geleneği̇n di̇li̇ mi̇ varliğin evi̇ mi̇ gadamer ve hei̇degger

26
1 GELENEĞĠN DĠLĠ MĠ? VARLIĞIN EVĠ MĠ? HEIDEGGER VE GADAMER’DE DĠL, GELENEK VE VARLIĞIN ĠNSANLIK HALLERĠ ÜZERĠNE Mehmet ULUKÜTÜK 1 Özet: Kıta Avrupası felsefesinin en önemli simalarından olan ve görüşleri her geçen gün biraz daha hararetle tartışılan Martin Heidegger ve Hans Georg Gadamer özellikle pozitivizmle birlikte doğa bilimlerinin bilimsel aklının egemenliğine karşı, bilginin temel kategorileri olarak tarih, anlama, yorumlama ve öznelliğin önemini vurgulamışlardır. Bu vurguların dayandığı temel ise insanın kendini unuttuğu tezidir. İnsanın kendisini unutması aynı zamanda ve zorunlu olarak varlığı unutması, içinde hayat bulduğu geleneği unutması, dilini unutması anlamına gelir. Heidegger‟in varlığı var olanlara indirgeyen Batı metafiziğini sorgulaması ve şimdi buradaki Dasein‟ı varlıkla esaslı bir tecrübeye davet etmesi, söz konusu unutma olgusuna karşı bir tepki olarak anlaşılabilir. Bu tepki ve Heidegger‟in Dasein analizleri dil-varlık ve gelenek arasındaki ilişkilerin yeniden inşasını da beraberinde getirecektir. Bu minvalde özellikle Gadamer‟in hocası Heidegger‟den mülhem kavram ve sorunlarla özellikle dil ve gelenek sorununa yaklaşımı önem arz etmektedir. Gadamer, öncelikle bizzat kendisinin temellendirdiği felsefi hermeneutiğinde, Aydınlanmacı geleneklerle romantik gelenekçilik arasındaki karşıtlıktan hareketle, geleneğin rehabilitasyonuna girişir. Gadamer‟e göre geleneğin anlaşılması diğer birinin yaşamının kuru tecrübesi değil, fakat bir benden ve diğerinden gelen anlamdır. Bu anlamda gelenek diyalogun ortaklığıdır ve biz ancak geleneğe aidizdir. Gelenek Gadamer‟e göre geçmişi şimdiye intikal ettiren ve geleceğe götüren temel taşıyıcı dilin de bir bakıma evi gibidir. Bütün anlamanın, tarihsel olarak şekillenmiş bulunan şimdiki zamanımızın herhangi bir konu ya da nesne hakkındaki yorumumuzu belirleyen tarihsel bağlam ve dille ilişkimiz sorumludur. Gelenek ve dil Gadamer‟in anlam\anlama tutkusunda birbirleriyle öyle bir dünya oluştururlar ki, Heidegger‟in “dil varlığın evidir” söylemi yerini “dilin evi gelenektir” söylemine bırakır. Artık Heidegger‟in „Varlık ve Zaman‟ı, Gadamer‟in „Hakikat 1 Araş. Gör. Muş Alparslan Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, [email protected].

Upload: mehmet-ulukuetuek

Post on 07-Nov-2015

46 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

GELENEĞİN DİLİ

TRANSCRIPT

  • 1

    GELENEN DL M? VARLIIN EV M?

    HEIDEGGER VE GADAMERDE DL, GELENEK VE VARLIIN NSANLIK

    HALLER ZERNE

    Mehmet ULUKTK1

    zet:

    Kta Avrupas felsefesinin en nemli simalarndan olan ve grleri her geen gn

    biraz daha hararetle tartlan Martin Heidegger ve Hans Georg Gadamer zellikle

    pozitivizmle birlikte doa bilimlerinin bilimsel aklnn egemenliine kar, bilginin temel

    kategorileri olarak tarih, anlama, yorumlama ve znelliin nemini vurgulamlardr. Bu

    vurgularn dayand temel ise insann kendini unuttuu tezidir. nsann kendisini unutmas

    ayn zamanda ve zorunlu olarak varl unutmas, iinde hayat bulduu gelenei unutmas,

    dilini unutmas anlamna gelir. Heideggerin varl var olanlara indirgeyen Bat metafiziini

    sorgulamas ve imdi buradaki Dasein varlkla esasl bir tecrbeye davet etmesi, sz

    konusu unutma olgusuna kar bir tepki olarak anlalabilir. Bu tepki ve Heideggerin Dasein

    analizleri dil-varlk ve gelenek arasndaki ilikilerin yeniden inasn da beraberinde

    getirecektir. Bu minvalde zellikle Gadamerin hocas Heideggerden mlhem kavram ve

    sorunlarla zellikle dil ve gelenek sorununa yaklam nem arz etmektedir. Gadamer,

    ncelikle bizzat kendisinin temellendirdii felsefi hermeneutiinde, Aydnlanmac

    geleneklerle romantik gelenekilik arasndaki kartlktan hareketle, gelenein

    rehabilitasyonuna giriir. Gadamere gre gelenein anlalmas dier birinin yaamnn

    kuru tecrbesi deil, fakat bir benden ve dierinden gelen anlamdr. Bu anlamda gelenek

    diyalogun ortakldr ve biz ancak gelenee aidizdir. Gelenek Gadamere gre gemii

    imdiye intikal ettiren ve gelecee gtren temel tayc dilin de bir bakma evi gibidir.

    Btn anlamann, tarihsel olarak ekillenmi bulunan imdiki zamanmzn herhangi bir

    konu ya da nesne hakkndaki yorumumuzu belirleyen tarihsel balam ve dille ilikimiz

    sorumludur. Gelenek ve dil Gadamerin anlam\anlama tutkusunda birbirleriyle yle bir

    dnya olutururlar ki, Heideggerin dil varln evidir sylemi yerini dilin evi

    gelenektir sylemine brakr. Artk Heideggerin Varlk ve Zaman, Gadamerin Hakikat

    1 Ara. Gr. Mu Alparslan niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm, [email protected].

  • 2

    ve Yntemi yerini Anlama ve Gelenek ilikisinin vazgeilmez denklemine brakr. Bu

    denklem, dili varln evinden alr gelenei dilin ev sahibi konumuna getirir.

    Anahtar Kelimeler: Varlk, Gelenek, Dil, Anlama, Tarihsellik, Heidegger, Gadamer.

    Abscart:

    Continental European philosophy, which is the most important personalities and ideas

    with each passing day more fiercely debated with Martin Heidegger and Hans Georg

    Gadamer with positivism of the natural sciences, especially against the sovereignty of the

    scientific mind, the basic categories of information as the history, meaning, interpretation,

    and emphasized the importance of subjectivity. This accentuation is based on the basic thesis

    of man forgets himself. Forgets himself, and not necessarily at the same time to forget the

    existence of man, in the tradition that gave life to forget, to forget the language means.

    Questioning of Western metaphysics of presence and is now reduced to those who have

    Heidegger's Dasein here to invite an experience of asset-based, can be understood as a

    reaction against the phenomenon of forgetting. Heidegger's Dasein analysis of this response

    and the reconstruction of the relationship between language and assets and will bring

    tradition. In this manner, the concept inspired by Heidegger and especially Gadamer's

    mentor approach to problems is important, especially the problem of language and tradition.

    Gadamer, basis of primarily philosophical hermeneutics itself, the Enlightenment

    oppositions between tradition and traditionalism romantic movement, attempts to

    rehabilitate tradition. According to Gadamer's understanding of tradition, experience dry, not

    the other one is life, but me and the other meaning which one. In this sense, the dialogue

    partnership between tradition and tradition we belong to, but. According to tradition,

    Gadamer's basic carrier leads past to the future of the language referred to in the holder and

    the house are in a sense. All of understanding, which historically formed the current of our

    time about the comments on any subject or object, is responsible for determining the

    relationship of historical context and language. Gadamer's tradition and language, meaning \

    meaning that passion with each other to form such a world, in Heidegger's "language of the

    asset is the house" instead of the expression "house of language, tradition," the discourse

    leaves. Now, Heidegger's 'Being and Time, Gadamer's' Truth and replace methods:

    'Understanding and Tradition' leaves the equation of the indispensable relationship. This

  • 3

    equation takes the tradition of his home language is the language of the host to the position

    of the asset.

    Keywords: Being, Tradition, Language, Historicity, Understanding, Heidegger,

    Gadamer.

    Giri

    Modernizmin rettii bak as, bilme iradesinin tetikledii bo bilincin dnyaya

    yneldii, oradaki grnr kaosu kavram altnda bileime tbi tuttuunu ve bunun sonucu

    olarak da bilgi rettiini varsayar. Bu tip bir ema, bilen ile bilineni birbirinden ontolojik

    olarak iki ayr tz olarak betimler ve aradaki ban, ilikinin hesabn vermek konusunda son

    derece zayf kalr (Gnok, 2011: 53). Kta Avrupas felsefesinin en nemli simalarndan olan

    ve grleri her geen gn biraz daha hararetle tartlan Martin Heidegger ve Hans Georg

    Gadamer zellikle modernizm ve pozitivizmle birlikte doa bilimlerinin bilimsel aklnn

    egemenliine kar, bilginin temel kategorileri olarak tarih, anlama, yorumlama ve

    znelliin nemini vurgulamlardr. Bu vurgularn dayand temel ise insann kendini

    unuttuu tezidir. nsann kendisini unutmas ayn zamanda ve zorunlu olarak varl

    unutmas (Kkalp, 2008:167) iinde hayat bulduu gelenei unutmas, dilini unutmas

    anlamna gelir. Heideggerin varl var olanlara indirgeyen Bat metafiziini sorgulamas ve

    imdi buradaki Dasein varlkla esasl bir tecrbeye davet etmesi, sz konusu unutma

    olgusuna kar bir tepki olarak anlalabilir. Bu tepki ve Heideggerin Dasein analizleri dil-

    varlk ve gelenek arasndaki ilikilerin yeniden inasn da beraberinde getirecektir. Bu

    minvalde zellikle Gadamerin hocas Heideggerden mlhem kavram ve sorunlarla

    zellikle dil ve gelenek sorununa yaklam nem arz etmektedir. Gadamer, ncelikle bizzat

    kendisinin temellendirdii felsefi hermeneutiinde, Aydnlanmac geleneklerle romantik

    gelenekilik arasndaki kartlktan hareketle, gelenein rehabilitasyonuna giriir.

    Gadamere gre gelenein anlalmas dier birinin yaamnn kuru tecrbesi deil, fakat bir

    benden ve dierinden gelen anlamdr. Bu anlamda gelenek diyalogun ortakldr ve biz

    ancak gelenee aidizdir. Gelenek Gadamere gre gemii imdiye intikal ettiren ve

    gelecee gtren temel tayc dilin de bir bakma evi gibidir. Btn anlamann, tarihsel

    olarak ekillenmi bulunan imdiki zamanmzn herhangi bir konu ya da nesne hakkndaki

    yorumumuzu belirleyen tarihsel balam ve dille ilikimiz sorumludur.

  • 4

    nsann Dilsellii, Dilin Tarihsellii

    Tarih boyunca insann mahiyetine ynelik belki insan saysnca tanmlamalar,

    hikyeler, mitolojiler, felsefeler ve yorumlar getirilmitir. nsanla ilgili tm bu anlatlanlarda

    en dikkat ekici zellik hi phesiz insann logosa sahip anlamnda kullanlan rasyonel2

    niteliidir. Yalnz dikkat edilirse insann rasyonel niteliinin rasyonalize edilmesi ancak dil

    sayesinde ve tm rasyonalizasyon faaliyetleri de linguistik bir dnyada \ ortamda meydana

    gelir. Bunun iin nce insann logosa sahip rasyonel, dnen niteliinden nce anlama ve

    yorumlama kabiliyet ve istidadna sahip zelliine gnderme yapan dile sahip bir varlk olan

    yn ele alnmaldr.

    Her medeniyet metafizik adan, Theo-logos, Kosmo-logos ve Antropo-logos yani lk

    ilke [Tanr], Evren ve nsan hakknda sorulan sorulara verilen cevaplarn cisimlemesi

    olarak tanmlanabilir. Hem soru sormay hem de cevap vermeyi mmkn klan ise insann

    nutkiyet [dnce ve dil] sahibi olmasdr (Fazlolu, 2006: 20). Bunun iin dil, tm dnya

    grlerinin ve bunun yannda Bat felsefesinin de ok eski bir temasdr, fakat nemi bugn

    de giderek artmaktadr. Dil, antik dnrler iin, bizim iin olduu kadar temel bir problem

    deildi. Ama o, entelektel sahadaki daha merkez konumunu ilkin on yedinci yzylda

    Hobbes ve Locke gibi dnrlerle almtr. Yirminci yzylda ise, ilgi alanna hangi

    problemi alrsa alsn her zihni megul etmeye balamtr. Yirminci yzyldan beri

    entelektel faaliyet dile ilikin problemlerden bamsz deildir. Bu yzyln balca byk

    filozoflarnn dil teorileri de vardr: Heidegger, Wittgenstein, Davidson, Derrida ve Gadamer

    gibi dncenin usta isimleri, dili felsef refleksiyonlarnn merkez unsuru klmlardr

    (Demir, 2007: 19). Bu filozoflarn dille ilgili aba ve araylarnn tm dilin srekliliine

    gl bir vurguyla dile dn hareketi olarak nitelenmitir.

    2 Bat geleneinde bu tanm, insann, animal rationale, yani dnme kapasitesiyle dier btn hayvanlardan farkl rasyonel varlk olduunu dile getiren bir formla meruiyet kazanm ve Greke logos kavram da akl ya da dnce anlamna gelmi ise de, aslnda bu kavramn asl anlam dildir (Gadamer, 2002: 65). Logos yalnzca dnce ve dil anlamna gelmez, ayn zamanda kavram ve yasa anlamna da gelir. Dil kavramnn ortaya k, dil hakknda bir bilinci gerektirir... Dilin asl gizemi, gerekte onu btnyle asla bilemememizdir. Ayrca, dil hakkndaki her dnme peinen tekrar dile geri dntr (Gadamer, 2002: 67). John Asman da Aristotelesin insanlar grup halinde yaayan dier canllardan dili kullanm ile ayrld kanaatindedir. O bir dile sahip olan hayvan bir zoon logon echondur. Bu iki kavram birbirine baldr; dil grup oluturmann en asl aracdr (Asman, 2001: 139). Bedia Akarsu ise, Antik ada dil ile dnmenin ayniletiini, dolaysyla logosun hem sz ve dil hem de dnce ve akl demek olduunu belirtir (Akarsu, 1984: 36).

  • 5

    Buradaki dile dn hareketi her trl insan anlama ve yorumlama etkinliinin

    dilsiz/dil dnda gerekleemeyeceine ynelik bir farkndalk halinin sonucu olmutur.

    Brice R. Wachterhausern da belirttii zere, insan zihninin, kendinde gereklii bir saf

    grme kapasitesine, ebedi ve ezeli boyutlar ile gereklii bir szsz /dilsiz kavray

    yeteneine sahip olmadn belirtmesi, anlamn dilsiz, dil dnda gerekleemesi mmkn

    deildir. Zira btn bir insani anlama asla szler/kelimeler/dil olmakszn ve asla zamann

    dnda gereklemez. Gemii imdiye intikal ettiren ve gelecee gtren temel tarayc

    dildir. Btn bir anlamann, tarihsel olarak ekillenmi bulunan imdimizin herhangi bir

    konu ya da nesne hakkndaki yorumumuzu bilgilendirdii yer durumundaki tarihsel balam

    iinde gereklemesinden, dilde ikin olmamz sorumludur (Wachterhauser, 2002:214).

    Dil, anlam taycs ve insan dncesini kuatan ve kapsayan bir varlk olarak hep

    anlama, yorumlama etkinliklerinde belirleyici bir rol oynamtr. Hermeneutik de, ncelikle

    yazl eserlerin yorumlanmas iin bir yntemdir. Yazl eserlerin yorumu, dilin yorumu ile

    oluur yani hermeneutikte ncelikle yorumlanan ey, dildir. nk dil, tarihin anlamn

    tayan kltrel bir unsurdur. Hermeneutik de, tarihi btnsel olarak deerlendirir. Buna

    gre tarih, btnsel olan baka bir alanda yani dilde ortaya kar. Bu nedenle esasnda tarih,

    dil tarihidir nk insan, dile sahip bir varlktr ve ayn zamanda dilin de kuatt bir varlk

    olarak dilin hem znesi hem de nesnesi konumundadr.

    Dil olmadan, insan ne kendi dnyas zerine dnebilirdi ne de kendisine yabanc

    dier dnyalar tandk klabilirdi. Hermeneutik felsefe, dili dnceyi ifade etmenin bir

    arac olmaktan kararak, bizzat dncenin ve anlamn yuva yapt bir imkn olarak

    dnr. Dili felsefi bir probleme dntrme abas srasnda, anlama kendiliinden bir

    aratrma konusu olarak ortaya kar. Uzun bir tarihesi olan hermeneutiin, on dokuzuncu

    yzyln ikinci yarsndan itibaren anlamann yntemi ve yirminci yz yl da anlamann

    felsefesi olarak dnme uramas, dilin klasik filolojinin ve mantn argmanlarnn

    tahakkmnden kurtulmasyla ilgilidir.

    Dil, dnsel izlenimlerden oluur ama zihinsel eylemlerde, nce bir eylerin bugnk

    durumu, gerekliin yeni bir yz bize kendini aar. Bununla birlikte kltrn da

    vurulduu en somut alan da dildir; nk kltr kendini en iyi dilde gsterir. Dolaysyla dil,

  • 6

    kltrn bir taycsdr ve sadece yaplardan ibaret deildir ne de olsa o, bir ierie sahiptir.

    Bu bakmdan dildeki ieriin incelenmesi onda bir anlam boyutunun olduuna iaret eder.

    Ksaca belirtmek gerekirse kltrel eylemler; dilsel ve tinsel ynn yannda bir syleyi

    biimine de sahiptir (Kktrk, 2006: 17). Buradaki syleyi kavram dildeki karlkl

    etkileime ve gelenee gnderme de bulunmas ynyle nemlidir.

    Dil ve Varlk, Dasein ve Gelenek: Heideggerde Anlamann Halleri

    Varln anlamna ilikin soru, aslnda dilin zne ve anlamna ynelik soruyla ayn

    yolda ilerler. Martin Heidegger dil varln evidir sz hem bu fonksiyonel dngye, hem

    de varlk-anlam-dil ilikisine dikkat eker. Var olanlarn varlklarna ynelik soru sorma

    yetisini elinde bulunduran insan, hayat iki farkl ekilde anlamlandrmaya alr.

    Heideggerin ifadesiyle sylersek; insan, hayat ve ierisindeki nesnelerle meydana gelen

    hadiseleri, ya var olmay dnerek otantik olma tarznda ya da var olmay unutarak otantik

    olmama durumunda karslar (Steiner, 2003: 7583). Otantik olma, insann kendi

    olanaklarnn farkna vararak bilinlilik dzeyinin snrlarn kefe ynelmesi ve varl

    kendi yapp etmeleriyle yoklayarak anlamlandrmaya gayret etmesidir. Sz konusu

    farkndala ynelik gayret ierisinde en temel k noktas dnme ve soru sorma

    eylemidir. Dolaysyla dil, var olanlarn iyapsn ve zn kavrayta, en esasl dayanak

    olarak belirir.

    Heideggerin insan, Varlk ve dil arasnda kurduu balantnn, onun Kehreden

    nceki ve sonraki dnemlerinde farkl olduu grnr. Kehreden nceki dneminde gen

    Heidegger, insann olmakta olann ya da olagelenin Varln anlayabilen tek varolan

    olduunu dnr. Varlk ile insan arasndaki ban rtk kalmas ise Modern an

    zelliidir: nsan, Varlk ban kaybetmitir (Kalayc, 2004: 226). Bu ban yeniden

    kazanlmas iin insann Varln takdirine boyun emesi, Varln akl iin akta

    durmas gerekir (Heidegger, 1991: 15). Varoluunu gerekletirebilmek iin insann

    Varln akl iinde durmas, iinde durmaya katlanmas ve en u olana dayanmas

    gerekir. nsan, Varl Varlkta Varlka dllendirilmi varolandr (Heidegger, 1991:

    16). Bir baka yerde Heidegger bu durumu yle ifade eder:

  • 7

    nsan; mevcudiyete brakmada grneni kavrama yoluyla onun verdii

    mevcut olagelmeyi bir armaan olarak alma tarznda, mevcudiyetin yaklamas

    iinde ayakta kalmadr. Eer insan, O mevcudiyeti veririn verdii armaann

    srekli alcs olmasayd, eer armaan iine yaylan, insana ulamasayd, o zaman

    sadece varlk bu armaann yokluunda gizli kalmayacak, kapal kalmayacak ve

    insan da O Varl veririn alan dnda kalm olacakt. nsan, insan olmayacakt.

    (Heidegger, 2001: 25)

    Heideggerin son dnem yazlarnda bir vurgu deiikliine, Varln evi olarak

    dile ynelik ar bir ilgi elik eder (Heidegger, 2002b). Heidegger bu dnceyle birlikte,

    felsef idealizmin ana temalarn yeni batan ne srmeye ok yaklar. Dnya, bir dnyaya

    ilikin kavraymzdan ayrlmazdr: sadece blnemez olan Dnya-iindeki-Varlk vardr.

    Bununla birlikte, dnyaya ilikin kavraymz da dilimize ayrlmazcasna baldr. Bu

    dnce zinciri, Heideggeri tmyle farkl bir hakikat anlayna gtrr. O, normalde

    hakikat, yani gizini ama olarak tercme edilen Yunanca aletheia szcnn alternatif

    ve daha literal bir evirisini nerir (Bkz. Heidegger, 2004). Bu terimlerle ifade edildiinde,

    dil aktr ki, hakikatten ayrlmaz, nk varln zerindeki rty kaldran ya da aikr

    hale getiren ey dildir: Sadece dil, ilk kez varlklar varlklar olarak aikr hale getirir.

    Tan, bitkinin, hayvann Varlnda olduu gibi, dilin olmad yerde, varlklarn ve

    dolaysyla yokluun ve boluun da akl yoktur. Dil varln aydnlatlmas, varln

    zerindeki rtnn kaldrabilmesi imkndr. Heidegger burada da, bir kez daha zne ve

    nesnenin bildik metafiziksel tuzaklarna dmekten saknabilmek iin, bilinten ziyade

    dilden sz eder. Dil bireysel zneyi, bireysel bilin ve varoluu tartma gtrmez bir

    biimde aar. Heidegger ayn zamanda, dilin yaratc ve iirsel kullanmyla giderek daha

    youn bir biimde ilgilenir hale gelir. Hakik filozof, yanstmc bir syleyi araclyla,

    varln yeni boyutlarnn kendilerini amlamalarna imkn veren filozoftur (West, 1998:

    147).

    Heideggere gre gnmzde dil, karlkl iletiim biimlerinde arabulucu bir ileve

    sahip klnmtr. Dil, herkese akln egemenliindedir. Heideggerin dilin ykm olarak

    ifade ettii bu sre, insann zn de tehlikeye sokmaktadr. nk herkesin herkes gibi

    dnd bir ortamda, ancak anlamlandrmayla aa kartlabilecek bir insan tasarmna

    ihtiya duyulamaz. Paul Hhnerfeldin ifade ettii ekliyle sylersek, dil tm yapsyla,

  • 8

    man alanna dm grnmektedir (Hhnerfeld, 1994: 92). Teknik ve Dnte ise bu

    durum yle dile getirilir:

    nsann znn varln zne ait olduu ve varln zn korumak zere

    varlk tarafndan gereksinilen bir z olduu kadaryla byk olduunu dnrz.

    Bu yzden ilk elde zorunlu olarak yapmamz gereken ey, ncelikle varln zn

    dnmeye deer ey olarak dnmek, ncelikle bylesi bir eyi dnerek de bu

    tr bir deneyimin izini srmeye ve onu, su ana kadar geit vermemi olan asma

    yolunda sarf etmeye nedenli buyrulmu olduumuzu deneyimlemektir. Btn

    bunlara eriebilmemizin yolu, grnrde hep ncelikle ve alm gibi duran Ne

    yapmalyz? sorusundan nce: Nasl dnmeliyiz? Sorusunu sormaktan geer.

    nk dnme, asl ele altr; ele al ise, varln zne yardm eli uzatmak

    demektir. Bunun anlam sudur: Varln zne, varolann orta yerinde kendisini ve

    zn dile getirecei o meskeni hazrlamak. Btn dnme giriimlerine yol veren,

    nce dildir. Dil olmadan btn edim, iinde yapp edebilecei her trl uzamdan

    yoksun kalr. Bu arada dil, bal bana dnme, hissetme ve istemenin ifadesi

    deildir asla. Dil, insan znn ilkin varl ve onun sesleniini karlamaya ve bu

    karlayta varla ait olmaya tamamen g erdirebildii boyuttur. Bu asli karlama,

    bizzat yerine getirildiinde, dnmedir. Dnme yoluyla her eyden nce, varlk

    yazgsnn saalmasyla atnn saalmasnn olup bittii blgede barnmay

    reniriz. (Heidegger, 1998: 51-52)

    Heideggere gre temel sorun olan varln anlamnn anlalmas; gndelik insan

    olma halinden, Daseinn otantik btnlne ancak dil kavandan geile mmkn

    olacaktr. Varln yazgs, hakikatin apansz rnda, varolan zerinde kendi yolunu ap

    temizler (Heidegger, 2001: 12, ayrca bkz. mamolu, 2009) Bu sebeple Hermeneutik olan;

    bir Dasein zmlemesi deil, dillenen dilin iindeki Daseinn zmlemesidir ta ki

    arpaca varln zne dein varoluunu srdrr. Varln znde bir suskunluk hali

    yaamamz da, varln konumas ve onu anlamak adna dinlemede kaldmz bir iletiim

    biimidir. Bu sadece kuru vicdandan gelen ar deil farkndalktr ve eyleme geirir. Zaten

    bir rneini Herakleitosun sznde bulan ifade yledir: Beni deil, anlam/sz

    (Logosu) iitseniz; unu sylemek bilgecedir: Her ey Birdir (kten, 2004: 82). Bu

    durum Heidegger tarafndan dille balant kurularak yle ifade edilir:

  • 9

    Varolan vardr. Bu yank, varln sedasz sesinin szne verilmi insanca

    yanttr. Dnmenin yant, insann sznn kkenidir; bu sz, szn

    seslendirilmesi olarak, dilin szckler hline gelmesini salar. Tarihsel insann

    znn temelinde ara sra gizli bir dnme olmasayd, hibir zaman kran

    duyamayacakt; tabii ki her trl dn ve kran duyuta, Varln hakikatini

    kkl olarak dnen bir dnmenin olduu kabul edilirse. Fakat kendi kendisiyle

    olan ak ba sayesinde varln inayeti, insana fakirliin asaletini vermeseydi ve bu

    fakirlik iinde fedakrln zgrl kendi hazinesini saklamasayd, insanlk kkl

    kran nasl bulabilirdi? (Heidegger, 1991: 49). Varln sesine itaat eden

    dnme, varln hakikatinin dile gelecei, varla uygun sz arar. Tarihsel insann

    dili, ancak bu szden kaynakland takdirde uygundur. Dil uygunsa, gizli

    kaynaklarn sedasz sesinin gvencesi ona el eder. Varln dnmesi, sz korur ve

    bu koruma iinde onun belirlenimini gerekletirir. Bu, dilin kullanlyla ilgili

    kaygdr. (Heidegger, 1991: 51; Inwood, 2002: 49)

    Heideggere gre burada varln dili vardr. Dnya-iinde-varolmann bulunusal

    anlalabilirlii kendini szle dile getirir (Heidegger, 20008: 170; ayrca bkz. Schssler,

    2002). iirsel dnce, varln tarihsel ynn ortaya koyan ve yeryzn terk etmi olan

    Tanr ile yaplan dnsel bir syleidir (Tekeliolu, 1995: 48). Heideggerin dnceleri

    gstermitir ki varln ilk dili iirdir. nsani hakikatin yolu, modern dnyadaki iirsel

    dnceden geer.

    Heideggere gre anlama, daseinn3 iinde yaad dnya kontekstinde kendi olu

    imknlarn kavrama gcdr. Anlama, dnyada-oluun ayrlmaz bir parasdr. Dasein

    anlama sahip yegne varlktr. Anlam, Da-seinin ontolojik oluturucusudur, varlklarn

    tesinde / dnda, bir ara alan olarak bir yerlerde babo duran ve varlklara atfedilen /

    yklenen bir zellik deil. inde dnya-iinde-varln ifa olmuluunun, bu ifa

    olmulukta kefedilebilir varlklar araclyla sergilenebildii anlama, yalnzca Da-sein

    sahiptir. Bu yzden yalnzca Da-Sein anlaml veya anlamsz olabilir. Bu demektir ki, onun

    3 Dasein ve dasein: lki; daseinla ulalan kendi olma durumu, kendisi iin varlk, ikincisi; atlmlk frlatlmlk hali, kendini gerekletirme potansiyeline sahip kendinde varlk. Dasein kavramyla Heidegger insann Dnyada kendine zg varolu tarzndan bahseder. Buna gre insann varl (Dasein) Dnyadan ve Dnya da insan varlndan bamsz olarak kavranamaz. Heidegger dasein fatumdan getirir, ancak fatalist deildir. Varolan olarak varlk, dasein olarak, kendini gerekletirerek, aarak, yasayarak ve potansiyelinin farkna vararak Varolua gelen varlk olur. Olua geli Varlka geli olduundan Varlk her durumda varlk ierir (en, 1997: 79) .

  • 10

    kendi varl ve onun varlnda ifa olan varlklar anlamada iselletirilebilir / anlamaya

    mal edilebilir veya anlalmaz kalabilir (Heidegger, 2002a: 316-317). Zira

    szn aka-dile getirilmiliine dil diyoruz. Bahse konu olan bu szck

    btn (ki onun iindeyken sz kendine has dnyev anlamn bulur), bir dnya-

    iinde varolan olarak adeta el-altnda olanlar gibi karmzda mevcut bulunur.

    Szck ekzistansiyel olarak dildir, nk varolann amlanmln imlem

    bakmndan dile getirirken, bahse konu varolan hem frlatlm, hem de dnyaya

    tabii olan dnya-iinde-varolma varlk minvaline sahip olmaktadr Daseinin

    amlanmlnn ekzistensiyal konstitsyonu olarak sz, onun varoluu bakmndan

    tesis edicidir. Szl konumaya birer imkn olarak duymak ve skt da aittir.

    Varoluun ekzistansiyalitesi bakmndan szn tesis edici ilevi tam da bu

    fenomenler sayesinde zellikle aklk kazanmaktadr (Heidegger, 2008: 170;

    ayrca bkz. Heidegger, 2002c).

    Heidegger, dil varln evidir, insan onun evinde barnr4 (Heidegger, 2002b:37)

    derken, yalnzca dil odakl bir ontolojiyi mjdelemekle kalmaz. Heideggerin szlerinin esas

    anlam, dilin varlk dzlemiyle insan arasnda basit bir arac olmaddr. Tam tersine dil,

    insan arlar; onu kendi varlyla ve bunun da tesinde, Varlkla ilikiye geirir. Ve

    yantn verilebilecei yer dildir. Szckler kendilerinin tesindeki bir eye iaret ederler.

    Onlar anlamn yar saydam tayclardr (zlem, 1997: 14-15). Yine Heideggere gre dil

    yol zerinde karlalan bir soru deil; fakat bizzat yolu deyen, yolu aan eydir.

    Dnme varln anlamna ve insann Varl anlamasnn tarihine yneliktir (Altu, 2001:

    87). Dolaysyla denilebilir ki, Varln anlamna ynelik soru, nihai olarak dilin zne

    ynelik soru ile rtr. nk dnmeyi varla aran yol dilde alr.

    Daseinn dil ve varlk arasnda yaad bu iliki ortaya baka bir olgu karr:

    Gelenek. Ancak Heidegger zellikle Varlk ve Zamanda gelenek kavramna ikili bir anlam

    ykler ( Bkz. Inwood, 1999: 225). Bir yanda,

    4 Heideggerin bu deyiminde ev (haus) yerine daha uygun gibi grnen yurt (heim) dnya (welt) vb. bir szc deil de, ille de ev szcn semesi daha sk fk yaknl, daha gvenli barnma, iskn etme ortamn vurgulamak istemesinden kaynaklanabilir. Ayrca Almanca ev (haus) szcnn kkeni bakmndan rterek, gizleyerek muhafaza etme (bedecken, umhullen) ve sr (Geheimnis) anlamlarn da ierdii gz nnde bulundurulmaldr.

  • 11

    gelenek naklettiklerine eriimi ounlukla ve ncelikle o kadar kapal

    tutar ki, bunlar akla kavuaca yerde zerleri kapal hale gelir. Sz konusu

    gelenek, ananevi biimde naklettiklerini kendiliinden anlalrlk derecesine tar ve

    bylece, geleneksel kategori ve kavramlarn ksmen hakiki biimde derlendii asli

    kaynaklara eriimin nn tkar. Hatta bu gelenek, bylesi bir menein

    bulunduunu bile unutturmaktadr bize. Bylece asli kaynaklara geri dn

    zorunluluunu anlamaya bile gerek olmad eklinde bir hava yaratlm olur.

    Gelenek, Daseinn tarihselliini kendi kknden koparr (Heidegger, 2008: 22;

    Villa, 2007; Flatz, 2011).

    Heidegger burada Daseinin Varlk ve dille girecei varolusal deneyimlerin nnde

    engel olarak duran gelenekten sz eder. Sz konusu olan gelenek insan gemiin imdisine

    mahkm eden, kerameti kendinden menkul bir gemiin gelenei olan, Dasein

    tarihselliinden kopartan gelenektir (Bkz. Knight, 2008). Heidegger bylesi bir gelenek

    kavrayn ykma uratr. Bu gelenek Latincedeki traditio olarak tanmlanan bir gelenek

    anlaydr. Buna karlk o Almanca berlieferung olan bir gelenek kavrayndan sz

    eder.

    Daseinn zamansalldr Daseinn kendini tasarlad varo-lua-dair

    imknlar naklonulmu Dasein anlayndan aka ekip karmay mmkn klan.

    Kendine geri gelen, kendini nakleden kapall-ama kararll bylece miras

    alnm bir varolu imknnn tekerrr haline gelir. Tekerrr sarih menkulattr, yani

    bir zamandan-oldum olas-olan Daseinn kendi imknlarna geri dnmesidir.

    Oldum-olas bir varolu imknnn sahih biimde tekrar-Daseinn kendi

    kahramann semesi- ekzisyansiyal bakmdan ndeleyici kapall-ama kararll

    zerine temellenmektedir. nk ancak bu ekilde, tekerrr edilebilir olann muharip

    takibi ve ball bakmndan Dasein kendini ona serbest brakabilmektedir. Oldum-

    olas bir imkna kendini tekrar edici bakmndan tevdi etmek, Dasein tekrar tekrar

    gerekletirmek zere onu oldum-olasla amlyor deildir. Mmkn olann

    tekerrr, gemiin geri getirilmesi ya da bugnn maziye geri tanmas

    demek deildir. Kapall-ama-kararll iindeki bir kendini tasarlamadan neet

    eden tekerrr, daha evvel gerek olan bir ey olarak onun tekrar edilmesini salayan

    bir ey olarak onun tekrar edilmesini salamak zere gemie kanmaz. Aksine

    tekerrr, oldum-olas varoluun imknlarna bir karlk vermedir. Kapall-ama

    kararll srasnda imkna karlk verilmesi, ayn zamanda iinde bulunulan ana-

    dair olduundan, gnmz zerinde etkisi olan gemiin iptalidir de. Tekerrr

  • 12

    kendini ne gemie tevdi eder, ne de bir ilerlemeyi hedefler. Zira bunlarn ikisi de

    iinde-bulunulan-andaki sahih varoluun kaytsz kald eylerdir (Heidegger,

    2008: 22; ayrca bkz. Ertrk, 2000; Karakaya, 2004; Deniz, 2003).

    Dil ve Gelenek: Gadamerin Hermeneutik Halleri

    Hermeneutik felsefede gelenek, doal olmaklktan belli bir anlamda ayrlmaya ve onun

    zerinde salt insana zg ve onun iradesine dayal bir gerekliin kurulduuna iaret eder.

    Yine hermeneutik felsefede gelenek Aydnlanmann nemli figrlerinin dnd ekliyle

    tam anlamyla doal olan ve akla zg olmayan bir nitelik arz etmez. Yine gelenekten

    devralnan her eyin doal, kltrel varolu karsnda olumsuz, dogmatik ve bilgisizlikle e

    bir ey olmad ak bir ekilde vurgulanr. Zira hermeneutik tecrbe veya deney her zaman

    gelenekle ilikilidir. Fakat gelenek yalnzca deneyin rettii ve ynelttii deildir; gelenek,

    dildir; gelenek, kendini dieri yani sen olarak tecrbe eder.

    Gadamer, bizzat kendisinin temellendirdii felsefi hermeneutiinde, Aydnlanmac

    geleneklerle romantik gelenekilik arasndaki kartlktan hareketle, gelenein

    rehabilitasyonuna giriir. Gadamere gre gelenein anlalmas dier birinin yaamnn

    kuru tecrbesi deil, fakat bir benden ve dierinden gelen anlamdr. Bu anlamda gelenek

    diyalogun ortakldr ve biz ancak gelenee aidiz (Gadamer, 1989: 267, 358).

    Benim gereimi tekinin gerei ortaya koyarken, dierini de benim gereim var

    eder. te gelenekte, bu diyalektii ortaya koyarak hermeneutik alanda dierinin tecrbesine

    Gadamer, tarihsel bilinlilik (Historical Consciousness) adn verir. Tarihsel bilinlilikle

    oluan gelenek iinde olmak ise bilginin veya bilimin zgrln snrlamaz; fakat onu

    mmkn klacak imknlar oluturur.

    Gadamer, ada felsefede gelenek kavramnn ksmen muhafazakrlk armlar

    uyandrmasna ve literatrde artk itibarn kaybeden gelenek (Shils, 2004) gibi balklar

    ska rastlamamza ramen, bir anlama faaliyetinden sz etme imknnn ilk artnn, tm

    itibarn kaybeden gelenek tarz sylemlere ramen, bir tarihsellie ve gelenee ait olmak,

    bir gelenein iinden bakmak ya da iinden baktn gelenein farkna varmak olduunu

    syler.

    Gadamerin bayaptnn ad Truth and Method (Hakikat ve Yntem) olsa da Gadamer,

    ironik olarak hakikate yntemle ulalaca dncesini ciddi biimde eletiriye tabi tutar.

  • 13

    nsan bilimleri iin bir yntem dncesine ak ya da zimm gndermelerde bulanan

    Diltheyn ve Schleirmachern hermeneutik yaklamyla kendi hermeneutii arasnda

    nemli snrlar izer. Gadamerin kendi hermeneutii temelde anlama ve yorumlama

    problemleriyle urasa da anlamay gelenein vukubulmas olarak grd iin yntem

    dncesini sk bir eletiriye tabii tutar. Zira Gadamere gre anlamn kendisi, bir znenin

    eylemi olarak deil, gemi ve imdinin iinde srekli birbirine kart bir intikalin(

    gelenein) vukubulmasna giri olarak dnlr. Gadamer, insani anlamann iinde

    gerekletii fiili durumun bir gelenek dhilinde dil iinde-dil vastasyla hermeneutik

    dnte daima hem gelenek hem de dil birbirleriyle hep ilikili olmutur - anlama

    olgusu zerinde odaklar. Gelenein linguistik vukubuluu, bylece hermeneutik ile

    fenomenolojinin ortak problemine, daha ok nfuz edici bir giri salar. Gadamerin

    hermeneutiinde insani anlamaya bir bakma anlamn veren eyin linguistik gelenek olduu

    rahatlkla anlalabilir (Kisiel, 2002, 182-5).

    Akl, znelcilikten hareketle evrensel bir kategori olarak deil de, bir tarihsellik ve

    gelenek balamnda edinilen, kamusal bir eitim ve terbiyeden (Bildung) geerek kazanlan

    deneyim rn bir insan yetisi olarak grmemiz gerektii, Gadamerin erken dnem

    yazlarndan 1990larda verdii derslere ve yapt konumalara kadar defalarca vurgulad

    bir nokta oldu. Bununla birlikte Gadamerin dncesini Kantn bireyci ahlak anlayndan

    esinlenen libarel dnceden ve E. Burketen ilham alan bir gelenekilikten ayran; felsefi

    hermeneutii erken Alman Romantiklerine, Herder, Schiller, Schleirmacher gibi liberallik ve

    muhafazakrlk tesinde nc bir yol arayan dnrlere yaklatran; Gadamerin

    tarihsellie, dilin, gelenein ve kltrn gcne, deneyimin nceliine, insann sonlu ve

    diyalojik bir varlk oluuna dair vurgusunu modernliin kazanmlarn reddetmeden

    yapmasyd (Sezer, 2005: 284). Gadamerin modernliin kazanmlarn reddetmeden

    gelenekten, tarihsellikten yana bir tavr almas, gelenein dier hermeneutik filozoflar

    tarafndan alglannda ortaya kard farkllklarndan en gze arpan sonular olmutur.

    Bunlarnn en nemlisi ise udur; Gadamerin felsefi ngrsnde gelenek denildiinde

    kastedilen, donuklam, snrlar izilmi ve gemii ve gelecei vesayet altnda tutan bir

    form veya total bir ereve deil, iinde anlama etkinliimizin gerekletii bir sre,

    alm, halkalarla birbirine balanm kendi iinde belirli bir manta gre farkllaan

    anlama ve yorumlama etkinlii anlalmtr. Bir baka ifadeyle gelenek, Gadamerin anlama

    ve yorumlamay temellendirmek iin kulland felsefi balam\erevedir. Gadamer kendi

  • 14

    hermeneutik balam iinde gelenee ykledii bu anlamn; modernite veya aydnlanma

    kartl anlamna gelmediinin altn srarla izer (Sezer, 2005: 284). Bir baka deyile

    Gadamere gre tarihe, topluma ve tabii ki bu bunlarn en tabi hslas olan gelenee

    mahkm olmamak baka eydir tarihe, topluma kart olmak ok baka bir eydir. Bu

    balamda Gadamer gelenein alglanyla ilgili baz uyarlarda bulunmaktan da ekinmez.

    Gadamere gre;

    Hlihazr insan belirledii iin tarih her dem yeniden yazlmaktadr.

    Gelenei anlama sadece mazide yaanan bir eyi yeniden ina etmek ve onu bizimle

    e zamanl hale getirmekten ibaret deildir. Gelenei anlamann esas srr ve

    problemini tekil eden husus ezamanl hale getiren eyin, hakikat iddias tad

    iin, bizimle nceden beri ezamanl olmasdr. Gemiteki bir anlamn sadece

    yeniden inas olarak grlen ey, bize hakikat olarak hitap eden eyle i ie

    gemektedir. Tarih bilincinin nemli katklarndan biri ezamanll, en yksek

    diyalektik problem olarak ortaya koymasdr. Lakin anlamda bir anlam yapsnn

    aslna uygun olarak inas ve bilinsiz ekilde retilen bir eyin bilinli ekilde

    yorumlanmasndan ibaret deildir. nsanlarn birbirini anlamalar daha ziyade bir ey

    zerinde anlamalardr. Maziyi anlamak onu, bize doru bildii eyleri anlatrken

    dinlemektir (Gadamer, 2004: 87-111).

    Yani gemii okuma ne bir geri dn, ne de gemii kendimize ve kendi

    ltlerimize yerletirmedir. Burada bilgi ve o bilgiyi bilme ne geer. Bu durumda bilme

    iinde bulunduumuz gelenek tarafndan yeniden yazlmaktadr. Zira bilgi, Platoncu bilgi

    felsefesini andrrcasna giderek ilerleyen bir keif deil kaybedilmi idraki yeniden ele

    geiren bir yeniden keif, bir bakma hatrlamadr (Caputu, 2002: 12).

    Gadamere gre gelenek-akl (ya da gemi-bugn) ilikisinin, aydnlanma

    anlayndakinden farkl bir ekilde ele alnmas gerekir. Gadamere gre Aydnlanmac

    anlay, gelenek ile akl attryor ve tavrn akldan tarafa koyarak onun gelenee hkim

    olmasn amalyordu. Yine Gadamere gre, bu anlayta gelenek ve akl kavramlar yerli

    yerince oturmamtr. nk gelenek ile akln kar karya gelip atabilmeleri iin

    bamsz iki ayr ey olmalar gerekir. Oysa gelenek ile akl arasnda byle bir ey olamaz.

    Zira gelenek, gemiin birikimlerini -buna, att iddia edilen akln gemi birikimleri de

    dhildir- gnmze tayan ve bylece gnmz ekillendiren bir kltr unsurudur. Ayrca,

    gelenek ayn zamanda, akln ekillenmesinde rol oynayan faktrlerden biridir. Dier bir

    deyile, gelenek, akim, iinden kt ve ilerken de ayaklarn zerine bast eydir. Akl

  • 15

    ise, gelenei oluturan unsurlardan biridir. Dolaysyla, akln gelenekten bamsz olmas

    dnlemez. Akl gelenein dnda oluan bir ey deil ki ondan bamsz olsun. Eer

    'bugnk haliyle akl' hem gelenei oluturan unsurlardan biri hem de kendisi gelenek iinde

    oluan bir unsur ise, bu durumda onlar arasnda bir atmadan deil, ancak, gelenein bir

    z-eletirisinden sz edilebilir. Ksacas, akln isyan etmesi de, eletirmesi de, hkimiyet

    salamas da hep gelenein iinde olan eylerdir, gelenee kar yaplan eyler deil. te

    gelenek denilen ey, bu derece kuatc bir yapya sahiptir. Gelenek Gadamere gre;

    her nasl olursa olsun, gemile bildik ilikimizi gemile aramzdaki

    mesafe ve kendimizi gelenekten zgrlk karakterize etmez. Aksine biz daima

    geleneklerde konulanm durumdayz ve bu hibir ekilde aratrma nesnesine

    dntrlebilen bir sre deildir, yani gelenein syledii eyi baka bir ey,

    yabanc bir ey olarak kavrayanlarz. Gelenek daima bir paramz, bir rnek ya da

    model, bir kavray trdr; daha sonraki tarihsel yargmz onu bir bilgi tr deil,

    aksine gelenekle en derin / en sk iliki kurma tr olarak grebilir (Gadamer,

    2009: 27).

    Gadamerin gelenek vurgusu onun dile ykledii anlamda da aka grlr. Gadamer

    iin dil, her zaman tarihsel bir gelenek, anlamann ve konumann zemini, potansiyeli olarak

    anlama ve yorumlama hakknda konumay hem mmkn klan, hem de mmkn kld

    iin onu belirleyen bir nyarg olarak tezahr etmektedir. Bu balamda Gadamer, her eyden

    nce gelenei bir dil gelenei olarak anlar ve anlamann dile baml olduunu ifade eder

    (Gadamer, 1989: 438-449). Gadamerin penceresinden dil; tarihten ve toplumdan domu,

    onlarla her an yeniden hayat bulan, bir yannda kendi i bamszl, dier yanda ise

    insanlarn, insan olmalarna bal olan yaayan bir gelenektir. Dil gelenein kendisini

    gizleyebilecei ve aktarabilecei bir ortamdr.

    Gelenek dilde yeniden tekrar tekrar ifade edildike daha nce var

    olmayan ve o andan itibaren var olan bir varlk kazanr. Bunu tarihsel bir rnekle

    aklayabiliriz. Mevcut geleneksel metin ister bir iir olsun isterse byk bir olay

    anlatsn, her iki durumda da nakledilen ey tam da kendisini sunarken varolua tekrar

    doar. Homerin lyadas ya da skenderin Hindistan Seferi bizimle gelenein

    yeniden kendimize mal edilmesi srasnda konutuunda giderek daha fazla ifa olan,

    bir kendinde ey sz konusu deildir; fakat hakiki bir diyalogda partnerlerin hi

    birinin tamad bir ey doar (Gadamer, 2009: 280).

  • 16

    Gadamerin hermeneutiinde vazgeilmez neme sahip olan ufuklarn kaynamas

    olgusunun temellendirilmesi de gelenek sayesinde mmkn olur. Gadamerde gre ufuklarn

    kaynamasyla meydana gelen anlama, yalnzca bir znellik edimi olarak deil, ayn

    zamanda kendini gemiin ve imdinin mtemadiyen kaynat bir gelenek sreci iine

    yerletirme abas olarak dnlmtr. Gadamer, gelenek kavramnn kendi felsefesi iin

    nemini ufuklarn kaynamas kavramsallatrmasyla yeniden ortaya koymaktadr.

    Gemile gelecei, metinle okuyucuyu, hayatla tarihi, znellikle nesnellii, anlamla yorumu

    bir ufuk iinde dilin evi olan gelenein iinde kaynatrmaktr. Bunun sonucu olarak da

    Gadamerin hakikat anlay, znenin Heideggerci ifadeyle Daseinin tarihsellii ile ilgilidir.

    Bu tarihsellik ise znenin iinde yer ald geleneksellie iaret eder. Gadamerin bu hakikat

    anlay bir bakma hermeneutik gelenekte Diltheyla balayan tarihten, toplumdan ve

    gelenekten bamsz a priorilerden sz edilemeyecei anlaynn metodik ve epistemolojik

    bir takm eksikliklerden kurtarlarak gelitirilmi ve olgunlatrlm halidir.

    Gadamere gre insann en ayrt edici zellii, fiilen imdi varolan ey karsndaki

    stnl, gelecek fikridir. Aristoteles buna, insann doru ve yanl hissinin\fikrinin

    verildiini ilave eder.-nsann bir birey olarak logosa sahip bulunmas ve dolaysyla her

    eyin verildiini-. nsan dnebilir ve konuabilir. Sylemek istedii her eyi iletebilir.

    Ancak Gadamere gre Aristotelesin tasvirini yapt ey, konumay renme sreci deil,

    daha ok dnmeyi renme sreci, yani evrensel kavramlar renme srecidir (Gadamer,

    2002: 65). Aristoteles logosu dil deil, dnme olarak anlyordu. Hlbuki logos

    dnmeden de nce dille ilgiliydi. Zira logos kelimesinin birinci anlam dildir. Bu durumda

    insann ayrt edici nitelii, neyin yararl neyin zararl, neyin iyi neyin kt olduu ayrmn

    salayan dile sahip olmasdr. Dilin gerek varl, dnyamz ve geleneimizi oluturan

    dilin syledii eyde yatar. Logosun dil olarak anlalmasnn bir dier uzanm

    Gadamerin modernite eletirisinde dilin kayna problemine yapt gndermede

    grlebilir. Gadamer dilin kayna probleminin Aydnlanma dncesiyle baladn

    sylemitir. Ona gre bu konunun yol ayrmnda, logosun nasl anlald meselesi vardr.

    Onu, mekanik ve rasyonalist metafiziin yapt gibi sadece akl olarak karlamak,

    modernitenin amazlaryla kar karya brakacaktr. Oysa logosu hem akl hem de sz

    olarak anlamak ve metafizii buradan balatmak, ontolojik mesafeyi kendiliinden

    muhafaza etmenin yollarn amak olacaktr. Bir baka ifadeyle, sz olarak logos dncesi,

  • 17

    ontolojik monizme izin vermeyecektir. nk dilin kkeni ilahi szde kk salmaktadr

    (nar, 2007: 209).

    te tam da bu noktada Gadamer, dil hakknda dnmenin tarihinin uzun zaman

    ncesine dayandn ancak bu tarihin daha erken dnemlere gitmesini de Hristiyan batnn

    dini geleneinin engellediini belirtir. Aydnlanma dnemiyle birlikte dilin kayna ve nelii

    hakkndaki tartmalar kutsal kitaplar yerine insann doasnda ve dncesinde aranmaya

    baland. Gadamere gre dilin doall, dilin kayna sorusunu anlamsz hale getirmesiyle

    birlikte dil hakknda konumann dil hakknda bir bilinci tamas gereine varr. Gadamer,

    dil hakknda her dnmenin tekrar dile geri dnmek olduunu, bu geri dnlerin bir gizem

    olduunu ve dil hakknda dnmeyi ekici klann da bu gizem olduunu belirtir (Gadamer,

    2002: 66). Dilin btnyle asla bilinemeyeceini kabul eden Gadamer, dili, bilincin dnya

    ile ilikiye girdii aralardan biri olarak kabul etmez. Bilincin dnya ile ilikiye girmesi d

    dnyadan gelen grsel olmayan tm iletiimin dil sayesinde yaplmasna dayanr.

    Ancak gerekte Gadamerin dile ynelik yaklamnn ve ifadelerinin altnda yukarda

    kendisinin de belirttii arka plann yan sra aydnlanma eletirisi ve hocas Heideggerden

    devrald hermeneutik refleks vardr. Bilindii gibi aydnlanma dneminin aklc anlay,

    anlamann salt akli bir olay, dilin ise akli olan ifade eden, aktaran bir ara olduunu

    kurgulamt. Ancak, hermeneutik gelenekte dilin ok baka bir anlam vardr. Hermeneutik

    gelenek, dili verili bir deer olarak grmek yerine, onu kendine dert edinir; dnyann ve

    yaamn merkezine koyar. Evrenselci perspektife yerlemi olan Aydnlanmaclar, dnme

    ve dili iki farkl etkinlik olarak grdkleri iin dili, kendisini nceleyen dncenin bir arac

    olarak telakki etmilerdir. Akl yetisi, dilden nce olmalyd. O, bamsz ve tmel bir var

    olua sahipti. nsan, akl bir varlk olarak, kendi dilini de aklsal ilkelere gre yaratm

    olmalyd (Altu, 2001: 60). Dorusu, Aydnlanma dncesinin ngrd mekanizm,

    mevcut btn enerji ve ilgisini, dnyasz kozmik bir uzaya hasretmitir. Onlar, ideal bir dil

    dncesini tasarlamaktaydlar. nk onlar iin dil, total bir bilinebilirliin temsilcisiydi.

    Bir baka ifadeyle, Varlk mutlak surette elde edilebilen bir nesnellik anlamna geldii iin,

    dilin de bu ekilde anlalmas kanlmazd. Bu neredeyse dili matematiksel bir dile

    indirgeme giriimi gibi gzkmektedir (Gadamer, 1989: 414). L.Wittgenstein bu durumu,

    ikinci dnemine damgasn vuran Felsefi Soruturmalarnda, tm nyarglardan ve

    deerlerden azade, plak ve kesin bir dille tanmlanm, kusursuz bir dnya resminin tek

  • 18

    kusurunun, buzla kapl, hibir srtnmenin olmad dmdz bir zemin benzetmesiyle ifade

    eder (Wittgenstein, 2000: 107).

    Buna karlk Gadamer, anlamann bilgiye ulamadaki bir evre deil, bir varlk ya da

    varolu evresi olduu dncesine varmtr. Gadamere gre, Kartezyen dncenin

    epistemolojiye olan merak anlama srecini yanl anlamaya yol am, dili, anlamaya

    araclk eden sradan bir nesneye dntrmtr. Oysa dil, insanlarn kullandklar pek ok

    aratan, irademizin istedii ekilde kullanlamaz oluu bakmndan ayrlmaktadr. Dil, iinde

    dile geldii dnyadan bamsz bir varla sahip deildir. Tam tersine, varln iinde

    meydana geldii ortamdr. Gadamer, dilin byle bir kavrayn temele alan hermeneutie

    praxisin hermeneutii demektedir. Ona gre bu ifade, hermeneutikte temel bir dnme

    iaret etmektedir (Kalayc, 2003: 358). Zira anlam dildedir, dolaysyla dasein dili olan,

    konuan varlktr: insan ncelikle konuan varlktr, akl yrten, gzlem yapan varlk

    deil; anlama ve dolaysyla konuma ve dil akl, deneyi ve gzlemi nceler. Anlam sadece

    insana aittir ve anlalan ey daima dildir. (Gadamer, 1989: 384) Bunun iindir ki anlama

    sadece insanlarn olduu yerde mmkndr. Mesela konumak baka birisine konumak

    demektir. Bir bakma konuma Ben alannda deil, biz alannda gerekleir. Bu balamda

    dil de, iki insan arasnda anlamann ve doru anlamann kurulduu ortamdr. Dilin

    gereklii, Benle Seni birletiren ruhun gerekliidir (Gadamer, 1989: 384).

    Dilin, anlamn ve anlamann yegne ortam olduu konusunda Heidegger ve

    Gadamerle benzer dncelere sahip olan Nietzscheye gre dil, kendileri bir imajn ya da

    hiyeroglif gstergenin dier imajlara artistik empoze edilmesi olan kavramlarn toplamdr

    (Schrift, 2002: 6-7). Burada greceimiz gibi Nietzscheye gre dilin doas zerine

    yaplacak tartmalar ve fikir yrtmeler insan bilgisinin yalnzca dil vastasyla

    retilebilecei ve yaylabileceidir. Nietzschenin dil zerine yapt yorumlar karmak ve

    bir o kadar da baka kavramlarla ilintilidir. Ona gre, kelimelerle eyler arasnda

    kapatlamaz gedik vardr ve bu dilin dnda gerekleen olaylar hakknda doru bilgi

    edinemeyeceimizi syler/belirtir. Varolan eyler dille ifade edilmeye baland zaman,

    yaplan baka bir dnya yaratlarak, her biri kendi bana ve kendisi iin varolan varlklar

    olarak tahayyl etmeye gtrecekti bu da Nietzsche iin yanla gidiin ba olacaktr. Sonu

    olarak Nietzsche, dili yalnzca antropomorfik ilikiyi dile getirdii iin tasarlanan nesnenin

    tasvirinin referans bakmndan kesinliini tasarlaycyla ilikisi dnda bir ey olarak

    aratrmay bo bir aba olarak grr (Schrift, 2002: 18). Kald ki somut olgular iin bile

  • 19

    olgular yoktur, yalnzca onlarn yorumu vardr (Nietzsche, 2002: 285) diyen bir filozof iin

    dille ilgili ifade ettiklerinin nedenlerini anlamak daha kolaydr.

    Nietzscheci dil vurgusunun geldii son noktada, dille gereklik arasndaki tm balar

    kknden koparlr. Dil, gereklikle hibir temas kurmaz, sadece kendi kendine, kendine

    yeterli bir dnya uydurarak bylesi bir temas varm yanlsamasn verir. Geleneksel

    felsefenin de dil alannda rettii anlamn teklii ya da gerekle tekabliyeti yaklam da

    son derece tartmaldr (Erdem, 2002: 181-182). Ancak dilin kaygan yapsnda hibir ey

    mekanik bir ekilde tam karln bulamaz. Tm bunlara karlk Nietzsche eletirdii

    dilsel yapnn iine mahkm olduunu grerek, dilsel alann dnda bir anlam gelitirmenin

    kerhen de olsa fark etmi, kabullenmitir.

    Nietzschenin dille yaad bu gergin ilikiye karlk Gadamer iin dil, her zaman

    tarihsel bir gelenek, anlamann ve konumann zemini, potansiyeli olarak anlama ve

    yorumlama hakknda konumay hem mmkn klan, hem de mmkn kld iin onu

    belirleyen bir nyarg olarak tezahr etmektedir. Bu balamda Gadamer, her eyden nce

    gelenei bir dil gelenei olarak anlar ve anlamann dile baml olduunu ifade eder

    (Gadamer, 1989: 438-449). Gadamerin penceresinden dil; tarihten ve toplumdan domu,

    onlarla her an yeniden hayat bulan, bir yannda kendi i bamszl, dier yanda ise

    insanlarn, insan olmalarna bal olan yaayan bir gelenektir. Dil gelenein kendisini

    gizleyebilecei ve aktarabilecei bir ortamdr. Deneyim de dilden nce gelebilecek bir ey

    deildir ama deneyim dilin ierisinde ve onun araclyla ortaya kar. Dilsellik tarihsel

    insann dnyada-var-olu yoluna giren bir eydir. Buna gre insan dil sayesinde bir

    dnyaya sahiptir ve bir dnyada yaamaktadr. Mesela kii belirli bir gruba mensup

    olduunu syleyebildii gibi, ayn zamanda tarihte belirli bir zamana ve yere, ayrca belirli

    bir lkeye mensuptur. Yoksa kii o grubun kendisine ait olduunu, tarihin onun znelliine

    ait kiisel bir varlk olduunu, bir lkenin onun hayatn kontrol edip dzenledii gibi

    kendisinin de o lkeyi yneteceini syleyemez. Onlar kiiye deil kii onlara baldr

    onlarn iinde yaamaktadr. Aynen bunun gibi biz dile ve tarihe aitiz, (Palmer, 2003: 271)

    onlar iinde domuuz ve erimiiz. Bu dilin insan iine alan bir hapishane olduu anlamna

    gelmez, bilakis dil bir hapishane olmayp, kiinin gelenee kar aklna bal olarak

    sonsuz genilemeye imkn salayan varlk iinde ak ve zgr bir alandr. Zira gelenein

    oluumuna biz de katlrz (Gadamer, 1989: 293) ve bylece onu biz de belirleriz. Mirass

    olduumuz gelenei epistemolojik ve metodik bir kayg ile bilimsel yntemin bir nesnesi

  • 20

    olarak kurgulamak, ait olduumuz kltrel evrene ve mirasa yabanclamay douracaktr.

    Bu yabanclama ve tekiletirme anlama etkinliinin nesnesi olan mirasn anlalmasnda

    en byk engel, metodolojik engel olarak karmza kacaktr. Gadamer, tevars edilen bu

    kltrel miras her birimizin iinde kendini grecei bir ayna olarak tavsif etmektedir.

    Bilimsellik temelinde nesnelletirici epistemik kayg, gelenein gerekliine uygunluk arz

    etmemektedir. Zira gelenek temelde bir bilgi sorunu deil, aktarlm bir ieriin

    kendiliinden ve retken biimde zmsenmesi meselesidir (Gadamer; 1990: 99).

    Bu balamda Gadamerin dilsel bir metni anlama iin syledikleri de dikkate deerdir.

    Her a aktarlan bir metni kendi artlar iinde anlar; nk metin btn bir gelenee

    aittir. sayesinde kendisini anlamaya alan ve onun ieriine ilgi duyan hlihazrdaki a

    da bu gelenee aittir. Yorumlayana hitap ettii kadaryla, metnin gerek anlam, yazarn ve

    onun ilk muhataplarnn iinde bulunduu olumsallklara bal deildir. Mana kesinlikle

    bunlarla zde deildir; nk anlam, daima yorumlayann iinde bulunduu tarihsel durum

    ve tarihin nesnel aknn btn tarafndan beraberce belirlenir (Gadamer, 1989: 296).

    Bunun iindir ki Gadamere gre, anlama bir bilin problemi deil, bir olu sorunudur

    (Gadamer, 1989: 271-277).

    Yine Gadamere gre gemii imdiye intikal ettiren ve gelecee gtren temel tayc

    dildir. Btn anlamann, tarihsel olarak ekillenmi bulunan imdiki zamanmzn herhangi

    bir konu ya da nesne hakkndaki yorumumuzu belirleyen tarihsel balam ve dille ilikimiz

    sorumludur. Gadamerin ifadeleriyle ifade edersek, dil her eyi iine alan bir alandr.

    Temelde, anlamlandrma edimimizin amalamas lsnde sylenmi olann dnda

    tutabilecek hibir ey yoktur (Gadamer, 2002: 71). Dilin dnda kendimizi,

    dncelerimizi ifade edeceimiz bakaca bir yol yoktur. Bunun iindir ki, Gadamer, tarihin,

    sonunda dil (yani dile gelen ve dil iinde kendi varln aa vuran ve dili reten bir ey)

    olduunu iddia ederek doru anlamann da ancak bizim dilsel varlklar oluumuz sayesinde

    mmkn olduundan sz eder.

    Dil, bir kez yaamn ve dnyann biricik anlamlandrcs ve znenin bilincini saran bir

    kabuk gibi grldnde, anlamla arasndaki ilikisi dolayszlar. Dnceyi meydana

    getiren, bakasyla kurduumuz ilikide onu aa karan dildir. Ancak, dilsel dnce salt

    rasyonel bir dolayszlk deil, anlamn taycs olan bir semboller adr. O nedenle,

    dnce anlam ncelemez. Anlam, dnceye ikindir. Hermeneutik felsefenin, dili ve

  • 21

    anlam diyalektik bir iliki iine sokmas, ortaya kt ada dnce iinde deil,

    hermeneutiin Eski Yunandaki antik anlamnda sakldr.

    Gadamere gre dilin irademizin dnda kullanlyor oluu, szgelii bir metinde

    kullanlan kelimelerin bize kullanlacaklar tarz buyurmalar demektir. Bize buyrulan

    kullanm tarz onlarn doru kullanmlardr. Gadamere gre, yorumcu yazarn znel

    niyetiyle deil, metnin dilsel kullanm tarzyla ilgilenir (Uluktk, 2009: 40-51). Doru

    nyarglar yanl nyarglardan ayracak olan ller dilsel cemaatin ortak kavraynn

    salad llerdir. Yorumlama srecinin nesnelliinin garantisi de, yorumcunun

    konumland tarih ve zamandan kopmasnda deil, sz edilen llerin iinde hareket

    etmesindedir. Bu llerin varl, yorumcularn keyfiliini bask altna alr. Dolaysyla

    hakikate ulatracak ller yntemde deil, dilsel cemaatin ortak kavraynda bulunur. Bu

    da, anlama srecinin keyfi deil, zorunlu bir sre olduu anlamna gelmektedir.

    Sonu

    Anlamann tarihselliinin hermeneutik bir ilke saylmas gerektiini belirten Gadamer,

    Heideggerin anlamann dngselliine dair grnn, insan bilimleri hermeneutii

    nemli sonular olduunu ifade eder (Bilen, 2002: 121). Ancak Heidegger varln gelecee

    dnk ifasn beklemenin onun gemiteki tezahrlerini anlamaya almaya ncelik arz

    ettiini belirtir. Varlk ve Zaman adl eserinde ileri srd Daseinn gelecek asndan

    gemii anlad iddiasn devam ettirmesine karlk, Gadamer, zamann gelecek boyutunun

    nemini kabul etmekle birlikte, gemiin veya tarihsel gelenein ncelik arz ettiini ileri

    srer. Bu yaklamn Hakikat ve Yntemin ikinci basks iin yazd nszde yle dile

    getirir: Bilim tam bir teknokrasi haline gelip, varl unutmann kozmik gecesine,

    Nietzschenin kehanette bulunduu nihilizme neden olunca, akam gkyznde batmakta

    olan gnein geri dnnn ilk klarn aramak iin dier tarafa dnmek yerine, onun son

    klarna baklmaz m? (Gadamer, 1989: xxxvii). yle grnyor ki, burada Gadamer,

    gemie ncelik vermeyi sadece bir ahsi tercih meselesi eklinde grmemektedir, zira

    gelecee dnerek beklememiz gereken eyin ne olduunu ve onun nemini bize reten

    gemiin kendisidir. O halde biz her hangi bir hadiseyi anlamaya altmzda zaten

    gemiin yani gelenein etkisi altnda bulunmaktayz Bu adan bakldnda gerekte

    anlayan bizler deiliz: Bizim anladm / anlamaktaym dememize imkn veren ey gemiin

  • 22

    \ gelenein ta kendisidir (Gadamer, 1989: 300). Burada Gadamerin kastettii ey, anlama

    eyleminin tmyle znel olmad ve anlalan ey ile anlayan ahs arasndaki ilikiyi

    salayan eyin tarihin kendisi olduudur (Tatar, 1999: 298).

    Gadamer ve Heidegger bize srarla dilin gelenek iin bir kaynak ve iletiim / anlama /

    diyalog ortam olduunu salk verirler (Bkz. Bert, 2002). Gelenek kendisini dil ierisinde

    gizler, dil ise su gibi bir ortamdr. Heidegger ve Gadamere gre dil, tarih ve varlktan her

    birisi, sadece birbiriyle ilikili deil, ayn zamanda birbiriyle kaynam durumdadr. yle ki

    varln dilsellii ayn zamanda onun ontolojisi -varla gelii- ve kendisinin

    tarihselliinin ortamdr. Varlk, bize gelenekten gelen bir mesaj olup srekli yeniden

    yorumlanmas gereken mazidir Vattimo, 1999: 50). Varla geli tarihte ve tarihe ait bir

    olgudur ve tarihselliin dinamikleri vastasyla ynetilir (Palmer, 2002: 232).

    Sonu olarak hermeneutik gelenekte anlama dzlemde temellendirilir: Dilsel,

    tarihsel ve ontolojik. Anlama dilseldir, zira insann en ayrt edici vasf rasyonellik deil,

    dilselliktir. Rasyonellik de dhil insann her trl anlama, aklama ve yorumlama faaliyeti

    dil iinde meydana gelir. Ancak bu dil yukarda Wittgensteinn da vurgulad zere buzla

    kapl, hibir srtnmenin olmad dmdz bir zeminde deil, Gadamerin srarla altn

    izdii zere tarihseli ve toplumsal iine alan gelenek iinde ve gelenekle birlikte olur.

    Gelenek ise insanolunun ontolojik, hem varlk hem zaman anlamndaki daseinene ikin

    kaderidir. Kanmca gelenein ve dilin Gadamerin hermeneutiinde geldii son nokta onu

    Heideggeri de aacak, kuatacak noktaya getirir. Gelenek ve dil Gadamerin anlam\anlama

    tutkusunda birbirleriyle yle bir dnya olutururlar ki, Heideggerin dil varln evidir

    sylemi yerini dilin evi gelenektir sylemine brakr. Artk Heideggerin Varlk ve

    Zaman, Gadamerin Hakikat ve Yntemi yerini Anlama ve Gelenek ilikisinin

    vazgeilmez denklemine brakr. Bu denklem, dili varln evinden alr gelenei dilin ev

    sahibi konumuna getirir.

    KAYNAKA

  • 23

    Akarsu, Bedia, (1984), Wilhelm Von Humboltta Dil Kltr Balants, Inklap Yay.

    stanbul.

    Altu, Taylan, (2001), Dile Gelen Felsefe, Yap Kredi Yay, stanbul.

    Asman, John, (2001), Kltrel Bellek, ev. Aye Tekin, Ayrnt Yay. stanbul.

    Bilen, Osman, (2002), ada Yorumbilim Kuramlar, Kitabiyat Yay. Ankara.

    Bumann, W. (1997), Dil Felsefesi, Gnmzde Felsefe Disiplinleri, ev. Doan zlem,

    nklp Kitabevi, stanbul.

    Caputo, John D. (2000), Tekrar ve Kinesis: Kierkgraard ve Metafiziin k, nsan

    Bilimlerine Prolegomena, Dil, Gelenek ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma

    Yay. stanbul.

    nar, Aliye, (2007), Modern Bat Dncesinde Dilin Kkeni Olarak Ontolojik Farkllk

    Sorunu, Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: 16, Say: 1. Bursa.

    en, A. Kadir, (1997), Heideggerde Varlk ve Zaman, Asa Yay. Bursa.

    Demir, Gkhan Yavuz, (2007), Sosyolojik Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsizlii, Uluda

    niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi, Bursa.

    Deniz, efik, (2003), Heidegger'in Felsefesinde Varln Tarihsellii ve Hakikatin Sonu,

    Tabula Rasa Felsefe & Teoloji Dergisi, Say: 9, Isparta.

    Erdem, H. Subhi, (2002), Nietzschede Perspektivizm Anlam ve Yorum, Baslmam Doktora

    Tezi, Atatrk niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Erzurum.

    Eren, Ik, (2005), 20. Yzylda Felsefe: Kar klar ve Yeni Araylar, Asa Kitabevi,

    Bursa.

    Ertrk, Ramazan, (2000), Heideggerin Varlk ve Zamannn Dayand Temel Varsaym,

    slm Aratrmalar, cilt: XIII, say: 1.

    Fazlolu, hsan, (2006), nsan Bir Gelenektir, Dergh, Edebiyat Sanat Kltr Dergisi,

    Cilt Xv, Say 195, Mays.

    Flatz, Ferencz Christian, (2011), Introduction: Concepts of Tradition in Phenomenology,

    Studia Phenomenology, X.

    Gadamer, Hans-Georg, (1989), Truth and Method, Translation Revised By. Joel

    Weinsheimer And Donald G. Marshall, New York.

    Gadamer, Hans-Georg, (1999), Tarih Bilinci Sorunu, Toplum Bilimlerinde Yorumcu

    Yaklam, ev. Taha Parla, stanbul.

    Gadamer, Hans-Georg, (2002), nsan ve Dil, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil,

    Gelenek ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. stanbul.

  • 24

    Gadamer, Hans-Georg, (2004), Pratik Bir Felsefe Olarak Hermeneutik Hakikat Nedir?

    Felsefi Fragmanlar, Der-ev. M. Beyazta, stanbul.

    Gadamer, Hans-Georg, (2009), Hakikat ve Yntem II, ev. Hsamettin Arslan-smail

    Yavuzcan, Paradigma Yay. stanbul.

    Gnok, Emrah, (2011), Heidegger Felsefesi Bir zne Felsefesi mi?, Bayku Felsefe

    Yazlar Dergisi, Say: 7.

    Heidegger, Martin (2001), Zaman ve Varlk zerine, ev, Deniz Kant, a Yay, Ankara.

    Heidegger, Martin, (1991), Metafizik Nedir? ev. Yusuf rnek, Trkiye Felsefe Kurumu

    Yay. Ankara.

    Heidegger, Martin, (1998), Teknik ve Dn, ev. Necati Aa, Bilim ve Sanat Yay. Ankara.

    Heidegger, Martin, (2001), Nietzschenin Tanr ld Sz ve Dnya Resimler a, ev.

    Levent zar, Asa Kitabevi, Bursa.

    Heidegger, Martin, (2002a), Anlama ve Yorum, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil,

    Gelenek ve Yorum, Paradigma Yay. stanbul.

    Heidegger, Martin, (2002b), Hmanizm zerine Mektup, Hmanizmin z, Der-ev.

    Ahmet Aydoan z Yay. stanbul.

    Heidegger, Martin, (2002c), Dilin Doas, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil, Gelenek

    ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. stanbul.

    Heidegger, Martin, (2004), Hakikatin z zerine, ev. Nejat Aday, Tezkire, Say: 36

    37, Ankara.

    Heidegger, Martin, (2008), Varlk ve Zaman, ev. Kaan H. kten, Agora Kitapl, stanbul.

    Inwood, Michael, (2002) Dil, Hakikat ve Kayg, ev. Neziha Dalg, Kayg Felsefe

    Dergisi, Say: 1, Bursa.

    Inwood, Michel, (1999), The Blackwell Philosopher Dictionaries A Heidegger Dictionary,

    Blackwell Publishers, USA.

    mamolu, Tuncay, (2009), Whitehead ve Heidegger Dncesinde nsann Anlam,

    EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler -, cilt: XIII, say: 39.

    Kalayc, Nazile, (2003), Gadamer ve Hermeneutik, Yeditepe'de Felsefe, Say: 2, Yeditepe

    niversitesi Yay. stanbul.

    Kalayc, Nazile, (2004), Heideggerin Dil Felsefesi: Dil ve Dilin z, Yeditepe'de Felsefe,

    Yeditepe niversitesi Yay. Cilt 1, Say. 3, Haziran.

    Karakaya, Talip, (2004), Martin Heideggere Gre Daseinin Zamansall ve nemi,

    Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 12.

  • 25

    Kasm, Kkalp, (2008), Bat Metafiziinin Dekonstrksiyonu: Heidegger ve Derrida,

    Sentez Yay. Bursa.

    Kisiel, Theodore, (2002), Gelenein Vuku bulmas: Gadamer ve Heideggerin

    Hermeneutii, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil, Gelenek ve Yorum, Paradigma Yay.

    stanbul.

    Knight, Kelvin, (2008), After Tradition? Heidegger or Macntyre, Aristotle And Marx,

    Analyse & Kritik, Volume: 30.

    Kktrk, Milay, (2006), Kltrn Dnyas, Hece Yay. Ankara

    Nietzsche, Frederick, (2002), Yorum zerine, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil,

    Gelenek ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. stanbul.

    Olivier, Bert, (2002), Gadamer, Heidegger, Play, Art and The Appropriation Of Tradition,

    Sauth Africian Philosophy, 21/4.

    kten, H. Kaan, (2004), Heidegger Kitab, Agora Kitapl, stanbul.

    zlem, Doan, (1997), Heidegger ve Teknik, Teknie Ynelik Soru, ev. Doan zlem,

    Afa Yay, stanbul.

    Palmer, Richard E. (2003), Hermentik, ev. brahim Grener, Anka Yay. stanbul.

    Schrift, D. Alan, (2002), Dil, Metafor ve Retorik, nsan Bilimlerine Prolegomena, Dil,

    Gelenek ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. stanbul.

    Schssler, Ingeborg, (2002), Heidegger'e Gre Dil ve Diyalog, ev. Ulu R. Sungur,

    Metafizik ve Politika. Martin Heidegger Hannah Arendt, Haz. Sanem Y. e-nay Szer-

    Fiona Tomkinson, Boazii niversitesi Yay. stanbul.

    Sezer, Devrim, (2005), Hermentik Dncede Gelenek ve Deneyimin ncelii, Toplum

    ve Bilim, Say 105.

    Steiner, George, (2003), Heidegger, ev. S. Sahra, Hece Yay. Ankara.

    Tatar, Burhanettin, (1999), Hans-Georg Gadamer ve Hakikat ve Yntem Adl Eseri,

    Ondokuz Mays niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, IX12,13, Samsun, 1999, s. 298.

    Tekelioglu Orhan, (1995), Hller, iir Hli ve Dasein, Defter Dergisi, say 25, Sonbahar.

    Uluktk, Mehmet, (2009), Hakikate Giden Yollar: Metin Yazar Okur Diyalektiinde

    Beliren Anlama Sorunu, Hece Edebiyat Dergisi, Say: 147, Mart. Ankara.

    Vattimo, Gianna, (1999), Modernliin Sonu- Postmodern Kltrde Nihilizm ve Hermenutik,

    ev. ehabettin Yaln, z Yay, stanbul.

    Villa, Dana, (2007), Arent, Heidegger and The Tradition, Social Research, Vol. 74/4.

  • 26

    Wachterhauser, Brice R. (2002), Anlamada Tarih ve Dil, nsan Bilimlerine Prolegomena,

    Dil, Gelenek ve Yorum, Der-ev. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. stanbul.

    Wittgenstein, Ludwig, (2000), Felsefi Soruturmalar, Deniz Kant, Kreyel Yay. stanbul.