hava durumu ankara varan 1: doĞal gaza dev zam

8
facebook.com/sonsozgazete @sonsozgazete youtube.com/c/SonsozGazetesi06 SONSÖZ Sonsöz Sizin Sonsöz Türkiye’nin tüm sorunlarını özgür ve özerk yayınlayan, vatandaşın haber alma hakkı çerçevesinde gerçekleri yazan ve son sözün vatandaşın olduğu ilkesini savunan günlük siyasi gazetedir. GECE GÜNDÜZ c ˚ c ˚ HAVA DURUMU ANKARA www.sonsoz.com.tr • FİYATI: 75 Kr. 18 11 2 KASIM 2021 SALI S A A N T K R U L T U S .7 E Y L E R S . 4 G Ü N Ü N S Ö Z Ü Türk Türk resim ve resim ve heykel heykel sanatından sanatından sanat rüzgarı sanat rüzgarı ÇANKAYA EVLERİNDE ÇANKAYA EVLERİNDE YENİ DÖNEM BAŞLADI YENİ DÖNEM BAŞLADI Herkes insanlığı Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür. değiştirmeyi düşünür. Ama kimse Ama kimse önce kendisini önce kendisini değiştirmeyi değiştirmeyi düşünmez. düşünmez. S A Ğ L I K S .6 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, okul- ların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladığını belirterek, "Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok" dedi. Almanya'ya İşgücü Göçünün 60.Yılı Etkinliklerinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktası- nız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul'a yerleşmiş ama sığınmacı ama mülteci ama oturma izni almış insanla karşı kar- şıya" dedi. Ankara'nın Sincan ilçesinde, kolonla- rı çatlayan apartman tedbir amaçlı tahli- ye edildi. Çocuğu Çocuğu medya medya ve sosyal ve sosyal medyaya medyaya iten iten ailesidir ailesidir BAKAN KOCA: BAKAN KOCA: OKULLARIN KAPANMASI OKULLARIN KAPANMASI GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOK GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOK İMAMOĞLU: İSTANBUL'DA İMAMOĞLU: İSTANBUL'DA 2.5 MİLYON GÖÇMEN VAR 2.5 MİLYON GÖÇMEN VAR ANKARA'DA KOLONLARI ANKARA'DA KOLONLARI ÇATLAYAN APARTMAN ÇATLAYAN APARTMAN TAHLİYE EDİLDİ TAHLİYE EDİLDİ VARAN 1: DOĞAL VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM GAZA DEV ZAM MSB: F-35 toplantısının MSB: F-35 toplantısının ikincisi Washington'da ikincisi Washington'da Kılıçdaroğlu: Kılıçdaroğlu: Zamlar Zamlar durmuyor durmuyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Zamlar durmuyor. Ekim'de 93 kuruş zam- lanan LPG'ye 48 kuruş daha zam yolda. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık!" dedi. CHP lideri Kılıçdaorğlu, Twitter hesabın- dan yaptığı açıklamada, "Zamlar durmu- yor. Ekim'de 93 kuruş zamlanan LPG'ye 48 kuruş daha zam yolda. Doğal gaza yüz- de 48 zam yapıp, yükü sanayiye yıktılar. Biliyorlar ki sanayici bunu ürünlere yansıt- maya mecbur. Sonra gelsin marketlere yaptıkları gibi, sanayicilere de karalama- lar. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık! Ey göz- leri Biden'a gülen şahsım; milletimizin dert- lerinden tümden habersizsin. Ne zaman bu ülke ile ilgilenmeyi düşünüyorsun? Yü- zün bu ülkenin evlatlarına hiç gülmeyecek mi?" dedi. ANKARA, (DHA) Doğalgazda Kasım ayı tarifesine göre elektrik üreten santrallerin kullandığı doğalgaza yüzde 47, sanayide kullanılan doğalgaza ise yüzde 48 zam yapıldı Doğalgaz zamları elektriğe de zam anlamına geliyor. Bu yapı- lan doğal gaz zammının elekt- rik zammına yol açmaması düşünülemez bile. Elektrik fiyat- larına yapılacak zam, en niha- yetinde hem elektrik ve hem de doğal gaz zammı yüzünden maliyetleri artan sanayicinin sı- nai ürün fiyatlarına zam yap- masına yol açacaktır. Sonuçta bu zam- lar dönüp dolaşıp nihai tüketicinin sır- tına yüklene- cek- tir. BOTAŞ: Konutlar için doğal gaz tarifesinde değişiklik yok ‘SANAYİYE ZAM ÇARŞI VE PAZARA YANSIYACAK’ CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AHMET AKIN: CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın; sanayiye yapılan enerji zamlarıyla kara kış he- nüz başlamadan zamların yağ- maya başlayacağına dikkat çekti. CHP’li Akın; “Sanayide doğalgaz tarifesi bu yıl içinde yüzde 115; elektrik üretim santralleri tarife- si ise yüzde 148,5 oranında arttı. Bu artışlar market raflarına, çar- şı ve pazara da doğrudan yansı- yacak" dedi. Gül: Hukuk dert olan değil derman olandır Özer: 774 bin 536 kadrolu öğretmen var Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, mağdur odaklı adaletin önemine değinerek, "Elinde çekiç olan, herkesi çivi gibi görür. Eski Türkiye'de hukukun eline çekiç verdiler ve herkesi çivi gibi gördü. Kimisini inancından, kimisini siyasi görüşünden, kimisini kılık kı- yafetinden suçlayan bir hukuk vardı. Bugün ise biz insanımıza baktığımızda sadece hak ve özgürlük görüyoruz" dedi. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 7 Ekim 2021 tarihi itibarıyla bakanlı- ğa bağlı resmi kurumlarda görev yapan kadrolu öğretmen sayısının 774 bin 536, sözleşmeli öğretmen sayısının 114 bin 1, eğitim öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki unvanlarda kadrolu ve sözleşmeli statü- de görev yapan personel sayısının 79 bin 451 olduğunu söyledi. ANKARA, (DHA) Milli Savunma Bakanlığı'nca, Türkiye ve ABD Savunma Ba- kanlıkları arasında, F-35 ko- nusundaki ihtilafın giderilme- si ve mali hususların görüşülmesi amacıyla ikinci toplantının bir- kaç ay içinde Washington'da yapılmasının planlandığı belir- tilerek, "Biz pozisyonumuzu or- taya koyduk. Birinci olarak F-35 programına geri dönme, ikin- ci olarak tahsis edilen uçakların teslim edilmesi eğer bunlar ol- muyorsa ödediğimiz paraların iadesi şeklinde bir görüşümüz var" denildi. SAYFA S.2 SAYFA S.2 SAYFA S.2 SAYFA S.3 SAYFA S.3 SAYFA S.3 SAYFA S.3 SAYFA S.3

Upload: others

Post on 26-Jan-2022

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

facebook.com/sonsozgazete @sonsozgazete youtube.com/c/SonsozGazetesi06

SONSÖZSonsöz Sizin

Sonsöz Türkiye’nin tüm sorunlarını özgür ve özerk yayınlayan, vatandaşın haber alma hakkı

çerçevesinde gerçekleri yazan ve son sözün vatandaşın olduğu ilkesini

savunan günlük siyasi gazetedir.GECEGÜNDÜZ

c˚ c˚

HAVA DURUMU ANKARA

www.sonsoz.com.tr • FİYATI: 75 Kr. 18 112 KASIM 2021 SALI

S A AN TK RUL T U S .7EY LER S . 4 GÜNÜN SÖZ ÜTürk Türk resim ve resim ve heykel heykel sanatından sanatından sanat rüzgarısanat rüzgarı

ÇANKAYA EVLERİNDE ÇANKAYA EVLERİNDE YENİ DÖNEM BAŞLADIYENİ DÖNEM BAŞLADI

Herkes insanlığı Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür. değiştirmeyi düşünür. Ama kimse Ama kimse önce kendisini önce kendisini değiştirmeyi değiştirmeyi düşünmez.düşünmez.

SAĞL I K S .6

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, okul-ların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladığını belirterek, "Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok" dedi.

Almanya'ya İşgücü Göçünün 60.Yılı Etkinliklerinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktası-nız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul'a yerleşmiş ama sığınmacı ama mülteci ama oturma izni almış insanla karşı kar-şıya" dedi.

Ankara'nın Sincan ilçesinde, kolonla-rı çatlayan apartman tedbir amaçlı tahli-ye edildi.

Çocuğu Çocuğu medya medya ve sosyal ve sosyal medyaya medyaya iten iten ailesidirailesidir

BAKAN KOCA: BAKAN KOCA: OKULLARIN KAPANMASIOKULLARIN KAPANMASI

GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOKGİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOK

İMAMOĞLU: İSTANBUL'DA İMAMOĞLU: İSTANBUL'DA 2.5 MİLYON GÖÇMEN VAR 2.5 MİLYON GÖÇMEN VAR

ANKARA'DA KOLONLARI ANKARA'DA KOLONLARI ÇATLAYAN APARTMANÇATLAYAN APARTMAN

TAHLİYE EDİLDİ TAHLİYE EDİLDİ

VARAN 1: DOĞAL VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAMGAZA DEV ZAM

MSB: F-35 toplantısının MSB: F-35 toplantısının ikincisi Washington'daikincisi Washington'da

Kılıçdaroğlu: Kılıçdaroğlu: Zamlar Zamlar

durmuyordurmuyorCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Zamlar durmuyor. Ekim'de 93 kuruş zam-lanan LPG'ye 48 kuruş daha zam yolda. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık!" dedi.CHP lideri Kılıçdaorğlu, Twitter hesabın-dan yaptığı açıklamada, "Zamlar durmu-

yor. Ekim'de 93 kuruş zamlanan LPG'ye 48 kuruş daha zam yolda. Doğal gaza yüz-de 48 zam yapıp, yükü sanayiye yıktılar. Biliyorlar ki sanayici bunu ürünlere yansıt-maya mecbur. Sonra gelsin marketlere yaptıkları gibi, sanayicilere de karalama-

lar. Herkes suçlu, bunlar ak kaşık! Ey göz-leri Biden'a gülen şahsım; milletimizin dert-lerinden tümden habersizsin. Ne zaman bu ülke ile ilgilenmeyi düşünüyorsun? Yü-zün bu ülkenin evlatlarına hiç gülmeyecek mi?" dedi. ANKARA, (DHA)

Doğalgazda Kasım ayı tarifesine göre elektrik üreten santrallerin kullandığı doğalgaza yüzde 47, sanayide

kullanılan doğalgaza ise yüzde 48 zam yapıldı

Doğalgaz zamları elektriğe de zam anlamına geliyor. Bu yapı-lan doğal gaz zammının elekt-rik zammına yol açmaması düşünülemez bile. Elektrik fiyat-larına yapılacak zam, en niha-yetinde hem elektrik ve hem de doğal gaz zammı yüzünden maliyetleri artan sanayicinin sı-nai ürün fiyatlarına zam yap-masına yol açacaktır. Sonuçta bu zam-lar dönüp dolaşıp nihai tüketicinin sır-tına yüklene-cek-tir. Murat Özbülbül

BOTAŞ: Konutlar için doğal gaz tarifesinde değişiklik yok

‘SANAYİYE ZAM ÇARŞI VE PAZARA YANSIYACAK’

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AHMET AKIN:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın; sanayiye yapılan enerji zamlarıyla kara kış he-nüz başlamadan zamların yağ-maya başlayacağına dikkat çekti. CHP’li Akın; “Sanayide doğalgaz tarifesi bu yıl içinde yüzde 115; elektrik üretim santralleri tarife-si ise yüzde 148,5 oranında arttı. Bu artışlar market raflarına, çar-şı ve pazara da doğrudan yansı-yacak" dedi.

Gül: Hukuk dert olan değil derman olandır

Özer: 774 bin 536 kadrolu öğretmen var

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, mağdur odaklı adaletin önemine değinerek, "Elinde çekiç olan, herkesi çivi gibi görür. Eski Türkiye'de hukukun eline çekiç verdiler ve herkesi çivi gibi gördü. Kimisini inancından, kimisini siyasi görüşünden, kimisini kılık kı-yafetinden suçlayan bir hukuk vardı. Bugün ise biz insanımıza baktığımızda sadece hak ve özgürlük görüyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 7 Ekim 2021 tarihi itibarıyla bakanlı-ğa bağlı resmi kurumlarda görev yapan kadrolu öğretmen sayısının 774 bin 536, sözleşmeli öğretmen sayısının 114 bin 1, eğitim öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki unvanlarda kadrolu ve sözleşmeli statü-de görev yapan personel sayısının 79 bin 451 olduğunu söyledi. ANKARA, (DHA)

Milli Savunma Bakanlığı'nca, Türkiye ve ABD Savunma Ba-kanlıkları arasında, F-35 ko-nusundaki ihtilafın giderilme-si ve mali hususların görüşülmesi amacıyla ikinci toplantının bir-kaç ay içinde Washington'da yapılmasının planlandığı belir-tilerek, "Biz pozisyonumuzu or-taya koyduk. Birinci olarak F-35 programına geri dönme, ikin-ci olarak tahsis edilen uçakların teslim edilmesi eğer bunlar ol-muyorsa ödediğimiz paraların iadesi şeklinde bir görüşümüz var" denildi.

SAYFA S.2

SAYFA S.2

SAYFA S.2

SAYFA S.3

SAYFA S.3

SAYFA S.3

SAYFA S.3

SAYFA S.3

Page 2: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

2 Yaşam SONSÖZ2 KASIM 2021 SALI

Covid 19 pandemisi nedeniyle, çalış-ma şeklimiz de dahil olmak üzere, nere-deyse değişime uğramayan hiçbir şey kalmadı. Tabi ki, milyonları arkasından sürükleyen futbol da, bu değişimden na-sibini aldı.

Pandemi öncesinde takımların maç sırasında 3 olan oyuncu değiştirme hak-kı, oyun kurallarını değiştirme ve yenile-rini uygulama yetkisine sahip tek kurum olan IFAB tarafından, pandemi süresince olmak kaydıyla 5’e çıkartılmıştı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, futbol adına bu kararın son derece yararlı ol-duğunu düşünüyorum. Çünkü neresin-den bakılırsa bakılsın, futbol zor bir oyun. Kalecisinden defansına, orta alanından forvetine kadar tüm hatlarıyla son de-rece komplike bir güç gösterisi. Ayrıca, doksan dakika içinde, son derece farklı senaryolara da gebe.

Kulüpler bu süreçte uygulanan 5 fut-bolcu değişimi uygulamasının sürdürül-

mesini istiyorlar. Bu konuda IFAB'ın geç-tiğimiz günlerde yapılan Teknik Kurul toplantısında, bu konu detaylarıyla ma-saya yatırıldı.

Ülke federasyonlarının ağırlıklı isteği bu uygulamanın devam etmesi. Gelen isteklerin yoğunluğu nedeniyle, teknik kurul 25 Kasım'da yapılacak IFAB Yöne-tim Kurulu'na tavsiyede bulunulması ka-rarı aldı.

Yapılacak olan toplantıda bu tavsiye kabul edildiği takdirde kurul bunu onay için Şubat sonu, ya da Mart ayı başında yılda bir kez toplanan İcra Kurulu'na su-nacak. Bu değişikliğin kalıcı olarak uygu-lanma teklifi onaylandığı takdirde 1 Hazi-ran'dan itibaren artık futbolda 5 oyuncu değişikliği uygulaması kalıcı ancak op-siyonel olacak. Yani, isteyen ülke fede-rasyonu bu uygulamayı yürütecek, is-temeyen eskisi gibi 3 oyuncu değişikliği sistemini sürdürecek.

Bu durum son derece doğru ve de

adil. Örneklemek gerekirse, İngiltere Pre-mier Lig’de 5 oyuncu değişikliği kuralı uy-gulamıyor. Hoş bu kuralın uygulanma-dığı tek lig de o zaten. Ancak onlarca ülke ligi olduğu düşünüldüğünde, İngilte-re’nin bu kuralı uygulamıyor oluşu bir kri-ter olmaktan uzak kalıyor.

Bu arada geçmişe baktığımızda, fut-bolun ilk yıllarında oyuncu değişikliğinin yalnızca sakatlıklarda uygulandığını gö-rüyoruz. 1967 yılında 2 değişikliğe izin ve-rilmiş. 1994'de ise, 2 değişikliğin yanı sıra, ekstra olarak kaleci değişikliği de eklen-di. 1995'te de genel olarak 3 oyuncu de-ğişikliği uygulamasına geçiliyor. Eleme-li maçlarda ekstra oyuncu değişikliğine de 2018 yılında onay verildi.

Sonuçta, neresinden bakılırsa bakılsın, yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi içinde her şeyi barındıran futbolda hem sporcu sağlığı, hem de futbolun görsel güzelliği adına, bu kuralın sürdürülmesi yararlı olacaktır.

Umarım, Türkiye Futbol Federasyonu da bu uygulamanın sürdürülmesi yönün-de adım atar.

Kalın sağlıcakla…

Çünkü IFAB Teknik Kurulu, isteyen fe-derasyon veya konfederasyonların 3 oyuncu değişikliği uygulamasını sürdüre-bileceklerini bildirdi.

PREMIER LIG 5 OYUNCU DEĞIŞIKLIĞINI BIRAKTI

Pandemi döneminde takımlara ko-laylık sağlaması için geçici olarak uygu-lanmaya başlayan 5 oyuncu değişikliği kuralı, tüm dünyada olumlu karşılanmış ve çok sayıda ülkede federasyonlar, ku-lüpler ve ligler bu kuralın kalıcı hale geti-rilmesi gerektiği açıklamalarında bulun-muşlardı. IFAB CEO'su Lukas Brud, Alman Sportschau sitesine yaptığı açıklamada, tüm futbol dünyası tarafından istenen bir şeyi IFAB'ın uygulamaması için bir neden olmadığını söyledi.

Haftalık

BU UYGULAMA DEVAM ETMELI… Erden AKTOĞ[email protected]

ANKARA, (DHA)- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın Bakü şehrinde düzen-lenen Türk Konseyi Başsavcılar Şurası'na vi-deo mesaj gönderdi.

Şuranın, Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Bundan 12 yıl önce kurduğumuz Türk Konseyi, birlik ve beraberli-ğimizin sembollerinden biridir. 12 senelik süreç içinde kurumsallaşmasını tamamlayan Türk Konseyi'nin küresel ölçekteki itibarı da gide-rek yükseliyor.

Türk Konseyi yeni katılımlarla gücü-nü artırırken bölgesel bir iş birliği formatın-dan çıkıp uluslararası bir yapıya kavuşuyor. Konseyimizle iş birliği yapmak ve konseyimize gözlemci olmak isteğini dile getiren ülkelerin sayısı da günden güne çoğalıyor" diye konuştu.

'YENİ İŞ BİRLİĞİ ZORUNLULUK'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası ül-

keleri bir taraftan çok uluslu platformlarda va-tandaşlarının hak ve çıkarlarını savunurken diğer taraftan da Türk dünyasını bir araya ge-tiren yegane teşkilat olan Türk Keneşi'nin da-yanışmasını güçlendirdiğini vurgulayarak, "Özellikle son yıllarda şahit olduğumuz hadi-seler; ticaretten ulaşıma, savunmadan sağlı-ğa kadar her alanda yeni iş birliği yolları ge-liştirmemizin bizim için bir ihtiyaçtan öte zorunluluk olduğunu göstermiştir. Nitekim bu amaçla kısa süre önce ülkemizin ev sahipli-ğinde İstanbul'da yetkin isimlerin katılımıy-la Türk Konseyi Medya Formunu gerçekleştir-dik. Forum kapsamında yapılan tartışmalarla iletişim meselesinde güçlü ve zayıf yanlarımızı

tespit etme imkanı bulduk. Ülkelerimizi hedef alan dezenformasyon kampanyalarıyla müca-delede ilgili birimlerimizin etkinliğini artıracak kritik kararlar aldık. Medya Forumu'nun he-men akabinde bugün de Bakü'de Türk Konseyi Başsavcılar Şurası'nın hayata geçirilmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. Terörizm, düzen-siz göç, sınır aşan suçlar gibi bizi ve vatandaş-larımızı doğrudan etkileyen tehditlerin arttığı bir dönemde; yargı organlarımızın yeni diya-log zeminleri oluşturmalarına büyük önem ve-riyoruz. Cumhuriyet başsavcılıklarımız ara-sındaki tecrübe ve bilgi paylaşımını artıracak, iletişimi ve iş birliğini çok daha etkin hale geti-recek bu tarihi adımın bizi hedeflerimize daha da yaklaştıracağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’dan Türk Konseyi Başsavcılar Şurası’na mesaj

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın Bakü şehrinde gerçekleştirilen Türk Konseyi Başsavcılar Şurası'na

gönderdiği mesajda, "Terörizm, düzensiz göç, sınır aşan suçlar

gibi bizi ve vatandaşlarımızı doğrudan etkileyen tehditlerin

arttığı bir dönemde; yargı organlarımızın yeni diyalog zeminleri oluşturmalarına

büyük önem veriyoruz" dedi.

İZMİR (DHA) - Covid-19 salgınıyla mücadele-de aşılama tüm hızıyla sürerken, aşı karşıtlarına bir tepki de Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya'dan geldi. Prof. Dr. Serhan Sakarya, bir başka kişinin ağır hastalanmasına ya da ölümü-ne sebebiyet verebilecek olan aşı karşıtlarının mut-laka sosyal ortamdan, toplu ulaşımdan izole edilme-si gerektiğini belirtti.

Pandemi tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de bir numaralı gündem maddesi. Covid-19'un son dönem Türkiye'deki seyrini değerlendiren Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, ekim ayı sonunda hedeflenen 200 milyon doz aşı he-define ne yazık ki ulaşılamadığını ancak yapı-lan aşılamanın sonucundaki sayısal verilerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Sakarya, "Geçen yılın aynı dönemlerine baktığımız-da, Covid-19 tanısı konulmuş hasta sayımız 60 bin-ler seviyesindeydi, şu an 30 binler seviyesinde. Ölüm oranına baktığımızda da 400'lü rakamlardan, 200-250 arası rakamlara düşüş var. Sadece bu rakamlar bile aşılamanın işe yaradığının göstergesi" dedi.

Normalleşmenin ülkemizde yanlış anlaşıldığı-nı, neredeyse tüm ilişkilerin Covid-19 öncesi du-ruma döndüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Sakarya, "Solunum izolasyonu, mesafe ve hijyen her zaman önemini koruyor, korumalıyız. Ancak normalleşme için kesinlikle okullar açılmalı. Eğitimsizlik, Covid-19'dan daha tehlikeli bir konuştu.

Aşı karşıtları için 'izole edilsinler' önerisi

ANKARA, (DHA)- BORU Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), 01 Kasım 2021 tarihinden geçerli olmak üze-re konutlarda kullanılan doğal gaz tarife-sinde bir değişiklik yapılmadığını duyur-du.BOTAŞ'tan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'deki konutlarda Evsel Enerji Fiyat Endeksi'ne (HEPI-Household Energy Price Index) göre, Avrupa'nın en ekono-mik doğal gazının kullanıldığı belirtilerek,

"Bununla birlikte 2021 yılı başından itiba-ren dünya ve Avrupa enerji piyasalarında-ki tüketicilerin, piyasalarda yaşanmakta olan olağan dışı ve olağanüstü dalgalan-malara bağlı olarak fahiş enerji fiyatlarına maruz kaldıkları kamuoyu tarafından da yakinen bilinmektedir. Ülkemizde ise bu-güne kadar bütün dünyada yaşanan yük-sek enerji fiyatları tüketicilerimize aynı oranda yansıtılmamıştır.

BOTAŞ: Konutlar için doğal gaz tarifesinde değişiklik yok

ANKARA, (DHA)- AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Önümüzdeki kış günlerinde yakacak ve elektrik yardımları kapsamında ihti-yaç sahibi vatandaşlarımıza 2,5 milyar TL destek vereceğiz" dedi.

Bakan Yanık, yaptığı yazılı açıklama-da, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yapılan desteklerin düzenli bir şekilde sürdürül-düğünü belirterek, özellikle kış mevsi-mi boyunca bu desteklere ayrı bir özen gösterdiklerini belirtti. Yakacak yardımı kapsamında

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu'ndan kömür tahsis ederek da-ğıtımını gerçekleştirdiklerini hatırla-tan Bakan Yanık, toplam değeri 1,6 mil-yar TL'ye ulaşan kömür dağıtacaklarını bildirdi.

Kış ayları boyunca yapılacak yaka-cak dağıtım işlemleri maliyetinin 40 mil-yon TL olduğunu kaydeden Yanık, "Tüm Türkiye'de bulunan Sosyal Yardımlaşma

ve Dayanışma Vakıflarımız aracılığıyla hızlı ve etkin bir şekilde ihtiyaç sahipleri-mize bu dağıtımı gerçekleştireceğiz" dedi. Elektrik Tüketim Desteği'nde de 2019'dan bugüne kadar yapılan yardımın 6 mil-yar TL'ye ulaştığına dikkat çeken Yanık, "İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın elektrik faturalarına destek oluyoruz. Kasım dahil önümüzdeki 4 ayda bu kapsamda yakla-şık 920 milyon TL elektrik tüketim deste-ği vereceğiz" ifadelerini kullandı.

Yanık, şöyle devam etti:"Önümüzdeki kış günlerinde yakacak

ve elektrik yardımları kapsamında ihti-yaç sahibi vatandaşlarımıza 2,5 milyar TL destek vereceğiz. İhtiyaç sahibi vatandaş-larımız, yakacak yardımına e-Devlet üze-rinden başvurabilecek.

Diğer yandan Elektrik Tüketim Desteği'ni de düzenli sosyal yardım prog-ramlarından faydalanan ailelerimize hali hazırda veriyoruz. Herhangi bir kuruma başvuru yapmalarına gerek yok.

Yanık: İhtiyaç sahiplerine 2,5 milyar TL yakacak ve elektrik desteği vereceğiz

ADALET Bakanı Abdülhamit Gül, mağdur odaklı adaletin önemine deği-nerek, "Elinde çekiç olan, herkesi çivi gibi görür. Eski Türkiye'de hukukun eli-ne çekiç verdiler ve herkesi çivi gibi gördü. Kimisini inancından, kimisini si-yasi görüşünden, kimisini kılık kıyafe-tinden suçlayan bir hukuk vardı. Bugün ise biz insanımıza baktığımızda sadece hak ve özgürlük görüyoruz" dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde düzenlenen Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Toplantıda Gül'ün yanı sıra Aydın Valisi Hüseyin Aksoy, Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Başkanı Ramazan Gürkan,

milletvekilleri ve hukukçular yer aldı. Toplantıda konuşma yapan Adalet Bakanı Gül, bir suçun mağduru olan va-tandaşları adli süreçte yalnız bırakma-mak adına önemli bir sistemi inşa et-tiklerini ifade etti. Hukuk devletinin bir grubun değil milletin kararı ve terci-hi olduğunu ifade eden Gül, "Elinde çe-kiç olan, herkesi çivi gibi görür. Eski Türkiye'de hukukun eline çekiç verdi-ler ve herkesi çivi gibi gördü. Kimisini inancından, kimisini siyasi görüşün-den, kimisini kılık kıyafetinden suçla-yan bir hukuk vardı. Bugün ise sadece hukuk ve hukukun üstünlüğü var. Yeni Türkiye'de başka arayışlara yer yok-tur. Biz insanımıza baktığımızda hak ve özgürlük görüyoruz. Sadece insanımı-zı öncelemeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde re-formları hayata geçirmeye kararlıyız"

Gül: Hukuk dert olan

değil derman olandır

STANBUL(DHA) - ALMANYA'ya İşgücü Göçünün 60.Yılı Etkinliklerinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktasınız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul'a yerleş-miş ama sığınmacı ama mülteci ama oturma izni almış insanla karşı karşı-ya" dedi.

İBB'nin düzenlediği Almanya'ya İşgücü Göçünün 60.Yılı etkinlik-leri başladı. 3 Kasım'a kadar süre-cek etkinliklerin ilk gününe Goethe Enstitüsü Güneydoğu Avrupa Direktörü Angela Kaya, Almanya Federal Cumhuriyeti Eski Meclis Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Henning Georg Simon ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı, konuşma yaptı. 23 yazarlı 'Misafir, Göçmen, Yerli: Almanya'ya iş-gücü göçünün 60'ıncı yılı' kitabının ta-nıtımı da gerçekleşti. Kitabın yazarla-rından Prof. Dr. Nermin Abadan Unat'a 60.yıl özel ödülü takdim edildi. Etkinlik programının sunumunu Şebnem Schaefer yaptı. Konuşmalar ve

tanıtımın ardından katılımcılar Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki fua-ye alanında hazırlanan, Almanya'ya Göç'ü anlatan fotoğrafların olduğu ser-giyi inceledi.

"GÖÇÜN TAM GÖBEĞİNDE BİR KENTTE BULUNMAKTASINIZ"

Etkinlikte konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu "İnsanlığın bel-ki de en dramatik dönemlerinden bi-rini, pandemi döneminde hep birlik-te yaşadık. Buna dönük aşıyı geliştiren Almanya'ya göç eden ailelerin birer ferdi olan Sayın Özlem Türeci ve Sayın Uğur Şahin'i buradan anmadan ol-maz" dedi. İmamoğlu "Belki de en dra-matik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktasınız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul'a yerleşmiş ama sığın-macı ama mülteci ama oturma izni al-mış insanla karşı karşıya. Ve o 2,5 mil-yon nüfus, sadece ve sadece 6-7 yılda olgunlaşmış bir nüfus. Yani 1961'den 2021'e konuşmuyoruz. 2021 yılında-yız; 2013'lerde, 2014'lerde başlayan bir sürecin, bir anda 2,5 milyona ulaştığı-nı düşündüğümüzde, aslında ne ka-dar dramatik ve süreci zorluklar-la yönettiğimizin bir karşılığıdır diye düşünebiliriz.

İmamoğlu: İstanbul'da 2.5 milyon göçmen var

Page 3: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

3GüncelSONSÖZ2 KASIM 2021 SALI

İLAN VE REKLAM TARİFESİ• Renkli bütün sayfalarda st/cm: 30 TL + KDV• Siyah-Beyaz sayfalarda pazarlığa tabiidir.

• Bilanço, Genel Kurul, Tüzük, Sigorta, Acentelik, Fesihname vb. ilanların st/cm: 20.40 TL + KDV

Arşiv gazete bedeli 4 TL'dir

Yıl: 46 Sayı: 16260

2 KASIM 2021

SALI

Dağıtım: TUNALI MEDYA LTD.ŞTİ.Yayın Türü: Yerel Süreli

Sözleşme Dışı Yazılara Ücret Ödenmez.Gazete Basım Tarihi :1 KASIM 2021 PAZARTESİ

SONSÖZ Gazetecilik Matbaacılık Reklamcılık İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi:

Abdi PEHLİVANSorumlu Yazı İşleri Müdürü : Ali TEPE

İstihbarat Şefi: Çavuş IŞIKGörsel Yönetmen : Birsen Düzen

İnternet Editörü: İbrahim Ethem ÜNALSpor Sorumlusu: Ali Yalçın ERCAN

Hukuk Müşaviri: Av.Mehmet Necati YÜZER

İstanbul Temsilcisi Murat KENDİRLİ (0532) 521 62 17İzmir Danışmanı Oğuzhan KAVAKLI

(0542) 422 71 80Karadeniz Temsilcisi Kemalettin TANGAL

(0544) 397 92 51Sivas TemsilcisiYurdal EPSİLELİ(0546) 889 58 58

MERKEZ:Rüzgarlı Agahefendi Sokak

No: 6/1 Ulus / ANKARA Tel: (0312) 312 12 82-310 51 88

Faks: (0312) 310 60 70

HABER MERKEZİ: İvedik OSB Matbaacılar Sitesi

1341. Cadde ( Eski 35. Cad.) No: 56-58 Yenimahalle/ANKARA Tel: (0312) 394 57 71Fax: (0312) 394 57 74

•BASKI ADRESİ

İvedik OSB Melih Gökçek Bulvarı Ada Plaza 80/10

Yenimahalle / ANKARA

Hem fosil enerji kaynaklarında görülen fi-yat artışları ve hem de kurdaki yükselişle-rin büyük bir zam dalgasına yol açacağını ve enflasyonun da hızla yükseleceğini ön-görmüş, yazı, söyleşi ve yorumlarımda bunu anlatmıştım.

Dediğim aynen vaki oldu kasım ayına dev bir zam haberi ile girdik; Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) internet sitesin-de kasım ayına ilişkin tarife tablosu yayım-landı.

Buna göre, BOTAŞ'ın konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine kasımda uygu-layacağı satış fiyatı mevcut tarifede oldu-ğu gibi 1000 metreküp doğalgaz için 1488 lira olarak sabit kaldı.

Kasımda yıllık tüketimi 300 bin metrekü-pün üzerinde olan serbest tüketicilerin kul-landığı 1000 metreküp doğalgazın fiyatı ekim ayına göre yaklaşık yüzde 48 artarak 3 bin 500 liraya çıktı.

Söz konusu ayda organize sanayi bölge-si veya kullanıcı birliği abonelerinin tükettiği 1000 metreküp doğalgazın fiyatı ise yakla-şık yüzde 48 artarak 3 bin 482 liraya yüksel-di.

Ayrıca elektrik üretim santrallerinin kul-landığı 1000 metreküp doğalgazın fiyatı yaklaşık yüzde 46 artışla 4 bin lira oldu.

Doğal gaz kullanan elektrik üretim san-trallerinde tarife yılbaşından bu yana yüz-de 186 sanayide ise yüzde 147,5 artmış bu-lunmaktadır.

Bloomberg HT yayınına katılan Organi-ze Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Başkanı Me-miş Kütükçü: “Son dönemde enerjide artan maliyetler sanayicilerimizi olağanüstü zor-luyor. Yılbaşından bu yana bakacak olur-sak doğalgazda sanayi tarifesi yüzde 147,5 zamlandı. Doğalgaz zamları elektriğe de zam anlamına geliyor. Doğalgazla elektrik üreten santrallerin maliyetleri arttığı zaman bu piyasa takas fiyatını da yukarı çekiyor. Bu da son kaynak tedarik tarifesiyle elektrik kullanan organize sanayi bölgelerimizin ya da serbest tüketicilerin maliyetlerini yuka-rı çekiyor. Enerji maliyetlerinin yükselmesi bi-zim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki sanayi-cilerin rekabet şansını zorluyor” demektedir.

Bu yapılan doğal gaz zammının elektrik zammına yol açmaması düşünülemez bile. Elektrik fiyatlarına yapılacak zam, en niha-

yetinde hem elektrik ve hem de doğal gaz zammı yüzünden maliyetleri artan sanayici-nin sınai ürün fiyatlarına zam yapmasına yol açacaktır. Sonuçta bu zamlar dönüp dola-şıp nihai tüketicinin sırtına yüklenecektir.

Buraya kadar söylediklerim bilinmedik, beklenmedik olgular değil, önemli olan ön-görülerim bundan sonraki satırlarda ola-cak.

Dünya liderleri iklim krizini çözmek için çare arıyor görünen en önemli çare ise petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kay-nakların kullanımını engellemek. Bunu yap-manın en sağlam yolu bu kaynakları ve bu kaynakları kullanarak elde edilen ürünle-ri tercih edilmeyecek, rekabette eşitliği bo-zacak kadar pahalı hale getirmekten ge-çecektir.

Fosil kaynaklar ve fosil kaynaklardan elde edilen enerji, iklime zarar vermeyen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiden daha pahalı olmadığı müddetçe kimse kolay kolay fosil kaynak kullanmak-tan vazgeçmez.

Ayrıca enerjinin pahalı olması nihayetin-de verimliliği arttıracak, tasarruf sağlaya-

cak yatırımları da teşvik edecek mahiyet-te olacaktır.

Sonuçta bir geçiş dönemi yaşanacak ve bu geçiş döneminde hiçbir yatırımcı ge-leceği olmayan gelecekte talep görme-yecek kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil kaynakları arama, çıkarma ve işleme yatı-rımı yapmayacaktır. Bu noktada oluşacak arz eksikliği de talebi karşılamayınca fosil kaynak fiyatları hızla tırmanacaktır.

Yenilenebilir kaynaklardan elde edile-cek enerji arz açığını kapatıp talepte den-gelenmeye yol açana kadar yüksek fosil kaynak ve enerji fiyatlarına alışmamız gere-kir diye öngörmekteyim. Bu noktada ener-ji fiyatlarındaki dengesizliğin gelip geçici ol-madığını da bilmemiz gerekmektedir.

Sonuçta enerji fiyatlarındaki dengesizlik küresel ölçekte bir enflasyonist dalgaya yol açacak ve bu dalga Türkiye gibi kırılgan ekonomilerde hiperenflasyona savrulma ile sonuçlanabilecektir.

Türkiye gibi enerjide fosil kaynaklara ve fosil kaynaklarda dışarıya bağımlı ülkelerin bu süreçte çok ciddi ekonomik sıkıntılar ya-şaması ne yazık ki kaçınılmaz olacaktır.

Ekonomi ve ekoloji dünyası

VARAN 1: DOĞAL GAZ ZAMMI Murat Sururi Özbülbül [email protected]

ANKARA (HABER MERKEZİ)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet AkınHayat pahalılığı daha da artacak; va-tandaş temel ihtiyaçlarını alırken bu zam-mın faturasını ödemek zorunda bırakı-lacak” diye konuştu. İktidarın temel gıda ürünlerindeki fahiş fiyat artışlarıyla ilgi-li zincir marketlere kestiği cezaya işaret eden CHP’li Akın; “Bu kararla fahiş fiyat artışının temel nedeninin iktidarın aldığı yanlış kararlar olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

BOTAŞ konut tüketicileri için gaz da-ğıtım şirketlerine uyguladığı satış fiyatı sabit tutarken; sanayi tarifesini yaklaşık yüzde 48; elektrik üretim santralleri-nin tarifesini ise yaklaşık yüzde 47 ora-nında arttı. CHP Genel Başkan Yardımcısı

Ahmet Akın, sanayi ve elektrik üretim santralleri tarifelerine yapılan zamları va-tandaşın ihtiyaçlarını karşılarken çarşı, pazar ve marketlerde ödeyeceğine dikkat çekti. CHP’li Akın, açıklamasında özetle şunları dile getirdi:KARA KIŞ BAŞLAMADAN; ZAMLAR

YAĞMAYA BAŞLAYACAKİktidar geçtiğimiz haftalarda gerçek-

leştirdiği sözde denetimlerle zincir mar-ketlere fahiş fiyat artışları nedeniyle ceza keserken; market fiyatlarını daha da artı-racak bir karar aldı. Sanayinin temel gir-disi olan enerjiye yapılan fahiş zam; temel gıda ürünleri başta olmak üzere iğneden ipliğe bütün ürünlerin fiyatlarının daha da zamlanmasına neden olacaktır. Fahiş fiyat artışlarının nedeni iktidarın yan-lış politikaları olduğu bir kez daha orta-ya çıkarken; bu kararla henüz kara kış

başlamadan zamlar yağmaya başlayacak.VATANDAŞ ZAMLARIN FATURASINI

MARKETTE ÖDEYECEKSanayi ve elektrik üretim santralleri-

nin ana girdisi olan enerjiye yapılan zam-lar; bütün sektörlerde domino etkisi ya-ratarak enflasyonu daha da artıracaktı. 2021 yılında sanayi doğalgaz tarifesine yapılan zammın etkisi kara kış ayların-da etkisini gösterecek. Vatandaşlarımız yapılan son zamların faturasını; çarşı-pazarda ve market kasalarında aldıkla-rı temel gıda ürünlerine yapılan zamlarla ödemek zorunda kalacak.

SANAYİ TARİFESİNDEKİ ARTIŞ YÜZDE 115’İ BULDU

Sanayi doğalgaz tarifesi 2021 yılı içe-risinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yüzde 1’er oranın-da artarken; Temmuz ayında yüzde 20,

Ekim’de yüzde 15 ve son olarak Kasım ayında da yüzde 48 oranında zamlan-dı. Sanayi doğalgaz tarifesi böylece 2021 yılı içerisinde yüzde 115 oranında zamlan-mış oldu. Başka bir deyişle bu yıl içerinde sanayinin temel girdisi olan doğalgaza iki kattan daha fazla zam yapılmış oldu.

SANTRAL TARİFESİ YÜZDE 148,5 ORANINDA ARTTI

Elektrik santrallerinin doğalgaz ta-rifesi ise 2021 yılı içerisinde Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yüzde 1’er ora-nında; Mayıs ayında yüzde 12; Haziran ayında yüzde 5; Temmuz ayında yüzde 20; Ekim ayında yüzde 15 ve son olarak Kasım ayında da yüzde 47 oranında zam-landı. Buna göre elektrik santrallerinin doğalgaz tarifesi 2021 yılı içerisinde yüzde 148,5 oranında arttı. Böylece elektrik san-trallerinin kullandığı tarife neredeyse 2,5 kat artmış oldu.

ELEKTRİK ZAMMI İLE VE AKARYAKITTA ÖTV

ZAMMI KAPIDAEnerji Piyasası Denetleme Kurumu;

henüz 2021 yılının dördüncü dönem elektrik tarifesini hala açıklamamıştır. Elektrik üretim santrallerinin doğalgaz tarifesine bu yıl içerisinde yapılan zamlar ve döviz kurundaki artış üretim maliyet-lerini fahiş oranda artırmıştır. Kuraklık nedeniyle ülkemizde elektrik üretiminin yarısı doğalgaz santralleri tarafından kar-şılanmaktadır. Bu nedenle elektrik üre-timindeki maliyet artışı önümüzdeki ay-larda elektrik tarifelerinde fahiş zamları kaçınılmaz kılmaktadır. Eşel mobil siste-mindeki ÖTV payının bitmesiyle akarya-kıt ürünlerine artık neredeyse her hafta zam gelmeye başlamıştır. İktidarın bu yıl içinde yeni bir ÖTV zammı yapacağı iddia edilmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın:

Sanayiye zam raf fiyatlarına, ÇARŞI VE PAZARA YANSIYACAK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın; sanayiye yapılan enerji

zamlarıyla kara kış henüz başlamadan zamların

yağmaya başlayacağına dikkat çekti. CHP’li Akın;

“Sanayide doğalgaz tarifesi bu yıl içinde yüzde 115;

elektrik üretim santralleri tarifesi ise yüzde 148,5

oranında arttı. Bu artışlar market raflarına, çarşı ve pazara da doğrudan

yansıyacak.

ANKARA, (DHA)- MİLLİ Savunma Bakanlığı'nca, Türkiye ve ABD Savunma Bakanlıkları arasında, F-35 konusunda-ki ihtilafın giderilmesi ve mali hususların görüşülmesi amacıyla ikinci toplantının birkaç ay içinde Washington'da yapılma-sının planlandığı belirtilerek, "Biz pozis-yonumuzu ortaya koyduk. Birinci olarak F-35 programına geri dönme, ikinci ola-rak tahsis edilen uçakların teslim edilme-si eğer bunlar olmuyorsa ödediğimiz pa-raların iadesi şeklinde bir görüşümüz var" denildi.

MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan Subayı Hava Muhabere Binbaşı Pınar Kara, bakanlıkta düzen-lediği bilgilendirme toplantısında, FETÖ, PKK/KCK/PYD/YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı müca-delenin artan bir şiddet ve tempoda, terö-rü ve teröristleri kaynağında etkisiz hale getirme anlayışı ile devam ettiğini bildirdi. Kara, "Bu kapsamda; 24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar Irak ve Suriye'nin kuzeyi

dahil toplam 32 bin 835, bu yılın başından itibaren ise 2 bin 360 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ekim ayında ise yurt için-de ve sınır ötesinde 3'ü büyük, 24'ü orta çaplı olmak üzere 27 operasyon icra edil-miş ve 279 terörist etkisiz hale getirilmiş-tir. Terörist neredeyse hedefimiz orasıdır.

Terörle mücadelemiz, en son terörist et-kisiz hâle getirilinceye kadar azim ve ka-rarlılıkla devam edecektir" dedi.

'İRAN SINIRINDA 1756 KİŞİ YAKALANMIŞTIR'

Kara, hudut birliklerinin imkan ve

kabiliyetlerinin sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alındığını be-lirterek, "Ayrıca Afganistan'daki son ge-lişmelerle birlikte İran sınırında olası bir hareketliliğe karşı alınan tedbirler göz-den geçirilmiş ve ilave tedbirler alınmış-tır. İçinde bulunduğumuz 2021 yılında İran sınırında 83 bin 867 şahıs engellenmiş, bin 756 şahıs yakalanmıştır. Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde ekim ayın-da, tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 471 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 24'ü FETÖ mensubu ol-mak üzere 38'i teröristtir. 22 bin 406 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Yine bu dönemde icra edilen operasyon-larda; 18 bin 997 paket sigara, 185 kilog-ram uyuşturucu, 56 adet muhtelif silah ve 121 adet cep telefonu ele geçirilmiştir. Sınırlarımızın güvenliği ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak her türlü zorlu iklim ve arazi şartlarına rağ-men 7 gün 24 saat kesintisiz olarak sağ-lanmaktadır" diye konuştu.

MSB: F-35 toplantısının ikincisi Washington'da

Ferhat EKİNCİ/ANKARA,(DHA)- ANKARA'nın Sincan ilçesinde, kolonları çatlayan apartman tedbir amaçlı tahliye edildi.

Olay, akşam saatlerinde Sincan ilçe-si Akşemsettin Mahallesi Güvercin sokakta bulunan Mevlana Apartmanında meydana geldi. İddiaya göre, apartmanın girişinde bulunan dükkanı kiralayan kişi, dükkan içinde bulunan eski eşyaları alması için hur-dacı ile anlaştı. Dükkana gelen hurdacı, dükkan için-deki eski malzemeleri sökerken binanın kolonunda çatlaklar oluştu. Çatlağı fark eden apartman sakinleri olayı hemen polise bildirdi. Olay yerine gelen emniyet ve inceleme ekipleri, yaptıkları ilk çalışmanın ardın-dan tedbir amaçlı apartmanı tahliye etti.

ANKARA, (DHA)- SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir ha-bere rastladığını belirterek, "Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok" dedi.

Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı açık-lamada, "Okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladım. Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok. Kurul üyesi bir arkadaşımızın aşının önemini vurgularken seçti-ği ifade yanlış anlaşılmış. Öğrencilerimize başarı dolu haftalar diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Koca: Okulların kapanması gibi bir gündemimiz yok

Ankara'da kolonları çatlayan apartman

tahliye edildi

Page 4: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

1. 1,282 kilogram veya 400 dir-hemlik ağırlık ölçüsü birimi, kıyye (eski)... Kafatasının genişliği ile uzun-luğu hemen hemen eşit olan (kimse), kısa kafalı... 2. Tartmak işi... Ün... Tahıl vb. ürünlerin korunduğu, saklandı-ğı veya depolandığı, genellikle silin-dir biçiminde ambar... 3. Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapıl-mış üflemeli çalgı... Dek, değin, ka-dar, beri vb. edatlarla birlikte kullanı-larak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımın-dan abartmalı bir biçimde anlatan bir söz... Daha çok gemilerde görü-len bir tür hamam böceği... 4. Şahin, köpek vb. hayvanları avcılığa alıştır-ma işi (eski)... Yayvan, genişçe sepet... Yamamak işi... 5. İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü... Federasyon durumunda birleşmiş olan... 6. Giriş katı... Kayınbirader (halk ağzı)... 7. Yayılma... Ağırlama (eski)... 8. Altın elementinin simgesi... Entari yapıl-maya uygun (kumaş)... Tellür ele-mentinin simgesi... 9. Yakı ile ilgi-li (eski)... Edirne iline bağlı ilçelerden biri... 10. İstenilen, beğenilen nitelikleri

taşıyan, beğenilecek biçimde olan... Karelemek işi... 11. Taşma, taşkın, seylap (eski)... Bire karşı bir, yeke yek... 12. Maydanozgillerden, kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakı yapı-mında kullanılan bir bitki... Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü... Tanrıtanımaz... 13. Etki... Kısır, verim-siz, döl veremeyen (eski)... Ermiş... 14. Kira... Ceylan... Maden yeri (eski)... 15. Kilercinin yaptığı iş... Giysinin belden aşağıda kalan bölümü...

1. Otoyol... Açık zincirli olan (or-ganik madde)... 2. Dik yokuş (halk ağzı)... Araştıran, yoklayan kim-se... 3. Ön parçaları birbiri üzeri-ne gelecek biçimde yapılan (ceket, yelek)... Politika ile ilgili, siyasi, po-litik... 4. Baba... Arıların yumurta-larını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağız-lı bal mumu yuvacıklar topluluğu... Dişi tutsak (eski)... 5. Saman rengi, açık sarı... Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık...

6. Orkestrada vurmalı çalgı takımı-nı kullanan, davulcu... Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşa-rak hücrelerde özümleme, yadımla-ma görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renk-li sıvı... Aktinyum elementinin simge-si... 7. Karmakarışık, allak bullak, dar-madağınık... Ahilik ocağından olan kimse... 8. Yemek... Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı... Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep... 9. Elma, armut vb. meyvelerin kurutul-muşu (halk ağzı)... Erdemli... 10. İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf (eski)... Birini konuşamaz duruma sokmak, sus-turmak... 11. Tanzimata kadar her tür-lü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız ev-lenme, boşanma, nafaka, miras da-valarına bakan mahkemelerin baş-kanları.. Altın kökü... 12. Adlar, isimler (eski)... Yerine koyma, yerine kullan-ma (eski)... Veli... 13. Keten dövme-ye yarayan tokmak... Sevinç, şenlik, neşe (eski)... 14. Alamana... Döl eşi... 15. Sonuna "etmek" fiili eklendiğin-de "yerini ve niteliğini belirlemek, sı-nırlamak" anlamına gelen bir söz... Mezra...

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 6. SAYFADA

Günlük BulmacaTürk Dil Kurumu tarafından hazırlanmıştır

http://tdk.org.tr [email protected]

SOLDAN SAĞA

YUKARIDAN AŞAĞIYA

4 SONSÖZ2 KASIM 2021 SALIYerel

Cumhuriyet fikri Mustafa Kemal’in yıllarca sakladığı bir milli sır olarak kaldı.

Mustafa Kemal Paşa iyi bir asker ve iyi bir siyaset adamı idi. Manastır’da bulunduğu yıllardan beri kafasına koy-muş olduğu cumhuriyeti getirmek fikrini askerî bir plan uygularcasına dikkatli bir şekilde uyguladı.

1923 yılında çok kritik bir antlaşma olan Lozan Antlaşması’nın imzalanın-caya kadar yurt içi ve yurt dışı denge-ler göz önünde tutularak bu sembolik halifeliğe tahammül gösterildi. 1923 yı-lında Lozan Antlaşması’nın imzalanma-sından sonra artık Cumhuriyet’in ilanı-na sıra gelmişti.

22 Eylül 1923 tarihinde Gazi Musta-fa Kemal Paşa’nın Avusturya’nın Neue Freie Presse gazetesine verdiği demeç 27 Eylül 1923 tarihinde Türk gazetelerin-de yayınlanıyor ve Gazi “Yürütme ve kanun yapma salâhiyeti milletin yegâ-ne hakiki temsilcisi olan mecliste tecelli etmiştir ve toplanmıştır”. Bu iki madde-yi bir kelime ile özetlemek mümkündür: Cumhuriyet… Gazi, bu demecinde Tür-kiye’nin yenileşmesinin devam edece-ği müjdesini de vermekteydi ( T. Akyol, Atatürk’ün İhtilal Hukuku, s. 311).

5 Ekim 1923 tarihinde Gazi Musta-fa Kemal Paşa başkanlığında toplanan Halk Fırkası Başkanlık Divanı, 6 saat sü-ren toplantısı sonunda yeni Türk devle-tinin isminin Türkiye Cumhuriyeti, baş-kentinin de Ankara olmasına karar vermişti. Bu karar Gazi’ye yakınlığı bili-nen Yunus Nadi’nin Anadolu’da Yeni Gün gazetesinde ve muhafazakâr-li-beral çizgide yayın yapan Velid Ebuz-ziya’nın Tevhid-i Efkâr gazetesinde ya-yınlanarak kamuoyuna duyurulmuştu. Böylece kamuoyu Cumhuriyet fikrine alıştırılmış, muhtemel psikolojik tepki kırıl-mış oluyordu.

13 Ekim 1923 tarihinde İsmet Paşa ve 15 arkadaşının önergesi üzerine An-kara’nın başkent olması kanunlaştık-tan sonra sıra artık cumhuriyetin ilanına

gelmişti. Manastır’da başlayan cumhu-riyetin yolunun kilometre taşları artık bi-rer birer yerine oturuyordu.

21 Ekim 1923 tarihinde subayların maaşına zam yapıldı. Seferberlik sıra-sında ödenen ek ödemeler kesildiği için subaylar ekonomik bakımdan zor durumda kalmışlardı. Bu yüzden Fet-hi Bey hükümetinin hazırladığı maaş zammı önergesi Gazi Paşa’nın üç defa söz alarak tasarıya destek vermesinin de etkisiyle hiçbir karşı görüş olmaksızın kısa bir müzakereden sonra kabul edi-lecektir.

23 Ekim 1923 tarihinde Ali Fuat Paşa (Cebesoy) Meclis İkinci Reisliğin-den istifa ediyor ve yerine muhalif ke-simden Rauf Bey (Orbay) seçiliyordu.

23 Ekim tarihinde 11 Eylül 1923 tari-hinde resmen kurulmuş olan Halk Fırka-sı (CHF)’nın kuruluş dilekçesi Halk Fırkası Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal ve Genel Sekreter Recep Bey (Peker)’in imzalarıyla Dahiliye Vekaleti’ne verile-cektir. Böylece Meclis Başkanı, Başko-mutan Mustafa Kemal aynı zamanda ülkenin tek partisi olan Halk Fırkası’nın da genel başkanı olmaktaydı.

24 Ekim 1923 tarihinde Rauf Bey, bir kanun teklifi verdi. Osmanlı saltana-tı 1 Kasım 1922 tarihinde kaldırılmıştı. Bu tarih Hicrî takvime göre Hz. Peygam-ber’in doğum tarihi olan 12 Rebiyü-levvel tarihine rastlamıştı. Bu uğur-lu bir tesadüftü. Bu uğurlu tesadüfün bir bayram olarak kutlanması için Rauf Bey'in’bu teklifi TBMM tarafından kabul edilecek ve 1 Kasım Hakimiyet Bayramı olarak resmen kabul edilecektir. An-cak politikanın cilvesi olarak saltanatın kaldırılmasını bayram olarak ilan edil-mesini sağlayan Rauf Bey kısa bir süre sonra “saltanatçı” olmakla suçlana-caktır. 1 Kasım Hakimiyet Bayramı da prematür doğmuş bir bebek gibi do-ğar doğmaz ölecek ve bir daha hiçbir zaman kutlanmayacaktır.

25 Ekim 1923 başvekil Fethi Bey,

İçişleri Bakanlığı görevinden; Ali Fuat Paşa Meclis İkinci Reisliği görevinden is-tifa ederek ayrılmış olduklarından bun-ların yerine seçim yapılacaktı. 1921 Anayasasına göre bu görevler için Meclis’te seçim yapılacaktı. Ama se-çim Milli Mücadele dönemindeki gibi doğrudan Meclis’in yetkisinde değil-di. Önce Halk Fırkası Meclis Grubu’n-da adaylar belirlenecek ve bu isimler Meclis’e iletilecek ve bu grup kara-rı onaylanacaktı. Halk Fırkası Meclis Grubu’nda yapılan seçimde Gazi Pa-şa’nın desteklediği Sinop Mebusu Yusuf Kemal Bey Meclis İkinci Başkanlığı için aday olarak gösterilmişti. İçişleri Bakan-lığı görevi için Gazi’nin adayı Çorum Mebusu Ferit Bey idi.

İşte bu iki görevlinin seçimi sırasın-da olmaması gereken bir şey oldu. Ga-zinin partisinin milletvekilleri parti gru-bunda belirlenen adayları seçmek yerine Meclis İkinci Başkanlığı’na o sı-rada Mecliste bile bulunmayan Rauf Bey’i seçmişlerdi. Hem de büyük bir ço-ğunlukla. Meclis, Erzincan mebusu Sa-bit (Sağıroğlu) Bey’i de İçişleri bakanlığı için daha uygun bulmuştu.

Bu istenmeyen ve hoş görülmeyen seçim bardağı taşıran son damla oldu. Gazi Paşa’nın deyimiyle bu “muhteris hizip” yüzünden Meclis’in ahengi bo-zulmuştu. Gazi Paşa özellikle 24 Ekim tarihinde 1 Kasım’ı Millî Hakimiyet Bay-ramı olarak kabul ettirmiş olan Rauf Bey’e çok kızmıştı.

Gazi Paşa bütün siyasi ve askeri de-hasını ortaya koyarak 26 Ekim 1923 Cuma günü Bakanlar Kurulunu (Vekil-ler Heyeti) Çankaya köşküne çağırıyor ve onları ahenkli bir hükümetin kurul-masına yardımcı olmaları için istifa et-meleri gerektiğine inandırıyor. Hükümet Ferit Bey ve Fevzi Paşa dışında toptan istifa ediyor. Gazi Paşa, vekillerin isti-fa dilekçelerini alıyor ve onlara kurula-bilecek muhtemel bir hükümete gir-memeleri gerektiği yolunda da ikazda

bulunuyordu. Belli ki Gazi Paşa hazret-lerinin kafasında bir plan vardır. Başve-kil ve Genel Kurmay Başkanının istifa ettirilmemiş olması kısa süre önce siya-si görevini bırakarak ordusunun başına dönen Ali Fuat Paşa’nın durumu ile iliş-kilendirilmektedir.

26 Ekim Cuma günü vekillerin isti-fa dilekçelerini cebine koymuş olan Gazi Başkomutan Cumartesi günü saat 13.00’de TBMM binasında Halk Fırka-sı’nın meclis grubunu topluyor ve tek tek okutuyor. Milletvekillerinin çoğun-luğu hükümetin istifasını normal bir hü-kümet krizi sanmakta ve kendi çevrele-rinde yeni hükümeti kurma çalışmaları yürütmekteydiler. Ancak Gazi hazret-lerinin gizli planından çoğunun habe-ri yoktur. Akşama kadar tartışıldığı hal-de bir hükümet listesi hazırlanamıyor ve Gazi’nin görüşüne başvuruluyor. Gazi, düşünülen isimlerle bizzat konuşulması-nı öneriyor. Ancak vekil adaylarının ta-mamı önceden tembihli oldukları için hiç birisi teklifi kabul etmiyor ve dolayı-sıyla da hükümet kurulamıyor.

Akşam olup da Çankaya’ya dö-nüş saati geldiğinde Mustafa Kemal’in yanında İsmet Paşa, Fethi Bey ve Ka-zım (Özalp) Paşa olmak üzere toplam 6 kişi daha vardır. Halit Paşa, Gazi ile gö-rüşmek için koridorda beklerken o da Çankaya’ya yemeğe çağırılmış ve bu toplantıya o da katılmıştır. Ancak ona bir görev verilip verilmediğini bilemiyo-ruz.

Gazi Paşa yine stratejik planını ar-kadaşlarına güzelce anlatıyor. Kâzım Paşa’nın görevi Paşa’nın yakın çevre-sindeki mebuslardan Vasıf (Çınar) Bey, Mustafa Necati ve Recep (Peker) gibi isimlerin Meclis Grubu toplandığı za-man nasıl konuşacaklarını, nasıl davra-nacaklarını kendilerine anlatmaktır. Bu kişilerin görevi hükümetin kurulması yo-lunda verilecek önergeleri engellemek ve hükümetin kurulmasının önüne ge-çebilmekti.

Yapılan dahice plan gereği işler aç-maza girip netice çözümsüzlüğe gidince Kemalettin Sami Bey bir önerge verecek ve krizin çözümü için Gazi Paşa’nın ha-kemliğine başvurulmasını teklif edecek-ti. Görevlerini öğrenen mebuslar Çanka-ya’dan ayrıldılar. Çankaya’da sadece İsmet Paşa kalmıştı.

29 Ekim Pazartesi günü sabaha kar-şı Gazi Paşa, cumhuriyetin ilanına ilişkin daha önceden hazırladığı 5 maddelik taslağı İsmet Paşa’ya yazdırıyordu. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasa) ilk 5 maddesinin değiştirilmesi için öner-ge taslağı böylece gün yüzüne çıkıyordu. Sonradan bu taslağa devletin dininin İs-lam dini olduğuna dair bir madde ekle-necek, birkaç ay sonra da halifelik kaldı-rılacaktır.

Halk Fırkası Meclis Grubu cumhuriye-tin ilan edileceğinden habersiz hükümet krizini çözmek için toplanıyor. Her şey tıp-kı Çankaya Köşkü’nde kararlaştırıldığı gibi gelişiyor. Bakan olması teklif edilen hiçbir isim bakanlığı kabul etmiyor ve plan ge-reği Kemalettin Sami Paşa önceden ha-zırladığı Gazi Paşa’nın hakemliğine baş-vurulması konusundaki önergesini veriyor. Gazi Paşa, kürsüye geliyor ve çözüm için 1 saat süre istiyor. Odasına çekiliyor.

Gerekli gördüğü mebusları odasına çağırıyor ve onlara sabaha karşı hazırla-nan 5 maddelik Kanun-ı Esasi değişikliği önerisini anlatıyor. Böylece mebus beyler cumhuriyetin kurulacağını öğrenmiş olu-yorlar.

1. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin-dir. TÜRKİYE DEVLETİNİN ŞEKL-İ HÜKÜMETİ CUMHURİYETTİR.

2. ….5. TÜRKİYE REİSİCUMHURU DEVLETİN

REİSİDİR. BU SIFATLA LÜZUM GÖRDÜKÇE MECLİSE VE BAKANLAR KURULUNA BAŞ-KANLIK EDER.

Saat 14.00’te mebuslara durum anla-tılıyor ve Halk Fırkası Grubu tekrar topla-nıyor. Gazi kürsüye geliyor ve çözüm for-mülünü açıklıyor.

Tarihin İçinden

CUMHURİYETİN İLAN ŞEKLİ ÜZERİNE Yılmaz [email protected]

ÇANKAYA EVLERİNDE YENİ DÖNEM BAŞLADI

HABER MERKEZİÇankaya Belediyesinin ücretsiz olarak kişisel gelişim ve mes-

lek edindirme eğitimleri verdiği Çankaya Evlerinde yeni dönem baş-ladı. 2021 yılının ilk döneminde 4 bin 587 Çankayalı 90 farklı branşta eğitim görecek. Halk Eğitim Merkezlerinden gelen eğitmenlerin ya-bancı dil derslerinden diksiyon derslerine, makyaj teknik eğitimin-den enstrüman çalmaya kadar geniş bir yelpazede eğitim verdiği 'Çankaya Evi' kurslarını bitirenler, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı serti-fika da alacak.

ÇAYYOLU BÖLGESİ 8 KASIM'DAEkim ayı ile birlikte 17 Çankaya Evinde ilk ders zili çalarken,

Çayyolu ve Yaşamkent bölgesindeki 6 Çankaya Evi'nde eğitim dö-nemi Kasım ayında başlayacak. Bu bölgedeki Çankaya Evlerinde

kurslara katılmak isteyen vatandaşlar fotoğraf ve kimlik fotokopile-riyle 8 Kasım'dan itibaren başvuru yapabilecek.

YENİ ÇANKAYA EVLERİ GELİYORHer zaman Çankayalıların, Başkentlilerin yararına hizmetleri ha-

yata geçirdiklerini belirten Başkan Taşdelen, “Vatandaşlarımızın ye-teneklerini geliştirdikleri, evlerinin yanı sıra ikinci bir adres olarak gördükleri Çankaya Evlerimizin sayısını artırıyoruz. Bu yıl Türkan Saylan Çankaya Evi ve Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evlerini hiz-mete açtık. Yakında Yıldız Çankaya Evimizi de açacağız. Dikmen Karapınar’da temel attık. Kırkkonaklar ve Çayyolu’nun temelini bu yıl atacağız. Boş zamanlarında sosyalleşebilecekleri ve adını 21. yüz-yılın halk evleri olarak tanımladığımız Çankaya Evleri'nde gülen yüzlerle buluşmak en büyük gurur” diye konuştu.

Page 5: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

YerelSONSÖZ 52 KASIM 2021 SALI

Sanayici ve işadamlarımızdan 21 Ekim 2021’de yeni bir açıklama gel-di; laikliği, bozulan ekonomiyi, şeriat özlemlerine dur demeyi, İstanbul Söz-leşmesi'nden çıkmakla kadın hakları-nın yok edildiğini, hukuksuzluğun her alanda görüldüğünü, adaletsizliğin yaygınlaştığını, yargının bağımlılığını vurguluyor özetle. Ashaf-ı Kehf’(yedi uyurlar) öyküsü geldi aklıma, neden-se! Yaklaşık yirmi yıllık uykudan birkaç aydır uyanmış gözüküyorlar!

TÜSİAD sermayenin en yetkin temsilcisi. Üye işverenlerin nelere ka-dir olduklarını, kimleri beslediklerini ve emekçinin üzerine sürdüklerini 70 yıllık ömrümüzde çok yaşadık! Tosuncuk-ları koruyup kollamak, fabrikalarının içinde işçi görünümünde tebdil-i kı-yafet gezdirmek, köşelerde sendikalı işçileri sıkıştırıp sendikasından istifa et-melerini sağlamak, direnenleri kaba kuvvetle susturmak, grevleri bastır-mak, yetersiz kaldıkları durumlarda kolluk güçlerini devreye sokmak hep

bu işadamlarımızın marifetleri! Hele bir de Sancak Tülleri vardı ki marifet üstüne marifet sergilemişti.

Kapitalist düzende ülkenin ve devletin sahibi rolünü çok iyi yöne-tiyorlar. Asıl sahibinin işçiler, köylü-ler ve tüm emekçilerin ezici çoğun-luğu olduğu akıllarının ucundan bile geçmiyor. Asgari ücretin yaşanamaz düzeylerde seyretmesi de bu asilza-delerimizin talepleri. Bu işveren ku-rumları kapitalist sistemi zorlamıyor-sa hiçbir ekonomik, eğitim, gelişim, planlama programlarına sesini çı-karmaz. İşbaşına gelen siyasal ikti-darların görüşleri ne olursa olsun uz-laşır. Cumhuriyet mi şeriat mı, hiç aldırmazlar. Önemli olan beyzadele-rin fabrikalarında çarkların dönmesi-dir. Emperyalist kapitalist dizge içinde üretim araçlarının sahiplerini zora so-kacak hiçbir gelişme TÜSİAD’ın pen-ceresinden olumlu gözle izlenmez. Örneğin bir fabrikada, iş yerlerin-de veya tarım alanlarında ekonomik

hakların genişlemesini isteyen işçilerin talepleri bu kurumun gündeminde olmaz. Ya işçiyi işten çıkarırlar ya da lokavt uygulayarak işyerlerini kapatır-lar. İşsizliğin %22’lerde seyrettiği günü-müzde ucuz işçi bulmaları zor değil. Sonuç hep emekçinin aleyhinedir. Gündem yapanlar emek sendikaları-dır, çalışan kesimlerdir.

Siyasi iktidarla sorun yaşama-yan bu işveren kurumu neden böyle-si bir açıklamayla laikliğe vurgu yapı-yor olabilir? Tünelin sonu göründü mü dersiniz? Yakın gelecekte köşe kap-manın yolunu mu yapıyorlar?

Laikliğin sadece adının kaldığı, eğitim sisteminin imam hatipli eğiti-me dönüştürüldüğü, matematiğin ve bilim derslerinin azaltıldığı, hemen hemen her açılışa müftünün davet edildiği, şeriat uygulamalarının ve ta-rikat yayılmasının doruğa çıktığı bu ortamda TÜSİAD neden birden bire laiklik savunmasına geçti? Kendi ço-cukları özel okullarda veya yurt dışın-

da okuyan işverenlerimiz şeriata gi-den yollar döşenirken neredelerdi? Yasama – yürütme – yargı tek ada-ma bağlanırken ve tek adam dev-ri şeriat uygulamalarına geçme yo-lunda ilerlerken neredeydi kentsoylu beyzadelerimiz? Taşra burjuvazisinin borusu tam ötmeye başladığında ve yolsuzluk dosyaları ‘pandora papers’ (pandora belgeleri) ile ‘off shore’ (uzak adalarda kayıt dışı – karapa-ra aklama) hesapları açıldığında mı gözleri gördü, kulakları duydu? Yol-suzluk çamaşırları döküldüğünü bilmi-yorlar mıydı?

Sermaye çevresinin el değiştirdi-ğini, ekonominin giderek kötüleşti-ğini, kent burjuvazisinin çalışma ala-nının daraldığını, pastadan aldıkları paylarının tırtıklandığını, gelirlerinin de o oranda düştüğünü saptayan iş-verenlerin aklına birdenbire laiklik, in-san hakları ve diğer demokratik de-ğerler gelmiş! Bazen böyle vahiyler iniyor! Kalp krizi geçiren papaz John

Michael O’neal öbür tarafa gidip gelmiş (!), eminim bunlara da bir va-hiy getirmiştir! O’neal yeni elçi sayı-lıp yeni bir mürit topluluğu oluşturur-sa şaşırmayız! 20 yıldır bütün bunlar yaşanmıyor muydu? Köktendincile-rin hedefinde kadın, çocuk, insan, la-ik-demokratik yaşam yok muydu? Ta-liban’la bir sorunumuz yok açıklaması gelmemiş miydi? İşkence feryatları ayyuka çıkmamış mıydı? Asilzadeleri-miz bunlardan habersiz miydi?

Kent burjuvazisinin de gidişattan memnunsuzluğunu belirtmesi bir ger-çeğin saptanmasıdır. Hükümet ne ekonomiyi ne de devlet yönetimini yürütebiliyor. Tıkandılar. Gidecekler.

Bu çıkış pragmatik burjuva de-mokrat tavırlardan başka bir şeye yorumlanmamalıdır.

Laikliği ve cumhuriyeti savunanlar ülkenin ilerici güçleri, emekçileridir. Çözümü yoksullaştıkça yoksullaşan emekçilerin örgütlü birliği belirleye-cektir.

Teknetaş

TUSİAD AÇIKLAMASI – II Sami Aydoğ[email protected]

850,000 LİTRE AKARYAKIT (MOTORİN) ALIMI İŞİPURSAKLAR BELEDİYESİ

DESTEK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ850,000 LİTRE AKARYAKIT(MOTORİN) ALIMI İŞİ mal alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:İKN : 2021/669916 1-İdarenin a) Adı : PURSAKLAR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ b) Adresi : Tevfik İleri Mah. Emek Cad. No:8, 06145 PURSAKLAR/ANKARA c) Telefon ve faks numarası : 3125519819 - - ç) İhale dokümanının görülebileceği ve e-imza kullanılarak indirilebileceği internet sayfası : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu mal alımın a) Adı : 850,000 LİTRE AKARYAKIT(MOTORİN) ALIMI İŞİ b) Niteliği, türü ve miktarı : 850,000 LİTRE AKARYAKIT(MOTORİN) ALIMI İŞİAyrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabi-lir. c) Yapılacağı/teslim edileceği yer : PURSAKLAR BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ŞANTİ-YESİ ç) Süresi/teslim tarihi : 02/01/2022 tarihinde işe başlanacak olup 31/12/2022 tarihinde sona erecek-tir. d) İşe başlama tarihi : 02/01/2022 3-İhalenina) İhale (son teklif verme) tarih ve saati : 07.12.2021 - 11:00 b) İhale komisyonunun toplantı yeri (e-tekliflerin açılacağı adres) : Pursaklar Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kri-terler:4.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir.4.1.1.3. İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alın-ması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgelerine ilişkin bilgiler:İstekli bir İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu ise; Enerji Piyasası Düzenleme Ku-rulu tarafından verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerliliği olan teklif sahibinin Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu olduğunu gösteren belge,İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşunun bayiisi ise; teklif sahibinin Bayiisi olduğu kuruluştan verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerliliği olan İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarla-ma Kuruluşunun bayiisi olduğuna dair bayiilik yazısı ve Bayilik Sözleşmesi,İstekliye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Bayilik yapmak üzere verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerli olan İstasyonlu Bayilik Belgesi4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren bilgiler;4.1.2.1. Tüzel kişilerde; isteklilerin yönetimindeki görevliler ile ilgisine göre, ortaklar ve ortaklık oran-larına (halka arz edilen hisseler hariç)/üyelerine/kurucularına ilişkin bilgiler idarece EKAP’tan alınır.4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat bilgileri.4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısın-dan fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya ye-minli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın ko-runduğunu gösteren belgeye ilişkin bilgiler,4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgelere ilişkin bilgiler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş dene-yimini gösteren belgelere veya teknolojik ürün deneyim belgesine ait bilgiler. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1.Kamu veya özel sektörde gerçekleştirilen ve idarece noksansız ve ayıpsız kabul edilen akaryakıt alımı, işler benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.7. İhale dokümanı EKAP üzerinden bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanla-rın, e-imza kullanarak EKAP üzerinden ihale dokümanını indirmeleri zorunludur.8. Teklifler, EKAP üzerinden elektronik ortamda hazırlandıktan sonra, e-imza ile imzalanarak, teklife ilişkin e-anahtar ile birlikte ihale tarih ve saatine kadar EKAP üzerinden gönderilecektir.9. İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonu-cunda, üzerine ihale yapılan istekli ile birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.10. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.11. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.12. Bu ihalede elektronik eksiltme yapılmayacaktır.13. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür.14.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.15. Diğer hususlar:Aşırı düşük teklif değerlendirme yöntemi: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır.

Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr'de (Basın-1473764

ANKARA KENT KONSEYİ’NİN YENİ LOGOSU İÇİN GENÇ

İLETİŞİMCİLER YARIŞACAKAnkara Kent Konseyi (AKK), yeni logosunun tasarımını üniversite öğrencilerinin belirlemesi

için yarışma düzenliyor. Ankara’da öğrenim gören İletişim Fakültesi ve Tasarım bölümü öğrencilerinin katılabileceği ödüllü logo yarışması için “ankarakentkonseyi.org.tr” adresi

üzerinden 8 Kasım 2021 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.HABER MERKEZİKent yönetiminde ‘ortak aklı’ önceleyen projelere yer

veren Ankara Kent Konseyi (AKK), katılımcılık ilkesi doğ-rultusunda yeni logosunun tasarımını Başkentli üniversite öğrencilerine bıraktı.

AKK, Ankara’da öğrenim gören İletişim Fakültesi ve Tasarım bölümü öğrencilerinin katılabileceği ödüllü logo yarışması için düğmeye bastı.

YARATICI GENÇLER GÜN YÜZÜNE ÇIKACAKKentte üniversiteler arasında yaratıcı gençleri hare-

kete geçirmeyi hedefleyen Ankara Kent Konseyi, ödül-lü yarışmaya katılmak isteyen öğrencilerin başvurularını, ‘https://logoyarisma.ankarakentkonseyi.org.tr/’ adre-si üzerinden online ortamda 8 Kasım 2021 tarihine kadar alacak.

AKK’nin yeni logosunu belirleyecek gençlere güven-diklerini belirterek, genç iletişimcileri ve tasarımcıla-rı yarışmaya katılmaya davet eden Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Ankara Reklamcılar Derneği Başkanı Bora Hızal, yarışma sürecine ilişkin şu değerlen-dirmelerde bulundu:

“Ankara Kent Konseyi, kentle dertlenen, kentin gele-ceğine iyileştirici katkılar sunmayı hedefleyen ve bunun için ortak akıl ve katılımcı bir sinerjinin gerekliliğine ina-nan yurttaşların birlikteliğidir. Kentin ve kentlinin değer-lerini ortak payda kabul eden, her sosyolojiyi kucaklayan Ankara Kent Konseyi’nin iletişim alanındaki yetkin bile-şenlerinden Ankara Reklamcılar Derneği olarak bizler de icra kuruluna bu sinerjinin kimliklendirilmesi yönünde bir öneri getirdik. Hedefimiz, Ankara’da iletişim ve tasarım alanında eğitim veren üniversitelerde okuyan öğrencileri-mizin katılacağı ve derneğimizin koordine edeceği bir logo

yarışması ile Ankara Kent Konseyi için ‘katılımcılığın ma-bedi’ yönünde jenerik bir algı zeminin yaratılmasını sağ-lamak. Yarışma süreci Türkiye’de bazı ilkleri barındırıyor. Konsey Başkanımız Sayın Halil İbrahim Yılmaz ile birlik-te koyduğumuz strateji bu yarışmanın öğrenci heyecanı ile mesleki dinamizmin harmanlandığı bir ilk olması yönün-deydi. Dolayısıyla Ankara Kent Konseyi, Türkiye’deki ilk akademi-meslek etkileşimli logo yarışmasına da imza at-mış oluyor.”

YARIŞMAYI KAZANANLAR 18 ARALIK’TA İLAN EDİLECEKBirinciye 10 bin, ikinciye 5 bin, üçüncüye ise 2 bin 500

TL para ödülünün verileceği yarışmanın 15 Aralık’ta so-nuçlanacağını, kazananların ise 18 Aralık 2021 tarihinde ilan edileceğini belirten Hızal, “Yarışma süresince bireysel veya en fazla 2 kişiden oluşan ekiplere Ankara Reklamcılar Derneği bünyesindeki ajanslarda görev alan başarılı sa-nat yönetmenleri mentorluk desteği verecek. Buradaki en önemli amacımız başından sonuna yarışmanın verimlilik performansını en üst seviyede tutabilmek” dedi.

Ankara Kent Konseyi, Başkent’te yarışma kültürü-nü geliştirmeyi amaçlarken, jüri üyeleri şu isimlerden oluşacak:

“Ankara Kent Konseyi, Başkan Halil İbrahim Yılmaz, Başkan Yardımcısı Savaş Zafer Şahin, İcra Kurulu üye-si Lale Özgenel, Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Genel Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Nihat Aras, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Ali Bozkurt, Ankara Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bora Hızal, Üniversiteler İletişim Koordinatörü Yönetim Kurulu üyesi Aziz Yayla ve Yönetim Kurulu üyesi Arda Engin.”

Köyler modern ve kullanışlı alanlara kavuşuyorHABER MERKEZİKahramankazan Belediyesi, ilçe-

nin köylerindeki (dış mahalleler) cami ve mezarlıklarda, köy konaklarının avlularında, meydanlarda ve yollar-da başlattığı kilitli parke taşı döşeme seferberliğine tüm hızıyla devam edi-yor. Çalışmalar doğrultusunda bura-lara döşenen parke taşlarından çeşitli motifler de oluşturuluyor.

Kahramankazan Belediyesi, il-çedeki köylerde (dış mahallelerin)

başlattığı kilitli parke taşı döşeme ça-lışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bu kapsamda köylerdeki cami ve me-zarlıklar, köy konaklarının avluları, köy meydanları ve yollar kilitli parke taşıyla donatılıyor. Buralardaki kulla-nım ömrünü tamamlamış ya da ye-nileme ihtiyacı olan malzemeler kal-dırılarak, yerlerine kilitli parke taşları döşeniyor. Belediye ekiplerinin ça-lışmalar kapsamındaki son durağı ise Kınık, Dağyaka ve Karalar köyleri

oldu. Ekipler, buralarda ihtiyaç duyan alanları kilitli parke taşıyla yeniliyor. Çalışmalar kapsamında ayrıca, kilit-li parke taşı döşenen alanlarda yine bu taşlardan kilim desenleri ve çeşitli figürlerden oluşan motifler işleniyor. Değişik renk ve figürlerden oluşan motifler mahallelere ayrı bir güzellik katıyor. Belediye ekipleri, kilitli parke taşı seferberliği kapsamında, çalış-malarını ihtiyaç duyan diğer köylerde de sürdürecek.

Page 6: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

2 KASIM 2021 SALI6 SONSÖZSağlık

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ

ERZURUM, (DHA)- Türkiye'de fark-lı üniversitelerden 17 akademisyen 'Çocuk, medya ve sosyal medya' üzeri-ne bir çalışma yaptı. Iğdır Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sait Yıldırım ve Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aysun Doğutaş'ın editörlüğünde-ki çalışmada medya ve sosyal medya-nın çocuklar üzerindeki etkisi incelen-di. Akademisyenlerin çalışmalarını içeren kitap 'Çocuk, Medya ve Sosyal Medya' is-miyle yayınlandı. Çocuğun gelişim süre-cine medya ve sosyal medyanın etkisinin değerlendirildiği kitapta, çocuk ve ileti-şim bağlamında sosyal medya bağımlılığı, aile ve çocuk arasında medyanın işlevi ele alındı. Kitabın üçüncü başlığını ise çocuk ve güvenlik oluşturdu. Akademisyenlerin araştırmalarına yer verilen kitapta, özel-likle siber zorbalık ve istismar eylemle-rinin niteliği, çevrimiçi oyunlarının za-rarları, suç ve şiddet eğilimlerinin medya boyutu ve tüm bu sürecin hukuki temeli-ne dair incelemeler yer aldı.

Akademisyenler tarafından gerçek-leştirilen ortak çalışma sonunda sosyal medya gerçeğini ve sorunları belirledik-lerini belirten Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sait Yıldırım, sosyal med-yanın günümüzde toplumsal yapının her alanında ve her kesiminde yaygın bir şe-kilde kullanıldığını kaydetti. Yıldırım, ça-lışmalarında dezavantajlı grup olarak çocukların sosyal medya ile olan ilişki-sini ele aldıklarını bildirdi. Konusunda uzman akademisyenlerle birlikte ço-cukların gelişim, iletişim ve güvenlik an-lamında medya ve sosyal medya ile olan

iletişimlerini incelediklerini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

"Öncelikle gelişim odağına baktığımız zaman küçüklük döneminde, okul öncesi dönemde çocukların çok yaygın bir şekil-de sosyal medya kullanımı, sosyal medya izleme alışkanlıklarının çok sık olduğunu gördük. Bu noktada sosyal medyanın ödül ve ceza olarak kullanımının yaygın oldu-ğunu, özellikle anne ve babaların çocuk-lara işte yemek yerken tablet vermeleri, ya da çizgi film izlemeye izin vermesi gibi onu bir aracı olarak sunması çocukla-rın beslenme bozukluğuna yol açabiliyor. Birçok obezite vakasında artık çocukla-rın bir şey izlerken yemek yemesi, bes-lenmesi belirleyici oluyor. İletişim nokta-sına geldiğimiz zaman, çocukların sosyal medya aracılığıyla sadece çizgi film izle-mesi ve oyun oynaması değil, bunlar ara-cılığıyla farklı kanallarla iletişim halin-de olması, sağlıksız bilgiler elde etmesi, güvenlik açığı olan oyunlarda ortamlar-da yer almaları çok ciddi tehditleri doğu-ruyor. Oyunlar aslında sanal anlamda bir iletişim kaynağı olarak çocukların kar-şına çıkıyor. Bizler bu noktada siber zor-balığa mağdur birçok çocukla karşı kar-şıya kaldık. Bu noktada ailelerin çok ciddi bir tedbir alması söz konusu. Fakat sosyal medyayı çocukların hayatından çıkar-mak da söz konusu olmadığı için kontrol-lü bir şekilde bunun kullanımı ve göze-tilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çocuk ailesinden bir şey öğrenmeye çalıştığı za-man bir şey sorduğu zaman cevabını ala-mıyorsa bunu internetten öğrenebilir. Çünkü internette ne sorarsa sorsun kar-şılığını alabiliyor. Bu noktada aile ile olan bağ sağlıksız olduğu zaman çocuk o ih-tiyacını sosyalleşme ihtiyacını aslında

internetten sosyal medyadan karşılıyor. Sosyal medya da asosyal bireyler ortaya çıkarıyor. Çünkü çocuk aileden saygı sev-gi ve o beraber zaman geçirme sürecini yaşamadığı zaman bütün ihtiyaçlarını ra-hatlıkla sosyal medyadan karşılayabilir."

ÇOCUK İÇİN ROL MODEL ANNE VE BABA

Ebeveynlerin telefon ya da bilgisayar-da sosyal medyada uğraşırken çocuklara izin vermemesinin de yanlış bir uygula-ma olduğunu ifade eden Yıldırım, şunla-rı söyledi:

"Çocuk rol model olarak anne babayı gördüğü için anne baba ne yapıyorsa ay-nısını yapıyor. Çocuk özeniyor bu nokta-da. Temel olarak önerebileceğimiz iş, aile-nin çocuklarla zaman geçirme süresinin artması ve birlikte ortak paydada buluşa-bilecekleri zamanlar inşa etmesi. Akşam yemeği olabilir, birlikte çay içme olabi-lir. Problemler konusunda çocukla ileti-şim kurmada zorluk yaşamamak gereki-yor. Çocukla dalga geçmemek gerekiyor. Çocuk ciddiye alınmadığını gördüğü za-man aynı şekilde o karşılığını sosyal medyada yansıtabilir. Güven ilişkisi za-yıf olduğu zaman sosyal medyada çok daha rahat insanlara güvenebilir. Çocuk ister istemez kendisi belli bir yaşa geldi-ği zaman medyayla sosyal medyayı ya da tableti istemiyor, aile onla tanıştırıyor. Oyuncak aracı gibi çocukluktan itibaren bir denge unsuru gibi bir alet. Onu verip kendi işlerini yapabilir annesi. Çocuk ge-lişimciler daha iyi bilir, 3-4 yaştan önce sosyal medyayla temas etmemesi isteni-yor. 3-4 yaşından sonra da kısa zaman-larda ailenin yanında öğretici içeriklerle donatılması gerekiyor. Çocuk yetiştirmek ciddi bir iştir. Evde yapılan bir iş gibi değil.

Ailenin çocuğun gelişimi, davranışlarıy-la ilgilenmesi gerekiyor ki medyaya, sos-yal medyaya kaptırmayalım. Bu noktada ailenin sürekli ilgisi alakası çok mühim. Beraber geçirdiği zamandan keyif alır-sa çocuk sosyal medyaya gitmez. Somut ilişkiler çok daha önemlidir. Çocuk me-raklıdır, sorup öğrenmek ister. Bunu aile-siyle karşılayamazsa medyadan ve sosyal medyadan karşılayabilir. Çocuğu aslında medyaya ve sosyal medyaya iten ailesi-dir. Bir noktada temelden o ilişki ve ileti-şimi sağlam kurarsa, ailesiyle çevresinde okulda gittiği zamanda o ilişkileri çok ra-hat bir şekilde yönetebilir."

DHA-Genel - Türkiye-Erzurum Merkez - Salih TEKİN

Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sait Yıldırım:

Çocuğu medya ve sosyal medyaya iten AILESIDIR

Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi

Sait Yıldırım, "Çocuğu aslında medyaya ve sosyal medyaya

iten ailesidir. Çocuk çok meraklıdır sorup öğrenmek

ister. Eğer kafasındaki soruları çözemezse ailesiyle

karşılayamazsa bunu sosyal medyadan rahatlıkla

karşılayabilir" dedi.

İÇEDÖNÜK ÇOCUKLARA NASIL YAKLAŞILMALI ?Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi konu

hakkında önemli bilgiler verdi.Bazı çocuklar utangaç ve çekingen gibi

görünseler de aslında bu çocuklar ''İçedönük'' mizacı olan çocuklardır.İçedönük olmak çocuğun geneti-ğine bağlı olarak doğuştan gelen bir özelliktir.

İçedönük çocuklar; ken-di iç dünyalarının sesini din-ler, içebakışı önemser ve daha çok gözlem yaparlar. Sessizlikleri; konuşmak iste-yip de utandığı için konuşa-mamasından değil, dinlemeyi tercih ettikleri içindir. Çok sa-yıda arkadaş edinmez, az sa-yıda dost edinirler; dost ile derin sohbet etmeyi severler, boş mu-habbet ile gerçek muhabbetin far-kını bilirler. Planı, programı severler, anlık verilen kararlar ile hareket etmez-ler. Aceleci değil, yavaştırlar ama bu yavaş-lıkları hantallıktan değil, iç dengelerine uyum gösterdiklerindendir.

Utangaç çocuklar ise aksine; sosyal ol-mak isterler fakat yabancı ortamda çekindik-leri için kendilerini huzursuz hissederler ve o

sırada olumsuz düşünceler akıllarından geçer. “Ya düzgün konuşamazsam, ya

benle alay ederlerse ya hakkım da kötü düşünürlerse, ya kendimi ol-

duğum gibi yansıtamazsam, ya beni dışlarlarsa...” Gibi başkala-rının düşüncelerini önemser-ler ve kabul görmeme korkula-rı yaşarlar.

Ebeveynin hatası; içedö-nük olan çocuğunu, dışadö-nük bir çocuk olmaya zorlama-

sıdır. Tıpkı bir elmanın armuta dönüştürülmeye çalışılması gi-

bidir. Elma elmadır, armut da ar-muttur, her ikisinin verdiği fayda ve

tad farklıdır.Ebeveynler,içedönük çocuğun az-

mini fark etmeli,ona zaman ayırmalı,güven vermeli,ona karşı anlayışlı ve sabır-lı davranmalılar,her zaman her durumda ya-nında olacaklarını ona hissettirmelidirler.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ebru Özenç konu hakkında bilgiler verdi.

Spor müsabakasında kalbi duran birçok profesyonel sporcu haberi gör-müşsünüzdür. Herkesin ilk aklına gelen, sporcunun kalp krizi geçirdiğidir; ancak kalp krizi dışında başka hastalıklar da ölüme sebep olabilmektedir.

Bir spor antrenman programı-nın iki çeşit içeriği vardır; dayanıklılık ve kuvvet. Profesyonel anlamda spor ya-pan kişilerde yapılan spor dalına göre ya dayanıklılık egzersizleri ya da ağır-lığa dayalı kuvvet egzersizleri teme-linde program hazırlanır. Örneğin uzun maraton koşan bir atletin dayanıklılık

antrenmanı fazla iken, bir halterci-nin kuvvet antrenmanı fazla olmakta-dır. Bu nedenle uzun maraton koşan at-letin kalbindeki yapısal değişiklikler ile bir haltercinin kalbindeki değişiklikler de birbirinden farklıdır. Maraton koşan sporcunun kalbinin hacmi genişleyerek büyürken, haltercinin kalbi kalınlaşa-rak şekillenir. Kalbin spora göre yeniden şekillenmesi tamamen vücudun o spo-ra göre kanı pompalama gücünü sağ-lamak adına adaptasyondur. Ancak bir de doğuştan kalp kasının kalın olduğu bir hastalık da vardır ki bunu sporcunun kalbinin kalınlaşmasıyla karıştırmamak gereklidir. ‘’Hipertrofik kardiyomiyopati’’

dediğimiz bu hastalık ai-levi genetik geçişli bir tablodur, hatta sporcu kalbiyle ayırt etmek kimi zaman zor olabilir. Eğer bu hastalık varsa yük-sek tempo spor yaparken ölümcül olabilmektedir. Kalp MR’ları bu hastalıkta tanısal açıdan çok faydalıdır.

Sahada bir sporcunun kalbinin dur-ması tabii ki oldukça trajik bir olaydır. Kalp krizi ve daha birçok sebep altta ya-tıyor olabilir. Asıl tanı ise otopsiyle ko-yulabilmekle birlikte bu sporcular ge-nel muayenelerden geçerken birçok kalp

testleri yapılmaktadır. Bu kadar kontrol-lerden geçen bu sporcularda nasıl olup da kalple ilgili bir sorun olduğunun an-laşılamadığı sorusu aklınıza gelebilir. Ancak durum aslında tahmin ettiğiniz-den daha farklı; çünkü tamamen sağlıklı bir kişide doğuştan olabilecek bazı has-talıklar vardır ki tespit edilmesi ölümcül olay anına kadar mümkün olmayabilir.

SPORCULAR DA ANI ÖLÜM SEBEPLERINE DIKKAT

İSTANBUL (DHA) - Omega-3 yağ asidinin özel-likle kalp damar hastalık-larından korunmada çok önemli rol oynadığını belirten İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesinden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Omega-3, hücre za-rının yapısının temel bileşe-ni olduğu için hücreleri korur, iyileştirir ve hücre devamlılı-ğını sağlar. Bağışıklık sistemi-nin desteklenmesinde rol alır. Haftada 2-3 gün balık ve her gün 2-3 adet ceviz tüketmek, Omega-3 yağ asidinin yeter-li alımını sağlamaktadır” diye konuştu.

İstanbul Aydın Üniversitesi

(İAÜ) VM Medical Park Florya Hastanesinden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, kış aylarında bağışıklı-ğı güçlendirmek için yapılma-sı gerekenler hakkında önemli bilgiler verdi. Soğuklarla bir-likte üst solunum yolu has-talıkları (sinüzit, farenjit, la-renjit), akciğer enfeksiyonları (bronşit, bronşiloit, pnömoni) ve kulak iltihaplarının daha sık görüldüğünü vurgulayan Arğun, özellikle Covid-19 sal-gını sonrasında bağışıklık sis-teminin kuvvetli olmasının daha da önem kazandığı-nı vurguladı.Bağışıklık sis-temini güçlendirmek için en etkili yöntemlerden birinin

bağışıklığı destekleyici besin öğelerini doğru seçmek ve sık tüketmek olduğunu bildiren Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Probiyotikler, çeşitli vita-min ve mineraller, Omega-3 yağ asidi, çinko, selenyum, B grubu vitaminler ve beta glu-kan bu besin öğelerinden en önemlileridir” dedi.

Sebze ve meyvelerin zen-gin vitamin içerikleri ne-deni ile sık tüketilmesi ge-reken besin gruplarından olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Derya Arğun, “Özellikle

kış meyvelerinden portakal, mandalina ve kivi yüksek C vitamini içerirler. Her gün ye-terli C vitamini alımı, güçlü bir bağışıklık sistemi için çok ge-reklidir. Ayrıca ıspanak, kıvır-cık ve benzeri yeşil yaprak-lı sebzelerin sık tüketimi de günlük C vitamini ihtiyacımı-zı karşılamamıza katkı sağ-lar. Unutulmaması gereken bir diğer önemli bir nokta ise C vitamininin vücutta depo-lanamadığı, fazlasının vücut-tan atıldığı, bu yüzden ihti-yaç kadar alınmasının yeterli olacağıdır.

Kışın bağışıklığı güçlendirmenin

şifresi: Omega-3

İSTANBUL (AA) - Medipol Pendik Üniversite Hastanesi'nden kadın doğum uzmanı Op. Dr. İlknur Sayar, menopoza girerken paniğe kapılmak yerine bu dönemi en sağlıklı ve rahat nasıl geçirileceği ko-nusunda bilgi alınması gerektiğini belirterek, düzenli egzersiz yapılması, sigara ve alkolün bırakılması ge-rektiğini bildirdi.

Sayar, Türkiye'de menopoz yaş ortalamasının 46-48 olduğunu belirterek, "Bir kadına 'menopoz döneminde' diyebilmek için 12 aydır adet kanaması-nın olmaması gerekir. Perimenopoz dediğimiz me-nopoza geçiş dönemi 2-6 yıl arasında değişkenlik gösterebilir." ifadelerini kullandı.

Bugünün yaşam koşulları, beslenme, iklim fak-törleri, ağır psikolojik travmalar ve stresin ortalama menopoz yaşını düşürdüğünü aktaran Sayar, şunla-rı kaydetti:

"Tüp bebek, yumurta çatlatma gibi yardımcı üre-me teknikleri ile birçok yumurta aktif edildiğinden menopoz yaşı erkene çekiliyor. Menopozun erken dönemde en sık belirtisi adet düzeninin değişme-si. Diğer belirtiler ise sıcak basması, gece terlemesi, vajinal kuruluk, ciltte kuruluk, vajinal kuruluğa bağ-lı olarak ağrılı cinsel birliktelik ve cinsel isteksizlik, eklem ağrıları, anksiyete bozukluğu ve panik atak gibi psikolojik değişimler, saç dökülmesidir."Op. Dr. İlknur Sayar, bir hastalık anlamına gelmeyen yalan-cı menopozun infertilite, endometriozis, adenomyo-zis, myom gibi rahatsızlıkların tedavisi için yapılabi-len bir uygulama olduğunu belirtti.

Sayar, "Yalancı menopoz, bazı rahatsızlıkların tedavisi için bizim kendi isteğimizle ilaçlarla yaptı-ğımız geçici bir durumdur. Erken menopoz ise he-kimden bağımsız olarak gerçekleşen 40 yaş altında menopoza girme durumudur. Erken menopoz belir-tisi gösteren kadınlarda yardımcı üreme teknikle-riyle gebelik mümkün. Menopoza geçiş döneminde ya da adet kanaması görülmeyen ilk 12 aylık sürede östrojen hormon azlığına ve düzensizliğe bağlı ola-rak gebe kalma ihtimali düşük de olsa imkansız de-ğildir." ifadelerini kullandı.

Menopoza girerken paniğe kapılmak yeri-ne bu dönemi en sağlıklı ve rahat nasıl geçirile-ceği konusunda bilgi alınması gerektiğini belir-ten Sayar, Düzenli egzersiz yapılmalı, sigara ve alkol bırakılmalı.

Uzmanından "menopoza

girerken paniğe

kapılmayın" uyarısı

Page 7: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

Kültür & SanatSONSÖZ 72 KASIM 2021 SALI

“YA BENİMSİN YA TOPRAĞIN”

hikmetdonmez06

Günümüzde ne kadar kolay oldu in-san kılığında canilerin istediklerini ya-pabilmeleri. Doğru bildiğimiz yanlışla başlayan ve yanlışlar silsilesinin üç beş dakikada hayatımızı karartması. Yaşa-nan olumsuzluklarda; ekonomik ve sos-yal gelişmenin yanında, erkek çocu-ğunun doğduğu günden başlayan ayrıcalıklı yetiştirilmenin büyük payı var.

Hayatımızı karartmasındaki kastım duyarlı insanların hayatı. Önce katiller elinde can verenlerin hayatının karar-ması, daha sonra ailesinin, sevenlerinin ve duyarlı tüm toplumun hayatının ka-rarması. Durgun suya atılan bir taş nasıl ki dalgalar halinde genişliyorsa, insanları etkilemesi de o denli genişliyor. Kadın ci-nayetleri öyle bir noktaya geldi ki her ke-simdeki insanın yüreğini sızlatır oldu.

Erkek egemen toplumda oğulları-mızı/kızlarımızı gerçek kimlikleriyle bü-yütmemizin nedeni çoğunlukla, kendi ego ve hırslarımızı onlarda görmeyi ar-zuladığımızdan, daha sonra da ceha-

letimizden kaynaklı. Erkeklerin erişeme-dikleri, kadınların sahip olmak istedikleri erkek kariyerlerini oğullarında, torunla-rında görmek istediklerinden! Bu arzula-rını hitap şekli ile başlayan, daha sonra mesleki ve güce yönelik öğüt olarak kul-lanmaları temelde kültürel eksikliğimizin ürünü olarak ortaya çıkan cinayetlerin asıl sebeplerinden birisidir.

Erkek çocuklarımızı, vücudunun her bölgesindeki kas gücüyle! öne çıkar-ma çabamız ve çocuğa bilgi, beceri ve aklın önde olduğu değil kas gücünün önde olduğunu kimlik ve kişilik bilincini öğrettiğimiz bir toplumda yani doğru-nun yerine yanlışı öğretip öğütlediğimiz bir toplumda ne bekliyoruz?

Elbette tek neden bu değil ama yedi yaşına kadar kulağına fısıldadığımız, sen erkeksin güçlüsün, istediğini yapabilir-sin, soyun devamı için yegâne varlıksın, ağasın, paşasın, kralsın, güçsün, güçlü-sün diye bilinçsizce yetiştirdiğimiz çocuk-larımızın hem geleceğe dair hayatını ka-rartıyor hem de bir başkasının hayatını gerek aile yapısı içinde gerekse hayatın her alanında cinayetlerle karartmasının yolunu açmış oluyoruz.

Yukarıda saydığımız nedenler aile içi gelişimdeki yanlışımız bir diğeri de top-lumsal yapı ve devlet düzeni içindeki yanlışlar.

Gerek ataerkil toplum yapısından

kaynaklı gerekse yasaları yapan "erk'in" erkeklerden oluşması "kadının adı yok" nedeniyle kadınlarımıza bakış açısı hep tali planda kalmıştır. Bunu yaşamın her alanında görmekteyiz. Örneğin; cina-yet işleyen bir kişi takım elbise, kravat takarak ve mahkeme salonunda sessiz kalarak "geçici beyefendi" olarak ceza indiriminden faydalanabiliyor. Cinaye-ti "namus meselesi" olarak açtığında ve yeterli delil oluştuğunda ceza indirim alabiliyor. Namus iki bacak arasında mı-dır? kadının namusu erkeğinden, erkek-ten mi sorulmalıdır? Zinanın varsa bir ce-zası neden mahkemede verilmek yerine erkek ya da erkeği (eş deyimini bilerek kullanmıyorum) canını alarak cezalan-dırıyor ve yasalar buna ödül niteliğinde indirim yapıyor?

Vahşice boğazı kesilen, katledilip par-çalanarak çuvallara çöp konteynırları-na konulan, tacize tecavüze uğrayan kadınlarımız, sistemin koruyamadığı sos-yal güvencesinin olmadığı bir devlet yapısı içerisinde etini satmak zorunda kalan kadınlarımız hangi aklın, hangi dü-

şüncenin, hangi sistemin ürünüdür?!…

Kadının sırtından sopayı, karnından sı-payı eksik etmeyeceksin, Kadın erkeğin şeytanıdır, Kadının saçı uzun aklı kısadır, Kadın var ev yapar, Kadın var ev yıkar, Kadını eri saklar, peyniri deri saklar, Ağus-tostan sonra ekilen darıdan, kocasın-dan sonra kalkan karıdan hayır gelmez, Al atın iyisini yiyeceği bir yem, al avradın iyisini giyeceği bir don, Oğlan babadan öğrenir sofra dizmeyi, kız anadan öğre-nir sokak gezmeyi, Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz gibi daha pek çok atasözleri kadını aşağılayıcı ve ezici sözler değil midir? Üstelik bu sözlerin ço-ğunu kadınlar hemcinsleri için de kullan-maktadır.

Tüm yasaların erkekler tarafından ya-pıldığı, Bir gecede İstanbul Sözleşme-sinin iptal edildiği, sistem, patronu, eşi daha pek çok etkenin kadınlar aleyhine arttığı bir dönemde insanım diyen her ki-şiye çok "görev" düşmektedir.

Elbette dileğimiz bir an önce kadın hakları başta olmak üzere hayatın her alanında yaşanan haksızlıkların son bul-ması. Şunun altını dikkatle çizmem ge-rektiğine inanıyorum, "almadan ver-mek Allah'a mahsustur" diye bir söz var. Haklarımızı almak için birlikte mücadele şart…

Türk Resim ve Heykel Türk Resim ve Heykel Sanatından Sanat RüzgarıSanatından Sanat Rüzgarı

HABER MERKEZİBabylons&IAAF Sanat ve Antika

Fuarı, küratörlüğünü Prof. Dr. Kıymet Giray’ın yaptığı ‘’Çağdaş Sanatımızın Göstergeleri’’ sergisi ile İstanbul’da 4 gün boyunca sanat şöleni yaşatacak. Devrim Erbil, Ergin İnan, Hanefi Yeter, İbrahim Örs, Burçin Erdi ve Heykeltıraş Rahmi Aksungur’un değerleri eserleri arasından seçilen başyapıtları, sanatseverlerle bulu-şurken, sanat tarihimizi yansıtan eserler aynı zamanda ziyaretçileri zamanda yol-culuğa çıkaracak.

Türk Resim ve Heykel Sanatı tarihi-nin değerli sanatçıları, 4-7 Kasım tarihleri arasında Babylons&IAAF Sanat ve Antika Fuarı’nda bir araya geliyor. Küratörlüğünü Prof. Dr. Kıymet Giray’ın üstlendiği ‘’Çağdaş Sanatımızın Göstergeleri’’ sergi-si Devrim Erbil, Ergin İnan, Hanefi Yeter, İbrahim Örs, Burçin Erdi ve Heykeltıraş

Rahmi Aksungur’un eserlerine ev sahipli-ği yapıyor. Bu sene ikincisi düzenlenecek olan sanat ve antika fuarının sanat dün-yası adına yeni kazanımlar oluşturacağını belirten Prof. Dr. Kıymet Giray ‘’ Sanat fu-arlarının devamlı bir şekilde olması, sana-tımız ve ülkemiz adına yeni oluşumların ve projelerin bir araya gelmesini sağlıyor. Fuarda, Bodrum Belediyesi Art Project olarak sanatımıza iz bırakmış sanatçıla-rımız ve değerli eserleri ile yer alacağız. Koleksiyonerleri, sanat galerilerini ve an-tikayı bir araya getirecek organizasyonun ülkemiz adına da önemli katkılar sağlaya-cak.’’ diye belirtti.

4 Kasım Perşembe günü itibariyle 10.00 – 20.00, 7 Kasım tarihinde ise 10.00 – 18. 00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açacak olan fuar, sanat ve an-tika eserlerin yanı sıra birçok etkinliğe de ev sahipliği yapacak.

HABER MERKEZİSabancı Holding’in katkılarıyla Sakıp

Sabancı Müzesi’nde devam eden “Dün Bugün İstanbul” sergisi, “Vasıta: Bir Enstalasyonu Sergilemek ve Korumak” başlıklı bir söyleşiye ev sahipliği ya-pacak. 4 Kasım Perşembe günü saat 16.30’da gerçekleşecek söyleşi,sanatçı Ege Kanar’ın “Dün Bugün İstanbul” ser-gisi kapsamında, mekâna özgü olarak ürettiği bir enstelasyon olan Vasıta’ya odaklanacak.

Vasıta, Bronz çağından beri kullanı-lan bir enstrüman olan ziller, temas ho-parlörleri ve ses kabloları ile üretilmiş-tir ve parçası olan zillerle yapılmış ses

kayıtlarından oluşan bir kompozisyonu hoparlörler yardımıyla aynı enstrüman-lara geri aktaran, mekâna özgü bir ens-talasyondur. Fiziksel temas yoluyla bu enstrümanlara geri beslenen ses, zille-rin doğal frekanslarıyla örtüştüğünde, ziller titreşmeye başlar. Belirli zilleri ya-kalayarak, rezonansa sokan bu frekans-lar; içinde, kimlik, geçmiş, malzeme, ge-lenek ve coğrafya gibi mefhumların da hizalanarak duyumsanabilir olduğu bir çeşit yankı odası yaratır. İstanbul Agop fabrikasında üretilen ve çeşitli arazla-ra sahip oldukları için kusurlu buluna-rak ıskartaya ayrılan bu ziller, fabrika-ya teslim edildiklerinde eritilerek, yeni

zillerin yapımında kullanılacak alaşıma geri katılacaktır.

Teknoloji temelli bu enstalasyo-nu korumak için rasyonel bir risk de-ğerlendirme metodolojisi oluşturma yö-nündeki çalışmalara katkı sunulması hedeflenecek olan konuşmada, dijital-SSM Araştırma Yöneticisi Osman Serhat Karaman ve sanatçı Ege Kanar, yapıtın bağlamı ile sergilenmesi biçimi arasın-daki ilişkiyi ve gelecek sergilemelerde geçirebileceği dönüşümleri olası senar-yolar üzerinden analiz edecek.

“Vasıta: Bir Enstalasyonu Sergilemek ve Korumak” söyleşisi 4 Kasım Perşembe günü saat 16.30’da, Sakıp Sabancı Müzesi Galeri-2’de gerçekleştirilecek.

VasıtaZil yapımının İstanbul’daki geçmişi,

17.yüzyılda bu şehirde yaşamış Ermeni metal ustası I. Avedis’e kadar uzanır. 1618’de, geliştirdiği bir bronz alaşımın-dan ilk zillerini üreten Avedis, II. Osman tarafından kendisine takılan “Zilciyan” lakabıyla Yeniçeri ordusu için zil yap-makla görevlendirilir. İstanbul’da böy-lece başlayan zil üretimi, siyasi, tica-ri, endüstriyel ve kültürel dönüşümlerin

şekillendirdiği bir süreçte Avrupa ve ABD’yi de kapsayacak şekilde genişler. Avedis’in, babadan oğula aktarım yoluy-la kuşaklar boyu bir sır olarak saklanan reçetesi, bugün kentte belli başlı mar-kalar tarafından geleneksel yöntemler kullanılarak üretilmekte olan zillerin de nüvesini oluşturur. Binlerce çekiç dar-besiyle şekillendirilen el yapımı her zil; onu var eden karmaşık süreçlerden arta kalan örtük bir potansiyel, elinden çıktı-ğı ustanın davranışının belirlediği özgün bir armonik karakter barındırır.

BİLKENT SAHNE AST KASIM’DA

DOPDOLU!HABER MERKEZİ Ankara Sanat Tiyatrosu, birbirinden ünlü

oyuncuları ve çok değerli tiyatro eserlerini Kasım ayında da tiyatro severlerle buluşturmaya devam ediyor.

W. Gordon Smith'in, Vincent Van Gogh’un kar-deşi Theo’ya yazdığı mektuplardan derlemeler yaparak yazdığı, Ülkü Tamer'in çevirdiği, oyun-culuğunu ve yönetmenliğini Hakan Gerçek’in üst-lendiği tek kişilik “Van Gogh” oyunu,3 Kasım’da Bilkent Sahne AST’ta olacak. 5 Kasım’da İzler (Hayata Dair Müzikli Bir Yolculuk) prömiyerini ya-pacağı oyunla izleyicilerin karşısında olurken, 9 Kasım’da ise Türk kültürünün unutulmaya yüz tu-tan değerlerine bilginin ışığı altında tanıklık et-tiren ve eğlenirken öğrenmeyi sağlayan “Sunay Akın ile Yüz Yüze” sahnede olacak.

"BİR BEDEN YEDİ KADIN..”11 Kasım’da Songül Öden’in muhteşem oyun-

culuğu ile “Lâl Hayal” Bilkent Sahne AST’ta olacak. Farklı yaş ve statüden yedi kadının trajik komik hikâyesini anlatan oyun; birbirinden çok farklı bu yedi kadının yolunun gizemli bir polisiye bir hikâye-nin geriliminde buluşmasıyla başlar. Karakterler; 16 yaşındaki hip-hop şarkıcısı, 70 yaşındaki Nişantaşı hanımefendisi, komşu kadın, üniversite öğrencisi, Allah’a yakaran babaanne, Sütlüceli kuaför ve koç burcu bir jinekologdur.

Tiyatro Keyfi tarafından 12 Kasım’da “Ted Bundy’’ oyunu ile seri katil Theodore Robert Bundy’ nin hayattaki son 53 dakikasını izleyiciyle buluştu-racak olan Bilkent Sahne AST, 13-20 Kasım tarihle-rinde Nobel ödüllü İtalyan yazar Dario Fo tarafından yazılmış iki perdelik tiyatro oyunu “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’’ tiyatro severler ile buluşa-cak. Cem Davran’ın yer aldığı bir mizah oyunu olan Davran Tiyatrosu ‘’Üçü Bir Arada’’ 23 Kasım’da sah-nede olurken, 26 Kasım’da ise Tiyatro Keyfi tarafın-dan “Bana Amy De – AMY WHINEHOUSE’’ ile dün-yaca ünlü şarkıcının hayatı perdeye aktaracak.

DÜN BUGÜN İSTANBUL SERGİSİ’NDESANATÇI SÖYLEŞİSİSANATÇI SÖYLEŞİSİ

Page 8: HAVA DURUMU ANKARA VARAN 1: DOĞAL GAZA DEV ZAM

2 KASIM 2021 SALI

BES: MİLYONLARIN TEMEL GÜNDEMİ ZAM YAĞMURLARI

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Merke-zi Temsilciler Kurulu liyakat, ek gösterge, vergi adaleti, demokrasi ve eşit bütçe konularını ma-saya yatırdı.

BES tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “2022 yılı Merkezi Yö-netim Bütçesi geçtiğimiz hafta TBMM Plan ve Bütçe komisyonuna sunuldu, önümüzdeki hafta görüşmeler devam edecek. Öncelikle seçilmiş-ler değil atanmışlar tarafından hazırlanan bütçe tasarısı iktidar blokunun meclisteki çoğunluğu üzerinden yasallaştırılmaya çalışılacak. Önü-müzdeki yılın bütçesinin yani kaynakların dağı-tılması ve bütçe gelirlerinin toplanmasının nasıl olması gerektiği ülke gerçekleri üzerine planlan-ması gerekirken yoksul halkımızın ve emekçile-rin taleplerinin yer almadığı, işsizliğin, yoksullu-ğun ve hayat pahalılığının yok sayıldığı aynı tas aynı hamam bir bütçe tasarısı ile karşı karşıya-yız. Bugün milyonların temel gündemi iğneden ipliğe her şeye devam eden zam yağmurudur. Bugün milyonlarca emekçinin temel gündemi TL’nin döviz karşında değer kaybı ile gelirinin, ücretinin, maaşının her geçen gün mum gibi eri-mesidir. Bu koşullarda kapıya dayanan kışı na-sıl geçireceğidir. Enflasyon her geçen gün art-maktadır, Eylül ayı itibari ile resmi enflasyon yıllık yüzde 19,58, 2021’in başından Eylül ayı-na yani son dokuz aylık resmi enflasyon yüzde 13,04. Bu rakamlar TÜİK’in takla attırarak orta-ya çıkardığı resmi enflasyon rakamlarıdır. Her zaman altını çizdiğimiz üzere sokakta, çarşıda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığı bu sanal rakamların çok daha üzerindedir. Nitekim sendi-kamız BES/AR’ın her ay yaptığı enflasyon araş-tırma verilerine göre yıllık genel enflasyon yüz-de 42,83, yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 74,43 oranında artmıştır. Bağımsız iktisatçılardan olu-şan Enflasyon Araştırma Grubu (EnaGrup) veri-lerine göre ise yıllık enflasyon son bir yılda yüz-de 44,7 artmıştır.

► “İŞSİZLİK YOKSULLUK ARTMAYA DEVAM EDİYOR”İşsizlik ve yoksulluk artmaya devam etmek-

tedir. İş bulma ümidini kaybedenleri, iş arama-yan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları da ekleye-rek ulaşılan geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüz-de 22’ye, işsiz sayısı ise 7 milyon 855 bine da-yanmıştır. Buna karşın açlık ve yoksulluk sınırı hızla artmaya devam etmektedir. Türk-İş verile-rine göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, denge-li ve yeterli beslenebilmesi için yapması gere-ken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı yılın başından Eylül ayına kadar olan dokuz ay içinde 2.590 TL’den 459 TL artışla 3.049 TL’ye, dört kişilik ailenin gıda harcaması ile birlikte gi-yim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eği-tim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tuta-rı yani yoksulluk sınırı ise yine aynı dönemde 8.436 TL’den 1.496 TL artışla 9.932 TL’ye çık-mıştır. Bu koşullarda Anayasasında sosyal-hu-kuk devleti yazan bir ülkede siyasal iktidardan beklenen elbette ki toplumun ezici çoğunluğu-nu adeta uçurumun kenarına iten olumsuzluk-ları ortadan kaldıran adımlar atmasıdır. Bunun en önemli aracı ise kuşkusuz bütçelerdir. Ne ya-zık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynak-larının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılması-nın bir aracı haline dönüşmüştür. Bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan 2022 Bütçe yasa teklifi bu sürecin son halkasıdır.

► “BORDROLULARIN YÜKÜ DAHA DA ARTACAK”Yıllardır olduğu gibi bu defa da halkın, emek-

çilerin, emek örgütlerinin, meslek örgütlerinin,

demokratik kitle örgütlerinin bütçeye ilişkin gö-rüşleri, talepleri alınmamıştır. Sayıştay’ın büt-çe denetleme yetkisi ise genel değerlendir-me raporları ile sınırlanmıştır. Maaşlarımızdan kaynakta kesilen Gelir Vergisinden tüketimde ödediğimiz KDV ve ÖTV’ye kadar her adımda bizden alınan vergilerin nereye, kime harcana-cağına ilişkin bize hiçbir söz hakkı tanınmamak-tadır. Kısacası emekçilerin, halkın bütçe hakkı-nın son kırıntıları da ortadan kaldırılmıştır. Söz konusu hedefler bugüne kadar bütçe gelirlerinin omurgasını oluşturan vergilerin üçte ikisi omuz-larına yıkılan bordroluların yükünün daha da ar-tacağını net olarak ortaya koymaktadır. Topla-nan vergilerin nerelere, kimlere kaynak olarak aktarılacağına baktığımızda emekçilere, halka yol, su, elektrik olarak dönmeyeceği de görül-mektedir. AKP İktidarı Döneminde Kadın Emeği Sömürüsü artmıştır. Diğer taraftan bilindiği üze-re pandemi sürecinde en fazla yoksullaşan, is-tihdamdan koparılan işsiz kalan, daha fazla üc-retsiz ev içi emek ve bakım emeği harcamak zorunda bırakılan yine kadınlar olmuştur. Do-layısıyla, tüm kadınların eğitim ve gelir getiri-ci istihdam imkânlarının arttırılarak yoksulluğu-nun ortadan kaldırılmasına yönelik politikalara yer veren, kadın emeği üzerindeki çifte sömürü-yü ortadan kaldırılmaya dönük önemlerle eko-nomik anlamda güçlendirilmelerini hedefleyen Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemeye olan ihtiyaç çok daha yakıcı hale gelmiştir. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında yürütülen ‘müş-teri garantili’ projelere 2019 bütçesinde 9,7 Mil-yar TL, 2020 bütçesinde 18,9 milyar TL, 2021 bütçesinde 34,5 milyar lira ayrılmıştır. 2022 büt-çesinden ise en az 42 Milyar TL ayrılması bek-leniyor. En az diyoruz, çünkü döviz kurundaki

artışın önümüzdeki günlerde nasıl seyredece-ğini bilemiyoruz. Dolayısıyla döviz üzerinden müşteri garantisi verilen bu projelere bütçede öngörülenden çok daha fazla bir kaynak aktarıl-ması ihtimali artmıştır.

► “ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ GETİRİLMELİ”Bütçede aslan payının bir diğer ortağı ise

savunma ve güvenlik harcamaları adı altında si-laha, çatışmaya, savaşa ayrılan kaynaklardır. Savunma ve güvenlik harcamaları ülkede yaşa-nan ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesine, iç ve dış politikada izlenen gerginlik stratejisine, Suriye’den, Libya’ya, Afrika’ya uzanan emper-yal arayışlara paralel olarak gittikçe artmaya de-vam etmektedir. Bütçeden aslan payının önemli bir ortağı ise toplumu, özellikle gençleri mev-cut rejime uyumlu hale getirme konusunda si-yasal iktidar nezdinde gittikçe vazgeçilemez bir ideolojik aygıta dönüşen Diyanet İşleri Başkan-lığıdır. Ağustos ayında yandaş sendika Memur Sen’le hükümet arasında mutabakata varılan satış sözleşmesi ile kamu emekçilerin geleceği karartılırken, adil bir ek gösterge talebi de oya-lama sürecine girmiştir. 2022 yılı bütçesinde kamu emekçilerinin talep ve beklentileri yok sa-yılmıştır. Başta işkolumuzda olmak üzere söz-leşmeli çalışanların kadroya alınması, 3600 ek gösterge talebi, 666 sayılı KHK ile gasp edilen haklarımızın geri verilmesi başta olmak üzere taleplerimiz görmezden gelinmiştir. Sendikamız tarafından bir süredir yürütülen kamuya giriş ve görevde yükselme sınavlarında mülakatın kaldı-rılması ve kamuda liyakat sağlanmasına ilişkin eylem ve etkinlikler, Merkez Temsilciler kurulu-muzca da değerlendirilerek mücadele progra-mımızda yerini alacaktır. Büro işkolunda hizmet

veren bizlerin taleplerinin yanı sıra hizmet verdi-ğimiz kesimlerin taleplerine de duyarlılığımız bu dönemde de devam edecek, başta adil bir ver-gi sistemi, kamusal sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi, yargı sisteminin bağımsız ol-ması, gençlerin KYK borçlarının silinmesi içinde mücadele kararlılığında olacağız.

► “BÜTÇE HAKKIMIZIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”Mevcut gelir dağılımı adaletsizliğini daha da

derinleştiren, yıllardır omuzlarımıza yıkılan ver-gi yükünü daha fazla artıran, pandemiden etki-lenen milyonların temel gelir güvencesi talebine yer verilmeyen, bunun yerine bizim cebimiz-den alıp işverenlere-patronlara, yandaş müte-ahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garanti-si’, faiz olarak aktarmayı, savunma ve güvenlik adı ile savaş harcamalarını artırmayı temel alan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. İçinde bulunduğu-muz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücret-li kesimlerin salgından korunarak nefes alması-nı ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, emekten, halktan, barıştan ve ekolojiden yana bir bütçe istiyoruz. Bütçe hakkımız önündeki en-gellerin kaldırılmasını, kamu hizmetlerinin pi-yasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırıl-masını, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini, yıllardır “satış sözleşme-leri” ile oluşan mali kayıplarımızın yaşanan ger-çek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşa-nan artış temel alınarak telafi edilmesini, ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan ver-gi yükünün hafifletilmesini, bunun için gelir ver-gisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldı-rılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılması-nı, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zengin-lerden servet vergisi alınmasını, başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla “temel gelir güvence-si” verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmasını, geçsek de geçmesek de hizmet alsak da alma-sak da otoyolların, köprülerin, şehir hastaneleri-nin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çı-kan hazine garantilerine son verilmesini, temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddeler-den alınan KDV’nin sıfırlanmasını, savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, de-mokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilme-sinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demok-rasi için kullanılmasını, iş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz is-tihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin güçlendirilmesini, her türlü ek ödemenin emek-li aylığına dahil edilmesi ve adil bir ek gösterge sistemi oluşturulmasını, başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evren-sel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazar-lık sistemine geçilmesini istiyoruz. Kısacası ya-rattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynak-ların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler sadece bizim değil milyonların talepleridir. Bu nedenle başta Kamu Emekçileri olmak üzere yıllardır yok sayı-lan, pandemi koşullarında korumasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları ta-leplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe, insanca yaşam mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”

İ.ETHEMÜNAL

ÖZELHABER