isbn: 978-605-9112-42-7 yıl: 5 sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber ortaylı’nın, ... avrupa...

20
Yıl: 5 Sayı:11 ISBN: 978-605-9112-42-7

Upload: others

Post on 12-Mar-2021

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

Yıl: 5 Sayı:11

ISBN: 978-605-9112-42-7

Page 2: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

2

İmtiyaz SahibiMDPARTNER

Yenilikçi Sağlık İletişimi Çözümleri A.Ş.

Genel Yayın YönetmeniUzm. Dr. İbrahim Erdoğ[email protected]

Genel MüdürOrçun Yılmaz

[email protected]

Yayın KoordinatörüPınar Özdemir

[email protected]

Grafik Tasarım Sena Çakmak

[email protected]

Yayının Adı: HEPANEWSYayın Türü: Yerel süreli yayındır.

Yılda 4 sayı yayımlanması planlanmaktadır.

Yönetim Yeri:Yenilikçi Sağlık İletişimi Çözümleri A.Ş

Büyükdere Cd. No.16 K.7 34363 Şişli İstanbulTel: +90 212 234 3575

Baskı:Eray Basım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.

MAS-SİT No.1901-1 34200 Bağcılar İstanbul

Copyright© Bu derginin yayın hakları MDPARTNER Yenilikçi Sağlık İletişimi A.Ş.’ye aittir.

Bu dergide yayımlanan ilan, röportaj ve köşe yazılarındaki fikir ve görüşlerin sorumluluğu yazarlarına veya görüşü bildirene aittir.

Yazı ve röportajlar kaynak gösterilse dahi izin alınmadan kullanılamaz.Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.

Merhabalar,

Yeni bir sayımız ile huzurlarınızda olmaktan çok mutluyuz.

Dergimizi, 14 Mart Tıp Bayramı’nın kutlandığı bir dönemde, siz değerli hekimlerimize ulaştırıyor olmak bize ayrı bir mutluluk

veriyor. Tıp Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.

Bu sayımızda da ilgiyle okuyacağınız konular derlediğimizi umuyoruz.

“Bilimsel Röportaj” sayfalarımızda, Sayın Prof. Dr. Onur Ural “Dünyada Her 4 Dakikada 1 İnsan,

Antibiyotik Dirençli Bakterilerin Neden Olduğu Hastalıklardan Ölmektedir”, Sayın Prof. Dr. Metin Başaranoğlu “Sirozda Tedavi Yaklaşımı, Sirozun Hangi Evrede Olduğuna Göre Değişir” başlıklı

röportajlarıyla konuğumuz oldular. Metin Hocamız, dergimiz için ayrıca bir olgu sunumu da hazırladı. Her iki hocamıza da bize

vakit ayırdıkları için ayrı ayrı çok teşekkür ederiz.

“Teknoloji” sayfalarımızda, ultrason cihazlarının maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen bir araştırma ile kronik hastalıkların erken

tanısına katkı potansiyeli taşıdığı düşünülen tırnak sensörleri konusu yer alıyor.

“Kültür Sanat” bölümümüzde, usta hikayecimiz Sait Faik’in hayat hikayesini konu alan “Benden Hikaye” filmi ile değerli aydınımız

İlber Ortaylı’nın, hayata dair ilham verici tavsiyelerini içeren yeni kitabı “Bir Ömür Nasıl Yaşanır”a yer verdik. Nisan’da başlayacak

olan “İstanbul Lale Festivali” için hazırladığımız bölümü de beğeneceğinizi ümit ediyoruz.

Sizler için hazırladığımız “Anket” sorularımıza vereceğiniz cevaplar için de şimdiden teşekkür ederiz. Sonuçları, bir sonraki

sayımızda sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Sevgiyle kalın,

Canan Türkkan Ürün Müdürü

editör

Page 3: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

3

SİROZDA TEDAVİ YAKLAŞIMI, SİROZUN HANGİ EVREDE OLDUĞUNA GÖRE DEĞİŞİR

Sayın Hocam, röportajımıza geçmeden önce sizi tanımak isteriz. Kariyerinizdeki kilometre taşları ve mevcut görevleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Öncelikle Hepanews dergisine yani sizlere, bana bu röportaj ile sayfalarınızda yer alma fırsatını verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Tıp doktoru ünvanını, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında aldım.

İç Hastalıkları uzmanlık ve Gastroenteroloji Yan Dal eğitimimi Türkiye’de tamamladım. Doktora sonrası çalışmalarıma, Virginia Üniversitesi’nde Prof. Dr. Stephen H. Caldwell ile devam ettim. Sonrasında, St. Louis Üniversitesi Hastanesi Karaciğer Araştırmaları Merkezi’nde çalıştım.

Bu merkezde, karaciğer araştırmalarından sorumlu baş araştırıcı olarak, Prof. Dr. Brent Tetri ile çalışmalarda bulundum.

bilimsel röportaj

Yağlı karaciğer, oldukça sinsi giden bir hastalıktır. Olabilecek şikayetler, karında dolgunluk ve karaciğere uyan bölgede ağrıdır. Her iki şikayet de yağlanan karaciğerin büyümesi nedeniyle ortaya çıkar. Rastlantısal olarak tanılanan bu durum için sıklıkla korkmaya gerek yoktur. Sadece çok küçük bir hasta grubu, karında asit veya özofagusta varis ile karşımıza çıkar ki bu ileri derecede karaciğer bozukluğuna, siroza işaret eder.

Prof. Dr. Metin BaşaranoğluBezmialem Vakıf Üniversitesi Gastroenteroloji Enstitüsü Müdür Yrd.

Page 4: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

4

Bu çalışmaların sonucu olarak, Amerika’da basılan bir kitap (2009), bir kitap bölümü (2008) ve A grubu dergilerde 2 adet araştırma makalesi (2008 ve 2012) yazdık. Türkiye’ye dönünce de Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji KliniğI’nde 5 yıl çalıştım.

Yayın kurullarında ya da hakemliğinde bulunduğum dergiler arasında “Gastroenterology” “Hepatology” ve “The American Journal of Gastroenterology” var. Amerikan Karaciğer Araştırmacıları DerneğI’nden (AASLD) 2 kez “Genç Araştırmacı” ödülü, Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde kullanılmak üzere 3 ay süreli “research grant” kazandım. Alman Falk firması tarafından ödüllendirildim.

Son olarak da 2016 yılında, Fransız Echosens firmasından, çalışmalarımda kullanmak üzere Fibroscan Elastografi cihazı hibesi tarafıma yapıldı. Hali hazırda, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Gastroenteroloji Enstitüsü Müdür yardımcılığı görevini ve İBH ve Karaciğer out-patient klinik sorumluluklarını yürütüyorum. Temel çalışma alanlarım arasında İBH ve karaciğer hastalıkları, ekoendoskopi ve ileri endoskopi işlemleri, fibroscan ve RF karaciğer uygulamaları yer alıyor.

Hepatotoksisite nedenleri nelerdir?

Hepatotoksisite, hepatotoksinlerce geliştirilen bir karaciğer hasarıdır. Hepatotoksinler arasında kimyasallar, beslenmeye katkı amaçlı kullanılan şeyler (dietary supplements), ilaçlar, geleneksel tıp, alternatif tıp ve fitoterapi amaçlı kullanılan ürünler sayılabilir.

Özellikle antibiyotikler (amoksisilin/klavulanat, eritromisin, pirazinamid, rifampisin), endüstriyel toksinler (karbon tetraklorür ve civa), kortikosteroidler, asetaminofen, ve nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar, hepatotoksinlere örnek teşkil eder.

Toksik hepatit, toksik maddeye maruz kaldıktan sonraki saatler günler içerisinde gelişebilir. Bazı hastalarda ise bulgular ortaya çıkana kadar aylarca toksik maddeye maruziyet hikayesi vardır.

Toksik Hepatitlerin tanı ve tedavi süreçleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Hepatotoksisiteye yaklaşım ve tedavi şu şekildedir: İlk yapılması gereken, hepatotoksisiteye neden olan şeyden uzaklaşmaktır. Bu suretle toksik hepatit bulguları da gidebilir. Ancak bazı vakalarda, toksik hepatit şiddetli karaciğer hasarına neden olabilir, sonrasında da siroz gelişebilir. Hatta, yaşamı tehdit edebilen karaciğer yetersizliğine dahi neden olabilir. Özellikle asetaminofen zehirlenmesi vakalarında bir antidot olan asetilsistein vaz geçilmezdir.

Yağlı karaciğer hastalığının nedenleri nelerdir?

Yağlı karaciğer hastalığı, esasen bir radyolojik tanıdır. Herhangi bir nedenle transabdominal ultrason yapılır, bu esnada karaciğer de değerlendirilir. Safra kesesi veya sağ böbrek ile kıyaslandığında artmış ekojenitesi olan yani daha parlak görülen bir karaciğer, radyoloji raporunda yağlı karaciğer olarak kendine yer bulur. Sebebleri çeşitli olup, ilaçlar ve alkol bunlardan ikisidir. Ancak günümüzde, toplumda yağlı karaciğer hastalığının en sık nedeni, metabolik olan yani genellikle aşırı kiloluların (beraberinde Tip 2 diyabet de olabilir) yağlı karaciğer hastalığıdır. Alkol tüketimi hiç olmayan ya da belli bir seviyenin altında alkol tüketenlerde (Batı literatürüne göre kadınlarda <10-20 gram/gün, erkeklerde <20-40 gram/gün alkol) görülen bir durumdur. Günümüzde, karaciğer yağlanmasının toplumdaki sıklığı giderek artmaktadır. Endüstrileşme ile birlikte artış gösteren toplumsal aşırı kilolu olma ya da obezite hali bu artışta önemli rol oynar. Yağlı karaciğer hastalığının toplumdaki sıklığı çocuklarda %13, yetişkinlerde %30 ve obezlerde %65-90’tir.

Yağlı karaciğer hastalığının klinik belirtileri ve tanı süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?

Yağlı karaciğer, sinsi bir hastalıktır. Yağlı karaciğer hastası olanların çoğunda bir yakınma yoktur. Yağlı karaciğer hastasının tanısı, hastanın veya doktorun şüphelenmesi ile değil, çoğu kereler rastlantısal olarak konur. Sıklıkla durum şöyle gelişiyor; hasta doktora herhangi bir neden ile başvuruyor.

bilimsel röportaj

Page 5: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

5

Doktor, üst ya da tam batın ultrasonografi istiyor. İşlemi yapan radyologun, yağlı karaciğer olduğunu ultrason raporuna yazması ile ilk aşama başlıyor.

Yağlı karaciğer, oldukça sinsi giden bir hastalıktır. Olabilecek şikayetler, karında dolgunluk ve karaciğere uyan bölgede ağrıdır. Her iki şikayet de yağlanan karaciğerin büyümesi nedeniyle ortaya çıkar. Rastlantısal olarak tanılanan bu durum için sıklıkla korkmaya gerek yoktur. Sadece çok küçük bir hasta grubu, karında asit veya özofagusta varis ile karşımıza çıkar ki bu ileri derecede karaciğer bozukluğuna, siroza işaret eder.

Siroz hastalığı ve komplikasyonları hakkında neler söylemek istersiniz?

Karaciğer esasında, kendini yenileme kapasitesi çok yüksek olan bir organdır. Ancak, tekrarlayan zararlıya maruz kalma (hepatit virusları B ve C, alkol veya toksinler gibi faktörler) sonucunda karaciğer iyileşirken, artık bağ dokusu yani fibrozis geliştirmeye başlar. Bu bağ dokusu, oluşumu esasında içerisinde yapılım ve yıkılımı henüz ilk başlarda barındırsa da zararlı etmen (virus, alkol veya ilaç) vücuttan bir türlü uzaklaştırılımazsa devamlı bağ dokusu üretimi, yıkılımı aşabilir ve siroz görülebilir. Siroz olmuş karaciğer, sertleşmiş ve büzüşmüş olabilir. Biz artık sirozun bile evreleri olduğunu anlamış bulunmaktayız. İleri evre sirozda, karaciğer fonksiyonları da ileri derecede bozulmuş olur. Karaciğerin faydalı üretimleri azalır, ilaçlar ve diğer zararlılar da metabolize edilmemeye başlar. Mekanik olarak büzüşmüş ve sertleşmiş karaciğer, portal alanda basınç artışına, özofagus ve midede varis görülmesine neden olabilir.

Serum albumini gibi karaciğer üretiminde azalma, portal vendeki basınç artışı, hatta portal vende siroz nedenli bir pıhtı (portal ven trombozu) geliştiğinde, karında asit de gelişebilir. Karında asit, özofagus ya da gastrik varis gelişimi, hatta karaciğer koması gelişimi, artık o hastanın bir karaciğer alıcısı adayı olduğunu ortaya koyan, istenmeyen ileri evre siroz bulgularıdır.

Sirozun güncel tedavi yaklaşımları konusunda bilgi alabilir miyiz?

Sirozda tedavi yaklaşımı, sirozun hangi evrede olduğuna göre değişir. Bunun anlamı siroz da kendi

içerisinde evrelenmektedir, yani erken dönem ya da ileri dönem siroz hastası olunabilir. Asit, varis, karaciğer koması, enfekte asit tedavisi bunlardandır. Hatta artık son döneme girmiş, karaciğeri tükenmiş komplikasyonlardan kurtulamayan ya da karaciğer kanseri geliştirmiş bir karaciğer sirozu hastası için karaciğer transplantasyonu gerektirebilir.

Sirozun nedenine bağlı olarak, bu nedene yönelik tedaviler de uygulanmaladır. Örneğin hepatit C tedavisi, hepatit B tedavisi gibi. Yağlı karaciğer hastaları için de iyi bir kilo kontrolü ve diyabetik iseler, iyi bir kan şeker düzenlenmesi şarttır.

Ayrıca, nedeni ne olursa olsun, tüm siroz hastaları alkol alımına son vermelidir. Siroz hastalarımız için çok önemli olan bir diğer konu da bitki tedavileri, fitoterapi ve aktar yaklaşımlı tedaviler, hatta ağrı kesici kullanımıdır. Hastanın, karaciğer hastalığıyla ilgilenen doktoruna danışmadan, bu gibi yaklaşımlarda bulunmamaları gerekir.

Kompanse ve dekompanse sirozda, kronik hepatit B tedavisine yaklaşımla ilgili neler söylemek istersiniz?

Kronik Hepatit B hastalarında (siroz ve dekompanse olmuş olanlarda) kullanılacak antiviral ajanlar ile hepatit B replikasyonunun baskılanması, karaciğerdeki nekrozlu iltihabın azalmasına ve karaciğer fonksiyonlarının korunmasına, iyileşmesine yardım eder. Siroz geliştirmiş olan dekompanse hastalarda, kandaki virus düzeyinden bağımsız antiviral kullanımına başlanmalıdır.

bilimsel röportaj

Page 6: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

6

DÜNYADA HER 4 DAKİKADA 1 İNSAN, ANTİBİYOTİK DİRENÇLİ BAKTERİLERİNNEDEN OLDUĞU HASTALIKLARDAN ÖLMEKTEDİR

Sayın Hocam, röportajımıza geçmeden önce sizi tanımak isteriz. Kariyerinizdeki kilometre taşları ve mevcut görevleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

1964 Giresun doğumluyum. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldum. Uzmanlık eğitimimi, Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi’nde tamamladım. 1993 yılında, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nde yardımcı doçent olarak göreve başladım.

1996 yılında doçent, 2002 yılında profesör unvanını aldım. 2009 yılında, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi’nde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda kurucu olarak göreve başladım. Yeni adı, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi olan kurumda halen çalışmaya devam ediyorum. Evliyim, bir kızım ve bir oğlum var. Arkeoloji (Özellikle Çatalhöyük), tıp tarihi, dinler tarihi, Çanakkale Savaşları ve Sağlık Cephesi, dünya sineması konuları, özel ilgi alanlarım arasında yer alıyor.

bilimsel röportaj

Sağlık Bakanlığı verilerine göre günümüzde dünyada her 4 dakikada 1 insan, antibiyotik dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklardan ölmektedir. 2030 yılında, 10 milyon insanın dirençli bakteri enfeksiyonlarından öleceği ön görülmektedir. Ülkemiz maalesef, antibiyotik kullanımında Avrupa’da 1. sıradadır. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre, ülke olarak kullandığımız antibiyotiklerin %40-70’ini yanlış kullanıyoruz. Bu durum, ülkemizdeki antibiyotik direnç oranlarının nedenini açıklamaktadır.

Prof. Dr. Onur UralSelçuk Üniversitesi Tıp FakültesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Page 7: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

7

Aşı konusunda, bilhassa erişkin dönem aşılar konusunda önemli gelişmeler sağlanıyor. Erişkin aşılamanın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yaşam süresinin uzaması, yaşlı nüfusun artmasına neden olmuştur. Teknoloji ve tıp alanındaki gelişmeler sayesinde, daha önceleri ölümle seyreden hastalıklarda tedavi imkanları artmıştır. Artan transplantasyon, protez uygulamaları, kanser tedavisindeki yüz güldürücü gelişmeler, immunsupresif ilaçların daha yaygın kullanılması, erişkin aşılaması için özel hasta gruplarının doğmasına neden olmuştur.

Bunun dışında, seyahat olanaklarının ve ülkeler arasında göçlerin artması, çocuklarla birlikte erişkin yaş gruplarında aşılamanın önemini arttırmıştır.

Çocuklukta öncelikli olan aşılama programlarının, erişkinleri de kapsayacak şekilde “Yaşam Boyu Aşılama” olarak değerlendirilmesi, erişkin aşılamaya verilecek özeni ve önemi arttıracaktır. Çocukluk dönemi aşılamasında dünya standartlarında büyük başarı sağlayan Türkiye, erişkin aşılamasında ise çok gerilerde. Erişkin aşılamasındaki yeniliklerin ülkemizde yaygınlaşabilmesi nasıl mümkün olabilir?

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, erişkin aşılama programı kapsamında; devam niteliğinde olan aşıları yapmaktadır. Örneğin, erişkin erkeklerde 3 doz tetanoz aşılaması, 15-49 yaş arası kadınlarda 5 tetanoz aşısı ile bağışıklama sağlanmaktadır.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ayrıca meslek, altta yatan hastalık ve seyahat nedeniyle risk altında olanlara yönelik aşılama protokolleri geliştirmektedir.

Bu kapsamda, erişkinlerde influenza, tetanoz, suçiçeği, kızamık-kızamıkçık-kabakulak, pnömokok, meningokok, Hepatit A ve B, kuduz aşısı gibi aşı uygulamaları yapılmaktadır. Örneğin, seyahat edeceklere, gidecekleri ülke için istenen aşılar veya kemoprofilaksi, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne bağlı seyahat sağlığı birimlerinde uygulanmaktadır.

Ülkemizde erişkin aşılama programının geliştirilmesi için halkın bilinçlendirilmesi, hizmet içi eğitimlerle sağlık çalışanlarında farkındalığın arttırılması önemlidir.

HIV enfeksiyonunun yönetimindeki güncel yaklaşımlar konusunda bilgi alabilir miyiz?

HIV enfeksiyonu, günümüzde, antiretroviral tedavilerle kontrol altına alınabilen kronik bir enfeksiyon hastalığıdır. Mevcut tedavi yaklaşımları ile enfeksiyon kontrol altına alınarak hem topluma bulaş riski engellenebilmekte, hem de bu hastaların yaşam kalitesi artırılarak normal bir hayat sürmeleri sağlanabilmektedir. Ülkemiz koşullarında, dünyada önerilen tedavi seçeneklerinin hepsine ulaşabilmek mümkündür. Böylece hastanın yaşına, altta yatan hastalıklarına, yaşam şekline göre tedavi seçeneklerini kişiselleştirerek düzenleyebilmekteyiz.

Bu durum, hastaların ilaç uyumlarını artırmakta ve düzenli tedavi alabilmelerini sağlamaktadır. HIV enfeksiyonu olan hastalar, günümüzde doğru tanı ve tedavi yaklaşımı sonrası düzenli kontrollerle ömür boyu tedavi verilmesi gereken bir hasta grubudur. Günümüzdeki güncel tedavi yaklaşımları sayesinde, hastalar hayatlarına devam edebilmekte ve hatta sağlıklı çocuk sahibi olabilmektedirler.

bilimsel röportaj

Page 8: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

8

HIV enfeksiyonu konusunda ülkemizdeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

HIV enfeksiyonu tüm dünyada yaygın olarak görülen, HIV virüsünün neden olduğu, kronik seyir gösteren bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV enfeksiyonu, özellikle bulaş yollarının tam olarak bilinmediği ve etkin tedavilerin henüz olmadığı dönemlerde, tüm dünyada hızlı bir yayılım göstermiştir.

Günümüzde etkin tedavi yöntemleri, bulaş yollarının bilinmesi, toplumun bilinçlendirilmesi ile gelişmiş ülkelerde yayılım hızında azalmalar görülmektedir.

Diğer taraftan ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde, hala artan oranlarda görülmeye devam etmektedir.

Ülkemizde ilk kez 1985 yılında, 3 HIV/AIDS hastası bildirilmiş ve daha sonra her yıl vaka sayılarında giderek artış görüldüğü tespit edilmiştir.

Özellikle 2014 yılından itibaren, her yıl binin üzerinde yeni vaka tanımlandığı ve bu sayının 2017 yılında en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Aralık 2017 verilerine göre, ülkemizde kayıtlı 17.884 HIV/AIDS hastası vardır. HIV/AIDS, Dünyada en sık cinsel yolla olmak üzere kan yoluyla ve anneden bebeğe geçiş şeklinde bulaşır. Ülkemizde HIV enfeksiyonuna en sık 20-49 yaş arasında rastlanmakta olup en sık görülen bulaş yolu cinsel yolla bulaştır.

Ülkemizde 2004 ile 2013 yılları arasında, HIV enfeksiyonunda yaklaşık %400 oranında bir artış saptanmıştır. Bu veriler buzdağının sadece görünen yüzü olarak değerlendirilmelidir. Henüz tanı konmamış ve kayıt altına alınmamış çok sayıda hasta olduğu tahmin edilmektedir. Tüm bu veriler ışığında, günümüzde HIV enfeksiyonundan korunmanın temel yolu, toplumun özellikle de en önemli risk grubu olan gençlerin eğitimi ve bilinçlendirilmesidir.

bilimsel röportaj

Ülkemizde ilk kez 1985 yılında, 3 HIV/AIDS hastası bildirilmiş ve daha sonra her yıl vaka sayılarında giderek artış görüldüğü tespit edilmiştir. Özellikle 2014 yılından itibaren, her yıl binin üzerinde yeni vaka tanımlandığı ve bu sayının 2017 yılında en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Aralık 2017 verilerine göre, ülkemizde kayıtlı 17.884 HIV/AIDS hastası vardır. HIV/AIDS, Dünyada en sık cinsel yolla olmak üzere kan yoluyla ve anneden bebeğe geçiş şeklinde bulaşır. Ülkemizde HIV enfeksiyonuna en sık 20-49 yaş arasında rastlanmakta olup en sık görülen bulaş yolu cinsel yolla bulaştır. Ülkemizde 2004 ile 2013 yılları arasında, HIV enfeksiyonunda yaklaşık %400 oranında bir artış saptanmıştır. Bu veriler buzdağının sadece görünen yüzü olarak değerlendirilmelidir. Henüz tanı konmamış ve kayıt altına alınmamış çok sayıda hasta olduğu tahmin edilmektedir.

Page 9: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

9

bilimsel röportaj

Türkiye son yıllarda, antimikrobiyal yönetim konusunda nasıl bir gelişim gösterdi? Bu konuda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Antibiyotiklerin klinik olarak gelişi güzel ve çok sık kullanımlarına bağlı olarak, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç oluşturması önemli ve güncel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre günümüzde dünyada her 4 dakikada 1 insan, antibiyotik dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklardan ölmektedir. 2030 yılında, 10 milyon insanın dirençli bakteri enfeksiyonlarından öleceği ön görülmektedir. Ülkemiz maalesef, antibiyotik kullanımında Avrupa’da 1. sıradadır. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre, ülke olarak kullandığımız antibiyotiklerin %40-70’ini yanlış kullanıyoruz. Bu durum, ülkemizdeki antibiyotik direnç oranlarının nedenini açıklamaktadır.

Antibiyotiklerin direnç geliştirmesinin önlenmesindeki önemli konulardan biri, hekimlerin antibiyotiklerle ilgili bilgi düzeyinin artırılması ve yazılan antibiyotiklerin takip sistemi ile kontrol edilmesidir.

Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışmalar başlatmıştır. Öncelikle 1. basamakta yazılabilecek antibiyotiklere kısıtlamalar getirmiştir, 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında ise bazı antibiyotik gruplarının kullanımını EHU ile sadece Enfeksiyon Hastalıkları uzmanlarına vermiştir.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı, Sağlık Müdürlükleri aracılığı ile illerdeki bütün hekimlere eğitimler verilmesini sağlamakta ve aile hekimlerinin yazdıkları antibiyotikleri, takip sistemi ile gözlemlemektedir.

Maalesef halkımız, antibiyotikleri ağrı kesici, ateş düşürücü gibi kullanmaktadır. Sağlık Bakanlığı, bu yanlış kullanımı engellemek için doktor reçetesi olmadan eczanelerin antibiyotikleri satmasını engellemiştir. Bu uygulamalarla yıllar içerisinde özellikle 1. basamakta antibiyotik kullanım oranında belirgin düşüşler gözlenmiştir ancak durum hala istenen düzeyde değildir.

Antimikrobiyal yönetim konusunda sürekli bir ilerlemenin sağlanabilmesi hedefiyle yapılması gerekenler konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Sağlık Bakanlığımız, bu konuda doğru hamleler yapmaktadır. Ancak, akılcı antibiyotik konusunda halkın eğitimi de çok önemlidir. Bakanlığın, antibiyotiklerin doğru kullanımı ile ilgili halkın bilinçlendirilmesi konusunda yapılan birkaç kamu spotu dışında ciddi bir çalışması dikkati çekmemektedir. Bu konuda sigara bırakmada olduğu gibi, daha geniş kapsamlı kamu spotları yapılmalıdır. Halkın bilgi düzeyi ve duyarlılığı arttırılmalıdır.

Ayrıca, antibiyotiklerin yazımının hekim bazında kontrolünü sağlayacak şekilde takibi ve belli bir oranda yanlış kullanımda bulunan hekimlere bazı yaptırımların uygulanması da bu konudaki uyumu artırmaya katkı sağlayabilir.

Son olarak, eklemek istediklerinizi rica ederiz.

Bu şekilde hazırlanan yayınlarla, erişkin bağışıklama, doğru antimikrobiyal kullanılmasının önemi ve ülkemizde prevalansı hızla artmaya devam eden HIV enfeksiyonu hakkında bilgi verme fırsatı sağladığınız için teşekkür ederim.

Page 10: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

10

olgu sunumu

ÖLÇÜMLER ALT (N:0-40 IU/L)

AST (N:0-35 IU/L)

GGT ALP TOTALBİLİRUBİN

Deve dikeni kullanmadan önceki 153 41 102 108 Normal

Deve dikeni kullanımından 7 gün sonraki 554 172 182 148 Yüksek

Deve dikeni kesildikten 14 gün sonraki 81 20 93 96 Normal

KARACİĞER YAĞLANMASI OLAN BİR OLGUDA, “DEVE DİKENİ” BİTKİSİNİN KULLANIMI İLE GELİŞEN HEPATOTOKSİSİTE

Bu olgu sunumu ile günümüzde her 3 kişiden 1’inde görülen karaciğer yağlanması durumunda, fi toterapi ve aktar tarzı yaklaşımların yarardan çok zarar getireceğine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.

34 yaşında bir erkek hastanın, hiç bir şikayeti yokken, çalıştığı şirketin sağlık kontrolü amacıyla gönderdiği sağlık merkezinde yapılan kan ölçümlerinde karaciğer enzimlerinin (ALT ve AST) yüksek olduğu tespit ediliyor. İleri testler, hepatit vb. araştırmalar yapılıyorve karaciğer yağlanması dışında bir bulguya rastlanmıyor. Hasta alkol de kullanmıyor.Bir müddet takip edilen hastanın karaciğer enzimleri düşmüyor.

Prof. Dr. Metin Başaranoğlu

Doktoru tarafından kendisine, Silybum Marianum (Deve Dikeni) bitkisini kaynatarak 1 hafta süreyle kullanması tavsiye ediliyor. Bir müddet sonra tekrar edilen hastanın serum karaciğer enzim değerleri, başlangıç ile kıyaslandığında daha da yüksek bulunuyor (Tablo).

Hasta, merkezimize yönlendiriliyor. İncelemeler sonucunda, hastanın mevcut yağlı karaciğer durumuna ek başka bir patolojiye rastlanmadı. Batın ultrasonografi nde, karaciğer yağlanması ve safra kesesinde 13 mm taş dışında patoloji bulunmadı. Karaciğer enzimlerinin ilk ölçümden çok daha yüksek olmasının nedeni olarak, kullandığı deve dikeni bitkisi sorumlu görünüyordu.

Deve dikeni bitkisinin kullanımına son verildi. Karaciğer istirahate alındı. Her türlü kimyasal tüketimi (vitamin dahil) yasaklandı. Sonraki dönemde, hasta takibe alındı. Kan testleri, belli aralıklarla tekrar edildi.

Son ölçümler, deve dikeni kullanmaya başlamadan öncekilerle benzerdi. Hastaya karaciğer yağlanmasının tedavisi için klavuzların önerdiği, düşük kalorili Akdeniz tipi diyet ve egzersiz önerildi.

Deve dikeni bitkisi, kapsül şeklinde Türkiye’de uzun yıldır gastroenterologlar tarafından, karaciğer hasarı olanlarda kullandırılmaktadır. Bu bitkinin ekstresinin karaciğer yağlanmasında tedavi edici bir faydası olmadığı, bilimsel olarak karaciğer doku incelemeleri ile gösterilmiştir.

Page 11: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

11

VIRE1802_12_IL

Page 12: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

12

kültür sanat

Her yaştaki insana ilham verici özellikler taşıyan “Bir Ömür Nasıl Geçer”, İlber Ortaylı’nın derin birikiminden süzülüp gelen; dil öğrenmekten meslek seçimine, birçok önemli tavsiyeyi içeriyor. Böylesine geniş bir kültürel birikimin, bir söyleşi tadında aktarılıyor olması, kitabın çok rahat ve akıcı okunabilmesini sağlıyor.

İlber Hoca, hayatın farklı dönemleriyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Hayatımız temel olarak 4 döneme ayrılır; iyi bir yaşam için, her dönemde tamamlamamız gereken bazı işler vardır.”

12-25Zihin, hafıza ve beden sağlığının en yerinde olduğu bu dönemde, hem okuyup öğrenmek, hem spor yapmak, hem de fırsatları kollamak ve etrafı gözlemek lazım.

25-40 Aşırı alkol, sigara, kötü beslenme sizi çok yıpratır. Sonra acısını çok hissedersiniz. Bunlardan uzak durarak, hiç değilse birinden, ikisinden uzak durarak çok okumanızı, gezmenizi, yeniden öğrenmenizi, dil dahil eksiklerinizi tamamlamanızı öneriyorum.

40-55Bu dönemde yazdıklarınız, çizdikleriniz daha başka olacak. 40’tan sonrası verimlilik açısından hakikaten nefi s geçer. Keza olgunluk bakımından da öyle. Mesela bir insanı 40’ından sonra daha iyi sevebilirsiniz, hatta daha iyi bir âşık olursunuz.

55’ten sonraki yıllarEn azından 70’ine kadar eserler vermeye devam etmeniz gerekir. Şüphesiz ustalığınızı kullanmalı, derinliğinizi göstermelisiniz. Ama karşınızda bir düşman bulacaksınız. Esas onunla savaşmanız gerekecek. O düşman, hafızadır.

İLBER ORTAYLI’NIN YENİ KİTABI: BİR ÖMÜR NASIL YAŞANIR?

Page 13: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

13

kültür sanat

“Benden Hikayesi” belgesel fi lminde, edebiyat tarihimizin usta kalemi Sait Faik Abasıyanık’ın yaşamı ve duygu dünyasını kendi hikayeleriyle anlatılıyor. Sait Faik rolünü Mert Er’in oynadığı fi lmin yönetmeni, Onur Barış.

Sait Faik’in Bursa Erkek Lisesi’nde öğrenciyken yazdığı “İpek Mendil” ile başlayan yazarlık serüveninin anlatıldığı belgeselde, usta yazarın birçok farklı hikayesine de yer veriliyor.

Hikayelerinde, içimizdeki insan sevgisini çoğaltmaya çaba gösteren Sait Faik’in hikayesi, Beyoğlu Yüksekkaldırım’dan, Fatih’in Kirazlımescit sokağına uzanıyor, Burgaz Ada’da devam ediyor. Sait Faik, yalnızlığı, sevinçleri, kederleri; hikayelerinde, kendi korkuları, kendi duyguları gibi samimi ve gerçek anlatıyor.

Film ismini, Sait Faik’in ilk kez 1952’de yayımlanan; toplumsal düzenin çirkinlikleri, sahtelikler karşısında direnen insanın yalnızlığını anlattığı “Son Kuşlar” hikayesinin son paragrafından alıyor:

“Dünya değişiyor dostlarım, günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.”

BENDEN HİKAYESİ: KENDİ HİKAYELERİYLE SAİT FAİK’İN HAYATI

Page 14: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

14

teknoloji

TIRNAK SENSÖRLERİ, KRONİK HASTALIKLARIN ERKEN TANISINA YARDIMCI OLABİLİR Mİ?

Elektronik cihazlar ve sensörlerin küçülmesiyle birlikte sağlık takip yöntemleriyle ilgili birçok yeni uygulama hayatımıza giriyor.

Sağlık takip uygulamalarının en yeni örneklerinden birisi, IBM fi rmasının geliştirdiği ve kendi kategorisindeki ilk ürün olarak lanse edilen “Tırnak Sensörü” oldu.

Tırnak sensörü, hassas devreleri aracılığıyla kullanıcının parmak hareketlerini gün boyunca tarıyor; kullanıcının rutin işler sırasında parmaklarını ne kadar sıktığı, nasıl oynattığı ve ne derece zorladığı kaydediliyor. Toplanan veriler, bir akıllı saat ile yapay zeka sistemine aktarılıyor.Kullanıcının el ve kas gücünü referans alan yapay zeka sistemi, verileri analiz ederek, genel sağlık durumunu değerlendiriyor.

Tırnak sensörünün sürekli veri toplaması ve böylelikle kullanıcının sağlık göstergelerindeki en küçük değişimleri bile tesbit edebilmesi; özellikle, sık tekrarlanan hareketlerdeki varyasyonları hemen farkedebilmesi, erken tanı konusunda çok ciddi potansiyel taşıyor.

Tırnak sensörü, bilhassa Parkinson hastalığıyla ilgili güçlü bir öngörü sağlayabiliyor.

Page 15: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

15

teknoloji

TEKNOLOJİ ARAŞTIRMALARI, ULTRASONCİHAZLARININ MALİYETLERİNİ DÜŞÜREBİLİR Mİ?

Haberimizi aktarmadan önce ultrasonun nasıl çalıştığını kısaca hatırlayalım: Elektrik akımına veya ses dalgalarına tepki veren piezoelektrik kristalleri ile çalışan ultrason cihazlarında, vücuda gönderilen dalgalar, kemik veya yoğun bir dokuya çarptıklarında geri dönerek bu kristalleri tetikler. Kristaller, dalgaları analiz edilebilir elektrik akımlarına çevirir ve böylelikle incelenen bölgede ses dalgalarından bir görüntü oluşturulur. British Columbia Üniversitesi araştırmacıları, ultrasonun bu çalışma yöntemini çok daha basit bir biçimde uygulamanın yollarını aramışlar. Piezoelektrik kristalleri yerine, üretimi hem daha kolay hem de çok daha az maliyet gerektiren polimer reçine kullanımı, araştırmanın gelişimini çok olumlu yönde etkilemiş.

Polimer yapılar ile “polyCMUT” adı verilen minik ve hassas davullar üretilmiş. Bu parçalar, ses dalgalarını aynı kristaller gibi algılayarak aktarma işlevini başarmışlar. Yapılan deneylerde, polyCMUT parçaları ile en az piezoelektrik kristalleri kadar başarılı görüntüler elde edilmiş. Tasarlanan yenilikçi ultrason cihazı, yaklaşık bir yara bandı büyüklüğünde ve sadece 10 volt elektrikle çalışıyor; sinyallerin analizi, bir akıllı telefon arayüzü ile sağlanabiliyor. Cihazın esnek yapısı, çok kolay taşınabilir olmasını, hatta kıyafetlerin içine entegre edilebilmesini sağlıyor.

Araştırma ekibi, ürünleri seri üretime geçtiğinde, maliyetin 100 dolar civarında olacağını ifade ediyor.

Birçok uzmanlık alanında tanı süreçlerinde çok önemli katkılar sağlayan ultrason cihazları, teknoloji araştırmacılarının da ilgi odağında yer alıyor. Bu konudaki yoğun ilgi ve araştırmaların son örneği, British Columbia Üniversitesi araştırmacılarının yara bandı büyüklüğünde, alternatif bir cihaz geliştirmeleri oldu.

Page 16: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

16

İstanbul Lale Festivali

Rengarenk Laleler,Nisan Ayı Boyunca

İstanbul’un GüzelliğineGüzellik Katacak.

Page 17: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

17

İstanbul Lale Festivali’nde, her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul sokakları ve parkları rengarenk lalelerle bezenecek.

Tüm İstanbul sokaklarında renk armonisinin hakim oldugu festivalde,İstanbul’un parkları ve koruları lalelerle süslenecek.Tüm İstanbul sokaklarında renk armonisinin hakim oldugu festivalde,

Page 18: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

18

anket

MESLEK / EĞİTİM

. Mesleğinizin hayatınızdaki yerini 1-2 kelimeyle nasıl özetlersiniz?

. Doktor olmaya kaç yaşında karar verdiniz?

. Yeni bir yabancı dil öğrenmek isteseniz, hangi yabancı dili öğrenmek isterdiniz? Neden?

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

.....................................................................................................................

ŞEHİR

. Bulunduğunuz şehirde en huzur bulduğunuz yer/semt neresi?

. Bulunduğunuz şehirden farklı bir şehirde yaşama durumunuz olsaydı, ilk tercihiniz hangi şehrimiz olurdu?

HOBİ / GEZİ / SANAT

. Boş vakitlerinizi değerlendirmekten hoşlandığınız öncelikli faaliyet/hobi nedir?

. Turistik amaçlı olarak ilk seyahatinizi hangi ülkeye yapmayı planlıyorsunuz?

. Hayatınızın herhangi bir döneminde şiir yazdınız mı?

. Orta veya iyi düzeyde çaldığınız bir enstrüman var mı? Varsa, hangisi?

. Bir sanatçımızla karşılıklı sohbet etmek imkanınız olsaydı, sohbeti hangi sanatçımızla gerçekleştirmek isterdiniz?

. En son okuduğunuz veya tavsiye edeceğiniz kitap hangisidir?

. Hangi tür fi lmlerden hoşlanırsınız?

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

...............................................................................................

SAĞLIKLI YAŞAM / SPOR

. Sağlıklı yaşam konusunda dikkat ettiğiniz ve başarıyla uyguladığınız, en öncelikli 1-2 konu nedir?

. Düzenli olarak yaptığınız bir spor var mı? Varsa, hangisi?

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Anket sonuçlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Page 19: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 20: ISBN: 978-605-9112-42-7 Yıl: 5 Sayı:11 · 2019. 4. 7. · İlber Ortaylı’nın, ... Avrupa Karaciğer Araştırmacıları DerneğI (EASL) tarafından İtalya Torino Üniversitesi’nde

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K