halet-i ruhiye---fanzin---gelecek

12
Halet-i Ruhiye Fa*rz.lJ- Ge LeceLı qelecek, b izi vn uazdı öı vnız. keıid"i vvıi z[ hap settİE t ıniZ d,t; şl er e. @ ş

Upload: onur-salman

Post on 04-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Halet-i Ruhiye Fanzini -Gelcek ÇIKTI Komşular!!!

TRANSCRIPT

Halet-i Ruhiye Fa*rz.lJ-

Ge LeceLı

qelecek, b izi vn uazdı öı vnız.keıid"i vvıi z[ hap settİE t ıniZ d,t; şl er e.

Geleceğe Geriden bakmak

Gelecekten bahsetmeden geleceğin nasıl algılanması gerektiğinikendimce ifade etme gerekliliği hissediyorum. Gelecek, geçmiş ve şimdikizamanla içsel ilişkili bir haldedir, yani aralarında nedensel bir ilişki, güçlü birbağ var ve birbirlerinden kopuk algılanmaması çok önemli, geçmiş geçmiştekalmış gelecekte henüz yaşanmamış bir şey değil. Geleceğe dair bir konudaön görüde bulunup soyutlama yapacaksak öncelikle geçmiş ve şimdikiilişkisini değerlendirmek gerekir tarihi geriye doğru incelemeliyiz. Yazınınhızla karmaşıklaştığının farkındayım... sanırım bunda üzerinde durduğumkonuyu açıklamakta kullandığım diyalektik yöntem etkili oluyor. yinede işibirazcık daha açık ifade etmem gerekirse tarih bir trenin üzerinde durduğuray gibi algılanmamalıdır. Gelecek trenin varacağı, rayın götürdüğü yerolmayacatır. Çünki buradaki tren ve ray benzetmesi bir çok bilim adamınınyanlış olan doğrusal tarih anlayışını sembolize etmektedir. Tren bir toplumray da sürekli "ilerleme"yi ifade eden bir zaman tanımıdır. Fakat gelecek, birtolum veya sadece bireyin içinde bulunduğu birçok değişkenin birbirilerinesıkı ilişkilerle örüldüğü bir ağ halindedir. Bu karışık ağın düğümünü,değişkenleri birbirinden koparmadan yaptığımız soyutlamayla çözebiliriz.

G ünüm üz toplumlarına bakıp, yazının başında belirttiğimiz soyutlamadüzeyini kullanarak yapacağım bir gelcek ön görüsünde, ilk fark ettiğiminsanoğlunun henüz en büyük acısını tatmadığı gerçeğidir. Bu da benimbaktığım açıdan geleceğin bizler için hiçte toz pembe olmadığınıgöstermektedir, insanın içine girdiği doğayı dönüştürme mücadelesindeinsanoğlunun üzerinde durduğu dalı kesme çabası sona ermedikçe gelceğingök yüzü karanlık ve soğuk olacaktır. Yazıyı sonlandırırken sizinle ünlü birkızıldereli atasözünü paylaşmak istiyorum.

when the last tree is cut downthe last river poisoned

the last fish caught.

then only will man discoverThat he can not eat money.

Gregor Samsa

Son ağaç kesildiğinde

Son nehir kirlendiğinde

Son balık yakalandığında

Farkına varacağız ki,

Para yenmiyor.

GELsİNGelecek gelmeyecek, gelecek gelemeyecek, gelecek

gelemese, gelecek gelmesin, gelecek gelmemeli, gelecek gelse ki miki mi ki?

Çaya ahlan şeker erir ve içilmeyen çay zaman içerisindesoğur... Gelecek bu kadar basit görünse de içinde onlarca değişikparametreler ve fonksiyonlar barındırır. Mesela şeker kullanmayanbirisi için şekerin erimesi pekte önemli değildir. veya kimi çayı sıcaksever kimi ise soğuk içer. Bizleri belirsizliğe sürükleyen de bukavramların tamamını hesaplayamıyor olmamız olsa gerek.

Galiba falcılar tüm varyasyonları o küçücük kahvefincanlarında veya ellerindeki kartlarda görüp hesaplayabilen süperzeki insanlar olsa gerek ki, gelecek hakkında konuşabiliyorlar.Onlarda hep güzel şeylerden büsediyorlar "Geleceğin çok parlak,çok zengin olacaksın, güzel bir karın2 çocuğun olacak..." bir insandaha ne ister ki hayattan? "çok çalışıp evlerim, arabalarım, hanlarım,hamamlarım olduktan sonıa iflas edeceğim ve kuru ekmek soğanamuhtaç olacağım." Hayalini kuran hiç kimse yoktur herhalde.

Giinümüzde Mevlana'nın "bir lokma bir hırka" felsefesinisavunan çok az insan varken açgözlülüğün ve hırsın insanlarıngözlerini kapladığını görmek ise çok acı geliyor. Herkesingeleceğinin kaygısına düşüp bugününü unuttuğu bir di.inyada şunuhatırlamak çok mu zor... GELECEK DİYE BİRŞEY YoK ÖNpıırırİOLAN ANI YAŞAMAK!

Her şey bir yana, ben geçmişin karanlık sayfalarına hiçbirzarflan gömmek istemediğim, bir ömür onun kahkahalarını duyarakmutlu olacağım, bahtının büttin dillerdeki en güzel aşk şarkıları kadargüzel olmasını istediğim, güzeller güzeli arkadaşım carum nar tanemnur tanem KRALİÇEM Ecem'im doğum günü kutlamak istiyorum.Seni seviyorum ECEEEEEEMMMM! l !

devil-sapidus

İı't::u1 -,ş.tF

illılı]l

" i§ilrl.i

tı*iJii

üüi^r

iJiıi r]İl;ş,ı,l!| ıi"l riıi\[ ,ı.',

Hını" Ş!, İ,l:i-i,, ;

Gelecek umut demektir aslında... Gelecek deyince fallaradokunmadan geçmek istemiyorum. İnsan fala inanma ama fa|sız da kalmaderken gelecek merakına çomak sokma durumundadır. Biraz kabaca oldu amagerçekten de böyle.Bir kahve fincanının dibinde umuda yolculuk... Merakımız

çevresel faktörlerle sürekli kamçı|anır. Ne olacak, nasıl olacak, iyi mi olacakyoksa kötü mü? Çok klişe ama gelecek özlenen ya da korkulan dündür içindebulunduğumuz anda.

14 Şubat'ta yazdığım için bu satırları ne alaka deseniz de sevgililergünününe dair bir şiirini de araya serpiştirmek istiyorum, sevilen, özlenen,beklenen özetle geleceğe dair:

SEVME GÜNÜ(366 GÜN SEVME)

Sevmenin zamanı olsaydı

Ben kolay olur diye

Bugünü seçmezdim

...Sevmenin zamanı olsaydı

Ben dünü ve yarını seçerdim

Dün seni sevdiğim gibiyarın da seni severdim

S|TARE AKGÜN

Evet günler önemli ve günlere yüklediğimiz anlamlar önemli.Yaşadığımız her şey anlamlı. Bazen hiç ummadığımız şeylerle karşılaşsak da

hayat bir bütündür. Dünde yaşamak insanı çökertirbir bakıma yüzümüzügeleceğe dönmeliyiz. Dünü silmek değil vurgulamak istediğim, dün şuanımızda bir seyirci olmali hayatımıza kattığı tecrübelerle, onu bir öğretmengibi kişileştirmeli. İnanmak, güvenmek, özlemek , beklemek, düşünmek,üretmek, düş kurmak, merak etmek, araştırmak, vazgeçmemek, sevmek hepbirlikte hayatımızı mayalar.

Dün bilim dünyasında olmaz dediğimiz ve düş bahçesi olarakgördüğümüz şeyler merak eden, araştıran, sınır tanımayan, bilime adanmışbeyinlerce olur, olabilir kılınmakta. Asırlar öncesinde uçabilmek, çok değil 70,

80 yıl öncesinde radyo, sinema, televizyon ile karşılaşmak gibi icatları

günümüzde sıradan görebilmekte bugün. Çare bulunmaz hastalıklara çarebulan asri Lokman Hekimler, makina|aşmak, teknolojinin geldiği son nokta,

uzaya yolculuk. Çözülmedik tek bilimez ölüm ötesi. Hadi bakalım o da çözülürbelki. Ya da ölmek saksı değiştirmektir, bir çiçek gibi önce yer üstünde sonrayer altında zerreleriyle yaşamdan kopmamak. Bir de geleceğe dair planlar,

onları altüst eden beklenmeyenlerden bahsetmeli. Ama yine de planlı olmakiyidir, paldır küldür yaşamaktansa. Hayatı yepyeni anlamlara sarmalı herdefasında.

İyi ve güzel olanı dilemek ve dünyaya güzel gözlerle bakmak, karamsardüşüncelerden uzaklaşmak, dünyayı sır olarak görüp ona bu sırrın büyüklüğü

karşısında ezilmeden keşif macerasına çıkmak her gün yeniden bizi geleceğe

bağlar. Geleceğin anahtarı asla vazgeçmemek,hayata sıkı sıkıya tutunmaktır.Anahtar da paspasın altındadır, paspasın altına koyan da biziz. Geleceği düngibi mis kokulu sandıklarda saklayamayız. Dünü nasıl arada çıkarıphavalandırıyorsak, geleceğe dair anahtar elimizin altında olmalıdır. Sır da

budur zaten, ilaç da hasta da biziz,

'TARL.çE

Değişira

O zamanlar orta okuldaydı.Tüm dünyayı saran o rock müzik sevgisionu da esir almıştı.Tabi bunda o dönemin yetişklnlerine imrenme ve hattataklit etme iç güdüsü de vardı.Siyah kıyafetler, uzun ve kirli saçlar, gümüşyüzükler, kolyeler ve konuşurken ilgisizce uzaklara dalan bakışlar, bunlarşekilsel olarak bir rockçıyı tanımlayan özellikIerdi.o da hep bu furyanın birparçası olmak isterdi.Dönemin en ünlü gruplarını, en ünlü şarkılarını takipetmeye başladı.Metalllca, Cardigans, Garbage, Bon Jovi, Lenny Kravitz vedaha bir çokları... Onları dinlerken içindeki protest duygu ortayaçıkıyordu.Blug çağının da etkisiyle bu coşkun duyguyu hissetmek onun çokhoşuna gidiyordu.

Lise dönemlerinde kendini rock müziği korumak zorunda olan birgörevli gibi hissediyordu.Arkadaşlarına Unforgiven z'lan Zombi'leriAnimallnstinct'leri dinletmeye çalışıyordu.Tabi buna karşılık türkü dinlemekzorunda kaldı.Hiç umulmadık bir şekilde türkülerden hoşIandığınıhissetti.Çok şaşırdı kendine ama olmuştu işte bir kez türkünün tadına vardıve durmadan d]nlemek istedi.Türkülerdeki coşkunluk ona çok kendindengibi göründü kendini buldu onlarda...

Bir yaz tatiliydi boş günlerini değerlendirmek için küçük bir ofistebasit işIer yapıyordu.Radyodaki DJ birden ilginç bir deneme yapmakistediğini söyledi.

-Gözlerimizi kapatıp kendimizi bir deniz kenarındadüşüneceğiz... Duyduğumuz her sesi dalga sesine benzeteceğiz.yüzümüzde hissettiğimiz esintiyi dalgaların oluşturduğu tatlı rüzgarsanacağız. Denizde ıslanmış mayomuzu kurutmaya çalışan güneş ışığıolacak gerçekte ofiste sizi bunaltan o hararet... dedi. Bunları düşünürkeneline bir Bach cD si geçti ve müzik eşliğinde meditasyon yapmanın iyi birfikir olacağını düşündü.Hayatında ilk kez yaşadığı ve gerçekten kendini birdeniz kenarında güneşlenirken hissetmesine yardımcı olan Klasik müziğeadete bayıldı.Vivaldi, Albinoni, Bach ve tabiT ki Tuluyhan Uğurlu adetehayran kalmıştı.Müzik insanı nasıl bu kadar dinlendirebilir miydi?

Üniversite yıllarında tanıştığı bir arkadaşının ilgisi aslında kendisininde hep beğendiğl ama asla tutku haline dönüşmeyen Türk sanat müziğisevgisini canlandırdı.Kendini mutsuz'efkarlı' hissettiği dönemlerdedinlediği Zeki Müren şarkılarının aşkı nasıl böyle etkili kelimelerleanlattığına, sesindeki duygunun yoğunluğuna tutuldu.Üstelik TSM şarkılarısürekli dinlenir, herkes tarafindan bilinir fakat asla eskimezdi Nasıl bir tılsımonları hep yeni ve etkili yapıyordu?

okul bitti efkar bitti tabii..:) yağmurlu bir günde bir an evvel eveyetişmeye çalışırken bir bann önünden koşarak geçiyordu birden'Latingecesi ' yazan bir tabela fark etti..Meraklı bir kişilik olduğu için hemen ocuma nasıl bir şey olduğunu keşfetmeye gitti. Bu gece dinlediği salsaŞarkılarının hareketli ritmi, Bachata şarkılarının romantik ve huzurlu tınısıçok hoşuna gitmişti. izleyen aylar boyunca evde, arabada, telefonunda,Mp3 de hemen her yerde Latin şarkıları dinliyordu. Hatta ispanyolcayıöğrenmek için dayanılmaz blr istek duydu.

Bir gün ortaokul öğrencisi küçük kardeşiyle alış veriş merkezinedoğru yürürken müzik dinlemeye karar verildi. Bir kaç şarkıdan sonraMama said dinleyi önerdi. kardeşi bu şarkıyı bilmiyordu hatta rockmüzikten hiç hoşlanmadığı söyleyince büyük bir hayal kınkhğına uğradı.Buduruma ilk yorumu yeni jenerasyon ile birlikte yeni müzik tarzlarınınpopuler olduğuydu. Geçmişini düşündü rock müzik yıllarını ve merak etti

-Acaba gelecekte ne tarz müzikler dinlenecek? Bundan zo yıl sonragençler tarafından sevllen müzik tarzına kendisi de büyükleri gibi burunkıvırıp beğenmeyecek miyim ?

Bu toplumsal olarak değişim1 düşünürken, kendi yaşadığı bireysel değişimide fark etti.Sıkı rockçı bugün Salsa dinllyor ha deyip gülümsedi .insanlarınasla aynı kalmayacağını süreklj bir değişim yaşadığını ve aslında bununçeşitliliğl oluşturduğunu düşündü.

}

^aU

<"-)q/

GELECEK

BiR söZ VARDıR "BEKLENEN GüN GELEcEKSE çEKiLEN çiLE KUTsALDIR,, BUsözü ilr ouyouĞuv AN GELEcEK gıNıitvı içiıı çoK DAHA FARKLıANLAMLAR yürırııoi, MEsALA GELEcEK UMUTTUR; çüıırü NE zAMANoana oÜşsııı aiR işi vaenvazsRrıı rı-irı KoLUN gaĞLeNın KEŞKE orRsiıızAMANl cıniyr oöıvoünrgiı-srvı AMA AsLA yApAMAzsıN BuNU UMuTerıvıe iHriıvıaı-iıı aiı_e YoKTUR oF çEKER isyRııı rorR gıLri nĞLensıNısoNRA GELECEKTE cÜzrı- cÜııı-ıni HAYAL ıornsiıı VE GELECEK srıııiııUMUDUN oLUR...

BAZEN MUTLULUKTUR ; AYlRMlŞTlR UZUN YoLLAR srııi sıvoirırniııoEıv,sevci ı-iyr özı-rvı oüĞ ü ıvı oüĞ üıvı işı-rıı v işri n vü nrĞi ıı r, oüşü ıııoü rçecrçvıiŞi AslLlR YÜzÜııı srgıpsiz gin ionMı cigi, sorıRe gin ııaıssÜıvgrLinin yüzüııor, GELEcEKTEKi cüzıı_ cüıııı-ınoin yüzüıvoıri ıe gıssüvı,srvciı_iyr KAVUŞMA cÜıııÜıııÜıı GELECEK oLMAslDlR vıurı-ı-uĞuNDURGELECEK...

BıR DE KuRTULuşTU R; i NSAN LARı ıı gi Rgi nlrni ıııiıı KANı N DAN gısı-ıN oiĞi,zAYlFl ızvıııiıı cÜçı-ÜYr YALAKAL|K rııvıııviıv ERDEM SAYRııoıĞı,oüııyRı-ır içiııı oüııvayı KARARTAıı rrıııoirıi gilvırzıtRoEN KuRTULuşTURGELEcEK, raıoiyırrr veRoıĞıruoa...

Çelik

Gaziantep Gençlik ve Kültür Evi