hz. Ömer uluslararasiisamveri.org/pdfdrg/d272957/2018/2018_aydino.pdf · 2019. 3. 22. · hz....
TRANSCRIPT
ULUSLARARASI
Hz. ÖMERS E M P O Z Y U M U
Editör
Ali AKSU
SİVAS/2018
2. Cilt
“RİSÂLE FÎ MECÎİ AŞRATE MİN YEHÛDİ
HAYBER İLÂ ÖMER (RA) FÎ SUÂLİ MESÂİL”
İSİMLİ YAZMA ESERİN TAHKÎK, TAHLÎL VE
İÇERİK AÇISINDAN TENKÎDİ Osman AYDIN*
Bu çalışmada, Hayber Yahudîleri’nden on kişilik bir heyetin Hz. Ömer’e
gelerek bazı meselelerde kendisine soru sormaları ve akabinde cereyan eden
hadiseyi içeren, ‚Risâle fî mecîi aşrete min yehûdi hayber ilâ Ömer (ra) fî suâli
mesâil‛ isimli yazma nüsha tanıtlıacaktır. Buna göre Hz. Ömer bu sorulara eğer
cevap verebilirse Müslüman olacakları, değilse islamın bâtıl olduğuna hükme-
decekleri konusunu ele alan Sadece bir rivâyetten müteşekkil nüshanın kritiği
sadedinde öncelikle ilgili rivâyetin senet açısından tahric ve değerlendirmesini
yapmanın gayreti içerisinde olacağız. Gerek ilk dönem hadis kaynakları, ge-
rekse hususî mânâda islam tarihi kaynaklarında rivâyetin kullanılış sıklığı,
şekli ve râvî değerlendirmelerine yer vereceğiz. Devamında, rivâyet metninde
geçen ve Şi’a literatürü izleri taşıyan üslup, kezâ içerikte yer alan Hz. Ömer’in
Hz. Ali’ye müracaat etmesi ile ilgili kısımdan hareketle rivâyetin sonradan in-
şası ihtimali ve Hz. Ömer’in Hayber Yahûdileri’ni belli gerekçelere istinaden
Suriye taraflarına sürmesi gibi bazı özel durumları da dikkate alarak risâlenin
temelini teşkil eden söz konusu bu rivâyeti metin itibariyle tahlîl edeceğiz.
Farklı konuda birçok risâleyi kapsayan 1087 (1675) istinsah tarihli tek mü-
cellet bir eserin içerisindeki ilgili yazma nüshanın tetkîkini yapmak; hem muh-
tevî olduğu vâkıanın sıhhatini ortaya koyması hem de kaleme alındığı döne-
min tartışma konularına kısmen ışık tutması açısından önemi haiz olduğu ka-
naatini taşımaktayız.
Anahtar Kelimeler: Hayber, Yahudilik, Hz. Ömer, Şia, İslam
1. Yazmanın Tanıtımı
1.1. Şekil Açısından
Tetkîke açtığımız bu risâle Millî Kütüphane Ankara Adnan Ötüken İl
Halk Kütüphanesi Koleksiyonu’nda 06 Hk 678/28 arşiv numarası altında kayıt-
* Arş. Gör., Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı.
310 • Hz. Ömer Sempozyumu
lıdır. 204 sayfalık bir risâle mecmuasının 166b-168b sayfaları arasında yer al-
maktadır. Ta’lîk yazı stilinin kullanıldığı yazmada her sayfa 28 satırdan oluş-
maktadır. 1087 senesinde Mehmet b. Ali tarafından istinsah edilen eserin ula-
şabildiğimiz tek nüshası budur.
Risâlenin besmeleden sonra ilk cümlesi;
محمسوب تفضلكوظلاللهؿل سر جنزة مسومةؾنؿاصم حماذجن لوصححبجمـين.وتـسحسزيا
جنؿامصفلالجاءؾشرتمناهيوذ جنؾحسامـززبمكةكالمعوزؾنالحجصيؾنؿولمة بسلكالحسزياؿلي
اهبهائم مسائلوؾنكلام وسبلكؾن جئياك ان ياعمص فيبيامذلفذفلاموا جنالخعاةزط الخبرالىعمص
وزوامعRisâle’nin son cümlesi ise;
تلةاهيوذوبسومواوكاموامابؾعاكاللهؿنامخوزةالبهتؿلالحقجـويااللهواياكمممنبوذع فلامام
موجلوازثسعؾنامزنلواغخنمصحةامـملوازثلةهجومالجلوجسفياظلخامـملتمتامصسالبحمسالله
ؿلمحمسوبلوصححبجمـينوؾوهوظلالله
şeklindedir. Herhangi bir başlıklandırmanın yapılmadığı risâlede konu içer-
sinde geçen örneklerin yerinin tespit edilmesi adına her örneğin ilk kelimesinin
üzeri kırmızı renkle işaretlenmiştir. Risâlede yazım esnasında unutulan yerler
sayfa kenarında belirtilmiştir. Ancak böylesi düzeltmelerin sayısı çok azdır.
2. Risâle’nin Değerlendirmesi
Bu kısımda, senet ve metin açısından risâle incelenecektir. Senette adı ge-
çen râviler hâl ve ayn olarak ele alındıktan sonra, söz konusu bu isnâd silsilesi;
gerek rivâyet tahammül lafızları açısından, gerekse râvilerin adalet ve zabt ni-
teliklerini haiz olup olmamaları itibariyle tetkîk edilecektir.
2.1. Senet Açısından Risâle
Risâlede yer alan rivâyetin isnâd zinciri şu şekildedir.
Hammâd b. Mesleme
Âsım b. Behdele
Ali b. Abdilazîz el-Mekkî
Mansûr
Hicrî
Alkame b. Âmir
Hz. Ömer Sempozyumu • 311
2.1.1. Hammâd b. Mesleme
Rivâyetin ibtidâsı konumunda olan Hammâd b. Mesleme ile ilgili olarak
dikkat çeken ilk husus râvinin ismi ile alakalıdır. Zira Hammâd b. Mesleme
isminin bazı kaynaklarda yer almakla birlikte ne hâl ne de ayn olarak bu râvi
hakkında bir bilginin olmadığı görülmektedir. Buradan hareketle râvinin is-
mi ile alakalı bir yazım yanlışının varlığı akıllara gelmektedir. Bu meyânda
ilk olarak Hammâd b. Mesleme ismine yer veren kaynaklarda kendisinin ho-
calarına bakmak gerekmektedir. İlgili rivâyetlerde Hammad b. Mesleme; Sa-
bit el-Bünanî,1437 Eyyüb,1438 Humeyd,1439 Ali b. Zeyd,1440 Yunus,1441 Ammâr b.
Ebî Ammâr,1442 Behz b. Hakîm,1443 İmrân b. Ebî Abdillah,1444 gibi muhaddis-
lerden hadis dinlemiştir. İbn Kesîr Tefsir’inde ise Hammad b. Mesleme ismi-
nin eserin başkaca nüshalarında Hammâd b. Seleme olarak kaydedildiği biz-
zat muhakkik tarafından dile getirilmektedir.1445 Meselenin vuzuha kavuş-
ması adına tebe-i tâbi’înin meşhur muhaddislerinden Hammad b. Seleme’yi
incelediğimizde ise yukarıda isimleri geçen muhaddislerin tamamından
Hammad b. Seleme’nin de rivâyet tahdisinde bulunduğu dikkat çekici bir
husus olarak karşımızda durmaktadır.1446 Ayrıca bu yazma eserde yer alan
rivâyette Hammâd’ın hadis aldığı Âsım b. Behdele de Hâmmâd b. Sele-
me’nin meşhur şeyhlerindendir. Son olarak, elimizde mevcut ve ulaşabildi-
ğimiz hiçbir tabakat eserinde Hammâd b. Mesleme’nin tercemesine yer ve-
rilmemesi bizim kanaatimize göre Hammad b. Mesleme isimli râvinin aslın-
da Hammâd b. Seleme (v. 167) olması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
1437 es-Sindî, Muhammed Abdulhâdî, Haşiyetu Sindî Alâ Sünen-i İbn Mâce,Dâru’l-ceyl, Beyrut ts.,
III, 348. 1438 Aynî, Bedruddin Ebû Muhammed, Umdetu’l-kâri şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I-XXV, Dâru’l-
kutubi’l-ilmiyye, Beyrut 2001, IX, 183. 1439 Muhammed el-Emîn Abdillah el-Urevî, el-Kevâkibu’l-vehhâc, Dârul minhac, Mekke 2009, I,
381. 1440 Ali b. İsmail b. Ebî Bişr, el-İbâne an usûli’d-diyane, Daru’l-ensâr, Kahire 1397, I, 245. 1441 Ebû Dâvud Süleyman b. Eş’as es-Sicistânî, el-Merâsil, thk. Şuayb Arnavud, Müessesetu’r-
risâle, Beyrut 1408, I, 165. 1442 el-Hâkim en-Neysâbûrî, Ebû Abdullâh Muhammed b. Abdullâh b. Muhammed, el-Mustedrek
ale’s-Sahîhayn me’a ta’lîkâti’z-Zehebî fi’t-Telhîs, tahk. Mustafa Abdulkâdir Atâ, I-IV, Dâru’l-
kutubi’l-ilmiyye, Beyrut 1990., III, 484. 1443 Taberânî, Süleyman b. Ahmed, Mu’cemu’l-evsat, tahk. Tarık b. Avdullah, Dâru’l-Harameyn,
Kahire, ts., I, 160. 1444 İbn Ebî Şeybe, Musannef, tahk. Mahmut Avvâme, Dâru’l-Kıble, yy., ts. 1445 İbn Kesir, Tefsiru Kur’ani’l-azîm, tahk. Sâmi b. Muhammed Selame, Daru Tayyibe, Beyrut
1420, II, 139. 1446 ez-Zehebî, Ebû Abdullâh Şemsuddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân, Siyeru a’lâmi’n-
nübelâ, tahk. Şuayb Arnavud<, I-XXIX, Müessesetu’r-risâle, Beyrut 1982., VII, 444,445.
312 • Hz. Ömer Sempozyumu
2.1.2. Âsım b. Behdele
Rivâyette ismi geçen Âsım b. Behdele (v. 128) her ne kadar hafızasının
zayıflığı ile alakalı bazı görüşler serdedilmişse de Kütüb-i Sitte müelliflerinin
kendisinden hadis dinlediği sika bir râvidir.1447 Burada değinmenin yerinde
olacağı husus ise Âsım b. Behdele’nin ömrünün son dönemlerinde Hammâd
b. Seleme’nin ondan rivâyet ettikleri kusurlu görülmüştür.1448
2.1.3. Ali b. Abdilazîz
Ali b. Abdilazîz el-Mekkî isminde Âsım b. Behdele’den hadis almış bir
râviye araştırdığımız kaynakların hiçbirinde rastlayamadık. İsmi Ali b. Abdi-
laziz olan ravilerin ise, yaşadıkları dönem ya da nisbeleri itibariyle bu senette
ismi geçen kişi olması çok uzak ihtimaldir.
2.1.4. Mansur
Tam adı Yezid b. Ebî Mansur’dur. İbn Hibbân Sikât’ında arasında zikre-
der.1449 İbn Hacer onu beşinci tabakadan kabul eder. Bazen vehmetmekle bir-
likte onun rivâyetlerinde bir beis olmadığını ifade eder.1450 Ayrıca onun
sahâbe olduğuna dair rivâyetlerin doğru olmadığını da söyler.1451 Mizzî onun
Basra’da vefat ettiğini belirtir, ancak tarihlendirmede bulunmaz.1452 Ebû
Hâtim er-Râzî kendisi için, ‚لتبشت‛ nitelemesinde bulunur.1453
2.1.5. Hicrî Tam ismi Duheyn b. Âmir el-Hicrî’dir. İbn Hibban Sikât’ında zikre-
der.1454 Duheyn el-Hicrî, Ukbe b. Âmir’in kâtibidir ve bütün rivâyetlerini on-
dan yapmıştır. Genel anlamda kendisinin sika olarak nitelendiğini söyleyebi-
liriz.1455 İbn Hacer Yakup b. Yunus’un onu tevsik ettiğine işaret eder.1456 Miz-
1447 Zehebi, Siyer, V, 256; Moğultay, Ebû Abdullâh, İkmâlu Tehzîbu’l-Kemâl fî esmâi’r-ricâl, I-XII, el-
Fâruku’l-hadîsiyye, Kâhire 2001.VII 100. 1448 Moğultay, İkmâlu Tehzîbi’l-kemâl, VII, 100. 1449 İbn Hibban, Sikât, tahk. Seyyid Şerifuddin Ahmed, Daru’l-fikr, Beyrut 1975, V, 548. 1450 İbn Hacer, Takrîbu’t-tehzib, tahk. Ebu’l-eşbâl Sağir Ahmed, Dâru’l-âıme, yy, ts., I, 1083; ez-
Zehebî, Ebû Abdullâh Şemsuddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân, Târîhu’l islâm ve vefeyâtu
meşâhir ve’l-a’lam, I-XV, tahk. Beşşâr Avvâd Ma’rûf, Dâru’l-garbi’l-islamî, Beyrut 2003, III,
340. 1451 İbn Hacer, Tehzîbu’t-tehzîb, Dâiratu’l-Me’ârifi’n-nazzâmiyye, Hindistan 1325. 1452 Mizzi, Tehzîbu’l-kemâl fî esmâi’ricâl, tahk. Beşşâr Avvâd ma’ruf, Müessesetu’r-risâle, Beyrut
1980, XXXII, 251. 1453 Ebû Hâtim er-Râzî, el-Cerh ve’t-ta’dîl, Dâru İhyâi turâsi’l-arabî, Beyrut 1952, IX, 291. 1454 İbn Hibbân, Sikat, IV 220. 1455 Zehebî, Tarihu’l-islam, II, 1091. 1456 İbn Hacer, Tehzîbu’t-tehzib, III, 180.
Hz. Ömer Sempozyumu • 313
zi, Buhârî dışında Kütüb-i Sitte müelliflerinin kendisinden hadis naklettiğini
belirttikten sonra Buhârî’nin de Halku ef’âli’l-i’bâd isimli esrrinde kendisinden
hadis rivâyetinde bulunduğunu söyler.1457 Hicrî 100 senesinde vefat etmiştir.
2.1.6. Alkame b. Âmir
Senedin devamında isimleri geçen ve ikisini yukarıda tanıttığımız
Mansûr ve el-Hicrî ile senedin müntehası konumundaki Alkame b. Âmir ara-
sında ise daha karışık bir durum söz konusudur. Kaynaklarda Alkame b.
Âmir’in ismi Nehrevân savaşında Hz Ali’ye bu savaşa katılan düşman birlik-
lerinin durumunun sorulduğu bir rivâyet dışında hiçbir yerde geçmemekte-
dir.1458 Tabakat kitaplarında ise tercemesine dahi yer verilmemiştir. Hâlbuki
başta Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i olmak üzere birçok kaynakta1459
Yezid b. Ebî Mansur – Duheyn el-Hicri – Ukbe b. Âmir tarikiyle rivâyet-
ler mevcuttur. Kanaatimizce senedin bu şekilde olması gerekmektedir. Zira
bu zincir meşhur olmanın ötesinde senette ismi geçen Duheyn el-Hicrî, Ukbe
b. Âmir’in kâtibidir ve bütün rivâyetlerini ondan yapmıştır.1460 Dolayısıyla
Hicri’nin Alkame b. Âmir isimli bir râviden rivâyette bulunma ihtimali söz
konusu değildir. Bu durumda ihtimalî birçok durum ortaya çıkmaktadır.
Bunlardan ilki risâlenin müstensihi yanlışlıkla Ukbe yerine Alkame yazmış-
tır. Diğeri; rivâyeti nakledenin hıfzının ciddi anlamda zayıf olduğudur. Bir
başka olasılık ise; rivâyeti nakleden kişinin tedlis yapmak kastıyla râvilerin
isimlerini meşhur isimleriyle değil de daha zor tanınacak şekilde nakletmesi-
dir. Bu durum vâhî/uydurma bir metne sahîh bir senet bulma çabasının da
bir tezaürü olarak nitelenebilir.
2.2. Metin Açısından Risâle
Bu başlık altında ilk olarak risâle; içerdiği konular itibariyle ele alınacak
ve herhangi bir yorumlama yapılmaksızın özetlenecektir. Risâle hakkında bir
fikir sunacağını düşündüğümüz bu ilk kısmın ardından, ilgili metin, içeriği
itibariyle tahlîl ve tenkît edilecektir.
1457 Mizzi, Tehzibu’l-kemal, VIII, 476. 1458 İbn Kesîr, İsmail b. Ömer, el-Bidâye ve’n-nihaye,Tahk. Ali Şîrî, Dâru ihyâi’t-turâsi’l-arabî, Bey-
rut 1408, VII, 321. 1459 Ahmed b. Hanbel, Müsned, tahk. Şuayb Arnavud, I-VI, Muessesetu’r-risâle, Beyrut 2001., IV,
156; el-Buhârî, Ebû Abdullâh Muhammed b. İsmâil b. İbrâhîm el-Cu‘fî, et-Târihu’l-kebîr, tahk.
Hâşim en-Nedvî, I-IX, Dâiratu’l-meârifi’l-osmânî ts., III, 256; Tahavî, Şerhu Meâni’l-asar, tahk.
Muhammed Zührî en-Neccâr, Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1399, III, 129. 1460 Zehebî, Tarihu’l-islam, II, 1091.
314 • Hz. Ömer Sempozyumu
2.2.1.1. Risâle’nin Muhtevâsı Hakkında Bazı Bilgiler
Risâlede ele alınan konuları kısaca özetleyecek olursak;
On kişilik Hayber Yahudileri’nden bir grup Hz. Ömer’in hilâfeti döne-
minde kendisinin yanına gelerek hayvanların kendi lisanlarında konuşmala-
rıyla ilgili bazı sorularının olduğunu, eğer buna doyurucu bir cevap verebi-
lirse İslam’ın hak din olduğunu kabul edeceklerini ifade ederler. Hz. Ömer
bu sorulara cevap veremeyeceğini anlayınca Cabir b. Abdillâh’a Hz. Ali’yi
çağırmasını salık verir. Hz. Ali bu heyetin sorularını dinler. Soruların bir
kısmı;
Gökyüzünün en büyük, yeryüzünün en geniş şeyleri ile en sıcak ateş, en
süratli rüzgar, en derin deniz, en sert taşın ne olduğudur. Ayrıca, deve, öküz,
eşek, koyun, köpek, kedi, tilki, karga gibi daha birçok hayvanın kendi lisan-ı
halleriyle ne söylediklerini sorarlar. Kezâ Hz. Peygamber’in isimlerinin ne
olduğu ile Kur’ân’ın neden furkan olarak isimlendirildiğini de sorularına ek-
lerler.
Hz. Ali, sordukları sorulara herbiri bin sayfayı tutacak şekilde 60 ayrı
başlıkta cevap verebileceğini söyler ve bu soruların cevabının kendisine göre
çok kolay olduğu belirterek tüm sorulara teker teker cevap verir. Devamında
Allah tarafından hayvan suretine dönüştürülen bazı insanlar hakkında bilgi-
ler aktarır.
Bu cevapları dinleyen Yahûdî grup Hz. Ali’ye Tevrat’ın bilgisinin veril-
diğini ifade ederler ve Müslüman olurlar. Risâle bu şekilde tamamlanmakta-
dır.
2.2.1.2. Metin Tahlîl ve Tenkîdi Bu risâle ele aldığı konu itibariyle farklı zâviyelerden incelenmesi gere-
ken bir metin ihtivâ etmektedir. Yaşandığı iddia edilen bu olayın Hz.
Ömer’in hilâfeti devrinde meydana gelmesi, hadisenin karşı tarafında Hay-
ber Yahudilerinin bulunması ve meydana gelen karışıklığı ve çözümsüzlüğü
Hz. Ali’nin gidermiş olması ilgili rivâyet üzerinde şüpheler doğurmaktadır.
Zira Hz. Ömer’in hilâfeti döneminde Hayber Yahudilerini sürgüne gönder-
diği bilinmekte, Şii literatürde de bu tarz konuların Hz. Ömer’in aleyhine
kullanıldığını da görülmektedir.
Hz. Ömer’in Ehl-i kitabtan Necran Hristiyanlarını ve Hayber Yahûdile-
rini yaşadıkları yerlerden başka bölgelere sürgüne gönderdiği kaynaklarda
ifade edilmektedir.1461 Şöyle ki Hayber’de iskân eden yaklaşık elli bin Yahu-
1461 İbn Sa’d, Muhammed b. Sa’d b. Münî’, Tabakâtu’l-Kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut ts., III, 283; el-
Buhârî, Ebû Abdullâh Muhammed b. İsmâil b. İbrâhîm el-Cu‘fî, Sahîhu’l-Buhârî, Dâru İbn
Hz. Ömer Sempozyumu • 315
dinin Kûfe yakınlarına sürüldükleri belirtilmektedir.1462 Bu fiilinden dolayı
Hz. Ömer’in daha sert bir siyaset izlediği ve Hz. Peygamber dönemindeki
birlikte yaşama olgusundan kopularak bölgede tek mutlak hâkimin Müslü-
manlar kılındığına dair eleştiriler de vardır.1463
Cihan Eker Hayber Yahudilerinin tehcirini siyasi, ekonomik, sosyal, dini
ve sağlığa dair olmak üzerere beş sebebe bağlamıştır.1464 Buna göre Hz. Ömer
bir görev için gönderdiği oğlu Abdullah b. Ömer’i Hayberlilerin uyuduğu ça-
tı katından aşağı atmaları1465, ilk dönemlerde Müslümanların çiftçilik işini
Hayberliler kadar bilmemeleri sebebiyle onlara dokunulmamışken Müslü-
manlar bu konuda tecrübe kazanınca Hayberlilerin bu ekonomik gücüne ih-
tiyaç kalmaması,1466 Hayberliler arasında zina ve fuhuşun çok yaygın olması
sebebiyle Müslümanlara olumsuz yansımalarının bulunması1467 Hz. Peygam-
ber’den varid olan ve Hayberlilerin bir gün topraklarından çıkarılacağını ifa-
de eden bir rivâyetin var olması1468 ve Hayberliler arasında baş gösteren veba
salgının Müslümanlara sirayet etmesinden endişe duyulması1469 gibi faktör-
lerden ötürü onları islam toprakları içerisinde bir başka yere sürgüne gön-
dermiştir. Ayrıca Hayberliler Hz. Peygamber ve Hz. Ebubekir döneminde
verdiği sözler ve anlaşmalara da uymadığı da kaynkalarda belirtilmektedir.
Dolayısıyla Hz. Ömer’in böylesi bir süreçte Hayber yahudileri ile karşı karşı-
ya gelerek sorularını cevaplayamaması düşündürücüdür.
Risâlede yer alan; Hz. Ömer’in soruları cevaplamaya güç yetirememesi
ve bunları konuya dair engin bilgisiyle Hz. Ali’nin cevaplamasına dair kısım-
lar kendisinden şüphe duyduğumuz bu metin ile Şii literatürü karşılaştırma
zorunluluğunu da doğurmuştur. Şii kaynaklarında Hz. Peygamber’in hilâfet
Kesîr, Şam 2002, Şurut 14; Müslim, Sahih, trc. Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yay., İst. 1969, V, 68;
Konuyu Ayrıntılı bir şekilde incelemek için bkz. Mustafa Fayda, Hz Ömer’in Hayber ve
Çevresi İle Necran’dan Gayr-i Müslimleri Çıkarması, Dokuz Eylül İ.F.D, İzmir 1983, s. 51-66. 1462 Max Seligsohn, ‚Khaibar‛, The Jewish Encylopedia, Funk and Wagnalls Company, United Sta-
tes 1994, VII, 481. 1463 Philip K. Hitti, Siyasî Kültürel İslam Tarihi, Trc. Salih Tuğ, M.Ü.İ.F, I, 257-258 1464 Cihan Eker, Hz. Ömer Devrinde Ehl-i Kitapla İlişkiler ve Tehcir, Ankara Ü.S.B.E, Basılmamış
Tez, 111-114. 1465 Ebû Yûsuf, Yakub b. İbrahim, Kitabu’l-Harac, Neşr. A. el-Kubeysi, Bağdat 1973, , I, 357; Ab-
dusselam b. Muhsin Âli İ’sâ, Dirasetun Nakdiyyetun fî şahsiyyeti Umer b. El-Hattâb, Mektebe-
tu’l-Medîne Medine 2002, II, 1065; Mustafa Fayda, Hz. Ömer Zamanında Gayr-i Müslimler,
M.Ü.İ.F., İstanbul 1989, s. 183-194; Muhammed Hamidullah, ‚Hayber‛, DİA, XVII, 22. 1466 İbn Sa’d, Tabakât, II, 114; A. Fattal, Le Statut Legal des Non-Musulmanes en Pays d’İslam, Beyrut
1958, s. 25. 1467 İbnu'l- Esir, el-Kâmil fit-Tarih, trc. Ahmed Ağırakça, Bahar Yayınları, İstanbul, 1985, II,269. 1468 Buhari, Tecrîdi Sarih, trc. Kamil Mîras, Başbakanlık Basımevi, Ank. 1974, VIII, 140. 1469 Belâzurî, Ahmed b. Yahya b. Câbir, Futûhu’l-Buldan, trc..Zâkir Kâdiri Ugan, Meârif Basımevi,
İstanbul 1956, I, 40.
316 • Hz. Ömer Sempozyumu
makamına kimlerin geçeceğini isim isim önceden Hz. Ali’ye bildirdiği belir-
tilmekte1470 dolayısıyla bu görevi gaspettikleri(!) için Hz. Ebu bekir ve Ömer
daha en baştan suçlu kabul edildikleri ifade edilmektedir. Gâdir-i gûm, Hz.
peygamber sonrası halife seçimi, Fedek Arazilerinin Hz. Ali’ye verilip veril-
memesi gibi bazı hadisâtı aktarış şekilleri ve dayandıkları rivâyetlerle Şii
Dünyası bu ayrımı derinleştirerek devam ettirmişlerdir.1471 Öyle ki bazı Şia
kaynaklarda Hz. Ömer zahiren Müslümandır ve dini vecibeleri de bihakkın
yerine getirmeyen birisidir.1472 Dolayısıyla Hz. Ömer ile alakalı olumsuz ba-
kış açısı ve bu bakışı yansıtan rivâyetler Şia dünyasında çoktur.
Bu tarz kötüleyici rivâyetlerin bir kısmı doğrudan Hz. Ömer’in şahsına,
kişiliğine, liderliğine ve kulluğuna yönelik iken; bir kısmı ise Hz. Ali’nin on-
dan üstünlüğüne vurgu yapar. Hz. Ali hem bilgi, hem taat açısından
Ömer’den çok üstündür. Öyle ki, Hz. Ali, Ömer’in hilâfeti döneminde kendi-
sinin yanında bulunarak insanları ondan korumak istemiş ve adeta bir Şey-
hülislam gibi davranmak suretiyle birçok meselede Ömer’in hatalarını dü-
zeltmiş ve onu zor durumdan kurtarmıştır.1473
Kaynaklarda yer alan tüm bu bilgiler ışığında incelediğimiz yazma met-
ne baktığımızda metnin sonradan ‚inşa edilmiş‛ olduğuna bizi yaklaştıran
birçok husus vardır. Örneğin; söz konusu bu hadisenin Hz. Ömer’in hilâfeti
döneminde geçtiğinin özellikle belirtilmesi, bir Hâlife olarak onun yetersizli-
ğini gözler önüne sermeyi hedeflemiş gibi gözükmektedir. Soruyu sormak
için gelen grubun Hayberli Yahudilerden olması ve Hz. Ömer’in cevap ve-
rememesi; arka planda Hayberli Yahudilerin sürgününün haksızlığını çağrış-
tırmanın gayreti olarak değerlendirilebilir. Rivâyet metnine göre Hz. Ömer
daha soruları dinlemeden cevaplayamayacağını ifade etmiş ve hemen Hz.
Ali’yi çağırtmıştır. Hz. Ali ise cevap vermeye başlamadan evvel bu konuda
kendisinin çok derin bilgiye sahip olduğunu ve söz konusu meselelerin hal-
linin kendi açısından çok kolay olduğunu belirtmiştir. Bu durum dahi Hz.
Ali ile Ömer’in kıyaslanarak ilmî açıdan üstünlüğün kimde olduğunu gös-
terme çabası olarak nitelenebilir. Olayın neticesinde ise, Hayberlilerin Hz.
Ömer’i görmezden gelerek Hz. Ali’ye yönelip Müslüman olmaları da aynı
durumun tezahürüdür.
1470 İbn Kavleveyh el-Kummî, Kâmilü'z ziyâdât, İntişârat-i Murtazaviyye, Necef, 1356. 1471 Ayrıntılı bilgi için bkz. Kamil Güneş, Hz Ömer İle Hz Ali Arasında Oluşturulan Menfi İlişki-
nin Müspete Dönüştürülmesi Üzerine, Marife Dergisi, y.5 S.3, Konya 2005, s. 299-331. 1472 Şeyh Müfid, el-Mesâilü'I-Ukberiyye, Küngure-i Şeyh Müfid, Kum, 1413, s. 63. 1473 Bu düzeltmemeler ve ilgili bilginin Şii literatürdeki yeri ile alakalı olarak bkz. Güneş, ayn.
Makale, 319.
Hz. Ömer Sempozyumu • 317
Rivâyetin metin değerlendirmesi açısından bize sunduğu bu bakış açıla-
rının yanında konuya literatürde yer etme açısından baktığımızda da benzer
bir durum söz konusudur. Zira Ehl-i Sünnetin muteber hadis kaynaklarında,
hatta tâli olanlarında dahi, bu rivâyetin bulunmaması görüşümüzü destek-
lemektedir. Aynı meseleye Şi’i literatüre baktığımızda bu rivâyeti yaygın bir
kullanımının olması da1474 bu görüşümüzü desteklemektedir.
SONUÇ
Hz Peygamber’in ashâbının genelde islamın intişârı özelde ise rivâyetle-
rin nakli itibariyle yaptıkları hizmetin büyüklüğü tartışılmazdır ve onların
Müslümanlar nezdinde kıymeti de o denli büyüktür. Bu sebeple, tıpkı Hz.
Peygamber’i övgüde sınırın aşılıp uydurma rivâyetlerin ortaya çıkması gibi
benzer bir durum sahabe nesli için de söz konusu olmuştur. Bu tarz uydur-
ma rivâyetlerin ortaya çıkış nedeni kimi zaman sevgide aşırıya kaçılması ola-
rak değerlendirilebilirse de genel olarak; sonradan teşekkül eden mezhebî ve
siyasi faktörlerdir. Özellikle Şi’a ile Ehl-i sünnet arasında hilâfet mevzûu baş-
ta olmak üzeri Hz. Ali ismi üzerinden yapılan tartışmalar bunun en net gös-
tergesidir.
Tetkîk etmeye çalıştığımız risâlede yukarıda bahsi geçen tartışmalar çer-
çevesinde ele alınması gereken bir metin ihtivâ etmektedir. Gerek senet ince-
lemeleri itibariyle gerekse metnin muhteviyâtından yola çıkarak bu risâlede
yer alan rivâyetin hadis kabul şartları açısından son derece zayıf ve hatta uy-
durma olduğunu söyleyebiliriz. İsnadın sonradan metne eklenmediğini dü-
şünsek dahi; senet zincirinde yer alan isimlerin bir kısmının ne hal ne de ayn
olarak bilinmesi, bir kısmının zabtında kusur bulunması rivâyet tahammül
ve eda şartları itibariyle ciddi noksaniyetler barındırmasının yanında metin
tahlîli açısından da rivâyetin vâhi olduğunu söylemek hatalı olmaz.
1474 el-Emînî,Abdulhüseyn Ahmed, el-Ğadîr fi’l-kitâb ve’s-sünne ve’l-edeb, Müessesetu’l-a’lâ li’l-
matbû’ât, Beyrut 1994, VI, 180-188, 235, 316-318; Ebû Ca’fer es-Sadûk, U’yûnu Ahbâri’r-Rıdâ,
Menşûrâtu Şerîfi’r-Rıdâ, Kum 1378, I, 56-57.
318 • Hz. Ömer Sempozyumu
2.2.2. Risâle’nin Tam Metni
جن مسومةؾنؿاصم حماذجن محمسوبلوصححبجمـين.وتـسحسزيا تفضلكوظلاللهؿل سر زة
جنؾحسامـززبمكةكالمعوزؾنالحجصيؾ جنؿامصفلالجاءؾشرتمناهيوذبسلكالحسزياؿلي نؿولمة
مسائلوؾنكلاماهبهائم وسبلكؾن جئياك ذلفذفلامواياعمصان جنالخعاةزطفيبيام عمص دبرالى
للسزؿلجواةمسائومفكذةؿل وامعوزوؾناهمسوذينككهواوتبيرهةمسروافـصفعمصزضبه
جنؾحسالله تـليفوماالزطلجاجص فشةجاجصوذؿا ظامةزط جنببي ليؿلي ةاهسيةـنياذع ؿل
جنببيظامةزطكالماحاجذؿوماءتنياسرائلفلالياؿليبذبرنؾنامسماواثوماوبؾؼم جاءؿل
ؾنامححصومامناوؾنالزطوماوبوسؽمناوؾناميازوماوبحصمناوؾنامصيوماوبسرعمناو
ؾن وبذبرن هعفين ثؽ الله وتين تا صئ و ميا و صئ وؾن م بكسى و وما الحجص وؾن منا بؾبئ و
اوؾنالحمازوماثلول امفصشومالولفيظلوؾنالتلوماثلولفيزغائـاوؾنامحلصوماثلولفيدواز
نلاوؾنامضاتوماثلولفيمغائهاوؾنامكل ةوماثلومفيهحاحهاوؾنامثـوةوماثلولفيؾحخعاوؾنفي
ثلولفي ما الحسائةوماثلولفيظاحهاوؾنالحمامة هـلوؾن في اوؾنامغصاة ظغير في ثلول سروما ام
وؾ نثغصساوؾيامحاسوماثلولفيوماثلولفيثبججاوؾنامصيحوماثلولحوباوؾناهاءوماثلولفيذوت
Hz. Ömer Sempozyumu • 319
املبرتوما وؾن ظغير فيظاحوؾنالدزاحومالولفي هـلاوؾنامسسومالول امضفضؽومالولفي
وؾنالدمومالولفي وؾنامحوحلومالولفيظغير اوؾنامـعفوزومالولفيصرصرث ثلولفيظغير
محم وؾن املمصة ثلول وما وم ك في ثلول وما الزط وؾن مضراح املصبن وؾن ام ل ك تك اماميي س
سمفصكانوكاليمحماللهمنتنيبذمفانبجدخياؾنماسبميابكصزنمكبىكؿلالحقوالكصازونحنؿل
امحاظلفلالؿليزطانؾيسيس خينمنامـنكؿنيخاحالىبمفجملمناموزقوانجواةش
ما بون للهاهسائل ال كوت ول حول ول بجحك فاني صئت ما ؾن في واسبموا ثفلا في ؾيسفاسبموا كون
ماو الحقواما فو منالزط وبوسؽ امبرئواما منامسماءفااهبهخانؿل وبؾؼم ما امـليامـؼيواما
املوعوبماماوبكسىمالحجصبحصمناميازفلوةالحصطؿلجمؽاهالواماماوبسرعمنامصيحفاملوة
فلوةامفاجصوبماماواليحصاواللهلصافوجهامكافصوعملوبمااليوللهفصوحموبمااليولك
في ثلول امفصش فان اهبهائم امكلام وبما الجاتة وؿو الدؿاء فميم هعفين الله وتين تم الي وبما فـملك
الس بؾز س خعؽصحوابنوم هف اهوث ؿسم هن عجحت زغائها في فاناثلول التل وبما امكفاز واذشل لم
اياغافللكفياهوثصغلصاغلياغافلبهتؾنكولزاحلياغافل امسكوثوبماامحلصتفاناثلولفيدواز
نلانو الحمازلولفي اؿسامابهتؾيغافلوبما س خولى كسحاظل ما مبمـناهكاشوهس حبهتؿلك
مابغفلكوبما ياهفس بكعـم ياموثما بص يـم ياموثما مابفجـم موث فيمغاتهايا وبماامضاتثلول
لولفيهحاحهانومانيمحصوموبهتامصحومفازحممنصحمنيوبماامثـوةفاهلوليازساقانفني امكلةفاه
ثلو فانا امصت موبما كسمت ما لظوة دضـت من يا لول فاه السس بما و امخوزاث من بياث ؾشر ل
ما ؾش ظغير في لول فاه سر ام وبما وامؼوماث اميوز في ـعم من ؿل سوعني امعمامعلة امعروز
وبما ملك فاهم صئت واعموما مفازك فاهم صئت ما واحدة تزن فاهم صئت فاجمـما مت فاهم صئت
لول فيهـلامـاشرالمماحشزواحوولاميـموبماالحسائةفاناثلولامحـسمنامياشاوسهنلامغصاةفاه
ؾللوبماالحمامةفاناثلولظووامنكعـكواؾفواؾنمنػومكوبؾعوامنبحصمكموكلموامنهجصككونفي
كوبمااميازفاهثلولفيثبججانومانيبس خجير تممننزجهنم.فبماامصيحفاناثلولفيحوباالجيةمبو
بنومانيمبموزفامـنمنسخني.وبمااهاءفاناثلولس ححانمنووس ححانمنلـنبحساماوال
ووبماامضفضؽفاناثلولس ححانمنس ححلبحجامححازس ححانمنس ححلزؤشالجحالس ححانمنس حح
زطواملفاسس ححانمنس ححلكريصفةومسانوبماامسسفاهلولزةانيػومتهفسيلمافيال
لولامصحمنؿلامـصصاس خوىوؿوىاهلكاحذوىتـن فاغفصليفاهلغفصالهوةالبهتوبماالدزاحفاه
وبماالدهحةفاناثلولياؿامالخفاثماتحتامثرىوبمااملمصةفاناثلوملصةالجلوفاثالاملوحعلامـمل
ياكصفامحواثبجصفيمناهوكاثوبمااملبرتفاناثلولانومامـنمدغضنيمحمسوبلمحمسوبماامـعفوز
لول عنيؿلمنلبذيحلموبماامحوحلفاه فانالولياؿامامسرواميجوىياكصفامضروامحووىسو
اهلئكةوامصوخ.وبمافيم زة كسوش س حوخ فاهلول الدم ـلاز.وبما تمصتفـوىالدهاام منالدها كفاني غخ
الدجاجةفاناثلولانومبهتالحقووؿسكالحقومابؾزمنيموثؿلالحق.وبماالزضفاناثلولكوماجن
تعني.وبماام في ؿلػصيوثحكي ظووؿامضمسانيصاستبذمبكامضواث ومؾيس ثلولك فانا سماء
لكؿلمنـعم.وبمامحمسامامييفاهلؾشرتبسماءاومامحمسعماناللهصقاسممناسمفوثؽ
320 • Hz. Ömer Sempozyumu
ثشراهؤمينلجيةوامصاتؽ منالحمسوامثامرسماثضيراله عممحمسامثانيسمااحمسله بجلمحموذواميبي
ثؽوامساذشسماثاتخا وحسواالله ت مناميازوالخامسسماوحسالنامياش بهشزامكافصن هشصاله سما
وماملامةكسمةالجيةواميازوامثامنسما السلموامساتـسماكاسمالناللهثؽكسمت لناللهثؽزختت
كسموماملامة يشرؿل ترهومخواتينوامـاشرواحاشرالناانش مخاسؽسمااهاحيلناللهثؽيمحوا
امخوزة تين فصق فاه فصكان سما املصبن وبما اهؤمين بمذ امليمةوجو وم ت خغ ثؽ الله لن اهحغ سما
ال ال ل بن وضس ونحن الحق ؿل بىك فلامواصسن منم بزتـة فلاموا كاموا وامزتوز محمساوالنجل بن و الله
زسولللهفلاموالهمبصحابمويكعجوتؿويانيتثعبرونحذىـومياؾناهمسوذينككهواوتبيرهةمسروا
ساءفمنمامفل فاهكنكاللهماؿوموابناللهثؽكسمسخمنتنيبذمس حـةوؾشرناوسانماتينامصجالوام
كنزجلنماماماسازجلمخيثاوالزهةفانا راكهتامصبتلثغسلمنالجياتةولمنالحغوامـلصةفاه
تنيسويمةوكنبولمنصنامغازتوبحشزبموالامياشوالخنزص}داسص{فانم وجهينوامضةفاهكنزجلمن
ماليكهواجسؽمائةمن ؤمواللهواملصذفانمكهواكلوامنمائستؿسىعمبزتـينوماومنااميعازىو
فاه امصاءتسحصثسوجهاوامثـوة اؾخسوافيامسختوامـيكدوثفاناكهت الن مناهيوذوه خسينزجل
كنزجلهحاصايخشاملدوزوامسوحفاثفاناكهتامصاءتوؾت كنمعاسرقبساشالحجوامسرظانفاه
صتفاناكهتامصاءتفازس ةوهيامتيبذشثتتسوجهاالىهفساوامزهحوز فانكانزجلكشةامـوماءوامز
صئ ك ؿل يمكس وكن اهيمن بل من كن فاه وامسل ومازوث ازوث من الاؾؼم الم
تمنىامغل كنزجليخكامعـامو وامفادذةفانوسوعاهوالدؾوضفاهكنزجلمسونسنىبجازةوامـلـلفاه ه
وامحغحغافاه ونشا نشا بؾعت ملس لله يوف وكن تاؿا زجل بنكن زني و الجوازي خؽ نحاسا زجل كن
ا منكالبكومووامحقفاه بول لجصتوامومكسوكن ؿلاهوتى ثيوخ يهوذة امصاءت بكـسبمضتيكنث
كنزجلؿاتساوكنساهاواملفشفاه كنزجلدوانضجوزافشلكس حـةوؾشرنزجلوامامةفاهتلةاهيوذوبسومواوكاموامابؾعاكاللهؿنامخوزةالبهتؿلالحقجـويااللهواياكمممنبوذع فلامام
موجلوازثسعؾنامزنلواغخنمصحةامـملوازثلةهجومالجلوجسفياظلخامـملتمتامصسالبحمسالله
هوظلاللهؿلمحمسوبلوصححبجمـين.وؾو
KAYNAKÇA
Abdusselam b. Muhsin Âli İ’sâ, Dirasetun Nakdiyyetun fî şahsiyyeti Umer b. El-Hattâb,
Mektebetu’l-Medîne Medine 2002.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, tahk. Şuayb Arnavud, I-VI, Muessesetu’r-risâle, Beyrut
2001.
Ali b. İsmail b. Ebî Bişr, el-İbâne an usûli’d-diyane, Daru’l-ensâr, Kahire 1397.
Aynî, Bedruddin Ebû Muhammed, Umdetu’l-kâri şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I-XXV, Dâru’l-
kutubi’l-ilmiyye, Beyrut 2001.
Belâzurî, Ahmed b. Yahya b. Câbir, Futûhu’l-Buldan, trc..Zâkir Kâdiri Ugan, Meârif Ba-
sımevi, İstanbul 1956.
Buhârî, Ebû Abdullâh Muhammed b. İsmâil b. İbrâhîm el-Cu‘fî, Sahîhu’l-Buhârî, Dâru
İbn Kesîr, Şam 2002.
Hz. Ömer Sempozyumu • 321
<<<.., et-Târihu’l-kebîr, tahk. Hâşim en-Nedvî, I-IX, Dâiratu’l-meârifi’l-osmânî ts.
Cihan Eker, Hz. Ömer Devrinde Ehl-i Kitapla İlişkiler ve Tehcir, Ankara Ü.S.B.E, Basılma-
mış Tez. Ankara 2006.
Ebû Ca’fer es-Sadûk, U’yûnu Ahbâri’r-Rıdâ, Menşûrâtu Şerîfi’r-Rıdâ, Kum 1378.
Ebû Dâvud Süleyman b. Eş’as es-Sicistânî, el-Merâsil, thk. Şuayb Arnavud, Müessese-
tu’r-risâle, Beyrut 1408.
Ebû Hâtim er-Râzî, el-Cerh ve’t-ta’dîl, Dâru İhyâi turâsi’l-arabî, Beyrut 1952.
Ebû Yûsuf, Yakub b. İbrahim, Kitabu’l-Harac, Neşr. A. el-Kubeysi, Bağdat 1973.
Emînî, Abdulhüseyn Ahmed, el-Ğadîr fi’l-kitâb ve’s-sünne ve’l-edeb, Müessesetu’l-a’lâ li’l-
matbû’ât, Beyrut 1994.
Hâkim en-Neysâbûrî, Ebû Abdullâh Muhammed b. Abdullâh b. Muhammed, el-
Mustedrek ale’s-Sahîhayn me’a ta’lîkâti’z-Zehebî fi’t-Telhîs, tahk. Mustafa Abdul-
kâdir Atâ, I-IV, Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, Beyrut 1990.
İbn Ebî Şeybe, Musannef, tahk. Mahmut Avvâme, Dâru’l-Kıble, yy., ts.
İbn Hacer, Takrîbu’t-tehzib, tahk. Ebu’l-eşbâl Sağir Ahmed, Dâru’l-âıme, yy, ts.
İbn Hacer, Tehzîbu’t-tehzîb, Dâiratu’l-Me’ârifi’n-nazzâmiyye, Hindistan 1325.
İbn Hibban, Sikât, tahk. Seyyid Şerifuddin Ahmed, Daru’l-fikr, Beyrut 1975.
İbn Kavleveyh el-Kummî, Kâmilü'z ziyâdât, İntişârat-i Murtazaviyye, Necef, 1356.
İbn Kesîr, İsmail b. Ömer, el-Bidâye ve’n-nihaye,Tahk. Ali Şîrî, Dâru ihyâi’t-turâsi’l-arabî,
Beyrut 1408.
<<<<., Tefsiru Kur’ani’l-azîm, tahk. Sâmi b. Muhammed Selame, Daru Tayyibe, Bey-
rut 1420.
İbn Sa’d, Muhammed b. Sa’d b. Münî’, Tabakâtu’l-Kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut ts.
İbn Sa’d, Tabakât, II, 114; A. Fattal, Le Statut Legal des Non-Musulmanes en Pays d’İslam,
Beyrut 1958.
İbnu'l- Esir, el-Kâmil fit-Tarih, trc. Ahmed Ağırakça, Bahar Yayınları, İstanbul, 1985.
Kamil Güneş, Hz Ömer İle Hz Ali Arasında Oluşturulan Menfi İlişkinin Müspete Dö-
nüştürülmesi Üzerine, Marife Dergisi, y.5 S.3, Konya 2005.
Kâmil Miras, Tecrîdi Sarih Tercüme ve Şerhi, Başbakanlık Basımevi, Ank. 1974.
Max Seligsohn, ‚Khaibar‛, The Jewish Encylopedia, Funk and Wagnalls Company, Uni-
ted States 1994,
Mizzi, Tehzîbu’l-kemâl fî esmâi’ricâl, tahk. Beşşâr Avvâd ma’ruf, Müessesetu’r-risâle, Bey-
rut 1980.
Moğultay, Ebû Abdullâh, İkmâlu Tehzîbu’l-Kemâl fî esmâi’r-ricâl, I-XII, el-Fâruku’l-
hadîsiyye, Kâhire 2001.
Muhammed el-Emîn Abdillah el-Urevî, el-Kevâkibu’l-vehhâc, Dârul minhac, Mekke 2009.
Muhammed Hamidullah, ‚Hayber‛, DİA, İstanbul 1996.
Mustafa Fayda, Hz Ömer’in Hayber ve Çevresi İle Necran’dan Gayr-i Müslimleri Çı-
karması, Dokuz Eylül İ.F.D, İzmir 1983, s. 51-66.
322 • Hz. Ömer Sempozyumu
Mustafa Fayda, Hz. Ömer Zamanında Gayr-i Müslimler, M.Ü.İ.F., İstanbul 1989.
Müslim b. Haccâc, Sahih, trc. Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yay., İst. 1969.
Philip K. Hitti, Siyasî Kültürel İslam Tarihi, Trc. Salih Tuğ, M.Ü.İ.F.
Sindî, Muhammed Abdulhâdî, Haşiyetu Sindî Alâ Sünen-i İbn Mâce,Dâru’l-ceyl, Beyrut ts.
Şeyh Müfid, el-Mesâilü'I-Ukberiyye, Küngure-i Şeyh Müfid, Kum, 1413.
Taberânî, Süleyman b. Ahmed, Mu’cemu’l-evsat, tahk. Tarık b. Avdullah, Dâru’l-
Harameyn, Kahire, ts.
Tahavî, Şerhu Meâni’l-asar, tahk. Muhammed Zührî en-Neccâr, Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye,
Beyrut 1399.
Zehebî, Ebû Abdullâh Şemsuddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân, Siyeru a’lâmi’n-
nübelâ, tahk. Şuayb Arnavud<, I-XXIX, Müessesetu’r-risâle, Beyrut 1982.
<<<., Ebû Abdullâh Şemsuddîn Muhammed b. Ahmed b. Osmân, Târîhu’l islâm ve ve-
feyâtu meşâhir ve’l-a’lam, I-XV, tahk. Beşşâr Avvâd Ma’rûf, Dâru’l-garbi’l-islamî,
Beyrut 2003.