halkin avukatlari mahkemede faŞİzmİ yargiladi ve …yuruyus.biz/pdf/pdf/eoky085.pdf ·...

42
UYUŞTURUCUYA KARŞI MÜCADELE, EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELEDİR! www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 85 23 Eylül 2018 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus-info.org Ülkemiz Zengin, Halkımız Fakir; Çünkü Emperyalistler ve İşbirlikçilerinin Yağma ve Talanı Var. Bu Yağma ve Talana Karşı Çıkamayalım Diye Uyuşturucuyla Uyutuyorlar! Uyuşturucuya Karşı Mücadele Eden İBRAHİM DEVRİM TOP, Armutlu’da Kaldığı Evde Polis Kurşunuyla Katledildi! DÜZEN; FUHUŞ, KUMAR VE UYUŞTURUCU DÜZENİDİR! BU DÜZENİ TÜM PİSLİKLERİYLE BİRLİKTE TARIHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖMECEĞİZ! HALKIN AVUKATLARI DİZ ÇÖKMEZ, YAPTIKLARINDAN PİŞMANLIK DUYMAZ! ÇÜNKÜ ONLAR, TARİHSEL VE SİYASAL HAKLILIKLARINDAN ALDIKLARI GÜÇLE DİRENİR! MEŞRULUKLA SAVUNMA BİLİNCİYLE DİRENİR, SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI HALKI ve HAKLIYI SAVUNUR! HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE KOMPLOYU YERLE BİR ETTİ! BUNUN HAZIMSIZLIĞIYLA, AYNI MAHKEME TAHLİYEDEN 6 SAAT SONRA, 12 AVUKATA “TUTUKLAMAYA YÖNELİK YAKALAMA KARARI” ÇIKARDI HALKIN 6 AVUKATI, İŞKENCE YAPILARAK YENİDEN TUTUKLANDI!

Upload: others

Post on 25-Jul-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

UYUŞTURUCUYA KARŞI MÜCADELE,EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELEDİR!

www.yuruyus-info.org

[email protected]

yu

ruyu

s.b

iz@

gm

ail.c

om

Haftalık DergiSayı: 85

23 Eylül 2018Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ww

w.y

uru

yu

s-in

fo.o

rgÜlkemiz Zengin, Halkımız Fakir;

Çünkü Emperyalistler ve İşbirlikçilerinin Yağma ve Talanı Var. Bu Yağma ve Talana Karşı Çıkamayalım Diye

Uyuşturucuyla Uyutuyorlar! Uyuşturucuya Karşı Mücadele Eden İBRAHİM DEVRİM TOP,

Armutlu’da Kaldığı Evde Polis Kurşunuyla Katledildi!

DÜZEN; FUHUŞ, KUMAR VE UYUŞTURUCU DÜZENİDİR!BU DÜZENİ TÜM PİSLİKLERİYLE BİRLİKTE

TARIHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖMECEĞİZ!

HALKIN AVUKATLARI DİZ ÇÖKMEZ,YAPTIKLARINDAN PİŞMANLIK DUYMAZ!

ÇÜNKÜ ONLAR, TARİHSEL VE SİYASALHAKLILIKLARINDAN ALDIKLARI GÜÇLE DİRENİR!

MEŞRULUKLA SAVUNMA BİLİNCİYLE DİRENİR, SÖMÜRÜDÜZENİNE KARŞI

HALKI ve HAKLIYI SAVUNUR!

HALKIN AVUKATLARIMAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE

KOMPLOYU YERLE BİR ETTİ!BUNUN HAZIMSIZLIĞIYLA, AYNI MAHKEMETAHLİYEDEN 6 SAAT SONRA, 12 AVUKATA

“TUTUKLAMAYA YÖNELİK YAKALAMA KARARI”ÇIKARDI

HALKIN 6 AVUKATI, İŞKENCE YAPILARAKYENİDEN TUTUKLANDI!

Page 2: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 536 93 45

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

‐ Militanlık, kişisel bir cüretten ötemeselelere bilimsel bakabilmektir.

Kişisel cüret ve cesaret dönemseldir.

Bilimsel bakmak militanlığı bir çizgi haline getirmektir.

Bilimsel bakışDiyalektik MATERYALİZM’dir.

EN GERÇEKÇİ, EN DOĞRU,

EN MİLİTAN düşünme şeklidir.

Devrimcileri militanlaştıran bu bakış açısıdır.

Militanlık bu ideolojinin kendisindedir.

Diyalektik ve Tarihsel materyalizm,tarihin en militan sonucu DEVRİMİ yaratmıştır.

‐ Kendiliğindencilik,

Birçok şey devrimi, devrimciliği geriye doğru çekerken,kendiliğindenciliğe karşı mücadele etmek için

1‐ Güçlü bir ideolojik donanıma,2‐ Güçlü bir iradeye sahip olmalıyız.

Bu güç, bu bilinç olmadığında ne devrimciliğingereklerini yerine getirebiliriz ne de ömür boyu

devrimcilik yapabiliriz.

8‐9 Eylül'de, Uluslararası Eyüp Baş Emperyalist Saldırganlığa KarşıHalkların Birliği Sempozyumu Yapıldı.

Küçükarmutlu’da, İşbirlikçi AKP’nin Faşist Polisinin Sürekli BaskısıAltında ve 2 Ay Önce Katil Polislerin Terörize Ederek Bastığı ve

Koridoruna İşediği Pir Sultan Abdal Cemevi’nde Yapıldı.7 Farklı Ülkeden 16, Türkiye’den 25 Konuşmacı Katıldı.

9 Farklı Ülkeden 10 Destek Mesajı Geldi.Ülkemizde Ve Dünyada, 50'yi Aşkın Kişi Ve Örgüt, ProgramaDahil Oldu ve Saldırılara Karşı Halk Cephesi’ne Destek Verdi.

Anti‐Emperyalist Cephe, Emperyalizme Karşı SavaşmanınMeşruluğu ve Sömürülen Halkların Öfkesiyle

Hep Bir Ağızdan Haykırdı:

“KAHROLSUN AMERİKAN EMPERYALİZMİ!”

Page 3: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

i ç i n d e k i l e rnedenleri

15 Liseliyiz Biz: Dev-Genç’liler, 9.Eyüp Baş UluslararasıEmperyalist SaldırganlığaKarşı Halkların BirliğiSempozyumu’nda yerini aldı

17 Liseliyiz Biz: Haberler

18 Yok Edemezsiniz: 1989-2013-2018 10-14 Eylül Duruşmaları30 yıllık geleneğin zaferidir

21 Halkın avukatlarının mahkemesi10-14 Eylül’de yapıldı! Onlaryargılanmadı, faşizmiyargıladı!

23 Halkın sanatçılarına, halkınavukatlarına özgürlük

24 Grup Yorum üyesi BergünVaran’ın saçlarını yolanpolislere dava açma izni, ısrarlıva kararlı mücadelesonucunda çıktı!

25 Röportaj: Dilan Poyraz:“Hapishanede de konserverdik. Listelere bestelerlecevap verildi. Bu da, baskıyaboyun eğmediğimizingöstergesidir.”

26 Röportaj: Bakırköy direnişçileriNursel Tanrıverdi ve SelviPolat neden tutuklandıklarını

7 Cephe Basın Büro açıklaması:Düzen; fuhuş, kumar veuyuşturucu düzenidir. Budüzeni tüm pislikleriylebirlikte tarihin çöplüğünegömeceğiz. KatledilenDevrimler’in hesabınısoracağız!

8 Liseliyiz Biz: Eğitimdekikıyameti yoksul halkçocukları koparacak! Söz,karar, örgütlenme hakkınısöke söke alacak!

11 Liseliyiz Biz: Düzenin eğitimsistemi çökmüştür! Bizibilimsizliğe mahkumedenlere karşı örgütlenmekzorunluluktur!

13 Liseliyiz Biz: Bir Dev-Genç’linin devrimcilik

4 Emperyalizm ve işbirlikçileri,halkları yozlaşma veuyuşturucu bataklığındaboğmak istiyorlar.Emperyalizmi, bizim içinhazırladıkları bataklığagömeceğiz!

İBRAHİM DEVRİM TOPÖLÜMSÜZDÜR!

ve KESK’in tavrını anlatıyor

31 Adalet Savaşımız: Faşizminhukukuna örnektir: Aynı iddia, aynıdeliller... 7’ye bölünmüş bir dava...Ve çıkar karşılığı ifade veren gizlitanıklar

33 İbrahim Devrim Top, yoldaşlarınınomzunda amcasının yanındatoprağa verildi!

34 9. Eyüp Baş UluslararasıEmperyalist Saldırganlığa KarşıHalkların Birliği Sempozyumu ileenternasyonalist dayanışmayıbüyüttük, emperyalizme vefaşizme bir kez daha vurduk!

36 Özgür Tutsaklardan: Tek yoldevrim, tek kurtuluş sosyalizm

37 Saldırının amacı; devrim inancınınyok edilmesidir, devrimin vedevrimciliğin yok edilmesidir.Devrim ve sosyalizm iddiamızdanvazgeçmeyeceğiz!

39 Ulucanlar’da hızarlarla boğazımızıkestiler, 19-22 Aralık’ta diri diriyaktılar, elektrik, cop, falaka,kaybetme tehdidiyle “ya düşüncedeğişikliği ya ölüm” dayatmasıdevam ediyor!

40 Yitirdiklerimiz

42 Avrupa’da Yürüyüş

Page 4: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Ey halkların baş düşmanı katil Amerika! Eyemperyalizmin işbirlikçi-katili AKP İktidarı!Ey kontrgerilla ve özel timci işkenceci katil

sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! HalkızBiz Katledilmekle Bitmeyiz! Asla unutmaz hesabınısorarız! Bekleyin Bizi Geleceğiz!

AKP’nin işkenceci katil polisleri, 13 Eylül Perşembegünü sabaha karşı 3 sularında, İbrahim Devrim Top’ukatlettiler. Küçükarmutlu’da kaldığı evde gelenekleri-mizden aldığı güçle çatışan yoldaşımız Devrim Top,son nefesinde halkına, vatanına bağlılığını dile getirerekşehit düştü. Gençlerimizin uyuşturucu ile yozlaştırıl-masına karşı yürütülen savaşta, en ön saflarda yeralan bir devrimciydi. Devrim; bağımsızlık, demokrasi,sosyalizm mücadelesinde yer alan bir Cepheli’ydi.Bu savaşta gözaltılar, tutsaklıklar yaşamış ve kısasüre önce tahliye olmuştu.

Katil sürüleri korkakça ve sinsice geldiler Küçükar-mutlu’ya. Uyuşturucu satıcılarının hamileriydi onlar.Polisin ortak olmadığı, koruyuculuğunu yapmadığıhiçbir uyuşturucu çetesi yoktur. Sadece polis değil; sö-mürücü iktidarlar, halkı yozlaştıracak her şeyin, uyuş-turucunun, fuhuşun, kumarın yaygınlaşmasını isterler.Bunları yaygınlaştırmak, bugün emperyalistlerin ve iş-birlikçi iktidarların merkezi, sistemli, sürekli bir politi-kasıdır. Böyle olduğu içindir ki, uyuşturucu ticaretineve uyuşturucunun bu kadar yaygınlaşmasına “çetelerin,mafyacıların işi” diye bakamayız; UYUŞTURUCUNUNARKASINDA AKP; KARŞISINDA DA HALK ÇO-CUKLARI VARDIR, DEVRİMCİLER VARDIR! Sorunudoğru ele almak budur.

DÜZEN, Çürütüyor, Uyutuyor, BataklığaGömüyor; BİZ, Arındırıyor, Uyandırıyor, BataklığaKarşı Savaştırıyoruz!

Uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı yürüttüğümüzmücadelede, bugüne kadar birçok kampanya açtık,birçok eylem gerçekleştirdik. Bu mücadele, geçici,dönemsel bir mücadele değildir. Devrim mücadelesininbir parçası olarak kurtuluşa kadar sürecek bir müca-deledir. Çünkü düzen, fuhuş, kumar ve uyuşturucudüzenidir. Bu düzeni tüm pislikleriyle birlikte tarihinçöplüğüne gömeceğiz! İddiamız büyük! Onlar gençliğiuyuşturucu ile çürütürken, biz HFG’lerimizle yaşatıyoruz.Meydanı, onların çetelerine bırakmıyoruz. Hasan Fe-ritler’i, Birol Karasular’ı, Devrim Toplar’ı katletmeleribundandır.

Faşist AKP iktidarı ısrarla “yozlaştıracağım” diyor.Gazi’deki Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile SavaşVe Kurtuluş Merkezi’ne el koyup, orayı kalekol yapıyor.Sorun sadece bir Uyuşturucuyla Mücadele Merkezi’nikapatmak değil. Faşizm, Halkın Yozlaşmaya KarşıÖrgütlü Mücadelesini Engellemek, EmperyalizminMerkezi Politikasını Sürdürebilmek İçin SALDIRI-YOR.

Faşizmin polisi; uyuşturucu satıcılarını engellemekyerine, onları mahallesinden kovmak isteyen halkçocuklarını tutukluyor veya katlediyor. Birol Karasu,Hasan Ferit Gedik, Recep Hasar, Kemal Delen veDevrim Top; uyuşturucu ve yozlaşmaya karşı sür-dürdüğümüz bu onurlu savaştaki şehitlerimizdir. Şuanda yoksul mahallelerdeki bu mücadelelerindendolayı tutuklu onlarca Halk Cepheli var. Bu bedeller,

Emperyalizm ve İşbirlikçileri,Halkları Yozlaşma ve UyuşturucuBataklığında Boğmak İstiyorlar

EMPERYALİZMİ,BİZİM İÇİN HAZIRLADIKLARI

BATAKLIĞA GÖMECEĞİZ!YOZLAŞMANIN ARKASINDA, ABD, AB, AKP VAR!

YOZLAŞMANIN KARŞISINDA HASAN FERİTLERLE,DEVRİM TOPLARLA CEPHE VAR!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var4

Page 5: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

ne ilk ne de son olacaktır. Her türlü bedeli gözealarak bu savaşı ısrarla sürdürüyoruz. Ve biliyoruz ki,ülkemizde bunu yapma cüreti ve kararlılığına sadecebiz sahibiz.

Emperyalizm direnen halkları teslim almak, sömürüve zulmünü sürdürebilmek için işkence, katliam-kay-betme-darbe gibi birçok yolu kullanmaktadır. Emper-yalizmin halka karşı savaşının devamı olarak, bilinçleridumura uğratıp, denizi (halkı) zehirleyip devrimcilerihavasız susuz bırakmak amacıyla, uyuşturucu da birsilah olarak devreye sokulmuştur.

Vietnam’dan Kolombiya’ya, Peru’dan Guatemela’yakadar birçok ülkede; Ortadoğu’da, Afganistan’da uyuş-turucunun yaygınlaştırılmasının arkasında hep em-peryalizm olmuştur!

Ülkemiz zengin, halkımız fakirdir. Yeraltı-yerüstüzenginliklerimiz, 80 milyonun değil, 180 milyonun re-fahını sağlayabilir. Ama emperyalizmin sömürüsü,yağma ve talanı buna engeldir.

Dünya madenlerinin yüzde 2,5’u ülkemizde bu-lunmaktadır. Ama madenlerimizi çıkaramıyor ve işle-yemiyoruz. Örneğin ülkemizdeki altın rezervlerinintoplamı 6.500 tondur. Ama bugüne kadar bununsadece 50 tonu çıkartılabilmiştir. Onu da emperyalistşirketler çıkarıyor. Dünya Bor madenleri rezervinin%72’si ülkemizdedir. Ama ülkemizde bor madeniniişleyecek sanayi yoktur.

Çıkardığımız bor madenini de götürüp emper-yalistlere teslim ediyoruz. 237 ovamız, 42 akarsu-yumuz, 170 yaylamız var; ama halkımız aç, yoksul.Et, buğday ithal etmek zorunda kalıyoruz. Emper-yalistlerin üret dediğini üretebiliyor, üretme dediğiniüretemiyoruz. Emperyalistler, işte bu yağma ve talanısürdürebilmek için UYUŞTURUYORLAR halkları.Uyuşturucu ne kadar yayılırsa, emperyalist egemenliko kadar pekişir.

Bugün ülkemizdeki uyuşturucu ile yozlaştırma po-litikasının arkasında da emperyalist güçler ve işbirlikçiAKP iktidarı vardır. Bu nedenle, uyuşturucuya karşıyürüttüğümüz mücadele, asıl olarak EMPERYALİZMEKARŞI bir mücadeledir!

Fetvalar Emperyalistlerin;Ama Bu Vatan Bizim!

Halkların baş düşmanı ve katili emperyalist Amerika;

kendisine meydan okuyan, emper-yalizme karşı bağımsızlık için sa-vaşma kararlılığından milim sap-mayan devrimci hareketi sindirmek,etkisizleştirmek istiyor. Şunu kesinolarak söyleyebiliriz ki; bugün, dün-yanın en çetin, en net anti-emper-yalist, anti-oligarşik mücadelesi, ül-

kemiz topraklarında Biz Cephelilertarafından yürütülmektedir. Devrim iddiası ve iktidarhedefi olan bir mücadeledir bu. Bağımsızlık, de-mokrasi ve sosyalizm hedefine sahiptir. Emperya-listlerin ve işbirlikçilerinin tüm katliamlarına, kuşat-malarına, tehditlerine, listelerine, başlarımızaödüller koymalarına rağmen uzlaşmıyor ve teslimolmuyoruz. Silahlarımızı bırakmak bir yana, ona dörtelle sarılıp savaşıyoruz. Çünkü biliyoruz, silahdemek özgürlük demektir. Halkların kurtuluş umududemektir.

Bu savaşımız ABD emperyalizmini rahatsız ettiğiiçin, başlarımıza para ödülleri koydu ve hakkımızdaemperyalist fetvalar çıkarttı. Fetvalar emperyalistlerin,ama bu vatan bizim.

Emperyalizm Latin Amerika’da, kitleleri teslim al-makta uyuşturucu ile elde ettiği sonucu, bugün ülke-mizde de elde etmek istiyor. Bunun için faşist AKP İk-tidarı, katil polisleri ve çeteleri aracılığı ile, mahalle-lerimize tonlarca uyuşturucu taşıyarak, fuhuşu- ku-marı teşvik ederek, halklarımızı ve gençlerimizi ze-hirlemek istiyor. Yozlaştırmak istiyor. Ama unuttuğubir şey var. Burada BİZ VARIZ! CEPHE VAR! Düzeninuyuşturucu ve yozlaşmayı yaygınlaştırmasının önündebizim mücadelemiz var.

Biz var olmaya ve engellemeye devam edeceğiz!Halkımızın uyuşturucuyla uyutulup, çürütülüp teslimalınmasına izin vermeyeceğiz!

Direneceğiz! Bedeli ne olursa olsun direneceğiz!Çünkü başka yolumuz yok! Ya teslim olup biteceğiz,ya da sonuna kadar savaşacağız!

Uyuşturucu Düşmandır. UyuşturucuyuSatanlar, Yayanlar Halk Düşmanıdır.Devrimler’in, Hasan Feritler’in, Birollar’ınOnlarla Mücadelesi Meşrudur!

Başka yolumuzun olmadığını görmek ve anlamakiçin sadece şu rakamlara bir bakın; AKP dönemindeuyuşturucu %1833 kat arttı ve uyuşturucu kullanımyaşı 7-8’e kadar düştü.

Çürütülen bir toplum, uyuşturucu üretim ve sevkiyatüssü Türkiye! Para getirsin de, ister uyuşturucudangelsin, ister fuhuştan. Devlet de böyle bakıyor, yoz-laştırılan kişiler de. Çürüme sonuçtur; sorumlusu tümdüzen partileridir.

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 55

Hasan Ferit Gedik, Recep Hasır, Kemal Delen, Birol Karasu

Page 6: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Emperyalizmin ve işbirlikçi iktidarların “uyuşturucuoperasyonları”, “narkotik timleri” aldatmacadır. Sadece“denetim altında” tutmaya yöneliktir. Emperyalizm,sömürendir, sömürgeleştirendir, zulmedendir. Halka,gençliğe, çocuklara düşmandır. Uyuşturucu, fuhuşve kumar, dünyanın her tarafında bu sömürücülertarafından iradi, planlı ve merkezi olarak yaygın-laştırılmıştır.

Düzen tüketim kültürüyle, binbir çeşit yozlukla ya-rattığı bataklığa çekmeye çalışıyor gençlerimizi. Biz,işte bunun karşısına dikiliyoruz.

Mahalleler bizimdir. Bizim kalacak! Emperyalizminuşağı faşist AKP iktidarı, devrimcilerin örgütlü olduğumahalleleri demagoji ve yalanlarla, uyuşturucu-fuhuşve kumarla yozlaştırıp teslim alamayacak.

FUHUŞA, UYUŞTURUCUYA, KUMARA SAHİP ÇI-KAN BURJUVA ADALETİNE VE MAHKEMELERİNERAĞMEN bu mücadele sürecek. Yoksul mahalleleregirmeye yeltenen uyuşturucu tacirleri, fuhuş yaptıranlar,halkın öfkesine ve adaletine hesap vermeye devamedecekler. Ne gözaltı ve tutuklamalar, ne hapislikler, nede katliamlar, bu mücadeleyi engelleyemeyecek.

Emperyalizmin ve faşist AKP İktidarının dört ellesarıldığı uyuşturucu insanları yok ediyor. Fizikseletkileri çok açık: “Dikkatin dağılması, düşünsel et-kinliğinin azalması, bilinç bulanıklığı ve uyku ilekendini belli eder, işlevsel bir değişikliğe, duyar-lılığın azalmasına, kasların gevşemesine yol açar!”

Kısacası, kişinin bilincini dumura uğratır, yanikendini ve çevresini tanıma yetisini ortadan kaldırır.Her şeyi değersizleştirir. Bilinçsizleştirir. Ona bunamuhtaç eder. Dostu düşmanı, iyiyi kötüyü, doğruyuyanlışı karıştırmasına neden olur. Egemen sınıflarınistediği de tam budur.

Peki ne yapacağız ve nasıl yapacağız? Sessizcebekleyip sıranın bizlere ve çocuklarımıza gelmesinimi bekleyeceğiz? Hatırlayın dün Gazililer’in dediğini;

“Soysuz Süleyman “uyuşturucu satıcılarının ba-caklarını kırın” talimatı verdi polisine.

Bizler halk olarak bu talimatın ne kadar yalan vedemagojiden ibaret olduğunu en iyi bilenlerdeniz.

Çünkü uyuşturucunun en fazla can yaktığı yoksulmahallelerinden biri olan Gazi Mahallesi’nde oturuyoruz.Bırakın AKP’nin polisinin uyuşturucu ile mücadelesini,bırakın satıcılara karşı önlem alınmasını, bu mahalledeuyuşturucu satıcılarının polis eskortuyla halkın elindennasıl kaçırıldığını en iyi bilenleriz.

Uyuşturucu maddelerin her çeşidi, şehrin hemenher köşesinde, peynir ekmek gibi satılmaktadır. Bu mad-delerle milyonlarca ailenin ocağına ateş düşmüştür.Genç yaşta oğullarını, kızlarını, eşlerini kaybeden binlerceinsan var. Bizzat Süleyman Soylu’nun da itiraf ettiği gibi;özellikle AKP’nin işbaşına gelmesinden bugüne uyuşturucukullanımı ve uyuşturucudan ölümler artmıştır…”

Doğrudur! Uyuşturucunun arkasında AKP fa-şizmi ve emperyalizm vardır! Yani Düşman Bellidir!Biz bu düşmana karşı Hasan Feritler’le savaşıyoruz.Devrimler’le savaşıyoruz. HFG’lerle savaşıyoruz. HalkMeclisleri’yle savaşıyoruz. Bayrak yere düşmüyorhiç. Hiç vazgeçmiyoruz. Zafere kadar da sürecek.Asla iktidar hedefimizden vazgeçmeyeceğiz.

İktidar hedefiyle ilerlemenin koşullarından biri, ma-hallelerimizde uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı sa-vaşmak, bu savaşa kitleleri katmak, o bataklıktançıkan gençlerle savaşı büyütmektir.

Halkımıza ve yoksul mahallelerdeki yiğit delikanlı-larımıza çağrımızdır:

Gelin hep beraber uyuşturucuya ve faşizmekarşı savaşalım!

Kendimizi, çocuklarımızı, yakınlarımızı bu bataklığadüşmekten korumak ve geleceğimizi savunmak isti-yorsak, başka yolumuz yoktur. Zaferin Yolu Cephe’ninYolu’dur! Bu yoldan sapmak özgürlüğünden, gelecekgüzel günler hayalinden sapmaktır. Hayallerimizi veevlatlarımızı koruyalım. Emperyalist politikalara kurbanetmeyelim. AKP ve Uyuşturucu Çetelerinin HalkımızıZehirlemesine İzin Vermeyelim! Halk MeclislerindeÖrgütlenelim!

“Devrimci düşünce, devrimci coşku beynimizve yüreğimizdir... Bir devrimci, düşmanı tanıdığıölçüde ve ona duyduğu nefret kadar savaşır.Nefret etmek için düşmanı tanımalıdır.” (DursunKarataş)

Düşmanı tanıyoruz! Ona karşı nefretimizi, DevrimToplar’a sevgimizi büyütelim. Her birimiz Devrim olup,emperyalizme ve işbirlikçisi faşist AKP iktidarınınuyuşturucu ile yozlaştırma politikalarına karşı savaşalım!

Devrim Top Yoldaşımızın Onurlu Anne ve Babasınınyüreğine merhem olalım!

İbrahim Devrim Toplar’ı katlederek, devrimcileriyok ederek ülkemizi ve dünyayı koskoca bir yoz-laşma bataklığına çevirmek isteyenlere sözümüzdür:“Sizi ve Uşaklarınızı Bu Bataklığın Dibine Göme-ceğiz!”

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var66

Page 7: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Cephe BasınBürosu tarafın-dan Devrim

Top’un katledilmesiyle ilgilibir açıklama yapıldı. 20Eylül tarihli, 471 No’lu açık-lamada; “BİZ UYUŞTURU-CUYA, KUMARA, FUHUŞAKARŞI MÜCADELE EDİ-YORUZ; UYUŞTURUCUFUHUŞ KUMAR DEVLETİBİZİ KATLEDİYOR” deni-lerek, İbrahim DevrimTop’un katledilmesinin hesa-bının sorulacağı belirtildi.

Açıklamada Devrim’in katledilmesinin ve Cephe’yeyönelik saldırının nedenleri şöyle anlatıldı:

“AKP faşizminin katilleri, neden katlettilerDevrim’i? Neden hedef seçtiler?

Bütün dünyaya ilan ettik; yozlaşmaya karşıbayrak açtık. Uyuşturucuya, fuhuşa, kumara karşımücadele ediyoruz. Örgütlü olduğumuz her yerde,uyuşturucuyu, fuhuşu, kumarı önlemeye çalışıyoruz.Bir yandan mafya çetelerine karşı mücadele ediyor,bir yandan bataklığa sürüklenen gençlerimizinoradan çekip çıkarıyoruz.

Halkı, özellikle de gençlerimizi uyuşturucuylauyuşturmak, apolitikleştirmek, yozlaştırmak, emper-yalizmin ve faşizmin merkezi bir politikasıdır. …

Her Cepheli; bulunduğu her yerde, uyuşturu-cuya, fuhuşa, kumara, yozlaşmaya karşı mücadeleninöncüsü, bayraktarıdır. Devrim de onlardan biriydi.Emperyalizmin ve faşizmin Cephe’ye saldırmasınınonlarca nedeninden biri de budur.”

Açıklamanın devamında Devrim’in katledilmesişu başlıklar altında ele alınıyor:

Uyuşturucunun Ve Mafyanın Arkasında AKP,Karşısında Halk Çocukları Var

Faşizm, Küçükarmutlu’yu ve YoksulMahalleleri, Devlet Terörü ve Yozlaşmayla TeslimAlmak İstiyor

Geleneklerimiz Halk Savaşı’nın Anayasasıdır;Devrim De O Gelenekleri Sürdürerek Şehit Düştü.

Açıklamada, ayrıca Devrim Top’un kuşatma altın-daki tavrıyla, Maltepe’de, Kızıldere’de Mahirler’inbaşlattığı, 16-17 Nisanlarda Sabolar’ın ve günümüzdeSıla Abalay’ların, Bilgehan Karpatlar’ın sürdürdüğü

teslim olmama geleneğini sürdürdüğü vurgulandıve şu sloganlarla sona erdi:

Devrimciler Ölür, Devrimler Sürer! ZaferDevrimindir.

Bu Yozlaştırma, Bu Yoksulluk, BuKatliamcılık, Devrimimizin Nedenidir.

TÜRKİYE DEVRİMİ, DEVRİMLERLEHEDEFİNE ULAŞACAK.

İbrahim Devrim Top’unÖzgeçmişi:

YILMAZ, UZLAŞMAZBİR CEPHELİ Henüz 25 yaşındaydı Devrim. 25 yaşında defa-

larca gözaltına alınmış, işkencelerden geçmiş, tut-saklıklar yaşamış bir devrimciydi.

Devrim, 7 Haziran 1993’te Çorum Merkez’dedoğdu. İlk olarak, 19 Eylül 2011’de Çorum Eti Lisesiöğrencisiyken, zorunlu din derslerini protesto eyle-minde gözaltına alındı Devrim Top.

Amcası Selhan Top gerillaydı. 20 Ekim 2003’teÇorum’da jandarma ile çatışmada şehit düştü.Faşizme karşı mücadele Devrim’in beynine ve yüre-ğine işte o zaman girdi: “Devrimciliği ilk olarak dahaçocukken amcamın şehitliğinde düşündüm. Devrimciolup amcamın hesabını sormayı istiyordum.” Faşizminaçmazı işte budur.

2009’da devrimcilik kararı aldı. Çorum’da,Ankara’da ve İstanbul’da Liseli Dev-Genç örgütlen-mesinde yer aldı. Milis çalışmalarında yer aldı.

Tutsaklıklar yaşadı. Tutsaklığında da teslimolmadı. Kendini eğitti. Savaşa hazırladı. Düşmanaöfkesi büyüktü. Devrim; bu öfkeyi disipline edebilmesihalinde, faşizme karşı mücadelede, bugüne kadaryaptığından çok daha fazlasını yapabilecekti. İdeolojikve siyasi bir programla hareket edilmezse, o öfkedüşmanı canevinden vuran bir güce dönüşmez.Tüm yoldaşlarımızın Devrim’den öğreneceği bir debu vardır.

Devrim, son olarak 2 Şubat 2018’de tahliye oldu.Polisin hapishane önlerinde pusu kurup, tahliyeedilenleri tekrar gözaltına aldığı bir zamandı. Ancakmilitanlığıyla, polisi atlatarak çıktı. Ve çıktığında, 13Eylül 2018 günü, AKP faşizminin köpekleri tarafındankatledilene kadar, mücadelesine devam etti.

Cephe Basın Bürosu Açıklaması:

Düzen, Fuhuş, Kumar Ve Uyuşturucu Düzenidir; Bu Düzeni Tüm Pislikleriyle Birlikte Tarihin Çöplüğüne Gömeceğiz.

Katledilen Devrimler’in Hesabını Soracağız!

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 77

Page 8: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Bakan Ziya Selçuk Eğitim Konferansı Düzenledi,“Kıyameti Koparmamız Lazım Eğitimde...” dedi.

Süper Ziyalar kukladır, Hiçbir Şey Değiştiremezler.

Milli Eğitim Bakanı ZiyaSelçuk, her hafta yenisürprizlerle çıkıyor tel-

evizyonlara. Son büyük sürpriz-lerinden birisi de 8 Eylül tarihindeİstanbul’da düzenlediği EğitimKonferansı’nda birçok kurum tem-silcisini çağırdığı bir toplantı dü-zenledi. Sendikalar ve eğitim va-kıflarından toplantıya katılanlaroldu. Tayyip’in kızı Sümeyye deoradaydı. Hangi sıfatla oradaydı,belli değil.

Biz biliyoruz Tayyip, SüperZiya’ya halkımızı oyalama görevivermiş, bol keseden atıp tutuyor.Ama karşısına da Sümeyye’yioturtmuş ki, haddini aşmasın.

Toplantıda en çok öne çıkancümlesi “Bizim bir şey yapmanınötesinde kıyameti koparmamızlazım eğitimde. Bunu gerçektenyapabiliriz.” Diğer konuşmacılarınne dediği, ne karar alındığına iliş-kin başka da bir açıklama yapıl-madı. Bakan Ziya Selçuk, koltuğaoturduğundan beri; “Bakan oldum,Bakan oldum” diye her yere gü-lücükler dağıta dursun, okullaraçıldı. Dağ gibi sorunlar halkımızınönünde duruyor.

Süper Ziya akıl vermeyi çokseviyor; “Çok çok farklı bir çağgeliyor (...) Bizim bu çağa hazır-lanmamız lazım (...) Bizim şimdiyeuyanmamız lazım, çocukları uyan-dırmamız lazım (...) Hayattanuzak, bayat müfredatların sorgu-lanması gerektiğini, bunlar içingörevdeyiz (...) Öğretmenlere sa-hip çıkalım ki çocuklar onlarınvesilesiyle özgür akla koşsunlar.”

Duyan da, kılıcı kalkanı eline

almış, eski eğitim sisteminde nevar ne yok kılıç sallayan, büyükbir eğitim savaşçısı, cengaver sa-nacak.

Boş boş konuşup duruyor Sü-per Ziya. Öncelikle söyleyelim:Süper Ziya’nın “Çağdışı”, “Bayat”dediği bu müfredatı kaleme alanda, çağdışı dediği müfredat prog-ramını uygulayan da Talim TerbiyeKurulu Başkanı’yken bizzat ken-disi. Yalancının önde gideni. Bo-zuk, eski mal pazarlayan tüccar-dan farkı yoktur.

“Uyan Ziyaaaa, uyan Ziyaaasen Bakan oldun.... Sen Bakanoldun” diye yakasına yapışmaisteği uyandırıyor insanda.

Ama hayır, hiç de uykuda birhali yok, bir sarhoşluk hali deyok. Gözleri fıldır fıldır, ne yaptığınıçok iyi biliyor Süper Ziya. Halkımızıaldatmak, aklımızı karıştırmak,uyutmak istiyor bizi. Adeta bir si-hirbaz gibi gözlerimizi bağlamakistiyor.

Konuşan kişi eğitim konusundaen yüksek mevkiide oturan, her-kese emir talimat verecek olandevletin Bakanı. Ama sanki hiçbirsorumluluğu olmayan, devlete na-sihat veren bir iyilik meleği gibikonuşuyor. Hayır biliyoruz, tanı-yoruz seni Süper Ziya.

Tayyip’in özenle seçtiği bir MilliEğitim Bakanısın Ziya Selçuk.AKP’nin gerici, halk düşmanı müf-redatını da sen hazırladın. Senhalk çocuklarını eğitmekten hiçbirşey anlamazsın, sadece bir saraysoytarısı Süper Ziyasın. Eğitimdekıyameti koparacakmış! Çok çoküç beş şakşakçıdan alkış kopa-

rırsın, yalanların karşılığında daTayyip’ten para koparırsın.

Sen kıyameti koparamazsınZiya Selçuk. Evet kıyamet kopa-cak! Kıyamet kopacak, yoksuldanhalktan yana bir dünya kurulacak.Senin görevin kıyametin kopma-masını sağlamak. Yoksul halkınihtiyacı kıyameti koparmak. Böyleyalanla, aldatmayla susturmayaçalışıyorsunuz.

Halk İçin EğitimNasıl Gerçekleşebilir?

Kaç öğrenci var ülkemizde;MEB 2017-2018 istatistikleriniaçıkladı. 17 Milyon 885 bin 248ilk ve orta öğretim öğrencisi eğitimgörmüş. (12 Eylül-haberler.com)Yaklaşık 18 Milyon Öğrenci var.Ailelerini de katalım, öğretmenleride katalım, Üniversite öğrenci-lerini, öğretim görevlilerini, üni-versite çalışanlarını da katalım...En az 30-35 milyon öğrenci, veli,öğretmen, çalışan yapar.

Süper Ziya’nın yaptığı gibi üçbeş şakşakçı ve Tayyip’in kızınınkarşısında el pençe divan durarakyapılan toplantıyla eğitim düzel-mez.

Biz On milyonlarız... Söz hak-kımızı istiyoruz!

Bu Ne Demek?Hayal edelim. 30-35 milyon

beyin neler yapmaz? Neler üret-mez? Tüm ülkede, tüm okullarda,tüm öğrenciler, eğitim sistemininher aşamasında yer alan, öğrenci,öğretmen, veli... Toplantılar yap-tığımızı hayal edelim. Herkes dü-

EĞİTİMDE KIYAMETİYOKSUL HALK ÇOCUKLARI KOPARACAK!

SSÖZ, KARAR, ÖRGÜTLENME HAKKINI SÖKE SÖKE ALACAK!

PARASIZ BİLİMSEL HALK İÇİN EĞİTİMİ,YOKSUL HALK ÇOCUKLARI KURACAK!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

8 Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var

Page 9: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

şüncesini hiçbir baskı altında kal-madan, gözaltına alınırım diyekorkmadan söyleyebilecek. Herkonu madde madde tartışılacak.

Hayal edelim, tüm ülkede tar-tıştığımız, karar aldığımız tüm ko-nuları hayata geçirmek için sınıfkomiteleri kuracağız, okul komi-teleri, meclisleri kuracağız; ilçeilçe, il il meclisler kuracağız. Veon binlerce öğrencinin yer aldığıöğrenci meclisleri, binlerce öğ-retmenin yer aldığı öğretmenmeclisleri. Alınan her kararı uy-gulayacak. Ve sadece bir defalı-ğına toplanmayacak bu meclisler,komiteler. Sürekli toplantı yapa-caklar, her konuyu tartışarak ka-rara bağlayacaklar. İşte dünyanınen büyük demokrasisi, dünyanınen büyük eğitim örgütü. Söz hak-kı, örgütlenme hakkı ve kararhakkını hayata geçirmek demek,dünyanın en büyük eğitim ör-gütünü kurmak demektir.

Tüm ülkemizdeki öğrenci mecl-isleri, öğretmen meclisleriyle, ilkokuldan üniversitelere kadar eğitimyaptığımızda, akıldışı hiçbir eğitimöğretime izin verilmeyecektir. Vedüşünen, soru soran nesiller ye-tişecek, hiçbir mühendis Somagibi madenin altında 301 maden-cinin ölmesine izin vermeyecek,dünyayı ayağa kaldıracaktır mü-hendislerimiz. Öğrenci meclisle-rinde örgütlü eğitim yaparak bü-yüyen doktorlarımız, tüm halkı-mızın sağlığını bozan fabrikalarasavaş açacak, halkımızı zehirle-melerine izin vermeyecektir.

Doktorluk çünkü sadece ilaçyazmak değil. Hastalığın nedeniniortadan kaldırmaktır. Her meslekdalını düşünelim, halkımızın çı-karına olan üretimler yapacak,Avrupa emperyalizmine, Ameri-ka’ya bağımlılığa son verecektir.

Gerçeklere dönelim neyle kar-şılaşıyoruz. Hiçbir dönem eğitimedair hiçbir konuyu bize sormu-yorlar. Okula geliş gidiş saatleri,müfredat, kıyafetler, okulun ihti-yaçları ve sayacağımız her şeyiDevlet belirliyor. Bakanlık belirliyor.Yoksul halkımızın ihtiyacı olan,sorunlarına çare olacak hiçbir ka-rar almazlar.

Kızlar Ve ErkeklerAyrı Okula Gidecek!

Süper Ziya iktidara geldiğindemaç başladıktan sonra kural de-ğişmeyecek! diye ilk yalanını or-taya attı. Yalan! Çünkü neredeyseher hafta bir şeyler değişiyor.

Okullar açılmadan bir haftaönce MEB yönetmeliği değiştir-diler. Kızlar ve Erkekler ayrı okul-lara gidecek. Yalan söyleyerekbunu da gizlemeye çalışıyorlar.Bazı okullar, gerekirse ayrı gidebilirdiye ucu açık bir madde eklemişleryönetmeliğe. Biz çok iyi biliyoruz,AKP’lilerin beynini pislik doldur-muştur. Kız çocuklarını, erkek ço-cuklarını ayrı okullarda okutmakistiyorlar, ayrı sınıflarda okutmakistiyorlar. Çünkü ahlaksızlar.

Çocuklar mahallelerde, sokak-larda, parklarda hep birlikte oy-narlar. Kız ya da erkek olarakdeğil, çocuk olarak oynarlar. Vebirbirleriyle paylaşa paylaşa bü-yürler, birbirlerinden öğrenirler.On binlerce yıldır insanlığın geli-şimi böyledir. AKP’liler ise kendilerigibi hasta ruhlu bir nesil yetiştirmekistiyor. Buna izin vermeyeceğiz.

Eğitim’e dair yaptıkları tek şeybüyük tekel firmalarının istekleridoğrultusunda eğitim yapmaktır.Soru soramaz, düşünce belirte-mezsiniz.

Yoksul mahallelerimizde bir ko-mite kurarak başlayacağız. Üç öğ-renci, beş öğrenciyle başlayacağız.Tüm ülkeyi öğrenci meclisleriyleörgütlemenin yolu, bir komite kur-maktan başlıyor. Bir iki sorunu elealacağımız komiteler kurmalıyız,kuracağız.

Okullar açılmadan servis fi-yatlarına zam yapıldığı haberlerigeldi. Servisçiler birbiriyle savaştı,şoförler öldü. Öğrencileri servis-çilerin, mafyacıların insafına terketmelerine izin vermeyelim. Öğ-renci meclisleri, öğrenci komitelerikuralım. İstanbul’da tüm toplu ta-şımalarda İstanbulkart kullanılıyor.İstanbulkartlarda, tüm öğrencileregüzergah üzerinde aktarmalardahil, bir gidiş, bir dönüş ücretsizdüzenlenmeli.

Bu bizim hakkımız.Servislere para ver-mek zorunda değiliz.İstanbul BüyükşehirBelediyesi’nden bu hakkımızı iste-meliyiz, almalıyız. Biz müşteri değiliz.Her şeyin parası annemizden, ba-bamızdan çıkıyor, milyonlarca hal-kımızın cebinden çıkıyor bütün oto-büslerin paraları. Bize ait olmayanbir şey istemiyoruz, sadaka iste-miyoruz, yardım istemiyoruz. Bizhakkımızı istiyoruz.

Nasıl alacağız? Sınıf meclisleri,okul meclisleri kuracağız ve ör-gütlenerek, karar alarak Beledi-yeden hakkımız olanı alacağız.Örgütlenmezsek kimse bize birşey vermeyecektir. İşte bir taneSüper Ziya buldular tüm öğren-cilere çift kanat takacağım diyor...Kanatlara takmış kafayı. Eğitimkonferansında bu defa öğrencilereçift kanat takacağız diyor. Öğ-rencileri yarış atı gibi sınava zor-luyorlar, şimdi de kanatlı yarışatına mı dönüştüreceksiniz?“Daha koş, daha koş” diye alkıştutarak, ellerinizde kronometre mitutacaksınız? Bu nasıl eğitimcilik,bu nasıl eğitmenlik? Zerre kadaranladığı yoktur eğitimden... Kanattakacakmış...

Gerçekle ilgisi yok söyledikle-rinin. İhtiyaçlarımızla ilgisi yoksöylediklerinin.

Biz örgütlenmezsek, mücadeleetmezsek, hiç kimse bize bir şeyveremez. Biz söke söke alacağız.Önce bir sınıfta, bir okulda ör-gütlenerek başlayacağız. Milyon-larca öğrencinin hakkı olan üc-retsiz ulaşım hakkımızı kampan-yalarla duyurarak her yerde öğ-renci meclisleri kurulması içincanla başla çalışacağız.

Kıyamet ne zaman kopar, ata-larımız çok güzel demişler: “BiriYer Biri Bakar Kıyamet OndanKopar.” Süper Ziyalar yiyorlar.Patlayıncaya, tıksırıncaya kadaryiyorlar.

Zenginleri, toklar, kıyamet ko-partamazlar. Katlederler, işkenceyaparlar, tutuklarlar ama yine kı-yameti kopartamazlar. Çünkü on-lar bir avuç. Biz ise milyonlarız,milyonlarca açız.

Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018

99Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var!

Page 10: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Yaz geldi açız, yaz geçti açız.Okul açıldı hem açız hem kıyafe-timiz yok, hem defterimiz yok, hemokulumuz yok, yok, yok! AKP’lileryiyor, biz bakıyoruz. Artık bakmakzamanı değil, örgütlenmek zama-nıdır, hakkımızı almak zamanıdır.

Sonuç olarak; AKP’nin MilliEğitim Bakanı Süper Ziya, halkımızıaldatıyor. Eğitimde reform söylem-

lerinin hepsi aldatmacadır.

Biz milyonlarca öğrenci, hak-kımızı almak için, sınıf meclisle-rinde, okul meclislerinde örgütlen-meliyiz.

Söz, karar, örgütlenme hak-kımızı istiyoruz, alacağız.

Ücretsiz ulaşım istiyoruz,alacağız!

OKULLAR ZAMLA AÇILDITÜM OKUL ÜRÜNLERİNİNFİYATLARI İKİ KATINAÇIKTI

Okul servisi ücretlerine zam

İşte il il zam oranları;

Ankara’da okul servislerine yüz-de 13 zam, ders ziline yüzde 30 kurzammı

Kurdaki dalgalanmalar okulmasraflarını da vurdu. Bu yıl Tür-kiye genelindeki okul üniformala-rında ve kırtasiye ürünlerinde geçenyıla oranla neredeyse yüzde 100’übulan artışlar yaşandı.

Okul alışverişinin ilçelere görefiyat aralığını öğrenmek için gezdi-ğimiz Arnavutköy ve Sultangazi’dekırtasiye alışverişi 50-200 TL ara-sında değişirken, Üsküdar ve Be-şiktaş’ta bu rakam 400 TL’yi aşıyor.

Geçen yıl ilkokula başlayacakbir öğrencinin üniforma masrafı120 TL iken, bu yıl bu rakam en az160 TL’den başlayıp 250 TL’ye ka-dar çıkıyor. Ortaokula başlayacakbir öğrencinin üniforma masrafıda 135-150 TL arasında değişirken,kırtasiye malzemeleriyle birlikte burakam 250 TL’yi buluyor. Lise öğ-rencilerinin üniforma masrafı iseen az 185-200 TL’den başlıyor. Yal-nızca üniforma masraflarının geçenseneki maliyeti ortaokul öğrencileriiçin 120-130 TL; lise öğrencileri içinise 130-145 TL idi. Bu yıl bir öğ-rencinin tüm okul masrafları iseservis, kitap ve yardımcı kitaplarhariç 800 ile 1000 lira arasında de-ğişiyor. (Cumhuriyet.com.tr, 7 Eylül2018)

TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELİ‐LER DERSTEN ÇOK YARIM GÜNİŞTE ÇALIŞIYOR.

BARINMAK VE KARNIMIZIDOYURMAK İÇİN ÇALIŞMAKZORUNDA KALMADAN, HALKİÇİN BİLİM HALK İÇİN EĞİTİMİÇİN ÇALIŞMAK İSTİYORUZ.

Zengin çocukları özel okullardaher türlü imkana sahipler. Milyon-larca yoksul halkımızın çocuğu iseliselerde, üniversitelerde açlık veyoksulluk içinde okumaya çalışıyor.Eğitim süresi boyunca öğrencilerintüm ihtiyaçları ücretsiz olmalıdır.Bu bizim hakkımızdır. Parasız eğitimhakkımızı istiyoruz alacağız.

Türkiye’de öğrenciler derstençok işte çalışıyor.

HSBC Grubu’nun; “Eğitimin De-ğeri, Başarının Bedeli” raporuna göre;Türkiye’de bir üniversite öğrencisieğitim masraflarını karşılamak içingünde ortalama 4.9 saat yarı zamanlıbir işte çalışırken, derslerde gündeortalama 2 saat zaman geçiriyor.

Araştırmanın sonuçları gösteriyorki Türkiye’de ailelerin çoğu (%83)çocuğunun üniversite eğitiminin kar-şılanmasına destek olmaya çalışıyorancak toplam eğitim masrafları ai-lelerin öngördüklerinden ya da bek-lediklerinden çok daha yüksek çı-kıyor. Ailelerinin desteğine rağmenpek çok öğrenci harcamalarını kar-şılamak için ücretli ek işlerde çalı-şıyor. Üniversite öğrencileri gündeyaklaşık 5 saat ücretli bir işte çalı-şıyor. (cumhuriyet.com.tr, 7 Eylül2018)

ÖĞRETMEN VE OKULHAKKIMIZI İSTİYORUZ.

Öğrenciler, İmam Hatip Li-seleri (İHL) ve Özel Liseleri Ter-cih Etmeye Zorlanıyor.

İHL’den Anadolu’ya akın: MEBaçıyor veli kaçıyor.

MEB 2017-2018 istatistikle-rine göre öğrencilerin tercih et-mek zorunda bırakıldıkları İmamHatip okulları sayısında yineartış yaşandı. Anadolu İmamHatip Lisesi sayısı 253, İmamHatip Ortaokulu sayısı 557 arttı.Genel ortaokul sayısı ve öğren-cisi azaldı. Özel okul öğrencisayısı da artış gösterdi.

DERSLİK BAŞINA DÜŞENÖĞRENCİ SAYISI:

ÖZEL LİSELER: Bir dersliğe 12.97 bir öğretmene 8.82 öğrenci

AKADEMİK ORTAÖĞRETİM: Bir dersliğe 25.89 bir öğretmene 14.60 öğrenci

MESLEKİ TEKNİK LİSE: Bir dersliğe 25.10bir öğretmene 34 öğrenci

DİN ÖĞRETİMİ YAPAN LİSE: Bir dersliğe 15.69 bir öğretmene 12 öğrenci

(cumhuriyet.com.tr, 7 Eylül2018)

Üçüncü Havalimanıİşçileri Eyleme Geçti

Her gün en az iki işçinin ya-şamını yitirdiği, onlarca işçininyaralandığı havalimanında işçilereylem yapıyor. Devrimci İşçi Ha-reketi bu konuyla ilgili 14 Eylül’deyaptığı açıklamada: “İşçiler di-renmeye devam ediyor. AKP fa-şizmi işçilerin üzerine gaz sıka-rak, tehdit ederek direnişe sal-dırıyor. Tüm İşçiler, Tüm Halkı-mız! Üçüncü Havalimanına Gi-delim, Direnişe Destek Olalım…” dedi.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

10 Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var

Page 11: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Üniversiteler, ilköğretim,sınav sistemi, müfredat,okul eğitim modelleri,

okul binaları, öğretmen yetiştirmesistemi, meslek edindirme hedeflerive sayabileceğimiz tüm konulardaeğitim sistemi tamamen çökmüştür,enkaz halindedir.

Yeni Milli Eğitim Bakanı ZiyaSelçuk, bunu en iyi bilenlerin ba-şında geliyor. Çünkü eğitim ala-nından gelen bir kişidir.

Şimdi büyük büyük laflar etme-lerinin nedeni, aldatmaktır. Kimsesistemle, müfredatla ilgilenmesin,hiçbir sorunla ilgilenmesin, SüperZiya’nın masallarıyla avunsun isti-yorlar.

Sorunun temel kaynağı şudur:HALK İÇİN EĞİTİM HALK İÇİNBİLİM YOKTUR.

Eğitime dair hangi sorunu önü-müze alırsak alalım kaynağı burayadayanır. Çünkü tüm müfredat, tümeğitim programı tamamen Tekelcifirmaların ihtiyacını karşılamak için-dir. Daha fazla kar elde etmeleriiçindir. 4+4+4 eğitim sistemini ge-tirmelerindeki amaç, çocuk işçileriresmi olarak çalıştırabilmenin ko-şulunu yaratmaktı. İkinci olarak dü-şünmeyen, soru sormayan, körükörüne itaat eden bir gençlik isti-yorlar. Bilimin temeli soru sormaktır.Oysa soru sormayı dahi suç sayanbir sistem yarattılar. Kağıt fabrika-larını sattılar, kağıt kalmadı. Li-manları sattılar. Hayvancılığı bitir-diler, tarım tamamen bitti. Eğitimledoğrudan bağı vardır, soru sormayısuç haline getirerek, kağıt fabrika-sını neden sattınız sorusunu sor-mamızı istemiyorlar.

Biz halkımızın çocukları olaraküretmek istiyoruz, öğrenmek isti-yoruz, açlığa son verebiliriz. Amabir avuç tekelci zengin lüks içindeyaşasın diye on milyonlarcamızaçlık çekiyoruz.

- PARALI EĞİTİM; Her aşa-masında para ödemek zorundayız.Anayasada eğitimin ücretsiz olduğuyazıyor. Oysa öğrenci okutmak çokpahalı. Asgari ücretli çalışan bir

kişinin çocuk okutması demek, hergün aç kalması demektir. Aç kalmapahasına okula göndermeye çalı-şıyor. Okula kayıt için para istiyorlar;çanta, kırtasiye, kıyafet için, an-laşmalı mağazalardan kıyafet alın-masını zorunlu kılıyorlar. Okulaulaşmak tam bir çile. Otobüslere,dolmuşlara küçüklerin binmesimümkün değil, tıka basa doluyor.Servis ücretleri çok pahalı. Her sı-nav ayrı para. Yani aklımıza gelecekher şey para. Okula girdiğimizdedışarı çıkamıyoruz kantinden alış-veriş yapmak zorundayız. Kantinsanki alışveriş merkezi ticarethanesigibi çalışıyor. Öğrencilerin sırtındanpara kazanmaya çalışıyorlar. Sağ-lıksız ve pahalı yiyecekler satılıyor.Aç kalıyoruz.

Çözüm; Okul ve eğitime dairher şey ücretsiz olmalıdır, bu bizimhakkımızdır. Örgütlenmeliyiz, Dev-letten hakkımızı istemeliyiz.

- OKUL AİLE BİRLİĞİ; Hiçbirişlevi yoktur. Tek işi velilerden paratoplamaktır. Toplanan paraların hiç-bir denetimi yoktur. Velilerin kıt ka-naat verdiği paralar Okul Aile Birli-ği’nin onayı ile müdür tarafındankullanılıyor.

Çözüm; Okul aile meclisleri ku-rulmasıdır. Bütün öğrenci ailelerininkatılacağı toplantılar yapılmalıdır.Ailelerden para toplanmaya sonverilmeli, MEB’den eğitim hakkımızıalmak için mücadele edilmelidir.

Geçen sene hatırlanacaktır: 15Temmuz darbe girişimi nedeniyle,okullara dağıtılacak kitapları yeni-den baskıya verip gönderdiler. Yanigerici ideolojilerini dayatıyorlar. Bü-tün ders kitapları bunlarla dolu,tarih kitabı, Türkçe kitabı tamamenbunlarla doludur. Sınavı hedefleyenbir müfredat var. Ama hayatın içindeasla işimize yaramayacak gereksizşeylerle dolduruyorlar müfredatı.Ezberci, gerici bir sistemde yetişenarkadaşlarımız bilgisayar başındankalkmadan öğrenmeye çalışıyor.Ya da tamamen okulu boşluyoruz.

Çözüm; Müfredat halk için bilimhalk için eğitim temelinde olmalı-

dır.

- SINAV; Her sene sınav sistemideğişiyor. Bunu son derece bilinçliyapıyorlar. Ne öğrenci, ne öğretmenhiçbir şey anlamıyor. Yıl boyuncaçözmeye çalışıyoruz sistemi. Tamyerine oturdu derken, pat diye birdaha değiştiriyorlar. Artık iki üçyılda bir değil, her sene değiştiri-yorlar. Bu da yetmedi yıl içinde üçdefa değiştirdikleri oldu. Tüm ha-yatımızı sınava hazırlanmakla ge-çirmeye başladık. Gereksiz bilgiyığınıyla boğuşup, gece gündüzçalışıp yüksek puan alsak bile,okullara yerleşemiyoruz artık. Üni-versite girişlerinde binlerce öğrenciaçıkta kaldı. Liseler için yine öylebirçok okula kimse kayıt yaptırmadı.TEOG’u kaldıracağız dediler. Tambir karmaşa, sınava girişler için 15dakika kuralı getirdiler, öğrencilersürünerek okula yetişmeye çalıştı.Şu anda, üniversitelerde yarım mil-yona yakın öğrenci açıkta kaldı.Liselerde binlerce öğrenci açıktanokumak zorunda kaldı. Yani okulagitmeyecek, okuyamayacak. Açık-tan okumak diye yalandan bir okulprogramı yaptılar, okuldan atılmaklaaynı anlama geliyor. Öğretmenyok, öğrenci arkadaşların yok, böyleokul mu olur?

Çözüm; Sınav sistemi tamamenkaldırılmalıdır. Mesleki eğitim veteorik eğitim iç içe verilmeli. Za-manla öğrenciler istedikleri mesleğiseçebilmekte özgür olmalıdır. Sı-navla değil; emeğine, isteğine görebölümler tercih edilmelidir.

- DEVAM ZORUNLULUĞU; İlk-öğretimde de devam zorunluluğu10 güne düşürüldü. Devam konusubüyük bir baskı oluşturuyor üzeri-mizde. Çünkü her zaman sağlıkraporu alamıyoruz, her zamanokula gelme koşulumuz olmuyor.İdare, devam zorunluluğunu birbaskı aracı olarak elinde tutuyor.Notlarımız ne kadar yüksek olursaolsun 10 günü geçince okulda kal-mış sayılıyoruz. İlk derse gecikti-ğimizde yarım gün yok sayılıyoruz.

DÜZENİN EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR!BİZİ EĞİTİMSİZLİĞE MAHKUM EDEN DÜZENE KARŞI

ÖRGÜTLENMEK ZORUNLULUKTUR!

Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018

111Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var!

Page 12: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Çözüm; okula devam zorunluluğusınıfta kalma gerekçesi olmaktançıkarılmalıdır.

- LİSELERE KAYITLAR; Orta-laması çok yüksek olan gençlere,Anadolu Liselerinde yer yok. İs-tersen İmam Hatip ya da mesleklisesine gidebilirsin diyorlar. Aslındayoksul çocuklarının okumasını en-gelliyorlar. Meslek lisesinden ucuziş gücü elde ediyorlar. İmam Ha-tiplerde de yetiştirdikleri gençleriAKP’ye hizmet etmesi için yetişti-riyorlar.

Çözüm; yoksul halk çocuklarıistedikleri okula gidebilmelidir. Yasal

olarak garanti altına alınması içinmücadele etmeliyiz.

- DİSİPLİN CEZALARI; Herşey bir disiplin suçu sayılıyor, okul-dan atmak için her şeyi bahaneolarak kullanıyorlar. Biz okula öğ-renmek için gidiyoruz, hakkımıziçin gidiyoruz. Ama sigara içtiğiiçin okuldan atılan öğrenciler, mü-dürle tartıştığı için okuldan atılanöğrenciler, siyasi konuşmalar yap-tığı için okuldan atılan öğrenciler...Daha sayabileceğimiz onlarca ör-nek vardır. Öğretmen her türlü ha-kareti yapar, öğrenci iki kelimeedince hemen disipline verirler.

Çözüm; disiplin cezaları kaldı-rılmalıdır. Okullarda öğrencilerin,ailelerin de içinde olduğu okul mec-lisi oluşturulmalı, sorunları okulmeclisi çözmelidir.

Sonuç olarak; Eğitim sistemitamamen çökmüştür. Birkaç sorunsaydık, 18 milyon ilköğretim öğ-rencisinin yaşadıkları çok çok dahafazlasıdır.

Sorunların çözümü için örgüt-lenmeliyiz. Liselerde örgütlenme-liyiz. Bizim yaşadığımız sorunlarısadece biz çözebiliriz. ÖğrenciMeclislerinde örgütlenelim, sorun-larımızı çözelim.

İlkokullarda birinci sınıflar 10 Eylül Pazartesiderslere başladılar. 18 milyon öğrenci ise 17Eylül’de okullara gidecek. 10 Eylül Pazartesi

günü tüm kanallarda polislerin reklamı yapıldı.Mobil Okul Timleri adını verdikleri polisler okullarınönünde araçları durduruyor, yaya geçenlerin üzeriniarıyor...

Polisler bu uygulamayı sürekli hale getirecekmiş.“İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıkla-mada, okullarda güvenli eğitim ortamlarının sağ-lanmasına yönelik koruyucu ve önleyici tedbirlerinarttırılması kapsamında geçen yıl kurulan MobilOkul Timlerinin yeni eğitim ve öğretim yılı öncesindeİstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile ya-pılan toplantıyla göreve başladığı bildirildi. Yapılantoplantıda, MOT’un başarılı olması üzerine EmniyetGenel Müdürlüğü tarafından tüm illerde uygulanmayabaşladığını söyledi.” (Hürriyet.com.tr-12 Eylül 2018)

İstanbul Valiliği de 14 Eylül’de yaptığı yazılıaçıklamada 3 bine yakın polisin okullarda görev-lendirildiğini ve kamera sistemi ile takip edileceğiniduyurdu.

İstanbul’da başlattıkları uygulamayı tüm illerdeuygulayacaklarını açıkladılar.

Biz polisleri çok iyi tanıyoruz, polislerin olduğuyerde çocuklarımızın güvende olmayacağını çokiyi biliyoruz. Çünkü uyuşturucu satıcılarını bizzatkoruyanın polis olduğunu biliyoruz. Mahallemizdenerede uyuşturucu satılıyor, nerede çete var, neredehırsız var polis hepsini tek tek biliyor. Zaman zamangözaltına alsalar da hemen bırakıyorlar. Zırhlı te-

nekelerinin içinde torbacılarla alışveriş yaptıklarınıkendi gözlerimizle gördük.

Uyuşturucu kullanımının sekiz-on yaşına kadardüştüğünü biliyoruz. Bu nedenle eğer tüm okullarapolis göndereceğiz diyorlarsa kendimizi daha gü-vende hissedemeyiz. Çünkü polisin gittiği yereuyuşturucu, çete, hırsızlık ve her türlü ahlaksızlıkgider.

Kendimizi korumanın tek yolu örgütlenmek.Kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayabiliriz. Yüzlerce,binlerce, milyonlarca genciz, bu kadar büyük birgüce karşı kim koyabilir? Tek tek çetelerle uyuştu-rucuya karşı bir şey yapamayız.

Kendi okulumuzda, arkadaşlarımızla gruplar ku-ralım, üçerli beşerli gruplar. Ve eğer çeteler herhangibir grubumuza karşı saldırıya geçerse, bütünokuldaki arkadaşlarımızla karşılarına çıkabiliriz.

Sopalı birlikler kurarız. Kendi kendimizi koruya-bilecek aklımız, gücümüz var. En başta polislerinokulların çevresinde dolaşmasına karşı mücadeleetmeliyiz.

Çünkü polis çetecileri koruyor, uyuşturucu satı-cılarını koruyor. 13 Eylül’de İstanbul KüçükarmutluMahallesi’nde uyuşturucu satıcısıyla çatışan, ma-halleden kovan mahallenin genci İbrahim DevrimTop’u polis katletti. Polis halkın çocuklarına kurşunsıkar, çetecileri korur.

Okullarımızda sopalı ekipler kuralım, hiçbir çe-tecinin, uyuşturucu satıcısının, polisin mahallemizdebarınmasına izin vermeyelim.

Polis, Okullar İçin Mobil Okul Timi Oluşturdu

MOBİL OKUL TİMLERİ KALDIRILSIN!MOBİL OKUL TİMLERİ İLE DEĞİL, ANCAK ÖRGÜTLENEREK

GÜVENLİĞİMİZİ SADECE BİZ GENÇLER KENDİMİZ SAĞLAYABİLİRİZ.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

112 Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var

Page 13: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

B R DEV-GENÇL ’N NDEVR MC L K NEDENLER

1- Ülkemizin her yanında kağıttoplayan çocuklar var bugün.Her iki üç sokakta bir kağıt

toplayarak yaşamını sürdürmeye ça-lışan çocuklar görebiliriz.

2- Ülkemizin bütün değerleriemperyalistlere peşkeş çekili-yor. Şimdi de Tayyip Erdoğan

Varlık Fonu başkanı oldu. Varlık Fo-nu’nda halkımızın emeği, alın teri var.

Bunları emperyalistlere rehin veri-yorlar. Değerlerimizi, emeğimizi, alınterimizi üç kuruşa emperyalistlere pa-zarlıyorlar. Ulusal onurumuzu, eme-ğimizi ayaklar altına alıyorlar. İşbirlik-çilerden hesap sormak için devrimcilikyapmalıyız.

3- 3. Havalimanı inşaatında ça-lışan işçiler insani olmayankoşullarda yaşıyor. Hakları için

direnince de faşizmin işkencesini gö-rüyor. İşçilerin bu aşağılanışı da dev-rimcilik nedeni.

4- Soma’da madenden yaralı çı-kan işçi ambulans kirlenmesindiye “çizmemi çıkarayım mı”

diye sormuştu, bu işçinin yaşadığıezilmişlik psikolojisidir. İşçilere bupsikolojiyi yaşatanlardan hesap sor-mak için devrimcilik yapmalıyız.

5- Soma’da katledilen maden-cinin yakınını tekmeleyen Tay-yip’in koruması gibi şerefsiz-

lerden hesap sormak için, işçilere vu-rulan her fiskenin hesabını sormak

için devrimcilik yapmalıyız.

6- Otobüse binince otobüsünkoltukları kirlenmesin diye boşotobüste ayakta yolculuk ya-

pan maden işçilerinin yaşadığı ezil-mişliğin hesabını sormak için devrim-cilik yapmalıyız.

7- Şehidimiz İbrahim DevrimTop, başlı başına devrimciliknedenimiz. Düşmanın katlettiği

tüm insanlarımız devrimcilik nedeni-miz. En başta şehitlerimiz devrimciliknedenimiz.

8- Düşman cenazelerimize sal-dırıyor, cenazelerimizi taciz edi-yor. Bu alçaklıktır, acizliktir.

Ölüye bile saygısı olmayan namus-suzlardan hesap sormak için devrim-cilik yapmalıyız.

9- ABD’nin gizli belgeleri açık-landı bugün. Bizim zaten bil-diğimiz şeyler aslında. Ama

daha açık, net, pervasızca görüyor in-san. Daha da büyütüyor öfkesini,kinini. Emperyalistler bilmem kaç binkilometre ötedeki, denizler ötesindekikoltuklarında oturarak bizim ülkemiziyönetiyorlar, buyruklar veriyorlar.

Ulusal onurumuz ayaklar altına alı-nıyor. Halkımız aşağılanıyor. Vatanı-mızın bağımsızlığı için devrimcilik ya-pıyoruz, halkımızın kurtuluşu için dev-rimcilik yapıyoruz. Ulusal onurumuzuemperyalistlerin postallarından kur-tarmak için devrimcilik yapmalıyız.

Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018

113Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var!

Page 14: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Tüm Liseler arasında ayaklı umut taşıyıcılarıörgütleyelim, haklarımızı kazanalım.

Bugün ülkemizde neredeyse her kesimi korku ileteslim almaya çalışan bir iktidar var.

En küçük bir hak alma talebini büyük bir güçlebastırıp, bunun görüntülerini yayınlıyorlar. Yoksulmahallelerimizde, özellikle devrimci mahallelerdeneredeyse her caddenin başında zırhlı tenekeleriyledevriye atıyorlar. Ağır silahlarıyla mahallelerde ge-ziyorlar.

Ve kendilerini güçlü göstermek için sürekli siren-lerini, dat datlarını öttürüp duruyorlar. Hiçbir örgüt-lenmenin varlığına tahammül edemeyen bir iktidarvar karşımızda.

Bunun en temel nedeni halkımızdan korkularıdır.Bu nedenle korku ile teslim almaya çalışıyorlar.Bunun en önemli ayaklarından bir tanesi yalnızlaş-tırma.

Mahalleliler, işçiler, öğrenciler, esnaflar... aklımızagelecek her kesim yalnız olduğunu düşünüyor. Ko-nuşmayarak, bir şeylere bulaşmayarak kendisini ko-ruyacağını düşünüyor. Ama faşizm gelip herkesinkapısına dayanıyor. İşte 3. havaalanı inşaatında ça-lışan işçilere alçakça saldırılarını izledik.

Tüm okullarda, liselerin, üniversitelerin kapılarınaMOT diye polis Timleri yerleştirme kararı aldılar.Özel güvenlikler her okulda var artık.

Ülkemizdeki tüm okullarda okuyan öğrenciler,her okul kendisini yalnız hissediyor. Her öğrencikendisini yalnız hissediyor.

Oysa okullar yarış yerleri değildir, büyük bir bilgive üretim merkezi olması gerekir. Böyle olmadığınıbiliyoruz

Okullar daha açılmadan polisleri okullara gönde-receklerinin haberi boy boy gösterildi. Yani korkuyaymayı hedeflediler.

Çünkü gençlikten korkuyorlar. Küçük ilkokul ço-cuklarından da korkuyorlar. Bu nedenle her yere,her şeye polis saldırıyor. Adeta okulları kuşatmaaltına almışlar. Bu nedenle en başta gençlerimizi vetüm halkımızı bilgisiz bırakıyorlar.

Peki ne yapacağız. POSTACI isimli Kevin Cost-ner’in başrolünü oynadığı filmi izlemenizi öneriyoruz.Çevirisinde HABERCİ diye de geçiyor. Filmin sonundaAmerikan bayrağıyla bir Amerika güzellemesi yapıyor.

Ancak biz bu filmi şunun için izlemenizi öneriyoruz.Küçük küçük kasabalara ayrılmış Amerika’da tümşehirleri teslim alan bir General ve askerleri var.Her yeri haraca bağlamış.

Tesadüfen postacı kılığına giren bir kişi, busayede hayatını kurtarmaya çalışıyor. Sonra gençler,

postacının bu oyununu, gerçek olarak ele almayabaşlıyor. Büyük bir postacı örgütü kuruyorlar. Ve ya-lıtılmış kasabalardaki halka umut veriyorlar.

DEV-GENÇ’liler işte bu filmdeki postacılar gibigörmelidir kendisini. Ayaklı Umut Taşıyıcısı Olmalıdır.

Sadece okullarımızı düşünelim, 18 milyon ilköğ-retim öğrencisi var. Çok büyük bir sayı ve örgütlenirseçok büyük bir güç demektir.

Müdürler, müfredat, yönetim, devleti temsil eden-lerin sayısı azdır. Ama korkuyla, baskıyla öğrencilerisindirmeye çalışıyorlar.

Biz öğrenci meclislerinde örgütlenip, okullarınarasında ayaklı umut taşıyıcılarını örgütleyip korkuyuyerle bir edeceğiz.

Korkuyu yenebiliriz,

Onlar bir avuç,

Biz 18 milyon ilköğretim öğrencisiyiz.

Onlar haksız, baskıcı, gerici, yoz, yarış atı gibiöğrenci olmamızı istiyorlar.

Biz haklıyız, halkımız için bilim ve eğitim isti-yoruz.

Ayaklı umut taşıyıcısı olmalıyız. Bir okulda baş-layarak önce kendi okulumuzdaki öğrencilerden öğ-renci meclisi kurmalıyız. Sonra yoksul mahalleleri-mizdeki öğrencilerle iletişime geçmeliyiz.

Tüm haklarımızı gasp etmişler. Biz şimdilik tekbir hakkımız için direnelim. Okullara ücretsiz ulaşımhakkımızı isteyelim. Sonuç alabildiğimizi göreceğiz.

Bu haberi tüm okullara yayalım. Gerçekleşebilirbir talep. Çok haklı bir talep. Bu hakkımızı sökesöke alacağız.

Her Dev-Genç’li ayaklı umut taşıyıcısı olduğunuunutmamalıdır. En önemli işimiz, en temel işimizyozlaştırılmak, bilgisiz bırakılmak, gerici eğitimle be-yinleri teslim alınmak istenen gençlerimize gerçekleritaşımaktır.

Bizim anlattıklarımıza hemen inanmalarını bek-lemeyelim, büyük bir yalan bombardımanı altında,büyük bir yozlaştırma saldırısı altındaki genç beyinleregerçekleri anlattığımızda hemen alamayabilir. Bizısrarla, sabırla gideceğiz. Haklılığımızdan aldığımızgüçle, tarihimizden aldığımız güçle gideceğiz.

Dar bir çevreye hapsolmuş bir gençlik mücadelesiile sonuç almamız mümkün değildir. Hedefimiz 18milyon ilköğretim öğrencisine ulaşacağımız, Ayaklıİnanç Taşıyıcısı olarak yol bulmamızdır.

Örgütlü gençliğin önünde durabilecek hiçbir güçyoktur. Halkımızı umutsuz bırakmamak için görevimizliselilerdir.

Örgütlediğimiz her liseli ayaklı umut taşıyıcısıolmalıdır.

DEV-GENÇ’LİLER, AYAKLI UMUT TAŞIYICISIDIR!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

14 Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var

Page 15: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

DEV-GENÇ’LİLER, 8-9 EYLÜL'DE,9. EYÜP BAŞ ULUSLARARASI EMPERYALİST SALDIRGANLIĞA KARŞIHALKLARIN BİRLİĞİ SEMPOZYUMU’NDA YERİNİ ALDI

BİR DEV-GENÇ’İMİZ VAR, BİZ KAZANACAĞIZ!

Dev-Genç’liler Küçükar-mutlu Mahallesi’nde dü-zenlenen 9. Eyüp Baş

Sempozyumu’na katıldı. 8-9 Eylül2018 tarihlerinde yapılan sem-pozyuma emekçilikleriyle de, etkilikonuşmaları ve sloganlarıyla dakatıldılar.

Dev-Gençliler’in yaptığı konuş-ma sempozyumu izlemeye ge-lenlerin üzerinde etki bıraktı. Tümkonuşmacılar yerlerinde oturarakkonuşmalarını yapmıştı. Dev-Genç’li konuşmacı ise ayağa kal-karak etkili bir konuşma yaptı.Yaptığı konuşmada şöyle dedi;

Öncelikle hepiniz 9. Uluslar-arası Eyüp Baş Emperyalist Sal-dırganlığa Karşı Halkların BirliğiSempozyumu’na hoşgeldiniz.

Dev-Genç, anti-emperyalistcephede geçmişten bugüne yap-tıklarıyla başlı başına bir tarih ya-ratmıştır. 6. filo defol eylemleri iledenize dökülen İngiliz askerlerin-den, Amerika Defol Bu Vatan Bi-zim şiarı ile haykıran, dünya halk-larının bağımsızlığı için savaşanDev-Genç’lileriz biz! Gencecikyaşlarımızda yüreğimize halk vevatan sevgisini işleyerek yürüdük,yürüyoruz. Şehitlerimizden, tut-saklarımızdan öğrendiklerimizlemücadelemizi büyütüyoruz.

Halklara umut taşıdığımızı gö-ren emperyalizm ve işbirlikçisiAKP iktidarı kurumlarımızı basa-rak, Dev-Genç’lileri tutuklayarak,katlederek bitirmeye çalışıyor.

Ama biz bu saldırıların karşısına“Dev-Genç’i Bitiremezsiniz” slo-ganımızla çıkıyoruz.

Evet, Dev-Genç’imizi Bitire-mezsiniz! Çünkü Gençlik Fede-rasyonu derneğimiz 1 yıl içerisindetam 9 defa basıldı. Onlarca Dev-Genç’li o binanın içerisinde iş-kencelerden geçirildi. Tutuklandı.AKP faşizminin teslimiyeti dayatansaldırılarına karşı Dev-Genç’lilerincevabı “Asıl siz teslim olun” oldu.Yine “Bu sefer bitirdik.” demago-jisine karşı cevap ise; “Dev-Genç’liolmanın onurunu yaşıyoruz” di-yerek halk düşmanlarına sokaklarıdar eden yeni Dev-Genç’liler oldu.

Her baskında, yüzlerce silahlıçelik yelekli katillerine ve zırhlıaraçlarına içi boya dolu şişeleri-mizle, pankartlarımızla, slogan-larımızla cevap verdik.

Küfürlerini, tehditlerini, her türlüahlaksızlıklarını, temsilcisi oldu-ğumuz tarihin onuru ve erdemiile yanıtladık.

Direnişimiz karşısında öyle ça-resiz, öyle aciz kaldılar ki; sonbaskında Gençlik Federasyo-nu’nun kapılarını söktüler. Duvar-larını balyozlarla delik deşik ettiler.Binanın içerisinde ses bombalarıpatlattılar. Tüm bunlar yetmiyor-muş gibi kurumumuzu yaktılar.Saldırıların karşısında yenideninşa ettiğimiz kurumumuzu yüz-lerce polis eşliğinde kepçe ve do-zerlerle yıktılar.

Ama unuttukları bir şey vardı.Kurumlarımız bizim savaş mev-zimizdi. Her Dev-Genç’li savaşınmevzisinde birer kurmaydır. Sa-vaşta mevziler tahribata uğrasada savaşçılar tırnaklarıyla yenimevziler yaratır. Ki şimdi Okmey-danı’nın yoksul kondular arasındao yanık ve yıkık halde duran mev-zimiz yürüttüğümüz savaşın, öde-diğimiz bedellerin temsilidir.

Emperyalizm ve onunla işbirliği

yaparak vatanımızı satan AKPfaşizmi bizden çok korkuyor. Öylebir korkuyor ki, Dev-Genç’lilereömürlerinden fazla cezalar veri-yorlar. Çünkü biliyorlar ki; Dev-Genç, adaletsizliğe karşı halkınınsilahını kuşanan Şafakları, Bah-tiyarları yarattı. Evinde, sokağındavurulan gencecik insanlar içinömürlerini veren Çiğdemleri, Ber-naları yarattı. 7 gün cenazesi so-kak ortasında bırakılan Taybetanaların hesabını sormak içinDersim dağlarına şahan olan Ay-sunları, Bünyaminleri yarattı.16’sında halkın öğretmeni, 18’indekahraman Sılaları yarattı.

Bir Dev-Genç’imiz var;

Emperyalizme karşı anti-em-peryalist cephede göğüs göğüsedövüşen.

Bir Dev Genç’imiz var;

Hesap sorma bilinciyle kuşan-mış; en yiğitleri, en güzelleri ya-ratan.

Bir Dev Genç’imiz var;

48 yıldır şehitleriyle, tutsakla-rıyla, direnişleriyle kavganın tarihiniyaratan.

Bir kez daha haykırıyoruz! Neemperyalistler ne de onların iş-birlikçiliğini yapanlar “Dev-Genç’ibitiremezsiniz“ İşte Dev-Genç bu-rada! Direnişlerin önünde, dünyahalklarının yanındayız.

Tam bağımsızlık şiarıyla, hal-kımızın kanını emenleri yenece-ğiz...

BİZ KAZANACAGIZ!”

Konuşma biterken, Dev-Genç’liler pankartlarıyla salonagirdi. Yumruklar havada slogan-larını attılar. Tüm salon ayağakalktı, sloganları hep bir ağızdanhaykırdılar. Dev-Genç’liler slo-ganları bitince alkışlarla konuş-malarını bitirdiler. Sempozyumdakien etkili konuşmalardan birisi Dev-Gençliler’in konuşması oldu.

Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018

115Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var!

Page 16: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Film gerçek bir hikayeyianlatıyor. Brezilya’nınRio De Janeiro şehrinde

Tanrıkent isimli yoksul, yozlaştı-rılmış, çetelerin hakim olduğubir mahallede yaşanan çete sa-vaşları anlatılıyor.

Filmin yaşandığı mahalleninadının Tanrıkent olması, yönet-men tarafından bir çelişki olarakveriliyor. Mahalleye bu isim ve-rilmiş; fakat içinde yaşananlarıntanrı ile bir ilgisi yok.

Filmin önemli yanlarından birtanesi, filmdeki oyuncuların büyükbölümünün Tanrıkent mahalle-sinde yaşayan çocuklar olması.Profesyonel oyuncu değiller.

Film 1960’lı yıllarda başlıyor.Çeteleşme bu yıllarda başlıyor.Çete soygun yapıyor. Yani yok-sulluk, yozlaşmayı getiriyor.

Mahalle o kadar yoksul ki; ilkkurulduğunda elektrik, yol, otobüsyok. Kartpostallarda görünen Riogibi değil Tanrıkent diye anlatı-yorlar yoksulluğu.

Çeteler var, hırsızlık var, uyuş-turucu var, fuhuş var... Yani yoz-laşmanın her çeşidi bu mahalledemevcut. Çocuk yaştan başlaya-rak, bu yozlaşmanın içinde yeti-şen küçücük çocuklar var. Yanibu tüm yozlaşma 9-10 yaşındaki,hatta daha da küçük çocukları

etkiliyor.

İşsiz, bir mahalleye tıkılmış,başka bir yaşamı, seçeneği ol-mayan çocuklar, yoksul halk var.

Bu Filmi Neden İzlemeliyiz?

1- Yozlaşmanın, uyuşturucunun,silah satışının, fuhuşun, hırsızlığınve bunları yapan çetelerin arka-sında devletin olduğunu gösteriyor.Devletten bağımsız hareket etmeyibırakın, bizzat devletin denetimidahilinde yapılıyor.

2- Devletin en büyük mafya,en büyük çete olduğu bizim gibiyeni sömürge bir ülke olan Bre-zilya’da, devrimci mücadele ol-madığında yozlaşmanın nasılderinleştiğini görüyoruz.

3- Mahalledeki çocukların yok-sulluktan kurtulmak için yozlaş-manın içine batmaktan başkabir seçeneği yok. Başka hiçbirseçenekleri yok.

Küçücük yaşta ellerine silahalıyorlar, adam öldürüyorlar. Baş-ka türlü hayatta kalmak mümkündeğil. Ya ölürsün ya öldürülürsün.Bunu, filmin baş kahramanı çokgüzel açıklıyor. Diyor ki; “Tanrı-kent’te, kaçarsanız ölürsünüz;kalırsanız, yine ölürsünüz.

4- İnsan öldürmek, sıradanbir iş haline gelmiş.

5- Halk; yaşananlardan mut-suz, çeteleri istemiyor ama ör-

gütsüz bir halk çeteleri yokedemiyor. Tek bir kişinin,adalet için yola çıkması halkıumutlandırıyor.

6- Devrimci değilsen, is-tediğin kadar adalet ara,adaletin savaşçısı olsan, is-ter istemez düzenin kirinepasına, çetelerine bulaşmakzorundasın.

7- Yoksulluk kader de-ğildir. Devletin bir politika-

sıdır. İnsanı koşullar şekillendirir.

8- Mahallelerimizde çeteleş-me, uyuşturucu, fuhuş, kumar,yozlaşma olmasın istiyorsak eğer;devrimci olmalıyız, örgütlü olma-lıyız. Devrimciler olmazsa, ma-hallelerimiz batakhanelere döner.

9- Düzen; düşünmeyen, uyuş-muş, yozlaşmış bir gençlik istiyor.Hem para kazanıyorlar bu yoz-laşmadan, hem de düzenlerinebaşkaldırma potansiyeli olan birkesimi uyuşturmuş oluyorlar.

10- Mahalleler bizimdir. Yoz-laştırma saldırısına karşı silahlımücadele şarttır. Mahallelerdedevrimciler olmazsa yozlaşmaartar. Mutlaka devrimci olmalıyız,çocuklarımızı devrimcilere ema-net etmeliyiz.

11- Filmdeki çocukların başkabir seçenekleri yok. Yozlaşmayıanlamak için de bu filmi izlemekgerekir. Yoksulluğun kapısı dev-rime de çıkabilir, düzene de. Ör-gütlenme olmazsa eğer; düzenkazanır. Mutlaka örgütlenme-liyiz.

HALK

DEVRİMCİLERİN OLMADIĞI MAHALLELERİNNASIL YOZLAŞACAĞINA CANLI BİR ÖRNEK:

TANRIKENT

Tanrıkent Filminden...

Çocuklarımızın Umudu İçin,Umudun Çocukları KorolarınıBüyüteceğiz!

Hatay Umudun Çocukları Korosuve aileleri 19 Eylül’de kahvaltıda biraraya geldi. Katılan ailelere genelolarak gündem aktarılırken, tutukluGrup Yorum üyeleri ile ilgili ve Umu-dun Çocukları Korosu’nun çalışmaprogramı ile ilgili bilgi verildi calış-malar anlatıldı.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı YürüyüşEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

16 Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var

Page 17: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Sayı: 84 16 Eylül 2018Sayı: 85 23 Eylül 2018

DEV-GENÇ MİLİSLERİNDEN EYLEM:ŞEHİTLERİMİZİN HESABI YARINA KALMAZ!

İBRAHİM DEVRİM TOP ÖLÜMSÜZDÜR!

15Eylül 2018 tarihindeDev-Genç milislerigece saatlerinde Kü-

çük Armutlu Mahallesi’nde katledilenyoldaşımız İbrahim Devrim Top için“İBRAHİM DEVRİM TOP ÖLÜM-SÜZDÜR! HESABINI SORACAĞIZ!DHKC/DEV-GENÇ” imzalı pankartastılar.

Ardından “İbrahim Devrim TopÖlümsüzdür” sloganı atıldı ve umu-dun adı bir kez daha haykırıldı. İb-rahim Devrim Top için Dev-Gençmilisleri havaya ateş açtılar. Ve aji-tasyonlarında “Yoldaşımız İbrahim

Devrim Top, AKP’nin eli kanlıkatil polisleri tarafından katledildi.Bizler DEV-GENÇ milisleri olarakbugün burada bir kez daha hay-kırıyoruz! İbrahim Devrim Top’unhesabını biz soracağız.” dediler.

O esnada çevrede bulunan halkda “İbrahim Devrim Top Ölümsüz-dür” sloganını attı. Ve milislere “Sorunİbrahim Devrim’in hesabını. Sorunkatillerden!” diyerek seslendiler.

Küçükarmutlu Mahallesi, yolda-şımızın katledildiği günden bu yanaabluka altında. Buna rağmen DEV-GENÇ milisleri, Devrim’in katledildiği

evin bir sokakaltında silah-larıyla, pan-kartlarıyla, slo-ganlarıyla he-sap soruyorlar.‘Bir Ölür BinDoğarız’ de-miştik katillere. İbrahim Devrim’insilahı elimizde.

HESAP SORACAĞIZ!UMUDUN ADINA SELAM OL-

SUN!YAŞASIN DEV-GENÇ YAŞASIN

DEV-GENÇ’LİLER!

Halkın Mühendis Mimarları-Alibeyköy-Çayan-Gazi Kuruçeşme-SarıgaziDev-Genç-Ankara Dev-GençDevrim Top İçin Açıklama Yaptı

Halk Cepheli İbrahim Devrim Top’un13 Eylül 2018 gecesi İstanbul Küçü-karmutlu’da misafir olarak kaldığı biraile evinde, AKP’nin katil, eli kanlı halkdüşmanı polisleri tarafından kurşun-lanarak katledilmesi ile ilgili Halk Cep-hesi ve birçok kurum tarafından açık-lamalar yapıldı.

Dev-Genç’liler Devrim Top içinyaptıkları açıklamada şunları söyledi:

“Yoldaşımız, halk düşmanlarının kar-şısına Günay olup, Sibel olup çıkmıştır.Genç yüreğine şehitlerini doldurmuş bubilinçle bu inançla direnmiştir. Bizlere

de düşen ona son anına kadar sahip çıkmak,anısını Halk Kurtuluş Mücadelemizde yaşatmaktır!Milyonlarca Hasan Ferit, İbrahim Devrim olacak,bu bataklığı kurutacağız!” dedi.

���

Halk Cepheliler ve Cephe Milisleriİstanbul’un Mahallelerinde

Yazılamalarla Devrim Top’u Selamladı veAjitasyon Çekti

Cephe Milisleri, şehit yoldaşları İbrahim Devrim Top’u se-lamlamak için 14 Eylül’de halkın matbaası duvarlara “İbrahimDevrim Top Ölümsüzdür!” sloganını nakşetti.

Alibeyköy Cephe MilisleriKuruçeşme Cephe MilisleriOkmeydanı Cephe MilisleriSarıgazi Cephe Milisleri

İbrahim Devrim Top MemleketiÇorum’da Sonsuzluğa Uğurlandı

Polisin, Küçükarmutlu’da katlettiği İbrahimDevrim Top’un cenazesi şehidimiz olan amcasıSelhan Top’un yanına. Şimdi amca-yeğen aynımezardalar, koyun koyuna. Cenazemize hal-kımız, Ankara, Samsun, İstanbul’dan Dev-Genç’liler, Halk Cepheliler, TAYAD’lı Ailelerimizve Çorum HDP yönetimi katıldı.

TAYAD’dan İbrahim Devrim Top İçinAnma Ve 7 Yemeğine Çağrı:

TAYAD, 13 Eylül 2018 gecesi İstanbul Küçü-karmutlu’da AKP’nin katliam birlikleri tarafındankatledilen İbrahim Devrim Top için verilecek 7yemeği ve anmaya çağrı yaptı. Halkımızı Ve Ai-lelerimizi İstanbul-Küçükarmutlu'ya Bekliyoruz.

Tarih: 23 EYLÜL 2018 PAZARYer: Küçükarmutlu CemeviSaat: 14.00

Armutlu’da Polis Terörü SürüyorHasan Kılınç ve Ercan Işık’ın 14 Eylül günü

Küçükarmutlu Köyiçi’nden katil polisler tarafındanGBT kontrolünde gözaltına alındığının bilgisiverildi.

17Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var!

Page 18: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

HALKIN AVUKATLARI 30 YIL ÖNCENEYİ SAVUNDULARSA BUGÜN DEONU SAVUNUYORLAR.ANA DAVA’DAN BUGÜNE GELENEK SÜRÜYORBU GELENEĞİ YOK EDEMEZSİNİZ!

Halkın avukatlığı, bugün Halkın Hukuk Bü-rosu’nda somutlanan bir gelenektir. Bu ge-leneğin temelleri 30 yıl önce, Devrimci Sol

Ana Davası’nda atılmıştır. O günden beri büyüyen birgelenektir bu.

Henüz çok genç ve deneyimsiz olan halkın avu-katları, 352 kişinin idamla yargılandığı, 1243 sanıklı,Türkiye tarihinin en uzun süren davasında, DevrimciSol Ana Davası’nda, büyük bir iddiayla, cüret ve so-rumlulukla öne çıkarak davanın avukatlığını üstlendiler.HHB işte böyle doğdu.

Halkın avukatları tarih karşısındaki ilk sınavlarındaşöyle başladılar son savunmalarına:

“… Evet sayın yargıçlar; Bu davasiyasal davadır. Siyasal dava isesiyasal amaçlıdır ve taraflar vardır.Bir taraf kurulu düzeni savunur,diğer taraf düzeni yadsır...

…Evet bu yargılama, tarihin akışıve mantığına aykırıdır. Ancak kesinyargıyı tarih verecektir. Tarihin şaş-maz yargısı ve kararına inanan bizsavunma olarak, bu mahkemede… haklının, tarihin gelişen yönünütemsil edenlerin savunmasını ya-pacağız...”

Öyle de yaptılar.

1989; 1243 özgür tutsağı sa-vunan 7 genç avukat

Halkın genç avukatları, savunmaboyunca tıpkı müvekkilleri gibi, için-den çıkıp geldikleri 12 Eylül karan-lığını, bu karanlığı yaratanları, fa-şizmi, faşizmin suçlarını anlattılar.Açlığı, yoksulluğu, adaletsizliği, zul-mü, sömürüyü ve bunların sorum-lularını, emperyalistleri ve işbirlik-çilerini teşhir ettiler. Bir yandan bunuyaparken bir yandan da faşizmikendi silahıyla, hukukla vurdular.

Faşizmin hukukunun hukuksuzlukolduğunu, faşizmin kendi hukukunubile yok saydığını, çiğnediğini, yine

faşizmin hukukundan yararlanarakanlattılar. Yargılanan değil yar-gılayan oldular.

Tıpkı, geçen haftaki 10-14 Ey-lül duruşmalarında olduğu gibi…

Savunmalarının her satırında,her kelimesinde tarihsel ve siyasalhaklılık vardı. Meşruluk ve halkın

kazanacağına inanç vardı. Bu nedenle de onların sa-vunması da, avukatlık tarzları da o güne kadarki avu-katlardan tamamen farklıydı: Şöyle dediler örneğin;“…Müvekkillerimiz suçsuzdur demeyeceğiz. Çünküsiyasal davalarda suç kavramı yoktur. Suç izafidir.Suçlu ve suçsuz ayrımı na tarih karar verecektir…”

Halkın avukatlarının o gün son sözleri şunlar oldu;“…Son sözümüz yok. Olmayacak… Çünkü; sonsözler haklı-haksız, ezen-ezilen müca delesi sür-dükçe hep inançlarını, siyasi düşüncelerini savu-nanlar, toplumsal kavgada düşenler tarafındansöylenecektir.”

Çünkü son sözler onların hakkıdır. Onlar ki son söz-lerini; idam sehpalarında, meydanlarda, dağlarda,işkence tez gahlarında, mahkemelerde haykıranlardır.

… Zaman; gürül gürül akan bir ırmak gibi, iyiden,güzelden yana; ulaşılması kaçınılmaz olana doğruakıyor. Ve sizler ırmağı zincire vurmak istiyorsunuz!

1989 - 2013 – 201810-14 Eylül Duruşmaları

30 Yıllık Geleneğin Zaferidir

Sırtlanlar, Çakallar Ve İşbirlikçileriHALKIN AVUKATLIĞININHALKIN SANATÇILIĞININ VARLIK NEDENİSİZİN SÖMÜRÜ VEZORBALIK DÜZENİNİZDİR!

Yoksulluğu, Adaletsizliği

Yok Etmedikçe BU ANLAYIŞI

YOK EDEMEZSİNİZ!

Uzlaşma-teslimiyet-tasfiye çizgisinitarihe gömeceğiz!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var18

Page 19: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Başarabilecek misiniz?”

2013; Halkın Avukatlarını Savunan 3000 Avu-kat

Bu gelenek o günden beri hep sürdü. HalkınHukuk Bürosu avukatları; o günden beri eskimiş, çü-rümüş, yoz, anti-demokratik burjuva hukukunu hiçbirzaman savunmadı. Ülkemiz ve dünya gerçeklerinin,halkımızın yaşadığı sorunların ve hukukçu kimliklerininbilincinde olarak, yürürlükteki burjuva hukukuna, fa-şizmin hukukuna, halkçı-devrimci değerler temelindekarşı çıktılar. Halkın hak ve özgürlükleri ile, adaletözlemi ile “hukuk” karşı karşıya geldiğinde onlar hu-kukun değil halkın yanında oldular. Çünkü biliyorlardıki düzen hukuku halkın değil emperyalizmin vefaşizmin çıkarlarını savunur… Bu yüzden de faşizminsürekli hedefi oldular.

İşte bu saldırılardan birini de 18 Ocak 2013’te ya-şadılar. Faşizm 9 avukatı tutsak ederek halkın avu-katlarına gözdağı vermek, onları sindirmek, halkınavukatlığını tasfiye etmek istedi. Ancak başarılı ola-madığını daha ilk duruşmada gördü. Dünyada eşibenzeri görülmemiş bir sahiplenme buldu karşısında.24-25-26 Aralık 2013 günlerinde Silivri toplama kam-pında yapılan duruşmada 1000’e yakın avukat vardı.

3000 avukat, Halkın avukatlarının vekaletini üstlenmişti. Yalnızca sahiplenme yoktu o gün faşizmin karşı-

sında. Yine tarihsel ve siyasal haklılık vardı, meşrulukvardı, inanç vardı... 9 avukat komplo ile tutuklandığındafaşizmin mahkemelerini yine ezilenlerin kürsüsühaline getirdiler. Faşizmi yargıladılar.

Emperyalistlerin ve işbirlikçilerin suçlarını bir birsıraladılar. Tıpkı yıllar önce, Devrimci Sol Ana Dava-sı’nda yaptıkları gibi… Ama bir tek farkla… Bu kezsavunma kürsüsünde değil “sanık” sıralarınday-dılar. Ancak bunun bir önemi yoktu. Çünkü yıllarönce ifade ettikleri gibi; “…siyasal davalarda suç kav-ramı yoktur. Suç izafidir. Suçlu ve suçsuz ayrımı natarih karar verecektir.”

Bunun bilincinde olarak, yargılanan değil yargılayanolma geleneğini sürdürdüler.

O gün tarihe şöyle not düştüler; “…Dünya nüfusununen yoksul %80’i, dünyadaki tüm kaynakların sadece%14’ünü kullanabiliyor. Buna “Kapitalizm” deniyor. Yanitop, tüfek; mahkeme, kilise; yargıç, imam; hapishane,fabrika, medya, okul elde ne varsa ortaya koyup ayaktatutmaya çalıştığınız toplumsal düzeniniz…”

Bir başkası şöyle dedi: “…Zalimleri yok etmeye,açlığımıza son vermeye yönelik her çare meşrudur.”Ondan sonraki dedi ki: “Bir başımıza hiçiz. Birleşip

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 119

1960'larABD emperyalizmi, "Ayaklanmaya Karşı Müca-dele" stratejisiyle yeni-sömürge yönetimleri ekonomikve askeri olarak güçlendirerek, halkın silahlı kurtuluşmücadelesinin önünü kesmeye çalıştı.

“Kurtuluşa Kadar Savaş” Biz Türkiye'de 50 yıllıkreformizm ve revizyonizmin zincirlerini kırıp atıyoruz.İstanbul Maltepe'de Mahir Çayan ve Hüseyin Ce-vahir'in 51 saatlik silahlı direnişi...

1970'lerFaşist Cuntalar dönemi... Emperyalizm, halk kurtuluşsavaşlarının gelişimine, cuntalarla, sivil faşist hareketlerlecevap verdi.

“Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik!” Kızıl-dere'de Türkiye Devriminin Manifestosu yazıldı.Oligarşi bizi öldürdüğünü sandı ama biz o gün doğduk.O çizgide Devrimci Sol'u kurduk.

1980'lerEmperyalizm tüm yeni sömürgelerde teslim alma sal-dırısını başlattı. Cuntalar aracılığıyla, "balığın suyunukurutma" politikaları yürürlüğe konuldu.

“Cunta, 45 milyon halkı teslim alamaz!” diyen Dev-rimci Sol, resmi, sivil faşist teröre devrimci şiddetle,cuntanın teslim alma saldırısına 1984 ölüm orucuylacevap verdi. Şehitlerle karanlık yarıldı.

1990'larSosyalist sistemin yıkılmasıyla “Sosyalizm öldü, dev-rimler çağı bitti” deyişleri moda oldu, birçokları silahbırakıp, bayraklarından orak çekiçleri çıkardılar. Mar-cus’un yerini Fukuyamalar, Toni Negriler aldı.

“Bayrağımız ülkenin her yanında dalgalanacak!”İki Devrimci Solcu'nun Çiftehavuzlardaki direnişiyle,tüm dünyada sosyalizmin bayrağını dalgalandıran vesilahlı savaşı yükselten biz olduk.

2000'ler

“Ya düşünce değişikliği, ya ölüm” diye saldırdı em-peryalizm Fukuyamalar'ın yanına, Wallersteinlar, Bo-okchinler eklendi, “Zafer burjuvazinindir”, “Amerikanimparatorluğuna boyun eğmekten başka yol yok” di-yenler çıktı.

Dünya tarihinin gördüğü en büyük ve en uzun ölümorucu direnişiyle cevap verdik saldırıya. 122 kezöldük, yenilmedik. Teslim olmadık. Düşüncelerimizdenvazgeçmedik. İdeolojimizden, devrim yolundan sap-madık.

2010'lar

Emperyalizm, “terör listeleri"yle saldırıya geçti. Dev-rimcilerin başlarına ödüller konuldu. Ülkeler işgal edildi.Düşmanın ideolojik-askeri saldırıları altında "barış“tanbaşka politika üretemeyenler, teslim ve tasfiye olup,emperyalizmle işbirliği noktasına geldiler.

“Üç gerilla devrim yapar!” Silahlarını gömenlerebugün Leylalar’la cevap vermeye devam diyoruz.Teslim olmadık. DEVRİMİ, DEVRİMCİLİĞİ VEMARKSİST-LENİNİST İDEOLOJİMİZİ tasfiye et-melerine izin vermedik.

Page 20: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

her şey olalım. İddianamenin suç konusu haline getirdiğişey budur; birleşmek yani örgütlenmek. Biz örgütlen-dik...”

10-14 Eylül’de sanık sıralarına sığdırılamayan avukatlık,işte bu avukatlıktır. Örgütlü avukatlıktır.

Söz sırası kendisine gelen her avukat, tarih ve sınıfbilinciyle haklılıklarını ve meşruluklarını ifade ediyordu:“…Biz bugün burada kürsünün bu tarafından az gibigörünüyoruz, ama aslında yargılanan yalnızca biz değiliz.Yargılanan halktır. Yani kürsünün bu tarafında bizim ta-rafımızda milyonlar var. … İş kazası adı altındaki cina-yetlerle katledilen binlerce işçi var. Mütevazı evleri, kimizaman tek göz konduları, mahalleleri, semtleri asalaklarapeşkeş çekilerek yerinden yurdundan edilen milyonlarcayoksul kondulu var. Grevsiz, toplu sözleşmesiz, devletinkapıkulu gibi çalıştırılan milyonlarca memur var. HES’lerledereleri, ormanları talan edilen köylüler var. Öğrenciler,işsizler, kadınlar var. … özgür tutsaklar var. Dilleri,kültürleri yasaklanan, ilhak, imha ve asimilasyonauğratılan Kürt halkı var… Kısaca tüm ezilenler var. Yaniçok kalabalığız bu tarafta, sayamayacağınız kadar çoksanıklıdır bu dava…”

Davanın sonunda ise, yargılanan değil yargılayanolma geleneğine uygun olarak, emperyalizmin ve işbirlikçioligarşinin, faşizmin suçlarının listesini sıraladılar vehükmü yine tarihe bıraktılar.

10-14 Eylül 2018: Tüm dünyaya avukatlık mani-festosu

Ve bugün… 12 Eylül 2017 komplosu ile tutsak edilenhalkın avukatları bir kez daha faşizmi yargılama onurunu

yaşadılar. Ve bir kez daha, daha güçlü bir şekilde hay-kırdılar inançlarını, kararlılıklarını.

17 avukat komplo ile tutsak edilip bir yıl boyuncatecrit işkencesine ve fiziksel işkencelere uğradılar. Halkınavukatlığını yapmanın bedelini ödetmek istedi faşizm.Halkın avukatlarını bu şekilde teslim alacaklarını sandılar.Ama yine yanıldılar. Yine yenildiler.

Halkın avukatları 10-14 Eylül 2018’de 5 gün boyunca,düşmanın bütün alçakça saldırılarına, oyunlarına boyuneğmeden, başları dik şekilde savundular haklılıklarını.

“Gücümüzü tarihsel ve siyasal haklılığımızdanalıyoruz dediler” yine. “Biz yine halkın avukatlığınıyapmaya devam edeceğiz, halkı savunmasız bırak-mayacağız” dediler. “Bizi yıllarca alıkoysanız bileöğrencilerimiz, stajyerlerimiz var. Onlar bu geleneğisürdürecek” dediler…

Duruşma salonu gerçek anlamda irade savaşınınyaşandığı bir cepheye dönüştü. Duruşma sonunda cep-heden galip ayrılan halkın avukatları oldu. Dişe dişverilen bir adalet savaşının sonunda tutsak halkın avu-katlarının tamamı tahliye edildi. Bunu da hazmademediAKP faşizmi. Mahkemenin 14 Eylül’de tahliye etmekzorunda kaldığı halkın avukatları hakkında, doğrudanAKP talimatıyla yakalama kararı çıkardı. 6 avukat yenidentutuklandı. Bir kez daha faşizmin hukukunu teşhir ettilerböylece. Faşizmde hukuk yoktur, hukuksal güvenceyoktur… İyice paçavraya dönen “bağımsız yargı” maskesiböylece bir kez daha paramparça oldu.

10-14 Eylül duruşmaları, halkın avukatlarının ye-nilmezliğinin, baş eğmezliğinin, yok edilemezliğininilanıdır.

Balıkesir SEKA'nın1.877 dönüm arazisi var.

Bu arazi içinde fabrika binaları,fabrika binalarında makinalar,

depolar, lojmanlar ve diğer üretimtesisleri var.

Bilirkişilerin ve mahkemenin raporlarına göre, SEKA'nın değeri,

51 MİLYON DOLAR.

Peki, Balıkesir SEKA kaça satıldı biliyor musunuz? Sadece 1 milyon 100 bin dolara.

Peki, kime satıldığını biliyor musunuz?AKP'li Yeni Şafak Gazetesi'nin de sahibi olan

Albayraklar Şirketler Grubu’na satıldı. İhaleye sadece onlar girmişti.

Asgari ücret 1.603 TL'yken BankacılıkDüzenleme ve Denetleme Kurumu

(BDDK) verilerine göre, geçen yıl sonunagöre 27 bin 45 kişi artan milyonerlerin

toplam mevduatı 1 trilyon 78 milyar 734milyon TL'ye çıktı.

Temmuz 2018 itibarıyla 6 milyon 872 bin kişi işsiz. İşsizlikFonu'nda biriken 125 milyar liranın sadece

20 milyar lirasının işsizlere ödendiğini biliyor muydunuz?

Almanya Türkiye ile 35 milyon avro büyüklüğündedev bir demiryolu anlaşması yaptı!

Cumhurbaşkanlığına ait11 uçak, 3 helikopter var.

Son alınan uçak; iki salon, 7 yatak odası,hastanesi olan bir uçak.

Ülkemizde her üç kişiden birisi icralık!

?!BİLİYOR MUYDUNUZ!?

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var20

Page 21: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

10 Eylül 2018 - Mahkemenin İlk Günü

- Duruşma salonunun önünde heyecanlı, kalabalıkbekleyişimiz sürüyor.

- Duruşma salonu önünde bekliyoruz. Avukatlarhenüz salona alınmadı, bu durumu alkışlarıyla protestoediyorlar.

- Tutuklu avukatlar duruşma salonuna getirildiler.Ayağa kalkmaları, meslektaşları ile konuşmaları, se-lamlaşmalarına engel olunmaya çalışılıyor.

- Duruşma başlıyor. Av. Hüseyin Boğatekin duruşmasalonunda bulunan siyasi şube polislerinin salondançıkarılması talebinde bulundu.

- En son Tekirdağ hapishanesinden Av. SüleymanGökten ve Av. Engin Gökoğlu da duruşma salonunagetirildiler.

Heyetin, siyasi şube polislerinin çıkarılması yö-nündeki talepler hakkında karar vermesi isteniyor.Ardından kimlik tespiti yapılacak.

- Nuriye GÜLMEN: İçeri alındık. Hakim herkese“hoşgeldiniz” dedi. Göstermelik yargılamalarınıza hiçhoş gelmedik. Avukatlarımızı almaya geldik.

- Siyasi şube polisleri salondan dışarı çıkarılıyorlar.Siyasi şube polisleri çıkartılırken avukatlara “her türlühallederiz, dışarda görüşürüz” şeklinde tehditler sa-vurdular.

- Kimlik tespitleri yapılmaya başlandı.

- Kimlik tespitleri tamamlandı. Av. Ayşe ACİNİKLİ;sanıkların hepsi avukat, meslektaşımız. Avukat kanunukapsamında savunma dokunulmazlığı kapsamındabazı dokunmazlıklar var. Soruşturma ve kovuşturmaaşamasında hiçbir usul uygulanmadı.

Avukatlık kanununun 58. Maddesi ve devamıAdalet Bakanlığından izin alınır deniyor. Bizlere deancak bu şekilde soruşturma yapabilirsiniz denildi.Bu talebimiz her defasında red edildi.

İddianamede şunlar yer alıyor; Emniyette ifadeyekatılmak, hapishanede müvekkil görüşüne gittikleri,duruşmaları takip ettikleri...Bunlar tamamen meslekifaaliyetlerdir.

Tamamen hukuksuz bir yargılama yapılıyor .Durma kararı verilmesini, dosyanın Adalet Bakan-

lığına gönderilip soruşturma izninin alınmasını ve buaşamada da meslektaşlarımın tahliyesini talep edi-yorum. Çünkü mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı-lanıyorlar.

- Acun KARADAĞ: 509 sayfalık bir iddianamedenbahsediyor hakim. Savunmalar kaydedilecek. İddia-name özeti ve kimlik tespitlerinden sonra savunmaaddedilen ama avukatların mahkemeyi yargılamasınabaşlayacaklar. Tüm avukatlar çok iyi. Dirençli. Herkeseel sallayarak güler yüzle mahkemedeler.

- Soma’lı Aileler salonda; “Soma seninle gururduyuyor, sen Soma’nın evladısın, ölmek var dön-mek yok” diyerek Av. Selçuk Kozağaçlı’ya seslendi-ler.

- Mahkeme Heyeti Av. Ayşe Acinikli’nin durma ta-

HALKIN AVUKATLARININ MAHKEMESİ 10‐14 EYLÜL’DE YAPILDI!

ONLAR YARGILANMADI, FAŞİZMİ YARGILADI!

12 Eylül 2017’de Halkın Hukuk Bürosu’nunavukatları AKP faşizmi tarafından basıldıve sonrasında da yapılan baskınlar sonucu

17 avukat tutsak edildi. 1 yıldır ağır tecrit, sürgünsevk, yayın-iletişim-görüş yasakları ve 100 yıla yak-laşan ‘ceza’lara, işkencelere rağmen halkın avukatlarıfaşizme boyun eğmiyor.

1 yıl sonra çıkarıldıkları ilk mahkemede (10-14Eylül) SEGBİS ile ifade verme dayatıldı. SEGBİShukuksuzluğuna karşı açlık grevine başlayan avu-katların talebi, açlık grevi direnişinin 3. günü kabuledildi.

Direnişi zaferle sonuçlanan avukatlar duruşmasalonuna getirildi; ancak meslektaşlarıyla yanyanaoturdukları için jandarma saldırdı. İşkence yapılıpkelepçe takılarak başlanan mahkeme, dergimiz yayınahazırlandığı şu saatlerde hala devam ediyor.

Duruşmalar sırasında Halkın Hukuk Bürosu’nuntwitter sayfasından yayınlanan mesajlarını biz dedergimiz sayfalarına taşıyacağız.

Halkın avukatı olmanın meşruluğuyla, nasıl yar-gılanan değil yargılayan olduklarını, emperyalizmive faşizmi nasıl mahkum ettiklerini bölümler halindeyayınlayacağız.

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 21

Page 22: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

lebini değerlendirmek ve ara karar oluşturmak üzere10 dk. ara verdi.

Duruşmaya tekrardan başlandı. Mahkeme heyetidurma talebini reddetti. Yabancı heyet davayı takiptalebinde bulundular. Mahkemeye ilgili dilekçe sunul-du.

- Almanya, Fransa, İtalya, Amerika, Japonya, İs-panya, Yunanistan, Avusturya, İsviçre barolarındanavukatlar destek için duruşma salonundalar.

Avukatların bağlı bulundukları baro ve isimleri dos-yaya sunuldu. Türkiye’nin birçok ilinden Baro başkanlarıile Fransa, İspanya, İtalya, İngiltere’den avukatlar vetemsilciler, tutuklu 17 avukat için duruşma salonunda.

Selçuk Kozağaçlı’nın savunması ile halkın avu-katlarının savunmaları başlıyor...

- Av. SELÇUK KOZAĞAÇLI: Ben bir mahkemekarşısında olduğuma inanmıyorum. Bir Potemkin Pa-nosu olduğunuza inanıyorum. Sefaleti ve yoksulluğugizleyen Potemkin Panosu gibi siz, büyük mahkemesalonları Potemkin Panolarıdır, sahtedir.

Çok kötü hazırlanmış bir iddianame ve dosya. Bunedenle dosyayla ilgili özel bir şey anlatmayacağım.Türk ceza adalet sistemine güvenmiyoruz. Ben gerçekmesele üzerine konuşacağım.

37 adet Ağır Ceza Dairesi bulunan bir hukuksistemi metastaz yapmıştır, kanserlidir. Yargıda nasılbir çürüme, çökme, kokuşma olduğunu biz görüyoruz.Biz panonun önünde değil, arkasındayız.

Avukatlık çok tehlikeli ve ciddi bir iştir. 'Hakikat'çok çirkin şekillerde, işkenceyle, psikolojik baskıyla,sahte evrak tanzimiyle ortaya çıkarılmaya çalışılır buülkede. Biz bu sözde hakikate defalarca kez engelolduk, bununla gurur duyduk.

Bu dosyanın tanığı olan en yoz, en çürük kişilerbizim hakkımızda tek bir onur kırıcı laf edemiyor. Gü-venilir, sonuna kadar mücadele eder, müvekkilini bı-rakmaz diyor. Başkasını diyemezler de. Biz böyleavukatlık yapıyoruz.

Az önce buradan çıkardığınız polislerin ikisi beniyere yatırıp parmak izimi almak için dövdü. Üzerimdenüfus cüzdanım, avukatlık kimliğim var. Sizce parmakizimin tekrar alınmasına gerek var mı? Bu çocuklarabeni tekrar dövdürtmenize gerek var mı? Ama döv-dürttünüz.

Bir maden çöküp de 301 kişi ölürse eğer o günbugündür. O 301 insanın hesabını sorarım. Bugünburadalar, hepsine minnettarım. 4 yıldır omuz omuzadövüşüyoruz. Hiç utanmadan bana verilen kağıttadeniliyor ki; 'Bu avukat kendini meşru göstermek içinböyle numaralar yapıyor'

Sizin tahliye ettiğiniz cinayet zanlıları tahliye edilinceendişeleniyor musunuz? Bizim neye bakmamızı isti-yorsunuz? Avukatlık mesleğini ortadan kaldırmaya

çalışıyorsunuz. Müvekkilinizin yanından ayrılın bizimyanımıza geçin diyorsanız böyle bir şeyi asla kabuletmiyoruz!

Benim avukatlığını yaptığım örgütlerle elbettetemasım olacak. Gıyabında yakalama kararı olan-ların avukatlığını yaptım. Siyasi ceza davası avu-katının hayatı zaten böyle geçiyor. Ben bu yaşamımücadele ederek kendim inşa ettim.

Avukat susma hakkını kullandırtmış, biz degerçeği öğrenemedik diye avukat tutuklanır mı?Müvekkilinin sırrını savcıya, hakime, polise söyleyenavukat olur mu?

Müvekkillerim dünyanın en cesur, en kararlı mü-cadele eden insanları. Onlarla gurur duyuyorum.150'nin üzerinde müvekkilim yaşamını yitirdi. Ailelerineöldüklerini anlatmak zorunda kaldım. Ülkenin en zorişlerinden birini yapıyoruz.

Şiddetin çarpıştığı alanda avukatlık yapıyoruz.Devlet şiddetinin ve devrimci şiddetin çarpıştığı alan-dayız. Bu ülkedeki katliamların faillerinin avukatlarınınadını biliyor musunuz? O avukatlar benimle aynı şeyiyapıyorlar.

Ben müvekkillerimin kullandığı şiddetin türüyüzünden burdayım. Bu şiddet, iktidara talip birşiddettir. Halka zarar vermeyen şiddettir.

Devleti korkutan şey müvekkillerimin silahgücü, bomba envanteri değil. Devleti korkutanşey, iktidara talip şiddet. Bu yüzden bizi tutukladınız.Onlarca stajyer yetiştirdim, salondalar. Bizim ge-leneğimiz bitmez. Asla yılmayız, asla vazgeçme-yiz.

Devlet, işkenceyi sekteye uğrattığımız içinbize engel koyuyor. Tekrar tekrar sekteye uğratmayadevam edeceğiz.

Selçuk Kozağaçlı savunmasını seyircilerin "YoksulHalk Seninle Gurur Duyuyor" seslenişleri eşliğindetamamladı.

Gül Ayşe: Bakırköy Adliyesi’nde 37. Ağır CezaMahkemesi hukuk felsefesi dersi bașladı; kürsüdeAv. Selçuk.

HHB: Mahkeme koridorunda robokoplu polislerbarikat kurarak avukatları salona almıyor. İşkenceyapan amirler salondan kaçtı, kimlik tespitlerinin ya-pılması isteniyor.

Tutuksuz yargılanan avukatımızın tutuklu avukat-larımızdan ayrı oturma dayatmasını kabul etmemesiüzerine jandarmalar avukatlarımıza saldırdı. İşkencedeSüleyman Gökten'in gözlüğü kırıldı. Selçuk Kozağaçlı'yakelepçe takıldı.

(SÜRECEK)

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var222

Page 23: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

““O çocukların yüzünü gökyüzümüz bileceğiz çektiğimiz her soluğu üretime çevireceğiz

kendi rengini alsın gelsin herkes halkın elleriyle mutluluğun resmini çizeceğiz”*

Adaletin mülkün temeli olduğu çağda onlar mülksüzleri müdafaa eylemdeydiler cümle cihandaÇıkıp annacına mülkün sahiplerinin;“mülkün temeliyse sizce adalet yoksullara başkaldırıdır bizce nefaset*”DemedeydilerVe durup annacında zulmün, mülkün ve adaletin sahibinin

ve bilcümle zevatın;“Madem ki, bu kerre mağlubuz netsek neylesek zaitMadem ki fetva bize aitverinki basak bağrına mührümüz”demedeydiler Bedreddin dilince“Karındaşlarım, biz mağlubuz bu kerre amma vedahi mağruruzNeden derseniz,Kavga sürdükçe mağlup sayılmazbu kavgada mağlup”*Nefaset: En değerli şey

HALKIN SANATÇILARINA ÖZGÜRLÜK

HALKIN AVUKATLARINA ÖZGÜRLÜK

TUTSAK GRUP YORUM ÜYELERİ VE İDİL KÜLTÜR MERKEZİ ÇALIŞANLARI:Bahar Kurt, Dilan Ekin, Bergün Varan, Betül Varan, Helin Bölek, Sultan Gökçek,

Fırat Kıl, Seher Adıgüzel, Eren Erdem

TUTSAK HALKIN AVUKATLARI: Şükriye Erden, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı,Ayşegül Çağatay, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Aytaç Ünsal, Engin Gökoğlu, Ahmet Mandacı,

Naim Eminoğlu, Selçuk Kozağaçlı, Buket Yılmaz

* Civan Ekberad

23

Page 24: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Bergün Varan’ın mektubundan bölümleryayınlıyoruz...

Sevgili B, abla merhaba

Öncelikle seni ve herkesi sıkıca kucaklıyorum. Nasılsın?Beni soracak olursan ben her zamanki gibi çok iyiyim.Her şey aynı şekilde devam ediyor...

13 Ekim’de de tekrar bir internet konseri olacakmış.Biz de aynı şekilde burada bir mini konser yapacağız,sizinle aynı ruh halinde olacağız.

Haber alma konusunda hala sorun yaşıyoruz. Sosyalistyayınları hala vermiyorlar. Bunun dışında sonundafotoğraf hakkımızı kazandık. Size de fotoğrafları yolluyoruz.Sonunda haftalık telefona çıkmaya da başladık. Babamlarlada konuşuyorum. Ayrıca babam haftaya Türkiye’ye ge-lecek, belki haberiniz vardır. Mahkemelerimize katılacak.Tabi ben kendi mahkememe katılamayacağım!

SEGBİS dayatması herkeste olduğu gibi bende deaynı durum. Avukatlarımızın da mahkemesine az kaldı.Biz de onlar için davetiyeler yapmıştık. Size de mahke-melerine çağrı olarak yaptığımız davetiyeden yolluyoruz.En az 50 farklı yere bunlardan yolladık...

Bu arada ben en son size faks yollamıştım onualdınız mı? Arkadaş görüşçüsü yazabildiğim için, yaza-bileceğim kişilerin bilgilerini istedim. Aslında yüzyıllara

varan görüş yasağım var; ama her 3 ayda bir ara ve-riliyor. 1 haftalık bir ara oluyor. Bu sadece onun içingeçerli bir şey...

Not: Zarfta saçlarımın yolunmasına, işkenceyeyönelik tekrar dava açtık. O kabul edilmiş.

Teşhir, Direniş, Yoldaşlık, İrade, Sahiplenme, Meşruluk...Grup YORUM Üyesi Bergün Varan’ın Saçlarını Yolan Polislere Dava Açma

İzni, Israrlı ve Kararlı Mücadele Sonucunda Çıktı!

Grup Yorum üyesi Dilan Poyraztahliye edildi. Kapıda yenidengözaltına alınan Dilan’a polis

yalan ve demagojilerle psikolojik işkenceyaptı.

Dilan’ın sağlık durumu hakkında sü-rekli mahkemeye bilgi verilerek tahliyeedilmesi gerektiği konusunda çalışmayapılması nedeniyle, gözaltında kafasına

vurmuyor işkenceciler.Evladını sahiplenen ailesi için ‘Onun ailesi çok med-

yatik’ diyorlar. Sahiplenmenin ve yürütülen kampanyalarıngücünün; polisin ağzından itirafıdır bu.

İdil Kültür Merkezi’ne yapılan polis baskınında göz-altına alınan Grup Yorum üyesi Bergün Varan’ın saçlarıkökünden yolunarak işkence yapılmıştı.

Bergün’ün yolunan saçları, yoldaşlarının sahiplenmesive teşhiri sayesinde büyük öfke yarattı. Daha fazla teşhirolmaktan korkan devlet, Bergün’ü tutukladı.

Grup Yorum ve avukatları, Bergün’ün saçlarını kö-künden yolan polislerin cezalandırılması için başvurularve suç duyuruları yaptı. Ancak Bergün’ün hücresineverilen cevapta, soruşturmaya gerek olmadığı yazıyor-du.

Grup Yorum; üyelerini ‘terör’ listelerine almakla,

başlarına ödül koymakla, ölümle tehdit etmekle vefaşizmin baskılarının Yorum’u bitiremeyeceğini anlatmakiçin bir şarkı yaptı. Diren Yoldaş isimli şarkıya çekilenklip, milyonlarca kişi tarafından izlendi ve sözleri bugünbinlerce kişi tarafından ezbere biliniyor.

“Onlar işkencelerine suç unsuru bulamazlar,Ve, hücreye koşa koşa gelen adaletsizlik, üç ke-

limeden ibarettir:“Soruşturmaya Gerek Yoktur!”

Hayır! Biz sorarız, soruştururuz!Ve, yolunan saçının her bir teli için,binlerce satır destanlar yazarız, milyonlara anlatırız zulüm ne, adalet ne, onur ne,

hesap ne!”

Evet, milyonlara anlattı Grup YORUM. Ne işkenceyi,ne işkencecileri, ne de Bergün’ün yolunan saçlarını unut-mamacasına halklarımızın beynine ve yüreğine kazıdı.

Çünkü Grup Yorum, faşizmin hiçbir saldırısını cevapsızbırakmamıştır, bırakmaz. Kazanma iradesi, moral üstünlükve ideolojiye güvenle hareket eder. Ve verilen mücadelesonucunda, Bergün’ün saçlarının yolunmasına ilişkinsoruşturma açılmasına karar verildi. Bu; ısrarlı, meşruve kararlı mücadelenin sonucudur. Bu yoldaş sevgisinin,sahiplenmenin sonucudur.

Savaş Moralle Yürür.Savaşta Eğitimle Ustalaşırız.

Her Yenilginin, Her Teslimiyetin Bir Adım ÖncesiMORAL ÇÖKÜNTÜDÜR.

Her Türlü Saldırıya Karşı KalkanımızMORAL‐İRADE'DİR.

COŞKU, SAHİPLENME, DAYANIŞMA, KARARLILIK,İRADE, BAŞARMA İDDİASI, ÖZGÜVEN

Moral Gücün 3 Önemli Ayağı:

1) İdeolojik Eğitim2) Propaganda ve Ajitasyon3) Düşmanın İdeolojik‐Psikolojik SaldırılarınıAsla Cevapsız Bırakmama

Moral ÜstünlükDevrimin En Güçlü Silahlarından Biridir.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var224

Page 25: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Dilan POYRAZ: Hapishanede De Konserler Verdik. Listelere Bestelerle Cevap Verildi.Bu Da, Bu Baskıya Boyun Eğmediğimizin Göstergesidir. Yorum Ailesi Sırtını Halka Yaslar Ve

Bundandır Ki Onca Tutuklamaya Rağmen Çıkıp Tekrardan Konserlerini Yapar.

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 225

Yürüyüş: Yeni tahliye oldunuz. Öncelikle geçmişolsun ve hoşgeldiniz diyoruz. Bize tutuklanma sürecinizianlatabilir misiniz, nasıl tutuklandınız, neler yaşadınız?

Dilan Poyraz: Teşekkür ederim. 30 Mayıs 2017’de İdilKültür Merkezi baskınında gözaltına alındım. 7 günlükgözaltı süresi sonrası tutuklamaya sevk edildik ve hiçbirsomut gerekçe dahi olmadan tutuklandık. Biliyorsunuz ki 1Mart 2017’de tahliye edilmiştik. Aradan çok geçmedentekrar aynı gerekçelerle basıldı kültür merkezimiz. Bu seferçekiç bildiğimiz nalburlarda satılan çekiç yoktu suçlamaolarak. Katıldığımız konserler, okuduğumuz kitaplartutuklanma gerekçemiz oldu.

Gözaltına alınırken yoğun işkenceye uğradık. Arkadaş-larımızın saçları yolundu; kel bıraktılar, dudaklarına vurarakpatlattılar. Benim iki kulak zarım patladı, saçımın birkısmı yolunmuştu.

Tutuklanıp Silivri hapishanesine götürülürken yol boyuaralıksız işkence gördük. Kafamıza şarjörle vuruyorlardı,ağza alınmayacak küfürler ve tacizlere maruz kaldık.1.5 saatlik yolu 3 saat gittik. Bunun nedeni daha fazlaişkence yapmak içindi. Teslim edildiğimiz hapishane içeri-sinde dahi işkence gördük, gardiyanlar uğradığımız saldırıkarşısında şaşırmışlardı. Çıkarıldığımız mahkeme yüzümüzebile bakmadan “tutuklandınız 7 gün içinde itiraz edebilirsiniz”deyip koşarak çıktı salondan. Onca adaletsizliğin yaşandığıgünümüzde kendi açımızdan şaşırmadık bu tutuklamaya…

Yürüyüş: Tutsaklık süreci nasıldı? Ciddi bir rahatsızlıkda yaşadınız, bunları anlatabilir misiniz?

Dilan P: Ben 1,5 yıla yakın kaldım. İlk mahkemem 15Kasım’da olmuştu. O duruşmada Sultan tahliye edildi,tekrar tutuklandı. Ben ve Fırat bir sonraki duruşmadatahliye edildik. Tahliye olduğum gün 11 ay 20 günlükkesinleşmiş cezam onaylandı hükümlü oldum. 10 aySilivri’de kaldım.

Biliyorsunuz Silivri hapishanesi direnişle anılan bir yerdir.Orada insan gibi yaşamak için bile direnmek zorundasın.Biz de direnerek üretmeye başladık. Her günümüz coşkulugeçiyordu.

Hapishanelerde, sürekli faşizme karşı sürekli direnişvar. Kitap, dergi, sohbet hakkı için başlatıldı. Biz deYorumcular olarak direnişin içindeydik. Bize kendi çıkar-dığımız Tavır dergisi, Yorum kitapları, karikatür dergileribile verilmiyordu. 2 Temmuz’da Sivas’ta diri diri yakılanaydınlarımızı andığımız için soruşturma açıp 3 ay iletişimcezası verildi. Bunları çıktığımız infaz hakimliğinde de an-latmamıza rağmen hapishanenin güvenliği tehlikeyeatılıyor diye ceza verdiler.

Keyfi soruşturmaların haddi hesabı yoktu. Benim iki yıliletişim yani mektup, faks ve telefon cezam vardı. Tutsaklı-ğımdan daha fazlaydı. Yaşadığımız hak gasplarını dışarıyabasına vs. yazmamız bu açıdan zor oluyordu. Ailelerimizbizim sesimiz soluğumuzdu. Silivri’de fiziki saldırılar da ya-

şadık. Sürgün sevklerle bizleri oradanoraya bir eşya gibi taşımak istiyorlar;ama direnişimizle birlikte bu da el-lerinde kalıyordu.

Ben de sürgün furyasından na-sibimi aldım. 23 Ocak günü bulun-duğumuz hücreye girip bizleri ülkenindört bir yanına sürgün ettiler. BenGebze Kadın Kapalı Hapishanesinegötürüldüm. Bu süreç içinde rahat-sızlıklarım ortaya çıktı. Ağzımdave burnumda kanamalar oldu.Hastaneye götürüldüm, önce akci-ğerden şüphelenmişlerdi, daha sonra o tahlillerim temizçıktı. Şimdi tekrardan tedaviye başladım, ama hapishane-deyken tedavi olabilmek daha doğrusu sağlıklı tedavi ola-bilmek mümkün değil. Asker ya odadan çıkmaz, ya çiftkelepçe takar, ya da işgüzar bir doktora denk gelirsiniz.Yüzünüze bakmadan “bir şeyin yokmuş senin” der veböylece geç teşhisle hastalığınız ilerler. Yani derler ki;devrimciysen senin hiçbir hakkın yoktur. Biz tedavi hakkımıziçin de bedel ödemek zorunda kalıyoruz.

Yürüyüş: Grup Yorum üzerinde uzun bir süredir baskılardevam ediyor, ama Grup Yorum üretmeye de devamediyor. Bir Grup Yorum üyesi olarak bu saldırılar, tutuklamalarile ilgili, her şeye rağmen Grup Yorum’un üretmeye devametmesi ile ilgili neler söylersiniz?

Dilan P.: Grup Yorum bugün halkın sanatçılığını yapantek müzik grubudur. Devrimci sanat halktan yanadır,halkın olduğu her yerde de biz varız. Madencilerin sesioluruz, öğrenci gençliğin sesi olur, yoksul halkın türküsünüyaparız. Bunu da önümüze suç olarak koyarlar, terör örgü-tünün müzik grubu deyip listelere alırlar. Evet tarihimizdebu bir ilk... Türkiye tarihinde de öyle. Ama Yorum herkoşulda üretmeye devam eder kar makinası misali.

Listelere bestelerle cevap verildi. Bu da bu baskıyaboyun eğmediğimizin göstergesidir. Yorum ailesi sırtınıhalka yaslar ve bundandır ki onca tutuklamaya rağmençıkıp tekrardan konserlerini yapar. Biz de hapishanedeGrup Yorum konseri örgütledik. Dışarıya konser davetiyesigöndererek “Grup Yorum her yerde Grup Yorum bizim ha-pishanede” dedik. Belki sahnede değildik ama pence-relerden, havalandırmalardan söyledik türkülerimizi.

Sanki Bağımsız Türkiye konserlerine çıkıyormuşçasınaheyecanlıydık. Repertuarımızdan slogancımıza kadar herşeyimizle bir konseri gerçekleştirdik. Bunun coşkusunugünlerce yaşadık. Tüm hapishane Yorum türküleriylecanlandı o gün. Köhne duvarların ardından çıkıp gelen buses işte Yorum’un susmayan sesidir. Umutsuza, yılgına,çaresize güç olur. Halkın içinden akıp gelir bizim türkülerimiz.Ve bundan dolayı asla hiçbir güç bizim türkülerimizi sus-turmaya yetmeyecek. Biz umudun türküsünü söylemeyedevam edeceğiz.

Yürüyüş: Teşekkür ediyor, bir kez daha geçmiş olsundiyoruz. Çalışmalarınızda başarılar.

Tahliye Olan Grup YORUM Üyesi Dilan POYRAZile Yaptığımız Röportajı Yayınlıyoruz.

Röportaj

Page 26: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

FOSEM: Merhabalar, hoşgeldiniz. Geçmiş ol-sun diyoruz. Çok güzel oldu sizi kısa bir süre.sonra burada görmek. Sizlerle karşı karşıya ola-bilmek. Şimdi biraz sizinle durumu değerlendir-mek istiyoruz. Bakırköy direnişi var. KHK’larlaihraç edildiniz ve direniyordunuz. Ardından datutuklandınız. Neden direniyordunuz ve ne zamansaldırılar yaşamaya başladınız? Durumu özetlermisiniz?

Nursel TANRIVERDİ: Biz 7 Şubat 2017 KHK’sıyla,686 sayılı KHK ile işten atılmış kamu emekçileriyiz.7 Şubat KHK’sı İstanbul’da KESK’in en fazlaüyesinin atıldığı KHK oldu, 200 kişi atıldı. Bun-lardan 56’sı akademisyendi, geri kalanı da öğ-retmendi.

Biz hemen bir araya geldik sendikada arkadaşlarla,40-50 kişi direnme iradesi gördük. KESK İstanbulŞubeler Platformu da bunu tanıdı, aslında tanımakzorunda kaldı. Çünkü insanlar güçlü bir şekilde di-reneceklerini dile getirdiler. Bir de şöyle bir şey sözkonusuydu; genelde atılmış olan insanlar sendikalmücadelenin önünde giden, devrimci sendikacılıkyapan insanların ağır-lıkta olduğu bir kesim-di. O yüzden sendikabu kararı almak zo-runda kaldı.

20 Şubat’ta Kadı-köy ve Kartal’da haf-tanın 4 günü 3’er sa-atlik oturma eylemiyapmaya başladık. 16Nisan 2017 referan-dumu döneminde birsaldırı söz konusuoldu. Referandumun-dan önce 8 Nisan’da16 arkadaşımız göz-

altına alındı. Ondan sonra bir şey olmadı ta kiseçime kadar. Seçimlerden sonra 1 Haziran’dan iti-baren 2 hafta boyunca sistematik bir şekilde saldırıyauğradık.

FOSEM: Peki gerekçe olarak ne gösteriliyordu?Seçim standlarının orada olması mı, sizin onlarırahatsız etmeniz mi, neden?

Nursel T: Bizim onları rahatsız ettiğimizi düşü-nüyorlardı. AKP’liler müzik yayınından rahatsız ol-duklarını, slogan atmamamızı söylediler, telefonlaaradıklarını gördük yani. Biz de bunu tanımadığımızısöyledik. Tam da o yüzden saldırı gerçekleşti.Sistemli bir politika olarak halkla olan bağımızı kes-meye çalışmışlardı. Tüm alanların yok edileceğinizaten anlamıştık. Seçim sürecinin öyle güllük gülis-tanlık geçmeyeceği belliydi ve öyle oldu.

FOSEM: Peki sendika ile direnmeye başladı-ğınızı söylemiştiniz. Aslında biraz önce söyle-miştiniz, mecbur kaldılar bu duruma. Çünkü bizYüksel direnişinden de biliyoruz. Yüksel direnişinisendika hiç sahiplenmedi, aksine karalamayayönelik davranışları da oldu. Sendika neden si-zinle birlikteyken sonra geri çekildi?

Selvi POLAT: Çünkü sendikalar direnme nokta-sında kesinlikle direnmeyi değil geri çekilmeyi yeğ-lemişlerdir. Fakat biraz önce Nursel arkadaşın dadediği gibi işten atılan arkadaşların tümü direnişibenimseyen ve devrimci mücadeleyi göğüsleyeninsanlardı. İşyerlerindeki tavırlarından, sendikal baz-

daki çalışmalarındandolayı atıldılar. Bir ara-ya gelip hep beraberdirenişe devam kararıaldılar.

KESK’in direnişigötürememesi ve di-renişe başlayan arka-daşların devam ede-ceğini çok iyi bildikle-rinden, direnişin önü-nü kesmek için ar-kadaşlarımız dahagözaltındayken şu ka-rarı aldılar: 4 alandasüren oturma eylem-

Bakırköy Direnişçileri Nursel Tanrıverdi ve Selvi PolatNeden Tutuklandıklarını ve KESK’in Tavrını Anlatıyor:

Polisin Baskısına Göğüs Geremediler, Direnme İradesiniGösteremediklerinden Dolayı Bu Eylemi Kırmaya Çalıştılar.

Bakırköy Di̇reni̇şçi̇leri̇, Nursel Tanrıverdi̇ VeSelvi̇ Polat 16 Gün Sonra Tahli̇ye Oldu.

Faşist AKP’nin Bakırköy Meydanı’na 200Metreden Fazla Yaklaştırmadığı İhraç EdilenÖğretmenler, Yasağı Tanımadı. Direnişle Hü-kümsüz Kılınan Karar Kaldırıldı.

FOSEM’in Direnişçilerle Yaptığı RöportajıYayınlıyoruz.

Röportaj

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var226

Page 27: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

leri iptal edilip 5’er dakikalık açıklamalarla yeti-nilecekti. Bunda da KHK, OHAL kelimeleri geçme-yecekti. Mücadele, direniş tarzı hayat bulmayacaktı.Daha arkadaşlarımız gözaltından çıkmadan kararıalıp alanları boş bıraktılar. Polisin baskısına göğüsgeremediler, direnme iradesini gösteremedikle-rinden dolayı bu eylemi kırmaya çalıştılar.

Arkadaşlarımız çıktıktan sonra eyleme devamedeceklerini söylediler. AKP iktidarının seçimi ka-zandığı yani 71. haftasında eyleme tekrar devamettiler. Ondan sonra KESK’in bu tavrını tartışmakiçin 1 ay boyunca Nursel ve ben eyleme devamettik. KESK’in buradaki kararını kabul etmedik.

Nursel T.: KESK’in bu süreç içindeki tutumunabakmak gerekiyor. Duyarlı KESK yöneticileri arka-daşlarımız alana geldiler. Bazı şubeler alanı sahip-lendiler ama bu yeterli değil. Çünkü bir konfederas-yonun ben direniyorum diyebilmesi için merkezi birkarar alması lazım. Türkiye’nin her tarafında, hertarafında yapamıyorsa merkezi bir yerde direnmekararı alması gerekiyor. Biz daha direnişe başladık,1 ay sonrasında KESK yöneticileriyle yaptığımıztoplantıda Cumartesi Anneleri gibi haftanın bir günü,uzun süreli olmasını, bu şekilde olmayacağını, ge-lemeyeceklerini söylediler. -Kayıp yakınlarının du-rumunu görüyorsunuz- Biz de sert şekilde eleştirdik.Son seçimlerden önce KESK İstanbul Şubeler Plat-formu direnişi bir güne indirmeye çalıştı; fakat bizkabul etmedik tabiiki. Direnme iradesini bir kişibile gösterse siz ona sahip çıkmalısınız dedikve toplantıdan böyle bir karar çıkaramadılar.

Ve biz gözaltındayken hemen toplanmışlar, OHAL,KHK, AKP kelimelerini kullanmadan deyim yerindeyserezil bir eylemle güya bizi sahiplendiler. Böylebir şey kabul edilemezdi. 71. Hafta işimizi gerialacağız şiarıyla tekrar Bakırköy Özgürlük Meydanı’naçıktık. 25 Haziran önemli bir gündü. Herkesi biraraya getirmek, herkesin direnme iradesi göstermesiniistedik.

FOSEM: Bu süreci fazlasıyla takip ettiğimiziçin biliyoruz; “Nuriye-Semih denilmeyecek, Nu-riye-Semih önlükleri giyilmeyecek” gibi dayat-malar vardı. Sendikaların bunu kabul edip isimkullanmadan açıklamalar yaptıklarını da gördük.Semih’in annesinin; “Oğlumun adını bana ya-saklayamazsınız” diyerek alana çıktığını da gör-dük. Yüksel Direnişçileri’nin ısrarla direnişlerinisürdürdüklerini de gördük. Siz neden bu dayat-maları kabul etmediniz? Yani başınıza gelecekleritahmin ettiğiniz halde bu dayatmayı kabul et-memenize neden olan şey nedir?

Nursel T.: Nuriye-Semih sürecinde, İstanbul’dakialanlara dair polisin müdahale etmeye çalışmasıoldu. Nuriye-Semih kelimesi geçmeyecek, sloganlar

atılmayacak, Nuriye Semih resimleri taşınmayacakgibi. Biz irademizi çiğnetmedik ve hepsi olacakdedik. Tek bir geri adım atmadık.

İstanbul’da ve polis kararlı tutum karşısında sal-dıramadı. KESK bu noktada bizim irademizi kır-maya çalıştı fakat başaramadı. KESK İstanbulŞubeler Platformu’nun içinde yer aldığı Nu-Se ileDayanışma Platformu vardı. Sadece devrimci ge-lenekten gelen bir arkadaşımızın yürütmede olduğubir süreçte toplantıya katıldı, diğer zamanlardakatılım olmadı. Ve biz bunların hepsini teşhir ettik.

Mesela biz Bakırköy ve Kartal’da açlık grevinin59.ve 66 gününde bir günlük açlık grevi yaptık tümdirenişçilerle birlikte. KESK’ e önermiştik, KESK’inkabul etmeyeceğini de biliyorduk. Biz yapamayızfalan diyerek kabul etmedi. Biz isimsiz bir şekildedirenen kamu emekçileri olarak yaptık. 24 saat bo-yunca alanda kaldık. Halkın sahiplenmesi de çokgüzeldi. Polis yanımızdan geçememişti hatta do-kunmayın onlara falan diyordu. Ama çok tartışmalı,bizi çok yıpratan bir süreçti. Sorunuzun içinde biraz,bütün bunlarla birlikte KESK’le de mücadeleyedevam mı ettiniz var... Biraz bunu anlıyorum, yanlışanlıyorsam düzeltin…

FOSEM: Yok yok hayır tabii ki öyle. Aslındaböyle süreçlerde şöyle oluyor; sendikalı oldu-ğunuz için ihraç edildiniz, KESK, Eğitim-Sen vediğer sendikaların binlerce üyesi ihraç edildi.Sendika dediğiniz önünde olur, yol açar, desteklervs. Biz süreçte FOSEM olarak böyle bir şeyetanık olmadık. Başkası tanıksa kanıtlamasıgerekir. Hem sendikanıza karşı direndiniz hemsonrasında saldırılara karşı direndiniz. Tutukla-nacağınızı bilmiyor muydunuz peş peşe saldırılaryaşadığınızda? Biliyordunuz. Neden hala o alanaçıkmaya devam ettiniz? Ne düşünerek sokağaçıkmaya, o iradeyi göstermeye devam ettiniz?

Nursel T.: Ben 17 yıllık sendika üyesiyim. Staj-yerlikten sonra üye oldum, halen Eğitim-Sen üyesiyim.Sendikaya üye olurken herkesin farklı düşüncesivardır. Birisi hukuki yardım almak için üye olur bazıarkadaşlar değerlerine, ilkelerine inanır. KESK’intüzüğünde bir madde vardır; emperyalizme karşıbağımsızlık, faşizme karşı demokrasi. Ben bununiçin üye oldum mesela. Çünkü yıllarca zatenöğrencilik sürecimizde de sol-sosyalist düşün-celerden gelen insanlardık. Faşizme karşı de-mokrasi mücadelesi veriyorduk. Eğitim Sen’itercih etme nedenim buydu.

Selvi abla kurucusu yani sendikanın kurucusu.Hani biz daha onun çekirdeğiyiz diyebilirim. Ben 9yıl yöneticilik yaptım, sendikada yönetici iken tutuk-landım mesela. Devrimci sendikacılık yapmaya ça-lışıyorduk. Yani o neydi fiili meşru militanca bir mü-

Röportaj

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 227

Page 28: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

cadeleydi. Tabii militanlık hani elinde taş sopabilmem polise fırlat şeklinde anlaşılabilecek bir şeydeğil. Devrimci ruh ve coşku anlamına gelen,söylediğini yapmak, yaptığını söylemek anlamınagelen bir şey. Böyle mücadele ettik. Biz o alanlardada böyle mücadele etmeye çalıştık. Sendikayla çokyoğun çatışmalarımız oldu. Bizi çok yıprattı. Hiçsendikanın ismini kullanmasaydık çok daha iyiolurdu. Yani kafamız çok rahat olurdu.

Biz 40-50 kişi bir aradaydık, farklı sendikal anla-yışlardaydık ve insanlar bir çatı istediler. O çatıyıKESK olarak benimsediler. Ve bizim aynı zamandaKESK yönetimiyle bir ideolojik mücadelemiz de var.Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim; KESK yöne-timindekilerin yapmadığı her gün, sahiplenmediğiher gün teşhir olacaklarını çok iyi biliyorduk. Veöyle oldu zaten.

Gelinen süreç, o nicel birikimler artık o süreçtenitelik sıçramasına yol açtı. Gelinen süreçte KESKyönetimi artık İstanbul üzerinden paramparça oldu.Ankara’da Yüksel Caddesi’ndeki eylem için bireyseleylem diyorlardı. Bize sormadılar diyorlardı. Bireyseleylem değil, sormak ne demek, tabii ki konuşuldu…Orda bir anlayış, bir ideoloji var, bireysel bir eylemdeğil. Buna herkes karşı çıktı mesela sendika yöne-ticilerinin, bütün anlayışlar, bütün sendikal anlayışlarkarşı çıktı bu söylendi diye. Hadi ona böyle diyordunuz,peki buraya ne yapacaksınız? Kendi imzası var vekendi imzasını çekiyor. Bu noktada çünkü…

FOSEM: Ve üstüne üstlük siz gözaltındaykenbu kararı alıyor.

Selvi P.: Evet.

Nursel T.: Aslında tam anlamıyla dibe vurduğununtam anlamıyla o anlayışlarının çürümüşlüğününgöstergesidir. Yenilenmeleri, yenilenmesi gerekiyor.O koltuklarda oturmamaları gerekiyor, yapamıyorsangideceksin. Yani bu ahlaktır, iş ahlakıdır: Yapamı-yorsan gidersin. Biz kitleye bunu anlatmaya çalışı-yoruz diyebilirim.

FOSEM: Peki… Saldırılar başladı. Peş peşebirkaç hafta gözaltına alındınız. Sonra anlattığınızgibi sendika çekildi, Selvi abla ile ikiniz buiradeyi sürdürdünüz. Siz de 5. haftanızda tutuk-landınız. Ama bu tutuklanma sürecine kadar daalandan uzaklaştırma gibi söyleyince bir insanagarip gelen, anlamlandıramadığı bir cezaylakarşı karşıya kaldınız. Bir alana şu kadar metreyaklaşamazsınız diye bir karar var… Ne hissettinizo zaman?

Selvi P.: Şimdi o karar ideolojik bir karar. AKPiktidarının bizi o alandan uzaklaştırma tavrıvardı. Biz de o alanı güçlendirme hem KESK’in

aldığı kararı hem de iktidarın o alanı bize yasak-lama kararını devrimci irademizle alt etmeçabamız vardı. Bu iradeyle biz o alanlara çıktık.Alanlardaki gözaltında, yani mesela ilk günkü göz-altında sadece bizi götürüp sağlık kontrolündengeçirip karakola getirilip bırakıldık.

İkinci hafta Acun arkadaşımız da gelmişti. O ilkhafta gözdağını görünce bizim alandan gideceğimizidüşündüler. Ama bizim kararlılığımızı görünce ikincihafta tam tersini yaptılar. İşkenceyle sağlık kontrolünegötürdüler, işkenceyle parmak izimizi almaya çalıştılar.İşkence ile kalp rahatsızlığı olan arkadaşımıza gö-zümüzün önünde işkence yapıp, alt kata götürüp,nezarethanedeki insanlara gözdağı vermeye çalıştılar.Biz bunların hiçbirini kabul etmedik ve direnişi-mizle onları alt ettik. Orada parmak izimizi vermedik,baskıyla aldılar, üzerimizi aratmadık.

Bunlar bu direnişi görünce ondan sonra baktılarki bunların gayesi çok farklı, direniş devam ederseYüksel’in ikinci devamı olacağını tahmin ettiler.Ve ondan dolayı baskıyı bizim üzerimizde yoğun-laştırdılar. Gözaltına alındığımızda savcılığa çıkar-maları gerekirken kesinlikle bizi savcılığa çıkar-madan direk hemen polis gidip savcılıktan onay-latıp hemen hakimliğe sevk ediyor ve hâkiminkarşısına çıkarıldık. Biz orada savcının karşısınaçıkmak istediğimizi, savcıya ifade vermemiz gere-kirken neden bir üst makama çıkarıldığımızı sorduk.İlk hafta bizi pazar günü adli kontrolle serbest bı-raktılar. Üçüncüsünde bizi tekrar serbest bıraktılar.Ama buradaki netlik şu, bizim net tavrımızı gör-düklerinden dolayı son olarak da alan yasak-lanmasını biz dinlemedik.

Çünkü neden dinlemedik, bizim temel hakkımızolan anayasal hakkımızdı. Biz işimizden edilmiştik,işimizi geri istiyorduk sadece. İşimizi istemeninönündeki hukuki konumların tamamen yasak oldu-ğunu gördük. Bu yasağı da ancak kendi sesimiziduyurarak kamuoyuna ulaştırmaya çalıştık. Bunuengellemeye çalıştılar. Engellemelerinin tek nedenidirenişin büyüyeceğini ve sürekliliğini gördüğündenyasaklamaya çalıştılar. Biz bunu tanımadık veeyleme devam ettik.

FOSEM: Aslında biraz şöyle bir durum var:ilk saldırıda sizi biraz koparmış oldu, sendikaçekildi, bir kez daha saldırdı iki kişi kaldınız.Basın açıklaması yapın ama oturmayın denildisize hatta basın açıklaması yaparken şu şuşeyleri söylemeyin, o zaman yine karışmayacağız.Aslında biraz şöyle, bizim sınırımız altında kalın,sorun yok. Ama biraz bu durum direnişi kendisınırları içinde tutup bir şekilde yok etmek vebitirmek gibi bir amaç var... Ama siz buna karşıçıkıp hayır dediniz. Sizin sınırınız içinde olma-yacağız. Tehdit yani… İlk hafta gözaltı hemen

Röportaj

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var228

Page 29: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

bıraktı, ikinci hafta devam mı ediyorsunuz, hadio zaman işkence yapayım. 3. hafta adli kontrolvereyim. 4. hafta alan uzaklaştırması vereyim.5. hafta artık siz yettiniz yani der gibi tutukla-ma… Oysa siz anayasal hakkınızı kullanıyorsunuzve orada işinizi geri istiyorsunuz. Bir yeri işgaletmiyorsunuz, yol kesmiyorsunuz ya da kimseyerahatsızlık vermiyorsunuz ki diyelim böyle şeylerde oldu ama meşru haklı bir talep için alandasınız,sadece işinizi geri istediğiniz için…

Nursel T.: Şöyle bir şey eklemek istiyorum. Alanyasağı getirildikten sonra biz alana girdik. Tanımadıkfalan. O hafta başka bir hâkim vardı, alan yasağıgetiren hâkim yoktu. Dedi ki öğretmensiniz, anladımişinizi istiyorsunuz, başka yolunuz da yok… Benhaftaya yokum bu seferlik serbest bırakıyorum. Cu-martesi günü de imza atacaksınız dedi zaten pazargününe vermişlerdi. Bir de yurtdışı yasağı verdibize, gönderdi. Tabii bu arada ihraç edilen kamuemekçileriyle de konuşuyoruz, şöyle diyorlar; polisbasın açıklamasına izin veriyor, oturmaya izin ver-miyor… Basın açıklaması mı yapsak?

Dedik ki bütün biçimler düşünülebilir, basın açık-laması da yapılabilir. Buradaki mesele o değil ki.Oraya elinizde bir dövizle gitseniz hiçbir şey söyle-meseniz bile sadece direneceğim dediğiniz içinbile tutuklanabilirsiniz. Biz de Selvi ablayla oturdukkonuştuk. Dedik ki zaten biz alan yasağından dolayıtutuklanacağımızdan emindik. Dedik tamam bunuda gösterelim. Son hafta, 76. hafta biz gidip basınaçıklaması yaptık. Polis basın açıklamasının soncümlelerinde bizi uyardı. Biz de basın açıklamasıbitti zaten dedik. Tam alandan çıkarken yoldançevirip bizi tutukladılar. Aslında biz bilerek yaptık,bunu göstermek istedik. Direniyorum diyene sal-dırıyorlar.

KESK İstanbul Şubeler Platformu da sadece birgün cumartesi günleri basın açıklaması yapıyor.Direniyorum demiyor. “Direniyorum” demediğiiçin ona saldırmıyor. Çünkü bunun bir süre sonrabiteceğini biliyor. Bizimkinin bitmeyeceğini biliyor.Bitirsek de bizim bitireceğimizi biliyor. Biz belirlerizonu kimse belirleyemez. Bunu bildiği için bizesaldırıyor.

Evet bu iş ve ekmek kavgası. Beni işe alacak.Benim karşıma ne hukuki bir yol çıkarmış ne şunuyapmış ne bunu yapmış, 17 yıllık emeğimi çalmış.Hiçbir şey söylemeden, soruşturma açmadan, şunuyapmadı bunu yapmadı. Almıyorsa sokakta olmayadevam edeceğim. Çünkü zaten bizim başka birşansımız yok. Çalışamıyoruz. İşten atılıyoruz gire-miyor arkadaşlarımız falan bir sürü şeyler yaşıyoruz.Saldırmasının en temel nedeni bu diyebiliriz.

Selvi P.: Bir de şu var: Nursel arkadaş zatençok iyi açıkladı. Biz alana gittiğimizde polisin bize

söylediği; siz zaten oturma eylemini kaldırmamışmıydınız oldu… KESK Şubeler Platformu, oturmaeylemini tamamen gündeminden çıkarmış vepolise de onu iletmiş yani. İlettiği için de bizimgerçekten bu kadar baskı ve gözaltına alınma ne-denimiz birinci olarak direniş, ikinci olarak daKESK Şubeler Platformunun aldığı kararlardır.

FOSEM: Peki madem böyle evrildi süreç.Eğer ayrışmamış olsaydı, yani sendika çekil-memiş olsaydı, daha kitleseldiniz iki kişi kalmamışolsaydınız tutuklanır mıydınız?

Nursel T.: Bizi tutuklamaya götüren neden,bence tam da iki kişinin kalmasıdır. Yani kitlesel ol-duğunuzda böylesi bir tutuklama olabileceğini dü-şünmüyorum. Bu benim kendi düşüncem. Bunlarıpolis zaten açık açık söyledi: “N’oldu dedi 20kişiydiniz, 30 kişiydiniz. Teksin sen...” dedi. “Senyapıyorsun bu işi, sen olmasan olmayacak” dedi…KESK orada bizi faşizmin karşısında yalnız bı-raktı.

Biz orada duyduk, KESK’i aradıklarında KESKyöneticileri biz eylem biçimimizi değiştiriyoruz de-mişler. İlçe ilçe dolaşıp basın açıklaması yapacağızdiye söylemişler polise. Polis de KESK’in eylemideğil diye değerlendiriyor. Ama KESK’in eyleminede saldırıyor, burası ayrı bir şey. Bir de orada ikikişi kalmamız tabii bir daha arkamıza kimsenin gel-meyeceğini düşünmeleri bizi tutuklamaya götürdü.Ben en önemli sebebin bunlar olduğunu düşünüyo-rum.

FOSEM: Ama siz tutuklu iken alana çıkıldıtekrar… Ne hissettiniz duyduğunuzda?

Nursel T.: Çok rahatladık. Biz zaten meraklabekliyoruz avukatların gelmesini. Basın toplantısıyaptıklarını öğrendik bizimkilerin, alandaki arka-daşların. Çok sevindik. Hapishanede en ufak biraçıklık bile kafanda soru işareti oluyor. Selvi ablaylasohbetler, eyvah n’olacak falan diye düşünmeler,pazartesi çıkacaklar mı diye düşünüyorduk. Korku-yoruz çıkmadılar diye. Neyse salı günü görüş vardı,ablam geldi görüşe. Bayram görüşüydü, dedi kiNursel, çıktılar… Oh dedik, çok rahatladık.

FOSEM: Alanda belki oturmadılar sizin gibiama orayı boş bırakmadılar. Sizin serbest kal-manız talebiyle bir basın açıklaması yaptılar. Buen azından sahiplenme anlamında sizi mutlu et-miştir. Peki siz şimdi ne yapacaksınız?

Nursel T.: Devam…

Selvi P.: Devam diyeceğiz. Arkadaşlarımız ger-çekten çok iyi bir sahiplenmeyi hayata geçirdiler.Tek temennimiz bütün arkadaşlarımızla beraber,

Röportaj

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 229

Page 30: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

KHK ile atılan arkadaşlarımızla beraber eyleme de-vam etmeliyiz.

Nursel T.: Evet, yani bütün biçimleri konuşabilir,her şeyi tartışabiliriz. Bir meclis gibi bir şey olacak,o mecliste ortak kararlar alınacak ama tek bir ilkemizolacak: Direnmek... İlkeler değişmez, kurallar deği-şebilir, şartlar değişebilir. Koşullar değiştikçe onlardeğişebilir ama tek bir ilkemiz var o da direnmek…

FOSEM: Peki neden direnmek yani direnme-seniz ne olacak?

Nursel T.: Biz o alanda kendimizi çok iyi hisse-diyorduk mesela. Polis saldırısı falan olmuyordu,biz biraz mutsuz oluyorduk çünkü çok böyle gündemegirmiyorduk, Yüksel kadar popüler olamıyorduk me-sela, (gülüşmeler) tabii bu işin şakası… Ama biz oalana gittiğimizde kendimizi iyi hissediyorduk. Çünkükendimiz gibi hani insanlar vardı etrafımızda. Birbi-rimizle sorunlarımızı konuşuyorduk. Halk gelip bizedestek veriyordu. 70 bine yakın imza toplamıştıkbiz orada, insanlara anlatıyorduk. Mesela bir abimizKadıköy’de masada duruyordu… Necdet abi kendisitek başına masada durarak 25 bin kişiye tek tekKHK’nın OHAL’in ne olduğunu anlatmıştı. Biz faşizmekarşı demokrasi mücadelesini hep veren insanlardıkzaten orada vermeye devam ediyorduk.

FOSEM: Neticede onun OHAL’ine karşı, fa-şizmin o saldırılarına karşı hala bir ses var. İn-sanlar sokaktalar ve işlerini isteme taleplerinegönül rahatlığıyla devam ediyorlar, onca tehdiderağmen. Tekrar alanda olacaksınız o zaman bizde alana sizi çekmeye geleceğiz.

Selvi P.: Aynen, zaten kızımız hep bizi çekmeyegeldi ama son hafta gelemedi çünkü tutuklandı.Bundan sonra zaten bütün arkadaşlarla berabereylemimizi devam ettireceğimizin garantisini veriyoruz.

FOSEM: Peki kısaca biraz da hapishane sü-recinin nasıl geçtiğinden bahseder misiniz?

Nursel T.: Biz Bakırköy hapishanesinin yabancısıdeğiliz. 2013 sürecinde 5 yıl önce KESK’e düzenlenenbir kamu emekçileri operasyonunda tutsaklık yaşadık.Ben 11 ay kaldım, Selvi abla 14 ay kaldı orada.Ama her şey değişmiş. Nasıl diyelim, insanları teklihücrelere koymuşlar, ondan sonra 1 saat havalan-dırmaya çıkıyorsunuz, böyle bir şey olamaz. Bizemasa sandalye vermediler en son sizi protestoedip ailemize söyleyeceğiz dedik ve görüşe öncemasa sandalye getirdiler. Her şey için böyle uğraşmakzorunda kalıyorsunuz. Çok müthiş bir keyfilik varorada.

FOSEM: 16 gün tutuklu kaldınız, neden tu-

tuklandınız, neden serbest kaldınız, buna dairbir şey söylendi mi?

Nursel T.: Hiç bilmiyoruz. Mesela avukatımızgeldi salı günü. İtiraz ettiğini ve 1 ay kalacağımızıdüşündük. İtiraz reddedilmiş. Bir kâğıt verildi. Savcımahkeme kararını kabul etmediğini söylüyor; amatutuklanma gerekçemiz başka. “Bunlar yasayı tanı-mamış direne direne kazanacağız diyerek alanagitmişler, biz de o yüzden tutukladık.” diyor… Tür-kiye’de zaten bir neden aramaya gerek yok. Zatensuçlular belirleniyor sonrasında suç konuluyor. Bizimtek farkımız, suçumuzun da olmaması, öyle birsuçun olmaması.

FOSEM: Gayet iyi gördük sizi, sizi böyle gö-rünce umutlanıyoruz. Bu ülkede süren direnişler,Yüksel direnişi, sizin direnişiniz, Engin Hoca ıs-rarla Bodrum’da çıkıyor işte hala direnen OHALKHK’sını, zulmünü kabul etmeyen direnişlerinolması bizi umutlandırıyor. Biz de umutlanıyoruzsizin direnişlerinizle. Teşekkür ediyoruz. Tek-rardan geçmiş olsun.

Selvi - Nursel: Biz de çok teşekkür ediyoruz.

Röportaj

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var330

İşim Onurum İçin Direnmeye Devam EdeceğimHer gün gözaltına alınma-

sına rağmen işi, ekmeği. onuruiçin direnmeye devam edenTürkan Albayrak'ın direniş gün-lüklerine yer vermeye devamediyoruz.

12 Eylül – 10. Gün13 Eylül – 11. Gün14 Eylül – 12. Gün:17 Eylül – 15. Gün18 Eylül – 16. Gün

Sarıyer kaymakamı beni Şehit Öğretmenler Parkındagörmek istemiyormuş. Eylemin anlamı sesimi duyur-maksa duyuruyorum, her gün teşhir oluyor. İşimibedeller ödeyerek geri aldım. Benim alın terim emeğiminsanların iki dudağı arasında değil. Direnmeye devamediyorum İşkenceyle gözaltına alınıyorum. Bir yandansa"işimi geri istiyorum" diyerek slogan atıyorum. Tabibana işkenceyle gözaltı yapıyorlar.

Direnen Türkan Albayrak’a Destek İçinDövizler Asıldı

İstanbul, Kıraç Kuruçeş-me Mahallesi’nde 12 Ey-lül'de Devrimci İşçi Hareketitarafından iki farklı yere Sa-rıyer’de direnen Türkan Al-bayrak için döviz çalışmasıyapıldı.

Page 31: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Adalet Savaşımız yazı dizimizinönceki bölümlerinde 12 Eylül(2017) komplosu ile tutuklananhalkın avukatları hakkında açılandavanın iddianamesinde yer alanhukuksuzlukları ortaya koymayaçalıştık. Bu sayımızdan itibarenise aynı komplo ile tutuklananfakat davaları ayrı ayrı açılanhalkın sanatçıları ve diğer HalkCepheliler hakkında hazırlananiddianamelerdeki benzer hukuk-suzluklara yer vereceğiz.

Öncelikle şunu ifade edelim,bu davaların hepsi Halkın Avu-katları’nın dosyası ile neredeysebirebir aynıdır. İddiaların ve “delil”le-rin tamamı aynıdır. Aralarındahiçbir fark yoktur. Buna rağmenbu davalar halkın avukatlarınındavasından ayrılmıştır. Bu da yet-memiş bu davalar da 7 parçayabölünmüştür.

Neye göre bölünmüş? Alfabetik sıraya göre.Oysa düzenin kendi kanunu-

na göre, ayrı açılmış bile olsa,aynı iddia ve delillerle açılmış dos-yaların birleştirilmesi gerekir. Bununen önemli nedeni, faşizmin huku-

kunda da yer alan “usul ekono-misi” denilen ilkedir. Bu ilkeyegöre bu davaların tek bir dava ol-ması gerekirken 7 parçaya bö-lünmesi daha baştan nasıl bir hu-kuksuzluk olduğunu gösteriyor.

Halkın avukatları hakkında açı-lan davada olduğu gibi bu davalarınhepsinin temel dayanağı “Berk Er-can dedi ki…” ve “sd kartta adınçıktı” komplosudur. Bunun dışındabir de gizli tanık ifadeleri vardır.Başka da bir şey yoktur. Yani da-vaların hepsinin altı boştur. Nesuç olabilecek somut bir iddia, nede bu iddialarla ilgili somut tek birdelil yoktur.

Hepsi “şu dedi ki, bu dedi ki…” şeklinde temelsiz anlatımlarıdır.

Bunlardan bir kısmı herkesinbildiği sıradan şeyler, bir kısmıpolisin uydurduğu yalan yanlış it-hamlardır. En önemlisi de bunlarındoğruluğunu gösteren hiçbir delilyoktur dosyada. Yani delilsiz, is-patsız söylentilerle devrimciler suç-lanıyor. Elbette bunun yadırgana-cak bir yanı yoktur. Faşizm veonun yargısı kendi niteliğine uygunolanı yapıyor.

Adli Davadan Gizli Tanık:Beni Cezadan Kurtarın,İstediğinizi Yapayım

Bahsettiğimiz söylentilere, “gizlitanık” ifadelerine birkaç örnek ve-relim.

Halkın avukatlarının dosyasındada yer alan, birçok insanın “suç-lanması”nın temel dayanaklarındanbiri olan İREM KIVRAK kod isimligizli tanık, 18.08.2017 tarihindeemniyette alınan ifadesinde şöyledemiş:

“Halk Meclisi: Kendi Adale-timizi Kendimiz Sağlayacağızsloganı ile Mahalli Alanlarda ku-rulan Halk Meclisleri halkın kendikendini yönetmesine geçişte ilkaşamadır. Artık halk kendi savun-ma mekanizmasını Halk Meclisleriile yaratmaya çalışmıştır. Bu ya-pılanma adli mercilerin kararlarınıtanımayarak kendi adaletini sağ-lamayı amaçlar…”

Bu herkesin bildiği bir şeydir.Bu bir yana, bunun neresi suç-tur?

Suç olmak bir yana gayet haklıve meşru bir durumdur. Halkındüzenin adaletine güvenmeyipkendi adaletini uygulamasındandaha meşru ne olabilir? Halkınkendi kendini yönetmesinden dahadoğal ne olabilir?

Ancak, halk için meşru olanher şey faşizmin hukukundagayrı meşrudur, suçtur. Herkesinbildiği sıradan şeyler de sırf gizlitanık ifadesinde geçtiği için “suç”olabilir. Çünkü faşizmin hukukundagizli tanıkların ağzından çıkanher şey kanun gibidir.

Halkın avukatlarının davasındada gördüğümüz gibi İrem Kıvrakgibi onlarca gizli tanık ve Berk Er-can gibi kendini kurtarmak içinher şeyi yapabilecek, önüne ko-nulan her kağıda imza atacak birkorkağın polis tarafından dikte et-tirilen ifadeleriyle doludur bu dos-yalar.

Bu ifadelerden örnekler ver-meye ilerleyen sayılarımızda de-

Faşizmin hukukuna örnektir:AYNI İDDİA,

AYNI DELİLLER...7’YE BÖLÜNMÜŞ BİR DAVA

Ve çıkar karşılığı ifade veren gizli tanıklar

ADALETSAVAŞIMIZ

Emperyalizmin ve faşizmin politikasıTecrit et, yalnızlaştır! / Terörize edip imha et!BU KUŞATMAYI DA YARACAĞIZ!

Halkın Avukatlarına, Sanatçılarına ÖZGÜRLÜK!

1010

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 31

Page 32: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

vam edeceğiz. Ancak burada, bugizli tanık ifadelerinin nasıl alındı-ğını, polisin devrimcilere komplokurmak için bunları nasıl kullan-dığını gösteren somut iki örneğeyer vereceğiz.

Bunlardan birincisi Cengiz Şa-hin gerçek isimli kişinin ifadeleridir.

Bu kişi 2015 yılında İsviçre’denTürkiye’ye dönen ve adli bir davanedeniyle tutuklanan biridir. Hak-kında DHKP-C ile ilgili hiçbir iddiayokken, durduk yere DHKP-C ileilgili ifade vermeye başlamış ve65 sayfa ifade vermiştir.

Bu ifadede DHKP-C ile ilgili bi-lebilmesi mümkün olmayan çeşitlibilgiler veriyor Cengiz Şahin adlıalçak işbirlikçi. Tanımadığı onlarcakişi hakkında polisin yazdırdıklarınıimzalamış.

Bu kişinin bu ifadeyi nasıl veneden verdiği ise bir süre sonra,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı-ğı’na yazdığı “Mehmet Selim KirazDosyasına Bakan Savcıya” diyebaşlayan dilekçesiyle ortaya çıkı-yor.

15 Mart 2016 tarihli bu dilek-çede şöyle diyor Cengiz Şahin:

“1 Mart 2016 günü savcı Meh-met Selim Kiraz dosyasını aydın-latmak ve bazı detayları bildirmekiçin Çağlayan Adliyesine getiril-miştim… Sizlerin de bildiği gibiAnadolu 3. Ağır’daki davamın (adlidosyası-bn) 12 Nisan 2016 günüolacak olması ve bu sorunumungiderilmesi hakkındaki beklen-timi de belirtmiştim… Sayın sav-cım; sonuç olarak 12 Nisan 2016öncesi sizlerin Anadolu Adliyesi3. Ağır’daki davamla ilgili bir gö-rüşme yapma konusunda beklen-timi belirtmek istiyorum…”

Bunun anlamı şudur: Cengiz Şahin adlı kişiye, iftira-

cılık ve gizli tanıklık karşılığında,kendisiyle ilgili davadan kurtarıl-ması teklif ediliyor. Bunun karşılı-ğında 65 sayfalık ifade imzalatılıyor.

Sonra bu kişi, söz verilen men-faat sağlanmadığı için savcıya budurumu bildiriyor ve “menfaatsağlanırsa yeni şeyler de söy-lerim” diyor.

Bu dilekçe, gizli tanık komplo-larının nasıl kurulduğunun, yüzlercekişi hakkında sayfalarca ifadelerinnasıl alındığının apaçık bir belge-sidir.

Gizli Tanığın Kendisi Hu-kuksuzluk

Diğer örneğimiz ise Berk Er-can denen hainin ifadesinin nasılalındığına ilişkin. 12 Eylül 2017komplosunun temel dayanakla-rından biri olan Berk Ercan’ın 170kişi hakkında verdiği 300 sayfalıkiftiraname niteliğindeki ifadeleri deCengiz Şahin gibi menfaat sağ-lama vaadiyle imzalatılmıştır.

Bu durum dava dosyalarına gi-ren Berk Ercan’ın kendi el yazılıdilekçeleriyle açığa çıkmıştır. BerkErcan “şüpheli” olarak yargılanırkenifadesi alınıyor. Üst üste ifadelerveriyor. Menemen cezaevinden,12 Eylül komplosunu yöneten savcıCan Tuncay’a 15 Ağustos 2018tarihinde bir dilekçe gönderiyor ve“Benim durumum burada kötü, suyemek vermiyorlar. Size yeni tanıktaslağı hazırladım… sizin için ha-zırladığım tanık taslağına cezaeviel koydu.” diyor.

Savcı da tabi hemen Berk Er-can’ı çağırıyor. TEM şubede tekrarifadesi alınıyor. “İşte Berk Ercandedi ki…” komplosunun nasıl ku-

rulduğunun kanıtı.Burada bir hatırlatma yapalım.

Bu ifadenin emniyette alınabilmesiyasal olarak mümkün değil. ÇünküBerk Ercan’ın ilk ifadesinden son-rakiler “şüpheli” ifadesi değil “tanık”ifadesi. Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK) 43. Maddesinde kimlerintanık olabileceği ve nasıl dinlene-ceği açıkça belirtilmiş. Buna görepolisin tanık dinleyebilmesimümkün değil ama alıyor. Üstelikgizli tanık da dinliyor.

Bu durum kanuna da açıkçaaykırı. Ama yukarıda da ifade et-tiğimiz gibi faşizmin hukukundabu gayet normal. Çünkü faşizminhukuku hukuksuzluktur. Çıkarlarıneyi gerektiriyorsa hukuk odur.Bunun için devrimcilere komplolarkurar; aylarca, yıllarca tutsak eder,delilsiz, ispatsız cezalarla ömür-lerinden çalar… İşte yazı dizimizboyunca ele aldığımız 12 Eylülkomplosu da bu mantığın ürünü-dür.

Faşizmi de, hukukunu da iyitanıyoruz. Ne bu hukuka inanırızne ona teslim oluruz. Hiçbir saldı-rılarıyla, komplolarıyla sonuç ala-mayacaklar. Halkın avukatlarını,sanatçılarını, Halk Cepheliler’i fa-şizmin elinden çekip alacağız!

�İDAMDAN-MÜEBBETTEN BAŞKA CEZA YOK!

Vietnam’da Amerikan emperyalizminin işgali döneminde, ABD-Diem faşist yönetimi tarafından özel bir yasa çıkarıldı. 6 Mayıs1959’da çıkarılan bu yasaya göre, askeri mahkemeler kurulup,bunlar doğrudan Savunma Bakanlığı’na bağlandı.

Ama asıl önemlisi, bu yasaya göre, Güney Vietnam’da mah-kemelerde;

Savunma ve cevap verme hakkı kaldırıldı. Hakimlerin sadece ölüm cezası veya ömür boyu ağır iş

cezası verebileceği hükmü getirildi. AKP faşizminin mahkemeleri farklı mı?

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var332

�HALKIN ADALETİsözler/tanımlar

Page 33: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Devrim Top Armutlu’dakatledildi. Faşizm, tu-tuklamalarla, kaçır-

malarla, kaybetme tehditleriyle,katletmekle bize “Bir tek sizkaldınız, sizi de bildiğimiz heryolu kullanarak yok edeceğiz”diyor. Tecrit edip yalnızlaştırmak,

terörize edip imha etmek istiyor. Kendimizi de, düşmanıda tanıyoruz. Bu yüzden hiç durmadık, direnişi örgüt-ledik. Her koşulda en güçlü silahımız direniştir. İçeri-de-dışarıda, cephe gerisinde her yerde büyük birmoral ve coşkuyla direniyor, bedel ödüyor, ödetiyoruz.13 Eylül günü, Armutlu’da Devrim Top da, kendisinikatletmek için gelen polislere teslim olmadı, çatıştı.

Son Anlarına Tanık Olanlar, Devrim’in KendiniFeda Ettiğini Düşündüklerini Anlatıyor...

Oligarşinin katilleri kuşatmıştıevi, Devrim kuşatmayı farkediyor. Aileyi kendinden uzak-laştırarak, te-reddütsüz ku-şanıyor silahı-nı ve başlıyorç a t ı ş m a y a .Devrim Top,

şehitlerimizden öğrendikleri ile savaştıve şehit düştü. Son nefesine kadarseslendi düşmana; “Asla size tes-lim olmam!” Bir yandan da ev sa-hiplerine sesleniyordu: “Sizleri,halkımı çok seviyorum. Hoşçaka-lın!”

AKP’nin katilleri çelik kalkanlar ile bastıkları evde,Devrim’i yaralıyor ve üzerine 3 kurşun sıkıyor. Elikanlı katiller yaralı bir devrimciden duyduğu korku vehalk düşmanlığıyla yüzüne ve kafasına sıkarak Devrim’ikatlediyor. AKP faşizmi uyuşturucuyla halkı teslimalmak ve gözdağı vermek için katletti Devrim’i.

Ancak halkımız korkmadığını bir kez daha gösterdi.Aynı gece Armutlu’da 4 ev daha basıldı. Bir aileninevine polis baskını sırasında diyor ki ev sahibi: “Galoşgiyin, evimi kirletmeyin!” Terörle Mücadele Polisleri,galoş giyerek eve giriyor. Tıpkı Dilek Doğan gibi‘Galoş giyin’ demiştir, eli tetikteki katillere...

Devrim, Amcası Gibi Başkaldırmıştır DüzeneBu düzene karşı amcası gibi savaşarak umudu

büyüttü. Amcası, Çorum Kır Gerilla Birliği’nden SelhanTop’tur. Devrim; şehit düştükten sonra, ona yakışır

bir disiplinle kaldırılancenazesi, amcasınınyanına defnedildi. Ai-lesi ve yoldaşları, Ar-mutlu’da ve cenazeÇorum’a götürülürkenengelleme girişimle-rine karşı netti. Fa-şizm karşısında başı

dik, “devrim şehitlerinin hesabı soru-lacak” diyerek cevap verdi halk düşmanıAKP polislerine.

İstanbul’un yoksul mahallelerindeCephe milisleri “Devrim için biz bura-dayız” diyerek cevap verdi uyuşturucusatıcılarına, polise: Mahallelerde umu-dun adı haykırılarak Devrim’in hesa-bının sorulacağı söylendi. Mahalleliler,sahip çıktı Devrim’in cenazesine.

Cemevinde bulunan halk cenazeyisahiplenirken katil polisler karakola yığınak yaptı;akrep, kartal ve toma araçları ile özel tim gönderdi.Akrep araçları 2 veya 4’lü olarak dolaşıyorlardı. Cemevinin önünde durdukları sırada halk “Katil Polis Ma-halleden Defol, Katillerden hesap sorduk soracağız”sloganları atıyorlardı.

Sloganları Devrim’in Babası Attırdı, PankartıAnnesi Tuttu

Devrim’in cenazesi Armutlu’dayıkandıktan sonra herkes tek tekcenazenin başında sol yumrukları,zafer işaretleri, sloganlar, marşlarlamemleketine Çorum’a uğurladı.

Katil polisin köyde anons vetehditlerine rağmen köylüler katıldıcenazeye. Devrim için İstanbul,Samsun, Anka-ra’dan gelenler ol-muştu. Pankartın birucunda Devrim’in

annesi diğer ucunda babası dillerindesloganlar ve marşları... Evladının ce-nazesinin üzerinde atıyordu sloganıbaba; “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

Devrim’in dedesi konuşmasında to-rununu bir hikayeyle anlattı. Buraya 15yıl kadar 2 kuş gelirdi bu yıl gelmediler,sonra Devrim, buraya geldi dedi. Bukuşlara oğlum sen misin, Selhan mısın yeter çektiğimacı demiş. Öyleysen kanadını sür demiş ve kuş ka-nadını sürmüş başına. Selhan Top’un mezarı taşın-da;

bir gülüm vardıben gülerdim gül gülerdiçöpten ekmek toplayana ben ağlardım gül ağlardı. Bu sözleri devrimin de-

desi yazdırmış. And Olsun ki Devrim he-

sabın sorulacak.Söz Sana Devrim! Uyuş-

turucu, Fuhuş ve her türlüYozlaşmaya izin vermeye-cek, Hasan Feritler’den ordukuracak, katil, yoz ve ada-letsiz düzeni yıkacağız!

İBRAHİM DEVRİM TOP, YOLDAŞLARININ OMZUNDA,AMCASININ YANINDA TOPRAĞA VERİLDİ!

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 33

Page 34: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var334

Haziran ayının başında Atina’da düzenlenenAnti-Emperyalist Cephe toplantısında, HalkCephesi ile dayanışma amacıyla, 9. Ulus-

lararası Eyüp Baş Emperyalist Saldırganlığa KarşıHalkların Birliği Sempozyumu’nun Türkiye’de yapılmasıkararı alınmıştı. Bu karar doğrultusunda, 8-9 Eylül ta-rihlerinde sempozyumumuzu gerçekleştirdik.

Sempozyumu rakamlarla ifade etmek gerekirse;

- 7 ülkeden 16 konuşmacı sempozyuma katıldı.- Ülkemizden 25 konuşmacı katıldı.- 10 farklı ülkeden, 11 destek mesajı geldi.

Yani açık faşizm koşullarında bile, dünya çapında50’yi aşkın katılımcıyla bir anti-emperyalist, anti-faşistsempozyumun düzenlenebileceğini gösterdik.

Sempozyumumuzu; 2 ay önce güpegündüz basılıpterörize edilen, düşmanın binbir türlü alçaklık yaptığıbir yerde, Küçükarmutlu Cemevi’nde gerçekleştirdik.Bu bir meydan okumaydı adeta; “varsa cesaretinizgelin” diyorduk. Faşizmin mahalleleri kuşatma, teslimalma saldırısına enternasyonalizm ile güçlü bir barikatkurduk.

2 gün boyunca, dolu dolu geçti sempozyumu-muz...

EMPERYALİZM VE FAŞİZM, HALKLARASALDIRILARINI AZGINLAŞTIRARAK DEVAMETTİRİYOR!

Emperyalizm, dünyada neredeyse tüm ulusal vesosyal kurtuluş mücadelelerini bitirdi, örgütlerin çoğunuteslim aldı. Kendi çıkarlarına ters düşen iktidarlara vehalklara da çok farklı biçimlerde saldırıyor. Filistin’de,İsrail siyonizmi üzerinden adeta soykırım uyguluyor.İran’da yaptırımlarla, Suriye’de besleyip büyüttüğüçetelerin eliyle, Nikaragua-Bolivya-Venezuela gibiLatin Amerika ülkelerinde “sokak hareketleri” görünümlügüruhlarla iktidarları devirmeye çalışıyor. Yemen’deişbirlikçisi Suudiler eliyle suikastler örgütlüyor. Dahageçtiğimiz haftalarda Maduro’ya drone ile saldırdılar.Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin lideri Zaharçenko’yukatlettiler.

Emperyalizmin işbirlikçisi devletler, el ele veripdevrimcilere yapmadıkları alçaklık bırakmıyor. Lübnandevleti, Ayten Öztürk’ü Türkiye faşizmine teslim etti.Tam 6 ay boyunca Türkiye de, Lübnan da bu gerçeğiaçıklamadı. Yoldaşımız, 6 ay boyunca Türkiye’dekikontrgerillanın elinde ağır işkenceler gördü. Sonrasındada hiçbir somut gerekçe olmadan tutuklandı.

SALDIRI VARSA DİRENİŞ DE VAR!HALK CEPHESİ VAR, ANTİ-EMPERYALİST

CEPHE VAR!BİZ VARIZ!Halk Cephesi olarak; 2009’dan bu yana her sene

düzenlediğimiz, şehidimiz Eyüp Baş’ın ismini verdiğimizUluslararası Emperyalist Saldırganlığa Karşı HalklarınBirliği Sempozyumu ile, dünya halklarının, dünyadakianti-emperyalist, anti-faşist örgütlerin ortak cephesinikurma hedefiyle yola çıktık.

2014’te Anti-Emperyalist Cephe resmen kuruldu.Hedefimiz; emperyalizmin IMF, Dünya Bankası, AB,G-8 gibi halk düşmanı örgütlenmelerine karşı, halkınsırtını dayayabileceği bir alternatif örgütlülüğü kur-maktır.

Bu seneki Eyüp Baş Sempozyumu’nun öncekisenelerden farklı olarak 2 önemi vardı:

1- Emperyalizmin uzlaşma, teslimiyet, tasfiye po-litikalarına karşı direnen biz varız, Cepheliler var. İştenasıl direndiğimizi bu sempozyumda anlattık.

2- OHAL ile başlayan açık faşizm sürecinde,özellikle 1 yıldır devrimci avına çıkan AKP, 150’yiaşkın Halk Cepheli’yi tutukladı. Onlarca insanımızıaranır duruma soktu, başlarına ödül koydu. Devrimcikurumları, legal çalışma yapamaz hale getirdi. İştebu koşullarda örgütlediğimiz, düzenlediğimiz bu sem-pozyumla; emperyalizme ve AKP faşizmine de meydanokuduk. Sizin listeleriniz, arama kararlarınız, saldırı-larınız, yasaklarınız bize vız gelir dedik.

İşte bu nedenle, bu seneki sempozyumumuzuntarihsel olarak daha büyük bir önemi vardı. Herkoşulda etkinlik örgütleyebilir, dünyanın dört bir yanınasesimizi duyurabilir, enternasyonal dayanışmayı hayatageçirebiliriz dedik.

Bu seneki sempozyumumuzda, temel olarak di-renişlerimizi öne çıkardık. Yüksel direnişçilerinin,halkın avukatlarının, Grup Yorum’un, TAYAD’lı ailele-rimizin, Özgür Tutsaklarımızın, devrimci kamu emek-çilerinin, Mahir Kılıç’ın, Dev-Genç’lilerin, Halkın Mü-hendis Mimarları’nın, 80 yaşındaki Kezban anamızın,Türkan Albayrak’ın, Grup Yorum üyesi iki kızı datutsak olan Erdem Varan’ın direnişlerini yabancı ko-nuklarımıza anlattık.

- AKP faşizminin gerçek anlamda düşman hukukunuuygulayarak bize yaptığı saldırılara rağmen çalışma-larımızı, direnişlerimizi, üretimimizi sürdürüyoruz.Hiçbir alanımızı bırakmadık, hiçbir mevzimizi düşmanateslim etmedik. İdeolojimizden aldığımız gücümüzleher alanda direniyoruz. İşte; her koşulda, her mevzidedirenilebileceğini anlattık.

- Düşmanın üzerine gidersek daha fazla saldırır, oyüzden suya sabuna bulaşmadan yapalım, OHAL’ibekleyelim diyor reformistler ve oportünistler. O yüzdenher alanda mücadeleyi tatil etmiş durumdalar. Enmeşru, demokratik eylemlerle bile polis saldırır diyerekyapmıyorlar.

8-9 EYLÜL’DE 9. ULUSLARARASI EYÜP BAŞEMPERYALİST SALDIRGANLIĞA KARŞI HALKLARIN BİRLİĞİ

SEMPOZYUMU İLE ENTERNASYONALİST DAYANIŞMAYI BÜYÜTTÜK,EMPERYALİZME VE FAŞİZME BİR KEZ DAHA VURDUK!

Page 35: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

KESK İstanbul Şubeler Platfotmu’nun Bakırköy’de,Kadıköy’de ve Kartal’da polis saldırıları sonrasındapolisle anlaşıp eylemleri bitirdiklerine hepimiz tanıkolduk. Akıllı solculuğun iflasını anlattık.

- Ankara’da, Yüksel Caddesi’nde günde 2 kez iş-kenceler pahasına işimizi geri istemeye devam edi-yoruz. Düzce’de işimizi geri istemek için 1.5 yıldır di-renmeye devam ediyoruz. Direnişçilerimizin yazdıklarıtarihi anlattık.

- AKP’nin terör listelerine bestelerimizle, konser-lerimizle cevap veriyoruz. Devrimci sanatçılığın neolduğunu anlattık.

- Haksız yere işten atılan işçilerin direnişlerine ön-cülük ediyoruz. Tek kişiyle bile direnilebileceğini, me-selenin zafere olan inanç olduğunu anlattık.

- Tutsaklarımız, hapishanelerde 2 yıldır genel di-renişteler. Hapishanelerde düşmanın politikalarınıboşa çıkarıyoruz. Özgür tutsaklarımızın direnişlerini,hücreleri nasıl aydınlattıklarını anlattık.

- Faşizm; 1 yıldır kendi hukukunu çiğneyerektutsak ettiği halkın avukatlarına, mahkemede yüzyüze gelmekten korktuğu, yenileceğini bildiği içinSEGBİS’i dayatmak istedi, mahkemeye getirmemekararı aldı. Avukatlarımız ise her zamanki gibi direndi,bu dayatmaya karşı açlık grevi yaptı ve kazandılar,mahkemeye getirildiler. Halkın avukatlığının ne oldu-ğunu anlattık.

- Kemal Gün, Mehmet Güvel, Feridun Osmana-ğaoğlu, Kezban Bektaş... Hepsi 70’li yaşlarında. Di-rendiler, açlık grevi yaptılar, direniyorlar. Katledilenevlatlarının kemiklerini almak için, faşizme karşı bay-raklaşan Nuriye-Semih’in direnişine destek olmakiçin, cemevine işeyen katil, ahlaksız polisleri tehditettiği için tutuklanan kızı için... 7’den 70’e nasıl dire-nildiğini anlattık.

Yani her yerde, her koşulda direnen YALNIZCABİZ VARIZ... İŞTE BUNU ANLATTIK...

Bu, sadece ülkemizle sınırlı olan bir durum değil.Dünyanın hiçbir yerinde, açık faşizm koşullarındaher alanda bu tarzda direnen başka bir örgüt yoktur.Bu nedenle sadece ülkemizde değil, DÜNYADA Dİ-RENEN YALNIZCA BİZ VARIZ...

Yani, ülkemizdeki açık faşizme karşı işçilerimizle,kamu emekçilerimizle, özgür tutsaklarımızla, yoksulgecekondu halkımızla, tutsak yakınlarımızla, liseli veüniversiteli gençliğimizle, mühendis mimarlarımızla,avukatlarımızla, sakatlarımızla, 70 yaşındaki dedele-rimiz, ninelerimizle yarattığımız destansı, tarihsel di-renişlerimizi tüm yönleriyle anlatarak, katılan örgütlerebüyük bir umut ışığı olduk.

Bu ışık, Marksizm-Leninizm’in ışığıdır. Ve bu ışığınaydınlattığı dünyadaki tüm örgütler de, kişiler debenzer direnişleri yaratabilirler, onlar da kendi top-raklarında umudu daha da büyütebilirler...

Ve dünya halklarından, dostlarımızdan, diğer ör-gütlerden öğrendik... Diğer ülkelerden katılımcılar;Ortadoğu’da emperyalizmin ve siyonizmin politikalarını,Donbass’ı, Avrupa hapishanelerini, diğer ülkelerdekiişçi direnişlerini detaylı biçimde anlattılar.

Ayrıca sempozyumumuza katılamayan dost ör-gütlerin selamlarını aldık. Suriye’de iktidarda olan,emperyalizme ve işbirlikçi çetelerine karşı halkın des-teğini yanına alarak direnen Baas Partisi’nin...

Ukrayna faşizmine karşı savaşıp bağımsızlığınıilan eden, bugün hala emperyalizmin saldırılarıylakarşı karşıya olan Donetsk Halk Cumhuriyeti KomünistPartisi’nin. Alman emperyalizminin yasaklarına, sal-dırılarına, tehditlerine rağmen Grup Yorum ile, dev-rimcilerle dayanışmaktan vazgeçmeyen MLPD’nin...Ve Sırbistan’dan İrlanda’ya, Hindistan’dan İskoçya’ya,İsviçre’den İspanya’ya, Lübnan’a; destek mesajlarınıileten diğer tüm örgütlerin ve dostlarımızın...

BU KOŞULLARDA DÜZENLEDİĞİMİZ SEMPOZYUM, EMPERYALİZME VE FAŞİZMEKARŞI SİYASİ ZAFERİMİZDİR!

9. Uluslararası Eyüp Baş Sempozyumu;

- Önceki senelere göre daha büyük bir prestij me-selesiydi.

- Emperyalizme ve AKP faşizmine ülkemizden ve-receğimiz bir cevaptı.

- Devrimci hareketimizin ideolojik-pratik öncülüğününifadesiydi.

Sempozyumumuzla; “Açık faşizm koşullarındahiçbir şey yapılamaz” safsatasına karşı bir cevapdaha vermiş olduk. Ülkemizde faşizmin tüm etkinlikleri,panelleri, sempozyumları yasakladığı koşullarda;abluka altındaki bir mahallede 200 kişinin katılımıylabir uluslararası, anti-emperyalist etkinlik örgütledik.

Marksizm-Leninizme, sosyalizme ait tüm değerlerinteker teker tasfiye edilmek istendiği bu süreçte, budeğerlere sahip çıkacak olan tek gücün devrimcilerolduğunu bir kez daha gösterdik.

Bir sonraki hedefimiz; Anti-Emperyalist Cephe’yidaha da büyütmek ve tüm dünya halkları, ilericiörgütleri emperyalizme karşı birleştirecek olan “Anti-Emperyalist Enternasyonal”i kurmak olacaktır...

Sempozyumumuza katılan, bu koşullarda biziyalnız bırakmayıp enternasyonal dayanışmayı büyütentüm dostlarımıza, başta büyük ailemiz olmak üzeresempozyumda emeği geçen herkese teşekkür edi-yoruz.

Sempozyuma çevirmenlik yapmak için gelen vehavalimanından iner inmez tutuklanan, 2 haftalık tut-saklığın ardından tahliye olan Ekrem Deniz Osmano-ğulları’na ve tüm AEC tutsaklarına da bir kez daha se-lamlarımızı gönderiyoruz...

ANTİ-EMPERYALİST CEPHE - TÜRKİYE TEM-SİLCİLİĞİ

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 335

Page 36: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Tek Yol Devrim,Tek Kurtuluş Sosyalizm

Çünkü…- Ordu’da milyonlarca ton fındık

denize aktı, köprüler, evler yıkıldı.Halkımıza bu acıları reva görenaltyapıyı yok eden AKP.

- Matematik, 40 sorudan 5,3,fizikte 20 sorudan 0,5 ortalamadoğru yanıt verildi, YSK’de eğitimsistemi iki ayda bir değişen ülke-mizdeki tabloyu değiştirmek için.

- Avrupa olimpiyatlarında

sömürdükleri ve maymun ırkın-dan geldiklerini söyleyen emper-yalist Fransa ve İngiltere içinsiyahiler madalyalar kazandığıiçin.

- Silivri’deki yoldaşlarımızabir kez daha işkence yapıldı,tecrit edilen yoldaşlarımız için.

- Saroz’da doğalgaz hattıiçin limanın açılması acil deni-lerek Cumhurbaşkanı tarafındanhükmedildi. Doğamızı katlettikleriiçin.

- Kuşadası’nda batan teknede9 göçmen öldü, 7’si çocuk, 3’übebekti, bu acılar için.

- L’oreal’in rujlar için kullandığıve özel bir parıltı yaratan maddeBurkina Faso’dan ithal ediliyor.Dağlık bölgede bulunan maddeyiçıkartan işçilerden 546’sı iş kaza-larında can veriyor.

- 24 yaşındaki İbrahim Erkolkanser hastası olan annesinin ilaçmasraflarını karşılamak için çalıştığıfabrikada mesai esnasında uyuya-kalınca elektrik akımına kapıldı.

- ABD ile çelişkilerini rahipBrunson üzerinden halka anti-emperyalist tavır alarak gösteril-

mesi.- Dünyanın en büyük havalimanı

yapılırken binlerce ağaç ve verimlitoprak katledildi. Sadece tekellerdaha fazla kar edinsin diye.

- Türkiye’de günde 32, yılda10 bin çocuk kayboluyor. Yetişkinise, yılda 4 bin kişi kayboluyor.

- Sağlık hizmetinin ticarileşti-rilmesi ve aşı yaptırmama oranıhızla artıyor.

- Gıdaya yapılan zamlar veartan enflasyon.

- İdamı gündeme getirmeleri;halk düşmanlığının, faşizmin yöne-tememe krizidir.

- Önderimiz, Dayımız’a devrimsözümüz var.

- Ayberk Demirdöğen, OsmanBeyazkaya ve Güven Usta mah-kemeye çağırılmadan SEGBİS ileağırlaştırılmış müebbet aldılar.

- Haksız, hukuksuz yargıla-malar için, adalet için.

- Sürekli yükselen dolar veülkemizdeki pahalılaşan her şeyiçin; dolara ne kadar bağımlı oldu-ğumuz için.

- Dünya parası olan dolarınsonunun gelmesi için.

3‐4 Ekim Mahkemesinde Halkın Sanatçılarının, Halk ve Vatan İçin Mücadele E�ğiİçin Yargılanmak İstenenDevrimcilerin Yanında Olalım

Devrimcilik Yapmak Suç Değildir Görevdir!Halk Cepheliler’e Özgürlük!Halkın Sanatçılarına,Halkın Avukatlarına,Halk Meclisi üyelerine,Dev-Genç’lilere,Halk Cephelilere Özgürlük!Halkın avukatları hakkındaki dava, 10 Eylül’de

başladı. Tam 5 gün boyunca faşizm yargılandı. Tümyalanlar, komplolar yere serildi.

Mahkeme önce, tüm tutuklu halkın avukatlarınıtahliye etmek zorunda kaldı. Ancak aldığı kararasadece birkaç saat dayanabildi faşizm. Tahliye kara-rından birkaç saat sonra, aynı mahkeme, aynı heyet,avukatlarımız hakkında tutuklama kararı çıkarttı…Ve 5 halkın avukatı yeniden tutuklandı.

Ama nafile! Avukatlarımızı geri alacağız, bir kezaldık, bir kez daha alacağız. Sadece avukatlarımız

değil komplolarla tutukladıkları tüm halkın sanatçılarını,memurlarını, öğretmenlerini, Meclis üyelerini, Dev-Genç’lileri, mimar mühendisleri... herkesi alacağız.

3-4 Ekim’de halkın sanatçılarının, yoksul mahal-lelerde uyuşturucuya, yoksulluğa karşı mücadeleeden devrimcilerin mahkemeleri başlıyor.

Halkın sanatçıları 1,5 yıldır tutsak.İsterseniz tutsaklarımız hakkında müebbet hapis

verin, hükümsüzdür bu saatten sonra, serbest bıra-kacaksınız tutsaklarımızı. Aksi takdirde bir ömür desürse bu kampanyayı sürdüreceğiz, her yerde HalkCephelileri göreceksiniz.

Şimdi hem avukatlarımızı geri almak için, hemde diğer tutsaklarımız için kampanyamızı sürdüre-ceğiz. Şimdi onları sahiplenme zamanı. Her koşuldahalkı için üreten halkın sanatçıları için 3-4 Ekim’deÇağlayan Adliyesi 35. Ağır Ceza Mahkemesindegörülecek davaya katılalım.

Halkın sanatçılarının yanında devrimciler de yar-gılanacak bu mahkemede. Neden uyuşturucuyakarşı, fuhuşa karşı mücadele ediyorsunuz, nedenhalkı sorunlarının çözümü için örgütlüyorsunuz diyesuçlanıyorlar.

Bu davalarda da zaferi yine sahiplenme getirecektir.Aynı halkın avukatlarında olduğu gibi. 3-4 Ekim’deÇağlayan Adliyesi’nde olalım!

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var36

Page 37: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

ÖNCE; YA DÜŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİ, YAÖLÜM dediler.

ŞİMDİ; YA ÖLÜM, YA DA TESLİMİYET!

Ayten’i Kaçırarak, Devrim’i Katlederek, Yüz-lerce Cepheliyi Tutuklayarak… DEVRİMCİ HA-REKETİN İRADESİNİ VE İDEOLOJİSİNİ TES-LİM ALMAK İSTİYORLAR!

Başını duvara vuruyor Ayten’in. Tekrar tekrarvuruyor işkenceci ve soruyor:

“Ne için direniyorsun?Seni motive eden ne?”İşkenceci elleriyle Ayten’in saçlarını eline dolamış,

vurmaya devam ediyor; “Seni motive eden ne? Seni motive eden ne?O neyse, kafandan söküp alacağız…”

Devam ediyor işkenceci. Tazyikli su, elek-trik… copla, kırbaçla dövme… kan ter içindebağırıyor işkenceci:

“Kafandaki neyse çıkart… kafanda ne var… ko-nuşmanın önündeki engel ne… motivasyonun ne,onu beyninden çıkart, yoksa biz çıkartacağız”

Fakat çıkartamıyorlar. Bütün işkence yöntemlerini denemelerine rağmen,

O KAYNAĞA ULAŞAMIYORLAR.

Ayten Öztürk’ün tutulduğu hücrede tuvalet,banyo, yatak yok. Banyo olarak kullanılanyer, aynı zamanda tazyikli su tutma işken-

cesini de yaptıkları yer.Tutulduğu yer, süngerli bir hücre. Tavana yakın bir

yerde küçük bir demirli cam var. Oradan da spot ışığıgibi bir ışık giriyor sürekli. Havalandırma gibi bir aletvar.

Fiziksel bütün üstünlüklerine rağmen korkuyor iş-kenceciler. Yemek vereceklerinde Ayten Öztürk’tenarkasını dönmesini istiyorlar. İşkenceye çıkarırken,maske takıp Ayten’in gözlerini kapatıyorlar. Çok enderolarak Ayten’in gözünü açık bıraktıklarında, işkence-cilerin hepsinin yüzünde maske oluyor.

İşkencehane, burası, irade savaşı meydanı;

Savaşlar temel olarak iradeler arasında sürer.Savaş bir iradenin diğer iradeye kabul etti-rilmesidir. Bu yüzden temel olarak savaşma

irademizi asla kaybetmeyeceğiz. Savaşmanın yön-temlerini bulacağız.

20 gün boyunca, günde iki kez, tüm günü tek birsoru ile tamamladı işkenceciler:

“Adını söyle” diyerek başlıyorlar sorguya. Sorguyu yapanlar Naziler… Sorgudaki Tanya… Ayten ve Tanya… Adını soruyorlar, bilmiyorum diyor.Soruyorlar, hayır diyor… İşkenceli sorgu orada ki-

litleniyor. Oradan bir adım ileri geçemiyor işkenceciler. Bir adım daha ileri atıyor Ayten. Açlık grevine baş-

lıyor. İşkence o günlerde tamamen “açlık grevini bıraktırıp

yemek yedirmek için” yapılıyor. Askıya alıyorlargünlerce;

“Yemek ye… yemek yiyeceksin…”Burası bir işkencehane; burada dayak sadece bir

ARAÇ… Asıl mesele, o aracı kullanıp, sorgudakininiradesini teslim almaktır. Savaş iradeler arasındasürer, coplarla ayak tabanları arasında değil.

İrade nedir?“Bir şeyi yapıp yapmamaya kararverme gücü”. İnsan bu gücü nereden alır? İdeo-lojisinden. İşkencehanedeki savaş, ideolojilerin

savaşıdır.

İşkencehane; fiziki dayanıklılığın değil, ideolojilerinsavaş meydanıdır. İşkence yaptıkları yer 3-5metrekare ama orada dünya çapında bir çatışma

sürüyor. Ayten Öztürk’e işkence yapılan yerde hiçbir ayna

yok. Günler süren işkencelerin arkasından bir aynagetirip Ayten’e kendisini gösteriyorlar. Yüzü şiş,simsiyah olmuş… “bak ne hale geldin, artık konuş,artık vazgeç” diyor işkenceci.

Vazgeçmek! NEDEN VAZGEÇİLECEK?Onu da çok açık söylüyor işkenceciler: Haber gönder diyorlar, merkezinize haber gönder,

siz nereye göndereceğinizi bilirsiniz… söyle, silahıbıraksınlar, demokratik mücadele etsinler... Savaşiradelerin ve ideolojilerin savaşıdır, silahların değil.

Bu düşünce Amerikan emperyalizminin dü-şüncesidir. Bu düşünce Avrupa emperyaliz-minin düşüncesidir. Bu düşünce Türkiye oli-

garşisinin düşüncesidir. Ayten Öztürk; işte bu düşünceyi dayatmak, bu dü-

şünceyi ağır bedeller ödeterek kabul ettirmek için ka-çırıldı. Devrim bunun için katledildi. Bir yıl içinde HalkCephesi’nden yaklaşık 200 kişi bunun için tutuklandı.Sıla, İnanç bunun için katledildi. Kurumlarımız bununiçin yakıldı, yıkıldı.

Sorunun aslı, esası budur: Silahlı mücadeleyi bı-rakın!

FARC bıraktı, Tupamarolar bıraktı, ETA bıraktı,IRA bıraktı, herkes bıraktı, PKK bırakmaya hazırdı,şimdi silahıyla birlikte gidip ABD’nin kara ordusu oldu.

SALDIRININ AMACI DEVRİM İNANCININ YOK EDİLMESİDİR

DEVRİMİN VE DEVRİMCİLİĞİN YOK EDİLMESİDİR DEVRİM VE SOSYALİZM İDDİAMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ!

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 37

Page 38: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Siz hala aynı yerdesiniz. Hala Kızıldere diyorsunuz.Bırakın!

Faşist cuntalarda vazgeçmedik. Katliamlardavazgeçmedik. Sosyalist sistemin yıkıntılarıaltında vazgeçmedik. Kuşatmalarda, ihanet-

lerde vazgeçmedik. Devrim iddiamızı, sosyalizm inan-cımızı sürdürüyoruz. Sürdürmenin ötesinde, iddiamızıve inancımızı daha da güçlendiriyoruz. Karargahideolojidir dedik ve o karargah, tarihsel temelleri üze-rinde dimdik duruyor.

48 yıldır tarihimiz, devrim mücadelesinin savaşıdır.Bu tarih UMUT’un, İRADE’nin, YENİLMEZ’liğin tarihidir.Bu tarih DEVRİM’in tarihidir.

Bu tarihten beslenenler YOK EDİLEMEZ! Tarihyok edilemez.

Beynimizin içinden işte bu ideolojiyi söküp almakistiyorlar.

Bunun için duvarlara vuruyorlar kafamızı. Bununiçin kaçırıyor, katlediyor, tutukluyorlar.

Başımıza ödüller koymalarının, bizi terör listelerinealmalarının, “örgüte tarihinin en acı dönemini yaşata-cağız” tehditlerinin nedeni de budur.

Emperyalizmin politikası; tüm sola, tüm ulusalve sosyal kurtuluş hareketlerine silah bırak-tırmaktır. Ancak sorun sadece silah değildir.

Silahsızlandırmak, ikinci adımdır. İlk adım ideolojisiz-leştirmektir. Her örgüt önce ideolojik olarak teslimalınır; sonra askeri, fiziki teslimiyet gelir. Biz ideoloji-mizden vazgeçmiyoruz. Emperyalizmin ve faşizminbu kadar ısrarlı bir şekilde bize saldırmalarının nedenibudur. ABD raporlarında; “böyle Marksist-Leninistbir örgütün var olmasına izin veremeyiz” denilirken,asıl vurgu, ideolojiyedir.

Ayten Öztürk’ün direnişi, 10-14 Eylül duruş-malarında halkın avukatlarının tarihsel sa-vunması, Devrim Top’un çatışarak şehit düş-

mesi... Bütün bunlar, tek tek direnişler değildir; bütünbunlar devrimde ısrarın, Marksist-Leninist ideolojiyiher koşulda savunmanın, sosyalizm inancını sürdür-menin ifadesidir.

Savunduğumuz tek tek kurumlar, tek tek mahallelerdeğildir; sorunumuz tek tek direnişler yaratmak değildir;emperyalizmin dünya çapındaki saldırısına karşı,dünya çapında belirleyiciliği olan ideolojik, politik,askeri, bir direniş ortaya koyuyoruz. Devrimi, sosyalizmisavunuyoruz. Tüm dünya halklarının tarihsel ve siyasalhaklılığını ve bu haklılığın en somut, en kanlı ifadesiolan ulusal ve sosyal kurtuluş savaşlarını savunuyo-ruz.

Emperyalistler; solu, tek kurşun sıkamayacak, tektaş atamayacak hale getirmek istiyor. Ama bunun daötesinde, solu hiçbir iddiası olmayan, hayal bile kura-mayacak bir hale getirmek istiyor. İşte bu noktadakurşun sıkmaya devam eden bir tek biziz, taş atmayadevam ediyoruz. Hayallerimiz devrime, sosyalizme,komünizme uzanıyor ve hayallerimizin önünde dura-bilecek tek bir güç yok.

Doğrudur; sayısız örgüt silah bıraktı. Sayısızörgüt düzen içine döndü. Sayısız örgüt am-blemlerindeki orak çekiçten, devrimin kızıl

renginden vazgeçti. Birçokları, sosyalizmden, Mark-sizm-Leninizm’den vazgeçti. Sosyalizmin 70 yıllık ka-zanımlarını inkar etti. Burjuva demokrasisinin zaferiniilan etti kimileri.

Bu sonuçları bazıları açısından sosyalist sisteminyıkılışıyla elde ettiler. Bazılarında hapishanelerdekiteslim alma süreçleriyle, bazılarında ise büyük katliamlarsonucunda bu noktaya gerilettiler.

Bizi hapishanelerde bitiremediler. Metris zulmüyle,Buca, Ulucanlar, Ümraniye katliamlarıyla, 19 Aralık2000’deki Türkiye tarihinin en büyük hapishanelerkatliamı ve F tipleriyle bitiremediler bizi. Tam tersine,direnişlerimizle, ideolojimizi büyüttük.

Bizi katlederek bitiremediler. Kızıldere, bitirildiğimizyer değil, yeniden doğduğumuz yer oldu. 12 Temmuz1991’de, çok geçmeden 16-17 Nisan’da merkezi kad-rolarımız ve aynı dönemlerde onlarca savaşçımız,komutanımız katledildi, “beyinlerinden vurduk”, “dağıttık”diye düşündüler; ama yine yanıldılar; yenilgilerden,darbelerden zaferler çıkararak devam ettik; bedeli nekadar büyük olursa olsun silahlı mücadelede ısraredeceğimizi ilan ettik.

Bizi sosyalist sistemin yıkılmasıyla da bitiremediler. Dünya sayısız alt üst oluş yaşadı, sayısız katliamlar

yaşadık, hala Kızıldere diyoruz, hala silahlı mücadelediyoruz, hala devrim, sosyalizm, hala Marks, Engels,Lenin, Stalin, hala proletarya diktatörlüğü diyoruz.Bütün mesele budur.

Ya düşünce değişikliği ya ölüm dayatmasıdevam ediyor.

Uzlaşma, tasfiye ve teslimiyet politikalarıyla bizimözgülümüzde hiçbir sonuç alamadılar. Bu nedenleyine katletmeye devam ediyorlar.

Yine sonuç alamayacaksınız. Kanıtı aylarca işkenceye direnen Ayten’dir. Kanıtı kuşatma altında teslim olmayıp çatışan

Devrim’dir. Kanıtı duruşma salonunu devrimi ve devrimciliği

savunma meydanına çeviren halkın avukatlarıdır. Kanıtı F Tipi hapishanelerde sürekli faşizme karşı

sürekli direnen ve her koşulda devrim ve sosyalizmdemeye devam eden özgür tutsaklardır.

Kanıtı milislerdir. Kanıtı bunca tutuklamaya, katliama rağmen yok

edilemezliğimizdir. Kanıtı her alanda bu ideolojinin önderliğinde süren

tek tek direnişlerdir.

Devrimciliği yok etmek istiyorlar. Devrimlerve devrimciler, bu adaletsiz dünyada halklarıntek kurtuluş umududur. Halkların umudunu

yok etmek istiyorlar. Direnmeyeceksiniz ve silahlımücadeleden vazgeçeceksiniz. Bütün mesele bu.

İdeolojimizi tasfiye etmek istiyorlar. Bağımsızlık,Demokrasi, Sosyalizm hedefimizi tasfiye etmek isti-yorlar. Dilimizi tasfiye etmek istiyorlar. Direniş gele-neklerimizi tasfiye etmek istiyorlar. Örgüt anlayışımızı

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Yozlaşmanın Arkasında ABD, AB, AKP Var338

Page 39: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Sayı: 85 23 Eylül 2018

Yozlaşmanın Karşısında Hasan Feritlerle, Devrim Toplarla CEPHE Var! 339

tasfiye etmek istiyorlar. Ahlakımızı, kültü-rümüzü tasfiye etmek istiyorlar.

Tek bir adım geri gitmeyeceğiz. Devrimiddiamız, iktidar hedefimizdir; milim sap-mayacağız. Emperyalizmle uzlaşmazlığı-mızda en küçük bir sarsılma olmayacak.Uyuşturucuya, yozlaşmaya karşı mücade-lemizden bir milim geri adım atmayacağız.Savaş bir tarafın iradesini karşı tarafakabul ettirmektir. Biz kazanacağız.

İşkencecilere duyuruyoruz. Kafamızda Marksizm-Leninizm var. İdeo-

lojimiz karargahımızdır. Karargahımız ka-famızdadır. Asla ulaşamayacağınız yerdedir.

Bizi siyasal ve tarihsel haklılığımızmotive ediyor.

Bizi yeni-sömürge ülkemizdeki yağmave talan motive ediyor. Halkımızın acılarımotive ediyor. Dünya halklarının açlığı,yoksulluğu motive ediyor. Biz her sabahkalktığımızda; beynimizden ve yüreğimizdenbinlerce devrimcilik nedeni akıyor.

O nedenler durduğu müddetçe, zulmü-nüzün sonuç alması mümkün değil. Devrimgeliyor...

1995 Buca katliamı, 1996 Ümraniye ve Diyarbakırhapishaneleri katliamları, F tiplerinin önünü açmak içingerçekleştirildi. Katliamcılar, tek bir mesaj veriyordu:Direnmenin bedeli büyük olacaktı!

Bu katliamlar, istedikleri etkiyi yaratamadı. Ulucanlar,bu etkiyi pekiştirmek için gündeme getirildi. Aleni birkatliamdı Ulucanlar. Tüm tutsaklara gözdağıydı. Ftiplerini açacağız, direnmeyin diyordu devlet. Direnmeyinölürsünüz diyordu.

Ankara Ulucanlar Hapishanesi’nde 26 Eylül 1999günü sabaha karşı 00.03 sularında devletin; bombalarının,kurşunlarının kullanıldığı saldırıya karşı kahramancadirendiler.

Faşistlerin ellerinde kalaslar, zincirler, demir çubuklar,kancalar, dipçikler, devrimci tutsakların üzerinde makinegibi işliyor. Koltuk altlarında sigaralar söndürüyorlar,hayalara firkete batırıyorlar, elektrik işkencesindenmedet umuyorlar.

Direnişin komutanı İsmet’i teslim alırlarsa herkesiteslim alacaklarını sanıyorlar. Hızar makinesinin altınayatırdılar İsmet’i. “Ya Teslim Olacaksın Ya Öleceksin”dediler. İlk seçeneği hiç düşünmeyenlerdendi o. Teslimolmadı İsmet. HIZARLARLA BOĞAZINI KESTİLER!

Her türlü işkenceyi yaptılarvücuduna. Teşhis bile edilemediişkencelerden. 26 Eylül Ulu-canlar... Bu kahramanca dire-nişin sonunda 10 devrimci tut-sak katledildi.

Baş eğmeme geleneğininyeni bir halkası olmuştur Ulu-canlar. Emperyalizme ve oli-garşiye asla teslim olmayaca-ğımızı bir kez de Ulucanlar’danhaykıran şehitlerimizin anısıönünde saygıyla eğiliyoruz.

İsmet KAVAKLIOĞLU(DHKP-C), Ahmet SAVRAN(DHKP-C), Aziz DÖNMEZ(DHKP-C), Nevzat ÇİFTCİ(TKİP), Ümit ALTINTAŞ (TKİP),Halil TÜRKER (TKP/ML), MahirEMSALSİZ (MKP), ÖnderGENÇARSLAN (MKP), ZaferKIRBIYIK (TİKB) ve AbuzerÇAT (MLKP).

Ayten Öztürk’e Yapılan İşkencelerin SorumlularınıBiliyoruz! Hesabını Soracağız!

Ayten Öztürk yoldaşımıza yapılanların sorumluları birebir RecepTayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu’dur. Şunu belirtmeliyiz ki dev-rimcileri ne gözaltılarınız ne tutuklamalarınız ne işkenceleriniz nede kaybetme politikalarınız teslim alabilir! Hiçbir hesabımızı mahşerebırakmadık, bırakmayacağız! denildi.

İstanbul-Çayan-İkitelliAnkara Halk Cephesi:Devrimci Avukatları ve Sanatçıları Zulmün Elinden

Çekip AlacağızHalk Cepheliler İstanbul ve Anadolu'da halkın avukatları ve sa-

natçıların serbest bırakılması için çalışmalar yaptı.Halkın Avukatlarına Ve Halkın Sanatçılarına Özgürlük- Halk

Cephesi -Tayad eylemiİstanbul-Kıraç Kuruçeşme Ma-

hallesinde 12 Eylül'de 4 farklı yere“Halkın Avukatlarına Ve Halkın Sa-natçılarına Özgürlük-Halk Cephesi”imzalı döviz çalışması yapıldı.

Kıraç-KuruçeşmeSarıgazi-Dev-GençTAYAD'lı AilelerHatay Halk Cephesiİzmir Halk Cephesi

Kuruçeşme

İsmet Kavaklıoğlu

Ahmet Savran

Aziz Dönmez

Page 40: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

1 Ekim - 7 Ekim

Aydın YALÇINKAYA, Vedat ÖZDEMİR:25 Eylül’de Aybastı’da jan-

darmanın pusuya düşürmesisonucu katledildiler. Ordu'nunAybastı ilçesinde faşist cun-taya karşı direnişi örgütleyenDevrimci Sol savaşçılarından

Aydın Yalçınkaya ve Vedat Özdemir, örgütlerinden bağımsızolarak dağa çıkmış olan Devrimci Yol militanlarındanFeridun Aydınlı ve Mehmet Kuru ile birlikte 25 Eylül1980'de Aybastı'da jandarma pususunda şehit düştüler.

Aydın, halkımızın anti-faşist mücadelesinde fedakarcave militanca yer almış bir Devrimci Solcuydu. 12 Eylülcuntası geldiğinde de, savaşmayı tercih edenlerdendi.

Vedat, Devrimci Sol'un Karadeniz bölgesi örgütlen-mesinde yer alan militanlarından biriydi. 12 Eylül cuntasıgeldiğinde de, hiçbir tereddüt göstermeden savaşadevam dedi. Mücadelesini bir kır gerillası olaraksürdürdü.

Aydın Yalçınkaya Vedat Özdemir

Bedii CENGİZ:Parti komitelerinin, Cephe Birliklerinin ye-

niden kurulması ve silahlı eylemlerin örgüt-lenmesi dahil birçok işle uğraşmak, insanlarıeğitmek ve bizzat silahlı eylemlere komutaetmek görevlerini üstlenmişti. Bu hazırlıklarınısürdürürken 25 Eylül günü kazayla yaralandıve kan kaybıyla yaşamını yitirdi.

1960 Mersin Kazanlı doğumluydu. Arapmilliyetinden, Alevi bir ailenin çocuğuydu. Lisede Dev-Genç’li, mahallede ise mahalli birim elemanı olarak çalıştı.Ayrılıkta Devrimci Sol saflarına geçti. Bir süre memur ör-gütlenmesinde çeşitli görevler aldı. Cuntayla birlikte ya-kalanan yoldaşımız 11 yıl yurdun çeşitli hapishanelerindetutsak olarak yaşadı. İstikrarlı bir gelişim çizgisi ortayakoydu. Antep'teki firar çalışmalarında işçiliği ve özverisiyle,özgürlük ve savaş tutkusunu ortaya koydu.

Şehit düştüğünde DHKP Genel Komite üyesiydi.Devrimci İşçi Hareketi’nin sorumluluğu ve Seher ŞahinSilahlı Propaganda Birliği’nin komutanlığı göreviylepartili yaşamına başlamıştı.

Bedii Cengiz

Hüsamettin CİNER:1975, Artvin-Hopa doğumlu, Laz milliyetindendir.

1990'da İstanbul Liseli Dev-Genç saflarında mücadeleyekatıldı. Bir dönem Ankara, Kayseri ve Kocaeli'ndefaaliyet yürüttü. İşkenceler, tutsaklıklar yaşadı. 1997yılında Marmara Bölgesi içinde faaliyet yürütmeyebaşladı. Kısa zamanda Kocaeli'nin emekçi mahalle-lerinde Susurluk pisliğine karşı halkın tepkisini örgüt-lemeye çalıştı. 5 Ekim 2000'de Ulucanlar Katliamı'nın

hesabını sormak için bir eylem hazırlığındayken, taşıdığı bombanınpatlaması sonucu İstanbul-Harbiye'de şehit düştü.

Hüsamettin Ciner

Mehmet BAŞBAĞ:1979 Dersim Pertek doğumludur. 84 Ölüm

Orucu şehidimiz Haydar Başbağ’ın yeğeniydi.Devrimcilerin içinde, şehitlerimizin mirasıyla bü-yüdü. 1997 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi,Gemi Mühendisliği bölümünde okuyordu. Dev-Genç’liydi. En son Karadeniz Bölge Komitesiiçinde yer alıyordu. Aranır duruma düşmesi ne-

deniyle silahlı birliklerimizde istihdam edildi.4 Ekim 2011'de Yunanistan’ın Selanik kentinde bir kazayla bu-

lunduğu ortamdaki patlayıcının patlaması sonucunda şehit düştü.

“Öfkeliyiz... Onbinlerle ölüyoruz. Acılar, afetler, ölümlerhep bizi buluyor... Bize bu dayanılmaz acıları yaşatanlardan,halkımızı onbinlerle katledenlerden, cenazelerimize bilehayvan leşi muamelesi yapanlardan hesap soracağız”

Hüsamettin Ciner

Mehmet Başbağ

Erdinç ARSLAN:1977, Hatay-Samandağ doğumludur. 1995'te ha-

rekete katıldı. Bölgesindeki demokratik faaliyet içerisindegörevler aldı. 1999'da SPB üyesi oldu. 5 Ekim 1999'daölüm mangaları tarafından, Adana Yüreğir'de bulunduğueve düzenlenen baskında katledildi. İnfazcılar, aynıbaskında Murat Bektaş adlı, devrimci hareketle hiçbirilgisi olmayan bir işçiyi de katlettiler.Erdinç Arslan

İsmet GÜVENÇ:1966 Dersim Pülümür doğumluydu. Kürt mil-

liyetindendi. Daha önce demokratik alanda daçalışmış ve birçok kez gözaltına alınmıştı. Hergözaltına alındığında sürekli ölümle tehdit edilmişti.Ama o tüm bu tehditlere rağmen ne Parti-Cep-he'den ne de mücadeleden vazgeçmeyerek, dev-rim için daha çok çalışmanın heyecanı ve coşku-

suyla savaşmıştı. 3 Ekim 1996’da İstanbul polisi tarafındangözaltına alındı. İşkence yapıldıktan sonra başına kurşunsıkılarak katledildi ve cesedi 6 Ekim 1996’da Esenler'deki birinşaata bırakıldı. Bir Cephe savaşçısıydı.

İsmet Güvenç

Rıdvan SANCAR:1956 Mardin Nusaybin doğumludur. Dev-

rimci Sol'un yaratılmasına katılan kadrolardanbiriydi. Beyazıt Dev-Genç Komitesi’nde yeralmıştı. 12 Eylül Cuntası'na karşı direnişiörgütleyen Devrimci Sol kadrolarındandı. 2Ekim 1980'de cuntaya karşı gerçekleştirilecekbir eylemin hazırlıkları sırasında, elindeki

bombanın patlaması sonucu şehit düştü.Rıdvan Sancar

Ali Rıza AKASLAN:21 Nisan 1976 Tokat doğumludur. Tokat Meslek

Yüksek Okulu Muhasebe bölümü mezunu olan AliRıza, genç yaşlarda çalışmaya başlamıştır. Üniver-sitede okuduğu yıllarda, 1993 yılında Dev-Genç’lilerile tanışmış, okulunda çeşitli demokratik, akademikfaaliyetler içinde yer almıştır. 1997’de KaradenizRecai Dinçel Kır Gerilla Birliği’nde savaşçı olarak

istihdam edildi. 7 Ekim 1999’da, Çamdalı Köyü yakınlarında Ka-radeniz Recai Dinçel Kır Gerilla Birliği’ne bağlı bir müfreze,düşman güçlerinin pususuna düştü. Sabah 03.30’a kadar sürençatışmada Ali Rıza Akaslan şehit düştü.

Ali Rıza Akaslan

Page 41: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

Ard arda yenilen operasyonlar bizi geriye götürmüştü.Sapla-samanı ayırmak gerekiyordu ama bu o kadar kolaydeğildi. İnsanları salt yazdıklarıyla tanımak yetmiyordu, pratiktede görmek gerekiyordu... İşte el yordamıyla hareket ettiğimizbu ortamda Hatay'a müdahale etmede gecikmiştik. Platformçerçevesinde yapılan toplantılara Antakya'dan katılan arkadaşlarvardı. Bu toplantılardan kim nedir, kimdir diye bazı bilgilertopladıktan sonra gitmiştim Antakya'ya. Elimdeki bilgilerhamdı, onları netleştirmek için bizzat görmem ve konuşmamgerekiyordu. Sohbet anlamında yaptığımız toplantıda biriöne çıkıyordu. Herkes bir şeyler söylüyordu ancak biri vardıki söyledikleri anlaşılıyordu. Sağa sola çekilemeyecek kadarçok açık ve net konuşuyordu. İşte sonradan tanıştığım vehayran kaldığım bu yoldaş Erdinç Arslan'dı.

ÇOK HIZLI TIRMANDI ÖRGÜT KADEMELERİNİ;Antakya'da çok potansiyelimiz vardı. Ama dağınık ve ör-

gütsüzdü. Ortalıkta devrimcilik(!) yapan, daha doğrusu yaptığınısanan, denetimden uzak, yaptıklarından kimseye hesap ver-meyen, kendini sorgulamayan birçok insan vardı. BunlarCepheli geçiniyordu ama düşünceleri Cepheli değildi. Siviltoplumcu bir kafa yapısı hakimdi. Kimi eleştirsen küsüyor,açık tartışma yerine dedikodu yapılıyordu. Nitekim bu tiplerçok değil, bir müddet sonra örgüt denetiminin girdiği tüm alanve kurumları terk etmekte gecikmediler. Kimse görev ve so-rumluluk almak istemiyordu. Görev ve sorumluluk alsa dadenetlenmek istemiyor, yaptıklarından dolayı hesap vermekistemiyor.

Devrimcilik örgütlü olmaktı. Örgütlü olmak ise bir alandaya da bir birimde görev ve sorumluluk üstlenmekti. O hazırdıbuna. Önce bir alanda, sonra bir birimde, ondan sonra da,"bir cepheli istediği yerde değil ihtiyaç duyulduğu yerdeolmalıdır" diyerek bölge düzeyinde görev almaktan bir an biletereddüt etmedi. “Hayır, yapamam” demedi. "Ailem var,okulum var" gerekçelerini ileri sürmedi. Önderliğin, "dahafazla görev ve sorumluluk alın" mesajını iyi kavramıştı. Öyleki bir zamanlar ona devrimciliği öğretenler, öğretmeye kalkanlarartık onu kıskanıyordu.

O GEÇTİĞİ HER YERDE İZ BIRAKTI;“Bir devrimci geçtiği yerde iz bırakmalıdır.” Erdinç geçtiği

her yerde, konuştuğu her insanda iz bırakmıştır. Büyüklerlebüyük, küçüklerle küçük olmasını bilmiştir. Hani bir devrimcideolması gereken iki temel unsur var ya; bir vatanını, iki halkınısevmek. İşte bunlar Erdinç'in mayasında vardı. Büyüklere

karşı saygılı, gerektiğinde elini öper, gerektiğinde onlarla sa-atlerce sohbet ederdi. Küçükleri severdi. Köyde küçük ço-cuklardan oluşturduğu küçük bir korosu vardı. Onu gördüklerindeyumruklarını havaya kaldırarak; "Yaşasın Devrimci HalkKurtuluş Partisi, Yaşasın Önderimiz Dursun Karataş" sloganlarınıatarlar. Bu onların selamı olmuştur. Arap Milliyetinden olupdaha önce şehit olan tüm yoldaşlarımızın özelliklerini taşıyordu.Onlara çok benziyordu. Bedii'den, Kemal Askeri'den, AhmetÖztürk'ten, Devrim Yaşar'dan... Hepsinden birer parça almıştı.

OKUMAYI VE YAZMAYI İHMAL ETMEZDİ;Okumak bilgidir, bilgi ise güçtür. Bunu biliyordu. Onun için

okumayı ihmal etmezdi. Eğitim programını ilk o bitirmişti. Le-ninizmin İlkeleri en çok beğendiği kitaptı. Onun için "temelkitap" diyordu. Bazıları kitap okuduklarını söyler ama gerçektenokuyup okumadıkları pek anlaşılmazdı. Çünkü ne okuduklarıkitapla ilgili bir konu anlatır ne de o konuda bir soru sorardı.Ama Erdinç öyle yapmazdı. Okuduğu kitabı mutlaka anlatırdı.Başkalarının da onu okuması için teşvik ederdi. Okumayısevdirirdi. Okumak kadar yazmayı da severdi. Güzel yazardı.Yazmak için öyle enine boyuna düşünmezdi. Bir çocuk nasılaklına geleni söylerse o da tıpkı o çocuk gibi düşündükleriniyazıya dökerdi. Sonra onu gözden geçirip cümle yapısını dü-zenlerdi. Şiir yazardı, yazmayı severdi.

YOLDAŞLARINI SEVERDİ;Liberal değildi. Gerektiği yerde eleştirmekten çekinmezdi.

Eleştiriyi sevginin bir ifadesi olarak görürdü. Biri için "Eğerdevrimci olacaksa eleştiriye tahammül etmesi gerekir" derdi.Tartışmayan, eleştirmeyen özeleştiri de veremez. Özeleştirivermeyen gelişemez ve devrimci olamaz. Küçük burjuvaniteliği itibarıyla Antakya Arap gençliği eleştiriye karşı baştatepkilidir. Eleştiriyi hakaret olarak telakki ederler. O bunuçoktan aşmıştı. Bu konuda Sabahat Karataş'ı örnek verirdi."Eğer biri arkadaşını, yoldaşını seviyorsa onu mutlakaeleştirmeli ve geliştirmelidir. Eleştirmeyen liberaldir ve arka-daşlarını sevmiyor demektir" derdi. Parasını onlarla paylaşır,aç olup olmadıklarını sorardı.

YÖNETİCİLİK YETENEĞİNE SAHİPTİ;Bunun için çaba sarf ediyor, zaman ayırıyordu. Bir konuyu

asla çözümsüzlükte bırakmazdı. Çözemediği konu veyakonuları mutlaka sorardı. Tartışmalarda küçük notlar alırdı.Hareketliydi. Bazen bir gün içinde, üç-dört şehri dolaşırdı.Devrimci yaşam ve davranış kurallarını benimsemiş vemantığını kavramıştı. Sevmeyeni de vardı. Özellikle küçükburjuva gururuna teslim olmuş kibirli birçok insan onu sevmezdi.Ama "yiğidi öldür hakkını ver" misali kimse de kalkıp onunhakkında devrimci yaşam ve davranış kurallarına aykırı birdurumunu gösteremez.

Erdinç ARSLAN'ı Yoldaşları Anlatıyor:

KAYBEDİLDİAyhanEFEOĞLU:Ayhan Efeoğlu,

Yıldız Teknik Üni-versitesi öğrencisiy-di. Öğrenci gençliğinve İYÖ-DER'in mü-

cadelesinin en önlerinde yerinialdı. Daha önce de defalarca göz-altına alınmış, siyasi şube polisleritarafından tehdit edilmişti. 6 Ekim1992'de İstanbul'da polis tarafın-dan gözaltına alınıp kaybedildi.

Ayhan Efeoğlu

Anıları Mirasımız

ÖmerFarukBAYRAKTAR:

1960 do-ğumludur. İs-tanbul Seren-cebey'de 2Ekim 1979'da

faşistler tarafından katledil-di.

Ö. Faruk Bayraktar

KAYBEDİLDİLütfiye KAÇAR:1960 Manisa doğumludur. 12 Eylül

öncesinde mücadele içinde yer aldı.İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümüöğrencisiydi. Bir dönem Niğde ÖğrenciYurdu'nda kaldı. Kadınların anti-faşistmücadelede militan bir biçimde yer al-

masının öncülerinden biriydi. 1980 sonlarında hareketinyeniden toparlanması sürecinde yine mücadelenin,örgütlenmenin içindeydi. Devrimci İşçi Hareketi'ndeyönetici olarak görev aldı. İşkenceciler en sonundaonu kaybetmekte buldular çareyi. 5 Ekim 1994'te İs-tanbul'da veya Gebze'de gözaltına alındı, kaybedildi.

Lütfiye Kaçar

Page 42: HALKIN AVUKATLARI MAHKEMEDE FAŞİZMİ YARGILADI VE …yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY085.pdf · 2018-09-22 · sürüleri! Ey saraydaki zalim! Hodri meydan! Halkız Biz Katledilmekle Bitmeyiz!

� ALMANYABerlin Halk Meclisi dost sofra-

sında buluşmak, çalışmalarını bir-likte değerlendirmek için kahvaltıdüzenliyor…Bu çerçevede 29 Ey-lül’de Frankfurt’ta yapılacak GrupYorum konserine katılımla ilgili desohbet edilecek.

Gülaferit’le Dayanışma GrubuBerlin’de 40. Eylemini Yaptı

Dayanışma Grubu 17 Eylül Pa-zartesi günü saat 13 ile 14 arasında,Berlin Alexsanderplatz’da eyaletbaşbakanlık önündeki eylemin 40.günü gerçekleştirildi.

Dortmund Halk CephesiKahvaltı Düzenledi

16 Eylül Pazar günü, saat11.00’da bir kahvaltı düzenlendi.Kahvaltının ardından Grup Yo-rum’un Almanya konserleri ve sonsüreç hakkında sohbet edildi. Ge-lecek haftaya düzenlenecek olanhalk toplantısının çağrısı yapılarakkahvaltı sona erdi.

Dortmund’da Ev Baskını18 Eylül Salı günü Dortmund’da,

sabah 6’da bir Halk Cepheli’ninevine polis baskını oldu. G20 zir-vesine karşı yapılan eylemlere ka-tıldıkları iddiasıyla, SOKO Schwar-zer Block denilen özel polis birimi,70 kişinin fotoğraflarını yayınlayarakafişe etti. Bu kişiler hakkında Av-rupa çapında arama kararı çıkardıve Almanya’da 15 eve de aramakararı çıkarmıştır. Emperyalistler,‘zirve’lerini nereye taşırlarsa taşı-sınlar, ne kadar baskı uygularsauygulasınlar halkın kininden ve he-sap sormasından kurtulamayacak-lar.

Musa Aşoğlu ve Erdal Gö-koğlu’nun Eylül Ayındaki DuruşmaTarihleri:

Musa Aşoğlu;- Tarih: 19.09, saat 10.00- Tarih: 25.09, saat 10:00,- Tarih: 26.09, saat 10.00.Erdal Gökoğlu;- Tarih: 14.09, saat 09.00,- Tarih: 20.09, saat 09.00,

- Tarih: 21.09, saat09.00,

- Tarih: 27.09, saat09.00,

- Tarih: 28.09, saat09.00.

İletişim: 0174 464 51 61 [email protected].

Köln Hapishanesi önündeKurulan Direniş Çadırı 68. Gü-nünde

Sonnur Demiray’a Özgürlük ta-lebiyle başlatılan direniş sürüyor.Direnişin 68. gününde çadıra ha-pishane psikoloğu geldi. Kendisinedirenişin nedenleri ve tecritin etkilerianlatıldı.

HFG’de Doğum Günü Kut-laması

Doğum günü kutlaması, HFG’deuyuşturucuya karşı mücadeleyi biradım daha ileriye taşımanın mut-luluğu oluyor. 18 yaşına giren ba-ğımlı bir gencin, 15 Eylül’de doğumgünü kutlandı.

Stuttgart ve Çevresinde Kon-ser Çalışması

Pazar günü Stuttgart Halk Kül-türevi’nde İbrahim Devrim Top’unanmasıyla başlayan program, Ulmve Heidenheim söyleşileriyle devametti. Ulm AKM’de türkülerle ger-çekleştirilen söyleşinin ardındançevredeki demokrat kurumlara biletve afiş bırakıldı.

� YUNANİSTANAtina’da Anti-faşist Yürüyüş

YapıldıYunanistan’ın başkenti Atina’da

2013 yılında faşist Altın ŞafakPartisi (Hrisi Avgi) taraftarlarıncakatledilen sanatçı Pavlos Fissas’ınkatledilmesinin beşinci yılı yürüyüşve protesto ile anıldı.

Yunanistan Özgür Tutsakları:“AKP Faşizmi Kanla Besleni-yor!”

Yunanistan’da tutuklu bulunanözgür tutsaklar bir açıklama yaparakİbrahim Devrim Top’un katledilme-sini protesto etti. Yapılan açıkla-mada; “Devrimler’i katlederek bunaengel olamazsınız, olamayacaksı-nız! İbrahim Devrim Top Yoldaşı-mızın Hesabını Soracağız!” denil-

di.

� İSVİÇREHalk Cepheliler yapılan eylemde

Eritrelilere Uluslararası desteklerinisundular. Emperyalizme ve Faşizmekarşı halkların yanında olduklarınıaçıkladılar. Eritre Dayanışma Grubuda yapılan destekten duyduklarımemnuniyetlerini belirttiler.

� FRANSAParis:Sanat Meclisi Paris’te Hü-

manite Festivali’ndeHümanite gazetesinin bu yıl 83.

İnsancıl Festivali’ne, Türkiye’denkatılan Sanat Meclisi üyeleri katıldı.Yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’desanatçılara yönelik baskıları anla-tarak, bu baskıların ancak verilecekmücadele ile kazanılacağını belirtti.Festivalde Cahit Zorel de bir ko-nuşma yaptı: “Hayatımın 17 yılınıgeçirdiğim en güzel anlarım isedevrimcilerle tanışmam ve dev-rimcilik yaptığım anlardır. Bu gü-zel ortam zaten sizleri Avrupa’daayakta tutuyor. Sizi suç işleme-meye, yasadışı olmamaya ve di-renmeye yönlendiriyor. Bundandolayı devrimcilik yapmak suçdeğildir!” dedi.

Küçükarmutlu’da Polis Ta-rafından Katledilen İ. DevrimTop ile İlgili Yapılan Eylem veAçıklamalar:

13 Eylül 2018 Perşembe sabahı,İstanbul Armutlu’da halkın yiğit ev-latlarından birisi daha şehit düştü.İbrahim Devrim Top, kaldığı evibasan işkenceci polisler tarafındanbu sabah, kaldığı Armutlu’daki evde,AKP’nin katil polisleri tarafındankatledildi! Hesap günü geldiğinde,son sözü halkın evlatları söyleye-cektir!

Berlin Halk Cephesi - MannheimHalk Cephesi- Frankfurt Halk Cep-hesi- Avrupa Dev-Genç- NRW HalkCephesi- Essen Halk Cephesi-Dortmund Halk Cephesi- StuttgartHalk Cephesi- KÖLN HALK CEP-HESİ- Gülaferit’le Dayanışma Gru-bu-Suriye Halk Cephesi-AvusturyaHalk Cephesi- İsviçre Halk Cep-hesi-Fransa Halk Cephesi-BelçikaHalk Cephesi-İngiltere Halk Cep-hesi-Yunanistan Halk Cephesi-Yu-nanistan Halk Cephesi

Av ru pa’da

42