NİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2018 SAYI:55

İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR.

EstonyaHuzur ve macera ülkesi

1 _

BAŞY

AZI

ROTAYI BELİRLEYELİMYıllardır orta gelir tuzağında tur atan ve çıkış yolu için henüz proje üretemeyen bir ekonomi olarak artık kesin kararlar almamız zorunludur.

Ülkemizin ekonomi lokomotifini inşaat mı yoksa sanayi mi üstlenmiştir? Türkiye için hangisinin doğru olduğu, mal ve hizmetlerin hangi sektörlerde daha rantabl olacağı, çok ince hesaplar yapılarak tespit edilmeli... En kısa zamanda da projeler çıkan sonuca göre yönlendirilmeli...

Sanayi sektörü kesinlikle ekonominin lokomotifidir. Halen genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğumuzu bir avantaj olarak görüp üretime ağırlık vermeliyiz.

Cari açığın bu kadar artarak büyüdüğü bir ekonomide katma değeri yüksek teknolojik değerli sanayi ürünlerini destekleyerek bu girdabı geçmemiz gereklidir.

Ülkemizde inşaat sektörüne baktığımızda belli bir doyum noktasına geldiği görülüyor. Bu doyum konut sektörü ile ilgilidir. Ancak sanayi sektörüne dönük emlak ve binalara bakıldığında çok yüksek fiyatlar ve arsa maliyetleri görülüyor.

Devletin sanayiye dönük çok ucuz yer temin edip imalatıçıya uzun vadeli yerler vermesi, bu süre içinde çalışma şartlarını düzenlemesi gerektiği gibi sanayideki arsa rantının önüne geçmesi zorunludur.

Türkiye artık beş yıllık seçimsiz ve sorunsuz bir yönetim kadrosu ile kararların rahat alınacağı bir ortamı yakaladı. Toplumun bütün kesimleri sürtüşmeleri bir tarafa bırakıp müreffeh bir Türkiye olma yolunda mücadele etmelidir.

Bu duygularla geçen Ramazan Bayramınızı kutlar, beklentileri daha uzun zeminlerde güzel projelerle değerlendirilip, yatırımlarımızı aksatmadan hızla yolumuza devam etmeliyiz. Herkese bol kazanç ve mutlu günler diliyorum.

NAHİT KEMALBAYİSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı

2 _ İÇİNDEKİLER

4

22

42

12

26

44

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

30 32 34

Duygusalzekâ

İmtiyaz SahibiİSTOÇ Ticaret Merkezi AdınaNahit Kemalbay

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cumhur Savaşkan

Yayın KuruluMehmet DuyulmuşM. Mustafa GönülFettah SarıTuncay AslanHikmet Bilen

AdresMahmutbey Mah.İSTOÇ Ticaret MerkeziİSTOÇ Yönetim Binası54. Yol Sok. No:3 34218Bağcılar / İstanbulTel: (0212) 659 45 00www.istoc.com.tryonetim@istoc.com.tr

Reklam içinMelisa Mersin0212 659 45 00

İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır.

Yayına Hazırlık

Genel YönetmenGürhan Demirbaş

Genel Yönetmen YardımcısıEser Soygüder Yıldız

Görsel YönetmenHakan Kahveci

EditörBetül TopaklıEmail: betul.topakli@dunya.com

Grafik&TasarımDilek Aroskay

Fotoğraf EditörüEren Aktaş

Kurumsal Satış Yöneticisi Özlem AdaşTel: 0212 440 27 65Email: ozlem.adas@dunya.com

İletişimTel: 0212 440 27 63 - 0212 440 29 64ajansd@dunya.comwww.ajansdyayincilik.com

BaskıUltra Grafik Matbaa ve Basım HizmetleriTel: (0212) 629 34 34

4 Haberler12 İş Yaşamı14 Sektör İnceleme18 Üye Tanıtımı22 GeziEstonya: Huzur ve macera ülkesi

26 Ünlü SöyleşisiDeniz Seki: “Yandım ama bir şekilde piştim”

30 Centilmen32 Teknoloji34 Kadınca36 Kültür Sanat40 Bunları biliyor musunuz?Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu sayfalarda...

42 SporGözde Kırdar: “Arkadaşlarımın sadece kaptanı değilim

aynı zamanda ablasıyım”

44 SağlıkMonoton iş hayatı kireçlenme sebebi...

47 Fuar Takvimi

3 _

İÇİN

DEK

İLER

55nisanmayıshaziran

SAYI

4 _ HABERLER

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

İSTOÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI NAHİT KEMALBAY, YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE İSTOÇ’TA FAALİYET GÖSTEREN İŞ İNSANLARINDAN BİR HEYET, İSTANBUL TİCARET ODASI (İTO) BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ’İ ZİYARETTE BULUNARAK, YENİ GÖREVİNDE

BAŞARILAR DİLEDİ.

İSTOÇ YÖNETİMİİTO BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ’İ

ZİYARET ETTİ

5 _

HA

BERL

ER

İSTOÇ YÖNETİMİ VE TÜM ÇALIŞANLARI, GELENEKSEL HALE GELEN İFTAR YEMEĞİNDE BU YIL BİR KEZ DAHA BULUŞTU.

6 _ HABERLER

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

İSTİHDAM TEŞVİKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI YAPILDI

İSTİHDAM TEŞVİKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI, 25 NİSAN ÇARŞAMBA GÜNÜ İSTOÇ YÖNETİM BİNASI KONFERANS SALONUNDA GERÇEKLEŞTİ.

İş ve Meslek Danışmanı Murat Küpeli, İŞKUR ve SGK istihdam teşvikleri ile ilgili son yaşanan gelişmeleri, 25 Nisan Çarşamba

günü İSTOÇ yönetim binası konferans salonunda gerçekleşen İstihdam Teşvikleri Bilgilendirme Toplantısı’nda katılımcılarla paylaştı. Toplantıda; Bağcılar SGK Müdürü Hasan Turkan ve Başakşehir İŞKUR Şube Müdürü Köksal Tanış da dinleyicilerin sorularını cevapladı. İstihdam Teşvikleri Bilgilendirme Toplantısı’na üst düzey yöneticiler, firma sahipleri, serbest muhasebeci mali müşavirler, serbest müşavir mühendisler, muhasebe ve insan kaynaklarından birçok firma yetkilisi katıldı.

7 _

HA

BERL

ER

15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ ANILDIİSTOÇ YÖNETİMİ VE İSTOÇ İŞADAMLARI YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (İSTOÇDER), 15 TEMMUZ ŞEHİTİ OLAN ERKAN PALAY’I CUMA NAMAZI ÇIKIŞINDA ERKAN PALA ANISINA DÜZENLENMİŞ OLAN PARKTA DUALARLA ANDI. 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ İÇİN DE CUMA NAMAZI ÇIKIŞINDA İSTOÇ CAMİLERİNDE LOKMALAR

DAĞITILARAK ŞEHİTLERİMİZ ANILDI.

8 _ HABERLER

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

FİKRET ORMAN, NAHİT KEMALBAY’I ZİYARET ETTİ

BEŞİKTAŞ BAŞKANI FİKRET ORMAN, İSTOÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI NAHİT KEMALBAY’I ZİYARET ETTİ.

9 _

HA

BERL

ER

YT BLOK’TA 1 EYLÜL’DEN

İTİBAREN FİYATLAR ARTIYOR

YT BLOK’UN KABA İNŞAATINDA SONA GELİNİYOR. İNCE İNŞAAT İLE İLGİLİ İHALE ÇALIŞMALARINA BAŞLANILDI. BLOK’TA 1 EYLÜL 2018 TARİNDEN İTİBAREN İŞ YERİ FİYATLARI ARTACAK VE YENİ FİYATLAR GEÇERLİ OLACAK.

10 _ HABERLER

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

E3 İNŞAATINDA SONA GELİNDİ

BİTEN E3 BLOK İNŞAATINDAKİ İKİ MÜSTAKİL İŞ YERİNDEN 1165 METREKARE OLANIN ÜYE KAYDI YAPILMIŞTIR,1120 METREKARE OLANIN İSE ÜYE KAYDI DEVAM ETMEKTEDİR.

11 _

HA

BERL

ER

BOZUK OLAN ASFALTLAR YENİLENİYOR İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE BOZUK OLAN YOLLARDA ASFALT ÇALIŞMASI BAŞLADI. ASFALT ÇALIŞMALARI MESAİ SAATLERİNDEN SONRA YAPILIYOR. TAMİR EDİLEN YOLLARLA İSTOÇ KÖTÜ YOL KOŞULLARINDAN ARINDIRILARAK,

DAHA KONFORLU, KAZA RİSKİ DAHA AZ OLAN, DAHA GÜVENLİ, BAKIMI DAHA AZ VE HIZLI YAPILAN, DAHA DAYANIKLI, MALİYETİNE GÖRE YARARLILIĞI DAHA FAZLA OLAN YOLLARA KAVUŞACAK.

İŞLETME FAALİYETLERİNİN GÜCÜNE GÜÇ KATILDIİSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE GÖREV YAPMAK ÜZERE İŞLETMEYE BİR ARAÇ DAHA ALINDI.

ALINAN ARAÇLA BİRLİKTE İŞLETME FAALİYETLERİ DAHA DA GÜÇLENMİŞ OLDU.

12 _ İŞ YAŞAMI

D uygusal zekânın özellikle akademik başarı, iş performansı ve liderlik alanlarında bilişsel zekâdan (IQ) daha etkili olduğu sürekli tartışılıyor. Öyle ki, bazı büyük şirketler çalışanlarının duygusal zekâlarını geliştirme

konusunda çok ciddi yatırımlar yapıyor, işe alımlarda dahi adayların duygusal zekâlarının ölçülmesi konusunda adımlar atıyor. Peki, bu tarz girişimler ne kadar gerekli? Yüksek duygusal zekâ gerçekten başarı getiriyor mu? Bu soruları Doç. Dr. Selda Koydemir’e sorduk.

Duygusal zekâ nedir? Duygusal zekânın en temel özelliklerinden biri, kendi duygularımızı ve başkalarının duygularını anlama kapasitesidir. Duygusal zekâsı yüksek kişiler mutluluk, üzüntü, şaşkınlık, korku, öfke gibi duyguları ayırt etmekte başarılıdırlar. Ayrıca duyguların ne anlama geldiğini ve bizleri ne gibi davranışlara yönlendireceğini de bilirler. Örneğin korkunun, kendilerine yöneltilmiş bir tehdide, suçluluk duygusunun ise yaptıkları bir yanlışa işaret edebileceğini fark ederler. Mutluluk hissedenlerin

DUYGUSAL ZEKÂNIN BAŞARI VE PERFORMANSA ETKİSİNİN YAPILAN İŞİN DOĞASINA GÖRE DEĞİŞTİĞİNİ SÖYLEYEN DOÇ. DR. SELDA KOYDEMİR, “DUYGUSAL ZEKÂ İŞ PERFORMANSIMIZA

DOĞRUDAN ÇOK FAZLA KATKIDA BULUNMASA DA DAHA OLUMLU İLİŞKİLER KURMAMIZI VE TAKIM ARKADAŞLARIMIZLA DAHA RAHAT İLETİŞİMDE BULUNMAMIZI SAĞLAYARAK, PERFORMANSIMIZIN

ARTMASINA DOLAYLI OLARAK DESTEK SAĞLIYOR” DEDİ.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

Duygusalzekâ

IŞ PERFORMANSINA DOLAYLI OLARAK DESTEK SAĞLIYOR

13 _

İŞ Y

AŞA

MI

o sırada sosyalleşmeyi isteyebileceğini, üzüntü hissedenlerinse yalnız kalmayı tercih edebileceğini anlarlar.

Ayrıca duyguları da düzenleyebildiğini söyleyebilir miyiz?Duygusal zekâ; duyguları düzenleyebilmeyi, düşünce ve davranışlarımızı şekillendirmede duygularımızı kullanabilmeyi de içerir. Öfkelendiğimizde karşımızdakine bağırmak yerine biraz sakinleşmeyi bekledikten sonra konuşmaya ve sorunu çözmeye çalışmak, duygu düzenleme stratejilerine bir örnek olarak verilebilir. Dikkati dağıtmak veya duygumuzu görmezden gelmek de birer duygu düzenleme stratejisi ancak sürekli kullanıldığında uzun vadede psikolojik sağlığımız için pek faydalı değil.

Pek çok uzman ve eğitimci, duygusal zekânın başarıya ve performansa bilişsel zekâdan (IQ) daha fazla etki ettiğini söylüyor?Yapılan araştırmalara göre bu ilişki göründüğü gibi basit ve kesin değil. Evet, duygusal zekânın performans ve başarıyla bir ilişkisi var ama bilişsel zekâdan daha önemli olduğunu söylemek zor. En önemlisi de bu ilişki sadece bazı meslekler için geçerli… Mesela pazarlama alanında çalışanlar için duygusal zekânın işe yarayabileceğini düşünebiliriz, ancak araştırmalara göre bu alanda çalışan kişilerin ne kadar satış yaptıklarını belirleyen en önemli faktör IQ. Duygusal zekânın etkisi ise oldukça az.

Etkili olduğu meslekler hangileri?Eğer her gün başkalarının duygularıyla ilgilenmeniz gereken bir işte çalışıyorsanız, örneğin satış, emlakçılık, çağrı merkezi çalışanları veya avukatlık gibi... O zaman duygusal zekânın size iş performansınızda epey katkısı olabilir. Öte yandan duyguları anlamayı ve duygularla ilgili bilgiyi kullanmamızı gerektirmeyen işlerde çalışanlar için duygusal zekâ başarının bir belirleyicisi değildir. Örneğin gününü istatistik analizi yaparak geçiren biri için duygular gerekli olmadığı gibi dikkat dağıtıcı

bile olabilir. Bunun yanında duygusal zekâ, zor ve duygusal açıdan yük getiren işlerde, stres verici iş ortamlarında daha da önem kazanıyor. Çağrı merkezi çalışanları buna iyi bir örnek. Gün içinde arayan çok farklı kişilik özelliğine sahip, o anda sorununun çözülmesi beklentisiyle aramayı yapan, ısrarcı, bazense öfkeli müşterilerle ilgilenmek hiç kolay değil. Bu tarz işlerde duygusal zekâ becerileri, karşısındakini anlayarak tepkilerini ona göre düzenleme ve stresle başa çıkma konusunda önemli bir destek kaynağı...

Araştırmalar, yüksek duygusal zekâya sahip yöneticilerin (liderlerin) elemanları tarafından daha başarılı ve etkin olarak algılandığını gösteriyor. Evet ayrıca duygusal zekâsı yüksek liderlerin çalışanları iş yaşamlarından daha fazla doyum alıyor ve iş yerinde daha mutlu oluyor. Liderler için duygusal farkındalık ve kendi duygularını farklı ortamlarda en iyi şekilde kullanma becerileri, geliştirmeleri gereken en önemli becerilerden... Ancak duygusal zekâ liderliğe katkı sağlasa da bazen liderleri aşırı hassas da yapabildiği için olumsuz etkileri de olabilir.

Kurumlar duygusal zekâyı geliştirmeye yatırım yapmalı mı?Duygusal zekâsı gelişmiş çalışanların olduğu bir iş yerinde daha etkin, daha üretken ve iletişime daha açık bir çalışma ortamı olacağını söyleyebiliriz. Ancak duygusal zekâ becerilerinin faydaları kurumun ve yapılan işin özelliklerine göre değiştiği için bu kararı verirken bu faktörleri göz önüne almakta fayda var. Yani belki belli bazı rollerde çalışanların duygusal zekâ becerilerindense farklı becerilerini geliştirmesi hem kendi başarıları hem şirket için getireceği başarılar açısından daha faydalı olabilir. Şunu da unutmamak gerekir; çalışanların duygusal zekâsı ne kadar geliştirilirse geliştirilsin, kurum kültürü ve yönetim şekli bu becerilerle çelişiyorsa yapılan bu yatırım çok da anlamlı olmayacaktır.

Duygusal zekâ,zor ve

duygusal açıdan

yük getiren işlerde, stres

verici iş

ortamlarında daha da önem

kazanıyor. Doç. Dr. Selda Koydemir

14 _ SEKTÖR İNCELEME / EV VE MUTFAK EŞYALARI

E v ve mutfak eşyaları, dünya genelinde 94.8 milyar dolarlık büyüklüğe sahip ve Çin pazarın yaklaşık yüzde 50’lik kısmını domine ediyor. Türk

ev ve mutfak ürünleri sektörü ise kalite ve tasarım olarak Avrupa ile aynı düzeyde olmasına rağmen pazardan sadece yüzde 2,4’lük pay alıyor. Bunun en büyük

TÜRKİYE OLARAK EV VE MUTFAK EŞYALARI SEKTÖRÜNDE EN FAZLA İHRACAT YAPAN ÜLKELER SIRALAMASINDA YEDİNCİ SIRADA OLDUKLARINI SÖYLEYEN BURAK ÖNDER, “BİRİM İHRACAT FİYATIMIZ, UZAK DOĞU ASYALI RAKİPLERİMİZİN DAHİ GERİSİNDE... BUNA KARŞIN KALİTE VE TASARIM OLARAK AVRUPALI RAKİPLERİMİZLE AYNI DÜZEYDEYİZ. MARKALAŞARAK, YENİ VE FARKLI TASARIMLARLA BİRİM İHRACATIMIZI ARTIRABİLMEK EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDEMİZ” DİYOR.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

EVSİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI BURAK ÖNDER:

Gündemimizde ihracatımızıartırmak var

EVSİD Yönetim Kurulu Başkanı

Burak Önder

15 _

SEK

TÖR

İNCE

LEM

E /

EV V

E M

UTF

AK

EŞYA

LARI

nedeninin katma değerli ihracat ve bunun önündeki en büyük engelin de pazarlama olduğunu belirten Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Önder, “Ev ve mutfak eşyaları sektörü, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,2 oranında ihracatını artırdı. 2014 yılından sonra ihracattaki düşüşün 2017 yılında toparlanma sürecine girdiğini ve 2018 yılı sonunda 2.6 milyar dolara ulaşarak 2014 rakamlarını yakalayacağını öngörüyoruz. 2018 yılına baktığımızda emtia fiyatlarının da etkisi ile ilk beş ayda yaklaşık yüzde 8’lik bir büyüme gösterdik” diyor. 2018 sonu için asıl hedeflerinin birim ihracat fiyatlarını, 2017 yılındaki 3.14 dolar/kilogramdan ilk etapta 3.30 dolar/kilograma çıkartmak olduğu bilgisini veren Önder, “Sonra da dünya ortalaması olan 4 dolar seviyelerine yükseltmek. Ayrıca, 2018 ve 2019’da pazar çeşitliliğimizi artırarak ihracatımızı geliştirmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor. Burak

Önder, sektörünün yanı sıra, İSTOÇ Ticaret Merkezi ve Türkiye ekonomisiyle ilgili görüşlerini paylaşıyor.

Derneğiniz hakkında bilgi verip, yürüttüğünüz faaliyetlerden bahseder misiniz?

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD), sektördeki firmaların fikirlerinin bir araya gelmesiyle tabandan gelen bir hareketle doğdu. Bu nedenledir ki kuruluşundan bu yana hep sektörle yakın temasta bulunarak faaliyetlerimize yön verdik. EVSİD olarak ana hedefimiz, hep üreten firmaların yanında olmak, üretici firmalarımızın hem yurt içinde hem de uluslararası alanda pazar paylarını artırmak için çalışmalarda bulunmak oldu.

Çok genç bir dernek olmasına rağmen EVSİD, üç yılda 20 yurt dışı, 30 yurt içi etkinliğe imza attı. Bugün geldiğimiz noktada hem sektörel heyetler hem de UR-GE projelerimiz ile üreticilerimiz için potansiyel

16 _ SEKTÖR İNCELEME / EV VE MUTFAK EŞYALARI

olabilecek pazarlara yönelik organizasyonlar

gerçekleştiriyor, firmalarımızı doğru alıcılarla bir araya getiriyoruz. Hong Kong ve Hindistan’da fuar katılımları gerçekleştiriyoruz. Bu yıl üçüncüsünü düzenleyeceğimiz, “Turkish Houswares by Invitation Only” etkinliği ile 40 ülkeden 70’in üzerinde zincir mağaza, toptancı ve önemli alıcıyı İstanbul’a getirerek üreticilerimizle buluşturacağız.

Tüm bu faaliyetlerimizin sonucunda üyelerimizin yeni yeni pazarlara ihracat yaptıklarını görmek çok sevindirici... Faaliyetlerimiz, bir yandan ihracat artışına destek olurken, diğer taraftan firmalarımızın vizyonunu da yeni pazarlara göre geliştiriyor.

Ev ve mutfak eşyaları sektörü 2018 yılının ilk beş ayını üretim, ihracat, ithalat ve kapasite kullanım rakamları açısından nasıl geçirdi?

Ev ve mutfak eşyaları sektörü, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,2 oranında ihracatını artırdı. 2014 yılından sonra ihracattaki düşüşün 2017 yılında toparlanma sürecine girdiğini ve 2018 yılı sonunda 2.6 milyar dolara ulaşarak 2014 rakamlarını yakalayacağını öngörüyoruz. 2018 yılına baktığımızda emtia fiyatlarının da etkisi ile ilk beş ayda yaklaşık yüzde 8’lik bir büyüme gösterdik.

Yıl sonu hedefleriniz neler?2018 sonu için asıl hedefimiz, aslında birim ihracat

fiyatlarımızı 2017 yılındaki 3.14 dolar/kilogramdan ilk etapta

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

17 _

SEK

TÖR

İNCE

LEM

E /

EV V

E M

UTF

AK

EŞYA

LARI3.30 dolar/kilograma

çıkartmak. Sonra da dünya ortalaması olan 4 dolar seviyelerine yükseltebilmek. Ayrıca, 2018 ve 2019’da pazar çeşitliliğimizi artırarak ihracatımızı geliştirmeyi hedefliyoruz.

Sektörün büyüklüğü nedir?Ev ve mutfak eşyaları, dünya genelinde 94.8 milyar dolarlık

büyüklüğe sahip ve Çin pazarın yaklaşık yüzde 50’lik kısmını domine ediyor. Türkiye olarak ise pazarın sadece yüzde 2,4’lük kısmını alıyoruz.

Sektörün uluslararası pazarlarda rekabet düzeyi nedir? Bu bağlamda dünyadaki konumunu değerlendirir misiniz?

Türkiye olarak sektörde en fazla ihracat yapan ülkeler sıralamasında yedinci sıradayız. Birim ihracat fiyatımız, Uzak doğu Asyalı rakiplerimizin dahi gerisinde... Buna karşın kalite ve tasarım olarak Avrupalı rakiplerimiz ile aynı düzeydeyiz. En büyük eksikliğimizin pazarlama olduğunu düşünüyoruz. Pazarlama konusunda sektör olarak kendimizi geliştirmemiz durumunda dünya pazarından hak ettiğimiz payı alabileceğimizi düşünüyoruz.

Sektörde nasıl bir çeşitlilik yaşanıyor? Yeni trendler neler?

Biliyorsunuz son yıllarda tekstil ve dekorasyon zincirleri, ev ve mutfak eşyaları ürünlerine olan talebi artırdı. Farklı renk ve tasarımlar, ürünlerin daha kolay pazara sunumunu sağladı. Sektör olarak bizler de yavaş da olsa artık tasarım ve markanın birim satış fiyatları ve dolayısıyla kârlılığı artırdığını görebiliyoruz. Sanıyoruz önümüzdeki dönem markalaşma yolunda firmalarımızın daha yoğun çalışmalarına tanık olacağız.

Sektörün önemli gündem maddesi nedir? Sorunların çözümü yolunda önerileriniz neler?

Sektörümüzün en önemli sorunu, katma değerli ihracat ve bunun önündeki en büyük engel de pazarlama... Markalaşarak, yeni ve farklı tasarımlarla birim ihracatımızı artırabilmek en önemli gündem maddemiz.

İSTOÇ hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

İSTOÇ, sektörümüz için daimi bir fuar konumunda... Sektörümüz ve ihracatımız için önemli bir lokasyon... Hep birlikte İSTOÇ ile ilgili yeni vizyonları ortaya koymalıyız. Lakin bu vizyon Çin’deki Yuvi’ye benzemek olmamalı, bu hepimizi düşürür. Biz ABD’deki Atlantamart’ı, Dallasmart’ı örnek almalıyız. Öte yandan, ne yazık ki son dönemde gerek yurt içindeki fuarlar, gerekse güney illerimizde düzenlenen ve salt iç pazara yönelik satınalma organizasyonları İSTOÇ’a ilgiyi biraz etkilemiş gözükse de böylesine organize bir merkezi hep birlikte korumalı ve desteklemeliyiz diye düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisi için neler söylemek istersiniz?

ABD’nin parasal genişlemeyi bırakarak sıkılaştırıcı politikalar izlemesi, önümüzdeki dönemde piyasalarda eskiden olduğu gibi para bolluğunun olmayacağına işaret ediyor. Her anlamda sektörümüzü zorlu bir dönem bekliyor ancak bizler daha yolun başındayız ve gidecek çok yolumuz var. Makro ekonomik gelişmeler ne olursa olsun markalaşmaya, katma değerli ihracata ağırlık verebilirsek bu süreçten sektörümüzün güçlenerek çıkacağına inanıyorum.

18 _ FİRMA TANITIM

Z üccaciye sektöründeki faaliyetlerine dört ortaklı bir aile şirketi olarak devam eden İpek Züccaciye, ithalatın yanı sıra, yurt içinde aldığı ticari mümessilliklerle de yerli piyasayı destekliyor. Müşterilerine kaliteli, modern

ve geleneksel tasarımlı ürünleri geniş ürün yelpazesiyle sunduklarını belirten İpek Züccaciye Ortağı ve Müdürü Salih Ay, “Ticari hayatımızda dürüstlük ve güven geçmiş nesillerden beri başlıca prensibimiz oldu. Biz de bu prensibi bizden sonraki nesillere aktaracağımız başlıca değer olarak

görüyoruz. Hedefimiz, hem züccaciye sektöründe firmamızı markalaştırıp daha ileriye taşımak hem de diğer sektörlere giriş yaparak ticari faaliyetlerimizi aile şirketimiz bünyesinde ilerletmek” diyor. Salih Ay ile firmalarının yanı sıra, İSTOÇ ve Türkiye ekonomisini konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Firmamızın temelleri 1964 yılında dedelerimizin

perakende mağazacılığına başlamasıyla atıldı. Daha sonra

ZÜCCACİYE SEKTÖRÜNDE AĞIRLIKLI OLARAK EV DEKORASYONU, CAM İLE PORSELEN SOFRA VE MUTFAK EŞYALARI İTHALATI YAPAN İPEK ZÜCCACİYE, ÜRETİME GEÇMEYE HAZIRLANIYOR. İPEK ZÜCCACİYE ORTAĞI VE MÜDÜRÜ SALİH AY, UZUN VADEDE İYİ BİR FİZİBİLİTE SONRASINDA, YURT İÇİ VE DIŞI FIRSATLARI DA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK,

KENDİ BÜNYELERİNDE ÜRETİM TESİSİ KURMAYI PLANLADIKLARINI DİLE GETİRİYOR.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

İPEK ZÜCCACİYEÜRETİME HAZIRLANIYOR

19 _

FİR

MA

TAN

ITIM

büyüklerimiz 1991’de Tahtakale’de toptan mağazamızı açarak bizleri daha ileriye taşıdı. Biz ise onlardan devraldığımız bu bayrağı 2007 yılından itibaren İpek Züccaciye olarak daha da ileriye taşıma gayesindeyiz. Firmamız şu anda züccaciye sektöründeki faaliyetlerine dört ortaklı bir aile şirketi olarak devam ediyor. İthalatın yanı sıra bünyemizde mümessillikler de bulunuyor. Kaliteli, modern ve geleneksel tasarımlı ürünlerimiz ve geniş müşteri portföyümüz ile züccaciye sektöründe haklı bir yer edindik. Ticari hayatımızda dürüstlük ve güven geçmiş nesillerden beri başlıca prensibimiz oldu. Biz de bu prensibi bizden sonraki nesillere aktaracağımız başlıca değer olarak görüyoruz. Hedefimiz, hem züccaciye sektöründe firmamızı markalaştırıp daha ileriye taşımak hem de diğer sektörlere giriş yaparak ticari faaliyetlerimizi aile şirketimiz bünyesinde ilerletmek...

2018 yılına dair hedef ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?İthalatımızın yanı sıra, fason üretimlerle de sektöre

katkı sağlayacak yeni projeler üretip piyasaya özgün ürünler sunmayı ve bu sayede bilinirliliğimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. Uzun vadede iyi bir fizibilite sonrası, yurt tiçi ve dışı fırsatları göz önünde bulundurarak, kendi bünyemizde üretim tesisi kurmayı amaçlıyoruz.

Başarı kriterleriniz ve sizce başarıyı getiren en önemli faktörler nelerdir?

Başarıyı getiren faktörlerin en önemlisi, çok çalışmaktır. Büyüklerimizin bize öğrettiği ticari hayatımızda başlıca hedefimizin sadece kazanç sağlamak değil, dürüstçe çalışmak ve emek vermek olduğudur ki bu zaten başarıyı da beraberinde getirir. Ben de bu prensibe bağlı kalarak başarılı olmak için çok çalışmaya, yeni fikirleri ve trendleri yakalamaya gayret ediyorum.

Sektöre yönelik gördüğünüz sorunlar var mı? Sizce bu konuda hangi adımlar atılmalı?

Sektörde rekabetin vade, fiyat ve ürün kopyalama üzerine olmasını başlıca sorun olarak görüyorum. Bunun yerine rekabetin AR-GE, yeni ürün geliştirme ve fiyat yerine kalite üzerine olması sektörü daha ileriye götürecektir. Ayrıca son zamanlarda ithalatta karşımıza çıkan ek vergi ve anti-dumping gibi uygulamalar züccaciye sektöründe ithalat yapan firmaların maliyetlerini bir hayli yükseltiyor. Artan maliyetler mecburen fiyatları artırıyor ve bu durumdan yine nihai tüketiciler mağdur oluyor.

İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

İSTOÇ Ticaret Merkezi piyasanın organize olması açısından birleştirici-bütünleştirici bir etki sağlıyor. Sektör için sorunların, yeni ve değişik fikirlerin paylaşılacağı ortak

bir platform olması, ufkumuzu görebilmemiz için önemli bir koşul... Ayrıca züccaciye sektöründe önemli role sahip firmaların burada yer alması, züccaciye sektörü ile ilgilenen müşteriler için İSTOÇ’u cazibe merkezi haline getirdi.

Türkiye ekonomisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?Seçim sonrasında piyasalarda önünümüzü görme

konusunda biraz daha iyi duruma geldik. Döviz kurundaki dalgalanmalar halen daha piyasada çekimser bir hava yaratsa da yerli ve yabancı yatırımcı, şu an daha rahat karar verebiliyor. Bunun sonucu olarak da piyasada hareketlenme olması kaçınılmaz oldu. Yatırımların artmasıyla hem ekonomik göstergeler hem istihdam verileri yukarıya doğru ivme kazanacak.

Salih Ay

20 _ FİRMA TANITIM

E rzurum’da eğitimini tamamlarken bir taraftan da çıraklık yaparak iş hayatına adım atan Mustafa Bayat, gençken elde ettiği deneyimini bugün işlerine yansıtıyor. Profesyonel olarak ticaret hayatına 1989 yılında

Erzurum’da beyaz eşya, mobilya, hediyelik eşya ve züccaciye perakendeciliği ile başlayan Bayat, “Bugün tüm Türkiye’ye yayılmış satış noktalarımız, kendimize has tasarımlarımız olan geniş ürün yelpazemiz ve sahip olduğumuz 29 yıllık tecrübeyle müşterimize kaliteli ürünler sunmaya devam ediyoruz” dedi. Çiftçiler Züccaciye Müdürü Mustafa Bayat ile firması ve İSTOÇ Ticaret Merkezi hakkında konuştuk.

Firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Erzurum’da 1989 yılında beyaz eşya, mobilya, hediyelik

eşya ve züccaciye perakendeciliği ile başladığımız ticari faaliyetlerimizi, 2004 yılı itibariyle İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde hediyelik eşya toptancılığı ve ithalatıyla sürdürüyoruz. Bugün tüm Türkiye’ye yayılmış satış noktalarımız, kendimize has tasarımlarımız olan geniş ürün yelpazemiz ve sahip olduğumuz 29 yıllık tecrübeyle müşterimize kaliteli ürünler sunmaya devam ediyoruz. Ortaklarımızın memnuniyetini ön planda tutarak, mükemmel bir çalışma ortamının başarıya giden yoldaki en

kusursuz seçim olduğu bilinciyle hareket edip, önce insan prensibini unutmadan büyümeye devam ediyoruz.

2018 yılına dair hedef ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?

Olumsuz devam eden ekonomik piyasa koşullarına rağmen, ürettiğimiz ve ithal ettiğimiz ürünler ile ekonomiyi canlandırarak, firmamızı daha ileri bir seviyeye taşımayı amaçlıyoruz. Altyapısı sağlam kaliteli ürünleri, uygun fiyatlarda tüketiciye daha iyi hizmet sunarak vermeye devam edeceğiz.

Başarı kriterleriniz ve sizce başarıyı getiren en önemli faktörler nelerdir?

Başarılı olabilmek için öncelikle, hedef belirlemeli... Stres yönetimini iyi yapıp, planlı ve zamanında hareket edilmeli... Ayrıca kurallara uyup disiplinli çalışmak, verimi ve başarıyı artıran bir ölçü olmasına rağmen olay ve kişilere karşı esnek olmak da gerekiyor. Tabii bunların hepsini yaparken de geçmiş dönemde yaşadığımız olaylardan ve elde ettiğimiz deneyimlerden de faydalanıyoruz.

Sektöre yönelik gördüğünüz sorunlar var mı? Sizce bu konuda hangi adımlar atılmalı?

Başta yerli imalattaki altyapı sorunları, üretim yapan firmaların yeterli oranda desteklenmemesi, kapasite eksikliği, ithalatta ise kurun sürekli değişmesi ve yüksek olması, fiyat geçişlerindeki orantısız yükselişler, haksız rekabet koşulları, bankacılık ve finans alanındaki yüksek faizler için çözüm yollarının aranması gerekiyor. Doğru fiyat, doğru ürün ve bilinçli rekabet ortamının oluşmasıyla bu sorunları aşacağımıza inanıyoruz.

İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin ekonomiye yön verdiğini

söyleyebiliriz. Buradan yurt içi ve dışı birçok noktaya ulaşıyoruz. Birçok farklı iş grubunun aynı bölgede toplanması hem toptancılar açısından hem de tüketiciler açısından daha sağlıklı bir çalışma ortamı sunuyor.

Türkiye ekonomisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?Üretimin desteklenmesi, vergilerin orantılanması, iş gücü

ve kapasitenin artırılmasıyla daha iyi bir ekonomiye sahip olacağımızı düşünüyorum.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE 2004 YILINDAN BU YANA HEDİYELİK EŞYA TOPTANCILIĞI VE İTHALATÇILIĞI YAPAN ÇİFTÇİLER ZÜCCACİYE MÜDÜRÜ MUSTAFA BAYAT, “İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN EKONOMİYE YÖN VERDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİM.

BURADAN YURT İÇİ VE DIŞI BİRÇOK NOKTAYA ULAŞIYORUZ. BİRÇOK FARKLI İŞ GRUBUNUN AYNI BÖLGEDE TOPLANMASI HEM TOPTANCILAR AÇISINDAN HEM DE TÜKETİCİLER AÇISINDAN DAHA SAĞLIKLI BİR ÇALIŞMA ORTAMI SUNUYOR” DEDİ.

“İSTOÇ TİCARET MERKEZİ, EKONOMİYE YÖN VERİYOR”

Mustafa Bayat

21 _

FİR

MA

TAN

ITIM

H ediyelik ve gümüş aksesuarların toptan satışını yapmak üzere 1987 yılında Ün İthalat adıyla Tahtakale’de kurulan ve 1996’da Ün Hediyelik Eşya ve Züccaciye Ticaret Sanayi adını alan firma, bugün mutfak, banyo ve

ev ekipmanları ithalatı ile toptan satışı yaparak faaliyetlerine İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde devam ediyor. Önceliklerinin müşteri ihtiyaçlarını zamanında karşılamak olduğunu söyleyen Ün Hediyelik Eşya ve Züccaciye Ticaret Sanayi Ltd. Şti yöneticisi Süleyman Hakan Ün, “Ticaret hayatı boyunca şeffaflığa önem veren firmamız, tüketici ile tutarlı, doğru ve sürekli geribildirimli ilişkiler kurarak, 2018 yılında daha başarılı işlere imza atacak” diyor. Süleyman Hakan Ün ile firmalarının kuruluş sürecinin yanı sıra, İSTOÇ Ticaret Merkezi hakkında konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Antalya Akseki’de lise eğitimimi tamamladım. Askerlik

görevimi yaptıktan sonra Tahtakale’de iş hayatıma başladım.

Firmanızı ne zaman ve nasıl kurdunuz? Hediyelik ve gümüş aksesuarların toptan satışını yapmak

üzere Ün İthalat’ın temelini 1987 yılında İstanbul-Tahtakale’de attık. Özveri ve emeklerin karşılığında ise 1990 yılında şahıs firması olarak resmen ticaret hayatına başladık. 1996’da müşteri memnuniyetini esas alan, kalite, güven ve aidiyet üzerine Ün Hediyelik Eşya ve Züccaciye Ticaret Sanayi adını alarak firmamızı daha ileriye taşıdık. Bugün mutfak, banyo ve ev ekipmanları ithalatı ile toptan satışı yaparak faaliyetlerimize devam ediyoruz.

2018 yılına dair hedef ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?Ticaret hayatı boyunca şeffaflığa önem veren firmamız,

tüketici ile tutarlı, doğru ve sürekli geribildirimli ilişkiler kurarak, 2018 yılında daha başarılı işlere imza atacak.

Başarı kriterleriniz ve sizce başarıyı getiren en önemli faktörler nelerdir?

Sektördeki güvenirliğe yakışır bir şekilde hizmet sunarak müşteri ihtiyaçlarını zamanında karşılamak ilk önceliğimizdir. Bunun için çalışan mutluluğunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla firmamızda aile ortamı sunuyoruz.

Sektöre yönelik gördüğünüz sorunlar var mı? Sizce bu konuda hangi adımlar atılmalı?

Rekabetin had safhada olduğu şu dönemde pek çok kişi haksız rekabetten zarar görüyor. Bu zararlar maddi olabileceği gibi manevi de olabiliyor. Değinmek istediğim konulardan biri de fuarlar... Fuar organizasyonları katılımcı firmalar için önem arz ederken, son dönemlerde sektördeki fuarların artmış olması ile enerji ikiye bölünerek verimlilik düşüyor. Bu durum ziyaretçi sayısını azaltıyor. Dolayısıyla katılımcı olarak bizler de fuarlara sıcak bakmamaya başladık.

İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

İSTOÇ Ticaret Merkezi kuruluşundan bugüne her geçen gün büyümeye devam ediyor. Çevre düzeni, park yeri, dinlenme ve diğer sosyal alanlarda daha da iyi olmasını temenni ediyorum.

Türkiye ekonomisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?2018 yılında Türkiye ekonomisinin olumlu yönde

ilerleyeceğini düşünüyorum.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ ESAS ALARAK KALİTE, GÜVEN VE AİDİYET ÜZERİNE 1996 YILINDA KURULAN ÜN HEDİYELİK EŞYA VE ZÜCCACİYE TİCARET SANAYİ, BUGÜN MUTFAK, BANYO VE EV EKİPMANLARINDAN OLUŞAN GENİŞ ÜRÜN

YELPAZESİYLE FAALİYETLERİNE İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE DEVAM EDİYOR.

ÜN HEDİYELİK’İN ÜRÜN PORTFÖYÜ ÇOK GENİŞ

22 _ GEZİ / ESTONYA

KUZEY’İN MASALSI ÜLKESİ ESTONYA, MUHTEŞEM DOĞAL GÜZELLİKLERİ VE TARİHİ YAPILARIYLA SEYAHAT SEVERLERİ ADETA KENDİNE HAYRAN BIRAKIYOR. GENİŞ ORMANLARLA BİRLİKTE ÇOK SAYIDA DOĞAL PARK VE GÖLLERİN BULUNDUĞU

ESTONYA, MAVİ VE YEŞİLİN SUNDUĞU ZENGİNLİKLE İNSANI HUZURA KAVUŞTURUP BÜYÜLÜYOR. VAHŞİ DOĞASI İLE MACERA SEVERLER İÇİN DE İLGİ ÇEKİCİ OLAN ESTONYA’DA TREKKİNG VE KAMP YAPMAK ALTERNATİF AKTİVİTELER ARASINDA EN BAŞTA YER ALIYOR. UNESCO’NUN DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNDE YER ALAN VE 2011 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ

SEÇİLEN TALLİNN ŞEHRİ DE ORTAÇAĞ ATMOSFERİNİ YAŞAMAK İSTEYENLER İÇİN DOĞRU ADRES...

EstonyaHUZUR VE MACERA ÜLKESI

D oğasıyla büyüleyen, mimarisiyle masalları andıran, tarihi dokusuyla da hayran bırakan Kuzey Avrupalı Estonya, son yıllarda birçok alanda gelişme göstererek Baltık ülkeleri arasında öne çıkıyor.

Günümüzde özellikle eğitim ve teknoloji alanında adından sıkça söz ettiren kuzeyin çekici ülkesi Estonya, tarihi dokusunun ve

doğal güzelliklerinin etkisiyle de turizm alanında Avrupa'nın en çok ilgi çeken rotaları arasında... Yaklaşık 1,5 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen, son beş yılda yüzde 40 oranında artışla yılda 10 milyon turisti misafir eden Estonya, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ve 2011 Avrupa Kültür Başkenti seçilen Tallinn şehri ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Ortaçağ atmosferi

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

23 _

GEZ

İ / E

STO

NYA

ve modern mimariyi bir arada deneyimlemek isteyenler için mükemmel imkanlar sunan ülke, teknolojiden de geri kalmayarak bilişimde sağladığı gelişmeyle adeta ‘internet cumhuriyeti’ olarak da anılıyor.

Tallinn, tarih ve doğa kokuyorSovyet dönemi etkilerinin hâlâ hissedildiği ülkenin başkenti Tallinn’de Barok sarayları, camdan gökdelenleri, tarihi ve modern mimariyi iç içe görebilirsiniz... Ayrıca sahilleri ve ormanlarıyla tarih ve doğa kokan büyüleyici bir şehir olan Tallinn’de Rus Imparatorluğu döneminden kalan ve Estonya’nın bağımsızlığı sonrası yeniden restore edilen Alexander Nevsky Katedrali ve Kadriorg Sarayı şehrin en görkemli simgelerini oluşturuyor. Tallinn’in en eski Ortodoks kilisesi ve en gösterişli ibadethanesi olan Alexander Nevsky Katedrali, ülke Rus Çarı’nın hakimiyeti altında iken Rus mimarisinin şehirde yayılması amacıyla 1984 yılında inşa edilmiş tarih kokan modern bir yapı... Avrupa’nın tarihi şehir meydanlarından olan Raekoja Plats ise festivaller,

düğün törenleri gibi sosyal aktivitelerin önemli mekanı olurken, pazar tezgahları, kafe ve restoranlarıyla da Tallinn’deki gündelik hayata ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Toompea Kalesi 13. yüzyıldan kalan askeri hisarın sağ kanadı üzerine 1767-1773 yılları arasında barok mimari ile inşa edilmiş. Günümüzde Toompea Kalesi Riigikogu’ya yani Estonya Parlamentosu’na ev sahipliği yapıyor. Ülkeye gittiğinizde Toompea Kalesi’nden Tallinn’in enfes manzarasını seyredebilirsiniz.

Lahamaa Ulusal Parkı, Avrupa’nın en geniş parklarından biriEstonya, tarihi dokusuyla beraber eşsiz doğal güzellikleri de içinde barındırıyor. Geniş ormanlarla birlikte çok sayıda doğal park ve

Estonya’da 1500’den fazla ada bulunuyor. En büyük iki adası ise Baltık Denizi’ndeki

Saaremaa ve Hiiumaa adaları...

24 _ GEZİ / ESTONYA

göllerin bulunduğu Estonya’da, mavi ve yeşilin huzuru insanı içine çekiyor. Vahşi doğası ile macera severler için de ilgi çekici olan Estonya’da trekking ve kamp yapmak alternatif aktiviteler arasında yer alıyor. Estonya’nın en büyük parkı olmasının yanı sıra, Avrupa’nın da en geniş parklarından biri olan Lahamaa Ulusal Parkı, bitki severlere flora açısından zengin bir seçenek sunuyor. Haziran-ağustos ayları arası yaşanan Kuzey ülkelerine özgü “beyaz geceler” ise gündüzlerin yaklaşık gece 23.00’e kadar uzamasına neden oluyor ve gezginlere farklı bir deneyim yaşatıyor.

Eston ekmeği sofraların vazgeçilmezi Danimarka, Isveç, Rusya ve Almanya mutfaklarından etkilenen Estonya mutfağının ana malzemelerini et, sosis, patates, krema, turşu, lahana, salatalar ve esmer ekmek oluşturuyor. Mutfağın başlıca ürünleri arasında etli güveç (sljanka), kızartma çeşitleri, deniz ürünlerinden somon ve alabalık yer alıyor. Mutfakta soğuk mezeler oldukça önem arz ediyor. Patates salatası eşliğinde servis edilen et veya sosis, pancar kökü, et ve ringa balığından oluşan rosolje başlıca meze çeşitlerini oluşturuyor. Estonların kendilerine özgü en önemli yiyeceği ise Eston ekmeği... Leib adı verilen esmer ekmek de oldukça yaygın olarak tüketiliyor. Ekşi tatlı tadında peenleib ve sepik adında farklı ekmek türleri de bulunuyor.

Estonyalılar şarkı söyleyen ulus olarak anılıyor133 bin kayıtlı halk şarkısıyla Estonya dünyanın en büyük şarkı koleksiyonuna sahip ülke konumunda yer alıyor. Bu da ülke genelinde 1981 yılından bu yana çok sayıda müzik festivalinin düzenlenmesine neden oluyor. Bu festivallerin en önemlilerinden biri her yıl temmuzun son haftasındaki perşembe ile pazar günleri arasına denk gelen Estonya ve Viljandi Folk Müzik Festivali... 1993 yılından bugüne düzenlenen festivalde Eston sanatçıların yanı sıra, çeşitli ülkelerden müzik grupları da sahne alıyor. Dört gün boyunca gerçekleştirilen festival, Avrupa’nın en büyük folk müzik festivallerinden biri olarak biliniyor. Bunun dışında ülkenin diğer önemli müzik festivalleri arasında her yaz düzenlenen Uluslararası Rock Müzik Festivali, her ilkbahar mevsiminde ülkenin başkenti

Tallinn’deki Estonya Şarkı ve Dans Kutlamaları, yine başkentin ev sahipliği yaptığı kasım-aralık arasındaki Tallinn Uluslararası Jazzkaar Festivali de yer alıyor.

Kehribardan yapılan takılar ülkenin sembolüÜlkeye gittiniz ve dönerken sevdikleriniz için hediye almayı planlıyorsunuz. Size tavsiyemiz kehribar taşı almanız olacak. Çünkü kehribardan yapılan çeşit çeşit takılar ve tasarımlar ülkenin sembolü... Ayrıca elde yapılmış arabalar, kutular, ahşap eşyaların yanı sıra kumaş, deri ve cam el işleri, el yapımı mücevherler ve kaliteli seramikler de tercih edilebilir. Estonya çikolatası ve meşhur Vana likörü de popüler hediye seçenekleri arasında bulunuyor.

İnternet cumhuriyeti olarak anılıyorDoğusunda Rusya, güneyinde Letonya ile kara sınırı bulunan Estonya, kuzeyde Finlandiya Körfezi, batıda ise Baltık Denizi ile çevrili... 2004’te Avrupa Birliği’ne üye olan ülke genç gibi görülse de aslında Estonya’nın yerleşik halkı olan Estler’in MÖ 3000

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

Estonya Küba ile birlikte dünyada en yüksek okuma yazma oranına sahip ülke

konumunda bulunuyor.

25 _

GEZ

İ / E

STO

NYA

yıllarında bu bölgeye gelerek yerleştikleri görülüyor. Estonya, uzun yıllar boyunca toprakları birçok farklı devletin istilasına uğramış olsa da 1918 Çarlık Rusyası’ndan Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılması sonrasında bağımsızlığını ilan ediyor. Sovyetler Birliği’nden ilk ayrılan ve kendi parasını basan resmi adıyla Estonya Cumhuriyeti olan ülke, bugün bilgi teknolojilerine verdiği önemle ‘internet cumhuriyeti’ olarak da anılıyor.

Estonya hakkında bilmeniz gerekenler: 1) Sevecen, sıcakkanlı ve konuşkan olan Estonyalılar aynı zamanda yardımseverler...2) Ülkeye gittiğinizde genel olarak akşam 19.30’dan sonra caddelerin boşaldığını göreceksiniz, sakın şaşırmayın!

3) Trafik sorununun olmadığı ülkede kent merkezlerinde yaygın bir tramvay ağı mevcut. Otobüslerle de ulaşım sağlanabiliyor. Başkent Tallinn’de toplu taşıma ücretsiz...4) Taciz, tecavüz, ensest ilişki, dolandırıcılık gibi suçların Avrupa’da en az görüldüğü ülkelerden biri...5) Halkın yüzde 75,7’sinin bir inanca sahip olmadığı Estonya, dünya üzerinde oran olarak en yüksek ateist nüfusa sahip ülke... Estonların sadece yüzde 16’sı Tanrı’nın varlığına inanıyor. Ülke bu oranla da Avrupa Birliği içinde en yüksek ateizm oranına sahip ülke konumunda bulunuyor. 6) Estonya, internet özgürlüğünde dünyanın bir numarası...7) Ülkede gece hayatı için çok sayıda bar, pub ve club mevcut. 8) Estonya’da kadın sayısı erkek sayısından fazla...

Ne zaman gidilir?Estonya’nın hava durumu çoğunlukla Baltık Denizi’nin etkisinde yer alıyor. Ortalama sıcaklık yazın 17 derece, kışın -5 derecede seyrediyor. Oldukça soğuk ve kar yağışlı geçen kış ayları uzun sürüyor. Yazın 19 saate kadar gündüz oluyor. Yıllık yağış mikarı ortalama 610-710 mm arasında değişiyor. Ilkbahar ve sonbaharda aşırı olmasa da yağmur görülüyor. Ilıman iklimin hakim olduğu Estonya’da kışlar kar yağışlı ve soğuk geçtiğinden ülkeyi ziyaret etmek için en uygun dönem sıcaklığın arttığı ilkbahar ve yaz ayları oluyor.

Nasıl gidilir?Estonya’ya seyahat etmek için Istanbul’dan başkent Tallinn’de bulunan Lennart Meri Havaalanına’na direkt ve aktarmalı seferleri kullanabilirsiniz. Direkt uçuşlar üç saat 15 dakika, aktarmalı uçuşlarsa beş saate yakın sürüyor.

YANDIM

PİŞTİM

26 _ ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ / DENİZ SEKİ

AMA BIR ŞEKILDE

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

ÜÇ BUÇUK YIL SÜREN MAHKÛMİYETİNİN ARDINDAN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞAN DENİZ SEKİ, “ÇOK CANIM ACIDI, ÇOK YANDIM. YANDIM AMA BİR ŞEKİLDE PİŞTİM. AĞIR BEDELLER ÖDEDİM. BU BEDELLER BELKİ

GÜZEL ŞARKILAR DOĞURDU AMA YAKINLARIMI VE SEVENLERİMİ ÜZDÜ. NE YAPALIM, HAYATA HER ŞEY DAHİL” DEDİ.

T ürk pop müzik şarkıcısı, besteci ve söz yazarı Deniz Seki, 1993 yılında Melih Kibar'la tanışması

sonucu müzik hayatına başladı. Ilk olarak reklam filmlerini seslendirdi, daha sonraları Kenan Doğulu, Emel Müftüoğlu, Ege, Ferda Anıl Yarkın, Zuhal Olcay ve Yaşar Günaçgün gibi şarkıcılara vokalistlik yaparak yoluna devam etti. 1995 yılında kendini şarkı söylemeye hazır hissetti ve medeni cesaretini göstererek "Pop - Show 95" şarkı yarışmasında kendi yazdığı şarkı sözüyle birinci oldu. Sonrasında çıkardığı albümlerle unutulmaz şarkılara imza atan başarılı şarkıcı, hayran kitlesini gün geçtikçe artırdı. 2009 yılında ise ilk kez cezaevine giren ve bir dönem tutuksuz yargılanmasının ardından üç buçuk yıl süren mahkûmiyeti sonrasında özgürlüğüne kavuşan Deniz Seki ile cezaevinde geçen zor günlerini ve gelecek planlarını konuştuk.

Hayatınızı bir cümleyle özetlerseniz, bu ne olurdu? Bu Deniz’in hikâyesi... Ben küllerinden doğan Deniz’im, Zümrüdüanka misali!

Yaşadıklarınız bir film olsa, adı ne olurdu?“Deniz’in Dibi” olurdu, sonra da “Mutluluğa Söz Verdim” adında bir devam filmi gelirdi.

Dibi gördünüz mü?Tabii gördüm, görmez olur muyum?

Çok canınız yandı mı?Çok canım acıdı, çok yandım. Yandım ama bir şekilde piştim. Ağır bedeller ödedim. Bu bedeller belki güzel şarkılar doğurdu ama yakınlarımı ve sevenlerimi üzdü. Ne yapalım, hayata her şey dahil…

1192 gün 10 metrekare bir alanda yaşamak sizi nasıl etkiledi?Sabretmeyi, tevekkülü, hayata daha geniş bir açıdan bakmayı öğrendim. Çok daha fazla güçlendim. Hayatta en önemli şeyin özgürlük olduğunu, halıya

basmanın, annenin elini tutmanın bile özgürlük içerdiğini bilmiyordum. Her şeyin değerini anladım. Bu yüzden kimsenin kimseye kızmasına, kendi dertlerinde boğulmalarına gönlüm el vermiyor. Beterin beteri var!

İçeride en çok neyin özlemini duydunuz?Sevgi, sevgi, sevgi... Sevdiklerime sarılmak, sahne ve şarkı söylemek...

Çok ağladınız mı?Çok ağladım, gözyaşlarımı sildikten sonra aynaya bakıp, “Deniz ayağa kalk, yürü, sorumlulukların var” diye kendime telkinlerde bulundum.

En büyük zorluk neydi?Bunlar artık geride kaldı. Neyin ne olduğunu herkes biliyor. Gerçekten haksızlığa uğradığımın herkes farkında… Bir gün mutlaka iade-i itibarımı alacağım. Bu benim kendime olan sözüm.

“Keşke şöhret olmasaydım. O zaman her şey daha kolay olurdu” dediğiniz oldu mu?Tüm dünyada böyle, ama bizim ülkemizde “kadın şöhret” olmanın bedeli daha ağır. Hele de yalnızsan... Ben de çok yalnız oluşumla, arkamda güçlü birinin olmamasıyla yüzleştim. Kupkuru bir şöhretim varmış. Adımın benden başka herkese faydası varmış, bir bana yokmuş.

İçeride şöhretin ayrıcalıklarını yaşadınız mı?Hayır. Orada sıfatlar kapıda bırakılıyor. Ben orada “Deniz”dim.

Orada dostlarınız oldu mu? Hâlâ görüşüyor musunuz onlarla?Evet, oradaki dostluklar bambaşka. Benden daha ağır yarası olanlara dokundum. Ben çıkarken, hem gitmemi istiyorlar hem “Biz sensiz ne yapacağız” diye üzülüyorlardı. Çünkü ben onların enerjisi, çiçek bahçesiydim.

27 _

ÜN

LÜ S

ÖYL

EŞİS

İ / D

ENİZ

SEK

İ

28 _ ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ / DENİZ SEKİ

Dostunuzu düşmanınızı anladınız mı bu süreçte?Tabii, kocaman bir elek gibi... Hepsine tebessümle bakıp “Canınız sağ olsun” diyecek tevekküle sahip oldum. Kimseye kızgınlığım, kinim yok.

15 yıl sonra yeniden “Popstar”la ekrana döndünüz. İlk bölümde sizi biraz durgun bulanlar olmuş...Insanlar ellerini vicdanlarına koysun... Bu kadar yaşanmışlık

üzerine 3.5 yıl sonra ilk canlı yayınımdı. Armağan (Çağlayan) hariç Bülent (Ersoy) Hanım ve Can Bonomo’yla birbirimizi yeni yeni tanıyoruz. Ister istemez bir çekingenliğim var, geçecektir.

Bülent Ersoy’la çalışmak nasıldı?Çok şen şakrak bir kadın, müziği çok iyi bilen biri. Çok komik ve hayat dolu…

Yeni nesil yarışmacıları nasıl buldunuz?Fazla yaralılar. Arabesk ruh çok... Yarışmacıların hikâyeleri birbirinden trajik. Zamanla göreceğiz.

Konu “Popstar” olunca eski yarışmacılardan Bayhan’la geçmişte yaşadığınız polemik de akla geliyor.Biz onunla helalleştik!

Yarışmayla birlikte imajınız da değişti. Saçlarınızı kızıla boyattınız. “Bunalıma girdi” diyenler var...Annem beyin ameliyatı geçirdi, bir aydır hastanede yatıyor. Hemen hemen her gün yanındayım. Hayatımda böyle sorunlar varken bile güne umutla bakıyorum. Bunu söyleyenler benim

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

29 _

ÜN

LÜ S

ÖYL

EŞİS

İ / D

ENİZ

SEK

İyaşadıklarımın dörtte birini yaşasalar akıl hastanesindelerdi. Bunalımda falan değilim, mutluyum.

Bir yandan da stüdyodasınız, yeni albümünüzü hazırlıyorsunuz...Iskender Paydaş’la çalışıyoruz. Şehrazat bir şarkıyı özgürlük hediyesi olarak verdi. Ayla Çelik, Serkan Seki birer şarkı yazdı. Sezen Aksu ve Ahmet Kaya cover’ları ve benim yazdığım şarkılar olacak yeni albümde.

İçerideyken yeni şarkılar ürettiniz mi?Adalet Bakanlığı görme engelliler için ayrılmış olan okuma odasında çalışma izni verdi. O odada haftanın dört günü çalıştım. Gitar kursuna gidip gitar öğrendim, şarkılar yazdım.

Mide küçültme operasyonu geçirdiğinizi söyleyenler de yağlarınızı aldırdığınızı iddia edenler de var. Ne yaptırdınız?Tüp mide ameliyatı.

Kilolarınızdan çok mu rahatsızdınız?Birinci sebep sağlık. Metabolik sendrom denen vücudun “artık yeter” diye alarm verdiği bir sendrom yaşadım. Ona ulaştığın zaman zaten bu ameliyatı olmak zorunda kalıyorsun. Birçok tahlil yaptırdım. Çok araştırdım ve zor bir karar verdim. Çünkü kilom tehlikeli boyutlara gidiyordu. Doktorum Hasan Altun’a güvenip ameliyat oldum. Ayrıca ne yapıp edip ameliyat olmasam da zayıflamak zorundaydım.

Neden?Çünkü ben bir markayım. Seyirci ve dinleyici ilk gün çıktığımız raftaki halimiz neyse, onu görmek istiyor. Ama hayat bazen buna müsaade etmiyor. 1192 gün küçücük bir yerde yaşayan bir insan özgürlüğüne kavuştuktan sonra -müsaadenle- kilo da alabilir. Bunu kendime hak gördüm.

Kaç kilo gitti?Bir ayda 15 kilo gitti. Sıvıyla besleniyordum, şimdi pürelere geçtim, minik minik köfte ve balıklar yemeye başladım. Bu ameliyatla sadece midem gitmedi, hazmedemediğim birçok şeyi de attım, kurtuldum, yenilendim. People’daki sahnem, konserlerim... Hepsini enerjimle yapıyorum, bu da sağlıklı olduğumun göstergesi.

10 yıl önceki Deniz’i görseniz ona ne öğütlersiniz?“Herkesi kendin gibi sanma”.

Geçmişteki pişmanlıklarınız neler? Sizce nerede hata yaptınız?Keşkelerim hiç olmadı. Yaşaya yaşaya öğreniyorsun ve o zaman büyüyorsun.

İlişkide karşısındakine hemen inanan biri misiniz?Güvenmek isteyen bir kadınım. Bunun yanında sevgi de önemli. Dünyayı hâlâ sevginin kurtaracağına inananlardanım.

Aşk seçimlerinizde hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?Mutlaka hatalar yapmışımdır ki bazı şeyler yaşadım. Yanlış seçim dediğin her şey tecrübe… Kimsenin arkasından konuşmayı sevmiyorum. Yaşanmış, yaşanmıştır.

Bundan sonra hayatınıza giren nasıl biri olur?Artık üzülecek yerim kalmadı, mutluluğa söz verdim ve kalbimi hiç kirletmedim. Bundan sonra şarkı söyleyip yazarak dünyayı gezmek, yeni kültürler keşfetmek istiyorum.

30 _ CENTİLMEN

Teknolojik VE ŞIK

G elişen teknolojiyle birlikte moda dünyası da evrim geçiriyor. Bu trend doğrultusunda dünyaca ünlü moda markası Emporio Armani, geliştirdiği akıllı saat modelleriyle hem modayı

yakından takip edenlerin hem de saat severlerin yeni vazgeçilmezi olan giyilebilir teknolojiyi sunuyor. Emporio Armani, akıllı saat modelleriyle saat dünyasının klasik tasarımlarını teknolojiyle bir araya getirirken, fonksiyonellik ve markanın dinamik şıklığını aynı tasarımda buluşturuyor. Bu dokunmatik kadranlı akıllı saatlerle artık her an dünyaya bağlı kalmak mümkün...

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

VE COOL

G özden kaçmayacak şekilde özgün, karizmatik ve yeni versiyonuyla Gentleman, çekiciliği ve cool tavrıyla aklı çelerek adeta büyülüyor. Givenchy, 2017’de tüm zıtlıkları

içeren, güç ve nezaketi cesaretle harmanlayan ve meydan okuyan bir parfüm olan Gentleman Eau de Toilette’i yarattı. Şimdi ise Gentleman Eau de Parfüm ile karşınızda. Parfüm, tam da büyüleyici bir gece kuşuna göre tasarlanmış hedonist bir koku. İris pallida çiçeğinin yumuşak dokunuşu, paçuli esansının vahşi şehveti, karabiberin sıcaklığı, balsam ve siyah vanilyanın baş döndürücü tatlılığı sayesinde Gentleman Eau de Parfüm bağımlılık yaratıyor.

Çekici

K işisel bakım markası Remington, en yeni teknolojileri kişisel bakım rutinine taşımaya devam ediyor. Remington TouchTech

Tıraş Makinesi, dokunmatik ekranı ve GroomMotion teknolojisi ile ele alındığı anda çalışmaya başlıyor. En son kullanılan ayarlara otomatik olarak dönen TouchTech, her seferinde aynı tıraşı olmayı sağlıyor. 0,1 mm’den başlayan 175 farklı uzunluk ayarı ile tarzınızı belirlerken, kontrolün sizde olmasını sağlayan TouchTech, 50 dakikaya kadar kablosuz kullanım ömrü ile özgürlüğü avuçlarınıza sığdırıyor. TouchTech; dokunmatik ekranı, otomatik kesme tarakları, sakallara göre bıçak hızını ayarlayan SenseSpeed teknolojisi, USB şarj özelliği ve tamamen yıkanabilen su geçirmez gövdesi ile tüm erkekler için sakal tıraşını parmak uçlarına taşıyor.

31 _

CEN

TİLM

ENV ersace saatleri, İtalyan şıklığını çarpıcı stiliyle buluşturduğu büyüleyici kronografa sahip Glaze modelini tasarladı. Başyapıt niteliğindeki Glaze modeli, kasa yanında yer alan şeffaf camın ardından görünen metal üzerine işlenmiş Yunan motifi ile

göz kamaştırırken, balıksırtı kaplama, köşegenli kadran çevresi, üçlü kronograf özelliği ile moda ve saat dünyasından tam not alıyor. Glaze saat modeli; lacivert kasası, vintage görünüme sahip lacivert kayışı ve pembe altın detaylarıyla 2018 yaz sezonunda erkeklerin vazgeçilmez aksesuarı olmaya aday...

KOLAY OLMAMIŞTI

Yunan motifiİLE FARK YARATIYOR

Tıraş olmak hiç bu kadar

32 _ TEKNOLOJİ

Üstün görüntü KALITESI SUNUYOR

YÜKSEK KAPASITEYE SAHIP

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

Güçlü, şık ve

H erkesin yanında rahatlıkla taşıyabileceği dünyanın en hafif D-SLR makinesi Canon EOS 200D, sunduğu üstün görüntü kalitesi sayesinde de hikayelere değer katarak onları ölümsüzleştiriyor. Canon EOS 200D, optik

vizör, dokunmatik ekran özellikleriyle güzel karelerin hızlıca yakalanmasını sağlıyor. Şık tasarıma; siyah, gümüş ve beyaz renk seçeneklerine sahip fotoğraf makinesi akıllı telefonlar

aracılığıyla görüntü paylaşımını kolaylaştırıyor. Dünyanın prestijli fotoğraf ödüllerinden olan TIPA 2018’den “En Iyi D-SLR Amatör” kategorisinden ödüllü EOS 200D, dual piksel CMOS AF netleme özelliğiyle en hareketli anları bile hızlıca kaydediyor. Wi-fi özelliği sayesinde EOS 200D, çekilen fotoğrafları anında akıllı telefon ve tabletlere aktarıp sosyal medyada paylaşma imkanı sağlıyor.

S ony, harici SSD (Solid State Drive-Katı Hal Sürücüsü) ürün yelpazesini SL-E serisinin yeni bir ürünü ile genişletiyor. Bu yeni model harici SSD cebinizde taşınacak kadar küçük. Aynı zamanda yüksek hızlı ve güvenli veri aktarımı

için yeterince güçlü, şık ve yüksek kapasiteye sahip. Mimarlar, mühendisler ve araştırmacılar gibi profesyonellerin ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanan kullanışlı harici SSD, kredi kartından daha küçük boyutlarda bulunuyor. Böylece onu her yere yanınızda taşıyabilir ve 960 GB’a kadar depolama ile tüm önemli dosyalarınızı her zaman yanınızda bulundurabilirsiniz. Yeni SSD, standart A kabloları yanında, en yeni mobil teknolojilerle kompakt ve tersine çevrilebilir USB Type-C bağlantı noktaları ile donatıldı. Her iki türde bağlantı noktasına sahip olmak, Mac ve Windows PC’ler, Android akıllı telefonlar ve tabletler de dâhil olmak üzere geniş bir cihaz yelpazesinde kullanılabilirlik sağlıyor.

33 _

TEK

NO

LOJİ

A vuç içine kolaylıkla sığan Sony ultra taşınabilir MP-CD1, yaklaşık 3,5 metre gibi kısa bir mesafeden içerikleri 120 inçlik bir ekran büyüklüğünde yansıtabiliyor. Sadece 280 gram ağırlığındaki bu

çok yönlü projektör, her yüzeyi geniş ekrana dönüştürürken neredeyse hiç gürültü yapmadan çalışması ile de dışarıda yapılan sunumlar, oyunlar, dış mekân etkinlikleri veya aile ile yapılan film geceleri için birebir. Projektörün canlı ekranında pil tüketiminden taviz vermeksizin parlaklığı artırmak üzere gelişmiş görüntü işleme algoritmalarından faydalanan DLP® IntelliBright™ teknolojisi kullanılıyor. Tasarımıyla iF 2018 Tasarım Ödülü kazanan projektör, cep telefonu büyüklüğünde olmasına karşın parlaklıktan ödün vermeden uzun süreli kullanım imkanı sunuyor. Yüksek parlaklığı koruyan ve ısıyı azaltmasına imkan veren ANSI 105 lümen güç ve 5.000 mAh dahili pil ile kullanıcılar iki saate kadar net ve parlak görüntüler yansıtabiliyor. Kullanım zamanı, cihaz kullanımdayken dahi standart USB-C yuvası üzerinden şarj edilerek uzatılabiliyor. Böylece cihaza özel bir AC adaptörünü taşıma ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Projektörün dış mekanlarda kullanılması gerektiğinde MP-CD1, herhangi bir taşınabilir şarj cihazından kolaylıkla şarj edilebiliyor.

S amsung Electronics, kullanım kolaylığını stil sahibi tasarım ile buluşturan Galaxy A6 ve A6+ modellerini haziran ayı itibari ile

Türkiye’de satışa sundu. Yeni Galaxy A6 ve A6+, premium super amoled ekranı ile öne çıkarken, etkileyici kamera performansı sunuyor. Galaxy A6 ve A6+’da bulunan güçlü ön ve arka kameralar, ayarlanabilir ön led flaş ve düşük diyafram aralığı, hem gündüz hem de gece canlı fotoğraflar ve selfieler çekilmesine imkân veriyor.

Yeni Galaxy A6 serisi, loş ortamlarda bile canlı görüntü kalitesine sahip fotoğraflardan taviz vermiyor. Galaxy A6+’ın çift kamerası, “canlı odak” özelliği sayesinde kullanıcıların hem fotoğraf çekilmeden önce, hem de fotoğraf çekildikten sonra alan derinliğini ve netlik etkisini kontrol etmesine imkân sağlıyor. Çekilen fotoğrafların arka planına

kalp ve yıldız gibi farklı şekiller eklenerek zenginleştirebiliyor. Çarpıcı portreler çekmek ve fotoğraflara sanatsal bir dokunuş yapmak kolaylaşıyor. Yeni Galaxy A6 serisi ile birlikte kullanıcılar dolby atmos optimum ses teknolojisi ile desteklenen hoparlörlerin tadını da çıkarıyor. En düşükten en yükseğe tüm ses seviyelerinde daha güçlü ve doyurucu bir ses deneyimi sunan dolby atmos teknolojisi, film izlerken ve müzik dinlerken alınan keyfi artırıyor.

YÜKSEK PERFORMANS

Düşük ışıkta

Bu projektör CEBE SIĞIYOR

34 _ KADINCA

Cildinizi sıkılaştırıyor, GÜÇLENDIRIYOR, NEFES ALDIRIYOR

L ’Occitane; genç, pürüzsüz ve maksimum koruma veren bir ürünle yaza merhaba diyor. Immortale Precious, içerdiği

SPF 20, yüzde 91 oranında cildi daha dolgun hale getiren, sıkılaştıran, iyileştirici gücü yüksek yapısıyla yazı karşılıyor. Iki patentli, ince dokulu bu özel krem, kırışıklıklarla savaş, sıkılığı geri kazandırma ve çevrenin zararlarından koruyan üçlü etkisiyle ilk haftadan itibaren cilde nefes aldırıyor.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

ÜZERINE ÇEKIYOR

T ommy Hilfiger, süper model Gigi Hadid işbirliği ile tasarlanan dördüncü özel serisi TommyXGigi güneş

gözlükleri ile yine adından söz ettiriyor. Marka ruhunun, Gigi Hadid ile ortak noktalarına saygı duruşu niteliğindeki özel koleksiyon, cesur tasarımlı GigiHadid4 model güneş gözlüğü ile yine tüm dikkatleri üzerinde topluyor. Tommy Hilfiger’ın motor sporları sevgisi, Gigi Hadid’in tempolu yaşam tarzı, TH GigiHadid4’ün cesur tasarımında bir araya geliyor. Modelin geniş gövdesindeki vintage esinlenmeler, renkli lens ve metal sap detayları ile modernize ediliyor. Özel logo ve üç renk halinde sapı süsleyen Tommy Hilfiger ikonik şerit detayı, modelin cazibesini artırıyor.

Tüm dikkatleri

35 _

KA

DIN

CA

GÜÇLENDIRIYOR, NEFES ALDIRIYOR

E vinde ütü derdine son vermek isteyenler için geliştirilen HighGenic’in yenilikçi ve özel formüllü yeni ürünü Ütüleme Sihirbazı, gömlekten pantolona hatta

ev tekstili ürünlerine varıncaya kadar tüm ürünlere uygulanabiliyor. Ütü yapmak, hem incelik isteyen hem de zaman açısından çok el oyalayan ve fiziksel olarak yorucu bir iş. Bu nedenle kadınların çoğunlukla en sevmediği işler arasında başı çeker. Bu zorlu işlemi basitleştiren ve çabuklaştıran HighGenic Ütüleme Sihirbazı, evde, tatilde ya da seyahatte dilediğiniz zaman kullanabileceğiniz bir ürün. Pamuklu ve keten gibi yıkanabilen tüm doğal elyaflı, karışık elyaflı giysi ve kumaşlara uygulanabilen Ütüleme Sihirbazı, üç

adımda kırışıkları yok ederken hoş kokusuyla da uzun süreli bir yenilik hissi uyandırıyor.1- SPREYLEYİN: Ütüleme Sihirbazı’nı ilk etapta, 25 cm uzaklıktan hafifçe nemlendirecek kadar kırışık çamaşırın üzerine spreyleyin. 2- ESNETİN VE DÜZELTİN: Spreyledikten sonra kumaşı hafifçe esnetin veya el yardımıyla ufak dokunuşlarla düzeltin. 3- ASIN: Son olarak asın ve kurumasını bekleyin. Her türlü renkli ve beyaz çamaşırlarda kullanılabilen Ütüleme Sihirbazı, kumaşların rengine ya da dokusuna hiçbir zarar vermiyor. Dermotolojik olarak test edilmiş olan HighGenic, özel formülü sayesinde cilt ve çevre dostu bir ürün olarak tanımlanıyor.

Ütülemeyin, SPREYLEYIN!

İlhamını günbatımındakiRENK SKALASINDAN ALIYOR

B ikini, sahil ve en sevdiklerinizle olduğunuz, yazın sunduğu bütün maceraları yaşadığınız ve her gün batımını yakaladığınız

bir yaz hayal edin. Işte karşınızda ödüllü Bombshell’in yaz kokusu! Içeriğindeki tazelik veren greyfurt ve siyah frenk üzümü notalarını tropikal vadi zambağının etkileyici kokusuyla harmanlayan Bombshell Summer, yazın enerji veren bütün pozitif hislerini teninize hapsediyor. Taze meyve ve çiçek kokularının kurutulmuş odun notalarıyla buluşmasının sonucunda ortaya çıkan benzersiz birleşiminin, Bombshell’in ana içeriklerinden biri olan çam kokusuyla eşliği vazgeçilmez bir dokunuş yaratıyor. Victoria’s Secret tasarımcıları tarafından özel olarak tasarlanan, ikonikleşmiş çizgi ve kurdele detaylı Bombshell Summer parfüm şişesi ilhamını günbatımındaki renk skalasından alıyor.

36 _KÜLTÜR SANAT

Kısa sürede elektronik müzik sahnesinin prestijli festivallerinden biri olan

Diynamic Festival, üç yıllık bir aranın ardından ikinci kez İstanbul’a gelmeye

hazırlanıyor. Almanya’nın Hamburg şehrinde Solomun ve Adriano Trolio

tarafından kurulan Diynamic Music, ilk olarak 2015 yılında İstanbul’u ziyaret

etmişti. Geçtiğimiz sene çekirdek kadrosuyla tüm dünyayı dolaşan Diynamic

Festivali, İstanbul'a bu sefer Solomun, Adriatique, Kollektiv Turmstrasse'nin yanı sıra HOSH, Magdalena, Johannes Brecht, Karmon, Undercatt, Lehar, Musumeci, Andy Bros ve Magit Cacoon gibi isimleri

kadrosuna ekleyerek geliyor.

Diynamic Festival İstanbul 2018

Mekân: KafesTarih: 4 Ağustos

Hollywood tarihinin kuşkusuz en sevilen aşk hikayelerinden biri olan Ghost’un (Hayalet) sahne versiyonu Ghost the

Musical, 21 performans için Zorlu PSM'de... 1990 yapımı Jerry Zucker

filmi Ghost (Hayalet), New York’lu genç çift Sam ve Molly’nin bir gece Sam’in

bıçaklanarak öldürülmesi sonucu başlayan gizemli hikayesini anlatıyor. Başrollerinde Patrick Swayze, Demi Moore ve Whoopi

Goldberg’in yer aldığı Ghost vizyona girdiği sene en yüksek gişe hasılatı yapan film oldu. En İyi Film dahil olmak üzere beş dalda aday gösterildiği 63. Akademi Ödülleri’nde film, Whoopi Goldberg’e En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü

kazandırırken filmin senaristi Bruce Joel Robin’e de En İyi Orijinal Senaryo ödülünü

getirdi. BAFTA ve Altın Küre gibi ödül törenlerinden de eli boş dönmeyen film, sinema tarihinde kendisine önemli bir yer edinmeyi başardı. 2017 yılında yeniden

Bill Kenwright yapımcılığında perdelerini açan müzikal, geniş çaplı bir Birleşik Krallık turu sonrasında uluslararası

turnesiyle İstanbul’a uğruyor. Bugüne kadar üç Tony ödülüne aday gösterilen

ve birçok ödül sahibi olan müzikal, unutulmaz filmin romantik atmosferini

muhafaza ederken şiirsel oyunculuklar ve görkemli sahne performansıyla hikayeye

yeni bir soluk kazandırıyor.

Ghost The Musical Mekân: İstanbul

Tarih: 19 Ekim-4 Kasım

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, “Müzede Yoga” etkinliği kapsamında beşinci kez dünyaca ünlü yoga uzmanı Chris Chavez’i ağırlamaya hazırlanıyor. Yılda bir

kez yoğun bir katılımla gerçekleşen Chris Chavez ile Müzede Yoga

etkinliği, bu yıl da Sakıp Sabancı Müzesi’nin eşsiz Boğaz manzarasına

karşı düzenlenecek. Zihin ve bedene güçlü deneyimler yaşatma

yeteneğiyle tanınan ve aynı zamanda Cihangir Yoga’nın ortaklarından olan

Chris Chavez ile Müzede Yoga, 27 Temmuz Cuma günü 18.30 – 20.00 saatleri arasında, her seviyeden

katılımcıya açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Sakıp Sabancı

Müzesi’nin Cihangir Yoga ile birlikte hayata geçirdiği geleneksel “Müzede

Yoga” etkinliği, 6 Eylül Çarşamba gününe kadar 07.00-08.15 saatleri

arasında devam edecek.

Chris Chavez ile Müzede Yoga

Mekân: Sakıp Sabancı MüzesiTarih: 27 Temmuz-6 Eylül

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

37 _

KÜ

LTÜ

R SA

NAT

Bağımsız sanat platformu Philadelphia

Contemporary’nin sanat yönetmenliğini

yürüten Nato Thompson tarafından yazılan kitabı Erden Kosova Türkçe’ye

kazandırdı. Küratör ve eleştirmen Nato

Thompson, günümüzün en yenilikçi sanatçı ve aktivistlerinin

çalışmalarına odaklanarak, kendi

topluluklarını iktidarı görmek ve baştan hayal etmek için cesaretlendiren

mekân, kurum ve toplumsal hareketleri ele alıyor. Alternatif sanat mekânlarından kooperatif evlerine, Occupy hareketinden Arap Baharı’na kadar,

yakın zamanda ve hâlâ kitleler için

iktidara meydan okuma yollarını açan mekân ve pratiklerin nasıl mümkün

olabildiğini gösteriyor.

İktidarı Görmek:21. Yüzyılda Sanat

ve Aktivizm

Yazar: Nato ThompsonYayınevi: Koç

Üniversitesi Yayınları

Can Kozanoğlu, Cilalı İmaj Devri, Pop Çağı

Ateşi, İnternet Dolunay Cemaat ve Yeni Şehir Notları’nda 1990’lar Türkiye’sini anlattı.

Siyaset, toplum, ekonomi, şehir yaşamı, popüler kültür, medya, tüketim alışkanlıkları,

eğlence, özetle bir ülke hakkında bahse değer her şey vardı bu kitaplarda. İnce gözlemlerle insansız

bankacılık, arabeskin dönüşümü, yuppie’ler,

new age akımlar, Fetullah Gülen, internet,

orta sınıfın AVM’lerle sınavı, televizyon dizileri furyası, pop patlaması,

özel güvenlik sektörünün yükselişi bu kitaplarda çıktı karşımıza... Can Kozanoğlu 2000'lerde bu tür kitaplara ara

verdi. Oysa Türkiye’nin son 15 yılda yaşadıkları ve geçirdiği dönüşüm

malum... Mirgün Cabas’ın Can Kozanoğlu’yla

yaptığı söyleşiler dizisi sonucunda ortaya çıkan Bıçkın ve Ağlak, aradaki yılları önceki dört kitaba

bağlayan bir devam kitabı...

Bıçkın ve Ağlak: Yeni Türkiye’nin

Hikâyesi Can Kozanoğlu’yla Söyleşi

Yazar: Mirgün Cabas Yayınevi: Can Yayınları

Mai ve Siyah ve Aşk-ı Memnu gibi başyapıtların

yazarı Halid Ziya Uşaklıgil’in öyküleri de romanları kadar önemli.

Romanlarında daha belirli konular üzerinde duran yazar, öykülerinde Osmanlı’dan cumhuriyete

uzanan süreçte değişen sosyal hayat üzerine gözlemlerini ve kendi hatıralarını çarpıcı tespitlerle

bezeyerek aktarıyor. Bitmemiş Defter, Halid

Ziya’nın öykülerinin konularına göre yeniden

sınıflandırılmasıyla ortaya çıkan bir derleme. Yazarın belki de en başarılı olduğu karakterlerin, kadınların

merkeze alındığı öykülerin toplamı. Ülkesinden

kaçırılıp cariye olarak konaklara satılan kadınlar,

kocasını öldürenler, sanatçı kadınlar,

evlenme telaşındaki genç kızlar, geçim derdiyle çırpınanlar, veremliler,

bohçacı kadınlar… Her yaştan, her sosyal

sınıftan, kimi zaman acıklı kimi zaman gülümseten

öyküler…

Bitmemiş DefterKadınlara Dair

Öyküler

Yazar: Halid Ziya UşaklıgilYayınevi: Can Yayınları Ölüm ve Labirent, gerçek

ile kurmaca, hayat ile edebiyat arasındaki

ayrımı ortadan kaldıran, dil ile ölüm arasında

köprü kuran bir edebiyat deneyi(mi)ni okura da

yaşatmaya girişiyor. Kitap, dünya edebiyatında tam anlamıyla ayrıksı bir yere

sahip olan, edebiyatı dilin dille gerçekleştirdiği

bir deney(im) olarak kurgulayan Raymond Roussel’in Locus Solus

adlı yapıtını çözümlemeye yönelik ilk girişim. Michel

Foucault bu kitabında, felsefe ve sosyal

bilimlerde çığır açan temel meselelerinden

birini, dilin doğası ile dış dünya arasındaki, yani

“kelimeler” ile “şeyler” arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Ama bu sefer

diğer yapıtlarındaki gibi cinsellik, delilik, bilgi dolayımıyla değil, dilin varlığının kaçınılmaz

olarak ortaya çıkardığı boşluktan seslenen

bir edebiyatın içinden bakıyor.

Ölüm ve Labirent

Yazar: Michel Foucault Yayınevi: Koç

Üniversitesi Yayınları

Yıl 2020... Ölümcül bir virüsün Belçika'da

ortaya çıkıp kısa sürede tüm Avrupa'ya

yayılmasından dört sene sonra. Tüm yetişkinlerin öldüğü, geriye sadece

çocukların kaldığı hayalet coğrafyalar... Baştan sona felakete sürüklenmiş Sicilya’da

hayatta kalma mücadelesi veren 13

yaşında, inatçı ve gözüpek bir kız ile küçük

erkek kardeşi. Yanmış tarlaların, gizemli

ormanların, harabeye dönmüş alışveriş

merkezlerinin, terk edilmiş şehirlerin ve

hayatta kalabilen vahşi toplulukların arasında Anna’ya yol gösteren

tek şey, annesinin ölüm döşeğindeyken

çocuklarına hazırladığı kurallar defteridir. Ne

var ki Anna, geçmişe ait bu kuralların zamanla işe yaramadığını fark eder.

Anna

Yazar: Niccolò Ammaniti Yayınevi: Can Yayınları

ERSAN ERBOŞVER

"Tanrım Nerden Sevdim" şarkısı ile başarılı bir çıkış yakalayan

Ersan Er, müzik yolculuğuna sekiz cover ile iki yeni şarkı olmak

üzere toplam 10 şarkıdan oluşan ve Seyhan Müzik Gold etiketi

ile müzikseverlerin beğenisine sunulan "Boşver" isimli albümüyle

devam ediyor. Albümün ilk klibi Serdem Coşkun'un "Alçak"

adlı şarkısına çekildi. Ersan Er, “Nefes aldığım sürece

gönüllerinizde, anılarınızda, sevinçlerinizde, üzüntülerinizde, kavuşmalarınızda, ayrılıklarınızda yer edineceğimi biliyorum. Ta ki ebediyen aranızdan ayrılacağım gün gelene kadar devam edecek olan serüvenimizin ikinci serisi

‘Boşver’ sizler ile...” dedi.

Balkanların sevilen yorumcusu Suzan Kardeş, geleneksel

Balkan müziğinin en önemli temsilcilerinden Bosna-Hersekli

Divanhana Grubu ile birlikte "Kardeş" ismini verdikleri bir

albüme imza attı. Suzan Kardeş bu özel proje ile ilgili duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Dünya

aslında çok küçük. Belçika Trafik Festivali'nde başlayan bu buluşma İstanbul'da tekrarlandı, Bosna'da

tamamlandı. Bu buluşmada çalışkan, samimi, güzel yürekli

dostlarla karşılaşmak beni mutlu etti. Bugüne kadar ne hayal

ettiysem oldu. Divanhana'dan gelen bu albüm teklifi bir hayalimi daha gerçekleştirdi. Zaten hayran

olduğum Divanahana Grubu ile birlikte çalışmak büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Birlikte

çıktığımız bu müzik yolculuğunda biz kendimizi hep bir köprü olarak gördük. Albümün dünyada barışa, dostluğa, arkadaşlığa, sevgiye bir vesile olsun istedik. Biz bu albümü

yaparken birbirimizi çok sevdik ve inandık. Umarım size de aynı

duyguları yaşatırız.”

DİVANHANA VE SUZAN KARDEŞ

KARDEŞ

"Miş Miş", "Yankı" ve "Üzülmedin Mi" şarkılarıyla büyük başarılara

imza atan Simge, uzun zamandır üzerinde çalıştığı

ve 14 şarkının yer aldığı "Ben Bazen" isimli yeni albümünü

DMC etiketiyle müzikseverlerle buluşturdu. Simge, 1 Haziran'da dijital platformlarda ve müzik marketlerde yerini alan albüm için duygularını şu sözlerle dile

getirdi: ''Anlatacak çok şey ve söylenecek çok şarkı var.

Müzik, uzun zamandır uyuyup uyandığım tek şey. 14 ayrı

heyecan yaşıyorum ve bu tam tamına dört yıllık bir emeğin

meyvesi... Albümü dinleyiciler ile buluşturmaktan dolayı çok

heyecanlıyım.”

SİMGEBEN BAZEN

38 _KÜLTÜR SANAT

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

39 _

KÜ

LTÜ

R SA

NAT

Çocukluk arkadaşı Arda, Erdem ve

Fırat büyüdüklerinde de bağlarını hiç

koparmadan hatta aynı evde yaşayarak hayatlarına devam ederler. Bir gece kapılarının önüne bir bebek bırakılır. Hayatlarında daha

önce hiç bebek bakma deneyimi olmayan

üçlü, komik durumlara düşüp bir yandan da

bebeğin kimin olduğunu araştırmaya koyulur. Bu sırada Arda ise bebek

sayesinde tanıştığı Seren ile yeni bir aşka

yelken açacaktır.

Tatlı Bela

Yönetmen: Cem SürücüOyuncular:

Gökhan Keser, Serkan Kuru, Selen Seyven

Eskiden FBI'ın rehine kurtarma biriminde çalışmış ve savaşlarda yer almış Will

Ford (Dwayne Johnson), bir operasyon sırasında

sol bacağını kaybettikten sonra emekliye ayrılmış ve gökdelenler için güvenlik

danışmanlığı yapmaya başlamıştır. Çin'de bulunan

dünyanın en yüksek binası “The Pearl” için bir güvenlik araştırması yapması gerektiğinde

kendisi de ailesiyle birlikte buraya yerleşerek bizzat

gözlem yapma şansı bulur. Ancak binada bariz güvenlik

açıkları vardır ve bunlar sonucunda binanın 96.

katında bir yangın çıkar. Yangının sorumluluğu Ford'a yüklenir. Will Ford'un hem

adını temize çıkarmak, hem de binada mahsur kalan

ailesini kurtarabilmek için tüm bilgi ve cesaretini son damlasına kadar kullanması

gerekecektir.

Gökdelen

Yönetmen:Rawson Marshall

Thurber Oyuncular:

Dwayne Johnson, Pablo Schreiber, Neve

CampbellBir grup genç ve parlak

bilim insanı, bir kuantum bilgisayarı vasıtasıyla zihinlerini birbirine

bağlayarak zihinsel gücün özgürce kişiden kişiye

aktarılmasını sağlar. Bu gelişmenin tüm insanlığa

yeni ufuklar açması beklenir ancak bir süre sonra çok daha büyük

ve kötü niyetli bir gücün başka planları olduğunu, bu teknolojiyi kitleleri

kontrol etmek için kullanmayı düşünenler

bulunduğunu fark ederler.

Aklın Gözü

Yönetmen: Andrew Goth Oyuncular:

Sam Neill, Tom Payne, Melia Kreiling

Fransa İçişleri Bakanı'nın kızı olan polis memuru Johanna Pasquali'nin (Alice Pol) en büyük

hayali, polis teşkilatının acil müdahale birimi

RAID'e kabul edilmektir. Ancak türlü sakarlıkları

nedeniyle bir türlü sürekli reddedilen Johanna, sonunda babasının da müdahalesiyle RAID'in

eğitimlerine kabul edilir. Eğitmen Eugène

Froissard (Dany Boon) ise hiçbir zaman bir kadınla

çalışmak istemeyen, hatta kadınlardan nefret

eden bir adamdır ve Johanna'nın varlığından

son derece rahatsız olmuştur. Johanna'nın RAID'e gerçekten ait olduğunu kanıtlaması

gerekmektedir.

Çılgın Baskın Yönetmen:Dany Boon Oyuncular:

Dany Boon, Alice Pol, Michel Blanc

Heyecanını kaybetmeye başlamış evliliklerine

hayat öpücüğü vermek isteyen Anne (Toni

Collette) ve Bob (Harvey Keitel) çifti Amerika'dan

kalkıp Paris'te lüks bir köşke taşınmıştır. Bir akşam evlerinde verecekleri davette,

masada 12 değil 13 kişinin bulunacağını öğrenen

Anne, bu uğursuz sayıdan kurtulmak için hiçbir

davetlinin tanımadığı evin baş hizmetçisi Maria'yı

(Rossy De Palma) 14. kişi olarak masaya oturtmaya karar verir. Olduğundan bambaşka bir insan gibi

davranmak zorunda kalan Maria'ya konuklardan

David Morgan'ın (Michael Smiley) büyük ilgi göstermesi ve kısa

sürede aralarında bir aşk başlaması, Anne ve

Bob'un hesaplarını alt üst edecektir.

Madame

Yönetmen:Amanda Sthers

Oyuncular:Rossy De Palma, Toni

Collette, Harvey Keitel

40 _ BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Cildi koruyorGüneşten gelen ultraviyole ışınlar ile oksidatif stres cilde

hasar verip erken yaşlanmaya neden olurken, bademde bulunan E vitamini antioksidan içeriği ile serbest radikallerle savaşarak cildi koruyor.

Kalp hastalığı riskini azaltıyorKanda kötü kolesterol (LDL) seviyesinin yüksek olması kalp-

damar hastalıkları riski ile ilişkilendiriliyor. Her gün yaklaşık 20 adet badem, kötü kolesterolü belirgin şekilde düşürüyor, bu da kişilerin kalp hastalığı riskini azaltıyor.

Zayıflamaya yardımcı oluyorBadem karbonhidrattan fakir, yağ ve posadan zengin olması

nedeniyle tok tutma özelliğine sahip. Yağ ve posa içeriği ile kan şekerini dengede tutmak, tokluk sağlamak ve kabızlığı önlemek gibi etkileriyle kilo kontrolüne yardımcı oluyor.

Kan şekerini düzenliyorMeyve gibi karbonhidrat içeren yiyeceklerin yanında badem

tüketilmesi kan şekerindeki ani dalgalanmaları önlüyor.

Kan basıncını düşürüyorYapılan çalışmalar magnezyum eksikliğinde kan basıncının

yükseldiğini ortaya koyuyor. Yüksek kan basıncı ise kronik hipertansiyona neden olabildiği gibi kalp krizi ve inmeye de yol açabiliyor. Badem içeriğindeki magnezyum ile magnezyum eksikliğinin giderilmesine yardımcı olurken, bu risklere karşı

koruyor. Ancak kan basıncını yükseltmemesi için tuz ile kavrulmamış çiğ olanlarının tercih edilmesi gerekiyor.

Kabızlığa iyi geliyorYağlı yiyecekler bağırsaklardaki kasların kasılıp gevşemesine

yardımcı olarak bağırsak hareketlerinin artmasına neden olur. Posadan zengin yiyecekler ise bağırsağa su çekerek bağırsak hareketlerini artırıyor. Badem, içeriğinde bulunan yağlar ve posa sayesinde kabızlığa iyi geliyor.

Kemikleri güçlendiriyorKemik sağlığı için yeteri kadar kalsiyum ve magnezyum

tüketimi önemli. Özellikle süt ve yoğurt tüketmeyen ya da vegan kişilerde badem tüketimi magnezyum ve kalsiyum içeriği ile eksikliklerin giderilmesine yardımcı olarak kemikleri güçlendiriyor.

Damar sertliğini önlüyorKötü kolesterolün (LDL) yüksek olması damar sertliğine

neden olurken, damar sertliği ise kalp krizi ve inme gibi durumlara yol açabiliyor. Badem E vitamini içeriği ile damar sertliğini önlemeye yardımcı oluyor.

Kansere karşı koruyorBademin kilo kontrolüne yardımcı olması, antioksidan ve

posa içeriği sayesinde kansere karşı koruyucu olduğu saptandı. Hayvanlarla yapılan çalışmalarda badem tüketmenin kolon kanserine karşı koruyucu olabileceği görüldü.

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

BADEMIN FAYDALARI SAYMAKLA BITMIYORBİR AVUÇ BADEM SAĞLIK AÇISINDAN PEK ÇOK

FAYDA SAĞLIYOR. İÇERİĞİNDE BARINDIRDIĞI TEKLİ DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ, LİF, ANTİOKSİDANLAR,

MAGNEZYUM, KALSİYUM GİBİ MİNERALLERLE SAĞLIK DOSTU OLAN BADEM TOK TUTUYOR, ARA ÖĞÜNLERDE

MEYVE İLE TÜKETİLDİĞİNDE DE KAN ŞEKERİNİ DENGELİYOR. KİLO KONTROLÜNÜ SAĞLAMADA

VE KÖTÜ KOLESTEROLÜ DÜŞÜRMEDE DE ÖNEMLİ ETKİLERİ BULUNAN BADEMİN HER GÜN 25 GRAM YANİ YAKLAŞIK 20 ADET TÜKETİLMESİNİ TAVSİYE

EDEN UZMANLAR, BEŞ-ALTI ADET BADEMİN YAKLAŞIK BİR TATLI KAŞIĞI KADAR ZEYTİNYAĞINA EŞDEĞER

KALORİ İÇERDİĞİNİ SÖYLÜYOR. GÜNDE YAKLAŞIK 20 ADETTEN FAZLA BADEM YENİLMEMESİ GEREKTİĞİNE

DEĞİNEN UZMANLAR, AYRICA ÇİĞ BADEM TÜKETİLMESİ ÖNERİSİNDE BULUNUYOR.

Kaliteli bir uykunun sağlık için ne kadar önemli olduğunu bilmeyen yoktur. Uzmanlar, diyet ve egzersiz kadar uykuya da dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Çünkü uyku düzensizliklerinin kalp hastalıklarından

diyabete, felçten konsantrasyon zorluğuna kadar pek çok sorunu beraberinde getirdiği biliniyor. Ancak toplumda uyku ile ilgili doğru sanılan yanlış bilgiler nedeniyle yapılan hatalar, uykusuzluk ve gündüz aşırı uyku gibi birçok bozukluğa yol açıyor ve aynı zamanda tanı ile tedavinin de gecikmesine neden olabiliyor. Peki ama uyku ile ilgili doğru olduğunu düşündüğümüz hatalı bilgiler neler? Işte toplumda yıllardır kulaktan kulağa yayılan ve doğru sanılan yanlış bilgiler ve onların doğruları:

Yanlış: Sağlıklı uyku en az sekiz saat olmalıDoğrusu: Toplumda en çok inanılan hatalı bilgilerden biri, sağlıklı uykunun en az sekiz saat olması gerektiği… Sanılanın aksine, sağlıklı uyku süresi kişiden kişiye değişiyor. Bu sürenin genlerimizde belirlenmiş olduğuna işaret eden uzmanlar, bu süreyi değiştirmenin çok mümkün olmadığını söylüyor. Gece uykusunun sağlıksız olması durumunda sık bölüneceğini belirten uzmanlar, yatakta geçirilen toplam sürenin uzayacağını bunun da uyku bozukluğu belirtisi olduğunu dile getiriyor.

Yanlış: “Akşam içeceğim bir fincan kahve uykumu bozmaz”Doğrusu: Kahve ve çayda bulunan maddeler uykuyu başlatan beyin hücrelerinde olumsuz etki oluşturuyor ve uykuya geçişimizi zorlaştırıyor. Bu durum kişisel farklılık gösterse de genel olarak, kahve, çay, enerji içecekleri ve kafein içeren diğer maddelerin uykuyu bozan etkileri altı saate kadar uzayabiliyor. Yani öğleden sonra içilen koyu kahve veya çay, gece uykuya dalmayı zorlaştırabiliyor.

Yanlış: Az uyumak daha iyidirDoğrusu: Az uyumak, beynimizin sadece uykuda yapabildiği bazı işlevleri gerçekleştirmesini engelliyor. Örneğin, bazı öğrenme ve bellek fonksiyonları için uyku şart. Az uyumak bu bellek işlevlerinin yerine getirilmesini önlüyor. Bunun sonucunda da daha zor öğrenir ve kavrar hale geliniyor. Yine bunun gibi bazı metabolik faaliyetlerin ve iştah düzenlemesinin sağlanması için de sağlıklı bir uyku-uyanıklık döngüsü çok önemli. Işte tam da bu nedenle yetersiz uyumak kilo alımıyla sonuçlanıyor.

Yanlış: “Uyku Apne Sendromu” aşırı kilolu kişilerin hastalığıdırDoğrusu: Uzmanlar, toplumdaki yaygın inanışın aksine Uyku Apne Sendromu’nun aslında her yaşta ve her kiloda görülebildiğini belirtiyor. “Ilerlemiş Uyku Apne Sendromu”nda hastalar çoğunlukla hastalığın bir sonucu olarak kilolu oluyor.

Yani kilolu oldukları için hasta değiller, aksine hasta oldukları için kilo almış oluyorlar.

Yanlış: Her uyku hastalığının tanısı için uyku testi şartDoğrusu: Uyku testi de denilen polisomnografi uyku hastalıklarının tanısında en sık kullanılan bir laboratuvar yöntemi. Ancak bu testin her uyku hastalığının tanısı için şart olmadığını söyleyen uzmanlar; uyku hastalıklarının tanısının, tüm diğer hastalıklarda olduğu gibi hastanın şikayetlerinin anlaşılması, muayene edilmesi ve gerekli durumlarda uyku testi ile diğer laboratuvar tetkiklerinin yapılmasıyla konduğunu dile getiriyor. Yani uyku testi, önemli bir tanı yöntemi ama her uyku hastalığının tanısı için gerekli bir test değil.

Yanlış: Gece uyuyamadığım için gündüz uyumalıyımDoğrusu: Bu kesinlikle yanlış bir bilgi. Aslında insan beyni gece uyku, gündüz uyanıklık için hazırdır. Gece uyuyamayan bir kişinin, gündüz uyuması bir sonraki geceyi yine uykusuz geçirmesine neden oluyor.

Yanlış: Gece geç yatarsam sabah geç kalkmalıyımDoğrusu: Sağlıklı uyku için en önemli şartlardan biri, kalkma saatini mümkün olduğunca sabitlemek. Dolayısıyla gece kaçta yatılırsa yatılsın sabah aynı saatte kalkmalı. Hatta hafta sonu-hafta içi, iş günü-tatil günü fark etmeksizin sabahları aynı saatte yataktan kalkmak, sonraki gece, uykunun sağlıklı olması için en önemli kuralı oluşturuyor. Yanlış: Yatmadan önce ne kadar yorulursam, o kadar kolay uyurumDoğrusu: Sanılanın aksine yatağa ne kadar yorgun girersek uykuya dalmamız o kadar zorlaşıyor. Bu nedenle, yatma saatinden birkaç saat öncesine kadar olan dönemde, ağır fiziksel aktivite gerektiren işleri yapmamalı, bu saatlerde spordan ve diğer fiziksel aktivitelerden uzak durmalı. Yatağa dinlenmiş olarak girmek uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır.

Yanlış: Yatakta kitap okumak, televizyon seyretmek uykuya dalmayı kolaylaştırırDoğrusu: Yatakta kitap okumak, televizyon seyretmek, telefon veya bilgisayarda zaman geçirmek sanılanın tam aksine uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Bu tür aktiviteleri, yatak dışında, hatta mümkünse başka bir odada gerçekleştirmek ve yatağı uyku için kullanmak gerekiyor. Aslında bunun tam tersi de geçerli. Yani yatak dışında uyumak, uyuklamak da sağlıklı uykuyu bozan bir faktör…

41 _

BU

NLA

RI B

İLİY

OR

MU

SUN

UZ?

UYKU İLE İLGİLİ DOĞRU SANILAN DOKUZ YANLIŞ

42 _ SPOR

"Arkadaşlarımın sadece kaptanı değilim aynı zamanda ablasıyım"

VAKIFBANK VOLEYBOL TAKIMI’NIN GÖZDESI GÖZDE KIRDAR, 19 YIL FORMASINI GIYDIĞI VAKIFBANK’TA KARIYERINI NOKTALADI. KARIYERINI AVRUPA ŞAMPIYONLUĞU ILE SONLANDIRAN VE BU BAŞARISINI “AVRUPA'NIN EN IYI TAKIM

LIDERI” ÖDÜLÜ ILE TAÇLANDIRAN KIRDAR, “BEN TAKIM ARKADAŞLARIMIN SADECE ARKADAŞI YA DA KAPTANI DEĞILIM AYNI ZAMANDA ABLASIYIM. HER ZAMAN ONLARA KAPIM AÇIK... ZATEN EVIMIN KAPISININ ŞIFRESINE KADAR HEPSI BILIYOR. BEN, BU DÜNYADAKI EN BÜYÜK VAKIFBANK TARAFTARI OLARAK KALACAĞIM. HIÇ ÜZÜLMESINLER, HER

ZAMAN YANLARINDAYIM VE BIR YERE GITMIYORUM” DEDI.

V oleybola 11 yaşında Kütahya Termikspor’da başlayan Gözde Kırdar, 1999 yılında VakıfBank altyapısına transfer oldu. O günden bu yana VakıfBank ve milli takımın bütün yaş kategorilerinde forma giyen başarılı smaçör,

takımıyla birlikte iki Dünya Kulüpler Şampiyonası Şampiyonluğu, dört Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, bir Top Teams Kupası, bir Challenge Kupası, altı Türkiye Ligi, iki Türkiye Kupası ve iki Türkiye Süper Kupası Şampiyonluğu ile bir Dünya Kulüpler Kupası ve iki Avrupa Şampiyonlar Ligi ikinciliği yaşadı. Kariyerine birçok başarı sığdıran Kırdar, voleybola CEV Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali'nin en değerli oyuncusu (MVP) olarak veda etti. Kendini bundan sonra voleybolun içinde hayal bile edemediğini söyleyen Kırdar, "Aileme vakit ayırmak istiyorum ve kocaman bir ailem olsun istiyorum. Artık biraz kendi hayatıma yön vereceğim. 19 yıldır inanılmaz bir disiplin altında yaşıyorum. Ben yemesine içmesine özel yaşantısına çok dikkat eden biriyim. O yüzden kafam biraz

rahat yaşamak istiyorum” dedi. Gözde Kırdar ile biten sezonun yanı sıra, voleybola vedasını konuştuk.

Gözde Hanım bu sezonu nasıl geçirdiniz?Takım olarak zor ama sonu mutlu biten bir sezon geçirdik. Dört kupa hedefimiz vardı hepsine ulaştık. O yüzden çok mutlu ve gururluyum. İnanılmaz bir takımla çalışıyoruz. Oyuncular, teknik saf, yönetim, başkanımız, kısacası çalıştığımız herkes çok pozitif çok yardımsever... O yüzden bu başarılar geliyor.

CEV Şampiyonlar Ligi Final Four'uyla aktif voleybol hayatınıza veda ettiniz. Neden böyle bir karar aldınız?Çünkü aileme vakit ayırmak istiyorum ve kocaman bir ailem olsun istiyorum. Artık biraz kendi hayatıma yön vereceğim. 19 yıldır inanılmaz bir disiplin altında yaşıyorum. Ben yemesine içmesine özel yaşantısına çok dikkat eden biriyim. O yüzden kafam biraz rahat yaşayacağım.

AVRUPA'NIN EN İYİ TAKIM

NISA

N - M

AYIS

- HA

ZIRA

N 20

18

LİDERİ GÖZDE KIRDAR:

43 _

SPO

R

Peki voleybola geri dönüş yapacak mısınız? Voleybola geri dönüş yapmayacağım. Büyük konuşmak istemiyorum ama gerçekten böyle bir planım yok şu an...

Voleybolu özlemeyecek misiniz?Hayatımı voleybola verdim tabii ki özleyeceğim. Ama tam zamanında bırakıyorum. Ne erken ne de çok geç... Ve isteyerek yapıyorum bunu. Bu benim için çok önemli... Çok mutluyum şu anda... İstediğim şekilde bırakıyorum.

CEV tarafından Avrupa'nın önde gelen voleybol yıldızlarına ödüller verildi. Siz de bayanlarda “En Iyi Takım Lideri” ödülünün sahibi oldunuz.“En İyi Takım Lideri” ödülüne layık görüldüğüm için çok mutluyum. İkiz kardeşimle beraber Şampiyonlar Ligi zaferini beraber yaşadık. Kardeşim ve aileme destekleri için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bu ödül için CEV'e, kulübüme ve beni destekleyen herkese çok ama çok teşekkür ederim.

Takım arkadaşlarınız voleybolu bırakma kararı almanızı nasıl karşıladı? Ben takım arkadaşlarımın sadece arkadaşı ya da kaptanı değillim aynı zamanda ablasıyım. Onlar o yüzden çok duygusallar... Onlara da söyledim, gece gündüz beni arayabilirler. Her zaman onlara kapım açık. Evimin kapısının şifresini dahi hepsi biliyor zaten... Ben bu dünyadaki en büyük VakıfBank taraftarı olarak kalacağım. Hiç üzülmesinler her zaman yanlarındayım ve bir yere gitmiyorum.

VakıfBank’ın hep “gözdesi” oldunuz, bunu nasıl başardınız?Çok çalıştım. Zaten yapı olarak da çok hırslı bir insanım. Antrenmanda manşet maçı yaparken bile yenilmeyi sevmiyorum.

Dediğim gibi inanılmaz çalıştım. Burada kendi hakkımı da vermek istiyorum. Herkes gibi çalışırsan herkes gibi olursun ama herkesten farklı çalışırsan herkesten farklı olursun. Buna gerçekten inanıyorum. Tabii bana verilen şanslar da var. Her sene önümde iki yabancıyla oynadım. Bu beni kamçılayan şeylerden biri oldu. Her sene bir sakatlık yaşadım ancak sakatlıklar beni daha güçlü kılıyor. VakıfBank bana güvendi. Giovanni bana şans verdi. Ben bu şansları iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Sonuçta voleybolda en çok yabancı tercih edilen pozisyon dört numara... Ben gerçekten hatırlamıyorum kaç sene oldu. Her sene iki yabancı ile mücadele ettim. Bu da beni başarılı kılan etkenlerden biri...

VakıfBank antrenörü Italyan Giovanni Guidetti size neler kazandırdı?Antrenörümüzün bize kazandırdığı savaşçı olmaktı. Bu gelenek tabii ki devam edecektir. Takımın her zaman bir lidere ihtiyacı vardır. Bunu kendi aralarından çıkarmaları gerekecek. Öncelikle bu konuda Giovanni’ye çok güveniyorum. Giovanni yeni liderler, yeni oyuncular yetiştirecektir. Bu yolda hepsine başarılar diliyorum.

Son dönemde VakıfBank başta olmak üzere, Türk voleybolu Avrupa’ya damga vurdu. Türkiye bu alanda Avrupa’nın zirvesinde mi?Avrupa’daki sayılı liglerden biriyiz. İtalya ligi de çok iyi... Orada herkes birbirini yenebiliyor. Bu kez bizde de öyle bir sezon geçti. Yabancı oyuncularla birlikte Türk oyuncular da kendini geliştiriyor. Tabii ki Türk oyuncuların daha fazla olmasını isteyenlerdenim. Çünkü kulüp başarılarını milli takıma yansıtamadığımız yıllar da oldu. Bu yüzden Türkler biraz daha fazla tercih edilmeli. Bu dengeyi yakaladıktan sonra milli takımda da yükseliş devam edecek.

Bireysel ödüllerden bazıları şöyle:2002 Gençler Balkan Şampiyonası: En Değerli Oyuncu

2010 Türkiye Ligi: En İyi Manşet Alan Oyuncu

2010 Türkiye Ligi: En İyi Servis Kullanan Oyuncu

2011 Avrupa Şampiyonlar Ligi: En İyi Manşet Alan Oyuncu

2013 Türkiye Ligi: En İyi Manşet Alan Oyuncu

2013 Türkiye Ligi: En İyi Smaçör

2013 Türkiye Ligi: En Değerli Oyuncu

2013 Dünya Kulüpler Şampiyonası: En İyi İkinci Smaçör

2014 Türkiye Ligi: En Değerli Oyuncu

2014 Türkiye Kupası: En Değerli Oyuncu

2015 Türkiye Ligi: En İyi Manşet Alan Oyuncu

2016 Avrupa Şampiyonlar Ligi: Yılın Takım Lideri

2018 Türkiye Ligi: En İyi Smaçör

2018 Avrupa En Değerli Oyuncu (MWP)

Gözde Kırdar; 2012-2013 ve 2013-2014 sezonunda art arda 73 maç

kazanarak VakıfBank ile dünya, Avrupa ve Türkiye şampiyonluğu yaşadı.

44 _ SAĞLIK / BOYUN KİREÇLENMESİ

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

Monoton iş hayatı boyun kireçlenmesi sebebi

45 _

SA

ĞLI

K /

BOYU

N K

İREÇ

LEN

MES

İ

ANADOLU SAĞLIK MERKEZİ FİZİKSELTIP VE REHABİLİTASYON UZMANI

PROF. DR. SEMİH AKI

G ünümüzde ofis çalışanlarının en sık karşılaştıkları ağrılardan birini de boyun ağrıları oluşturuyor. Başın ağırlığını taşıyan bir yapıda olan boyun, ayrıca başımızı her yöne çevirmemizi sağlayacak hareket

yeteneğine de sahip... Bu hareketler yedi omur ve omurlar arasında bulunan diskler ve eklemler aracılığıyla yapılıyor. Omurlar arasında bulunan deliklerden ise kol kaslarının hareketini sağlayan ve kolların duyusunu sağlayan sinirler çıkıyor. Başın bittiği yerle omuzların başladığı bölge arasında herhangi bir noktada hissedilen boyun ağrısı, sıklıkla 40 yaş üzeri kişilerde görülüyor.

Boyun ağrılarının birçok nedeni var ama en sık rastlananları kas spazmları ve zorlamaları, disk kaymaları (boyun fıtıkları) ile kemiklerde meydana gelen kireçlenmeler... Boyun fıtığı yaş ilerledikçe daha sık yaşanan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Boyun kemikleri arasında yer alan diskin sert kılıfından dışarı taşması sonucu oluşuyor. Taşan kısım, etraf dokulara (özellikle kas ve sinirlere) basınç yaparak omuzlarda ve kollarda ağrıya neden oluyor. Ağrı bası altındaki sinir kökünün özel dağılımıyla koldan elin içine yayılabiliyor. Eğer boyun fıtığı omuriliğe bası yaparsa yürüme problemleri, spastisite (kas tonüs artışı), idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkabiliyor.

Sıklıkla 40-50 yaşlar arasında ortaya çıkıyorBoyun kemiklerinde kireçlenmelere de sık rastlanıyor.

Boyunda şiddetli ağrılarla kendisini gösteren boyun kireçlenmesi, boyun omurlarının ve aralarında bulunan disk

yapılarının yıpranması sonucunda ortaya çıkıyor. Meydana gelen değişikliklerin, omuriliğin geçtiği kanalı veya omurlar arasından çıkan sinirlerin geçtiği kanalları daraltarak sinirlerde bası oluşturduklarını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, bu basıya bağlı olarak boyun ile kollarda ağrı ve uyuşma geliştiğini söylüyor. Şikayetlerin sıklıkla 40-50 yaşlar arasında ortaya çıktığı bilgisini veren Akı, yaş ilerledikçe de görülme sıklığının da arttığını dile getiriyor.

MODERN YAŞAMIN EN AĞIR FATURALARINDAN BİRİ DE

VÜCUDUN BELİRLİ BÖLGELERİNDE BAŞ GÖSTEREN AĞRILAR.

ÖZELLİKLE BOYUN AĞRILARIYLA HAYATIN BİR DÖNEMİNDE MUTLAKA

KARŞILAŞILDIĞINI BELİRTEN ANADOLU SAĞLIK MERKEZİ FİZİKSEL

TIP VE REHABİLİTASYON UZMANI PROF. DR. SEMİH AKI,

“HAREKETSİZLİK VE KİLO ARTIŞI, BİZLERİ BU AĞRILARLA TANIŞTIRMAYI EN ÇOK SEVEN NEDENLER ARASINDA. AYRICA

MONOTON İŞ HAYATI DA BOYUN AĞRILARININ BAŞLICA SEBEPLERİNDEN BİRİ” DİYOR.

46 _ SAĞLIK / BOYUN KİREÇLENMESİ

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

Şikayetler dikkate alınmalı“Boyun ağrıları çeken kişide ateş, terleme, halsizlik, kilo

kaybı gibi şikayetler varsa, ağrı kol veya bacaklara yayılıyorsa, kol ve bacaklarda kuvvetsizlik varsa, idrar, büyük abdest kaçırıyorsa, herhangi bir travma geçirdiyse, ağrının şiddeti öksürme ve hapşırma ile artıyorsa mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurulmalı” diyen Semih Akı, sözlerine şöyle devam ediyor: “İleri yaştakiler, fiziksel olarak ağır işlerde çalışanlar, uzun süre aynı pozisyonda çalışanlar, işinden memnun olmayanlar, monoton iş hayatı olanlar, kilolu kişiler, ciddi omurga eğrilikleri (skolyoz) olan hastalarda boyun kireçlenmesi riski fazladır. Boyun ağrılarından kaçınmak için ağır kaldırmaması, çok yüksek veya alçak yastıklardan kaçınması, bilgisayar ile çalışırken boynun doğal pozisyonunu bozmayacak şekilde ayarlanması ve sık telefon görüşmeleri için kulaklık biçimindeki telefon ahizeleri tercih edilmeli.”

Stres ve gerilimin boyun ağrılarına neden olmadığını, ancak kişinin ağrı eşiğini düşürdüğü için en küçük sorunun bile ağrı olarak algılanabileceğini söyleyen Akı, “Dolayısıyla stres altında

çalışan ya da yaşayan kişiler ufacık sorunları bile ağrı olarak algılayabiliyor. Stres ayrıca kulunç ya da kas romatizması olarak da bilinen “miyofascial ağrı sendromu” ve kronik kas ağrılarıyla kendini gösteren “fibromiyalji” gibi hastalıkların oluşmasına da neden olabiliyor” diye konuşuyor.

Egzersiz kişiye özel olmalıBoyun ağrısını gidermek için günlük egzersizlerin oldukça

yararlı olduğunu aktaran Akı, “Ancak egzersiz planı yapmadan önce, ilk olarak ağrıya yol açan nedenin net bir şekilde ortaya konması gerekir. Bu noktada da kişiye özel egzersiz planı yapmak en doğru olandır. Dolayısıyla fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı ile fizyoterapistlerden destek alınmalı” diyor. Boyun ağrılarından korunmak ve akut dönemi atlattıktan sonra bir daha boyun ağrısı çekmemek için hekimlerin yüzmeyi önerdiğini söyleyen Akı, buna karşın, yapılan çalışmaların kişilerin keyif alarak yaptığı her türlü egzersizin boyun ağrısı da dâhil tüm ağrıların oluşmasını önlemede etkili olduğunu gösterdiğini dile getiriyor.

Boyun ağrılarından korunmak içinOFİSTE;✔ Sırtınızı koltuğa tam dayayın.

✔ Bel ve sırtınızı uygun koltuk veya yastıklarla

destekleyin.

✔ Bilgisayar ekranının tam karşınızda olmasına

dikkat edin.

✔ Bilgisayarın orta kısmını mutlaka göz hizasında

tutun. Eğer diz üstü bilgisayar kullanıyorsanız

bilgisayar yükselticisi kullanın ya da diz üstü

bilgisayarı ara kablo ile masa üzerinde bulunan

sabit ekrana aktarın.

✔ Ekran karşısında sürekli çalışmak yerine zaman

zaman mola verin. Arada koltuktan kalkın,

gerekirse boyun ve sırt egzersizleri yapın.

UYURKEN;✔ Uyurken boynunuzun olabildiğince normal

pozisyonda durmasına dikkat edin.

✔ Yan yatışlarda kulak ile omuz arasındaki mesafeyi

dolduran kalınlıkta bir yastık, boynu normale en

yakın pozisyona getirendir. Bu kalınlıktaki bir yastık

sırt üstü yatışta da boynun ileri derecede arkaya

gitmesine ve öne bükülmesine olanak tanımayarak

boynu en iyi şekilde destekler.

✔ Yüzüstü yatmaktan kaçının.

47 _

FU

AR

TAKV

İMİ

Fuar Takvimi2018 YILI YURT İÇİ FUARLARI

Organizatör Fuar Adı Konu Tarih YerEKS Fuarcılık İYF İstanbul Ayakkabı, yan sanayi 3-5 Temmuz İstanbulLuna Fuarcılık SEDEC Türkiye Anayurt, sınır, iç güvenlik 3-5 Temmuz AnkaraTüyap Bursa Junioshow Bursa Bebe ve çocuk hazır giyim 4-7 Temmuz BursaParantez IDMA FEED MEA Yem makinaları 5-7 Temmuz İstanbulEge Fuarcılık 4. Gıda, Tarım Gıda, tarım, hayvancılık 11-15 Temmuz OrduEge Fuarcılık Katif 2018 Sanayi ve ticaret ürünleri 11-15 Temmuz OrduRenkli Fuarcılık Gıda, tarım 2018 Traktör ve tarım ekipmanları 11-15 Temmuz EdirneBoyut Fuarcılık Educaturk Eğitim 16-25 Temmuz İstanbulExpotim Bodrum Kitap Evi Kitap ve yayınevi 20-28 Temmuz MuğlaRenkli Fuarcılık 6. Çorlu Autoshow Otomobil ticari araçlar 1-5 Ağustos TekirdağRenkli Fuarcılık 11. Tarımtech 2018 Tarım, hayvancılık 1-5 Ağustos TekirdağRenkli Fuarcılık Euro Animalia Avrupa Hayvancılık ekipmanları 1-5 Ağustos TekirdağElit Fuarcılık Hayvancılık Hayvan yetişiriciliği 9-12 Ağustos AksarayModef Fuarcılık İNTARF 2018 Tarım, gıda, hayvancılık 2-5 Eylül BursaUBM İstanbul TISSUE WORLD 2018 Temizlik kağıdı, teknolojileri 4-6 Eylül Sivasİstanbul Fuarcılık Food İstanbul 2018 Gıda ürünleri ve teknolojileri 5-8 Eylül İstanbulDLG Fuarcılık DLG-ÖÇP Uygulamalı tarım ve hayvancılık 5-8 Eylül TekirdağE Uluslararası Fuar Worldfood İstanbul Gıda ürünleri ve teknolojileri 5-8 Eylül İstanbulTüyap Konya Konya Tohum 2018 Tohum teknolojileri 6-8 Eylül Konyaİst. Dün. Tic. Merk. İSKİF 2018 Kurumlar, işverenler 6-8 Eylül İstanbulTüyap Fuar Spor ve Aktif Yaşam Spor ekipmanları 6-9 Eylül İstanbulİZFAŞ İzmir 87. İzmir Enternasyonal Genel ticaret 7-16 Eylül İzmirGrup Medya Hac ve Umre Turizm Hac ve umre turizmi 12-13 Eylül İstanbulİnfo Uluslararası GIDA-TEK Gıda, gıda işleme 13-16 Eylül AnkaraLife Media 29. Züchex Züccaciye, hediyelik eşya 13-16 Eylül İstanbulGrup Medya 12. Hac ve Umre Hac ve umre turizmi 14-15 Eylül İstanbulUBM NTSR Fuar İstanbullight Aydınlatma armatürleri 19-22 Eylül İstanbulİstanbul Fuarcılık İstanbul Beauty Güzellik, kozmetik 20-23 Eylül İstanbul

2018 YILI YURT DIŞI FUARLARITexzone HGH India Ev tekstili 3-5 Temmuz HindistanReed Exhibitions Japan Health and Beauty Kozmetik 4-6 Temmuz Japonya Lefaso, Top Repute Shoes&Leather Ayakkabı-deri 11-13 Temmuz VietnamKoelnmesse Anutec Brazil Gıda, içecek 7-9 Ağustos BrezilyaHandmade in Britain Handmade in Britain Hediyelik eşya, tasarım 10-12 Ağustos İngiltireStiftelsen Norfishing Nor-Fishing Balıkçılık 21-24 Ağustos Norveç Anci Servizi Micam Ayakkabı, deri 16-19 Eylül İtalyaXpo Exhitions Foodtech Packtech Gıda ambalajı 18-20 Eylül Yeni ZelandaMesse Frankfurt Light Middle East Aydınlatma 23-25 Eylül BAE

48 _ BULMACA / SUDOKU

NİSA

N - M

AYIS

- HA

ZİRA

N 20

18

SUDOKU BULMACA

Yanıtları www.istoc.com.tr adresinden bulabilirsiniz.

1'den 9'a kadar rakamları Panoya yerleştirin. Her satır ve sütun 3x3'lük 9 kare'den oluşmaktadır. 9'luk kutularda her rakamdan 1 adet olmalıdır.

NİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2018 SAYI:55

İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR.

EstonyaHuzur ve macera ülkesi