iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · askalani'nin yerine Şafii kadılkudatlığı na...
TRANSCRIPT
HEREVI. Hace Abdullah
ri günümüze ulaşmamıştır. Herevi'nin çeşitli eserlerde yer alan ruballeri Mahmud Müdebbirl tarafından derlenerek yayımlanmıştır (Tahran 1361 hş . ).
Herevi'nin Dil ü Can (Su'al-i Dil ez Can), Kenzü's-salikin, Varidat, Kalendername, Heft Ijisar, Me~ülat, MaJ:ıabbetname ve İJQhiname adlı risaleIeri Sultan Hüseyin Tilbende Gunabadltarafından Resa'il-i ljace 'Abdullah Enşari adıyla yayımlanmıştır (Tahran ı 3 ı 9 h ş . 1 ı 940). Hisaleleri daha sonra Vahld-i Destgirdi Resa'il-i Cami'-i 'Arif-i Karn-ı Çeharum-i Hicri ljace 'Abdullah Enşari (Tahran ı 347 hş./1 968) , Muhammed Şirvani de Res'dil-i ljace 'Abdullah Enşari (Tahran ı 352 hş.) adlarıyla neşret
mişlerdir. M. Cevad Şeriat'ın Sü]]anan-ı Pir-i Herat adlı derlemesinde (Tahran 2536/I 977, 1365 h ş. ı Dil ü can, Varidat, İlahiname, Kalendername ve Perdeyi Ijicab (Mekulat) adlı risalelerin yanı sıra Herevi'nin Keşfü'l-esrar'daki sözlerinin derlenmesinden meydana gelen "Men~ülat-ı Meybüdi" adlı bir metin de yer almaktadır.
B) Ke1am. 1. Zemmü '1-keliim* ve ehlih. Herevi'nin Selef yolunu ve sünneti yüceltmek, re'y ve kıyas yöntemleriyle keIam ilmini ve bid'atçılığı kötülemek için kaleme aldığı eser Semih Dugaym tarafından neşredilmiştir ( Beyrut 1994). z. Kitabü '1-Erba'in ii dela'ili't-tevJ:ıid .
Herevl, Allah'a nisbet edilen isim, fiil ve sıfatlarla ilgili kırk hadisi senedieriyle birlikte kaydettiği bu eserinde daha önce aynı konularda görüş bildiren alimierin fikirlerini aktarmakla yetinmiş. kendisi bir yorum yapmamıştır. Eser Ali b. Muhammed b. N asır el-Fukayhl tarafından yayımlanmıştır (yer yok, 1404/1984).
Herevi'nin Zemmü'l-kelam'da zikrettiği Mena~ıbü AJ:ımed b. Ijanbel, Tekfirü'l-Cehmiyye, Kitabü'l-Kaderiyye, Kitabü'l-Faru~ fi'ş-şıtat, Kitabü'l-Kava'id ve Mena~ıbü ehli'l-eşer adlı e~erleriyle kaynaklarda yer alan el-Erba'un fi'ş-şıfat ve el-Erba'un fi's-sünne adlı kitapları günümüze ulaşmamıştır. Hellmut Ritter'in Herevi'ye isnat ettiği ("Philologika VIII", Isi., XXII 119351. s. I 00). Yusuf ve Zeliha kıssasını anlatan Enisü'l-müridin ve şemsü '1-mecalis adlı eserin ona aidiyeti tartışmalıdır ( R. Levy, JRAS, ı 929. s. I 03- I 06; Herevi'nin eserlerinin yazma nüshaları için bk. Ritter, aynı makale) .
BİBLİYOGRAFYA :
Hike Abdullah Herevi. Kitabü 'l-Erba'1n fidela'ili't-tevf:ı1d (nşr. Ali el-Fukayhl), I baskı yeri yokJ ı404/1984, s. 45-9ı; Ali b. Hasan ei-Baharzi,
226
Dümyetü'l-~aşr(nşr. Abdülfettah M. H u lv), Ka · hire ı97ı, ll, 888; İbn Ebü Ya'la. Tabakatü'l-Ha· nabile, ll, 247, 400; İbnü'I-Cevzi: el-Muntaz;m IX, 44-45; İbnü'I-Esir. el-Kamil, X, ı68; Niza~ mülmülk, Siyasetname [Bayburtlugil), s. ı88-189; Zehebi, A'lamü'n-nübela', XVIII, 503-518; a.mlf., Te?kiretü'l-f:ıuff~. lll, 1 ı83-1191; a.mlf .. Düvelü 'i-islam (nşr. Fe him M. ŞeltOt- M. M. İbrahim) . Kahire 1974, ll, ı o; Sübki, Taba~at. IV, 272-273; İbn Kesir, el-Bidaye, XII, ı35; İbn Receb. ez-Zeyl 'ala Taba~ati'l-Hanabile, Dımaşk 195ı, 1, 64-81; Süyüti, Taba~atü'l-müfessir1n,
Le iden 1835, s. 25; Cami, f'lefef:ıat, s. 3 ı8, 372; Lamii. f'lefehat Tercümesi, s. 369-372; Davüdi, Taba~atü'l-müfessir1n [nşr. A. Moursinge), 1, 249; İbnü'I-İmad , Şe?erat, lll, 365; Haririzacte. Tibyan, 1, vr.1 04'; lll, vr. 24 7b-252'; Fikri Selçüki. Gazurgah, Kabil 1341, s. 1 O- ı 2; f'lühşadüm1n-i Sal-i Vefat-ı /jace 'Abdullah Enştır1-yi Herev1, Kabil 1962; S. de Laugier Beaurecueil, K h wadja 'Abdullah Ansari: 396-481 h./1 006-
. 1089, Mystique hanbalite, Beyrut ı 965; a.e.: Sergüzeşl-i Pir-i Herat (tre. A. G. Revan Ferhadl) , Tahran 1360hş./1981 ; a.mlf .. "Les references bibliques de l'itineraire spirituel chez Abdullah An sari", MIDEO, 1 ( ı954). s. 9-38; a.mlf .. "La place prochain dans la vie spirituelle d'apres Abdallah Ansari", a.e., ll (I 955), s. 5-70; a.mlf., "Ansariyyat", a.e., ll (ı955). s. 313-320; a.mlf., "Esquisse d'un biographie de Khawaja Abdullah An sari", a.e., IV ( ı957), s. 95- ı40; V ( ı958). s. 47 -119; a.mlf .. "La neuvieme centenaire de la mart d'Ansari", a.e., VII [ı963). s. 218-229; a.mlf .. "Le millenaire lunaire de la naissance de Khawaja 'Abdullah Ansari Harawi", a.e., XIII [1977), s. 305-314; a.mlf., "Anşari", EJ2 (ing.). ı, 515-5ı6; a.mlf .. "'Abdallah al-Anşarı", Elr., ı, 187 -190; Abdülkadir Mahmud, el-Felsefetü'ş-şufiyye fi'L-islam, Kahire 1966; M. Said Abdülmecid ei-Efgani, 'Abdullah el-Enşar1 el-Herev1: Mebadi'ühu ve ara'ühü'lkelamiyye ve'r-ru/:ı.iyye, Kahire 1968; Storey. Persian Literature, 1/2, s. 924-927; Schimmel, Mystical Dimensions of Islam, s. 89-90; Beşir Herevi - Ali Asgar. Ma~amat-ı /jace 'Abdullah Enşar1, Kabil 1976; Safa. Edebiyyat, ıı, 882-889, 91 ı-9ı5; Abdülhüseyn-i Zerrinküb, Dünbtıle-i Cüstücu der Taşavvuf-i İran, Tahran ı369 hş . , s. 73-80; A. G. Ravan Farhadi, "The H undred Grounds of 'Abdullah AnŞari (d. 448/1056) of He rat", Classical Persian Sufism :From !ts Origins to Rumi (ed. L. Lewisohn), London 1993, s. 381-399; a.mlf .. Abdullah Ansari of Herat, London 1996; W. lvanow, "Thbaqat of Ansari in old Language of He rat", JRAS ( ı923), s. 1-34, 337 -382; R. Levy, "A Prose Version of Yusuf and Zulaikha Legend, Ascribed to Pir-iAnsar of Ha rat", a.e. ( ı929). s.l 03- ı 06; H. Ritter, "Philologika, VIII'', Isi., XXII ( ı935), s. 89- ı Ol; A. J. Arberry. "jami's Biography of Ansari", IQ, Vll/3-4 ( 1963), s. 57-82; Ahmed Ateş, "'Abdallah al-Ansari'nin Kitab !)amın al-Kalam wa Ahlih Adlı Eseri", ŞM, V (1965). s. 45-50; a.mlf., "Abdallah al-Ansari'nin Ölümünün 900. Yıldönümü Dolayısıyla Kabul ve Herat'ta Yapılan Anma Töreni", a.e., V (1965). s.ı91-194; A. S. Bazmee Ansari , "Khwaja Abd Allahal-Ansari al-Harawi", HI, V/3 (1982), s. 31-52; Mürsel Öztürk. "I-İace Abdullah Ensarl'nin Tasavvufı Görüşleri", 2DTCF Ortadoğu Dilleri u e Edebiyatı Bölümü Dergisi, V, Ankara 1992, s. 21-32.
Iii TAHSiN YAZlCI- SüLEYMAN ULUDAG
r A ı HEREVI, Muhammed b. Ataullah
L
( 1S.9fill J.ıl..,tJ:..: 1)! .>..o..:ıt.<ı)
EbO Abdiilah Şemsüddln Muhammed b. Ataillah
b. Muhammed ei-Herevi er-Razi (ö. 829/1426)
Şafii fakihi. _j
Aslen Reyli olup 767'de (1365) Herafta doğdu. Fahreddin er-Razi'nin soyundan geldiğini ileri sürmekle birlikte bu iddia tartışmalıdır (SehavT, Vlll, ı 51 ). İlk tahsilini memleketinde yaptı. Sa'deddin et-Teftazanl. Seyyid Şerif ei-Cürcani ve diğer bazı alimlerden ders aldı. Timur ile görüştü; önceleri onun saygı ve takdirine mazhar olmuşken daha sonra araları bozuldu. Bunun üzerine Anadolu'ya, ardından da Kudüs'e gitti (814/141 1). Herevi, Hanefi mezhebine mensupken o bölgede Şafiiler'in yönetimdeki nüfuzunu görünce bu mezhebe geçti (Ebü'I-Yümn eiUleymT, ll, 1 I I) . Burada şöhretinin duyulması üzerine Şam ve Kudüs bölgesi naibi Emir Nevruz tarafından Salahiyye Medresesi'ne hoca tayin edildi (815/1412). Nevruz'un öldürülmesinden sonra da Memlük Sultanı ei-Melikü'I-Müeyyed elMahmüdl onu bu görevde bıraktı. 818'de (1415) Kahire'ye giden Herevi'ye Sultan Müeyyed büyük ilgi gösterdi. Ancak Herevl, hadis bilgisini denemek için sultanın kurduğu alimler meclisinde başa
rılı alamayınca Kudüs'e dönerek Salahiyye'deki görevine devam etti; bunun yanında Kudüs ve Halil bölgesi nazırlığı görevini de yürüttü.
Sultan Müeyyed, Mısır Kadılkudatı Abdurrahman b. Ömer el-Bulkini'yi aziederek yerine Herevi'yi getirdiyse de (821/ 14 ı 8) daha sonra Herevi yine Kudüs'teki müderrislik görevine döndü (823/1420). Müeyyed'in ölümünün ardından tekrar Kahire'ye geldi ve Cemaleddin Yusuf elKerekl'nin yerine el-Melikü'I-Eşref Barsbay'ın sır emini ve katibi oldu (827/1 424). Üç ay sonra bu görevden alınan Herevi, aynı yılın sonlarına doğru İbn Hacer elAskalani'nin yerine Şafii kadılkudatlığına getirildi. Ertesi yıl receb ayında (Haziran ı 42 5) İbn Hacer tekrar kadılkudat olurken Herevi Salahiyye Medresesi'ne geri döndü. 19 Zilhicce 829'da (22 Ekim 1426) Kudüs'te vefat eden Herevi zahid Ömer el-Belhi'nin kabrinin yakınına defnedildi.
Herevl, Kudüs'te bulunduğu sırada bir medrese yapımını başlattıysa da bitiremedi. Kadi Abdülbasıt b. Halil ed-Dımaş-
ki'nin tamamladığı bu medrese ona nisbette Basıtiyye olarak anılır. Hanefi ve Şafii fıkhı yanında Arap dili ve edebiyatı. hadis ve tarih bilgisiyle de dikkati çeken Herevl'nin. akranlarıyla olan çekişmeleri yüzünden zaman zaman gözden düşmesine rağmen hayatının sonuna kadar resmi görevlerde bulunmasından yöneticiler katında itibarını koruduğu anlaşılmaktadır.
Eserleri. Herevi'nin günümüze ulaştığı bilinen iki eseri Metô.li"u'l-esrô.r fi şerJ:ıi Meşô.ri~i'l-envô.r ile {Süleymaniye Ktp., Turhan Valide Sultan. nr. 62 : ayrıca bk. Brockelmann , GAL, 1, 443 : Suppl., 1, 614) Fazlü'l-mün'im fi şerJ:ıi ŞaJ:ıiJ:ıi Müslim'dir {Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 442-443: Oriental Public Library 1 SankipOr, nr. 202) . Kaynaklarda adları geçen diğer eserleri de şunlardır: ŞerJ:ıu Meşô.biJ:ıi 's-sünne, et-Tenvii ii tell)işi'lCô.mi'i'l-kebir {Hanef'ı' fıkhı ), Ta~ribü'laJ:ıkam (Şafii fıkhı) .
BİBLİYOGRAFYA : Makrizi, es-Sülük, X, 240, 312, 446-448,
483-485, 525; Xl , 660, 664-665 , 670, 687 , 689, 732; ibn Kadi Şühbe. Tabaka tü 'ş-Şafl'iyye, IV, 104-105; ibn Hacer. İnbii'ü'l-gumr, VII , 299-302, 307 -312; VIII, 40, 41, 69-70, 113; Seha vi, eçJ.-Oau'ü'l-lami', VIII, 151-155; Süyüti. Bugyetü'l-uu'at,ll, 5-6; Nuaymi, ed-Daris {i tarii)i'l-medaris (n ş r. Ca'fer ei-Hasenl). 1 baskı yeri yok[ 1988 (Mektebetü 's -Sekafeti'd-diniyye) , l, 329; Ebü'I-Yümn ei-Uieymi. el-Ünsü'l-celil bitarii)i'l-~uds ue'l-Jjalil, Arnman 1973, ll, 111 -112; ibnü'l-imad. Şe?erat, VII, 189-190; Şevkani. el-Bedrü'(-tali', ll , 206-208; Brockelmann. GAL,I, 443; Suppl., ı , 614; izal)u 'l-meknıln , ll, 199, 490; Hediyyetü '1-'ari{in, ll, 185-186; Zirikli. el-A'lam, VII, 150-151 ; Kehhale, Mu'cemü'lmü'elli{in, X, 293-294; Sezgin, GAS, 1, 139.
li] SAFFET KÖSE
ı HEREVİYYE
-,
(4i,)4lf)
Hike Abdullah-ı Herevi'ye (ö. 481!1089) nisbet edilen
ve Ensariyye diye de anılan bir tarikat
L (bk. HEREVi, Hace Abdullah).
_j
ı HERİM b. HAYYAN -,
( 0l,;:> 0-1 ı" jl> )
(ö. 70/690 [?])
Tabiin devri kumandanlarından,
L zahid.
_j
Irak ve iran fetihlerinde önemli rol oy-nayan Abdülkaysoğulları kabilesine men-suptur. Bazı kaynaklarda adı Herma, ba-basının adı Hibban (Tacü'l-'arüs, "hrm"
md .: ibn Hacer. lll. 601) şeklinde zikredilmektedir. Herim (yaşlı. kocamış) adının
kendisine. annesinin iki yıl süren hamilelik döneminden sonra dişleri bitmiş olarak doğduğu için verildiği rivayet edilir {Zehebl, A'lamü'n-nübela' , IV. 48) . Ancak bu ismin ona. yaşlı bir çiftin çocuğu olduğu için veya kelimenin "akıl. nefis" gibi anlamlarından dolayı verilmiş olması daha makuldür {Lisanü'l-'Arab, "hrm" md.) Buharlve ibn Hibban gibi müelliflerin Herim'i Ezd kabilesine mensup göstermeleri yanlıştır. Hayatıyla ilgili çeşitli haberlerden Basra'da yaşadığı anlaşılmakta. kaynakların çoğunda Basralı bir tabii olarak tanıtılmaktadır. ilk müelliflerden Halife b. Hayyat. Velid b. Hişam'dan rivayetle Herim'in sahabi olduğunu kaydetmiş {et-Tari/], s. 159) . daha sonra ashap hakkında yazılan eserlerde de sahabller arasında zikredilmiştir. Ancak bu bilgi. Herim'in sahabi Hümame ed-Devsl ile çok yakın dost olması ve Hz. Ömer tarafından kumandan tayin edilmesi gibi ikinci derecedeki deliliere dayanmaktadır. Hakkındaki yaygın kanaat tabiln neslinden olduğu yönündedir.
Herim, Hz. Ömer ve Osman devirlerinde Irak ve iran'daki bazı savaşlara kabilesi Abdülkays'ın emlri veya büyük bir askeri birliğin kumandanı olarak katıldı. Hz. ömer döneminde meydana gelen Suhab Vak'ası'nda kumandan olan Herim, 18 (639) yılında Nlsabur'u uzun bir kuşatmadan sonra sulh yoluyla ele geçirdi. 26'da (647) Basra Valisi Osman b. Ebü'l-As tarafından gönderildiği Kal'atü Necere'yi fethederek halkını esir aldı. Sasanller'in müslümantarla yaptıkları ah di bozmaları üzerine 29 (649) yılında birliğiyle Fırüzabad'ı {o zamanki adı CGr) muhasara etti. Basra Valisi Abdullah b. Amir'in yardımcı olarak gönderdiği orduyla önce Fırüzabad'ı , ardından istahr'ı ele geçirdi. Abdullah b. Amir istahr' ın fethinden sonra durumu Hz. Osman'a bildirmiş, o da yazdığı cevabi mektupta. aralarında Herim'in de bulunduğu bir grup kumandanın iran'ın çeşitli beldelerine gönderilmesini istemişti. Bunun üzerine Herim'in Abdullah b. Amir tarafından COr'dan kaçan Sasani Hükümdan Vezdicerd'i takiple görevtendirildiği ve onu Kirman'a kadar kovaladığı rivayet edilir.
Herim'in 30 (650) yılından sonraki siyasi ve askerifaaliyetleri hakkında yeterli bilgi yoktur. Taberl. Medine'de isyancılar tarafından kuşatılan Hz. Osman'ı korumak için Basra'dan hareket eden ilk ta-
HERiM b. HAYYAN
biller arasında Herim'in de bulunduğunu bildirir {Tarif], IV. 352) . Buna göre H eri m 35 (655) yılında hayatta bulunuyordu. Onun Hz. Ömer ve Ali'yi kastederek. "iki emir bana birçok hadis nakletti" {Hücviri, s. 178) şeklindeki sözünden. Hz. Ali'nin hilafet dönemine yetiştiği ve kendisini halife olarak tanıdığı anlaşılmaktadır. Zehebl Herim'i 70'li (690) yıllarda vefat eden tabiller arasında gösterir {Tarif] u 'iislam, s. 533-5 35) . Basralı birçok tabiinin rivayetine göre Herim bir fetih sırasında çok sıcak bir günde şehid düşmüş. toprağa verilir verilmez bir bulut kabrinin üstüne gelerek yağmur yağdırmış ve ka bir o anda yemyeşil otlarla kaplanınıştı {ibn Sa'd, VII, 133-134: EbG Nuaym, ll, 122). Vefatı sırasında kendisinden vasiyette bulunmasını isteyenlere. hayatı boyunca vasiyet edebilecek kadar malı olmaması için Allah'a yalvardığını. bu duasının da gerçekleştiğini söylemiş. zırhının . atının ve hizmetçisinin satılarak borçlarının ödenmesini istemiş. vasiyet olarak da Kur'an'dan bir bölüm {en-Nahll6/ 125-128) okumuştu.
Zühd ve ibadet hayatıyla meşhur Basralı bir tabii olarak tanıtılan Herim'in Hz. Ömer'den hadis dinlediği. kendisinden de Hasan-ı Basri ve diğer Basralı tabiiierin rivayette bulunduğu kaydedilir. Kaynaklar ayrıca. faziletli bir tabii ve sika bir ravi olmasına rağmen zühd ve ibadet yönü ağır bastığı için hadiste kendisine başvurulmadığına da işaret ederler. Herim'in oğlu Amr da kaynaklarda sika bir ravi olarak zikredilir {Buhar!, vı. 380-381; vııı. 243; ibn Hibban, V, 513: VII, 215).
Herim. tabiln devrindeki zühd hareketinin başlıca temsilcileri olan sekiz zahidden biridir. Bu zahidlerin dördü (Herim. Amir b. Abdülkays , Hasan-ı Basri, EbG Müslim el-Havlanl) Basra'da. dördü de {MesrGk b. Ecda ', Rebi' b. Hüseyin. Üveys el-Karanl, Esred b. Yezld) Küfe'de yaşamıştır. Aynı kabileye mensup olan Herim ile Amir b. Abdülkays arasında zühd telakkisine dayanan sıkı bir dostluk vardı. Fakat Herim dini konularda Amir'den daha bilgili ve daha anlayışlıydı. Hasan-ı Basri ise Herim'in müridi ve ravisi idi. Kaynaklarda yer alan bazı haberlere göre üveys el-Karani'nin Hz. Peygamber' e karşı beslediği sevgiyi, çektiği özlemi ve yaşadığı acıyı Herim de Üveys'e karşı hissetmiş. onu Yemen, Hicaz ve Irak şehirlerinde uzun müddet aradıktan sonra nihayet KGfe'de bularak kendisiyle uzun uzun
227