hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/web hp mayıs...

16
? Tamamlayıcı tıp kadro ilanlarında Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı doçent kadrosu için verilen ilanda “tamamlayıcı tıp konusunda deneyim” koşulu istendi. 8 )) Dünya Hemşireler Günü kutlandı 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü tüm Türkiye’de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Türk Hemşireler Derneği yaptığı açıklamayla en zorlu mesleklerden hemşireliğin sorunlarına dikkat çekti. 15 )) Muayenehaneler için yeni düzenleme Yönetmeliğin son haline göre 19 maddede değişikliğe gidildi. Muayenehane açmak için depreme dayanıklılık raporu artık istenmeyecek. 8 )) Öğrenciler tıp eğitimini tartıştı TTB Tıp Öğrencileri Kolu tarafından düzenlenen Ata Soyer Tıp Eğitimi Sempozyumu 19-24 Nisan tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. 13 )) İade Adresi: Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 06420 Kızılay ANKARA P.P. 44 Yenişehir Ankara Hemşireler Tıp fakültesi Özel hekim Kültür sanat Yıllar sonra kavuşulan sevgili Yaklaşık on yıldır yaşamını tenis sporuna göre yönlendiren, 14 Mart etkinlikleri kapsamındaki hekimler arası tenis turnuvasının da mimarı olan Dr. Ebru Soylu’dan hikayesini dinledik. 14 )) Mayıs 2014 Sayı: 61 Haftanın 7 gün 24 saati ölüm riski yüksek hastalarla bir arada kapalı mekanda çalışmak, çalışma standartlarının olmaması, iş yoğunluğu ve ekip yetersizliği, yoğun bakım çalışanlarını tükenmişlik sendromuyla karşı karşıya bıraktı. 12 )) Tıp öğrencileri Yoğun bakım çalışanları tükeniyor Ankara Numune Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Nurullah Zengin, hastanesinde görev yapan hekime sözlü şiddet uyguladığı gerekçesiyle adli para cezasına çarptırıldı. 5 )) Numune Hastanesi Yöneticisi’ne “hekime şiddet” cezası Hukuksuz nöbete HAYIR! 6 )) hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Gazi Tıp’ta neler oluyor? Hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle YÖK tarafından tıp fakültesi dekanlığı görevinden alınan ve hukuki mücadelesini sürdüren Prof. Dr. Sacit Turanlı ve halen dekan vekilliğini yürüten Prof. Dr. Mustafa Benekli ile nitelik gözetilmeden artırılan tıp fakültesi kontenjanlarını, öğretim üyesi kadrolarını, tıp fakültelerinin sorunlarını ve Gazi Üniversitesi’nde yaşananları konuştuk. 10-11 )) Kaza değil, kader değil… CİNAYET Türkiye, tarihinin en büyük iş cinayetlerinin birini yaşadı. Soma Holding'e bağlı Soma Kömürleri adlı şirkete ait maden ocağında 13 Mayıs’ta yaşanan faciada resmi rakamlara göre 301 işçi hayatını kaybetti. Facianın ardından 3 gün milli yas ilan edildi. Pek çok ilde protesto gösterileri düzenlendi, Soma’ya giden hükümet yetkilileri sık sık halkın protestosu ile karşılaştı. Başbakan’ın Soma’da yaptığı “kaza bu işin fıtratında var” şeklindeki açıklaması ulusal ve uluslararası çevrelerde büyük tepki çekti. Manisa Tabip Odası, TTB Merkez Konseyi ve TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ilk anlardan itibaren olay yerine giderek yaşanan süreci yakından takip etti, gözlem ve değerlendirmelerini basın açıklamaları ve hazırlanan raporlarla kamuoyuyla paylaştı. 2 ))

Upload: others

Post on 11-Jan-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

?

Tamamlayıcı tıpkadro ilanlarında Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiHalk Sağlığı Anabilim Dalı doçent kadrosu için verilen ilanda “tamamlayıcı tıp konusundadeneyim” koşulu istendi. 8 ))

Dünya HemşirelerGünü kutlandı12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü tümTürkiye’de çeşitli etkinliklerlekutlandı. Türk HemşirelerDerneği yaptığı açıklamayla enzorlu mesleklerdenhemşireliğin sorunlarına dikkat çekti. 15 ))

Muayenehaneleriçinyeni düzenlemeYönetmeliğin son halinegöre 19 maddede değişikliğe gidildi.Muayenehane açmak içindepreme dayanıklılık raporu artık istenmeyecek. 8 ))

Öğrenciler tıpeğitimini tartıştıTTB Tıp Öğrencileri Kolu tarafından düzenlenenAta Soyer Tıp EğitimiSempozyumu 19-24 Nisantarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. 13 ))

İad

e A

dre

si:

An

kara

Tab

ip O

dası

Mit

hat

paşa

Cad

. No:

62/

18

0642

0 K

ızıl

ay A

NK

AR

A

P.P.

44

Yen

işeh

ir A

nk

ara

HemşirelerTıp fakültesi Özel hekim Kültür sanat

Yıllar sonrakavuşulan sevgiliYaklaşık on yıldır yaşamınıtenis sporuna göre yönlendiren,14 Mart etkinliklerikapsamındaki hekimler arasıtenis turnuvasının da mimarıolan Dr. Ebru Soylu’danhikayesini dinledik. 14 ))

Mayıs 2014 Sayı: 61

Haftanın 7 gün 24 saati ölüm riskiyüksek hastalarla bir arada kapalımekanda çalışmak, çalışmastandartlarının olmaması, iş yoğunluğuve ekip yetersizliği, yoğun bakımçalışanlarını tükenmişlik sendromuylakarşı karşıya bıraktı. 12 ))

Tıp öğrencileri

Yoğun bakımçalışanları

tükeniyor

Ankara Numune HastanesiYöneticisi Prof. Dr. Nurullah

Zengin, hastanesinde görevyapan hekime sözlü şiddet

uyguladığı gerekçesiyle adlipara cezasına çarptırıldı. 5 ))

Numune HastanesiYöneticisi’ne

“hekime şiddet”cezası

Hukuksuz nöbete HAYIR! 6 ))

hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü

Gazi Tıp’taneleroluyor?

Hakkında açılan soruşturmalarnedeniyle YÖK tarafından tıp fakültesidekanlığı görevinden alınan ve hukukimücadelesini sürdüren Prof. Dr. SacitTuranlı ve halen dekan vekilliğiniyürüten Prof. Dr. Mustafa Benekli ilenitelik gözetilmeden artırılan tıpfakültesi kontenjanlarını, öğretimüyesi kadrolarını, tıp fakültelerininsorunlarını ve Gazi Üniversitesi’ndeyaşananları konuştuk. 10-11 ))

Kaza değil, kader değil…

CİNAYETTürkiye, tarihinin en büyük işcinayetlerinin birini yaşadı.Soma Holding'e bağlı SomaKömürleri adlı şirkete ait madenocağında 13 Mayıs’ta yaşananfaciada resmi rakamlara göre301 işçi hayatını kaybetti. Facianın ardından 3 gün milliyas ilan edildi. Pek çok ildeprotesto gösterileri düzenlendi,Soma’ya giden hükümetyetkilileri sık sık halkınprotestosu ile karşılaştı.Başbakan’ın Soma’da yaptığı“kaza bu işin fıtratında var”şeklindeki açıklaması ulusal veuluslararası çevrelerde büyüktepki çekti. Manisa Tabip Odası, TTB MerkezKonseyi ve TTB OlağandışıDurumlarda Sağlık HizmetleriKolu ilk anlardan itibaren olayyerine giderek yaşanan süreciyakından takip etti, gözlem vedeğerlendirmelerini basınaçıklamaları ve hazırlananraporlarla kamuoyuyla paylaştı. 2 ))

Page 2: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Tes-İş ve Türkiye Maden İş-çileri sendikalarına bağlı işçilerin,termik santral ve maden ocak-larının özelleştirilmesine karşı10 Nisan’dan bu yana Özelleş-tirme İdaresi Başkanlığı karşı-sındaki Kurtuluş Parkında tut-tukları direniş nöbeti devam edi-yor. Ankara Tabip Odası YönetimKurulu, Türk Tabipleri Birliği veSağlık ve Sosyal Hizmet Emek-çileri Sendikası temsilcilerindenoluşan bir heyet, 07 Mayıs 2014Çarşamba günü işçileri ziyaretederek mücadelelerine verdikleridesteği ifade etti.

Destek için gelenleri alkışlarlave “Direnişe Devam Yatağan’aSelam” sloganları ile karşılayanişçiler yaptıkları konuşmalarlakararlılıklarını vurguladılar. Tes-

İş Sendikasından Kemal Özcan,Yatağan, Yeniköy ve Kemerköytermik santral ve maden ocak-ları adına 5 bin işçinin temsilcisiolarak burada nöbet tuttuklarını

dile getirerek, “Mücadele edenlerbelki her zaman kazanamazlarancak kazananlar hep mücadeleedenler olmuşlardır” diye ko-nuştu. 17 Aralık’tan bu yana

hükümetin meşruiyetinin kal-madığını ve ekonomik kararlaralamayacağını söyleyen Özcan,yapacakları ihaleleri tanıma-dıklarının da altını çizdi.

Daha sonra söz alan TTB Ge-nel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhanise, Cumhuriyet’in tüm kaza-nımlarının birer birer satıldığınıve bu şekilde kamudan özel ser-mayeye kaynak aktarıldığını be-lirterek, işçilerin saygın müca-delelerine verdikleri desteği ifa-de etti. Açıklamaların ardındanAnkara Tabip Odası yöneticileriişçilerle sohbet ederek devameden süreç hakkında bilgi aldı-lar.

Hekim Postası

ATO’dan Yatağan işçilerine ziyaret

CİNAYET

Hekim PostasıSahibi:Ankara Tabip Odası adınaDr. K. Çetin AtasoySorumlu Yazı işleri Müdürü:Dr. K. Çetin Atasoy

Yayımlayan:Ankara Tabip Odası Yayının Türü:Yerel, süreliYayının Şekli:Aylık Türkçe Yıl: 2014, Sayı: 6012.000 adet basılmıştır.

Yayın İdare Merkezi:Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 Kızılay ANKARA www.ato.org.trTel : (312) 418 87 00 Fax : (312) 418 77 94

Yayın Kurulu: Dr. Hande Arpat,Dr. Burhanettin Kaya,Dr. Serdar Koç,Dr. Mine Önal, Dr. H. Özden Şener

Editör:Bercis Mani Şipal

Haber Merkezi:Bercis Mani Şipal,Kansu Yıldırım,Sibel Durak

Haber, yorum ve yazılarınızı [email protected] gönderebilirsiniz.Ankara Tabip Odası Basın YayınKomisyonu ürünüdür.Ayda bir yayınlanır.

ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Baskı öncesi hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam HizmetleriTurgut Reis Caddesi 47/6 06570Maltepe /Ankara Tel :(0312) 229 09 85 Faks :(0312) 230 82 76 [email protected]

Basım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. TurgutÖzal Bulvarı Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68Siteler Ankara TEL: 353 29 61 / 21 Mayıs 2014

güncel

Türkiye, tarihinin en büyük iş cinayetlerinin birini yaşadı. Soma Holding’e bağlı Soma Kömürleri adlı şirkete ait maden ocağında 13 Mayıs’ta yaşanan faciada resmi rakamlara göre 301 işçi hayatını kaybetti.

Kaza değil, kader değil…

DİSK-KESK-TMMOB-TDB ve TTB, Soma’da yaşanan fa-cianın ardından 15 Mayıs günü tüm yurtta iş bırakarak işcinayetlerini protesto eden basın açıklamaları yaptı. AnkaraTabip Odası üyelerinin de aralarında bulunduğu işçi veemekçiler, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri biraraya gelerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüneyürüdüler.

Facianın ardından 3 günmilli yas ilan edildi. Pekçok ilde protesto gösterileridüzenlendi, Soma’ya gidenhükümet yetkilileri sık sıkhalkın protestosu ile kar-şılaştı. Başbakan’ın So-ma’da yaptığı “kaza bu işinfıtratında var” şeklindekiaçıklaması ulusal ve ulus-lararası çevrelerde büyüktepki çekti.

Manisa Tabip Odası,TTB Merkez Konseyi veTTB Olağandışı Durumlar-da Sağlık Hizmetleri Koluilk anlardan itibaren olayyerine giderek yaşanan sü-reci yakından takip etti,gözlem ve değerlendirme-lerini basın açıklamalarıve hazırlanan raporlarlakamuoyuyla paylaştı.

Soma’ya giden TTB he-yetinin hazırladığı ilk ra-porda olay yeri ve hasta-nelerde verilen sağlık hiz-metlerinin organizasyonu-na ilişkin gözlem ve ince-lemeler hakkında bilgilen-dirme yapıldı. TTB tara-fından yapılan açıklama-larda, özelleştirme ve ta-

şeronlaştırma politikalarısonrası Türkiye’nin ölümlümaden kazalarında Avru-pa’da birinci sıraya yük-seldiği ifade edilerek, So-ma’da yaşananın bir iş ci-nayeti, faillerinin de belliolduğunun altı çizildi.Açıklamalarda, “Türk Ta-bipleri Birliği ülkemizdeyaşanan doğal ya da insaneliyle oluşmuş tüm olağandışı durumlarda sağlıkladoğrudan ya da dolaylı il-gili tüm yaşananların ta-kipçisidir ve bu göreviniasla bırakmayacak, yaşa-nan kayıplar hakkında ka-muoyunu objektif bir gözlebilgilendirmeye ve kayıp-ların hesabını sormaya de-vam edecektir” denildi.

Ankara Tabip Odası Yö-netim Kurulu da yaptığıbasın açıklamasıyla,Soma’da yaşanan katliamınyaralarını sarmak ve ola-ğandışı bir ihtiyaç halinegelen acil sağlık hizmetitalebini karşılamak üzereilçeye giden meslektaşla-rının yanında olduklarınıifade etti.

Page 3: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Ankara Tabip Odası seçimleri13 Nisan 2014 Pazar günü ger-çekleştirildi. Çağdaş Hekimlergrubu aday listesinin karşısınarakip çıkmadı.

Ankara Tabip Odası SeçimliOlağan Genel Kurulu 12-13 Ni-san 2014 tarihlerinde AnkaraÜniversitesi İbni Sina HastanesiHasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde gerçekleşti-rildi. Çağdaş Hekimler grubukarşısında başka listenin çık-madığı seçimlerin sonucundaATO kurulları ve TTB delegas-yonu yeni dönemi için adayhekimler göreve seçildi.

2014-2016 dönemi için se-çilen Yönetim Kurulunca ya-

Dr. Çetin Atasoy ATO Yönetim Kurulu Başkanı[email protected]

Ankara Tabip Odası’nın 2014-2016 dönemi Yönetim Kuruluadına bütün Hekim Postası

okurlarını, siz değerli meslektaşlarımısaygıyla selamlarım.

Geçtiğimiz nisan ayında, bir seçimsürecini daha başarı ile tamamladık veAnkaralı hekimler Ankara Tabip Odasıorganlarını ve Büyük Kongre delegeleriniseçtiler.

Seçim hazırlıklarında özveriyle ça-lışan bütün arkadaşlarıma, seçimlerekatılarak hekim örgütlenmesine ver-dikleri önemi ve desteği somut olarakortaya koyan bütün meslektaşlarımaçok teşekkür ederim.

Seçimler kuşkusuz demokratik katı-lımın olmazsa olmazı, ama tabip oda-larının işlevlerini yerine getirebilmesi,üyelerinin odaların seçim sonrası ça-lışmalarına da etkili bir şekilde katıl-masına bağlı.

Tabip odalarının teknik çalışmalarıkomisyonlar tarafından yürütülüyor.Ankara Tabip Odası’nda her biri kendialanında çok değerli üretimleri bulunan15 kadar komisyon var. Meslektaşları-mızın komisyon çalışmalarına katılma-ları, bilgi ve deneyimleri ile odamızızenginleştirecek, örgütümüze güç ka-tacak, mesleki dayanışmamızı yücel-tecektir.

Hekimler ve hekim örgütleri çok yo-ğun ve dinamik bir gündem ile karşıkarşıya…

Sağlık çalışanlarına şiddet hız kes-meden sürüyor. 17 Nisan 2014 günüsevgili Ersin Arslan’ın öldürülüşününikinci yıldönümünde basın açıklamasınahazırlanırken, Dışkapı Yıldırım BeyazıtEğitim ve Araştırma Hastanesi’nde birdoktor arkadaşımıza saldırı olduğunuöğrendik ve basın açıklamasından sonrayönetim kurulu üyeleri olarak hem geç-miş olsun dilemek ve hukuki desteksağlamak için avukatımızla yanına git-tik, hem de ilgili hastanenin başhekimiile görüştük. ATO, bünyesindeki şiddetbildirim hattı ve şiddet mağduru sağlıkçalışanlarına sağladığı hukuksal destekile şiddetle mücadelede üzerine düşeniyapmaya çalışıyor ama biliyoruz kisağlıkta şiddet çok boyutlu ve çok ne-denli bir sorun. Bunun hem SağlıktaDönüşüm Programı’nın yol açtığı sağ-lıksız sağlık hizmeti üretme ortamıyla,hem de toplumun ve ülkenin içine hızlasürüklendiği otoriter ilişki kalıplarıylabağlantılı olduğunun farkındayız.

Aile hekimlerine ve Aile Sağlığı Mer-kezi çalışanlarına Mayıs ayından iti-baren günlük ASM mesailerinin ardın-dan acil servislerde, 112 istasyonlarında

ve hatta olağan koşullarda ayaktan te-davi hizmeti veren semt poliklinikle-rinde dahi nöbet yazılmaya başlandı.Üstelik nöbetler, ASM mesaisinin bitişsaati olan 17.00’den önce 16.00’da baş-lıyor! Gece 00.00’a kadar devam ediyor.Bu, yasal altyapısı bir şekilde hazır-lanmış olsa bile hukuksuz bir uygulama.ASM’ler ağırlıkla koruyucu sağlık hiz-metleri verilmesi gereken birinci basa-mak merkezler, oysa hastaneler ikincibasamak kuruluşlar. Birbirinden misyonolarak farklı, doğal olarak çalışanlarınınbilgi ve deneyimleri de farklı. Hekimimi düşünürsün, hastaya mı yanarsın?Avrupa Mahkemesi hekimlerin günlükçalışma süresini 8 saat, zorunlu du-rumlarda 10 saat ile sınırlandırıyor,her 8 veya 10 saatin ardından da en az11 saatlik dinlenme öngörüyor. Hemhekimi, hem hastasını düşündüğü için.Bizde hekim köle midir; çalıştırsınlarçalıştırabildikleri süreyle, yuvarlasınlaro kurumdan bu kuruma?

Bu nöbet uygulamasına karşı çıkmakiçin 29 Nisan’da ve 3 Mayıs’ta alanlar-daydık. Sesimiz duyulmamışsa, alanlaradaha güçlü olarak tekrar çıkar mıyız?

Ucuz emek deyince şu “müjde”yi du-yurmadan geçmeyeyim. Çalışma Ba-kanlığı’nda doktorların taşeron olarakçalıştırılabilmesinin alt yapısı hazır-lanmaktaymış. (1) Eğer bu çalışma ama-cına ulaşıp da yasalaşırsa, artık sağlıkhizmetleri taşerona verilemeyen “asıliş” kapsamından çıkarılabilecek, kadroludoktorların yerini taşeron sağlık emek-çileri alabilecek. Böylelikle kadrosuz,güvencesiz çalışma yaşamında kocamanbir adım daha atılmış oluyor.

Sevgili meslektaşlarım, işte bütünbu okuduklarınız “siyaset”. Hekim ör-gütleri yıllarca “siyaset yapıyorlar” diyesistematik olarak eleştirildiler, hekimkitlesi ile arasına mesafe koyulmayaçalışıldı. Ama bakın, siyaset belirliyorher şeyimizi ve asıl siyaseti üretenlerde başkaları. Bizler dedikleri gibi “si-yaset” yapıyorsak, bunu salt direnmek,karşı koymak amacıyla yapıyoruz. Mes-leğimizin yüce onuru için, üyelerimizinhukuku için, halkımızın sağlığı için.

Yer bitti ama yazacaklar bitmedi,henüz performans sistemine, ücretle-rimizin durumuna, emekli hekimleri-mizin sorunlarına, tıp fakültelerimizinve eğitim sistemimizin sıkıntılarına gi-remedim bile.

Yani daha çok “siyaset” yapacağız,yapmak durumundayız. Bu onurlu uğ-raşı için sizleri de yanımıza bekleriz.

(1): 8 Nisan 2014 günlü Vatan Gazetesihaberi

Merhaba!

ato’dangüncel

Ankara Tabip Odası 1 Mayıs’ı kut-lamak üzere DİSK, KESK, TMMOB,Türk Tabipler Birliği’nin çağrısıyla Sıh-hiye Meydanı’ndaydı.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da biraraya gelen emek ve meslek örgütleriAnkara’da 1 Mayıs Birlik, Mücadeleve Dayanışma Günü için Sıhhiye Mey-danına çağrı yaptı. Miting öncesi sabahsaatlerinde bir araya gelen ve arala-rında Ankara Tabip Odası Yönetim Ku-rulu üyelerinin de bulunduğu MitingTertip Komitesi, Ethem Sarısülük’ünHaziran Direnişi sırasında katledildiğinoktaya karanfil bırakmak istedi. Yük-sel Caddesi’nde bir araya gelen komi-tenin önü polis barikatıyla kesildiancak daha sonra varılan anlaşmayla15-20 kişilik bir grup, Ethem Sarısü-lük’ün katledildiği noktaya karanfilbırakmak üzere Güvenpark’a yürüdü.

Ethem’in katledildiği yere karanfil-lerini bırakan Miting Tertip Komitesi,“Ethem arkadaşımız rahat uyusun, bizmücadeleye devam ediyoruz. Şimdi

herkesi Sıhhiye Meydanı’ndaki mitingedavet ediyoruz” diyerek Gar önündekibuluşma noktasına geçti.

TCDD Garı önünde toplanan sendi-kalar, meslek ve demokratik kitle ör-gütleri ile bazı siyasi parti temsilcileridaha sonra “Savaş, Zulüm, YolsuzlukDüzenine Karşı, Emek Barış, Eşitlik,Özgürlük İçin, Birlikte Mücadele” yazılıpankart arkasında Sıhhiye Meydanı’nayürüyüşe geçti. Meslek örgütleri veçok sayıda kurum, dernek, sivil toplumörgütünün yanı sıra taraftar grupları,Anti Otoriter Blok, feministler gibi çe-şitli kesimler de taleplerini dile getir-mek üzere yürüyüşe katıldı.

Öğrenci Kolektifleri, DemokratikHaklar Federasyonu, 100. Yıl İnisiyatifi,Alınteri, BDSP, Halkevleri ve ÖğrenciDayanışması ise 1 Mayıs kutlamalarıiçin Kızılay’a gitmeye çalıştı ancakgruplar Ziya Gökalp Caddesi ve Kur-tuluş Caddesi’nde polis müdahalesi ilekarşılaştı. Polisin sert müdahalesi ne-deniyle çok sayıda yaralanan olurken,bir lise öğrencisi tek gözünü kaybetti.

Ankara’da 1 Mayıs

ATO seçimleri yapıldı

Hekim Postası

Hekim Postası

2014-2016 Ankara Tabip Odası

pılan görev dağılımı çerçevesinde Başkanlıkgörevini Dr. Çetin Atasoy, Genel Sekreterlikgörevini ise Dr. Ebru Basa’nın yapmasınakarar verildi.

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu:BaşkanDr. Çetin AtasoyGenel Sekreter Dr. Ebru BasaÜyeler:Dr. Haluk AlagölDr. Asuman DoğanDr. Onur Naci KarahancıDr. Mine ÖnalDr. Rıza Özbek

Onur Kurulu:Dr. Derman BoztokDr. Vedat BulutDr. Yaşar ÇalışkanDr. İlhan GünalpDr. Aysel Ülker

Denetleme Kurulu:Dr. Bektaş KayaDr. Ali PolatDr. Serap Şahinoğlu 

Page 4: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

sağlık politikaları

Bulunamayan ilaç sorunu gün geçtikçe büyüyor.Sağlık ve ilaç harcamaları, son yıllarda Türkiye’ninana gündem maddelerinden biri haline geldi. Türkiye’de2013 yılında kişi başı 23,21 kutu ilaç tüketildiği, builaçlar için kişi başı yaklaşık 105,2 Dolar harcama ya-pıldığı ifade ediliyor. Bu bilgilerin ardından, Sağlık Ba-kanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun, artansağlık harcamalarını kontrol altına alma gerekçesiyledaha sert tasarruf tedbirlerine başvurulacağı bilgisibasına sızdı.

1029 ilacın ruhsatı iptal edildiSon beş yılda, 1029 ilacın ruhsatı iptal edildi. Vatan-

daşların yana yakıla aradığı ‘deposilin iğnesi’ de arala-rında olmak üzere, 2008–2012 yılları arasında 789 ilacınruhsatı iptal oldu. Buna karşın Sağlık Bakanlığı Türkiyeİlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, piyasada sadece 28 ilacınbulunamadığını ve bulunamayan ilaçların eşdeğerlerinmevcut olduğunu iddia etmekle yetindi.

OECD ülkeleri içindeki ilaç harcamalarıTürkiye’de kişi başına ilaç harcaması 105 Dolar ci-

varındayken, Japonya’da 651,6 Dolar, ABD’de 995 Dolar,Kanada’da 751,5 Dolar, Almanya’da 632,6 Dolar,  Fran-sa’da ise 641,1 Dolar. Derin bir ekonomik krizle boğuşanYunanistan’da bile toplam sağlık harcamalarını GSYİHiçindeki payı %9,1 ve kişi başına ilaç harcaması 673,4Dolar. Kişi başına düşen ilaç harcamaları bakımındanOECD ortalaması ise 497 Dolar. Bu bakımdan da Türkiye,OECD ortalamasının bir hayli altında kalırken, TÜİKverilerine göre cepten sağlık harcamaları 87 Dolar.

Sağlık ve ilaç harcamalarının OECD ortalamasınınaltında olmasına karşın kişi başına hekime müracaatsayısı ise OECD ortalaması olan 6,6 oranının üzerineçıkarak 8,2’ye ulaştı.

TEB: “İlaçta Tasarruf, SağlığınTasarrufu Demek”

Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Türk Ecza-cıları Birliği Merkez Heyeti, sağlık politikalarınınyalnızca tasarruf tedbirleri çerçevesinde yapılandırıl-maması gerektiğini belirterek, “İlaçta tasarruf, sağlığı-mızdan tasarruf demektir” ifadesini kullandı. Doktorunyönlendirmesi olmadan, eczacıya danışmadan başlatılantedavilerin yarar getirmediğini ve önemsiz gibi görünensağlık sorunlarında dahi tedavinin kişiye özgü olduğunubelirten Türk Eczacılar Birliği tarafından yapılan açık-lamada şu ifadelere yer verildi: “Sağlık hizmetlerindeve ilaç temininde yaşanan problemler toplum sağlığınıdoğrudan doğruya tehlikeye atmaktadır. İlaca ayrılanbütçenin azalması ilacın üretimi ve ithali noktasındasorunlar doğurmakta; ilacın bulunabilirliği ve alınabi-lirliği giderek zorlaşmakta hatta ilaç kıtlığı olgusu ilekarşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum hastaların ilacaerişememesi anlamına gelmektedir.”

Yaklaşık 15 aydırBakanlık göreviniyürüten Müezzinoğlubu süre zarfındaneredeyse Edirne’yiterk etmeyerek,hekimler tarafından“Trakya Sağlık Bakanı”diye anılır oldu…

Dr. Mehmet Müezzinoğlu,2007 seçimlerinde 23. Dönemİstanbul Milletvekili, 2011 se-çimlerinde ise 24. Dönem Edir-ne Milletvekili olarak seçildi.Edirne Milletvekili göreviniyürütürken 24 Ocak 2013 ta-rihinde yapılan kabine deği-şikliği ile 57. Sağlık Bakanıoldu.

Müezzinoğlu, 14 Mart TıpBayramında Ankara’da GaziÜniversitesi Tıp Fakültesi evsahipliğinde düzenlenen resmitörene katılmadığı için de eleş-tirilmişti.

Bakan Müezzinoğlumeyhanede!

Edirne’deki temaslarını ta-mamlayan Sağlık Bakanı Meh-met Müezzinoğlu, SaraçlarCaddesi’ndeki esnafları ziyaretetti. (Kaynak: Akşam, 25 Ma-yıs 2013)

Müezzinoğlu: “Çağrımerkezi Edirne’yekurulacak”

Temaslarda bulunmak üze-re Edirne’de bulunan SağlıkBakanı Dr. Mehmet Müezzi-noğlu basın mensuplarınaaçıklamalarda bulundu. (Kay-nak: Medimagazin, 2 Ağustos2013)

Sağlık BakanıMüezzinoğluEdirne’de

Mehmet Müezzinoğlu, Ke-şan ilçesindeki Kavaklık Din-lenme Tesislerinde Konyalıişadamları ile düzenlenen top-lantıda gazetecilerin sorularınıyanıtladı. (Kaynak: Türkiye,28 Eylül 2013)

Önce iki isim Sağlık Bakanı Mehmet Mü-

ezzinoğlu, AK Parti’nin EdirneBelediye Başkan Adayı olarakiki ismi bugün açıklayacak-larını belirtirken, 25 KasımStadına AVM yapılmasını ken-

disinin de doğru bulmadığınısöyledi. (Kaynak: Hudut Ga-zetesi, 26 Kasım 2013)

Sağlık BakanıMüezzinoğlu’nunEdirne ziyareti 

Bakan Müezzinoğlu, 2013yılının son saatlerinde Edir-ne’de esnaf ziyareti yaparakhalkla bir araya geldi. (Kay-nak: Haberx.com, 31 Aralık2013)

Sağlık Bakanı’naEdirne’de çayvermediler

Sağlık Bakanı Mehmet Mü-ezzinoğlu, Edirne’de kahve-hane ve meyhaneleri dolaşa-rak vatandaşların yeni yıllarınıkutladı. Balkonda oturan biraileye ‘çayınız varsa geleyim”diyen Bakan, ‘evde çay yok,istemez’ yanıtını aldı. (Kaynak:soL, 1 Ocak 2014)

Müezzinoğlu:“Bunlar hukukigörünenhukuksuzlar”

Sağlık Bakanı Dr. MehmetMüezzinoğlu, Edirne MimarSinan Spor Salonunda yapılanTrakya Birlik Genel Kurulu’nakatıldı. (Kaynak: Yeni Şafak,18 Ocak 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğlu’na boşsalon şoku

Edirne’de bir dizi programakatılan Sağlık Bakanı Müez-zinoğlu’nun Lalapaşa’da yap-tığı konuşmaya sadece bir kişikatılınca partililer hareketegeçti. (Kaynak: Cumhuriyet,2 Şubat 2014)

Bakan Müezzinoğlu:“Üç yıldır Edirne’yeşu taşı diktimdiyebilecek misin?”

Sağlık Bakanı Mehmet Mü-ezzinoğlu, ismi Edirne bele-diye başkan adaylığı için geçenCHP Milletvekili Recep Gür-kan’a seslenerek, 3 yıldır Edir-ne’ye ne hizmet verdiğini sor-du. (Kaynak: İnegöl Haber, 9Şubat 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğlu: “30 bindoktor açığımız var”

Sağlık Bakanı Dr. MehmetMüezzinoğlu, bir dizi temastabulunmak amacıyla Edirne’yegeldi. (Kaynak: Trakya Olay,22 Şubat 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğluEdirne’de

Sağlık Bakanı Mehmet Mü-ezzinoğlu, Edirne’nin Keşanilçesinde 150 yataklı KeşanDevlet Hastanesi’nin temeliniattı. (Kaynak: Ege Olay, 4Mart 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğlu’ndan“saksı’’ açıklaması

Edirne’ye seçim çalışmalarıkapsamında giden Müezzi-noğlu, belediye başkan adayıProf. Dr. Ahmet Günşen ilebirlikte araç konvoyuna katıldıve Saraçlar Caddesinde esnafziyaret yaptı. (Kaynak: Habe-roku24, 16 Mart 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğluhastaneden randevualamadı

Sağlık Bakanı Mehmet Mü-ezzinoğlu, Edirne’de partisininseçim çalışmaları kapsamındaziyaret ettiği, hasta randevuçağrı merkezinden ‘Alo 182’yiaramasına rağmen ulaşamadı.(Kaynak: Radikal,25 Mart2014)

Bakan Müezzinoğlu:“Edirne’de istihdamsorunu olan işsizkazanmadı”

AK Parti Edirne İl Başkan-lığı’nda açıklama yapan BakanMüezzinoğlu seçimler için,“Tabelanın dışında hizmet ka-zanmadı, kadın kazanmadı,genç kazanmadı, çocuk ka-zanmadı, yaşlı kazanmadı, is-tihdam sorunu olan işsiz ka-zanmadı” dedi. (Kaynak: İHA,4 Nisan 2014)

Sağlık BakanıMüezzinoğlu EdirneDevlet Hastanesi’nintemelini attı

Sağlık Bakanı Mehmet Mü-ezzinoğlu 400 yataklı EdirneDevlet Hastanesi’nin temeliniattı. (Kaynak: Sondevir.com,17 Nisan 2014)

Kansu Yıldırım

Sağlığın tasarrufu olmazAkılcı ilaç kullanımına dikkat çeken

eczacı oda ve sendikaları, ilaçtatasarrufun, ilaca erişim hakkını

kısıtlayarak ya da ilaç alanınıpiyasalaştırarak değil akılcı ilaçkullanımı ile mümkün olduğunu

vurguladı

“Trakya” Sağlık Bakanı

Page 5: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Türk Tabipleri Birliği’ninçağrısıyla tabip odaları ve sağ-lık alanındaki emek ve meslekörgütleri 17 Nisan 2014 günüDr. Ersin Arslan’ın vurulduğusaat olan 12.45’de bulunduk-ları illerdeki hastanelerde top-lanarak basın açıklamalarıyaptılar.

TTB, çeşitli uzmanlık der-nekleri ve sağlık meslek ör-gütlerinin temsilcileri Gazi-antep Dr. Ersin Arslan DevletHastanesi bahçesinde bir ara-ya gelerek basın açıklamasıdüzenlerken, Ankara’da dasağlık emekçileri NumuneHastanesi bahçesinde toplan-dılar. Tüm katılımcı örgütleradına ortak basın açıklamasınıokuyan Ankara Tabip OdasıYönetim Kurulu Üyesi Dr.Ebru Basa, sağlık çalışanları-nın ülkenin dört bir yanındaher gün şiddet görmeye devamettiklerini belirterek, somutcaydırıcılığı olan yasal düzen-

leme taleplerini tekrar etti.17 Nisan’ın Dünya’da Sağlık

Çalışanlarına Yönelik ŞiddetiÖnleme Günü ilan edilmesiçağrılarını da hatırlatan Basa,bunun gerçekleşebilmesi içinSağlık Bakanlığı’nın bu öneriyi19-24 Mayıs tarihleri arasındaCenevre’de yapılacak DünyaSağlık Asamblesi’ne götürme-sini beklediklerini ifade etti.

Şiddet durmuyor!Öte yandan, hekime yöne-

lik şiddet Ersin Arslan’ın ölümyıldönümünde dahi ara ver-medi. Ankara’da Dışkapı Yıl-dırım Beyazıt Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi kardiyolojibölümünde görevli bir uzmandoktor, sabah saatlerinde birhasta ve yakını tarafındandarp edildi. Hastanenin sıksık arıza veren otomasyonsisteminde yaşanan sıkıntıdandolayı muayene olmayı bek-lemekten sıkılan hastanındoktor odasına girerek hekime

bağırması ve hakaret etmesiüzerine güvenliği çağırmakiçin dışarı çıkmaya çalışanhekim, Yunis Boztepe ve oğluMustafa Boztepe’nin saldırı-sına uğradı.

Yunis Boztepe’nin, uzmanhekimin kafasına demir bas-

tonla vurduğu ve hekimin be-yin cerrahisi bölümünde te-davi altına alındığı öğrenildi.Olayın ardından hastaneyegiderek konuyla ilgili bilgialan ve yaralı hekime ziya-rette bulunan Ankara TabipOdası ve SES yöneticileri,

Hastane Başhekimi ile de birgörüşme gerçekleştirdiler.Hastaneye gelen ATO HukukBürosu avukatları da, şika-yetçi olan hekim adına sal-dırganlar hakkında gerekli iş-lemlerin yürütülmesi için ça-lışmalarına başladılar.

Hekim Postası

şiddet

Ersin Arslan’ın ölüm yıldönümünde de şiddet devam etti…

Gaziantep’te görevi başındayken bir hasta yakını tarafından bıçaklanan Dr. Ersin Arslan, ölümünün ikinciyıldönümünde tüm yurtta hekimler ve sağlık çalışanları tarafından düzenlenen etkinliklerle anıldı.

Ankara Numune Eğitim veAraştırma Hastanesi eski baş-hekimi, şimdiki hastane yö-neticisi Prof. Dr. NurullahZengin’in aynı hastanede görevyapan acil tıp uzmanına ha-karette bulunduğu iddiası ileyargılandığı ceza davasındanmahkumiyet kararı çıktı.

Ankara Tabip Odası’nın suçduyurusu üzerine AnkaraCumhuriyet Başsavcılığı ta-rafından açılan ve ATO ve SESavukatları tarafından takipedilen davada, Ankara 21. SulhCeza Mahkemesi 31 Mart2014 günü kararını açıkladı.Kamu görevlisine görevindendolayı alenen hakaret ettiğibelirtilen Zengin 6080 TL adlipara cezasına mahkum oldu.Hükmün açıklanması 5 yıl

süre ile ertelenirken Prof. Dr.Zengin bu sürede denetimliserbestlik tedbirine maruz bı-rakıldı.

Ne olmuştu?

İki yıl önce Ankara’da yaşa-

nan olaylı Cumhuriyet Bayramı

kutlamalarında vatandaşlarınAnıtkabir’e yürüme talepleripolis müdahalesi ile engellenmişve çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Yaralıların başvurduğu Numu-ne Hastanesi acil servisindegörev yapan hekimler, olaylarnedeniyle acil servise başvuranbir kısım çevik kuvvet polisinintedavilerini yapmadıkları yo-lunda ithamlara maruz kalmış,aynı gün içinde bir emniyetamiri acil servise gelerek he-kimlere yönelik tehdit ve ha-karetlerde bulunmuştu.

Bu süreçte acil servise gelenHastane Yöneticisi Prof. Dr.Zengin, acil serviste sorumlubir uzman hekime aleni biçimdehakaret etmiş, bir idarecinin,şiddete maruz kalan çalışanısahiplenip korumak yerine,doğrudan bu şiddete ortak ol-ması o dönemde meslek örgü-tünde de büyük tepki çekmişti.ATO ve SES üyeleri ile bazı si-yasal parti temsilcileri hastanebahçesinde toplanarak yaşa-nanları protesto etmişti.

Hekim Postası

Ankara Numune Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Nurullah Zengin, hastanesinde görev yapanhekime sözlü şiddet uyguladığı gerekçesiyle adli para cezasına çarptırıldı.

Numune Hastanesi Yöneticisi’ne “hekime şiddet” cezası

Page 6: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Müsteşar Nihat Tosun im-zasıyla 10 Mart 2014’te yayın-lanan genelge ile aile hekimleri,akli meleke raporunu vermekleyetkilendirildi. Mesleğini icrayayetkili olan tabiplerin, kişininayırt etme gücüne sahip olupolmadığının tespiti için doğrualgılama, kavrama ve buna görehareket etme konusundaki ruh-sal yeteneklerini, zihinsel iş-levlerini, fiziksel vaziyeti za-man ve mekan oryantasyonlarıgibi bir dizi davranış özellikle-rini saptayarak kişi hakkında

sağlık raporu düzenlemeye yet-kili oldukları belirtilen genel-gede, “Mevzuatta kurul, kurumveya uzman hekimlerin yetkilikılındığı durumlar haricindeaile hekimleri de dahil olmaküzere mesleğini icraya yetkiliolan bütün tabipler akli melekeraporlarını düzenlemeye yetkiliolup ancak tabip gerek gördü-ğünde ilgili uzmana sevk ederekuzman tarafından karar verilipraporun düzenlenmesini talepedebilecektir.” denildi. Öte yan-dan, genelgeden önce de ailehekimleri zaten bu raporu ve-rebiliyordu.

Aile hekimleridikkatli davranmalı

TTB Aile Hekimliği Kolu Baş-kanı Dr. Handan Yüksel ko-nuyla ilgili olarak, Aile Hekim-liği Kanunu ve Tababet ve Şua-batı San’atlarının Tarzı İcrasınaDair Kanun uyarınca bu türraporları vermelerinin mev-zuata uygun göründüğünü an-cak yine de dava konusu ola-bilecek durumlara karşı ailehekimlerinin dikkatli davran-ması, hastaya uygulanan mua-yenenin poliklinik sayfasınakaydedilmesi konusunda özen

gösterilmesi gerektiğini söyledi.Tanıdan emin olunmayan du-rumlarda sevk yolunun açıkolduğunu hatırlatan Yüksel,hekimlerinin bir kısmının buraporları vermeyi, bir kısmınında daha güvenli görülen sevkyolunu tercih ettiklerini bildirdi.

Var olan uygulamadeğişmedi

Genelgenin yayınlanmış ol-masının var olan uygulamayıdeğiştirmediğini aktaran Tür-kiye Psikiyatristler DerneğiBaşkanı Dr. Tunç Alkın ise,

“Her türlü alım satım işlemle-riyle ilgili raporları aile he-kimlerinin düzenlemesine karşıdeğiliz” diye konuştu. Psiki-yatristlerin sayısının bu türraporları hazırlamaya yetme-yeceğini kaydeden Alkın, adlisüreçleri ilgilendiren durum-larda ise psikiyatriste sevk edil-mesini uygun gördüklerini be-lirtti. Dr. Alkın ayrıca, aile he-kimlerinin bu tür raporları ha-zırlama konusunda bilgilerinitazeleyecek eğitim programınaihtiyaç olduğunu sözlerine ek-ledi.

Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına da-yatılan nöbet uygulaması büyük tepkiçekiyor. Hekimler ve sağlık çalışanlarıülke genelinde yaptıkları protesto ey-lemleriyle “hukuksuz nöbete hayır” di-yor.

Aile hekimleri ve sağlık çalışanlarınadayatılan “ayda en az 8 saat nöbet” uy-gulaması, arka arkaya gerçekleştirileneylemlerle protesto edildi. Ankara TabipOdası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emek-çileri Sendikası Ankara Şubesi üyesisağlık emekçileri 29 Nisan’da TürkiyeHalk Sağlığı Kurumu önünde gerçek-leştirdikleri basın açıklamasıyla “Bunöbeti tutmuyoruz!” dediler.

Bakanlık önündenöbet protestosu

Daha sonra Türk Tabipleri BirliğiAile Hekimliği Kolunun çağrısıyla pekçok ilden tabip odaları, aile hekimliğidernekleri ve sağlık alanındaki emekve meslek örgütleri 03 Mayıs’ta Anka-ra’da Abdi İpekçi Parkında bir arayagelip Sağlık Bakanlığı önüne yürüdülerve angarya nöbeti tutmayacaklarını birkez daha ifade ettiler.

Basın açıklamalarında konuşmalaryapan TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıtİlhan, birinci basamak sağlık hizmetininmisyonunun koruyucu hekimlik oldu-ğuna dikkat çekerek, acil sağlık hizmetiile koruyucu sağlık hizmetinin birbi-rinden farklı şeyler olduklarını ve şimdigetirilmek istenen sistemin bilimsel ol-madığını vurguladı. İlhan, “TTB olaraksizlerin bu haklı direnişinizi kutluyor,arkanızda olduğumuzu bilmenizi isti-yoruz” diye konuştu.

Bir süredir Türkiye Halk Sağlığı Ku-rumu Başkanı ile görüşmek üzere ran-devu talep ettikleri halde kendilerinegeri dönülmediğini belirten TTB AileHekimliği Kolu’ndan Dr. Filiz Ünal İn-cekara, 112’lerin özel çalışma biçimleriolduğunu hatırlattı ve “Bu angaryalarsırasında bir çalışanın, bir hastanınveya yaralının başına bir şey gelirsebu sizin sorumsuzluğunuz nedeniyleolacaktır.” dedi.

Ankara Aile Hekimliği Derneği adınakonuşan Dr. Dadal Günçe, “Sağlık Ba-kanlığı çuvalladığı için yasalarla veyönetmeliklerle ait olmadığımız biryerde nöbet tutmamız isteniyor” derken,Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlikve Dayanışma Sendikası adına ErkalGenişler, “Sağlık Bakanı’nın ASM ele-

manları olarak ne iş yaptığımızı bil-mediğini düşünüyor, kendisini, ne işyaptığımızı öğrenmek üzere gelip birgünü ASM’de geçirmeye davet ediyoruz”diye konuştu. Sağlık ve Sosyal HizmetEmekçileri Sendikası Başkanı Dr. Çetin

Erdolu da, birinci basamakta uygulan-maya çalışılan sistemle, beş kişininişini bir kişiye yaptırarak ve sağlıkçı-ların omuzlarına ağır iş yükü yükleyereksağlıkta tasarrufa gidilmeye çalışıldığınısöyledi.

“Hukuksuz nöbete hayır”

Aile hekimlerinin, hukuki işlemler için istenen akli meleke raporunu verme yetkisi Sağlık Bakanlığı tarafındanyayınlanan genelge ile bir kez daha resmileşti.

Hekim Postası

Hekim Postası

Akli meleke raporu aile hekiminden

aile hekimleri

Page 7: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

güncel

Sabah uyandığımızda acaba bugünhangi felaketin, facianın, katlia-mın, cinayetin, saldırının, kazanın,

hakaretin, şiddetin, ayrımcılığın, nefretin,aşağılamanın, yok saymanın, ötekileştir-menin, yolsuzluğun, yalanın, sömürünün,yasağın, kaybın, kaçırılmanın, sokak da-yağının, polis şiddetinin, umut görünümlüölüm tacirlerinin uygulamalarının ve dahabir sürü olayın haberleriyle karşılaşacağız?Hangi elim olayın, iç karartıcı gelişmeniniç sıkıntısını sırtımızda taşıyarak gözümüzügün ışığına açacağız? Siyasetin diline sinmişşiddetin gündem olan hangi cümlelerininüzerine kritik yapacağız? “Aslında şunudemek istemişti” jargonuyla bezeli biryandaş medya şiddetinin görsel ve işitseltanıkları olacağız?

Buna daha onlarca soruyu ekleyebiliriz?Her biri yaşamsal ve yanıtı verilmesi ge-reken; aynı zamanda karşıtının, diğer birdeyişle insancıl olanının, etik, estetik, eşit-likçi ve toplumcu olanının örgütlenmesigereken sorular. Bu, hayatı ve insanı seven,dünyayı içinde var olan tüm canlıları vedeğerleri ile seven, birlikte aynı toprağıpaylaştığı ve aynı havayı soluduğu halklarıseven insanların tarihe ve onlara iyi birgeleceği bırakmak için yaşamını feda eden-lere karşı sorumluluğudur.

Travmayı anlamlandırmak, öncelikleyaşanan olayın adını doğru koymakla baş-lar. Oradan başlar zihnimiz bu deneyimiişlemeye. Ardından ne olup bittiğinin açığakavuşturulmasıyla, ortaya konmasıyla.Yaşadığımız travmanın onarılması, dahailk günden bizi kurtaran, koruyan, biziher türlü tepkimiz, öfkemiz, kızgınlığımız,hüznümüzle kabul eden saran bir devletinyanımızda olmasıyla başlar. Acılarımızıdindirmesi, yaralarımızı sarmasıyla. Bizeiyileşeceğimiz, travmamızı onaracağımız,yasımızı yaşayacağımız, paylaşacağımızbir ortam bırakmasıyla. Adaleti sağlamasıile de onarım devam eder. Sorumluğunukabul edip özür dilemesi, sorumluları ada-letin önüne çıkarmasıyla.

Soma’da, yoksulluğun sınırlarında ya-şamak için ölümü her gün sırtına giyipçalışan 301 maden işçisi öldü. Resmi sa-yılara göre. Onlarcası bedeni ve ruhuyaralı olarak çıktı. Oysa daha ikinci gün,ölü sayısının 400’leri aştığı bilgisi yereldeçalışan arkadaşlarımızdan geliyordu. Busayıların çok ötesinde ailenin yaşamı, ça-resiz süreğenleşecek bir travma, uzayacakbir yas ile kaplandı. Ardından, en baştadevlet erkânını ve onun söylemini yinele-mek ve rasyonalize etmek çabasında olandaha bir sürü kişi ve kurumun yenidentravması (re-travmatizasyon) gündemisüsledi. Karşımızda, kaybını yaşayan, yasınıtutan, travmasını anlamlandırmaya çalı-şan, öfkesini dile döken insanlara hakareteden, yumruk sallayan, tekmeleyen, poliscopları ve biber gazlarıyla travmasını kat-merleyen, yaslarını tutmalarını ve trav-malarını onarmalarını engelleyen bir devlet

vardı. Yaşamları kurtardığı için değil ce-setleri çıkardığı için övünen, 302 ile ka-patmayı öngörüp 301 ölümle kapattığınasevinen bir devlet erkânı. Toplumsal tep-kileri, insanımızın hak arama, sorularınıyanıt arama eylemlerini bir tehdit olarakalgılayıp onlara her türlü şiddet uygulayan;taşeronlaşmanın, özelleştirmenin, insanhayatını kapitalizmin kar hırsını doyuranbir nesneye dönüştüren ekonomik politi-kaların ürünü olan bu işçi katliamındakendi sorumluluklarını göz ardı edip timsahgözyaşları döken… İlk günden itibarenemekçiyi, madende canını verme pahasınaçalışan işçiyi değil, işvereni, patronu,onunla çıkar ilişkileri olan bürokratlarını,siyasilerini koruyan bir tutum sergileyendevlet. Dildeki stratejik, insansız söylemburada da sürdü, halen sürüyor. Geç baş-layan hukuk girişimleri, önce göz ardıedilip sonra hayata geçirilmeye çalışılan,nasıl bir içeriğe ve kapsama bürünerekçıkacağını öngöremediğimiz yasal düzen-lemeler bu stratejik yaklaşımın ürünü.İnşa edilen söylem bunu gösteriyor. Bunugörmemiz gerekir. Yanılmamamız gerekir.Yanılsama içine düşmememiz gerekir.

Tarih, eminim ki bizi özgür, eşit vemutlu olduğumuz, kendimizi özgürce ger-çekleştirdiğimiz, sömürüsüz, savaşsız, bir-likte üretip birlikte paylaştığımız bir ge-leceğe doğru götürüyor. Bu gelecek, birçokbedel ödeyerek toprağı sulayan, doğayıdeğiştiren alın terinin ürünü olacak. Unu-tamayalım ki, hem geçmişe hem de geleceğekarşı sorumluluğumuz var. Yine unutma-yalım, her yapılan, bize her yaşatılan, herdayatılan, kendi karşıtını da yaratacak.Bizim özgür düşüncemizde, adalet inan-cımızda. Çarpan kalbimiz, direnen kolla-rımızda. Soluk alana bedenimiz, sıkılanyumruklarımızda. Yüzümüzü kaplayangülüşümüz, gözümüzü yaşartan hüznü-müzde. Yaşadığımız ve paylaştığımız ya-sımızda. İşleyen zihnimiz, hayatı değiştirencesaretimizde. Karanlığı yırtan, umut ışığıtaşıyan isyanımızda. En önemlisi, özgürbir geleceğe olan inancımızda, bu inancıörgütleyen dayanışmamızda.

Yalnızca bakın. Önce kendinize, sonrayanınızdakine. Sonra karşıya. Gülümseyingülümseyene, elinizi uzatın. Her renkten,her dilden, her halktan emeğe. Kendidiliniz, kendi renginiz, kendi halkınızıhaykırarak. Bir yanınıza “Onlar engereklerve çıyanlardır, onlar aşımıza ve ekmeğimizegöz koyanlardır” bir yanınıza “Güzel günlergöreceğiz, güneşli günler göreceğiz” dize-lerini alarak…

Bizi hayatta tutmak, özgür kılmak,özgür bir ülke, mutlu bir gelecek bırakmakiçin yaşamını yitiren tüm dostlarımızın,yoldaşlarımızın, emekçilerin anısı önündebir kez daha eğiliyorum

Anıları yolumuza ışık, emekleri gelece-ğimize umut olsun.

Dr. Burhanettin KayaATO İnsan Hakları Komisyonu ü[email protected]

Soma işçi katliamı, yiten adaletve örselenen ruhumuz

Göz yaşartıcıkimyasallariçin eğitimGöz yaşartıcı kimyasallar ile diğer gösteri kontrolaraçlarının yarattığı sağlık sorunlarına ilişkinolarak hekimler için özel bir eğitim programıhazırlandı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı,Türkiye Psikiyatri Derneği ve AdliTıp Uzmanları Derneği işbirliğiylehazırlanan bir program kapsamın-da, göz yaşartıcı kimyasallar vediğer gösteri kontrol araçlarınınkontrolsüz ve aşırı kullanımınınneden olduğu sağlık sorunları üze-rine hekimlere özel eğitim verile-cek. İlki 24 Mayıs’ta İstanbul TabipOdası bünyesinde gerçekleştirilecekolan eğitim programı, adli tıp uz-manları, psikiyatristler, hukukçularve diğer ilgili uzmanlık alanlarınındestekleri ile hazırlandı.

Amaç tedavidestandardizasyon

Son zamanlarda kolluk kuvvet-lerinin toplumsal olaylarda kont-rolsüz şekilde göz yaşartıcı kim-yasal kullanması sonucu hekimler,gaz maruziyeti ve beraberinde ge-lişen sağlık sorunlarıyla karşı kar-şıya kaldı. Program hakkında bilgiveren Dr. Ümit Ünüvar, bunlaramaruz kalan insanlarda meydana

gelen sağlık sorunlarının yönetimive çözümüne ilişkin bir çalışmayapacaklarını belirtti. Dr. Ünüvar,sağlık kuruluşlarına başvuranlarauygulanacak tedavinin standardi-zasyonunu sağlamak için bu ça-lışmayı planladıklarını aktardı.

Eğitimin içeriği bellioldu

Ünüvar, ilki İstanbul Tabip Oda-sı’nda gerçekleştirilecek olan eği-timin daha sonra diğer illerdekitabip odalarında da yapılabileceğinikaydetti. Bir günlük eğitim bo-yunca, göz yaşartıcı kimyasallarınfarmakolojik özellikleri, insan sağ-lığı üzerindeki akut ve kronik dö-nem etkileri, tedavi yöntemleri,gaz fişeği, plastik mermi, tazyiklisu gibi diğer gösteri kontrol araç-larının meydana getirdiği sağlıksorunlarının neler olabileceği, so-nuçları ve bu sorunlar karşısındahekimlerin izlemesi gereken yolve tedavi yöntemleri masaya ya-tırılacak. Eğitim boyunca ayrıcakonunun hukuki ve etik boyutlarıda tartışılacak.

Hekim Postası

Çalışmayla, sağlık kuruluşlarına başvuranlarauygulanacak tedavinin standardizasyonunun

sağlanması hedefleniyor.

Page 8: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

güncel

Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiRektörlüğü tarafından öğretimüyesi alımı için 21 Mart’ta ya-yımlanan ilanda, Tıp FakültesiHalk Sağlığı Anabilim Dalı için2 adet doçent kadrosu da yeraldı. İlandaki doçent kadrola-rından biri içinse “Halk sağlığıalanında doktora yapmış olmak,tamamlayıcı tıp konusunda de-neyimi olmak” koşulları getirildi.

Bilimsel biryaklaşım değil

Halk sağlığı alanının uzman-lık eğitim programı içeriğindetamamlayıcı tıbbın yer almadı-ğını vurgulayan Ankara Üniver-sitesi Tıp Fakültesi Halk SağlığıAnabilim Dalından Prof. Dr. Fe-ride Aksu Tanık, “Halk sağlığıuzmanlarının tamamlayıcı tıpkonusunda bir bilgi birikiminesahip olmaları ve bu alanda biruygulama yürütmeleri görev ta-nımlarında yer almamaktadır.

Halk Sağlığı uzmanlık alanınınyeniden biçimlendirilmesine degötürebilecek olan bu yaklaşımbilimsel bir yaklaşım değildir.”dedi.

‘Doktoralı’ ifadesiyle doçentlikaşamasına ulaşılan eğitimin ay-rıştırılarak tanımlanmasını daeleştiren Tanık, “Doktoralı dediğiiçin, halk sağlığı uzmanlığı yo-lundan doçentliğe ulaşmış biri-sini almamayı sağlayacak birtanımlamadır bu. Halbuki do-çentlik unvanı zaten kendi ba-şına bir yeterliliği tanımlamak-tadır. Hem doktora, hem alter-natif tıpta deneyim koşulları ilebizim bilmediğimiz ama onlarınbildikleri bir kişinin özgeçmişitanımlanmış oluyor.” diye ko-nuştu.

YBÜ kadroları iyicetartışmalı hale geldi

İlan hakkında görüş verenTTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıtİlhan ise, “Yıldırım Beyazıt zaten

adrese teslimkadro ilanlarıyla meşhur olmuşbir üniversite. Şimdi bir de halksağlığı bölümüne alınacak öğ-retim üyesinden ‘tamamlayıcıtıpta deneyimli olmak’ gibi bi-limselliği tartışmalı bir koşulunistenmesi, bu üniversitenin yap-tığı kadro ilanlarını iyice tar-tışmalı hale getiriyor.” değer-lendirmesinde bulundu.

Tamamlayıcı tıp konusundaciddi kaygıları olduğunu belirtenİlhan, “Bilimselliği ve hastayayararı kuşkulu olan pek çok te-davi yönteminin ‘alternatif tıp’adı altında uygulanması, nede-niyle yurttaşların hem maddihem manevi yönden suistimaledilmesi tehlikesi söz konusu.Geleneksel, Tamamlayıcı ve Al-ternatif Tıp Uygulamaları Yö-netmelik Taslağına ilişkin uz-manlık derneklerinin görüşlerinide alarak Sağlık Bakanlığı’naitirazlarımızı ilettik ancak gidişatkaygılarımızı artırıyor” diye ko-nuştu.

Tamamlayıcı tıp kadroilanlarına da girdi

Yönetmeliğin son haline göremuayenehane açmak için depremedayanıklılık raporu artıkistenmeyecek.

Hekim Postası

Halk Sağlığı Anabilim Dalı doçent kadrosu için “tamamlayıcı tıp konusunda deneyim” koşulu istendi.

Hekim Postası

Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel SağlıkKuruluşları Hakkında Yönetmelikte 21 Mart2014’te yapılan düzenleme ile toplam 19 maddededeğişikliğe gidildi. Yürürlüğe girdiği 15 Şubat2008’den bu yana 15 kez değiştirilen yönetmeliktemuayenehanelerle ilgili yapılan düzenlemelerşöyle:

* Binanın ilgilimevzuata görealınmış depremedayanıklılıkraporu,muayenehaneaçmabaşvurusundaistenecekbelgelerarasındançıkarıldı.

* Üst katta bulunan muayenehaneleriçin asansör zorunluluğu sürerken,asansöre ait ölçüler kaldırıldı.

* Polikliniklerin, mesleğini serbesticra etme hak ve yetkisine sahip en aziki tabip tarafından müştereken açılıpişletileceği hükme bağlandı. Poliklinikortağının tek kalması ve üç ay içindetabip ortak bulamaması durumundapolikliniğin muayenehaneyedönüştürülmesine izin verendüzenleme ise yürürlükten kaldırıldı.Bu haliyle, tek tabip kalan polikliniğeüç ay içinde ortak tabip bulunamazsapoliklinik faaliyetlerine son verilecek.

* Muayenehaneler, Bakanlıkçayapılacak planlamalar bünyesindençıkarıldı.

* Yönetmeliğin 16. Maddesinde yeralan “Tıp merkezinde, tabip olan vetam zamanlı çalışan bir mesul müdürbulunur” ifadesinin başına“muayenehaneler hariç” ibaresinineklenmesiyle, muayenehanelerdeçalışma saatleri içinde hekimbulundurma zorunluluğu kaldırıldı.

Muayenehaneler içinyeni düzenleme

Antalya 2. İdare Mahkeme-si, Akdeniz Üniversitesi Rek-törlüğü tarafından Doç. Dr. İl-ker Belek’e verilen disiplin ce-zasını iptal etti. Mahkeme, ifa-de özgürlüğünün Anayasal gü-vence altında olduğunu hatır-lattı.

Akdeniz Üniversitesi TıpFakültesi Morfoloji binasındamescit açılması kararını eleş-tiren Halk Sağlığı AnabilimDalı Öğretim Üyesi Doç. Dr.Belek hakkında Rektörlük ta-rafından açılan soruşturmanınardından maaş kesme cezasıverilmişti. 

İdare Mahkemesince verilencezanın iptali kararında, İlkerBelek’in düşünce ve kanaat-lerini ifade ettiğinin anlaşıldığı,başkalarının özgürlüklerini kı-sıtlayacak veya ayrımcılık ni-teliğinde bir davranışta bu-lunmadığı, Dr. Belek’in ifade-lerinin Anayasa ve uluslararasısözleşmelerle garanti altınaalınan düşünceyi açıklama öz-gürlüğü kapsamında değerlen-dirilmesi gerektiği belirtildi.

Üniversitekaynakları bilimeharcansın

Doç. Dr. Belek, üniversitekaynaklarının öğrencilerin, ye-mekhane, derslik, laboratuvargibi ortak gereksinimleri içinharcanmasını, isteyenlerin ha-lihazırda fakülte hastanesindebulunan mescidi kullanabile-ceğini belirtmiş, öğ-rencilerin bilime,araştırmaya yönlen-dirilmesi için çabagösterilmesi gerek-tiğini belirten yazı-lar yazmıştı.

Üniversite Rek-törlüğü, Doç. Dr. Be-lek’in bu düşünce-lerini açıklayarak;mescit açılmasınakarşı öğretim üye-leri ve idarecileriidareye karşı kış-kırtma çabası içe-risinde olduğunu,kişilerin inanç veibadet özgürlüğüne

karşı çıktığını iddia ederek,Disiplin Yönetmeliğinde ta-nımlanan “Görevin yerine ge-tirilmesinde dil, ırk, cinsiyet,siyasi düşünce, felsefi inanç,din ve mezhep ayırımı yap-mak, kişilerin yarar veya za-rarını hedef tutan davranış-larda bulunmak” fiilini oluş-turduğu gerekçesiyle ceza ver-mişti.

Mahkemeden örnek karar

Doç. Dr. İlker Belek

Page 9: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Hükümetin, Cemaatin en geniş ya-pılanmaya gittiği üniversitelerden biriolarak işaret ettiği Gazi ÜniversitesindeProf. Dr. Süleyman Büyükberber’inrektör olarak atanmasından sonra kad-rolaşma faaliyetlerinin hız kazandığıiddia ediliyor. Sabah Gazetesi’nde Sa-fure Cantürk imzasıyla yayınlanan“Üniversitelerde Paralel Yapılanma”başlıklı habere göre, bu dönemde DekanVekili Prof. Dr. Mustafa Benekli tara-fından tıp fakültesi için 246 kadro ta-lebinde bulunuldu.

Yine aynı habere göre psikiyatri ana-bilim dalında üniversiteden üç doçenthalihazırda kadro beklerken, profesörlükkadrosuna bir Yargıtay üyesinin DenizliPamukkale Üniversitesi’ndeki eşininatanması üniversitede ‘paralel yapı-lanma faaliyeti’ olarak yorumlandı.

Gazi Üniversitesi’ne dışarıdan atananbir radyoloğun doçentlik için yayımla-dığı eserlerden birisinin intihal oldu-ğunun tespit edilmesine rağmen ilgilikişinin doçentliğinin Üniversiteler ArasıKurul tarafından iptal edilmediği dehaberde yer alan iddialar arasında.

Üniversiteden personelinihedef alan açıklama

Çıkan haberler üzerine ‘Gazi Üni-versitesi Yönetimi’ imzasıyla bir açık-lama yayınlandı. Tıp fakültesi için is-tenen 246 kadro talebine ilişkin olarak,Rektörlüğün tıp fakültesinin isteğiniuygun bulmadığı ve YÖK’ten sadece90 kadro talep edildiği belirtildi ve“Prof. Dr. Süleyman Büyükberber’in

rek-t ö r l ü ğ üdönemin-de bıra-kın kad-rolaşmayıöğre t imüyesi sayısı çokciddi şekilde azalmıştır.” denildi.

İntihal iddialarının “dışarıdan öğre-tim üyesi istemeyenlerin açılan doçentkadrosunu iptal çalışmaları” olarak de-ğerlendirildiği Rektörlük açıklamasında,“Psikiyatride bekleyen doçent varkendışarıdan Yargıtay üyesinin eşinin gel-mesi” konusu ise ‘bireysel dedikodu’olarak nitelendirildi. Açıklamada, “Bukadro ilanı şartsız olduğu halde yapılanbaşvurular üç kez beş jüri üyesindende negatif almıştır” ifadelerini kullananüniversite yönetiminin kendi üniversitepersonelini hedef alan iddiaları öğretimüyelerinin tepkilerini çekti ve söz ko-nusu iddiaların gerçek dışı olduğu ifadeedildi.

Gazi Tıp’ta “kadro krizi” Kadrolaşmayanoterli tespit

güncel

Hekim Postası

Avrupa Konseyi Parlamenterler Asam-blesi tarafından yılda bir verilen VaclavHavel İnsan Hakları Ödülüne Türk Ta-bipleri Birliği’nin aday gösterildiği açık-landı.

Adaylık belgesinde, TTB’nin mesleğinçıkarları adına gerçekleştirdiği çalışma-ların yanı sıra halk sağlığı alanında daaktif olduğu ve  bu amaca yönelik olarakilkesel konumlar benimseyerek halk sağ-lığıyla ilgili çeşitli konularda raporlarhazırladığı, bunların arasında bulaşıcıhastalıklar, çevre kirliliğinin halk sağlığıüzerindeki etkileri ve sağlık alanındakireformların da yer aldığı belirtildi.

Belgede ayrıca, TTB’nin yaşam hakkı,kötü muamelenin yasaklanması ve sağlıkhakkı dâhil olmak üzere insan haklarınınsavunulmasında da önemli bir rol oyna-dığı vurgulandı.

Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsalolarak kamu sağlığı ve hekimlerin hak-larının savunusu dışında aday gösterilme

gerekçesi belgede şöyle özetlendi: “Gezi Parkı eylemleri esnasında Türk

Tabipleri Birliği, temel bir hak olan sağlıkhakkı ve tıp pratiğinin temel ilkeleri ko-nusunda ikirciksiz bir tutum alarak insanhaklarının savunulmasında çok önemlibir rol oynamıştır. TTB’nin bu bağlamdakihareketi özel olarak üç alana odaklan-mıştır: Yaralanan göstericilere acil tıbbiyardım, kamuoyu duyarlılığını artırmave göstericilerin sağlık durumuna ilişkinveri toplama.

…Sağlık çalışanlarının yaralı gösteri-cilere yardım etmesini önleyen polis mü-dahaleleri karşısında – ki bu müdahalelergöstericileri tedavi eden hastane acilservis çalışanlarına gaz sıkılmasına kadarvarmıştır- TTB üyesi yüzlerce gönüllüdoktor yaralılara yardım için sokaklaraçıkmış; böylece yalnızca meslekleriningereğini yapan doktorlar dâhil herkeseayrım gözetmeden saldıran polisin var-lığına rağmen yaşam kurtarmıştır.”

TTB Avrupa Konseyi İnsan Hakları ödülüne aday gösterildi

AKP-Cemaat çekişmesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşanan kadrolaşmanınboyutunu gözler önüne serdi.

AKPkadrolaşmasıgörülmüyor

Sol gazetesinde yer alan 21Mart tarihli “AKP ve CemaatÜniversite Kadrolarını Paylaşa-mıyor” başlıklı bir başka ha-berde, üniversitelerde cemaatkadrolaşmalarına dikkat çeki-lirken, hükümet kanalıyla ya-pılan kadrolaşma faaliyetlerininise görülmediği belirtildi. Ha-berde, Mayıs 2013’te Gazi Üni-versitesi Tıp Fakültesi Derma-toloji Ana Bilim Dalı’nın aka-demik kadro ilanları kriterleri-nin “fazla spesifik” olması üze-rine yapılan incelemeyle ana-bilim dalının böyle bir kadroyaihtiyacı olmadığının ortaya çık-tığı hatırlatıldı. Hükümetin Yıl-dırım Beyazıt, Yeni Yüzyıl, Ha-cettepe üniversitelerindeki kad-rolaşma faaliyetlerine de dikkatçekildi.

Hekim Postası

Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, tıpfakültesine atanmak üzere 12 ve 31Aralık 2013 tarihlerinde verdiği öğ-retim üyesi ilanlarında, anabilim dalıtalebi olmaksızın ilan edilen toplam14 kadro için alınacak kişileri tarifedecek nitelikte ek koşullar istedi.“Adrese teslim” koşullar üzerine ha-rekete geçen ATO, kadrolara atanmasıtahmin edilen isimleri henüz başvurusüresi dolmadan noterden onaylattı.Aylar sonra gelen atamalar ATO’yuhaklı çıkardı ve atamaları yapılmışolan 7 akademisyenin tamamı verilenlistede yer alan isimlerden oluştu.Kalan 7 kadronun atamalarının daönümüzdeki aylarda yapılması bek-leniyor.

Gazi’den açıklamaGazi Üniversitesi Rektörlüğünden

konuyla ilgili yapılan yazılı açıkla-mada ise, “Kadro ilanlarında belirtilenşartlar üniversitemizin ihtiyaç duy-duğu alanlar doğrultusunda objektifkriterler esas alınarak hazırlanmak-tadır. …Belirlenen hedeflere ulaşmakiçin sorunlar, eksiklikler ve ihtiyaçduyulan alanlar tespit edilerek kadroilanları yapılmaktadır. Üniversite-mizce yapılan öğretim üyesi alımla-rında tarafsızlık eşitlik ve adalet il-kelerinden taviz verilmemektedir.”denildi.

Ankara Tabip Odası, GaziÜniversitesi Tıp Fakültesiiçin açılan akademik personelkadrolarına atanacak isimleribaşvuru süresi dolmadannoterden tespit ettirdi.

Page 10: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Hakkında açılansoruşturmalarnedeniyle YÖKtarafından tıpfakültesidekanlığıgörevindenalınan ve hukukimücadelesinisürdüren Prof.Dr. Sacit Turanlıve halen dekanvekilliğiniyürüten Prof. Dr.Mustafa Benekliile nitelikgözetilmedenartırılan tıpfakültesikontenjanlarını,öğretim üyesikadrolarını, tıpfakültelerininsorunlarını veGaziÜniversitesi’ndeyaşananlarıkonuştuk.

tıp fakültesi

Hakkınızda açılan soruşturmalarnedeniyle Dekanlık görevinden alın-mıştınız. Kısa bir süre önce iade edil-diğiniz görevden geçtiğimiz günlerdeikinci kez alındınız. Bu süreci anlatırmısınız?

Sacit Turanlı: Sayın Rektörümüz Prof.Dr. Süleyman Büyükberber göreve gel-dikten sonra kendisinin şu an inkarettiği bir konuşma geçti aramızda. Benimistifa etmemi istedi, kabul etmeyince“Ben gerekli şeyleri yapacağım” dedi.Hakkımda sayısını hatırlamadığım kadarsoruşturma açıldı ve hepsinden üniver-sitede ceza verildi. Bunun üzerine YÖKGenel Kuruluna itirazımı yaparak, birihariç hepsini bozdurdum. Burada dayine hukuki bir yanlışlık var, bundandolayı ceza vererek beni görevden aldılarama hukuki süreç devam ediyor. Bütünbunlar benim mevcut yapıya itirazlarımve muhalefetim devam ettiği, sesim gürçıktığı için oluyor. Bu uygulamalara sesçıkarmasaydım ya da Rektörün teklifinikabul edip istifa etseydim bunların hiçbiriolmaz, bu soruşturmalar açılmazdı.

Öğretim üyesi sayısının yetersizliğive eğitim niteliğinin düştüğü eleşti-rileri devam ederken Gazi Üniversi-tesi’nde tıp fakültesi için yapılan 246kadro talebi çok yankı uyandırdı. Sizne düşünüyorsunuz?

S.T: Plansız programsız her yere tıpfakültesi açılması, buralara gerçekçibir değerlendirme yapılmadan kapasi-tenin çok ötesinde öğrenci alınması veyanlış kadrolaşma yüzünden tıp fakül-teleri giderek kalitesizleşiyor. En sonbasına yansıyan, bizim tıp fakültemiziçin, ben ayrıldığımda yerime geçen de-kan vekilinin 246 kadro talep ettiği.Bana deseler “246 kadro veriyoruz”diye, “yeni bir bina verin, yeni bir tıpfakültesi” açayım derim. O kadar büyükbir rakam.

Dermatoloji bölümümüzde profesöreihtiyacımız yokken iki tane daha pro-fesör geldi. Biri Van’daki, diğeri Balıke-sir’deki tek profesör. Buralar sayı çok-luğuna boğulurken, oralardaki tek pro-fesör alınarak kalite tahrip ediliyor. Gö-reve geri döndüğümde Rektörlüğe biryazı yazarak bu kadroların iptalini is-tedim. Şimdiye kadar yeni kadro ilan

edilmedi, bunun bir karşılık olduğunudüşünüyorum. Bizim bilgimiz dışındabaşka bir çalışma var mı yok mu, bunlarkapalı kapılar arkasında yapıldığı içinbilemiyoruz.

Kadrolar konusunda siz nasıl biryol izliyordunuz?

S.T: Ben kendi dönemimde bütüntalepleri anabilim dallarından gelen is-tekler doğrultusunda yaptım. Buradaönemli olan ilgili anabilim dalının hu-zuru, çalışma potansiyelidir. Belli birkonuda uzmanlaşmış kişiye ihtiyaç var-ken siz ihtiyaç duyulmayan birini geti-rirseniz, oraya faydanız değil zararınızolur. Bir tek, kişinin adının soyadınınyazılmadığı tarifler yapılıyor. Kendiadamınızı almaya çalışırsınız ama ih-tiyaç varsa! A bölümüne bir öğretimüyesi alınacaksa eşitler arasında yakı-nınızı tercih edebilirsiniz ama ihtiyaçolmayan yere öğretim üyesi alırsanızkaliteyi bozarsınız.

Gazi Tıp’ta neler oluyor?

Sibel Durak

Prof. Dr. Sacit Turanlı: “Anadolu’da bir laf vardır gömleğinüst düğmesini yanlış iliklediğinde alt tarafı düzeltemezsindiye. Bizimki o hesap, düzeltemeyiz. Düzeltmek için,üniversiteden nefret eden değil üniversiteyi sevenyöneticilerin gelmesi gerekiyor. Kendi kurumundan nefreteden, onu ezmeye çalışan bir YÖK değil; “bu kurum benim,onu daha iyiye nasıl götürürüm” diyen bir zihniyetingelmesi lazım. Bu zihniyet değişikliği olmadığı müddetçebu problemler kar yumağı gibi büyüyerek gidecek. “

Page 11: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Basına yansıyan kadrolaşma iddialarıkonusunda ne düşünüyorsunuz?

Mustafa Benekli: Anabilim dallarının çoğuyıl içinde yazılı ya da sözlü kadro talepleriniiletir, rutin bir şey bu. Sadece bu yıl İngilizceders anlatabilecek öğretim üyesi açığındandolayı rakam biraz fazla oldu ama zatenburadan bir talep gidiyor olması onunmutlaka uygulanacağı anlamına gelmiyor.Rektörlük bunların hepsini kabul etmedi.Maalesef basında bu yöndehaberler çıktı. O haberlerleilgili hukuki zemindemücadelemizisürdüreceğiz.

Üniversite bünyesindekadro bekleyen öğretimüyelerinin kadroyükseltmelerininyapılmamasının sebebinedir?

M.B: Aralık ayında iki defakadro ilanımız oldu ve çokbüyük oranda bu ihtiyacıkarşıladık. Bu durumdaolan üç-dört kişi var. Niyeyapılmıyor diye bir şey yok,insanlar 5 yılını doldururdoldurmaz hemen profesör olayım istiyor.Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok.Profesör olmak sadece bir yere bağlanıpsüre doldurmak demek değildir, bununkriterleri vardır. Psikiyatride bir hocamızvar bu durumda. Üç kere ilan verildi. Başkabaşvurular oldu. Diğer başvuranlarındosyası çok daha iyi, kendisinden çok dahahak eden insanlar. Herhangi bir önyargı yok.Kimin dosyası daha iyiyse o oluyor; profesöryapılmaz olunur.

“Benim profesöre ihtiyacımyok” diye bir kumpaskurmuşlarUzman ihtiyacı varken profesörkadrosu açılması eleştirilerine nediyorsunuz?

M.B: Tam günden dolayı bir bölümde 6 kişivar 5’i muayenehaneci. “Beş profesör bizvarız, başka profesör gelmesin” demek sonderece yanlış çünkü onlar sadece kağıtüzerinde varlar. Bu kişilerin hastaneye,eğitime verdiği katkı son derece yetersiz.“Benim profesöre ihtiyacım yok” diye bir

kumpas kurmuşlar, başka bir şeye izinvermiyorlar. Ben yönetici olarak bölümünçalışmasına bakmak zorundayım. Obölümleri çalıştırmam lazım, buna dakatılmıyorlar. İnsanlar bazı yerlerde kendihanedanlıklarının bozulmasını istemiyorlar.

Kişiye özel kadro ilanları konusundakigörüşünüz nedir?

M.B: Göz bölümünde bir öğretim görevlisiniyardımcı doçentliğeyükselttik ve fen fakültesikadrosundaki bir hocamızıda tıp fakültesine aldık.Herkesin bildiği kadrolardıbunlar. Ülkemizdeki insankaynakları derya deniz değil,üç aşağı beş yukarı ilanlardakimin tarif edildiğini herkestahmin edebilir, bunu noteretasdik ettirmeye gerek yok.Sadece Gazi’yle ilgili birdurum değil bütün üniversiteilanları böyleyken, geçmiştekendi yanlarındaki öğrenciyialdırmak için isim belirtenkişiler şimdi bu haberleriçıkaranlar. Hangi konudaihtiyacınız varsa, onualırsınız. Onlar da kendi

dükalıklarını bozmak istemiyorlar.

Gölbaşı meselesi bitti

Temel tıp bilimleri laboratuvarlarıylailgili son durum nedir ve önümüzdekisüreçte üniversiteyle ilgili ne gibiprojeleriniz var?

M.B: Çok güzel bir ortamda yeni aletleriolan merkez atıl dururken, burada eskialetlerle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor.İçinde milyonlarca dolarlık alet var denildiama on yıl önce milyon dolar eden aletlerbugün beş para etmiyor. Öğretim üyelerininkullandığı, öğrencinin kullanımına açıkolmayan laboratuvarlardı bunlar. Mahkemeyürütmeyi durdurma kararı almıştı, onlarınhepsi kalktı. Gölbaşı meselesi bitti. Birproblem yok, isteyen gidip çalışabilir.

Bundan sonrası için yeni bir İngilizce tıpfakültesi açma projemiz var. Bununlaberaber yeni bir anatomi laboratuvarı daaçmayı düşünüyoruz. Amfilerden birinibüyüteceğiz, dördüncü kattalaboratuvarlardan boşalan yerlere de amfiyapacağız.

tıp fakültesi

“Dekanlık makamıgöstermelik bir noktayagetirildi”

Rektörlük makamının baskın ol-ması dekanlık makamının saygınlığınıazaltmıyor mu?

S.T: Gayet tabii. Bu, kalitesizliğinbaşka bir boyutu. Rektör olduğunuzdaherkesi kendinize benzetemezsiniz. Her-kesi kırarak, dökerek, tahrip ederekişler yürümez. Akademik yönetim ku-rulu toplantısında itiraz eden dekan,diğer herkes rektörün gözüne bakarakhareket ettiği için tek kalıyor. Demo-kratik bir ortam sağlanamıyor. Dekanlıkmakamı göstermelik bir noktaya geti-rildi.

Temel tıp bilimleri laboratuvarla-rının taşınması konusunda itirazla-rınız olmuştu. Bu itirazların temeldayanağı neydi?

S.T: Tıp öğrencisinin eğitimi bir bü-tündür. Siz öğrenciye burada ders an-latıp yarım saat sonra Gölbaşı’na götü-rüp oradaki laboratuvarda eğitim ve-remezsiniz. Bütün temel tıbbı orayataşıyabilirsiniz, dersiniz ki “ilk üç seneyiburada okuyacak öğrenciler, klinik eği-timine geldiği zaman buraya gelecek.”Mantıklı mı? Çok mantıklı değil amabir çözümdür. 400 değil 200 öğrenciverilse bu sorunların hiçbiri yaşanmaz.Yine de derslik kuracağım diye labora-tuvarı tahrip edemezsiniz, bu eğitimiyok sayamazsınız. Burada aslolan ikisinibirden çözmek; birini yok ederek diğe-rine yer açmak değil.

Tüm bu sorunlar nasıl düzelir?S.T: Anadolu’da bir laf vardır göm-

leğin üst düğmesini yanlış iliklediğindealt tarafı düzeltemezsin diye. Bizimkio hesap, düzeltemeyiz. Düzeltmek için,üniversiteden nefret eden değil üni-versiteyi seven yöneticilerin gelmesigerekiyor. Kendi kurumundan nefreteden, onu ezmeye çalışan bir YÖK değil;“bu kurum benim, onu daha iyiye nasılgötürürüm” diyen bir zihniyetin gelmesilazım. Bu zihniyet değişikliği olmadığımüddetçe bu problemler kar yumağıgibi büyüyerek gidecek.

Prof. Dr. Sacit Turanlı:“Demokratik bir ortamsağlanamıyor. Dekanlıkmakamı göstermelik birnoktaya getirildi. “

Halen dekan vekilliğiniyürüten

Prof. Dr. Mustafa Benekli

“Hanedanlıklarının bozulmasını istemiyorlar”

Page 12: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

sağlık politikaları

Haftanın 7 gün 24 saati ölümriski yüksek hastalarla bir aradakapalı mekanda çalışmak, ça-lışma standartlarının olmaması,iş yoğunluğu ve ekip yetersizliğiyoğun bakım çalışanlarını tü-kenmişlik sendromuyla karşıkarşıya bıraktı.

Türk Yoğun Bakım DerneğiBaşkanı Prof. Dr. Ferda Kahveci,“Yüksek stres ve yorgunluklaçalışan kişilerin maruz kaldığıbütün olumsuz davranış ör-nekleri; algı bozuklukları, ken-dini mutsuz hissetme ve sonuçolarak tükenmişlik sendromunuyoğun bakım çalışanları ara-sında sık görüyoruz. Çalışmaşartlarının ağırlığından ötürüçalışanlar kendine zaman ayı-ramıyor, çoğu zaman uyumaya,dinlenmeye bile fırsat bulama-dığı için depresifleşiyor, hayat-tan zevk almıyor. Yetiştirilmesigereken çok sayıda işin getirdiğibir tükenmişlik tablosuyla karşıkarşıyayız.” diye konuşuyor.

Mesleki doyumaulaşılmıyor

Doktorlar gibi hemşirelerarasında da tükenmişlik sen-dromu oldukça fazla. Üçüncüdüzey yoğun bakım ünitesindeçalışan bir hemşire bu durumu,“Artık tedavi şansı kalmamışhastaları kaliteli bir ölüme ha-zırlayış denilebilir bizimverdiğ imiz

hizmete. Hastayı kaybetme ris-kimiz çok fazla olduğu içinmesleki doyum da yaşayamı-yoruz. Hemşireler arasında dep-resyon ve ölüm kaygısı denilenkaygılar çok yüksek.” sözleriyleanlatıyor.

Nöbet, çalışmasüresinin ayrılmazparçası

Türkiye genelinde yoğun ba-kım ünitelerinin fiziki yapısı,nitelikleri, çalışılan üniteninorganizasyon yapısına göre, ça-lışma temposu farklılık göste-riyor. Hastayı merkeze almaküzere ekip çalışmasının ön pla-na çıktığı yoğun bakımlarda 7gün 24 saat esasına göre hizmetyürütülüyor. Anabilim dallarıbünyesinde kurulan yoğun ba-kımlarda çalışan hekimler, hemyoğun bakımın hem kliniğinyükünü aynı anda taşıyor. Yo-ğun bakımlarda nöbet, çalışmasisteminden ayrı tutulmuyor.Çalışanların izin alma şanslarınerdeyse yok. İş yükü aynı kal-makla beraber, çalışan sayısınınazalması gece çalışma koşulla-rını daha da yorucu hale geti-riyor.

Özlük hakları iyi değilUzun ve yorucu çalışma

şartlarına rağmen, çalışanlarınözlük haklarında bir farklılıkolmaması nedeniyle, personeldeğişim oranı bakımından yo-ğun bakımlar ilk sırada geliyor.Prof. Dr. Kahveci bu durumu,“Klinikte çalışanlardan hiçbirfarkımız yok. Mali anlamda yada yıpranma veya emekliliğeyansıyacak iyileştirme olma-dığı için özellikle hemşireve tıbbi personel ilk beşyılını doldurmadan yer

değiştirme talebin-de bulu-

nuyor. Ücretin iyi olması cazibeunsuru olabilirdi ama o da ol-mayınca buraya atananlar ağ-layarak geliyor.” diye aktarıyor.

Genellikle mesleğin başın-daki genç hemşireler yoğun ba-kım ünitelerinde göreve başla-tılıyor. Usta çırak ilişkisi içindehemşirelerin yetiştiğini anlatanbir hemşire, “Kişi sever mi, ye-teneği var mı, algı düzeyi açıkmı bunlara bakılmadan, gelenhemşire eksiğe göre burada de-ğerlendiriliyor. İnsanlar buradaçok uzun süre çalışmak iste-miyorlar. İlk beş yıl bir şekildeidare ediliyor ama bir insan buşartlarda 20 yıl yoğun bakımdaçalışamaz.” açıklamasını yapı-yor.

Hekimler hemşire,hemşireler hastabakım elemanı istiyor

Yeterli sayıda hemşire olma-ması, hemşirenin daha fazlayorulmasına, hastanın yetersizhizmet almasına, doktorun dabazı işleri daha fazla üstlen-mesine yol açıyor. Prof. Dr.Kahveci, “Türkiye’deyeterli sayıdave kalite-de yo-ğun

bakım hemşiresi olmadığını bi-liyoruz. Hemşire istihdamınındoğru yapılmaması, sayılarınyetersizliği gibi sebeplerle bir-çok hastanede istenen kalitedehizmet sunulamıyor. Dolayı-sıyla hastanın daha az hizmetalmasına sebep olan bu durum,hemşire ve doktorun da tüken-mişliğini artırıyor” diye konu-şuyor.

Bedeninize ruhunuzaağır gelen bir yük

Kadın hemşireler en çok has-taya bakım verirken beden güç-lerinin yetersiz kalmasındanyakınıyorlar. Hemşireler ken-dilerine fiziken de zarar verenbu durum sebebiyle sahaya er-kek hasta bakım elemanlarınıngirmesini istiyorlar. Bu sorum-luluğu tek başına hemşireninalmasının çok ağır bir şey ol-duğunu ifade eden bir hemşireise, “Ekip işiyse bu, hastayabakım verirken özellikle kad-rolu bakım elemanları da olsunistiyoruz.” talebinde bulunuyor.

Sibel Durak

Hekiminden hemşiresineyoğun bakım çalışanları

tükenmişlik sendromuylakarşı karşıya.

Fizikselsağlık dabozuluyor

Yoğun bakımlarda sağ-lık çalışanlarının sağlığıda pek çok açıdan risk al-tında. Havalandırma ko-şullarının iyi olmaması,gün ışığından uzak çalı-şılması, kan, idrar gibi vü-cut materyalleriyle tema-sın yüksek olması, iğneyleyaralanmalar yoğun ba-kımlarda enfeksiyon ris-kine davetiye çıkarıyor.Özellikle hemşireler açı-sından beden gücüne da-yanarak çalışmak bel veboyun fıtıklarına yol açı-yor. Uzun süre ayakta kal-mak bel ağrıları ve varisoluşumunu tetikliyor. Kul-lanılan eldiven ve dezen-fektanlardan kaynaklı aler-jik durumlar da yoğun ba-kım çalışanları arasındasık görülen rahatsızlıklar-dan.

Yoğun bakım çalışanları tükeniyor

Page 13: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

tıp öğrencileri

Tıp eğitiminin durumunu tartışmaküzere bir araya gelen TTB Tıp Öğrenci-leri Kolu (TÖK), Ata Soyer anısına birsempozyum düzenledi. Sempozyumda,geçmişten bugüne tıp eğitimi, öğretimüyeleri gözünden sağlıkta dönüşümüntıp eğitimine etkileri, eğitimin ekonomipolitiği ve tıp eğitiminin eleştirisi gibibaşlıklar ele alındı.

Neden böyle bir sempozyuma ihtiyaçduyduklarını anlatan TÖK Üyesi ZülküfAkelma, tıp eğitiminin sıkıntılarını veTürkiye genelinde öğrencilerin ve öğ-retim üyelerinin mevcut duruma bakı-şını ortaya koymak ve sıkıntıları aşmakiçin ilkeler belirlemek düşüncesiyle buçalışmayı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Hekimler biyomedikalyaklaşımla yetiştiriliyor

Sempozyumda “Geçmişten BugüneTıp Eğitimi Tartışmaları” başlıklı birsunum yapan Prof. Dr. Cem Terzi, sağlıksistemi ve tıp biliminin eğitimle olanilişkisinin neoliberal dönemde nasıldönüştüğünü anlattı.

Hastalıkları bireyin problemi olarakgören ve çözümü hastane hizmetlerindearayan biyomedikal tıp anlayışının ye-tersizliklerini aktaran Terzi, “Sağlığınbir sosyal problem olduğunu, birçokhastalığın çevre ve yaşam koşullarından,insanların yaptığı işlerden kaynaklan-dığını ihmal eden, hastalıkları bedenehapseden biyomedikal yaklaşımla he-kimler yetiştirildiği için, gelişmiş ol-masına rağmen tıp bilimi toplumsalsağlık sorunlarını çözmede başarısızoluyor” diye konuştu.

Sağlık çalışanlarıarasındaki iletişim koptu

Sağlıkta dönüşüm tartışmaları çer-çevesinde öğretim üyelerinin değerlen-dirmelerini paylaşan Prof. Dr. NuralKiper ise, performans sistemiyle yaşanandönüşümün klinik eğitimi, etik değerler,

hasta ve toplum adına yarattığı olumsuzyansımaları anlattı. Kiper, sistemin çoksayıda hastaya bakmaya zorlamasındanötürü hekim, hemşire, öğrenci, sağlıkpersoneli, sekreter arasındaki iletişiminkoptuğunu ve öğrencilerin, birden çokdisiplinle ve sağlık çalışanlarıyla omuzomuza çalışma örneğini görmeden ye-tiştiklerini kaydetti.

Öğrenciler memnun değilSempozyumda, 13 tıp fakültesinden

1922 kişiyle yapılan anketin sonuçlarıda açıklandı. Anket sonuçları tıp öğ-rencilerinin aldıkları eğitimden büyükoranda memnuniyetsiz olduklarını or-

taya çıkardı. Gelecekten umutlu olma-yan öğrenciler, fakülte alt yapısını yeterlibulmuyorlar, eğitimin hastane ile sınırlıkalmasından memnun değiller ve ya-şama değen konulara nasıl yaklaşılmasıgerektiğine eğitim müfredatında yerverilmesini istiyorlar.

Sonuç bildirgesi açıklandıSempozyumun sonuç bildirgesinde,

tüm sağlık ortamı gibi tıp eğitimininde piyasanın kurallarına göre şekillen-diği, tam gün yasası, performans sistemi,kontenjan artırımı gibi sebeplerle tıp

eğitiminin niteliğinin düştüğü belirtildi.Sağlık alanında yaşanan metalaşma sü-recinin eğitim kurumları ve sağlık hiz-meti üreten kurumları işletmeye dö-nüştürdüğü ve akademik özgürlüğü en-gellendiği ifade edildi. Bildirgede öğ-renciler, özgürlükçü, antiotoriter, mer-kezileşmemiş, toplumla bütünleşmiş,piyasa kurallarından bağımsızişleyen,toplumun ihtiyaçlarını gören,her türlü homofobik ve transfobik tu-tuma karşı olunan, tedavi edici değilönleyici sağlığı öne çıkaran bir tıpeğitimi istediklerini belirttiler.

Öğrenciler tıp eğitimini tartıştı

Dr. Terzi: “Hastalıklarıbedene hapseden

biyomedikal yaklaşımlahekimler yetiştirildiği için,tıp bilimi toplumsal sağlık

sorunlarını çözmedebaşarısız oluyor.”

Hekim Postası

Birer fidan oldularAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri,

Gezi Direnişi sırasında gaz kapsülü ile ağır ya-ralanan ve 269 günlük yaşam mücadelesi sonundahayata veda eden Berkin Elvan ile direniş süre-since polis şiddeti nedeniyle yaşamını kaybeden7 gencin isimlerini diktikleri fidanlar ile ölüm-süzleştirdi.

Öğrencilerin 21 Mart’ta gerçekleştirdiği et-kinliğe yaklaşık yüz kişi katıldı. “15’inde birfidan Berkin Elvan”, “Berkin Elvan ölümsüzdür”,“Gezi Şehitleri ölümsüzdür” sloganları eşliğindeMorfoloji Kampüsünde toplanan grup, hayatınıkaybedenler için saygı duruşunda bulundu.“Meçhul öğrenci anıtı”, “Ölü mü denir”, “Yeryüzü

aşkın yüzü oluncaya dek” şiirlerini okuyan üni-versiteliler tarafından yapılan basın açıklama-sında, “Bugün insan hayatını ve insancıl onurlubir yaşamı hangi bedelde olursa olsun kurtarmayayemin etmiş hekimler olarak, baskı ve adalet-sizlikleri reddettikleri için hayatları kapsüllerle,kör kurşunlarla, sopalarla çalınmış ve katillerihala korunur bir şekilde aramızda olan yedicanı düşlerimizde özgür bir dünya özlemiyleanıyoruz.” denildi.

Basın açıklamasının ardından Morfoloji Kam-pusu bahçesine, direnişte hayatını kaybedengençleri temsilen fidanlar dikildi. Etkinliğe öğ-retim üyeleri, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesiile Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih CoğrafyaFakültesi öğrencileri de destek verdi.

Hekim Postası

TTB Tıp Öğrencileri Kolu tarafından düzenlenen Ata Soyer Tıp Eğitimi Sempozyumu 19-24 Nisan tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi.

Page 14: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

kültür sanat

Çocukluk yıllarında takım sporlarıylailgilenen Soylu, Ankara Üniversitesi TıpFakültesi mezunu. Hem tıp eğitimi hemde sonrasında mecburi hizmet ve 19Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi psiki-yatri uzmanlık eğitimi derken sporaara vermek durumunda kalıyor. Soy-lu’nun 30’lu yaşlarının başında tanıştığıtenis ise “Sanki sevgilimle kavuşmuşumgibi hissettirdi.” diyecek kadar yakıngeliyor ona.

İftar çadırında ilk dersKızını tenis derslerine götürüp geti-

rirken kendisini de bu sporu öğrenirkenbuluyor Soylu. Üstelik imkanların sonderece kısıtlı olduğu Çorum’da, kapalısalon bulamadıkları için korta çevir-dikleri iftar çadırında alıyor ilk dersle-rini. Adını “tenis delisi”ne çıkaracakkadar tutkuyla bağlanıyor bu spora.“Hiç aklıma gelmezdi bu kadar gelişti-rebileceğim, gerçekten çok uğraştım.Sabah beşlerde kalkıp oynadığımı, evegelip kahvaltı hazırlayıp çocuklarımıokula yollayıp, işe gittiğimi bilirim. Bü-tün bunlara rağmen 10 yıldır tenisleuğraşıyorum ve her gün korta giderkensevgilisiyle buluşmaya giden biri gibihissediyorum o heyecanı. Sevmedenyapılamaz, sevdiğiniz zamansa virüsgibidir, çıkmaz.” cümleleriyle anlatıyortutkusunu.

Makedonya’da gelenbirincilik

Görevini bir buçuk yıldır Ankara’dasürdürmekte olan Soylu, 19 Mayıs Stad-yumuna yakın olması açısından UlusDevlet Hastanesini özellikle seçiyor.

Şimdi haftanın üç günü öğlen aralarınıantrenmana ayırıyor. Ankara Tenis Ku-lübü üyesi de olan Soylu, geçen yıl Ma-kedonya’da yapılan Balkan Doktorlar-arası Tenis Şampiyonasında yarışıp bi-rinci olan ay yıldızlı takımda yer aldı.

Emekliliğime yaptığım engüzel yatırım

“Manevi anlamda, çevre anlamındaemekliliğime yaptığım en güzel yatırım”ifadesini kullanan Dr. Soylu, “Öğreni-lecek çok şey var, kendimi geliştirmemlazım. Türkiye’de yapılan bütün tur-nuvalara katılmak istiyorum. 50’li yaş-lardan sonra senior milli takımına se-çilmek ve yurtdışında yarışmak istiyo-rum” diye anlatıyor bundan sonrakihedeflerini.

Stresle baş etmeyi öğretiyorBir psikiyatrist olarak sporun katkı-

larını ise şu sözlerle özetliyor: “Tenisin

ruhsal anlamda insanı rahatlattığı, gev-şettiği ve sorunlarla mücadele etmeyiöğrettiğini düşünüyorum. Tenis oynar-ken kararlı, dirençli ve mücadeleci ol-mak gerekiyor. Bunları günlük yaşan-tınıza geçirirseniz stresle baş etmeyi,sorunlarla mücadele etmeyi öğreniyor-sunuz. İnsanı zenginleştiriyor, sosyalbir çevre edindiriyor ve grup çalışmasıyapıyorsanız grup disiplini kazandırı-yor.”

Yıllar sonra kavuşulan sevgili“Hani biriyle tanışırsınız ve yıllardır onu tanıyormuşsunuz duygusu yaşarsınız. Tenise başlamam bu duyguyu uyandırdıbende.” Bu cümle, yaklaşık on yıldır yaşamını tenis sporuna göre yönlendiren Dr. Ebru Soylu’ya ait. Hekimler arasındadüzenlenen tenis turnuvasının da mimarı olan Soylu, hikayesini Hekim Postası için anlattı.

Sibel Durak

Ankara TabipOdasıturnuvasınıdahakapsamlıhalegetirmekistiyoruzHekimlik mesleğininzorluklarına karşın,meslektaşlarına tenisgibi herhangi birsporu yapmalarınıöneren Soylu, teniseyeni başlayacaklarabir antrenör eşliğindeçalışmaları ve kalitelimalzemekullanmalarınıhatırlatıyor. Dr.Adnan Gürbüz ilebirlikte Ankara TabipOdası ve AnkaraTenis Kulübününkatkılarıyla ilk kez buyıl hekimler arasındabir tenis turnuvasıdüzenlenmesine deöncülük eden Dr.Soylu, turnuvanınönümüzdeki yıllardadaha geniş bir ekiple,daha kapsamlı halegetirilmesiniumduğunu sözlerineekledi.

“Tenisin ruhsalanlamda insanırahatlattığı,gevşettiği vesorunlarla mücadeleetmeyi öğrettiğinidüşünüyorum. Tenisoynarken kararlı,dirençli vemücadeleci olmak

Page 15: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde

Yanıtına www.hekimpostasi.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Sudoku

dünyadan

12Mayıs Dünya HemşirelerGünü Türkiye’de çeşitli et-kinliklerle kutlandı. Türk

Hemşireler Derneği (THD) de yayınladığıbasın bildirisi ile hemşirelerin görevlerigereği insana en yakın duran ve bu sıradaonun tüm yaşam belirtilerine karşı du-yarlı olmak zorunda olan bir mesleğinüyeleri olduklarını, sayısız zorlukla karşıkarşıya kaldıklarını ve bu nedenle de ni-telikli bir mesleki eğitimle donatılmalarıgerektiğini ifade etti.

Hemşirelerin sorunlarına dikkat çe-kilen basın bildirisinde, sağlık alanındalisans düzeyinde eğitimi olup taşeronkapsamında çalışan tek meslek grubuhemşireliğin temel eğitiminin diğer mes-lekler tarafından yönetildiği ve sertifikaprogramlarının da mesleğin denetiminde

çıktığı uyarılarında bulunuldu ve verilenhizmetin karşılığı ücretlerin asla alına-madığı dile getirildi. Bu sorunların çö-zümüne yönelik çağrıların umutla bek-lendiği belirtilen basın bildirisinde,THD’nin hukuki mücadelesini sürdür-mekteki kararlılığı da ifade edildi.

Türk Tabipleri Birliği tarafından DünyaHemşireler Günü dolayısıyla yayımlananaçıklamada ise, “Hastanelerde, aile sağlığımerkezlerinde, toplum sağlığı merkez-lerinde, ambulanslarda, sağlık hizmetiürettiğimiz her yerde hemşirelerle bir-likteyiz. Sağlık hakkı için birlikte müca-dele ettiğimiz en yakın dostlarımız hem-şirelerimizin günlerini kutlar, her plat-formda desteğimizi sürdüreceğimizi bil-diririz.” denildi.

Venezuela’da muhalifler“Kübalı Doktor” maketi astı

Venezuela’da devam eden Maduro Hükümetine karşıyapılan halkçı iktidar karşıtı eylemlerde, BaşkentCaracas’taki bir trafik lambasında “asılarak idam

edilen Kübalı doktor maketi” dikkat çekti. İktidar karşıtlarınıngerçekleştirdiği Kübalı doktor asma eylemi, Venezuela’da bu-lunan 50 bin Kübalı sağlık personeline yapılmış bir saldırıolarak algılandı.

Çoğunluğu doktor olan Venezuela’daki Kübalı nüfus, ikiülke ilişkisinin adeta teminatı durumunda bulunuyor. Venezuelanüfusunun yüzde 70’i hayatlarında ilk defa çok güvenli sağlıkhizmeti alıyorlar ve 10 bin ila 14 bin Kübalı doktor, hemşireve sağlık teknisyeni kliniklerde sağlık hizmeti sunmak için ikiyıllık sürelerle ülkeye geliyor. Küba-Venezuela ilişkisindeönemli bir yer teşkil eden Kübalı hekimlere dair bu simgeseleylem dünya genelinde ses getirdi ve kınandı. (Kaynak: AFP,The Guardian)

Yunanistan’dasağlıkçalışanlarıgrevde

Yunanistan’da hükü-metin izlediği eko-nomi politikaları,

kamu ve özel sektör çalışan-larını mağdur etmeye devamediyor. Çalışma koşullarınınher geçen gün kötüleşmesi veartan işsizlik nedeniyle kamusektöründeki memur ve işçisendikaları Nisan ayı için 24saatlik grev kararı aldılar.

Yunanistan Kamu Çalışan-ları Konfederasyonu ve İşçi

Sendikaları Fede-rasyonunun organizeettiği greve kamu ku-rumları, hastaneler, bele-diye ve eczane çalışanlarınınyanı sıra, liman ve demiryoluişçileri de iştirak etti.

Bir günlük genel grev sü-resince ülke genelindeki devletdaireleri ve kamu kurumla-rında hizmet sunulmadı. Atinave Pire kentlerinin de içeri-sinde yer aldığı Attiki Bölge-sindeki devlet hastanelerindeçalışan doktorlar ve sağlık ça-lışanları da iş bıraktı. Bu sürezarfında sadece acil servis vediyaliz üniteleri açık tutuldu.(Kaynak: GreekReporter, Reu-ters)

Suriye’de salgınhastalıklar artıyor

Yaklaşık üç yıldır devam eden savaşnedeniyle yüz binlerce insanınyaşam alanlarını terk ettiği Suri-

ye’de kalarak yaşamaya çalışan Suriyelileribekleyen bir tehlike de salgın hastalıklar.Barınma, gıda ve sığınma gibi temel ihti-yaçlarını karşılamakta güçlük çeken Suri-yeliler arasında, sağlıksız yaşam koşullarınedeniyle bulaşıcı hastalıklar da artış gös-termeye başladı. Suriye’deki savaşın oluş-turduğu sağlıksız koşullar nedeniyle kıza-mık, tifo, tüberküloz ve solunuma bağlı

bulaşıcı hastalıkların arttığı açık-landı.

Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Moham-mad Saad basına verdiği demeçte SuriyeYardım Koordinasyon Birimi’ne bağlı ErkenUyarı ve Acil Yanıt Şebekesi’nin (EWARN),Suriye’de rejimin kontrolünde olmayan böl-gelerde salgın hastalıkları takip ettiğinisöyledi. Dünya Sağlık Örgütü ve dünya ka-muoyuna çağrı yapan Saad, “İlaç teminedilmezse Suriye’de baş gösteren salgınhastalıkların dünyaya yayılmasından kor-kuyoruz. Yetkililerden, bu konuda rejiminkontrolünde olan ve olmayan bölgelere ilaçgöndermesini istiyoruz” dedi. (Kaynak: Al-jazeera, DHA)

Dünya HemşirelerGünü kutlandı

Page 16: hp may s 14 - static.ato.org.trstatic.ato.org.tr/fs/537e0f3d77cd595e09000000/WEB hp mayıs 14.pdf · Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu ve Mor-foloji Kantininde