İnovatif kimya dergisi sayı-29

38
Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:3 SAYI:29 ARALIK 2015 BACA GAZI ANALİZİ YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER İNŞAAT’IN KİMYASI DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK BİTKİSİNİ YAPTILAR KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS? PEARLITOL® FLASH’IN DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK

Upload: inovatif-kimya-dergisi

Post on 15-Apr-2017

107 views

Category:

Education


6 download

TRANSCRIPT

Page 1: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

KimyaDergisi İNOVATİF

Kimya DergisiYIL:3 SAYI:29 ARALIK 2015

BACAGAZI

ANALİZİYRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI

MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI

KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIKİHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR

HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER

İNŞAAT’IN KİMYASI

DÜNYANIN İLK ELEKTRONİKBİTKİSİNİ YAPTILAR

KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR

NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS?

PEARLITOL® FLASH’IN DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI

BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ

MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI

KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU

BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR

İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK

Page 2: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi birmakalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısınıaldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız.

2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinciderece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorunyaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.

3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir.

4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde, yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir.

5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımızvar ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için [email protected] adresinemail atabilirsiniz.

6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları[email protected] mail adresinegöndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu

kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.

7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin yazılarını maalesef yayımlamayacağız.

8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir.

9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma yapmayı seven herkes yazabilir.

10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler ekipten çıkarılır.

11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisinesahiptir.

12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

http://www.inovatifkimyadergisi.com

https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi

https://twitter.com/InovatifKimya

https://instagram.com/inovatifkimyadergisi

http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr

https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ

https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi

https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X-p0LJgn9bB-aLM6w0-3pwS

OS

YAL

ME

DYA

Page 3: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

Ekibimiz

YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA

PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL

KİMYA MÜHENDİSİ KİMYAKURUCU-YÖNETİCİ

KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİFACEBOOK EDİTÖRÜ

FACEBOOK EDİTÖRÜ

FACEBOOK EDİTÖRÜ

ELİF KOÇKİMYAGER

FACEBOOK EDİTÖRÜ

UTKU ARSLANKİMYAGER

FACEBOOK EDİTÖRÜ

MAHMUT ATASEVER ALPEREN KEMAL TOPALBİYOKİMYAGER BİYOKİMYAGER

FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ

SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN

Page 4: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

EDİTÖRDEN

Merhabalar

Öncelikle bize olan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz.

28 sayıdır yayın hayatına devam ettik. Bizlere okuyan, çalışan herkes yazı göndermeye devam ediyor.

Aslında yazı yazması ve göndermesi bir miktar zaman alan bir süreç ama o kadar da zor değil.

E-dergimizin sürekliliği elbette sizlerin gönderdiği değerli yazılarla oluyor. Yazılarınız ile kişisel bilgilerinizi birleştirerek kendi sosyal medya kanallarında tanıtan tek elektronik kimya dergisiyiz. Her ay yazmanın zorunlu olmaması da herkesin yazmasına imkan sağlıyor ki akademik kariyer sahibi, okuyan, mezun, kimyaya ilgili herkesten yazılar bekliyoruz.

Bu ay birçok konuda yazı geldi. Birçok haber de ekledik.

Keyifle okumanız dileğimizle

Page 5: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

İÇİN

DE

KİL

ER

MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI 7

10

14

16

21

25

27

31

9

11

15

20

22

26

30

32

HAYVANSAL ATIKLARDANSENTETİK PETROL ÜRETECEKLER

MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI

NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS?

YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI

KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU

BACA GAZI ANALİZİ

BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR

BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ

İNŞAAT’IN KİMYASI

KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR

İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK

PEARLITOL® FLASH’IN DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI

KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTEİSTİKRARI İSTİYOR

DÜNYANIN İLK ELEKTRONİKBİTKİSİNİ YAPTILAR

KLOR

Page 6: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

İÇİN

DE

KİL

ER

AYIN WEB SİTESİ 33

35

37

34

36KİMYA SÖZLÜĞÜ

KİMYA BULMACA

YAZARIMIZ OLUN

KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ

Page 7: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

KİMYA TEKNİKERİ

ANIL YASİN AKDOĞAN

MEZUN

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ

[email protected]

7

Mutlak Sıfır’a Ulaşıldı !

Mutlak sıfır, bir maddenin moleküllerinin entropisinin minimum değerine ulaştığı teorik sıcaklıktır.

Teorik olarak mutlak sıfır sıcaklığına ulaşan (inen) bir maddenin iç enerjisi 0 (sıfır) olacağından daha fazla soğutmak mümkün değildir.

Mutlak sıfır moleküllerin durduğu (hareketlerinin çok küçük titreşimlere indirgendiği) noktadır.

Termodinamik kanunları mutlak sıfır sıcaklığına ulaşılamayacağını belirtir çünkü soğutulan maddenin sıcaklığı, soğutan maddenin sıcaklığına yakınsayarak yaklaşır. İki sıcaklık sonsuza kadar yaklaşmaya devam ederler fakat aynı değere ulaşamazlar.

Mutlak sıfır değeri −273.15°C veya 0 K olarak tanımlanır.

Mutlak sıfır sıcaklığın kesin yokluğudur. Bütün maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri bozulur ve değişirler.

Page 8: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

8

“Mutlak sıfır” artık ulaşılmaz değil.

“Alman bilim adamları, “olası en soğuk ısı derecesi” kabul edilen “mutlak sıfır”ın altına inmeyi başardıklarını açıkladı. “Science” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre bilim adamları, ilk kez mutlak sıfırın altında bir atomik gaz üretti.

Almanya’nın Münih kentindeki Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden Ulrich Schneider, önce yaklaşık 100 bin atomu kazara ısılarını yükseltebilecek olası her tür çevresel etkenden uzaklaştırarak bir vakum odasında soğuttuklarını söyledi.

Atomların hareketlerini gözlemlemek için lazer ışınları ve manyetik alanlardan oluşan bir ağ kullandıklarını belirten Schneider, “Isı, atomların ne kadar hareket ettiklerine ve sahip oldukları kinetik enerji miktarına bağlıdır. Lazer ışınlarından gelen milyonlarca parlak ışık noktasından oluşan optik kafes, atomların hareket etmesine yardımcı oldu. Kafes, aynı zamanda atomlardaki potansiyel enerjiyi sınırlamamazı da sağladı. Atomlar arasındaki etkileşimi kontrol etmek için ise manyetik alanı kullandık. Isı, basınçla

da bağlantılıdır. Bir şey ne kadar sıcaksa dışa doğru o kadar genişler ve ne kadar soğuksa o kadar büzüşür. Negatif basınç kullanarak atomlar arasındaki etkileşimi kontrol altına aldık. Böylece ilk kez hareket eden moleküller için negatif mutlak ısı derecesine ulaştık” dedi.Buluşun, teknik olarak yüzde 100 daha etkili çalışacak motorlar ile yeni kuantum cihazlarının geliştirilmesine yol açması ve evreni parçaladığı sanılan “karanlık enerji” gibi bilinmezlere ışık tutması bekleniyor.

“Mutlak sıfır, şimdiye kadar moleküllerin hiçbir enerjiye sahip olmadığı, ulaşılması imkansız teorik bir durum olarak biliniyordu.”

Kaynaklar :

• Kimyaca.com• Vikipedia• Fizikokimya ders notları

Page 9: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

9

HaberYabancı

BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ

Rusya’nın Nijniy Novgorod şehrinden bilim insanları, kan akışını bir dakikada durdurabilen jel geliştirdi. Jel, kabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer kitosan maddesinden yapıldı.

Proje yöneticisi, Tektum şirketinin direktörü Mihail Gorşenin, halihazırda jelin test aşamasında bulunduğunu belirterek, “Jel, kan hücrelerine bağlanarak hızlı bir şekilde pıhtıyı oluşturuyor, ek bileşenler ise bu süreci önemli ölçüde hızlandırıyor. Örneğin laboratuvar hayvanlarda kan akışını 30 saniyeden kısa bir sürede durdurmayı başardık” dedi.

Yaradan Silinmesine Gerek KalmıyorBenzer ilaçların çoğu, kan akışını 5-7 dakikada durduruyor. Bunun dışında diğer ilaçlardan farklı olarak Rus bilim insanlarının geliştirdiği jel, yaradan silinmesine ihtiyaç kalmadan belli bir süre içinde çözülüyor.

Bilim adamları, ilacın sadece dış kesiklerde değil, iç organ ameliyatlarında da kullanılması olasılığı üzerinde çalışıyor. Gorşenin, “İlacın silinmesine gerek yok, içeride kalabilir, belli bir süre içinde çözülüyor ancak kistlerin oluşumuna yol açan sertleşmelere neden olmuyor” diye konuştu.

Bir Yıl İçinde Piyasada OlacakKabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer kitosan temelinde yapılan jel, sağlık uzmanlarından olumlu eleştiriler aldı.

“Bir yıl içinde, ilacı üretip satmaya izin veren tescil belgelerini almayı planlıyoruz” diyen Gorşenin, seri üretim için her şeyin hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Page 10: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

10

Ye

rli

Haber YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT

ALDIİnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altuğ ve arkadaşlarının “Kayısı Çekirdeği Kabuğu Parçacıkları Katkılı Polipropilen

ve Üretim Yöntemi” adlı buluşu Türk Patent Enstitüsü’nden patent aldı.

Alınan bilgiye göre;İnönü Üniversitesi Malatya Meslek Yüksekokulu Makine ve Metal Teknolojileri Programı Öğretim Üyesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altuğ, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülmecit Güldaş ve Karabük Üniversitesi

Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Zeyveli tarafından geliştirilen ve çalışılan “Kayısı Çekirdeği Kabuğu Parçacıkları Katkılı Polipropilen ve Üretim Yöntemi” adlı buluş, Türk Patent Enstitüsü tarafından patent almaya uygun görüldü.

Polipropilen Nedir?Bu arada, Polipropilen, otomotiv sanayinde kullanılan parçalardan, tekstil ve yiyecek paketlemesine kadar çok geniş kullanım alanı olan termoplastik bir polimer oalark biliniyor. Ayrıca Polipropilen dünyadaki en yaygın ikinci plastik hammaddedir. Maliyet avantajı, sağlamlığı, kolay kalıba girmesi nedeniyle tercih ediliyor. Polipropilen kimyasal yağ ve çözücülere karşı dayanıklılık, yüksek mukavemet, düşük sürtünme katsayısı, neme ve ısıya karşı dayanıklılığı gibi özellikleri ise avantajları olarak biliniyor.

Page 11: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ECE BAHAR KARAÇ

MEZUN

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

[email protected]

11

PEARLITOL® Flash’ın dağılması/çözünmesiyle

ilgili vaka çalışması

Son yıllarda, piyasada ağızda dağılan tabletlerin (ODT) sayısındaki hızlı artışı gözemlemek mümkün. ROQUETTE, tablet formülasyonları

için mannitol içerikli yardımcı maddeyi geliştirerek, bu pazar büyümesinde önemli rol oynamıştır: Mannitol ve nişasta karışımı olan PEARLITOL® Flash, özellikle süper dağıtıcı eklemeden pürüzsüz bir yapı sağlayan hızlı dağılım amacıyla tasarlanmıştır.

Birçok farklı çalışma olmasına rağmen,

halen dağılım/çözünme süreci tam olarak teorileştirilememiştir. Su penetrasyonu, kaçınılmaz bir ön süreçtir. Tabletin gözenekleri, tabletlerin sıvı girişleri için yol sağlamaktadır. Fakat bu süreçin, tek bir mekanizma sonucu olmasının aksine, birçok farklı mekanizmanın birbiriyle etkileşimi sonucu gerçekleştiği düşünülmektedir( ).

Bu çalışmada, PEARLITOL® Flash’ın dağılma profilleri ve mekanizmaları incelenmiştir.

Ağızda dağılan tabletlerin hazırlanışı

Bu çalışmada kullanılan hammaddeler, Roquette ürünleri olan PEARLITOL® Flash ve PEARLITOL® 200 SD mannitolleridir. Magnezyum stearat, Bärlocher firmasından satın alınmıştır.

Numune ODT’ler, PEARLITOL® Flash ya da PEARTOL® 200 SD’nin lubrikant ile 5 dakika

süresince Turbula T2C mikserinde karıştırılmasıyla hazırlanmıştır.

Tabletler, direk baskı yöntemiyle Korsch XP1 makinasında, 13mm düz pahlı kenar baskı kalıbı ile, basım kuvveti artırılarak (5-25kN) şekil verilmiştir. Baskı makinası, her tablet ağırlığının 500 mg olacak şekilde ayarlanmıştır.

Metotlar

Page 12: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

12

Islanabilirlik

Dozaj formlarının ıslanma süresi değme açısı ile orantılıdır. Değme açısı, Digidrop GBX açıölçeri kullanılarak ölçülmüştür. Tabletin yüzeyine, 2 µl’lik su (20°C) döküldüğünde, değme açısı 0 ile 3.5 saniye arasında yüksek hızlı kamera ile kaydedilmiştir. Ölçümlemeler, 3 kere tekrarlanmış ve hassasiyet 5°’dir. Islanma profilleri, zamana karşı değme açılarının ölçümlenmesiyle belirlenmiştir.

Su Emme Kinetiği

Arşimet prensibini sınırlandırmak amacıyla, gereç, iyonsuzlaştırılmış su (20°C) içeren büyük bir kabın yüzeyinde sinterlenmiş cam kaptan oluşur. Elektronik terazi sayesinde askıda kalır. Tablet dikkatlice cam kabın içine koyulur. Kazanılan ağırlık teraziden okunur ve otomatik olarak bilgisayar tarafından kaydedilir. Doygunluk noktasına kadar ya da 15 dakika boyunca, veri her saniye kaydedilir. Bu metod sayesinde su emilimi için iki değişken ortaya çıkar: emilim hızı ve azami emilim oranı. Deneyler iki kez tekrarlanır ve ortalama sonuçlar raporlanır.

Veriler ve TartışmaBir tabletin hızlı dağılması, genellikle tabletin içine hızlı su girişi ile ilişkilendirilir( ). Şekil 1, PEARLITOL® Flash tabletlerin, mannitol tabletlere oranla daha iyi bir ıslanabilirliği olduğunu göstermektedir. Çalışma sonucunda da görüleceği gibi, PEARLITOL® Flash ile değme açısı daha düşük ve 1 saniyeden sonra 0° olurken, PEARLITOL® 200 SD ile 3.5 saniye sonrasında 51°’dir. Islanma süresi azaldıkça, tabletlerin dağılması hızlanır. Islanma süresi, yardımcı maddenin hidrofil profili

ile yakından ilişkilidir. Nişastanın hidrofil yapısı, PEARLITOL® Flash’ın iyi ıslanma profilini açıklayan temel nedenlerden biridir.

Ayrıca, PEARLITOL® Flash tabletler, hızlı su emilim oranına sahiptir (Şekil 2). 60 saniyede, PEARLITOL® Flash tabletler sertliklerinden bağımsız olarak, ilk ağırlıklarının %50’si kadar suyu absorbe ederler.

Dağılma süresi in vivo olarak öngörüldüğünde( ) sertliğe ve basım kuvvetine bağlı değildir, bunun yerine, birleşimin iyi ıslanma profili ve PEARLITOL® Flash tabletlerdeki hızlı su penetrasyonu ile açıklanabilir (Tablo 2).

Page 13: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

13

Sonuç• Süper dağıtıcı ve mannitolle hazırlanan ODT’lerin, zayıf ıslanma profilleri nedeniyle yüksek gözenekliliğe sahip olmalıdır• Bu nedenle, hızlı dağılan ODT’ler için, dar bir basım kuvveti yelpazesi bulunmaktadır• Süper dağıtıcıları nişasta ile ikame etmek, PEARLITOL® Flash’e yüksek ıslanma profili sağlar • PEARLITOL® Flash ile, ODT’ler geniş bir basım kuvveti yelpazesine sahip olurlar

Daha detaylı bilgi için : ROQUETTE TARIM VE GIDA SAN. LTD. STI.Tel : 0212 2348373www.roquette.com.tr

i Bhowmik D., Krishnakanth C.B., Chandira P.R.M. J. Chem. Pharm. Res., 1(1):163-177 (2009) ii Zhao N., Augsburger L.L. AAPS PharmSciTech 6(1): Article 19 (2005). iii Popescu, C., Zhou, L., Joshi, A., Liu, H., Francois, A., Damour, D., Lefevre, P. Tablets & Capsules, 8(5): 14-20 (2010)

Page 14: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

14

HaberYabancı

MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI

NASA’nın MAVEN uzay aracı tarafından toplanan veriler ışığında yapılan çalışmalara göre, Mars atmosferinin yavaş yavaş uzaya doğru akmakta olduğu anlaşıldı. Kızıl Gezegen’in atmosferinin bu büyük firarının altında yatan neden ise Güneşimiz. Zira sürekli bir biçimde yıldızdan gelen güneş rüzgarları Mars yüzeyine çarparak atmosferin dış

katmanlarının soyulmasına neden oluyor.

NASA’daki bilim insanları böyle bir sonuca, bu yılın başlarında Mars yüzeyini etkisine alan bir güneş fırtınası üzerinde yaptıkları çalışmalardan sonra vardıklarını açıkladılar. Buna göre, güneş fırtınasından gelen parçacıklar atmosferin üst tabakalarında bulunan gazları harekete geçirerek onların hızlıca uzaya doğru yönelmelerini sağlıyor. Araştırmacılar, bu doğrultuda Kızıl Gezegenin atmosferinden; aralarında hidrojen, oksijen ve karbondioksitin de yer aldığı çeşitli atom ve moleküllerin kaybolmakta olduğunu tespit ettiler. Bütün bir yıl boyunca MAVEN’in elde ettiği verilere dayanan bütün bulgular, geçtiğimiz

hafta Science and Geophysical Research Letters‘da yayınlandı.

Söz konusu güneş etkileşimi aynı zamanda Mars‘ın bir zamanlar olduğundan nasıl bu kadar farklı olduğunu da açıklayabilecek nitelikte. Araştırmacılara göre, bundan 4 milyar yılı aşkın bir zaman dilimi öncesinde kalın bir atmosfere sahip olan Mars’ta gezegenin ısınması ve yüzeyde geniş ve sıvı halde okyanuslar bulunması için yeterli düzeyde gaz bulunuyordu. Fakat, artık gezegen soğuk ve okyanus barındırmayan, Dünya’daki atmosferin yüzde biri oranında bir basınca sahip bir atmsoferi olan bir yer.

Bu atmosfer kaybının ilginç yan etkilerinden biri de Kızıl

Gezegenin, Dünya’nın kutuplarının

yakınlarındakilere benzeyen küresel

auroralara sahip olması. Gezegenin yüzeyine doğru gelmekte olan parçacıkları durduracak büyük manyetik alanlar olmadığı için, atmosfere

ve yüzeye doğru çarpan güneş

rüzgarları göz alıcı bir biçimde parlıyor.

The Verge‘de yer alan haber göre, MAVEN

ekibinde yer alan bilim insanlarından Nick Schneider, bu

durumu şöyle yorumluyor: “Mars’ın bahçelerindeki bir koltuğa oturup bu auroraları

izleyebilen hiçbir astronotun olmaması çok yazık.”

Page 15: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

15

HaberYe

rli KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK

İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR

Kimya sektörünün ihracatının, 2015 Ocak-Ekim döneminde 12,9 milyar dolar olduğu bildirildi.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliğinden (İKMİB) yapılan açıklamaya göre, kimya sektörünün ihracatı ekimde değer bazında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 12,4 azalarak 1 milyar 310 milyon 655 bin dolara indi.

Böylece sektörün ihracatı, 2015 Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13,6 gerileyerek 12 milyar 900 milyon dolara düştü.

Kimya sektörünün ekim ayında en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke Irak, Almanya ve Mısır şeklinde sıralandı. Bu dönemde Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Rusya, İngiltere ve İran da en fazla ihracat yapılan diğer ülkeler arasında öne çıktı. Ocak-ekim döneminde de Irak, Mısır ve Almanya sektörün en fazla ihracat yaptığı ülkeler oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, kurulacak yeni hükümetin ekonominin gelişimine yön vereceğini belirterek, ekonomik büyümenin ve ihracat artışının sürdürülmesinde istikrarın önemine dikkati çekti.

Akyüz, kimya sektörünün, pek çok sektöre ara malı ve hammadde girdisi sağlayarak sanayinin nabzını tuttuğunu dile getirerek, “Ancak maalesef gerek

ekonomik gerekse siyasi belirsizlikten en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyoruz. Diğer yandan ülkemizin üretime döndürülebilir, kalıcı yatırımlara çok ihtiyacı var. Bu da ancak güven duyulan bir ortamla mümkün olabilir. Kurulacak yeni hükümetin ekonomimizin istikrarlı gelişime katkı sağlamasını temenni ediyor ve yüksek katma değerli ürüne daha fazla destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Akyüz, bu yıl 5’incisi düzenlenecek Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’nı 14 Kasım’da gerçekleştirileceğini aktararak, plastik, ilaç ve eczacılık, kozmetik, boya gibi alt sektörlere seslenen ve 30 projenin değerlendirileceği etkinliğe sanayicilerin ilgisini beklediklerini de vurguladı.

Page 16: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

KİMYA MÜHENDİSİ

YAVUZ SELİM KART

MEZUN

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

[email protected]

16

Baca Gazı AnaliziBaca gazı; CO2, oksit ya da is içeren maddelerden oluşur. Bu maddeler çevreyi kirletir, aynı

zamanda iklim ve insan sağlığı üzerine de negatif etkileri vardır. Termal prosesleri optimize etmek ve tüm bu emisyon miktarlarını düşürmek için, yanma süreçleri daha verimli bir

şekilde tasarlanmalıdır. Bu açından bakıldığında baca gazı analizleri çok önemlidir.

Baca gazı analiz cihazları emisyon, proses ve verim ölçümü amaçlı kullanılmaktadır. Özellikle son dönemde elektronikteki gelişmeler baca gazı analizörlerini daha kolay kullanılabilir hale getirmiştir. Baca gazı analiz cihazları, yeterli verileri kullanıcıya daha küçük cihaz boyutu ve daha uzun sensör ömürleri ile verebilecek duruma gelmişlerdir.

Portatif baca gazı analiz cihazları elektrokimyasal sensörler kullanmaktadırlar. Bu sensörlerde sonsuza kadar kullanılabilecek malzemeler değildirler. Ölçüm esnasında bacadan çekilen gazla elektrokimyasal sensörün içerisinde kimyasal bir reaksiyon sonucu olarak tükenme olur. Elektrokimyasal sensörlerin sarf malzemesi olması nedeniyle baca gazı analiz cihazı seçimi esnasında elektrokimyasal sensörlerin kullanım ömrü oldukça önemlidir.

Portatif baca gazı analiz cihazları, yakma sistemine bağlanarak otomatik ayar yapabilen cihazlar değildirler. Portatif baca gazı analiz cihazları yakma sisteminin bacasından çıkan gazı analiz ederek sistemin yanma karakteristiği hakkında kullanıcıya bilgi veren cihazlardır. Ölçülen ve hesaplanan değerlere göre yakma sistemini ayarlamak bu değerlerin doğru bir şekilde yorumlanmasına bağlıdır.

Page 17: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

17

Baca gazı analizlerinde şu değerler kaydedilir:• O2, CO, CO2, SO2, NO, NO2, NOx Yanma Gazları Emisyonlarının Ölçümü,• Partikül Madde (Toz) Ölçümü,• Gaz ve Tozların Kütlesel Debi Tayini,• Hız-Debi Ölçümü,• İslilik Ölçümü,• Yanma Verimliliğinin Tespiti,• Uçucu Organik Gaz (VOC) Emisyonlarının Ölçümü,• Baca gazı Sıcaklık Ölçümleri,• Yoğuşma Noktasının (Dew Point) Belirlenmesi,• Bacagazında Nem Değerinin Belirlenmesi,

Page 18: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

18

Bu değerlerin ölçümlerinin ve hesaplanmasının

• TS ISO 7935 SO2,• TS ISO 12039 CO,O2,CO2,• EPA CTM 22 NOx(NO+NO2),• TS ISO 9096, EPA 17,EPA 5,TS ISO 13524,VDI 2066 TOZ,• TS ISO 10396 HIZ,• TS 9503 İSLİLİK,• TS EN 1911-1,2,3 KLOR,• TS EN 13649 UÇUCU ORGANİK BİLEŞİK VE BUHARLARLAR

gibi standartlarına uygun yapılması gerekir.

Page 19: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

19

Baca Gazı ve Emisyon ÖlçümleriEmisyon, yakıt ve benzerlerinin yakılmasıyla; sentez, ayrışma, buharlaşma ve benzeri işlemlerle; maddelerin yığılması, ayrılması, taşınması ve diğer mekanik işlemler sonucu bir tesisten atmosfere yayılan hava kirleticileri olarak tanımlanır.

Emisyon İzni nasıl alınır?Çevre Kanunun ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre, emisyon yayan tesisler için emisyon ölçümlerinin yaptırılıp değerlerinin yönetmelikteki kıstaslara uygun olduğunu gösteren izindir. Kuruluşun büyüklüğüne göre Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilir.

Emisyon ve hava kalitesi (İmisyon) ölçümleri, kalibre edilmiş ölçüm cihazları ile akredite olmuş ve/veya Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Yeterlilik Belgesi'ne sahip kuruluşlara yaptırılır.Ölçüm sonuçları değerlendirilerek raporlandırılır.Sonuçlar yönetmelik sınır değerlerin üzerinde çıkarsa emisyonların azaltılması için gerekli yöntemler ve faaliyetler tanımlanır.Emisyon izni başvuru dosyasında Bakanlıkça istenilen her türlü tesis bilgileri, kullanılan yakıt bilgileri, kullanım sahası bilgileri, emisyon ölçüm raporları, kapasite raporu ve diğer gerekli evraklar hazırlanır.

Kuruluş adına Valiliğe müracat yapılır ve yerinde incelemenin yapılması sağlanır.Dosyanın İl Mahalli Çevre Kurulunda görüşülmesi ve takibi yapılarak Emisyon İzni alınır.

Emisyon ölçüm parametreleri nelerdir?Bacagazında SO2 Tayini Parametre:SO2Standartlar:TS ISO 7935 "Nokta Kaynak Emisyonları: Kükürtdioksitin Kütle Derişiminin Tayini- Otomatik Ölçme Metotlarının Performans Karakteristikleri"Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu

Bacagazında CO, O2, CO2 TayiniParametre: CO, O2, CO2Standartlar:TS ISO 12039 "Sabit Kaynak Emisyonları Karbonmonoksit, Karbondioksit ve Oksijen Tayini - Otomatik Ölçme Sistemlerinin Performans Özellikleri ve Kalibrasyonu"Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu

Bacagazında NOx, NO, NO2 TayiniParametre: NOX (NO,NO2)Standartlar:EPA CTM 022 "Determınatıon Of Nitric Oxide, Nitrogen Dioxide And NOx Emissions From Stationary Combustion Sources By Electrochemical Analyzer"Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu

Kaynaklar :

http://www.testo.com.tr/urunler/baca-gazi-analizi/http://www.dogalgaz.com.tr/yayin/161/testo-baca-gazi-analizinde-olcum-parametreleri_4951.html#.VleSUb9oN_khttp://personel.klu.edu.tr/dosyalar/kullanicilar/ahmet.ipekci/dosyalar/dosya_ve_belgeler/bacalar_ve_yanma_havasi.pdfhttp://www.onurenerji.com.tr/olcumler/baca-gazi-analizi/http://www.stmcevre.com/hizmetler.php?s=9http://docplayer.biz.tr/1017595-Laboratuvari-hakkimizda.htmlhttps://cevre.files.wordpress.com/2008/11/hava_kirliligi_olcumu.pdf

Page 20: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

20

HaberYabancı

DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK BİTKİSİNİ YAPTILAR

İsveç’li bir grup bilim adamı, dünyanın ilk “cyborg bitki”sini ürettiklerini açıkladı. Çalışmanın üzerinde yürütüldüğü canlı bir gül, artık elektrik enerjisi üretebiliyor.

“Yeşil Enerji” kavramı bu hafta İsveç’li bilim adamlarının duyurdukları keşifleriyle tam anlamıyla hayat buldu. İsveç’te

bulunan Linköping Üniversitesi’nde bir grup bilim adamı, canlı bir gülü bir fotosentetik enerji üreten bir elektrik devresine dönüştürmeyi başardıklarını ilan etti. Kısacası artık “cyborg çiçek” diye bir şey gerçekten var.

Her ne kadar kulağa öyle gelse de amaç, bir gün ayaklanıp insan köleliğinden kurtulacak bir yeşil robot ırkı değil. Amaç, çevre değişimlerini algılayıp görüntüleyebilen, ya da ürettiği mısırların büyüklüklerinin bir düğmeye basılarak düzenlenebildiği akıllı bitkiler yaratmaktı. Ya da bitki temelli yakıt hücrelerinin fotosenteziyle şekerden elektrik üretmek…

Araştırma ekibinin lideri Magnus Berggen, “Bildiğimiz kadarıyla daha önce bitkilerden enerji üretmekle ilgili herhangi bir araştırma sonucu açıklanmadı. Bunu daha önce kimse yapmadı.” diyor.

Peki sistem nasıl çalışıyor?Araştırmacılar ilk olarak, bitki köküne PEDOT-S isimli bir sentetik polimer yerleştiriyor. Bitki, suyun emilmesini sağlayan ksilem sistemi yoluyla aynı şekilde sentetik polimeri de emiyor. Polimerler öncelikle su ve mineraller ksilem sistem içinde hala dolaşırken elektrik üretebileceği bir “ kablo” oluşturuyor. Araştırmacılar, bitkinin dokusunda doğal yolla oluşan elektrolitlerle bu “kablolar”ın bağlantı kurması sağlayarak elektorkimyasal bir transistör yaratabiliyorlar, ayrıca digital bir mantık

kapısı ayrıca temel bir bilgisayar bileşenini de elde edebiliyorlar.

Araştırmacılar, PEDOT-S’i ayrıca elektrokimyasal hücrelerin ayrıştığı ve “piksel” oluşturduğu yapraklara da yerleştiriyor. Ve bir voltaj tatbik edidiğinde bu pikseller tıpkı bir ekran gibi renk değiştiriyor.

İlk cyborg bitki bu güne kadar yapıla iki çalışmanın doruk noktası, ( 90’lı yıllarda araştırmacılar ilk olarak ağaçlarla benzer bir çalışma yürütmüş ancak yeterli fon elde edememişti.) ancak bu buluş, teknolojiyle yapabileceklerimizin görünen çok ufak bir parçası.

Araştırma lideri Berggen, “Artık gerçekten “güç üreten bitkiler”den bahsedebiliyoruz. Bitkilerin içine sensör yerleştirebilir ve klorofilden elde edilen enerjiyi kullanabilir, “yeşil antenler” üretebilir ve ya başka materyeller elde edebiliriz.” diyor ve ekliyor, “Her şey ‘doğal olarak’ meydana gelir ve biz bitkilerin kendiliğinden gelişmiş eşsiz sistemlerini kullanabiliriz.”

Page 21: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

21

Ye

rli

Haber HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER

Balıkesir’in Gönen ilçesinde günde 400 ton

hayvansal ve bitkisel atığın işlendiği tesiste yıllık 10 bin ton sentetik petrol üretilmesi hedefleniyor.

Balıkesir’in Gönen ilçesinde Temmuz ayında 25 milyon dolarlık yatırımla Altaca Grubu tarafından hayata geçirilen , hayvansal ve bitkisel atıklar ile bazı fabrikaların atıklarının işlenerek enerjiye dönüştürüldüğü tesiste, yılda 10 bin ton sentetik petrol üretilmesi hedefleniyor.

Tesisin Genel Müdürü Çağrı Özkök, işletmelerinin, 2015 sonu itibarıyla diğer etapları tamamlandığında,

atıklardan biyogaz, elektrik, organik sıvı, katı gübre, hümik asit ve sentetik petrol üreten, dünyaya örnek bir entegre tesis olacağını söyledi.

Üretim proseslerinin tamamen Türk mühendis ve bilim adamlarınca geliştirildiğine dikkati çeken Özkök, “Tesiste, bölgede ortaya çıkan günlük 400 ton hayvansal ve bitkisel atığı işleyip biyogaza dönüştürüyoruz. Üretilen biyogaz ise türbinlerde yakılarak elektrik enerjisine çevriliyor. Biyogaz tesisinin kapasite faktörü yüzde 95. Bu oran, 11 MW’lık rüzgar türbininin toplam üretim kapasitesine karşılık geliyor” dedi.

“Yılda 20 Bin Ton Kapasiteli Organik Gübre”Biyogaz tesisinden çıkan posanın, katı ve sıvı olarak ikiye ayrıldığını anlatan Özkök, katı kısımın 300 derecelik döner fırında kurutulduğunu, elde edilen gübrenin tamamen patojenlerden arındırıldığını söyledi.

Yılda 20 bin ton kapasiteli organik gübre tesisinden çıkan ürünün, çiftçilerin kullanımına sunulduğunu vurgulayan Özkök, şöyle devam etti: “Patent süreci devam eden yeni teknolojisi ile sıvı kısım özel bir prosesten geçirilerek konsantre ediliyor. Hijyenize edildikten sonra paketlenerek, suda çözünür, damlama sulama sistemine uygun, yüksek besleme değerlerine sahip özel bir sıvı gübre olarak piyasaya ulaştırılıyor. Tesiste yılda 10 bin ton sıvı gübre üretilmesi planlanıyor. Sırada sentetik petrol var. Projeye TÜBİTAK da destek verdi. Fabrikadan çıkan posayı, teknolojisi kendilerine ait katalitik sıvılaştırma teknolojisi ile sentetik petrole dönüştüreceğiz. Tesislerde, büyükbaş ve

tavuk atıkları, mezbaha atıkları, pirinç sapı, park ve bahçe atıkları gibi bitkisel atıklar, süt fabrikası ve maya fabrikası atıkları ile yetiştirilmiş enerji bitkileri işlenecek. Tesis için yıllık sentetik petrol üretim miktarı, ham maddeye bağlı olmakla beraber, yaptığımız deneysel hesaplara göre yaklaşık 10 bin tondur.”

Sentetik petrol üretim teknolojisinin patentinin bağlı bulundukları gruba ait olduğunu belirten Özkök, şunları kaydetti: “Altaca Enerji, patentleri kendisine ait katalitik sıvılaştırma teknolojisini geliştirdi. Atıkları sıvılaştırıp sentetik petrol üreten teknoloji dünyada bir ilk. Memleketimiz açısından çok büyük kazanım ve prestij meselesi olacak. İnşallah Türkiye’de yüzlerce fabrika kurulup bu fabrikalarla petrol ihtiyacımızın bir kısmının sağlanması mümkün olacak. Binlerce kişiye istihdam sağlanacak. Türkiye artık yüksek teknoloji ile işlem yapan aynı zamanda da çevreyi koruyan bir ülke konumuna gelecek. Bugüne kadar 20 milyon dolarlık harcama gerçekleştirildi. Ar-Ge harcamaları da eklendiğinde toplam yatırım tutarı 25 milyon dolara ulaşıyor.”

Page 22: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

İNŞAAT MÜHENDİSİ

MUHAMMET ŞAHİN

ÖĞRENCİ

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ

[email protected]

22

İnşaat’ın KimyasıHerkesin bildiği üzere kimya hayatin her

yerinde ve çoğu bilim dalıyla iletişim halindedir. Bu yazıda, inşaatın kimyası

adli başlık altında, kimyanın inşa edilen yapıların çoğundaki fizik ve matematikle olan is birliğinden bahsedeceğim. Bir inşaatı oluşturan temel malzemeler ve onların özelliklerinin varlığındaki kimya , fizik, matematik ortaklığındaki kimyanın etkisini konu edineceğim.

Kimya tam anlamıyla uygulamalı bir bilimdir ve inşaatın temel bilimlerindendir. Öyleki yapılan diğer fizik ve matematik hesaplarının uygulanmasının temelini yapının kimyasal özellikleri ve içeriği

belirler. Evvela yapılması gereken bir yapı inşa edilmeden önce ,yapının inşa edileceği zeminin analiz edilmesi , kullanılan betonun içeriği ve içeriği oluşturan maddelerin yüzdeleri, kullanılan çeliğin farklı koşullarda gösterdiği farklı davranışlarının saptanmış ve bunlarla ilgili teknik ve statik hesapların da biliniyor olması gerekmektedir. Bunların temelinde ve özünden kimyasal yapı, karakteristik özellikler yatar. Yani sunu söyleyebiliriz ki kimya hem zeminde hem de üst yapıda oluşumun öz parçasıdır. Fizik ve matematik hesaplamaları kimya temeliyle ayaktadır diyebiliriz. Ülkemizde ve dünyada bir çok yapıda bu durumun ihmal edilmesi can ve mal kaybına neden olabiliyor.

Page 23: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

23

Zemin analizlerinin dikkate alınmaması veya yapılan analizi okuyabilecek bilgi birikimine sahip olunmaması bu tur olayların sayısını arttırabiliyor. Bu ve benzer olayların gerçekleşmemesi için temel bilimlere ülkemizde daha fazla önem verilmesi gerektiğinin altını çizmekte fayda var.

Teknik bilginin deneklerinden olan kimyanın inşaat yapılarında oldukça önemli olduğundan bahsettik. Simdi bu konuda bir inceleme yapacak olursak

inşaatın temel yapısında olan beton ve çeliği ele alalım. Beton agrega, su ve kimyasal bir bağlayıcı maddenin karışımından oluşmaktadır. Agrega denen şey kum ve çakıl karışımıdır. Bu maddelerin beton içerisindeki hacimsel yüzdeleri oldukça önemlidir. Betonda yaklaşık olarak %10 çimento, %20 su ve hava ,%30 kum, %40 çakıl bulunmalıdır. Bu yüzdelerdeki yüksek oynamalar betonun yapısal ve dayanım özelliklerini olumsuz etkilemekte ve bunun sonucunda da yıkımlara sebep olmaktadır.

Beton oluşumundaki kimyasal reaksiyon gerçekleşirken agreganın boyutu , bicimi , granülometrisi, içeriği ve nemi; suyun içeriği, karışımın karıştırılma hızı, eğer karışım zeminden uzak ise taşınması, yerleştirilmesi , sıkıştırılması oldukça önemlidir. Reaksiyonlar bitip beton sertleştiğinde de betona kür yapılması

unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında betonun içeriğindeki bağlayıcı maddeler de büyük öneme sahiptir. Bunların başında ise bir hidrolik bağlayıcı olan çimento gelir. Çimento havada ve suda priz yapma özelliği olan ve suda erimeyen bir bağlayıcıdır. Çimentonun oluşum tepkimesi su şekildedir:

İlk cağlarda da inşa islerinde birçok farklı bağlayıcı madde kullanılmıştır. Bunlardan bazıları alçı, kireç, killi toprak harçlarıdır.

Konumuzu fazla dağıtmadan son olarak çeliğin varlığının yapılardaki uyumundan bahsedip yazıma son vermek istiyorum.

Çeliğin bulunuşu inşaatın donum noktasıdır.

Çelik, günümüzde bu denli kompleks ve yüksek binaların varlığında beton ile olan yüksek uyumuyla başroldedir. Bu çelik beton uyumu oldukça büyük bir şanstır. Sertleşmiş haldeki beton ve çelik sanki tek bir malzemeymiş gibi davranırlar ve bu uyumun yanında sıcaklığa karşı gösterdikleri tepki de hemen hemen aynıdır. Çelik ve betonun bu uyumlu birleşimi günümüzde kullandığımız betonarme kavramının temelini oluşturur.

Page 24: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

24

Çelik + Beton = Betonarme

İlgilenenler İçin

Puzolanlar Puzolanlar silis veya silis-alümin kökenli malzemelerdir.

Nemli bir ortamda sönmüş kireçle reaksiyona girerek bağlayıcılık özelliği olan C-S-H 'ı oluştururlar.

Bu özellikteki toprak ilk defa Napoli yakınlarındaki Pozzuoli kasabasında elde edilmiştir. Vevuz yanardağı yakınındaki bu toprak camlaşmış volkan toprağı olup, günümüzde kullanılan "puzolan" sözcüğü buradan gelmektedir.

Kaynaklar :-Dr. Sinan t.erdogan,prof.dr.tuhan y.erdogan,baglayici malzemelerin ve betonun on bin yıllık tarihi, ODTÜ yayıncılık ,2007-Prof.dr.Bekir postacioglu,beton ,bağlayıcı maddeler,agregalar,beton,cilt-1-baglayici maddeler ,TKY,istanbul,1986 prof.dr.hayri yalçin,prof.dr.metin gürü, çimento ve beton ,palme yayıncılık ,ankara,2006

Page 25: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

25

HaberYabancı

KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU

Kendini iyileştiren yapay dokular alanında kayda değer bir ilerleme var.

Esnek elektroniklerin heyecan verici oldukları rahatlıkla söylenebilir. Ancak giyilebilir teknolojiden robotik alanına, sağlıktan uzay uçuşlarına her yerde kullanılabilen bu ürünlerin ufak bir sorunu var: Bileşenler kolay bir

şekilde hasar alabiliyorlar ve bu da niteliklerini ortadan kaldırıyor.

Bu sorunu çözmek isteyen Israel Institute of Technology’deki kimya mühendisleri, hasarı “iyileştirebilen” esnek elektronik algılayıcılar geliştiriyorlar. Bu sistemin protez uzuvlar için yapay bir deri oluşturmak için kullanılması planlanıyor. Böylece kullanıcının çevresini hissetmesini sağlayacağı ümit ediliyor.

Buradaki en önemli şey, yüksek iletken elektrotlara ve altın nano parçalara sahip yeni bir sentetik polimer tipi. Bu polimer, hasar aldığı zaman genişleyerek normal durumda elektrotlar arasındaki elektrik akımını engelleyecek olan çatlakları “iyileştiriyor.”

Advanced Materials’ da yayınlanan ve buluşu açıklayan makalede araştırmacılar, bu maddenin iyileştirme etkisinin rastgele noktalarda birkaç kesime dayanabilecek kadar yüksek olduğunu söylüyorlar. Algılayıcının geliştiricilerinden biri olan

Tan-Phat Huynh, kendini iyileştiren algılayıcıların bir gün insan sağlığını takip eden elektronik derilere imkan tanıyacak bir platform olabileceğini düşünüyor.

Page 26: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

26

HaberYe

rli KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ

HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR

Sektörel sorunlara çözüm bulmak için Konya Sanayi Odası tarafından düzenlenen sektör toplantılarının 16.’sı kimya sektörü temsilcileri ile gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan kimya sektörü temsilcileri, kullandıkları hammaddenin fiyat ve kalitesinde istikrar sorunu yaşadıklarını, bunun da rekabeti olumsuz etkilediğini iletirken, özellikle belgelendirme konusunda bürokrasinin azaltılmasını talep etti.

Boya, gübre gibi sektörlerde çok çeşitli TSE belgesi olduğunu, bu bürokrasinin sanayiciler üzerinde yük oluşturduğunu ifade eden sanayiciler, bazı analiz raporları işlemlerinin de geç yapılması nedeni ile hammaddelerin gümrük kapılarında beklemek zorunda kaldığını vurguladı.

Sanayiciyi üretime teşvik eden yeni bir başarı hikayesi yazılmalıToplantıda konuşan Konya Sanayi Odası Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükcü, sanayicilerle buluşmaya ve sorunlarını dinleyip, çözüm yolları bulmaya önem verdiklerini söyleyerek, meslek komitesi toplantılarından 16.’sını gerçekleştirdiklerini iletti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve Türkiye’nin kritik günlerden geçtiğini aktaran Kütükcü, ülkenin önünde 4 yıl seçimsiz bir dönem olduğunu hatırlatıp, “İş dünyası olarak bizler, ekonomik istikrarın siyasi istikrardan bağımsız olmadığını biliyoruz. 4 yıllık süreçte ülkeyi, sanayiciyi, üretimi teşvik eden, cesaretlendiren, yatırım şartlarını iyileştiren yeni bir başarı hikâyesi yazılmasını ümit ediyoruz” dedi.

Küresel adımlar atılmalıGeçtiğimiz günlerde Antalya’da gerçekleştirilen ve dünyanın en güçlü ekonomilerini temsil eden G20 ve B20 zirvelerine de değinen Kütükcü, bu zirvelerde iş dünyasını ilgilendiren çok önemli gelişmeler

olduğunu, bunlardan birisinin dünya ticaretinin önündeki engelleri kaldırmak için 51 ülke tarafından imzalanan Dünya Ticaretinin Kolaylaştırılması Anlaşması olduğunu aktardı. Bu anlaşmanın yeterli ülke sayısına hızla ulaşarak, hayata geçmesinin iş dünyası için önemli olduğunu aktaran Kütükcü, “Küresel krizin etkisiyle daralan dünya ticaretinin yeniden canlandırılması için küresel adımlar atılmalı” dedi.

Fiyat ve kalite istikrarı olmaması, rekabeti olumsuz etkiliyorSektörlerine ilişkin sorunları dile getiren kimya sektör temsilcileri ise, kanun ve yönetmeliklerin hızlı bir şekilde değiştiğini, bu değişikliklerin ilgili bakanlıklar ve kurumlar tarafından iş dünyasına daha iyi duyurulması gerektiğini aktardı.

Başta galenik ilaç olmak üzere kimya sektöründe kullanılan hammaddelerin fiyat ve kalite istikrarında sorunlar yaşandığına dikkat çeken sektör temsilcileri, bu durumun rekabeti de olumsuz etkilediğini dile getirdi. Gübre sektöründe kullanılan hammaddelerin ithal edildiğine işaret eden bazı gübre sektörü sanayicileri ise, TSE’nin istediği analiz belgeleri nedeni ile konteynırların gümrüklerde beklediğini, bunun da maliyet oluşturduğunu ifade ederek, analiz işlemlerinin daha hızlı şekilde yapılmasını talep etti. Aynı ürün için TSE’den 10-15 tane ayrı belge almak zorunda kaldıklarını, bunun özellikle boya sektöründe ciddi bir maliyet oluşturduğunu anlatan sanayiciler, siyasilerden kıdem tazminatı konusunda yaşanan sorunlara da çözüm üretmesini talep etti.

Toplantıda ayrıca, KOSGEB destekleri, merdiven altı üretim, nitelikli eleman, yerli malı belgesi, sanayi tüplerinin hurdaya ayrılması, plastik ve kauçuk sektörünün analiz laboratuarı ihtiyacı gibi pek çok konuda yaşanan sorunlar ve yapılması gerekenler istişare edildi.

Page 27: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

27

KİMYAGER

FIRAT ÖZTÜRK

MEZUN

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ

[email protected]

27

Neye Göre Yüksek Lisans?

Yüksek Lisans Nedir?

Yüksek lisans, akademik alanda kariyer yapmak için veya mesleki alanda uzmanlaşmak için yapılan lisans üstü eğitim programıdır.

Diğer bir adı ise ‘’Master’’dır. Tezli yüksek lisans ve tezsiz yüksek lisans olmak üzere iki farklı şekilde yapılabilir. Aralarında tez yazmak dışında fazla bir fark yoktur.

Yüksek lisans yapmak için bazı şartlar aranmaktadır. Bu yapılacak yüksek lisans programına ve

yükseköğretim kurumuna göre farklılıklar gösterebilir. Bütün bu bilgilere yükseköğretim kurumlarının internet sayfasından ulaşılabilir.

Asıl önemli olan konu ise seçilecek yüksek lisans programıdır. Hedefe uygun bir yüksek lisans programı seçmek, hem ülkeye hem de kişinin kendisine büyük faydalar sağlayacaktır. Aksi halde halk tabiriyle yüksek lisans yapmak için yüksek lisans yapmış olunur.

Page 28: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

28

Ne Yapılmaktadır?Yüksek lisans yapılırken algılara göre hareket edilmektedir. Bu sebeple çok da faydası olmayacak bir eğitim programında zaman harcanmış olunur. Bu algılar; popüler olan bölümlerde yüksek lisans yapmak, kolay alanları tercih etmek veya daha anlayışlı-hoşgörülü bir öğretim görevlisine göre hareket etmek…

Kimya alanında en çok yüksek lisans yapılan bölüm Analitik Kimya’dır. Çünkü algılar, ülkemizdeki kimya sektöründe en çok analitik yöntemlerin kullanıldığını söylemektedirler. O yüzden çoğu yükseköğretim kurumunun yüksek lisans eğitim programlarında

analitik kimya kontenjanları doludur. Bu bölümde kontenjan dışında kalan öğrenciler gerekçesiz olarak başka bir bölümde yüksek lisans yaparlar. Bu yüksek lisans, iş hayatında sadece ‘’Yüksek’’ unvanından ve özgeçmişteki iki satırlık pozitif fazlalıktan başka bir şey değildir. Fakat yüksek lisansın tanımı yukarıda belirtildiği gibi akademik alanda kariyer veya mesleki alanda uzmanlaşmak için yapılan eğitim programıdır. Bu sebeple yapılan yüksek lisans, bilinen yüksek lisanstan farklılık göstermektedir. Bu farklılığı ortadan kaldırmak için kişi kendisine en uygun bölümü ve öğretim görevlisini seçmelidir. Bu seçim popülizme ve algılara göre değil; tamamen bilimsel kaynaklara göre olmalıdır.

Ne Yapmak Gerekir?Yüksek lisans yapmadan önce kişi, kendi ilgi alanlarını ve çalışmak istediği konuları en ince detayına kadar belirlemelidir. Yani alandan sektöre; sektörden alt konulara… İlaç tasarımı, biyosidal, beyaz çimento, nano teknolojili kumaşlar, rodyum ayrıştırma, kırılmaz cam, organik kozmetik vs. akla gelebilecek; merak edilen, ilgi duyulan tüm bu alt konular belirlenmelidir. Belirlenen bu konulara ait yayınlanan makaleler bulunur. Bu makalelerin içeriğinde, hangi öğretim kurumu, hangi bölüm ve hangi öğretim görevlisi tarafından yayınlandığı yazılıdır. Böylelikle çalışma yapmak ve uzmanlaşmak

istenilen bir alt konuda çalışma yapan öğretim görevlisinin öğrencisi olunabilir.

İlgi duyulan alandaki makaleler ‘’sciencedirect’’ ten bulunabilir. Sciencedirect, bütün bilimsel makalelerin yayınlandığı bir platformdur. İnternet sayfasından da rahatça erişim yapılabilir. Erişimi daha kolay hale getirmek isteyenler, yüksek öğretim kurumlarının kütüphanelerindeki bilgisayarlardan da ulaşabilir. Sciencedirect veritabanının açık olmadığı kütüphanelerde ise öğrenciler, bir öğretim görevlisinin bilgisayarından ilgili makaleleri bulmak için istekte bulunabilir.

Page 29: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

29

Anorganik Kimya alanında yüksek lisans yapmayı düşünmeyen biri, nano teknolojili kumaşlar hakkında ilgili ve bu konuya ait makaleleri araştırabilir. Araştırma sonucunda en çok dikkatini çeken makalenin bir yüksek öğretim kurumundaki anorganik kimya öğretim görevlisine ait olduğuna ulaşabilir. Bu alanda çalışmak ve uzmanlaşmak için bu bölüme Analitik Kimya’ya göre daha kolaylıkla girebilir. Hem istediği alanda hem istediği öğretim görevlisi ile kolayca yüksek lisans programına kayıt yaptırabilir. İşte o zaman unvanın ötesinde bilgi birikimine sahip olarak çok daha iyi şartlarda iş hayatında çalışabilir. Bilimi sanayiye götürerek hem kendisine hem de ülkesine büyük katkı sağlayabilir.

Bir başka örnek de ilaç tasarımıdır. Organik kimya alanında yüksek lisans yapmak isteniliyor ve tercih ediliyor. Fakat öğretim görevlisinin uzmanlık alanı polimer konusunda; polimer alanında çalışmalar yapılıyor. Bu öğrenci, ilaç hakkındaki tüm ilgisini

polimere çevirmek zorunda kalabilir. Bu yüzden bölümde de seçilecek öğretim görevlisi, alan ve alt konu seçmek kadar önemlidir. İlaç tasarımı hakkında çalışmalar yapan bir öğretim görevlisi belirlenir. Belirlenen öğretim kurumunun ve öğretim görevlisinin bölümü ile ilgili şartlar sağlanarak tercih edilir. Böylece ilgi duyulan alanda uzmanlaşma çalışması daha profesyonel koşula ulaşmış olur.

Sonuç olarak, yüksek lisans yapmak isteyenlerin önce neye göre yüksek lisans yapacaklarına karar vermeleri gerekmektedir. Karar verilen konuların ilgili başlığı bahsedilen platformdan aranılır. Burada bulunan makaleler incelenir, bu makalelerdeki öğretim kurumları ve öğretim görevlileri belirlenir. Belirlenen durumlara göre uygun şartlar sağlanır. Mesleki alanda uzmanlaşmak veya akademik alanda kariyer yapmak isteyenler gerçek anlamda yüksek lisans yapmış olur.

Page 30: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

30

HaberYabancı

İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK

IMS Health tarafından yapılan tahminlere göre global ilaç harcamaları 2020 yılında, gelişmekte olan piyasalarda sağlık hizmetlerine ulaşımın artması, yüksek fiyatı yeni kanser ilaçlarının etkisiyle 2020 yılında 1,4 trilyon dolar seviyesine ulaşacak.

IMS bu yıl global ilaç harcamalarının 1,07 trilyon dolar olacağını öngörüyor. IMS’nin 2020 tahmini gelecek 5 yılda harcamaların yıllık yüzde 4-7 aralığında artacağı anlamına geliyor.

2020 yılında global harcamalar 1,4 trilyon dolar olurken, Çin’in harcamaları ise 165 milyar dolara ulaşacak.

IMS raporunda ayrıca gelecek 5 yılda üçte biri kanser tedavisi için olmak üzere 225 yeni ilacın piyasaya sürüleceği de öngörüldü.

Page 31: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

31

Ye

rli

Haber BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR

Yalova’da düzenlenen konferansta, bor kaynaklarının ekonomi

açısından önemi anlatıldı.

Yalova Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÜBİTAM) ve Yenilenebilir Enerji Kulübü (YÜYEK) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Bor Kaynakları ve Önemi“ konulu konferans Yalova Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda yapıldı. Konferansa bor madenlerinin Türkiye’nin geleceği açışından ne kadar değerli olduğunu anlatmak ve girişimcileri yatırıma teşvik

etmek maksadıyla çeşitli üniversitelerde konferanslar veren Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin dünyadaki bor rezervinin yüzde 73’lük bölümüne sahip olduğunu belirten Prof. Erdoğan, “Bu maden Türkiye için muazzam bir kaynaktır” dedi.

Bor atıkları üzerinde yaptıkları incelemelerden elde ettikleri sonuçları paylaşan Erdoğan bor atıkları üzerinde rubidyum elementinin varlığını tespit eden çalışmaları dünyada ilk defa kendilerinin yaptığını belirtti. Bor atıklarından rubidyum üretilmesinin çok mühim olduğunu kaydeden Erdoğan, “1 gram rubidyum 72 dolar. Uluslararası veriler de bunu

göstermektedir” diye konuştu.

Rubidyum elementinin gece görüş, tıbbi görüntüleme cihazları ile fiber optik telekomünikasyon, radyasyon algılama sistemleri ve tıp alanında kullanıldığını dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bor madeninin türevlerinden olan bir ton borik asitin uluslararası fiyatı 500 ile 700 dolar arasındadır. Yani bir kilogram borik asit 0,5 ile 0,7 dolar arasında değişiyor. Bir kilogram rubidyum ise uluslararası piyasalarda 72 bin dolar. Dolayısıyla bizim bor atıklarında lityum,

rubidyum ve rubidyumun özelliklerini taşıyan sezyum konusunda çalışmalarımız var. Lityum ve rubidyum konusu uygulamaya gelmiş, sezyum ile ilgili çalışmalarımız ise devam etmektedir. Bunlar, kardeş element olduklarından bor atıklarında ortalama 1000 ’ppm’e yakın rubidyum bulunmaktadır. Yani bir ton atıkta 1000 gram rubidyum vardır. Bu az gibi görünmekle beraber, bu oran altın yataklarında ise 20 ppm. Dolayısıyla rubidyumun bu atıklarda ne kadar zengin olduğunu tasavvur edebiliriz. Emet ve Hisarcık ilçelerindeki bor işletmelerinde bir yılda 3,5 milyon ton endüstriyel atık çıktığı göz önünde bulundurulduğunda bu fevkalade bir değerdir”.

Page 32: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

32

Ayın WebSitesi

Simgesi: ClGrubu: 7A (Halojen)

Atom numarası: 17Bağıl atom kütlesi: 35,4527Oda sıcaklığında: Gaz

Erime noktası: -100,84°CKaynama noktası: -33,9°C

Yoğunluğu: 3,214 g/LKeşfi: 1774 - Carl Wilhelm

ScheeleAtom çapı: 0,97 Å

Elektronegatifliği: 3,16Elektron dizilimi: 1s22s2p63s2p5

KLOR

Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi. Boğucu kokulu, yeşilimsi sarı renkli gazdır. Periyodik çizelgenin 17. grubunda öbür halojenlerle birlikte yer alan klorun simgesi Cl, atom numarası 17, atom ağırlığı 35,453’tür. Havadan yaklaşık 2,5 kat ağırdır; suda az çözünür (bir litre suda 2-3 litre klor); “Klor suyu” adı verilen bu çözelti, altını bile etkileyecek güçte bir yükseltgeyicidir.

-34 °C sıcaklığa kadar soğutulduğu ya da sıkıştırıldığı zaman kolayca sıvılaşan klor, flor, brom, iyot ve astatinle halojenler grubunu oluşturur; halojenlerin son yörüngelerinde yedi elektron vardır ve öbür maddelerden sekizinci bir elektron alma eğilimi gösterirler.

Mangandioksit, sodyum klorür ve sülfürik asitin tepkimeye girmesi sonucu klor açığa çıkar ve bu tepkime laboratuvarda klor elde etmek için kullanılabilir. Sanayi de ise klor, mutfak tuzunun (sodyum klorür) elektrolizi yoluyla üretilir ve yan ürün olarak hidrojen gazı ve sodyum hidroksit açığa çıkar.

Klor’un Elde EdilmesiKlor sanayide çoğunlukla doymuş tuz çözeltisinin elektrolizi yoluyla üretilir. Kimi zaman da erimiş sodyum klorürden elde edilir. Klor ve bileşikleri kâğıt ve dokuma sanayinde ağartma işlemlerinde ve kent içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca evlerde kullanılan ağartıcıların, mikrop öldürücülerin, çok sayıda organik ve inorganik maddelerin üretilmesinde yararlanılır. Klorlu eriticilerden, plastik maddelerin, eiastomerlerin (yapay kauçuk) üretiminde yararlanılır.

Dünyanın her yerinde, içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca, kağıt yan ürünlerinin, boya maddelerinin, tekstil ürünlerinin, petrol ürünlerinin, çeşitli ilaçların, antiseptiklerin, böcek öldürücülerin (insektisitlerin), çözücülerin, plastik ürünlerin ve çok çeşitli tüketim malzemelerinin eldesinde kullanılır. Kloroflorokarbonlar (CFC), kloratlar ve kloroform gibi çok çeşitli bileşiklerin yapısında yer alması nedeniyle, kimya endüstrisinde önemli yer tutmaktadır.

Kullanım Alanları

Page 33: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

33

Ayın WebSitesi

http://www.ptable.com

Periyodik tablodaki elementler ile ilgili bilgi arıyorsanız bu site tam size göre.Sitenin hazırlanmış içeriğinin görsel kalitesi ile aradığınızı kolayca bulacaksınız. Siteyi incelemenizi ve ayrıntılı olarak bakmanızı öneriyoruz.

Page 34: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

34

KİMYA BULMACA

1

2

3

4

5 6

7

8

9

10

Soldan Saga3. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye

giren madde. 4. Iki ya da daha fazla maddenin kimyasal tepkimeye

girmeden, gelisigüzel oranlarda, kimyasal özellikleriniyitirmeden olusturduklari madde.

7. Nötr bir yapi olan atomdan elektron uzaklastirarak yada elektron ilave ederek olusturulan elektrik miktari.

8. Içinde belirli bir sicaklik elde edilerek kurutma, mikropüretme ve dezenfekte veya sterilizasyon gibi gâyelerlekullanilan alete denir

9. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içerenbilesiklerdir.

10. Çiplak gözle incelenebilen.

Yukaridan Asagiya1. Redoks reaksiyonlarinda ayni elementin hem

yükseltgenip hem de indirgenmesi 2. Karbon atomunun üzerinde pozitif yükün oldugu yapilar.

5. Bir cismin bir baska cisim içine bütünüyle alinmasi veya ocismin içinde tamamen dagilmasi.

6. Asiri doymus çözeltilerde kati fazin ayrilmasi.

Page 35: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

35

KİMYA BULMACA

(GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)

S1 A2

P3 O YR L i

E4 N O L V RT E M

D5 E K A N T A S6 Y O NR7 I T O

Ç8 Ö K T Ü R M E N YD I9 N D I R G E NO AK10 R I S T A L I Z U A RS

Soldan Saga4. Alkinlere civa (II) sülfat esliginde su katilarak olusan

kararsiz ara ürün. [ENOL] 5. Çöktürme isleminde tamamen çöken kismin üstünde

kalan sivinin bulandirilmadan baska bir kaba tasinmasi.[DEKANTASYON]

8. Iki çözelti karistirildiginda çözeltideki iyonlarinetkileserek suda çözünmeyen kati olusturma yöntemi.[ÇÖKTÜRME]

9. Kimyasal reaksiyonlarda kendisi yükseltgenerekkarsisindakini indirgeyen bilesik ya da iyon.[INDIRGEN]

10. Kristallendirme deneylerinde kristallendirme kabi olarakkullanilan cam malzeme. [KRISTALIZUAR]

Yukaridan Asagiya1. Çözücü. [SOLVENT] 2. Bir karisimdan bilesenlerini elde etme. [AYiRMA] 3. Aminoasitlerin zincir hâlinde birbirlerine baglanmasindan

olusan büyük moleküllü organik bilesik. [PROTEIN] 6. Inert veya asal gaz olarakta bilinirler. [SOYGAZ] 7. Indirgenme - Yükseltgenme tepkimeleri. [REDOKS]

Page 36: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

36

İNGİLİZCE-TÜRÇE

KİMYA SÖZLÜĞÜ

Cumulate

Unit

Biochemistry

Bath Vat

Decay Rate

Dimension

Dyeing

Interface

Acetate Silk

Waste

Slime

Boiler

Pure

Corrosive

Separator

Sign

Burner

Refining

Acid Dye

Bypass

Coppering

Base

Unique

Birikmek

Biyokimya

Banyo Teknesi

Bozunma Hızı

Boyut

Boyama

Buhar Kazanı

Arıtma

Arayüzey

Arı

Asitli Boya

Asetat İpeği

Aşındırıcı

Atlama

Atık

Ayırıcı

Bakır Kaplama

Balçık

Belirti

Baz

Bek

Benzersiz

Birim

Page 37: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

YAZARIMIZ OLUN

KOŞULLAR1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK YAZIN

2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR [email protected] adresine

AD-SOYAD SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ PROFİL FOTOĞRAFI YAZINIZIN WORD FORMATI İLE GÖNDERİN.

BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM

Page 38: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

REKLAMİÇİN

[email protected]

BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE

ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE

REKLAM VERİN

BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN