iii · dımıyla yanbolu'da emir süleyman'a tabi rumeli beylerbeyine karşı büyük...

2
MOSA CARULLAH Ziyaeddin Kemali'nin Dini Tedbirler eserini (Ufa 1913) ve tasawuf gö- bir 13. Mü- (Petersburg 1914). Müellif bu ese- rinde b. Fahreddin'in Dini, timdi Meseleler te ve borç ve riba konusuna temas etmektedir. 14. Isiahat Esaslan (Peters- burg 1915). Musa en önemli eseri olup Rusya 1904 sonra siyasi hareketle- ri 15. Zekat (Petersburg 1916). dergisinde tefrika edilen ma- kalelerinden kitap faiz, riba ve ban- ka meselelerini ele 16. Esaslan (Petersburg 1917). usulü, ictihad meselesi, mezheplerin ortaya ve tesetiüre dairdir. Ha- tice Görmez Türkiye Türkçesi'- ne çevrilerek ve Sabiteler (Ankara 2002). 17. Mil- letlerine (Berlin 1923). Komünizm ideo- lojisine cevap vermek bu eser önce dergisinde 1923-1924), daha sonra ve Seyfettin (Ankara 1997) . 18. Müskirat Meseleleri bul 1927) . Ferhat Koca Latin harfleriyle (Ankara 2003). 19. Kerim Ayet-i Kerimeleri - nin Muciz Göre Ye'cuc (Berlin 1933). 20. Hdtun (Berlin 1933). Tesettür, çok evlilik. talak, ve mirastaki ilgili bir olup gele- neksel Meh- met Görmez eseri Türkiye Türkçesi'ne çe- virerek adla (Ankara 1999). 21. el- fi na]fzi (Kahire 1935, 1403) . Abdülhüseyin el-Musevi bu esere Ecvibet-i Mesail-i Cdrulldh (Necef 1935) bir reddiye 22. '1-lerd,iz (Bhopal 1944). 23. rim (Bhopal 1944). 24.lfurulü evd,ili's - süver (Bhopal 1944). 25. Tertibü's-sü- veri'l-kerime ve tendsübühd fi'n-nü- zuli ve (Bhopal 1944) . 26. Kitdbü's -Sünne (Bhopal 1945) . Hint alt Ehl-i Kur'an (Kur'aniyyOn) diye bilinen, hadisleri asli kaynak olarak kabul etmeyen alimierin bir eserdir. Mehmet Görmez Türkiye Türkçesi'ne çevrilip adla ya- (Ankara 1998) . Musa Carul- Tatarca bir Kur'an tercümesi oldu- bilinmekteyse de eserin hak- bilgi yoktur. 216 Musa tercümeleri, ve de Tercümeleri. Ruj- kov. Kuvvet (Petersburg 1905); Ebü'l-Ala el-Maarrl. el -Lüzumiyydt (Ka- zan 1907; eserin Maarr!'nin haya- ilgili bir (Kazan 19 0). ve b. F'lrruh ye (Kazan 1907), 'A]file (Kazan 1908) ve Nd:pmetü'z-zehr (Orenburg 1910) eserlerinin birlikte him b. Musa el-Muvdla]fiit (Kazan 1909). Hacer ei-Askalanl'nin (Kazan 909) ve Nüz- fi (Orenburg 1910) eserlerinin nü'l-Cezerl'nin fi dti'l- eserinin (Kazan 1912), Muhammed Zahir Bigiyef'in Mdverdün- nehr'de Seyahat (Kazan 1908); Malik'in el-Muvatta> 9091?]), Ahmed b. Emin fi (Kazan Tarihin Sahile- leri (Berlin 1933) ve Ubeydullah Sindl'nin fi telsiri'l-Kur,dn (Kara çi 944) eserleri. : Musa Carullah, Uzun Günlerde Oruç (s . Yusuf Uralgiray) , Ankara 1975, s. 1-22, bk. önsözü, s. VII -XXVI; Mustafa Sabri, Yeni Müctehidlerinin 1337, tür.yer.; Veli Ahmed Hakim, Üs- Musa Carullah Hazretleri Mü lahazalar, Helsinki 1950; Abdullah Battal Tay- mas, Musa Carullah Bigi, 1958; Meh- met Görmez, Musa Carullah Bigiyef, Ankara 1994; Aydar Hayrutdinov, Posledniy Tatarskiy Bogoslou: Jizn i l'fasledie Djarullaxa Bigi- eua, Kazan 1999; Ölümünün 50. de Musa Carullah Bigiyef (1875-1949), Ankara 2002; Ahmet Kadimle Cedit da Musa Carullah: Eserleri, Fikirleri, is- tanbul 2005; Alimcan "Musa Efendi Bi- gey", TY, Vlll/89 (1331). s. 2696-2703; Zeki Veli - di Togan, "Musa Carul1ah: ve Eserleri", Tasvir, istanbul 16 Eylül 1947; a.mlf., "Büyük Alim Musa Carullah Reformatör mü- dür?", a.e., 23 Eylül 1947; Rorlich, "Bigi, Musa Yarul1ah", The Oxford Encyclope- dia of the Modern lslamic World (ed . J. L. Espo- sito), Oxford 1995, l, 216-218. Iii AHMET KANLIDERE MÜSA -, (ö. 816/1413) Fetret devrinde saltanat mücadelesinde bulunan L _j Hükümdan Bayezid'in en küçük Rumeli'de yaparak birçok sa- belirtilir. Ankara Sava- (804/1402) Mehmed, Sü- leyman, Isa ve Mustafa ile birlikte kuwetlerinin kaybetmesi üzerine birlikte Timur'a esir tü. Timur'un Bayezid'in ölümünün dan onu serbest ve kendisine Bursa ile ca bulunan Bursa'ya götürmesini ifade edilir. da, Bursa- Karesi ara- Musa Çelebi ile Bursa'ya hakim olan Isa Çelebi'nin mücadeleye tikleri ve bu mücadelede ancak Timur'un Anadolu'dan üzerine Isa Çelebi'nin yeniden ele belirtilir. kay- naklar bundan sonraki faaliyet- leri bilgiler verir. kay- naklarda ise Timur Germiyan Beyi Yakub'un gönderil- Bursa'ya hakim olan Mehmed Çele- bi'nin cenazesiyle birlikte Mu- ondan Yakub Bey'in de Mu- Mehmed'in himayesine ifade edilir 429). Muhtemelen Musa Çelebi 1403-1406 Mehmed Çelebi'nin Çelebi Mehmed, Em!r Süleyman ile mücadele ser- best Musa, ve Can- ülkesinde Süleyman'a müt- tefikler Daha sonra Sinop'tan ge- miye binerek Eflak'a geçti ve Voy- voda Mircea olmak üzere Eflak ileri gelen- lerince iyi Rumeli beyleriyle ti- sipahilerinin kendisini destekleme- siyle gücü Eflak kuwetlerinin de yar- Yanbolu'da Emir Süleyman'a tabi Rumeli beylerbeyine büyük (8 812 1 13 Edirne'yi Gelibolu'ya kadar indi. O rada Anadolu'da bulunan Emir Süleyman hemen Rumeli'ye hareket etti. Bizans im- paratoru Il. Manuel Palaiologos'un geçti ve 15 Haziran 1410'- da Musa Çelebi'yi Kosmidion'da (Hasköy) yendi. Bunun üzerine Musa müttefiki Despotu Stephan Lazareviç'in çe- kildi. Rumeli'de yine mücadele- sini sürdürdü. Yanbolu ve Çirmen orman- çete Ancak Emir Süleyman'a temmuz tekrar yenildL Ertesi Edirne ait kuwetleri ettikten sonra re girdi. kaçmak isteyen Emir yakalatarak ortadan ve burada ilan etti (22 1411). Rumeli'deki sipahilerle sancak beyleri Musa Çelebi'ye itaat arzetti. Musa

Upload: others

Post on 27-Dec-2019

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Iii · dımıyla Yanbolu'da Emir Süleyman'a tabi Rumeli beylerbeyine karşı büyük başarı kazandı (8 Şewal 812 1 13 Şubat 14ıO). Edirne'yi aldı, Gelibolu'ya kadar indi

MOSA CARULLAH

Ziyaeddin Kemali'nin Dini Tedbirler adlı eserini (Ufa 1913) ve tasawuf karşıtı gö­rüşlerini eleştiren bir çalışmadır. 13. Mü­lı'ihaza (Petersburg 1914). Müellif bu ese­rinde Rızaeddin b. Fahreddin'in Dini, İç­timdi Meseleler adlı kitabını eleştirrnek­te ve ayrıca borç ve riba konusuna temas etmektedir. 14. Isiahat Esaslan (Peters­burg 1915). Musa Carullah'ın en önemli eseri olup Rusya müslümanlarının 1904 yılından sonra başlayan siyasi hareketle­ri konusundadır. 15. Zekat (Petersburg 1916). Şura dergisinde tefrika edilen ma­kalelerinden oluşan kitap faiz, riba ve ban­ka meselelerini ele almaktadır. 16. Şeriat Esaslan (Petersburg 1917). Fıkıh usulü, ictihad meselesi, mezheplerin ortaya çıkı­şı. kadın hakları ve tesetiüre dairdir. Ha­tice Görmez tarafından Türkiye Türkçesi'­ne çevrilerek İslam Şeriatının Esasları: Değişkenler ve Sabiteler adıyla yayım­lanmıştır (Ankara 2002). 17. İslam Mil­letlerine (Berlin 1923). Komünizm ideo­lojisine cevap vermek maksadıyla İslam esaslarına dayanılarak yazılmış bu eser önce Sebilürreşdd dergisinde (İstanbul 1923-1924), daha sonra İbrahim Maraş ve Seyfettin Erşahin tarafından İsldm 'ın Elifbd'sı adıyla neşredilmiştir (Ankara 1997). 18. Müskirat Meseleleri (İstan­bul 1927) . Ferhat Koca tarafından Latin harfleriyle yayımlanmıştır (Ankara 2003). 19. Kur'an-ı Kerim Ayet-i Kerimeleri­nin Muciz İladelerine Göre Ye'cuc (Berlin 1933). 20. Hdtun (Berlin 1933). Tesettür, kadın-erkek eşitliği, çok evlilik. talak, kadınların şahitliği ve mirastaki durumlarıyla ilgili bir çalışma olup gele­neksel yaklaşımları eleştirmektedir. Meh­met Görmez eseri Türkiye Türkçesi'ne çe­virerek aynı adla neşretmiştir (Ankara 1999). 21. el-Veşfa fi na]fzi 'a]fii,idi'ş­

Şi'a (Kahire 1935, 1403). Abdülhüseyin Şerefeddin el-Musevi bu esere Ecvibet-i Mesail-i Cdrulldh (Necef 1935) adıyla bir reddiye yazmıştır. 22. ŞaJ:ıitetü '1-lerd,iz (Bhopal 1944). 23. Şarfü'l-Kur,dni'l-Ke­

rim (Bhopal 1944). 24.lfurulü evd,ili's­süver (Bhopal 1944). 25. Tertibü's-sü­veri'l-kerime ve tendsübühd fi'n-nü­zuli ve li'l-meşdJ:ıit (Bhopal 1944). 26. Kitdbü's-Sünne (Bhopal 1945). Hint alt kıtasında Ehl-i Kur'an (Kur'aniyyOn) diye bilinen, hadisleri asli kaynak olarak kabul etmeyen alimierin görüşlerini eleştiren

bir eserdir. Mehmet Görmez tarafından Türkiye Türkçesi'ne çevrilip aynı adla ya­yımlanmıştır (Ankara 1998). Musa Carul­Iah'ın Tatarca bir Kur'an tercümesi oldu­ğu bilinmekteyse de eserin akıbeti hak­kında bilgi yoktur.

216

Musa Carullah'ın tercümeleri, şerh ve neşirleri de şunlardır: Tercümeleri. Ruj­kov. İlimde Kuvvet (Petersburg 1905); Ebü'l-Ala el-Maarrl. el-Lüzumiyydt (Ka­zan 1907; eserin başında Maarr!'nin haya­tıyla ilgili geniş bir giriş vardır); Divan-ı Hdlız (Kazan 19 ı 0). Şerhleri ve Neşirleri. Kasım b. F'lrruh eş-Şatıbl'nin eş-Şatıbiy­

ye (Kazan 1907), 'A]file (Kazan 1908) ve Nd:pmetü'z-zehr (Orenburg 1910) adlı eserlerinin şerhleriyle birlikte neşri; İbra­him b. Musa eş-Şatıbl'nin el-Muvdla]fiit (Kazan 1909). İbn Hacer ei-Askalanl'nin İldçldtü'l-kirdm (Kazan ı 909) ve Nüz­hetü'n-na~ar fi tavZiJ:ıi Nu{ıbeti'l-liker (Orenburg 1910) adlı eserlerinin şerhi; İb­nü'l-Cezerl'nin Tayyibetü'n-neşr fi ]fıra >­

dti'l-'aşr adlı eserinin şerhi (Kazan 1912), Muhammed Zahir Bigiyef'in Mdverdün­nehr'de Seyahat (Kazan 1908); İmam Malik'in el-Muvatta> (ı 9091?]), Ahmed b. Emin eş-Şinkitl'nin ed-Delilü'ş-şariJ:ı fi nüzuli'l-Mesii:ı (Kazan ı909), Abdürreşid İbrahim'in Tarihin Unudulmuş Sahile­leri (Berlin 1933) ve Ubeydullah Sindl'nin İlhdmü'r-RaJ:ımdn fi telsiri'l-Kur,dn (Kara çi ı 944) adlı eserleri.

BİBLİYOGRAFYA :

Musa Carullah, Uzun Günlerde Oruç (s . nşr.

Yusuf Uralgiray) , Ankara 1975, s. 1-22, ayrıca bk. neşredenin önsözü, s. VII -XXVI; Mustafa Sabri, Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet-i İlmiyyesi, İstanbul 1337, tür.yer.; Veli Ahmed Hakim, Üs­tad-ı Şehfr Musa Carullah Hazretleri Hakkında Mülahazalar, Helsinki 1950; Abdullah Battal Tay­mas, Musa Carullah Bigi, İstanbul 1958; Meh­met Görmez, Musa Carullah Bigiyef, Ankara 1994; Aydar Hayrutdinov, Posledniy Tatarskiy Bogoslou: Jizn i l'fasledie Musı Djarullaxa Bigi­eua, Kazan 1999; Ölümünün 50. Yıldönümün­de Musa Carullah Bigiyef (1875-1949), Ankara 2002; Ahmet Kanlıdere, Kadimle Cedit Arasın­da Musa Carullah: Hayatı, Eserleri, Fikirleri, is­tanbul 2005; Alimcan ei-İdrisl, "Musa Efendi Bi­gey", TY, Vlll/89 (1331). s. 2696-2703; Zeki Veli­di Togan, "Musa Carul1ah: Mesleği, Şahsiyeti ve Eserleri", Tasvir, istanbul 16 Eylül 1947; a.mlf., "Büyük Alim Musa Carullah Reformatör mü­dür?" , a.e., 23 Eylül 1947; Azade -Ayşe Rorlich, "Bigi, Musa Yarul1ah", The Oxford Encyclope­dia of the Modern lslamic World (ed. J. L. Espo­sito), Oxford 1995, l, 216-218.

Iii AHMET KANLIDERE

ı MÜSA ÇELEBİ

-,

(ö. 816/1413)

Fetret devrinde saltanat mücadelesinde bulunan

L Osmanlı şehzadesi.

_j

Osmanlı Hükümdan Yıldırım Bayezid'in en küçük oğludur. Babasının sağlığında Rumeli'de aklncı beyliği yaparak birçok sa­vaşta bulunduğu belirtilir. Ankara Sava-

şı'na (804/1402) kardeşleri Mehmed, Sü­leyman, Isa ve Mustafa ile birlikte katıldı. Osmanlı kuwetlerinin savaşı kaybetmesi üzerine babasıyla birlikte Timur'a esir düş­tü. Timur'un Bayezid'in ölümünün ardın­dan onu serbest bıraktığı ve kendisine Bursa ile civarının emirliğini verdiği, ayrı­ca Akşehir'de bulunan babasının naaşını Bursa'ya götürmesini istediği ifade edilir. Osmanlı kaynakların da, Bursa- Karesi ara­sında Musa Çelebi ile Bursa'ya hakim olan kardeşi Isa Çelebi'nin mücadeleye giriş­tikleri ve bu mücadelede Musa'nın başa­rılı olduğu, ancak Timur'un Anadolu'dan ayrılması üzerine Isa Çelebi'nin yeniden Bursa'yı ele geçirdiği belirtilir. Aynı kay­naklar Musa'nın bundan sonraki faaliyet­leri hakkında karışık bilgiler verir. Bazı kay­naklarda ise Musa'nın Timur tarafından Germiyan Beyi Yakub'un yanına gönderil­diği, Bursa'ya hakim olan Mehmed Çele­bi'nin babasının cenazesiyle birlikte Mu­sa'yı ondan istediği. Yakub Bey'in de Mu­sa'yı Mehmed'in himayesine verdiği ifade edilir (Neşrl. ıı. 429). Muhtemelen Musa Çelebi 1403-1406 yılları arasında kardeşi Mehmed Çelebi'nin yanında bulunmuştur.

Çelebi Mehmed, ağabeyi Em!r Süleyman ile yaptığı mücadele sırasında Musa'yı ser­best bırakınca Musa, Karamanoğlu ve Can­daroğlu ülkesinde Süleyman'a karşı müt­tefikler aradı. Daha sonra Sinop'tan ge­miye binerek Eflak'a geçti ve başta Voy­voda Mircea olmak üzere Eflak ileri gelen­lerince iyi karşılandı. Rumeli beyleriyle ti­marlı sipahilerinin kendisini destekleme­siyle gücü arttı. Eflak kuwetlerinin de yar­dımıyla Yanbolu'da Emir Süleyman'a tabi Rumeli beylerbeyine karşı büyük başarı kazandı (8 Şewal 812 1 13 Şubat 14ıO). Edirne'yi aldı, Gelibolu'ya kadar indi. O sı­rada Anadolu'da bulunan Emir Süleyman hemen Rumeli'ye hareket etti. Bizans im­paratoru Il. Manuel Palaiologos'un yardı­mıyla bağazı geçti ve 15 Haziran 1410'­da Musa Çelebi'yi Kosmidion'da (Hasköy) yendi. Bunun üzerine Musa müttefiki Sırp Despotu Stephan Lazareviç'in yanına çe­kildi. Ardından Rumeli'de yine mücadele­sini sürdürdü. Yanbolu ve Çirmen orman­larında çete savaşları yaptı . Ancak Emir Süleyman'a temmuz ayında tekrar yenildL Ertesi yıl Edirne yakınlarında kardeşine ait kuwetleri mağlGp ettikten sonra şeh­re girdi. İstanbul'a kaçmak isteyen Emir Süleyman'ı yakalatarak ortadan kaldırdı ve burada hükümdarlığını ilan etti (22 Şev­val813117Şubat 1411).

Rumeli'deki timarlı sipahilerle sancak beyleri Musa Çelebi'ye itaat arzetti. Musa

Page 2: Iii · dımıyla Yanbolu'da Emir Süleyman'a tabi Rumeli beylerbeyine karşı büyük başarı kazandı (8 Şewal 812 1 13 Şubat 14ıO). Edirne'yi aldı, Gelibolu'ya kadar indi

Çelebi adına para bastı rı! dı ( 8 ı 3 tari h li pa­rası mevcuttur). Emir Kör Şah Melik'i ve­zir, Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin'i kazasker, Mihaloğlu Mehmed Bey'i bey­lerbeyi tayin etti. Venedik Cumhuriyeti ile çevredeki diğer prensliklerle anlaşmalar yaptı. Bu arada Emir Süleyman'ın öldü­rülmesinin ardından Sırp despotu, MOsir­nın hakim olduğu topraklara asker gön­derip yağmalamada bulunmuş, Bizans im­paratoru da rehin tuttukları Süleyman Çe­lebi'nin oğlu Orhan'ı mücadeleye katılma­sı için serbest bırakmıştı. Bu durum kar­şısında Musa Çelebi, Sırp Despotu Step­han Lazareviç üzerine yürüyerek ona ait birçok kaleyi ele geçirdi. Daha sonra 1411 sonbaharında ansızın istanbul önlerine gelip şehri kuşattı, fakat bundan bir so­nuç alamadı. Bunda, yanında bulunan va­salı George Brankovic'in Bizans imparato­runa katılması ve Rumeli beylerinden ba­zılarının (Mihaloğlu ve Çandarlı İbrahim gibi) Çelebi Mehmed'in yanına kaçmaları önemli rol oynadı. Ayrıca Bizans donanma­sı da Yassıada yakınlarında Osmanlı tilo­sunu bozguna uğratmıştı.

Musa'nın geri çekilmesi üzerine Bizans imparatoruyla aniaşan Çelebi Mehmed Ru­meli'ye geçti. Çatalca civarında bulunan İnceğiz'deki ilk karşılaşmadaMusa Çelebi başarılı oldu (8ı5/ı4ı2 baharı). Fakatsa­vaşın ardından kendisine bağlı olan beyle­rin bazıları Paşa Yiğit ve Mihaloğlu dahil Stephan Lazareviç'in yanına kaçtı. Bunlar Sırp güçleriyle Musa'nın idaresindeki yer­leri yağmaladı. Aynı yılın sonbaharında Çe­lebi Mehmed, Musa'ya karşı ll. Manuel'in yardımıyla yeniden bağazı geçtiyse de kö­tü hava şartları ve taşan nehirlerin yolları kesmesi yüzünden geri döndü. Musa, Ru­meli'de Sırp despotuna karşı harekete ge­çerek otoritesini tesis etmeye çalıştı. Saf­ya'dan yola çıkıp ( ı4 ı 3 yılı başı) Novober­da'yı kuşattı. Sırbistan'daki pek çok şehir ve kaleyi ele geçirdi. Oradan Arnavutluk'a geçti. Ardından Selanik'teki Orhan'ın üze­rine yürüdü. Buradaki bazı yerleri yağ-

MOsa eelebi'nin yağlı boya bir portresi (Bayerische

Staatgemal Desammlungen Alt e Pinakothek -

Münih,

nr. 2238)

malayıp Edirne'ye geldi. Sırp despotu, Mu­sa'nın faaliyetleri karşısında Çelebi Meh­med'e elçi gönderdi. Kendisinin Sırp, Ma­car ve Bosna güçleriyle Musa'ya karşı yü­rüyeceğini, onun da doğudan harekete geçmesini istedi. Mehmed Çelebi 1413 yılı yazma doğru Rumeli'ye geçti. Paşa Yi­ğit, Evrenos, Barak ve Sinan beyler ona katıldı. Yanındaki beylerin kendisinden ay­rıldığını gören Musa Çelebi önce Zağra'ya, oradan Filibe civarındaki Değirmendere'­ye çekilmek zorunda kaldı. Çamurluova mevkiine geldiği sırada beraberinde az sayıda yeniçeri kalmıştı. Burada kardeşi­ne karşı son mücadelesini verdi; ancak başarılı olamadı ve yaralı vaziyette Ef­lak'a kaçmak isterken Mehmed Çelebi'­nin adamları tarafından yakalanarak bağ­duruldu (5 Reblülahir 8ı6 1 5 Temmuz ı4ı3). Naaşı Bursa'ya getirilip babasının türbesine defnedildi.

Şeyh Bedreddin menakıbnamesine gö­re Musa Çelebi adalet ve hoşgörü ile hü­küm süren bir sultandır. Musa Çelebi'nin etrafına toplanan zümreler göz önüne alın­dığında onun Rumeli uç beylerinin savaş­çılarına ve yerleşik İslami kalıpların dışın­da dini anlayışa sahip gruplara dayandığı anlaşılır. Dukas'ın şehzadenin taraftarla­rının Tuna boyundaki Türkler olduğunu be­lirtmesi ilginçtir. Şeyh Bedreddin ile olan münasebeti dini ideolojisinin mahiyetini de ortaya koyar. Menakıbnamedeki kayıt­lar ikisi arasındaki bağa dair bazı önemli bilgiler sağlar. Buna göre şeyhle sultan arasında müridlik söz konusudur. Musa'­nın onu kazasker yapması müridinin şey­he karşı duyduğu manevi bağlılığa dayan­dırılır. Aslında Musa Çelebi'nin bir bakıma Rumeli'deki taraftarlarını bu manevi güç sayesinde yanında tutma eğilimi içinde olduğu söylenebilir. Menakıbnamede onun iktidardan düşürülüp kardeşi tarafından öldürülmesi "takdir-i kaza" şeklinde yorum­Ianır.

BİBLİYOGRAFYA :

Dukas, Bizans Tarihi (tre. VI. Mirmiroğlu). is­tanbul 1956, s. 53-58; Karamanı Mehmed Paşa. Tevarihu 's-selatini'l-Osmaniyye: Milli Tarihi­mize Dair Eski Bir Vesika (tre. Mükrimin Halil. TTEM içinde). sy. 14 (ı 340). s. 93; Aşıkpaşazacte, Tarih (Giese). s. 72-75; Şükrullah Çelebi, Behce­tü 't- tevarii), Nuruosmaniye Ktp., nr. 3059, vr. 164' vd.; Enver!, Düsteırname, s. 91 vd.; Oruç b. Adil, revarih-i Al-i Osman, s. 37-41; Neşrl, Ci­hannüma (Unat). I, 419; ll, 429-431, 484-507; Hoca Sacteddin, Tacü't-tevarih , istanbul 1279, I, 257-258, 266-267; Müneccimbaşı. Camiü'd-dü­vel: Osmanlı Tarihi, 1299-1481 (haz. Ahmet Ağı­rakça). istanbul 1995, s. 160; Nedim Filipovic, Princ Musa i s~h Bedreddin, Sarajevo 1971; C. lmber. The Ottoman Empire: 1300-1 481, istan­bul 1990, s. 67-73; a.mlf., "Musa ceıebi", EP

MOSA b. EBÜ'I-AFiYE

(ing.), VII, 644-645; M. Balivet. Şeyh Bedreddin: Tasavvuf ve isyan (tre. Ela Günteki n). istanbul 2000, s. 68-71; Fikri Akdoğanlar. "Musa Çelebi'­nin Yeni Tip Bir Akçesi", Arkeoloji ve Sanat, XXI/93, istanbul ı 999, s. 43-44; Necdet Öztürk, "Çelebi Mehmed'e Saltanat Yolunu Açan Olay: Çamurlu-ova Savaşı", Türk Kültürü incelemele­ri Dergisi, sy. 1, istanbul 2000, s. 51-66; M. C. Şehabeddin Tekindağ. "Musa Çelebi", İA, VIII, 661-666; Halil inaleık. "Mehemmed !" , EP (İng.), VI , 974-975; Fahamettin Başar. "Fetret Devri", DİA, XII, 480-482. G;ı

IJ!I!I!J FAHAMETIİN BAŞAR

MÜSA h. EBÜ'I-AFiYE ( ~W115.1 u! IS"',_, )

MO.sa b. Ebi'I-Afiye b. Ebi Basil b. Ebi 'd-Dahhak el-Miknasi

(ö. 326/938)

Fatımiler'in ve Endülüs Emevileri'nin L Fas valiliğini yapan Miknase emiri. _j

Berberl Miknase kabilesinin Mağrib-i

Aksa'da Taza, TesCil. Melviye ve Meme (Me­lilla) şehirleri civarında yaşayan kolları, lll. yüzyılın sonlarında (X. yüzyılın başları) Mesale b. Habbüs ve amcasının oğlu MO­sa b. Ebü'I-Afiye tarafından yönetiliyordu. Fas idrisi hükümdarlarıyla anlaşmazlığa düşen bu iki lider 297'de (909) İfrlkıye'de (Tunus) kurulan Fatımüer'e tabi oldu. Ha­life Ubeydullah el-Mehdi tarafından Ta­hert ve Mağrib-i Evsat valiliğine getirilen Mesale b. Habbüs büyük bir ordunun ba­şında Fas üzerine gönderildi. Mağlüp ede­rek vergiye bağladığı idrisi Emlri IV. Yah­ya'ya yalnız Fas şehrini bırakan Mesale, bölgeden ayrılırken ele geçirdiği diğer yer­lerin idaresini fetihlerinde kendisine yar­dımda bulunan TesCil ve Taza Emlri İbn Ebü'I-Afiye'ye verdi (305/9ı 7- ı8).

Mağrib-i Aksa'yı bütünüyle hakimiyeti altına almak isteyen Musa, IV. Yahya'yı bu­na engel olarak görüyordu. Mesale'nin böl­geye ikinci gelişinde (309/921-22) Fas'taki idrisi yönetimine son verilmesini ve Yah­ya'nın Aıkay'a (Lucai) sürgün edilmesini sağladı. Mesale, Fas'ı doğrudan Fatımi­

Ier'e bağlayıp valiliğine Heyhan el-Kuta­mi'yi tayin etti. Musa, Mesale'nin İfrlkıye'­ye dönmesinden üç ay kadar sonra idrisi ailesinden Hasan b. Muhammed el-Hac­cam'ın bir isyanla Fas'ta yönetimi ele ge­çirmesi üzerine ( 3 ı 0/9 2 2) arzusuna ulaş­maktayeni bir engelle karşılaştı. Haccam'a yeniidiyse de mücadeleyi bırakmadı ve iki yılda gücünü yeniden topladı. Bu arada Magrave kabilesiyle girdiği bir savaşta öl­dürülen Mesale'nin kontrolünden kurtul­muş olarak tekrar Haccam'ın karşısına çık­tı ve onu yenip Fas'a çekilmek zorunda

217