irak am İslam devleti (iİd): gücü ve geleceğiedilmektedir (un report, 2014). iŞİd’in...
TRANSCRIPT
Savunma Bilimleri Dergisi
The Journal of Defense Sciences Mayıs/May 2015, Cilt/Volume 14, Sayı/Issue 1, 5-37.
ISSN (Basılı) : 1303-6831 ISSN (Online): 2148-1776
Makalenin geliş tarihi: 09.03.2015 Kabul tarihi: 30.04.2015
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD): Gücü ve Geleceği
Şemsettin ERDOĞAN1 Ergün DELİGÖZ
2
Öz
Irak ve Suriye’nin içerisinde bulunduğu mevcut durum, bu bölgede radikal
dinî örgütlerin ortaya çıkmasını ve varlığını devam ettirmesini
kolaylaştırmaktadır. Bu örgütlerden biri olan IŞİD, sahip olduğu gücü ve
gerçekleştirdiği kanlı eylemleri ile hem bölgesel hem de küresel düzeyde bir
tehdit kaynağı haline gelmiştir. IŞİD’in küresel bir tehdit olarak belirmesi
sonucu, örgütle mücadele maksadıyla ABD öncülüğünde bir koalisyon
oluşturulmuştur. Bu koalisyon tarafından, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta
“zayıflatılması ve sonunda yok edilmesine” dayalı bir mücadele yöntemi
benimsenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Ancak, IŞİD’le etkili bir
mücadele için eğitimli ve donanımlı yerel birliklere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu birliklerin eğitimi ve dolayısıyla örgütle mücadele uzun zaman
almaktadır. Ayrıca, sadece askerî tedbirler şiddeti tırmandırmakta, nihai
çözüm için altta yatan politik sorunların giderilmesi gerekmektedir. Suriye
ve Irak’ta yaşanan gelişmeler ise IŞİD’in ortadan kaldırılmasına yönelik
politik çözüm ve istikrar için oldukça uzun bir süreye ihtiyaç duyulduğunu
göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: IŞİD, DEAŞ, İslam Devleti, Suriye, Irak, Radikal Terör
Örgütleri.
The Power and Future of Islamic State in Iraq and Syria
(ISIS)
Abstract
The current situation in which Iraq and Syria involved fosters the
emergence and existence of radical religious organizations in this region.
ISIS, one of those organizations, has become a source of threat through its
bloody attacks and power in global and regional scale. Due to ISIS’s
existence as a threat, a US-led coalition force was established. By this
coalition force, an action plan based on the purpose to “weaken ISIS and
1Yazışma Adresi: Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar,
Ankara, [email protected]. 2
Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar, Ankara,
6 | Erdoğan ve Deligöz
finally exterminate” was adopted and implemented. But it is needed to
obtain regional and well trained and equipped troops to fight against this
organization. It requires long time to train some kind of troops and
naturally to fight against ISIS. Besides, military interventions triggers the
violence political implementations are required to get to the root of the
problem. The current status in Iraq and Syria demonstrates that it is needed
long time to implement political solutions and stability which will
exterminate ISIS at the end.
Keywords: ISIS, Deash, Islamic State, Syria, Iraq, Radical Terrorist
Organizations.
Giriş
Gerçekleştirdiği kanlı eylemlerle, Irak ve Suriye’de ele geçirdiği
topraklarla adını özellikle 2014 yılı içerisinde sıkça duyuran Irak Şam İslam
Devleti (IŞİD)1, ilk olarak 1999 yılında Ebu Musab el-Zerkavi tarafından
Afganistan’da, Tevhid ve Cihad Örgütü olarak kurulmuş (Clarion Project,
2014), 2001 yılında Irak Kuzeyi’ne gelmiş (Laub ve Masters, 2014) ve ABD
güçlerine karşı savaşmıştır (Acun, 2014). Örgüt, 2004 yılında El-Kaide ile
bağlantılı hale gelerek Irak El-Kaidesi ismini almıştır (Zelin, 2014). 12
Haziran 2006’da Zerkavi’nin ölmesi sonucu, liderliğe el-Muhacir getirilmiş
(Kaplan, 2006), Ekim 2006’da ise Irak İslam Devleti kurularak liderliğe Ebu
Ömer el-Bağdadi getirilmiştir (The National Counterterrorism Center,
2014). 2007 yılından itibaren, ABD’nin etkisi ile gücünü kaybetmeye
başlamıştır (Gürler ve Özdemir, 2014). 2010 yılında el-Mısri ve el-
Bağdadi’nin öldürülmesi nedeniyle, lider Ebu Bekir el-Bağdadi olmuştur
(Clarion Project, 2014). IŞİD, 2011 yılında ABD’nin Irak’tan çekilmesinden
sonra tekrar güçlenmeye başlamıştır (Gürler ve Özdemir, 2014). El-Bağdadi
8 Nisan 2013’te Irak ve Şam İslam Devleti’nin kurulduğunu ilan etmiş
(Duman, 2013), fakat bu karar El-Kaide tarafından tanınmamış ve
sonucunda El-Kaide ile bağlantısı kopmuştur. 29 Haziran 2014’te ise
halifeliği ve İslam Devletinin kurulduğunu ilan etmiştir (Clarion Project,
2014).
BM Güvenlik Konseyi nezdinde faaliyet gösteren “El-Kaide
Yaptırım Komitesi” tarafından yayımlanan terör örgütü listesine2 18 Ekim
2004 tarihinde Irak El-Kaidesi başlığı ile dâhil edilmiş, örgütün diğer
isimlerine bu başlık altında yer verilmiştir (UN Al-Qaida Sanctions List,
2014).
IŞİD’in gerçekleştirdiği eylemler bölge istikrarını ciddi yönde
etkilemiştir ve etkilemeye devam etmektedir. Ele geçirdiği bölgelerde
acımasız bir tavır sergileyen örgüt kendi mezhepsel ideolojisini
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 7
benimsemeyenleri (başta Şiiler olmak üzere) kadın çocuk ayırt etmeden
insanlık dışı muamelelere maruz bırakmaktadır. Nitekim BM Raporlarına
göre 2014’ün ilk sekiz ayında IŞİD’in gerçekleştirdiği eylemler neticesinde
Irak’ta 8,493’ü ölüm olmak üzere en az 24,015 sivil zayiatın gerçekleştiği
belirtilmektedir (OHCHR/UNAMI, 2014). Bu can pazarından kaçmaya
çalışan üç milyonu aşkın Suriyeli (30 Ekim 2014 itibarıyla) ve 1,8 milyon
civarında (19 Eylül 2014 itibarıyla) Iraklı ise mülteci durumuna düşmüştür
(UN Report, 2014).
IŞİD varlığı ve eylemleri ile sadece bölgesel düzeyde değil küresel
düzeyde de bir tehdit kaynağıdır. Öncelikle örgüt bünyesinde savaşan ve
dünya genelinde 80’i aşkın devletten gelen radikalleşmiş yabancı
savaşçıların varlığı başlı başına bir tehdittir. Bu yabancı savaşçıların, en
azından bir bölümünün, kendi ülkelerine dönmeleri, buralarda terör eylemi
planlamaları, icra etmeleri ya da başkalarını bu doğrultuda eğitmeleri ve
radikalleştirmeleri beklenmektedir (UN Report, 2014). Nitekim bir yılı
aşkın bir süre ile IŞİD bünyesinde Suriye’de savaştığı ve Avrupa’ya
döndüğü iddia edilen Fransa vatandaşı Mehdi Nemmouche’nin, 24 Mayıs
2014’te Belçika’da dört Yahudi’yi öldürmesi olayı (BBC, 2014a) bu
durumu özetler niteliktedir. Ayrıca örgüt bünyesindeki yabancı savaşçılar,
sıradaki hedeflerinin “Orta Asya” olduğunu duyurmakta, bu da tehdidin
sınırlarını “Batı” dünyasının dışına taşımaktadır. Kuzey Afrika’da Güney ve
Güneydoğu Asya’da örgüte bağlılıklarını ilan eden grupların varlığı ise (UN
Report, 2014) IŞİD tehdidinin sınırlarını daha da genişletmektedir.
Bu çalışmada bölgesel ve küresel düzeyde bir tehdit kaynağı olarak
beliren IŞİD’in, gelişimini ve güçlenmesini kolaylaştıran Irak’taki politik
gelişmeler, yapılanması, ideolojisi ve sahip olduğu çeşitli güç unsurları
(silah ve insan gücü, mali güç, propaganda ve iletişim gücü) hakkında
tespitlerde bulunulacak, IŞİD’le mücadeleye yönelik yürütülen ve
yürütülmesi planlanan faaliyetler incelenecek ve örgütün geleceği ile ilgili
değerlendirmelere yer verilecektir.
IŞİD ile ilgili her gün yeni gelişmelerin yaşandığı bir dönemde
hazırlanan bu çalışma, 15 Şubat 2015 tarihi itibariyle sonlandırılmıştır.
Değerlendirmeler, bu tarihe kadar geçen süreçte gerçekleşen gelişmeler ve
bu gelişmelere ilişkin açık kaynak verileri ışığında yapılmıştır.
IŞİD’in Gelişimini ve Güçlenmesini Kolaylaştıran Irak’taki Politik
Gelişmeler
IŞİD öncelikle bölgedeki politik istikrarsızlığı gerek militan desteği,
gerekse ele geçirdiği topraklarda halk desteği kazanmak için istismar
etmektedir. IŞİD’in bu politik yaklaşımı ise yeni bir olgu değildir ve
8 | Erdoğan ve Deligöz
kökenleri Irak El-Kaidesi lideri Zerkavi’ye uzanmaktadır. Nitekim kurmayı
planladığı İslam Devleti için Zerkavi, öncelikle 2003’te Irak’ı işgal eden
ABD’ye karşı cihadi bir mücadele başlatmıştır. Bu mücadelesinde başarıya
ulaşmak ve bir devlet kurmak için de mezhepsel çatışmayı körüklemeyi ve
kargaşa ortamı yaratmayı amaçlamıştır (Lister, 2014a).
Zerkavi’nin Irak’taki bu mezhepsel çatışmayı körüklemeyi başardığı
söylenebilir. Ancak IŞİD döneminde de süren bu mezhepsel çatışma ve
radikalleşme sürecinde, 2003 sonrası ABD’nin Irak’ta kurduğu “Geçici
Koalisyon Otoritesi”nin (GKO) izlediği politikaların da ciddi olumsuz
katkıları olmuştur. GKO’nin “en üst dört rütbeye sahip Irak ordusu
askerlerinin hiçbir devlet işinde çalıştırılmayacağına dair 1’nolu kararı”
bunlardan birisidir. Yaklaşık 30 bin civarında profesyonel askeri kapsayan
bu kararı tüm Irak Ordusunun, özel kuvvet birliklerinin ve istihbarat
servisinin terhis edilmesini öngören ikinci karar izlemiştir. Tüm bu kararlar
neticesinde kırgın, hoşnutsuz, işsiz yaklaşık 300.000 asker potansiyel birer
militan konumuna düşmüştür (Gause, 2010). Nitekim aşağıda IŞİD’in askerî
durumunda da belirtileceği gibi bugün örgütün askerî anlamda kuvvetli
olmasının en önemli nedenlerinden birisi bünyesindeki bu eski profesyonel
Irak askerleridir.
ABD’nin, IŞİD’e karşı Sünni aşiretlerin desteğini alarak Sahva
Konseyleri kurması ve bunları desteklemesi sonucu, örgüt büyük güç
kaybetmiştir (Gause, 2010). Ancak ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile durum
tersine dönmüş, Şii Irak Hükümetinin lideri Maliki, Sünni’lere ve Sahva
Konseyine desteğini çekmiştir (Lister, 2014a). Ayrıca, Maliki yönetimi,
Sünni politik rakipleri üzerine baskı ve sindirme siyaseti izlemiş, mezhepsel
mücadeleyi siyasi iktidarını güçlendirmek için kullanmıştır (CFR, 2014).
Maliki yönetimi esnasında, IŞİD’in önceki yapısı olan Irak El-
Kaidesi, Samarra kentindeki 12 Şii imamdan ikisinin mezarının türbesinin
bulunduğu Askeriye Camiine 2006 yılında kanlı bir saldırı düzenlemiştir.
Bu saldırının ardından Şii Mukteda el-Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu sivil
Sünni Araplara karşı etnik temizlik içeren geniş çaplı saldırılar
düzenlemiştir. Saldırılar neticesinde iki milyonu aşkın sivil, mülteci
durumuna düşmüş, 26.540 sivil hayatını kaybetmiştir (Gause, 2010). Ancak
2008 yılında Maliki’nin düzenlediği harekât neticesinde Sadr’a bağlı
birlikler sindirilmiş, bu da Sünnilerin Maliki’ye karşı takındıkları sert
tutumun bir nebze yumuşamasına neden olmuştur (US Congress Report,
2014).
Ne var ki Maliki ve ekibinin Sünnilere karşı ayrımcı tutumu devam
etmiştir. 2010 seçimlerinde 6.500 kişilik aday listesinde yer alan
Sünnilerden 499’unun adaylığı Baas bağlantısı vb. nedenlerle “Adalet ve
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 9
Hesap Sorulabilirlik Komisyonu” tarafından iptal edilmiştir. Komisyon
ABD yönetimi döneminde kurulan Baassızlaştırma Komisyonunun devamı
niteliğindedir ve başında Şii’ler bulunmaktadır. Yine de seçimlere katılan
Irak’lı Arap Sünniler diğer seçimlere nazaran daha fazla sandalye elde
etmişler ve ilk kez hükümet kurma şansını yakalamışlardır. Ancak Sünnilere
bu şans tanınmamıştır (US Congress Report, 2014).
Sosyal yaşamda ise durum yine benzer özellikler sergilemiştir.
Haksız tutuklanmalar, soruşturulmadan terörist damgası vurulan Sünni’lerin
sayısındaki artış ve genelde Maliki’nin Sünni karşıtı politikası protestolara
konu olmuştur. Özellikle yargısal reformlar yapılmasının istendiği sivil
gösterilere Maliki yönetiminin tepkisi sert olmuştur. Anbar’da kurulan bir
protesto kampı Maliki yönetimi tarafından hükümeti devirmeye çalışan ve
Sünni bir otonom hükümeti amaçlayan bir girişim olarak değerlendirilmiştir.
Bir Irak askerinin öldürülmesinden sonra Haviya kentindeki bir protesto
kampına Irak ordusunca düzenlenen saldırıda (Nisan 2013) tamamı sivil 51
kişi hayatını kaybetmiştir (Time, 2014).
Bu süreçte Sünni parlementer Alvani’nin tutuklanması, kardeşinin ve
bazı korumalarının öldürülmesi Alvani’nin aşiretinin yaşadığı Anbar
eyaletinde kitlesel protestolara neden olmuştur (US Congress Report, 2014).
Tepki olarak Anbar’ın merkezi olan Ramadi kentindeki protesto kampının
Irak Ordusunca ortadan kaldırılmaya çalışılması (Aralık 2013) buradaki ve
Felluce’deki halkın ayaklanmasına neden olmuştur (CFR, 2014). Durumdan
istifade eden IŞİD ayaklanan halk ile birlikte hareket ederek Irak Ordusunun
bu kentlerden çıkarılmasını sağlamış ve bölgeyi kendi kontrolü altına
almıştır (US Congress Report, 2014).
Eş zamanlı olarak Suriye’de kaos ortamının tırmanması, meydana
gelen güç boşluğu, devam eden mezhepsel çatışmalar ve bu kapsamda
Suriye’de örgütün ideolojisine yakın cihadi militanların sayısındaki artıştan
istifade eden IŞİD, kontrol altına aldığı alanları genişletmiş ve nihayetinde
bir devlet ilan etmiştir. Peki örgüt, böyle bir “devleti” idare edebilmek için
nasıl yapılanmıştır?
IŞİD’in Yapısı
BM Güvenlik Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren “Analitik
Destek ve Yaptırım Gözlem Timi”nin IŞİD raporuna göre3 örgüt temelde üç
ana gruptan oluşmaktadır. Bunlardan ilki çekirdek yönetim kadrosudur. Bu
kadro baskın bir şekilde Iraklılardan oluşmaktadır ve 2010 yılından beri Ebu
Bekir el-Bağdadi tarafından yönetilmektedir. İkinci ana grup Bağdadi’ye
biat etmiş olan ve yine çoğunlukla Iraklılardan kısmen de Suriyelilerden
oluşan gruptur. Bu grup, askerî ve idari işlerde görev almaktadır. Üçüncü
10 | Erdoğan ve Deligöz
ana grup ise 80’in üzerinde ülkeden gelen yabancı terörist savaşçılardır ve
silahlı gücünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır (UN Report, 2014).
Teşkilatı
Örgüt basit bir terörist grubun ötesinde hareket etmektedir. Sahip
olduğu kaynakları ve sözde ilan ettiği devleti idare etmek için IŞİD sıkı
kontrol edilen bürokratik bir teşkilata sahiptir (Lister, 2014a). Bu kapsamda
ele geçirilen ya da mücadele edilen topraklar (örneğin Bağdat) “vilayet”
yapılanması içerisine sokulmaktadır. BM Raporuna göre IŞİD yönetimine
bağlı sekiz “vilayet” bulunmaktadır. Kontrol altındaki bu “vilayet”ler,
yerinden yönetim anlayışı çerçevesinde atanan “vali”ler tarafından idare
edilmektedir (UN Report, 2014). IŞİD’in basında yer alan teşkilat şeması
Şekil-1’de görülmektedir.
Şekil 1. Örgütün Teşkilat Şeması (BBC, 2014b)
IŞİD ilan ettiği İslam devletinde yerel halkın desteğini kazanmayı
amaçlamaktadır ve böyle bir devletin idare edilmesine ve idamesine yönelik
teşkilatlanmıştır. Öncelikle şeriat yaşamın her alanında tatbik edilmekte,
halkın şeriat kurallarına uygun davranması sağlanmaktadır. Bu maksatla
“Hisbah” isimli ahlak polisi tarafından, ticaretten, alkole, uyuşturucudan
kadınların kılık kıyafetlerine kadar birçok konuda denetimler yapılmakta,
suçlular ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Davalar sulh mahkemeleri ve
şeriat mahkemelerince dinî usullere göre görülmekte cezalar da yine şeriat
hükümlerine göre yerine getirilmektedir (Vice News, 2014a).4
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 11
Gündelik yaşamı kolaylaştıran ücretsiz hastane hizmeti sağlanması,
fakirlere ücretsiz ekmek ve yemek dağıtılması, ücretsiz toplu ulaşım, dinî
eğitim veren okulların açılması vb. birçok faaliyet ile IŞİD bir ulus devletin
sağladığı hizmetleri kontrol altındaki topraklarda vermeye çalışmaktadır.
(Lister, 2014a).
Lideri
IŞİD’in mevcut lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’dir. Bazılarınca “Yeni
Usame Bin Ladin” olarak tanımlanan Bağdadi hakkında bilgiler sınırlıdır.
Yönettiği çatışmalarda kendisine bağlı grup liderlerine emirler verirken bile
maskesini çıkarmadığı ve bunun için kendisine “gizli şeyh” denildiği iddia
edilmektedir (The Guardian, 2014a). Başına 10 Milyon ABD Doları ödül
konulan IŞİD liderinin Bağdat’ın yaklaşık 125 km kuzeyinde yer alan
Samarra şehrinde 1971 yılında doğduğu bilinmektedir (Rewards, 2014).
Amerikan Dış İşleri’ne ve BM “El-Kaide Yaptırım Komitesi”ne göre
Bağdadi’nin diğer isimleri arasında “Ali-el-Bedri-el-Samarri”, “Dr.
İbrahim”, “Awwad İbrahim” ile takma ismi olan “Abu Du’a” yer almaktadır
(UN Al-Qaida Sanctions List, 2014).
Dindar bir aileden gelen Bağdadi’nin aile bağı Samarra şehrindeki
Abbas aşiretinin Bedri koluna mensuptur. Bu noktada IŞİD, Bedri soyunun
dolayısıyla Bağdadi’nin soyunun Kureyş aşiretine ve oradan da Hz.
Muhammed’e dayandığını iddia etmektedir. Bu durum cihat grupları için
önemlidir çünkü bu gruplar için emir olmanın ön şartlarından birisi Kureyş
soyundan gelmektir (Timeturk, 2014).
Yönetim Kadrosu
IŞİD’in yönetim kadrosunda bulunanların kim oldukları konusunda
değişik tespitler mevcuttur. The Wall Street Journal Türkiye’nin bir
haberine göre Bağdadi’den sonraki isim Ebu Ali El-Anbari takma adlı eski
Irak ordusu yetkililerinden birisidir. Anbari’nin büyük oranda örgütün
Suriye’de operasyonlarını idare ettiği, şeriat bilgisinin nispeten düşük
olduğu bu yüzden de örgütün siyasi temsilcilik rolünü üstlendiği iddia
edilmektedir. Yine aynı habere göre Saddam Hüseyin’in generallerinden
birisi olan Ebu Müslim El-Türkmani kod adlı Fadıl Ahmed Abdullah El-
Hiyali, Bağdadi’ye yakın isimlerden birisi olarak zikredilmektedir. ABD
askerlerinin Irak’a girmesinin ardından Irak ordusundan çıkarılan Hiyali’nin
Amerikalılara karşı savaşmak için Sünni Müslüman isyancılar arasına
katıldığı belirtilmektedir (The Wall Street Journal, 2014). Hâlihazırda
IŞİD’in Iraktaki operasyonlarından sorumlu olduğu belirtilen Hiyali, Anberi
ile birlikte örgüt lider yardımcılığı konumundadır (UN Report, 2014).
12 | Erdoğan ve Deligöz
IŞİD’in en üst yönetim kadrosunda değişik alanlardan sorumlu
“bakanlar”ın yer aldığı bir “kabine” bulunmaktadır. Bu “kabine”de yer alan
bazı isimler ve görevleri aşağıdaki tablodadır (Tablo-1) .
Iraklı güvenlik uzmanı ve IŞİD’den ele geçen belgeleri incelemiş
olan Hişam El-Haşimi’ye göre örgüt lideri Bağdadi’nin başarısının ve
gücünün kaynağında kendisine sadık bu yetenekli yönetim kadrosu
bulunmaktadır (The Telegraph, 2014). Yönetim kadrosunun çoğunluğu ise
Iraklı ve eski Baas Partisi mensubu subaylardır (Lister, 2014b).
Tablo 1. IŞİD’in Yönetiminden Sorumlu Bazı “Kabine” Üyeleri (The Telegraph, 2014;
Lister, 2014b)
Adı Kod Adı Görevi
Şevket Hazem el-Ferhat Ebu Abdul Kadr Genel idare “bakanı”
Nasser el-Din Allah Ebu
Süleyman Ebu Süleyman Savaş “bakanı”
Abdul Vahid Kutnayer
Ahmed Ebu Ali, Genel güvenlikten sorumlu “bakan”
Muafak Mustafa
Muhammed el-Karmuş Ebu Salah Ekonomi “bakanı”
Muhammed Hamid el-
Duleymi Ebu Hacer El-Esefi
Genel koordinasyondan sorumlu
“bakan”
Abdullah Ahmed el-
Meşedani Ebu Hassem
Yabancı savaşçıların nakli,
ağırlanması, intihar bombacıların
nakli ve patlayıcı madde
tedarikinden sorumlu “bakan”
Auf Abdal Rahman el-Arifi Ebu Saci Sosyal hizmetler” bakanı”
Farez Riyad el-Naimi Ebu-Şima Silah “bakanı”
Hayri Ebed Mahmud el-
Taey Ebu Kifah
Geliştirilmiş patlayıcı maddelerden
ve buna yönelik operasyonlardan
sorumlu “bakan”
Abdulrahman el-Afari Ebu-Suca Şehit ve yakınları ile ilgili
faaliyetlerden sorumludur
Beşer İsmail el-Hamdani Ebu-Muhammed Tutuklulardan ve
gözaltındakilerden sorumlu “bakan”
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 13
Örgütün İdeolojisi ve Hedefleri
İdeolojisi
IŞİD ideolojik alt yapısını, El-Kaide ve Taliban gibi, Selefilik
mezhebinden oluşturmaktadır (Clarion Project, 2014). Okur, Selefilik ile
Suudi Vehhabilik arasında organik bir bağ olduğunu ve bir benzetmeye
gidilecek olursa Vehhabiliğin 1.0. sürümünün Arabistan Vehhabiliği
olacağı, 2.0. sürümünün Mısırdaki Selefi hareketin olacağı, 3.0. sürümünün
El-Kaide örgütü olduğunu ve son sürümünün ise IŞİD örgütü olacağı
şeklinde benzetme yapılabileceğini belirtmiştir (Gözel, 2014).
Selefi düşünce, zamanın bir kesitine bağlı kalarak bunu tüm
zamanları kapsayacak şekilde algılar. Özellikle Peygamber döneminde
olmayıp daha sonra karşılaşılan her durum kötü sünnet/gelenek olarak
algılanır. Bu düşünce tarzının amacı, Peygamber, Sahabe ve Tabiin
dönemindeki saflığa dönmek olup özgüven duygusu ile değil aksine, yenilgi
psikolojisi ile ortaya çıkabilen bir durumdur. İslam dünyasında dinî bir
ideolojiye dönüşmüş ve politik yönü ağır basan, yenilgiye açık olmayan
literalist bir yapıya bürünmüştür (Yılmaz, 2014).
Selefi düşünce, dinde meydana gelen sonraki gelişmeleri reddeder ve
bunları İslam dışı olarak değerlendirir. Kendi İslami görüşlerinden sapanlar,
farklı düşünce tarzına sahip olanlar kâfir olarak nitelendirilir ve bunun
cezası ölümdür (Clarion Project, 2014).
Hedefleri
IŞİD, İslami Hilafeti kurmak gibi politik bir amaca sahip dinî örgüt
olarak (Lewis, 2014), Irak ve Levant bölgesinde sivil istikrarsızlığı
sağlayarak ve çatışma ortamı yaratarak, şeriat kanunları ile yönetilen İslam
devletini kurmayı amaçlamaktadır (Laub ve Masters, 2014).
Bu amacı gerçekleştirebilmek için kısa, orta ve uzun dönem
hedeflere sahiptir. Kısa vadede kontrol ettiği bölgelerde varlığını
sağlamlaştırmayı ve Suriye ve Irak’ta yeni bölgeler ele geçirmeyi
amaçlamaktadır. Amacına ulaşmak için uyguladığı en temel taktik Sünniler
ve Şiiler arasında çatışma ortamı yaratarak, Şii sivilleri nerede ve ne zaman
olursa olsun katletmektir. Şiilere karşı uygulanan bu şiddet ile Sünnilerin
IŞİD’e desteklerini sağlamaya çalışmaktadır (Clarion Project, 2014).
Orta vadede Irak ve Suriye’deki varlığını sağlamlaştırmayı ve
genişlemeyi, uzun vadede ise komşu Sünni devletlere genişlemeyi
amaçlamaktadır. IŞİD destekçileri tarafından sosyal medyada yayımlanan
14 | Erdoğan ve Deligöz
bir resme göre, IŞİD’in gelecek hedefleri arasında Ürdün ve Suudi
Arabistan yer almaktadır (Clarion Project, 2014).
IŞİD tarafından İngilizce olarak yayınlanan “Dabiq” dergisi, örgütün
stratejisini politik ve dinî otoriteyi elde etmeden önce silahlı güç vasıtasıyla
fiziki kontrolü sağlamak olarak açıklamaktadır. “Dabiq” ismi, bir hadise
göre Suriye’de, Müslümanlar ve Roma İmparatorluğu arasında, mahşerden
önce olacak olan savaşın gerçekleşeceği yerin isminden gelmektedir (Lewis,
2014).
Örgütün Gücü
Örgüt, varlığını devam ettirmesine olanak sağlayabilecek ve
belirlediği hedefler uğrunda ilerlemesine yardımcı olabilecek çeşitli güç
unsurlarına sahiptir. Örgütün sahip olduğu güç unsurları, insan, silah,
propaganda ve iletişim ile ekonomik güç başlıkları altında toparlanabilir.
İnsan Gücü
Örgütün insan gücü hakkında kesin rakamlar vermek neredeyse
imkânsız görülmektedir. Bunun yanında farklı kaynaklar, farklı rakamlar
belirtmektedir. CNN ve BBC’nin yaptığı haberde, Amerikan yetkililerine
göre IŞID’in Irak ve Suriye’de 20.000 ile 31.500 arasında savaşçısı
bulunduğu (BBC, 2014c; CNN News, 2014a) belirtilmektedir. Ancak Söz
konusu sayının ne kadarının doğrudan IŞİD liderine bağlı olduğu, gerek
ideolojik nedenlerle gerekse çıkarların örtüşmesi gerekçesiyle IŞİD ile
ittifak içinde bulunan savaşanların miktarının ne olduğu ya da zorla örgütte
bulunanların varlığı yapılan tahminlerin aralığını genişletmektedir (UN
Report, 2014).
Örgütün insan gücü ile ilgili yapılan başka bir açıklamada, Haşimi
IŞİD’in liderine yemin sadakati ile bağlı 25 bin civarında örgüt mensubu,
teknik konularda, güvenlik ve askerî konularda yetişmiş orta ve üst düzey
1.000 civarında komutanı bulunduğunu ifade etmektedir. Örgüt
mensuplarının belirli bir bölgede çalıştıklarını ve herkesin bir görevi
olduğunu vurgulayan Haşimi örgüt mensuplarının yaptıkları işin derecesine
göre 300 ile 2.000 dolar arasında aylık maaş aldıklarını belirtmektedir (The
Telegraph, 2014).
CIA yetkilileri, dünyanın dört bir yanından 2.000’i Batılı
devletlerden olmak üzere 15.000’den fazla yabancı savaşanın Suriye’ye
intikal ettiği, ancak bunların ne kadarının IŞİD’e ne kadarının Suriye
rejimine muhalif gruplara katıldığının belirgin olmadığını ifade etmektedir.
Iraklı bir parlamenterin değerlendirmesine göre ise IŞİD bünyesindeki
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 15
yabancı savaşan oranı % 30 civarında bulunmaktadır (CNN News, 2014a).
Bu sayılara ulaşılmasında ise Haziran 2014’te Musul’un ele geçirilmesi (UN
Report, 2014), Haziran 2014’te halifeliğin ilan edilmesi ve etkili bir
istihbarat çalışmasının büyük katkısı bulunmaktadır. Nitekim Musul ele
geçirilmeden önce militan sayısının 3.000 civarında olduğu tahmin
edilmektedir (UN Report, 2014).
Tüm bunlara ilave örgüte katılmayıp, özellikle İslam coğrafyasında
IŞİD’e bağlılıklarını ya da desteklerini bildiren değişik büyüklükte radikal
gruplar da bulunmaktadır. Bunların bir kısmı doğrudan bulundukları
coğrafyada örgüt adına eylemlerde bulunurken bir kısmı ise örgütü değişik
konularda desteklemektedirler. Bu grupların yer aldığı ülkelerden bazıları;
Libya, Tunus, Cezayir, Nijerya, Pakistan, Filipinler ve Endonezya olarak
sıralanabilir. Suudi Arabistan ve Lübnan’da ise IŞİD’in iş birliği içinde
olduğu yerel destekçiler mevcuttur. Ürdün’deki radikal gruplar ise daha
ziyade El-Kaide’yi ve El-Nusra’yı desteklemektedir (Lister, 2014a).
Silah Gücü
İnsan gücünde olduğu gibi IŞID’in sahip olduğu konvansiyonel silah
miktarı konusunda da doğrulanmış bilgiler mevcut değildir. BM Güvenlik
Konseyi için hazırlanan bir rapora göre IŞİD, Irak ve Suriye’deki savaşı altı
ay ile iki yıl arasında daha sürdürebilecek hafif silah, mühimmat ve araca
sahip bulunmaktadır (UN Report, 2014).
Örgütün sahip olduğu silahlar arasında, tanklar (tahminen 30 adet T-
55, 5-10 adet T-72), çekili toplar (yaklaşık 20 km menzilli), BM-21 çok
namlulu roketatar sistemleri, omuzdan atılan hava savunma füzeleri (SA-7
ve Stinger), anti-tank silahları (HJ-8 ve Spigot), zırhlı personel taşıyıcılar ve
diğer hafif silahlar (M-16 vb.) yer almaktadır (The Telegraph, 2014).
Örgütün belirtilen bu silah ve cephaneyi teminde kullandığı en
büyük kaynağı, Irak ve kısmen de Suriye ordusundan ele geçirilenler
oluşturmaktadır. Diğer yandan Irak ve Suriye ordusundan ele geçirilen silah
ve cephane olmasa bile, bölgedeki istikrarsız yapının uygun ortamı yarattığı
silah kaçakçılığı, örgütün bu anlamdaki ihtiyaçlarını karşılayacak boyuttadır
(UN Report, 2014).
Ayrıca, Irak’ın BM temsilcisine dayandırılan bir bilgiye göre ise
IŞİD’in Musul’daki bir araştırma laboratuvarından 40 kg civarında düşük
seviyeli uranyum ele geçirdiği ancak bu hammaddenin nükleer bir silaha
dönüştürülme ihtimalinin çok düşük olduğu belirtilmektedir (The Telegraph,
2014).
16 | Erdoğan ve Deligöz
Propaganda ve İletişim Gücü
Örgütün komuta heyeti daha önce de arz edildiği gibi çoğunlukla
Saddam Rejiminin tecrübeli komutanlarından oluşmaktadır. Bu da örgüte
ciddi bir avantaj kazandırmaktadır.
IŞİD’in kentlerde hücre yapılanması şeklinde faaliyet gösteren
militanları vasıtası ile sivillere yönelik gerçekleştirdiği eylemlerin amacı
mezhepsel çatışmayı canlı tutmak ve örgütün “Sünnilerin tek ve gerçek
koruyucusu olduğu” izlenimini vermektir. Diğer eylem türü ise daha askerî
hedeflere yöneliktir. Karşı tarafın moral gücünü ve diğer askerî
kabiliyetlerini zayıflatmayı, onlar üzerinde korku yaratmayı ve elde
bulundurduğu topraklardaki gücünü sağlamlaştırmayı amaçlayan bu tür
eylemler daha organize edilmiş bir yapıdadır. Örneğin önce üst düzey
komutanlar ve sivil makamlardaki yetkililer düzenlenen bireysel suikastlarla
öldürülmekte, bu şekilde korku salınmakta, karşı tarafın komuta gücü
zayıflatılmaktadır. Daha sonra alt düzeyde devriye ve kontrol noktalarına
bombalı araç ve intihar saldırıları düzenlenmekte ve nihai olarak baskın
tarzında birden fazla istikamette koordine edilmiş yaya ve motorlu
saldırılarla hedef ele geçirilmektedir (Lister, 2014a).
IŞİD teknolojik uygulamaları ve interneti aktif olarak
kullanmaktadır. IŞİD’in eleman sayısını artırmasında, özellikle yabancı
savaşçıların örgüte katılmasında, sosyal medyanın ve internetin büyük rolü
olduğu değerlendirilmektedir (UN Report, 2014).
Bu kapsamda IŞİD, propagandasını Mayıs 2014 tarihinde kurduğu
“El-Hayat Medya Merkezi” vasıtasıyla yürütmeye başlamıştır. Bu
kapsamda oluşturulan internet sitesinde çeşitli videolar ve dergiler
yayımlanmaktadır. İlk video 19 Haziran 2014 tarihinde yayımlanmıştır.
Özellikle batı kökenli yabancı savaşçıların cihat çağrılarına yer verilen
videolar yüksek kalitede ve birden fazla dilde yayımlanmaktadır. Yine
“Dabiq” isimli İngilizce dergi ile örgüt faaliyetlerinin propagandasının
yapıldığı “Insight into the Islamic State” isimli raporlar vasıtasıyla IŞİD
internet aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır (Vice News, 2014b). Ayrıca
örgüt kendi akıllı telefon uygulamalarını bile kullanmakta, kişisel bilgiler ve
koordine edilmiş grup faaliyetleri bu program vasıtasıyla paylaşılmaktadır
(Lister, 2014a).
Askerî iletişim anlamında ise örgütün Irak ordusundan ele geçirdiği
ABD menşeli telsizlere sahip olduğu (The Washington Post, 2014a) ancak
örgütün operasyonel anlamdaki iletişiminde kurye hizmetini kullandığı ve
bu sayede gizliliği muhafaza ettiği öne sürülmektedir (The Daily Dot,
2014).
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 17
Ekonomik Gücü
IŞİD, dünyanın en iyi finanse edilen terör örgütüdür. Bir
değerlendirmeye göre 2,4 milyar doları aşkın bir servete sahiptir (The
Guardian, 2014b). Bu ekonomik gücün belli başlı kaynakları ise petrol,
haraç, fidye, her türlü kaçakçılık ve bağışlardır. Bu kaynaklar içerisinde ise
petrol üretimi ve kaçakçılığı IŞİD’in en büyük finans kaynağını
oluşturmaktadır. Gerek Irak gerekse Suriye topraklarında ele geçirilen petrol
rafinerileri işletilmekte ve buradan çıkarılan petrol kaçakçılık vasıtasıyla
gelire dönüştürülmektedir. Son zamanlardaki ABD’nin hava saldırıları
sonucu rafinelerin zarar görmesi nedeniyle, buradan elde ettiği gelirde
azalma olmasına rağmen günlük ortalama 250.000 ile 1,5 milyon dolar
arasında gelir elde ettiği değerlendirilmektedir (UN Report, 2014).
Bir diğer kaynak ise haraçtır. Bir değerlendirmeye göre haraç
gelirinin toplam gelire oranı yaklaşık % 8-% 10 arasındadır (UN Report,
2014). Adam kaçırma ve fidyeden örgütün 2014 yılının başından beri en az
20 milyon dolar tutarında gelir elde ettiği tahmin edilmektedir (US
Department of Treasury, 2014).
Bunların yanında, örgüt kontrolündeki bölgelerdeki Müslüman
olmayanlar cizye ödemektedir. Bunun şeriatın bir gereği olduğunu söyleyen
bir IŞİD yetkilisi, gayri-müslimlerle 23 Ocak 2014 tarihinde bir anlaşma
yaptıklarını, bu anlaşmanın el-Bağdadi tarafından da onaylandığını ve
“vergi” ödemeyi kabul eden Hıristiyanlara zarar vermediklerini beyan
etmektedir (Vice News, 2014a).
Antik eser kaçakçılığı da IŞİD’e küçümsenmeyecek miktarda gelir
getirmektedir. Örgütün ele geçirdiği el-Nabuk kentindeki 8000 yıllık tarihî
eserlerin satışından 36 milyon dolar kazandığı tespit edilmiştir (The
Guardian, 2014b). Bir diğer gelir kaynağı olarak örgüt özellikle Körfez
ülkelerinden bireysel bağış toplamaktadır (The Telegraph, 2014). Bağışlar
hem güvenilir şahısların ülkeleri gezerek toplamasıyla hem de sosyal medya
vasıtasıyla toplanmaktadır (UN Report, 2014).
Kadın ve çocuk kaçakçılığı ile seks köleliği ise IŞİD’in gelir elde
etme konusunda sınır tanımazlığının bir göstergesidir. BM İnsan Hakları
Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR) ve BM Irak Yardım Misyonu
(UNAMI) tarafından müşterek olarak hazırlanan “Irak’taki Çatışmalarda
Sivillerin Korunmasına Dair Rapor” bu acı durumu ortaya koymaktadır.
Raporda, Şii, Yezidi ve Hıristiyan kadın ve çocukların inançlarını
değiştirmeye zorlandıkları, aksi takdirde savaş ganimeti sayılıp seks
ticaretine ve alım satıma konu oldukları ve hatta bu kadın ticaretinin
18 | Erdoğan ve Deligöz
Musul’un el-Kuds bölgesinde açılan bir satış ofisinde açık artırma ile
gerçekleştirildiği ifade edilmektedir (OHCHR/UNAMI, 2014).
Örgütle Mücadele
IŞİD yukarıda belirtilen güçlü kaynakları, etkin teşkilatlanması ve
izlediği askerî taktikler sonucu beklenmedik bir şekilde Irak ve Suriye’de
toprak ele geçirmiş ve sözde “İslam Devleti”ni ilan etmiştir. IŞİD’in bu ani
yükselişi kapsamında ABD Başkanı, IŞİD’in gücünü hafife aldıklarını Irak
ordusunun ise savaşma yeteneğini abarttıklarını ifade etmektedir. Örgütle
mücadelede nihai çözümün zaman alacağını ve uzun vadede politik yollarla
sağlanabileceğini vurgulayan ABD Başkanı (CBS News, 2014), bu aşamaya
geçilebilmesi için ise örgütü zayıflatma ve yok etmeye yönelik dört boyutlu
bir planın tatbik edileceğini duyurmuştur (Al Jazeera Türk, 2014a).
Askerî Alanda
ABD Başkanı tarafından belirtilen plan kapsamında; Irak güçleri
karada harekât düzenlerken sistematik hava operasyonlarının icra edilmesi,
sahada mücadele eden Irak ve Kürt güçleri ile Suriyeli ılımlı muhaliflere
askerî yardımın artırılması (eğitim, istihbarat ve ekipman), örgütün
ekonomik ve insan kaynaklarının kurutulması ve son olarak insani
yardımlara devam edilmesi öngörülmektedir (Al Jazeera Türk, 2014a).
Bu doğrultuda ABD eğitim, danışmanlık ve üslerin güvenliği için
toplam 3.100 kişiyi Irak’a sevk etmiştir. ABD’nin buradaki hedefinin
oluşturulacak eğitim merkezleri vasıtası ile dokuzu Irak, üçü Kürt Peşmerge
olmak üzere 11 Tugay’ı ve 5.000 civarında aşiret mensubunu eğitmek ve
donatmak olduğu ifade edilmektedir (Reuters, 2014a). IŞİD’le mücadele
koalisyonuna mensup devletlerden de 700 civarında eğitimcinin de Irak’a
sevk edilmesi öngörülmektedir. ABD Kongresinin 02 Aralık 2014 tarihli
çıkardığı yasa ile de ABD Savunma Bakanlığına, 31 Aralık 2016’ya kadar
Irak ve müttefiklerini IŞİD tehdidinden korumak ve Irak topraklarını
güvenli hale getirmek maksadıyla, Irak Hükümeti ile ilişkili bulunan, Kürt
ve diğer aşiretler dâhil olmak üzere askerî ve güvenlik güçlerini eğitme
yetkisi verilmiştir (Armedservices, 2014). Son olarak Obama yönetimi
Kongre’den ABD muharip güçlerinin IŞİD’e karşı mücadelede özel
operasyon yürütmesine imkân tanıyan üç yıllık yetki talebinde bulunmuştur
(Anadolu Ajansı, 2015).
ABD Suriye’deki yerel birliklerin eğitimini ise daha uzun vadeli ve
daha dar kapsamlı olarak ele almaktadır. Bunda halen sürmekte olan iç
savaş en büyük etkendir. ABD yılda yaklaşık 5.000 Suriyeli ılımlı muhalifin
silahlandırılmasını ve eğitimini planlamaktadır. Bu eğitimin ise Suudi
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 19
Arabistan’da gerçekleştirilmesi müteakiben yerel birliklerin Suriye’ye sevk
edilmesi öngörülmektedir (The Washington Post, 2014b).
Bu arada yerel güçlerin ve Irak Ordusunun ABD ve müttefikleri
tarafından silahlandırılması başlı başına bir hassasiyet taşımaktadır. O da
verilen silahların daha önce olduğu gibi yine IŞİD’in eline geçmesi
ihtimalidir (Lister, 2014a). Bunu engellemek için Suriye’de
silahlandırılan/silahlandırılacak gruplara yönelik etkin bir kontrol
mekanizması tesis edilmesi şu aşamada pek mümkün görünmemektedir. Bu
da kaos içerisindeki bir bölgeye gönderilen/gönderilecek silahların
hassasiyetini artırmaktadır.
Bu tür çekinceler nedeniyle planın başarı ihtimali hakkında değişik
değerlendirmeler yapılsa da Amerika’nın ve IŞİD karşıtı koalisyonun5 bu
doğrultuda hareket ettikleri söylenilebilir. İlk olarak IŞİD’e ait askerî
nitelikli hedefler (silah ve personel mevzileri, ağır silahlar, barınaklar,
komuta kontrol merkezleri vb.) ile petrol kuyuları, mobil petrol rafinerileri,
barajlar gibi ekonomik değeri yüksek hedeflere sistematik bir şekilde hava
taarruzu düzenlenmektedir. Irak’taki IŞİD hedeflerine düzenlenen hava
saldırılarını ABD, Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa,
Hollanda, İngiltere düzenlerken, Suriye’deki saldırılara ABD, Birleşik Arap
Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün katılmaktadır. 08 Ağustos - 01 Aralık
2014 tarihleri arasında Irak ve Suriye’deki IŞİD hedeflerine toplam 2.468
hava saldırısı düzenlenmiştir (US Department of Defence, 2014).
Hava saldırıları ile birlikte sahada da Irak Ordusu, Kürt gruplar ve
yerel aşiretler tarafından IŞİD’e yönelik operasyonlar sürdürülmektedir. Bu
kapsamda Musul’un IŞİD kontrolüne geçmesinin ardından Irak’ta
çoğunluğu Şii savaşçılardan ve aşiretlerden oluşan “Halk Seferberlik Birliği
(Popular Mobilization Units)” oluşturulmuştur. Bu yerel birlikler, Kürt
peşmergeler ve Irak ordusunca düzenlenen operasyonlar neticesinde Hadita
ve Musul barajları ile Beyci, Zümer ve Curf el-Sakr gibi kentlerde IŞİD
kontrolünü kaybetmiştir. Özellikle Bağdat ve Musul arasındaki ana ulaşım
hattı üzerinde yer alan, petrol açısından zengin Beyji kentinin kaybedilmiş
olması örgütü zor duruma sokmuştur (CNN News, 2014b).
IŞİD’e karşı bugüne kadar yürütülen askerî operasyonlar neticesinde
IŞİD liderlerinin yüzde 50’sinin etkisiz hale getirildiği (Haber Türk, 2015a),
6.000’den fazla IŞİD militanının öldürüldüğü (Dünya Bülteni, 2015a)
beyan edilmektedir. Örgüte ait 58 tank, 184 adet Humvee aracı, 26 adet
zırhlı personel taşıyıcı vb. 3.222 hedefin hava saldırıları neticesinde imha
edildiğine dair 07 Ocak 2015 tarihli ABD resmi açıklaması (Reuters, 2015),
örgüte dair basına yansıyan zayiat ve kayıplardır.
20 | Erdoğan ve Deligöz
Son olarak, Ocak 2015 sonunda IŞİD’in Kobani’den çıkartılması ve
kontrolün PKK/PYD ve Peşmerge güçlerine geçmesi (Haber Türk, 2015b)
ve IŞİD’in Diyala’da elinde tuttuğu son yerleşim yerlerindeki kontrolünü 29
Ocak 2015 itibarıyla kaybetmesi (Al Jazeera Türk, 2015) örgüt üzerindeki
gerilimi artırmıştır.
IŞİD’in verdiği kayıplar örgüt içinde ve kontrol altında tuttuğu
bölgelerde huzursuzluk yaratmaya ve örgüte karşı içeriden
hareketlenmelerin başlamasına neden olmaktadır (Dünya Bülteni, 2015b).
Irak başkan yardımcısına dayandırılan bir haberde Musul halkı arasında
örgüte karşı mücadelenin başladığı, küçük hücrelerin oluşturulduğu ve bu
hücreler tarafından bu güne kadar IŞİD militanlarına yönelik 300’e yakın
saldırı düzenlendiği (NBC News, 2015) ifade edilmektedir.
Verdirilen tüm bu kayıpların IŞİD üzerinde bir baskı ve gerilim
yarattığı ve 2014 yılı ortasında sahip olduğu momentumunu kaybettiği ve
zayıflama sürecine girdiği söylenilebilir. Ancak bu uzun bir süreçtir. ABD
yetkilileri de bu konuda temkinli açıklamalar yapmakta ve IŞİD’in
Kobani’den temizlenmesini, “yıllar sürecek bir mücadelenin ilk safhası”
olarak tanımlamaktadırlar (CNN News, 2015).
Öncelikle örgütün kontrol altında tuttuğu topraklarda büyük bir
değişim yoktur. ABD yetkilerinin 24 Ocak 2015’te yaptığı açıklamada
IŞİD’in Irak’ta 55 bin km kare alanı kontrol altında tuttuğu, bu güne kadar
yürütülen mücadele neticesinde örgütün sadece 700 km kare toprak
kaybettiği belirtilmiştir (Haber Türk, 2015c). Suriye’nin ise kıraç alanlar
dâhil yüzde 30’u hâlâ IŞİD tarafından kontrol edilmektedir (CNN, 2015b).
Doğrudan IŞİD ile ilgili olmamakla beraber Suriye ve Irak’taki
yabancı savaşçı sayısına dair tahminler Kasım 2014’te 15.000 civarında
iken Şubat 2015 tahminleri 20.000 civarındadır. Yabancı savaşçı sayısındaki
bu artışta en büyük payın ise IŞİD ve El-Nusra’ya ait olduğu yapılan
değerlendirmeler arasındadır (ICSR, 2015).
Örgüt başarısızlığa uğradığı, zayiat verdiği ve toprak kaybettiği
durumlara şiddetle tepki göstermekte, misilleme yapmakta, onlarca can
almaktadır. Örneğin, Tikrit’in kuzeyindeki El-Şarkat kentinde düzenlenen
hava saldırısında IŞİD karargâhı vurulmuş, dört IŞİD militanı ölmüştür.
Örgüt bunun hemen akabinde aynı bölgede 40 sivili kaçırarak (Iraqi News,
2015) bölge halkına gözdağı vermekte, gücünü ispatlamaya çalışmakta ve
kendisine karşı yürütülen mücadeleye destek vermemeleri konusunda baskı
kurmaktadır. Buna benzer şekilde hemen her gün onlarca sivil ve asker
örgüt tarafından kaçırılmakta, infaz edilmekte ya da düzenlenen bombalı
saldırılar neticesinde can vermektedir. Nitekim Ocak 2015 ayı Irak’ta en
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 21
kanlı aylarından birisi olarak tarihe geçmiş bu ayda toplam 1.345 kişi
hayatını kaybetmiştir (UN Iraq, 2015).
Politik Alanda
Bölgedeki politik durum incelendiğinde Irak’taki ortam Suriye’ye
göre tercih edilir bir halde ise de kalıcı çözümün hâlâ uzak olduğu
değerlendirilmektedir. Irak’taki politik çözümün bir parçası olarak 30 Nisan
2014’te parlamento seçimleri yapılmış, izlediği Şii yanlısı politikalarla
IŞİD’in güçlenmesini kolaylaştırdığı öne sürülen Maliki yeni dönemde
başbakanlık görevini Haydar el-İbadi'ye devretmiştir. İbadi yönetimindeki
kabinede 17 bakanlık Şiilere, yedi bakanlık Sünnilere, dört bakanlık
Kürtlere verilirken azınlıklara da bir koltuk verilmiştir. Yeni kabine 08
Eylül 2014 tarihinde güvenoyu alarak göreve başlamıştır (Trt Haber, 2014).
Amerika ve İngiltere yönetiminin açıkça desteklediği İbadi
yönetiminin ise başarı şansı tartışmalıdır. Şahin’e göre kabinede yer alan
Sünniler, Irakta’ki tüm Sünni grupları temsil etmemekte ve Arap Sünniler
hâlâ cezalandırıldıklarını düşünmektedir. IŞİD’le silahlı mücadelenin de
çoğunlukla Şii ve Kürtler tarafından yürütülüyor olması da mezhepsel
ayrışmanın kapanmasından ziyade derinleşmesini kolaylaştırmaktadır (Al
Jazeera Türk, 2014b).
Nitekim Kabinede Bedr Tugayı/Organizasyonu üyesi bir İçişleri
Bakanının yer alması Sünni Arapların güvensizlik duygusunu artırmaktadır.
Söz konusu Şii grup, 2005-2007 yılları arasında Irak’ta yaşanan iç
çatışmalarda binlerce Sünni’nin ölümünden sorumlu gösterilmektedir (MEI,
2014). Bir Sünni Irak milletvekili olan ve evine düzenlenen bir baskına
silahla karşılık verdiği için tutuklanan Ahmed el-Elvani’nin Kasım 2014
içerisinde ölüm cezasına çarptırılması da bölgedeki mezhepsel gerginliği
sürekli canlı tutan durumlara örnek verilebilir (Daily Mail, 2014).
Suriye’deki politik durum ise çok daha karışıktır. ABD yönetimi
artık Esad rejiminin meşruiyetini yitirdiğini her fırsatta dile getirmekte,
mevcut yönetim devam ettiği sürece IŞİD ile mücadelenin başarısız
olacağını belirtmektedir. Biraz önce değinildiği gibi ılımlı muhalefetin
güçlendirilmesi bir yöntem olarak sunulmaktadır (Reuters, 2014b). Ancak
ılımlı muhalefetin başarı ihtimali tartışmalıdır. Öncelikle ABD
önderliğindeki hava saldırılarında yaşanan sivil kayıplar nedeniyle 15’ten
fazla muhalif grup saldırıları ve müdahaleyi kınamıştır (Lister, 2014a).
Sadece kınamakla kalmayıp Özgür Suriye Ordusundan ayrılarak bireysel
olarak IŞİD’e katılan ya da IŞİD ile ateşkes ilan eden gruplar olmuştur
(Dünya Bülteni, 2014b).
22 | Erdoğan ve Deligöz
Diğer yandan, Suriye rejimine bağlı Deir Ezzor’u kuşatan IŞİD
güçlerine, ABD liderliğinde düzenlenen hava saldırıları neticesinde kentin
kuşatmadan kurtulması Özgür Suriye Ordusunu zor duruma sokmuştur.
Aksine, Halep bölgesinde ılımlı muhalifler ile IŞİD arasında gerçekleşen
çatışmalar esnasında IŞİD hedeflerine hava saldırısı düzenlenmemesi ise
ılımlı muhalefeti hayal kırıklığına uğratmaktadır (MEI, 2014). Bu durumda
olan ılımlı muhalif grupların karşısında ise El-Nusra gibi IŞİD’le aynı
ideolojiye sahip bir terör örgütü, İran ve Rusya tarafından desteklenen Esad
Rejimi (MEI, 2014) ile Körfez Devletlerince desteklenen ve IŞİD ile ittifak
yapma ihtimalleri her zaman bulunan İslam Cephesi gibi Selefi gruplar yer
almaktadır (Lister, 2014a). Dolayısıyla ılımlı muhalefetin, mevcut gücü ile
yakın gelecekte, hem radikal görüşe sahip silahlı grupların hem de Suriye
rejiminin üstesinden gelmesi pek olanaklı görünmemektedir.
Suriye’deki askerî durumun kilitlenmesi, tarafların birbirine galip
gelememesi, bu uzayan silahlı çatışma ortamında her geçen gün sivil can
kayıplarının artması ve ortamın IŞİD terör örgütünün işine yaraması
ABD’nin Esad politikasını yeniden gözden geçirmesine neden olmuştur.
Yukarıda da belirtildiği gibi Esad’ın meşruiyetini yitirdiğini her fırsatta dile
getiren ABD yönetimi bu söylemini tamamıyla terk etmemekle birlikte IŞİD
tehdidini önceliğe almıştır. BM Suriye temsilcisi Staffan de Mistura’nın
“Esad’ın da çözümün bir parçası olduğu” (Hürriyet, 2015) yönündeki
beyanları ve Mistura’nın koordinatörlüğünde Moskava’da Ocak 2015
sonunda muhaliflerle Esad rejimi temsilcileri arasında yapılan görüşmelere
ABD’nin verdiği destek bu politika değişiminin birer göstergesidir (NY
Times, 2015). Esad rejiminin önümüzdeki süreçte devam etmesi ve
Suriye’nin de toprak bütünlüğünün korunması öngörülürken eş zamanlı
ÖSO’nun da eğitimine yönelik adımlar atılması ve Mart 2015’te eğitimlerin
Türkiye’de başlayacağının duyurulması (Haber Türk, 2015d) Suriye’nin
politik açıdan geleceğini daha karmaşık hale sokmaktadır. Yaşanan bu
gelişmeler uzun vadede Suriye toprak bütünlüğünün korunduğu ancak
Sünnilerin ve Kürtlerin bir takım özerkliklere sahip olduğu federatif bir
yapının oluşması ihtimalini artırmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
Başlangıçta da değinildiği gibi IŞİD bugün ortaya çıkmış bir örgüt
değildir. Kökenlerini 1980’lerdeki Sovyet-Afgan mücadelesine kadar
götürebileceğimiz örgüt nihayetinde El-Kaide’den evrilmiş bir terör
örgütüdür. Ancak Selefilik gibi İslamın en dar ve yanlış bir yorumu ile
hareket eden örgüt El-Kaide’den farklı olarak toprak elde etmeyi ve devlet
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 23
oluşumunu kendisine hedef olarak belirlemiş ve yalnızca Batı ile değil
özellikle Şii mezhebi ile savaşmayı kendisine ilke edinmiştir.
ABD’nin Sünni aşiretlerle birlikte oluşturduğu Sahva Konseylerinin
mücadelesi sonucu bitme noktasına gelen örgüt 2009 yılından itibaren
ABD’nin Irak’tan çekilmeye başlaması ile yeniden güç kazanmaya
başlamıştır. Irak’ta ABD sonrası iktidara gelen Maliki yönetiminin;
Sünnilere güvenmemesi, Sahva Konseyleri bünyesindeki yerel aşiretleri
yeterince desteklememesi, Şii silahlı gruplarca sivil Sünnilere yönelik kanlı
eylemlere göz yumması, Baassızlaştırma politikaları kapsamında Sünni
politikacıların siyasal yaşama eşit koşullarda katılımlarını önlemesi,
Sünnilerin potansiyel birer terörist olarak görülerek haksız yere
tutuklanmaları, bu tutuklanmaları protesto eden sivil Sünnilerin Irak
Ordusunca öldürülmesi gibi olaylar Sünnileri hükümet karşıtı silahlı
eylemlere yöneltmiştir. IŞİD, Irak’taki bu mezhepsel çatışma neticesinde
oluşan otorite boşluğunu lehine çevirerek Sünni kentlerde kontrolü ele
geçirmiş, Suriye’deki sivil savaşın yarattığı kaos ortamını da
değerlendirerek her anlamda gücünü artırmıştır.
Sahip olduğu gücü, bu gücü ile gerçekleştirdiği eylemleri ve
nihayetinde ilan ettiği İslam devleti ile örgüt, bölgesel ve küresel güvenliği
tehdit eden bir konuma gelmiştir. Bu tehdidi yaratan IŞİD’i önce
zayıflatmaya müteakibinde ise yok etmeye yönelik ABD liderliğinde
oluşturulan koalisyon tarafından çok yönlü mücadeleye başlanmıştır.
Örgütle mücadele bölümünde de değinildiği gibi örgüt, faaliyetlerini terör
eylemleri ağırlıklı olarak sürdürmektedir ve bugüne kadar sınırlı oranda
toprak kaybetmiştir. Dolayısıyla, bu çalışmadaki verilerin de ışığında, IŞİD
ile mücadelenin uzun bir süreç alacağı, kısa ve orta vadede IŞİD’in
etkinliğinin devam edeceği değerlendirilmektedir.
Örgüte yönelik girişilen mücadelede, Irak ordusunun ve diğer yerel
grupların eğitilmesi ve silahlandırılması hassas ve uzun soluklu bir süreci
gerektirmektedir. Bu süreç Irak için daha öngörülebilir bir durumda iken
özellikle Suriye’de durum daha belirsizdir. Suriye’de yaşanan iç savaş sona
erip istikrarlı ve güçlü bir yönetim tesis edilinceye kadar IŞİD’e karşı
yürütülen mücadelenin başarı şansının çok yüksek olmadığı, böyle bir
yönetimin tesis edilmesinin de zaman alacağı değerlendirilmektedir.
Irak’ta yeni İbadi yönetimi Sünnilere karşı daha kapsayıcı bir
politika izlemektedir. Yine de Şii tabandan gelen baskı nedeniyle hâlâ Sünni
aşiret ve grupların silahlandırılması konusunda güvensiz bir tavır
takınmaktadır. Benzer güvensizlik Sünniler açısından da geçerlidir.
Sünniler, Maliki yönetiminde yaşadıkları acıları tekrar yaşamak
istememekte, yeni hükümetten olumlu yeni uygulamalar görmeyi
24 | Erdoğan ve Deligöz
beklemektedirler. Öncelikle Sünnilerin çoğunluğunun, Sünni aşiretlerden
müteşekkil, Irak yönetimince parasal ve silah olarak desteklenen yeni bir
ordu ile kendi bölgelerinin kendilerince savunulması, çatışmalarda yaşanan
yıkım sonrası şehirlerinin yeniden inşası, genel af ile Sünni mahkûmların
serbest bırakılması gibi talepleri bulunmaktadır (Dünya Bülten, 2014c). Bu
talepler konusunda Şii ve Sünniler arasında bir anlayış birliğine varılması
için yine uzun bir sürece ihtiyaç duyulacağı değerlendirilmektedir.
Uzun bir sürecin sonunda IŞİD ile mücadeleden sonuç alınmasının
ve örgütün zayıflatılmasının ise yine bölgede istikrar için yeterli olmayacağı
değerlendirilmektedir. IŞİD’in askerî olarak zayıflatılması politik
çözümlerle desteklenmez ve oluşacak güç boşluğu meşru bir devlet otoritesi
tarafından doldurulmaz ise bölgedeki diğer radikal unsurların güç
kazanması ihtimal dahilindedir.
IŞİD’in zayıflamasının bir olası sonucu örgütün marjinalleşerek
gerek Irak ve Suriye’de gerekse Batılı ülkelerde tekrar kendi varlığını
hissettirmeye ve güç toplamaya yönelik ses getirici terör eylemlerine
teşebbüs etmesi olacaktır. Ayrıca internet ve medya üzerinden bu örgütlerin
propagandaları neticesinde kendiliğinden radikalleşen militanlar tarafından,
hiçbir yerden talimat almadan, ülkelerinde bireysel terör eylemleri
gerçekleştirebileceklerdir. Tüm bu eylemlerin hedefinde Türkiye’nin de
olması muhtemeldir.
Diğer yandan IŞİD yayınladığı Dabiq dergisinde, mücadele için
Suriye ve Irak’ın seçilmesinde zayıf ulus devlet yapısı ve kaos ortamının en
büyük etken olduğunu açıkça ifade etmektedir. Söz konusu dergide,
alınacak ilave tedbirlerle (kaos yaratmaya yönelik) cihat anlayışını
destekleyecek birçok bölgeden bahsedilmektedir. Bunlar; Yemen, Mali,
Somali, Sina Yarımadası, Libya, Çeçenistan, Nijerya vb. yerlerdir (Dabiq,
2014). Diğer bir değişle radikal terör nerede boşluk, çatışma ve istikrarsız
yapı varsa burayı kendisine yuva haline getirebilmektedir.
Nitekim Mısır’da Ensar Beyt El-Makdis örgütü “IŞİD Sina Vilayeti”
adıyla; Libya’da Şabab el-İslam örgütüne bağlı gruplar IŞİD “Fizan
Vilayeti, Trablus Vilayeti ve Barka (Sirenayka) Vilayeti” olarak; Kuzey
Afrika El-Kaidesinden ayrılan Hilafet Ordusu isimli örgüt IŞİD “Libya
Vilayeti” olarak örgüte bağlandıklarını bildirmişler ve örgüt adına çeşitli
eylemlerde bulunmuşlardır. Bunların dışında Yemen’de, Suudi
Arabistan’da, Afganistan ve Pakistan’da örgüte bağlılıklarını bildiren
gruplar mevcuttur (BBC News, 2015).
Politik istikrarsızlıkları ve güç boşluklarını fırsat bilen bu örgüt ve
grupların birçoğu başlangıçta El-Kaide adına faaliyetlerini yürütmüş,
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 25
müteakiben IŞİD’e bağlanmıştır. Bu durum eski El-Kaide lideri Usame Bin-
Ladin’in; “insanlar zayıf atı ve güçlü atı gördüklerinde güçlü attan
hoşlanırlar” (NPR, 2001) benzetmesini andırmaktadır. IŞİD, Irak ve
Suriye’de gerçekleştirdiği kanlı eylemleri, batılı rehine infazları ve etkili
propagandası ile kendisini “güçlü at” konumuna yerleştirmeye çalışmakta,
bunun da sonuçlarını almaktadır. Dolayısıyla uzun vadeli çözümün bir
parçası olarak radikal örgütlerin yeşerdiği yukarıda sayılan ülkelerde de
askerî, politik ve ekonomik tedbirlerin alınmasının elzem olduğu
değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak IŞİD’in sahip olduğu ekonomik güç ve bu gücün
çeşitliliği, kuvvetli teşkilatlanması, silah gücü ve radikal ideolojisinin yerel
ve küresel düzeyde yabancı savaşçıları kendisine çekmeye devam etmesi
örgütle mücadelenin kısa süre içerisinde sonuçlanmasını güçleştirmektedir.
Havadan yürütülen saldırılar ve karadan gerçekleştirilen operasyonlar
neticesinde kısmi başarılar elde edilse de eğitimli ve donanımlı birliklere
duyulan ihtiyaç daha uzun bir süreci zorunlu kılmaktadır. Kısa vadede
IŞİD’in askerî anlamda uğradığı başarısızlıkların örgüt üzerinde bir baskı ve
gerilim yaratmaktadır. Bunun karşılığı olarak örgütün müteakip dönemde
terör eylemlerini tırmandıracağı, korku ve şiddet politikasını
şiddetlendireceği değerlendirilmektedir. Örgütle mücadelede nihai sonuca
bölgedeki politik istikrarın sağlanması ile ulaşılabileceği
değerlendirildiğinde ise ihtiyaç duyulan süre daha da uzamaktadır. Uzun
soluklu bir mücadelenin sonunda IŞİD zayıflatılsa bile, tamamen yok
olmayacağı, küçülerek marjinalleşeceği, fiilen kontrol altında bulunan
bölgeleri kaybetse bile düzenleyeceği terör eylemleri ile bölgedeki varlığını
uzun süre devam ettireceği, sahip olduğu bu ideolojisi zayıflatılmadığı
sürece yaşanacak gelişmelere bağlı olarak ağırlık merkezini, istikrarsız
başka coğrafyalara taşıyabileceği değerlendirilmektedir.
Son Not
1. Örgütün adlandırılması konusunda özellikle batılı kaynaklarda değişik
kullanımlar mevcuttur. Örgütün isminde “Şam” ibaresinin değişik yorumlarına
dayanan ilk farklı kullanım Arapça, Şam’ın Suriye genelini ifade ettiğinden
hareketle “Islamic State in Iraq and Syria (ISIS)” şeklindedir. Özellikle ABD ise
“Şam” ın Suriye’den daha geniş toprakları ifade ettiği değerlendirmesiyle örgütü
“Islamic State in Iraq and Levant (ISIL)” şeklinde adlandırmaktadır. Levant ise
batılı bir adlandırma türü olup bugünkü Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin ve Ürdün
topraklarına karşılık gelmektedir. Diğer yandan örgüt 29 Haziran 2014 tarihinden
itibaren ismindeki “Irak ve Şam” ibarelerini atarak sözde hilafeti ilan ettiği
gerekçesi ile kendini “İslam Devleti (Islamic State)” olarak adlandırmaya
başlamıştır. Bu ibare ve kısaltmaya da batılı kaynaklarda sıkça rastlanmaktadır.
Ancak özellikle Fransa (09 Eylül 2014’ten itibaren) sonrasında ise Türkiye (31
26 | Erdoğan ve Deligöz
Ekim 2014’ten itibaren) örgütün bir terör örgütü olduğunu, İslamla ve Devletle
bağdaştırılamayacağını ifade ederek örgütün Arapça isminin “ad Davla al-İslamiya
fil-‘Irak ve eş-Şam” kısaltması olan “Daesh”/”DEAŞ” terimini kullanmaktadır (UN
Report, 2014; Gürsel, 2014). Bu çalışmada, ülkemizde daha yaygın kullanıldığı
için IŞİD ismi tercih edilmiştir.
2. “El-Kaide Yaptırım Komitesi” 1267 (1999) ve 1989 (2011) sayılı Güvenlik
Konseyi kararları uyarınca oluşturulmuş olan bir komitedir. Komite El Kaide
bağlantılı kişi ve gruplara yönelik yaptırım listesini güncellemekte yaptırımların
uygulanmasını takip etmektedir. Yaptırımlar El-Kaide ile bağlantılı kişi ya da
grupların mal varlılarının dondurulması, seyahat yasağı ve silah ambargosundan
oluşmaktadır (UN Al-Qaida Sanctions Committee, 2014).
3. “Analitik Destek ve Yaptırım Gözlem Timi” BM Güvenlik Konseyinin 2083
(2012) sayılı kararı ile “El-Kaide Yaptırım Komitesi” faaliyetlerine yönelik
gözlem, analiz ve tavsiye mekanizmasını işletmek maksadıyla oluşturulmuştur. BM
Güvenlik Konseyi 2170 (2014) sayılı kararı ile Gözlem Timine IŞİD ve El-Nusra
Cephesi’ne yönelik bir rapor hazırlama görevi vermiştir. Gözlem Timi bu
doğrultuda hazırladığı raporu 14 Kasım 2014 tarihi itibariyle tamamlamıştır (UN
Report, 2014).
4. Vice News muhabiri Medyan Dairieh tarafından Ağustos 2014’te çekilen IŞİD
belgeselinde yer alan görüntülerden derlenmiştir. Belgesel Haber Türk internet
sitesi tarafından Türkçe alt yazı ilave edilmiş olarak tekrar yayımlanmıştır (Haber
Türk, 2014).
5. IŞİD karşıtı koalisyonda 60 ülke bulunmaktadır (Dünya Bülteni, 2014a).
Koalisyon ülkelerinin kimler olduğu ve IŞİD’le mücadeleye hangi oranda destek
verdikleri konusunda basına yansıyan bilgilerde farklılıklar mevcuttur.
Kaynakça
ACUN, C. (2014). Neo el-Kaide: Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD). Seta
Perspektif, 53,1-6.
Al Jazeera Türk. (2014a). Obama IŞİD’le mücadele stratejisini açıkladı. 11
Eylül 2014. 11 Aralık 2014 tarihinde
http://www.aljazeera.com.tr/haber/obama-isidle-mucadele-
stratejisini-acikladi adresinden alınmıştır.
Al Jazeera Türk. (2014b). Yeni hükümet Irak’a istikrar getirecek mi?. 18
Eylül 2014. 05 Şubat 2015 tarihinde
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/yeni-hukumet-iraka-istikrar-
getirecek-mi adresinden alınmıştır.
Al Jazeera Türk. (2015). Diyala Irak ordusunun elinde. 26 Ocak 2015. 05
Şubat 2015 tarihinde http://www.aljazeera.com.tr/haber/diyala-irak-
ordusunun-elinde adresinden alınmıştır.
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 27
Anadolu Ajansı. (2015). Obama kongre'den IŞİD’e karşı yetki istedi. 11
Şubat 2015. 12 Şubat 2015 tarihinde
http://www.aa.com.tr/tr/haberler/464082--obama-kongreden-iside-
karsi-yetki-istedi adresinden alınmıştır.
Armedservices. (2014). 6 Aralık 2014 tarihinde
http://armedservices.house.gov/index.cfm/files/
serve?File_id=926D63B6-5E50-49FC-99EF-A59B98825265
adresinden alınmıştır.
BBC. (2014a). Brussels Jewish museum killings: Suspect 'Admitted attack'.
01 Haziran 2014. 15 Kasım 2014 tarihinde
http://www.bbc.com/news/world-europe-27654505 adresinden
alınmıştır.
BBC. (2014b). UK paying experts to build Islamic State war crimes case. 03
Eylül 2014. 30 Kasım 2014 tarihinde
http://www.bbc.com/news/world-middle-east-29052475 adresinden
alınmıştır.
BBC. (2014c). Islamic state fighter estimate triples - CIA. 12 Eylül 2014. 10
Ocak 2015 tarihinde http://www.bbc.com/news/world-middle-east-
29169914 adresinden alınmıştır.
BBC News. (2015). Islamic State builds on al-Qaeda lands. 30 Ocak 2015.
10 Şubat 2015 tarihinde http://www.bbc.com/news/world-31064300
adresinden alınmıştır.
CBS News. (2014). Obama: U.S. Underestimated rise of ISIS in Iraq and
Syria. 28 Eylül 2014. 21 Aralık 2014 tarihinde
http://www.cbsnews.com/news/obama-u-s-underestimated-rise-of-
isis-in-iraq-and-syria/ adresinden alınmıştır.
CFR. (2014). Islamic State Iraq Syria. 08 Ağustos 2014. 10 Ocak 2015
tarihinde http://www.cfr.org/iraq/islamic-state-iraq-syria/p14811
adresinden alınmıştır.
Clarion Project. (2014). The Islamic State. November 2014. 28 Kasım 2014
tarihinde http://www.clarionproject.org/sites/default/files/islamic-
state-isis-isil-factsheet-1.pdf adresinden alınmıştır.
CNN News. (2014a). How foreign fighters are swelling ISIS ranks in
startling numbers. 14 Eylül 2014. 27 Kasım 2014 tarihinde
http://edition.cnn.com/2014/09/12/world/meast/isis-
numbers/index.html?iref=allsearch adresinden alınmıştır.
28 | Erdoğan ve Deligöz
CNN News. (2014b). Has ISIS peaked? Terror group suffers setbacks in
Iraq. 14 Kasım 2014. 02 Aralık 2014 tarihinde
http://edition.cnn.com/2014/11/14/world/meast/isis-setbacks-iraq-
lister/ adresinden alınmıştır.
CNN News. (2015). For ISIS, tough times as it seeks to regroup. 26 Ocak
2015. 05 Şubat 2015 tarihinde
http://edition.cnn.com/2015/01/28/opinion/lister-bad-month-for-isis/
adresinden alınmıştır.
Dabiq. (2014). The return of Khilifah. 10 Şubat 2015 tarihinde
https://ia902500.us.archive.org/24/items/dbq01_desktop_en/dbq01_d
esktop_en.pdf adresinden alınmıştır.
Daily Mail. (2014). Iraq sentences Sunni ex-MP to death for murder. 23
Kasım 2014. 07 Şubat 2015 tarihinde
http://www.dailymail.co.uk/wires/afp/article-2846089/Iraq-court-
sentences-Sunni-ex-MP-death-murder.html adresinden alınmıştır.
DUMAN, B. (2013). Irak İslam Devleti ve El-Nusra Cephesi birleşiyor
mu?. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi, 12 Nisan 2013. 25
Kasım 2014 tarihinde
http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=4407 adresinden
alınmıştır.
Dünya Bülteni. (2014a). IŞİD karşıtı koalisyon NATO’da toplandı. 03
Aralık 2014. 05 Ocak 2015 tarihinde
http://www.dunyabulteni.net/haberler/316060/isid-karsiti-koalisyon-
natoda-toplandi adresinden alınmıştır.
Dünya Bülteni. (2014b). ABD saldırıları muhalifleri IŞİD'e yaklaştırıyor. 24
Kasım 2014. 05 Şubat 2015 tarihinde
http://www.dunyabulteni.net/haberler/315258/abd-saldirilari-
muhalifleri-iside-yaklastiriyor adresinden alınmıştır.
Dünya Bülteni. (2014c). Iraklı Sünnilerden IŞİD'le mücadele şartları. 19
Aralık 2014. 10 Şubat 2015 tarihinde
http://www.dunyabulteni.net/haber/317427/irakli-sunnilerden-isidle-
mucadele-sartlari adresinden alınmıştır.
Dünya Bülteni. (2015a). Altı binden fazla IŞİD'li öldürülmüş. 23 Ocak
2015. 26 Ocak 2015 tarihinde
http://www.dunyabulteni.net/haber/320366/alti-binden-fazla-isidli-
oldurulmus adresinden alınmıştır.
Dünya Bülteni. (2015b). IŞİD içinde yine 'tekfir' çatlağı”. 20 Ocak 2015. 05
Şubat 2015 tarihinde
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 29
http://www.dunyabulteni.net/haber/320034/isid-icinde-yine-tekfir-
catlagi adresinden alınmıştır.
GAUSE, F. G. (2010). The international relations of the Persian Gulf. New
York: Cambridge University Press.
GÖZEL, A. (2014). Vehhabilik, El Kaide ve IŞİD. 28 Kasım 2014 tarihinde
http://www.ankarastrateji. org/haber/vehhabilik-el-kaide-ve-isid-
1317/ adresinden alınmıştır.
GÜRLER, R. T. ve ÖZDEMİR, Ö. B. (2014). El Kaide'den Post-Kaide'ye
dönüşüm: IŞİD. Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, (1)1, 113 -
155.
GÜRSEL, K. (2014). ‘DEAŞ’ yanlışının anlam ve önemi. 06 Kasım 2014.
15 Aralık 2014 tarihinde http://www.milliyet.com.tr/-deas-
yanlisinin-anlam-ve-nemi/dunya/ydetay/1965616/default.htm
adresinden alınmıştır.
Haber Türk. (2014). Tüm çıplaklığıyla IŞİD gerçeği. 25 Aralık 2014
tarihinde http://video.haberturk.com/haber/video/tum-ciplakligiyla-
isid-gercegi/124445 adresinden alınmıştır.
Haber Türk. (2015a). IŞİD komutanlarının yüzde 50’si öldürüldü. 23 Ocak
2015. 25 Ocak 2015 tarihinde
http://www.haberturk.com/dunya/haber/1034027-isid-
komutanlarinin-yuzde-50si-olduruldu adresinden alınmıştır.
Haber Türk. (2015b). ABD ve Işid'den Kobani açıklaması. 01 Şubat 2015.
05 Şubat 2015 tarihinde
http://www.haberturk.com/dunya/haber/1037571-abd-ve-isidden-
kobani-aciklamasi adresinden alınmıştır.
Haber Türk. (2015c). Koca bir ülke gibiler!. 24 Ocak 2015. 05 Şubat 2015
tarihinde http://www.haberturk.com/dunya/haber/ 1034499-koca-bir-
ulke-gibiler adresinden alınmıştır.
Haber Türk. (2015d). Eğit-donat imzaya k
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 31
NY Times. (2015). Kerry supports Syrian peace talks in Russia. 14 Ocak
2015. 15 Şubat 2015 tarihinde
http://www.nytimes.com/2015/01/15/world/middleeast /kerry-backs-
syrian-peace-talks-in-russia.html?_r=1 adresinden alınmıştır.
OHCHR/UNAMI. (2014). Report on the protection of civilians in armed
conflict in Iraq: 6 July – 10 September 2014. 15 Aralık 2014
tarihinde
http://www.ohchr.org/Documents/Countries/IQ/UNAMI_OHCHR_P
OC_Report_FINAL_6July_10September2014.pdf adresinden
alınmıştır.
Reuters. (2014a). Obama to send 1,500 more troops to Iraq as campaign
expands. 07 Kasım 2014. 20 Aralık 2014 tarihinde
http://www.reuters.com/article/2014/11/08/us-mideast-crisis-usa-
iraqidUSKBN0IR22I2014 1108 adresinden ulaşılmıştır.
Reuters. (2014b). Obama seeks review of Syria strategy, sees assad removal
as necessary. 12 Kasım 2014. 07 Şubat 2015 tarihinde
http://www.reuters.com/article/2014/11/13/us-mideast-crisis-obama-
syria-idUSKCN0IX03T20141113 adresinden alınmıştır.
Reuters. (2015). U.S.-led air strikes have hit 3,222 Islamic state targets:
Pentagon. 07 Ocak 2015, 12 Ocak 2015 tarihinde
http://www.reuters.com/article/2015/01/07/us-mideast-crisis-strikes-
damage-idUSKBN0KG1ZM20150107 adresinden alınmıştır.
Rewards for Justice. (2014). Wanted, Abu Du'a. Departmen of state. 13
Aralık 2014 tarihinde http://www.reward
sforjustice.net/english/abu_dua.html# adresinden alınmıştır.
The Daily Dot. (2014). How ISIS militants in Iraq evade U.S. surveillance.
13 Haziran 2014. 12 Aralık 2014 tarihinde
<http://www.dailydot.com/politics/isis-millitants-iraq-us-
surveillance-spying/ adresinden alınmıştır.
The Guardian. (2014a). Abu Bakr al-Baghdadi: The Isis chief with the
ambition to overtake al-Qaida. 12 Haziran 2014. 20 Kasım 2014
tarihinde http://www.theguardian.com/world/2014/jun/12/baghdadi-
abu-bakr-iraq-isis-mosul-jihad adresinden alınmıştır.
The Guardian. (2014b) How an arrest in Iraq revealed Isis's $2bn jihadist
network. 15 Haziran 2014. 12 Aralık 2014 tarihinde
<http://www.theguardian.com/world/2014/jun/15/iraq-isis-arrest-
jihadists-wealth-power adresinden alınmıştır.
32 | Erdoğan ve Deligöz
The National Counterterrorism Center. (2014). Al-Qa‘ida in Iraq (AQI). 25
Kasım 2014 tarihinde http://www.nctc.gov/site/groups/aqi.html
adresinden alınmıştır.
The Telegraph. (2014). How Isil is funded, trained and operating in Iraq and
Syria. 23 Ağustos 2014. 11 Aralık 2014 tarihinde
http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/iraq/110529
19/How-Isil-is-funded-trained-and-operating-in-Iraq-and-Syria.html
adresinden alınmıştır.
The Wall Street Journal. (2014). IŞİD'in zalim başarısının sırrı. 3 Eylül
2014. 26 Kasım 2014 tarihinde http://www.wsj.com.tr/articles
/SB10001424052970203966604580131 510414438900 adresinden
alınmıştır.
The Washington Post. (2014a). Advanced radios captured by Iraqi
insurgents could spell trouble. 16 Haziran 2014. 11 Aralık 2014
tarihinde
http://www.washingtonpost.com/news/checkpoint/wp/2014/06/16/ad
vanced-radios-captured-by-iraqi-insurgents-could-spell-trouble/
adresinden alınmıştır.
The Washington Post. (2014b). Syrians to be trained to defend territory, not
take ground from jihadists, Officials Say. 22 Ekim 2014. 11 Aralık
2014 tarihinde http://www.washingtonpost.com/world/national-
security/syrians-to-be-trained-to-defend-territory-not-take-ground-
from-jihadists-officials-say/2014/10/22/8ca13cf2-5a17-11e4-bd61-
346aee66ba29_story.html ?hpid=z1 adresinden alınmıştır.
Time. (2014). Why Iraq’s most violent province is a war zone again. 04
Ocak 2014. 10 Ocak 2015 tarihinde
http://world.time.com/2014/01/04/why-iraqs-most-violent-province-
is-a-war-zone-again/ adresinden alınmıştır.
Timeturk. (2014). Dünden bugüne Irak Şam İslam Devleti (IŞİD). 12
Haziran 2014. 23 Kasım 2014 tarihinde http://www.timeturk.com/tr
/2014/06/11/dunden-bugune-irak-sam-islam-devleti-isid.html
adresinden alınmıştır.
TRT Haber. (2014). Irak'ta yeni hükümet güvenoyu aldı. 05 Şubat 2015
tarihinde http://www.trthaber.com/haber/dunya/irakta-yeni-hukumet-
guvenoyu-aldi-143466.html adresinden alınmıştır.
UNAMI/OHCHR. (2014). Report on the protection of civilians in armed
conflict in Iraq: 6 July – 10 September 2014. 15 Şubat 2015 tarihinde
http://www.ohchr.org/Documents/Countries/IQ/
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 33
UNAMI_OHCHR_POC_Report_FINAL_6July_10September2014.p
df adresinden alınmıştır.
UN Al-Qaida Sanctions Committee. (2014). The security council committee
pursuant to resolutions 1267 (1999) and 1989 (2011) concerning Al-
Qaida and associated individuals and entities. 12 Aralık 2014
tarihinde http://www.un.org/sc/committees/1267/information.shtml
adresinden alınmıştır.
UN Al-Qaida Sanctions List. (2014). List of individuals, entities and other
groups. 30 Kasım 2014 tarihinde http://www.un.org/sc/committees/
1267/1267.htm adresinden alınmıştır.
UN Iraq. (2015). UN casualty figures for January 2015. 01 Şubat 2015. 05
Şubat 2015 tarihinde
http://www.uniraq.org/index.php?option=com_k2&view=item&id=3
245:un-casualty-figures-for-january-2015&Itemid=633&lang=en
adresinden alınmıştır.
UN Report. (2014). The Islamic State in Iraq and the levant and the Al-
Nusrah Front for the people of the levant: Report and
recommendations submitted pursuant to resolution 2170. 12 Aralık
2014 tarihinde
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/2014/815>
adresinden alınmıştır.
US Congress Report. (2014). 11 Ocak 2015 tarihinde
http://www.fas.org/sgp/crs/mideast/RS21968.pdf adresinden
alınmıştır.
US Department of Defence. (2014). Airstrikes in Iraq and Syria. 01 Aralık
2014. 02 Aralık 2014 tarihinde
http://www.defense.gov/home/features/
2014/0814_iraq/Airstrikes6.html adresinden alınmıştır.
US Department of Treasury. (2014). 23 Ekim 2014. 12 Aralık 2014
tarihinde http://www.treasury.gov/press-center/press-
releases/Pages/jl2672.aspx adresinden alınmıştır.
Vice News. (2014a). The Islamic State (full length) documentary video. 26
Aralık 2014. 5 Ocak 2015 tarihinde https://news.vice.com/video/the-
islamic-state-full-length adresinden alınmıştır.
Vice News. (2014b). ISIS has a really slick and sophisticated media
department. 12 Haziran 2014. 5 Aralık 2014 tarihinde
<https://news.vice.com/article/isis-has-a-really-slick-and-
sophisticated-media-department adresinden alınmıştır.
34 | Erdoğan ve Deligöz
YILMAZ, M. S. (2014). İslami düşünce tarihinde bir anlama biçimi olarak
Selefilik üzerine bir deneme. İnsan ve Toplum Bilimleri
Araştırmaları Dergisi, 3(3), 532-553.
ZELIN, A. Y. (2014). The war between ISIS and al-Qaeda for supremacy of
the global jihadist movement. The Washington Institute for Near
East Policy, 20, 28 Kasım 2014 tarihinde
http://www.washingtoninstitute.org/
uploads/Documents/pubs/ResearchNote_20_Zelin.pdf adresinden
alınmıştır.
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 35
Extended Summary
The Power and Future of Islamic State in Iraq and Syria
(ISIS)
Introduction
Initially founded by Abu Musab al-Zarkawi and called Jamaat al-
Tahwid wa-i-Jihad, ISIS participated in Iraq in 2001 and fought against
USA forces. The group was affiliated with Al-Qaeda and called Al-Qaeda in
Iraq in 2004. After American forces withdrew from Iraq in 2011, the group
began to become stronger. Baghdadi has declared the establishment of the
ISIS and expanding its region into Syria on 8 April 2013. But this
declaration was not accepted by Al-Qaeda. Because of the disagreement
about territory, leadership etc., ISIS was repudiated by Al-Qaeda and the
two groups split permanently. ISIS declared itself a caliphate and the
establishment of the Islamic State on 29 June 2014. Because of its presence
and terrorist attacks, ISIS poses a major threat to both regional and global
scale. Therefore, fighting against ISIS is being made by US-led international
coalition and tribal militias. Military measures with precautions of resolving
the underlying causes of the sectarian conflict will increase the probability
of success in this struggle. However, ensuring lasting peace in this region
will take a long time.
The Political Developments in Iraq Fostering ISIS
ISIS exploits political instability in order to obtain both public
support and new militants. It aims to instigate the denominational conflicts
and to create chaos climate and finally to form a government. The
implementations triggering denominational conflicts enabled ISIS to reach
the public support which is needed. Applications of the Iraqi Interim
Governments created by US, Maliki administration’s discriminatory
approach to Sunni originated citizens, and Maliki Administration’s violent
response to civilian protesters demanding judicial reforms are examples of
these implementations.
ISIS's Structure
ISIS includes three main groups. The first one is the core leadership.
It consists of dominantly Iraqi and being headed since 2010 by Al-
Baghdadi. The second group consists of generally Iraqi and some Syrians
and have pledged loyalty to Al-Baghdadi. It has military or administrative
36 | Erdoğan ve Deligöz
duties. The last one consists of foreign terrorist fighters coming from over
80 countries all over the world. These form the major part of the ISIS's
armed forces. Three groups are administrated by a bureaucratic organization
and ISIS is organized as a state in its region.
The current leader of ISIS is Al- Baghdadi. He has a cabinet which
includes various deputies responsible for different areas. The Cabinet
consists of mainly Iraqi officers who are members of former Baath Party.
Ideology and Goals
ISIS has a Salafist-jihadist ideology like Al-Qaeda and the Taliban's.
This ideology has a belief that proclaims everybody except them as heretic.
Salafists refuse the additions in Islam and assume them un-Islamic. Muslims
who depart from their strictly defined explication of Islam are proclaimed as
takfir and penalized with death.
ISIS is a terrorist organization which has a political goal to establish
an Islamic caliphate. Creating and maintaining the conflict and civilian
instability within Iraq and Levant region, ISIS aims to advance into
neighboring Sunni countries and establish an Islamic State being
administered by Sharia rules.
Counter ISIS
The struggle against ISIS is led by the US in global and regional
scale. It was mentioned by the US president that final solution would take
long time and stability would be provided by using political methods in a
long time frame. It is announced that Four-Dimension (4-D) plan would be
executed to reach this aim. Within the scope of this plan, it is envisaged to
perform air attacks while land operations executed by Iraqi forces, to
increase military aids (training, intelligence, equipment) to Iraqi, Kurdish
forces and Syrian moderate opponents. Moreover this 4-D aims to eradicate
financial and militant resources of ISIS and finally to go on performing
humanitarian aids.
Conclusion
It makes it difficult to exterminate ISIS in the short run because of its
diversified financial power, robust structure, its armament and mesmerizing
radical ideology which attracts foreign fighters in a global and regional
scale. Some partial achievements were gained through air attacks and land
operations. But, it requires trained and well equipped troops to obtain
desired success. It is needed a long period of time for some kind of progress.
Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 37
The failure in military scale of ISIS creates a pressure and tension within the
organization. In return, it is evaluated that the organization will increase the
intensity of terror attacks and the fear and violence climate. When
considered the sole remedy is political stability in the region to last ISIS, the
required time frame seems to be much longer. Even ISIS is weakened
through a long run campaign, it is evaluated that it will never exterminated,
but will diminish and be marginalized. Even it lost controlled areas it will
try to be effective by organizing terror attacks to remain as a stakeholder in
the region for a long time. Moreover, it is predicted that ISIS has the
capacity and ability to spread some other regions based on developments in
this region, unless its current radical ideology is weakened.