İş Bulmanızı

Kolaylaştıracak 14 Adım

“Ne kadar uğraşırsam, doğru işi bulma şansım da o kadar artar”

Kref.net

1. Eylemsizlikten vazgeçin

Eğer şu anda bir işiniz yoksa ve günde sadece bir ya da iki saatinizi iş aramakla geçiriyorsanız, kendinize iş olanakları yaratabilmek için yeterli derecede çalışmıyorsunuz demektir.

İş aramak ve bulmak, bir pazarlama ve satış etkinliğidir. Ve her pazarlama etkinliği gibi buradan da alacağınız sonuçlar, bu konuya harcadığınız çaba ile paraleldir.

Bu nedenle, eğer şu anda bir işte çalışmıyorsanız, haftada en az 22 saatinizi iş aramaya harcamalısınız. Fakat bu laptopunuzun arkasına saklanıp 22 saat iş arayın demek değil...

2. Laptopunuzun arkasına saklanmayı bırakın

Başarınızı, insanlarla olan ilişkileriniz belirleyecektir.

Eğer daha önceki deneyimlerinize benzer bir iş arıyorsanız, ilan sitelerinden ya da benzer danışmanlık sitelerinden yapmanız sizin için en etkisiz iş arama yoludur. Pozisyonların yaklaşık %65’lik bir kısmı ortak bağlantılar ve referanslar ile doldurulmaktadır, bu nedenle stratejiniz geniş bir profesyonel ağ oluşturmak olmalıdır.

Kref.net üzerindeki bağlantılarınızı güçlendirin. Arkadaşlarınız, yöneticilerinizi, sizi tanımlayan herkesi bağlantılarınıza katın.

Bağlantılarınızdan aldığınız refaranslarınız sizi daha güçlü hale getirecektir.

3. Uzaktan tanıdıklarınızla ağ kurmaya çalışmayın

Hızlı bir şekilde doğru imkanları elde etmek istiyorsanız, bunun en kolay yolu nerede yaşarsa yaşasın ya da ne iş yaparsa yapsın en yakın tanıdıklarınızdan yardım almaktır. Onlardan alacağınız profilinize eklenmiş referanslar sizi yukarılar taşıyacaktır.

En yakın 40 tanıdığınız, ne yaptığınızı, nasıl hedeflerinizin olduğunu ve karşılaştıkları insanlardan hangilerinin sizin işinize yarayacağını bilirler.

Bu nedenle yakından tanıdığınız kişilerle yeniden bağlantı kurun ya da mevcut olan bağlantınızı kesmeyin. Bu bağlantıları sağladığınızda elinizde size güvenen ve size inanan ama sizden para istemeyen 40 danışmanınız olacaktır.

4. Çıkar ilişkilerini bir kenara bırakın

Eğer ben sizi uzaktan tanıyan biri olsaydım ve benimle sadece bir iş pozisyonu yüzünden tekrar iletişime geçmek istediğinizi bilseydim, bundan hoşlanmazdım. Bu nedenle çıkar ilişkilerine değil samimi ilişkilere yönelin.

Yakın olduğunuz tanıdıklarınız ile, onlardan hiçbir şey talep etmeksizin yeniden bağlantı kurun. Bunu devamlı yaptığınız takdirde, sizi yakından tanıyan ve neye ihtiyacınız olduğunu bilen kişiler, size yardım etmeye çalışacaklardır.

Siz diğerlerine yardım etmek için cömert oldukça, ihtiyacınız olan yardım da size yakın zamanda ulaşacaktır. Fakat nereden geleceğini tahmin etmek bir hayli zordur.

5. İnsanları elemekten vazgeçin

Yardımcı olamayacağını düşündükleri insanlar sayesinde önlerine harika iş fırsatları çıkan birçok insan vardır. 10 yıldır çalışmayan ve ev hanımlığı yapan anneler, farklı sektörlerde çalışan aile dostları, kurumsal dünyada kimseyi tanımadığını düşündüğümüz ailemiz – fakat bu insanların hepsi bize iş imkanı sağlayacak kişilerle bağlantılıdır.

Çoğu zaman insanları “Kimseyi tanımıyor ki” diye eleyebiliyoruz. Fakat başka insanların kimleri tanıdığını veya bir parti ya da organizasyonda kimlerle tanışıp Kref.net’te bağlantı kuracağını bilemeyiz.

Bir insanla, sizinle aynı sektörde çalışmıyor ya da farklı bir şehir ya da ülkede yaşıyor diye bağlantınızı kopartmayın. Haberiniz olmayabilir ancak bu kişiler size cazip iş olanakları sunabilecek kişilerle tanışıyor olabilirler.

6. Soru sormaktan çekinmeyin

Çıkarcı ilişkilere bir son verip, samimi ilişkilere yönelmenizi tavsiye eden biri olarak söylüyorum ki, eğer soru sormazsanız yakından tanıdığınız kişi bile neye ihtiyacınız olduğunu anlayamaz. Bu nedenle, bu kişilerle bağlantınızı kurduktan sonra “X konu hakkında kimden bilgi alabilirim?” gibi sorular sormaktan çekinmeyin.

Bir yakınınıza yardım etmek boş bir iş değil, bir zevktir. Bu yüzden insanları size yardım edebilme zevkinden mahrum bırakmayın.

7. Üstü kapalı sorular sormaktan vazgeçin

“X alanında bir iş arıyorum. Bu alanda bir tanıdığın var mı?” sorusu “evet” ya da “hayır” diye cevaplandırılabilecek üstü kapalı bir sorudur. Bu sorunun cevabı da genellikle “hayır” olur.

“X alanında iş arıyorum. Bu alanda çalışan, kısa bir telefon görüşmesi yapabileceğim ya da e-posta iletişimi kurabileceğim bir tanıdığın var mı?” sorusu çok daha iyidir.

Böyle bir soru, soruyu sorduğunuz kişinin “hayır” diye basit bir cevap vermek yerine bu konuda düşünmesini sağlayacaktır. Eğer o an aklına gelmese bile, bilinçaltında yer edindiği için bu soruyu birkaç gün içerisinde tekrar hatırlayacak, belki de o an aklına bu konuda size yardımcı olabilecek bir tanıdığı gelecektir.

8. Meslek dilinizle konuşmayın

Çoğu arkadaşınız ve tanıdığınız size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır. Ama bunu ancak ne istediğinizi anlayabilirlerse başarabilirler. İş arayanların çoğu ise, tanıdıklarının anlayamayacağı bir meslek dili ile konuşmaktadırlar.

Bu nedenle her pazarlama mesajında olduğu gibi, hitap ettiğiniz kişileri inceleyin, dilinizi buna göre ayarlayın ve iletmek istediğiniz mesajın hitap ettiğini kişilere uygun olmasını sağlayın.

9. Mükemmeliyetçi olmaktan vazgeçin

İnsanlarla iletişime geçmeden önce mükemmel bir profile sahip olmayı, en ideal basamağa ulaşmayı ya da sorulacak sorulara mükemmel cevapları bulmayı beklemeyin.

Profiliniz, bulunduğunuz konum ve pazarlamanız hakkındaki her şey dışarıya çıkıp “denemek”le gelişen şeylerdir, bilgisayar başında oturup saatlerce düşünmekle ya da plan yapmakla gelişmez. Mükemmel olmaya değil, başarılı olmaya odaklanın. Eğer bir konuda kendinizden %70 oranında emin iseniz, denemekten çekinmeyin.

10. İdealist olmayı bırakın

Standartlarınız, hedefleriniz, yaşamak istediğiniz hayat ya da çalışmak istediğiniz ortam hakkında fikirleriniz olduğunu biliyoruz. Fakat sizin için ideal olan işi beklemek hem bütçenize hem de profilinize zarar verecektir.

Unutmayın, kariyer başarınız önünüzdeki 2 sene ile değil, kariyerinizdeki 20 seninin nasıl geçtiği ile ölçülür. Bu da farklı organizasyonlarda görev alarak, zor bir ortamda çalışmanın nasıl olduğunu anlamanız için size yeterli süreyi sağlayacaktır. Bu yüzden, eğer aylarca ideal bir pozisyona yerleşmeyi beklerseniz, bu aylarda boş oturmak yerine farklı alanlarda deneyim kazanma şansını kaybetmiş olursunuz.

Çalıştığınız yerde tanışacağını yeni kişiler ya da haberdar olacağınız fırsatlar, evde ideal işinizi beklerken asla elde edemeyeceğiniz olanaklardır.

11. “Suçlu Kim?” oyununu oynamayın

İş arama stresi ile boğuşurken ekonomiyi, hükümeti ya da başka kişileri suçlamanız oldukça kolaydır. Fakat bir suçun kurbanı olmak size bir şey kazandırmayacaktır.

Bu yüzden size, durumunuzun sorumluluğunu tamamen üzerinize almanızı öneririm. İlk bakışta ne kadar zor görünse de, bu şekilde hem kariyerinizi hem de kaderinizi sadece sizin yönlendirebileceğinizin farkına varacaksınız.

Kontrol tamamen sizin elinizde. Bu sizin özgür kalmanızı sağlar, çünkü böylece istediğiniz her şeyi yapabileceğinizin farkına da vararsınız.

12. Finansal durumları göz ardı etmeyin

Ticarette, para akışı oksijen gibidir. O olmadan tıkanmaya başlar ve girişimcinin yapmak istediği ve de yapabileceği şeyler hayata geçirilemez hale gelir. Kariyeriniz de buna benzer, eğer para akışını sağlayamazsanız sıkıntıya girer ve asıl hedeflerinize ulaşmakta zorlanırsınız.

Bu nedenle para akışınızı kontrol altına alarak, ne kadar süre daha çalışmadan idare edebileceğinizi hesaplayın. Bu şekilde stres seviyeniz düşerken kontrolu elinize alırsınız ve hangi plana odaklanırsanız odaklanın, başarıya ulaşırsınız.

13. Sadece A planına odaklanmayın

Çoğunuz sadece A planınıza odaklanarak çalışıyorsunuz. Bazılarınızın B planı var ancak bu planın hayatınızda önemli bir yeri yok. Ve çok azınız bir C planı oluşturuyorsunuz.

Fakat şu anda bir işte çalışmıyorsanız ve birkaç haftadır iş aramaktaysanız, hemen birer A, B ve C planı oluşturmanızı ve bunları daha sonra değil, hemen uygulamaya koymanızı öneririm. Diğer tüm ticari konularda olduğu gibi, bu durumda da olasılıkları değerlendirip buna göre hazırlanmanız gerekir.

14. “Şanssızlık” mazeretinin arkasına saklanmayın

Günümüzde Fortune’nun belirlediği dünyanın en büyük ilk 500 şirketi arasına giren şirketler, ticari hayatlarına resesyon zamanlarında başlamışlardır. Aslında hem Microsoft hem de Apple, ekonominin gerilediği bir dönemde, ileriyi görme yeteneği olan liderlerinin imkanları görebilmesi ve ekonomi için kaygılanmak yerine harekete geçmesi ile başarıya ulaşmışlardır.

Aynı şekilde, siz de evinizde boş boş oturup kendinizi “şanssız” diye nitelendirmek yerine, her gün yeni bir şeyler deneyerek kendi şansınızı yaratın. Koltuğunuzda rahat rahat oturmak yerine harekete geçin!

Eğer iş arama ve bulma konusunda ısrarlı ve azimli iseniz, rakiplerinizle aynı şeyleri yapmaktan vazgeçin.

Kref.net üzerindeki bağlantılarınız geliştirin, onlardan referanslar alın ve profilinizi doğru ve detaylı doldurun. Soru sorun, cevap yazın, makalelere katkıda bulunun. Bu sayede rakiplerinizden farklılaşın.

Ne kadar çok çalışırsanız, şansınızın da aynı oranda arttığını siz de hissedeceksiniz.