Asaca�ız

Hayatı örgütlemek Ferhat

Ölüme kafa tutar

Tutaca�ız

Ate�i örgütlemek Ferhat

Karanlı�ı fena yakar

Yakaca�ız

Sevdayı örgütlemek Ferhat

Düzeni temelden yıkar

Yıkaca�ız

Açlı�ımızı derinden derine

Direni�imizi ilmek ilmek

Hayatımızı ölümüne ölümüne

Ate�imizi yürek yürek

Sevdamızı dövü�e dövü�e

Örgütledikçe Ferhat el ele

Tarih yarına çıkar

Çıkartaca�ız...

Ümit �lter

Devrimci Kişilik:Devrimci kişilik, faşizme karşı ideolojik mücadeleyi

yaşamın her anına yayan, ajitasyon propaganda faaliyetinietkili şekilde kullanarak, halkı faşizmin ideolojik etkisinden

kurtarmayı, devrim saflarında örgütlemeyi başarankişiliktir.

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

311 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 32: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Tarih: 14 Nisan 2017 Yer: Gazi MahallesiKatiller: AKP’nin faşist polisleriKatledilen: Barış Kerem ve Oğuz-

han Erkul isimli halk çocuklarıEvlatlarımızın katili faşizmdir.Evlatlarımızın katilleri aramızda,

mahallelerimizde dolaşıyorlar.Kendi can güvenliğimiz, evlatla-

rımızın can güvenliği için mahalle-lerimizden bu halk düşmanı katillersürüsünü söküp atmalıyız.

Nasıl? Kitlesel protesto gösterileriyle,kitlesel direnişlerle, eylemlerle faşistpolisleri mahallelerimizde kabul etme-yeceğimizi göstererek ve mahalleleri-mize giremez hale getirerek, mahalle-lerimizde meşrulaşmalarına izin ver-meyerek mahallelerimizden atacağız.

Aynı zamanda, MahallelerimizinŞahanları aracılığıyla katil polislerimahallelerimizde ellerini kollarınısallayarak dolaşamaz hale getirecek,mahallelerimizden atacağız.

Faşizmin Eli KanlıKatilleriMahallelerimizinŞahanları Var

Faşizme karşı halkın devrimci şid-detini örgütlemekten başka yolumuzyoktur.

Reformizm, halkın devrimci şid-detini “terör” diye damgalıyor. Biz-lere, faşizmin mahkemelerini, faşizminparlamentosunu sorunlarımızın çözümyeri, güvenliğimizi emanet edeceğimizyer olarak gösteriyorlar.

Gerçekten cangüvenliğimizi faşiz-min mahkemelerine emanet edebilirmiyiz?

Berkin’in, Ali İsmail’in, Dilek Do-ğan’ın, son olarak Uğur Kurt’un ka-tillerini adeta ödüllendiren, halk düş-manı katilleri katliamlarına devam et-meleri için cüretlendiren faşizminmahkemelerini, gerçekten cangüven-

liğimizin teminatı olarakgörebilir miyiz?

Hayır!Değil can güvenli-

ğimizin teminatı olmak, katlimizeferman çıkaran ellerle, bedenlerimizekurşun sıkan ellerle aynı eller olduklarıaçık. Kendimizi onlara emanet etmek,canımızı katillerimize emanet etmekolur.

Bu eli kanlı katillerin son kararları,Okmeydanı’nda faşist polis kurşu-nuyla katledilen Uğur Kurt’un katilipolisi 1 yıl 8 ay göstermelik ceza ileödüllendirmek olmuştur.

Can güvenliğimizi faşizmin par-lamentosuna emanet edebilir miyiz?

Buna da, aklı başında kimsenin“evet” diyemeyeceği kesindir. Bizimgibi sürekli faşizmle yönetilen ülke-lerde, parlamento sadece faşizmin üze-rini örtmek için bir şal işlevi görür.Emperyalizmin ve oligarşinin çıkarlarıiçin, halka karşı savaşta kendilerinebiçilen misyonu yerine getirmek dışındabir işlevleri ve bir iradeleri yoktur.

Seçimlerde kendilerine oy verenhalk kitlelerine karşı bir sorumluluklarıyoktur, onların sorumluluğu kendileriniaday gösteren partilerinin yönetimle-rine, onların temsil ettiği oligarşik sı-nıflara ve emperyalizme karşıdır. Yap-tıklarının hesabını onlara verirler,halkın tepkilerini, taleplerini ise faşistterörle ezerek susturma yolunu tercihederler.

O halde, saflaşma açıktır. Faşizminkatil ve halk düşmanı güçlerinin kar-şısında, halkın kendi silahlı güçleriolmak zorundadır. Faşizmin eli kanlıkatiller sürüsü var, bu katil sürüsünüher geçen gün büyütmeye çalışıyor.Halkın da, Mahallelerin Şahanları ör-gütlenmesi var. Eli kanlı katiller, fa-şizmin silahlı güçleridir, Mahallele-rin Şahanları halkımızın silahlı güç-leridir.

Cephe, Tüm HalkımızıMahallelerinŞahanlarında

Örgütlenmeye ÇağırıyorÖncelikle kendi gücümüze inan-

malıyız. Bilmeliyiz ki, halk olarakkendi gücümüzden başka güvenebi-leceğimiz başka bir güç yoktur.

Faşizm, kendi gücümüze güven-memizi engellemek için politika ge-liştiriyor, halkı aşağılıyor. Bu faşistpropagandanın etkisi altında kalma-dan, kendi gücümüze güvenmeliyiz.Birbirimize güvenmeliyiz.

Halk olarak, faşizmden daha güç-lüyüz. Faşizmin eli kanlı katillerindendaha cüretliyiz, inançlıyız.

Onların gücü ellerindeki silahıngücüne dayanır. Bizim gücümüz, hak-lılığımıza, feda bilincimize, cüretimize,kültür ve değerlerimize, ideolojimizeve inancımıza dayanır.

Biz faşizmden çok daha güçlüyüz.Stalingrad’dan Vietnam’a sayısız kez,emperyalizmin faşist ordularını ye-nilgiye uğrattık. Yine yeneriz, yineyeneceğiz. Bu güvene sahip olmalıyız.Bu bilinç ve güvenle Mahallelerinşahanlarında örgütlenmeli ve faşizmekarşı savaşmalıyız.

Sonuç olarak; Faşizme karşı can güvenliği so-

runumuz var. Bu sorunu kendigücümüzle çözeceğiz.

Mahallelerin ŞahanlarıEvlatlarımızın Katillerini

Mahallelerimizden Atacağız!

UUmut KiUmut ki yu¨reg˘imdir Halk olmus¸ yu¨reg˘imdir Adini Onur koydug˘um kavga Bu¨yu¨ de umudu dog˘ur Kimi gu¨n du¨s¸u¨m olur Sese do¨ner beni so¨yler Kimi gu¨n ru¨zgarlanir Kus¸a do¨ner go¨g˘u¨ so¨yler Bileg˘im kelepc¸eli Kolum zincirli olsa Dudag˘im filizlenir Kirilmis¸ dali so¨yler

Nihat Behram

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!32

Page 33: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Bizim Çocuklarımız NedenÖldü O Zaman. Onlar "BizBi Ölelim De Gelelim mi?”Dediler

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma madenocaklarındaki patlamada katledilen 301madencinin ailelerinin patronlar aleyhineaçtığı davanın 17. duruşması yapıldı.

Manisa AKHİSAR’da yapılan du-ruşmada savcı mütaala vermedi. 17Temmuz 2017 tarihine ertelenen mah-kemede aileler ölümlerin yaşandığıocakların sahibi olan Can GÜRKAN'ave avukatlarına sık sık tepki gösterdi.

Mahkemenin bugün görülen kısmındasanıkların savunması vardı. İlk sözüEYNEZ MADEN firmasının ve doğalolarak Alp GÜRKAN ve Can GÜR-KAN’ın avukatı aldı. Kasten adam öl-dürmekten değil de "olası kasıt" ile adamöldürme suçu üzerinden savunma yaptı.Savunmada bilirkişinin raporlarının ger-çeği yansıtmadığını savunuyor. Yineaynı avukat "bu madenler sürekli de-netlenen ocaklar bir sorun var ise devletburayı neden kapatmadı? Yani buradadevletin denetimi var. Neden o zamansadece birkaç kişi yargılanıyor." dedi.

Mahkeme süresince EYNEZ firmasıadına sahipleri ve avukatları tarafındansöylenen tek doğru söz de buydu. Evetburalar devlet tarafından da denetlenenyerler ve katil ayrıca sadece EYNEZ fir-ması sahipleri değil. 301 madencininkatili AKP iktidarıdır. Neden devlet adınayargılanan kimse yok, sorusunu soruyormaden sahibi ve avukatları. Bizde soru-yoruz neden yok? Çünkü yok suç ortağınız.301 madencinin katilleri yargılansın vecezalandırılsın.

Avukatın arkasından EYNEZ MA-DENCİLİK’in sahibi kendini savun-maya başladı.

EYNEZ firmasının patronu, savun-masında patlamanın bir ihmal sonucudeğil bir sabotaj olduğunu ima ediyorve bunun üstünden kendisini ve yargı-lananları savunuyor. Bir saate yakın sa-vunmasında bir defa bile ölümlere de-ğinmiyor. Sanki orada 301 kişi can ver-memiş. Ve saatler boyunca nasıl iyi birpatron olduğunu ve madende yaptıklarıyenilikleri anlatan Can GÜRKAN tambir sınıf bilinci ile hareket ediyor. Birmaden patronu olarak kaç maden mü-hendisi çalıştırdığını anlatan Can GÜR-KAN "bu olay olana kadar bana hiçkimse kötü diye bakmadı. Ben 6 bin ki-şiye ekmek verdim" diye övünüyor.

Tam o anda mahkeme salonunda ikioğlunu kaybeden ana "ekmek vermişsanki bedava mı verdi? Benim oğullarımçalıştı. Kömür yakmadı kimse, kendinigandırmasın et yaktı, insan eti yaktı.Evlerde maden de insan eti koktu sobalar"diyordu sessizce. Yüksek sesle konuşanolursa mahkemeden çıkaracağını duyur-muştu mahkemenin hakimi. Biliyor kibu kadar yalan tepkisiz dinlenemez. Bunedenle mahkeme baştan tedbir alıyor.Yani "susmazsanız bu yalancıları ve ka-tilleri dinleyemezsiniz" diyor.

Katil kendisini savunurken bir yandanda aslında sınıf kinini kusuyordu. 1 saatsüren savunmasında bir defa bile 301ölümü görmedi. Hiç ölümden bahsetmedi.Savunmasının sonunda mahkeme heye-tinin FETÖ örgüt üyeliği ile suçlanabile-ceği imasında bulunmayı ihmal etmedi.Kendisine bir linç uygulandığını bu mah-kemenin bu kadar kamuoyunda yer al-

masını ise terör örgütlerinin kendisi ileilgili yürüttüğü linç kampanyasının sonucuolduğunu söyledi. Son derece soğukkanlıve sınıfının çıkarlarını, insanların yaşa-mından üstün tutan tam bir kapitalist.Yüzde 300' lük karı için değil 301 işçiyi,6 bin işçiyi öldürebilir bir kapitalist.

Mahkemenin ilerleyen bölümlerindegerek diğer suçluların gerek avukatla-rının savunmalarına aileler mahkemehakiminin uyarısına rağmen tepkilerinigösterdi. Katillere tepki gösterenler sa-londan çıkartıldı. Salonda aileler iledayanışmaya gelenlerin arasında der-nekler ve işçi örgütleri siyasi partilerdenbirçok insan vardı.

Tepki hiç dinmedi. Bir ana arkadansesleniyordu. "Madem orada gaz bi-rikmedi o zaman neden patlama oldu.Bizimkiler neden öldü. Yoksa bizimki-lerin canı ölmek mi istedi. Ya da biz biölüp gelelim mi dedi." diye. Mahkeme2. gün de devam etti.

Soma'da katledilen 301 madencinindavası tam bir tiyatro gibi sürüyor. 17.kez görülen mahkemede halen bir kararverilmedi. 17 Temmuz 2017 tarihineertelenen mahkemede ne sonuç çıkacakşimdiden tahmin etmek zor değil. Budevlet katilini hep korumuştur onlarıda koruyacaktır.

Mücadele Etmek Yaşatır, Boyun Eğmek Öldürür

SOMA halkı başta olmak üzere tümhalkımıza ve işçi kardeşlerimize sesle-niyoruz.

Katil devlet bizleri korkutarak müca-dele etmemizi engelliyor. Bizleri katlediyor.Onların mahkemelerinde adalet aramamızıöğütlüyorlar. Kendi mahkemelerindeadalet ararken bile sesimizi kısıyorlar.Biz konuşursak sesimizi kısanlar, bizi

Soma Davasında, Mahkeme Katilleri Aklamaya Çalışıyor

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

331 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 34: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

onar yüzer öldürenlere ceza bile vermiyorlar. Yani bir yargılamaoyunu oynuyorlar. Bizler ancak mücadele edersek yaşarız.Mücadele etmez isek her gün öldürecekler. Türkiye'de her günişçiler ölüyor. Madende ölüyor, inşaattan düşüp ölüyor.

Bizler bu zulme karşı direnmez isek kapitalist zalimlerbizi her gün katledecektir.

Burada devrimci işçilere düşen görev katillerin sınıfbilincini görüp onlara karşı kendi sınıf kinimizi büyütmektir.Bizim sınıf kinimizin zayıflığından güç alıyor katiller. Onedenle SOMA davasını sahiplenelim ve sahiplenmesini sağ-layalım. Zalime boyun eğmeyelim. Zalime boyun eymekölmek demektir. Yaşamak ve yaşatmak için direnelim.

Maden İşçilerini Katledenleri Cezasız Bırakmayacağız!13 Mayıs 2014’te Soma’da katledilen 301 madencinin

ailelerinin Eynez Madencilik aleyhine açtığı davanın 17.duruşması yapıldı. Mahkemede kendini savunan katiller ölen ma-dencileri yok saydı. Sanki orada hiçbir ölüm olmamış ve sadece birşey yaşanmış gibi davrandı. Ailelerin tepkisine neden olan savunmalarakşam geç saate kadar devam etti. Mahkemenin ilk günkü oturumunsonunda gerginlik yaşanması sonucu duruşma 2. gün de devam etti.Mahkeme başkanı savcılığa bir sonraki duruşmada mütalaasını ver-mesini isteyerek duruşmayı 17 Temmuz 2017’ye erteledi. Devrimciİşçi Hareketi’nin de katıldığı mahkemeye aileler ve demokratik kitleörgütlerinden az sayıda katılım vardı.

Soma madenlerinde katledilen 301 işçinin katili 36 duruşmadırbulunamadı. 301 madencinin katledildiği Soma davasının 36.duruşması 18 Nisan 2017’de yapıldı. Davayı takip etmek içinDevrimci İşçi Hareketi (DİH) ve Adalet Okulu öğrencileri İstanbul’danmahkemenin yapıldığı Akhisar’a gitti.

18 Nisan sabahı Akhisar’da toplanan ölen işçilerin aileleri,Birleşik Haziran Hareketi, Halkın Kurtuluş Partisi, Sosyal HareketDerneği kortej oluşturdular. “301 Madenciyi Katledenlere Ceza İsti-yoruz” yazılı pankart açan DİH, Akhisar Tren Garı’nın önünden, du-ruşmanın yapıldığı salonun önüne kadar yürüdüler. Ortak olarak“Soma’yı Unutma Unutturma!", "Somanın Hesabı Sorulacak!","Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak!” sloganlarıyla birlikte DİH’liler"Tutsak Madenciler Serbest Bırakılsın!", "Volkan Çetin, GökhanAyaydın Onurumuzdur” sloganlarını attılar. Mahkemenin başlamasıylabirlikte söz alan katiller ve asalaklar mahkemeyi oyalama, uzatmaamacıyla her yolu denediler. Katil Can Gürkan yaptığı savunmadakendisinin her türlü tedbiri aldığını uzun uzun anlatarak, sabotaj ya-pıldığını iddia etti. Konuşması boyunca sınıf kinini kusan katil CanGürkan mahkemeye ve suç ortağı devlete aba altından sopa göstermeyiihmal etmedi. Konuşmasında; “Bizi devlet denetliyordu eksiğimizvarsa neden kapatmadı” dedi. Mahkeme heyetinden bir üyesininFETÖ terör örgütü üyeliğinden tutuklandığını anlattı.İşçilerin avukatlarıkatillerin ve onları savunanların mahkemeyi uzatmak için çabaladıklarınısavcının ve mahkemenin heyetin de buna ortak olduklarını belirtereksavcı ve heyeti şikâyet edeceklerini belirttiler. Mahkemenin sonundasöz alan Can Gürkan “Bizler DHKP-C, TAK, ve TİKKO örgütlerininhedefindeyiz” dedi. Mahkemenin bitiminde salon önünde açıklamayapan Avukat Selçuk Kozağaçlı, mahkemenin daha çok sahiplenilmesiniistedi. Son olarak DİH gelen kitle dağılırken pankart açıp “Adalet İs-tiyoruz Alacağız!”, "Soma’nın Hesabını Soracağız! Katillere Cezaİstiyoruz” sloganları attı.

ŞİİR: (Sacco ve Vanzetti İçin)Onların cebinde fırkamızın bileti yoktu.Onlar kurtuluşun kapısına varmayıferdin cesur hamlelerinden umaniki saf ve namuslu çocuktu!Ne milyonların rehberiydi onlar,ne de inzibatlı bir inkılap ordusunun askeri!ihtilalin sıra neferiydi onlar,ihtilalin namuslu iki neferi.Yanıyordu kanlarında şavkı İtalya güneşlerinin.Koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine,dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin.Yeni dünyada düştüler eski zulmün pençesine!Yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular.Elektrikli iskemleyekadife bir koltukmuş gibi oturdular.Yürekleri dört bin volta yedi dakka dayandı,yandı yürekleri, yedi dakka yandı!..Cam değildiler, kurban gittiler bir cinayete,kurban gittiler dolarların emrindeki adalete!Hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleribu iki ihtilal neferi!..Burjuvazi, katletti içimizden ikimizibu iki ölü ölmeyen iki ölümüzdür!Burjuvazi,kavgaya davet etti bizi davetleri kabulümüzdür!Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,biliriz öylece yaşamasını ölmesinihepimiz -birimiz için, birimiz -hepimiz için!..(Nazım Hikmet)

DİH’Lİ KİMDİR?DİH işçi direnişlerini sahiplenendir.Çünkü; direnişleri sahiplenmek iktidar iddiamızını

bir parçasıdır. Devrimin temel güçlerinden olan işçileriörgütlemektir.

ÖZLÜ SÖZ"Direnenler her zaman kazanamaz. Ama kazananlar,

hep sadece direnenlerdir."

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!34

Page 35: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

AKP faşizmi fütursuzca saldırıyor.Halka adalet yok! Hukuk yok! Halkınen temel demokratik hakları dahi yokhükmünde. Elli milyon insanımız aç-lık, yoksulluk içerisinde yaşarkenonlar kendilerine saraylar yapıp zevk-sefa içerisinde yaşıyorlar. Tıpkı de-vamcısı olduklarını iddia ettikleri Os-manlı gibiler. Halktan uzak ve halkadüşmanlar.

Ancak tarih şahittir. Egemenlerinhalka karşı zulümleri ne kadar acı-masız olsa da, Anadolu halklarını hiç-bir zaman tam olarak teslim alamadılar.Köroğlu oldu, Dadaloğlu oldu, PirSultan oldu… Direniş geleneği ne-silden nesile aktı durdu. Ki hiçbir za-man direniş nehrini kurutamadılar.

Bugün de bu gelenek Ankara’nınYüksel Caddesi’nde sürüyor. AKPfaşizmi OHAL ile birlikte kamu emek-çilerini hedef aldı. Kendisinden ol-mayan, kendisi gibi düşünmeyen herkesimi işinden attı. Yüzbinin üzerindekamu emekçisi işinden atıldı. Bunlarınbüyük kısmı sessizce olanı kabulle-nirken, bazıları intiharı seçti. Üyeleriatılan KESK gibi sendikalar üyelerinideğil kendi koltuklarını korumanın,AKP faşizminin hedefi olmaktan kur-tulmanın küçük hesapları içerisinegirdiler.

Bugün Kamu Emekçileri Cephesidirenmenin, teslim olmamanın tarihiniyazıyor. Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça bugün biz bu yazıyı yazarkenaçlık grevi direnişinin 47. gününegirdiler. Onlar sadece kendileri içindeğil işinden atılan yüzbinin üzerindekamu emekçisi için direniyor. Onlaraç bırakılan, yoksulluğa mahkûm edi-len, adaletten yoksun bırakılan tüm

halkımız adına, hücre hücre eriyorlar.

Her Yeri Direniş AlanınaÇevirmeliyiz

Her yerde Yüksel’de süren dire-nişin sesi yankılanmalı. Direnişi sa-hiplenen herkes, eylemleri ile Nuriyeve Semih’in süresiz açlık grevini sa-hiplenmeli. Herkesin yapabileceği birşeyler mutlaka vardır. Kimse ben neyapabilirim ki diye düşünmemeli.Nuriye Gülmen de direnişine tek ba-şına başladı. Birken iki oldu, üç oldu.Sonra Anadolu’nun dört bir yanındanyeni direnişçiler katıldı onlara… Vezafer küçük küçük galibiyetlerin top-lamıdır der ustalar. Bugün her eyle-mimiz, AKP faşizmini vuran ve dire-nişini güçlendiren adımları oluşturuyor.Halkımız baş başa vermeyince taşyerinden kalkmaz demiş. Bizlerde fa-şizmin üzerimize çöken ağırlığınıtaşın altına ilk elini koyan NuriyeGülmen’in yanında olarak, onun di-renişini tanıdığımız tanımadığımızherkese duyurarak hep birlikte kal-dırmalıyız.

Sahiplenmeliyiz. Sahiplenmek demek direnişçilerin

dediği gibi başını çevirdikleri heryerde direnişleri görmeleridir. Hergün birçok eylem haberi duymalılar.Gittikleri her yerde kulakları eylem-lerimizin sesiyle uğuldamalı.

Biz halkız. Seksen milyonuz. Vede en önemlisi hakkı olan biziz. On-ların adaletsizliği, haksızlığı karşısınaeylemlerimizle çıkmalıyız. Her birimizbir Nuriye ve Semih olmalı. Onlarnasıl ki gözaltına, işkenceye, yağmura,soğuğa, sıcağa rağmen ısrarlı bir di-reniş hattı yarattılarsa bizler de onlarınaçtığı yoldan ilerleyip onların sesini

duyurmalıyız. Ve AKP faşizmininsansürle, sessizlikle geçiştirmesi kar-şısında Nazım Hikmet’in dediği gibi,“Yok, öyle umutları yitirip karanlıktasavrulmak… Unutma; aynı gökyüzüaltında, bir direniştir yaşamak…” di-yen olabilmeliyiz.

Aynı gökyüzünün altındayız. Aynıdirenişin havasını nerede olursak ola-lım solumalı, uzakları yakın etmeliyiz.Bu nasıl olacaktır. Bulunduğumuzher yerde halka gitmeliyiz. Direnişi-mizi halkımıza anlatmalıyız. Nuriyeve Semih’i bilmeyen, tanımayan kal-mamalı. Ankara’nın göbeğinde 47gündür süren açlık grevini görmeyen,duymayan, konuşmayan basına karşıonların sesi biz olmalıyız.

Ankara’nın yoksul mahallelerindedirenişi sahiplenen yürüyüşler açık-lamalar yapmalıyız. Afişlerimizle,pankartlarımızla halkımız onları gör-meli, duymalı ve bilmeli. Otobüslerde,metrolarda, pazarlarda, meydanlar-da… Dayanışmayı büyütecek daya-nışma gecemizi örgütlemeliyiz. Hepbir ağızdan marşlarımızı, türkülerimizisöylemeliyiz, sloganlarımızı atmalıyız.Halkımızın olduğu her yerde her günbu direnişi anlatmalıyız.

AKP direnişimizi sessizlikle boğ-mak istiyor. Buna izin vermeyecekEdirne’den Kars’a, bulunduğumuzher yerden Nuriye ve Semih’in sesinihaykıracak, BİZ KAZANACAĞIZ!

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA’NIN DİRENİŞİNİ DAYANIŞMAMIZLA BÜYÜTECEĞİZ

DİRENİŞ VE BÜYÜYEN DAYANIŞMAMIZ İLE ZAFERİ KAZANACAĞIZ!

3351 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Direnişe Ses Olmaya DirenişiAnlatmaya Devam Ediyoruz

Ankara'da 22 Nisan'da Yüksel Di-renişi'nin afişleri Şahintepe, Şirintepe,Misket, NATO Yolu ve Fahri Korutürkbölgelerine asıldı. Toplamda 50 afişasıldı.

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

Page 36: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!336

Direnişçilerin Günlükleri’nden19 Nisan Çarşamba:

Bugün direnmek kadar güzel birşey daha vardı, gençliğin umudu Genç-lik Federasyonu, bunca adaletsizlikkarşısında halka umut olan HalkınHukuk Bürosu avukatları ve AdaletOkulu Derneği vardı.

Burjuva ideolojisine karşı cephedenmücadele eden, halk için devrimcibasın Yürüyüş dergisi ve Boran Ya-yıncılık emekçileri vardı.

Tüm yozlaştırma ve gericileştirmepolitikalarına rağmen faşizme karşıdirenmenin devrimci olduğunu bilenve kararlı adımlarla gelen liseli genç-lerimiz vardı.

“Ben ne yapabilirim ki? deyip birkenarda beklemek yerine, eşini dostunu30. güne davet eden, ev işlerini hızlıcatoplayıp, çocuğunu ailesine bırakarakdirenişe koşan kadınlarımız vardı.

Direniş alanına gecikmemek için“10 dakikalık yolu 2 dakikada geldim”diyen emekçilerimiz vardı.

Direnişi, polis tacizine rağmen ilkgünden beri takip eden basın emekçilerivardı.

Haklılığımızı bu kez daha kitleselhaykırdık. Hak talebim halkın taleple-

rinden ayrı değildir, bu yüzden tekbaşına iken dahi hiç yalnız değildim.

Direniş ateşini yakan Ankara-Yük-sel direnişçilerine, kararlılıkla devamettiren Malatya direnişçilerine, Aydın’a,Düzce’ye, Bodrum’a selam olsun!

Selam olsun süresiz açlık grevi ilefaşizmi yenenlere!

20 Nisan ÇarşambaCevahir Meydanı'na varıp önlüğü-

mü giymemle birlikte bardaktan bo-şalırcasına bir yağmur başladı. Islanmışzemine rahatça yapıştı ozalitim, nerüzgar tanıdı bir daha ne dolu. Koştu-rurken istemeyerek basanların ayakizleri bile iz bırakmıyordu. Yazı tahtamıkuramadım, elimde şemsiyemle An-kara’da devam eden açlık grevini veillerdeki direnişleri haykırdım. Tanıdıkbir yüz tebessümle yaklaştı, gözlerin-deki ışıltıdan da olabilir bana tanıdıkgelmesi. Yoksa 20’li yaşlarda bir gençne kadar benzeyebilir çocukluğuna?İlk öğrencilerimden, Mardin’den. Nemutlu bana… Öğrencilerimden destekalmak ne kadar güzelse öğrencilerdendestek almak da bir o kadar güzel.Direnişimin 30.gününde bir gül bırakıphızlıca uzaklaşmak isteyen iki lise öğ-

rencisi. Teşekkür etmek için bekletti-ğimde polis korkusu olduğunu anladım.Okul çıkışlarında direnişimi görüyor-larmış. Bir diğeri kimseye fark ettir-memeye çalışarak “Abla polis müda-hale edebilir, kendi aralarında konu-şurlarken duydum.” diye haber veriyor.Sanki hepsine emek vermişim gibibir yakınlık var aramızda. Direniş ilegençlerin yakınlığı aslında. Yağmurarağmen durup sohbet edenler oluyor.Elinde bir çerez paketi ile gelip, “Di-renmeye devam edin, direnişiniz birşekilde duyuluyor” diyerek çerezlerikabul etmemi istiyor biri. “Kolay gel-sin”deyip gittikten bir süre sonra geridönüyor bir amca, düşünüp de nedeninibulmuş, geri dönerek, “evde hanımlada konuştuk, bu ihraçların nedeniokul müdürleri imiş şerefsizler sizinhakkınızda bilgi veriyor, ispiyonlu-yorlar sizi. Kendinden olmayanı attı-rıyorlarmış.” Amcamız gibi herkeseayan, AKP kendinden olmayanı ce-zalandırıyor. Biz milyonlarız, AKPtekellerin partisidir, emekçinin değil.Şu yağan doluya rağmen durup da‘kolay gelsin’ diyen halkımız şahittir,biz kazanacağız.

Nazife Onay

KISSADAN HİSSEÇIRPINAN KURBAĞA İki kurbağa süt güğümüne düşmüşler. Birisi biraz çırpınmış ve

bakmış ki kurtulma ümidi yok, kendini bırakmış ve boğularak ölmüş.Öbürü çırpınmaya devam etmiş. Çırpınmış, çırpınmış, çırpınmış.

Tam kollarındaki derman tükenecekken bir de bakmış ki süt,çırpınma nedeni ile tereyağına dönüşmüş. Tereyağının üstüneçıkıp, bir sıçrayışta güğümden dışarı atlarken de düşünmüş, ikimizbirlikte çırpınsa idik daha mı erken kurtulurduk.

ŞİİR: BİZ - HAYATIMIZ - YAPTIĞIMIZ İŞ

Ninni söylemez gözlerimiz hayat ağrılarına.Kalbimizin ensesinden kıvrılan yağlı uzun

saçlarımız yok. Ne bir siyah tül edalı prensesâşık oldu bize ne de biz onun aşkım çiğneyerekkaranlık ufuklarti med....id nigahlar atfettik. Koldüğmelerimiz yüreklere saplı hançerler değilyakamızın iliğinden bir kuru kafa bakmıyor.Aşırıp atmayız omuzumuza Arşen Lüpen'in pe-lerinini biz de sizin gibi pantolon giyen, yemekyiyen kolu, kafası sapsağlam herifleriz.

Yalnız her işçi gibi ceketimiz yamalıdır.Yenisi yok ve karnımız nadiren tok.

Dinlehayatımızı, 9 kelimede.Sabah saat sekizgrevdeyiz.Saat onfertiği çekti patron.Akşam beş,barikatlarda düşmana ateş.Gece dokuz,kodeste Kapital okuyoruz.(Nazım Hikmet)

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

Page 37: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

AKP’nin katil polisleri, 24 Nisangünü saat 00:30’da Okmeydanı'nda Genç-lik Federasyonu önüne çok sayıda zırhlıaraç ve "34 AJ 3403" plakalı itfaiye ile,binamızda asılı olan "BASKINLAR BİZİYILDIRAMAZ, DEV-GENÇ’İ BİTİ-REMEZSİNİZ!-DEV-GENÇ" yazılı pan-kartı çalmak için geldi.

Geldiklerinde bu işin çok basit verahat olacağını düşündüler. Bu sıradaDev-Genç’liler düşmanı, 'Varsa Cesa-retiniz Gelin' marşını açarak karşıladılar.Pankartı çalmaya yeltendiklerinde Dev-Genç’liler ellerine geçen her materyalisilaha dönüştürerek "Yaşasın Dev-GençYaşasın Dev-Genç’liler" sloganıyla kar-şılık verdiler. Bu sırada "J1" numaralızırhlı akrep aracının içinden katiller:"Pankartı alırken müdahale ederseniz,slogan atmaya devam ederseniz, silahkullanacağız." diyerek tehdit anonsuyaptılar. Daha anonsları bitmeden Dev-Genç’liler sloganlarla ve taşlarla karşılıkverdiler. Bunu hazmedemeyen katilpolis, binamızı ve Dev-Genç’lileri plastikmermilerle taradılar. Dev-Gençliler ise

katillerin tepelerine boya dökerek cevapverdi. Zırhlı araçları ve bedenleri boyaiçinde kaldı. Boyanmış akrep; ellerinikollarını sallayarak pankartı sökmeyegelemeyeceklerinin ilanıdır! Pankartıçalmak için plastik mermiyle binamızıtaradılar ve 1 saat boyunca ne yapa-caklarını bilemeyip korkudan titrediler,sonrasında pankartı çalıp kaçtılar.

Halkımız;Faşizm pankartımıza bile saldırarak,

bir siz kaldınız sizi de bitireceğiz,demeye çalışmaktadır. Baskınlarla, tu-tuklamalarla sonuç alamadığı için bukez de halktan tecrit edip binamızı terketmeye zorluyor. O da yetmiyor, pan-kartla teşhir edip kendi propagandanızıyapamazsınız diyor. Bize iradesini da-yatmaya ve sabrımızı sınamaya çalışıyor.Faşizmin; 80 milyon halkı teslim ala-bilmek için, öncü misyonu taşıyan Dev-Genç’i bitirmesi gerekiyor. Her zamansöylüyoruz ve yine söylemeye devamedeceğiz. Faşizm 80 milyon halkı teslimalamaz! Dev-Genç; basılarak, pankartçalınarak bitmez! Kırılan duvarların,çalınan pankartların arkasında Bilge-hanlar, Bünyaminler vardır. Kızıldere’denÇağlayan’a, Çağlayan’dan Bayrampa-şa’ya, Bayrampaşa’dan Tekirdağ’a veDersim’e giden yoldur pankartımız.

Elindeki yetki ve teçhizatla, plastikveya gerçek mermiyle kendini güç zan-neden zavallılar bilmelidir ki GÜÇİDEOLOJİKTİR! Zafer iki iradenin ça-tışması sonucunda, kimin iradesinin üs-tün geldiğiyle belirlenir. Haklı ve güçlüolan biz olduğumuz için zafer emper-yalizme ve faşizme karşı direnenlerindir.Zafer, 47 yıldır Dev-Gençliler'indir venihai zafer de sınıfların son bulmasıylaemekçi dünya halklarının olacaktır.

Bu sebepten, pankartımızdan kor-kacak kadar acizler ve gece yarılarıakrep ve itfaiye ile operasyon yapıyorlar.Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, biliminve tarihin yasalarının gösterdiği yoldaumutla yürüyen Dev-Genç’liler teslimalınamayacak! Pankartlarımız her de-fasında yeniden ve yeniden asılacak!

Katiller;Ellerinizi kollarınızı sallayarak bi-

namıza dokunamayacaksınız! Arkadaş-larımızı plastik mermi sıkarak gelişinizinde hesabını vereceksiniz! Her gelişinizdemisliyle karşılığını bulacaksınız. İrade-mizi sınamaya kalkmayın, bu iradeDev-Genç iradesidir. Bu irade Leylalar'ınBilgehanlar'ın iradesidir. Her mevzi veirade savaşını kaybettiğiniz gibi bu iradesavaşını da kaybedeceksiniz. Her iradeve mevzi savaşını da direnerek ve taaruzageçerek biz kazanacağız! Tepenize at-tıklarımız size ders olsun!

Gençler, Liseliler!Faşizmin saldırılarını dernekleri-

mize, pankartlarımıza sahip çıkarakboşa çıkartabiliriz. Bunun için de ör-gütlenmek, savaşmak ve hesap sormakzorundayız. Gençlik Federasyonu, gen-çliğin geleceğidir, umududur. Yarınla-rımıza varılacak mutlak yol pankartı-mızı, kurumumuzu, değerlerimizi sa-hiplenmekten ve örgütlenmekten geçer.Bugün okullarımızın önünde uyuşturucusattıranlar, 14 yaşında Berkin’i, 17 ya-şındaki Barış Kerem ve Oğuzhan Er-kul’u katledenler, şimdi pankartımızıçalanlardır. Geleceğimiz için, onurumuziçin Dev-Genç saflarında örgütlenelim,savaşalım, kazanalım!

BAĞIMSIZ TÜRKİYE, PARASIZEĞİTİM MÜCADELEMİZ, BASKIN-LARLA ENGELLENEMEZ!

Pankartımızı Çalarak İrademizi Sınamaya Kalkmayın!

Bu İrade DEV-GENÇ’in İradesidir

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

371 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 38: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Liseliyiz Biz

Yine bir, 1 Mayıs arifesindeyiz...Yüreğimizde bilincimizde; katle-

dilen, hapse atılan, geleceksiz bırakılanmilyonlarca genç kardeşimizin öfkesivar.

Bizler Dev-Genç’lileriz, düşmanı-mızın bizi katletme, geleceksiz bırakmaçabalarını direnişlerimizle hep biz bo-zarız. Geçtiğimiz 23 Nisan günü GrupYorum’ un Yenikapı'da yapılacak kon-serini yasaklayan AKP faşizmi, busefer Grup Yorum'un yanı başında biz-leri gördü. Grup Yorum'un umudumu-zun türkülerini halkımıza söylemesineengel olamadı. Çünkü o "Cephede"biz vardık.

1 Mayıs’ta da; inşaatlarda, maden-lerde katledilen, varlık fonu-bireyselemeklilik gibi aldatmacalarla kandırılanişçinin hakkı için alanlarda olacağız.Emeği sömürülen, aç yoksul bırakılan,okul çağına gelemeden hastalıktan vebakımsızlıktan ölen çocuklarımız içinalanlarda olacağız. Eğitim hakkı elin-den alınan, dershane parasını ödeye-mediği veya sınav not baskısındanötürü intihara sürüklenen gençlerimiziçin alanlarda olacağız. Yozlaşma dı-şında bir yaşam seçeneği bırakılmayan,kendi sorunlarını bile çözemeyen ça-resizliğe itilen her yaştan insanımıziçin alanlarda olacağız. Sanatçısına,bilim adamına, gazetecisine, edebiyat-çısına, hukukçusuna, sendikacısına,demokratına, düşünen herkese düşmanolan faşizmin ülkemizin dört bir yanınıhapishaneye çeviren saldırılarına karşıalanlarda olacağız.

AKP faşizmi, yönetememe krizin-den kaynaklı ilan ettiği OHAL’le çı-karttığı KHK’larla açlık sınırının altındayaşayan milyonlarca işçinin 3 kuruşlukmaaşına göz dikip bir lokma ekmeğemahkum etmeye çalışıyor.

Yok Efendiler Bu O Kadar

Kolay DeğilBizler bu ülkenin, bu toprakların

çocuklarıyız. Bizler açlık sınırının al-tında yaşayan işçilerin çocuklarıyız.Bu ülke de biz varken işçilere, emek-çilere saldırılarınızı misliyle ödeteceğiz.Aklınıza kazıyın ki; biz Liseli Dev-Genç’lileriz...

1 Mayıs’ın ve Taksim 1 MayısMeydanı'nın siyasi anlamı budur. Ge-leceğimizin düşmanı faşist AKP ikti-darına, onun finansörü SabancılaraKoçlara Ağaoğullarına öfkemizi dahada büyüteceğimiz, halkımızın ve kendibilincimizi onlardan hesap sormakiçin bileyleyeceğimiz bir gündür.

AKP faşizminin korkusu da buyüzdendir. O meydanda atılacak herslogan, öğrencisinden işçisine, me-muruna kadar her kesimden insanı-mızın bilincini bileyleyecektir.

Biz Liseli Dev-Genç olarak halkı-mızın 1 Mayıs'ı kutlamasına engel ol-maya çalışan AKP faşizmine karşı,tüm halkımızı 1 Mayıs’ta Taksim Mey-danı'na hesap sormaya çağırıyoruz.

1 Mayıs'ta, 1 MayısAlanındayız, Taksim’deyiz!

Buna hiçbir güç engel olamayacak.Meşru olan biziz ve AKP faşizminigayri-meşru bataklığında boğacağız!

Bizler, düşmanı o meydanda siyasiölü olarak bırakan Elif Sultan'ın öğ-rencileriyiz.

Bizler, en güvendiğiniz sarayları-nıza elini kolunu sallayarak girecekkadar rahat ve meşru olan Şafak’ınBahtiyar’ın öğrencileriyiz.

Baskılarınıza, Zulmünüze Karşı,Yasakladığınız Meydanları Size DarEdeceğiz!

Şehitlerle Kan Bedeli KazandığımızTaksim Bizimdir, 1 Mayıs'ı da Taksim'ide Gasp Ettirmeyeceğiz!

1 MAYIS’TA 1 MAYIS ALANINDAYIZ! TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR!YASAKLASANIZ DA, GÜNLER EVVELDEN ÖNLEMLER ALMAYA

BAŞLASANIZ DA, SENDİKALARI YILDIRSANIZ DA NAFİLE!1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ!!!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Bi̇z Li̇seli̇ Dev-Genç’li̇leri̇z

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığın-da büyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülkeistiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!38

Page 39: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Ülkemizde Gençlik

Ankara Dev-Genç 20 Nisan’da, 1Mayıs’a çağrı açıklaması yayınladı. Yap-tığı yazılı açıklamada kısaca şu sözleredeğindi: OHAL bahanesiyle AKP çıkar-dığı KHK’larla ülkenin dört bir yanındaemekçileri, sorgusuz sualsiz, işlerinden,ekmeklerinden, aşlarından ederken vebuna karşı Ankara, Malatya, İstanbul,Düzce, Aydın ülkenin dört bir yanı emekmücadelesinin direniş mevzisine dönüş-müşken karşılıyoruz yaklaşan 1 Mayıs’ı.Direnen emekçiler, ülkenin dört bir ya-nında sokakta direniş mevzilerinden sesverecek Taksim’de atılan sloganlara“Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadele-miz”. Bu yüzden bu 1 Mayıs sesimizdaha bir gür çıkacak. Emeğe, emekçiyesaldırıların bu kadar yoğun olduğu birdönemde, 1 Mayıs şehitlerimizin sesinitaşıdığımız gibi, açlığa mahkum edilenemekçilerin sesini de alana taşıyacağız.

Nasıl ki yıllarımızı verdiğimiz, emekharcadığımız işimizi ekmeğimizi sizeteslim etmediysek, ülkeyi direnişlerağıyla ördüysek, yüzlerce insanın kanınınaktığı, bedellerle kazandığımız, 1 MayısTaksim alanını da size teslim etmeye-ceğiz! İdealistler, gençliği içinde yaşadığıgenel toplumsal yapıdan bağımsız birolgu olarak göstermek istemektedirler.Toplumda sınıf gerçeğini reddetmek,diğer sosyal kesimlerle birlikte, özelliklegençliğin, sınıflarla ve sınıf mücadele-siyle bağını koparmak, egemen sınıflariçin vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Oysagençlik, sınıflar mücadelesinden etki-lenen, bu mücadele içerisinde saf tutmasıkaçınılmaz olan bir sosyal gruptur. Dev-Genç de kurulduğu günden beri, emek-çilerin, işçilerin tüm direnişlerinde yanıbaşında olmuş, sınıflar mücadelesindekimisyonunu gururla yerine getirmiştir.Taksim 1 Mayıs Alanıdır, Yasaklana-maz!”

���

Dev-Genç’liler

Dünya Halklarının OnurluBayramına Sahip Çıkıyor

Kavganın ve onurlu mücadelenin gen-çliği Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’lilergeçtiğimiz hafta içerisinde, dünya halk-larının ve işçilerinin bayramı ve hesapsorma günü olarak sembolleşen bayramı1 Mayıs için çalışmalar yaptı. Çalışma-lardan derlediklerimiz şu şekildedir:

İzmir: Dev-Genç’liler 21 Nisan’daBuca’da, Dersim’de katledilen ve ce-nazeleri kaybedilen gerillalar için pul-lama çalışması yaptı. Yapılan çalışmada100 adet pul birçok yere yapıştırıldı.Ayrıca Ahmet Yesevi Caddesi üzerineDev-Genç’e yapılan baskınlar üzerine“Baskınlar Bizi Yıldıramaz! Dev-Genç’iBitiremezsiniz!” yazılı pankart asıldı.

İzmir Liseli Dev-Genç’liler ise 22Nisan’da okul sınıflarına, pencere ke-narlarına, sıralara, sokak duvarlarına, de-mirlere, otobüslere kısaca boş bulduklarıher alana yazılamalar yaptı. Yapılan ça-lışmada umudun adı, devrim şehitlerininisimleri ve Dev-Genç’e yapılan baskın-ların son bulması için uyarı yazılamalarıyapıldı. Ayrıca Liseli Dev-Genç’liler 6Nisan’da Yamanlar Mahallesi’nde “Fa-şizmi Döktüğü Kanda Boğacağız! HalkCephesi” imzalı kuşlamalar ve Grup Yo-rum konserine çağrı kuşlamaları yaptı.

İSTANBULTaksim: Dev-Genç’liler 19 Nisan’da,

23 Nisan’da yapılması planlanan fakatvalilik tarafından yasaklanan “BağımsızTürkiye Konseri” çalışması yaptı. Ça-lışmada birçok yere 10 afiş asıldı ve200 adet davetiye dağıtıldı.

Ayrıca 1 Mayıs’a çağrı için çalışma-larda 24 Nisan’da Kurtuluş’ta ve Tak-sim’de sticker ve ozalit çalışması yapıldı.Çalışmada toplam 85 sticker ve 20 adetozalit birçok yere yapıştırıldı.

MSGSÜ: Dev-Genç’liler 26 Ni-san’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde1 Mayıs’a çağrı çalışması yaptı. Yapılançalışmada kapılara ve dersliklere çoksayıda Halk Cephesi saflarında 1 Ma-yıs’a pullamaları yapıldı.

Hacıhüsrev: Liseli Dev-Genç’liler25 Nisan’da 1 Mayıs için kitle çalışmasıyaptı. Yapılan çalışmalar kapsamındaHacıhüsrev ve Hacıahmet mahallele-rinde 100 adet afiş asıldı, 50 stickeryapıştırıldı ve farklı bölgelere 5 adet“Faşizme Karşı Omuz Omuza 1 Ma-yıs’ta Taksim’e! Liseli Dev-Genç” im-zalı yazılama yapıldı.

Örnektepe: Liseli Dev-Genç’liler25 Nisan’da, 1 Mayıs çalışmaları kap-samında kitle çalışması yaptı. Yapılançalışmalarda birçok yere “Faşizme KarşıOmuz Omuza, 1 Mayıs’ta Taksim’e!Liseli Dev-Genç” imzalı yazılamalaryapıldı. Ayrıca genel kitle çalışması kap-samında, Dersim Seyit Rıza Meydanı’ndaoğlunun ve diğer DHKC gerillalarınınkaybedilen cenazeleri için direnişte olanKemal Gün için 40 adet sticker yapıştı-rıldı, ayrıca duvarlara “Kayıp DHKCGerillaları Nerede? Liseli Dev-Genç”yazılaması yapıldı. Son olarak mahalledebulunan esnaflara umudun sesi Yürüyüşdergisi dağıtımı yapıldı. Dağıtım sırasındaesnaflarla ülke gündemi üzerine sohbetedildi, kampanyalardan bahsedildi. Ça-lışmada 70 dergi dağıtıldı.

Altınşehir: Dev-Genç’liler 19 Ni-san’da, Grup Yorum’un 23 Nisan’dayapmayı planladığı konser ile ilgili ça-lışma yaptı. Çalışmada konsere çağrıamaçlı 200 bildiri dağıtıldı.

Tuzla: Dev-Genç’liler 18 Nisan’da,Grup Yorum’un 7.sini yapmayı plan-ladığı Bağımsız Türkiye Konseri içinçağrı çalışması yaptı. Yapılan çalışmakapsamında birçok yere 50 afiş asıldıve 300 bildiri dağıtıldı.

Ekmek, Adalet, Özgürlük İçin 1 Mayıs’ta Taksim’e!

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

391 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 40: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Sevgi Erdoğan Vefa EvininErkekler Bölümünün Açılışı Yapıldı

Sevgi Erdoğan Vefa Evinin Erkekler bölümünün 21 Nisan'daaçılışı yapıldı. Açılışta yapılan konuşmada, “Daha önce açılankadınlar bölümü ile yaşlı analarımızı, bu kavgada sağlığınıyitirmiş olan Gazilerimizi düzene terk etmeyeceğimizi onlarınbakımının boynumuzun borcu olduğunu söylemiştik, bugün ba-balarımızı da bu evde ağırlayacağız” denildikten sonra sunumuvefa evinde kalanlar yaptı. Yapılan sunumda Sevgi ErdoğanVefa Evi çalışanını şiir okumak üzere davet edildi. Ümit İlter’in“Sen Çok Yaşa Yoldaşlık” şiiri okundu, ardından ise hazırlanansinevizyon izlendi ve son olarak da mahalleden bir kişi sazı iletürküler söyledi. Yapılan açılışa aralarında Anti-EmperyalistCephe’nin de bulunduğu 50 kişi katıldı.

İzmir’de Kayıp Gerillalar İçinPullama Çalışması Yapıldı

İzmir’de 21 Nisan'da Halk Cepheliler Dersim'de katledilenevlatları için açlık grevi yapan Kemal Gün için pullamalar yaptı.Karşıyaka, Konak, Buca, Bayraklı ve Alsancak çevrelerine top-lamda 300 adet pul yapıştırıldı.

Evlatlarımız Nerede? Onları Bize VerinAnkara’da Sakarya Caddesi'nde 22 Nisan’da TAYAD’lı Aileler

Dersim’de katledilen DHKC gerillaların akıbetine ulaşmak için58 gündür açlık grevinde olan Kemal Gün’e destek amaçlı 1saatlik oturma eylemi yaptı. Yapılan oturma eyleminin sonundaaçıklama yapılarak her hafta Cumartesi günü Sakarya Caddesi'nde1 saatlik oturma eylemi yapılacağının duyurusu yapıldıktansonra TAYAD'lılar tarafından eylem bitirildi.

Ülkemizde Gençlik

AKP’nin Katil PolisiDev-Genç’lilerden KorkuyorKatilsiniz, Alçaksınız, Korkaksınız…

Dev-Genç, polislerin Dev-Genç’lileri ahlaksızcatakip etmesi üzerine 20 Nisan’da yazılı açıklama ya-yınlayarak kısaca şu sözlere yer verdi;

“Bu korkunuz Şafakların, Elif Sultanlar’ın, Aysunlar’ın,Bünyaminler’in, Bilgehanlar’ın korkusu. Yüzünüzü sak-layarak Dev-Genç’lilerin adaletinden, halkın adaletindenkaçabileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz ve buyanılgıyı da Şafaklar’dan, Bahtiyarlar’dan, Elifler’deniyi biliyorsunuz. AKP’nin katil, korkak, alçak polisi Ka-radeniz’in çeşitli illerinde konser çalışması yapan Dev-Genç’li arkadaşlarımızı Hopa’dan Rize’ye takip ediptaciz ederek korkutmaya, sindirmeye çalışmıştır. Korkaklarunutmuş olacaklar ki bizim arkadaşlarımız yüzlerini giz-lemez hesap soran bakışlarıyla karşınıza çıkıverir ansızın.Rize’de karşılarına dikildiğimizde fotoğrafta olduğu gibiyüzlerini saklamakta bulmuşlardır çareyi.

Şunu iyi bilin biz o sizin meymenetsiz suratlarınızınerde olsa tanırız, sizin gibi yüzümüzü gizlemek zorundakalmayız. Çünkü alnımız açık başımız dik bizim. Katillerinsoyundan gelmiyoruz biz. Bizler Mahirler’in soyundangeliyoruz, bizler Canan-Zehralar’ın soyundan geliyoruz.Ne Eda Yüksel’in Artvin’ini, ne de Canan Zehra’nın Ri-ze’sini sizlere bırakmayacağız. Daha çok geleceğizArtvin’e, Rize’ye. Karadeniz’i Asla Faşizme Teslim Et-meyeceğiz! Karadeniz Faşizme Mezar Olacak!”

Mahallelerimizde Katliam Yapmanıza İzinVermeyecek, Döktüğünüz, Akıttığınız HerDamla Kanımızın Hesabını Soracağız!

AKP’nin katil polisleri 25 Nisan’da yine İstanbulGazi Mahallesi’nde bir katliama daha imzasını atacaktı.Mahallede, AKP’nin katillerine onların beslemesi uyuş-turucu çetelerine karşı gece gündüz mücadele edenErdal Ekinci’yi katil polis silahla vurarak yaralamıştır.Geçtiğimiz günlerde bir aracı “dur ihtarına” uymadığıgerekçesiyle bir aracı taramış 2 gencimizi, 2 halk çocu-ğunu katletmiş cenazelerine saldırmıştır. AKP’nin elikanlı katillerinin Gazi Mahallesi’nde halkın üzerindeuyguladıkları terörün sebebi, Gazi halkını sindirmekamaçlıdır. Yapılan bu katletme girişimi ile ilgili Dev-Genç 25 Nisan’da yazılı açıklama yayınlayarak kısacaşu sözlere yer verdi: “… Orası onlarca şehidiyle Gazi,orası 12 Mart 1995’te onlarca şehidini omuzlamışGazi… Sizin katliamlarınız sadece sizin suçlarınıza biryenisini ekler. Gazi’yi, Gazilileri yıldıramaz. Erdal daher gün o mahallenin sokaklarını arşınlayan Gazilileregerçekleri anlatan, onların sorunlarını çözmek içingecesini gündüzüne katan bir kardeşimiz. Katletmeyeçalıştığınız insanlarımızın tek tek hesabını soracağız.Hesap defterimize bir yenisini daha ekledik… Gazi veTüm Türkiye’yi Faşizme Mezar Edeceğiz!”

Dağların Genç Şahanı BünyaminMücadelemizde Yaşamaya Devam Edecek

Dev-Genç’liler, 7 Kasım 2016’da Dersim’de DHKC Gerilla-larının bulunduğu sığınağın TSK ordusu tarafından bombalanarakşehit edilen yoldaşları, Liseli Dev-Genç’li Bünyamin Kılıç için22 Nisan’da Gençlik Federasyonu’nda anma düzenledi. İlk olaraksaygı duruşuyla başlayan anmada kısa bir konuşma ve ardındansinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından Bünyamin’in ailesineyazmış olduğu mektuplar okundu. Son olarak 30 kişinin katıldığıprogram türküler ve marşlar okunarak sonlandırıldı.

Pankartımızı Çalarak İrademizi Sınamaya Kalkmayın!Çalınan Pankartımızın Yerine Yenilerini veDaha Fazlasını Astık!

Dev-Genç’liler, AKP’nin katil polislerinin 24 Nisan gece00.30 civarında İstanbul Okmeydanı’nda bulanan Gençlik Fede-rasyonu’ndan çaldığı “Baskınlar Bizi Yıldıramaz, Dev-Genç’iBitiremezsiniz-Dev-Genç” yazılı pankartın yerine, “PankartımızıÇalarak İrademizi Sınamayın! Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!” slo-ganlarının yazılı olduğu pankartı astı. Ayrıca karalanan yazılamalaryerine “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz! Bünyamin Kılıç Ölümsüzdür!Dev-Genç” imzalı yazılamalar yapıldı.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!40

Page 41: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Faşizm kana doymuyor, çünkükandan besleniyor. Halk çocuklarınınkanını akıtarak sürdürüyor düzenini.Her gün kan dökerek halkı sustur-maya çalışan bir düzen bu. Yönetememe krizleri derinleştiğinde, halktabiriken öfkenin açığa çıkardığı po-tansiyeli gördüklerinde, o potansiyeliyok etmek, halkı sindirmek için"gözlerini kırpmadan" cinayet işle-mekten, halk çocuklarını katletmek-ten geri durmuyorlar. Gözlerini kırp-madan cinayet işlemenin yasal kılıfıise "duraksamadan ateş etme" olu-yor.

Bunun son örneğini geçtiğimizhafta Gazi Mahallesi’nde gördük.Özel harekat polisleri, içinde yaşları15-18 arasında değişen 5 gencin ol-duğu bir aracı, "dur" ihtarına uyma-dıkları gerekçesiyle tarayarak ikisinikatletti, birini ağır yaraladı. Katliammakinesi özel harekat polislerininkatlettiği Barış Kerem ve OğuzhanErkul Gazi Mahallesi’nde oturanyoksul halk çocuklarıydı. Öldürül-melerinin tek nedeni budur. Çünküfaşizm için onlar potansiyel bir teh-likedir. Tıpkı Gazi'de oturan diğeryoksul halk çocukları gibi...

Gazi mahallesi, yoksul halkımızınyaşadığı, faşizmin düzenine boyuneğmeyen, açlığa, sömürüye, adalet-sizliklere, faşizmin baskılarına karşımücadelenin ve devrimcilerin hiçbirdönem eksik olmadığı bir mahalledir.Yıllardır faşizmin sürdürdüğü tümbaskı politikalarına, saldırılara hattakatliamlara rağmen boyun eğdire-medikleri; uyuşturucuyla, fuhuşla,kumarla halkı yozlaştırarak teslim

almaya çalıştıkları ama teslim ala-madıkları bir mahalle... Ne yaptılarsayoksul halk çocuklarının faşizmekarşı direnişini bitiremediler. Kat-lettikleri, tutsak ettikleri her dire-nişçinin, her devrimcinin yerini yenisialdı. Mücadele mevzileri asla boşkalmadı. İşte bu yüzden katlettilerBarış'ı ve Oğuzhan'ı.

Elbette amaçladıkları sadece Barışve Oğuzhan'ı katletmek değildi. KiBarış ve Oğuzhan özel olarak seçil-miş hedefler de değildi, onların ye-rinde başkaları da olabilirdi. Asılamaçları Gazi halkına göz dağı ver-mekti. "Boyun eğmezseniz, diren-meye devam ederseniz, direnenlerisahiplenmeye, onlara kucak açmayadevam ederseniz işte böyle katlede-rim" demekti amaçları...

Bu kadar rahat hareket etmeleri-nin, bu kadar rahat cinayet işleme-lerinin, halk çocuklarını bu kadarrahat katledebilmelerinin sebebi iş-ledikleri bu suçların cezasız kalaca-ğına olan inançları, faşizmin yargısınaolan güvenleridir. Faşizmin yargısınınkendilerine kol kanat gereceğini bil-meseler bu kadar rahat katledemez-lerdi Barış'ı ve Oğuzhanı'ı. Çünkügerçekten "dur" ihtarına uymasalardıbile normal koşullarda yapmalarıgereken durmalarını sağlamak, bununiçin de -eğer silah kullanmaları ge-rekiyorsa- öncelikle arabanın las-tiklerine doğru ateş etmekti. Yasalarböyle diyordu çünkü. Oysa katillerdoğrudan öldürme kastıyla kafalarınadoğru ateş etmişlerdi.OHAL karar-nameleriyle verilmişti katil polise"doğrudan ve duraksamadan ateş

etme" yetkisi. Nitekim hem Barışhem Oğuzhan kafalarından vurul-muştu.

Cezalandırılmayacaklarını, ko-runup kollanacaklarını hatta ödül-lendirileceklerini bildikleri için ka-falarına ateş ettiler, bunun için kat-lettiler Barış'ı ve Oğuzhan'ı. Bununereden mi biliyorlardı? Birincisi;aldıkları eğitimden biliyorlar. Bili-yorlar; çünkü, faşizmin yargısınında polisinin de aynı amaca hizmetettiği öğretiliyor onlara. Birinin gör-evinin halkı katletmek, diğeriningörevinin bunun üstünü örtmek ol-duğu öğretiliyor onlara. İkincisi;geçmişte hiçbir halk düşmanı polisincezalandırılmamış olmasından bili-yorlar. Biliyorlar; çünkü bugüne ka-dar halk çocuklarını katleden polislerfaşizmin yargısı tarafından aklandı,devlet tarafından ödüllendirildi, terfiettirildi...

Çok uzağa gitmeye gerek yok.En yakın örnek; Diyarbakır'da, New-roz etkinliği sırasında, güpegündüz,dünyanın gözü önünde bir halk ço-cuğunu, Kemal KURKUT'u katledenpolisler tutuklanmadı bile. Ellerinikollarını sallayarak gezmeye, ken-dilerine verilen "görev"i yerine ge-tirmeye, halk çocuklarını katletmeyedevam ediyorlar. Geçtiğimiz yıl Ar-mutlu'da evine giderken katledilenYılmaz Öztürk'ün katili polis hala"görev"inin başında, tutuksuz yar-gılanıyor," aklanma"yı bekliyor. YineArmutlu'da Dilek Doğan'ı evinde,ailesinin gözleri önünde katledenpolis Yüksel MOĞULTAY bir günbile tutuklu kalmadı, gözaltına bile

AKP'NİN KATİL POLİSİ KANA DOYMUYORHALK ÇOCUKLARININ KATLEDİLMEMESİ İÇİN

ADALET MÜCADELESİNİ BÜYÜTELİM!

Dün Berkin, Dilek, Yılmaz... Bugün Kemal, Oğuzhan, Barış..Halkın HukukBürosu

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

411 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 42: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

alınmadı. Elleri tetikte gelmişti katilsürüleri, aradıklarını bulamadılar amadurmadılar, katlettiler Dilek'i. Gös-termelik bir yargılama ile, Dileksanki trafik kazasında ölmüş gibi,ödül gibi ceza verildi Dilek'in katiline.Berkin vurulalı 4 yıl, hayatını kay-bedeli 3 yıl oldu ama davası dahayeni başladı, Berkin’in beynini sokağaakıtan katil tutuksuz yargılanıyor.Son olarak, 22 Mayıs 2014'te Ok-meydanı cemevinin bahçesinde polistarafından katledilen Uğur KURT'unöldürülmesi ile ilgili davanın 25 Ni-san'da görülen karar duruşmasındakatil polise, 12 bin lira para cezasıverildi. Yani Uğur KURT'un katilide diğerleri gibi ödüllendirildi. 12bin lira bedel biçti faşizmin yargısıhalk çocuklarının canına.

Ethem Sarısülük, Ali İsmail Kork-maz, Berkin, Uğur Kurt, Dilek Doğan,Yılmaz Öztürk, Barış Kerem, Oğuz-han Erkul... Daha onlarca örnek sa-yabiliriz şüphesiz. Ancak bu kadarıbile artık herkesin bildiği bir gerçeğigözler önüne sermeye yetiyor: Buülkede polisin öldürme özgürlüğüvardır. Öyle yetkilerle ve zırhlarladonatılmıştır ki polis, sıradan birinsan en sıradan suçu işlediğindebile tutuklanıp aylarca hapishanelerdetutsak edilebiliyorken polis yasalardaen ağır suçlardan biri olarak sayıldığıhalde insan öldürdüğünde hatta kat-liam yaptığında bile tutuklanmıyor,cezalandırılmıyor. Yasaların verdiğiolağanüstü yetkinin yanında faşizminyargısının katil polisleri aklamak içingösterdiği cansiperane çabalar dapolisin üzerindeki yargı zırhını güç-lendiriyor. İşte bu yüzden AKP'ninparalı katiller ordusu bu kadar rahat

suç işliyor.Henüz Berkin'in mahkeme süreci

yaşanırken, Dilek'in katilini mah-keme aklamaya çalışırken biz dedikki; "Adalet mücadelesi vermezsekdiğer halk çocuklarının da katledil-mesini engelleyemeyeceğiz. Berkin-ler, Dilekler, Yılmazlar katledilmesindiye adalet mücadelesi vermeliyiz."Hemen ardından Barışla, Oğuzhankatledildiler. Dün Berkin'in beyninisokağa akıtanlar bu kez Barış veOğuzhan'ın beynini arabanın içineakıttılar.

Barış'ın ve Oğuzhan'ın katledilmesibir kez daha göstermiştir ki, halk ço-cuklarının katledilmesinin önünde en-gel olabilecek tek güç biziz. Yanihalktır, halkın mücadelesidir. Faşizminyargısından medet ummak, ondanadalet beklemek ve bu şekilde ço-cuklarımızı öldürmelerini engelleye-bileceğini düşünmek hayalden öte biranlam ifade etmiyor. Özellikle UğurKurt'un katiline verilen para cezasıödülü, faşizmin mahkemelerindenadalet bekleyen ailesinin yaşadığıhayal kırıklığı bunu bir kez daha enyalın haliyle göstermiştir bize.

Katliama ilişkin bir diğer önemlinokta da Barış ve Oğuzhan'ın Alevioldukları için katledildikleri şeklindekisöylemin yanlışlığıdır. Bazı işgüzargazetecilerin ve muhabirlerin bu yön-deki ısrarlı sorularına katledilen ço-cukların aileleri bilinçsizce "Alevioldukları için öldürüldüler" şeklindecevaplar vermiş, bu gazeteciler debu cevaplar üzerinden söylem geliş-tirmiştir. Oysa gerçek bu değildir.Ne Alevi oldukları ne de "Dur" ihta-rına uymadıkları için değil Gazi Ma-hallesi’nin çocukları olduğu için kat-

lettiler Barış'ı ve Oğuzhan'ı. Katle-dilme nedenleri devrimcilerin yö-nettiği, devrimcilerin halkla birlikteyaşamı örgütledikleri mahallelerdeyaşıyor olmalarıdır.

"Dur" ihtarına uymamaları yal-nızca katliamlarına buldukları yasalkılıftır, alevi olmaları ise tesadüf.Onları hedef haline getiren tek şeyGazi'nin yoksul halkının çocuklarıolmalarıdır. Faşizm için bu katledil-meleri için yeterli bir sebeptir.

Sonuç olarak; 1- AKP'nin paralı katiller ordusu

özel harekat polisleri, AKP'ninOHAL'i uygulamaktaki amacına uy-gun olarak halkı sindirmek, gözdağıvermek için halk çocuklarını katlet-meye devam ediyor.

2- Oğuzhan ve Barış ne Alevi ol-dukları ne de "Dur" ihtarına uyma-dıkları için değil Gazi Mahallesi’ninyoksul halk çocukları olduğu içinkatledilmiştir.

3- Oğuzhan ve Barış'ın katili AKPfaşizmidir. AKP'nin katil polisininsuç ortağı ise geçmişten bugüne po-lisin katliamlarının üstünü örten fa-şizmin yargısıdır.

4- Faşizmin yargısından medetummak, ondan adalet beklemek, buşekilde çocuklarımızı öldürmeleriniengelleyebileceğini düşünmek ha-yalciliktir. Halk çocuklarının katle-dilmesinin önünde engel olabilecektek güç biziz. Yani halktır, halkınmücadelesidir.

5- Halk çocuklarının katledilme-mesi için örgütlenelim, adalet mü-cadelesini büyütelim!

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!42

Oğuzhan ErkulBarış Kerem

Kemal Kurkut

Page 43: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Uluslararası Eyüp Baş EmperyalistSaldırganlığa Karşı Halkların Birliği Sem-pozyumu’nun 8’incisi Küçükarmutlu’dagerçekleşti. Emperyalizmin saldırıları kar-şısında her yıl devrimci ve demokrat ör-gütlerin katılarak dünyada yaşanan geliş-meleri değerlendirdiği sempozyumda halk-ların devrimci enternasyonalinin burada,devrimcilerin, savaşa devam diyenlerinöncülüğünde yaşama geçirileceği vurgu-landı.

Sempozyumun ilk günü politik gezilereayrılmıştı. Cephe’dir dediğimiz mahalleleregötürdük herkesi. Armutlu, Çayan, Gazive Okmeydanı’ndaki kurumlar ziyaretedildi.

Emperyalizm Değişmedi! Sempozyum 21 Nisan günü yapılan

panellerle devam etti. Av. Behiç Aşçıyaptığı açılış konuşmasında dünyadaki 8ailenin kontrol ettiği paranın dünyadaaçlığı yok etmek için gereken paranın 3katı olduğunu göstererek 8’inin milyarlarcainsandan daha fazlasına sahip olmasınınbizim mücadelemizin temel nedeni oldu-ğunun altını çizdi. Halklar için direnmektenbaşka yol olmadığının altını çizen Aşçı,sosyalizmin olacağını ve halkların dabunu bildiğini ve o günün mutlaka gele-ceğini söyledi.

Behiç Aşçı’nın ardından Halk Cephesiadına yapılan açıklamada, bütün kötü-lüklerin nedeninin özel mülkiyet, halklarınbütün sorunlarının sorumlusunun emper-

yalizm olduğu vurgulandı.Yapılan açıklamada emperyalizmin

saldırganlığı yıl yıl, ülke ülke anlatılarakhalklara, devrimci örgütlere direnmek vedevrimci enternasyonali kurmak, büyütmekdışında bir yöntemin kalmadığı vurgu-landı.

Emperyalizmin yönetememe krizi ilebaşlayan ilk oturumda Yunanistan’dangelen Konstantina Kartsioti söz alarakher kıtada ve her ülkede emperyalizminkatliamlar ve saldırganlık gösterdiğini ak-tardı ve emperyalizmin yenilmez olma-dığını, Ekim devriminin 100. Yılında tekzaferin sosyalizmde olduğunun altını çizdi.Haklıyız Kazanacağız sloganıyla sözlerinitamamladı.

Ardından Semiha Eyilik Halk Cephesiadına yaptığı konuşmada öncelikle NuriyeGülmen’i tanıttı, faşizme karşı direnişiniselamladı… Emperyalizmin tanımınınLenin’in yaptığı tanımdan beri değişme-diğinin altını çizdi. Kemal Gün’ün oğlununmezar hakkı için açlığıyla direndiğinivurguladı.

Devrimci Tutsaklar DünyanınHer Yerinde, Kendi Halklarına Umut ve DirenmeGücü Oluyor!

2. oturumda emperyalizmin hapisha-neler politikaları anlatıldı. Öncelikle TA-YAD adına ‘96 Ölüm Orucu gazisi Meh-met Güvel söz alarak Türkiye’de hapishanedirenişlerinin her zaman katliamlarla yok

edilmeye çalışıldığını ancak ‘84’ten bugüneasla başarılı olamadıklarını aktardı. 19Aralık Katliamı’nı bizzat yaşayan Güvelhapishanelerde teslim alınamayan tutsak-ların, tahliyelerle teslim alınıp direnişindurdurulması için geliştirilen politikalarında dışarıda süren direnişlerle boşa çıka-rıldığını anlattı.

Ardından IRA’lı tutsaklar adına sözalan Diarmoud Mac Dubglais Britanya’dahapishane yönetiminini IRA tutsaklarınınörgütlülüğünü tanımadığını, ancak tut-saklarla her görüşme talebinde örgütlülükişaret edilerek ve açlık grevleriyle direnişlersürdürülerek idarenin de örgütlülüğü ta-nımak zorunda bırakıldığını anlattı.

Yunanistan’dan gelen Sofia Penteridouda Yunanistanlı siyasi tutsaklara uygulananhapishanelerdeki dayatmaları anlattı.

En son tekrar söz alan TAYAD’lı Fe-ridun Osmanağaoğlu da OHAL’lerle iyiceayyuka çıkan hak gasplarını ve hapisha-nelerdeki genel direnişi anlattı.

Son olarak Nuriye Gülmen söz alarakişten atılma ve direniş süreçlerini anlattı.KHK ile işten atılan yüz binlerce kamuemekçisinden 30’u hakları için direniyor.Açlık grevinin 44. gününde bulunanNuriye Gülmen yürümekte zorlansa dayapılan saldırıya karşı direnişini daha çokinsana duyurabilmek için sempozyumakatıldı ve adım adım direnişi ve hedeflerinianlattı.

Emperyalizm, Katliam

8. Uluslararası Eyüp Baş Emperyalist Saldırganlığa Karşı Halkların Birliği Sempozyumu

Silahları Gömmenin Değil, Emperyalizme Karşı Savaşmanın Zamanıdır!Emperyalizmin Saldırıları Karşısında Devrimci Enternasyonal’i Kuralım!

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

4431 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 44: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Demek, Emperyalizm Rojava’da da Değişmedi!

İlk günün son oturumu Kemal Gün’ünsempozyumu selamladığı video ile başladı.Kemal Gün oğlunun mezar hakkı içinbaşlattığı açlık grevinin ilerleyen günlerindeherkesi dayanışmaya çağırdı.

Konuşmacılardan ilk olarak NurhanYılmaz söz alarak son 100 yılda emper-yalistlerin Ortadoğu’daki varlığının da busonuçları yarattığını aktardı.

Emperyalizmin elindeki en önemli si-lahın ideolojik propaganda olduğuna dikkatçekerek özellikle 90’lı yıllarda kavramlarıniçinin boşaltıldığına dikkat çekti ve artıkemperyalizme küreselleşme, işgale iseözgürlük götürme dendiğinin altını çizdi.Dost, düşman ve emperyalizmin ne olduğuköşeli olarak tanımlandığında aslında Su-riye’deki durumun karmaşık olmadığınıbelirten Nurhan Yılmaz Kürt milliyetçi-lerinin emperyalistler ve işbirlikçileri ara-sındaki çelişkiden faydalanmaya çalışarakbugün emperyalistlerden yardım dilenenbir konuma geldiklerini belirtti ve bu ha-reketin en büyük zayıflığının Marksist-Leninist bir ideolojiye sahip olmamasındanve ‘90’lardan itibaren yaşadığı savrulmaile emperyalistler olmadan bir çözüm gö-rememesinden kaynaklandığını anlattı.İkinci büyük zayıflığının kendini merkezealarak genelin çıkarını kendi çıkarına fedaettiğini belirtti ve bugün Kürt halkınınkaderini kendilerinin değil emperyalistlerinbelirlediğinin altını çizdi.

Ardından söz alan Jean Franco Cas-tellotti Ekim ayında Anti-EmperyalistCephe olarak yapılan Suriye Dayanışmaziyaretinden izlenimlerini anlattı.

Soru-cevap kısmında Behiç Aşçı da90’lardaki ideolojik saldırıları “O dalgayadirenecek ideolojik gücü olmayanlar sos-yalizmin önüne ya da arkasına bir şeylereklemeye başladılar. Özgürlükçü sosyalizm,yeşil sosyalizm, ekolojik sosyalizm, sos-yalist eşitlik gibi hiçbir bilimselliği olmayaneklemeler çıkarmalar yapıldı. Aynı şeyKürdistan’da da yapılıyor…� Bunlar saçmasapan şeylerdir, ister ekle, ister çıkar, sos-yalizm sosyalizmdir!” sözleriyle Kürdis-tan’da yapılan tartışmaları aktardı.

Emperyalizmin Her Türlü Saldırısına Cephe’den Cevap Vereceğiz!

Sempozyumun 2. gününde emperya-

lizmin ideolojik hegemonyası ve devrimcideğerlere yönelik saldırılarını içeren ilkoturum gerçekleştirildi.

Bu oturumda ilk olarak Halkın Mü-hendis ve Mimarları adına Barış Yükselemperyalizmden çekip alınan bilgiyleyaptıkları halkça üretimleri anlattı.

Ardından Bulgaristan’dan Stefan Petrovsosyalist dönemdeki yaşamı anlattı vebugün, on yılların ardından Bulgaristan’ınbağımsız bir ülke olmadığına dikkat çekti.Ülkelerinde 4 ABD üssü olduğunu veekonomik-sosyal açıdan eski haliyle hiçilgisinin kalmadığını söyledi.

Sosyalist dönemde yaratılan ulusalkültürün kapitalizm tarafından yok edil-diğini ekleyen Petrov, reformların Ko-münist Parti’nin kendisi tarafından hayatageçirildiği için halkın komünizme dairyargılarının umutsuzluk ve güvensizlikolduğunu belirtti.� �

Barotba adına Maxim Firsov söz alarakemperyalizmin kendi hükümdarlığını ko-rumak için kullandığı yeni yöntemleriUkrayna, Gürcistan ve Moldova üzerindenanlattı.

Sonrasında Ali Aracı söz alarak em-peryalizmin ideolojik hegemonya ile ta-rihsel gerçekleri dahi halkın beyninde de-ğiştirmeye çalıştığını, Rambo örnekleriyleaktardı. Grup Yorum’un da ustalarındanöğrendiği gibi, halkın sanatını yaptığınıvurgulayarak emperyalistlerin halkın de-ğerlerini yozlaştırmak için sanat ve kültürdergileri yayınladıklarını ortaya koydu.Ve sözlerini H. Hüseyin şiiriyle sürdürerekşiirin işkencede, tecritte beyni teslim alın-maya çalışanları ayakta tutan bir güç ol-duğunu vurguladı.

Asıl Terörist Emperyalistlerdir!

Sempozyumun sonraki oturumundaemperyalizmin terörist ilan ederek yoketmeye çalıştığı, saldırdığı kurumlar sözaldılar. Öncelikle İtalya’dan Jean FrancoCastellotti İtalya’da Berkin Elvan KültürMerkezinde yaptıkları Berkin ve Elif,Şafak ve Bahtiyar resimlerini göstererekemperyalizmin terörist ilan ettiklerininhalkların kahramanı olduğunu vurguladı.

Sonrasında Hasan Ferit Gedik Uyuş-turucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’ndenFikret Akar söz alarak Gazi’deki polis te-rörü sonucu işgal edilen merkezlerini gerialacaklarını vurguladı ve uyguladıkları

tedavi biçimini anlattı. Sonrasında NaimEminoğlu söz alarak Kore Halk Cumhu-riyetine yaptıkları ziyareti ve bu esnadaBatı medyasında geçen savaş başlıyor ha-berlerinin oradaki halka nasıl yansıdığınıve halkın kendini korumak için askeriolarak kendisini geliştirmesinin öneminevurgu yaptı.

Son olarak da Av. Selçuk Kozağaçlısöz alarak emperyalizmin saldırıları kar-şısında tüm hukuki ve meşru yollarla hakarama yöntemlerinin uygulanması gerek-tiğini vurguladı ve Musa Aşoğlu’nun em-peryalistlerin bu politikaları sonucu tutsakedildiğini anlattı. Uluslararası mahkemelerede başvurulabileceğini ancak bunun temelmücadele aracı olarak görülemeyeceğininaltını çizdi.

Sempozyumun en son oturumunda iseemperyalizmin saldırıları karşısında halk-ların nasıl direnmesi gerektiği konuşuldu.Bu oturumda öncelikle silahı bırakmayanFARC gerillalarının savaşı bırakmaya-caklarını ilan ettikleri açıklamaları okundu.Önceki yıl yoğun tartışmalarla uzlaşmasüreci mahkum edilen FARC gerillalarınınsavaşmaktan vazgeçmedikleri sürece halk-ların desteğini görecekleri vurgulandı. Buoturumda İrlanda’dan Diarmoud MacDubglais söz alarak IRA’nın silah bırak-masıyla İrlanda’da yaşanan baskı ve işgalindeğişmediğini vurgulayarak, İrlanda hal-kının savaşmayı sürdüreceğinin altınıçizdi. Son olarak Halk Cephesi adına ko-nuşan Dilan Uludağ da dağlarda ve şe-hirlerde savaşan halk kurtuluş savaşçılarınıselamlayarak faşizmin saldırılarıyla Türkiyehalklarını asla teslim alamayacağını, Der-sim’de kaybedilen, cenazesi dahi veril-meyen gerillaların hesabının hem Leyla,Mahir ve Oğuz’la, hem de Bilgehanlar’lasorulduğunu, cenazeler için Kemal Gün’ünbedenini açlığa yatırdığını vurgulayarakdireniş cephesinin bir bütün olduğununaltını çizdi. Savaşın seyrini ve sonucunubelirleyecek olanın silahların gücü değilM-L ile mücadeleyi büyütmek, elindeyalnızca bir taş ile de olsa direnmek ol-duğunu aktardı.

Sempozyum oturumları hep birliktesöylenen “Çav Bella” şarkısıyla sonlandırıldı.Akşam ise tüm konuklarla birlikte gerillatürküleri söylendi ve tüm katılımcılar kendidevrim marşlarını söylediler. Ertesi gün deGrup Yorum’un Armutlu’da gerçekleştirdiğidam konserinde halaylar çekildi…

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!444

Page 45: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Zalimin zulmü baki değildir. Tarihkanıtlamıştır, direnenlerin her zamanzaferi kazandığını. Kemal Gün’ündirenişi hepimizin direnişidir. Direnişedestek olmak için her yerde direnişalanındaki sesin daha gür çıkması içindaha fazla emek harcayalım. Şehitle-rimizin bir kemiğini dahi bu katillerebırakmayalım. Direniş alanında yazılangünlükleri aşağıda yayınlıyoruz.

55.Gün-19 NisanYakıcı bir güneşle başlıyoruz gü-

nümüze. Ramazan arkadaşımız elbettebizden önce gelmiş ve hazırlamış di-reniş yerimizi, sağ olsun. Kemal am-cayı yerine alıyoruz. Tansiyonunu ölç-tükten sonra oturuyoruz hep beraber.İstanbul gençlikten Ayhan arkadaşımız,Didem ve Ceren de katılıyor sohbeti-mize. Öğlene doğru Aysun Saban’ınbabası İbrahim abimiz bizimle olacakve Kemal amcanın bütün cenazelerialabilmesi için avukatımız Didem’evekalet verecek. İbrahim Saban’ın daKemal Amca gibi daha önce ağabeyive şimdi de kızı olmak üzere iki şehidivar halkın özgürlük savaşına verdiği;ağabeyini daha Aysun doğmadan şehitvermiş. Kemal amca İbrahim abimizlemerhabalaşırken; şehitlerimize aslaağlamayacağımızı, onlarla onur du-yacağımızı ve sahip çıkacağımızı söy-lüyor, iki baba sohbet etmeye başlı-yorlar. Kemal amcanın bir dediğiniiki etmeyen Sezai abimizle beraberbugün direnişe destek olmak için ge-lecek olan misafirlerimize alışverişyaptık, şekerlerimiz bitmişti, şekeraldık. Bizim Ramazan’la birlikte baş-ladığımız bir haftalık destek açlık gre-vimizin yarın son günü ve SezaiAbi’miz bizden devralarak bir aylığınadestek açlık grevine başlayacak. Kemal

amcaya dün tutsaklarımızdan mektupgelmişti. Kemal amcamız, direniştekigününü bitirdikten sonra evimize git-tiğimizde hiç ihmal etmeden, düzenliolarak tutsaklarımıza mektup yazıyor.Tutsaklarımız da Kemal amcaya ya-zıyor, armağanlar gönderiyor ve des-teklerini eksik etmiyorlar.

Ceren, Didem ve Eda Kemal am-caya açlık grevi direnişinin kaçıncıgünde olduğunu yazacağı çok güzelbir pano hazırladılar. Tamer Gürtaşdayımız yanımızda. MimarlarımızdanUğur arkadaşımız da geldi. Güler ablada ziyaretçilerimizden.

"Gidin, katil olun! diyorlar çocuk-larımıza, elindeki koskoca orduyusevk ediyor ve cinayet işletiyor." diyorFrankfurt’ta yaşayan aslen Dersim’liolan Muttalip isimli ziyaretçimiz.Mazlumlar’dan, Cevahirler’den sözediyoruz. Din adına işlenen cinayetler,gündeme dair konuşuyoruz. Grup Yo-rum dinliyoruz konuşurken.

İbrahim abimizin gözleri geldiğin-den beri buğulu. Uzun süredir bastırarakyaşadığı acıları, Kemal amcamızın di-renci karşısında çözülüveriyor sanki.Aysun’un amcasının yani ağabeyininresmini gösteriyor sohbete başlarken.Aysun’un resimlerine gidiyoruz albüm-de. "Güzeldi" diyor, "çok güzelmiş"diyorum. Aysun’un yüzündeki kararlılığıgörüyoruz. "Annesinin tarafına çekmiş",ama Aysun hep dedesi gibi yeşil gözleriolsun istermiş, bunu hatırlayarak gülüyorİbrahim abi. Bu sırada avukatımız Di-dem geliyor. İbrahim abi şehitlerimizinKemal amca tarafından sahiplenilmesinedair vekalet verecek kendi adına. Öğ-leden sonra Bünyamin Hoca geldi herzamanki gibi. Birçok başka ziyaretçimizde var yanımızda.

Son cümlemi yazmıştım ki bir ha-reketlilik oldu. Başımı kaldırdığımdabüyük şemsiyemiz yoktu yerinde. Sertbir rüzgar ters çevirerek, almış götürmüşarka bahçeye fırlatmış koskoca şem-siyemizi... Büyük şemsiyemiz elbirliğiile tekrar kurtarıldı. Kemal babamızda rüzgarla düşen dövizlerini düzelt-tikten sonra sakince oturduk yerlerimize,olayı konuşmaya başladık bile. Avu-katımız Didem ve İbrahim abimiz sav-cılıktan döndüler. Dersim’de düşürülenhelikopter nedeniyle adliyede işler çokyoğun olduğundan savcıyla görüşe-memişler ama görüşülene kadar hergün savcılığa gidilecek. İbrahim abiyanımda yine. Oturmasını söylüyorumyorulmaması için."Ben yorulmam, hergün ayakta çalışmaya alışkınım, çöp-çüyüm ben" diyor ve albümden birresmini seçerek gösteriyor; "Buradabak, süpürgem de var" diyor. Sonrabir diğer resmi açıyor, bu resimde sa-dece portakallar var, bir diğerinde desadece kavunlar; "Pazarcılık da yapı-yorum ben." diyor."Aysun da gelirdipazara benimle. Hatta bir anım var,hiç unutmam. Bir gün yine pazardakavun satıyorum. Kavunlar tatsız çıktı,satılmıyor. Gittim, iki tatlı kavun aldım.Kestim koydum tezgaha, müşterileretattırıyorum ve tatsız kavunlarım sa-tılmaya başlıyor. Aysun gördü ve dediki; "baba, sen sosyalistsin, devrimcisin,ne yapıyorsun?" ve gitti, bıraktı gitti.Hiç unutmam bunu.

Zaman ilerledikçe Kemal amcanınsağlığı konusunda çok daha dikkatliolmak zorundayız. Çadır kurmamızaizin verilmediğinden, Kemal amcanıngün boyu dinlenebilme, biraz olsunuzanabilme şansı yok. Birazdan tansi-yonunu ölçeceğiz. Bünyamin Hoca

Zalimin Zulmüne Diz Kırmayan,Gerilla Cenazelerinin Verilmesi İçin Bedenini Açlığa Yatıran

Kemal Gün’e Selam Olsun!

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

451 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 46: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

yine aramızda. Özlem Hoca diye birarkadaşı da bir meslektaşlarının kızıolan Rosa ile birlikte geliyor, Rosa el-lerinde gülleriyle oturuyor yanımıza,isminin anlamının da gül olduğunusöyleyerek başlıyoruz sohbetimize veGrup Yorum dinliyoruz. Sezai abimizdün Kemal babaya bir radyo aldı. Tür-küler dinledik Kemal babanın radyo-sundan. Eda hepimize Yürüyüş der-gisinden Kemal baba için yazılmış biryazıyı okuyor. Çıt çıkartmadan dinli-yoruz ve duygulanıyoruz. Küçük ar-kadaşımız İdil geldi yine annesiyle.Sezai Abi’mizin şeker düşmanı dediğikadar var. Birlikte şeker yedik, şekerleridüzenledik. Avukatımız Didem ve öğ-renci arkadaşımız Ceren biraz evvelveda ederek ayrıldılar aramızdan. Yarınİzmir avukatlarımızdan Aycan arka-daşımıza merhaba diyeceğimizi öğre-niyoruz. Geldiklerinden beri, bir da-kikalarını dahi boşa harcamamaya özengöstererek koşuşturan Didem ve Cerenarkadaşlarımızı çok özleyeceğiz. Ayhangeldi ve toplanmak üzere olduğumuzuhaber verdi. Ben günlüğümüzü yazar-ken de ziyaretler devam etmiş, beş ki-şilik bir grup halinde üniversite öğ-rencileri gelmiş. Yarına hazırlanmaküzere evlerimize gideceğiz birazdan…

56.Gün-20 NisanPırıl pırıl parlıyor güneş yine. Ra-

mazan direniş meydanındaki yerimizihazırlamış. Büyük şemsiyemizin al-tında toplanıyoruz ve sabah çaylarımızıiçiyoruz.

Tutsaklarımızı konuşuyoruz. Eli-mizde tutsaklarımızın adres listesi var.Gelen ziyaretçilerimize de tutsaklarımızamektup yazmalarını öneriyoruz. Gün-lüğümüzü okuyan tüm dostlarımızında tecride karşı mücadelemizde yanı-mızda olmalarını, bir mektup veya birkartla bu kampanyamıza katılmalarınıumuyoruz. İşkencelerin bitmediği ha-pishanelerde, tutsaklarımıza gönderilenher mektup, her kart tecride vurulanbir darbedir,. Ayhan arkadaşımız dageldi. Sezai abinin on parmağında onmarifet olduğunu söylüyor tutsaklarımızamektup yazarken. Sebebi de, Sezai abi-miz mektubunu yazarken hemen birşiir de yazıverdi. Kemal amcamızınyüzü gülüyor, morallerimiz yerinde.Ramazan yazdıklarıma bakıp beni Ke-

mal amcaya şikayet ediyor, gülüyoruzhep beraber. "O sizin kavganız, benkarışmam ancak ayırırım" diyor Kemalamcamız. Ziyaretçilerimiz var, İsviçre’deyaşayan aslen Dersimli, kendi deyimiyle‘gerçek Dersimli’ bir aile geldi ziyare-timize. Sevgiyle sarıldılar hepimize venasıl yardımcı olabileceklerini sordulardefalarca. İbrahim Saban yarın sabaherkenden ayrılıyor aramızdan.

Kemal Amca Ramazan’la voltada.Volta atmak çok önemli, yürümek vekasları çalıştırmanın çok önemli ol-duğunu sık sık tekrarlayan Ramazan,Kemal amcanın voltasını takip ediyor.Voltada güzel sohbetler de yapılıyorelbet. Öğlen ziyaretçilerimiz var yine.İzmir’den Kemal amcamızın direnişiniduyarak gelen bir konuğumuzla birlikteiki de üniversite öğrencisi arkadaşı-mızla sohbet ediyor Kemal Amca.Sohbet devam ederken, tutsaklarımızınhapishaneden Kemal amcaya hediyeolarak gönderdiği su ısıtıcısıyla çaysuyumuz geliyor Ayhan’dan ve çaylaryapılıyor. Kemal amcaya gelen fakslarvar Eda’nın elinde. Elif Akkurt veYayla (Fadik Adıyaman) tarafındansevgiyle, saygıyla, dayanışmayla ya-zılmış faksları okuyor Eda hepimize,can kulağı ile dinliyoruz. Elif ve Yay-la’nın Sezai abimizden bir istekleriolduğunu duyuyoruz Eda okurken.Elif ve Yayla kendi adlarına Kemalamcaya 11 karanfil verilmesini iste-mişler. Duygulanıyoruz…

İzmir’den beklediğimiz misafirle-rimiz de gelmişler. İzmir Halkın HukukBürosu avukatlarından Aycan Çiçekve İzmir Grup Yorum üyesi Esma Katarkadaşlarımız Kemal amcanın yanınaoturmuş sohbet ediyorlar. Bu aradaİbrahim Saban ve avukatımız Aycangörüşmek için savcıya gidiyorlar. Hak-karili bir üniversite öğrencisi olanŞenol geldi yanımıza. Kemal Amca’nınilk günlerinde de gelerek resim almış,ses olmaya çalışmış Şenol. Kazanımlaveya kazanımsız sonlandırılan açlıkgrevi direnişlerini konuşurken Kemalamca kararlılığıyla açlık grevini gere-kirse ölümüne kadar sürdüreceğinisöyleyerek, kendisi ölse dahi yoldaş-larının arkasından bu direnişi devamettireceğini anlatıyor Şenol’a. Gençarkadaşımız her zaman yanımızda ol-

duğunu ve Kemal amcaya ses olmayaher zaman devam edeceğini söylüyor. Saat 18:00’da savcılıktan dönen İb-rahim Saban ve avukatımız Aycan sav-cının sözlerini ilettiklerinde pek de şa-şırmıyoruz. İbrahim abinin kızının ce-nazesini istemesi üzerine verilen ya-nıtları yazalım size; "var da vermedikmi? DNA’lar eşleşsin verelim, kemiklerigörmedin mi, o kadar kolay mı?"

DNA testinin yapılmasının dahimümkün olamayacağı kadar cesetleriyok etmeye çalışanlara sorulmalıydıbu soru; "kemikleri görmediniz mi?"

DNA tespitini olanaksız kılanların,bu sorumluluklarını üstlenip DNAtespiti sormaktan veya beklemektenvazgeçmeleri gerekir. DNA tespitiimkan dışı olsa dahi katledilen, kat-ledildikten sonra un ufak kemiklerkalana kadar yakılan evlatlar kimlerdirbiliniyor. Kimlikleri belirsiz, cesetlerisahipsiz muamelesi yapılamaz. Ev-latlarımız kimsesiz değiller, evlatla-rımızın kimsesizler mezarlığına gö-mülmelerini kabul etmeyi dayatmakKemal amcamızı bir baba olarak ancakdaha da öfkelendirecek ve direnişinisonuna kadar götürmek kararlılığınıdaha da arttırarak sürdürecektir. Sav-cının bir hukukçu lisanı ile yanıt ver-mekten aciz oluşu ve “var da vermedikm?’’ yanıtı halkların adalet saraylarındanasıl muamele gördüğünü anlatmaktanöte bir şey ifade etmemektedir. Kemalamcanın yanıtı açık ve nettir:

"Bir tek kemik parçası dahi olsa,oğlumun o kemiğini alacağım!"

57. GünBiz günümüzün hazırlıklarını ya-

parken Ramazan çıkageldi. Rama-zan’ın bir tutsağımıza yazdığı mektubugöstererek akşam evde nasıl yazmaçalışmaları yaptıklarını anlatarak he-pimizi güldürdü. Sezai abiamiz veKemal amca tutsaklarımıza yazılmışolan mektuplarımızın gönderilmesive yeni mektupların yazılması ileilgili çalışmalara başladılar bile. Dön-düğümüzde biz de tutsaklarımıza mek-tuplarımızı yazacağız. Dersim’de prog-ramlarımız olacak. Cumartesi günüfilm, pazar sabahı da saat 10.00’davereceğimiz kahvaltı. Bugün kahvaltıprogramını duyurmak için gençliktengelen arkadaşlarımız evlere ziyarete

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!446

Page 47: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

gidecekler. Eda geldiğinden beri durdurak bilmeden çalışıyor. Kemal am-canın sesinin duyurulması, sürekligündemde olması için sosyal medyaile ilgili gerçekten çok etkili çalışmalaryapıyor.

Ve Eda bugün destek açlık grevidirenişini 3 günlüğüne ben ve Rama-zan’dan devralıyor. Öğlene doğru Dİ-HA’dan muhabir arkadaşlar buradave önce Sezai abimizle, sonra da avu-katımız Aycan’la röportaj yaptılar.Kemal amcanın oğullarının resimle-rinin bulunduğu panonun önünde re-simini çektiler. Bir grup öğrenci ya-nımızda, Kemal amcamızın ziyare-tindeler. Bu sırada da sağlıkçı arka-daşımız gelerek Kemal amcamızıntansiyonunu ölçmek üzere hazırlanıyor.Kemal amcamızın sağlığı iyi, en azın-dan şimdilik. Ancak, benim gözlem-lerime göre, yorgunluğun gözle görülürşekilde artışta olduğu. Elbet bunukendisi kabul etmiyor ve direnişteoturduğu sandalyesinde dikliğindenödün vermeden oturuyor ve ziyaret-çileriyle sohbetlerine her zamankigibi devam ediyor. Asla yakınmayan,şikayet etmeyen yanıyla tanıdığımızKemal amcamızın yorulup yorulma-dığını anlamak elbette ki zor. Bugünün57. gün olduğunu düşündüğümüzde,70 yaşındaki Kemal amcamıza dikduruşu ve kararlılığı ile duyduğumuzsaygımız, insanlığına, kocaman yü-reğine duyduğumuz büyük sevgimizdaha da büyüyor. Selam Olsun...

Aycan, Esma, Ayhan, Ramazan,Botan da geldiler. İzmir Grup Yorumüyesi Esma’nın o çok güzel sesindentürküler dinledik, sohbet ettik. Dahasonra direniş yerimize geri döndük.İzmir Halkın Hukuk Bürosu avukatı-mız Aycan ve İzmir Grup Yorumüyesi Esma Kat bugün dönecekler.Aramızdan ayrılmadan önce türküsöyleyelim diyoruz ve Esma’nın ogüzel sesinden Kemal amcanın sevdiği

türkümüzü eşlik ederek dinliyoruz veardından da Haklıyız Kazanacağızıhep birlikte söyleyerek arkadaşlarımızaveda ediyoruz. Eda ve Umut arkada-şımız, ailelerimizi dolaşarak sabahkahvaltısı programına davet etmişler.Yarın yine ailelerimizi dolaşacaklar.İstanbul Gençlik’ten Ayhan arkada-şımız, Esma ve Zeynep ile halka, es-naflara, kahvelere giderek Kemal ba-bayla ilgili hazırlanan direniş kartla-rımızdan vermişler.Günümüz nere-deyse bitiyor. Hala ziyaretçilerimizvar. Bugün İzmir Halkın Hukuk Bü-rosu avukatı arkadaşımız Aycan’a Ke-mal amcanın çadır kuramadığımızdandolayı sürekli dik sandalyede oturmasıyerine şezlong tipi bir sandalye almakistediğimizi söylemiştim. Bizlere birsürpriz yaparak bu sandalyenin sipa-rişini internetten vermiş, iki günekadar elimizde olabilirmiş. Bunu duy-duğuma elbette çok seviniyorum.Sezai abimize halen söylemedim, gün-lüğü okuyunca öğrenecek.

59.GünMinibüs durağındayız. Eda durağın

bir köşesine çekilmiş Kemal amcanınTwitter ve Facebook hesaplarına gecegeç saatlerde gelen yorumları ve is-tekleri yanıtlıyor. Keban Barajı vedaha sonraki barajlar yapıldığındanberi iklim değişmiş Dersim’de. "Do-ğayı bıraksalar kendi haline" diyorKemal baba. "Burayı aslında göle çe-virmek istediler de yapamadılar. HattaKaradeniz halkını buraya, buranınhalkını Karadeniz’e taşımak gibi birfikirle de gelmişlerdi bir ara amauluslar arası tepkilerden korkup vaz-geçtiler" diyor muhabbet ettiğimizdurak arkadaşımız. Muhabbet zulüm-den, akan kanlardan söz ederek devamediyor. "Diz çökmedi dedelerimiz,ben neden diz çökecekmişim zalime?Ömür boyu şerefsiz yaşayacağımabir gün yaşar şerefimle, onurumlaölürüm diz çökmeden. Biz böyle gör-

dük dedelerimizden. Oğullarım dadiz çökmedi." diyor Kemal baba. Çe-virme noktasındayız yine, kimliklertoplanıyor. Kimlik kontrolünü yapan-lar, her gün gördüğümüz, birbirimizitanıdığımız kişiler. Kemal Amca çı-kartmıyor kimliğini. Daha önceki çe-virmelerde de çıkartmıyordu. Dün deaynı kişi vardı kimlik kontrolünde veKemal amca yine vermemişti kimliğinive sorun olmamıştı. Bugün yine aynıkişi için Kemal amcanın kimliğinivermeyişi sorun olmuş olmalı ki, her-kesin kimliğini topladıktan sonra küs-tahça sordu; "yok mu senin kimliğin?"Vardı, olmaz mı, Dersim’de herkesinkimliği olmak zorundadır ve daimayanındadır. Kimlik kontrolü yapandevletin kesin talimatı şöyle olmalı;"Her gün görüyor olsanız dahi, hiçkimseyi kimliklerini görmeden, kim-liklerini göstertmeden bırakmayın."Sadece halktan korkuları değil bu,herkesin istisnasız devlet baskı vekontrolünü sürekli hissettirmek veözgür olmadıklarını hatırlatmak, bel-leklerine TC denetiminde olduklarınıiyice kazımak. Açık hapishanede ya-şıyor gibiyiz. Sabah merkeze gelirkensayımda, akşam eve dönerken yinesayımdayız. Devlet sabırla bu uygu-lamalarının sonuçlarını beklemekte.

Tutsaklarımızın Kemal amcanındirenişine destek olmak amacıyla elemeği göz nuru dökerek yaptıklarıürünlerimiz büyük ilgi görüyor. Tut-saklarımızın kullandıkları malzemeler,renkler ve yaratıcılıkları herkesin me-rakını uyandırıp, hayrete düşürecekkadar var. Bu günkü işlerimizi ko-nuşuyor, biraz oturuyor ve sonrasındaEda ve Sezai abimizi Kemal amcaile bırakarak tutsaklara göndereceğimizmektuplarımızı da alarak merkezdekievimize gidiyoruz. Biz yokken Sezaiabimiz günlüğümüz için ziyaretçile-rimizi ve gelişmeleri not alıyor. MuşVarto’dan bir grup gelmiş ziyaretimize.

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

471 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 48: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Bugün Elif Sultan’ın mezarlığına zi-yaretimiz var. Kemal amcamızın adınaon bir adet karanfil alıyoruz. Ziya-retçilerimiz gelip gidiyor, Kemal am-camızla sohbet ediyorlar her zamankigibi. Öğlen "Siz hala burada mısınız?Aynı konuda mı mücadele veriyor-sunuz? Henüz bir sonuç alamadınızmı?" sorularıyla yanımıza gelen …Köyünden bir ziyaretçimizle hiç bek-lemediğimiz bir sohbete giriyoruz.Kemal amcamızdan haberdar, inter-nette gördüğü kadarıyla biliyormuşama hiç tanışma fırsatı olmamış. Ke-mal amcayla Çayan ve Murat hakkındakonuşmaya başlayan ablamız; "Bizimköyün oralarda çok bombalanan böl-geler olmuştu. Hatta bizim köye ge-lerek yardım isteyenler de olmuştu.Ben evde yokken gelmişler bir kere-sinde. Eşim içlerinden birisine benimpantolonumu vermiş. Üç kişilermiş,bir kız ve iki erkek, kız olanı o kışkıyamette ıpıslakmış ve tirtir titriyor-muş. Hepsinin durumları çok kötüy-müş. Eşim çok üzülmüş, kanı da çokısınmış, gelenler çok sıcak kanlı güzelinsanlarmış." dediğinde Ayhan ge-lenlerin yaraları, yanıkları olup ol-madığını sordu. Evet, ellerinde ya-nıkları varmış. Böylelikle ablamızınsözünü ettiği kişilerin Leyla, Mahirve Oğuz olduğunu anlıyoruz ve he-yecanla sorular sormaya başlıyoruz.Eşinin bu olayı kendisine nasıl ak-tardığını soruyoruz, detayları öğren-meye çalışıyoruz; "Eşim buralar gü-venli değil, her yeri bombalıyorlar,bir an önce gitmelisiniz” demiş. Onlarda gideceklerini ama önce bir işlerininolduğunu söylemişler." diye anlatıyorablamız. Evde üstlerini değiştirip ye-mek yedikten sonra biraz dinlenerekyollarına devam etmek üzere ayrıl-mışlar evden. Bunları dinlediğimizablamız aynı zamanda şehidimiz Fat-ma Ersoy’un da sınıf arkadaşıymış.Konu daha sonra Leyla’nın çatışarakşehit düşmesi konusuna geliyor. Ley-la’nın şehit düştüğünü internetten öğ-renmişler ve ablanın eşi Leyla’yı re-simlerinden tanımış, çok üzülmüş.Hatta ablanın eşi köyde, köye inenkatliamı yapan askerlerin aralarındakonuştuklarına da kulak misafiri ol-muş; "Ya bunlar nasıl çetin savaşçıdır?

Neredeyse askerlerimizi kırıyorlardı.İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyoruz.Mermileri bitmeseydi kökümüzü ka-zıyacaklardı." Biz daha da heyecan-lanarak bu olayı bir de ablamızıneşinden dinlemek istiyoruz. Abla eşiniarayarak yanımıza çağırıyor ve bizde sorularımızı yöneltiyoruz. Bu soh-betimizi yaparken de Kemal amcanınpanosunun yanında Çayan ve Murat’ınresimlerini gösteriyor, Kemal amcanındirenişini anlatıyoruz.

Saat 14:00’da mezarlığa gitmeküzere hazırlanıyoruz. Kemal amcanınnotunu mezar başındaki taşın içineyerleştiriyor Eda ve Botan, eski ka-ranfilleri alıyorlar, yenileriyle değiş-tiriyorlar. Dönüşümüzde Eda’nın Mun-zur’a uğramadan gitmeyelim dileğinikırmıyor Nazım arkadaş ve TAYADköprüsü diye anılan mavi köprününaltına gidiyoruz. Hep birlikte çayla-rımızı içtikten sonra direniş yerimizedönüyoruz. Sinema programımız varbugün. Bugün İstanbul’dan Erdinçarkadaşımız geri döndü. Hem sevini-yor hem üzülüyoruz. Gelişler hep se-vinç elbette, gidenleri, gidecek olanlarıise özlüyoruz. Salonumuz, filmimizhazır, ‘Operasyon Antropoit’ filminiizlemek üzere toplanacağız. KemalAmca geliyor direniş yerinde kalmışolan arkadaşlarımızla. Eda ve Ayhanotobüslerine yetişmek için kalkmakzorundalar. Hep birlikte yolcu ediyo-ruz. Emeklerine, yüreklerine sağlıkolsun diyelim buradan. Gerçektençok candan koşturdular, çalıştılar veKemal amcamıza sevgi ve saygılarıyladestek oldular. Filmin geri kalanınıizledikten sonra taksi çağırıyor veevimize gidiyoruz Kemal amca ile.

Kemal amca için kırmızı kurdelebağlama faaliyeti başlatıldı. Yurtiçive yurtdışından büyük katılımlarınolacağını umuyoruz. Kemal baba ilkkurdelayı bağladı Dersim’de. Katı-lımda bulunanların resimler, videolarçekerek Kemal Baba’nın Facebookve Twitter adreslerinde paylaşmalarını,bu sayfalara mesajla iletmelerini ricaediyoruz.

60. GünYine minibüsümüzde ayakta du-

ranlar indirildi, yine hepimiz kimlik-lerimizi uzattık, yine Kemal amcamız

kimliğini vermedi, yine kimliklerkontrol edildi, yine kimlikler geri ge-tirilerek yolculardan birisine verildi,yine aşağıya indirilen yolcular geribindi, yine kimlikler elden ele dola-şarak sahiplerine dağıtıldı ve yineyolumuza devam ederek direniş ye-rimize geldik. ‘Yine’ kelimesinin tek-rarındaki amacımız, GBT yorgunlu-ğumuzu vurgulamak. Erdinç ve Ra-mazan direniş yerimizi hazırlamışlar,hava güneşli, ama biraz serin. Akşamadoğru arada bir gelen ziyaretçilerimizoluyor her zamanki gibi.. Kemal am-camızın neden direndiğini anlatanbildirilerimizi nihayet çoğaltabiliyoruz.Fidan anamız Kemal amcamızı ziya-rete geliyor. Kemal baba dün anlattı-ğımız Hıdır Onbaşı için hala çok üz-gün, Hıdır’ın sabaha kadar oturduğunusöylüyor. Her gün uğrayanlarımızyine yanımızdalar. Tansiyon ölçmekiçin gelen sağlıkçı arkadaşımız dauğruyor. Bu arada Kemal amcaGBT’den de yorgun, merkezde birev bulmuştuk, kiralamayı düşünüyo-ruz. Evin yakın olması Kemal amcanınihtiyacı olduğunda dinlenebileceğibir yerinin olması anlamına geliyor.Bugün açlık grevi direnişinin 60. gü-nünde 70 yaşındaki Kemal mcamız.Bunun irade meselesi olduğunu vebu iradeyle kendini dinç hissettiğiniher fırsatta söylüyor olsa da, dikkatliolmalıyız. Kemal amca her gün mek-tup yazar tutsaklarımıza. Tutsakları-mızdan da daima cevaplar gelir. Bugünde yine öyle oldu. Kemal amcanınadresi bellidir, Kemal Gün; Seyit RızaMeydanı. Mektuplar gelir sahibinibulur bu adresle. Bu adresin sahibidir,sahiplenmiştir Kemal Amca.

61.Gün-25 Nisan61.Gün'ün video linki:https://you-

tu.be/gVdlXZpu_SAKemal baba dövizlerini düzenle-

yerek, her gün, evde akşamdan özenleyazarak hazırladığı günün rakamınıyerleştiriyor. Bugünün çok heyecanlıgeçeceğini kestiremedik elbette. İlkheyecanımızı Grup Yorum’un ve SanatMeclisinden Muzaffer Gezer arkada-şımızın gelişiyle yaşadık. Grup Yo-rumla birlikte yeni tahliye olan Nes-lihan arkadaşımız da geldi. Sıcak ku-caklaşma ve merhabalaşmamızın ar-

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!448

Page 49: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

dından, Kemal baba Grup Yorumüyesi Selma arkadaşımızla koyu birmuhabbete girdi. Bu sırada Kemalamcanın kızı Beyhan aradı ve bizimlecanlı yayında bağlantı kurarak babasıve Grup Yorumla merhabalaştı. İmzaföyümüzü uzatıyoruz İstanbul’dan ge-len ziyaretçilerimize. Selma ve Kemalbaba ayaklanıyorlar birden. Karşıdanbastonuyla yürüyerek gelen 92 ya-şındaki Besret Anayı karşılıyorlar.Bizler de yanlarına gidiyoruz. BesretAnanın kızı ve damadı var yanında,kızı annesini Munzur’a karşı bir bankaoturtuyor. Besret ananın yanına geliyorKemal amcamız, Besret ana duymuyorpek, ama konuşuyor. Kızı ve damadıile sohbet edilirken fotoğraf çekiyoruz.Daha sonra Besret ana hakkında kı-zından öğrendiklerime göre; Besretana Dersim’den bir daha ayrılmayıasla istemiyor. Gözlerinin birine perdeindiği için az da olsa bir gözüyle gö-rebiliyor. Duyamıyor ama konuşmayıseviyor ve onun da şehitleri var. Kemalamcamızın yanına geliyor daha sonra,çay ikram ediyoruz. Bünyamin Hocakatılıyor aramıza. Amedli emekçi veöğrenciler de var sohbetimizde. GrupYorum ve Sanat Meclisi üyelerimizlesohbet ediyorlar. Hapishanelerde tut-saklarımızın tecridi delmekte ne kadaryaratıcı olduklarına dair edindiğimizbilgiler şaşırtıcı. Sıcak çay servisinindahi yapılabildiği koğuşlar arası ile-tişimde top nedir, hapishanelerdekihavalandırmalardan nasıl yararlanılırvs. bilgileri Grup Yorum’un ve Bün-yamin’in tutsaklık anılarını dinlerkenöğreniyoruz. Ziyaretçilerimiz geliyorgidiyor, sağlıkçı arkadaşımız gelerekKemal amcamızın tansiyonunu ölçü-yor, bugün biraz yüksek tansiyonuKemal amcamızın, 15/10. Kemal amcabiraz volta atmak istiyor, voltamızbittiğinde yine ziyaretimize gelenlerleoturuyoruz ve çay içiyoruz. Ziyaret-çilerimizden birisi tutsak olan oğlu

için adliyede işi olup da Dersim’egelmiş bir teyze ile eşi; Kemal amca-mızı görmeyi çok istemişler, ziyaret-leriyle destek olmaya gelmişler, bolbol sohbet ediyoruz hep beraber. GaziMahallesi’nde Kemal amcamıza destekaçlık grevindeki Erdal Ekinci polislertarafından vurulmuş. Erdal kolundanyaralanmış. Kemal Amcamız için baş-lattığı açlık grevini ara vermeden sür-dürmüş. Erdal Ekinci’nin sağlık du-rumu iyiymiş. AKP’nin polislerini la-netliyor ve Erdal’a buradan sevgile-rimizi, geçmiş olsun dileklerimizi ile-tiyoruz. Grup Yorum susturulamadı.Grup Yorum Dersim’de Seyit RızaMeydanı’nda, Kemal amcamızın di-renişinde, Kemal amcamıza türkülersöyledi, türkülerimizi etrafımızdakiziyaretçilerimizle paylaştı. Grup Yo-rum’un söylediği türkülerimizi biz decanlı yayınla Kemal Gün adına açılmışTwitter hesabında takipçilerimizlepaylaştık. Çaylarımızla beraber GrupYorum türküleri dinledik. Selma, din-leti sonrasında röportaj yapmak isteyenmuhabirin sorularını yanıtladı.

Ve günümüzün ikinci heyecanlıbölümünü de bu dinletilerden sonrayaşadık. Emanet arabamızla Grup Yo-rum’u misafir kalacağı mahalleye gö-türdükten hemen sonra bir akrep ta-rafından durdurulduk. Bize özel birçevirme olduğunu fark ettiğimiz buuygulamada didik didik aranan baga-jımızda bir şey bulamayan komandolarkimliklerimizi yarım saate yakın birsüre incelemeye tabi tutarak nihayetgitmemize izin verdiler. Daha birazyol alabilmişken GBT çevirmesi ileikinci kez durdurulduk, bu sefer sağaçekmemiz istendi, çektik. Kimlikle-rimizi alan komandolar, polisin gele-ceğini ve bizi onların devralacağınısöylediler. Arabamızın ruhsatını davermemiz istendi, verdik. Bizler bek-lerken, alanda kalan arkadaşlarımızdantelefon geldi ve komandoların orada

da beklediklerini söyledi. Yine baga-jımız arandı, arabada sadece ben veKemal amcanın bulunması ile biziçeviren komandoların hayal kırıklığıyaşadığını sezdik ve Kemal amca ileaynı fikirde olduğumuzu anladık. Peş-lerinde oldukları biz değil, Grup Yorumüyeleriydi. Polisin gelmesini beklerkenarabamızda Grup Yorum’un üyelerininolduğunu bildikleri halde şimdi bula-mamalarına çok şaşırmış olacaklarınıkonuşarak, Kemal amca’nın; “Şeref-sizler bu gece deli danalar gibi GrupYorum arayacaklar.” sözüne güldük.“Yer yarıldı da yerin dibine mi girdilerdiye düşünmüş olmalılar.” dedik. Git-memize izin verdiler. Kemal AmcaGrup Yorum üyelerini bulamamanınverdiği merak ve öfkeyle bu gece hiçbirinin uyuyamayacağını söyledi evde.Seyit Rıza Meydanı'nda kafenin ora-larda bekleyen komandoların da git-tikleri haberi geldi daha sonra.

Yarın sabah yine Seyit Rıza Mey-danı’nda direniyor olacağız. “BU BİRİRADE SAVAŞI” diyor Kemal amcave ekliyor; “BENDE O İRADE VAR,EVLADIMIN, EVLATLARIMIZINKEMİKLERİNİ ALACAĞIM.” Ke-mal amca’nın yeğeni Ceyda, destekaçlık grevine başlamaya karar verdi.Sabah saatlerinde konuyu gündemegetiren Ceyda’dan; “Yarından itibarenDersim’de katledilen oğlu Murat Günve yoldaşlarının kemikleri ve mezarhakkı için Dersim Seyit Rıza Meyda-nı’nda 61 gündür açlık grevinde olaneniştem Kemal Gün’e tekrardan destekolarak açlık grevine gireceğim. Der-sim’den Didim’e Direnişi büyütüyoruz,açlığı büyütüyoruz.”

Kemal Gün Amca’mızın İletişimBilgileri:

Telefon: 0553 088 6072facebook: -

https://www.facebook.com/kemalgu-lizar.gun?fref=ts

Twitter : @dersimkemalbaba

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

491 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 50: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Grup Yorum Halktır SusturulamazBağımsız Türkiye Konserlerimiz Engellenemez!

23 Nisan Pazar günü Yenikapı Mey-danı’nda yapacağımız 7. Bağımsız Tür-kiye konserimiz AKP tarafından sudansebeplerle engellenmiştir. Valilik, konserbaşvurusunun sonucunu almaya gitti-ğimizde bize, güvenlik gerekçesiylekonserin yapılmasının uygun olmadığınadair bir belge verdi. Günlerdir konserimiziçin valiliğe gitmemize rağmen, kon-serimizi yine son günde yasakladılar.

AKP her tarafta istediği gibi mitinglerdüzenliyor, festivaller düzenliyor. Onungüvenliğini alıyorlar fakat söz konusuhalk olunca güvenlik bir sorun halinegeliyor. Bu alınan kararlar siyasi karar-lardır. Halkın türkülerini yasaklamala-rının nedeni var elbette. Bağımsızlık,demokrasi, sosyalizm inancı vardır tür-külerimizde. Pir Sultan Abdal’ın “Dönendönsün ben dönmezem yolumdan” sözüvardır sahnemizde. Dadaloğlu’nun “Fer-man padişahınsa dağlar bizimdir” şiarıvardır Yorum sahnesinde. Grup Yorum,Mahsuni Şeriftir, Karacaoğlan’dır, Da-daloğlu’dur. İşçidir, memurdur, öğren-cidir. Halk sanatçılarının yasaklanması,türkülerin susması anlamına gelmez.Türkülerimiz hiçbir zaman susmaz, hal-kın dilinde söylenir, söylenmeye devamedecektir.

23 Nisan’da hepimiz bulunduğumuzyerde halkın türkülerini söyleyeceğiz.AKP’nin gücü Grup Yorum’a yetmez.Çünkü biz milyonlarız, her yerde tür-külerimizi söyleyeceğiz. Evimizin bah-çesinde, mahallemizin parklarında, bal-konlarda, arabamızda… Biz umutsuzdeğiliz, konserimizi yasakladılar diyeyas tutmuyoruz. Dev sahneler kurma-mıza engel olabilirler. Ancak tüm ülkeyikonser meydanlarına çevirmemize güç-leri yetmez. Aklımızdan, kalbimizdenhalkın türkülerini söküp atamazlar.

Yaşasın Bağımsız TürkiyeMilyonlarca Grup Yorumcu, Haydi

Türkülerimizi Söylemeye, Halaylarımızıçekmeye!

Grup Yorum22 Nisan 2017

Grup Yorum'u DesteklemeyeGrup Yorum'un TürküleriniSöylemeye Devam Edeceğiz

Grup Yorum konserini yasaklamalarıhiç bir işe yaramadı. Her yer GrupYorum türküleriyle inledi bugün. Tür-külerimiz bizim bağrımızdan kopupgelmiştir onları söküp atamazsınız. Tür-kiye genelinde Grup Yorum’a destekeylem ve konserleri aşağıdaki gibidir.

Avcılar Halk Cephesi:"23 Nisan'da Yenikapı Meydanı’nda

yapacağımız 7. Bağımsız Türkiye kon-seri AKP tarafından engellenmiştir.Bizler Grup Yorum gönüllüleri olarakAvcılar'da saat 15.00'da Heykelde top-lanarak Grup Yorum konserinin yasak-lanmasını protesto ettik, halka teşhirettik. Yıllardır yaptığımız konser, keyfişekilde yasaklanmış, yasakları tanıma-dığımızı ilan ettik. Meydanda halkımızlabirlikte türkülerimizi, marşlarımızı hepbir ağızdan söyledik. AKP’nin azılı kö-peklerinin bizimle türkülere eşlik edenhalktan 3 kişiyi gözaltına almasıyla ey-lemimizi uzatarak oturma eyleminedönüştürdük. Gözaltına alınanların bı-rakılması için yaptığımız eyleme katilköpekler saldırarak 5 arkadaşımızı dahaişkence yaparak gözaltına aldı. Pan-kartımıza ve önlüklerimize el koydu.Halk gözaltına alınmasını yuhaladı, tep-kilerini gösterdi. Halkımızın bizi sa-hiplenmesi polisi rahatsız etti, halka dasaldırmak istedi. Avcılar emniyeti ah-laksız ve şerefsizdir.

Bizlerin türküler marşlar söyleme-mize dahi tahammül edemiyor. Bizlerine baskılarınız ne gözaltılar yıldıramaz.Avcılar Emniyeti arkadaşımız Gülay’ımuayeneden çıkarıp araçta tehdit etmiş,hakaretlerdebulunmuştur.Arkadaşımıza“ben işkence-ciyim, abileri-ni öldürdüm,sıra sana dagelecek” de-miş. Bu asalakpolis bizi kat-letmekle teh-dit ediyor amabiz her şeyigöze alarakmücadele edi-yoruz o yüz-

den bizden birine bu tehditlerde bulun-mayın, ne yaparsanız yapın bakın teslimalamıyorsunuz, alamayacaksınız. Bizlerhaklı ve meşru mücadelemizden vaz-geçmeyecek, size boyun eğmeyeceğiz...Arkadaşlarımız adli kontrolle serbestbırakıldı."

Bahçelievler Halk Cephesi: Bah-çelievler Zafer Mahallesi'nde 23 Nisan'daGrup Yorum gönüllüleri bir araya gelipmarşlar türküler söyleyip halaylar çekti.Halk da halaylara katılıp türkülere eşliketti. Yasaklar Halk Cepheliler’in konservermesine türkü söylemesine engel ola-madı.

Kıraç-Kuruçeşme Halk Cephesi:"23 Nisan'da yapılacak olan Yenikapıkonseri tamamen keyfi gerekçelerle ya-saklandı. Bunun üzerine Grup Yorumsevenleri ülkenin her yerinde binlercekonser verdi. 23 Nisan’da konser saatiolan 15.00'da Kıraç Kuruçeşme`de GrupYorum gönüllüleri bir araya gelerekGrup Yorum türküleri söylediler. Yak-laşık yarım saat boyunca “TürkülerSusmaz Halaylar Sürer, Grup YorumHalktır Susturulamaz” sloganları atıldı.Mahalle halkına yapılan konuşmalardakonser yasağını tanımıyoruz” denildi.Çekilen halaylarla konser sona erdi.”

Ankara Halk Cephesi: Grup Yo-rum’un 23 Nisan’da yasaklanan konseriçin Ankara İdilcan Kültür Merkezi’ndekendi türküleriyle ve marşlarıyla ve 1adet “Türküler Susmaz Halaylar Sürer”pankartıyla selamlandı. Gün boyu Yorumtürküleri çalındı halk kornalarıyla al-kışlarıyla destek verdi.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!50

Page 51: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Grup Yorum'un 23 Nisan'da ya-pacağı konserin yasaklanmasıyla ilgilikurumların yayınladığı açıklamalarıaşağıdaki gibi yayınlıyoruz;Devrimci İşçi Hareketi (23 Nisan): “Neyin korkusu bu, mil-yonların hep bir ağızdan BağımsızTürkiye diye haykırması mı, sizlerintaşıma sistemiyle doldurduğu alanlarıtıklım tıklım her şeyi göze alarakdolduran halktan mı korkunuz. Kat-lettiğiniz hapislere attığınız devrim-cilerin, hesabı sorulacak korkusumu? İşsiz, aç, okulsuz, bırakıp uyuş-turucu batağına attığınız gençler uya-nır korkusu mu? FETÖ uydurmasıylaişlerinden atılan bir taşla iki kuş vur-duğunuz 657’nin içini boşaltıp mu-halif olan memurları sokağa attınız.Onlardan mı korkunuz? Madenlerdeinşaatlarda fabrikalarda kar için kat-lettiğiniz işçilerden mi korkunuz?Aç bırakıp sadakaya mahkum ettiğinizköylülerden mi korkunuz? Koca kocasahnelerimiz olmasa da bizler tür-külerimizi çalar söyleriz… 80 mil-yonu hapsedemezsiniz…”

İstanbul Avcılar Halk Cephesi(21 Nisan): “… Onbinlerce dinleyi-cinin katıldığı konserlerde hiçbirsorun yaşanmamış. Hangi güvenliğibahane ediyor Valilik? Ankara’dapolisin sözde güvenlik aldığı eylemdeinsanlarımız katledildi, yaralı olaninsanlarımıza polis tarafından gazlarlasaldırıp hayatını kaybetmesine nedenolmuştur. Halkın güvenliğini en iyibizler sağlayabiliriz yüz binlerce din-leyicinin katıldığı konserlerimizdehiçbir sorun yaşanmamıştır. Polisinolduğu yerde güvenlik sorunu vardırbu yüzden bizlere güvenlik sorununubahane edemezsiniz. AKP istediğiyerde mitingler düzenliyor ama dev-rimcilerin yapacağı mitingler yasak-mış sizin ne yasaklarınız nede yasa-larınız bizim konserler düzenlememiziengelleyemedi engelleyemeyecek.…

Siz türkülerimizden korkmaya devamedin. Çünkü türkülerimiz milyonlarcahalkımız tarafından tek bir ağızdansöylenmeye devam edecek.”

Ne Kadar YasaklarsanızYasaklayın TürkülerimizDilden Dile Dolaşacak!

Konser çalışmaları İstanbul veAnadolu'da son güne kadar devametti. Her ne kadar Yenikapı Meydanıyasaklanmış olsa da Grup Yorum'atüm alanlar bizim. Grup Yorum'unsesini her alan taşımaya devam ede-ceğiz.

Altınşehir: Grup Yorum'un 23Nisan'da yapacağı konser için Altın-şehir Grup Yorum Halk Korosu 19Nisan'da koro çalışması yaptı. Birsonraki gün ise Şahintepe Mahalle-si'ne 2, Yarımburgaz Mahallesi’ne 1olmak üzere toplam 3 adet Grup Yo-rum 7. Bağımsız Türkiye Konseriiçin pankart asıldı.

Bahçelievler: Halk Cephesi ta-rafından 19 Nisan'da Grup Yorum'unyapacağı konser için afişleri mahal-lesinin birçok yerine asarken, kanserleilgili davetiyede geniş bir şekildedağıtıldı. 21 Nisan'da ise Zafer Ma-hallesi'nde Grup Yorum’un yasakla-nan kanseri için AKP’yi teşhir edenpankart asıldı.

Kıraç-Kuruçeşme: Devrimci İşçiHareketi Grup Yorum’a yapılan kon-ser yasaklarıyla ilgili olarak 23 Ni-san'da Kıraç Kuruçeşme'de bir halısaha maçında "Gündoğdu" marşınısöyledi. “Grup Yorum Halktır Sus-turulamaz ” , “Türküler Susmaz Ha-laylar Sürer” sloganları atıldı.

Esenyurt: Bağımsız Türkiye kon-seri çalışmalarında 17-18-19 Nisan'daEsenyurt Yeşilkent Mahallesi, TokatMahallesi ve Firüzköy civarında 1500daveteyi dağıtıldı. Ayrıca iki toplutaşıma aracında da dağıtım yapıldı.

Okmeydanı: Okmeydanı'nda 14-

15-16 Nisan’da Piyalepaşa, MahmutŞevketpaşa bölgelerinde yapılan kapıçalışmasında Grup Yorum davetiye-sinden 500 tane hakla ulaştırıldı.Afişleme çalışmasında toplam 100afiş asıldı. 19 Nisan'da ise Grup Yo-rum Korosu tarafından Grup YorumBağımsız Türkiye konseri çalışma-larında Okmeydanı Metrobüs Yoluna23 Nisan konser pankartları asıldı.Mecidiyeköy Meydanı'nda 1500 bil-diri dağıtıldı.

Gebze: Grup Yorum Sevenler 19Nisan'da ve önceki günlerde Gebze'deUlaştepe, Çayırova, Mudurnutepe veEmek Mahallelerinde 2000 adet kon-ser davetiyesi dağıtırken mahallelerdeyazılamalar yapılıp 60 konser afişiasıldı. Ayrıca çalışma sırasında 30adet Yürüyüş Dergisi dağıtımı dayapıldı.

ANADOLU:Samsun: Samsunda 12-9 Nisan

tarihlerinde yapılan konser çalışma-larında şehri çeşitli yerlerine afişlemeyapıldı. Ayrıca çeşitli kafelere davetiyeve afiş bırakılırken 300 Grup Yorumdavetiyesi halka dağıtıldı.

Trabzon: Trabzon'da konser ça-lışmaları çerçevesinde birçok yereafişleme yapılırken, halkla konserkonusunda sohbet edilip davet edildi.Halktan ve öğrenci kesiminden gelentepkiler oldukça güzel ve bir o ka-darda sitemkârdı, sınav haftasına gel-diği için sitemlerini iletip mutlakaKaradeniz’de de Grup Yorum konseriistediklerini ilettiler. Konser çalış-maları kapsamında 250 davetiyehalka ulaştırıldı.

Eskişehir: Dev-Genç’liler 18 Ni-san'da Eskişehir Merkez ve Adalar’da25 tane Grup Yorum konser afişiasarken 15 tane de Yüksel Direnişiafişi astı.

DDergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Yasaklarınızı Tanımıyoruz Her Yer Bizim �çin Konser Alanıdır!

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

511 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 52: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Umudun Sesi Dergimiz Yü-rüyüş'ü Sahiplenelim, DağıtımınıYaygınlaştıralım

Her dergi okuru, her dağıtımcıdergiyi dağıtma hedefini büyüt-melidir. Karanlığı yaran halkıaydınlatan dergimizi halka taşı-yalım. Ancak gerçekleri bilenhalk, devrimi ve mücadeleyi sa-hiplenir. Gerçekleri halka taşı-yalım, yalnız ve umutsuz bırak-mamak için hedeflerimizi büyü-telim. Dergi götürmediğimiz ma-halle kalmamalıdır.

İSTANBUL:Gülsuyu: Gülsuyu Mahalle-

si'nde Halk Cepheliler 21 Ni-san'da Son Durak, Okul Bölge-sindeki esnaflara dergi dağıtımıyaptı. Dergi dağıtımındaOHAL'in 3 ay uzatılması ve Ka-nun Hükmünde Kararnamelerleişten atılan kamu emekçilerininaçlık grevi direnişi konusundasohbet edildi. İki saat yapılançalışmada 40 dergi esnafa ulaş-tırıldı.

ANADOLUAmed: Yürüyüş dergisinin

10. sayısının dağıtımı 20 Nisan'daAmed’de yapıldı. Halkla refe-randum üzerine sohbet edilendağıtımda, 15 dergi halka ulaş-tırıldı.

Hatay: Armutlu ve ElektrikMahallesi'nde 20 Nisan'da yapılandergi dağıtımında 60 dergi halkaulaştırıldı. Dergiyi gören halktanbazı kişiler hem dergiyi aldı,hem de alınması için bina sakin-lerinin kapılarını tek tek çalarakdergi dağıtımcılarına yardımcıoldu. Dergi dağıtımcıları 3 ailedeoturdu referandum üzerine sohbetedilen bir ailede bir bayan “bun-dan sonra asla oy kullanmaya-cağım bu diktatör seçimle git-miyor” dedi.

���

Devrimci Basın YürüyüşDergisini BaskınlarlaSusturamazsınız

Sultangazi Mahallesi'nde bü-rosu bulunan Yürüyüş dergisine26 Nisan'da sabah saat:2.00'dadoğru baskın düzenlendi. İşken-ceyle 5 dergi çalışanı gözaltınaalındı. Amaçları halka gerçekleritaşıyan Yürüyüş Dergisini sus-turmak. Bugüne kadar onlarcakez bastınız elinize ne geçti. Birhiç... Halkın sesini susturamaz-sınız... Kurumların baskınla ilgiliaçıklamalarını aşağıdaki gibi ya-yınlıyoruz.

İSTANBUL:Avcılar Halk Cephesi:"AKP’nin korkusu büyüyor

büyüdükçe devrimcilere saldırı-yor. Sabaha karşı Yürüyüş der-gisine katiller tarafından operas-yon yapılmış, 5 dergi çalışanıişkence ile gözaltına alınmıştır.Dergi büromuz talan edilmiş, eş-yalar kullanılamaz hale getiril-miştir. Yürüyüş dergisi halkınsesidir. Burjuva basın ülkemizdeaçlığı yoksulluğu, zulmü görmezgörmek istemez çünkü uşaklığıyaptığı devletten korkarlar. Yü-rüyüş Dergisi halkın sesidir, ne-rede zulüm varsa, nerede hak-sızlık varsa, nerde direniş varsaorada olmuştur. Ezilen sömürülenkatledilen halkın sesi olmaya de-vam edecek. Defalarca bastığınızçalışanlarını tutukladınız, dergidağıtımı yapanları vurup felç bı-raktınız, her türlü ahlaksızlığıyaptınız. Başaramadınız. Siz sal-dırdıkça Yürüyüş dergisi dahagüçlü şekilde çalışmalarına de-vam etti. Baskılarınıza boyuneğmeyeceğiz. Gözaltına alınanlarderhal serbest bırakılsın."(26Ni-san)

TAYAD: "... Daha dün ma-hallenin bir gencini katletmeyeçalışan katiller sürüsü bugün Yü-rüyüş dergisini bastı. Ama nafileçabaları bizler TAYAD’lı Ailelerolarak Yürüyüş dergisini halkaulaştırmaya devam edeceğiz. Yü-rüyüş Dergisi susturulamaz"(26Nisan)

Halka Gerçekleri Taşımak Bir Sorumluluktur OHAL ve Baskı YasalarınızlaHalkımızı Teslim Alamayacaksınız,Mahalleler Bizimdir!

AKP’nin azılı köpekleri İstanbul BahçelievlerZafer Mahallesi’nde huzur operasyonu adı altındahalkın huzurunu kaçırmıştır. 20 Nisan’da saat17 civarı mahalleye kartal, akrep, resmi, sivilve yunus polisleri tarafından keyfi GBT yapıphalka gözdağı vermeye çalışıldı, araçlarla günboyu yolları kesip araçlara ince aramalar yapıldı.Konuyla ilgili Bahçelievler Halk Cephesi 20Nisan’da yazılı açıklama yayınlayarak kısacaşu sözlere yer verdi;

“… Zafer Mahallesi Alevi ve Kürt halkımızınyoğun yaşadığı bir mahalledir. Bahçelievlersemtinde onlarca mahalle olmasına rağmen özel-likle hedef haline getiriliyor. Buna izin verme-yeceğiz. Yoksul halkımızın üzerlerine baskı kur-malarına göz yummayacağız… Sözde halkınhuzurunu sağlıyormuş katil köpekler. Her türlüpisliği yapan, uyuşturucu satan, fuhuş yaptıran,hırsızlık yapan çetelerle kol kola dolaşan pisliklerhalkın huzurunu nasıl sağlayabilir. Halk içintehlikeli olan polistir. Halk için hiç bir karşılıkbeklemeden halkı için kendini feda eden dev-rimcilerdir… Halkımızın size bakış açısı ortada,sizlerin dükkânlarına girmenize izin vermiyorve verdiğiniz selamı almıyor. Sizi Zafer Mahal-lesinde görmek istemiyor. Uzak durun halkı-mızdan çekin o pis kanlı ellerinizi. Bizler Ma-hallemizin huzurunu kaçıranlardan hesap sora-cağız…

���

Polisin Göstermelik DevriyeleriHalk Örgütlenmesin Diyedir

İstanbul Okmeydanı’nda uyuşturucuya karşıverilen mücadele kapsamında polisler göstermelikolarak devriye atmaya başladı. Bunun üzerinebir Okmeydanı sokak sakini diyor ki; "dün bal-kona çıkmazsan görmezsin diyen polis bugünbiz örgütlenmeyelim diye hergün devriye atmayabaşladı”. Ve bunun üzerine 24 Nisan’da yazılıaçıklama yayınlayan Okmeydanı Halk Meclisikısa bir açıklama yaparak şu sözlere değindi; “2Yıldır torbacıları görmezden gelip iyice palaz-lanmasını sağlayanlar halkın şikâyetleriyle dalgageçenler şimdi göstermelik devriyeler atmakta-dırlar. Halkımız! Polisin göstermelik devriyeleritorbacılara karşı değil biz örgütlenmeyelim di-yedir. Örgütleneceğiz daha fazla örgütleneceğiz.Örgütlediğiniz, palazlanmasına zemin hazırla-dığınız torbacıları mahallemizden topunuzla bir-likte defedeceğiz!”

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!52

Page 53: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Halk Cephesi 1 Mayıs İçi ve Emek-çi Bayramı dolayısıyla çağrı çalış-malarını sürdürüyor. 1 Mayıs’ta Tak-sim’e çağrı yapan Halk Cephesi vealanlarının yaptığı çalışmalardan der-lediklerimiz şu şekilde;

TAYAD: TAYAD’lı Aileler 24ve 25 Nisan’da İstanbul Okmeydanıve Çayan Mahallesi’nde kapı kapı 1Mayıs’a çağrı çalışması yaptı. Yapılançalışmalar kapsamında 1 Mayıs’ınönemi ve tarihi üzerine konuşuldu.Çalışma sonunda toplam 250 adet elbildirisi dağıtıldı, 30 adet afiş asıldı.

Devrimci İşçi Hareketi: HalkCephesi’nin hazırlamış olduğu “Fa-şizmi Karşı Omuz Omuza, 1 Mayıs’taTaksim’e” çalışması kapsamında İs-tanbul Kıraç Kuruçeşme’de 24 Ni-san’da çalışma yapıldı. Yapılan ça-lışmada 30 adet pullama yapıldı. Ay-rıca DİH kısa bir açıklama yaparak;“Taksim alanından OHAL’i bahaneederek herkesin kaçtığı bir dönemde,Taksim’e çağrı yapmak baskı ve zul-me karşı durmaktır. Faşizme karşıbirlikte mücadele etmek için tüm iş-çiler 1 Mayıs ta Taksim’de olalım.”dedi.

İstanbul'un Yoksul Mahalle-lerinde Yapılan ÇalışmalardanDerlediklerimiz;

Çayan: Halk Cepheliler 24 Ni-san’da Çayan, Nurtepe, GüzeltepeMahallesi, Sokullu ve OsmanpaşaCaddesi’nde 1 Mayıs’a çağrı çalış-ması yaptı. Yapılan çalışmalarda ma-halle esnaflarına 1 Mayıs’ın önemivurgulandı, bunun üzerine katılımsağlanacağı söylendi. Yapılan çalış-malarda 180 adet çağrı pullamalarıbirçok yere asıldı.

Armutlu: Halk Cepheliler 24 Ni-san’da 1 Mayıs Taksim Alanı’naçağrı çalışması yaptı. Yapılan çalışma

kapsamında mahallenin birçok yerine150 adet pullama ve 50 adet afişasıldı. Ayrıca 3 bölgeye “1 Mayıs’taTaksim’deyiz!” yazılaması yapıldı.

Altınşehir: Halk Cepheliler 25Nisan akşamı Şahintepe Mahalle-si’nde 1 Mayıs’a çağrı amaçlı çalışmayaptı. Çalışma kapsamında mahal-lenin birçok yerine 20 adet “1 Ma-yıs’ta Taksim’e! Halk Cephesi” imzalıyazılamalar yapıldı.

Bahçelievler: Halk Cepheliler 25Nisan’da Zafer ve Kocasinan Ma-hallesi’nde 1 Mayıs’a çağrı amaçlıyazılamalar yaptı. Çalışma esnasındamahallede bulunan kahvehaneler do-laşılarak halka 1 Mayıs’ta Taksim’dekatılmalarının önemi anlatıldı veHalk Cephesi saflarında birleşmeçağrısı yapıldı.Sarıgazi: Halk Cepheliler 25Nisan’da, 1 Mayıs’açağrı çalışmaları kap-samında DemokrasiCaddesi üzerinde 150adet pullama çalışma-sı yaptı.

MücadelemizinHızlı ve Büyük Co�kusuyla1 MayısPikni�imiziDüzenledik

İzmir Halk Cephesi23 Nisan’da GaziemirSarnıç Piknik Alanı’nda1 Mayıs Pikniği düzen-ledi. Piknikte ilk olarakailelerin getirmiş oldu-ğu kahvaltılıklar pay-laşılarak yenildi. Prog-ram kapsamında HalkCephesi adına kısa bir

açılış konuşması yapıldı. ArdındanDev-Genç’li biri 1 Mayıs tarihçesiile ilgili metin okudu. Hemen ardın-dan Devrimci şair Ümit İlter’in birşiiri okunarak programa devam edildi.Dersim’de oğlunun ve yoldaşlarınıncenazelerini alabilmek için direnişteolan Kemal Gün ve Ankara’da işiiçin direnen Nuriye Gülmen ile ile-tişime geçildi. Yapılan görüşmedeİzmir’den desteklerini ve dayanış-mada olunduğu belirtildi. Görüşmeesnasında İzmir Grup Yorum Korosudirenişçiler için türküler söyledi. Gö-rüşmelerin ardından yarışmalar ya-pıldı. Program kapsamında öyle ye-meği yenildi ve ardından koronuntürküleri eşliğinde halaylar çekilerek1 Mayıs’ın coşkusu önceden yaşandı.60 kişinin katıldığı program alan te-mizliğinin ardından sonlandırıldı.

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

5531 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Taksim’de Israr Devrim’de Isrardır!1 Mayıs’ta Taksim’deyiz

Gülsuyu

Çayan

Page 54: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Her yerde olduğu gibi Ludwigs-hafen'de de Musa Aşoğlu'na Özgürlüktalebimizi haykırmak için bir standaçmak istedik.

Ludwigshafen Belediyesi’ne bağlıbir kuruma gitmemiz gerekiyorduizin için ve gittik.

İlkin içeri girdiğimizde pek olumlubir cevap almayacağımızı hissetmiş-tik. Bizimle konuşan şahıs duvarlarabakarak konuşuyordu.

Bizler uzun yürüyüşçüleriz dedik. "Musa Aşoğlu'na Özgürlük kam-

panyamıza Ludwigshafen şehrini dealdık. Stand açıp bildirilerimizi da-ğıtmak istiyoruz" dedik.

Sizden stand açmak için izin isti-yoruz dedik.

Görevlinin bize ilk sorusu: MusaAşoğlu kimdir? oldu

Kendisine, “Musa Aşoğlu politikbir tutsaktır. Hukuksuz bir şekildetutklanmıştır. Bizler de onun özgür-lüğü için eylem yapmak istiyoruz”dedik.

Bunun üzerine görevli; “Alman-ya'da politik tutsak yoktur, ayrıcaben Ludwigshafen'de huzur bozacakhiçbir duruma izin vermem dedi.Söylerken yine duvarlara veya önün-deki bilgisayara vs. bakıyordu. Vetitrek bir ruh haline bürünmüştü.

Daha da ileri giderek, “ben sizinherhangi bir yere bomba koymaya-cağınızı nereden bilebilirim?” dedi.

Daha geçenlerde birisi bomba ileyakalandı gibi söylemlerle, önyargılıve yabancı düşmanı biri olduğunuaçıkça bize hissettiriyordu.

Bizler kendisine kararlı bir şekilde;devrimci olduğumuzu, şov yapmadı-ğımızı ve kimsenin huzurunu kaçırmakiçin böyle bir girişimde bulunmadığı-mızı ısrarla söyledik. Gerekirse izinsizeylem hakkımızı kullanabileceğimiziböyle bir hakkımızın olduğunu bildi-ğimizi söyledik. Ve ayrıca bize, Nazi-ler'in yaptığı gibi, bomba koyma vs.gibi bir yakıştırmadan dolayı yasalişlem başlatıp kendilerini teşhir ede-ceğimizi ilettik. Bunun üzerine, baş-

vuruyu yazılı dilekçe veyae-mail yolu ile yapmamızısöyledi. Olur, yaparız dedikve yazılı olarak yaptık.

Ertesi gün gönderdi-ğimiz dilekçeye aynen şucevabı yazmıştı: Standaçmak için bize yapmışolduğunuz başvuruyureddediyoruz.

Ludwigshafen'de hiç-bir terör faaliyetine izinvermiyoruz. Musa Aşoğ-lu dünyanın en çok ara-nan teröristidir, politiktutsak değildir.

Bunun üzerine mek-tubu alıp kendisi ile görüşmek üzereyanına gittik ve sorduk.

" Sen savcı mısın, hakim misin?Sen kim oluyorsun da bize ve arka-daşımıza böyle bir ithamda bulunu-yorsun? Madem ki Musa Aşoğlu dün-yanın en çok aranan teröristi, o haldebiz de onun arkadaşlarıyız. Biz nedenözgürce hareket ediyoruz? Kendi so-rumlusu ile görüşmek isteğimiz he-men kabul gördü ve bizi odasınaaldı sorumlu.

Durumu anlattık ve bize hak verdi.Ben en kısa zamanda sizler için ge-rekeni yaparım dedi. Biz o anda bir-birimizle bakıştık. Çünkü ırkçı birkarakterden sonra ılımlı, bizi dinleyen,hatta özür dileyen biri vardı karşı-mızda. Gerçekten sorumlu, dediğiniyaptı. İki gün sonra bizi aradı veşöyle dedi: “istediğiniz günde, iste-diğiniz yerde ve istediğiniz saatteLudwigshafen'de eylem yapabilirsi-niz.”

Kazanan irademiz oldu. Binlercebildiriyle, adım adım yürüyerek bir-çok ülkede Musa Aşoğlu'nun kimolduğunu ve neden serbest bırakılmasıgerektiğini anlattık. Devrimcilik;dünyanın en doğal ve en meşru işidir.Aklı başında hiçkimse 'ben sömürüyühaklı buluyorum, işgaller-katliam-lar-tecavüzler doğrudur' diyemez.Her türlü bedeli göze alarak bu in-

sanlık dışı sisteme karşı savaşan yal-nızca devrimcilerdir.

Bu yüzden devrimciler, bir hal-kın en onurlu evlatlarıdır. Onlarındüşüncelerini savunmak, yalnız bı-rakılmayacaklarını ve asıl teröristlerinemperyalistler olduğunu anlatmakda onurdur. Bu yüzden haykırmayadevam ediyoruz dünyanın dört ya-nında:

KAHROLSUN EMPERYALİZMYAŞASIN MÜCADELEMİZ!

“Devrimcilik; Dünyanın En Doğal ve En Meşru İşidir. Aklı Başında Hiçkimse 'ben Sömürüyü Haklı Buluyorum,

İşgaller-Katliamlar-Tecavüzler Doğrudur' Diyemez

Essen Halk Cephesi Açıklama GRUP YORUM HALKTIR,

SUSTURULAMAZ Kurulduğu günden bugüne halktan,

devrimden, bağımsızlıktan, özgür-lükten, demokrasiden, halk için sanatyapan adaletten, haktan, eşitliktenyana örgütlü müzik yapan Grup Yo-rum`un 23 Nisan 2017 günü İstanbulYenikapı’da yapacağı 7. BağımsızTürkiye Halk Konseri İstanbul Valiliğitarafından “güvenlik gerekçesi” ileyasaklandı.

Anadolu’muzu güzelleştireceğiz. Topraklarımızı halkımız için, şe-

hitlerimiz için cennete çevireceğiz. Ülkemizi emperyalist boyundu-

ruktan kurtaracağız. Grup Yorum Halktır Susturulamaz Türküler Susmaz Halaylar Sürer Essen Halk Cephesi

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!54

Page 55: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Avrupa'da yaşayan gençlerimiziörgütlemeden sorunlarımızın çözü-münü bekleyemeyiz. Nasıl ki ülketopraklarında mücadeleyi omuzlayan,devrimci hareketin gelişiminde emeğiile, cürret ile, fedakarlığı ile gençlervarsa Avrupa'da da mücadeleyi ge-liştirecek olan, geleceğe taşıyacakolan yine Avrupa'da yetişmiş genç-lerimizdir.

Avrupa'da gençler içinde örgüt-lenmek, öncelikli olarak onları tanı-maktan, var olan çelişkilerini ortayaçıkarmaktan geçer. Gençlerimizinhiç mi sorunu yoktur, yaşadıklarıAvrupa ülkelerinde hiç mi çelişkileriyoktur. Elbette bu soruya cevabımızevet vardır olacaktır. Çünkü Avrupaemperyalizminin ortasında bir yabancıolarak yaşayan bir gencin çelişkisininolmaması mümkün değildir. "Benimbir çelişkim yok" demek yaşadığısorunun farkında olmamaktan kay-naklıdır çoğunlukla.

Gençlerimizi örgütlemek; nereyeait olduğunu bilmeyen, ya da kendikültürünü reddeden, daha "üstün"bir kültür arayışında kendi değerlerinigörmeyen, yitiren, gençler olarak ge-leceksiz ve umutsuz bırakmamaktır.

Gençlerimizi Nasıl Örgütleyeceğiz

Yukarıda da belirttiğimiz gibi ne-den devrimcilik yapmaları gerektiğini,yani çelişkilerini ortaya çıkararakgençlerimizi örgütleyeceğiz.

Bugün Avrupa'da yaşayan tüm Tür-kiyelilerin, genel olarak tüm yabancı-ların, temel sorunu ırkçılıktır. Irkçılıkistatistiki olarak bile ele alındığındaher yıl artan bir ivme izlemektedir.Irkçı partilerin tüm seçim propagan-daları yabancı düşmanlığı üzerinedirve böylesi bir ortamda, okula giden,çalışan bir gencimizin ırkçılığa maruzkalmaması, ya da çevresinde tanık ol-maması mümkün değildir.

Okula giden bir gencimizi ele al-dığımızda mutlaka öğretmenlerle yada dersleri ile ilgili ırkçı bir yaklaşımlakarşılaşmıştır, hatta sınıfta kalmasına

neden olan durumlara kadar sorunlaryaşanmıştır. Öğretmenlerin ya da okulidaresinin yabancı öğrencilere karşıırkçılığı açıktan ya da sinsice "öğren-cinin başarısızlığı ya da uyumsuzluğu"ile açıklansa da başarısızlığının -kiçoğu zaman başarısızlık diye bir sorunyoktur- altında da yatan temel nedenyine Avrupa devletlerinin eşit eğitimhakkı tanımamalarından ve ırkçı poli-tikalarından kaynaklıdır. Örneğin, aynıoranda başarılı ya da daha başarılı birTürkiyeli gençle Avrupalı bir genç ara-sında tercih yapıldığında hiç bir zamantercih edilen yabancı genç olmaz. Yineiş alanında da referansları, diplomasıdaha iyi olan bir genç yerine başarıseviyesi daha düşük bir Avrupalı tercihedilir. Bu örnekleri yaşamın her alanındaçoğaltabiliriz, ama bizim için önemliolan gençlerimizin ne kadar bunun bi-lincinde oldukları ve bunu bir sorunolarak görüp görmemelerindedir. Sorunolarak gören için tek alternatif vardır,ırkçılığa karşı örgütlü saflarda mücadeleetmek. Sorun olarak görmeyen ya dabunu bilince çıkaramamış bir gencimizede bunu anlatmak ırkçılığa karşı tavıralmasını sağlamak ise biz devrimcileringörevidir.

Irkçılığın bir diğer boyutu ise, aşa-ğılama ve kendinden olmayan kültürlerihor görme, ona yaşam alanı tanıma-madır. Bu kültürel aşağılama ırkçıfaşist örgütlenmelerin pankartlarındaaçık ve net haliyle "yabancılar dışarı-defol" olarak görülür ama devlet ku-rumlarının her kademesinde aynı mantıkhüküm sürse de bu ifadeler bu kadaraçık haliyle söylenmez. Yapılanlar yayasaya dayandırılarak yapılır, "üstün"olduğunu kendi kültürünün "büyük-lüğünü" ortaya koyarak, herkesin onauyması gereken bir zorunluluk haliolan "uyum" yasaları ile bunu yaparlar.Uyum neye ne için uyum, bunun birönemi yoktur. Yabancı "aşağı" taba-kadan olan halklar "medeni" Avrupakültürüne "uyum" gösterip boyun eğ-meli hatta kendi kültürünü tamamenunutmalıdır.

Bu tür aşağılanmaların birçok bo-

yutunu farklı halini yaşayan bir gen-cimize okulda, sokakta, medyada as-lında duyduğu, gördüğü, yaşadığıher alanda kendi aşağılanmışlığı ha-tırlatılır... Bu hatırlatmaların tek amacıvardır, "kendine ait olanı unuttuğunoranda bendensin", ki ne kadar"uyum" gösterirsen göster asla ondanolamazsın. Çünkü rengin farklıdıren başta... Kültürün artık Avrupalıolsa da rengin senin kabullenilme-menin, "alt tabakaya" mensup ol-manın bir işaretidir.

Gençlerimizin kendi kültürlerinireddedişle başlayan savrulmalarınıntemelinde kısacası bir şeylere "uyma"ya da tamamen reddedişi getiren "uy-mama" ve toplumun dışına itilmedurumu vardır.

"Uyar" artık özünden kopmuşturve aşağılanmayı kabul etmiş, kendihalkını en fazla aşağılayarak kendini"uyduğu" topluma kabul ettirmeningetirdiği sağlıksız bir ruh hali vardır.

"Uymaz" uyumsuzluğu da girdiğikimlik arayışı içinde çarpık kavrar,yada altını doldurmaz. Çünkü kimlikvatan demektir, değer, kültür demektir.

Ve yaşadığı ülkeninin kural vekültürüne uymayı reddeden gencinarayışı birçok defa da değindiğimizyozlaşma batağına saplanır. Uyuş-turucu, kumar, çeteleşme vb. bunlarkendi içlerinde yaşadıkları tepkilerindışa vurumudur. Hiçbir gencimiz,özünde kötü olduğu için uyuşturu-cuya, kumara başlamaz. Çaresizlik,amaçsızlık ve yarından umutsuzluktur,ona, sadece bir kaç saatliğine de olsagerçek yaşamdan kopmak için vü-cüduna, beynine zarar verdiren.

Uyumu reddedenlerin, kendi kim-lik arayışının peşine düşen gençlerindevrimcilik nedenleri, bu nedenledaha güçlüdür. Çünkü onlar emper-yalizmin en açık halini görmüşlerdir.Ve oradan çıkmanın, yaşamda biramaç edinmenin tek yolu devrimci-lerle, devrimci saflarda kendi yaşa-dıklarının başka gençler tarafındanyaşamaması için mücadele etmektir.

AVRUPA'DAKİ GENÇLERİMİZİN DEVRİMCİLİK YAPMASI İÇİN ÇOK GÜÇLÜ NEDENLERİ VARDIR

AVRUPA’dakiBİZ

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

5551 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Page 56: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

Av ru pa’da

Hamburg’ta Musa Aşoğlu İçin 17.Kez Adalet Nöbetine Duruldu

20 Nisan Perşembe günü Musa Aşoğlu’nunözgürlüğü için eylem yapıldı. Saat 18:00’ da,Musa Aşoğlu’nun bulunduğu hapishane önünde,Almanca ve Türkçe sloganlar ile başlatılaneylem, bildirinin okunması ve Grup Yorumşarkıları ile devam etti. Saat 19:00’da sloganlarile sonlandırılan eyleme toplam 16 kişi katıldı.

DEVRİMCİLİK YAPMAK BİR GÖREV-DİR!

MUSA AŞOĞLU ONURUMUZDUR!

Alman Komünistlerden MusaAşoğlu için Yazılama

“Revolutionärer Aufbau” (Devrimci Inşaa)isimli örgüt tarafından Almanya’nın Bremen,Hamburg, Jena ve Weimar şehirlerinde devrimcitutsak Musa Aşoglu için yazılamalar yapıldı.Yazılamalarda İngilizce, Türkçe ve Almancaolarak “Musa Aşoglu’na Özgürlük”, “MahirÇayan Kavgada Yaşıyor” sloganları yazıldı.

MUSA AŞOĞLU İÇİN ADALETNÖBETİ DEVAM EDİYOR!

Uzun süredir Almanya Dev-Genç’lilerle dost saflarında bulunan“Revolutionärer Aufbau” örgütün açık-laması söyle:

Musa Aşoğlu’na Özgürlük Musa Aşoğlu- sözde Devrimci

Halk Kurtuluş Cephesi’nin (DHKP-C) önder kadrolarından- geçen seneninAralık ayında tutuklanmıştır. HemTürk devleti hem de ABD Musa Aşoğ-lu’nun başına 1,2 milyon ve 3 milyondolarlık ödüller koymuştur. O gündenberi iadesi için adeta bir kavga sürüyor,çünkü Almanya’nın yanında Türkiyeve ABD’de onu yargılamak istiyor.

Ona Türkiye’deki ABD konsolos-luğuna ve ABD emperyalizmin diğerkurumlarına yönelik eylemlerin so-rumluluğu veriliyor. DHKP-C isçilerinve köylülerin kurtuluşu için verilendevrimci savaşa öncülük ediyor, iktidarıhedefliyor. Hem Türkiye devletinekarşı, hem de emperyalizme karşı sa-

vaşıyor. Devlet tarafından desteklenen,halkları zehirleyen ve devrimcileresaldıran uyuşturucu çetelerine karşımücadele ediyor. Ajitasyonları komü-nizm için. Kavgaları komünizm için.DHKP-C dünyada tüm devrimcilerinörnek alacağı parlak bir örnektir.

Onlara üye olmak, hatta onlarınlideri olmak, bir suçlama değil, onurdur.Alman ve Türkiye devletleri bizimdüşmanlarımızdır. Onlar bunu tekrarkanıtlamıştır. Onlara gereken mua-meleyi göstermenin zamanıdır.

O yüzden Bremen, Hamburg, Jenave Weimar şehirlerinde Musa Aşogluiçin yazılamalar yapıldı. Biz diyoruzki: Başkaldırmak meşrudur!

Türkiye devletine karşı savaşmakmeşru ve önemlidir!

Musa Aşoğlu ve tüm DevrimciTutsaklara Özgürlük!

Revolutionärer Aufbau

Mannheim Dev-Genç’lilerden Açıklama “Varsın oklar üstümüze yağsın. Biz doğru

gördüğümüz bu yolda sonuna kadar yürü-yeceğiz.” ( Mahir Çayan)

25 Nisan günü AKP’nin katil polisleriGazi Mahallesi’nde bulunan Yürüyüş dergisibürosunu basmışlardır.

Gerçeğin sesi olan, gençlerin, emekçilerintüm Halkın sesi ve öğretmeni olan Yürüyüşdergisini kapatamazsınız. Gerçekleri yokedemesiniz.

Tüm Yürüyüş dergisi çalışanları derhalserbest bırakılsın.

Yürüyüş dergisi halkın, milyonların se-sidir. Onu baskınlarınızla, yasaklarınızla,katil polislerinizle engelleyemezsiniz. Nasılki halka Şafaklar’ı, Çiğdemler’i, Leylalar’ı,Bilgehanlar’ı anlattıysa, yeni kahramanlarıda anlatmaya devam edecektir. Yürüyüşdergisini halka ulaştırmamızı engelleyeme-yeceksiniz. Yaksanız da, yıksanız da, göz-altına alıp tutuklasanız da, bitiremezsiniz!

KAHROLSUN FAŞİZM, YAŞASINMÜCADELEMİZ!

5 YÜRÜYÜŞ DERGİSİ ÇALIŞANIDERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

HALKIZ, HAKLIYIZ, KAZANACA-ĞIZ!

Londra’da Yürüyüş DergisiStandlarımız Devam Ediyor

Emperyalizmin ve faşizmin işbirliği so-nucu yapılan saldırılara ve Yürüyüş’ün halkaulaşmasını engelleme çabalarına rağmenhalklarımıza gerçekleri ulaştırmaya devamediyoruz.

Her cumartesi olduğu gibi bu hafta daWood Green Kütüphanesi önünde açılanstanda halklarımıza gerçekleri anlatıp halkdüşmanlarını teşhir ediyoruz.

İki saat süren stand boyunca, Yürüyüşdergisi halklarımıza ulaştırıldı ve halkımızlasohbet edildi.

İngiltere Yürüyüş Dergisi Temsilciliği

YÜRÜYÜŞ DERGİSİ SUSTURULAMAZ! Stutgart Anadolu Federasyonu Yusuf Taş İçinEylem

Stuttgart Anadolu Fe-derasyonu Üyeleri, tutsakbulunduğu Heimsheim Ha-pishanesi’nde, ağır tecritkoşullarına ve dayatılan in-san onuruna aykırı yaptı-rımlara karşı 29 Mart tari-hinden bu yana açlık grevidirenişinde olan AnadoluFederasyonu Üyesi Dev-rimci Tutsak Yusuf Taş’ısahiplenmek için 20 NisanPerşembe günü ikinci kezHeimsheim Hapishanesiönünde eylem yaptılar.

Yürüyüş

30 Nisan2017

Sayı: 12

2017 1 MAYIS’INI DİRENEREK, SAVAŞARAK KARŞILIYORUZ!56

Page 57: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

21 Nisan günü, açlık grevi direnişinin 23.gününde Yusuf`tan 19 Nisan tarihinde kalemealdığı bir mektup geldi. Mektubunda hakgasplarından söz eden özgür tutsağımız, 5 ve15 Mart`ta avukatlarına Almanca yazdığımektupların bekletilip, 29 Mart`ta kendisineiade edildiğini paylaşmış.

Hapishanenin söylediği ikinci yalan iseziyaretlerle ilgili. 30 Mart`tan itibaren Yusuf`unidareye bildirdiği ziyaretçilerin görüşleri kabuledildiği, ancak kimsenin ziyaret günü almakiçin hapishaneyi aramadığını söyleyerek, dev-rimci tutsakları yalnızlık hissi ile çürüteceğinizanneden idarenin bu yalanı, Yusuf`a aynıgün yazılan mektuplarla çürütüldü.

Hızla avukat ve dost ziyareti bekleyenYusuf, ziyaretlerin idarenin yalan ve engelle-melerinden dolayı gerçekleşemediği tahmininipaylaşmış mektubunda.

Mektubunda ayrıca açlık grevi direnişinianlatan Yusuf, o güne kadar 8 kilo verdiğini,tansiyonunun biraz düşük olduğunu, yüzündeve sırtında sivilcelerin ve ağzında aft çıktığınıbildiriyor. İki haftadır revire çıkmak için uğ-raştığını, ancak henüz çıkamadığını aktarıyor.Su, seker, biraz tuz ve limon suyu, çay vekahve içtiğini paylaşıyor.

En acil ihtiyaçlarının yurt içi-yurt dışıpulları ve kitap olduğunu bildiriyor Yusuf.Mektup başına 3 adet pul ve postayla 1-2kitap gönderilebiliniyor.

Bunun üzerine ayni aksam Stutgart HalkKültür Evi’nde alternatif gün düzenleyen ka-dınlar, toplu kart yazarak, toplam 20 kart veyaklaşık 60 pul gönderdiler. Yusuf`un mek-tuplarının gelmesi ve gitmesi 2 gün sürmektedir.Mutlaka kart, mektup, pul vs. göndererek veHeimsheim Hapishanesi’ni teşhir ederek Yu-suf`un taleplerinin kabul edilip açlık grevininzaferle sonuçlanmasını hızlandırabiliriz.

YUSUF TAŞ ONURUMUZDUR! YAŞASIN AÇLIK GREVİ DİRENİŞİMİZ YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN ZAFER

Avrupa Dev-Genç’lilerYoldaşlık Kampında Buluştular

Almanya´nın Pfalz eyaletinde21.04-23.04.17 tarihleri arasında 14Dev-Genç’li yoldaşlık kampında biraraya geldi.

Gerçek yoldaşlığın ve dostluğunne olduğunun öğrenildiği kampta zor-lukların, mücadelenin, yolda yürürken,derenin üstünden atlarken, her pati-kada, her zorlu bir görevde o zorluk-ların aslında kolektivizm ile birliktene kadar kolay aşılabileceğini gördügençlerimiz.

Yoldaşlığın çıkarsız bir ilişki ol-duğunu ve paylaşım olduğunu çokaçken bile yanındakine zorla ekmeğinivererek ya da oturduğu ateşin başındankalkarak “buraya otur burası daha sı-cak, ben üşümüyorum zaten” diyerekve ya sıcak yatağını paylaşarak öğrendigençlerimiz.

Evet, bizler Avrupa Dev-Genç’lilerolarak gençlerimize paylaşmayı öğ-reteceğiz dostluğu, adaleti, çıkarsızilişkiyi, asıl sevgiyi ve emeği öğrete-ceğiz.

En zor anında bile ilk önce yol-daşını düşünmeyi öğreteceğiz çünküsevgide, emek de paylaşınca güzelleşirve sonsuzlaşır.

Almanya Dev-Genç’lilerOturma Eylemi

27 Mart’tan beri Türkiye’de tutukluolan arkadaşımız Anıl Güney Bolatve 6 Nisan’da gözaltına alınıp ülkedençıkış yasağı konulan Gamze Köseiçin adalet arayışımız devam ediyor.İki Avrupa Dev-Genç’li arkadaşımızısahiplenmek için geçen hafta başlat-tığımız oturma eylemleri birçok şe-hirde devam ediyor. Bugün Alman-ya’nın Dortmund, Düsseldorf ve Ham-burg şehirlerinde birer saatlik oturmaeylemleri yapıldı. Halkın ilgisini çeken

oturma eylemlerimizde birçok insanaarkadaşlarımızın durumunu anlattıkve imza topladık. Tüm Dev-Genç’lileribulundukları şehirlerde oturma ey-lemleri yapmaya çağırıyoruz. ANIL GÜNEY BOLAT SERBESTBIRAKILSIN! GAMZE KÖSE ÜZERİNDEKİ YA-SAKLAR KALDIRILSIN! YAŞASIN DEV-GENÇ, YAŞASINDEV-GENÇ’LİLER!

Halk Toplantısı23 Nisan 2017 Pazar günü Da-

yev’de halk toplantısı yapıldı. Saat14.00’da insanlar gelmeye başladı veöncelikle hazırlanan yemekler birlikteyenildi. Sonra toplantıya geçildi. Top-lantının iki gündemi vardı.

Birincisi dedikodu konusu, İkincisi 1 Mayıs’tı. Dortmund’da her yıl yapılan 1

Mayıs’lardı her zaman standımızdaolduğu için bazen stand meselelerinikonuşmaktan, politik yanını eksik bı-rakabiliyorduk. Bu yıl politik olarakda güçlü çıkmamız gerektiği konu-şuldu. Siyasi olarak gündemlerimizoldukça yoğun. Faşizme geri adımattıracak tek şeyin direnmek olduğunusöylüyorlar ve bunun gerekleriniyerine getiriyorlar. Hak almanın başkayolu yöntemi de yoktur. Biz bu direnişianlatabilmeliyiz. Dersim Seyit RızaParkı’nda Kemal amcanın çocukla-rının cenazelerini almak için başlattığıoturma eyleminden sonra, başladığıAçlık Grevi 59. gününe girdi. SeyitRıza Meydanı’nda anıt gibi durmaktaKemal amca: “Ben cenazelerimi is-tiyorum. Onları alacağım ve gele-neklerime göre gömeceğim” diyor.70yaşında ve kritik günlere geldi.

Bir başka konuda bugün Türkiye‘de konseri yasaklanan Grup Yorum’adestek için Grup Yorum şarkısı söy-lendi, video çekildi ve toplantı bitirildi.

Toplantıya 20 kişi katıldı.

Avrupa Dev-Genç

30 Nisan2017

Yürüyüş

Sayı: 12

5571 MAYIS ALANINI DA DİRENEREK KAZANACAĞIZ!

Almanya’da Özgür Tutsak Yusuf Taş Açlık

Grevini Sürdürüyor

Dergimizin 12. sayısının yayınlandığı 30 Nisan 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 173. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 49. günündeler

*KEC Malatya direnişi 93. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 41. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişi 69. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi 81. gününde, açlık grevinin 62. gününde

Page 58: Gazi’de Çatılarda Konser Yaptı YASAKLARI AŞAN ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY012.pdf · 1 Mayıs, emekçi halklar için bütün dünyada aynı anlamı taşır ve halklar aynı

“Hareket benim için adalettir. Halkın yaşadığı tüm haksızlıkların, kat-liamların, dayatılan onursuzlukların, kimliğinden, onurundan ayrı yaşa-

maya mecbur bırakılmanın, açlığın, sevgisizliğin hesabını soracak tekgüçtür. Halkın gücüdür.

Güvendir, insanlığın tüm erdemleridir.” Elif Sultan Kalsen

8 Mayıs - 14 Mayıs

Müjdat 1957,Hasan 1956, Re-nan 1953 doğum-luydu. Devrimciy-diler. Faşizme karşıdevrimin safların-daydılar. Bir yan-dan okuyor, çalı-

şıyor ve halkın kavgasına omuz veriyorlardı. 9 Mayıs 1978ʼdeokudukları İstanbul Yıldız Üniversitesi gece bölümündenbirlikte çıkarken, faşistlerin kalleşçe pususunda katledildiler.

Hasan Okut Renan Eriş

12 Eylül'ün apolitik-leştiremediği gençleri-mizden biriydi. Tüm bas-kılara rağmen devrimci-lerin yanında saf tuttu.Yeni Çözüm dergisi oku-ru olan Hüseyin, ODTÜ

yurdunda geçirdiği rahatsızlık sonucu11 Mayıs 1987’de aramızdan ayrıldı.

Hüseyin Soyuuğur

İrfan liseli bir devrim-ciydi. 17 yaşındaydı.13 Mayıs 1996’da İs-tanbul Alibeyköy’deKurtuluş gazetesi da-ğıtımı yaptığı sırada,polis tarafından her-

kesin gözü önünde sırtından kurşun-landı. Yaralı olarak polis otosunaalındı ve orada işkenceye devam edi-lerek katledildi.

İrfan Ağdaş

1868’de doğdu. İrlanda ulusal kurtuluş mücadelesininMarksist önderlerindendi. ISRP'nin (İrlanda SosyalistCumhuriyetçi Partisi) kuruluşuna önderlik etti. İrlandaemekçilerinin ilk silahlı örgütlenmelerinden biri olanİrlanda Yurttaş Ordusu'nun da kurucusudur. James Connolly,sendikalist görüşleri de olmasına karşın, 1. Emperyalist-lerarası Paylaşım Savaşı döneminde, savaşın devrimci

bir savaşa dönüştürülmesinden yana tutum alarak devrimci cephede yeraldı. 1916 Nisanı’nda Dublin’de başlatılan ayaklanmada, İngilizler tara-fından ağır yaralı olarak ele geçirildi. Gizli bir duruşmayla yargılandı veidama mahkum edildi. Kangrene dönüşen yaraları nedeniyle ayaktaduramaz halde olduğu için bir koltuğa oturtularak kurşuna dizildi. 12Mayıs 1916 onun dünya halklarının mücadelesinde ölümsüzleştiği ta-rihtir.

JAMES CONNOLLY

Müjdat Çelikyay

Sabah saatleriydi. Okmeydanı'nda öfkeli bir kalabalık toplanmıştı.Bu kalabalık önceki gün Gazi'ye saldıran düşmana öfkeydi. Bir anönce hesap sormak istiyordu katillerden.

Toplananlar hep bir ağızdan slogan atıyordu. Parti-Cephe'ninsloganlarını. Evet, orada Parti-Cepheli'ler ve Parti-Cephe öncülüğündehalk vardı. Yürümeye başlamışlardı. En önde Murat da vardı. O daöfkeli ve kitleye önderlik edenlerdendi. O bir Parti-Cephe taraftarıydı.Parti-Cephe taraftarlığının ne demek olduğunu, ne anlama geldiğinibiliyordu. Murat, savaşa yabancı değildi. Tanıyordu savaşımızı.Şehitlerimizden, Parti-Cepheli'lerden öğrenmişti. O, Parti-Cephe'yegüveniyordu. Çünkü, yıllardır özlemlerine kimin sahip çıktığınıbiliyordu. Şimdi bir Parti-Cepheli taraftar gibi savaşmaya, savaş-tırmaya gidiyordu Gazi'ye. Daha Gazi'ye varmamışlardı. Eline birsopa aldı. Sopayı öfkesinden kırmak istercesine sıkıyordu. Faşistodakların dağıtılmasında en öndeydi. Gazi'de ise militanlığıylaöne çıktı. Bir bakmışsınız barikatlara koşup barikatları güçlendiriyor,bir bakmışsınız düşmanla yüzyüze çatışıyor, yaralıların taşınmasınayardım ediyor. Gazi'den sonra o artık daha tecrübeli bir Cephe'liydi...Murat çevresinde yaşanan olaylara duyarsız kalmıyordu. 13 Mayısgünü Okmeydanı'nda bir faşistle kavga eden birini ayırmak isterkenHacı isimli faşistin savurduğu bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi. Ogün olayı duyan yüzlerce arkadaşı, Okmeydanı'ndaki esnaflar vehalktan pek çok kişi hastaneye koştu.

Murat'ın cenazesi çok sevdiği devrimcilerin, Parti-Cepheliler'inomuzlarında taşındı. Murat'ı unutmayacak, unutturmayacağız.

Bir arkadaşı anlatıyor: "Murat'ı çok kısa bir süre tanımama rağmen, O'nda ilk dikkatimi

çeken şey, sessizliği olmuştu. Çok sakin ve ağırbaşlıydı, sessizolduğu kadar da, sıcak bir insandı Murat. Çevresindeki herkes ta-rafından çok sevilir, o da insanları severdi. O'nu ölüme götürenşey de sevgi oldu... Elinden geldiğince herkese yardım etmeyeçalışırdı. (...) Anadolu kültürüne sahip çıkan, Alevi bir aile içindeyetişmiş olmanın etkisiyle değerlerini vazgeçmeden koruyan, hak-sızlıklara, eşitsizliklere dayanamayan, temiz yürekli bir insandı.Haksızlığı, adaletsizliği gördüğü anda, yerinde duramaz, tepkisinihemen ortaya koyardı. Kimseye zarar vermek istemez, sessiz,sakin ve olgun yaklaşırdı. Yaşına bakmadan, sadece sevmekle kal-madık, saydık O'nu.

Sevdiği insanlara, arkadaşlarına, çıkarsız bağlı olan Murat'ınen çok övündüğü şey, mahallemiz Yolağzı'nın anti-faşist potansiyelininçokluğu, bunun da ötesinde Parti-Cephe'ye bağlı insanlarımızınçokluğuydu.

Kendini sakınmadı. Gazi Katliamı duyulduğunda, destek içinOkmeydanı'ndan Gazi'ye akın akın yürüyen kitlenin en önünde,Parti-Cephe savaşçılarımızın hemen yanında olmayı bir görevbildi. Gazi'ye ulaştığımızda, düşmanla çatışmada tereddütsüz, ya-ralıların hastaneye taşınmasında özverili, sorumluluk duygusuylahareket edendi Murat. Birçok parçaya bölündü; barikat kuran,düşmanla yüz yüze çatışan, şehitlerimizin cenazelerine sahip çıkan,mezarlıkta karşı devrimci Aydınlıkçılar'a tavır alıp, teşhir eden vekitle dışına atılmalarını sağlayan birden çok Murat, birden çok"Kara Çocuk" savaşımızla, savaşçılarımızla omuz omuza oldu.

12 Mayıs1987’de şehitdüştü.

Ali Haydar Şahin

Murat, Tokatdoğumludur. Hal-kının mücadele-sinde yer alan birdevrimciydi. GaziAyaklanmasınınneferlerindendi.13 Mayıs 1995’te

İstanbul Okmeydanı’nda sivil fa-şistlerin bıçaklı saldırısı sonucu

şehit düştü.

Murat Çuhacı

Murat ÇUHACI'yı Yakınları, Yoldaşları Anlatıyor:

Anıları Mirasımız