hans christian andersen · hans christian andersen 1805’te danimarka’da doğdu. 1819’da...
TRANSCRIPT
Hans Christian Andersen
1805’te Danimarka’da doğdu. 1819’da tiyatrocu olmak üzere Kopenhag’a gitti, 1828’de de Kopenhag Üniversitesi’ne girdi. Aynı yıl ilk önemli yapıtı sayılan Holmen Kanalından Amager Adasının Doğu Ucuna Bir Yürüyüş’ü yayımladı. Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye ve İngiltere’ye geziler yaptı. Gezi yazıları, roman, oyunlar da yazan Andersen, asıl başarısını halk hikâyelerinden esinlenerek yazdığı masallarla kazandı. Masallarında gündelik dilin deyimlerini ve kalıplarını kullanarak döneminin yazarlarından farklılaşan Andersen, 1875’te Kopenhag’da hayata gözlerini yumdu.
Zeynep Atayman
1962’de İstanbul’da doğdu. İlk ve ortaöğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Almanca Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. 1984’ten itibaren editör, çevirmen ve metin yazarı olarak çeşitli yayınevlerinde ve ansiklopedilerde çalıştı. 19902003 yılları arasında Remzi Kitabevi’nde editör, 20052015 arasında Cumhuriyet Kitapları yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Mesleğini serbest editör olarak sürdürmektedir.
Hans Christian Andersen
Andersen Masalları
Ayrıntı: 1071Dinozor Çocuk: 29
Andersen MasallarıHans Christian Andersen
Kitabın Özgün AdıMärchen
Dizi EditörüNihal Ünver
Almancadan ÇevirenZeynep Atayman
ResimleyenAysun Altındağ
Son OkumaAyten Koçal
Kapak ResmiAysun Altındağ
Kapak TasarımıGökçe Alper
DizgiHediye Gümen
Bu kitabın Türkçe yayım haklarıAyrıntı Yayınları’na aittir.
Baskı ve CiltKayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbulTel.: (0212) 612 31 85 - 576 00 66
Sertifika No.: 12156
ISBN 978-605-5648-22-0SERTİFİKA NO.: 10704
Birinci Basım: Haziran 2017Baskı Adedi: 2000
AYRINTI YAYINLARIBasım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.
Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu - İstanbulTel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11
www.ayrintiyayinlari.com.tr & [email protected]
twitter.com/dinozorcocuk facebook.com/dinozorcocuk instagram.com/dinozorcocuk
Hans Christian Andersen
Andersen Masalları
DİNOZOR çocuk
İçindekiler
Önsöz ....................................................................................................... 9Prenses ve Bezelye Tanesi .................................................................... 13Parmak Kız ............................................................................................ 16Küçük Denizkızı ................................................................................... 34İmparatorun Yeni Elbiseleri ................................................................ 71Cesur Kurşun Asker ............................................................................. 79Yabankuğuları ....................................................................................... 87Çirkin Ördek Yavrusu ........................................................................ 113Çam Ağacı ........................................................................................... 129Karlar Kraliçesi ................................................................................... 143Çoban Kız ile Baca Temizleyicisi ...................................................... 194Kibritçi Kız .......................................................................................... 202Bülbül ................................................................................................... 207
9
Önsöz
Masal dünyasının ve çocuk edebiyatının en tanıdık isimlerinden biri Hans Christian Andersen. Ander
sen adı masalla özdeşleşmiştir ve “Andersen masalları”nın birini veya ötekini okumamış, en azından duymamış biri yoktur. Bundan bir buçuk asır kadar önce metinlerini yazan Andersen, dünya edebiyatında bugünkü anlamıyla yerini alan masala kendi rengini katmış ve üslup geliştirmiş bir isim. Anonim halk edebiyatı ürünleri olan masalın bir yazarın ismiyle anılması gibi sıra dışı bir olaydır Andersen masalları. Masal tanımlamasının sınırlarını da zorlayan metinleri, masal başlığı altında yayınlansa ve bilinse de, masalla öykü arasında bir geçiştir. Masal dünyasının büyük ismi Grimm Kardeşlerin çağdaşı olan Andersen kendisinden 20 yaş kadar büyük olan bu öncülerden çok yararlansa da onların tarzından çok farklı biçimde yazmış,
10
masalı anonim edebiyattan, yazarın yaratıcı olduğu modern edebiyat alanına taşımıştır. Üstelik masalların sözlü edebiyat alanından yazıya daha yeni yeni geçtiği erken bir dönemde olur bu.
Andersen, edebiyatıyla kendi döneminde çocuğa bakışı değiştirmiştir. “Çocuğun penceresinden anlatıyor” sözü bugün çok tanıdıktır, ama bu tarz kolay ortaya çıkmamıştır ve bugün bile birçok metin için hakkıyla söylenmesi gayet güçtür. Şunu rahatlıkla saptayabiliriz: Bugün dünyada birçok çocuk edebiyatı yazarında görebileceğimiz, özellikle de ülkemizdeki yazarlar arasında yaygın olan bir eğilimi Andersen’de bulamayız. Andersen’in üslubu çocuğa ders vermekten uzaktır. Dahası, bazı sert gerçekleri de çocuktan uzak tutmaz. Anlattıkları çarpıcıdır, sarsıcıdır ve hatta bazen acımasız görünebilir. Sözgelimi ölüm konusunu dile getirmekten hiç çekinmez. Ama bunu korkunç bir şey gibi anlatmaz, çocuğun sıcaklık ve sığınma arayışını gözden uzak tutmaz. Yarattığı fanteziler, tipik masallardan farklı olarak çocuk dünyasına uzak değildir. Toplumsal koşullara, insan karakterlerine karşı sıkı eleştiri içerir. Öğretici değildir ama yazdıkları hayat dersi alınacak metinlerdir. Ve de muziptir Andersen. Acı yanları olan metinlerinde bile, satır aralarında muziplikten geri durmaz.
Böylesine devrimci bir değişimi temsil etmesine karşın kendi döneminde ünlenmiştir. Bugüne kadar da dünyada
11
ve ülkemizde çocuklar için yayınlanmaya devam ediyor. Fantezisiyle, çocuk penceresinden bakmasıyla ve muzipliğiyle, en önemlisi çocuğu ciddiye alan tutumuyla güncelliğini koruyan bir yazar, çocuk edebiyatının bir köşe taşıdır.
Zeynep Atayman’ın çevirisiyle yayımlanan bu metin Almancadan çeviri (özgün dilinden Almancaya çeviren Heinrich Denhardt'tır). Kitabın sonsözünde Andersen’in Almancaya çevirileri üzerinde duruluyor ve bu metnin Almanya’da çeviri olarak klasikleştiğine vurgu yapılıyor. Bu çeviriler Andersen’in öldüğü 1875 yılında yayınlanmış. Bugün de güven duyulduğu ve dönemin havasını yansıttığı için bu çevirinin tercih edildiği belirtiliyor.
Andersen masalları haklı olarak klasikler arasında yer alıyor, ama birçok klasik metinden farklı olarak bugün bile çocukların dünyasına rahatlıkla girebilecek, sıcak ve canlı metinler. Zeynep Atayman’ın çevirisini okuyunca bu sıcaklığı Türkçede de algılıyoruz.
Turgay Kurultay
13
Prenses ve Bezelye Tanesi
Bir zamanlar bir prens varmış, bir prensesle evlenmek istiyormuş ama bu hakiki bir prenses olmalıy
mış. Böyle birini bulmak için bütün dünyayı dolaşmış ama her seferinde bir eksiklik çıkmış karşısına. Prenses bolmuş ama bunlar hakiki prenses mi değil mi, bir türlü anlayamıyormuş prens. Hep aksayan bir şeyler oluyormuş. Sonunda yurduna dönmüş, çok üzgünmüş, çünkü hakiki bir prensesle evlenmeyi çok istiyormuş.
Bir gece korkunç bir fırtına çıkmış; şimşekler çakıyor, gök gürlüyor, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, kıyametler kopuyormuş. Derken şehrin (sarayın) kapısı çalınmış, yaşlı kral gidip kapıyı açmış. Bir prensesmiş gelen. Fakat aman Tanrım, yağmurdan, fırtınadan ne hale gelmiş zavallı! Saçlarından, elbisesinden sular akıyormuş, tepeden tırnağa sırılsıklam olmuş ama gerçek bir prenses olduğunu söylüyormuş işte.
14
15
“Eh, anlarız bakalım hakiki prenses mi, değil mi?” diye düşünmüş yaşlı kraliçe ama kimseye bir şey söylememiş. Yatak odasına gitmiş, bütün yatakları kaldırmış ve yere bir bezelye tanesi yerleştirmiş. Bezelyenin üzerine yirmi tane şilte, şiltelerin üzerine de yirmi kaz tüyü yatak koymuş. Prenses gece bu yatakta yatacakmış.
Sabah olunca kıza, gece nasıl uyuduğunu sormuşlar.“Ah, korkunç bir şeydi!” demiş prenses. “Bütün ge
ce gözümü bile kırpmadım! Allah bilir ne vardı yatakta! Sert bir şeyin üstünde yatmışım gibi, her yerim çürüdü, mosmor kesildi. Gerçekten berbattı!”
Böylece anlaşılmış ki bu prenses hakiki bir prensestir! Yirmi şilte ve yirmi kaz tüyü yatağın altındaki bezelye tanesini hissedecek kadar nazlı, narin olduğuna göre!
Böylece prens onunla evlenmiş, çünkü artık onun hakiki bir prenses olduğundan eminmiş. O bezelye tanesini de müzeye koymuşlar. Eğer kimse almadıysa, bugün bile gidip görebilirsiniz onu.
Gördünüz mü, işte size hakiki bir masal!
16
Parmak Kız
Bir zamanlar bir kadın varmış, küçücük bir yavrusu olsun istiyormuş hep ama onu nereden bula
cağını bilemiyormuş. Sonunda bir büyücü kadına gitmiş ve demiş ki, “Küçücük bir yavrum olmasını çok istiyorum; böyle bir çocuğu nereden bulurum, söyleyebilir misin bana?”
“Ondan kolay ne var?” demiş büyücü kadın. “Al sana bir arpa tanesi... Ama bu arpa, tarlalarda yetişen veya tavuklara serptiğimiz arpalara benzemez. Sen bunu bir saksıya ek, sonra bak bakalım ne çıkacak!”
“Ah çok teşekkür ederim” demiş kadın ve büyücü kadına bir gümüş para vermiş; sonra evine dönmüş, arpa tanesini ekmiş. Arpadan koskocaman, laleye benzer güzel bir çiçek çıkmış ama bu çiçeğin yaprakları, tomurcuk gibi sımsıkı kapalıymış.