istahed gazetesi sayı 2 2014

12
Aile hekimleri dayatılan ‘Acil nöbet’, angarya uygulamalar ve TBMM’de görüşülen torba yasaya tepki için 4 Aralık’ta İstanbul ve tüm Türkiye genelinde protesto eylemleri yaptı. İstanbul Aile Hekimliği Derneği, tarafından duyurulan eylem kararına Türkiye genelinde yoğun ilgi gösterildi. Aralarında onlarca aile hekimliği derneği ve sivil toplum kuruluşunun bulunduğu çok sayıda kurum eyleme destek verdi. İstanbul merkezli yapılan eylemde Zeytinburnu’nda buluşan aile hekimleri daha sonra İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önüne gelerek burada kitlesel bir basın açıklaması yaptılar. Binlerce hekimin katıldığı eylemde en çok dikkat çeken pankart ise ‘Yunanlı Doktor Değil, Hollandalı Bakan İstiyoruz’ oldu. İstanbul merkezli yapılan eyleme başta Ankara, İzmir, Adana Gaziantep ve Kayseri olmak üzere pek çok kentten yoğun destek geldi. Sayfa 2 Binlerce Aile Hekimi, talepleri için meydanlara koştu Aile hekimliği sisteminden geri adım atılmasın... Ocak 2014 / Sayı: 2 İKON2014 Sevgili Arkadaşlarım, Aile Hekimliğinin 3. yılında bilgi ve becerilerimizi arttıracağımız bir bilimsel program ve güzel bir sosyal programla sizi İKON 2014 ile selamlıyoruz. Sizin kongreniz İKON 2014’de sizden aldığımız geri bildirimler ile hazırlanmış sağlam bir bilimsel program ve bu programların içini dolduracak otör hocalar sizlerle olacak. Paneller, konferanslar, okullar ve tartışmaların verimli geçeceğini umduğumuz İKON 2014’de konular arasında seçim yapmakta zorlanacaksınız. Mayıs ayının dinginliğinde, huzurlu bir ortamda, Antalya’da bilgi ve becerilerimizi arttırırken bir de dinlenme olanağı sağlayan İKON 2014’e; katılımlarınızı bekliyoruz. Dr. Esin Şener İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı GAZETESİ İstanbul Aile Hekimliği Derneği Resmi Yayın Organı . Birliğimiz en büyük gücümüzdür! İSTAHED Yönetim Kurulu Üyesi ve Örgütlenme Koordinatörü Dr.Gürsel Özer, aile hekimlerinin 4 Aralık Eylemini ve ‘ARTIK YETER’ noktasına gelmiş olan durumunu değerlendirdiği bir aniliz hazırladı. Sayfa 4. Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerine teşekkür borcunu ödeyecek mi? Aile hekimleri son dönemde sadece yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle gündeme geliyor. Acil servis nöbeti, defin raporu ve hasta sayısı gibi konular doğrudan aile hekimlerini çağrıştırıyor. Aile hekimleri büyük bir özveriyle çalışıyor ama mevcut sorunlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Kronik hastalıkların salgın gibi arttığı bir dönemde aile hekimleri özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir rol üstlenebilir ama kendilerine yüklenen angarya işler nedeniyle bu görevlerine yeterince odaklanamıyorlar. Aile hekimlerinin yaşadığı sorunlarla ilgili İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esin Şener ile özel bir söyleşi yaptık. Sayfa 5. Aile hekimleri asli işlerine odaklanmak istiyor Aile hekimliği sisteminin getirilen yeni düzenleme ve angarya işler nedeniyle zarar gördüğünü söyleyen İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gökhan Kara, aile hekimliği sisteminin özellikle koruyucu sağlık hizmetleri açısından hayati değere sahip olduğunu ancak yaratılan kargaşa ortamı nedeniyle sistemin ciddi şekilde zarar gördüğünü ve aile hekimlerinin asli görevlerini istedikleri şekilde yerine getiremediklerini belirtti. Sayfa 7. Aile hekimlerinin de artık bir gazetesi var! İstanbul Aile Hekimliği Derneği tarafından 2. sayısı yayımlanan İSTAHED GAZETESİ, artık daha etkili ve kapsamlı bir niteliğe kavuşuyor. Aile hekimlerinin artık bir gazetesi var! Life-Point Defibilatörün Katkılarıyla basılmıştır

Upload: emrah-kirimli

Post on 23-Mar-2016

237 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

ISTAHED tarafından hazırlanan gazetenin ikinci sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

Aile hekimleri dayatılan ‘Acil nöbet’, angarya uygulamalar ve TBMM’de görüşülen torba yasaya tepki için 4 Aralık’ta İstanbul ve tüm Türkiye genelinde protesto eylemleri yaptı. İstanbul Aile Hekimliği Derneği, tarafından duyurulan eylem kararına Türkiye genelinde yoğun ilgi gösterildi. Aralarında onlarca aile hekimliği derneği ve sivil toplum kuruluşunun bulunduğu çok sayıda kurum eyleme destek verdi. İstanbul merkezli yapılan eylemde Zeytinburnu’nda buluşan aile hekimleri daha sonra İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önüne gelerek burada kitlesel bir basın açıklaması yaptılar.

Binlerce hekimin katıldığı eylemde en çok dikkat çeken pankart ise ‘Yunanlı Doktor Değil, Hollandalı Bakan İstiyoruz’ oldu.

İstanbul merkezli yapılan eyleme başta Ankara, İzmir, Adana Gaziantep ve Kayseri olmak üzere pek çok kentten yoğun destek geldi. Sayfa 2

Binlerce Aile Hekimi, talepleri için meydanlara koştu

Aile hekimliği sisteminden geri adım atılmasın...

Ocak 2014 / Sayı: 2

İKON2014 Sevgili Arkadaşlarım,

Aile Hekimliğinin 3. yılında bilgi

ve becerilerimizi arttıracağımız bir bilimsel program ve güzel bir sosyal

programla sizi İKON 2014 ile selamlıyoruz. Sizin kongreniz İKON

2014’de sizden aldığımız geri bildirimler ile

hazırlanmış sağlam bir bilimsel program ve

bu programların içini dolduracak otör hocalar

sizlerle olacak.

Paneller, konferanslar, okullar ve tartışmaların

verimli geçeceğini umduğumuz İKON

2014’de konular arasında seçim yapmakta

zorlanacaksınız. Mayıs ayının dinginliğinde, huzurlu bir ortamda, Antalya’da bilgi ve

becerilerimizi arttırırken bir de dinlenme olanağı sağlayan İKON 2014’e;

katılımlarınızı bekliyoruz.

Dr. Esin Şener

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

GAZETESİ İstanbul Aile Hekimliği Derneği Resmi Yayın Organı .

Birliğimiz en büyük gücümüzdür!İSTAHED Yönetim Kurulu Üyesi ve Örgütlenme Koordinatörü Dr.Gürsel Özer, aile hekimlerinin 4 Aralık Eylemini ve ‘ARTIK YETER’ noktasına gelmiş olan durumunu değerlendirdiği bir aniliz hazırladı. Sayfa 4.

Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerine teşekkür borcunu ödeyecek mi?

Aile hekimleri son dönemde sadece yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle gündeme geliyor. Acil servis nöbeti, defin raporu ve hasta sayısı gibi konular doğrudan aile hekimlerini çağrıştırıyor. Aile hekimleri büyük bir özveriyle çalışıyor ama mevcut sorunlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Kronik hastalıkların salgın gibi arttığı bir dönemde aile hekimleri özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli

bir rol üstlenebilir ama kendilerine yüklenen angarya işler nedeniyle bu görevlerine yeterince odaklanamıyorlar. Aile hekimlerinin yaşadığı sorunlarla ilgili İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esin Şener ile özel bir söyleşi yaptık. Sayfa 5.

Aile hekimleri asli işlerine odaklanmak istiyorAile hekimliği sisteminin getirilen yeni düzenleme ve angarya işler nedeniyle zarar gördüğünü söyleyen İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gökhan Kara, aile hekimliği sisteminin özellikle koruyucu sağlık

hizmetleri açısından hayati değere sahip olduğunu ancak yaratılan kargaşa ortamı nedeniyle sistemin ciddi şekilde zarar gördüğünü ve aile hekimlerinin asli görevlerini istedikleri şekilde yerine getiremediklerini belirtti. Sayfa 7.

Aile hekimlerinin de artık bir gazetesi var!

İstanbul Aile Hekimliği Derneği tarafından 2. sayısı yayımlanan

İSTAHED GAZETESİ, artık daha etkili ve kapsamlı bir niteliğe kavuşuyor. Aile

hekimlerinin artık bir gazetesi var!

Life-Point Defibilatörün Katkılarıyla basılmıştır

Page 2: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 2Ocak 2014 / Sayı: 2

Sağlık Bakanlığı’nın Aile hekimlerini nöbet tutmaya zorlaması ve yeni ek görevler yüklemeyi öngören ısrarlı politikaları karşısında İSTAHED tarafından iş bırakma eylemi çağrısı yapılmıştı. Eylem kararı İSTAHED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esin Şener’in Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile yaptığı görüşmenin andından alındı. 15 Kasım 2013 de, Sağlık Bakanlığı’nın Bakırköy’deki toplantı ofisinde, Bakan Müezzinoğlu’nun daveti üzerine gerçekleşen görüşmeye acil nöbetleri damgasını vurdu. Başta nöbet konusu olmak üzere pek çok konuyu ele aldıklarını ancak kendilerine dayatılan acil nöbetleri nedeniyle uzlaşmaya

varamadıklarını belirten Dr. Esin Şener, “Bu görüşmeden sonra artık sesimizi beraber duyurma zamanıdır. Bu genelge yayınlanmadan önce özellikle iş bırakma eylemleri ile, basın açıklamaları ile topladığımız dilekçelerle, Aile Hekimliğinin bitirilmek istendiğini hem halka hem de bakanlığa duyurmak zamanıdır. Birlik olmak zamanıdır. Tüm illerde yapılacak eylemlerle tepkimizi göstereceğiz” dedi.

Tüm hekimler tek yürek oldu Daha sonra İSTAHED tarafından yapılan eylem çağrısı, yurt genelinde yankı buldu ve pek çok ilde yoğun katılımlarla kitlesel bir basın açıklamaları yapıldı. Çağrıya başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), çok sayıda hekim uzmanlık derneği ve sivil toplum kuruluşundan destek geldi. Türkiye’nin dört

bir yanından aile hekimleri, 4 Aralık sabah saatlerinde İstanbul Zeytinburnu’nda buluştu. Beyaz önlükleri ile düdük çalan binlerce aile hekimi, buradan İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne doğru yürüyüşe geçti.

İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önüne gelen aile hekimleri adına burada İSTAHED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esin Şener tarafından bir açıklama yapıldı. Dr. Şener yaptığı açıklamada, “Türkiye’de uygulanan aile hekimliği ile bizim kafamızdaki aile hekimliği çok farklı. Aile hekimleri dayatılan nöbet ve angarya işler nedeniyle asli görevlerini yerine getiremez hale geldi. Yapılmak istenen değişikliklerle aile hekimlerinin

mevcut haklarının da ellerinden alınması söz konusu. Aile hekimleri hiç bir şekilde acilde nöbet uygulamasını ve kendi asli görevi dışındaki dayatmaları kabul etmeyecektir” dedi.

Eylemle ilgili bir açıklama yapan AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Girginer, ise “Bugün Meclis’e gelen kanun hükmünde kararnamenin 52. maddesinde aile hekimlerine görev tanımlarında olmayan zorunlu olarak acillerde nöbet tutturulması ile ilgili bir madde var. Bunun için buradayız. Bütün aile hekimleri bundan rahatsız. Biz görevimizi yapmak istiyoruz. Başka kurumların görevlerinin bize yüklenmesini kabul etmiyoruz, dünyada da böyle bir uygulama yok” dedi.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimleri Komisyonu adına yapılan açıklamada ise, güvence

içeren, kamu binalarında şiddete uğramadan, bilimsel temellere dayalı bir sağlık hizmeti sunulması gerektiği dile getirildi. Anadolu’dan gelen hekimler adına konuşan Sibel Gören ise “Üzerimize düşen görevleri tükenerek yerine getiriyoruz. Yeter artık sizler de düşün yakamızdan, umutlarımızı daha fazla tüketmeyin” dedi. Aile hekimleri İzmir’de de eylemdeydiİzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) üyesi yaklaşık 500 hekim, İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Ellerinde, “Bırakın işimizi yapalım”, “Nöbete hayır”, “Maaş kesintisine hayır” yazılı dövizler taşıyan hekimler sloganlarla Sağlık Bakanı’nı istifaya çağırdı. Eyleme, Türk Sağlık Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Genel Sağlık İş, Türk Tabipler Birliği ve İzmir Tabip Odası temsilcileri de destek verdi. Yapılan açıklamalarda yasa teklifinin geri çekilmesi istendi.

Adana’dan toplu istifa uyarısıAdana’da bütün sağlık çalışanlarının destek verdiği bir günlük iş bırakma eyleminde aile hekimleri Adana Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Eylemde konuşan Adana Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Kadircan Tuncel; “Aile Hekimliği Dernekleri ve Aile Hekimleri Federasyonu desteğiyle 4 Aralık’ta tüm Türkiye’de aile hekimleri iş bıraktı. Bu bir uyarı, yeni yönetmelik çıkıyor, bize nöbetler geliyor. Kanun, torba kanun olarak şu an mecliste görüşülüyor. Ya oradaki yasayı düzeltecekler. Ya bu artan şiddetler devam edecek. En sonunda da şu an imza toplanma aşamasındayız. Atılan imzalar 5 bini geçti. 10 bin rakamına ulaşınca aile hekimleri topluca istifa edeceğiz” dedi.

Kayseri: Aile hekimleri mutsuzKayseri’de yapılan eylemde konuşan Kayseri Aile Hekimleri Derneği (KAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Recep Sağlam, aile hekimlerine ek

yükler getirildiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi: “Bugünlerde mecliste görüşülmekte Torba Yasa aile hekimlerine ek yükler getirilmektedir. Yoğun çabalarla, yüksek başarılar elde etmiş olan aile hekimleri, vatandaşımızdan gördüğü destek ile sağlık göstergelerini üst seviyelere çıkarmış ve Avrupa standartlarının üstüne getirmiştir. Aile hekimleri vatandaşın memnuniyetini %80′e çıkarmışken, aile hekimlerinin memnuniyet oranı bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmada %30 olarak saptanmıştır. Avrupa’da ki birçok yayıncı bu başarıyı %30 gibi bir memnuniyetle nasıl başardığını araştırmaya başlamıştır.”

Gaziantep: Aile hekimliği biterGaziantep İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde toplanan yaklaşık 500 sağlık çalışanı sloganlarla Sağlık Bakanlığı’nı protesto etti. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan Gaziantep Tabip Odası Genel Sekreteri Şaban Alagöz, hükümetin yaklaşımının aile hekimliğini bitirebileceğine dikkat çekti. Hekimler açıklamanın ardından Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi’ne kadar yürüdü ve daha sonra sağlık politikasının psikolojilerini bozduğunu iddia ederek Psikiyatri Kliniği’nden sıra numarası aldı.

Manisa: Hesapsız kanunlarManisa’nın Salihli ilçesinde de iş bırakıldı. TTB, SES ve Türk Sağlık Sen bir basın açıklaması yaptı. Dr. Hüseyin Köz, “Aile hekimleri her hesapsız çıkartılan kanunun, eksiklerini kapatacak bir hekim grubu değildir” dedi.

Köz, imzaladıkları sözleşmede yer almayan görevlerin üstlerine angarya olarak yüklenmesine karşı karşı olduklarını söyledi.

Adıyaman: Angarya işlere hayırAdıyaman Aile Hekimleri Derneği tarafından Adıyaman Eğitim Toplum Sağlığı Merkezi önünde gerçekleştirilen eyleme Adıyaman Tabip Odası, sendikalar ve diğer sağlık çalışanları destek verdi. Bir gün iş bırakan aile hekimleri adına basın açıklaması yapan Adıyaman Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Murtaza Baykan; “Saymakla bitirilemeyecek nice angarya işler yapmaktayız. Son olarak, TBMM Sağlık Komisyonu’nda kabul edilen torba yasa ile, aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına, hastanelerin acillerinde nöbet görevi getirilmiştir. Gündüz yaptığımız mesainin arkasından, nöbet adı altında hastanelerde çalışmamız istenmektedir. Acil tıp ve aile hekimliği, görev ve sorumlulukları bakımından iki ayrı tıp disiplinidir. O yüzden, aile hekimlerine görev tanımları dışında verilen bu görev angaryadır” dedi.

Karaman: Hekimler iş yapamaz hale getirildiKaraman Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Alparslan Şen, sağlıkta dönüşüm projesinin hekimleri görev yapamaz hale getireceğini söyledi. İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Şen, yeni uygulamanın hem kendilerini hem de vakit ayıramayacakları hastaları zor durumda bırakacağına dikkatleri çekti.

Türkiye genelinde binlerce aile hekiminden uyarı:

Yunanlı Doktor Değil, Hollandalı Bakan İstiyoruz!Aile hekimleri kendilerine dayatılan ‘Acil nöbet’, angarya uygulamalar ve TBMM’de görüşülen torba yasaya tepki için 4 Aralık günü İstanbul’da ve tüm Türkiye genelinde protesto eylemleri yaptı. İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED), tarafından duyurulan eylem kararına Türkiye genelinde yoğun ilgi gösterildi. İstanbul merkezli yapılan eyleme başta Ankara, İzmir, Adana gibi kentlerden de destek geldi. Aralarında onlarca aile hekimliği derneği ve sivil toplum kuruluşunun bulunduğu çok sayıda kurum eyleme destek verdi. İstanbul merkezli yapılan eylemde Zeytinburnu’nda buluşan aile hekimleri daha sonra İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önüne gelerek burada kitlesel bir basın açıklaması yaptılar. Binlerce hekimin katıldığı eylemde en dikkat çeken pankart ise ‘Yunanlı Doktor Değil, Hollandalı Bakan İstiyoruz’ oldu.

Page 3: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 3

ARTIK YETER Değerli meslektaşlarım, İstanbul’da Aile Hekimleri olarak bizler, Aile Hekimliğine sahip çıkıyoruz. Bakanlığın ve idarenin inadına birinci basamak için etkin bir uygulama olan Aile Hekimliğine daha neler verebiliriz konusu üstünde

İSTAHED mutfağındaki arkadaşlar ve üyelerimizle düşünüyoruz, tartışıyoruz. Uygulamanın düzgün gitmesi için bilimsel

eğitimler (İSTAHED AKADEMİSİ, İKON2014 Kongresi) düzenliyor. Yine çalışma ortamımızda oluşan aksaklıkları ve hukuksal sorunları da derneğimizin konu ile ilgili birikimi ile çözmeye çalışıyoruz.

Ama illa ki sağlam zeminler de yürüyebilmemiz için bizim sağlam zeminlerde çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla kurulduğumuz günden itibaren en çok mevzuat karmaşası ile uğraşıyoruz. Bugüne kadar gerek Bakanlık müdürlük görüşmelerimiz ile gerekse de lokal ya da genel yaptığımız eylemlerimiz ile bazı hak kayıplarını engelleyebildik. Ama bugün görüyoruz ki; kalem oyunları ile ödeme yönetmeliği taslağında maaşlarımız %20 oranında düşürülürken aynı anda torba yasada yeni bir angarya omuzlarımıza yüklenmektedir. Belediyeye ve adli tıp kurumuna hediye edilmemiz yetmiyormuş gibi şimdi de kamu hastaneleri birliğinin eksiğini gidermeye

ve kasasını doldurmaya davet ediliyoruz.

Görev tanımlaması: “Acil olmayan hastaya acilde bakılması”. Görev kamuflajı: “Eğitim”. Ama bu arada yanı başımızda da uzun süredir bizimle beraber olan belamız ve bir türlü yasalar ile bertaraf edilemeyen: “Sağlıkçıya Şiddet”

Birinci basamak hiç bu kadar itibarsızlaştırılmamıştı. Biz hekimler hiç bu kadar yok sayılamıştık. Bir hekim grubu hiç bu kadar “onursuz” atfedilmemişti.

İşte bu yüzden; öncelikle beyaz önlüklerimiz için, aile hekimliği için, daha iyi ve kaliteli hizmet alması gereken hastalarımız için bu gidişata “ARTIK YETER” dedik. Aile Hekimliğinin bir gün bitmemesi için Aile Hekimliğine 1 gün ara verdik. Bu arada derdimizi anlatmak için Zeytinburnu İstanbul İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde toplandık. Aramızda İl dışından eylemimize destek olanlar vardı.

Mersin, Bursa, Çorum, İzmir, Ankara, Aksaray, Kocaeli, Antalya, Kahramanmaraş, Balıkesir, Kayseri, Trabzon, Isparta, Sakarya, Aydın bizimleydiler. İstanbul’un dört bir yanında ki Aile Hekimleri ve Hemşireler de bizimleydiler. TTB, AHEF, ISTASED, TAHUD, TÜRK SAĞLIK SEN, SES, GENEL İŞ SENDIKASI, İTO AILE HEKIMLERI KOMISYONU, PRATISYEN HEKIMLER DERNEĞI yetkilileri ve çalışanları ile bizimleydiler. 2000’i aşkın kişi ile “ARTIK YETER” dedik ve demeye devam edeceğiz. Daha huzurlu

çalışma şartları için, daha sağlıklı hizmet vermek için, kişilerin daha sağlıklı hizmet alması için önümüze getirilen tüm engellere ve angaryalara ARTIK YETER demeye devam edeceğiz.

4 Aralık’ta birliğimizi kazandık; haklarımızı da kazanacağız. Sesimiz gücümüzdür. Birliğimiz gücümüzdür. Aile Hekimliği zor durumda. Onu ancak beraber düzlüğe çıkarabiliriz. Dr. Esin Şener İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

4 Aralık’ta birliğimizi kazandık; haklarımızı da kazanacağız!

Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 4: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 4

Değerli meslektaşlarımız, değerli sağlık çalışanlarımız4 Aralık 2013 tarihinde Zeytinburnu’nda İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde “ARTIK YETER” eyleminde buluştuk. Soğuk havaya ve tüm engelleme çalışmalarına rağmen 1. basamağın birleşmesinin, bir araya gelmesinin haklı gururunu hissettik. Gururluyuz, ama hüzünlüyüz. Gururluyuz, ama öfkeliyiz. Yükümüz dürüstlük olduğundan, yükümüz görev aşkı olduğundan gücümüz düştü. Ama başımız düşmedi...

4 Aralık’ta derdimizi anlatmaya,bakanlığa duyuramadığımız sesimizi “artık yeter” diyerek duyurmaya çalıştık.

Bu amaçla İSTAHED’in çağrısına destek veren Türk Tabipler Birliği’ne ve İstanbul Tabip Odası’na, AHEF’e, Sağlık-Sen’e, SES’e, Genel Sağlık İş’e, TAHUD’a, Pratisyen Hekimler Derneği’ne, Aile Hekimleri Dayanışma Platformu’na, İSTASED’e ve tüm il derneklerine duyarlılıklarından dolayı sonsuz teşekkür ediyoruz. Yine aramızda olmayıp illerinde bize destek veren tüm yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, İstanbul’dan onlara selam olsun diyoruz. Bize destek için gelen hastalarımıza, ailelerimize gönül biriliklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Teşekkürler tüm Türkiye! Birliğimiz en büyük gücümüzdür.

Aile hekimliği sistemi adı altında birlikteliğimizin tüm Türkiye’de sekiz, İstanbul’da ise 3. yılını doldurduk. Bu sisteme başlarken bizlere “aile hekimi” olacağımız söylendi. ‘Sağlık sistemimiz, alt yapımız buna uygun mu?’ diye sorduğumuzda bizlere uygun hale getireceklerini söylediler.

Koruyucu sağlık hizmeti ülkenin en önemli sorunu dediler. Yeterli koruyucu hizmet verilirse, hastalık oluşmadan önlenirse, erken teşhis edilirse ülkenin sağlık sorunu çözülür dediler. ‘Bu kadar zor bir görev için hazır mısınız?’ dediklerinde biz bu zor göreve inandık. Tereddütlerimiz, korkularımız vardı. Ama tek şeye inandık. İnsan olarak hepimiz daha kaliteli yaşamayı hak ediyoruz ve hekim olarak bu amacın sağlanması için, sağlıklı bireyler olarak

yaşamamız, sağlıklı toplumlar yaratmamız için tüm bilgilerimizi, hekimlik sanatımızı insanlarla paylaşacak ve gerçekten “aile hekimi” olacaktık. Tüm bu ümitlerle ve inançla dünyanın farklı ülkelerinde uygulanan bu sistemin uygulanmasındaki yerimizi aldık…Ancak gün geçtikçe alt yapısı oluşmamış bir sistemde yap-boz modeliyle sürekli geri dönüşen günübirlik politikalarla, sağlığı değersizleştiren, iş güvencesini yok sayan, halkın sağlığı yerine popülist kaygılarla her gün önümüze yeni angaryalar getirilerek sağlık sisteminin çöküşünü ve Aile hekimliği uygulamasının yok ediliş sürecini yaşıyoruz. Bu gün artık diğer bakanlık ve kurumların tamamlayamadığı, yetiştiremediği işleri aile hekimleri yapar diyerek bize ait görevlermiş gibi halka yanlış anlatılarak hukuk suçu işlenmektedir.

Belediyelerin görevi olan defin nöbetlerini, iş yeri hekiminin yapması gereken işe giriş raporlarını, adli tıp kurumunca verilmesi gereken adli nöbetleri özel bir öneme sahip askerlik muayenelerini, şimdi de tamamen ayrı bir tıp prensibi gerektiren acil nöbetlerini, aldığımız ücretler konusunda, bizim işimiz değilken bizim olduğu söylenen görevler hakkında, emekliliğimize yansımayacak maşlarımız hakkında, gasp edilen özlük haklarımız hakkında vatandaşa yanlış bilgi verdiler.

Sayın bakanımız ‘nöbet hekimin onurudur’ dedi. ‘Birinci basamak ikinci ayrımı yoktur’ dedi. ‘Pratisyen hekimler sayemizde kale alınmaya başlandı’ dedi…Durmaksızın yükledikleri angaryalar ve popülist politik yalanlarla halkımızla bizi karşı karşıya getirdiler. 184 ölüm hattıyla bürokrat şiddetini teşvik ve legal hale getirdiler…

Biz yurdun dört bir yanına dağılmış onurlu aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarıyız. Yapmamamız gereken işler için şiddetin önüne itildiğimizde onurlu dik duruşumuzdan asla ödün vermedik. Ama bakanlığımız tepki vermedi, önlem almadı. Bizler bir gecede çıkan kanunlara şahitlik yaparken sağlıkta şiddet yasası bir türlü çıkmak bilmedi. Bakanlığımız kendi çalışanlarına sahip çıkmak yerine bizleri ötekileştirdi.

Geldiğimiz nokta beyaz önlüklü sağlık kölelerine çevrildik. Emret sahip demezsek cezalarla, sözleşme fesihleriyle tehdit edildik. Sağlık vereceğiz derken sağlıksız insanlar haline geldik ama hala bizlere itibar sağlandığı iddia edilmekte. Aramızdan görev şehitlerimiz oldu. Gezici hizmet vermek için yollara

düşen Sezer Yunus’umuzu ve Tuğçe’mizi trafik terörüne kurban verdik. Haksız uygulamalara dayanamayan Melikemizi kaybettik. Ersin’imizi, canımızı şiddete kurban verdik. Her şeye rağmen işimizi yapmaya devam ettik, sağlık en önemli varlığımız, geleceğimiz, dedik ve her şeye rağmen işimizi sevdik. Ama artık susmaktan bıktık. Yükümüz kaldırabileceğimizden ağır. Bizi kale almayan bakanlığa “artık yeter” diyerek sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Aile hekiminize ve aile sağlığı elemanlarınıza sahip çıkın. Bu gidişata artık dur deyin. Hastalarımıza ayırmamız gereken zamanımızın bu işlere çalınmasına izin vermeyin...

4 Aralık’taki tepkimiz son olmayacak ve devamı çığ gibi büyüyerek gelecek. Artık aile hekimliğinin ne demek olduğunu bilen bürokratlar istiyoruz. Uymayan kanunları da değiştirir uydururum demeyen zihniyetler istiyoruz.

Hastalarımız için de kendimiz için de beden ve ruh sağlığı, kaliteli yaşam istiyoruz. Bizim çıkarlarımızı koruyan, bizi umursayan, bizi başkalarına yedirtmeyen bakanlık istiyoruz.Özlük haklarımızı, emeğimize saygı duyulmasını istiyoruz. Gerçek aile hekimliği yapmak istiyoruz. Daha güzel ve sağlıklı, umut dolu bir gelecek istiyoruz.

Artık kanun koyucularla ‘şirin görünerek alttan alarak birlikte çalışmalı’ bir iletişime artık yeter diyoruz. Her seferinde kale alınmamaya artık yeter diyoruz.Var olana razı olmaya, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşanın’ vurdum duymazlığına, ‘her koyun kendi bacağından asılır’ bencilliğine, ‘buna da şükür’ aymazlığına, korkaklığa, cesaretsizliğe, artık yeter diyoruz.

Tüm yurtta top yekün bir sesleniş için herkese görev düşmektedir. En büyük düşman umutsuzluğa artık yeter diyoruz. Her ASM ve hatta her AHB bir lider gibi çalışmalıdır.Eğer İYİ HEKİMLİK yapmak istiyorsak bunu hak etmeliyiz. Onurlu, şanlı karakterimizi tüm Türkiye’deki eylemlerimizle şüphesi olanların kafasına kazıyacağız…

Hiçbir hak verilmez, alınır.Unutulmamalıdır ki; HER MÜCADELE EDEN KAZANAMAZ AMA KAZANANLAR DAİMA MÜCADELE EDENLERDİR Dr. Gürsel Özer İSTAHED Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emine DemirİSTAHED Anadolu Yakası Örgütlenme Sorumlusu

Birliğimiz en büyük gücümüzdür!

2005 yılında küçücük bir ilçemizde, Avrupa ülkelerini örnek alan bürokratlarımızın engin görüş ve önsezileri ile hazırladığı, niteliği ve niceliği belli olmayan bir aile hekimliği sistemi uygulanmaya konmuştur. Yüksek tutulan ücretler sayesinde de sahadanses çıkmamış, bu durum bazılarımızda zorunlu, bazı meslektaşlarımızda ise özenti ve istek yaratarak sağlık ocaklarından, diğer kurumlardan ve özellerden geçişi hızlandırmış, boş pozisyonları doldurmuştur. Bugün ise sınıflamalar, performanslar, soğuk zincir, binalar, denetlemeler derken, en sonda nöbetler ile artık bardak taşmaya başlamış, İSTAHED öncülüğünde ki 4 Aralık Eylemi ülke çapında büyük bir iş bırakma ve protesto gösterisine dönüşmüştür.

İstanbul olarak en büyük sorunlarımızdan bir tanesi ASM binalarının çoğunun özellerden kiralanmış olmasıdır. Başlangıçta sağlık bakanlığı özelleştirme düşüncesi ile bunu desteklemişken, sistem çöküşe doğru gitmeye başlayınca, yeniden kamu binalarında hizmet verilmesi gündeme gelmiştir.

İstanbul’da bazı ilçe belediye başkanlarının inisiyatifleri ile yaptırdıkları ASM binaları, aile hekimlerine kiralanırken, bir belediye başkanının ASM açılışında defin nöbetlerine gidilmemesi ile aile hekimlerini halka şikayeti bazı kuşkuların oluşmasına yol açmıştır.

Acaba her ASM yapan kurum amirleri veya başkanların angaryalarını yerine getirmek, isteklerini yapmak zorunda mıyız? Kendi kurallarımıza göre çalışmak istersek, sonucu bizi rahatsız edecek midir? Aynı şekilde kamu adına ücretsiz kamusal hizmet veren birinci basamak kurumları olduğumuz, aile hekimlerine verilen carı giderler aynı olduğu halde kamu idarelerinin değişik ilçelerde biçtiği kira bedellerinin farklı olması nasıl izah edilebilir?

Bir hukuk devletinde kamu hizmeti verenler, kanunlar çerçevesinde, yetkililerin inisiyatifine kalmadan, görev tanımları içinde mesleklerini ifa etmelilerdir. Hükümet, bakan, başkanlar, müdürler değişse bile, mesleğimiz özgür, bağımsız bir şekilde yerine getirilmelidir. Bizler kendi özel menfaatlerimize çalışanlar değil, kamuya hizmet veren, koruyucu sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazı hekimi, hemşiresi ile sağlık çalışanlarıyız.

TOKİ tarafından yapılan yerleşim alanlarına, kentsel dönüşüm merkezlerine, kooperatif ve toplu konutlara nüfusa göre birim hesabı yapılarak aile sağlığı merkezleri planlanabilir. İlçe belediyeleri uygun binalarını dönüştürür, bina yapımını hızlandırabilir. Böylece bina sahipleri ve sakinleri ile oluşan sorunlar ortadan kalkmış, hastalarımızda sabit bir merkezde, standart hizmet almış olurlar.

Kimin bakan, kimin başkan olduğu değil, çalışma koşullarımız, özlük haklarımız, iş güvencemiz ve halkımızın sağlık göstergeleri bizi ilgilendirmelidir. Yasalar çerçevesinde özgür ve bağımsız olarak mesleğimizi yapabilmeli, günü değil, geleceği öngörmeliyiz.

Dr. Recep Koç İSTAHED Hukuk Komisyonu Üyesi

Aile hekimlerinin mekan sorunu çözülecek mi?

Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 5: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

Aile hekimlerinin büyük bir özveriyle görevlerini yerine getirdiklerini söyleyen Dr. Esin Şener, “Türkiye’deki bir aile hekimi Avrupa’daki meslektaşlarına göre iki kat daha fazla hastaya bakıyor. İstanbul’da bazı bölgelerde hekim başına düşen hasta sayısı 4 binleri geçiyor. Bir hekime iki kat iş verdiğinizde, bir de onlara görev tanımında olmayan işler yüklediğinizde ve hasta memnuniyetini %50’lerden %70’e çıkarıyorum dediğinizde geri dönüp bunu kimin yaptığına bir bakmanız gerekir. Aile hekimleri sayesinde temel sağlık hizmetlerinde önemli gelişmeler sağlandı. Hasta memnuniyetinin bu kadar yükselmesinde aile hekimlerinin çok önemli bir rolü var. Aile hekimleri tüm bunları pek çok zorluğa rağmen başardı. İstanbul’da pek çok ASM’de aile hekimleri yetersiz mekanları sıfırdan kendi çabalarıyla inşa ettiler, hiç olmayan yerlerde sağlık ocakları yaptılar. Her gün kendilerine yüklenen ek görevlere rağmen hasta memnuniyetini arttırdılar. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın tüm aile hekimlerine teşekkür borcu olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Size göre aile hekimleri için en temel sorunlar nelerdir?Dr. Esin Şener: En çok mevzuat sorunlarıyla uğraşıyoruz. ‘Pilot Kanun’ başlığındaki ‘pilot’ kelimesi bir gecede ortadan kaldırılıyor. Bir kanun çıkıyor, henüz tamamlanmadan kanuna tezat, kanunda olmayan yönergeler, ve yönetmelikler yayınlanmaya başlanıyor. Mesela ‘defin’ böyle bir konu… Kanuna göre defin işlemleri belediyeye aittir. Definin raporlanması ve gömülmesi belediyenin işidir. Ama bir gecede yayınlanan bir genelgeyle ‘aile hekimleri yapsın

bunu’ deniyor. Bu da bizim bütün gündemimizi değiştiriyor. Temel işlerimiz dışında başka bir şeyle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Aile hekimleri hiçbir ek ücret almadan, kendi işi olmadığı halde icapçı, nöbetçi yapılıyor. Bunun sadece belediyelere faydası oluyor. 8 hekim çalıştırması gereken belediye bir genelgeyle bu işi bedavaya aile hekimlerine yaptırıyor. Kanunlara aykırı olarak aile hekimlerine adli tıp kurumunun olduğu yerde adli nöbet tutturuluyor. Daha da kötüsü mevzuatı olmayan raporlarla uğraşıyoruz ve şiddet görüyoruz.

Mevzuatlarla ilgili ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Dr. Esin Şener: Hasta geliyor ve imza konusunda baskı yapıyor. Neredeyse okullardaki mendil kapmaca oyununa kadar ‘yapabilir’ raporu isteniyor bizden. Spor raporları, belediye ya da okulların düzenlediği müsabaka raporları, ehliyet raporları ve işe giriş raporları var. Mesela ehliyet raporlarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Emniyet Müdürlüğü’nün yayınladığı mevzuatların içinde göz muayenesi, işitme muayenesi, psikiyatri muayenesi olması gerekirken ‘aile hekimliği verebilir’ deniyor. Bu nedenle konsültasyon istemek zorunda kalıyoruz. Hastaya ‘psikiyatriden, dahiliyeden sağlamdır raporunu getir, ehliyet raporunu verelim’ dediğimizde ise kaos çıkıyor.

Daha da kötüsü ehliyet konusunda mevzuat bulabiliyorsunuz ama havuza girebilir raporu için bir mevzuat yok. Birde okula giriş raporları var. Hiçbir mevzuatı olmayan bir konuda aile hekimi neye göre rapor verebilir. İki eli olmayan ya da astımı olan bir çocuk okula gidemeyecek mi?

Bizden istenen protokollerin ne olduğu belli değil. Diyelim ki çocuk astım hastası, bu durumda öğretmeni ne yapacak? Bu da belli değil. Biz günlük işlerimiz içinde bir de bunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Mevzuatı olmayan raporlar bizi çok yoruyor. Ama tüm iş yüküne rağmen hastalarımıza yardımcı olmaktan memnunuz. Hasta-hekim ilişkilerinde sıkıntı yaşayan çok az aile hekimi var. Biz kendi işimiz olan hekimlik mesleği ile ilgili sorun yaşamıyoruz ve hastalarımıza her konuda yardımcı oluyoruz. Hasta memnuniyetinin bu kadar yükselmesinin en temel sebeplerinden birisi aile hekimliğidir. Mevzuat veya angarya işlerle değil hekimlikle uğraşmak istiyoruz.

Aile hekimlerinin meslek içi ve uzmanlık eğitimleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Dernek olarak öneri ve çalışmalarınız var mı? Dr. Esin Şener: Aile hekimi olarak baktığımda, hem bakanlığın hem sağlık müdürlüğünün hizmet içi eğitim konusunda eksiği var. İSTAHED adına konuşacaksam, bu eksiği kapatmak için biz elimizden geleni yapıyoruz. Yaklaşık 2 senedir, TAHUD ile birlikte yürüttüğümüz bir eğitim programımız var. Aynı zamanda İSTAHED Akademi ismiyle başka dernekler ve üniversiteler ile işbirliği içinde eğitimler planlıyoruz. Ayrıca İSTAHBUL 39 diye bir projemiz var. 39 ilçede lokal, 15-20 dk’lık eğitimlerle aile hekimlerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bütün bunlarla aslında eğitim gereksinimlerini karşılamaya çalışıyoruz. İSTAHED olarak eğitim gereksinimini mümkün olduğunca çözmeye çalışıyoruz. Ve bu yıl ilkini düzenleyeceğimiz İKON 2014’le de bu eksikliği bir nebze daha gidermeye çalışacağız.

Sizce bakanlık neden eğitim konusuna odaklandı? Söylentiye göre acil servislerde hekime ihtiyaç var, bakanlık aile hekimlerini buraya yönlendirmeye çalışıyor. Dr. Esin Şener: Ben de aynı şeyi söylüyorum. Ben aile hekimi uzmanı olduğumda hastanenin kadrolu elemanı olacağım. Halk sağlığı kurumunun bir personeli olmayacağım. Acil nöbetlerine

karşı çıkarken “ben halk sağlığı kurumu personeliyim, kamu hastaneleri birliği sorununu kendisi çözsün” diyebiliyorum şu anda. Ama böyle bir ihtisasın içine girdiğimde hastane diyecek ki sen benim personelimsin.

Aile hekimlerine getirilmeye çalışılan nöbetler konusunda ne düşünüyorsunuz? Dr. Esin Şener: Birinci basamak için nöbetin bir geçerliliği yok. Bakanımız bunun böyle olmadığını söylese de açık kapatmak için kullanıldığımızı düşünüyorum. Bakan Bey’le görüşmemizde ‘ben sizin acil hekimliğini unutmamanız ve eğitiminiz için bunu yapıyorum’ diyor. Ama kesinlikle acildeki ihtiyacı karşılamak için yapılıyor.

Acil servislere geçen yıl 90 milyon başvuru olmuş. Bu kabul edilebilir bir rakam mı?Dr. Esin Şener: Şimdi sayın bakan her yerde diyor ki ‘Biz aile hekimlerini acil nöbetlerinde yeşil alanda çalıştıracağız.’ Bu ne demek? Yani biz üst solunum yolu enfeksiyonlarına bakacağız. Biz ayaktan tedavi edilebilecek olan hastalara bakacağız. Biz sabah 8’den akşam 5’e kadar baktığımız hastaya akşam 5’ten gece 12’ye kadar bir kez daha bakacağız. Ben 8-5’e çekmeye çalıştığım hastayı 5-12’ye de yayarsam birinci basamağa hasta toplayamam. Hastayı aile sağlığı merkezine getirtemem. Zaten orada poliklinik yapılıyormuş mantığı varsa, acil servise gelen hasta sayısı milyonları bulmaya devam edecek.

Birinci basamak hastasının acilde ne işi var? Neden nezle ya da nasır acil serviste tedavi edilsin ki? Bu birinci basamağın işidir. Siz acildeki sıkıntıyı hekimle kapatırsanız sorunun sadece üstünü örtmüş olursunuz. Çözmüş olmazsınız. Acilin hekimler için iki tane sorunu var; biri para, diğeri de şiddet. Siz hastanenin hekimine yeterli ücret verirseniz, şiddet olayını çözerseniz servisteki hekim de acile kendiliğinden iner.

Kronik hastalıkların önlenmesi ve etkili şekilde takip edilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Dr. Esin Şener: Biz aile hekimleri olarak koruyucu hekimliği sahipleniyoruz. İstiyoruz ki bakanlık da bizim koruyucu hekimliği sahiplendiğimiz kadar sahiplenip görev tanımlaması yaptığı işi bize bıraksın. Ben mendil kapmaca raporu, işe giriş raporu yada ehliyet raporu vermektense bir diyabet hastasının sorunu çözmeyi tercih ederim. Dolayısıyla koruyucu hekimliğin bize bırakması gerekiyor.

Aile hekimi koruyucu hekimlikle baş başa bırakırsa, bir beslenme eğitimi vermek bir mikro damar cerrahisinden daha masrafsız bir iştir. Biz bundan gocunmuyoruz zaten. Bu güne kadar hiçbir aile hekimi ‘iş yükümüz çok ağır, bir de hastaya nasıl besleneceğini anlatıyoruz’ gibi bir şikayette bulunmamıştır. Ya da gebeye anne sütünü anlatmak kimseye zor gelmemiştir. Ama ‘Ben ehliyet raporları için benimle kavga eden insanlarla uğraşıyorum’ ya da ‘defin nöbeti sorunuyla uğraşıyorum’.

Mesela diyabet hastalarının sağlık sorumluluğunu iyi bir eğitimle onlara bıraktığınızda diyabetik komplikasyonların azaldığını görüyoruz. Eskiden 300-350 açlık kan şekeriyle gezen ve ‘aman ne olacak?’ diyen hastanın biraz daha bilinçlendiğini, belli aralıklarla kan şekerini ölçtürmeye geldiğini, ‘nasıl beslenmeliyim?’ dediğini görüyoruz. Ben o hastayı öyle bıraksam biliyorum ki 5 sene sonra bir mikro damar sıkıntısıyla geri dönecek. Onun benimle konuşması herhangi bir komplikasyonu engelleyecek. Davranış değişikliği olacak. Ben bunun davranış değişikliği ayağında oradayım zaten. Hastanın insülinini de ayarlarım, beslenme ve fiziksel aktivite işlerini de anlatırım ve onu sahipsiz bırakmam. Tabi bakanlık bizi kendi işimizle baş başa bırakırsa…

Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerine teşekkür borcunu ödeyecek mi? Aile hekimleri son dönemde sadece yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle gündeme geliyor. Acil servis nöbeti, defin raporu ve hasta sayısı gibi konular doğrudan aile hekimlerini çağrıştırıyor. Aile hekimleri büyük bir özveriyle çalışıyor ama mevcut sorunlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Kronik hastalıkların salgın gibi arttığı bir dönemde aile hekimleri özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir rol üstlenebilir ama kendilerine yüklenen angarya işler nedeniyle bu görevlerine yeterince odaklanamıyorlar. Aile hekimlerinin yaşadığı sorunlarla ilgili İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esin Şener ile özel bir söyleşi yaptık.

G Ü N D E M 5Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 6: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 6

İstanbul’da iyi kötü 3. yılını deviren Aile Hekimliği maceramız nihayet en karamsar dönemini yaşıyor. Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetleri belki de hiç olmadığı kadar verimli hale gelmişken, sağlık sektörünün en az problemli alanı olmaya adayken son dönemde yaşanan gelişmeler büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Yıllarca sağlık ocaklarında dağınık bir yapının içinde kaybolan hekimler, aile hekimliği ile beraber biraz da olsa umutlanmış, ‘Belki bu koşullarda mesleğimi daha iyi icra etme imkanı bulabilirim’ diye fedakarlıklardan kaçınmamıştı. Geçiş döneminde ve sonrasında

sorun olarak tespiti yapılan ne varsa olduğu yerde duruyorken kabinedeki bakan değişikliğiyle beraber bu

sorunlar maalesef daha da arttı.Yeni Sağlık Bakanımız ve bakanlık bürokratları her ne kadar farklı platformlarda bizlere söz hakkı verseler de sorunları çözebilmek adına bize ümit telkin etmediler, sözlerimizi dikkate almadılar. Dahası medyada sorunlarımızla ilgili verilen beyanatlar bizlerce ‘hekimlerin zekasıyla alay etmek’ gibi algılandı.

Sağlık Bakanının “Devlet Hastaneleri’nin acil servislerinde hekim eksiği var ve bu eksikliği Aile Hekimleriyle kapatmayı düşünüyoruz” diye başlayan beyanı çok geçmeden “Bizim acillerde hekim açığımız yok,sadece Aile Hekimlerini acil müdahale konusunda eğitmek istiyoruz” noktasına geldi. Sayın bakana sorduğumuz ve cevabını alamadığımız konular ise hala orta yerde duruyor maalesef.

İşte örnekler:1-Biz Tıp Fakültesi bitirmedik mi?Acil eğitimi almadık mı?Bu süreç bu kadar anlamsız mı?

2-Aile hekimliğine geçmeden önce yıllarını acil serviste geçiren hekimler yine de acil nöbetinde “eğitilmek” zorunda mı?

3-“Acil nöbeti tutmayan hekimler hekim sayılmaz” nasıl bir tezdir? Türkiye’de 21000 aile hekimi dışında idari pozisyonlarda ve diğer kurumlarda çalışan yaklaşık 12000 pratisyen hekim neden bu konunun dışında tutuluyor.

4-Acillerde hekim eksikliği varsa -ki var- neden acil hekimi kadroları açılarak uzman sayısı artırılmıyor?

5-“Biz zaten aile hekimlerini sarı odalarda değil yeşil odalarda çalıştırmayı düşünüyoruz” cümlesi tutarsızlık değil de nedir? 6-Yeşil odalarda acil olmayan, gündüz aile hekimlerine gitmeyip keyfi bir şekilde acil servislere yığılan vatandaşı –politik kaygılarla- geri çeviremeyişin bedelini neden aile hekimleri ödesin?Bir aile hekimi yeşil odada acil müdahale konusunda nasıl eğitim almış olacak?

7-Aile hekimleri kim tarafından eğitilecek?

8-Eğer Aile Hekimlerinin acil müdahale konusunda eğitilmesi bir ihtiyaçsa bu eğitim neden konusunda uzman acil hekimlerinin nezaretinde mesai saatleri içerisinde değil de geceden sabaha poliklinikte hasta bakmak şeklinde yaptırılmak isteniyor?

9-Acil nöbeti konusunda neden gönüllülük seçeneği düşünülmüyor?

10-8 saatlik nöbet karşılığında verilmesi düşünülen ücret hakaret gibi değil mi? Benzer

şartlarda çalışması teklif edilen başka herhangi bir meslek grubu bile kaydadeğer ücret talep edip alabilmesine rağmen hekimlere sadaka verir gibi komik ücretlerin verilmesi reva mıdır?

11-Geceyi acilde poliklinik yaparak geçiren ve “eğitilen” bir hekim ertesi gün kendi asli vazifesini sağlıklı bir şekilde ifa edebilir mi?

12- Zorunlu mesleki sigortalarımız ait olmadığımız kurumlarda geçerli değilken kendimizi hukuki olarak nasıl savunacağız?

Sorular uzayıp gidiyor. O kadar tutarsız şeyler oluyor ki nerden tutsanız elinizde kalıyor.

Sağlık Bakanlığı 1. Basamak Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Halil Ekinci’nin Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur’a cevabi nitelikteki beyanları ise aile hekimlerini çıldırtacak cinstendi.Nöbet tuttukları hastane acillerinde gündüz aile hekimine

“gidemeyen” özellikle genç yaştaki hastaların koruyucu sağlık hizmetlerinin bu şekilde verilebilecek olması gibi komik beyanlar ulusal gazetelerde yer buluyor ve biz acı bir tebessümle olan biteni izliyoruz.

Burada biz aile hekimlerinin herşeyden önce itiraz ettikleri konu; ortaya konan argümanların gayri ciddiliği ve tutarsızlığı.Biz hekimler aptal değiliz.Mesleğimizin icrasına dair

her detayı,özellikle de birinci basamak sağlık hizmetlerinin ne anlama geldiğini/gelmediğini bürokratlardan çok daha iyi biliyor,yaşıyor ve her an hissediyoruz.Bu yaklaşımlar ve beyanlar başkalarını kandırabilir,ikna edebilir ama aile hekimlerini asla…

Dr. Hüseyin AKDEMİRBaşakşehir 5 Nolu Aile Sağlığı Merkezi - İSTAHED Başakşehir İlçe Temsilcisi

Acil nöbeti ve bir trajikomik izlence...

Aile hekimlerinin %50’si istifa etmeyi düşünüyorTürk SağlıkSen tarafından aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına yönelik olarak yapılan ankete göre, aile hekimliği çalışanlarının %91’i nöbet uygulamasının yanlış bir karar olduğunu düşünüyor ve %50’i bu nedenle sistemden ayrılmayı düşünüyor. Ankete 598’i aile hekimi, 830’u aile sağlığı çalışanı olmak üzere toplam bin 428 kişi katıldı. Ankete göre çalışanların %79’u Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimliği sisteminde çalışanların sorunları ile ilgilenmediğini düşünüyor. Aile hekimliğinde çalışanların %68’ine göre iş yükü oldukça fazla, %23’üne göre fazla, %6’sına göre normal. Yani aile hekimliği sisteminde görev yapan çalışanların %91’i iş yüklerinin fazla olduğunu ve %91’i nöbet uygulaması getirilmesinin yanlış bir karar olduğu düşünüyor.

Aile hekimlerinin %50’si, aile sağlığı çalışanlarının ise %59’u nöbet nedeniyle aile hekimliği sisteminden ayrılmayı düşünüyor. Ankete göre, katılımcıların %67’si aile hekimliği sisteminin daha da kötüye gideceğini düşünüyor. %21’i sistemin sorunlarla devam edeceğini belirtiyor. Çalışanların sadece %10’u aile hekimliği sisteminin düzelerek iyileşeceğini belirtiyor.

Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 7: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 7

Aile Hekimlerinin en sık yaşadığı sorunlarla ilgili bilgi verebilir misiniz? Bu soruların çözümü konusunda ne tür çalışmalar yapılabilir?Dr. Gökhan Kara: Bugün Aile Hekimliğinin tam anlamıyla uygulanmaya başladığını söyleyebilmek mümkün değil. Aile Hekimleri hak ediş alarak çalıştıkları aile sağlığı merkezlerini sıfırdan kurmuş, tadilat bakım onarım, binanın içinin döşenmesi, tıbbi malzeme ve cihazların edinilmesi vs. den sorumlu tutulmuşlardır. Aile hekimleri kendi birikimleriyle küçük çaplı birer tıp merkezleri kurdular. Alınan cari gider ödenekleri aile sağlığı merkezilerinin giderlerine değil, kiralarına bile yetemeyebiliyor. Yerel yönetimlerden her zaman standart bir destek almak mümkün değil. Bu konuda belediyeler ya da idareden alınan yardımlar varsa da yeterli değildir.

Aile hekimlerinin en büyük sıkıntılarından birisi de kendi işini değil, kendisine yüklenmeye çalışılan angarya görevlerdir. Görevi olmadığı halde aile hekimlerinden defin nöbetleri ve adli nöbetlerin tutulması istenmektedir. Oysaki mevzuat bu görevi öncelikli olarak ilgili birimlere vermiştir. İlgili yasa ve yönetmelikler bu konuda tartışmasız aile hekimlerinden yanadır. Bugün defin nöbetlerinin yerel belediyeler ya da büyükşehir belediyesi tarafından yürütülmesi hem bu hizmetin standart bir hale gelmesine hem de yasa ile de sahibi tarafından görevin

üstlenilmesi anlamına gelecektir. Geçtiğimiz günlerde defin nöbetleri ilgili mahkemeye intikal etmiş, davalardan teker teker aile hekimleri lehine sonuçlar gelmeye başlamıştır. İSTAHED resmi web sayfasından bu davaları görmek mümkündür. Halen de hukuk büromuz tarafından devam eden davalarımız bulunmaktadır.

Henüz aile hekimliği çalışanları ücret kesintisine uğramaksızın yıllık izin haklarını kullanamamaktadır. Yıllık 30 gün izin hakkı bulunan aile

hekimlerinin, izne çıkmadan önce vekalet bırakma zorunluluğu bulunuyor. Vekalet bırakamadığı zaman da izni onaylanmayabiliyor ya da ücret kesintisine uğruyor. Bunun da bir an önce düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. İdare vekaleti üstlenebilmeli ve vekalet vereceği hekim ile kendi anlaşma yoluna gitmesinin daha doğru olacağına inanıyorum.

Aile Hekimlerine nöbet uygulaması meclisten geçti. Bu konuda aile hekimlerinin

görüşleri nedir? Bu aile hekimlerini nasıl etkileyecek?Dr. Gökhan Kara: Hastane acil nöbetlerini kabullenmek mümkün değildir. Bildiğiniz gibi taslak da ‘mecburi ve en az 16 saat’ ifadesi ile yer almış, yasalaşırken de fazla bir değişikliğe uğramadan, azami süre belirtilmeden, yine mecburi ve en az 8 saat ibaresiyle çıkmıştır. Aile hekimleri bugün sadece aile hekimliğine odaklanmak istiyor. Kronik hastalıkların arttığı ve ülke ekonomisini oldukça yoran bir hal aldığı bu dönemde aile hekimlerine büyük işler düşmektedir. Henüz aile hekimlerinin öncelikli görevleri arasında olan taramalar tam olarak uygulamaya konamamış ve aile hekimleri arasında bir standart sağlayamamıştır.

Halen ülkemizde kızamık ve çocuk felci isimlerinin duyulması, bu vakaların görülmesi ya da varlığının iddia edilmesi 2014 Türkiye’si için kabul edilemez. Böyle bir ortamda, yılda 90 milyonun üstünde acil hasta başvurularının olduğu bir ülkede, aile hekimlerinin birincil görevlerini tam olarak yerine getirdiğini düşünmek çok zor. Bu nedenle aile hekimlerinin önceliklerini hesaplanırken kısa süreli çözümler sağlamak yerine, orta ve uzun vadede planlama yaparak çözüme gidilmesi amaçlanmalıdır.

Populist yaklaşım ve çözümler sağlık sistemini kısır döngü içine sokmaktadır. 90 milyon hasta gerçeği, aslında acil polikliniklerinin sayısının ve

acil hekimlerinin yetersizliği ile açıklanamaz. Hasta eğitimi başta olmak üzere hastaların polikliniklere ulaşımının kolaylaştırılması da çözüm olarak düşünülebilir. Acil polikliniklerinde muayenelerin ücretsiz olması da hasta yoğunluğunu kısmen artırmaktadır. Türkiye gerçeği olarak bunun da düşünülmesi gerekir.

Hastane acil nöbetlerinin aile hekimlerinin eğitim gereksinimlerini karşılaması amacıyla düzenleniyor düşüncesi, aile hekimleri tarafından kabul edilmemektedir. Aile hekimleri acil vaka ile baş başa kalarak değil, bir eğitmen ile birlikte bu eğitimleri almalıdır. Aksi takdirde, acil polikliniklerinde hastaların da bir araştırma hastanesindeki gibi bir eğitimin parçası olduğunu düşünmemizi gerektirir ki, bu durumun, acile başvuran hastalar tarafından da kabul edilebileceğini düşünmemekteyim.

Bu yasayla birlikte bir umutsuzluk gözlemlediğimi söyleyebilirim. Büyük heves ve umutlarla bu uygulamasını benimseyen aile hekimleri, her geçen gün artan iş yükü altında gittikçe ezilmektedir. İş yükü ve angarya arttıkça bundan sonraki dönemde artık istifaların da gelmeye başlaması kaçınılmazdır. Halkın Aile hekimlerine yönelik tepkisi nasıl, bu uygulamadan memnunlar mı?

Dr. Gökhan Kara: Aile hekimleri artık kendilerine bağlı hastalarıyla uyum yakalamaya başladılar. Halkımızın da bu uygulamaya alıştığını ve benimsemeye başladığını gözlemliyoruz. Hastaların bir aile hekimi tarafından takip edilmesi, bu hastanın tüm tıbbi ve diğer bilgilerinin toplanması ve her geçen gün bu bilgilerin elektronik ortamda arşivleniyor olması sebebiyle, hasta-hekim ilişkisi farklı bir boyut kazanmaya başlıyor. Hekimler artık hastalarını tanıyor, takip ediyor, daha rahat empati kurabiliyor. Hastalar da artık tanıdığı ve alıştığı hekimler ile çok daha rahat iletişime geçebiliyor.

Yeterli mi derseniz, kesinlikle değil. Bugün İstanbul da 4500 ün üzerinde hastası olan çok sayıda aile hekimimiz var. Bu sayı maalesef istenilen ve arzu edilen rakamların çok çok üstünde. Daha kaliteli bir sağlık hizmeti için hasta sayılarının 2 bin civarında rakamlara düşmesi gerekmektedir.

Halkımız da acil poliklinik hizmetlerine, 2. Ve 3. Basamak sağlık kuruluşlarına başvurduğunda yoğunluk sebebiyle mağduriyet yaşamaktadırlar. Bu sorunların da zamanla aile hekimliği uygulaması ile birlikte çözüleceğini düşünüyoruz.

Aile hekimleri asli işlerine odaklanmak istiyorAile hekimliği sisteminin getirilen yeni düzenleme ve angarya işler nedeniyle zarar gördüğünü söyleyen İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Üyesi ve Medya Koordinatörü Dr. Gökhan Kara, aile hekimliği sisteminin özellikle koruyucu sağlık hizmetleri açısından hayati değere sahip olduğunu ancak yaratılan kargaşa ortamı nedeniyle sistemin ciddi şekilde zarar gördüğünü ve aile hekimlerinin asli görevlerini istedikleri şekilde yerine getiremediklerini belirtti. Dr. Gökhan Kara ile son gelişmeler ışığında aile hekimlerinin yaşadıkları temel sorunlar üzerine konuştuk.

Yaratılan kargaşa koruyucu sağlık hizmetlerine zarar verecek!

Sağlıkta şiddet: 6 ayda 6 bin sağlık çalışanı saldırıya uğradıHastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel saldırılar bu yılın ilk altı ayında %7 arttı ve 6 bin 358 doktor şiddete uğradı. Şiddete maruz kalanların %58’ini doktorlar oluştururken ameliyathanelerde bile saldırılar yaşandı. Şiddet görenler Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu Beyaz Kod Birimi’ne başvuruda bulundu. Birimin ilk 6 aylık verilerine göre, 6 bin 358 vakanın 2 bin 689’u devlet hastanelerinde yaşandı. Geçen yıl günde ortalama 8 olan saldırılar bu yılın ilk 6 ayında 30’a yükseldi. İlk 4 aylık dönemde %25 olan fiziksel şiddet vakaları da %32’ye çıktı.

Şiddet olaylarının %36’sı polikliniklerde gerçekleşti. Acil servislerdeki şiddet vakaları ise %29 olarak belirlendi. Klinikler ve servislerde %17, Acil 112 istasyonu ve olay yerinde %5, tetkik bölümlerinde %3, ameliyathane ve yoğun bakım servislerinde ise %2 oranında şiddet olayı gerçekleşti. Başvuru yapanların unvanlarına bakıldığında şiddet görenlerin %58’inin doktorlar olması dikkat çekti. Doktorları %29 ile sağlık personeli takip etti. Şiddet vakalarının %7’sine şirket çalışanları, %4’üne diş hekimleri ve %2’sine ise idari hizmet personeli maruz kaldı.

Şiddetin büyüğü devlet hastanelerindeBirime gelen çağrıların önemli bir kısmı devlet hastaneleri oluşturdu. Buna göre çağrıların %42’si devlet hastanelerinden, %29’u eğitim ve araştırma hastanesinden, %12’si aile sağlığı merkezinden, %5’i Acil 112 İstasyonu, üniversite hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezinde gerçekleşti. Özel hastanelerde ise şiddet vakalarının %1 oranında olduğu görüldü.

Sağlıkta şiddetin acil sağlık hizmetlerini engeller boyuta ulaştığını söyleyen Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün,

“Sağlık çalışanları maganda ve sorumsuz kişiler saldırıları nedeniyle can güvenliği sorunu yaşıyor ve işlerini yapamaz hale geliyor. Can kurtarma savaşı verirken kendi canlarının derdine düşüyorlar. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin dozu giderek artıyor ve sağlık çalışanlar hayati tehlikede altında görev yapıyor. Ancak buna rağmen halen caydırıcı tedbirler ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmış değil. Aylardır sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti anlatmak için her platformu kullanarak konuya dikkat çekmiş olmamıza rağmen herhangi bir tedbir alınmadı” dedi.

Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 8: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 8

Aile hekimliğinde ikinci senesinde 10 yıllık bir Aile Hekimliği Uzmanının Anıları ya da bir Pehlivan Tefrikası. İki yıl önce başladım aile hekimliğine. Sigaraya geç başlayanlar gibiyim millet çıkarken ben yettim gari diye sisteme girdim. Bu iki yılda tüm Türkiye’de nüfus 1500 birimlik artarken aile hekimi sayısı 626 birim arttı. Aile hekimliği önemli, çok önem veriyoruz diyenler var ya ne diyeyim teker teker gelin...

Sürekli aile hekimliği uzmanı sayısı yetersiz diye propaganda yapıldı. Geri dönüp bakıyorum

2 senede uygulamada uzman sayısı 161 kişi artmış. Bu sürede uzmanlık alan olan 800 kadar Aile hekimliği uzmanı kardeşime ise uygulamaya geçiş muvafakkatı verilmemiş. Uzman sayısını artıracağız diye uzaktan-yerinde eğitim yapacağız dediler yemedim. Aile hekimliğini bitirmeye niyetlisiniz bari disiplini bırakın.

Aile hekimlerinin eğitimi önemli dediler AHUZEM diye bir

eğitim uyduruldu. Amerikan Aile Hekimliği Derneği sitesindeki derlemeleri videoda anlatılır gördüm inanamadım. AHUZEM’e başarılı dediler yetmedi bir de acilde nöbete git eğitimdir dediler yemedim. Kar demedim kış demedim Ankara senin İstanbul benim binlerce kişi ARTIK YETER dedim.

Belediyede hekim adli tıp diye kurum varken bana nöbet dediler, gittim teşekkür etmediler, gitmedim görevi kötüye kullanmaktan dava ettiler. Görevi kötüye kullanmak memurların suçuymuş, yeşil pasaport almaya gittim memur değilsin dediler. Yeter teker teker gelin…

Damga vergisi kestiler, hem de iptal edildikten sonra. Geri verin haksız kesintiyi dedim, dinletemedim, bir de ben dava açtım. 40 yaşıma iki dava ile girdim. Aile hekimliği davam bu değildi ama ne hale geldi anlayamadım.

Yaz başındaydı MHRS randevu getireceğiz dediler, sekreterlik olmasın hastane ile iletişim kuralım dedim. Evet öyle yapacağız dediler. Randevu almaya başladım. Benim gibi MHRS’den randevu alanlarla bir araştırma yaptım, nasıl daha iyi yaparız diye

konuşurken. Haber bile etmeden MHRS randevuyu kestiler, hastalarım da, ben de apışıp kaldık. Üfürümü olan, çocuğu kardiyolojiye, böbrek yetmezliği olanı nefrolojiye ulaştıramadım.

İş yeri hekimliği şart işe giriş muayenesi yapma dediler. İş güvenliği yasası değişti, eğitimler oldu, 2000 lira verdim sertifika kurslarına sonra dediler sertifika gerekmez, sen yine işe giriş raporu ver dediler, hem KANUNSUZ hem de ÜCRETSİZ. Tüm sorumluluk da sana kalsın dediler. Her şeyi bana yıktın bari bir saati söyle diyeceğim yeter teker teker gelin…

MHRS’den randevu alamasan da sen randevu ver dediler. Üst kattaki ev sahibin, sana muayene olmak için 182’yi arasın öyle gelsin herkese benim istediğim gibi randevulu bak dediler. Randevu ile çalışana randevusuz geleni çevirme dediler. E ama Artık yeter.

Hepimizi odalara mahkum ettiler. Hasta hekim iletişimini 184’leri ile performansı, reçete parası ile bozdular. Bıçak parası diye diye meslektaşlarımızı bıçaklattılar. Aradık kendimizi şikayet ettik bir fayda olmadı. ‘Sıradaki’ diye film olduk. İki yılın sonunda artık yeter demeyeceğim bir meslektaşlarım bir de hastalarım oldu, onu da

film ettiniz. Neyse ki sizi tanıdım, hastalarıma sığındım onlar bana ben onlara güvendim. Sayelerinde bugün 17 Nisan’dan 4 Aralık’tan daha yüksek çıkıyor sesim

ARTIK YETER teker teker gelin. Resim 32 günde 42 güreşe çıkıp Dünya Pehlivanı olan Kurtdereli

Halil Adalı’ya aittir. 42 kalem işi ile 41 kere maşallahlık aile hekimlerinin gücünü anlatsa anlatsa bu resim anlatır. Teşekkürlerimle... Uzm. Dr. Emrah Kırımlı İSTAHED Yönetim Kurulu Yedek Üyesi

Teker teker gelin Laaaaann...

Ocak 2014 / Sayı: 2

Aile hekimlerine aşı cezasıAntalya’da yaşanan elektrik kesintileri vatandaşları kış aylarında büyük sıkıntıya sokarken, bu kesintilerden bir başka kesim de zarar görenler arasında yer aldı. Angarya işlere maruz kalmaktan dolayı isyan eden Aile Hekimleri, Aile Sağlığı Merkezlerindeki dolaplarda bulunan aşı ve ilaçların elektrik kesintileri esnasında bozulmaları yüzünden adeta bedel ödüyor.

Aile hekimlerinin defin nöbeti gibi angarya işlere tabii tutulmasının yanında bir de kesilen elektrik yüzünden bozulan aşılar için ceza puanı almasına anlam veremediklerini söyleyen Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Başkanı Alp Karan, “Aile Sağlığı Merkezlerinde jeneratör zorunluluğu bulunuyor. Saatlerce ve özellikle hafta sonu yaşanan elektrik kesintisine jeneratörlerin dayanması çok mümkün bir durum değildir. Aşıların bozulmuş olmasının sorumluluğu aile hekimde değildir. Aile hekimin burada günahı yok. Çalışma şartlarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde hastalara yeterince ilgi ve alaka gösterememe riskini taşıyoruz” dedi.

Konu ile ilgili bilgi veren Kepez Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Dr. Cengiz Nizam, aşıların elektrik kesintileri nedeniyle bozulması nedeniyle aile hekimlerinin puanlarından düşüldüğünü söyledi. Dr. Nizam, şu bilgileri verdi: “Normalde aile hekimlerinde jeneratör zorunluluğu var ancak uzun süreli elektrik kesintilerinde sıkıntı oluyor. Aşılarda bozulma olmasa bile belli bir süre elektrik kesintisi olduğunda aşı vatandaş için risk oluşturmasın diye kullanılmıyor. Aşıya ulaşmakta güçlük yaşanabiliyor. Antalya’nın genelinde son bir aydır kesintiler yaşamıyor. Özellikle hafta sonlan bu sıkıntı yaşanıyor. İmha edilen aşı sayısına göre aile hekiminin puanından düşüyor. Sadece aşı değil diğer bazı ilaçlar da bozulabiliyor. Devlet bir anlamda zarara uğruyor.”

Aile hekimleri TBMM’de onaylanan ‘Torba Yasa’dan nasıl etkilenecek?TBMM’de görüşülerek kabul edilen ve kamuoyunda tam gün yasası olarak bilinen Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa, özellikle aile hekimleri ile ilgili tartışma yaratacak yeni uygulamalar getirdi. Yasa aile hekimlerinin şiddetle karşı çıktığı acil servislerde zorunlu nöbet uygulamasını yürürlülüğe sokmuş oldu.

Buna göre, aile hekimleri en az 8 saat olmak üzere istenilen yerlerde zorunlu nöbet tutmak durumunda kalacaklar. Daha da kötüsü düzenlemede ihtiyaç olması halinde bu sürenin üzerinde nöbet tutturulur şeklindeki bir ifade yer aldı. Böylece ucu açık bir nöbet uygulaması getirildi. Aile hekimleri ve Aile sağlığı çalışanlarının nöbet uygulamasının hayata geçmemesi için uzun süreden beri sert tepki gösteriyordu. Ancak tepkilerini dinleyen olmadı. TBMM’de yasa tasarısında

yer alan “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının ayda asgari on altı saat nöbet tutmaları zorunludur” hükmü yerine önerge verilerek yapılan değişiklikle “Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde nöbet ücreti ödenir” şeklinde düzenleme yapıldı.

Önerge verilerek değiştirilen yeni düzenleme maddesi şöyle:MADDE 52 - 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve

bu cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş; yedinci fıkrasında yer alan ‘tetkik ve sarf malzemesi giderleri’ ibareleri madde metninden çıkarılmış ve aynı fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde nöbet ücreti ödenir.”

“Aile hekimlerince talep edilen tetkik ve sarf malzemelerinin giderleri halk sağlığı müdürlükleri tarafından hak sahiplerine ayrıca ödenir.”

Page 9: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

OFTALMOLOJİ 9

Yaralanma olmaksızın sporun her türü retina üzerinde dolaylı mekanik etki oluşturmaktadır. Bireysel ya da takım oyuncusu, çocuk ya da yetişkin, lisanslı ya da lisanssız bütün sporcular göz dibi muayenesi yaptırmalıdır.

Gözün ön kısmını oluşturan kornea tabakasının pencere görevi yapması sayesinde, sadece damla

damlatıp yarım saat bekleyerek gözün gören tabakası retinanın tamamını detaylı olarak muayene etmek mümkündür.

Gözde makula (sarı nokta) ve görme siniri sağlamsa kişinin görmesi tamdır. Tam görmek çok değerli olmakla birlikte gözün sağlıklı olduğunu ifade etmek için yeterli değildir.

Hep fotoğraf makinesine benzetilen gözü bu kez bir odaya, fotoğraf makinesinin filmine benzetilen retina tabakasını da duvar kağıdına benzetirsek, odanın içi vitreus jeli tarafından doldurulmaktadır.

Vitreusun periferde retinaya yaslı ancak yapışık olmaması kişinin her türlü hareketinden retinanın etkilenmesini önleyen mükemmel bir koruma mekanizması iken bazı yapısal değişikliklerin varlığında yapışıklık gelişmesi kişinin büyük küçük, hızlı yavaş her hareketinden vitreus dolayısıyla retinanın etkilenmesine yol açar.

Vitreus jeli çocuk ve gençlerde tıpkı bir deniz anasına benzerken yaş ilerledikçe jel yapısını ve hacmini kaybedip yumurta akına benzemeye, daha hareketli bir hal almaya başlar. Bu durumda düşme, ağır kaldırma, top çarpması, airbag patlaması ya da eğilip kalkma gibi sürekli tekrarlanan günlük aktivitelerin oluşturduğu küçük travmaların birikici etkisi sonucu retinada büyük yırtık ya da küçük delikler oluşur. Işık çakması ve uçuşmalar her zaman her hasta tarafından hissedilmeyebilmekte, bazen de önemsenmemektedir.

Bu şekilde oluşan yırtık ya da delik tedavi edilemezse duvar kağıdının yerinden sökülmesine benzetebileceğimiz retinanın bulunduğu plandan ayrılması yani retina dekolmanı ve görme kaybı ile sonuçlanır. Retina yerinde

oldukça hayatiyetini sürdüren nörolojik bir dokudur ve retina dekolmanının süratle ameliyat edilmesi gereklidir.

ÇözümÖnleyici argon laser fotokoagülasyon tedavisi. Rutin göz dibi muayenesinde tedavi kriterleri içeren retina dejenerasyonu tespit edildiğinde ayaktan uygulanacak bu tedavi ardından kişi normal hayatına devam edebilmektedir.

Lezyon tipine ve kişiye göre bir süre, laserlerin koruyucu etkisi tamamlanana kadar aktivite kısıtlaması ve ağır kaldırma yasağı gerekebilir.

Sürekli ağır fizik aktivite içindeki sporcular konusunda kamuoyu bilgilendirmesi gereklidir. Travmayı tanımlarken tekvando

yanında kayak, yelken, yüzme ve dalış da hatırlanmalı sporcular için periodik göz dibi kontrollerinin kardiyoloji muayenesi kadar rutin olması sağlanmalıdır.

Özellikle spor kulüplerinin sezon önceleri yapılan sporcu sağlık kontrollerinde mutlaka göz dibi muayenesi planlanmalı ve böylece ileride oluşacak birçok komplikasyon ok yaydan çıkmadan ya da maç bitmeden önce önlenebilmelidir.

Spor, hayatı ve travmayı birlikte barındırdığı için bilgininifadesinde çok net ve özel bir alandır. Oyun oynarken bebeğinin ayağı çarpınca retinası yırtılan bir anne laserleri tutana dek bebeğini kaldırmaması konusunda uyarılırken düzenli olarak gittiği spor salonundaki ağırlık dersleri de bu süre zarfında dondurulmalıdır. Retina dejenerasyonu tespit edildiğinde takip ya da tedavi kararı verilirken kişinin hayatındaki travma riski mesleği

dışındaki diğer aktiviteleri ve hobileri de dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Kişinin mesleği muhasebe iken şirkettakımındaki pozisyonu kaleci veya kickboks hakemi olabilmektedir.

Öğrencilerin ders başarılarının yanı sıra okul ve üniversite takımlarındaki aktiviteleri de sorulmalıdır. Golf ve tenisin ileri yaşlarda da oynanılabildiği, sağlığı spor yapmaya müsait olmayan yaşlıların ise sıklıkla düşme neticesinde retina yırtığı yaşadıkları unutulmamalıdır. Bazen topun basketbol oyuncusunun değil seyircisinin yüzüne çarptığını unutmamalı, dolmuştan inerken başını vurup hastaneye gelene dek retina dekolmanı gelişen hastamız gibi örnekleri göz önünde bulundurmalı, en küçük lezyonu bile bu ihtimalleri değerlendirerek takip etmeli, sağlık için spor yaparken göz sağlığını ihmal etmemeliyiz.

Retina dekolmanı boksör hastalığı değildirSporcuların gözlerinde hasar oluşumunda ilk akla gelen spor dalı bokstur. Oysa ağırlığı 400 gramı aşan bir futbol topuna kafa vuran, basketbolda pota altında dirsek yiyen, karatede tekmeye hedef olan, voleybolda blok için fileye yükselip yere düşen, teniste yüzüne top çarpan sporcular ya da sürekli ağırlık kaldıran halterciler de risk altındadır. Dünyagöz Hastanesi Başhekim Vekili Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, retina dekolmanı ve tedavisi hakkında kapsalmlı bilgiler verdi.

Ocak 2014 / Sayı: 2

İSTAHED AKADEMİ ve eğitim çalışmaları...İstanbul Aile Hekimliği Derneği kurulurken önemli hedeflerinden bir tanesi de aile hekimliğine geçiş yaşanırken ortaya çıkacak eğitim ihtiyacında hekimleri desteklemek idi. Özellikle hastanın sürekli aynı hekime gelecek olması, hekim hekim dolaşmaması ile birlikte, süregen hastalıklarının takibi, yeni ortaya çıkan hastalıklarının tedavisi ve tedavinin takibi, tedavinin revize edilmesi ve birinci basamak için en önemli unsur olan ve asli görev olarak yüklenilmiş koruyucu sağlık hizmetlerinin devamında eğitim ihtiyacının

ortaya çıkacağını düşünüyorduk. Bir sivil toplum kuruluşunun, kendisini oluşturan üyelerini özlük haklarını savunduğu gibi, üyelerinin ve toplumunda bilgilendirme ve eğitim gereksinimini gidermesinin öneminin farkında olarak eğitim faaliyetlerimize 2010 yılı ile birlikte başladık. Bu maksatla oluşturduğumuz çalışma ekibimiz TAHUD ile birlikte eğitim faaliyetleri yürüttü. Üyelerimizden olumlu tepkiler alarak eğitim faaliyetlerimize devam ediyoruz.

2013-2014 yılında da İSTAHED AKADEMİ adı altında eğitim faaliyetlerimize devam ediyoruz. Aile hekimliği sahasına yönelik olarak ihtiyaç anketi yaparak, meslektaşlarımızın en çok arzu ettiği, ihtiyaç duyduğu konuları tespit etmeye çalıştık. Ayrıca bilginin kendilerine nasıl verilmesini istediklerini, eğitim için hangi gün ve saatleri tercih ettiklerini, içeriğinde neler olmasını istediklerini bu anketimiz ile tespit etmeye çalıştık.

Amacımız; ihtiyaca yönelik, konsantre, spot bilgiler içeren eğitimler ile birlikte ağırlıklı olarak pratiğe yönelik, aile hekimliği yaparken kullanılabilecek beceri eğitimlerinin de içinde yer aldığı programlar düzenlemek, yine bu beceri eğitimlerine ait sertifikasyonları yapabilmektir.

Bu amaçlarla birçok profesyonel kuruluş ve sivil toplum kuruluşları ile ve güzide üniversitelerimizdeki hocalarımızla görüşmelerimize devam ediyoruz.

Derneğimizin kuruluşundan beri süre gelen, kaliteli ve ihtiyacı ön gören eğitim çalışmalarına devam ediyoruz. Aralık ayı içinde yaptığımız birinci basamakta göz hastalıkları eğitimi ile İSTAHED AKADEMİ’ye start verdik. Bu eğitim için hazırlanan sertifikalar kısa zamanda katılan hekimlere gönderilecektir.

Önümüzdeki aylarda eğitim planlarımız arasında-Bebek ve çocuk sağlığına yönelik, koruyucu, erken teşhisi ve tedavi edici bilgileri de içeren tam günlük bir eğitim-Gebe izlemlerinde dikkat edilecek hususlara yönelik eğitimler-Yaşlılarda kronik hastalık takipleri, periyodik taramalara yönelik eğitimler-Diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklara ait güncel yaklaşımlar, bulunmaktadır.

Dr. Engin Çapar İSTAHED Eğitim Koordinatörü ve Yönetim Kurulu üyesi

Page 10: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 10Ocak 2014 / Sayı: 2

E-Sağlık Daire Başkanı Dr. Ünal Hülür ve KDS Birim Sorumlusu Dr. Mehmet Tüleyoğlu ile 30.10.2013 tarihinde E-Sağlık Daire Başkanlığında görüşülmüştür. Görüşmede Online protokoldeki 7 gün sınırlamasının uzatılması için talepte bulunulmuştur. Bununla birlikte SağlıkNet bakım çalışmalarının mümkün olduğu kadar hafta sonlarına denk getirilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. KDS ekranlarındaki güncelleme problemlerinin de tartışıldığı görüşmede sahanın yaşadığı birçok sorun dile getirilmiştir. Çözüm önerileri ve E-Sağlık Daire Başkanlığına sunulan dosyamız görüşme ayrıntıları ile birlikte web sitemizden yayınlanmıştır.

İB (İkon Basın): Merhaba, Sayın Senem Şener İKON 2014 ün Kongre Sekreterisiniz. İSTAHED de ki görevinizi öğrenebilir miyiz?SŞ (Senem Şener): Merhaba. Ben İSTAHED de Yönetim Kurulu üyesiyim ve aynı zamanda derneğin Genel Sekreterliğini yapıyorum.

İB: Derneğinizin sahadaki etkinliğini ve başarılarını biliyoruz. Şimdi de Ulusal bir Kongreye imza atmakta olduğunuzu okuyoruz.SŞ: Evet haklısınız.2010 yılında kurulmuş olan derneğimiz yaklaşık 1500 üyeye ulaştı. Özlük haklarımız ve sahadaki üyelerimizin ihtiyaçları anlamında oldukça yol aldık. Bunun dışında İstanbul içinde de çok güzel ilgi çeken ve üyelerimizce takip edilen eğitim çalışmalarımız da devam etmekte. Marka olmuş İSTASE Eğitimlerimiz ve bu sene başladığımız daha spesifik konuları işlediğimiz İSTAHED AKADEMİ’ler gibi. Bunun dışında hukuk panellerimiz, çalıştaylarımız ve İSTAHBUL39 adındaki ilçe toplantılarımızda geleneksel olarak devam etmekte.

Bu kadar çok çalışan ve bu kadar güvenilen bir derneğin artık İstanbul sınırlarının dışına çıkması ve Türkiye’deki tüm aile hekimleriyle buluşması şart olmuştu. Bu nedenle artık Ulusal bir kongre yapma kararı aldık.

İB: Neden’ İKON’SŞ: Çünkü biz biliyoruz ki

İSTAHED Türkiye Aile Hekimliği Örgütleri arasında bir İKON dur. Kongresi de doğal olarak İKON olacaktır. Aynı zaman da açılımı da İstanbul Kongresi şeklinde yorumlanabilir.

İB: Kongreniz nerede ve ne zaman olacak?SŞ: Mayıs ayında Antalya’da. Evet havanın en güzel zamanı, 8-11 Mayıs ta Antalya’da Pine Beach Resort Hotel’de. Burası bir kongre merkezi. Özellikle bundan dolayı bu oteli tercih ettik. Aynı anda birçok farklı aktiviteyi gerçekleştirmemize olanak sağlayacak bir yapısı mevcut.

İB: Kongrenizde ne gibi farklılıklar mevcut? Niye gelsin Aile Hekimleri İKON 2014’eSŞ: Biz kongremizi planlarken çok güç bir işe kalkıştığımızı bilerek yola çıktık. Ekonomik koşullar, bütçe sorunları gibi tüm olumsuz şartlara ve sahadaki kongre enflasyonuna rağmen biz İSTAHED’in kongresiz bir dernek olmaması gerektiğinin bilinciyle uygun zamanı bekledik.Kusursuz olacağız demiyoruz. Ama biliyoruz ki bize gönül verenler derneğimizin değerini bilenler bizi yalnız bırakmayacak ve bizimle beraber bu kongreyi sanki düzenleme kurulundaymışlarcasına sahiplenecekler. İSTAHED in önemli bir görevi var, Türkiye’deki En Büyük Aile Hekimliği Derneği, en çok üyeye sahip dernek ve eylemleri en etkili dernek. Bakanlığın da sahada çalışan Aile Hekimlerinin de gözü bizde. İKON

2014’ün hem Bilimsel Programını hem de Sosyal Programını güçlü ve farklı yapılandırmaya çalıştık ve halen de çalışıyoruz. Ama en önemli hedefimiz güncel deyimle takipçilerimizi bir araya getirmek, Aile Hekimliğini ve hekimlerini konuşturmak, geleceğimizi planlamak. İşte en başta bunun için Tüm Aile Hekimlerini kongremize bekliyoruz.

İB: Bilimsel programda neler göreceğiz?SŞ: Bilimsel programımızı düzenleme kurulumuzda tamamen sahanın ne isteyeceği sorusundan yola çıkarak planladık.Klasik konular olduğu gibi çok eğlenceli ve pratikte çok faydalı olacak bilgi eşitlemesine de gideceğiz. Mesela Aile Hekiminin Sağlığı ve Aile Hekimliği Mevzuatı(O an ne güncel ise) adlı iki panelimiz,Nefes Egzersizi Kursu ,Ağrı Kursu, Cinsel İşlev Bozukluklarında Anamnez Alma ve Ayırıcı Tanı Kursu ve hatta Kısa Film Hazırlama kursumuz olacak.

Gümüş Tsunamiye Hazırmısınız? Başlıklı günlük pratikte işimize yarayacak pratik bilgilerin yer aldığı çok donanımlı bir okulumuz var. Ayrıca ‘Bebeklikten Yaşlılığa Sağlıklı Beslenme Okulu’muz da çok değişik aktivasyonlar olacak.‘En Güzel İstanbul Fotoğrafı’ yarışmasına da tüm Aile Hekimlerimizi bekliyoruz!Bütün programı burada vermeyelim isterseniz. Lütfen İKON2014.org dan Kongre Sitemizi inceleyin.Gelişmeleri oradan takip edebilirsiniz.

İB: Web sitenizin adresi İKON2014.org o zaman.SŞ: Evet. Sitemizde kongremizle ilgili tüm bilgilere mesela, katılım koşulları, organizasyon, bilimsel program gibi içeriklere ulaşabilirsiniz. Ayrıca facebook üzerinden de https://www.facebook.com/groups/ikon2014/ adresinden kongre sayfamıza ulaşabilir anlık bilgi ve sorularınıza cevap alabilirsiniz.

İB: Peki katılan hocalarımız

konusunda bilgi verebilir misiniz?SŞ: Şimdiye kadar kesinleşenlerden isim sayabilirim.Yalnız daha görüştüğümüz ve programı netleşmeyen hocalarımız var bunu da belirtmek isterim.Lütfen adını göremeyen Hocalarım bana kızmasınlar bu yazıyı hazırladığımızda netleşmemiş olabilir.

Prof. Dr. Yankı YAZGANProf. Dr. Doğan ŞAHİNProf. Dr. Kerem DOKSATProf. Dr. Mehmet SARGINProf. Dr. Oğuzhan DEYNELİProf. Dr. Aytekin OĞUZProf. Dr. Şevki SÖZENProf. Dr. Mustafa CANKURTARANProf. Dr. Ayşegül KETENCİ

Prof. Dr. Murat TOPRAK

İB: Peki katılmak isteyenlerden beklentileriniz nelerdir?SŞ: Öncelikle şimdiden tüm katılımcılara Düzenleme Kurulumuz ve Derneğimiz adına teşekkür ederim. Kongre katılım ücretleri ve konaklama fiyatları yine sitemizde mevcut. Kongreye yakın tarihlerde kendi ücretini ödeyerek katılmak isteyen katılımcılara gerekli düzenleme ve taksit seçenekleri sunulacaktır.

Ama öncelikle firmaların bütçelerinin belirlendiği şu zamanlarda özellikle firma temsilcilerine ısrarla katılmak istediğiniz kongrenin İKON2014 olduğunu belirtmeniz ve bu konuda ısrarcı olmanız gerekmektedir.

2014 İKON YILI OLSUN AİLE HEKİMLİĞİ BİZİMLE ÇOŞSUN

İSTAHED GAZETESİ

KÜNYE: İstanbul Aile Hekimliği Derneği

(İSTAHED) yayınıdır. Süreli yayın

İSTAHED adına sahibi:

Dr. H. Esin ŞENER

Yayın Koordinatörü: Dr. Gökhan KARA

ADRES: Büyükşehir Mah. Cumhuriyet Caddesi

Ekinoks Rezidans E1 Blok. D.140 Beylikdüzü / İstanbul TEL: 0212 909 2010

Web: http://www.istahed.org.tr

Medikal Akademi Yayıncılık ve Prodüksiyon Tic. Ltd. Şti. tarafından hazırlanmıştır.

www.medikalakademi.com.tr [email protected]

Adres : Halaskargazi Cd. No: 172 / 134 Şişli / İstanbul - Tel: 0549 360 67 67

Baskı: Promat Basım Yayın San. ve Tic. AŞ.Sanayi Mah. 1673 sok. No: 34 Esenyurt / İstanbul

Tel: (0212) 622 63 63

Page 11: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014

G Ü N D E M 11

Aile hekimliği sistemine geçtiğimiz tarihlerden itibaren İstanbul Aile hekimleri, görev tanımlarında bulunmayan ilgili kanun ve yönetmeliklerde de Belediye ve Adli Tıp kurumlarının görevleri arasında olduğu gayet net ve açıkça ifade edilen ‘gömme izin belgesi ve Adli tıp hizmetleri’ aile hekimlerine usulsüz olarak devredilmiştir. Usulsüz görevlendirme ile de yetinilmemiştir. ‘19/01/2010 tarih ve 27467 sayılı Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri hakkındaki yönetmeliği cenazenin defnine ait 39. Madde de mezarlıklara, sabah saat sekizden akşam gün batıncaya kadar cenaze gömülebilir’ denmesine rağmen, Aile hekimlerine gece nöbet listesi hazırlanarak Aile hekimliği sistemine geçmeden önce Belediye hekimlerinin dahi yapmadığı yeni bir görev icat edilmiştir. Yüzyılın popülizm kokan icadına dik duruş gösterenlere ise, görev icatlarındaki hukuksuzluğu taçlandırarak idari ceza uygulanacağı yönünde baskılarla, mevzuata aykırı angarya görevlendirmelere aile hekimleri zorlanmıştır.

Kendi görev tanımlarında bulunmayan çeşitli nedenlerle bu görevi yapan Aile hekimlerinin, en küçük aksaklıkta vicdanı sorgulanmıştır. Gönüllü kuruluşlarda bile eşine rastlanmayacak bir biçimde, geçiş sürecinin sıkıntılarını en hafif olumsuzluklarla atlatılması adına aile hekimleri gereken özveriyi göstermiştir.

Maalesef Aile hekimlerinin özverisi karşılığını bulamamış, ne yazık ki politikacı ve idarecilerin angaryalar Aile hekimlerine verilecek çığlıkları bürokratlarda da engin bir cesaret ve hukuk tanımazlıkla karşılığını bulmuştur. Sağlık Bakanlığ’ının 07/06/2011 tarih ve 18731 sayılı görüş yazısında ‘defin hizmetleri ile ilgili görevler Büyükşehirlerde Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerinin görevi olup koordinasyon görevi de büyükşehir belediyesinin görevleri arasında bulunmaktadır’ görüşüne rağmen. Aile hekimleri Sayın Bakan başta olmak üzere Halk sağlığı kurumundan bakanlık düzeyinde ve il düzeyinde hiçbir bürokrattan asla nöbet tutmayan büyükşehir belediye hekimlerinin defin ruhsatı vermesi gerektiği yönünde beyanat ve görüş duyamamışlardır. İdare, Büyükşehir belediyelerinin ve çalışan hekimlerinin vicdanlarını sorgulayamamıştır.

Gayri Deontolojik, gayri etik, gayri hukuki zorlamalar ve Aile Hekimlerinin dik duruştan uzak olmaları ile Angarya nöbetler, Aile hekimleri için alışkanlık halini almaya başlamıştır. İdari zorlama ile yaşanılan süreç Anayasamızda da yer alan ANGARYA tanımıyla örtüşmüştür. Hasta memnuniyet sarhoşluğunda olan popülizim avcıları sistemin en önemli bileşeninin tükenmişlik sendromu ile kuşatıldığını görmezden gelmişlerdir. Sistemin işleyişinin bütüncül memnuniyet anlayışı ile idame edeceğini bilen bazı yerel yöneticiler ve bürokratlar

aile hekimlerinin haklı serzenişlerini görmüşler ve çözüm arayışlarına girmeye başlamışlardır.Yerelin pozisyon aldığı anlarda dahi merkez, ben yaptım oldu anlayışından taviz vermeme görüntüsüne devam etmiştir.

Aile hekimlerinde başlayan direnç bazı ilçelerde TSM hekimlerinde de oluşmuş, idari birimlerde hiçbir düzeyde olmayan bu dik duruş, Aile hekimleri ile birlikte olunca meyvesini vermiştir. Pendik ilçe Belediye başkanının da olumlu ve mevzuat bilir, mevzuat ve hukuk tanır tavırlarıyla birliktelik taçlanmış ve bu üçlü ve güçlü duruş ÇÖZÜMÜ getirmiştir. Pendik ilçemizde aile hekimleri nöbet tutmuyorlar. Belediye defin hizmetlerini satın alma yöntemiyle sorunsuzca yürütüyor. Pendik milattır ve Pendik örnektir. Pendik

Formülü tüm ilçelere örnek olmalıdır. Dik duruş sergileyen Aile hekimleri Dik duruş sergileyen idareciler, iş bilir zeki yerel yöneticiler takdiri hak etmişlerdir.Pendik ilçemizi bazı ilçelerimizde izledi…Tebrikler Pendik’teki Aile hekimi arkadaşlarımıza,

Tebrikler TSM hekimlerine…Tebrikler Pendik Yerel yöneticilerine….Tebrikler gönüllü ve emeğinin karşılığını veren hizmet anlayışınaDayatanlar, Çözümsüzlük üreticileri…Aklın yolunda buluşalım. Tebriklerimizi size de sunalım…Sıradaki Tebrik …

Dr. Gürsel Özer İSTAHED Yönetim Kurulu Üyesi ve Örgütlenme Sorumlusu

MİLAD - TEBRİK

Ocak 2014 / Sayı: 2

Page 12: ISTAHED Gazetesi Sayı 2 2014