h d g am k tasarimlari rof r · prof. dr alİ yildirim 230 rım ve çağrışımlar hayretî’nin...

17
HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAMKELİMELERİNİN TASARIMLARI 229 HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAMKELİMELERİNİN TASARIMLARI PROF. DR. AYILDIRIM Öz Klasik şiir, şairin bireysel düşünce ve duygularının açık bir şekilde ortaya konulduğu bir şiir değildir. Tasavvuf ve aşk bağlamında idea- lize edilmiş bir sevgili ve bahçe formunda duygu ve düşünceler dile getirilmiştir. Dolayısıyla geleneğin sınırlarını belirlediği bu çizginin dışına pek çıkılamamıştır. Klasik şiirin başlangıcındaki anlayış ve zihniyet, aynı şekilde bu edebiyatımızın son döneminde de karşımıza çıkmaktadır. Sadece aradaki fark, söyleyişten kaynaklanan bir takım değişikliklerdir. Bu çerçevede, bir şair için söylenen yorumlar hemen diğer bütün şairler için de geçerli olan ifadelerdir. İşte bu müşterek durum, alan çalışması yapanlar için çok önemli kolaylıklar sağlamak- tadır. Ancak asıl zor olan taraf, bu muazzam benzerlikler içerisindeki farklılıkları ve özgünlükleri ortaya koyabilmekte yatmaktadır. Klasik şiirimiz her ne kadar benzerlikler gösterse de, her şairin farklı algıla- ma, duygulanma, düşünme orijinallikleri olabileceği gerçeğini de bilmek gerekir. Bu bağlamda, Hayretî’nin “gam” kelimesini nasıl bağlantılarla kurguladığı, gelenekten bu noktada ne kadar ayrıldığı, ne kadar özgün olabildiğini görmeye çalıştık. Hayretî divanından başka elli civarında divan taranarak, bu farklılıklar ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu divanlara kıyasla Hayretî’ye ait kurguların çoğunun orijinal olduğu görülmektedir. Şüphesiz taradığımız bu divanların dışındakilerde şairimizin kurgusuyla bu kelimeyi kullananlar da ola- bilir. Örnek olarak aldığımız “gam” kavramına yüklenen yeni tasa- Prof. Dr. Ali YILDIRIM, Fırat Üniversitesi, İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Öğretim Üyesi.

Upload: others

Post on 08-Feb-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

229

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

Öz

Klasik şiir, şairin bireysel düşünce ve duygularının açık bir şekilde

ortaya konulduğu bir şiir değildir. Tasavvuf ve aşk bağlamında idea-

lize edilmiş bir sevgili ve bahçe formunda duygu ve düşünceler dile

getirilmiştir. Dolayısıyla geleneğin sınırlarını belirlediği bu çizginin

dışına pek çıkılamamıştır. Klasik şiirin başlangıcındaki anlayış ve

zihniyet, aynı şekilde bu edebiyatımızın son döneminde de karşımıza

çıkmaktadır. Sadece aradaki fark, söyleyişten kaynaklanan bir takım

değişikliklerdir. Bu çerçevede, bir şair için söylenen yorumlar hemen

diğer bütün şairler için de geçerli olan ifadelerdir. İşte bu müşterek

durum, alan çalışması yapanlar için çok önemli kolaylıklar sağlamak-

tadır.

Ancak asıl zor olan taraf, bu muazzam benzerlikler içerisindeki

farklılıkları ve özgünlükleri ortaya koyabilmekte yatmaktadır. Klasik

şiirimiz her ne kadar benzerlikler gösterse de, her şairin farklı algıla-

ma, duygulanma, düşünme orijinallikleri olabileceği gerçeğini de

bilmek gerekir. Bu bağlamda, Hayretî’nin “gam” kelimesini nasıl

bağlantılarla kurguladığı, gelenekten bu noktada ne kadar ayrıldığı,

ne kadar özgün olabildiğini görmeye çalıştık. Hayretî divanından

başka elli civarında divan taranarak, bu farklılıklar ortaya konmaya

çalışılmıştır. Bu divanlara kıyasla Hayretî’ye ait kurguların çoğunun

orijinal olduğu görülmektedir. Şüphesiz taradığımız bu divanların

dışındakilerde şairimizin kurgusuyla bu kelimeyi kullananlar da ola-

bilir. Örnek olarak aldığımız “gam” kavramına yüklenen yeni tasa-

Prof. Dr. Ali YILDIRIM, Fırat Üniversitesi, İnsani ve Sosyal Bilimler

Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Öğretim Üyesi.

Page 2: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

230

rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-

tedir.

Anahtar Kelimeler: Klasik şiir, gelenek, Hayreti, üslup, gam, çağ-

rışım

ABSTRACT

Classical poetry, poet, poetry is not clearly set out in their indivi-

dual thoughts and feelings. Sufism and feelings in the form of and

love in the context of idealized and ideas were expressed. Therefore,

it determined the boundaries of tradition could hardly go beyond this

line. Classical poetry and mindset at the beginning of understanding,

that we come across in the last period of our literature. Only differen-

ce are a number of changes resulting from the utterance. In this con-

text, the comments of a poet is said to have stated that applies to al-

most all other poets. This common condition is very important to

ensure that facilities for field work.

But the really hard part lies can put this tremendous similarities in

the differences and peculiarities. Although our classic poem, altho-

ugh the similarities, each poet's different perception, emotion, you

must know the fact that originality might think. In this context, Hay-

retî the "grief" of how to construct the connecting words, at this point

how much is left on the tradition, we tried to see how that can be.

Divans from around fifty other scanning Hayretî has tried to present

these differences. The fiction of Hayreti, it was observed that this co-

urt to be mostly different relative. No doubt we scan the poet of this

divan in the fiction they can also use this word. We take the example

of "grief" loaded connotation to the concept of the new design and

demonstrate the different aspects of the original and Hayretî.

Keywords: Classical poetry, tradition, Hayretî, style, association

چکیده

. گردد یانب وضوح به شاعر احساسات و اندیشه آن در که نیست شعری کالسیک، شعر

مرزهای به اغلب دلیل همین به. است خورده گره عرفان و عشق هایپیوند با تفکر و احساس

ادبیات دوران اوایل در که هنیتی و فهم. نمایند نفو و عبور اند نتوانسته سنت این فراسوی

Page 3: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

231

در که فرقی. شویم می مواجه آن با نیز اخیر دوران اشعار در نماییم می برخورد آن با کالسیک

در توانیم می که را آنچه چارچوب این در. باشد می سرودن نوع در تفاوت دارد وجود میان این

کار مشترک موقعیت این. نماید می صدق نیز دیگر شعرای مورد در بگویم شاعر یک مورد

.است نموده سهل بسیار نمایند می تحقیق زمینه این در که را افرادی

شعر. بود خواهد سخت بسیار بودن تفاوتها و تمایز وجوه دنبال به تشابه همه این میان در

بازخورد و اندیشه احساس، شعری هر ،باشد داشته تشابه وجه که هم چقدر هر ما کالسیک

برده کار به هاییپیوند چه با را "غم" کلمه یرتیح که را نکته این راستا این در .دارد متفاوتی

. نمودیم بررسی را است داشته تمایز اندازه چه و است شده دور سنت از میزان چه به است،

مقایسه در. شد نهاده میان به هاتفاوت این شده بررسی دیوان پنجاه قریب حیرتی دیوان بر عالوه

. باشد می نزدیک اصل به حیرتی توسط شده برده کار به مفاهیم از بسیاری دیگر دیوانهای با

. اند برده کاره ب دیگر مفاهیم با را کلمه این که دارد وجود نیز دیگری هایدیوان شبهه بدون

می نشان را حیرتی کار اصالت و تمایز وجه ایم نموده استفاده نمونه برای که را "غم" کلمه

.دهد

داللت غم، اسلوب، یرتی،ح سنت، کالسیک، شعر: ها واژه کلید

Klasik şiirimiz, geleneksel yönü çok kuvvetli, buna bağlı olarak da

muhteva ve şekil yönlerinden değişmez kuralları olan edebi bir dö-

nemimizdir. Sınırları kesin bir şekilde ortaya konan bu şiirimizde,

şairin gideceği sadece belli bir yön vardır. Şair, o yol ve yönün dışına

çıkamaz. İşte çizilen bu şablon içerisinde kalem oynatmak bir yönüy-

le kolay; ancak diğer bir yönüyle de oldukça zordu. Kolaydı, çünkü

şiirin malzemesi, kurgusu, benzetmeleri ortalama bir yön arz ediyor-

du. Zordu, bu benzerlikler ve ortaklıklar içinde farklı, yeni, orijinal

olabilmek hiç de kolay değildi. “Eski şiirimizde Garb’ın anladığı

mânâda psikolojik vaziyetlerden, derunî mücadelelerden, insanı tali-

hin korkunç iradesiyle karşılaştıran terkiplerden doğmuş beşerî yok-

tur. Fakat onlarda sadece insanlığa has bir meziyet olan güzelliğin

elde edilmiş olmasından gelen bir beşerî vardır ki sanatta asıl istenen

de odur. (Emil 1999: 382).

Klasik şiirimizin tarihi serüvenine göz attığımızda belki de en çok

dile getirilen şikâyet konusu taklitçilik olmuştur, diyebiliriz. Özellikle

Page 4: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

232

bu şiirimizin ilk dönemleri, daha çok İran şiiri taklitçiliği, hatta şiir

hırsızlığı ithamları ile doludur. Şüphesiz bu dönem şairlerimiz, başta

malzemesi olmak üzere kurgusu, teşbihatı, anlayışı, tiplemeleri gibi

yönlerden Arap ve İran şairlerinden etkilenmişlerdir. Ancak bu etki-

lenmelere bağlı olarak, bu şiirimizin tamamen bizim kültürel ve edebi

geleneğimizin dışındadır, demek de doğru değildir. Nihayetinde bu

edebiyat, İslam ortak kültürünün Arap, Fars, Urdu, Türk dillerinde

karşılığını bulmuş şeklidir.

İşte bu ortak kültür üzerine inşa edilen ve şairin bireysel psikoloji-

si, günlük uğraşıları, sıkıntıları, koşuşturmalarından soyutlanmış,

tamamen geleneğin kurallarının ortaya koyduğu bu şiirimiz, belki bir

yönü ile benzerlikler manzumesidir. Bütün bu benzerlikler ve ortak

yönlere rağmen farklı üslup ve söyleyiş özellikleri gösteren Necâtî,

Bâkî, Fuzûlî, Nef’i, Nâbî, Nedîm, Şeyh Gâlib gibi şairlerin varlığı da

önem arz etmektedir. Şöyle ki klasik şiirde neyin söylendiğinden çok,

nasıl söylendiği önemlidir. Çünkü bir 14. yüzyıl divan şairi ile bir 18.

yüzyıl divan şairinin, şiirlerinin muhteva ve şekil yönlerinden ufak

tefek bir kaç örnek dışında farkları yoktur. Bunları asıl farklı kılan,

şiir dilini yani Türkçenin şiirsel gücünü kullanabilme yeteneklerinde

yatmaktadır. “Sanatçılar zihnindekilerin söze ya da yazıya aktarılma-

sı sırasında genellikle günlük, olağan dilin öğeleri kullanıldığı halde

yeni yeni bileşimlerle onlara yüklenen yeni anlamlar, çağrıştırılan

tasarımlar coşku ve duygulanımları da birlikte getirmektedir.” (Ak-

san 1993: 24).

Bütün bu ortak yönlere rağmen, klasik şairlerin de bireysel psiko-

lojileri, yaratılışlarından gelen farklılıkları vardı. Bunların da şiirleri-

ne öyle veya böyle aksetmesi kaçınılmazdı. Özellikle soyut kavramla-

ra geleneğin dışında yükledikleri, yeni kavram alanları ve somutla-

maları da söz konusu olabilirdi. “Soyut tabirleri kullanmak teamülü

yerleştikçe bu teamül, hecelenen seslerin, belli şeylerle en az bağlantı-

ları varmış gibi görünen düşüncelere varıncaya kadar her şeyi ifade-

ye ne kadar elverişli oldukları” (Condillac 1992; 295) ortaya çıkmak-

tadır. Zihinde tasarlanan soyut kavramların somut nesnelerle destek-

lenmesi çağrışım ve tasarımların oldukça artmasına sebep olmakta-

dır. İşte bu çerçevede 16. yüzyılın mutasavvıf şairlerinden Hay-

retî’nin geleneğin yanı sıra, kendi bireysel algılarının ve kurgularının

Page 5: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

233

nasıl şekillendiğine bakılacaktır. Şüphesiz metinlerarasılık anlayışına

göre dünyada hiçbir söz ve dolayısıyla hiçbir metin orijinal değildir.

Öyle veya böyle kendisinden önceki metinlerden etkilenmişlerdir. Bu

çerçevede de düşündüğümüzde, belki bir şaire izafe ettiğimiz bir

orijinal kurgunun daha öncesine ait izleri sonradan ortaya çıkabil-

mektedir. Belki bunlar çok kapsamlı ve mukayeseli çalışmalarla an-

cak ortaya konabilecek hususlardır. Dolayısıyla bir şairin kurguları-

nın başkasından esinlenme ile oluşması bu düşüncelerimizi etkile-

memelidir. “Şair görmüştür, size de gösterir; gördükleri ona tesir

etmiştir, o da intibalarını size nakleder; dinleyicilerin/okuyucuların

hepsi de onun gibi şairdir.” Steal 1989: 39).

Klasik şiirimizin önemli bir temsilcisi olan Hayretî’nin, bu şiirimi-

zin bireysel psikoloji ve yeteneklerin üzerini örten yapısına rağmen

nasıl bir üslup özelliği olduğunu, şiir dilini zihninde nasıl tasarladı-

ğını tespit etmeye çalışacağız. Zira dil toplumların ortak yapısı ol-

makla birlikte, her sözün bir kişisel rengi vardır. Nihayetinde bu açı-

dan değerlendirildiğinde bir toplumda bir tane dil olmasına rağmen

o toplumdaki insanların sayısı kadar da söz bulunmaktadır (Başkan,

2003). Bu çerçevede seçtiğimiz söz “gam” kelimesidir. Klasik şiiri-

mizde gam kelimesi ile müteradif olan gussa, endûh, keder, dert,

gubar gibi kelimeler de kullanılmıştır. Ancak bu çalışmada sadece

gam kelimesi incelemeye tabi tutulacaktır. Hayretî’nin divanında bu

kelime yüz yirmi üç (123) kez geçmektedir. Takriben bu kelimelerin

yarıya yakını, yalın haldeki kullanımlardan oluşmaktadır. Ancak

bizim için aslolan şairin bu kavramı hangi soyut veya somut yapılarla

bir araya getirdiğidir.

Gam, insanları üzüntüye, karamsarlığa, kaygı ve tasaya sevk eden

hal ve halleri ifade eden bir kelimedir. Şüphesiz bu çağrışım ve anlam

değerleri ile olumsuz kavram alanına sahip bir kelimedir. Sevinç ve

neş’enin tam da karşısında olan gam, hayatın bir gerçeğidir, aynı za-

manda. Zira dünya hayatının bir tarafı gam, diğer tarafı mutluluktur.

Zaten hayatı anlamlı kılan da aslında budur. İnsanın mizacı şüphesiz,

yolu taşsız, gülü dikensiz, hayatı kedersiz ister. Lakin bu durum ya-

ratılış gerçeğine de aykırıdır. Çünkü varlık zıtlıklar üzerine bina

edilmiştir. Dolayısıyla zıtlıklar olmasa varlığı algı ve idrak de söz

konusu olamazdı. Kaldı ki gülü dalında anlamlı ve değerli kılan,

Page 6: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

234

onun etrafındaki dikenlerdir. Bu bağlamda insanların hayatının bir

kesitinde bu hali tecrübe etmemesi söz konusu değildir. Bazen bir

gün hatta bir saat içerisinde bile insanların keder ve sevince dair de-

ğişik ruh hallerini yaşaması mümkündür.

Klasik şairlerimizin, felekten kaynaklandığı düşüncesiyle, bir

şikâyet üslubunun olduğunu biliyoruz. Kadere isnat edilemeyen bü-

tün olumsuzluklar feleğe yüklenir. Tabiri caizse felekten şikâyet et-

mek klasik şairlerimizin olmazsa olmazlarındandır. Dünyevi saltanat

ve nimetlere gark olmuş sultanlardan, aç sefil dervişlere kadar bütün

şairlerin ortak ve benzer dertlenmelerine sık sık rast gelmekteyiz.

Şair, mutlaka âşıktır; sevgili mutlaka âşığa yüz vermemektedir ve

âşık mutlaka bunu felekten bilerek şikâyet etmelidir. Dolayısıyla şai-

rin gamdan, kederden, belalardan bahsediyor olması, o hâli mutlaka

yaşadığı ve yaşıyor olduğu anlamına gelmemektedir.

Şiir, döneminin bir takım hadiselerini anlatan bir tarih vesikası

değildir; ancak şiir, malzemesini ve kurgusunu da şüphesiz kendi

döneminin coğrafi, siyasi, askeri, sosyal ve kültürel yapısından almış

olacaktır. Bu bağlamda dönemin cihan devleti Osmanlısının ihtişa-

mının sanata ve şiire de yansıması mutlaktır. Saltanat, sultan, köle,

ülke, asker, kale, silah, taht, taç, kaftan vb. pek çok kelimenin şiir di-

line girmesi kaçınılmazdır. Gücün, otoritenin, kuşatmanın, çokluğun,

zorlama ve tahakkümün göstergesi olan bu ve benzeri kelimelerin

gam gibi olumsuz bir kavram alanına sahip kelimeyi zihinlere çağrış-

tırmada çok verimli sonuçlar doğuracağı aşikârdır.

Pâmâl idüp beni sıdı gam cündi kalbümi

Himmet demidür ey Şeh-i Merdân yâ Alî (K3/23)

(Gam askerleri beni ayaklar altına alarak kalbimi kırdı; Ey yiğitlerin şahı

Ali, vakit yardım etme vaktidir. Asker çokluğun, gücün, tahakkümün, başa

üşüşmenin göstergesidir. Gamın bu kelime ile verilmesi ondan kurtulmanın

ne derece zor olduğu düşüncesini zihinlere çağrıştırmaktır.)

Gam leşkerinden ister isen olasın emîn

Var Abdî Beğ kapusın idin âhenîn hisâr (K14/16)

Page 7: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

235

(Eğer gam askerlerinden kurtulayım dersen, Abdi Bey’in demirden hisar gibi

olan kapısına sığın. Asker, sığınmak, kapı, kale gibi kelimeler ortak kavram

alanı olan kelimelerdir.)

Mülk-i gam sultânıyam şâhâ ayağun toprağı

Kelle-i bî-devletümde tâc-ı devletdür bana (G12/4)

(Ey şahlara benzeyen sevgili, ben de gam ülkesinin sultanıyım; senin ayağı-

nın toprağı benim talihsiz başıma bir devlet tacıdır. Gamın ülke tasarımı ile

verilmesi, gama dair ne varsa hepsini kuşatmak, dolayısıyla da gamın dere-

cesine bir göndermede bulunmaktır. Üstelik o ülkenin sultanı olmak, bütü-

nüyle bir felaketler silsilesini yaşamak demektir.)

Devletinde şâh-ı aşkun ben de gam sultânıyam

Ey gözüm sakkâlığ it ey âh ferrâş ol bana (G13/4)

(Aşk şahının devletinde ben de gam sultanıyım artık. Ey gözyaşlarım sen

gam ülkesinin su dağıtıcısı ol, ey ahımın dumanı sen de bu ülkenin yaygıcı-

sı/hizmetçisi ol.)

Ben nâ-tüvânı asker-i gam eyledi zebûn

At sal meded dön üstüme cür'et zamânıdur (G68/10)

(Gam askerleri, ben zayıf ve çaresiz zavallının üzerine çullandı; -Ey sevgili-

(Hz. Ali) beni bu gam askerlerinden üzerine at salarak kurtar, cesaret zama-

nıdır. Muhtemelen buradaki gam askerleri nefisle ilgili hususları içermekte-

dir. Kibir, hırs, tamah, öfke, kin, gazap gibi olumsuz haller; bir asker toplu-

luğunun çokluğu, gücü, tahakkümü, zapt etmesi, yaralaması gibi çağrışım

değerleri ile karşımıza çıkmaktadır.)

Tîğ-i gam yaralarından ana dil kan ağlar

Ol şeker-hande ile yaramıza tuz urur(G73/2)

(Gönül, gam kılıcının yaralarından sevgiliye kan ağlamakta; o ise şeker çiğ-

neyerek(gülerek), yaramıza tuz basmaktadır. Kılıç olumsuz bir kavram ala-

nına sahiptir, aynı zamanda sevgilinin bakışını ifade eder. Âşıklar sevgilinin

bir kılıç, ok, mızrak gibi olan kesici ve öldürücü bakışlarından çekinir, kor-

kar, sakınır. Ancak aynı zamanda o bakışları da ister; zira vuslat, öldürücü

Page 8: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

236

de olsa sevgilinin bakışlarıdır. Yaraya tuz basmak, şekere nispetle olumsuz

gibi görünse de, yaranın iyileşme sebebidir.)

Şöyle şâd olur gönül gam hil'atinden kim gören

Bir yetîm oğlan libâs-ı dil-güşâ geymiş sanur (G104/6)

(Bir yetim çocuğun çok güzel bir elbise giydiğinde sevindiği gibi, gönlüm de

gam kaftanını giydiğinde öyle sevinir. Hil’at, olumlu kavram alanına sahip

bir kelimedir; ancak ona izafe edilen olumsuzluk gam kelimesinden kaynak-

lanmaktadır. Burada tabii ki tasavvuf algılamasını da belirtmek gerekmekte-

dir. Zira tasavvufî algıda nefse zor gelen, sıkıntılı, meşakkatli haller, hakikat

ehlinin nazarında bir nimet, bir rahmettir.)

Nice yazam bildürem ben bende sana arz-ı hâl

Ben gedâ-yı kûy-ı gam sen şâh-ı iklîm-i cemâl (G249/1)

(Sen güzellik ülkesinin şahı, bense gam köşesinin kölesi; hâlimi sana nasıl

arz edip bildireyim?)

Dil şehrini sipâh-ı gam itdiydi top harâb

Meyhâne künci olmasa muhkem hisârumuz (G129/4)

(Meyhane köşesi gibi sağlam kalelerimiz olmasaydı, gönül şehrini gam süva-

rileri toptan harap etmişlerdi. Asker, kale, top, hisar, yıkmak, saldırmak gibi

ortak kavram alanlarına sahip kelimelerden kurgulanan bu beyit hem haki-

kat, hem de mecaz yönüyle anlaşılabilecek bir beyittir. Gam ve kederi, içki

içerek dağıtma yeri olan meyhanenin yanı sıra; hakikatin idrak edildiği ve

dolayısıyla dünyevi gam ve kederin gönülden tecrit edildiğini mekâna da bir

gönderme söz konusudur.)

Kul oldum hâce-i aşka acâyib beğlüğüm vardur

Benümdür ser-te-ser gam milketi bir pâdişâyam(G373/2)

(Bir aşk beyine kul oldum, şaşılacak bir beyliğim var benim; baştanbaşa gam

ülkesinin sahibi bir padişahım. Aşk bir sıkıntı, bir meşakkattir. Dolayısıyla

aşka talip olmak, derde sıkıntıya talip olmaktır. Âşıklar da aşktan kaynakla-

nan dertten, sıkıntıdan zahiren şikâyetçi olurlar. Ancak gamın ülke tasarımı

içinde verilmesi, bütüncül bir kuşatmayı anlatmaktadır. Bu hem uçsuz bu-

Page 9: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

237

caksız ve sınırsız olmayı hem de bütün değişik ve farklı türleri kapsamayı

çağrıştırmaktadır. Yani sınırsız ve envaı türlü dertlerin sahibi olmak.)

Eğnüme bir hil'at-i gam geydürüp hayyât-ı aşk

İtdi zencîr-i belâ tavk-ı girîbânum benüm (G294/4)

(Aşk terzisi sırtıma bir gam elbisesi giydirip, yakamı bela zinciri etti. Yine

aşktan kaynaklanan sıkıntılar söz konusu edilmiştir. Gamı bir elbise gibi

bürünmüş olmak çağrışımı, sıkıntıların âşığı ne derecede sarıp sarmaladığı,

onu nasıl tahakkümü altına aldığını çağrıştırmaktadır. Bunun yanı sıra

“hil’at” kelimesinin olumlu anlamı düşünüldüğünde, aşk terzisinin giydir-

diği elbise her ne kadar gamdan da olsa, nihayetinde haşmetlilerin giydiği

kaftanlar gibi olmak yönüyle imrenilecek değerleri çağrıştırmaktadır.)

Gam gibi olumsuz bir kelimenin tabii ki, somut karşılıkları daha

çok onun çağrışım değerlerine uygun olmalıdır. Bu çerçevede döne-

min ulaşım imkânları da işin içine girdiğinde çöl coğrafyasının gam

kelimesi ile paydaş kılınması tesadüfi değildir. Özellikle Hac farizası

hasebiyle de karşımıza sık sık çıkan çöl kavramı, mahrumiyetin, çare-

sizliğin, yalnızlığın, ulaşılmazlığın, sonsuzluğun, susuzluğun, tehli-

kenin tasarımlarını zihnimize yoğun bir şekilde yaymaktadır. Aşktan

kaynaklanan sıkıntıların üstesinden gelmenin nasıl bir şey olduğunu

en iyi anlatan kurgu, yalnız başına yapılan uçsuz bucaksız çöl yolcu-

luğu olsa gerektir.

Aşk-ı dilber bir nefes benden nice olsun cüdâ

Gam beyâbânında hem yoldaş u hem kardaşıyam (G306/3)

( Sevgilinin aşkı benden bir an bile ayrı olamaz; zira o, gam çöllerinde benim

hem yoldaşım hem de kardeşimdir.)

Gam beyâbânında kimden bâküm olsun Hayretî

Var iken aşk adlu bir dîvâne yoldaşum benüm (G307/5)

( Yanımda aşk adlı deli yoldaşım olduktan sonra, Ey Hayreti gam çölünde

kimden korkarım.)

Page 10: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

238

Gam beyâbânında kaldum yalınuz ey Hayretî

Hey meded gel kandasın yoldaş u kardaş ol bana (G13/5)

(Ey Hayreti, gam çölünde yapayalnız kaldım, medet neredesin? Gel bana

yoldaş, kardeş ol!)

Âşıkların hercayi, rakiplere meyleden, acımasız sevgili karşısında-

ki tavrı kararsızlıktır. Kararsızlık ise âşığı huzursuz eder, yerinde

duramaz eder. Neticede bu ve benzeri durumlarda âşıklar alır başla-

rını, giderler. Gidilen yollar, varılan yerler, doğal olarak sıkıntılı, me-

şakkatli yerlerdir. Yolda belki de yoldaştan öncelikli olan yol azığıdır.

Azık olumlu bir kavramdır; ancak böyle olumlu bir kavramın gama

bağlı olarak olumsuz kılınması, anlatımın etkisini daha da çarpıcı

kılmaktadır:

İtdüm diyâr-ı gurbete gerçi sefer dirîğ

Zâdum gam oldı ince bu yol mâ-hazar diriğ (Mus2-III/1)

(Gurbet ellere sefere çıktım; yazık ki bu yolda hazırlanmış azığım gamdı.)

Çek gam yükini dönme ki bu yolda kişinün

Cânı kavî olur çü teni nâ-tüvân ola (G8/4)

(Aşk yolunda bu gam yükünü taşı; bu yolda âşıkların bedeni zayıf olsa da

canı(manevi hali) kuvvetlidir. Yük olumsuz kavram alanına sahiptir. Ama

söz konusu aşk olduğunda bu yükü çekmenin zarureti vardır. Bilakis bu yük

olumlu bir hüviyete bürünür.)

Gam kelimesi kapalı ve dar mekânlarla birlikte sıklıkla kullanıl-

maktadır. Kasvetli, karanlık, sıkıcı, bunaltıcı yerlerin gam gibi olum-

suz bir kelime ile aynı tamlama içine girmesi gayet tabiidir. Bu

mekânlar bazen uzlet köşesi, bazen bir tekke, bazen bir meyhane ve

bir meclis olabilmektedir. Yine bu mekânlara tasavvufi boyutuyla

bakmak gerekecektir. Zira bu mekânlar ruhi erginleşme ve soyutlan-

manın gerçekleştiği eşiklerdir. Ancak buralar zahir boyutu ile olum-

suz gözüken yerlerdir.

Umaram kim 'âlem-i ma'nîde ola rûhı şâd

Page 11: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

239

Gam bucağında şunı kim derd-i sevdâ öldürür(G71/4)

(Gam bucağında sevda derdinden ölenlerin, umarım ki mana âleminde ruh-

ları şad olur.)

Benüm senden ırağ olsun durağum gam bucağı ko

Senün yirün tek ey serv-i revânum bâğ u râğ olsun (G382/3)

(Ey sevgili bırak benim yerim senden uzak gam bucağı olsun; yeter ki senin

yerin bağ bahçe olsun.)

Hicrân odiyle uyarımaz dil çerâğını

Gam tekyesinde Hayretî gibi bir ihtiyâr (G86/5)

(Gam tekkesinde Hayreti gibi bir ihtiyar, ayrılık ateşiyle gönül çırasını ya-

kamaz.)

Gam degüldür âşık-ı sermest olanlar ağlamak

Bezm-i gam içinde gülmekdendür ey yâr ağlamak(G186/1)

(Ey sevgili sarhoş âşıkların ağlamaları gam değil; zira gam meclisinde ağla-

mak gülmekten sayılır.)

İçelüm câm-ı gam tolularını

Mey-i zevk u safâdan el yuyalum (G330/7)

(Zevk ve safa meclisinden çıkıp gam kadehini yudumlayalım.)

Gel berü meyhâne-i aşka kadem-rencîde kıl

Câm-ı gam nûş itmede bir yâr-ı evbâş ol bana(G13/3)

(Ey sevgili aşk meyhanesine lütfet gel; gam kadehini yudumlamada bana

yoldaş ol.)

Pazar yerleri, sadece metaların değil insanlık adına da aslında her

şeyin ortaya döküldüğü yerlerdir. Dolayısıyla tek başlarına bir olum-

luluk veya olumsuzluk içermez. Bütün maharetlerin, ustalıkların ser-

gilendiği ve takdir gördüğü yerler de oralardır. Yine alış verişe bağlı

Page 12: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

240

olarak hile ve aldatmanın da en çok yaşandığı yerler, buralardır. Âşı-

ğın canıyla oynaması hasebiyle cambaza benzetilen sevgilinin, âşığa

iltifat etmediği bu gösteri yeri tabii ki gam pazarı olacaktır. Aşk aynı

zamanda ustalık ve maharet isteyen inceliklerle dolu bir sanattır. Her

kişi bu sanatı icra edemez. Lakin yine de gam pazarının dört bir yanı

bu ustalarla doludur:

Çünki ol cânbâza devrân içre oldun bî-nevâ

Yiridür bâzâr-ı gam olsa dilâ yirün senün (G217/4)

(Ey gönül, o canbaz gibi sevgiliden bir nasibin olmadı; senin yerin gam

pazarı olsa yeridir.)

Yalınuz Ferhâd bilmez fenn-i aşkı hâsılı

Tolıdur bâzâr-ı gam üstâdlarla çâr sû (G389/5)

(Aşkın inceliklerini sadece Ferhat bilmez; gam pazarının dört bir tarafı, bu

ustalarla doludur. Ferhat’ın taş ustası olması ilgisini hatırlamak gerekir.)

Gam kelimesinin olumsuz kavram alanlarına sahip yara, gece,

ateş, sıtma, hırsız, avare, boyun zinciri gibi kelimelerle bir araya gel-

mesi eşyanın tabiatına uygundur. Zira gam gibi soyut kavramın daha

somut bir şekilde canlandırılması ve cisme büründürülmesi, zihni-

mizde pek çok tasarımlar ortaya koymaktadır:

Mâh-ı muharrem irdi yakup dâğ-ı gam gönül

Kan akıdur bu dîde-i giryân yâ Hüseyn(K./8)

(Ey Hüseyin, muharrem ayı gelince bu gönül gam ateşleri yakar, gözlerim

ise kanlı gözyaşları döker.)

Hayretî'yem gam şebinde koyasız lâyık mıdur

Olmayasız ol garîbe mihribân abdâllar (K8/31)

(Ey abdallar, sevgi göstermeyerek Hayreti’yi gam gecesinde bırakmayınız.)

Demidür ey şeb-i gam rûz-ı îd ol

Page 13: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

241

Zamânıdur gel ey tâli' saîd ol (G263/1)

(Ey gam gecesi, zamanı geldi bayram sabahı ol; ey talih, yeri geldi sen de

kutlu ol.)

Dilersen hâra geçmek Hayretîveş bezm-i mihnetde

Döne döne gam odına kebâb ol ey dil-i şeydâ (G10/5)

(Ey gönül, sıkıntı meclisinde Hayreti gibi itibar görmek istiyorsan, döne

döne gam ateşinde kebap ol.)

Ey cân tabîbi yakdı teb-i tâb-ı gam beni

Ger hazretünden olmaya bana devâ-yı cev (K18/14)

(Ey can tabibi, eğer yüce makamından bana arpa devası(yardımı) olmazsa

gam sıtması beni yakar.)

Komayup burç-ı nuhûsetde murâdum necmini

Gam husûfından berî eyle meh-i tâbânumı (G475/2)

(İstek yıldızımı, uğursuzluk burcunda bırakmayıp, o ay gibi parlak sevgilimi

ay tutulması gamından koru.)

Cân-ı miskînüme emân virsün

Gam dinen nâbekâra yalvarayın (G348/7)

(Gam denen avare, işe yaramaza yalvarayım da, şu miskin canımı bağışla-

sın.)

Düzd-i gam yıkdı idi zevk u safâ dükkânın

Olmasa aşk gönül şehrinün ey cân asesi (G441/2)

(Ey sevgili! Aşk, gönül şehrinin bekçisi olmasaydı, gam hırsızı zevk ve safa

dükkânımı yağmalardı.)

Bend-i gam komadı boynuma tolandurdı benüm

Pîre-zen dehr yine sünbül-i pür-tâb gibi (G454/2)

(Felek kocakarısı, gam boyunduruğunu taze sümbül gibi boynuma doladı.)

Page 14: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

242

Gelenekte deniz, tehlike ve güvenilmezliğin göstergelerinden

olmuştur. Deniz aynı zamanda uçsuz bucaksız olmanın, sonsuzlu-

ğun, büyüklüğün, enginliğin göstergesidir. Eğer bir şeyin çokluğu ve

büyüklüğü söz konusu edilecekse başvurulan metaforların başında

deniz kavramı gelmektedir. Aşkın âşık üzerindeki sıkıntıları her za-

man abartılı ifadelerle anlatılmıştır. Dolayısıyla âşığın battığı; ancak

bela, gam denizi olabilirdi:

Garka-i bahr-i gam olanlara olgıl dest-gîr

Sâkiyâ sîmîn ayağ ile iriş gel Hızrvâr (K16/30)

(Ey saki, gam denizine batmışların elinden tut; onlara elinde gümüş ka-

dehi olan Hızır gibi yetiş.)

Eski bir inanca göre varlık âlemindeki her şey su, ateş, toprak ve

havadan oluşmaktadır. Var olduğu kabul edilen bu unsurlar, her var-

lıkta bir özelliği ile daha çok kendisini belli eder. İnsanda da bazen su

unsuru, bazen ateş unsur; bazen hava, bazen de toprak unsuru ön

plana çıkarmış. Rüzgârın fırtına olarak düşünülmesi, insanı istediği

yere savurması, karşısında durulamaz olması, toz taşıyor olması gibi

olumsuz, tasarımlar onu gamla ilgili kılmaktadır:

Hâk koysun bâd-ı gam ol ayna kim ahıtmaz âb

Oda yansun yiridür bir dil ki olmaya harâb (G18/1)

(Gam rüzgârı gözyaşı akıtmayan o göze toz toprak doldursun; aşk ile harap

olmayan gönül, ateşlere yansın.)

Müstakil olarak olumsuz olmayan, hatta olumlu kavram alanına

sahip orman, diğer bağlantıları ile birlikte olumsuz bir kurgulamayla

karşımıza çıkmaktadır. Buradaki olumsuzluk, ormanda yaşayan hay-

vanların vasıflarına bağlı oluşmuştur. Zira tilki aldatmanın, kurnazlı-

ğın, kısacası bencilliğin, güvenilmezliğin göstergesidir. Arslan ise

mertliğin, dürüstlüğün, zoru başarmanın timsalidir:

Page 15: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

243

Bu rûbeh-i zemâneye aldanmaz ise ger

Gam pîşesinde bir kagan arslan durur gönül (G258/4)

(Gönül, şu zamane tilkilerine aldanmaz ise, gam ormanının arslan kralı-

dır.)

Kitap, öğrenmenin direkt göstergesi olmak yönüyle olumlu bir ke-

limedir. Şairlerin şiir kitaplarının adı olan divanlar ise aşkı içermesi

yönüyle ayrıca olumlu kavram alanına sahiptir. Ancak yine aşktan

kaynaklanan sıkıntıların aşk yolunda olmazsa olmaz yönü, burada da

devreye girmekte ve olumlu olumsuz, olumsuz da olumlu hüviyete

bürünmektedir. Gam divanı tamlaması, divanların içinde aşka ve

onun dertlerine dair ifadelerle dolu olduğunu bizlere çağrıştırmakta-

dır:

Bu muallim-hâne-i mihnetde yine pîr-i aşk

Turmadın ta'lîm ider dil tıflına dîvân-ı gam (G302/3)

(Bu sıkıntı okulunda aşk hocası, gönül çocuğuna sürekli gam divanı okut-

maktadır.)

Gam sofrası tamlaması da alışılmamış bir bağdaştırmadır; zira sof-

ra bereketi, rızkı, ünsiyeti, paylaşmayı, dirliği ve düzeni çağrıştırmak-

tadır. Sofranın bu çağrışımların aksine gamla anılması şüphesiz o

sofrada sunulan veya yenilenlerle alakalıdır. Yiyeceği zehir olan bir

sofra tabii ki gam sofrası olacaktır. Bazı tarikatlarda dervişler esrar

çekerlermiş; bunun zuhuratı da hayranlık veya hayret kelimesi ile

anlatılırmış. Esrarın acı tadını azaltmak için de akabinde tatlı şeyler

yenirmiş. Bu beyit söz konusu halleri de anlatmaktadır:

Müstedâm ol Hayretî'ye hân-ı gam çekdün bu gün

Yine kan hayrân iken halvâya duş itdün beni (G473/5)

(Ey sevgili, o Hayreti’ye gam sofrasında sürekli esrar çektirdin; kendinden

geçmiş iken beni yine helvaya düşürdün.)

Yırtıcı ve alıcı kuşlardan olan ukâb, kartal veya karakuş anla-

mına gelen bir kelimedir. Çaresiz zayıf âşığın karşısında sevgili, bu

Page 16: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

PROF. DR. ALİ YILDIRIM

244

gönül kuşunu avlayan bir avcı kuş pozisyonundadır. Bazen sadece

sevgilinin öldürücü bakışları için de bu kullanılır. Âşıklar gönül kuş-

larının sevgili atmacası tarafından avlanmasına dünden razıdırlar.

Avcı kuşlar, leşçil kuşlarla nispet edilip üstün ve olumlu vasıflarla

kullanılırlar. Avcı kuşun gamla kullanılması onun yukarıdan aniden

gelmesi, buna karşı yapacak hiçbir şeyin olmaması; bu kuşların etkin,

dinamik, saldırgan yönlerini, değişik tasarımlarla zihnimize çağrış-

tırmaktadır:

Nâgehân cân û dil kebûterini

Yine ukkâb-ı gam şikâr itdi (G479/4)

(Yine gam kartalı, can ve gönül güvercinini aniden avladı.)

Sonuç:

Klasik şiirimiz her ne kadar bir geleneğin şiiri olsa da; kullanılan

malzemeleri, benzetmeleri, kurguları, zihniyeti her ne kadar birbirine

çok benzese de, yine de küçük ayrıntı ve farklılıkları bünyesinde ba-

rındırmaktadır. Şüphesiz bu küçük ayrıntıları ortaya çıkarmak ol-

dukça güçtür. Ancak klasik şiirimiz ve şairlerimiz tamamen aynıdır,

demek de hiçbir zaman doğru değildir. Klasik şiirimizde şairlerin

bireysel duygulanım ve psikolojilerden pek bahsedilmez; oysaki her

insan bir âlem olmak yönüyle çevreyi, nesneleri, kavramları kendi

ruh ve zihin dünyasında yeniden kurar. İşte bu açıdan bakıldığında

klasik şairlerin geleneğin bu dayatmasının yanı sıra özgün, farklı algı

ve kurgularının varlığı da bir gerçektir.

Bu bağlamda Hayreti divanındaki gam kelimesinin ilgileri, bağ-

lamları, tasarımlarının nasıl oluşturulduğuna baktığımızda, bu şairi-

mize has üslup özelliklerinin varlığına şahit olmaktayız. Bir çölün,

tehlikeli bir denizin, karanlıklar ve gecenin, yaranın, öldürücü nesne-

lerin gamla olan ilişkisinin mantıklı bir tarafı vardır. Bu kurgular in-

sanların ortak duygulanımlarının göstergeleridir. Ancak gamın kar-

tal, orman, sofra, hırsız, divan, pazar gibi kelimelerle bir araya geti-

rilmesi tamamen şairin kişisel tasarrufu olarak karşımıza çıkmakta-

dır. Hayreti divanında, sadece gam kavramının kurgulanışı ve çeşitli

Page 17: H D G AM K TASARIMLARI ROF R · PROF. DR ALİ YILDIRIM 230 rım ve çağrışımlar Hayretî’nin orijinal ve farklı yönünün göstermek-tedir. Anahtar Kelimeler Klasik şiir,

HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI

245

tasarımlarına baktığımızda, diğer şairlerin dışında ona ait izlerin var-

lığı görülmektedir.

KAYNAKÇA

Aksan, Doğan, Şiir Dili ve Türk Şiir Dili, BE-TA Basım Yayım, İstanbul

(Tarihsiz).

Başkan, Özcan, Lengüistik Metodu, Multilingual Yayınları, İstanbul

2003.

Condillac, E. B., İnsan Bilgilerinin Kaynağı Üzerine Deneme, (Çev. Mi-

raç Katırcıoğlu), MEB Yayınları, İstanbul 1992.

Emil, Birol (1999); “Eski Edebiyatımız”, Osmanlı Divan Şiiri Üzerine

Metinler, (Haz. Mehmet Kalpaklı), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Hayreti, Divan, (Haz. Mehmet Çavuşoğlu, M. Ali Tanyeri), İstanbul

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1981.

Steal, Mme de, Edebiyata Dair, (Çev. Safiye Hatay-Vahdi Hatay), MEB

Yayınları, Ankara 1989.