iiiketi açısından önemli bir faaliyeti de bu ismin resmi hüviyet kazanması yönün deki...

2
MUHAMMED el -H OT (Beyrut 1407/ 1987). 6. Risale ii Feraizle ilgili olup Kemal Yusuf el-H Ot Rahbl'nin er-Rahbi yye'sine Bedreddin el-M ardini'nin birlikte (Beyrut 1409/ 1989, 2. bs. ). Muhammed ei-HGt'un kaynaklarda geçen eserlerinden ljacer li'l-Er- ba'ine'n-Neveviyye, Kitab ii Zikri es- ma'i'r-ricali'c;l-c;lu'aia' ve'l-metrukin, Kitab ii Beyani'z-za'ii min Kitab ii Esma'i ricali'l- Bul].ari, el -Vazza'un ve ma vaza'u (di- eserleri için bk. Mahmud Selim ei-HOt, s. 150-161). Mahmud Selim ei-HGt, Muhammed ei-HGt'a dair bir (bk. bibl.) . : Muhammed el-H Ot. fi 'r- rütbe Kemal Yu s uf el-Hut). Beyrut 1403/ 1983 , Ebü 'l-Hasan el-Küsti'nin biyografi, s. 7 -8; a.mlf., Resii'il fi beyani 'aka'i- di Ehli 's-sünne ve 'l-cema'a Kemal Yusuf el-HGt). Beyrut 1404/1984, s. 24, 70, bk. s. 8-19; a.mlf., Kemal Yusuf el-HGt). Beyrut 1407/1987, s. 17, bk. s. 5-12; Taha el-Veli, Be yrat fi't-taril) ve'l-bac;lare ve'l-'umran, Beyrut 1993, s. 287-288; Ömer Ab- düsselam Tedmüri, Mevsü'atü 'ulema'i'l-müs- limin tr tarif) i Lübnan el-islami: Rica ve'l-'utami 'l-insaniyye, Beyrut 1414/ 1993 , IV, 143-151; Mahmud Selim ei-HGt, Beyrat el-'allame el-imam Mubammed el-l;füt, Beyrut 1994 . ABDÜLKADiR r - . MUHAMMED HUSEYIN M EVLEVI ( .:r--> (1840-1920) Ehl-i hadis hareketinin ileri gelenlerinden a li m. L 17 Muharrem 1256' da ( 21 Mart 1840) Pencap eyaletinde Amritsar daki OordaspOr Batale bel- desinde Bu sebeple Batalevi (Ba- talvi) nisbesiyle de Ab- dürrahim dedesinin Zevk Muhammed'dir. Batale'de, yüksek Delhi, Aligarh ve Lek- nev'de Müfti Sadreddin Han Azer- de Dihlevi, Mevlana Ali CavnpGri ve Mevlana NGrü'I-Hasen Kandehlevi gibi alimlerden özellikle ve usul-i dersleri Hindistan'da XIX. sonunda, tarihi ehl-i h adi s* çizgisini de- vam ettirmek üzere ortaya Ehl-i Hadis Cemaati'nin kurucusu Nezir Hüse- yin Dihlevi'den hadis okudu. Uzun süre. 542 sohbetinde bu Mi'- telifinde ona etti. 1864'te tamam- Batale'ye döndü ve tefsir dersleri ve- rip vaaz etti. Muhammed Hüseyin, muhalifleriyle gi- poJemikler sebebiyle Urduca 's-sünne dergiyi sonra üne Derginin ilk üç Amritsar'da Se- tir-i Hind gazetesinin eki halinde (Nisan- Haziran 1878) ve müstakil ola- rak Muhammed Hüseyin, Ehl-i hadis grubunun ilk süreli olan bu dergide bid'at Ehl-i Kur' an ekolünü, Kadiyaniler'i, mo- dernistleri ve Hanefiler olmak üze- re mezhep taklit edenleri sert bir dille Onun en büyük hedef- lerinden biri Kadiyaniler ve liderleri Mir- za Gulam Ahmed'di. Önceleri Ehl-i hadis hareketi içinde yer alan, daha sonra larak Kadiyanilik'in temellerini atan bu eski ders ilk defa o ve bütün Kuzey mediyye hareketi liderinin ve müntesip- lerinin mürted veya dair 200 alimin bir fetva ( 8 1891 ). Bu so- nucunda 1899'da Pencap hükümeti Mir- za Gulam Ahmed'in faaliyetlerini yan bir karar (May, s. 137-1 38). Onun hedef biri de Ehl-i hadis hareketinden koparak hadi- sin delil olma inkar eden ve sa- dece Kur'an'la yetinme bulu- nan Ehl-i Kur'an grubunun liderlerinden Abdullah Çekralevi olup küfrüne fetva veren Hint 1902 dergisinde (Ha- dim Hüseyin s. 31-32): bunun üzerine hükümet Çekralevi'nin korumak zorunda (Azi z Ahmed. s. 147). Hindistan u ran muhtelif mezheplere mensup müs- lümanlar ve özellikle Hanefiler de Mu- hammed Hüseyin'in hedeflerinden biri haline taklit, hadisle amel gibi meseleler ve uygula- madaki eden namaz- da rükGdan sonra elleri cema- atle namazda Fatiha sOresinden sonra "amin"i yüksek sesle söyleme ve imama uymakla beraber Kur'an da okuma gibi konular çevresindeki makale ve vesile ol- du. Onun bu konularla ilgili olarak Hanefi alimlerine meydan Mahmud Hasan DiyGbendi'nin Edille-i Kamil e bir eseri kaleme yol Mevlevi'nin Hindistan'daki Ha- nefiler'i temsil eden DiyGbend ekolünün Muhammed Na- nevtevi ile da ünlüdür (Metcalf, s. 285) . Abdülhay ei-Haseni, onun Sünni gruplarla bu polemiklerin hat- ta fitneye sebep lara zemin ve müs- zaafa söyler ve bunu farkeden Mevlevi'nin daha müsa- mahakar bir yol kaydeder (Nüz- he, VIII, 427-428). Muhammed Hüseyin, itikadda sahih ri- vayetlere dayanan Selef'in ta- bi ve arnelde herhangi bir mezhebi taklit etmeden zahiri ne savunmakta, alimierin de Kitap ve Sünnet mektedi r. Ancak taklidin reddine ve her- kesin ictihad etmesi dayanan bu zamanla Seyyid Ahmed Han ' da gibi yeni Mu'tezili celere, Abdullah Çekralevi'de hadisin in- Gu l amAhmed Kadiyanl'de nü- büvvet kadar gö- rünce onun kendisini Hanefi Ehl-i hadis olarak nitelendirmeye söylen- mektedir (Halid Mahmud, 11. 384-389). Muhammed Hüseyin'in Ehl-i hadis hare- keti önemli bir faaliyeti de bu ismin resmi hüviyet yönün- deki gayretidir. Ehl-i hadis önceleri ken- dilerini bu isim Muhammedi ve muvahhid diye muhalifleri onlara Vehhabi, gayri mukallid, la-mez- hep gibi isimler vermekteydi. Fakat onlar Vehhabilik'le çe- vesilelerle Muhammed Hüseyin, 1887'de ingiliz hükümetinin Pencap valisine bir dilekçe vererek ken- dilerine nisbet edilen Vehhabi isminin bü- tün resmi dairelerden ve Ehl-i hadis olarak tescil edilme- sini isted i. Bu önce Pimcap'ta, ar- bütün Hindistan eyaJetlerinde ka - bul edildi (Metcalf. s. 279, 28 1; Halid Mah- mud , 11 . 366-367, 370). Tedri s, vaaz, ve telif faaliyetleriy- le ve Ehl-i hadis hareketine önemli bulunan Muhammed Hüseyin 27 Ocak 1920'de vefat etti ve memleketi Batale'de defnedildi. Onun gö- dergisindeki ka- leme poJemik türü risaleleriyle üze- rine ta 'Iikat ve yer al-

Upload: others

Post on 18-Jan-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Iiiketi açısından önemli bir faaliyeti de bu ismin resmi hüviyet kazanması yönün deki gayretidir. Ehl-i hadis önceleri ken dilerini bu isim yanında Muhammedi ve muvahhid

MUHAMMED el-H OT

yımlamıştır (Beyrut 1407/ 1987). 6. Risale ii J:ıisabi'l-keşr ma'a'ş-şaJ:ıif:ı. Feraizle ilgili olup Kemal Yusuf el-H Ot tarafından Rahbl'nin er-Rahbiyye'sine Bedreddin el-M ardini'nin yazdığı şerhle birlikte neş­redilmiştir (Beyrut 1409/ 1989, 2. bs. ).

Muhammed ei-HGt'un kaynaklarda adı geçen diğer eserlerinden bazıları şunlar­dır: ljaşiye 'alfı ŞerJ:ıi İbn ljacer li'l-Er­ba'ine'n-Neveviyye, Kitab ii Zikri es­ma'i'r-ricali'c;l-c;lu'aia' ve'l-metrukin, Kitab ii Beyani'z-za'ii min eJ:ı(ıdişi'l­Cami'i'ş-şagir, Kitab ii Esma'i ricali'l­Bul].ari, el-Vazza'un ve ma vaza'u (di­ğer eserleri venüshaları için bk. Mahmud Selim ei-HOt, s. 150-161). Mahmud Selim ei-HGt, Muhammed ei-HGt'a dair geniş bir çalışma yapmıştır (bk. bibl.) .

BİBLİYOGRAFYA :

Muhammed el-H Ot. el-EI)a.dişü 'l-müşkile fi 'r­rütbe (n ş r. Kemal Yusuf el-Hut). Beyrut 1403/ 1983, Kasım Ebü'l-Hasan el-Küsti'nin yazdığı biyografi, s. 7 -8; a.mlf., Resii'il fi beyani 'aka'i­di Ehli 's-sünne ve 'l-cema'a (nşr. Kemal Yusuf el-HGt). Beyrut 1404/1984, s. 24, 70, ayrıca bk. neşredenin girişi , s. 8-19; a.mlf., Mui)taşaru Bedri 'l-münir(n ş r. Kemal Yusuf el-HGt). Beyrut 1407/1987, s. 17, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 5-12; Taha el-Veli, Beyrat fi't-taril) ve'l-bac;lare ve'l-'umran, Beyrut 1993, s. 287-288; Ömer Ab­düsselam Tedmüri, Mevsü'atü 'ulema'i'l-müs­limin tr tarif) i Lübnan el-islami: Rica tü '1-badiş ve'l-'utami 'l-insaniyye, Beyrut 1414/ 1993, IV, 143-151; Mahmud Selim ei-HGt, Şeyl)u Beyrat el-'allame el-imam Mubammed el-l;füt, Beyrut 1994. r.:ı

• ABDÜLKADiR ŞENEL

r - . ~ MUHAMMED HUSEYIN MEVLEVI ( 1.5,~ .:r--> ~)

(1840-1920)

Ehl-i hadis hareketinin ileri gelenlerinden Hindistanlı alim.

L ~

17 Muharrem 1256'da (21 Mart 1840)

Pencap eyaletinde Amritsar yakınların­daki OordaspOr şehrine bağlı Batale bel­desinde doğdu . Bu sebeple Batalevi (Ba­talvi) nisbesiyle de anılır. Babasının adı Ab­dürrahim (Rahimbahş). dedesinin adı Zevk Muhammed'dir. İlk öğrenimini Batale'de, yüksek öğrenimini Delhi, Aligarh ve Lek­nev'de yaptı . Müfti Sadreddin Han Azer­de Dihlevi, Mevlana Gülşen Ali CavnpGri ve Mevlana NGrü'I-Hasen Kandehlevi gibi alimlerden özellikle fıkıh ve usul-i fıkıh dersleri aldı. Hindistan'da XIX. yüzyılın sonunda, tarihi ehl-i hadi s* çizgisini de­vam ettirmek üzere ortaya çıkan Ehl-i Hadis Cemaati'nin kurucusu Nezir Hüse­yin Dihlevi'den hadis okudu. Uzun süre.

542

sohbetinde bulunduğu bu hocasının Mi'­yarü'l-J:ıa]f adlı kitabının telifinde ona yardım etti. 1864'te öğrenimini tamam­layıp Batale'ye döndü ve tefsir dersleri ve­rip vaaz etti.

Muhammed Hüseyin, muhalifleriyle gi­riştiği poJemikler sebebiyle Urduca İşa'a­tü 's-sünne adlı aylık dergiyi çıkarmaya başladıktan sonra üne kavuştu . Derginin ilk üç sayısı, Amritsar'da neşredilen Se­tir-i Hind gazetesinin eki halinde (Nisan­Haziran 1878) ve ardından müstakil ola­rak yayım landı. Muhammed Hüseyin , Ehl-i hadis grubunun ilk süreli yayını olan bu dergide hıristiyanları, bid'at fırkalarını ,

Ehl-i Kur 'an ekolünü, Kadiyaniler'i, mo­dernistleri ve başta Hanefiler olmak üze­re mezhep imamlarını taklit edenleri sert bir dille eleştirdi. Onun en büyük hedef­lerinden biri Kadiyaniler ve liderleri Mir­za Gulam Ahmed'di. Önceleri Ehl-i hadis hareketi içinde yer alan, daha sonra ayrı­larak Kadiyanilik'in temellerini atan bu eski ders arkadaşına ilk defa o karşı çıktı

ve bütün Kuzey Hindistan'ı dolaşarakAh­mediyye hareketi liderinin ve müntesip­lerinin mürted veya sapık olduğuna dair yaklaşık 200 alimin imzasını taşıyan bir fetva aldı ( 8 Mayıs 1891 ) . Bu çabaları so­nucunda 1899'da Pencap hükümeti Mir­za Gulam Ahmed'in faaliyetlerini sınırla­yan bir karar aldı (May, s. 137-1 38). Onun yazılarında hedef aldıklarından biri de Ehl-i hadis hareketinden koparak hadi­sin delil olma değerini inkar eden ve sa­dece Kur'an'la yetinme iddiasında bulu­nan Ehl-i Kur'an grubunun liderlerinden Abdullah Çekralevi olup küfrüne fetva veren Hint ulemasının görüşlerini 1902 yılı sonlarında dergisinde yayımiadı (Ha­dim Hüseyin ilahibahş, s. 31-32): bunun üzerine hükümet Çekralevi'nin hayatını korumak zorunda kaldı (Aziz Ahmed. s. 147).

Hindistan halkının çoğunluğun u oluştu­

ran muhtelif mezheplere mensup müs­lümanlar ve özellikle Hanefiler de Mu­hammed Hüseyin'in hedeflerinden biri haline gelmiştir. İctihad, taklit, hadisle amel gibi meseleler ve bunların uygula­madaki yansımalarını teşkil eden namaz­da rükGdan sonra elleri kaldırma, cema­atle namazda Fatiha sOresinden sonra "amin"i yüksek sesle söyleme ve imama uymakla beraber Kur'an da okuma gibi konular çevresindeki tartışmalar çeşitli makale ve kitapların yazılmasına vesile ol­du. Onun bu konularla ilgili olarak Hanefi alimlerine meydan okuması , Mahmud Hasan DiyGbendi'nin Edille-i Kamil e (İz-

har-ı Ha~) adlı bir eseri kaleme almasına yol açtı. Mevlevi'nin Hindistan'daki Ha­nefiler'i temsil eden DiyGbend ekolünün kurucularından Muhammed Kasım Na­nevtevi ile yaptığı tartışma da ünlüdür (Metcalf, s. 285) . Abdülhay ei-Haseni, onun Sünni gruplarla giriştiği bu polemiklerin faydasız tartışmalara dönüştüğünü, hat­ta fitneye sebep olduğunu, bazı çatışma­lara zemin hazırladığını, İslam' ı ve müs­lümanları zaafa düşürdüğünü söyler ve bunu farkeden Mevlevi'nin daha müsa­mahakar bir yol izlediğini kaydeder (Nüz­he, VIII, 427-428).

Muhammed Hüseyin, itikadda sahih ri­vayetlere dayanan Selef'in görüşlerine ta­bi olmayı ve arnelde herhangi bir mezhebi taklit etmeden nasların zahirine bağiarı­mayı savunmakta, alimierin görüşlerini de Kitap ve Sünnet ışığında değerlendir­

mektedir. Ancak taklidin reddine ve her­kesin ictihad etmesi anlayışına dayanan bu düşüncenin zamanla Seyyid Ahmed Han'da olduğu gibi yeni Mu'tezili düşün­

celere, Abdullah Çekralevi'de hadisin in­karına, GulamAhmed Kadiyanl'de nü­büvvet iddialarına kadar vardığını gö­rünce onun kendisini Hanefi Ehl-i hadis olarak nitelendirmeye başladığı söylen­mektedir (Halid Mahmud, 11. 384-389). Muhammed Hüseyin'in Ehl-i hadis hare­keti açısından önemli bir faaliyeti de bu ismin resmi hüviyet kazanması yönün­deki gayretidir. Ehl-i hadis önceleri ken­dilerini bu isim yanında Muhammedi ve muvahhid diye adlandırırken muhalifleri onlara Vehhabi, gayri mukallid, la-mez­hep gibi isimler vermekteydi. Fakat onlar Vehhabilik'le alakaları bulunmadığını çe­şitli vesilelerle açıklamıştır. Muhammed Hüseyin , 1887'de ingiliz hükümetinin Pencap valisine bir dilekçe vererek ken­dilerine nisbet edilen Vehhabi isminin bü­tün resmi dairelerden kaldırılmasını ve adlarının Ehl-i hadis olarak tescil edilme­sini istedi. Bu isteği önce Pimcap'ta, ar­dından bütün Hindistan eyaJetlerinde ka­bul edildi (Metcalf. s. 279, 28 1; Halid Mah­mud, 11 . 366-367, 370).

Tedris, vaaz, irşad ve telif faaliyetleriy­le polemikçiliğ i yanında gazeteciliği ve cemiyetçiliğiyle Ehl-i hadis hareketine önemli katkılarda bulunan Muhammed Hüseyin 27 Ocak 1920'de vefat etti ve memleketi Batale'de defnedildi. Onun gö­rüşleri, dergisindeki yazıları dışında ka­leme aldığı poJemik türü risaleleriyle Şa­J:ıiJ:ı-i Bul.Jfırive Mişkatü'l-MeşabiJ:ı üze­rine yazdığı ta'Iikat ve haşiyelerde yer al­maktadır.

Page 2: Iiiketi açısından önemli bir faaliyeti de bu ismin resmi hüviyet kazanması yönün deki gayretidir. Ehl-i hadis önceleri ken dilerini bu isim yanında Muhammedi ve muvahhid

Eserleri. Muhammed Hüseyin'in çoğu Urduca risaleler halinde olan eserleri ge­nellikle Hindistan'daki Ehl-i hadis hare­ketinin diğer gruplarla ihtilaflarına dair­dir. Onun en önemli eseri kendi yöneti­minde yaklaşık yarım asır aylık olarak ya­yımı süren İşa'atü's-sünne'dir. Bu dergi önce Amritsar, sonra Lahor'da yayımlan­mıştır. Mevlevl'nin diğer eserleri ise şun­lardır : el-Burhanü's-satı', et-Tibyan (el­

Beyan) ii reddi'l-burhan ( içtihad ve tak­lit konusundadır). el-İ~tişad ii mesa'ili'l­cihad (ci had aleyhinde kaleme alınmış bir risale olduğu belirtilmektedir), Müfteta­I:ıu '1-keJQm ii J:ıayati'l-Mesii:ı 'aleyhi's­seJQm, İ'aze-i RaJ:ımani, Bugz o Teha­cür, Ta~dir aôr Cebr o İl].tiyar, el-İ~ti­şad ii beyani'l-i'ti~ad (Allah' ın sıfatları hakkındadır), el-İ~tişad ii J:ıükmi'ş-şe ­hade ve'l-milad, Keşfü'l-estar 'an vec­hi'l-i?hôr, MinaJ:ıu'l-bôri ii terciJ:ıi Şa­hihi'l-Buhari, İsbôt-ı Nübüvvet, Tev­;at o İncil ki Ni~bet İsJQmi 'Aka'id, el­Meşru' ii ~ikri'l-i~ti:la' bi'l-mul].Qliiin fi'l-füru', Hidayetü'r-Rab li-ibôJ:ıati'çl­çlab, el-Mefatii:ı ii baJ:ışi't-teraviJ:ı, See­de-i Ta'?im, Ta'li~at 'ala Kitabi'ş-şaıat ve'l-megazi ve't-tefsir mine'l-Bul].ar i, Ta'~at 'ale'n-nışfi'l-evvel mine'l-Miş­

kôt ve Muhammed Hayat es-S indi'nin el­f~at 'aJQ sebebi'l-il].tilôf adlı eserinin Urduca'ya çevirisi (nşr. Ata u !lah Han!f Büc­yanl, Lah or ı 959).

BİBLİYOGRAFYA :

Abdülhay el-Haseni, Nüzhetü'l-l]auatır, Yili, 427-428, 469; Rahman Ali. Te;;:kire-i 'Ulema-i Hind(trc . M. Eyyüb Kadirl). Karaçi 1961, s.454-455; L. S. M ay. The Euolution of !nda-Muslim ThoughtA{ter 1857, Lahare 1970, s. 137-138; Ebü Yahya imam Han Nevşehrevi, Hindustan meyn Ehl-i lfadiş ki 'ilmi Jjidmat (nşr. M. Ha­nlfYezdanl). Sahival 1391/1971, s. 29, 71, 100; Kari FüyGzurrahman. Meşahir-i 'Ulema-i DiyCı­bend, La hor 1976, I, 568-569; B. D. Metcalf./s­lamic Revival in British lndia: Deoband 1860-1900, Princeton 1982, s. 212-213, 279, 281, 285, 289 ; Halid Mahmud. Aşarü 'l-f:ıadiş, Lahor 1988, ll, 366-380, 384-390; Hactim Hüseyin iıa­hibahş. el-}{;ur'aniyyCın ve şübühatühüm f:ıav­le's-sünne, Taif 1409/1989, s. 31-32; irşadül­hak Eseri, Pak u Hind meyn 'Ulema'ey Ehl-i lfadiş ki Jjidmat-ı lfadiş, Faysalabad 1990, s. 124-125, 131; Aziz Ahmed. Hindistan ue Pakis­tan'da Modernizm ve islam (tre Ahmet Küs­kün). istanbul1990, s. 144-147; Mehmet Özşe­nel, Pakistan 'da Hadis Çalışmalan (yüksek li­sans tezi . 1992). MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 74, 82, 87-88; Abdünnebi Kevkeb, "MuJ:ıam­med l:lüsey in Batalevi (Mevlevl)", UDMi, XIX, 414-416; Abdullah Aydınlı. "Ehl-i Hadis", DiA, X, 508; Encyclopaedia of Muslim Biography: Jndia, Pakistan, Bangladesh (ed . N. Kr. Singh). New Delhi 2001, IV, 31.

Iii M EHMET ÖZŞENEL

ı MUHAMMED b. HÜSEYiN

-,

el-VASlTİ

(bk. KAlANİSi, Muhammed b . Hüseyin). L ~

ı MUHAMMED b. İDRİS

-,

(bk. şAFii) . L ~

ı MUHAMMED iKBAL

-,

(bk. İKBAL, Muha mmed). L ~

ı MUHAMMEDiLiŞ

-,

(~~)

Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed b. Muhammed İliş el-Mısri

(ö. 1299/1882)

L Maliki alimi, başmüftü.

~

Receb 1217'de (Kasım 1802) Kahire'de doğdu . Fas asıllı bir aileye mensup olup dedesi hac dönüşü Trablusgarp'a yerleş­miş, amcalarından biri Mekke'de, diğer

iki amcasıyla babası Kahire'de yaşamış ve burada vefat etmiştir. Lakabı çeşitli kay­naklarda İ Iliş. Ulleyş. Uleyş. Aleyş şeklinde kaydedilmişse de doğru telaffuzu bizzat kendisi tarafından belirtildiği üzere İllş ' ­t ir. Bazıları bu lakabı Ali adının küçültme haliyle irtibatlandırsalar da yine kendisi , Fas'ta Alalişe adlı bir eşraf kabilesinden söz ederek tanınmış mutasawıf Abdüla­iiz ed-Debbağ'ın da ceddi olan ileri ata­larından birinin Allfiş adını taşıdığını ve lakabının bununla ilgili olduğunu söyler (Ali Paşa Mübarek, IV, 88-89; Delanoue, I, 129-130).

Muhammed iliş , ilk öğreniminden ve Ku r' an'ı ezberled ikten sonra 1232'de ( 18 1 7) Ezher 'e girdi. Burada Muham­med el-Emir es-Sagir, Abdülcevad eş-Şe­basi, Avaz es-Sünbavi, Mustafa es-SelmG­ni, Mustafa el-BGlakl, Hasan Hamide el­Adevi gibi alimlerden ders aldı; kendisine icazet verenler arasında İbrahim el-Me­levl, Mustafa el-Bennani, Muhammed Hu­beyş bulunmaktadır. İslami ilimlerde ihti­sas sahibi olarak adını duyurdu ve 1245'­te ( 1829) müderrisliğe başladı; kendi za­manındaki Ezher ulemasının hemen hep­si onun derslerini takip etti. Bunlar ara­sında Ezher şeyhi Muhammed el-İnbabl. MahlGf el-Minyavi, Muhammed ei-Had­dad, MansOr el-Adevl. Ahmed el-ÜchGri, Abdurrahman b. Muhammed eş-Şirbin!

MUHAMMED iLIS

ve Abdurrahman el-Bahravl'nin adları anı­labilir. Ayrıca Şam ulemasından İbn Abi­dinzade ondan ders almıştır. Hacvi Mu­hammed İllş'i, CennGn lakabıyla tanınan çağdaşı Faslı alim Muhammed b. Mede­ni ei-Fasi ile denk görür, bu ikisinin ben­zerinin Yemen'de Şevkani ve Irak'ta AIGsi olduğunu belirtir.

Şewal 1270'te (Te mm uz 1854). Ezher şeyhliğinden sonra ikinci sırada öneme sahip Mısır Maliki meşihatlığı ve başmüf­tülüğüne tayin edildi. Takva ehli olması yanında ilmi konularda titiz, uzlaşmaz ve heybetli bir kişiliğe sahipti. Bir camide aynı anda birden f azla cemaatle namaza cevaz vermelerinden dolayı Şafii ulema­sına şiddetle karşı çıkan iliş . Maliki ulema­sından Hasan el- İdvl'nin verdiği bir fetvayı hatalı görüp bundan dönmesi isteğinin İdvi tarafından kabul edilmemesi yüzün­den onu Ezher'de ders okutınaktan me­netti . Bunun üzerine toplanan meşayih meclisi. Maliki meşihatlığ ı unvanı kendi­sinde kalınakla birlikte bu göreve bağlı resmi yetkileri elinden aldı ve İdvl'yi Ez­her' deki görevine iade etti.

Yenilik ve ıslah gayretlerine karşı mu­hafazakar bir tavır benimseyen İllş. Ezher şeyh i Mustafa el-ArGsl'nin müderrisler için klasik icazet yerine imtihan usulünü getirme yönündeki çalışmalarına muha­lefet ettiyse de ondan sonraki Ezher şeyhi Mehd! el-Abbasi'nin bu projeyi gerçek-

. leştirmesine -engel olamadı. Yine 1871 -1879 yıllarında Kahire'deki ikameti sıra­sında Cemaleddin-i Efganl'nin Ezher'de ders ve konferans vermesine karşı çıkan­ların başında İllş gelmekteydi. Mehdi el­Abbasl'nin Hanefi olması ve bazı reform­lar gerçekleştirmesi sebebiyle, Ura bl Paşa hareketinden sonra Ezher çevresinde ona karşı oluşturulan muhalefette de önemli rol oynayan İllş , Ezher şeyhi olma arzusu­nu gerçekleşti remedi ; Mehdi görevden alınınca yerine Şafii ulemasından Mu­hammed el-İnbabl getirildi (Aralık 1881 ).

Muhammed iliş. 1882'de Mısır'ın İngilte­re tarafından işgali sürecinde Hidiv Tev­f ik Paşa'ya karşı milli hareket içinde yer ald ı , olanlardan hidivi sorumlu tutarak onu Babıali'ye şikayet etti. Bir grup alim­le birlikte, hidivin İngilizler'le iş b irliği yap­mak suretiyle d ine ve vatana ihanet etti­ğine dair fetva verdi.

Tasawufa karşı müsbet bir tavra sahip olan Muhammed iliş. Şazeliyye tarikatı­na mensuptu. Bununla birlikte dini ölçü­lere aykırı tutum ve uygulamalara şiddet­le karşı çıkardı. Yöneticilerden uzak dur­maya çalışırdı. Ezher'den başka son yılla-

543