ibn sina a aisamveri.org/pdfdrg/d231464/2014/2014_kahyae.pdfidrarı yeteri derecede iyi süzmesini...
TRANSCRIPT
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI
VII. Dizi-Sayı 801
• A A
IBN SINA ...... . . .
DOGUMUNUN BININCI YILI ..,
ARMAGANI
2. Baskı
Derleyen \
Ord. Pr?f. Dr. Aydın SAYILI
TÜRK TARiH KURUMU
ANKARA,2014
İBN SİNXDA BÖBREK HASTALIKLARI VE TEDAVİLERİ
Doç. Dr. ESİN KAHYA
İslam Dünyasında dokuzuncu ve onuncu yüzyıllar, genellikle, en önemli
bilimsel çalışmaların yapıldığı bir dönem olarak bel~lenmiştir. Castigli-
. oni tıp açısından bu dönemi değerlendirirken "tıbbui çiçeklenme dönemi"
demiştir. Bu devirde tıp, diğer bilim dallan gibi, göz kamaştırıcı bir zirveye
ulaşmıştır. Genel olarak İslam doktorları eski tıp doktrinlerini kabul etmiş
lerse de ve Hippokrates ve Galen'den saygıyla bahsetmişlerse de, onlara
gerektiğinde tenkitler yöneltmekten geri kalmadıkları gibi yeni gözlem ve
deneyleriyle katkılarda bulunmuşlardır. Bu dönemde yaşamış ve devrinden
sonra da yüzyıllarca eserlerinden yararlanılmış bilim adanılan arasında Ebu
Bekir Razı ve İbn Sma'yı gösterebiliriz.
Ebu Ali el-Hüseyin b. Abdullah İbn Sma (980-1037) hemen her konuda
çalışmış ve eserler vermiş bir bilim adamı ve filozof olmakla birlikte, daha
çok bir doktor olarak şöhret kazanmıştır. Onun müzik, şiir, astronomi ve
matematik konularında eserleri vardır1 •
Onun belli başlı tıp eserleri arasında Kanun, Kalp İlaçları ve Kan Alı
nacak Damarlar gibi eserlerini sayabiliriz. Fakat onun en önemli eseri
Kanım 'dur. İbn Sma'nın bu eseri İsliim Dünyasında uzun yıllar boyunca
yaygın bir şekilde etkisini sürdürmüş sayılı eserlerden biridir. Onun bu
eserle Batı bilim dünyasında da 'önemli bir etki yaptığı şüphesizdir. Bu
eser muhtelif defalar Latinceye çevirilmiştir. Kanun 'un ilk defa Arapçadan
Latinceye çevirisi Cremona'lı Gerard tarafından yapılmıştır2.
Kanun onsekizinci yüzyılda, III. Mustafa'nın emriyle ve Hekimbaşı
Kütüpzade Mehmed Refi Efendi'nin nezareti ve delaletiyle, Tokatlı Mus
tafa b. Ahmed b. Hüseyin tarafından ilk defa Türkçeye çevirilmiştir. Onun
bu çevirisi devrinde büyük ilgi çekmiş ve bir kaç defa kopye edilmiştir.
1 A. Castiglioni,Hisloire de la Medecine, Paris, 1931, s. 230. 2 Cyrill Elgood, A Medical History of Persia and Eastem Caliplıate, Cambridge, 1951, s. 192.
. İbn Sina'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 3 51
Bu çevirinin en iyi nüshaları arasında Topkapı Sarayı, Bağdat Köşkü
342 numarada kayıtlı bulunan nüshayı zikredebiliriz. Bu nüsha 792 sayfa
dan meydana gelmiş olup, yer yer düzeltilmiştir. İkinci bir nüshası, Süley
maniye Kütüphanesi, Hami diye kısmı, 1O15 numarada kayıtlı bulunmakta
dır. Bu nüsha da gayet iyi bir nüsha olup Topkapı sarayı nüshasında olduğu
gibi, yer yer düzeltmeleri ihtiva eder.
Eserin çevirmeni hatlıyla olan nüshası ise Laleli' de Ragıp Paşa Kütüp
nesinde 1542 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Bursalı Mehmet Tahir,
Osmanlı Müellifleri adlı eserinde üç cilt olduğu haber verilen bu nüsha,
çevirmeni Tokatlı Mustafa Efendi tarafından kaleme alınmış olması açısın
dan önem taşımaktadır3.
Yine aynı Kütüphanede 1540 numarada kayıtlı bulunan başka bir nüsha-
nın da iyi bir nüsha olduğu bilinmektedir4.
Kanun beş kitaptan meydana gelmiştir:
1 -Anatomi, genel patoloji ve genel tedavi;
2 - Tıp nüfredatı, farmakoloji ve genel tedavi;
3 -Özel patoloji;
4 - Hummalar, cerrahi, zehirlenmeler, kozmatik;
5 - Formüller5.
Uriner sistemle ilgili bilgiyi, İbn Srna'nııi Kanun adlı eserinin üçüncü
kitabında, yani çeşitli org~n hastalıkları- ve onların tedavileri ile ilgili
kısımda buluyoruz. Uriner sistemin en önemli kısmı olan böbrekler hakkın
daki bilgi de bu kısımda verilmektedir.
İbn Sina'ya göre, böbreğin sağlıklı olup olmadığı idrar vasıtasıyla belir
lenebilir. İdrar yoğunluğu, rengi ve az veya çokluğu böbreğin durumu hak
kında bilgi verir. Aynca idrarın içinde yağ tortulan, et parçalan ve bazı par
tiküllerin bulunması da bize böbrek hastalığının ne olduğunu anlamamız ve
belirlememizde yardımcı olur.
3 Bursalı Melımet Tahir, Osmanlı Miiellijleri, İstanbul, 1342 (H), c. 3, s. 237. 4 Süheyl Ünver, Kanun'u İlk defa Türkçeye Çeviren Tokatlı Mustafa Efendi ve Terceniesi, lbıı
Sina, İstanbul, 1937, ss. 19-22.
; Akil Muhtar Özden, lbn Siııd'mn Tıbbına bir Bakış, lbıı Siııd, İstanbul, 1937, II, s. 1-56.
352 1 Esin Kahya
İbn Sina belli başlı altı böbrek hastalığı belirlemiştir:
1 - Böbrek zayıflığı
2 - Böbrek zaafıyeti
3 - Böbrek veremleri
a - Sıcak böbrek veremleri
b - Soğuk böbrek veremleri
c - Katı böbrek veremleri
4 - Böbrek yaraları
5 - Böbrek ve İdrar yaraları ülserleri
6 - Böbrek taşları
1 - Böbrek Zayıflığı:
İbn Sina'ya göre, bu hastalıkta böbrek kısmen veya tamamen yağını
kaybeder. Bu kayıp ise onun mizacının bozulmasına sebep olur. Burada söz
konusu edilen hastalık muhtemelen ptosis veya başka bir adıyla ren mobi
lis seu migrans 'tır, ona nephrotose da denir. Böbreklerin destek dokula
rının kaybolması neticesinde ortaya çıkar6; tıpkı diğer iç organlarında da
·görülebileceği gibi (enteroptosis). İbn Srna'nın da belirtmiş olduğu gibi,
kusma, şehvet azalması, belde hafif ağrı, vücutta zayıflama onun en bariz
belirtileridir.
Renal ptosis ilk defa Bağdat'lı Johannes Mesue (777-837) tarafından
zikredilmiştir. O, genellikle b_u vakalarda böbreğin aşağıya doğru hareket
ettiğini söylemiştir7•
İbn sına ise bu hastalığın genellikle böbreği yerinde tutan dokuların
gevşemesi neticesinde ortaya çıktığını ifade etmiştir. Dokuların gevşemesi,
vücudun kilo kaybetmesinden dolayı görüldüğünden, o, tedavide kilo aldı
ran, semirten ilaçlar ve yiyecekler tavsiye etmektedir. Bunlar arasında bitki
sel ve hayvansal yağlar önemli bir yer tutmaktadır; örneğin yağlı tohumlar,
6 İhsan Günalp, Modem Üroloji, Ankara 1973, ss. 337. 7 Leonar J. T. Murphy, T/ıe Histoıy ofUrology, Springfield 1972, s. 208.
İbn Sina' da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 3 5 3
tavuk ve kaz gibi hayvanların yağlan tavsiye edilir. Bunlara ilave olarak,
yağlı besin maddeleri, örneğin fındık, fıstık ve ceviz içi de bu konuda yar
dımcı olacaktır. Yine kilo aldırması ve yağ dokusunun teşekkülünde yararlı
olduğu düşünülen un, şeker, bakla ve nohut gibi karbon hidratlar tedavide
ilaç olarak tavsiye edilmektedir.
Aynca İbn Sina bazı tenkiye terkipleri de önermektedir. Bunlar genel
likle yağlardan ve pırasa, zambak, boğa dikeni gibi droglardan meydana
gelir.
Bu hastalığın tedavisinde, özellikle ondokuzuncu yüzyılda cerrahi
müdahaleler öngörülmüştür. Fakat yüzyılımız başında çeşitli tipte korselere
baş vurulduğu görülmektedir. Rumpel tarafından masajın böbreği yerinde
tutmağa yarayacağı öne sürülmüştür. 8
Cerrahi müdahaleler arasında böbreğin karnın arka duvarına tesbiti,9
civarındaki kas ve kemiğe bağlanması10, perirenal adhesionlar meydana ',
getirmek11 , gibi metodlar uygulanmıştır.
2 - Böbrek Zaafıyeti:
İbn sına mizaç bozukluğu dolayısıyla, bazen böbreklerde bir cılızlı
ğın, bir anklığın ortaya çıktığından bahseder; buna böbrek zaafiyeti adını
verir. Onun bu hastalığın arazlarından bahsederken verdiği bilgi, bizim kro
nik pyelonefrit dediğimiz hastalığın arazlanna bem;erlik göstermektedir.
Bugün biz bu hastalığın bakteriyel kökenli olduğunu biliyoruz. Bu bakte
riler böbrek tübüler sistemini bozmakta, onu iltihaplandırmakta ve onun
idrarı yeteri derecede iyi süzmesini engellemektedir. İbn sına da hastalığın
en belli başlı belirtisi olarak idrarın yeteri kadar iyi süzülmediğini göster
miştir. Buna ilave olarak, o, damarlarda da biraz değişiklikler görülqüğünü
ifade etmiştir. Kronik pyelonefrit vakalannda kan damarlarının mikrosko
bik muayenesi bize aynı olguyu vermektedir.
8 Aynı eser, s. 209. 9 Bu metot birçok cerrah tarafından denenmiştir. Bunİar aras~da Eugen Halın ( 1882' de), Edo
ardo Bassini (1882'de), Robert Wein (1883'de), Max Brödel (1902'de) zikredilebilir. 10 Bu metot ilk defa Cenova'lı Vulliet tarafından 1895'de kullanılmıştır. Daha sonra bir çok
cerrah tarafından denenmiştir. 11 İlk defa 1884' de J. Greig Sınith bir iğneyle böbrek kapsülünü karın duvaru\a bağlamak iste
miş, fakat başarılı olamamıştır.
354 1-EsinKahya
Aynca, İbn Sına bu hastalık sırasında idrarın gösterdiği özelliklerden
bahsetmektedir. İdrar kanlıdır; onun deyimiyle, bazı rutubetler ihtiva eder.
İdrarın böbreklerde iyi süzülmemesine dayalı olarak da onda bazı tortular
bulunur.
İbn sına bu hastalığın mizaç bozukluğu veya zaafıyeti yüzünden ortaya
çıktığını öne sürmüştür. Dolayısıyla tedavide göz önünde bulundurulan en
belli başlı nokta mizacın yeniden sağlıklı duruma getirilmesi, zayıflığın
giderilmesi ve daralan idrar yollarının açılması olmalıdır. Hastalığın tedavi
sinde mizacı zayıflatacak olan cinsi münasebet, çok sıcak su ile yıkanmak
·ve idrar söktürücü maddeler almaktan kesinlikle kaçınmak gerektir.
Mizacın bozulması böbreğin zayıflatıp, cılız düşürdüğü için, böbreği
bağlayan, onun yapısını kuvvetlendiren yiyecek ve ilaçlar tedaviyi oluştu
rur. Bu hastalık sırasında muşmula, ayva, nar, acem kuru üzümü gibi lezzeti
ekşi olan bazı meyvaların yenmesi tavsiye edilir. Bu ekşi maddeler iştihayı
açacağı için, kilo almaya ve böbreğin arık ve cılızlığının bertaraf edilmesine
sebep olur. Karaciğer ve mide gibi organlarda, zayıflık dolayısıyla ortaya
çıkan hastalıklarda alınan ilaçlar, böbreklerin bu hastalığında da yararlı
olacaktır.
Alınacak ilaçlar arasında, keçi ve deve sütü faydalı olur. İçilen sütler
böbreği takviye eder. Keçi sütü bilhassa çok faydalıdır; ermeni hurmasıyla
karıştırmak suretiyle, bir hayvanın böbreği ile yenirse çok faydalı olur.
Kronik pyelonefrit vakalarında, hastanın zayıflaması, kilo almaması,
çabuk yorulması belirgin arazların arasında olmasına rağmen, hastalığın
bakteriyolojik esaslara göre tedavisine gidilir (yani en çok görülen E. Coli
grubu, koküs, B Proteus veya karışık flora gösterenlerde floralarına göre )12•
İbn sına'nın kullandığı ilaçların modern anlamda pek faydası olmadığı
görülmektedir; ancak bünyenin kuvvetlendirilmesinde faydalı olabilirler.
3 - Böbrek iltihabı:
Genellikle Hippokrates zamanından beri böbrek apseleri bilinir, fakat
bunlar taşların sebep olduğu hastalıklar olarak ele alıiıır. Halbuki İb:n sına
böbrek iltihabını taşların sebep olduğu bir hastalık olarak değil, müstakil
bir böbrek hastalığı olarak vermiŞtir. Hatta o, Kanun' da böbrek iltihaplan
12 İ. Günalp, Modem Üroloji, Ankara 1973, ss. 249-251.
İbn Slııa'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 355
hakkında şöyle demektedir: Onda taş olduğuna dair bir belirti olmaz". O,
bu iltihablı durumu, diğer hastalıklarda da görülen iltihablı rahatsızlıklara
benzetriıiştir; tıpkı mide ve bağırsak hastalıklarında olduğu gibi.
Bugün biz böbreklerdeki iltihabın böbrekte bulunduğu yere göre bu
ayrımını yapıyoruz. Halbuki İbn Sina, o günün şartları göz önünde bulun
durulursa, böyle bir ayrımı yapabilmek için yeterli anatomik ve fizyolojik
bilgiye sahip değildi. Dolayısıyla onun burada verdiği hastalığı herhangi bir
böbrek enfeksiyonu olarak belirleyebiliriz. Ancak o bu hastalığın böbrek
leri uzattığını, sürekli olmayan ağrılara sebep olduğunu söyler. Bu arazlara
dayanarak biz hastalığın akut pyelonefrit olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü
diğer böbrek apseleri böbrek büyüklüğünde bir değişik yapmadığı halde,
akut pyelonefrit hasta böbreğin büyümesine (hydronephrose) sebep olur.
Hastalığın tedavisinde bu iltihabı dağıtıcı, yok edici yiyecek maddeleri
alınması tavsiye edilir; sütlü, kokulu maddelerin içilmesi önerilir ..
İlaç olarak tavsiye edilen bitkiler arasında sedef otu, san çiçekli ~apraklannda P vitamini ihtiva eder; onun kapiller fonksiyonları tamir etme gücü
vardır13 • İbn Sina bu bitkinin sulu veya susuz balla alınmasını önermektedir.
Bal ise bir laksatiftir14•
İbn Sina'nın verdiği ikinci tertip kimyon, papatya, dere otu ve kuru sedef
otundan meydana gelmektedir; bu bitkilerden dere otu, bakterisid (bakteri
öldürücü) bir etkiye sahiptir. O, aynı zamanda ağrı giderici, spazm çözücü
etkilere de sahiptir; idrarın asiditesini de düşürür. Kuru sedef otu ise kapil
ler fonksiyonu tamir etme_ gücüne sahiptir. Papatya ve kimyon müsekkin
maddelerine sahiptir. Dolayısıyla bu terkip, bahis konusu hastalığın sebep
olduğu ağrı ve bozuklukları giderebilecek niteliktedir.
4 - Böbrek Veremleri:
Her ne kadar o devirde verem tabiri cerahatli tümör anlamına geliyorsa
da, İbn Sina dahil olmak üzere, doktorlar bu deyimi genellikle cerahatli şiş
ler için kullanmışlardır.
13 Edward P. Claus ve Varro E. Tyler, Plıamıaco/ogy, Philadelphia 1967, ss. 145-146. 14 Aynı eser, s. 60.
3 5 6 1--Esin Kfilıya
a - Sıcak veremler:
İbn Sina'nın sıcak veremler diye adlandırdığı böbrek hastalığı konu
sunda verdiği bilgiye göre, bu hastalıklar genellikle böbreğin kapsül, kor
teks ve pelvisinde meydana gelebilmektedir. Buna göre, bu hastalığın
korteks apselerine benzerlik gösterdiği düşünülebilir; diğer taraftan o has
talığın arazları konusunda bilgi verirken, böbrekte büyüme ve humma şek
linde titreme olduğunu, hastalığın süratle yayılma kabiliyeti gösterdiğini ve
başka organlara da yayılabildiğini, şiddetli bel ağrılan yaptığını ve idrarın
renginin beyaz olduğunu söyler. Bu özellikleriyle ise daha çok hastalık akut
pyelonefrit vakalarına benzerlik göstermektedir.
Bugün biz akut pyelonefrit vakalarının bakteriyel kökenli olduğunu bili
yoruz. Hastalık süratle ilerlemekte ve üşütme ile ateş (İbn Sina'da humma), "~
bir müddet sonra idrarda pyuri, hasta böbrekte büyüme yapmaktadır ve sık
sık ağrılı idrar görülmektedir.
İbn Sina bu hastalıkta ağrının bazen çok şiddetlendiğini, yukarılara çık
tığını söyler. Hastalık bazen tek böbrektedir. Bu durumda hasta, hasta olan
böbrek tarafına daha kolay yatar. Çünkü hasta böbreğin aksi tarafa yatarsa,
hasta böbrek asılı kalacağından, ağrıya-sebep olur. Eğer hastalık her iki
böbreğe de yayılmışsa, o takdirde sırt üstü yatması gerekir.
Bu hastalığın tedavisinde ilk baş vurulan tedavi yolu kan almadır. Eğer
vücutta kan fazla varsa, basilik venden, onun ön ayak kemiğinin iç tarafına
rastlayan kısımdan kan alınır. Eğer bu kısmında damar kolayca tesbit edile
mez ise onun yerine safenden kan alınır.
Hastalığın tedavisinde önerilen i\açlar arasında hıyar-ı şenber, şekerli su
ve ayva suyu ile ishal için kullanılan b'azı bitkilere rastlanmaktadır. Çünkü
İbn Sina ishal vasıtasıyla hastalığa sebep olan kötü hıltların ve maddelerin
atılabileceğini söylemektedir.
Aynca hastalığın tedavisinde su ve şarap tavsiye edilmektedir. Her ikisi
de böbreği soğutmak suretiyle, böbrekteki sıcak veremi bertarnf edebilir.
Ancak bu alınan içki ve suların ne sıcak ne de soğıık ölınaması gerekii. Her
ikisi de onlara zarar verir.
Bu arada, bozuk ve iyi pişmemiş yiyecekler almamalıdır. Bunlar zaten
vücutta mevcut bulunan ):ıozuk hılt ve maddeleri destekleyeceklerdir.
İbn Slııa'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 3 5 7
Böbreklerde mevcut olan şişlerin giderilebilmesi için ise merhemler,
yağlar, civalı merhemler ve bazı yumuşatıcı şırıngalar tavsiye edilir.
Hastalığın tedavisinde dikkat edilecek önemli noktalardan biri, veremin
olgunluk safhasına ulaşıp ulaşmadığıdır. Çünkü bu iki durumda iki farklı tedavi tarzı uygulanacaktır.
Eğer verem yeteri derecede olgunlaşmamışsa, fındık tohumları ve arpa
suyu gibi ilaçlar, yani diuretik maddeler ve yumuşatıcı maddeler onu ber
taraf etmeğe yeter. Fakat olgunlaşmışsa, diuretik maddeler faydalı olmak
yerine, bilakis zararlıdırlar, ağırlık yaparlar. Bu durumda musilaj maddeler
daha sağlıklıdır.
İbn Sina ilerlemiş vakalarda (olgunlaşmış veremlerde) diuretik madde
lerin kullanılmasına karşıdır. Çün)ru bu maddeler böbrekte ağırlık yapar;
halbuki bu maddeler yerine hastaya müsilaj maddeler ve su verip, bağır
saklarda kötü, bozuk hıltların atılması sağlanmalıdır. Ayrıca bu maddeler '•
yağlarla birlikte verilirse, yumuşatıcı etkisi dolayısıyla, daha faydalı ola-
caktır. Müshil olarak alınması tavsiye edilen bitkiler arasında h_ıyar-ı şenber,
ebegümeci, kamı yarık otu, çemen otu kullanılır. Yumuşatmak için verilen
maddeler arasında hatmi, keten ve at kestanesi tohumları yağları, menekşe,
bakla vardır.
Müsil olarak tavsiye edilen droglar arasında karnı yarık otu çeşitli yara
lara iyi gelen bir ottur. Semen otu, boy otu ve at kest~nesi ise kanamalara iyi
gelir. At kestanesi P vitamini ihtiva eder. Onun tohumu iltihaplara iyi gelir.
Boy otunun da iltihaplara _iyi geldiği bilinmektedir15•
Bu ilaçların yanı sıra, hastalık sırasında görülen şiddetli ağrıyı bertaraf
etmek üzere, bazı sakinleştirici ilaçlar kullanılır. Bunlar arasında aqam otu,
boy otu gibi ağrı kesici ve yatıştırıcı otlardan yapılmış yakılara da rastlan
maktadır. Örneğin adam otu, boy otu, süsen, hatmi, dere otu, papatya, buğ
day ve ballı sirkeyle (oxmel) karıştırılarak yakı hazırlanır. Yakıdaki bitki
lerden adam otu içindeki belladon maddesinden dolayı iyi bir ağrı kesicidir.
Papatya, hatmi, boy otu ise yatıştırıcı olarak yüzyıllar boyu kullanılmış bit
kilerdir. Buğday bugün de eczacılıkta pomat ve tablet yapımında kullanılan
15 Gabriel Garnier, Lucienne Bezanger-Beauquesne, Germaine Depraux, Re:Ssoıırces Medicineles de la Flore Français, c. 1 Paris 1961, ss. 1253-1254; 784-785; 671-672; 568-573.
358 ·ı EsinKfilıya
bir enflamasyon gidericidir. Dolayısıyla bu terkip, bütünüyle böbreğin bu
son derece ağrılı olan hastalığında ağrının giderilip, sükunetin temin edil
mesini sağlayacaktır.
İbn Sina analjezikleri (duyu gideren) ve sedatifleri yakı olarak tatbik
ettiği gibi, onlarla hazırlanan terkipleri zeytinyağı ve bazı yağlarla karış
tırmak suretiyle sıcak ve soğıık olarak pansuman yapmakta kullanmıştır.
Bunlar arasında anasonlu ve afyonlu terkiplere sık sık rastlanmaktadır. Ana
son midevi ve gaz gidericidir; ufak dozu iştah artırır; solunuma ve dola
şıma ferahlık sağlar, rahatlatır; spazm gidericidir16. Afyon ise içinde morfin,
kodein ve papaver ihtiva eden ağrı kesici ve uyuşturucu etkisi olan bir mad
dedir17. Bunlara ilave olarak havlican ve beş parmak otu kuvvetli sedatif
etkisi olan bitkiler olarak verilir.
Banyo, genellikle böbrek hastalıklarında sık sık baş vurulan gevşetici ve
yatıştırıcı olarak kullanılan bir yoldur. Banyoya bazı bitki usareleri, yaprak
lan vs. katmak suretiyle daha etkin hale getirmişlerdir. İbn Sina bu böbrek
hastalığında sarmaşık ve mezeryonla lapa yapılıp hamam yapılınasını tav
siye eder. Bu ve benzeri ilaçlar, humorlan çözer ve dışarı atılınasını temin
eder. Aynca günümüzde sarmaşık sedatif etkisiyle tanındığı gibi doku ilti
haplarında da etkilidir. O, sıcak sıcak yara olan bölgeye tatbik edilir. O,
analjezik (ağrı dindiren) bir etkiye de sahiptir.
b - Soğıık veremler:
Böbrekte veremlerden bazıları soğıık mizaçlıdır. Bunlara İbn Sina soğıık
veremler veya balgamlı veremler der. Çünkü bu veremin meydana gelmesi
nin sebebi balgamlı maddelerdir. Soğıık verem görülen hastanın kanı soğıık
ve incedir. Bazen hastalık sadece böprekte kalınaz, aşağıya iner, kalçaya,
kaslara kadar yayılır. Hastalık ağrılıdır.
İbn Sina bu hastalığın tedavisinde ısıtan ve ağrı kesici ilaçlar tavsiye
eder. Tedavide kullanılan belli başlı bitkiler defi:ıe ve boy otudur. Boy otu,
yukarıda ifade edildiği gibi, iyi bir sedatifve iltihap gidericidir.
16 Aynı eser, s. 928-929. 17 Edward p. Claus and Varro E. Tyler, Plıarmacognosy, Philadelphia 1965, ss. 304-306.
İbn Sinii'daBöbrekHastalıklan ve Tedavileri 1 359
c - Sulh veremler:
İbn Sina üçüncü bir verem şekli olarak verem-i sulb'dan bahseder. Bu
veremin sebebi sevdav! maddelerdir. Bunlar ya iyiye dönüşür ya da taş
laşırlar. Bu hastalık hakkında onun tarafından verilen belli başlı bilgiler
hipercalsemic nephrophati veya hipercalsemin dediğimiz hastalığı hatırlat
maktadır. İbn Sina verem-i sulbda esas sebebin sevdav! maddeler olduğunu
söylemişti; biz ona metabolizm diyoruz ve bu hastalığın metabolik neden
lere dayandığını biliyoruz.
İbn sına bu hastalık sırasında duyu bozukluğu, ağrı ve ağırlık, bitkinlik,
idrarda incelik ve harabiyet görüldüğünü söyler. Böbreklerin kandan idrarı
ayırd etme gücü bozulur; genellikle, idrar hapsolur. Ödem görülür.
Bu hastalığın tedavisinde İbn Sin~ iki tip ilaç kullanmıştır. 1 - Müsilaj
etkisi olan ilaçlar (bunlar vücutta birikip hastalık yapabilirlerdi); örneğin
keten tohumu, yalancı safran, hatmi gibi. 2 -Ağrı kesiciler: hatmi ve keten ',
tohumu gibi.
"O, bu hastalıkta dışarı atılmayan idrarın taşlaştığını kabul ettiğinden,
bu taşların böbrekten atılmasını kolaylaştıracak bazı adale gevşetici ilaçla
rın alınmasını tavsiye etmiştir. Böylece böbreklerdeki bu taşlar dışarı atıla
bilecekti. Bu ilaçlar arasında arap kostusu yağı, zambak yağı, papatya yağı,
boy otu yağı ve defue yağından bahsedilir. Bu yağların hepsinin de müşte
rek noktalan ağrı kesici olmalarıdır. Aynca arap kostu~u nefrite karşı uzun
yıllar kullanılıp, olumlu netice alınmıştır. Onuiı sekiz günde idrarı normala
döndürdüğü görülmüştür18 •
İbn Sina böbrek hastalıklarının tedavisinde, genellikle, bitkisel ilaçlar
kullanmıştır. Fakat bitkisel ilaçların yanı sıra zaman zaman hayvansal ilaç
lara da baş vurmuştur. Örneğin bu hastalığın tedavisinde ayı, aslan ve inek
gibi hayvanların yağlarının ballı sirke ve keten tohumu ile karıştırılmak
suretiyle kullanıldığını görüyoruz. Bu terkip ağrı kesici olarak kullanılmış
tır. Zaman zaman bu merheme akgünlük ve amonyak sakızı karıştırıldığı
görülmektedir.
18 Gabriel, Gamier, Lucienne Bezanger-Beauquesne, Gerrnaine Debraux, Ressources Medicinales de la Flore Français, c. 2, Paris 1961, s. 89.
360 1 EsinKahya
Yine aynı hastalık için boğa dikeni, kokulu yonca ve yosun kullanılır.
Bu bitkiler müsekkin ve yumuşatıcı maddeler ihtiva eder. Bu bitkilerden
yosunun kronik hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir.
5 - Böbrek Yaralan:
Her ne kadar daha önce Celsus'un (M. S. 10-37) böbrek yaralarından
bahsettiğini biliyorsak da bu konuda ilk ayrıntılı bilgiye İbn Sina'da rastlı
yoruz. Ona göre böbrek yaralan çeşitli sebeplerden meydana gelir. Böbrek
damarlarının kesilmesi, parçalanması, böbrekteki iltihaplanmalar veya taş
lar böbrek yaralarının belli başlı sebepleridir.
Böbrekte yara olduğunu gösteren en bariz delil idrarın kanlı olması
dır; idrarda kilsi maddeler, kanlı et parçalan bulunur. Bazen kanlı idrar bir
kaç gün devam ettikten sonra, hastanın idrarında sarı bir renk görülür. Bu
böbrekte yara olduğunun kesin delilidir ve yaranın iyi olmağa başladığını
gösterir. Ancak, eğer idrar kırmızı bir renk alırsa, bu yaranın tekrarladığını
gösterir.
Böbrek yaralarında çok ağrı hissedilir; idrara çıkma çok ağrılı olur. Bun
dan dolayı İbn Sina az su içilmesini tavsiye eder. Böylece duyulacak ağrı
azaltılmış olur.
Bu hastalığın tedavisinde önerilen ilk tedavi yolu kan almadır. Böylece
vücuttaki bazı kötü hıltlar dışarı atılabilecektir. Yine aynı gaye ile, hastanın
kusturulması önerilmiştir. Bunun için kavun, ballı sirke ve helva yemesi
tavsiye edilmiştir.
İbn Sina bu hastalıkta sıkı bir diyet tavsiye etmiştir. Hasta tatlı, tuzlu,
ekşi ve acı şeyler yememelidir. Ayrıca yukarı belirtildiği gibi, fazla sulu
şeyler de böbreği yakacığll}dan zararlıdır ..
Bu hastalığın tedavisi iki adımda yapılır. İlkin ağrı kesici kullanılarak, bu
hastalığın karakteristiği olan şiddetli ağrı bertaraf edilir; daha sonra yaranın
taze ve müzminleşmiş olup olmadığına göre, tedavisine geçilir. Eğer yara
taze ise tedavi edilir. Buğday nişastası, yumuşatıcı ve menekşe suyu, diure
tik ve cilt iltihaplarına iyi gelir.
Bazı böbrek yaralan iyi huylu, bazı böbrek yaralan kötü huyludur. Böb
rek yarasının iyi veya kötü huylu olması onun tedavisinde kullanılacak ilaç-
İbn Sinii'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 3 61
lan etkiler. Eğer yara iyi huylu ise, genellikle, bazı yumuşatıcı ve ağrı kesi
cilerin verilmesi iyidir ve yetecektir.
Burada kullanılan ilaçlar ya basit ilaçlardır, ya da terkiplerdir. Bunlar
hatmi tohumu, üzüm suyu, dağ üzümü, hıyar tohumu, ermeni inciri, incir
suyu, ejder kanı, ballı sirke gibi maddelerin birkaçının karıştırılmasıyla elde
edilir. Örneğin bal damlası, maydanoz suyu, fesleğen karıştırılıp, günde bir
miskal içilir. Yine aynı hastalık için kullanılan bir başka ilaç ise basılmış
incir, akasya, keçi sakalı ve süsenden meydana gelir.
Yukarıdaki bitki isimlerinden anlaşılacağı üzere, bu bitkilerin bir kısmı
ağrı kesici, bir kısmı ise antispazmodiktir. Onlardan süsen ve akasya kus
mayı sağlar.
İbn Sina'nın tedavisiyle ettiği mürekkep ilaçlardan biri de hıyar tohum
larından 35 tane, çam kozalağından 12 tane, 5 tane badem, safranla birlikte
karıştırılır. Eğer hararet fazlaysa, ilaç çam kozalağı yerine hıyar kon~lmak
suretiyle alınır.
Diğer bir terkip ise, 20 tane çam kozalağı, 40 tane hıyar tohumu, 1 .5 dir
hem buğday nişastası, 8 dirhem arap kostusu, 8 dirhem kereviz, 1.5 dirhem
berzel ile pişirilip içilir.'
Yine bir başka ilaç terkibi, incir, kızkardeş kanı, buğday nişastası, kere
viz tohumu, hıyar tohumu, sakız ağacı usaresi, badem, çam, limon, Çin
terevendi, meyan kökü şerbeti aynı ölçülerde aJınıp, karıştırılır. Bu karışım,
böbrek yarasının ağrısını dindirir, hastaya sükunet verir.
Başka bir mürekkep ilaç ise, 13 tane soyulmuş badem, 20 hurma, 15
artan, 4 miskal kaynatılmış meyan kökü şerbeti, 4 miskal zafiran, 6 miskal
kaynatılmış üzüm suyu şarabından meydana gelmiştir.
Bir başka terkip ise, 1 tane büyüklüğünde afyon, 1 kırat (orta büyük
lükte, 5 arpa ağırlığında olan, 1 miskalin 1/24 kadar ağırlık) hıyar tohumu,
2 dirhem (eski okkanın 114 ü) bakla, menekşe suyu ve şaraptan meydana
gelir. İbn Sina vermiş olduğu mürekkep ilaçlardan birinin de Dioscorides'e
ait olduğıınu söylemektedir. Bu tertipte lohusa otu, lek (kırmızı boya çıkarı
lan ot), kakneç tohumlan ve kısa mahmut otu (yer meşesi) bitkisinin kuru
tulup ufalanmasından elde edilen tozu karıştırılarak yapılır. Kısa mahmut
otu iyi bir kuvvetlendiricidir.
362 1 Esiii.Kahya
Yukarıda verilen mürekkep ilaçların yanı sıra, İbn Sina ballı melhemle
rin de böbrek yaralarına şifa verdiğini söyler; örneğin kuru gül, mercimek,
mersin ağacı meyvası balla karıştırılıp, melhem haline getirilir. Bu terkip /
yarayı genişlemekten ve kokmaktan korur.
Bazı böbrek yaraları kötü huyludur. O taktirde, alınacak ilaçlar ve teda
vide uyulması gereken kaideler de farklılık gösterir. Bu tip böbrek yarala
rında, Çin çayı, sedef otu, yabani pırasa ve kersine gibi bitkilerin yanı sıra
ejderha kanı verilir. Burada hastaya verilen sedef otu, onun hissettiği şid
detli ağrıyı ortadan kaldırır. Ayrıca hasta sıkı bir diyete sokulur. Hastanın
sıcak su banyosundan, sıcak su ile yapılan pansumanlardan ve cinsi müna
sebetten kaçınması gerekir.
İbn Sina, yarayı yumuşatmanın onun tedavisinde de yararı olacağına
inanıyordu. Dolayısıyla yarayı yumuşatacak hail terkipler tavsiye etmiştir: örneğin kına bitkisi yağı, sakız ağacı yağı, ayva ağacı yağı, fındık, fıstık ve
bilhassa çam fıstığı ile ördek yağı gibi.
Bu hastalık için daha önce verilen ilaçlar, esas itibariyle bitkilerden
meydana gelmiştir. Bunlara ilave olarak, bazı hayvansal maddeler de kulla
nılmıştır. Bunların başında süt gelir. Süt içinde yağ, kazein, demir ve C, D
vitaminleriyle, büyüme ve gelişmede çok faydalı bir besin maddesi olarak
daima kullanılmıştır. Yüzyıllar boyu, İbn Sina' da görüldüğü üzere, çeşitli
·hayvan sütleri kullanılmıştır. İbn Sina böbrek yaralarının tedavisinde çeşitli
hayvan sütlerini tavsiye etmiştir; örneğin eşek, at, inek, koyun sütleri gibi.
Yarada irin olursa, özellikle ona koyun sütünün faydalı olacağına inanmış
tır. Süt o hastalıkta hastanın ihtiyacı olacak olan gücü sağlayacaktır.
Sütün yanı sıra, bazı hayvanlarıh etl~ri de bu hastalığın tedavisinde kul
lanılmıştır; kuş etleri (örneğin tavuk, dağ güvercini) ve balık etleri gibi. •
Ayrıca, hastayı kuvvetlendirmek için başka bazı besin maddeleri de tav
siye edilmiştir; örneğin meyvalar gibi. Kavun, olgun hıyar, armut, muş
mula, tatlı nar, ayva ve elma gibi.
Böbrek yaralarında, hasta kesinlikle kuru meyva ve kuru incir yememe
lidir; ekşi ve tuzlu besin maddelerinden kaçınmalıdır. Çünkü bu maddeler
böbrek yaralarını açar, yaranın azmasına sebep olur.
İbn S'ına'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 363
6 - Böbrek ve İdrar Yollarındaki Ülserleşme:
İbn .Sina bu böbrek hastalığı ile, daha önce bahsedilen böbrek yarala
rının birbirine bir çok yönden benzediğini söyler. Bu böbrek hastalığında,
organın dış tarafında kabartı ve kızartıya rastlanmıştır.
Böbrek ülserinde ilk baş vurulacak yol kan almadır. Bu hastalıkta basi
lik veya safenden kan alınır, yahut da böbreklerin bulunduğu yerin hemen
altından hacamat edilir. Daha sonra hastaya bünyeyi kuvvetlendiren bazı
maddelerle, örneğin piliç, fındık, tatlı nar, ıspanak gibi organı temizlemesi
için bazı diuretik maddeler tavsiye edilmiştir; meyan kökü gibi.
7 - Böbrek Taşlan:
Böbrek taşlan M. Ö. 3000 yılından beri bilinmektedir. Mısırda İkinci
Krallık zamanında kalsiyum karbonat, fosfat, ve oksalattan meydana gel
miş böbrek taşlarına rastlanmıştır. Bu taşlar ikinci bel omurları civarında
bulunmaktadır19 •
Daha sonra bir çok yazarda böbrek taşlarıyla ilgili bilgiye rastlıyo
ruz; örneğin Oribasius, ansiklopedik eseri Synopsis 'de böbrek taşlarını şu
şekilde tarif etmekteqir: "toplar damarlardaki fazla su böbrekler boyunca
mesaneye akıtılır; şayet aynı bölgeye ağır (kalın) bir hılt gelecek olursa,
tabii sıcaklık onu yakar, ve taş veya kum teşekkül eder2°.
İbn Sina, daha önceki bilim adamlarına nisbetle, bu konuyu daha ayrın
tılı bir şekilde ele almıştır. Ona göre, böbreklerde taş teşekkül etµıesinin
sebebi yenen veya içilen gıda maddeleri, .sindirimin iyi olmaması, böbrek
lerdeki yara veya veremler,böbreğe yakın olan bağırsaklilrın onları sıkıştır
ması, onlara baskı yapması olabilir.
Bazı yiyecek ve içecekler, örneğin süt ve peynir gibi maddeler taşla
rın teşekkülünde yardımcı olabilirler. Aynı zamanda yaşlı ve kötü kuşların
etleri, ağır balık etleri, deve eti, vahşi hayvan etleri, yumuşak ve taze, iyi
pişmiş ekmek böbreklerde taş teşekkül etmesine sebep oluyordu. Armut gibi
sindirimi güç meyvalar da taş teşekkülünde yardımcı olur. Aynı zamanda ·
19 Leonard J. T. Murphy, History ofUrology, Springfield 1972, s. 5. 20 aynı eser, ss. 3 0-31.
364 !··Esin Kfilıya
çamurlu, bulanık sular, özellikle alışılmışın dışında olan şuruplar taşların
meydana gelmesine sebep olur.
Bugün de suların terkibindeki bazı maddelerin, süt ve peynir gibi inor
ganik tuzlar yönünden zengin olan bazı gıda maddelerinin taş teşekkülüne
yardımcı olduğu bilinmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi, böbreklerdeki madde birikimi böbrek taşlarına
sebep olmaktadır. Sindirimin yeterli derecede iyi olmaması madde fazlalı
ğına ve dolayısıyla, biriken madde kolayca atılamayacağından, böbreklerde
taş teşekkül etmesine sebep olur. Maddenin birikimibÖbreklerin kendi zaa
fıyetinden, fonksiyonlarını yeteri derecede iyi yapamamalarından ileri gel
miş olabilir. Aynı şekilde, bu durumda da böbreklerde taş teşekkül eder.
Böbrek veremleri ve yaraları vücutta hararetin artmasına sebep oldu
ğundan, böbreğe gelen sıvının fazla yoğun oluşundan ve böbreğin rahatsız
lığı dolayısıyla, bu sıvıdaki tortular taşlaşarak orada kalmasına sebep olur.
Böbreklerde taşların meydana gelmesinin diğer bir sebebi de yukarıda
da ifade edildiği gibi, böbrekler üzerinde bağırsakların yaptığı baskı idi.
Bağırsaklar bazen yakınında bulunan böbreklere baskı yaparlar ve onların
fonksiyonlarını yapmalarını engellerler. Bu yüzden böbreklere gelen madde
dışarı atılmadığı için, böbreklerde hapis kalır ve kum haline dönüşür.
İbn Sina'ya göre böbrek ve mesane taşlarının meydana gelmesinde rol
oynayan etkenler hemen hemen aynı olmakla birlikte, bu iki taş arasında
bazı farklar vardır. Böbrek taşları ufak, kırmızı, meyilli ve gevşek yapıda
dır. Halbuki mesane taşları beyaz, yapı itibariyle daha serttir. Böbrek taşları
idrarın tortusu şeklindedir; idrar içindedir. Böbrek taşları genellikle şişman
kişilerde olur.
Ebu'l-Kasım el-Zehravi (yaklaşık M. S. 936-1013) ve bir çok devri
yazarlarında, böbrek ve mesane taşlarının çocuklar arasında çok yaygın
olduğu görüşü hakimdir. Aynı fikirle biz İbn Sina'da da karşılaşıyoruz. O
diyor ki: "çocuk çok yer, içer; böbreklerine fazla yük yüklen!r; onlar dolar.
İdrar yolları da dar olduğu için böbreğin süzüp atması gereken bütün mad
deler, atılmıyacağından, böbrek taşının teşekkül etmesine sebep olur". Hal
buki Hippokrates, belirli yaştan :Sonra, daha çok böbrek taşma rastlanaca-
İbn Sina'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 365
ğını iddia etmiştir, idrarı yoğun olanlarda, bu yoğun madde kolayca dışarı
atılamaz, bir kısmı böbrekte kalıp taşa dönüşür.
İbn sına, böbrek taşlarının belli başlı arazları arasında idrarın ilkin kalın,
ağır, rutubetli, sonra ince oluşunu, idrarın tortulu oluşunu ve bu tortunun
genellikle kırmızı ve sarıya meyilli oluşunu gösterir. Bel bölgesinde ağrı ve
ağırlık vardır. Bazen elle o bölgeye bastırılınca taşı hissetmek mümkündür.
Taşın teşekkülü sırasında şiddetli ağrı hissedilir. Buna sebep taş kendine
yer açmak için etrafını parçalar. Taş teşekkül ettikten sonra, eğer hareket
eder, idrar yollarına geçmeğe çalışırsa, ağrı daha da şiddetlenir; fakat aksine
bulunduğu yerde kalırsa, ağrı daha hafiftir ve bir ağırlık hissi vardır. Taş
üretere geçince ağrı hissinin kuvvetlenmesine rağmen mesaneye geçince
hafifler.
İbn Sina böbrek taşlar.ının tedavisinde üç yol verir:
1 - İlaçla tedavi
2-Banyolar
3 - Cerrahi müdahale
İlaçla tedavide kullanılan ilaçlar tenkiye ağız yoluyla,, yakı şeklinde
veya banyo suyuna koymak suretiyle verilir. Bu ilaçlar çoğunlukla bitki
lerden meydana gelıniş olınakla birlikte, aralarında akrep külü, özel bazı
kuşların külleri, balık yüzgeçleri gibi hayvani kökenli olanları da vardır.
Tedavide kullanılan ilaçların hararet yapmamaları gerekir.
İbn sına böbrek taşlarını,_n tedavisinde ÜÇ tip ilaç kullanılınasını tavsiye
etmiştir:
a. Böbrekteki taşı tahrip edip, hareketlendiren veya onları küçülten, ufa
lanmasını, erimesini sağlayan ilaçlar;
b. Teskin eden, ağrı kesen ilaçlar;
c. Böbrekleri çalıştırıp, ondaki birikmiş maddeyi atan ilaçlar veya onda
taşın meydana gelınesine sebep olan maddenin barınmasını engelleyen ilaç
lar (diuretik ve müsil maddeler µttiva eden ilaçlar).
366 1 Esin Kiilıya
Böbrek taşları mesane taşlarından daha ufak olduğundan dolayı, daha
kolay parçalanıp, ufalanırlar. Onun için mesane taşlarında kullanılan ilaç
lardan daha az güçlü olanları, böbrek taşları üzerinde etkindir.
a. İbn sına böbrekteki taşı hareket ettiren maddeler arasında biberi, balık
yüzgeçlerini, sığır etini, turp yaprağının suyu veya meyvasını sayar. Böb
rek taşlarını parçalayan, ufalayan ilaçlar arasında ise, akrep külü, tavşan
eti, tavuk eti, keçinin vena cava damarından alınan kan, erkek keçinin kanı,
içinden civciv çıkmış yumurtanın kabuğu gibi. hayvani kökenli maddele
rin yanında, az da olsa, yahudi taşı, sünger taşı, ve bazı tuzlar kullanmış
tır. Bunlardan sünger taşı ve yahudi taşı Dioscorides'ten beri mesane taş
larını düşüren ilaçlar arasında sayılmaktadır2 1 • Ancak tedavide kullanılan
ilaçların büyük bir kısmı bitkisel kökenli olan ilaçlardır (droglar). Bunlar
dan büyük bir kısmı basit ilaçlar şeklinde kullanılırlar; örneğin kamıba
har, hurma kökü, hatmi tohumu, dağ kerevizi, ebegümeci tohumu, pelesenk
odunu, tohumu ve yağı, kız saçı, muşmula, kına, Çin tarçını gibi.
İbn Sina bu basit ilaçların yanı sıra, böbrek taşlarının parçalanma
sını, ufalanmasını ve dışarı atılmasını sağlayan bazı ilaç terkipleri vermiş
tir. Bunlardan birinin terkibi şöyledir: 2 dirhem turp suyu, kereviz, ayrık
kökü, tarçın tohumu, kız saçı, kimyon, beş parmak otu suyu, çam, kuşkon
maz kökü, mısır, defne ağacı, kökü, kabuğu, turp tohumu, şeytan şalgamı,
.ermeni kaplumbağası kabuğu (5 dirhem) ve balla macun yapılır. Bu macun
3 gün turp suyu ile içilir.
Yukarıdaki terkipte ve basit ilaçlarda kullanılan bitkilere bakılacak
olursa, bunların hemen hemen aynı özellikleri taşıdığı görülmektedir. Bu
bitkiler diuretik veya müsilaj maddel~r ihtiva ederler. Onlar idrar söktüre
rek böbrekleri temizleyeceği gibi, müsil maddelerle de bağırsaklar temiz
leneceği için, taşın yapılmasim sağlayacak maddeler kolayca dışarı atılmış olacaklardır. Ayrıca burada verilen droglar arasında ayrılık otu gibi iltihap
lara iyi gelen maddeler ihtiva edenleri de vardır. Bu otlar (droglar) taşlar
dolayısıyla meydana gelmiş olan yaralara karşı kullanılmıştır.
Aynı gaye için İbn Sına Kanun' da diğer bazı terkipler de önermektedir.
Bunlardan biri de şöyledir:
21 Robert T. Gunther, (ed. ve çev.), Tbe Greek Herbal ofDioscorides, New York1959, s. 656.
İbn Sina'da Böbrek Hastalı.klan ve Tedavileri 1 367
Bir miskal koyun otu (misk otu), şeytan şalgamı suyu ile birlikte içilir.
Bazıları bu terkipte 70 adet koyun otu kullanmıştır. Bu terkipten 7 adet hap
yapılır,"her gün bir tane içilirse, taşın idrara atılması temin edilir.
İbn sına, yukarıda belirtildiği gibi, böbrek taşlarının düşürülmesinde
bazı hayvani kökenli ilaçlar da tavsiye etmiştir. Bunların bazılarında bir tek
hayvandan elde edilen madde kullanılmıştır. Örneğin tavukla hazırlanmış
şu ilaçta olduğu gibi: Tavuğun tüyleri ayıklanır, yıkanır, parçalanır, iyice
pişirilir, adeta bir hamur haline getirilir. Bu tekrar su ile yıkanır; kireçle
karıştırılıp, kurutulur, toz haline getirilir. Bu toz, sıcak su ile içilir. Makbul
olan tavuk cinsi, eti beyaz olandır. İbn sına bu ilacın taşların parçalanma
sında gerçekten çok etkin olduğunu belirtmiştir. Hayvani kökenli maddeler
arasında onun çok sık baş vurduğu bir madde, erkek keçinin vena ceva
sından alınan kandır. Bu kan dondurulup değişik terkiplerde kullanılmıştır.
Bu terkiplerden biri şöyledir: Erkek keçinin vena cavasından alınan kan,
sünger taşı ile karıştırılıp, tuzluluğu gidene kadar ovulur ve içilir veya aynı
kan güneşte kuruyuncaya kadar üzeri örtülü olarak bekletilir; daha so~a
bir kaşık tatlı şarap veya dağ kerevizi suyu ile içilir. Bu ilaç kuvvetli bir taş
parçalayıcı olarak tavsiye edilmiştir.
Burada söz konusu edilen hayvani kökenli ilaçların yanı sıra, İbn sına
başka ilaçlardan da söz etmektedir. Hayvani kökenli ilaçlar arasında sık sık
kuş etlerine ve akrep külüne rastlanmaktadır. GeneQikle kullanılan kuşlar
serçe türündendir. Ancak hayvani kökenli olan bu drogların bugün için tıbbi
bir değeri yoktur.
Böbrek taşlarının ilaçlatedavisinde, yukarıda söz konusu edilen ilaçla
rın yanı sıra, bitki ve hayvandan elde edilmiş bazı maddelerin karışımın
dan meydana gelmiş, bazı terkibi ilaçlardan bahsedilmiştir. Örneğin, tavuk
suyu, lahana suyu, akrep suyu, erkek keçinin vena cavasından alınmış kan
kurusu, sünger taşlan, sakız ağacı ve alıç miktarları aynı olmak üzere alınıp
karıştırılır.
Bazı mürekkep ilaçlar ise sadece bitkilerden meydana gelmiştir. Bu ter- ·
kiplerden kullanılan belli başlı bitkiler arasında maydanoz, hatmi, geyik
otu, biber, kara nohut, lahana, kavun, turp ebegümeci ve yarpuz otu vardır.
Örneğin şu terkipte olduğu gibi: maydanoz, geyik otu, sakız ağacı usaresi,
biber birer buçuk kısım olarak alınıp, bal ile macun yapılır. Burada kulla-
368 ı~EsinKal:ıya
nılan bitkiler genellikle diuretik, spazm giderici, yumuşatıcı ve yatıştmcı
maddeler ihtiva ederler. Örneğin hatmi iyi bir yumuşatıcıdır. Böylece bir
taraftan idrarla, diğer taraftan dokuların gevşemesiyle böbrek taşının düş
mesi mümkün olabilir. Kara nohut diuretiktir; hydronephroz vakalannda iyi
netice vermektedir.
Böbrek taşlan daha öncede belirtildiği üzere, teşekkülü sırasında çok
ağrı yaptığı halde, hareket edip, büyümediği taktirde pek ağrı yapmamak
tadır. İbn sına böbrek taşlarının yaptığı ağrıları dindirmek üzere çeşitli
basit ve mürekkep ilaçlar tavsiye etmiştir. Bunlar arasında hint yağı bitkisi
tohumu ve suyu, fındık, hatmi tohumu, gül, nar, safran ve sandal otu vardır.
Bu droglardan sandal otu idrar yolu antiseptiği olarak halen kullanılmakta
dır. Safran ve hatmi ise yatıştmcı ve yumuşatıcı olarak kullanılmıştır. Dios
corides safranı diş ağrılan için tavsiye etmiştir22/
İbn Sina ağrı dindirici olarak, sedef otu ve arap sakızından meydana gel
miş bir terkibin turp yaprağı ve ardıç suyu ile içilmesini tavsiye eder. Bura
daki otlardan sedef otu artheriosclerosis (damar sertliğini giderici) olarak
bilinir. Arap sakızı ise iyi bir müsil maddesi ihtiva etmekted:ir23• O daha çok
iltihaplı hastalıkların tedavisinde kullanılır24 • Onun ağrı giderici bir özel
liği olup olmadığı bugün bilinmektedir. Terkibin içilmesinde kullanılan turp
suyu ve ardıç suyu ise diuretik etkiye sahiptirler. Bu terkip diuretik madde
ler ve damarlar üzerinde etkili maddeler ihtiva etmesi dolayısıyla, damar
lan yumuşatıp olumlu bir etki yaratacağı gibi, bol idrarla taşın sürüklenip,
atılmasını da sağlayabilir.
Aynı gaye için kullanılan diğer bir terkip, kereviz, mısır sümbülü, haşhaş
tohumu, kabuğu soyulmuş tarçın, dağ .tıırbu (her biri bir buçuk ölçü olmak
üzere) ve bir ölçü yahudi taşından meydana gelmiştir. Dioscorides de bu
bitkilerin idrarı atmakta yararlı olan maddelerden olduğunu ifade etmiştir.
Başka bir ilacın terkibi ise şöyledir: Badem, Makedonya kökenli bir taş
(yarum), 1 dirhem bal ile macun haline getirilir; bir fındık ve şarapla bir
likte içilir. Burada söz konusu edilen droglardan badem yağı yumuşatıcı ve
22 aynı eser, s. 482. 23 E. Claus v Varro E. Tyler, Pharmacognosy, Philadelphia 1968, ss. 145-146. 24 Francois, Dervaults, L'Officine (Repertoire Generale de Pharmacie Pratique), 18. ed., Paris
1945), ss. 987-988. '
İbn Sina'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 369
hafif teskin edicidir. Bal besleyicidir ve fındık ise yara ve kanamalara iyi
gelen bir bitkidir. Bu terkip İbn Sina'nın önerdiği gayeye hizmet edebilir,
yani bObrek taşlarının sebep olduğu ağrıyı, şiddetli olmamak şartıyla din
dirip, giderir.
İbn Sina yııkanda verilen terkiplerin yanı sıra, aynı gaye için kulla
nılmak üzere, başka terkipler de vermiştir. Bu terkiplerden hatmi, bostan
hıyarı, kavun, sünger kökü, havuç, rezene, anason, kız saçı ve yer sarmaşığı
gibi bitkiler vardır. Bu bitkilerden rezene ve anason midev1 ve gaz gideri
cidir. Hıyar hafif yumuşatıcı (antispazmodik), kavun kusturucu, ve yer sar
maşığı idrar yollarına ve kanamalara karşı kullanılan, kanamayı kesen ve
yatıştırıcı özelliği olan bir ottur. Sünger taşı da aynı gayeler için uzun yıllar
kullanılmıştır.
İbn Sina böbrek taşlarının tedavisi ve onların teşekkülünü engelleyici,
içilmek suretiyle alınan ilaçların yanı sıra, bazı lapalar, melhemler, yakılar
ve banyolar tavsiye eder. Burada tedavi haric1dir. Gaye böbrek bölgesindeki
dokuyu, ılık yağlarla gevşetip, burada mevcut taşların aşağıya inip, dışarı
atılmasını sağlamaktır. Bu gaye ile kullanılan melhemlerin terkibinde bağ
dem yağı, zeytin yağı gibi yağların yanı sıra kunduz yağı gibi hayvansal
yağlar da kullanılmıştır. Melhemler, yakılar ve lapalar böbrek bölgesinde
tatbik edilir.
Böbrek taşlan için tavsiye edilen banyolarda ise1. genellikle papatya ve
hatmi gibi yumuşatıcı, antispazmodik, etkisi olan droglar kulla~lır. Bu
droglar da aynı melhemler, lapalar ve yakılar gibi, dokuların gevşemesini,
idrar yollarının genişlemesini sağlar; böylece kolayca taşların aşağıya inip,
dışarı atılmasını temin eder.
Eğer böbrek taşlan yııkanda bahsedilen ilaçlardan hiç birisiyle ber
taraf edilmiyorsa, son çare olarak, cerrahi yola baş vurulur. M. Ö. yakla
şık üçüncü yüz yılda bu gaye ile kateter (sonda) kullanılmağa_ başlamıştır.
Galen'e göre, kateter ilk defa Erasistratus tarafından kullanılmıştır. Bu S
şeklinde bir alet olup, bu aletin bir çok örnekleri Napoli Müzesinde bulun-/
maktadır (J. Steward Milne, Surgical Instrumerits in Greek and Roman
Times, plate 45). Daha sonra buna benzer bir alete Celsus'ta ve Ebu'l
Kasım el-Zehrav1'de (936-1013) rastlanmaktadır. Ebu'l-Kasım el-Zehravi
klasik yazarların bu aleti kullandığından söz etmiştir. O, bu aletin şekil ve
3 7 O ı~ Esin Kahya.
kullanılışı hakkında bilgi vermiştir. O bu aletten bahsederken ona kaşatlr
(_r-it;l.i) der. Bu aletin Yunanca orjinal adı (Kaeaı:Jıp) olup, Ebu'l-Kasım el
Zehravi onu arap harflerine uyarlamıştır25 •
İbn Sina Kanun adlı eserinde bu aletten söz etmektedir. O da bu alete
kaşatfr demektedir. Ancak o bu aleti mesane, ureter ve urethrada taş bulun
duğu zaman kullanmıştır; böbrek taşlarının kırılıp, dışarı atılması için başka
bir alet önerir. Bu alet İskenderiye'li Ammonius'un (M. Ö. 276) mesane
taşlan için kullandığı lithotomus 'a benzer. Daha sonra aynı aletin bir ben
zerinin Hristiyanlığın başlangıç tarihlerinde yaşamış Celsus tarafından da
· kullanıldığını biliyoruz26•
İbn Sina' da lithotom'a rastlanır; ancak o, bunu mesane taşlan için değil,
böbrek taşlan için kullanmıştır. Biz İbn Sina'nın Kanun'u resimli olma
dığı için onun kullandığı bu aletin Celsus'undiline benzeyip benzemedi
ğini bilmiyoruz. Ancak onun "bu alet böbrek taşlarını alrr, ufak ufak keser
ve dışarı atar" şeklindeki ifadesinden bunun bir lithotom olması gerektiğini
anlıyoruz.
25 Abulcasis, Surgery and Instıuınents, Londra 1973, s. 402. 26 Leonar J. O. Murphy, The History ofUrology, Springfield 1972, ss. 23-24.
İbn Sina'da Böbrek Hastalıkları ve Tedavileri 1 3 71
RENAL DISEASES AND THEIR TREATMENTS INIBNSINA
Doç. Dr. ESİN KAHYA
In the Islamic world, the nineth and tenth centuries are generally known
as a period in which the most important studies and researches were done.
The historians named this period "the flourishing period of medicine". In · this period, medicine ascended to a peak as it happened in other disciples.
Generally, physicians in the Islamic World accepted the old classical
doctrines :from time to time, they criticized them and also made invaluable
contributions to them. Among all those scientists: we can mention Abu Bekr
al-Razı, Ibn Sina andAbu'l-Kiisım al-Zahriivi1•
Abu Ali al-Hüseyn b. Abdullah Ibn Sina (980-1037) was a scientist
and philosopher who studied many subjects, but he gained his reputation
espacially as a physician. He wrote many books and articles on this subject.
The main items are the Canan of Medicine, the Heart Diseases. The Canan
is more important than his other works; it had great influence in the Westem
World. It was translated :from Arabic to Latin several times, but Gerard of
· Cremona was the fırst to translate it2.
In the eighteenth century, the Canan was translated :from Arabic
to Turkish by Mustafa of Tokat on order of Sultan Mustafa m., under
surveillance and with guide of Mehmet Refi. His translation aroused great interest and it was coppied several time.s.
Among the best copies of this book, the Canan, we can mention two
version in the Topk&pı Place Library (Bağdat Köşkü, no: 342). It has 972
pages and some pages had some corrections. The second one is found in the
Süleymaniye Library (Harnidiye, no: 1015). This is also a good copy and
corrected. üne ofits copy is in the Ragıp Paşa Library in Laleli (no: 1542).
Mehmet Tahir of Bursalı mentioned in his work, the Ottoman Writers
1 A. Castiglioni, Histoire de la Mediciııe, Paris, 1931, p. 230. 2 Cyril Elgood, A Medical History ojPersia and Eastenı Caliplıate, Cambridge, 1951, p. 192.
Rena! Diseases and Their Treatmenıs in Ibn Sinii 1 3 7 3
(Osmanlı Müellifleri) that it has three volumes and it had been copied by its
own translator, Mustafa ofTokat3, in the same library there is another good
copy ofthis work (no: 1540)4•
The Canon contains five books:
1 -Anatomy, general pathology and general treatment,
2 - Parts of medical sciences, pharmacology and general treatment,
3 -Pathology of organs (systems),
4 - Fevers, surgery, intoxication, cosmetics,
5 - Materia medica5•
The diseases of urinary system, including in renal diseases, are dealt
with the third book of the Canon. '
According to Tun Sina, we can define whether kidney is healty or not, by '·
means ofurine. Its concentration, colour and amount of its ejection give an
idea about the healtiness of kidney. In addi ti on to that, the fatty sediments,
small fleshy substances and some particles aid us to define and diagnose the
type of renal disease.
Tun Sina classified renal diseases in the following six groups :
1 -Ptosis,
2 - Renal weakness,
3 - Renal swellings, _
a. 'Hot' renal swellings,
b. 'Cold' renal swellings,
c. 'Hard' renal swellings,
4 - Renal trauma,
3 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Mıielifleri, İstanbul, 1342 (H), vol. 3., p. 237. 4 Süheyl Ünver, Kanunu İlk Defa Türkçeye Çeviren Tokatlı Mustafa Efendi ve Terce-mesi, İbn
Sina, İstanbul, 1937, pp. 19-22. 5 Akil Muhtar Özden, İbn Sinii'nın Tıbbına bir Bakış, İbn Sina, İstanbul, 1937, part 11., pp.
1-56
3 7 4 ı~ Esin Kahya
5 - Ulcers in the kidney and urinary passages
6 - Renal calculi.
1-Ptosis:
According to Ibn Sına, the attachrnents ofkidneys loose their fat partially
or completely. This causes the disorder of renal humour. Here, he probably
meant ptosis or in other words, ren mobilis seu migrans. Nowadays, we call
it nephrotose when kidneys loose perinephric fat; as is known, a similar loss
of fat can occur to the other intemal organs (enteropthosis)6•
Renal ptosis was fırst mentioned by Johannes Mesue (777-837) of
Bagdad.
He noted that "dislocation" of the kidney~ commonly occured in a
downward direction7•
Ibn Sına said that this disease causes vomitting, decreasing sexual desire,
pain on the lumbar region, and loss ofweight. It causes looseness oftissues
which hold the kidneys in their place. For that reason, Ibn Sına prescribed
fattening food and drugs. Among them, vegetable and anirnal fats have an
irnportant place, like the seeds from which oil can be produced, the meats
of hen and goose and their fats. In addition to them, wallnut, hazelnut and
pistachio nut can be useful to make the patient grow fat and form fatty
· tissues. Some carbonhydrates, like flour, sugar, broad bean and chickpea are
also advised to the patient.
Apart from those, Ibn Sina gave some materials for injection as enema.
These contain some oils, leck, liliac and milk thistle.
In this disease, later physicians advised operative treatmants especially
in the nineteenth century. But, at the beginning of this century, supporting
corsets were favoured by some physicians, like Howard Kelly, Massage
was recommended by Rumpel in the hope that it might provoke adhesions
to hold the kidney in place, but it proved useless8•
6 Ihsan Günalp, Modem Üroloji, Ankara 1973, p. 37. 7 Leonard J. T. Murphy, The Histoıy ofUrology, Spriİıgfield 1972, p. 208. 8 Ibid., p. 209.
Renal Diseases and Their Treatments in Ibn Sföa 1 3 7 5
Among the operative treatments, there are fıxation ofkidney by suture to the posterior abdominal wall9• Producing perirenal adhesion10 and forıning
shelf to' support lower pole of kidney11 were also among the surgical treatments.
2 - Renal Weakness :
Ibn Sina mentioned that sometimes weakness and leanness appeared in kidneys, because of the disorderliness of humours. It was called renal
weakness. The symptoms of this disease, as mentioned by Ibn Sinii, resemble the disease called cronical pyelonephritis. Nowadays, we know
that this disease has a bacterial origin. Bacteria destroy the renal tubular
system, cause its inflammation, and prevent it :from fıltring urine properly. According to Ibn Sinii, the main symptom of this disease is that in patients
aff ected with this disease the kidneys can not filtre urine properly. In addition to that, the same deforınations also appear in the renal vascular system.
Nowadays, in the chronical pyelonephritis the microscopial examinatioiı of the tubular system in the kidney gives more or less the same results.
Apart from that, Tun Sinii described the properties of urine during this disease. In urine the blood exists. He said: "it has some humid factors". It
has some sediments because of not being fıltred properly. \
Ibn Sina thought that the disorderliness and weakness of the nature of kidneys cause this disease. F or that reason, the main point in the process of its treatment is to try to regain general ·health and to enlarge the urinary
passages which became narrow. During their treatment, the patients should avoid sexual relation, hot or cold water batlı and take some qiuretic substances.
Patients need to take the medicaments and foods which makes his body stronger, because the disorderliness of the renal nai:iıre causes
9 This method was applied by some surgeons. Amo~g them \Ve can mention Eugen Habn (in 1882), Robert Wien (in 1883), and Marx Brödel (in 1902). This methot was applied by Vulliet in 1885 at first, and than it became an extensive applied method.
10 J. Greig Smith found a ptosed kidney in 1884 and attempted to scarify the renal capsule with a needle passed tbrougb the abdominal wall but he could not acchieved to heal the ptosis.
11 This methot first was described in 1885 by P. Bezy as ııeplıropexie eıı lıamac.
renal weakness. As a part of the treatrnent, eating sour fruits like quince,
pomegranates, medlar and Persian dried grapes are advised. They cause
people to eat more and put on weight, and as a conclusion renal leanness
and weakness disappear. Medicaments which are used in the treatrnent of
weakness and leannes of liver and stomach are also advised by Ibn Sina as
useful in the treatrnent ofthis disease.
Among the medicaments there are goat and camel mille. But the mixture
of date and goat mille is more useful.
The main symptoms of the chronical pyelonephritis are loss of weight
and suffering fatigue easily, as Ibn Sina mentioned. Today we know that
some of the bacteria cause this disease, like Escherchia Coli12• It is treated
on the basis of its bactericid origin. In the preserıt time, although Ibn Sina's
medicaments are useless, they can help to increase the resistance of the
body against the disease, strengthening it.
3 - Renal injlammations:
Renal inflammations had been known since the Hippocratical period,
but they had been attributed to inflamation caused by renal calculi. But Ibn
Sina considered them as ren_al disease indipendent of renal calculi. About
renal inflammations Ibn Sina said in the Canon: "there is no certainty
whether this disease is accompanied by stones or not". He likened it to the
other inflammations that appered during other diseases, as it occured in the
diseases of stomach and intestines.
Nowadays we classifıed infammations according to their places in the
kidneys. But Ibn Sina did not possess.enough anatomical and physilogicial
knowledge on this subject to classify them in the above-mentioned way.
For that reason, we accept this disease as a renal infection whatever renal
disease it was. Ibn Sina noted that this disease causes temporary pains and
enlarges the kidneys. On the basis of those symptomes mentioned by Ibn
Sina we cali this disease acute pyelonephritis. For, nowadays, we know
that acute pylenephritis causes enlargement of kidneys, although the other
inflammations in the kidneys do not show the same effect (hydronephrose ).
12 I. Günalp, Modem Üroloji, Ankara 1973, pp. 249-251.
Renal Diseases and Their Treatments in Tun Sina 1 3 7 7
During its treatment, Ibn Sfna advises to take foods and medicaments
which remove inflammation and make them disappear, and prescribes the
drinking of milky and smelly things. Among the herbs which were advised
as medicaments for this illness, rue has yellow flowers that have vitamin
P13• it restores capillary functions. Ibn Sfna advises it to take with honey,
mixing with water or without water. Honey is a good laxative substance14•
Ibn Sfna gave another prescription which contains cumin, camomile,
dill and dried rue. From those herbs dill possess a bactericid property. At the
same, it has antispasmodic and sedative affects. It also decraeses the ph of
urine. Dried rue has a property of restoring capillary functions. Camomile
and cumin have sedatives. This prescription has the property of stopping
pain and to remove disorderliness from kidneys.
4 - Kidney Swellings:
Although, in ancient times, ''verem 'mean tumor with inflammation',
physicians, including in Ibn Sfna used that term for swellings.
a. Hat renal Swellings:
According to Ibn Sina, 'hot' renal swellings occured in renal capsule,
cortex or renal pelvis. From this explanation, this disease resembles
inflammations in renal cortex. Ibn Sfna also said that this disease causes
kidneys to enlarge and patients' trembles, as is seen in fevers. This disease
extends very rapidly and it causes very severe pains in lumbar region. The
urine is white in this disease. From all th~se properties of this disease, we call it acute pyelonephritis.-
Nowadays, we know that acute pyelenephritis is caused by bacteria. It
increases very quickly. Trembling, fever (Ibn Sfna remarked it) and after
a while, pyuri in urine, enlargement of kidney are the main symptoms of
this disease. During the ejection, patient feels pain. According to Ibn Sfna,
sometimes pain extends toward upside. Sometimes this disease appeares
only in one kidney. In this case, patient can lie on the side of the ili kidney
more easily. Otherwise, if the disease appe-ared iri both of kidney, patient
should lay himself down.
13 Edward P. Claus and Varro E. Tyler, Plıarmacology, Philadelpiha, 1967, pp.145-146. 14 ibid,p. 60.
3 7 8 1 Eslıı Kahya
The first way of treating this disease is to apply cupping. If patient's
blood shows excessiveness, Ibn Sina applied cupping from the lower part
of the basilic vein which passed through the inner part of the front leg. If a physician can not fınd the vessel easily, instead of that vein, he can cup
from saphenous.
Among the drugs which were used to treat this disease there are cassia,
water with sugar, quince juice and some herbs that contain mucilaginous
substances. Far Ibn Sina believed that this disease can be cured by means of
excretion ofharmful humours and substances.
Apart from that, during the treatment ofthis disease he advised patients
to drink water and wine. Batlı of them are helpful to make kidneys cool
and useful to treat this bot swelling. But those ~nks should be neither cold
nar warm; otherwise they become harmful. In addition to them, the patient
should not eat harmful food and things that are not cooked properly. These
kinds of foods contribute to increase of bad humours and substances that
have already existed in the patient's body. Ibn Sina alsa added ointments,
salves, and with quicksilver in particular, and antispasmodic enemas are
very useful for for renal swellings.
During the treatment physicians should notice whether bot swelling
reaches matured stage or not. If swelling is at its beginning stage, hazel nut
· and barley juice, that is, some diuretics and and antispasmodic substances
are enough to heal it. Otherwise, the swelling reaches its last and matured
stage; in that case the diuretic antispasmodic substances just mentioned
are harmful, instead of being useful. They cause increase of feelling of
heaviness. Ibn Sina added that patient~ should take water and mucilaginous
substances to excrete bad h?mours. Some oils are alsa useful if they are
given with other drugs because of their softening influence.
Among the mucilaginous substances we find cassia bark, fenugreek,
fleawort. Among the softening herbs, there are the seed oils of hollyhock,
linen, and horse chestnut, violet and broad bean.
Re nal Diseases and Their Treatments in lbn Sina 1 3 7 9
As asserted by Ibn Sina, fleawort is useful against wounds; fenugreek
and horse chestnut are good for bleeding; chestnut contains vitamin P; its
seeds heip to heal inflammations15•
In addition to tlıese drugs, Ibn Sina advises to give some sedatives and
anelgesics in order to cease severe pain that appears during tlıis disease. F or
instance mandrake, fenugreek, iris, hollyhock, dill, camomile and wheat are
mixed with oximel and plaster is prepared. Mandrake has belledonna. This
herb is a good analgesic. Camomile, hollyhock and fenugreek have been
used as sedatives for long years. Nowadays, in modem pharmacology, weat
is used to prepare pomads and tablets; it is also good for inflammation. For
tlıat reason, this remedy is useful against 'hot' renal swellings. Which cause
severe pain and it helps to tranquilize it.
İbn Sina did not anly apply anelgesic and sedative substances as plaster,
but he also used them as dressing, mixing them witlı some hot or cold oils. '·.
Among them we fınd many mixtures that contain anise and opium.
Anise is carminative and corrigent for stomach. When it is giv~n in smali ·
doses, it sharpens apetite, gives relief to respiration and circulation. It is also antispasmodic16
• Opium contains morphine, codein and papaver which
have anelgesic and narcotic influences17• In adition to these plants, galingale
and cinquefoil are given as strong sedatives by Ibn Sina. \
In renal diseases, batlı is generally prescribed to patlents very :frequently
in order to relieve their spasms and convulsions and to tranquilize· tlıem.
Ancient physicians though~ that batlı could be more e:ffective, if some
herbal juices and tlıeir leaves are mixed into the batlı water. Ibn Sina advised
to have a batlı or to prepare a poultice with ivy and mezereon. All these
medicaments and the treatments which were made by using them help to
dissolve humours and eliminate them. Nowadays, ivy is known as not only
as a sedative, but also useful against inflammation in tissues. It is. applied as
a hot poultice on tlıe renal region. It has also an analgesic influence.
15 Gabriel Garnier, Lucienne Bezanger-Beauquesne, Germain~ Depraux, Ressoıırces Medicinales de la Flöre Francaise, vol. 1, Paris 1961, pp. 1253-1254; 784-785; 671-672; 568-573.
16 ibid., pp. 928-929. 17 Echvard P. Claus and Varro E. Tyler, Pharmocognosy,, Philadelphia, 1965, pp, 304-306.
380 1 EsinKilhya
b. 'Cold'renal swellings:
Some of the swellings have cold nature, Tun Sina named them "cold"
swellings. For mucous substances yield these kinds of swellings. In this
disease, the patient's blood is "cold" and "thin". Sometimes the disease
does not remain only in the kidney but extends downward to the hips and
their muscles, and the patient feels pain.
In the treatment of this disease, Ibn Sina gives exothermic and sedative
medicaments. The main herbs which had been used in this treatment before
Ibn Sina's time were fenugreek and laurel. As mentioned above, fenugreek
is a good medicament as a sedative and it is useful against inflammations.
c. 'Solid: 'swellings:
As a third type of swellings in kidneys, Ibiı Sına gives verem-i sulb
("solid" swellings ). Its causes are "melancholic" substances. According to
Tun Sina, these can be turned to good humours or become stone. The main
proofs given by Ibn Sina about this disease remind us of hypercalcemic
nephraphati or hypercalcemin. Tun Sina said that the main causes of this
disease are certain melancholic substances. We call these causes 'metabolic'.
Nowadays, it is accepted that the essential cause of hypercalcemin is
metabolism.
Ibn Sina also noted that in this renal disease the main smyptoms are
the disorderliness of sense, feeling heaviness, feebleness, thinnes and
destruction of urine. The property of the filtration of the blood in kidneys
is also destroyed. As a result of accumalation of water in the body eudeme
appears.
In the treatment ofthis d~sease Ibn Sina used two types ofmedicaments.
1- Medicaments which contained mucilaginous substances, for instance
seed of linen and saffron, and hollyhock ete. 2-Analgesic substances, for
example the seeds ofhollyhock and linen.
Tun Sina believed that the substances which can not be excreted from the
body change and turn into calculi. For that reason, he advised patients to
take some antispasmodic medicarµents to expel stones or substances which
can for stones. Thus, kidneys were supposed to expel these calculi easily.
Among those drugs, t]ıere are the oil of Arabic costus, liliac, camomile,
Renal Diseases and Their Treatınents in Ibn Sinii 1 3 81
fenugreek and laurel. All ofthem possess the same properties. They contain
analgesic substances. Apart from this, Arabic costus had been used to cure
nephritis' succefully for long years. Physicians accepted that it could heal
nephritis and cause urine to be normal in eight days 18•
In general, Ibn Sina used substances which were extrated from plants,
but from time to time he also used drugs which were made of animal
substances. For instance, during the treatrnent of this disease, he used fats
of lion, bear and cow, mixing them with vinegar and the seeds of linen.
This mixture was used as an analgesic. From time to time, ammonia and
olibanum were added to this mixture. Ivy, milk thistle and polypodium
fern were used for the same disease. All of them possess mucilaginous and
antispasmodic properties. Polypodium fern among them is useful against
chronical disease.
4 - Renal Trauma:
' Although we know that Celsus (10-37 A. D.) mentioned renal traumas,
Ibn Sina was the fırst to explain them in detail. According to .him, renaf
traumas have many causes. The main causes of this disease are to cut renal
vessels, their punetures, renal inflamations or calculi.
The obvious symptom ofrenal trauma is the existence of blood in urine.
At the same time, some fleshy and fibrous substances appear in urine. After \
bloody urine for few days, the patient gains his health iınd his urine regains
its normal yellow colour. This changing clearly proves the existence of
this disease and also showes us that renal trauma begins to recover itself.
However, if the colour of urine changes again and gains red colour, this
proves that renal trauma reoccurs once more.
In this disease, Ibn Sına advises patient not to drink much water. For
renal trauma causes painful micturation. The fırst way of the treatrnent is
to cup. In this way, some bad humours can be excreted easily. Vomitting is
also preseribed for the same purpose. Melon, oximel, and sweats are also
advised to help vomitting.
18 Gabriel Garnier, Lucienne Bezanger-Beauquesne, Germaine Debraux, Ressoıırces Mediciııales de la Flöre Fraııceis, voL 11, Paris 1961, p. 89.
382 1 Esin,Kahya
Ibn Sina insists on the strict diet during the treatınent of this disease.
Patients should not eat sweat, sour, bitter and salty foods and drinks. In addition to that, as is mentioned above, watery things cause pain, they are
harmful. He also noted that the treatınent of this disease is applied in two
steps. At first, the pain should be stopped; after that, renal trauma is treated,
according to its properties, in relation its :freshness or chronicity. If it is a
new one, its treatınent is easier; wheat starch and violet juice are used for this
purpose. Wheat starch has softening (antispasmodic) substance and violet
juice possess a diuretic property and it is useful against.skin inflamation.
Some ofthe renal traumas are mild, although some ofthem are virulant.
Their treatınent should be made according to their properties. If the wound
is mild some antispasmodic and analgesic substances are sufficient to heal
it.
During the treatınent of this disease, Ibn Sina advises simple and
compound medicaments which consist of seeds of hollyhock, grapes juice,
seeds of cucumber, armenian fıg and its juice, dragon blood, oximel; parsley,
sweet basil, honey, iris, acacia, goat beard. To the compound medicaments,
some of the mentioned simples are used to prepare them. For instance,
honey, parsley juice and sweet basil are mixed and drunk 1 rnişJ.<al (1 1/2
drams) each day. Another compound medicament consists of fıg, acacia,
. iris, and goat beard. Some of the plants, mentioned above, analgesics and
some of them are antispasmodics. Iris and acacia cause vornitting.
Ibn Sina also gave the following prescriptions to treat the same disease
: 35 seeds of cucumber, 12 pine cones, 5 almond seeds are mixed with
saffron. Cucumber is prefareble, 'instead of pine cone, if the patient has
fever.
In another compound medicament, 20 pine cones, 40 seeds of cucumber,
1,5 drams of wheat starch, 8 drams Arabic costus are cooked together and
drunk.
Fig, sister's blood, wheat starch, almond, pine cone, lemon, Arabic
costus, Chinese terebinth, mastic tree and the syrup of root of licorice plant
are taken in the same measures and mixed. This mixture is good for pain of
this disease and it is also good as a sedative.
Renal Diseases and Their Treatments in Ibn Sina 1 3 8 3
There is another compound medicament which consists of 13 seeds
of almond, 20 dates, 4 miskiils syrup of root of licorice plant, 4 miş~als
saffron, 6 miş~als grape wine.
There is another mixture that contains opium (in weight of one grain), 1
carat seed of cucumber, 2 drams violet juice and wine.
Ibn Sina also noted a prescription that was mentioned by Dioscorides. In this compound medicament, aristolochia, gum-lack and germander are dried,
crumbled and mixed with each other. Germander gives strenght and makes
body stronger. In addition to the compound medicaments, abovementioned,
Ibn Sina said that some ointrnent with honey can heal renal wounds. For
instance, dried rose, lentil, the fruit of mrytle are mixed with honey and
made ointrnent. This mixture prevents the wound from becoming worse,
putrifying and its enlargement.
Some of the renal traumas are malignant. In this case, the medicaments '· and rules of the treatrnent of this disease show some differences. In this
type of the disease Ibn Sina advises Chinese tea, rue, leek w_ith dragon··
blood. Rue prevents severe pain. Apart from that, in this event, physicians
should give a strict dieLfor their patients. Patient should avoid hot batlı, hot
dressing and sexuel intercourse.
Ibn Sina thought that softening substances could be useful for its \
treatrnent. For this reason, he prescribed some softening mixture; for
example the mixture of oils ofhenna, mastic tree, quince tree, hazel nut and
pistacio nut and duck oil.
For the treatrnent of this disease, Ibn Sina generally used vegetable
medicaments. In addition to them, he also prepared some drugs with animal
substances. The main animal substance is milk. It had been used for long
centuries, because it contains very useful substances like animal fat, casein,
vitamin C and D. Milk causes to heal and to prevent disease. As· is seen in
Ibn Sina's Canan, various animal milks were used for the same purposes;
for instance the milks of donkey, mare, cow and sheep ete. There is a belief
that if there is a pus in the inflaı:rµnation, especially sheep milk is useful for
it. Milk gives the strenght that patient needs. Anima1 meat is useful for the
treatrnent of this disease, especially birds' meat are used very extensively,
like the meat of hen and pigeon. However, Ibn Sina also noted some useful
384 1 Esin-Kahya
fruits, like melon, cucumber, sweat pomegranates, medlar, quince, apple
and pear.
In renal trauma the patient should never eat dried fig or some other dried
fruits. He should also avoid from sour and salty foods. For these kinds of
things cause wounds to enlarge and to become worse.
5 - Ulcerations in the Kidn~ys and Urinary Passages:
Tun Sina said this renal disease resembles other renal diseases mentioned
above, from the point of view of their various aspeets. In this disease there
is a bulging and reddening outside ofthe kidney. According to him, in renal
ulcers the first treatrnent is to bleed. The physician should bleed from the
patient basilic vein or the saphenous vein, or he can cup from just the inferior
part of the renal region. After that, he advised spme foods to strenghten to
body. He also gave a list of foods. He supposed they could clean the body
from harmful humours. Among the foods, we fınd meat of hen, hazel nut,
sweat pomegrenates, spinach and root of licorice plant ete.
6 - Renal Calculi:
Shattock described a calculi found in atomb of Second Dynasty ( c. 3000
B. C), composed of calcium carbonate, phosphate and oxalate. It is probably
a renal calculus, since it was situated near the second lumbar vertebra19•
In the following centuries, we meet some knowledge about the renal
calculi in the works of ancient writers. For instance, in the encyclopedical
work of Oribasius, Synopsis, renal calculi were described in this following
way: wheri excess water flowing in the reins is conducted to the kidneys
together with a thick humour and it i~ heated by body's natural heat, and it
is transformed into stones and sands20• ·
In comparision to the other writers or pysicians, Tun Sina treats the
subject with great detail. According to him, there are mainly four reasons
which cause the forma ti on of renal calculi.
1 - Foods and drinks which have bad influence on digestion,
2 - Disorder of digestion,
19 Leonard J. T. Muıphy, Tlıe History of Urology, Springfield, 1972, p. 5. 20 ibid., pp. 30-31.
Renal Diseases and Their Treatments in Ibn Sinii 1 3 8 5
3 - The trauınas, ulcers and tumours in kidneys,
4 - The excess pressure on the kidney of the part of intestines which
are near them.
Some foods and drinks can cause the formation of calculi; for instance,
mili< and cheese. At the same time, the meat of old birds and birds of prey,
some fish meat which are diffucult to digest, camel meat and fresh bread.
Some fruits also cause the formation of calculi as pears. Ibn Sina thought
dirty, mudy and unclean waters can produce kidney stones.
Nowadays, we know that some foods contain much salts as Tun Süıa
mentioned above. The other causes of renal calculi, given by Tun Sina are
accepted by modem scientists who advise us to be careful about what we
drink and eat.
Although the causes of formation of renal and vesieal calculi are nearly
same, according to Tun Süıa, he insisted that some diff erences exist between
two types of calculi. Renal calculi are smaller, redish, rough and loose, and
vescial calculi, comperatively are bigger, harder and white in.color. The
renal calculi resemble sediments of urine. Generally, renal calculi occurs
among fat people.
Abu'l-Kasım al-ZehriM (c. 936-1013) and some of his contemporaries
thought that generally, renal calculi occurs among chj\dren. We also found
same idea in Ibn Sina's Canan. Ibn Sina wrote:" children eat and drink
too much, their kidneys suffer from the above mentioned condensed
coalescence; the kidneys become completely full. Therefore their urinary
passages are not large enough to filter and excrete the thinnest parts of the
sediments materials. For that reason, they become hard and form stones.
Contrary to Ibn Sina and Abu'l-Kasım Al-ZehravI, Hippocrates claimed
that after a certain age renal calculi are found more commorıly. If one had
more concentrated type of urine, then such condenced urine could not be
ejected easily; they solidify and turn to stone.
The main symtoms of renal calculi are 'thickness and cleamess' of urine,
its sands and pains are caused by it. Its sands are generally red or yellowish.
There is a pain and heaviness on the lumbar region. Sometimes when we
press a fınger on that region, we can feel the renal calculi. The formations
386 1 Esiıı. Kfilıya
of the stones accompanied severe pain, because stone in process of its
formation cut its environment to open a place for itself. After its formation,
if it moves or trys to pass to ureter pain becomes more severe. But on the
contrary, if it does not change its place, the pain much less severe, but it
causes lack of energy, Although the pain is severe while the stone is in the
ureter, when it reaches the bladder the patient becomes releived.
Ibn Sfua advises the following three ways in the treatment of renal
calculi:
1 - Medicaments,
2-Baths,
3-Surgery. ~
1 - Medicaments can be given orally or by enema or by adding the
water of batlı. Altouhgh the materials of these drugs are plants, sometimes
as scorpion, birds, fıshes ete. medicaments are made from animals. But they
should not cause rise oftemparature.
Ibn Sfua preseribed three types of medicaments to treat renal calculi :
a - The medicaments which stimulate or disaggregate and melt the
stones;
b - Sedatives, antispasmodics, analgesics,
c - Diuretics of mucilaginous substances.
Renal calculi are smaller than vesical calculi and they can be
disaggregated more easily. For that reason, less strong medicaments can be
effective on the renal calculi.
Among the stimulant of renal celculi, Ibn Sina recommends pepper, fıns of :fishes, beaf, leaves, fruits or juice of radish, scorpion, rabbit and hen
meat, venous blood of goat and egg-shell. He also used some inorganic salts
as remedies, for insfance jewish stone21• Although Ibn Sına employed some
animal drugs, inorganic salts and minerals from time to tinie, he . always
prefered plant drugs. They were used excessively without mixing them
21 Robert T. Gunter, (ed. and trans), The Greek Herbal ofDioscorides, New York 1959, p. 556.
Renal Diseases and Tiıeir Treatments in Ibn Sina 1 3 8 7
with anything; for instance cauliflower, the roots of date, hollyhock, celery,
mallow, balsam, medlar, henna, cinnamon.
Aparts from those simple drugs mentioned above, Tun Sına gave some
compound medicaments which were used to disaggregate and melt the
stones. The ingrediants of one of them: 2 drams radish juice, celery, couch
grass, the seeds of cinnamon, cumin, pine, asparagus, bryany, turtle. They
were mixed with honey and made paste. This paste had to be taken with
radish 3 days regularly.
Tun Sina recommends nearly the same plants for simple and compound
medicaments. All those plants contain diuretics and mucilaginous
substances. For Tun Sina thought diuretics could clean the kidneys from the
harmful substances causing more urine while the mucilaginous substances
could clean the bowels and thus expel the substances that could lead to
calculate formation if they fınd their way into blood.
" As is seen today, some of the above-mentioned medicaments are useful
for inflammations and wounds caused by the stones in the urinary system. ,
Some of the compound medicaments contain vegetable and animal
substances at the same time. For example the extrate of th~ meat of hens,
rabbits of goats, sponge, Arabic costus and Neapolitan medlar are mixed
together in the same proportion. Some of the compound medicaments
hollyhock, parsley, white dittany, pepper, cabbage, melon, ordinary
polipodium, radish, mallow, pennyroyal were generally used.
These plants contain diuretics, antispasi:nodics, sedatives, mucilaginous
substances and demulcents. For instance hollyhock is a good demulcent and
antispasmodic material. Thus, by means of increasing the discharge of urine
as well as loosing the tissue, it is possible to eject calculi.
As it was mentioned before, renal calculi do not cause much trouble or
pain if they do not move or grow larger. Tun Sına used many simple and
compound medicaments for them. Among them the seeds of castor bean of
its juice, nuts, hollyhock, sa:ffron and santal. Santal is now used for troubles
ofurinary passages as an antiseptic. Safron and hollyhock are sedatives and
antispasmodics. Dioscorides said sa:ffron was used for tooth aches22•
22 ibid., p. 482.
388 1 Esin Kahya
Ibn Sina alsa prescribed a compound drug which contains rue, Arabic
costus, the leaves of radish, juice of juniper. Nowadays it is known that
rue is useful against arteriosclerosis; Arabic costus is a good mucilaginous
substance23• But it is generally used far inflammations24
; we do not know
whether it is a good sedative or not. Radish and juniper possess diuretic
and sedative properties. Far having diuretic properties and influences on
the vascular system as antispasmodics, they can help to eject stone by way
ofurine.
Ibn Sina gave some prescriptions of compound medicaments serving to
eject renal calculi. In one ofthem, he employed celery, hyacint, the seeds of
poppy, cinnamon, wild radish (1.5 portion of all ofthem) andjewish stone
(1 portion). Dioscorides used the same remedy far the same purpose.
In addition to those plants, Ibn Sina alsa used cucumber, carrot, common
fennel, anise, common ivy. Common fernel and anise are carminatives.
Cucumber is a demulcent. Dioscorides said that cucumber loosens the belly
and melon causes vomitting.
Ibn Sina alsa used some paultices, plasters, ointments and baths in order
to prevent the farmation of stones or to help their ejection. The purpose of
this kind of treatment is to loosen the tissues in the renal region, but alsa
some fat.
He t_hought hat batlı was useful far renal disease. But if sedative, diuretic
and antispasmodic herbs, such as hollyhock and camomile, were added into
the batlı water, it become more useful. these herbs loosen the tissues and
urinary passages. Thus, stones can descend and be ejected more easily.
If a renal calculus could not be ejected by any of above mentioned
ways, the recourse should be had to surgery, as modern medicine alsa
generally recepts. In about the third century B.C., catheter was used by
Erasistratus (c. 276 B.C.). The instrument was shaped. Some samples of
it are now in Museum of Naples (J. Stewart Milne, Surgical Instruments
in Greek and Roman Times, plate 45). Celsus about 100 B. C. and Abu'l-
23 E. P. Claus aııd E. Taylor, Phamıacognosy, Philadelphia, 1968, pp. 145-146. 24 François Dorvault, L'Officine (Repertoire Generale de Pharrnacie Pratique), ed. 18, Paris,
1945, pp. 987-988.
Rena! Diseases aııd Their Treatınents in Ibn Sina 1 3 8 9
Kasım al-Zehravi (e. 936-1013) used a catheter which resembled the one
first mentioned. Abu'l-Kasım al-ZehravI that said all classical writers
used this instrument and described its usage and shape. He transcribed the
Greek word Ka8a-ri)p and called it J.<:aşatir (r.;\;ü)25• In the Canon, Ibn Sina
also named it J.<:aşatif, as his contemporary, Abu'l-Kasım al-ZehravI. But
Ibn Sina used it for the stone of bladder and urinary passages. He used
another instrument to crumble and eject renal calculi. This resembles the
the instrument called lithotomus. Ammonius of Alexandria (276 B. C.) used
for vesical calculi. During the beginning of Christianity the same kind of
lithotomus for the same cure26•
Ibn Sina also mentioned lithatamus; but he did not used it for vesical
calculi or stones in urinary passeges, but only for renal calculi. We do not
know whether lithotomus which waş mentioned in the Canan resembles the
other examples or not, because the Canan is not an illustrated work. But Ibn
Sina said: "this instrument holds renal calculi, crumbles and ejects them". ' From this explanation, it may be guessed that this instrument, mentioİıed in
the Canan should be the lithatamus.
25 Abulcasis, Surgery and Instruınents, London, 1973, p. 402. 26 Leonard J. T. Murphy, The History ofUro/ogy, Springfield, 1972, pp. 23-24.
390 1-EsinKiüıya
BİBLİYOGRAFYA
1 - 1 - Kaynak Eserler:
Abu! Kasım al-Zfilıravl, Kitiib al-tasrif li-man aciza'an al-Ta'alif, M. S. Spink ve G. L.
Lewis çevrisi (Abulcasis, On Surgery and Instruments, Londra 1973).
İbn Sinii, Abu Ali al-Hüseyn b. Abd-Allah, Al-Kanun fi 't-Tıb 3 cüz, Beyrut (t. y.).
İbn Sina, Kanun fi 't-Tıb, Tokatlı Mustafa Efendisi çevirisi, Ragıp Paşa Kütüphanesi, no:
1540; Ragıp Paşa Kütüphanesi, no: 1542; Süleymaniye Kütüphanesi, Haınidiye,
no: 1015; Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Bağdat köşkü, no: 342.
. 2 - İnceleme Eserler:
Bariety, Maurice ve Charles Coury, Histoire de la Medecine, Fayart 1963.
Baytop, Asuman, Farmasötik Botanik, İstanbul 1972.
Brown, E. G., Arabian Medicine, Londra 1962.
Bursalı, Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1342 (H).
Castiglioni, A. Histoire de la Medicine, Paris 1931.
Claus, E. P. ve Varro E. Taylor, Pharmacognosy, Philadelphia 1968.
Dorvault, François, L 'Officine (Reperloire Generale de la Pharmacie Pratique) ed. 18,
Paris 1945.
Elgood, Cyril, A Medical Histoıy of Persia and Easlern Caliphate, Cambridge 1951.
Erkul, Saim, Tabib ve Filozof İbn Slna'Illll Üroloji Sahasındaki Buluşlarından
Sondalar ve Iciinl Sistomi, İbn Slnii, (23. makale), İstanbul 1937, s. 13-16.
Garnier, Gabriel, Lucielllle Bezanger-Beauquesne, Germaine Debraux, Ressources
Medicinale de la Flöre Française, 2 cilt, Paris 1961.
Gruner, O Cameron, A Treatise on the Canan. of Medicine of Avicelllla (incorporating a
translation ofthe first book), Londra 1930.
Günalp, I., Modern Üroloji, Ankara 1973.
Günaltay, M. Şemseddin, İbn Slna'nın Milliyeti, Hayatı, Kültürü, İbn Sina, (1. makale),
İstanbul 1937. ·
Holmstead, B. ve G. Liljestrand (ed.), Readings in Pharmaco/ögy, Oxford 1963.
Kilisli Rifat Bilge, Edviye-i Kalbiyye, İbn Sina, (40. makale), İstanbul 1937, ss. 9-56.
Murphy, Leonard J. T., The Histoıy of Urology, Springfield, 1972.
Renal Diseases and Tbeir Treatınents in Ibn Sinli 1 3 91
Özden, Akil Muhtar, İbn Sina'nın Tıbbına Bir Bakış, İbn Sina (13. makale), İstanbul
1937, ss. 1-56.
Shab, MaZhar H., The Genaral Principles of Avicenna s Canon of Medicine, Karachi,
Pakistan 196.
Sıddıqi, M. Zübeyr, Studies in Arabic and Persian Medical Literatüre, Calcutta 1959.
Sirks, M. J., Convay Zirkle, The Evolııtion ofBiology, NewYork, 1964.
Uzluk, Feridun Nafiz, İbn Sina, Eşşeyhül Reis, İbn Sina, (18. makale), İstanbul 1937,
ss. 1-13.
Ünver, Süheyl, İslam Doktoru Ebıı Bekr Razi, İstanbul 1931.
Ünver, Süheyl, İbn Sina'nınAkrabadini (Kanun'un beşinci cildi), İbn Sina, (19. makale),
İstanbul 1937, ss. 1-13.
Ünver, Süheyl, Kanunu İlk defa Türkçeye Çeviren Tokatlı Mustafa Efendi ve Tercemesi,
İbn Sina, (20. makale), İstanbul 1937, ss. 18-24.
Ünver, Süheyl,İbn Sina'nın Bir Risalesinin Mukaddimesi, Tıp Fakültesi Mecmuası, yıl
1, sayı: 2, 1938, İstanbul, ss. 244-246.
Ünver, Süheyl, İbn Sina'nın Sözleri, Türk Tıp Arkivi, c. 2, no: 8, 1938, s. f-16.
Yarar, Necmeddin, İbn Sina'nın Tıp Müfredatına Bir Bakış, İbn Sina, (22. makale),
İstanbul 1937, ss. 7-22.
392 1 Esin Kahya