her şeyi bilmek zorunda değilsinizbayramkepenek.net/ders_not.doc · web view3d...

102
İÇİNDEKİLER: İÇİNDEKİLER:......................................................... 1 Bilgisayar nedir?.................................................... 3 1950'den Günümüze Bilgisayar Kuşakları...............................4 Bilgisayarın temel özellikleri.......................................5 Bilgisayar bilgileri nasıl işler?....................................6 İkili sayı sistemi................................................... 6 Veri................................................................. 7 Yazılım ve Donanım................................................... 7 BİLGİSAYAR DONANIMI.................................................. 8 PC’NİN TEMEL BİLEŞENLERİ............................................. 9 ÇEVRE BİRİMLERİ..................................................... 10 YAZILIMLAR.......................................................... 14 BİR PC İLE NELER YAPABİLİRSİNİZ?....................................16 İşletim sistemleri.................................................. 15 MS-DOS.............................................................. 16 DOS’UN BELLEĞE YÜKLENMESİ..........................................17 Sürücüler, rehberler, alt rehberler ve dosyalar....................17 DOS’TA DOSYA ADLANDIRMA............................................18 DOS’UN JOKERLERİ...................................................18 DOSYA VE DİZİN İŞLEMLERİ...........................................19 DOSYA İŞLEMLERİ..................................................19 1. Dosya Listeleme (DIR).........................................19 2. Dosya İçeriğini Görme (TYPE)..................................20 3. Dosya Adı Değiştirme (REN veya RENAME)........................20 4. Dosya Kopyalama (COPY)........................................20 5. Dosya Silme (DEL/ERASE).......................................21 DİZİN NEDİR?.....................................................21 6. MD (Make Directory):..........................................21 7. CD (Change Directory):........................................22 8. RD (Remote Directory):........................................22 DOS’UN DİĞER İÇ KOMUTLARI:.......................................22 WİNDOWS XP.......................................................... 24 FAREYİ KULLANMAK...................................................25 Masaüstünde Pencerelerle Çalışmak..................................26 Görev Çubuğu ve İletişim Kutuları ile Çalışmak.....................27 Windows XP oturumunu kapatmak......................................29 WİNDOWS’TA DOSYA VE DİZİN İŞLEMLERİ.................................29 Yeni Klasör Oluşturma..............................................32 Klasör Adını Değiştirme............................................32 Klasör Silme.......................................................32 Dosya Kopyalama, Taşıma, Ad değiştirme, Silme......................33 Kısayol Oluşturmak.................................................. 33 Ara Komutu ile Dosyaları Bulmak.....................................34

Upload: others

Post on 05-Feb-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Her şeyi bilmek zorunda değilsiniz

BİLGİSAYAR NEDİR

3

İÇİNDEKİLER:

1İÇİNDEKİLER:

3Bilgisayar nedir?

41950'den Günümüze Bilgisayar Kuşakları

5Bilgisayarın temel özellikleri

6Bilgisayar bilgileri nasıl işler?

6İkili sayı sistemi

7Veri

7Yazılım ve Donanım

8BİLGİSAYAR DONANIMI

9PC’NİN TEMEL BİLEŞENLERİ

10ÇEVRE BİRİMLERİ

14YAZILIMLAR

16BİR PC İLE NELER YAPABİLİRSİNİZ?

15İşletim sistemleri

16MS-DOS

17DOS’UN BELLEĞE YÜKLENMESİ

17Sürücüler, rehberler, alt rehberler ve dosyalar

18DOS’TA DOSYA ADLANDIRMA

18DOS’UN JOKERLERİ

19DOSYA VE DİZİN İŞLEMLERİ

19DOSYA İŞLEMLERİ

191. Dosya Listeleme (DIR)

202. Dosya İçeriğini Görme (TYPE)

203. Dosya Adı Değiştirme (REN veya RENAME)

204. Dosya Kopyalama (COPY)

215. Dosya Silme (DEL/ERASE)

21DİZİN NEDİR?

216. MD (Make Directory):

227. CD (Change Directory):

228. RD (Remote Directory):

22DOS’UN DİĞER İÇ KOMUTLARI:

24WİNDOWS XP

25FAREYİ KULLANMAK

26Masaüstünde Pencerelerle Çalışmak

27Görev Çubuğu ve İletişim Kutuları ile Çalışmak

29Windows XP oturumunu kapatmak

29WİNDOWS’TA DOSYA VE DİZİN İŞLEMLERİ

32Yeni Klasör Oluşturma

32Klasör Adını Değiştirme

32Klasör Silme

33Dosya Kopyalama, Taşıma, Ad değiştirme, Silme

33Kısayol Oluşturmak

34Ara Komutu ile Dosyaları Bulmak

35Masaüstü Görüntü Özellikleri

36BAŞLANGIÇ KLASÖRÜ

36En Son Kullandıklarım

36DONATILAR

40DENETİM MASASI

42WİNDOWS KISAYOLLARI

43MİCROSOFT EXCEL 2003

43EXCEL NEDİR?

44HÜCRELERE VERİ GİRME

45ÇALIŞMA SAYFASINDA DOLAŞMA VE SEÇME İŞLEMLERİ

45SEÇME İŞLEMLERİ

45SAYFA İÇİNDE HAREKET

46SATIR, SÜTUN, SAYFA EKLEME ve SİLME

46SATIR VE SÜTUN EKLEME - SİLME

47SAYFA SİLME, EKLEME, AD DEĞİŞTİRME, TAŞIMA, KOPYALAMA

47TABLO OLUŞTURMAK

49MUTLAK ADRES, GÖRECELİ ADRES

50SATIR VE SÜTUN GİZLEME, GÖSTERME, BOYUTLANDIRMA

50YAZI TİPİ VE HİZALAMA SEÇENEKLERİ

51KENARLIK

51OTOMATİK BİÇİM

52KOŞULLU BİÇİMLENDİRME

53GRAFİK OLUŞTURMA

55Formüllerle Çalışmak

57Excel Eklentileri İle Çalışmak

60MİCROSOFT EXCEL ÇALIŞMA NOTLARI

63MİCROSOFT WORD ÇALIŞMA NOTLARI

65İNTERNET ÇALIŞMA NOTLARI

Bilgisayar nedir?

B

ilgisayar, basitçe, bilgi işleyen bir araç diye tanımlanabilir: Önceden saptanmış işlemleri, belirli bir sıraya göre, dört-beş adet temel işleme (toplama, çıkarma, çarpma, bölme, üs alma ve mantıksal karşılaştırma) indirgeyerek yapan, işlem denetimini elinde tutarak dış ortamdan aldığı verileri işleyen elektronik bir makinadır.

Bu işlemleri yaparken veriler girilir, işlenir, depolanabilir ve çıkışı alınabilir. Bilgisayar işlem yaparken hızlıdır, yorulmaz, sıkılmaz. Bilgisayar programlanabilir. Bilgisayar kendi başına bir iş yapmaz.

Giriş: Kişi tarafından veya bilgisayar tarafından sağlanan verilerdir. Bu veriler, sayılar, harfler, sözcükler, ses sinyalleri ve komutlardır. Veriler giriş birimleri tarafından toplanır.

İşlem: Veriler insanların amaçları doğrultusunda, programın yetenekleri ölçüsünde işlem basamaklarından geçer.

Bellek: Verilerin saklandığı yerdir. Giriş yapılan veriler, işlenen veriler bellekte saklanır.

Çıkış: Bilgisayar tarafından üretilen rapor, döküman, müzik, grafik, video, resimlerdir. İşlenmiş sonuçların yazılı olarak ekrandan veya diğer çıkış birimlerinden çıkarılmasıdır.

Bir bilgisayar sisteminden bahsetmek için yazılım ve donanıma gereksinim duyulmaktadır.

Bilgisayar donanımı (hardware): Bilgisayarların fiziksel kısımlarına donanım denilmektedir. Elle tutulabilirler. Ekran, klavye, Sabit disk (harddisk), fare, yazıcı, bellek, mikroişlemci, tarayıcı,…

Bilgisayar yazılımı: (software) Donanımı kullanmak için gerekli programlardır. Bilgisayarın nasıl çalışacağını söylerler. Elle tutulmazlar. Belirli bir işlemi yapmak üzere bilgisayara kurulurlar (setup, install). Örneğin: Kelime işlem (word processor) programları son kullanıcıların yazı yazması için kullanılır. Tablolama (spreadsheet), sunu (presentation), programlama dilleri (Pascal, C ...), ses (sound) programı gibi.

1950'den Günümüze Bilgisayar Kuşakları

Birinci Kuşak (1950-58)

İlk bilgisayarların tümü, (ilk ticarî bilgisayar UNIVAC'ın ortaya çıkışına kadar) askerî amaçlıydı. İlkin düşman denizaltılarının kullandığı şifreleri çözmekte ve bombaların yörüngelerini hesaplamakta kullanıldılar. Hepsi de vakum tüplerinden oluşan devrelerden oluşmuştu. Eski lambalı radyoları andırıyorlardı. Hepsi de çok büyüktü, ENIAC'ın tam 30 ton ağırlığında olduğunu hatırlatalım! İlk kuşak bilgisayarlar sürekli bakım gerektiriyorlar, çalıştıklarında çok fazla ısındıkları için pahalı soğutma sistemlerine ihtiyaç duyuyorlardı. Üstelik bu devasa aletleri ancak makinenin yapısını ve işleyişini çok iyi bilen uzmanlar kullanabiliyordu... Ne bugün üzerinde işlem yaptığımız paket programlar vardı, ne de programlama dilleri. Programlama çok güç ve karmaşık bir işti, tümüyle makine dilleriyle yapılıyordu. 1958'e dek bilgisayarlar hükümetlerin ve bir ölçüde üniversitelerin tekelinde kaldı.

İkinci Kuşak (1958-64)

Transistorun bulunuşu ve yaygınlaşmasıyla, lambalı bilgisayarlardan çok daha hızlı ve güvenilir bilgisayarlar yapma imkânı doğdu. Temel depolama işlevi için "çekirdek bellek" adı verilen manyetik ortamlar, yardımcı bellek için de manyetik teypler geliştirildi. Sonraları, daha kullanışlı bir ortam olduğu için manyetik diskler tercih edilir oldu. İkinci kuşak bilgisayarların en önemli yeniliği, programlamaya getirdikleri yeni olanaklar oldu. Önceden bilgisayarda yapılan her şey makinenin yapısına bağımlı iken, ikinci kuşak bilgisayarlarla birlikte 'soruna yönelik' (yani, makinenin donanımından bağımsız) kavramsal programlama dilleri ortaya çıktı. Programcının, makinenin yapısını bilmek zorunda kalmadan da program yapabilmesini sağlayan ve bir ölçüde de olsa İngilizce’ye benzeyen üst düzey programlama dilleri ile bu dillerle bilgisayarın donanımı arasında bir köprü işlevi gören işletim sistemi bu dönemde geliştirildi...

Üçüncü Kuşak (1965-71)

Bilgisayarlarda üçüncü kuşağın, transistorların yerine tümleşik devrelerin (integrated circuits) kullanılmasıyla başladığı kabul edilir. Silikon yongaların yaygın kullanımı, hızı arttırdı ve boyutlarda küçülmeyi sağladı, Ayrıca, bu 6 yıl, bilgisayarların sadece büyük bilgiişlem merkezlerinde değil, iş hayatının diğer alanlarında da boy göstermeye başladığı bir dönem oldu. Zaman paylaşımlı (timesharing) kullanım tekniği sayesinde artık bir bilgisayarı aynı anda birçok kişi kullanabiliyordu... Bu yenilik, makinenin belleğinde aynı anda birden çok programın işleyebilmesini sağlayan çoklu-programlama (multi-programming) paralelinde düşünülebilir. Ayrıca, telefon hatları aracılığıyla veri iletişimi kurulabilmesi, bilgisayarın hız gerektiren gündelik uygulamalara girmesini sağladı. Yazılım alanındaysa, artık ihtiyaca yetmeyen FORTRAN, COBOL gibi programlama dillerine ek olarak yapısal diller (PL/I, ALGOL, PASCAL vb.) geliştirildi.

Dördüncü Kuşak(1971-)

Dördüncü kuşağa dahil edilen bilgisayarların karakteristik özelliği, çok yoğun tümleşik devrelerin kullanımıdır. Bunun dışında, dördüncü kuşak, daha önceki 'kuşak'ların getirdiği 'büyük' yenilikleri getirmedi... Yani, bilgisayarın yapısında kavramsal olarak o kadar büyük bir değişiklik olmadı. Fakat bugün yirmi (hatta on) yıl öncesiyle hiçbir biçimde karşılaştırılamayacak hızlara erişmiş bulunuyoruz. Günümüzde bilgisayarların eriştikleri hız ve depolama kapasitesi ihtiyacın bile üzerinde, yardımcı birimlerin (yazıcı, diskler vb.) bu hıza yaklaşmaları için çalışılıyor... Son yılların en önemli gelişimi, donanımda değil, yazılım alanında: Paket programların yaygınlaşması, programlama dillerinin daha kullanışlı ve ayrıntılı bir hale gelmesi gibi... Ancak, bugüne dek uzanan bu son dönemin en büyük farkı, artık bilgisayarın evlere dek girmesi. Kişisel bilgisayarların, gündelik hayata girmesi artık hemen herkesin bilgisayar kullanabilmesi sonucunu doğurdu. Bilgisayarı artık, makinenin yapısını ve işleyişini bilmek şöyle dursun, programlamadan habersiz kişiler de kullanabiliyor. Veri iletişimi, grafik terminalleri, özel amaçlı sistemler... Dördüncü kuşak bilgisayarlar için en uygun simge, evlerimizde ve bürolarımızda kullandığımız, kişisel bilgisayarlar!

Beşinci Kuşak?

Günümüzde, 5. kuşak bilgisayarlardan söz edilebileceği ileri sürülüyorsa da, donarım alanında henüz bu iddiayı doğrulayacak ölçüde büyük değişiklikler görülmedi. Bugünkü gelişmeler daha çok yardımcı birimlerde (lazer yazıcıların üretilmesi, yardımcı bellekler için manyetik ortamlar yerine optik gereçlerin geliştiriliyor olması vb.) ve bellek kapasitesinin artışında izlenebiliyor. Yarıiletken teknolojisinin sunduğu olanaklarla, bilgisayarların bilgi saklama kapasiteleri baş döndürücü bir hızla artıyor, buna paralel olarak fiyatlar giderek ucuzluyor, boyutlar küçülüyor ve daha önceden 'astarı yüzünden pahalı' görünen birçok uygulama gündelik hayata geçirilebiliyor...

Bilgisayarın temel özellikleri

B

ilgi-işlem merkezlerinin büyük salonlarındaki dev makinelerden, çalışma masanızın üzerindeki bilgisayara kadar, hepsini birleştiren, bunları bütün öteki alet ve makinelerden ayıran özellikler şöyle sıralanabilir:

• Bilgisayar, elektroniktir. Her ne kadar üzerinde pek çok mekanik aksamı barındırıyorsa da, bilgisayarın 'beyni' diyebileceğimiz kısmı (merkez birimi], tümüyle elektronik devrelerden oluşmuştur. Aslında, kuramsal olarak tamamen mekanik parçalardan oluşan bir bilgisayar da düşünülebilir. Ama böyle bir bilgisayar elektronik olanlarının yanında milyonlarca kez daha yavaş kalacağı için pek bir işe yaramazdı... Biz, bugün, bilgisayar dendiğinde elektronik ve sayısal bilgisayarları anlıyoruz.

• Aritmetik işlemleri yapabilir. Bir bilgisayar, toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve üs alma gibi temel aritmetik işlemlerin üstesinden gelebilir. Ayrıca, karşılaştırma yapabilir; bir bilgi parçacığını ötekiyle karşılaştırabilir, hangisinin "büyük" olduğunu saptayabilir. Dört işlem, üs alma ve karşılaştırma: Bunlar, hemen her işte kullana geldiğimiz bilgisayarlar için çok sıradan işler gibi görünmesin size, bir bilgisayar bunlardan başka bir işlemi zaten yapamaz! Bilgisayar ortamında bütün problemleri, burada saydığımız temel işlemlere indirgeyerek çözmek zorundayız. [Neyse ki, bilgisayarda resim çizmeye çalışırken, sayılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz. Bu indirgeme işlemini yine bilgisayarın kendisi yapıyor. Dolayısıyla, sayılarla aranız iyi değilse bile, dert etmeyin.]

• Verileri saklayabilir, depolayabilir. Bilgisayar aynı programı, aynı koşullar altında kaç kez çalıştırırsa çalıştırsın, hepsinde aynı sonucu üretir. Onun için, bilgisayarı kullanırken asıl avantajımız, aynı programı çok farklı verilere, başka durumlara göre tekrar tekrar çalıştırabilme imkanıdır. Bir bilgisayar, çok büyük çapta (bazen milyonlarca karakter tutarında] ve hemen her türde bilgiyi dış ortamdan alıp ana işlem biriminde depolayabilir, daha fazla bilgiyi de kalıcı ortamlarda bizim için saklar. [Bazen o kadar iyi saklar ki, bulamayız!)

• Depolanmış bir programı işletebilir. Bir bilgisayar verileri işleyecek komutları da belleğinde saklayabilir ve istendiğinde bu komutları sırasıyla işletime sokabilir. Programcının, programı, yani makinenin çalıştıracağı komut kümesini her seferinde yeniden yazması gerekmez.

• İşlem akışını ve sırasını otomatik olarak değiştirebilir. Bir bilgisayar, verilere ve bu veriler arasında yaptığı karşılaştırmalara güre; programın sınırları içinde komutların işletim sırasını değiştirebilir. Bilgisayar, işletmekte olduğu programın dışına çıkamaz elbette; ama bu programın içinde belirli koşullara göre, değişik komutları işletebilir. Örneğin, bir programın değişik veriler için değişik kesimleri işletime girebilir.

Bilgisayar bilgileri nasıl işler?

B

ilgisayar, nasıl olup da verileri çözümlüyor, bilgi işliyor, nasıl olup da bir transistörler ve elektronik devreler topluluğunun "düşünebildiğinden" söz edilebiliyor?

Basitçe, bilgisayarın işlediği her türlü bilginin 1 ve 0 dizilerine indirgendiğini söyleyebiliriz. Bu böyle olmak zorunda, çünkü herhangi bir elektrik devresinin, bir transistörün yapabileceği, iki durumdan birinde olmaktan ibarettir. Yani ya kapalıdır, elektrik akımını geçiriyordur, ya da açıktır, elektrik akımını geçirmiyordur. İşte bilgisayarda, "bilgiler depolandı' ya da 'bilgiler işleniyor' dediğimizde, aslında fiziksel olarak birtakım transistörlerin açılması ve kapanmasından ibaret olan bir olayı kastetmiş oluyoruz. Bu nedenle, bilgisayarda gösterilen en küçük birim bilgiler 1 ve 0'dan başka herhangi bir simgeyle gösterilemez.

Bilgiler bilgisayarın beyni dediğimiz yerde işlenmeden önce 1-0 dizilerine çevrilir, böylelikle elektronik devrelerle gösterilebilir hale getirilir, ondan sonra işlenir ve tekrar bizim anlayacağımız biçime dönüştürülür. Endişelenmeye hiç gerek yok, bütün bu dönüştürmeler yine bilgisayarın içinde yapılır. (Ama bilgisayar teknolojisinin ilk yıllarında her şey bu kadar kolay değildi!)

İkili sayı sistemi

S

ayısal bir bilgisayar, bilgileri 1-0 dizilerine dönüştürerek işlediği içindir ki, bizim kullandığımız onlu sayı sistemini değil, ikili sayı sistemini kullanır. Öyleyse bilgisayar ile aramızda bir 'çevirmen' olmalı! Bilgisayar 1 ve O'dan başka rakam ve simge tanımadığına göre, bizim kullandığımız sayıların bilgisayarda ikili sayı sistemine çevrilmesi, başka bir deyişle yalnız iki simge ya da rakam kullanılarak ifade edilmesi gerekir. Nasıl biz ondalık sistemde 10 niceliğini, yani "herhangi bir şeyden on adet" kavramını ifade etmek için, diğer 9 rakam gibi yeni bir rakam kullanmıyor. Yeni bir haneye 1 rakamı yazıyorsak, ikili sayı sisteminde de 2 niceliğini ifade etmek için yeni bir rakam kullanmaz, yeni bir hane açarak, bu haneye 1 yazarız. Örneğin, 2 sayısını, (ikili sayı sisteminde 2 rakamı olmadığına göre) 10 ile gösterebiliriz.

Ondalık sistem İkili sistem Ondalık sistem İkili sistem

007111

1181000

21091001

311101010

4100111011

5101121100

6110131101

Ondalık sistemde sayılar 10 ve 10'un katlarına göre ifade edilirken, ikili sistemde 2'nin katlarına göre gösterilir. Örneğin 9 sayısını 2'nin üslerine göre ikili sistemde yazalım: 23x1+22x0+21x0+20x1 Bilgisayar kullanmak için ikili sayı sistemiyle uğraşmanıza tabii ki hiç gerek yok; doğrudan doğruya makine dilinde programlama yapmak istemedikçe. Bunu isteyeceğinizi sanmıyoruz, zaten makine dilini kullanırken bile programcılar, ikili sayı sistemindeki rakamların uzunluğundan kaçınmak için onaltılı sayı sistemini kullanırlar...

İkili sayı sistemindeki 11010 değeri aşağıdaki şekilde açılarak onlu sistemdeki karşılığı bulunabilir.

11010

20 X 0 = 0

21 X 1 = 2

22 X 0 = 0

23 X 1 = 8

24 X 1 = 16

Toplam =26 Ondalık sistemdeki karşılığı 26 dır.

Ondalık sistemde 26 olan sayının ikili sistemdeki karşılığını bulmak için, sayı ikiye bölünerek kalanlar saklanır. En son kalandan ilk kalana doğru sayılar yazılarak sonuç bulunur.

26 / 2 = 13 (kalan 0)

13 / 2 = 6 (kalan 1)

6 / 2 = 3 (kalan 0)

3 / 2 = 1 (kalan 1)

1 ikiye bölünmediği için aynen alınır ve diğer kalanlar sondan başa doğru yazılır. 11010

Veri

Bilgi-işlem, bilginin işlenmesi, saklanması ve işlenen bilgilere erişilmesi gibi sistematik süreçleri ve yöntemleri kapsayan genel bir alandır ve bilgisayar bilgi-işlem teknolojisinin bir parçasıdır sadece. Bilgi-işlem ya da enformasyon teknolojisi bilginin içeriğiyle değil, biçimiyle (veri olarak alınması, işlenmesi, saklanması, ona erişilmesi, iletilmesi vb.] ilgilenir. Dolayısıyla bilgi-işlemden söz ettiğimizde, bilgisayardan çok daha geniş bir dünyadan bahsediyoruzdur. Tabii ki bilgisayar, bilgi-işlem ve iletişim araçlarının en gelişmiş örneği alarak, bu dünyanın en önemli öğesidir.

Bu noktada veri kavramı çok önemli: Veri, bilgilerin belirli bir formata dönüştürülmüş halidir. Bir bilgi parçasının veri olabilmesi için, çok iyi tanımlanması gerekir. Bir problemi çözmek için, bazı bilgiler gereklidir. Eğer bu bilgiler eksik olursa problemi çözemeyiz. Bilgisayar, ancak uygun bir şekilde programlandığında ve uygun veriler alabildiğinde istediğimiz şekilde çalışabilir.

İyi tanımlanmamış verilerle çalışan bir program, kötü sonuçlar üretir: Ne verirsek onu alırız. İngilizce yaygın kullanılan deyimle: "garbage in garbage out”. Yani, bilgisayara çöp verirseniz çöp alırsınız!

Unutmayalım, verileri veren de büyük çoğunlukla kullanıcılardır.

Yazılım ve Donanım

İ

nsan aklıyla çözülemeyen hiçbir problemi çözemez bilgisayarlar. Herhangi bir işi başarmaları için, o işin insanlar (yani programcı) tarafından başarılmış ve iyi bir şekilde programlanmış olması gerekir. (Tabii kendini programlayan veya çok sayıda seçeneği karşılaştırarak doğru olanı seçebilen programlar da vardır, ama bütün bunların da programcılar tarafından tanımlanmış olması gereklidir.)

"Mademki o problemi bilgisayarsız da çözebiliyoruz, öyleyse niçin bilgisayar kullanıyoruz?" şeklinde bir itirazınız varsa, gerekçelerimizi sayabiliriz: İnsan elinin milyonlarca katına varan bir hızda çalıştıkları ve son derece güvenilir oldukları için. Ayrıca, çok büyük ölçekteki bilgi yığınlarını depolayabildikleri, bu bilgilere hızla erişebilme olanağını bize verdikleri için... Tabii, bu saydıklarımızın, bilgisayarların yararları konusunda ilk aklımıza gelen çok temel özellikler olduğunu da eklemek gerekir. Üzerine yapılacak çeşitli eklentilerle müzik setinden video cihazına, oyun konsolundan TV'ye pek çok aygıtın yerini tutabilmesi, uzaktaki depolanmış bilgilere erişebilmesi yönüyle de geniş olanaklar sunar bilgisayarlar.

Şimdiye dek hep programları sanki bilgisayarın dışındaymış gibi anlattık. Oysa programlar, bir bilgisayarın vazgeçilmez parçalarıdır. Kavramsal olarak bir bilgisayar, iki temel bileşenden oluşur:

Donanım (hardware) ve yazılım (software).

Donanım nedir? Bir bilgisayara dışından baktığınızda veya içini açıp karıştırdığınızda görebileceğiniz her şey.

Demek ki şimdiye kadar bilgisayar deyip durduğumuz şey, sadece donanımdan ibaretmiş. Oysa bir bilgisayar, sadece bu somut, elle tutulabilir alet-edevat tan, transistörler, yongalar ve devrelerden oluşmaz; bilgisayar yarı yarıya 'soyut' bir aygıttır.

İşte bilgisayarların bu soyut bileşenine yazılım diyoruz. Yazılım, basitçe, bir bilgisayara dıştan baktığınızda göremediğiniz veya göremeyeceğiniz her şeydir: Her türlü program, bizim kullanımımıza sunulmuş ya da makinenin kendi işleyişi için gerekli olan bütün program parçaları yazılım sınıfına girer. Yazılımın soyut niteliğini şöyle açıklayabiliriz: Bir müzik kasetini ya da CD'yi düşünün, her ikisi de müzik setinizin 'donanımına' aittir; oysa yazılım bu kaset veya CD üzerinde bulunan ve dinlediğiniz şarkılardır. Bu şarkıların, müzik setindeki şarkılardan farkı, başka şarkılar bestelenmesine veya söylenmesine olanak vermeleridir!

Ya da bilgisayarı bir insana benzetirsek yazılım o insanın zihnidir. (Beyni değil zihni, çünkü beyin fiziksel bir organdır.) Yazılım bilgisayarlarla iletişim kurmanızı sağlayan herhangi bir soyut 'dil'dir; bilgisayarlarla aramızdaki bu ortak dil, bilgisayarın fiziksel çalışmasını, bizim anlayabileceğimiz bir biçime dönüştürür.

Bütün bu dillerin ortak özelliği, soyut bazı simgeler aracılığıyla bilgisayarın çalışmasını ve yaptığı çeşitli işleri temsil etmeleri ve kullanıcının isteklerini bilgisayar diline çevirmeleridir. Bilgisayarın yaptığı işleri temsil edebilmek, kullanıcıya bu işleri denetleme ve yönlendirme imkânı verir.

BİLGİSAYAR DONANIMI

Gözle görülen ve dokunulabilen parçalar bilgisayar donanımını oluşturur. Genellikle, bilgisayar donanımı beş bölümden oluşur.

1. MERKEZİ İŞLEM BİRİMİ-MİB (Central Processing Unit-CPU): Bu, bilgisayarın çalışmasını düzenleyen ve programlardaki komutları tek tek işleyen birimdir. İşlem hızına göre çeşitli modelleri vardır: Pentium işlemci (PII, PIII, PIV) ve Celeron işlemciler gibi.

Merkezi İşlem Birimi, Aritmetik ve Mantık Birimi ile Kontrol Ünitesinden oluşur.

Aritmetik ve Mantık Birimi (Arithmetic & Logic Unit -ALU) : Dört işlem, verilerin karşılaştırılması, karşılaştırmanın sonucuna göre yeni işlemlerin seçilmesi ve kararların verilmesi bu birimin görevidir.

Kontrol Ünitesi ( Control Unit -CU) : Işlem akışını düzenler, komutları yorumlar ve bu komutların yerine getirilmesini sağlar.

 

2. ANA BELLEK  (RAM - Random Access Memory- Rastgele Erişimli Bellek): Programların ve verilerin kullanıldıkları zaman geçici olarak depolandıkları yerdir. MİB'de işlemler yapılırken ana bellekte saklanan veriler kullanılır ve işlenen veriler (bilgi) RAM bellekte tutulur. Elektrik kesildiğinde ana bellekteki veriler kaybolur. Birimi megabayt (MB)'tır. PC'lerde 64 ,128, 256, 512, 1024… MB bellekler kullanılmaktadır.  

Veri Birimi BYTE'dır. Bir Byte 8 Bit’tir.

1 Bit 0 ya da 1'den (kapalı devre=0, açık devre=1) oluşur.

1 BYTE 1 karakter'dir.

1024 BYTE = 1 KiloByte'dır. (KiloByte = KB)

1024 KB = 1 MegaByte'dır. (MegaByte = MB)

1024 MB = 1 GigaByte (GigaByte = GB)

1024 GB = 1 TeraByte (TeraByte = TB)

RAM BELLEK "Random Access Memory": Rastgele erişimli bellektir. Istenilen bölgesine bilgi depolanabilir, silinebilir, okunabilir, değiştirilebilir. Yalnız elektrik kesintisi veya makineyi kapatma durumunda tüm bilgiler silinir. 64 ,128, 256, 512…

ROM BELLEK " Read Only Memory " Sadece okunabilir bellektir. Bu bellek üretici firma tarafından hazırlanmıştır. Bilgileri okunabilir fakat üzerinde bir değişiklik yapılamaz. Bu bilgiler makineyi kapatma veya elektrik kesintisinden etkilenmezler ve silinmezler. Kullanıcı tarafından verilen komutları işleme koyar. RAM belleğe göre oldukça pahalıdır. Gelişen teknoloji ROM bellek ailesine iki yeni türü daha kazandırmıştır.

PROM: Programlanabilen ROM bellektir.

EPROM: Hem silinebilen hem de programlanabilen ROM bellektir.

3. DIŞ BELLEK BİRİMLERİ  (Secondary Memory Devices - İkincil Bellek Araçları): Verilerin kalıcı olarak saklandığı yerdir. Dış bellek birimleri sabit diskler, disketler, CD'ler ve teyplerdir. Günümüzde birimi giga byte (GB)'dır. PC'lerde 80, 100, 120 (Dahada büyük olabilir.)… GB harddiskler kullanılmaktadır.

4. GİRİŞ BİRİMLERİ (Input Devices): Bilgisayarlara veri girmekte kullanılan araçlardır. Klavye, fare, disket, harddisk, joystick, tarayıcı (scanner), mikrofon, ekran (dokunmatik), CD, barkod okuyucu...

5. ÇIKIŞ BİRİMLERİ (Output Devices): Bilgisayarda elde ettiğimiz dosyaların çıkışlarını görmek için kullanılan birimlerdir. Ekran, yazıcı, datashow.

PC’NİN TEMEL BİLEŞENLERİ

Önce satın alıp evinize getirdiğiniz bir PC'nin kutusunu açtığınızda nelerle karşılaşacağınıza bakalım:

· KASA: Temel bir PC'nin çalışması için gereken tüm parçalar kasa içinde yer alır: Anakart, işlemci, bellek, ekran kartı, sabit disk, disket sürücü, CD-ROM sürücü, ses kartı, güç kaynağı, anakarta harici cihazları (çevre birimlerini) bağlamak için gerekli kapılar (port)... Kasa içindeki elektronik bileşenler çok ısınabildiği için kasaların iyi bir havalandırma sistemi olmalıdır. Ayrıca kullanılan anakartın tipine bağlı olarak kasa tipleri de olur.

· MONİTOR: (Bakınız: Çıkış Birimleri)

· KLAVYE: (Bakınız: Giriş Birimleri)

· FARE: (Bakınız: Giriş Birimleri)

· HOPARLÖRLER: (Bakınız: Çıkış Birimleri)

Şimdi de kasanın içindeki bileşenlere yakından bir göz atalım:

· ANAKART: Önce bundan başladık, çünkü o bütün kartların anası. PC'nizdeki tüm bileşenler anakart üzerinden birbirleri ile haberleşirler. Bu yüzden PC'nin sinir sistemi demek yanlış olmaz. Ee, bir sinir sistemi dayanıklı olacak ki, diğer organlar sağlam çalışabilsin. Kullandığınız tüm donanım bileşenleri doğrudan (anakart üzerindeki yarıklar veya yuvalar aracılığı ile) veya dolaylı olarak (bir kablo yardımı ile) anakarta bağlıdır. Bu aygıtların birbirleri ile bilgi (veri) alışverişinde bulunması için de üzerinde veri yolları ve bu verilerin akışını denetleyen yongalar ve daha pek çok elektronik bileşen vardır. Ana kartlar üzerlerindeki yonga setleri, destekledikleri işlemci serileri ve form faktörü adı verilen tasarım şekilleri ile sınıflandırılırlar.

· İŞLEMCİ: Bunun için de PC'nin beyni demek yanlış olmaz. Çeşitli donanım aygıtlarından gelen bilgileri (verileri) işleyerek, çeşitli hesaplamaları yaparak diğer aygıtların anlayabileceği dile çevirir ve bu verileri ilgili donanıma gönderir. Günümüzde Intel ve AMD firmalarının işlemcileri son kullanıcı pazarında sıkı rekabet içindedir; Cyrix ise biraz geriden gelmektedir. Sunucuları ve iş istasyonlarını saymazsak, piyasada Intel'in Celeron, Pentium III ve Pentium IV; AMD'nin Duron, Athlon ve Athlon XP işlemcileri bulunmaktadır. 2006 yılının ikinci yarısında önce AMD sonra Intel çift çekirdek işlemcileri piyasaya sunmuştur.

· SABİT DİSK: (Bakınız: Çıkış Birimleri)

· BELLEK: RAM, sistem belleği veya ana bellek olarak da biliyoruz. (Bu arada İngilizce'de verilerin geçici veya kalıcı olarak saklandığı tüm aygıtlara sabit disk, CD-ROM vs. bellek ("memory") adı verilir, haberiniz olsun.) Yine verileri saklar; ama geçici olarak; yani elektrik kesildiğinde içindeki bilgiler uçar. Diske göre süper hızlıdır, ama pahalı olduğundan diske göre çok küçük kapasitelerde sistemimizde yer alır. Ne işe mi yarar? Bilgisayar sadece ana bellekteki verileri işleyebilir. Çünkü sabit disk bu iş için çok çok yavaş kalacaktır. Bu yüzden çalıştırdığınız tüm programlar, açtığınız her dosya önce sabit diskten sistem belleğine kopyalanır.

· EKRAN KARTI: VGA kartı, video kartı, görüntü kartı, görüntü bağdaştırıcı olarak da adlandırılır, şaşırmayın. Hatta yeni kartlar grafik hesaplamalar yapabilecek veya 3 boyutlu efektleri de verebilecek özellikte olduğundan grafik hızlandırıcı kart veya 3D kart olarak da anılabilir. Temel işlevi, sabit disk, bellek, işlemci yolu ile aktarılıp işlenen verileri metin ve grafik (video dahil) halinde monitöre göndermektir. Bu verileri kullanıma hazır şekilde geçici olarak depolamak ve işlemek için kendi belleği ve işlemcisi vardır. Ayrıca bazı kartlarda TV çıkışı ve Video girişleri bulunur. TV çıkışından ekran görüntüsünü Televizyona aktarabiliriz. Video girişinden de video veya video kamera görüntülerini bilgisayara aktarıp işleyebiliriz. Son zamanlardaki görüntü kartları çok gelişmiş özelliklere sahiptir.

· CD-ROM SÜRÜCÜ: (Bakınız: Depolama Birimleri)

· DİSKET SÜRÜCÜ: (Bakınız: Çıkış Birimleri)

· SES KARTI: Müzik CD'si, CD-ROM, sabit disk (hatta kapasitesi az olsa da disket sürücü) gibi depolama ortamlarında dijital olarak kaydedilmiş ses verilerini analog sese dönüştürüp hoparlörlerden veren kart. Aynı zamanda analog sesi diskinize dijital olarak kaydetmek için girişleri de bulunur. Ses kartları sayesinde PC'ler müzik seti kalitesinde ses çıkışı verebiliyorlar. Öteki kartlar gibi PC'nizin içine takılır ve bilgisayarınızdan gelen verileri kullanarak istenen sesleri oluşturur. Ses kartı doğru akıma bir heykeltıraş gibi biçim verir ve akımları seslere dönüştürür. Ses kartları yalnızca ses üretmez, aynı zamanda sesleri alıp bilgisayarın işleyebileceği sayısal verilere de dönüştürürler. Bu yüzden ses kartları, çeşitli programlarla müzik bestelemek için de kullanılabilirler.

· GÜÇ KAYNAĞI: 220 voltluk şehir şebekesi cereyanını PC’nizdeki hassas aygıtlar kaldırmayacaktır. İşte güç kaynağı bu aygıtlara uygun volt ve akımda güç beslemesi yapar.

Artık bir PC’de standart olan multimedya bileşenleri dahil olmak üzere bir PC’nin temel bileşenlerini sıraladık. Tabii bunlara ekleyecek DVD sürücü, TV/Radyo kartı, tarayıcı, yazıcı gibi bileşenlerde vardır.

ÇEVRE BİRİMLERİ

Çevre birimleri genellikle dört grupta sınıflandırılır: Giriş birimleri, Çıkış birimleri, İletişim birimleri ve Müzik birimleridir.

1. GİRİŞ BİRİMLERİ

· KLAVYE: Üzerinde harfler, sayılar, işaretler ve bazı işlevleri bulunan tuşları olan genellikle yazı yazmak için kullandığımız birimdir. Ama günümüzde yaygın olarak kullanılmaya başlayan Multimedia klavyeler, işletim sistemindeki birçok komutları tek tuşla yerine getirmemizi sağlamaktadır.FARE (MOUSE): Küçük olduğuna bakmayın; bilgisayar tarihinin en önemli buluşlarından biridir. Monitördeki grafiksel öğelerle etkileşime geçmek için klavyenin çok yetersiz olduğunu göreceksiniz. Ekranda gözüken imleç yardımıyla komut girişi yapmaya yarar. Farenin çevre birimi olarak kullanılmasıyla işaretleme, tıklama ve sürükleme yapılarak işlemler yaptırılır.

· DİSKET SÜRÜCÜ (FLOPPY): Aynı zamanda bir çıkış birimidir. (Bakınız: Çıkış Birimleri)

· SABİT DİSK (HDD): Aynı zamanda bir çıkış birimidir. (Bakınız: Çıkış Birimleri)

· IŞIKLI KALEM (LİGHT PEN): Çizgisel (bar) kodları okumada, şekil çizme ve elyazısı yazmada kullanılır.

· GRAFİK MASASI: Özel bir kalem kullanarak ekranda yazı ve şekillerin gözükmesini sağlayan küçük kare biçiminde masa

· DOKUNMA EKRANLARI (TOUCH SCREEN): Ekranda gözüken komut üzerine parmak ile dokunduğunda o komutun çalışmasını sağlayan ekran tipidir.

· JOYSTİCK: Genellikle oyun oynamak için kullanılır. Üzerinde bulunan tuşlarla çalıştırılarak bilgisayara komut verilmesi sağlanır.

· TARAYICI (SCANNER) Yine İngilizce ismiyle "scanner" olarak daha çok bilinen tarayıcılar, kağıt üzerindeki imgeyi sayısal hale dönüştürüp bilgisayarımıza aktarır. Taranan malzeme aslında bir resim olarak kaydedilir bilgisayara. Ancak, bu resim yazılar içeriyorsa, bunları algılayıp tekrar üzerinde değişiklik yapılabilir metin haline dönüştüren OCR (Optical Character Recoginition Optik Karakter Tanıma) programları vardır.

· CD-ROM SÜRÜCÜ (COMPACT DİSK-READ ONLY MEMORY ) CD-ROM Sürücü aynı zamanda bir depolama ürünüdür. (Bak: Depolama birimleri)

· DVD-ROM SÜRÜCÜ (DIGITAL VERSATILE DISK): DVD-ROM Sürücü aynı zamanda bir depolama ürünüdür. (Bak: Depolama birimleri)

Bunların yanında Laser Disk Sürücüsü, video, kamera, mikrofon, barkod okuyucu, televizyon ve radyo'da giriş birimi olarak kullanılmaktadır.

2. ÇIKIŞ BİRİMLERİ

• DİSKET SÜRÜCÜ (FLOPPY): Hem giriş hem de çıkış birimidir. Disket denilen manyetik ortama veri yazılabilen ve üzerindeki verileri okuyabilen bir birimdir. Sabit diskle aynı görevi görür; yani bir veri depolama aygıtıdır. Yine okuyucu kafası bulunan manyetik bir cihazdır. Ama diski üzerinde değildir, disket adını verdiğimiz manyetik, taşınabilir medyayı okur, üzerine yazar. Diğer depolama aygıtlarına göre oldukça yavaştır ve disketin kapasitesi de çok azdır. Eskiden bir program bir veya birkaç diskete sığabildiği için program yüklemek için çok kullanılsa da günümüzde artık küçük programların ve belgelerin saklandığı disketleri okumak ve üzerlerine yazmak için kullanılıyor.

• MONİTOR (EKRAN): Hem giriş hem de çıkış birimi olarak kullanılır. Giriş ve çıkış birimlerinden gelen verilerin sonuçlarının ekranda gözükmesini sağlar.

Monitörler genellikle ekran boyutuyla adlandırılır. 15”, 17”, 19”, 21” gibi. Son zamanlarda CRT ekranlarının yerini, ince LCD (Liquid Crystal Display) ekranlar almıştır.

• SABİT DİSK (HDD): Sabit disk sürücü, bilgisayarın bilgi depolamak için kullandığı en temel birimdir. Sabit disk kapalı bir kutu içinde bilgisayarın içinde bulunmaktadır (harici USB Harddis’klerde oldukça yaygınlaşmıştır.) Yazılımlarımızı (programlarımızı), hazırladığımız belgeleri ve verileri sabit disk üzerinde tutarız. PC'nin elektriği kesilse de sabit disk içindeki bilgiler silinmez. Diskteki bilgiler silinip yazılabilir. İçinde disk şeklinde, manyetik olarak yazılabilir plakalar olduğundan sabit disk adı verilmiştir. Tabii, içinde bu bilgileri yazan bir kafa bulunur. Sabit disk bu yüzden hem elektronik hem mekanik parçalardan oluşur. Depolama kapasiteleri oldukça yükselmiştir. 80 Gb, 100 Gb...250 Gb. 7200 devirli sabit diskler daha hızlı veri okuyabilme özeliğine sahiptir.

IDE (Integrated Drive Electronics) SCSI (Small Computer System Interface) EIDE (Enhanced (geliştirilmiş IDE) Sabit diskler bulunur.

· YAZICI (PRINTER). Vazgeçemediğimiz bir bilgi saklama ortamı: Kağıt. Bilgisayarda yazdığımız yazıları, hazırladığımız resimleri, grafikleri, hesap tablolarını kağıda geçirmek için yazıcı (printer) kullanırız. Yani bir anlamda yazıcı sayısal bilgiyi tekrar analog yapıya dönüştürerek kağıt üzerine aktaran aygıttır. Yazma teknolojisine göre nokta vuruşlu, lazer, mürekkep püskürtmeli, boya aktarmalı yazıcı türleri vardır. Kağıda transfer edilen boya ise daktilolardaki gibi mürekkepli şeritte, toner adı verilen haznelerde veya kartuşta olabilir.

· ÇİZİCİ (PLOTTER). Genelde İngilizce ismiyle "plotter" olarak anılan çiziciler artık mimarlık ve mühendislik bürolarının vazgeçilmez aygıtlarıdır. Aslında çiziciler için geniş boyutlu yazıcı demek yanlış olmaz. Ancak bunların rapido benzeri kalemler takılan modelleri veya mürekkep püskürtmeli modelle ri olabilir. Çiziciler yazıcılara göre daha "akıllı" cihazlardır: karmaşık tasarımları büyük boyutlu kâğıtlar üzerine çizerken en kısa hangi yolu izleyerek tasarımın tümünü çizeceklerini hesaplarlar. (Tabii "akıllı" lafın gelişi; yine bir programcı bu iş için gerekli hesapları yaparak çizici yazılımının anlayacağı bir dile dönüştürmüş.)

• HOPARLÖRLER: Eee, PC'nizin ses kartından gelen sesleri dinlemek için hoparlörlere ihtiyacınız olacaktır. Bildiğimiz müzik seti hoparlörlerinden tek farkı, manyetik korumalı olmalarıdır. Aksi halde hoparlöre iletilen akım monitörümüzü titretebilir. Hoparlör ses kartı arkasındaki girişe bağlanır.

· KULAKLIK: Sesi hoparlör yerine kulaklıktan da dinleyebilirsiniz.

3. İLETİŞİM BİRİMLERİ

İletişim Birimleri diğer bilgisayarlara ve elektronik aletlere bilgi göndermeye ve bilgi almaya yarayan aletlerdir.

· Modem. Basitçe PC'nizin telefonu olarak adlandırılabilir. Çünkü bilgisayarlar birbirleriyle haberleşmek için bizim gibi telefon kullanmıyorlar! Modemler, bilgisayarların telefon hatları üzerinden birbirleri ile veri iletişimi kurmasını sağlar. Telefonların kullandığı analog sinyalleri bilgisayarların kullandığı dijital sinyallere çevirir. Modemler bilgisayar ve telefon sinyallerini birbirine çevirir. Aynı şekilde tersini de yapar. Modemi bilgisayara, telefon hattının ucunu da bilgisayara bağlarsınız. Eski bir PC kullanıcısı olmasanız bile adını çok duyduğunuz İnternet'e bağlanmak, faks göndermek, uzaktaki bir bilgisayardaki verilere ulaşmak için bir modeme ihtiyacınız var. Son zamanlarda ADSL modemler daha hızlı bağlantı sağladıklarından oldukça yaygınlaşmışlardır.

·

Ağ sistemleri. Bilgisayarları birbirine bağlamanın tek yolu modem değil. Özellikle aynı işyerinde birbirleri arasında veri transfer edeceğiniz bilgisayarlar için telefon hattını işgal etmek gereksiz olurdu değil mi? Ama bilgisayarlar ağ kartları, telefon kablosuna benzer UTP kablolar (veya BNC adı verilen özel kablolar), hub adı verilen yönlendiriciler, aracılığıyla birbirine bağlanabilir. Aynı binada bu şekilde birbirine bağlanmış bilgisayarlardan oluşan bir ağa Yerel Alan Ağı (LAN Local Area Network) adı verilir. Böyle bir ağ, yine telefon hatları (veya fiberoptik kablolar, kiralık hatlar, özel sistemler) aracılığıyla uzaktaki bir binadaki bilgisayar ağına bağlanmışsa buna da Geniş Alan Ağı (WAN Wide Area Network) adı verilir. Ağ sistemleri oldukça karmaşıktır ve yönetimi uzmanlık ister. Şirketlerde ağ yöneticileri ve bilgi işlem personeli bu işe bakarlar.

4. MÜZİK BİRİMLERİ 

MIDI (Musical Instrument Digital Interface- Müzik birimleri için Sayısal Arabirim): Bilgisayar aracılığıyla yüksek kalitede elektronik müzik yapmada kullanılır. Müzik yapmak için özel donanım ve yazılım gerekmektedir. Müzik eğitiminde ve beste yapmada kullanılmaktadır.

· Ses kartı. (Bakınız: PC’nin Temel Bileşimleri)

· Mikrofon. Ses kartımızla sesleri işleyebiliyorsak, mikrofonla kaydettiğimiz sesleri de neden işlemeyelim? İşte ses kartımıza bağlayacağımız bir mikrofon, sesimizi sayısal veriye dönüştürülmek üzere ses kartımıza iletmek için kullandığımız, yine ses kartına bağlanan bir araç

· Hoparlör. (Bakınız: Çıkış Birimleri)

5. DEPOLAMA BİRİMLERİ

Bilgisayar dünyasında "bellek" ile "depolama birimi" terimi sık sık birbirine karıştırılır. (Aslında birbiri yerine kullanılır demek daha doğru olur.) Bilginin saklandığı her alana bellek denildiği doğru, ama bellek artık kullanıcılar arasında daha çok RAM gibi bilginin, bilgisayar açıkken geçici olarak saklandığı parçalara deniyor. Oysa İngilizce karşılıkları itibariyle bilginin kalıcı veya uzun süreli olarak saklandığı aygıtlara da bellek denebilir. "Depolama aygıtı" ise bu aygıtlar için daha belirleyici bir tanım. Sabit disk de bir depolama aygıtıdır, ama ona yukarıda zaten değinmiştik. İşte çevre birimi kategorisine giren başlıca depolama aygıtları:

· CD-ROM sürücü. Bilgisayarların yetenekleri arttıkça, yazılımlar geliştikçe daha fazla bilgi işlemeye başladılar ve çeşitli işler için bilgisayar ortamında kullanılan bilgiler disketlere sığmamaya, çok sayıda disket kullanmak da pratik olmamaya başladı. Üstelik disketler ortam koşulları ile çabucak bozulabiliyorlardı. Neyse ki imdada CD'ler yetişti. 640 MB ve 700 MB kapasiteye sahip olan CD-ROM'lar aynı müzik CD'lerine benzer. Ancak bunların içine müzik gibi veriler de depolanabilir. CD- ROM sürücüler (kısaca CD sürücüler) işte bu CD'leri okuyan cihazlardır. CD-ROM'un açılımı "Compact Disc Read Only Memory", yani sadece okunabilir belleğe sahip olan kompakt disk. (Bilgi depolamaya yarayan tüm cihazlara "bellek" adı verilebildiğini söylemiştik.) CD-ROM'lardaki bilgiler ise bilgisayar tarafından sadece okunabiliyor, disketlerin aksine üzerine bilgi yazılamıyor. CD-ROM sürücüler kasanın içine takılır ve üzerine CD konan tablası dışarıya açılır. CD sürücüler içinde bir lazer kafası vardır, yani CD üzerindeki veriler lazer ışını ile, optik olarak okunurlar. Harici CD-ROM sürücüler de vardır ama pek yaygın kullanılmazlar.

· CD-R ve CD-RW sürücüler. İlk çıktıklarında son derece pahalı olan ancak son yıllarda ucuzlayarak yaygınlaşan bu aygıtlar, yazılabilir CD'leri okuyup yazabiliyor. CD-R (CD-Recordable), "kaydedilebilir CD" anlamını taşıyor. Bu aygıtların kullandığı CD'ler kapasiteleri CD-ROM gibi 640 MB (Artık 700 MB kapasitede olanlar yaygınlaştı.) olmasına karşın biraz farklı. CD-RW (CD-Rewritable) ise yine farklı bir yapıya sahip olan 640 MB'lık tekrar yazılabilir CD'lere de yazabilir. Yani, CD-R diskler, CD-R sürücülerde bir kere yazılabilmesine (yani üzerlerine veri kaydedilebilmesine) karşın, CD-RW diskler yaklaşık 1000 kez silinip yazılabilir. CD-RW sürücüler yazılabilir (CD-R) diskleri de yazıp okuyabilir. Her iki aygıt ise standart CD-ROM diskleri okuyabilir. Son aylarda CD-RW sürücü ve disklerin yaygınlaşmaya başladığını söyleyebiliriz.

· DVD-ROM sürücü. Daha fazla bilginin depolanabilmesi isteği, son yıllarda DVD-ROM (Digital Versatile Disc Çok amaçlı Sayısal Disk) teknolojisini doğurdu. Bu sürücü ve diskler, görünüş olarak CD-ROM sürücü ve disklere çok benzer. Ancak bunlar 4.7GB kapasitelidir ve yakın gelecekte 17 GB kapasiteli disklerin çıkması beklenmektedir. Kapasiteleri büyük olduğu için tam bir sinema filminin 5-6 dilde altyazısı ve dublajı, çok kaliteli (Stereo Dolby) seslendirmeleri ile bu disklere sığdırılması mümkündür. DVD Recorder (Yazıcı) sürücülerde artık uygun fiyatları, yüksek kapasiteleri nedeniyle sıkça kullanılmaktadır..

· USB DISK. Son zamanlarda kullanım alanları oldukça arttı. Disketlerin yerini aldı diyebiliriz. Kapasiteleri arttı fiyatları küçüldü. Küçük boyutları ve kolay bozulmayan özellikleri sayesinde çok kullanılıyor.

Bunlardan başka zamanla aşağıdaki yedekleme birimleride kullanılmışlardır.

Teyp yedekleme birimleri.

Manyeto-optik (MO) disk sürücüleri.

SüperDisk

Taşınabilir disk sürücüleri.

YAZILIMLAR

YAZILIMLAR disket üzerinde olabildiği gibi, üretici firma tarafından bilgisayarın içine de yerleştirilmiş olabilir. Bilgisayar üzerinde çok değişik katmanda birden çok program çalışır. Bizim bilgisayarda çalışmamız için çeşitli yazılımlar gerekir, bilgisayar da, çalışabilmek için, kendi içinde, bizim görmediğimiz bir dolu program kullanır. Bir piramit düşünün, piramidin en üst noktasında bizim kullandığımız programlar bulunuyor. Bir alt katmanda bu programların yazıldığı "programlama dilleri" ve bu dilleri çalıştıran programlar (derleyiciler) var. Daha alt katmanda bu programların çalışması için, bizim makineden en temel işlemleri (sözgelimi klavyede bir tuşa bastığımızda ekranda bir harfin görünmesi gibi) yapabilmemizi sağlayan büyük bir program var:

İşletim sistemi: İşletim sistemi, bilgisayarın karmaşık yapısını örterek, makinenin bütün kaynaklarını, bize basit birkaç komutla kullanılabilir bir görünümde sunan bir sistem yazılımıdır. Örneğin Windows. Böylelikle sadece işletim sistemini, yani Windows'u bilmek, bilgisayar kullanmak için yeterli olur.

Bir katman daha aşağı inelim: Kendisi de bir program olan ve genellikle disk üzerinde bulunan işletim sistemi de daha temel işlemler için başka programları kullanır. Bu programlar makina üretilirken bilgisayarın içine üretici firma tarafından konmuştur. Dolayısıyla bir bakıma donanımın bir parçasıdırlar. En alt düzeyde, fiziksel birtakım işlemlere karşılık gelen mikro komutlar ve elektrik devreleri bulunur. Yani piramidimizin tabanında, donanım dediğimiz, elektronik devrelerden ibaret bir yapı var.

Biz bilgisayarda çalışırken, bütün bu karmaşık programlar silsilesi de, makinenin fiziksel altyapısını harekete geçirmek, işlenen bilgileri elektrik devrelerinin davranışına indirgemek, elde edilen sonuçları da tekrar bizim anlayacağımız biçime dönüştürmek için işleyip durmaktadır!

Tabii, bilgisayarla çalışırken bütün bunlar bizi ilgilendirmez. Bir kullanıcı olarak, bizler piramidin en tepesinde bulunur, sadece kullandığımız yazılımlarla muhatap oluruz. Üzerinde çalışacağımız paket programı tanıyıp, programın gerekli komutlarını öğrenmemiz yeterlidir! Elbette, alt düzeylere ilişkin birçok şey bilmekte sayısız yarar var, çünkü paket programlar, bilmek zorunda olmadığımız alt düzeylere bağımlıdır. Kısaca, her düzeydeki yazılım, bir alt düzeyin karmaşık yapısını kullanıcının 'görmemesini' sağlar ve aslında tamamen fiziksel gereçlerden oluşmuş bir yapıyı bize kavramsal bir ortam olarak sunar. Böylelikle, aslında çok değişik parçalardan oluşan, değişik üreticiler tarafından farklı şekillerde tasarlanmış bilgisayarlar arasındaki farkları 'görmeyiz' ve standart bir ortamda çalışırız. Yazılımları iki genel kategoriye ayırabiliriz:

· Sistem yazılımları

· Uygulama yazılımları

Bu iki kategorinin dışında "yardımcı yazılımlar" da ayrıca anılabilir. Yardımcı yazılımlar (utility), bilgisayarın da verimli kullanımı için işletim sistemini tamamlayan, ek fonksiyonlar sunan program ve araçlardan oluşur.

Sistem yazılımları bilgisayarın kendi çalışması için kullandığı yazılımlardır. Uygulama yazılımları ise bizim kullandıklarımız. İşletim sistemi, kullanıcının muhatap olduğu tek sistem yazılımıdır ve bilgisayar ile onu kullanan arasında köprü görevi görür. Paket program olarak da adlandırılan uygulama yazılımları ise, çok sayıda ve çok çeşitlidir. Bir uygulama yazılımı, genellikle belli standarttaki bir bilgisayar üzerinde, belli işletim sistemiyle birlikte kullanılır. Örneğin, kişisel bilgisayarlardaki uygulama yazılımlarının hemen hepsi 17-18 yıl öncesinde DOS için geliştirilmişti. Şimdi ise kişisel bilgisayarlarda genelde Windows işletim sistemi için yazılım geliştiriliyor. Tabii kişisel bilgisayarlarda farklı işletim sistemleri ve uygulama yazılımlarının bunlar üzerinde çalışan türleri de bulunur ancak bugün en yaygın işletim sistemi Windows'dur. Özellikle PC'lerin ortaya çıkışıyla yaygınlaşan uygulama yazılımları olmasaydı, bilgisayarda bir iş görebilmek için her zaman bir program yazmak zorunda kalacaktık. Ya da işi tarif edip bir programcıya yazdıracaktık programı... Birçok büyük ölçekli özel uygulama için, bu yöntem hala uygulanmaktadır, ama Allah’tan PC kullanırken, var olan uygulama yazılımları her ihtiyacımızı karşılayabilecek çeşitlilikte günümüzde...

YAZILIM TÜRLERİ

Yukarıda sözünü ettiğimiz sistem (işletim sistemi) ve uygulama yazılımları sadece birer ana kategori. Aslında yazılım türleri donanım türlerinden çok daha zengindir. Ne de olsa, bir PC ile yapabileceğimiz işler hangi yazılımları kullandığımıza daha çok bağlıdır. Yazılım konusu geniş bir konu olduğu için işletim sistemlerine ve temel uygulamalara ilerleyen bölümlerde geniş yer ayıracağız. Ancak bilgisayar kullanıcısı olmaya hazırlananlar için bu yazılım kategorilerine ve örneklerine şimdiden kısaca göz atalım

· İşletim sistemleri. İşletim sistemi, çeşitli işler için kullandığımız yazılımlarla donanım aygıtlarımız arasında köprü oluşturan, kullandığımız yazılımların standart olmasını, hangi PC'ye yüklenirlerse yüklensinler çalışmasını sağlayan en temel yazılımdır. MS-DOS, Windows 95, Windows 98, Windows ME, Windows XP, Windows Vista, Windows NT, Windows 2000, Windows 2003, MacOS, IBM OS/2 Warp, Unix, Novell Netware ve Linux günümüzde kullanılan işletim sistemlerinden bazılarıdır.

· Kelime işlemciler. Kişisel bilgisayarlarda en çok kullanılan uygulama yazılımı olan kelime işlemciler, bilgisayarınızda yazılar yazıp bunları yazıcıda bastırmanızı sağlar. Bu yazılar arasında raporlar, mektuplar, okul ödevleri, çeşitli yazışmalar olabilir. Gelişmiş kelime işlemciler, farklı yazı tiplerinden sayfa düzenlerine, yazılar içine yerleştirilecek resimlerden yazı biçim ve renklerine, yazı içinde bir sözcüğü aratmadan, yazının gramer ve imla kontrolüne kadar çeşitli işlevler sunarlar. Belli başlı kelime işlemciler arasında Microsoft Word, Corel WordPerfect ve Lotus WordPro'yu sayabiliriz.

· Hesap Tabloları. Pek çok kullanıcı hesap kitap yapacağı bir araca ihtiyaç duyar. Bu bir fizibilite olabileceği gibi evin aylık bütçesi de olabilir. Matematiksel işlemlerde yetenekli, esnek yazılımlar olan hesap tabloları burada devreye girer. Hesap tabloları, yan yana ve alt alta dizilmiş hücrelerden oluşur. Her bir hücreye bir matematiksel değer veya bir işlem yazılabilir. Hesap tabloları dört işlemden karmaşık fonksiyon hesaplarına kadar pek çok işi yapabilir, bu hesaplamalardan yararlanarak grafikler hazırlayabilir. Belli başlı hesap tabloları arasında Microsoft Excel, Corel Quattro Pro ve Lotus 1-2-3'ü sayabiliriz.

· Veritabanı. Veritabanı, her türlü bilginin düzenli bir şekilde, istendiğinde kolayca erişilerek kullanılabilecek tarzda saklandığı bir 'veri koleksiyonudur. Adres-telefon defteriniz, bir firmanın bütün müşterilerini içeren kartlar, bir kurumda çalışan elemanların sicil dosyası birer veritabanıdır. Bu bilgileri kullanıcılar girer, veritabanı ise çok çeşitli kriterlere göre devasa boyuttaki bu bilgiler arasından arama yaparak, normalde bizim erişemeyeceğimi hızda aradığımız bilgileri karşımıza getirir. Herkesin kullanabileceği kullanılabilecek Microsoft Access, Lotus Approach gibi veritabanlarının yanısıra Oracle 8, IBM DB2 gibi büyük şirketlerin ihtiyaçlarına göre modüler bir biçimde programlanan, üzerinde farklı çözümler geliştirilebilen veritabanları da vardır.

· Sunu programları. Toplantılarda karşınızdakilere anlatacaklarınızı görsel olarak etkileyici bir şekilde sunmanız için hazırlanan bu programlar, diğer uygulamalardan veri alabilir. Örneğin bir hesap tablosu ile çıkarılmış kar/zarar grafiğini sunu programları ile dinleyicilerinize sunabilirsiniz. Microsoft PowerPoint, Lotus Freelance Graphics, Corel Presentations belli başlı sunu programlarındandır.

· Grafik yazılımları. Fotoğraf ve resimleri görüntülemenize, üzerinde değişiklikler yapmanıza, resim çizmenize, resimler üzerine çeşitli efektler uygulamanıza izin veren tüm yazılımlar grafik yazılımları kategorisine girer. Windows ile gelen ve PC'nizde resimleri görüntülemek ve basit şekiller çizmek gibi işlere yarayan Paint'den çok gelişmiş özelliklere sahip olan Adobe Photoshop'a kadar çok çeşitli görüntü işleme yazılımları bu kategoriye girer.

· 3D Modelleme/Animasyon. Bu yazılımlarla PC'nizde çizimlere hareket verebilir, iki ve üç boyutlu animasyonlar gerçekleştirebilirsiniz. 3D modelleme programları endüstriyel tasarım kadar, çizgi film, oyun vs. üretiminde de kullanılabilir.

· Mühendlslik uygulamaları. Mühendislerin çizim ve hesaplama gereksinimi, standart grafik programlarının ve hesap tablolarının sağladıklarından çok farklıdır. AutoCAD, Solidworks gibi gelişkin tasarım yazılımları ve bazen bu uygulamalarla birlikte kullanılabilen çeşitli mühendislik hesap programları bu kategoridedir.

· Ticari Uygulamalar. İş dünyası için elzem olan muhasebe, stok kontrol, belge yönetimi, üretim planlama, fizibilite vb. işlevleri ticari yazılımlar yerine getirir

· İletişim yazılımları. İnternet'e, Web sitelerine, haber gruplarına bağlanmak, email göndermek modemle PC'mizden faks çekmek, başkaları ile dosya alışverişinde bulunmak, görüntülü ve yazılı sohbet etmek için iletişim yazılımlarını kullanırız.

· Oyunlar. PC'ler iş aracı oldukları kadar oyun ve eğlence aracıdırlar da. Renk li bir PC için binlerce oyun bulmak mümkündür.

· Özel uygulamalar. Bütün bu kategorilerdeki yazılımlarla yapılamayacak pek çok iş vardır. Onun için de firmalar özel yazılımlar geliştirirler. Sözgelimi bir otelin müşteri giriş/çıkışlarının takibi, doluluk oranlarının hesaplanması, otelin çeşitli bölümlerinde stok kontrolü gibi işlemler için özel uygulamalar üretilebilir. Özel uygulamalar siparişle de gerçekleştirilebilir.

· Multimedya uygulamaları. Metin resim, film, ses ve animasyonun bir araya geldiği bu yazılımlar arasında genelde hobileri geliştirmeye yönelik yazılımlar ve ansiklopedik bilgi veren referans yazılımları yer alır.

· Yardımcı yazılımlar. Sistemimizi daha verimli kullanmak ve diskimizin, diskimizdeki bilgilerin bakımını yapmak için kullandığımız büyüklü küçüklü pek çok uygulama bu sınıfa girer.

· Programlama yazılımları. Her tür uygulamayı yazmak için kullanılan programlara da programlama yazılımı adı verilir. C++, CSharp, Visual Basic, Delphi günümüzde en çok kullanılan programlama yazılımları arasındadır.

BİR PC İLE NELER YAPABİLİRSİNİZ?

· Her tür kişisel veya resmi yazınızı göze hoş gelen bir biçimde yazabilir, bunları yazıcıya gönderip kâğıt üzerine çıkış alabilirisiniz.

· Karmaşık hesaplarınızı (örneğin bütçeler, maliyet raporları vs.) otomatik yapıp size hesap tabloları halinde sunacak programlar kullanabilirsiniz,

· Resim yapabilir, hazır resim ve fotoğrafları izleyebilir veya üzerlerinde değişiklikler yapabilirsiniz, Çalışmalarınızın ne kadar etkileyici ve şaşırtıcı olacağı birazda sizin becerinize bağlıdır!

· Müzik dinleyebilir, dinlediğiniz müziklere çeşitli ses efektleri verebilir, uygun yazılımlarla kendi müziklerinizi besteleyebilir, "miks" yapabilirsiniz.

· Bir video kameranız, uygun donanım ve yazılımınız varsa kendi çektiğiniz filmlerin montajını yapabilir, görüntülere çeşitli efektler verebilirsiniz.

· Bir modeme ve İnternet hesabına sahipseniz, tüm dünyadan çok sayıda kişinin aklınıza gelebilecek her konuda sunduğu çeşitli yazılı, görsel ve işitsel bilgilere ulaşabilirsiniz, Arkadaşlarınıza tabii iş arkadaşlarınıza da anında mektup gönderebilirsiniz.

· Yine modem aracılığı ile uzaktaki arkadaşlarınızla sesli ve yazılı olarak sohbet edebilirsiniz. Tabii onların da bir PC'si ve modemi varsa!

· Bir modemin size sağladığı olanaklar neredeyse sınırsız: İnternet'te Web sitesi olan mağazalardan kredi kartınızla alışveriş edip, sipariş ettiğiniz ürünlerin kapınıza kadar gelmesini sağlayabilirsiniz.

· Yine modemle İnternet üzerinden gazetelerin Web sitelerine bağlanıp günlük haberleri okuyabilirsiniz.

· Oyun oynayabilirsiniz. Modeminizle uzaktaki bir arkadaşınızla oyun oynamanız da mümkün. Piyasada binlerce farklı türden oyun var, ama kendinizi oyun oynamaya da fazla kaptırmayın!

· İşinize uygun yazılımlarla iş veriminizi artırabilir, kendinizi geliştirebilirsiniz.

· İşi biliyorsanız işe gitmeyebilirsiniz! Nasıl mı? Artık dünyada sayıları hiç de azımsanamayacak kadar çok sayıda kişi, bilgisayarları sayesinde pijamalarıyla evden çalışıp, bilgisayarda hazırladıkları işleri modemle işverenlerine gönderiyorlar Bu kavrama da "telecommuting" adı veriliyor.

· Çocuklarınızın eğitimi için uygun programlar alabilir, öğreneceği şeyleri daha kolay, daha hızlı ve daha eğlenceli algılamasını sağlayabilirsiniz.

· Bir tarayıcı ile bilgisayar ortamında fotoğraf albümünüzü oluşturabilir, fotoğraflarınızın zamanın yıpratıcı etkilerinden korunmasını sağlayabilirsiniz.

· Kendi tshirt desenlerinizi tasarlayabilir, uygun yazıcı ve baskı kağıtları ile bu resimleri tshirt'ünüze basabilirsiniz.

· Kişisel bilgilerinizi, randevularınızı, telefon numaralarını kaydedebileceğiniz, notlar alabileceğiniz programlar kullanarak hayatınızı daha düzenli hale getirebilirsiniz.

· Bahçe bakımından, ahşap oymacılığa kadar pek çok hobi için hazırlanmış multimedya programları kullanarak, hobilerinizi geliştirebilirsiniz.

· Basit tasarım programlarıyla kendi evinizi bile tasarlayabilirsiniz.

· Yabancı dil programları ile ikinci bir dil öğrenebilirsiniz.

· Basit programlarla kendi derginizi amatör boyutlarda çıkarabilirsiniz veya gelişmiş programlar ve donanımlarla profesyonel yayıncılık yapabilirsiniz.

· Çok geniş bilgi kütüphaneleri içinde hızlı bir arama yaptırarak normalde uzun sürede bulamayacağınız bilgilere anında ulaşabilirsiniz.

· Atlaslar, gezi rehberleri, haritalar, seyahat püf noktalan, hepsi PC'niz aracılığı ile emrinizde

· Film seyredebilirsiniz. Uygun donanım ve yazılım bileşenleri ile sinema filmlerini bile seyredebilirsiniz.

İşletim sistemleri

E

lektronik devreler, CD sürücüler, klavye, merkezi işlem birimi, grafik kartı... Elimizle görüp dokunabildiğimiz, dolayısıyla yeterince somut olan, onca para ödediğiniz bütün bu alet edevat, aslında bilgisayarın olsa olsa yarısıdır! Giriş bölümünde, öbür yanının 'yazılım' olarak adlandırıldığını, yazılımınsa soyut bir nitelikte olduğunu söylemiş, hatta donanımı 'gövde’ye, yazılımı da 'zihin'e benzetmiştik. Bilgisayar genel amaçlı bir aygıttır, o kadar genel amaçlıdır ki, sorduğunuzda tanımlanmış bir işlevi ve görevi yoktur:

'Ne iş olsa yapar'. İşte yazılımların görevi, masanızın [ya da dizinizin] üzerinde öylece duran gövdeyi harekete geçirmek ve bu genel amaçlı aygıta tanımlanmış fonksiyonlar kazandırmaktır... Yazılımın bir işlevi daha vardır: Son derece karmaşık bir aygıtı kolayca kullanmamızı sağlamak, elektronik devrelerle aramızda bir köprü oluşturmak... Kabaca, bu işlevlerden ilkini destek ve uygulama yazılımlarının, ikincisini ise 'sistem Yazılımları’nın üstlendiğini söyleyebiliriz. Kullanıcı bilgisayarın iç işleyişine karışamaz, ancak bu işleyişi yönlendirebilir. Bu yönlendirme, piramidin tepesinden tabanına doğru inersek, uygulama yazılımları ve onların çalışmasını sağlayan sistem yazılımlarıyla mümkün olabiliyor. "Sistem yazılımı" başlığı altında toplanan yazılımlardan en önemlisi, işletim sistemidir. İşletim sistemi, bu sayfaya gelene kadar anlattığımız bütün o karmaşık donanım birimlerinin çalışmasını birtakım komutlarla ya da resim ve ikonlarla temsil eder. MlB, BIOS ya da ROM belleğin temel çalışma ilkelerini bilmeden de PC'nizi kullanabilirsiniz, ama işletim sistemini bilmeden bilgisayarınıza hakim olamazsınız. DOS kullanacaksanız DOS'u, OS/2 ile çalışıyorsanız OS/2'yi, Mac'iniz varsa Sistem 7'yi, Windows'unuz varsa Windows'u bilmemek olmaz!

Zaten bu nedenledir ki, yazılımcılar giderek daha kolay kullanılan işletim sistemleri ve grafik kullanıcı arabirimleri geliştirmeye çalışıyorlar... DOS, Windows, OS/2 ve Mac işletim sistemi gibi sistem yazılımları sayesinde, sabit diskinizde neler döndüğünü [plakalar döner], CD-ROM sürücünün nasıl çalıştığını [hızlı çalışır] ve matematik ek işlemcinin nasıl işlem yaptığını bilmek zorunda kalmıyorsunuz. Sizden sadece birkaç komutu bilmeniz ya da ekranınızdaki simgelere fare ile tıklamanız bekleniyor...

Bir işletim sistemi, bilgisayarın temel işlevlerini (verileri dış ortamdan almak, işlemek, ekranda göstermek, yazmak ya da telefon hattı aracılığıyla göndermek vb.) nasıl ele alacağını belirleyen geniş kapsamlı bir programdır. Bilgisayarın kaynaklarının etkin bir şekilde kullanımı için, kaynak yönetimini ve koordinasyonunu işletim sistemi üstlenir. Hangi ortamda nasıl saklanırsa saklansın, nasıl yüklenirse yüklensin, bütün işletim sistemleri bu görevi yerine getirir.

Kişisel bilgisayarlarda işletim sistemi diskte saklanır, DOS'a (Disk Operating System, yani disk işletim sistemi) bu yüzden dost değil de DOS adı verilmiştir. Eskiden yaygın olan daha küçük makinelerde [Commodore 64, Amstrad gibi ev bilgisayarlarında] işletim sistemi ROM'da saklanır, böylelikle bilgisayar her açıldığında otomatik olarak yüklenirdi. Oysa günümüzün PC'lerinde durum farklıdır: Kişisel bilgisayarınızı her açışınızda işletim sistemi sabit diskten ya da disketten ana belleğe yüklenir. (Eskiden, sabit diskler her PC'de yokken 'sistem disketi' ya da 'açılış disketi' diye titizlikle korunan disketler, işte bu disketlerdi.) Tabii, şimdi herkesin [en az bir) sabit diski var ve o makineye hangisi kurulmuşsa o işletim sistemi PC açıldığında belleğe yükleniyor... Peki, PC'lerde işletim sistemi niye ev bilgisayarlarındaki gibi ROM'da saklanmıyor? ROM, sabit disklerden kat kat daha hızlı, çok daha güvenilir değil mi? Öyle ama, günümüzün işletim sistemleri o kadar çok bellek gerektiriyorlar ki, herhangi birini bir 'sistem diski'ne sığdırmanın ya da pahalı ROM belleğine kaydetmenin mümkünü yok... (PC'nizde 50 MB'lık bir ROM belleği tahayyül edebiliyor musunuz?] Ayrıca bildiğiniz gibi ROM belleklerin içeriği değiştirilemiyor, oysa işletim sistemini oluşturan dosyaların günbegün değişmesi, çalışma ortamının kullanıcının isteklerine göre düzenlenebilmesi için şarttır...

Bugün, kişisel bilgisayar dünyasında değişik işletim sistemleri kullanılıyor:

Apple Macintosh'un işletim sistemi ayrı, IBM uyumlu PC'ler öteden beri MS-DOS işletim sistemini veya onunla uyumlu olan IBM-DOS, DR-DOS gibi ürünleri kullanıyorlar, IBM'in ayrıca (adı daha sonra Warp olarak değiştirilen] OS/2 adında bir işletim sistemi var, Microsoft tarafından DOS'un üzerinde bir grafik kullanıcı arabirimi olarak geliştirilen Windows, uzun bir süre sonra Windows'95 ve daha sonrada Windows’98, Widows’ME adıyla 'işletim sistemi' unvanını edindi. Bu arada windows ve NT bileşimi olan Windows’2000 çıktı. Ve bunun devamı olan Windows’XP şu sıralarda satılan hemen hemen tüm bilgisayarlarda standart işletim sistemi oldu. 2007 başında Windows Vista işletim sistemi çıktı ve brçok PC ve Notebooklarda artık bu işletim sistemi ile geliyor. Ayrıca, çok yaygın olmamakla birlikte Unix ve Linux da kullanılıyor, PC'lerin ağ ortamında kullanımı içinse, 'network işletim sistemi' adı verilen (Novell, NT gibi) ürünler var...(ki.. bunların yerinede Windows 2003 aldı diyebiliriz.) Ortak bir platformu ve standart bir kullanımı amaçlayan bir ürün için bu kadar çok seçenek varsa ortada, bir problem de var demektir. Gerçekten de, bugüne dek PC dünyasının en çok kullanılan işletim sistemi olan DOS'un artık ömrünü doldurması, bu problemin kaynağı: Hangi işletim sistemi, günümüzün ihtiyaçlarını karşılayıp uzun süre varlığını sürdürerek onun yerini alabilir? Windows mu, OS/2 mi, başka bir ürün mü? İşletim sistemi alanında kıyasıya bir rekabet sürüp gidiyor, bu arada her bilgisayar kullanıcısını biraz tereddüde sürükleyerek...

Neyse ki, yazılım üreticileri, ürünlerinin ötekilerle uyumlu olmasına büyük önem veriyorlar. Bu sayede, farklı işletim sistemleriyle çalışan kullanıcılar, birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar, veri alışverişinde bulunabiliyorlar...

Bir şeye dikkat ettiniz mi? İşletim sistemlerini anlatıyoruz ama şu ana kadar donanım birimlerinden de epey söz ettik. İlk bölümlerde de, donanımı anlatırken sık sık 'yazılım' terimini kullanmak zorunda kalışımızdan anlaşılacağı üzere, her ne kadar iki temel kategori olsalar da, yazılım ile donanım etle tırnak gibidir, birbirlerinden kolay kolay ayrılamazlar. Hatta bir öğenin yazılım mı, yoksa donanım mı olduğuna karar verilemediği zamanlar ve durumlar bile olur! Yazılımların, donanımdan bağımsız olması hedeflenir ama temel fonksiyonlar yine de donanım tarafından belirlenir. Bu nedenle biz, PC'lerde kullanılagelen işletim sistemlerini anlatmaya, en eski ve hala en popüleri olan MS-DOS'tan başlayacağız. Kimi işletim sistemi kavramlarını da DOS'u anlatırken ele alacağız. Onun için, DOS kullanmasak bile DOS’u azda olsa mutlaka bilmemiz lazım.

MS-DOS

PC'niz her açıldığında önce ROM'daki BlOS, sonra da onun devreye soktuğu işletim sistemi tarafından 'ayıltılır', taze bir başlangıç yapması sağlanır. Makineyi her açtığınızda, BIOS'taki POST (Power on Self Test) yordamı [rutini], PC'nizin temel kaynaklarını kontrol eder: Bellekler çalışıyor mu? Giriş/çıkış birimleri yerinde duruyor mu? İşletim sistemi olması gereken yerde mi? POST programı tarafından yönlendirilen MİB (Merkezi İşlem Birimi), PC'nizin değişik bileşenlerine sinyaller yollayarak "nasılsınız, iyi misiniz?" der, hal-hatır sorar. Bilgisayarın bileşenleri ya da PC'ye bağlı çevre birimleri de genellikle "iyiyiz" diye sinyal yollarlar. Çevre birimleriyle ve iletişim portlarıyla yeniden ilişki kurulur. Her şey iyi gidiyorsa, bir mesele yok. Ama herhangi bir birimde sorun varsa, test işlemi durdurulur, bize acı haber ekrandan bildirilir..

PC'nizin ekranında da, bu test işlemi, en çok RAM bellek üzerinde yoğunlaşır; ne kadar çok ana belleğiniz varsa, POST o kadar uzun sürecektir. Temel giriş/çıkış programlarının başlangıç adresleri de RAM'a aktarılır, böylelikle kullanacağımız uygulama yazılımlarının, giriş/çıkış birimlerini standart olmayan yollardan kullanmalarına da izin verilmiş olur. [Bazı PC'lerde açılış sırasında temel giriş/çıkış programları, olduğu gibi ROM'dan RAM'a aktarılır. Daha önceden söylediğimiz gibi RAM, ROM'dan daha hızlıdır, programların RAM'a aktarımı PC'ye hız kazandırır.) Kesilme yordamı (interrupt routin) adı verilen ve MİB'in dış dünyayla ilişkilerinde trafiği kontrol eden programlar, her zaman RAM'da tutulur...

BIOS'un bize yapacağı son iyilik, işletim sistemini bulup yüklemektir. Yüklemek için de, önce onu bulması gerekir. İşletim sistemi öncelikle disket sürücüde aranır, disket sürücü boşsa, sabit diske bakılır. Sabit diskinizde, ayılma programı olarak tarif edebileceğimiz özel bir 'boot programı', diskin ilk sektörlerinde bulunur. Bu program çalıştırılarak, diskteki işletim sistemi yüklenir. Daha doğrusu, işletim sisteminin çekirdek diyebileceğimiz bir kesimi ana belleğe, yani RAM'a taşınır. Makinenize kurulu işletim sistemi, özel birtakım dosyaları okuyarak, daha önceden PC'nizi nasıl kendinize uyarladığınızı, yani hangi özelleştirme işlemlerini yaptığınızı öğrenir.

PC'niz artık emrinize amadedir! Şimdi ekranda C:> yazılı bir satırla baş başasınız. Bu, DOS'un komut satırıdır (Command prompt] ve PC'nizin emrinize amade olduğunu bildirir. Burada 'C', o anda üzerinde bulunduğunuz disk sürücünün etiketidir, '>' işareti ise, DOS'un sizden komut beklediğini gösterir.

Kullandığınız DOS, muhtemelen 6.0 ve daha ileri bir sürümüdür. Daha eski bir sürümle çalışıyorsanız, bir an önce değiştirmekte yarar var. Çünkü DOS'un eski versiyonlarında, burada anlatacağımız pek çok komut ve özellik bulunmuyor. Tabii, her ne kadar DOS 6'yı temel aldıysak da, genellikle DOS'un temel kavramlarını ve temel komutlarını ele almakla yetineceğiz burada. DOS komutlarının ayrıntılı özelliklerini, bu sayfalarda anlatmadığımız ileri DOS komutlarını öğrenmek için, iyi ve detaylı bir DOS kılavuzu edinmeniz son derece yararlı olacaktır... Unutmayın ki, PC'nizin hızı ve performansı, sonuçta size de büyük oranda bağlıdır; ne kadar hızlı olursa olsun, PC'niz işletim sistemine bağımlıdır, işletim sisteminiz de doğrudan kullanıcısına. Yani bizzat size!

DOS’UN BELLEĞE YÜKLENMESİ

PC’nizde Kurulu olan DOS işletim sistemi, şu modüllerden oluşur:

• ROM-BIOS: ROM'da (salt okunur bellek) saklı temel giriş-çıkış sistemi.

• AÇILIŞ KAYDI: Diskte bulunan ve bilgisayarın bootstrap işlemini gerçekleştirebilmesini sağlayan küçük ve basit bir kayıt. Bu kayıt kalıcı değildir, yani PC'niz çalışırken, RAM'da durmaz.

• IO.SYS ile MSDOS.SYS (ya da IBM-BIO.COM ile IBMDOS.COM]: DOS'un sistem dosyaları. ROM-BIOS'taki programların ekleri olarak görülebilecek bu dosyalar, çevre birimleriyle ilgili ek işlemleri yerine getiren programları içerir. Diskinizin ana rehberinde bulunan bu dosyalar gizlidir, yani DIR komutuyla onları göremezsiniz.

• COMMAND.COM: Bu dosyanın içerdiği sistem programının temel işlevi, DOS üzerinde çalışırken kullandığımız komutları yorumlamak ve yerine getirmektir. COMMAND.COM, disk üzerinde bulunur, gizli bir dosya değildir, yani DIR komutuyla görülebilir. Ana bellekte, makine çalıştığı sürece saklanan COMMAND.COM'unuz silinir ya da bozulursa, PC'niz açılmaz...

Dikkat: Bir kullanıcı olarak sizin bu sistem dosyalarıyla herhangi bir şey yapmanız söz konusu değildir. Sadece kavramsal olarak, bu dosyaların ne işe yaradığını bilmeniz yeter. Her ihtimale karşı, bu sistem dosyalarının bir yedeğini alırsanız, çok iyi edersiniz...

Bilgisayarı kullanabilmek için önce işletim sisteminin ana belleğe yüklenmesi gerekir. DOS’u başlatmak için A: sürücüsüne sistem disketi (içinde işletim sistemi dosyaları bulunan disket) takarak veya doğrudan doğruya açtığımızda bilgisayar şu sırayı takip ederek kullanıma hazır duruma gelir:

a. ROM bellekteki programı okur,

b. RAM belleği test eder,

c. Monitör aktif duruma getirilir, disket sürücü, hard disk, klavye aranır,

d. Disket veya hard diskten DOS’un sistem programlarını arar.(Önce A: sürücüsü yoklanır, disket yoksa C: sürücüsü yoklanır). Bulursa belleğe yükler. Eğer sistem dosyalarını bulamazsa ekrana;

Non-system disk or disk error

Replace and press any key when ready

“Disk arızalı veya sistem disketi yok. Disketi değiştirin ve hazır olduğunuzda bir tuşa basın.” mesajını verir ve bilgisayarın çalışması durur.

e. Sistem dosyaları belleğe yüklendikten sonra CONFIG.SYS dosyası aranır. Bu dosya varsa içerisindeki komutlar yardımıyla donanım hazır duruma getirilir.

f. COMMAND.COM isimli dosya aranır, belleğe yüklenir. Bu dosya DOS’un komut işlemcisidir. Kullanıcı ile bilgisayar arasındaki iletişimi kuran, komutları bilgisayara anlatan dosya bu dosyadır.

g. AUTOEXEC.BAT dosyası varsa bu dosya içerisindeki tanımlamaları yapar ve aktif duruma getirilmesi gereken programları aktif kılar.

Disket kullanarak açmışsak DOS’un komut uyarısı (prompt) A:\>_ şeklinde;

Harddiskten açılmışsa; C:\>_ şeklinde karşımıza gelir.

Komut uyarısı hangi sürücüyü gösteriyorsa, o sürücü aktif sürücüdür.

DOS’u yeniden başlatmak için aşağıdaki üç değişik yoldan birini tercih ederiz;

a. Bilgisayarı kapatıp yeniden açarız,

b. Bilgisayar açıkken “Reset” düğmesine basarız,

c. Bilgisayar açıkken ALT+CTRL+DELETE tuşlarına birlikte basarız.

Sürücüler, rehberler, alt rehberler ve dosyalar

DOS, herhangi bir disk ya da disketteki bilgileri, rehberlere [directory] ayırarak 'görür'. Her diskin ve disketin en azından bir rehberi (dizini) bulunur, bu rehbere ana rehber (ana dizin) (root directory) denir. Bu ana rehberin yavrusuna ise nedense 'alt rehber' (alt dizin) (subdirectory) diyoruz!

Rehber, adı üstünde, disk üzerindeki bilgilere erişilebilmesi için gereken adresleri tutar. DOS, rehberler sayesinde dosyalarınızın ve programlarınızın izini sürer, onları kolayca bulabilir. Rehberler, disk üzerine kaydettiğiniz bilgilerinizi düzenli bir şekilde tutmanıza da yarar. Bir anlamda, ana rehber çalışma masanız, alt rehberler de masanızın çekmeceleridir. Tıpkı disk içinde bir disk... onun içinde bir disk gibi! Rehberler, 'ağaç yapısı' olarak adlandırılan bir şekilde sıralanırlar. Tabii ki, DOS kullanırken, ana rehber dışında herhangi bir rehber yaratmadan çalışabilirsiniz. Ama bu durumda, binlerce program ve dosya parçacığı arasında boğulmanız, aradığınızı bir türlü bulamamanız çok normal olacaktır. Onun için uygulamaları, veri dosyalarını, değişik çalışmaları ayrı ayrı rehberlere koymak, rahat çalışmanın baş koşuludur.

Sabit diskiniz ile disket sürücünüz ise DOS tarafından C: ve A: diye tanımlanır. [İkinci bir sabit disk D, ikinci bir disket sürücü de B etiketini alır.] Makinenizi açınca büyük bir ihtimalle C:> ile başlayan boş bir satır görürsünüz, bu satıra A: yazarak, A sürücüsüne, yani diskete geçmiş olursunuz. DOS, o anda hangi sürücü seçilmişse bir programı ya da dosyayı önce orada arar. CD (Change Directory) komutu da, bu rehberler arasında gezebilmenizi sağlar. Bir sürücünün ya da rehberin içindeki dosya ve alt rehberler hakkında ayrıntılı bilgiyi almak için DIR komutu kullanılır. Bu komut, MS-DOS'un en çok başvurulan komutudur. Kısacası, DOS kullanan herkes bol bol DIR'lar...

DOS’TA DOSYA ADLANDIRMA

Çeşitli yazılımlar disk veya disketlerde belli isimler altında saklanırlar. Disk veya disketin içeriği listelendiğinde sadece bu isimler görülür. Belli isimler altında toplanmış olan yazılımlara dosya veya kütük (file) adı verilir. Bilgisayarda bulunan işletim sistemleri, tüm programlar, oyunlar, bizim hazırladığımız belgeler dosyalar halinde saklanır. Bu dosyalar bilgisayarımızda harddisk adını verdiğimiz fiziksel bir aygıtta saklanır ve bu dosyaları kendi aralarında gruplamak içinde klasörler kullanılır. Yani verilerin bir arada tutulduğu ortamlara dosya denir.

Dosya adı iki bölümden oluşur:

1. Dosya adı

2. Dosya Uzantısı

Dosya adı en fazla 8 karakterden oluşur. Daha fazla karakter kabul etmez. Dosya uzantısı ise üç karakterden oluşur. Ad ile uzantı arasına . (nokta) konularak isimlendirme yapılır. Örnek;

BELGELER.DAT

Dosya uzantısı (en fazla 3 karakter)

Dosya adı (en fazla 8 karakter)

Dosyanın uzantısı o dosyanın türü hakkında bilgi verir. Çalışan program dosyalarının uzantıları EXE ve COM, sistem dosyalarının uzantıları SYS, toplu işlem dosyalarının uzantıları BAT, veri dosyalarının uzantıları genellikle DAT, programlama dillerinin herhangi biriyle yazılmış olan dosyalar o dilin kısaltılmış uzantıları ile adlandırılır. BAS - BASIC dilinde, PAS - PASCAL dilinde, C - C dilinde, COB - COBOL dilinde dosya uzantılarıdır.

Aşağıdaki karekterler dosya adlandırmada kullanılmaz:

[ ] < > / \ = + . : , ; * “ ? @ { } & $ # işaretlerinin yanı sıra Türkçemizdeki şu harflerin de kullanılmaması yerinde olur:” ş Ş ı İ ğ Ğ ö Ö ü Ü “

Aşağıdaki kelimeler de DOS’da başka aygıtlara karşılık geldiği için dosya adı olarak verilmemelidir:

AUX, CLOK$, COM1, COM2, COM3, CON, LPT1, LPT2, LPT3, NUL, PRN

NOT: Şimdiki Windows işletim sistemleriyle birlikte gelen ve Donatılar içerisinden girdiğimiz Komut Sistemi seçeneği ile ekrana gelen DOS ekranına benzeyen ekranda bütün DOS komutlarını kullanabildiğimiz halde dosya adı ve uzantılarında bir kısıtlama yoktur. Bizim yukarıda bahsettiğimiz sınırlama DOS işletim sisteminde geçerlidir (en son DOS 6.3 hatırlıyorum)

DOS’UN JOKERLERİ

* ve ? DOS’un jokerleridir. Bu işaretler dosya isimlerindeki karakterlerin yerini tutar. Bu jokerlerle bir grup dosya tanıtılır. (?) bir karakterin yerine geçer. (*) ise birden fazla karakterin yerine geçer.

Örneklendirirsek;

*.EXE : uzantısı EXE olan dosyaları,

*.SYS: uzantısı SYS olan dosyaları,

C*.DAT: C harfiyle başlayan ve uzantısı DAT olan dosyaları,

R*.D*: adı R ve uzantısı D harfiyle başlayan dosyaları,

?U*.BAT: ikinci harfi U ve uzantısı BAT olan dosyaları,

??M*.*: üçüncü harfi M olan dosyaları,

???.*: dosya adı 3 harfe kadar olan dosyaları,

*.*: tüm dosyaları kapsayan ifade biçimleridir.

Sürücü Değiştirme: Bilgisayarlarda genellikle bir sabit disk ve bir disket sürücü vardır. Sabit diskten açılmışsa komut uyarısı C:\>_ şeklinde göründüğünü söylemiştik. Bu komut uyarısının önüne:

C:\>A: yazıp ENTER yada RETURN tuşuna basılırsa komut uyarısı:

A:\>_ şekline dönüşür. İkinci bir disket sürücü varsa aynı şekilde B: yazılır, harddiske dönmek için ise C: yazılıp ENTER’e basılır.

Disket sürücüye geçmek istediğimizde disket takılı değilse aşağıdaki uyarı mesajı ekrana gelir:

Not ready error drive A:

A sürücüsü hazır değil.

Abbort, Retry, Fail ?_

Programı terk, Tekrar dene, Komut iptal ?_

Bu mesajdan kurtulmak için ya disket takılarak A veya R harflerinden birine ya da F harfine bastıktan sonra karşımıza gelen yeni satırın önüne C: yazıp Enter’e basarız.

DOSYA VE DİZİN İŞLEMLERİ

DOSYA İŞLEMLERİ

Dosya listesi almak, dosya adı değiştirmek, dosya kopyalamak, dosya silmek gibi dosyalarla ilgili olarak yapılan çeşitli işlemlerdir.

1. Dosya Listeleme (DIR)

Disk veya diskette bulunan dosyaları listeler. DOS’un iç komutudur.

Hard diskten açtığımız zaman, DIR yazıp Enter’e basarsak aşağıdakine benzer dosya listesi karşımıza gelir:

Volume drive C is OKUL

Disk etiketi

Directory of C:\

Dizin adı

Dosya

Dosyanın oluşturulduğu

Adı

Uzantı Büyüklüğü Tarih

Saat

APPENDEXE579410-01-8912:00a

ASSIGNCOM156010-01-8912:00a

BORDROEXE 1578021-02-9509:30a

COMMANDCOM 5476810-01-8912:00a

AUTOEXECBAT73214-02-9604:25p

CONFIGSYS15715-04-9708:26p

6File(s) 15791 bytesListelenen dosya sayısı ve kapladığı byte

847669345 bytes freeDiskin boş alanı.

DIR komutu çeşitli şekillerde kullanılabilir:

DIR bulunduğumuz aktif dizindeki dosyaları alt alta listeler.

DIR/Pbulunduğumuz dizindeki dosyaları sayfa sayfa listeler.

DIR/W bulunduğumuz dizindeki dosyaları yanyana listeler.

DIR A:disketteki dosyaları listeler.

DIR DENEME“DENEME” isimli dizin içindeki dosyaları listeler.

DIR ?U*.*ikinci harfi U olan dosyaları listeler.

DIR *.DATuzantısı DAT olan dosyaları listeler.

DIR ??C*.COMüçüncü harfi C, uzantısı COM olan dosyaları listeler.

DIR /ah

gizli dosyaları listeler. (Gizli dosyalar silinmez, üzerlerinde değişiklik yapılamaz.)

DIR *.DAT /Suzantısı DAT olan dosylaları bütün dizin ve alt dizinlerde arayıp listeler.

Yukarıdaki komut dizilimlerinde belirtilenler görmek istediğimiz dosya isimlerinin durumuna göre değişiklik yapılarak kullanılabilirler.

Dosya listesini yazıcıya göndermek için >PRN şeklinde yönlendirme yapılabilir:

DIR *.EXE > PRN uzantısı EXE olan dosyaların listesini yazıcıya gönderir.

DIR komutunun çeşitli parametreleri vardır. Bunlardan bazıları;

DIR /A:-D

sadece dosyaları listeler.

DIR /A:D

sadece dizinleri listeler. (*Dizinin ne olduğu ileride açıklanacak)

DIR /A:R

okunabilir gizli dosyaları listeler.

DIR /A:-R

okunabilir tüm dosyaları listeler.

DIR /A:H

görünmez, silinmez, üzerinde değişiklik yapılmaz dosyaları listeler.

DIR /A:-H

görünebilir dosyaları listeler.

DIR /A:S

uzantısı SYS olan sistem dosyalarını listeler.

DIR /A:-S

uzantısı SYS olmayan dosyaları listeler.

DIR /L

listelemeyi küçük harfle yapar.

DIR /B

sadece dosya ve uzantı isimlerini listeler.

DIR /S

belirtilen dizindeki ve tüm alt dizindeki dosyaları listeler.

DIR /O:N

alfabetik sıralama yapar.

DIR /O:-N

isme göre tersten sıralar.

DIR /O:S

dosyanın kapladığı alana göre büyükten küçüğe sıralar.

DIR /O:-S

dosyanın kapladığı alana göre küçükten büyüğe sıralar.

DIR /O:E

uzantılarına göre alfabetik sıralama yapar.

DIR /O:-E

uzantılarına göre tersten sıralar.

DIR /O:G

önce dizinler gelecek şekilde sıralar.

DIR /O:-G

önce dosyalar gelecek şekilde sıralar.

DIR /O:D

dosyaların tarih ve saatlerine göre sıralar.

DIR /O:-D

dosyaların tarih ve saatlerine göre tersten sıralar.

2. Dosya İçeriğini Görme (TYPE)

Bir veri dosyasının içeriğini gösterir. DOS’un iç komutudur. Örnekler:

TYPE AUTOEXEC.BAT“AUTOEXEC.BAT dosyasının içeriğini gösterir.”

TYPE YAZI.TXT

“YAZI.TXT dosyasının içeriğini gösterir.”

TYPE OGRENCI.DAT>PRN “OGRENCI.DAT dosyasının içeriğini yazıcıya gönderir.

TYPE A:\BILGI.DAT

“disketteki BILGI.DAT dosyasının içeriğini gösterir.

NOT: Eğer dosya ekrana sığmayacak kadar fazla ise önceki kısımlar ekranın yukarısına taşar. Ekranın alacağı kadar sayfalar halinde görebilmek için MORE komutu kullanılır.

A:\>TYPE MEKTUP.TXT | MORE

3. Dosya Adı Değiştirme (REN veya RENAME)

REN *.DAT *.TXT

uzantısı DAT olan dosyaların uzantısını TXT olarak değiştirir.

REN YAZI.TXT YAZI.DAT “YAZI.TXT dosyasının adını YAZI.DAT olarak değiştirir.

yeni dosya adı

eski dosya adı

4. Dosya Kopyalama (COPY)

İç komuttur. Bir dosya veya dosya grubunu istediğimiz yere kopyalar.

COPY *.DAT A:\DENEME

Bulunduğumuz yerdeki uzantısı DAT olan dosyaları disketin DENEME dizinine kopyalar.

COPY C:\PERSONEL\*.* A:\MAAS

Hard diskin personel dizinindeki bütün dosyaları disketin MAAS dizinine kopyalar.

COPY C:\DOS\?U*.* A:\DENEME

Hard diskin DOS dizinindeki ikinci harfi U olan dosyaları disketin DENEME dizinine kopyalar.

COPY C:\DOS\A*.SYS A:\DENEME\SINIF

Hard diskin DOS dizinindeki A harfi ile başlayan, uzantısı SYS olan dosyaları disketin DENEME dizinindeki SINIF alt dizinine kopyalar.

COPY C:\*.BAT A:

Hard diskin ana dizinindeki uzantısı BAT olan dosyaları disketin ana dizinine kopyalar.

COPY A:\DENEME\*.* C:

Disketin DENEME dizinindeki bütün dosyaları hard diskin ana dizinine kopyalar.

COPY A:\DENEME\*.* C:\PERSONEL

Disketin DENEME dizinindeki bütün dosyaları hard diskin PERSONEL dizinine kopyalar.

COPY A:\BORDRO\*.EXE A:\MAAS

Disketin BORDRO dizinindeki uzantısı EXE olan dosyaları disketin MAAS dizinine kopyalar.

COPY C:\BORDRO\*.DAT C:\MAAS

Dosyaların kopyalanacağı yer.

Kopyalanacak dosyalar ve bulundukları yer.

Yukarıdaki komut dizilimi hard diskin BORDRO dizinindeki uzantısı DAT olan dosyaları hard diskin MAAS dizinine kopyalar.

Bir kopyalama komutu verip ENTER’e basılınca doğru komut verilmişse kopyalanan dosyaların listesi kopyalandıkça görünür ve sonunda kaç tane dosya kopyalandıysa belirtilir. Örneğin;

8 file(S) copied

8 dosya kopyalandı.

Aynı komut yeniden yazılıp ENTER’e basılınca;(örneğin COPY YAZI.BAT A: komutu ikinci kez verilmiş olsun)

Overwrite A:YAZI.BAT (Yes/No/All)?

Mesajı ekrana gelir. A: sürücüsüne YAZI.BAT dosyası var. üzerine yazılacaksa Y, yazılmayacaksa N, bu dosya ve başka dosyalar da kopyalanacaksa A yazılıp ENTER’e basılır.

5. Dosya Silme (DEL/ERASE)

Dosya silme komutları DEL ve ERASE’dir. Her ikisi de iç komuttur. Önemi kalmayan, gereksiz olan dosyaları silmek için kullanılır. Bu komutları rasgele kullanırsak çalışmalarımızda gerekli olan dosyaları da silebiliriz. Bu durumda çalışmalarımız aksayabilir.

DEL YAZILAR.TXT“YAZILAR.TXT dosyasını siler.”

DEL *.DAT

“ uzantısı DAT olan dosyaları siler.”

DEL ?U*.BAT

“ikinci harfi U ve uzantısı BAT olan dosyaları siler.”

DEL A*.EXE

“ilk harfi A ve uzantısı EXE olan dosyaları siler.

DEL *.*

“bütün dosyaları siler.”

DEL DENEME

“DENEME isimli dizin içindeki tüm dosyaları siler.”

Son iki komut tüm dosyaları sileceği için sizi bir kez daha aşağıdaki mesajla uyarır;

Are you sure (Y/N)?“emin misiniz?”

DEL *.BAK/P “uzantısı BAK olan bütün dosyaları silmek için bizden onay ister.”

Delete(Y/N)?“silinecek mi?(evet ise Y hayır ise N harflerine basılır.”)

DİZİN NEDİR?

Hard disk veya diskette zamanla çok sayıda dosyamız olabilir. Bu dosyaları ararken daha rahat ve çabuk bulabilmek için birbirlerinden ayırıp ayrı ayrı bölümlerde olması bizi rahatlatır. Bu amaçla oluşturulan bölümlere dizin (rehber)(directory) (windows işletim sistemlerinde de klasör adını almıştır) denir.

Bunu günlük yaşamda kullandığımız bir dolaba benzetebiliriz. Dolabın kendisini bilgisayarın hard diski veya disket kabul edersek; bu dolaba koyacağımız eşyaların daha düzenli olması için içerisinde bölmeler oluştururuz. Bu bölmelere dizin (directory) olarak düşünebiliriz.

DOS işletim sisteminde üç çeşit dizin vardır:

1. Ana dizin (ROOT): Disk veya disket formatlanırken kendiliğinden oluşur.

2. Dizin (DIRECTORY): Ana dizine bağlı olarak kullanıcılar tarafından oluşturulurlar.

3. Alt dizin (SUBDIRECTORY): Dizinler içerisinde kullanıcılar tarafından oluşturulan ikinci, üçüncü kademeden dizinlerdir.

Dosya isimleri listelendiğinde isimleri karşısında

  • yazılı olanlar dizindir.

Volume drive C is OKUL

Disk etiketi

Directory of C:\

Dizin adı

Dosyanın oluşturulduğu

(Dosya adı)(uzantı) boyut (tarih)(saat)

APPENDEXE579410-01-8912:00a

ASSIGNCOM156010-01-8912:00a

BORDROEXE 1578021-02-9509:30a

COMMANDCOM 5476810-01-8912:00a

Dosya

AUTOEXECBAT73214-02-9604:25p

CONFIGSYS15715-04-9708:26p

DOS

  • 13-03-9602:25p

DBASE

  • 25-04-9609:34aDizin

LOTUS

  • 27-04-9705:12p

6File(s) 15791 bytesListelenen dosya sayısı ve kapladığı byte

847669345 bytes freeDiskin boş alanı.

6. MD (Make Directory):

Dizin oluşturur.

MD OKUL

OKUL isimli dizin oluşturur.

MD OKUL\SINIFOKUL dizini içinde SINIF alt dizini oluşturur.

OKUL isimli bir dizin varken tekrar aynı isimli bir dizin daha açmak istersek;

Dicectory already exists“Halihazırda bu dizin var” mesajı gelir.

7. CD (Change Directory):

Dizin içine girmek için kullanılır.

C:\>CD OKUL OKUL dizinine girmemizi sağlar. Bu komut, promptu aşağıdaki gib