incil iyi haberincil-iyi-haber.de/wp-content/uploads/2013/04/tr-kalender-2013.pdf · bugün yeni y...
TRANSCRIPT
SALI
Dienstag 1OCAK
Januar
YILBAŞI / NEUJAHR
RAB iyidir, sıkıntı günündesığınaktır.
Nahum 1: 7
Gut ist der HERR. Er ist einZufluchtsort am Tag der
Bedrängnis.Nahum 1, 7
gut: iyider Herr: Rab
Bugün yeni yılın başlangıcı! Herkes birbirleri-ne mutlu yıllar diliyor. Biz de sizler için duaediyor, yeni yılınızı kutluyor, yürekten, can-dan mutlu olmanızı diliyoruz. Eminim ki, bir-çok insan bu yıla girerken mutlu bir başlangıçyapmayı umut etmektedir. Ama her yıl olduğugibi, iyi niyetle dilenen mutluluklar bir türlü ya-kalanamıyor. İnsanın gerçek anlamda mutluolabilmesi için, önce insanın sevilmesi vesevmesi, sonra insanın bir amacının, hedefi-nin ve insanın bir umudunun olması gerekir.Ama en başta geleni, sevilmektir! Sevildiğinibilen ve bundan emin olan insan mutlu insan-dır. Ama nerede bulacağız bizi olduğumuz gi-bi seven insanı!
Bu yıl için seçtiğimiz ayet, aslında bu sorununyanıtıdır. “Rab iyidir ve sıkıntı gününde sığı-naktır!” Tanrı'nın kendisinin bizim sığınağımızolması, O'nun bize olan sevgisinin, iyiliğininbir göstergesidir. Tanrı sığınağımız olduğun-da, hayatımızın bir amacı ve hedefi olur, birumudumuz olur. Bu yeni yıla Tanrı'yı hayatı-nızın sığınağı yaparak girmenizi diliyoruz.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 2OCAK
Januar
RAB iyidir, sıkıntı günündesığınaktır; ve kendisinesığınan adamları bilir.
Nahum 1: 7
Gut ist der HERR. Er ist einZufluchtsort am Tag der
Bedrängnis; und er kenntdie, die sich bei ihm bergen.
Nahum 1, 7
die Bedrängnis: sıkıntıder Tag: gün
İnsanın en büyük sıkıntısı, sevgiden yoksunkalmasıdır. Bir ağaç nasıl ki su olmadan bü-yüyemezse, bir çocuk, bir insan da sevgisizbüyüyemez, gelişemez. Ağaç susuz kalıncakurumaya doğru gider ve sonunda kupkurubir ağaç kalır. Sevildiğini bilmeyen insan dagittikçe kurumaya başlar. Evet yaşıyor, amakupkuru olarak - yani mutsuz, hedefsiz veamaçsız.
Tanrı iyidir, sıkıntı gününde sığınaktır, diyeokuduk Tanrı Sözü'nde. Bu şu demektir: İn-sanın en büyük sıkıntısı olan sevgisizliğeTanrı iyiliğiyle bir çözüm getirdi. Bu, Tanrı'nınseni sevmesidir. Tanrı seni olduğun gibi se-ver. Bunu ben Ali olarak söylemiyorum, amahiçbir zaman yalan konuşmayan, sonsuz,ezeli ve kutsal olan Tanrı'nın kendisi bunukendi Sözü olan Kutsal Kitap'ta açıkça belirti-yor. Sen başkalarına göre değerli olmayabilir-sin, sevilmeyebilirsin, ama emin ol ki, Tan-rı'ya değerlisin! Ve O seni seviyor. Bunu kav-radığında, anladığında ve Tanrı'yı yüreğinedavet ettiğinde, bunu kendi yaşamında göre-ceksin.
PERŞEMBE
Donnerstag 3OCAK
Januar
RAB iyidir, sıkıntı günündesığınaktır; ve kendisine sığı-
nan adamları bilir.Nahum 1: 7
Gut ist der HERR. Er ist einZufluchtsort am Tag der
Bedrängnis; und er kenntdie, die sich bei ihm bergen.
Nahum 1, 7
die Zuflucht, der Zufluchtsort: sığınaksich bergen, Zuflucht suchen: sığınmak
Sığınak ya da eski deyimle hisar, bir tehlikeanında insanların gidip sığındıkları ve ko-rundukları yerdir. O sığınağa giden insanlargüvenliktedirler, demektir. İnsan sığınaklaraneden ve ne zaman gider? Bir felaket anın-da, bir insanın hayatı tehlikedeyken. Amaönce böyle bir sığınak olmalıdır. Her kent,her ülke bu türden sığınaklar yaparlar. An-cak o zaman tehlike geldiğinde insanlar sı-ğınaklara gidebilirler. Bir sığınağın yapılma-sı, aslında o kentin ya da ülkenin halkını dü-şünmesinden kaynaklanır, ki bu da iyi bir tu-tum ve davranıştır. Bu kapsamda Tanrı dainsanların tehlike, sıkıntı, acı ve keder, kor-ku anında gelip sığınacakları bir yer hazırla-dı. Bu yer herhangi bir kalın betondan yapı-lan bina, çelikten örülen bir korunak değil,sığınak Tanrı'nın ta kendisidir! Yani Tan-rı'nın kendisi sana sığınak olmak istiyor. Oseni korumak, taşımak istiyor. Tanrı'nın sığı-nağı sonsuzdur, dostum. O'nun korumasısonsuzdur. Tanrı'nın sana olan sevgisi, ina-yeti sonsuzdur. Bu yeni yıla bu güvenliği ha-yatına alarak girmeni yürekten diliyorum.
CUMA
Freitag 4OCAK
Januar
RAB iyidir, sıkıntı günündesığınaktır; ve kendisine sığı-
nan adamları bilir.Nahum 1: 7
Gut ist der HERR. Er ist einZufluchtsort am Tag der
Bedrängnis; und er kenntdie, die sich bei ihm bergen.
Nahum 1,7
der Mensch: adamkennen: bilmek, tanımak
“Benim hayatım ı kurtardınız, sizlere teşekkür
ederim!” diyordu İ.Ç. Sonra mektubuna şöyle
devam ediyordu: Küçük yaşta babam ı kaybet-
tim. Sonra annem evlendi. Babalık da bana
çok eziyet etti. Hatta bir keresinde beni öylesi-
ne dövdü ki, sakat kaldım. Kaldığım ız köyün
çobanlığını yapıyorum. Babalık beni köyümüz-
de kocası ölmüş bir bayanla evlendirdi. Bir oğ-
lum oldu. Çobanlıkla geçinemediğimiz için, bir
de köyümüzde zengin bir adam ın bir tarlasını
götürü olarak aldık. O tarlayı ve tohumu veri-
yor, biz de çalışıyoruz. Çıkan mahsulü tarla
sahibiyle paylaşıyoruz. Bu kez de tarla sahibi
benim karıma göz koydu. Artık dayanamadım.
Kendimi asacaktım. Bir ağacın altına gidip ipi
boğazıma geçirdim, tam kendimi asacağım
sırada, “Rab iyidir, sıkıntı gününde sığınaktır”
sözünü bir yayınınızda duymuştum. Hemen o
söz tüm varlığım ı sardı. Ya Rab, sen sıkıntı
gününde sığınaksın, diye hayk ırdım. Birden
oğlumu hatırladım. Onu benim gibi nasıl ök-
süz bırakabilirdim! Şimdi bambaşka bir bakış
açısıyla hayata sarıldım. Oğlum için, eşim için
savaşacağım. Sağ olun!
CUMARTESİ
Samstag 5OCAK
Januar
Sevgiyi engin sular söndüremez,ırmaklar onu bastıramaz; bir insansevgiye bedel evinin bütün malını
verse, büsbütün hor görülür.Ezgiler Ezgisi 8: 7
Mächtige Wasser sind nicht in derLage, die Liebe auszulöschen,
und Ströme schwemmen sie nichtfort. Wenn einer den ganzen Be-sitz seines Hauses für die Liebegeben wollte, man würde ihn nur
verachten.Hoheslied 8, 7
O ilk aşık olduğunuz yılları anımsıyor musu-nuz? Okul yıllarımda ilk aşık olduğum kızınadı Makbule'ydi. Aradan 45 yıldan fazla birzaman geçti, adı halen anımda. O sevdiğinizinsanı görünce heyecanlanır, kalbiniz gümgüm diye atar! Eminim size de öyle olurdu.Bir gün Makbule okula gelmedi. Aradan birhafta geçti, Makbule halen yok. Sonunda da-yanamadım, arayıp evlerini buldum. Bir deöğrendim ki, babası memur olan Makbulebaşka bir şehre taşınmış! Onu bir daha gör-medim. Ama birçok kimse o ilk sevdikleriyleevlendiler. Ama şimdi o sevgilerinden eseryok. Ne oldu o sevgiye? Ya da çocuklarınızıçok severdiniz ve onların da sizleri sevdiğinibilirdiniz. Sonra çocuklar büyüdü, evlendiler,ama şimdi sizinle konuşmak bile istemiyor-lar. Ne oldu o sevgiye! Bunlar ne yazık ki in-sani sevgidir ve gelip geçiyor. Ama değişme-yen, geçmeyen, engin suların bile söndüre-mediği, ırmakların süpürüp götüremediği birsevgi vardır. Bu sevgi insani sevgi değil,göksel sevgidir, Tanrı'nın sevgisidir. Tanrıseni de böyle bir sevgiyle seviyor.
PAZAR
Sonntag 6OCAK
Januar
Beni kendi yüreğin üzerine bir mühür
gibi, kolunun üzerine bir mühür gibi
koy; çünkü sevgi ölüm kadar güçlü-
dür, kıskançlık ölüler diyarı gibi sert-
tir; onun alevleri, ateşin alevleri, yakıp
bitiren alev.Ezgiler Ezgisi 8: 6
Leg mich wie ein Siegel an dein Herz,
wie ein Siegel an deinen Arm! Denn
stark wie der Tod ist die Liebe, hart
wie der Scheol die Leidenschaft. Ihre
Gluten sind Feuergluten, eine Flamme
Jahs.Hoheslied 8, 6
Ah o sevilmek yok mu! İnsan buna büyük öz-lem duyar. Ama nerede o sevgi! Sevgiye iliş-kin hep hayal kırıklıkları yaşamadınız mı?Kaç kez güvendiğiniz dağlara kar yağdı! Kaçkez size verilen sözler tutulmadı! Böyle olun-ca insanın ne bir amacı, ne hedefi, ne de birumudu kalır. Bugün insanlığın - çocuklarınyaşadığı en korkunç bunalım budur. Tanıdı-ğım bir bayan öğretmen, ara sıra bana okul-da çocuklarla yaşadıklarını anlatır. Çocukla-rın yüzde 80'inden fazlası büyük sorunlariçerisindeler. Çünkü ailedeki bunalımlar ençok çocukları yıkmaktadır. Hele boşanmalarayrı bir bunalımdır. Bu çocukların en büyüközlemleri sevgidir, dedi. Ama bu çocuklarınçoğu ya annesini ya da babasını bile tanımı-yor. Bu nedenle bunalım içerisindeler. Böylesevgisizce büyüyen çocuklar geleceğe nasılumutla bakabilirler! Bu bayan öğretmen, “ba-zen bu çocuklara Tanrı'nın onları sevdiğinisöylediğimde onların gözlerinin parladığınıgörüyorum, dedi. Sen de mi böyle büyüdün?Ya da o sevgiyi mi arıyorsun? Tanrı'nın senisevdiğini söyleyebilirim, dostum.
PAZARTESİ
Montag 7OCAK
Januar
Bilgisiz heves işe yaramaz, ace-
lecilik insanı yanılgıya düşü-
rür... Her tür acelecilik hep yok-
lukla sonuçlanır.Süleyman'ın Özdeyişleri 19:2; 21:5
Ohne Erkenntnis ist selbst Eifer
nicht gut; und wer mit den Fü-
ßen hastig ist, tritt fehl... Jeder,
der hastig ist, erreicht nur Man-
gel.Sprüche 19,2; 21,5
hastig: aceleci
Her şeyin hızla ilerlediği bir dönemde yaşı-yoruz. Koş, koşuştur, ona yetiş buna yetişderken, zamanın hızla akıp gittiğinin farkın-da bile değiliz. Bu koşup koşuşturma içeri-sinde ne ailemize, ne çoluk çocuğa, ne dediğer insanlara zamanımız var. Ne yazık ki,gittikçe makineleşiyoruz. Dünyadaki insansayısı 7 milyara dayandı, ama insan gittikçeyalnızlaşıyor. Eskiden aile bağlarımız güç-lüydü ve yaşlanmaktan fazla da korkulmu-yordu. Ama bugün en büyük korku yaşlan-maktır. Hayır, yaşlanmanın kendisinden kor-kulmuyor, yaşlanınca, elden ayaktan düşün-ce bana kim bakacak korkusu oldukça yo-ğun. Böylece insanoğlu kendisini yıpratmak-tadır. Bundan hem beden, hem de ruh zarargörür. Durmadan “haydi, çabuk ol, koştur”ya da “Schnell, los ...” sözlerini işitiriz. Bütünbunlarda en fazla zarar gören kalbimizdir.Onun dili olsaydı acaba bize nasıl konuşur-du? Daha zamanı dolmadan önce kalp sek-tesinden ölenlerin sayısı gittikçe artmakta-dır. Önümüzdeki birkaç günde kalbimizinbizlere neler söyleyeceğine bakacağız!
SALI
Dienstag 8OCAK
Januar
Her şeyden önce yüreğini koru,çünkü yaşam ondan kaynakla-nır... Oğlum, dinle ve bilgeli ol,
yüreğini doğru yolda tut.Süleyman'ın Özdeyişleri 4,23; 23,19
Mehr als alles, was man sonstbewahrt, behüte dein Herz! Dennin ihm entspringt die Quelle desLebens... Höre du, mein Sohn,und werde weise und leite dein
Herz den geraden Weg!Sprüche 4,23; 23,19
Benim adım KALP'tir. Ali amcaya teşekkür
ederim bana konuşma fırsatı verdiği için; çün-
kü bu yolla biraz da olsa içimi dökebileceğim.
Ben bir kalp olarak gece gündüz ara verme-
den çalışırım, çünkü çalışmazsam sahibim he-
men ölür. Ama sahibim beni çok az düşünür,
ancak hastalandığım zaman beni hatırlar. Ben
aslında sahibimden fazla bir şey istemem.
Kendi sağlığına dikkat etsin bana yeter. Benim
yaptığım işi, dünyada insan eliyle yapılmış hiç
bir makine yapamaz. Tabii ki makine gibi de-
mirden, çelikten yapılmış değilim, gayet has-
sas yapılmışım. Fakat küçüklüğüme göre yap-
tığım iş büyük. Sadece 300 - 400 gram ağırlı-
ğında bir et parçasıyım, fakat 70 senede 3 mil-
yardan fazla atarım. Gece ve gündüz hiç dur-
madan dakikada 72 kere bedene kan pompa-
larım. Böylece bütün bedene yayılmış damar-
ları beslerim. Bedendeki damarların uzunluğu
ise 560 bin km kadardır. Yani damarlarımızı
bir sırada yan yana koyabilseydik tam 14 kere
dünyayı dolaşabilirdi. Şaşılacak şey değil mi?
Benim gibi küçük bir kalp, bunlara her saniye
yeni, temiz kan yetiştirir.
(Devamı yarın)
ÇARŞAMBA
Mittwoch 9OCAK
Januar
Okşayıcı dudaklarla kötüyürek, gümüş cürufuyla sır-lanmış toprak kaba benzer.
Süleyman'ın Özdeyişleri 26: 23
Silberglasur, auf Tonge-schirr gebracht, so sind
feurige Lippen und ein bö-ses Herz.Sprüche 26,23
die Lippe: dudakder Ton, der Erdboden: toprak
Adımın kalp olduğunu ve 70 yılda 3 milyar-dan fazla attığımı, 560 bin km olan damarlaraher saniye temiz kan pompaladığımı dünsöylemiştim. Damarlara yetiştirdiğim kanınmiktarı ise hayret edilecek derecede çoktur.Örneğin her gün on bir buçuk ton, yani yarımvagon dolusu kan pompalarım. 75 senededamarlara verdiğim kan miktarı ise 14 bin va-gon dolusudur. Artık kaç tren dolusu olduğu-nu siz hesaplayın.
Evet, bu kadar durmadan, dinlenmeden ça-lışmam yetmiyormuş gibi sahibimin duygusalyaşamına da katılıyorum. Sahibim bir şeyekızar, sinirlenir, intikam hisleri duyar, bir kişiyikıskanırsa hemen beni etkiler. Sahibiminyaptığı bütün günah ve hatalar beni rahatsızeder ve daha hızlı çarpmaya başlarım. İyi vekötü şeyleri sahibimle paylaşırım. Hele sahi-bim yalan söyleyip birisini aldatmak ister yada başkasının karısına, kocasına göz koyar-sa, kısacası Rab'bin hoşuna gitmeyen her türiş beni çok etkiler.
Daha söyleyecek çok sözlerim var sahibime.Söyleyeceklerime yarın devam edeceğim.
PERŞEMBE
Donnerstag 10OCAK
Januar
Su görüntümüzü nasıl yan-sıtıyorsa, yürek de insanın
içini yansıtır.Süleyman'ın Özdeyişleri 27: 19
Wie im Wasser das Ge-sicht dem Gesicht ent-
spricht, so das Herz desMenschen dem Menschen.
Sprüche 27,19
der Anblick: görüntüdas Herz: yürek
Adım kalp, sahibimin yaşaması için her türlüözveriden geriye durmuyorum. Tüm istedi-ğim sahibimin sakin, huzurlu, esenlik içeri-sinde yaşamasıdır. Beni yaratan Tanrı'yayüreğinde yer vermesidir. Ama ne yazık ki,sahibim Rab'bi düşüneceği, O'ndan yardımdileyeceği, O'na tapınacağı yerde, kendiniiçkiye, sigaraya, kumara verince ve oburluk-la midesini doldurunca, iyice rahatsız olur,daha ağır çalışmak zorunda kalıyorum.Özellikle kin, nefret, kıskançlık, affetmezlikbeni oldukça yorar, takatim kalmaz. Gücümtükenmeğe başladığı zaman sahibim dokto-ra koşar, ama ben gene de zarar görürüm.Bunun için konuşma fırsatım varken insan-ları uyarmak istiyorum. Ey insanlar! Sizkalplerinizi günahlarınızla hırpalıyorsunuz,ömrünüz azalıyor ve çeşitli hastalıklardanda kurtulamıyorsunuz. Bilin ki günah yolunubırakmazsanız, hem siz hem de biz mutluolamayacağız. Söyleyeceğim daha bir çokşey var, ama sanımca anlayana zaten sivrisinek sazdır, anlamayan davul zurna az.Anlayan anladı beni!
CUMA
Freitag 11OCAK
Januar
Huzurlu yürek bedenin ya-şam kaynağıdır.
Süleyman'ın Özdeyişleri 14:30
Ein gelassenes Herz istdes Leibes Leben.
Sprüche 14,30
ruhig, gelassen: huzurluder Leib, der Körper: beden
Birkaç gündür kalbimizin bize seslenişiniduyduk. Onun sesine kulak verelim veöğüdünü dinleyelim, zamanından öncekalbimizi hırpalayıp hasta etmeyelim.Çünkü bir kere kalbimiz darbe yedi mi,onu eski haline getirmek hemen hemenmümkün olmaz. Bu nedenle kalbimizeönem vermeliyiz. Unutmayalım ki, Tanrıbizleri özenerek yarattı; gece gündüz içi-mizde çalışan bir yürek hediye etti bize.Kalbimiz çok güçlü ve dayanıklıdır, fakatişitmiş olduğumuz öğüde kulak asmazsakzararını gene bizler görürüz.
Tanrı sözü de şöyle der: “Her şeyden ön-ce yüreğini koru, çünkü yaşam ondankaynaklanır (Özdeyiş 4:23).
“Mutlu yürek sahibine sürekli bir ziyafet-tir... Gülen gözler yüreği sevindirir” (Öz-deyiş 15:15, 30).
CUMARTESİ
Samstag 12OCAK
Januar
Suç içinde doğdum ben,günah içinde annem bana
hamile kaldı.Mezmur 51: 5
Siehe, in Schuld bin ichgeboren, und in Sünde hat
mich meine Mutter emp-fangen.Psalm 51,7
geboren werden: doğmakdie Geburt: doğum
Avustralya yerlilerinin silah yerine kullandık-ları, ileri doğru fırlatılınca daima geriye ge-len eğri bir değnekleri vardır. Buna Bume-rang derler. Yerliler bunu ustalıkla kullanır-lar. Hedefe fırlatılan ve vuracağı şeye çarp-tıktan sonra bu değnek yine onu atan sahi-bine geriye gelir.
Bu eğri değneği bugün her yerde bulmakmümkün. Bu ilginç silaha ilişkin şöyle bir şa-ka da anlatılıyor: Yerli birisi kendisine yenibir bumerang satın almış, eskiyeni fırlatıpatmak istemiş. Ama her fırlatışında, değneksahibine geriye dönmüş! Adam eskisindenbir türlü yakayı kurtaramamış.
Bu örneği verdim, çünkü bu bize günahı çokiyi tarif eder. İnsanın yaşamındaki günah budeğnek gibidir. İnsan onu hep kendinden at-mak ister, ama bir türlü bu günah illetindenkurtulamaz. Ne yaparsa yapsın, o bume-rang değneği gibi günah daima sahibine ge-ri gelir. Çünkü günah insanın varlığındadır.Mezmur yazarının dediği gibi, “günah içindeannem bana hamile kaldı!”
PAZAR
Sonntag 13OCAK
Januar
Mesih İsa'da yaşam verenRuh'un yasası beni günah veölüm yasasından özgür kıldı.
Romalılar 8:2
Denn das Gesetz des Geistesdes Lebens in Christus Jesushat mich freigemacht von dem
Gesetz der Sünde und desTodes.Römer 8,2
frei: özgürfrei machen: özgür kılmak
Günahı bir keneye benzetebiliriz. Kene in-sana yapışır ve kopmak bilmez. Her insanbu günah yükünden nasıl kurtulabileceğinizaman zaman enine boyuna düşünür,ama bir çözüm de bulamaz. Dini kurallarauyar, iyilik eder, sadaka verir, ama yine debu günah kenesinden yakasını kurtara-maz.
Borç, ödemekle, yol da yürümekle bitersözünü herkes bilir sanımca. Ama günahyükü ne ödemekle, ne de yürümekle biter.Her geçen gün de ağırlaşır bu yük. Hergün çok kolay işlenen günahlar da yük üs-tüne yük koyar. Demek ki, eğer iş insanakalsaydı, asla kurtulamazdı. Tanrı bu işeel uzattı ve O insana yüklenen günahı üst-lendi. Bunu de İsa Mesih aracılığıyla yaptı.İsa Mesih insanı günah mikrobundan, oyapışkan günah kenesinden, yükünden -buna ne derseniz deyin - kurtarır. Başkadeyişle, Kendisine gelen ve iman edeninyükünü kendi üzerine alır ve o kimseyi öz-gür eder.
PAZARTESİ
Montag 14OCAK
Januar
Mesih İsa'da yaşam verenRuh'un yasası beni günah veölüm yasasından özgür kıldı.
Romalılar 8:2
Denn das Gesetz des Geistesdes Lebens in Christus Jesushat mich freigemacht von dem
Gesetz der Sünde und desTodes.Römer 8,2
das Gesetz: yasadas Leben: yaşam
Bildiğiniz gibi dünyamızda bir yer çekimi ya-sası vardır. Havaya ne atarsan at, o tekraryere düşer, çünkü yer çekimi onu aşağıyaçeker. Ama elimdeki kitabı yukarıya kaldırır-sam, bu yer çekiminin bu kitap üzerindeki et-kisini kırmış olurum. Yani yer çekiminin bukitabı aşağıya çekme gücü kalmaz. Bunabenzerlikte Tanrı Sözü, “Mesih İsa'da yaşamruhunun yasası beni özgür kıldı” diyor.
Günah en tehlikeli hastalıktan daha da tehli-keli ve saldırgandır. Tanrı insana kurtuluşgetiren, onu özgür eden İsa Mesih'i dünyamı-za gönderdi. Günahlı bir insan asla başka bi-risinin günahını yüklenemez. Günahsız be-denle gelen İsa günahlarımızı yüklendi, gü-naha yaraşan ölüm cezasını kendi bedenin-de taşıdı. Günahın barınağı insan bedenidir.Günahsız İsa bedende ölüm cezasını çekti.Mesih inanlısı kesinlikle özgür edilmiştir.Tanrı Sözü de kesin bir şekilde şöyle der:“Eski insanı yaptıklarıyla birlikte kesip attı-nız... Bunun yerine bilgide yenilenen, kendi-sini yaratana benzeyen yeni insanı giyindi-niz” (Koloseliler 3:9-10).
SALI
Dienstag 15OCAK
Januar
Dünyada dört küçük ya-ratık var ki, çok bilgece
davranırlar.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 24
Vier sind die Kleinen derErde, und doch sind siewohlerfahrene Weise.
Sprüche 30, 24
klein: küçükdie Erde: dünya, yeryüzü
Bildiğiniz gibi, kişilerin düşünce yapısını etkile-
yen ve hatta insanların düşünce yapılarını de-
ğiştirebilen birçok etkenler vardır. Bu, yaşan-
mış bir olay olabilir ya da kişinin herhangi bir
olay üzerinde yapmış olduğu bir anlatım, açık-
lama olabilir. Hikmetli olarak bilinen Süleyman
peygamber de bilgece davranan ve insanoğlu-
nun çok şey öğrenebileceği dört küçük yaratık-
tan söz eder: karıncalar, kaya tavşanları ya da
kaya porsukları, çekirgeler ve kertenkeleler.
Hayvanların yaşam biçimlerini incelediğimizde
hayran kalmamak mümkün değil. Her birindeki
çeşitlilik gerçekten de bunların gerisinde bir
aklın, düşüncenin, yani bir Yaratıcı'nın var ol-
duğunu haykırmaktadır. Nitekim Mezmur yaza-
rı da şöyle haykırır:
“Gökler Tanrı'nın görkemini açıklamakta. Gök
kubbe ellerinin eserini duyurmakta” (Mezmur
19:1). İşte bu nedenle 104'üncü Mezmur'da şu
övgü sözleri yükselir, “Ya Rab, ne çok eserin
var! Hepsini bilgece yaptın...” (24).
Önümüzdeki günlerde bu dört hayvan üzerin-
de duracak, onları inceleyecek ve kendimize
dersler çıkarmaya çalışacağız.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 16OCAK
Januar
Dünyada dört küçük yaratık varki, çok bilgece davranırlar. Karın-calar güçlü olmayan bir topluluk-tur, ama yiyeceklerini yazdan bi-
riktirirler.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 24S25
Vier sind die Kleinen der Erde,und doch sind sie wohlerfahrene
Weise: Die Ameisen, ein nichtstarkes Volk, und doch bereiten
sie im Sommer ihre Speise.Sprüche 30, 24S25
Birçok dersler öğrenebileceğimiz akıllı vebilgece davranan dört yaratığın ilki karınca-lardır. Önce karıncayı mercek altına alıp in-celeyelim.
Hikmetli Süleyman'ın karıncalara ilişkin öneçıkardığı ilk özellik, bu yaratıkların güçsüzve zayıf olduklarıdır. Gerçekten de bu tespitçok yerinde ve doğru bir tespittir. İstemeye-rek de olsa, bazen karıncaların üzerine ba-sar, onları ezip geçeriz. Ayak altında ezilipyok olmaya mahkum hayvanlardır karınca-lar. Ama başka bir yönden baktığımızda,inanılmaz güce sahip olduklarına tanık olu-yoruz. Kırıntıları, yiyecek parçalarını taşırlar-ken mutlaka görmüşsünüzdür. Hiç durma-dan hareket eden, yorulmak nedir bilmeyençalışkan, güçlü varlıklardır. Atalarımız daboşuna, “Karıncadan ibret al, yazdan kışıkarşılar!” dememiştir.
Karıncalar, zayıf ve güçsüz olmalarına kar-şın geleceklerini düşünüp ona göre tedbiralırlar. Ya sen dostum! Geleceğini, sonsuz-luğunu düşünüp tedbirler alıyor musun?
PERŞEMBE
Donnerstag 17OCAK
Januar
Karıncalar güçlü olmayanbir topluluktur, ama yiye-
ceklerini yazdan biriktirirler.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 25
Die Ameisen, ein nicht star-kes Volk, und doch bereitensie im Sommer ihre Speise.
Sprüche 30, 25
der Sommer: yaz
Karıncalar üzerinde araştırma yapan hayvan-
bilimciler, karıncanın kendi ağırlıklarından yak-
laşık 50 kat daha fazla ağırlığı taşıyabildiklerini
ortaya koymuşlardır. Bu ne demektir biliyor
musunuz? 70 kilo ağırlığında olan bir insan
kendi ağırlığından 50 kat daha fazla yük taşır-
sa bu o kişinin 3,5 ton yük taşıyabildiğini orta-
ya koyar. Bunun yanında tüm böcekler arasın-
da en büyük beynin karıncada olduğunu ve
karıncada yaklaşık 250 bin beyin hücresinin
var olduğunu söylerler. Bu da bize, karıncala-
rın hiç de öyle aptal yaratıklar olmadıklarını
gösterir. Gerçekten de karıncalar akıllı yaratık-
lardır. Zaten bilge Süleyman da karıncaların
yiyeceklerini yazın biriktirdiklerini söyleyerek
onların akıllı yaratıklar olduğuna dikkat çek-
miştir.
Karıncalar toplu olarak - hepsi birden yemek
aramaya çıkmazlar. Öncü olarak bir karınca
yollarlar. Öncü karınca yemek ararken rotayı
kaybetmemek için koku molekülleri bırakır. Ye-
mek bulduğunda da yuvaya gidip diğer karın-
calara haber verir. Onlar da öncü karıncanın
bıraktığı koku moleküllerini izleyerek yemeği
bulurlar.
CUMA
Freitag 18OCAK
Januar
Ey tembel insan, git karın-calara bak, onların yaşam-
larından bilgelik öğren.Süleyman'ın Özdeyişleri 6: 6
Geh hin zur Ameise, duFauler, sieh ihre Wege an
und werde weise!Sprüche 6, 6
gehen: gitmekansehen: bakmak
Karıncaların ileriyi, geleceği düşünmeleri vesonra da gelecek için hazırlık yapmaları ger-çekten de kayda değer bir özellik değil midir?Sahip oldukları içgüdüyle zamanı ve mevsim-leri iyi takip ederler. Ama bizler onların hare-ketlerini izlediğimizde, birbirlerinden bağım-sız, gelişigüzel hareketlerle yaşamlarını sür-dürdüklerini düşünürüz. Aslında tam tersidir.Sayıca çok olmalarına karşın aynı ortamdauyum içinde çalışırlar. Bizler 3S5 kişi bir ara-dayken bile, uyum içinde çalışmakta zorlanı-yoruz, değil mi! Hem ileriyi, geleceği düşün-mede, hem çalışkanlıkta, hem de birlikte ça-lışmada küçücük bir hayvan olan karıncalarıörnek almak gerekir. Zaten bilge Süleymanpeygamber de buna işaret eder ve, “Ey tem-bel insan git, karıncalara bak ve onların yaşa-mından bilgelik öğren. Karıncaların başkanla-rı, önderleri ya da yöneticileri olmadığı haldeyazın erzaklarını biriktirirler. Yiyeceklerini top-larlar biçim mevsiminde” der.
Peki sen ne zamana kadar uyuyacaksın eytembel insan! Uyan artık ve işe koyul, gele-ceğini, sonsuzluğunu düşün ve hazırlık yap.
CUMARTESİ
Samstag 19OCAK
Januar
Ey tembel kişi, git karın-calara bak, onların ya-şamlarından bilgelik
öğren.Süleyman'ın Özdeyişleri 6: 6
Geh hin zur Ameise, duFauler, sieh ihre Wegean und werde weise!
Sprüche 6, 6
lernen: öğrenmek
Küçüklüğümüzden beri hep “Karınca ve çekir-
ge” hikayesini duyduk. Karıncanın çalışkanlığı,
çekirgenin de tembelliği dile getirilerek tembel,
miskin - yani uyuşuk - kişilere gönderme yapı-
lır. Süleyman da “Ey tembel kişi, git, karıncala-
ra bak, onların yaşamından bilgelik öğren”,
der. Karıncalar yazın erzaklarını biriktirirler, yi-
yeceklerini toplarlar biçim mevsiminde! Bilgece
davranarak gelecek için hazırlık yaparlar.
Bizler de hazırlık yapmalıyız. Ama buradaki
fark, karıncalar bu dünya için, bizler ise gökle-
re yatırım yapmalıyız! Yani bilge insanlar, iman
edenler hazinelerini yeryüzünde değil, gökyü-
zünde biriktirirler. Ne yazık ki biz insanlar daha
çok günü yaşayan, geçmişiyle de övünen var-
lıklarız. Vay be! Eskiden neydim ben! Sen be-
ni 15S20 yıl önce görecektin! Dostum, geçmiş-
ten ders almak önemlidir, ama geçmişte kala-
rak yaşayamayız. Ya da geçmişe takılarak ge-
leceğe yönelik doğru, sağlıklı adımlar atama-
yız. Yüzümüz ileriye dönük, Rabbimize yönelik
olmalı. Karıncaların gelecek konusundaki bu
yaklaşım biçimi bizler için bir örnek olsun.
PAZAR
Sonntag 20OCAK
Januar
Belinizi gerçekle kuşatmış,göğsünüze doğruluk zırhını
takmış... olarak yerinizde dim-dik durun!Efesoslular 6: 14
So steht nun, eure Lendenumgürtet mit Wahrheit, beklei-det mit dem Brustpanzer der
Gerechtigkeit!Epheser 6, 14
die Lende: belder Gürtel: kuşak
Karıncaların çok ilginç bir özelliği vardır. Onla-
rın vücutları zırha benzer çok sert bir kabukla
kaplıdır. Hayvanbilimciler bu kabuğun çok
önemli bir özelliği olduğunu söylüyorlar. Kabu-
ğun üst kısmı ince bir zarla kaplı ve bu ince
zar karıncayı hem hastalıklardan, hem de ona
zarar verecek düşmanlardan - dış etkenlerden
- koruyor. Ruhsal kapsamda düşündüğümüz
zaman, biz imanlılar da Rabbimizin sağlamış
olduğu ruhsal silahlarla donatılmış bir zırha
sahibiz. Bu, İncil'de belirtilen “doğruluk zırhı”
olarak ifade edilir (Efes 6:14). Korintoslulara
yazılan ikinci mektupta da, her imanlının Rab
Tanrı'nın doğruluğuyla donatılmış olduğunu
yazar (5:21). İmanlı, şeytanın saldırı oklarına
karşı durabilecek yeterliliğe sahiptir bu zırh sa-
yesinde.
Bizler de içinde yaşamakta olduğumuz bu bo-
zuk düzen içinde sürekli olarak ruhsal alanda
saldırı altındayız. Çevremiz tehlikelerle dolu.
Bu saldırılar imanımızı sarsma ve zayıflatma
yönünde tüm gücüyle etkinliğini sürdürmekte-
dir. Ama hamt olsun ki Rabbimiz, bizleri yıkıl-
mamak ve yerimizde durabilmek için ruhsal si-
lahlarla donattı.
PAZARTESİ
Montag 21OCAK
Januar
Kötü günde dayanabilmek, ge-rekli her şeyi yaptıktan sonra
yerinizde durabilmek için Tan-rı'nın bütün silahlarını kuşanın.
Efesoslular 6:13
Deshalb ergreift die ganze Waf-fenrüstung Gottes, damit ihr an
dem bösen Tag widerstehenund, wenn ihr alles ausgerich-tet habt, stehen bleiben könnt!
Epheser 6, 13
die Waffe: silah
Sevgili dostlar, geçtiğimiz birkaç gündür kibilge Süleyman peygamberin karıncalardandersler almamız gerektiği konusu üzerindedurmuştuk. Çalışkan, ilerisi için hazırlık ya-pan ve sürekli hareket halinde olan karınca-lar gibi sizler de her zaman hareket halindeolun ve ilerisi, gelecek için hazırlık yapın!Daha önce de belirttiğim gibi, karıncaları iz-lediğimizde, sanki çılgınca ve düzensiz ha-reket ettiklerini düşünürüz. Ama onlar uyumiçinde bir amaca hizmet ederler! Bizler deuyum içinde kalarak yılmadan, yorulmadanRab'bin isteği ve amacı doğrultusunda aitolduğumuz inanlılar topluluklarında, ait oldu-ğumuz görev alanında hizmeti sürdürmeli-yiz. Nitekim Elçi Pavlos Efesoslular mektu-bunda, “Vaktinizi çağrıldığınız çağrıya yara-şır biçimde geçirin” der (4:1). Yani Rab Tan-rımızın bizler için vermiş olduğu zamanı enetkin ve verimli biçimde hizmet ederek, çalı-şarak, ileriyi, geleceği, sonsuzluğu düşüne-rek kullanmalı ve değerlendirmeliyiz karın-calar gibi. Bunun da koşulu, geriye değil ile-riye bakmaktır! Rab'be bakmaktır!
SALI
Dienstag 22OCAK
Januar
Kaya porsukları güçsüz birtopluluktur, ama yuvalarınıkaya kovuklarında yaparlar.
Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 26
Die Klippdachse sind einnicht kräftiges Volk, unddoch legen sie im Felsen
ihre Wohnungen an.Sprüche 30, 26
die Wohnung: yuva, ev, daireder Fels: kaya
Kaya porsukları, ilginç bir hayvandır. Uzun tüy-
lü, kısa kuyruklu, yuvarlak kulaklıdırlar. Onla-
rın en büyük özelliği, zayıf ve korumasız olma-
larıdır. Toprağın altında yuva yapamazlar, bu
da onları korumasız yapar, bu yüzden korun-
mak için kayalara saklanırlar.
Her ne kadar kaya porsukları güçsüz ve koru-
masızsa da, karıncalar gibi onlar da akıllı ya-
ratıklardır. Neden? Çünkü yuvalarını kaya ko-
vuklarına yaparlar. Yuvasını kayalar arasına
yapıyor olması kaya porsuğunun öne çıkan en
büyük özelliğidir. Bunun nedenini biliyor musu-
nuz? Kartallara yem olmamak için! Kartallara
yem olma korkusundan dolayı kaya oyukların-
da yaşamlarına devam ederler. Bitkiyle besle-
nen hayvanlar oldukları için kayalık arazi por-
suklar için pek uygun değil aslında. Çünkü ka-
yalık arazide bitkilerin olduğu alanlar çok az.
Ama buna rağmen kayalara yakın bir yaşamla-
rı vardır. Neden? Çünkü kayalık alan onlar için
bir avantaj - üstünlük - sağlıyor tehlike içerisin-
deyken.
Bu bize de büyük bir ders değil mi? Şeytanın
saldırılarından korunabilmek için Rab'be yakın
yaşamamız gerekir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 23OCAK
Januar
Kaya porsukları da güçsüzbir topluluktur, ama yuvala-rını kaya kovuklarında ya-
parlar.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 26
Die Klippdachse sind einnicht kräftiges Volk, unddoch legen sie im Felsen
ihre Wohnungen an.Sprüche 30, 26
der Dachs: porsuk
Kaya porsukları, dün de belirttiğim gibi, zayıf
ve korumasız hayvanlardır, ama akıllılar. Çün-
kü tehlikenin nereden geldiğini iyi bildikleri için
kayalarda evlerini yaparlar. Bir tehlike anında
hemen kayalara saklanırlar.
Görebiliyor musunuz? Kayalar porsuklar için
bir üstünlük sağlarken, aynı kayalar kartallar
için bir engel, tehlike oluşturur. Çünkü kartal
avını yakalayabilmek için saatte 120S130 km
bir hızla dalış yapmak zorundadır. Kayalıklara
yapılan bu hız kartal için bir tehlikedir. Bu ne-
denle kartal, kayalar arasında dolaşan avına
hızla yaklaşırken hızını yavaşlatması ya da
farklı açılardan dalış yapması gerekiyor kaya-
lara çarpıp ölmemek için. Elbette bu da, kaya
porsuğuna yeterli zamanı sağlam ış oluyor ka-
çabilmesi için. Bu yüzden kartallar, porsuğun
kayalıklardan mümkün olduğu kadar uzaklaş-
masını beklerler sabırla. Kaya porsukları ken-
dilerine korunak olan kayalıklardan uzaklaş-
tıklarında kartallara yem oluyorlar.
Bizler de Rab'den uzaklaşınca, şeytana yem
oluruz! Bu nedenle her zaman Rab'be yakın
yaşamalıyız.
PERŞEMBE
Donnerstag 24OCAK
Januar
Yüksek dağlar dağ keçileriiçindir, kayalar tavşanlara sı-
ğınacak yerdir.Mezmur 104: 18
Die hohen Berge sind für dieSteinböcke, die Felsen eine
Zuflucht für die Klippdachse.Psalm 104, 18
der Berg: dağhoch: yüksek
die Zuflucht: sığınak, sığınacak yer
Tavşanlar zayıf ve korumasız hayvanlardır.
Onların en büyük düşmanı kartallardır. Ama
kayalar onlara sığınak ve koruma sağlar. Ka-
ya bize Rab İsa Mesih'i anımsatır. İncil'den 1
Korintoslular 10:4'te İsa Mesih'in bir kaya ol-
duğunu ve O'na sığınanları koruduğunu söy-
ler. Davut peygamber de şöyle seslenir: “Ca-
nım yalnız Tanrı'da huzur bulur. Kurtuluşum
O'ndan gelir. Tek kayam, kurtuluşum, kalem
O'dur, asla sarsılmam... Güçlü kayam, sığına-
ğım O'dur” (Mezmur 62:1S2,7).
Kaya, gücü, kale ise korunmayı simgeler. Ay-
nı zamanda kaleler yüksek tepelere kurulduğu
için bir kule görevi görür ve ileriyi görme ola-
nağı sağlar. Bazen yaşam sorunları hayatım ı-
zı sık bir ormana dönüştürür ve nereye gide-
ceğim izi bilmeyiz. Ama sığınağım ız, yüksek
kulemiz olan Rabbimiz bizlere kuş bakışı bir
görüş sağlar. Sağlam durabilmek için Kaya
üzerinde olmalıyız. Davut peygamber şöyle
der: “Ölüm çukurundan, batak çamurundan
beni çıkardı. Ayaklarım ı kaya üzerinde durdur-
du ve adımlarım ı pekiştirdi” (Mezmur 40:2).
Tehlike ve sıkıntılarda sen kime sığınıyorsun?
CUMA
Freitag 25OCAK
Januar
Tanrı'ya yaklaşın, O size yakla-şacaktır. Ey günahkârlar, elleri-
nizi günahtan temizleyin. Eykararsızlar, yüreklerinizi pak-
layın.Yakup 4: 8
Naht euch Gott! Und er wirdsich euch nahen. Säubert dieHände, ihr Sünder, und reinigtdie Herzen, ihr Wankelmütigen!
Jakobus 4, 8
sich nahen: yaklaşmak
Tavşanlar, kaya porsukları kendilerini kaya-lara sığınarak korurlar. Yani bu hayvanlarıntek korunacak yerleri kayalardır.
Bizlerin de sığınıp korunabileceği tek yerRabbimiz Mesih İsa'dır! Tavşan veya kayaporsukları bu kayalıklara yakın yaşadığı sü-rece emniyet içindedir. İçinde yaşamakta ol-duğumuz tehlikelerle dolu dünyada emniyetiçinde varlığımızı sürdürebilmek için Rabbi-mize yakın yürümeli ve yaşamalıyız. İn-cil'den Yakup Mektubu 4:8'de şöyle der:“Tanrı'ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır!”
Bunun da koşulu, Tanrı Sözü'ne sıkı sıkıyabağlılıktır. Her keresinde vurguladığımız gi-bi, Tanrı Sözü'ne yakınsak, Rab'be yakınızdemektir. Tanrı Sözü'ünden uzaksak,Rab'den de uzağız demektir! Rab'den uzak-sak, şeytanın saldırı oklarına hedef olmuşoluruz! Kaya tavşanları - porsukları da kaya-lıklardan uzaklaştıklarında kartallara yemolabiliyorlar. İmanlılar olarak sarsılmayanKaya'ya -Rab'be- sığınmaktan başka bir se-çeneğimiz yok, değerli dostum!
CUMARTESİ
Samstag 26OCAK
Januar
Çekirgelerin kralı yoktur,ama bölük bölük iler-
lerler.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 27
Die Heuschrecken habenkeinen König, und dochziehen sie allesamt ausin geordneten Scharen.
Sprüche 30, 27
die Heuschrecke: çekirge
Daha önce karıncaların yeteneklerini gördük.Sonra kaya porsuklarının nasıl korundukları-na baktık. Üçüncü olarak da Süleyman pey-gamber çekirgelerden söz eder. “Çekirgelerinkralı yoktur, ama bölük bölük ilerler” der. Çe-kirgeler tek başınayken bir şey ifade etmez-ler, ama bir aradalarken olağanüstü bir gücesahip olurlar. Akla gelen ilk özellikleri budur!Toplu halde uçarak elde ettikleri güç ile önle-rine çıkan ekin türü ne olursa olsun tümünükısa sürede yok ederler, yani yiyip tüketirler.Hiçbir hayvanın veremeyeceği zararı verirlertoplu haldeyken. Uzmanlara göre, sürü halin-deyken yirmi bin ton ürünü bir anda yok ede-biliyorlar. İbranilerin özgür olmalarını isteme-yen, onları köle olarak tutmak isteyen firavu-nun başına gelenleri şöyle okuyoruz: “Çekir-geler toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülkekapkara kesildi. Bütün bitkileri, dolunun zararveremediği ağaçta kalan meyvelerin hepsiniyediler. Mısır'ın hiçbir yerinde - ağaçlarda,kırdaki bitkilerde - yeşillik kalmadı” (Çıkış10:15). Güç nereden geliyor? Bir arada, bir-liktelik ve uyum içinde hareket etmekten!
PAZAR
Sonntag 27OCAK
Januar
Çekirgelerin kralı yoktur,ama tümü bölük bölük
çıkarlar.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 27
Die Heuschrecken habenkeinen König, und dochziehen sie allesamt ausin geordneten Scharen.
Sprüche 30, 27
ausziehen: çıkarmak
Çekirgeler birlikteyken - toplu halde ilerler-ken önlerine ne çıkarsa, onları kısa zaman-da yiyip tüketirler. Geriye sadece kuru birçöl bırakırlar.
Ortaya çıkan ders şudur: Kendi başımızabuyruk biçimde hareket ettiğimizde zayıf dü-şeriz. Her şeyi kendimiz yapmaya kalktığı-mızda güçten düşeriz. Ama birlikte hareketettiğimizde güç buluruz; tek başımıza yapa-madığımızı birlikte başarırız.
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” ya da “Bir-likten güç doğar” demiştir atalarımız. Bu ya-şamın her alanında geçerli bir kuraldır. Biraile içinde birlik, beraberlik, dayanışma var-sa, orada huzur ve esenlik vardır demektir.Birlik varsa, güç de vardır. Bir ülkede birlik,beraberlik varsa, o ülkede huzur, barış verefah da vardır demektir. Ancak düşman bubirliği, dayanışmayı bozmak, yok etmek is-ter. Tanrı Sözü de hayvanları örnek kullana-rak bizim dayanışmamızın ve birlikteliğimi-zin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
PAZARTESİ
Montag 28OCAK
Januar
Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir taşgetirip altına koydular. Musa üzerine
oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda HurMusa'nın ellerini yukarıda tuttular. Gü-
neş batıncaya dek Musa'nın elleri yukarı-da kaldı.
Çıkış 17:12
Da jedoch Moses Hände schwer wurden,nahmen sie einen Stein und legten den
unter ihn, und er setzte sich darauf.Dann stützten Aaron und Hur seine Hän-
de, der eine auf dieser, der andere aufjener Seite. So blieben seine Hände fest,
bis die Sonne unterging.2. Mose 17, 12
Tanrı Musa aracılığıyla İbraniler'i Mısır köleli-
ğinden kurtardı. Bu halk vaat edilen Kenan di-
yarına giderlerken, yollarda birçok kereler sa-
vaşmak zorunda kaldılar. Yine böyle bir du-
rumda Musa peygamber Yeşu'yu savaş alanı-
na gönderdi, kendisi de Harun ve Hur ile bir
dağın tepesine çıktılar. Musa buradan ellerini
Tanrı'ya kaldırarak dua ediyordu. Musa'nın el-
leri yukarıya, Tanrı'ya doğru açılmasaydı, Mu-
sa'nın adamları yenilecekti. İlginç ve güzel
olan, Musa'nın da dua sırasında desteğe ihti-
yacı olmasıydı. Yani Musa dua ederken onun
da yalnız olmadığını görüyoruz. Harun ve Hur
vardı yanında! Harun ve Hur ne yaptılar? Çok
pratik bir çözüm buldular. Musa'nın oturması
için altına taş getirdiler. Önemsiz gibi görünse
de önemli, gerekli bir hizmetti bu. Daha sonra
ne yaptılar? Bir yanda Harun, öbür yandan da
Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. “Güneş
batıncaya dek Musa'nın elleri yukarıda kaldı”
diye okuyoruz. Yarıda bırakmayıp sona kadar
dayandılar. Tam bir takım işi! Birbirlerine ver-
dikleri destek sonucu zafer kazanm ışlardı!
Birlikten güç çıktığını unutmayalım!
SALI
Dienstag 29OCAK
Januar
Çekirgelerin kralı yoktur,ama tümü bölük bölük
ilerlerler.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 27
Die Heuschrecken habenkeinen König, und dochziehen sie allesamt ausin geordneten Scharen.
Sprüche 30, 27
alle, allesamt: tümü
Bütünlük ve uyum içinde atılan kararlı adımlar
güzel sonuçlar doğurur. Karıncaların birlikte
hareket etmeleri, çekirgelerin topluca ilerleme-
leri güzel örneklerdir. Bu hayvanlar birbirleriyle
dövüşmeden, sürtüşmeden aynı hedefe doğru
koşarlar. Bizler de aynısını yapmalıyız. Birbiri-
mizi üzerek, acıtarak, birbirimizi suçlayarak,
birbirimize kin güderek hiçbir yere varamayız.
Birliktelik olmazsa - birlikte hareket edilmezse
ait olduğunuz topluluğun gelişmesine, koştu-
ğunuz hizmet alanındaki verimliliğe katkı sağ-
layamazsınız. Birbirimizi kucaklayarak bütün-
lük içinde hareket etmeliyiz! Şunu hiçbir za-
man aklınızdan çıkarmayın: bütünlük ve işbirli-
ği, rekabeti ve çekişmeyi ortadan kaldırıyor!
Pavlos bu konuya geniş biçimde yer verir Ko-
rintoslulara yazmış olduğu birinci mektubunda.
Rabbimiz Mesih İsa'nın gücünden söz eder ve
bu güç iman eden herkesin yüreğinde Kutsal
Ruh olarak konut kurmuştur. Demek ki, bir
araya gelip uyum içinde birbirimize destek ver-
dikçe gücü birleştirmiş oluyoruz. Bu nedenle,
birlikte birbirimize destek vererek ilerlemeliyiz!
ÇARŞAMBA
Mittwoch 30OCAK
Januar
Demir demiri biler, in-san da insanı.
Süleyman'ın Özdeyişleri 27:17
Eisen wird durch Eisengeschärft, und ein
Mann schärft das Ange-sicht seines Nächsten.
Sprüche 27, 17
das Eisen: demirschärfen: bilemek
İnsanlar genel olarak yaşamlarını hep “BEN”ilkesi üzerine kurarlar. Bu nedenle de insanilişkilerinde, aileler arasında bu kadar uyuş-mazlık, hırgür, yani kavga ve sorunlar vardır.Oysa yaşamlarımız “BİZ” üzerine kurulmalı-dır. Çünkü “Biz” sen ve benden daha büyük-tür. Örneğin, aile içerisinde ya da bir iş yerin-de çalışanlar arasında “Biz” ilişkisi oturmuş-sa, o ailede ve iş yerinde ilişkiler kesinliklegüçlü ve sağlıklıdır! O zaman şunu söyleyebi-liriz: İlişkilerimiz “Ben, sen” ya da “benim, se-nin” ayrımcılığından “Biz ve bizim” bütünleş-mesine dönüşmesi gerekiyor! Takım “Biz” ol-muşsa eğer, başarı vardır! Bu kadar açık vebu kadar net!
Birlikte, bir bütünlük içinde hareket etmeninönemi ve gerekliliği kilisenin oluşumunda,hizmetinde de görülmektedir. Bilge Süleymanbu gerçeği şu şekilde destekler: “Demir demi-ri biler, insan da insanı” (27:17). Vaiz 4:9'dada şöyle der: “İki kişi bir kişiden iyidir. Çünküemeklerine iyi karşılık alırlar!” Bütünlük içindeverilen emeğin karşılığı çok daha büyüktür.
PERŞEMBE
Donnerstag 31OCAK
Januar
O'nun önderliğinde bütün beden, her
eklemin yardımıyla kenetlenip kaynaş-
mış olarak her üyenin düzenli işleyi-
şiyle sevgide büyüyüp gelişiyor.Efesoslular 4:16
Aus ihm wird der ganze Leib zusam-
mengefügt und verbunden durch je-
des der Unterstützung dienende Ge-
lenk, entsprechend der Wirksamkeit
nach dem Maß jedes einzelnen Teils;
und so wirkt er das Wachstum des
Leibes zu seiner Selbstauferbauung in
Liebe.Epheser 4, 16
Büyüyerek gelişim her üyenin düzenli işleyişiy-
le gerçekleşiyor!
Uyum içerisinde atılan adımlarla verilen emek
-iş birliği- boşa gitmeyecek ve koşulan alanda
değişim yaratacaktır! Rabbimiz on iki öğrenci-
siyle uyum içinde vermiş olduğu hizmet sonu-
cu dünyanın gidişatını değiştirdi. İsa Mesih
göğe alındığında da aynı işbirliği içinde öğren-
ciler devam ettiler. Petrus ilk büyük vaazını,
Yakup kilise çobanlığını üstlendi ve Yuhanna
da son zamanla ilgili açıklamalarda bulundu.
Her biri ayrı ayrı görev yüklendiler, ama kendi
başlarına buyruk değillerdi! Aynı amaca hiz-
met ettiler! Sorumluluklar farklıydı, ama hiz-
met Rab'beydi! Korintoslulara yazılan birinci
mektupta ifade edildiği gibi, “Çeşitli ruhsal ar-
mağanlar vardır, ama ruh birdir. Çeşitli görev-
ler vardır, ama Rab birdir. Çeşitli etkinlikler
vardır, ama herkeste hepsini etkin kılan aynı
Tanrı'dır” (12:4S6). Yani topluluğu oluşturan
birey başarı elde ediyorsa, bunun kaynağı
Rabbimizin Ruhu'yla verdiği desteğin sonucu-
dur. Önceden de ifade ettiğim gibi, birlik var-
sa, çekişme, sürtüşme, küsme, alınma olmaz!
Değerli Arkadaşımız!
Bu takvimi eş ve dostlarınıza daöneriniz lütfen.T a k v i m i ş u a d r e s t e nısmarlayabilirler:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-mail: [email protected]
SEV İNÇ GET İREN HABER’İN
SESİNİ
0 64 41 - 208 16 15
n o l u t e l e f o n u m u z d a ndinleyebilirsiniz. Her gün yeni birkonu ve 20-25 dakikalık KutsalKitap yorumuyla karşınızdayız.
Değerli okuyucumuz, takvimdekiyazılara ilişkin herhangi bir soru-nuz ya da anlamadığınız bir yerolursa bize çekinmeden yazabi-lirsiniz. Size elimizden geldiğin-ce yanıt vermeye ve sizlerle ya-zışmaya hazırız. Ayrıca, cezae-vinde olanlarınıza, cezaevi ida-resinin izin verdiği ölçüde ruhsalkonularla ilgili kitap, kaset veCD’ler sağlayabiliriz.
Adresimiz:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
İnternet ve telefon aracılığıylaher gün cesaret veren 2-3dakikalık bir vaazı ya da 20-30dakikalık Kutsal Kitap yorumunudinleyebilirsiniz.
Telefon numarası:
0 64 41 - 208 16 15
Ayrıca 2-3 dakikalık cesaret ve-ren sözlerin bir kısmını ve yo-rumları CD’ler haline getirdik.Onları da adresimizden sağlaya-bilirsiniz. Her CD 3,00 €’dur.
www.tuemib.de internet say-famızdan yayınlarımızı dinleye-bilirsiniz.
BABA SEVGİSİ Senin baban nasıl biri-dir? Bazıları, benim babam harika derkenbirçokları da, korkunç diyor. Peki, Tanrı’ya“baba” diyebilir misin? Tanrı bizim babaları-mıza benzer mi? Tanrı’nın nasıl bir yüreğivardır bizlere karşı? Tüm bu sorulara yanıtı“Baba Sevgisi” adlı kaset ve CD’mizde bula-bilirsiniz.
BAĞIŞLAMAK Bağışlamak ne demektir?Neden bağışlamak o kadar zordur? Biz gü-nahlı insanlarız. Peki, Tanrı bizi nasıl bağış-lıyor? Bağışlama konusunda Tanrı’nın buy-ruğu nedir? Tüm bu sorulara “Bağışlamak”adlı kaset ve CD’mizde yanıt bulacaksınız.
Her kaseti ve CD’yi 2,50 Euro’ya elde edebi-lirsiniz. Posta ücreti için ayrıca 1,00 € hesapedin. Ismarlama adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Ismarlama kâğıdı:
(İstediğiniz kitabın karşısına bir çarpıişareti koyunuz):
( ) Kutsal Kitap . . . . . . . . . . 11,00 €( ) İncil . . . . . . . . . . . . . . . . . 3,00 €( ) Kutsal Ruh’un Öğretisi . . . 3,00 €( ) Yoel’in Yorumu . . . . . . . . 2,00 €( ) Kutsal Kitap yorumları . . 45,00 € (2 cilt Eski Antlaşma, 3 cilt YeniAntlaşma; her ciltin fiatı 9,00 €)
Satın almak istediğiniz kitapların eder-lerini kullanılmamış Alman posta puluolarak da adresimize gönderebilirsi-niz. Lütfen adresinizi okunaklı bir şe-kilde yazınız. Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Bazı vatandaşlarımız, İncil Kitabının de-ğiştirildiğini söylerler. Gerçekten de öylemi? Tanrı Sözü’nü günahlı insan değişti-rebilir mi? Şu kitapları okumanızı öneriyo-ruz:
Kutsal Kitap değiştirildi mi? . . . . 2,00 €İncil Nasıl Yazıldı? . . . . . . . . . . . 1,50 €İznik Konseyinde Ne Oldu? . . . . 1,50 €Evet, Kitabı Mukaddes Tanrı’nın Sözüdür. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . . . . 3,50 €Yaşam Fırtınaları (Yen¥!) . . . . . 5,00 €Ne Mutlu (Yen¥!) . . . . . . . . . . . . 1,00 €
Satın almak istediğiniz kitapların fiyatları-nı Alman posta pulu olarak da mektuplabize gönderebilirsiniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
CUMA
Freitag 1ŞUBAT
Februar
Bedenin değişik parçaları birbirine uy-makta ve tüm beden eklemleri bağlı tu-tulmaktadır. Böylece her değişik parçakendine düşen işi yaparak bedenin bü-yüyüp gelişmesine... katkıda bulunmak-
tadır.Efesoslulara 4: 16
Aus ihm wird der ganze Leib zusammen-gefügt und verbunden durch jedes derUnterstützung dienende Gelenk, ent-sprechend der Wirksamkeit nach dem
Maß jedes einzelnen Teils; und so wirkter das Wachstum des Leibes zu seiner
Selbstauferbauung in Liebe.Epheser 4, 16
Yaban kazları “V” şeklinde uçarlar. Uzmanlarkazların neden V şeklinde uçtuklarını araştır-dılar ve şu bilgiye ulaştılar: Kazlar “V” şeklin-de uçtuğunda, uçan her kaz kanat çırptığın-da, arkasında uçan kaz için onu kaldıran birhava akımı sağlar ve böylece kaz grubu, bir-birlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkanhava akımını kullanarak uçuş mesafelerini%70 oranında uzatabiliyorlar. Grubun başınıçeken hiçbir hava akımından yararlanamıyor.Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yo-rulur. Aralarındaki uyum o kadar harika ki,baştaki kaz yorulduğunda, en arkaya geçerve bu kez hemen arkasındaki kaz lider konu-munu alır. Bu değişim sürekli yapılıyor. Böy-lece her kaz aynı oranda yorulmuş olur. Eğeruçuş hızı yavaşlarsa, gerideki kuşlar dahahızlı gitsinler diye öndekileri bağırarak uyarır-lar.
Hedefe ulaşabilmemiz için birbirimize ihtiya-cımız var! Bizler bir araya geldiğimizde teşvikoluyor, teselli buluyoruz ve bu teşvik, tesellibirbirlerine hız veren kazlar gibi bizlere hızveriyor!
CUMARTESİ
Samstag 2ŞUBAT
Februar
Kertenkele elleriyle duvarayapışır, ama kral sarayla-
rında bulunur.Süleyman'ın Özdeyişleri 30:28
Die Eidechse kannst dumit Händen fangen, unddoch ist sie in Königspa-
lästen.Sprüche 30, 28
die Eidechse: kertenkeleder Königspalast: saray
Bugünkü ayetimizde kertenkelelerin çok
kolay bir şekilde duvara yapıştıkları ve el-
le yakalanabilen yaratıklar olduğu öne çı-
kan ilk özelliğ idir. Çok kolayca yakalana-
bilir olmaları küçük, değersiz, önemsiz ve
etkili olmadıklarını açıklar bizlere. Bu ya-
ratıkların çok önemli bir özelliği var. Ken-
disini yemek isteyen hayvanlar tarafından
yakalanacağını anladığı an kuyruğunu ge-
ride bırakır. Geride bırakılmış olan kuyruk
tıpkı bir solucan gibi kıpır kıpır hareket
ederek düşmanın dikkatini dağıtır. Dikkati
dağılan düşman, kertenkelenin kendisiyle
değil, kuyruğuyla ilgilenmeye başlar ve bu
sırada kertenkele de kaçma fırsatını bul-
muş olur. Bizler de yeri geldiğinde bırak-
mayı öğrenmek zorundayız. Her şeyi ka-
faya takmamalıyız. Olumsuz düşünceleri
aklımızdan atmayı öğrenmeliyiz. Bizler at-
mayı öğrendikçe olgunlaşma yolunda da
ilerliyoruz demektir. Aynı zamanda aklı-
mızdan, hayatımızdan olumsuzlukları at-
mayı öğrendikçe özgürleşiriz.
PAZAR
Sonntag 3ŞUBAT
Februar
Kertenkele elle bile yaka-lanır, ama kral sarayla-
rında bulunur.Süleyman'ın Özdeyişleri 30:28
Die Eidechse kannst dumit Händen fangen, unddoch ist sie in Königs-
palästen.Sprüche 30, 28
sein, sich befinden: bulunmak
Kertenkelelerin bir başka özelliği de büyüme-
lerinin durmamasıdır. Ama büyüyebilmesi için
üstündeki deriyi atması gerekiyor zamanı gel-
diğinde. Çünkü büyüdükçe üstteki deri gerilir
ve bırakmadığında büyüme yavaşlayıp durur.
Yaşamına sağlıklı biçimde devam edebilmesi
için işe yaramayan, kendisine engel olan deriyi
sıyırıp atmak zorunda. Atmadığında, kendisi
zarar görür. Bizlerin de yaşamında gelişmemi-
ze engel olan bir çok şey vardır. Örneğin, biri-
lerine karşı acılık, öfke, çekemezlik, alınganlık,
affetmezlik, kin ve nefret gibi. Hepsi kesilip
atılmalı! Pavlos bunu çok güzel biçimde dile
getirir Koloseliler mektubu üçüncü bölümde:
“öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzeri-
nizden sıyırıp atın” (8).
Tanrı'nın, tüm olumsuzlukları yaşamından sö-
küp atmasına izin ver dostum. Tüm bu olum-
suzlukları O'nun ellerine teslim etmedikçe, el-
ma içindeki kurt gibi seni yiyip bitirecektir; Rab
ile olan yaşamına zarar verecektir. Ait olduğun
topluluğa zarar verecektir. Yani sana zarar ve-
ren -işe yaramaz- şeyleri, yani öfkeyi, kin ve
nefreti, dargınlığı üzerinden atmadıkça, o şey-
ler seni yiyip bitirecektir!
PAZARTESİ
Montag 4ŞUBAT
Februar
Tanrı'nın seçilmişleri, kutsalyaşamlılar ve sevilenler olarakyürekten sevecenliği, iyiliği, al-çakgönüllülüğü , sabrı ve yu-
muşaklığı giyinin.Koloseliler 3:12
Zieht nun an als AuserwählteGottes, als Heilige und Gelieb-te: herzliches Erbarmen, Güte,
Demut, Milde, Langmut!Kolosser 3, 12
auserwählt: seçilmiş
Değerli kardeşler, Rabbimizin harika tasarıları
var her birimiz için. Bu tasarılar yaşamında
gerçekleşmesi için önde olman, gözde olman,
üstün yeteneklerin sahibi olman gerekmiyor
kertenkeleler gibi. Elle yakalanabilen yaratık-
lardı. Musa da yetenekli değildi; “Aman ya
Rab! Dili ağır tutuk biriyim” demişti (Çıkış
4:10). Rab Tanrı çok güzel bir yanıt verdi Mu-
sa'ya: “Kim ağız verdi sana?” (Çıkış 4:11).
Rabbimizin gözünde üstün bir değer taşıyoruz.
Bakın bu konuda Tanrı Sözü'nde ne okuduk?
“Tanrı'nın seçilmişleri, kutsal yaşamlılar ve se-
vilenler!” Bir insan seçiliyorsa, o değerlidir. Bir
insan kutsal kılınıyorsa, o değerlidir. Bir insan
seviliyorsa, o değerlidir. Tanrı da seni böyle
görüyor, dostum.
Harika bir amaç için seçilmişiz! Seçildiğim
amaca bakıyorum ve arkasından da içinde bu-
lunduğum duruma. Ne kadar boş işlerle uğraş-
tığımı görünce üzülüyorum. Günah karanlığın-
da yolumuzu bulmaya çalışırken, muhteşem
bir kurtuluşla Rabbimiz İsa Mesih'in egemenli-
ğine aktarıldık. Bizler için bunu yapan Rabbi-
mize hizmet edip ayetimizde sıralanan erdem-
leri kuşanarak Rab'be onur getirelim!
SALI
Dienstag 5ŞUBAT
Februar
Hikmetli adamlar bilgi bi-
riktirir... Terbiyeye kulak
veren yaşam yolunu bu-
lur.Süleyman'ın Özdeyişleri 10: 14, 17
Weise bewahren Erkennt-
nis ... Ein Pfad zum Leben
ist, wer auf Zucht achtet.Sprüche 10, 14+17
der Pfad: yol, patika
Süleyman'ın Özdeyişleri 30. bölümde gör-düğümüz karıncalar, kaya porsukları, tav-şanları, çekirgeler ve kertenkeleler değer-siz, güçsüz yaratıklardı. Ama buna rağ-men bilgece hareket etmekteler.
Bilgece davranan -yani bilgisini sağlam te-meller üzerine kuran ve bildiğini başkaları-nın yararı için kullanabilen insanlar aslındaolgun insanlardır. Bizler de böyle olmalı-yız. Bildiğiniz gibi, Rabbimizin gözünde kü-çük ya da değeri, önemi daha az olan hiç-bir hizmet çeşidi yoktur. “Küçük işler günü-nü kim hor görür, küçümser?” (Zek. 4:10).Ama kilise topluluklarında sahip olduğu ar-mağan ı küçümseyen, önemsiz görenimanlılar vardır. Bu kişiler üstün yetenekle-re sahip, göze çarpan armağanlara sahipolan imanlılar karşısında çekinmiş oldukla-rından geride kalırlar. Her işin, hizmetin birdeğeri, bir önemi olduğunu bilelim ve herne yaparsak bunu istekle, sevinçle yapa-lım. O zaman bu hizmetten hem biz, hemde başkaları bereket alacaktır.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 6ŞUBAT
Februar
Karıncalar güçlü olmayan bir topluluk-tur, ama yiyeceklerini yazdan biriktirirler.Kaya porsukları güçsüz bir topluluktur,
ama yuvalarını kaya kovuklarında yapar-lar. Çekirgelerin kralı yoktur, ama bölük
bölük ilerlerler.Süleyman'ın Özdeyişleri 30: 25S27
Die Ameisen, ein nicht starkes Volk, unddoch bereiten sie im Sommer ihre Spei-se, die Klippdachse, ein nicht kräftigesVolk, und doch legen sie im Felsen ihreWohnungen an; die Heuschrecken ha-ben keinen König, und doch ziehen sieallesamt aus in geordneten Scharen;
Sprüche 30, 25S27
Güçsüz görünen yaratıklar aracılığıyla öğ-rendiklerimizi sizlere tekrar hatırlatayım: Ka-rıncalar aracılığıyla İsa Mesih'te güce sahipolduğumuzu öğrendik. Çünkü sahip olduğu-muz ruhsal silahlar aracılığıyla doğruluk zır-hını giyinmiş kişileriz. Kaya porsukları aracı-lığıyla İsa Mesih'te güvenlikte olduğumuzugördük. Kayalara yakın yaşamları onları kar-tallardan koruyordu. Çekirgelerse, birlikteli-ğin, bir bütünlük içinde hareket etmenin ge-tirdiği başarıyı gösterdi. Bizler de Rabbimi-zin istemi doğrultusunda birlik içinde hare-ket ettikçe istenilen hedeflere ulaşabilece-ğiz. Rabbimiz Mesih İsa'da güvenlikteyiz,O'nda büyük bir güce sahibiz ve O'nda de-ğerliyiz! Bu da, O'nunla birlikteyken, sahipolduğumuzdan daha fazlasını yapabileceği-mizi açıklar bizlere! Önemli olan, olduğungibi O'nun ellerine teslim olmak ve sendevar olanı O'nun ellerine teslim etmektir. Be-reket, başarı kendini ve sende olanı ver-mekten geçiyor! Güvenle teslim ol ve aynıgüvenle de, sende olanı hiç küçümsemedenteslim et, sonucu göreceksin!
PERŞEMBE
Donnerstag 7ŞUBAT
Februar
Tanrı bize olan sevgisini şunun-
la kanıtlıyor: biz daha günahlıy-
ken Mesih bizim yerimize öldü.Romalılar 5: 8
Gott aber erweist seine Liebe
zu uns darin, dass Christus, als
wir noch Sünder waren, für uns
gestorben ist.Römer 5, 8
erweisen, beweisen: kanıtlamakfür uns: bizim için
der Sünder: günahlı
Tanrı hakkındaki düşüncen, görüşün nedir?Ya da Tanrı'yı aklına getirirken, Tanrı hak-kında ne düşünüyorsun? Genelde insanlarTanrı'yı uzaklarda, ulaşılamayan, istediğiniyapan, istediğine iyilik eden, istediğine dekötülük eden, istediğini doğru yola getiren,istediğini saptıran biri olarak düşünürler. Sa-bahtan akşama kadar her kızdığında, “Allahbelasını versin” diye lanetler savuran, ço-cuklarını korkutmak için, “yapma çocuğum,Allah çarpar, cezanı verir” diyen insanlar budüşünceyi ortaya koymuyorlar mı? OysaTanrı biz insanları seven, iyiliğimizi isteyen-dir. Bazı dindarlar, Tanrı'nın yalnız dini işler-de başarı kaydedenleri sevdiğini düşünürler.Başkaları Tanrı'nın yalnız iyilik yapanlarısevdiğini düşünür. Bu doğru olsaydı, çoğu-muz Tanrı'nın sevgisinden yoksun kalırdık.Harika olan şudur ki, Tanrı bize olan sevgi-sini biz daha günahlıyken kanıtladı. Tanrı bi-zi günahlı olduğumuz halde sevdi. Ama gü-nahlı olarak kalmamızı istemedi. Bu neden-le İsa Mesih'i bizi kurtarmak için yeryüzüneyolladı.
CUMA
Freitag 8ŞUBAT
Februar
İsa ona dedi: “Yıkanmış olantamamen temizdir... Sizler de
temizsiniz, ama hepiniz değil.”Yuhanna 13: 10
Jesus spricht zu ihm: Wer ge-badet ist, ... ist ganz rein; undihr seid rein, aber nicht alle.
Johannes 13, 10
waschen: yıkamakgewaschen, gebadet: yıkanmış
rein, sauber: temiz
Yağla kirlenmiş iş elbisesiyle çamurlu yol-da yürüyen bir işçi pek dikkat etmez. Elbi-sesine çamur sıçrasa fark etmez, zatenkirlidir. Ama yeni banyo yapıp tertemiz gi-yinmiş biri aynı yolda son derece titizlikleyürür. Çamurun sıçramaması için çokdikkat eder. İsa Mesih'e iman eden birkimsenin, Mesih'in çarmıhta akıttığı kanıaracılığıyla günahları bağışlanmıştır veiman eden kişi artık tamamen temizdir.Her kötülükten arınmıştır. Şeytanın ama-cı, imanlıyı halen kirli olduğuna inandır-maktır. Bunu yapabilirse, kirli elbiseyi gi-yinmiş işçi misali, imanlıyı daha çok gü-nah ve pisliğe batırabilir. Onun Tanrı'yahizmet etmesini önleyebilir. Öte yandanimanlı kendisinin İsa Mesih sayesinde ta-mamen temiz olduğunu bilirse, çok dikkatederek kendini temiz tutmaya çalışacak-tır. Sen de bir Mesih imanlısıysan, şeyta-nın seni kirli göstermesine asla inanma!Sen tamamen temizsin!
CUMARTESİ
Samstag 9ŞUBAT
Februar
Bunların hepsi Tanrı'dan-dır. Tanrı, Mesih aracılığıy-la bizi Kendisiyle barıştırdı.
2 Korintoslular 5: 18
Alles aber von Gott, deruns mit sich selbst ver-
söhnt hat durch Christus.2. Korinther 5, 18
er selbst: kendisimit sich selbst: kendisiyleversöhnen: barıştırmak
Hırsız polisle dost olmaz, tam tersine polis-ten her zaman kaçar. Borçlu olan da alacak-lıyı aramaz. Günahlı, Tanrı'nın huzurundarahat etmez. “Yaptığınız kötülükler yüzün-den bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrı'yayabancı ve düşmandınız” (Kol.1: 21). Gü-nahkâr olduğumuz zamanlar Tanrı bize ya-bancıydı. Tanrı'yı düşündüğümüz zaman birdüşmandan çekinircesine O'ndan saklan-maya çalışırdık. “Şimdiyse Mesih, sizi Tan-rı'nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz ola-rak çıkarmak için kendi insan bedeninin ölü-mü sayesinde sizi Tanrı'yla barıştırdı” (Kol.1: 22). Tanrı'ya İsa Mesih sayesinde dön-meye karar verdikten sonra O'nun ölümüaracılığıyla kendimizi Tanrı'nın önünde kut-sal, lekesiz ve kusursuz gördük. Çünkü Me-sih bizim tüm günahlarımızı ortadan kaldır-dı; böylece bizi Tanrı'dan ayıran faktör orta-dan kalktı. Günahlarımız bizden gitti. Tan-rı'yla barıştık. İşte bu barışmanın verdiği hu-zuru her gün göneniyoruz ve senin de buhuzura, esenliğe kavuşmanı yürekten diliyo-ruz.
PAZAR
Sonntag 10ŞUBAT
Februar
Mesih'te ve Mesih'e olanimanımızla Tanrı'ya cesaretve güvenle yaklaşabiliriz.
Efesoslular 3: 12
In ihm haben wir Freimü-tigkeit und Zugang in Zu-versicht durch den Glau-
ben an ihn.Epheser 3, 12
der Mut, die Freimütigkeit: cesaretvertrauensvoll, zuversichtlich: güvenle
İsa Mesih'e iman edip yaşamını O'nunyönetimi altına koyduysan Mesih'tesin,değerli kardeşim. O'na bağlısın. O'nunsana sağladığı her şey senindir. Mesihİsa'nın sana sağladığı değerlerden biriTanrı'nın huzuruna giriş hakkıdır. Tan-rı'nın huzuruna hiçbir engelle karşılaşma-dan gelebilirsin. Bir dairede işin olur veşefle konuşman gerek. Ama oraya öylekolay kolay seni bırakmazlar. Hele bu birbakan ya da başbakan olursa, onun hu-zuruna istediğin zaman çıkman olanak-sızdır. Mesih aracılığıyla inanlı her za-man, her an Tanrı'nın huzuruna çıkabilir.Tanrı, önemli bir işim vardır diye Mesih'teolan hiçbir imanlıyı geri çevirmez. Kapıher zaman Mesih inanlılarına açıktır, hemde ardına kadar ve Tanrı'nın onlar içinher zaman vakti vardır. İsa Mesih'e güve-nerek Tanrı'ya cesaretle yaklaş. O senibekliyor. Kulağı senin dualarına her za-man açıktır.
PAZARTESİ
Montag 11ŞUBAT
Februar
Size esenlik bırakıyorum, size ken-di esenliğimi veriyorum. Ben sizedünyanın verdiği gibi vermiyorum.Yüreğiniz sarsılmasın, korkmayın!
Yuhanna 14: 27
Frieden lasse ich euch, meinenFrieden gebe ich euch; nicht wiedie Welt gibt, gebe ich euch. Euer
Herz werde nicht bestürzt, seiauch nicht furchtsam.
Johannes 14, 27
hinterlassen, dalassen, zurücklassen: bırakmak
İsa Mesih, öğrencilerinden ayrılacağı sıralarda
kendi esenliğini, barışını onlara vereceğini
vaat etti. İsa Mesih'in verdiği esenlik, barış, bu
günahlı, şehvet dolu dünyanın bilmediği bir
esenliktir, bir barıştır. Ama şu anda bu esenli-
ğe siz de sahip olabilirsiniz. Düşünebiliyor mu-
sunuz? Tanrı tarafından verilen bu göksel
esenliğe siz de sahip olabilirsiniz. Ne demektir
bu esenlik, barış? Esenlik, barış, korkunun ve
yürek sıkıntısının bulunmadığı, iç huzurun ve
uyumun bol olduğu ortamdır. Geleceğin güven
altında olduğunu bilmenin verdiği esenliktir,
huzurdur. İleride Tanrı'nın cennetinde olacağı-
nı bilmenin verdiği güvenliktir.
İsa Mesih'in kendisi bu esenliği çeşitli tehlike-
lerin karşısında gösterdi. Baba'ya sarsılmaz
güvenle güvendiği için her durumda esenlik
içindeydi. Bu esenliği bize veriyor. Bir çocuk
babasının kolları arasındayken hiç korkmaz.
İsa Mesih bizim için şunu der: “Onları Ba-
ba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yet-
mez” (Yu.10: 29). Baba'nın kolları arasında
güvenlikteyiz. Her durumda esenliğimiz vardır.
Ya senin? Esenliğin yoksa, Mesih seni de ça-
ğırıyor!
SALI
Dienstag 12ŞUBAT
Februar
Gözümde değerli ve itibar-lısın...
Yeşaya 43: 4
Weil du teuer bist in mei-nen Augen und wertvoll
bist ...Jesaja 43, 4
wertvoll: değerligeschätzt, angesehen, geehrt: itibarlı
das Auge: göz
Tanrı, Eski Antlaşma döneminde Yeşayapeygamber aracılığıyla şöyle dedi: “Gö-zümde değerli ve itibarlısın.” Tanrı'nın gö-zünde değerli ve saygın olmak harika değilmi? İsa Mesih'e iman etmiş, sığınmış olansevgili kardeşim, Tanrı aynı şeyleri seniniçin de söylüyor. İsa Mesih kendisini seven-lere şöyle der: “Beş serçe kuşu iki meteliğesatılmıyor mu? Ama bunlardan bir teki bileTanrı katında unutulmuş değildir. Nitekimbaşınızdaki saçlar bile hep sayılıdır. Kork-mayın, siz birçok serçeden daha değerlisi-niz” (Luka 12: 6S7). Beş serçe kuşunun de-ğeri nedir? Aslında bir hiç. Şöyle bir hesapyaparsak, vasıfsız bir işçinin yaklaşık birsaatte kazandığı para değerindedir, diyebi-liriz. Buna rağmen Tanrı, onların her birinedeğer verir. Tanrı imanlıya, “Sen birçok ser-çeden daha değerlisin” diyor. “Senin başın-daki her bir saça bile önem veriyorum.”Kardeşim, “ben peş para etmez biriyim, hiç-bir değerim yok” gibi düşüncelerini bırak.Sen Tanrı'nın gözünde çok değerlisin.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 13ŞUBAT
Februar
Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Amatuz tadını yitirirse, ona tekrar
nasıl tuz tadı verilebilir?Matta 5: 13
Ihr seid das Salz der Erde;wenn aber das Salz fade ge-worden ist, womit soll es ge-
salzen werden?Matthäus 5, 13
das Salz: tuzder Geschmack: tat
die Erde, die Welt: yeryüzü
İsa Mesih, kalabalık bir halk topluluğununönünde öğrencilerini eğitiyordu. Onlar içinşu ilginç benzetiyi kullandı. “Dünyanın tu-zu sizsiniz!” Dünyanın tuzu deyimi bazıdillerde seçkin, üstün kişiler anlamındageçer. Oysa İsa çok pratik şeyleri vurgu-lamak istedi bu deyimle: “Bana bağlan-mış olan sizler, iğrenç günahlar ve hak-sızlıklarla çürümekte olan toplumun büs-bütün dağılıp bozulmasını dürüst yaşamı-nızla önleyeceksiniz.” Eskiden bir hayvankesildiği zaman etinin çürümesi nasıl ön-lenirdi? Parçalara kesilip tuzlanırdı. Tuzladolu kaplara batırılıp üzerine konan ağır-lıklarla tuzun ta içine kadar sinmesi sağ-lanırdı. Bugün de birçok yiyecek tuzla ko-runmaktadır. Tuz aynı zaman da her şe-ye tat verir. Sevgili imanlı kardeş, senyeryüzünün tuzusun. İsa Mesih'e yakınkal ki, sendeki tuz tadını yitirmesin. Böy-lece hem kendi yaşamına, hem de baş-kalarının yaşamına tat verebilesin.
PERŞEMBE
Donnerstag 14ŞUBAT
Februar
Dünyanın ışığı sizsiniz... Sizin ışı-ğınız insanların önünde öyle par-lasın ki, iyi işlerinizi görerek gök-lerde olan Babanızı yüceltsinler!
Matta 5: 14-S16
Ihr seid das Licht der Welt; ... Sosoll euer Licht leuchten vor denMenschen, damit sie eure gutenWerke sehen und euren Vater,
der in den Himmeln ist, verherr-lichen.
Matthäus 5, 14S16
Ruhsal alanda dünyamız, kapkaranlık birduruma gelmiştir. Bu karanlık gittikçe da-ha da çok kararmaktadır. İnsan ışığı arı-yor, ama onu bir türlü bulamıyor. Tanrı Sö-
zü bize, İsa Mesih'in dünyamıza ışık ola-rak geldiğini belirtir. İsa, o zamanın dinadamlarına konuşurken şöyle dedi: “Dün-yaya ışık geldi, ama insanlar karanlığı ışık-tan daha çok sevdiler. Çünkü onların işlerikötüdür. Kötülük yapan herkes ise ışığakin besler ve yaptıkları ortaya çıkmasın di-ye ışığa yaklaşmaz. Gerçeği uygulayan ki-şi ise, yaptıklarının Tanrı'ya dayanarak ya-pıldığını göstermek için ışığa gelir” (Yu.3:19S21). “Ben dünyanın Işığı'yım. Ardım sı-ra gelen yaşam ışığına kavuşacak ve hiç-bir zaman karanlıkta dolaşm ayacak”(Yu.8:12). Mesih inanlısı İsa Mesih'ten al-dığı göksel bilgiyi çevresindeki insanlaraanlatıp onları aydınlatır. Böylece yaşamışığını çevreye saçar. İnsanlar için de dün-yanın Işığı olan İsa Mesih'e giden yolu ay-dınlatır; böylece dünya için ışık olur.
CUMA
Freitag 15ŞUBAT
Februar
Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok
sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü
olduğumuz halde, bizi Mesih'le birlikte
yaşama kavuşturdu. O'nun inayetiyle
kurtuldunuz.Efesliler 2:4S5
Gott aber, der reich ist an Barmherzig-
keit, hat um seiner vielen Liebe willen,
womit er uns geliebt hat, auch uns,
die wir in den Vergehungen tot waren,
mit dem Christus lebendig gemacht -
durch Gnade seid ihr errettet!Epheser 2, 4S5
Bazen küçük bir sözcüğün büyük bir anla-
mı olur. Bugünkü ayetimizde bunu görü-
yoruz. “Ama” sözcüğü ile başlarken büyük
vaatlerde bulunuyor. Ama merhameti bol
olduğundan dolayı Tanrı bir şey yaptı. Bizi
sevdiğinden dolayı Mesih'le birlikte yaşa-
ma kavuşturdu. Tanrı'nın merhameti bol-
dur. O bana merhamet gösterdi. Sana da
merhamet gösterdi kardeşim. Efesliler 2.
bölümün ilk üç ayetinde simsiyah bir geç-
mişten, günahlardan ve şeytana boyundu-
ruktan söz ederken, birden her şey apay-
dınlık oluyor. İnsan tam bir başarısızlık
içindedir. Kendi kendini kurtarabilecek ye-
teneğe sahip değildir. Bu ölüm sahnesine
Tanrı, merhamet kanatlarıyla iner. Azıcık
değil bol merhamet ile gelir. Geç gelmez,
tam zamanında gelir. Artıp taşan merha-
metle gelir. Çünkü o sonsuz Tanrı'dır ve
merhameti de sonsuzdur. İnsanın ihtiyaç
duyduğu şey Tanrı'da vardır. O'nun tek
koşulu O'na iman etmenizdir.
CUMARTESİ
Samstag 16ŞUBAT
Februar
İman ederek kayrayla kurtul-muş bulunuyorsunuz. Bu ken-di başarınız değildir. Tanrı ar-
mağanıdır.Efesliler 2: 8
Denn aus Gnade seid ihr erret-tet durch Glauben, und das
nicht aus euch, Gottes Gabeist es.
Epheser 2, 8
retten, erlösen, befreien: kurtarmakdie Gabe, das Geschenk: kayra
Tanrı'nın kayrasıyla kurtulmak ne demek-tir? Aslında inayet ya da kayra nedir diyesormalıyız. Tanrı'nın inayetini şu şiir negüzel yansıtıyor:
Kim çıkarır sabahları erkenden
dünyamıza ışık veren güneşi?
Gece vakti denizlere serpilen
ay doğuyor, kim yapıyor bu işi?
Kışın kuru sandığımız fidana
baharda kim yeşillikler giydirir?
Bülbül öter, yuva yapmış ormana,
bu sedayı ona acep kim verir?
Annenize, sizi sevmek hissini,
onun ruha şifa veren sesini,
kalbinize doğru olmak dersini,
kim veriyor bu şeylerin hepsini?
PAZAR
Sonntag 17ŞUBAT
Februar
İman ederek kayrayla kurtul-muş bulunuyorsunuz. Bu ken-di başarınız değildir. Tanrı ar-
mağanıdır.Efesliler 2: 8
Denn aus Gnade seid ihr erret-tet durch Glauben, und das
nicht aus euch, Gottes Gabeist es.
Epheser 2, 8
der Glaube: imandie Gnade: kayra, lütuf
Tanrı bizleri inayetiyle kurtarır! Tanrı sizi se-
ver. Tanrı hepimizi sever. Ama Tanrı sevgisini
temel alarak cennetin arka kapısını açıp bizle-
ri gizlice içeri sokamaz. Tanrı sevgi olduğu
için ön kapıyı açıp bizi içeri alamaz. Tanrı aynı
zamanda ışıktır. Tanrı evrenin ahlaksal yöne-
ticisidir. Tanrı doğrudur. Tanrı kutsaldır ve iyi-
dir. Tüm bunlar birleşince şöyle bir durum or-
taya çıkar: Tanrı yanlış olan şeyleri yapamaz.
Bu yüzden Tanrı bizleri sevgisiyle kurtaramaz.
Yuhanna 3:16'da “Çünkü Tanrı dünyayı o ka-
dar çok sevdi ki, dünyayı kurtardı” demiyor.
“Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik
Oğlunu verdi!” diyor. “Öyle ki, O'na iman
edenlerin hiçbiri mahvolmasın” diye devam
ediyor. Bizler kayıp günahkârlarız ve Tanrı
bizleri yine de sever ama Tanrı'nın sevgisi biz-
leri cennete götüremez. Tanrı'nın kurtuluş
sağlaması gerekiyordu; bu nedenle O günah-
larım ızın cezasını ödedi. Bir sevgi Tanrısı el-
lerini dünyaya uzatıp, “Eğer sizler için öldü-
ğünden dolayı Oğluma gelir O'na inanırsanız;
eğer bunu temel alarak gelirseniz, sizi kurtarı-
rım” diyebilir. İşte bu, Tanrı'nın bizleri kayra-
sıyla kurtarmasıdır.
PAZARTESİ
Montag 18ŞUBAT
Februar
Mesih'te, O'nun kanı aracılığıy-
la, kayrasının zenginliğine yara-
şan kurtuluşa - suçlarımızın ba-
ğışlanmasına - eriştik.Efesliler 1:7
In ihm haben wir die Erlösung
durch sein Blut, die Vergebung
der Vergehungen, nach dem
Reichtum seiner Gnade.Epheser 1, 7
das Blut: kandurch, mittels: aracılığıyla
Tanrı'nın kolları kayıp dünyaya uzanmıştırve “Benim yolumdan gelirseniz bana ge-lebilirsiniz” demektedir. Size burasınınTanrı'nın evreni olduğunu ve Tanrı işleriniKendi istediği biçimde yürüttüğünü hatır-latmak istiyorum. Siz kendi yolunuzun da-ha iyi olduğunu düşünebilirsiniz, ama ev-reni siz yönetmiyorsunuz. Evrenindeki ku-ralları Tanrı koyar ve sizin O'nun yolunuizlemeniz gerekecektir. Tanrı sizi severve Tanrı'nın sevmesini engelleyemezsi-niz. Güneşin parlamasını da engelleye-mezsiniz; ama güneş ışığının olmadığı biryere gidebilirsiniz. Günah, Tanrı'nın iste-ğinin dışına çıkmaktır, Tanrı'ya sırtınızıdönmektir; bunların hepsi Tanrı'nın sevgi-sini yaşamanızı engelleyecektir. EğerMesih aracılığıyla O'na gelirseniz, sizikurtaracaktır ve siz de O'nun sevgisiniyaşayacaksınız. Tanrı kayrada, merha-mette zengindir. O, bu kayrasını ve mer-hametini sana da uzatmıştır.
SALI
Dienstag 19ŞUBAT
Februar
Bunu, Mesih İsa'da bize gösterdi-ği iyilikle, lütfunun sonsuz zen-
ginliğini gelecek çağlarda sergile-mek için yaptı.
Efesliler 2: 7
... Damit er in den kommendenZeitaltern den überragenden
Reichtum seiner Gnade in Gütean uns erwiese in Christus Je-
sus.Epheser 2, 7
die Güte: iyilikkommend, zukünftig: gelecek
Tanrı bizlere kayrasını sunarken, bir amacıgüdüyor, bir şeyler sergilemek istiyor. İlginçşekilde, gücünü değil de inayetinin ölçüle-meyecek aşamada ne kadar dolup taşarca-sına zengin olduğunu sergilemek ister. Bu-nu da bize gösterdiği iyilikle yapar. Bir günben sergiye çıkarılacağım. Gelecek çağlar-da melekler gelip diyecekler: “Şu Ali'yi görü-yor musunuz? Bir zamanlar günahları içindetümüyle kaybolmuş durumdaydı. Aslındaonu bu durumundan kurtarmaya değmezdi,ama bakın bu gün burada cennette. Nedenböyle oldu? Tanrı'nın sonsuz, dolup taşaninayeti sayesinde kurtarılıp buraya getirildi!”O zaman benim cennette oluşum Tanrı'nınövülmesine neden olacaktır. Sonsuzluklarboyunca O'na bu yüzden övgüler sunula-caktır. Bana hiçbir üstünlük tanınmayacak;ben sadece orada Tanrı'nın yüceliği için bu-lunacağım, ama bu benim için yetecektir.Ben de meleklere katılıp Tanrı'ya sunulanövgüleri ezgilerle söyleyeceğim, çünkü benisonsuz ölümden kurtarıp kendi huzurunacennete getirdi.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 20ŞUBAT
Februar
Çünkü iman ederek kayrayla kur-tulmuş bulunuyorsunuz. Bu kendibaşarınız değildir. Tanrı armağanı-dır. Kişinin yaptığı işler nedeniyledeğildir. Öyle ki, kimse övünme-
sin.Efesliler 2: 8S9
Denn aus Gnade seid ihr errettetdurch Glauben, und das nicht aus
euch, Gottes Gabe ist es; nichtaus Werken, damit niemand sich
rühme.Epheser 2, 8S9
İncil'den okuduğumuz bugünkü ayetler,inanlının geçmişi, şimdisi ve geleceğindensöz eden bu bölümü sona erdiren harikaayetlerdir. Bizler suçlar ve günahlarımızdaölüydük, Tanrı bizleri inayetiyle kurtardı,şimdi bizleri Mesih'le birlikte göksel yerlereçıkarttı ve bir gün cennette Tanrı'nın inaye-tini sergileyeceğiz. Bunların hiçbiri bizimherhangi bir erdemimize, iyiliklerimize, se-vaplarımıza bağlı değildir, sadece ve sade-ce Tanrı'nın inayetine dayalıdır.
Lütfen çıkıp da, “Kurtulmayı umuyorum, in-şallah kurtulurum” demeyin. Eğer İsa Me-
sih'e iman ettiyseniz, “Kurtuldum” diyebi-lirsiniz. Bu kurtuluş yüzde yüz emindir vekesindir. Birisi çıkıp da bana, “Ali Amca,böyle bir şey söylemeye cesaretim yoktur,çünkü ileride bana ne olacağını bilemem”diyebilir. Kardeşim şunu iyice anlamalısınki, senin kurtuluşun, senin Tanrı'ya sadıkkalmana bağlı değil, tam tersine, senin kur-tuluşun tamamıyla Tanrı'nın inayetine da-yanmaktadır; bundan emin olabilirsin.
PERŞEMBE
Donnerstag 21ŞUBAT
Februar
Sizde iyi bir işe başlamış olan
Tanrı'nın bunu, Mesih İsa'nın
gününe dek bitireceğine güve-
nim vardır.Filipililer 1: 6
Ich bin ebenso in guter Zuver-
sicht, dass der, der ein gutes
Werk in euch angefangen hat,
es vollenden wird bis auf den
Tag Christi Jesu.Philipper 1, 6
zu Ende bringen, beenden, fertig stellen: bitirmek
Elçi Pavlus, “Tanrı sizde iyi bir iş başlattı vesonuca getirecek olan yine Tanrı'dır” der(Fil.1:6). Sen Tanrı'nın çocuğu durumunday-san, belki O'ndan biraz uzaklaşmış olabilir-sin, ama O her zaman geri, O'na dönebil-men için açık bir kapı bırakmaktadır. Çünkükurtuluşun sana bağlı değil, Tanrı'nın lütfunave sadece O'nun kayrasına dayanmaktadır.O'na iman etmişsen, senin tamamlanmış birkurtuluşun vardır. O'na hiçbir şey eklemeyegerek yoktur, zaten istesen de bir şey ekle-yemezsin; çünkü kurtuluş tamamen Tan-rı'dan gelir. Mesih'in senin için yapmış oldu-ğu işe dayanarak ve Kutsal Ruh'un seniO'na doğru yönlendirdiğine inanarak TanrıSözü'ne güvendinse, O'na iman ettinse ke-sin olarak “Ben kurtuldum” diyebilirsin vedemen de gerekir kesin olarak. Bu kurtuluş“umarım” kurtuluşu değil, “çabalarım” kurtu-luşu değil, “inşallah kurtuluşu” da değil.“Yüzde yüz oldu bitti” kurtuluşudur. Tü-müyle Tanrı'nın inayeti, O'nun lütfu sayesin-de sağlanmıştır. İman ile elde edilir, kendiçabalarınla değil. Tanrı'nın armağanıdır.
CUMA
Freitag 22ŞUBAT
Februar
Bunu, Mesih İsa'da bize gösterdi-ği iyilikle, lütfunun sonsuz zen-
ginliğini gelecek çağlarda sergile-mek için yaptı.
Efesliler 2: 7
... Damit er in den kommendenZeitaltern den überragenden
Reichtum seiner Gnade in Gütean uns erwiese in Christus Je-
sus.Epheser 2, 7
Christus: Mesihzukünftig, kommend: gelecek
Tanrıbilim açısından Tanrı'nın inayetinden,
“Hakkedilmeyen kayra, iyilik” olarak söz edilir.
Ben bundan, “Eyleme geçen göksel sevgi ya
da hareket halindeki sevgi” olarak söz etmeyi
severim. Tanrı günahlı insanı, ifade edileme-
yen bir merhametle sever, ama yine de göksel
kutsallığın ve adaletin talep ettiklerine göre
davranması gerektiği için, günahlı insanı doğ-
ru yargının gerektirdiği sonuçtan sadece o
sevgi ve acımayla kurtaramaz. Göksel lütuf ya
da kayra, kurtuluş olgusu içinde Tanrı'nın acı-
ması ve sevgisinin günahlıya dönük ifadesidir.
Günah konusunda Tanrı'nın adaleti ve kutsal-
lığı Mesih'in çarm ıh üzerinde kendini feda
ederek günahlı insana yaraşan yargıyı kendi
üzerine almasıyla tatmin edildi. Adaletin yeri-
ne gelmesi gerekir. Ama Mesih öldüğünde,
tanrısal kayra harekete geçmekte özgürdür.
Yani, Mesih çarm ıh üzerinde günahlılar yerine
öldüğü için göksel sevginin yapamadığını ya-
par. Evet, Mesih çarm ıh üzerinde öldü, çünkü
Tanrı dünyayı sevdi, ama asıl sergilenen
O'nun inayetidir. Tanrı kendi sonsuz hazine-
sinden günahlılar üzerine inayetinden bol bol
döker.
CUMARTESİ
Samstag 23ŞUBAT
Februar
İman ederek kayrayla kurtul-muş bulunuyorsunuz. Bu sizinbaşarınız değil, Tanrı armağa-
nıdır.Efesliler 2: 8
Denn aus Gnade seid ihr erret-tet durch Glauben, und das
nicht aus euch, Gottes Gabeist es;
Epheser 2, 8
sich befinden, sein: bulunmaknicht: değil
Tanrı Sözü, “İman ederek kayrayla kurtuldu-nuz” diyor. Peki ama iman deyince ne anlıyo-ruz? İman kurtuluşu sağlayan bir araçtır. Yaniiman, kurtuluş için araçsal nedendir. Günahlı-nın, büyük kurtuluş muamelesine getirdiği teköğedir. Günahlının kurtuluşunu sağlayacakolan bu üstün antlaşma masasına günahlınıngetirebileceği tek şeydir iman. Buna karşınbu da Tanrı'nın bir armağanıdır.
Yine bir soru çıkıyor ortaya. İmanı hayatımdanasıl oluşturacağım? Tanrı, imanın Tanrı Sö-zü'nü işitmekle geldiğini çok açık bir şekildebildirmiştir Romalılar 10:17'de. Mesih'e gü-venmek istiyorsanız Tanrı Sözü'nü okumalıve dinlemelisiniz. Tanrı, müjdenin mesajınıönemseyip kulak veren herkese iman vere-cektir. Biz kendi içimizden iman üretemeyiz.Bizim yapabileceğimiz tek bir şey vardır. Tan-rı Sözü duyurulurken, Tanrı Sözü okunurkenverilen mesajı dinlemek ve onu kabul etmek-tir. Mesajı kabul etmek iman etmek değildir.Biz Tanrı'nın Sözü'nü dinlediğimiz zaman, osöz yüreğimize girdiğinde, orada imanı oluş-turmaya başlar.
PAZAR
Sonntag 24ŞUBAT
Februar
Esenlik içinde yatıp uyurum.Çünkü yalnız sen, ya RAB,
beni güvenlik içinde tutarsın.Mezmur 4: 8
In Frieden werde ich, sobaldich liege, schlafen; denn du,HERR, läßt mich, obschon
allein, in Sicherheit wohnen.Psalm 4, 9
der (innere) Friede: esenlikdie Sicherheit: güvenlik
Üzerine pireler üşüşen birine pirelenmişderler. Kuşkulanan, huylanan, çeşitli korku-larla kendilerini sıkıntıya sokan kimseler içinde pirelenmiş derler. Korku ve kuruntu azçok her insanı için için kemiren bir etkendir.Kişi nelere evham duymaz ki! Kötü bir has-talığa tutulmak, işsiz, parasız, evsiz kalmak,bir kazaya uğramak, göze gelmek, bir saldı-rıya uğramak ya da sevdiklerini kaybetmekgibi! Böylece kuruntular zinciri uzayıp gider.İnsanın aklı bir kuruntu fabrikasıdır dersek,hiç de abartmış olmayız. Kuruntu, bir kişininistemediği bir olayın veya kötü bir durumun,sanki yakında başına geleceğini sanıp bun-dan korkmasıdır. Yani ortada hiçbir şey yok-ken, yakında birçok belaya uğrayacağı kor-kusuna kapılmasıdır. Neden kişi bu durum-lara düşüyor? Sanımca güvenlikte olmadı-ğından, özellikle de geleceğe ilişkin bir gü-veni olmadığından. Mezmur yazarı, “Esenlikiçinde yatıp uyurum. Çünkü yalnız sen, yaRAB, beni güvenlik içinde tutarsın” dedi.Sen de bu güvenliğe kavuşabilirsin, eğergelip Rab'be iman edersen.
PAZARTESİ
Montag 25ŞUBAT
Februar
Rab'bi bekledikçe bekledim;bana eğildi ve feryadımı işitti.
Mezmur 40:1
Beharrlich habe ich auf denHERRN geharrt, und er hat
sich zu mir geneigt und meinSchreien gehört.
Psalm 40, 2
warten: beklemeksich (herab-)neigen: eğilmek
der Hilfeschrei: feryat
Kuruntu insan ilişkilerinde büyük rol oynar,hem de olumsuz yönde. Kuruntulu insan,falan adam neden o kelimeyi kullandı, bu-nunla şunu demek istedi; ya da neden öylegüldü, muhakkak bu gülüşün altında şu dü-şünce yatmaktadır deyip her bir sözün, ha-reketin, gülüşün vb. gerisinde olumsuz birneden arar. Tabii ki, bu durumda olan kim-selerin aslında kendilerine öz güvenleriyoktur. Böylece kuruntular insan aklındaüretilir ve üretilen bu kuruntular başka baş-ka belirtiler de ortaya çıkarır. Örneğin,üzüntü ve stres, depresyon. Kuruntulardankurtulamayan kişinin esenlik içinde, başarılıolması düşünülemez. Tam tersine, kuruntu-lar kişiyi psikolojik çöküntüye götürür. Ruh-sal ve bunu izleyen fiziksel çöküntüden kur-tulmanın yolu, kuruntulardan kurtulmaktır.Ama nasıl? Davut peygamber de bazen butürden bunalımlara girdi. 40. Mezmur'daDavut şöyle dedi: “Rab'bi bekledikçe bekle-dim ve bana eğilip feryadımı işitti! Ölüm çu-kurundan, batak çamurundan beni çıkardı!”
SALI
Dienstag 26ŞUBAT
Februar
Ne mutludur o adama ki, gü-vendiği Rab'dir. Kibirlilere veyalana sapanlara yer vermez.
Mezmur 40: 4
Glücklich der Mann, der denHERRN zu seiner Zuversichtmacht und sich nicht wendetzu den Drängern und den in
Lüge Festgefahrenen!Psalm 40, 5
die Lüge: yalanstolz: kibirli
Çağımızda kuruntu kıskacına tutulmayan in-san yoktur. Bazı insanlar, ülkede oluşan iş-sizlik nedeniyle sıkıntı içindeler; bazı aileler-de yıkılan aile ilişkileri, bozulan, çöken anababa ve çocuk ilişkileri yüzünden sıkıntı çek-mektedirler. Bazıları maddi yönden, bazı in-sanlar manevi yönden sıkıntı içindedirler.Özellikle genç kuşakların zar zor okumalarıise ayrı bir derttir. Birçok genç kız ya da gençerkek arkadaşlarından ilgi görmedikleri içinkendilerini harap etmektedirler. Kimi insanyaşlanmanın, kimisi yalnızlığın bunalımı içeri-sindedir. Kimileri başarı kazanmak için sıkıntıçeker, kimileri de yerlerini, mevkilerini, şöh-retlerini kaybetme korkusu içindedir. Kısaca-sı, insanoğlu, iş, mevki, para, güç, çoluk ço-cuk, aile, seks gibi çeşitli kıskaçlara sıkışmışdurumdadır.
Bu kısa ömrümüzde, tüm bu kuruntulara ka-pılıp bu acıları çekmeye değer mi? NiçinRab'be gelip O'na güvenmiyoruz? Davut pey-gamber, “Ne mutludur o adama ki, güvendiğiRab'dir. Kibirlilere ve yalana sapanlara yervermez” (Mez.40:4) der.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 27ŞUBAT
Februar
İnsan korkusu tuzak kurar,fakat Rab'be güvenen, emni-
yette olur.Süleyman'ın Özdeyişleri 29: 25
Menschenfurcht stellt eineFalle; wer aber auf den
HERRN vertraut, ist in Si-cherheit.Sprüche 29, 25
die Falle: tuzaksicher: emin, güvenli
die Sicherheit: emniyet, güvenlik
Değerli dostum, kuruntular gece gündüzdurmak nedir bilmiyor, durmadan üzüntü,dert, stres üretiyor. Bu kuruntular gece ya-tarken bile kişinin yakasını bırakmaz. Bilinçaltına yerleşen günün olayları uykuda bilerüyalar yoluyla kişiyi rahatsız eder. Böylecestres, çağımızda kişinin yaşamını denetimaltına alır, insanı, deyim yerindeyse iniminim inletir. Şu da bir gerçektir ki, stres in-sanı normalinden çok daha erken yaşlan-dırmaktadır. Buna rağmen insan kendini bukuruntulardan, kuruntunun oluşturduğu st-reslerden yakasını kurtaramamaktadır.
Başka bir gerçek de şudur ki, stres yaşa-mımızın kaçınılmaz bir parçasıdır. Dünya-da yaşıyoruz ve dünyamız bir sürü sorun-larla doludur. Bu yaşamda olmak, aynı za-manda sürekli olarak bir değişim içinde ol-mak demektir. Bizim değişmeye gösterdiği-miz tepki de, stresin özünü meydana geti-rir. Stressiz yaşam olmayacağına göre, st-resle savaşmasını öğrenmemiz de gereki-yor.
PERŞEMBE
Donnerstag 28ŞUBAT
Februar
İnsan korkusu tuzak kurar,fakat Rab'be güvenen, em-
niyette olur.Süleyman'ın Özdeyişleri 29: 25
Menschenfurcht stellt eineFalle; wer aber auf den
HERRN vertraut, ist in Si-cherheit.Sprüche 29, 25
vertrauen: güvenmek, dayanmakdas Vertrauen: güven
Güçlü bir değişme, korku, heyecan, malisorunlar, kazalar, boşanmalar ve bunabenzer durumlar beynimizi uyarıyor vebeynimiz “adrenalin” bezlerini hareketegeçiriyor. Adrenalin bezleri kana adrena-lin ilişkili hormonları salgılıyor. Bunun so-nucunda, kalp atışları hızlanıyor, tansiyonyükseliyor, hızlı, ama kısa kısa nefes alı-nıyor, ciğerlerde stok edilmiş enerji kanakarışıyor, sindirim sistemleri bloke oluyor.Kan, adalelere ve beyne toplanıyor, kanıpıhtılaştıran mekanizma harekete geçtiğiiçin, tüm duygularımız hassaslaşıyor.Bunlar ın sonucunda da vücudun“bioSkimyasal” dengesi bozuluyor, fizik-sel, akılsal ve ruhsal benliğin iyileşmesinizorlaştıran etkenler oluşuyor.
Tanrı Sözü, “İnsanlardan korkmak bir tu-zaktır, ama Rab'be güvenen, güvenlikteolur” diyor. Tanrı bu güvenliği sana davermek istiyor, eğer O'na gelirsen.
YA RAB İŞİT DUAMI
Ya Rab işit duamı
Yalvarmama kulak verAçtım sana elimiDuy kalbimin sesini!
Canım kurak yer gibi
Susamıştır Rab sanaYüreğim ezilmekteBir yanıt ver bana!
Bu ve bunun gibi ilahilerle dolu0, 1, 2 ve 3 numaralı GökselEzgiler adlı CD’lerimizi adresi-mizden sağlayabilirsiniz. HerCD’nin fiatı 4,50 Euro’dur.
Adresimiz:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Değerli Arkadaşımız!
Bu takvimi eş ve dostlarınıza daöneriniz lütfen.T a k v i m i ş u a d r e s t e nısmarlayabilirler:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-mail: [email protected]
SEV İNÇ GET İREN HABER’İN
SESİNİ
0 64 41 - 208 16 15
n o l u t e l e f o n u m u z d a ndinleyebilirsiniz. Her gün yeni birkonu ve 20-25 dakikalık KutsalKitap yorumuyla karşınızdayız.
Şu kitapları okudunuz mu?Mutluluğun Sırrı . . . . . . . . 3,50 €İsa kaderim mi? . . . . . . . . 2,00 €Kutsallığa doğru . . . . . . . . 3,50 €Noel nedir? . . . . . . . . . . . . 1,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . 3,50 €Yaşamın Amacı Ne? . . . . . 2,00 €Sevginin 5 dili . . . . . . . . . . 5,00 €Vaat . . . . . . . . . . . . . . . . . 4,00 €Golgota Yolu . . . . . . . . . . 3,00 €O’nun izinde . . . . . . . . . . . 6,00 €Kutsal Kitap dizini (Büyük boy,2475 sayfa) . . . . . . . . . . . 22,00 €
Kitapları isteme adresi:Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
CUMA
Freitag 1MART
März
Ey canım, neden çökmüşsün?Neden içimde inliyorsun? Tan-
rı'ya umut bağla, çünkü O'na yineövgüler sunacağım; O benim kur-
tarıcım ve Tanrım'dır!Mezmur 42: 5
Was bist du so aufgelöst, meineSeele, und stöhnst in mir? Harre
auf Gott! - denn ich werde ihnnoch preisen für das Heil seines
Angesichts.Psalm 42, 6
Halkımız arasında çoğu kez insanın kurun-tularından doğan sorunlarını kader ve kıs-mete bağlayanların sayısı oldukça çoktur.Kuruntu diye bilinen bu tutsaklık, kişiye sü-rekli olarak işkence vermekte, kişinin se-vinçli, güven dolu ve sağlıklı girişimlerinimahvetmektedir. Tahta kurdu, tahtayı içtenkemirir, onu içten boşaltır ve böylece tahtayıkoflaştırır. İşte kuruntu da tıpkı tahta kurdugibi insanı içten kemirir.
Kutsal Kitap'ta şu dua yükseltilir: “Ey canım,neden çökmüşsün? Neden içimde inliyor-sun? Tanrı'ya umut bağla” (Mezmur 42: 5).
Tanrı hiçbir insanın düşmanı değildir. O hiç-bir insanı talihin, kaderin kara cilvesine bı-rakmaz. Tam tersine, Tanrı insanı her türtutsaklık ve kuruntudan kurtarmak ister, onuyaşamındaki bu tür pirelenmelerden temiz-lemek ister. Bu amaçla Tanrı, kurtarıcı Me-sih'in kişiliğinde insanların arasına geldi veO'nun aracılığıyla da insanlığa yönelik so-mut yardımını açıkça gösterdi.
CUMARTESİ
Samstag 2MART
März
Hiç bir şeyde kaygılanmayın. Herkonudaki dileklerinizi, Tanrı'ya
dua edip yalvararak şükranla bil-dirin.
Filipililer 4: 6
Seid um nichts besorgt, sondernin allem sollen durch Gebet und
Flehen mit Danksagung eureAnliegen vor Gott kundwerden.
Philipper 4, 6
der Dank: şükranmit Dank: şükranla
Eskiden bazı ülkelerde krallar saraylarını hal-ka açık tutarlardı. İsteyen herkes gidip derdinikrala anlatabilirdi. Ama günümüzde terör kor-kusuyla bu adet kalkmıştır. Oysa ölümü ye-nerek dirilen Mesih İsa'yı hiç kimse yok ede-mez, hiçbir güç O'nun etkisini ortadan kaldı-ramaz! O'nun huzuru, O'nun kapısı her insa-na açıktır. Her isteyen O'nun huzuruna, katı-na girebilir ve derdini, yüreğini O'na açabilir.Ölüleri bile dirilten Mesih, her derde merhemolmak istiyor. O'nun temel öğretilerinden biri-si de, her zayıflık ve ihtiyaç için duadır. KutsalKitap bu konuda şöyle der: “Hiç bir sorundakaygılanmayın. Tam tersine, her durumdadua ve dilekle, isteklerinizi şükranla Tanrı'yabildirin!” (Filipililer 4: 6).
Şu anda diri ve göklerde olan İsa Mesih, edi-len duaları duyuyor. Kuruntulu, stresli, dep-resyonlu; kısacası dertli olan her canı avut-mak, onları teselli etmek istiyor.
Önemli bir nokta da şudur: şükranla dua et.Yani, yalvarışlarına şükretmeyi de ekle. Çün-kü yüce Tanrı seni duymakta, seni sevmekteve seni kurtarmak istemektedir.
PAZAR
Sonntag 3MART
März
Tanrı tarafından onaylananiş, O'nun gönderdiği kişiye
iman etmektir.Yuhanna 6: 29
Jesus antwortete und sprachzu ihnen: Dies ist das Werk
Gottes, dass ihr an denglaubt, den er gesandt hat.
Johannes 6, 29
die Person: kişisenden, schicken: göndermek
Bir gün halk, İsa'ya şöyle bir soru sordu:“Tanrı tarafından onaylanan işleri yerine ge-tirmek için ne yapmamız gerekir?” İsa, “Tanrıtarafından onaylanan iş, O'nun gönderdiği ki-şiye iman etmenizdir” diye karşılık verdi. Bu-nunla görüyoruz ki, Tanrı'yı hoşnut eden işherhangi bir din kuralı, şeriatı tutmaya çalış-mak değil, Tanrı'nın gönderdiği Kişi'ye imanetmektir. İnsan şeriat işleriyle ve kendi çaba-larıyla sonsuz yaşama sahip olamıyor buayetlere göre. Sadece bu değil, insan iyi işle-riyle, iyilikleriyle bile sonsuz yaşama sahipolamıyor. Tanrı, Yasasını insanlara günahla-rını görebilmeleri için vermiştir. Aynı zaman-da günahlı olan insanın iyilikleri bile kirli vekutsallıktan uzaktır. Tek kurtuluş yolu, Tan-rı'nın gönderdiği Kişi'ye iman etmektir.
İsa'ya iman etmek demek, Rab İsa'ya gel-mek, O'nu kurtarıcın olarak kabul etmek de-mektir. O'nu yaşamına kabul etmek, O'naitaat etmek ve Sözlerine güvenmek demek-tir. Tanrı'ya dua edip O'nun gönderdiği Kişiaracılığıyla sen de kurtuluş bulabilirsin.
PAZARTESİ
Montag 4MART
März
İman edenin sonsuz yaşamıvardır. Yaşam ekmeği
Ben'im.Yuhanna 6: 47S48
Wahrlich, wahrlich, ich sageeuch: Wer glaubt, hat ewigesLeben. Ich bin das Brot des
Lebens.Johannes 6, 47S48
glauben: iman etmek, inanmakdas Leben: yaşam, hayat
das Brot: ekmek
Genelde hemen hemen herkes Tanrı'ya inan-
dığını, O'na iman ettiğini söyler; ama Tanrı'nın
var olmasına inanmakla, O'nu sevip O'nun is-
teklerini yerine getirmek arasında büyük bir
fark vardır. Tanrı'ya gerçekten iman etmek,
O'na güvenip itaat etmek demektir. Tanrı'nın
isteği, herkesin Tanrı'nın gönderdiği kurtarıcı
İsa Mesih'e iman etmesidir. Tanrı'nın isteği,
Mesih'i bir peygamber olarak değil, kurtarıcın
olarak kabul edip günahların için İsa adıyla af
dilemendir. O zaman sonsuz yaşama kavuşa-
caksın. İsa, kendisine iman edenin sonsuz ya-
şam ı olacağını çok açık ve net bir şekilde bil-
dirmektedir. Bununla Tanrı Sözü, kurtuluşun
tek yolu İsa'ya imandan geçtiğini vurgular.
İsa, “Sonsuz yaşam ekmeği Ben'im” diyor.
Yaşam ekmeği, yiyenlere yaşam veren ekmek
anlam ındadır. İsa Mesih yeryüzüne geldi:
“Tanrısal Söz beden alıp aram ızda yaşadı”
(Yu.1:14). Sizin ve benim günahlarım ızın kar-
şılığını ödemek için, bürünmüş olduğu bu in-
san bedenini haç üzerine asacaktı. Aynen öy-
le yaptı. Kurtuluşun bu kadar yakınken, sakın
O'nu reddetme.
SALI
Dienstag 5MART
März
İsa şöyle dedi: Ben dünyanın Işı-ğı'yım. Ardım sıra gelen, yaşamışığına kavuşacak, hiçbir zaman
karanlıkta dolaşmayacak.Yuhanna 8: 12
Jesus sprach: Ich bin das Lichtder Welt; wer mir nachfolgt, wirdnicht in der Finsternis wandeln,sondern wird das Licht des Le-
bens haben.Johannes 8, 12
die Finsternis, die Dunkelheit: karanlık
Kutsal Kitap'ta karanlık her zaman kötülü-ğü, günahı, ışık ise paklanmayı, nurusimgeler, gösterir. İsa Mesih bir keresin-de, “işleri kötü olan, ışığa yaklaşmaz veışıktan nefret eder” dedi. O, kendisininIşık olduğunu söylerken, kendisinin herinsanı günahlarından paklayabilecek tekyol olduğunu vurguluyordu.
Göksel Işık, ardı sıra geleni sadece gü-nahından paklamayla kalmaz, o kimseninyaşamındaki karanlığı da giderir.
Değerli okuyucu, ön yargıları, İsa hakkın-da söylenen bir sürü yanlış öğretileri birkenara atıp yüreğini O'na açmak istemezmisin? O'ndan mutlaka yanıt alacaksın.Tanrı'nın kendisi, “tadın ve görün!” diyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 6MART
März
İsa dedi: Ben kapıyım. Benim
aracılığımla giren kurtulur. Gi-
rer, çıkar ve otlak bulur.Yuhanna 10: 9
Jesus sprach: Ich bin die Tür;
wenn jemand durch mich hin-
eingeht, so wird er errettet wer-
den und wird ein- und ausge-
hen und Weide finden.Johannes 10, 9
die Tür: kapıdurch mich: (benim) aracılığımla
“Ben kapıyım. Benim aracılığımla girenkurtulur” diyen İsa Mesih, burada hiçbirbelirsizliğe açık kapı bırakmıyor. İsa“Ben kapıyım” diyor. Evet, “Işık benim,Yol benim, Gerçek benim, Ekmek benimve Yaşam benim” diyen İsa, “KapıBen'im” de diyordu. Bu iki basit sözcük,yani “Ben Kapıyım” sözü, Tanrı'nın son-suz yaşamla ilgili basit, ama çok güzelolan tasarısını görüntüler.
İsa, Kapı Benim, derken, Kendisini sevgidolu bir Çoban olarak tanıtıyor, ki bu sözKutsal Kitap'ın en güzel ayetlerinden biri-dir. İsa koyunlarının önünde yürüyen, on-ları yabancılardan ve her tür tehlikeler-den, kötülüklerden koruyan ve onları gü-venli bir ortamda tutan İyi Çobandır. Buİsa Mesih, senin de Çobanın olmak isti-yor.
PERŞEMBE
Donnerstag 7MART
März
Tanrı, insanları İsa Mesih'eolan imanlarıyla doğru sayar.
Romalılar 3: 22
Gottes Gerechtigkeit aberdurch Glauben an Jesus
Christus für alle, die glau-ben.
Römer 3, 22
der Mensch: insandie Menschen: insanlargerecht, richtig: doğru
Değerli okuyucumuz, doğruluğa kavuş-manın ve Tanrı önünde doğru sayılmanınyolu İsa Mesih'e bağlanmaktır. İlk atamızolan Adem'in Tanrı'ya olan itaatsizliği yü-zünden nesilden nesle herkes günah ki-riyle lekelenmiştir. Günahın karşılığı isesonsuz yaşamdan mahrum olmaktır. Yanisonsuz ölüm, hem de cehennem ölümü-dür. Günahın getirdiği yargı budur, dos-tum. Ama Tanrı her insana İsa Mesiharacılığıyla sonsuz yaşamı vermek istiyor.Çünkü İsa Mesih kendi isteğiyle bizim gü-nahlarımız için çarmıhta öldü. O, kendisi-ne iman eden herkesi doğrulukla donat-maktadır, yani insanı günahlarından ta-mamen temizlemektedir. Bu yüzden İsaMesih'e bağlanan, Tanrı önünde doğrusayılmaktadır.
Sen de Tanrı önünde doğru sayılmak isti-yor musun? Mesih sana da elini uzatmış-tır. O ele sarıl, dostum.
CUMA
Freitag 8MART
März
Tek bir suç, tüm insanların mah-kumiyetine yol açtığı gibi, bir doğ-
ruluk eylemi de bütün insanlarayaşam veren aklanmayı sağladı.
Romalılar 5: 18
Wie es nun durch eine Übertre-tung für alle Menschen zur Ver-dammnis kam, so auch durch
eine Gerechtigkeit für alle Men-schen zur Rechtfertigung des
Lebens.Römer 5, 18
Tanrı'nın insanları günahtan paklaması içininsanın gayret göstermesine gerek yoktur.Zaten insanın çabası boşunadır.
Tanrı'yı kusurlu, günahlı işlerimizle hiçbir za-man hoşnut edemeyiz. Neden? Çünkü Tanrıkutsaldır ve hiçbir kusurlu, bozuk, yani günahO'nun önünde duramaz. Yapımızda günaholduğu için, kusursuz bir iş de yapamayız. Eniyi işlerimiz bile Tanrı önünde kirli paçavralargibidir, diyor Yeşaya peygamber.
İsa'nın çarmıhta ölmesiyle Tanrı günahlınıngünahını bağışlar. İsa'ya iman edeni O'nunlabir yapar. İsa, Tanrı'nın katına nasıl kabulediliyorsa, O'na iman eden de öylece kabuledilir. İsa'nın doğruluğu kendisine iman eden-lere ait sayılır. Tanrı önünde suçsuz sayılmakeşsiz bir sevinçtir. Bunu sağlayan Mesih'tir.Kişinin İsa Mesih adıyla Tanrı'dan af dilemesive O'na iman etmesi yeterlidir sonsuz yaşa-ma kavuşmak için. Daha sonra İsa Mesihimanlı insanı değiştirecek. Onu Tanrı'ya yara-şır bir yaşam sürdürmeye getirecektir; bunuda sevgiyle, sabırla yavaş yavaş gerçekleşti-recektir.
CUMARTESİ
Samstag 9MART
März
Öfkeye kapılınca bunu güna-ha dönüştürmeyin. Öfkenizin
üzerine güneş batmasın.Efesliler 4: 26
Zürnet, und sündigt dabeinicht! Die Sonne gehe nicht
unter über eurem Zorn.Epheser 4, 26
der Zorn: öfkein Zorn geraten: öfkeye kapılmak
untergehen: batmak
Tanrı için olanaksız bir şey var mıdır aca-ba? Buna hemen hayır diyeceğiz, değil mi?Tanrımız için imkansız bir şey yoktur. Tamtersine O'nun gücü her şeye yeterlidir. O,insanların hataya düşebileceklerini, öfkeyekapılabileceklerini biliyor. Ama Rab'bin is-teği, öfkemizin kin ve nefrete dönüşmesideğil, tekrar barış ortamına gelmesidir.Herhangi bir hata işlediysek, o hatayı enkısa zamanda düzeltmeliyiz. Tanrı'nın bizi,bizler daha günahlıyken affettiğini hatırla-yarak bizler de diğer insanları, suçlu olsa-lar bile, affetmeli ve arada herhangi bir an-laşmazlık varsa, bunu çözüme kavuştur-malıyız. Yoksa kişi kin içinde yanan bir or-mana dönüşür. Bunun da en başta affet-meyen, sorunlara çözüm bulmayan, adımatmayan kişiye zararı vardır. Atalarımız da“keskin sirkenin küpüne zararı vardır” de-mişlerdir. Biliyorum, insan kendi gücüyleöfkenin, kinin, nefretin üstesinde gelemez;ama İsa Mesih sana da yardım etmeye ha-zırdır. O'nun bu yardımını istemez misin?
PAZAR
Sonntag 10MART
März
Aranızdaki kavgaların ve çekiş-melerin kaynağı nedir? Bedenini-zin üyelerinde savaşan tutkuları-
nız değil mi?Yakup 4: 1
Woher kommen Kriege und wo-her Streitigkeiten unter euch?
Nicht daher: Aus euren Lüsten,die in euren Gliedern streiten?
Jakobus 4, 1
der Kampf, der Zank, die Auseinandersetzung:kavga
die Streitereien: çekişmeler
Neden birbirimizle kavga ediyoruz? Nedenbirbirimizle sevgi ve barış içerisinde yaşaya-mıyoruz? Neden birbirimizin arkasından kötükonuşuyor, dedikodu yapıyoruz? Neden öfke-mize hakim olamıyoruz? Neden bir kötülüğüaffedemiyoruz? Bunların insan hayatını ce-henneme dönüştürdüğünü biliyoruz, ama yi-ne de kavga, dövüşten, kin, nefretten vaz-geçmiyoruz. Neden? Çünkü yapımız bozuk-tur, yüreğimiz kirlidir de ondan. Kirli bir kay-naktan temiz, pak bir şey çıkar mı? Hayır.Önce o kaynağın kendisi temizlenmeli. Bizimde yüreğimiz temizlenmelidir günah pisliğin-den. O zaman ancak gerçek huzuru, barışı,sevgiyi hayatımızda yaşayabiliriz.
Bizim yüreğimizi hiçbir insansal temizlik mal-zemesi temizleyemez. Ancak göksel temiz-lenme malzemesi gereklidir. O da İsa Me-sih'in çarmıhta akıttığı kandır. İsa'nın kanı bi-zi her tür günahtan temizler. Tanrı sana daİsa Mesih aracılığıyla yardım etmek, seni bu-gün yeni bir insan yapmak istiyor. Yapacağıntek şey, Tanrı'ya gelip O'nun Mesih'te sundu-ğu kurtuluş armağanını kabul etmendir.
PAZARTESİ
Montag 11MART
März
Dünya ile dostluğun Tan-rı'ya düşmanlık olduğunu
bilmez misiniz?Yakup 4: 4
Wisst ihr nicht, dass dieFreundschaft der Welt
Feindschaft gegen Gott ist?Jakobus 4, 4
die Freundschaft: dostlukdie Feindschaft: düşmanlık
der Feind: düşman
Parayı, malı, mülkü herkes sever ve ister.Ama bir de paraya, mala mülke, yanizenginliğe aşırı orandan düşkün ve bağlıolanlar vardır. Böyle insanlara aslında pa-ranın, malın, zenginliğin, lüksün ve deği-şik alışkanlıkların kölesi demek yerinde-dir. Fakat, ölümden sonra bu şeylerin in-sana hiçbir yararı olmayacaktır. Bunuherkes söyler de, ama kimse bu ilkeyeuymaz. Biliyor musunuz, bu maddi şeyle-re aşırı oranda bağlanmanın, bunlaradost olmanın en kötü yanı şudur: İnsanıTanrı'dan uzaklaştırır. Tanrı'dan uzak ol-mak, kopmak ise, Tanrı'ya düşman ol-mak demektir. Tanrı, paraya, mala, mül-ke sahip olanlara karşı değil, ancak buşeylere köle olanlara, yüreğini sadece buşeylere bağlayanlara karşıdır. Senin yü-reğin nerede? Tanrı bugün seni de İsaMesih aracılığıyla kendi sevincini tatmayadavet ediyor.
SALI
Dienstag 12MART
März
Hiçbir şey için kaygılanmayın.
Ama her konuda dua ve dilekle,
şükran dolu bir yürekle istekle-
rinizi Tanrı'ya bildirin.Filipililer 4: 6
Seid um nichts besorgt, son-
dern in allem sollen durch Ge-
bet und Flehen mit Danksagung
eure Anliegen vor Gott kund-
werden.Philipper 4, 6
besorgt sein: kaygılanmak, kaygı duymak
İnsanoğlu türlü nedenlerden dolayı kaygıçeker. Evde kalmaktan, hastalanmaktan,işini, sevdiği birini kaybetmekten, bir has-talığa yakalanmaktan, yaşlanmaktan vedaha bir sürü kuruntulardan kaygılanır.Tabii bazı durumlarda normal bir şekildekaygı çekmenin olumlu yönü vardır. Kişiyien azından dikkatli olmaya sevk eder.Ama Tanrı Sözü'nde bildirilen “Kaygılan-mayın” buyruğu aşırı şekilde kaygılanma-ya karşı konuşur. Sonra kaygılanmaklakişi hiçbir şeyi halledemez. Oysa ki, istek-lerimizi yalvarışla ve her durumda şükre-derek Rab'be getirirsek, o artık bizim so-runumuz olmaktan çıkmış demektir. Çün-kü İsa Mesih adıyla edilen dualara Tanrıyanıt verir ve çözüm yolunu gösterir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 13MART
März
Günah size egemen olmayacak-
tır. Çünkü kutsal yasanın yöne-
timinde değil, Tanrı'nın lütfu al-
tındasınız.Romalılar 6: 14
Denn die Sünde wird nicht über
euch herrschen, denn ihr seid
nicht unter Gesetz, sondern
unter Gnade.Römer 6, 14
herrschen: egemen olmak, hakim olmakdas Gesetz: yasa, şeriat
Birçok insan, günaha üstün gelebilmek
için dinin kurallarına uymak ve o kuralların
yerine getirilmesi gerektiğini söyler. Oysa
dinin kurallarını, yani Şeriat emirlerini yeri-
ne getirmeye çalışarak günaha üstün ge-
lebileceklerini söyleyen kimseler kendi
kendilerini aldatırlar. Birçok kimse de,
“Ben iyi bir insanım, kimseye kötülüğüm
dokunmadı. Yardım ederim. Evet biraz
günahım var ama, kalbim temizdir!” der.
Fakat bunun doğru olmadığını kendileri
de çok iyi bilirler; ya da bu kimseler güna-
hın ne kadar ciddi olduğunu anlamamış-
lardır. Tanrı'nın Sözü, bir tek günahın bile
karşılığı sonsuz ölümdür, der. Ama kurtu-
luş yolu vardır. İsa Mesih'e iman edenler,
O'nun adıyla affedilirler ve günah bu kim-
selerin üzerine artık egemen olmaz. Çün-
kü bu kimseler Tanrı'nın inayeti altındadır-
lar. Tanrı'nın kayrası o yürekleri yenilemiş
ve Tanrı'nın Ruhu oraya oturmuştur. Sen
de Tanrı'nın kayrası altında olmak iste-
mez misin? Rab seni de çağırıyor.
PERŞEMBE
Donnerstag 14MART
März
Ne mutlu yardımcısı Ya-kup'un Tanrısı olan insana,
umudu Tanrısı RAB'de olana!Mezmur 146: 5
Glücklich der, dessen Hilfeder Gott Jakobs ist, dessenHoffnung auf dem HERRN,
seinem Gott, steht.Psalm 146, 5
der Mann: adamglücklich: mutlu
İnsanoğlu, içinde bulunduğu durumdan ya
korkar ya da cesaret alır. Örneğin, ticaret-
ten anlamayan birisinin eline bol para ge-
çerse, bu parayı kaybetmenin, zarara uğ-
ramanın korkusuyla oyalanır. Kazanç kay-
nağı olabilecek parayı bir kenara saklar.
Vatandaşlarımızın birçoğu parayı altına
yatırmasının nedeni de parayı kaybetme
korkusudur. Çünkü kişi bir yerde kendini
güvensiz bir ortamda hisseder. Ne olur ne
olmaz! Eğer bir gün itilip atılırsam, eğer
bir gün yaşlanırsam, eğer bir gün elim da-
ra düşerse, eğer bir gün bana bakan ol-
mazsa türünden düşünceler kişinin umu-
dunu bu türden şeylere çeker. Elbette ki,
kişinin geleceğini düşünmesi yerinde ve
doğrudur. Ama geçici şeylere umut bağla-
yanın alacağı da geçiciliktir. Davut pey-
gamber, “Tanrı'ya umut bağlayan insana
ne mutlu” diyor. Sen neye ve kime umut
bağlamaktasın? Umudun geçici şeylere
mi, yoksa sonsuz olan Tanrı'ya mı bağlı-
dır?
CUMA
Freitag 15MART
März
“Mesih İsa günahkarları kurtar-mak için dünyaya geldi” sözü gü-venilir ve her bakımdan kabule la-
yık bir sözdür.1. Timoteos 1: 15
Das Wort ist gewiss und allerAnnahme wert, dass Christus
Jesus in die Welt gekommen ist,Sünder zu erretten, von welchen
ich der erste bin.1. Timotheus 1, 15
glaubwürdig: güvenilirdie Annahme, die Aufnahme: kabul
Elinde para bulunan iki kişi arasında çok
farklı yaklaşımlar olabilir. Birisi parayı her-
hangi bir yatırım için kullanmaktan korkar.
Bu nedenle de elinde olan parayı saklar
ya da altına yatırarak kolunda, boynunda,
yastık altında taşır. İkincisi ise parayı ka-
zanç kaynağı sayar, onu işletir. En azın-
dan parasını bankalarda değerlendirir.
Zaten toplum sadece paranın çalıştırılma-
sıyla ilerleyebilir. İşte, Tanrı'nın kurtarıcı
Mesih aracılığıyla sağladığı güvenliği de-
ğerlendiren insanlarla değerlendirmeyen-
ler arasındaki farkı da buna benzetebiliriz
bir bakıma. Biri korkar, Mesih'e iman et-
meyi bir din sayar ve ancak duyduklarıyla
yetinir. Böyle kimselere Mesih'in hiçbir ya-
rarı olmaz. Ama ötekisi, duyduğuyla yetin-
mez; önyargısız, cesaretle gerçekleri arar,
araştırır, Mesih'in Sözlerini okur. Gerçek
ve doğru gördüğü şeylere de iman eder.
Böyle samimi insanlara Mesih'in sağladığı
yarar, sonsuz yaşamdır.
CUMARTESİ
Samstag 16MART
März
Cansal insan Tanrı Ruhu'na özgü ko-
nuları ağırlayamaz... Kardeşlerim, siz-
lerle ruhsal insanlarla konuşur gibi ko-
nuşmadım, tersine bedensel kişilere,
Mesih'te çocuklara konuşur gibi ko-
nuştum.1 Korintoslular 2:14; 3:1
Ein natürlicher Mensch aber nimmt
nicht an, was des Geistes Gottes ist ...
Und ich, Brüder, konnte nicht zu euch
reden als zu Geistlichen, sondern als
zu Fleischlichen, als zu Unmündigen
in Christus.1. Korinther 2,14; 3,1
Okuduğumuz ayetlerden de göreceğimiz gibi,
Kutsal Kitap üç insan tipinden söz eder. Aslın-
da bu üç insan tipi, beni, seni ve onu anlat-
maktadır. Nedir bu üç insan tipi? Cansal in-
san, bedensel insan ve ruhsal insan! Bu üç in-
san tipine Eski Antlaşma'da geçen olayları
simgeleyerek bugün ve önümüzdeki günlerde
bakacağız.
İsrail halkı yaklaşık 430 yıl Mısır'da kaldı. Bu
430 yılın büyük bir kesimi kölelikle geçti. Yani
ilk zamanlarda, Yusuf'un döneminde iyiydiler,
ama ondan sonra Mısır'ın başına gelen yeni fi-
ravun bu halkı köleleştirdi ve onları köle olarak
çalıştırmaya, onlara eziyet etmeye başladı.
Sonra Tanrı Musa peygamberi çağırdı ve bu
halkı Musa aracılığıyla Mısır'dan çıkarıp öz-
gürlüğe kavuşturdu ve onlara Kenan diyarı de-
nilen bir diyar vaat etti. Bu Kenan diyarını süt
ve bal akan diyar olarak niteledi. Yani orası bir
bereket, huzur diyarıydı. Elbette Kenan diyarı
komşu bir diyar değildi, bu halk çölden geçme-
liydi. Sonra bu halkın itaatsizlikleri nedeniyle
40 yıl çölde dolaştıklarını ve daha sonra da
vaat edilen ülkeye geldiklerini Eski Antlaş-
ma'da okuyoruz.
PAZAR
Sonntag 17MART
März
Konuştuğumuz konular insansal
bilgelik düzeyinde öğretilir türden
değildir. Tam tersine ruh düzeyinde
öğretilir türdendir. Ruhsal gerçekle-
ri ruhsal olanlarla karşılaştırıyoruz.1 Korintoslular 2:13
Davon reden wir auch, nicht in
Worten, gelehrt durch menschliche
Weisheit, sondern in Worten, ge-
lehrt durch den Geist, indem wir
Geistliches durch Geistliches deu-
ten.1. Korinther 2, 13
Musa peygamber aracılığıyla Mısır köleli-ğinden kurtulan, özgür edilen İbrani halkı-nın vaat edilen Kenan diyarına varması3S4 haftalık bir yoldu. Ama bu insanlarınçok çabuk Rab'bin yaptıklarını unutmala-rı, itaatsizlikleri onların 40 yıl boyunca çöl-lerde geçirmelerine neden oldu. Bundansonra Kenan diyarına ulaştılar, ama Mı-sır'dan çıkan o ilk nesilden ancak bir ikikişi bu diyara girebildi, diğerleri çölde yokoldu, ancak onların çocukları bu diyaragirdiler. Musa bile o diyarı uzaktan gördü,ama oraya giremedi.
Eski Antlaşma'da bu üç yer, yani Mısır,çöl ve Kenan aslında birer simgedir. YeniAntlaşma'da buna benzer bir bölüm var 1Korintoslular 2:13S15 ve 3:1S2 ayetlerde.
Bu ayetlerde üç insan tipine rastlıyoruz:Cansal, bedensel ve ruhsal insan. Pekinedir gerçekten cansal, bedensel ve ruh-sal insan? Önümüzdeki günlerde bu üçinsan tiplerine sırasıyla bakacağız.
PAZARTESİ
Montag 18MART
März
Tanrı'nın diri ve kalıcı sözü ara-
cılığıyla doğdunuz. Bozulan to-
humdan değil, hiç bozulmayan-
dan doğdunuz.1. Petrus 1:23
Denn ihr seid wiedergeboren
nicht aus vergänglichem Sa-
men, sondern aus unvergäng-
lichem durch das lebendige und
bleibende Wort Gottes.1. Petrus 1, 23
unvergänglich: bozulmaz
Bugünkü okuduğumuz ayet bize yeni doğu-şu almamış bir insanın cansal insan olduğu-nu gösteriyor. Böyle bir insanın Tanrı'yla ya-kından uzaktan bir ilgisi yoktur, yani yaşamı-nı Tanrı'nın ellerine teslim etmemiştir. Baş-ka deyişle Tanrı'nın Sözü aracılığıyla yeni-den doğmamıştır.
İsa Mesih bir keresinde bir din adamınaşöyle dedi: “İnsan yeniden doğmadıkçaTanrı hükümranlığını göremez!”
Demek ki Tanrı'nın yanında O'nunla son-suzluğu geçirebilmek için yeniden doğmakbir gerekliliktir. O zaman belki şunu sora-caksın: Yeniden doğmak nedir? Bir insanannesinin karnına girip yeniden doğacak de-ğil ya! Yeniden doğmak, Tanrı Sözü aracılı-ğıyla Tanrı'ya ve O'nun (ruhsal anlamda) bi-ricik Oğlu İsa Mesih'e tövbe ederek iman et-mek ve İsa Mesih'in çarmıh üzerinde bizimgünahlarımız için kanını akıttığını kabul et-mektir. Tövbe etmek, günahlarımızdan 180derece dönmek demektir. Bu ne anlama ge-liyor? Yanıtı yarın.
SALI
Dienstag 19MART
März
Yol, gerçek ve yaşam Benim.Ben aracı olmadıkça kimse
Tanrı'ya gelemez.Yuhanna 14: 6
Jesus spricht zu ihm: Ich binder Weg und die Wahrheit und
das Leben. Niemand kommtzum Vater als nur durch mich.
Johannes 14, 6
der Weg: yoldie Wahrheit: gerçek, hakikat
Dün tövbe etmek nedir diye sormuştum.Tövbe etmek, gittiğim yoldan 180 derecegeriye dönmektir. Bunu gelin size bir örnek-le aç ıklamaya çalışayım: Diyelim sizKöln'den Berlin'e gideceksiniz. Trene bindi-niz ve tren hareket etti. Ama bir de fark etti-niz ki siz yanlış trene binmişsiniz, çünkü trenFrankfurt'a doğru gidiyor. Bunu anlar anla-maz trenin içinde geriye dönüyorsunuz vearka vagonlara doğru - Berlin istikametinedoğru gidiyorsunuz. Böyle yaparsanız birşey değişir mi? Tabii ki hayır! Trenin içindegeriye doğru gitmek hiçbir şeyi değiştirmez.Doğru olan şudur: İlk fırsatta ilk istasyondatrenden inip tam tersi yöne giden, yani Ber-lin'e giden trene binmeniz gerekir. Tövbe et-mek de buna benzer. Gittiğim yolun yanlışolduğunu görür görmez, yüz seksen derecekendi yanlış yolumdan dönüp Tanrı'ya doğrugitmem gerekir. Genelde insan çeşitli dinler-le Tanrı'ya ulaşmaya çalışır. Oysa Tanrı Sö-zü çok açık bir şekilde Tanrı'ya giden tek biryolun olduğunu söyler. İsa Mesih, “Tanrı'yagiden Yol Benim!” dedi.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 20MART
März
Yol, gerçek ve yaşam Benim.Ben aracı olmadıkça kimse
Baba'ya gelemez.Yuhanna 14: 6
Jesus spricht zu ihm: Ich binder Weg und die Wahrheit und
das Leben. Niemand kommtzum Vater als nur durch mich.
Johannes 14, 6
niemand: kimsedas Leben: yaşam
Her din insanı Tanrı'ya ulaştırır m ı? Şöyle bir
söz vardır: Her yol Roma'ya çıkar. Gerçekten
de öyle mi? Tanrı Sözü Tanrı'ya giden, Tan-
rı'ya ulaştıran tek bir yolun olduğunu söyler.
İsa Mesih, “Ben aracı olmadan kimse Tanrı'ya
ulaşamaz, gelemez” dedi. Buna göre her yol
Roma'ya çıkmaz, her din de insanı Tanrı'ya
ulaştırmaz. Başka deyişle, insanın kendi din-
sel çabaları onu varmak istediği hedefe ulaş-
tırmayacaktır. Buna göre cansal insanın yeni-
den doğmaya ihtiyacı vardır, sevgili dostum.
İnsan aklının sınırlı olduğunu biliyoruz. Sınırlı
insan aklı da Tanrı gerçeklerini kavrayamaz.
Cansal insanın aklı fikri, yüreği, bedeni Mı-
sır'da, yani dünyada tutsaklıkta yaşar. Dünya-
nın çekiciliği onu öylesine oyalar ki, Tanrı ger-
çeklerine ulaşmayı istemez bile.
M ısır köleliğinden kurtulan İbraniler, büyük bir
sevinçle, cesaretle yollarına devam etmeleri
gerekirken, çölde hep Mısır'ın soğanlarını, sa-
rımsakların özleyip durdular. Cansal insanın
aklı fikri de bedeninin isteklerindedir. M ısır,
Kutsal Kitap'ta dünyayı simgeler. Cansal in-
san Tanrı gerçeklerine ulaşmayı istemez.
PERŞEMBE
Donnerstag 21MART
März
Akılsız yüreğinde “Tanrı yok-tur”, der. Bozuldular, iğrençişler ettiler; iyilik eden yok.
Mezmur 14: 1
Der Tor spricht in seinem Her-zen: “Es ist kein Gott!” Sie
haben Verderben angerichtet,sie tun abscheuliche Taten; da
ist keiner, der Gutes tut.Psalm 14, 1
das Herz: yürek, kalpabscheulich: iğrenç
Yapılan bir araştırmaya göre 1993 yılında kişi-
lerin yalnızca yüzde 4'ü Tanrı'ya inanmadığını
söylemiş. Bugün sokağa çıkıp sorsanız fazla
bir şeyin değişmediğini göreceksiniz. Tabii ki
Tanrı'ya inanıyoruz, bir Tanrı vardır, diyecek-
lerdir. Bu duruma bakılırsa Tanrı en popüler
olan. Ama bu insanların yaşamlarına baktığı-
m ız zaman bunlar gerçekte Tanrı yokmuş gibi
davranıyor ve yaşıyorlar. Dudaklarıyla Tan-
rı'nın varlığını onaylıyorlar ama yürekleri ve
yaşamları aksini söylüyor. Tanrı Mezmurlar'da
Davut'un ağzından bu kişileri şöyle niteliyor:
“Akılsız yüreğ inde Tanrı yoktur dedi” (14:1).
Akılsızlar Tanrı'yı öneme alm ıyorlar, çünkü
BEN üzerine kurdukları yaşam yollarından dö-
nüp Tanrı'ya itaat etmek istemiyorlar.
Akılsızlar Tanrı'yı öneme alm ıyorlar. Çünkü
onların bütün hayatları kendi egoları, bencillik-
leri üzerine kurulmuştur. Bu yaşam yolların-
dan dönüp Tanrı'ya iman etmek istemiyorlar.
Ama nedense bunu bir türlü de açıkça söyle-
mek istemiyorlar. Peki iman konusunda senin
tutumun nasıl? Tanrı'ya iman ediyorum der-
ken, hayatın bunu gösteriyor mu?
CUMA
Freitag 22MART
März
Kendin yüreğine güvenenakılsızdır; ama bilgece
davranan kurtulur.Süleyman'ın Özdeyişleri 28: 26
Wer auf seinen Verstandvertraut, der ist ein Tor;
wer aber in Weisheit lebt,der wird entkommen.
Sprüche 28, 26
vertrauen: güvenmekder Tor: akılsız kişi
Fransız ihtilâli sırasında çok ilginç bir olay ya-
şandı. Kral Louis ve Kraliçe Marie Antoinette
Paris'ten kaçmaları gerekiyordu. Çünkü ihtilâl-
ciler onları ele geçireceklerdi ve krallık sona
eriyordu. Ama kral zevk ve sefasına o kadar
düşkündü ki, önce büyük bir ziyafet çekmek
istedi. Sonra da yolda yeriz diye kral arabasını
en harika yiyeceklerle doldurtmakla uğraştı.
Kralın eşi kraliçe kendisine, artık kaçmalıyız,
diyordu, ama kral oralık bile olmuyordu. Krali-
çe Avusturya Kralının kızıydı ve onları kurtar-
mak için kent dışında Avusturya birliği bekli-
yordu. Gecikme yüzünden birlik gitmek zorun-
da kaldı. Sonra da ihtilâlciler kaçamayan Kral
ve Kraliçeyi yolda yakalayıp asarak öldürdüler.
Ne denli bir akılsızlık! Kral olabilir ve bir impa-
ratorluğu yönetebilirsin, ama akılsızın teki ola-
bilirsin. Bu ilke ruhsal alanda da geçerlidir.
Bugün günahlardan kurtulma günüdür. Önün-
de büyük bir fırsatın vardır. Ama sen dünya
zevklerine dalıp da İsa Mesih'e gelmezsen,
yarın darağacına asılırsın, yani cehenneme
mahkum olursun. Bir an önce Mesih'e dön ve
kurtul, dostum.
CUMARTESİ
Samstag 23MART
März
Can yiyecekten, beden degiyecekten üstün önem
taşır.Luka 12:23
Das Leben ist mehr als dieNahrung und der Leibmehr als die Kleidung.
Lukas 12, 23
die Nahrung: yiyecekdas Leben: can, hayat, yaşam
der Leib: bedendie Kleidung: giyecek, giysi
Patates kızartmasını severim, ama patates kı-
zartmak için evdeki o değerli ceviz ağacından
yapılan sandığı da kırıp yakmam. Ama bugün
birçokları bedenin isteklerini birazcık olsun tat-
min edebilmek için en değerli olan canlarını hi-
çe sayıyorlar. Yeni doğuşu olmayan, iman et-
memiş cansal insan da tıpkı böyle biridir. Oysa
ruhumuzun refahını gözetmemiz, onu ilk sıra-
ya koymamız daha önemli, daha anlamlı değil
mi? İsa, “Can yiyecekten üstün önem taşır” di-
yor (Luka 12:23).
Mısır köleliğinden kurtulan İbraniler'in imansız-
ları da Mısır'ın hıyarları, pırasaları, sarımsakla-
rı diyordu da başka şey demiyordu.
Biliyor musunuz, cansal insan dindar biri de
olabilir. İncil'den Yakup mektubunda şöyle
okuyoruz: “İnancım var diye düşünüp de diline
gem vuracak yerde kendi yüreğini aldatan o ki-
şinin inancı boştur” (Yakup 1:26). Demek ki
biz, belirli durumlarda boş bir inanca sahip ola-
biliriz, dindarlık maskesi altında yaşayabiliriz.
Dostum, dünya zevkleri gelip geçicidir; dünya
da. Ama Tanrı istemini yapan ebediyen kalır.
Düşün bu konuda!
PAZAR
Sonntag 24MART
März
İnancım var diye düşünüp dediline gem vuracak yerde kendiyüreğini aldatan o kişinin inan-
cı boştur.Yakup 1:26
Wenn jemand meint, er dieneGott, und zügelt nicht seineZunge, sondern betrügt seinHerz, dessen Gottesdienst ist
vergeblich.Jakobus 1, 26
betrügen: aldatmak
16 yaşında bir kız kaçırıldı ve tam 4 ay kızın
izine rastlanmadı. Kızı kaçıran kişi onu nerede
sakladı biliyor musunuz? Kilisenin yukarısın-
daki bir bölmede. Kilisede toplantılar oldu,
dualar edildi, vaazlar verildi, ilahiler söylendi,
ama korku içinde aynı binada kurtarılmayı
bekleyen bu kızdan hiç kimsenin haberi olma-
dı. Sonunda kilisede çalışanlardan biri tesadüf
eseri kilisenin çatısına çıkınca kızı gördü ve
böylece kız kurtarıldı. Düşünün bir kez! Kilise-
de bir tutsak! Bakın Hristiyan dünyasında her
pazar kiliseye gidenler vardır. Özellikle de
Paskalya, yani İsa'nın ölüp de dirildiği bayra-
m ında kiliseler dolup taşar. İnsanlar kiliseye
giderler, ama yüreklerinde gerçek anlamda
iman yok. Kayıplar. Çünkü cansal insanlar.
Haberci Pavlos Mesih'e iman etmeden önce
Tanrı'ya hizmet ettiğini sanarak İsa Mesih'e
iman edenlere her türlü eziyeti ediyordu. Hatta
ilk iman şehidi olan Stefanos'un taşlanması
olayında Pavlos'un da parmağı vardı. O din-
dardı, herkesten daha çok ateşliydi dinini yay-
mada, ama Tanrı'dan yoksundu. Ta ki, ger-
çekleri görüp tövbe edene kadar.
PAZARTESİ
Montag 25MART
März
Akılsız adam anlayıştandeğil, ancak yüreğini or-taya dökmekten hoşlanır.
Süleyman'ın Özdeyişleri 18: 2
Kein Gefallen hat der Toran Einsicht, sondern nuran der Entblößung sei-
nes Herzens.Sprüche 18, 2
die Einsicht, das Verständnis: anlayış
Birçok insan, “herkesin dini kendisine. Ben,
içinde doğduğum dine mensubum” der. Oysa
inancı, dini hakkında hiçbir araştırma, soruş-
turma yapmam ıştır. Ne söylersen söyle, sap-
landığı düşünceden bir santim ileri gidemez.
Almanya Hristiyan bir ülke, burada doğanlar
da Hristiyandırlar, deniyor. Şimdi eğer sen bir
tesadüf eseri garajda doğdunsa, o zaman oto-
mobil mi oluyorsun? Tabii ki hayır. T ıpkı bu-
nun gibi bir dine doğmakla o dinin mensubu
olmuyorsun. Bu Hristiyanlık için de geçerlidir.
Hıristiyan bir anne babadan doğan bir kimse
kendisi bilinçli olarak İsa Mesih'e iman etmi-
yorsa, o asla gerçek anlamda Hıristiyan değil-
dir. O dinin içine doğması ona kurtuluş getir-
mez. Kiliseye gidip vaaz dinlemesi bile onu bir
Hıristiyan yapmaz. Hristiyanlık İsa Mesih'i izle-
mektir. Yani bir kimse İsa Mesih'e iman edip
O'nun çarm ıhı altına gelir ve yüreğine, yaşa-
m ına İsa'yı davet ederse böyle bir kimse Hı-
ristiyan olur. Boynuna haç takmak, haç çıkart-
mak bir insanı asla Hristiyan yapmaz. Hristi-
yan bir kimse Tanrı'yla İsa Mesih aracılığıyla
kişisel bir ilişkiye gelmiş, günahları bağışlan-
m ış, Tanrı'ya baba diyebilen birisidir.
SALI
Dienstag 26MART
März
Mesih'te, O'nun kanı aracılığıy-la, kayrasının zenginliğine ya-raşan kurtuluşa, suçlarımızın
bağışlanmasına eriştik.Efesoslular 1:7
In ihm haben wir die Erlösungdurch sein Blut, die Vergebung
der Vergehungen, nach demReichtum seiner Gnade.
Epheser 1, 7
die Vergebung: bağışlanmadie Vergehung: suç, günah
Mesih İsa'ya iman ettiğini söyleyen değerli
dostum, Mesih'in değerli kanı aracılığıyla kur-
tulduğunu biliyor musun? Eski Antlaşma'da
Rab'bin çadırı ve orada Kutsallar Kutsalı de-
nen özel bir bölme vardı. Oraya sadece baş-
kahin yılda bir kez girebilir ve oraya kesilen
kurbanın kanını serperdi, bu da simgesel an-
lamda kanın konuşması demekti. Yani bu kan
halkın günahlarının bir süre bağışlanabilmesi
için onlar adına konuşur ve bu kan Ahit Sandı-
ğı'nın üzerine serpilirdi. Ama başkahin bu yere
büyük bir korku ve titremeyle girerdi. Oraya
sevinçle girdiğini hiç de sanm ıyorum. Çünkü
çok iyi biliyordu ki, en ufak bir hatada hayatını
kaybedebilirdi. Kestiğ i kurbanda bir hata ol-
saydı yine yaşam ını yitirirdi. Hatta deniyor ki,
başkahinin eteklerinde çıngıraklar vardı ve
onun sesi duyulurdu; böylelikle dışarıdakiler
onun halen yaşadığını anlarlardı. Eğer belirli
bir süre ses duyulmasaydı, onun öldüğünü
anlarlar ve başkahinin beline bağlanan iple
onu çekerlerdi. İsa Mesih çarm ıhta ölünce o
kutsallar kutsalının kapısını açtı. Şimdi her
imanlı sevinçle Tanrı'nın huzuruna çıkabilir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 27MART
März
İsa yüksek sesle bağırdı: Tanrım, Tan-
rım, beni neden bıraktın?... İsa yeniden
yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti.
O anda tapınağın ön perdesi yukarıdan
aşağıya yırtılarak ikiye ayrıldı.Matta 27: 46,50,51
Jesus schrie mit lauter Stimme auf und
sagte: Mein Gott, mein Gott, warum
hast du mich verlassen? Jesus aber
schrie wieder mit lauter Stimme und
gab den Geist auf. Und siehe, der Vor-
hang des Tempels zerriss in zwei Stü-
cke, von oben bis unten.Matthäus 27,46+50+51
İsa Mesih çarm ıha çakıldığı zaman, tam öl-
mek üzereyken “Tamamlandı” dedi. İsa çar-
m ıhta canını verdiğinde, lekesiz kanını akıttı-
ğında o kutsallar kutsalını ayıran perde yuka-
rıdan aşağıya doğru yırtıldı. Bu nedenle sen
ve ben - ister erkek olalım, isterse kadın - is-
tediğim iz yerde, istediğim iz durumda, hatta is-
tediğim iz ruhsal, düşüncesel vaziyette O'na
gelebilir, RAB'be yakarabiliriz, O'nun önünde
durabiliriz. Hiçbir aracıya ihtiyacım ız yok. Tek
aracı olan İsa Mesih'tir. Mesih'e iman ettiğimiz
zaman da hiçbir papazın, kilise ihtiyarının ge-
lip üzerimize el koymasına, bizi kutsamasına
ihtiyacım ız yoktur. Bizim herhangi bir dine de
ihtiyacım ız yoktur. Çünkü bizler Mesih İsa ara-
cılığıyla direkt olarak o kutsallar kutsalı olan
Tanrı'nın huzuruna gidebilir ve Kutsal Tan-
rı'nın önünde durabiliriz. Hatta bu kutsal Tan-
rı'ya baba diyebiliriz. Bu ne büyük bir ayrıcalık,
dostum. İşte İsa Mesih'in özelliği, ayrıcalığı
bu. İsa'ya iman ettiğini söyleyen dostum, bu
ayrıcalıktan dolayı yüreğinde sevinç, esenlik
var m ı? Kurtuluş güvencen var m ı? Aslında
olmalı. Yoksa, o zaman imanında bir hata var-
dır, bunu bir an önce halletmen gerek.
PERŞEMBE
Donnerstag 28MART
März
Vay sizlere, dinsel yorumcular ve feri-
siler, ikiyüzlüler! çünkü siz göklerin
hükümranlığını insanların yüzüne ka-
pıyorsunuz; kendiniz girmiyorsunuz,
girenleri de bırakmıyorsunuz ki girsin-
ler.Matta 23:13
Wehe aber euch, Schriftgelehrte und
Pharisäer, Heuchler! Denn ihr ver-
schließt das Reich der Himmel vor
den Menschen; denn ihr geht nicht
hinein, und die, die hineingehen wol-
len, lasst ihr auch nicht hineingehen.Matthäus 23, 13
Birçok insan dindarlık taslar, ama yüreklerin-de iman yok! İsa zamanındaki dindarlıklarınatoz kondurmayan Ferisiler tabakasına İsaşöyle seslendi: Vay sizlere, dinsel yorumcularve ferisiler! İki yüzlüler! Çünkü sizler badanalımezarlara benziyorsunuz. Bunlar dıştan par-lak görünürler, ama içleri ölü kemikleriyle veher tür iğrençlikle doludur. Sizler de bunlar gi-bi dıştan insanlara doğru görünürsünüz, amaiçten ikiyüzlülükle ve kötülükle dolusunuz”(Matta 23:27S28).
Cansal insan iyi bir eğitim almış da olabilir.Eğitime asla karşı değiliz, tam tersine eğitimeçok çok büyük önem veriyoruz, ancak eğitimliolmak, çok büyük bilgilere sahip olmak biziruhsal bir insan yapmaz. Yani, imanlı olma-nın bir ölçütü değil eğitimli biri olmak. TanrıSözü, “Tanrı dünya açısından akılsız olanlarıseçti, dünya açısından insan yerine konulma-yanları, aşağı görülenleri seçti. Bir hiç olanıseçti” diyor (1.Kor.1:27). Tanrı önünde dura-bilmek - ruhsal insan olabilmek için insanınkendisini Tanrı gözüyle görmesi ve insanınkendisini alçaltması gerekir.
CUMA
Freitag 29MART
März
İSA’NIN ÖLÜM GÜNÜ / KARFREITAG(Avrupa ülkelerinin çoğunda tatildir)
Tanrı dünya açısından akılsız olan-
ları seçti... Dünya açısından insan
yerine konulmayanları, aşağı görü-
lenleri seçti. Bir hiç olanı seçti.1 Korintoslular 1:27S28
Sondern das Törichte der Welt hat
Gott auserwählt ... und das Unedle
der Welt und das Verachtete hat
Gott auserwählt, das, was nicht ist.1. Korinther 1, 27S28
Kendini bir şey sanıyorsan o zaman bilmiyo-
rum seçim senden yana olur mu! RAB her
şeydir, ben bir hiçim, durumuna girmemiz ge-
rekiyor Tanrı'nın önünde, ters durumda cansal
insan kalmaya mahkûmuz.
Simgesel anlamda süt ve bal akan Kenan di-
yarı! Cansal insan kim biliyor musunuz? O di-
yarı bilmesini karşın - yine simgesel anlamda
- Mısır'da kalmak isteyen kişidir.
İlginçtir ki eğitim li insanlardan çok azı gerçek-
ten imana geliyor. Acaba kendi akıllarına, bil-
gilerine fazla m ı güveniyorlar! Öyle ya, karşı
dağları onlar yaratm ış! Böyle olunca da gurur-
larına yenik düşüyorlar. Tanrı önünde alçala-
m ıyorlar; herhalde en büyük neden de budur.
Tanrı dünya açısından akılsızları seçti derken,
dünyanın Tanrı'ya iman edenleri akılsız saydı-
ğından söz ediyor aslında Pavlos. Yani İsa
Mesih'in beden alarak aram ıza gelmesine, bi-
zim yerimize çarm ıha çakılarak öldürülmesi-
ne, gömülmesine ve ölümü yenerek dirilmesi-
ne iman etmek aslında bu insanlar için akıl-
sızlıktır. Bu nedenle eğitimli olanlardan az ki-
şiler İsa Mesih'e iman ediyor.
CUMARTESİ
Samstag 30MART
März
Sizler de suçlarınızdan vegünahlarınızdan ötürü ölü
kişilerdiniz.Efesoslular 2:1
Auch euch hat er aufer-weckt, die ihr tot wart ineuren Vergehungen und
Sünden.Epheser 2, 1
die Sünde: günahtot: ölü
Bir gün birisi bana, canım bir din de insanı kur-
tarır mı diye sormuştu. Kendisine İsa Mesih'in
bir din getirmediğini söyleyince, aman canım
Yahudiler'den de kurtarıcı çıkar mı diye itiraz
etti. Kendisine, boş tartışmalara girmeyeceği-
mi söyledim. Sadece şunu soracağım: Son-
suzluğu nerede geçireceksiniz? Biliyorum, siz
sonsuzluk falan da yoktur diyorsunuz; eğer siz
haklıysanız ben bir şey kaybetmeyeceğim,
ama ya ben haklıysam, ya varsa! O zaman ne
yapacaksınız, dediğimde hiç sesini çıkarma-
dan kalkıp gitti.
İnsan Tanrı'ya özgü konuları ağırlayamaz kar-
deşim. Cansal insan günah içerisinde ölü biri-
dir. İsa Mesih ölüler arasında kalmadı, dirildi.
Ostern, Paskalya, yani Diriliş Bayramı işte tam
budur. İsa Mesih ölümde kalmadı, O ölümü
yenerek üç gün sonra dirildi ve bugün diri ola-
rak Baba Tanrı'nın sağındadır ve kendisine
iman edenlere aracılık etmektedir. O'nun diril-
diğine ilişkin sayısız kanıtlar vardı. Biz inanlılar
bunu Kutsal Kitap'tan biliyoruz. İsa Mesih öl-
müş, gömülmüş ve üçüncü gün ölümü yene-
rek, yengi kazanarak dirilmişti. Her Mesih
inanlısı şunu tüm yürekle söyleyebilir: Mesih
diridir!
PAZAR
Sonntag 31MART
März
DİRİLİŞ BAYRAMI / OSTERN
Kısa bir süre sonra dünya artıkbeni görmeyecek. Ama siz beni
göreceksiniz. Ben yaşıyorum, bunedenle siz de yaşayacaksınız!
Yuhanna 14: 19
Noch eine kleine Weile, und dieWelt sieht mich nicht mehr; ihraber seht mich: weil ich lebe,
werdet auch ihr leben.Johannes 14, 19
Martin Luther eline aldığı renkli tebeşirlerlekapılara, duvarlara Lâtince “Vivit” yazmıştı.Ona bunun ne anlama geldiğini sordukların-da Martin Luther, vivit'in alamı “O yaşıyor”demektir, demişti. Bunu niye yazdığını so-ranlara, “benim inandığım Mesih yaşıyor.Eğer yaşamasaydı benim için bir saat bileyaşamanın bir anlamı kalmazdı” demişti.
Bu benim ve senin için de geçerlidir. Çünküeğer Rabbimiz İsa Mesih yaşamasaydı, ya-şamın bir anlamı olmazdı. Nitekim İsa Me-sih'in kendisi de şöyle dedi: “Ben yaşıyorum;bu nedenle s iz de yaşayacaks ın ız”(Yu.14:19).
Yani, İsa Mesih'e iman eden İsa gibi sonsu-za dek cennette olacak ve yaşayacaktır.Mesih'e iman eden herkes yaşayacaktırdostum. Cansal insana gelince, o yaşamyüzü görmeyecek o cansallıkta kaldığı süre-ce. Cansal insanın ruhsal yaşamı yoktur.Ruhsal hayattan yoksundur. Vaktini kendisi-ne uygun yerlerde geçirir. Tanrı yaşamınındışında kalmıştır bu kişi.
SEVİNÇ GETİRİCİ HABER’İNSESİNİ DİNLE!
Varlığının gizini, amacını, yaşamı-nın getirdiği yararı hiç düşündünmü? Kimsenin umut dolu bir gele-cekten söz edemediği dünyamızdasenin kafanda beliren bir sürü soruaydınlığa kavuşturuldu mu?
Bunalımlar, kaygılar ve dayanılmazsancıların korkunç boyutlara ulaştı-ğı günümüzde en büyük ihtiyacınsonsuz yaşam güvencesi olduğunubiliyor musun?
Tüm bu sorulara yanıt arıyorsanız,
0 64 41 - 208 16 15
nolu telefonumuzu arayın.
• Nihai Sorular
• Yaşamın Amacı Ne?
Yaşam sorularla doludur. Ben kimim?Neden buradayım? Nereye gidiyorum?Tanrı var mı? Varsa nasıldır? Tanrı’yı ta-nıyıp O’nun sevgisini, gücünü hayatımdayaşayabilir miyim? gibi soruları bu iki ki-tapçık ele alır ve yanıtlar. Kitapçığın tane-si 2,00 Euro’dur (posta ücreti dahil).
• İsa Mesih S tek ve gerçek umudumuz
• Korku ve umut arasındaki yaşamım (Her kitapçık posta masrafı dahil 1,50 €)
Satın almak istediğiniz kitapların tutarınıkullanılmamış Alman posta pulu olarakda adresimize gönderebilirsiniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
PAZARTESİ
Montag 1NİSAN
April
DİRİLİŞ BAYRAMI / OSTERMONTAG(Avrupa ülkelerinin çoğunda tatildir)
Senin yasan (Söz'ün) benim zevkkaynağım olmasaydı, o zamandüşkünlüğümde yok olurdum.
Mezmur 119: 92
Wäre nicht dein Gesetz meineLust gewesen, dann wäre ichverlorengegangen in meinem
Elend.Psalm 119, 92
das Gesetz: yasa, kanun, şeriat
Bir çocuk rafta tozlu bir kitap görür ve anne-sine sorar: “Anne bu kitap ne hakkındadır?”Annesi de, “oğlum, bu kitap Tanrı'nın kitabı-dır,” der. Bu kez çocuk annesine, “anne, ozaman bu kitabı Tanrı'ya geri verelim, bak-sana rafta tozlanmış ve hiç okunmuyor” der.
Bu gerçek, bir çocuğun ağzından işitebile-ceğimiz en ağır sözlerdir. Eğer Tanrı Sö-zü'nü okumuyorsak, o zaman onu nedensaklıyoruz? Ne yazık, birçokları tıpkı Pav-los'un dediği gibi vaktini akılsızca geçiriyor.Televizyon başında saatlerce dizi izleyenler,internet başında - facebook'ta saatlerce otu-rup çetleşenler on dakika ayırıp da TanrıSözü'nü okumazlar.
Eğer Kutsal Kitabınız var ve onu okumuyor-sanız, o zaman onu geri verin daha iyi. EğerTanrı bize bir sevgi mektubu olan Kutsal Ki-tap'ı verdiyse onu okumalıyız, anlamalıyız;onun ilkelerini, kurallarını hayatımızda uygu-lamaya koymalıyız, yaşamımızın derinlikleri-ne indirmeliyiz, onu özümlemeliyiz ve dahasonra da başkalarına anlatmalıyız.
SALI
Dienstag 2NİSAN
April
Vaktinizi ulusların kafa-sızca vakit geçirdikleri
gibi geçirmeyin.Efesoslular 4: 17
Ihr sollt nicht mehr wan-deln, wie auch die Natio-nen wandeln, in Nichtig-
keit ihres Sinnes.Epheser 4, 17
die Nation: ulus
Her gün internette Facebook'a, YouTube'abakıyorsunuz saatlerce. Kim ne yapmış, ne-rede neler olmuş, hepsiyle ilgileniyorsunuz.Ama Tanrı'nın sana yazdığı en değerli mek-tubu - Kutsal Kitap'ı tozlu raflarda tutuyor-sun. Ne yazık! Birçokları elçi Pavlos'un de-diği gibi, vaktini kafasızca geçiriyor. Televiz-yonda dizi izleyenler günün hangi saatindehangi dizinin oynayacağını çok iyi biliyor.Ama Kutsal Kitap'tan basit bir ayetin yerinibilmiyor. Bırakın ayeti, Kutsal Kitap'ta kos-kocaman bir kitabın, bir mektubun neredeolduğunu bilmiyor. Tabii bilmez, çünkü tele-vizyon programlarını sabahtan akşama ka-dar karıştırmaktan başka yaptığı bir şey yokki! Tüm artistlerin, ses sanatkarların adınıda çok iyi biliyor, ama Kutsal Kitap'taAmos'un, Haggay'ın, Filimon'un kim olduğu-nu bilmiyor. Hangi kitabın Eski Antlaşma'da,hangi kitabın Yeni Antlaşma'da olduğunubilmez. İmanlıyım diyorsun ve bu sıraladık-larım da doğruysa o zaman utanman gerek-mez mi! Bari bundan sonra başla Tanrı Sö-zü'nü okumaya.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 3NİSAN
April
Kardeşlerim, sizlerle ruhsal in-
sanlarla konuşur gibi konuşma-
dım. Tersine, bedensel kişilerle,
Mesih'te çocuklarla konuşur gi-
bi konuştum.1 Korintoslulara 3:1
Und ich, Brüder, konnte nicht
zu euch reden als zu Geistli-
chen, sondern als zu Fleisch-
lichen, als zu Unmündigen in
Christus.1. Korinther 3, 1
Kutsal Kitap'ın üç insan tipine değindiğini söy-
lemiş ve birkaç haftadır ki cansal insana bak-
tık. Şimdi de ikinci insan tipi olan “Bedensel
insan'a bakalım. Bugünkü ayetimizde Pavlos
“kardeş lerim” dediğine göre, bu insanların
imanlı oldukları anlaşılıyor (1 Kor.1:2). Bir
kimse imanlı olabilir, ama bedensel bir yaşam
sürdürebilir. Aslında bu yaşamdayken hepimiz
bedendeyiz, ama bazım ız daha çok bedense-
liz, bazım ız daha az. Çünkü bedenimizin is-
teklerini inkar edemiyoruz.
Pavlos ne diyor? “Mesih'te çocuklarla konuşur
gibi sizinle konuştum!”
Bedensel imanlı, yine simgesel olarak konu-
şursam, Mısır'dan çıkm ıştır. (Mısır daha önce
de belirttiğim gibi, dünyayı simgelemektedir).
İmanlı günahlarına bağış bulmuştur, kurtul-
muştur; ama bu imanlı bedenin isteklerine bo-
yun eğdiği için onun yaşam ı çöldedir. Tabii ki
çöl yaşam ı o kadar da kolay değil. Çöl yaşam ı
ürün getirmeyen, esenlik, huzur vermeyen,
kurak bir yaşamdır. Ama nedense bedensel
imanlı çölde kalmayı tercih ediyor. Bir an önce
bu bedensellikten kurtul!
PERŞEMBE
Donnerstag 4NİSAN
April
Kardeşlerim, bir kimse iyi ey-lemleri yokken imanı olduğunusöylerse, bu neye yarar? Böyle-si bir iman onu kurtarabilir mi?
Yakup 2: 14
Was nützt es, meine Brüder,wenn jemand sagt, er habe
Glauben, hat aber keine Wer-ke? Kann etwa der Glaube ihn
erretten?Jakobus 2, 14
nützen: yaramak
Bedensel insan M ısır'dan, yani günahın tut-
saklığından kurtulmuş ve Mesih'e iman etmiş
biri olabilir, ama bedenin gereksiz isteklerine
tutkunluğu yüzünden halen çölde yaşamakta-
dır. Vaat ülkesine, o bereket diyarına ulaşa-
mam ıştır henüz.
Efendim, ben 20 yıldan beridir ki imanlıyım.
Şimdi bana m ı öğreteceksin, diyor bazıları.
Ama onların hayatlarına baktığım ızda, 20 gün
önce iman etmiş adam ın hayatı onun hayatın-
dan daha iyi. İman hayatı öyle mangalda kül
bırakmamakla olmaz. Hayat bunu göstermeli.
İlk yargının inanlılardan başlayacağını biliyor
musunuz? Mesih bütün amaçlarım ızı, hayatı-
m ızı ışığı altına getirecek. Rab'bin önünde
utanmak kadar acı bir şey olabilir m i? Bu dün-
yada insandan utanmak bize daha acı geliyor
genelde. O gün Rab'den utanacağız. Bakın
Tanrı Sözü ne diyor: “Herkesin yaptığı iş orta-
ya çıkacak... herkesin nasıl iş yaptığını ateş
sınayacak. Her kimin kurduğu yapı kalıcıysa,
o kişi karşılığını alacak. Her kimin yaptığı iş
yanıp giderse, o kişi zararını çekecek, ama
kendisi kurtulacak!” (1 Kor. 3:13S15).
CUMA
Freitag 5NİSAN
April
Ve şimdi, ey Yakup, seni yaratan,ve ey İsrail, sana şekil veren Rabşöyle diyor: Korkma, çünkü seni
fidye ile kurtardım. Seni adınla ça-ğırdım, sen benimsin.
Yeşaya 43: 1
Aber jetzt, so spricht der HERR,der dich geschaffen, Jakob, und
der dich gebildet hat, Israel:Fürchte dich nicht, denn ich habedich erlöst! Ich habe dich bei dei-nem Namen gerufen, du bist mein.
Jesaja 43, 1
O gün inanlılar topluluğu tıklım tıklım dolu. An-
nesiyle kızı da orada. Anne kendini vaizi dinle-
meye kaptırmıştı, ama neden sonra küçük ço-
cuğunun yanında olmadığını fark etti. Arama-
dık yer bırakmadı, çocuk yoktu. Sonunda vaiz
mikrofondan küçük çocuğa adıyla seslendi. Yi-
ne ses yoktu. Sonunda çocuğun arka sıralar-
da sessizce oturduğu fark edildi. Niçin yanıt
vermediği sorulunca, “Ben kaybolmadım ki,
düşündüm benim adımla başka birisini arıyor-
sunuz”, dedi.
Bugün Tanrı seni çağırıyor! Senin yaşamını
değiştirmeye, yaşamını düzeltmeye çağırıyor,
ama sen bunu duymazlıktan gelir, ben halim-
den memnunum, Rab'bin beni çağırmasına
gerek yok, ötekinin yaşamını düzeltmesi gere-
kir, diyorsan, çok yanlış ve hatalı bir yoldasın.
Dostum, Tanrı'nın sesini işitip işitmediğimiz
çok önemli. O bizi çöl yaşamından kendisine
çağırıyor, eğer hayatımız çöldeyse. Çölde
ürün veremezsin, çünkü bu mümkün değil.
Çölde sadece diken ve çalı yetişir. Çölde mey-
ve bahçesi olmaz. Bedensel insan hiçbir za-
man ilerleme kaydedemez. Öyleyse, halen çöl
yaşamına devam mı edeceksin?
CUMARTESİ
Samstag 6NİSAN
April
Sizleri sütle besledim, etledeğil! Çünkü şu ana dek
buna katlanamadınız.1 Korintoslular 3:2
Ich habe euch Milch zutrinken gegeben, nicht fes-te Speise; denn ihr konntetsie noch nicht vertragen.
1. Korinther 3, 2
die Milch: sütertragen: katlanmak
Elçi Pavlos bedensel insana ilişkin şunu dasöylüyor: “Çünkü daha bedensel kişilersiniz.Çünkü aranızda kıskançlık, kavgacılık sürüpgiderken bedensel olduğunuzu tartışmayagerek var mı? İnsana özgü tutumla davran-mıyor musunuz?” (1.Kor.3:3).
Birisi iman etmiş, ama bedensel bir yaşamsürdürdüğü, yani simgesel anlamda çölde ya-şadığı için yaşamında sevinç yok, huzur yok;kimseyle geçinemez. Hep onu bunu eleştirir,kıskanır durur. Çölde yaşayan insan dünya-nın düzensizliğine ayak uyduruyor demektir.İmanlılar arasında imanlılar gibi, iman etme-yenler arasında da onlardan biri gibi yaşar.Böyle bir yaşam ikiyüzlü bir yaşam değil mi?Halen ikiyüzlü bir yaşam sürdürmeye devametmek istiyor musun?
Ben hayatımda diskoya gitmedim. Bazıları,bu olur mu ya, diyecektir. Peki diskoya gitme-dim de bir yerim mi eksildi! Dostum, imanlılarolarak dünyaya ayak uyduramayız. Rab'binsevgi ve doğruluk ilkelerinde yürümeliyiz. An-cak o zaman bereketli bir yaşam sürdürebili-riz.
PAZAR
Sonntag 7NİSAN
April
Çünkü Tanrı Ruhu'yla yö-neltilenler Tanrı'nın çocuk-
larıdır.Romalılara 8:14
Denn so viele durch denGeist Gottes geleitet wer-den, die sind Söhne Got-
tes.Römer 8, 14
leiten: yöneltmekder Geist: ruh
Cansal ve bedensel insandan söz ettik.Üçüncü insan tipi de ruhsal insandır. Ruh-sal insan en başta ruhla yöneltilir. ÇünküTanrı Ruhu'yla yöneltilenler Tanrı'nın çocuk-larıdır, diyor Tanrı'nın Sözü. Normal yaşam-da nasıl ve neyle yöneltiliyoruz? Yer çekimi-nin gücüyle mi? Yer çekimi gücü hepimiziaşağıya doğru çekiyor. Ama ruhsal, gökselbir güç de vardır. Bu güç bizi yukarı çekmekistiyor.
Ruhsal insan ruhla yönetiliyor ve o bu dün-yadan değil. Çünkü onun Rabbi şöyle de-miştir: “Ben dünyadan olmadığım gibi, onlarda dünyadan değiller” (Yu.17:14).
Bu, inzivaya çekilmişiz demek değildir; amadünyanın yanlış, bozuk gidişine ayak uydur-mamak demektir. Bu nedenle dünya ruhsalinsanı anlamaz.
“Bakın, Tanrı çocukları adıyla tanınalım di-ye, Baba bize ne tür sevgi gösterdi. Gerçek-ten de öyleyiz. Dünya bizi bunun için anla-mıyor. Çünkü O'nu anlamadı” (1.Yu. 3:1) di-yor Tanrı Sözü.
PAZARTESİ
Montag 8NİSAN
April
Birbirinizin öbürüne kar-şı düşüncesi Mesih
İsa'nın düşüncesine ben-zer olsun.
Filipililer 2:5
Habt diese Gesinnung ineuch, die auch in Chris-
tus Jesus war,Philipper 2, 5
die Gesinnung: düşünce
Bu ayet ruhsal insanın Mesih'in düşüncesine
sahip olduğunu gösterir. Ruhsal insan Tan-
rı'nın enginliklerini araştırır. Mezmur yazarı
şöyle der: “Ne mutludur o adam ki kötülerin
öğüdüyle yürümez, alaycıların derneğ inde
oturmaz. Ancak zevkini RAB'bin yasasından
alır ve gece gündüz onun yasasını derin derin
düşünür” (Mezmur 1:2).
Kim gerçekten gece gündüz Rab'bin yasasını
düşünüyor! Bunda benim büyük bir eksiğim
vardır. Neden? Çünkü yer çekimi güçleri ba-
zen kuvvetli geliyor da onun için. Her şeye
rağmen Rab'bin Sözü'nü okumalı, bu Söz üze-
rinde derin derin ve sürekli olarak düşünmeli-
yiz.
Ruhsal insan yaşamında ruhun meyvelerini
verir (Gal.5:16S24). Ruhsal insan aynı zaman-
da dünyaya galip gelir. Elçi Yuhanna şöyle
der: “Çünkü Tanrı'dan her doğan dünyaya üs-
tün gelir. Dünyaya üstün gelen yengi ise ima-
nımızdır. İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğuna iman
edenden başka kim dünyaya üstün gelebilir?”
(1Yu.5:4S5).
Galip gelebiliyorsam, bu Mesih İsa aracılığıyla-
dır.
SALI
Dienstag 9NİSAN
April
Rabbimiz ve kurtarıcımızİsa Mesih'in kayrasında ve
bilgisinde gelişin.2 Petrus 3:18
Wachset aber in der Gnadeund Erkenntnis unseres
Herrn und Heilandes JesusChristus!2. Petrus 3, 18
wachsen: gelişmekdie Gnade: kayra, inayet, lütuf
Rahat ve bolluk günlerinde Mesih'in izleyi-
cisi olduğunu söylemek oldukça kolay iş-
tir. Ama karanlık soru işaretleri geleceği-
mizi kapladığında, sorun ve kaygılarımız
olduğunda imanımızın hangi aşamada ol-
duğu ortaya çıkar.
Ruhsal bir iman hayatı sürdüren imanlının
hayatı meyve getirendir. (Yu.15: 5).
Ruhsal insan Mesih'te durmadan büyü-
yendir (Ef.4:15).
Sevgide artandır (1.Sel.3:12).
Kusursuzluk ve kutsallıkla uğraşandır
(İbr.6:1).
Tanrı Sözü'nü bilme aşamasında ilerleme
kaydedendir (1.Petrus 2:2).
Ruhsal insan yetkinliğe sahip olandır
(2.Petrus 1:5S6).
Tüm bu ilkeleri, erdemleri kendi iman ha-
yatınla kıyasla dostum! Unutmayın ki, İsa
Mesih “Bende kalan ve benim de kendi-
sinde kaldığım kişi bol ürün verir” dedi.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 10NİSAN
April
Sağduyulu kişi sabırlıdır. Ku-surları hoş görmesi ona onur
kazandırır.Süleyman'ın Özdeyişleri 19: 11
Die Einsicht eines Menschenmacht ihn langmütig, undsein Ruhm ist es, an der
Übertretung vorüberzugehen.Sprüche 19,11
geduldig, langmütig: sabırlıder Ruhm: onur
der Fehler: kusur
Sabır dediğim iz zaman, aklım ıza gelen ilk şey
Eyüp peygamberin sabrıdır. Buna eski deyim-
le Sabr'ı Eyüp denilmektedir. Atalarım ız da
sabra ilişkin bir çok sözler söylemişlerdir: “Sa-
bır acıdır ama, sonu sarı altın!” “Sabır ile bit-
mez iş olmaz.” “Sabır ile koruk helva olur.”
“Sabır meserretin, acele nedametin anahtarı-
dır.” “Sabrın sonu selamettir.”
Sabır etmeyen genelde hep zarar görür; ba-
zen de sabırsızlık yıkıcı durumlara neden olur.
Sabır ile yapılan iş, gösterilen bir tepki insan
yaşam ının her alanını kapsar, insan ilişkilerine
bambaşka bir yön verir. İnsanın özel yaşam ın-
da, ailesinde, işinde, eğitim inde, toplumun her
köşesinde sabra büyük ihtiyaç vardır.
Ne yazık ki, sabırsızlık birçok insanın yaşa-
m ında bir bunalımdır. Başka bir atasözü şöy-
ledir: “Sabır kuvvettir; onunla dut yaprağı bile
ipekli kumaş olur!”
Hepimiz sabrın önemini biliyoruz, ama neden
sabır göstermiyoruz? Sabrı öğrenebilir miyiz?
Tanrı'nın yardım ıyla, evet. Önümüzdeki gün-
lerde sabra biraz daha bakacağız.
PERŞEMBE
Donnerstag 11NİSAN
April
Yürekten sevecenliği, iyi-liği, alçakgönüllülüğü,
sabrı ... giyinin.Koloseliler 3:12
Zieht nun an... herzlichesErbarmen, Güte, Demut,
Milde, Langmut!Kolosser 3,12
das Herz: yürekvon Herzen, herzlich: yürekten
anziehen: giymek
Sabır aslında sadece insanlara özgüdür. Hay-
vanlar aleminde sabır kavram ı yoktur. Çünkü
hayvanların geçmişi, ş imdiyi ve geleceği dü-
şünecek, kavrayacak, yaşadıklarından tecrü-
beler kazanacak kapasiteleri yoktur. Bu er-
demler sadece Tanrı benzerliğinde yaratılan
insanlara verilmiştir. İnsan düşünen, planla-
yan, arzuları, istekleri, emelleri olan bir varlık-
tır. Bu arzuladıklarına, ya da planladıklarına
sahip olabilmek için sabırla çalışır, didinir,
emek verir. Başka deyişle sabır, insanın istek-
lerine, beklentilerine kavuşabilmesi için bekle-
meyi öğretir. Sabır havadan zembille gelmez,
ama ta çocuk yaşlardan başlayarak öğrenilir.
İman eden kişinin sabırlı olması, yani tutu-
munda, davranışında, sözlerinde sabır göster-
mesi gerektiğini söyler Tanrı Sözü. Hatta, bu-
günkü ayetimiz “Sabrı giyinin” diyerek, sabrı
bir giysi olarak betimler ve imanlının bunu giy-
mesi gerektiğini vurgular. Sabahleyin kalktı-
ğında giysilerini giydiğin zaman, “bugün sabrı
da giymem gerekir” diye düşünün ve güne öy-
le başlayın! Emin olun, bu size büyük bereket
olacaktır.
CUMA
Freitag 12NİSAN
April
Acının sabrı oluşturduğunu bili-
yoruz. Sabır, denenmeden ge-
çildiğini gösterir, denenme de
umudu oluşturur.Romalılar 5:3S4
Die Bedrängnis bewirkt Aushar-
ren, das Ausharren aber Be-
währung, die Bewährung aber
Hoffnung.Römer 5,3S4
ertragen, aushalten: dayanmadas Ausharren: dayanma gücü
Herhalde “Lokum Testi'ni duymuşsunuzdur.Küçük çocuklara lokum sonulmuş ve sabır-sızlık gösterip hemen isteyenlere birer lokumverilecektir, ama biraz bekleyenlere iki taneverilecek denir. Hemen isteyenlerle bekleyipsabır gösterenleri ayırmışlar. Sabretmeyiphemen lokumu alanlar, bir kenara çekilmiş velokumu yemişler, ama sabretmeyi isteyengrup bir şeylerle meşgul olmuşlardır. Sonun-da iki lokumu almışlar.
Uzmanlar bu iki grubu yirmi yıl boyunca izle-mişler. Sabretmeyip hemen lokumu alanlar,yaşamlarında o kadar da başarı göstereme-mişler, doğru dürüst bir evlilik yaşamı bile ku-ramamışlar, ama sabreden grup ise ilginç şe-kilde hem aile yaşamları, hem insanlarla olanilişkileri oldukça iyi ve güçlü, hem de eğitimalanında oldukça başarılı oldukları gözlen-miştir.
Ama Tanrı Sözü iki bin yıl önce sıkıntılarasabretme insanda dayanma gücünü oluştu-rur, dedi. Başka deyişle sabır insanı dayanıklıkılar. Sabır aynı zamanda Kutsal Ruh'un, ya-ni Tanrı Ruhu'nun ürünleri arasındadır.
CUMARTESİ
Samstag 13NİSAN
April
Sabırlı kişi yiğitten üstündür.Kendini denetleyen de kent-ler fethedenden üstündür.
Süleyman'ın Özdeyişleri 16:32
Besser ein Langmütiger alsein Held, und besser, wer
seinen Geist beherrscht, alswer eine Stadt erobert.
Sprüche 16,32
geduldig, langmütig: sabırlıder Held: yiğit
kontrollieren, beherrschen: denetlemek
İnsanoğlu sabrı yaşam içerisinde öğreniyor,
ama doğuştan gelen bir sabırsızlık vardır in-
sanda. Yeni doğan bebeklere baktığım ızda bi-
le onların ne kadar sabırsız, aceleci oldukları-
nı görürüz. Bir şey isterler, onu hemen alama-
yınca da yüksek sesle ağlarlar. Ama o bebek
büyüdükçe, yaşam şartları, dünyanın bozuklu-
ğu, her istediğini elde edemeyeceği, çoğu za-
man dayanması, sabretmesi gerektiğini yaşa-
m ın gerçekleri ona öğretir. Yani insanın yaşa-
dıkları olumsuzluklar ona sabrı öğretir ister is-
temez. Aslında anne babalar olarak, çocukla-
rım ıza ta o küçük yaşlarda sabır etmeyi öğret-
memiz gerekir. Birçok anne ve baba, çocukla-
rı bir şey ister, alamayınca ağlamaya başlar
ve anne baba da hemen ona istediklerini ve-
rirler. Bu çocuk hele erkekse, daha da durum
kritik. Tabii bunu iyi anlayabilirim, ama çocuk-
ların her istediklerini vermemiz, onlara uzun
vadede zarar getirdiklerini biliyor musunuz?
Her şeyi bağırıp çağırarak alan bir çocuğun
yapısı fazla dayanıklı olmaz. Sabretmeyi öğ-
renmeyen birisi, zorluklar karşısında dayana-
maz, kolay yolu seçer ve kaçar.
PAZAR
Sonntag 14NİSAN
April
Çocuğu tutması gerekenyola göre yetiştir, yaşlandı-
ğında o yoldan ayrılmaz.Süleyman'ın Özdeyişleri 22: 6
Erziehe den Knaben sei-nem Weg gemäß; er wird
nicht davon weichen, auchwenn er älter wird.
Sprüche 22,6
erziehen, großziehen: yetişmekälter werden: yaşlanmak
Peki çocuklarımıza sabretmeyi nasıl öğre-tebiliriz? En başta her istediklerini onlaravermeyerek. Bazen vermeniz gereken şey-leri almaları için birkaç gün beklemeleri ge-rektiğini onlara söylemeniz ve ondan sonravermeniz; sofraya oturduğunuz zaman an-ne ve babanın afiyet olsun, demeden ye-mek yemelerine izin vermemek ve herkesyemeği bitirmeden kimsenin masadan kalk-mamasını sağlamak çok yararlıdır. Çocu-ğunuza haftada belirli bir miktarda harçlıkvermeniz iyi olur. Çocuk herhangi bir şeyisterse, kendi parasıyla almasını, bununiçin de parasını biriktirmesini ve sabırlabeklemesini ona göstermek önemlidir. Ço-cuklara bu türden tutum ve davranışlarlabeklemesini öğretirsek, bu aynı zamandaçocuğa dürtü yönetimini de öğretecektir.
Tanrı Sözü de, çocuğunu tutması gerekenyola göre yetiştir, yani ona doğru yolu gös-ter, sevgiyi, affetmeyi, sabır etmeyi öğret,bunlar ona yaşamı boyunca yardım ede-cektir, diyor.
PAZARTESİ
Montag 15NİSAN
April
Huysuz kişi çekişme yara-tır, sabırlı kişi kavgayı ya-
tıştırır.Süleyman'ın Özdeyişleri 15:18
Ein hitziger Mann erregtZank, aber ein Langmüti-
ger beschwichtigt denRechtsstreit.
Sprüche 15,18
der Streit: kavgabeschwichtigen: yatıştırmak
Ben genelde bir toplantıda, oturumda olduk-ça sabırlıyım. Her şeye acele yanıt vermem.Ama bir tanıdığım var, ikide bir söze atılır,bir şeyler söyler. Söylenenler üzerinde fazladüşünmeden aceleci ve sabırsızdır. Tabii kiher keresinde bir sürü pot kırar. Bir gün ba-na, Aliciğim, sen çok sabırlı davranıyorsun,bu nedenle de pot kırmıyorsun, dedi. Kendi-sine, bak kardeşim, sen acele ediyorsun,sabır göstermiyorsun, bu nedenle de söyle-nenler hakkında kafa yormuyorsun, düşün-müyorsun. Bu olunca da bir düşünceyi sor-gulamadan, tartmadan, düşünmeden kararveriyorsun. Bu da büyük bir hatadır, dedim.
Aslında sabırsız insanlar, kopyacı insanlar-dır, aynı zamanda tembeldirler; işin kolayınakaçarlar. Onun bunun düşüncelerini alıpkendi düşünceleriymiş gibi kullanırlar. Tabiisonra da her şeyi iyi bildiklerini sanırlar.
Sabır bizi biz yapar. Kolaylığa kaçmayı ön-ler. Acıya, sıkıntılara dayanmayı öğretir, so-nuçta, sabrın sonunun selamet olduğu ger-çeğini ortaya çıkarır.
SALI
Dienstag 16NİSAN
April
Tembellik insanı uyuşuk-
luğa iter.Süleyman'ın Özdeyişleri 19: 15
Faulheit versenkt in tiefen
Schlaf.Sprüche 19,15
faul: tembeldie Faulheit: tembellik
schieben: itmek
Tembellik insanı uyuşukluğa, yani derin uyku-
ya sürükler, diyor Tanrı Sözü. Tembelliğin, ai-
le ilişkilerinin iyi olmayışı, başarısızlık, insan
ilişkilerindeki bozuklukların gerisindeki önemli
nedenlerden birisi sabırsızlıktır. Çünkü sabır-
sız insan, dinlemesini bilmez, söylenenlere
kafa yormaz, sorunların nedenlerini araştır-
maz, çünkü sabırsızdır. Sabırsız insanın as-
lında kendisine de özgüveni yoktur. Sabırsız
insan acelecidir. Herhalde şu sözü siz de duy-
dunuz: Türk gibi başla, ama Alman gibi bitir.
Bu, bizim sabırsız olduğumuzu söyleyen bir
deyimdir. Her işe çok iyi ve heyecanla, azimle
başlarız, ama sonunu getirmeyiz. Bunları söy-
lerken, vatandaşlarım ız arasında dünyanın
her yerinde ve özellikle de Almanya'da çok
başarılı insanlar vardır. Onların yaşam öyküle-
rini duyduğumuzda ya da okuduğumuzda, on-
ları başarıya götüren azim ve sabırlarıdır.
Aceleyle yapılan her şeyde hata yapma, zarar
verme, kalpler kırma potansiyeli yüksektir. Sa-
bırsızlık aynı zamanda insanı öfkeye, strese
sokar. Bu nedenle Rab'bin yardım ıyla sabır
etmeyi öğrenmek gerekir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 17NİSAN
April
Kardeşlerim, çeşitli denenmelerlekarşılaştığınızda kendinizi çok se-
vinçli sayınız. Biliyorsunuz ki,imanınızın sınanması katlanış
oluşturur.Yakup 1, 2S3
Haltet es für lauter Freude, meineBrüder, wenn ihr in mancherlei
Versuchungen geratet, indem ihrerkennt, dass die Bewährung eu-res Glaubens Ausharren bewirkt.
Jakobus 1, 2S3
Yer altından çıkarılan en değerli nesneelmastır. Bu sert ve dayanıklı taş diyece-ğim madde güç, çetin koşullar altındaoluşur. Yerin karanlığında, kayalıklarınarasında, korkutucu yalnızlıkta en güzeltaşa dönüşür.
Çiftçi tohum eker, sonra bekler. İlk yağ-mur gelir; ama daha erkendir. Karakışbastırır, yüklü bulutlar gündüzü geceyedönüştürür. Daha erkendir. Çiftçi bir aniçin bile sabrını kaybetmez. Yerin değerliürünü getireceğini bilerek bekler. Sonyağmur düşer, ekin yeşerir, başaklar beli-rir ve irileşir. Sonra sıcaklar bastırır. Ekin-ler sararır. O uzun, sabırlı beklemedensonra altın gibi başaklar saplarını eğer,biçim zamanını ilan eder.
Kurtarıcı Mesih'in şu bunalımlı yeryüzünegelip doğruluk güneşini parlatacağı günde bir gün gelecektir. O'na iman edenlerde o günü sabırla bekliyorlar.
PERŞEMBE
Donnerstag 18NİSAN
April
Melek orağını yeryüzüne salla-dı, yeryüzünün üzümlerini top-ladı. Bunları Tanrı kızgınlığının
cenderesine koydu.Vahiy 14: 19
Und der Engel warf seine Si-chel auf die Erde und las denWeinstock der Erde ab und
warf die Trauben in die großeKelter des Grimmes Gottes.
Offenbarung 14,19
die Sichel: orak
İsa Mesih yeryüzüne tekrar gelince günahlıla-rı nasıl yargılayacağına ilişkin olarak okudu-ğumuz ayetleri bildirilir Tanrı Sözü'nde. Me-sih'in bağlısı o Gün'ü sabırla, katlanışla bek-ler. Ona kötülük, haksızlık, adaletsizlik uygu-layanlardan öç almayı aklının ucuna bile ge-tirmez. Çünkü Tanrı, “Öç benimdir” diye bu-yurur.
Kötü hava koşulları, beklenmedik bir gelişimçiftçinin umutlarını boşa çıkarabilir. Ama diri-len Mesih'in kesinlikle gelip her tür adaletsiz-liği yargılamasını önleyebilecek güç yokturevrende. Kutsal Kitap'ta şu yazılıdır: “Şu an-da Tanrı çocuklarıyız. İleride ne olacağımızdaha belli değildir. Ama Mesih belirgin oldu-ğunda O'na benzer olacağımızı biliyoruz.Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz. İçinde buumut bulunan herkes, Mesih'in suçsuz oldu-ğu gibi, kendini suçtan arıtır” (1. Yuhanna 3,2S3).
Şu kayra çağında Tanrı kadını erkeği Mesiharacılığıyla affedip doğrulukla donatmak isti-yor. Doğrulukla donatılmayan ileride yargıla-nacaktır.
CUMA
Freitag 19NİSAN
April
Yaptıkların ne büyüktür,ya RAB, düşüncelerin
çok derindir.Mezmur 92: 5
Wie groß sind deine Wer-ke, HERR! Sehr tief sind
deine Gedanken.Psalm 92,6
groß: büyüktief: derinsehr: çok
“Dam üstünde saksağan, vur beline kazma-yı!” “İt otu boğa yaprağı!” Bu ve benzeri halkdeyimleri, aslında insanın söylediklerinin birderinliğinin olmadığını, hep yüzeysel kaldığı-nı göstermektedir. Bazı insanlar derin konula-rı düşünmek, bunlarla ilgilenmek istemez.Tabii derin düşünebilmek için, önce insanınbir şeyler bilmesi gerekir. Okuması, araştır-ması gerekir. Ama ne yazık ki, insan bu ko-nuda da oldukça tembeldir. Biraz ciddi konu-lara girildiğinde hemen şu söylenir: “Bunlarderin konular, bunlara girmeye gerek yok!”
Özellikle insanın yaşamı, inancı, cennet ce-hennem konularında insan derinlere inmez.Örneğin, insan kimdir? Yaşamın anlamı,amacı nedir? Kutsal Tanrı'yla sağlıklı ilişkinasıl olur? Günah, ölüm, arınma, kurtulma,yargı, çağın sonu, gelecek düzen ve benzerigibi. Bu tür ilginç konular bazıları için derinkonulardır ve bunlara girmekten çekinir. Amaderini olmayan konuları ufacık bir yel, bir selbile alıp götürecek ve yüzeysel konular tümönemini yitirecek. Oysa derin konuları düşün-mek yaşamsal önem taşır.
CUMARTESİ
Samstag 20NİSAN
April
Benim Sözlerimi işitip uygulayan herkes
konutunu kaya üstüne kuran aklı başında
adama benzer. Yağmur boşandı, seller
bastı, yeller esti. O konuta saldırdılar.
Ama yıkılmadı. Çünkü temeli kaya üstüne
atılm ıştı.Matta 7:24-25
Jeder nun, der diese meine Worte hört
und sie tut, den werde ich mit einem klu-
gen Mann vergleichen, der sein Haus auf
den Felsen baute; und der Platzregen fiel
herab, und die Ströme kamen, und die
Winde wehten und stürmten gegen jenes
Haus; und es fiel nicht, denn es war auf
den Felsen gegründet.Matthäus 7,24S25
Kayanın sağlam, kumun kaygan olduğu bili-nen gerçektir. Sağlam ve dayanıklı bir konutkurmak için zemini sağlam olan yerler aranır.Özellikle ülkemiz bir deprem bölgesidir vebunu bilmek ve öyle bina kurmak hayatiönem taşımaktadır. Bu ruhsal alanda da ge-çerlidir. Sonsuza dek kalacak bir kaya üzerin-de konut kurmak aslında her insanın yapma-sı gereken bir sorumluluktur. Bu sonsuz ka-ya, İsa Mesih'tir.
Çocukların deniz kıyısında kumdan ev kur-duklarını hep görürüz, değil mi! O çocuk birazbüyüdüğünde kum üstünde ev kurulamaya-cağını anlar. Ama kaç kişi ruhsal alanda hepçocuk olarak kalır! Temeli olmayan kuramlarve varsayımlar, batıl inançlar, düşünceler,kupkuru töreler, bedensel iştahlar, gelip geçi-ci şeylerle uğraşır insanoğlu ne yazık ki!
Tanrı Sözü her bir insana şu hayati öneriyiveriyor:
“İlerisi için kendilerine sağlıklı bir temel atsın-lar. Böylece, gerçek anlamda yaşamı oluştu-ran değere sarılsınlar” (I Timoteos 6:19).
PAZAR
Sonntag 21NİSAN
April
Kardeşine yüreğindenefret beslemeyeceksin.
Levililer 19: 17
Du sollst deinen Bruderin deinem Herzen nicht
hassen.3. Mose 19,17
der Hass: nefrethassen: nefret etmek
İnsan Tanrı benzerliğinde özgür yaratılıp sev-
giyle donatıldı; buna rağmen insan nefret, kin
ve kötülükle doludur. Çünkü insan kendi öz-
gür isteğiyle kötüyü seçti ve bu durumlara gel-
di. Kusursuz yaratılan insan, günah işleyerek
o kusursuzluğu mahvetti; kin güden, nefret
duyan, intikam peşinden koşan, savaşan, in-
san kardeşini öldüren, hep onun bunun hak-
kında kötü konuşan, dedikodu yapan duruma
geldi. Tanrı Sözü'nde “Yüreğinde kardeşine
karşı kin gütmeyeceksin” diye yazılıdır.
Adem'in oğlu Kayin, kardeşi Habil'e karşı kin
güttü ve onu öldürdü. Şu ana kadar da insan-
oğlu Kayin'in yolundan gitmektedir. Kini, nef-
reti oluşturan günah mayasıdır. İşte kırılması
gereken bu mayanın etkisidir. Bunun için her
insana bir kurtarıcı gerekir. İşte bu kurtarıcı yi-
ne Tanrı tarafından dünyam ıza yollanan ve
varlığında günahın gölgesi bile bulunmayan,
en korkunç düşmanlığı bile barışa, sevgiye
dönüştüren İsa Mesih'tir. İsa'yı gerçekten tanı-
yan kişi kin, nefret, intikam bağlarından özgür
edilir ve yüreğine o esenlik ve barış gelir. Yü-
reğine barış alan barış içerisinde yaşar.
PAZARTESİ
Montag 22NİSAN
April
İnsan dış görünüşe, Rab
yüreğe bakar.1 Samuel 16: 7
Denn der Mensch sieht
auf das, was vor Augen
ist, aber der HERR sieht
auf das Herz.1. Samuel 16,7
das Äußere, äußerlich: dışdas Aussehen: görünüş
Zengin bir adam ölür; malı mülkü çok! Miras
için yakınları birbirlerine girerler. Bu nedenle
de adam ın malını mülkünü bir türlü paylaşa-
mazlar. Sonunda açık artırmayla adam ın varı-
nı yoğunu satışa çıkarırlar. Halılar, mermer
heykelcikler, tablolar, avizeler, piyano gibi eş-
yalar hemen satılır. Sıra rengi solmuş, basit
görünümlü yağlıboya bir tabloya gelir. Ama bu
tabloya kimse ilgi göstermez. Ancak birisi bu
tabloyu çok ucuz bir fiyata alır. Birkaç yıl son-
ra, bu adam bu tablonun çok değerli olduğunu
anlar ve onu çok yüksek bir değere satar.
İnsanın önünde de onun bilmediği nice değer-
ler vardır. İnsanoğlu genel olarak hep dış gö-
rünüşe bakar; gözüne hoş görünen şeylere
sarılır. Peki değerli dostum, sen hangi değer-
lere sarılmaktasın? Biraz daha kişisel sora-
yım: Yaşam ına, inancına ilişkin doğru kararı
verdiğini kesin olarak biliyor musun? Hayır ha-
yır, ataların, dedelerin hangi yoldan gitti diye
sormuyorum. Sen kendin araştırarak gittiğin
yolun, inandığın inancın doğru olduğundan
emin m isin? Emin değilsen, doğru bir yolda
değilsin demektir! Eminsen, ne mutlu sana!
SALI
Dienstag 23NİSAN
April
Bugün önünüze kutsamayı ve la-neti koyuyorum... Tanrınız RAB'bin
buyruklarına uyarsanız kutsana-caksınız... O'nun buyruklarını din-lemezseniz... lanete uğrayacaksı-
nız.Yasanın Tekrarı 11: 26S28
Siehe, ich lege euch heute Segenund Fluch vor: den Segen, wennihr den Geboten des HERRN, eu-res Gottes, gehorcht, ... und den
Fluch, wenn ihr ... nicht gehorcht.5. Mose 11, 26S28
Dıştan güzel görünen, göz boyayan şeyleri
benimsemek kolay bir iştir. Ama göze güzel,
dıştan iyi görünenler değeri olmayan bir sürü
külüstür şeyler olabilir. Dıştan iyi görünen şey-
lere kurban gidenlerin sayısı hiç de az değ il-
dir. Size de oluyor mu bilmem, ama ben ba-
zen indirilmiş bir eşya alıyorum, eve gelip bir-
kaç gün kullandıktan sonra kazık yediğimin
fark ına varıyorum. Biliyorum ki kazık yemek
hiç de hoş olmayan bir duygudur. Ama yine
de böyle bir kazık yemenin zararı o kadar yük-
sek olmaz, ama varlığına, yaşam ına ilişkin al-
datılırsan, kaba deyimle kazık yersen, bunun
yıkım ı telafi edilemeyecek zararı oluşturur.
Tanrı sevdiği insanlara sonsuz inayetini sun-
du. Yeryüzüne bir kurtarıcı gönderdi, bu kurta-
rıcının insanlar için ölmesini ve yeniden diril-
mesini sağladı. Tanrı'nın tüm insanlığa bildirisi
Mesih'e iman edip yepyeni aşamaya, sonsuz
yaşama kavuşmasıdır. Tanrı'nın sunduğu bu
kurtuluşa kavuşabilmek için kişinin kendisi
evet, istiyorum, demesi gerekir. Tanrı kimseyi
zorlamaz. İnsanın kendi özgür isteğini kullan-
masını ister.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 24NİSAN
April
Düşmanlarınızı sevin, sizden
nefret edenlere iyilik edin. Sizi
lanetleyenlere kutluluk dileyin.
Size kötülük edenler yararına
dua edin.Luka 6:27S28
Liebt eure Feinde; tut wohl de-
nen, die euch hassen; segnet,
die euch fluchen; betet für die,
die euch beleidigen!Lukas 6,27S28
der Feind: düşman
Bir kralın ülkesi komşu bir ülkenin saldırısı-na uğrayınca, kral komutanlarını çağırır,haydi savaşa gidelim, düşmanların hakkın-dan gelelim, der. Saldıran ülkeye karşı öfkeduyan komutanlar fırsatı ganimet bilerek sa-vaşa girerler, öbür tarafı kısa bir sürede ye-nerler. Hemen düşman olan bu halkı kılıç-tan geçirmeyi planlarlar. Tabii kral da bunuisteyecektir. Ama onların bu bekleyişi hayalkırıklığına döner. Çünkü kral düşmanlarınamerhametle davranır. İntikam alma ateşiyleyanan komutanlardan biri, krala sorar: “Düş-manları neden mahvetmiyorsun, verdiğinsözü neden tutmuyorsun?” Kral komutanla-rına kızar ve şöyle der: “Ben düşmanı mah-vetmek için savaşmadım, düşmanlığı mah-vetmek, düşmanlığı yenmek için savaştım!”
Düşman düşmana gazel okumaz demişler,ama kral bambaşka bir bakış açısıyla yakla-şır düşmanlarına.
Böylesine erdemli davranmak, aslında İsaMesih'in öğretisinden esinlenen bir tutum-dur.
PERŞEMBE
Donnerstag 25NİSAN
April
Düşmanın acıkmışsa onu doyur,susamışsa ona içecek ver. Çünkübunu yapmakla, onun başı üstü-ne kızgın korlar yığmış olursun.
Romalılar 12:20
Wenn nun deinen Feind hungert,so speise ihn; wenn ihn dürstet,
so gib ihm zu trinken! Denn wenndu das tust, wirst du feurige Koh-
len auf sein Haupt sammeln.Römer 12,20
Dün bir kralın savaştığını, yengi kazandığını,düşmanlarını yok etmek isteyen komutanları-na, “Ben düşmanlarımı yok etmek için savaş-madım, düşmanlığı yok etmek için savaştım”dediğini söylemiştim.
Tanrı kendisine karşı düşmanca davranangünahlı insanlara düşmanca değil, sevgi veiyilikle davrandı ve halen de davranır. İsa Me-sih'i uğrumuza kurtulmalık olarak sunanO'dur. Öyleyse bizler de aynı tutumu takın-mamız gerekmez mi? Yani düşmanlığa haya-tımızda asla yer vermememiz gerekir. Bu ko-nuda o düşmanla savaşmalıyız; ama düşma-nı yok etmek için değil, her tür düşmanlığıyenmek, yok etmek, düşmanlığı ortadan kal-dırmak için savaşmalıyız. Tabii buna kendigücümüz yetmez. Öyle olsaydı bugün dünya-mız bir barış dünyası olurdu. Ama düşmanlığıyenen ve ortadan kaldıran İsa Mesih'tir. Bizİsa'da ancak düşmanlığı hayatımızdan söküpatabiliriz. Elçi Pavlus da Efesoslular 2:13S15ayetler arasında İsa Mesih'in her tür düşman-lığı yıktığını, ortadan kaldırdığını, O'nun bizimbarışımız olduğunu söyler.
CUMA
Freitag 26NİSAN
April
RAB'den korkmak, kötülükten
nefret etmek demektir. Gurur-
dan, küstahlıktan, kötü yoldan,
sapık ağızdan nefret ederim.Süleyman'ın Özdeyişleri 8:13
Die Furcht des HERRN bedeu-
tet, Böses zu hassen. Hochmut
und Stolz und bösen Wandel
und einen ränkevollen Mund,
das hasse ich.Sprüche 8,13
frech, unverschämt, arrogant: küstah
Bazen insan kendisini Kaf dağında görür!Sanki eliyle önüne çıkan insanlara, çekilin,dünyaları ben yaratmışım gibi bir tavır takı-nır. Bazı insanlar kendisinden, malındanmülkünden, bazıları makamından, eğitimin-den, soyundan, sopundan gurur duyar; bazı-ları da dininden, dinselliğinden, yaşam dü-zeyinden, gezip görmüşlüğünden, gücün-den, arkasından, dayısından, amcasındangurur duyar. Bakın gurur baş melek olan Lu-sifer'i nasıl bir duruma getirdi!
İnsan yaratılmadan önce, Tanrı kendisinekarşı gururlanan parlak melek Lusifer'i ka-tından kovdu. Böylece bu melek iblisin ka-ranlığına dönüştü. Bundan sonra da ataları-mız gurura düşerek Tanrı buyruğuna karşıgeldi. Bu kez Tanrı onları Aden bahçesin-den kovdu. İnsanla Tanrı arasında uçurumoluştu.
Bu bizlere ders olmalıdır. Gururun insanıaşağılara çeken bir özelliği olduğunu unut-mayalım! Tanrı da gururdan nefret ettiğinisöyler.
CUMARTESİ
Samstag 27NİSAN
April
Size yeni bir yürek vereceğim...içinizden taştan yüreği çıkaracak,
size etten bir yürek vereceğim.Hezekiel 36:26
Und ich werde euch ein neuesHerz geben und einen neuen
Geist in euer Inneres geben; undich werde das steinerne Herz auseurem Fleisch wegnehmen undeuch ein fleischernes Herz ge-
ben.Hesekiel 36,26
Balarısı dikenlerde büyüyen çiçeğin özünü
alır, en güzel balı oluşturur. İpekböceği ayak
altında çiğnenen dut yaprağını yer, ipek örer.
Uzman sanatçı kaba bir mermer taşını işler,
bir insan büstü oluşturur. Ressam birkaç liralık
bir beze boya sürer, muazzam bir resim mey-
dana getirir. Bir şair, bir yazar kitabını yazar ve
yılın şairi, yazarı seçilir ve büyük bir ödül alır.
Yeni buluşlarla ilgilenen bilgin ucuz bir demir
parçasını kullanır, en yararlı bir alet ortaya çı-
karır. Posta müdürlüğü düz kağıda güzel bir
pul serisi basar, en değerli pulları oluşturur.
Tüm bunlar bizlere Tanrı'nın insana bir sanat
yeteneği verdiğini gösterir. İnsan sanatta, bilim
ve teknikte oldukça ilerlemiştir. Ama bir du-
rumda hiçbir zaman tek bir adım bile ileriye
doğru atamamıştır. İnsan insanı düzene koya-
mıyor, insan yüreğine barış, esenlik getiremi-
yor. İnsanın kendisini kurtarması da mümkün
değil. Bunu ancak Tanrı başarır. Çünkü Tanrı
insanın yüreğinde işe başlar ve önce insanın
yüreğini değiştirir. Değişen bir yürek esenliğe,
barışa, huzura kavuşur ve etrafına da huzur,
barış ve esenlik getirir.
PAZAR
Sonntag 28NİSAN
April
Siyah insan derisinin rengini,
pars da beneklerini değiştirebi-
lir mi? Kötülük etmeye alışmış
olan sizler de iyilik edemezsiniz!Yeremya 13:23
Kann ein Schwarzer seine Haut
ändern, ein Leopard seine Fle-
cken? Dann könntet auch ihr
Gutes tun, die ihr an Bösestun
gewöhnt seid.Jeremia 13,23
der Leopard: pars
Tanrı insanı topraktan yarattı, ona yaşam ne-fesini üfledi ve insanı yaratılışın baş tacı ola-rak atadı. Başka deyişle insan Tanrı'nın ben-zerliğinde ve öz niteliğinde yaratıldı. Bu ne-denle insan yaratıcı özelliğine sahiptir. Pekiöyleyse insan neden el attığı her şeyi kirleti-yor, bozuyor, kötü emelleri için kullanıyor?Neden insan birbirinin kalkınmasına, geliş-mesine yardım etmiyor da, hep kırıp döküyor,savaşıyor ve öldürüyor? Çünkü insan Tanrıegemenliğini bırakıp iblisin egemenliğine gir-di, şeytanın özelliklerini kuşandı da ondan.
Tanrının en yüce yarattığı insan harika işleryapabilir, ama Tanrı katında yaşamsal duru-munu değiştiremez, kendisini daha iyi bir du-ruma getiremez, çünkü “Kötü kişiyi kendi suç-ları ele verecek. Günahının kemendi onu kıs-kıvrak bağlayacak” (Özdeyiş 5:22).
Tanrı'nın amacı ve isteği, insanı kendi tutku-larından, bağlarından kurtarmaktır. İnsan bukurtuluşu varlığına aldığında, yaratılıştaki ko-numuna geri döner, sonsuzluğun vatandaşıolur. Ancak böyle bir yaşam o esenlik ve ba-rış içerisinde yaşar.
PAZARTESİ
Montag 29NİSAN
April
Öfkeli kişi çekişme çıka-rır, huysuz kişinin baş-kaldırısı eksik olmaz.
Süleyman'ın Özdeyişleri 29:22
Ein zorniger Mann erregtStreit, und ein Hitzigerist reich an Vergehen.
Sprüche 29,22
der Streit: çekişmehervorbringen, bewirken: çıkarmak
En güzel kahve nasıl bir kahvedir diye sorsam,
herhalde köpüklü kahve güzel olur, diyecekler.
Köpüren sabun da iyidir. Ama köpüren insan
olunca - insanın köpürmesi vardır - bu hiç de
iyi değildir; hoş olmayan bir şeydir insanın kö-
pürmesi. İnsan köpürürse ne olur? İnsanın te-
pesi atar, köpürme devam ederse, tehditler
savurur, gözdağı verir. Tabii adam hem fizik-
sel, hem de maddi yönden güçlüyse, tehdit et-
tiği, gözdağı verdiği kişilerin yüreğine korku
salar.
Daima kurt kuzuyu tehdit eder. Güçlü olan
güçsüz olanı korkutur. Bu sadece insan ilişki-
sinde değil, uluslar ilişkisinde de böyledir.
Güçlü olan ülkeler, güçsüz olanlara gözdağı
verir, onları korkutur ve sömürür. Bugüne ka-
dar bu hep böyle oldu, bundan sonra da böyle
olacak. Gözdağı vermenin, korkutmanın bir
tek amacı vardır: karşıdakine istediğini yaptırt-
mak. Tehdit altında olanın yapması gereken
iki nokta vardır: Ya tehdidi ciddiye alacak ve
gereken yasal yollara müracaat edecek ya da
tehdide kulak asmayacak. Tanrı Sözü, “Huy-
suz kişiyle arkadaşlık etme; tez öfkelenenle
yola çıkma!” der (Özdeyiş 22:24).
SALI
Dienstag 30NİSAN
April
Kendisine sövüldüğünde karşı-lık vermedi, acı çektiğinde kim-
seyi tehdit etmedi; davasını,adaletle yargılayan Tanrı'ya bı-
raktı!1 Petrus 2:23
Der, geschmäht, nicht wiederschmähte, leidend, nicht droh-te, sondern sich dem übergab,
der gerecht richtet.1. Petrus 2,23
drohen: tehdit etmek
İnsanlara iyilik etmek, gerçekleri, doğrularısöylemek amacıyla gelen İsa Mesih'e akıl al-maz kötülükler ettiler. Ölüleri bile dirilten, in-sanları her tür tutku ve bağlardan özgür edenİsa Mesih kendisine düşmanca davranan in-sanları bir tek sözle yok edebilirdi, ama Oböyle davranmadı, bunlara ihtiyaç da duyma-dı. O sevgi, merhamet ve affetme yolunuseçti. İşte erdemli, yüce davranış budur. Tan-rı'yı ve insanı hoşnut eden de budur. TanrıSözü insan ilişkilerine çok önem vermektedir.“Ey efendiler, işçilerinize eşit tutumla davra-nın, onları tehdit etmeyin” (Ef.6:9) diyor. Tan-rı'yı sayan, insanlığa değer verenler asla baş-kalarını tehdit etme düşüklüğüne kendisinikaptırmaz.
İsa'nın elçileri, Tanrı'nın kurtuluş haberini ya-yarken, o zamanın din adamları buna çokkızdılar ve onları tehdit ettiler. Haberciler ser-best bırakılınca hiçbir zaman tehdit, öç almayolunu seçmediler, davalarını Rab'be bıraktı-lar. Sevgiyle, merhametle, affetme tutumuyladavrandılar. Bugün de her erdemli insanın tu-tumu, davranışı böyle olmalıdır.
Yorum ve Vaaz CD’lerimiz:
• Kutsal Kitap’ın yorumu (Yaratılış’tanMezmurlar*a kadar)
• İncil’den Matta’dan Romalılar’akadar
• Her sıkıntıda ve acıda şükretme • Yaşam benim• Günlük yaşam sözleri• Eski Antlaşma’da İsa Mesih• İncil’den Yuhanna kesimi• Aile ilişkileri (görüntülü)• Başlangıç (görüntülü)• Doğuş ve Dir i l iş bayramları
(görüntülü)
Her CD 3,00 €’dur. Adresimiz: Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
İnternet ve telefon aracılığıylaher gün cesaret veren 2-3dakikalık bir vaazı ya da 20-30dakikalık Kutsal Kitap yorumunudinleyebilirsiniz.
Telefon numarası:
0 64 41 - 208 16 15
Ayrıca 2-3 dakikalık cesaret ve-ren sözlerin bir kısmını ve yo-rumları CD’ler haline getirdik.Onları da adresimizden sağlaya-bilirsiniz. Her CD 3,00 €’dur.
www.tuemib.de internet say-famızdan yayınlarımızı dinleye-bilirsiniz.
Şu kitapları okudunuz mu?Mutluluğun Sırrı . . . . . . . . 3,50 €İsa kaderim mi? . . . . . . . . 2,00 €Kutsallığa doğru . . . . . . . . 3,50 €Noel nedir? . . . . . . . . . . . . 1,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . 3,50 €Yaşamın Amacı Ne? . . . . . 2,00 €Sevginin 5 dili . . . . . . . . . . 5,00 €Vaat . . . . . . . . . . . . . . . . . 4,00 €Golgota Yolu . . . . . . . . . . 3,00 €O’nun izinde . . . . . . . . . . . 6,00 €Kutsal Kitap dizini (Büyük boy,2475 sayfa) . . . . . . . . . . . 22,00 €
Kitapları isteme adresi:Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Sevgili okuyucularımız, şu kitapları o-kumanızı özellikle öneriyoruz:
Sevginin beş dili (evlilik ilişkilerindeizlenmesi gereken ilkeler - evli ve ev-lenecek olan herkesin okuması gere-ken bir kitap) . . . . . . . . . . . . . 6,50 €Noel nedir? . . . . . . . . . . . . . 1,00 €Vaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . 3,50 €Nihai sorular . . . . . . . . . . . . 2,00 €Kutsal Kitap yorumları . . 45,00 € (5 cilt)Açıklamalı Kutsal Kitap . . 29,00 €
Kitapları isteme adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
ÇARŞAMBA
Mittwoch 1MAYIS
Mai
(Avrupa ülkelerinin çoğunda tatildir)
Bakın göğün kuşlarına! Ne eker, ne bi-
çer, ne de ambarlara biriktirirler. Öy-
leyken göksel Babanız onları doyurur.
Siz kuşlardan çok daha üstün önem
taşımıyor musunuz?Matta 6:26
Seht hin auf die Vögel des Himmels,
dass sie weder säen noch ernten,
noch in Scheunen sammeln, und euer
himmlischer Vater ernährt sie doch.
Seid ihr nicht viel wertvoller als sie?Matthäus 6,26
İnsanın yaşamında bir sürü kaygı, korku, dertve elem barınmaktadır. Genellikle bunlar pekaçığa vurulmaz. Ama insanı için için yiyip tü-ketir bu kaygılar, korkular. Benim sonum neolacak! Bu hastalığımın sonu nereye vara-cak? Yalnızlığımı nasıl yeneceğim? Şu eşim-le olan sorunum ne olacak, çocuğumun halinereye varacak! Bu şekerimden, tansiyonum-dan hiç kurtulamayacak mıyım? Kalbim ikidebir tekliyor, acaba bir kalp krizi mi geliyor?Genç olanlar ise, okuyabilecek miyim, iş bu-labilecek miyim, borçlarımı ödeyebilecek mi-yim? gibi sorularla boğuşurlar ve daha bir sü-rü kaygılar, korkular!
Bugünkü ayetimizin anlamı hiç çalışmamak,uğraşmamak, planlar yapmamak değildir. Gi-yecek, yiyecek, barınmak bu yaşamda her in-sanın ihtiyacıdır. Bunun için de çalışmak, ça-balamak gerekir. Ama burada önemli olannokta, insanın canıdır. İnsanın canı her şey-den daha önemlidir. Tüm evreni YaratanTanrı canı, ruhu olmayan kuşları gerektiği gi-bi besliyorsa, onlara bakıyorsa, O'nun en de-ğerli yaratığı olan insanı unutabilir mi hiç!
PERŞEMBE
Donnerstag 2MAYIS
Mai
Bakın göğün kuşlarına! Ne eker,ne biçer, ne de ambarlara biriktirir-ler. Öyleyken göksel Babanız onla-rı doyurur. Siz kuşlardan çok dahaüstün önem taşımıyor musunuz?
Matta 6:26
Seht hin auf die Vögel des Him-mels, dass sie weder säen nochernten, noch in Scheunen sam-
meln, und euer himmlischer Vaterernährt sie doch. Seid ihr nicht
viel wertvoller als sie?Matthäus 6,26
Çalışmalıyız, geleceğim izi düşünmeliyiz. Ama
bunları yaparken canım ızın, ruhumuzun öne-
mini de unutmamalıyız. Her canlıyı düşünen,
besleyen Tanrı, biz insanı hiç unutabilir mi?
Bu mümkün değil.
Şunu yanlış anlamayalım: Can, beden değil-
dir. Can insanın iç dünyasıdır. İnsan seçebi-
len, ayırt edebilen, seven, merhamet gösteren
bir varlıktır. Ruh ise, Tanrı'nın insan varlığına
koyduğu ve sonsuza dek yaşayacak olandır.
Bu nedenle de diyebiliriz ki, insan da üçte tek-
lidir. Beden, can ve ruh.
Tanrım ız göksel Babam ızdır. Sorunlarım ızı,
kaygılarım ızı O'na götürmek bize verilen bir
yetkidir. O'na gerçekten cesaretle gidebiliriz.
Biz, bize düşeni yaptığım ızda, Tanrım ız da
kendisine düşeni yapacaktır.
İnayetin, sevginin, merhametin kaynağı Tan-
rı'dır. İşte Tanrı, bu inayetinden, sevgisinden
ve merhametinden herkesin yararlanmasını
istemektedir. O'na gelen Tanrı'ya baba deme
yetkisine sahiptir. İşte bu göksel baba, sana
da tüm kaygılarını, korkularını ve ihtiyaçlarını
bana getir ve bana ver, diyor.
CUMA
Freitag 3MAYIS
Mai
Ey bütün yorgunlar ve yükleriağır olanlar, bana gelin, bensizlere rahat, huzur veririm.
Matta 11: 28
Kommt her zu mir, alle ihrMühseligen und Beladenen!Und ich werde euch Ruhe
geben.Matthäus 11,28
die Ruhe: rahat, huzurgeben: vermek
Yorgunlar, yükleri ağır olanlar! demek, kişiningünah yükünün ağırlığını göstermektedir. Buaynı zamanda iman yaşamında yükü ağırolanlar demektir. Ne tür yüklerin, kaygılarınvardır? Ne tür zayıflıklarını bir türlü yenemi-yorsun? Hangi yük seni ezmektedir? İsa, se-nin işin bana gelmektir, benim işim de bu yü-kü senin üzerinden kaldırmaktır, diyor. İsa'yagitmek için iman ilkesi devreye girmelidir. Ya-ni İsa'ya gelmek demek, O'na iman etmekdemektir (H.İ.16:31); O'nu hayatımıza kabuletmek (Yu.1:12); O'na yönelmek (Yeş.45:22);O'na ilişkin tanıklıkta bulunmak, O'nu bildir-mek (1 Yu.4:2); O'nu işitmek (Yu.5:24,25); veRabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşam arma-ğanını kabul etmek (Rom. 6:23) demektir.
Ben size huzur veririm, diyor İsa Mesih. Sende huzur arıyorsun, değil mi? Huzurun yolu,İsa'ya gelmektir. Bu huzur bir armağan olarakveriliyor. Sen günahlısın ve bu nedenle seninyükün ağırdır. Senin yapacağın sadece O'nayönelmek, O'na gitmektir. O, bu huzuru,esenliği armağan olarak sunuyor, veriyor.
CUMARTESİ
Samstag 4MAYIS
Mai
Çünkü Tanrı dünyayı o kadarsevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi.
Öyle ki, her kim O'na iman eder-se mahvolmasın, sonsuz yaşam
kavuşsun.Yuhanna 3: 16
Denn so hat Gott die Welt ge-liebt, dass er seinen eingebore-nen Sohn gab, damit jeder, der
an ihn glaubt, nicht verlorengeht, sondern ewiges Leben hat.
Johannes 3,16
Bugün okuduğumuz ayet İncil'in özetini veren
bir ayettir. Ama birçok insan, bu ayette geçen
“Tanrı Oğlu” sözüne takılıp kalır ve burada ve-
rilmesi gereken Tanrı'nın o derin sevgisi göz-
den kaçırılm ış olur. İncil'de geçen Oğul sözü
asla fiziksel anlamda değildir, tamamen ruh-
sal anlamdadır. Örneğin, yaş lı birisi bize “oğ-
lum” derse, onun bizim babam ız olduğunu
söylemeyiz, değil mi? Ya da gezmeyi çok se-
ven birisine yol oğlu denir. Bununla o kimse-
nin babasının yol olduğunu düşünmeyiz. Tanrı
Oğlu sözü de İsa Mesih'in Tanrı'nın özünden
çıkıp geldiğini gösterir. Bunu belirttikten sonra
bu ayetin neleri içerdiğine bakalım ve buna
önümüzdeki günlerde de bakacağız.
Bu ayet bize, Tanrı'nın büyük sevgisini göster-
mektedir. Tanrı'nın bu eşsiz, harika sevgisi
O'nun bize uzattığı en büyük armağandır.
Tanrı sevgisinin ne denli yoğun ve büyük ol-
duğu, sadece ve sadece, kendisine bu sevgi-
nin gösterildiği kimsenin değersizliğiyle ölçüle-
bilir. İncil şöyle diyor: “Tanrı bize olan sevgisini
şununla kanıtlıyor: Biz daha günahlıyken, Me-
sih bizim için öldü!”
PAZAR
Sonntag 5MAYIS
Mai
Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çoksevdi ki, biricik Oğlunu verdi.
Öyle ki, O'na iman edenlerin hiç-biri mahvolmasın, ama hepsi
sonsuz yaşama kavuşsun.Yuhanna 3: 16
Denn so hat Gott die Welt ge-liebt, dass er seinen eingebore-nen Sohn gab, damit jeder, der
an ihn glaubt, nicht verlorengeht, sondern ewiges Leben hat.
Johannes 3,16
Tanrı bizleri yaptığımız işlerden razı olduğuiçin sevmedi. Bizler günahlıyken, suçluyken,kayıpken, Tanrı'yı aramazken O bizi sevdi.O'nun sevgisi seni, sen O'nu aramazken arı-yor ve seni bulup kurtarmak istiyor.
Tanrı seni daha doğmadan önce tanıyordu;sen yaratılmadan önce neye ihtiyacın olduğu-nu biliyordu. Tanrı bu ihtiyacın karşılanabil-mesi için ne yapılması gerektiğini bildiğinden,öz varlığı olan ve ruhsal anlamda biricik Oğluolan İsa Mesih'i yeryüzüne gönderdi. Tanrı,Rab İsa Mesih'in kişiliğinde dünyamıza adımattı ve bizim gibi bir insan olarak nelerle de-nendiğimizi, ne tür zayıflıklarımızın olduğunugördü; Kendisi asla günah işlemedi; ama gü-nahlarımızın gerektirdiği cezayı üstlendi, çar-mıh üzerindeyken Tanrı tarafından dışlandı,ama Tanrı'nın isteklerini, yasanın gerektirdik-lerini karşılayarak bizi Kendisiyle barıştırdı.Dostum Tanrı'nın sevgisini, inayetini hiçbir dilyeterince anlatamaz. O'nun sevgisi öylesineengin, öylesine derin ve yüksek ki, buna an-cak hamdolsun diyebiliriz.
PAZARTESİ
Montag 6MAYIS
Mai
Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi
ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki,
her kim O'na iman ederse ...
sonsuz yaşama kavuşsun.Yuhanna 3: 16
Denn so hat Gott die Welt ge-
liebt, dass er seinen eingebore-
nen Sohn gab, damit jeder, der
an ihn glaubt, nicht verloren
geht, sondern ewiges Leben
hat.Johannes 3,16
Verme sevgiyle büyür. Tanrı ilkin sevdi, sonra
verdi. Tanrı beni, İsa benim için öldü diye sev-
miyor. Tam tersine İsa Mesih, Tanrı beni çok
sevdiği için ölmüştür. Mesih İsa sonsuzluktan
çıkıp geldi, yaşadı, öğretti, sevdi, bağışladı, öl-
dü, ölümden dirildi ve tekrar göğe çıktı. İsa'nın
hayatındaki bütün bu olaylara insanlık tarihi ta-
nık oldu. Zaman ötesinden gelen, zaman içeri-
sinde yeryüzünde yaşayıp ölen ve ölümden di-
rilen İsa Mesih, şimdi Baba Tanrı'nın sağında
oturmakta ve sonsuzlara dek zaman ötesinde
yaşamakta ve Kendisine iman edenlere verdi-
ği sonsuz yaşamı korumaktadır. Bize hiçbir za-
man yalan söylemeyen Kutsal Kitap'tan gelen
yüce Tanrı'nın sönmeyen, değişmeyen, solma-
yan ve hiçbir zaman yok olmayan sevgisi üze-
rindeki bu görkemli gerçek, bize, kaybolanlar
uğrunda severek canını veren İsa Mesih ara-
cılığıyla bildirilmiştir.
Tanrı'nın sizi seviyor olması İYİ haber değil
mi? Siz O'nun için çok değerlisiniz! Tanrı, gör-
kemini sizinle paylaşmak, sizin, bir gün Oğlu
İsa Mesih'i yüceltecek milyarlarca insan ara-
sında bulunmanızı istiyor.
SALI
Dienstag 7MAYIS
Mai
İşte dünyanın günahınıkaldıran Tanrı Kuzusu!
Yuhanna 1: 29
Siehe, das Lamm Got-tes, das die Sünde der
Welt wegnimmt!Johannes 1,29
das Lamm: kuzuwegnehmen: kaldırmak
Bir gün İsa Mesih'in kendisine doğru gel-mekte olduğunu gören Yahya peygamber,şöyle seslendi: “İşte, dünyanın günahlarınıkaldıran Tanrı Kuzusu!” Tanrı, ruhsal an-lamda biricik Oğlu olan İsa'yı bizlere bir ar-mağan olarak verdi. İsa Mesih daha dün-yalar yaratılmadan önce Kurtarıcımız atan-dı, Tanrı Kuzusu olarak çarmıh üzerindebizim yerimize kurban edildi ve öldü ki,bizler sonsuz yaşama kavuşalım. KutsalKitap çok açık bir şekilde, kan dökülmeksi-zin bağışlanmanın mümkün olmayacağınıve günahların kaldırılamayacağını belirtir.
Şu halde bizim için yapacak iki şey kal-maktadır. Bu sonsuz kurtuluş armağanınıya kabul edeceğiz ya da reddedeceğiz.Dünyanın her neresinde bulunursanız bu-lunun, zengin ya da yoksul olun, eğitimgörmüş ya da görmemiş olun, yüksek sı-nıftan ya da basit sınıftan olun hiç fark et-mez - Tanrı sizi seviyor ve sonsuz yaşamakavuşasınız diye size sunmuş olduğu Kur-tarıcı İsa Mesih'i kabul etmenizi istiyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 8MAYIS
Mai
Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi
ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki,
O'na iman eden yok olmasın,
sonsuz yaşama kavuşsun.Yuhanna 3: 16
Denn so hat Gott die Welt ge-
liebt, dass er seinen eingebore-
nen Sohn gab, damit jeder, der
an ihn glaubt, nicht verloren
geht, sondern ewiges Leben
hat.Johannes 3,16
“O'na iman eden yok olmasın!” Neye iman
eden yok olmasın? Kurtarıcı İsa Mesih'e iman
eden yok olmasın! Yüce Tanrı bu armağanı
bize sunmuş olmasaydı bizim için hiçbir kurtu-
luş yolu olmayacaktı. Kesilen hiçbir kurban
Tanrı'yı yeterince hoşnut edemeyecek, başka
hiçbir yol bizi Tanrı'ya götüremeyecekti.
Yol olmadan Tanrı'yı bilemeyiz, yaşam olma-
dan büyüyemeyiz. İşte İsa Mesih benim bu
büyük ihtiyacım ı bildiği için büyük bir sevgiyle
çarm ıh üzerinde yerime öldü. Çünkü O ölme-
seydi benim için kurtuluş olmayacaktı; O'nun
öldüğü yerde benim ölmem gerekecekti ve
sonsuzluğu kesin bir çaresizlik ve umutsuzluk
içerisinde geçirmek zorunda kalacaktım. Son-
suzluğa dek kaybolacak ve işlemiş olduğum
bütün günahların cezasını kendim üstlenecek-
tim. Bu armağanın ne yüce bereketler sundu-
ğunu belirten sözler, ayetimizin geri kalan ke-
siminde bulunuyor. Şöyle okuyoruz: “O'na
iman eden kimse yok olmasın, ama sonsuz
yaşama sahip olsun!” İsa'ya iman eden her
insan bu armağanın getirdiği bereketlerden
yararlanacaktır.
PERŞEMBE
Donnerstag 9MAYIS
Mai
(Avrupa ülkelerinin çoğunda dinibayramdır)
Sevgiyi engin sular söndüremez,ırmaklar süpürüp götüremez.
Ezg¥ler Ezgisi 8: 7
Mächtige Wasser sind nicht inder Lage, die Liebe auszu-
löschen, und Ströme schwem-men sie nicht fort.
Hoheslied 8,7
(etw.) auslöschen: söndürmek
İnsan sevgisi her zaman eksik, çıkarcı vekarşılıklı bir sevgidir. Tanrı'nın sevisi böy-le değildir, tam, sonsuz ve eksiksiz birsevgidir. O'nun sevgisini engin sular sön-düremez, seller süpürüp götüremez.O'nun sevgisi yumuşaktır, sevgi doludurve şu anda bile bulunduğumuz yere ka-dar gelerek bize ihtiyacımızı hatırlatıyor.Bu, sevginin aktığı Kaynağı, İsa Mesih'igösteriyor.
Evet dostum, Tanrı sizi de günahlarınıza,isyanlarınıza, kötülüklerinize rağmen se-viyor ve kurtarmak istiyor. O'nun kurtarışgirişimini biliyorsunuz. Tanrı, sonsuz Sö-zü olan İsa'yı yeryüzüne gönderdi ve İsabüyük bir sevgiyle günahlarımızın gerek-tirdiği ölüm cezasını Kendi üzerine aldı.Bize yapacak sadece bir şey kalıyor, o daİsa'yı imanla hayatımıza çağırmak veO'nu Rabbimiz ve Kurtarıcımız olarak ka-bul etmektir.
CUMA
Freitag 10MAYIS
Mai
Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargıla-mak için göndermedi; dünya
O'nun aracılığıyla kurtulsun di-ye gönderdi.
Yuhanna 3: 17
Denn Gott hat seinen Sohnnicht in die Welt gesandt, dass
er die Welt richte, sonderndass die Welt durch ihn errettet
werde.Johannes 3,17
durch ihn: (onun) aracılığıyla
Bugünkü ayetimizde Tanrı biz insanlara
olan eşsiz sevgisini, bu sevgisinden dola-
yı da bizlere sonsuz yaşamı armağan ola-
rak vermek istediğini, O'nun bu armağanı-
nı kabul etmediğimizde O'nun çetin yargı-
sıyla karşılaşacağımızı bize bildiriyor.
Tanrı, İsa Mesih'i dünyayı yargılamak için
değil; ama dünya O'nun aracılığıyla kur-
tulsun diye göndermiştir.
Burada İsa Mesih'in ilk gelişinde bir Yar-
gıç olarak gelmediğini görüyoruz. Kendi-
siyle kardeşi arasında hakemlik yapması
için İsa'ya gelen adama İsa, “Ey adam,
kim beni üzerinize yargıç ya da hakem
yaptı?” diyerek karşılık vermişti.
Biliyor musunuz, İsa Mesih dünyayı yargı-
lamaya gelmedi; suçlamaya gelmedi. Sa-
dece aramaya da gelmedi; ama arayıp
bulup kurtarmaya geldi. Eğer O'na Kurta-
rıcı dersek, O'nun adını söylemiş oluruz.
Çünkü O Kurtarıcıdır. O senin de kurtarı-
cın olmak istiyor.
CUMARTESİ
Samstag 11MAYIS
Mai
O'na iman eden yargılan-maz, iman etmeyen ise za-
ten yargılanmıştır.Yuhanna 3: 18 a
Wer an ihn glaubt, wirdnicht gerichtet; wer aber
nicht glaubt, ist schon ge-richtet.
Johannes 3,18 a
das Gericht: yargırichten: yargılamak
Mesih'e iman eden bir kimse asla yargılanma-
yacaktır. İsa Mesih'e iman etmeyenler ise
çoktan yargılanm ışlardır. Bugün dünyanın yar-
gılandığını düşünen insanların sayısı pek çok-
tur. Hayır, dünya henüz yargılanm ıyor. Dünya
bugün kayıptır. Bizler kayıp bir dünyada yaşı-
yoruz. Kaybolmuş olduğumuzu görüp anla-
mak için son yargıyı beklememize hiç gerek
yoktur. Bizim durumumuz bir hapishanede tu-
tuklu bulunan ve kendisine tanınan affı kabul
edip etmediği sorulan bir tutsağın durumuna
benziyor.
Tanrı Sözü sana, yargılanmakta olduğunu de-
ğil, ama çoktan yargılanıp sonsuz ölüm cezası
giydiğini ve infazın yerine getirilmesi için bek-
lediğini söyler. Tanrı Sözü aynı zamanda sana
affedilmenin mümkün olduğunu da söyler. Bu-
radaki önemli nokta sana tanınan bu affı ka-
bul edip etmeyeceğindir. Sana tanınan bu af-
fedilmeyi kabul edersen ölüm cezasından kur-
tulacaksın. İşte, İncil'in sevinç getirici haberi
çoktan yargılanıp sonsuz ölüm cezasına çarp-
tırılan günahkârın kurtulabileceğ ini müjdeler.
Bundan daha güzel bir haber olabilir mi?
PAZAR
Sonntag 12MAYIS
Mai
O'na iman eden yargılan-maz, iman etmeyen ise za-
ten yargılanmıştır.Yuhanna 3: 18 a
Wer an ihn glaubt, wirdnicht gerichtet; wer aber
nicht glaubt, ist schon ge-richtet.
Johannes 3,18 a
glauben: iman etmekschon, sowieso: zaten
“İsa'ya iman eden hiçbir zaman yargılanma-yacaktır” sözü bu dünyada insana verilebile-cek en harika, sevinç getiren, insanın yüreği-ne esenlik, barış koyan bir vaattir. Bu vaadiveren ben değilim, Tanrı'nın ta kendisidir.
“O'na iman eden yargılanmaz” sözü, gelecek-te olacak olan bir yargı değil; insan zaten ha-pı yutmuştur, yani gerçekte şu anda var olanbir yargıdır. Örneğin, korkunç kansere yaka-lanan birisi yaşamasına rağmen, kanser onuiçin için kemirmektedir. Günahlı insan da oyargıyı giymiştir. Tanrı Sözü, “iman etmeyenkimse zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nıngönderdiği kurtarıcıya iman etmemiştir” diyor.
Dünya bizim zengin ya da yoksul oluşumuz-la, doğuda ya da batıda yaşıyor olmamızladeğil; ama Kutsal Kitap'ın dediğine göre, ba-sitçe kurtulmuş ya da kurtulmamış olmamız-la, İsa Mesih'e iman etmiş ya da O'nu reddet-miş olmamızla ölçülmektedir. Ayetimizde ge-çen “yargı” sözü, İsa Mesih'e iman edenleriçin ceza ya da hüküm giymek değil, tam ter-sine yargıdan tamamen kurtulmaktır.
PAZARTESİ
Montag 13MAYIS
Mai
Yargı şudur: Dünyaya ışık geldi,ama insanlar karanlığı Işık'tan da-ha çok sevdiler. Çünkü onların iş-
leri kötüdür.Yuhanna 3: 19
Dies aber ist das Gericht, dassdas Licht in die Welt gekommenist, und die Menschen haben dieFinsternis mehr geliebt als dasLicht, denn ihre Werke waren
böse.Johannes 3,19
Dünkü ayetimizde, İsa Mesih'e iman eden yar-
gılanmayacaktır, iman etmeyen ise zaten yar-
gıyı giymiştir, diye okumuştuk. Bugünkü ayeti-
mizde insanlar, dünyaya İsa Mesih'in kişiliğin-
de gelen IŞIK'la karşılaştıkları zaman, Işığı
seçeceklerine karanlığı tercih ettiler, diye yazı-
yor. Bu nedenle Tanrı burada yargıdan geçme
işinin nasıl olduğunu açıklamaktadır. İnsanlar
karanlığı seçmişlerdir ve böylece kendilerini
karanlığa kapatarak, bilinçli bir şekilde Işıktan
uzak durmuşlardır. Şu soruyu soralım. “Bu in-
sanlar neden karanlığı seçiyorlar?” Bunun ya-
nıtını Yuhanna 3:20 ayeti veriyor: “Kötülük ya-
pan herkes Işık'tan nefret eder ve yaptıkları
açığa çıkmasın diye Işığa yaklaşmaz!” Başka
deyişle, yapm ış oldukları kötülük ve sahtekâr-
lıkların çokluğu altında ezildiklerinden, bu gü-
nahlı duruma alışmanın getirdiği rahatlıktan
rahatsız edilmek istemiyorlar ve bu nedenle
kendilerine gelen ışığı reddediyorlar. Sonuç
olarak karanlığı daha çok seviyorlar ve böyle-
ce kendilerine hüküm giydiriyorlar. Oysa, insa-
nın karanlıktan kurtulma yolunu Tanrı açm ış-
tır. Mesih'e iman eden o Işık'a sahip olur.
SALI
Dienstag 14MAYIS
Mai
Yargı şudur: Dünyaya Işık geldi,
ama insanlar karanlığı Işık'tan
daha çok sevdiler. Çünkü onla-
rın işleri kötüdür.Yuhanna 3: 19
Dies aber ist das Gericht, dass
das Licht in die Welt gekommen
ist, und die Menschen haben
die Finsternis mehr geliebt als
das Licht, denn ihre Werke wa-
ren böse.Johannes 3,19
Işığın özelliği aydınlatmak, göstermek ve ya-
şam sağlamaktır. Işıksız yaşam olmaz. Ruh-
sal anlamda da Işık olmadan sonsuz yaşam
mümkün değil. İsa bu Işık'tır. Işık olan İsa bu
karanlık dünyaya Işık olmak için geldi. Ama
insanoğlu ne yapıyor? Işığa geleceğine karan-
lıkta kalmayı tercih ediyor. Hatta Işık her şeyi
ortaya çıkardığı için, insanlar Işıktan nefret bi-
le ediyorlar. Nefret etme sözü İncil'in Yuhanna
kesiminde on iki kere geçmektedir. Nefret et-
menin nedeni şudur: Biz ışığa geldiğim izde,
karanlık kendisinin ne olduğunu açıkça göste-
rir; kendisini açıkça gösterdiği için azarlanır.
Bu rahatsız edici görünümü biz elbette beğen-
meyiz. Bunun doğal bir sonucu olarak da, ka-
ranlıkta yaşayanlar ve karanlığı sevenler, Işık-
tan ve Işıkta yaşayanlardan nefret ederler. Bir
hasta, kendisine hastalığını ve hastalığının te-
davisini söyleyen doktora şükran duyguları ta-
şır. Ama bu aynı kişi, kendisinin günahlı ve
kayıp olduğunu, bir Kurtarıcıya ihtiyacı oldu-
ğunu, bu nedenle Tanrı'nın sonsuz yaşam ar-
mağanını, yani İsa Mesih'i kabul etmek zorun-
da olduğunu söyleyen arkadaşına büyük öfke
duyar.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 15MAYIS
Mai
Gerçeği uygulayan kişi, yap-
tıklarını Tanrı'ya dayanarak
yaptığını göstermek için Işığa
gelir.Yuhanna 3: 21
Wer aber die Wahrheit tut,
kommt zu dem Licht, damit
seine Werke offenbar werden,
dass sie in Gott gewirkt sind.Johannes 3,21
die Wahrheit: gerçek
Bir önceki ayette İsa, “İşleri kötü olan herkesışıktan nefret eder” demişti. Diğer bir deyişle,bilerek ve devamlı olarak yanlış yapan kim-seler ışığı sevmezler. Burada “ışık” ve “ger-çek” sözcükleri benzer anlamlarda kullanıl-mışlardır. “Gerçeği uygulayan kişi ışığa gelir.”“Yanlış” ve “karanlık” her zaman “ışığın” ve“gerçeğin” karşısındadırlar.
Rab İsa Mesih bizi kurtarmak için öldü, ancakbu insanlara otomatikman kurtuluş getirmez.İman etmedikçe hiç kimse kurtulmaz! İmaneden bir kimse hüküm giymez. İman edenkimsenin Tanrı'nın yargısından korkmasınahiçbir neden yoktur. “Gerçeği uygulayan kişi,işlerini Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsundiye ışığa gelir.” Burada aslında doğal olma-yan bir terimle karşılaşıyoruz. Biz genelliklegerçeği uygulamaz, söyleriz; ama buradagerçeğin uygulanmasından söz etmektedir.Şu halde gerçek olan sözler olduğu kadar,gerçek olan uygulamalar, davranışlar da var-dır. Şimdi gerçeği hayatımıza aldığımızda veuyguladığımızda ışıktayız ve Işık bunun böyleolduğunu açıkça gösterecektir.
PERŞEMBE
Donnerstag 16MAYIS
Mai
İman ederek inayetle kurtul-dunuz. Bu kendi başarınız
değil, Tanrı'nın armağanıdır.Efesoslular 2: 8
Denn aus Gnade seid ihrerrettet durch Glauben, unddas nicht aus euch, Gottes
Gabe ist es.Epheser 2,8
das Geschenk, die Gabe: armağan
İsa Mesih, günahlarından kurtulup, sonsuzyaşama kavuşmanın tek yolunun yenidendoğuş olduğunu söylemiştir. Peki bir insannasıl yeniden doğar? Bir kimse İncil'in çağ-rısına karşılık verir, günahlı olduğunu görürve bu günahlarının bağışlanması için kurta-rıcı İsa Mesih'e tövbeyle gelirse ve İsa'yaiman ederse o kimsenin tüm günahları ba-ğışlanır ve bu kimse ruhsal anlamda yeni-den doğar, yani yukarıdan, Tanrı'dan do-ğar. Böyle bir kimse artık tümden bağışlan-mış ve sonsuz yaşama kavuşmuş bir kim-sedir. Bu kurtuluş insanın çaba ve gayret-leriyle sağlanmadı. Tamamen, Tanrı'nıninayetine, sevgisine dayalıdır.
Mesih'in ölmesindeki amaç, iman edenlereyaşam vermekti. Biz iman edenlerden sözettiğimizde, İsa Mesih'in günahkârlar içinölüp dirildiğine inanan ve O'nu Rab ve Kur-tarıcı olarak kabul edenlerden söz ediyo-ruz. Şu halde böyle bir imana sahip olan-lar, İncil'e göre Tanrı'nın çocuklarıdırlar veböylelerinin sonsuz yaşamı vardır.
CUMA
Freitag 17MAYIS
Mai
RAB'be yeni bir ilahi okuyun.Çünkü O şaşılacak işler yaptı.Sağ eli ve kutsal pazısı kendi-
sine zafer verdi.Mezmur 98:1
Singt dem HERRN ein neuesLied, denn er hat Wunder ge-
tan! Ihm half seine Rechte undsein heiliger Arm.
Psalm 98,1
das Lied: ezgidas Wunder: harika
İmanım huzurlu bir yer buldu;
Ne bir dinde, ne de bir tarikatta.
Var olan diri Tanrı'ya inanıyor;
O'nun yaralarıyla şifa buluyorum.
İsa'nın kurtardığını biliyorum;
Böylece ne korku ne de keder kalıyor.
Günahlıyım, O'na geliyorum;
O'nun beni atmayacağını çok iyi biliyorum.
O'nun Sözüne güveniyorum; Yazılı Sözle-
rine dayanıyorum.
Kurtuluş Kurtarıcımın adındadır; O'nun
kanıyladır.
Başka söze hacet yok;
İsa'nın benim için öldüğünü iyice biliyo-
rum.
Ölümü yenerek dirildiğini biliyorum.
Ş imdi de Baba Tanrı'nın sağında oturmuş
Benim için aracılık etmektedir.
CUMARTESİ
Samstag 18MAYIS
Mai
Beni dinleyen, güvenlik için-de yaşayacak, kötülükten
korkmayacak, huzur bulacak.Süleyman'ın Özdeyişleri 1: 33
Doch wer auf mich hört, wirdsicher wohnen, kann ruhig
sein vor des UnglücksSchrecken.
Sprüche 1, 33
hören, gehorchen: dinlemekdas Unglück: kötülük, felaket
Değerli okuyucumuz, içinde doğup büyü-düğümüz aile, çevre, toplum, kültür neolursa olsun, Tanrı'yı sayıp sevmek ya dasevmemek, İsa Mesih'e bağlanmak ya dabağlanmamak konusunda, karar vermeyeteneği olan herkesin kendisi için kararvermesi gerekir. Hiç kimse bizim yerimizebu kararı veremez. Biz kendimiz kararvermek zorundayız.
Tanrı yaşamdır ve O herkese sonsuz ya-şamı vermek istiyor. Hem de bunu sevgi-sinden dolayı bir armağan olarak sunu-yor. Tanrı'nın insanlara sunduğu bu ya-şam insana doğuşta otomatik olarak ve-rilmiyor. İnsan günahlı olduğu için, yaşamolan Tanrı'dan kopuktur. Bu nedenleTanrı'nın insana sunduğu bu yaşamı al-maya insan karar vermelidir. Rab'be dön-meye karar verip Rab'bi dinleyen, güven-likte yaşayacak ve huzur bulacaktır.
PAZAR
Sonntag 19MAYIS
Mai
PENTİKOST BAYRAMI / PFINGSTEN
Tövbe edin, her biriniz İsa Me-sih'in adıyla vaftiz olsun. Böylece
günahlarınız bağışlanacak.Habercilerin İşleri 2: 38
Petrus aber sprach zu ihnen: TutBuße, und jeder von euch lassesich taufen auf den Namen JesuChristi zur Vergebung eurer Sün-
den!Apostelgeschichte 2, 38
Diyelim ki, Tanrı'nın insana sunduğu sevgi-yi, insana verdiği değeri, İsa Mesih'in Tanrıkonusunda öne sürdüğü kanıtları inandırıcıbuluyor, dünyanın kurtarıcısı olmak üzereİsa Mesih'in yeryüzüne inip çarmıh üzerin-de günahlılar için kurban olarak öldüğüneinanıyor, kendinizin de bir kurtarıcıya ihtiya-cı olan günahlı biri olduğunuzu kabul edi-yorsunuz. Acaba bunları bilmek sizi kurtarırmı? Ya da sizi gerçek bir Tanrı bağlısı ya-par mı? Hayır dostum, kesinlikle bunları bil-mek ne sizi gerçek bir Tanrı bağlısı yaparne de sizi kurtarır. Bilmek insanı günahla-rından kurtarmaz. İsa Mesih'in kişiliği vebaşardığı kurtuluş işine ilişkin bazı gerçek-leri benimsemek, kuşkusuz bir başlangıçolarak şarttır. Ne var ki, bu inancın, kararlıbir iman eylemine dönüşmesi gerekir. Akıldüzeyinde ikna olmuş kişi, kesin bir kararlakendini İsa'ya teslim etmelidir. YaşamınıO'nun ellerine bırakmalıdır. Kısacası, bile-ceksin, yüreğine alacaksın ve yaşamındauygulayacaksın. Gerçek iman budur.
PAZARTESİ
Montag 20MAYIS
Mai
PENTİKOST BAYRAMI /PFINGSTMONTAG
(Avrupa ülkelerinin çoğunda kutlanır)
İşte bak, kapıda durup çalıyorum. Herkim sesimi duyup kapıyı açarsa, onun
yanına gireceğim. Ben onunla, o da be-nimle akşam yemeği yiyeceğiz.
Vahiy 3: 20
Siehe, ich stehe an der Tür und klopfean; wenn jemand meine Stimme hörtund die Tür öffnet, zu dem werde ich
hineingehen und mit ihm essen, und ermit mir.
Offenbarung 3, 20
Gerçek iman, Tanrı Sözü'nü kavramak,yani bilmek, sonra yüreğe almak ve ya-şamda uygulamak olduğunu daha öncede söyledik. İncil'de Vahiy 3: 20'de deokuduğumuz gibi, Tanrı insanı zorlamaz.Karar vermeyi insanın özgür iradesine bı-rakmıştır. “Kapıda durup çalıyorum. Herkim sesimi duyup kapıyı açarsa, onun ya-nına gireceğim!” diyor İsa Mesih.
İsa Mesih, bize kendi doğruluğunu giydir-mek, ruhsal gözlerimizi açarak bizi ruhsalzenginliklerle donatmak istiyor. İnsan, İsaMesih'e sığınmadıkça, yüreğinin kapısınıaçıp O'nu içeri almadıkça günahlarınabağış bulup doğrulukla donatılamaz. İsaMesih, “Bakın, ben kapıda duruyor, çalı-yorum” diyor. O, çarmıha gerilmiş, ölmüşve ölümden dirilmiş olan Kurtarıcıdır. Ka-pıyı çalan ellerinde yara izleri görülüyor.Eşiğe basan ayakları, çivilerin izlerinigösteriyor. O, sevgiyle, senin de yüreği-nin kapısını açmanı bekliyor.
SALI
Dienstag 21MAYIS
Mai
Düğün şenliğinden dönecek olanefendilerinin gelip kapıyı çaldığıan kapıyı ona hemen açmaya ha-
zır bekleyenler gibi olun.Luka 12: 36
Und ihr, seid Menschen gleich,die auf ihren Herrn warten, wann
er aufbrechen mag von derHochzeit, damit, wenn er kommtund anklopft, sie ihm sogleich
öffnen.Lukas 12, 36
İsa Mesih, yaşamımızın kapısını sabırlaçaldığını söylüyor. Kapıyı zorlamıyor,bekliyor. Bağırmıyor, tatlı tatlı konuşuyor.Evin zaten O'nun malı olduğunu gözönünde tutarsak, İsa'nın sabırlı tutumudaha da şaşırtıcı oluyor. Evin sahibi, dı-şarıda kapının açılmasını sabırla bekliyor!
Rab, istese kapıyı zorlayabilir; ama kapıyızorlamadan çalmayı tercih ediyor. İsaMesih, hiçbir kişinin yaşamına zorla gir-mez. “Sana öğüt veriyorum...” diyor (Va-hiy 3: 18). Buyruk verme yetkisine sahipolduğu halde, öğüt vermekle yetiniyor. İş-te, O'nun alçakgönüllülüğü, bize tanıdığıgerçek özgürlük ve bize olan derin sevgi-si böylesine harikadır.
İsa Mesih neden içeri girmek istiyor?Çünkü O, bizim kurtarıcımız, hem deefendimiz olmak ve bize sonsuz yaşamıvermek istiyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 22MAYIS
Mai
Günahlara ölmüş olarak doğrulu-ğa yaşayalım diye, o kendisi bizimgünahlarımızı çarmıh üzerinde be-
deninde taşıdı; onun yaralarıylasiz iyi oldunuz.
1 Petros 2: 24
Der unsere Sünden an seinemLeib selbst an das Holz hinaufge-tragen hat, damit wir, den Sünden
abgestorben, der Gerechtigkeitleben; durch dessen Striemen ihr
geheilt worden seid.1. Petrus 2, 24
İsa Mesih, kurtarıcım ız olmak için büyükbir bedel ödedi. Kendi canını verdi, çar-mıhta öldü. O'nu yaşamınıza kabul ettiği-niz anda İsa Mesih, ölümüyle kazandığıtüm ruhsal bereketleri size de vermeyebaşlayacaktır. Bir kere kapıdan içeri girdimi, evi yeniden düzenleyecek ve donata-caktır. Günahlarınızı bağışlayıp sizi arındı-racak; geçmiş, şimdiki ve gelecek tüm gü-nahlarınızı da tümüyle silip temizleyecek-tir. Ayrıca İsa bizimle birlikte yemek yiye-ceğini söylemektedir. Bu anlatımla, kendi-siyle dostluk yapmanın sevincini dile getiri-yor. O, kendini bize verdiği gibi, bizim dekendimizi O'na vermemizi istiyor. Birbirimi-ze yabancıydık; ama O bize dostum dedi.Bu nedenle bizi kendisine dost, arkadaş,kardeş yaptı. Aramızda kapalı bir kapı var-dı; şimdi ise aynı sofraya oturmuş bulunu-yoruz. Bu harika değil mi?
O'na yüreğinin kapısını açarsan, O seninlede aynı sofraya oturmak istiyor, dostum!
PERŞEMBE
Donnerstag 23MAYIS
Mai
Bu nedenle kötülükleriniz-den sıyrılın ve Tanrı'ya dö-
nün ki, günahlarınız silinsin.Habercilerin İşleri 3: 19
So tut nun Buße und be-kehrt euch, dass eure Sün-
den ausgetilgt werden.Apostelgeschichte 3, 19
umkehren, sich umdrehen: dönmekdie Buße: tövbe
Buße tun: tövbe etmek
İsa Mesih, yalnız bir dost olarak değil,efendimiz, yaşamımızın egemeni olarakiçeri girmek istiyor, yani yüreğimize, ha-yatımıza girmek istiyor. Ev, artık O'nunyönetimi altına girmelidir. Biz buna razıolmadıkça kapıyı açmamızın bir anlamıyoktur. İsa Mesih kapı eşiğini geçer geç-mez, anahtarları O'na vermemiz gerekir.İşte o zaman O'nun her odaya girmesiserbest olacaktır. Hiçbir şey O'ndan saklıkalmayacaktır. Yaşamımızın her yönünüartık O yönetecektir.
En başta, gerçek anlamda bir tövbe ge-reklidir. Tanrı'nın hoşuna gitmediğini bildi-ğimiz her şeyden kesin bir kararla vaz-geçmeliyiz. Bu demek değil ki, iman et-meden önce kusursuz olmalıyız. Tam ter-sine, kendi kendimizi düzeltemediğimiziçin O'nun içeri girmesine ihtiyacımız var.İsa Mesih'in yaşamımızı düzene koyması-na izin vermeliyiz.
CUMA
Freitag 24MAYIS
Mai
Bu nedenle kötülükleriniz-den sıyrılın ve Tanrı'ya dö-
nün ki, günahlarınız silinsin.Habercilerin İşleri 3: 19
So tut nun Buße und be-kehrt euch, dass eure Sün-
den ausgetilgt werden.Apostelgeschichte 3, 19
austilgen: silmekso, deswegen: bu nedenle
sich bekehren, umkehren: dönmek
Elçi Petrus tapınakta bulunan insanlaraİsa Mesih'in yeryüzüne neden geldiğini,çarmıha çakılıp öldüğünü, ama üç günsonra ölümü yenerek dirildiğini ve Tanrıkatına yükseldiğini belirttikten sonra onla-ra, “Öyleyse, günahlarınızın silinmesi içintövbe edin ve Tanrı'ya dönün” dedi (3:19S21). Tam bir dönme, yarım değil, yü-rekten bir tövbeyle dönmeliydiler. Döner-lerse ne olacaktı? Günahlarından kurtula-caklardı. Mesih İsa'yı çarmıh ölümünegöndermek gibi büyük bir günahın yükün-den kurtulacaklardı.
Günahların bu denli net olarak Tanrı tara-fından silinmesi dünyada bulunmayacakbir nimettir. İşte, Tanrı bu nimeti, bereketitövbe ve iman eden insana sunuyor. Bu-na sen de dahilsin.
CUMARTESİ
Samstag 25MAYIS
Mai
Bir kimse susamışsa bana gel-
sin, içsin... Bana iman edenin
içinden diri su ırmakları aka-
caktır.Yuhanna 7: 37S38
Wenn jemand dürstet, so kom-
me er zu mir und trinke. Wer an
mich glaubt ... aus dessen Lei-
be werden Ströme lebendigen
Wassers fließen.Johannes 7, 37S38
Durst haben, durstig sein: susamak
Ayetimizdeki koşula dikkat edin: “Eğer birkimse susamışsa” diyor. Susama, ruhsal ih-tiyaçtan söz eder. Bir kimse günahlı olduğu-nu görmezse, kurtulmak da istemeyecektir.Ama kaybolduğunu anlayan kimse o ruhsalsusuzluğu görecektir. İsa Mesih'in böyle birdurumda çağrısı açık ve nettir: “Bana gelsinve içsin!” Burada “içmek” Mesih İsa'yı kendi-sine mal etmek, O'nu yaşamına almak anla-mındadır.
Eğer insanlar tövbe ederlerse, bereketlene-cek ve yenilenecekler. Belki bu bereketişimdi tam anlayamayız, ama zamanın geç-mesiyle belirginleşecektir. Bu bereket her-kes içindir. Eğer biz tövbe edersek, yürektenRab'be dönersek, bu yenilenme evresinegirmiş olacağız. Tanrı'dan aldığımız bereke-ti başkalarıyla da paylaşacağız. Tanrı Sö-zü'nün dediği gibi, İsa Mesih'e bağlanan ki-şilerin içlerinden yaşam ırmakları akacaktır!
Gel, seni seven, senin için kurtuluş yolunuaçan Tanrı'ya yüreğini aç ve O'nu içeriyedavet et.
PAZAR
Sonntag 26MAYIS
Mai
Kuşku duyan kişi rüzgârın sürük-leyip savurduğu deniz dalgasına
benzer. Kararsız olan adamRab'den bir şey alacağını um-
masın.Yakup 1: 6S7
Der Zweifler gleicht einer Meeres-woge, die vom Wind bewegt undhin und her getrieben wird. Denn
jener Mensch denke nicht, dass eretwas von dem Herrn empfangen
werde.Jakobus 1, 6S7
Kararsız mısın? Kendini büsbütün İsa Me-sih'e teslim etmenin mantıksız olduğunumu sanıyorsun? Hayır, değerli dostum.
Örnek olarak evliliğe bir bakalım. İki kişininbirbirlerine güvenerek evlenmeleri mantık-sız mıdır? Hayır. Evlilikte erkekle kadın,kendilerini kayıtsız şartsız birbirine veriyor-lar, değil mi? İlerde neler olacağını bile-mezler. Ne var ki, birbirini seviyor, birbirinegüveniyorlar. Yaşamın sonuna dek birbirinesadık olacaklarına söz veriyorlar. İnsanbaşka bir insana böyle güven duyabiliyor-sa, kusursuz, sevgi dolu ve hiç yalan söyle-meyen İsa Mesih'e daha çok güvenmesiyerinde değil midir? Kendimizi Tanrı'ya ka-rarlı bir şekilde teslim etmemiz çok mantık-lıdır. O, hiçbir zaman bizi hayal kırıklığınauğratmaz. Oysa kararsız insan - ki kararsızinsan ne yapacağını, nasıl bir adım ataca-ğını, iman edip etmeyeceğini, karar veripvermeyeceğini bilmeyen adamdır - Rab'denbir şey alamaz! Rab, insanın bilinçli ve ka-rarlı bir şekilde kendisine dönmesini istiyor.
PAZARTESİ
Montag 27MAYIS
Mai
Ey yükleri ağır olanlar! Banagelin, ben size rahat veririm!
Matta 11: 28
Kommt her zu mir, alle ihrMühseligen und Beladenen!Und ich werde euch Ruhe
geben.Matthäus 11, 28
die Last: yükschwer: ağır
Ruhe geben: rahatlatmak, rahatlık vermek
Kurtulmak, sonsuz yaşama kavuşmak için
İsa Mesih'in sesine kulak verilmeli. Bazen
aklımızın arayışıyla, bazen de vicdanımı-
zın iğnelenmesiyle O'nun sesini duyabili-
riz. Bir yenilgiye uğradığımızda, varlığımı-
zın sanki boşluğunu ve anlamsızlığını gör-
düğümüzde, içten ruhsal bir açlık hissetti-
ğimizde O'nun sesi kulağım ıza gelebilir.
Ya da bir hastalık, bir yakınım ızın ölümü,
bir ağrı veya korku bizi, İsa Mesih'in kapı-
da durup çağırdığı gerçeğine uyandırabi-
lir. O'nun çağrısı size Rab'bin Sözü, bir ar-
kadaşın, bir vaizin aracılığıyla ya da bu
takvim yaprakları aracılığıyla gelebilir. Ye-
ter ki, O'nun çağrısını duyduğunuz zaman
bu sesi dinleyip karar verin. Ağır yükleri-
nizle, günahınızla O'na gidin ve O'nu kur-
tarıcınız olarak kabul edin. Dostum, bu
dünyada hiç kuşku yok ki, sizi de yıpratan,
ezen bir sürü yük vardır. En başta günah
yükü! Niçin bu yükler altında mahvolası-
nız! İsa, bana gel diyor, O'na gittiğinizde
sizin bu ağır yükünüzü alacaktır!
SALI
Dienstag 28MAYIS
Mai
İşte bak, kapıda durup çalıyorum.Her kim sesimi duyup kapıyı açar-sa, onun yanına gireceğim. Benonunla, o da benimle akşam ye-
meği yiyeceğiz.Vahiy 3: 20
Siehe, ich stehe an der Tür undklopfe an; wenn jemand meine
Stimme hört und die Tür öffnet, zudem werde ich hineingehen undmit ihm essen, und er mit mir.
Offenbarung 3, 20
Kurtulmak için büyük merasimlere, tören-lere, formalitelere gerek yoktur. Tanrı, sa-mimi bir şekilde O'na yüreğinizin kapısınıaçmanızı istiyor. İsa Mesih'e kapıyı aç-mak, O'na efendiniz ve kurtarıcınız olarakboyun eğmek demektir. Bu, bizden bilinçlibir hareketi gerektiriyor. Kapı aralıklı dur-muyor, rastlantı olarak da kendiliğindenaçılmaz. Kapı kesinlikle kapalıdır, insaneliyle açılması gerekiyor. Kapıyı açıp aç-mamak kişisel bir karar ister. İsa'nın çağ-rısı bireye yöneltilmiştir. Zorla değil, “Birisesimi işitir de kapıyı açarsa, ben onunyanına gireceğim” diyor. Herkesin kendikararını vermesi, kendi adımını atmasıgerekir. Hiç kimse senin yerine bu kararıveremez. İmanlı anneler, babalar, öğret-menler ya da arkadaşlar yolu gösterebilir-ler; ama yalnız senin elin uzanıp kapıyıaçabilir. Bu kararı sadece sen verebilir-sin.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 29MAYIS
Mai
Tanrı şöyle dedi: Hiçbir ko-şul altında seni bırakmaya-
cağım.İbranilere 13: 5 b
Denn Gott hat gesagt: “Ichwill dich nicht aufgeben
und dich nicht verlassen.”Hebräer 13, 5 b
verlassen, zurücklassen: bırakmakdich: seni
ich werde dich nicht verlassen: senibırakmayacağım
İsa Mesih'e yüreğin kapısını açmak, birkez atılan bir adımdır. Mesih güvenilirdir.“Seni hiç boşa çıkarmam ve seni hiç bı-rakmam” diyor O (İbraniler 13: 5).
Bu demek değil ki, birdenbire melek gibikusursuz olacaksın. Bir anda tam bir ol-gunluğa erişecek değilsin. Bir anda imankararını verebilirsin, ama olgunluğa eriş-mek uzun vadeli bir iştir. İsa Mesih bir sa-niyede yaşamına girer, suçlarını bağışlarve temizler. O yaşamına girdiği an, son-suz yaşama da sahip olursun. Ama yaşa-mının O'nun isteğine göre yeniden dü-zenlenmesi çok daha uzun süre ister.Güvey ile gelinin nikah töreni birkaç daki-ka sürer. Ne var ki, çetin denemelerle do-lu evlilik yaşamında iki güçlü kişinin bir-leşmesi, bir olması uzun yıllar alabilir.Böylelikle İsa Mesih'i yaşamımıza alma-mız, bir anda verilen karardır ve yaşamboyu süren bir alışma ve olgunlaşma sü-recine yol açar.
PERŞEMBE
Donnerstag 30MAYIS
Mai
(Avrupa ülkelerinin bazısında dinibayramdır)
İşte bak, kapıda durup çalıyorum. Herkim sesimi duyup kapıyı açarsa, onun
yanına gireceğim. Ben onunla, o dabenimle akşam yemeği yiyeceğiz.
Vahiy 3: 20
Siehe, ich stehe an der Tür und klop-fe an; wenn jemand meine Stimme
hört und die Tür öffnet, zu dem werdeich hineingehen und mit ihm essen,
und er mit mir.Offenbarung 3, 20
Yüreğinin kapısını Mesih'e açmak içingökten doğaüstü bir ışığın parlamasınıbeklemene, herhangi bir rüya görmenegerek yoktur. Olağanüstü herhangi birduygusal deney de şart değildir. Mesih,gökten yeryüzüne inerek senin günahla-rın için öldü. Şimdi ise senin yüreğinin ka-pısı önünde duruyor ve çalıyor. Kapıyı aç-ma sırası sendedir. Rab'bin eli sürekliolarak dışarıdan kapıyı çalıyor; senin elinise sürgüyü içerden çekip kapıyı açmalı-dır. Bunu yaptığın an, Mesih yüreğine ge-lecek ve senin tüm günahlarını bağışlayıpseni Tanrı ailesine katacaktır. Tanrı aile-sine katılan her birey gibi sen de Tan-rı'nın çocuğu olacak ve sonsuz yaşamakavuşacaksın.
Mesih ne diyor? “İşte bak, kapıda durupçalıyorum. Her kim sesimi duyup kapıyıaçarsa, onun yanına gireceğim. Benonunla, o da benimle akşam yemeği yiye-ceğiz.”
CUMA
Freitag 31MAYIS
Mai
Eğer bugün O'nun sesiniişitirseniz... yüreklerinizi
katılaştırmayın.İbraniler 3: 7S8
Heute, wenn ihr seineStimme hört, verhärtet
eure Herzen nicht.Hebräer 3, 7S8
hart, fest: katı(etwas) verhärten: katılaştırmak
wenn: eğer
Kararını vermek için bekleme, oyalanma,değerli dostum! Vakit geçiyor, gelecek debelirsizdir. Bundan daha uygun bir fırsatıbelki bir daha yakalayamayacaksın. “Ya-rınla övünme; çünkü gün ne doğuracakbilemezsin” (Süleyman'ın Özdeyişleri 27:1). Tanrı'nın Sözü şöyle diyor: “Eğer bu-gün O'nun sesini işitirseniz, yüreklerinizikatılaştırmayın” (İbraniler 3: 7S8). Sakın,“Önce kendimi düzelteyim, İsa'yı içeri da-vet etmeden önce kendime bir çeki-dü-zen vereyim” deme. Önce tüm sorularınıve sorunlarını da çözümlemen gerektiğinidüşünme. İsa Mesih'in, senin kurtarıcınolmak üzere çarmıhta öldüğüne inanır vekesin bir kararla O'na bağlanırsan, yeter.Gerisi zamanla gelir.
Değerli okuyucumuz, takvimdekiyazılara ilişkin herhangi bir soru-nuz ya da anlamadığınız bir yerolursa bize çekinmeden yazabi-lirsiniz. Size elimizden geldiğin-ce yanıt vermeye ve sizlerle ya-zışmaya hazırız. Ayrıca, cezae-vinde olanlarınıza, cezaevi ida-resinin izin verdiği ölçüde ruhsalkonularla ilgili kitap, kaset veCD’ler sağlayabiliriz.
Adresimiz:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
SEVİNÇ GETİRİCİ HABER’İNSESİNİ DİNLE!
Varlığının gizini, amacını, yaşamı-nın getirdiği yararı hiç düşündünmü? Kimsenin umut dolu bir gele-cekten söz edemediği dünyamızdasenin kafanda beliren bir sürü soruaydınlığa kavuşturuldu mu?
Bunalımlar, kaygılar ve dayanılmazsancıların korkunç boyutlara ulaştı-ğı günümüzde en büyük ihtiyacınsonsuz yaşam güvencesi olduğunubiliyor musun?
Tüm bu sorulara yanıt arıyorsanız,
0 64 41 - 208 16 15
nolu telefonumuzu arayın.
CUMARTESİ
Samstag 1HAZİRAN
Juni
(Tanrı) Yuvasında yavrularını
uçmaya kışkırtan, onların üze-
rinde kanat çırpan kartal gibi
kanatlarını gerip onları (halkını)
aldı ve kanatları üzerinde taşıdı.Yasanın Tekrarı 32:11
Wie der Adler sein Nest auf-
stört, über seinen Jungen
schwebt, breitete er (Gott) seine
Flügel aus, nahm sie auf, trug
sie auf seinen Schwingen.5. Mose 32,11
Musa peygambere RAB seslenerek halkınailişkin şöyle dedi: “Kendilerini nasıl kanatlarıüzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gör-dünüz” (Çıkış 19:4).
Tanrı insanlara karşı olan düşüncelerini,sevgisini, kayrasını, iyiliğini göstermek içinbazen doğadaki hayvanları bir betim olarakkullanıyor. Rab sevgisini bazen bir anneninsevgisine benzetiyor. Bazen Tanrı'nın biz in-sanlar için ne kadar kaygı çektiğini belirtmekisterken bir annenin doğum sancılarını dilegetiriyor. Bazen sevgisini bir baba sevgisinebenzetir. Musa peygambere de seçtiği halkı-nı nasıl taşıdığını, onları nasıl koruduğunuve onlar için nasıl çaba gösterdiğini belirt-mek için bir kartalı simge olarak kullanıyor.
“Kanatları üzerinde taşımak” harika bir söz-dür. Dilimizde de bu türden harika deyimlervardır: “Kanat germek”, “Kanatları altına al-mak” gibi. Bu deyimler bir kimseyi korumak,kollamak, destek olmak, taşımak anlamın-dadır. Tanrı da bizlere kanat gerdiğini söy-ler.
PAZAR
Sonntag 2HAZİRAN
Juni
(Tanrı) Yuvasında yavrularını
uçmaya kışkırtan, onların üze-
rinde kanat çırpan kartal gibi
kanatlarını gerip onları (halkını)
aldı ve kanatları üzerinde taşıdı.Yasanın Tekrarı 32:11
Wie der Adler sein Nest auf-
stört, über seinen Jungen
schwebt, breitete er (Gott) seine
Flügel aus, nahm sie auf, trug
sie auf seinen Schwingen.5. Mose 32,11
Bilindiği gibi, kartallar yuvalarını yüksekyerlerde kurarlar. Ana kartal, uçmayı dahaöğrenmemiş yavrularını harekete geçiriponları yuvalarından aşağıya iter, ama ken-disi de yavrusunun üzerinde uçar ve onugözler. Yavrusunun yere doğru indiğini, ar-tık gücünün kalmadığını gördüğünde he-men yavrusunun altına girer ve onu kanat-larının üzerine alır ve yeniden yuvasınagetirir. Tanrı bunu bir resim olarak kullanırve kendi bağlılarını bir yaşam boyu kanat-larıyla taşıdığını söyler.
Yüzlerce yıl sonra Rab İsa Mesih Yeruşa-lim kentine bakıp şöyle dedi: “Ey Yeruşa-lim! Peygamberleri öldüren, kendisinegönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Bir ta-vuk, civcivlerini kanatları altına nasıl top-larsa, ben de kaç kez senin çocuklarınıöylece toplamak istedim, ama siz isteme-diniz” (Matta 23:37). Burada kullanılan“kanatları altına” sözüne dikkatinizi çek-mek istiyorum. İşte Musa da buna dikkatçekmektedir.
PAZARTESİ
Montag 3HAZİRAN
Juni
Ya RAB, vefan göklere, sadakatin bulut-lara erişir. Doğruluğun ulu dağlara ben-zer, adaletin uçsuz bucaksız enginlere...Vefan ne değerli, ey Tanrı! Kanatlarının
gölgesine sığınır insanlar.Mezmur 36:5-7
HERR, an die Himmel reicht deine Gna-de, deine Treue bis zu den Wolken. Dei-ne Gerechtigkeit ist den Bergen Gottesgleich, deine Rechtssprüche dem ge-
waltigen Urmeer... Wie köstlich ist dei-ne Gnade, Gott! und Menschenkinderbergen sich in deiner Flügel Schatten.
Psalm 36,6S8
Bir zamanlar Rab'bi geri tepmiştim, ama Obana konuşmaktan geri durmadı. Beni sev-mekten vazgeçmedi. Şimdi O'nun kanatlarıaltına girdim. Daha önce bunun ne kadar ge-rekli olduğunu bile bilmiyordum. O'nun kanat-ları altına sığınmanın ne kadar güzel olduğu-nu, insana güven, yüreğine barış, esenlikverdiğini gördüm, diyor Murat.
Musa, Tanrı'nın huzuruna çıktığında, RABdağdan kendisine seslendi: “Sizi nasıl kartalkanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiği-mi gördünüz. (19:3S4). O'nun kanatları altın-da koruma bulabiliriz. Tanrı sevgisinin sağla-dığı güvence, rahat ve sıcaklığı hep o kanat-ların altında hissedebiliriz.
İsa dedi: “Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldü-ren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeru-şalim! Bir tavuk, civcivlerini kanatları altınanasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocukla-rını öylece toplamak istedim, ama siz isteme-diniz” (Matta 23:37). İnanabilir misiniz? Bir-çok insanın bugün geri teptiği, reddettiği Tan-rı işte bu kadar sevecendir. O seni de kanat-ları altına sığınmaya çağırıyor.
SALI
Dienstag 4HAZİRAN
Juni
Yaşlılığını iyilikle doyuranO'dur ve gençliğin kartal
gibi tazelenir.Mezmur 103: 5
Der mit Gutem sättigt deinLeben. Deine Jugend er-
neuert sich wie bei einemAdler.
Psalm 103,5
jung: gençdie Jugend: gençlik
Kartalların 70 yıla kadar yaşayan türlerinin ol-duğu söylenmektedir. Ancak bu yaşa ulaş-mak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zorbir kararı vermek zorunda kalır. Kartalın yaşı40'a geldiğinde pençeleri sertleşir, o eski es-nekliğini kaybeder ve bu nedenle de avlana-maz, avlanamadığı için de beslenemez birduruma gelir. Sadece bu değil, kartalın gaga-sı da uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatla-rı yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve ka-lınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmış-tır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimdenbirisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektirya da acı bir yoldan geçerek yeniden doğuşsürecini başlatacaktır. Bu yeniden doğuş sü-reci 150 gün kadar sürer. Kartal, bu yöndekarar verirse, yüksek bir dağın tepesinde kur-duğu yuvasına uçar ve orada uygun bir yerbulur ve başlar gagasını sert bir şekilde kaya-ya vurmaya. Her vuruş ona büyük acı verir.Ama kartal günlerce bunu sabırla yapar vesonunda kartalın gagası yerinden sökülür vedüşer.
(Devamı yarın)
ÇARŞAMBA
Mittwoch 5HAZİRAN
Juni
Yaşlılığını iyilikle doyuranO'dur ve gençliğin kartal
gibi tazelenir.Mezmur 103: 5
Der mit Gutem sättigt deinLeben. Deine Jugend er-
neuert sich wie bei einemAdler.
Psalm 103, 5
das Gute, die Güte: iyilikerneuert werden, erfrischt werden: tazelenmek
Günlerce acıyla gagasını kayaya vura vurasöken kartal o eski, kartalmış gagasını dü-şürür ve yeni gagasının çıkmasını bekler.Gagası çıktıktan sonra kartalın daha işi bit-memiştir. Bu kez yeni gagası ile pençeleri-ni yerinden sökerek çıkarır. Yeni pençeleriçıkınca yine kartalın işi bitmemiştir; bu kezde eski katılaşmış, sertleşmiş tüylerini yol-maya başlar. 5 - 6 ay sonra kartal, kendisi-ne 20 - 30 yıl daha bir yaşam kazandıranyeni doğuşa sahip olur ve yeniden gücü ta-zelenmiş olarak uçmaya, yaşamaya başlar.
Bu durumu iki bin yıl kadar önce bile bilenTanrı adamı Davut peygamber, Tanrı'nınbizi iyilikleriyle, inayetiyle doyurduğunu,yaşlansak bile gücümüzün kartallar gibi ta-zelendiğini söyler. Bu yaşamdayken birçoksıkıntılardan, acılardan geçmemiz gereke-ceğini unutmayalım. Buna rağmen, bu acı-lar, sıkıntılar hayatımıza 20S30 yıl ömürkatmaz, Rab'bin inayetine sığınan insanasonsuza dek sürecek doyumu ve ölümdensonsuz yaşama geçişi sağlar.
PERŞEMBE
Donnerstag 6HAZİRAN
Juni
Ey tembel adam, git karın-calara bak, onların yaşam-
larından bilgelik öğren.Süleyman'ın Özdeyişleri 6:6
Geh hin zur Ameise, duFauler, sieh ihre Wege an
und werde weise!Sprüche 6, 6
faul: tembeldie Ameise: karınca
Benim hiç sevmediğim “Yapamam!” sözü-dür. “Yapamam” sözü aslında tembelliğin birgöstergesidir. Yapamam, başaramam dedi-ğiniz an kendinizi buna şartlandırıyorsunuz.Beynimiz kendi başına çalışmaz. Ona neverirseniz, onu alır ve kullanıma sokar. Ya-pamam sözünü beyninize ilettiğiniz zaman,zaten işiniz bitmiştir. Beyninize “Yapamam”buyruğunu vermişsiniz. O zaman siz de bu-na göre hareket edersiniz. Yapabilen, başa-rabilen insanların sizden ne ayrıcalığı, neüstünlüğü var? Normalde hiç! Ancak belkionların olanakları daha fazlaydı. Onları teş-vik edenler, destekleyenler oldu. Ama bu in-sanlar da “Yapamam” sözüne takılıp kalma-mışlar, sabırla, azimle uğraşmış, çalışmış-lardır. Dostum, durumun şu anda ne olursaolsun, sabır ve azimle ileriye bakmalısın.“Yapamam, benim için artık çok geç!” gibiolumsuz düşünceleri aklından çıkarıp atmangerek. Elbette ki her insanın belirli yetenek-leri vardır, ama yaşama ilişkin bakış açıları-mız hep olumsuzluklar üzerine kurulmamalı.Tanrı'nın size neler verdiğini bir düşünün!
CUMA
Freitag 7HAZİRAN
Juni
İnsan kötülükle pekiştirilmez,ama doğruların kökü kazı-
lamaz.Süleyman'ın Özdeyişleri 12: 3
Keinen Bestand hat einMensch durch Gottlosigkeit,
aber die Wurzel der Gerechtenwird nicht ins Wanken ge-
bracht.Sprüche 12, 3
die Wurzel: kökBestand haben: sürmek, kalmak
Günahlı insan aslında kendi yaptıklarıyla mut-
suz olur. Nasıl mı? Gelin size bunları sıralaya-
yım:
Mutsuz olmak için yapman gereken ilk şey,
“ben yapamam, beceremem, buna layık deği-
lim” diye düşün. Her zaman yanlış şeyler üze-
rinde kafa yor. Aceleci, stresli, heyecanlı ol sü-
rekli olarak. Kendini, kendi durumunu sürekli
olarak başkalarıyla karşılaştır. Durmadan al,
borca gir. Suçu, kabahati her zaman eşinde,
dostunda ara. Az arkadaş edin, sahip oldukla-
rınla yetinme. Bir işe başladın mı, onu bitirme-
den başka işe başla. Sözünde hiç durma. Biri-
si sana yüreğini açtı mı, bunu her tarafta yay.
Dedikoduyu sürekli yap. Birisi sana kötü, kırıcı
bir söz söyledi mi, sen daha ağır ve kırıcı söz-
ler söyle. Şaka yapmayı, gülmeyi hiç yapma.
Her zaman çok ciddi ol. Durmadan yakın, şika-
yet et. Şükretmeyi hiç düşünme bile. Hoşgörü-
lü olmaktan uzak dur, affetmeyi asla yapma.
Size yapılan kötülüğü hiç unutma.
Bunların şimdiye kadar sana bir yararı oldu
mu? Hayatında olumlu, güzel bir şey yarattı
mı? Öyleyse neden halen aynı yerde sayıyor-
sun?
CUMARTESİ
Samstag 8HAZİRAN
Juni
Oğlum, bilgeliğe kulak verip yü-rekten akla yönelerek sözlerimi
kabul edersen, buyruklarımı aklın-da tutarsan ... RAB korkusunu an-lar ve Tanrı'yı yakından tanırsın.
Süleyman'ın Özdeyişleri 2:1, 5
Mein Sohn, wenn du meine Redenannimmst und meine Gebote beidir verwahrst, ... dann wirst du
verstehen die Furcht des HERRNund die Erkenntnis Gottes gewin-
nen.Sprüche 2, 1+5
İnsanın özgüvene sahip olması önemlidir. Bu
sadece kişisel yaşamda değil, yaşam ın her
alanında geçerlidir. Aile içerisinde, iş yerinde,
toplum içerisinde, hatta imanlılar topluluğu
içerisinde özgüvenin önemi inkar edilemez.
Başkalarına güven verebilmek için o güvene
kendin sahip olmalısın. Özgüvene sahip ol-
mak için de bilgi, sonra da bilgelik gerekir. An-
cak sahip olduğun bir şeyi verebilirsin. Sende
olmayan bir şeyi veremezsin! Tanrı insanı ya-
ratırken onu kusursuz yarattı ve ona en harika
olan beyni vermiştir. Her tür yetki ve yeterlikle
donatm ıştır insanı. Günah ile bu kusursuzluğu
kaybettik. Tanrı'dan uzaklaştıkça daha da
yozlaştık. Ama Tanrı bizdeki beyni, yetenekle-
ri tümden çekip almadı. Onlar halen bizdedir.
Önemli olan yeniden Tanrı'ya gelmek, O'nun
o kusursuz ilkelerini hayatım ızda uygulamaya
sokmaktır. Bunu yaptığım ızda, Tanrı benzerli-
ğinde yaratıldığım ızı, Tanrı'nın bizleri ne ka-
dar çok sevdiğini ve değer verdiğini görürüz.
Bağışlanırız. Cennetin vatandaşı oluruz. Bunu
bilmek bizde özgüveni oluşturur. Bu bilince
geldiğim izde daha çok öğrenmeye, bilmeye
kendimizi veririz.
PAZAR
Sonntag 9HAZİRAN
Juni
Aldanmayın, Tanrı alaya alın-maz. İnsan ne ekerse onu bi-
çer.Galatyalılar 6: 7
Irrt euch nicht, Gott lässtsich nicht verspotten! Denn
was ein Mensch sät, daswird er auch ernten.
Galater 6, 7
sich irren: aldanmakverspotten: alay etmek
ernten: biçmek
Bilindiği gibi dünyam ızda bir “Yer Çekimi” ya-
sası vardır. Elma ağacından kopan bir elma
yukarıya doğru gitmez, yer çekim yasası onu
aşağıya çeker. Aynı şekilde dünyam ızda bir
gelişme, büyüme yasası vardır. Benim küçük
bir bahçem var ve oraya ilk taşındığım ızda
küçücük bir çam ağacı diktim. Bu şimdi koca-
man bir ağaç oldu. Buğday, arpa ya da m ısır
ekersin, doğanın büyüme yasasına göre bun-
lar büyür ve sonunda ürün getirir. Biz insanlar
için de bu geçerlidir. Doğarız ve büyümeye
başlarız. Geçtiğimiz yıl 60 yaşını bitirdim. Bun-
dan daha yukarısını istemiyorum, ama ne ya-
parsam yapayım, o büyümeye - sonuç olarak
da yaşlanmaya engel olamayacağım. Bizim
günlük yaşam ım ızda da bir kural geçerlidir.
Bir insan ne düşünüyorsa, kendisi de odur.
Eğer bizim düşüncelerimiz sevgi, barış, esen-
lik, merhamet, hoşgörü üzerine kuruluysa, ha-
yatım ızda bunun ürünleri gözükür. Ancak bi-
zim büyük sorunumuz, “günah yasası'na bağlı
olmam ızdır. Günah yasası bizi her alanda
aşağılara çeker. Bu yasadan kurtulmanın yo-
lu, günahı yenen İsa Mesih'e gelmek ve O'na
iman etmekle mümkündür.
PAZARTESİ
Montag 10HAZİRAN
Juni
Kulak ver, bilgelerin sözle-rini dinle, öğrettiğimi zih-
ninle işle.Süleyman'ın Özdeyişleri 22: 17
Neige dein Ohr und höredie Worte von Weisen undrichte dein Herz auf meine
Erkenntnis!Sprüche 22, 17
das Ohr: kulakweise: bilge
İnsan doğruları, gerçekleri nasıl bulabilir? Be-
nim düşünce yapım ın doğru olduğunu nasıl
bilebilirim? Ya da inancım ın gerçek ve doğru
olduğunu nereden bilebilirim? Buna tek yanıt
şudur: okuyup araştırarak. Araştırmak, insana
özgü yetenektir. Bugün yararlandığım ız S hem
tıp alanında, hem bilim teknik alanında S bu
nimetler birden bire ortaya çıkmadı. Hep sa-
bırla, azimle araştırmanın, çalışmanın sonuç-
larıdır. Bakın, Galileo aya baktı ve oraya nasıl
çıkılacağını düşündü, araştırdı o dönemlerde
ve böylece ilkel teleskop ortaya çıktı. İskoçyalı
James W att, buharla ne yapılabilir diye dü-
şündü, uzun yıllar araştırdı ve sonunda günü-
müzdeki sahip olduğumuz tren ve gemilerin
bu aşamalara gelmesine öncülük etti. Kısaca-
sı, bize bugünkü telefonları, elektriği, interneti,
uçağı ve tıp alanındaki o harika buluşları insa-
nın araştırmaları sağladı. Araştırmak, bulmak
insanın yaratılışında kendisine verilen büyük
bir armağandır. Bu nedenle özellikle iman,
inanç konusunda da düşünerek, araştırarak,
okuyarak ve emin olarak karar vermeliyiz. O
zaman doğru yolda oluruz.
SALI
Dienstag 11HAZİRAN
Juni
Ya RAB... Rüzgarın kanatları
üzerinde gezen, rüzgarı kendine
haberci, yıldırımları hizmetçi
eden sensin.Mezmur 104:4
O Herr... der einherzieht auf den
Flügeln des Windes, der Winde
zu seinen Boten macht, Feuer
und Lohe zu seinen Dienern:Psalm 104, 3S4
der Wind, der Sturm: rüzgarder Flügel: kanat
Haberlerde hep sert rüzgarlardan, kasırga ve
hortumlardan duyarız. Peki ama bunlar nasıl
oluşurlar? Havanın hareket etmesi rüzgarı
oluşturur. Isınan havanın molekülleri şişerek
daha geniş yer tutar. Isınan hava daha hafif
olduğundan yukarıya doğru çıkar, onun yerini
soğuk hava alır. Böylece hava soğuktan sıca-
ğa, sıcaktan soğuğa dönüşür, durmadan dola-
şır. Dünyam ızdaki denizlerde oluşan gel - git
olayı denizin kabarması ve inmesi olayı hiç
durmadan devam eder. Esen rüzgarların hızı
ve yönü, o rüzgarın getireceği yıkım ı, zararı
belli eder. Saatte otuz-kırk kilometre hızla
esen rüzgara esinti ya da meltem denir. Bu
zararlı değil. Saatte yetmiş beş kilometre esen
rüzgara fırtına ya da bora denir. Bu zararlı ola-
bilir. Saatte yüz, yüz yirmi kilometre esen rüz-
gara kasırga denir. Bu zararlıdır. Yüz yirmi ki-
lometreden daha hızlı esen rüzgara zorlu ka-
sırga denir. Bunun zararı çoktur. Azgın hızla
döne döne ilerleyen birkaç büyük kasırganın
bileşim i tornado ya da siklon diye bilinir. Burgu
gibi dönen tornadonun kesin hızı ölçülemedi,
ama saatte yaklaşık beş yüz kilometre estiği,
yöreyi yerle bir ettiği bilinen gerçeklerdir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 12HAZİRAN
Juni
Kim göklere çıkıp indi? Kim rüz-garı avuçlarında topladı? Sularıgiysiyle sarıp sarmalayan kim?
Kim belirledi dünyanın sınırlarını?Süleyman'ın Özdeyişleri 30:4
Wer ist hinaufgestiegen zum Him-mel und herabgefahren? Wer hatden Wind in seine Fäuste gesam-melt? Wer hat die Wasser in einTuch eingebunden? Wer hat auf-
gerichtet alle Enden der Erde?Sprüche 30,4
Dünyamız aşırı hızla (saniyede 30 km hız-la) dönerken tam orta yerde, saatte 1600kilometreyi bulan akıl almaz bir fırtınayı ar-dından sürükler. Tanrı'ya şükürler olsun ki,bu rüzgar yeryüzünü etkilemez. Aslındabuzlu kutuplarla kasıp kavurucu çöl bölge-leri arasında hava alışverişi rüzgarlarınoluşumuna neden olur.
Denizler rüzgarların etkisindedir. Rüzgaryeryüzündeki yaşama yön verir. Karayel,poyraz, lodos, meltem, turna geçidi türün-den çeşitli rüzgarlar vardır. Güney Asya'damuson yağmurlarını getiren rüzgarın yara-rı çok, ama zararı da çoktur. Afrika çölle-rinde iki üç ay devam eden bir rüzgar oyörenin köylerini kumlara gömebilir. Hafifbasınçlı yeller kuzey rüzgarlarının etkisinegirince, hızla esen poyraz oluşur. Tanrı ku-zey rüzgarlarına karşı set çekmek için, do-ğudan batıya uzanan sıradağları koydu.Himalayalar, Toroslar, Alpler gibi. Bunlarıngüneyindeki bölgeler tarıma elverişli böl-gelerdir.
PERŞEMBE
Donnerstag 13HAZİRAN
Juni
Kim göklere çıkıp indi? Kim rüz-garı avuçlarında topladı? Sularıgiysiyle sarıp sarmalayan kim?
Kim belirledi dünyanın sınırlarını?Süleyman'ın Özdeyişleri 30:4
Wer ist hinaufgestiegen zum Him-mel und herabgefahren? Wer hatden Wind in seine Fäuste gesam-melt? Wer hat die Wasser in einTuch eingebunden? Wer hat auf-
gerichtet alle Enden der Erde?Sprüche 30,4
Hiçbir insan göklere çıkamadı. Hiç kimserüzgara, doğaya buyruk veremedi. Amagökten yeryüzüne gelen İsa Mesih azgınfırtınayı payladı, ortalığı sütlimana dönüş-türdü. İsa Mesih'in yetkisi rüzgarları, bora-ları da kapsar. İsa Mesih bir keresinde birdin adamına şöyle dedi: “Rüzgar dilediğiyerde eser ve onun sesini işitirsin; amanereden gelip nereye gittiğini bilmezsin.Ruh'tan doğan herkes böyledir” (Yuhanna3:8). İsa bu somut tanımla, günahlı insa-nın Tanrı Ruhu'ndan yeniden doğması ge-rektiğini vurguladı.
Çevremizde, dünyamızda oluşan o ilginçrüzgarları anlamadığımız ve şaşırdığımızgibi, Tanrı Ruhu'ndan doğan her insanındeğişen yaşamını da birçok insan anlaya-mıyor. Kasırgalı yaşamı hafif deniz yelinedönüştüren, onu sütliman eden kurtarıcıİsa Mesih'tir. O senin yaşamını da düzenekoyabilir, hayatındaki her tür fırtınayı, bo-rayı dindirebilir. Yapman gereken tek şeyO'na gelip iman etmendir.
CUMA
Freitag 14HAZİRAN
Juni
Vaktinizi nasıl geçirdiği-nize tüm inceliğiyle dik-
kat edin.Efesoslular 5: 15
Seht nun genau zu, wieihr wandelt!
Epheser 5,15
aufpassen, genau zusehen: dikkat etmek
Her insan bir işle uğraşır, insanlarla - ailefertleriyle birlikte vakit geçirir. Herkesin elindebir vakit vardır. Bu vakti insan istediği gibikullanmakta özgürdür. Birçok insan vaktiniişe yaramaz, yararsız şeylerle geçirir.
Kralın biri halkına bir haber salar. Ülkemin enyetenekli adamına kızımı vereceğim, der.Herkes hünerini sergiler kralın önünde. Birterzi de krala, bir iğneyi bir metre öteye ko-yun ve ben ipliği atarak o iğnenin deliğindengeçireceğim, der. Kral şaşırır ve bunun müm-kün olmadığını söyler. Ama gerçekten de buterzi dediğini yapar. Kral biraz düşünür veadamlarına, bu adama 40 altın verin, amakırk da değnek vurun ve atın sarayımdan dı-şarıya, der. Adam ve halk şaşırır. Kırk altınıanladık da, peki neden kırk değnek, diye so-rarlar. Kral, 40 altını yaptığı o imkansız hüneriiçin veriyorum, 40 değneği de zamanını böy-lesine boş şeylerle geçirdiği için vurduruyo-rum. Bunun kime ne yararı var ki. Böyle biri-sine kız vermek değil, değnek gerek, der.
Vaktini boş şeylerle öldürmek, insanın kendi-sine yapacağı en büyük kötülüktür.
CUMARTESİ
Samstag 15HAZİRAN
Juni
Vaktinizi nasıl geçirdiğinize tüm
inceliğiyle dikkat edin. Bilge ol-
mayan kişiler gibi değil, bilgeler
gibi olun. Elinizdeki vakti en ya-
rarlı biçimde değerlendirin.Efesoslular 5: 15-16
Seht nun genau zu, wie ihr wan-
delt, nicht als Unweise, sondern
als Weise! Kauft die rechte Zeit
aus! Denn die Tage sind böse.Epheser 5,15S16
weise: bilge
Tanrı Sözü'ne göre, bilgeli insan, Tanrısı'nıbilen, günlük hayatında vaktini sağlıklı veyararlı yolda geçiren insandır.
Kaybolan maddi şeyleri yeniden kazanmakmümkündür. Ama kaybolan zaman, hiçbirzaman tekrar geriye kazanılamaz. Kaybolanvakit, bir daha geri gelmemek üzere uçupgitmiştir. Vakti Tanrı bize emanet etmiştir veonun değerini bilmemizi istiyor. Sana verilenzamanı iyi ve yararlı yolda kullan, diyor.
Her insan zamana bağlıdır. Zaman, şimdikiyaşam da son bulur. Ama insan yaşamısonsuzlukta devam eder. Ne var ki, sonsuz-lukta zaman kavramı yoktur. Bugünkü fırsat-lar, olanaklar geçip gidecek. Yapılması ge-reken yapıcı, bina edici, yararlı işlerdir. Da-ha da önemlisi Tanrı'nın sana da verdiğikurtuluş fırsatını kaçırmamaktır. Bu kurtuluşfırsatını kaçırırsan, bunu bir daha asla bula-maz, bunun yıkıcı sonuçlarını sonsuzluk bo-yunca ödemek zorunda kalırsın. Ama bugünTanrı'ya dönmek için fırsatın vardır. Bunuen iyi şekilde değerlendir dostum.
PAZAR
Sonntag 16HAZİRAN
Juni
Şimdiki çağın gidişine uymayın. Tersi-
ne, anlayışınızın tazelenmesiyle büs-
bütün değiştirilmiş insanlar olun. Öyle
ki, Tanrı'nın istemini, neyin yararlı, be-
ğenilir, yetkin olduğunu öğrenesiniz.Romalılar 12:2
Und seid nicht gleichförmig dieser
Welt, sondern werdet verwandelt
durch die Erneuerung des Sinnes,
dass ihr prüfen mögt, was der Wille
Gottes ist: das Gute und Wohlgefäl-
lige und Vollkommene.Römer 12,2
İnsan genelde iyi gördüğü işlerle uğraşır,değil mi! Bazen anne babanın, yakınlarınbeğenisi öneme alınır. İnsan attığı adım-ları kendi çıkarı için kullanır. Oysa Tan-rı'nın isteğinin de ne olduğunu bilmemizgerekir. Zamanın dışında bulunan Tan-rı'nın gerçeğini, senin için neler istediğinibu yaşamda öğrenebilirsin. Senin de za-manın azdır. Bu az zamanda önceliğinineye vereceksin? Sadece mal mülk birik-tirmeye mi? Ya sonra? Biriktirdiğin malınmülkün sana bir yararı olacak mı gelecekiçin! Hayır. Davut peygamber şöyle duaeder:
“Bana istemini yapmayı öğret! Çünkü Senbenim Tanrım'sın. Senin iyi Ruhun doğru-luk yolunda bana öncülük etsin!... Övgü-ler olsun sana ya RAB. Bana kurallarınıöğret!” (Mezmur 143:10; 119:12). Bu se-nin de isteğin ve duan olmalıdır değerlidostum!
PAZARTESİ
Montag 17HAZİRAN
Juni
Şimdiki çağın gidişine uymayın. Tersi-
ne, anlayışınızın tazelenmesiyle büs-
bütün değiştirilmiş insanlar olun. Öyle
ki, Tanrı'nın istemini, neyin yararlı, be-
ğenilir, yetkin olduğunu öğrenesiniz.Romalılar 12: 2
Und seid nicht gleichförmig dieser
Welt, sondern werdet verwandelt
durch die Erneuerung des Sinnes,
dass ihr prüfen mögt, was der Wille
Gottes ist: das Gute und Wohlgefäl-
lige und Vollkommene.Römer 12,2
Elçi Pavlus bu sözleri İsa Mesih'e imanedenlere söylüyor. Nasıl biridir İsa'ya imaneden? İsa Mesih'e iman eden bir kimseninanlayışı yenilenmiş ve değiştirilmiştir. Amayine de yaşamının tüm günlerini bu yaşam-da, bu dünyada geçirmektedir. İster istemezherkesle ilişki kurar, konuşur, herkes gibiişe gider gelir, kararlar verir. Bu dünyanınsorunlarıyla ilgilenir. Ama onun ilişkileri, tu-tum ve davranışları her zaman Rab'bin ilke-leriyle uyumda olması gerekir. Kendisini hiç-bir zaman olduğundan fazla göstermemeli-dir. Her zaman kendisini öne sürmemelidir.Alçakgönüllü, yumuşak huylu bir tutum ta-kınmalıdır. Merhametli, affeden, hoşgörülübiri olmalıdır. Çünkü iman ettiği Rab İsa Me-sih onun örneğidir. İsa, düşmanlığa hayatın-da hiçbir zaman yer vermedi. Kendisine kö-tülük edenleri bile sevdi ve affetti. O kendibağlılarından da bunu ister ve bekler. Aynızamanda imanlılar Mesih'in bedeninin birerparçasıdırlar. Bir bedenin üyeleri gibi, biri di-ğeri için yaşar. Ancak o zaman sağlıklı biruyum, iletişim mümkün olur.
SALI
Dienstag 18HAZİRAN
Juni
Ben değersiz ve fakirim,içimde yüreğim yaralıdır.
Mezmur 109: 22
Denn ich bin elend undarm, und mein Herz istverwundet in meinem
Innern.Psalm 109,22
arm: fakirverwundet: yürek
das Innere: iç
Murat, kuşlar üzerinde bir araştırmacıdır. Mu-rat kuşların yaşamlarını gözler, özellikle deçeşitli kuşların ötüşlerini inceler. Bir gün or-manda gezerken o güne kadar hiç duymadığıbir kuş sesi duyar. O sese doğru gider vedürbünüyle o kuşu aramaya başlar. Bir de negörsün! Bilinen, tanıdık bir kuş, ama kuşungöğsüne kalın bir diken saplanmış ve kuş buacı karşısında duygulandırıcı, acı acı ötüyor;sanki ne olur, birisi yardıma gelsin ve banaacı veren, neredeyse yüreğime saplanan budikeni çıkarsın! diyordu. Murat kuşa yaklaşı-yor yavaştan, kuşun kaçacak bir niyeti yok; oacıdan kurtulmak istiyor. Murat da ona sapla-nan o dikeni dikkatle çıkarır, kuşu belirli birsüre saklar ve iyileşince de onu salıverir.
Kuş da olsa, yüreğe acı veren bir durum, onuacı acı inletir. Bu insanlar için de geçerlidir.İnsanın yüreğinde ona acı veren bir sürü di-ken vardır. Her hareketinde onun yüreğini ka-natır, ağrı verir. İnsan da yaralı kuş gibi, buyürek acısından kurtulmak ister. Ama onayardım edecek biri var mı?
ÇARŞAMBA
Mittwoch 19HAZİRAN
Juni
İçimde yüreğim yaralıdır.Mezmur 109: 22
Mein Herz ist verwundetin meinem Innern.
Psalm 109,22
in meinem Innern: içimdemein Herz: yüreğim
Geçtiğimiz günlerde birisi bana telefon açtıve yüreğine acı veren olayı anlatmaya baş-ladı: “Ali amca” dedi, “Küçüktüm ve hiçbirşey anlamıyordum. Beni bir akrabamın ço-cuğuna verdiler zorla. Evlendikten birkaç yılsonra Almanya'ya geldik. Çocuklarım oldu,ama ben hiçbir zaman mutlu olamadım. Bir-çok sorun da yaşadım. Tanrı'ya hep, “Tan-rım, başıma gelen bunca olumsuzluklaraneden engel olmadın” diye kaç kez isyan et-tim. Uzun yıllar depresyon hapları aldım.Halen yüreğim yaralı!”
Bu yaralı yürek sadece bu kız kardeşe özgüdeğil, nice insanımızın yüreğinde olan ağrı-lardır, dikenlerdir ve sürekli olarak bu dikeno yüreğe acı verir. Bu insanlar bu acıları si-neye çekmişler, bazıları bunları kadere bağ-lamış, kaderim buymuş deyip bu acıları yü-reğinin derinliklerinde çekmeye devam et-mekteler ve o kuş gibi acı acı inlemekteler.Ben buna “yaralı yürekten gelen ezginin se-si” diyorum! Ben o yaralı yüreğe dermanolan birini biliyorum. O Tanrı'dır dostum.
PERŞEMBE
Donnerstag 20HAZİRAN
Juni
Onların yüreği RAB'be fer-yat etti.Ağıtlar 2: 18
Ihr Herz schrie zum Herrn.Klagelieder 2,18
Geschrei, Hilferuf: feryatschreien, um Hilfe rufen: feryat etmek
Bir anne şöyle feryat ediyordu: “Almanya'ya
geldiğim izde çok sevinmiştik. Kocamla el ele
verip çalışacak, iyi bir aile ve gelecek hazırla-
yacak, iki çocuğumuzun iyi bir eğitim görmele-
rini sağlayacaktık. Ama öyle olmadı. Eşim be-
lirli bir süre sonra beni terk etti. İki çocuğum
da haylazın teki oldu. Hatta bir oğlum uyuştu-
rucudan ceza evindedir. Ben ise şu anda ya-
rım bir insanım, sakat kaldım. Şimdi soruyo-
rum tüm bunlar niye? Bunların suçlusu kim?”
Bu annenin feryadı birçok annenin feryadı de-
ğil mi! Yürekleri yaralanan insanlar tüm bu
olumsuzlukların nedenini ve suçlusunu sorar.
“Neden ben!” diye yakarır. Ben bunlara tatmin
edici bir yanıt veremem, ama bir şey biliyo-
rum: Seven bir Tanrı vardır. Tanrı'yı sevgi
Tanrısı olarak tanıdığım ızda, başım ıza gelen
ve yüreğim izi yaralayan durumları anlamaz-
sak bile, hayatım ızın O'nun ellerinde olduğu-
nu, Tanrı'nın olaylara uzun vadeli baktığını,
sonsuz baktığını ve Tanrı'nın bizler için bir
planı olduğunu, bizleri sonsuz yaşama götür-
mek istediğini anladığım ızda, yüreğimiz teselli
bulur.
CUMA
Freitag 21HAZİRAN
Juni
Feryadımın sesini iyi dinle,ey kralım ve Tanrım. Çünkü
duam sanadır.Mezmur 5: 2
Horche auf die Stimme mei-nes Schreiens, mein Königund mein Gott; denn zu dir
bete ich.Psalm 5,3
zuhören, hören auf: dinlemekhorchen: iyi dinlemek
das Gebet: dua
Dün bir annenin feryadını aktarmıştım. Bu an-
ne, çocuklarımı uyuşturucuya alıştıran, eşimin
beni terk etmesine, yuvamın yıkılmasına ne-
den olan suçlu kim, diye haykırıyordu. Bunun
yanıtını bilmiyorum, ama şunu diyebilirim ki,
suçlu bizleriz.
Birkaç yıl önce tanıdık birinin gencecik oğlu
kendisini asmıştı. Anne beni de cenazeye ça-
ğırdı. Gittim ve özellikle bu gencin naaşını (ce-
sedini) görmek korkunç bir görünümdü. Ama
şunu düşündüm: Ne hazindir ki, bu genç so-
runlarını, dertlerini, yüreğini sızlatan o acıları
paylaşacak güvendiği birini bulamadı. Peki
suçlu kim? Bizler değil miyiz? Bizim bencilliği-
miz, kendimizi düşünmemiz, gerisinden bana
ne tutumumuz değil midir?
Ne oldu biliyor musunuz? Tüm akrabalar, tanı-
dıklar kendisini asan o gençten dolayı anneyi
suçladılar. İki yıl sonra, anne de oğlu gibi ken-
disini astı! Suçlu kim? Kimse bu anneye de
destek olmadı. Suçlamak kolay, bol keseden
atmak da kolay. Ama destek olmak, teselli et-
mek, cesaretlendirmek, dinleyen bir dost ol-
mak gerekmez mi? İşte bunu bulmak zor.
CUMARTESİ
Samstag 22HAZİRAN
Juni
Sevgili kardeşlerim, birbirimizi seve-lim. Çünkü sevgi Tanrı'dandır. Se-
ven herkes Tanrı'dan doğmuştur veTanrı'yı tanır. Sevmeyen kişi Tanrı'yı
tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir.1 Yuhanna 4:7S8
Geliebte, lasst uns einander lieben!Denn die Liebe ist aus Gott; und
jeder, der liebt, ist aus Gott geborenund erkennt Gott. Wer nicht liebt,
hat Gott nicht erkannt, denn Gott istLiebe.
1. Johannes 4,7S8
“Ali abi, Tanrı'nın sevgi olduğunu sürekli ola-
rak söylüyorsun, ama bu dünyada bu kadar
acılar, elemler, haksızlıklar vardır. Yürekler
yaralı. Aileler boşanıyor, boşanmasalar bile
birbirlerini yiyorlar. Arada çocuklar mahvolu-
yorlar. Peki Tanrı bunlara aldırış etmiyor mu?”
Bu ve benzeri sorular senin de soruların değil
m i? Haklı olarak insan bunları düşünmekten
kendisini alam ıyor. Tanrı gerçekten de dünya-
m ızda olanlara aldırış etmiyor mu?
Evet, gerçekten de İncil, “Tanrı sevgidir” diyor.
Tanrı'nın bizler için neler yaptığını anlarsak,
seven Tanrı'nın hiçbir zaman bizim acılarım ı-
za, sıkıntılarım ıza duygusuz kalmadığını görü-
rüz. Önce şunu vurguluyayım: Özgür yaratılan
insan, özgür olarak günah yolunu seçti, böyle-
ce sonsuzluk için yaratılan insan ölümlü insan
oldu. Sevgi Tanrı'sından da kopan insan git-
tikçe yozlaştı; sevgi, merhamet, iyilik, dayanış-
ma, doğruluk ve benzeri gibi erdemleri de
yozlaştırdı. Tanrı insanı günah işlediği için yok
etmesi gerekiyordu, ama öyle yapmadı Rab.
Peki ne yaptı Tanrı? Yanıtı yarın.
PAZAR
Sonntag 23HAZİRAN
Juni
Tanrı sevgidir... Biz Tanrı'yı sev-medik, O bizleri sevdi ve Oğlu'nugünahlarımızı bağışlatan kurban
olarak dünyaya gönderdi. İşte sev-gi budur!
1 Yuhanna 4: 8, 10
Gott ist Liebe... Hierin ist die Lie-be: nicht dass wir Gott geliebt
haben, sondern dass er uns ge-liebt und seinen Sohn gesandt hatals eine Sühnung für unsere Sün-
den.1. Johannes 4,8.10
“Tanrı sevgidir!” Sevginin özelliği özgürlük ta-nımasıdır. Bu nedenle Tanrı bizleri hem öz-gür, hem de bizi sonsuzca yaşamak için ya-rattı. Ama atalarımız özgür isteklerini kullana-rak günah işleyince, insan özgürlüğünü, tan-rısal sevgiyi, sonsuzluğunu ve ölümsüzlüğü-nü kaybetti. Bu durumda Tanrı adaletini, kut-sallığını yitirmeden ya bize çözüm, kurtuluşyolu hazırlayacaktı ya da insanı sonsuza dekcehenneme atıp mahvedecekti. Ama sevenTanrı insanın sonsuzlukta kendisiyle yaşa-masının devamını istedi. Bu nedenle Kendisiİsa Mesih'in kişiliğinde yeryüzüne geldi. Bili-yorum, bu çok zor bir kavramdır. Ama bunakafayı takmadan Tanrı'nın ne kadar büyük birsevgiye sahip olduğunu, bizi kurtarmak içindünyamıza, bize kadar geldiğini bir düşünün!Sonra İsa Mesih bizim çektiğimiz acıların kat-larca fazlasını çekti. O'na elemlerin adamıdendi. Ama o hiç bunlardan yakınmadı. So-nunda İsa'yı çarmıha çaktılar. O yine şikayetetmedi, çarmıhta canını verdi. Neden? Bizleriacı, elem, haksızlık, kötülük, hastalık ve ölümolmayan sonsuz yaşama götürsün diye.
PAZARTESİ
Montag 24HAZİRAN
Juni
Rab'bin katında bir gün binyıl, bin yıl da bir gün gibidir.
2 Petrus 3: 8
Dies eine aber sei euchnicht verborgen, Geliebte,
dass beim Herrn ein Tag istwie tausend Jahre und tau-
send Jahre wie ein Tag.2. Petrus 3,8
eins: birtausend: bin
Her gün dünyam ızda üç bin kişinin intihar etti-
ği söyleniyor. Bu yılda bir milyondan fazla in-
san demektir. Bu insanlar neden kendi canla-
rına kıyıyorlar? Kendilerini bir çıkmazda görü-
yorlar; bir çözüm yolu bulam ıyorlar. Kendilerini
dinleyecek, sevecek ve anlayacak insan da
bulam ıyorlar. Artık yaşamanın bir anlam ı,
amacı kalmadı deyip hayatlarına son veriyor-
lar. Ya diğer insanlar! Onların yürekleri de ko-
caman bir dikenle delinmiş, acılar içerisinde
haykırıyorlar: Neden ben, neden bu acılar,
elemler! Bunlar insanı isyana götürür. Hatta
seven ve destek olan Tanrı'yı da suçlamaya
kadar götürür insanı. Çünkü bizler bugüne, bu
zamana, yani birkaç aya, yıla bakıyoruz. Uzun
vadeli bakam ıyoruz. İnsanın yüreği yaralı ol-
duğu için böyle davranması bir açıdan doğal-
dır. Başım ıza gelenler bizi üzüyor, yüreğim izi
yaralıyor. Ama kurtarıcı ve seven İsa Mesih
sonsuzluğa bakıyor. Bizim yüreğim ize sapla-
nan o kocaman günah dikenini kendi yüreğine
sapladı. Biz O'nun ölümü ve ölümü yenerek
dirilmesiyle günahın dikeninden kurtulduk, ya-
ralarım ız da iyileşmektedir. Biraz daha sabre-
din, dayanın.
SALI
Dienstag 25HAZİRAN
Juni
RAB'bi bekleyenler kuvvetlerinitazeler, kartallar gibi kanat geripyükselirler. Koşarlar ama yorul-mazlar, yürürler ama zayıflamaz-
lar.Yeşaya 40: 31
Aber die auf den HERRN hoffen,gewinnen neue Kraft: sie heben
die Schwingen empor wie die Ad-ler, sie laufen und ermatten nicht,
sie gehen und ermüden nicht.Jesaja 40,31
Bir kartal, yavrusunu uçurumdan aşağıyaiter. Çünkü yavrusunun uçması gerekir. Bunedenle de ana kartal yavrusuna uçmayıöğretmelidir. Yukarıdan aşağıya doğru itilenyavru kartal bir anda neye uğradığını şaşırır;çırpınır, kanat çırpmaya çalışır, ama nafile,uçamıyor, bu gidişle yere çakılacak. Amahayır! Ana kartal yavrusunun üzerinde uçu-yor. Yavrunun tam takatı bittiği, umudunukestiği anda, hemen yavrusunun altına gi-rer, onu kanatlarının üzerine alıp taşıyaraktekrar yuvaya götürür. Kartal bunu birkaçkere yapar. Sonunda o yavru uçmayı öğre-nir. Tanrımız da böyledir. Bizler umutsuzlukiçerisinde çırpınırken, O'nun gözleri her za-man bizim üzerimizdedir. O asla bizim yokolmamızı istemez. O ne zaman bizleri ka-natlarının üzerine alıp tekrar yuvaya götüre-ceğini bilir. Bu nedenle asla umudunu yitir-me. Asla, Tanrı benimle ilgilenmiyor, benisevmiyor, deme. Neden ben sorusunu sor-ma! Çünkü Tanrı'nın eli, gözleri senin üstün-dedir. O seni de seviyor ve sen Tanrı'ya de-ğerlisin.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 26HAZİRAN
Juni
Gerçekten sana bildiri-rim: bugün benimle bir-likte cennette olacaksın.
Luka 23:43
Und er sprach zu ihm:Wahrlich, ich sage dir:
Heute wirst du mit mir imParadies sein.
Lukas 23,43
das Paradies: cennet
Tanrı İsa Mesih'i bizim için kurtulmalık ola-rak verdi. Bu nedenle Mesih bize gelecekolan tüm suçu, cezayı kendi üzerine alma-sı gerekti. Yani Tanrı O'nu bizim yerimizeyargılaması gerekti. Ancak bu yolla insa-nın kurtulması olanaklı oldu. Evet, bu dün-yada bir sürü acı, elem vardır. Birçok in-san korku, kaygı içindeler. Yalnızlar, hayalkırıklıklarına uğram ışlar. Bazen feryatederler, ama sanki onların feryadı, yakarı-sı, duası bir metre bile ileriye gitmez. Amadostum, başını yukarıya kaldır, Tanrı'nınsağında oturan İsa'ya bak. O her tür fırtı-nayı, sıkıntıyı sevince dönüştürebilir.
İsa'nın çarmıha çakıldığı sırada, iki haydutda onunla birlikte çarmıha çakılmıştı. Buhaydutlardan biri o acılar, elemler içerisin-deyken İsa'ya, “Ey İsa, egemenliğin geldi-ğinde beni anımsa” dedi. İsa ona, “Ger-çekten sana bildiririm; bugün benimle bir-likte cennette olacaksın” (Luka 23:43) de-di. O anda bu adamın yaşamındaki o kalıngünah dikeni, sevince dönüştü.
PERŞEMBE
Donnerstag 27HAZİRAN
Juni
Hepimizin öleceği kesindir. Yere
dökülen ve yeniden toplanama-
yan su gibiyiz. Ama Tanrı canı
almaz.2 Samuel 14:14
Denn sterben müssen wir und
sind wie Wasser, das auf die
Erde geschüttet wird und das
man nicht wieder sammeln
kann. Aber Gott will nicht das
Leben wegnehmen.2. Samuel 14,14
Kral ve peygamber olan Davut'un oğlu Avşa-
lom ağır bir suç işledi ve kaçıp başka bir ülke-
ye sığındı. Davut, oğlunu bir türlü bağışlaya-
m ıyor ve onun ülkeye geri gelmesini olanaklı
kılm ıyordu. Oysa bir Tanrı adam ı olan Da-
vut'un bağışlaması gerekirdi. Çünkü kendisi
de kaç kez Tanrı'nın bağışını hayatında gör-
dü, yaşadı. Tanrı Davut'a bir yolla, bağışlama-
nın önemini göstermek istiyordu. Rab, Davut'a
akıllı ve hikmetli bir kadın gönderdi ve bu ka-
dının ağzıyla Tanrı'nın günahlıyı bağışlaması-
nı canlı bir tanımla dile getirdi. Tanrı'nın affı
göksel bir armağandır. Bunu size bir örnekle
belirteyim: Annesinin doğum gününde ona bir
demet çiçek almak isteyen bir çocuk, kral sa-
rayının önünden geçerken oradaki harika çi-
çekleri görür. Bahçede dolaşan bir gence du-
rumu anlatır ve bir demet çiçeğin kaça oldu-
ğunu sorar. O genç güzel bir çiçek demeti ya-
par ve çocuğa verir. “Bunu annene götür ve
bu çiçekler kralın oğlundan, krallık bahçesin-
den gelen armağandır de” der. Günahlının da
bağışlanması ve kurtuluşu yüce Tanrı'nın sa-
rayından gelen kutsal bir armağandır.
CUMA
Freitag 28HAZİRAN
Juni
Kesinlikle öleceğiz. Yere dö-külüp yeniden toplanama-
yan su gibiyiz.2 Samuel 14:14
Denn sterben müssen wirund sind wie Wasser, das
auf die Erde geschüttet wirdund das man nicht wieder
sammeln kann.2. Samuel 14,14
sammeln: toplamak
Yere dökülen suyu ya da herhangi bir sıvıyıkim toplayabildi şimdiye kadar? Tanrı Sözü'n-de insanın yaşamı da tıpkı bu suya benzetilir.Okuduğumuz ayette bize dört önemli noktabelirtiliyor: 1. Kesinlikle öleceğiz! Hiç kimseölmek istemez, değil mi? Ama ölüm kaçınıl-mazdır. Peki neden ölüyoruz? Tanrı Sözü bu-nun yanıtını şöyle veriyor: “Herkes günah iş-ledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı”(Rom.3:23). “Günahın karşılığı ölümdür!”(Rom.6:23). Demek ki, ölüm günahın getirdi-ği sonuçtur. Hepimiz günahlı olduğumuza gö-re herkes eninde sonunda bir gün ölecektir.
Peki bizler için hiçbir umut yok mu? Bedenenölümde hiçbir umut yok. Ama insan sadecebedenden oluşmuyor ki! İnsanın varlığındaölümsüz olan canı, ruhu vardır. Ruhumuz yasonsuz cehennemde ya da sonsuz cennetteolacaktır. İşte canımız ve ruhumuz için birumut vardır. Tanrı Sözü, “günahın karşılığıölümdür” dedikten sonra şöyle devam eder:Tanrı'nın bağışı Rabbimiz Mesih İsa aracılı-ğıyla sonsuz yaşamdır!”
CUMARTESİ
Samstag 29HAZİRAN
Juni
Kesinlikle öleceğiz. Yere dö-külüp yeniden toplanama-
yan su gibiyiz.2 Samuel 14:14
Denn sterben müssen wirund sind wie Wasser, das
auf die Erde geschüttet wirdund das man nicht wieder
sammeln kann.2. Samuel 14,14
sterben: ölmek
İnsanın bu dünyadaki yaşamı buluta, rüyaya,kırın otuna, sabahın çiğine benzetilir. (Eyüp7:9; Mezmur 90:5; 39:4; Yakup 4:14). Bu il-ginç betimlemelerin ölümlü insanı ne kadardüşündürmesi gerekir!
Bugünkü ayetimizde, kesinlikle öleceğimizyazılıdır ve buna dün bakmıştık. Bu ayetin2.noktası, “yere dökülen su gibi olduğumuz-dur. Yere dökülen su kirli sudur ve yere dökü-len su bir daha geri toplanmaz. Ama doğadabir yasa var. Güneş suyu buhar haline getirir,oradan havaya yükselir. Buna benzerliktebizler de kirli su gibiyiz, ama RAB bir çarebuldu. Kendi özünden sonsuz ışık, güneşolan İsa Mesih'i yeryüzüne gönderdi. Mesihbizi alır, o kirlilikten, sonsuz ölümden kurtarır,bizleri yukarıya, Tanrı'ya doğru yükseltir. Ca-nımızı ruhumuzu sonsuz ölüm yargısındankurtarır ve bizlere sonsuz yaşamı verir. HerMesih imanlısı bunu bilir ve sonsuz yaşamvatandaşı olduğundan emin olabilir. ÇünküTanrı'nın kendisi yüreklere o esenliği, güven-liği koyuyor. Buna sen de dahil olabilirsin, İsaMesih'e iman edersen.
PAZAR
Sonntag 30HAZİRAN
Juni
Kesinlikle öleceğiz. Yere dökülüp yeni-
den toplanamayan su gibiyiz. Tanrı ca-
nı çekip almaz. Sürgüne gönderilen kişi
kendisinden uzakta kalmasın diye çö-
züm yolları düşünür.2 Samuel 14:14
Denn sterben müssen wir und sind wie
Wasser, das auf die Erde geschüttet
wird und das man nicht wieder sam-
meln kann. Aber Gott will nicht das
Leben wegnehmen, sondern er hat die
Absicht, dass der Verstoßene nicht
auch von ihm weg verstoßen bleibt.2. Samuel 14,14
Bu ayetlerde dört önemli vurgunun yapıl-dığını söylemiştim. 1. Kesinlikle öleceğiz.2. Yere dökülen su gibiyiz. Bu iki noktayadaha önce baktık. 3.nokta, “Tanrı canıçekip almaz” sözüdür. Ne demektir bu?En başta şunu iyice bilmeliyiz ki, Tanrı in-sanı ölümlü olsun diye değil, sonsuza dekyaşasın diye yarattı. Peki öyleyse insanıncanını çekip alan nedir? Günah!
Adem'in oğlu Kayin, kardeşine karşı bü-yük bir öfke ve kıskançlık duyuyordu. Buçok tehlikeli bir duruma doğru gidiyordu.Tanrı Kayin'i uyardı ve ona şöyle dedi:“Günah kapıda pusuya yatmış; onun iste-diği sensin! Ama sen ona üstün gel!”
Günahın istediği candır, onu yok etmek,cehenneme atmak amacındadır. Ama in-san Tanrı'nın sağlayışıyla canını, ruhunugünahın egemenliğinden kurtarır, onusonsuz cennet vatandaşı yapar, eğerTanrı'nın gönderdiği kurtarıcı İsa Mesih'eiman ederse.
Sevgili okuyucularımız, şu kitapları o-kumanızı özellikle öneriyoruz:
Sevginin beş dili (evlilik ilişkilerindeizlenmesi gereken ilkeler - evli ve ev-lenecek olan herkesin okuması gere-ken bir kitap) . . . . . . . . . . . . . 6,50 €Noel nedir? . . . . . . . . . . . . . 1,00 €Vaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . 3,50 €Nihai sorular . . . . . . . . . . . . 2,00 €Kutsal Kitap yorumları . . 45,00 € (5 cilt)Açıklamalı Kutsal Kitap . . 29,00 €
Kitapları isteme adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Her insanın kesinlikle Tanrı Sözü’nüokuması gerekir. Tevrat, Zebur ve İncilk i tap la r ın ı içeren Ku tsa l K i tap ’ ıadresimizden ısmarlayabilirsiniz.
Kutsal Ruh’un kişiliğini (özünü), gücünüve etkisini daha iyi anlayabilmek içinKutsal Ruh’un Öğretisi adlı kitabımızıkesinlikle okumalısınız.
Kutsal Kitap . . . . . . . . . . . . . . . 11,00 €Kutsal Ruh’un Öğretisi . . . . . . . 3,00 €Yoel’in Yorumu . . . . . . . . . . . . . 2,00 €Kutsal Kitap yorumları (5 cilt) . 45,00 €
Satın almak istediğiniz kitapların fiyatları-nı kullanılmamış Alman posta pulu olarakmektupla da adresimize gönderebilirsiniz.Adresinizi okunaklı bir şekilde yazınız.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
SEVİNÇ GETİRİCİ HABER’İNSESİNİ DİNLE!
Varlığının gizini, amacını, yaşamı-nın getirdiği yararı hiç düşündünmü? Kimsenin umut dolu bir gele-cekten söz edemediği dünyamızdasenin kafanda beliren bir sürü soruaydınlığa kavuşturuldu mu?
Bunalımlar, kaygılar ve dayanılmazsancıların korkunç boyutlara ulaştı-ğı günümüzde en büyük ihtiyacınsonsuz yaşam güvencesi olduğunubiliyor musun?
Tüm bu sorulara yanıt arıyorsanız,
0 64 41 - 208 16 15
nolu telefonumuzu arayın.
Sevgili okurlarımız, sizlere şu ilginç ki-tapları okumanızı salık veririz:
İncil (Yunanca aslından çağdaş Türkçe'yeçevirisi) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5,00 €
Boyamalı Çocuk Kutsal Kitap'ı 3,00 €
Resimli Kutsal Kitap (Gör ve Paylaş) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3,00 €
İsa Mesih S tek ve gerçek
umudumuz . . . . . . . . . . . . . . . . 1,50 €
İncil'den Yuhanna Kesimi S Su, Ekmek,
Yaşam (Almanca ve Türkçe dilinde ilkadımlar) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1,00 €
Kitap ısmarlayan herkese “Su, Ekmek, Ya-şam” adlı yayın armağan olarak gönderile-cektir.
Siparişinizle birlikte, kitapların toplam de-ğerinde damgasız Alman posta pulu ola-rak da gönderebilirsiniz.
Tanrı Bildirisini Yayma Derneği Postfach 22 33 45 D - 57 039 Siegen Almanya / Deutschland
PAZARTESİ
Montag 1TEMMUZ
Juli
Tanrı canı çekip almaz. Sürgü-ne gönderilen kişi kendisindenuzak kalmasın diye çözüm yol-
ları düşünür.2. Samuel 14:14
Aber Gott will nicht das Lebenwegnehmen, sondern er hat
die Absicht, dass der Verstoße-ne nicht auch von ihm weg
verstoßen bleibt.2. Samuel 14,14
das Leben, die Seele: can
Bir toplumbilimci, günümüzde en ucuz nes-nenin insan canı olduğunu söyledi. Bu çoküzücü olmakla birlikte, insanlığa baktığımız-da ne yazık bunun doğru olduğunu görüyo-ruz.
İnsanın canının değersizliği o kimsenin kendiiçinde başlıyor, sonra da başkalarına geçiyor.Eğer canımızın, ruhumuzun sonsuzluğunuanlarsak, o zaman buna değer verir, bununlailgileniriz. Ama insan sanki bu dünyada son-suza dek kalacakmış gibi bir yaşam sürdürü-yor; ruhunun ölümsüzlüğüyle, sonsuz güven-liğiyle ilgilenmiyor.
Bu ayetin 4. vurgusunda gördüğümüz gibi,Tanrı günahlı, ölümlü insanın kendisindenuzağa atılmaması için insanın aklının anlaya-mayacağı bir çözüm yoluyla aramıza geldi.Tek çıkar yol, kim olursa olsun - her insan -Tanrı tarafından gönderilen Kurtarıcı İsa'yaiman ederek kurtulur. Ancak o zaman barışve umuda sahip olur insan. Ancak o zamancanının ve ruhunun sonsuza dek Tanrı'yla,cennette olmasına olanak sağlanır. Bu seniniçin de geçerlidir!
SALI
Dienstag 2TEMMUZ
Juli
Sağduyulu kişi yukarıya,yaşama giden yoldadır.
Süleyman'ın Özdeyişleri 15: 24
Der Weg des Lebensgeht für den Einsichti-
gen nach oben.Sprüche 15,24
nach oben: yukarı(ya)das Leben: yaşam
Değerli bir dostum, değişik yerleri gezip gör-meyi çok sever. Hatta geçtiğimiz yıl, tek başı-na ta Avustralya'ya gidip oraları da gezip gör-dü. Ben o kadar da hevesli değilim bu dos-tum gibi. Hele uçağa hiç binmem. Tabii ülke-me gitmeyi, ailemle, yakınlarımla vakit geçir-meyi, ülkemizin harika sebze meyvelerini ye-meyi severim. Gezmeyi seven bu dostum, ta-bii gideceği yerler hakkında bilgi topluyor, ge-zi broşürlerini inceliyor. Aslında yolculuğu se-venler, yeni yerleri görmek isteyenler bilgileri-ni, ufuklarını da genişletirler. Her yerin kendi-ne göre bir özelliği ve heyecanı vardır.
Biliyor musunuz, değerli dostum, Tanrı'yı ta-nımak, O'nunla ilişki kurmak da bir yolculuk-tur. Bu yolculuk, kilometreler aşmak değil, yü-reğin, imanın yepyeni ufuklara, yaşamauzanmasıdır.
İnanlıların atası olarak bilinen İbrahim pey-gamber, Ur kentinde rahatı yerinde yaşarken,Tanrı onu çağırınca, onun rahatı, düzeni bo-zuldu ve hiç bilmediği bir yöne doğru yolaçıktı. İbrahim'in Tanrı'ya itaat etmesi, onun buyolculuğunu sevinçli ve güvenilir kıldı.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 3TEMMUZ
Juli
Korkma, çünkü seni fidyeile kurtardım; seni adınla
çağırdım.Yeşaya 43: 1
Fürchte dich nicht, dennich habe dich erlöst! Ich
habe dich bei deinem Na-men gerufen.
Jesaja 43,1
rufen: çağırmaksich fürchten: korkmak
Musa peygamber Midyan diyarında kayınba-basının sürülerini güdüyordu. Halinden dehoşnuttu. Bir derdi, bir kaygısı da yoktu. Amabir gün Tanrı onu hizmetine çağırdı. Musa dailk başta karar vermede, itaat etmede zorlan-dıysa da, sonunda her şeyini bıraktı, Tan-rı'nın isteği doğrultusunda hareket etti.
Elişa peygamber çok varlıklı bir çiftçiydi. İl-yas peygamberin hizmeti sona yaklaşıyordu.Tanrı onu İlyas'ın yerine geçmesi için çağır-dı. O sırada Elişa on iki çift öküzle tarlasınısürmekteydi. İlyas peygamber cübbesinionun üstüne attı. Bunun ne anlama geldiğinihemen anlayan Elişa, bir çift öküzü oracıktaboğazladı, boyunduruğu odun olarak kullan-dı, yaktığı ateşte onları pişirdi, eti dağıttı. Buadam böylece Tanrı isteği uyarınca çok etkilibir peygamber oldu.
Tanrı'nın bugün de her insanı kapsayan birçağrısı vardır. Bu çağrı kurtuluş, sonsuz ya-şama kavuşma çağrısıdır. Yükleri ağır olan-lara, gelin esenliğe ve huzura kavuşun çağrı-sıdır.
PERŞEMBE
Donnerstag 4TEMMUZ
Juli
Tanrı bize sonsuz yaşam ver-di, bu yaşam O'nun Oğlu'nda-dır. Oğul'u varlığında bulundu-
ran yaşama sahiptir.1 Yuhanna 5:12
Gott hat uns ewiges Lebengegeben, und dieses Leben ist
in seinem Sohn. Wer denSohn hat, hat das Leben.
1. Johannes 5,11S12
der Sohn: oğulewig: sonsuz
Günlük yaşamda yapmam ız gereken işler var-
dır. Tanrı'yla yürümemizde de yapılması gere-
ken işler vardır. En başta insanın günahından
dönmesi ve arıtılm ış bir yüreğe sahip olması
gerekir, çünkü her insan günahlıdır. Peki ama
nasıl? İsa Mesih aracılığıyla. O günahlarım ızı
bağışlatan kurtarıcıdır.
Rab İsa bir keresinde din adamlarına şöyle
dedi: “Size önemle belirtirim ki, günah işleyen
herkes günahın kölesidir” (Yu.8:34).
Tanrı'yla esenlik, sevinç içerisinde yapılan yol-
culuk asla din kurallarına, geleneklere, kılık
kıyafete, törelere bağlı değildir. Yürekte olan
imana bağlıdır. Yani, Tanrı'yla olan bu harika
yolculuk, Tanrı'nın sunduğu kurtarıcıya iman
edip yeniden doğarak gerçekleşir.
Bu yolculuğun amacı sonsuz yaşamdır. Bu
yaşam ın zor olduğunu herkes bilir. Özellikle
yaşlandıkça yaşam daha da zorlaşır. Bir de
insanın sonsuza ilişkin bir güvenliğ i olmazsa,
durum daha da kötü olur. Oysa, yaşama yep-
yeni bir yön ve amaç veren İsa Mesih sana da
yardım etmeye, o güvenliği yüreğine koymaya
hazırdır.
CUMA
Freitag 5TEMMUZ
Juli
Bunlar Yeruşalim'de krallıkyapan Davut oğlu Vaiz'in
sözleridir.Vaiz 1: 1
Dies sind die Worte desPredigers, des Sohnes
Davids, des Königs in Je-rusalem.
Prediger 1, 1
der Prediger: vaizdie Königsherrschaft: krallık
Süleyman peygamber Vaiz, Özdeyişler veEzgiler Ezgisi kitaplarını vahiy yoluyla yazdı.Özdeyişler kitabında Süleyman'ın bilgeliğinigörmekteyiz; Ezgiler Ezgisi kitabı hem Tan-rı'nın bağlılarına olan sevgisini, hem de evli-lik ilişkilerindeki sevgiyi dile getirir. Vaiz kita-bında ise Süleyman'ın yaptıkları hatalar or-taya konmaktadır. Vaiz kitabı, peygamberinTanrı'dan ayrı yaşadığı dönemleri anlatan,Kral Süleyman'ın acıklı yaşam öyküsüdür.
Her dönemde olduğu gibi, günümüzde deinsanlar tanrısız mutlu olmaya çalıştı ve ça-lışıyor; ama Vaiz kitabı bunun ne denli saç-malık olduğunu gösteriyor. Tanrı olmadankalıcı mutluluğun, esenliğin mümkün olama-yacağını ortaya koyuyor.
Kral Süleyman, yaşayanlar arasında en bil-geli insandı ve o sahip olduğu bilgeliğiniTanrı'dan almıştı. Yaşamda doyum bulabil-mek için bilinen her tür zevk ve keyif türlerinidenedi, ama vardığı sonuç, her şeyin boşolduğuydu.
CUMARTESİ
Samstag 6TEMMUZ
Juli
“Her şey boş, bomboş,bomboş!” diyor Vaiz.
Vaiz 1: 2
“Nichtigkeit der Nichtig-keiten”, sagt der Prediger,“Nichtigkeit der Nichtig-keiten: alles ist nichtig.”
Prediger 1, 2
leer, nichtig, umsonst: boşvöllig leer, völlig nichtig, völlig umsonst: bomboş
Vaiz Kitabı'ndan öğrendiğimiz, Tanrı olma-dan yaşama doyum bulamayacağımızdır;hatta tüm dünyaya sahip olsak bile, bunlar in-san yüreğine doyum getiremez.
Vaiz kitabında anahtar sözcük “boş” sözcü-ğüdür ve bu söz 37 kez tekrarlanmaktadır.Boş demek, amaçsız, nafile demek. Yaşamatatminlik hiçbir zaman bu yolla kazandırıla-maz. Anahtar deyim “Güneş altında” sözüdürve bu söz de bu kitapta 29 kez geçer. “Güneşaltında” denilirken Tanrı'nın varlığını, gücünü,çağrısını, sevgisini içermeyen bir dünya sözkonusudur. Bir başka önemli deyim ise, “Yü-reğimde dedim” sözüdür. Başka deyişle, bukitap insan yüreğinin düşüncelerini içeriyor.Bunlar insan aklıyla ve deneyleriyle elde edi-len sonuçlanmalardır. Süleyman'ın vardığısonuçlar bir esin değil, ama bunları bize bildi-ren Kutsal Söz bir esindir. Bu nedenledir kibu açıklama sunuluyor: “Yüreğimde dedim,”“Güneş altında” ve “Boş”. Tanrı'ya dayanma-yan bir yaşamın bomboş olduğunu KutsalSöz, yine sonuçta Vaiz aracılığıyla betimle-mektedir.
PAZAR
Sonntag 7TEMMUZ
Juli
“Her şey boş, bomboş,bomboş!” diyor Vaiz.
Vaiz 1: 2
“Nichtigkeit der Nichtig-keiten”, sagt der Predi-
ger, “Nichtigkeit derNichtigkeiten: alles ist
nichtig.”Prediger 1, 2
alles: her şey
Vaiz kitabı iş olsun diye yazılmamıştır. Birsorunun açıklanışıyla başlar: “Dünya üze-rinde her şey boş!” Bu sözler yaşam de-neyiminin sözleridir. Süleyman her yolda,her alanda doyuma ulaşmayı arıyor. Bi-lim, doğa kanunları, bilgelik ve felsefeyekafa yoruyor; keyif yaşantısına adım atı-yor, materyalizme veriyor kendini ve “şim-di” için yaşamayı deniyor. Kaderciliği,bencilliği, dini, zenginliği ve ahlak bilgisiniaraştırıyor. Ve kitabın son ayetlerinde bi-ze yaptığı deneyimden elde ettiği sonucubildiriyor. Yapılan her deneyimden çıkansonuç insansaldır, Tanrı gerçeği değil.Bu, güneş altındaki adamın durumudur.
Kral Süleyman'ı Tanrı'dan uzakta görüyo-ruz, “güneş altında” deneyimler elde et-mek çabasında ve sevdasındaydı. Sonuç,bunların boş olduğuydu.
PAZARTESİ
Montag 8TEMMUZ
Juli
“Her şey boş, bomboş,bomboş!” diyor Vaiz.
Vaiz 1: 2
“Nichtigkeit der Nichtig-keiten”, sagt der Prediger,“Nichtigkeit der Nichtig-keiten: alles ist nichtig.”
Prediger 1, 2
sagen: demeker sagt: diyor
Boşluk demek, yaşamı herhangi bir amacı,ereği olmaksızın boşa harcamak demektir.Yani hayvanlar gibi, bir kuş gibi yaşamakdemektir. Ortalıkta bu tür yaşam süren bir-çok insan vardır.
Süleyman peygamber bize Özdeyişler kita-bında değerli bilgelik taşları sunuyor. Vaizkitabındaysa ahmaklığın ne olduğunu gös-teriyor. Ezgiler Ezgisi'nde de sevgi konusu-nu işliyor. Bilgelik, ahmaklık ve sevgi! Süley-man bu üç dalda da uzmandı diyebiliriz.Akılsız adamı oynamasını iyi biliyordu; yö-netmekte hikmet doluydu; onun sevgisi bü-yük ve uzun bir öyküdür. Süleyman insanlariçinde en hikmetli olandı, ama aynı zaman-da hiç bir kimse onun kadar Tanrı'ya sırtınıdönüp akılsızlıklara dalmadı. Bulmaca gibibir insandı Süleyman peygamber. KutsalYazı'nın mantığına ters düşüyordu. En bil-geli insan, sırtını Tanrı'ya dönünce en akıl-sız olandı. Vaiz kitabı bunu açığa koyuyorve yaşamda en sağlıklı tutumun, yaşam do-luluğunun Tanrı'da olduğunu bize öğretiyor.
SALI
Dienstag 9TEMMUZ
Juli
Ne kazancı var insanın güne-şin altında harcadığı onca
emekten?Vaiz 1: 3
Welchen Gewinn hat derMensch von all seinem Mü-
hen, mit dem er sich abmühtunter der Sonne?
Prediger 1, 3
die Sonne: güneşunter der Sonne: güneşin altında
der Gewinn: kazanç
Şimdi düşüncelerimizi “güneş altında” sö-züne odaklayalım; bu insanın bakış açısı-dır. Tanrı burada kendi görüş açısını bil-dirmiyor.
Süleyman'ın deneyimi kitabın ana gövde-sini oluşturuyor ve bu, Vaiz 1: 4'ten 12.bölüm ayet 12'ye kadar uzanıyor.
Şimdi denediği ilk şey bilim alanındadır.Doğa kanunlarını araştırıyor. Süleyman'ınbunu kavramış olması gerçekten ilginçtir.İnsanlar bugün halen yıllarını sarf ederekbilim alanında araştırmalara koyuluyor,doğa yasalarını öğrenebilmek için birömür harcıyorlar. Bu kitabın özelliklerin-den biri bize doğa kanunlarına ilişkin bilgisunmasıdır.
Ne kazancı var insanın güneşin altındaharcadığı onca emekten? diyor. İnsan ya-şamında bir denge olmalıdır. Hem yersel,hem de göksel değerlere sağlıklı yaklaş-mak gerekir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 10TEMMUZ
Juli
Kuşaklar gelir, kuşaklar ge-çer, ama dünya sonsuza dek
kalır.Vaiz 1: 4
Eine Generation kommt, undeine Generation geht; aber
die Erde besteht in Ewigkeit.Prediger 1, 4
die Generation: kuşakdie Erde, die Welt: dünya
in Ewigkeit, ewig: sonsuza dek
“Dünya sonsuza dek duruyor” ve insanınsahip olmadığı sağlamlığa sahiptir; çünküinsan geçicidir. Çağdaş insan geçmiş in-sandan biraz farklıdır ve gelecek olan in-sandan da oldukça farklı olacaktır, amainsan yine de geçicidir. İnsan soyunundevamı doğum olayına bağlıdır. Birçoğu-muz yüz yıl önce dünyada değildik ve yüzyıl sonra da dünyada olmayacağız. Hattabazılarımız daha uzun süre aramızda kal-mak istemiyor. Her nasılsa, insan soyunesiller aracılığıyla sürüyor. Süleymanbunun farkına vardı: “Bir nesil gidiyor vebir nesil geliyor” diyor. İnsan geçici bir ya-ratıktır. Yeryüzündeki bu yaşama bakıldı-ğında insanın Tanrı'nın evreninde en ba-şarısızı olduğunu görürüz.
Demek ki, dünyaya ve dünyasal şeylerebağlanmak, sonunda hayal kırıklığı ve yı-kım getirir. Sağlıklı tutum, sonsuz yaşamolan Tanrı'ya bağlanmak en sağlıklı vekalıcı yoldur.
PERŞEMBE
Donnerstag 11TEMMUZ
Juli
Güneş doğar, güneş batar, hep doğduğu
yere koşar. Rüzgar güneye gider, kuzeye
döner, döne döne eserek hep aynı yolu iz-
ler. Bütün ırmaklar denize akar. Yine de
deniz dolmaz.Vaiz 1: 5S7
Und die Sonne geht auf, und die Sonne
geht unter, und sie strebt ihrem Ort zu,
wo sie wieder aufgeht. Der Wind geht
nach Süden und wendet sich nach Nor-
den. Immer wieder sich wendend geht er
dahin, und zu seinem Ausgangspunkt
kehrt der Wind zurück. Alle Flüsse gehen
ins Meer, und das Meer wird nicht voll.Prediger 1, 5S7
Doğada bir tekdüzelik vardır ve hepimiz bu-na bağlıyız. Güneş belirli yasalara itaat ede-rek kesin ve düzenli aralıklarla görünüyor vebatıyor! Bugün biliyoruz ki rüzgar belirli yol-lar izliyor. Bütün ırmaklar denizin içine akı-yor, fakat deniz dolmuyor. Peygamber bu-harlaşma yasasına ve havanın nem oranı-nın yükselmesine ilişkin konuşuyordu. Çün-kü rüzgar eser, yer üzerindeki nemi alır veyeryüzüne döker. Tüm olay kesin ve özeldoğa yasaları çerçevesinde işler. Gelişigü-zel oluşum yoktur.
Ruhsal açıdan, şunu da görebiliriz ki, dünya-ya bağlılık ya da dünya işleriyle yüreğimiz-deki o boşluğu doldurmaya kalkıyorsak, oboşluk hiçbir zaman dolmayacaktır. Yürekle-rimize aldıklarımız ise, deniz suyu gibi, tuzluve acıdır. Yüreğimize, yaşamımıza almamızgereken Tanrı ve O'nun Sözü'dür. Yaşamla-rımıza anlam katan, yüreklerimize sevinçveren budur. Büyük bilgin Augustine'nin de-diği gibi, yüreklerimiz Rabbe verilmedikçe,hiçbir zaman huzur, esenlik bulamayacaktır.
CUMA
Freitag 12TEMMUZ
Juli
Her şey yorucu, sözcüklerle an-
latılamayacak kadar. Göz gör-
mekle doymuyor, kulak işitmek-
le dolmuyor.Vaiz 1: 8
Alle Worte mühen sich ab.
Nichts vermag ein Mensch zu
sagen. Das Auge wird nicht satt
zu sehen und das Ohr nicht voll
vom Hören.Prediger 1, 8
satt werden: doymak
Bu önceleri doğru görünmeyebilirdi, amaevlerimize televizyon denilen alet girdiğin-den bu yana doğruluğunu görüyoruz. Bir-çok kimse her gün saatlerce televizyonbaşında vakit geçirmektedir. Niçin? Çünkügöz görmekle doymuyor da ondan; kulakda işitmekle dolmuyor. Birçoklarımız yeniyerler, görüntüler, manzaralar görmeyi se-veriz. Bu yaşamın tat veren yanlarından-dır. İçinde yaşadığınız ülkenin doğal gü-zelliklerini bir göz önüne getirin. Gençlikyıllarımda hem Boğaz'ın hem de İzmirKordonboyu'nun güzelliği dillere destandı.Elbette her yerin kendine özgü bir güzelliğivar benim için. Her şey çok harika. Güzelbir ülkede, güzel bir evrende yaşıyoruz.
Evreni araştırmakla tüketemeyiz. Ne kadarçok öğrenirsen, görüyorsun ki, o kadar da-ha çok öğrenmen gerekir. Fiziksel gözlerlealgıladığımız evren küçük insan için çokbüyüktür. Tanrı'nın yaratıkları içinde yalnızinsan -bildiğimiz kadarıyla- evreni kavra-yabilme yeteneğine sahiptir.
CUMARTESİ
Samstag 13TEMMUZ
Juli
Önce ne olduysa, yine olacak. Önce neyapıldıysa, yine yapılacak. Güneşin altın-
da yeni bir şey yok. Var mı kimsenin,“Bak bu yeni!” diyebileceği bir şey? Herşey çoktan, bizden yıllar önce de vardı.
Vaiz 1: 9S10
Das, was war, ist das, was wieder seinwird. Und das, was getan wurde, ist das,was wieder getan wird. Und es gibt garnichts Neues unter der Sonne. Gibt esein Ding, von dem einer sagt: “Siehe,
das ist neu”? Längst ist es gewesen fürdie Zeitalter, die vor uns gewesen sind.
Prediger 1, 9S10
Birçokları yeni bir icat piyasaya çıktığında baş-
ları göğe erecek sanıyor. Telefonun ilk zaman-
larını anımsarım. Öyle her evde telefon yoktu
o zamanlar. Televizyon da öyle. İlk çıktığında
sadece bazı kahvelerde vardı, o da siyah be-
yazdı. İşte efendim, bunlar yeni değil mi? diye-
ceksin belki de.
Büyük babama büyük annemi gidip istemişler.
Babam annemi askerden geldikten sonra ka-
çırmış. Tanıdığım birçok insan vardır ki, onlar
karılarına mektupla evlenme teklifi yapmış.
Çocuklarımız ve torunlarımız belki uçakta, hat-
ta belki de uzay yolculuğu sırasında eş sahibi
olacak. Belki soracaksın, “Bu yeni bir şey değil
mi?” Gerçekte hayır. Büyük babamın o dö-
nemlerdeki duygularıyla benimkiler aynıydı ve
torunlarımızın hislerinin bundan farklı olacağı-
nı da sanmıyorum. Görüyorsun, güneş altında
gerçekten yeni şey yok. İnsan hep aynı kalı-
yor. Değişen, sadece değişik çağlarda değişik
sahnelerdir.
Yeni olan tek bir şey var; o da insanın Tanrı'ya
dönüp iman ederek yeni doğuşudur. Bu kurta-
rıcı İsa Mesih'e iman edildiği zaman gerçekle-
şen bir olaydır.
PAZAR
Sonntag 14TEMMUZ
Juli
Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor,gelecek kuşaklar da kendilerin-den sonra gelenlerce anımsan-
mayacak.Vaiz 1: 11
Da gibt es keine Erinnerung andie Früheren. Und an die Künfti-
gen, die sein werden, auch an siewird man sich nicht mehr erin-nern bei denen, die noch später
sein werden.Prediger 1, 11
Süleyman, bilim çalışmalarında yüreğinedoyum aradı, ama sonunda bu sonucaulaştı. İnsan önemli olmaya çabalıyor. İn-sanoğlu ön sıralarda bulunabilmek için,dünyadaki her şeyi, her yolu deniyor;ama her zamanki gibi aradan çok geçme-den eski çamlar bardak oluveriyor. “Ev-velki nesiller anılmıyorlar.”
Elli yıl önceki zamanın en gözde sanatçı-larından birini anımsayabiliyor musun?Elli yıl önceki en hızlı atletin kim olduğunubiliyor musun? Ülkenin geçmişteki cum-hurbaşkanlarını, başbakanlarını sayabilirmisin? Anılarımız sandığımız kadar geri-lere uzanamıyor, değil mi! Kutsal Kitap bi-ze bu yeryüzündeki günlerimizin bir dahageri dönmemek üzere su gibi akıp gittiğinibelirtiyor. Öyleyse bize verilen bu günle-rin değerini bilelim ve onu sonsuzluk içinyaşayalım!
PAZARTESİ
Montag 15TEMMUZ
Juli
Güneşin altında yapılan bütün
işleri gördüm; hepsi boştur,
rüzgarı kovalamaya kalkış-
maktır!Vaiz 1: 14
Ich sah all die Taten, die unter
der Sonne getan werden, und
siehe, alles ist Nichtigkeit und
ein Haschen nach Wind.Prediger 1, 14
der Wind: rüzgar, fırtınanachjagen, verfolgen, hinter etwas her sein:
Felsefenin tüm yolları çıkmaz sokaktır. Ay-nı deneyimleri sen kendin de yapabilirsin.Bu konuları öğrenmeye çaba harcayabilir-sin, ama harcadığın zaman boşa harcan-mış zaman olur. Burada sağlıklı eğitim-den, öğrenmeden söz etmiyorum; elbetteeğitilmemiz, öğrenmemiz gereklidir. Bu,insan olarak bizim sorumluluğumuzdur.Peygamber Süleyman, boş şeylerle uğraş-maktan ve boşa harcanan zamandan sözetmektedir.
Günümüzdeki metotların ne kadar yolundayürüdüğünü merak ediyorum, doğrusu.Sanıyorum bunlar da sadece zamanı boşaharcamak. İnsan ruhsal gerçekleri, Tan-rı'ya ilişkin durumları ve Tanrı'yı bilgelik vefelsefe yoluyla bulamaz. Tanrı'yı tanıyabi-leceğimiz yol sadece iman yoludur. Felse-fe genelde insanı yaşamın karamsar yö-nüne doğru sürükler. Tanrı, yüceliğ iniaçıklayarak O’na iman edenin yüreğini iseaydınlatır. Tanrı'ya iman, insanı doğrulukladonatır.
SALI
Dienstag 16TEMMUZ
Juli
Eğri olan doğrultulamaz,eksik olan sayılamaz.
Vaiz 1: 15
Gekrümmtes kann nichtgerade werden, und Feh-lendes kann nicht gezählt
werden.Prediger 1, 15
krumm: eğrifehlen: eksik
gerade machen: doğrultmakzählen: saymak
Eğri büyümüş bir ağacı düzeltemeyiz. Ağaçyaş iken eğilir, deriz değil mi? Sen ve ben es-ki doğaya ait bir yaşama başladık. Bu doğagünah ile yoğrulduğu için eğri ağaç ile karşı-laştırabiliriz. Onu eğitebiliriz, birçok şeylerlegeliştirebiliriz, fakat Rab İsa Mesih'in dediğigibi, “Bedenden doğan bedendir.” Ve her za-man beden olarak kalacaktır. Yeni bir doğayakavuşmamız büyük bir ihtiyaçtır. “Ruhtan do-ğan ruhtur” der yine Rab İsa Mesih.
19. yüzyılda eğitimin, bilginin tüm yaşam so-runlarını çözeceği düşünülüyordu. Hatta, in-sanlık eğitim ve bilgide gelişirse, dünyadabarış ve düzen olacak denmişti. Ama bugünbunun tam tersini yaşıyoruz. Neden? Çünkübozukluk insanın yapısında, yüreğindedir.Bozuk bir yapıdan, yürekten de - ne kadareğitirsen eğit - bozuk şeyler çıkacaktır. Çö-züm, insanın yüreğinin değişmesi ve yenilen-mesidir. Bu da ancak Tanrı'ya dönmeklemümkündür.
Kaç kez doğru yolları seçmedik, ne kadar ek-sikliğimiz oldu? İyiyi bilip da yapmayan kişisuç işler. Eksik olan sayılamaz.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 17TEMMUZ
Juli
Altın, gümüş biriktirdim; kralların,illerin hazinelerini topladım. Ka-
dın, erkek şarkıcılar ve erkeklerinözlemi olan bir harem edindim.
Vaiz 2: 8
Ich sammelte mir auch Silber undGold und Schätze von Königenund Ländern. Ich beschaffte mirSänger und Sängerinnen und die
Vergnügungen der Menschen-kinder: Frau und Frauen.
Prediger 2, 8
Kral Süleyman, zenginliğin doruğuna var-dı, ama bunlar onun yüreğini doyurmadı.Hatta kral Süleyman çok büyük üne ka-vuştu, Yeruşalim'de yaşayanların tümünügeçti, bilgelikte üstüne yoktu. Dilediği herşeye sahipti ve her şeyi denedi. Bunlarında ona doyum getirmediğini gördü (Vaiz 2:9S10).
Belki onun durumundaki herkesin mutluolacağını düşünürdünüz; ama değiller. Re-fah düzeyinin çok yüksek olduğu ülkelerdeintihar olayları en yüksek düzeye çıkmıştır.Bu ülkelerde yaşayan kimsesiz, evsizbarksız sefil kişilerin intihara kalkıştığınısananlar olabilir. Gerçekte bu kişiler değilyüksek intihar oranını artıranlar. Zengin,ünlü, halkın her şeye sahip olduklarınısandıkları film, televizyon, sahne sanatçı-larıdır. Bunlardır intihara teşebbüs eden-ler. Niçin? Süleyman'ın ulaştığı sonucavardılar. Dünyasal mal mülk insana doyumverm iyor. Sevinç , doyum ve yaşamRab'dedir.
PERŞEMBE
Donnerstag 18TEMMUZ
Juli
Akılsızın başına gelen, benim debaşıma gelecek dedim kendi ken-dime, öyleyse kazancım ne bilge-likten? Bu da boş dedim içimden.
Vaiz 2: 15
Was dem Narren passiert, wirdauch mir passieren, sprach ich in
meinem Herzen. Was ist dannmein Gewinn von der Weisheit?Auch das ist Nichtigkeit, sprach
ich in meinem Herzen.Prediger 2, 15
Kafası çalışan birisinin kendisine bir başkaçıkar yol bulacağını düşünebilirisin. “Akılsı-zın başına gelen, benim de başıma gelecek,dedim kendi kendime, öyleyse kazancım nebilgelikten? Bu da boş dedim içimden” diyorkral. Bu oldukça ilginçtir; günümüzün mo-dern çağ insanı elinde bulundurduğu üstünbilimsel tekniklere ve teknolojilere karşıuzun süre insan yaşamını aşmayı başara-mıyor. Biliyorum insanın yaşam süresi 10 yılkadar arttı. Ama bu on yıl, milyonlarca ya dasonsuzluğun yanına konulduğunda elindene kalır? İnsan yaşlandıkça hem hastalıklar-dan hem de ölüm vadisinden ötede ne oldu-ğundan korkar. Değerli dostum sonsuzluktabir saniyen bile yok. İnsan gerçekten budünyada kendisi için daha çok uğraş verme-meli, sonsuzluğunu düşünmeli ve Tanrı'nınMesih aracılığıyla verdiği yeni doğuşu alma-lıdır. Bir ilahimizin sözü şöyledir:
Gökyüzünde kendine hazineler biriktir
Geçicidir bu dünya, sonsuz yaşam Tanrı'da
CUMA
Freitag 19TEMMUZ
Juli
Çünkü akılsız gibi, bilge de uzunsüre anılmaz, gelecekte ikisi de
unutulur. Nitekim bilge de akılsızgibi ölür!
Vaiz 2: 16
Denn es gibt keine bleibende Er-innerung an den Weisen, so wenig
wie an den Toren, weil in denkommenden Tagen beide längstvergessen sein werden. Und wie
stirbt der Weise gleich dem Torenhin!
Prediger 2, 16
Hem akıllı insan, hem de akılsız insan ay-nı yolda ölürler. Belirli bir süre sonra herikisi de unutulur.
Çok zeki birisi olabilirsin. Zeka seviyençok yüksek derecede olabilir. Eğitim al-mış birisi olabilirsin, hatta doktor unvanla-rı taşımaktasın belki, ama ölüm vakti se-nin kapını çaldığında bunların hiç biri sa-na yardımcı olamayacaktır. Kapıdan çık-ma zamanın geldiğinde, çökeceksin vedünya üzerinde bunu senin için engelle-yebilecek hiçbir şey yoktur. Bu çok mukötü? Elbette! Eğer bir kurtuluş yolu yok-sa çok kötü!
Ölüm benim için kötü değil, çünkü bensonsuz yaşam olan ve kendisine gelipiman edene sonsuz yaşamı veren İsaMesih'e iman ettim. Bu dünyadan göç et-tiğimde, cennete, Rab'bin yanına gidece-ğim. Bundan daha büyük bir umut, do-yum olabilir mi? Bu senin için de geçerliolur İsa Mesih'e iman edersen.
CUMARTESİ
Samstag 20TEMMUZ
Juli
Güneşin altında harcadığım bü-
tün emekten nefret ettim. Çünkü
her şeyi benden sonra gelecek
olana bırakmak zorundayım.Vaiz 2: 18
Und ich hasste all mein Mühen,
mit dem ich mich abmühte un-
ter der Sonne. Ich muss es
doch dem Menschen hinterlas-
sen, der nach mir sein wird.Prediger 2, 18
hassen: nefret etmek
Bir gün her şey sona erecek ve ben ayrı-lacağım. Sen de öyle, dostum. Bu konu-da hiç durup düşündüğün oldu mu? Nekadar çok insan bu dünyada iyi gördüklerişeyleri elde etmek için gece gündüz ça-lıştılar ve birden yaşamlarının sonunageldiklerini büyük bir üzüntüyle gördüler.İşin daha da acıklı yanı, bunca yıl çalışıpdidinip biriktirdiklerini, şimdi bir haylaz oğ-luna bırakacak ve o da bunları har vurupharman savuracak!
Kral Süleyman'ın da aynı sorunu yaşadı-ğını biliyoruz ve 1 Krallar 12. bölüm bizeneler olup bittiğini anlatıyor. Süleymankrallığını oğluna bıraktı ve onun oğlununahmak gururu ülkeyi ikiye böldü. Acıklı birsahneydi yaşanan.
Ya sen dostum, tüm bu biriktirdiklerini ki-me bırakacaksın? Tabii çalışmak, gelece-ği düşünmek gerekir, ama bu dünyaya bukadar bağlanmak değer mi? Sonsuzlukiçin de çalışmak gerekmez mi?
PAZAR
Sonntag 21TEMMUZ
Juli
Kim bilir, bilge mi olacak, akılsızmı? Güneşin altında bilgeliğimi
kullanarak harcadığım bütün emeküzerinde saltanat sürecek. Bu da
boş!Vaiz 2: 19
Und wer weiß, ob der weise odertöricht sein wird? Wird er doch
Macht haben über all mein Mühen,mit dem ich mich mit meiner Weis-
heit unter der Sonne abgemühthabe. Auch das ist Nichtigkeit.
Prediger 2, 19
Kral Süleyman, bu kadar biriktirdikleriminhepsini bir akılsıza bırakmam gerektiğinigördüm ve bunun için bu kadar emekvermemin ne kadar boş olduğunu anla-dım, diyor.
“Bu yüzden güneşin altında harcadığımonca emeğe üzülmeye başladım” (Vaiz 2:20) diye sözlerine devam ediyor.
Yeniden “güneş altında” deyimi tekrarlan-maktadır. Tanrı'dan ayrı bulunan adamınbakış açısı budur.
Değerli okuyucum, eğer yalnız kendin içinyaşıyorsan - ister Tanrı adamı ol, istergünahlarına aflık bulmamış biri - sıfırı tü-keteceksin. Yüreğinde acılık kökü oluşa-cak ve sonunda elinde kalan ölümdenbaşka bir şeyin sahibi olamayacaksın.
PAZARTESİ
Montag 22TEMMUZ
Juli
Tanrı'nın uğraşsınlar diyeinsanlara verdiği zahmeti
gördüm.Vaiz 3: 10
Ich habe das Geschäft ge-sehen, das Gott den Men-
schenkindern gegebenhat, sich darin abzumühen.
Prediger 3, 10
die Mühe, das Geschäft: zahmetsich abmühen, sich beschäftigen: uğraşmak
Süleyman etrafına bakındı, insanları heryerde sıkıntı içinde gördü; bu sorunlarınen küçüklerinden birinden bile kaçabildi-ğinde kendisini şanslı kişi saydı - hepsibu kadar.
“O her şeyi zamanında güzel yaptı. İn-sanların yüreğine sonsuzluk kavramınıkoydu. Yine de insan Tanrı'nın yaptığı işibaşından sonuna dek anlayamaz” (Vaiz3: 11) diyor kral Süleyman.
Rab insanların yüreğine sonsuzluk kavra-mını koydu. Öyle ki insan sonsuz olanadönsün ve orada doyum ve huzur bulsun.Ama insanlar genellikle bu dünyada geçi-ci şeylerle doyum bulmaya çalışıyor. Ba-zıları, “Yaşam bir portakaldır, posası çı-kana dek suyunu sıkacağım onun” diyeyaşama yaklaşıyor. Süleyman da bunuyaptı, ama onu tatmin edemedi elde ettik-leri.
SALI
Dienstag 23TEMMUZ
Juli
İnsanların yüreğine sonsuzlukkavramını koydu. Yine de insan
Tanrı'nın yaptığı işi başından so-nuna dek anlayamaz.
Vaiz 3: 11
Er hat die Ewigkeit in ihr Herzgelegt, nur dass der Mensch das
Werk, das Gott getan hat, vomAnfang bis zum Ende nicht ver-
steht.Prediger 3, 11
verstehen, begreifen: anlamakdas Herz: yürek
Tanrı insanı sonsuzluğun kavramıyla yarattı.Hayvanların, gelecekleri hakkında düşünüpdüşünmediği bilinmez. Sonsuzluğa ilişkin dü-şünmeleri pek olası değil. İnsan ise ta erkenyaşlarda ölümü ve ölümden sonraki olaylarıdüşünmeye başlar. Bir yandan korkarız, çün-kü ölümden sonra ne olacağımızı tam bilemi-yoruz. Günahlarımız ve suçlarımızdan dolayıyargılanırsak ne olacak? Bütün bu düşünce-lerin nedeni, Tanrı'nın insanların yüreğinesonsuzluk kavramını koymasıdır.
Böyle karamsar imalarla yetinmeli miyiz? Ha-yır! Sonsuzluğu kavrayışımız buna kısıtlı de-ğil. Tanrı tam olarak asla kavrayamayacağı-mız bir iş yaptı. İnsan olup günahlarımız, suç-larımız için adil cezayı ve yargıyı kendisi çek-ti; böylece imanla Kendisine geleni doğruluk-la donatır, suçsuz kılar, affeder. Belki, bunuanlamayarak, olur mu hiç böyle bir şey? diyeitiraz edebiliriz. Ama ben bir şeyi anlamadımdiye onun doğru olmadığını söyleyebilir mi-yiz?
Evet, Tanrı yalan söylemediği için, söylediğiher Söz doğrudur.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 24TEMMUZ
Juli
İnsanların başına gelen hay-vanların da başına geliyor. Aynı
sonu paylaşıyorlar. Biri nasılölüyorsa, öbürü de öyle ölüyor.
Vaiz 3: 19
Denn es geht dem Menschenwie dem Vieh: wie dies stirbt,
so stirbt er auch.Prediger 3, 19
der Mensch: insandas Tier: hayvansterben: ölmek
Burada söylenen, aslında günahın dünyayagirmesiyle yaratılan her şeyin - insanın vehayvanların - ölüme mahkum olduklarıdır.Günah yoluyla gelen yargı ölümdür. Ölümnedeniyle insanlar ve hayvanlar arasında birfark yoktur, çünkü ikisi de ölüyor. Ancak in-sanda ruhsallık vardır. İnsanın ölümü sadecefiziksel olarak ölmekle bitmiyor. Süleymanpeygamber Vaiz 12: 7'de şöyle diyor: “Ruh,onu veren Tanrı'ya dönmeden, seni yaratanıanımsa!” İnsan öldüğünde fiziksel bedenitoprağa gider, hayvanın da öyle, ama insan-da olan Ruh, onu verene, yani Tanrı'ya dö-ner.
Yaşam ölümle bitmiyor insan için. İnsan budünyada bir misafirdir ve belirli bir süre sonraasıl sonsuz vatana gidecektir. İki sonsuz yervardır. Biri cennet, diğeri de cehennem. Kişibu yaşamdayken hangi yere gideceğini belir-ler. Ben cennete gideceğim, çünkü Tanrı'nıncennete götüren yolundayım. İsa Mesih cen-nete giden “Yol Benim” dedi. Sen de cennetegirmek istiyorsan, şimdi Mesih İsa'ya iman et-men gerek.
PERŞEMBE
Donnerstag 25TEMMUZ
Juli
İkisi de aynı yere gidiyor;topraktan gelmiş, topra-
ğa dönüyor.Vaiz 3: 20
Alles geht an einen Ort.Alles ist aus dem Staub
geworden, und alleskehrt zum Staub zurück.
Prediger 3, 20
Evrim teorisi insanın bir hayvan olduğunusöylüyor ve bu hayvan şimdi insan olmuş.Hayır dostum, Kutsal Söz, günah nedeniy-le insan ve hayvanlar ölüme mahkum ol-dular, diyor. Bu dünyada her şey ölümlü-dür. Bu alanda yaratıklar arasında hiçbirfark yok. Ama insan Tanrı benzerliğindeyaratılmıştır.
Hayvanlar alemini hiç seyrettiniz mi? Biryiyecek yakaladıklarında, kimse başkasınıdüşünmez ve zayıf olan itilir. Kendi kar-deşleri açlıktan ölecekmiş, umurlarında bi-le değil. İçlerinde şefkat, merhamet taşı-mıyorlar. Yuvadaki küçük kuşların da tutu-mu aynı. Her yavru kuş kendisini düşünü-yor yalnızca. İnsanın bozulmasına rağ-men, yine de onda merhamet, sevgi veşefkat vardır. Acıma duygusu vardır. Ne-den? Çünkü insan Tanrı benzerliğinde vesonsuzluk için yaratıldı. Soru şu: Sen son-suzluğunu nerede geçireceksin? Cennettemi, yoksa cehennemde mi? İsa Mesih,cennete giden yol Benim, dedi.
CUMA
Freitag 26TEMMUZ
Juli
Biri düşerse, öteki kaldırır. Ama
yalnız olup da düşenin vay hali-
ne! Onu kaldıran olmaz.Vaiz 4: 10
Denn wenn einer fällt, so richtet
der andere ihn auf. Wehe aber
dem einzelnen, der fällt, ohne
dass ein zweiter da ist, ihn auf-
zurichten!Prediger 4, 10
einer, der eine: birider andere: öteki
Süleyman peygamber çok önemli bir ger-çeği keşfetti: yalnızlık asla insana görebir iş değildir! İnsanın her zaman bir eşe,bir dosta ihtiyacı vardır. Yani seninleolan, yanında kalan, sana yardım edenbirisine ihtiyacın vardır. “Ama yalnız olupda düşenin vay haline!” diyor peygamber.Bu bize, bir tim olarak, birlikte çalışmanın,birlikte olmanın, birlikteliğin ne kadarönemli olduğunu gösteriyor. Bir kazaanında etrafında birilerinin olması çok ya-rarlıdır. Özellikle batı ülkelerinde birçokyaşlı emeklinin sorunudur bu. Çocuklarıçekip gitmişler ve onlar yapayalnız kalı-yorlar. Düşüp bir yerlerini kırabilirler vetelefona uzanamazlar. Komşuların akılla-rına bakmak gelip de bunu gerçekleştire-ne dek bazen birkaç gün geçer aradan.Öyleyse birlikte olmak iyidir. Eğer birisidüşerse, öbürü yardım edebilir.
CUMARTESİ
Samstag 27TEMMUZ
Juli
Biri düşerse, öteki kaldırır.Ama yalnız olup da düşenin
vay haline! Onu kaldıran olmaz.Vaiz 4: 10
Denn wenn einer fällt, so rich-tet der andere ihn auf. Weheaber dem einzelnen, der fällt,ohne dass ein zweiter da ist,
ihn aufzurichten!Prediger 4, 10
ganz allein sein: tek başına olmakhinfallen, fallen: düşmek
Yalnızlık insan kadar eskidir. Başlangıçtanbu yana, insanın en önemli bunalımların-dan biri, yalnızlık ve kimsesizlik duygusu-dur. İnsan yaşamın dikenli yollarında yürür-ken, her tür çileye katlanırken, yanında du-ran, ona cesaret veren birine gereksinmeduyar. Bu ihtiyacın karşılanması şöyle dur-sun, bazen bu üzüntülü anda insanı çeke-meyenler büsbütün onun üzerine çullanır-lar.
Zor ve sıkıntılı dönemlerde uzatılan yardımeli, maldan mülkten, paradan çok daha ge-çerli ve değerlidir. Herkesin bir sürü tanıdı-ğı ve arkadaşı vardır. Ama yararlı arkadaş,dost, insanın kötü, yalnız gününde onagerçekten destek olabilendir. Güvensizlik,toplumda görülen bunalımların başında ge-lir. İnsan karşısındakine gerektiği gibi gü-venemiyor; baskı, sıkıntı anında ona daya-nabilme cesaretini gösteremiyor. Bu üzücügerçeği iyi bilen Tanrı binlerce yıl önce,“Tek başına olup da düşenin ve kaldıranıbulunmayanın vay başına!” demiştir.
PAZAR
Sonntag 28TEMMUZ
Juli
Beni sokakta görenler
benden kaçar oldu.Mezmur 31: 11b
Die mich draußen sehen,
fliehen vor mir.Psalm 31, 11b
draußen: dışarıdasehen: görmekfliehen: kaçmak
Davut Peygamber bunalımlı bir dönem-
den geçiyordu. Sadece kendisine özgü ol-
mayan bu üzüntülü ortamda Tanrı'ya şöy-
le seslendi: “Beni çekemeyenlerin yüz ka-
rası oldum; özellikle komşularıma, tanı-
dıklarıma bir dehşet oldum. Yolda bana
rastlayanlar benden kaçıyorlar” (Mezmur
31: 11). Davut Peygamber bu sözlerle in-
sanın genel duygusunu dile getirmektedir.
Yalnızlık, insanı en sarsıcı bunalıma sü-
rükleyen ortamdır. Bunun oluşturduğu
korku tüyler ürperticidir. Dünyanın her ye-
rinde yalnızlık insanoğlunu derinden çal-
kalayan bunalımların başında gelir. Ro-
manlar, şarkılar, türküler bundan söz
eder. Bu ortamda, insanın yetersizliği, bil-
gisizliği, başarısızlığı açıkça görülmekte-
dir!
Evet, insan genelde yalnızdır. “Yalnız olup
da düşenin ve kaldıranı olmayan insanın
vay başına” diyor Süleyman peygamber!
PAZARTESİ
Montag 29TEMMUZ
Juli
Gözüme uyku girmiyor. Damüstünde yapayalnız kalan
serçe gibiyim.Mezmur 102: 7
Mein Auge findet keinenSchlaf. Ich bin wie ein ein-
samer Sperling auf demDach.
Psalm 102, 7
der Schlaf: uykudas Dach: dam
der Sperling, der Spatz: serçe
Yalnızlık, yaşamın olağan görünümü değil,insanın iç yaşamını kemiren amansız, acıma-sız bir kurt gibidir! İnsan kendini yalnız görü-yor, düştüğü zaman elinden tutup kaldırabile-cek birine rastlamıyor. Bunalım küçük bir kartopundan kocaman bir çığa dönüşüyor. Böylebir ortamda çalkalanan kişi ne derdini anlaya-biliyor, ne de sevincini yorumlayabiliyor. Ger-çi zaman birçok derdin önemini azaltır, kişibunlara alışır; ama yalnızlık, desteksizlik in-san canını sürekli olarak yıpratır. Bu dertleriiyi bilen Mezmur yazarı, “Gözüme uyku girmi-yor. Dam üstünde yapayalnız kalan serçe gi-biyim” demektedir.
İnsanoğlu kendini rüzgârın savurduğu kurubir yaprak gibi görür; korkularına, yalnızlığınave bunalımlarına hiç bir yardım elinin uzatıl-madığına üzülür; yarının, geleceğin getirebi-leceği sarsıntılarla ne edeceğini şaşırır. İnsa-nın insandan yardım ve destek bulamamasıen acıklı görünümlerden biridir. Ne kadardoğru bir yargı verilmiş Tanrı Sözü'nde: “Tekbaşına olup düşenin ve kaldıranı bulunmaya-nın vay başına!”
SALI
Dienstag 30TEMMUZ
Juli
İnsan kadından doğmuş-tur, günleri kısadır ve sı-
kıntıya doyar.Eyup 14: 1
Der Mensch, von der Fraugeboren, lebt kurze Zeit
und ist mit Unruhe gesät-tigt.
Hiob 14, 1
geboren werden: doğmakgesättigt werden, satt werden: doymak
Güvensizliğin oluşturduğu sarsıcı sonuç-
ları sürekli görüyoruz. İnsan durmadan
mal mülk sahibi olmaya çalışır, şan şeref
arar, aklını, düşüncelerini bir an önce kö-
şeyi dönmeye takar, cinsel zevklere dalar;
alkol, hatta uyuşturucu maddeler kullan-
maya başlar. Bu türden alışkıların derinin-
de insanın bile anlayamadığı bir güven-
sizlik duygusu, korkusu ya da yalnızlık bu-
nalımı yatar.
Bir insan karşısındaki insana istediği ka-
dar yurttaş desin, vatandaş desin, hem-
şehrim desin ya da din kardeşim desin, yi-
ne de yaşamda kendi başına kalmış birisi-
dir bu insan. İşin acıklı yönü, bilginin, uy-
garlığın gelişmesiyle bu üzücü durumun
daha da çoğalmasıdır. Şu endüstri ve
yükselme çağında, bireyin bunalımı her
zamankinden daha çetin, daha zordur.
Tanrı Sözü, kadından doğan insanın gün-
leri kısadır ve bu kısa süre içerisinde bile
sıkıntıya, eleme, yalnızlığa doyar, diyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 31TEMMUZ
Juli
Rab'be güvenen insanemniyet içerisinde
oturur.Süleyman'ın Özdeyişleri 29: 25
Wer auf den Herrn ver-traut, lebt in Sicherheit.
Sprüche 29, 25
der Herr: Rabvertrauen: güvenmek
auf den Herrn vertrauen: Rab'be güvenmek
İnsanoğlu güven içerisinde olmayı arar.
Bu yüzden de türlü dinlere sarılır. Ama hiç
bir din insanın güvensizliğini, yalnızlığını,
korkularını yok edemiyor. Birçok yerde
gençler dinden bir yarar gelmediğini öne
sürerek, bu ilişkiden kopuyor, kendine çe-
şitli ideolojiler aramaya başlıyor. Ama bu
ideolojiler insanı daha çok çıkmaza soku-
yor. Örneğ in, her yerde herkesi korkutan
terör eylemleri yolunu şaşırmış gençlerin
yönetimindedir. Bunların ne kadar korku
ve yalnızlık çektiği bir düşünülsün! Bazı
gençlerin, “özgürüz” diyerek önüne gelen-
le cinsel ilişkiye girmeleri yine günümüzün
üzücü görünümlerinden biridir. Kişi yüre-
ğinde yatan korkuyu, tatminsizliği, güven-
sizliği bu türden yollarla gidermeye çalış-
maktadır. Tanrı Sözü “Rab'be güvenen
kimse güvenlikte olur” (Özdeyiş 29: 25)
der. Evet, dostum, güvenlikte olmak isti-
yor musun? Yapacağın tek eylem, güven-
liğin kaynağı Tanrı'ya gelmendir.
PERŞEMBE
Donnerstag 1AĞUSTOS
August
Rabbe güvenen güven-likte olur.
Süleyman'ın Özdeyişleri 29: 25
Wer auf den Herrn ver-traut, lebt in Sicherheit.
Sprüche 29, 25
die Sicherheit: emniyetsitzen, leben, wohnen: oturmak
Değerli okuyucumuz, dine sarılmak, bir ideolo-
jiye umut bağlamak bir süre için kelebeğin pe-
şine düşmek, arkasından koşmak, sonunda
yorgun düşmek, yalnızlıkla baş başa kalmak-
tan başka bir şey değildir. Uyuşturucu madde-
lere tutsaklık da aynı sıradan korku ve güven-
sizlik etkenidir. Ne dinsellik insanın bunalımla-
rını giderebilir, ne de dine rest çekmek. Yaratı-
cımızın öngördüğü çözüm yolu Kendine ve
Kendi buluşuna özgüdür. O bizi Kendisi ile ba-
rış ortamında yaşayalım, Rabbimizi tüm son-
suzluk boyu gönenelim diye var etti. İnsan
hem Tanrısı'yla, hem de soydaşı olan insan
kardeşiyle birlikte yaşamak için yaratıldı. Bu-
nun dışında kalan ortam üzüntü ve çalkantı
dünyasıdır.
Tanrı insanın esenliğini güven altına almak
için ruhsal paydaşlık ortamını hazırladı. İlk ön-
ce Tanrımız'la, sonra O'na iman eden diğer in-
sanlarla ruhsal paydaşlık bulmak, yaşamın en
üstün yararıdır. İnsanı seven Tanrı, dünyamı-
za kendi Mesih'ini, diri Sözü'nü, biricik Oğlu'nu
insan vücudunda gönderdi. Bunun nedenini
tanımak, bilmek, en yararlı bilgiyi kazanmaktır.
CUMA
Freitag 2AĞUSTOS
August
İşte ben, dünyanın sonu-na kadar her an sizinle
birlikteyim.Matta 28: 20
Siehe, ich bin immer beieuch, bis zum Ende der
Welt.Matthäus 28, 20
immer: her zaman, daima, her ander Augenblick, der Moment: an
das Ende der Welt: dünyanın sonu
Kutsal Tanrı, günahsız Mesih'in getirdiğibağışlamalıkla insanı günahtan arıtma veen sağlam ilişkiyi sonuçlama işini Kendiüzerine aldı. Tanrı'nın amacı, günahlı, yo-lunu şaşırmış insanı yeni bir yaratık halinegetirmek ve onu öbür Mesih bağlıları ileruhsal paydaşlık aşamasına koymaktır.
Tanrı düzeni ile bağdaşmayan çalkantıdünyasında yalnızlık, güvensizlik ve korku-ya tutsaklık vardır. Bunlardan kurtulmaksenin elindedir, değerli arkadaşım. Kurtarı-cı İsa, seni hem Tanrı ile birleştirmek, ba-rış ortamına getirmek istiyor, hem de diğerinsanlarla. Mesih şu güvenlik sözünü deverdi: “İşte ben, dünyanın sonuna kadarher an sizinle birlikteyim” (Matta 28: 20).Mesih'e iman eden kişi hem Ruhtan do-ğar, hem sonsuz bir yaşama sahip olur,hem de bu dünyada yalnız kalsa, sorunlarıolsa bile, Mesih'in her zaman, her an ken-disiyle olduğunu, bu yüzden de hiçbir za-man yalnız kalmadığını bilir ve bu güvenlikiçerisinde yaşar.
CUMARTESİ
Samstag 3AĞUSTOS
August
Yalnız biri yenik düşer, ama ikikişi direnebilir. Üç kat iplik ko-
lay kolay kopmaz.Vaiz 4: 12
Einer mag überwältigt werden,aber zwei mögen widerstehen;und eine dreifache Schnur reißt
nicht leicht entzwei.Prediger 4, 12
dreifach: üç katbesiegt, geschlagen: yenik
besiegt werden, geschlagen werden: yenikdüşmek
Sokaklarımızı dolduran yüksek suç işlen-
me oranıyla karşı karşıyayız. Suçtan zarar
gören mağdur kişiler genellikle yalnız
olanlardır. Sokaklarda yalnız bayanların
dolaşamayacağı bir duruma geldik. Bazı-
ları, suç oranının aşağı çekilmesini istiyor-
sanız yeni yasalara gerek var, yeni yasa-
lar çıkmalıdır, diyor. Oysa Kutsal Kitap bi-
ze açıkça öğretiyor ki, bu günahlı insanın
doğasıdır. Çağdaş insanın günahlı duru-
mundan kurtulmadığı, özgürlükten çok ya-
salarla sınırlandırılmaya ihtiyaç olduğu ar-
tık biliniyor. Özgürlük günümüzde yanlış
anlaşılıyor ve uygulanılıyor. Caddeleri
kesmek, bağırıp çağırmak, kimsenin duy-
mak istemediği müzikle kulakları tırmala-
mak ve dilediğini yapmanın adı özgürlük
olmuş! Sevgili dostum, özgürlük her şeyi
yapmaya ehliyet değil. Yumruğumu salla-
maya özgürlüğüm var, ama senin burnu-
nun başladığı yerde benim özgürlüğüm
biter. Bugün birçok fikirlerimizi değiştirme-
miz gerektiğinin ihtiyacı doğmuştur.
PAZAR
Sonntag 4AĞUSTOS
August
Parayı seven paraya doymaz,zenginliği seven kazancıyla ye-
tinmez. Bu da boştur.Vaiz 5: 10
Wer Geld liebt, wird des Geldesnicht satt, und wer den Reich-tum liebt, nicht des Ertrages.
Auch das ist Nichtigkeit.Prediger 5, 9
das Geld: parader Reichtum: zenginlik
lieben: sevmek
Bir firma sahibi yıl sonu geldiğinde bilan-
çosunu gözden geçirir ve çok karlı geçti-
ğini görür, ama bu onu gerçek anlamda
tatmin etmez. Banka hesabı kabarık birisi
kendisine güven sunan parası karşısında
yine de tatmin olmaz. Zenginlik yaşama
doyum getiremez.
Zengin olmak aslında yanlış değil. Kutsal
Yazı zenginliği suçlamıyor. Para sevgisini
suçluyor. Paranın kendisinde bir kötülük
yok, ama her tür kötülüğün kökeninde pa-
ra sevgisi yatmaktadır (I Tim. 6: 10). Malı
zenginliğin yararları için toplamak yanlış-
tır. Cimri, para düzdür, onları istifleyeyim
der; savurgan, yuvarlak onları yuvarlaya-
yım der. Her ikisi de yanlış.
İnsanın para karşısındaki tutumu özel bir
konudur. Para sisteminde yanlış olan yok.
Yanlış olan bu sistemin içindeki kişilerdir.
Para sevgisidir yanlış olan. Parayı kötü
şeylere de yararlı şeylere de kullanabilir-
sin. Para, sevgimizin temeli olmamalı.
PAZARTESİ
Montag 5AĞUSTOS
August
Çukur kazan içine kendi dü-şer, duvarda gedik açanı yı-
lan sokar.Vaiz 10: 8
Wer eine Grube gräbt, fällthinein; und wer eine Mauer
einreißt, den wird eineSchlange beißen.
Prediger 10, 8
die Grube: çukurgraben: kazmakdie Wand: duvar
Eğer günahtan bir şeyler elde edebileceği-ni sanıyorsan ve özellikle Tanrı çocuğuy-san, akılsızın tekisin sen. Tanrı hemen bu-na yanıtını vermeyebilir, ama bekle, Tanrıbunun hesabını mutlak soracaktır. Ben bu-nu çok uzun yıllar önce gözledim. İnanlılaryanlış işlere kalkışıyorlar ve bununla birşey elde ettiklerini sanıyorlar, fakat aşağı-larda bir yerlerde Tanrı'nın satırı üzerlerin-de gezmeye başlıyor ve onları Kendiodunluğuna topluyor.
“Taş çıkaran taştan incinir, odun yarantehlikeye girer” (Vaiz 10: 9). diyor peygam-ber. O günlerde taş çıkarmak demek zen-ginliğin işaretlerini çıkarmaktı. Bu gösteri-yor ki, bunlar günahla elde edilemez. İn-san ne ekerse onu biçecektir. Eğer birisinipara yüzünden kandırmaya kalkarsan yada herhangi bir alanda başkasını kandırır-san, Tanrı bundan incinmeni sağlayacak-tır. Tanrı'nın, öç alma hakkı benimdir de-mesinin nedeni budur. Hesabı alacak olanRab'dir.
SALI
Dienstag 6AĞUSTOS
August
Ey delikanlı, gençliğinle se-vin, bırak gençlik günlerin-de yüreğin sevinç duysun.
Vaiz 11: 9
Freue dich, Jüngling, in dei-ner Jugend, und dein Herzmache dich fröhlich in denTagen deiner Jugendzeit!
Prediger 11, 9
Bugünkü ayetimiz şöyle devam ediyor:“Gönlünün isteklerini, gözünün gördükle-rini izle, ama bil ki, bütün bunlar için Tanrıseni yargılayacaktır. Öyleyse at tasayı yü-reğinden, uzaklaştır derdi bedeninden.Çünkü gençlik de dinçlik de boştur.”
Anımsa ey genç adam, yaşamın her aşa-masına ilişkin karar verme zamanı. Doğruseçimi şimdi yapman çok çok önemli. Ya-şamlarını boşa harcayan kaç kişi yaşadıve hala yaşamakta, çünkü gençliklerindeyanlış kararlar verdiler.
Eğer doğru yaşamamışsan gençliğin boş.Yaşam Tanrı'nın bize bir armağanı, sade-ce bir kereye özgü, her günü ve her sani-yesi çok değerlidir. Bu çok değerli bir he-diyedir ve Tanrı'nın yüceliği için kullanıl-malı. İnsanın sonunun doruk noktası ne-dir? Bu doruk noktası Tanrı'yı yüceltmekve sonsuzluklar boyu O'nunla birlikte ol-maktır.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 7AĞUSTOS
August
Bu yüzden zor günler gelmeden, “Zevk
alm ıyorum” diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan ve
yağmurdan sonra bulutlar geri dönme-
den, gençlik günlerinde seni Yaratan'ı
anımsa.Vaiz 12: 1S2
Und denke an deinen Schöpfer in den
Tagen deiner Jugendzeit, bevor die Tage
des Übels kommen und die Jahre heran-
nahen, von denen du sagen wirst: Ich
habe kein Gefallen an ihnen! S bevor sich
verfinstern die Sonne und das Licht, der
Mond und die Sterne, und die Wolken
nach dem Regen wiederkehren.Prediger 12, 1S2
Güneş altındaki hiçbir şeyin insan yüreğinidolduramayacağı konusuna ilişkin Süley-man diyor, “Tanrı'ya dön.” Gençken seçimi-ni Tanrı'dan yana yap. Bunun yapılması çokçok büyük önem arz etmekte. Hz. Süleymanyaşlılığı gözler önüne resimlemek istiyor vebu resim iç açıcı değil. Ama bu senin ve be-nim resmim.
Güneş, ışık ya da ay, veya yıldızlar, ışıklarıntümü sönecek mi demek? Hayır, onları kul-landığın gibi görmeyeceksin demek istiyor.
İzmir kordon boyunda bir gece yürüyordum.Mehtap muhteşem görünüşüyle tüm geceyidoldurmuştu. Durum çok güzeldi. Ama birzamanlar olduğu gibi romantik görünmüyor-du. Şarkılara bile konu olmuş kordon boyu-nun mehtabını bir kez daha düşündüm. Sende yaşlanınca, ışıklar donuklaşır. Zamanakıp gidiyor ve bir deneyim diğerini izliyor Syağmurun ardından bulutlar geri dönüyor.Yaşlandığında, dışarılarda güzel bir gün ge-çirebilirsin, ama bana inan, ardından dinlen-mek için üç dört güne ihtiyacın olacak.
PERŞEMBE
Donnerstag 8AĞUSTOS
August
Bu yüzden zor günler gelmeden, “Zevk
alm ıyorum” diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan ve
yağmurdan sonra bulutlar geri dönme-
den, gençlik günlerinde seni Yaratan'ı
anımsa.Vaiz 12: 1S2
Und denke an deinen Schöpfer in den
Tagen deiner Jugendzeit, bevor die Tage
des Übels kommen und die Jahre heran-
nahen, von denen du sagen wirst: Ich
habe kein Gefallen an ihnen! S bevor sich
verfinstern die Sonne und das Licht, der
Mond und die Sterne, und die Wolken
nach dem Regen wiederkehren.Prediger 12, 1S2
Sevdiğim bir dostum, birkaç yıl önce taktı-ğım gözlüğe gülüyordu. Kendisine, bir kırk,kırk beş yaşına gel, o zaman görürüm günü-nü demiştim. Bunu kabullenmek istemiyor-du, ama şimdi 50'ye merdiven dayadı, oku-ma gözlüğü olmadan okuyamıyor artık. Buüzücüdür, ama hayatın bir gerçeğidir ve herinsan için geçerlidir. İnsan yaşlandıkça göz-leri iyi görmez olur, idrak ve algı azaldıkçaazalır, eskiden olduğu gibi ışık içeri gelmez.Güneş, ışık, ay ve yıldızlar gerçekten karar-mış yaşlı insan için. Dışarıdan gelen etkilersürekli azalır. Yaşlı insan arada bir yeni gö-rüşlere açılır, bundan çok hatırlara dalar;geçmiş yıllarda biriktirdiklerinden yaşamak-ta. Hazinesi, biriktirdiği bu etkiler. Dışarıdangelen ışığın azalıp yok olacağı vakit için senneler biriktirip yığarsın? Karanlık, kin, öfke,intikam mı? Hayatta insanlar sana haksızdavranmış duygusunu mu? Kendini haklıgörme, kendine sevgi mi? Yoksa yüreğindeTanrı'nın nurunu, bağışını, ötekilere affı, ba-rış, sevinç ve minnettarlık mı?
CUMA
Freitag 9AĞUSTOS
August
Bu yüzden zor günler gelmeden, “Zevk
alm ıyorum” diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan, ve
yağmurdan sonra bulutlar geri dönme-
den, gençlik günlerinde seni Yaratan'ı
anımsa.Vaiz 12: 1S2
Und denke an deinen Schöpfer in den
Tagen deiner Jugendzeit, bevor die Tage
des Übels kommen und die Jahre heran-
nahen, von denen du sagen wirst: Ich
habe kein Gefallen an ihnen! S bevor sich
verfinstern die Sonne und das Licht, der
Mond und die Sterne, und die Wolken
nach dem Regen wiederkehren.Prediger 12, 1S2
Vaiz zevk almak için denediği yolları, öteyandan dünyanın boşluğunu, Tanrı'sız yaşa-nan yaşamın boşluğunu çeşitli yönden be-timlemişti. Konuşmalarının sonunda, özetolarak, püf noktasını ortaya koydu. Neydisonuçları? “Gençlik günlerinde seni Yara-tan'ı anımsa!” Neden? “Zevk almıyorum” di-yeceğin yıllar yaklaşmakta da ondan! Bunudesteklemek için yaşlılığı ve yaşlılığın dert-lerini ayrı ayrı açıklamakta Vaiz.
İnsan ileriye bakmaya bunca çaba harcadığıhalde gelecekte neler olacağını bilemez. Birşey bilebiliriz: Güçlerimiz azaldıkça azalır,ağrılarımız ise çoğalabilir, sonunda ölüm va-disinden geçerek Yaratanımız önünde ola-cağız. Anımsa seni Yaratan'ı şimdi.
“Daha vaktim var” deme, çünkü bilmiyorsun.Tanrı'ya giden yolu iyice incele, araştır, de-ne. Ama Rab İsa'nın seni Kendisine çağırdı-ğını bilirsen, vicdanın seni suçunun nede-niyle rahatsız ederse, İsa Mesih'in davetiniartık erteleme. Bu günden daha uygun birvakit gelip gelmeyeceğini bilemezsin.
CUMARTESİ
Samstag 10AĞUSTOS
August
O gün, evi bekleyenler titreyecek,güçlüler eğilecek, öğütücüler azal-dığı için duracak, pencereden ba-
kanlar kararacak.Vaiz 12: 3
An dem Tag, wenn die Wächterdes Hauses zittern und die Star-ken sich krümmen und die Mül-lerinnen müßig gehen, weil sie
wenig geworden sind, wenn sichdie verfinstern, die durch die
Fenster sehen ...Prediger 12, 3
Evi bekleyenler nedir? Bu insanın yaşlılıkdönemindeki bedenini temsil etmektedir.“Evi bekleyenler titreyecek.” Bunlar insa-nın bacaklarıdır. Yaşlı kişi başlayacaksendelemeye. Eskiden cumartesi ve pa-zar günleri sabahtan akşama kadar topoynardık, şimdi 60 yaşını aştım ve sabahuyanıp merdivenlerden aşağıya inerkendizlerimin ağrıdığını görüyorum. Bu oku-duğumuz ayete uygundur.
Elçi Pavlos, “Çünkü şimdiki çadırda barı-nan bizler sıkıntı içinde inleyip duruyoruz”diye yazıyor (2.Kor.5: 4). Sadece bacak-larımın ağrımasıyla iş bitseydi harika olur-du, ama işin doğrusu, belim ağrıyor, inli-yorum, çünkü merdivenlerden inip çıkar-ken ağrı veriyor. “Evi bekleyenler titreye-cek.” Bu hepimizin başına gelecek ger-çektir.
Bunlar doğal değişmeler. Peki, Vaiz bun-lara neden değiniyor? Tanrı şimdidenRab'bin ve efendin olmak istediği için.
PAZAR
Sonntag 11AĞUSTOS
August
O gün, evi bekleyenler titreyecek,güçlüler eğilecek, öğütücüler azal-dığı için duracak, pencereden ba-
kanlar kararacak.Vaiz 12: 3
An dem Tag, wenn die Wächterdes Hauses zittern und die Star-ken sich krümmen und die Mül-lerinnen müßig gehen, weil sie
wenig geworden sind, wenn sichdie verfinstern, die durch die
Fenster sehen ...Prediger 12, 3
“Güçlüler eğilecek.” Bunlar omuzlardır. Artıkdik durmayacaklar. Büromda çalışırken, ar-kadaşlarım bana, “Dik dursan daha iyi olur.Belki de bel ağrıların bundan geliyor” diyor-lar. “Gençken geniş omuzların vardı ve hep-si geride kaldı.” Sevgili okuyucum, “güçlüadamlar” eğilecekler. Bir zamanlar olduğugibi kalmayacaklar. Omuzlar düşmeye baş-layacak.
“Öğütücüler azaldığı için duracak.” Öğütü-cüler dişlerimizdir. Yaşlandıkça dişlerini kay-bedeceksin birer birer. Dişlerine dolgular ya-pılacak veya köprüler takılacak.
“Pencereden bakanlar kararacak.” Bu göz-lerden söz etmektedir. Yaşlandığında gözle-rin iyi görmez olacak demektir. Bugün oku-ma gözlüğüm olmadan bir şey okuyamıyo-rum. Bazen bir gazete almaya giderim veokuma gözlüğümü unuttuğumu fark ederim.Başlıklardan gerisini okuyamıyorum. Oysagözlerim yüzde yüz sağlam görüyordu. İştedostum, Süleyman, pencereden bakanlarkararacak diyor. Şimdi olan budur.
PAZARTESİ
Montag 12AĞUSTOS
August
Değirmen sesi yavaşlayınca, soka-ğa açılan çift kapı kapanacak, in-sanlar kuş sesiyle uyanacak, amaşarkıların sesini duyamayacaklar.
Vaiz 12: 4
... wenn die Türen nach der Straßegeschlossen werden und das
Klappern der Mühle leiser wird,wenn man erwacht vom Vogel-sang und gedämpft werden die
Töchter des Gesangs.Prediger 12, 4
“Sokağa açılan çift kapı kapanacak” sözükulaklarımızı kastediyor. Demek ki, yaşlan-dıkça aşağılara doğru yavaş yavaş gidiyo-ruz. Öteki organları gibi, ne yaparsak yapa-lım yaşlandıkça sokağa açılan çifte kapı,yani kulaklarımız kapanacak, iyi duymaya-caklar.
Yıllar önce işitme duyusu kötü olan birkomşumuz vardı. Adam meyve ağaçlarınıbuduyordu, karısı bağırıp çağırıyordu. Sa-dece işitme cihazını kulağından çıkarmıştı.Tam on beş dakikadır bağırıyorum, ama birtürlü beni duymuyor diye bana şikayet etti:“Yine kulaklığını takmamış!” dedi. Adamhiç umursamadan işine devam ediyordu.
Bu türden şakaları da biliyoruz. Yaşlı biritanıdık birini gemide görür ve “selam, İs-tanbul'a mı” der. “Hayır, İstanbul'a” yanıtınıverir.
Caddenin gürültüsü bile eskisi gibi değil.“Sokağa açılan çift kapı kapanacak.” Ve“Değirmenin sesi yavaşlayacak.”
SALI
Dienstag 13AĞUSTOS
August
İnsanlar kuş sesiyle uyana-cak, ama şarkıların sesini du-
yamayacaklar.Vaiz 12: 4
... wenn man erwacht vomVogelgesang und gedämpftwerden die Töchter des Ge-
sangs.Prediger 12, 4
aufwachen, erwachen: uyanmakder Vogel: kuş
die Stimme: ses
“İnsanlar kuş sesiyle uyanacak.” Hatırlarımhenüz çocukken çok yüksek sesli bir çalarsaat bile beni uykudan uyandıramazdı. Genç-ken çocukların gürültüsünden hiç etkilenmez-dim. Komşudan gelen müzik beni rahatsız et-mezdi. Evimiz büyük bir kentte ana cadde-deydi. Oradaki araba sesleri, ilk yardım ya dayangın arabalarının sesleri bile beni hiç ra-hatsız etmedi. Şimdi küçük bir kuş cıvıltısı bi-le rahatsız etmekte! Şimdi herhangi bir yeregittiğimde en sessiz ve sakin yer arıyorum.Kısacası yaşlanıyoruz ve kuşların sesiyleuyanıyoruz. En ufak bir gürültü uykumuzu ka-çırıyor, öyle değil mi?
Değerli dostum, eğer sen de bir Tanrı çocu-ğuysan, bu seni de ürkütmez; çünkü ruhsalalanda gençleşiyoruz; yani inanlı yaşlandık-ça, Rabbine yaklaştığını bilir. Önemli olan,sokağın gürültüsünü değil, İyi Çoban'ın sesiniduymaktır. Rab İsa'nın dediği gibi: “Koyunla-rım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar dabeni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; aslamahvolmayacaklar” (Yu. 10: 27S28).
ÇARŞAMBA
Mittwoch 14AĞUSTOS
August
Yüksek yerden, sokaktaki tehlikelerdenkorkacaklar; badem ağacı çiçeklenecek,çekirge ağırlaşacak, tutku zayıflayacak,çünkü insan sonsuzluk evine gidecek,
yas tutanlar sokakta dolaşacak.Vaiz 12: 5
Auch vor der Anhöhe fürchtet man sich,und Schrecknisse sind auf dem Weg.
Und der Mandelbaum steht in Blüte, unddie Heuschrecke schleppt sich mühsam
dahin, und die Kaper platzt auf. Dennder Mensch geht hin zu seinem ewigenHaus, und die Klagenden ziehen umher
auf der Straße.Prediger 12, 5
Uçmayı hiç sevmedim. Şimdi o eski uçmakkorkum daha da büyük oldu. Küçücük şeylerbeni rahatsız ediyor, oysa gençken bunlarınhiç biri beni rahatsız etmezdi. “Sokaktaki teh-likelerden korkacaklar.” Önceden hoşlandığı-mız şeyler hoşumuza gitmeyecek. Alman-ya'dan kalkıp hiç ara vermeden Türkiye'yekadar araba sürüyordum, izine giderken.Şimdi daha yola çıkmadan, bu kadar yolu na-sıl bitireceğim, ya arabam yolda falan bozu-lursa ne edeceğim; bir de bunun dönüşü vardiye, biraz kaygılanıyorum.
İlk Türkiye'ye 1976 yılında yolculuk ettim ara-bayla. Eski bir arabaydı. Nerede konaklarızdiye düşünmedik bile. Acaba otel var mı, yokmu umurumuzda değildi. Ana cadde üzerin-de arabada yattığımız zamanlar oldu. Bun-dan rahatsız olmadık. Ama bugün bu yolcu-luk bizi korkutuyor. Yola çıkmadan önce tümhazırlıkların yapılıp yapılmadığını iyice göz-den geçiriyoruz. Haritayı elime alıp yolu tek-rar tekrar gözden geçiriyorum. “Sokaktakitehlikelerden korkacaklar” diyor Vaiz. Ne ka-dar doğru!
PERŞEMBE
Donnerstag 15AĞUSTOS
August
Badem ağacı çiçeklenecek, çekirgeağırlaşacak, tutku zayıflayacak, çün-kü insan sonsuzluk evine gidecek,
yas tutanlar sokakta dolaşacak.Vaiz 12: 5
Und der Mandelbaum steht in Blüte,und die Heuschrecke schleppt sichmühsam dahin, und die Kaper platzt
auf. Denn der Mensch geht hin zuseinem ewigen Haus, und die Kla-genden ziehen umher auf der Stra-
ße.Prediger 12, 5
“Badem ağacı çiçeklenecek.” Badem ağacı-nın çiçekleri pembemsi bir beyazdır. Yaşlıadamın başı da öyle, ya da başında saç kal-mamıştır benim gibi S ya birisi ya da öteki.
“Çekirge ağırlaşacak.” Küçücük bir çekirgenasıl ağırlaşır? Yaşlanınca, onu öncedenrahatsız etmeyen şeyler ağır gelmeye baş-lar. Yeğenlerimi çok severim ve bizi ziyaretederler ara sıra, ama tekrar evlerine gittikle-rinde de rahatlıyoruz. Çünkü çocuklara an-cak belirli bir süre dayanabiliyoruz, ondansonra güç tükeniyor, sabır azalıyor, dayan-ma gücü kalmıyor. Birçok küçük şey yük ol-maya başlıyor.
“Tutku zayıflayacak.” Romantik kişinin yerin-de yeller esecek. Eskisi gibi olmaya uğraşistediğin kadar, ama nafile. Yaşlı bir vaizdinledim. Minberin bulunduğu yerde hopla-dı, havaya sıçradı ve, “Kendimi hiç hisset-mediğim kadar genç hissediyorum” dedi.Sadece kendisini kandırıyordu, çünkü vaazbittiğinde o da bitmişti.
CUMA
Freitag 16AĞUSTOS
August
Gümüş tel kopmadan, altın tas kı-rılmadan, testi çeşmede parça-
lanmadan, kuyudaki su dolabı kı-rılmadan, seni yaratanı anımsa.
Vaiz 12: 6S7
Und denke an deinen Schöpfer ...bevor die silberne Schnur zer-
reißt und die goldene Schale zer-springt und der Krug am Quell
zerbricht und das Schöpfrad zer-sprungen in den Brunnen fällt.
Prediger 12, 6
Bu ayetlerde bedendeki organların bir listesisıralanmıştır. Sonunda, işlemeyecekler.“Gümüş tel” omuriliği, “altın tas” kafamızı,beynin içine konulduğu tası simgeliyor. Be-yin yaşlandıkça fonksiyonlarını da yitirmeyebaşlıyor ve ölümde tamamen beyin fonksi-yonları duruyor - kayboluyor. “Testi çeşme-de parçalanmadan! Kuyudaki su dolabı kırıl-madan” diyor. Peki bunlar neyi simgeliyor-lar? “Testi” akciğerlerimizi, “su dolabı” kalbi-mizi simgeliyor. Artık bedene kan pompala-mıyor. Bilge Süleyman, tüm bu simgeler ileölüme götüren yaşlılığı resimliyor. Yaşambu organlar olmaksızın sürdürülemez.
Bilindiği gibi, sonsuzlukta iki yer vardır, birisonsuz cennet, diğeri de sonsuz cehennem-dir. Peygamber, seni yaratanı anımsa vekarar ver şimdiden nerede olmak istediğini,diyor. “Seni yaratanı anımsa” demek, aynızamanda bu dünyadaki yaşamını bir düzenekoy, ne için yaşadığını bil. Tanrı seni budünyaya iş olsun diye koymadı. Hayatınınher alanında Tanrı'yı hesaba kat, demektir.
CUMARTESİ
Samstag 17AĞUSTOS
August
Toprak geldiği yere dönmeden,
Ruh onu veren Tanrı'ya dönme-
den, seni Yaratan'ı anımsa.Vaiz 12: 7
Und denke an deinen Schöpfer
... bevor der Staub zur Erde zu-
rückkehrt, so wie er gewesen
ist, und der Geist zu Gott zu-
rückkehrt, der ihn gegeben hat.Prediger 12, 7
(er-)schaffen: yaratmakder Schöpfer: Yaratan
Ruhun uykusu ya da tümden yok oluşu diyebir şey yoktur. Ruh'un uykusu ya da tümdenyok olduğu teorisini bu ayetten alan kişileriçin dileğim bu ayeti anlayana dek iyice oku-malarıdır. Beden uyur, ama ruh ya da canonu veren Tanrı'ya döner diyor çok açık venet bir şekilde.
Size, bedenden ayrı olmanın Tanrı huzurun-da, O'nunla birlikte olmak anlamına geldiğiniİncil'den okuyayım: “Güven duymaktayız. Be-denden uzakta bulunmayı, Rab'bin yanındabarınmayı yeğlemekteyiz” (2. Kor.5: 8). Ruhhemen Tanrı'ya döner. Bu beden yalnızcaiçinde yaşadığımız bir çadırdır. Sadece bizikaplayan kabuk. Ruh Tanrı'yla birlikte olmayagidiyor.
Yaşlanan bir tanınmış devlet adamına “nasıl-sınız?” diye sorarlar. Şöyle bir yanıt verir:“Oh, iyiyim, ama bu ev biraz sallanmaya baş-ladı; ondan taşınmam uzun sürmeyecek her-halde.” Bu gerçek. Bu adam bu sözlerinin ar-dından çok zaman geçmeden o eski evindenayrıldı. Hepimiz için bu kural geçerlidir dos-tum. Ruhumuz bizi yaratan Tanrı'ya döner.
PAZAR
Sonntag 18AĞUSTOS
August
Her şey boş, diyor Vaiz,bomboş!
Vaiz 12: 8
Nichtigkeit der Nichtig-keiten! spricht der Predi-ger. Alles ist Nichtigkeit!
Prediger 12, 8
das Ding, die Sache: şeyalles: her şey
Ey genç adam, yalnız şimdi ve burası içinyaşamaktaysan, yaşam boş. Bir gün elin-de kalanın sadece bir avuç kül olduğunufark edeceksin ve sonsuzluk önünde du-racak.
Çocukken, güldüm ve ağladım,
- Zaman süründü;
Gençken, düşledim ve konuştum,
- Zaman yürüdü;
Yetişkin adam olduğumda,
- Zaman koştu;
Yaşlandığımda, hala yaşlanıyorum,
- Zaman hızla kaçıyor;
Az zaman sonra yolculuğum bitecek,
- Zaman gözden kaybolacak.
Öyleyse değerli okuyucumuz, sonsuzluğunerede geçireceğine karar ver. İsa Mesih,Tanrı'ya - cennete giden “Yol” benim, de-di.
PAZARTESİ
Montag 19AĞUSTOS
August
Bu yüzden günlerimizibize saymayı öğret ki,
hikmet yüreği edinelim.Mezmur 90: 12
So lehre uns zählen un-sere Tage, damit wir einweises Herz erlangen!
Psalm 90, 12
lehren, beibringen: öğretmekgewinnen, erlangen, bekommen: edinmek
Hikmet Rab İsa Mesih'tir.
Yaşlılığı düşünen birisi şu dizeleri yazdı:
Biliyorsun, Rabbim, yaşlanıyorum,
Ateşli gençlik yıllarımı tüketiyorum.
Anıları geçmişe gömüyorum,
Hey gidi günler deyip özlüyorum.
Her gün daha karamsar, daha inatçıyım,
Sanıyorum dünyanın efendi kralıyım.
Yardım et Rabbim, dindir ağrı sızımı,
anımsadım tüm günahlarımı.
Tut beni tatlı, hoş, makul, esenliğinde,
Asık suratlı, huysuz, bayağılık yerine.
Rab her birimize esenlik içerisinde yaşla-nabilmek için kayrasını bollukla versin!
SALI
Dienstag 20AĞUSTOS
August
Her şey duyuldu, sonuç şu:Tanrı'ya saygı göster, buyruk-larını yerine getir, çünkü insa-
nın bütün görevi budur.Vaiz 12: 13
Das Endergebnis des Ganzenlasst uns hören: Fürchte Gottund halte seine Gebote! Denn
das soll jeder Mensch tun.Prediger 12, 13
das Ergebnis, das Endergebnis: sonuçdas Gebot, der Befehl: buyruk
“Tanrı'ya saygı göster.” Bu hem burada sunu-lan hem de Özdeyişler kitabında sunulan me-sajdır. Güneş altında edilen deneyime göreTanrı'ya saygı göstermek ya da O'ndan kork-mak, önünde eğilmek, tapınmak ve O'na itaatetmek bilgelikli bir iş ve davranıştır.
Kurtuluş için gerekli Tanrı koşulu - her çağda- Tanrı'ya iman prensibi üzerinde kuruludur.İlk atamız Adem'in oğlu Habil'i öldüren karde-şi Kayin için koşul kurbanlık bir kuzu sun-maktı. Nuh peygamber için koşul, gemi yapıpiçine binmekti. İmanı nedeniyle söz dinledi.Mısır köleliğinden kurtulabilmeleri için İbrani-lerin yapması gereken koşul, kurban ettiklerikuzunun kanını kapı sövelerine sürmekti. İb-rahim peygamber için koşul, Tanrı vaatlerineinanmaktı. Bizim için olan koşul ise şudur:“Rab İsa'ya iman et kurtulacaksın” (H.İ.16:31).
Başka türlü kurtuluş yolu yoktur. Çünkü gü-nahlı insanoğlu ne Tanrı'ya doğru dürüst say-gı gösteriyor, ne de O'nun buyruklarını yerinegetirebiliyor. İstese de getiremez. Çözüm,kurtuluşu getiren İsa Mesih'e iman etmektir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 21AĞUSTOS
August
Tanrı her işi, her gizli şeyiyargılayacaktır, ister iyi is-
ter kötü olsun.Vaiz 12: 14
Denn Gott wird alle Werkevor Gericht bringen, alles,was verborgen ist, es sei
gut oder böse.Prediger 12, 14
geheim, verborgen, versteckt: gizlirichten: yargılamak
“Tanrı her işi, her gizli şeyi yargılayacaktır.”Rab her kişiyi yargılayacaktır, günahlı her in-san Tanrı önünde yargıyı hak eden bir suçlu-dur. Rab bizim yargımızı kendi üzerine aldıve bu yargı gereği öldü. Günahlarımız Mesihİsa'ya olan imanımızla O'na yüklendi ve böy-lece Büyük Beyaz Taht önündeki (Tanrıönündeki) yargı bizim için değil bundan böy-le.
Gençliğinin günlerinde Rab'bi anımsa. Niçin?Çok önemli bir neden yüzünden: çünkü senideğiştiren kurtuluş olayı çok büyük; ve bukapsamda Tanrı'ya sunacağın hizmet kapsa-mı da geniş. İstatistikler çok sayıda gencinMesih İsa'ya iman ettiğini bildiriyor.
Bu, yaşlı kimseler Mesih'i kabul edip kurtula-mazlar demek değil. Bir toplantıda vaazın ar-dından Mesih İsa'ya iman etmek isteyen varmı? Varsa elini kaldırsın sorusunu yönelttik.Doksan yaşlarında bir bayan ayağa kalktı,elini kaldırdı ve Mesih'i kurtarıcısı olarak ka-bul etti. Ne muhteşem olay! Geç kalmış sayıl-mazsın. Gel, iman et ve kurtul! Yol budur,dostum.
PERŞEMBE
Donnerstag 22AĞUSTOS
August
Tanrı yeryüzüne baktı, her şeyinne denli bozulduğunu gördü...
Tanrı Nuh'a, insanlığa son verece-ğim dedi... Kendine gofer ağacın-
dan bir gemi yap.Yaratılış 6: 11,13,14
Und Gott sah die Erde, und siehe,sie war verdorben... Da sprach
Gott zu Noah: Das Ende alles Flei-sches ist vor mich gekommen...Mache dir eine Arche aus Gofer-
holz!1. Mose 6, 11.13.14
Diyelim ki, sadece sizin televizyonunuzun çe-kebildiği bir kanaldan şöyle bir haber duydu-nuz: “Korkunç bir fırtına geliyor. Bu tufanölümlere ve korkunç yıkımlara neden olacak-tır!” Buna göre de yaklaşan yıkımdan haberiolan tek kişi sizsiniz. Böyle bir durumda neyapardınız acaba? Herhalde önce hemen ai-le fertlerinizi uyarır, “Çabuk hazırlanın, tufangeliyor!” derdiniz. Sonra da yakınlarınıza, ta-nıdıklarınıza telefon edip durumu bildirirdiniz.Sonra sokaklara çıkar, gördüğünüz herkesebüyük bir tufanın geleceğini söylerdiniz. Amainsanların sizi dinlemediklerini, hatta sizinlealay edip sizi azarladıklarını ve onlara yardımetmek için harcadığınız çabanızın boşa gitti-ğini görseydiniz çok üzülürdünüz. Ama enazından kendinizi ve ailenizi kurtarma yolunagider, bu doğrultuda her olası yola baş vurur-dunuz kuşkusuz.
Böyle bir tufan olacağını Tanrı Nuh peygam-bere bildirdi. Bugünlerde Nuh öyküsüne, amabundan önce onun dedesi Hanok'a bakaca-ğız; Çünkü bu adam ölmeden göğe alındı.
CUMA
Freitag 23AĞUSTOS
August
Metuşelah'ın doğumun-dan sonra Hanok üç yüzyıl Tanrı yolunda yürüdü.
Yaratılış 5: 22
Und Henoch wandeltemit Gott, nachdem er
Metuschelach gezeugthatte, 300 Jahre.
1. Mose 5,22
leben, gehen, wandeln: yürümek
Hanok, Adem'in oğlu Şit'in soyundandır. YaniŞit, Hanok'un büyük büyük dedesidir. Hanokda Nuh peygamberin büyük büyük dedesidir.İlk insanlar oldukça uzun yaşamaktaydılar.Örneğin, Hanok'un babası Yeret 962 yıl ya-şadı. Ne oldu da insanların yaşamları birdenbire kısaldı? Nuh tufanına kadar bu uzun ya-şam devam etti, ancak insanların kötülükleriöylesine çoğaldı ki, Rab bu yaş sınırını tu-fandan sonra 120 yıla indirdi. Bugün de bili-yoruz ki, insanların gerçekten de 120 yıl ya-şama kapasiteleri vardır. Hanok 65 yaşın-dayken oğlu Metuşelah doğuyor.
İlginçtir ki, Hanok'un oğlunun doğmasındansonra Hanok Rab ile yürümeye başladı, de-niyor. Daha önce Hanok herhalde diğer in-sanlar gibi yaşıyordu. Rab'be fazla zamanayırmıyordu. Oğlu Metuşelah doğunca, Ha-nok büyük olasılıkla insan yaşamına baktı,bir anlam, amaç aradı, insanların doğup son-ra da öldüklerini düşündü ve birden onun ya-şamı değişti ve Rab ile yürümeye başladı.
CUMARTESİ
Samstag 24AĞUSTOS
August
Metuşelah'ın doğumundan sonra Ha-
nok üç yüz yıl Tanrı yolunda yürüdü...
Hanok toplam üç yüz altmış beş yıl ya-
şadı. Tanrı yolunda yürüdü, sonra or-
tadan kayboldu, çünkü Tanrı onu yanı-
na almıştı.Yaratılış 5: 22 - 24
Und Henoch wandelte mit Gott, nach-
dem er Metuschelach gezeugt hatte,
300 Jahre... Und alle Tage Henochs
betrugen 365 Jahre. Und Henoch wan-
delte mit Gott; und er war nicht mehr
da, denn Gott nahm ihn hinweg.1. Mose 5, 22S24
Hanok Tanrı'yla yürüdü. Yürümek sözü yü-celik sağlayan tapınma ve itaat ile ilgili Tan-rı'nın sözüne ait bir ifadedir. Hanok'un Tan-rı'yla yürüyüşü 300 yıl devam etti. Şüphesizdaha devam edebilirdi. Fakat böyle olmadı.Hanok ölmedi ve ortadan kayboldu, diye oku-yoruz ilk başta. Ortadan kaybolması günü-müzde birçok insanın kaybolması gibi değildi.Tanrı onu yanına aldığı için ortadan kaybol-du. Onun bedeni bulunamadı, onun için birmezar kazmaya, kefenlemeye gerek kalma-dı. Çünkü Rab Hanok'u yanına aldı. Bu ada-mın üç yüz yıl Tanrı yolunda yürümesi ger-çekten dikkate değerdir. Kutsal Kitap bir kişi-nin daha Tanrı yolunda yürüdüğünü yazar.Bu Nuh peygamberdir. Bu iki Tanrı adamı,büyük tufandan önce yaşamışlardı. Hanokhem Tanrı ile yürüdü, hem de ölmeden Tanrıonu yanına aldı. Tanrı İlyas peygamberi deölmeden yanına aldı.
Bir gün Tanrı, İsa'ya iman edenleri de yanınaalacaktır. Daha önce ölenler ise bedenleritoprağa, ruhları da Rab'bin yanına gitmekte-dir.
PAZAR
Sonntag 25AĞUSTOS
August
Hanok üç yüz yıl Tanrı yo-lunda yürüdü.
Yaratılış 5: 22
Und Henoch wandelte mitGott, 300 Jahre.
1. Mose 5, 22
gehen, laufen: yürümek
Tanrı ile yürümek ne güzel! Şimdi biriyle yü-rüdüğümüz zaman bir çeşit paylaşma, aynışeylerden hoşlanma söz konusudur. Aynıyolda yürümek, uyum içinde yaşamak veaynı yöne doğru gitmek demektir. İşte buyürüyüş bir çeşit dostluktur. Tabii ki dostluk-tan söz ederken aynı düzeydeki dostluktansöz etmiyoruz. İnsan asla Tanrı'nın düzeyin-de olamaz. Aradaki dostluk, iki insan arasın-da gelişen dostluğa benzetilemez. Tanrı yü-cedir ve insan ile kurduğu dostluk O'nu aslayüceliğinden geri tutmaz. Tanrı'nın İbrahimpeygambere “dostum” diye hitap etmesiTanrı'yı küçültmez, ama İbrahim, Rab'binona gösterdiği bu yakınlıktan dolayı düşkündüzeyinden alınıp daha yüksek bir düzeyeçıkartıldı. Bir kişi Tanrı'yla yürüdüğü zaman,bu yürüyüşle yüce bir makama çıkmayabaşlıyor. Hanok Tanrı'yla yürüdü ve bu yürü-yüşü, Tanrı'yı o kadar hoşnut etti ki, Hanokbu dünyadaki fiziksel ölümü tatmasın diyeyukarı alındı. Yukarı alınırken bu dünyanıntozundan yapılmış olan bedeni değiştirilipgöksel ve kalıcı bir bedenle yukarı alındı.
PAZARTESİ
Montag 26AĞUSTOS
August
Hanok üç yüz yıl Tanrı yo-lunda yürüdü... sonra orta-dan kayboldu, çünkü Tanrı
onu yanına almıştı.Yaratılış 5: 22, 24
Und Henoch wandelte mitGott, 300 Jahre... und er war
nicht mehr da, denn Gottnahm ihn hinweg.
1. Mose 5, 22.24
verschwinden: kaybolmak
Hanok'un göğe alınışı aslında bir simge-dir. Bu İsa Mesih'e iman edenlerin bir güngöğe alınacağını göstermektedir. Tufanyargısı gelmeden Tanrı Hanok'u aldı. İsaMesih'e iman edenler de, o yargı günü,sıkıntı dönemi gelmeden Mesih de kendibağlılarını göğe alacaktır.
İncil'de Hanok'un Tanrı'yı hoşnut ettiğiyazılıdır (İbr.11:5). İnsan Tanrı'yı nasılhoşnut edebilir? Bu tümüyle Tanrı'ya gü-venip yaşamını O'na teslim etmeklemümkündür. Hanok da belirli bir yaştansonra, Tanrı'ya güven bağlamaya kararverdi ve yeryüzündeki yaşamının geri ka-lan tüm yıllarını tümden Rab'be güvene-rek yaşadı ve Rab'bin çizdiği ilkelerde yü-rüdü.
Bazen kendi yaşantımızda da belli birolay bizim Rab'be dönmemize neden ola-bilir. Dua edelim ki Rab bu gibi olaylarıkullanıp bizi kendisine çeksin!
SALI
Dienstag 27AĞUSTOS
August
Metuşelah yüz seksen yedi yaşındaykenoğlu Lamek doğdu. Lamek'in doğumun-
dan sonra Metuşelah yedi yüz sekseniki yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızla-rı oldu. Metuşelah toplam dokuz yüz alt-
mış dokuz yıl yaşadıktan sonra öldü.Yaratılış 5:25S27
Und Metuschelach lebte 187 Jahre undzeugte Lamech. Und Metuschelach leb-te, nachdem er Lamech gezeugt hatte,782 Jahre und zeugte Söhne und Töch-ter. Und alle Tage Metuschelachs betru-
gen 969 Jahre, dann starb er.1. Mose 5, 25S27
Metuşelah uzun bir zaman yaşadı. Belki deRab buna izin verdi, çünkü insanlara nekadar sabredebildiğini bize belirtmek iste-miştir. Rab bizim Kendisine dönmemizibeklerken sabreder. Şu anda yaşamınıO'na teslim etmemişsen O seni sabırlabekliyor. Ama Nuh'un gününde olduğu gibiher şeyin belli bir sınırı ve zamanı vardır.Nuh'un gününde tüm insanlık üzerine yargıgeldiği gibi bilinmeyen yakın bir gelecekteyine tüm insanlık üzerine yargı gelecektir.İlerlemiş yaşta Elçi Petrus, Roma'dan Ana-dolu'daki Mesih imanlılarına yazdığı mektu-bunda bu konuya değinirken şöyle der:“Nuh'un günlerinde gemi kurulmaktayken,Tanrı sabrı hiç tükenmeden insanları göz-ledi. O gemide sudan kurtulanların sayısıaz oldu: Topu topu sekiz kişi” (1 Pet.3:20).İsa Mesih'te kurtuluş bulanların sayısı datüm dünya nüfusuna göre az olacaktır. Senkurtulanlar arasında mı olacaksın, yoksakurtulmayanlar arasında mı? Bugün kararvererek kurtulanlar arasında olabilirsin.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 28AĞUSTOS
August
İnsanların hepsi saptı, tü-mü yozlaştı. İyilik edenyok, bir kişi bile yoktur.
Mezmur 14: 3
Alle sind abgewichen, siesind alle verdorben; da istkeiner, der Gutes tut, auch
nicht einer.Psalm 14,3
abweichen, abzweigen: sapmakverkommen, entarten, verderben: yozlaşmak
Dünya çapında kolayca benimsenen birdüşünce vardır. Bu düşünceye göre insa-nın tabiat yapısı aslında iyidir ve dış et-kenlerden dolayı bozulmasına rağmenkendi çabalarıyla düzeltilebilir. Yaratılışkitabının ilk beş bölümünde ise başka birgörünüm var. Adem'in soyu, yine Adem'ingünahı yüzünden tümüyle yozlaşmış veasla düzeltilemeyecek nitelikte kötü birtabiata sahiptir.
Nuh peygamberin günlerinde çoğalan in-sanların gittikçe yozlaştığını, bozulduğu-nu, tamamen putperestliğe döndüğünü,her tür ahlak kurallarını ayaklar altına alıpçiğnediğini görüyoruz. Tanrı bu durumadaha fazla göz yumamazdı. Artık insanla-rı yargılamak zorundadır. Ama yine de in-sanlara son bir şans daha vermek istedi.Bu nedenle Tanrı Nuh peygamberi çağır-dı ve ona hem bir gemi yapmasını, hemde insanlara tövbe etmelerini duyurması-nı istedi.
PERŞEMBE
Donnerstag 29AĞUSTOS
August
Doğru olan hiç kimse yok!
Tek bir kişi bile yoktur.Romalılar 3:10
Da ist kein Gerechter,
auch nicht einer.Römer 3,10
richtig, gerecht: doğruniemand, keiner: kimse
ein einziger: tek
Tanrı insana ilişkin, doğru olan tek bir insanınbile olmadığını belirtiyor. Tanrı bu sözüyle in-sanı çöplüğe atmıyor. Sadece en gerçekçideğer yargısını bize aktarıyor. Kendimizi ol-duğumuz gibi göremezsek çaresiz durumu-muzdan kurtulmaya ihtiyacımız olduğunu dagöremeyeceğiz. Deve kuşu gibi, tehlikedenkaçmak için başımızı kuma gömmeyelim.
Yaratılış kitabının ilk beş bölümünde insanlıkailesinin tarihini görüyoruz ve bu hiç de içaçıcı değil! Ama tüm bu çürüklük içinde Rabbizim elimizden tutmuş, Adem'den başlaya-rak Hanok'a, sonra Nuh'a kadar uzanan veileride Mesih'in kişiliğinde noktalanacak olandoğruluk soyunu göstermektedir. Sonuç neyevaracak? Yeryüzünde kusursuz ve doğruluk-la yürütülen yersel bir egemenliğe mi? Hiç desanmıyorum. Kitapta izlediğimiz olaylar, tümdünya tarihini sarsacak bir yargıya doğru iler-lemektedir. Yaratılış 6. bölümde göreceğimizgibi Rab'bin yargısı olarak gelecek olan birtufan yeryüzündeki hayatı hemen hemen yokedecektir.
CUMA
Freitag 30AĞUSTOS
August
Yeryüzünün insanları çoğalmayabaşladı... RAB gördü ki, yeryüzün-de insanın kötülüğü çok, aklı fikri
hep kötülükte.Yaratılış 6:1, 5
Die Menschen begannen, sich zuvermehren auf der Fläche des Erd-bodens... Und der HERR sah, dassdie Bosheit des Menschen auf der
Erde groß war und alles Sinnender Gedanken seines Herzens nur
böse den ganzen Tag.1. Mose 6, 1.5
Dönem, Nuh zamanı. İnsanlar çoğalmayabaşlamışlardı. Ama büyük bir sorun vardı. İn-sanlar tamamen Tanrı'dan uzaklaşmış, kötü-lük en yüksek düzeye çıkmıştı. Doğru insankalmamıştı Nuh ve ailesi dışında. Artık Tanrıdaha fazla kötülüğe, yozluğa, ahlaksızlığa,adaletsizliğe göz yumamazdı. Yargısını gön-dermesi kesinleşince, yine de bu insanlaraNuh peygamber aracılığıyla tövbe etme fırsa-tı verdi. Nuh önce kendisine bir gemi yapa-caktı. Yargı geldiğinde bu gemi hem onlariçin hem de tövbe edenler için bir kurtuluşaracı olacaktı.
Nuh bir taraftan gemiyi yapmakla uğraşırken,diğer taraftan da o zamanın insanlarına vaazediyordu. Onları günahları, aralarında bulun-mayan doğruluk ve gelecek yargı konusundauyarırken bu insanlarla uğraşıyor, onlarıRab'be döndürmeye çalışıyordu. Ama bu in-sanlar Nuh'un haberini alaya alarak, yargıolayını ciddiye almadılar. Bu onların sonundayıkımları oldu. Bugün de Tanrı sizleri çağırı-yor! Kurtuluş haberini iletiyor. Rab'bin çağrısı-nı ciddiye al, dostum.
CUMARTESİ
Samstag 31AĞUSTOS
August
Rab gördü ki, yeryüzünde insa-nın kötülüğü çoktu ve her günyüreğinin düşünceleri ve ku-
runtuları ancak kötüydü.Yaratılış 6:5
Und der HERR sah, dass dieBosheit des Menschen auf derErde groß war und alles Sinnender Gedanken seines Herzens
nur böse den ganzen Tag.1. Mose 6,5
Einbildung, Wahn: kuruntu
Tufan gelmeden önce dünyanın durumu na-
sıldı? Hangi yaşam koşulları hüküm sürmek-
teydi? Tanrı'yı, Tufan yargısını göndermeye
neden olan etkenler nelerdi? Bu soruların ya-
nıtını bugünkü ayetimiz veriyor. Ne diyor? “İn-
sanın kötülüğü çoktu. Her gün yüreğinin dü-
şünceleri ve kuruntuları ancak kötüydü. De-
mek ki, insan ilişkileri kötüydü. Ahlak kuralları
kötüydü. Aile ilişkileri kötüydü. Ar-namus diye
bir şey kalmam ıştı. Adalet, merhamet ise ta-
mamen yok olmuştu. Putperestlik her tarafta
hakimdi. Kısacası insanın aklı fikri hep kötü
düşüncelerle doluydu. Tabii Tanrı buna çok
üzüldü. Rab'bin özene bezene yarattığı ade-
moğlu o kadar yozlaşm ıştı ki, Rab şimdi fikrini
değiştirip tüm insanları yok edecektir. Ama
sevgi ve adaletli olan Tanrı doğru olan, Rab
yolunda yürüyen bir insanın yok olmasını asla
istemez. Bu nedenle doğru olan Nuh aracılı-
ğıyla bir soy bıraktı. İnsanlık Nuh'un oğulları
Ham, Sam ve Yafet aracılığıyla bugüne kadar
gelmiştir. İster Alman ol, ister Türk, ister Er-
meni, isterse Kürt ya da Fransız, Amerikalı.
Bizler kardeşleriz. Çünkü hepimiz Yafet'in so-
yundan gelmekteyiz.
Yorum ve Vaaz CD’lerimiz:
• Kutsal Kitap’ın yorumu (Yaratılış’tanMezmurlar*a kadar)
• İncil’den Matta’dan Romalılar’akadar
• Her sıkıntıda ve acıda şükretme • Yaşam benim• Günlük yaşam sözleri• Eski Antlaşma’da İsa Mesih• İncil’den Yuhanna kesimi• Aile ilişkileri (görüntülü)• Başlangıç (görüntülü)• Doğuş ve Dir i l iş bayramları
(görüntülü)
Her CD 3,00 €’dur. Adresimiz: Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Sevgili okuyucularımız, şu kitapları o-kumanızı özellikle öneriyoruz:
Sevginin beş dili (evlilik ilişkilerindeizlenmesi gereken ilkeler - evli ve ev-lenecek olan herkesin okuması gere-ken bir kitap) . . . . . . . . . . . . . 6,50 €Noel nedir? . . . . . . . . . . . . . 1,00 €Vaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . 3,50 €Nihai sorular . . . . . . . . . . . . 2,00 €Kutsal Kitap yorumları . . 45,00 € (5 cilt)Açıklamalı Kutsal Kitap . . 29,00 €
Kitapları isteme adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
PAZAR
Sonntag 1EYLÜL
September
Tanrı, yarattığım insanlarıyeryüzünden silip atacağım
dedi.Yaratılış 6: 7
Und der HERR sprach: Ichwill den Menschen, den ichgeschaffen habe, von der
Fläche des Erdbodens aus-löschen.
1. Mose 6,7
auslöschen: silip atmak
Tüm insan soyu Tanrı istemine karşı çıkmış,Tanrı'ya boyun eğmemekte direnmiş ve tüm-den yozlaşmıştı. Diğer bir deyişle bu insanlar,kendi idam fermanlarını imzalamış oluyordu.Tanrı'nın kendilerine verdiği her şeyi çarçuretmişler, bozmuşlardı. Tanrı'nın doğası elbet-te böylesine aşağılık bir tutumun dünyayı le-kelemesine göz yumamazdı. Gerçek, kutsal-lık ve saflık demek olan Tanrı, günahı yargı-lamak zorundaydı.
İyi bir baba düşünün. Bu baba çocuklarını nekadar çok seviyor olursa olsun, onların aileadını lekelemelerine göz yumamaz. Aile onu-ru hiçbir zaman göz ardı edilemez. Çocuklarbu tür bir yola baş vurduklarında baba onlarıazarlamalı ve eğitmelidir. İyi bir baba çocuk-larını cezalandırmaktan hiç mi hiç hoşnut ol-maz. Ama başka bir seçeneği de yoktur. Ço-cukların yaramazlığı ve söz dinlemezliği, ce-zayı gerekli ve kaçınılmaz kılar. Sevgiyle uy-gulandığında bu cezalandırma işi çocuklarınzararına değil, yararına olur. Ve bu da insanıutanca değil onura götürür. Tanrı'nın durumuda buna benzer.
PAZARTESİ
Montag 2EYLÜL
September
Tanrı, yarattığım insanları, hay-vanları, sürüngenleri, kuşları yer-
yüzünden silip atacağım, dedi.Yaratılış 6: 7
Und der HERR sprach: Ich willden Menschen, den ich geschaf-
fen habe, von der Fläche desErdbodens auslöschen, vom
Menschen bis zum Vieh, bis zuden kriechenden Tieren und bis
zu den Vögeln des Himmels.1. Mose 6,7
Tanrı'nın yarattığı insanları, hayvanları yoketmesi epey zor görünüyor Tanrı için, değilmi? Şimdi O, günahın kol gezdiği yeryüzünüyargılamak zorunda. Tanrı böyle olmaklabirlikte, sonsuz ve sınırsız ölçüde seven Bi-ri'dir. O, yaratıklarından tek bir şey istiyor:O'na yaraşır bir biçimde yaşamalarını.
Tanrı, yeryüzüne büyük bir üzüntüyle bak-makla birlikte, tüm günahlı dünyayı yok ede-cek, bu arada o günün insanları arasındadoğru olan ve O'nun sözüne itaat ederek ya-şayan tek bir kişinin varlığı nedeniyle insansoyunun neslini sürdürmesine fırsat tanıya-caktı. Bu doğru kişinin adı Nuh idi. Bu ad,“ona esenlik olsun” anlamına geliyordu.
İşte Nuh, Tanrı'nın “Büyük bir fırtına geliyor”diye yaptığı uyarıyı böyle bir zamanda işitti.Nuh'un işittiği ses televizyondan değil, doğ-rudan doğruya Tanrı'dan gelen bir sesti.Şimdi Nuh kurtuluş için bir gemi yapmalı veinsanları bu yargı konusunda uyarmalıydı.Öyle de yaptı, ama onu kimseler dinlemedi.Bu, bugün sizlere de bir uyarı olmalıdır.
SALI
Dienstag 3EYLÜL
September
Nuh Rab'bin gözünde inayet bul-du. Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh
doğru bir insandı. Çağırdıkları ara-sında kusursuz biriydi. Tanrı yo-
lunda yürüdü.Yaratılış 6:8S9
Noah aber fand Gunst in den Au-gen des HERRN. Dies ist die Ge-schlechterfolge Noahs: Noah warein gerechter Mann, untadelig war
er unter seinen Zeitgenossen;Noah lebte mit Gott.
1. Mose 6,8S9
Nuh neden Tanrı'nın gözünde inayet buldu?
İbranilere yazılan mektupta şöyle diyor: “İman-
la Nuh, görünürde olmayan olaylara ilişkin
Tanrı'dan bilgi aldı. Tanrı sayar tutumla ev
halkının kurtulmasını öngörerek gemiyi yaptı.
Bunu yapmakla dünyayı yargıladı ve imanının
getirdiği doğruluğun mirasçısı oldu” (İbr.11:7).
Demek ki Nuh, imanla yaşıyordu. Daha görü-
nürde olmayan şeyler hakkında bilgisi vardı.
Gelecek yargı hakkında bilgisi vardı. Şunu da
unutmayalım ki, o güne dek yağmur yağma-
m ıştı. Yerden çıkan sular yeryüzünü suluyor-
du. Hayatlarında hiç yağmur görmemiş bir in-
san ancak imanla bunun olacağına inanabilir.
Kupkuru bir yerde, belki de yakınında hiçbir
su birikintisi olmayan bir yerde gemi yapmak
için iman gerekliydi. Rab'bin hesap defterinde
dindarlığım ız, aklım ız, zenginliğim iz ya da ko-
numumuz değil, Rab'be olan imanım ız geçer
akçedir. Sen böyle bir imana sahip misin?
Rab'bin Sözü'ne inanabilir misin? Nuh pey-
gamber gibi, gözle göremediğin, ama Rab'den
geldiğini bildiğin gerçeğe inanabilir misin? İna-
nabilirsen ne mutlu sana!
ÇARŞAMBA
Mittwoch 4EYLÜL
September
Nuh RAB'bin gözündeinayet buldu.
Yaratılış 6: 8
Noah aber fand Gunst inden Augen des HERRN.
1. Mose 6,8
die Gnade, die Gunst: inayetfinden: bulmakdas Auge: göz
Nuh peygamber de herkes gibi günah işle-meye meyilli birisiydi, buna rağmen Tanrı'yayakın durduğu ve O'nun huzurunu arzuladığıiçin Tanrı gözünde inayet buldu. Nuh, Tanrıyolunda yürüyen ve O'nun isteklerini yerinegetirmeyi kendisine amaç edinen biriydi. Tan-rı, Nuh'u bir haberci olarak kullanmayı amaç-lamıştı. Nuh aracılığıyla tüm insanları uyardı,dünyaya olan kayrasını ve merhametini açıkbir şekilde gösterdi. Yargı geldiğinde bile sö-zünü dinleyip boyun eğenlere, kurtulabilecek-leri bir çıkış yolu gösterdi.
Tanrı, Nuh'a insanların günahlı oluşunun birsonucu olarak korkunç bir tufanın gelmekteolduğunu bildirdi. Günah, cezasız bırakılma-yacaktı. Gelmekte olan bu tufan, Tanrı'nınyargısıydı. Tanrı tüm bu olacaklarla birlikte,Nuh'un kurtuluşu için bir yol göstermişti. Çün-kü Tanrı insanları halen seviyor, onların, ken-disinin bu eşsiz kayrasını ve yaşamlarına yö-nelik tasarısını bilmelerini istiyordu. Tanrı bu-gün de insanların günah yargısından kurtul-malarını, Mesih'te sunduğu inayeti kabul edipkurtulmalarını istiyor.
PERŞEMBE
Donnerstag 5EYLÜL
September
Tanrı Nuh'a, “İnsanlığa son vere-ceğim” dedi, “Çünkü onların yü-zünden yeryüzü zorbalıkla doldu.Onlarla birlikte yeryüzünü de yok
edeceğim!”Yaratılış 6:13
Da sprach Gott zu Noah: Das En-de alles Fleisches ist vor michgekommen; denn die Erde ist
durch sie erfüllt von Gewalttat;und siehe, ich will sie verderben
mit der Erde.1. Mose 6,13
Ta baştan, Adem ile Havva'nın günah iş-
lediği andan sonra Rab bir Kurtarıcının
geleceğini bildirmiştir. Tanrı, incir yaprak-
larıyla ç ıplaklıkların ı örtmeye çalışan
Adem ile Havva'nın çıplaklığını, bir kurban
keserek ve kestiği hayvanın derisinden
onlara giysi yaparak örttü. Bu şekilde ev-
renin en önemli ilkesi belirtildi: İnsan ken-
di çabasıyla değil, Rab'bin sağladığı Kur-
ban ile kurtulacaktı. Habil ile Kayin olayı
bu eşsiz kuralı vurguladı. Habil ile Kayin
dünyada yaşamakta olan insanları iki sını-
fa ayırdı. Rab'bin inayetiyle kurtuluş bu-
lanlar bir sınıfı, günahları ve kendi çabala-
rı içinde kaybolmuş olanlar ise ikinci sınıfı
oluşturur. İkisi arası bir sınıf yoktur. Rab
bunları bariz bir şekilde o dönemin insan-
larına gösteriyordu. Göksel açıklama, yıl-
ların birikimi altında tazeliğini yitirmemişti.
Yeni Antlaşma'da, Yahuda'nın mektubun-
da, Adem'den yedi kuşak sonra yaşayan
Hanok, kötülere ne olacağı konusunda
peygamberlikte bulundu, diyor.
CUMA
Freitag 6EYLÜL
September
Rab, “Ruhum insanla son-suza dek çekişmeyecektir”
dedi.Yaratılış 6: 3
Da sprach der HERR: MeinGeist soll nicht ewig mitdem Menschen rechten.
1. Mose 6,3
der Geist: ruhrechten, streiten: çekişmek
ewig: sonsuza dek
Bugünkü ayetimizden şunu anlıyoruz ki, Tan-rı'nın Kutsal Ruh'u hem o dönemin hem degünümüz insanlarını sürekli uyarıyor, onlarıgünah, doğruluk ve gelecek yargı konusundaeleştiriyor. O dönemin insanları Tanrı'yı tü-müyle reddedince yıllar boyunca uyarısı veri-len yargı, Tufan yargısı geldi.
“Herkes günah işledi, doğru olan hiç kimseyok” diye Rab'bin Sözü halen insanları uyar-maktadır. Herkes günahlıdır, ama bir azınlıkgünahlı olduklarını kabul edip kurtuluşları içinRab'be ve O'nun Kurtarışına güvenmektedir.Nuh'un günlerinde Rab'be inanan, O'nunlayürüyen tek Nuh kalmıştı. Nuh Rab'be imanediyordu. O'nun inayeti altında yaşıyordu. Buadam Rab'be o kadar güveniyordu ki deniz,göl ya da baraj bulunmayan bir yerde Rab'binbuyruğuna uyarak bir gemi yapmaktan çekin-miyordu. İnsanların onunla alay etmesi onavız geliyordu, çünkü Rab'bine itaat her şey-den önemliydi. O zamanın insanları Nuh pey-gambere tepeden bakmışlardı, sonuç kor-kunç yargıydı. Peki sen, Rab'bin uyarılarınıdinliyor musun? O'nun inayetine sığındın mı?
CUMARTESİ
Samstag 7EYLÜL
September
Yeryüzünde insanlar ço-
ğalmaya başladılar.Yaratılış 6: 1
Die Menschen begannen,
sich zu vermehren auf der
Fläche des Erdbodens.1. Mose 6,1
sich vermehren, mehr werden: çoğalmakder Erdboden, die Erde: yeryüzü
Kutsal Kitaba göre son günler Nuh'un günle-rine çok benzeyecektir. Hangi açıdan? İnsa-nın kötülüğü ve bu kötülüklerin birikimi açı-sından. Sonra o dönemde insanlar çoğalma-ya başlamıştı. Yani bir çeşit nüfus patlamasıyaşanıyordu. Günümüzde de yoğun bir nüfuspatlaması yaşanmaktadır. Nuh'un günlerindeinsanın kötülüğü o kadar çoğalmıştı ki, artıkTanrı'nın Ruh'u insanla çekişmez bir durumagelmişti. Çünkü Tanrı'nın Ruh'u her zamaninsanları günah, doğruluk ve gelecek yargıkonusunda uyarmaktadır, ama Nuh'un gün-lerinde olduğu gibi son günlerde de insanlargerçeğe kulak asmayacaklar ve hatta ger-çekle alay edeceklerdir. Nuh'un günülerindeRab, kendisine ait olanlara kurtuluş sağladı.Önce Hanok'u doğaüstü biçimde, ölmedenkendisine aldı. Sonra Nuh'un yaptığı gemiaracılığıyla Nuh ve ailesini yargıdan kurtardı.Son günde de buna benzer bir durum ola-caktır. Rab İsa ikinci kez yeryüzüne gelecek-tir. Ancak bu kez tüm dünyaya kurtuluş sun-mak için değil, kendisine iman etmiş olanlarıalıp yargıdan kurtaracaktır.
PAZAR
Sonntag 8EYLÜL
September
Tanrı Nuh'a şöyle dedi: Kendi-ne gofer ağacından bir gemiyap. İçini dışını ziftle, içeriye
kamaralar yap.Yaratılış 6:14
Gott sprach zu Noah: Machedir eine Arche aus Goferholz;mit Zellen sollst du die Arche
machen und sie von innen undvon außen mit Pech verpichen!
1. Mose 6,14
das Schiff: gemi
Gofer ağacı kolay kolay bozulmayan birağaçtır. Kamara sözcüğü, yuva anlamına ge-liyor bu bağlantıda. Her insanın ve hayvanınihtiyacına göre ayrı bir yuva yapılacaktır. Ya-pılan bu gemi, yelkensiz, dümensiz bir gemi-dir. Tüm bunların yanı sıra gemi su geçirmezduruma getirilmeliydi. Bunun için zift kullanıl-dı. Rab geminin yapılışı konusunda her ay-rıntıyı Nuh'a bildirdi ve Nuh da buna göre ge-miyi yapmaya başladı. İlginçtir ki, gemide sa-dece bir kapı olacaktı.
Her yıl ben gemiyle memlekete giderim. Bugemilerde bir sürü kapılar vardır. Nuh'un ge-misinde ise sadece bir kapı vardı. Kapı gemi-nin yan tarafındaydı. Bu önemlidir, çünkü da-ha sonra herkes gemiye bindikten sonraRab'bin kendisi kapıyı kapatacaktır. Nuh'ungemisi simgesel açıdan İsa Mesih'teki kurtu-luşu simgeler. İsa, “Kapı Benim” dedi. Kurtu-luş için tek bir kapı vardır. Nuh'un günündegeminin o tek kapısından girenler kurtulduk-ları gibi Mesih İsa'da sağlanan tek kurtuluşkapısından girenler de günah yargısındankurtuluyorlar.
PAZARTESİ
Montag 9EYLÜL
September
Yeryüzüne tufanı ben gönderece-ğim. Göklerin altında soluk alan
bütün canlıları yok edeceğim.Yeryüzündeki her şey ölecek.
Yaratılış 6:17
Denn ich, siehe, ich bringe dieWasserflut über die Erde, um
alles Fleisch unter dem Himmel,in dem Lebensodem ist, zu ver-nichten; alles, was auf der Erde
ist, soll umkommen.1. Mose 6,17
Artık Nuh'un döneminde yargı tüm insanlıküzerine gelmek üzeredir. Yalnız insanlardeğil, Tanrı'nın Nuh'a dediği gibi, hayvan-lardan birer çift gemiye alınacak, geri ka-lan tüm canlılar yok edilecekti. Bazen şusoru soruluyor: Hayvanlar gemiye nasılgirdiler? Nuh gidip de hayvanları yakala-madı. Hayvanlar kendiliklerinden geldiler.Rab, hayvanların hayatta kalabilmek içiniçlerine yerleştirdiği içgüdüyü kullanarakdoğaüstü bir yönlendirmeyle onları Nuh'ungemisine gönderdi. Nuh'un yapacağı tek işyargı gelmeden önce kapıyı açık tutmakve hayvanlardan birer çifti gemiye almaktı.
Dostum, bu dünyamız da bir gün kesinlikleyargı altına gelecektir. Bu kez Tanrı dün-yayı suyla değil, ama ateşle yargılayacak-tır. Bugün bu yargıdan kurtulmak müm-kündür. Nuh'un yaptığı gemi insanlarınkurtulmaları için tek yoldu. Bugün de kur-tuluşun tek yol, İsa Mesih'tir. Nitekim İsada şöyle diyor: “Kapı benim. Benim aracılı-ğımla giren kurtulur” (Yu.10:9)
SALI
Dienstag 10EYLÜL
September
RAB Nuh'a, “Bütün ailenle bir-likte gemiye bin” dedi, “Çünkü
bu kuşak içinde yalnız senidoğru buldum.
Yaratılış 7:1
Und der HERR sprach zu Noah:Geh in die Arche, du und deinganzes Haus; denn dich habe
ich gerecht vor mir erfunden indieser Generation.
1. Mose 7,1
diese Generation, dieses Geschlecht: bu kuşak
Tanrı Nuh'u doğru buluyor. Ama unutma-yalım ki, Nuh kendi doğruluğu nedeniyledoğru sayılmadı. Yani, bazı dini kurallarıyerine getirdiğinden dolayı Tanrı katındadoğru çıkmadı. Her zaman olduğu gibi,Nuh'un durumunda da onun doğru sayıl-ması ancak iman yoluyla olabilirdi. YaratılışKitabının on beşinci bölümünde, “İbrahimRab'be iman etti ve Rab bunu ona doğru-luk saydı” (Yar 15:6) diyor. Nuh'a ilişkin deaynı şey yazılmaktadır. İncil'den İbranilereyazılan mektubun on birinci bölümü hepiman yoluyla Tanrı katında doğru sayılanla-rın isimleri sıralanmaktadır. Nuh hakkındaşöyle yazar: “İmanla Nuh görünürde olma-yan olaylara ilişkin Tanrı'dan bilgi aldı. Tan-rı sayar tutumla ev halkının kurtulmasınıöngörerek gemiyi yaptı. Bunu yapmakladünyayı yargıladı ve imanının getirdiği doğ-ruluğun mirasçısı oldu” (İbr.11:7).
Rab Nuh peygamberi bu imanı nedenle tu-fandan kurtardı. Tanrı bugün de insanlarısadece iman aracılığıyla kurtarıyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 11EYLÜL
September
Rab Nuh'a, bütün ailenlebirlikte gemiye bin, dedi.
Yaratılış 7: 1
Und der HERR sprachzu Noah: Geh in die Ar-
che, du und dein ganzesHaus.1. Mose 7,1
die Familie: aileeinsteigen: binmek
Tanrı Nuh'a, ey Nuh, artık gemiye binme za-manı geldi; çünkü yargıyı gönderiyorum. Amasen ve tüm ailen gemiye gir, dedi.
Kardeşim bu aynı çağrıyı Rab İsa her insanaduyurmaktadır. Evet, bu gün tufan tehlikesiyoktur, ama insanların günahlarının yaraştır-dığı yargıdan, sonsuz ölüm yargısından kur-tulmaya ihtiyaçları vardır. Şu anda bizler ina-yet döneminde yaşıyoruz. Rab İsa bizim kur-tuluş gemimizdir. Her günahlıya “Gel, ailenle,sevdiklerinle birlikte bu kurtuluş gemisine sende bin ve kurtul” diye sevgiyle çağrıda bulu-nuyor. Günahlarından bıkmış, hayatın yüklerialtında ezilmekte olan her bireye Rab, “Eybütün yorgunlar ve ağır yük altında yıpranan-lar! Bana gelin. Sizleri dinlendiririm” diye ça-ğırmaktadır. Rab her zaman sevgisini göste-ren Rab'dır.
Yaratılış 7:16'da “RAB Nuh'un ardından kapı-yı kapadı” diye yazıyor. Burada yine Rab'binmerhametini görebiliriz. Nuh ile ailesi gemininiçine, güvenlik içine alındıktan sonra Rab, birbaba gibi kapıyı ardından kapatıyor. Onlar ar-tık yargıdan kurtulmuş, güvenlikteler.
PERŞEMBE
Donnerstag 12EYLÜL
September
RAB Nuh'a, tüm ailenle birlikte
gemiye bin; çünkü bu kuşak
içinde yalnız seni doğru bul-
dum! dedi.Yaratılış 7:1
Und der HERR sprach zu Noah:
Geh in die Arche, du und dein
ganzes Haus; denn dich habe
ich gerecht vor mir erfunden in
dieser Generation.1. Mose 7,1
denn: çünkü
Tanrı Nuh'u çağırıyor. Gel gemiye gir, diyor.
Birisi haklı olarak düşünebilir; bundan binlerce
yıl önce Tanrı'nın bir insanı ve ailesini çağır-
masından bana ne! Ama ben bu konuyu üç
nedenden dolayı size aktarıyorum. Birinci ne-
den, Nuh'un günlerinde yargı, gün geçtikçe
nasıl yaklaşıyorduysa, bugün de gelecekteki
yargı yaklaşmaktadır. İkinci olarak Tanrı gel-
mekte olan yargıdan kaçabilmeleri için Nuh ve
ailesine güven içinde olabilecekleri bir yer ha-
zırlam ıştı. Bugün yaşayan bizler için de kaça-
bileceğimiz bir kurtuluş gemisi hazırlam ıştır
Rab. Son olarak Nuh'un yaşadığı günler bizim
bugün yaşadığım ız günlere çok benziyordu.
İnsanlar bencil, ahlaksız, çıkarcı ve şiddet
yanlısıydılar. Tanrı da artık yargısını göndere-
cekti.
Tanrı gelecek olan yargıyı Nuh'a açıkladı. Nuh
ve ailesi 120 yıl boyunca gemiyi yaparken in-
sanları da gelecek yargı konusunda uyardılar.
İki bin yıldır ki Rab halen insanları uyarmakta-
dır. Sonunda yargı geldi. Bir gün bu dünyam ı-
za da yargı gelecektir. Ama bugün kurtuluş
gemisi hazırdır! Bu gemiye binebilirsin.
CUMA
Freitag 13EYLÜL
September
RAB Nuh'a, tüm ailenle birlikte
gemiye bin; çünkü bu kuşak
içinde yalnız seni doğru bul-
dum! dedi.Yaratılış 7:1
Und der HERR sprach zu Noah:
Geh in die Arche, du und dein
ganzes Haus; denn dich habe
ich gerecht vor mir erfunden in
dieser Generation.1. Mose 7,1
der ganze/die ganze: tüm
Tanrı Nuh'a seslenerek, “Hey, Nuh, gel ge-miye gir” diyor. Tüm Kutsal Kitap'ta beş yüz-den fazla böyle bir çağrı vardır. Tanrı bura-da Nuh'a şunu söylüyordu: “Nuh, yeryüzünebu yargıyı gönderiyorum. Bu yargıdan kur-tulmak için senin aracılığınla hazırlatmış ol-duğum gemiye gir. Yargı geldiğinde o gemi-de sen ve ailen güvenlikte olacaksınız!”
Tanrı'nın çağrısı çok kişisel bir çağrıydı.O'nun bu çağrısı Nuh'a ve O'nun ailesiney-di. Kardeşim, günah nedeniyle yıkıma doğrugiden bir dünyada yaşarken Tanrı size dekişisel olarak bir çağrıda bulunuyor ve “Ba-na gelin” diyor. Dikkat edin, Tanrı Nuh'a “is-tersen git geminin içine gir” demedi, ama“ailenle birlikte gemiye gir” dedi.
Tanrı bugün de “Bana gelin” diyor. İsa Me-sih şöyle sesleniyor: “Ey bütün yorgunlar,yükleri ağır olanlar. Bana gelin ve ben sizerahat veririm” (Matta 11:28). Günah yükün-den kurtulup rahata kavuşmak istiyor musu-nuz? O zaman imanla Rab İsa Mesih'e gel-meniz gerekir.
CUMARTESİ
Samstag 14EYLÜL
September
Ey bütün yorgunlar, yükle-ri ağır olanlar. Bana gelinve ben size rahat veririm.
Matta 11:28
Kommt her zu mir, alle ihrMühseligen und Belade-nen! Und ich werde euch
Ruhe geben.Matthäus 11,28
müde: yorgundie Last: yük
Tanrı, Nuh peygamberi gelen yargıdan birgemi yoluyla kurtardı. “Nuh” adının önemli biranlamı vardır. Nuh, anlam olarak “rahat” yada “huzur” demektir. Kurtarıcı İsa Mesih'in“Bana gelin!” diyerek yaptığı çağrıyı kabuledip gelenlerin hepsine rahat ve huzur vardır.
Dostum, siz de günah yükünden kurtulupruhsal huzura kavuşmayı arzuluyorsanız, ge-lin bugün Kurtarıcının çağrısına kulak verin.O sizi seviyor, sevgi dolu çağrısını size deuzatarak size şahsen, “Bana gelin” diyor.
Kime gideceğiz diye soruyor olabilirsiniz. Gi-deceğiniz kişi, bugün yaşayan bir Kişi'dir, ya-ni İsa Mesih. İsa Mesih haç üzerinde insangünahı için öldü, gömüldü, ama tekrar ölüm-den dirildi ve bugün yaşıyor. Bugün O'na ge-lebilir, O'nu yüreğinize çağırarak Rab ve Kur-tarıcınız olarak kabul edebilirsiniz. İlkin birgünahlı olduğunuzu kabul edip günahlarınız-dan tövbe edin ve İsa'nın haç üzerinde sizinyerinize öldüğüne iman edin. O zaman siz degünahın getireceği yargıdan tamamen kurtu-lacaksınız.
PAZAR
Sonntag 15EYLÜL
September
Biz daha günahlıyken Mesih
bizim yerimize öldü. Tanrı bi-
ze sevgisini bununla kanıtlıyor.Romalılar 5: 8
Gott aber erweist seine Liebe
zu uns darin, dass Christus,
als wir noch Sünder waren,
für uns gestorben ist.Römer 5,8
die Sünde: günahder Sünder: günahlı
Tanrı dünyaya bir yargının geleceğini Nuhpeygambere bildiriyor. Nuh'un bir gemiyapmasını buyuruyor. Nuh uzun süren yıllarboyunca bir geminin yapım işleriyle uğraşır-ken, 120 yıl süresince insanlara tövbe et-meleri gerektiğini, Tanrı'nın yakında yargıgöndereceğini bildiriyordu. Yapılan gemiherkese açıktı; yani bu gemiye inanıp onagirenler için tek kurtuluş yolu olacaktı. Bu-gün de Rab İsa Mesih, günahtan kurtulupsonsuz yaşama kavuşmak isteyenler içintek kurtuluş yoldur. Geminin yapılması içinnasıl ağaçların kesilmesi gerekiyorduysa,İsa'nın da insanların kurtarıcısı olabilmesiiçin kesilmesi gerekliydi. Yani öldürülmesi.Yeşaya Peygamber bu konuyu öncedenbildirerek İsa'ya ilişkin şu ön bildiride bulun-muştur: “O'nun, yaşayanlar diyarından kesi-lip alınması, halkının günahlarından ötürüy-dü.” İsa'nın kesilmesi, O'nun acılar çekerekçarmıhta ölmesi anlamındadır. O'nun ölü-müyle biz insanlara sonsuz kurtuluş sağ-landı. Mesih'te sonsuz güvenlik vardır.
PAZARTESİ
Montag 16EYLÜL
September
Bütün dalgaların ve sel-lerin üzerimden geçti.
Mezmur 42: 7
Alle deine Wogen unddeine Wellen sind über
mich hingegangen.Psalm 42, 8
die Welle, die Woge: dalgadie Wasserflut: sel
Mezmur 42:7'deki sözler bir peygamberliksözüdür ve İsa Mesih'e işaret etmektedir.Tanrı'nın öfke kasırgası tüm şiddetiyleRab İsa Mesih'in üzerine geldi. Bunun ne-denini biliyor musunuz? Tek nedeni şudur:Tanrı'nın öfkesi üzerimize gelmesin diye,tüm bu öfke dalgaları İsa'nın üzerindengeçti. İşlemiş olduğumuz her günahın kar-şılığını ödemek için İsa Mesih haç üzerin-de bizim yerimize elem çekti. Bizim çek-memiz gereken cezayı o çekti.
Tanrı'nın, İsa'nın haç üzerindeki ölümü yo-luyla sağlamış olduğu kurtuluşun bir sonu-cu olarak bugün bizler bu işe iman ederekkurtuluyoruz. Yeşaya Peygamber şöyleyazdı: “Her biri rüzgara karşı bir sığınak,fırtınaya karşı bir barınak, çölde akarsu,çorak yerde gölge salan büyük bir kaya gi-bi olacak” (Yeş.32:2). Ne büyük bir ger-çek! Gelecek olan yargıdan kaçmak içinİsa tüm iman edenlerin sığınacağı güven-likli sığınaktır! Ne mutlu O'na sığınanlara!
SALI
Dienstag 17EYLÜL
September
Rab Nuh'un - gemiyegirmesinden sonra- ka-
pıyı kapadı.Yaratılış 7: 16
Und der HERR schloßhinter ihm (Noah) zu.
1. Mose 7,16
die Tür: kapızuschließen: kapıyı kapamak
Nuh olayında gemi tamamlandı. Rab'dengelen talimatla Nuh, ailesi ve her hayvan-dan birer çift gemiye girdiler. Rab onlargemiye girdikten sonra kapıyı kapattı. Ar-tık geri dönüş yoktu. Kapılar kapanmıştı.Yargı başladı, ama Nuh ile ailesi gemiyegirdikleri ve kapılar kapandığı için büyükbir güvenlik içindeydiler. Gemiyi sağlayanve Nuh'u içine girmeye çağıran Rab, şimdiNuh ve ailesini güvenlik içerisinde sakla-yacaktı. Nuh'un güvenlik içerisinde bulun-masının sorumluluğu Rab'bin üzerindeydi.
Dostum, bu gemi İsa Mesih'i simgelemek-tedir. İsa Mesih'e iman edenlerin durumuda aynen böyledir. İsa'ya inanan Mesihimanlısı Tanrı'nın güvenliğ i altındadır.Hamdolsun, Mesih'e inanan bir imanlınınkoruyucusu Rab'bin kendisidir. Pavlus Ko-loseliler 3:3'te şöyle diyor: “Yaşamınız Me-sih'te saklıdır.” Ne güven veren bir söz! Buda Mesih'e iman edenlerin kurtuluşlarınınne kadar güvenilir olduğunu gösteriyor.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 18EYLÜL
September
Kapı Benim! Bir kimse ben-den içeriye girerse kurtulur.
Yuhanna 10: 9
Ich bin die Tür; wenn je-mand durch mich hinein-geht, so wird er errettet
werden.Johannes 10, 9
jemand: bir kimsehineingehen: (içeriye) girmekgerettet werden: kurtulmak
Tanrı'nın Nuh'a yaptırdığı geminin sadecebir kapısı vardı. İsteyen herkes bu kapı-dan içeriye girebilirdi. Rab Nuh'u işte bukapıya çağırmıştı. Nuh ve ailesi de bu ka-pıdan içeriye girdiler.
Bugün de seven Kurtarıcı'nın çağrısı si-zedir. İsa Mesih, “Kapı Ben'im” diyor(Yu.10:9). “Bir kimse benden içeriye gi-rerse kurtulur!” Gel sen de bu kapıdaniçeriye gir. İsa Mesih'i Rab ve kurtarıcınolarak kabul et ve kurtul. O'nun haç üze-rinde sizin günahlarınız için öldüğüneiman et. Bunu yaptığında sen de kurtul-muş olacaksın.
Canınızın sonsuz kurtuluşu için gelin,Tanrı'nın sizin için hazırlamış olduğu ge-miye binin. Rab İsa Mesih'e iman edin.Böyle yapmakla üzerinize gelmekte olansonsuz cehennem yargısından kurtula-cak, Tanrı'yla barışacak, günahlarınızınbağışına ve sonsuz yaşam güvenliğinekavuşacaksınız.
PERŞEMBE
Donnerstag 19EYLÜL
September
Ey bütün yorgunlar, yükleriağır olanlar. Bana gelin ve
ben size rahat veririm.Matta 11:28
Kommt her zu mir, alle ihrMühseligen und Beladenen!Und ich werde euch Ruhe
geben.Matthäus 11,28
zu mir: banadie Ruhe: rahatgeben: vermek
Tarihte ün salmış kişilerin büyük sözleri var-dır. Ama Rab İsa Mesih'in sözleri çok dahabüyüktür. Bu çağrıyı yapan Tanrı'nın özün-de, sonsuzluktan bu yana var olan Tanrı'nınbeden almış Sözü Rab İsa Mesih'in kendisi-dir. Tanrı'nın başlangıçsız Sözü olan İsa, si-zin ve benim gibi günahlılara Tanrı'nın sevgiyüreğini açıklamak amacıyla yeryüzüne ge-lip insan bedenine bürünmüştür.
O'nun, “Bana gelin” şeklinde yaptığı çağrıyabirçokları olumlu yanıt vererek O'na imanetmiştir. İş adamları, askerler, aydınlar vetoplumdışı bırakılmış sıradan basit insanlar,hatta halk tarafından aşağı görülen, serserive fahişe olarak bilinen insanlar bile Rab İsaMesih'e iman ederek yeni bir yaşam bul-muşlardır.
Gururlu Petrus İsa'nın “Ardımca gel” çağrı-sına evet dedi. Ferisi Pavlus Rab'bin çağrı-sına evet, dedi ve diğer öğrenciler de. OnlarRab'bin elçileri oldular daha sonra. Rab on-ları aldı ve ruhsal alanda en yüksek konumaçıkardı. Bugün de Mesih aynı şeyi yapıyor.
CUMA
Freitag 20EYLÜL
September
Bana gelin. Ben sizleridinlendiririm.
Matta 11: 28
Kommt her zu mir! Undich werde euch Ruhe
geben.Matthäus 11,28
ausruhen: dinlenmekzur Ruhe bringen, Ruhe geben: dinlendirmek
Tanrı Mesih'in kişiliğinde herkese sonsuz ra-
hat vermek istiyor. Bundan daha kişisel bir
şey olamaz! O tüm insanlara, her ırktan, her
dilden, her boydan insanlara, “bana gelin, ben
size rahat veririm” diyor.
Belki de, “benim işlediğim günah yükü o kadar
çok ki, beni kim kabul edebilir? Acaba benim
için de bir umut var m ı? Tanrı beni de sevip
affedebilir mi?” diyenler olabilir. Evet, Tanrı si-
zi de seviyor ve sizi gerçekten affetmeye ha-
zırdır. Bu nedenle İsa Mesih dünyam ıza geldi.
O sizi sanki yeryüzünde tek kişi sizmişçesine
seviyor. O bugün size, ta yüreğinizin yanına
kadar geliyor ve şöyle diyor: “Bana gelin ey
bütün yorgunlar”. Sen de bugün yaşam ın ve
günahların yorgunluğu içindeysen, İsa'nın bu
çağrısına kulak ver ve O'na git.
İsa sizi gerçekten çok sevmektedir, hem de o
kadar çok ki, sizin taşıdığınız günah yükünü
kendi üzerine alarak sizin yerinize yargılana-
rak çarm ıhta öldü. Ta ki, siz yargıya gelip ce-
henneme gitmeyesiniz. İsa'nın çağrısına kulak
verin. Sadece O'na yaklaşın, yüreğinizi O'na
açın.
CUMARTESİ
Samstag 21EYLÜL
September
Ey bütün yorgunlar veyükleri ağır olanlar... Ba-
na gelinMatta 11: 28
Kommt her zu mir, alleihr Mühseligen und Be-
ladenen!Matthäus 11,28
alle: bütünschwer: ağır
beladen: yükleri ağır olan
Bazen, “Benim kendi dinim var. İsa çağrıdabulunuyorsa Hristiyanlara çağrıda bulunabi-lir. Benim dinim başka, O'nun çağrısı beni il-gilendirmez” diye soruyorlar. Acaba öylemi? Bakın İsa burada herhangi bir sınırlamakoymuyor ve tüm insanlara seslenerek “Eybütün yorgunlar” diyor. Hangi ülkeden, kimolursa olsun, bütün insanlar günahlıdır veağır günah yükü altındadır. Bu yükü kaldıra-bilecek tek kişi de, kendisi bütünüyle günah-sız olan Rab İsa Mesih'in kendisidir. Bununherhangi bir dinle falan ilgisi yoktur. Mesihİsa din getirmedi. O kurtuluş ve dinlenmegetirdi; esenlik ve barış getirdi. Tanrı'nınsağladığı kurtuluş, O'na gelen herkes için-dir. Kurtarıcı'nın kendisi Yuhanna 3:36'daşöyle dedi: “Oğul'a iman edenin sonsuz ya-şamı vardır. Oğul'a iman etmeyenin sonsuzyaşamı yoktur, ama Tanrı'nın öfkesi bu kişi-nin üzerinde kalır.” Tanrı'nın sağladığı kurtu-luş herkes için olduğuna göre, sizin için degeçerlidir! Kurtulmak için yapmanız gerekentek şey, İsa'ya gelip O'na yüreğinizi açma-nızdır.
PAZAR
Sonntag 22EYLÜL
September
Yükleri ağır olanlar... Ba-na gelin, Ben sizlere ra-
hat veririm.Matta 11: 28
Kommt her zu mir, alleihr Mühseligen...! Und ichwerde euch Ruhe geben.
Matthäus 11,28
kommen: gelmekgeben: vermek
Dostum, hiç kimse size o esenliği, huzuruveremez. Ama Kurtarıcı İsa iman edene ra-hat ve huzur vaat etmektedir. Hamdolsun, busıkıntılı ve bunalımlı dünyada eşsiz bir huzu-ra sahip olabilirsiniz. İsa'nın yaptığı çağrıya“evet” deyip O'nu yüreğinize Rab ve Kurtarı-cınız olarak kabul ettiğinizde bu ruhsal huzurve rahatlık sizin hayatınızda da olacaktır.
Günahın bir yük oluşunun yanı sıra bir de ce-zası vardır. Tövbe edip İsa Mesih'e iman et-meyen günahlının cezası, sonsuz cehennemyargısıdır. Bundan daha kötü bir şey düşüne-miyorum. Kutsal Kitap Tanrı'nın sağladığıkurtuluşu kabul etmeyenlerin gideceği yeri,“sonsuz koyu karanlık” olarak adlandırmak-tadır. Yine, asla sönmeyecek olan ateş gölü,cehennem olarak tanımlanmaktadır. Ne ya-zıktır ki, İsa'nın kurtuluş çağrısını reddedipsonsuza dek cehennem ateşinde kalmayı bi-lerek yeğleyenler vardır. Ama neden böyleolsun! Bugün kurtuluş gemisi hazır. Sadeceo kapıdan içeri girmen gerekir. O zaman sende kurtulmuş olacaksın.
PAZARTESİ
Montag 23EYLÜL
September
RAB Nuh'un ardından kapıyı ka-padı. Tufan kırk gün sürdü. Ço-ğalan sular gemiyi yerden yuka-
rıya kaldırdı.Yaratılış 7: 16S17
Und der HERR schloß hinter ihm(Noah) zu. Und die Flut kam vier-zig Tage lang über die Erde. Unddie Wasser wuchsen und hoben
die Arche empor, so dass siesich über die Erde erhob.
1. Mose 7,16S17
Nuh ve ailesi gemiye bindiler. Tanrı kapılarıkapadı ve tufan da başladı. O günün dünyasıyok oldu. Sadece 8 kişi kurtuldu. Bunlar Nuh,eşi, üç oğlu Ham, Sam, Yafet ve üç gelini.
Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüzelli gün geçtikten sonra sular azaldı ve gemiArarat dağları üzerine oturdu. Ararat dağı, as-lında bizim bildiğimiz Ağrı Dağı'dır. Doğuda,Iğdır kentinin hemen yanı başındadır. İşteNuh'un gemisi bu dağlardan en yükseğine,Büyük Ağrı Dağı'nın en yüksek zirvesineoturdu. Son yıllarda Ağrı dağında Nuh'un ge-misini arama girişimleri olmuştur, ama arkeo-lojik açıdan kesin bir bilgi elde edilememiştir.
Buradaki “oturdu” sözü İsa Mesih'in Tanrı sa-ğında oturmasını anımsatıyor. İsa, “Günah-lardan arınmayı sağladıktan sonra ulu Tan-rı'nın sağında oturdu” (İbr.1:3). Bu, İsa Me-sih'in kurtuluş işini yüzde yüz tamamladığınıgösterir. Tanrı sağında oturması, O'nun halenyetki ve yeterliğe sahip olduğunu, kendisineiman edenlere aracılık ettiğini ve onları koru-maya devam ettiğini gösterir.
SALI
Dienstag 24EYLÜL
September
RAB, Nuh ve oğullarını kutsa-yarak, “Verimli olun, çoğalıpyeryüzünü doldurun” dedi.
Yaratılış 9: 1
Und Gott segnete Noah undseine Söhne und sprach zuihnen: Seid fruchtbar, und
vermehrt euch, und füllt dieErde!
1. Mose 9,1
segnen: kutsamak
Bizler genelde Adem ile Havva'nın çocukları-yız diyoruz. Aslında daha yakın bir tarihe ba-kacak olursak, daha yakın bir geçmişte dahayakın bir akrabalığımız vardır. Tüm insanlıkailesi Nuh peygamberden gelmektedir. Yani,bugünkü insanlar Nuh'un üç oğlundan türedi-ler. Ham'dan tüm Afrikalılar, Sam'dan Sami-ler, Yafet'ten de beyaz ırk. Yani bugün Türk-ler, Almanlar, Ruslar, Ermeniler, Kürtler, İngi-lizler, Amerikalılar Yunanlılar, Fransızlar -Avrupa - hep Yafet'in soyundan gelmedir.Demek ki ister hoşumuza gitsin, isterse git-mesin bizler bir atanın (Yafet'in) torunlarının,torunlarının torunlarıyız. Akrabayız, kardeşiz.İnsanların bölünmeleri, birbirlerine düşmancadavranmaları, birbirlerinden nefret etmeleri,savaşmaları, öldürmeleri hep insan bozuklu-ğunun, yozluğunun, kötülüğünün ürünleridir.İsa Mesih kurtuluş gemimiz oldu. O'na yürek-lerimizi açtığımızda yüreklerimize o gökselbarış, esenlik gelir, insan ve kardeş olduğu-muzun bilincine varırız. Ancak o zaman birbi-rimizle de ayrım gözetmeden kardeşçe, barışiçerisinde yaşayabiliriz.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 25EYLÜL
September
Verimli olun, çoğalıp yer-yüzünü doldurun.
Yaratılış 9: 1
Seid fruchtbar, und ver-mehrt euch, und füllt die
Erde!1. Mose 9,1
fruchtbar: verimlisein: olmak
füllen: doldurmak
Bu tam ne anlama geliyor? Gelin buna İs-tanbul'u bir örnek alarak Nuh'un günündeolanlara bir bakalım. Bir gün arabanıza atla-yıp Yedikule'den Beşiktaş'a gideceksiniz.Önünüzde arabalar, dolmuşlar, kamyonlardolu. Korna seslerinden kafanız şişmiş. Birde bakıyorsunuz ki, bir saatten beri yollarda-sınız. Tepeniz atıyor, arabayı bir kenarapark edip “Ben bu işten vazgeçtim” diye evedönüyorsunuz. O gece bir tufan kopuyor.Nasıl olmuşsa herkesi sel götürmüş, amasiz ve aileniz kurtuluyorsunuz. Sular çekilin-ce, “Bizim arabaya ne oldu?” diye merakedip E5'e çıkıyorsunuz. Aman efendim nebir manzara! Ortalarda kimseler yok. Yollarbomboş, ne korna sesi, ne gürültü, ne debenzin kokuları! İşte böyle bir durumda Rabsize “verimli olun ve çoğalıp yeryüzünü dol-durun” dese bunun anlamı olurdu, değil mi?İşte buna benzerlikte Tanrı da Nuh peygam-bere ve ailesine, “Verimli olun ve yeryüzünüdoldurun” dedi. İşte bugünkü nesil, insanlıkbu bereketin ürünleridir. İnsanlığımızın, kar-deşliğimizin aslında önemini bilmeliyiz.
PERŞEMBE
Donnerstag 26EYLÜL
September
Kim insan kanı dökerse, kendikanı da insan tarafından dökü-
lecektir. Çünkü Tanrı insanıkendi benzerliğinde yarattı.
Yaratılış 9:6
Wer Menschenblut vergießt,dessen Blut soll durch Men-
schen vergossen werden; dennnach dem Bilde Gottes hat er
den Menschen gemacht.1. Mose 9,6
das Blut: kan
Tufandan sonra, ilginç bir şekilde RabNuh'a, adam öldüren öldürülecektir, diyor.Rab neden bu buyruğu verdi? Neden in-san kanı akıtanın öldürülmesini istedi?Çünkü “Tanrı insanı kendi benzerliğindeyarattı!” Bu nedenle insanın Tanrı önündebüyük bir değeri vardır. Kimse - durum neolursa olsun, asla insan canına kıymama-lıdır. Can Tanrı'ya aittir. İnsan canını Tan-rı'dan başka hiç kimsenin almaya hakkı veyetkisi yoktur.
Bir kişi bilerek, isteyerek adam öldürürseve bu kesin olarak kanıtlanırsa devlet infazişini yapmalıdır. İnsan öldüren insan tara-fından öldürülecektir derken burada kesin-likle misilleme, kan davası söz konusu de-ğildir. Ancak bu yargılama işini Rab'bindevlete verdiği yetkiyle yerine getirmesigerekir. Kişisel ilişkilerimizde Rab bizimher zaman bağışlayıcı olmamızı ister. Bizekötülük yapıldığı zaman bile hemen misil-lemeye geçmemizi istemez. Tersine ba-ğışlamamızı ister.
CUMA
Freitag 27EYLÜL
September
Tufandan sonra kayda geçen,
ulus ulus, boy boy, yeryüzüne
yayılan bütün bu insanlar
Nuh'un soyundan gelmedir.Yaratılış 10: 32
Das sind die Sippen der Söhne
Noahs nach ihrer Geschlecht-
erfolge, in ihren Nationen; und
von diesen aus haben sich
nach der Flut die Nationen auf
der Erde verzweigt.1. Mose 10,32
Hangi ulustansın? Hangi ırktan geliyorsun?Bunun bir önemi var mı? Kesinlikle hayır!Sen istediğin kadar kendini başkasından yada halkını başka uluslardan, halklardan üs-tün gör! Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Çünküdedenin dedesinin dedesini tanıyorum. Eğerbeyaz ırktansan, onun adı Yafet'tir. Afrikalı-lar, Yahudiler de Yafet'in kardeşleri Ham veSam'dan gelmedir. Ne ben senden üstü-nüm, ne de sen benden. Hepimiz aynı ata-nın çocuklarıyız. Öyleyse birbirimize nedenböyle bakmayalım? Buna engel olan nedir?En büyük engel günahtır, dostum. Günahbizi sevginin, yaşamın özü olan Tanrı'danayırdığı, kopardığı için varlığımız Nuh'ungünlerindeki insanlar gibi pislikle, kötülükle,yozlukla, ahlaksızlıkla, merhametsizlik vebencillikle doludur. Bu nedenle yargı altın-dayız. Ama şükrolsun ki Tanrı bize de birkurtuluş gemisi sundu. Bu gemiye giden tekyol ve tek kapı vardır. İsa Mesih “Yol, ger-çek ve yaşam benim” dedi. O aynı zamanda“Kapı benim” dedi. “Benden giren kurtuluşbulur!” Bu davete sen da çağrılısın.
CUMARTESİ
Samstag 28EYLÜL
September
Yükünü Rabbe bırak, O sa-na destek olur. Doğruyu as-
la sarsılmaya bırakmaz.Mezmur 55: 22
Überlass deine Last demHerrn, er hält dich aufrecht.Er wird den Gerechten nie-
mals wanken lassen.Psalm 55, 22
überlassen: bırakmak, teslim etmekdie Last: yük
Değerli dostum, bu dünyada yapayalnızkaldığını, Tanrı'nın seni unuttuğunu hiçdüşündüğün oldu mu? Belki Tanrı'ya çoksevdiğin hasta birinin iyileşmesi için yakar-dın, ama hiçbir şey olmadı ve o insanıkaybettin. Belki de eşinin değişmesi içindua ettin, ama o daha da kötüye doğru git-ti. Ya da bir sorunun, bir acın için dilektebulundun, yalvardın, ama değişen bir şeyolmadı. İşte böyle anlarda kişi çok çabukunutulduğunu sanır, Tanrı'nın onu sevme-diği kanısına kapılır.
Bizler Tanrı'nın bize olan sevgisini, ilgisiniancak görebildiğimiz, duyduğumuz şeyler-le ölçeriz. Oysa Tanrı'nın sessiz durması,bizi unuttu ya da bizimle ilgilenmiyor anla-mına gelmez. Tanrı bize göre sessiz görü-nebilir, ama öyle değildir. Şu kadarını ke-sin olarak söyleyebilirim ki, Tanrı bizim ya-şamlarımızda kendi isteğini gerçekleştir-mek, yani bizi olgunlaştırmak, güçlendir-mek için sıkıntıları, zorlukları kullanabilir.O'na güvenelim.
PAZAR
Sonntag 29EYLÜL
September
Yükünü Rabbe bırak, O sanadestek olur. Doğruyu asla
sarsılmaya bırakmaz.Mezmur 55: 22
Überlass deine Last demHerrn, er hält dich aufrecht.Er wird den Gerechten nie-
mals wanken lassen.Psalm 55, 23
lassen, überlassen: bırakmaküberlass: bırak
er lässt nicht: bırakmaz
Zor durumdayken ya da acılarım, sorunla-rım varken ne yapmalıyım? diye sorabilir-sin. Bunun yanıtı hem kolay, hem de zor-dur: TANRI'YA GÜVEN. Bu yanıt, senkaygılar içindeysen, basit gelebilir. Ama yi-ne de “Yükünü Tanrı'ya ver ve O'na gü-ven” diyeceğiz. Çünkü Rab’be güvenenleriRab asla bırakmaz. Rab’be güvenmeliyiz.Başka seçeneğimiz yoktur. Kendi dene-yimlerimizden de anlayabiliriz ki, Tanrı'yasırt çevirdiğimiz zamanlarda hep zararlıçıktık. Belki de bana diyeceksin ki, “Senbenim durumumu anlam ıyorsun”. Haklıolabilirsin; ama Tanrı'nın verdiği vaadebakmamız gerekir. Aynı zamanda da Kut-sal Kitap'ta Tanrı'ya güven bağlayanlarınyaşamlarına bakmamız gerekir. Örneğin,Yusuf peygamberi ya da Eyup peygamberiörnek olarak verebiliriz. Bu insanlar Tan-rı'ya güvenmeyi sürdürdü ve Tanrı'ya sa-dık kaldı. Tanrı da sonuçta onları büyükbereketlerle bereketledi. Sen de Tanrı'yagüvenmeye devam et, kardeşim.
PAZARTESİ
Montag 30EYLÜL
September
Ne mutlu ruhta yoksulolanlara! Çünkü Göklerin
Egemenliği onlarındır.Matta 5: 3
Glückselig die Armen imGeist, denn ihrer ist das
Reich der Himmel.Matthäus 5, 3
glücklich: mutlu, sevinçli
İsa Mesih'in dağ başında verdiği o ünlü ko-nuşmasında ilk söz “Ne mutlu” sözüdür.İsa Mesih sözlerinde, iyiler, dindarlar, na-maz kılıp oruç tutanlar, hacca gidenler, sa-daka verenler Tanrı'nın krallığına, egemen-liğine girecekler demiyor. Rab, ruhta fakirolanların mutlu olduğunu söylüyor. Acabaruhta fakir olmak ne demektir? Ruhta fakirolmak, saf, aciz, aklı kıt olmak anlamınagelmez. Ruhta fakir olan, kendi eksiklerini,kendi sevgisizliğini, kendi merhametsizliği-ni, kısacası kendi yetersizliğini, günahlılığı-nı gören kişidir.
Belki bana, yok arkadaş, günahımı görmekbeni mutlu değil, üzgün, mutsuz eder, diye-ceksiniz. Evet, çok doğru! Ama eğer güna-hınız sizi üzerse, uykusuz bırakırsa, nemutlu size! Çünkü kurtulmak, bağış bulmakiçin atılacak ilk adım, kendimizi olduğumuzgibi görmektir. İşte o zaman günahtan kur-tulmak için çare arayacaksınız. Siz çarearadığınızda, adım attığınızda Tanrı da si-ze gereken desteği - yardımı sağlayacaktır.
BABA SEVGİSİ Senin baban nasıl biri-dir? Bazıları, benim babam harika derkenbirçokları da, korkunç diyor. Peki, Tanrı’ya“baba” diyebilir misin? Tanrı bizim babaları-mıza benzer mi? Tanrı’nın nasıl bir yüreğivardır bizlere karşı? Tüm bu sorulara yanıtı“Baba Sevgisi” adlı kaset ve CD’mizde bula-bilirsiniz.
BAĞIŞLAMAK Bağışlamak ne demektir?Neden bağışlamak o kadar zordur? Biz gü-nahlı insanlarız. Peki, Tanrı bizi nasıl bağış-lıyor? Bağışlama konusunda Tanrı’nın buy-ruğu nedir? Tüm bu sorulara “Bağışlamak”adlı kaset ve CD’mizde yanıt bulacaksınız.
Her kaseti ve CD’yi 2,50 Euro’ya elde edebi-lirsiniz. Posta ücreti için ayrıca 1,00 € hesapedin. Ismarlama adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
İnternet ve telefon aracılığıylaher gün cesaret veren 2-3dakikalık bir vaazı ya da 20-30dakikalık Kutsal Kitap yorumunudinleyebilirsiniz.
Telefon numarası:
0 64 41 - 208 16 15
Ayrıca 2-3 dakikalık cesaret ve-ren sözlerin bir kısmını ve yo-rumları CD’ler haline getirdik.Onları da adresimizden sağlaya-bilirsiniz. Her CD 3,00 €’dur.
www.tuemib.de internet say-famızdan yayınlarımızı dinleye-bilirsiniz.
Şu kitapları okumanızı öneririz:
Evet, Gerçektir . . . . . . . . . . . . . 2,00 €Bu kitap İsa Mesih’in yaşamını anlatıyor.54 renkli resimle süslenmiştir. Bu eser-den çocuklarınız da yararlanacaklar.
Tanrı’yı Sevmek . . . . . . . . . . . . 1,50 €“Tanrı’yla Baş Başa” serisinde yayınlan-mış, çok değerli bulduğumuz bir kitap.Tanrı’ya yakın olmak, Tanrı’yı sevmek is-teyen okuyucular için yazılmıştır.
Satın almak istediğiniz kitapların fiyatları-na bir Euroluk posta ve ambalaj masraf-larını da ekleyip tutarı Alman posta puluolarak mektupla adresimize gönderebilir-siniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschland e-Mail: [email protected]
SON SUZ M İRAS
Gök yüzünde kendine
Hazine ler b ir ik tir
G eç ic id ir bu dünya
Sonsuz yaşam Tanr ı ’da
Bende sonsuz yaşam var
Bunu Mesih ’ten a ld ım
Bana b ir m iras verd i
Sonsuza dek ka lıc ı
Sahip o lduğum m iras
Hep yen id ir , çürümez
O rda hep gündüz vard ır
Karan lık as la o lm az
Gözlerinden yaş la r ı
Silecektir Rabbim iz
O rda ne yas ne ölüm
Ne ayr ı lık o lacak
Kardeş le rle b ir l ik te
O lacağız hep orda
Tanr ım ız ın kendis i
Aram ızda olacak
Tanr ım ız ın kendis i
Hep bizim le o lacak
SALI
Dienstag 1EKİM
Oktober
Ne mutlu ruhta yoksulolanlara! Çünkü Göklerin
Egemenliği onlarındır.Matta 5: 3
Glückselig die Armen imGeist, denn ihrer ist das
Reich der Himmel.Matthäus 5, 3
der Geist: ruhim Geist: ruhta
arm: yoksul
Tüm dünyada her insanın en başta aradığı,özlediği güvenlik, esenlik ve mutluluk değilmidir? Çünkü dünyada gerçek anlamda gü-venlik, esenlik ve mutluluk yoktur. Türkiye'deçok fakir bir yaşamı olan bir tanıdığım şöyleanlattı bana yaşam öyküsünü: Almanya'yageldiğimde bol para kazanacağım, dedim.Çünkü bol param olduğunda mutluluğa kavu-şabileceğimi düşünüyordum. Almanya'da yıl-larca çalıştım; bol param oldu. Sadece bu de-ğil, evlendim, üç çocuğum oldu, Türkiye'deyazlığım bile oldu; ama mutluluğu bir türlü ya-kalayamadım. Hayal kırıklığına uğradım.
Tanınmış bir ses sanatkarı, “Her şeyim var,halk beni seviyor; herkes bana hayran. Dün-yanın en mutlu insanı olmam gerekirken mut-lu değilim, tam tersine, acınacak haldeyim.Niçin?” diye soruyordu. Evim var, yuvam var,çocuklarım var, işim var, ama mutlu değilimdiyen nice insan vardır. Sen de böyle biri mi-sin dostum? Tanrı Sözü, mutlu insan ruhsalyoksulluğunu bilen insandır, diyor. Ne de-mektir gerçekte ruhta yoksul olmak? Bunuönümüzdeki günlerde açıklayacağız.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 2EKİM
Oktober
Bunları size sevincim siz-de kalsın ve sevinciniz ta-mamlansın diye söyledim.
Yuhanna 15:11
Dies habe ich zu euch ge-redet, damit meine Freudein euch sei und eure Freu-
de völlig werde.Johannes 15, 11
die Freude: sevinçeure Freude: sevinciniz
Adamın biri büyük bir bunalım içindedir.Bir psikoloğa gider ve “ben çok mutsuzve yalnız bir insanım. Bana yardım edebi-lir misiniz?” diye sorar. Psikolog ona, birsirke git, orada umutsuz insanları güldü-ren palyaçoyla görüş, der. Bunun üzerineadam, “o palyaço insan benim efendim”,der. “Evet, herkesi güldürüyorum, amaben mutsuzum, yalnızım ve içim, hayatımbomboş!”
Acaba bu senin de mi resmin? İnsanmutluluğu arıyor, ama dünya insana bumutluluğu veremiyor.
İsa, “Ben, insanlar yaşama, bol yaşamasahip olsunlar diye geldim” (Yu.10:10) ve“Bunları size sevincim sizde kalsın ve se-vinciniz tamamlansın diye söyledim“,(Yu.15:11) der. Bununla da görüyoruz ki,mutluluğun, esenliğin, sevincin kaynağıTanrı'dır. Eğer yüreğiniz Tanrı'ya veril-mezse, hiçbir zaman o mutluluğu bula-mayacaksınız.
PERŞEMBE
Donnerstag 3EKİM
Oktober
Almanya’da milli bayramdır
Ey susamış olanlar, sularagelin.
Yeşaya 55:1
Auf, ihr Durstigen, alle,kommt zum Wasser!
Jesaja 55, 1
Durst bekommen: susamakDurst haben: susamış olmakder Durstige: susamış olan
İnsanlar her çağda mutluluğu hep yanlış yer-lerde aramıştır ve halen de aramaktadır. Ye-şaya Peygamber günümüzden 2700 yıl kadarönce, mutluluk ve güvenliğe özlem duyan in-sanlara şöyle haykırmıştır: “Ey susamış olan-lar, sulara gelin. Parası olmayanlar, gelin sa-tın alın ve yiyin. Gelin, şarabı ve sütü parasız,bedelsiz alın. Paranızı neden ekmek olmaya-na, emeğinizi doyurmayana harcıyorsunuz?Beni iyi dinleyin ki, iyi olanı yiyesiniz, bollu-ğun - bereketin - tad ın ı ç ıkaras ın ız”(Yeş.55:1-2).
Yeşaya peygamber bu insanlara konuşurken,onları günahlarından dolayı azarlamıyordu.Ya da onları yaptıkları kötülükler, ahlaksızdavranışlar nedeniyle azarlamıyordu. Ancakonlara şöyle soruyordu: “Yaşamdan bekledik-lerinizi alıyor musunuz? Hayatınızda biresenlik, barış, doygunluk var mı? Paranızıekmek olmayana, emeğinizi doyurmayananeden harcıyorsunuz?” Peki dostum, sen neyapıyorsun? Nerede o mutluluğu bulmayaçalışıyorsun? Unutma ki, mutluluğun kaynağısadece Tanrı’dır.
CUMA
Freitag 4EKİM
Oktober
Öğüde kulak veren başarıyaulaşır, Rabbe güvenen mutlu
olur.Süleyman'ın Özdeyişleri 16: 20
Wer auf das Wort achtet, fin-det Gutes, und glücklich der,
der dem HERRN vertraut!Sprüche 16, 20
das Ohr: kulakgeben: vermek
achten, horchen, aufmerken: kulak vermek
İnsanlar bu maddeci dünyamızda mutlulu-
ğa kavuşabilmek için inanılmaz bir arayış
ve çaba içindedir. Bir taraftan bilim ve tek-
nik alanda hızla ilerliyor, bilgilerimiz çoğa-
lıyor, ama diğer taraftan da, bilgeliğimiz,
eski deyimle hikmetimiz azalıyor. Özellikle
Avrupa'da yaşayan bizler en azından eko-
nomik olarak iyi durumdayız, her şeye sa-
hibiz, değ il mi? Ama yüreğimizde bir do-
yumsuzluk, can sıkıntısı, bir güvensizlik
vardır. Birçok insan bu doyumsuzluğu gi-
dermek için her tür zevke, eğlenceye dalı-
yor, ama hoşnutsuzluk, mutsuzluk daha
da çoğalıyor. Burada biraz huzur, orada
biraz eğlence derken hiçbir şeyin kalıcı ve
doyurucu olmadığını görüyoruz. Doymak
nedir bilmeyen bir deniz gibi arayışımız
sürüp gider. Gerçekten insanoğlu bu dün-
yada o aranan mutluluğa sahip olabilir
mi? Evet, olabilir. Bakın Süleyman pey-
gamber ne diyor: “Rabbe güvenen mutlu
olur!” (Öz.16:20). Dostum, mutluluğun
kaynağı Tanrı'dır. O'na git.
CUMARTESİ
Samstag 5EKİM
Oktober
Size esenlik bırakıyorum.
Size kendi esenliğimi ve-
riyorum.Yuhanna 14: 27
Frieden lasse ich euch,
meinen Frieden gebe ich
euch.Johannes 14, 27
der Friede: esenliklassen, überlassen: bırakmak
Ne bekliyoruz bu yaşamdan? Esenlik, hu-zur arıyoruz. Mutluluk, sevinç istiyoruz.Aradığımız, sadece belirli bir süre varolan, koşullara göre değişen bir huzur,mutluluk ve sevinç değil, yüreğimize, var-lığımızın derinlerine işleyen, yaşamın ge-tirdiği sorunlar, acılar ve yükler karşısındaetkili olabilecek bir huzurdur.
Sonra bir anlam arayışı içerisindeyiz. Ya-ni bu yaşamda şaşkın, aklımız karışmış,nereden gelip nereye gittiğimizi merakediyoruz. Aynı zamanda da Tanrı'ya ya-kın olmak, O'nun bizi kabul ettiğini bilmekistiyoruz.
İsa Mesih öğrencilerine şöyle dedi bir ke-resinde: “Size esenlik bırakıyorum. Sizekendi esenliğimi veriyorum!” Bu söz ileİsa, aradığımız esenliğin, huzurun, barı-şın yanıtı olduğunu belirtti. Sen de esen-lik bulmak istiyorsan, İsa'ya geleceksin.Başka yolu yok.
PAZAR
Sonntag 6EKİM
Oktober
Ne mutludur ruhta yoksulolanlara! Çünkü Göklerin
Egemenliği onlarındır.Matta 5: 3
Glückselig die Armen imGeist, denn ihrer ist das
Reich der Himmel.Matthäus 5, 3
der Himmel: gökdas Reich, die Herrschaft: egemenlik
Tanrı'ya doğru atılan ilk adım, ruhsal yoksul-luğumuzun bilincine varmaktır. Ruhta yoksulolanlar, yaşamın değerini, gelip geçici olanyersel değerlerle, mal varlıklarıyla değil, yokolmayacak sonsuzluk boyunca kalacak olandeğerlerle ölçerler. Bilge kişi, ruhsal zengin-liği olmadığını açıkça itiraf eden ve yüreğinialçaltarak, “Tanrım, ben günahlıya merha-met et” diye haykırandır.
Tanrı Sözü, varlığımızda bir hastalığın oldu-ğunu ve bu hastalığın kanser hastalığındandaha kötü olduğunu öğretir. İşte bu hastalık,dünyadaki tüm sıkıntı ve zorlukların kayna-ğıdır! Yaşamlarımıza dertler, sıkıntılar vehayal kırıklıkları getiren bir hastalıktır bu. Buhastalığın adı günahtır. Bizler, bizi Yaratanakarşı günah işledik. Tanrı Sözü de, “Herkesgünah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yok-sun kaldı” der (Rom.3:23). İşte bu günah bi-zi esenliğin, yaşamın, huzurun kaynağı olanTanrı'dan ayırmıştır. Mutluluk, huzur ve hoş-nutluğa giden yolun ilk adımı, günahımızdantövbe edip Tanrı'ya dönmektir.
PAZARTESİ
Montag 7EKİM
Oktober
İnsan annesinin rah-minden çıplak çıkar.
Vaiz 5: 15
Nackt ist er von seinerMutter Leib gekommen.
Prediger 5, 14
nackt: çıplakherauskommen: çıkmak
Şu gerçeği hiç bir zaman aklımızdan çı-karmamamız gerekir değerli dostum: Dün-yaya gelirken hiçbir şey getirmedik, yanidünyaya eli boş, çıplak geldik ve bu dün-yadan göçüp giderken de hiçbir şeyimizolmayacak, eli boş gideceğiz! Öyleyse bugerçeği neden göz ardı ediyor ve önemealmıyoruz? Bu dünyaya çıplak gelmedikmi? Yoksul doğmadık m ı, yoksul ölmeye-cek miyiz? Tanrı'nın sonsuz merhameti,kayrası ve sevgisi olmasaydı, sonsuzluktada yoksul olacaktık, yani cehennemlik ola-caktık. Ama şükürler olsun ki, Tanrı bizle-re merhamet etti ve kayrasını sundu. Bukayra aracılığıyla bizler zenginleşiyoruz,sonsuz yaşam zenginliğine kavuşuyoruz.Ancak bu yaşamdayken Tanrı'nın sundu-ğu bu kayraya sahip olmak gerekir.
Ruhta yoksul olanlar, yaratılmış oldukları-nın ve günahlı olduklarının bilincindedirler.Ruhsal yoksulluğunu bilenler günahların-dan tövbe ederek imanla Mesih'e döner-ler.
SALI
Dienstag 8EKİM
Oktober
Kendisini kabul edip adına
iman edenlerin hepsine Tan-
rı'nın çocukları olma hakkını
verdi.Yuhanna 1:12
So viele ihn aber aufnahmen,
denen gab er das Recht, Kin-
der Gottes zu werden, denen,
die an seinen Namen glauben.Johannes 1, 12
annehmen, aufnehmen: kabul etmek
İsa, Tanrı'nın egemenliğine girmeden önceçocuklar gibi olmamız gerektiğini söylemişti.Çocuklar bağımlıdırlar. Anne babalarının ko-ruma ve bakımına muhtaçtırlar. İlişki ve ko-numları nedeniyle yoksul değildirler. Ancakanne-babalarıyla kurulu bir ilişkileri olmasay-dı, çaresiz ve gerçekten yoksul olabilirlerdi.Mesih'e geldiğimizde harika bir şey hemengerçekleşir. Tanrı'nın çocukları oluruz. Tan-rı'nın oğulları ve kızları olarak Tanrı ailesininbir parçası haline geliriz. Bakın Tanrı Sözüne diyor: “Kendisini kabul edenlere SO'nunadına iman edenlereS gelince onlara Tan-rı'nın çocukları olma yetkisi verdi. Bunlardoğal kan ilişkisinden, bedenin isteğinden yada insan isteğinden doğmadı; tam tersineTanrı’dan doğdular” (Yu.1:12S13).
Bir zamanlar Tanrı'ya yabancıydık, hakları-mız ya da ayrıcalıklarımız yoktu; ama İsaMesih'te Tanrı'nın ailesine kabul edildik(Ef.1:5S6). Bizler İsa Mesih aracılığıyla Tan-rı'nın çocukları olduk (Gal.3:26). İşte bu Tan-rı'nın sunduğu müjdedir - İyi Haber'dir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 9EKİM
Oktober
Bir baba çocuklarına nasıl se-vecen davranırsa, RAB de
kendisinden korkanlara öylesevecen davranır.
Mezmur 103:13
Wie sich ein Vater über Kindererbarmt, so erbarmt sich derHERR über die, die ihn fürch-
ten.Psalm 103, 13
fürchten: korkmakder Vater: baba
Bizler İsa aracılığıyla Tanrı'nın çocukları olduk
ve O'na bağımlıyız. Bağımlı çocuklar yiyecek,
giyecek ve barınakları için kaygılanarak vakit
geçirmezler. Her şeyin anne babaları tarafın-
dan sağlanmasını beklerler ve beklemeye de
hakları vardır. İsa Mesih de kendi bağlılarına
şöyle dedi: “Öyleyse ne yiyeceğiz, ne içeceğiz
ya da ne giyeceğiz diyerek kaygılanmayın.
Tanrısızlar durup dinlenmeden tüm bunları
ararlar. Göksel Babanız bütün bunlara gerek-
sinmeniz olduğunu bilir. Siz her şeyden önce
Tanrı'nın hükümranlığını ve doğruluğunu ara-
yın, bunların tümü size sağlanacaktır” (Matta
6:31S33).
Yaşamımızdan, geleceğimizden Tanrı sorumlu
olduğundan tüm kaygılarımızı O'na verebiliriz
(1 Pet.5:7). Rab İsa Mesih, “Yüreğiniz sıkılma-
sın” diyor (Yu.14:1). Tanrımız, “sizlerin yükünü
ben yükleniyorum. Bu nedenle düşünmeyin.
Yüklerinizi bana verin” diyor. Bağımlı çocuklar
Rab’be çekinmeden ihtiyaçlarını söylerler. Ni-
tekim Tanrı Sözü de, “İnayet tahtına tam gü-
venle yaklaşın. Öyle ki, yardıma ihtiyaç duydu-
ğunuzda merhamet ve lü tu f bu las ın ız”
(İbr.4:16) der.
PERŞEMBE
Donnerstag 10EKİM
Oktober
Ne mutlu ruhta yoksulolanlara! Çünkü Göklerin
Egemenliği onlarındır.Matta 5: 3
Glückselig die Armen imGeist, denn ihrer ist das
Reich der Himmel.Matthäus 5, 3
gehören: ait olmakgehört ihnen: onlara aittir, onlarındır
İsa Mesih'in zamanındaki din adamları
genellikle varlıklı kişilerdi. Varlıklı oldukları
için din eğitimi alabilmişlerdi. Yoksullarsa
günümüzde de olduğu gibi doğru dürüst
eğitim alamazlar ya da az bir kısmı eğitim
alsalar bile bunu büyük zorluklar ve feda-
karlıklarla yapabiliyorlardı. Zengin din
adamları eğitim görememiş halkı hor gö-
rür, onlara tepeden bakarlardı. Gururlana-
rak başkalarını hiçe sayıp kendilerini be-
ğeniyorlardı, ama onların da yüreklerinde
o mutluluk yoktu.
Oysa hem yoksullara hem de eğitim göre-
memiş insanlara Tanrı değer verir, onları
sever ve “göklerin egemenliğine” çağırır.
Aslında Tanrı önünde zengin ile fakir ara-
sında, okumuş ya da okuyamamış arasın-
da hiç fark yoktur. Tanrı önünde aslında
hepimiz muhtaç, bilgisiz ve günahlıyız. Ne
mutlu ruhsal ihtiyaçlarını görüp kurtuluşa,
göklerin egemenliğine yaklaşanlara. Tanrı
onlara yakındır.
CUMA
Freitag 11EKİM
Oktober
Ne mutlu yaslı olanlara!Çünkü onlar teselli edile-
ceklerdir.Matta 5: 4
Glückselig die Trauern-den, denn sie werden
getröstet werden.Matthäus 5, 4
traurig: yaslıder Trost: teselli
trösten: teselli etmek
İsa Mesih, “Ne mutlu yaslı olanlara” sözle-riyle acaba ne demek istemişti? Tabii ki,her durumda ağlamaktan, gözyaşları dök-mekten söz etmiyordu İsa. Ya da acı çek-miş, duygusal yönden durumu altüst olmuşinsanlar bereket alacaklar demedi. “Nemutlu yaslı olanlara” sözcüğü, ilk baştamantığa ters geliyor, değil mi? Acıyla se-vinç bir arada olabilir mi? İnsan yas ve acıiçindeyken nasıl mutlu olabilir? Yaslı olmakölüm ya da felaketten doğan acı, derinüzüntü duymak, kaygılanmak, kederli ol-mak anlamına gelir.
Yas tutmanın karşıtı nedir? diye sorsam,herhalde sevinç diyeceksiniz; bu bir bakı-ma doğrudur. Ama sözcüğün karşıt anlamıduyarsızlık, ilgi eksikliği, boş vericilik, aldır-mama olarak ifade edilebilir. Yas tutmamınnedeni, diğer insanların ya da benim kendiacılarım ve yürek sızılarım yüzünden yüre-ğimin etkilenmesidir. İlgilenmez ve kayıtsızkalırsam yas tutmama gerek kalmaz. Yastutan kişi, seven ve duyarlı olan insandır.
CUMARTESİ
Samstag 12EKİM
Oktober
Bu sözlerimi duyup uygulayanherkes evini kaya üzerinde ku-
ran akıllı adama benzer.Matta 7:24
Jeder nun, der diese meineWorte hört und sie tut, denwerde ich mit einem klugenMann vergleichen, der seinHaus auf den Felsen baute.
Matthäus 7, 24
klug: akıllıder Fels: kaya
İsa Mesih, dağ yamacında verdiği o ünlü vaa-zından hemen sonra iki insanın yaşam öykü-sünü anlatır. Adamlardan biri, evini zeminisağlam olmayan kum üstüne inşa etmeye ka-rar verir. Bunu yapmak kolaydır. Diğer adamböyle yapmaz, daha çok, daha ağır çalışmayıgöze alıp evini bir kaya üzerinde inşa eder.Dıştan bakıldığı zaman her iki ev de aynı gö-zükürler. Arada pek fazla bir fark yok. Hattakum üzerinde kurulan ev daha şık görünebi-lir. Ancak, fırtınalar ve seller geldiğinde kumüzerine kurulmuş olan ev yıkılır. Kaya üzeri-ne kurulmuş olan ev ise selin, fırtınanın saldı-rılarına dayanarak ayakta kalır. İsa Mesihsözlerini şöyle noktalar: “Bu nedenle, sözleri-mi işitip uygulayan herkes evini kaya üstünekuran akıllı adama benzer” (Matta 7:24).
Yaşamlarımız, sadece ve sadece Tanrı Sö-zü'nün sonsuz gerçeği üzerine kurulduğu za-man, yaşam fırtınalarına dayanabileceklerdir.Tanrı'yı yaşamın merkezi yapmayan yüzeyselbir yaşam, bize gerçek mutluluk için asla sağ-lam bir temel olamaz.
PAZAR
Sonntag 13EKİM
Oktober
Vay başıma! Mahvoldum; çünkü
dudakları kirli bir adamım; ve
gözlerim, Kralı, Orduların
Rab'bini gördü.Yeşaya 6:5
Da sprach ich: Wehe mir, denn
ich bin verloren. Denn ein Mann
mit unreinen Lippen bin ich.
Denn meine Augen haben den
König, den HERRN der Heer-
scharen, gesehen.Jesaja 6, 5
Yeşaya peygamber, bir insanın mutluluğakavuşmadan önce yas tutarak diz çökme-si gerektiğini yaşayarak öğrenmişti. Tanrıkutsallığını gördüğünde “Vay başıma,mahvoldum” demekten kendini alamadı.
Tanrı'nın kutsallığını gördükten sonra in-sani iyiliğimizle yetinemeyiz. Ancak, gü-nahlılığımız ile ilgili yas tutmamız kısasürmeli, çünkü Tanrı, “Kendi uğrumda se-nin günahlarını silen benim ve senin suç-larını anmayacağım” der (Yeş.43:25).
Güçlenmeden önce, güçsüz olduğumunfarkına varmam gerekir. Bilge olmadanönce akılsız olduğumu anlamam gerekir.Güce kavuşmadan önce, güçsüz olduğu-mu itiraf etmeliyim. Bir kurtarıcı ile sevi-nebilmek için önce, günahlarımdan dolayıkederlenmeliyim, üzülüp yas tutmalıyım.Tanrı'nın düzeninde yas tutmak daimasevinmekten önce gelir. Bu nedenle Tan-rı Sözü de “Ne mutlu çaresiz ve yetersizoldukları için yas tutanlara!” demektedir.
PAZARTESİ
Montag 14EKİM
Oktober
Ne mutlu isyanı bağışla-nan, günahı örtülen
insana!Mezmur 32: 1
Glücklich der, dem Über-tretung vergeben, demSünde zugedeckt ist!
Psalm 32, 1
der Aufstand, die Übertretung: isyan
Şunu bilmek gerekir ki, ruhsal alanda Tan-rı'nın sağladığı o yüksek düzeye, yüceliğeçıkmadan önce, üzüntü vadisine inmek, oyas vadisinden geçmek gerekir. Mesihİsa'yla paydaşlığa girmeden önce, Mesih-siz kaybolmuş insanlar olduğunuzu gör-meniz gerekir. Çünkü gerçekten de İsaMesih yeryüzüne gelmeseydi hepimiz gü-nahlarımız içinde sonsuz yargıya çarptırı-lıp mahvolacaktık. Yeni ve sonsuz yaşamabaşlayabilmek için günahlarımızı görme-miz, bu günahlarımızın bizi iflas ettirdiğinianlamamız gerekir. Bu yapıldığında Tan-rı'nın İsa Mesih'te sunduğu kurtuluşa geli-riz. Başka deyişle bağışlanır ve o mutlulu-ğa, sevince kavuşuruz.
Dostum, eğer günahım için üzüntü duymu-yor, yas tutmuyorsam, tövbe etmeye degerek duymam. Ama ben de Yeşaya pey-gamber gibi, günah, kirlilik, yetersizlik ya-sını yaşadım. Bundan sonra bağışlanma-nın verdiği o sevince, esenliğe kavuştum.Sen de kavuşabilirsin.
SALI
Dienstag 15EKİM
Oktober
Rab, yüreği kırık olanlarayakındır ve ruhu ezilmiş
olanları kurtarır.Mezmur 34:18
Nahe ist der HERR denen,die zerbrochenen Herzenssind, und die zerschlage-
nen Geistes sind, rettet er.Psalm 34, 19
zerbrochen: kırıkzerschlagen: ezilmiş
Dostum, kaç kez kendini düzeltmek istedin,yani kötü huylarından, alışkanlıklarındanvazgeçmek istedin, ama bir türlü başarama-dın. Kaç kez iyi olmaya karar verdin, amabeceremedin. En basit örnek verecek olur-sam, kaç kez o sigara illetinden kurtulmak is-tedin, ama onu bile başaramadın. Daha dasayabilirim. Bunlar neyi gösteriyor bizlere?Yetersiz oluşumuzu. Evet, hayat tecrübeleri-miz, her birimizin ne kadar yetersiz olduğunukanıtlamaktadır. İşte işin püf noktası burada-dır. Yetersizliğimizi gördüğümüzde kurtuluşiçin ilk adımı atmış oluruz. Tanrı önündekendi yetersizliğimi, günahlarımı gördüğümzaman beni kurtaracak bir kurtarıcıya ihtiya-cım olduğunu anladım. Araştırmalarım sonu-cunda bu kurtarıcının Mesih İsa olduğunugördüm. İsa Mesih'i kurtarıcım olarak kabulettim. Ruhsal alanda o yasımın sevince, acı-larımın ezgilere döndüğünü söyleyebilirim.Çünkü günahlarımın bağışlandığını, sonsuzyaşama kavuştuğumu biliyorum artık. Bu ga-rantiyi bana Tanrı'nın ta kendisi Sözü aracılı-ğıyla veriyor. Bu senin için de geçerlidir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 16EKİM
Oktober
Ne mutlu yaslı olanlara!
Çünkü onlar teselli edile-
ceklerdir.Matta 5: 4
Glückselig die Trauern-
den, denn sie werden ge-
tröstet werden.Matthäus 5, 4
die Trauer: yasin Trauer: yaslı
Ne mutlu yaslı olanlara, diyor Tanrı Sözü.
Peki ama bu neyin yasıdır? Yaşamları-
mızda olan günahın yasıdır! Yani yaşam-
larımızda günah vardır ve bu günah bizleri
mahva götürmektedir. Bu nedenle bir an
önce bu günahlarımızdan dolayı yas tut-
malı ve tövbe etmeliyiz. Buna tövbe yası
da diyebiliriz. Günahımızın ve bunun so-
nucu olarak da yetersizliğimizin bilincine
vardıktan sonra, tövbe etmeliyiz. Bireyler
olarak, evrendeki günah gerçeğini bizler
denetim altında tutamayız; ama Tanrı
benzerliğinde yaratılmamız nedeniyle öz-
gür bir irademiz, seçme özgürlüğümüz ol-
duğundan, yaşamlarımızda olan günah-
lardan da sorumluyuz. Tanrı Sözü, “Her-
kes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden
yoksun kaldı” (Rom.3:23) der. Her birimiz,
- sen ve ben - yaşamlarımızdaki günah
gerçeğinden dolayı yas tutup tövbe ede-
rek Tanrı'nın kurtarıcı olarak sunduğu İsa
Mesih'e iman etmeliyiz. İşte o zaman ger-
çek anlamda avuntu, teselli buluyoruz.
PERŞEMBE
Donnerstag 17EKİM
Oktober
RAB diyor ki, bütün yüre-ğinizle bana dönün.
Yoel 2:12
Doch auch jetzt, sprichtder HERR, kehrt um zumir mit eurem ganzen
Herzen!Joel 2, 12
umkehren: dönmekdas Herz: yürek
ganz: bütün
Tanrı'ya dönmek aslında bir yas tövbesidir.Bu, kendine acıyan birinin ağlayışı değildir.Maddesel kayıplar ya da ortaya çıkan gü-nahlarımızdan pişmanlık duymak da değil-dir. Günahın yaşamlarımızda yol açtığı yı-kımdan dolayı derin üzüntü duymaktır. Nasılki fiziksel doğumdan önce sancı olursa, ruh-sal doğumdan önce de günahın yası tutulur.Tabii sadece üzüntü duymak değil, üzüntüve yas ile birlikte bir tövbe, günahtan tamolarak bir dönüş gerçekleşir. Bu, günahı bı-rakmak için verilen bilinçli, özgür bir karar-dır. Tanrı'nın yaşamlarımızı eline alıp istedi-ği gibi yönetmesine evet deyip bilinçli dönüşyapmaktır. Gittiğimiz yönümüzü, tutumları-mızı değiştirmek ve Tanrı'nın isteklerine bo-yun eğmektir. İnsan bunu yaptığında Tanrıda kendi üzerine düşeni yapacaktır.
Tanrı Sözü şöyle der: “Günahlarınızın silin-mesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün”(Elçi.3:19). Bizim işimiz tövbe etmektir. Yenidoğuşu, değişimi ve bağışlamayı sağlayanTanrı'dır.
CUMA
Freitag 18EKİM
Oktober
Gözyaşlarınız belki bir ge-ce akar, ama sabahla se-
vinç doğar.Mezmur 30: 5
Am Abend kehrt Weinenein, und am Morgen ist
Jubel da.Psalm 30, 6
der Morgen: sabah
Bu dünya bir gözyaşları vadisine dönmüş du-
rumdadır. Tanrı hiçbir zaman bizlere güllük
gülistanlık bir diyar vaat etmedi. Her insan bu
gözyaşı vadisinden geçmektedir ve her taraf
hayal kırıklıklarıyla, acılarla doludur. Her yüre-
ğin gerisinde bu sorunlar vardır. Mesih inanlı-
ları için acı çekmek, genellikle imanım ızın de-
nendiği bir pota gibidir. O sık ıntı ocağından
geçenler, ateşte denenmiş altın gibi ortaya çı-
kanlardır. Tanrı Sözü şöyle diyor: “Gözyaşları-
nız belki bir gece akar, ama sabahla sevinç
doğar!” (Mez. 30:5)
Değerli dostum, kendinize acımanız kalıcı bir
rahatlık getirmez. Tam tersine durumunuzu
daha da zorlaştırır. Acı acıyı, üzüntü üzüntüyü
doğurur. Bu nedenle sürekli olarak üzülmek
sizleri avutmaz. Tersine sizi karamsarlığa iter.
Bundan kurtulmanız gerekir. Üzüntü ya da
yas, Mesih'te yaşanırsa, beraberinde avuntu-
yu getirecektir, getirmeli de. İsa, “Ne mutlu
yaslı olanlara, çünkü onlar teselli edilecekler-
dir” dedi (Mat. 5:4). İsa'nın, dünyanın sonuna
dek bizimle beraber olduğu için yaşam ım ızda
avuntu ve teselli vardır (Matta 11:20).
CUMARTESİ
Samstag 19EKİM
Oktober
Ne mutlu yaslı olanlara!Çünkü onlar teselli edile-
ceklerdir.Matta 5: 4
Glückselig die Trauern-den, denn sie werden
getröstet werden.Matthäus 5, 4
traurig: kederli, yaslı, üzgünder Trost: tesellifinden: bulmak
Özenle büyütüp yetiştirdikleri çocuklarınıbirdenbire yitiren bir anne ve babaya “nemutlu size!” diyebilir miyiz? Hayır, onlarınacısı çok büyüktür. Ama İsa Mesih bu türyas ve kederden söz etmiyor burada.
O'nun sözünü ettiği yas, keder şöyle an-latılabilir: Kutsal Ruh yüreğimizde çalışıp,günahlı yaşamımızla, bencil tutumumuzve kırıcı sözlerimizle Tanrı'yı ne kadar in-cittiğimizi bize gösterdiğinde derin birüzüntüye düşeriz.
İsa Mesih böyle olanlara “ne mutlu size!”diyor. “Teselli bulacaksınız!” Evet, İsa'nıngetirdiği müjde şudur: Tanrı günahlı insa-nı seviyor, Kendisine döneni bağışlamayahazırdır. Bundan daha güzel teselliyi ne-rede bulabiliriz?
PAZAR
Sonntag 20EKİM
Oktober
Gözlerimizi görülen şeylere de-
ğil, görülmeyenlere dikiyoruz.
Çünkü, görülen şeyler geçicidir,
görülmeyenlerse sonsuzdur.2 Korintliler 4: 18
Da wir nicht das Sichtbare an-
schauen, sondern das Unsicht-
bare; denn das Sichtbare ist
zeitlich, das Unsichtbare aber
ewig.2. Korinther 4, 18
zeitlich, vergänglich: geçici
Rab’de değerli ve çok sevdiğimiz Münir kar-deşimiz karaciğer kanserine yakalanmıştı.Bunu duymak bizi şok etmişti. Onu görmeyegittik. Acı çekiyordu. Bacakları su topluyordu.Ama o umudunu, Rab’be olan güvenini hiçyitirmemişti. Her üzüldüğümüzde o bizi hepteselli ediyordu. Ölümünden üç gün öncekendisini ziyaret ettik ve “Çobanımdır Rabbenim” ilahisini birlikte okuduk, ama birdenağlamaya başladık. Sonra o bu yaşama göz-lerini yumdu. Ağlıyorduk, ama onun Rab’binyanına, cennete gittiğini bildiğimiz için ağlar-ken bile yüreğimizde bir avuntu vardı. “Nemutlu yaslı olanlara, çünkü onlar avutulacak-lardır” diyor Tanrı Sözü.
Bu, elçi Pavlus'un da umuduydu. Bu umuttümden İsa'nın dirilişi gerçeğini temel alan birumuttur. O şöyle dedi: “Her yönden acı çeki-yor, ama ezilmiyoruz. Şaşkınlıktan sarsılıyor,ama umudumuzu yitirmiyoruz! Gözlerimizigörülen şeylere değil, görülmeyenlere dikiyo-ruz. Çünkü, görülen şeyler geçicidir, görül-meyenlerse sonsuzdur” (2 Kor. 4:8, 17S18)
PAZARTESİ
Montag 21EKİM
Oktober
Diriliş ve Yaşam Benim. Banaiman eden kişi ölse de yaşaya-
caktır.Yuhanna 11: 25
Jesus sprach zu ihr: Ich bindie Auferstehung und das Le-ben; wer an mich glaubt, wirdleben, auch wenn er gestor-
ben ist;Johannes 11, 25
die Auferstehung: dirilişdas Leben: yaşam
İsa Mesih, “Diriliş ve Yaşam benim; banaiman eden ölmüş olsa da yaşayacaktır. Ya-şamakta olan herhangi bir kimse bana imanederse sonsuzluk boyunca hiç ölmeyecektir”(Yu.11:25S26) dedi.
Peki değerli dostum sizin de yüreğinizde buumut var mı? Siz de, “benim sonsuz yaşa-mım vardır” diyebilir misiniz? Bu gece ölecekolsanız, Mesih'le sonsuza dek beraber olmaküzere cennete alınıp götürüleceğinizi biliyormusunuz? İsa'ya iman etmeyen bir kimse,ne kadar iyi, ne kadar dindar olursa olsun, bugüvenliğe sahip olamaz. Ancak Mesih'e kişi-sel Kurtarıcınız ve Rab’biniz olarak güvene-cek olursanız cennete gideceğinizi kesin ola-rak bilirsiniz. Çünkü İsa Mesih kesin olarakbu garantiyi veriyor. O, “Size yer hazırlamayagidiyorum... öyle ki benim bulunduğum yerdeolasınız” (Yu.14:2S3) dedi.
“Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği ola-rak ölümden dirilmiştir. Ölüm bir insan aracı-lığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de birinsan aracılığıyla gelir.” (1Kor.15:20S21).
SALI
Dienstag 22EKİM
Oktober
Gözyaşlarınız belki bir ge-
ce akar, ama sabahla se-
vinç doğar.Mezmur 30: 5
Am Abend kehrt Weinen
ein, und am Morgen ist
Jubel da.Psalm 30, 6
der Abend: akşamder Morgen: sabah
Oynayan çocukları gözümüzün önünegetirelim: Birisi düşüp bir yerini incittiğin-de, yaralandığında ağlaya ağlaya anneve babasına gelir. Anne ve babası onukucaklar, okşar, öper. Gözyaşlarını siler,yaralı yerlerine merhem sürer ve sarar.Anne ve babanın davranışı, sevgisi çocu-ğun acısına merhem olur.
Tanrı'nın Sözü şöyle der: “Rab, yüreği kı-rık olanlara yakındır ve ruhu ezilmiş olan-ları kurtarır” (Mezmur 34: 18).
Burada önemli olan, acılı, yaslı durumu-muzda teselliyi nerede ve kimde arama-mızdır. Teselliyi içki, sigara, kumar, eğ-lencede mi, yoksa yüreği kırık olanlarayakın olan diri Rab'de mi arıyoruz?
Çocuk, anne ve babasına koştuğu gibi,biz de Tanrı'ya koşalım, O'na sığınalım.O, bizi teselli eder, yaramızı sarar ve iyieder.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 23EKİM
Oktober
Ne mutlu yumuşak huylu
olanlara! Çünkü onlar yer-
yüzünü miras alacaklar.Matta 5: 5
Glückselig die Sanftmüti-
gen, denn sie werden das
Land erben.Matthäus 5, 5
das Erbe: miraserben: miras almak
Yumuşak huylu dendiğinde, genellikle aklakişiliği zayıf olanlar, bir haksızlık karşısındasesini çıkaramayan biri olarak gelir. Yumu-şak huyluluk pek de günümüzde geçerli gö-zükmez. Hakkını ara, gözdağı ver, vur, kırgeç, önüne çıkanı ez, gibi ilkeler geçerli sayı-lır. Peki ama, yumuşak huyluluktan söz edenİsa ne söylemek istiyor? Sözlük, yumuşakhuyluluğu çabuk yola gelen, ılımlı, boyuneğen ve uysal olarak açıklar.
“Yumuşak huylu,” terbiye edilmiş bir at gibi,efendisinin buyruğunu dinleyen demektir. Za-yıf değil ama yumuşak huylu, sahibinin iste-ğine her zaman boyun eğen biri. Ancak terbi-ye edilmiş, evcilleştirilmiş bir atın insana ya-rarı vardır. Bir enerji denetim altında oldu-ğunda yararlı, olmadığında ise zararlıdır. Bu,İsa'nın “yumuşak huylulukla” anlatmak istedi-ğine canlı bir örnektir. Mesih'ten ayrı yaşadı-ğımızda, kendi istek ve arzularımıza boyuneğerek yaşarız. Ancak Mesih'e geldiğimizdeamacımız farklılaşır. O zaman O'nun için veO'nun isteğini yapmak için yaşamak isteriz.
PERŞEMBE
Donnerstag 24EKİM
Oktober
Ne mutlu yumuşak huylu
olanlara! Çünkü onlar yer-
yüzünü miras alacaklar.Matta 5: 5
Glückselig die Sanftmüti-
gen, denn sie werden das
Land erben.Matthäus 5, 5
sanftmütig: yumuşak huyludas Land: yeryüzü
Gururda, kendini beğenmişlikte iki yönlüacı vardır. Gururlu kişiler, diğer kişileri kı-rarlar, yüreklerini yaralarlar; ama böyleyapmakla aslında kendilerini de yarala-mış ve kırmış olurlar. Öfke, kin, nefretduygularımın açtığı yaralar, kızgın oldu-ğum kişilerin açtığı yaralardan daha bü-yük oluyor! Atalarımız boşuna dememiş-ler, “öfkeyle kalkan zararla oturur” diye.Arı, bir insanı soktuğu zaman o insanıncanı yanar, değil mi? Ama arı bunu yap-makla kendi canına kıyar. Arı soktu diyeinsan ölmez, ama arı ölür. Buna benzerşekilde başkalarına zarar verebilir ve on-ları söz ve davranışlarımla yaralayabili-rim; ama daha çok yaralanan, arı örne-ğinde olduğu gibi ben olurum. Bu da benimutsuz eder. İsa Mesih, ne mutlu sert,gururlu, kendini beğenmişlere demedi.“Ne mutlu yumuşak huylu olanlara; çünküonlar yeryüzünü miras alacaklardır” dedi.
CUMA
Freitag 25EKİM
Oktober
Öyleyse kardeşlerim, Tanrı'nın
sevecenliği adına size yalvarı-
rım: Bedenlerinizi diri, kutsal,
beğenilir sunu olarak Tanrı'ya
sunun.Romalılar 12: 1
Ich ermahne euch nun, Brüder,
durch die Erbarmungen Gottes,
eure Leiber darzustellen als ein
lebendiges, heiliges, Gott wohl-
gefälliges Opfer.Römer 12, 1
Yumuşak huylu, boyun eğmiş insanlar mut-ludurlar. Yaşamlarını ve geleceklerini, Ya-ratıcıları'nın ellerine bırakanlar mutludurlar.Yaşamlarını Tanrı'nın yönetmesine izin ve-renler mutludurlar. Tanrı bizi, boyun eğme-miz için değil, yararlı ve bereket dolu biryaşama uygun hale gelmemiz için eğitir.Bilgeliğin kaynağı Tanrı, denetlenmeyen biryaşamın mutsuz bir yaşam olduğunu bildi-ğinden, “doğruluk yollarına” yönlendirilebil-meleri için dik başlı canlarımıza gem vurur.Tanrı bizleri eğitmek, O'nun isteğini yapa-bilmek için denetimi altına almayı ister.
“Öyleyse kardeşlerim, Tanrı'nın sevecenliğiadına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri,kutsal, beğenilir sunu olarak Tanrı'ya su-nun. Sunmanız gereken sağlıklı ruhsal hiz-met budur. Şimdiki çağın gidişine uymayın.Tersine, düşüncelerinizin yenilenmesiylebüsbütün değiştirilmiş insanlar olun. Öyleki, Tanrı'nın yararlı, beğenilir ve yetkin iste-ğinin ne olduğunu öğrenesiniz” (Rom.12:1S2) diyor Kutsal Söz.
CUMARTESİ
Samstag 26EKİM
Oktober
Yumuşak huylu olanlarane mutlu! Onlar yeryü-
zünü miras alacaklardır.Matta 5: 5
Glückselig die Sanft-mütigen, denn sie wer-
den das Land erben.Matthäus 5, 5
sanftmütig: yumuşak huylu, iyi yüreklierben: miras almak
Dünyanın parolası, “güçlü olan kaza-nır'dır. Bunu politikada, iş hayatında veaile içerisinde görürüz. Bilgili insan genel-de bilgisizi ezer, hor görür. Zengin kişidaha çok zengin olma arzusuyla önüneçıkanı sömürmekten çekinmez. Paraylahaklıyı haksız çıkarmak ise günlük olayhaline gelmiştir günümüzde ne yazık ki!
Açıkgöz ve uyanık olan kişi hep kendi çı-karını sağlamayı becerir. Bir de, “kandır-dım aptalı, ne yapalım, inanmasaydı” di-yerek kendi becerikliliğiyle övünür. Ya da,“canım aptallar olmasaydı, uyanıklar nasılgeçinirlerdi” türünden bir yaşama felsefe-si vardır.
Durum böyleyken, İsa Mesih, ne mutluaçıkgöz olanlara, güçlülere, sertlere, de-mez. O, yumuşak huylu olanlara “mutlu”der. Tatlılık ve sabırları sayesinde dünya-yı miras alacaklarını söyler.
PAZAR
Sonntag 27EKİM
Oktober
Ne mutlu yumuşak huy-lu olanlara! Onlar yeryü-zünü miras alacaklardır.
Matta 5: 5
Glückselig die Sanft-mütigen, denn sie wer-
den das Land erben.Matthäus 5, 5
die Welt: dünya, yeryüzü, âlem, evren
Yumuşak huylu olmak, her haksızlığa,her zorbalığa, her yolsuzluğa karşı sus-mak demek değildir. Haksızlık, zorbalık,her tür yolsuzluk ya da yalan dolan herzaman haksızlıktır, yalan dolandır veTanrı'nın isteğine aykırıdır. Ama yumuşakhuylu olan, haksızlık etmiş olanı ilk fırsat-ta bağıra bağıra lanetlemez. Haksız ola-na tatlılıkla konuşmak için elverişli bir fır-sat bekleyip karşıdakini kazanmaya çalı-şır. Onu kazanabilirse ne mutlu her ikisi-ne!
Ama haksızlık etmiş olan, uyarı sözlerikabul etmezse de, yumuşak huylu kişikendini öfkeye, nefrete kaptırmaz, hak-sızlığa, kötülüğe kötülükle karşılık ver-mez; her şeyi doğrulukla yargılayan Tan-rı'ya teslim eder ve sabırla bekler.
PAZARTESİ
Montag 28EKİM
Oktober
Ne mutlu doğruluğa acıkıpsusayanlara! Çünkü onlar
doyurulacaklardır.Matta 5: 6
Glückselig, die nach derGerechtigkeit hungern unddürsten, denn sie werden
gesättigt werden.Matthäus 5, 6
hungern: acıkmaksättigen: doyurmak
Herhalde her birimiz az çok açlığın ne oldu-ğunu biliriz, değil mi? Susuz olmanın da neolduğunu biliriz. Televizyonlarda Afrika ül-kelerinde yaşanan kıtlığın korkunç kurban-ları olan o zayıf anneleri, karınları şişmişçocukları kaç kez içimiz burkularak, üzün-tüyle seyretmişizdir. İsa Mesih, “Ne mutludoğruluğa acıkıp susayanlara” dediğindebunu anlamakta zorlanmayız. Ama zor olanşu: Açlık ve susuzluk, nasıl mutluluk getire-bilir? Açlık aslında yaşamın bir belirtisidir.Yani, ölü insanlar yiyeceğe, içeceğe gerek-sinim duymazlar. Ama Tanrı Sözü’nde be-lirtilen açlık ve susuzluk fiziksel değil, ruh-saldır. Doğruluğa acıkıp susamaktan sözediyor. Ruhsal içtenlikten yoksun olan kişi-nin yüreği katılaşmıştır. Bu katılaşma Tan-rı'ya olan ilgimizi yok edebilir. Eğer yüre-ğimde Tanrı ve doğruluk için bir açlık varsa,bu beni ruhsal açlığımı ve susuzluğumu gi-derecek olan kurtarıcı İsa Mesih'e yöneltir.Çünkü Mesih İsa, Tanrı tarafından bize su-nulan yaşam suyu, yaşam ekmeğidir.
SALI
Dienstag 29EKİM
Oktober
Ey Tanrım, sensin benim Tanrım,seni çok özlüyorum. Canım sana
susamış, kurak, yorucu, susuz birdiyarda, bütün varlığımla seni arı-
yorum.Mezmur 63:1
Gott, mein Gott bist du; nach dirsuche ich. Es dürstet nach dir
meine Seele, nach dir schmachtetmein Fleisch in einem dürren underschöpften Land ohne Wasser.
Psalm 63, 2
Her birimiz Tanrı'nın benzerliğinde, Tanrı'y-la paydaşlık için yaratıldık. YüreklerimizTanrı'ya verilmedikçe hiçbir zaman doyumbulmayacaktır. O esenliğe, mutluluğa kavu-şamayacaktır. Mezmur yazarı şöyle haykırırTanrı'ya: “Ey Tanrım, sensin benim Tanrım,seni çok özlüyorum. Canım sana susamış,kurak, yorucu, susuz bir diyarda, bütün var-lığımla seni arıyorum” (Mez. 63:1).
Mutsuzluğun kaynağı Tanrı'dan kopmak,O'nu aramamak, O'na susamamak değilmi? Mutsuzluk yoğun bir ağrıya benzer, ne-deni yok edilmedikçe ağrı yok edilemez.Mutsuzluk bir etkidir ve nedeni günahtır.Günahın olduğu yerde mutsuzluk vardır.Başka deyişle günah ve bunun sonucuolan mutsuzluk birlikte giderler. İlk yaratılanAdem ile Havva mutluluk içerisindeydiler.Günah yaşamlarına girince o mutluluğu yi-tirdiler. Bugün de günah her insanın yaşa-mında egemen. Ama Tanrı'ya şükürler ol-sun ki, bundan kurtulma yolunu Tanrı sağ-ladı Mesih İsa aracılığıyla.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 30EKİM
Oktober
Ne mutlu doğruluğa acı-kıp susayanlara!
Matta 5: 6
Glückselig, die nach derGerechtigkeit hungern
und dürsten.Matthäus 5, 6
die Gerechtigkeit: doğruluk
Doğruluğa acıkmak ve susamak! Bu bi-
zim de amacımız mı? Yaşamlarım ızda
doğruluk oluşturmayan bir inanç sistemi
yanlış ve boştur. Yüreklerimizde doğruluk
yaratan bir inanca ihtiyacımız vardır. Elçi
Petrus şöyle yazar: “İsa, bizler günah kar-
şısında ölelim, doğruluk uğruna yaşaya-
lım diye, günahlarımızı çarmıh üzerinde
öz bedeninde taşıdı” (l Pet. 2:24).
Dostum, doğruluk üretmeyen bir inanç ya-
rar değil, zarar getirir. Tanrı kutsaldır ve
O'nun tüm kurtuluş planı kutsallığı amaç-
lar. İsa'nın sözünü ettiği bu doğruluk, öyle
sıradan bir din uygulaması değildir. Hatta
İsa Mesih bir keresinde öğrencilerine, “si-
zin doğruluğunuz dinsel yorumcuların ve
ferisilerin doğruluğundan ileri gitmiyorsa,
Tanrı'nın egemenliğine giremezsiniz” dedi
(Matta 5). Tanrı'ya şükürler olsun ki, Me-
sih İsa bizim doğruluğumuz oldu. O'nu ya-
şamımıza aldığımızda, O'nun doğruluğu
bizde iş görmeye başlar.
PERŞEMBE
Donnerstag 31EKİM
Oktober
Ne mutlu doğruluğa acı-kıp susayanlara!
Matta 5: 6
Glückselig, die nach derGerechtigkeit hungern
und dürsten.Matthäus 5, 6
glücklich, glückselig: mutlu
Doğruluğa acıkmak ve susamak sözüyleİsa neyi anlatmak istiyordu? Tanrı'nın kut-sal olduğunu hepimiz biliyoruz. Tanrı Sözüde böyle der. Bu nedenle Tanrı günahaödün veremez. Yani Tanrı'nın huzurundagünahın gölgesi bile barınamaz. Ama insangünah işlemiştir ve onun yaşamında günahvardır. Bu nedenle Tanrı Sözü'nde insan,Tanrı'ya yabancı, düşman ve O'na karşı gü-nahkâr olarak tanımlanır. Buna rağmenTanrı insanı sever ve onu kendisiyle doğrubir ilişkiye getirmek ister. Bu nedenle de in-sanı doğru sayabilmek için bir yol hazırla-mıştır. Çünkü insan ne yaparsa yapsın hiç-bir zaman kendi başına bu doğruluğu oluş-turamaz. Bu doğruluk yolu çarmıh yoludurdostum. Çarmıhın Mesih inancının bir sim-gesi olduğunu hiç düşündünüz mü? İsaMesih çarmıhta bizim günahlarımızı öz be-deninde taşıyarak bize Tanrı doğruluğunusağlamıştır. “Tanrı'nın armağanı Rab’bimizİsa Mesih aracılığıyla sonsuz yaşamdır”(Rom. 6:23) diyor Tanrı Sözü.
YA RAB İŞİT DUAMI
Ya Rab işit duamı
Yalvarmama kulak verAçtım sana elimiDuy kalbimin sesini!
Canım kurak yer gibi
Susamıştır Rab sanaYüreğim ezilmekteBir yanıt ver bana!
Bu ve bunun gibi ilahilerle dolu0, 1, 2 ve 3 numaralı GökselEzgiler adlı CD’lerimizi adresi-mizden sağlayabilirsiniz. HerCD’nin fiatı 4,50 Euro’dur.
Adresimiz:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
CUMA
Freitag 1KASIM
November
İman sonucu doğrulukla dona-tılmış olarak Rabbimiz İsa Me-sih aracılığıyla Tanrı'nın önün-
de barış içindeyiz.Romalılar 5: 1
Da wir nun gerechtfertigt wor-den sind aus Glauben, so ha-
ben wir Frieden mit Gott durchunseren Herrn Jesus Christus.
Römer 5, 1
der Friede: barış
Bizler İsa Mesih'e iman ettiğimizde, Tanrı
O'nun doğruluğunu bize verir; yani Mesih
bizim doğruluğumuzdur. Yine de Mesih'e
iman edip kurtuluşa sahip olmama rağ-
men, halen o doğruluğa olan açlığım ve
susuzluğum son bulmamıştır. Evet, yüzde
yüz kurtuldum ve kurtuluş güvencesine
sahibim. Ama bu yaşamdayken eski
adem, yani eski Ali halen benimle birlikte
yaşamaktadır. Eski Ali'de halen günah
devam etmektedir. Düşüncelerim, eylem-
lerim halen yüzde yüz temiz değildir. Di-
lim, gözüm ile günaha düşebiliyorum.
Sevgim ise çok eksiktir. Ama bir gün
Rab’bin huzuruna gittiğimde o eksiklik yok
olacak ve doğruluk hayatımda tam olarak
uygulanacaktır. Bugün halen o doğruluğa
acıkıp susamalıyım. Yani her gün biraz
daha doğrulukta, kutsallıkta ileriye gitmem
gerekir. Bunu da ancak Tanrı'ya yakın ya-
şadıkça, Tanrı Sözü'nü okudukça, pay-
daşlıkta ve duada devam ettikçe yapabili-
rim. Sen de öyle.
CUMARTESİ
Samstag 2KASIM
November
Böyle kişiler Rabbimiz Mesih'e de-ğil, kendi midelerine kulluk ediyor-lar. Saf kişilerin yüreklerini kulağıokşayan tatlı sözlerle aldatıyorlar.
Romalılar 16: 18
Denn solche dienen nicht unse-rem Herrn Christus, sondern ih-rem eigenen Bauch, und durchsüße Worte und schöne Reden
verführen sie die Herzen der Arg-losen.
Römer 16,18
Pazara götürmek istediği keçi, sahibininpeşi sıra gidiyordu. Oysa diğer tüm çiftçi-ler keçilerini pazara götürmek için zorlan-dıklarından onları bazen iple çekmek zo-runda kalıyorlardı. Bir arkadaşı, senin ke-çin nasıl oluyor da seni izliyor ve arkan sı-ra geliyor, diye sorar. Adam, çok basit,der. Her adım atışımda yere bir dilim pa-tates bırakıyorum; keçim patatesi çok se-viyor ve bu nedenle ardım sıra geliyor.
Dostum, iblis de ne yazık ki, insanlarıdünyanın geçici zevkleriyle peşine tak-maktadır genelde. Yani şeytan, yaşamyolunda patateslerini bırakarak yürüyorve insanlar böylece sonsuz yıkıma gidenyolda onu kolayca izliyorlar. Peki sen ki-min ardı sıra gidiyorsun? İştahını kabar-tan kızarmış patateslerin peşinden mi gi-diyorsun, yoksa Tanrı'nın Mesih İsa'dasunduğu dar ama sonsuz yaşam yolun-dan mı gidiyorsun?
PAZAR
Sonntag 3KASIM
November
Tanrı'nın bize sevgisi şununla
belirgin oldu: O'nun aracılığıyla
yaşayalım diye Tanrı biricik Oğ-
lu'nu dünyaya gönderdi.1 Yuhanna 4: 9
Hierin ist die Liebe Gottes zu
uns geoffenbart worden, dass
Gott seinen eingeborenen Sohn
in die Welt gesandt hat, damit
wir durch ihn leben möchten.1. Johannes 4, 9
senden, schicken: göndermek
Bir karı koca bir çocuk evlat edinme umu-duyla öksüzler yurdunu ziyaret ederler.Evlat edinmek istedikleri bir çocukla ko-nuşurken, ona verecekleri bir sürü oyun-caklardan, hediyelerden söz ederler. Amaküçük oğlan verdiği yanıtla onları şaşkınadöndürür: “Eğer bana verebileceğiniz sa-dece iyi bir ev, giysiler, oyuncaklar, hedi-yelerse o zaman sizinle gelmeme ne ge-rek var. Ben burada, öksüzler yurdundadiğer çocuklarla kalmak istiyorum!” Bukarı koca birbirlerine bakarlar ve çocuğadönüp, “peki ama sen ne istiyorsun?” di-ye sorarlar. Küçük çocuğun yanıtı onlarıdaha da çok şaşırtır: “Ben sadece biri ta-rafından sevilmek istiyorum!”
Aslında ister genç olalım, isterse yaşlı,her birimiz sevilmek istiyoruz, öyle değilmi? Özellikle de sonsuza dek sevildiğinibilmek ne kadar harikadır. İşte Tanrı biziböylesine seviyor, kardeşim. Tanrı senide seviyor, hem de sonsuz bir sevgiyle.
PAZARTESİ
Montag 4KASIM
November
Ne mutlu doğruluğa acıkıpsusamış olanlara! Onlar
doyurulacaklardır.Matta 5: 6
Glücklich zu preisen sinddie, die nach Gerechtigkeithungern und dürsten. Sie
sollen satt werden.Matthäus 5, 6
hungern: acıkmakdürsten: susamak
Doğruluk, iyilik derken hangi ölçü ile ölçeriz?“Ben Erdal'a göre çok daha iyiyim. Aysun ka-dar yalancı, dedikoducu değilim, oldukça dü-rüst biriyim” gibi sözlerle ancak kendi kendi-mizi kandırırız. Ölçümüz Erdal, Aysun ya daherhangi biri değil, Tanrı'nın kendi doğruluğu,kusursuzluğu olmalıdır. Yürekten, candanO'nun gibi davranmak, O'nun gibi sevmek,O'nun gibi doğru olmak isteyenlere ne mutlu!Gerçi bu yolda kendi yaşamlarında bin bir ku-sur, leke ve eksik görecekler ve buna zamanzaman üzüleceklerdir. Ama sayısız eksiklerioldukları halde Tanrı onları sonsuz bir sevgiile sever, onları Mesih'in ölümü sayesindebağışlar. Bu nedenle Mesih inanlılarının mut-luluğu kalıcı ve sonsuzdur.
Mezmurlar Rab İsa hakkında şöyle bir pey-gamberlikte bulunuyor: “Tahtın sonsuzluklarboyunca kalıcıdır, Egemenliğinin asası adaletasasıdır. Doğruluğu sevdin, kötülükten nefretettin.” (İbr. 1:8S9). Rab İsa bu dünyaya gerigelince egemenliğini sürdüğünde temel doğ-ruluğu ve sevgisidir. Bunlar da sevinç kayna-ğı olacak.
SALI
Dienstag 5KASIM
November
Ne mutlu doğruluğa acıkıpsusamış olanlara! Onlar
doyurulacaklardır.Matta 5: 6
Glücklich zu preisen sinddie, die nach Gerechtigkeithungern und dürsten. Sie
sollen satt werden.Matthäus 5, 6
satt werden: doymakzu essen geben, sättigen: doyurmak
Doğru, kutsal, eksiksiz olmayı istemekaslında iyi bir arzu ve istektir. Samimiy-sek bu istek bizi yükseklere değil, alçak-gönüllülüğe götürür, bizi Tanrı'nın merha-metli kollarına koşturur.
Kendi çabalarıyla eksiksizliğe ve kusur-suzluğa erişeceklerini sananların vaybaşlarına! Biraz ikiyüzlülük ederek kendikendilerini ve çevredekileri aldatabilirlerbir süre. Ama Tanrı'nın önünde insanınkendi doğruluğu her zaman eksik ve kirli-dir.
Evet, kendi doğruluğumuza, iyi işlerimizeasla güvenemeyiz. Peki, Tanrı'nın önün-de geçerli olan doğruluğa nasıl kavuşa-cağız? Takvimin birçok yerinde de açıkla-dığımız gibi, Tanrı'nın önünde geçerliolan doğruluğu bize Tanrı'nın ta kendisi,İsa Mesih aracılığıyla armağan eder. An-cak Tanrı bu armağanı zorla vermez. İs-teyen gelip alabilir.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 6KASIM
November
Ne mutlu merhametli olan-lara! Çünkü onlar merha-
met bulacaklar.Matta 5: 7
Die Barmherzigen sindglücklich zu preisen. Siewerden Barmherzigkeit
erfahren.Matthäus 5, 7
barmherzig: merhametlidie Barmherzigkeit: merhamet
Günümüzde bu karakter özelliği yanlış anla-şılmaktadır, çünkü bu özelliğin elde edilmesiiçin bir şart koşulduğu izlenimi görülebilir. As-lında bir şart koşulmuyor. Acılarımıza destekbulmak için bizim kalkıp da herkesin acılarınaortak olmamız gerekmez. Birisinin acılarınaortak olmak o kişiye karşı merhamet göster-mek demektir. Biz ne zaman merhamet gös-terebiliriz? Özellikle bize merhamet gösterildi-ği için başkalarına karşı merhamet duyguları-mız uyanır. Biz hiç bir şey yapmamışken Rabbize merhamet gösterdi. Tanrı Sözü şöyle ya-zar: “Kurtarıcımız Tanrı, iyiliğini ve insanaolan sevgisini açıkça gösterdi. Bizi, doğruluk-la yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi mer-hametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla veKurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimizebol bol döktüğü Kutsal Ruh'un yenilemesiylekurtardı” (Titus 3:4-6).
“Bir zamanlar halk değildiniz, ama şimdi Tan-rı'nın halkısınız. Bir zamanlar merhameteerişmemiştiniz, oysa şimdi merhamete erişti-niz” (1 Pet.2:9-10). Merhamete eriştiğimiz içinmerhamet gösterebiliriz.
PERŞEMBE
Donnerstag 7KASIM
November
Ne mutlu yüreği temiz
olanlara, çünkü onlar
Tanrı'yı görecekler.Matta 5:8
Glückselig, die reinen
Herzens sind, denn sie
werden Gott schauen.Matthäus 5, 8
das Herz: yürekrein, sauber: temiz
İnsanlarımız arasında sık sık şu sözleri
kolayca duymak mümkündür: “Efendim,
hatalarım oluyor, ama benim yüreğim te-
mizdir!” Gerçekten de bu söz doğru mu-
dur? Kesinlikle hayır. Gerçekten bu sözün
tam anlamına bakarsak hiçbirimiz - ne ka-
dar iyi, dindar olduğumuzu düşünürsek de
düşünelim - samimi bir şekilde “yüreğim
temizdir” diyemeyiz. Çaresiz biçimde kötü
olan insan yüreği nasıl oluyor da temiz
olabilir? Öyleyse, kötülüklerle, çirkinlikler-
le dolu insan yüreği nasıl temizlenebilir?
Rab İsa Mesih öğrencilerine şöyle dedi:
“Size söylediğim sözle siz şimdiden temiz-
siniz” (Yu.15:3). Bir kimse İsa Mesih'e
iman ederse, İsa'nın doğruluğu, paklığı o
kimseye giydirilir. Bizi tüm günahtan te-
mizleyecek olan İsa Mesih'in kanıdır.
“Ama kendisi ışıkta olduğu gibi, biz de
ışıkta yürürsek, birbirimizle beraberliğimiz
olur, ve O'nun Oğlu İsa'nın kanı bizi her
günahtan arındırır” (1 Yu.1:7) diyor Tanrı
Sözü.
CUMA
Freitag 8KASIM
November
Ne mutlu yüreği temiz
olanlara, çünkü onlar
Tanrı'yı görecekler.Matta 5:8
Glückselig, die reinen
Herzens sind, denn sie
werden Gott schauen.Matthäus 5, 8
sehen, schauen: görmekGott: Tanrı
Tanrı Sözü'nde yürek, kararların, düşüncele-
rin, duyguların bulunduğu yer olarak belirtilir.
Sevgi, korku, merhamet, cesaret, öfke, nefret,
kıskançlık ve benzeri gibi duygular yürekten
kaynaklanmaktadır. Yürek bir insanın ahlak-
sal, ruhsal ve akılsal yaşam ının, vicdanının ve
yaşam ının merkezidir. İsa Mesih, “Ne mutlu
yüreği temiz olanlara,” dedi. Eğer yürek sevgi-
nin bulunduğu yerse, o zaman Tanrı'ya olan
sevgimiz, hem de birbirimize olan sevgimiz te-
miz olmalıdır. Eğer yürek, irademizin konutuy-
sa, irademiz Mesih'e boyun eğmelidir. Sevgi,
güdü ve arzularım ız temiz olmalıdır.
Tanrı Sözü şöyle yazar: “Bedeninizin dünyasal
eğilim lerini - zinayı, pisliği, şehveti, kötü arzu-
ları putperestlikle eşdeğer olan açgözlülüğü -
öldürün... Kızgınlığı, öfkeyi, kötülüğü, sövücü-
lüğü, ağzınızdan çıkabilecek kirli sözleri üzeri-
nizden atın... Tanrı'nın seçilmişleri, kutsal ya-
şamlılar ve sevilenler olarak, sevecenlikle do-
lu bir bağır, iyi yüreklilik, alçakgönüllülük, yu-
muşak huyluluk ve sabır kuşanın... Bunların
tümü üzerine, yetkin yaşam ın bağı olan sevgi-
yi kuşanın” (Kol. 3:5, 8,12,14).
CUMARTESİ
Samstag 9KASIM
November
Ne mutlu yüreği temizolanlara, çünkü onlar Tan-
rı'yı görecekler.Matta 5:8
Glückselig, die reinen Her-zens sind, denn sie wer-
den Gott schauen.Matthäus 5, 8
glücklich, glückselig: mutlu
Yürek temizliği ne demektir? Temiz dedi-ğimizde saf, özü gibi olan, pak, sulandırıl-mamış, içine bir şey katılmamış, her tür kirve pislikten arı, yıkanm ış, temizlenmiş gibikavramlar aklımıza gelir. Şimdi tüm bukavramları “Yürek temizliği” için kullana-lım. Eğer yüreklerimiz temizse, o zamankendimizi Tanrı'nın istemine gerçektenadamışız demektir. O zaman istek ve dü-şüncelerimiz doğru olmayan şeylerle ka-rışmayarak saflıklarını koruyacaklardır.Yüreklerimiz, günahı hoş görmeyeceğimizve bizi kirletmesine izin vermeyeceğimiziçin temiz olacaklardır.
“Temiz” sözcüğü aynı zamanda doğru kul-lanılabilmesi için yanlışın çıkarıldığı bir şeyanlamına da gelir. Hastalıktan temizlen-miş, çalışmak için gücü ve yeteneği olanbir insanın bedeni için de aynı sözcük ge-çerlidir. Aynı şekilde, yüreğimiz temiz oldu-ğunda, Tanrı'nın bizim için önceden plan-lamış olduğu iyi işleri yapmak için hazırdır.
PAZAR
Sonntag 10KASIM
November
Size yeni bir yürek vereceğim, içi-nize yeni bir ruh koyacağım. İçi-nizdeki taştan yüreği çıkaracak,size etten bir yürek vereceğim.
Hezekiel 36: 26
Und ich werde euch ein neuesHerz geben und einen neuen
Geist in euer Inneres geben; undich werde das steinerne Herz auseurem Fleisch wegnehmen und
euch ein fleischernes Herz geben.Hesekiel 36, 26
İnsanın yüreği kirlidir. Bu nedenle onun
varlığı gerilim, gurur, karışıklık, bozukluk,
hem ruhsal hem de fiziksel hastalıklarla
doludur. Yüreklerimiz arınmadıkça, hiçbir
zaman o esenliğe, mutluluğa kavuşama-
yacağız. Peki yüreklerimizin paklanması
için ne yapabiliriz? Bizler kendi yürekleri-
mizi temizleyip paklayamayız. Ancak Tan-
rı yüreklerimizi paklayabilir. Tanrı, Sözü
aracılığıyla şöyle der: “Size yeni bir yürek
vereceğim, içinize yeni bir ruh koyacağım.
İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size et-
ten bir yürek vereceğim” (Hez.36:26).
Yürek temizliği, yeni yaratılış, yeniden do-
ğuş mucizeyle oluşur. Yani, günahlarımız-
dan dönerek, Mesih'i imanla yüreklerimize
aldığımızda, Tanrı bize yeni bir yürek ve-
rir. Ancak o zaman “yürek temizliğimiz-
den” söz edebiliriz. Ancak o zaman mutlu-
luğun sırrını öğrenebiliriz. Sadece mutlu-
luğun sırrını öğrenmekle kalmaz, o mutlu-
luğu, esenliği de yaşamaya başlarız.
PAZARTESİ
Montag 11KASIM
November
Ne mutlu yüreği temiz
olanlara! Onlar Tanrı'yı
görecekler.Matta 5: 8
Glückselig, die reinen
Herzens sind, denn sie
werden Gott schauen.Matthäus 5, 8
glücklich: mutlu, mesutrein: temiz, pak, saf
Acaba temizliğe önem vermeyen bir kuru-luş, bir din var mıdır? Hiç de sanmıyorum.Her kuruluş, her din ve herkes temizliğebüyük önem verir. Yıkanmamış ellerle ye-mek yemek haramdır, bazı hayvanların eti-ni yemek haramdır; temizlenmeden, yaniyıkanmadan dini ibadet yapılmaz gibi birsürü kurallar vardır. Tabii ki, bu temizlik ku-ralları insanın fiziksel - dış yönünü - etkiler,ama insanın iç yönünü - varlığını, yüreğinitemizlemez. Bu nedenle İsa Mesih asıl te-mizlenmesi gereken insanın iç dünyasıdır,dedi. Yani İsa Mesih insanın yürek temizli-ğine önem vermektedir. Bir insanın Tanrı'yıgörüp görmeyeceği, yürek temizliğine bağ-lıdır, der Mesih. Daha önce de belirttiğimizgibi, insan kendi iyilikleriyle, kendi çabala-rıyla kendi yüreğini arı, temiz kılamaz. Bu-nu Tanrı yapar. Bir insan günahlarındantövbe edip İsa Mesih'e iman ettiğinde, Tan-rı o kimsenin tüm günahlarını bağışlar ve okimse doğrulukla donatılır. Bu kimseler birgün Rablerini göreceklerdir.
SALI
Dienstag 12KASIM
November
Ne mutlu yüreği temizolanlara! Çünkü onlar Tan-
rı'yı görecekler.Matta 5: 8
Glückselig, die reinen Her-zens sind, denn sie wer-
den Gott schauen.Matthäus 5, 8
denn: çünkü
Mutlu olmak istiyor musunuz? Tanrı'nın
bu sözlerini yüreğinize alıp uygulayın. Yal-
nızca yüreği temiz olanlar, gerçek mutlu-
luğu bilebilirler. Yürekleri Tanrı önünde te-
miz olanlar, iş arkadaşlarının önünde de
temizdir. Her şeyde her şey olan Mesih'e
sahip oldukları için mutludurlar, hiç kimse-
nin dünyasal malına - mülküne imrenmez-
ler. Başka biri tarafından övülmeye ihti-
yaçları olmadığı ya da uluslararası politi-
kada söz sahibi olan birine imrenmedikleri
için mutludurlar. Hiç kimsenin düşmanı ol-
madıkları için, hiç kimseyi düşmanları ola-
rak görmedikleri için mutludurlar. Bunun
sonucu olarak Tanrı ve dünyayla barışık-
tırlar. Günahları karşılıksız bağışlandığı
için, kendilerine kötülük edenleri karşılık-
sız bağışlarlar. Böylece gururdan, kötü-
lükten temizlenmişlerdir. Ancak yüreği te-
miz olanların elde ettiği büyük mutluluk,
yalnızca başkalarıyla olan düzgün bir ilişki
değil, Tanrı'yla olan eşsiz güzellikteki iliş-
kidir. “Çünkü onlar Tanrı'yı görecekler.”
ÇARŞAMBA
Mittwoch 13KASIM
November
Düşünceniz, Mesih İsa'nındüşüncesine benzer
olsun.Filipililer 2: 5
Habt diese Gesinnung ineuch, die auch in Christus
Jesus war,Philipper 2, 5
der Gedanke: düşünce
Değerli dostum, yüreğimiz temizlenmedikçetemiz ve pak bir yaşam sürdürmemiz müm-kün değildir. Bugün pek çok kişi bunun tersinidüşünebilir, ama bu düşünce yanlıştır. Eğerdoğru olsaydı, bugün dünyamızın her yerindeesenlik ve barış olurdu.
Eğer, Tanrı'dan temizlenmiş, saf bir yürek al-dıysak, bizden de saf ve temiz bir yaşam sür-memiz beklenmektedir. Tanrı Sözü, “Düşün-ceniz, Mesih İsa'nın düşüncesine benzer ol-sun” (Fil. 2:5) diyor. İsa, alçakgönüllü bir yü-reğe sahipti. Eğer İsa bizde yaşıyorsa, gurur,yaşamlarımız üzerinde asla egemenlik sür-memeli. İsa'nın sevgi dolu bir yüreği vardı. Ozaman bizim de yüreklerimizde acılığa venefrete - kin ve öfkeye yer verilmemeli.İsa'nın bağışlayan bir yüreği vardı. Bizim deinsanlarla olan ilişkilerimizde bağışlayıcı ol-mamız gerekir. İsa'nın yüreğinde bencillikyoktu. Bencillik bizi de yönetmemelidir.
Elçi Pavlus, tüm bu erdemleri kendi gücüyleyapamayacağını iyi biliyordu. O şöyle dedi:“Beni güçlendiren Mesih aracılığıyla her şeyiyapabilirim” (Fil. 4:13).
PERŞEMBE
Donnerstag 14KASIM
November
Ne mutlu barışı sağla-yanlara! Çünkü onlaraTanrı oğulları denecek.
Matta 5: 9
Glückselig die Friedens-stifter, denn sie werdenSöhne Gottes heißen.
Matthäus 5, 9
der Sohn: oğul
Bugün dünyamızda gerçekten barış sağlayanbirisinin ismini verebilir misiniz? Ya da dünyatarihinde gerçek anlamda barış sağlayan biri-nin adını verebilir misiniz? Evet, barış sağla-maya çaba harcayan birçok kişi vardır ve bu-nu eminim ki samimiyetle yaptılar ve yapıyor-lar, ama kalıcı barışı sağlayabilen olmamıştır.Tek esenlik, barış başkanı Rabbimiz İsa Me-sih'tir. O, doğru olmayan günahlılar ile her za-man doğru olan Tanrı arasında barışı sağla-yandır. “Böylece iman sonucu doğrulukla do-natılmış olarak, Rabbimiz İsa Mesih aracılı-ğıyla Tanrı'nın önünde barış içindeyiz” (Rom5:1) diyor elçi Pavlos.
Peki ama insan güncel yaşamda nasıl barışısağlayabilir? Düşmanımın benden özür dile-mesini beklemekle mi? Hayır, çünkü herhal-de boşuna bekleyeceğim. İlk adımı ben at-malıyım. İlk yumuşak ve tatlı söz benden gel-melidir. Tanrı'nın bizi karşılık beklemeden ba-ğışladığı gibi, biz de bize haksızlık etmiş, bizekarşı sevgisizce davranmış olanları karşılıkbeklemeden bağışlamalı ve o kimseyle barış-malıyız.
CUMA
Freitag 15KASIM
November
Ne mutlu barışı sağla-yanlara! Çünkü onlaraTanrı oğulları denecek.
Matta 5: 9
Glückselig die Friedens-stifter, denn sie werdenSöhne Gottes heißen.
Matthäus 5, 9
der Friede: barışFrieden stiften: barışı sağlamak
İnsanların birbirleriyle kavga etmeleri, çekiş-meleri ta insanın yaratılışına, Adem'in oğluKayin'in öz kardeşi Habil'i kıskanarak öldür-mesine kadar uzanıyor. O günden bugünekadar hiçbir şey değişmemiştir. Dünya ulus-ları en korkunç, en ölümcül silahları üretiyorve nükleer bombaları depoluyorlar. Bu bizeneyi gösteriyor? İnsanın halen birbirini kıs-kandığını, birbirini çekemediğini, birbirinisevmediğini ve birbiriyle geçinemediklerini.Yani insanlar birbirleriyle barış içerisinde ya-şayamayacak kadar bencildirler.
Dostum, yüreğimizin özlemi barıştır. Doyu-rucu bir iç barış istiyoruz. Ulusları, toplu-lukları ve aileleri bölen o kinden, nefret-ten, kavgadan ve savaştan kurtulup öz-gürlüğe kavuşmak istiyoruz. İstiyoruz daama nasıl? Tanrı Sözü’nde yanıt verilmiştir:Tanrı'yla barışmadan bu mümkün değildir.Tanrı'yla barıştığımızda, “Mesih'in insankavrayışını aşan esenliği, barışı” yürekleri-mizi doldurur. Yüreğimize o barış geldiği za-man barış içinde yaşamaya başlayabiliriz.
CUMARTESİ
Samstag 16KASIM
November
Bir zamanlar uzakta bulunan
sizler, şimdi Mesih İsa'da, Me-
sih'in kanı aracılığıyla yakın kı-
lındınız. Çünkü Mesih'in kendisi
barışımızdır.Efesoslular 2: 13S14
Jetzt aber, in Christus Jesus,
seid ihr, die ihr einst fern wart,
durch das Blut des Christus
nahe geworden. Denn er ist un-
ser Friede.Epheser 2, 13S14
Mesih İsa, bizim günahlarımızın cezasınıüzerine alarak çarmıhta yerimize ölmekle,Tanrı ile insan arasında açılan o uçurumaköprü oldu. Tanrı Sözü, “Mesih'in kendisi bi-zim barışımızdır” der. Barışa, yalnızca O'nunaracılığıyla sahip olabiliriz.
Tanrı, hiçbir zaman insana düşman olmadı.Hatta insan Tanrı'ya baş kaldırmasına rağ-men, Tanrı insanlara sevgiyle, merhametleve inayetle davrandı ve davranıyor. Bizlerkendi seçimlerimizle Tanrı'ya düşman olduk.İlk atalarımız Tanrı'ya baş kaldırdılar ve Tan-rı'nın düşmanı olan şeytanla işbirliği yaptılarbir bakıma. Böylece insan ile Tanrı arasındao korkunç uçurum açıldı. Ama Tanrımıza şü-kürler olsun ki, O Mesih İsa aracılığıyla oaçılan korkunç gediğe köprü oldu. Bizi yeni-den Tanrı'ya yakın kıldı. Bizler İsa Mesih sa-yesinde kutsal olan Tanrı'nın önüne gelebili-yoruz. Çünkü Mesih aynı zamanda bizim ba-rışımızdır. Mesih İsa senin de barışın mıdır?Yanıtın evetse, ne mutlu sana! Yanıtın hayır-sa, bir an önce Mesih'e gel!
PAZAR
Sonntag 17KASIM
November
Kötülere esenlik yokturdiyor RAB.
Yeşaya 48: 22
Kein Friede den Gott-losen, spricht der HERR.
Jesaja 48, 22
böse: kötü
İnsan neden kavga eder? Niçin çatışır, kötülük
eder? Neden savaşır, yakıp yıkar? Aslında in-
sanın insanla olan kavgası, çatışması, Tan-
rı'dan kopuk olmasının bir yansımasıdır. İnsan
Tanrı'yla barış içerisine girmedikçe, hiçbir za-
man gerçek anlamda birbirleriyle de o gerçek,
esenlik ve huzur veren barışı bulamayacaktır.
Hem geçmişin, hem de bugünün insanları
Tanrı'yla barışmanın yolunu öğrenmiştir. Da-
vut peygamber, “Hem esenlikte yatacağım
hem de uyuyacağım, çünkü Rab, yalnızca sen
beni güvenlikte oturtursun” (Mez.4:8) der.
Tanrı'yla barış ortamına giren biri şöyle diyor-
du: “Eskiden eşimle kedi köpek gibi birbirimizi
yerdik. Her gün kavga dövüş vardı evimizde.
Aramızda güven de kalmamıştı. Çocuklarımız
korkunç derecede tedirgin ve korku içindeydi-
ler. Ama Tanrı'yla esenliği bulduktan sonra, bı-
rakın eşimle aramdaki düzelmeyi, çocukları-
mın bakışlarında bile bir esenlik, bir huzur gö-
rüyorum!”
İşte bu, yürekte başlayan barışın ürünüdür. Bu
barışı, esenliği sen de yakalayabilirsin, eğer
Barış başkanı olan Mesih'e gelirsen.
PAZARTESİ
Montag 18KASIM
November
Ne mutlu barışı sağla-yanlara! Onlara Tanrı'nın
çocukları denilecek.Matta 5: 9
Glückselig die Friedens-stifter, denn sie werdenSöhne Gottes heißen.
Matthäus 5, 9
der Friede: barış, sulh, selamet, esenlikFrieden stiften: barışı sağlamak
Dargınlık, kin, acılık, gerginlik, çekemezlik, af-
fetmezlik hem insanlarla olan ilişkilerimize dar-
be indirir, hem de toplumlar arasında yıkıma
yol açar. Barıştan söz ediyoruz, barışı özlüyo-
ruz, ama bağışlamaya ve barışmaya da bir tür-
lü yanaşmıyoruz. Her zaman suçu onda bun-
da, ya da o ulusta bu ulusta arıyoruz. Bir türlü
o kirli, günahlı yüreğimize bakmıyoruz. İnadı-
mız, gururumuz buna engel oluyor. Oysa dos-
tum, bizler bağışlamada ve barışmada ilk adı-
mı atmalıyız. Özellikle Tanrı'yla barışmışsak
ve O'nun esenliğine sahipsek, barış sağla-
yanlar olmamız gerekir. Komşularımızla, iş ar-
kadaşlarımızla, kısacası insanlarla sadece ba-
rış içinde yaşamakla yetinmemeliyiz, aynı za-
manda da Tanrı'da sunulan gerçek esenlik ve
barış kaynağını keşfetmeleri için onlara reh-
berlik de etmemiz gerekir. Gerçekte iman ya-
şamı, yaşam alanımızı genişletir, benmerkez-
cilikten çıkar, dışa dönük değişir. Yani başka-
larının iyiliğini de düşünür ve bu alanda elin-
den geleni yapar.
Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı'nın
çocukları denilecek sözü şu anlama da geli-
yor: Tanrı çocukları barışı sağlayabilirler.
SALI
Dienstag 19KASIM
November
Ne mutlu doğruluk uğrunazulüm görenlere! Göklerin
Egemenliği onlarındır.Matta 5: 10
Glückselig die um Gerech-tigkeit willen Verfolgten,denn ihrer ist das Reich
der Himmel.Matthäus 5, 10
die Gerechtigkeit: doğrulukverfolgt werden: zulüm görmek
Bu dünyanın gidişatına uymayıp da Tan-rı'ya itaat edenler, büyük olasılıkla isten-meyen, sevilmeyen, hatta bazı yerlerdebaskıya uğrayan kimseler olacaklardır.Doğruluk uğruna acı çekmeleri, hor görül-meleri, suçlanmaları, hiçe sayılmaları, za-rar görmeleri Tanrı egemenliği altında ol-duklarının bir belirtisi, kanıtıdır, diyebiliriz.
Acı çeken imanlı nasıl mutlu olabilir?“Kimse beni sevmezse de Tanrım banayakındır; her şeyimi alsalar da Tanrı pa-yımdır, kurtarıcımdır, çobanımdır. O'nasığındım, O'nda güvenlikteyim” gibi söz-lerle acı çeken Tanrı adamları kendi mut-luluklarını belirtmişlerdir, hem tarih bo-yunca, hem de günümüzde.
Tanrı ile yaşamak isteyen, türlü acılarahazır olmalıdır. Ama bu acılarda Tanrıonunlarla birliktedir. Bu nedenle bu acılar-da bile iç huzur ve barış vardır.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 20KASIM
November
Ne mutlu doğruluk uğrunazulüm görenlere! Çünkü gök-lerin egemenliği onlarındır.
Matta 5:10
Glückselig die um Gerechtig-keit willen Verfolgten, dennihrer ist das Reich der Him-
mel.Matthäus 5, 10
die Grausamkeit: zulümunterdrückt, verfolgt werden: zulüm görmek
Zulüm görmeyi, saldırıya uğramayı acabakim ister? Tam tersine, insanlardan iyilik,anlayış ve hoşgörü bekleriz. Ama TanrıSözü, “Ne mutlu doğruluk uğruna zulümgörenlere” der.
Kutsal Söz şöyle yazar: “Rab’be umutbağlayanlar güçlerini tazeler, kartallar gibikanat gerip yükselirler” (Yeşaya 40: 31).
Kuşlar içerisinde kartal harika bir şekildegökyüzünde rüzgara doğru süzülür. Bununasıl yapar? Havanın yukarı yükselmesinibekler ve kanatlarını açıp hareket etme-den süzülür. İlginçtir ki, Tanrı Sözü de,Rab’be umut bağlayanların kartallar gibikanat gerip yükseldiklerini yazar. YaniTanrı'ya umut bağlayıp her tür zorluklar-da Rab’be bakıp O'nu beklediğimizde,Tanrı baskıları, zorlukları inanlının yararıiçin kullanır. Bu nedenle imanlılar, sıkıntı-larda sevinebilirler, çünkü onlar gözleriniyücelerdeki değerlere, cennete, sonsuzyaşama dikmişlerdir.
PERŞEMBE
Donnerstag 21KASIM
November
Benden ötürü insanlar size zul-mettikleri, yalan yere size karşıher türlü kötü sözü söyledikleri
zaman ne mutlu size!Matta 5: 11
Glücklich zu preisen seid ihr,wenn die Menschen euch ver-folgen und lügnerisch allerleiSchlechtes gegen euch reden
um meinetwillen!Matthäus 5, 11
allerlei: her türlü
Zorluklar ve baskılardan ne kadar korktu-
ğumuzu bilen İsa Mesih, acı çekmenin
önemini özellikle vurguluyor. Başkaları
hakkımızda kötü konuşur, bize iftira eder-
se, genelde çabuk alınır, kırılır ve küseriz;
çünkü bu türden sözler yüreğimizi yaralar.
Vakit kaybetmeden de hakkımızı aramaya
başlarız.
Biliyor musunuz, Tanrı'nın egemenliğinde
bu kural geçerli değil. İsa Mesih ne küs-
künlükten, ne kırılmaktan, ne alınmaktan,
ne de kendi hakkımızı aramaktan söz
eder. Haksızlığa sabırla, Tanrı'ya olan gü-
venle dayanmamız için bizi cesaretlendi-
rir.
Elem yolundan gitmiş ve acı çekmiş olan
İsa Mesih'ten ders alalım: “O'na kötü dav-
randılar, fakat alçaltıldığı zaman ağzını
açmadı” (Yeşaya 53: 7).
Haklarını aramayıp zorluğa, sıkıntıya söy-
lenmeden dayanmak, Mesih inanlısının
harika erdemlerindendir.
CUMA
Freitag 22KASIM
November
Bu aleme uymayın!Romalılar 12: 2
Passt euch nicht dieser Weltan!
Römer 12, 2
sich anpassen: uymak, ayak uydurmakdie Welt: alem, dünya
diese, dieser, dieses: bu
Bu yaşamda her birimizin ara sıra kendisineyöneltmesi gereken bazı sorular vardır. Ör-neğin, bu yaşamda kimlere ya da neye itaatetmekte, kimlere uymaktayım? Kimin ege-menliği altındayım? Ya da kendimle barışık-lık içinde miyim? Doyum bulmuş ve kendim-den hoşnut muyum? Yoksa güncel yaşam-da günahlarımı görüp Tanrı'nın bağışlama-sına mı sığınıyorum? Durumumu ölçmekiçin kime bakıyorum? Hep kendimi ve kendiçıkarlarımı mı gözlüyorum, yoksa başkasıuğruna hakkımdan vazgeçmeye hazır mı-yım? Gururlu, kendini beğenmiş ve başkala-rına tepeden mi bakıyorum? Yoksa insanla-ra daha hoşgörülü davranıp onlara merha-met mi gösteriyorum? Yüreğimdeki niyetler,düşüncelerim, arzularım pak ve temizlermi? Başkalarıyla barışmak için ilk adımıatan ben miyim? Herhalde bu soruları ken-dimize sorduğumuzda, ne kadar eksik kaldı-ğımızı göreceğiz. Sen de kendini böyle gö-rüyorsan, şu duayı Rab’be yönelt: “Ya Rab,eksiğim çok. Beni bağışla. DüşüncelerimiSen yönet!”
CUMARTESİ
Samstag 23KASIM
November
Yeryüzünün tuzu sizsiniz.Ama tuz tadını yitirirse, onatekrar nasıl tuz tadı verile-
bilir?Matta 5: 13
Ihr seid das Salz der Erde;wenn aber das Salz fade
geworden ist, womit soll esgesalzen werden?
Matthäus 5, 13
der Geschmack: tat, lezzet
Tuz hem yemeğe tat verir, hem de yeme-
ğin çürümesini önlemeye yarar. “Dünya-
nın tuzu sizsiniz” sözleriyle İsa Mesih dün-
yayı tatsız, lezzetsiz, çürümeye yüz tut-
muş olan bir yemeğe benzetir. Tanrı'ya is-
yan etmiş, artık bozulmuş ve yenilmez bir
yemeğe benzeyen bu dünyamız, nasıl
olur da çoktan büsbütün yok olmadı?
Tanrı'nın sabrı nasıl olur da tükenmemiş-
tir? Tükenmemiştir, çünkü halen bu dün-
yada tanrısal tuz vardır; bu insanlar Tan-
rı'nın yönetimi altında yaşayan Mesih bağ-
lılarıdır. Onun için de Tanrı dünyayı bugü-
ne dek esirgemiştir.
Ama Tanrı'yı sormayanlar, O'na itaat et-
meyenler çok, onlara nazaran gerçek
imanlılar yok denilecek kadar azdır, diye-
ceksiniz. Evet, yemekte de tuzun miktarı
azdır, ama az tuz o yemeğe tat verir. Çev-
renizde gerçek imanlı kişiler az ise de, tuz
olduğunuzu, çevrenize - dünyaya ruhsal
tat vermekte olduğunuzu unutmayın!
PAZAR
Sonntag 24KASIM
November
Yeryüzünün tuzu sizsiniz.Matta 5: 13
Ihr seid das Salz der Er-de.
Matthäus 5, 13
das Salz: tuzdie Erde: yeryüzü, dünya
Tuzun bir yemeğe tat vermesi onun sudaerimesine bağlıdır. Mesih inanlısı olarakdünyaya tuz olmak isteyen de büyük fe-dakârlıklara hazır olmalıdır. O da kendin-den vazgeçip sanki “eriyip yok olacaktır“.
Kendi hakkını, kendi çıkarını, her şeyinkolayını, şan ve şeref arayan, baskı veacı görmemek için susup da her tür yala-na, dolana, haksızlığa ses çıkarmayan,çıkarı için rüşvet veren, rüşvet alan, kısa-cası doğru ve pak bir yaşam sürdürme-yen bir kimse elbette ki bu dünyaya tatveremez. Verse verse ancak bozukluk,kokuşmuşluk verebilir.
Tanrı'ya itaat ederek dünyaya tat vermekson derecede pahalıya mal olabilir. Amadünyanın tuzu olmak aynı zamanda sonderece yüce bir atamadır. Dünyanın tuzuolan kimse, Tanrı'nın bağışına kavuşmuş,Mesih İsa'yı yaşamının merkezi halinegetirmiş kimsedir.
PAZARTESİ
Montag 25KASIM
November
Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Amatuz tadını yitirirse, bir daha
ona nasıl tuz tadı verilebilir?Matta 5: 13
Ihr seid das Salz der Erde;wenn aber das Salz fade ge-worden ist, womit soll es ge-
salzen werden?Matthäus 5, 13
das Salz: tuzfade: tatsız
Hangi çağda ve hangi koşullarda olursa ol-sun Tanrı bağlıları, inanlılar bu dünyanıntuzu ve ışığı olmaya çağrılmıştır. Güzel birşey yediğimizde “tadı damağımda kaldı”deriz, değil mi? Tuzun öyle bir tadı var ki,damakta kalır. Tanrı Sözü böyle bir tattansöz eder. Mesih imanlısı yaşamında bu ta-dı her zaman çevresindeki insanlara ver-melidir. Ne yazık ki inanlı toplulukları ge-nelde bu tadı yitirmekle kalmıyor, en tatsızolayların ortasında tatsız şekilde davranı-yor. Günümüzde çevremizdeki Mesihimanlılarına baktığımız zaman tuz ve ışıkkonusunda ne kadar eksiğimiz olduğunukavramakta zorluk çekmeyiz. Tuzun koru-yucu bir özelliği vardır. Tuz çürümeyi önler.Ahlaki açıdan da biz Mesih imanlıları çürü-mekte olan bir toplumun tümüyle çürüme-sini önleyebiliriz. Ahlaki çürüklük ortadankalkmayacaktır, ama daha fazla ilerlemesiönlenecektir. Yeryüzünde iyiliğin çoğalmasıve kötülüğün azalması için sen ve benRab'bin elinde iyi kaplar, aletler olabiliriz.
SALI
Dienstag 26KASIM
November
Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Tuz ta-dını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz
tadı verilebilir? Artık dışarı atılıpinsanların ayakları altında çiğnen-
mekten başka bir işe yaramaz.Matta 5: 13
Ihr seid das Salz der Erde; wennaber das Salz fade geworden ist,womit soll es gesalzen werden?Es taugt zu nichts mehr, als hin-ausgeworfen und von den Men-
schen zertreten zu werden.Matthäus 5, 13
İsa Mesih öğrencilerini tuza benzetti veonların bu dünyaya tat vermeleri gerekti-ğini açıkladı. Tuz yiyeceğe tat verir, çürü-meyi önler ve susuzluk yaratır. Ama tuztadını yitirirse bir işe yaramaz. Ona ger-çek doğal tadını vermek artık mümkündeğildir. Böyle olunca da o tuz ayaklar al-tında çiğnenmekten başka bir işe yara-maz.
Dünyaya tat vermeyen inanlı da tadını,değerini yitirecektir. Bu dünyada hiçbir işeyaramayacaktır. Böyle bir durumda in-sanların Rab’be gelmelerine tökez ola-caktır. İsa Mesih çok ciddi bir uyarıda bu-lunuyor: “Tuz tadını yitirirse, ayaklar altın-da çiğnenecektir!”
“Ben de kalbimde İsa Mesih'i sevip O'naiman ederim, ama bunu kimse bilmesin,imanım başkalarını ilgilendirmez” diye dü-şünenler, hem kendi yaşamlarına, hemçevrelerine, hem de dünyaya tat vere-mezler.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 27KASIM
November
Dünyanın ışığı sizsiniz.Matta 5: 14
Ihr seid das Licht der Welt!Matthäus 5, 14
das Licht: ışıkdie Welt: dünya
das Licht der Welt: dünyanın ışığı
“Dünyanın ışığı sizsiniz!” İsa Mesih dün-yayı kapkaranlık bir odaya, Tanrı'nın ege-menliği altına girmiş olan öğrencileriniyseışığa benzetir. Din adamları tarafındanhor görülen, eğitim görmemiş bu öğrenci-ler dünyanın ışığı olabilir mi?
İsa Mesih başka bir yerde “Dünyanın ışığıBenim” demişti. O'nu kendimize Kurtarıcıve Efendi olarak kabul edersek, bu ışıkiçimize yerleşir. Işık karanlık bir eve gel-diği zaman bu ev aydınlanır. Işık olan Me-sih'e yakın kalır ve O'na itaat edersek, O,bozuk karakterimizi, yaşantımızı değişti-rerek bizi ışık yapar. Bu değişiklik çevre-mizdeki insanları etkiler, aydınlatır.
Unutmayalım: Işığımız bizden kaynaklan-mıyor. Dünyanın ışığı olan Mesih'ten ge-lir. Mesih'e sırtımızı döndüğümüz zamanyönümüz karanlığa çevrilmiştir demektir.Tabii ki, Mesih'e uzak kaldığımızda sevgi-den de uzaklaşmış oluruz ki, bu da bizikaranlıkta tutar.
PERŞEMBE
Donnerstag 28KASIM
November
Dünyanın ışığı sizsiniz.Matta 5: 14
Ihr seid das Licht der Welt.Matthäus 5, 14
ihr: sizihr seid: sizsiniz
Mesih imanlıları dünyanın ışığı olmalıdır.Nerede olursak olalım, nereye gidersek gi-delim bulunduğumuz yerde ışıklar olmalıyız.Işık olmak, lamba gibi yanmak mı demektir?Hayır. Işık olmak, hayatımızın her alanındadürüst, doğru, ilkeli yaşamak demektir. Buerdemleri kendi gücümüzle başaramayız.Yani, biz kendiliğimizden ışık saçamayız.Işık Tanrı'nın Sözü'dür. Tanrı Sözünü içimi-ze, yüreğimize, hayatımıza öyle şekilde ala-lım ki, gittiğimiz her yerde o ışık parlasın.“Işık olmak” demek, aynı zamanda da heryerde insanlara Tanrı Sözünü duyurmak,öğretmek, onları bu sözü aramaya özendir-mek demektir. Bu, her an her yerde KutsalKitap'tan ayetler okumak değildir. Tanrı Sö-zü hayatımızın bir parçası olmalı. Öyle kidüşüncelerimizde, davranışlarım ızda vesözlerimizde Tanrı Sözü insanlara ulaşsın.Birisiyle arkadaşlık kurduğumuzda ona endeğerli şeyi vermek istersek, çok doğal vebasit biçimde o kişiyi Tanrı Sözüyle tanıştı-rabiliriz. Tanrı Sözü'nü hayatımızda yaşa-malı ve onu insanlara yansıtmalıyız.
CUMA
Freitag 29KASIM
November
Kutsal Yasa'yı ya da pey-gamberlerin sözlerini geçer-siz kılmak için geldiğimi san-
mayın.Matta 5: 17
Meint nicht, dass ich gekom-men sei, das Gesetz oder die
Propheten aufzulösen.Matthäus 5, 17
ungültig: geçersizfür ungültig erklären: geçersiz kılmak
Burada İsa'nın sözünü ettiği Musa pey-gamberin getirdiği Yasa'yla, özellikle gele-neksel, töresel şeylerle ilgiliydi. Mesih dün-yanın günahını ortadan kaldırmak için çar-mıhta öldü, kurban edildi. Dünyanın kurulu-şundan önce boğazlanan Kuzu’dur O. Mu-sa'nın Yasası'nda O'nun geleceği ve insan-ların günahı için kurban edileceği yazılıydı.Yani İsa, Musa'ya verilen Yasayı, On Emriyerine getirmek için geldi, onu ortadan kal-dırmak için değil! Bu Yasayı ne şekilde ye-rine getirdi? O'nu kendi hayatında harfiharfine uygulamakla. İnsan için öngörülenyaşam standardını İsa Mesih kendi haya-tında eksiksiz şekilde sergiledi. Tanrı'nınahlaki ölçüleri hiçbir zaman değişmez. An-cak sen ve ben, kardeşim, bu ölçülere göreyaşamak istersek bunu kendi gücümüzle,yeteneklerimizle başaramayız. Yardıma ih-tiyacımız vardır; bir Kurtarıcının yardımınaihtiyacımız vardır. Merhamete ihtiyacımızvardır. Bu merhamete sahip olmak içinmerhametli İsa Mesih'e gelmeliyiz.
CUMARTESİ
Samstag 30KASIM
November
Ben (Kutsal Yasa'yı ya da pey-gamberlerin sözlerini) geçer-
siz kılmaya değil, tamamlama-ya geldim.
Matta 5: 17
Ich bin nicht gekommen, (dasGesetz oder die Propheten)
aufzulösen, sondern zu erfül-len.
Matthäus 5, 17
ganz: tüm(üyle), tamamenerfüllen: yerine getirmek
Peygamberlerin sözlerini İsa nasıl tamam-
ladı? Tanrı'nın peygamberleri gelecek
olan kurtarıcıdan söz ettiler. Musa pey-
gamber “Tanrı aranızdan benim gibi bir
peygamber çıkaracak, onu dinleyeceksi-
niz” diye Mesih'in İsrail soyundan gelece-
ğini belirtti. Yeşaya Peygamber, “Kız gebe
kalıp bir oğul doğuracak, O'nun adını İm-
manuel, anlamı Tanrı bizimle koyacaksı-
nız” diye peygamberlik etti. Mika Peygam-
ber, İsa'nın Beytlehem şehrinde doğaca-
ğını bildirdi. Yine Yeşaya Peygamber, Me-
sih'in bizim cezamızı çekeceğini açıkladı.
Bunlar ve daha birçok peygamberlikler
İsa Mesih'te yerine gelmiştir. Yüzyıllarca
beklenmiş olan gerçek Kurtarıcı O'dur. İsa
Mesih bizi günahtan kurtarıp Tanrı'yla ba-
rıştırmakla peygamberlerin sözlerini yeri-
ne getirip tamamlamıştır. Bize düşen so-
rumluluk ise Tanrı'nın peygamberler ara-
cılığıyla da belirttiği kurtarıcı İsa Mesih'e
gelip iman etmektir.
Değerli arkadaşımız,
Önümüzdeki yeni yılın takviminiadresimizden isteyebilirsiniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
İyi Haberler Radyosunu şui n t e r n e t a d r e s i n d e ndinleyebilirsiniz:
www.erf.de
www.tuemib.de
BABA SEVGİSİ Senin baban nasıl biri-dir? Bazıları, benim babam harika derkenbirçokları da, korkunç diyor. Peki, Tanrı’ya“baba” diyebilir misin? Tanrı bizim babaları-mıza benzer mi? Tanrı’nın nasıl bir yüreğivardır bizlere karşı? Tüm bu sorulara yanıtı“Baba Sevgisi” adlı kaset ve CD’mizde bula-bilirsiniz.
BAĞIŞLAMAK Bağışlamak ne demektir?Neden bağışlamak o kadar zordur? Biz gü-nahlı insanlarız. Peki, Tanrı bizi nasıl bağış-lıyor? Bağışlama konusunda Tanrı’nın buy-ruğu nedir? Tüm bu sorulara “Bağışlamak”adlı kaset ve CD’mizde yanıt bulacaksınız.
Her kaseti ve CD’yi 2,50 Euro’ya elde edebi-lirsiniz. Posta ücreti için ayrıca 1,00 € hesapedin. Ismarlama adresi:
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
• Nihai Sorular
• Yaşamın Amacı Ne?
Yaşam sorularla doludur. Ben kimim?Neden buradayım? Nereye gidiyorum?Tanrı var mı? Varsa nasıldır? Tanrı’yı ta-nıyıp O’nun sevgisini, gücünü hayatımdayaşayabilir miyim? gibi soruları bu iki ki-tapçık ele alır ve yanıtlar. Kitapçığın tane-si 2,00 Euro’dur (posta ücreti dahil).
• İsa Mesih S tek ve gerçek umudumuz
• Korku ve umut arasındaki yaşamım (Her kitapçık posta masrafı dahil 1,50 €)
Satın almak istediğiniz kitapların tutarınıkullanılmamış Alman posta pulu olarakda adresimize gönderebilirsiniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Bazı vatandaşlarımız, İncil Kitabının de-ğiştirildiğini söylerler. Gerçekten de öylemi? Tanrı Sözü’nü günahlı insan değişti-rebilir mi? Şu kitapları okumanızı öneriyo-ruz:
Kutsal Kitap değiştirildi mi? . . . . 2,00 €İncil Nasıl Yazıldı? . . . . . . . . . . . 1,50 €İznik Konseyinde Ne Oldu? . . . . 1,50 €Evet, Kitabı Mukaddes Tanrı’nın Sözüdür. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3,00 €İnanç ve Kanıt . . . . . . . . . . . . . 3,50 €Yaşam Fırtınaları (Yen¥!) . . . . . 5,00 €Ne Mutlu (Yen¥!) . . . . . . . . . . . . 1,00 €
Satın almak istediğiniz kitapların fiyatları-nı Alman posta pulu olarak da mektuplabize gönderebilirsiniz.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
PAZAR
Sonntag 1ARALIK
Dezember
Vermek, almaktan dahabüyük mutluluktur.
Elçilerin İşleri 20: 35
Geben ist seliger als neh-men.
Apostelgeschichte 20, 35
geben: vermeknehmen: almak
Günün birinde adamın biri bir düşünüremutlu olmanın sırrını sorar. Düşünür il-ginç bir yanıt verir: “Ver” der. “Vermekmutluluktur, mutluluğun anahtarıdır”.
Tanrı Sözü, vermenin almaktan daha faz-la mutluluk getirdiğini belirtir. Vermek de-diğimiz şey, insanın sahip olduğu en de-ğerli şeyden, yaşamından, kendinden birşeyleri başkasına vermesidir. Örneğin,sevincinden, ilgisinden, anlayışından, bil-gisinden, şakasından ve zamanındanbaşkasına vermektir. Veren, almak içinvermez. Vermek başlı başına doyumsuzbir sevinçtir. İnsan verirken karşısındaki-nin yaşamına bir huzur aktarır ve aktardı-ğı bu huzur ve zenginlik geriye, kendisineyansır. Vermek, kişiyi mutlu eder. Akma-yan su kokar; ama aktıkça yenilenir. Ver-mek de buna benzer.
PAZARTESİ
Montag 2ARALIK
Dezember
Bütün ırmaklar denizin içine
akıyor, ama deniz dolmuyor. Ir-
maklar aktıkları yere, yine oraya
akmaktadırlar.Vaiz 1: 7
Alle Flüsse fließen in das Meer,
und doch wird das Meer nicht
voll. An den Ort, wohin die Flüs-
se fließen, dahin fließen sie im-
mer wieder.Prediger 1, 7
das Meer: deniz
Zamanında kaptanlık yapan bir gemici, işinibıraktıktan sonra ufak bir gemi satın alıp tümailesiyle bir deniz turuna çıkar. Açılırlar deni-ze. Bir haftalık bir yol aldıktan sonra, aksilikya, gemicikleri alttan delinir ve batmaya baş-lar. Zoraki yedek botlarına atlayıp biraz yiye-cek, bir iki bidon su ve biraz da giyecek kur-tarabilirler. Aradan birkaç gün geçer. Suları,yiyecekleri tükenir. Ne yapacaklardı şimdi?Yiyecek olarak denizde yakaladıkları balıklar-la karınlarını doyururlar. Ama en zor şey de-vamlı susuzluktu. Susuzluktan ölüm düzeyinegelirler ki, oradan geçen bir gemi onları gö-rüp kurtarır.
Koskocaman, gözün alabildiğine bir deniz,sudan başka hiçbir şey yok, ama bu su, su-sayanlara yaramıyor. İlginç değil mi? Çünküdeniz suyu acı ve tuzludur. Deniz, ağzını aç-mış, hep “bana verin,” hep “bana verin” diyor.Yüzyılların getirdiği zengin madenler hep de-nize doldu. Tüm ırmakların, kocaman nehirle-rin ona getirdikleri bu minerallerle yine denizdoymak bilmez. Almak değil, vermek mutlu-luk getirir.
SALI
Dienstag 3ARALIK
Dezember
Az eken az biçer, bol eken
de bol biçer.2. Korintliler 9: 6
Wer kärglich sät, wird
auch kärglich ernten, wer
reichlich sät, wird auch
reichlich ernten.2. Korinther 9, 6
kärglich: az, cimricereichlich: bol
Hep kendimiz için çalışıp uğraşırsak belkizengin oluruz, ama deniz suyu gibi yararsız,tuzlu ve acı olarak. Bir ırmağın suyu nedentuzlu ve acı değildir? Tam tersine ırmaklarınsuyu tatlı ve yararlıdır. Çünkü durmadanakar. Irmak, suyunu sürekli olarak verir,kendisinde tutmaz. İşte vermek de tıpkı bu-na benzer. Verdikçe tatlı ve yararlı olur. Bu-na karşılık vermek, mutluluktur. İnsan ver-dikçe bir bakıma temizlenir, kokmaktan kur-tulur. Vermek, insanı acılıktan, yararsızlık-tan kurtarır. Bu vermek işi önce ailede baş-lar. Aile arasında verme olayı yoksa ya daverilmiyorsa, dışarıya da yansıyamaz. İnsaneşine S kadın ya da erkek olsun S sevgi, an-layış, merhamet, fedakârlık vermezse, dışa-rıya nasıl verebilir? Bugün birçok yuvalaranlayışsızlığın, sevgisizliğin, bencilliğin, ka-ba gücün kurbanı olmaktadır. İnsanlar kendibencil arzu ve isteklerinin kurbanı olmuşturve olmaktadır. Hep, “önce ben” diyen kişiler,başkalarına acı ve yıkım getirirler. Oysa ve-ren, hem de bol veren daha çok bereketesahip olur.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 4ARALIK
Dezember
İsteksizce ya da zorlaymış gibi
değil, herkes yüreğinde tasarla-
dığı gibi versin. Çünkü Tanrı se-
vinçle vereni sever.2. Korintliler 9: 7
Jeder gebe, wie er es sich in
seinem Herzen vorgenommen
hat, nicht aus Unlust oder
Zwang; denn einen fröhlichen
Geber hat Gott lieb.2. Korinther 9, 7
sich etwas vornehmen: tasarlamak
“Eğer ben hep verirsem, hiçbir şeyi kendim-de tutmazsam, büsbütün yoksulluğa düş-mez miyim?” diye düşünenler olabilir. İnsa-na böyle düşüncelerin gelmesi doğaldır.Ama bu kesinlikle doğru değil. Toprağa birbuğday attığında ya da bir mısır diktiğindegeriye bir buğday ya da mısır vermez, kat-larca fazlasını verir. Vermek de buna ben-zer, insanı yoksul etmez, bereketler, verimlikılar. Tabii bunu kendi başımıza yapmayıpek beceremeyiz. Bu nedenle verme konu-sunda olsun, sevmek konusunda olsun,Tanrı'ya gitmemiz ve O'nun yardımını dile-memiz gerekir. Çünkü Tanrı'nın bize yakınolmasına muhtacız. Vermek, Tanrı'nınamaçladığı bir şeydir. Tanrı, insanı yaratır-ken ona Kendisinden, Kendi niteliklerindenverdi; aynı zamanda onu özgür istek ve son-suz yaşamla donattı. İnsan günaha düşüpTanrı'ya baş kaldırdığı zaman, Tanrı onubüsbütün atmadı, yine vermeye devam etti.O, Kendi Işığı, Sözü olan İsa Mesih'i verdiki, günaha düşen insanı kurtarsın ve sonsuzyaşamı onlara yeniden sağlasın.
PERŞEMBE
Donnerstag 5ARALIK
Dezember
Hiçbir şey için kaygılanmayın.Ama her konudaki dilekleriniziTanrı'ya dua edip yalvararak
şükranla bildirin.Filipililer 4: 6
Sorget euch um nichts, son-dern in allen Dingen lasset imGebet und Flehen mit Danksa-
gung eure Bitten vor Gottkundwerden!
Philipper 4, 6
sich sorgen: kaygılanmak, endişelenmek
İsa Mesih bize, yaşamımız için kaygılan-mamamızı, her ihtiyacımız için güvenerekTanrı'ya dua etmemizi öğretti. Aynen birçocuğun ihtiyaçlarını babasından bekledi-ği gibi. Tanrı'ya güvenmek niçin insanlarahep zor geliyor? Bunun türlü nedenlerivardır, ama en önemlisi şudur: Günahlıolduğumuzdan Tanrı ile olan ilişkimiz bo-zuktur. Böylece Tanrı'nın bize Baba oldu-ğuna, O'nun sevgisine, kayrasına güveni-miz yoktur.
İhtiyaçlarımızın en önemlisi, günahlarımı-zın bağışlanması, Tanrı'nın sevgisine,kayrasına kavuşmamızdır. Tanrı'nın bizeİsa Mesih'i vermesiyle günahlarımızın ba-ğışlanması, bereket, mutluluk ve sonsuzyaşam kapıları açılmıştır. Ama insan,Tanrı'nın sunduğu bu kurtuluşu, bu bere-ketleri nasıl elde edecek? Mesih'e gelipiman ederek!
CUMA
Freitag 6ARALIK
Dezember
Dileyin, size verilecektir. Ara-yın, bulacaksınız. Kapıyı ça-
lın, size açılacaktır.Matta 7: 7
Bittet, so wird euch gegeben.Sucht, so werdet ihr finden.Klopft an, so wird euch auf-
getan.Matthäus 7, 7
suchen: aramakfinden: bulmak
anklopfen: kapıyı çalmak
İsa Mesih, vermenin almaktan daha üstünmutluluk getirdiğini söyledi. Vermek dediği-miz zaman, işin içine sevgimiz, ilgimiz, des-teğimiz, yardımımız girer. Ama vermenin enönemli noktası şudur:
Önce günahlı hayatınızı Tanrı'ya vermenizgerekir. Günahlı bir insan olarak Tanrı'yagelmeli ve günahlarınızı Tanrı'ya açıklamalı-sınız. Tanrı'ya kötü yaşamını vermelisin de-ğerli dostum. Başka bir deyişle acılığını, ya-rarsızlığını, kokmuşluğunu, gururunu, bencil-liğini vermelisin. Tanrı da bunları alıp yerinetatlı, yararlı, temiz ve sonsuz bir yaşam vere-cektir.
Değerli okuyucumuz, siz de bu şekilde İsaMesih aracılığıyla yaşamınızı Tanrı'ya verir-seniz, büyük bereketler alacağınızı görecek-siniz. Günahlarınızın bağışlandığına, yaşa-mınızın zenginleştiğine tanık olacaksınız.Ruhsal alanda bu zengin, bereketli, temiz ya-şamdan iyi ve tatlı şeyler akmaya başlaya-caktır. Yani Tanrı'dan aldığınız iyiliklerden,bereketlerden başkaları yararlanacaktır.
CUMARTESİ
Samstag 7ARALIK
Dezember
İnsan ne ekerse onu
biçer.Galatyalılar 6: 7
Was der Mensch sät, das
wird er ernten.Galater 6, 7
der Mensch: insansäen: ekmek
ernten: biçmek
“İnsan ne ekerse, eninde sonunda ektiğinibiçecektir” sözünü sanımca herkes bilir. Bualtın kural İncil'dedir. Her birimizin kendi ya-şamına neyi ektiğini iyi bilmesi gerekir. Ha-yatına kini, nefreti, kötülüğü, yalan dolanıekiyorsan, emin ol ki, eninde sonunda ekti-ğini, kinin, nefretin ve diğer kötülüklerin ürü-nünü hayatında biçeceksin. Kötülüğe aslakötülükle karşılık verme. Sen hayatına affet-meyi, sevmeyi, vermeyi ek ki, bereketi biçe-sin.
Bazı insanlar yaşamlarını Tanrı'ya vermeadımını atıyorlar, ama bunun getireceği be-reketleri göremiyorlar. Çünkü “vermek” işin-de tembeldirler. Devamlı olarak yaşamımızıTanrı'ya, O'nun verdiği iyilikleri de başkaları-na vermemiz gerek.
Yaşamını Tanrı'ya ver ki, bereket alasın;kendini Tanrı'ya ver ki, temizlenesin, tazele-nesin. Kendini Tanrı'ya ver ki, sonsuz yaşa-mı alasın. Eşine, çocuklarına, iş arkadaşla-rına, komşularına ve diğer insanlara ver ki,ruhsal alanda zenginleşesin, mutlu olasın.
PAZAR
Sonntag 8ARALIK
Dezember
İsa şöyle dedi: Boyunduruğumutakının ve benden öğrenin. Çün-kü ben yumuşak huylu ve alçak-gönüllüyüm. Böylece canlarınız
rahatlık bulur.Matta 11: 29
Jesus sagte: Nehmt mein Jochauf euch und lernt von mir, dennich bin sanftmütig und demütig,so wird eure Seele Ruhe finden.
Matthäus 11, 29
das Joch: boyunduruk
İnsanlığın ilerlemesi göz kamaştırıcıdır.Çağımız bilimde, teknikte, nükleer enerji-de, genel haberleşme olanaklarında devadımlarla ilerlemektedir. Bugünkü cep te-lefonlarına bakmamız bilim ve teknikte nekadar ilerlediğimizi açıkça göstermektedir.Ama ne yazık ki, bu ilerlemeler zinciri, bu-nalımları çözeceğine daha da yoğunlaştırı-yor. Bunun nedenini araştırmak gerekir.İnsanı yöneten temel güç bencilliktir. Dün-yanın her yerinde, her ırktan, her soydanve her ulustan tüm insanlık bencilliğin çık-mazındadır. İnsanoğlu, ilerlemeye ilerliyorama, insan kardeşinin yaralarını saramı-yor, göz yaşlarını silemiyor. İnsanın yalnız-lığını, bunalım ını ortadan kaldıram ıyor.Günümüzün insanı çok daha fazla gururlu,bencil, daha çıkarcı değiller mi?
Esenliğin yolu, kendi başımıza buyruk ol-maktan dönüp alçakgönüllülükle ve tambir güvenle Tanrı'ya teslim olmaktır. İşte ozaman hiç bilmediğiniz bir iç rahatlığına, ogöksel huzura kavuşabilirsiniz.
PAZARTESİ
Montag 9ARALIK
Dezember
Sözlerine göre suçlu çıka-rılacaksın.
Matta 12: 37
Aus deinen Worten wirstdu schuldig gesprochen
werden.Matthäus 12, 37
das Wort: söz, kelimeschuldig: suçlu
schuldig gesprochen werden: suçlu çıkarılmak
Bazıları ikide bir, “Övünmek gibi olmasın”diyerek kendilerine bir şeylerden övünçpayı çıkarırlar. Kimi parasıyla, kimi sonmodel arabasıyla, kimi de günahıyla bö-bürlenir. Bir de dinsel başarılarıyla övü-nenler vardır. İşlediği hayırlar, sevaplarve hac ziyaretleriyle övünerek kendilerinidindar göstermek ve böylece başkaların-dan saygı görmek isterler.
Kusurlu ve ölümlü insanın kendini övmesiacaba kutsal Tanrı'ya nasıl görünür?Kuşkusuz Tanrı insanın bu tutumunu be-ğenmez. Gurur Tanrı'yı hiçbir zaman hoş-nut etmez. Ama tüm varlığımızı günahtanarıtmak isteyen Tanrı, bizi her tür övün-meden de arıtabilir. Kişinin övünmesi, ön-lenecek kötülüklerin başında yer alır.Çünkü yüksekten atmak, insanı abartma-ya ve yalana sürükler. İşte bunlar Tan-rı'nın gözünde kötü şeylerdir.
SALI
Dienstag 10ARALIK
Dezember
Tanrı sığınağımız ve gü-cümüzdür. Sıkıntıda hep
yardıma hazırdır.Mezmur 46: 1
Gott ist unsere Zufluchtund Stärke, eine mächti-
ge Hilfe in der Not.Psalm 46, 2
die Zuflucht: sığınak, sığınacak yerdie Stärke: kuvvet, güç
die Not: sıkıntı
Mezmur yazarı bir mezmurunda şöyleder: “Adaletsizlik ve kötülük yüzünden ye-rin bütün temelleri sarsıldı.” Tanrı, Nuhpeygamberin günlerindeki günahlı kuşağıtufanla yok etti. Hz. Lut'un günlerinde So-dom ve Gomorra şehirlerini yaktı. Bunlarhiç unutulmayan yargılardır. Bugün deyedi milyar dolayında insanlığın yargılan-ması uzak değil. Günümüzde zor, kabakuvvet ve adaletsizlik, yerin temellerinisarsacak ölçüde çoğalmış ve gittikçe deçoğalmaktadır. Günümüzde güçlünün za-yıfı ezmesi artık normal gibi karşılanıyor.
Nereye gidiyoruz? Bizim ve dünyamızınhali ne olacak? Sırtımızı dayayabileceği-miz biri var mıdır? Kalıcı bir güvenliği ne-rede bulabiliriz? Tanrı Sözü şöyle diyor:“Tanrı bizim sığınağımız ve gücümüzdür,sıkıntıda hep yardıma hazırdır!”
ÇARŞAMBA
Mittwoch 11ARALIK
Dezember
Rab'bi bulunabilirken arayın, yakın-
ken O'na seslenin. Kötü kişi kendi
yolunu, fesatçı kendi düşüncelerini
bıraksın ve Rab'be dönsün. Ona
merhamet eder.Yeşaya 55: 6S7
Sucht den Herrn, während er sich
finden lässt, ruft ihn an, während
er nahe ist. Der Gottlose lasse sei-
nen Weg und der Frevler seine Ge-
danken und kehre um zum Herrn,
so wird er sich seiner erbarmen.Jesaja 55, 6S7
Şeytan üç çırak yetiştirmek ister. Cinleresorar: “Söyleyin bakalım, insanları nasılyoldan çıkarıp kandıracaksınız?” İlki, “in-sanlara Tanrı'nın olmadığını söyleyece-ğim,” der. Şeytan da, “Sen bununla kimseyikandıramazsın, çünkü ancak küçük birgrup senin bu sözlerine inanabilir. Ama in-sanların çoğu gerçekten bir Tanrı'nın var ol-duğunu bilirler” der. Sonra ikinci çırak atılırve şöyle der: “Ben insanlara cehenneminolmadığını söyleyeceğim” der. Şeytan ikinciçırağa da biraz başını sallayarak, “Boşunaçaba harcayacaksın” der, “çünkü yine in-sanların çoğu günahın yargı getireceğini bi-lir.” Şeytanın üçüncü çırağı da, “Ben, Tanrıda var, cehennem de var, ama tövbe etmekiçin aceleye gerek yok, diyeceğim” der.Şeytan sinsi sinsi gülmeye başlar ve “İştebenim akıllı çırağım. Aferin sana!” der. “İşteinsanları böyle kandıracaksın.”
Sevgili okuyucu, kurtuluşa şu anda kavuşa-bilirsin. Acele et, tövbe etmeyi erteleme,yarın senin için çok geç olabilir.
PERŞEMBE
Donnerstag 12ARALIK
Dezember
Yıkanın, paklanın; gözümün
önünden işlerinizin kötülüğünü
atın. İyilik işlemeyi öğrenin, ada-
leti arayın!Yeşaya 1: 16S17
Wascht, reinigt euch! Tut eure
bösen Taten hinweg, mir aus
den Augen. Lernt Gutes tun,
trachtet nach Recht!Jesaja 1, 16S17
sich waschen: yıkanmaksich reinigen: paklanmak
Bir ülkenin devlet başkanı kimliğini gizler,kılık kıyafetini değiştirerek bir cezaevinegider. Gördüğü bir genci bağışlamak içiniçinde derin bir özlem doğar. Gence yak-laşıp sorar: “Buradan kurtulmak için birfırsatın olsaydı, çıktığında ne yapardın?”Genç, derin bir ah çekerek yanıt verir: “İlkişim beni buraya sokanları ortadan kaldır-mak olurdu.” Hayal kırıklığına uğrayanbaşkan, genci dört duvar arasında bıra-karak oradan ayrılır.
Değerli dostum, tövbesiz kurtuluş olmaz.Kişinin günahını tanıması, ondan dönmekistemesi, Tanrı'nın yasasını çiğnediği içinO'nun önünde alçalması zorunludur. Ma-yanın tüm hamuru mayaladığı gibi, günahda insana öyle işlemiştir; bu nedenle, herinsan cehennem yargısı altındadır. Buacıklı durumdan kurtulmanın bir yolu var-dır. Tövbe ederek Tanrı'ya gelmek veTanrı'nın sunduğu kurtarıcıya iman et-mek.
CUMA
Freitag 13ARALIK
Dezember
Kime hizmet edeceğinizi
bugün seçin.Yeşu 24: 15
Wählt heute, wem ihr die-
nen wollt.Josua 24, 15
wählen: seçmekheute: bugün
dienen: hizmet etmek
Musa peygamberin yerine geçen Yeşu,İbranileri vaat edilen diyara başarıyla ge-tiren insandı. Sürekli olarak kendi halkınıgünahtan ve yanlış yollardan geri çekme-ye çalıştı. Bir gün tüm halka şunları söy-ledi: “Rab'be hizmet etmek gözünüzdekötü görünüyorsa, ilahlara mı, putlara mı,kime hizmet edeceğinizi bugün seçin.Ama ben ve evim halkı, biz Tanrı'ya hiz-met edeceğiz.”
Her kadının, her erkeğin, her gencin veyaşlının yaşamında vermesi gereken çokönemli bir karar vardır. Bu karar, kötülük-le iyilik, yalanla gerçek, karanlıkla ışık,cehennemle cennet, ölümle yaşam ara-sında verilen karardır. Her tür günah bağ-lılığından dönüp, diri Tanrı'ya gelmek vegönül hoşnutluğuyla O'na hizmet etmek,kişinin özgürlük ortamında vereceği ka-rarla olur.
CUMARTESİ
Samstag 14ARALIK
Dezember
Yaşamın kaynağı Sende-
dir, ya Rab.Mezmur 36: 9
Herr, bei dir ist der Quell
des Lebens.Psalm 36, 9
bei dir: sendeder Quell, die Quelle: kaynak
das Leben: yaşam, hayat
Arabistan çöllerinde bulunan akaryakıtlargittikçe önem kazanıyor. Ama bu çöller yineçöl olarak kalıyor. Çünkü su yok. Milyarlardeğerindeki akaryakıt bu yerlere hayat vere-miyor. Denizden çöllere su pompalasalar bi-le buralarda yine de hayat olmaz; çünkü bit-kiler, tuzlu ve acı olan deniz suyunu değil,tatlı taze su ister. Ne yazık ki, birçok insanıniçi de aynen bu kurak çöllere benziyor.Umutsuz, sevgisiz, amaçsız ve bitkin. Budurumda olanların çoğu, dünya keyfi, gurur,para, şan ve şeref gibi şeylerle iç susuzluk-larını gidermeye çalışırlar. Kuşkusuz böylekişiler tuzlu deniz suyu içenler gibidirler. İç-tikçe daha da çok susarlar ve hiçbir zamandoyum bulmazlar. Ama bunların yanındaTanrı'nın verdiği yaşam suyundan içip haya-tın bütün zorluklarına rağmen günbegün ta-zelenir, yeşerir ve büyürler. İçtikleri o yaşamsuyu onlara iç huzuru, esenliği ve doyumuverir.
Senin durumun nasıl? Tanrı sana da bu hu-zuru, esenliği ve doygunluğu vermek istiyor.
PAZAR
Sonntag 15ARALIK
Dezember
Dikkat edin, hiç birinizde sizi di-
ri Tanrı'yı bıraktıracak kötü,
imansız bir yürek barınmasın.İbranilere 3: 12
Seht zu, Brüder, dass nicht et-
wa in jemandem von euch ein
böses Herz des Unglaubens sei
im Abfall vom lebendigen Gott.Hebräer 3, 12
zusehen, aufpassen: dikkat etmekungläubig: imansızlebendig: diri, canlı
Sevecen ve merhametli Tanrı, günahlı in-sanın durumuna sabreder ve günahtandönmesi için kesin karar vermesini buyu-rur. Tanrı Kutsal Sözü'nde şöyle demiştir:“Önünüze yaşamla ölümü, kutsamayla la-neti koyduğuma bugün yeri göğü size kar-şı tanık gösteriyorum. Yaşamı seçin ki, sizde çocuklarınız da yaşayasınız. TanrınızRAB'bi sevin, Sözü'ne uyup O'na bağla-nın. RAB yaşamınızdır (Yasanın Tekrarı30: 19S20).
Seven Tanrı, Nuh'un günlerinde insanlarıgünahlarını bırakıp doğruluğa dönmeyeçağırdı. Nuh, o kuşağa tam yüz yirmi yıldoğruluk ve kutsallık sorununda Tanrı Sö-zü'nü bildirdi. Tanrı'nın Sözü'nü önemealacakları yerde Nuh'la alay ettiler. Kurtul-maları için gerekli olan kararı değil de,mahvolmalarına yol açan kararı verdiler.Tanrı o kuşağı tufanla yok etti, ama Nuh'laailesini kurtardı. Bugün Tanrı seni de töv-be etmeye çağırıyor dostum. Tanrı'ya dönve yaşa!
PAZARTESİ
Montag 16ARALIK
Dezember
Tanrı'nın hoşlandığı kurban kı-
rılmış ruhtur; ey Tanrı, kırılmış
ve ezilmiş yüreği hor görmez-
sin.Mezmur 51: 17
Das Opfer, das Gott gefällt, ist
ein zerbrochener Geist; ein zer-
brochenes, zerschlagenes Herz
wirst du, o Gott, nicht verach-
ten.Psalm 51, 17
gefallen, gern haben: hoşlanmak
İnandığımız Tanrı kutsal bir Tanrı'dır. TümKutsal Kitap Tanrı'nın bu kutsallığını hep or-taya koyar ve vurgular. Yeşaya Peygamber,Tanrı'nın kutsallığını gördüğünde şöyle hay-kırdı: “Vay bana! Ben günahlı, mahvolmuşbirisiyim.” İşte bir peygamberin durumu...Kim ondan daha üstündür?
Kutsal ve adaletli Tanrı'ya ancak bu tür içtenalçalma ile yaklaşılır. Yeryüzünde en dindarve ahlaklı sanılan kişiden tutun da günahbataklığında çırpınan en bozuk kişiye dekherkesin durumu aynıdır. Kutsal Tanrı önün-de hiç kimse temiz ve suçsuz değildir ve hiçkimse kendi kendini arıtamaz.
Yeşaya Peygamber Tanrı'nın önünde alçal-dı. Bundan sonra olanları onun ağzındandinleyelim: “Bir melek bana dedi: İşte, kötü-lüğün kaldırıldı, suçun bağışlandı.”
Günahın bağışlanması insanın işlediği se-vaba değil, yürekten Tanrı önünde alçalma-sına bağlıdır. Böyle bir insanı Tanrı kayrasıaracılığıyla bağışlar ve ona sonsuz yaşamverir.
SALI
Dienstag 17ARALIK
Dezember
Eğri yoldan kazanan, kendievini bozar. Rüşvetten nefret
edense rahat yaşar.Süleyman'ın Özdey¥şler¥ 15: 27
Sein Haus zerrüttet, wer un-rechten Gewinn macht; wer
aber Bestechungsgeschenkehaßt, wird leben.
Sprüche 15, 27
das Bestechungsgeschenk: rüşvetder Gewinn: kazanç
Gewinn machen, verdienen: kazanmak
Bir gün Nasrettin Hocanın karısı Akşe-hir'den uzakta oturan kız kardeşini ziyare-te gider. Yalnız kalan hoca, yemek pişir-mek ve ev işi yapmak zorunda kalır. Birgün temiz giysilerinin günden güne azal-makta olduğunu gören hoca, çamaşır yı-kamanın zamanı geldi, diye düşünür. Ça-maşır kazanını arar, ama bir türlü bula-maz. Umudunu komşusuna bağlayıponun kapısına dayanır. Kapıyı açan kom-şu, “Hayrola hocam, ne var?” diye sorar.Hoca, “Hiç sorma komşu, bizim hatun kızkardeşine gitti. Çamaşır yıkamak istiyo-rum, ama kazanı bulamıyorum. Eğer sizinkazanın işi yoksa, bir süre için bana vere-bilir misiniz” diye sora. Komşu kazanınıverir, hoca işini görür. Sonra aklına par-lak bir düşünce gelir ve kazanın içine birküçük kazan koyup komşusuna geri gö-türür.
(Devamı yarın)
ÇARŞAMBA
Mittwoch 18ARALIK
Dezember
Herkes kendi yararını de-ğil, başkalarının yararını
gözetsin.1. Korintliler 10: 24
Niemand sei auf seineneigenen Vorteil bedacht,
sondern auf den der ande-ren.
1. Korinther 10, 24
der Vorteil: yararder andere: başkası
Nasrettin hoca kazanının içine koyduğu ten-
cereyle komşusuna tencereyi verir. Kazan
içindeki tencereyi gören komşu, “Hocam, bu
tencere bizim değil,” der. Ama hoca, yüzünde-
ki ciddi ifadeyi bozmadan, “Gözün aydın kom-
şu, kazanın bizdeyken doğurdu,” der. Komşu
buna ses çıkarmaz ve kazanla birlikte tence-
reyi alır, evine girer. Aradan bir süre zaman
geçer. Hoca tekrar komşusundan kazanı iste-
meye gider. Kapısında hocayı gören komşu,
“Buyurun hocam, bir arzunuz mu var?” der.
Hoca, “evet efendim, tekrar kazana ihtiyacım
olacaktır” der. Komşu hemen kazanı getirir ve
“buyurun hocam, kazanı istediğin gibi kullan”,
der. Hoca kazanı alıp gider. Aradan günler,
haftalar geçer, kazan geri gelmez bir türlü. Bir
süre sonra komşunun sabrı tükenip hocaya
gelir. “Hocam, artık bizim kazanı geri ver,”
der. Ama hoca, üzgün üzgün, “Başınız sağ ol-
sun, kazan öldü,” cevabını verir. Bunu duyan
komşu kızar. “Hocam, bu ne biçim şaka? Ka-
zan da ölür mü hiç?” der. Fakat hoca ona şu
yanıtı verir: “Kazanın doğurduğuna inandın
da, öldüğüne niçin inanm ıyorsun?”
PERŞEMBE
Donnerstag 19ARALIK
Dezember
Ne hırsızlar, ne cimriler, ne sar-
hoşlar, ne küfredenler, ne de
zorbalar Tanrı'nın egemenliğini
miras alacaklardır.1. Korintliler 6: 10
Weder Diebe, noch Habsüchti-
ge, noch Trunkenbolde, noch
Lästerer, noch Räuber werden
das Reich Gottes erben.1. Korinther 6, 10
der Dieb: hırsızder Habsüchtige, der Geizige, geizig: cimri
Değerli okuyucumuz, geçtiğimiz son iki gün-de Nasrettin hocaya ilişkin “kazan doğurdu”öyküsünü anlatmıştım. Bu öyküde Hocaylakomşusu arasında geçen olaya gülebiliriz.Aslında Hoca öykülerinde nükte yoluyla biz-lere anlatılmak istenen yaşam gerçeklerivardır. Acaba bu olayın ardındaki yaşamgerçeğini kavradık mı? Hoca ilk şakasındakazanın doğurduğunu söyleyince komşu bu-na ses çıkarmaz. İşin içinde çıkarını görün-ce, hocaya inanmazsa bile onun sözlerinikabul eder. Ama kazanın öldüğünü işitince,kazanını yitireceğini anlar ve hocanın sözle-rinin saçma olduğunu söyler. Birçok kişiningörüşleri de kendi çıkarlarına bağlıdır. Yapı-lanları ya da söylenenleri ölçüp tartarlar. Be-yinlerinde bilinçaltı bir ölçüm vardır. Sonuçyararlarına çıkarsa, yapılanları veya söyle-nenleri kabul ederler. Bu da bize, insanıngünahlı doğasını ortaya koymuyor mu? Bugünahlı halimizle Tanrı huzuruna da çıka-mayız. Öyleyse, bir an önce günahlarımız-dan tövbe edip Rab'be dönmeliyiz.
CUMA
Freitag 20ARALIK
Dezember
Birbirimize meydan oku-mayalım ve birbirimizi
kıskanmayalım.Galatyalılar 5: 26
Lasst uns einander nichtherausfordern und ei-
nander nicht beneiden!Galater 5, 26
beneiden: kıskanmakherausfordern: meydan okumak
Vermenin ne olduğunu bilmeyen cimrinin biribir gün suya düşer. Yüzme bilmediğinden su-da “imdat” diye çırpınmaya başlar. Dostuonun imdadına koşar ve cimriye elini uzatıp,“Ver elini, seni kurtarayım,” der. Cimri, elinivermeden çırpınmaya devam eder. Dostu,“ver elini” diye haykırır, ama cimri aldırmaz.O anda dostun aklına adamın cimriliği gelir.“Ver elini” demekten vazgeçip “al elimi” der.Cimri hemen dostunun eline sarılıp boğul-maktan kurtulur.
Evet, abartılmış bir nükte, ama insanın çıkar-cılığını canlandıran iyi bir örnek. Elbette dün-yada cömert ve yardımsever insanlar vardır.Ama yine de bu gibi kişilerin cömertliği altın-da bir çeşit çıkarcılık bulunabilir. Hepimizdebilinçaltı bir çıkarcılık vardır. Örneğin, birisinebir hediye veririz ve en azından o kimseninbizlere karşı bir gönül borcunun olmasını,bizlere bir teşekkür etmesini bekleriz, değilmi? Tanrımız'a şükürler olsun ki, O merha-mette ve kayrada çok zengindir. Öylesinezengindir ki, O'nun kayrası herkese yeter veartar bile. Yeter ki O'na gelelim.
CUMARTESİ
Samstag 21ARALIK
Dezember
Başlangıçta Söz vardı. SözTanrı'yla birlikteydi ve Söz
Tanrı'ydı.Yuhanna 1: 1
Am Anfang war das Wort.Und das Wort war bei Gott,
und das Wort war Gott.Johannes 1, 1
der Anfang: başlangıçam Anfang: başlangıçta
das Wort: söz
Okuduğumuz ayet İsa Mesih'i şu üç çarpıcıtümceyle tanımlar:
1.Başlangıçta Söz vardı. 2.Söz Tanrı'yla bir-likteydi. 3.Söz Tanrı'ydı.
“SÖZ” ya da “Tanrısal Söz” Rab İsa Me-sih'in en yüksek ve en derin unvanlarındanbirisidir. Elçi Yuhanna, kitabına Diri Söz ko-nusunu, Söz'ün taşıdığı nitelikleri tanıtarakbaşlıyor. Söz olan İsa'nın nitelikleri O'nunsonsuz oluşu ve Tanrı'yla aynı özyapıya sa-hip olduğudur. Bu iki nitelik birbirinden ayrı-lamaz. Kutsal Kitap İsa Mesih'in tüm dolulu-ğuyla Tanrı'yla aynı özden geldiğine belirtir.İsa yaratılan bir varlık olarak değil, amaezelden beri Yaratıcı Tanrı özünden olarakdaima var olagelmiştir!
Ama işte bu Kişi, Söz, Eski Antlaşma'daTanrı'ya atfedilen bütün özelliklere sahiptir.O burada, “Başlangıçta” olan Kişi olarak ta-nıtılmaktadır. Yani İsa Mesih başlangıçtanberi var olandır. Bunu bilmek önemlidir, çün-kü o zaman sonsuzlukta var olan İsa'nınsonsuz kurtuluşu getirebildiğini anlarız.
PAZAR
Sonntag 22ARALIK
Dezember
Başlangıçta Söz vardı. SözTanrı'yla birlikteydi ve Söz
Tanrı'ydı.Yuhanna 1: 1
Am Anfang war das Wort.Und das Wort war bei Gott,
und das Wort war Gott.Johannes 1, 1
eins: birdie Gemeinschaft: birlik
zusammen, in Gemeinschaft: birlikte
Başlangıçta Söz vardı! Dikkat ederseniz bu-rada “Söz vardır” demiyor, ama vardı, diyor.Burada geçen “vardı” sözcüğü, Söz olanİsa'nın başlangıçta yaratıldığı ya da ortayaçıkartıldığı anlamında değildir. “Vardı” sözcü-ğü her dönemi kapsayan bir sözcüktür ve birsüreklilik ifade eder. Buna göre başlangıçtaSÖZ vardı. Ne kadar zaman önceydi? Bu ko-nuda istediğiniz kadar gerilere gidebilirsiniz.Bu Söz olan İsa Mesih'in bir başlangıcı yok-tur. O ezelden beri Tanrı'yla birlikteydi.
Sonra ayet şöyle devam eder: “Söz Tanrı'y-dı.” Bunu kendi gücümüzle, aklımızla hiç birzaman tam olarak anlayamayacağız; ancakTanrı'nın bize açıkladığı gibi, bunu imanlakabul edebiliriz.
“Ve Tanrı neyse Söz O'ydu!” Bu söz İsa'nınTanrı özünden olduğunu açık ve kesin birşekilde ortaya koymaktadır. Yuhanna 1:14'teise şöyle okuyoruz: Söz beden oldu, kayrave gerçekle dolu olarak aramıza geldi, ara-mızda yaşadı. Yani ezeli, sonsuz olan Mesiharamıza kayrasıyla geliyor! Ne harika!
PAZARTESİ
Montag 23ARALIK
Dezember
Yaşam O'ndaydı ve ya-şam insanların ışığıydı.
Yuhanna 1: 4
In ihm war das Leben,und das Leben war das
Licht der Menschen.Johannes 1, 4
er, sie, es: oin ihm / bei ihm: onda
es war in ihm / bei ihm: ondaydı
“Yaşam O'ndaydı!” Yani, yaşamın özü,kendisi İsa Mesih'tedir. Nitekim İsa da, “Ya-şam Benim!” dedi. Bu, sadece, O'nun yaşa-ma sahip olduğu anlamında değil, O aynı
zamanda yaşamın kaynağı, yaşamın özü-
dür! İsa Mesih'in yaşamın özü, kaynağı ol-ması hem fiziksel, hem de ruhsal yaşamıkapsar. Doğduğumuzda fiziksel yaşamı al-dık. İsa Mesih'e iman edince yeniden doğa-rız. Yeniden doğduğumuzda, ruhsal yaşamıalırız. Her ikisi de O'ndan gelir. Cenneteancak bu ruhsal yaşamla gidebiliriz. Bu ya-şamı sağlayan, veren tek kişi İsa'dır.
“Yaşam insanların ışığıydı!” diyor. Bize ya-şam veren aynı Kişi aynı zamanda insanla-rın ışığıdır. Işık, insan için gerekli rehberliğive yönlendirmeyi sağlar. Var olmak bir şey,ama nasıl bir yaşam gerektiğini, yaşamıngerçek amacını ve cennete giden yolu bil-mek başka bir şeydir. Gittiğimiz yolda bizeışık sağlayan Kişi, bize yaşam veren Kişiyleaynıdır. Bu kişi Söz olan İsa Mesih'tir.
SALI
Dienstag 24ARALIK
Dezember
Söz insan oldu, kayra ve gerçekledolu olarak aramızda yaşadı.
O'nun yüceliğini Baba'dan gelenbiricik Oğul'un yüceliği niteliğinde
gördük.Yuhanna 1: 14
Und das Wort wurde Fleisch undwohnte unter uns, und wir haben
seine Herrlichkeit angeschaut,eine Herrlichkeit als eines Einge-borenen vom Vater, voller Gnade
und Wahrheit.Johannes 1, 14
Okuduğumuz ayet bize ezelden beri varolan Tanrı Sözü'nün insan bedeni kuşa-narak yeryüzüne geldiğini söyler. Bu ayetbize üç önemli gerçeği gösterir: TanrısalSöz beden oldu, Tanrısal Söz aramızdayaşadı, O kayra ve gerçekle dopdoluydu.Tanrı Sözü insan bedenine bürünmüşolarak doğdu. Aklımızda bunu şöyle kısa-ca bir evirip çevirelim: Burada sonsuzluk-tan çıkıp gelen bir yaratıcıyla karşılaşıyo-ruz. Bu Söz aynı zamanda bir bebek şek-lini alarak erden kız Meryem'in rahmindegelişiyor ve yeryüzüne “Kayra ve gerçek-le dolu olarak” geliyor. “Dolu” sözcüğü,artık üzerine hiçbir şey konulamaz, de-mektir. O tüm Tanrılığı kendisiyle birliktegetirmişti ve burada, yeryüzünde bulun-duğu süre içerisinde kayra ve gerçekledoluydu. Ve bunu biz insanlara sunmayageldi.
ÇARŞAMBA
Mittwoch 25ARALIK
Dezember
İSA MESİH’İN DOĞUM GÜNÜ /WEIHNACHTEN
Söz insan oldu, kayra ve gerçekle dolu
olarak aramızda yaşadı. O'nun yüceli-
ğini Baba'dan gelen biricik Oğul'un
yüceliği niteliğinde gördük.Yuhanna 1: 14
Und das Wort wurde Fleisch und
wohnte unter uns, und wir haben sei-
ne Herrlichkeit angeschaut, eine Herr-
lichkeit als eines Eingeborenen vom
Vater, voller Gnade und Wahrheit.Johannes 1, 14
İsa, Beytlehem'deki yemlikte bebek ola-rak doğduğunda Söz insan oldu! Cen-nette Tanrı'nın Sözü olarak daima Ba-ba'yla var olmuştu, ama şimdi dünyayainsan bedeninde gelmeyi seçti.
Aramızda yaşadı! sözü, Tanrı Sözü olanİsa Mesih'in yeryüzüne gelip insanlar ara-sında insan olarak yaşadığını belirtir.“Yaşadı” sözcüğü, “Çadırını kurdu” anla-mına da gelir. Bizim fiziksel bedenlerimiz,içinde yaşadığımız küçük çadırlar gibidir.Haberci Pavlus da şöyle der: “Biliriz ki,içinde yaşadığımız bu dünyasal çadır yı-kılırsa, göklerde Tanrı'nın bize sağladı-ğı... evimiz vardır” (2 Kor. 5: 1). İçinde ya-şadığımız bu çadır bir anda yıkılıp orta-dan kalkabilecek türdendir. Sizler ve benbu tür çadırlarda yaşadığımız için, son-suzluktan çıkıp gelen Tanrı da insan be-denine bürünerek çadırını aramızda kur-muştur.
PERŞEMBE
Donnerstag 26ARALIK
Dezember
İSA MESİH’İN DOĞUM GÜNÜ /WEIHNACHTEN
(Avrupa ülkelerinin çoğunda tatildir)
Ancak, Kendisini kabul edip adına
iman edenlerin hepsine Tanrı'nın
çocukları olma hakkını verdi.Yuhanna 1: 12
Allen aber, die ihn aufnahmen und
an seinen Namen glaubten, gab er
das Recht, Kinder Gottes zu wer-
den.Johannes 1, 12
“Kendisini kabul edenlerin tümüne Tan-rı'nın çocukları olma yetkisini verdi”. Dik-kat edin, bu yetki sadece ve sadece“O'nun adına - Söz olan İsa Mesih'e -iman edenlere” verilmiş bir yetkidir. Bura-da şu gerçek de ortaya çıkıyor: İsa Mesihyeryüzüne geldi ki, bize Tanrı'nın çocuk-ları olma hakkını, yetkisini versin. Nasılve kime verecekti bu hakkı? “Kendisinikabul edip O'na iman edenlerin tümüne!“
Değerli dostum, Tanrı'nın çocuğu olmahakkına kavuşmanın ne demek olduğunuanlıyor musun? En başta yaşamın özüolan Tanrı'ya sahip olmak, bu yaşamınözüne kavuşmak demektir. Bu yaşam iseTanrı gibi sonsuzdur. Cennette sonsuzadek Tanrı'yla, Mesih'le ve diğer inanlılarlayaşamak demektir. Bu müjdedir; Sevindi-rici Haber'dir ve sana da sunuluyor!
CUMA
Freitag 27ARALIK
Dezember
Hiçbir vakit, hiç kimse Tanrı'yıgörmedi. Ancak Baba'nın bağ-
rında olan biricik Oğul O'nubildirdi.
Yuhanna 1: 18
Niemand hat Gott jemals gese-hen. Nur der eingeborene
Sohn, der in des Vaters Schoßist, hat ihn bekannt gemacht.
Johannes 1, 18
niemals: hiçbir vakitniemand: hiç kimse
Önce şuna dikkatinizi çekmek istiyorum:Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görme-miştir. Niçin görmemiştir? İsa bunun nede-nini Yuhanna 4:24'te şu sözlerle veriyor:“Tanrı Ruh'tur ve O'na tapınanların ruhtave gerçekte tapınmaları gerekir”. Buradanda anlaşılacağı gibi Tanrı Ruh'tur; bu ne-denle de O'nu hiç kimse görmemiştir. İkin-ci neden Tanrı'nın Işık, Kutsal oluşudur.Kutsal olan Tanrı'ya geçici, günahlı olaninsan asla yaklaşamaz!
Beytlehem'de doğan İsa, Nasıra'ya yerleş-miş ve otuz yaşına kadar gözlerden uzak-ta, sıradan biri olarak orada yaşamıştı.Sonsuzluktan çıkıp gelen Tanrı Sözü, Na-sıra kasabasına yerleşsin ve orada ma-rangozluk yapsın! Kimin aklına gelirdi bu?Peki Tanrı niçin böyle yaptı? Sizler ve benTanrı'yı tanıyabilelim diye. Tanrı'yı tanıya-bilmenin tek yolu, İsa'yı tanımaktır. ÇünküTanrı'yı bize açıklayabilen tek kişi, işte Ba-ba'nın bağrında bulunan ve kendisi Tanrıözünden olan biricik Oğul - İsa Mesih'tir.
CUMARTESİ
Samstag 28ARALIK
Dezember
Her varlığa yaşam verenO'ydu ve yaşam insanların
Işığı'ydı.Yuhanna 1: 4
Er hat allen das Leben ge-geben, und das Leben wardas Licht der Menschen.
Johannes 1, 4
das Licht: ışıkdas Leben: yaşamder Mensch: insan
Burada yeryüzünün en önemli iki faktörüolan Yaşam ve Işıkla karşılaşıyoruz. Ya-şam, Yunanca'da Zoe sözcüğü, ışık isefos sözcüğüdür. Zoe sözcüğünden türeti-lerek yapılmış olan sözcükler arasındaZoolojiyi sayabiliriz. Fos sözcüğünden defotoğraf türünden ışıkla ilişkili sözcüklertüretilmiştir. Bu iki şeye de kesinlikle ge-reksinim duyarız. Yaşam, etrafımızda,çevremizde gördüğümüz, yaşadığımız birolaydır. Bir ormana gittiğimizde de yaşa-mın başka bir boyutuyla, hayvanlar ve bit-kiler alemiyle karşılaşırız. Yaşam her gör-düğümüz yerde bizleri selamlar.
Yaşam O'ndaydı! Rab İsa Mesih'te ya-şam vardır; hem de sonsuz yaşam. Ve buyaşam insanların ışığıdır. Gerçekten deO, insan yüreğine ışığı koyabilen, insanasonsuz yaşamı verebilen tek Kişidir.
PAZAR
Sonntag 29ARALIK
Dezember
Sevgili kardeşlerim, birbirimizi
sevelim. Çünkü sevgi Tanrı'dan-
dır. Seven herkes Tanrı'dan
doğmuştur ve Tanrı'yı tanır.1. Yuhanna 4: 7
Geliebte, lasst uns einander
lieben! Denn die Liebe ist aus
Gott; und jeder, der liebt, ist aus
Gott geboren und erkennt Gott.1. Johannes 4, 7
lieben: sevmekgeliebt: sevgili
İnsanın yüreğinde, içinde taşınan bir sürü duy-
gu vardır. Bunların en güzeli sevgi duygusu-
dur. İnsanları sevmek, emin ol ki, en mutlu
edici duygudur, en yüce bir erdemdir. Bunun
yanında içteki tüm duygular arasında en bozu-
ğu, en çirkini kin, nefret, öç alma duygusudur.
Kin, nefret tüm öbür güzel duygularım ızı da
bozar. Kinden özgür edilmek herhalde en üs-
tün mutluluktur. Sen bu gibi duygulardan öz-
gür k ılınmak ister misin? Tabii, “bana çok
haksızlık ettiler, aileme ya da halkıma haksız-
lık ettiler” diyebilirsin. Olabilir, ama kin seni
mahvetmektedir. Sadece fiziksel olsa neyse,
ama kin, nefret ruhsal yıkım ını da getirecektir.
Tanrı'nın Sözü, “Sevgi, sevgi” diye haykırmak-
tadır. Affetmek, sevmek yiğitliktir ve Tanrı
buyruğudur. Hiçbir zaman kendi gücümüzle
kini, nefreti yenip onun yerine sevgiyi koyama-
yız. Okuduğumuz Tanrı Sözü ne diyordu?
“Sevgi Tanrı'dandır!” Yani, sevginin kaynağı
Tanrı'dır. Bu kaynağa gelerek ve bu kaynak-
tan alarak ancak kinin, nefretin üstesinden ge-
lip sevebiliriz. Tanrı da zaten bize sevgisinden
bol bol vermek istiyor. Yeter ki O'na gelelim.
PAZARTESİ
Montag 30ARALIK
Dezember
Fırsatı satın alarak dışarı-da olanlara karşı hikmetle
yürüyün.Koloseliler 4: 5 b
Wandelt in Weisheit ge-genüber denen, die drau-
ßen sind, kauft die gelege-ne Zeit aus!
Kolosser 4, 5 b
kaufen: satın almakdraußen: dışarıda
İnsanoğlu vaktini har vurup harman savur-mamalıdır. Yararsız, verimsiz biçimde akıpgiden vakit bir daha bulunamayan, yitiril-miş değerdir. Efesoslular 5:16'da “eliniz-deki vakti en değerli biçimde değerlendi-rin” diyor. Burada da açıkça herkese veri-len eşit vakit süresinin bir daha ele geç-mez bir değer olduğu vurgulanmaktadır.Kutsal Söz, “vakti değerlendirin” diye söy-lediğinde, bunun nedenini de şöyle açıklı-yor: “Bunlar kötülük günleridir” (Ef.5:16).Yani burada “vakti kendiniz için satın alın”anlamı vardır. “Vakit kazanmak” anlamınada gelir.
Değerli kardeşimiz, bakın koskocaman biryıl daha geçip gitti, hem de hiç farkında ol-madan. İstesen de onu artık yakalayamaz-sın. Bu geçen yılda Rab'bin sana sunduğufırsatları yakalayıp değerlendirdin mi?Eğer değilse, önünde şimdi bir fırsat dahavar. Bu kurtuluş fırsatıdır. Bunu erteleme-den yakala dostum. Yarın geç olabilir!
SALI
Dienstag 31ARALIK
Dezember
Hepimiz O'nun sınırsız do-luluğundan kayra üstüne
kayra aldık.Yuhanna 1: 16
Wir alle haben aus seinerFülle Gnade um Gnade
empfangen.Johannes 1, 16
die Fülle: doluluk, bollukdie Gnade: lütuf, kayra
Gnade um Gnade: lütuf üzerine lütufempfangen: almak
Tanrı insanı kendisi için yarattı. İnsan ile cen-
nette sonsuza dek birlikte yaşamak! Ne güzel.
Ama biz bu yaşam ı günah ile kaybettik. Ama
bugün Tanrı'ya gelerek yeniden o sonsuz ya-
şam ı alabiliriz. Ancak o zaman yüreğ im iz
esenlik, barış bulur.
Yılın sonuna geldik ve görüyoruz ki, bugün
dünden daha çok esenliğe, huzura, umuda,
barışa, güvene ve sevgiye ihtiyacım ız vardır.
Bugün her tarafta barıştan, güvenden, esen-
likten, sevgiden söz edilmektedir. Ama şimdi-
ye dek insan çabaları hiçbir zaman kalıcı bir
esenlik, barış, güven getirmedi. Eğer yaşam ın
özü olan Tanrı, yüreğim izde doğmazsa, yüre-
ğim iz aslında bomboştur. Sevgi, barış ve bun-
ların ardından sevinç, umut, güven Tanrı'dan
gelir. Sevgiyi almazsam, veremem. Tanrı'yı
bilmezsem yüreğimde barışı olmaz. Yüreğim-
de barış yoksa, umudum olmaz. İşte bunları,
sevgi Tanrısı armağan olarak veriyor kendisi-
ne gelenlere. Gel dostum, önündeki yıla yüre-
ğini Tanrı'ya vererek gir. O esenliği, barışı sen
de al! Bunu tüm yürekten senin için diliyorum.
Değerli Arkadaş!
Bu takvimden daha çok almak isterse-niz, aşağıdaki adresten isteyebilirsi-niz. Yıl sonunda yeni yılın takvimini deaynı adresten sağlayabilirsiniz.
Wenn Sie von diesem Kalender wei-tere Exemplare wünschen, schreibenSie an untenstehende Adresse. Ge-gen Ende des Jahres können Sie vondort auch den neuen Kalender bezie-hen.
Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschland
e-Mail: [email protected]
İnternet ve telefon aracılığıylaher gün cesaret veren 2-3dakikalık bir vaazı ya da 20-30dakikalık Kutsal Kitap yorumunudinleyebilirsiniz.
Telefon numarası:
0 64 41 - 208 16 15
Ayrıca 2-3 dakikalık cesaret ve-ren sözlerin bir kısmını ve yo-rumları CD’ler haline getirdik.Onları da adresimizden sağlaya-bilirsiniz. Her CD 3,00 €’dur.
www.tuemib.de internet say-famızdan yayınlarımızı dinleye-bilirsiniz.
Ismarlama kâğıdı:
(İstediğiniz kitabın karşısına bir çarpıişareti koyunuz):
( ) Kutsal Kitap . . . . . . . . . . 11,00 €( ) İncil . . . . . . . . . . . . . . . . . 3,00 €( ) Kutsal Ruh’un Öğretisi . . . 3,00 €( ) Yoel’in Yorumu . . . . . . . . 2,00 €( ) Kutsal Kitap yorumları . . 45,00 € (2 cilt Eski Antlaşma, 3 cilt YeniAntlaşma; her ciltin fiatı 9,00 €)
Satın almak istediğiniz kitapların eder-lerini kullanılmamış Alman posta puluolarak da adresimize gönderebilirsi-niz. Lütfen adresinizi okunaklı bir şe-kilde yazınız. Mutlu Kaynak Postfach 41 01 61 D - 44 271 Dortmund Almanya / Deutschlande-Mail: [email protected]
Değerli Arkadaş,
İstediğiniz saatte “İyi HaberlerRadyosu”nun telefon numarasınıçevirip günlük telefon vaazınıdinleyebilirsiniz.
Telefon numaramız:
0 64 41 - 208 16 15
Her gün yeni bir konuyla ve Kut-sal Kitap yorumuyla karşınızda-yız.
Adresimiz:
ERF / İyi Haberler Radyosu D - 35 573 Wetzlar Almanya / Deutschland