implantlarin temel ozelliklerinin arastirilmasi investigation for the basis properties of the...
TRANSCRIPT
i
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TOZ METALURJİSİ YÖNTEMİYLE İMAL EDİLEN TİTANYUM ALAŞIMI İMPLANTLARIN TEMEL
ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
BEKİR YALÇIN
Danışman: Prof. Dr. Remzi VAROL
DOKTORA TEZİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI
ISPARTA – 2007
ii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER....................................................................................................... i
ÖZET...................................................................................................................... iii
ABSTRACT........................................................................................................... v
TEŞEKKÜR .......................................................................................................... vii
ŞEKİLLER DİZİNİ................................................................................................ viii
ÇİZELGELER DİZİNİ........................................................................................... xii
KISALTMALAR.................................................................................................... xiv
1. GİRİŞ.................................................................................................................. 1
1.1. Kuramsal Temeller………………………………………………………….. 4
1.1.1. Toz Metalürjisi………………………………………………..................... 4
1.1.2. Titanyum Tozlarının Üretilmesi………………………………….............. 9
1.1.2.1. Atomizasyon……………………………………………………………. 5
1.1.2.2. Kimyasal Yöntemle Toz İmalatı……………………………………….. 6
1.1.2.3. Hidrür/Hidrit Metot…………………………………………………….. 8
1.1.2.4. Plazma-Döner Elektrot Yöntemi (PDEY)……………………………… 8
1.1.3. Tozların Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri………………………………... 9
1.1.4. Toz Karıştırma……………………………………………………………. 13
1.1.5. Sıkıştırma……………………..................................................................... 14
1.1.6. Sinterleme………………………………………………………………… 19
1.1.6.1. Sinterleme Mekanizmaları……………………………………………… 19
1.1.7. TM Teknolojisinin Avantaj ve Limitleri…………………………………. 22
1.1.8. TM Teknolojisinin Geliştirilmesi ve Uygulama Alanları………………... 23
1.1.9. Titanyum’ un Temel Özellikleri…………………………………………. 25
1.1.10. İmplantasyon Yapılan Kemiklerin Özellikleri………………………….. 31
1.1.10.1. Kemik Oluşumu ve İşlevi……………………………………………... 33
1.1.10.2. Kemiklerin Sınıflandırılması………………………………………….. 33
1.1.10.3. Kemiğin Mekanik Özellikleri…………………………………………. 34
1.1.10.4. Kemik Yoğunluğu ve Gözeneklilik…………………………………… 37
1.1.10.5. Anizotropi ve Heterojenlik……………………………………………. 38
1.1.11. İmplant Uygulamalarında Kullanılan Biyomalzemeler…………………. 39
iii
1.1.11.1. Metalik Biyomalzemeler……………………………………………… 41
1.1.11.2. Biyomalzeme Olarak Kullanılan Ti Alaşımlarının Mekanik Özellikleri. 43
1.1.11.3. Titanyum Alaşımlarının Korozyon Davranışları ve Biyouyumlulukları. 46
1.1.12. Titanyum Toz Metalürjisi………………………………………………. 49
2. KAYNAK ÖZETLERİ………………………………………………………. 52
3. MATERYAL VE YÖNTEM………………………………………………… 66
3.1. Alaşımların Belirlenmesi…………………………………………………... 67
3.2. Sıkıştırma Kalıbının Tasarımı ve İmalatı…………………………………... 68
3.3. Numunelerin İmal Edilmesi………………………………………………... 70
3.4. Mekanik Deneyler………………………………………………………….. 73
3.4.1. Çekme Deneyi…………………………………………………………… 73
3.4.2. Üç Noktadan Eğme Deneyi……………………………………………… 74
3.4.3. Mikrosertlik Deneyi………………………………………………………. 75
3.4.4. Aşınma Deneyleri………………………………………………………… 75
3.5. Fiziksel Özelliklerin Tayini………………………………………………… 77
3.6. Metalografik Çalışmalar……………………………………………………. 77
4. ARAŞTIRMA BULGULARI………………………………………………… 79
4.1. Boyut ve Yoğunluk Değişimi……………………………………………….. 79
4.2. Çekme Deney Sonuçları…………………………………………………….. 84
4.3. Eğme Deney Sonuçları……………………………………………………… 87
4.4. Mikrosertlik Deney Sonuçları………………………………………………. 88
4.5. Aşınma Deney Sonuçları…………………………………………………… 93
4.6. Metalografik Bulgular……………………………………………………… 101
4.6.1. Aşınma Numunelerinin Optik Mikroskopta Analizi……………………... 101
4.6.2. Eğme Kırık Yüzeyi SEM ve EDS Analizi……………………………….. 105
4.6.3. Mikro Yapı ve Optik-SEM Mikroskop İncelemeleri……………………... 116
5. SONUÇLAR ve TARTIŞMA……………………………………………….... 124
5.1. Genel Sonuçlar ve Öneriler…………………………………………………. 135
6. KAYNAKLAR………………………………………………………………... 140
7. ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………… 147
iv
ÖZET
Doktora Tezi
TOZ METALURJİSİ YÖNTEMİYLE İMAL EDİLEN TİTANYUM ALAŞIMI İMPLANTLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Bekir YALÇIN
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Makina Mühendisliği Anabilim Dalı
Jüri: Prof. Dr. Cahit KURBANOĞLU Prof. Dr. Remzi VAROL(Danışman) Prof. Dr. Süleyman TEKELİ Prof. Dr. Mustafa ACAR Doç. Dr. Abdullah ÖZSOY
Biyomalzemeler, geleneksel tıbbi medikal aletlere ilaveten, teşhis ürünleri, tedavi atıkları, doku kültürleri, hibrid organların yanı sıra, medikal implantların büyük bir kısmını içeren malzemeleri tanımlamak için kullanılan terimdir. Ancak, hiçbir protez veya implant malzemesi, insan kemiğinin yerini tutamayacağı bir gerçektir. Henüz yeterli olmamasına rağmen kullanılan birçok implant malzemesi mevcuttur. İmplant malzemelerinin büyük bir çoğunluğu protez malzemesinin kullanılacağı yere göre eğme-çekme dayanımı, sertlik, aşınma performansı, korozyon direnci, biyouyumluluk, hafiflik, süngerimsi veya sert kompakt kemik yapıları göz önüne alınarak imal edilmektedirler. Paslanmaz çelik ile başlayan süreç, bazı implantasyon ve biyouyumsuzluk problemlerinden dolayı malzeme ve imalat teknolojilerinin geliştirilmesi sayesinde titanyum (Ti) alaşımlarının biyomalzeme olarak kullanılmasıyla devam etmiştir. Bu çalışmanın amacı, titanyum esaslı implant malzemelerinin toz metalürjisi (TM) yöntemiyle numune tarzında imal edilmesi ve mekanik-tribolojik, fiziksel ve metalürjik özelliklerinin araştırılmasıdır. İmplant endüstrisinde sıklıkla kullanılan Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımlarınının yanı sıra klasik Ti-6Al-4V alaşımına % 4Ta ilavesi ile Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı TM yöntemiyle imal edilmiştir. Alaşımlar, elementel toz karıştırma metoduyla 450-550 MPa tek etkili sıkıştırma basıncı ile çelik kalıp içerisinde sıkıştırılmış ve argon koruyucu gaz ortamına sahip tüp fırında, 1200 o C iki saat süreyle sinterlenelerek imal edilmişlerdir. İmal edilen numunelerin, sinterleme öncesi yoğunluklarının sinterleme sonrası değişimi, çekme ve eğme mukavemeti, mikrosertlik, kuru ve vücut sıvısı ile özdeş hank sıvısı içerinde aşınma performansları yapılan deneylerle tespit edilmiştir. Çekme deneylerinde belirgin akma karakteristiği göstermeyen TM Ti alaşımlarının elastisite modül değeri, sonik elastisite modül sistemi ile belirlenmiştir. TM Ti alaşımlarının karakteristiğini daha iyi analiz edebilmek için sürtünme katsayısı ve yüzey pürüzlülük ölçümlerinin yanısıra eğme numunesi kırık yüzeyleri, aşınma yüzeyleri ve mikroyapı incelemeleri SEM-EDS ve optik mikroskopta yapılmıştır. Sonuç olarak, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında diğer alaşımlara nispeten yüksek eğilme dayanımı ve buna karşılık gelen sehim miktarı ve kemiğe en yakın elastisite modül ile birlikte kabul edilebilir çekme dayanımı, kuru sürtünme ve hank sıvısı ortamında (sıvı sürtünme) yüksek aşınma performansı saptanmıştır. Ti-6Al-4V alaşımında Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ile benzeş aşınma performansına karşılık bu alaşımda eğme durumunda daha kırılgan bir yapı ve çekme deneylerinde daha yüksek tokluk, yüksek elastisite modül değeri elde edilmiştir. Ti-5Al–2.5Fe alaşımında ise, yüksek süneklik, eğme-çekme dayanımı ve tokluğa karşı düşük aşınma performansı, yüksek elastisite modül ve yüksek yüzey pürüzlülük değerleri tespit edilmiştir. TM
v
Ti-6Al-7Nb alaşımında ise düşük eğme dayanımı ve düşük aşınma performansı ile birlikte düşük süneklik, kabul edilebilir çekme dayanımı ve yüksek elastisite modül tespit edilmiştir. Metalografik çalışmalarda, özellikle Ti-5Al-2.5Fe alaşımında, yüksek sinter difüzyonu ile daha yoğun gelişmiş sinter boyun mekanizması ve düşük poroziteli bir karakteristik göstermiş ve buna paralel olarak mekanik özelliklerin daha iyi olduğu görülmüştür. Ancak, Ti-6Al-4V alaşımında daha yoğun bir iğnemsi α fazı (dönüşmüş β fazı) gözlemlenmiş ve bu ise mukavemet ile birlikte kırılganlığı arttırmıştır. Diğer alaşımlarda, Ti-6Al-4V alaşımına nispeten eş eksenli α fazı ile birlikte iğnemsi β faz dönüşümü gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımında, düşük tane sınırı ve kütle difüzyonu ile düşük sinter boyun gelişiminden dolayı karmaşık gözenekli yapı elde edilmiş, bu da eğme dayanımı ve sünekliği belirgin bir şekilde düşürmüştür. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında ise, yüksek tane sınır difüzyonu ve kütle transferi ile birlikte gözeneklerin küreselleşmesi sayesinde yüksek eğilme dayanımı ve sehim miktarı görülmüştür. Genel kapsamda, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı diğer alaşımlara nispeten kabul edilebilir çekme dayanımı ile birlikte daha iyi mekanik, tribolojik ve metalografik özelliklere sahip olduğu sonucuna varılmıştır. ANAHTAR KELİMELER: İmplant, Toz Metalürji, Sinterleme, Sinter Difüzyon, Ti Alaşımları.
2006, 148 sayfa
vi
ABSTRACT
Ph.D. Thesis
INVESTIGATION FOR THE BASIS PROPERTIES OF THE TITANIUM ALLOY IMPLANTS PRODUCED WITH POWDER METALLURGY
METHOD
Bekir YALÇIN
Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Mechanical Engineering
Thesis Committee: Prof. Dr. Cahit KURBANOĞLU Prof. Dr. Remzi VAROL(Adviser)
Prof. Dr. Süleyman TEKELİ Prof. Dr. Mustafa ACAR Doç. Dr. Abdullah ÖZSOY
Biomaterials is a term used to describe diagnosis products, cure disposals, tissue cultures, hybrid organs as well as traditional medical tools and including most of the medical implants. However, it is a fact that none of the implants can substitute a human’s bone. Although still not enough, there are many applied implant materials. Most of the implant materials are produced considering bending and tensile strength, hardness, wear performance, corrosion strength, biocompatible, lightness and spongy or hard compact bone structures. The process which started with the use of stainless steel, changed into the use of titanium alloy (Ti) due to some developments in technology, equipment, implantation and bio inharmony problems. The aim of these studies is to search the production of titanium based implant materials by powder metallurgy (PM) method and find out mechanical tribological, physical and metallurgic features of these materials. In addition to the commonly used alloys such as Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb and Ti-5Al-2.5Fe, Ti-6Al-4V-4Ta in implant industry is produced by adding %4 Ta to Ti-6Al-4V by PM method. Alloys are produced by elemental powder mixing method in steel die compressed with single-acting pressing at 450-550 MPa and sintering in 1200 oC for two hours in argon protected tube furnace. The change in the densities of the products before and after sintering, tensile and bending strength, microhardness, dry sliding wear performance and in hank liquid similar to body liquid are determined by the conducted experiments. In tensile tests the elastic module value of the PM Ti alloy, which did not show clearly yield point, is determined by sonic elastic module system. In order to better analyze PM Ti alloys’ characteristic friction coefficient and surface roughness measurements, fracture type of bending specimens, wear surfaces and microstructure examinations SEM-EDS and optical microscope is done and photographed. As a result, Ti-6Al-4V-4Ta alloy is relatively more bend strength and deflection quantity correlating to this, the acceptable tensile strength in addition wear performance of dry friction and in hank liquid (liquid friction) is identified. Between Ti-6Al-4V and Ti-6Al-4V-4Ta alloys there is a similar wear performance but in the preceding one a more fragile structure, high toughness and higher elastic module values are obtained. Especially, elastic module of Ti-6Al-4V-4Ta alloy is determined to be close to bone elastic module and least surface roughness. In Ti-5Al-2.5 Fe alloy higher ductility, bending and tensile strength and toughness, low wear
vii
performance to be parallel to microhardness, high elastic module and high surface roughness values are obtained. In PM Ti 6Al-7Nb alloy low bending and acceptable tensile strength, low wear performance, low ductility; acceptable tensile strength and high elastic modules are obtained. In metallographic studies, especially in Ti-5Al-2.5Fe alloy, with higher sinter diffusion, showed grain boundary and mass diffusion and improved sinter neck mechanism and lower porous characteristic. So, Ti-5Al-2.5Fe alloy showed high bending strength and ductile structure characteristic. But, in Ti-6Al-4V alloy intensity acicular α phase (transformed β phase) is observed, consequently strength and fragile structure is increased with this transformation. More equiaxed α phase together moderate acicular α phase in other Ti alloys is observed. In Ti-6Al-7Nb alloy, low grain boundary and mass diffusion and because of low sinter diffusion complex pore structure is obtained this has lowered the bending strength and ductility evidently. In Ti- 6Al-4V-4Ta alloy thanks to high grain boundary diffusion and mass transfer, spherical pore, high bending strength deflection quantity is observed. In general, when compared with other alloys Ti-6Al-4V-4Ta alloy has relatively more acceptable tensile strength as well as better mechanical, tribological and metallographic properties. KEY WORDS: Implant, Powder Metallurgy, Sintering, Sinter Diffusion, Ti Alloys. 2006, 148 pages
viii
TEŞEKKÜR
Tez çalışmasının başlangıcından bu güne kadar yapıcı desteklerini esirgemeyen
değerli hocam Prof. Dr. Remzi VAROL’ a bu çalışmadaki değerli katkıları için
teşekkür ederim. Ayrıca, deneysel çalışmaların yapılması sırasında laboratuar temin
eden Doç. Dr. Abdullah ÖZSOY’ a, çalışmalarımda yardımlarını esirgemeyen diğer
mesai arkadaşlarıma ve hocalarıma teşekkür ederim.
Osmangazi Üniversitesi, Makine Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman
Nuri ÇELİK ve Arş. Gör. Mustafa ULUTAN’ a, Maysan MANDO A.Ş. Toz Metal
Grubu Müdürü Ahmet DURAN’ a ve Mober Metalürji Ltd. Şti. Müdürü Mustafa
OCAK Bey’ e katkıları için ayrıca teşekkür ederim.
Tezimi, 1026-M-05 ve 1157-D-05 No’ lu projelerle maddi olarak destekleyen S.D.Ü.
Araştırma Projeleri Yönetim Birimine teşekkür ederiz.
Son olarak, bugüne kadar yetişmemde büyük emeği olan değerli anneme ve babama,
kardeşlerime, diğer büyüklerime, manevi desteklerini hiç esirgemeyen sevgili eşime
ve çocuklarıma da teşekkürü bir borç bilir, şükranlarımı sunarım.
Bekir YALÇIN Isparta, 2007
ix
ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa
Şekil 1.1. Titanyum gaz atomizasyon ünitesi …………………………………….. 5
Şekil 1.2. Gaz atomizasyonuyla üretilen Ti tozların partikül şekli ve boyutu…….. 6
Şekil 1.3. a) İndirgeme ve b) Hidrür yöntemiyle üretilen Ti tozlarının tane şekli... 7
Şekil 1.4. Döner plazma elektrot sistemi…………………………………………. 8
Şekil 1.5. a) PDEY yöntemiyle üretilen Ti-6Al-4V tozlarının partikül şekli
b) Ti-6Al-4V ile gözenekli kaplama…………………………………... 9
Şekil 1.6. Muhtemel toz tane şekilleri…………………………………………… 10
Şekil 1.7. Hidrojenize ve atomizasyon tozlarının sıkıştırma basıncı ile ham
mukavemet ilişkisi…………………………………………………….. 12
Şekil 1.8. Tozlar içerisinde karbon içeriğinin ham yoğunluk ve mukavemet
değerine etkisi………………………………………………………… 12
Şekil 1.9. Toz karıştırmada kullanılan bazı karıştırıcı tipleri……………………... 13
Şekil 1.10. Çinko-Stearat oranının ham yoğunluğa etkisi……………………….... 14
Şekil 1.11.Toz metal parçaların sıkıştırma basamakları…………………………... 15
Şekil 1.12. Metalürjik açıdan sıkıştırma işlemi…………………………………… 15
Şekil 1.13. Sıkıştırma sırasında kalıp kuvvetlerin dengelenmesi…………………. 16
Şekil 1.14. Çift ve tek etkili sıkıştırmada radyüs ve yükseklik (g/cm3) ilişkisi…… 18
Şekil 1.15. Sinterleme sonrası Ti-6Al-4V briketlerin ham yoğunluk değerleri…… 18
Şekil 1.16. Laplace gerilmesi a) boyun bölgesinde b) gözenekler çerçevesinde,
c) boyun bölgesinde muhtemel sinter mekanizmaları………………... 20
Şekil 1.17. Sinterleme sırasında taneler arası bağların gelişimi………………….. 21
Şekil 1.18. TM yönteminin başlıca endüstriyel uygulamalar…………………….. 25
Şekil 1.19. Ti alaşımlarının Al ve V içeriğine göre faz dönüşümleri…………….. 28
Şekil 1.20. Yavaş soğuma sonrası oluşmuş tipik Widmanstatten yapı…………… 28
Şekil 1.21. Kaba taneli dönüşmüş β fazından oluşan iğnemsi α yapı…………….. 29
Şekil 1.22. TMZF alaşımından imal edilen implantların kemik implantasyonunda
kullanımı………………………………………………………………. 32
Şekil 1.23. Kemiğin genel yapısı………………………………………………... 32
Şekil 1.24. Genelde implantasyon yapılan femur kemiği ve kesit görünümü…... 34
x
Şekil 1.25. Kortikal kemik ve bazı diğer doku ve biyomalzemenin çekme
mukavemeti ve elastisite modül değerleri……………………………….36
Şekil 1.26. Kortikal kemikten farklı yönlerde çıkarılan silindirik numuneler……. 39
Şekil 1.27. İmplantasyon malzemesinin kemikle etkileşimi……………………… 40
Şekil 1.28. Değişik implant malzemelerinin toz süspansiyon içerisinde L132
hücrelerinin hayatta kalma oranları…………………………………… 48
Şekil 3.1. Deneysel çalışmalar için belirlenen deney planı………………………. 66
Şekil 3.2. İmal edilen numune geometrisi………………………………………... 68
Şekil 3.3. Sıkıştırma kalıbının konstrüktif şekli………………………………….. 69
Şekil 3.4. Çift taraflı konik karıştırıcı…………………………………………….. 71
Şekil 3.5. Sıkıştırma kalıbı ve imal edilen ham numune…………………………. 72
Şekil 3.6. a) Elastisite modül numunesi b) çekme deney numunesi boyutları……....
74
Şekil 3.7. Eğme deney numunesi boyutları……………………………………….. 74
Şekil 3.8. Mikrosertlik ölçümünün yapıldığı yüzeyler……………………………. 75
Şekil 3.9. Aşınma ve sürtünme test düzeneği……………………………………... 76
Şekil 4.1. a) Ti-6Al-4V alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk
değişimi, b) % boyut değişimi…………………………………………. 80
Şekil 4.2. a) Ti-6Al-7Nb alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk
değişimi, b) % boyut değişimi………………………………………… 81
Şekil 4.3. a) Ti-5Al-2.5Fe alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk
değişimi, b) % boyut değişimi………………………………………... 82
Şekil 4.4. a) Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı numunelerin sinterleme sonrası %
yoğunluk değişimi, b) % boyut değişimi…………………………….. 83
Şekil 4.5. Karşılaştırmalı olarak dört farklı Ti alaşımının kopma dayanımı
değerleri……………………………………………………………... 85
Şekil 4.6. TM Ti alaşımlarının çekme deneyi sonrası elde edilen gerilme-gerinim
eğrileri………………………………………………………………... 85
Şekil 4.7. Sonik sistemle ölçülen elastisite modül değerleri……………………….. 86
Şekil 4.8. Dört farklı TM Ti alaşımlarının ortalama eğme dayanımları…………. 87
Şekil 4.9. Numunelere uygulanan eğme yükü ile sehim miktarları…………….... 88
Şekil 4.10. Ti-6Al-4V alaşımı a) numune boyuna sertlik değişimi b) sıkıştırma
xi
yönüne paralel mikrosertlik değerleri…………………………………. 89
Şekil 4.11. Ti-6Al-4V-4Ta numunesi a) boyuna mikrosertlik değişimi, b)
sıkıştırma yönüne paralel mikrosertlik değerleri …………………….. 90
Şekil 4.12. Ti-6Al-7Nb alaşımının a) boyuna mikrosertlik değişimi, b)
sıkıştırma yönüne paralel mikrosertlik değişimi……………………… 91
Şekil 4.13. Ti-5Al–2.5Fe alaşımı a) numunenin boyuna mikrosertlik değişimi,
b) sıkıştırma yönü boyunca mikrosertlik dağılımı…………………… 92
Şekil 4.14. TM Ti alaşımlarının ortalama mikrosertlik değerleri………………… 93
Şekil 4.15. a) Hank sıvısı ortamında ağırlık kaybı, b) Kuru kayma durumunda
ağırlık kaybı…………………………………………………………... 94
Şekil 4.16. Ti-5Al-2.5Fe alaşımının dinamik sürtünme katsayısı değerleri……… 95
Şekil 4.17. Ti-5Al–2.5Fe alaşımının oluşan sürtünme kuvveti değerleri………… 95
Şekil 4.18. Ti-6Al-7Nb alaşımın dinamik sürtünme katsayısı değerleri…………. 96
Şekil 4.19. Ti-6Al-7Nb alaşımın sürtünme kuvveti değerleri……………………. 96
Şekil 4.20. Ti-6Al-4V alaşımı sürtünme katsayısı değerleri……………………... 97
Şekil 4.21. Ti-6Al-4V alaşımının sürtünme kuvveti değerleri…………………… 97
Şekil 4.22. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının dinamik sürtünme katsayısı değerleri…… 98
Şekil 4.23. Ti-6Al-4VTa alaşımının oluşan sürtünme kuvveti değerleri………… 98
Şekil 4.24. Alaşımların hank sıvısı ortamında ve kuru kayma durumunda aşınma
öncesi ve sonrası Ra değerleri……………………………………….. 99
Şekil 4.25. Alaşımların hank sıvısı ortamında ve kuru kayma durumunda aşınma
öncesi ve sonrası Rt değerleri………………………………………... 99
Şekil 4.26. Ti-5Al-2.5 Fe alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı
ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü………………………….. 101
Şekil 4.27. Ti-6Al-7Nb alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı
ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü………………………….. 102
Şekil 4.28. Ti-6Al-4V alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı
ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü………………………….. 103
Şekil 4.29. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı
ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü………………………….. 104
Şekil 4.30. Kırık yüzeyleri makro görüntüsü (a) Ti-6Al-4V, (b) Ti-6Al-4V-4Ta,
(c) Ti-6Al-7Nb, (d) Ti-5Al-2.5Fe…………………………………... 105
xii
Şekil 4.31. Ti-6Al-4V eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü... 106
Şekil 4.32. Ti-6Al-4V alaşımında sinter boyun gelişimi………………………… 107
Şekil 4.33. Ti-6Al-4V alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi………………………... 107
Şekil 4.34. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü……………………………………………………………. 108
Şekil 4.35. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı sinter boyun gelişimi……………………….. 109
Şekil 4.36. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi…………………… 109
Şekil 4.37. Ti-6Al-7Nb alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM
görüntüsü…………………………………………………………… 110
Şekil 4.38. Ti-6Al-7Nb alaşımı sinter boyun gelişimi…………………………... 111
Şekil 4.39. Ti-6Al-7Nb alaşımı kırık yüzeyindeki iri taneli yapının EDS analizi 112
Şekil 4.40. Ti-6Al-7Nb alaşımı kırık yüzeyi genel yapının EDS analizi……….. 112
Şekil 4.41. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM
görüntüsü……………………………………………………………. 113
Şekil 4.42. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı sinter boyun gelişimi…………………………. 114
Şekil 4.43. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi……………………... 114
Şekil 4.44. Ti-6Al-4V alaşımı mikroyapısı……………………………………... 116
Şekil 4.45. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı mikroyapısı………………………………... 116
Şekil 4.46. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikroyapısı……………………………………. 117
Şekil 4.47. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı mikroyapısı…………………………………... 117
Şekil 4.48. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı mikroyapı SEM incelemesi………………….. 118
Şekil 4.49. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi………….. 119
Şekil 4.50. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikro yapı SEM incelemesi…………………... 119
Şekil 4.51. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikroyapı SEM incelemesi…………………… 120
Şekil 4.52. Nb elementinin yapı içerisinde heterojen durumu………………….. 120
Şekil 4.53. Ti-6Al-4V alaşımı mikroyapı SEM incelemesi…………………….. 121
Şekil 4.54. Ti-6Al-4V alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi…………….. 121
Şekil 4.55. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı mikroyapı SEM analizi……………………. 122
Şekil 4.56. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi………... 122
xiii
ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa
Çizelge 1.1. Toz imalat türüne göre toz özellikleri……………………………… 10
Çizelge 1.2. TM alanındaki yıllara göre gelişmeler……………………………... 23
Çizelge 1.3. Titanyum‘ un element olarak mekanik özellikleri…………………. 27
Çizelge 1.4. Ti alaşımlarında bazı özelliklerin mikroyapı dönüşümü ile ilişkileri 29
Çizelge 1.5. α , α/β ve β alaşımlarının bazı özellikleri………………………….. 30
Çizelge 1.6. Değişik Ti alaşımlarının kullanım alanları………………………… 31
Çizelge 1.7. Kemiğin hiyeraşik seviyesi………………………………………… 35
Çizelge 1.8. Basma, çekme ve burulma testlerinden elde edilen insan femur
kemiklerinin mekanik özellikleri…………………………………... 37
Çizelge 1.9. Kemik doku seviyesinde kortikal kemiğin eğilme özellikleri……... 37
Çizelge 1.10. İmplant uygulamalarda kullanılan malzemeler………………….... 40
Çizelge 1.11. Ti Esaslı ve diğer biyomalzemelerin mekanik özelliklerinin
kemikle karşılaştırılması……………………………………………. 44
Çizelge 1.12. İmplant malzemelerin karakteristikleri…………………………… 45
Çizelge 1.13. Bazı İmplant malzemelerin özel mukavemet değerleri………….... 46
Çizelge 1.14. TM ve Döküm Ti alaşımlarının mekanik özelliklerinin
karşılaştırılması……………………………………………………... 50
Çizelge 3.1. Ti-6Al-4V alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu….. 67
Çizelge 3.2. Ti-6Al-7Nb alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu… 67
Çizelge 3.3. Ti-5Al-2,5Fe alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyon… 67
Çizelge 3.4. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu 67
Çizelge 4.1. TM Ti alaşımlarının ortalama ham yoğunluk ve sinterlenmiş
yoğunluk değerleri………………………………………………….... 79
Çizelge 4.2. Ti-6Al-4V alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri… 84
Çizelge 4.3. Ti-6Al-7Nb alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri.. 84
Çizelge 4.4. Ti-5Al–2.5Fe alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri 84
Çizelge 4.5. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımından imal edilen numunelerin çekme
özellikleri…………………………………………………………… 84
Çizelge 4.6. Dört farklı TM Ti alaşımının eğme dayanımı……………………. 86
Çizelge 5.1. TM Ti alaşımlarının özgül eğme mukavemet değerleri…………… 127
xiv
Çizelge 5.2. TM Ti alaşımları ile döküm Ti alaşımların karşılaştırılması……… 128
Çizelge 5.3. Aşınma deneyi sonrası önemli bazı verilerin karşılaştırılması……. 130
xv
KISALTMALAR
TM Toz metalürjisi
MIM Metal enjeksiyon kalıplama
PIM Toz enjeksiyon kalıplama
SLS Seçici lazer sinterleme
HIP Sıcak izostatik presleme
CIP Soğuk izostatik presleme
PDEY Plazma döner elektrot yöntemi
SEM Taramalı elektron mikroskobu
EDS Enerji dağıtmalı element analizi
Ti Titanyum
V Vanadyum
Al Alüminyum
Nb Niyobyum
Ta Tantalyum
Fe Demir
Gy Görünür yoğunluk
Hy Ham yoğunluk
Sy Sinterlenmiş yoğunluk
HSP Hegzegonal sıkı paketlenmiş
HMK Hacim merkezli kübik
FC Sürtünme katsayısı
FF Sürtünme kuvveti
1
1. GİRİŞ
İnsan vücudu sadece biyolojik ve kimyevi değil, her yönüyle mükemmel bir yapıya
sahiptir. Bu yapının anlaşılabilmesi sadece tıp bilimi ile bazen mümkün
olamamaktadır. Biyomühendisliğin alt dalları olarak tanımlanan biyomalzeme ve
biyomekanik gibi alanlarla disiplinler arası araştırma yapmak zorunlu hale gelmiştir.
Tıp ve mühendislik bilim dallarının ortak yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde
her geçen gün yapay organ, vücut içerinde önemli görevi üstlenen birçok implant
malzemesi geliştirilmiştir. Kaybedilen doku ve organların yenilenmesi, bozulan
kemik düzenin yeniden işlevsel hale getirilmesi, diş, çene, omur, kalça ve diz kapağı
protezleri, takma el ve ayaklar, biyolojik uyumlu lens ve mercekler gibi implant
malzemelerin tümü yapılan disiplinler arası çalışmaların ürünüdür.
Hiçbir protez veya implant malzemesinin, insan kemiğinin yerini tutamayacağı bir
gerçektir. Ancak, henüz yeterli olmamasına rağmen, 1950’ li yıllardan itibaren
kullanılan birçok implant malzemesi mevcuttur. İmplant malzemelerinin büyük bir
çoğunluğu protez malzemesinin kullanılacağı yere göre; yorulma ve aşınma
dayanımı, tokluk, gerilme-gerinme, korozyon direnci, biyouyumluluk, hafiflik,
süngerimsi veya sert doku, ısıl iletkenlik, manyetiklik ve imalat özellikleri göz önüne
alınarak DIN, ASTM ve TSE gibi standartlara göre hazırlanmaktadır. Paslanmaz
çelik ile başlayan süreç, bazı implantasyon ve biyouyumsuzluk problemlerinden
dolayı malzeme ve imalat teknolojilerinin geliştirilmesi sayesinde titanyum
alaşımlarının biyomalzeme olarak kullanılması ile devam etmiştir. Ancak, Titanyum
(Ti) alaşımlarının ülkemiz endüstrisinde imal edilememesi ile Ti alaşımı implantlar
oldukça yüksek maliyetlere yurtdışından ithal edilmektedirler.
Ti gibi pahalı ve geniş alaşım sistemlerinin malzeme kaybı olmaksızın imal
edilebilmesi ve standartlara uygun kimyasal kompozisyona sahip tozlardan “Toz
Metalürjisi Yöntemi” kullanılarak imalat maliyetlerin düşürülmesi hedeflenmiştir.
Bu nedenle, bu alandaki çoğu bilimsel araştırma toz metalürjisi yöntemin Ti esaslı
implant imalatında kullanılabilirliği üzerine yoğunlaşmaktadır. Toz metalürjisi (TM),
katı durumda endüstriyel parça imal etmek için ince toz tanelerinin üretimi ve bu toz
2
tanelerinin birleştirilmesi olarak tanımlanabilir. Uzun zamandır TM teknolojisi,
demir, bakır ve nikel esaslı malzemelerin sıklıkla kullanıldığı bir sektör iken, bugün
Titanyum (Ti), Tantalyum (Ta), Vanadyum (V) gibi değişik metal tozların
üretilebildiği ve bu tozlardan da endüstriyel parça üretilebilir bir sektör haline
gelmiştir. Titanyum döküm-ingot metalürjisinde oluşan malzeme hataları (gözenek,
lunker vs), işleme zorlukları ve alaşımlandırma limitleri uzay-uçak, deniz altı ve
biyomalzeme gibi modern malzeme teknolojisindeki özel uygulamalarda bazen
yetersiz kalmaktadır. Hemen hemen hiç ikincil operasyona ihtiyaç olmadan parça
imal etme imkânını veren ileri toz metal teknolojileri, TM tekniğinin endüstriyel
kullanım yelpazesini genişletmiştir. Araştırmalar neticesinde konvansiyonel TM
tekniği ile imal edilen yapısal parçalarda oluşan istenmeyen gözenekler mümkün
olduğu kadar ortadan kaldırılması için toz enjeksiyon kalıplama (PIM), metal
enjeksiyon kalıplama (MIM), lazer sinterleme sistemi (SLS), sıcak-soğuk izostatik
sıkıştırma (CIP-HIP) ve metal matris kompozit (MMK) gibi ileri toz metal
teknolojilerinin kullanılması önerilmektedir (Froes, vd. 1985; IMAP, 2006; Morgan,
2006). Bu sayede, uzay sektörüne Ti gibi pahalı tozlardan malzeme israfı olmadan
yapısal parça imalatının gerçekleştirilmesi ve kemikle uyumlu, istenilen kemik
yapısına uygun mekanik ve fiziksel özelliklere (gözenekli veya yoğun yapı) sahip
implantların imal edilebilmesi için, Ti toz metalürjisini vazgeçilmez hale getirmiştir
(EPMA, 2006).
Bu çalışmada, sıklıkla döküm yöntemiyle imal edilen ve implant malzemesi olarak
kullanılan Ti alaşımlarının toz metalürjisi yöntemiyle imal edilebilmesi ve imal
edilen numunelerin mekanik, metalürjik ve tribolojik özellikleri deneysel olarak
araştırılmıştır. Alaşımların belirlenmesi ve uygulanacak toz metalürjisi yönteminin
proses parametreleri, konuyla ilgili literatür araştırma sonrası gerçekleştirilmiştir.
İmplant imalatında yaygın olarak kullanılan Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb, Ti-5Al–2.5Fe
gibi titanyum alaşımlarının yanı sıra yeni titanyum alaşımı olan Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımı TM yöntemiyle üretilmiştir. Numune şeklinde imal edilen implant
malzemelerin mikrosertlik değerleri, çekme ve eğme dayanımının yanı sıra her bir
alaşımın tribolojik davranışları belirlenmiştir. Ayrıca, imal edilen TM Ti sinterleme
sonrası boyutsal ve yoğunluk değişimi gibi fiziksel özellikleri de tespit edilmiştir.
3
Dört farklı TM Ti alaşımının mekanik ve fiziksel özellikleri birbiri arasında
karşılaştırılmış ve konvansiyonel döküm yöntemiyle imal edilen Ti alaşımlarının
mekanik özellikleri ile kıyaslanmıştır. Uzun süreli kullanımlarda imal edilen TM Ti
alaşımlarının aşınma performansı, aşınma deneyi yapılarak tespit edilmiştir. Aşınma
performansları, kuru ve vücut sıvısına benzer hank sıvı ile yağlamalı durumda 75 N
yükleme ve 0,25 m/s disk dönme hızıyla, her 2000 turda ağırlık kaybı (g) ölçülerek
toplam 12000 tur kayma mesafesi uygulanarak belirlenmiştir. Aşınma deneyleri
sırasında oluşan sürtünme kuvvetleri ve alaşımların dinamik sürtünme katsayıları
veri toplayıcı sistem ile kaydedilmiştir. Implantasyonda önem arz eden yüzey
pürüzlük değerleri, aşınma sonrası Ra ve Rt değerlerinin ölçümü ile belirlenmiştir.
Bu sayede, mekanik ve fiziksel anlamda kemiğe yakın özelliklere ve üstün tribolojik
karaktere sahip TM Ti alaşımı belirlenmeye çalışılmıştır. İmal edilen TM Ti implant
malzemelerinin mikroyapıları, kırık yüzeyleri, aşınma yüzeyleri, gözenek miktarı,
gözeneklerin bağlantı şekilleri ve tane büyüklüğünün iyi analiz edilebilmesi için
metalografik çalışmalar yapılmıştır. Genel kapsamda bu çalışma ile Ti alaşımların
TM yöntemiyle laboratuar şartlarında imal edilebilmesi ve uygun mekanik-
metalürjik ve tribolojik özelliklerin sağlanabilmesi, ülkemiz implant endüstrisinde de
TM Ti alaşımı implantların seri olarak üretilebilirliği ortaya konulmuştur.
4
1.1. Kuramsal Temeller
1.1.1. Toz Metalürjisi
Toz Metalürjisi (TM), son şekle yakın parça imal etme ve ileri teknoloji
malzemelerin-alaşımların imal edilmesine imkân veren faklı bir imalat yöntemidir
(ASM, 1998). TM çeşitli metal ve seramik tozların imal edilmesi, karakterizasyonu
ile bu tozların değişik ısıl ve mekanik deformasyon prensiplerinin uygulanarak
birleştirilmesi, kullanışlı mühendislik parçalara dönüştürülmesini (German, 1989;
Kalpakijan, 2001) amaçlayan bir imalat sürecidir. Bu dönüşüm başlıca, toz üretme,
istenilen tozların homojen bir şekilde karıştırılması, toz karışımın kalıp içerisinde
sıkıştırılması ve toz tanelerinin birbirleriyle bağ oluşturmaları için atmosfer kontrollü
ve gerekli sıcaklıkta-sürede sinterleme işleminin yapılması basamaklarını içerir. Bu
dönüşümü kapsayan genel bir ifade ile TM; farklı boyut, tip, şekil ve sıkıştırılabilme
özelliğine sahip tozların, % ağırlık oranlarının belirlenip homojen olarak
karıştırılması, karışımın uygun ortamda sıkıştırılmasıyla istenilen şekle veya forma
dönüştürülerek yoğunluk kazandırılması daha sonra mukavemet ve yoğunluğun
arttırılması için sinterleme yapılması esası ile parça imal etme tekniği olarak
nitelendirilmektedir (Karataş ve Sarıtaş, 1998).
1.1.2. Titanyum Tozlarının Üretilmesi
TM işleminin ilk adımı olan toz imalatı, mekanik ve kimyasal olmak üzere iki
yöntemle üretilir. Bu yöntemler de kendi içinde birçok bölüme ayrılır. Mekanik
yöntemlerden en yaygın olarak kullanılanları, su ve gaz atomizasyonu, öğütme
(milling), mekanik alaşımlama ve elektrolizdir. Kimyasal yöntemlerden ise,
indirgeme (hidrojen indirgemesi, hidro-kimyasal indirgemesi, karbon indirgemesi ve
metale indirgeme vs.) en çok kullanılan yöntemdir (Kurt, 2004). Özellikle Ti ve
titanyum alaşımlarının tozları kimyasal indirgeme, gaz atomizasyon ve mekanik
alaşımlama yöntemleri ile imal edilmektedir (ASM, 1998). Titanyum tozu üretme
teknikleri literatür araştırması sonrası aşağıdaki gibi özetlenmiştir.
5
1.1.2.1. Atomizasyon
Günümüzde üretilen metal tozların %80’ i atomizasyon yöntemiyle üretilir (Doğan,
1996). Temel prensip, eriyik durumdaki metal çok ince şerit halinde akıtılır ve bu
sırada bir su veya gaz jeti ile çok küçük parçacıklara parçalanarak soğutulur.
Atomizasyon, eritme, eriyik metal damlalarını küçük boyutlara parçalama ve
katılaşma/soğuma olarak üç bölüme ayrılır. Hava, azot ve argon sıklıkla kullanılan
gazlar, su ise tercih edilen sıvıdır. Su Atomizasyon yöntemi; endüstriyel anlamda
düşük kurulum ve işletme maliyetlerinden dolayı üretim miktarı açısından kullanılan
en yaygın metottur. Pota çıkış ağzından düşey yönde akıtılan eriyik metal, yüksek
basınçlı ve özel tasarımlı su jetleri ile parçalanır. 6–21 MPa mertebesinde su basıncı
ile saniyede 70–250 m/sn’ lik hız sağlanarak ve bu şartlarda 10-100 kg/dak. metal
akışı için, 0.1-0.4 m3/dak.’ lık sıvı akışı tüketimi söz konusudur. Su atomizasyon
yöntemiyle imal edilen tozların tane boyutu 30–100 µm aralığındadır. Gaz
atomizasyon (GA) yönteminde (Şekil 1.1.) prensip olarak su atomizasyonuna benzer
ancak eriyik sıvıyı parçalamak için akışkan olarak su yerine hava, azot, argon ve
helyum gazı kullanılır.
Şekil 1.1. Titanyum gaz atomizasyon ünitesi (German, 1989)
Gaz atomizasyon (GA) yönteminde; prensip olarak su atomizasyonuna benzer ancak
eriyik sıvıyı parçalamak için akışkan olarak su yerine hava, azot, argon ve helyum
6
gazı kullanılır. Ti tozlar için, özel Titanyum Gaz Atomizasyon (TGA) yöntemi
geliştirilmiş (ASM, 1998) ve bu sistemde ergime potasında bulunan katı Ti malzeme,
vakum indüksiyon akımı yüklenerek ısıtılır ve eriyik duruma getirilir. Tam ergime
sağlandıktan sonra, eriyiğin homojenliğini sağlamak için potada belli bir süre
bekletilir ve uzun süreli potada bekletebilme bu yöntemin en önemli avantajıdır. Bu
yöntemde, eriyiğin lüleden ilk akışı için, pota dibi merkezinde sekonder indüksiyon
bobini tasarlanmış olup, eriyiğin lüle bölgesine yerleşmesini sağlar. Sıvı metal
serbest akış ile damlacık halinde lüleden atomizasyon odasına doğru akıtılır. Bu
odacıkta, yüksek basınçlı bir gaz üfleci ile yüksek basınçlı gaz oluşturularak ergimiş
Ti küçük parçalara ayrılır. Soğutma kulesinde ise, partikül haline gelen ergiyik Ti
katılaşır. TGA sürecinde toz partikülleri, küresel yapıya ve iyi serbest akışa sahiptir
(ASM, 1998). TGA yöntemi, ticari saf Ti ve α/β ve β alaşımı tozlarını üretilmesinde
yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemle imal edilen tozların boyutu 20–300 µm
arasındadır. Şekil 1.2.’ de görüldüğü gibi, tane şekli düzenli ve küresele yakındır.
Şekil 1.2. Gaz atomizasyonuyla üretilen Ti tozların partikül şekli ve boyutu (ASM, 1998)
1.1.2.2. Kimyasal Yöntemle Toz İmalatı
Kimyasal yöntemle toz imalatı, soljel, kimyasal çöktürme, kimyasal buhar biriktirme,
redüksiyon, dekompozisyon, indirgeme ve elektroliz yöntemleri olarak sıralanabilir.
Genellikle, titanyum tozu indirgeme metoduyla 1100–1200 oC reaksiyon sıcaklığında
tüp fırınlarda üretilmektedir. Çoğu durumda indirgenecek malzeme katı durumdadır.
Hidrojen indirgeme yöntemi ile, çok ince ve saf tozlar elde edilebilmektedir.
7
İndirgeme yöntemi ile tozun imalatı için, toz karakteristiğini etkileyen önemli
parametreler aşağıda açıklanmıştır (ASM, 1998):
• İndirgeme süresi arttıkça daha büyük toz boyutu, düşük birim yüzey alanı ve
kalıntı oksijen,
• Düşük indirgeme sıcaklığı toz boyutunun düşük olmasına ve birim yüzey
alanın yüksek olmasına, kalıntı oksijen miktarının artmasına neden olur,
• Hidrojen akış hızının yüksek olması, yüksek indirgeme hızına ve düşük
kalıntı oksijenle birlikte soğuma sırasında bir miktar oksitlenmeye neden
olur.
Ti, Ta, W, V ve Nb gibi refrakter ve reaktif metal tozları, metale indirgeme yöntemi
ile imal edilmektedirler. Bu işlem için tercih edilen indirgeme metalleri ise, Na, Ca
ve Mg’ dur. Ti tozu imalatında, Ti tozlarının ilk kaynağı süngerimsi yapıya sahiptir.
Süngerimsi taneler Titanyum Tetraklorürden (TiCl4) den Ti köpüğünün imalatı
sırasında düzensiz yapıdadır. Ti’ nin ticari üretimi doğal ya da sentetik üretilmiş
minerallerin klorlanmasını gerektirir. Ti tozu üretimi, TiCl4 magnezyum kullanılarak
veya TiO2, kalsiyum hidrür (CaH2) kullanılarak metalik titanyuma indirgenir.
TiCl4+2Mg Ti+2MgCl2
TiO2+2CaH2 Ti+2CaO+2H2
Bu yöntemle, Şekil 1.3.-a’ da görüldüğü gibi, 41 µm ortalama partikül boyutunda ve
süngerimsi yapıya sahip Ti tozu üretilebilmektedir.
(a) (b) Şekil 1.3. a) İndirgeme ve b) hidrür yöntemiyle üretilen Ti tozlarının tane şekli (ASM, 1998)
8
1.1.2.3. Hidrür/Hidrit Metot
Ti’ un hidrojen ile tersinir bir reaksiyona girmesi ile Ti tozu üretme tekniğidir. Ti
hidrojen için oldukça yüksek kimyasal kararlılığa sahiptir ve hidrojen atmosferinde
ısınan Ti kolayca hidrojenize olabilir Hidrojenle reaksiyona giren Ti, oldukça
kırılgan ve çok küçük partiküllere kolayca parçalanabilir. Hidrojen dinamik vakumda
ısınan Ti tozları tarafından kolayca atılabilir. Ticari saf Ti’ nin minimum hidrojenize
sıcaklığı 400oC ve 0.007 MPa pozitif hidrojen basıncında yapılmaktadır. Şekil 1.3., b'
de görüldüğü gibi, bu yöntemle üretilen Ti tozlarının tane şekli köşeli yapıya sahiptir
ve ortalama 80–110 µm mertebesindedir. Hidrür/Hidrit (hydride/dehydride) yöntemle
üretilen saf Ti tozları, HIP-CIP yöntemleriyle Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-6V-2Sn
alaşımının imal edilmesinde kullanılmaktadır (ASM, 1998).
1.1.2.4. Plazma-Döner Elektrot Yöntemi (PDEY)
PDEY yöntemi, Starmet tarafından geliştirilen santrafüj atomizasyon yöntemi olarak
tanımlanmaktadır. Bu yöntemde, tozu elde edilecek Ti’ dan imal edilmiş bir elektrot
(anot) ile ergimeyen tungsten elektrot (katot) arasında bir ark oluşturulur. Helyum
plazma Ti elektrotunu ergitmek için kullanılır. Ergiyen Ti elektrotu, helyum
atmosferi altında hızla döndürülerek ve dönmenin etkisiyle eriyik Ti toz halinde
etrafa saçılır. Plazma döner elektrot yöntemi Şekil 1.4.’ de verilmiştir.
Şekil 1.4. Döner plazma elektrot sistemi (German, 1989)
Küresel tane
Toz toplama ünitesi
Tungsten katot İlerleme
Titanyum elektrot (anot)
Vakum-gaz Hareket sistemi
Motor
Yatak Hız kontrol
Anot
Eriyik film
Küresel taneler
9
Ergitme ve atomizasyon, yaklaşık 2440 mm çapındaki paslanmaz çelik tank
içerisinde muhafaza edilir. Elektrotlar 60–65 mm çapında ve 15000 dev/dak. hızla
döndürülür. Şekil 1.5., a’ da görüldüğü gibi, PDEY Ti tozları genelde küreseldir ve
iyi akış karakteristiği gösterirler (ASM, 1998).
(a) (b) Şekil 1.5. a) PDEY yöntemiyle üretilen Ti-6Al-4V tozlarının şekli b) Ti-6Al-4V ile gözenekli kaplama (ASM, 1998)
Toz partikül boyutu, dönme hızına ve süresine, elektrot çapına bağlıdır. Bu yöntemle
üretilen Ti-6Al-4V tozların boyutları 100–300 µm aralığındadır. Gaz atomizasyon ile
karşılaştırıldığında daha kaba taneli tozlar üretilir. Bu metotla imal edilen Ti tozları,
genellikle kalça protezlerinin porozlu kaplaması için kullanılmaktadır (Şekil 1.5., b).
1.1.3. Tozların Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
TM yöntemiyle imal edilen parçaların temel özellikleri, parçayı oluşturan tozların
fiziksel ve kimyasal özelliklerine ve uygulanan sıkıştırma basıncı, sinterleme
işlemlerine bağlıdır. Toz taneleri tek bir taneden oluşur. Taneler düzenli yapıda
olabildikleri gibi amorf yapıda da olabilir. Taneler tek kristalli olabildiği gibi çok
kristalli yapıya da sahip olabilirler. Hatta toz taneleri ikincil taneler oluşturabilirler.
Bu yapıya aglomerasyon denir (ASM, 1998). Aglomerasyon, birden çok partikülün
katı halde tek yapıda bir arada bulunması ve kontrol edilemeyen toz üretim
süreçlerinde istem dışı oluşmaktadır.
Toz tanelerin şekli ve yüzeysel yapıları tozun sıkıştırılabilme özelliğini önemli
oranda etkilemektedir. Şekil 1.6.’ da muhtemel toz tane şekilleri verilmiş ve toz
genelde düzensiz şekilli, çubuksu, dentritik, lifsi, açılı, kütle halinde ve küresel
10
yapıya sahip toz taneciklerinden ibarettir. Çizelge 1.1.’ de ise üretim metotlarına
göre bazı toz karakterizasyonları verilmiştir.
Şekil 1.6. Muhtemel toz tane şekilleri
Çizelge 1.1. Toz imalat türüne göre toz özellikleri
Toz Özellikleri Yöntem Düzensiz
Gözenekli Düzensiz Yoğun
Kitlesel Yoğun
Küresel Gözenekli
Küresel Yoğun
Öğütme X X Kimyasal X X X X X
Fiziko-kimyasal X X X X X Atomizasyon X
Atomizasyon yöntemi ile elde edilen veya bir gaz fazından itibaren hazırlanan
tozların şekilleri genellikle küreseldir. İndirgeme metoduyla üretilen tozlar ise, iğne
şeklinde olup süngerimsi yapıya sahiptir. Metalsel bir tozun partikül morfolojisinin
yanı sıra tane boyutları da birbirinden farklıdır ve imal edilecek parçanın
özelliklerine direkt olarak etki etmektedir. Küresel şekilli tozların paketlenmesi ve
yüksek ham yoğunluk elde edilmesi zordur. Genellikle, yüksek yoğunluklu yapısal
parçaların imal edilebilmesi için, küresel tozlar ile köşeli tozların karıştırılması
önerilmektedir (Duran, 2006, sözlü görüşme). Toz dağılımını tayin etmek için toz
tanelerinin ortalama büyüklüğüne göre elek analizi, mikroskobik muayene gibi farklı
usuller tatbik edilir. Birim alanda mevcut delik sayısı eleği karakterize eder ve
standart bir ölçü tavsiye edilmektedir. Bunun için 100 g. toz belirli bir zaman sarsılır.
Muhtelif eleklerde toplanan tozlar tartılarak toz dağılım elde edilir. 50 mikrondan
küçük tanelerin büyüklük ve dağılımını veren ve direkt metot olan mikroskobik
Küresel yoğun Düzensiz yoğun Düzensiz gözenekli Kitlesel
Dentritik Çubuksu Lifsi
11
analiz sayesinde tanelerin gerçek boyutları, belirli bir miktar toz içindeki tane sayısı
tespit edilmektedir. Tane büyüklüğünün yanı sıra önemli bir parametre olan görünür
yoğunluk (g/cm3), kalıp tasarımında ve istenilen yoğunluğa ulaşmak için uygulanan
sıkıştırma yükünün hesaplanmasında kullanılır. Sıkıştırma öncesi, toz kütlesinin
serbest düşüş sonrası tozun kapladığı hacme bölünmesiyle elde edilir. Bir başka
anlamda, hacmi sabit silindirik bir kabı serbest düşüş ile dolduran tozların kütlesi
tespit edilir ve kapladığı hacme bölünür. Sıkıştırma sonrası yoğunluk değeri ham
yoğunluk, sinterleme sonrası yoğunluk ise sinterlenmiş yoğunluk olarak
nitelendirilmektedir. Görünür yoğunluk (Gy), ham yoğunluk (Hy) ve sinterlenmiş
yoğunluk ise (Sy) aşağıdaki formüllerle ifade edilmektedir:
Tozların kalıp içerisinde serbest olarak akma özelliğinin belirlenmesinde kullanılan
önemli bir parametre de toz akıcılığı veya akış hızı (gr/s)dır. Prensip olarak, sabit
ağırlıkta (50 g) tozun, konik bir kap içerisinden ne kadar sürede (sn) geçtiği
belirlenerek hesaplanır. Toz akış hızını belirlemede, ISO 4490 standardından
yararlanılmaktadır. Tozların sıkıştırılabilmesi tozun fiziksel özelliklerine bağlıdır.
Tozun sıkıştırma esnasındaki hareketi, şekil verilebilme özelliğine (yani sıkıştırma
ile elde edilen parçanın şekil ve kenarlarının kararlılığına) ve sıkıştırma indisi’ne
(yani bir basınç tatbikiyle elde edilen numunenin yoğunluğuna) bağlıdır. Küresel
tozların sıkıştırılabilme kabiliyetleri, köşeli yapıya sahip tozlarınkinden daha düşük
olduğu bilinmektedir (Froes vd., 1985). Şekil 1.7.’ de hidrojen indirgeme yöntemiyle
imal edilmiş köşeli tozlar ile atomizasyon yöntemiyle elde edilmiş küresel tozların
sıkıştırma-ham mukavemet ilişkisi verilmiştir.
)m(cHacimş ı m l ır ı t ş ık ı S)g(ğırlığıA Toz
:yS3
(1.1)
(1.2)
(1.3)
)3m(cHacimDüşüşSerbest
)g(ğırlığıA Toz:yG
)3m(cHacimş ı m l ır ı t ş ık ı S
)g(ğırlığıA Toz:yH
12
Şekil 1.7. Hidrojenize ve atomizasyon tozlarının sıkıştırma basıncı ile ham mukavemet ilişkisi (ASM, 1998)
Metal esaslı tozlar ile mukavemetli alaşımların imal edilebilmesi için, diğer bir
unsur da kimyasal özellikleri ve saflıklarıdır. Saflık, kimyasal analizle tayin
edilebilir ve sinterlenmiş cisimlerin mekanik ve fiziksel özellikleri birinci derecede
etkilemektedir (Godfrey vd., 1999). Metal esaslı tozların saflığı büyük ölçüde
alaşım elemanlarının saflığına bağlıdır. Mesela, kendi oksitlerinin hidrojenle
redüklenmesiyle elde edilen volfram, kobalt ve demir tozlarının saflığı, pratik
olarak kullanılan oksidin saflığına bağlıdır. Oksijen ve karbon gibi elementlerin
malzeme içinde ne şekilde bulundukları da önemlidir. Oksitlerin redüklenmesi ile
hazırlanan metalsel tozlar genellikle muntazam oksit kalıntıları ihtiva ederler.
Elektroliz veya atomizasyonla elde edilen tozlarda oksijen genellikle oksit kalıntı,
karbon grafit, karbür veya katı solüsyon hallerinde bulunur. Bu durum ise, imal
edilen TM parçanın ham yoğunluğunu ve sonraki mukavemet değerlerini önemli
oranda etkilemektedir (Şekil 1.8.)
Şekil 1.8. Tozlar içerisinde karbon içeriğinin ham yoğunluk ve mukavemet değerine etkisi (ASM, 1998)
Karbon İçeriği, % Oksijen İçeriği; %
Sıkıştırma Basıncı, MPa H
am m
ukav
emet
, MPa
Hidrojen indirgeme
% 1 Zn-S ilaveli
Atomize tozlar
Ham
Yoğ
unlu
k, g
/cm
3
Ham
Yoğ
unlu
k, g
/cm
3 Sıkıştırma Basıncı, MPa
13
1.1.4. Toz Karıştırma
TM teknolojisinin toz imalatından sonraki önemli bir aşaması, homojen bir şekilde
karıştırılmasıdır. Metalik tozlar, yağlayıcılar ve isteğe bağlı alaşım elementleriyle
homojen bir karışım elde etmek için karıştırılır. Karışım, imalatı yapılacak parçanın
ağırlığına göre, % olarak karışım elementlerinin ağırlığı belirlenerek oluşturulur.
Karışım içerisine, genellikle % 0.5-1.5 arası yağlayıcı ilave edilmektedir. Yağlayıcı
olarak çinko stearat, stearik asit, metalik stearatlar ve parafin en çok
kullanılanlarıdır. Özellikle küresel tozların paketlenmesinde, parafin, polivinil alkol
(PVA) gibi bağlayıcılar sıklıkla kullanılmaktadır. Yağlayıcın temel amacı, toz
taneleriyle takım yüzeyleri ve kalıp duvarları arasındaki sürtünmeyi azaltmak,
tozların sıkıştırma sırasında kolay kaymalarını sağlamaktır (Hale, 2003). Karıştırma
işlemi, Şekil 1.9.’ da verilen prizmatik, V şekilli ve çift taraflı konik kaplar
tarafından gerçekleştirilir.
Şekil 1.9. Toz karıştırmada kullanılan bazı karıştırıcı tipleri (a. Silindirik şekilli, b. Kübik, c. Çift taraflı konik, d. V şekilli)
Karıştırma işleminde karıştırıcı doluluk oranı, minimum % 30-40 oranında olması
tavsiye edilmektedir (German, 1989). Karıştırma devri 20-30 dev/dak hızda (Şekil
1.7.-a), 20-30 dakika süreyle yapılmaktadır. Optimum karıştırma işlemi, ham
yoğunluğu ve daha sinterleme sonrası yoğunluğu etkilemektedir. Eğer ki, uygun
karıştırma yapılmazsa, partiküller arasında mekanik kilitlenme meydana gelerek
sinterleme sonrası daha büyük gözenekli yapı meydana gelir ve bu ise mekanik
özelliklerin kötüleşmesine neden olmaktadır. Yüksek hızda karıştırma homojenliği
ortadan kaldırır ve toz tanelerinde plastik deformasyon meydana getirebilmektedir.
İlave edilen yağlayıcının miktarı arttıkça, ham yoğunluk değerlerinin düştüğü (Şekil
14
1.10.) ve ham biriketlerin sıyırma sırasında daha çok deformasyona uğradığı tespit
edilmiştir (German, 1989).
Şekil 1.10. Çinko-Stearat oranının ham yoğunluğa etkisi (German, 1989)
1.1.5. Sıkıştırma
Toz metalürjisindeki en önemli ve üçüncü işlem basamağı sıkıştırmadır. Metal tozlar,
özel olarak hazırlanmış kalıp içersinde basınç etkisiyle briket hale getirilir.
Sıkıştırmanın (sıkıştırma) temel amacı, toz partiküllerin istenilen şekle
dönüştürülmesi için, yapıya kendi ağırlığını taşıyabilecek kadar yoğunluk
kazandırılmasıdır. Sıkıştırma, eksenel, izostatik ve hacim deformasyonu olarak üç
farklı yöntemde gerçekleştirilir. Eksenel sıkıştırma; tek ve çift etkili olabildiği gibi
soğuk, sıcak ve ılık sıkıştırma şeklinde de olabilmektedir. İzostatik sıkıştırma soğuk
ve sıcak olmak üzere iki farklı şekilde uygulanabilir. Hacimsel deformasyon
işlemleri ise, toz dövme, toz extrüzyon ve toz haddeleme olarak uygulanmaktadır
(ASM, 1998). Şekillendirme ve sıkıştırma yöntemine karar verilirken aşağıdaki
parametreler dikkate alınır:
• Kullanılacak tozun tipi (küresel, sünger, pul) ve toz imalat yöntemi
• Bağlayıcı ve yağlayıcı kullanımı
• Rijit kalıp kullanımı
• Üretilecek malzemeden istenilen özellikler
Genellikle endüstriyel uygulamalarda, Şekil 1.11.‘ de sistematik olarak gösterilmiş
olan çift etkili sıkıştırma işlemi kullanılmaktadır.
Çinko Stearat, %
Ham
yoğ
unlu
k, g
/cm
3 Sıkıştırma Basıncı, MPa
15
Şekil 1.11.Toz metal parçaların sıkıştırma basamakları (Türk TM Derneği, 2006)
Çift etkili sıkıştırmada, zımbaların her ikisi de hareketlidir. Şekil 1.11., a ilk aşamadır
ve imal edilecek parçanın kalıbı daha önceden tasarlanmış olup, bu aşamada kalıp
prese montajlanır. Şekil 1.11., b ikinci aşamada, toz partikülleri kalıp doldurma
pabucundan kalıba serbest akış durumunda doldurulur. Üçüncü aşamada, kalıp
boşluğuna doldurulan toz, sistemin titreşim mekanizmasıyla sıkıştırma öncesi
titreşimli yoğunluk kazandırma işlemi yapılarak doldurulan tozun kalıpta düzgün bir
şekilde yerleşmesi sağlanır. Bu sırada da, ıstampa ile kalıp yüzeyinde artan tozlar
diğer toz haznesine itilir ve üst zımba sıkıştırmak için dişi kalıp boşluğuna yerleşir
(Şekil 1.11., c). Dördüncü aşamada, sıkıştırma işlemi gerçekleştirilir. Bu aşamada,
toz taneleri sıkıştırmanın etkisiyle belli bir değerde yoğunluk ve mukavemet
kazanarak briket hale gelmektedir. Beşinci aşamada ise mukavemet ve yoğunluk
kazandırılmış ham briket, belli bir sıyırma kuvvetiyle alt zımba tarafından kalıp
boşluğundan çıkartılır. Altıncı ve son aşamada (Şekil 1.11., f), kalıp boşluğundan
çıkarılan ham briket toz doldurma pabucu tarafından itilir ve ikinci parçanın
preslenmesi için toz doldurma işlemi gerçekleştirilir. Şekil 1.12.’ de görüldüğü gibi,
sıkıştırma işlemi metalürjik açıdan üç aşamada ele alınabilir (German, 1989; Kurt,
2004):
Şekil 1.12. Metalürjik açıdan sıkıştırma işlemi (German, 1989) Sıkıştırma basıncının artması
Üst zımba
Alt zımba
Toz doldurma pabucu (ıstampa)
a b c d e f
Kalıp boşluğu
16
• İlk aşamada, sıkıştırma basıncının uygulamasından sonra, toz tanelerinin yer
değiştirmesi ve yeniden pozisyon belirlemesi sağlanır. Bu aşamada, plastik
şekillendirme yoktur, ancak bir kısım toz tanelerinde kırılma olabilir. Partikül
boyutu, şekli, toz boyut dağılımı ve taneler arası sürtünme önemli rol oynar.
• İkinci aşamada elastisite ve plastik deformasyon faktörleri baskındır. Partiküller
arası soğuk şekillendirmeye bağlı olarak bağlar oluşabilir. Ayrıca, tanelerin
mekaniksel kilitlenmeleri ve tane-tane etkileşimleri bu aşamada gerçekleşir.
• Sıkıştırma basıncının arttığı ve sıkıştırmanın son aşamasında, toz tanelerinin
kırılması, boşlukların dolması ve toz taneleri arasında soğuk kaynaklanma
oluşmakta ve ham yoğunluk kazandırılmış olur.
Toz sıkıştırmada temel problem tozlar ile kalıp cidarları arasındaki sürtünmedir.
Sürtünme kuvveti uygulanan kuvvetin alt bölgede azalmasına neden olmaktadır. Toz
kompaktlarda basınç-yoğunluk ve mukavemet arasındaki ilişki, kalıp malzemesinin
pekleşme oranı, yüzey sürtünme katsayısı ve toz taneleri ile kimyasal reaksiyon
eğilimine bağlıdır. Ayrıca, sıkıştırılabilme toz şekli ve büyüklüğü, yağlayıcı durumu
ve sıkıştırma oranı ile ilişkilidir. Şekil 1.13.’ de H yüksekliğine ve D çapına sahip
silindirik toz kompakt model verilmiştir.
Şekil 1.13. Sıkıştırma sırasında kalıp kuvvetlerin dengelenmesi (German, 1989)
dH yüksekliğinin ince bir kesiti analiz edildiğinde uygulanan kuvvet elementin en üst
bölgesindeki P basıncı, Pb ise elementin en alt bölgesinde iletilen basınç değeri olarak
nitelendirilmektedir. Matematiksel olarak kuvvetler dengelendiğinde;
Uygulanan yük
İletilen yük
nb uF)PP(AOF +−×==∑ (1.4)
17
olur. Burada, Fn normal kuvvet, u, kalıp cidarı ile tozlar arasındaki sürtünme katsayısı
ve A ise kesit alandır. Normal kuvvet oransal z sabiti ile uygulanan basıncın bir
fonksiyonu olarak verilmektedir. z faktörü Eksenel ve radyal kuvvetlerin oranını ifade
eder. Böylece Fn;
şeklinde ifade edilmektedir. Sürtünme kuvveti Ff, sürtünme katsayısı ve normal
kuvvetlerden aşağıdaki formül ile ifade edilmektedir:
dP toz elementinin en üst ve alt bölgesindeki sıkıştırma basınç farkı ise;
Kompakt yüksekliği ile sıkıştırma basıncı integrasyonu zımba etkisindeki her hangi
bir basıncı gösterir ve bu durum;
şeklinde ifade edilmektedir. Bu ifade tek etkili sıkıştırma için kullanılmaktadır.
Böylece tek eksenli sıkıştırma için ortalama sıkıştırma gerilmesi;
formülü ile, çift etkili sıkıştırma gerilme ise;
formülasyonu ile ifade edilmektedir (German, 1989).
zPDdHuFf π=
D/uzPDdH4A/FPPdP fb −=−=−=
[ ]D/uzx4expP/Px −=
( )D/uzH21P −=σ
(1.6)
(1.7)
(1.8)
(1.9)
( )D/uzH1P −=σ (1.10)
zPDdHFn π= (1.5)
18
Tek eksenli sıkıştırmada toz kompaktın alt bölgesi ile üst bölgesi arasında yoğunluk
farklılığı oluşmaktadır. Bu farklılık, Şekil 1.14.’ de görüldüğü gibi çift etkili
sıkıştırma ile dengelenebilmekte ve bu sayede sinterleme sonrası özellikler
iyileştirilebilmektedir.
Şekil 1.14. Çift ve tek etkili sıkıştırmada radyüs ve yükseklik (g/cm3) ilişkisi (German, 1989)
Teorik ve uygulamalı araştırmalar sonrası geliştirilen, basınç ile toz yoğunluğu
arasındaki ilişkiyi veren ve metal tozları için kabul gören Heckel eşitliği de
mevcuttur.
Bu denklemde, A kesit alan, D sıkıştırma yoğunluğu, P uygulanan kuvvet, k ve b
değerleri tozların özelliklerine göre sabit katsayılardır. In (1/1-D)’nin P ile ilişkisi
grafik olarak nitelendirildiğinde, k sabiti elde edilir. Şekil 1.15.’ de Ti-6Al-4V toz
karışımına uygulanan sıkıştırma basıncı arttıkça ham yoğunluk değerinin belli bir
değere kadar arttığı görülmektedir.
Şekil 1.15. Sinterleme sonrası Ti-6Al-4V briketlerin ham yoğunluk değerleri (5 ve 7. eğriler köşeli yapıya sahip toz karışımı) (Froes vd., 1985).
Kalıplama Basıncı, MPa
Ham
Yoğ
unlu
k, (%
)
Tek etkili Çift etkili
Yükseklik, H
Radyüs, D/2
APk)D1
1(In +×=−
(1.11)
19
1.1.6. Sinterleme
TM teknolojisinin diğer önemli bir adımı da sinterleme ısıl işlemidir. Sinterleme
işlemi, gözenekli yapıda şekil kazandırılmış tozların, özgül yüzey alanının küçülmesi,
partikül temas alanının büyümesi ve buna bağlı olarak gözenek hacminin
küçülmesine neden olan ısıl olarak aktive edilmiş malzeme taşınımı olarak
tanımlanabilir. Tek bileşenli sistemlerde genellikle sinterleme sıcaklığı olarak metalin
mutlak ergime sıcaklığının 2/3 veya 4/5 i alınır. Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb gibi çok
bileşenli sistemlerde sinterleme sıcaklığı, bu alaşımların sinterleme sıcaklığının
ergime sıcaklığına oranı (T/TE) 0,75’ in üzerinde seçilmesi önerilmektedir (Archbold,
1999). Bazı gözenekli bronzlar ve bronzlara benzeyen alaşımlar 600ºC-800ºC
arasında, demir grubu metallerin alaşımları ise 1000ºC-1300ºC arasında, sert
alaşımlar 1400ºC-1600ºC arasında, refrakter metaller (molibden, volfram, tantal)
2000ºC-2900 ºC sıcaklık mertebesinde ve Ti6Al4V ise 1100 ºC-1350 ºC sıcaklık
arasında iki saat süreyle vakum veya argon koruyucu gaz ortamında sinterlenmesi
tavsiye edilmektedir (Schatt ve Wieters, 1997; ASM, 1998). Preslenmiş toz
parçalarının arasındaki bağlantı, mekanik kilitlenme, yapışma ve benzeri türden zayıf
bağlar olup, kristal kafes sistemi içerisindeki bağ dayanımına nazaran zayıftır.
Sıkıştırılmış toz taneleri birbirine temas veya nüfuz etmiş durumda olsa bile, her bir
tane diğerinden bağımsızdır. Sinterleme ile, tane temas noktalarının büyümesi sonucu
özgül yüzey alanının küçülmesine, gözenek hacminin azalması veya küreselleşmesi,
yapıda oluşabilecek atom boşlukları, dislokasyon gibi kristal hataların azaltılması
sağlanır. Bu sayede, atomlar ve iyonlar arasında fiziksel bir bağ oluşmaktadır. Oluşan
bu bağ, kristal kafes sistemindeki bağla benzeştir.
1.1.6.1. Sinterleme Mekanizmaları
Metalürjik anlamda sinterleme işlemi, altı adımda gerçekleşir. Bunlar, başlangıç toz
tane bağların oluşması, taneler arası boyun olarak adlandırılan köprü bağlarının
oluşması, gözeneklerin küresel hale gelmesi, gözenek kanallarının kapanması,
gözeneklerin daralması ile hacmin küçülmesi ve yoğunluk artışının sağlanması
şeklinde sıralanabilir. Ancak, malzeme transfer mekanizması için, yüzey difüzyonu,
20
hacim difüzyonu, buharlaşma-yoğunlaşma ve tane sınırı difüzyonu gereklidir
(German, 1996). Sinterleme işlemini, sinterleme sıcaklığı ve süresi direkt olarak,
partikül boyutu ve tipi, sıkıştırma sonraki gözenek miktarı, önalaşımlandırma ise
endirekt olarak etkiler (ASM, 1998). Genellikle katı hal sinterlenmesi için kabul
gören sinterleme mekanizmaları üç temel grupta incelenmektedir (Kurt, 2004). Bu
durum Şekil 1.16.’ da verilmektedir.
Şekil 1.16. Laplace gerilmesi a) boyun bölgesinde b) gözenekler çerçevesinde, c) boyun bölgesinde muhtemel sinter mekanizmaları (Archbold, 1999; Kurt, 2004)
• 1. Aşama: Partiküller arası temas boyun olarak adlandırılan sinter köprülerine
dönüşür. Bu aşamada toz taneleri halen birbirinden bağımsız ve sıkıştırmanın
etkisiyle oluşan durumdadır. Ancak, iki tane arasındaki temas yüzeylerinde tane
sınırı oluşmaya başlar. Partiküllerin merkezleri çok küçük miktarda birbirine
yaklaşır ve hacimsel daralmanın başlangıcını teşkil eder (Yüzey difüzyonu). Yüzey
difüzyonu iki tane arasındaki temas için yüzey difüzyonu aşağıdaki ampirik formül
ile nitelendirilmektedir (Archbold, 1999).
K= (1/ρ – 1/r) + 2/R
Burada, ρ, sinter boyun eğrisinin radyüsü, r, sinter boyun yarıçapı ve R ise sinter toz
tanelerinin yarıçapıdır.
• 2. Aşama: İki toz tane arasında mukavemetli boyun bölgesinin oluşumundan sonra,
r/R oranı belli bir değerin üzerine çıkacak olursa, müstakil tane şekli ortadan
kalkar. Düzenli bir boşluk ağı oluşur ve tane büyümesi olarak adlandırılan yeni
(c)
r
ρ
R
r
R
(1.12)
21
mikroyapı oluşur. Bu aşamada, toz karışım içerisine katılan bağlayıcı ve
yağlayıcıların büyük çoğunluğu buharlaşır ve hacimsel daralmanın en fazla
gözlemlendiği aşamadır (Buharlaşma ve yoğunlaşma). Bu aşama, sinter boyun
gelişimi olarak değerlendirilmekte ve bu ifadeyi veren bir ampirik formül
mevcuttur (Archbold, 1999):
rn= F(S) x t Burada, r, sinter boyun radyüsü, t, sinterleme süresi, F(S), sıcaklık üzerine bağımlı
fonksiyon ve partikül büyüklük geometrisi, n, malzeme transfer mekanizması
değeridir ve bazı bilimsel çalışmalara göre yüzey difüzyon değeri 6.5-7.5 arasında,
tane sınırı difüzyon 6, hacim difüzyon değeri 4-5 olarak kabul görmektedir
(Archbold, 1999).
• 3.Aşama: Kapalı gözenek oranı hızla azalır. Birbirinden izole edilen gözenekler,
küresel forma dönüşür. Gözenekler içerisinde, yağlayıcı ve bağlayıcı elementlerin
atılması sırasında oluşan gaz ve gaz basıncı ile yüzey geriniminden doğan basınç
denge durumunu aldığında, sinterlenmiş yapıda istenilen teorik yoğunluğa
ulaşılamaz. Vakumla sinterleme ile, gözeneklerde herhangi bir gaz yok ise veya
gaz ana yapıdan kolayca difüze edilebiliyorsa yoğunluk artışı devam ederek % 90-
99 teorik yoğunluğa ulaşılabilmektedir (Kütle ve tane sınır difüzyonu). Tüm bu
aşamalar sonrası taneler arası bağ oluşumu (sinter neck), yoğunlaşmış ve
yoğunlaşmamış yapılar Şekil 1.17.’ de görülmektedir.
Şekil 1.17. Sinterleme sırasında taneler arası bağların gelişimi (German, 1989)
(1.13.)
Nokta Teması Başlangıç Gelişme Son durum
Gözenekler Tane sınırı
Tane sınırı
Gözenek
Yoğunlaşmış yapı Yoğunlaşmamış yapı
22
1.1.7. TM Teknolojisinin Avantaj ve Limitleri
TM yöntemi ile parça imalatının avantaj ve limitlerinin anlaşılabilmesi için, önemli
altı parametrenin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bunlar, şekil boyutları, şekil
karmaşıklığı, toleranslar, malzeme sistemleri, mekanik ve fiziksel özellikler, kalite ve
maliyet olarak nitelendirilebilir (ASM, 1998). Bu parametreler değerlendirildiğinde,
TM teknolojisinin döküm ve dövme gibi imalat yöntemlerine nazaran birçok avantajı
olmakla birlikte bazı sınırlılıkları da mevcuttur (De’garmo, 1997). Bunlar, aşağıdaki
gibi ekonomiklik ve özellik avantajı olarak nitelendirilmektedir (EPMA, 2006):
Mekanik özellikler ve ekonomiklik avantajları
• Döküm ve dövme yöntemlerine nazaran daha karşılaştırılabilir kalitede ve
ekonomik bir yöntem, başlangıçtaki tüm ham malzemelerinin %99’ un kullanılması
ile ergime kayıplarının ortadan kaldırılması,
• İstenilen gözenekli yapının sağlanmasıyla kendinden yağlamalı yatakların imal
edilebilmesi, gözenekli kemik yapısına uygun implant malzemelerin üretilebilmesi,
• Talaş kaldırma gibi ikincil operasyonu en aza indirerek malzeme sarfiyatını
azaltma,
• Küçük ve karmaşık şekilli parçaların diğer metotlara nazaran yüksek verimlikte
seri imal edilebilmesi
• Hemen hemen diğer yöntemlerle imal edilmesi imkânsız olan, ergime sıcaklığı
yüksek refrakter metallerin (tungsten, tantalyum, molibden vs) ve sert metallerin
imalatında tek ekonomik metottur,
• Yüksek mukavemet, süneklik ve termal dayanıma sahip mikro kristal ve amorf
yapılar yalnızca bu yöntemle imal edilebilirler (Konstrüktif ağırlığını önem arz
eden uçak parçalarında)
• İyi yüzey kalitesi ve dar boyutsal tolerans,
• İstenilen mekanik ve fiziksel özelliğe göre kontrollü olarak gözenekli yapının
oluşturulabilmesi, gözeneklerin infiltrasyonu,
• Kompozit malzeme üretebilme
23
Yukarıda bahsedilen avantajlar, özellikle kaliteli ve hızlı parça imalatının
gerçekleştirilmesinde ve gereksinimleri karşılamada toz metalürjisi tekniğini diğer
klasik yöntemlere nazaran tercih edilir hale getirmiştir. Ancak her imalat yönteminin
kendine özgü kullanım alanı olmasından dolayısıyla, TM teknolojisinin de
avantajlarının yanı sıra bazı limitleri de mevcuttur:
• Seri imalat yapılmaz ise, sıkıştırma ve sinterleme üniteleri gibi ilk yatırım
maliyetini ve ikincil yatırım maliyeti olarak tanımlanan gözenek doldurma
donanımı, kalıpların tasarımı ve imalatı maliyetlerinin yüksek olması (Kurgan,
2005),
• Metal tozların maliyeti ingot haldeki malzemeden daha pahalıdır,
• Mukavemet gerektiren parçalarda gözenek doldurma ve infiltrasyonu gibi ikincil
işlem uygulanmaz ise, diğer yöntemlere nazaran kötü mekanik özellikler ve
değişken yoğunluk değerleri,
• Gözenekten kaynaklanan düşük korozyon dayanımı ve düşük plastisite özellikleri
• Büyük hacimdeki parça imalatının yapılamaması, tasarım sınırlılıkları veya yüksek
maliyetteki yeni TM tekniklerinin (SLS) kullanılması.
1.1.8. TM Teknolojisinin Geliştirilmesi ve Uygulama Alanları
TM teknolojisinin çıkışı ve geliştirilmesi Çizelge 1.2.’ de verilmiştir.
Çizelge 1.2. TM alanındaki yıllara göre gelişmeler (ASM, 1998) Yıl TM Alanındaki Gelişmeler Yer 3000 M.Ö. Sünger demirden el aletlerinin yapımı Mısır, Afrika, 1200 M.S. Semente edilmiş platin taneleri Güney Amerika 1781 Eriyebilir platin-arsenik alaşımı Fransa, Almanya 1822 Katı ingotlardan platin tozlarının imalatı Fransa 1826 Ticari anlamda platin tozlarının sıkıştırılması, sinterlenmesi Rusya 1830 Değişik metal tozlarının sinterlenmesi Avrupa 1870 Kendi kendini yağlayan yatakların ilk olarak yapılması U.S.A. 1878-1900 Lamba flamentlerinin yapımı U.S.A. 1915-1930 Semente edilmiş karbürlerin imalatı Almanya 1900 Kompozitlerin ve gözenekli malzemelerin imalatı U.S.A. 1940 Demir tozu teknolojisinin geliştirilmesi Avrupa 1970 Sıcak izostatik sıkıştırma ile TM takım çelikleri, süper plastik alaşımların
imal edilmesi U.S.A.
1980 Metal enjeksiyon teknolojisinin geliştirilmesi U.S.A. 1990 İntermetalikler, metal matris kompozitler, nano tozlar ve sıcak sıkıştırma
teknolojileri U.S.A.
24
Mısırlılar, M.Ö. 3000 yılında sünger demirden çeşitli el aletleri imal etmişlerdir.
Yeni Delhi Kolonu 6,5 ton ağırlığında ve M.S. 300 yılında sünger demirden
şekillendirilmiştir. Ticari ilk gelişme olarak, 1800’ lü yılların başında Amerika’ da,
karbon (C) , zirkonyum (Zr), vanadyum (V), tantalyum (Ta) ve tungsten (W) gibi
malzemeden flaman imal edilmesiyle endüstriyel olarak uygulamaya girmiş ve 1826
yılında Rusya’ da tedavüle çıkarılan platin para TM’ nin ilk endüstriyel uygulaması
olmuştur (Sarıtaş, 1994; ASM, 1998). Tüm bu gelişmeler, Ti, Ta, W, V, Nb, Mo gibi
refrakter malzemelerin, TM teknolojisi ile üretilebilirliğini ortaya koymaktadır.
Diğer önemli bir gelişme ise, elektrot, kontak malzemeleri ve karbür kesici takımlar
gibi önemli kompozitlerin TM teknolojisi ile üretilebilmesi olmuştur.
Krupp firması ise, 1914 yılında sert metal üretimini denemiş ve 1927 yılında
piyasaya sürmüştür. TM yönteminde, I. Dünya Savaşı yıllarında büyük gelişmeler
sağlanmıştır. Gözenekli gereçler, mıknatıslar ve emdirilmiş demir tozu parçalar bu
yıllarda üretilmiştir. 1940’ lı yıllarda TM ürünü olarak en çok bakır esaslı kendi
kendini yağlayan yataklar imal edilmiştir. 1950’ li yıllardan itibaren demir ve çelik
tozlardan imal edilen dişliler, kamlar, biyeller, supaplar ve değişik otomotiv
parçaları, TM yönteminin özellikle otomotiv sektöründe kullanımını artmıştır. 1950–
1960’ lı yıllarda TM ürünlerin tam yoğun parçalara göre dezavantajları tespit edilmiş
olup, tam yoğun TM ürünü elde etmek için yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan
bazıları, HIP-CIP, MIM, PIM ve toz dövme olarak sıralanabilir. 1990–1995’ li yıllara
gelindiğinde, süper alaşımlar, takım çelikleri, karbür sınıfı kesici takımlar, gözenekli
ürünler, aşındırıcı malzemeler, elektronik uygulamalar, hızlı katılaşma oranına sahip
alaşımlar, otomotiv parçalarının çoğu ve hafif metaller TM teknolojisi ile imal
edilebilmesi, günlük dünya çapında toz üretimini bir milyon ton seviyelerine
çıkarmıştır (Sarıtaş, 1994; Colton, 2006)
TM tekniğinin önemli bir özelliği de, diğer klasik yöntemlerde alaşım haline
gelemeyen veya izin verilmeyen, çoğu mühendislik malzemelere uygulanabilmesidir.
Örneğin, alüminyum, bakır, titanyum, niyobyum, demir, tantalyum, zirkonyum,
tungsten, refrakter malzemeler, süper alaşımlar, takım çelikleri ve bunların
birbirleriyle yapabileceği toz karışımlar ile parça imal etmek mümkündür. Bu
25
gelişmeler sayesinde, TM teknolojisinin % 60 kullanım alanı, otomotiv parçalarının
(manifold, dişli, su pompası vs) imalatında olmak üzere, uzay ve savunma sanayisi,
biyomalzeme ve karbür kesici takım endüstrisinde, elektrik-elektronik ve manyetik
uygulamalarda, kalıp ve yatak imalatında, abraziv aşındırıcı ve çarkların imalatında
diğer yöntemlere nazaran yaygın olarak kullanılmaktadır (Karataş, 1998; Morgan,
2006). Sürünme dayanımı istenilen parçaların imalatındaki karbürler, nitrürler,
borürler ve alüminyum oksitler yine bu yöntemle imal edilmektedir. Genel olarak
TM tekniğinin önemli endüstriyel kullanım alanları Şekil 1.18.’ de verilmektedir
(Orban, 2004).
Şekil 1.18. TM yönteminin başlıca endüstriyel uygulamalar ( Orban, 2004).
1.1.9. Titanyum’ un Temel Özellikleri
Titanyum (Ti) element olarak ikiyüz yıl önce fark edilmiş olmasına rağmen, 1952
yılından itibaren endüstriyel uygulamalarda kullanımının artmasından dolayı yeni
mühendislik malzemesi olarak nitelendirilmektedir (Froes vd., 1985; Erdoğan, 2001).
• Yüksek ergime sıcaklığına sahip
metaller • Metalik ve intermetalik/seramik
takviyeli kompozit malzemeler • Sürtünme malzemeleri • Aşınmaya dayanıklı malzemeler • Korozyona dayanıklı malzemeler
- Sinterlenmiş paslanmaz çelikler - Süper alaşımlar
• Refrakter malzemeler • Porozlu malzemeler (filtreler, köpük
malzemeler) • Elektroteknik malzemeler
- Elektrik kontakları - Isıtma elementleri - Elektrot takımlar - Elektro erozyon işleme
• Manyetik malzemeler • Kesici Takımlar
- Yüksek hız çelikleri - Sermetler, Semented karbürler - Elmas, nitrürler, karbürler
• Hafif metaller • Nanokristalli/Amorf yapılar
• Otomotiv endüstrisi (%60
kullanım) • Gıda ve tarım endüstrisi • Abraziv aşındırıcılar • Kaplama katotları • Kaynak elektrotları • Biyomedikal ve implant
endüstrisi • Optik uygulamalar • Nükleer malzemeler • Yüksek fonksiyonlu
malzemeler
METALİK VE METALİK OLMAYAN TOZLAR Özel ve Yeni İleri
Malzemelerin Üretimi
Sinterlenmiş Parçaların İmalatı
• Yapısal parçalar • Oto yağlama parçaları• Özel malzemeden
sinterlenmiş parçalar
DİREKT UYGULAMALAR
26
Ti ve alaşımlarının maliyeti yaygın olarak kullanılan metallerden daha fazladır.
Direkt cevherden elde edilmeleri zor ve imalatında çok gelişmiş ergime teknikleri
kullanılmaktadır. Ti alaşımının yüksek üretim maliyetinin nedeni, prensip olarak bu
metalin yüksek reaktifliği ve oksijen, azot, hidrojen ve karbon ile kolayca reaksiyona
girmesinin sonucudur. Ti metali, ilk olarak 1930 yıllarında Dr. Wilhelm tarafından
Kroll işlemini geliştirilmesiyle üretilmiştir (ASM, 1998; ASM, 1991). Kroll işlemi,
inert gaz atmosfer ortamında sodyum (Na), kalsiyumun (Ca) ve magnezyum (Mg) ile
Ti’ un indirgenmesini gerektirir. Kroll işleminde, TiCl4 yaklaşık 773–813 oC sıcaklık
aralığında paslanmaz çelik kap içerisinde sıvı Mg ile reaksiyona girer. Yüksek
sıcaklık reaksiyonun son ürünleri Ti sünger, MgCl2 ve magnezyumdur. Kimyasal
reaksiyon;
TiCl4 (gaz) + 2Mg (sıvı) Ti(katı) + 2MgCl2(sıvı)
Hunter işleminde, TiCl4 Mg yerine Na ile reaksiyona girer. Bu yöntemin temel
avantajı, TiCl4’ ün indirgenmesinin iki aşamada yapılmasıdır. İlkinde TiCl4 sürekli
bir indirgeyicide Na ile TiCl2 ve NaCl’ ye indirgenir. Bu aşamada kimyasal
reaksiyon;
TiCl4 (gaz) + 2Na (sıvı) TiCl2(sıvı) + 2NaCl(sıvı)
İkinci aşamada TiCl2 ve NaCl içeren eriyik Argon gazının üst atmosferine sahip bir
sinter potasında ilave edilen Na ile reaksiyona girer. Bu reaksiyon;
TiCl2 (gaz) + 2Na (sıvı) Ti(katı) + 2NaCl(sıvı)
Son olarak, Kroll ve Hunter işlemlerinde Ti süngeri, asit filtre veya vakum damıtma
ile tuzlardan ve fazla reaksiyona girmemiş metalden arındırılır.
Titanyum 4.51 gr/cm3 yoğunluğa sahip ve çeliğe nazaran % 57 hafif bir metaldir
(Çizelge 1.3.). Ti’ nin ısı transfer özelliği, manyetiklik ve elektrik iletkenliği özelliği
çeliğe nazaran oldukça düşük bir malzemedir (Erdoğan, 2001). Ti ve alaşımlarının
27
özel özelliklerinin avantaj olduğu pek çok endüstriyel uygulamada etkili bir şekilde
kullanılmaktadır. Ti’ nin endüstride hızla yaygınlaşmasının temel nedeni, korozyon
dayanımı ve metale göre % 57 daha düşük yoğunlukta olmasına rağmen yüksek
mukavemetli yapıya sahip olmasıdır (ASM, 1991). Düşük yoğunlukları nedeniyle,
ağırlıkça önem arz eden uçak konstrüksiyonlarında ve implant uygulamalarında
tercih edilir bir malzemedir (Yue vd., 1984; Cook vd., 1984; Young, 1989). Ayrıca,
ingot, çubuk, sac, kabuk, sünger ve toz gibi değişik ürün formlarında
üretilebilmelerinde sınır yoktur.
Çizelge 1.3. Titanyum‘ un element olarak mekanik özellikleri ( Donachie, 2000)
Ti elementinin özellikleri Değeri Elastisite modülü (GPa) 120 Çekme mukavemeti (MPa) 240 Sertlik (HRB) 70-74 Poisson oranı 0,361 Yoğunluk (gr/cm3) 4.51 Ergime noktası (oC) 1668 Isıl iletkenlik (W m-1 K-1) 11.4 (oda sıcaklığında) Elektrik İletkenliği %3 Bakıra göre (%100) Hesaplanmış atom çapı (metre) 176 10 -12 Kristal Kafes Yapısı (α-β) < 882.5 ise Sıkı Paketlenmiş >882.5
ise Hegzegonal-HMK
Ergime sıcaklığı çeliğinkinden yüksek ve yapısal uygulamalarda maksimum 538–
427 oC sıcaklığa kadar ısıl dayanım özelliğine sahip olup, TiAl alaşımları 760 oC
sıcaklığa kadar olan endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır. Saf Ti toxic
içermez ve bazı Ti alaşımları (Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5 Fe gibi) insan
doku ve kemik ile biyolojik uyumluluk içerisindedir.
Ti iki allotropik kristal yapı içerisinde bulunur. 882.5 oC sıcaklığa kadar hegzagonal
sıkı paket (HSP) yapıya sahip α ve bu sıcaklıktan sonra hacim merkezli kübik
(HMK) yapıya sahip β’ dır. Ti alaşımları, oda sıcaklığındaki mikroyapılarına bağlı
olarak α, α’ yakın, α/β yarıkararlı, β veya β yarıkararlı şeklinde sınıflandırılmaktadır
(Smith, 1981). α alaşımları, saf Ti alaşımı ve Al, Sn gibi α kararlaştırıcı
elementlerin ilavesiyle oluşturulan alaşımlardır (Leyens ve Peters, 2003). α’ yakın
alaşımları az miktarlarda β kararlaştırıcı elementlerin ilavesi ile elde edilmektedirler.
α/β Ti alaşımları, α fazında yeterli β kararlaştırıcı elementlerin (Ta, V, Mo vs) ilave
28
edilmesi ile imal edilmektedirler. Bu yapının genelini eşeksenli α fazı, % 5-40
aralığında tane sınırlarına yerleşen lamel β fazı oluşturur. β kararlaştırıcı elementi
oranının artmasıyla da yarıkararlı β alaşımı oluşmaktadır. β dönüşüm, β karaşlaştırıcı
elementlerin ilavesi ile sağlanabildiği gibi, malzemenin β dönüşüm sıcaklığına ısıtılıp
bu sıcaklıktan soğutulması ile de elde edilebilmektedir (Donachie, 2000). Bu durum
Şekil 1.19. ‘ da gösterilmiştir.
“
Şekil 1.19. Ti alaşımlarının Al ve V içeriğine göre faz dönüşümleri (Leyens ve Peters, 2003; Erdoğan, 2001)
Şekil 1.19.’ da görüldüğü gibi, sıcaklığa bağlı olarak V içeriğinin artmasıyla β
dönüşümü, Al içeriğinin artmasıyla α fazı dönüşümü artmaktadır. Soğutma hızına
bağlı olarak, β dönüşüm sıcaklığından yavaş soğuma ile martenzit ve dönüşmüş β
fazı (iğnemsi α) artan soğuma hızıyla da kaba lamel β fazı oluşmaktadır (Leyens ve
Peters, 2003). Bu durum Şekil 1.20. ve Şekil 1.21.’ de verilmiştir.
Şekil 1.20. Yavaş soğuma sonrası oluşmuş tipik Widmanstatten yapı (martenzit dönüşmüş β fazı veya iğnemsi α fazı) (Donachie, 2000).
Sıca
klık
, o C
Sıca
klık
, o C
Ti-Al Vanadyum İçeriği Ti-Al Alüminyum İçeriği
29
Şekil 1.21. Kaba taneli dönüşmüş β fazından oluşan iğnemsi α yapı (Leyens ve Peters, 2003).
Ti alaşımlarında alaşım elamanlarının tamamıyla yapıda karakteristiğini
gösterebilmesi için, Şekil 1.20.’ de görülen Widmanstatten yapının dönüşümünün
gerekli olduğu rapor edilmektedir (Donachie, 2000). Çeliklerde bilinen martenzitten
farklı olarak, Ti alaşımlarında kristal kafes siteminin çarpılması ile dengelenmiş bir
pekleşme karakteristiği göstermektedir. Ti alaşımlarında mikroyapı dönüşümü
mekanik özellikleri önemli oranda etkilemektedir. Ti alaşımlarında bazı
özelliklerinin mikroyapı dönüşümü ile ilişkileri Çizelge 1.4.’ de verilmektedir.
Çizelge 1.4. Ti alaşımlarında bazı özelliklerin mikroyapı dönüşümü ile ilişkileri (Leyens ve Peters, 2003)
İnce taneli yapı, mukavemet ve süneklik avantajı gösterirken kırılma tokluğu ve
sürünme dayanımı dezavantajına sahiptir. Kaba taneli yapı, sürünme ve kırılma
tokluğu avantajı ile birlikte mukavemet ve süneklik dezavantajına sahiptir. Eş eksenli
yapıda ise, mukavemet ve süneklik karakteri avantaj, kırılma tokluğu, oksidasyon
davranışı ve sürünme dayanımı karakteri dezavantajlarıdır. Tamamen lamel yapı ise,
kırılma tokluğu, oksidasyon davranışı ve sürünme dayanımı avantajlarına sahip
Özellik İnce taneli Kana taneli Lamel yapı Eş eksenli
Mukavemet X - - X Süneklik X - - X Kırılma tokluğu - X X - Yorulma çatlak ilerlemesi - X X - Sürünme dayanımı - X X - Süperplastiklik X - - X Oksidasyon davranışı X - X -
30
olmakla birlikte mukavemet ve süneklik dezavantajları da mevcuttur. Ancak,
eşeksenli yapı ve lamel yapının birlikte oluştuğu Widmanstatten yapının
sağlanabilmesi ile, Ti alaşımlarının önemli özelliklerinin dengelendiği ileri
sürülmektedir (Leyens ve Peters, 2003; Donachie, 2000).
α ve α’ yakın Ti alaşımlarına genellikle ısıl işlem uygulanamaz ve kaynaklanamaz
alaşımlar olup α/β ve β alaşımlarına göre düşük mukavemet karakterine sahiptirler.
α/β alaşımları α ve β fazı alaşımlarına nispeten yüksek dayanımla birlikte iyi
süneklik karakteristik göstermektedirler (Smith, 1981; Erdoğan, 2001). α , α/β ve β
alaşımlarının bazı özellikleri karşılaştırmalı olarak Çizelge 1.5.’ de verilmiştir.
Çizelge 1.5. α , α/β ve β alaşımlarının bazı özellikleri (Leyens ve Peters, 2003)
Özellik α α/β Β Yoğunluk X X - Mukavemet - X XX Süneklik -/X X X/- Kırılma tokluğu + -/X X/- Korozyon davranışı XX X X/- Sürünme dayanımı X X/- - Kaynaklanabilirlik X X/- - Oksidasyon davranışı XX X/- -
HMK yapıya sahip β alaşımları ile kıyaslandığında, sıkı paketlenmiş hegzegonal α
alaşımları anizotropik yapıya sahip olmakla birlikte plastik deformasyona dayanımı
yüksek, düşük süneklik, yüksek sürünme dayanımı gibi özelliklere sahiptirler
(Leyens ve Peters, 2003). Ti alaşımları pahalı olmasından dolayı çok özel ve sınırlı
uygulamalarda yer almaktadır. Titanyum alaşımlarının ağırlık oranına göre yüksek
mukavemetli yapısı ve korozyon dayanımı özelliğinden dolayı, ısı değiştirgeçleri,
kimyasal işlemler için reaktör kap gibi korozyon uygulamalarında, gaz türbinleri,
uçak parçaları, denizaltı ve biyomedikal uygulamalarda, enerji endüstrisinde (rotor,
türbin kanatçığı, soğutma sistemleri vs), takım tezgâhlarında (koruyucu tüp, kontrol
sistemleri vs), süper iletkenlerde, şekil hafızalı alaşımları, otomotiv parçaları gibi
özel endüstriyel alanlarda vazgeçilmez bir mühendislik malzemesidir (Titanyum
Industries, 2006). Endüstriyel uygulamalarda Ti alaşımları, α ve β dönüşümüne göre
31
seçilmektedirler. Değişik Ti alaşımları ve karakteristikleri, önemli bazı endüstriyel
uygulamaları Çizelge 1.6.’ da verilmiştir.
Çizelge 1.6. Değişik Ti alaşımlarının kullanım alanları (ASM, 1991)
Alaşım Karakteristik Genel Uygulama Alanları Alaşımsız Ti (α alaşımı)
Şekillendirilebilirliği ve kaynaklanabilirliği oldukça yüksek
Isı değiştirgeçleri, kimyasal-işleme endüstrisi.
Ti-5Al2.5 Sn (α alaşımı)
İyi kaynaklanabilirlik ve kararlılık, 480o sıcaklığa kadar kararlı mukavemet
Jet motor ve türbin motor uygulamalarında.
Ti-6Al-2Sn-4Cr-2Mo (α’ ya yakın)
Mükemmel sürünme dayanımı, yüksek tokluk ve mukavemet
Gaz türbin motorlarında dövme ve haddeleme ürünlerinde, uçak dış kaplama parçalarında.
Ti-5.8Al-4Sn-3.5Zr0.7Nb-0.5Mo-0.3 Si (α’ ya yakın)
Kaynaklanabilirlik, yüksek sıcaklıkta geliştirilmiş yorulma dayanımları
Maksimum 590oC sıcaklıklardaki endüstriyel uygulamalarda
Ti-6Al-4V (α/β) Mükemmel yorulma dayanımı, biyouyumluluk, 300 oC sıcaklığa kadar ısıl kararlılık.
Ortopedik implant, gaz türbin diskleri, kimyasal işlem üniteleri.
Ti-6Al-7Nb (α/β) Mükemmel biyouyumluluk, yüksek mukavemet.
İmplant uygulamalarında.
Ti-5Al-2.5 Fe (α/β) Yüksek mukavemet, biyouyumluluk. İmplant uygulamalarında. Ti-6Al-2.5Sn-4Zr-6Mo (α/β)
Yüksek sıcaklıkta uzun süreli yük taşıyıcı.
Kompresör fan kanatçıkları ve gaz türbin motor uygulamalarında.
Ti-35Nb-5Ta-7Zr (Meta stabil β)
Düşük elastisite modülü, biyouyumluluk.
İmplant uygulamalarında.
Ti-13Nb-13Zr (α/β) Düşük elastisite modülü, biyouyumluluk.
İmplant uygulamalarında.
Ti-13V-11Cr-3Al (β) İyi kaynaklanabilen yüksek mukavemetli.
Yüksek mukavemetli uçak konstrüksiyonda, misilleme uygulamalarında.
1.1.10. İmplantasyon Yapılan Kemiklerin Özellikleri
İmplantasyonun yapılabilmesi ve implant malzemesinin seçiminde kemiğin temel
özelliklerinin bilinmesi oldukça önemlidir. Kemikler iskelet sisteminin en önemli
yapıtaşıdır. Hareketsiz ve taşlaşmış gibi gözükmesine rağmen özelleşmiş dokular
olup fiziksel faaliyetlerin temelini teşkil ederler. Ayrıca kaslarla beraber vücut
hareketini de sağlarlar. Sertliğinden dolayı hayati önemi olan organların korumasını
da üstlenmiştir. Örneğin kafatasında beyin, omurgayla omuriliği, göğüs kafesiyle
başta kalp olmak üzere diğer organları çevreleyerek korumaya almaktadır
(Zeytinoğlu, 2006). Kemiklerin kırılması durumunda kendilerini tamir edebilme
kapasiteleri çok iyi gelişmiştir ve böylece bozulan bölgede yeni kemik dokusu
oluşturularak bölgenin fonksiyonları eskisi gibi yerine getirilir. Bazı durumlarda da,
32
Hasarlı Kemik
kemik hasarları ancak Şekil 1.22.’ de görüldüğü gibi implant uygulamaları ile tamir
edilebilmektedir
Şekil 1.22. TMZF alaşımından imal edilen implantların kemik implantasyonunda kullanımı (Wang vd., 1993; Thompson, 2001).
Şekil 1.23.’ de görüldüğü gibi kemik, kompakt (dolgun) ve süngerimsi (porozlu)
olmak üzere iki farklı yapıya sahiptir.
Şekil 1.23. Kemiğin genel yapısı (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Kompakt kemik sıkı tertiplenmiş, boşluk içermeyen bir dokudur. Süngerimsi kemik
dokusu ise, gevşek, labirent veya bol boşluktu tarzda bir görünümü vardır. Ancak,
boşluklar kemik iliği ile doludur. Şekil 1.22.’ de verilen ve sıklıkla implantasyona
maruz kalan femur kemik yapısı, kemiğin iki uç tarafı veya eklemlerinin bulunduğu
bölge epifiz, bunların arasında yer alan uzun bölgeler ise şaft olarak
tanımlanmaktadır (Yuehuei ve Draughn, 2000) . Epifiz kısmı ince kompakt kemikle
kaplı olup süngerimsi kemik dokusundan yapılmıştır. Şaft bölümü ise kompakt
kemik dokusundan yapılmıştır (Yuehuei ve Draughn, 2000; Zeytinoğlu, 2006.).
33
1.1.10.1. Kemik Oluşumu ve İşlevi
Kompakt (Yoğun) veya gözenekli kemik dokuları için iki farklı kemik oluşumu
süreci söz konusudur. Embriyoda yoğun kemik oluşumu kıkırdak yapısında bir
iskelet modelinin ortaya çıkmasıyla başlar ve zamanla kemik doku kıkırdağın yerini
alır. Kıkırdaktaki osteoblastlar kollajen ve mukopolisakarit yapısında bir dolgu
maddesi salgılar. Bu maddenin içinde yerleşen ve depolanan organik tuzlar bu
aşamadan sonra kemik olarak adlandırılabilecek sert dokuyu oluşturur. Zarar gören
veya ölen kıkırdak hücrelerinin yerini, kemikleşme merkezi olarak bilinen
bölgelerde, osteoblast kümeleri alır. Kemikleşme bu merkezlerden dışa doğru ilerler.
Femur kemiğinde, gövde ile epifizlerin arasında ince bir kıkırdak bandı kalana kadar
sürmekte ve kemiğin erişkindeki boyuna ulaşmasından sonra kıkırdak kemik
dokusuna dönüşmektedir (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Kemiklerin çok sayıda işlevi vardır. İskelette mekanik bir rol oynadıkları gibi, kaslar
için tutunma noktaları olarak kaldıraç, yumuşak dokular içinde destek görevi yapar.
Kafatası ve omurga çok önemli sinir merkezlerini, beyin ve omuriliği korurken, kalp,
büyük damarların başlangıcı ve akciğerler de göğüs kafesi içinde yer alırlar.
Kemikler organizmanın mineral yapılarının deposunu oluşturur (Yuehuei ve
Draughn, 2000).
1.1.10.2. Kemiklerin Sınıflandırılması
Vücut sisteminde değişik fonksiyonlarda, biçimlerine ve büyüklüklerine göre, uzun,
kısa, yassı ve düzensiz kemikler olarak sınıflandırılırlar. En uzun kemik olarak
nitelendirilen femur kemiği, Şekil 1.24.’ de görüldüğü gibi üç bölümden
oluşmaktadır. Eklem kıkırdaklarıyla örtülü olan iki şişkin kemik ucu ve kesiti kabaca
üçgen görünümünde olan kemik gövdesidir (şaft). Uzun kemikler özellikle kol ve
ayaklarda bulunur. Bunların arasında da uyluk kemiği, kol kemiği, dirsek kemiği ve
kaval kemik sayılabilir (Yuehuei ve Draughn, 2000; Tüfekçi, 2006).
34
Şekil 1.24. Genelde implantasyon yapılan femur kemiği ve kesit görünümü (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Kompakt kemik dokusu hemen kemik zarının altında yerleşerek kemiğin gövdesine
biçim veren oldukça sağlam bir kılıftır. Gözenekli doku ise, aralarında bağlantılı ve
içleri kemik iliğiyle dolu çukurcukları (ilik araları) sınırlayan kemik tabakalarından
oluşur. Kemik dokuların gözenekli ya da kompakt olarak dağılımı kemiklerin
biçimine göre değişir. Uzun kemiklerin kompakt doku kılıfı uçlara doğru kesit
daralırken, merkezdeki kanalın içinde (ilik kanalı) kemik iliği bulunmakta, bu da bir
kemik ucundan öbürüne uzanarak kemik gövdesini geçmektedir. Kemik uçları
düzeyinde, kompakt doku, gözenekli dokuyu ve içini dolduran iliği saran ince bir
tabaka gibidir. Yassı kemiklerse aralarında gözenekli doku tabakasıyla ayrılmış iki
kat kompakt doku tarafından oluşturulur, ancak bazen bu süngerimsi tabaka aradan
kaybolur ve kompakt tabakalar birbirine yapışmış şekilde görülmektedir (Yuehuei ve
Draughn, 2000).
1.1.10.3. Kemiğin Mekanik Özellikleri
Katz (1980), kemiğin hiyerarşik bir yapıya ve bu yapıya uygun mekanik özelliklere
sahip olduğunu belirtmiştir. Bu hiyerarşik yapı ve bununla ilgili mekanik özellikler
genel olarak Çizelge 1.7.’de gösterilmektedir.
35
Çizelge 1.7. Kemiğin hiyerarşik seviyesi (Katz, 1980)
Seviye Eleman (Numune) Kemiğin mukavemetinde göz önünde bulundurulan ana faktörler
Makro yapı (Tümkemik)
Femur, humerus, vertabre, ön kemik vb.
Kemiğin boru gibi olan şekli, kesit olanı, Uzun kemiğin gözenekliliği, kortikal kemik, düzensiz pelvis kemiği gibi makro yapılar.
Mimari(Doku seviyesi)
Kompakt kemik, Spongiyöz kemik bloğu, silindir, küp ve kiriş
Yoğunluk, gözeneklilik, osteonların yönlenmesi, kollajen lifler
Mikroyapı Osteonlar ve trabecule
Yükleme doğrultusu (Uzun ekseni boyunca, maksimum mukavemeti ile birlikte)
Ultrayapı (Nanoyapı)
Kollajen lifler ve moleküller, mineral bileşimler
HA kristalleri bitişik kollajen moleküllerinin uçlarında gömülüdür. Katı HA ile esnek kollajen bileşimi malzemeye her iki maddenin üstün özelliklerini kazandırır. Böylece hem sünek ve daha fazla enerji absorbe edebilen ve hem de yükler altında rijit kalabilen bir malzeme özelliği gösterir.
Mekanik özellikler incelenirken, kemik dokusu blokları ile tüm kemiğin birbirinden
ayrı tutulması gerekir. Örneğin, uzun bir kemiğin eğilme özellikleri, kemiğin
yoğunluğu ve boru şeklindeki yapısı ile belirlenirken, kortikal kiriş numunenin
eğilme özellikleri kemiğin yoğunluğu ve osteonal yönlenmesi ile belirlenir. Katz’in
1980’lerde belirttiği gibi test edilen kemik numunenin “Yapı-Mekanik” ilişkisinin
anlaşılması çok önemlidir. Kemiğin hiyerarşik kompozit modellemesi farklı
seviyelerdeki yapısal değerlendirmelere ve mekanik ölçümlere bağlıdır (Katz, 1980).
Uzun kemikler genellikle eğilme ve burulma testlerine tabi tutulurlar. Mekanik
testlerde kortikal kemik, ya tüm kemik olarak, ya da kirişe dönüştürülerek kullanılır.
Bir kiriş sabit bir kesiti (dairesel, kare, dikdörtgen, dumbbell şeklinde ve ortası
inceltilmiş kısa çubuk) ve alanı olan bir çubuktur. Uzun kemikler ise sabit bir kesiti
ve alanı olmayan değişken kirişlerdir. Kortikal kemik daha yoğun olduğu için doğal
olarak gözenekli (süngerimsi) kemikten daha mukavemetli ve rijittir. Şekil 1.25.’ de
kortikal kemik ile birlikte diğer birkaç dokunun ve biyomalzemenin elastisite modül
ve çekme mukavemeti değerleri verilmiştir.
36
3 10,3 27 35 120
1250
850700
kırdak T endon U H M W PE PM M A Kem ik T itanyum Pas lanm azÇ elik
C oC r
Çekm e M ukav em eti (M Pa)
Şekil 1.25. Kortikal kemik ve bazı diğer doku ve biyomalzemenin çekme mukavemeti ve elastisite modül değerleri (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Şekil 1.25.’ e göre, kemiğe en yakın elastisite modülüne sahip ve çekme mukavemeti
en yüksek biyomalzeme titanyumdur. Kortikal kemiğin mekanik özellikleri
uygulanan testin tipine bağlıdır. Basma testlerinden elde edilen ve Çizelge 1.8.’ de
gösterilen mukavemet ve elastisite modül değerleri sırasıyla ortalama olarak 191
MPa, 25 GPa’dır. Burulma testlerinden elde edilen mukavemet ve elastisite modül
değerleri ise, sırasıyla ortalama olarak 101 MPa, 65 GPa’dır. Çekme mukavemeti
basma mukavemetinin yaklaşık 2/3’ü kadardır. Çizelge 1.8.’ de görüldüğü gibi,
burulma (kesme) mukavemeti, normal mukavemetin (basma, çekme veya eğilme)
1/3-1/2’si kadardır (Yuehuei ve Draughn, 2000).
0,025 0,6 1 3 21
110
180200
K ıkırdak T endon UHMW PE PMMA Kemik T itanyum Paslanmaz CoCr
Elas tik Modül (GPa)
çelik
37
Çizelge 1.8. Basma, çekme ve burulma testlerinden elde edilen insan femur kemiklerinin mekanik özellikleri (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Tür Kemik Numune Boyutları Mukavemet (MPa)
Elastisite Modül (GPa)
Referans
Basma Testi 2x2x6mm dumbbell 167-215 14.7-19.7 Reilly, 1974 2x2x6mm dumbbell 179-209 115.4-18.6 Burstein, 1976 3mm çap. silindirik 205-206 - Cezayirlioğlu,1985
İnsan Femur
3mm çap. silindirik 192-213 - Cezayirlioğlu,1985 Çekme Testi
3.8x2.3x76mm dumbbell
66-107 10.9-20.6 Evans, 1951
2x2x6mm dumbbell 107-140 11.4-19.7 Reilly, 1974 2x2x6mm dumbbell 120-140 15.6-17.7 Burstein, 1976
İnsan Femur
3mm çap. silindirik 133-136 - Cezayirlioğlu,1985 Burulma Testi
53 - Hazama, 1964 54±0.6 3.2 Yamada, 1970 2x2x6mm dumbbell - 3.1-3.7 Reilly, 1974 3x3x6mm dumbbell 65-71 - Reilly, 1975
İnsan Femur
3mm çap. silindirik 68-71 - Cezayirlioğlu, 1985
Kayma modülü ise elastisite modülün ancak 1/5-1/6’sı kadardır. Kortikal kemiğin
eğilme mukavemeti ve elastisite modülü sırasıyla ortalama olarak 170 MPa, 12
GPa’dır. Çekme testi, kortikal kemiğin mekanik özelliklerini belirlemek için standart
olsa da eğilme testleri (Çizelge 1.9.) daha sık kullanılmaktadır (Yuehuei ve Draughn,
2000).
Çizelge 1.9. Kemik doku seviyesinde kortikal kemiğin eğilme özellikleri (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Tür Kemik Numune Boyutları Mukavemet (MPa) Elastisite Modül (GPa) Referans
Kortikal 2x5x50 mm kiriş 181 15.5 Keller, 1990
3x3x30 mm kiriş 103-238 9.82-15.7 Keller, 1990
0.4x5x7 mm kiriş 225±28 12.5±2.1 Lotz , 1991 İnsan
2x3.4x40 mm kiriş 142-170 9.1-14.4 Curry , 1997
1.1.10.4. Kemik Yoğunluğu ve Gözeneklilik
Kortikal kemiğin yoğunluğu, malzemenin yaş ağırlığının numune hacmine
bölümüdür. Yoğunluk, kemik malzemenin hem gözenekliliği hem de
mineralizasyonunun bir fonksiyonudur. Kortikal kemiğin ortalama görünür
38
yoğunluğu yaklaşık 1.9 g/cm3’dür. Bu değer, Ti tozu alaşımlarının görünür
yoğunluğu 2-2,7 g/cm3 aralığındadır ve bu değerler kemiğe oldukça yakındır.
Kompakt kemikte ilik boşluğu olmadığı için, görünür yoğunluk malzeme yoğunluğu
ile aynıdır. Kemik mineral yoğunlunun (BMD) gerçek anlamı; birim hacimdeki
mineral kemik kütlesidir. Benzer şekilde kemik mineral içeriğinin (BMC) gerçek
anlamı; kuru kemiğin birim ağırlığındaki mineral miktarı ağırlığının birim kemik
ağırlığına oranıdır ve genellikle yüzde ile ifade edilir. BMD ve BMC kemiğin
mukavemeti ve rijitliği ile doğrudan ilgilidir (Yuehuei ve Draughn, 2000).
Kemiğin gözeneklilik miktarının artması ile mekanik mukavemetinin azalacağı
aşikârdır. Gözeneklilik (p), toplam hacimdeki içerisindeki gözenekli hacim oranı
olarak tanımlanmaktadır. Schaffler ve Burr (1988) kortikal inek kemiğine çekme testi
uygulayarak E=33.9(1-p)10.9 eşitliğini bulmuşlardır.
Burada E: Elastisite modül ve (1-p) kemik hacmi oranıdır. Curry vd. (1997), farklı
türlerin kortikal kemiklerinden yapılan çekme testleri sonucunda E=23.4(1-p)5.74
şeklinde bir korelasyon bağlantısı çıkarmıştır. Başka bir çalışmada ise insanın
kafatası kemiği üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda E=12.4(1-p)3 şeklinde bir
eşitlik bulmuştur (Yuehuei ve Draughn, 2000; McElhaney vd., 1964),). Dolayısıyla,
elastisite modülün gözeneklilik ile önemli bir bağlantısı olduğu ortaya çıkmaktadır.
1.1.10.5. Anizotropi ve Heterojenlik
Anizotropi, üniform olmayan veya düzensiz dağılmış demektir. Yapısal anizotropi
mekanik anizotropiyi meydana getirir (Yuehuei ve Draughn, 2000). Kortikal kemiğin
mekanik özellikleri yükleme doğrultusuna bağlıdır. Boylamasına (Yükleme
doğrultusu ile kesit normali arasındaki açı 00) elastisite modül en yüksek, enlemesine
(900 yanal yön) elastisite modül en düşüktür. 0 ile 900 arasında ise sürekli olarak
değişen mukavemet ve elastisite modül değerleri görülür (Şekil 1.26.). Katz (1980),
bunun nedenini kollajen liflerin ve osteonların boylamasına yerleşmiş olmasına
bağlamaktadırlar.
39
.
Şekil 1.26. Kortikal kemikten farklı yönlerde çıkarılan silindirik numuneler (Yuehuei ve Draughn, 2000)
Kortikal kemiğin mekanik olarak heterojen olduğu neredeyse 50 sene önce Evans ve
Lebow (1951) tarafından belirtilmiştir. Yaptıkları çalışmada femoral kemiğin orta
kısmının en yüksek alt kısmının ise en düşük çekme mukavemeti ve elastisite modül
değerlerine sahip olduğunu görmüşlerdir (Yuehuei ve Draughn, 2000).
1.1.11. İmplant Uygulamalarında Kullanılan Biyomalzemeler
Biyomalzemeler, geleneksel tıbbi medikal aletlere ilaveten, teşhis ürünleri, tedavi
atıkları, doku kültürleri, hibrid organların yanı sıra, medikal implantların büyük bir
kısmını içeren malzemeleri tanımlamak için kullanılan terimdir (Gümüşderelioğlu,
2002; Media Wiley, 2006). İmplant olarak kullanılan biyomalzemeler, insan
vücudundaki canlı doku ve organların işlevlerini yerine getirebilmek veya
desteklemek amacıyla kullanılan malzemelerdir. İmplant, sıklıkla kalça, diz, kalp
kapakçıkları, diş vb organların hasar uğraması sonucu, yerlerine metal takılarak
tahribatların düzeltilmesi için kullanılan malzeme olarak bilinmektedir (Zeren vd.,
2001). Bazı implantasyon uygulamalarında kullanılan malzemeler Çizelge 1.10.’ da
verilmiştir.
40
Çizelge 1.10. İmplant uygulamalarda kullanılan malzemeler (Zeren vd, 2001)
İmplantasyonun yapılabilmesi ve implant malzemesinin seçim kriterinde, kemiğin
mekanik ve fiziksel özelliklerinin iyi anlaşılması gerekir. Bergmann vd. (1993)’ e
göre, normal seviyede yürüyüş sırasında kalça kemiği üzerine 3 kN yük
uygulanmakta olduğu ifade edilmektedir ve seçilen implant malzemelerinin bu yükü
taşıması gerektiğini bildirmiştir. Bu yük durumunun, 100 mm2 kesitteki bir kemikte
yaklaşık 30 MPa gerilmeyi oluşturacağı ileri sürülmektedir (Bergmann vd., 1993).
İmplant malzeme ve onu çevreleyen doku arasında daima mekanik ve biyolojik bir
etkileşim mevcuttur. İmplant kemik arasındaki mukavemet, bu etkileşime bağlıdır.
İmplant uygulamalarındaki biyomalzemeler, yük taşıma, yük iletmenin yanı sıra
biyouyumluluk gibi gereksinimleri karşılamaları durumunda kullanılırlar. Yük
taşıma fonksiyonu, hareket, destekleme dokuları ve implant malzeme arasında
optimum yükün iletilmesi ile nitelendirilir. Bu etkileşim Şekil 1.27.’ de görülmekte
olup, implant malzemelerde en önemli özellik olarak bilinen biyouyumluluğu ortaya
çıkarmıştır.
Şekil 1.27. İmplantasyon malzemesinin kemikle etkileşimi (Long vd., 1998)
Uygulanacak Alan İmplant Malzemesi İskelet Sistemi Eklemler Kırık kemik ucu tamiratı Kemik dolgu malzemesi Yapay tendon ve bağlar Diş İmplantları
Titanyum ve Ti alaşımları Paslanmaz çelik, kobalt krom alaşımları Polimetil Metakrilat (PMMA) Teflon, polietilen Tereftalat Titanyum, alümina
Kalp Damar Sistemi Kan damarı protezleri Kalp kapakçıkları
Polietilen Teraftalat, teflon, poliüretan Titanyum, paslanmaz çelik, karbon
Organlar Yapay Kalp
Poliüretan
Duyu Organları İç kulak kanalında Göz içi lensler
Platin elektrotlar PMMA, silikon kauçuk
41
Biyouyumluluk, vücut ile uyuşabilirlik olarak tanımlanabilir. İmplant malzemelerin
biyouyumluluğu, vücuda yerleştirildiği bölgede biyolojik dokularda zararlı
etkileşimin olmamasıyla ölçülür (Long vd., 1998). Ortopedik amaçlı kullanılan
implant alaşımının biyouyumluluk ve korozyon özellikleri, malzeme cinsi, kimyasal
kompozisyona ve imalat yöntemi ile direkt ilgilidir. İmplant malzemelerde,
biyouyumluluğun yanı sıra, elastisite modülü kemiğe en yakın değerde, tokluk,
sertlik, aşınma-yorulma dayanımı ve çekme dayanımı gibi mekanik özelliklerin
kemik malzemeyle uyumlu olması istenir. İmplantın şekli, malzeme tipi ve yükleme
tarzına bağlı olarak yorulma dayanımı, çekme/basma, eğme, burulma, aşınma
testleri, implant malzemelerin değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılır.
Ortopedik alaşımların mukavemeti oda sıcaklığında yapılan standart çekme testi ile,
% kesit daralması veya uzamasıyla yeterli süneklik değerlerinin elde edilmesiyle
birlikte kemiğe yakın eğilme dayanımının optimize edilmesi gerekir. İmplant
malzemelerde, yorulma-aşınma korozyonu ve çevresel gerilme çatlakları oldukça
yaygın hasarlardır (Thompson, 2001). Yorulma-aşınma kriterinin optimize
edilmemesi durumunda, uzun süreli kullanımlarda, protezin gevşemesi, implant
malzemeden kemiğe yük transferinin yetersiz olması ile protezde bozulmalar
meydana gelebilir. Bu ise, doku kaybına yol açmaktadır. Özellikle çekme/basma ve
eğme yükü kemiği etkilediğinde, kemik kesitinde azalma, kemikte ağırlık kaybı ve
sonucunda osteoporosis artışı (gözeneklilik ve kemikte kuruma) görüldüğü ileri
sürülmektedir (Penning, 1997). Dolayısıyla, doğal kemikle implant malzemesi
arasında elastisite modüle bağlı olarak, esneklik veya sertlik farkı oldukça önem arz
etmektedir (Zeren vd., 2001). İmplantın rijitliğinde de, herhangi bir azalma, kemik
dokusundaki gerilim dağılımını olumsuz yönde değiştirir. Bundan dolayı, gerilimler
minimize edilerek implantın ömrü arttırılmalıdır.
1.1.11.1. Metalik Biyomalzemeler
Biyomalzeme, bilimsel anlamda yeni bir araştırma alanı olmasına rağmen, 1950’ li
yıllardan itibaren teknoloji ve malzeme bilimindeki gelişmeler sayesinde sağlıklı
olarak uygulanabilir duruma gelmiştir. Günümüz ortopedi uygulamalarında değişik
42
amaçlar için farklı şekil ve boyutlarda, metalik veya metalik olmayan implantlar
insan vücuduna uygulanmaktadır. 20. yüzyılın başlangıcında paslanmaz çelik ile
başlayan süreç, biyouyumsuzluk nedeniyle nikel kaplanmış plakalar, düşük C’ lu
paslanmaz çelik malzemeler (316L), korozyon aşınma dirençli kobalt alaşımları ve
titanyum (Ti) alaşımları gibi malzemelerin geliştirilmesiyle devam etmiştir. Bu
gelişmelerle, biyolojik olmayan yapay malzemeler fiziksel, mekanik, kimyasal ve
elektriksel özelliklerine bağlı olarak, özellikle ortopedik ve diş protezi
uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır (Leyen ve Peters, 2003). Bunlardan
bazıları, metal esaslı biyomalzemeler, biyoseramikler, polimerler, hibrid malzemeler
olarak sıralanabilir. Ayrıca, sert doku ve yumuşak doku yerine kullanılabilecek
implant malzemeleri, gözenekli ve kompakt kemiğe uygulanabilecek implant
malzeme karakteristiklikleri de mevcuttur. Standart metal esaslı implant
malzemeleri, paslanmaz çelikler, kobalt bazlı alaşımlar ve titanyum esaslı
alaşımlardır. Daha düşük elastisite modül, özgül mukavemetleri ve üstün
biyouyumlulukları nedeniyle titanyum alaşımları genellikle paslanmaz çelikler ve
kobalt esaslı alaşımlarının yerine tercih edilmektedirler (Long vd., 1998).
Günümüzde değişik implantasyon problemlerinden dolayı, mükemmel
biyouyumlulukları ve üstün mekanik özelliklerine sahip Ti ve Ti alaşımları
geliştirilmiştir. Modern imalat yöntemleri ile, klasik Ti-6Al-4V gibi titanyum
alaşımının düşük biyomekanik özellikleri, toxic içermeyen Nb, Ta, Zr gibi
elementlerle kompozisyonun değiştirilmesi, kemikle daha uyumlu malzemeleri
ortaya çıkarmıştır. Bunlarda bazıları, Ti-6Al-7Nb, Ti-6Al-6Nb-1Ta ve Ti-35Nb-7Zr-
5Ta olarak sıralanabilir (Taddei, 2005).
Metalik biyomalzemeler, yük taşıma özelliklerinin yanı sıra uzun süreli
kullanımlarda aşınma dayanımının iyi olmasından, ortopedik uygulamalarda eklem
protezi ve kemik yenileme malzemesi olarak kullanılması ve diş, kalp parçaları
olarak ta sınırlı kullanılmakla birlikte teşhis ve tedavi amaçlı biyomedikal cihazların
imalatında da tercih edilmektedir. Fakat biyouyumluluklarının düşük olması, çabuk
kimyasal korozyona uğramaları kemiğe göre yüksek yoğunlukları ve alerjik doku
reaksiyonlarına neden olabilecek metal iyonu salınımı gibi dezavantajlara da
sahiptirler. Korozyon, metallerin çevresiyle istenmeyen bir kimyasal reaksiyona
43
girerek oksijen, hidroksit ve diğer başka bileşikler oluşturarak bozunmasıdır. Daha
önce izah edildiği gibi, insan vücut sistemi akışkan, su, çözünmüş oksijen, protein,
klorür ve hidroksit gibi çeşitli iyonlar içermektedir. Bu nedenle, insan vücudu
biyomalzeme olarak kullanılan metaller için korozif bir ortamdır. Korozif ortam,
metali zayıflatır daha önemlisi ise, metalin ürettiği korozyon ürünleri, kemik ve onu
çevreleyen doku içerisine girerek hücrelere zarar verebilir. Bundan dolayı, implant
olarak kullanılan metal malzemelerin, yapay vücut sıvısı içerisinde korozyona
uğrayarak ağırlık kaybı (aşınma) test edilmelidir (Leyens ve Peters, 2003). Ayrıca,
implant malzemeleri, vücut içerisinde korozyonun yanı sıra, oldukça yüksek
kuvvetlere ve gerilmelere maruz kalırlar. Bu yüklenmeler vücudun hareketine bağlı
olarak hem statik hem de dinamik durumdadır (Kurgan, 2005). Kırık bir kemiğin
tamiri için uygulanmış implantın, eklem ve kas zorlamalarına karşın dayanıklı olması
gerekir. Biyouyumluluğun yanı sıra mekanik özelliklerin de, kemiğe yakın olup
olmadığı tayin edilmelidir (Media Wiley, 2006).
Ti esaslı ortopedik amaçlı ilk implant malzemesi, Ti-6Al-7Nb, Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-
6Al-4V dur. Bu alaşımlar, paslanmaz çelik ve Co esaslı implant malzemelerin vücut
dokularıyla nispeten olumsuz reaksiyon vermeleri sonucu geliştirilmiştir. Bununla
birlikte, Ti-12Mo-6Zr-2Fe, Ti-15Zr-4Nb-2Ta-0.2Pd alaşımlarından oluşan ikinci
jenerasyon Ti ortopedik alaşımlarının kullanılmasında, arttırılmış biyouyumlulukları
ve daha düşük elastisite modülleri etkili olmuştur. Son olarak, geliştirilen Ti-35Nb-
5Ta-7Zr alaşımının geliştirilmesi, kemiğe en yakın özelliklere sahip biyomalzeme
olarak nitelendirilmektedir (Taddei, 2005).
1.1.11.2. Biyomalzeme Olarak Kullanılan Ti Alaşımlarının Mekanik Özellikleri
Biyomalzemenin çekme mukavemeti, elastisite modülü ve % uzama değerleri kemik
ile uyumluluk göstermesi gereklidir. Değişik bilimsel çalışmalara göre titanyum
alaşımları, düşük yoğunluğa rağmen yüksek mukavemetleri, kemiğe yakın elastisite
modülü ve mükemmel biyouyumluluklarından dolayı biyomalzeme olarak
seçilmektedir (Taddei, 2005; Leyens ve Peters, 2003). Hatta bazı bilimsel
çalışmalarda da, implant malzemesi seçiminde klasik paslanmaz çeliklere ve kobalt
44
esaslı alaşımlarla kıyaslandığında, düşük elastisite modülleri ve yüksek
biyouyumluluk ve korozyonlara dayanımları nedeniyle Ti alaşımlarının kullanımının
oldukça arttığı ileri sürülmektedir (Hann, 1998; Williams, 1996). Çizelge 1.11.’de
metalik biyomalzemelerinin mekanik özellikleri verilmiştir.
Çizelge 1.11. Ti Esaslı ve diğer biyomalzemelerin mekanik özelliklerinin kemikle karşılaştırılması (Long ve Rack, 1998)
Alaşım Mikroyapı E (GPa) Akma Mukavemeti, (MPa)
Kopma Mukavemeti, (MPa)
Cp Ti α 105 692 785 Ti-6Al-4V α/β 110 850-900 960-970 Ti-6Al-7Nb α/β 105 921 1024 Ti-5Al-2.5Fe α/β 110 914 1033 TMZF Yarı kararlı β 74-85 1000-1060 1060-1100 Ti-15Mo-5Zr-3Al Yarı kararlı β 75 870-968 882-975 Ti-15Mo-2.8Ni-3Al Yarı kararlı β 82 771 812 Ti-13Nb-13Zr α/β 79 900 1030 Ti-15Mo-3Nb-0.3 O Yarı kararlı β 82 1020 1020 TNZT Yarı kararlı β 55 530 590 TNZT 0.4O Yarı kararlı β 66 976 1010 CoCrMo Östenit 200-230 275-1585 600-195 316L Östenit 200 170-750 465-950 Kemik Viskoelastisite
kompozit 10-40 90-140
Çizelge 1.11.’ de görüldüğü gibi, TMZF ne TNZT alaşımlarının mekanik özellikleri
geleneksel Ti-6Al-4V, Ti-5Al-2.5Fe, Cp Ti ve Ti-6Al-7Nb alaşımlarına nazaran
kemikle daha uyumludur. Yeni nesil Ti kompozit alaşımları implant malzemelerinin
gelişmesine öncülük etmiş olup, daha yüksek biyouyumlu, kemik yapısına uygun
(gözenekli veya kompakt), daha düşük elastisite modülüne ve yüksek aşınma, çentik-
yorulma dayanımına sahip biyomalzemeler implant sektörüne girmiştir. Yorulma ve
aşınma gibi uzun-süreli kullanımlara cevap verebilecek alaşımların geliştirilmesi için
bazı bilimsel öneriler ve ASTM standartları Çizelge 1.12.’ de verilmiştir (Long ve
Rack, 1998).
Düşük elastisite modülü implantların imal edilmesi için, kemik türüne göre gözenekli
yapıların kullanılması önerilmektedir. Ancak, porozlu Ti alaşımlarının çentik darbe
dayanımı ve yorulma mukavemetinde azalma olacağı bir gerçektir. Bir literatüre
çalışmasına göre, tam yoğun Ti-6Al-4V alaşımının yorulma dayanımı, 625-650 MPa
45
mertebesinde (Williams, 1996) iken sinterlenmiş ve ısıl işlem, talaşlı işlem görmüş
Ti-6Al-4V alaşımının yorulma dayanımı yaklaşık 500 MPa olduğu ileri
sürülmektedir (Williams, 1996).
Çizelge 1.12. İmplant malzemelerin karakteristikleri (Long ve Rack, 1998). Malzeme Paslanmaz Çelik Kobalt esaslı Alaşımlar Ti Esaslı Alaşımlar Standart ASTM F 138 ASTM F-75
ASTM F-799 ASTM F-1537
ASTM F-67 ASTM F-136 ASTM F-1295
Alaşım Elementleri (%)
Fe Cr (1-20) Ni (12-14) Mo (2-4)
Co Cr (19-30) Ni (0-37) Mo (0-10)
Ti Al (5-7) V(4) Nb(7) Ta (4-20) Zr (5-15)
Avantajları Düşük maliyet ve işleme kolaylığı
Yüksek Aşınma Direnci Yüksek korozyon ve yorulma dayanımı
Yüksek biyouyumluluk Minumum elastisite modülü Yüksek korozyon ve yorulma dayanımı
Dezavantajları Uzun süreli kullanımda elverişsiz ve yüksek elastisite modülü
Düşük biyouyumluluk ve yüksek elastisite modülü
Yüksek aşınma direnci ve düşük kayma mukavemeti
Öncelikli kullanım alanları
Vidalar, çiviler Dişçilikte döküm, protez ve yük taşıma parçaları
Femur başlarıyla modüler kullanım, total kalça değiştirmelerinde ve uzun süreli kalıcı parçalar
Toz metalürjisi gibi modern imalat yöntemleri ile, hacimsel malzemelere göre % 10
daha düşük yorulma mukavemetine sahip yapılar oluşturulabilmektedir. Porozlu
malzemelerin elastisite modülü ile döküm malzemelerin elastisite modülleri
arasındaki bağıntı aşağıdaki gibi bir teorik yaklaşımla ifade edilmektedir (Leyens ve
Peters, 2003):
Ep= oE ( )3/221,11 p−
Eo, hacimsel malzemelerin elastisite modülü, Ep, porozlu malzemelerin elastisite
modülü ve p gözenek fonksiyonudur. Yakın β Ti alaşımı Ti-30Ta’ ın % 20 gözenekli
olarak imal edilmesi, kortikal kemiği için yeterli mekanik özellikleri sağladığı tespit
edilmiştir (Taddei , 2005; Leyens ve Peters, 2003).
(1.14)
46
α Ti-6Al-4V alaşımları diğer Ti alaşımlarına nispeten daha sünek bir yapıya sahip
olmalarından dolayı uzun çatlak ilerlemesine ve β Ti alaşımları ise düşük çatlak
ilerlemesine sahiptir. Ancak, α/β ve β Ti alaşımlarının kopma dayanımları α Ti
alaşımlarına nazaran yüksektir. Dolayısıyla implant uygulamalarında yarı kararlı β Ti
alaşımları tercih edilir duruma gelmiştir (Long ve Rack, 1998; Zeren vd., 2001).
Yaklaşık kemikte 4-10 kat daha yüksek elastisite modülüne sahip Ti-6Al-4V
alaşımına alternatif olarak Ti-15Mo-5Zr-3Al, Ti-12Mo-6Zr-2Fe (TMZF), Ti-35Nb-
5Ta-7Zr (TNZT) ve Ti-13Nb-13Zr alaşımları, çoğu durumda TM teknolojisi ile imal
edilmektedir (Benerje vd., 2004; Wen vd., 2006).
Ti-6Al-4V alaşımının mekanik özellikleri termo-mekanik prosese karşı oldukça
duyarlıdır. Bu alaşımın mekanik özellikleri, öncelikli olarak tane boyutuna, dönüşüm
oranına ve morfolojisine bağlıdır (Zeren vd., 2001). Maksimum kırılma tokluğu ve
yorulma çatlağı ilerleme oranı yeniden kristalleşme ısıl işlem sonrası Widmanstatten
mikroyapısıyla elde edilebilmekte ve yorulma çatlağı oluşumunu önlemek için bu
dönüşüme uğramış bir iç yapı tercih edildiği ileri sürülmektedir (Zeren vd., 2001).
Kaba taneli eşeksenli ve tamamen lamelli yapı servis ömrünü azaltmaktadır.
Ortopedik implant malzemeleri için ağırlık kadar çekme mukavemeti/yoğunluk
(özgül mukavemet) değeri önemli bir unsurdur. Geleneksel implant malzemeleriyle
özgül mukavemetlerinin karşılaştırılması Çizelge 1.13.’ de verilmiştir.
Çizelge 1.13. Bazı implant malzemelerin özel mukavemet değerleri
Malzeme Çekme Mukavemeti/yoğunluk Akma Mukavemeti/yoğunluk Ti-5Al-2.5Fe 195 175 c.p. Titanyum 150 115 Ti-6Al-4V 210 197 Ti-6Al-7Nb 216 204 316 L 110 90 CoCrMo 85 60
1.1.11.3. Titanyum Alaşımlarının Korozyon Davranışları ve Biyouyumlulukları
İnsan vücudu, normal koşullar altında 7.4 pH değerine sahip % 0,9 oranında NaCl
içeren vücut akışkanlarına sahiptir. Bu şartlarda, korozyona dirençli malzemeler, Ti
ve Ti alaşımları, niyobyum, tantalyum ve 316L paslanmaz çelik olarak
47
değerlendirilmektedir (Leyens ve Peters, 2003). Ancak, metalik implantlar,
implanttan metalik iyonların serbest bırakılmasından kaynaklanan yerel olumsuz
doku reaksiyonlarına ve alerjik reaksiyonlara maruz kalarak hasar görmektedir. Bir
başka kapsamda, vücut sistemi içerisinde oluşan korozyon ile, kemiği çevreleyen
dokularda iyon salınımı ve implant metalde elektron geçisi meydana gelmektedir.
Dokulardaki iyon akışı hücrelerin fiziksel hareketlerini sınırlar. İmplantın inorganik
reaksiyonu vücut akışkanı ile diğer organlara iletilerek implantasyon bölgesinde
toxic oluşumuna sebep olmaktadır. Toxicler kas ve dokularda alerji eğilimini arttırır
ve implantasyon bölgesinde aşırı ağrılara neden olmaktadır (Leyens ve Peters, 2003).
Korozyon, malzeme yüzeyinden başlayan ve malzeme derinliklerine doğru kimyasal
veya elektrokimyasal reaksiyonlarla, malzemenin değişikliğe uğraması veya
aşınması olayıdır. Vücut içerisindeki protez malzemesi olarak kullanılan metaller
içinde aynı durum söz konusudur. Dokularda korozyon üretim stabilite faktörü
önemli çözünemeyen oksitler üreten Ti ve Ta, Nb ve Zr gibi birkaç alaşımın
kullanılmasını sınırlandırmaktadır. Ancak yeni imalat teknolojileri, implant
imalatında bu elementlerin sınırlı ve elverişli kullanımına imkân vermektedir. Çoğu
durumda, oksidasyon sonucu oluşan pasif tabakanın oluşturduğu mekanik hasardan
kaçınmak için, implant yüzeyleri TiN, TiAlN gibi sert tabakalarla kaplanmaktadırlar.
Bu tabakanın biyolojik uyumlu olduğu ve vücut içerisinde implantta muhtemel
oluşabilecek fretting, erozyon ve adheziv-abraziv aşınmasını yavaşlattığı rapor
edilmektedir (FZR, 2006). Ancak, kaplama tabakasında mikro çatlakların oluşması
durumunda da korozyon dayanımı önemli oranda azalmaktadır. Diğer bir korozyona
dayanımını arttırma yöntem ise, Ti malzemesinin yüzeyleri nitrojenin iyon
implantasyonu ile sağlanabilmektedir. Bu sayede, alaşım yüzeylerinin yorulma
dayanımı arttırılmakla birlikte fretting davranışlarının ve erozyon aşınma
dayanımının iyileştirildiği ileri sürülmektedir (Leyens ve Peters, 2003).
Genellikle saf Ti toxic içermez ve bazı Ti alaşımları (Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb gibi)
insan doku ve kemiğinde biyolojik uyumluluk içerisindedir (Albrektsson vd., 1983).
Özellikle, Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb, Ti-35Nb-5Ta-7Zr ve Ti-5Al-2,5Fe gibi
korozyona dayanımı yüksek Ti alaşımları kalp kapakçık parçaları, yüksek yük
48
taşıyan kalça ve diğer kemik implantasyonlarında yaygın olarak kullanılmaktadırlar.
Vücut akışkanları değişik organik akışkanları içerir ve Ti bu akışkanlarla bağışık
olmasının yanı sıra Ti implantların yoğunluk olarak kemiğe yakın olması da önemli
bir seçim kriteri olmuştur.
Ti, Ta ve Nb elementlerin oluşturduğu koruyucu yüzey tabakalarınının izolasyon
etkisi meydana getirdiği ve bu elementlerden imal edilen alaşımlar biyouyumlu
malzeme olarak rapor edilmektedir (Leyens ve Peters, 2003). Bu izolasyon etkisi,
vücut sisteminde oluşan iyon salınımlarını engelleyebilmektedir. Diğer yandan, TiO2,
Nb2O3 gibi oksit karakterleri suyun oksit karakterine benzeş olarak nitelendirilmekte
ve bu oksitlerin kas, doku ve vücut sistemi tarafından fark edilemez olduğu iddia
edilmektedir (Leyens ve Peters, 2003). TiO2 tabakanın diğer çelik esaslı
malzemelerle kıyaslandığında, kemik-implant arayüzeyinde biyouyumluluğu
artırdığı rapor edilmektedir (Albrektsson vd., 1983). Bazı biyomalzemeler için
biyouyumluluk davranışı, oluşturdukları toxic seviyesiyle, implantasyon
bölgesindeki hücrelerin ölümü veya hayatta kalma oranı ile belirlenmektedir. Bir
araştırmanın deneysel sonuçlarına göre cp Ti ve Ti alaşımları diğer malzemelere
nazaran daha yüksek hücre yaşatma oranına sahip olduğu Şekil 1.28.’ de verilmiştir.
Şekil 1.28. Değişik implant malzemelerinin toz süspansiyon içerisinde L132 hücrelerinin hayatta kalma oranları (Leyens ve Peters, 2003).
Ti alaşımları vücut içerinde yaklaşık % 90 hücre yaşatma oranına sahip iken,
paslanmaz çelik yaklaşık % 10-20 mertebesinde hücre yaşatmaktadır. Bu ise, Ti
alaşımlarının biyouyumlu olmalarının bilimsel bir tespiti olmaktadır.
49
1.1.12. Titanyum Toz Metalürjisi
Endüstriyel uygulamalarda titanyum, üretilmesi zor ve pahalı malzeme olarak
nitelendirilmektedir. Buna rağmen son zamanlarda, Ti ve alaşımlarının özgül
özelliklerinden dolayı seçilmesi zorunlu hale gelmiştir. Özellikle Ti’ nin geniş
kompozisyondaki alaşımlarının döküm yöntemleri ile imal edilememesi, malzeme
içerisinde segregasyon problemlerine ve üretilmesi halinde de işleme zorluklarına
neden olmaktadır. Bu problemlerin çözümü ve maliyetlerin düşürülmesi için, toz
metalürjisi yöntemi önerilmektedir. (ASM, 1998; Donachie, 2000). Ti’ nin TM ile
imal edilmesindeki ilk avantaj, döküm sırasında homojen yapının elde edilmesi için
homojenleştirme ısıl işlemi, talaşlı işleme ve birleştirme gibi ikincil operasyonların
ortadan kaldırılmasıdır. Ancak, titanyum toz metalürjisi ile imal edilen parçalarda
oksitlenme, saflık ve değişik istenmeyen impüritelerin oluşması gibi önemli
sınırlılıklar da mevcuttur. Oksitlenme özellikle TM parçalarda istenmeyen bir
olgudur ve parçaların yorulma ömrünü azaltır. Ti tozları elementel olarak
hazırlanması ve sinterleme aşamasında oksijenle kolayca reaksiyona girebilen reaktif
bir malzeme olup, karıştırma, sıkıştırma ve sinterleme gibi TM süreçlerinin optimum
olarak seçilmesi gerekmektedir.
Ti tozları, üretim metotlarına göre 40-150 µm partikül büyüklüğü arasında
değişmektedir. Genel olarak TM Ti alaşımları, elementel ya da ön alaşımlandırılmış
tozlardan üretilir. Yüksek mukavemetli Ti alaşımlarının imal edilebilmesi için, köşeli
yapıya sahip ve ön alaşımlandırılmış tozlar ile, rijit kalıp içerisinde tek/çift etkili
sıkıştırma ile yaklaşık 500-650 MPa yükleme basıncında % 80-90 ham yoğunluğa
erişilebilmektedir (Froes vd., 1985). Ancak, aynı ham yoğunluk değerinin
sağlanması, gözenekli yapının azaltılması, homojen ve her yönde aynı mekanik
özelliklerin sağlanması için izostatik sıkıştırma ve 350-40 MPa sıkıştırma basıncı
önerilir (Frary vd., 2003). Elementel olarak hazırlanmış Ti tozlarından oluşturulan
yapılar, önalaşımlandırılmış tozlara göre düşük özellikte ve düşük maliyettedir.
Ti ve Ti alaşımı tozlarının sinterlenmesi, vakum ortamında tavsiye edilmesiyle
birlikte koruyucu atmosfer ortamına sahip tüp fırınlarda da
50
gerçekleştirilebilmektedir. Vakum ortamında sinterlemede, sistemin ısınması
sırasında oluşan gazların dışarı atılması için gerekli donanımın sağlanması, 133 MPa
vakum değerine çıkılması ve yaklaşık 1250 oC sıcaklıkta 1-4 saat bekletilmesi tercih
edilmektedir (ASM, 1998; Güden vd., 2005). Argon koruyucu atmosferde sinterleme
durumunda ise, yaklaşık 1000–1200 oC sıcaklıkta ortalama iki saat süre ile
bekletilmesi önerilmektedir (ASM, 1998). TM yöntemiyle imal edilen bazı Ti
alaşımlarının özellikleri Çizelge 1.12’ de verilmiştir.
Çizelge 1.14. TM ve Döküm Ti alaşımlarının mekanik özelliklerinin karşılaştırılması (ASM, 1998).
Ürün ve Üretim Metodu
Yoğunluk (%)
Çekme Mukavemeti
(MPa)
Akma Mukavemeti
(MPa)
% Uzama
% Kesit Daralma
Alaşımsız Ti Döküm TM
100
94-96
530 480
480 970
18 18
33 22
Ti-%Al-2.5Sn Döküm TM
100 94
815 795
710 715
19 16
34 27
Ti6Al-4V Döküm TM
100
94-99
930 840
825 770
12 7
22 12
TM tekniği ile, mukavemetli-yoğun Ti İmplant malzemelerinin imal edilebilmesinin
yanı sıra porozlu malzeme karakterizasyonlarının oluşturulması mümkündür. Kemik
yapıları yoğun ve gözenekli olmak üzere farklı yapılara sahiptir. Dolayısıyla, implant
uygulamalarında porozlu kemiğe uygun özelliklere sahip malzeme imal etmek, ancak
TM tekniği ile sağlanabilmektedir. Örneğin kortikal kemiği için, % 15-20 gözenek
oranına sahip Ti-30Ta alaşımı, kemiğe çok yakın elastisite özelliği gösterdiğinden
dolayı tercih edilmektedir. Ti-13Nb-13Zr, Ti-15Mo-5Zr-3Al, TMZF, TNZT ve Ti-
6Al-7Nb gibi geniş alaşım sistemine sahip ve kemikle uyumlu Ti alaşımlarını imal
edebilmek için, TM metodunun kullanılması zorunludur. Bu alaşımların elementel
olarak hazırlanması, sıkıştırma ve sinterleme koşullarının değiştirilmesi sayesinde,
değişik kemik yapılarına uygun yoğunluk ve mekanik özelliklere sahip
karakterizasyonların sağlanması da mümkündür. Bu durumda implant
uygulamalarında TM tekniği ile, geniş alaşım sistemlerine sahip Ti alaşımlarının
51
mekanik, fiziksel, tribolojik ve metalürjik özelliklerinin değiştirilebilmesi veya
istenilen durumda imal edilmesi sağlanabilmektedir.
52
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Bu bölümde, literatürde oldukça sınırlı olan TM yöntemiyle imal edilen Ti alaşımı ve
diğer implant malzemeleri ile ilgili literatür araştırması yapılmış olup, özet şeklinde
aşağıda verilmiştir.
Taddei vd. (2004) ortopedik amaçlı implantlar için yeni titanyum alaşımlarının
üretilmesi konulu makalesinde, Ti35Nb7Zr5Ta alaşımını toz metalürjisi yöntemiyle
imal etmişlerdir. Çalışmalarında, bu alaşımı içeren tozların % ağırlıkları tespit
edilerek elementel karıştırma yapıldıktan sonra, tek eksenli ve soğuk izostatik
sıkıştırma yapmışlardır. Başlangıç tozları, 4 gr ve konik karıştırıcıyla 15 dakika süre
karıştırma sonrası 60 MPa basınçta tek eksende soğuk olarak ilk sıkıştırma sonrası
vakum ortamında izostatik preste, 30 s süreyle 300 MPa basınçta presleyerek ham
yoğunluk kazandırmışlardır. Sinterleme ise, 900–1700 oC’ de vakum ortamında 20 0C/dak. ısıtma hızında bir saat süre ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarında, sinterleme
sıcaklığının, mikroyapıya etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Mikroyapı
karakterizasyonu için, elektron mikroskobu ve vickers sertlik değerleri kullanılmıştır.
Arşimet metodu ile yoğunluk ölçümleri yapılmıştır. Sinterleme sıcaklığının
artmasıyla, Ti matriste alaşım elemanlarının komple çözünmesi, mikroyapıda
homojen bir mikroyapı ve yoğunlukta da artış gözlemlemişlerdir. Düşük sinterleme
sıcaklıklarında β kararlaştırıcı sistemin yoğunlaşmasıyla arzu edilen Widmanstetten
(α+β) yapıyı elde etmişlerdir. Ti matriste, Nb ve Ta partiküllerinin 1300 oC
sinterleme sıcaklığında bir miktar çözünmesi ile β fazının oluşumu için yeterli
olduğunu ancak 1500 oC sinterleme sıcaklığında difüzyon mekanizmasının daha
etkili bir şekilde geliştiğini bildirmişlerdir. Numunelerin mikrosertliğini yaklaşık 350
HV mertebesinde ölçmüşlerdir. Yüksek Ti içerikli alanlar sinterleme sırasında düşük
kütle transferi prosesinden dolayı, küçük gözeneklerin oluştuğunu metalografik
çalışmalarıyla belirlemişlerdir. Oluşan iç gözeneklerin, osteintegrasyon şartı için
önemli olduğunu ileri sürmektedirler.
Santos vd. (2005), TM yöntemi ile düşük elastisite modülüne sahip Ti alaşımının
imal edilmesi konulu çalışmalarında, uzay ve medikal alanda sıklıkla kullanılan
53
Ti35Nb alaşımında, sinterleme sıcaklığının mikroyapı ve yoğunluk değişimine
etkisini incelemişlerdir. Başlangıç tozları hidrojenize yöntemiyle elde etmişlerdir.
Alaşım elementlerinin % ağırlıkları belirlenmiş ve konik karıştırıcıda 15 dakika
karıştırdıktan sonra tek eksenli olarak 80 MPa sıkıştırma basıncıyla preslemişlerdir.
İlk sıkıştırma sonrası 300 MPa basınç ile 30 dakika süre soğuk izostatik sıkıştırma
yapıldıktan sonra 10-6 torr vakum ortamında 20 oC/dakika ısıtma soğutma hızında
900, 1000, 1100, 1200, 1300, 1400, 1500 ve 1600 oC farklı sıcaklıklarda bir saat
süreyle sinterleme yapmışlardır. % 70 ham yoğunluğun, vakum ortamında 900–1600 oC sıcaklık aralıklarında sinterlenen numuneler içerisinde, 1500 oC sıcaklığın
üzerinde sinterleme koşullarında, % 93–95 mertebesinde sinterlenmiş yoğunluğa
erişildiği ileri sürülmektedir. Bu alaşım için, sinterleme sıcaklığının artmasıyla,
mikro sertliğin ve yoğunluk değerinin arttığı bununla birlikte homojen mikroyapının
elde edilebildiğini ortaya koymuşlardır. 1500 oC sıcaklığın üzerinde sinterlemede
Widmanstatten yapının oluşmaya başladığı ve sinterleme süresinin artması ile de,
hızlı tane oluşumun gerçekleştiğini metalürjik çalışmalarla tespit etmişlerdir.
Henriques vd. (2005), toz metalurjisi yöntemi ile implant olarak sıklıkla kullanılan
ancak ileri uzay sistemleri için Ti-6Al-4V ve Ti-13Nb-13Zr alaşımlarının imal
edilmesi ile ilgili çalışma yapmışlardır. Elementel olarak hazırladıkları Ti alaşımı
tozlarını tek etkili olarak 80 MPa basınçta 20 mm çapındaki kalıp içerisinde
sıkıştırma yaptıktan sonra 300 MPa basınç altında 30 dakika süre ile soğuk izostatik
sıkıştırma yaparak ham briket haline getirmişlerdir. Sıkıştırma işleminden sonra, 10 -
6 torr vakum ortamında 20 oC/dakika ısıtma-soğutma hızında 900, 1000, 1100, 1200,
1300, 1400, 1500 ve 1600 oC sıcaklıkta bir saat süreyle sinterleme yapmışlardır.
900–1500 oC sıcaklık aralığında vakum ortamında sinterlemenin mikrosertlik ve
mikroyapı üzerine değişimlerini incelemişlerdir. Mikroyapı analizleri için Kroll
çözeltisi olarak adlandırılan (3 ml HF, 6 ml HNO3 ve 100 ml H2O) dağlama sıvısını
kullanmışlardır. Tek eksenli sıkıştırma sonrası % 69–71 mertebesinde elde ettikleri
ham yoğunluk değerinin, soğuk izostatik sıkıştırma ve sinterleme sonrası % 93 -95
teorik yoğunluğa ulaşılabildiğini ileri sürmektedirler. Bu Ti alaşımları için,
sinterleme sıcaklığının artması ve ısıtma hızının azalmasıyla Widmanstatten
mikroyapı dönüşümün arttığını ortaya koymuşlardır. 1200 oC sıcaklığın altındaki
54
sinterleme şartlarında düşük sertlik değeri ve homojen olmayan mikroyapı
oluştuğunu da tespit etmişlerdir. Özellikle, Ti-6Al-4V alaşımında α/β Widmanstatten
yapının 1000 oC sinterleme sıcaklığında başladığını ve 1300 o C sinterleme
sıcaklığından sonra V ve Nb β kararlaştırıcı elementlerin tamamen yapı içerisinde
çözündüğünü mikroyapı çalışmalarında ortaya koymuşlardır.
Choubey vd. (2005), değişik Ti alaşımlarının aşınma davranışlarını, fretting temas
koşullarında vücut akışkan sıvısına benzer yağlayıcı ile deneysel olarak
incelemişlerdir. Biyomalzeme olarak Ti-6Al-4V, Ti-5Al-2.5Fe, CP Titanyum, Ti-
13Nb-13Zr ve Co-28Cr-6Mo alaşımlarını seçtikleri bu çalışmada, pin malzemesi
olarak seçtikleri çeliğe karşı, malzeme kaybı (yer değiştirme) ve sürtünme
katsayılarını ölçmüşlerdir. Numunelerin aşınma karakteristiklerini, 10 N yükleme
koşullarında ve her 2000 devirde sürtünme katsayısı ve aşınma miktarı ölçümü
yaparak ve toplam 10000 devir kayma mesafesi sonrası belirlemişlerdir. Sonuç
olarak, Ti-5Al–2.5Fe alaşımının diğer alaşımlara nazaran daha düşük sürtünme
katsayısına sahip olduğunu tespit etmişlerdir. Özellikle Ti-6Al-4V, Ti–13-Nb-13Zr
ve CP Titanyum alaşımlarında abraziv ve erozyon aşınma mekanizmalarının
oluşumu sonucunda yüzeylerden talaş kalkması şeklinde gerçekleştiğini metalürjik
analizlerinde ortaya koymuşlardır. Co alaşımının Ti alaşımlarına nazaran daha fazla
aşındığını da ileri sürmektedirler.
Sakaguchi vd. (2005), Ti-30Nb-XTa-5Zr alaşımının mekanik özellikleri üzerine
Tantal’ ın etkisini araştırmışlardır. Biyomalzeme uygulamaları için hazırladıkları Ti
alaşımına % 0-20 mertebesinde Ta ilavesini toz metalürjisi metodu ile sağlamışlardır.
Ta ilavesini sırasıyla %0, %5, %10, %15 ve %20 miktarlarında Ti-30Nb-5Zr
alaşımına ilave ederek, 40 mm çapında 100 mm uzunluğunda ham numuneler, soğuk
izostatik sıkıştırma yaptıktan sonra 1300 oC sıcaklıkta 1,33 10-3 Pa vakum ortamında
sinterlemişlerdir. Ayrıca, her sinterlenmiş numuneyi 963 oC sıcaklıkta dövme
işlemine tabi tutmuşlardır. Numunelerde dövme sonucu oluşan iç gerilmeleri, 850 oC
sıcaklıkta ısıl işlem yaparak hava ortamında soğutma işlemi ile minimize etmişlerdir.
Ürettikleri numuneler üzerinde, çekme deneyi yaparak Ta ilavesinin çekme
mukavemeti ve elastisite modül üzerine etkisini deneysel olarak belirlemişlerdir. %
55
0-10 oranlarında Ta ilavesinin elastisite modülünü ve çekme mukavemetini
düşürdüğünü, % 10-20 mertebesinde Ta takviyesinin ise, çekme mukavemeti
değerini önemli oranda arttırdığını tespit etmişlerdir. Ayrıca % 10 ilavenin üzerinde
Ta ilavelerinin, % boyut uzama değerini düşürerek yapıyı gevrekleştirdiğini ve % 10’
un altındaki Ta ilavesinin ise tokluğu arttırdığını ileri sürmektedirler. Ta ilavesinin
artmasıyla β dönüşümünün arttığının metalografik analizleri ile tespit etmişlerdir.
Kurgan (2005), TM paslanmaz çelik implantların üretimi ve teknolojik özellikleri
üzerine yaptığı doktora çalışmasında, AISI 316L paslanmaz çelik malzemesini
oluşturan elementlerden, toz metalürjisi yöntemiyle taslak implant numunesi
üretmiştir. Tozlar tek etkili preste 800 MPa basınç altında soğuk preslenmiştir. Ham
briketler, 1200 oC, 1250 oC ve 1300 oC olmak üzere üç farklı sıcaklıkta ve atmosfer
kontrollü azot koruyucu gaz altında sinterlenmiştir. İmal edilen numunelerin
mekanik özelliklerinin belirlenmesi için, mekanik deneyler yapmıştır. 1300 oC
sıcaklıkta, 30 dak. süre ile sinterlenen numunelerin daha iyi mekanik özelliklere
sahip olduğunu ortaya koymuştur. Sinterleme sıcaklığının artmasıyla, yapıdaki küçük
gözeneklerin kaybolduğunu, gözenek geometrisinde de yuvarlanma meydana
geldiğini metalografik çalışmalarla belirlemiştir.
Niinomi (1998), biyomedikal Ti alaşımlarının mekanik özellikleri konulu yaptığı
makalesinde, yeni geliştirilen Ti alaşımlarının mekanik özelliklerini araştırmıştır.
Çalışmasında, Ti-6Al-4V, Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-6Al-7Nb gibi geleneksel Ti
alaşımlarına nazaran, Ta ve Zr gibi toxic içermeyen elementlerin ilavesiyle üretilen β
Ti alaşımlarının mekanik özellikleri üzerine yoğunlaşmıştır. β Ti alaşımlarının
elastisite modülünün, α/β Ti alaşımlarına nazaran çok daha düşük olduğunu ileri
sürmektedir. Ayrıca, kopma dayanımının α Ti alaşımlarından β alaşımlarına doğru
arttığını da ortaya koymuştur. Ti-6Al-4V ELI ve Ti-5Al–2.5Fe alaşımlarında,
implantasyondan sonra mikrosertlik değerinin rijitlik gösterdiği vurgulanmıştır. Ti
alaşımlarının, 316L paslanmaz çeliğe nazaran yaklaşık iki kat daha fazla sertliğe
sahip olduğunu ve vücut içerisinde daha iyi aşınma performansı göstereceğini
bildirmiştir.
56
Iijima vd. (2003), diş protezi için Ti ve Ti-6Al-7Nb alaşımlarının aşınma
davranışlarını incelemişlerdir. 5 N yükleme ve 2 Hz kayma hızıyla yapılan aşınma
testlerinde, numune yüzeyleri % 0.9’ luk tuz çözeltisi ile yağlanmış ve aşınmayı
ağırlık kaybı olarak nitelendirmişlerdir. Bu koşularda yapılan aşınma testleri sonucu,
Ti-6Al-7Nb alaşımında CP-Ti Grade 2 ve 3 alaşımlarına nazaran çok daha düşük
ağırlık kaybı meydana geldiğini tespit etmişlerdir. Aşınma yüzeylerinde yaptıkları
metalografik çalışmalar sonrası, Ti-6Al-7Nb alaşımında diğer Ti alaşımlarına
nazaran daha küçük aşınma yüzeylerinin oluştuğu da ileri sürülmektedir.
Kuroda vd. (2005); yeni Ti-Fe-Ta-Zr alaşımlarının mikroyapıları ve mekanik
özellikleri üzerine yaptıkları çalışmada, çekme testleri, sertlik ölçümleri ve korozyon
dayanımı deneyleri yapmışlardır. Çalışmalarında Ti-8Fe-8Ta-4Zr, Ti-8Fe-8Ta, Ti-
6Al-4V, Ti-6Al-7Nb ve Ti-10Fe-10Ta-4Zr alaşımlarının belirlemişler ve bir grup
numuneye soğuk dövme, diğer kısmına yaşlandırma işlemini uygulamışlardır. Tüm
alaşımlarda, yaşlandırma süresinin mikro sertliği arttırdığını ve Zr içerikli alaşımların
uzun süreli yaşlandırma işlemi gerektirdiğini tespit etmişlerdir. Zr içerikli alaşımların
diğer alaşımlara nazaran daha yüksek kopma dayanımına sahip olduğunu da ileri
sürmektedirler. İmal ettikleri Zr ve Ta içerikli yeni Ti alaşımlarının korozyon
dayanımlarının, geleneksel Ti-6Al-4V ELI alaşımına nazaran yüksek olduğunu
belirtmişlerdir. Bu sayede, imal ettikleri Ti-8Fe-8Ta ve Ti-8Fe-8Ta-4Zr alaşımlarının
yeni biyomalzeme olabileceğini iddia etmektedirler.
Vinicius vd. (2001), toz metalürjisi yöntemiyle Ti-6Al-7Nb alaşımının üretilmesi ile
ilgili bir çalışma yapmışlardır. Elementel olarak hazırladıkları Ti-6Al-7Nb toz
karışımını, soğuk, sıcak sıkıştırma ve soğuk isostatik sıkıştırma olarak farklı
proseslerde sıkıştırma yapmışlardır. Üç farklı numune, birincisi 40 MPa basınçta
soğuk sıkıştırma, ikincisi 300 MPa basınçta 30 saniye süreyle CIP ve üçüncü
numuneyi ise 10-2 torr vakumda 10-25 MPa basınçta, 1000-1400 oC sıcaklık
aralığında sıcak sıkıştırma yapmışlardır. Üç farklı sıkıştırma işleminin sertlik ve
mikroyapı değişimi üzerine etkisini araştırmak için metalografik inceleme
yapmışlardır. Sonuç olarak, sinterleme sıcaklığının artmasıyla sertlik değerinin
azaldığını bildirmişlerdir. Sıcak tek eksenli sıkıştırma sonrası numunelerde, %99.3-
57
99.8 mertebesinde yoğunluk artışıyla gözeneklerin azaldığını ve ısıtma hızının
azalması, sıkıştırma sıcaklığının artmasıyla istenilen Widmanstatten yapının çok
daha iyi oluştuğunu EDS analizleri ile ortaya koymuşlardır.
Choe vd. (2005), Ti-6Al-4V alaşımının mekanik özellikleri üzerine tungsten
ilavesinin etkilerini deneysel olarak incelemişlerdir. Ortalama 150 µm partikül
büyüklüğüne sahip tozlarda imal üretilen Ti-6Al-4V alaşımına, 0,72 µm, 2 µm, 12
µm, 45 µm ve 250 µm ortalama tane büyüklüğüne sahip W tozunu ilave ederek
oluşturdukları beş farklı Ti alaşımını, 379 MPa soğuk izostatik sıkıştırma yaptıktan
sonra 1230 oC sıcaklıkta dört saat süre ile sinterlemeye tabi tutmuşlardır. Sinterleme
sonrası numunelere, 900 oC sıcaklıkta 100 MPa basınçta iki saat süre ile sıcak
izostatik sıkıştırma uygulamışlardır. Çalışmalarında toz metalürjisi yöntemiyle, Ti-
6Al-4V alaşımına farklı W tozu büyüklüğündeki ilavelerde, W tane boyutunun
artmasıyla sertlikte önemli artışın sağlandığı ve 0,72–2µm partikül büyüklüğüne
sahip W takviyesinde maksimum kopma dayanımı gözlemlemişlerdir. 0,72–2 µm
mertebesindeki W ilavesi ile sertlik artışından dolayı, aşınma dayanımında önemli bir
artışının sağladığını ortaya koymuşlardır. 45 µm partikül büyüklüğüne sahip W
tozlarının yapıda tamamen çözündüğü, 45–250 µm partikül büyüklüğüne sahip W
ilavesinde ise bazı bölgelerde tamamen çözünmediği ileri sürülmüştür. Mikroyapıda
tamamen çözünmeyen W takviyeli Ti-6Al-4V alaşımının kopma dayanımı, 0,72–2
µm mertebesindeki W ilavesi ile elde edilen Ti alaşımına göre yaklaşık % 13
oranında düşük olduğunu deneyler ile tespit etmişlerdir. 250 µm mertebesindeki W
ilave edilen alaşımın, çekme sırasında iç gözenekden dolayı kırılgan karakter
gösterdiği ve 2 µm büyüklüğündeki W takviyesi ile oluşturulan alaşımın daha
homojen yapıda olduğu metalografik çalışmalar sonrası tespit etmişlerdir. Tüm
malzemeler için, basma deformasyonu yüksek pekleşmeye ve 1500 MPa’ ın üzerinde
basma gerilemelerine, çekme deformasyonunun ise düşük pekleşme oluşturduğunu
ortaya koymuşlardır.
Güden vd. (2005), biyomedikal uygulamalar için Ti-6Al-4V toz metal kompaktların
basma testleri çalışmasında, numunelerin kimyasal kompozisyonu ASTM–1
standardına göre ve atomize yöntemiyle üretilmiş 75–250 mikron partikül
58
büyüklüğüne sahip tozlardan hazırlamışlardır. 15 mm çapında ve 10 mm
uzunluğunda ham briketler, oda sıcaklığında 400 MPa basınçta ve PVA
solüsyonunda (hacmin %10’ u), % 10 bağlayıcı malzeme kullanılan toz karışım
preslenerek elde edilmiştir. Sıkıştırma sonrası, 5 oC/dak. ısıtma ve soğutma hızında
1200 oC sıcaklığına ulaşılmış ve bu sıcaklıkta iki saat süreyle %99,99 saflıktaki
atmosferde, sıkıca kapatılmış dikey tüpler içerisinde sinterlemişlerdir. Bağlayıcıların
yanması ise, 450 oC sıcaklıkta 0,5 saat süreyle ısıtılarak gerçekleştirilmiştir. Quasi-
statik basma testleri üniversal çekme-basma cihazında gerçekleştirmişlerdir. Basma
işlemini, 1.6x10–3, 1.6x10–2 ve 1.6x10–1 üç farklı gerinim hızında yapmışlardır.
Basma deneylerinde, TM Ti6Al4V numunelerin yüksek basma hızlarındaki
davranışları incelenmiştir. 1200 oC sıcaklıkta sinterlenen numunelerin içyapısı,
iğnemsi yapıdan Widmanstatten yapıya dönüştüğünü SEM analizleri ile
göstermişlerdir. Yüksek gerinim hızında gerçekleştirilen quasi-statik deneylerde,
numuneler diyagonal eksen boyunca kesme bandı şeklinde karakter göstermiştir.
Deformasyon hızının artmasıyla basma mukavemeti ve akış gerilmelerinin her ikisi
de arttığını bildirmişlerdir. Taneler arası bölgelerde boşluk birleşimi ile mikro
çatlaklıklar ve sünek bölgelerde kırılmalar meydana geldiğini ortaya koymuşlardır.
Bakan vd. (2002), enjeksiyonda kalıplanmış 316L tozların sıvı faz sinterlemesi
üzerine yaptığı çalışmada, Nikelbor (NiB) ve Bor (B) katkılarının preslenmiş 316L
tozların sıvı faz sinterlemesine olan etkilerini sistematik olarak incelenmiştir. NiB
katkılı numunelerde 1285 oC sıcaklıkta sinterlenmesi ile 7,9 g/cm3 sinterlenmiş
yoğunluk değerine ulaşılabildiğini ileri sürmektedirler. B katkılı numuneler de ise,
1245 oC’ de sinterleme sıcaklığında, 7,9 g/cm3 yoğunluk değerlerine ulaşılabildiğini
bildirmişlerdir. NiB ilavesinin sinterleme sıcaklığı B ilavesine göre daha yüksek
seçilmiştir. NiB katkısının, özellikle çekme dayanımı ve % uzama değerlerinde
belirgin artış sağladığını, B katkısının % uzama miktarını düşürdüğünü deneysel
olarak tespit etmişlerdir. Bu farklılığın, B katkılı numunelerin mikroyapısında
süreklilik gösteren çökelti partikülleri ile NiB katkılı numunelerinin mikroyapısında
gözlenen süreklilik göstermeyen çökelti partiküllerinin sonucu olarak ortaya çıktığını
ileri sürmektedirler.
59
Akdoğan (1998), Ti-6Al-4V alaşımının biyokorozyon ve biyouyumluluk
özelliklerinin araştırılması üzerine bir çalışma yapmıştır. Biyouyumluluk ve
biyokorozyon deneyleri vücut ortamına yakın şartlarda incelenmiştir. Normal ve
aşınmalı korozyon deneyleri sonundan numunelerin elektrolite bıraktıkları aşınma
atıkları analiz edilmiştir. İncelemeler sonunda, 900 oC sıcaklıktaki tuz banyosunda 5
saat süreyle yüzeyi sertleştirilen numuneler, sertleştirilmeyen numunelere göre çok
daha az aşınma gösterdiğini ortaya koymuştur. Dolayısıyla yüzeyi sertleştirilen
numunelerin, biyomalzeme olarak daha üstün performans gösterdiğini belirtmiştir.
Hsiung ve Nieh (2004), TM TiAl alaşımlarının özellikleri ve mikroyapıları
çalışmasında, Ti-47Al-2Cr-2Nb, Ti-47Al-2Cr-1Nb-1Ta ve Ti-47Al-2Cr-1Nb-0,8Ta-
0,2W-B alaşımlarını incelemişlerdir. Alaşımlar sıcak extürüzyonla birlikte toz
metalürjisi yöntemiyle üretilmiştir. Numuneler, 200 mesh büyüklüğündeki gaz
atomize metoduyla üretilen TiAl tozları, 1150, 1250 ve 1400 oC üç farklı sıcaklıkta
extürüzyon işlemi ile kombineli toz metalürjisi yöntemiyle üretilmiştir. Numunelere,
extürüzyon sonrası 900 oC sıcaklıkta 10-4 vakumda 2 saat süreyle gerilim giderme ısıl
işlemi uygulamışladır. 650–1100 oC sıcaklıkta ve 10-6-10-4 s-1 gerinim hızında çekte
testi ve numuneler üzerinde metalürjik incelemeler yapmışlardır. Ayıca, 1400 oC
sıcaklıkta extrüzyon yapılan numunelerde 760–815 oC sıcaklıkta ve 35–750 MPa
gerilme durumunda sürünme deneyi yapmışlardır. Sonuçta, hazırlanan numunelerin,
çoğu yarı kararlı α fazı ve süper soğutulmuş durumda β7 β2 fazında olduğunu tespit
etmişlerdir. Ti-47Al-2Cr-1Nb-1Ta alaşımın yarı karalı β2 taneleri % 310–370
arasında çekme uzaması ile süper plastik davranış gösterdiğini bildirmişlerdir.
Çekme uzaması, 1250 oC sıcaklıkta extrüzyon yapılan Ti-47Al-2Cr-1Nb-1Ta alaşımı
numunelerde, önemli oranda azalma gösterdiği ve özellikle sürünme dayanımının W
ilavesiyle arttığını ileri sürmektedirler. Ti-47Al-2Cr-1Nb-0,8Ta-0,2W-B ve Ti-47Al-
2Cr-2Nb alaşımlarının benzer sürünme dayanım karakteristik gösterdiği, Ti-47Al-
2Cr-1Nb-1Ta alaşımının diğer iki alaşıma göre sürünme dayanımın önemli oranda
yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.
Godfrey vd. (1999), mekanik alaşımlandırılmış Ti6Al4V alaşımına bor ilavesinin
çekme özellikleri ve mikroyapı üzerine etkisini incelemişlerdir. Plazma döner
60
elektrot yöntemiyle üretilen Ti-6Al-4V alaşımına, elementel olarak sırasıyla % 0,
%0.1, % 0.5, % 1, 5 1.5 ve % 2 bor tozu ilave etmişlerdir. Hazırlanan altı farklı
kimyasal kompozisyondaki Ti alaşımı tozlar, 25 mm çapındaki saf Ti kutulara
konularak, 500 oC sıcaklıkta 150 MPa basınçta iki saat süreyle HIP metoduyla
preslendikten sonra 850 oC sıcaklıkta 150 MPa basınçta iki saat süreyle tekrar
preslenmiştir. Numunelerden elektro erozyon yöntemiyle 2 mm’ lik dilimler halinde
numune hazırlanmıştır. Bu numunelerin ikisini, 950 oC sıcaklıkta ve diğer ikisini
1050 oC sıcaklıkta iki saat süreyle hava ortamında soğutarak ısıl işleme tabi
tutmuşlardır. Diğer kalan numuneleri ise, sırasıyla 900, 950 ve 1000 oC sıcaklıkta iki
saat süreyle fırın ortamında soğutarak ısıl işleme tabi tutmuşlardır. Isıl işlemlerin
tane büyüklüğü ve β dönüşümünü nasıl etkilediğini metalografik çalışmalar sonrası
belirlemişlerdir. Bütün bor ilavelerinin ve 500 oC sıcaklıkta HIP uygulanan
numunelerde 3x10-3s-1 gerinim hızında çekme deneyi yapmışlardır. SEM
analizlerinde, gözenek miktarının oldukça düşük olduğunu ve eşeksenli bir
mikroyapı oluşturduğunu ortaya koymuşlardır. % 0.1 B düşük bor ilavesi ile Ti-6Al-
4V alaşımı benzer mikroyapı karakteristik göstermesine rağmen, tane sınırlarında ve
üçlü noktada β fazı oluşumu gözlemlemişlerdir. % 1.5–2 B takviyesi ile 5 mikron
tane büyüklüğü elde edildiğini ileri sürmektedirler. 1050 oC sıcaklıkta ısıl işlem
görmüş numunelerde % 27 eşeksenli, %73 Widmanstatten α fazı tanelerinin
oluştuğunu ve 1050 oC sıcaklığın üzerindeki ısıl işlem sıcaklıklarında tane
büyüklüğünün arttığını gözlemlemişlerdir. HIP ile imal edilen ve 950 oC sıcaklıkta
ısıl işlem uygulanmış numunelerde, çekme mukavemeti ve süneklikte iyileşme
meydana geldiğini rapor etmektedirler. % 0,5’ in üzerindeki B ilavelerinde, çekme
mukavemeti ve süneklikte düşüş gözlemlemişlerdir. Bunun aksine HIP uygulanmış
numunelerde % 0,5–2 ilavesi ile elde edilen düşük çekme mukavemet ve tokluk
değerlerinin, ısıl işlemle iyileştirilebileceğini vurgulamışlardır.
Krone vd. (2004), toz metalürjisi yöntemiyle hazırladıkları NiTi alaşımlarının
mekanik davranışlarını incelemişlerdir. NiTi alaşımlarının işleme zorluklarından
dolayı, implant uygulamaları için nihai ürün üretebilme üzerine yoğunlaşarak imal
ettikleri numunelerin mekanik özelliklerini ve metalürjik analizlerini yapmışlardır.
Önalaşımlandırılmış Ni-Ti alaşımını, % 50,85 ve % 49,55 Ni ilavesi ile A ve B grubu
61
olmak üzere, C grubu olarak ta % 49,5 Ni ilavesi ancak nitrojen, oksijen ve karbon
impürite oranları farklı olmak üzere üç grupta incelemişlerdir. A grubunda,
paslanmaz çelik HIP kapsülü içerisine doldurulan tozlar, 1065oC sıcaklıkta, 100 MPa
basınç altında üç saat süreyle preslenmiştir. HIP uygulandıktan sonra imal etikleri
numuneleri tornalayarak çekme numunesi hazırlamışlardır. B grubu NiTi alaşımı
tozlara, % 35 oranda organik bağlayıcı ile karıştırdıktan sonra çekme numunesi
geometrisine sahip kalıp içerisine enjeksiyon uygulamışlardır. B grubu numuneleri,
argon gazı ortamında 1270 oC sıcaklıkta beş saat süreyle sinterlemişlerdir. C grubu
numuneler, % 35 oranda organik bağlayıcı ile karıştırdıktan sonra çekme numunesi
geometrisine sahip kalıp içerisine enjeksiyon yapılmış ve daha sonra 10-4 mbar
vakum ortamında 1250 oC sıcaklıkta 10 saat süreyle sinterleme yapmışlardır. HIP
yapılmış ve düşük impürite oranına sahip A grubu çekme numunelerinde, yaklaşık
550 MPa çekme dayanımı ve % 2,8 gerinim kaydetmişlerdir. B grubu MIM yapılan
çekme numunelerinde, 750 MPa çekme dayanımı ve yaklaşık % 1,5 gerinim elde
etmişlerdir. C grubu numunelerde yaklaşık 750 MPa çekme dayanımı fakat % 3,8
gerinim ölçmüşlerdir. Sonuçlar değerlendirildiğinde, TM NiTi esaslı parçalarda
mekanik özelliklerin iyileştirilmesi için, ilk olarak yüksek saflıkta toz kullanımı ve
MIM yönteminin kullanılması önerilmektedir.
Lin vd. (2004), Ti 7,5 Mo döküm alaşımı, CP Titanyum, Ti6Al4V ve Ti13Nb13Zr
alaşımlarınının yorulma davranışlarını karşılaştırmalı olarak çalışmışlardır.
Alaşımların mikroyapılarını, numune tarzında parlatma ve Kroll çözeltisi (% 80 H2O,
% 10 HNO3, % 5 HF) ile dağlama işlemi yaptıktan sonra X-Ray ve optik
mikroskopta incelemişlerdir. ASTM E–446 standardına göre yorulma deneyi ve 8.33
x 10-6 m s-1 gerinim hızında çekme deneyi uygulamışlardır. Ti-6Al-4V alaşımının
tipik α/β alaşımı olduğunu ancak çarpılmaya uğramış hegzegonal sıkı paket tarzında
ve hegzegonal α’ fazının baskın olduğunu gözlemlemişlerdir. Ti-6Al-4V alaşımının
mikroyapı incelemelerinde, nadiren görülebilen β faz tane sınırları ile iğnemsi
martenzitik yapının görüldüğünü ortaya koymuşlardır. Bütün alaşımlar içerisinde en
yüksek elastisite modüle sahip Ti-6Al-4V olduğunu ve kemiğe en yakın elastisite
modülünün ise Zr içerikli alaşımın olduğunu tespit etmişlerdir. Cp Titanyum ve Ti-
6Al-4V alaşımlarının yorulma dayanımının, Ti–7.5Mo ve Ti-13Nb-13Zr
62
alaşımlarından daha yüksek olduğunu, yorulma performansı üzerine gözenek
morfolojisi, mekanik özelliklerin ve döküm hatalarının etkili olduğu sonucuna
varmışlardır.
Archbold (1999), porozlu kaplanmış Ti-6Al-4V ELI alaşımının mekanik
özelliklerine sinterleme sıcaklığının etkisi konulu yüksek lisans tezinde, 150–250 µm
partikül büyüklüğündeki tozları kullanarak 1250 oC, 1275 oC, 1300 oC ve 1315 oC
sıcaklıklarında 10-5 torr vakum ortamında sinterleme yapmıştır. Dört faklı sinterleme
sıcaklığında oluşan sinter boyun temas çapı ve alt malzeme ile kaplama arasındaki
ara yüzey geometrisini elektron tarama mikroskobu ile belirlemiştir. Metalografik
çalışması sonrası, yorulma ve kayma mukavemetini önemli oranda etkileyen sinter
boyun temas çapının, sinterleme sıcaklığı ile arttığını tespit etmiştir. 1300–1315 oC
sinterleme sıcaklığında, sinter boyun temas çapının çok daha fazla arttığını ileri
sürmektedir. Ayrıca, sinter boyun temas çapının artmasıyla, yorulma ve kayma
dayanımında önemli bir artışın sağlandığını bildirmiştir. TM yöntemiyle yaptığı
gözenekli kaplamanın, alt malzemeden ayrılması için gerekli kayma kuvvetinin,
1250 oC sinterleme sıcaklığı ile elde edilen numunelerde 980 N, 1315 oC sinterleme
sıcaklığı ile elde edilen numunelerde kayma kuvvetin 1880 N mertebesinde
gerçekleştiğini kayma deneyleri ile belilemiştir. Çalışma sonrası, porozlu Ti-6Al-4V
alaşımında optimum sinter boyun temas çapının ve mekanik özelliklerin elde
edilebilmesi için, 10-5 vakum ortamında, 1300-1315 oC sinterleme sıcaklığını
önermiştir.
Benerje vd. (2004), Ti-Nb-Zr-Ta (TNZT) ve Ti-Mo-Zr-Fe (TMZF) alaşımlarının
dayanım arttırma mekanizmaları üzerine çalışmışlardır. İki elastisite modülü düşük
ve özellikle implant malzemesi olarak geliştirilen β Ti alaşımlarının, yaşlandırma ve
homojenleştirme işlemi uygulanmış durumda kritik mukavemet arttırma
mekanizmasının gelişip gelişmediğini SEM ve TEM analizleri ile araştırmışlardır.
Homojenleştirilmiş TNZT alaşımı olarak inceledikleri Ti-34Nb-9Zr-8Ta β
alaşımında, elastisite modül ve sertlik değerlerindeki artışın, β kararlaştırıcı Nb ve
Ta elementlerinin oluşturduğu yarı karalı β2 süper kafes sisteminin oluşması
(deforme olmuş) ile gerçekleştiğini tespit etmişlerdir. Yaşlandırma işlemi
63
uyguladıkları TMZF alaşımı olan ve 13Mo-7Zr-3Fe kimyasal içeriğe sahip β Ti
alaşımında ise, mukavemet artırma mekanizmasının homojenleştirme ısıl işleminden
farklı olduğunu tespit etmişlerdir. Yaşlandırma uygulanmış TMZF alaşımında
oluşan mukavemet artışını, β2 süper kafes sisteminin (deforme olmamış) yanı sıra
ikincil α tanelerinin yoğunlaşması olarak nitelendirmektedirler. Yaşlandırılmış
durumdaki Ti alaşımında oluşan sertlik ve mukavemet artışının (pekleşme)
homojenize edilmiş duruma göre daha yüksek olduğu ve bunun nedeninin çökelmiş
ince ikinci α faz taneciklerinin yanı sıra düzenli ve deforme olmamış β2 süper kafes
sisteminin olduğunu belirtmişlerdir.
Wen vd. (2006), biyomedikal uygulamalar için TiZr alaşımının üretimi ile ilgili
çalışmalarında, %99,9 saflıktaki ve 45 µm partikül büyüklüğüne sahip Ti tozu ile 150
µm partikül büyüklüğündeki Zr tozlarını elementel olarak karıştırıldıktan sonra 66
KPa basınçta argon atmosferi ortamında mekanik alaşımlamaya tabi tutularak TiZr
alaşımını imal etmişlerdir. Toz karışım 200 MPa basınçta sıkıştırıldıktan sonra 300 oC sıcaklıkta beş saat ilk sinterleme işleminden sonra 1300 oC sıcaklıkta iki saat
süreyle ikinci kez sinterleme işlemi yaparak silindirik (çap 12x15mm) numune imal
etmişlerdir. 200–500 µm gözeneğe sahip numunelerde basma deneyi
uygulamışlardır. Basma deneyi sonucu olarak, TiZr köpük malzemenin elastisite
modülünün kemiğe yakın değerde olduğunu kaydetmişlerdir. TiZr alaşımının, toz
metalürjisi ile sağlanan gözenek yapısı ve mekanik özelliklerinin doğal kemik yapısı
ile örtüştüğünü tespit etmişlerdir.
Frary vd. (2003), toz metalürjisi metoduyla Ti ve Ti-6Al-4V alaşımına sırasıyla % 0 ,
%10, %15 oranlarında W takviye ilave ederek, altı kimyasal içeriğe sahip bu
alaşımların mekanik ve metalürjik özelliklerini belirlemişlerdir. Yaklaşık 125 µm Ti
tozları ve 50 µm Ti-6Al-4V tozları içerisine 3 µm mertebesinde W tozu takviye
ederek, önce 375 MPa basınçta CIP metoduyla preslemişlerdir. Vakum ortamında ve
1230 oC sıcaklıkta 2,5–4 saat süreyle sinterleme yaptıktan sonra, 100 MPa basınçta
ve 1230 oC sıcaklıkta iki saat süreyle HIP uygulamışlardır. Bu şekilde imal ettikleri
altı farklı Ti alaşımlarının 200 g yükü 10 sn süre uygulayarak mikrosertlik
ölçmüşlerdir. Ayrıca, argon atmosferi altında 25, 315, 425, 540 1230 oC sıcaklıkta
64
çekme deneyleri yapmışlardır. Saf Ti alaşımında W içeriğinin artmasıyla
mikrosertliğin lineer olarak arttığı, ancak Ti-6Al-4V alaşımında % 0–10
mertebesindeki W takviyesinin mikrosertliği arttırdığını, % 15 W takviyesinde ise
sertlik değerini etkilemediğini tespit etmişlerdir. Oda sıcaklığında yaptıkları çekme
deneylerinde ise, tüm alaşımlarda W takviyesinin artmasıyla tokluğun azaldığı ancak
çekme mukavemetinin arttığını gözlemlemişlerdir. Ti/10W alaşımının Ti-6Al-4V
alaşımı ile benzeş mekanik özelliklere sahip olduğu, Ti/15W alaşımının ise Ti-6Al-
4V/10W alaşımı ile benzer çekme/gerinim eğrisine sahip olduğunu tespit etmişlerdir.
315 ve 425 oC sıcaklıkta yaptıkları çekme deneylerinde, saf Ti alaşımı, W ilavesi ile
oldukça kırılgan karakteristik gösterdiğini bildirmişlerdir. Saf Ti alaşımı ve W
içeriklerinde, sıcaklığın etkisiyle çekme mukavemeti değerlerinde yaklaşık % 50
oranında azalma, Ti-6Al-4V alaşımı ve W içeriklerinde ise, çekme mukavemeti
değerinde yaklaşık % 30 oranında azalma gerçekleştiğini ileri sürmektedirler. W
elementinin, Ti ve Ti-6Al-4V alaşımları içerinde yarı çözünmüş katı eriyik durumda
olduğunu SEM analizleri ile belirlemişlerdir. Ti-6Al-4V alaşımının biyomalzeme
uygulamalarında, V ve Al içeriğinin istenilmeyen toxicleri oluşturabileceğine karşın,
benzeş mekanik karakteristik gösteren Ti/10W alaşımı ile değiştirilebileceğini ileri
sürmektedirler.
Aoki vd. (2004), Ti-6Al-4V alaşımına Cu ilavesinin mekanik özelliklere etkisini
incelemişlerdir. Çalışmalarında, Ti-6Al-4V alaşımına % 1, % 4, ve % 10 oranında
bakır ilave ederek imal ettikleri alaşımın mekanik özellikleri ile, Cp Titanyum ve Ti-
6Al-4V alaşımının mekanik özelliklerini deneysel olarak belirlemişlerdir. Çekme
testini 0.25 mm/dakika gerinim hızında ve mikrosertlik ölçümlerini ise 100 g yük 15
sn. uygulayarak yüzeyden 25 µm ve 300–350 µm mertebesindeki derinlikten ölçüm
alarak gerçekleştirmişlerdir. Bakır takviyesiyle sertlik değerinin arttığı, çekme
mukavemetinin azaldığı ve % boyut uzamanın sıfır değerine yakınlaştığını ortaya
koymaktadırlar. Ayrıca % 10 bakır ilavesindeki numunelerde kopma dayanımının
çekme dayanımı değeri ile aynı olduğunu ve elastisite modülünü % 25 oranında
arttırdığını, % 4 bakır ilavesi ile elastisite modülün % 26 oranında düştüğünü ispat
etmişlerdir. Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-4V/1Cu alaşımlarında sünek kırılma, Ti-6Al-4V-
4Cu ve Ti-6Al-4V-10Cu alaşımlarında ise gevrek kırılmanın oluştuğunu
65
metalografik çalışmalarla ortaya koymuşlardır. Ti-6Al-4V/1Cu ve Ti-6Al-4V-4Cu
alaşımlarının mekanik özelliklerinin, diş implantlarında kullanılabilirliğine müsaade
ettiğini rapor etmişlerdir.
66
3. MATERYAL VE YÖNTEM
Deneysel araştırmalar için belirlenen deney planı Şekil 3.1.’ de verilmiştir.
Şekil 3.1. Deneysel çalışmalar için belirlenen deney planı
Metalografik Çalışmalar Optik ve SEM-EDS ve mikroskop incelemeleri
Deneysel Çalışmalar
Alaşımların Belirlenmesi
Sıkıştırma Kalıbının Tasarımı ve İmalatı
TM Numunelerin Üretimi
Karışım Oranlarının Belirlenmesi Karıştırma İşlemi
Sıkıştırma İşlemi
Sinterleme İşlemi
Mekanik Deneyler
Çekme Deneyi
Üç Noktadan Eğme Deneyi
Mikro Sertlik Ölçümleri
Aşınma Deneyi
Fiziksel Özelliklerin Tayini
%Yoğunluk Değişim
% Boyutsal Değişim
Kırık yüzey incelemeleri
67
3.1. Alaşımların Belirlenmesi
Literatür araştırması sonrası, biyomalzeme veya implant uygulamalarında yaygın
olarak kullanılan dört farklı titanyum alaşımı belirlenmiştir. Deneylerde kullanılan
alaşımların, kimyasal kompozisyonları ve diğer özellikleri sırasıyla aşağıdaki
çizelgelerde verilmiştir.
Çizelge 3.1. Ti-6Al-4V alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu
Alaşım Elemanı Ti Al V Zn-S
Ağırlık (%) 90 6 4 0,6
Ergime Sıcaklığı (oC) 1668 660 1910 120-124
Toz Boyutu (µm) 44 63 44 -
Toz Morfolojisi %70 Küresel+ %30 köşeli Köşeli Küresel -
Çizelge 3.2. Ti-6Al-7Nb alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu
Alaşım Elemanı Ti Al Nb Zn-S
% Ağırlık (%) 87 6 7 0,6
Ergime Sıcaklığı (oC) 1668 660 2477 120-124
Toz Boyutu (µm) 44 63 44 -
Toz Morfolojisi %70 Küresel+ %30 köşeli Köşeli Küresel -
Çizelge 3.3. Ti-5Al-2,5Fe alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu
Alaşım Elemanı Ti Al Fe Zn-S
Ağırlık (%) 92.5 5 2.5 0,6
Ergime Sıcaklığı (oC) 1668 660 1538 120-124
Toz Boyutu (µm) 44 63 44 -
Toz Morfolojisi %70 Küresel+ %30 köşeli Köşeli Köşeli -
Çizelge 3.4. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımını oluşturan tozların kimyasal kompozisyonu
Alaşım Elemanı Ti Al V Ta Zn-S
Ağırlık (%) 86 6 4 4 0,6
Ergime Sıcaklığı (oC) 1668 660 1910 3017 120-124
Toz Boyutu (µm) 44 63 44 44 -
Toz Morfolojisi %70 Küresel+ %30 köşeli Köşeli Köşeli Küresel -
68
Çizelgelerde verilen, Ti-6Al-4V alaşımı ASTM Grade 5, Ti-6Al-7Nb alaşımı ASTM
F 1295, Ti-5Al-2.5 Fe alaşımı ISO Part 10 standartlarına göre hazırlanmıştır. Ti-6Al-
4V-4Ta ise literatürde yeni implant malzemesi olarak tanımlanmış ve bu çalışmada
da, Ta’ nın Ti-6Al-4V malzemesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Dört faklı Ti
alaşımından imal edilen numuneler için, ilk olarak sıkıştırma kalıbının tasarımı ve
imalatı gerçekleştirildi. TM Ti alaşımlarının mekanik, metalürjik ve tribolojik
özelliklerinin araştırılması için, yirmişer adet ham numune sıkıştırılarak, sinterleme
işlemi yapıldı. Sıkıştırma ve sinterleme koşulları ön deneysel çalışma ve literatür
araştırma sonrası belirlendi. İmal edilen TM Ti alaşımlarının implant
uygulamalarında kullanılabilirliği mekanik, tribolojik deneyler ve metalürjik
araştırma sonrası belirlenmiştir. Ayrıca, literatür araştırması sonrası elde edilen
döküm Ti alaşımlarının değerleri ile kıyaslanmıştır.
3.2. Sıkıştırma Kalıbının Tasarımı ve İmalatı
Sıkıştırma kalıbı, deneylerde kullanılan tozların görünür yoğunluk değerlerine ve
imal edilecek numune geometrisine göre tasarlanmıştır. Dört farklı alaşımın temel
elementi titanyum tozunun ham durumda kalıp doldurma yüksekliği, alt zımbanın
matris kalıba giriş mesafesi ve üst zımbanın ise ilk eksenleme giriş mesafesi
hesaplanmıştır. İlk olarak, her alaşım için döküm yoğunluğuna göre yaklaşık % 90
ham yoğunluk değeri baz alınarak, Şekil 3.2.’ de görülen ve imal edilmesi planlanan
numune geometrisine göre, numune başına düşen ağırlık, hacim ve kalıp doldurma
yüksekliği hesaplanmıştır. Bu durum aşağıda izah edilmiştir.
Şekil 3.2. İmal edilen numune geometrisi
55 10
10
69
Ti-6Al-4V alaşımı için döküm yoğunluğu 4.42 g/cm3 olduğuna göre;
TM numunenin yoğunluğu (ρ): 90.042,4 × =3,97 g/cm3
Numune Hacmi (v): 115,5 ×× = 5,5 cm3
Bir numune ağırlığı (m): YogunlukHacim×
m= 3,97x5,5= 21,835 g olarak hesaplanmıştır.
Alaşımlar Ti esaslı olmasından dolayı kalıp doldurma yüksekliği deneme usulüyle 15
mm olarak tespit edilmiştir. Bu durumda, elementel olarak hazırlanan Ti-6Al-4V
tozunun görünür yoğunluğu (Gy);
Doldurma hacmi (v1): 1x1,5x5,5=8,25 cm3
Gy= imcahamrudloDığılrığaenumunmiriB
Gy=25,8835,21 = 2,64 g/cm3’ tür.
Bu yöntemle Ti-6Al-7Nb alaşımını oluşturan toz karışımın görünür yoğunluğu 2,71
g/cm3, Ti5Al2.5Fe alaşımının görünür yoğunluğu ise 2,66 g/cm3 olarak
hesaplanmıştır. Bu hesaplamalara göre tasarlanan sıkıştırma kalıbı Şekil 3.3.’ de
verilmiştir.
Şekil 3.3. Sıkıştırma kalıbının konstrüktif şekli
26
9.95
9.77
9.9515
89 89
82
148
10.00
4.4
54.95
54.95
54.75
55
Dişi Kalıp Üst Zımba Alt ZımbaSıcak Geçme
10
33.4
(3.1)
(3.2)
70
Şekil 3.3.’ de görüldüğü gibi, dişi kalıp sıcak geçme yöntemiyle iki ayrı malzemeden
imal edilmiştir. İçteki kalıp malzemesi sıkıştırma basıncına maruz kaldığından dolayı
1.2080 soğuk iş takım çeliğinden, dıştaki kalıp malzemesi ise 1.1040 sementasyon
çeliğinden, zımba malzemesi ise Calmax krom-molibden-vanadyum alaşımlı takım
çeliğinden imal edilmiştir. Kalıp imalatından sonra, zımba ve içteki dişi kalıp
malzemeleri gerekli sertlik artışı için ısıl işlem yapılmıştır. İçteki kalıp malzemesi, tel
erozyonda işlenerek imal edilecek numune geometrisi oluşturulmuş, daha sonra
taşlama ve polisaj işlemine tabi tutularak parlatılmıştır. Dıştaki dişi zarf malzeme çap
82 mm iç tornalama yapılarak, içteki dişi kalıp sıcak geçme ile dıştaki dişi kalıp
içerisine yerleştirilmiştir. Dişi kalıp ile hareketli üst zımba arasında toz yapışma
eğilimini azaltmak için, dişi kalıp yüzeyi fiziksel buhar biriktirme metoduyla 2-3 µm
mertebesinde kromnitrür kaplanarak yüzey sertliği 2800-3000 VSD aralığında
arttırılmıştır. Üst Zımba malzemesi ise, CNC işleme merkezinde dişi malzeme ile
0.05 mm dar toleransında ve iki kademede işlenmiştir. Şekil 3.3’ de görüldüğü gibi,
üst zımbanın sıkıştırma yapan bölgesi dar toleransta, diğer kısmı ise boşluklu imal
edilerek sürtünme yüzey alanı azaltılmıştır. Bu sayede, ortalama 44–100 µm
boyutundaki toz partiküllerinin preslenmesi sırasında, dişi kalıpla üst zımba
arasındaki sıkışma en aza indirilmiştir. Bu kalıp sisteminde, alt zımba ve dişi matris
hareketsiz, üst zımba eksen boyuca sıkıştırma işlemini gerçekleştirmektedir.
3.3. Numunelerin İmal Edilmesi
Karışım oranlarının belirlenmesi ve karıştırılması: Numunelerin imalatının
gerçekleştirilmesi için ilk olarak, alaşımdaki elementlerin % ağırlıkları
hesaplanmıştır. Bu durum aşağıda izah edilmektedir.
Ti-6Al-4V malzemesi için döküm yoğunluğu 4.42 g/cm3' tür ve döküm malzeme
için, numune başı ağırlık 24,31 g.’ dır. Toz numunede ise, %90 ham yoğunluk
tasarlandığında, numune başına toz ağırlığı 22 g.’dır. Elementel olarak karıştırma
işlemi konik karıştırıcıda yapılmıştır. Konik karıştırıcının hacmi yaklaşık 550 cm3'
tür. Homojen karışım için, toplam toz karışımın hacmi, karıştırıcı hacminin
maksimum % 60’ ı kadar olmalıdır. Toplam toz karışımı 330 g. olarak hesaplanmıştır
71
ve bu miktar ile 15 numune imal edilmiştir. Deneysel çalışmalarda kullanılan dört
farklı Ti alaşımı için toz karışım hesaplamaları aşağıda verilmiştir. Toz karışımları
Precisa 310M marka 0,001g hassasiyetindeki terazi ile hazırlanmıştır.
330 g. ağırlıkta;
Zn-S(%0.6)=1,98 g. (yağlayıcı)
Ti (%90)=295,218 g. 70’i küresel toz tipi: 206,65, %30’ i köşeli toz tipi: 88,56 g.
Al(%6)=19,681 g.
V(%4)=13,12 g.
Yüksek ham yoğunluk değerine ulaşmak için küresel ve köşeli olarak iki farklı tipte
Ti tozu karıştırılmıştır. Ti-6Al-4V alaşımını oluşturan tozlar, torna tezgâhına
bağlanan konik karıştırıcı 22 dev/dak. hızda 20 dakika süreyle döndürülerek
karıştırılmıştır. Karıştırma işleminin yapıldığı konik karıştırıcının geometrik şekli
Şekil 3.4.‘de gösterilmiştir.
Şekil 3.4. Çift taraflı konik karıştırıcı
Sıkıştırma İşlemi: Sıkıştırma yapılmadan önce, alt zımba dişi kalıba geçirilerek kalıp
içerisine bir numune ağırlığında toz doldurduktan sonra tozların kalıp içerinde aynı
yükseklikte dolması sağlanmıştır. Üst zımba dişi kalıp yuvasına eksen boyunca
düzgünce yerleştirilip, 40 tonluk basma cihazında, her bir Ti alaşımı için sıkıştırma
basıncı, literatür bilgisine dayanarak ve ön deneysel çalışma sonrası belirlenmiştir.
Ti-6Al-4V alaşımı için sıkıştırma basıncı Şekil 3.2.’ de verilen numune yüzey
alanına (A) göre hesaplanmıştır. Ti-6Al-4V için sıkıştırma basıncı (P) literatür
araştırması sonrası (Fores vd., 1985) 530 N/mm2 seçilmiş ve sıkıştırma kuvveti (F);
Toz doldurma
72
AFP =
A= Genişlik x Boy
A=10x55=550 mm2
F= 530 N/mm2 x 550 mm2
F= 291500 N veya 29,1 ton olarak hesaplanmıştır.
Şekil 3.5.’ de görülen kalıp sistemi ve imal edilen ham numune, ALŞA marka
çekme-basma cihazında, Ti-6Al-4V alaşımı 29,1 t yükleme ile, Ti-6Al-7Nb alaşımı
24,5 t, Ti-5Al-2,5Fe alaşımı 27 t ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise 29,1 t sıkıştırma
kuvvetiyle ve 2,5 mm/dak. sıkıştırma hızıyla preslenerek imal edilmiştir. Sıkıştırma
öncesi kalıp cidarları ve zımba yüzeyleri Zn-S ile yağlanmıştır. Sıkıştırma
yapıldıktan sonra, alt zımba çıkartılarak, yine üst zımbaya sıkıştırma kuvvetinin
1/10’ u kadar ve yaklaşık 2,8 t sıyırma kuvvetiyle kalıptan çıkartılmıştır. Bu tarzda
toplam 80 ham numune imal edilmiştir.
Şekil 3.5. Sıkıştırma kalıbı ve imal edilen ham numune
Sinterleme İşlemi: Titanyum yüksek sıcaklıkta dış ortamdaki oksijenle kolayca
reaksiyona giren karakteristiğe sahip bir malzeme olmasından dolayı, sinterleme
rejimi literatür araştırması ve ön deneysel çalışma sonrası belirlenmiştir. Sinterleme
işlemi, ilk olarak 5 oC/dakika ısıtma hızında 400 oC sıcaklığa kadar yapılmış ve bu
sıcaklıkta 20 dakika bekletilerek yağlayıcı giderilmiştir. Daha sonra, aynı ısıtma
hızında 1200 oC sinterleme sıcaklığına ısıtılıp bu sıcaklıkta iki saat süre bekletilerek
sinterleme gerçekleştirilmiştir. Sinterleme, argon koruyucu gaz ortamında ve tüp fırın
içerisinde yapılmıştır. Sinterleme sırasında altlık malzeme ile reaksiyonu önlemek
için, numuneler grafit plakalar üzerinde sinterlenmiştir. Numuneler, 5 oC/dakika
soğutma hızı ile fırın ortamında oda sıcaklığına kadar bekletildikten sonra dış ortama
(3.4)
(3.3)
73
alınmıştır. Bir sinterleme rejiminde 3 numune sinterlenmiş ve her bir sinterleme
rejimi 10 saat sürede gerçekleştirilmiştir.
3.4. Mekanik Deneyler
TM yöntemiyle üretilen ve biyomalzeme olarak kullanılan Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb,
Ti-5Al–2,5Fe ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımlarından elde edilen numunelerin mekanik
özelliklerini karakterize edebilmek için, çekme, üç noktadan eğme, mikrosertlik
testleri yapılmıştır. Ayrıca açık akma karakteristiği göstermeyen TM Ti alaşımlarının
elastisite modül değerleri, sonik sistemle belirlenmiştir.
3.4.1. Çekme Deneyi
Çekme deneyleri ALŞA marka üniversal çekme-basma deney cihazında yapılmıştır.
Her bir Ti alaşımı için üç adet çekme numunesi hazırlanmış olup, dört farklı Ti
alaşımı için 12 adet çekme numunesi imal edilmiştir. Çekme numuneleri, torna
tezgâhında 1500 dev/dak. yüksek devirde, 0,01 mm talaş derinliği ve 0,1 mm/dev
ilerleme hızında işlenerek imal edilmiştir. Ti alaşımlarının işleme zorluklarından
dolayı, elmas kesici takım kullanılmış ve talaş derinliği minimum mertebede
seçilerek arzu edilen yüzey hassasiyeti elde edilmeye çalışılmıştır. Tornalama
işleminden sonra, yine torna tezgâhında iki punta arasına bağlanıp, 1200 ve 2000
mesh zımpara ile zımparalanarak yüzeylerdeki ince çizikler giderilmiştir. Soğutma
sıvısı kullanılmamıştır.
Deneyler oda sıcaklığında TS 138’ e göre yapılmıştır. Çekme deneyine tabi tutulan
dört farklı TM Ti alaşımı numunelerin, çekme dayanımı, % kesit daralma ve uzama
değerleri, poisson oranı değeri belirlenmiştir. Ayrıca, implantasyon için oldukça
önem arz eden elastisite modül değerleri, özellikle biyomedikal malzemelerin
elastisite modül ölçümünde kullanılan Computer-Controlled Ultrasonic
Pulser/Receiver cihazı ile, 35MHz (-3dB)’ lik ultra sonik band aralığı kullanılarak
belirlenmiştir. Her bir alaşımın elastisite modülünün belirlenmesi için, 7x10x10 mm
74
YÜK
ALT PLAKA
boyutlarında numune hazırlanmıştır. Bu sayede, dört farklı TM Ti alaşımı için, daha
mukavemetli yapıya sahip ancak kemiğe yakın yoğunluk ve elastisite modül
değerleri tespit edilmiştir. Çekme deneyi için standart çekme numune boyutları ve
elastisite modül numunesi Şekil 3.6.’ da verilmiştir.
(a) (b) Şekil 3.6. a) Elastisite modül numunesi b) çekme deney numunesi boyutları
3.4.2. Üç Noktadan Eğme Deneyi
Eğme deneyleri Controls (Milano) marka, 3000 kgf maksimum yük kapasitesine
sahip eğme cihazında yapılmıştır. Her bir Ti alaşımının eğme dayanımı
karakterizasyonu üç numune ile belirlenmiştir. Standartlara uygun eğme deneyi için,
Şekil 3.7.’ de verilen ve iki noktadan mesnetlenerek tek noktadan eğme yükünün
uygulanabilmesi için aparat imal edilmiştir.
Şekil 3.7. Eğme deney numunesi boyutları
Mesnetlerde kesme gerilmesinin oluşumunu engellemek için mesnetlerin temas
bölgelerinde radyüs oluşturularak önlem alınmıştır. Numunelerde kopma oluşana
7
10
75
kadar F yükü sabit bir hızda arttırılmıştır. Her bir TM Ti alaşımının eğme dayanım
eğrisini elde edebilmek için, her 0,1 mm sehim miktarına karşılık gelen eğme yükü
tespit edilmiştir. Her bir alaşımın maksimum kırılma yükü ve sehim miktarları
kullanılarak eğme dayanımları hesaplanmış, karşılaştırmak üzere değerlendirilmiştir.
3.4.3. Mikrosertlik Deneyi
Dört farklı TM Ti alaşımı için ayrı ayrı mikrosertlik ölçümleri yapılmıştır.
Numunelerin boyuna yan yüzeylerinden ve sıkıştırma yönüne paralel alın
yüzeylerinden mikrosertlik ölçümleri alınmıştır. Mikrosertlik ölçme işlemleri
Metkon MH3 marka mikrosertlik cihazında vickers ucu kullanılarak, 200 g yük 20 sn
uygulanarak yapılmıştır. Numune üzerinden ölçüm yapılan yüzeyler Şekil 3.8’ de
gösterilmiş ve belirtilen yüzeyler setlik ölçümü öncesi zımpara ile zımparalanmıştır.
Şekil 3.8. Mikrosertlik ölçümünün yapıldığı yüzeyler
3.4.4. Aşınma Deneyleri
İmplant uygulamalarında kullanılan malzemenin tribolojik özelliklerinin
belirlenmesi, uzun süreli servis ömrü için önem arz ettiğinden dolayı, TM Ti
alaşımlarının tribolojik özellikleri araştırılmıştır. Malzemenin aşınma performansı
aşınma direnci olarak nitelendirilmekte ve her bir malzemenin aşınma direnci belli
yük, çevresel hız ve alınan yol (devir) şartlarında oluşan malzeme kaybı olarak
değerlendirilmiştir. Aşınma deneyleri, PLINT firmasının TE53 Slim-Multipurpose
model aşınma ve sürtünme cihazında gerçekleştirilmiştir. Adheziv aşınma deneyine
tabi tutulan numunelerin sürtünme katsayıları ve sürtünme kuvvetleri Honeywell
10
10
55
Sıkıştırma yönü
76
marka Multitrendplus V5 marka veri toplayıcı ile anlık olarak ölçülmüş ve 3000 veri
ile nitelendirilmiştir. Aşınma deney düzeneği Şekil 3.9.’ da verilmiştir.
Şekil 3.9. Aşınma ve sürtünme test düzeneği
Deney düzeneği üzerinde görülen aşındırıcı disk DIN 1.2379 soğuk iş takım
çeliğinden imal edilmiştir. Ayrıca, aşındırıcı disklerin yüzeyleri 0.01 mm
hassasiyetinde taşlama yapıldıktan sonra yüzeyleri 3 mikron kalınlığında ve yaklaşık
1200 HV sertliğinde Azot-Argon nitrasyonu yapılarak kaplanmıştır. Her bir TM Ti
alaşımının aşınma direnci, 10x10x10 mm boyutlarında küp şeklinde numuneler
hazırlanarak, 75 N yükleme ve 0,25 m/s. disk dönme hızı deney parametreleriyle
kuru ve vücut sıvısına benzer hank sıvı ortamında yağlamalı olmak üzere iki
durumda tespit edilmiştir. Kuru ve yağlamalı durumda yapılan adheziv aşınma
deneylerinde her 2000 tur kayma mesafesinde ağırlık kaybı ölçülerek toplam 12000
tur kayma mesafesine ulaşılmıştır. Adheziv aşınmaya maruz bırakılan numunelerin,
aşınma öncesi ve sonrası Ra ve Rt yüzey pürüzlülük değerleri ölçülmüştür. Yüzey
pürüzlülük değerleri, Mitutoyo Surftest III marka cihaz ile cut-off değeri 0.08 mm ve
hareket hızı 2 mm/s şartlarında belirlenmiştir.
Aşındırıcı disk
Uygulanan Yük
Veri toplama ünitesi
Numune ve sürtünme şekli
Hank sıvısı kabı
77
3.5. Fiziksel Özelliklerin Tayini
Bu çalışmada, imal edilen TM Ti alaşımı numunelerin sinterleme öncesi ve sonrası
yoğunluk ölçümleri Arşimet metoduyla belirlenmiştir. Sinterleme sonrası % boyut ve
yoğunluk değişimi onüç adet numune üzerinden ölçümler alınarak tespit edilmiştir.
Tespit edilen % boyut değişimi ile, kalıp tasarımı, uygulanacak sıkıştırma yükünün
belirlenmesi, imal edilecek parçanın kendine çekme payını verme gibi parametreler
optimize edilebilmektedir. % yoğunluk değişimi ile, sinterleme öncesi ham yoğunluk
değerinin sinterleme sonrası ne kadar teorik yoğunluğa ulaşılabildiği konusunda bilgi
vermektedir.
3.6. Metalografik Çalışmalar
İlk olarak, TM ile imal edilen dört farklı Ti alaşımının mikroyapılarının incelenmesi
için optik mikroskop çalışmaları yapılmıştır. Mikroyapı incelemeleri ve aşınma
yüzey morfolojisi Olympus Bx51 model polarizen mikroskopta gerçekleştirilmiştir.
Mikroyapı incelemeleri için, her bir alaşımın numune ön hazırlık aşamasında, 400,
600, 800, 1200 ve 2000 numara zımpara ile zımparalanmış ve elmas macun ile
parlatma işlemi yapılmıştır. Dağlama sıvısı ise literatür araştırması sonrası
belirlenmiş ve % 10 HF, % 5 HNO3 ve % 85 H2O kimyasal kompozisyon
hazırlanarak dağlama işlemi yapılmıştır. Daha sonra optik mikroskopta, aynı
koşullarda imal edilen Ti alaşımı numunelerin gözenek yapıları ve mikroyapı
oluşumları incelenmiştir.
İkinci olarak, numunelerin farklı oranlarda büyütülmüş mikroyapı incelemeleri
ZEISS marka Supra 50 VP model Taramalı Elektron Mikroskobunda (SEM)
yapılmıştır. Benzer sinterlenmiş yoğunluk değerine sahip dört farklı TM Ti
alaşımlarının mikroyapıları, gözenek dağılımı ve büyüklükleri, mikroyapı
dönüşümleri SEM analizleri ile daha iyi tanımlanmaya çalışılmıştır. Aynı
numunelerin EDS analizleri ile titanyum matris içerisinde Nb, Ta ve V gibi
elementlerin tam olarak çözünüp çözünmediği ve bu elementlerin yapı içerinde
homojen dağılımı incelenmiştir.
78
Diğer bir metalografik analiz olarak eğme numunelerinde oluşan kırık yüzeylerin
incelenmesi için yine SEM cihazı kullanılmıştır. Deneysel verilerden elde edilen
sonuçlar kırık yüzeyi incelemeleri ile desteklenmiş, kırılma tipleri SEM
fotoğraflarıyla ortaya konulmuştur. Ayrıca, kırık yüzeyi incelemelerinde, sinterleme
sonrası iki partikül arasında gelişen sinter boyun yarıçapı belirlenmeye çalışılmıştır.
Böylece, sinterleme sıcaklığı ve süresinin, bu Ti alaşımlarında yeterli olup olmadığı
tespit edilmiştir. Son olarak, tribolojik özellikleri araştırılan numunelerde, aşınma
yüzeylerinin karakteristiği, aşınma tipi ve aşınma yüzey genişlikleri incelenmiştir.
Kuru sürtünme ile sıvı sürtünme sonrası oluşan aşınma tipi arasındaki fark yapılan
metalografik analizlerle tespit edilmiştir.
79
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. Boyut ve Yoğunluk Değişimi
Her bir TM Ti alaşımı için, sinterleme öncesi ham yoğunluk değerleri ve sinterleme
sonrası yoğunluk değerleri Arşimet metodu ile hesaplanmıştır. Boyutsal ölçümler,
0.01 mm hassasiyetinde mikrometre ve 0.02 mm hassasiyetinde kumpaslar ile
belirlenmiştir. Ölçülen sinterleme sonrası yoğunluk değerleri Çizelge 4.1.’ de
verilmiştir.
Çizelge 4.1. TM Ti alaşımlarının ortalama ham yoğunluk ve sinterlenmiş yoğunluk değerleri Yoğunluk Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5Fe
Ortalama Ham Yoğunluk (g/cm3) 3,86 3,86 3,86 3,86
Ortalama Sinterlenmiş yoğunluk (g/cm3) 3,92 3,9 3,88 3,92
% yoğunluk değişimi, istenilen gözenekli veya kompakt yapının sağlanabilmesi için
değerlendirilen önemli bir parametredir. Bu parametrenin araştırılması ile, sinterleme
sıcaklığının, süresinin ve ortamın sinter boyun mekanizmasının oluşumunda etkili
olup olmadığı belirlenebilmektedir. Sinterleme sonrası % yoğunluk farkı ( f%ρ )
aşağıdaki formülle elde edilmiştir.
% boyutsal değişim ise (% bf), sinterleme öncesi boyutların sinterleme sonrası
değişim olarak nitelendirilmektedir. % boyutsal değişim, kalıp matris boşluğu ve
zımbaların tasarımında, toz karımın hazırlanmasında kullanılan bir parametredir.
Aşağıdaki formülle ifade edilmiştir.
100b
hambbb%
teorik
teorikf ×
−=
TM Ti-6Al-4V alaşımının sinterleme sonrası % yoğunluk ve boyut değişimleri Şekil
4.1.’ de verilmiştir.
(4.1)
(4.2)
100%teorik
hamteorikf ×
ρρ−ρ
=ρ
80
(a)
(b) Şekil 4.1. a) Ti-6Al-4V alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk değişimi, b) % boyut değişimi
Ti-6Al-4V alaşımında sinterleme sonrası ortalama olarak % 1,5 oranında yoğunluk
artışı sağlanmıştır ve bu durum Şekil 4.1., a’ da görülmektedir. Şekil 4.1., b’ de ise,
Ti-6Al-4V alaşımının sinterleme sonrası % boyut değişimi görülmektedir. Bu
alaşımdan imal edilen numunelerde, sinterleme sonrası % 0,8-2 aralığında boyutsal
küçülme meydana gelmiş ve boyutsal küçülmenin yoğunluk artışına paralel olarak
ortalama % 1,5 mertebesinde yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. Şekil 4.2.’ de ise, TM
Ti-6Al-7Nb alaşımının, sinterleme sonrası % yoğunluk ve boyut değişimi verilmiştir.
Ti-6Al-4V Alaşımının % Yoğunluk Değişimi
0
0,4
0,8
1,2
1,6
2
2,4
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
Numune No
% Y
oğun
luk
Değ
işim
i
Ti-6Al-4V Alaşımın ın % Boyut Değişimi
-2
-1,6
-1,2
-0,8
-0,4
0
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
Numune No
% B
oyut
Değ
işim
i
81
(a)
(b) Şekil 4.2. a) Ti-6Al-7Nb alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk değişimi, b) % boyut değişimi
Şekil 4.2., a’ da görüldüğü gibi, TM Ti-6Al-7Nb alaşımının sinterleme sonrası %
yoğunluk değişimi, % 0,2-0,6 arasında değişim göstermektedir. Ancak, ortalama
olarak yoğunluk değişimi % 0,4 mertebesinde gözlemlenmektedir. Ti-6Al-7Nb
alaşımında oluşan % 0,4 yoğunluk artışı, Ti-6Al-4V alaşımına nazaran oldukça
düşük bir orandır ve sinterlemenin elverişli olmadığının bir göstergesi olarak
yorumlanabilir. Şekil 4.2., b’ de görüldüğü gibi, % boyut değişimi % yoğunluk artışı
ile paralel karakteristik göstermiş ve % 0,3–0,7 aralığında boyutsal küçülme
meydana gelmiştir. TM Ti-5Al-2,5Fe alaşımı numunelerde sinterleme sonrası, %
yoğunluk ve boyut değişimi Şekil 4.3.’ de verilmiştir.
Ti-6Al-7Nb Alaşımının % Yoğunluk Değişimi
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
Numune No
% Y
oğun
luk
Değ
işim
i
Ti-6Al-7Nb Alaşımının % Boyut Değişimi
-1,4
-1,2
-1
-0,8
-0,6
-0,4
-0,2
00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
Numune No
% B
oyut
Değ
işim
i
82
(a)
(b) Şekil 4.3. a) Ti-5Al-2.5Fe alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk değişimi, b) % boyut değişimi
Şekil 4.3., a’ da görüldüğü gibi, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı numunelerde sinterleme
sonrası yoğunluk artışı % 1,6-2,2 arasında gerçekleşmiştir. Sinterleme sonrası
numunelerde, yoğunluk artışına paralel olarak % 1,6–2,2 aralığında boyutsal daralma
gözlemlenmektedir. Bu alaşımda, metalografik çalışma öncesi, yoğunluk artışı ve
boyutsal küçülme değerlendirildiğinde, sinterlemenin yeterli olabileceği kanaatine
varılmıştır. Aynı sinterleme ve sıkıştırma şartlarında imal edilen Ti-6Al-7Nb
alaşımına göre kıyaslandığında, yoğunluk artışı ve boyutsal küçülme ile
sinterlemenin daha elverişli olduğu görülmektedir. Şekil 4.4.’ de Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımının sinterleme sonrası % yoğunluk ve boyutsal değişim verilmiştir.
Ti-5Al-2.5 Fe Alaşımı % Boyut Değişimi
-3,2-2,8-2,4
-2-1,6-1,2-0,8-0,4
00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
Numune No
% B
oyut
Değ
işim
i
Ti-5Al-2.5 Fe Alaşımı % Yoğunluk Değişimi
00,40,81,21,6
22,42,8
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
Numune No
% Y
oğun
luk
Değ
işim
i
83
(a)
(b) Şekil 4.4. a) Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı numunelerin sinterleme sonrası % yoğunluk değişimi, b) % boyut değişimi
Şekil 4.4., a’ da görüldüğü gibi, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında, sinterleme sonrası %
0,55-0,75 mertebesinde yoğunluk artışı meydana gelmiştir. Sinterleme sonrası
numunelerde yoğunluk artışına paralel olarak % 0,7 mertebesinde boyutsal küçülme
meydana gelmiştir. Yoğunluk ve boyusal değişim dağılımları incelendiğinde, %
yoğunluk artışı ve boyutsal küçülme ortalama olarak % 0,7 mertebesinde olduğu
Şekil 4.4., b’ de görülmektedir.
Ti-6Al-4V-4Ta Alaşımı % Yoğunluk Değişimi
00,20,40,60,8
11,21,4
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
Numune No
% y
oğun
luk
Değ
işim
i
Ti-6Al-4V-4Ta Alaşımı % Boyut Değişimi
-1,6-1,4-1,2
-1-0,8-0,6-0,4-0,2
00,20,40,60,8
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
Numune No
% B
oyut
Değ
işim
i
84
4.2. Çekme Deney Sonuçları
Çekme deneyi sonrası koparılan numunelerin gerilme-gerinim eğrilerinden elde
edilen değerler Çizelge 4.2.-Çizelge 4.5.’ de verilmiştir. Her bir alaşımın çekme
özellikleri üçer adet numune ile belirlenmiştir.
Çizelge 4.2. Ti-6Al-4V alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri
Çizelge 4.3. Ti-6Al-7Nb alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri Ti-6Al-7Nb Numune No
Çekme Mukavemeti, MPa
% Kesit Daralma
% Uzama Poisson Oranı (Kesit Daralma/Boyut Uzama)
1 364,010 1,20 4,10 0,292 2 415,960 1,25 4,20 0,297 3 379,075 1,25 4,15 0,301
Çizelge 4.4. Ti-5Al–2.5Fe alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri Ti-5Al-2.5Fe Numune No
Çekme Mukavemeti, MPa
% Kesit Daralma
% Uzama Poisson Oranı (Kesit Daralma/Boyut Uzama)
1 530 1,40 4,05 0,345 2 505 1,35 3,95 0,341 3 581 1,42 4,45 0,319
Çizelge 4.5. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımından imal edilen numunelerin çekme özellikleri Ti-6Al-4V-4Ta
Numune No Kopma Mukavemeti,
MPa % Kesit Daralma
% Uzama Poisson Oranı (Kesit Daralma/Boyut Uzama)
1 334,90 1,28 3,80 0,336 2 358,85 1,30 3,85 0,337 3 311,00 1,25 3,65 0,342
Çekme deneyi sonrası elde edilen değerler karşılaştırıldığında, Ti-5Al-2.5 Fe alaşımı
en yüksek kopma dayanımına sahiptir. Ti-6Al-4V alaşımı ise Ti-5Al-2.5Fe
alaşımından sonra yüksek mukavemet değerine sahip olmakla birlikte Ti-6Al-4V
alaşımına % 4 Ta ilavesi kopma mukavemeti değerlerini yaklaşık % 22 oranında
düşürmüştür. Ta ilavesiyle % kesit daralma ve boyut uzama değerleri Ti-6Al-4V
alaşımına nazaran çok düşüktür. Şekil 4.5.’ de kopma dayanımı değerleri
karşılaştırmalı olarak görülmektedir. Çekme durumunda, % 4 Ta ilavesi Ti-6Al-4V
alaşımını gevrekleştirmiştir. Ti-5Al-2.5Fe alaşımının yüksek mukavemet değerine
Ti-6Al-4V Numune No
Çekme Mukavemeti, MPa
% Kesit Daralma
% Uzama Poisson oranı (kesit daralması/boyut uzama)
1 423,70 1,30 4,20 0,309 2 457,22 1,35 4,25 0,317 3 464, 11 1,35 4,35 0,310
85
sahip olmasının nedeni, 1200 oC sinterleme sıcaklığında, Fe elementinin Nb, Ta ve V
elementlerine nazaran yapıda tamamen çözünmesi olarak yorumlanabilir.
Şekil 4.5. Karşılaştırmalı olarak dört farklı Ti alaşımının kopma dayanımı değerleri
Şekil 4.6. TM Ti alaşımlarının çekme deneyi sonrası elde edilen gerilme-gerinim eğrileri (a.Ti-6Al-4V-4Ta, b. Ti-6Al-7Nb, c. Ti-6Al-4V, d. Ti-5Al-2.5Fe)
Şekil 4.6. çekme-gerinim eğrileri analiz edildiğinde, Ti-5Al-2.5Fe alaşımın tokluğu
ve sünekliği diğer alaşımlara nazaran daha yüksek olduğu görülmektedir. Ti-6Al-4V
alaşımı ise Ti-6Al-7Nb ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımına göre, daha tok ve sünek
karakteristik göstermiştir. Bütün Ti alaşımlarında kopma mukavemet değerinin
çekme mukavemet değeriyle eşit olduğu elde edilen σ-ε grafiklerinde
O ptimum Kopma Dayanımı Değerleri
050
100150200250300350400450500550600650
Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5Fe
Alaşım Tipi
Kop
ma
Day
anımı (
MPa
)
a
b c
d
358
415 464
581
σ
ε 3,85 4,2 4,35 4,35
86
gözlemlenmektedir. % Ta ilaveli Ti-6Al-4V alaşımı diğer alaşımlara nispeten düşük
tokluk ve düşük kopma dayanımı değerine sahip olduğu görülmektedir. Kemik
implantasyonlarında önem arz eden elastisite modül değerleri, çekme deneyi
sırasında belirgin akma karakteristiği göstermeyen TM Ti alaşımları için sonik
sistemle belirlenmiştir. Sonik sistemle belirlenen elastisite modül değerleri Şekil
4.7.’ de verilmiştir.
Şekil 4.7. Sonik sistemle ölçülen elastisite modül değerleri
Şekil 4.7.’ de görüldüğü gibi, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımın elastisite modülü diğer
alaşımlara nispeten % 32 mertebesinde daha düşüktür. Ancak, diğer alaşımların
kopma mukavemeti değeri Ti-6Al-4V-4TA alaşımına nispeten daha yüksek olduğu
Şekil 4.5.’ de görülmektedir. Şekil 4.6. incelendiğinde, Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb ve
Ti-5Al-2.5Fe alaşımlarının elastisite modül değerlerinin benzeş, Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımının ise daha düşük olduğu gözlemlenmektedir. Sonik sistemden elde edilen
elastisite modül değerler ile deneysel şartlarla elde edilen gerilme-gerinim eğrisi
kıyaslandığında, elde edilen elastisite modül değerleri ile gerilim-gerinim eğrilerin
örtüştüğü sonucuna varılmıştır. Ta takviyesi Ti-6Al-4V alaşımının elastisite modülü
ile birlikte mukavemet değerlerini düşürmekte ancak elde edilen değerlerin diğer Ti
alaşımlarına göre kemik malzemesine çok daha yakın olduğu görülmüştür.
Sonik Elastik Modül Değerleri
0102030405060708090
Ti-6Al-4V Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5Fe Ti-6Al-4V-4Ta
Alaşım Tipi
Elas
tik M
odül
(GP
a)
87
4.3. Eğme Deney Sonuçları
Üç noktadan eğme deneyi (çapraz kırılma) ile kırılan numunelerin eğme dayanımları
Çizelge 4.6.’ da verilmiştir. Her bir alaşım için eğme dayanımı aşağıdaki formül ile
hesaplanmıştır:
2hb2LF3e
××××
=σ
σe, eğme dayanımı (MPa), F kırılmayı oluşturan eğme yükü (N), L numunenin boyu
(mm), b numunenin eni (mm) ve h ise numunenin yüksekliği (mm)’ dir.
Çizelge 4.6. Dört farklı TM Ti alaşımının eğme dayanımı (MPa)
Numune No Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5Fe1 1026,30 917,8 903,74 996,10 2 1206,90 911,6 836,29 936,70 3 1277,67 1050 846,84 1025,40
Eğme dayanımı karşılaştırıldığında, Ti-6Al-4V alaşımının eğilmeye dayanımı diğer
alaşımlara nazaran yaklaşık % 27 oranında daha yüksek değerde olduğu Şekil 4.8.’
de görülmektedir.
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
1 2 3 4
Alaşım Tipi
Eğm
e D
ayanımı (
MPa
)
1. Ti-6Al-4V, 2. Ti-6Al-7Nb, 3. Ti-5Al-2.5 Fe, 4. Ti-6Al-4V-4Ta
Şekil 4.8. Dört farklı TM Ti alaşımlarının ortalama eğme dayanımları
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının eğilme dayanımı, Ti-6Al-4V alaşımına nispeten yaklaşık
% 18 oranında azalma eğilimi göstermiştir. Ancak Ta ilaveli alaşım % 50 oranında
daha fazla sehim yaparak, çekme deneyindeki kırılganlığın aksine Ti-6Al-4V
(4.3)
88
alaşımına nazaran daha sünek karakteristik göstermiştir. Şekil 4.9.’ da, karşılaştırmalı
olarak uygulanan F yükü ve bunun karşılığında oluşan sehim miktarları verilmiştir.
Şekil 4.9. Numunelere uygulanan eğme yükü ile sehim miktarları
Şekil 4.9. incelendiğinde, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ile Ti-5Al–2.5Fe alaşımı benzer
karakteristik gösterdiği görülür. Ti-6Al-7Nb ile Ti-6Al-4V alaşımı ise 0,8–0,9 mm
sehim aralığında benzeş karakteristik göstermiş ancak bu sehim miktarı ile Ti-6Al-
4V alaşımı Ti-6Al-7Nb alaşımına nispeten yaklaşık % 36 oranında daha fazla yük
taşımaktadır. Ti-6Al-4V alaşımına göre düşük kopma dayanımı ve tokluk değerine
sahip olan Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı, diğer alaşımlardan % 48 mertebesinde yüksek
sehim miktarına sahip olmakla birlikte Ti-6Al-4V alaşımına oldukça yakın eğilme
mukavemet değerine sahiptir. Dolayısıyla, çekme özelliklerinin kabul edilebilir
mertebede düşük olması ancak yüksek eğilme dayanımı ve eğilme sırasında yükün
iletilmesi açısından optimum süneklik şartının sağlanması gerekmektedir.
4.4. Mikrosertlik Deney Sonuçları
Gözenekli malzemelerde sertlik değeri homojen olmadığı için, dört farklı Ti
alaşımdan imal edilen numunelerin boyuna 4 mm aralıkta, sıkıştırma yönüne paralel
1,25 mm aralıkta mikrosertlik ölçümü yapılmıştır. Her bir alaşım için ölçülen
mikrosertlik dağılımları aşağıda verilmiştir.
Eğme Dayanımı
0150300450600750900
105012001350150016501800
0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0,9 1 1,1 1,2 1,3 1,4 1,5 1,6 1,7 1,8Sehim (mm)
Eğm
e Y
ükü
(Kg)
Ti-6Al-4V Kırılma Yükü: 1658Kg Ti-6Al-7Nb Kırılma Yükü: 1192 Kg
Ti-5Al-2.5Fe Kırılma Yükü: 1180 Kg Ti-6Al-4V-4Ta Kırılma Yükü:1230 Kg
89
(a)
(b) Şekil 4.10. Ti-6Al-4V alaşımı a) numune boyuna sertlik değişimi b) sıkıştırma yönüne paralel mikrosertlik değerleri
Şekil 4.10.’ da görüldüğü gibi, TM Ti-6Al-4V alaşımının mikrosertliği 350–430 HV
aralığında değişim göstermektedir. Ancak numune üzerinde boyuna mikrosertlik
değerinin ortalama 400 HV mertebesinde yoğunlaştığı Şekil 4.10., a’ da
gözlemlenmektedir. Sıkıştırma yönüne paralel alınan ölçümlerde ise, numunenin en
alt bölgesinde 350 HV mikrosertlik değeri, üst bölgesinde mikrosertlik yaklaşık 430
HV değerine yükselmektedir. Numunenin üst bölgesindeki sertlik artışı numunenin
alt bölgesine göre % 18 daha fazla ölçülmüştür. Bunun temel nedeni, tek eksenli
sıkıştırma prensibi ile uyumlu olarak kalıp matrisinin en alt bölgelerinde daha düşük
sıkıştırma basıncının oluşmasından kaynaklanmaktadır. Ti-6Al-4V alaşımına % 4 Ta
ilavesinin sertlik değerine etkisi Şekil 4.11.’ de verilmiştir.
Ti-6Al-4V Numunenin Boyuna Mikrosertlik Dağılımı
350
375
400
425
450
475
500
0 4 8 12 16 20 24 28 32 36 40 44 48 52 56
4 mm aral ıkta yapı lan ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
erle
ri
(VSD
)
Ti-6Al-4V Numunenin Presleme Yönünde Mikrosertlik Dağılımı
250280310340370400430460
1 2,25 3,5 4,75 6 7,25 8,5 9,75 11
1,25 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
eri
(VSD
)
90
(a)
(b) Şekil 4.11. Ti-6Al-4V-4Ta numunesi a) boyuna mikrosertlik değişimi, b) sıkıştırma yönüne paralel mikrosertlik değerleri
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının boyuna mikrosertlik ölçümlerinde, sertlik değerinin 350-
375 HV aralığında yoğunlaştığı Şekil 4.11., a’ da görülmektedir. Tek etkili sıkıştırma
prensibine paralel olarak, sıkıştırma yönü paralelinde numunenin en alt bölgesinde
yaklaşık 325 HV mikrosertlik değeri, en üst bölgesinde ise ortalama 415 HV değeri
elde edilmiştir (Şekil 4.41., b). % 4 Ta ilavesiyle Ti-6Al-4V alaşımının sertliği,
yaklaşık 370 HV mikrosertlik değeri ile ortalama % 8 oranında azalmaktadır. Yani,
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının, Ti-6Al-4V alaşımına nispeten daha yumuşak yapıya
sahip olduğu sertlik deneylerinde daha belirgin bir şekilde görülmektedir. Ti-6Al-
7Nb alaşımının mikrosertlik değeri Şekil 4.12.’ de verilmiştir.
Ti-6Al-4V-4Ta Numunenin Boyuna Mikrosertlik Değişimi
250275300
325350375400
425450
0 4 8 12 16 20 24 28 32 36 40 44 48
4 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
eri (
HV
)
Ti-6Al-4V-4Ta Numunenin Presleme Yönündeki Mikrosertlik Değişimi
300
325
350
375
400
425
450
0 1,25 2,5 3,75 5 6,25 7,5 8,75 10
1,25 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
eri
(HV
)
91
(a)
(b) Şekil 4.12. Ti-6Al-7Nb alaşımının a) boyuna mikrosertlik değişimi, b) sıkıştırma yönüne paralel mikrosertlik değişimi
Ti-6Al-7Nb alaşımının boyuna mikrosertlik değişimi 300–375 HV mertebesinde
yoğunlaştığı Şekil 4.12., a’ da görülmektedir. Sıkıştırma yönüne paralel durumda ise
numunenin orta bölgelerinde sertlik artışının belirgin bir şekilde arttığı
gözlemlenmiştir. Orta bölgedeki sertlik değeri ile boyuna ölçülen sertlik değerleri
arasında uyumluluk tespit edilmiştir. Numunenin en üst bölgesindeki sertlik artışı alt
bölgeye göre % 30 mertebesinde olduğu saptanmıştır. Bu değişimin, diğer
alaşımlardan daha fazladır ve bu ise diğer alaşımlara nispeten heterojen özelliklere
sahip olabileceğinin göstergesi olmaktadır. Ti-6Al-7Nb alaşımı, Ti-6Al-4V-Ta
alaşımından % 6 mertebesinde, Ti-6Al-4V alaşımından ise yaklaşık % 17 oranında
Ti-6Al-7Nb Numunenin Boyuna Mikro Sertlik Dağılımı
250
300
350
400
450
500
0 4 8 12 16 20 24 28 32 36 40 44 48
4 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
erle
ri
(VSD
)
Ti-6Al-7Nb Numunenin Presleme Yönündeki Mikro Sertlik Dağılımı
200
250
300
350
400
1 3 5 7 9 111,25 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
D
eğer
leri
(VSD
)
92
daha düşük sertliğe sahiptir. Ti-5Al-2.5Fe alaşımın mikrosertlik dağılımları aşağıdaki
Şekil 4.13.’ de verilmektedir.
(a)
(b) Şekil 4.13. Ti-5Al–2.5Fe alaşımı a) numunenin boyuna mikrosertlik değişimi, b) sıkıştırma yönü boyunca mikrosertlik dağılımı
Şekil 4.13., a’ da, numune boyunca mikrosertliğin 260–320 HV arasında değişim
gösterdiği görülmektedir. Sıkıştırma yönü paralelinde, numunenin en alt bölgesinde
250 HV mikrosertliği ölçülürken, en üst bölgesinde ise 300 HV değeri ölçülmüştür.
En üst bölgede sertlik artışı alt bölgeye nispeten yaklaşık % 22 mertebesinde
gerçekleşmiştir. Genel olarak, Ti-5Al-2.5Fe alaşımının boyuna ve enine durumdaki
ortalama sertlik değeri 280 HV mertebesinde olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak
Ti-5Al-2.5 Fe Numunede Boyuna Mikro Sertlik Dağılımı
200
230
260
290
320
350
380
410
0 4 8 12 16 20 24 28 32 36 40 44 48 52 56
4 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
eri (
HV)
Ti-5Al-2.5 Fe Numunenin Presleme Yönü Boyunca Mikrosertlik Dağalımı
200220240260280300320340
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
1,25 mm Aralıkta Yapılan Ölçüm
Mik
rose
rtlik
Değ
eri (
HV)
93
TM yöntemiyle imal edilen Ti alaşımlarının ortalama sertlik değerleri karşılaştırmalı
olarak Şekil 4.14.’ de verilmiştir.
Şekil 4.14. TM Ti alaşımlarının ortalama mikrosertlik değerleri
Şekil 4.14.’ e göre, Ti-5Al–2.5Fe alaşımı en düşük mikrosertliğe sahip olmakla
birlikte Ti-4Al-6V alaşımı en yüksek mikrosertlik değerine sahiptir. Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımı ise, Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımlarından yüksek, Ti-6Al-4V
alaşımından daha düşük mikrosertliğe sahiptir. Bu durumda, Ti-5Al–2.5 Fe alaşımı
çekme ve eğme deneylerinde de görüldüğü gibi, diğer alaşımlara nazaran daha sünek
bir yapıya sahip olduğu mikrosertlik sertlik ölçümlerinde de gözlemlenmiştir. Ti-
6Al-4V-4Ta alaşımının ise, Ti-6Al-4V alaşımına nazaran daha yumuşak yapıya sahip
olduğu eğme ve sertlik deneylerinde tespit edilmiştir.
4.5. Aşınma Deney Sonuçları
Dört farklı TM Ti alaşımlarının aşınma karakteristikleri, kuru sürtünme durumunda
ve vücut sıvısı ile benzeş olan hank sıvısı ortamında belirlenmiştir. Deneylerde
kullanılan hank sıvısının kimyasal içeriği: 8 NaCl, 0,4KCl, 0,14 CaCl2, 0,06 MgSO4,
7 H2O, 0,06 NaH2PO4, 2 H2O, 0,35 NaHCO3, 1 Glikoz, 0,6 KH2PO4, 0,1 MgCl2 ve 6
H2O (g/l)’ dir. Adheziv aşınma deneyi sonrası, kuru ve hank sıvısı ortamında elde
edilen ağırlık kaybı değerleri Şekil 4.15’ de verilmiştir. Şekil 4.15.’ de görüldüğü
gibi, her 2000 turda ve toplam 12000 tur sonrası belirlenen ağırlık kaybına göre, tüm
alaşımlar hank sıvısı ortamında daha fazla aşınmıştır. Bunun nedeni, hank sıvısı
ortamında yapılan aşınma deneylerinde, kullanılan sıvının kimyasal içeriğinde
bulunan MgCl2, CaCl2, KCl ve NaCl bileşiklerinin abraziv ve aşındırıcı etkisi
O rtalama Mikrosertlik Değerleri
0
100
200
300
400
500
Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta
Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5 Fe
Alaş ım Tipi
Mik
rsos
ertli
k D
eğer
i (H
V)
94
olabileceği literatür çalışmasıyla tespit edilmiş (Aktaş, 1997; Aktaş, 2006, sözlü
görüşme). Bir başka raporda, sıvı ile yüzeyler arasında mekanik etkileşim sonrası
erozyon aşınmasının etkili olabileceği tespit edilmiştir (Tribology, 2006).
R2 = 0,9199
R2 = 0,9889
R2 = 0,9705
R2 = 0,8527
0
0,03
0,06
0,09
0,12
0,15
0,18
0,21
0,24
0 2000 4000 6000 8000 10000 12000Tur
Ağı
rlık
kay
bı (g
)
Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-4V Ti-5Al-2.5Fe Ti-6Al-7Nb
(a)
(b) Şekil 4.15. a) Hank sıvısı ortamında ağırlık kaybı, b) Kuru kayma durumunda ağırlık kaybı
Hank sıvısı ortamında Ti-5Al–2.5Fe alaşımı, 10000 tur kayma mesafesine kadar en
düşük ağırlık kaybı karakteristiği göstermiş, ancak 10000 turdan sonra ani ağırlık
kaybı gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımı, 2000 tur kayma mesafesine kadar aşırı
ağırlık kaybı göstermiş ve 2000 turdan sonra lineer olarak aşınmaya devam etmiştir.
Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-6Al-7Nb alaşımlarında oluşan kararsız aşınma performansı Şekil
4.15-b’ de verilen R2 değerleri ile daha iyi anlaşılmaktadır. Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımları ise, homojen bir aşınma karakteristiği göstermiş ve % 4 Ta ilaveli
R2 = 0,9992
R2 = 0,9711
R2 = 0,9971
R2 = 0,9923
00,0080,0160,0240,0320,04
0,0480,0560,064
0 2000 4000 6000 8000 10000 12000Tur
Ağı
rlık
Kay
bı (g
)
Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-4V Ti-5Al-2.5Fe Ti-6Al-7Nb
95
alaşım Ti-6Al-4V alaşımına göre daha düşük ağırlık kaybı ile daha az aşınmıştır.
Toplam 12000 tur sonrası Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı yaklaşık 0,14 g ağırlık kaybı ile en
az aşınan alaşım olarak nitelendirilmiştir. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı ise, 0,226 g toplam
ağırlık kaybı ile en fazla aşınan alaşımdır. Kuru kayma durumunda ise, Ti-6Al-7Nb
alaşımı lineer aşınma karakteristiği göstermiş ve toplam 12000 tur kayma
mesafesinde yaklaşık 0,059 g ağırlık kaybı ile en fazla aşınan alaşımdır. Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımıyla Ti-6Al-4V alaşımı benzer aşınma karakteristiği göstermiş ve toplam
12000 turda % 4 Ta ilaveli alaşım yaklaşık 0,027 g ağırlık kaybı ile Ti-6Al-4V
alaşımından daha az aşınmıştır. Ti-5Al–2.5Fe alaşımı ise, kuru kayma durumunda
düşük performans göstermiştir. Aşınma deneyi sırasında, bütün Ti alaşımlarının
dinamik sürtünme katsayıları ve sürtünme kuvveti değerleri anlık olarak ölçülmüş ve
her bir alaşımın değerleri hank sıvı ortamında ve kuru kayma durumunda
karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Bu durum Şekil 4.16. ve Şekil 4.17.’ de Ti-5Al-
2.5Fe alaşımı için verilmiştir.
Şekil 4.16. Ti-5Al-2.5Fe alaşımının dinamik sürtünme katsayısı değerleri
Şekil 4.17. Ti-5Al–2.5Fe alaşımının oluşan sürtünme kuvveti değerleri
Ti-5Al-2.5 Fe Alaşm ı Sürtünme Katsayıs ı
00,10,20,30,40,50,60,70,8
13:33:36 13:40:48 13:48:00 13:55:12 14:02:24 14:09:36 14:16:48 14:24:00 14:31:12
Süre (s)
Sürt
ünm
e K
atsa
yısı
Ti-5Al-2.5Fe Alaşımı Kuru Kayma Durumunda Ti-5Al-2.5Fe Alaşımı Hank Sıvısı Ortamında
Ti-5Al-2.5Fe Alaşım ı Sürtünme Kuvveti
05
10152025303540455055
13:33:36
13:40:48
13:48:00
13:55:12
14:02:24
14:09:36
14:16:48
14:24:00
14:31:12
Süre (s)
Sürt
ünm
e K
uvve
ti
Ti-5Al-2.5Fe Alaşımı Hank Sıvısı Ortamında Ti-5Al-2.5Fe Alaşımı Kuru Kayma Durumunda
Süre (s)
Süre (s)
96
Şekil 4.17.’ de görüldüğü gibi, Ti-5Al–2.5Fe alaşımının sürtünme katsayısı, kuru
kayma durumunda 0,3’ den başlayıp 0,6 değerine kadar artan bir şekilde karakteristik
göstermiştir. Hank sıvısı ortamında sürtünme katsayısı, yaklaşık 0,6 mertebesinde
lineer bir şekilde devam etmiştir. Sürtünme kuvvetleri ise sürtünme katsayısına
paralel olarak gözlemlenmiştir. Sürtünme kuvvetleri hank sıvısı ortamında yaklaşık
45-50 N arasında, kuru durumda ise ortalama 35-40 N mertebesinde ölçülmüştür. Bu
durum ise, Hank sıvısı içerinde aşınmanın daha fazla olduğunu ispat etmektedir.
Şekil 4.18. ve Şekil 4.19.’ da ise Ti-6Al-7Nb alaşımının sürtünme katsayısı ve oluşan
sürtünme kuvvetleri verilmiştir.
Şekil 4.18. Ti-6Al-7Nb alaşımın dinamik sürtünme katsayısı değerleri
Şekil 4.19. Ti-6Al-7Nb alaşımın sürtünme kuvveti değerleri
Ti-6Al-7Nb Alaşımı Sürtünme Katsayısı
00,10,20,30,40,50,60,70,8
18:43:12 18:50:24 18:57:36 19:04:48 19:12:00 19:19:12 19:26:24 19:33:36Süre (s)
Sürtü
nme
Kat
sayı
sı
Ti-6Al-7Nb Kuru Kayma Durumunda Ti-6Al-7Nb Hank Sıvısı Ortamında
Ti-6Al-7Nb Alaşımı Sürtünme Kuvveti
05
10152025303540455055
18:43:12
18:50:24
18:57:36
19:04:48
19:12:00
19:19:12
19:26:24
19:33:36
Süre (s)
Sürtü
nme
Kuv
veti
(N)
Ti-6Al-7Nb Hank Sıvısı Ortamında Ti-6Al-7Nb Kuru Kayma Durumunda
97
Şekil 4.18. ve Şekil 4.19.’ da görüldüğü gibi, Ti-6Al-7Nb alaşımının hank sıvısı
ortamında sürtünme katsayısı 0,5 mertebesinde, kuru kayma durumunda ise 0,38 den
başlayarak 12000 tur sonrası ise bu değer 0,7 mertebesine kadar yükselmiştir. Hank
sıvısı ortamında sürtünme katsayısı değeri lineer, kuru kayma durumunda ise artan
bir şekilde karakteristik göstermiştir. Hank sıvısı ortamında 12000 tur sonrası, Ti-
6Al-7Nb alaşımı daha fazla aşınmış ancak homojen sürtünme katsayısı elde
edilmiştir. Sürtünme sırasında oluşan kuvvetler, hank sıvısı ortamında yaklaşık 40 N,
kuru kayma durumunda yine artan bir karakteristikle yaklaşık 55 N mertebesinde
gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V alaşımının dinamik sürtünme katsayısı ve adheziv
aşınma sırasında oluşan sürtünme kuvveti değerleri Şekil 4.20. ve Şekil 4.21.’ de
verilmiştir.
Şekil 4.20. Ti-6Al-4V alaşımı dinamik sürtünme katsayısı değerleri
Şekil 4.21. Ti-6Al-4V alaşımının sürtünme kuvveti değerleri
Ti-6Al-4V Alaşım ı Sürtünme Katsayısı
00,10,20,30,40,50,6
11:09:36 11:16:48 11:24:00 11:31:12 11:38:24 11:45:36 11:52:48 12:00:00
Zaman (s)
Sürt
ünm
e K
atsa
yısı
Ti-6Al-4V Kuru Kayma Durumunda Ti-6Al-4V Hank Sıvısı Ortamında
Ti-6Al-4V Alaş ım ı Sürtünme Kuvveti
0
10
20
30
40
11:09:36 11:16:48 11:24:00 11:31:12 11:38:24 11:45:36 11:52:48 12:00:00
Zaman (s)
Sürt
ünm
e K
uvve
ti (N
)
Ti-6Al-4V Hank Sıvısı Ortamında Ti-6Al-4V Kuru Kayma Durumunda
Süre (s)
Süre (s)
98
Ti-6Al-4V alaşımının hank sıvısı ortamında sürtünme katsayısı yaklaşık 0,45–0,5
aralığında, kuru sürtünme durumunda 0,2 den başlayarak toplam 12000 tur sonrası
0,45 mertebesine yükseldiği Şekil 4.20’ de görülmektedir. Diğer alaşımlara benzer
olarak hank sıvısı içerisinde homojen sürtünme katsayısı, kuru kayma koşullarında
ise artan bir şekilde sürtünme katsayısı ölçülmüştür. Hank sıvı ortamındaki aşınma
deneyinde oluşan sürtünme kuvveti yaklaşık 35 N mertebesinde, kuru kayma
durumunda ise, 15 N’ dan başlayarak 12000 turda 35 N olarak ölçülmüştür. Bu
alaşımda, Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımına nazaran daha düşük sürtünme
kuvveti ve katsayısı elde edilmiştir. Ti-6Al-4V alaşımına % 4 Ta’ nın takviyesiyle
imal edilen Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının sürtünme katsayısı ve sürtünme kuvveti
değerleri Şekil 4.22. ve Şekil 4.23.’ de verilmiştir.
Şekil 4.22. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının dinamik sürtünme katsayısı değerleri
Şekil 4.23. Ti-6Al-4VTa alaşımının oluşan sürtünme kuvveti değerleri
Ti-6Al-4V-4Ta Alaşımı Sürtünme Katsayısı
00,10,20,30,40,50,60,7
12:00:00
12:07:12
12:14:24
12:21:36
12:28:48
12:36:00
12:43:12
12:50:24
12:57:36
Zaman (s)
Sürtü
nme
Kat
sayı
sı
Ti-6Al-4V-4Ta Kuru Kayma Durumunda Ti-6Al-4V-4Ta Hank Sıvısı Ortamında
Ti-6Al-4V-4Ta Alaşımı Sürtünme Kuvveti
0
10
20
30
40
50
60
12:00:00 12:14:24 12:28:48 12:43:12 12:57:36Zaman (s)
Sürt
ünm
e K
uvve
ti (N
)
Ti-6Al-4V-4Ta Hank Sıvısı Ortamında Ti-6Al-4V-4Ta Kuru Kayma Durumuında
Süre (s)
Süre (s)
99
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının hank sıvısı ortamında sürtünme katsayısı değeri, yaklaşık
0,6 mertebesinde homojen bir durumda, kuru kayma şartlarında ise 0,15 değerinden
başlayıp 12000 turda 0,6 mertebesine kadar yükselen bir karakterde olduğu Şekil
4.22’ de görülmektedir. Özellikle 10000 turdan sonraki ölçümlerde sürtünme
katsayısı ve sürtünme kuvveti değerlerindeki düşüş Şekil 4.24’de gözlemlenmiştir.
Bu ise, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının uzun süreli kullanımlarda sürtünme kuvveti ve
katsayısı değerinin bir miktar düşebileceğini göstermektedir. Hank sıvılı ortamda
yapılan aşınma deneyinde sürtünme kuvveti 40-45 N mertebesinde, kuru kayma
durumunda ise 10 N’ dan başlayarak 12000 tur sonrası 40-45 N mertebesinde
ölçülmüştür. Aşınma öncesi ve sonrası Ra ve Rt yüzey pürüzlülük değerleri ölçülmüş
ve bu değerler Şekil 4.24. ve Şekil 4.25.’ de verilmiştir.
Şekil 4.24. Alaşımların hank sıvısı ortamında ve kuru kayma durumunda aşınma öncesi ve sonrası Ra değerleri
Şekil 4.25. Alaşımların hank sıvısı ortamında ve kuru kayma durumunda aşınma öncesi ve sonrası Rt değerleri
00,20,40,60,8
11,21,41,61,8
Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5Fe
Alaşım
Ra (m
ikro
n)
Kuru Kayma Durumuda Aşınma Öncesi Ra DeğerleriKuru Kayma Durumda Aşınma Sonrası Ra DeğerleriHank Sıvısı Ortamında Aşınma Öncesi Ra DeğerleriHank Sıvısı Ortamında Aşınma Sonrası Ra Değerleri
05
101520253035
Ti-6Al-4V Ti-6Al-4V-4Ta Ti-6Al-7Nb Ti-5Al-2.5FeAlaşım
Rt (
Mik
ron)
Kuru Kayma Durumunda Aşınma Öncesi Rt DeğerleriKuru Kayma Durumunda Aşınma Sonrası Rt DeğerleriHank Sıvısı Ortamında Aşınma Öncesi Rt DeğerleriHank Sıvısı Ortamında Aşınma Sonrası Rt Değerleri
100
Şekil 4.24.’ de görüldüğü gibi, hank sıvısı ortamında aşınma deneyi sonrası,
minimum yüzey pürüzlülük değeri olarak tanımlanan Ra değeri, Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımında 0,3 µm ve T-6Al-4V alaşımında ise 0,65 µm mertebesinde ölçülmüştür.
Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımları ise benzeş karakteristik göstermiş olup 0,8
µm mertebesinde Ra değerine sahiptirler. Kuru kayma şartlarında ise, Ti-6Al-4V, Ti-
6Al-4V-4Ta ve Ti-6Al-7Nb alaşımları benzeş durumda ve yaklaşık 1 µm Ra
değerine sahip olduğu görülmektedir. Ti-5Al-2.5Fe alaşımının Ra değeri diğer
alaşımlara nazaran yüksek olup 1,2 µm ölçülmüştür. Şekil 4.25’ de verilen Rt
değerleri ise ölçülen maksimum yüzey pürüzlülük değerleridir. Kuru kayma
durumunda, Rt değerleri Ra değerleri ile paralel olarak Ti-6Al-4V, Ti-6Al-4V-4Ta
ve Ti-6Al-7Nb alaşımları yaklaşık 14 µm, Ti-5Al-2.5Fe alaşımının ise 24 µm
mertebesinde ölçülmüştür. Hank sıvısı ortamında yapılan aşınma deneyi sonrası elde
edilen Rt değerleri, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında 10 µm, Ti-6Al-4V alaşımında 12 µm
olarak ölçülmüştür. Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al–2.5Fe alaşımları ise benzeş karakteristik
göstermiş olup yaklaşık 16 µm Rt değerine sahiptirler. Bu durumda maksimum
yüzey pürüzlülük değeri Rt, % 4 Ta takviyeli alaşımda oldukça düşük ve Ti-6Al-
7Nb, Ti-5Al–2.5Fe alaşımlarında ise daha yüksek değerde olduğu görülmektedir.
101
4.6. Metalografik Bulgular
4.6.1. Aşınma Numunelerinin Optik Mikroskopta Analizi
Adheziv aşınma deneyine tabi tutulan TM Ti alaşımlarının aşınma performansları,
aşınma yüzey morfolojisi ve yüzey üzerinde oluşan aşınma mekanizmalarının optik
incelenmesiyle desteklenmiştir. Her bir alaşımda kuru ve hank sıvısı ortamında
oluşan aşınma karakteristiği, yüzeyler üzerinde meydana gelen aşınma çizik
yoğunluğu, boyutu ve tipine bağlı olarak nitelendirilmiştir. Özellikle, hank sıvısı
ortamında adheziv, abraziv ve erozyon aşınma mekanizmalarının oluşup oluşmadığı
ve kuru sürtünme durumunda oluşan aşınma tipi tayin edilmiştir. Aşınmış yüzeyler
üzerinden alınan yüzey pürüzlülük değerlerinin yapılan mikro yapı analizleri ile
uyumlu olup olmadığı belirlenmiştir. Bu durum, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı için Şekil
4.26.’ da gösterilmiştir.
a b
Şekil 4.26. Ti-5Al-2.5 Fe alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü
Şekil 4.26.-a’ da, kuru kayma şartlarında disk ve numune arasına sert partiküllerin
girmesi sonucu oluşan abraziv etki Ti-5Al-2.5Fe alaşımında diğer alaşımlara nazaran
daha fazla gözlemlenmektedir. Hank sıvısı ortamında ise numune üzerine yapışan
partiküllerin belli bir kayma mesafesi sonrası koparak oluşturdukları adheziv aşınma
ve 7.4 PH değerine sahip hank sıvısının yüzeylerle etkileşimi sonucu oluşan erozyon
aşınma mekanizması (A bölgeleri) ile birlikte abraziv aşınma mekanizması da B
bölgesinde görülen görülmektedir. Adheziv aşınmanın etkisi abraziv aşınmadan daha
fazla olduğu ölçülen ağırlık kaybı ile tespit edilmiştir. Dolayısıyla, hank sıvısı
Abraziv Aşınma
A
B 100µm 200µm
102
ortamında yapılan aşınma deneylerinde, kullanılan sıvının kimyasal içeriğinde
bulunan MgCl2, CaCl2, KCl ve NaCl bileşiklerinin abraziv aşındırıcı etkisi
olabileceği literatür çalışmasıyla tespit edilmiş (Aktaş, 1997) ve bu abraziv etki ile
birlikte oluşan adheziv ve erozyon aşınmaları sonrası toplam ağırlık kaybı, kuru
sürtünmeye nazaran daha fazla meydana gelmiştir. Ayrıca, A bölgesinde görüldüğü
gibi, hank sıvısı ile yüzeyler arasındaki mekanik etkileşim sonrası numune katı
yüzeylerinden malzeme erozyonu şeklinde aşınma tipi tespit edilmiştir. Abraziv,
adheziv, bölgesel ve küçük erozyon aşınma mekanizmaları sonrası oluşan karmaşık
aşınmanın en yoğun gözlemlendiği alaşım olarak, aşınma sonrası ölçülen Rt yüzey
pürüzlülük değeri diğer alaşımlara nispeten daha fazla değerde ölçülmüştür. Şekil
4.27.’ de Ti-6Al-7Nb alaşımı aşınma numunelerinin yüzey fotoğrafları verilmiştir.
a b
Şekil 4.27. Ti-6Al-7Nb alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü
Ti-6Al-7Nb alaşımının kuru kayma deneyi sonrası aşınma nedeni, Ti-5Al–2.5Fe
alaşımına benzer olarak abraziv etki sonrası benzer karakteristik göstermiş ancak
hank sıvısı ortamında adheziv ve erozyon aşınma mekanizmasının yanı sıra daha
derin ve geniş abraziv çizik oluşumu ve daha az erozyon aşınma mekanizmasının
etkili olduğu A bölgelerinde görülmektedir. Yüzey pürüzlülük değerleri ile
kıyaslandığında, Ti-6Al-7Nb alaşımının kuru kayma durumunda Rt değerinin düşük
olmasından dolayı, abraziv aşınma çizgilerinin derinliği Ti-5Al-2.5Fe alaşımına
nazaran daha düşük mertebede olduğu ve erozyon aşınma mekanizmasının
oluşmadığı gözlemlenmiştir. Hank sıvısı ortamında ise, yüzey karakterizasyonları
birbiri ile benzeş ancak erozyon aşınmasının daha az oluşmasından dolayı, kütle
Abraziv Aşınma
A
100µm 200µm
103
kaybı olarak Ti-6Al-7Nb alaşımı Ti-5Al–2.5Fe alaşımına nazaran daha az aşınmıştır.
İmplant uygulamalarında sıklıkla kullanılan Ti-6Al-4V alaşımının aşınma sonrası
yüzey incelemesi Şekil 4.28.’ de verilmiştir.
a b Şekil 4.28. Ti-6Al-4V alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü
Ti-6Al-4V alaşımının aşınmış yüzey analizinde, kuru kayma durumunda Ti-5Al–
2.5Fe ve Ti-6Al-7Nb alaşımlarına nispeten kuru kayma durumunda daha yüzeysel
abraziv çizikler, hank sıvısı ortamında ise daha ince abraziv çizik oluşumu, adheziv
ve daha lokal alanlarda oluşan erozyon etkisinin oluştuğu Şekil 4.28.-b’ de
görülmektedir. Hank sıvısı ortamında, ağırlık kaybını önemli oranda etkileyen
adheziv ve erozyon aşınma mekanizmalarının daha az oluşmasıyla, bu alaşımda
meydana gelen ağırlık kaybı diğer iki alaşıma nispeten daha düşük ölçülmüştür. Rt
maksimum yüzey pürüzlülük değeri oluşan yüzeysel abraziv çizikler ile, Ti-6Al-7Nb
ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımlarına nazaran yaklaşık % 25 oranında daha düşük
ölçülmüştür. Dolayısıyla, Ti-6Al-4V alaşımı diğer iki alaşıma nispeten vücut
ortamında daha az ağırlık kaybına neden olabileceğini ve aşınma sonrası oluşan
yüzey kalitesinin daha iyi olabileceğini ortaya koymuştur. % 4 Ta ilavesi ile imal
edilen Ti-6Al-4V-4Ta implant alaşımının aşınma sonrası yüzey karakterizasyonu
Şekil 4.29.’ da verilmiştir.
Abraziv Aşınma
A
A
100µm 200µm
104
a b
Şekil 4.29. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı için a) kuru kayma durumunda b) hank sıvısı ortamında aşınan yüzeyin optik görüntüsü
Şekil 4.29.-a’ da görüldüğü gibi Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının kuru kayma şartlarında
oluşan abraziv aşınma çizgileri, Ti-6Al-4V, Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe
alaşımlarına nispeten oldukça yüzeyseldir. Hank sıvısı ortamında yapılan aşınma
deneyinde ise, diğer alaşımlara nispeten daha düşük adheziv ve erozyon aşınma
mekanizmalarının oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu sebeplerden dolayı, Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımının maksimum yüzey pürüzlülük Rt değeri diğer alaşımlardan daha
düşük ölçülmüş olup bu değer ile optik görüntüler uyum sağlamaktadır. Minimum
yüzey pürüzlülük Ra değerinde ise, diğer alaşımlara göre daha yüzeysel abraziv
çizikler ile oldukça belirgin bir düşüş göstermiştir. Bu sayede, Ti-6Al-4V alaşımına
% 4 Ta ilavesi ile, hank sıvısı ortamında oluşan adheziv aşınma mekanizması ve
MgCl2, CaCl2, KCl ve NaCl bileşiklerinin abraziv etkisi sonrası diğer alaşımlara
nispeten daha düşük ağırlık kaybı ve yüzey pürüzlülük değeri elde edilebilmiştir.
Genel kapsamda, hank sıvısının oluşturduğu erozyon ve abrazyon aşınma
mekanizmalarının yoğunluğu, alaşımların mikrosertlik değerleri ile yakından ilişkili
olduğu görülmektedir. Şekil 4.14’ de verildiği gibi, en yoğun erozyon ve abrazyon
etkinin görüldüğü alaşım Ti-5Al-2.5Fe alaşımının mikrosertlik değeri diğer
alaşımlara nispeten daha düşüktür. Mikrosertliği yüksek olan alaşım abrazyon ve
adhezyon mekanizmalarına karşın daha kararlı bir karakter göstermiştir.
A
Abraziv Aşınma
100µm 200µm
105
4.6.2. Eğme Kırık Yüzeyi SEM ve EDS Analizi
Eğme deneylerinde, sehim miktarı sünekliliği ifade etmektedir. Ancak sünek ve
gevrek yapının daha iyi anlaşılabilmesi için herbir TM alaşımının kırık yüzeyi
metalografik çalışmalarla karakterize edilmiştir. Bu karakterizasyon, dört farklı TM
Ti alaşımlarının eğme numunelerinin kırık yüzeyi karakterizasyonu, oluşan kırığın
tipi, partiküller arası oluşan boyun mekanizmasının yoğunluğu, partikül bağları ve
partikül içi kırılmaların oluşup oluşmadığının araştırılması ile yapılmıştır. Ayrıca,
kırık yüzeyinde yapılan EDS analizleri ile alaşım elamanlarının homojen dağılımı
tespit edilmiştir. Her bir alaşımın kırık yüzeylerinin makro görüntüsü Şekil 4.30’ da
verilmiştir.
Şekil 4.30. Kırık yüzeyleri makro görüntüsü (a) Ti-6Al-4V, (b) Ti-6Al-4V-4Ta, (c) Ti-6Al-7Nb, (d) Ti-5Al-2.5Fe
Şekil 4.30 incelendiğinde, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı diğer üç alaşıma nispeten sünek
kırılma karakteristiği göstermiş ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımı ise Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-
7Nb alaşımlarına göre daha sünek karaktere sahip olduğu görülmektedir. Ti-6Al-4V
ve Ti-6Al-7Nb alaşımları ise düz bir kırılma yüzeyi ile gevrek yapıya sahiptir. Ti-
6Al-4V-4Ta ve Ti-5Al-2.5 alaşımlarının kırık yüzeyleri kademeli bir şekilde oluşmuş
ve bu ise sünek kırılganlığı ifade etmektedir. Bu yüzeyler, eğme deneyi sırasında
elde edilen sehim değerlerini doğrulamaktadır. Ancak, numuneleri daha iyi
karakterize edebilmek için SEM analizi yapılmış ve Ti-6Al-4V alaşımının mikro
kırık yüzey incelemesi Şekil 4.31.’ de verilmiştir.
a b c d
10 mm
106
(a)
(b)
Şekil 4.31. Ti-6Al-4V eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü
Şekil 4.31.’ de görüldüğü gibi, Ti-6Al-4V alaşımında A bölgesinde tamamen tanenin
kırılması ile gevrek kırılma, B de ise bağlarla birlikte tane içi kırılmalar
gözlemlenmiştir. Bu ise, sinterleme ile gelişen boyun mekanizmasının mukavemetli
olduğunu ancak mukavemet artarken sünekliğin azaldığını tespit etmiştir. Şekil
4.32.’ de Ti-6Al-4V sinter boyun gelişimi verilmiştir.
A
B
107
Şekil 4.32. Ti-6Al-4V alaşımında sinter boyun gelişimi
Sinterleme sonrası boyun mekanizması yoğun bir şekilde gelişmiş ancak A
bölgelerinde görüldüğü gibi boyun ile birlikte partikül içi kırılma meydana gelmiştir.
B bölgesindeki gözeneklerin küresel olması da, sinterleme sırasında kütle ve tane
sınır difüzyonunun elverişli olduğunu göstermektedir. Şekil 4.33.’ de ise Ti-6Al-4V
alaşımının kırık yüzey bölgesinde element dağılımı verilmiştir.
Şekil 4. 33. Ti-6Al-4V alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi
Element Ağırlık% Atomik% Al 3.78 6.54 Ti 91.90 89.51 V 4.32 3.95 Toplam 100.00
AA
AB
B
Boyun çapı
108
Ti-6Al-4V kırık yüzeyi bölgesinde, Ti temel alaşıma ilave edilen Al ve V
elementlerin % ağırlık miktarlarının homojen olduğu görülmektedir. Şekil 4.34.’ de
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı kırık yüzeyleri SEM fotoğrafı verilmiştir.
(a)
(b) Şekil 4.34. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında A alanlarında görüldüğü gibi, partikül boyun bölgelerinde
kırılma yoğunlaşmış ve partikül içi kırılmalara nadiren rastlanmıştır. Bu alaşımda,
partikül boyun mekanizmaları gelişmiş ancak boyun bölgelerinin kırılması sonucu
A
A
A
109
sünek davranış göstermiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında sinterleme sonrası gelişen
boyun mekanizması ve boyun bölgelerindeki kırılmalar Şekil 4.35.’ de verilmiştir.
Şekil 4.35. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı sinter boyun gelişimi
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında Ti-6Al-4V alaşımına benzer olarak boyun mekanizması
gelişmiş ancak A alanlarında görüldüğü gibi kırılma sırasında düşük mukavemet
göstererek boyun bölgelerinden kopmuştur. B bölgesinde gözenek yapısının küresel
olduğu görülmekte ve sinterlemenin elverişli olduğunun kanısına varılmıştır. Tane içi
kırılma daha az gözlemlenmiştir. Dolayısıyla Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı diğer alaşımlara
nispeten daha sünek bir şekilde kırılmıştır. Şekil 4.36.’ da bu alaşımın kırık yüzey
EDS analizi verilmiştir.
Şekil 4.36. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi
Element Ağırlık% Atomik% Al 6.51 11.44 Ti 84.91 84.02 V 3.42 3.19 Ta 5.15 1.35 Toplam 100.00
A
A
B
Boyun çapı
110
Ti-6Al-4V-Ta kırık yüzeyi bölgesinde, Ti temel alaşıma ilave edilen Al, V ve Ta
elementlerin % ağırlık miktarlarının homojen olduğu görülmektedir. % 4 ilave edilen
Ta elementi, bu bölgede yoğunlaşmış ve % 5.15 mertebesinde gözlemlenmiştir. Şekil
4.37.’ de Ti-6Al-7Nb alaşımı kırık yüzeyleri SEM fotoğrafı verilmiştir.
(a)
(b) Şekil 4.37. Ti-6Al-7Nb alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü
A
C
B
B
B
111
Ti-6Al-7Nb alaşımında gevrek ve sünek kırılma tiplerinin birlikte oluştuğu karmaşık
(catastrophic) bir kırılma tipi meydana gelmiştir. Zayıf sinter boyun mekanizması
oluşmuş ve tane sınırlarında ayrılma gözlemlenmiştir. B alanlarında, nispeten sünek
kırılma ve C bölgesinde ise gevrek kırılma tipi görülmektedir. Mikroyapıda büyük ve
küresel olmayan gözeneklerin oluşmasıyla birlikte zayıf sinter boyun oluşumu, A
bölgelerinde görülen Nb elementinin homojen olmadığı, Nb yığılmalarından oluşan
iri taneli yapının oluşumu ve tane sınırlarından ayrılmalarının oluşması gibi
faktörlerden dolayı, Ti-6Al-7Nb alaşımında sünek ve gevrek kırılmanın birlikte
oluştuğu karmaşık kırılma tipi meydana gelmiştir. Şekil 4.38.’ de Ti-6Al-7Nb
alaşımında sinterleme sonrası oluşan boyun mekanizması verilmektedir.
Şekil 4.38. Ti-6Al-7Nb alaşımı sinter boyun gelişimi
A bölgesinde sinter boyun mekanizmasının gelişmediği ve B bölgesinde ise zayıf
sinter bağ oluşumu görülmektedir. A bölgesinde gözenek yapısının küresel olmaması
sinterleme sırasında kütle ve tane sınır difüzyonunun elverişli olmadığını ifade
etmektedir. Sinterleme sonrası düşük yoğunluk artışı da, sinterlemenin etkili
olmadığının bir tespiti olmuştur. Bundan dolayı, Ti-6Al-7Nb alaşımı düşük
mukavemet ve süneklik karakteristiği göstermiştir. Şekil 4.39’ da, Ti-6Al-7Nb için
Şekil 4.37.-a’ da verilen A alanındaki iri taneli yapının EDS analizi ve Şekil 4.40.’ da
ise genel yapının EDS analizi verilmiştir.
B
A
Boyun çapı
112
Şekil 4.39. Ti-6Al-7Nb alaşımı kırık yüzeyindeki iri taneli yapının EDS analizi
Şekil 4.40. Ti-6Al-7Nb alaşımı kırık yüzeyi genel yapının EDS analizi
Element Ağırlık% Atomik% Al K 2.93 6.55 Ti K 50.08 62.98 Nb L 46.99 30.47 Toolam 100.00
Element Ağırlık% Atomik% Al K 5.14 9.10 Ti K 87.45 87.10 Nb L 7.40 3.80 Toplam 100.00
113
Şekil 4.39.’ da kırılmanın temelini teşkil eden iri taneli yapıda, alaşıma % 7 oranında
ilave edilen Nb elementinin, bu bölgede % 49 mertebesinde yoğunlaştığı
görülmektedir. Bu ise, bazı bölgelerde Nb elementinin tamamen çözünmediğini ve
homojen dağılım göstermediğini ortaya koymaktadır. Nb’ nin mukavemet ve
sünekliği arttırması beklenirken, yapıda heterojen dağılımından dolayı düşük
mukavemet ve düşük sünekliğe neden olmuştur. Şekil 4.40’ da ise, genel yapıda Nb
alaşımı % 7,4 oranında dağılım göstermektedir. Şekil 4.41.’ de Ti-5Al-2.5Fe
alaşımının kırık yüzey SEM analizi verilmiştir.
(a)
(b) Şekil 4.41. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı eğme numunesinde oluşan kırık yüzeyi SEM görüntüsü
A A
A A
B
114
Ti-5Al–2.5Fe alaşımında, boyun mekanizmalarından kırılmanın yoğunlaştığı sünek
kırılma tipi Şekil 4.41.’ de görülmektedir. A bölgeleri tamamen sünek kırılmanın
gerçekleştiği alanlardır. Bu alaşımda sinter boyun gelişiminin ve kütle-tane sınır
difüzyonunun çok daha fazla olduğu B bölgesinde belirgin bir şekilde görülmektedir.
Şekil 4.42. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı sinter boyun gelişimi
Şekil 4.42.’ de, Ti-5Al-2.5Fe alaşımında sinter boyun mekanizması gelişiminin daha
iyi olduğu ve A bölgesinin tamamen boyun mekanizmalarını içerdiği
gözlemlenmektedir. Bu alaşımda, B bölgesindeki gözeneklerin küresel olması
sinterlemenin ve boyun gelişimin elverişli olduğunu göstermektedir. Şekil 4.43’ de
Ti-5Al-2.5Fe alaşımı için, EDS analizi verilmiştir.
Şekil 4.43. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı kırık yüzeyi EDS analizi
Element Ağırlık% Atomik% Al K 4.14 7.14 Ti K 93.94 91.26 Fe K 1.92 1.60 Toplam 100.00
A B
B
Boyun çapı
115
Ti-5Al–2.5Fe alaşımın kırık yüzeyinde, elementlerin dağılımın homojen olduğu
görülmektedir.
Genel kapsamda, eğme mukavemeti-sehim miktarları ile numunelerin kırık yüzeyleri
karşılaştırıldığında, en düşük mukavemet ve sehim miktarına sahip Ti-6Al-7Nb
alaşımında daha zayıf boyun gelişimi gözlemlenmiştir. Nb elementinin mukavemet
ve süneklik arttırması beklenirken, yapıda heterojen dağılımı ve zayıf boyun
gelişiminden dolayı, Ti-6Al-7Nb alaşımında gevrek ve sünek kırılmanın birlikte
oluştuğu karmaşık kırılma gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında ise yüksek eğme
mukavemeti ancak düşük sehim miktarı, daha çok tane içi kırılmanın gözlemlenmesi
ile gevrek bir karaktere sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Şekil 4.10.’ da verilmiş
olan ve yüksek sehim miktarlarına sahip Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımlarında ise, diğer alaşımlara nispeten yoğun bir şekilde boyun gelişimi ve
gözeneklerin küreselleşmesi ile sünek kırılma tipi gözlemlenmiştir. Bu alaşımlarda,
SEM analizleri sonrası sinterleme sırasında kütle-tane difüzyonunun ve sinter boyun
mekanizmalarının elverişli bir şekilde geliştiği tespit edilmiştir. Metalografik
bulgular ile eğme deneylerinden elde edilen sayısal veriler belirgin bir durumda
örtüşmektedir. Ti-6Al-4V alaşımına % 4Ta ilavesi ile eğme durumunda süneklikte
belirgin bir artış sağlanmıştır.
116
4.6.3. Mikro Yapı ve Optik-SEM Mikroskop İncelemeleri
TM Ti alaşımlarının mikroyapı analizlerinde, gözenek dağılımı ve büyüklüğü, α/β
dönüşüm miktarı ve Widmanstatten yapının oluşup oluşmadığı incelenmiştir. Ti-6Al-
4V alaşımı içyapı incelemesi Şekil 4.44.’ de verilmiştir.
Şekil 4.44. Ti-6Al-4V alaşımı mikroyapısı
Ti-6Al-4V alaşımında, arzu edilen α/β dönüşümü ve Widmanstatten yapının oldukça
elverişli bir şekilde oluştuğu görülmektedir. B bölgelerinde dönüşmüş β fazı, A
bölgelerinde ise eş eksenli α fazının oluşumu yoğunlaşmıştır. Ancak, Ti-6Al-4V
alaşımının genelinde, iğnemsi α faz dönüşümü (dönüşmüş β) yoğunlaşmış ve bu yapı
içerisinde nadiren eş eksenli α fazı gözlemlenmiştir. Lamel yapının yoğunluğu, eğme
durumunda kırılganlığın temelini teşkil etmektedir. Gözeneklerin daha çok küresel
durumda olduğu görülmekte olup, diğer alaşımlara nispeten daha az gözenek
oluşumundan dolayı elde edilen mukavemet değerleri ile uyum sağlamaktadır.
Şekil 4.45. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı mikroyapısı
B
B
A
A
B
Eş eksenli α fazı
50µm
50µm
117
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında, eşeksenli α fazı ve kaba taneli bir durumda lamel β
fazına dönüşmüş bir yapı elde edilmiştir. Ti-6Al-4V alaşımına nispeten daha büyük
iğnesi α şeklinde gelişen dönüşmüş β fazı, A bölgelerinde görülmektedir. Daha iri
taneli dönüşmüş β fazı ile birlikte küresel şekilli ancak nispeten büyük gözenekli
yapıya sahip olduğu Şekil 4.45.’ de görülmektedir. Şekil 4.46’ da Ti-6Al-7Nb
alaşımının mikroyapısı verilmiştir.
Şekil 4.46. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikroyapısı
Ti-6Al-7Nb alaşımında, daha büyük ve küresel olmayan gözeneklerin oluştuğu
belirgin bir şekilde Şekil 4.46.’ da görülmektedir. Diğer alaşımlara nispeten daha az
ve ince lamel dönüşmüş β fazı ile birlikte eş eksenli α fazı daha sık bir durumda
görülmektedir. Taneler arasında küresel olmayan gözeneklerle sinterleme sırasında
daha az kütle ve tane sınır difüzyon oluşumu tespit edilmiş ve sinterlemenin diğer
alaşımlara nispeten elverişsiz olduğu görülmektedir. Diğer alaşımlara nispeten tespit
edilen düşük sinter boyun gelişimi ve gözenekli yapı ile optik görüntüler arasında
belirgin bir uyumluluk vardır.
Şekil 4.47. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı mikroyapısı
Eş eksenli α fazı
B
A
50µm
50µm
118
Ti-5Al-2.5Fe alaşımında ise, gözeneklerin küresel olduğu ve yapının genelinde
Widmanstatten yapının daha etkili bir şekilde oluştuğu Şekil 4.47.’ de görülmektedir.
Bu alaşımda, çoğunlukla dengelenmiş iğnemsi α fazı olarak bilinen lamel β fazına
dönüşüm ve nadiren eşeksenli α fazı A bölgesinde görülmektedir. Gözeneklerin
küresel olması, difüzyonun daha iyi olduğunu ve sinterlemenin de elverişli olduğunu
göstermektedir.
Optik mikroskopta incelemelerin yanı sıra mikroyapıları ve gözenek oluşumunu daha
iyi anlayabilmek için, numunelerde SEM-EDS analizleri yapılmıştır. Şekil 4.48.’ de
Ti-5Al-2.5Fe alaşımı için verilmiştir.
Şekil 4.48. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı mikroyapı SEM incelemesi
Ti-5Al-2.5Fe alaşımında gözenek oluşumu, tanelerin birleştiği bölgelerde oldukça
elverişli bir şekilde gelişmiş ve gözenek boyutunun yaklaşık 10 µm büyüklüğünde
olduğu A bölgesinde görülmektedir. Mikroyapı dönüşümü, yaklaşık 6 µm
genişliğinde ve 10-20 µm aralığında uzunluğa sahip iğnemsi α fazı ile birlikte
nadiren eş eksenli α fazı ve tane sınırlarına yerleşen ince β fazı şekilde gelişmiştir.
Gözenek
A
119
Ti-5Al-2.5Fe alaşımının homojen olduğu Şekil 4.49.’ da verilen EDS analizlerinde
görülmektedir.
Şekil 4.49. Ti-5Al-2.5Fe alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi
Şekil 4.50. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikro yapı SEM incelemesi
Element Ağırlık % Atomik % Al K 5.35 6.48 Ti K 92.26 91.45 Fe K 2.39 2.07 Toplam 100.00
A
120
Şekil 4.51. Ti-6Al-7Nb alaşımı mikroyapı SEM incelemesi
Şekil 4.50. incelendiğinde, Ti-6Al-7Nb alaşımında gözenek oluşumu, oldukça
karmaşık bir şekilde gelişmiş ve ortalama 30-50 µm aralığındaki büyüklüğe sahip
olduğu A bölgelerinde görülmektedir. Widmanstatten yapı dönüşümü oldukça büyük
lamel şeklinde gerçekleşmiştir. Nb elementinin yapı içerisinde heterojen durumda
olduğu Şekil 4.51.’ de görülmektedir. Bu durum Şekil 4.52.’ de verilen EDS analizi
ile daha net bir şekilde ifade edilmiştir.
Şekil 4.52. Nb elementinin yapı içerisinde heterojen durumu
Nb l i
Element Ağırlık % Atomik % Ti K 2.22 4.21 Nb L 97.78 95.79
121
Şekil 4.53. Ti-6Al-4V alaşımı mikroyapı SEM incelemesi
Ti-6Al-4V alaşımında gözeneklerin küreselleşmesi ile birlikte Widmanstatten yapı
dönüşümü Şekil 4.53.’ de görülmektedir. Widmanstatten yapı, yaklaşık 5-10 µm
kalınlığında ve 40-50 µm aralığında iğnemsi α fazı şeklinde oluşmuştur. Diğer
alaşımlara göre daha ince ve uzun lamel yapı gözlemlenmiştir. Gözenekleri ise, 10-
15 µm büyüklüğünde olduğu görülmektedir. Bu alaşımda, alaşım elemanları yapı
içerinde homojen dağılım göstermiş ve bu durum Şekil 4.54.’ de verilmiştir.
Şekil 4.54. Ti-6Al-4V alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi
Element Ağırlık % Atomik % Al K 5.6 7.90 Ti K 90.81 89.19 V K 3.59 2.90 Toplam 100.00
122
Şekil 4.55. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı mikroyapı SEM analizi
Şekil 4.56. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı parlatılmış yüzeylerde EDS analizi
Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında gözenekler küreselleşmiş ancak Ti-6Al-4V alaşımına
göre daha büyük boyutta olduğu Şekil 4.55.’ de görülmektedir. Widmanstatten yapı,
kalınlığı yaklaşık 8-15 µm, uzunluğu 20-30 µm mertebesinde lamel şeklinde ve
nadiren eş eksenli α fazı oluşumu gözlemlenmektedir. Bu alaşımda, alaşım
Element Ağırlık % Atomik %Al K 5.39 7.84 Ti K 86.9 84.34 V K 3,82 6.55 Ta M 3,89 1.27 Toplam 100.00
123
elamanları oldukça homojen dağılım göstermiş ve bu durum Şekil 4.56.’ da
görülmektedir.
Genel kapsamda, TM yöntemiyle imal edilen α/β alaşımların tümünde, iğnemsi α
yapı olarak tanımlanan dönüşmüş β yapısı ile birlikte eş eksenli α fazının da mevcut
olduğu bir mikroyapı karakteri elde edilebilmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında diğer
alaşımlara nispeten aşırı ince iğnemsi α fazı dönüşümü ile birlikte daha az eş eksenli
α fazı, Ti-5Al-2.5Fe alaşımında ise normal iğnemsi α fazı (Widmanstatten yapı)
görülmüştür. Ancak, Ti-6Al-7Nb alaşımında küresel olmayan gözenek dağılımının
tespiti ile sinter difüzyonunun elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımında ise küresel gözenekli yapı ile birlikte eş eksenli α fazı ve normal
iğnemsi α fazından (dönüşmüş β) oluşan bir mikroyapı görülmüştür. Bu sinterleme
koşullarının Ti-6Al-7Nb alaşımı için uygun olmadığı ve diğer alaşımlarda
sinterlemenin daha etkili olduğu, SEM analizlerinde gözlemlenen sinter boyun
oluşumu ve gözenek morfolojisi ve EDS analizlerinde elementlerin yapı içerisinde
dağılımları ile belirlenmiştir.
124
5. SONUÇLAR ve TARTIŞMA
Bu çalışmada, yeni araştırma alanı olarak nitelendirilen biyomalzemeler genel
perspektifte incelenmiştir. Son yıllarda bu alandaki araştırmalar, implant
uygulamalarında kullanılan yeni malzemelerin geliştirilmesi ve Ti alaşımları üzerine
yoğunlaşmaktadır. Bu tez çalışmasında da, döküm yöntemiyle imal edilen Ti-5Al–
2.5Fe, Ti-6Al-7Nb, Ti-6Al-4V alaşımlarının yanı sıra Ti-6Al-4V alaşımına % 4
oranında Ta ilave edilerek imal edilen Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının, TM yöntemiyle
üretilebilirliği ve numune tarzında imal edilen implant malzemelerinin fiziksel,
mekanik, tribolojik ve metalografik özellikleri araştırılmıştır.
Toz metalürjisi yöntemiyle imal edilen Ti alaşımlarının sıkıştırma sonrası 3.85 g/cm3
ham yoğunluk değeri esas alınmış ve aynı sinterleme koşullarında sinterleme sonrası
yoğunluk ve boyut değişimi incelenmiştir. Ayrıca, benzer teorik yoğunluğa sahip
dört farklı TM Ti alaşımlarının, mekanik özellikleri, kuru kayma ve vücut sıvısı ile
özdeş hank sıvısı ortamında aşınma performansları, aşınma sırasında oluşan
sürtünme kuvvetleri ve sürtünme katsayısı değerleri, aşınma sonrası yüzey
pürüzlülükleri, sinter boyun gelişimi, kırılma tipi ve mikroyapı karakterizasyonları
ile ilgili birçok bulgu elde edilmiştir. Bu bulgular ile, implant uygulamalarında önem
arz eden kemiğe yakın elastisite modülüne sahip alaşımın belirlenmesi ile birlikte
vücut sıvı içerisinde uzun süreli kullanımlarda implant malzemesinde oluşan
minimum kütle kaybına sahip ve optimum süneklik şartını sağlayan Ti alaşımı
belirlenmeye çalışılmıştır. Deneysel çalışmalar sonrası elde edilen sonuçları
aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
• Tasarlanan kalıp siteminde herbir alaşımın sıkıştırma basıncı, TM Ti alaşımlarının
temel elementi olan titanyum tozunun görünür yoğunluğu, imal edilen numune
geometrisi ve ulaşılmak istenen ham yoğunluk değeri dikkate alınarak ön deneysel
çalışma sonrası belirlenmiştir. Tüm alaşımlar için 3,85 g/cm3 (% 90 ham yoğunluk
oranı) ham yoğunluk değerine ulaşılması hedeflenmiş ve bu yoğunluk değeri Ti-
6Al-4V ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımlarında 530 MPa, Ti-6Al-7Nb alaşımında 445
MPa, Ti-5Al-2.5Fe alaşımında ise 490 MPa sıkıştırma basıncı sonrası elde
125
edilmiştir. Sıkıştırma sonrası ham yoğunluk değeri sinterleme sonrası, Ti-6Al-4V
ve Ti-5Al–2.5Fe alaşımlarında 3,92 g/cm3 mertebesinde, Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımında yaklaşık 3,9 g/cm3, Ti-6Al-7Nb’ da ise ortalama 3,88 g/cm3 olarak
belirlenmiştir. Fores vd. (1985), Ti-6Al-4V alaşımında 500–600 MPa sıkıştırma
basıncı sonrası yaklaşık % 90 ham yoğunluk değerine (3,97 g/cm3) ulaşılabildiğini
belirtmişlerdir. Güden vd. ise (2005), sıkıştırma basıncını 400 MPa mertebesinde
uygulayarak %36–38 aralığında gözenekli yapıya sahip Ti-6Al-4V alaşımının
üretilebildiğini, sıkıştırma basıncının azalmasıyla ham yoğunluk ve sinterlenmiş
yoğunluk değerlerinin azaltılabildiğini ortaya koymuşlardır. Liu vd. (2006)’ de, Ti
alaşımlarında sinterleme sonrası tam yoğun parça imalatında sıkıştırma yönteminin
etkili olduğunu ileri sürmektedirler. Çalışmalarında, benzer sıkıştırma basıncında
tek ve çift etkili sıkıştırmade % 95 teorik yoğunluğa, soğuk-sıcak izostatik
sıkıştırma ile % 99 yoğunluğa ulaşılabildiğini bildirmişlerdir. Henriques vd.
(2005), 80 MPa tek eksenli sıkıştırma sonrası % 69–71 mertebesinde elde ettikleri
ham yoğunluk değerinin, 300 MPa değerde soğuk izostatik sıkıştırma ve sinterleme
sonrası % 93-95 teorik yoğunluğa ulaşılabildiğini ileri sürmektedirler. Özellikle, Ti
alaşımlarında daha yüksek yoğunluklu ve düşük gözenekli yapının elde
edilebilmesi için CIP/HIP metodunu önermişlerdir. Bu çalışmada da, 500–550 MPa
sıkıştırma basıncında % 83–86 ham yoğunluk değerine, sinterleme sonrası ise %
88-92 mertebesinde teorik yoğunluğa ulaşılmıştır.
• Kalıp dizaynı, implant tasarımı ve sinterleme koşullarının seçiminde önemli bir
unsur olan sinterleme sonrası % boyut ve yoğunluk değişimi değerleri tespit
edilmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında sinterleme sonrası yaklaşık % 1.5 oranında
yoğunluk artışı elde edilmesi ile birlikte numunelerde % 1.5 mertebesinde boyutsal
küçülme gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında ise, ortalama % 0.65
sinterleme sonrası yoğunluk artışı ve buna paralel olarak ortalama % 0.65 boyutsal
küçülme gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımında ortalama % 0.4 yoğunluk artışı
sağlanırken % 0,55 mertebesinde boyutsal küçülme tespit edilmiştir. Ti-5Al-2.5Fe
alaşımında ise, diğer alaşımlara nispeten daha yüksek % yoğunluk artışı ve
boyutsal küçülme gözlemlenmiş ve ortalama %1,85 mertebesinde sinterleme
sonrası yoğunluk artışı sağlanırken yaklaşık % 1,9 boyutsal küçülme meydana
126
gelmiştir. Bu değerler birbiri arasında kıyaslandığında, diğer alaşımlara nispeten
Ti-6Al-7Nb alaşımında daha düşük yoğunluk artışı ve boyutsal küçülme meydana
gelmiştir. Bu ise, sinterleme sırasında kütle ve tane sınır difüzyonunun elverişsiz
olduğu hakkında bilgi vermekte ve düşük yoğunluk artışının nedeni metalografik
çalışma ile desteklenmiştir. Liu vd. (2006), Ti esaslı alaşımlarda 1200 o C sıcaklıkta
sinterleme sonrası % 1,5-2,5 aralığında lineer bir boyutsal küçülme olabileceğini
ifade etmişlerdir. Taddei (2005) ise, sinterleme sıcaklığının yoğunluk artışını
önemli oranda etkilediğini ve alaşım içerisindeki elementlerin ergime sıcaklıkları
göz önüne alınarak seçilmesi gerektiğini belirtmiştir. Çalışmasında, 4 g/cm3 ham
yoğunlukta imal ettikleri Ti-35Nb alaşımını, 1000 o C sıcaklıkta sinterleme sonrası
yaklaşık 4,1 g/cm3, 1200 o C sıcaklıkta sinterleme sonrası 4,4 g/cm3 ve 1700 o C
sıcaklıkta sinterleme sonrası 5.25 g/cm3 teorik yoğunluğa ulaşıldığını rapor
etmiştir. Sinterleme sonrası % yoğunluk değişimi ile % boyut değişimi arasında
doğrusal bir ilişki olduğunu da ileri sürmektedir. Bu çalışmada da, aynı sinterleme
koşullarında, sinterleme sonrası yoğunluk artışı, boyutsal küçülme ile kütle
transferi ve tane sınır difüzyonu arasında doğrusal bir ilişki saptanmıştır. Örneğin,
Ti-6Al-7Nb alaşımında ortalama % 0.4 yoğunluk artışı diğer alaşımlara göre düşük
bir değerdir ve metalografik çalışmalarda da düşük kütle-tane sınır difüzyonu ve
karmaşık şekilli ve büyük gözenek karakteri gözlemlenmiştir.
• İmal edilen TM Ti alaşımlarının mikrosertlik değerleri birbirleri ve literatür ile
kıyaslanmıştır. Ti-6Al-4V alaşımında yaklaşık 400 HV, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı 280
HV, Ti-6Al-7Nb alaşımı ise 340 HV mikrosertlik değeri elde edilmiştir. % 4Ta
takviye ile imal edilen Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı 370 HV mikrosertlik değerine sahip,
Ta ilavesi Ti-6Al-4V alaşımının mikrosertlik değerini yaklaşık % 11 mertebesinde
düşürmüştür. Ti-5Al-2.5Fe alaşımının diğer alaşımlara göre daha yumuşak
karaktere sahip olduğu görülmüştür. Vinicius vd. (2001), Ti-6Al-7Nb alaşımında
mikrosertlik değerinin sinterleme sıcaklığı ile değişebileceğini ileri sürmektedir.
Optimum sinterleme koşullarında bu alaşımda 350–400 HV sertlik değerinin elde
edilebileceğini bildirmişlerdir. Choe vd. (2005), farklı toz boyutlarında imal
ettikleri Ti-6Al-4V alaşımda, toz boyutunun mikrosertliği etkilediğini deneylerinde
tespit etmiş ve 44 mikron toz boyutuna sahip Ti-6Al-4V alaşımının ortalama 426
127
HV mikrosertlik değerine sahip olduğunu rapor etmektedirler. Aoki vd. (2004),
döküm yöntemiyle imal ettikleri Ti-6Al-4V alaşımda, yaklaşık 420 HV
mikrosertlik değeri tespit etmişlerdir. Archbold (1999), yüksek lisans çalışmasında
imal ettiği TM Ti-6Al-4V alaşımının mikrosertliğini yaklaşık 400-430 HV
mertebesinde ölçmüştür. Niinomi (1998) ise, Ti-5Al-2.5Fe alaşımının
mikrosertliğini 280-290 HV mertebesinde ölçmüştür. Bu çalışmada, tüm TM Ti
alaşımları için elde edilen mikrosertlik değerlerinin literatürdeki değerlere oldukça
yakın olduğu saptanmıştır.
• İmplant uygulamalarında eğme karakterizasyonun çekme özelliklerinden daha
ziyade kullanıldığı literatür araştırması sonrası tespit edilmiştir (Yuehuei ve
Draughn, 2000). Bu çalışmada da, tüm TM Ti alaşımlarının eğme dayanımları ve
eğme dayanımlarına karşılık gelen sehim miktarları belirlenmiştir. Bu sayede,
eğilme sırasında daha sünek ve uygun yük iletme kabiliyetine sahip TM Ti alaşımı
tespit edilmiştir. Ayrıca, implantasyon uygulamalarında önemli bir parametre olan
özgül eğme mukavemeti hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Ti-6Al-4V alaşımı
ortalama 1170 MPa eğme dayanımına ve 0,85 mm sehim miktarına, Ti-6Al-7Nb
alaşımı 861 MPa mukavemetine ve 0,8 mm sehim miktarına, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı
985 MPa eğme mukavemetine ve 1.6 mm sehim miktarına, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı
ise 960 MPa eğme mukavemetine ve 1.7 mm sehim miktarına sahip olduğu tespit
edilmiştir. Bu değerler kıyaslandığında, Ti-6Al-4V alaşımı yüksek mukavemetli
ancak sehim miktarı oldukça düşük, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise kabul edilebilir
mukavemet değerine sahip olmakla birlikte yüksek sehim miktarına sahip
alaşımdır. Ti-6Al-7Nb alaşımında ise, en düşük mukavemet değeri elde edilmiş
ancak düşük sehim miktarı ile gevrek yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Ti-5Al-
2.5Fe alaşımı ise, yüksek eğme mukavemetine sahip olmakla birlikte arzu edilen
sünek karakteristiğe sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, implant
uygulamalarında önem arz eden özgül eğme mukavemeti değerleri Tablo 5.1.’ de
verilmiştir.
128
Çizelge 5.1. TM Ti alaşımlarının özgül eğme mukavemet değerleri Alaşım Tipi Özgül eğme mukavemeti (eğme dayanımı/yoğunluk) Sehim (mm) Ti-6Al-4V 296 0,85 Ti-6Al-4V-4Ta 246 1,8 Ti-5Al-2.5Fe 250 1,7 Ti-6Al-7Nb 218 0,8
Kurgan (2005), doktora çalışmasında TM 316 L paslanmaz çelik eğme
numunelerinde ortalama 760 MPa eğme dayanımı tespit etmiş ve 108 özgül
mukavemet tespit etmiştir. TM 316L paslanmaz çelik implantlar Ti alaşımları ile
kıyaslandığında, oldukça düşük eğme dayanımı ve özgül mukavemet değerine
sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
• TM Ti alaşımlarının çekme deneyi sonrası çekme mukavemeti (kopma dayanımı),
% uzama ve kesit daralma, poisson oranı ve sonik sistemle elastisite modül
değerleri belirlenmiştir. Kemik implantasyonlarında önemli olan bazı veriler ile
literatürden elde edilen döküm Ti alaşımlarının aynı özellikleri karşılaştırmalı
olarak Çizelge 5.2.’ de verilmiştir.
Çizelge 5.2. TM Ti alaşımları ile döküm Ti alaşımların karşılaştırılması Alaşım Elastisite
Modül (GPa) Çekme Mukavemeti (MPa)
Özgül Çekme Mukavemeti
Yoğunluk (g/cm3 )
% Kesit daralma
% Uzama
TM Ti6Al4V 83 464 118 3,94 1,35 4,25 TM Ti6Al7Nb 80 415 105 3,94 1,25 4,1
TM Ti5Al2.5Fe 79 581 147,5 3,94 1,42 4,45
TM Ti6Al4V4Ta 58 335 85 3,94 1,3 3,9
Döküm Ti6Al4V 110 950 214 4,42 22 10
Döküm Ti6Al7Nb 105 1020 225 4,52 25 8
Döküm Ti5Al2.5Fe 110 1030 228 4,51 35 15
Döküm 316 L SS 211 650 83 7,8 45 -
Kemik 10-40 90-140 63 1,9 - 1
Çizelge 5.2.’ de görüldüğü gibi, implantasyon uygulamalarında önemli bir faktör
olan elastisite modül ve yoğunluk, TM Ti alaşımlarında kemiğe en yakın değerde
ölçülmüştür. Ancak TM Ti alaşımlarının sünekliği ve kopma dayanımları, döküm
Ti alaşımlarına göre daha düşük değerdedir. Bunun temel nedeni, yapının
129
gözenekli olmasına bağlanabilir. Burada, benzeş yoğunluk değerlerine sahip TM Ti
alaşımlarından, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı yüksek çekme mukavemeti ve % uzama
karakteristiği gösterirken, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise en düşük çekme mukavemeti
ve kemiğe en yakın elastisite modülüne sahip alaşım olduğu deneylerle tespit
edilmiştir. Leyens ve Peter (2003) ve Long ve Rack (1998)’ a göre, % 20 gözenekli
olarak imal ettikleri TNZT alaşımının elastisite modülünün 55 GPa mertebesine
kadar düşürülebildiği ve bu alaşımın 590 MPa çekme mukavemeti değerinin kabul
edilebilir olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmada da, literatüre göre TM Ti
alaşımlarında elde edilen çekme mukavemeti değerlerinin kemik implantasyonu
için kabul edilebilir olduğu ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının düşük elastisite
modülüne sahip olmasından dolayı implant uygulamalarında tercih edilebilir
olduğu kanaatine varılmıştır. Sakaguchi vd. (2005), Ti esaslı Ti-30Nb-XTa-5Zr
alaşımında % 5Ta ilavesinin elastisite modülünü % 11, % kesit daralmayı ise % 6
mertebesinde düşürdüğünü tespit etmiştir. Bu çalışmada da, Ti-6Al-4V alaşımına
% 4 Ta ilavesi, elastisite modülünü % 30, % uzamayı ise % 8.2 mertebesinde
azaltmıştır. Lee (2004) ise, yaptığı doktora çalışmasında, kemikte düşük elastisite
modülü ve düşük % boyut uzama ile birlikte 1.9 g/cm3 yoğunluk değeri saptamıştır.
Çizelge 5.1.’ de görüldüğü gibi, döküm Ti alaşımlarının sünek yapıya sahip
olmaları avantaj, yüksek elastisite modülü ve yoğunluk değerine sahip olmaları ise
dezavantajlarıdır. TM Ti alaşımlarında ise, ortalama 3,94 g/cm3 yoğunluk değeri ve
düşük elastisite modül değerleri elde edilmiş ve bu değerler döküm alaşımlara
nispeten kemik yoğunluğuna ve elastisite modülüne oldukça yakındır.
• Bu çalışmanın diğer bir önemli araştırması da, imal edilen TM Ti alaşımlarının
kuru kayma ve vücut sıvısı ile özdeş hank sıvısı ortamında aşınma
performanslarının belirlenmesidir. Aşınma sırasında oluşan sürtünme kuvvetleri ve
dinamik sürtünme katsayısı değerleri, aşınma sonrası ve öncesi yüzey
pürüzlülükleri karşılaştırmalı olarak ölçülmüştür. Aşınma deneylerinde 12000 tur
kayma mesafesi sonrası elde edilen kütle kaybı, ortalama sürtünme katsayısı (FC)
ve sürtünme kuvveti (FF) değerleri, Ra ve Rt yüzey pürüzlülük değerleri Çizelge
5.3.’ de karşılaştırmalı olarak verilmiştir.
130
Çizelge 5.3. Aşınma deneyi sonrası önemli bazı verilerin karşılaştırılması Kütle kaybı (g) FC FF (N) Ra (µm) Rt (µm) Alaşım Hank Kuru Hank Kuru Hank Kuru Hank Kuru Hank Kuru
Ti6Al4V 0,156 0,0335 0,45 0,48 35 37 0,7 1 12 14 Ti6Al4V4Ta 0,137 0,03 0,6 0,63 41 42 0,3 1 10 14
Ti5Al7Nb 0,198 0,063 0,52 0,7 43 52 0,8 1 16 14 Ti5Al2.5Fe 0,226 0,046 0,6 0,62 45 48 0,8 1,2 16 24
Bütün TM Ti alaşımları hank sıvısı ortamında kuru sürtünmeye nispeten daha fazla
ağırlık kaybı görülmüştür. Literatür araştırması sonrası hank sıvısı içerisinde daha
fazla aşınmanın nedeni, MgCl2, CaCl2, KCl ve NaCl bileşiklerinin abraziv ve adheziv
aşınma mekanizmasını yoğunlaştıracağı olarak bildirilmiştir (Aktaş, 1997; H. Aktaş,
2006, sözlü görüşme). Bir başka araştırmada, sıvının Ti yüzeylerle mekanik
etkileşimi sonucu erozyon aşınmasını oluşturabileceği rapor edilmektedir (Tribology,
2006).
Çizelge 5.3’ de görüldüğü gibi, TM Ti alaşımları hank sıvısı ortamında yaklaşık dört
kat daha fazla aşınmıştır. Ağırlık kaybının daha fazla görüldüğü alaşımlarda
mikrosertliğin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Yüzey sertliğinin artmasıyla
aşınmanın azalacağı kanaatine varılmıştır. Kuru kayma şartlarında hank sıvısı
ortamına göre, 12000 tur kayma mesafesi sonrasında Ti-6Al-7Nb alaşımında oluşan
sürtünme kuvvetlerinin % 17 mertebesinde artmasıyla en fazla aşınan alaşım olarak
nitelendirilmiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımındaki ise kuru kayma ile hank sıvısı
ortamında yapılan deneylerde, oluşan sürtünme kuvveti değerleri birbirine çok yakın
olduğu tespit edilmiştir. Ancak, bütün TM Ti alaşımlarında hank sıvısı ortamında
yapılan aşınma deneylerinde oluşan sürtünme kuvvetleri ve sürtünme katsayısı, 2000
tur kayma mesafesinden 12000 tur kayma mesafesine kadar homojen ve lineer bir
karakter, kuru kayma şartlarında ise artan bir karakteristik ile heterojen sürtünme
katsayısı ve sürtünme kuvveti değerleri elde edilmiştir. Ayrıca, Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-
4V-4Ta alaşımları hank sıvısı içerinde diğer alaşımlara göre daha kararlı bir aşınma
performansı gösterdiği, Şekil 4.15.’ de verilen tur-ağırlık kaybı eğrilerinin R2
değerlerinde belirgin bir şekilde görülmektedir.
131
• Kieswetter vd. (1996), implant yüzey karakterinin implantla doku arasındaki
etkileşimi, protein emilimi ve diğer biyolojik uyumluluğu önemli oranda
etkilediğini tespit etmişlerdir. Bu çalışmada da, aşınan numunelerin yüzey
karakterizasyonları, dinamik sürtünme katsayısı ve Ra-Rt yüzey pürüzlülük
değerlerinin ölçülmesi ile yapılmıştır. Choubey vd. (2005), yaptığı çalışmada, hank
sıvısı ortamında döküm Ti-6Al-4V alaşımın 0,48, döküm Ti-5Al-2.5Fe alaşımının
ise 0,3 sürtünme katsayısına sahip olduğunu bildirmişlerdir. Ramaniraka vd.
(2006), kemikle implantasyon bölgesindeki dolgu maddesi arasında minimum
sürtünme katsayısı 0,4 ve maksimum sürtünme katsayısı değerinin 15-30 aralığında
olduğunu bildirmişlerdir. Diğer bir başka çalışmada ise, Ti-6Al-4V alaşımının
kemikle sürtünme etkileşimi sonrası, Ti-6Al-4V alaşımının sürtünme katsayısını
0,34-0,39 aralığında ölçmüşlerdir. Bu değerlerin tercih edilir seviyede olmasından
dolayı, Ti-6Al-4V alaşımının implant olarak yaygın bir şekilde kullanıldığını rapor
edilmektedir (Mischler and Pax, 2002). Bu çalışmada ise, Ti-6Al-4V alaşımı
sürtünme katsayısı 0,45, Ti-5Al–2.5Fe ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımlarında yaklaşık
0,6, Ti-6Al-7Nb alaşımında ise 0.7 sürtünme katsayı değeri ölçülmüştür. Aşınma
sonrası minimum (Ra) ve maksimum (Rt) yüzey pürüzlülük değerleri, Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımında diğer alaşımlara nispeten düşük değerde olduğu saptanmıştır. Rose
ve Beloti (2003) yaptığı çalışmada, yüzey pürüzlülüğün implant-kemik arasında
oluşan kuvvetleri etkilediğini ifade etmiş ve kemik malzemenin ortalama Ra yüzey
pürüzlülük değerinin 0,8–1,9 µm aralığında ölçmüş ve bu değerlerin kemik-implant
etkileşimi için tavsiye edilir olduğunu rapor etmişlerdir. Leyens ve Peters (2003)
ise, implant ve kemik arasında etkileşim sonrası mükemmel implantasyon için
maksimum yüzey pürüzlülük değerinin 28 µm’ u aşmaması gerektiğini bildirmiştir.
Sitting vd. (1999) ise, implantasyon uygulamalarında Ra değerinin önem arz
ettiğini belirtmiş ve yaptığı yüzey pürüzlülük ölçümlerinde ortalama Ra değerini,
c.p. Ti alaşımında 0,52 µm, Ti-6Al-4V alaşımında 0,36-0,4 µm ve Ti-6Al-7Nb
alaşımında ise 0,6 µm mertebesinde olduğunu bildirmiştir. Bu çalışmada da, bütün
TM Ti alaşımları Ra yüzey pürüzlülük değeri tavsiye edilen değerler arasında
ölçülmüştür. Tribolojik özelliklerin tümü göz önüne alındığında, Ti-6Al-4V-4Ta ve
Ti-6Al-4V alaşımları daha düşük ağırlık kaybı ve Ra değerleri ile tercih edilebilir
durumda olduğu sonucuna varılmıştır.
132
• Aşınma tiplerinin belirlenmesi için yapılan metalografik çalışmalar sonrası, kuru
kayma durumunda abraziv aşınması, hank sıvısı ortamında yapılan aşınma
numunelerinde daha çok erozyon, adheziv ve nispi olarak abraziv aşınma tipleri
gözlemlenmiştir. Mikrosertliğe paralel olarak, düşük sertlik değerine sahip Ti-5Al-
2.5Fe alaşımında geniş ve derin abraziv çizik şeklinde oluşan aşınma
gözlemlenmiştir. Hank sıvısı ortamında yapılan aşınma deneylerinde, Ti-5Al-2.5Fe
alaşımında diğer alaşımlara nispeten daha fazla erozyon, adheziv ve abraziv aşınma
mekanizmalarıyla oluşan karmaşık (catastrophic) aşınma görülmüştür. Ti-6Al-7Nb
alaşımında ise, kuru kayma durumunda abraziv aşınma daha etkili görülmüş ve
maksimum ağırlık kaybı ile diğer alaşımlara nispeten daha fazla aşınmıştır. Ancak,
hank sıvısı ortamında Ti-5Al-2.5Fe alaşımına göre daha az erozyon, abraziv ve
adheziv aşınma gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımları, hank
sıvısı ortamında oldukça kararsız bir aşınma performansı göstermiş ve bu durum
Şekil 4.15.-a’ da verilen R2 değerlerinde belirgin bir şekilde görülmektedir. Ti-6Al-
4V ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımları benzeş ve kararlı aşınma performansı gösterdiği
R2 değerleri ile tespit edilmiş olup kuru ve hank sıvısı ortamında yapılan aşınma
deneylerinde Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı diğer üç alaşıma nispeten daha lokal erozyon,
adheziv aşınma mekanizması ve daha yüzeysel abraziv çiziklerin oluşumu ile en az
aşınan alaşım olarak tespit edilmiştir. Aşınma karakterizasyonları ile ilgili
metalografik çalışmalar Bölüm 4.6.’ da verilmiştir. Bu sayede, % Ta ilavesi, Ti-
6Al-4V alaşımına daha yüksek aşınma performansı kazandırdığı sonucuna
varılmıştır.
• Bu çalışmada yapılan en önemli analizlerden birisi de, kırık yüzeylerinin SEM
mikroskobunda incelenmesi ile kırılma nedenlerinin araştırılması ve elde edilen
sayısal verilerin metalografik incelemelerle karşılaştırılmasıdır. Eğme deneylerinde
elde edilen sehim miktarları, alaşımların eğme durumunda sünekliklerini
karakterize etmektedir. Ancak, sünek ve gevrek alaşımın ayırt edilmesi, kırılma
tipinin, sinter boyun mekanizmalarının yeterli düzeyde oluşup oluşmadığının ve
alaşım elemanlarının homojen dağılımının araştırılması ile sağlanabilir. Çizelge
5.1’ de verilen sehim miktarlarına göre, Ti-6Al-7Nb alaşımı diğer alaşımlara göre
düşük eğme dayanımına ve sehim miktarına sahiptir. Bu alaşımın kırık yüzey
133
incelemelerinde, sinterlemenin elverişsiz olduğu, yüksek gözenek oluşumu ve
boyun oluşumunun diğer alaşımlara nazaran daha zayıf olduğu görülmüştür. Bu
alaşımda, sıklıkla boyun bölgelerinden kopmaların yanı sıra boyun ile birlikte tane
içi kırılmaların oluştuğu karmaşık (catastrophic) kırılma tipi gözlemlenmiştir.
Diğer alaşımlara nispeten düşük eğme dayanımının ve sehim miktarının temel
nedeni, kırık yüzeylerinde yapılan EDS analizleri ile Nb elementinin mukavemeti
ve sünekliği arttırması beklenirken niyobyumun yapıda homojen dağılım
göstermediğinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Başlangıçta % 7 mertebesinde
ilave edilen Nb, kırık yüzeyinde tane irileşmesi ile birlikte % 47 mertebesinde Nb
kümeleşmesi, Ti-6Al-7Nb alaşımında gevrek kırılmaya neden olmuştur. Ayrıca,
Ti-6Al-7Nb alaşımında SEM analizi ile gözlemlenen karmaşık şekilli gözenekler
ile sinterleme sonrası düşük % yoğunluk artışı ve % boyutsal küçülme arasında
önemli bir uyumluluk tespit edilmiştir. Bu ise, belirlenen sinterleme koşullarının
Ti-6Al-7Nb alaşımı için elverişli olmadığını ortaya koymaktadır.
Eğme deneylerinde yüksek sehim miktarı karakteristiği gösteren Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımı kırık yüzey incelemelerinde, boyun bölgelerinde kırılmaların yoğun olduğu
ve tane içi kırılmalara rastlanmadığı tamamen sünek bir kırılma tipi
gözlemlenmiştir. Bu alaşımda, alaşım elamanları yapıda homojen bir şekilde
dağılım göstermiş ve yüksek tane sınır ve kütle difüzyonu ile elverişli sinter boyun
oluşumu ve gözeneklerin küreselleşmesi ile sinterlemenin elverişli olduğu
saptanmıştır. Ti-5Al–2.5Fe alaşımı kırık yüzeylerinde ise, eğme durumunda elde
edilen süneklik karakteristiği belirgin bir şekilde görülmüştür. Bu alaşımda da,
alaşım elementlerinin yapıda homojen dağıldığı, gözeneklerin küreselleşmesi, daha
yoğun kütle ve sınır difüzyonu ile elverişli sinter boyun oluşumu görülmüştür.
Kırılma, sinter boyunlarından kırılma şeklinde oluşmuş ve yapının genelinde sünek
kırılma tipi gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında, en yüksek eğme dayanımı ve
düşük sehim miktarı ölçülmüş ve bu durum kırık yüzey incelemelerinde açık bir
şekilde görülmüştür. Bu alaşımda, yüksek sinter boyun gelişimi gözlemlenmiş
ancak mukavemet artarken sünekliğin azaldığı tane içi kırılmaların yoğun bir
şekilde oluşması ile tespit edilmiştir. Mukavemetli sinter bağlarının oluşumu ile
kırılmalar boyun ile birlikte (sünek) tane içi kırılmaların oluştuğu gevrek kırılma
134
tipinin her ikisi de gözlemlenmiştir. Bu alaşımda, alaşım elementlerinin oldukça
homojen dağılım gösterdiği EDS analizi ile tespit edilmiştir. TM Ti alaşımlarının
tümünde deneysel olarak tespit edilen süneklik ve gevrek karakterizasyon ile
metalografik olarak tespit edilen kırılma tipleri oldukça uyumludur.
• İmal edilen TM Ti alaşımlarının mikroyapıları, optik mikroskopta analizi ile
gözenek dağılımı, ortalama tane büyüklüğü, mikroyapı dönüşümleri daha iyi
anlaşılmıştır. Leyens ve Peters (2003) e göre, Ti alaşımlarında mekanik özelliklerin
iyileştirilmesi, eş eksenli α fazı ile birlikte iğnemsi α fazının (Widmanstatten yapı)
elde edilmesine bağlı olduğunu ileri sürmektedirler. Zeren vd. ( 2001)’ de, implant
uygulamalarında kullanılan Ti-6Al-4V alaşımının Widmanstatten yapıda tercih
edildiğini bildirmiştir. Choubey vd. (2005), dönüşmüş beta içerisinde ince ve
iğnemsi şeklinde α fazı ile birlikte eş eksenli β fazına sahip mikroyapıların,
implantasyonda tercih edildiğini tespit etmişlerdir. Bu çalışmada da, optik ve SEM
analizleri ile elde edilen mikroyapılarda, bütün alaşımlarda iğnemsi α fazı olarak
tanımlanan dönüşmüş β fazı ile birlikte eşeksenli α fazına sahip bir mikroyapı
(Widmanstatten) elde edilmiştir. Özellikle, Ti-6Al-4V ve Ti-5Al-2.5Fe alaşımlarda
elde edilen Widmanstatten yapının literatürde verilen mikroyapılarla (Donachie,
2000) uyum sağladığı sonucuna varılmıştır. Ancak, Ti-6Al-4V alaşımında daha
ince lamel-iğnemi bir α fazı, Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımlarında ise
nispeten daha kaba ve dengelenmiş iğnemsi α yapısı ile birlikte eş eksenli α
fazından oluşan bir yapı gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında, eğme
durumundaki gevrek kırılganlığın daha yoğun ve ince lamel yapıdan
kaynaklanabileceği sonucuna varılmıştır. Ti-6Al-7Nb alaşımında ise, diğer
alaşımlara nispeten daha kaba iğnemsi α yapısı ile birlikte daha büyük eşeksenli α
fazından oluşan bir mikroyapı gözlemlenmiştir. 1200 oC sıcaklıkta iki saat süreyle
sinterlenen Ti-6Al-7Nb alaşımında, karmaşık şekilli gözenek oluşumu, tane sınır
ve kütle difüzyonunun elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. Ti-6Al-7Nb
alaşımında, optik mikroskopta görülen karmaşık şekilli gözenek ve zayıf bağ
oluşumu, Şekil 4.38.’ de verilen zayıf sinter boyun oluşumu ile oldukça uyumlu
olduğu görülmektedir. Henriques vd. de (2001), Ti-6Al-7Nb alaşımında 1300 oC
sıcaklıkta sinterleme ile Widmanstatten yapının gelişmeye başladığını ve Nb
135
elementinin 1500 oC sıcaklıkta sinterleme ile difüzyon mekanizmasının elverişli
olduğunu rapor etmişlerdir. Bu çalışmada da, belirlenen sinterleme şartlarında,
parlatılmış numunelerde yapılan EDS ve SEM analizlerinde Nb elementinin yapı
içerisinde heterojen durumda olduğu ve diğer alaşımlarda ise alaşım elementlerinin
yapıda homojen olduğu tespit edilmiştir.
5.1. Genel Sonuçlar ve Öneriler
Bu çalışmada, bütün TM Ti alaşımları için, sıkıştırma sonrası 3.85 g/cm3 ham
yoğunluk değeri esas alınmış ve aynı sinterleme koşullarında elde edilen sonuçları
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: • Tüm alaşımlar için 3,85 g/cm3 ham yoğunluk değerine ulaşılması hedeflenmiş ve
bu yoğunluk değeri Ti-6Al-4V ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımlarında 530 MPa, Ti-6Al-
7Nb alaşımında 445 MPa, Ti-5Al-2.5Fe alaşımında ise 490 MPa sıkıştırma basıncı
sonrası elde edilmiştir. Sıkıştırma sonrası ham yoğunluk değeri sinterleme sonrası,
Ti-6Al-4V ve Ti-5Al–2.5Fe alaşımlarında 3,92 g/cm3 mertebesinde, Ti-6Al-4V-
4Ta alaşımında yaklaşık 3,9 g/cm3, Ti-6Al-7Nb alaşımında ise ortalama 3,88
g/cm3 olarak belirlenmiştir. • Aynı sinterleme koşullarında, Ti-6Al-4V alaşımında sinterleme sonrası yaklaşık %
1.5 oranında yoğunluk artışı ile birlikte numunelerde % 1.5 mertebesinde boyutsal
küçülme gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında ise, ortalama % 0.65
sinterleme sonrası yoğunluk artışı ve buna paralel olarak ortalama % 0.65 boyutsal
küçülme gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımında ortalama % 0.4 yoğunluk artışı
sağlanırken % 0,55 mertebesinde boyutsal küçülme tespit edilmiştir. Ti-5Al-2.5Fe
alaşımında ise, diğer alaşımlara nispeten daha yüksek % yoğunluk artışı ve
boyutsal küçülme gözlemlenmiş ve ortalama % 1,85 mertebesinde sinterleme
sonrası yoğunluk artışı sağlanırken yaklaşık % 1,9 boyutsal küçülme meydana
gelmiştir.
• Ti-6Al-4V alaşımında ortalama 400 HV, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı 280 HV, Ti-6Al-
7Nb alaşımı ise 340 HV mikrosertlik değeri elde edilmiştir. % 4Ta takviye ile imal
136
edilen Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı 370 HV mikrosertlik değerine sahip, %4Ta ilavesi
Ti-6Al-4V alaşımının mikrosertlik değerini yaklaşık % 11 mertebesinde
düşürmüştür. 280 HV mikrosertlik değerine sahip Ti-5Al-2.5Fe alaşımının bu
alaşımın diğer alaşımlara nispeten daha yumuşak karaktere sahip olduğu
görülmüştür. • TM Ti alaşımlarında elde edilen ortalama eğme dayanımı ve sehim miktarlar
sırasıyla, Ti-6Al-4V alaşımı ortalama 1170 MPa eğme dayanımına ve 0,85 mm
sehim miktarına, Ti-6Al-7Nb alaşımı 861 MPa eğme dayanımı ve 0,8 mm sehim
miktarına, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı 985 MPa eğme mukavemetine ve 1.6 mm sehim
miktarına, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise 960 MPa eğme mukavemetine ve 1.7 mm
sehim miktarı ile diğer alaşımlara göre optimum süneklik ve eğme dayanımına
sahip olduğu tespit edilmiştir. • TM Ti alaşımlarında elde edilen ortalama çekme dayanımı ve elastisite modül
değerleri sırasıyla, Ti-6Al-4V alaşımında 464 MPa çekme mukavemeti ve 83 MPa
elastisite modülü, T-5Al-2.5Fe 581 MPa çekme dayanımı ve 79 MPa elastisite
modülü, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında 335 MPa çekme dayanımı ve 58 MPa elastisite
modülü, Ti-6Al-7Nb alaşımında ise 415 MPa çekme dayanımı ve 80 MPa elastisite
modülü tespit edilmiştir. Çekme dayanımına paralel olarak, Ti-6Al-4V alaşımında
% 4.35 uzama, Ti-5Al-2.5Fe alaşımında % 4.45 uzama, Ti-6Al-7Nb alaşımında %
4.2 uzama ve Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında ise % 3.85 uzama saptanmıştır. Bu
değerler birbiri arasında karşılaştırıldığında, Ti-5Al-2.5Fe alaşımı en yüksek çekme
dayanımı ve % uzama karakteristiği gösterirken Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise en
düşük çekme dayanımı ve % uzama değerine sahip olduğu sonucuna varılmıştır. • TM Ti alaşımlarının kuru kayma ve hank sıvısı içerisinde aşınma performansları
incelenmiştir. Kuru kayma durumunda, Ti-6Al-7Nb alaşımı kuru kayma
durumunda 0.063 g. kütle kaybı ile diğer alaşımlara göre en fazla aşınan alaşımdır.
Ti-5Al-2.5Fe alaşımı ise hank sıvısı ortamında 0.226 g. kütle kaybı ile en yoğun
aşınan alaşım olarak belirlenmiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise, kuru kayma
durumunda 0.03 g. ve hank sıvı ortamında 0.137 g. ağırlık kaybı ile diğer
alaşımlara göre en az aşınan alaşımdır. Aşınma performansları, alaşımların
mikrosertlik değerleri ile paralel karakteristik göstermİştir.
137
• Aşınma deneyi sırasında dinamik sürtünme katsayısı değerleri sırasıyla, Ti-6Al-4V
alaşımında kuru kayma durumunda ortalama 0.48, hank sıvısı ortamında 0.45, Ti-
6Al-4V-4Ta alaşımında ortalama 0.63 ve 0.6, Ti-6Al-7Nb alaşımında 0.7 ve 0.52,
T-5Al-2.5Fe alaşımında ise 0.62 ve 0.6 olarak ölçülmüştür. Ayrıca, aşınma sonrası
Ti-6Al-4V alaşımında Ra değerleri hank sıvısı ortamında 0.7 µm, kuru kayma
durumunda 1 µm ve Rt değerleri hank sıvısı ortamında 12 µm, kuru kayma
durumunda 14 µm olarak ölçülmüştür. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımında Ra değerleri
hank sıvısı ve kuru kayma durumunda sırasıyla 0.3 µm ve 1 µm, Rt değerleri 10
µm ve 14 µm, Ti-6Al-7Nb alaşımında hank sıvısı ve kuru kayma durumunda Ra
değerleri, 0.8 µm ve 1 µm, Rt değerleri 16 µm ve 14 µm olarak ölçülmüştür. Ti-
5Al-2.5Fe alaşımında ise Ra değerleri sırasıyla 0.8 µm ve 1.2 µm, Rt değerleri 16
µm ve 24 µm mertebesinde ölçülmüştür. Burada, Ti-6Al-4V alaşımı en düşük
dinamik sürtünme katsayısına, Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı ise en düşük yüzey
pürüzlülük değerine sahip olduğu saptanmıştır. Ti-5Al-2.5Fe alaşımında ise en
yüksek yüzey pürüzlülük değerleri tespit edilmiştir. Yüzey pürüzlülük değerleri,
aşınma sırasında oluşan abraziv, erozyon ve adheziv aşınma mekanizmalarının
yoğunluğuna paralel karakteristik göstermiştir. • Ti-6Al-7Nb alaşımı diğer alaşımlara göre düşük eğme dayanımına ve sehim
miktarına sahiptir. Bu alaşımın kırık yüzey incelemelerinde, karmaşık şekilli
gözenek oluşumu, düşük kütle ve tane sınır difüzyonu ve boyun oluşumundan
dolayı diğer alaşımlara nazaran bu sinterleme koşullarının uygun olmadığı tespit
edilmiştir. Bu alaşımda, sıklıkla boyun bölgelerinden kopmaların yanı sıra boyun
ile birlikte tane içi kırılmaların oluştuğu karmaşık (catastrophic) kırılma tipi
gözlemlenmiştir. Bunun temel nedeni, Nb elementinin mukavemeti ve sünekliği
arttırması beklenirken niyobyumun yapıda homojen dağılım göstermediğinden
kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ti-6Al-4V-4Ta alaşımı kırık yüzey
incelemelerinde, boyun bölgelerinde kırılmaların yoğun olduğu ve tane içi
kırılmanın oluşmadığı tamamen sünek bir kırılma tipi gözlemlenmiştir. Bu
alaşımda, alaşım elamanları yapıda homojen bir şekilde dağılım göstermiş ve
yüksek tane sınır ve kütle difüzyonu ile elverişli sinter boyun oluşumu ve
gözeneklerin küreselleşmesi ile sinterlemenin elverişli olduğu saptanmıştır. Ti-
5Al–2.5Fe alaşımı kırık yüzeylerinde ise, eğme durumunda elde edilen süneklik
138
karakteristiği görülmüştür. Bu alaşımda da, alaşım elementlerinin yapıda homojen
dağıldığı, gözeneklerin küreselleşmesi, daha yoğun kütle ve sınır difüzyonu ile
elverişli sinter boyun oluşumu görülmüştür. Kırılma, sinter boyunlarından kırılma
şeklinde oluşmuş ve yapının genelinde sünek kırılma tipi gözlemlenmiştir. Ti-6Al-
4V alaşımı kırık yüzey incelemelerinde, yüksek sinter boyun gelişimi
gözlemlenmiş ancak mukavemet artarken sünekliğin azaldığı tane içi kırılmaların
yoğun bir şekilde oluşması ile tespit edilmiştir. Mukavemetli sinter bağlarının
oluşumu ile kırılmalar boyun ile birlikte (sünek) tane içi kırılmaların oluştuğu
gevrek kırılma tipinin her ikisi de gözlemlenmiştir. • Optik mikroskop ve SEM analizleri ile elde edilen mikroyapılarda, bütün
alaşımlarda iğnemsi α fazı olarak tanımlanan dönüşmüş β fazı ile birlikte eşeksenli
α fazına sahip bir mikroyapı (Widmanstatten) elde edilmiştir. Özellikle, Ti-6Al-4V
alaşımında daha ince lamel-iğnemi bir α fazı, Ti-5Al-2.5Fe ve Ti-6Al-4V-4Ta
alaşımlarında ise nispeten daha kaba ve dengelenmiş iğnemsi α yapısı ile birlikte eş
eksenli α fazından oluşan bir yapı gözlemlenmiştir. Ti-6Al-4V alaşımında daha
ince lamel-iğnemi bir α fazı oluşumu eğme durumundaki gevrek kırılganlığı
meydana getirmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımında ise, diğer alaşımlara göre daha kaba
iğnemsi α yapısı ile birlikte daha büyük eşeksenli α fazından oluşan bir mikroyapı
gözlemlenmiştir. Ti-6Al-7Nb alaşımında, karmaşık şekilli ve büyük gözenek
oluşumu, düşük tane sınır-kütle difüzyonu tespit edilmiş ve bu sinterleme
koşullarının elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, EDS analizlerinde, Ti-
6Al-7Nb alaşımında Nb elementinin yapı içerinde heterojen olduğu ve diğer
alaşımlarda alaşım elementlerinin homojen bir durumda olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmadan elde edilen verilerin tümü göz önüne alındığında, diğer alaşımlara
göre üstün tribolojik davranış ile birlikte düşük elastisite modül ve kabul edilebilir
mekanik özelliklere sahip olan Ti-6Al-4V-4Ta alaşımının, toz metalürjisi yöntemi ile
üretilebilirliği ortaya konulmuştur. Ayrıca, demir dışı malzemelerin TM yöntemiyle
imal edilmesi sırasında daha sonraki çalışmalara katkıda bulunmak için bazı öneriler
elde edilmiştir:
139
• Özellikle Ti esaslı alaşımların imalatında kullanılan kalıpların TiAlN, TiN,
AlTiN gibi kaplamalar ile kaplanması, kalıp ve tozlar arasındaki sürtünmeyi
en aza indirmekle birlikte parça boyut ve yüzey hassasiyetini iyileştireceği
düşünülmektedir.
• TM yöntemiyle imal edilen parçalarda, tribolojik özelliklerin iyileştirilmesi
için, buhar menevişi ve sert seramik esaslı kaplamalarla kaplanması ile yüzey
sürtünme katsayısının düşürülmesi sağlanarak daha düşük ağırlık kaybı elde
edilebilir.
• Düşük elastisite modülüne sahip ve özellikle implant uygulamaları için yeni
geliştirilen TNZT ve TMZF alaşımlarının TM yöntemiyle üretilebilirliği
araştırılmalıdır.
• Ti’ nin uzay endüstrisinde etkili bir şekilde kullanıldığı göz önüne
alındığında, uzay endüstrisinde kullanılan Ti alaşımlarının TM yöntemiyle
üretilebilirliği araştırılarak uzay endüstrisinde istenilen özelliklere sahip Ti
alaşımının geliştirilmesi sağlanabilir.
• Demir dışı alaşımların imal edilmesinde, CIP-HIP, MIM ve metal matris
kompozit yöntemlerinin kullanılması ile tam yoğun parça üretilebilirliği
araştırılarak, uzay, uçak ve diğer özel uygulamalarda kullanılacak yeni
alaşımların geliştirilebileceği düşünülmektedir.
• Bu çalışma ile, yüksek maliyetlere ithal edilen ve biyouyumlu Ti esaslı
malzemelerin laboratuar şartlarında üretilebilirliği görülmüş ve bu sonucun
ülkemiz TM endüstrisinde Ti esaslı malzeme üretimine katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
• Mekanik özellikleri ve aşınma performansları araştırılan TM Ti alaşımlarının,
herhangi bir denek üzerinde biyouyumluluklarının tespit edilmesi ile implant
olarak etkili bir şekilde kullanılabilirliği belirlenebilir.
140
6. KAYNAKLAR
Akdoğan, G., 1998. Ti-6Al-4V Alaşımının Biyokorozyon ve Biyouyumluluk Özelliklerinin Araştırılması, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 1-15.
Aktaş, A.H., 1997. Türkiye Manyezit Yataklarından Çeşitli Magnezyum
Bileşiklerinin Hazırlanması, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Albrektsson, T., 1983. The Interface Zone of Inorganic Implants in Vivo: Titanium
Implants in Bone, Annals Biomaterials Engineering, 11, 1-27. Al-Qureshi, H.A., Galiotto, A., Klein, A.N., 2005. On the Mechanics of the Cold Die
Compaction for Powder Metallurgy, Journal of Materials Processing Technology, 166, 135-143.
Aoki, T., Okafor, I.C.I., Watanabe, I., Hattori, M., Oda, Y. And Okabe, T., 2004.
Mechanical Properties of Cast Ti-6Al-4V-XCu Alloys, Journal of Oral Rehabilitation, 31, 1109-1114.
Archbold, J., 1999. Sintering Temperature Effects on the Mechanical Properties of
Porous-Coated Ti-6Al-4V ELI Alloy, Master Degree of Applied Science, Graduate Department of Metallurgy and Material Science, University of Toronto, Canada. 106 s.
ASM Metals Handbook, 1998. Powder Metallurgy and Applications, Vol. 7, ASM
International, USA, 1145 s. ASM Metals Handbook, 1991. Properties and Selections: Nonferrous Alloys and
Special-Purpose Materials, Vol. 2, ASM International, USA, 1328 s. Bakan, I., H., Heaney, D., German, R.M., 2002. Enjeksiyonda Kalıplanmış 316 L
Tozların Sıvı Faz Sinterlenmesi, 3rd International Powder Metallurgy Conference, Turkish Powder Metallurgy Association, Gazi University, Ankara, Türkiye, 1179-1190.
Benerje, R., Nag, S., Stechschulte, J., Fraser, L.H., 2004. Strenghthening Mechanism
in Ti-Nb-Zr-Ta and Ti-Mo-Zr-Fe Orthopaedic Alloy, Biomaterials, 25, 3413-3419.
Bergmann G, Graichen F, Rohlmann A. 1993. Hip Joint Loading Measured During
Walking and Running, Measured in Two Patients. Journal of Biomechanics, 26, 969–990.
Burstein, A.,H., Reilly, D.T., and Martens, M., 1976. Aging of Bone Tissue:
Mechanical Properties., J. Bone Joint Surg. Am., 58, 82-88.
141
Cezayirlioğlu, H., Bahniuk, E., Davy, D.T., and Heiple, K.G., 1985. Anisotropic Yield Behavior of Bone under Combined Axial Force and Torque, Journal of Biomech., 18, 19-25.
Choe, H., Abkowitz, S.M., Abkowitz, S., 2005. Effects of Tungsten Additions on the
Mechanical Properties of Ti-6Al-4V, Materials Science and Engineering, A 396, 99-106.
Choubey, A., Basu, Bikramjit, Balasubramaniam, R., 2005. Tribolojical Behaviour
of Ti Based Alloys in Simulated Body Fluid Solution at Fretting Contacs, Trends, Biomater. Artif. Organs, 18 (2), 141–147.
Colton,S.J., 2006. İnternetSitesi.http://www.me.gatech.edu/jonathan.colton/me4210/
powder.pdf. Erişim Tarihi: 18.08.2006. Cook, S.D. Georgette, F.S., Skinner, H.B., Haddad Jr., R.J., 1984. Fatigue Properties
of Carbon and Porous-Coated Ti-6Al-4V Alloy, Journal of Biomedical Materials Research, 18, 497-512.
Curry, J.D., Foremen J., Laketic, I., 1997. Effects of Ionizing Radiation on the
Mechanical Properties of Human Bone, Journal of Orthopedic. 15, 11-21. De’Garmo, E.P., 1997. Materials and Process in Manufacturing, Prentice-Hall,
Newyork, 1259 s. Doğan, C., 1996. Metal Tozu İmalatında Yeni Bir Su Atomizasyon Yöntemi, 1. Toz
Metalürjisi Kongresi, 367-376. Donachie, M.J., 2000. Titanium a Technical Guide, The Material Information
Society, Second Edition, USA, 381 s. Dos Santos, D.R., Henriques, V.A.R., Cairo, C.A.A., Pereira, M.S., 2005. Production
of a Young Modules Titanium Alloy by Powder Metallurgy, Material Research, 8 (4), 439-442.
EPMA, 2006. İnternet Sitesi. http://www.epma.com/rv_pm/About_PM.htm. Erişim
Tarihi: 12.09.2006. EPMA, 2006. İnternetSitesi. http://www.epma.com/publications/Metal_Injection_
Moulding.pdf. Erişim Tarihi: 12.09.2006. Erdoğan, M, 2001. Mühendislik Alaşımların Yapı ve Özellikleri, 2. Baskıdan Çeviri,
Cilt 2, Ankara, 600 s. Evans, F.,G., and Lebow, M., 1951. Regional Fidderences in Some of the Physical
Propertied of the Human Femur, Journal of Applied Physiology., 3, 563-567.
142
Frary, M., Abkowitz, S., Abkowitz, S.M., 2004. Dunand, D.C., Microstructure and Mechanical Properties of Ti/W and Ti-6Al-4V/W Composites Fabricated by Powder Metallurgy, Materials Science and Engineering A344, 103-112.
Froes, F.H., Eylon, D. and Bombergers Eds., 1985. Titanium Technology: Presents Status and Future Trends, TDA, Dayton, OH. FZR, 2006. İnternetSitesi.http://www.manfred.maitzonline.de/Publications/posters/
Flyer_TiAlN_en.pdf. Erişim Tarihi: 20.12.2006. German, R.M., 1989, Powder Metallurgy Science, MPIF, USA, 203-335. German, R.M., 1996. Sintering Theory and Practice, Wiley, New York, 568 s. Godfrey, T.M.T., Wisbey, A., Goodwin, P.S., Bagnall, K., Ward-Close, C.M., 2000.
Microstructure and Tensile Properties Mechanical Alloyed Ti-6Al-4V with Boron Additions, Materials Science and Engineering, A 282, 240-250.
Güden, M., Çelik, E., Akar, E., Çetiner, S., 2005. Compression Testing of a Sintered
Ti6Al4V Powder Compact for Biomaterials Applications, Materials Characterization, 54, 399-408.
Gümüşderelioğlu, M. 2002. Biyomalzemeler, Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi,
Temmuz Sayısı, 2- 23 s. Hale, R., 2003. Powder Metallurgy Process and Applications, AE 510 Research
Project, University of Kansas, Lawrance. Hann, M., 1998. Comparative Mechanical Testing, of Interbal Spine Fixators, 11.
Conference the ESB, Toulouse, France. Hazama, H., 1956. Study on the Torsional Strength of the Compact Substance of
Human Beings, J. Kyoto Pref. Med. Univ., 60, 167 s. Henriques, V.A.R., Campos, P.P., Cairo, C.A.A., Bressiani, C.J., 2005. Production of
Titanium Alloys for Advanced Aerospace Systems by Powder Metallurgy, Material Research, 8 (4), 443-446.
Heybeli, N., Varol, R., 2001. Titanyum Alaşımı Osteosentez Materyallerinde İmplant
Yetersizliği, XVII. Ulusal Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi, Kongre Kitabı, 2, 24-29.
Hsiung, L.M., Nieh, T.G., 2004. Microstructure and Properties of Powder Metallurgy
TiAl Alloys, Materials Science and Engineering, A 364, 1-10.
143
Iijima, D., Yoneyama, T., Doi, H., Hamanaka, H., Kurosaki, N., 2003. Wear Properties of Ti and Ti-6Al-7Nb Casting for Dental Prostheses, Biomaterials, 24, 1519-1524.
IMAP, 2006. İnternet Sitesi. http://www.webs1.uidaho.edu/imap/articles.htm. Erişim
Tarihi: 12.09.2006. Kalpakijan, 2001. Manufacturing Engineering and Technology, Chapter 17,
Processing of Metals, Ceramics, Glass and Super Conductors, Prantice Hall. 25 s.
Karataş, Ç., Sarıtaş, S., 1998. Toz Enjeksiyon Kalıplama: Bir ileri Teknoloji İmalat
Metodu, Gazi Ünv., Müh-Mim. Dergisi, 13 (2), 193-228. Katz, J.L., 1980. The Structure and Biomechanics of Bone, Symposium of Soc. Exp.
Biol., 34,137-140. Keller, T.S., Mao, Z., Spengler D.M., 1990. Young’s Modulus, Bending Strength,
Tissue Mechanical Properties of Human Compact Bone, Journal of Orthopedic, Res. 8, 592-600.
Kieswetter, K., Schwartz, Z., Dean, D.D., Boyan, B.D., 1996. The Role of Implant
Surface Characteristic in the Healing of Bone, Crit Rev. Oral Biol. Med, 7 (4), 329-345
Kurgan, N., 2005. TM Paslanmaz Çelik İmplantların Üretimi ve Teknolojik
Özellikleri Üzerine Bir Araştırma, SDÜ., Fen Bil. Ens., Makine Müh. Anabilim Dalı, Isparta, 145 s.
Kuroda, D., Kawasaki, H., Yamamoto, A., Hirimoto, S., Hanawa, T., 2005.
Mechanical Properties and Microsutructures of New Ti-Fe-Ta and Ti-Fe-Ta-Zr System Alloys. Materials Science and Engineering C 25, 312-320.
Krone, L., Schüller, E., Bram, M., Hamed, O., Buchkremer, P., Stöver, D., 2004,
Mechanical Behaviour of NiTi Parts Prepared by Powder Metallurgical Methods, Materials Science and Engineering A 378, 185-190.
Kurt, A.O., 2004. Toz Üretim Yöntemleri ve Sinterleme, Sakarya Ünv., Müh. Fak.,
Metalürji ve Malzeme Bölümü Ders Notları, Sakarya, 1- 25. Lee, H.R., 2004. Comperative Study of Bond Characteristic Between Ti and Ti
Allaysand Ceramic, Ebarhard-Karls University, Doctoral Thesis, Korea, 100 s.
Leyen, C., Peters, M., 2003. Titanium and Alloys, Fundamentals and Applications,
Wiley-Vch, Köln, Gemany, 513 s.
144
Li, S.J., Yang, R., Li, S., Hao, Y.L., Cui, Y.L., Niinomi, M., Guo, Z.X., 2004, Wear Characteristics of Ti–Nb–Ta–Zr and Ti–6Al–4V Alloys for Biomedical Applications, Wear, 257, 869-876.
Lin, W.C., Ju, P.C., Chern Lin, J.H., 2005, A Comparision of the Fatigue Behaviour
of the Cast Ti 7.5Mo with Cp Titanium, Ti-6Al-4V and Ti-13Nb-13Zr Alloys, Biomaterials, 26, 2899-2907.
Liu, Y., Chen, L.F., Tang, H.P., Liu, C.T., Liu, B., Huang, B.Y., 2006. Design of
powder metallurgy titanium alloys and composites, Materials Science and Engineering A 418, 25–35
Long, M., Rack, H.J., 1998. Titanium Alloy in Total Joint Replacement a Materials
Science Perpective, Biomaterials, 19, 1621-1639. Martin, 2004. Elasticity, Fracture and Yielding of Cold Compacted Metal Powder,
Journal of Mechanics and Phiysics of Solid, 52, 1691-1717. McElhaney, J.H., Fogle, J., Byars, E., and Weaver, G., 1964. Effect of Embalming
on the Mechanical Properties of Beef Bone, Journal of Appl. Physiology,19, 1234-1244.
Mischler, S., Pac, G., 2002. Tribolojical Behaviour of Titanium Sliding Against
Bone, European Cells and Materials, 3 (1), 28-29. Morgan, 2006. İnternet Sitesi: http://www.alberox.com/MIM_design_guide.pdf.
Erişim Tarihi: 19.11.2006. Mudali, U.K., Srıdhar, T.M. and Raj, B., 2003, Corrosion of Bio Implants, Sadhana,
India, 28 (3-4), 601-637. Niinomi, B., 1998. Mechanical Properties of Biyomedical Alloys, Materials Science
and Engineering A 243, 231-236. Orban, R.L., 2004. New Research Directions in Powder Metallurgy, Romanian
Report in Physic, Romania, 56 (3), 505-516. Penning, D., 1997. An Improved Screw Design for Locked Intramedullary Nailing,
Injury, 28, 162-164. Ramaniraka, N.A., Rakotomanana, L.R., Leyvraz, P.F., 2000. The Fixation of
Cemented Femoral Component, The Journal of Bone-Joint Surgery, Vol. 82-B, No:2, 297-303.
Reilly, D.T., and Burstein, A.H., 1975. The Elastic and Ultimate Propertied of
Compact Bone Tissue, Journal of Biomechanics, 8, 393-401.
145
Reilly, D.T., Burstein, A.H., and Frankel, V.H., 1974. The Elastic Modulus for Bone, Journal of Biomechanics, 7, 271-280.
Rosa, R.A., Beloti, M.M., 2003, Effect of Cp Ti Surface Roughness on Human Bone
Marrow Cell Attachment, Proliferation and Differentiation, Braz Dent Journal, 14 (1), 16-21.
Sakaguchi, N., Niinomi, M., Akahori, T., Takeda, J., Toda, H., 2005. Effect of Ta
Content on Mechanical Properties of Ti-30Nb-XTa-5Zr, Materials Science and Engineering C 25, 370-376.
Sarıtaş, 1994, Toz Metalürjisi, Makine Mühendisleri El Kitabı, Baskı MMO, Ankara,
Cilt 1-2. 64-82. Schatt, W., Wieters, K.P., 1997. Powder Metallurgy Processing and Materials,
EPMA, 492 s. Sitting, C., Textor, M., Spencer, D., 1999. Surface Characterization of Implants
Materials, cp Ti, Ti-6Al-7Nb and Ti-6Al-4V with Different Pretreatment, Journal of Materials Science, Materials in Medicine, 10, 35-46.
Taddei, E.B., 2005. Characterization of Ti-35Nb-Zr-5Ta Alloyed Produced by
Powder Metallurgy, Materials Science Forum, Trans. Tech. Pub., Switzerland, 498-499, 34-39.
Thompson, S.M., 2001. The Design of a Novel Hip Prosthesis, Interdisciplinary
Research Centre in Biomedical Materials, Queen Mary and Westfield College, Thesis Submitted for the Degree Doctor of Philosophy, University of London, 228 s.
Titanium Industries, 2006. İnternetSitesi.http://www.titanium.com/titanium/applics.
cfm. Erişim Tarihi: 12.07.2006. Tribology, 2006. İnternet Sitesi. http://grove.ufl.edu/~wgsawyer/Glossary/Glossary.
HTML. Erişim Tarihi: 22.12.2006. Tüfekçi, K., 2006. Kemiğin Mekanik Özelliklerinin Araştırılması, SDÜ., Fen
Bilimleri Enstitüsü, Doktora Semineri, Isparta, 19 s. Türk TM Derneği, 2006. İnternet Sitesi. http://www.turktoz.gazi.edu.tr/ttmd_tr.htm.
Erişim Tarihi: 01.10.2006. Vincetelli, R. And Grigorov, M., 1985. The Effect of Haversion Remodeling on the
Tensile Properties of Human Cortical Bone, Journal of Biomechanics, 18, 201-209.
146
Vinicius, A.R., Henriques, Bellinati, E.C., Silva, C.R.M., 2001. Production of Ti-6Al-7Nb Alloy by Powder Metallurgy, Journal of Materials Processing Technology, 118, 212-215.
Young, S.B., 1989. Fatigue of Porous Coated Titanium Implant Alloy, MASc Thesis,
University of Toronto, Canada, 1-50. Wang, K., Gustavson, L., Dumbleten, J., 1993. The Characterization of Ti-12Mo-
6Zr-2Re- A New Biocompatible Titanium Alloy Developed for Surgical Implants in β Ti Alloys, The Minerals Metals and Society, 1-25.
Yue, S., Pilliar, R.M., Weatherly, G., 1984, The Fatigue Strength of Porous-Coated
Ti-6Al-4V Implant Alloy, Journal of Biomedical Materials Research, 18, 1043-1053.
Yuehuei, A. An, Draughn, R.A., 2000. Mechanical Testing of Bone and the Bone
Implant Interface, CRC Press, USA, 624 s. Wen, C.E., Yamada, Y., Hodgson, P.D., 2006, Fabrication of Novel TiZr Alloy
Foam for Biyomedical Applications, Materials Science and Engineering C 26, 1439-1444.
Williams, D., 1996, Concise Encyclopedia of Medical and Dental Materials, 355-
365. William F. Smith, 1981. Structure and Properties of Engineering Alloys. McGraw-
Hill Publishing Co, 512 s. Zeren, A., Zeren, M., Milcan, A., 2001. Total Kalça Artroplastisinde Kullanılan
İmplantların Mekanik Özellikleri, Metal Dünyası, 98, 12-18. Zeytinoğlu,M., 2006. İnternetSitesi.http://www.aof.edu.tr/kitap/IOLTP/2281/unite12.
pdf. Erişim Tarihi: 12.09.2006.
147
ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Bekir YALÇIN Doğum Yeri ve Yılı: Afyonkarahisar, 05.09.1977 Medeni Hali : Evli Yabancı Dili : İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise : Afyonkarahisar Endüstri Meslek Lisesi, 1991-1994 Lisans : Marmara Ünv., Teknik Eğitim Fakültesi, Makine Eğitimi Bölümü, Talaşlı Üretim Öğretmenliği Programı, 1994–1998 Yüksek Lisans : S. Demirel Ünv. Fen Bil. Enst., Makine Eğitimi A.B.D., 1999-2002 Doktora : S. Demirel Ünv. Fen Bil. Enst., Makine Mühendisliği A.B.D.,
2003… Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl Arş.Gör.- S. Demirel Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Makine Eğitimi Bölümü, 1999-…. Yayınları (SCI ve diğer makaleler)
1. Varol, R., Yalçın, B., Yılmaz, N., 2005. Bilgisayar Destekli İmalatta (CAM), CAM Programı Kullanılarak Parça İmalatının Gerçekleştirilmesi, Makine Teknolojileri Elektronik Dergisi, 2005(3), 47-57.
2. Yalçın B., Özsoy, A.,2004. Kanal Freze Takımlarına TiN Kaplama ve Kaplamanın Takım Üzerine Etkisinin Deneysel Olarak İncelenmesi, Metal-Makine Dergisi, Sayı:17(145), 340-344.
3. Yalçın, B., Özsoy, A., 2003. Tornalama Kesici Takımlarının Titanyum Nitrür Kaplanması ve Aşınma Davranışlarının Araştırılması, SDÜ., Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 52-57.
4. Yalçın, B., Varol, R., Yılmaz, N., 2004. Demir Esaslı Toz Metal (T/M) Yatakların Aşınma Özelliklerinin Bulanık Mantıkla (B/M) Modellenmesi. Afyon Kocatepe Ünv., Teknolojik Araştırmalar Elektronik Dergileri, Makine Teknolojileri Dergisi, Cilt 1, Sayı: 4,1-8.
148
5. Yalçın, B., Yılmaz, N., 2004. Ark PVD Yüzey Kaplama Metoduyla Titanyum Nitrür (TİN) Kaplanmış Matkap Takımlarında Takım Aşınmasının Deneysel Olarak İncelenmesi, Mühendis ve Makine Dergisi, Nisan-Sayı:531, 11-17.
6. Yılmaz, N., Yalçın, B., Özsoy, A., 2004. Kesici Takımlarda Aşınma ve Takım Performansının İyileştirilmesi. Metal-Makine Dergisi, Sayı:17(150), 474–481.
7. Çankıran, O., Yalçın, B., 2000, "Yapı Kaplama Taşlarının Kesiminde Su Jeti Teknolojisinin Kullanımı", Şantiye-İnşaat Makine ve Mimarlık Dergisi, yıl:12, sayı:145, sayfa: 84-89, İstanbul.
8. Yalçın, B., Ucun, İ., Koru, M, 2006. Fuzzy Logic Modelling of the Cutting Force Occured During Marble Cutting in Circular Diamond Saw, Journal of the Faculty of Engineering&Architecture of Gazi University (Basım Aşamasında) (Engineering Index).
9. Yalçın, B., Yılmaz, N., Varol, R., 2004. Torna Kesici Takımlarında Yan Yüzey Aşınmasının Bulanık Mantık Yöntemiyle Modellenmesi, Pamukkale Üniv., 10. Denizli Malzeme Sempozyumu, Denizli.
10. Yalçın, B., Varol, R., Özsoy, A., 2004. Isıl İşlem Uygulamalarının Yüksek Hız Çeliği Malzemesinin Bazı Özelliklerine Etkisi, Pamukkale Ünv., 10. Denizli Malzeme Sempozyumu, Denizli.
11. Yılmaz, N., Yalçın, B., Varol, R., 2005. Machining Difficulties of P/M Parts and Solving Suggestions, Sakarya University, 4. Internatiomal Powder Metallurgy Conference, May 18-22, Sakarya, Türkiye.