İstasyondan fenere - mersin - from railway station to the lighthouse

165

Upload: erdal-kara

Post on 19-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

İstasyondan Fenere - MERSiN - From Railway Station to the Lighthouse

TRANSCRIPT

İçindekiler

Önsöz

Sunuş

Efemera ve Mersin Kartpostalları Ali Murat Merzeci

Yumuktepe'den Başladı ... Semihi Vural

Gezginlerin Gözüyle Mersin Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü

Eski Mersin’de YaşamŞinasi Develi

Ne Mutlu Mersin Kent Müzesi’ni GöreceklereGündüz Artan

Geçmişi Hatırlamak Geleceğe Umutla Bakmak Tamer Gök

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Sonuç

Notlar

Mersin’e Dair

Kenti Gezmek

Sonuç

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

vi

viii

x

2

6

12

34

42

44

53

73

117

155

171

207

235

272

276

1

49

271

Contents

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Preface

Prologue

Ephemera and Mersin PostcardsAli Murat Merzeci

Originated from Yumuktepe ...Semihi Vural

Mersin from the Eyes of the TravelersTülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü

Episodes from old times of MersinŞinasi Develi

Gündüz Artan

Remembering the Past, Looking to the Future HopefullyTamer Gök

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Spine of Commerce: Uray Street

Gateway to the Outside: Custom House and Pier

The Market Place: Yoghurt Bazaar

New Life: Atatürk Museum and the Environs

Meeting Place: People's Garden and People's House

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Conclusion

Notes

About Mersin

Strolling through the City

Conclusion

How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!…

vii

ix

xi

3

7

13

35

43

45

53

74

117

155

171

207

235

273

277

1

49

271

Önsöz

viii

Şerafettin Aşut

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Günümüzden 100 yıl önce, Mersin, bugün ulaşmak istediğimiz anlamda, gerçek bir

batılı kent idi. Gelişmekte olan sanayi ve ticaret kentin ekonomik yaşamına hayat

verirken, üç büyük dine ait inananlardan oluşan halk da renkli bir sosyal mozaik

oluşturuyordu. Yüksek beton yapıların sahilleri doldurmadığı ve kıyıyı okşayan

dalgaların ise henüz dolgu alanlarıyla gerilemediği o yıllarda kentin ticaret merkezi,

tren istasyonu ile Atatürk Evi arasında kalan bölgeden ibaretti.

19.yüzyılın sonuna doğru limanı ve demiryoluyla birlikte hızla gelişen ticaret hayatı

Mersin'de Türkiye'nin en eski Ticaret Odalarından birinin kurulmasına tanıklık etmişti.

1886 yılında kurulan Mersin Ticaret Meclisi, Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin

Ticaret ve Sanayi Odası adını alırken, her zaman kentin hareketli ticaret hayatının

merkezinde yer aldı.

Dairesel büyüyen birçok kentin aksine, sahil şeridi boyunca yatay bir gelişim gösteren

Mersin'in ticaret hayatını şekillendiren merkezler ise uzun yıllar boyunca küçük

değişikliklerle hep aynı kaldı. Geçmiş yıllarda Mersin'in kültürel, sosyal ve ticaret

hayatının temelini oluşturan, ayrıca kent ekonomisinin önemli rollerini üstlenen bu

bölge, son yıllarda zoraki bir dirençle ayakta kalmaya çabalamaktadır.

Geçmişin önemli değerlerinin sadece hatıralarda yaşamasının günümüze herhangi

bir yararı olmayacağı açıktır. Kentin tarihi ve kültürel mirasını kaybetmemek ve

gelecek nesillere aktarmak herkesin sorumluluğunda olmalıdır. Bu felsefeden yola

çıkan bu çalışmayla, Mersin'i bugünlere getiren ticaret hayatının merkezini oluşturan

bölgenin geçmişten günümüze uzanan bir yansımasını ortaya koymaya çalışılmıştır.

Bu yayını hazırlarken engin bilgi dağarcığı ve koleksiyonunu bizlere açan Ali Murat

Merzeci'ye, bu bilgilerin yapıta dönüşmesini sağlayan Tülin ve Tolga Ünlü’ye Mersin

Ticaret ve Sanayi Odası adına teşekkür etmek istiyorum.

Özlemini duyduğumuz Mersin'in değerlerinin korunması ve yaşayan mekanlar olarak

kullanması dileğiyle…

Şerafettin Aşut

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

Preface

ix

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

100 years ago, Mersin was a real modern city in the western way which we would

like to see it today. The developing industry and trade was giving life to the city,

and the citizens of Mersin of three major religious beliefs were forming a colourful

social mosaic. The heart of the city and trade centre was the area between the

train station and the Ataturk House, there were not any concrete buildings filling

the sea shore and the waves were not blocked by land fillings.

The fast developing business life in Mersin has witnessed at the end of the 19th

century the establishing of the oldest Chamber of Commerce in Turkey. The Mersin

Board of Trade has been established in 1886 and has taken after the Republic

Declaration the name Chamber of Commerce and Industry, and remained the

centre of trade life in Mersin.

Contrary to many cities, Mersin grew widely along the shore instead of circular

expanding, and the centres which were forming the business life, always remained

the same even after little changes. This area, which is the base of the cultural, social

and commercial life of Mersin and has a major role in the economical structure of

the city, is now trying to stand upright in the last years.

Remembering the important values of the past does not help us today. The

responsibility of transferring the historical and cultural heritage to the future

generations should be on everyone's shoulders. With works, based on this

philosophy, the area, which brought Mersin to the level of today and form the

business centre of the city, it is tried to show the reflection from the past on today's

vision. I would like to thank on behalf o the Mersin Chamber of Commerce and

Industry, Ali Murat Merzeci, who opened his wide collection and knowledge for us

and also Tülin and Tolga Ünlü, who helped to convert this knowledge to this work.

With the wishes to protect the long-awaited Mersin's historical and cultural values

and to use them as living places...

Şerafettin Aşut

Mersin Chamber of Commerce and Industry

Chairman of the Board of Directors

Sunuş

x

Tülin Selvi Ünlü

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

u kitabın hazırlanma düşüncesi, 2008 yılı Şubat ayında gelen bir elektronik posta Bile başladı. O tarihte, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi

Şerafettin Aşut'tan tarafımıza gelen bu postanın açacağı yolu sanırız hiçbirimiz

bilmiyorduk. “Bilmiyorduk” diyoruz, çünkü ilerleyen dönemde editörlüğünü

üstleneceğimiz bu çalışma bizi, başlarken düşündüklerimizin ötesinde bir noktaya

götürdü.

slında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 2003 yılında da benzer bir çalışmaya imza Aatmış ve koleksiyoner Hayrettin Ergun'un Mersin kartpostal arşivini kentin ortak

belleğine kazandırmıştı. Bu doğrultuda bizden de yine benzer bir çalışma istenmişti.

Ne var ki, yapılan karşılıklı görüşmeler sonucu çalışmanın biraz daha genişletilmesinin

yararlı olabileceği yönünde görüş birliği sağlandı.

ine de en azından bizim için çalışma, başlangıçta öngördüğümüzün ötesinde bir Yaşamaya ulaştı. Bunu ifade etmekteki amaç, elbette ki yaptığımız çalışmaya

ilişkin yersiz bir kendine övgü değil. Burada açıklamaya çalıştığımız konu, içine

girdiğimizde kendimizi sınırlamakta zorluk çektiğimiz zengin ve geniş bir alanla

karşılaşmış olduğumuz.

ersin, binlerce yıllık Anadolu kentlerinin çoğundan daha az bildiğimiz ve Mdolayısıyla da kendini ifade etmekte zorluk çeken bir kent. Tam da Osmanlı

modernleşmesinin dünyanın değişen ekonomik ilişkiler sistemiyle kesiştiği bir tarihi

dönemeçte ortaya çıkan bu kendine özgü şehrin, içinde yer aldığı coğrafyanın antik

dönemine ilişkin bilgimiz, kentin modern dönemine ilişkin bildiklerimizden çok daha

fazla. Mersin'e ilişkin yaptığımız araştırma ve çalışmalarda, hüzünlü bir nostaljiyle

hatırlanan kentin yakın geçmişine ve doğrudan doğruya kente ilişkin, bir elin

parmaklarını geçmeyecek sınırlı sayıda çalışmadan başka çalışmanın olmadığını

gördük.

olayısıyla bu süreçte önemli bir zorluk ve aynı zamanda da büyük bir şans ile Dkarşı karşıya olduğumuzu fark ettik. Bir yandan yararlanabileceğimiz az sayıda

çalışma bulunurken öte yandan da oldukça bakir bir alanla karşı karşıyaydık. Bu

nedenle kaynaklar konusundaki bilinmezlikler bir zorluk olarak karşımıza çıksa da,

yepyeni bir alanda yapılacak araştırmalar bir şans ve heyecan olarak çalışmanın

bileşenleri oldu.

aklaşık sekiz yıldır yaşadığımız Mersin'de, hemen hemen aynı alanda Ysürdürmekte olduğumuz akademik çalışmalar, elbette bu işi üstlenmemizde bizi

cesaretlendiren temel etmendi. Söz konusu çalışmalar, bu kitabın hazırlanması için

bir altyapı sağlıyordu.

Prologue

xi

Tolga Ünlü

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he idea of preparation of the book had started with an e-mail received in TFebruary 2008. We did not know where the mail received from Mr. Şerafettin Aşut,

board member of Mersin Chamber of Commerce and Industry, would take us at

that time. We say “did not know” because this attempt has taken us beyond the

limits we had in our minds at the starting point.

similar study was carried out back in 2003 by Mersin Chamber of Commerce Aand Industry and the “Mersin postcard archive” of collector Mr. Hayrettin

ERGUN was added to the city's collective memory. A similar study was required from

us as well. However, following our mutual discussions on the subject it was decided

that it would be more useful if the scope of the required study was expanded.

ven after this decision, at least for us, the study achieved beyond the Epreplanned limits. Our aim stating this point is not a eulogy for this study and

ourselves. It is tried to be made clear that trying to limit the scope of the subject

studied, when once got into details, was so hard due to the very rich and wide

scope.

ersin “with its short history” is much less known compared to many other MAnatolian cities of thousands of years and therefore facing problems in

expressing herself. There is more information about the archeological ages

compared to the recent historical period of the city which has its distinctive

characteristics and which emerged at the historical cross point of Ottoman

modernization and the world's changing economical system. It was found out

during the research and studies that there were very limited number of researches

carried out by history researchers about the recent history of and the city herself

which is remembered with a melancholic nostalgia.

his fact was a primary difficulty as well as being a challenge. On the one hand, Tthere was very limited number of reference researches made where on the other

hand vast number of possibilities for researches existed in this field. The studies and

researches to be carried out in this relatively new challenging and virgin field

brought excitement and become components of the studies while the limited

number of available references represented a difficulty.

aving lived in Mersin for eight years and carrying out researches in this same Hfield academically was the basic encouraging factor to accept this

responsibility of preparing such a book. The mentioned researches formed the

Sunuş

xii

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ncak asıl ilginç olan, temelde Mersin'in görsel hafızasının paylaşımını ve ortak bir Akimlik arayışına katkı sağlamayı hedefleyen bu çalışmanın aynı zamanda

bizlerin akademik çalışmalarına sağladığı katkıydı. Çünkü, kitabın hazırlanması

aşamasında değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci'nin Mersinliler ile paylaşmayı

kabul ettiği zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bizi, görüntülerdeki yapılar,

kişiler, olaylar, mekanlar ve tarihlere ilişkin kapsamlı ve detaylı araştırmalara yöneltti.

aş döndürücü bir hızla değişen çehreleriyle, kentlerin belki de en doğrudan ve Byanıltmayan görsel tanıkları olan kartpostallar dikkatle incelendiklerinde, her biri

birer öyküsü olan ve dilinden anlayabilene geçmişi tüm ayrıntılarıyla aktaran birer

yaşlı bilge gibi. Ancak yine de, söz konusu kartpostalların bize söylediklerini

anlayabilmek için Mersin'e ilişkin yerli ve yabancı arşiv ve kütüphanelerde, çeşitli

kurum ve kuruluşların oluşturduğu belgeliklerde araştırmalar yaptık. Yaptığımız bu

araştırmalar, uzun zamandır sürdürmekte olduğumuz sözlü tarih çalışmalarında

dinlediğimiz Mersin fotoğrafını bütünlememize ve zihnimizde oluşan silik silueti bir

parça daha netleştirebilmemize yardımcı oldu.

Çalışmanın Fiziksel ve Dönemsel Sınırları

ncelikle kendi kafamızda netleştirmeye çalıştığımız bu resim, kitapta hem

Ötasarım hem de anlatım biçimi açısından tutarlı bir dil ile sunulmaya çalışıldı.

Çalışmanın, kendini Mersinli sayan ve “Mersin'in gerçek sahibi” olmak isteyenlerin

yanı sıra Mersin'i hiç bilmeyen ve tanımak isteyenler için de bir kaynak kitap

olabilmesi amacıyla bir kurgu oluşturulmaya çalışıldı. Bu doğrultuda öncelikle kentin

on dokuzuncu yüzyıl sonunda beliren ve yirminci yüzyıl ortalarına kadar da korunan

kentsel yerleşik alan sınırları esas alındı.

arihi dönem açısından bu sınırlamadaki temel belirleyici, söz konusu tarihlerin, Tkentin bir ticaret ve liman kenti olarak kendine özgü kimliğini oluşturduğu dönem

oldu. Fiziksel sınırlama ise aslında bu dönemsel sınırlamanın getirdiği bir sonuçtu. Zira

kent, iskeleler ile ortaya çıkmaya başladığı 1830'lu yıllardan, Cumhuriyet

modernleşmesi ve ardından İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar geçen dönemde

hemen hemen aynı doğrusal eksen boyunca gelişmişti. Kent, özellikle

demiryolunun işletmeye açıldığı 1886 yılından sonra, küçük üretim atölyeleri ve

fabrikalarla başlayan sanayi yapıları ile kuzeye (Fabrikalar Caddesi olarak

adlandırılan günümüzdeki Cemal Paşa Caddesi'ne) doğru bir gelişim gösterdi.

Ancak çalışma kapsamında, yirminci yüzyıl başına kadar ticaret ve liman kenti kimliği

ile Doğu Akdeniz'de yerini alan Mersin'in, iskeleler-deniz-kent ilişkisinin somut olarak

görüldüğü, istasyon ile deniz feneri arasındaki alan üzerinde duruldu.

Prologue

xiii

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ctually, the real interesting point was the contribution of this study, which aimed Athe sharing of Mersin's visual memory and the contribution to the search for a

collective identity for the city, to our ongoing academic studies. Mr. Ali Murat

Merzeci's acceptance to share and making his rich and valuable collection of

Mersin postcards available for studies led us to search the people, events, buildings

and dates appearing on the postcards thoroughly in detail during the preparation

of the book.

ach of the postcards, the eyewitnesses of the quickly changing cities and each Ehaving its own story to tell, are like elder wise men telling about the past in detail

to the ones who can understand their language when examined carefully. Beyond

this, researches had been carried out at local and foreign archives and libraries and

at numerous other archives owned by other entities to understand the stories being

told by the postcards in a better way. These researches have also helped to further

clarify the blurry picture of Mersin in our minds which we listened about during oral

history studies and researches ongoing for a long time.

Resarch's Physical and Temporal Boundaries

he picture, which is primarily tried to be clarified in our minds, has been presented Tin a special format both designwise and presentationwise. A special format was

tried to be set in the book to allow it to be used as a reference book by those who

classify themselves as and want to be “true owners of Mersin” or by those who do not

know about Mersin and want learn about it. In line with this, the city boundaries

established within the nineteenth century and almost unchanged through to the

mid of the twentieth century were considered.

he basic factor for setting the temporal boundary as above is the reason that this Twas the era during which the city defined and set her unique identity as a

commercial and seaport center. Physical boundaries were implicit due to the

accepted periodical boundaries. The city had grown along the same axis from the

1830's when it first started to appear with its piers, to Republican modernization and ndthrough to the end of the 2 World War. It may be said that the city, especially after

1886 following the establishment of the railroad connection, has grown towards

north (Fabrikalar Street currently called Cemal Paşa Street) with new industrial

buildings like small workshops and factories constructed. Within the scope of this

study, the area from the railway station to the lighthouse was considered due to the

reason that the visible tangible traces of piers-sea-city relation of Mersin's

commercial and seaport identity which was established mostly up to the start of the

twentieth century in the Eastern Mediterranean region were mostly existed.

Sunuş

xiv

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Bir “Kent Gezi Rotası”na Doğru

eşitli değişimler geçirmiş olmakla birlikte kentin tarihi ve ticari merkezi olarak Çgeçmişin izlerini sürebileceğimiz bu yerleşik alan sınırları içinde, bir anlamda

“kent gezi rotası” çizildi. Mersin'in yüz elli - iki yüz yıllık genç tarihine, büyüklerinin

anlattıkları ve kendi yaşadıklarıyla birebir tanık olan Mersinliler ya da Mersin'i hiç

bilmeyen ve merak edenler için, ellerinde bu kitapla gezebilecekleri bir güzergah

belirlenmeye çalışıldı.

eki deniz kıyısına paralel giden bu hattı nasıl anlatmalıydı? Aslında, biri doğuda Pdiğeri batıda iki yapı bizim için oldukça belirleyici oldu. Kentin yakın geçmişine

baktığımızda, hanları, dükkanları, depoları, otelleri, camileri, kiliseleri, evleri ile

oldukça canlı bir ticaret ve renkli bir kentli yaşam biçiminin kendini gösterdiği kentsel

alan tam da bu iki nokta arasında sürüp gitmişti. İstasyon kente girişi tanımlarken,

Müftü Deresi'nin denizle birleştiği noktadaki tarihi deniz feneri ise kentin bitişini haber

veriyordu.

olayısıyla kitabın kurgusu, kentin gelişim çizgisinden yola çıkılarak oluşturuldu. Bu Diki nokta arasında farklı özellikler gösteren kent parçaları bu rotanın içindeki

durak noktalarını belirledi. Böylece geziye, bir anlamda kentin girişi olan istasyondan

başlandı. Ardından ticaretin ana ekseni olan Uray Caddesi boyunca devam

edilerek, kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi ve uzantısındaki Gümrük

Meydanı'na ulaşıldı; oradan da ticari hayatın bir diğer parçası konumundaki Yoğurt

Pazarı'na geçildi. Deniz fenerinde son bulacak geziye, kentin, özellikle Cumhuriyet

modernleşmesi ile birlikte gelişen yeni sosyal, kültürel ve eğlence yaşamının odağı

haline gelmiş Akkahve (günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi), Atatürk Evi ve

çevresine doğru devam edildi. Atatürk Evi'nin batısında Mersin'in simge yapılarından

biri olan Halkevi yeni bir durak oldu. Çünkü Genç Cumhuriyet ideolojisi ile birlikte

ulusal kültürün oluşturulması çabalarının somut bir öğesi olarak bugün de kültürel bir

işlevle varlığını sürdüren Halkevi ve Halkevi'nin güneyinde, denizin hemen kıyısındaki

Millet Bahçesi, geçmişten beri kentlinin buluşma noktasıydı.

ent, demiryolunun işletmeye açılmasıyla birlikte ardındaki verimli Çukurova'ya Khızlı ve ekonomik bir yolla bağlanmıştı. Bu bağlantı Çukurova'nın pamuğu ve

tahılının limana, limana gelen mal ve ürününse Çukurova'ya, hatta Anadolu'nun

içlerine kadar kolaylıkla ulaştırılmasını sağlamıştı. Bu durum kentteki ticari yaşamı

hareketlendirmişti. Böylece kent doğudaki istasyondan batıya doğru gelişti.

Kitaptaki kurgu ve gezi rotası da, buna paralel biçimde, kentin gelişim hattı boyunca

doğudan batıya doğru devam etti. Bu dönemde Millet Bahçesi'nden sonra kentin

gelişen konut alanı olarak Kışla Caddesi ve çevresi, rotanın bir başka durağı olarak

belirdi. Kışla ve deniz feneri ise kentin son noktasını belirledi.

Prologue

xv

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Towards a “City Excursion Route”

“city excursion route” is established in this inhabited area, although had gone Athrough various changes, where one can trace the city's past at historical and

commercial center of the city. A route is tried to be established in the book to help

those who have witnessed the young hundred fifty to two hundred years old history

through the things heard from elderly people or through their own personal

experiences or for those who do not know anything about the city but want to learn

about it.

ow one should have told about this route parallel to the seashore? Two Hbuildings had a big influence in determining, one in the west and the other in

the east. Looking into the past, commercial and the colorful city life was actually

ongoing in this area with its commercial buildings, warehouses, shops, hotels,

mosques, churches. The railway station setting the entrance to the city, the historical

lighthouse at the point where Müftü Creek meets the sea set the end of the city.

he set up of the book is based on the city's growth line. The parts of the city Tbetween these two points different than others set the stopping points of the

route. The tour started from the entrance point of the city, the railway station on the

east. Continued along the main axis, through Uray Street, the main pier, Custom Pier

and Custom Square is reached. The next stop is Yoghurt Bazaar, which is another

significant place within the commercial life. The excursion, planned to end at the

lighthouse is continued towards Akkahve (currently Building of Municipality of

Greater Mersin) which has become the focal point of social, cultural and

entertaining activities and later on towards Atatürk House. People's House being

one of the symbol buildings of Mersin is another stop existing to the west of Atatürk

House. People's House, built following the establishment of the Republic to function

as a cultural center to help setting up of base for cultural activities which still exists

and functions similarly, and People's Garden just by the seashore on the south of

People's House were the meeting points of citizens since old times.

fter the railroad became operational, the city was connected to her Ahinterland, fertile Çukurova rapidly in an economic way. This connection had

set up the link to get the cotton and grains grown in the area to the seaport for

exports and to get the imported goods to Çukurova and even into other parts of

Anatolia. This improved the commercial activities in the city. City started to grow

from the railway station in the east to west. The book is planned to follow the growth

line of the city. During this period, following People's Garden, Kışla Street and its

environs as the newly developing residential area is another stop of the route. The

military barracks and the lighthouse were the final stop of the excursion route.

Prologue

xvii

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

herefore, it was possible to set an excursion route for Mersin in the early years of Tthe twentieth century without any major sidewise deviations from the main route

due to Mersin being a linearly organized city with mosques, churches, government

building, commercial buildings, banks, multi-purpose buildings with floor level shops

or warehouses and upper floors being used as residences in contrary to traditional

Ottoman cities organized organically with separately located buildings according

to their functions.

any difficulties were encountered while dividing the city into parts in order to Mkeep the set up as an excursion route and trying to make it more

comprehensible for the reader. First of all, in some parts, there was not enough

number of and good quality postcards to sustain the integrity of the structure of the

book. This was not due to the number of postcards the collector had, but due to

limited number of different available Mersin postcards.

nother difficulty encountered was the current changed names of the buildings Aor places on the postcards. For example, when the name “Yoghurt Bazaar” is

used there is no problem at least for the ones who already know about Mersin, while

the terms like “Lovers Park”, “People's Garden”, “Merchants Club”, “Kışla Street” or

“Custom Square” were not understandable for most of the new generation Mersin

residents. Due to this reason, mentioned buildings' or place's current names, current

uses or an important current feature is tried to be specified to enable correct

understanding. For example, with the expectation that there may be people who

may not know the old name “Kışla Street” used at the time, i.e. within the set time

frame and periodical boundaries up to the mid of the twentieth century, the

currently used name “Çamlıbel” is preferred although not used in the past.

How to read the book?

xplanatory passages about the documented buildings or places on the Epostcards are included in all sections of the book. In addition to this, the locations

within the city of the buildings and the places shown in the postcards are stated

diagrammatically on the corners of the pages. Another one of the difficulties was

the fact that all of the buildings and places shown in postcards on the left pages

were not able to make it to the current times and some were either totally

disappeared or changed. This was an important problem, because it was planned

to include the current views on the right pages of those places and buildings shown

on the postcards on the left pages. Doing this, it would be possible even for the

people who did not know about Mersin to see the places and buildings as they

existed in the nineteenth century and perceive where they were located and also to

see the current views if they still existed. This was not possible for most of the places

Sunuş

xvi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

olayısıyla, geleneksel Osmanlı kentinin organik ve birbirinden ayrılan işlevleri ile Dşekillenen fiziksel dokusunun aksine, camisi, kilisesi, hükümet konağı, hanları,

bankaları ve alt katı dükkan ya da depo, üst katı konut olarak kullanılan karışık işlevli,

doğrusal gelişim gösteren yapısı ile yirminci yüzyıl başındaki Mersin için dağılmadan,

sağa sola sapmadan ilerleyen bir gezi güzergahı belirlemek olanaklı oldu.

e var ki, bu kurguyu bir gezi rotası içinde ve daha anlaşılabilir kılabilmek Namacıyla kenti bölümlere ayırarak sürdürürken pek çok zorlukla karşılaştığımızı

söylemeliyiz. Bunların başında, kimi bölümlerde, tüm bu kurgusal bütünlüğü

sürdürebilmemize olanak verecek sayıda ve nitelikte kartpostalın bulunmaması

geldi. Bu durum koleksiyonerin sahip olduğu kartpostalların sayısından çok kente

ilişkin gün yüzüne çıkmış Mersin kartpostallarının sınırlılığından kaynaklanıyordu.

arşılaşılan zorluklardan bir diğeri ise görüntüdeki yapıların, mekanların isimlerinin Kdeğişmiş olmasıydı. Örneğin “Yoğurt Pazarı” adını kullandığımızda, en azından

Mersin'i bilenler için bir sorun yokken, “Aşıklar Parkı”, “Millet Bahçesi”, “Tüccar

Kulübü”, “Kışla Caddesi” ya da “Gümrük Meydanı” ifadesinin pek çok yeni kuşak

Mersinli için bir anlam taşımaması söz konusuydu. Bunun için çoğunlukla, sözü edilen

yerlerin günümüzdeki isimleri, bugünkü kullanımları ya da söz konusu yapı veya

mekanın çağrışım yapılmasını sağlayacak bir özelliği verilmeye çalışıldı. Örneğin Kışla

Caddesi'ni bilmeyenler olabileceği düşüncesi ile bu cadde ve çevresi için,

anlattığımız dönemde kullanılmamasına rağmen bugünkü adı olan “Çamlıbel” ismi

kullanıldı.

Kitap Nasıl Okunmalı?

itabın tüm bölümlerinde ilgili kartpostalın belgelediği görüntüde yer alan yapı ya Kda mekanlara ilişkin açıklayıcı yazılara yer verildi. Ayrıca kartpostalda görülen

yapı ya da mekanların kent içinde bulundukları noktalar, sayfanın köşesindeki

şemalar ile gösterilmeye çalışıldı. Ne var ki, karşılaşılan güçlüklerden biri de, kitabın sol

sayfalarında yer verilen kartpostallarda görülen yapı ya da mekanların bir kısmının

günümüze ulaşamamış ya da tamamen değişmiş olmasıydı. Bu önemli bir sorundu,

çünkü kitabın sağ sayfalarında kartpostaldaki görüntüyle eş olacak güncel

fotoğraflara yer verilmesi hedeflenmişti. Böylelikle Mersin'i hiç bilmeyen birisi için bile

kentin on dokuzuncu yüzyıldaki yapı ve mekanlarını görmek, kentte nerede

bulunduklarını algılamak ve eğer hala ayaktaysalar günümüzdeki durumlarını

görmek olanaklı olabilecekti. Oysa, pek çok kartpostal için bu ne yazık ki olanaklı

olamadı. Ancak yine de olabildiğince eş fotoğraflarla, kartpostaldaki görüntülerin

güncel durumu belgelenmeye çalışıldı.

u durumun kentin algılanmasında ve kitabın sürekliliğinde kopukluklara neden Bolmasını önleyebilmek amacıyla başka bir çözüm daha üretilmeye çalışıldı.

Sunuş

xviii

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Bunun için kartpostallarda gördüğümüz ancak günümüze ulaşamayan, kartpostalın

yer aldığı bölümü en iyi simgeleyeceği düşünülen yapıların üç boyutlu modellemeleri

hazırlandı. Söz konusu yapıların üç boyutlu modellemelerine, güncel fotoğrafların

bulunduğu sağ sayfanın köşesinde yer verildi. Böylece, günümüze ulaşamamış

Mersin'in simge yapılarının en azından üç boyutlu canlandırmaları ile kent

belleğinden tamamen silinip gitmemeleri için çaba gösterildi.

yrıca kitabın içinde, anlatım kurgusunu ve gezi rotasını şematik olarak gösteren Abir postere yer verildi. Bu posterde kitabın bölümleri ve bu bölümler içinde yer

alan önemli yapı ve mekanlar işaretlendi. Böylelikle anlatımın ve kartpostallardaki

görüntülerin kentsel mekan ile ilişkilendirilebilmesine çalışıldı. Öte yandan, her

bölümün başlangıcında, kentin o parçasını bir bütün olarak algılamayı

kolaylaştırabilmek için bir giriş yazısı hazırlandı. Böylece okuyucunun ilgili bölüme

ilişkin genel bir fikir edinmesi ve bölüme hazırlanmasına yardımcı olmak amaçlandı.

onuçta, Mersin'in kuruluşundan 1940'lı yıllara kadar geçirdiği kentsel gelişim Sserüvenini görsel malzemesi zengin, okunması kolay bir kitap olarak hazırlamaya

gayret ettik. Bir kartpostal albümü olmanın ötesinde, kartpostallardan yola çıkan bir

kent tarihi çalışması ve aynı zamanda kapsamlı bir gezi rehberi olarak da kentin ortak

belleğine ve kent kimliğinin gelişimine küçük de olsa bir katkı yapmaya çalıştık.

Yukarıda sözünü ettiğimiz zorluklara, kitabın hazırlık aşamasındaki tüm ayrıntıların

sadece iki kişi tarafından üstlenilmiş olmasını da eklemekte yarar var diye

düşünüyoruz. Öncelikle, çalışmaya ilişkin tüm eksiklik ve yanlışlıklardan bu iki kişinin

sorumlu olduğunu ifade etmek isteriz. Bu yoğun emek gerektiren sürecin çeşitli

aşamalarında, bize bu yolu açan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, çalışmalarının

izinden gittiğimiz değerli yerel tarih araştırmacıları, Mersin'e ilişkin çalışma yapmış tüm

araştırmacılar, görüş ve önerileri ile hocalarımız, arkadaşlarımız ve aylarca

görüşemememizi anlayışla karşılayan ailemiz yanımızda olmasaydı, bu çalışma da

ortaya çıkmayacaktı.

unun için başta, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin BAşut'a kent belleğine yaptığı bu katkıdan ötürü teşekkür ederiz. Ayrıca bugün

aramızda olmayan, ancak bu çalışmanın başlangıcında en az bizim kadar

heyecanlandığını bildiğimiz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu eski

Başkanı Kadri Şaman'ı saygıyla anıyoruz.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu'nun diğer değerli üyelerinin yanı Msıra çalışmamız boyunca hep yardım ve desteğini hissettiğimiz, çalışmanın

sorunsuz bir şekilde ilerlemesinde büyük katkısı olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

Genel Sekreteri Kadir Dölek'e gönülden teşekkür etmek isteriz.

Prologue

xix

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

and buildings shown on the postcards. However, current views are tried to be

included as much as possible to be able to give a better understanding of the

current situations to the reader.

nother solution is tried to be used to allow complete understanding and Aperception of the city as well as avoiding any possible discontinuities that may

be induced to the book due to such interruptions explained above. Three

dimensional models of the buildings, appearing on the postcards, which are

thought to represent the place on the postcard the best and which did not make it

to today, are made. These models are shown on the bottom-right corner of the right

pages of the book, where current views are placed. Doing this it was possible to

some extent to stop the loss of the buildings and places symbolizing Mersin to be

erased from city's collective memory.

esides, a poster exists in the book, on pages 50 and 51, that shows the excursion Broute diagrammatically. Important places and buildings are all marked on the

poster. This made it possible for the reader to relate the buildings and places on the

postcards to the city and be able to locate them within the city in their minds.

Moreover, a brief introduction is prepared for each section of the book to enable

better perception of the part of the city covered in that section. It is thought that this

may help the reader to have a general idea about that section and be prepared for

what to come.

n conclusion, growth of the city from the first establishment time of Mersin to 1940's is Icovered in this easy to read book with lots of visual material. Beyond being a

postcard album, the book is intended to contribute to the collective memory of the

city and city identity, an urban history study having the starting point as postcards

and a guide book. Another difficulty to be added to the ones above was the fact

that there were only two persons present during all preparation phases of the book.

We would like to say that only these two persons are responsible for all the mistakes or

missing things in the book. However, this book would not materialize without the

supports of Mersin Chamber of Commerce and Industry opening this path to us,

valuable local researchers' works which we used for guidance, our teachers with

their opinions and suggestions about our work, all previous researchers about Mersin

whose works are used in preparation of the book, our friends and our families who

were very thoughtful to us despite not seeing them for months.

irstly we would like to thank to Mr. Şerafettin Aşut, the head of board of directors of FMersin Chamber of Commerce and Industry for his contribution to the city

collective memory. We would like to commemorate Mr. Kadri Şaman, the previous

head of board of directors of Mersin Chamber of Commerce and Industry who is not

with us now and whose great excitement we had witnessed during the starting

phase of this study.

Sunuş

xx

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

u çalışmada bizimle birlikte olan çok sayıda isim var. Bu çalışmanın mutluluğunu Bonlarla paylaşmaktan büyük sevinç duyduğumuzu belirtmeliyiz. Bu isimlerin

başında, yıllardır büyük bir emek ve özveri ile biriktirdiği zengin kartpostal

koleksiyonunu, daha önce yaptığımız pek çok çalışmada da cömertçe bizimle

paylaşan değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci geliyor. Sayın Merzeci'ye, kentin

yakın geçmişine ilişkin yapılan çalışmalarda, birincil kaynak olarak büyük değer

taşıyan böylesi bir koleksiyonu Mersinliler ile paylaştığı, çalışmamıza ve bizlere

duyduğu güveni için çok teşekkür ederiz.

artpostallarda görülen karelerin güncel görüntülerini yakalayabilmek, ayrı bir Kuzmanlık ve beceri gerektiriyordu. Bu konuda en büyük destekçimiz Mersin

Fotoğraf Derneği'nin değerli başkanı Mustafa Eser oldu. Yorulmadan, yılmadan,

kartpostallardaki görüntülerin güncellerini fotoğraflayabilmek için, yoğun iş

temposunda, adeta zaman yaratarak yaptığı gönülden çalışmayı teşekkürle

ödememiz zordur.

itabın hem yurtiçi hem de yurtdışında ilgilenenlere ulaşması, Mersin'in Doğu KAkdeniz'de önemli bir ticaret ve liman kenti olarak var olduğunun Türkiye ve

dünyada çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara duyurulabilmesi amacıyla Türkçe-İngilizce

olarak yayınlanabilmesi de yine büyük bir çaba ve özveriyle gerçekleşti. Bu çaba ve

özverinin sahibi, yine iş hayatının içinde vakit ayırarak, büyük bir heyecan ve sevgiyle,

kitap metinlerinin İngilizce'ye çevrilmesini sağlayan Güzin Selvi'dir. Bu yoğun ve

özverili çalışması için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.

artpostallardan gördüklerimizin yanı sıra üzerindeki bir tarih, yazı, düşülmüş bir Knotu anlamak da büyük önem taşıyordu. Osmanlıca yazılar, kimi zaman

kartpostalın dönemine ya da o dönemin olaylarına ilişkin önemli ipuçları

barındırıyordu. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden

Okutman Mehtap Ergenoğlu, söz konusu Osmanlıca yazı, not ya da tarihleri anlaşılır

kıldı. Yoğun çalışma temposuna rağmen vakit ayırarak kartpostalların dilini

anlamamızı sağlayan Mehtap Ergenoğlu'na gönülden teşekkür ederiz.

alışmanın giriş bölümünde, Mersin tarihine kısa bir yolculuk yapmanın yararlı Çolabileceğinden yola çıkarak, çok değerli araştırmacı ve yazarlardan birer yazı

istedik. Bunun için, bizleri kırmayarak, çalışmanın içeriğine büyük katkı sağlayan,

değerli hocamız Prof. Dr. Tamer Gök, Şinasi Develi, Gündüz Artan, Ali Murat Merzeci

ve Semihi Vural'a en içten teşekkürlerimizi sunmak isteriz.

lbette kolektif bir çalışma olarak, desteğini hissettiğimiz, görüş ve önerilerini Ebizimle paylaşan çok sayıda isim daha var. Mimarlık Bölümü öğrencilerimizden

Emrullah Erol, bir yandan eğitimini sürdürüp diğer yandan çalışırken, bir yandan da

Prologue

xxi

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

e would also like to thank all the other members of the board of Mersin WChamber of Commerce and Industry and to Secretary General Mr. Kadir

Dölek who made the smooth progress of the study possible.

here were many others contributed to the efforts during the study. We share the Thappiness of these efforts with them. Mr. Ali Murat Merzeci is the major contributor

with his postcard and photocard collection which was put together with years' long

efforts and making it generously available for our research works in many studies. We

would like to thank Mr. Merzeci for making his valuable collection available for our

studies as a primary resource for the recent past of the city, sharing it with Mersin

citizens and also for his confidence in us.

special expertise was necessary to be able to produce the current views of the Aplaces and buildings on the postcards. The major supporter of ours in this field

was Mr. Mustafa Eser, the president of Mersin Photograph Club. It is very hard to pay

for by just thanking to him who tirelessly, among his busy schedule, by creating time

to take and produce these photographs.

ublishing the book in both Turkish and in English to reach the interested parties Pand entities in Turkey and abroad to express Mersin's presence as an important

commercial city and a seaport in Eastern Mediterranean region was a result of a

great effort and sacrifice. Güzin Selvi made the book's English translations possible

with her great excitement and love for this study and creating time among her busy

work schedule. We would like to thank her for the good work.

t was important to understand the written notes and writings and dates on the Ipostcards. These notes or writings in Ottoman contained lots of important clues for

that period or related events. Instructor Ms. Mehtap Ergenoğlu from Mersin University,

Faculty of Science and Literature, History Department, made all these

understandable. We would also like to thank her for her contribution to the

preparation of the book.

hinking that it might be worthwhile for the reader, we asked for articles to be Tincluded in the introduction part of the book regarding the history of Mersin from

valuable researchers and writers. We would like to extend our thanks to Prof. Dr.

Tamer Gök, Mr. Şinasi Develi, Mr. Gündüz Artan, Mr. Ali Murat Merzeci and to Mr.

Semihi Vural for their contribution to the book's preparation in this regard.

f course, there are many people who have supported and shared their Oopinions and suggestions with us. Our student Emrullah Erol, besides following

his classes and studies, built three dimensional models for the buildings symbolizing

Sunuş

xxii

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin için simge yapıların üç boyutlu modellemelerini hazırladı. Hem gurur hem de

büyük mutluluk duyduğumuz bu emek yoğun çalışması için kendisine gönülden

teşekkür ediyoruz.

unun yanında Türkçe metinlerin düzeltisini büyük bir sabırla ve hızla yapan Aydın BArıcıoğlu'na büyük teşekkür borçluyuz.

alışma boyunca araştırmalarımızın çeşitli aşamalarında bizden yardımlarını Çesirgemeyen Mersin Ticaret Sanayi Odası çalışanlarından Erdal

Karakaşoğlu'na, Akdeniz Belediyesi'nden Eşe Şamiloğlu'na, Süleyman Gül'e ve

çalışmanın her aşamasında desteğini hissettiğimiz Mersin Ticaret Sanayi Odası hukuk

müşaviri Dilek Kurtuluş'a ayrı ayrı teşekkür ederiz.

yrıca kitabın tamamını okuyarak görüş ve önerilerini bizimle paylaşan Tuba AÇiçek Bilgin'e, Şinasi Develi'ye, Gündüz Artan'a ve Semihi Vural'a; İngilizce

çevirilerin bir bölümü için verdiği destekten dolayı Sinan Burat'a ve Cengiz

Özçelebi'ye; İngilizce düzeltilere katkıları için Julie Özçelebi'ye teşekkürlerimizi

sunarız.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın, daima önderlik ettiği, kentin ortak belleğine Mkatkı sağlamaya yönelik bu çabasının yeni yayınlar ile uzun yıllar sürmesi dileği

ile…

Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü

Ekim 2008, Mersin

Prologue

xxiii

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin. We want to thank him for his hard work in producing these models which

made us both proud and happy.

ur thanks are also due to Mr. Aydın Arıcıoğlu for corrections of the Turkish texts Owith his great patience.

e would also like to thank to Mr. Erdal Karakaşoğlu, an employee from Mersin WChamber of Commerce and Industry, to Ms. Eşe Şamiloğlu and Mr. Süleyman

Gül from Akdeniz Municipality for their support and contribution at different stages of

preparation of the book and to Ms. Dilek Kurtuluş, legal consultant for Mersin

Chamber of Commerce and Industry for her support and contribution all along the

preparation of the book.

esides, we would like to thank to Mrs. Tuba Çiçek Bilgin, Mr. Şinasi Develi, Mr. BGündüz Artan, and Mr. Semihi Vural for sharing their comments and suggestions

after reading the whole book, to Mr. Sinan Burat and Mr. Cengiz Özçelebi for their

support by undertaking the translation of a part of the book.

t is hoped that this effort led by Mersin Chamber of Commerce and Industry Icontributing to city's collective memory will continue with new publications for the

coming years…

Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü

October 2008, Mersin

Mersin’eDair...

AboutMersin...

Mersin’eDair...

2

Ali Murat Merzeci

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Efemera ve Mersin Kartpostalları

elime anlamı olarak kısa süreli, günlük, geçici anlamlarına gelen efemera K(ephemera), gündelik yaşamda kullandığımız özellikle kağıt türünde

malzemelerin biriktirilmesi şeklinde ortaya konan bir koleksiyon türü. Bu malzemeler

faturadan bilete, etiketten mektuba, kartpostaldan kartvizite, sinema afişinden

sinema biletine; yani akla gelebilecek her cins kağıda kadar uzanıyor. Bu kağıtları

biriktirenlere de “efemerist” deniyor. Bu zengin koleksiyon malzemesi içerisinde

kartpostalın seçkin ve anlamlı bir yeri var.

n dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa ve Amerika'da kullanılmaya Obaşlanan ilk kartvizitler kartpostalın atası sayılıyor. Boyutları 1860'lardan itibaren

büyüyen ve ardından çizi-resimle zenginleştirilen kartvizit zamanla yılbaşları,

bayramlar ve özel kutlamaların vazgeçilmezi kartpostala dönüşüyor. Osmanlı

Devleti'nin de katıldığı 1893 Chicago Dünya Sergisi kartpostalın ilk ve büyük atılım yılı

olarak kabul ediliyor. Bu tarihten sonra kartpostal yalnızca bir iletişim aracı olmakla

kalmıyor, yerine göre propaganda aracı olarak kullanılıyor, verilmek istenen mesajın

geniş kitlelere ulaşılmasını olanaklı hale getiriyor.

ncak bir süre sonra konu açısından zenginlik sınır tanımaz hale geliyor, gündelik Ayaşam, giyim-kuşam, insan portreleri, binalar, sosyal yaşam, siyasi olaylar,

savaşlar, hatta afetler bile kartpostallarda yer almaya başlıyor. Bu açıdan

kartpostallar, o fotoğrafın çekildiği dönemin anlayışını betimleyerek sosyal tarih

bakımından zengin örnekler sunuyor.

smanlı coğrafyasında ilk kartpostal İstanbul'a yerleşmiş Max Fruchterman Otarafından 1895 yılında Breslau basımı olarak karşımıza çıkar. İzleyen yıllarda

birçok kuruluş, bu zengin ve mistik doğu ülkesini fotoğraflama ve bu görsel

malzemeyi ticarileştirip kartpostal haline getirerek ülkeyi ziyaret eden yabancıların

beğenisine sunma yarışına çıkar. Bu coğrafya içerisinde fotoğrafçılık mesleğinden

gelen yüzlerce kişi yaşadıkları kentlerde çektikleri fotoğrafların genelde Avrupa'da

kartona basımını sağlayarak satışa sunarlar. Özellikle Anadolu'nun son yüzyılının en

büyük görsel mirası bu kartpostallardır. Taşra kartları olarak adlandırılan

kartpostallara ek olarak, bu kişiler kendi imkanları ile fotoğraf kağıdına bastıkları

fotoğrafları “fotokart” olarak adlandırarak küçük yerleşimlerin bile zamana imza

atmalarını sağlamışlardır.

üyük dedem Kadı Hasan Tahsin Merzeci, 1915 yılında Mersin'e yerleşir. Bu tarihte Bbaşlayan Mersinliliğimiz kesintisiz sürer. Aile evrakı arasında yer alan ve gün

geçtikçe zenginleşen eski Mersin fotoğrafları ve kartpostallarına ilgim, ilkokul

yıllarında başladı ve artarak devam etti. Dedemin biriktirdiği kartpostal ve

About Mersin...

3

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Ephemera and Mersin Postcards

phemera, meaning fleeting, daily, temporary, is a sort of collection performed Eby collecting the paper materials used in daily life. These materials extends from

bills to tickets, labels to letters, postcards to business cards, movie posters and tickets;

that's to say all kinds of paper that can be imagined. The collectors of these papers

are called “ephemerist”. Among this rich collection material, postcards have an

elite and significant place.

he first business cards, began to be used in Europe and America by the first Tquarter of the nineteenth century, are considered as the predecessors of

postcards. The business card, getting bigger in dimensions since 1860's and then

enriched with drawings and pictures by the time, transforms into the postcards, the

indispensable of the Christmas, religious festivals and special occasions. The 1893

Chicago World Exhibition, to which Ottoman State also participated, is accepted as

the first and quantum leap year of the postcard. From this date on, postcard would

not only be a communication mean but also be used as propaganda mean in order

to create an agenda and enable the transference of the message to wide mass.

n the beginning, the subject is mostly general scene. However, in a while, the Irichness of subject will become illimitable, daily life, apparel, human portraits,

buildings, social life, political events, wars, and even disasters will take place on the

postcards. In this respect, postcards portray the comprehension of the period the

photograph has been taken and reveal rich instances in means of social history.

he first postcard in Ottoman geography comes out as Breslau print in 1895 by Max TFruchterman settled in Istanbul. In the following years, many foundations, race up

to present these postcards to the strangers' taste, visiting the country, by

photographing this rich and mystical oriental country and commercializing this

visual material converting them into postcards. In this geography, hundreds of

people coming from photography profession put up their photographs they took in

the cities they live for sale, after getting them printed to cardboard in Europe. These

postcards are the most significant visual heritage of especially the last century of

Anatolia. Besides these postcards, called back country cards, with the photographs

these people printed to photo papers within their own possibilities and give the

name “photocard”, they provided even the smallest settlements to leave a mark in

the history.

y great-grandfather (father of my grandfather), Cadi Hasan Tahsin Merzeci Msettled Mersin in 1915. Our Mersin citizenship beginning from this date goes on

uninterruptedly. My interest in old photographs and postcards of Mersin which were

Mersin’eDair...

4

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

fotokartların neresi olduğunu merak ederek büyüklerime sormam, aldığım cevaplar

beni eski Mersin'e ait ne varsa toplamaya yöneltti. Bu merak ve toplama zamanla en

büyük uğraşım haline geldi.

ugün artık hayal bile edilemeyen eski Mersin'in gündelik yaşamı, sokakları, Bbinaları ve insanları hakkında en güvenilir ve birinci elden kaynak olan bu görsel

malzeme, çoğunlukla yabancıların itibar ettikleri bir yazışma malzemesi idi.

Günümüzde kartpostallar elden toplanabileceği gibi, mağazalardan ya da

müzayedelerden de satın alınabilmektedir.

lkemizde son on yılın gözde koleksiyon türü olarak karşımıza çıkan efemeranın

Üalanına giren kartpostal, onu biriktirenleri bir süre sonra kartpostalları destekleyen

başka kağıt ürünleri biriktirmeye götürür. Örneğin işgal yıllarına ait bir kartpostalda

gördüğümüz Fransız General Dufieaux'nün bir mektubu ya da kartviziti koleksiyon için

yeni bir açılım ve renk getirir.

umhuriyet öncesi dönemde hemen hemen tamamı Fransa'da basılmış olan Ckartpostallarda görebildiğimiz başlıca üretici imzaları La Pense, Messageries

Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th

Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian,

Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C.

Dubat, Dimitri Tarazi & Fils'dir. Cumhuriyet sonrası dönem kartpostallarında ise Sami

Zade İzzet, Foto Remzi, Foto Gün, Muzaffer, Foto Aziz imzaları görülür. Sami Zade İzzet

dışında tüm imzalar fotokart üretimi şeklindedir. Yani fotoğraf kağıdına çokça

basılarak, konusu el yazısı ya da daktilo ile resim üzerinde belirtilen kartlar.

enelde dönemlerinin teknik olanaklarına bağlı olarak siyah beyaz basılmış Gkartların elle renklendirilmiş olanları da mevcuttur. Bir devrin kısa tarihi için

başvurulacak kaynakların arasında kartpostalların olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Mersin'in geçmişi hakkında ileride yapılacak araştırma ve çalışmalara kaynak

olacağını umduğum bu yayını gerçekleştiren Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü'ye

teşekkür ederim.

Ali Murat Merzeci

Eylül 2008, Mersin

About Mersin...

5

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

among family documents and enriching every other day began at my elementary

school years and continued increasingly. The respond I gather as I ask my elders

wondering where the places on these postcards and photocards were, prompted

me to collect every single thing about Mersin. This curiosity and collecting became

my major occupation by the time.

his most reliable and first hand visual material source about the daily life of Mersin, Twhich cannot even be imagined today, streets, buildings and people of Mersin

was a correspondence mean accredited by mostly strangers. Today, postcards can

be bought from stores or auction as well as they can be collected by hand.

ostcards, one element in the field of interest of ephemera, the most popular kind Pof collection of the last decade in our country, after a while, drives its collectors

to collect other paper materials supporting the postcards. For instance, one letter or

business card of French General Dufieaux seen on a postcard that belongs to

occupation years brings a further expansion and color to the collection.

he major manufacturer signatures we can see on the postcards, almost all Tprinted in French at the pre-republican period are La Pense, Messageries

Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th

Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian,

Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C.

Dubat, Dimitri Tarazi & Fils. Sami Zade İzzet, Photo Remzi, Photo Gün, Muzaffer, Photo

Aziz signatures are seen on the post-republican period postcards. All these

signatures are photocard production except for Sami Zade İzzet. That's to say, these

are the cards printed many on photo papers and the subjects are written by

handwriting or typewriter on the pictures.

enerally, there exist manually colored postcards, printed in black and white, Gwithin the bounds of the period's technical possibilities. It would be no wrong to

claim that postcards are one of the sources to be referred for a short history of a

period. I would like to thank to Assist. Prof. Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü who prepare

this publishing, that I hope will be used as a reference source by the forthcoming

researches and studies about the past of our city, Mersin.

Ali Murat Merzeci

September 2008, Mersin

Mersin’eDair...

6

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Semihi Vural

About Mersin...

7

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’eDair...

8

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

buluntu ele geçmiş; harçlı duvar kalıntıları, sütunlar, sütun başlıkları, bazı plastik formlu

mermer parçalarına rastlanmıştır.

entin nekropolü ve liman yapıları Mersin Kültür Merkezi binasının bulunduğu Kalanda yayılmış olmalıdır. Geçmişin izleri olan kalıntılar ne yazık ki

korunamamıştır. Anılan kalıntılar bugün tamamen yok olmuştur. Yaklaşık dört yüz yıllık

bir yaşamın izleri ancak o döneme ait Zephyrion sikkelerinde ve müzelerdeki

eserlerde görülebilmektedir.

aklaşık 150 yılda oluşan bugünkü Mersin'in şehircilik örnekleri olan yapılar ise son Y30-40 yılda gözler önünden kayıp gitmiştir. Anadolu'nun çeşitli yörelerinden

gelen insanların değişik kültürlerini sergileyen eski Mersin yapıları ortak özellikleri

bakımından dört grupta toplanabilir. Bunlardan biri, Orta Anadolu'da yaygın

görülen, zemin katları taş, birinci katları "hımış" olan yapılardır. Geleneksel Türk Evi

karakterindeki bu evler, varlıklı Müslüman kişilerin yaptırdığı yapılardır. Mimari

karakterleri sade bu yapıların Mersin'deki örneklerinin yapı malzemesi karakterleri

nedeni ile özellikle üst katları haraptır. Bu gruptaki yapı örneklerine, ağırlıklı olarak

İstiklal ve Mücahitler Caddesi'nde ve çevre sokaklarında rastlanır.

kinci grupta yer alan yapılar, Ege çevresi

İmimarisindeki yapılara benzer ve temel olarak

“Sakız Adası Evleri” karakterindedir. Bu yapılar ise

çoğu ayakta olmasa da Frenk Mahallesi denilen

Yoğurt Pazarı ve güneyinde bulunur. İçel Sanat

Kulübü'nün onardığı Teoman Ünüsan Sergi Salonu

binası bu gruptaki yapılar için tipik örnektir. Varlıklı

ailelerin yaptırmış olduğu, mimari karakterleri olan

bu evler, iki katı da kesme taştan, özenli taş

işçiliklerinin gözlendiği yapılardır. Cephe süslemeleri

ilgi çekicidir. Anıtsal giriş kapıları, süslemeli balkonlar,

köşe sütunçeleri, pliyasterler, rozetler ve profilli

kornişlerle zenginleştirilmiştir. Küçük yapıların avlu ve

ana giriş kapılarında üçgen alınlıklar, profilli kemer

taşları kullanılmıştır. Kapı lentoları ve söveleri

geometrik ve bitkisel motifli bordürler ve rozetlerle

bezelidir. Önemli ortak bir özellik de, bu yapıların

ahşap panjurlu olmasıdır.

ir diğer grup, Doğu Akdeniz mimarlığı karakteri Bgösteren yapıları kapsar. Bu gruptaki yapıların

zemin katları taş, üst katları bağdadidir. Bu kemerli yapılarda taş ve bağdadi

About Mersin...

9

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

foundation of Government House, Girls Institute, Public's House and the surrounding

buildings, many historical findings had been obtained; and encountered plastered

wall ruins, pillars, capitals, some plastic formed marble pieces.

he necropolis and the port structures of the city should have been spread over Tthe area Mersin Culture Center stands. Unfortunately, the ruins which were the

traces of the past could not have been preserved. Today, the aforementioned ruins

are completely destroyed. We can see the traces of an approximately 400 year

existence only at the epochal Zephyrion coins and the pieces in the museums.

he architectural structures, which were the urbanism examples of Mersin, built Tapproximately in 150 years vanished in the last 30-40 years. The Old Mersin

Buildings, displays different cultures of the people coming from various districts of

Anatolia, can be summed up at four groups in terms of their common properties. The

structures that could be defined as Middle Anatolia traditional architecture are

widely seen, built of stone on the base floor and “half-timbered” on the first floor.

These houses in traditional Turkish House characteristics are the structures the

wealthy Muslims get built. Architectural characteristics are plain, and ruined on the

upper floors as a consequence of the characteristics of the construction material.

The examples could be seen at İstiklal and

Mucahitler Streets and the environs.

he second group of buildings is the structures Tsimilar to Aegean Environs Architecture are

actually in “Chios Houses” characteristics. These

buildings are at Yoghurt Bazaar and the south of it,

the area that used to be called Frank District.

Teoman Ünüsan Exhibition Hall renovated by İçel Art

Club is a typical example. These houses with

architectural character, get built by wealthy

families, are preserved well as a result of the high

construction technology. These are built of hewn

stone at both floors and an attentive stone work

can be observed. The façade ornamentation is

attention drawing. Monumental entrance doors

are enriched with ornamental balconies, corner

colonnettes, and rosettes and profiled cornices. The

pediments and profiled arch stones are used on the

yard and main entrance doors of the small

buildings. Door lintels and doorjambs are adorned

with curbs with geometric and herbal motif and

rosettes. One significant common characteristic is the shutters these timber

structures have.

Mersin’eDair...

10

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

kemerler bolca kullanılmıştır. Üst katlarda görülen sofa, yöresel karakter taşır. Taş Han

gibi taş kemer özellikli birkaç örnek hala ayaktadır.

ördüncü grup sentez mimarlık yapılarıdır. Yukarıda anılan gruplardaki Dyapılardan öğeler taşıyan, genelde ticari binalardır. Çarşı, han, işyeri, depo,

hükümet konağı gibi. Aslında ikinci gruba benzeseler de, üçüncü gruptaki kemer

özellikleri ve yapım teknikleriyle birer anıt niteliğindedirler.

ünümüzde pek çoğunu yitirdiğimiz bu yapıların izini sürüp, belge ve bilgileri Gderlemeye çalışmak, uzun soluklu yoğun bir çalışma gerektiriyor. 1988 yılında

kentine duyarlı kişilerden oluşan bir grup tarafından “Eski Mersin Yapıları Haftası”

düzenlenmişti. İçel Sanat Kulübü de bu etkinlikten doğdu. Ancak yayın yapabilmek,

kentin kültürel kimliğini saptayıp belgeleyebilmek yeni bir eylem. Bu yönde

İstanbul'da otuz yıl önce başlatılan yoğun çalışmalar, çeşitli kurumların desteği ile son

zamanlarda meyvelerini veriyor. İzmir, Antalya, Ankara da bu alanda güzel örnekler

sergilediler.

ski Mersin'i belgeleyip sevenlerine ve onu tanımak isteyenlere aktarmak onurlu bir Egirişim. Ali Murat Merzeci'nin arşivinden yola çıkılarak yapılan çalışmalar umarız

özendirici olacak ve yeni arşivlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Semihi Vural

Ağustos 2008, Mersin

About Mersin...

11

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he structures of East Mediterranean Architecture characteristic, as another Tgroup, are built of stone on the ground floor and built in baghdadi technique on

the upper floor. Arches made of stone and baghdadi technique is amply used at

these arched buildings. The hall seen on the upper storey carries traditional

characteristics. These buildings are preserved at middle level. A few arched

examples can be seen as stone arch featured Taş Han.

ynthesis Architecture Structures are mostly commercial buildings, carrying Selements of all characteristics mentioned above, like bazaar, inn, office,

warehouse, Government House. Even though they actually look like the western

examples; the second group, they are in monument characteristic in terms of the

arch features and construction techniques in the third group.

o track down them, compile information and documents requires a long-termed Tintensive study. In 1988, “Old Mersin Buildings Week” had been organized by a

group of people responsive to the city they live. İçel Art Club also arose from this

activity. However, the publishing, determining the city's cultural identity and

documentation is a new effort. In Istanbul, the intensive studies started 30 years ago

had been possible thanks to the support of various foundations. Izmir, Antalya,

Ankara also set nice examples.

t is an honorable effort to document old Mersin and convey it to the lovers and the Ipeople in will of learning about Mersin. We hope that, the studies based on Ali

Murat Merzeci archives would conduce to the new archives to come to light.

Semihi Vural

August 2008, Mersin.

Mersin’eDair...

12

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Tülin Selvi Ünlü

Gezginlerin Gözüyle Mersin

ntik dönemden bu yana gezginlerin anlattıkları, kişiyi adeta zaman tünelinde Abir gezintiye çıkarır. Seyahatnameler, geçmişten bugüne tarih, arkeoloji ve

antropoloji alanından kent araştırmaları alanına, doğa bilimlerinden sosyal bilimlere

kadar oldukça geniş bir yelpazede bilgi verir.

azıları elçilik görevlisi ya da askeri ateşe olarak resmi bir görevle, bazıları bir Bbotanikçi ya da bir coğrafyacı olarak araştırma için, bazısı özel bir şirketin

acentesi olarak ya da kimi zaman tamamen serüvenci bir ruh ile denizaşırı

coğrafyalara yapılan gezilerin ilk ağızdan notları, günümüz için oldukça heyecan

verici bilgiler içerir.

e var ki, seyahatnamelerin içerdiği bu bilgileri dikkatle değerlendirmekte yarar Nvardır. Çünkü söz konusu eserlerde, gezginin algılama becerisi, içinde

bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik ve politik yaşamı, yaptığı gezinin amacı ve

hangi kuruluş tarafından desteklendiğine bağlı olarak değişen bilgiler ve ifadeler ile

karşılaşılması olasıdır [1]. Dolayısıyla, gezginin anlattıklarını tüm bu olasılıkları göz

önünde bulundurarak ve aynı zamanda gezinin yapıldığı tarihsel dönem ve

koşullarını da dikkate alarak değerlendirmek uygun bir yaklaşım olacaktır. Öte

yandan seyahatnamelerde yer alan anlatımları, başka kaynaklar ile birlikte ele

almanın da yararlı olacağı düşünülmektedir.

urada, olabildiğince, yukarıda sözü edilen noktalar dikkate alınarak, Mersin ve Biçinde bulunduğu bölgede on dokuzuncu yüzyıldaki durum ve bu dönemde

yaşanan coğrafi, siyasi, toplumsal ve mekansal değişim ve gelişim, gezginlerin

anlatımlarıyla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bir başka deyişle, yazının konu edindiği

fiziksel sınırlar, antik dönemde Kilikya olarak adlandırılan ovanın batı kesimi iken,

dönemsel olarak on dokuzuncu yüzyıl esas alınacaktır.

u alanda bugüne kadar yapılan belki de en kapsamlı çalışma Gündüz Artan'ın, B“İçel Gezginleri” adlı kitabıdır. Söz konusu kitapta, bölgenin bilinen ilk ziyaretçisi

Atinalı tarihçi ve filozof General Ksénophon'dan başlanarak, kronolojik olarak çok

sayıda gezgin ve eserleri tanıtılmıştır [2].

eneral Ksénophon'un Helenlerin Anadolu'dan geçerek Fırat'a doğru Gilerleyişlerini anlattığı kitapta, “büyük, güzel, suyu, ağaçları ve asmaları bol olan

bir ova” olarak tarif edilen bugünkü Çukurova'nın, daha o dönemde, “susam, darı,

buğday ve arpa yetiştirilen, iki ucu denize uzanan yüksek bir dağ sırası ile her taraftan

kuşatılmış bir ova” olduğu yazmaktadır [3].

About Mersin...

13

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Tolga Ünlü

MERSİN FROM THE EYES OF THE TRAVELERS

he narratives of the travelers, since the antiquity, take one on a journey in time. TThe travel books provide information from a wide range of fields, from archeology

and anthropology, to urban studies, from natural sciences to social sciences.

he first-hand notes of travels that were made to oversea geographies with an Tofficial duty as a legation or a military attaché, or some for research as a botanist

or a geographer, or as a representative of a private firm or even some to seek

adventure, contain very exciting information for today.

owever, evaluating the contents of the travel books thoroughly is thought to be Hof useful, since it is likely that the information and the statements are affected

by the perception of the traveler, by the social, economical and political dynamics

of the society the traveler is in, by the purpose of the travel and by the sponsoring

company [1]. By the way, an approach, taking all these possibilities and the

historical period when and the circumstances under which the travel was made,

into consideration would be more relevant. On the other hand, comparing the

narratives in the travel books with other sources is considered to be beneficial.

n the following pages, the “context” of Mersin and its environs in the nineteenth Icentury and the geographical, political, social and spatial transformations and

developments will be put forth, through the narratives of the travelers, taking the

previously mentioned issues into consideration. In other words, the research area

consists of the western part of the plain called “Cilicia” in antiquity and the research

period is the nineteenth century.

robably the most extensive study in this field is Gündüz Artan's “İçel Travelers”. PArtan has introduced many travelers and their works chronologically, starting

with Athenian historian and philosopher General Ksénophon, the first known visitor of

the region [2].

eneral Ksénophon, in his book, while narrating the march of Hellens' through GAnatolia to Euphrates, made account of Çukurova as a “large, beautiful plain,

having abundance of water, trees and vine”, a plain where “sesame, maize, wheat

and barley are cultivated, surrounded by two high mountain ranges, reaching the

sea on two ends” [3].

The Emerging Pier in the Region: Mersin

t is evident from the writings of General Ksénophon and Strabon, one of the Iprominent geographers of the time, that Tarsus was the most important city in

Mersin’eDair...

14

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Bölgede Beliren Yeni İskele: Mersin

eneral Ksénophon ve dönemin önemli coğrafyacılarından Strabon'un Ganlattıklarından, antik dönemde bölgenin en önemli kentinin Tarsus olduğu

anlaşılmaktadır [4]. On dokuzuncu yüzyıla kadar, bulunduğu konum sayesinde bir

liman kenti niteliği taşıyan Tarsus, zaman içinde Kydnos Nehri'nin (Berdan Çayı)

getirdiği alüvyonların Rhegma Gölü'nü bataklığa (Aynaz Bataklığı) dönüştürmesi

sonucu bu işlevini yitirmeye başlamıştır [5]. Söz konusu limanın tamamen ne zaman

kapandığına dair kesin bilgi bulunmamasına rağmen, on dokuzuncu yüzyıl

başlarında bölgeye gelen gezginlerin anlatılarından Tarsus'un yeni limanının

Kazanlı'ya kaydığı anlaşılmaktadır.

811-1812 yıllarında kraliyet donanmasına ait, kaptanı olduğu bir gemiyle Küçük 1Asya'nın güney kıyılarını gezen İngiliz Amirali Francis Beaufort, Kazanlı'nın antik

Tarsus'un limanı olduğunu, burada tahıl yükleyen bazı küçük tekneler bulunduğunu

ifade etmiştir. Beaufort, bir zamanlar Kleopatra'nın gösterişli kadırgalarını ağırlayan

antik Kydnos Çayı'nın, en küçüğü dışında kayıklar için girilemez durumda olduğunu

ve Rhegma ya da Strabon'un “Tarsus Limanı” dediği durgun göle ait hiçbir şey

görmediklerini belirtmiştir. Kaptan Beaufort ayrıca, görebildikleri minarenin, kıyının en

yakın noktasından on iki kara mili içerde olduğunu anlatmıştır [6].

ynı şekilde, başka bir gezgin Victor Langlois de, Strabon'un Tarsus Çayı'nın ATarsus'un iskelesi olan bir göle aktığından bahsettiğini, ancak bu gölün

şimdilerde dolmuş olduğunu ve yerinde bataklıklar bulunduğunu ifade etmiştir.

Langlois ayrıca, Mersin'in doğusunda, bir saat kırk beş dakikalık mesafede, deniz

kenarında yer alan Kazanlı'dan bahsederek, buranın Mısırlılar zamanında Tarsus'un

iskelesi olduğunu anlatmıştır [7].

olayısıyla bu dönemde Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesiyle birlikte DTarsus'un liman kenti özelliğini yitirdiği ve Kazanlı'nın Tarsus'un limanı olarak işlev

görmeye başladığı anlaşılmaktadır. Ancak gerek bölgede görev yapan

konsolosların yazışmalarından [8], gerekse 1858 yılından sonra Tarsus İskelesi'ne dair

belgelere rastlanamamasından, Kazanlı İskelesi'nin de işlevini kaybettiği ve Tarsus

için yeni ve güvenilir bir liman ihtiyacının belirdiği görülmektedir [9]. Mersin İskelesi

1830'lardan sonra konsolosların sık sık bahsettiği bir uğrak yeri olmanın yanı sıra

Tarsus'un denizle bağlantısını sağlayan başlıca iskele olarak belirmiştir [10] (Şekil 1).

u değişimde Tarsus'un liman özelliğini kaybetmesi belki de ilk çıkış noktası olmuş, BMersin'in korunaklı konumu ise coğrafyada yaşanan bu değişimle beliren

gereksinimi karşılamıştır. Bölgeyi ilk kez 1838 yılında ziyaret eden gezgin William

Burckhardt Barker, pek çok kaptanın söylediğine göre Kazanlı-Mersin arasındaki

About Mersin...

15

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

antiquity in Cilicia [4]. Tarsus has functioned as a port city until the nineteenth

century, when Kydnos River filled Rhegma Lake with alluvium, turning it into a swamp

(Aynaz Swamp) [5]. Though it is not definite when the port was completely filled, it is

clear from the narratives of the travelers who have come to the region in the

beginning of the nineteenth century, that Kazanlı had become the port of Tarsus.

nglish Admiral Francis Beaufort, who was sailing the south coasts of Asia Minor Ewith his boat in 1811-1812, has noted that that Kazanlı was the port of antique

Tarsus and that there were small boats loading grain. Beaufort has also noted that,

only the smallest of boats could enter Kydnos River, which once was host to

Cleopatra's dashing galleys, and that there were no traces of the lake called

Rhegma or “Tarsus Port” as Strabon calls it. Captain Beaufort has also added that the

minaret they could see was twelve miles inland [6].

n the same way, another traveler Victor Langlois, reports that the lake to which ITarsus Creek was flowing into and which was the port of Tarsus, was filled up and

had turned into a swamp. Langlois has also “mentioned” Kazanlı, which is 45

kilometers east of Mersin at the coast, and said that this place served as the part of

Tarsus during Egyptian rule [7].

herefore, as Rhegma Lake got filled up and turned into a swamp, Tarsus lost its Tfeature as a port city and Kazanlı, started to function as the port of Tarsus.

However, it is understood from the writings of the consuls at the region [8] and from

the lack of documents related with Tarsus Port, that Kazanlı Pier has also lost its

function and a new safe port was needed for Tarsus [9]. After 1830's, Mersin Pier

appear as a frequented place mentioned by the consuls and other than that, has

become the main pier establishing the connection of Tarsus with sea [10] (Figure 1).

fter Tarsus had lost its significance as a port town in the region, Mersin's rather Asafe position has met the need for a port arising from this change in geography.

Traveler William Bruckhardt Barker, whose first visit to the region was in 1838, wrote,

extracting from many captains' words, that the shoreline between Kazanlı and

Mersin was more convenient to anchor than İskenderun and Syria, and that once

the weather is warmer, the inhabitants of Kazanlı had to go to Mersin, which is 8 miles

away (approximately 15 kilometers) and where the weather is milder [11]. This is

evidence that Mersin is relatively more advantageous from the points of climate and

shipping opportunities.

Developing Agricultural Production and Mersin Pier

ersin's new function as a port was accompanied by increased cotton Mproduction and this resulted with drying up of the swamps in the area to gain

Mersin’eDair...

16

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Şekil 1: Zaman içerisinde limanın Tarsus'tan (Rhegma Gölü'nden)Mersin'e kayması. (Kaynak: Rother, 1971, 67)

About Mersin...

17

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Figure 1: Displacement of the port form Tarsus to Mersin

(Rhegma Lake) (Source: Rother, 1971, 67)

Mersin’eDair...

18

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

dördünde pamuk yetiştirilmektedir [17]. William Burckhardt Barker, bölgede temel

ürünün pamuk olduğunu ve ürünün yurtdışına gönderildiği gibi kervanlarla Erzurum

ve Trabzon'a da nakledildiğini belirtmiştir [18].

1 Nisan 1875'te bir Rus buharlı gemisiyle İskenderiye'den Mersin'e doğru yola 1çıkan ve 17 Nisan'da Mersin'e ulaşan Edwin John Davis, “Life in Asiatic Turkey: A

Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia” adlı

kitabında, bölgede tarımın gelişmesi için yapılan yatırımlardan açıkça söz etmiştir.

Davis, gezi izlenimlerini detaylı olarak anlattığı söz konusu kitabında, Mersin-Tarsus

arasında kalan alanda, dağlardan gelen suların yolun altına döşenen kanallarla

tarım toprağına doğru yönlendirildiğini anlatmıştır [19]. Davis, Charles W. Wilson'un

aksine, ovanın doğu tarafının batıya göre daha iyi sulanıp işlendiğini belirtmiştir.

harles Wilson ile aynı görüşte olmayan bir başka gezgin de Barker'dır. Bölgedeki Ctemel ürünün pamuk olduğunu ifade eden Barker, Wilson'un aksine, üretilen

pamuğun Mısır pamuğu kadar kaliteli olmadığını söylemiştir [20]. 1845 yılında

yaşanan susuzluk nedeniyle tüm ürünün öldüğünü yazan gezgine göre, bölgede

üretilen pamuk çok temiz de değildir [21]. Pamuğun temizlenmesi ve balyalanması

için çırçır fabrikalarının kurulması, bölgede tarımın ticarileşmesinin ve küçük ölçekli de

olsa çeşitli sanayi yatırımlarının gerçekleşmesinin koşullarını oluşturmuştur [22].

u süreç, 1830'lu yıllardan itibaren Mersin'in bölgenin bir limanı olarak Bgelişmesinde etkili olmuştur. Yaşanan bu değişim, merkezi hükümet ile yapılan

yazışmalardan da izlenebilmektedir. 1850'li yıllara gelindiğinde artık Mersin iskelesinin

yetersiz kalmaya başladığı ve yeni iskelelerin yapımının talep edildiği görülmektedir

[23]. Söz konusu talepler doğrultusunda artan iskele sayısı ile Mersin'in liman

olanağına zaman içerisinde karayolu ve demiryolu ulaşım bağlantılarının da

eklenmesi, bölgenin tarımsal üretiminin ihracatını olduğu kadar iç bölgelerin

taleplerine yönelik ürünlerin ithalatını da olanaklı kılmıştır [24].

870'li yıllarda bölgeye yaptığı gezi sonrasında gözlemlerini yazan Grattan 1Geary'e göre, bölgede üretilen pamuk Mersin Limanı'ndan İzmir dışında

Liverpool'a gönderilmekte, bunun yanında yün ve susam da ihraç edilmektedir.

Geary ayrıca, oldukça iyi durumda olan Adana-Mersin arasındaki yol sayesinde

ürünlerin kolayca limana ulaştırıldığını söylemektedir [25].

896 yılından 1903'e dek Anadolu'yu gezen bir başka gezgin, Massy'nin de benzer 1izlenimler aktardığı görülmektedir. Massy, bu dönemde ticaretin göçerler

tarafından yapılmakta olduğunu, ancak zaman içinde durumun değişeceğini,

pamuk ve diğer tarımsal ürünlerin bölgenin ticari olarak gelişmesinin lokomotifi

olacağını ifade etmektedir [26].

About Mersin...

19

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

arker, another traveler who disagrees with Charles Wilson, writes that the main Bproduct in the region is cotton and, contrary to Wilson, adds that the cotton

produced is not of good quality as Egyptian cotton [20]. According to Barker, due to

the drought in 1845, the whole cotton produce dried and generally, the cotton was

not too clean [21]. Establishing of cotton gins to clean and to bale the cotton has

initiated commercialization of agriculture and, investments on small scale

industrialization [22].

his process has been effective in Mersin's development as the port of the region Tfrom 1830's. This transformation can be traced from the correspondence with the

central government. By 1850's, the pier of Mersin was becoming insufficient and

building of a new pier was asked for [23]. In accordance with the mentioned

demands, new piers have been built and in time, highway and railroad connections

with the harbor were established, enabling importing of goods needed in the inner

regions as well as exporting of agricultural products [24].

ccording to Grattan Geary, who visited the region in 1870's, the cotton Aproduced in the region was exported from Mersin Port to Liverpool, other than

İzmir, and along with cotton, wool and sesame was being exported too. Geary also

tells that products were transported to the harbor easily by the Adana-Mersin

highway which was in good condition [25].

nother traveler who had been in Anatolia from 1896 to 1903, Massy, narrates Asimilar impressions. Massy declares that nomads were trading in this period and

that this was going to change in time, and that cotton and other agricultural

products were going to become the impetus of commercial development of the

region [26].

abeeb Risk, who came to the city by the boat he hired from Cyprus in 1850's, Hmakes an account of agricultural production and products. Risk has come to

Mersin after a 3 days travel from Cyprus, defines the city as “a small village of 50 huts,

where fellahs constitute the majority of the population”. That there were large

orange and lemon gardens around the settlement was accounted by Risk, and also

that tradesmen of Adana and Tarsus loaded the ships with large quantities of flax

seed, wool, sesame and cotton in Mersin. Traveler has continued his trip from Mersin

to Adana and describes that most of the plain was irrigated and that they had

passed by many wells [27].

ersin, as the port of the region, in time had developed not just connections Mwith the internal markets but also with the overseas markets. Traveler William

Burckhardt Barker, who has visited the region in 1850's, reports that the trade in Mersin

Mersin’eDair...

20

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

850'li yıllarda Kıbrıs'tan tuttuğu bir gemi ile kente gelen Habeeb Risk de bölgedeki 1tarımsal üretim ve ürünler üzerinde durmaktadır. Üç günlük bir yolculuğun

ardından Kıbrıs'tan Mersin'e gelen gezgin, kenti, “çoğunlukla fellahların yaşadığı,

yaklaşık elli kulübeden oluşan küçük bir köy” olarak tarif etmektedir. Yerleşimde geniş

yeşil alanlar, portakal ve limon bahçeleri bulunduğunu anlatan Risk, Adana ve

Tarsus'un tüccarlarının büyük miktarlarda keten tohumu, yün, susam ve pamuğu

Mersin'de gemilere yüklediklerinden söz etmektedir. Mersin'den Adana'ya doğru

yolculuğuna devam eden gezgin, ovanın az ya da çok hemen hemen tümüyle

sulandığını ve yolculuk sırasında su ihtiyacının karşılandığı pek çok kuyudan geçtiğini

anlatmaktadır [27].

aman içinde bölgenin limanı olarak Mersin'in artık yalnızca iç pazarla değil, dış Zpazarlar ile de bağlantıları olduğu görülmektedir. 1850'li yıllarda bölgeyi ziyaret

eden William Burckhart Barker, limandaki ticaretin oldukça gelişmiş olduğunu, Fransız

teknelerinin susam ve yün yükleyerek Marsilya'ya, Arap teknelerinin Suriye'ye mal

götürdüklerini, buğday almak üzere de Kıbrıs ve Rum gemilerinin limana uğradığını,

İngiliz gemilerinin de İzmir'e mal götürmek üzere Mersin limanından yükleme yaptığını

anlatmaktadır. Barker, ihraç edilen mallar arasında pamuk, yün, buğday, arpa,

balmumu, susam tohumu ve keten tohumunun önde geldiğini ifade etmektedir [28].

enzer biçimde, 1854 yılında yöreye gelen bir başka gezgin, William Beamont da, Bkente ulaştıklarında açıklarda demirlemiş beş büyük gemi bulunduğunu,

limanda gemiye yüklenmek üzere pamuk ve yünün beklediğini anlatmaktadır [29].

u gelişmeler 1860'lı yıllardan sonra artan pamuk üretimiyle birlikte Mersin'in liman Bişlevinin güçlendiğini ve bunun da bölgenin tarımsal üretim potansiyelini

harekete geçirdiğini ortaya koymaktadır. Bu iki yönlü gelişme, bir yandan yeni

yapılar, yeni ulaşım bağlantıları gibi kentsel altyapı ve kullanımları beraberinde

getirirken, öte yandan kentin bir çekim odağı olarak nüfusunun artması sonucunu

doğurmuştur [30].

Kentte Artan Nüfus

n dokuzuncu yüzyılda sürekli değişen idari sınırlar nedeniyle kentin artan Onüfusuna ilişkin olarak kaynaklarda farklılıklar görülmektedir. Dolayısıyla,

doğrudan doğruya, on dokuzuncu yüzyılda şekillenen kentsel yerleşik alan sınırları

içinde yaşayan nüfusa ilişkin verilere ne resmi kayıtlarda ne de gezginlerin

anlatılarında ulaşmak olanaklı olmamaktadır. Ancak, söz konusu alanı yakın çevresi

ile birlikte ele alan nüfus verilerinden yola çıkılarak nüfusun bileşenleri ve genel

içindeki oranlarına ilişkin bilgi edinilebilmektedir [31].

About Mersin...

21

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

port was developed, that French boats sailed to Marseille loaded with sesame and

wool, Arabian boats transported goods to Syria, Cypriot and Greek boats came to

load wheat, and English ships were loading to transport goods to İzmir. Barker states

that among the goods exported cotton, wool, wheat, barley, wax, sesame seed

and flax seed constituted the majority [28].

ikewise, William Beaumont, another traveler who visited the region in 1854, Ldepicts five large ships anchored out on the sea and there were cotton and wool

at the harbor waiting to be loaded to the ships [29].

hese developments portray that Mersin's function as a port grew stronger by the Tincreasing cotton production after the 1860's, and this in return has mobilized the

agricultural potential of the region. This two way development, while brought along

new urban infrastructure and functions such as new transportation connections, it

also attracted people and caused population increase [30].

Increasing Population

ue to several changes of the administrative borders, different sources give Ddifferent figures of population increase. Therefore, it is not possible to obtain

data about the population living within the built up urban area limits neither from

official records nor from the writings of the travelers. However, it is possible to obtain

information from the population figures of the city and its environs about the

components of the population and their percentage [31].

he Maronite migration from Syria after the events in Syria at the first half of the Tnineteenth century, the migration to the Adana Plain after the Crimean War, the

increasing job opportunities initiated by the increasing cotton production because

of the American Civil War had initiated migration from Anatolia, changed the

demographic structure of the city.

raveler Wilson, reports that -though he does not mention the number of families Tthat settled in Mersin- 20.000 families have fled from Crimea after the Crimean

War and settled at the Adana Plain and 2.000 of them stayed in the region [32].

Other than Marseillean, Maronite, Gaul, Adanalı, Cypriot and the Levantine having

Latin origins living in the city starting with 1850's, and the number of Catholic

inhabitants was rapidly increasing by 1890's as well[34]. Davis tells that the majority of

population consisted of Greeks and Christian Syrians as was the case in other ports in

the region, and that there was not many Europeans [35].

lso in 1832, İbrahim Pasha, who invaded the Mersin and its region, brought in Aand settled people knowledgeable of agriculture from Egypt and Syria for

Mersin’eDair...

22

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

n dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Suriye'de yaşanan gelişmelerle birlikte OMaruni'lerin Suriye'den göçü, Kırım Savaşı sonrasında Adana Ovası'na yönelen

göç, Amerikan İç Savaşı'yla artan pamuk üretiminin bölgede geliştirdiği iş

olanaklarının etkisi ile Anadolu'dan gelen göçler kentteki demografik yapıyı

etkilemiştir.

ilson, Kırım Savaşı'ndan sonra - kaçının Mersin'de olduğunu belirtmemekle Wbirlikte - Kırım'ı terk eden yaklaşık yirmi bin kişinin Adana ovasına yerleştiğini ve

bunlardan iki bin ailenin bölgede kaldığını söylemektedir [32]. 1850'li yıllardan

itibaren kentte Marsilyalı, Maruni, Galyalı, Adanalı, Kıbrıslı ve Latin kökenli ailelerden

oluşan Levantenler'den başka [33], 1890'lı yıllara gelindiğinde hızla artan bir Katolik

nüfus da yaşamaktadır [34]. Davis, bu bölgedeki diğer limanlarda olduğu gibi,

yaşayanların esas olarak Rumlar ve Hıristiyan Suriyeliler olduğunu, çok az sayıda da

Avrupalı bulunduğunu söylemektedir [35].

yrıca, 1832 yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa, ordunun Asürekliliği ve güvenliği için Mısır ve Suriye'den ziraat işlerini bilen insanları

getirerek bölgeye yerleştirmiştir [36]. Charles W. Wilson, söz konusu bu nüfusun iklime

olan dayanıklılıklarından dolayı bölgeye kolaylıkla uyum sağladığını ve ziraat

işlerindeki becerileri ile Çukurova'da olduğu gibi Mersin'de de özellikle bahçecilik

alanında çalışmaya başladıklarını söylemektedir [37]. Günümüze de aynı adla gelen

Bahçe Mahallesi, özellikle bu nüfusun yaşadığı bir yerleşik alan olarak o dönemde

gelişmiştir.

entin nüfusundaki bu artış ve çeşitlilikte, yukarıda yer verildiği gibi coğrafi Kdeğişimlerle liman işlevinin Mersin'e kayması ve artan iş olanakları ile savaşların

yarattığı koşullar etkili olmuştur. Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman ve ticaret

kenti olarak öne çıkmasında etkili olan bir başka gelişme de, değişen ulaşım

bağlantıları ve gelişen ulaşım olanaklarıdır.

Gelişen Ulaşım Olanakları

ölgede gelişen ulaşım olanaklarının en önemlisi Süveyş Kanalı'nın yapımıdır. BKanalın açılmasının imparatorluk genelinde yarattığı etkinin, Çukurova ve

dolayısıyla Mersin'e yansımaları birkaç farklı boyutta hissedilmiştir. Kanalın açılışı

İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski önemini yitirmesine neden

olurken, aynı dönemde Amerikan İç Savaşı'nın sona ermesiyle, İngiltere'nin pamuk

ihtiyacını karşıladığı Çukurova'ya olan ilgisi de azalmıştır. Bu gelişmeler, Çukurova'ya

İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin de girmesinde etkili olmuştur [38].

üveyş Kanalı'nın bölgeye ve Mersin'e uzanan etkilerinden bir diğeri ise kanalın Sinşaatı için gerekli olan kerestenin Toros Dağları'ndaki orman varlığından

About Mersin...

23

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ustenance and security of the army [36]. Charles W. Wilson tells that the smentioned people could bear the climatic conditions and easily adapted to the

conditions of the region, and that they, with their aptitude for agriculture, started to

work in especially gardens in Mersin as they did in Çukurova [37]. The district still

known as Garden District today was developed during those times where especially

people having Egyptian and Syrian origins.

s depicted above, the locating of port function to Mersin caused by Ageographical changes and new job opportunities along with the conditions

generated by wars caused the increase and diversity of the population. Also along

with those, changing of transportation routes and improvements in transportation

facilities has caused Mersin to step forward in its region, as a port and trade city of

East Mediterranean.

Improved Transportation Facilities

he most important improvement on the new transportation means side is the Topening of the Suez Canal. The effects of the opening of the Canal were felt

throughout the Empire. In Çukurova and also in Mersin, there were several

dimensions of these effects. With the opening of the Canal, the integrity of Ottoman

lands lost its importance for Britain. Çukurova, from where Britain supplied her cotton

need during American Civil War, lost its importance for Britain as well, when the war

ended. These shifts have been effective on German capital investments in

Çukurova, second to British investments [38].

nother effect of opening of Suez Canal on the region was that the timber Aneeded for the construction of the Canal was obtained from the forests on

Toros Mountains and this has increased the activities at the port. The timber need at

the Canal construction was exported from Mersin Port to Egypt and Damascus [39].

ne of the improvements in transportation was lying of Adana-Mersin railroad Oand later connecting it with the Baghdad Railroad [40]. In this period, it was

needed to connect Mersin, as the transport node of goods and products, with

Çukurova, the cultivation and production region, and as of 1863, attempts to lay

Adana-Mersin railroad line started [41]. The Adana-Mersin railroad line, which is 67

kilometers long, was put to use in 1886 [42] (Figure 2).

harles H. Woods, who visited the region during this period, reports that the Crailroad line was laid by British funds [43]. However, the line changes hands in

1908 and the operating right passed to Germans and in the same year became a

part of Baghdad Railroad line [44] (Figure 3).

Mersin’eDair...

24

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Şekil 2-1886 yılında işletmeye açılan Mersin-Adana demiryolu. Demiryolu, Çukurova'daki üretimin Mersin yoluyla ihraç edilmesinde önemli bir ulaşım bağlantısı olmuştur (Kaynak: Ramsay, 1903)

sağlanması ve bu durumun limandaki faaliyeti artırmış olmasıdır. Kanal inşaatı için

gerekli kereste, Mersin Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiştir [39].

laşım olanaklarındaki gelişmelerden bir diğeri ise UAdana-Mersin Demiryolu'nun yapımı ve ardından

Bağdat Demiryolu'na bağlanmasıdır [40]. Bu dönemde

malların aktarım noktası olarak Mersin'i, üretim bölgesi olan

Çukurova'ya bağlayacak bir demiryoluna gereksinim

duyulmuş ve 1863 yılından itibaren Adana-Mersin

demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini

göstermeye başlamıştır [41]. 1860'lı yıllarda başlayan

girişimler sonuç vermiş ve toplam altmış yedi kilometre

uzunluğundaki Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında

hizmete girmiştir [42] (Şekil 2).

u dönemde bölgeyi ziyaret eden Charles H. Woods,Bhattın İngiliz sermayesi ile yapıldığını ifade etmiştir [43].

Ancak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve

işletme hakkı Almanlara geçmiştir. 1908 yılında Almanlara

geçen hat aynı yıl, Bağdat Demiryolu hattının bir parçası

haline getirilmiştir [44] (Şekil 3).

u yatırımın öneminden 1900'lü yıllarda bölgeyi ziyaret Beden gezginler sıklıkla söz etmişlerdir. Örneğin

Hungtington, Bağdat demiryolunun bittiği zaman

imparatorluğun resmi başkenti olan İstanbul ile dini merkez

arasında kesintisiz bağlantı sağlayan bir hat olacağını ve

belki de bu hattın denize tek erişiminin Mersin-Adana

bağlantısı olacağını söylemiştir [45]. Benzer şekilde Massy

de, Bağdat demiryolunun tamamlanması, Mersin-Adana

hattı ile bağlanması ve sulama projelerinin bitirilmesiyle birlikte yörenin tüm dünyada

öne çıkan ticaret bölgelerinden biri haline geleceğini ifade etmiştir [46].

emsettin Sami'nin 1890'lı yıllarda Mersin'e ilişkin gözlem ve tespitleri de, gerek Şdemiryolu ve gerekse karayolu ulaşım bağlantılarının kentin on dokuzuncu

yüzyıldaki gelişimi için ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sami, Mersin'in

birkaç sene öncesine kadar basit bir köy iken, Tarsus ve Adana'ya ulaşan demiryolu

hattı ve karayolu bağlantısı ile geliştiğini, Anadolu'nun büyük ve önemli bir kısmının

iskelesi olarak genişlediğini yazmıştır. Sami ayrıca, demiryolunun Adana'dan ileriye

uzatılması ve büyük Anadolu hattına bağlanması halinde Mersin'in öneminin

artacağı ve gelişeceğini anlatmıştır [47].

sağlanması ve bu durumun limandaki faaliyeti artırmış olmasıdır. Kanal inşaatı için

gerekli kereste, Mersin Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiştir [39].

laşım olanaklarındaki gelişmelerden bir diğeri ise UAdana-Mersin Demiryolu'nun yapımı ve ardından

Bağdat Demiryolu'na bağlanmasıdır [40]. Bu dönemde

malların aktarım noktası olarak Mersin'i, üretim bölgesi olan

Çukurova'ya bağlayacak bir demiryoluna gereksinim

duyulmuş ve 1863 yılından itibaren Adana-Mersin

demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini

göstermeye başlamıştır [41]. 1860'lı yıllarda başlayan

girişimler sonuç vermiş ve toplam altmış yedi kilometre

uzunluğundaki Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında

hizmete girmiştir [42] (Şekil 2).

u dönemde bölgeyi ziyaret eden Charles H. Woods,Bhattın İngiliz sermayesi ile yapıldığını ifade etmiştir [43].

Ancak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve

işletme hakkı Almanlara geçmiştir. 1908 yılında Almanlara

geçen hat aynı yıl, Bağdat Demiryolu hattının bir parçası

haline getirilmiştir [44] (Şekil 3).

u yatırımın öneminden 1900'lü yıllarda bölgeyi ziyaret Beden gezginler sıklıkla söz etmişlerdir. Örneğin

Hungtington, Bağdat demiryolunun bittiği zaman

imparatorluğun resmi başkenti olan İstanbul ile dini merkez

arasında kesintisiz bağlantı sağlayan bir hat olacağını ve

belki de bu hattın denize tek erişiminin Mersin-Adana

bağlantısı olacağını söylemiştir [45]. Benzer şekilde Massy

de, Bağdat demiryolunun tamamlanması, Mersin-Adana

hattı ile bağlanması ve sulama projelerinin bitirilmesiyle birlikte yörenin tüm dünyada

öne çıkan ticaret bölgelerinden biri haline geleceğini ifade etmiştir [46].

emsettin Sami'nin 1890'lı yıllarda Mersin'e ilişkin gözlem ve tespitleri de, gerek Şdemiryolu ve gerekse karayolu ulaşım bağlantılarının kentin on dokuzuncu

yüzyıldaki gelişimi için ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sami, Mersin'in

birkaç sene öncesine kadar basit bir köy iken, Tarsus ve Adana'ya ulaşan demiryolu

hattı ve karayolu bağlantısı ile geliştiğini, Anadolu'nun büyük ve önemli bir kısmının

iskelesi olarak genişlediğini yazmıştır. Sami ayrıca, demiryolunun Adana'dan ileriye

uzatılması ve büyük Anadolu hattına bağlanması halinde Mersin'in öneminin

artacağı ve gelişeceğini anlatmıştır [47].

About Mersin...

25

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Figure 2-opened to operation in 1886.R a i l w a y w a s a s i g n i f i c a n t transportation connection to export the production in Çukurova from Mersin (Source: Ramsay, 1903)

Mersin-Adana railway,

ravelers, visiting the region in 1900's, have underlined the importance of this Tinvestment. Huntington, for instance, reports that the Baghdad railroad was

going to establish an uninterrupted connection between

İstanbul, the official capital of the empire and the religious

center and that the only connection of this line with sea

would be established by Mersin-Adana railroad [45].

Likewise, traveler Massy also has expressed that the region

would be one of the outstanding trade regions of the

world, once the Baghdad railroad line gets finished,

Mersin-Adana railroad line connection established with it

and the irrigation projects completed [46].

emsettin Sami's observations and acknowledgements Şof Mersin in 1890's reveal the important role of railroad

and highway connections on development of Mersin in

nineteenth century. Sami reports that Mersin has

developed from the small village of few years back, to the

pier of a large and important part of Anatolia, after the

railroad and highway reached Tarsus and Adana. Sami

has also added that Mersin's importance would increase if

the railroad line from Adana was extended to the Great

Anatolian Railroad Line [47].

mproving of transportation facilities and the railroad and Ihighway connections in Mersin are the two factors that

have strengthened Mersin's function as a port and its

commercial activities. However, Mersin has already

become a known port among the East Mediterranean

port cities and has established commercial relations in

1850's. As a result of this, various commercial structures were built. Comparing his first

visit to the region in 1838 with his visit in 1850's, Barker writes that manner of trade has

changed and that new depots were built at the pier and that people were staying

there [48].

y 1854, the harbor was already being used by large international transportation Bships. William Beamont accounts for seeing five large ships anchored off shore

[49], while, traveler Benjamin Dorr, who has stopped by Mersin, while sailing from

Beirut to İzmir, reports that the number of Eastern passengers had increased [50].

he activity increased especially by the sea transport is reflected also in the TSublime Order sent by Sultan Mecid to Adana Province in 1857, other than the

Mersin’eDair...

26

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Şekil 3: 1919 yılında Berlin-Bağdat demiryolu hattı ve bu hattın Anadolu'da inşa edilmiş bölümler i . Kes ik ç izgi ler le göster i len bölümler proje aşamasında olan hatlardır. (Woods'dan (1917) elde edilen haritalar üzerinden üretilmiştir).

ersin'in demiryolu ve karayolu bağlantıları ile gelişen ulaşım olanakları, kentin Mliman işlevini ve ticari etkinliklerini güçlendiren önemli bir etmen olmuştur.

Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz liman kentleri arasında bir yer edinmesi ve bu limanlar

ile kurduğu ticari ilişki daha 1850'li yıllarda başlamış durumdadır. Öyle ki, yerleşimde

çeşitli ticari yapıların inşa edilmeye başladığı görülmektedir. Barker, 1838'de bölgeye

yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde ticaretin artık

biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni depolar inşa edildiğini

ve insanların buralarda kalmaya başladığını anlatmaktadır [48].

854 yılında liman, uluslararası taşımacılık yapan büyük 1gemiler tarafından kullanılmaya başlamıştır. William

Beamont, açıkta demirlemiş beş büyük gemiden söz etmekte

[49], öte yandan Benjamin Dorr, bu dönemde iskelelerden

yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığını, limanın aynı zamanda bir

yolcu limanı olarak da hizmet verdiğini anlatmaktadır. Zira bir

gemiyle Beyrut'tan İzmir'e doğru yolculuk ederken Mersin

limanına da uğramış olan Dorr, limanda Doğulu yolcuların

sayısının arttığını söylemektedir [50].

entte özellikle deniz ticaretinin yarattığı canlılık, gezginlerin Kanlatılarının yanı sıra Sultan Mecid tarafından Adana

Eyaleti'ne gönderilen 1857 tarihli Emr-i âli'den de açıkça

görülmektedir [51]. Benzer biçimde, 1859 tarihli bir ilmühaber'den

de, 1850'li yılların sonlarına doğru kentte iskele ve kuzeyindeki

alanda ticari faaliyetin sürdürüldüğü ve bu alanda

ticarethanelerin yer aldığı anlaşılmaktadır [52].

860'lı yıllarda kentin ve iskelelerin bölge için önemi, Victor 1Langlois'nin 1861 tarihli “Kilikya'da Gezi” adlı kitabındaki

anlatılarından da izlenebilmektedir. Langlois, Mersin şehrinin alize

rüzgarlarına maruz olmakla birlikte bölgenin en önemli iskelesi

olduğunu söylemektedir [53]. Kilikya bölgesinde on altı yıl

yaşamış, bu süre boyunca yazları Gözne, kışları ise Mersin'de

kalmış olan J. Renwick Metheny de Mersin'i bu dönemde Güneydoğu Anadolu'nun

en önemli limanı olarak tanımlamaktadır [54].

elişen iskelelerle birlikte limanı üretim bölgesine bağlayacak karayoluna Gduyulan ihtiyaç zaman içinde iyice belirginleşmiştir. Bu doğrultuda 1850'li

yıllardan itibaren Mersin-Tarsus karayolu bağlantısının iyileştirilmesi yönünde çeşitli

girişimler söz konusu olmuş, merkezi hükümet tarafından Mersin iskelesinin işlek bir

liman olduğu belirtilerek, bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun

düzeltilmesine karar verilmiştir [55].

About Mersin...

27

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Figure 3: Berl in-Baghdad railway in 1919 and the constructed parts at Anatolia. Dashed lines represents the projected parts. (Produced after maps in Woods (1917)).

narrations of the travelers [51]. Likewise, from a certificate dated 1859, it is

understood that trade activities were carried on at the pier and at the area on the

north of it and that business establishments were located at this area [52].

The importance of the city and the pier for the region during 1860's has found its

place in the Victor Langlois book titled “Excursions in Cilicia” dated 1861. Langlois

points out that, even though the city was open to trade winds, it

was the most important pier of the region [53]. J. Renwick

Metheny, who has lived in Cilicia region for 16 years, in Gözne

during summers and in Mersin during winters, describes Mersin as

the most important port of Southeast Anatolia in that period [54].

Along with improvements of the piers, the need of a highway

connecting the port and production “region”. Starting with

1850's, several attempts to ameliorate the Mersin-Tarsus highway

connection were made, it was decided by the central

government that the Mersin-Tarsus highway, which was in a bad

condition, had to be fixed since Mersin pier was a busy harbor

[55].

As a result of the mentioned decision, it is understood from the

narrations Geary and Davis of that the road between Mersin

and Tarsus was improved by the end of 1870's [56]. However,

Davis adds that, the road, of which the construction started in

1867 and completed in 1873, was used by exiguous amount of

wagons [57]. Adana Province Yearbook of 1879 verifies Davis's

account. It is stated in the mentioned yearbook that the goods,

once they were unloaded to the shore, were carried on the

backs of camels, horses and carriages to inland, and the goods

that were to be exported were transported by the same means

[58].

Developing urban land uses

Especially, one of the piers, the Custom Pier, was distinct from the other piers of the

city. It was the main pier and was directly connected with the railway station of the

city by the commercial spine of the city, the Uray Street. It is understood from a letter

of bid dated 1864 and from a certificate that, it was decided to build the Custom

House, which the square is named after [59], and that, this building had become

insufficient to serve and in 1908 it was decided to make extensions to the building

[60].

Mersin’eDair...

28

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Şekil 4: Mersin İskelesi'nde açıkta bekleyen gemiler (Fotoğraflar: Ali Murat Merzeci Koleksiyonu)

About Mersin...

29

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Figure 4: The ships anchored off shore at Mersin Pier (Photographs: Ali Murat Merzeci

Mersin’eDair...

30

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

u dönemde karantina idaresi Mersin'in iklim özellikleri nedeniyle önem Btaşımaktadır. Çünkü olumsuz iklim koşullarının yanı sıra yukarıda yer verildiği üzere

bölgede yer alan çok sayıda bataklık da kentte salgın hastalıklara neden

olabilmektedir. Zira 1850'li yıllarda kenti ve bölgeyi ziyaret eden Habeeb Risk, pek çok

gezgin gibi Mersin'de yaygın olarak görülen ateşli hastalıklardan söz etmekte ve

sağlıklı bir yerleşim görüntüsü verse de mahallelere girildiğinde koşulların sağlıksız

olduğunu belirtmektedir [63].

imanın gelişimine paralel olarak kentte yer almaya başlayan kullanımlardan biri Lde konsolosluklardır. Bu dönemde konsolosluk görevlilerinin bazılarının Tarsus'ta

ikamet edip Mersin'de görev yaptığı görülse de çoğunun Mersin'de ikamet ettiği ve

bu yapıların da kentteki önemli yapılar olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu dönemde

bölgeyi ziyaret eden gezginlerinin pek çoğunun konsolosların ya da konsolos

yardımcılarının evinde konuk olduğu görülmektedir [64].

nceleri Tarsus'ta faaliyet gösteren konsoloslukların zaman içerisinde artan liman

Öfaaliyeti nedeniyle Mersin'e taşınması ile kentte 1850'li yıllarda beşi geçmeyen

konsolosluk sayısının kırk-elli yıl gibi kısa süre içinde on üç, on dörde ulaştığı

görülmektedir [65]. Barker, bu dönemde İngiliz sisteminin konsolosların ticaret

yapmasına izin verdiğini, bu durumun ise kimi zaman konsolosun itibarının ve

otoritesinin zedelenmesine neden olabildiğini anlatmaktadır [66].

icari faaliyetle ilgilenen konsoloslar dışında kimi gezginlerin de belli bir süre kentte Tkalarak ticaretle uğraştığı görülmektedir. Yazdıklarından yöreyi bir kaç kez ziyaret

ettiği ve bir süre Mersin'de kalarak ticaretle de uğraştığı anlaşılan Barker, deniz

kenarında bir yer satın alarak gemilerde kullanılmak üzere meyve ve sebze

üreticiliğine başladığını, 15 teknenin yükünü alabilecek geniş depolar inşa ettiğini,

kurdurduğu depolardan birine pamuğu ve yünü sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir

makine getirttiğini anlatmaktadır. Barker, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde

yürütülmesi için yenilikler getirmeye çalıştığından, ancak halkın yeniliklere açık

olmadığından şikayet etmektedir [67].

avis de kentte kuralları oturmamış bir ticari yapı olduğunu ve bu durumu, DAvrupalıların Mersin'e gelmesinin önünde bir engel olarak gördüğünü ifade

etmektedir. Davis, buna rağmen Mersin'in, Beaufort'un 1812'de belirttiği birkaç

kulübeden oluşan yerleşimin ötesinde gelişmiş bir yer olduğunu, başlangıçta

gelişmesini, Kırım Savaşı için tahıl üretmeye borçlu olan kentin artık tüm bölgenin

ihraç noktası haline geldiğini ve kentin pazarında her ırktan insan görmenin olanaklı

olduğunu belirtmektedir [68].

ununla birlikte Davis, kentin fiziksel biçimlenmesine ve işlevlerin gelişmesine Byönelik gözlemlerini de aktarmaktadır. Örneğin, karaya çıkışta Gümrük Binası'nın

yer aldığı, ancak yapının harap durumda olduğunu alatmaktadır. Davis, kentte

konaklama olanaklarının gelişmediğinden dolayı dönemin İngiliz konsolos

yardımcısının evinde kalmak zorunda kaldığını dile getirmektedir. Gezginin kentin

About Mersin...

31

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

that would house the load of 15 ships, had a machine delivered into one of these

depots to pack and press the cotton. Barker tells, he has tried to introduce

improvements in order to run business faster and smoother, but complains that the

local people were not open to improvements [67].

Even though the harbor and trade activities of the city had increased, Davis says

that the business in the city was being run without any settled rules and that this was,

according to him, what kept Europeans from coming to Mersin. Still, Davis declares

that Mersin has developed far beyond the small settlement of a few huts accounted

by Beaufort in 1812, that the city, which owed its initial development to raising crops

for Crimean War, had now become the export node of the region, and that it was

possible to see people from every nation [68].

Nonetheless, Davis expresses his observation about the physical shaping and

functional development of the city. For instance, he mentions the Custom House,

but says that it is a ruinous building he saw when landed. Furthermore, he points out

that the conditions for accommodation did not develop in the city, however he

owes to the kindness of the British vice-consul that lodging in a private house was

arranged for him. According to his observation about the city, it is understood that

some of the streets were paved with squared blocks of limestone and there are

many good stone houses [69].

On the other hand, Remzi Oğuz, who visited the city in 1924 stresses that some

regions in the city are ordered and well-kept; for instance, he asserts that the main

street that runs from the beginning to the end of the city (it is understood to be Uray

Street), is wide and clean and other streets are becoming more and more prepared.

However, Remzi Oğuz states that the Custom Pier needs to be rearranged and a

wider pier is required in that place [70].

Conclusion

Many travelers came to the city of Mersin in the period from its foundation to the end

of nineteenth century and the beginning of twentieth century. They cited

information about development of the city concerning its economic, social and

demographic structure, but the information about its physical conditions and spatial

characteristics are very rare.

There are a few reasons, bearing this condition. Firstly, some of the travelers consider

the city as a gateway and a port to be used to pass to the inlands. Mersin is not a

primary concern for this type of travelers, to be examined as a settlement. Even

Mersin’eDair...

32

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Tülin Selvi Ünlü & Tolga ÜnlüEkim, 2008

geneline yönelik gözlemlerinden, 1875 yılında Mersin'de, kare taşlarla döşenmiş

yolların bulunduğu ve kentin yapılaşması içinde güzel taş binaların yer aldığı

anlaşılmaktadır [69].

iğer yandan, yirminci yüzyılda Mersin'i ziyaret eden Remzi Oğuz da Mersin'in Dbazı bölgelerinin düzenli ve bakımlı olduğunu, örneğin kenti baştan başa

geçen caddenin –Uray Caddesi olduğu anlaşılıyor- geniş ve temiz olduğunu

belirtiyor ve diğer cadde ve sokakların da giderek daha düzenli hale gelmeye

başladığını ifade ediyor. Ancak, diğer taraftan, Remzi Oğuz, Gümrük İskelesi'nin

düzenlenmesi gerektiğini, bu alanda daha geniş bir rıhtıma gereksinim duyulduğunu

vurgulamaktadır [70].

SONUÇ

ersin kentinin kuruluşundan yirminci yüzyıl başına kadar geçen zamanda, pek Mçok gezginin kenti ziyaret ettiği görülmektedir. Bu gezginler, kentin ekonomik,

sosyal ve demografik yapısıyla ilgili dönemi ve kentin gelişimini anlatan bilgiler

sunmuşlardır, ancak, kentin fiziksel durumuyla, mekansal özellikleriyle ilgili sunmuş

oldukları bilgiler oldukça kısıtlıdır.

u durumun birkaç nedeni bulunmaktadır. Birincisi, kente gelen kimi gezginlerin, BMersin'i daha çok iç bölgelere geçişin bir kapısı ve bir liman olarak

kullanmalarıdır. Bu gezginler için Mersin, birinci derece önemli olan ve incelenmesi

gereken bir yerleşim olarak görülmemektedir. Kentte en uzun süre kalan

gezginlerden E. J. Davis bile kentin fiziksel yapılanmasıyla ilgili çok kısıtlı bilgiler

sunabilmektedir. İkinci neden, kentin gelişme düzeyinin henüz gezginler için çekicilik

taşımamasıdır. Diğer bir deyişle, ele alınan dönemde, Mersin'i ve limanı bir geçiş

olarak kullanan gezginlerin kentte kalmasının sağlayacak bir sosyal ve kültürel

yaşamın ve mekansal özelliklerin henüz gelişmediği anlaşılmaktadır. Üçüncü bir

neden ise kente gelen gezginlerin kentin fiziksel biçimlenmesinden çok, kentin

çevresiyle ya da daha özel konularla ilgilenmiş olmalarıdır. Örneğin, Barker, kentteki

ticaret hayatını, kendi inşa ettiği depoları ön plana çıkararak anlatmaktadır; ya da

Woods Bağdat-Berlin demiryolu çerçevesinde Mersin-Adana demiryolu hattına

değinmektedir. Langlois ise arkeolojik değerler konusuna eğilerek kentin

çevresindeki ören yerleri hakkında bilgi vermektedir.

u çerçevede, gezginlerin anlatılarından, kentin mekansal özellikleriyle ilgili Bbilgilere erişme olanağı oldukça kısıtlı olmaktadır. Ancak yine de, yukarıda

detaylı olarak verilmeye çalışıldığı üzere, farklı konulara ilişkin bilgiler veren gezginlerin

anlatıları, Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak ortaya çıktığı döneme ve kentin

gelişimine ilişkin oldukça değerli bilgiler içermektedir.

About Mersin...

33

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

information about the physical shaping of the city. Second reason is supposed to be

the lower level of urban development and of comeliness of the city for the travelers.

In other words, the socio-cultural life and the spatial characteristics of the city is not

yet developed enough to accommodate the travelers who see Mersin as a

gateway and a passage to the inlands. Thirdly, the travelers seem to get interested in

the vicinity of the city or a special concern about the city, rather than its physical

development and spatial characteristics. For instance, Barker expresses information

about the commercial life in the city in a limited way, since he put forward the

storehouses he built; or Woods mentions Mersin-Adana railway within the context of

Berlin-Baghdad line. And Langlois is concentrated on the archeological assets in the

region and notices archeological ruins in the close vicinity.

In this sense, the possibility to reach information about the physical development

and its spatial characteristics of Mersin is very limited when narrations of the travelers

taken into consideration. In following chapters of the study, the information, which is

given partially about the city by travelers, is tried to be integrated with other

researches, postcards, and diagrammatic maps representing the period, and by

this way, it is tried to make contribution to the narrations of travelers and to produce

new information about the physical development of the city and its spatial

characteristics.

Tülin Selvi Ünlü & Tolga ÜnlüOctober, 2008

Mersin’eDair...

34

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

H. Şinasi Develi

Eski Mersin'de Yaşam…

oskoca bir kentin yıllar süren yaşamını kısa bir yazıda anlatabilmek oldukça zor. KBu nedenle burada kentin 1930'lu yıllarına yer vereceğim. Ancak 1930'lu yıllara

girmeden bu yılları daha iyi anlayabilmek için kentin geçmişine de birkaç satırla

değineceğim.

ent Mersin adı ile yerleşime ne zaman açıldı? Devlet kayıtları [1] 1257 (1841) yılını Kgösteriyor. Mersin'de 1906'da yayımlanmış Yunanca bir kitapta tarih, 1825'dir.

Yunan asıllı Rumlar Kapadokya'dan gelip Mersin'i kurmuşlar. Başka tarihler de

söylenmiş. Biz yerleşim tarihini 1836 yılı olarak kabul ettik ve bunun için de Fransız

kaynaklarına dayandık [2].

lk Yerleşenler kimlerdi? Özellikle şunları sayabiliriz: Suriye'nin kuzeyinden gelen Arap

İasıllı Aleviler, (Fellah veya Arabuşak diye anılırlar), Kapadokya ve Adalardan gelen

Rumlar, Beyrut, Hayfa, Tripoli, Şam, Halep, İdlip, Lazkiye gibi kentlerden değişik din ve

mezhepte insanlar, bir kısım Çerkez ve bölgede evvelden beri mevcut Ermeniler.

Tabii olarak da, civar köy ve kentlerden Türkler.

entin Adı Nereden Geliyor? Bölgesinde bol miktarda yetişen “Mersin Kbitkisi”nden.

entte Yaşam Nasıldı? 1930'lu yıllarda on mahallede, bir ve iki katlı evlerde Kyaşayan Mersin insanı çok mutluydu. Halkın büyük ekseriyeti orta sınıf. Zengin de,

fakir de az. Herkes birbirini tanıyor ve seviyor. Gecenin geç saatlerine kadar gezin,

rahatsızlık yok. Genç kızlar şortla, bisikletle dilediği sokakta gezebiliyor. Kentte cezayı

gerektirecek olaylara pek rastlanmıyor. Bu nedenle hâkim az. Bir savcı, bir müstantik

(sorgu yargıcı). Sulh hakimi, asliye hakimi, ağır ceza reisi var, fakat üyeleri yok. Ağır

suçlar da pek nadir. Belki biraz kaçakçılık ve Türk Parasını Koruma Yasası'na aykırılık.

imse kimseyi dolandırmıyor. Alışverişlerde senet değil söz geçerli. Burada da pek Kihtilaf olmuyor, bir tek İcra Dairesi yetiyor. 1929 ekonomik buhranı sebebiyle

kentte iflaslar olduğundan İcra Dairesi daha çok bunlarla meşgul oluyor.

eğişik din ve kültürde insanlar kendi aralarında eğleniyor. Balolar, garden Dpartiler tertipleniyor. Cumhuriyet balolarına çok önem veriliyor. Onun için bu

balo aylarca konuşuluyor. Millet Bahçesi, Çiçek Bahçesi kentin önemli yerlerindendir.

Özellikle Hıristiyan gençler orkestra eşliğinde buralarda dans edip eğleniyorlar.

Kentte iki sinema var. Ara sıra İstanbul'dan Darülbedayi gelip temsiller veriyor.

Çukurova ve Yıldız isimli iki gece kulübü ve bar var. Çukurova Barı'na İstanbul'dan iyi

About Mersin...

35

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

EPISODES FROM OLD MERSIN LIFE

t is pretty difficult to describe the life of a city lasting for years, in a brief article. ITherefore, I will mention about the 1930's of the city. However, before going back

to 1930's, in order to conceive these years better, I will touch upon the past of the city

in a few lines.

hen was the city opened to settlement under the name Mersin?Government Wrecords point the year [1]1257(1841). The date is 1825 in a Greek book

published at 1906 in Mersin. Greece-born Greeks came from Cappadocia and

founded Mersin. There are also other dates. We accepted 1836 as the settlement

year depending upon the French sources. [2]

ho were the first settlers? We especially can count these; Arabian-born Alawis Wcoming from the north of Syria, (they are called Fellah or Arabianboy), Greeks

coming from Cappadocia and the Islands, people of various religions and

denominations from the cities like Beirut, Haifa, Tripoli, Damascus, Aleppo, Idlib,

Latakia, some Circassian and Armenians who have always been in the region, and

as a matter of course, Turks from surrounding villages and cities…

hat is the Origin of the City's Name? It is originated from the “Mersin Plant” Wgrowing amply in the region.

ow was the Life in the City? In 1930's, the Mersin citizens living in one or two-Hstorey buildings in ten neighborhoods were very happy. The most part of the

community is of the middle class. Both rich and poor are few. Everybody knows and

loves each other. Stroll around until late at night, no disturbance. Teenage girls

bicycle in shorts in any street they want. Criminal acts are rarely seen in the city.

Therefore there are few judges, only one district attorney and one interrogator. There

are jurat, first judge, high criminal court head but no members. Felony is also very

rare, maybe some smuggling and illicitness against Law Concerning the Protection

of Turkish Currency.

oone bilks anybody. Assurance, not voucher, is valid at buying and selling. Not Nmuch controversy happens at this practice; only one Debt Enforcement Office

is adequate. Since there are bankruptcies in the city as a consequence of 1929

economic depression, the Office mostly deals with these issues.

eople of varied religion and culture are enjoying themselves together. Balls, Pgarden parties are organized. Republican Balls are of great importance; hence

it is mentioned for months. Public Garden and Flower Garden are of the significant

Mersin’eDair...

36

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

About Mersin...

37

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’eDair...

38

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

About Mersin...

39

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

uryağ Company runs the Mersyna Oil facilities. Besides, there are factories Tproducing furniture, horseshoe, nail, soap, raki, macaroni, and electricity.

efore the Republic, there were one Arab BOrthodox, two Greek Orthodox, one Maronite,

one Catholic, three Armenian Churches and one

Synagogue against five Mosques. At 1930's, only

Catholic, Maronite, Arab Orthodox Churches are left

behind. As Greeks leave as a result of population

exchange, and Armenian leave after occupation,

these churches become enough for the parish. We will

touch briefly on a few special ones of ten existing

districts in Mersin:

askiye-Kiremithane-District: A district where people Lcoming from Latakia and Damascus, Aleppo, Idlib

and other areas of Syria, settle. The society is Sunni

Muslim. The language spoken among each other is

generally Arabic. Latakia citizens deal with sea and

port businesses, while the others deal with domestic

and foreign trade.

üzhetiye District (also called as Sursok District) is a Ndistrict where the elite of the city, who are

Lebanese-born or Syrian-born and mainly dealing with foreign trade, settle.

Generally most of the rich people of Mersin are at this quarter. The ones with a lower

income abide around Public House at shanty looking houses on a high area. This

area is called Çardak District by public.

he residents of Crete District (at the present İhsaniye District), a district Turks Tmigrating from Crete domiciled in the period of Padishah Abdülhamit, are busy

with gardening. Businesses like working as coachman, coffeehouse running are also

among means of subsistence. At the beginning, their Turkish is poor, later on, even

they speak with a bad accent; their speech begins to resemble Turkish. For a long

while, the milk of the yellow, relatively big goats they brought from Crete, dissimilar to

our goats, is a part of their means of living.

ahçe District is the district where Arabian-born Alawi citizens abide. At that Bperiod, it is the most neglected neighborhood of Mersin. There is no proper road

or electricity in most parts. Except for a few stone buildings, the houses are mud-brick

huts with reed roofs or barracks. They speak Arabic among themselves. The district is

Mersin’eDair...

40

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

938 yılına kadar Katoliklerin, Ortodoksların, Yahudilerin, Alevi Arapların mezarları 1ayrıdır. Hastane Caddesi'nde işgalde ölen Fransız askerleri için yapılmış olan

mezarların siyah haçlarla ayrıldığı bir mezarlık daha vardır. Daha sonra yapılan

mezarlıkta ise Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve diğer dinlere mensup insanların

cenazeleri yan yana konulmuştur. Böyle müstesna bir şehir mezarlığı, bir başka

ülkede sanırız zor bulunur.

ukarıda da belirttiğimiz gibi, çok değişik insanların bir arada kardeşçe yaşadığı Ybir kent oluşu nedeniyle Mersin'i bir “Hoşgörü Kenti” olarak nitelendirmekle hata

etmiş olmayız.

H. Şinasi Develi

Eylül 2008, Gözne, Mersin

About Mersin...

41

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

of vineyards and orchards and Soğuksu, the only stream of the city center passes

through its heart. Mersin citizens have picnics in here on certain days. The inhabitants

of the district are hospitable, decent and respectable people. These people fulfill

the fruit and vegetable needs of the city. Because raki is on monopoly at these years,

they produce “Boğma” called beverage in their courtyards and sell it as well as drink

themselves.

smaniye District is also called Infidel Village. After immigration, Thessaloniki Oimmigrants are domiciled here. They deal with gardening.

edrese District (Müftü District) is in fact the habitant area of the Müftü Family Mmembers. Besides the fact that, one of the Mersin's first madrasah had been

opened here, Mersin's first girl and boy coeducational primary school was also

opened here. Müftü Family get the famous bridge constructed, which is demolished

at 1968 flood, linking the city to the west gardens.

ntil 1938, the cemeteries of Catholics, Orthodox, Jewish people, Alawi Arabians Uwere separate. There was another cemetery at Hospital Street built for French

soldiers died at occupation, where graves were separated by black crosses. In the

afterwards built cemetery, all Christians, Muslims, Jewish and people of other

religions are buried side by side. We think that an especial example like Mersin City

Cemetery is so scarce in any other countries.

s stated above, as a city many various people living in peace together, it would Abe no wrong to characterize Mersin as a “City of Tolerance”.

H. Şinasi Develi

Mersin’eDair...

42

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ne mutlu Mersin Kent Müzesi'ni Göreceklere!...

Görmeden ölmesem!” dediğim birkaç dileğim vardı. Mersin için, Mersinliler için “dileklerim. Bir ünlü büyüğümüzün dediği gibi “kendim için istiyorsam namerdim.”

ördüklerim oldu. Mersin Üniversitesi'nin kurulmasını ve kısa sürede gelişerek GTürkiye'nin en değerli üniversitelerinden biri olduğunu gördüm. Üniversitemizin

etkinliklerini, yayınlarını gördüm, mutlu oldum. Sayın Prof. Dr. Tamer Gök'ün ve

çalışkan arkadaşlarının “Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi” olarak bu yıl

üçüncüsünü gerçekleştirdikleri “Uluslararası Kolokyum”ları gördüm, kıvanç duydum.

“Dekovilin Peşi Sıra! Uray'dan Çıktık Yola...” sergisini gördüm, duygulandım.

örmeyi dilediklerimden biri daha gerçekleşiyor. Hazırlık aşamasından itibaren Gyakından tanık olduğum bu çalışmayı hazırlayanları gönülden kutluyorum.

Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü, çok güç ve çetin bir çalışmayı, övülesi cesaretleri ve

yorulmayan gayretleriyle başardılar.

li Murat Merzeci koleksiyonundan seçilen kartpostallarla oluşturulan bu kitap, Aiçeriği kadar, yöntemi, kurgusu, ek bilgileri, zengin görsel malzemeleri ve özenli

baskısıyla da Mersin'in “ilk”leri arasında yerini alacaktır.

ir de “Mersin Kent Müzesi”ni görebilsem diyorum. Kent Müzesi kuran kentleri, Bbaşta İzmir'i kıskanıyorum. Bana göre kent müzesi kurulması gereken kentlerin

başında Mersin gelir. Sahilde bir tahta iskele ve birkaç huğdan çok kısa sürede

“dünya kenti”ne dönüşen başka örnek yoktur. Ne var ki, Mersin Kent Müzesi'ne

başlangıç olur düşüncesiyle, yıllardan beri önermekten yılmadığım “Mersin Kuvayı

Milliye Müzesi”ni bile kuramadık. İşgalin tüm acılarını yaşayan, yılmaz, gözü pek, cesur

gazi ve şehitlerimizin kurdukları fedai müfrezelerle kurtuluşun onur ve coşkusunu

yaşayan Mersin'de Kuvayı Milliye Müzesi kurulamaz mı?

ent Müzesi'ni göreceklere ne mutlu!KGündüz Artan

Eylül 2008, Mersin

Gündüz Artan

About Mersin...

43

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!…

have a few dreams about which I say, “Wish I could see before I die!”, wishes Iabout Mersin, about Mersin citizens. As one of our magnates says “I am craven if I

wish for myself”.

ome of them came true. I have seen the foundation of Mersin University and its Sdevelopment into one of the most precious universities of Turkey. I have seen the

activities, publications of our university and I became happy. I have seen

“International Colloquium” of which the third one carried out this year by Dear Prof.

Dr. Tamer Gök and his hardworking friends within the studies of “The Center for

Mediterranean Urban Studies” and I felt proud. I have seen the study and exhibition

of “Following Dekovil! We set out from Uray…” and I was affected.

ne of my wishes also comes true. I congratulate with my whole heart the Oeditors of this study I had the chance to see and read since the preparation

phase. Dear Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü achieved a very difficult and austere

study, with their applaudable courage and indefatigable efforts.

his book, based on the postcards chosen from the collection of Dear Ali Murat TMerzeci, will take its place among the firsts of Mersin with its method, editing,

additional information, plans and neat imprint as well as its context.

ne another wish of mine is to see “Mersin City Museum”. I envy the cities with Ocity museums, especially İzmir. In my opinion, Mersin comes the first in terms of

the cities to be founded a city museum. There are no other examples in the world

that is transformed into a “world city” in a very short period like 170 years, from a

timber pier and a few mud-brick huts on the shore.

owever, we could not even build “Mersin Turkish Revolutionaries Museum” Hwhich I haven't given up to offer for years, with the belief it would be a start of

Mersin City Museum. Cannot Turkish Revolutionaries Museum be built in Mersin,

which is a city living all the pain of occupation and the proud and excitement of

being saved by battalions of our dauntless, brave, daring warrior veteran soldiers

and martyrs?

ow lucky the people who will be able to see Mersin City Museum!…HGündüz Artan

September, 2008, Mersin

Mersin’eDair...

44

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Tamer Gök

About Mersin...

45

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’eDair...

46

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

iş hekimi rahmetli Ramazan Ünsal'ın 52'nci Sokak'taki evi hala duruyor, tarihi eser Dolarak tescil edilmiş ama sahip çıkan, onaran yok. Mersin'in eski mahalleleri,

tarihi dokusu kayboluyor, kısacası kültür mirasımız yok oluyor. Bu gidişle on beş, yirmi

sene içinde geçmişi anımsayacağımız yapılar, değerler kalmayacak.

alnız bizde olmuyor geçmişin, tarihin göz ardı edilmesi. Teknolojik ve ekonomik Yivme ile dünyanın birçok şehri niteliğini, özgün karakterini kaybetti. Pek çok kenti

tek tip ticaret birimleri, kafeler, marketler, alışveriş merkezleri istila etti.

eki ne yapmalı? Bardağın dolu tarafına bakmalı, zenginliklerimizin ayırdına Pvararak, kuvvetli yönlerimizi bilmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. On beş yıllık

mazisine rağmen güçlü ve dinamik bir üniversitemiz var. Meslek örgütlerimiz, yönetim

birimlerimiz eskisine oranla daha aktif ve donanımlı. Bu şehir Türkiye'de ilk ve tek

olarak RİS-Mersin Projesi'ni yaptı. Projenin uygulamaları, eylemleri sürüyor ve

platformlar, kitleler bu konuda duyarlı ve canlı. Mersin'in gelişim yol haritası çizildi,

stratejisi belirlendi. Kültür mirasımıza, tarihi değerlere sahip çıkarak kenti turizm odağı

yapmak için aktörler umutla çalışıyor. Burada en büyük görev Mersin'in yerel

yöneticilerine düşüyor. “Geleceğin Mersini”ni yaratırken geçmişi unutmamak

gerekiyor.

arihi çarşıyı, Yoğurt Pazarı'nı, Halkevi'ni, Sanat Sokağı'nı, Hamam Sokağı'nı bir Tmücevher gibi işlemek gerek. Kentin ülkede aranan, hatırlanan bir değer olarak

tanınması için…

unun için de: B- Özel kentsel tasarım projeleriyle çarşıların yenilenmesi, sokakların

sağlıklaştırılması,

- Dekovil hattını anımsatacak ve kent merkezindeki yaya bölgesinde ulaşımı

sağlayacak bir tramvayın kurulması,

- Kent ve uygarlık tarihi müzelerinin oluşturulması, çocuklarımıza ve

öğrencilerimize tarih ve kültür bilinci aşılanması gerekiyor.

u ve buna benzer öneri ve projelerin üretilip hayata geçirilmesi için Mersin BBüyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk üstlenip liderlik yapması önem taşıyor.

talarımıza vefa borcumuz olduğu kadar gelecek nesi l lere de Ayükümlülüğümüzdür bu!…

Prof.Dr. Tamer Gök

About Mersin...

47

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

think we all accept that the most correct and right alternative is the third one.Indhe house of the deceased dentist Ramazan Ünsal on 52 Street is still standing, Trecorded as a historical and cultural value, but no one stakes a claim on it.

he old neighbourhoods of Mersin, the historical pattern, in short, the cultural Theritage of the city are being cleared away. With this trend, the buildings from old

times and cultural values will not remain within a period of fifteen-twenty years.

he unawareness of the history and the past do not occur not only in our city and Tcountry, prototype commercial developments, shopping centres invaded many

settlements through rapid technologic and economic improvements caused the

lack of qualities of the city and loss of the distinctive characteristics.

hen, what should we do? We must look at the filled part of the glass, and to Tdistinguish our richness, to know our powerful sides and to move together.

e have a dynamic university although its past is not more than 15 years. WFurthermore, the non-governmental organizations, chambers and other

organizations are more active and well-equipped than it was in the past. The city of

Mersin carried out one and only RIS (Regional Innovation Strategies) project in

Turkey, of which the implementations are continuing, about which the large public is

very sensitive. The road map and strategies of Mersin are determined via this project.

All actors are working hopefully and mostly voluntarily to protect the historical and

cultural values and to make the city a focal centre for tourism. In this respect, most of

the duty is on local government and the administrators in order not to forget the

memories and not to deny the past during creating the future of Mersin.

he historical city centre, Yoghurt Bazaar, the Public's House, Art Street, Hamam TStreet must be taken into consideration and elaborated like jewellery in order to

make the city to be recognized as a value throughout the country. For this:

- The downtown must be renewed through urban design projects, and its streets

must be rehabilitated.

- To set up a tramline in order to provide access of pedestrians to the city centre,

reminding the narrow-gauge line of the past.

- Urban and Civilizations Museum must be founded in order to engrain the

consciousness of history and culture to the children and students.

unicipality of Greater Mersin should take responsibility as a leader in order to Mproduce such projects and to carry them into effect. This is a fidelity to our

predecessors as well as a responsibility to the forthcoming generations.

Prof.Dr. Tamer Gök

September 2008, Mersin

KentiGezmek

Strollingthroughthe City

50

Kenti Gezmek

51

Strollingthrough

theCity

Kente Giriş:İstasyon ve Çevresi

Entry to the City:

Railway Stationand

the Environs

56

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman olarak ortaya çıkışı ve gelişiminde, on Mdokuzuncu yüzyılın tarihi ve ekonomik bağlamı ile kentin içinde yer aldığı

coğrafyanın dönemsel koşulları etkili olmuştur. Kentin özellikle on dokuzuncu yüzyılın

ikinci yarısından itibaren kazandığı ticaret ve liman kenti kimliği, Osmanlı

İmparatorluğu sınırları içinden çok, imparatorluk sınırları dışındaki gelişmelerden

aldığı ivmeyle gelişmiş görünmektedir. Kentin gösterdiği bu gelişimde artan ulaşım

olanakları ve farklılaşan ulaşım ağının etkisi büyüktür.

u gelişmelerden biri, dünya deniz ticaretinde devrim sayılabilecek değişikliklere Byol açan 1869 yılında, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'nın

yapımıdır. Süveyş Kanalı'nın yapımı ile Afrika çevresinden dolaşmaya gerek

kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılabilmesi olanaklı hale

gelmiştir [1].

üveyş Kanalı'nın açılışı İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski Sönemini yitirmesine neden olurken, hemen hemen aynı dönemde Adana-Mersin

demiryolunun yapımı Çukurova'ya İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin

girmesinde etkili olmuştur [2]. Öte yandan, Süveyş Kanalı'nın yapımı için ihtiyaç

duyulan kerestenin karşılanmasında, kerestenin limana taşınmasında Sunturas

Nehri'nin sağladığı avantajdan yararlanan Lübnanlı tüccarların Toroslar'daki

ormanlara yönelmesi, bölgenin ticaretini canlandırmış ve deniz ulaşımında Mersin

Limanı'nın önemini de artırmıştır [3]. Kanalın inşaatı için kesilen kereste Mersin

Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiş [4], kereste ticareti için Lübnan'dan gelerek

bölgeye yerleşen tüccarlar zaman içinde bölgenin Ortadoğu ile ticaretini

geliştirmişler ve Mersin'de yeni iş olanakları yaratmışlardır [5]. Dolayısıyla kanalın

yapımının Mersin'e dek uzanan bir diğer etkisi de kentin ticaretinin canlanması ve

bunun sonucunda oluşan iş olanaklarının yarattığı nüfustur [6].

üveyş Kanalı'nın yapımı aşamasından itibaren yaşanan tüm bu gelişmeler Sbölgesel ölçekte Mersin'in içinde yer aldığı coğrafyayı ticari ilişkiler ağı içinde farklı

bir düzleme taşımıştır. Bu gelişme, Mersin'de başta kereste ticareti olmak üzere

kentteki ticari yapının güçlenmesi ve bir sermaye birikiminin gerçekleşmesini

sağlamıştır. Böylece, limanın gelişmesi ve göçle birlikte sosyo-mekansal yapı yeni

öğeler kazanmıştır [7].

u dönemde Mersin'in de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz coğrafyasındaki bu Bdeğişim ve gelişen ticari ilişkiler ağı yalnızca denizyolu trafiğini değiştirmemiş,

özellikle Mersin gibi liman kentlerinde yeni ulaşım olanaklarını da beraberinde

getirmiştir. On dokuzuncu yüzyıl ortalarından itibaren bu döneme kadar Anadolu'da

dağıtım ve ticaret işlevini yerine getiren tek ulaşım ağı olan uzun mesafe kervan

yolları yerini yeni bir ulaşım biçimine bırakmaya başlamıştır. Öncelikli olarak liman

kentleri ve onları üretim bölgelerine bağlayan bu yeni ulaşım biçimi demiryoludur [8].

Çünkü bu dönemde demiryolları sanayi devrimini gerçekleştirmiş merkez ülkeler için

hem hammadde kaynağı hem de pazar olarak işlev görebilecek, Osmanlı

İmparatorluğu gibi çevre ülkelerdeki yerleşimlere etkin ve ucuz erişim sağlayan bir

57

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he historical and the economical context of the nineteenth century and the Tperiodic conditions of the geography the city is located in has been effective in

coming out and evolution of Mersin as a port in the East Mediterranean. The

commerce and port city identity the city has developed especially after the second

half of the nineteenth century is observed to be progressed with the acceleration it

has gained from the external developments from the outbound of the empire,

rather than the inbounds of the empire. The most crucial transformation to change

the fate of Mersin in its evolution in nineteenth century is the advancing

transportation possibilities and differing transportation network.

ne of the aforementioned progresses at transportation network is The Suez OCanal linking the Mediterrenean and the Red Sea leading revolutionary

changes at world maritime trade. The construction of this artificial canal made

maritime transportation possible between Asia and Europe without the necessity to

go around Africa [1].

n one hand, as the opening of Suez Canal causes the loss of earlier importance Oof Ottoman territorial integrity for England, on the other hand it has caused the

loss of England's interest in Çukurova, and the inflow of German capital to Çukurova

after English capital [2]. Besides, the Lebanese merchants turned their faces towards

the forests of Taurus in order to provide the timber needed for the construction of the

canal, taking the advantage of Sunturas River in conveying the timber to the port.

This has fostered the regional trade besides emphasizing the importance of Mersin

port in terms of marine transportation [3]. The timber chopped for the construction of

the canal has been exported to Egypt and Damascus [4], and the merchants

coming from Lebanon for timber trade has improved the commerce of the region

with Middle East and created new employment opportunities in Mersin [5].

Therefore, another effect of the canal over Mersin is the activity in city commerce

and the population created by the resulting new employment opportunities [6].

ll these developments experienced since the construction phase of the Suez ACanal, besides carrying the geography Mersin is situated in to a different

platform in terms of commercial relationships in regional scale. It has strengthened

the commercial structure, especially the timber trade and provided the

accumulation of a capital stock. Thus, the social-spatial structure gain new features

as a result of the development of the port and the migration [7].

hese transformations in the East Mediterranean geography where Mersin is Tsituated in and the improving commercial relationships at that period, not only

has changed the maritime lines traffic but also brought along new transportation

means especially to the port cities like Mersin. Long distance caravan routes, the

only transportation network fulfilling the distribution and commerce functions in

Anatolia till then, has began to be replaced by a new transportation infrastructure.

This new transportation network connecting the port cities to the production regions

58

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

araç olmuştur. Bir başka deyişle, bu dönemde demiryolu çevrenin merkeze

entegrasyonunu sağlayan bir “lokomotif” görevi görmüştür [9].

ir çevre ülkesi olarak Osmanlı Devleti'nin bağımsız ve önceliklerini kendisinin Bbelirleyebildiği bir bayındırlık politikasının olmayışı ve demiryollarının hızla geliştiği

on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında imparatorlukta yaşanan mali kriz gibi farklı

nedenler sonucu, gelişen sanayileri için ucuz hammadde ve pazar arayan merkez

ülkelere çeşitli imtiyazlar tanınmış ve bu ülkeler tarafından demiryolları inşasına

başlanmıştır [10]. Tanınan söz konusu imtiyazlar ile oldukça karlı bir yatırım aracı

olarak görülen demiryollarının yapımı [11], öncelikle liman kentlerini bu kentlerin art

bölgesindeki verimli ovalara bağlayacak şekilde, İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Belçikalı

ve Alman sermayedarlar tarafından gerçekleştirilmiştir [12].

u dönemde, başta pamuk olmak üzere Çukurova'daki tarımsal üretimin aktarım Bnoktası olarak Mersin'i üretim bölgesi olan Çukurova'ya bağlayacak bir

demiryoluna gereksinim duyulmuş, 1863 yılından itibaren Adana-Mersin

demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini göstermeye başlamıştır [13]. Merkezi

hükümet ile çeşitli yazışmalar yapılmış, ürünün nakliyesinde maliyeti yükselten ve

zaman açısından verimli olmayan deve kervanlarının kullanılmasının, Amerikan İç

Savaşı'yla birlikte artan pamuk üretimi ve ticaretin gelişiminin önünde bir engel

olduğu ve kentin ticari gelişimi için Mersin-Adana demiryolu hattının bir an önce yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur[14]. 1860'lı yıllarda başlayan girişimler sonuç

vermiş ve İngiliz sermayesiyle yapılan toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki

Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında hizmete girmiştir[15].

ncak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve bölgede değişen güç Adengesinin bir sonucu olarak işletme hakkı Almanlara geçmiştir. Bu dönemde

Almanya, Berlin-Bağdat projesi ile İstanbul'dan itibaren Anadolu'yu çapraz keserek

Adana'dan Bağdat'a uzanmak ve Alman sermayesi ile birlikte Alman ekonomik ve

askeri gücünü Berlin'den Bağdat'a kadar ulaştırmak için gerekli altyapıyı hazırlamak

istemiştir [16]. Mersin-Adana demiryolu hattının mülkiyeti bir süre Anglo-Fransız

ortaklığına ve ardından 1908 yılında da Almanlara geçmiştir [17]. Aynı yıl hat Bağdat

Demiryolu'nun bir parçası haline getirilmiştir [18].

ersin-Adana demiryolunun açılması ile Mersin, doğu hinterlandının çıkış kapısı Molduğu gibi Gülek Boğazı yoluyla İç Anadolu Bölgesi ile de bir bağ kurmuştur

[19]. Kısacası, Çukurova ve ovadaki üretim-pazarlama ilişkisinin iki önemli odağı

olarak Adana ve Mersin, bir yandan oldukça önemli bir ulaşım aracına kavuşurken,

öte yandan yepyeni bir ilişkisel ağ içinde yer almaya başlamıştır. Dönemin en önemli

ulaşım sistemi olarak Berlin'den Bağdat'a uzanan demiryolu ağının bir parçası olan

Mersin-Adana hattı, bölgesel tarımın ticarileşmesinde belirleyici olmuş ve Mersin'in

sahip olduğu liman kenti kimliğini güçlendirmiştir. Mersin-Adana hattının yapımı ve

ardından Bağdat Demiryolu'na bağlanması, Mersin ve içinde bulunduğu bölgenin

sahip olduğu deniz ve karayolu bağlantılarını sağlamlaştıran üçüncü bir ayak olarak,

hem Mersin'in hem de Çukurova'nın gelişiminde önemli bir yatırım olmuştur [20].

59

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

raw material and market for the central countries which has gone through the

industrial revolution, and a vehicle providing effective and economic transportation

to the settlements in the surrounding countries like Ottoman Empire. In other words,

at that period railways have played a “locomotive” role integrating the surrounding

and the central [9].

s a result of various reasons like the absence of an independent public works Apolicy of which priorities defined by the Ottoman Empire as a periphery country

and the financial crisis happened at the first half of the nineteenth century, various

franchise has been given to the central countries in search of cheap raw material

and market for their developed industries and the construction of the railways has

been started by these countries [10]. Construction of railroads, which seems to be a

very profitable investment, linking the port towns to their hinterland of fertile lands

[11], was realized by British, French, Austrian, Belgian and German capitalists through

the aforementioned franchise [12].

n this period, the need for a railway connecting Mersin, as a zone of conveying Iagricultural production of Çukurova, mainly cotton, to the production area

Çukurova, has been felt and since 1863, some attempts have been observed for the

construction of Adana-Mersin railway [13]. Some correspondence has been made

with the central government. The fact that the use of camel caravans, increasing

the production costs and inefficient in terms of time, is an obstacle against the

progress of commerce and cotton production which has been increased with the

American Civil War and for the sake of commercial development of the city, Mersin-

Adana railway should be constructed as soon as possible, has been emphasized at

these correspondence [14]. The attempts starting at 1860's has resulted and 67

kilometers long Mersin-Adana railway line, which was constructed with British

capital, has been put into service at 1886 [15].

owever, the railway has passed into other hands since 1900's and as a Hconsequence of changing balance of power in the region the operating rights

has passed over to Germans. At that time, Germany tried to set the background to

cut across Anatolia from Istanbul with Berlin-Baghdad project to reach Baghdad

from Adana and carry German economic and military forces together with German

capital from Berlin to Baghdad [16]. The ownership of Mersin-Adana railway passes

over to Anglo-French partnership after a while and then to German in 1908 [17]. In

the very same year, the line becomes a part of Baghdad Railway [18].

fter Mersin-Adana railway put into service, on one hand, Mersin became the Aexit of east hinterland, and on the other hand, it has created a link with Central

Anatolia Region through Gulek Strait [19]. In short, Adana and Mersin, two crucial

centers of Çukurova and production-marketing relation of the plain, have began to

take place in a brand new relational network besides reaching a considerable

transportation mean. As the most important transportation mean of that period,

Mersin-Adana line, which is a part of the railway system extending from Berlin to

Baghdad, has been determinative in commercialization of the regional agriculture

60

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

öylece, 1886 yılında kent, dönemin en hızlı ve ekonomik ulaşım altyapısı ile Btanışmış ve bölgenin finansal merkezi durumundaki Adana'ya bağlanmıştır.

Böylece Çukurova'daki tarımsal üretim, bölgenin limanı olan Mersin'e hızla ve

ekonomik biçimde ulaştırılırken, aynı zamanda denizden kente gelen mallar da

Anadolu'nun iç bölgelerine kolaylıkla gönderilebilir olmuştur.

ersin bu önemli yatırım ile birbirini tamamlayan iki önemli ulaşım altyapısına Msahip olmuş, bu yenilik kentin fiziksel gelişiminde de etkisini göstermeye

başlamıştır. Kente artık bir demiryolu istasyonuyla girilmekte ve yoğun ticari etkinlik

istasyondan ana iskeleye kadar devam eden, kıyıya paralel bir yol boyunca

gerçekleşmektedir. Hammadde ve malların istasyon ile kentin ana iskelesi olan

Gümrük İskelesi'ne taşındığı bu güzergah, günümüzde de varlığını sürdüren Uray

Caddesi'dir. Demiryolu ile kente gelen hammadde ve ürün Uray Caddesi'nden

Gümrük İskelesi'ne kadar devam eden raylar ile taşınmakta ve iskeleden teknelere

yüklenmektedir. Teknelerle açıkta bekleyen gemilere taşınan hammadde ve ürün,

Fransız, İngiliz, Arap bandıralı gemilerle Şam'dan, Tripoli'ye, Marsilya'dan İzmir'e kadar

pek çok limana taşınmaktadır. Ya da tam tersi, farklı ülkelerin bandırasını taşıyan

gemilerle gelen mallar kentteki iskelelerden istasyona taşınarak demiryolu ile

Anadolu'ya ulaştırılmaktadır.

stasyon ile liman arasındaki bu ilişki, Uray Caddesi'ni kentin ana ticari ekseni haline

İgetirmiş; cadde boyunca denize uzanan çok sayıda iskele inşa edilmiştir. Kente

gelen hammadde ve ürünün gemilere ya da istasyondaki vagonlara taşınabilmesi

için doğrudan istasyona bağlanan ve üzerinde raylar bulunan Demiryolu İskelesi

bunlardan biridir. Günümüzde yerinde Mersin Limanı'nın bulunduğu Demiryolu

İskelesi'nden başka batıya; kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne doğru, Alman

İskelesi, Belediye İskelesi, Taş İskele gibi sürekli varlığını koruyan ya da yapılıp yıkılan irili

ufaklı çok sayıda iskele inşa edilmiştir.

irminci yüzyıl başına kadar kentin doğu girişini tanımlayan istasyon, bir yandan Yuluslararası bir ulaşım bağlantısının yerel uzantısı, bir yandan da kent içi ve

şehirlerarası karayolu ulaşımın kesişim noktasındaki konumuyla bir ulaşım odağı

olarak işlev görmüştür. Günümüzde mevcut istasyon yapısının yüz metre doğusunda

halen varlığını sürdüren kentin ilk istasyon binası, küçük, beyaz bir taş yapıdır. Bugün

Adana-Mersin arasında bir banliyö hattı olarak işlev görmesinin yanı sıra Anadolu'da

pek çok kente erişim sağlamakta olan demiryolunun Mersin'deki istasyon binası 1955

yılında yapılmıştır [21] ve geçmişte olduğu gibi bugün de kentin doğu girişini

tanımlayan önemli bir noktadır.

61

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

and strengthened the port city identity of Mersin. The construction of Mersin-Adana

railway and linking it to Baghdad railway, as a third point reinforcing sea and

highway connection of Mersin and its surrounding, has been a significant investment

in the development of both Mersin and Çukurova [20].

y this way, in 1886, the city has met the fastest and the most economic Btransportation infrastructure and been connected to Adana, the financial

center of region. Thus, while the agricultural production of Çukurova is conveyed to

Mersin, the port of the region, quickly and economically, also the goods coming by

the sea to the city are sent to inner regions of Anatolia practically.

hus, Mersin has acquired two complementary important transportation Tinfrastructures with this significant investment that has begun to influence the

physical development of the city. From that time forth, the city is entered through a

railway station and the intense commercial activities are held along a road parallel

to the coastline continuing from the station to the main pier. This route where the raw

material and goods are conveyed to the station and Custom Pier, the main pier of

the city, is Uray Street, which still keeps its existence today. The raw material and

goods coming by railway to the city are carried over the rails extending to Custom

Pier and loaded to the boats from the pier. The raw material and goods transferred

to the ships waiting on the open sea by the boats are carried to many ports from

Damascus to Tripoli, from Marseilles to Izmir by ships sailing under French, English, and

Arabian flags. Or, on the contrary, the goods coming by ships sailing under various

flags are carried to the station from the piers of the city and transferred to Anatolia by

railway.

his relationship between the station and the pier has made Uray Street the main Tcommercial axis of the city and caused the construction of many piers stretching

to the sea all along the street. Railway Pier connected directly to the station, on

which there exist rails, is one of these piers used to convey raw material and goods

coming by railway to the ships or the raw material and goods coming by sea to the

wagons at the station. Except for the Railway Pier which has been on the place

today Mersin Port is located, towards west, to Custom Pier, the main port of the city,

many piers some big, some small, kept its permanent existence like German Pier,

Municipality Pier, Stone Pier, some destroyed have been constructed.

he station, defining the entrance on the east of the city, until the beginning of Ttwentieth century, has functioned as the local extension of an international

transportation connection on the one hand and on the other hand as transportation

focal with its location on the intersection of inner city and intercity highway

transportation. The first station building still existing on 100 meters east of the current

station is a small stone building appropriate with the scale of the city at twentieth

century. This station building of the railway, which is both functioning as a suburban

line between Adana and Mersin and providing access to many cities in Anatolia

today, is built in 1955 in Mersin [21] and is still an important point defining the east

entrance of the city today as it was in the past.

62

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Station Premises, 1900’s

İstasyon Binası, 1900’ler

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

artpostalın solunda kentin ilk istasyon binası görülüyor. Raylar üzerindeki çok Ksayıda vagon ve vagonlara yüklenmiş çuvallar dikkat çekiyor. İstasyon binasının

önünde atlı arabalarıyla bekleyen insanlar, belki trenle gelen yükü iskeleye taşımak,

belki de iskeleden getirdikleri yükü vagonlara yüklemek üzere bekliyorlar.

ersin-Adana demiryolunun yapımı için 1860'lı yıllarda başlayan girişimler 1883 Myılında sonuç vermeye başlıyor. Demiryolunun yapımına başından beri İngiliz

sermayeli şirketler talip olmasına rağmen yapım ve işletme imtiyazı Osmanlı

vatandaşlarından Mehmet Nahit Bey ve Costaki Teodori'ye veriliyor. Mehmet Nahit

Bey ve Costaki Teodori, şirketin imtiyaz hakkını Baron Le Evain de Vandeuvre adlı

kişiye satıyor.

aron Evain de Vandeuvre ise 1885 yılında Taurus and Adana Railway Company Badında bir şirket kuruyor ve şirketin hisselerinin satışından elde edilen gelirle

demiryolunun yapımına başlanıyor. Satışa çıkarılan şirket hisselerinin çoğu İngilizler

tarafından satın alınıyor [22]. Şirket, 1886 yılında toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki hattı hizmete açıyor [23]. Bu dönemde üç istasyonu ve yedi durağı

bulunan hattın merkezi ve görevli sayısının en fazla olduğu istasyon Mersin İstasyonu.

İstasyonda ithal ve ihraç edilen malların bir süre saklanması için mağazalar yer alıyor

[24].

63

Entry tothe City:Railway

Station andIts Environs

İSTASYONRAILWAYSTATION

Station Premises, 2000’s

İstasyon Binası, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the left of the postcard the first station building is seen. Many wagons and Osacks loaded on the wagons attract attention. In front of the station, there are

people waiting with their carts, in order to either convey the loads that come by train

to the pier or to load the wagons with the goods they bring from the pier.

arious attempts take place in 1860's for the construction of Mersin-Adana Vrailway begin to give result in 1883. Even though English companies volunteer to

the construction of the railway from the very first beginning, construction and

running franchise is given to Ottoman citizens Mr. Mehmet Nahit and Costaki

Teodori, who sell the franchise rights to Baron Le Evain de Vandeuvre.

aron Evain de Vandeuvre establishes a company named Taurus and Adana BRailway Company in 1885 and the construction of the railway starts with the

income of the sale of the company stocks. Most of the stocks put on market are

bought by English people [22]. The company puts the 67 kilometers long line into

service in 1886 [23]. Mersin Railway Station is the central station and the one having

the biggest number of workers of this line which has three stations and seven stops at

that period. At the station, there are stores used for the storage of exported and

imported products [24].

64

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Railway Station and its Environs,1900’s

İstasyon ve Çevresi, 1900’ler

886 ile 1910 yılları arasında bir tarihte kaydedilmiş olduğu anlaşılan kartpostalda 1Adana-Mersin demiryolunun açılmış olduğu, ancak İngiliz Yağ Fabrikası'nın

henüz inşa edilmediği görülüyor. [25].

ersin'in hızlı bir gelişim gösterdiği bu dönemde bölgeye ulaşımı güçlendirecek Myeni karayolu altyapısı yatırımlarına da ihtiyaç duyuluyor [26]. Özellikle Mersin-

Tarsus arasındaki karayolu bağlantısı üzerinde duruluyor ve 1850'li yıllardan itibaren

bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun düzeltilmesine karar veriliyor

[27].

öz konusu karar doğrultusunda 1870'lerde yol düzeltiliyor[28]. Kartpostalda Tarsus Syönüne doğru uzanan bu yolun yerinde, günümüzde Mersin'den Tarsus'a,

Tarsus'tan Adana'ya erişim sağlayan D-400 Karayolu'na bağlanan İsmet İnönü

Bulvarı bulunuyor. Kartpostalda bu yolun Tarsus yönünden gelerek doğrudan Uray

Caddesi'ne bağlandığı görülüyor. Atlı arabaların kente giriş yaptığı Uray Caddesi'nin,

istasyondan denize doğru gelen demiryolu ve demiryoluna paralel devam eden

karayolu ile kesiştiği noktada parmaklıklı bir kapı dikkat çekiyor. Bu kapının, o

dönemde demiryolu ile Tarsus'tan gelen karayolu bağlantısının hemzemin geçit

oluşturduğu noktada geçiş güvenliğini sağlamak üzere kullanıldığı anlaşılıyor. 65

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

İSTASYONRAILWAYSTATION

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Railway Station and its Environs,2000’s

İstasyon ve Çevresi, 2000’ler

t the period the postcard has been recorded, it is seen that Adana-Mersin Arailway is put into service but English Oil Factory has not been built yet, thus it is

understood that the postcard is recorded at a date between the years 1886 and

1910 [25].

t this period, a period Mersin has made a fast progress, new highway Ainfrastructure investments are needed in order to enforce the transportation to

the region [26]. Especially the highway connection between Mersin and Tarsus is

taken into consideration and decided to be rehabilitated which has been rough

since 1850ies [27].

he aforementioned attempts give result and the road is rehabilitated at 1870's T[28]. The road extending towards Tarsus direction on the postcard is İsmet İnönü

Boulevard currently, still being used and linked to D-400 Highway which is the road

providing transportation from Mersin to Tarsus and from Tarsus to Adana. On the

postcard, this road is seen to be coming from Tarsus direction and linked directly to

Uray Street. On the postcard, a grilled door attracts attention at the intersection

point of Uray Street where carts enter the city, with the railroad coming from the

station towards the sea and the highway going on in parallel to the railroad. It is

understood that this door is used for crossing security at the point railroad and

highway link coming from Tarsus meet at a level crossing.

66

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Railway Station and its Environs,1930’s

İstasyon ve Çevresi, 1930’lar

artpostalda ilk dikkati çekenler, kentin kuzeybatısındaki istasyondan, demiryolu Kiskelesine doğru sıralanmış vagonlar ve demiryolu, Tarsus yolu ve Uray

Caddesi'nin kesiştiği kent girişinde, demiryolu iskelesi çevresinde kıyıda artan yapılar.

Gerek artan yapılar gerekse arka planda seçilen Mersyna Oil Mill Company

(günümüzde kullanılan adıyla İngiliz Yağ Fabrikası), görüntünün 1900'lü yıllara ait

olduğunu gösteriyor. Atlı arabalar hala karayolu ulaşımının en belirgin öğesi. Ancak

demiryolu ile Tarsus-Mersin bağlantısının kesiştiği hemzemin geçitteki parmaklıklı

kapının yerini artık bariyerli bir geçişe bıraktığı görülüyor.

ersin-Adana demiryolunun kente girdiği noktadan güneye doğru ayrılan bir Mkol, günümüzde Mersin Limanı'na ulaşan ve halen kullanılmakta olan raylar,

Demiryolu İskelesi'ne ulaşıyor. Bu iskeleyi ve yapımını Fikri Mutlu şöyle anlatıyor[29]:

1928-1929 senesinde Devlet Demir Yolları ve Limanları hesabına her tarafı betonla “inşa edildi. Uzunluğu 140, genişliği 16 metre olup üç şimendüfer (şimendifer) hattı

bulunmaktadır. Elektrikle müteharrik (çalışan) birisi 15 ton, diğerleri üçer tonluk üç

adet vinci vardır. Bu iskeleden yapılacak tahliye ve tahmilden (yükleme ve

boşaltma) alınan iskele resmi (iskele vergisi), sahibi olan Devlet Demiryolları ve

Limanları İdaresi tarafından alınmaktadır. Belediye ekseriye (çoğunlukla) iskelelerde

yeknesaklığı ve disiplini temin etmek için kira ile bu iskeleyi tutmaktadır.”

67

İSTASYONRAILWAYSTATION

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Railway Station and its Environs,2000’s

İstasyon ve Çevresi, 2000’ler

he first attraction drawing items on the postcard are; the wagons lined up from Tthe station on the northwest of the city towards railway pier and the railroad, the

increasing number of buildings on the coastline near railway pier at the entry of the

city where Tarsus road and Uray Street intersects. Both the increasing number of the

buildings and Mersyna Oil Mill Company (currently known as British Oil Factory)

perceived on the background indicates the scene belongs to 1900's. The carts are

still the most noticeable items of highway transportation but, the grilled door at the

level crossing where the railroad and Tarsus-Mersin link intersect is seen to be

replaced by a barrier gate.

ne branch of the railway diverted towards south from the point Mersin-Adana Orailroad enters the city reaches Railway Pier, of which the rails are still in use. Fikri

Mutlu mentions about this pier and the construction of it as below [29];

In years 1928 and1929, all around it is constructed with concrete for the account “of State Railways and Ports. There are three railway lines of 140 meters long and 16

meters wide. It has three power operated cranes, one, of 15 tons, others, of three

tons. The pier due of the loading and unloading from this pier is taken by the owner

State Railways and Port Authority. The Municipality usually rents this pier in order to

maintain uniformity and discipline at the piers.”

68

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

The Railway Pier,1930’s

Demiryolu İskelesi, 1930’lar

artpostalda Demiryolu İskelesi'nden kuzeye doğru bir bakışla, kentin doğu Kgirişinin 1930'lu yıllardaki durumu görülüyor. Bir yandan demiryolunun gelişi, öte

yandan iskelelerin gelişimi ile bu dönemde kentte artan ticari hareketlilikle birlikte

yeni yeni yapılar ve kullanımlar da kendini göstermeye başlıyor. Bunlardan biri de

depo ve antrepolar [30].

slında bu yapılara duyulan ihtiyaç daha 1890'lı yıllarda kendini gösteriyor. A1899'da Osmanlı yönetimince artık Akdeniz'in önemli iskelelerinden biri olarak

görülen Mersin'de, Tahinci Atinason Efendi'ye bir liman ve rıhtımla birlikte dok ve

antrepo inşası için imtiyaz veriliyor. Söz konusu imtiyaz ile gümrük işlemlerini

kolaylaştırmak ve ithal malları saklamak için bir antrepo yapılması gerektiğinin

düşünüldüğü anlaşılıyor [31].

u dönemde kentte gereksinim duyulan depo, antrepo gibi kullanımlar yalnızca Bdevlet tarafından yapılmıyor. Kente dışarıdan gelen, ticaretle uğraşan kimseler

tarafından da bu tür yapıların inşasına gereksinim duyulduğu görülüyor. Zira bir süre

Mersin'de yaşamış ve ticaretle uğraşmış olan Barker bu tür bir girişimde bulunuyor.

Gezgin, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde yürütülmesi için yeniliklere gereksinim

olduğunu söylüyor ve kentte bir depo kurduğunu, bu depoya pamuğu ve yünü

sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir de makine getirdiğini anlatıyor [32].

69

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

The Railway Pier, 2000’s

Demiryolu İskelesi, 2000’ler

n the postcard, viewed from Railway Pier towards north, the condition of east Oentrance of the city at 1920's is seen. Newly developed buildings and uses

appear as a result of increasing commercial activities in the city after the arrival of

railway, and development of the piers at that period. One of these is the depository

and warehouses [30].

n fact the need for these buildings begins to appear at 1890's. In 1899, by Ottoman Iauthority, franchise for the construction of dock and warehouse together with a

pier and quay is given to Tahin Dealer Mr Atinason at Mersin which is accepted as

one of the important piers of the Mediterranean. It is clear that with the

aforementioned franchise the necessity for the construction of a warehouse is taken

into consideration to ease the custom operations and store the imported goods [31].

t this period, the required uses such as depositories, warehouses are not built by Aonly government. It is seen that the construction of such buildings are also

needed by merchants coming to city from abroad. Merchant traveler Barker, who

has lived in Mersin for a while, makes such an attempt. Traveler says renovations are

needed in order to run the commercial activities in a quick and serial way, and tells

that he has built a depository in the city and brought a machine into this depository

to compress and package the cotton and wool [32].

İSTASYONRAILWAYSTATION

70

Kentin Girişi:İstasyonveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

The Railway Pier,1930’s

Demiryolu İskelesi, 1930’lar

artpostalda iskelenin üzerindeki raylarda bekleyen boş vagonlar, yükleme-Kboşaltma için kullanılan vinç ve iskeleye yanaşmış tekneler dikkat çekiyor. Dikkat

çeken bir başka nokta ise demiryolu iskelesinin solunda yer alan başka bir iskele.

İskelet halinde görülen bu iskele, Bağdat Demiryolu'nun yapımı sırasında demiryolu

inşası için gerekli malzemenin taşınabilmesi amacıyla Almanlar tarafından yapılıyor.

İstasyonun güney doğrultusunda, demirden yapılan ve üzerinde elektrik tesisatı

bulunan bu iskele, 1940'lı yıllarda artık kullanılamayacak duruma gelen Alman

İskelesi [33].

u dönemde istasyon ile Gümrük İskelesi arasındaki iskeleler yalnızca Demiryolu ve BAlman İskelesi'nden ibaret değil. Mersin Limanı'nın yapıldığı 1960'lı yıllara kadar,

çoğu bu bölgede olmak üzere kıyıda çok sayıda iskele yapılıp yıkılıyor. Genellikle

ahşap ayaklar üzerine inşa edilen bu iskeleler zaman içinde yıpranıyor, bazıları

onarım görürken bazıları kullanım dışı kalıyor.

unlardan biri de, 1923 yılında Alman İskelesi'nin batısında ve Katolik Kilisesi'nin Bgüneyinde, belediye tarafından yaptırılan iskele. Belediye İskelesi olarak anılan

bu iskele, 1928 yılında liman şirketi tarafından üzerine elektrikli bir vinç konulan, on

metre uzunluğunda, yüz otuz metre genişliğinde bir iskele. [34].

71

Entry tothe City:Railway

Station andthe Environs

İSTASYONRAILWAYSTATION

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

The Railway Pier, 2000’s

Demiryolu İskelesi, 2000’ler

he empty wagons waiting over the rails on the pier, the crane used for loading-Tunloading and boats alongside the pier are drawing attention on the

postcard.Another noticeable item is another pier located on the left of the railway

pier. This pier, seen as a frame, is built by Germans in order to transmit the required

materials for the railway construction during the Baghdad Railway construction. The

pier on the south direction of the station, made of iron and with electricity installing is

the German Pier which is no more in a serviceable condition at 1940's [33].

t that period, the only piers, located between the station and Custom Pier are Anot Railway and German Piers. Until Mersin Port is built at 1960's, many more

piers most of which are located between Railway Pier and Custom Pier are built and

destroyed on the shore. These piers mostly constructed over timber supports are

worn down by time and as some are repaired some are left out of service.

ne of these piers is the one built by the municipality in 1923, on the west of OGerman Pier and on the south of Catholic Church. This pier, called Municipality

Pier, is 10 meters long and 130 meters wide, over which a power operated crane is

put at 1928 by Port Company [34].

TicaretinOmurgası:UrayCaddesi

Spineof

Commerce:Uray Street

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

76

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

n dokuzuncu yüzyıl, değişen hammadde ve pazar ilişkileri ve gelişen denizyolu Oulaşımı ile Mersin'in de bir parçası olduğu Akdeniz havzasında modernleşme

sürecinin başlangıcı olmuştur. Bu dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu için

de bir yeniden yapılanma ve modernleşme sürecinin başlangıcıdır. Bu süreçte deniz

ulaşımı sayesinde coğrafyanın iç kesimlerindeki kentlere göre erişimi çok daha kolay

olan liman kentleri büyük değişim yaşamıştır.

anayi devrimini tamamlamış kapitalist dünya ülkeleri bu uzun yüzyılda, gelişen Ssanayileri için gerekli ucuz hammadde ve pazar arayışına girmiş, bunu en hızlı ve

ekonomik biçimde sağlamanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu arayış onları

denizyolu ile kolayca ulaşabildikleri Akdeniz havzasındaki liman kentlerine

yöneltmiştir. Bu süreçte söz konusu ülkeler, Mersin'in de içinde yer aldığı bu liman

kentlerine çeşitli yatırımlar yapmaya başlamıştır.

öz konusu ülkelerin başta ulaşım olmak üzere yaptığı yatırımlar ile liman kentleri, Sdönemin zor ekonomik koşullarında uluslararası ticaretin ve yeni iş olanaklarının

odağı haline gelmiştir. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'deki liman kentleri ağının bir parçası

olan Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak bu dönemde ortaya çıkışı tesadüf

değildir. Pek çok liman kenti gibi Mersin de bu dönemde verimli Çukurova

topraklarında yetiştirilen ürünün bir aktarma noktası olarak iskeleleri ile yeni ticari

fırsatlar sunmuştur. Bunun sonucunda farklı coğrafyalardan gelen ve farklı uğraş

alanları olan topluluklar, on dokuzuncu yüzyılda Mersin'de ticaretin gelişiminde

önemli rol oynamış, kentin ticari yaşamını zenginleştirmiştir [1].

u dönemde liman kentlerinin ortak özelliği olan kozmopolit nüfus yapısının pek Bçok bileşeni vardır. Mersin'de bu bileşenlerden yalnızca biri olan Fransızlar, henüz

on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde kentteki ticari fırsatları fark etmiş ve kentin

ortaya çıkışındaki temel unsur olan iskelelerin iyileştirilmesi için çeşitli girişimlerde

bulunmaya başlamışlardır [2]. Bu dönemde, iç bölgelerin dışa açılan kapısı olarak

Mersin'de [3] pamuk, buğday, susam, keten tohumu gibi tarımsal ürünlerin ihraç

edildiği iskelelerin sayısı artmıştır [4].

n dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında artık bölgenin en önemli limanlarından biri Ohaline gelen Mersin'de, zaman içinde yerleri değişim gösteren çok sayıda

iskele yapılmıştır [5]. Bu iskelelerden üçü, dönem dönem onarımlar geçirse de

yerlerinde kalmış ve kentin ticari merkezini ve gelişim eksenini belirlemiştir. Bu iskeleler,

batıdan doğuya doğru, kentin ana iskelesi olan ve gümrük işlemlerinin

gerçekleştirildiği Gümrük İskelesi, Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele ve istasyonun

güneyindeki Demiryolu İskelesi'dir.

u iskelelerin gelişimi ve konumları, ulaşım bağlantıları ile kentin ticari merkezinin Bgelişimi arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından önemlidir. Çünkü Gümrük İskelesi,

Spine of Commerce:

UrayStreet

77

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he nineteenth century had been the commencement of modernization process Tin the Mediterranean region, of which Mersin was a part, as a consequence of

changing production and market relations and of developing maritime lines. This

period was, at the same time, a beginning of restructuring and modernization

process for Ottoman Empire. During this period, port cities encountered huge

changes due to the developments in maritime lines, and possibilities to reach

resources at inner regions.

he capitalist countries that accomplished their industry revolution in this long Tcentury, acquired the search for cheap raw materials for the developing industry

and for new markets. This search oriented them towards port cities in the

Mediterranean region, to where they could easily reach via maritime lines. During

this process, the mentioned countries began to make various kinds of investments to

port cities, one of which was Mersin.

s a result of investments, especially on transportation, made by developed Acountries, port cities became the focus of international trade and new job

opportunities within difficult economic conditions of the period. Therefore, the

emergence of Mersin as a part of the network of port cities in Eastern Mediterranean

was not a coincidence. Like many other port cities in this period, Mersin with its piers

offered new trade opportunities as a transfer point of crop, raised in fertile Çukurova

lands. Consequently, communities, having diverse professions from different

geographies played an important role in development of commerce in Mersin

during nineteenth century, and enriched town's commercial life [1].

n this period, cosmopolitan population, one of the common characteristics of port Icities, embraced many components, one of which was the French people in

Mersin. They realized the trade opportunities in the town, just in the first quarter of

nineteenth century and began to make various attempts in order to improve the

piers, which are the primary matters that had an effect on emergence of the city [2].

In this period, with the increasing commercial activities, the amount of piers was

increased in Mersin, the gateway of the region to the outside [3]. Agricultural

products like cotton, wheat, sesame, and linseed were exported from these piers [4].

n the second half of nineteenth century, Mersin became one of the most important Iports in the region and many piers with changing place and changing names

were built [5]. Although they were repaired periodically, the place of three piers did

not change and set the location of city centre and its development direction. These

piers, from west to east, are Custom Pier, the main pier of the city where customs

formalities were taken into consideration, Stone Pier (Taş İskele) on the south of Taş

Han and Railway Pier, on the south of railway station.

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

78

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Taş İskele ve Demiryolu İskelesi, kıyıya paralel gelişen bir caddenin güneyinde yer

almaktadır. Bu cadde iskelelerden gelen malların depolandığı yapıları barındıran ve

raylı bir sistem aracılığıyla iskeleler ile istasyon arasında malların taşındığı Uray

Caddesi'dir. Aslında bu cadde kentin ortaya çıktığı ilk yıllardan itibaren vardır. Daha

1800'lü yıllarda kervanların geçtiği caddede hanların bulunuyor olması, kentin

özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren gösterdiği yükselişten önce

de önemli bir cadde olduğunu ortaya koymaktadır [6]. İskele sayısının arttığı, kentin

bir ticaret ve liman kenti olarak gelişmeye başladığı yıllarda caddedeki ticari

kullanımlar ve yapılar çoğalmış, yapıldıkları ilk dönemde daha çok konaklamaya

yönelik işlev gören hanlar zamanla, tüccar hanları, depo, mağaza ve dükkanlara

dönüşmeye başlamıştır [7]. Yirminci yüzyılın ilk yarısına ait pek çok kartpostalda

caddenin İstasyon Caddesi olarak adlandırıldığı görülmektedir. Bir dönem ise

hükümet konağı ile Gümrük Meydanı arasında kalan bölümü Hükümet Caddesi

olarak isimlendirilmiştir [8].

ayları 1930'lu yıllara kadar caddede kalan [9] ve “dekovil” olarak adlandırılan bir Rraylı sistem ile Uray Caddesi, demiryolu istasyonu ile kentin ana iskelesi

arasındaki doğrudan ve tek bağlantıdır [10]. Özellikle iskeleler yakınındaki arazi,

dükkan ve mağazalara ilgi gösteren tüccarlar [11] ve iskelelerde gerçekleşen ticari

etkinlik için en uygun yer, kenti doğu-batı doğrultusunda geçen bu cadde olmuştur.

Cadde'de yer alan ve günümüzde kimi ayakta olmayan Azak Han, Taş Han, Sursok

Han gibi hanlar, Uray Caddesi'nin kentin ticari ekseni olduğunu somut olarak ortaya

koymaktadır.

addede yer alan bu tüccar hanlarında başta gemi ve vapur acenteleri, Ckomisyoncular ve ithalat-ihracat yapan tüccarlar olmak üzere pek çok

uluslararası şirket ve temsilcilikleri hizmet vermeye başlamıştır. Artan ticari etkinlikle

birlikte sigorta ve finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler ve acenteler de

açılmaya başlamıştır [12]. Zaman içinde iş kollarında yaşanan uzmanlaşma,

caddede yer alan tüccar hanlarında da kendini göstermiştir. Bu duruma en iyi örnek

Azak Han'dır. Yirminci yüzyıl başına kadar bu han, ağırlıklı olarak hukuk büroları ile

gümrük acentelerinin bulunduğu bir tüccar hanıdır. Günümüzde ayakta olmayan

bu yapı, Uray Caddesi'nin olduğu kadar Mersin'in de yakın geçmişini, liman ve ticaret

kenti kimliğini simgeleyen bir yapı olmuştur.

irminci yüzyıl başına kadar kentte etkinlik gösteren ve ticaretle uğraşan tüccarlar Yyalnızca Azak Han'da değil, Uray Caddesi'nde yer alan diğer hanlarda ve

ticarethanelerde faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Emilio Levante, Fuat ve Sezar

Şaşati, Vahid Baydar, Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait

Dormen, Ali Ergir, Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç,

Ali Safa, Nazım Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed

Spine of Commerce:

UrayStreet

79

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he location of piers and their development is considered to be important in terms Tof transportation connections and the relations with the development of city

centre. Custom Pier, Stone Pier, and Railway Pier were located parallel to a street, on

its south side. This street, named Uray Street embraced many warehouses to store

goods taken from piers, and a rail system to transfer goods between piers and

railway station. Essentially, this street had been existed since foundation of the city.

Existence of inns on the street, where caravans were passing, yet in 1800's reveals the

importance of the street even before the rising significance of the city in the second

half of nineteenth century [6]. During the years, when the amount of piers were

increased, the city began to develop as a commercial and port city, commercial

activities and buildings were augmented, and inns, used to be places designed for

accommodation were changed into the places for tradesmen, warehouses, and

shops [7]. The street is named Railway Station Street in many postcards taken during

the first half of twentieth century. Once, the part of the street between Custom

Square and Government House was called Government Street [8].

narrow-gauge rail system called dekovil [10], of which the rails had remained Auntil 1930's [9], was the only and direct connection between railway station,

from where raw materials and goods were introduced, and Custom Pier, main pier

of the city. Tradesmen were showing interest especially in shops and lands, close to

the pier [11]. Uray Street that drive the city through east-west direction became the

most suitable place for commercial activities, emerged in piers. Inns, some of which

does not exist at present like Azak Han, Sursok Han, Taş Han, reveal that Uray Street

was the commercial spine of the city.

any international companies and their representative offices like shipping Magencies, commission agents, and import and export dealers began to take

place at the street in tradesmen inns. Companies and agencies of finance and

insurance were also put into working order together with increasing commercial

activities [12]. In the course of time, specialization in commercial activities revealed

itself in tradesmen inns. The best example for this trend was Azak Han. It had been

consisting of offices of attorneys, custom agencies and import and export dealers

until the beginning years of twentieth century. The building, symbolizing not only the

history of Uray Street but also the history of Mersin and its commercial identity, does

not exist at present.

ntil the beginning years of twentieth century, active tradesmen showed their Uactivity not only in Azak Han, but also in other inns and commercial houses as

well. Remarkable tradesmen like Emilio Levante, Fuat ve Sezar Şaşati, Vahid Baydar,

Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait Dormen, Ali Ergir,

Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç, Ali Safa, Nazım

Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed Karamancı, Ezra

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

80

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Karamancı, Ezra Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri

Merzeci, Fuat Şaşati, Mustafa Gandur gibi kentin ileri gelen tüccarları, 1940'lı yıllarda

da Uray Caddesi'nin hala eski canlılığını sürdürmekte olduğunu göstermektedir [13].

u dönem kentte gelişen ve ağırlıklı olarak Uray Caddesi'nde kendini gösteren Bticari etkinlik, tüccar hanları, depolar, mağaza ve dükkanlarla sınırlı kalmamış, bu

etkinlikleri destekleyen çok çeşitli kullanımları da beraberinde getirmiştir. Limandaki

ticari faaliyetle birlikte, yine iskelelere ve caddede yer alan ticari kullanımlara yakın

olmak amacıyla Uray Caddesi'nde bankalar ve yönetsel yapılar da yer almaya

başlamıştır. Selanik Bankası, İş Bankası, Ziraat Bankası gibi dönemin en önemli finans

kuruluşları doğrudan Uray Caddesi'nde yer almış, Osmanlı Bankası ve İş Bankası'nın

bir şubesi ise yine caddeye yakın bir konumda hizmet vermiştir [14]. Öte yandan,

kentin en önemli idari yapısı olan Hükümet Konağı da Uray Caddesi'ndedir.

aha sonraları kambiyo şefliği, bir dönem belediye, vergi dairesi gibi kurumların Dda yer aldığı cadde, kentin sosyal hayatında da önemli bir yere sahiptir [15].

Kentin ileri gelen tüccarlarının bir arada bulunduğu caddede yalnızca iş yoktur.

Türkçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca konuşan, yaptıkları işin niteliği gereği

uluslararası ilişkileri olan tüccarlar, yine Uray Caddesi'nde bulunan bir binada bir

araya gelip eğlenmektedir. Dolayısıyla Uray Caddesi, kentteki ticaretin ana

omurgasını oluştururken, bir yandan da on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından

itibaren kentte gelişen yeni bir ticaret ve burjuva kültürünün oluşumunun belirleyicisi

ve simgesi olmuştur.

Spine of Commerce:

UrayStreet

81

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri Merzeci, Fuat Şaşati,

Mustafa Gandur denotes that Uray Street still continued to show its liveliness [13].

n this period, developing commercial activity at Uray Street was not limited with Imerchant inns, warehouses and shops, many activities supporting the previous

ones emerged. Together with commercial activities on the port, banks and

governmental functions began to develop in order to place themselves close to

piers and Uray Street where commercial activities took place. Significant banks and

financial institutions in the period like Thessaloniki Bank (Banque de Selanique), İş

Bank, Ziraat Bank (Banque Agricole de Governement) took place at Uray Street [14].

Ottoman Bank (Banque Imperiale Ottomane) and new office of İş Bank began to

furnish services on a location very close to Uray Street. On the other hand,

Government House, the most important administrative building was also placed at

Uray Street.

ater on, institutions like exchange office, municipality, and tax administration Ltook place at the street [15]. However, there was not only business on the street,

where notable tradesmen came together. Tradesmen, who were dealing with

international business as an essence of their occupations and talking in Turkish,

Arabic, English and French, were coming together in a building. Therefore, Uray

Street was founding the spine of commercial activities in the city, while it became a

symbol and a determining force for newly developing commercial and bourgeoisie

culture beginning from second half of nineteenth century.

82

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin, Silhouette of Uray Street, 1910’s

Mersin, Uray Caddesi Silueti, 1910’lar

ditör H. Ghazarian'ın kaydettiği kartpostal, on dokuzuncu yüzyıl Mersin'ini tüm Eözellikleriyle belgeliyor. Güneyde üzerinde mavnalarıyla Akdeniz, kıyı boyunca

ortak mimari dilleri ile taş yapılar ve kuzeyde Toros Dağları.

artpostalda kentin ticari eksenini oluşturan Uray Caddesi boyunca sıralanan Ktüccar hanları, depolar, dini yapılar ve resmi kurumların çoğu görülüyor. Solda

görülen yapı Ziya Paşa Gazinosu. Kentin sosyal hayatında çok önemli bir yeri bulunan

yapının doğusunda Postane, onun yanında da Taş Han yer alıyor. Taş Han'ın

kuzeyinde kendini gösteren yapı ise yalnızca Uray Caddesi'nin değil belki de kentin

en önemli simgesi Azak Han. Azak Han'ın güneyinde ve Taş Han'ın kuzeydoğusundaki

yapı Sursock Ailesi'ne ait Sursok Han.

oğuya doğru gidildikçe Ziraat Bankası, dönemin tüccarlarına ait depolar, Dişyerleri ve evler Katolik Kilisesi'ne kadar devam ediyor. Hükümet Konağı'nın

güneyinde yer alan Ziraat Bankası'nı ve caddedeki ticareti, çocukluğu Mersin'de

geçmiş olan öykücü ve şair İlyas Halil şöyle anlatıyor [16]:

Yasemin yüzlü ve yeşil pancurlu bir yapının önündeki Ziraat Bankası'nın daracık “sokağından denizin küçük bir kesimi görülürdü. İş denizi, ithal ve ihraç denizi.

Gündüzleri bellerine kadar suya batmış mavnalar gebe inekler gibi sallanarak açıkta

duran vapurlara pamuk, tahıl taşırlardı.” 83

Spine of Commerce:

UrayStreet

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

stasyon ile Gümrük Meydanı arasındaki bu parke taşlı cadde [17], hemen yanı

başında yer alan Frenk Mahallesi'ndeki [18] gayrimüslim evleri, Türkçe, Rumca, İArapça, Fransızca konuşan ithalat ve ihracatçı tüccarları, Maruni Kilisesi, Katolik

Kilisesi, Camisi ile yirminci yüzyıl başına kadar kentin en canlı caddesi. Kartpostalda

Mersin'in bir liman ve ticaret kenti kimliğini simgeleyen Uray Caddesi'nde o dönemde

deniz kıyısında bulunan yapılar bir arada görülüyor. Günümüzde sahil şeridinin

yerinde İnönü Bulvarı uzanıyor ve kartpostaldaki siluet, yeni yapılan binalar nedeniyle

görülmüyor.

he postcard, recorded by editor H. Ghazarian, documents all characteristics of TMersin at nineteenth century. On the south, the Mediterranean with barges on,

along the coast, stone buildings of a common architectural style, and on the north

Toros Mountains.

n the postcard, most of the merchant inns, repositories, religious structures and Oofficial foundations standing along the Uray Street -the trade axis of the city-

are seen. The building on the left is Ziyapaşa Club, a building which plays an

important role in the social life of the city. On the east of this structure the Post office

stands and next to it is Taş Han. The structure that appears from the north of Taş Han

on the postcard which maybe not only the most crucial symbol of Uray Street but

also of the city is Azak Han. The structure on the south of Azak Han and northeast of

Taş Han is the Sursock Family owned Sursok Han.

owards east, Ziraat Bank, repositories belonged to the merchants of the period, Toffice premises, and houses continue till the Catholic Church. The story-writer and

poet İlyas Halil, who had spent his childhood in Mersin, tells about Ziraat Bank on the

south of Government Office and the trade on the street as follows [16];

Through the very narrow street of Ziraat Bank, which was in front of a jasmine “façade and green louvered building, a small part of the sea could be seen: sea

of business, sea of export and import. In the daytime, the barges rocking like

pregnant cows, sunk in the water till their waists, carried cotton, grain to the ships

waiting on the high sea.”

his cobblestoned street [17] lying among the Railway Station and the Custom TSquare is the most alive street of the city until the beginning of twentieth century,

with its non-Muslim houses at the Frenk District [18] just next to it, with the exporter and

importer merchants speaking Turkish, Greek, Arabic, French and Maruni Church,

Catholic Church and the Mosque. The buildings that symbolize port and

commercial identity of the city, lying down along the coast, can be seen on

postcard. At the present day, İnönü Boulevard exists in place of the coastline and it is

not possible to see the old silhouette due to the new buildings placed in front of the

84

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Latin Catholic Church, 1910’s

Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalın üzerinde, “Mersin- Katolik Kilisesi ve İstasyon Caddesi” (Mersina-Eglise KCatholique et Rue de la Station) yazısı okunuyor. Gümrük İskelesi'nden istasyona

ulaşım sağlayan cadde, önceleri İstasyon Caddesi, daha sonra Hükümet Caddesi

ve sonra da Uray Caddesi adını alıyor. Kartpostalda, günümüzde de ayakta olan ve

ibadete açık bulunan Katolik Kilisesi çan kulesi ile çevredeki en yüksek yapı. Kilisenin

hemen yanında, kartpostalın sağ alt köşesinde ise raylar üzerinde yük taşıyan

dekovilin vagonları dikkat çekiyor. Kentte önemli bir nüfusa hizmet veren Katolik

Kilisesi'ni Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [19]:

Latin Katolik Kilisesi, şehrin doğusunda, sahile yakın, İstasyon Caddesi üzerinde ve “yirmi metre irtifaında (yüksekliğinde) bir saat kulesi bulunan ve geniş müştemilatı

olan modern bir kilisedir. Bu Kilise 1846 tarihinde, Tarsus'taki Katolik Cemaatı;

Mersin'de Katolik Hristiyanların çoğalmakta olduğunu görmesi üzerine Mersin'de bir

Katolik Kilisesi tesis etmek üzere (Per Antonyani) adındaki papazı yeni ve küçük

Mersin şehrine gönderdi. Şehrin Tarsus Caddesi üzerinde ve methalinde o zaman

han olarak kullanılan ve bulunan şimdiki Kilisenin şarkında (doğusunda) ve halen yine

Kiliseye ait mesken ve yazıhane olarak kullanılan binayı satın aldı. Tadilat yaparak bu

hanı Kiliseye tahvil etti. 1890 tarihine kadar bu yerde ayin icra edildi. Halen kilise olan

binanın dört sene inşaatı devam ettikten sonra 1890 tarihinde ikmal edilerek ayin

icrasına burada başlandı.”

85

Spine of Commerce:

UrayStreet

LATİN KATOLİK KİLİSESİLATIN CATHOLIC CHURCH

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Latin Catholic Church, 1910’s

Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar

he phrase, “Mersin – Catholic Church and the Railway Street” (Mersina-Eglise TCatholique et Rue de la Station) is read on the postcard. The street, providing

access between the Custom Pier and the Railway Station, was named Railway

Street at first, Government Street later on, and Uray Street afterwards. On the

postcard, the Catholic Church, the highest building in its environs with the

campanile, is still open for worship today. Next to the church, the carriages of the

narrow-gauge rail system are drawing attention on the lower right corner of the

postcard. Fikri Mutlu describes the Catholic Church, providing service to a large

population [19]:

Latin Catholic Church, placed on the east side of the city on Railway Street, close “to the coast, is a modern church with the campanile of twenty meters long and its

premises. In 1846, the Catholic parish at Tarsus considered the increasing population

of Catholic Christians and sent a priest (Per Antonyani) to Mersin, the little and new

town, in order to build the church. At the time, he purchased the building, used as an

inn on Tarsus Street, on the entry to the city, placed on the east side of the current

church, which is today utilized as housing and office. He transformed the inn into

church after modifications. Religious ceremonies were held in the building until 1890.

Current building, of which the construction was completed after a four-year time, is

used as the church at present”.

86

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Mersin Government House, 1920’s

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalda, Uray Caddesi'nin önemli yapılarından biri olan Hükümet Konağı Kgörülüyor. Günümüzde Mersin İl Sağlık Müdürlüğü olarak hizmet veren yapının

bulunduğu alanda, Mersin'in 1864 yılında kaza olmasının ardından üstü toprakla

örtülü bir yapı hükümet dairesi olarak kullanılıyor [25]. Zaptiye Dairesi yani jandarma

da o dönemde bu yapının içinde hizmet veriyor. Yapının doğusunda Katolik

Kilisesi'ne kadar olan alan, o dönemde şehir mezarlığı olarak kullanılıyor [26].

ükümet Konağı 1919 yılında Mersin'in Fransızlar tarafından işgal edildiği Hdönemde de yönetim merkezi olarak kullanılıyor. Söz konusu dönemde

Fransızlar Hükümet Binası'na yerleşiyor ve guvernör sıfatı ile General Anfre yönetimi

devralıyor. 6 Şubat 1919'dan itibaren ise Fransız yönetimi tüm resmi dairelerdeki

kontrolü ele alıyor. Bu süreçte yönetim kademesindeki pek çok kişi çeşitli

kararnameler ve emirlerle görevlerinden uzaklaştırılıyor [27].

örevinden uzaklaştırılanlardan biri de o dönemde mutasarrıflık görevini Gyürütmekte olan Galip Bey. Fransızların asayişi sağlamak için geldiklerini, ancak

davranışlarıyla sömürgeciliği başlattıklarını ifade eden Mutasarrıf Galip Bey, bu

demecinin ardından 25 Şubat 1919 tarihinde Dahiliye Nezareti (İçişleri) tarafından

görevinden azledildiğini bildiren telgrafı alıyor [28].

87

HÜKÜMET KONAĞIGOVERNMENT HOUSE

Spine of Commerce:

UrayStreet

Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the postcard, one of the most important buildings of Uray Street, the OGovernment House is seen. In the area, where today the building serving as

Mersin Health Directorate exists; a building with an earth covered roof is used as

government office, after Mersin becomes county at 1864 [20]. Zaptieh Agency

which means gendarme also serves in this building at that time. The area extending

to the Catholic Church on the east of the building is used as the city cemetery at that

period [21].

he Government House is used as management center in 1919, when Mersin was Toccupied by French. The French settles in the Government House and General thAnfre takes over the management in the name of governor. From 6 of February

1919 French management takes control of all official institutions. During this process,

many people at government positions are suspended with various decrees and

directives [22].

ne of those who have been suspended is Mr. Galip, the governor of sub-Oprovince. Lieutenant governor Mr. Galip declaring, the French were to come

to secure the public peace but turned out to start colonialism with their behaviors,

receives the telegraph enouncing his dismissal from Ministry of Internal Affairs after th this declaration at 25 of February 1919 [23].

88

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Mersin Government House, 1920’s

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

864 Vilayet Nizamnamesi ile Mersin'in kaza olmasının ardından yapılan Hükümet 1Konağı, gelişen kentin ihtiyacını karşılayamaz duruma gelince hapishane ile

birlikte Yoğurt Pazarı'nın güneyindeki, Sakarya ve İlkbahar Kahvehaneleri'nin yer

aldığı Arabacı veya Aliefendi Hanı'na naklediliyor. Ne var ki hükümet konağının kent

içindeki serüveni bununla da kalmıyor, 1900 yılında, kiralanan Ege Palas Oteli'nde

hizmet vermeye devam ediyor. Sonunda kente yakışır bir hükümet konağının

yapılması için Mutasarrıf Cemal Bey'in girişimi ile halkın desteği ve belediyenin katkısı

sağlanıyor. Belediye dört yıllık iskele gelirini yeni hükümet konağının yapımı için

ayırıyor. Dönemin belediye meclis üyesi olan Abdülkadir Saydavi projesini hazırlıyor

ve kartpostalda görülen yapı 1906 yılında tamamlanarak görkemli bir törenle

hizmete açılıyor [29].

89

HÜKÜMET KONAĞIGOVERNMENT HOUSE

Spine of Commerce:

UrayStreet

Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

s the Government House, which is built after Mersin becomes a county with 1864 AProvince Regulation, could not respond to the needs of the developing city, it is

transferred to the Arabacı or Aliefendi Inns where Sakarya and İlkbahar Café Houses

are in and stands on the south of Yoghurt Bazaar, together with the prison. However,

this is not the end of the adventure of government house in the city and continues to

serve at Ege Palas Hotel taken on hire at the year of 1900. Eventually, public support

and municipality contribution is provided thanks to the initiative of Lieutenant

Governor Mr. Cemal in order to build a worthy government house to the city.

Municipality allocates four years income of piers for the construction of the new

government office. Abdülkadir Saydavi, the municipal council member, prepares

the project and the building seen on the postcard is put in commission with a grand

ceremony at the year of 1906 [24].

90

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Mersin Government House, 1920’s

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

aza halkının yardımları ile inşaatı dört yılda tamamlanan ve kuzeyindeki Khapishane ve jandarma kumandanlığı ile birlikte toplam “on sekiz bin küsur altın

lira”ya mal olan bina, iç avlulu ve iki katlı taş bir yapı. Birinci katında yirmi ve ikinci

katında on dokuz oda ve bir salonu bulunan yapının büyüklüğü, dönemin

Mersininde ticari yaşama paralel olarak idari işlevlerin de ne denli gelişmiş olduğunu

gösteriyor [30].

entin tüm idari birimleri kartpostalda görülen yapıya taşınana kadar pek çok yer Kdeğiştiriyor. Sonunda hepsi birlikte 1906 yılında tamamlanan Uray Caddesi'ndeki

hükümet konağına taşınıyor. Ne var ki, bu da hükümet konağının kent içindeki son

yer değiştirmesi olmuyor. Binada, 1925 yılında çıkan yangın sonucu yapının ahşap

bölümleri tamamen yanıyor. Özellikle üst katta bulunan nüfus ve tapu daireleri büyük

hasar görüyor [31]. İdare o dönemde Çakmak Caddesi'nde bulunan ortaokula

(günümüzdeki 3 Ocak İlköğretim Okulu'na) taşınıyor. Yapının üçgen alınlığındaki

Atatürk rölyefi, yangının ardından büyük bir onarım geçirdiği 1925 yılından sonra

konuyor [32].

91

HÜKÜMET KONAĞIGOVERNMENT HOUSE

Spine of Commerce:

UrayStreet

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler

he structure, which has been constructed in four years with the help of all county Tpeople and, costs a total of “eighteen thousand and a bit gold liras” together

with the prison and gendarme commandership on its north side, is a two-storey stone

building with a courtyard. The scale of the building with its twenty rooms on the first

floor, nineteen rooms and a hall on the second floor is important in indicating how

much the administrative functions have also developed parallel to the commercial

life in the period's Mersin [25].

ntil all the administrative departments of the city are moved to the building seen Uon the postcard, they are relocated to many places. Eventually all of them

move to the Government House, completed in 1906, on Uray Street. However, even

this is not the last relocation of the government office in the city. All of the woodwork

of the building is burnt as a result of the fire in 1925. Administration moves to the

secondary school (at the present 3 Ocak Primary School) on the Çakmak Street.

Especially the registration office and land office are damaged deficiently [26]. The

Atatürk relief on the pediment of the building is placed after the major restoration it

undergoes at 1925 [27].

92

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Mersin Government House, 1930’s

Mersin Hükümet Konağı, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ükümet Binası, yer aldığı Uray Caddesi'nde simge yapılardan biri ve caddenin Hkısmen Hükümet Caddesi olarak anılmasının da nedeni. Cadde, İstasyon ile

Gümrük Meydanı'nı birbirine bağladığından kent içindeki ulaşım sistemi açısından

da önemli. Uray Caddesi aynı zamanda Gümrük Meydanı'ndan ve Kışla Caddesi

üzerinden (günümüzdeki Atatürk Caddesi) batıya doğru Kışla'ya ve Müftü Cami'ne

devam eden sistemin de etkin bir parçası.

u hat üzerinde 1960'lara kadar faytonlar ulaşımda rol alıyor. 1963 yılında ise Bfaytonların ulaşımdan kaldırılması düşünülüyor. O dönemki belediye yönetimi,

hayvanla çekilen tüm arabaların kent içi trafiğine alınmayacağını, ulaşımın temin

edilecek dört otobüsle gerçekleşeceğini bildiriyor [33].

ncak otobüs ulaşımı daha önceden; kısmen de olsa 1940'larda başlıyor. İki hatta Agerçekleşen ulaşımda iki otobüsten ilki “İstasyon-Köprü” levhasını taşıyarak Uray

Caddesi'nden Silifke Caddesi'ne ve Müftü Köprüsü'ne ulaşıyor; dönüş yolunda ise

Atatürk Caddesi üzerinden İstasyona geri geliyor. “İstasyon-Osmaniye” levhasını

taşıyan ikinci otobüs ise Uray Caddesi, Bozkurt Caddesi, Yoğurt Pazarı, Çukurova

Fabrikası, Hastane güzergahını izleyerek Osmaniye'ye ulaşıyor. 1943 yılında başlayan

bu seferlerde bilet ücreti on beş kuruş olarak belirleniyor [34].

93

HÜKÜMET KONAĞIGOVERNMENT HOUSE

Spine of Commerce:

UrayStreet

Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

overnment House is one of the symbol structures of the Uray Street it stands on, Gand causes the street to be called Government Street partially. Since the street

connects the Railway Station and the Custom Square, it is also important in means of

the inner city transportation system. Furthermore Uray Street is an effective part of

the system starting from Custom Square, continuing over Kışla Street (today's Atatürk

Street), towards west to Kışla and Müftü Mosques.

n this transportation line, phaetons play role in transportation until 1960's. At O1963 withdrawal of phaetons from transportation is considered. The

municipality of that period announces that no cars pulled by animals would be

permitted in the city traffic and the transportation would be by four buses which will

be provided [28].

owever, bus transportation starts much before at 1940's, but only partially. In the Htwo lined transportation, the first of the two buses, carrying the signboard

Station-Bridge, reaches Silifke Street and Müftü Bridge from Uray Street, and on the

return, comes back to the Railway Station over Atatürk Street. The second bus

carrying Station-Osmaniye signboard, reaches Osmaniye following the Uray Street,

Bozkurt Street, Yoghurt Bazaar, Çukurova Factory, Hospital route. The ticket fee for

these routes beginning at 1943 is assigned as 15 piaster [29].

94

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Prison House, 1910’s

Cezaevi, 1910’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ray Caddesi'nde bulunan Hükümet Konağı'nın kuzeyindeki hapishane, Ugünümüzde ayakta olmayan, ancak kartpostalın hazırlandığı dönemde kentin

görkemli ve büyük yapılarından biri. İki katlı taş yapı, çevresinde duvarları olmayan,

doğrudan sokağa açılan kapısı ile günümüz hapishanelerinden oldukça farklı.

Binanın açıldığı bu sokakta, 1900'lerin başından itibaren ticaret hayatında etkin

olmuş kentin önde gelen ailelerinin konutları da yer alıyor. Diyap, Sabuncu, Atınç,

Tannus, Tütüncü, Şelfun ve Ergir aileleri bu ailelerden birkaçı.

azar Caddesi'nde, hapishanenin batısında yer alan Osmanlı Bankası (Banque PImperiale Ottoman) Mersin Şubesi binası, Mersin Limanı'nın Doğu Akdeniz'de

önemli bir konum elde etmesinin ardından 1884 tarihinde açılıyor [22].

entteki ticaretin gelişmeye başladığı bu ilk dönemde Osmanlı Bankası'nın Kardından Cumhuriyet Dönemi'ne kadar ve Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında

pek çok banka Mersin'de şube açıyor. Bu bankalardan bazıları Ziraat Bankası,

Deutche Orient Bank, Atina Bankası (Banque D'Athenes), Selanik Bankası (Banque

de Salonique), Memaliki Şarkiye Fransız Bankası (Banque Française des Pays

D'Orient), Türkiye İş Bankası ve Mersin Ticaret Bankası [23]. Merkez Bankası Mersin

Şubesi ise 1936'da Osmanlı Bankası'nın batısında açılıyor [24].

95

CEZAEVİPRISON HOUSE

Spine of Commerce:

UrayStreet

Prison House, 1910’s

Cezaevi, 1910’lar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he prison, on the north of the Government House on the Uray Street, even though Tis not standing today, is one of the glorious and immense buildings of the city at

the time the postcard has been prepared. Two-storey, stone structure is very much

different from contemporary prisons with no walls surrounding it and with its door

directly opening to the street. The street the prison opens to and seen on the

postcard, besides being effective on the commercial life from the beginning of

1900's, also hosts the residences of the prominent families of the city. Diyap,

Sabuncu, Atınç, Tannus, Tütüncü, Şelfun and Ergir are some of these families.

tanding on Pazar Street, the building of Mersin Branch of the Ottoman Bank S(Banque Imperiale Ottoman) on the west of the prison, has been opened in 1884,

as Mersin Port gains a crucial position in the East Mediterranean [30].

t that first period of the developing commerce in the city, following Ottoman ABank, until Republic Period and at the first years of Republic Period many more

banks open agencies in Mersin. Some of these banks are Ziraat Bank (Banque

Agricole du Governement), Deutche Orient Bank, Athens Bank (Banque D'Athenes),

Thessaloniki Bank (Banque de Salonique), Memaliki Orient French Bank (Banque

Française des Pays D'Orient), Türkiye İş Bank ve Mersin Trade Bank [31]. Mersin Branch

of Central Bank is opened at 1936 on the west of the Ottoman Bank [32].

96

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Sursok Han and Uray Street, 1910’s

Sursok Han ve Uray Caddesi, 1910’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalın sağ tarafında görülen yapı, Uray Caddesi'nin en önemli hanlarından Kbiri olan Sursok Han. Sursock Ailesi kimi üyeleri halen Beyrut'ta yaşayan ve yirminci

yüzyıl başına kadar Mersin'de geniş arazileri ve çok sayıda mülkleri bulunan bir aile

[20]. Sursok Han, Taş İskele'nin uzantısında, iskeleden gelen malların depolandığı, alt

katlarında ticarethanelerin yer aldığı, üst katında kente gelip giden tüccarların

konakladığı bir han. Bir dönem Mersin Palas Oteli'ne de ev sahipliği yapmış olan han,

17 Mart 1923'teki ziyaretinde Atatürk'ün otelin lokantasında yediği öğle yemeği

nedeniyle tarihi değer taşıyor [21].

artpostalın çekildiği dönemde kentin ticari merkezi olarak en canlı caddesi Kolmasına karşın yol boyunca yapıların iki katı geçmediği, henüz herhangi bir

motorlu taşıtın bulunmadığı ve taşımacılığın at arabalarıyla yapıldığı görülüyor.

Ancak kartpostalın sol alt köşesinde izleri görülen raylar, kentte o dönemde bir raylı

sistemin varolduğunu açıkça ortaya koyuyor. Görünen raylar, caddenin İstasyon

Caddesi olarak adlandırıldığı yıllarda istasyon ile Gümrük Meydanı arasında yük

taşıyan dekovilin rayları.

ünümüzde Sursok Han, Uray Caddesi'ndeki varlığını koruyor ve halen Gcaddedeki ticaretin önemli yapılarından. Dekovil rayları ise 1930'lu yıllarda

sökülüyor ve zamanla otomobiller kent içindeki ulaşımda yerini alıyor.

97

Sursok Han and Uray Street, 2000’s

Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler

SURSOK HANSURSOK HAN

Spine of Commerce:

UrayStreet

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he building seen on the right of the postcard is Sursok Han, one of the most Timportant inns of Uray Street. Some members of The Sursock Family still live in Beirut

and owned wide land and many estates in Mersin until the beginning of twentieth

century [33]. Sursok Han is an inn, where goods and chattel coming from the pier are

stored, on the extension of Stone Pier (Taş İskele), with the business firms on the lower

storey and accommodation places for the merchants that stop by on the upper

storey. The inn, which for a while has hosted Mersin Palas Hotel, bears a historical

value as a place where Atatürk had lunch at the restaurant of the hotel on his visit at th17 March of 1923 [34].

t the times the postcard had been taken, despite being the most alive street of Athe city in means of trade, it is observed that along the street the buildings do

not exceed two-storey, there exist no motorized vehicles yet and transportation is

carried out by horse cars. However, the railroad traces seen on the lower left-hand

corner of the postcard reveals evidently the existence of a rail system at that time in

the city. The rails seen are that of dekovil, the narrow gauge rail system, which was

carrying goods between the station and Custom Square at the times the street was

called Railway Station Street.

t the present day, Sursok Han keeps its presence on Uray Street and is still one of Aimportant structures of the trade in the street. However, dekovil rails are pulled

out at 1930's and by time automobiles take their place in city transportation.

98

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Sursok Han, Town Hall and Uray Street, 1930’s

Sursok Han, Belediye ve Uray Caddesi, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'de on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan ticari hareketlilik Mve yeni kentsel hizmetler; karantina yapıları, konaklama tesisleri, kent içi ulaşım

gibi pek çok yeni kentsel işlevin düzenlenmesini de gerekli kılıyor [35]. Böylece 1869

yılında belediye meclisi kuruluyor [35]. Ancak belediye meclisi, 1888 yılında Mersin'in

sancak (liva) olmasının ardından belli bir fiziksel mekana kavuşuyor [36]. Gümrük

binasının kuzeyinde, bugün ayakta olmayan yapıda hizmet veren belediye 1922

yılında, kartpostalda görülen Uray Caddesi'ndeki binaya taşınıyor [37].

inada günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bulunuyor. BKartpostalda, Hükümet Konağı ve Belediye gibi önemli idari yapıların bulunduğu

Uray Caddesi bayraklarla süslenmiş ve belediyenin önündeki tak ile Cumhuriyet

Bayramı kutlanıyor. Cadde, belediye binası nedeniyle bir dönem Belediye Caddesi

olarak adlandırılıyor, Uray ismini ise sonradan alıyor. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları o

dönem Mersininde geçmiş şair ve öykücü İlyas Halil şöyle anlatıyor [38]:

Belediye Caddesi Gümrük Meydanı'na doğru uzanır. İki iskelenin arasında “uzanan parke taşlı caddede dışalım-dışsatım firmaları yer alırdı. Bir gün bu

caddeye Uray Caddesi, meydana ise Gümrük Alanı denecek dediler.”

99

SURSOK HANSURSOK HAN

Spine of Commerce:

UrayStreet

Sursok Han and Uray Street, 2000’s

Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

s a consequence of the growing commercial activities and many new urban Aservices, the organization of new urban functions like quarantine structures,

accommodation facilities, city transportation become necessary [34]. Resulting

from this need, the municipal council is established in 1869 in Mersin [35], however it

acquires a specific physical place only after the city becomes a sanjak (subdivision

of a province) in 1888 [36]. The municipality, serving at the building, not standing

today, on the north of the Custom House, moves to the building seen on the

postcard on Uray Street in 1922 [37].

oday, City Theatre, founded by Municipality of Greater Mersin is in the building. TOn the postcard, Uray Street, on where important administrative buildings like

Government House and Municipality stand, is ornamented with flags and

celebrates the Republic Day with the triumphal arch placed in front of the

Municipality. The street is called as Municipality Street because of the municipality

building and renamed Uray afterwards. The story-writer and poet İlyas Halil, who has

spent his childhood and preteens in Mersin at those years, tells [38];

The Municipality Street extends towards Custom Square. On the cobblestoned “street lying among two piers, there were importation and exportation firms. One

day, they said, this street was to be called Uray Street and the square to be called

Custom Square.”

100

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Uray Street, Azak Han and Sursok Han, 1920’s

Uray Caddesi, Azak Han ve Sursok Han, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalda Uray Caddesi'nin en önemli tüccar hanlarından ikisi; Sursok Han ve Kne yazık ki günümüzde ayakta olmayan Azak Han görülüyor. Tüccar Hanı olarak

da bilinen daha sonraları Azak Han ya da Azakzadeler Han olarak anılan han, 1899

yılından önce yapılmış, ilk dönemlerde konaklama amacıyla kullanılmış bir yolcu hanı

[39]. Hanın alt katı o dönemde kente gelen kervanların ve gezgin tüccarların

hayvanları için kullanılırken, üst katı ise yolcu, gezgin ve tüccarların konaklamasına

yönelik işlev görüyor [40].

an, 1928'te Azakzadeler tarafından satın alınması ile Azakzadeler Han adını Halıyor. Zaman içinde Azak Han olarak tanınan yapının 1987 yılında büyük

bölümü çöküyor [41]. 1988 yılında tamamen yıkılan Azak Han, yirminci yüzyılın ilk

yarısında ithalat ve ihracatçı tüccarlar, gümrük komisyoncuları ve avukat

yazıhanelerinin bulunduğu kentin en canlı iş merkezlerinden biri olarak işlev görüyor

[42].

ray Caddesi'nin 1920'li yılların sonlarında kaydedilmiş görüntüsünde, sokak Ulambaları ve soldaki raylar dikkat çekiyor. Cadde, kaldırımları ve parke taşları ile

belediye hizmetlerine ilişkin fikir veriyor. O dönemde belediye zabıtasının kentin

değişik noktalarında kontrol kulübeleri bulunuyor. Kartpostalda bu kulübelerden biri

de Sursok Han'ın önünde görülüyor [43].

101

AZAK HANAZAK HAN

Spine of Commerce:

UrayStreet

Uray Street and Sursok Han, 2000’s

Uray Caddesi ve Sursok Han, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the postcard, on Uray Street, two most important merchant inns of the street; OSursok Han and Azak Han, the latter is unfortunately not standing up today, are

seen. The inn, later on called Azak Han or Azakzadeler Inn, but also known as

Tüccarhanı (Merchant Inn), has been constructed before 1899 [39], and is an inn

used for accommodation at the period it was built. At that time, as the lower storey

of the inn is being used for the animals of caravans visiting the city, traveler

merchants, the upper storey functions as stopover place for travelers, excursionists

and merchants [40].

he inn is named as Azakzadeler Han after being bought by the Azakzadeler in T1928. In 1987, a considerable part of the building that is known as Azak Han as the

time passes collapses [41]. Azak Han, completely torn down in 1988, functions as one

of the most alive business centers of the city, hosting exporter and importer

merchants, duty commissioners and attorney offices at the first half of the twentieth

century [42].

n the picture, recorded at the end of 1920's, of Uray Street, the street lamps and Othe rails on the left are capturing attention. The street, with pavements and

cobblestones, gives an idea about the municipality services. Control booths of

municipal police exist at various points of the city at that period. One of those booths

is seen in front of Sursok Han, on the postcard [43].

102

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Taş Han, Azak Han and Post Office from Stone Pier, 1910’s

Taş İskele’den Taş Han, Azak Han ve Postane, 1910’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

entteki ticari etkinliğin en yoğun olduğu alanlardan biri, 1866 yılında yaptırılmış KTaş İskele ve adını bu iskeleden alan Taş Han. Kartpostalın solunda yer alan ve

1871 yılında tüccar Konstantin Mavromati ile Şura-yı Devlet Azası Vayvani tarafından

yaptırılan Taş Han [44], basit onarım görerek günümüzde Antik Galeria adıyla yeme-

içme ve eğlenceye yönelik çeşitli kullanımların bir arada bulunduğu yeni bir işlevle

varlığını sürdürüyor.

artpostalda dikkat çeken, Uray Caddesi'nin ticari etkinliğinin odağını oluşturan Küç hanın bir arada bulunması. İskelenin uzantısında güney cephesi görülen Azak

Han, Taş İskele'nin batısında Taş Han ile doğusunda Sursok Han. Kıyıda bekleyen

balyalar ve tekneler ise kentin liman ve ticaret kimliğini ortaya koyuyor.

illi mücadele çetecilerinden Şeref Genç'in 3 Ocak 1946 tarihli Yeni Mersin MGazetesi'nde yayımlanan “İşgalde Mersin” başlıklı yazısı, kartpostaldaki

“Hopital Française” (Fransız Hastanesi) yazısını açıklıyor:

Şimendüfer (şimendifer) İskelesi'ni İngilizler kullanmakta olduklarından Fransız “askerleri Gümrük İskelesinden çıkarılacak ve doğruca Taş Han'a götürülerek

yerleştirilecekler, buranın etrafı kordon altına alınacak (...) çıkacak askerin

dağılmamaları ve halkla temas etmemeleri temin olunacak (...) Osmanlı jandarma

ve zabıtası ile İngiliz askerleri işbirliği yapacaklar, herhangi bir olayda birlikte hareket

edeceklerdi.”103

AZAK HANAZAK HAN

Spine of Commerce:

UrayStreet

İnönü Boulevard, 2000’s

İnönü Bulvarı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ne of the zones the most intense trade activity takes place in the city; Stone Pier O(Taş İskele), constructed in 1866 and Taş Han (Stone Inn), taking its name from

that pier. Taş Han, seen on the left of the post card and built by merchant

Constantine Mavromati and Council of State Member Vayvani [44], after

undergoing simple reparation, today, survives with a new function of various eating-

drinking and entertainment oriented uses, under the name Antique Galleria.

he point that attracts attention in the postcard is, all three inns forming the focus of Tcommercial activity of Uray Street, standing together: Azak Han, of which south

façade seen on the extension of the pier, Taş Han on the west and Sursok Han on the

east of Stone Pier. The bales and boats waiting on the shore reveal the port and

trade identity of the city.

eref Genç, one of guerillas of national war, explains the phrase “Hopital ŞFrançaise” (French Hospital) written on the postcard, in his “Mersin Under Military rdOccupation” titled article published on 3 January 1946 in Yeni Mersin Newspaper;

Since Railway Pier is being used by Brits, French soldiers will land from the Custom “Pier and will be directly taken and settled to Taş Han, the place will be cordoned

off (…) it will be ensured that the soldiers will not apart and avoid public contact (…)

Ottoman gendarme and municipal police will cooperate with English soldiers, act

together in case of any incident.”

104

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

artpostal, on dokuzuncu yüzyıl modernleşmesiyle birlikte gelişen bir kentin Kyirminci yüzyıl başındaki en çarpıcı siluetlerinden birini belgeliyor. Gelişen ticaretin ve kentin yeni ticari, idari kurumlarının yanı sıra sosyal yaşama ilişkin yapılar da kartpostalda yerini almış. Kuzeyde Uray Caddesi'ne açılan ve güneyde kıyı boyunca sıralanan yapılar batıdan doğuya doğru; Alanya (Alaiye) Hanı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş Han.

884 yılında dönemin Adana Valisi Ziya Paşa tarafından yaptırılan iki katlı gazino ve 1otel, yıllarca sosyal ve kültürel yaşamın önemli merkezi oluyor. Günümüzde İnönü Bulvarı'ndaki Merkez Postane'nin kuzeyinde yer alan Ziya Paşa Gazinosu, halen postanenin bir bölümü olarak kullanılıyor [45]. Saraçzade Mahmut tarafından işletilen Ziya Paşa Gazinosu, bir dönem Mersin İdadisi'ne de ev sahipliği yapıyor [46].

çıldığı yıllarda Ziya Paşa Kıraathanesi olarak adlandırılan, daha sonra Ziya Paşa AGazinosu olarak hizmet veren ve Mersin'de yaşam kültürünün önemli bir öğesi olarak belleklerde yer eden Kıraathane'yi Şinasi Develi şöyle anlatıyor [47]:

Kıraathane girişinde sol yönde küçük camekanlı bir kitaplık vardı … Mesai saati “bitiminde dairelerinden ayrılan üst derece memurlar, bazı tüccarlar buraya gelip yumuşak sedirlere oturup gazete ve dergilere göz atarlar, bazıları da gerek görürse mevcut kitaplardan seçip okurlardı. Gazetelerin buraya has bir okuma uygulaması vardı. Gazete hazerandan yapılmış bir çerçeve üzerine yerleştiriliyor, çerçevenin sapından tutularak rahatça okunabiliyordu.” 105

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

Spine of Commerce:

UrayStreet

İnönü Boulevard, 2000’s

İnönü Bulvarı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he postcard documents the most remarkable silhouettes of a city that has Tevolved with nineteenth century modernization, at the beginning of twentieth century. Besides the developing trade and the new commercial, administrative enterprises, the structures related to social life has also taken their places in the postcard. The buildings, opening to Uray Street on the north, and lined up along the shore on the south, from west to east are; Alanya Hanı, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han.

he two-storey casino, built by Governor of Adana Ziya Pasha at 1884, has been Tthe crucial center of social and cultural life for years. Ziya Pasha Club, which is today on the north of Central Post office on the İnönü Boulevard, is still used as a part of the post office [45]. Ziya Pasha Club, operated by Saraçzade Mahmut also hosts Mersin High school for a while [46].

inasi Develi describes the café, that is named as Ziya Pasha Kıraathanesi at the first Şyears of opening, and then served as Ziya Pasha Club, and impressed the public memory as an important element of civic culture, as below [47];

There was a small glassed-in bookcase on the left-hand side of the café entrance “… High degree officers coming out of their offices at the end of working hours, some merchants came here, took a glance at the newspaper and magazines sitting on the soft sofas, and some chose one of the existing books and read. The newspapers had a specific way of reading practice here, that they were put on a frame made of rattan and could be read easily read holding from the helve of the frame.”

106

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalda, Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na açılım sağladığı ve Alanya KHanı, Taş Han, Sursok Han, Azak Han gibi tüccar hanlarının yoğun olarak yer

seçtiği alanda yeni bir yapı görülüyor. Söz konusu yapı, kartpostalın solunda görülen

ve o dönemde alt katı zahire borsası olarak hizmet veren, kuruluşundaki adıyla;

Mersin Ticaret Odası.

eniz kıyısındaki konumu ile kentin liman ve ticaret kenti kimliğini ortaya koyan DTicaret Odası, açılış tarihi ile de dikkat çekiyor. Kente önemli bir ulaşım bağlantısı

sağlayan Mersin-Adana hattının açıldığı yıl, İmparatorlukta hizmete giren dördüncü

ticaret odası 1886 yılında açılan Mersin Ticaret Odası.

umhuriyetten sonra Ticaret ve Sanayi Odası adını alan Mersin Ticaret Odası Chizmet vermeye, günümüzde Mersin Oteli'nin bulunduğu alanda, kartpostalda

görülen yapıda başlıyor. 1960'lı yıllarda söz konusu yapının yıkılmasının ardından,

günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet verdiği yapının batısında yer

alan Tüccar Kulübü Derneği'nin alt katında faaliyetine devam ediyor. Söz konusu

yapının yetersizliği nedeniyle 1982 yılından 1990 yılına kadar, Sosyal Sigortalar İş

Hanı'nda hizmet veriyor. Oda, kuruluşunun yüzüncü yılında, Tüccar Kulübü'nün

yıkılmasının adından, aynı yerde 1990 yılında tamamlanan bugünkü yapısına

taşınıyor [48].

107

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

Spine of Commerce:

UrayStreet

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İnönü Boulevard, 2000’s

İnönü Bulvarı, 2000’ler

n the postcard, a new building is seen in the area where many merchant inns Olike Alanya Han, Taş Han, Sursok Han and Azak Han are located intensively on

the place Uray Street expands on the Custom Square. The mentioned building is

Mersin Chamber of Commerce as seen on the left side of the postcard, of which the

ground floor was Grain Exchange.

hamber of Commerce, located along the seashore, reveals the port and Ccommercial city identity also attracts attention in terms of its foundation. When

the railway line between Mersin and Adana was put into service as a significant

transportation connection, Mersin Chamber of Commerce was founded in 1886 as

the fourth chamber in the Empire.

fter taking the name of Chamber of Commerce and Industry after the ARepublic, it began to give service in the building seen on the postcard and in

the place where Mersin Hotel stands today. The Chamber continued the activities

on the ground floor of Merchant's Club, on the east of the Building of Municipality of

Greater Mersin, after the mentioned building was torn down. However, as a result of

inadequacies of the building, the activities were operated in the Building of Social

Insurance between 1982 and 1990. After destruction of Merchant's Club, the

Chamber moved the same place where the construction of the current building

was finished at 1990 [48].

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han , 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalda, Ticaret Odası'ndan batıya doğru kıyı şeridi görülüyor. Kartpostalın Ksol köşesinde, Alanya Hanı ile sahil şeridi arasındaki yarı açık çay bahçesi dikkat

çekiyor. Çay bahçesi, kentin yakın geçmişinde önemli izleri olan Ziya Paşa

Gazinosu'nun yazlık bölümü. Uray Caddesi ve yakın çevresinde ticarethaneleri

bulunan tüccarların, yaz sıcaklarındaki uğrak yeri olan yapı, kış aylarında kıyıya vuran

dalgalar nedeniyle zarar gördüğünden neredeyse her yaz yeniden yapılıyor[49].

entin tüccarları, memurları için, öğle tatillerinde uğranan, akşam kahvesi içilen, Kneredeyse kumsalda bulunan ve denizle iç içe olan çay bahçesinin batı

bitişiğinde Taş Han ve Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele görülüyor. Taş İskele'nin

doğusunda ise Belediye İskelesi ve kartpostalın arka planında Demiryolu İskelesi

bulunuyor. Günümüzde, kartpostalda görülen çay bahçesinin yerinde postane

binası ve İnönü Bulvarı yer alıyor.

108

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s

İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler

n the postcard, the coastline is seen from the Chamber of Commerce towards Othe east. On the left side of the postcard, the semi-open tea house between

the coastline and Ziyapaşa Club attracts attention. It is seen that the tea house,

which becomes a popular place for the merchants that has firms and offices on Uray

Street and its close environs, is damaged as a result of waves during winter and

constructed almost in every summer [49].

erchants and officers stop by the tea house, lying almost on the coast, nested Mwith the sea, on lunchtime or to drink a coffee at the evening, east of which

was the Taş Han and Stone Pier on the south of Taş Han. Else, on the east of Stone Pier,

Municipal Pier exists and on the background of the postcard the Railway Pier lies. In

place of the tea house seen on the postcard, at the present, together with the Post

Office and İnönü Boulevard, and Atatürk Park on the south of boulevard take place.

109

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

Spine of Commerce:

UrayStreet

110

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

The Custom House and the Port of Mersin, 1950’s

Gümrük Binası ve Mersin Limanı, 1950’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük Meydanı'ndan batıya doğru bakış. Kartpostalda, kentin batı sınırını Gtanımlayan istasyonun uzantısında inşa edilen Mersin Limanı ve silo görülüyor.

Mersin Limanı'nın inşa edildiği 1960 yılına kadar, kentte yükleme-boşaltma işlerinin

gerçekleştirildiği irili ufaklı çok sayıda iskeleden birkaçının hala varlıklarını koruduğu

ancak bu dönemde kıyı çizgisinin değişmeye başladığı izleniyor. Eskiden denizin

hemen kıyısında yer alan ve kartpostalın sağ alt köşesinde kiremit çatıları görülen

Gümrük Binası ek yapıları ile batı bitişiğindeki Mersin Ticaret Odası'nın denizden

uzaklaşmaya başladıkları görülüyor.

entin ticari yapısında önemli gelişmelere yol açacak olan Mersin Limanı, aynı Kzamanda kentin fiziksel yapısını da etkileyecek değişimleri beraberinde getiriyor.

entte hizmet veren çok sayıda iskelenin bulunmasına rağmen Mersin'in modern Kbir limana gereksinimi olduğu düşüncesi ile 1927 yılında, Mersin Liman İşleri İnhisarı

adlı bir şirket kuruluyor. Ne var ki, şirketin liman inşaatına başlaması 1954 yılını buluyor.

İnşaat 1961 yılında tamamlanıyor ve işlem hacmi ile günümüzde, İstanbul

Haydarpaşa ve İzmir Limanı'nından sonra Türkiye'nin üçüncü büyük limanı olarak

hizmet veriyor.

111

Spine of Commerce:

UrayStreet

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İnönü Boulevard, Atatürk Park and the Port of Mersin, 2000’s

İnönü Bulvarı,Atatürk Parkı ve Mersin Limanı, 2000’ler

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

look from the Custom Square to the east: on the postcard, the granary and AMersin Port, built on the extension of the Railway Station, defining the east edge

of the city are seen. Until 1960, when Mersin Port was constructed, it is seen that a few

of many large and small piers for embarkation and debarkation carried on their

existence, however, in this period, the coastline began to change its place. The

Custom House additional buildings that used to stand right in front of the coastline, of

which the tiled roof is seen on the left side of the postcard, and the building of the

Mersin Chamber of Commerce and Industry become distant from the sea.

ersin Port would cause important improvements in the commercial structure Mof the city, also bring developments that affect its physical structure.

lthough there were many piers, serving to the city, with the thought of a need Afor a modern port, a firm called Mersin Port Affairs Monopoly was founded in

1927. However, the commencement of construction of the port was happened in

1954. The construction was finished in 1961 and at the present, the port is the third

one in Turkey in terms of traded value after the Port of İstanbul Haydarpaşa and the

Port of İzmir.

112

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Uray Street, 1950’s

Uray Caddesi, 1950’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

atıdan doğuya doğru Uray Caddesi. 1940'larda çocukluklarını yaşayan BMersinlilerin unutamadığı fotoromanlarıyla Kültür Kırtasiye, bankaları, avukatlık

büroları ile Uray Caddesi. Parke taşlı caddeden artık faytonlar ve dekovil geçmiyor.

Seyrek de olsa duyulan korna sesleri caddenin ritmini; telefon ve elektrik direkleri de

görünümünü değiştirmeye başlamış. Ancak Sursok Han'a, Azak Han'a yeni yeni iş

hanları eklenmiş olsa da, 1950'li yıllarda caddedeki trafik ve ticari etkinlik aynı hızıyla

sürüyor.

941 yılında Uray Caddesi'nin zemininde görülen parke taşlarının yenileniyor. 15 1Mayıs 1941 tarihli Yeni Mersin gazetesinin haberine göre, dönemin belediye

yönetimi Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı ile İstasyon arasında kalan

bölümündeki parke taşlarının yenilenmesi kararını alıyor. Aynı gazetenin 12 Temmuz

1944 tarihli sayısında konuyla ilgili haber şöyle veriliyor:

...Memnuniyetle öğrendiğimize göre, Belediye İskelesi ile yine belediyemiz beton “iskelesi arasındaki iki bin üç yüz seksen metre murabbalık (uzunluğundaki) yolun

keşfi yapılmıştır. Kırk iki bin iki yüz yetmiş dokuz lira sarfiyle bu yol yeniden parke olarak

inşa edilecektir. Yolun yapılmasına pek yakında başlanacaktır. Sayın valimiz ile

belediye reisimizin bu işle bizzat alakadar olduklarını görmekle sevinç duyuyoruz.”

113

Spine of Commerce:

UrayStreet

Uray Street, 2000’s

Uray Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

AZAK HANAZAK HAN

ray Street is standing from west to east, with Kültür Kırtasiye (Culture Stationer) Uwhich is unforgettable with its photo novels for the Mersin habitants who spent

their childhood in 1940's, and banks, and advocate offices. No more phaetons or

dekovil passing through the cobblestoned street. The hoot, even heard rarely yet,

has begun to change the rhythm, the telephone and utility poles has begun to

change the image of the street. However, even though new business inns are added

to Sursok Han, Azak Han, during 1950's, the traffic and trade activity goes on at the

same pace.

he preparations of the cobblestones seen on the ground of Uray Street, begins at Tthe year 1941. According to the news of 15 May 1941 dated Yeni Mersin

newspaper, the period's municipality decides to lay down cobblestone to the part

of Uray Street lying between the Custom Square and the Railway Station. On the 12

July 1944 dates issue of the same newspaper, the related news is given as following;

…According to what we gladly learned, the survey of the 2380 meters square “path from Municipality Pier to again the concrete pier of the municipality has

been done. This path will be reconstructed as cobblestoned with a cost of 42279

liras. We are glad to see our reverend governor and mayor are both concerned with

this issue personally.”

114

Ticaretin Omurgası:Uray Caddesi

Custom House and Uray Street, 1920’s

Gümrük Binası ve Uray Caddesi,, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük Meydanı'nda yer alan Yeni Cami'nin minaresinden doğuya doğru Gkaydedilen kartpostal, ön planda Gümrük Binası, arka planda Latin Katolik

Kilisesi ve İstasyon ile Uray Caddesi'ni batıdan doğuya gözler önüne seriyor.

artpostalda Gümrük Binası'nın kuzeyinde görülen üç katlı yapı, uzun yıllar Kboyunca Mersin'in önemli otellerinden biri olan İstanbul Oteli. Cumhuriyet

öncesinde Constantinople adıyla anılan otel, 1913 yılında Nicolas Nikoti, 1921 yılında

ise Aristoteles Papaeconomou tarafından işletiliyor. Cumhuriyet sonrasında ise

İstanbul Palas ve İstanbul Oteli'nin işletmecisi Mahmut Saraç[50].

stanbul Oteli'nin kuzeybatısında minaresi görülen yapı ise Mersin'in en eski camisi

İolan Eski Cami. Cami 1873 yılında yaptırılıyor [51]. Caminin ve Uray Caddesi'nin

güneyinde günümüzde halen kullanılan dükkanlardan biri; bir dönem Mersin ticaret

hayatında etkin olan Fahri ve Sami Merzeci'nin sahibi olduğu Çankaya

Ticarethanesi.

iğer yandan, Gümrük Binası'nın arkasında ise Alanya Hanı, Ziya Paşa Gazinosu, DPostane ve Taş Han ile Taş İskele belirgin bir şekilde görülüyor. Bu yapıların yanı

sıra Eski Cami'nin doğusunda Azak Han ve Sursok Han belirginleşiyor.

115

Spine of Commerce:

UrayStreet

İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s

İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

he postcard, recorded from New Mosque's minaret -standing at Custom Square- Ttoward east, shows off Uray Street from west to east with Custom House on the

foreground, and Latin Catholic Church and Railway Station on the background.

he three storey structure seen on the north of the Custom House on the postcard is Tİstanbul Hotel which has been one of the important hotels of Mersin for long years.

The hotel called as Constantinople until prior to Republic, has been operated by

Nicolas Nikoti in 1913, Aristoteles Papaeconomou in1921. After Republic, in 1930's,

the operator of İstanbul Palas and İstanbul Otel is Mahmut Saraç [50].

he building of which the minaret is seen on northwest of İstanbul Hotel is the oldest Tmosque of Mersin, the Old Mosque. The mosque is built in 1873 [51]. On the south

of the mosque and Uray Street is one of the currently still used shops, Çankaya

Ticarethanesi, owned by Fahri and Sami Merzeci who has been effective in Mersin

commercial life for a while.

n the other hand, at the back of the Gümrük House, Alanya Han, Ziyapaşa OClub, Postoffice, Taş Han and Stone Pier are seen clearly. Besides these

structures, on the east of Old Mosque, Azak Han and Sursok Han outstand.

Dışa Açılan Kapı:Gümrük Meydanıve İskelesi

Gateway tothe Outside:

Custom Houseand Pier

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

120

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ntik dönemlerden itibaren kervan yolları üzerindeki konumu ile önemli bir ticaret Amerkezi olan Tarsus, on dokuzuncu yüzyıl başına kadar, aynı zamanda bölgenin

güvenli bir limanıdır. Çukurova'nın batısındaki toprakları sulayan en önemli

akarsulardan biri olan ve Tarsus'un tam ortasından akan Tarsus Çayı'nın suları,

“Rhegma” adındaki lagünden geçip Akdeniz'e dökülerek Tarsus'u sahil şeridinde bir

kent ve liman haline getirmiştir [1]. Ancak bu güvenli ve işlek liman, zaman içerisinde

Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesi sonucu işlevini yitirmiştir [2].

imanın önemini yitirmesinin ardından Kazanlı ve Mersin İskelesi öne çıkmaya Lbaşlamıştır [3]. Kazanlı iskelesi bu dönemde bölge ticareti için önemli, gümrük

teşkilatına sahip bir iskeledir [4]. Ancak 1817'de bölgedeki Fransız konsoloslarının

yazışmalarından Kazanlı'nın tehlikeli bir liman olduğu, bu nedenle gemilerin daha

güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi yönünde arayışlar olduğu

anlaşılmaktadır. [5]. Bu doğrultuda bölgede yeni yatırımlara girişilmiş ve yeni iskeleler

yapılmaya başlanmıştır [6].

850'li yıllardan itibaren bir liman olarak Mersin'e uluslararası taşımacılık yapan 1büyük gemiler de gelmeye başlamıştır [7]. Öte yandan gezginlerin

yazdıklarından, bu dönemde iskelelerden yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığı,

limanın aynı zamanda bir yolcu limanı olarak da hizmet verdiği anlaşılmaktadır [8].

öz konusu gelişmelerle birlikte yeni iskelelerin yapılmasına karar verilmiştir [9]. SMersin ve kıyıdaki iskelelerin bölge için önemi, 1870'li yıllarda artan liman

faaliyetiyle daha belirgin hale gelmiştir. Adana Vilayet Salnamesi'ne göre, 1892

yılında kentte dördü ahşap, birisi taş, diğeri taş temelli ahşap ve biri de şimendifere ait

demir olan toplam yedi iskele bulunmaktadır [10]. Bu iskelelerden Gümrük İskelesi,

kentin ana meydanı olan Gümrük Meydanı'nın uzantısında bulunmaktadır.

İskelelerle birlikte, gelip giden malların kontrolü ve vergilendirilebilmesi için zabıta

karakolu, gümrük (rüsumat), karantina yapıları, doğan iletişim gereksinimiyle posta

idaresi gibi kurumlar, malların saklanması için depolar, sigorta şirketleri, konsolosluklar

açılmıştır. 1900'lü yıllara ait kent haritalarından, kentin kuzey-güney doğrultusundaki

gelişiminin meydan ve gümrük binası ile ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, ne

zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte [11], Gümrük İskelesi'nin kentin

ilk iskelelerinden biri olduğu anlaşılmaktadır [12]. İskele başta sahile yığılan taşlar ve

ahşap iskeleti ile sandalların yanaşabileceği oldukça basit bir şekilde yapılmış,

1832'de eklemelerle iyileştirilmiştir [13].

u dönemde Gümrük Meydanı, kentin ana meydanıdır ve diğer liman kentlerinde Bolduğu gibi deniz kenarında yer almaktadır. On dokuzuncu yüzyılda Gümrük

Meydanı, Mersin'i denize ve dolayısıyla dış dünyaya açan iskelenin uzantısında,

meydanı dört bir yandan çevreleyen dükkanları, gümrük binası, liman idaresi,

otelleri, lokantaları, kahvehaneleri, camisi, çeşmesi ile kentin en canlı meydanıdır.

Meydanı çevreleyen yapılar meydanın fiziksel sınırlarını tanımlarken, kullanımların

farklılığı ve çeşitliliği meydana canlılık katmaktadır. Meydanda Uray Caddesi ve

Cadde'nin meydana ulaştığı noktada uluslararası ticaretle uğraşan tüccarların

bulunduğu hanlar, gezgin tüccarların konakladığı oteller, lokantalar ve irili ufaklı

dükkanlar bulunmaktadır. Bu anlamda Gümrük Meydanı, kentin sosyal hayatının

tüm özelliklerinin görülebileceği bir yer haline gelmiştir.

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

121

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ince the antiquity, Tarsus had been not only a significant commercial centre as a Sresult of its location on caravan routes but also a safe port in its region until the

beginning of nineteenth century. Tarsus River, irrigating western lands of Çukurova

Region was one of the most important rivers in the region. It was passing through the

heart of Tarsus and making a lagoon when it met the Mediterranean. Therefore,

Tarsus River connected Tarsus to the sea and made Tarsus a port city on the sea shore

[1]. However, as a consequence of transformation of Rhegma lagoon into marsh,

Tarsus lost its safe and busy port city function [2].

fter the port lost its importance, Kazanlı and Mersin piers began to gain Asignificance [3]. In this period, Kazanlı Pier had a custom organization that is very

important for trade in the region [4]. However, correspondence of French consuls in

the region denotes Kazanlı Pier as insecure for ships, and offers to transfer ships to

Mersin, described as a more secure place [5]. After that, new investments in the

region were emerged and new piers were begun to be built in the city [6].

arge ships of international transportation began to come to Mersin Port Lbeginning from 1850's [7]. On the other hand, it is conceived from the writings of

travelers, visited Mersin in this period that the piers were not used only for conveying

goods and chattel, but also for passengers [8].

ew piers in the city were decided to be built as a result of increasing commercial Nactivities [9]. In 1870's, importance of Mersin and its piers were more evident in

the region as a consequence of increasing port facilities. According to Adana

Province Yearbook of 1892, there were totally seven piers, consisting of four wooden,

one stone, one stone-based and one railway ones [10]. Of them, the Custom Pier

was placed on the extension of Custom Square, the main square of the city. Along

with piers, municipal police station, custom, quarantine houses were organized due

to the control of goods and their taxation, post office was established in order to

correspond to communication needs, depositories were built to preserve the goods

and many insurance companies and consulates were founded in this period.

Although it is not known exactly when Custom Pier was established [11], as soon as

the relation of development of the city in north-south direction with Custom Square

and Custom House is taken into consideration as it was displayed in city maps of

1900's, it is conceived that Custom Pier was one of the first piers in the city [12]. The

pier was first founded in a very basic way through tiling up stones on the shore with a

wooden frame for boats to board. It was improved with new additions in 1832 [13].

ustom Square was the main square of the city and located near the coastline Csimilar to other port cities. In nineteenth century, Custom Square was placed on

the extension of the pier that opened city to the outside. It was the liveliest place in

the city with surrounding buildings and monuments like shops, Custom House, Port

Authority, hotels, restaurants, cafes, mosque and fountain. Surrounding buildings

were describing the physical boundaries of the square while variety and diversity of

activities gave liveliness to the place. Where Uray Street meets the square, there

were inns for merchants, dealing with international trade, hotels for traveling

merchants, restaurants and shops of different scales. In this framework, Custom

Square became a place, available to see all characteristics of daily social life.

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

122

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

u dönemde kuzey uzantısında Yoğurt Pazarı olarak adlandırılan yerel pazar ve BUray Caddesi'ndeki ithalat-ihracata dayalı ticari etkinlikle birlikte üçlü bir

sacayağı oluşturan Gümrük Meydanı, sacayağının dışa açılan kapısı olarak işlev

görmüştür [14]. Tüccarlar mallarını buradan almış, gümrük işlemlerini meydanın doğu

sınırını çizen Gümrük Binası'nda yaptırmış, meydanın kuzey kanadındaki kentin en

eski otellerinden Hotel D'Europe'da ertesi gün gelecek gemiyi beklemiş, Mersin Palas

Lokantası'nda yemeğini yemiş, Ziya Paşa Kıraathanesi'nde (Gazinosu) kahvesini içip,

gazetesini okumuştur. Marsilya, İzmir, Tripoli, İskenderiye ya da Beyrut ile meydanın

doğusundaki postaneden çektiği telgraf ile haberleşmiştir.

eydanın uzantısındaki kentin ana iskelesinden yalnızca hammadde ve ürün Mgidip gelmemektedir. Günümüzde Hastane Caddesi doğrultusunda, Mersin

Oteli ile Ulu Çarşı arasından güneye doğru uzanan bir hatta konumlanan Gümrük

İskelesi, o dönemde ithalat ve yolcu iskelesi olarak işlev görmüştür. Bu yıllarda gelip

giden gemiler kente Beyrut'tan, İskenderiye'den, Hayfa'dan, Sayda'dan ya da

İzmir'den yolcu getirmiştir. Açıkta bekleyen gemilere yük ve yolcu, mavna olarak

adlandırılan teknelerle taşınmaktadır.

ransız Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nin, Stefanos Efremides'in işlettiği FScandinavian Gemi Acentesi'nin, Henry Lombardo'nun Lloyd Triestino Gemi

Acentesi'nin, G. Levante tarafından işletilen Societa Italiana Di Servizi Maritimi Gemi

Acentesi'nin [15], Jozef Katoni ve Şürekası'nın Prince Line Vapur Acentesi'nin, İbrahim

Nakkaş ve Mahdumları'nın Deutsche Levante Linie Gemi Acentesi'nin, Şaşati

Biraderler'in Societe Maritime Coloniale Gemi Acentesi'nin [16] Mersin'den

Marsilya'ya, Tripoli'ye, Beyrut'a, İzmir'e götüreceği yük ve yolcu hep bu iskeleden

kalkan mavnalarla taşınmıştır.

ümrük İskelesi'nin korumasız oluşu, çıkan fırtınalarda mavnaların hasar Ggörmesine ve “Mersin Liman Şirketi”nin zarar etmesine neden olmuştur. 1942

yılında ise şirket hükümet tarafından satın alınarak Devlet Demiryolu İşletmesi'ne

devredilmiştir [17]. Bu gelişmelerin ardından 1954 yılında başlayan inşaatın

bitirilmesiyle 1961 yılında, kentin doğusunda “Mersin Limanı” işletmeye açılmıştır [18].

Yeni limanın faaliyete geçmesiyle birlikte 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'nda işlevini

yitiren yapıların kamulaştırma çalışmaları ve 1970'li yılların sonunda meydanın

yeniden düzenlenmesi çalışmaları yapılmış, meydan değişim geçirmiş ve Ulu Cami

ve Ulu Çarşı'nın yapımı ile günümüzdeki halini almıştır.

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

123

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Together with Yoghurt Bazaar, on the north extension of the square, a local market

place, and Uray Street, consisting of specialized trade on import and exporting

goods, in this period, Custom Square constituted a trivet within commercial life of

the city, from where the city was to open to the outside [14]. Merchants might have

taken their goods and chattel from Custom Square, done custom transactions in

Custom House that was on the east side of the square, waited for the next ship in

Hotel D'Europe that was on the north side of the square, eaten the meal in Mersin

Palas Restaurant, taken coffee in Ziya Paşa Club while reading newspaper, and

communicated with others through telegram, sent from the Post Office to Marseille,

İzmir, Tripoli, Alexandria or Beirut.

Not only raw materials and goods were arriving at the main pier on the extension of

square, which is at the present day placed on the direction of Hastane Street,

towards south between Mersin Hotel and Ulu Bazaar, but it was also used for

importing facilities and passenger transfer. In those years, ships that visited the city

brought passenger from Beirut, Alexandria, Haifa, Saida or İzmir. Goods and

passengers were transferred to ships, anchored on open sea by boats called barge.

The goods and passengers to Marseille, Tripoli, Beirut or İzmir were moved by barges

departed from this pier for Messageries Maritime Shipping Agency of France,

Scandinavian Shipping Agency, managed by Stefanos Efremides, Lloyd Triestino

Shipping Agency, directed by Henry Lombardo, Societa Italiana Di Servizi Maritimi

Shipping Agency, supervised by G. Levante [15], Prince Line Shipping Agency,

administered by Jozef Katoni and Friends, Deutsche Levante Linie Shipping Agency,

managed by İbrahim Nakkaş and Sons, Maritime Coloniale Shipping Agency, in

control of Şaşati Brothers [16].

Due to the Custom Square was insecure; barges were damaged during powerful

storms and Mersin Port Authority bears a loss. In 1942, the authority was taken by the

government and assigned to State Railway Administration [17]. Following these

developments, after beginning its construction in 1954, “Mersin Port” opened to

operation in 1961 on the east side of the city [18]. After new port started to operate,

expropriation attempts began in 1960's for the buildings that lost their function in

Custom Square, which is redesigned at the end of 1970's. Custom Square faced with

changes as a result of these operations, and took today's form after construction of

124

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom House, New Mosque and Custom Square, 1910’s

Gümrük Binası, Yeni Camii ve Gümrük Meydanı 1910’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

orossian Frerès'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde basılmış olan kartpostaldaki T“Mersin'in denizden görünümü” (Vue prise de la mer Mersine) ifadesinden

görüntünün işgal dönemine ait olduğu anlaşılıyor.

artpostalda, meydanın batı sınırını çizen yapı Yeni Cami. Yapımına 1900 yılında Kbaşlanan ve 1908 yılında tamamlanan cami, kentin en eski dini yapılarından biri.

Fikri Mutlu, Yeni Cami'yi, “sert taştan, oldukça sanatlı yapılmış güzel iki şerefeli bir

minaresi” ile “sahilde, şehrin en güzel ve büyük camisi” olarak tarif ediyor [19].

Minaresi ile pek çok kartpostalda görülen cami ve etrafındaki yapıların 1977 yılındaki

yıkımının ardından yerinde, 1982 yılında yapımı tamamlanan çifte minareli Ulu Cami

ibadete açılıyor [20]. Ulu Cami ve meydanı çevreleyen iş yerlerinin yapımı, kentin

denize açılan en canlı meydanının yalnızca canlılığını değil adını da kaybetmesine

yol açıyor.

ümrük Binası'nın doğusunda görülen yapının bulunduğu yerde daha sonra GAzak Han ve Taş Han gibi, ağırlıklı olarak, ithalat, ihracat yapan tüccarlar ve

vapur acentelerinin yer aldığı Alanya Hanı yapılıyor. Hanın doğusunda Ziya Paşa

Gazinosu ve Gümrük Binası'nın kuzeyinde İstanbul Oteli yer alıyor. Sonraki yıllarda

Alanya Hanı'nın güneyinde ve Gümrük Binası'nın doğusunda Ticaret ve Sanayi Odası

binası yapılıyor. Bu binanın yerinde günümüzde Mersin Oteli bulunuyor. Kartpostalda

görülen yapıların güneyindeki kıyı çizgisinden ise bugün İnönü Bulvarı geçiyor.

125

YENİ CAMİNEW MOSQUE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque, Mersin Hotel and Post Office, 2000’s

Ulu Cami, Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

rom the phrase “a view of Mersin conquered” (Vue prise de la mer Mersine) on Fthe postcard printed in the editorship of Torrossian Frerès'in (Torrosian Brothers), it is understood that the view is from the occupation period.

he building defining the west boundary of the square on the postcard is New TMosque (Yeni Cami). The mosque, of which the construction begins in 1900 and completed in 1908, is one the oldest religious buildings of the city. Fikri Mutlu describes New Mosque as “the most beautiful and grand mosque of the city on the coastline” with “a beautiful two balconied minaret made of hard stone and in an artistic manner” [19]. After the demolition of this mosque seen on many postcards with its minaret, and the surrounding buildings, Great Mosque (Ulu Cami) with double minaret is built on this place in 1982, and put in worship [20]. The construction of Great Mosque and the business offices surrounding the square engendered the loss of not only the activity of this most vivid square of the city opening to the sea but also its name.

n the area, the building seen on the east of Custom Building stands, later on OAlanya Han is built. Alanya Han is an inn mainly hosts export and import dealers and shipping agencies like Azak Han and Taş Han. On the east of the inn, there stands Ziyapaşa Club and on the north of Custom Building stands Istanbul Hotel. In the following years, building of Chamber of Commerce and Industry is constructed on the south of Alanya Han and on the east of Custom Building. Today, this building is replaced by Mersin Hotel and along the shore line seen on the postcard passing by the south of the buildings, at the present İnönü Boulevard passes.

126

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom House, Ziyapaşa Club and the Post Office, 1900’s

Gümrük Binası, Ziyapaşa Gazinosu ve Postane 1900’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük Binası'ndan doğuya doğru, kıyıdaki yapılara Gümrük İskelesi'nden bakış. GKartpostaldaki “Mersina-Le Port (Mersin-Liman)” ifadesi, Gümrük İskelesi'nin

kentin ana iskelesi olduğunu belirtmesi açısından önemli. Kartpostalın hazırlandığı on

dokuzuncu yüzyıl Mersininde kıyı boyunca çok sayıda iskele yer almış olmasına

rağmen liman olarak Gümrük İskelesi gösterilmiş. İskeleye o dönemde gemiler

yanaşamadığından mavnalar kullanılıyor.

artpostalda kıyı boyunca Gümrük Binası, onun doğusunda daha sonra Alanya KHanı'nın inşa edileceği alanda bulunan yapı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş

Han görülüyor. Kartpostalda görülen üç katlı yapıda hizmet veren postanenin

kentteki ilk binası, Uray Caddesi'ndeki Hükümet Konağı'nın bahçesinde, konağın

batısındaki Selanik Bankası'nın hemen yanında yer alıyor. Hükümet Konağı'nın yıkılıp

yerine yeni binanın yapılmasının ardından görüntüyü bozduğu düşünülerek kentin

bu ilk postane binası da yıkılıyor ve 1909 yılında kıyıda daha önce baruthane olarak

kullanılan binanın yerine yeni bir postane yapılıyor [21]. 1926 yılında kurulan elli

abonelik kentin ilk telefon santralı da bu yapının ikinci katında hizmet veriyor [22].

Zaman içinde artan haberleşme gereksinimi ile postane kartpostalda görülen üç

katlı yapıya taşınıyor.

ugün ayakta olmayan bu üç katlı yapıda sürdürülen posta hizmetleri günümüzde BZiya Paşa Gazinosu ile gazinonun güneyinde, deniz dolgusu üzerinde inşa edilen

yapıda sürdürülüyor. 127

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

Mersin Hotel and the Post Office, 2000’s

Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

erspective from Custom Pier, towards east from Custom Building, to the buildings Pon the coastline: The phrase “Mersina-Le Port” (The Port) is important in the means of indicating Custom Pier is the main pier of the city. In Mersin at nineteenth century, the period the postcard is prepared, despite the fact that there have been many piers along the shore, Custom Pier is denoted as the port. At that time, since the ships cannot come alongside the pier, barges are used.

n the postcard, all along the coastline, Custom Building, and towards east of it, Othe building that will later on be replaced by Alanya Han, Ziya Paşa Club, Post office and Taş Han are seen. The first building of the post office serving at a three storey building seen on the postcard is located in the courtyard of Government House on Uray Street, and just by the Bank of Thessaloniki which stands on the west of Government Office. Following the demolition of Government House for the sake of constructing a new building instead, this first post office of the city is demolished as well, considering it was spoiling the view. In 1909, a new post office is built instead of the building formerly used as gunpowder factory on the shore line [21]. The first telephone exchange of the city established in 1926 with a capacity of 50 subscribers is also services at the second storey of this building [22]. Due to the increasing communication need by the time, the post office moves to the three storey building seen on the postcard.

he mail services which used to be carried on in this three storey no more existing Tbuilding, are currently kept on in the building, built on the place gained as a result of filling the sea afterwards, on the south of Ziya Paşa Club.

128

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom House, 1920’s

Gümrük Binası 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

nceleri gümrük işlemleri Tarsus'tan gelen memurlar tarafından yapılırken, 1832

Öyılında Gümrük Binası'nın önünde ahşap bir kulübe yapılıyor. İskelede artan ticari

hareketlilik ile birlikte gümrük idaresi genişleyerek 1852 yılında gümrük işlemleri için bir

müdür, bir katip ve bir sandık emini çalışmaya başlıyor. 1884 yılında bu ahşap yapı

yıkılarak yerine kısmen daha büyük bir taş yapı inşa ediliyor. 1909 yılında inşaat

genişletiliyor ve yapı kartpostalda görülen halini alıyor. Yapının kapısının üzerine de

son şeklini aldığı 1909 tarihi yazılıyor [23].

ray Caddesi'nin uzantısındaki Gümrük İskelesi ve Gümrük Meydanı, o dönemde Ukentin en önemli mal ve yolcu aktarım noktası olarak hizmet veriyor.

Kartpostalda da görüldüğü gibi, Gümrük İskelesi ile İstasyon arasında işleyen ve

genellikle mal aktarımı için kullanılan dekovil hattı Gümrük Binası'nın batısından

geçerek iskeleye ulaşıyor.

960'larda Mersin Limanı'nın hizmete girmesi ve Gümrük İskelesi'nin Ulaştırma 1Bakanlığı tarafından kamulaştırılmasıyla birlikte işlevini yitiren Gümrük Binası, o

dönemde Gümrük Meydanı'nın genişletilmesi çalışmaları sırasında kamulaştırılıyor

[24]. Projenin hayata geçmesiyle birlikte Gümrük Binası'nın bulunduğu yerde, Ulu

Çarşı'nın bir bölümü yapılıyor ve Hastane Caddesi güneye doğru uzatılıyor.

129

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

t the times the custom formalities where committed by the officers coming from ATarsus, a timber booth is built at 1832, in front of the Custom House seen on the

postcard. As the mercantile activity increase on the pier, custom administration

expands and in 1852, one manager, one clerk and one cashier start working at

custom formalities. In 1884, this timber building is demolished and a relatively bigger

stone building is built instead. The construction is enlarged in 1909 and Custom House

takes the form seen on the postcard. On the door of the building, this date, the date

the building takes its final form, is written [23].

ustom Pier on the extension of Uray Street and Custom Square are serving as Cthe most significant merchandise and passenger transshipment point of the

city at that period. As seen on the postcard, dekovil line operating between Custom

Pier and Station, and mostly used for merchandise transshipment is reaching the pier

passing by the west of Custom House.

n 1960, after Mersin Port is put in commission and the expropriation of Custom Pier Iby Ministry of Transportation, Custom House starts to lose its function and during the

enlarging operations of Custom Square, it is expropriated [24]. As the project

effectuated, a part of The Grand Bazaar (Ulu Çarşı) is built on the area Custom

Building stands on and Hospital Street (Hastane Caddesi) is extended towards south.

130

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom House, 1920’s

Gümrük Binası 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ditor G. Mizrahi tarafından kaydedilmiş kartpostalın üzerinde Fransızca olarak E“Mersin-Gümrük” ( Mersine-La Douane) yazısı okunuyor.

artpostalda, batı sınırını Gümrük Binası ve doğu sınırını liman idaresi ile Yeni KCami'nin çizdiği Gümrük Meydanı, kuzeyden güneye doğru görülüyor.

Meydanın kuzeydeki bölümünde, seyyar satıcılar ve meydanın çevresinde sıralanmış

dükkanların gölgesinde bekleyen insanlar dikkat çekiyor. Meydanın güney kısmının

ise parmaklıklarla kuzeyinden ayrıldığı görülüyor. Bu ayrışmadan, kentin ana iskelesi

olan Gümrük İskelesi'ne giriş-çıkışlarda denetleme yapıldığı anlaşılıyor.

ümrük Meydanı'nın denetleme yapılan güney bölümünü ayıran parmaklıkların Giki geçiş noktası bulunduğu, bunlardan birinin yolcu geçişi, diğerinin ise dekovil

ile istasyondan gelen yükün geçişi için kullanıldığı görülüyor. Ayrıca, meydanın bu

kontrollü geçiş bölümünde, istasyonun başlangıcında yolcular için bir bekleme

salonu ve malların dekovile indirilip yüklenmesinde kullanılmak üzere vinçlerin

bulunduğu anlaşılıyor.

131

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

t is written “Mersin-the Custom” (Mersine-La Douane) in French on the postcard, Irecorded by the editor G. Mizrahi.

n the postcard, the Custom Square, of which the west edge is defined by the OCustom House, the east border is lined by the Port Authority and New Mosque,

is seen through north-south direction. The people, waiting under the shadow of

shops surrounding the square and the peddlers attract attention on the south part of

the square. The south part of the square is separated from the north part by fencing.

It is understood that this divergence let a control on entrance and exit to the Custom

Pier, the main pier of the city.

here are two passage points along the fencing that separates the south part, one Tof which is for passengers while the other is for the narrow-gauge rail system that

carries freight coming from the railway station. Besides, in the part of this controlled

passage, it is seen that there are a waiting hall for the passengers and lifting cranes in

order to embark and debark the freight to and from carriages on the narrow gauge-

rail system, namely dekovil.

132

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom House, 1920’s

Gümrük Binası 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük Meydanı'ndan Gümrük İskelesi'ne doğru bakış. Gransız Postaları tarafından hazırlanmış olan kartpostaldaki yazı, meydanın kent Fiçin taşıdığı anlamı açıkça ortaya koyuyor. Meydanın orta yerinde, demir bir

iskelet üzerine oturtulmuş gözetleme kulesinin tam altındaki yazıda Fransızca olarak

“Mersin'in Merkez Meydanı” (La Place Centrale de Mersina) yazısı okunuyor.

artpostalda, Gümrük Binası'nın giriş kapısının iki yanındaki kulübeler ve binanın Könünde bekleyen atlı arabalar dikkat çekiyor. Meydan'daki insan kalabalığı,

burasının kentin en canlı ve hareketli pazar yeri olduğunu ortaya koyuyor.

133

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

look from the Custom Square towards the Custom Pier. Ahe writing on the postcard that was prepared by French Post Service reveals the Tmeaning of the square within the context of the city. Under the watchtower,

placed in the middle of the square, on an iron frame, “The Central Square of Mersin”

(La Place Centrale de Mersina) written in French, can be read.

n the postcard, the cottages on both sides of entrance of the Custom House Oand the carriages waiting in front of the building take attention. The crowd in

the square discloses that the square is the most alive and kicking market place in the

city.

134

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Pier, 1920’s

Gümrük İskelesi 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'in bir liman kenti olarak geliştiği on dokuzuncu yüzyılda, özellikle hava Mkoşullarının güçleştiği kış aylarında, açıkta demirleyen yük ve yolcu gemilerine

ulaşım “mavna” adı verilen kayıklarla sağlanıyor. Kartpostalda, kentin ilk ve en

önemli iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne yanaşmış mavnalar ve insan kalabalığından

iskelenin ne denli hareketli olduğu anlaşılıyor.

emzi Oğuz, 1924 yılında yazmış olduğu izlenimlerde Mersin Limanı'nın çok geniş Rolduğunu, ancak özellikle fırtınalı havalarda gemilerin iskeleye yanaşmasının

olanaklı olmadığını söylüyor. Bundan dolayı gemiler açıkta demirledikten sonra

sandal ve kayıklarla nakliye işlemi başlıyor [25]. Remzi Oğuz'dan yıllar önce şehre

gelen gezginler de aynı duruma dikkat çekiyor. Örneğin Davis, 1875 yılına ait

izlenimlerinde, gemilerin açıkta demirlemek zorunda olduğunu belirtiyor [26]. Benzer

şekilde, Barker ve Beamont da, açıkta bekleyen gemilerden söz ediyor [27].

önemin önemli kartpostal editörlerinden H. Ghazarian'ın kaydetmiş olduğu Dgörüntüde de açıkta demirlemiş olan gemilere ulaşmayı bekleyen ya da

mavnalar ve teknelerle Gümrük İskelesi'ne henüz ulaşmış kişiler görülüyor. İskelenin

bulunduğu alanda günümüzde Atatürk Parkı yer alıyor.

135

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Atatürk Park, 2000’s

Atatürk Parkı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n nineteenth century, the century Mersin develops into a port city, especially at Iwinter times in adverse weather conditions, the access to the ships anchored at

the open sea is provided by boats, called “barge”. From the barges alongside the

city's first and most important pier, Custom Pier and the large number of people, it

can be deducted how active the pier is.

n the impressions of Remzi Oğuz written in 1924, he tells that Mersin Port is very wide, Ihowever, especially in the stormy weathers, it is impossible for the ships to dock the

pier. Due to this fact, shipping by boats and rowboats start after ships anchor on the

open sea [25]. The travelers on their excursions to Mersin and environs many years

before Remzi Oğuz draw attention to the same situation. One of these travelers,

Davis, who has stayed in Mersin longer than others, states the ships has to anchor on

the open sea on this trip in 1875 [26]. Barker and Beamont also clearly tell about the

ships waiting offshore in their impressions [27].

n the scene recorded by one of the period's importans postcard editors, H. OGhazarian, people waiting to reach the ships anchored offshore or just arrived

to Custom Pier by barges or boats are seen. In the place where the pier is located,

the Atatürk Park exists at the present day.

136

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Square and Environs,1920’s

Gümrük Meydanı ve çevresi, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

aradan Akdeniz'e doğru bakış. Dönemin kentteki en görkemli yapılarından biri Kolan Rum Ortodoks Kilisesi'nden kaydedildiği anlaşılan kartpostalın solunda Yeni

Cami'nin minaresi, deniz üzerinde mavnalar ve açıkta demirlemiş bir gemi ilk göze

çarpanlar.

artpostalın sağında kırma kiremit çatısının bir bölümü görülen kıyıya paralel yapı, Ko dönemde Mersin'in az sayıdaki otelinden biri. İlk dönemlerinde Kontinent adını

taşıyan otel, 1933 yılında Belvü Palas adıyla işletiliyor ve 1937 yılında Toros Oteli adını

alıyor. Joseph Dakak ve ailesi tarafından işletilen otel, kentteki ilk asansörün monte

edildiği yapı [28]. 1940'lı yıllarda kenti ziyaret edenler için kalınabilecek çok az

sayıdaki nitelikli otelden biri olan Toros Oteli, konumu ve sahildeki havuzu ile

Mersin'deki belli başlı buluşma yerlerinden biri. 1960'lı yıllarda Yeni Mersin

Gazetesi'nde yer alan haberlerden otelin lokantası ile de iddialı olduğu anlaşılıyor

[29]. Uğur Ersoy çocukluk anılarında Toros Oteli'ni şöyle anlatıyor:

Çocukluk yıllarımda Mersin'in en şık ve en gözde oteli Mösyö Dakak'ın işlettiği Toros “Oteli'ydi. Toros Oteli'nin lokantası da pek ünlüydü. Yaz aylarında masalar terasa

kurulurdu. Geniş terasın önünde beş metre kumsal, sonra deniz vardı. Babam, annem

ve arkadaşları haftada en az iki kez bu lokantaya giderlerdi. Ender de olsa bazı

akşamlar çocuklar da götürülürdü. Biz çocuklar yemekten sonra kumsala iner, deliler

gibi gece yarısına kadar koşuşur, oynardık.”

137

YENİ CAMİNEW MOSQUE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque and environs, 2000’s

Ulu Cami ve çevresi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

look from land to Mediterranean: the minaret of New Mosque, barges on the Asea and ships anchored on the open sea are the first eye-catching items, on the left of the postcard, which is to be recorded from city's one of the grand structures, Greek Orthodox Church.

he structure, parallel to the coast line, of which a part of its hipped roof is seen on Tthe right of the postcard, is one the few hotels of Mersin at the time postcard has been prepared. Formerly taking the name Kontinent, this hotel is being run with the name Belvü Palas in 1933 and in1937 adopts the name Toros Hotel. The hotel run by Joseph Dakak and his family is the building to be installed the first elevator in the city [28]. As one of the few qualified hotels where the visitors coming to Mersin can stay, Toros Hotel is a main meeting point in Mersin thanks to its location and its pool on the shore. From the news published on New Mersin Newspaper at 1960's, it is obvious that the hotel is competitive also with its restaurant [29]. Uğur Ersoy mentions about Toros Hotel as below in his childhood memories;

In my childhood years, the most elegant and favorite hotel of Mersin was Toros “Hotel run by Mr. Dakat. The restaurant of Toros Hotel was also very popular. In summer, the tables were set at the terrace. In front of the wide terrace five meters of beach lied, and then the sea. My father, mother and their friends used to go this restaurant at least twice a week. Even it was rare, some nights the kids were taken too. We, as children, got to the beach after meal, run and played till midnight madly.“

138

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Square,1900’s

Gümrük Meydanı, 1900’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'in bir liman kenti olarak gelişimiyle artan ticari etkinlikle birlikte gezgin Mtüccarlar için konaklama önemli bir gereksinim olarak beliriyor. Şark Ticaret

Yıllıkları'ndan, 1880'li yıllardan itibaren kentte otel, lokanta ve kafelerin hizmet verdiği

anlaşılıyor [30]. Kentin bilinen en eski oteli, 1885 yılında hizmet veren ve Loiso Freres

(Loiso Kardeşler) tarafından işletilen Des Voyageurs adlı otel [31].

artpostalın sağı ve solundaki iki yapının arasından görülen ve üzerinde Hotel KD'Europe yazan otel ise sonradan Akdeniz Oteli adını alacak olan kentin bilinen

en eski otellerinden bir diğeri [32]. Bu dönemde Goumouchi tarafından işletilen otelin

kentin en önemli iskelesine oldukça yakın Gümrük Meydanı'ndaki konumu, yapılış

amacı hakkında fikir veriyor. Bu otellerin yanı sıra 1880'li yıllardan 1940'lı yıllara dek

kentte çok sayıda otel açılıyor [33].

artpostalın ortasında görülen havuzlu çeşme bir dönem Gümrük Meydanı'nın KÇeşme Meydanı (Mersine Place de la Fontaine) olarak adlandırılmasına neden

oluyor. 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'ndaki yapılara yönelik kamulaştırma

çalışmaları ve Gümrük Meydanı'na yönelik hazırlanmış düzenleme projesinin 1970'li

yılların sonunda uygulanması ile Gümrük Meydanı'nda 1960'lı yıllara kadar ayakta

kalan yapılar yıkılıyor ve yerine Ulu Cami ve Ulu Çarşı yapılıyor.

139

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s

Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

s a result of increasing mercantile activities with the development of Mersin as a Aport city, lodging facilities become a major need for the traveler merchants.

From the Annuaire Oriental du Commerce, it is understood that hotels, restaurants

and cafes has been serving since 1880's in the city [30]. The oldest hotel known in the

city is called Des Voyageurs, run by Loiso Freres (Loiso Brothers) [31].

he hotel seen between two buildings on the right and left of the postcard, over Twhich Hotel D'Europe written, and will later on adopt the name Akdeniz Hotel, is

another of the oldest hotels known in the city [32]. The location of the hotel, very

close to the city's most important pier, hints about the aim of the construction of the

hotel which has been run by Goumouchi at that period. Besides these hotels, from

1880's to 1940's, many more hotels are opened in the city [33].

he pond with fountain seen in the center of the postcard has lead to the Custom TSquare to be called Fountain Square (Mersine Place de la Fontaine) for a while. As

a consequence of the expropriation attempts of the buildings on the Custom Square

at 1960's and the implementation of the design project of Custom Square at the end

of 1970's, the buildings on the Custom Square, standing up until 1960's are

demolished and instead Ulu Mosque and The Ulu Bazaar are built.

140

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Pier,1920’s

Gümrük İskelesi, 1920’ler

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

orossian Freres'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde hazırlanmış kartpostalda TFransızca olarak Şimendifer Alanı (Place de la Chemin de fer) yazıyor.

Kartpostalın hazırlandığı sırada, bir dönem meydana ismini veren havuzlu çeşmenin

artık orada olmadığı görülüyor. Meydanda artık Uray Caddesi'nden gelip, kavis

çizerek iskeleye ulaşan, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında yük taşıyan dekovilin

rayları görülüyor.

888 tarihli “Mersin'de Bir Tramvay İnşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı 1Fenniye” adlı iradeyi seniye ile istasyon binasından Fransız Acentesi'ne

(Messageries Maritime) kadar devam edecek bir tramvay hattının inşası ve işletilmesi

için ruhsat veriliyor. İradede, tramvayda çalışacak olanların kıyafetlerinden, kişi başı

taşıma ücretine dek pek çok konuya ilişkin madde yer aldığı gibi, gereken

kamulaştırmanın belediye tarafından yapılacağına ilişkin çeşitli hükümlere de yer

veriliyor. Ne var ki, kentte söz konusu tramvay hattının yapımı ve işletmeye açılması

ancak 1912 yılında gerçekleşiyor [34].

ammadde ve ürünün taşınmasını hızlı ve ekonomik biçimde gerçekleştirebilmek Hüzere Gümrük İskelesi ile istasyon arasında kurulan ve dekovil olarak adlandırılan

bu raylı sistemin hayata geçirilmesi uzun sürse de 1932 yılına kadar kullanılıyor [35].

141

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s

Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the postcard prepared under the editorship of Torossian Freres (Torossian OBrothers), Railway Station Area (Place de la Chemin de fer) is written in French.

It is viewed that the pond with fountain which is to give the square its name for a

while, no more exists at the period the postcard is prepared. The rails of dekovil

carrying goods between railway station and Custom Pier, reaching pier drawing a

curve coming through Uray Street is seen on the square.

ith a mandate named “licence and technical instructions about a tramway Wconstruction in Mersin” dated to 1888, license for the construction and

operation of tram line starting from station and continuing to French Agency

(Messegaries Maritime) is given. In the mandate, consisting of a wide range of issues

from the uniforms of tram personnel to the transportation fee per person, various

decrees indicating the needed expropriation is to be done by municipality exist.

However, the construction and putting into operation of the aforementioned tram

line is not realized until 1912 [34].

ven though the implementation of this dekovil named tram line established Ebetween Custom Pier and station in order to convey raw material and products

in a quick and economical way, takes a long time, it is used until 1932 [35].

142

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Pier,1930’s

Gümrük İskelesi, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin Limanı'nın hizmete açıldığı 1961 yılına kadar canlılığını sürdüren Gümrük Mİskelesi'nden yalnızca mal sevkıyatı yapılmayıp, yükleme-boşaltma

hizmetinden başka açıkta demirleyen vapurlara yolcu da taşınıyor. Bu dönemde,

gemilere ulaşmayı bekleyen yolcular için iskelenin üzerinde ahşap bir yolcu salonu

bulunuyor. Kartpostalda iskelenin Gümrük Meydanı'na açılan bölümünde yer alan

ve hemen yanında bayrak bulunan yolcu salonu görülüyor.

skele üzerinde yolcu salonundan başka dört adet de vinç bulunuyor. 1930'lu

İyıllarda rayları kaldırılana kadar istasyondan başlayarak Uray Caddesi boyunca

devam eden ve Gümrük İskelesi'ne ulaşan dekovil hattı ile kente gelen mal ve

hammadde, bu vinçler aracılığıyla mavnalara yükleniyor ya da mavnalardan

iskeleye indiriliyor. Önceleri buhar gücüyle çalışan vinçlerin yerini zaman içinde

elektrikle çalışanlar alıyor [36].

954 yılında Mersin Limanı'nın yapımının başlamasıyla birlikte Gümrük İskelesi'nin 1bulunduğu alanda dolgu çalışması yapılıyor, deniz dolduruluyor ve limanın

parçası olarak kullanılmak üzere bir alan oluşturuluyor. Denizin doldurulmasıyla elde

edilen bu alan Gümrük Meydanı'nın denizle olan etkin ilişkisinin kopmasına neden

oluyor. Bu alan ilerleyen dönemde liman tarafından kullanılmıyor ve Atatürk Parkı

olarak düzenleniyor.

143

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Atatürk Park, 2000’s

Atatürk Parkı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ot only merchandise transport is done from Custom Pier, which keeps its Nliveliness until 1961, when Mersin Pier is put into operation, in the pier, besides

loading-unloading services, also passengers are conveyed to the ships anchored on

the open sea. At that time, there is a timber passenger lounge on the pier, for the

passengers waiting their turn to reach the ships. On the postcard, the passenger

lounge located on the part of the pier opening to Custom Square is seen with a flag

existing by.

n the pier, other than the passenger lounge, four cranes are seen. The chattel Oand raw material coming to the city by dekovil which is running from station all

along Uray Street and reaching Custom Pier, until its rails are removed during 1930's,

are loaded to the barges and unloaded from barges to the pier by these lifts. The

former steam operated types of these lifts are replaced by the ones operated by

electricity by the time [36].

n 1954, with the beginning of Mersin Port construction, sea filling operation is done Iin the area Custom Pier exists. Sea is filled to create an area for the port. This area

gathered by sea filling causes the rupture of the effective relation between Custom

Square and the sea. In the following period, this area is not used by the port and is

designed as Ataturk Park.

144

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

The coast from Custom Pier towards west,1930’s

Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük İskelesi'nden kentin batısındaki sahil şeridine doğru bakış. Gümrük İskelesi Gile istasyon arasında yük taşıyan dekovil hattının yanı sıra kentte bu dönemde,

yük ve insan taşıyan önemli bir araç da, Mersinlilerin payton olarak adlandırdıkları atlı

arabalar. Kartpostalda, kıyıda sıralanmış yapıların güneyinde, sahil boyunca dizilmiş,

bazısının bir bölümü suya batmış durumda paytonlar ve hummalı bir çalışma içindeki

sürücüleri görülüyor. Kartpostal, yelken açmış denize inmeyi bekleyen tekneler, kıyıya

yanaşmış mavnalar ve yeni yeni gelişen batı yakası ile Mersin'in, bu dönemde

geçimini denizden sağlayan bir şehir olduğunu belgeliyor.

ıyı boyunca çok sayıda iskele var. Kartpostalda, görüntünün kaydedildiği Kdönemde Gümrük İskelesi'nden başka, günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi

olarak kullanılan iki katlı taş yapının güneyinde denizin içinde görülen ahşap

kazıklardan, bir dönem burada da bir iskelenin bulunduğu anlaşılıyor. Bu iskele

kullanıldığı dönemde “Tuz İskelesi” olarak adlandırılıyor.

artpostaldaki sahil şeridinden, günümüzde doğu-batı yönünde kent ile deniz Karasından İnönü Bulvarı geçiyor. Kentin hızla gelişmesiyle birlikte kartpostalda

görülen siluetin yerinde bugün çok katlı bloklar görülüyor. Kartpostalda izleri görülen

“Tuz İskelesi” ile Gümrük İskelesi arasında kalan alan, günümüzde Mersin kent

merkezinin çekirdeğini oluşturuyor.

145

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Mersin City Centre, 2000’s

Mersin Kent Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

vista from Custom Pier towards the coastline on the west of the city: besides Adekovil line carrying goods between Custom Pier and station, the hose cart

wagons, payton, as Mersin citizens call, are one another significant vehicle used in

both goods and human transportation. On the postcard, on the south of buildings

lined along the coastline, all along the seaside, these wagons some of which are

partially sunk to the sea and their owners are hustling. The postcard documents

Mersin as a city making its living out of the sea at that period, with some boats,

waiting ready to set sail, some barges coming alongside the seaside and the newly

developing west side of the city.

here are a lot of piers all along the coastline. On the postcard, at the period the Tview is recorded, other than Custom Pier, from the timber pales seen in the sea on

the south of the two storey stone building used as Municipality of Greater Mersin, it is

understood that there once used to be a pier. This pier is called as “Salt Pier” while it

has been used.

long the coast line seen on the postcard, today, Inonu Boulevard passes Athrough the city and the sea in east-west direction. As a result of the fast

development of the city, the silhouette seen on the postcard is replaced by newly

built buildings. The area between “Salt Pier”, the pier of which the traces are seen on

the postcard and Custom Pier, forms the current core of Mersin city center.

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

146

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

The coast from Custom Pier towards west,1930’s

Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalın hazırlandığı dönemde kentteki yapılar ile deniz arasında ince bir sahil Kşeridi var. Kent içi ulaşım, deniz kıyısındaki bu yapıların kuzeyinden geçen ve o

dönemde doğudaki bölümü Hükümet-İstasyon ve sonra da Uray Caddesi ve

batıdaki bölümü ise Kışla Caddesi ve daha sonra da Atatürk Caddesi olarak

adlandırılan caddeler ile sağlanıyor.

ent bu dönemde, Kışla ve Müftü Deresi ile son buluyor. Kartpostal, Çan Kulesi ile KArap Ortodoks Kilisesi ve ağırlıklı olarak kıyı boyunca kiremit çatılı, taş ve iki katlı

bahçe içindeki gayrimüslim evlerinden oluşan yeni bir mahalleyi gösteriyor. Daha

sonraları Çamlıbel adını alacak olan bu semt, kentin yakın tarihinde, ileri gelen

tüccar ailelerinin konutlarının bulunduğu, gelişen ticaret ve sermaye birikimiyle yeni

bir kentli yaşam kültürünün simgesi olarak yer alacak olan semt.

artpostalda görülen kentin batı kesimi, istasyon ve Uray Caddesi'nden Kbaşlayarak Gümrük Meydanı ve İskelesi'ne kadar devam eden yoğun liman ve

ticari etkinlikle gelişen kentsel dokudan ayrılıyor. Kentin doğusu, özellikle Uray

Caddesi ve yakın çevresi, yalnızca ticari kullanımlar ya da alt katları ticarethane, üst

katları konut olarak kullanılan kimi yapılardan oluşuyor. Yeni yeni gelişen kentin batısı

ise kartpostalın hazırlandığı dönemde konut alanı olarak gelişiyor.

147

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Mersin City Centre, 2000’s

Mersin Kent Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

here is a narrow coastline between the buildings in the city and the sea, at the Ttimes the postcard is prepared. City transport is provided through the streets

passing by the north of these buildings on the coast. The east part of the street is

called as Government-Station Street at that time and Uray Street later on. The west

part of it is named as Kışla Street and then Ataturk Street.

he city, then, ends with Kışla and Müftü Creek. The postcard shows a view of The TCampanile with Arab Orthodox Church and a new neighborhood consisting of

mostly tiled roofed, two-storey, stone non-muslim houses with gardens along the

seaside. This neighborhood is to adopt the name Çamlıbel later on, a place the

residences of merchant families are located and goes down in close history of the

city as a symbol of a new urban life culture with commerce and capital

accumulation.

he west side of the city seen on the postcard is distinguished from evolving urban Ttexture with intense port and merchantile activities starting from the station and

Uray Street, continuing to Custom Square and Pier. The east of the city, especially

Uray Street and its close environs, consists of some buildings used for only business

offices or lower storey as business offices and upper storey as residence. The newly

evolving west side of the city is developing into a residence at the time this postcard

is prepared.

148

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Coast and Custom Pier,1930’s

Sahil ve Gümrük İskelesi, 1930’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

entin batısından doğuya, Gümrük İskelesi'ne doğru bakış. Kartpostalın ön Kyüzündeki Osmanlıca yazıda “Mersin: İki ay yattığım evin görüntüsü” yazılı. Tarih

ise 2 Eylül 1928'i işaret ediyor. Kartpostalda Atatürk Caddesi'nin güneyindeki yapılar

görülüyor.

alen Mersin Büyükşehir Belediye binası olarak kullanılmakta olan iki katlı taş Hyapıdan doğuya doğru bakıldığında, Ulu Cami yapılmadan önce yıkılan çifte

şerefeli Yeni Cami ve Gümrük İskelesi görülüyor. Kartpostalın solunda ise on

dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren Mersin ticaretinde ve liman etkinliğinde

önemli bir yer edinmiş Fransız denizyolu şirketi Messageries Maritimes'ın binası ve bu

binanın güneyinden denize uzanan “Tuz İskelesi”nin izleri görülüyor.

ümrük Meydanı ile Tuz İskelesi arasında kalan sahil şeridinde bugün İnönü GBulvarı ve Atatürk Parkı bulunuyor. Tuz İskelesi ile Gümrük Meydanı arasında

kalan, çok katlı yapılaşmanın gerçekleştiği alan günümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi

Odası'nın da bulunduğu kentin merkezi konumunda.

149

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Atatürk Park, 2000’s

Atatürk Parkı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

perspective from the west side of the city to east, towards Custom Pier: on the Afront of the postcard, it is written “Mersin: The image of the house I slept in for two ndmonths” in Ottoman. And it is dated 2 of September 1928. The buildings on the

south of Ataturk Street are seen on the postcard.

s looked towards east from the two storey stone building that is today still used Aas Mersin Metropolitan Municipality, New Mosque with its two minaret

balconies before demolished and replaced by Grand Mosque (Ulu Cami) and

Custom Pier are seen. On the left hand side of the postcard, the building of

Messageries Maritimes called French maritime lines company, a company of big

importance in the Mersin business trade and port activities since the last quarter of

nineteenth century is seen. The traces of “Salt Pier” reaching out to the sea through

the south of Messageries Maritimes are seen on the postcard.

n the coast line between Custom Square and Salt Pier, today there are Inonu OBoulevard and Ataturk Park. This area between Salt Pier and Custom Square,

where multiple-storey development is realized, where also Mersin Chamber of

Commerce and Industry exists is, today, in the position of the city center. GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

150

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

New Mosque,1940’s

Yeni Cami, 1940’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

artpostalda Gümrük Meydanı'nın önemli simgelerinden Yeni Cami ve hemen Kdoğusundaki Liman İdaresi görülüyor. Artık kentte otobüsler çalışıyor ve yeni

bankalar açılmış. Yeni Cami'nin batısında ise Balkan ve Olimpiyat Şampiyonu Mersinli

güreşçi Ahmet Kireççi'nin kendi fotoğrafları ve madalyalarının da bulunduğu

Olimpiyat Kahvesi yer alıyor [37]. Mersinli Ahmet olarak tanınan sporcu, 1936 Berlin

Yaz Olimpiyatları'nda üçüncülük elde ederek serbest güreşte Türkiye'ye ilk olimpiyat

madalyasını kazandırıyor [38]. Tarsus Amerikan Koleji'nde okuduğu yıllarda Abdullah

Canlıgil, yolda karşılaştığı Mersinli Ahmet'le ilgili anısını şöyle anlatıyor [39]:

Yine otobüs garajına hızlı hızlı yürüdüğüm bir sabah karşıdan karşıya geçmek için “kaldırımda beklerken, bisikletli birinin yanımda durduğunu gördüm. Bisikleti ile işe

giden bu kişi, Mersin'de herkesin yakından tanıdığı Mersinli Ahmet Pehlivan'dı. Durup

bana, 'Ne o oğlum, okulu rüyanda mı gördün?' diye sordu. Ben de Tarsus'a gittiğim ve

onun için erkenden yola çıktığım cevabını verdim. Daha sonra babama, beni sabah

erkenden yolda gördüğünü söylemiş; karanlıklarda yollara düşmenin bir çocuk için

doğru olmadığını anlatmış. Babam da, zaten benim yatılı olarak gitmemi

istediğinden, okula müracaatını yaptı ve ertesi yıl yatılı olmamı sağladı.”151

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque, 2000’s

Ulu Cami, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the postcard, one of the most significant symbols of Custom Square, New OMosque and right on the east adjacent Port Directorate are seen. In the city by that time, there are busses giving service and new banks are opened. On the west of the New Mosque, Olympics Café owned by Balkan and Olympics Champion Mersin citizen wrestler Ahmet Kireççi with his own photos and medals in is located [37]. The sportsman, known as Ahmet, the Mersin citizen, has brought Turkey the first olympics medal coming the third at free wrestling at 1936 Berlin Summer Olympics [38]. Abdullah Canlıgil, at the years he has been attending to Tarsus American College, tells a memory about Ahmet the Mersin citizen he runs into on his way [39];

One morning as I was walking quickly to the bus station as usual, while I was “waiting on the sidewalk to cross over, I saw someone bicycled stop by my side. This man going work by bicycle was Mersin Citizen Wrestler Ahmet Pehlivan, very well-known by all Mersin citizens. He stopped and asked me, “Son, did you dream of school?” And I answered him I was going to Tarsus and that's why I was on my way so early. Later on, he told my father that he had seen me on the way early in the morning; and said it was not appropriate for a child to set on way in dark. My dad, who had already liked me to go boarding, applied to school and provided me go boarding the following year.”

YENİ CAMİNEW MOSQUE

152

Dışa AçılanKapı: GümrükMeydanı ve İskelesi

Custom Square and Pier,1910’s

Gümrük Meydanı ve İskelesi, 1910’lar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ümrük İskelesi'nden kuzeye doğru kaydedilen kartpostal, Gümrük Meydanı'nı Gve meydanı çevreleyen yapıları tüm açıklığıyla gösteriyor. Sağda, meydanın

ve kentin simge yapılarından biri haline gelmiş Gümrük Binası, solda Yeni Cami'nin

doğusunda yer alan Liman İdaresi bulunuyor. Kartpostalın arka planında, meydanın

kuzeybatı köşesinde kalan yapı ise Hotel D'Europe. Gümrük Meydanı'nın

düzenlenmesi sonucunda fotoğrafta görülen yapılar artık bulunmuyor. Onların

yerine Ulu Cami, Ulu Çarşı, Mersin Oteli gibi yapılar yer alıyor.

artpostalın kaydettiği görüntü, Cumhuriyet öncesinde Mersin'in en canlı Kdönemlerinden olan 1900'lü yılların başlarını belgeliyor. Gümrük İskelesi'ndeki

canlılık, o dönemde kentteki ticaretin de canlı olduğunu düşündürüyor. Kentteki

ticaretin gelişmesi, limanın gelişmesiyle paralellik gösteriyor. Limanın 1850'lerde

başlayan gelişimi ticaretteki canlılığı artırıyor. 1850'lerde Mersin, İzmir limanına mal

sevkıyatı için bir ara durak konumuna geliyor [40]. 1910'lu yıllara gelindiğinde ise

ticaretteki canlılık bir yandan artan ticarethane sayısında, diğer yandan ticaretteki

uzmanlaşma ile kendini gösteriyor. Artık kentte bankerler, gemi acenteleri, kereste

tüccarları, avukat, doktor, diş hekimi, hatta mimar gibi ihtisaslaşma gerektiren iş

alanlarının da geliştiği görülüyor [41].

153

Gateway tothe Outside:

CustomSquare

and Pier

Ulu Mosque, Ulu Bazaar and Hastane Street, 2000’s

Ulu Cami, Ulu Çarşı ve Hastane Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he postcard, taken from Custom Pier towards north, shows a clear perspective of TCustom Square and all buildings surrounding the square. The Custom Building

stands on the right, one of the symbol buildings of the city, and Port Directorate on

the left, located on the east of New Mosque. On the background of the postcard,

the structure standing on the northwest corner of the square is Hotel D'Europe. As a

consequence of the redesign of Custom Square, the buildings viewed on the photo

are no more seen. Instead of them, there are buildings like Grand Mosque, Grand

Bazaar and Mersin Hotel.

he vista the postcard has recorded, documents the beginning of 1900's, one of Tthe most vivid periods of Mersin before Republic. The liveliness of the Custom Pier,

gives the idea of an effective commercial activity in the city at that period. The

development of the trade in the city goes in parallel with the development of the

port. The evolvement of the port starting at 1850's increases the commercial activity.

At 1850's, Mersin becomes a semi stop for goods conveying to İzmir Port [40]. As the

1910's comes, the dynamism in commerce is observed either in the increasing

number of business houses or in the specialization at commerce. The number of

insurance companies, which is one in 1890, three in 1896 shifts to nine in 1909 and

nineteen in 1913. By that time, only the specialization needed fields like brokers,

shipping agencies, timber merchants, advocate, doctor, dentist and even architect

are seen to be evolved in the city [41].

GÜMRÜK BİNASICUSTOM HOUSE

Pazaryeri:YoğurtPazarı

The Market Place:

YoghurtBazaar

158

Pazaryeri: YoğurtPazarı

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

merikalı şehir plancısı ve kent tarihçisi Lewis Mumford, pazarın kent içinde sabit Abir yer kazanması için uzak yerlerle ilişki içinde olan tüccarların yüzünü

güldürecek büyüklükte bir nüfus ve yerel işliklerdeki ürün fazlasının satışına olanak

tanıyacak bir yerel üretkenliğin gerekli olduğunu söylemektedir [1]. 1830'lu yıllardan

itibaren Mersin'de haftanın belli bir gününde kurulan, çevredeki yerleşimlerin

geleneksel ürünlerinin değişiminin yapıldığı sabit bir pazar yeri, günümüze de aynı

adla gelmiş olan Yoğurt Pazarı'dır.

ent içindeki en önemli ulaşım bağlantılarının kesişim noktasında yer alan Yoğurt KPazarı, adı değişmemekle birlikte günümüzde pazar işlevini kaybetmiştir. Ancak

bugün pazar yeri olmasa da geçmişten gelen önemini yitirmemiştir. Günümüzde

yine kentin en önemli ulaşım bağlantılarının kesişiminde ve tarihi ticaret merkezindeki

konumu ile park olarak kullanılmakta olan Yoğurt Pazarı, bir kentsel odak olarak

varlığını sürdürmektedir.

900'lü yıllara ait kartpostallarda bir köylü pazarı fotoğrafı veren Yoğurt Pazarı, 1yörükler ve köylülerin tuz, çanak, çömlek, deri, yün, kıl aba giysiler, meyve, sebze

ve süt ürünlerinin değiş-tokuşunu yaptığı bir pazardır [2]. On dokuzuncu yüzyılın ikinci

yarısına kadar kentte modern öncesine ait izler taşıyan bu uzmanlaşmamış ticari

etkinlik, 1900'lere gelindiğinde yerini yavaş yavaş modern dönemin uzmanlaşmış ve

belli alanlarda gruplanan ticari faaliyetine bırakmaya başlamıştır.

irminci yüzyıl başında, artık kentte, özellikle deniz ticareti, ithalat ve ihracata Ydayalı belli alanlarda uzmanlaşan ticari fonksiyonların yoğun olarak yer seçtiği, iş

kollarına göre uzmanlaşan tüccar hanlarının yer aldığı Uray Caddesi kendini

göstermeye başlamıştır. Öte yandan yine aynı dönemde kentin ana iskelesi olarak

işlev gören Gümrük İskelesi'nin uzantısındaki Gümrük Meydanı'nda perakende

ticaret kendini göstermiş; bakkal, lokanta, kıraathane ve kahvehaneler açılmaya

başlamıştır.

u gelişmeler, kentte ticari etkinlikteki uzmanlaşmanın kentsel mekanda da Bizlenmeye başladığının önemli bir göstergesidir. Gerek nitelikleri gerekse

konumları ile kentteki ticari yapı, birbiriyle ilişkili bir mekan kurgusu içinde gelişmiş ve

üçlü bir sacayağı oluşturmuştur. Bu sacayağı; Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve

Yoğurt Pazarı'dır. Uray Caddesi'nde ithalat-ihracata dayalı uluslararası ticaret,

Gümrük Meydanı'nda gezgin tüccarlara, kısmen de kentliye yönelik perakende

ticaret ve Yoğurt Pazarı'nda yöresel bir pazar olarak hizmet veren geleneksel pazar,

kentteki ticari etkinliğin altın üçgenini oluşturmuştur.

oğurt Pazarı bir dönem, batısında, günümüzde Hastane Caddesi olarak Yadlandırılan kuzey-güney doğrultusundaki caddeden geçen su arkı, Tahtalı Han

ve Silifke Hanı ve güneyinde Aslanlı Han ile çevrelenen, ürünlerini satmaya gelen

köylülerin çiftçi kahvesi, demirci dükkanları, Kuru Kahveci Tahmisci'nin dükkanı ile

tam anlamıyla bir pazar yeridir [3].

159

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ewis Mumford, American city planner and city historian, tells that for a permanent Lmarketplace in the city requires a population big enough to make the

merchants, who are in relation with distant places, happy and a local productivity

enabling the sale of the excess of the goods in the local workshops [1]. In Mersin,

since 1830's one permanent marketplace, set up on one certain day of the week,

where traditional goods of the surrounding settlements were exchanged, is Yoghurt

Bazaar which still exists today with the same name.

oghurt Bazaar, situated on the intersection point of the most crucial transport Ylinks in the city, while carrying the same name, has lost its market function at the

present. However, even it is not a market place it keeps its importance coming from

the past. Today, Yoghurt Bazaar, functioning as a park, maintains its existence as a

focal area in the city with its location on the intersection point of the most crucial

transport links and in the historical trade center.

oghurt Bazaar, giving an image of a villager market on the postcards of 1900's, is Ya bazaar nomad people and villagers interchange salt, crock, and pot, leather,

and wool, fruits, vegetables and dairy products [2]. This unspecialized trading

activity carrying the traces of pre-modern period in the city until the second half of

nineteenth century, as 1900's come by, begins to leave its place to the specialized

and grouped at certain fields trading activities of the modern period gradually.

t the beginning of twentieth century, especially the maritime trade begins to Ashow up at Uray Street where export and import oriented, specialized at certain

fields trading functions intensely search for places and merchant inns specialized on

different trade branches are located. On the other hand, again at the same period,

at Custom Square on the extension of Custom Pier, functioning as the city's main pier,

retail trade shows up and stores, restaurants, coffee houses and cafes are began to

open.

hese developments are important indicators showing the traces of specialization Tof commercial functions in the city are also begun to be observed on urban

spaces. The trading structure in the city, with both qualifications and locations, has

evolved in an interrelated space assembly and formed a trivet. This trivet is; Uray

Street, Custom Square and Yoghurt Bazaar. The export and import oriented

international trade at Uray Street, retail trade aiming traveler merchants and

partially the citizens taking place at Custom Square and the traditional bazaar

serving as a local market at Yoghurt Bazaar has constituted the golden triangle of

the commercial activity of the city.

oghurt Bazaar, is a typical bazaar area surrounded by the water ark passing Ythrough currently Hospital Street called street lying on the north-south direction,

Tahtalı Inn and Silifke Inn on the west and Aslanlı Inn on the south, with the farmer

café of the villagers coming to sell their goods, forger's shops, the shop of roasted

and ground coffee dealer Tahmisci [3].

160

Pazaryeri: YoğurtPazarı

Yoghurt Bazaar, 1910’s

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yoğurt Pazarı, 1910’lar

oğurt Pazarı, batısından geçen Hastane Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na Yulaşmadan önce yaptığı bir genişlemeyle, kentli ile köylünün buluşması için bir

meydan oluşturuyor. Kuzeydeki yerleşimlerden gelerek kentin merkezine ulaşan

Hastane Caddesi'nin yanı sıra batıdan gelen Silifke Caddesi'nin ve doğudan gelen

Pazar Caddesi'nin (günümüzde Mücahitler Caddesi) de ulaştığı nokta Yoğurt Pazarı.

Pazar, kendini çevreleyen küçük ticarethaneler ve bakkallar ile tam bir yerel pazar

olarak işlev görüyor.

artpostalda Yoğurt Pazarı'nın 1910'lu yıllardaki görüntüsü, Hastane KCaddesi'nden doğuya doğru izleniyor. Eşeklerinin sırtındaki çocuklar, büyük

olasılıkla çevre yerleşimlerden ve köylerden ürünlerini satmaya gelen köylülerin

çocukları. Arka fonda, günümüzde Eski Cami'nin kuzeyinde bulunan ve Kültür

Bakanlığı Resim Heykel ve Güzel Sanatlar Galerisi olarak hizmet vermekte olan tarihi

Gülnar Oteli görülüyor.

ünümüzde bu yerel pazarın yerinde küçük bir park bulunuyor olsa da, Gçevresinde yirminci yüzyıl başına kadar süregelen işlevlerin izlerine rastlanıyor.

Park olarak düzenlenmeden önce Yoğurt Pazarı köylülerin her gün yoğurt, peynir gibi

ürünleri getirip sattıkları bir pazar. Bu canlı alışveriş meydanı, etrafında özellikle çevre

yerleşimlerden ve kırsaldan gelenlere yönelik ürünlerin satıldığı ticarethanelerin

bulunduğu bir odak haline geliyor.161

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

oghurt Bazaar forms a plaza, a meeting point of citizens with villagers at the part YHospital Street, which passes from the west, widens just before reaching Custom

Square. Besides the Hospital Street reaching the city centre coming from the

settlements on the north, the Market Street (current Mücahitler Street) coming from

east also ends up at Yoghurt Bazaar. Yoghurt Bazaar functions exactly as a local

bazaar with the small trading houses and grocery stores surrounding it.

n the postcard the image of Yoghurt Bazaar at 1910's is viewed. The kids on the Odonkeys' back are probably the children of the villagers coming from the

surrounding settlements to sell their goods. On the background, is Gülnar Hotel,

which is today on the north of Old Mosque and serves as Republic of Turkey Ministry

of Culture Painting, Sculpture and Fine Arts Gallery.

ven though a small park exists replacing this local bazaar at the present, the Etraces of the functions lasting until the beginning of twentieth century are still

found. Before it has been designed as a park, Yoghurt Bazaar is a marketplace the

villagers bring and sell yoghurt, cheese etc. everyday. This active trading square

becomes a center of business firms where goods oriented to especially the comers

from surrounding settlements and rural are being sold.

162

Pazaryeri: YoğurtPazarı

Yoghurt Bazaar, 1920’s

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

ünümüzde park olarak kullanılan bu alanın yakın çevresinde bulunan; Gkanaviçe, ip gibi malzemelerin satıldığı dükkanların yerinde 1920'li yıllarda tiftik, yün, yapağı satan dükkanlar ve çok sayıda hububat ve zahireci dükkanı bulunuyor

[4]. Abdülkadir Yardım'ın, Naim Gök'ün, Ahmet Çopur ve İlhan Akşehirli'nin, Danyal

Uysal'ın hububat ve zahireci dükkanlarından başka Ahmet oğlu Arif'in ve Şükrü

Uyanık'ın bakkal dükkanı ve ayrıca Köylü Bakkaliyesi de yine Yoğurt Pazarı'nda yer

alıyor. Öte yandan Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu, Musa Karayün

gibi isimlerin dericilik, Musa Karayün, Mustafa Keçecioğulları, Recep Ömer

Dedeoğlu'nun ise yapağı, tiftik ve yün satışı işinin adresi de Yoğurt Pazarı [5].

üzyıl başına kadar pazarın kuzey uzantısında, şimdi yerinde çeşitli iş hanlarının Ybulunduğu İstiklal Caddesi üzerindeki Buğday Pazarı yer alıyor. Bu dönemde

birbirine yakın bu iki pazarın etrafı buğday, yulaf, arpa, tavuk ve kuş yemi, yün,

pamuk, göztaşı, çarık ipi, kürek, bel, kazma, balta, çeşitli boy ve kalınlıkta zincir,

kendir, halat, yular, saban demiri, düven tahtasının altına koymak için çakmak taşı

satan zahireci, nalbur ve çerçilerle çevrili. Ayrıca Dişçi Bahir Taylan'ın, Doktor Arslan

Yakup'un muayenehaneleri ve Eczacı Vetem'in eczanesi de Yoğurt Pazarı'na

bakıyor. Antalyalı Kardeşlerin şekerci dükkanı da yine Silifke Caddesi'nin Yoğurt

Pazarı'nı gören köşesinde yer alıyor [6].

163

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

here are stores of grains and provisions besides the ones selling fleece, angora Tand wool at 1920's instead of the current stores where embroidery canvas, rope

etc. are sold located at the near surroundings of this area currently used as park [4].

Other than Abdülkadir Yardım's, Naim Gök's, Ahmet Çopur and İlhan Akşehirli's,

Danyal Uysal's stores of grains and provisions, the son of Ahmet Arif's and Şükrü

Uyanık's grocery stores and Villager's Store are also at Yoghurt Bazaar. On the other

hand, the address for the names like Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu,

Musa Karayün, fleece, angora and wool trading of Musa Karayün, Mustafa

Keçecioğulları, Şükrü Uncular, Recep Ömer Dedeoğlu who are of the leather trade

all Yoghurt Bazaar [5].

ntil the beginning of the century, Wheat Bazaar exists instead of the currently Uexisting various office blocks on İstiklal Street, on the north extension of the

Yoghurt Bazaar. At that period, these two nearby marketplaces were surrounded by

stores of provisions, hardware dealers, and haberdashers selling wheat, oat, barley,

chicken, and birdseed, wool, cotton, flint, eyestone, rawhide sandal rope, shovel,

spade, pickax, axe, chains of various length and thickness, flax, hawser, halter, plow

share, flint stone to put under threshing sledge. In addition to these, the offices of

Dentist Bahir Taylan, Doctor Arslan Yakup, the pharmacy of Pharmacist Vetem also

faces Yoghurt Bazaar. The candy store of Brothers from Antalya is also at the corner

of Silifke Street overlooking Yoghurt Bazaar [6].

164

Pazaryeri: YoğurtPazarı

Yoghurt Bazaar, 1920’s

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

ditörlüğünü K. Papadopoulos ve oğullarının (K. Papadopoulos et Fils) yaptığı Ekartpostalın üzerindeki Osmanlıca yazıda, “Yoğurt Pazarı, 23.05.1926 Mersin”

yazısı okunuyor. Dolayısıyla görüntünün en azından 1920'li yıllara ait olduğu

anlaşılıyor. Yine hayvanlarının sırtına yükledikleri ürünleriyle bekleyen satıcılar

görülüyor. Eski bir Mersinli; Necmettin Onel, Yoğurt Pazarı'nı ve buradaki alışverişi

şöyle anlatıyor [7]:

Sanat Sokağını geçince karşınıza Yoğurt Pazarı çıkar. Yoğurt Pazarı park olarak “düzenlenmeden önce adından da anlaşılacağı üzere, köylülerin her gün yoğurt,

peynir vs. getirip sattıkları bir yerdi. Satışlarda halkın birbirine güveni o kadar fazla idi

ki, yoğurdu, bakır kalaylı çingillerle alır, evinize götürür, aynı gün veya sonraki gün,

çingili sahibine iade ederdiniz. (...) Bir köşesinde itfaiye araçları ile arazözlerin sularını

doldurmak için kuyudan su çeken bir pompa istasyonu vardı. Parkın içinde de

ayakkabı boyacıları ile ellerinde bel denen kürekleriyle bahçe belleyenler,

omuzlarında baltalarıyla odun kırıcılar bulunurdu.”

artpostalın sağında görülen balkonlu ve iki katlı yapının yerinde günümüzde Yeni KKaramürsel Mağazası bulunuyor. Soldaki yapı ise günümüzde Hastane

Caddesi'nin batısında kalan Gökçay İşhanı. Kartpostalda 1920'li yıllarda yerel kent

pazarının kurulduğu bu alanın yer kaplaması dikkat çekiyor. Zeminine parke taş

döşenmiş olan pazar alanının yoldan küçük bir yükseltiyle ayrıldığı görülüyor. 165

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

t is read Yoghurt Bazaar, 23.05.1926 Mersin in Ottoman language on the postcard Iedited by K. Papadopoulos and sons (Papadopoulos et Fils). Accordingly, it is

understood that the image is at least of 1920's. Again, the dealers waiting with goods

loaded on the back of their animals are seen. An old Mersin citizen; Necmettin Onel,

tells about Yoghurt Bazaar and the trading in here as follows [7];

You encounter Yoghurt Bazaar as you go past Art Street. Before Yoghurt Bazaar “designed as a park, it was a place villagers brought and sold yoghurt, cheese etc

everyday, as understood from its name. During the shopping, the trust of the public

to each other was so high that; you were buying yoghurt in copper, tinned small

buckets, taking it home, and returning the small buckets to its owner on either the

same day or the following day. ... There was a pumping station that pumps water

from the well in order to fill fire trucks and sprinkler water on one of its corner. And in

the park, there were bootblacks and garden diggers with the spade called shovels

in their hands, wood choppers with their axes on their shoulders. ”

nstead of the two storey building with a balcony seen on the right of the postcard, Icurrently Karamürsel Store stands up. The building on the left is today Gökçay

Office Building on the west of Hospital Street. On the postcard, the floor covering on

the area where one local marketplace is set up at 1920's draws attention. It is

observed that the area paved with cobblestone is separated from the road with a

small elevation difference.

166

Pazaryeri: YoğurtPazarı

Yoghurt Bazaar, 1920’s

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

artpostalın sol alt köşesinde Fransızca olarak Yoğurt Pazarı Caddesi (Rue KJogourt-Pazar Mersine) yazısı okunuyor. Pazarın önemini, yirminci yüzyıl başına

kadar kent için anlamını, çevresindeki diğer kullanımlar ve ilişkili olduğu Buğday Pazarı'nı şehir plancısı Aykut Hokkacı şöyle anlatıyor [8]:

… Silifke Caddesi Yoğurt Pazarı'nda kesilirken, … diğer iç arter olan İstasyon “Caddesi de doğudan kent içine gelerek kapalı bir iç mekan olan Buğday

Pazarı'nda bitiyordu. …. Kentin batı ucundan, Müftü Köprüsü'nden kente giren Silifke

yolunun üst çatalı Silifke Caddesi olarak, Kışla Caddesi kuzeyinden doğu-batı

istikametinde kentin iç aksını meydana getiriyordu. Başlangıçta iskan alanları

arasından geçen bu yol kentin içinde başka önemli bir alan olan Yoğurt Pazarı'na

kadar geliyordu. Silifke Caddesi kırsal hinterlandın ve kentin gereğinde ticaret

gereksinimini karşılayan lineer bir aks olup, Alanya Fırını'ndan itibaren son derece

kalabalık; araba, at, eşek ve bisiklet trafiği ile yoğun bir hareketlilik sergiliyordu.”

artpostalda Yoğurt Pazarı'na güneyden kuzeye doğru bakılıyor. Yoğurt Pazarı'na Kait kartpostallarda pazar yerinin değişen noktalarında taş bir çeşme görülüyor.

Bir dönem Hastane Caddesi'nin geçtiği doğrultuda bir su arkı bulunan Yoğurt

Pazarı'nın bir köşesinde, itfaiye araçları ile arazözlerin sularını doldurmak için kuyudan su çeken bir pompa istasyonu da yer alıyor [9].

167

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

n the left bottom corner of the postcard, Yoghurt Bazaar Street (Rue Jogourt-OPazar Mersine) in French is read. Mersin citizen city planner Aykut Hokkacı tells the importance of the marketplace, its meaning for the city until the beginning of twentieth century, other uses surrounding it and the linking Wheat Bazaar as below [8];

… As Silifke Street is cut at Yoghurt Bazaar, … other inner artery Station Street “coming from east to inside the city also ends up at Wheat Bazaar, a closed inner space. … The upper part of Silifke road which was coming from the west end of the city and entering the city over Müftü Bridge, with the name Silifke Street was forming the inner axis of the city on east-west direction from the north of Kışla Street. This road passing through the housing areas at the starting point, extended over Yoghurt Bazaar, another crucial area in the city. Silifke Street, as a linear axis fulfilling the commerce requirement in need of the city and rural hinterland, beginning from Alanya Bakery, was very crowded and displayed an intensive activity with car, horse, donkey and bicycle traffic.”

n the postcard, Yoghurt Bazaar is viewed from south to north. The opening on Othe left of the image is Yoghurt Bazaar. On the postcards of Yoghurt Bazaar, a stone fountain is seen on differing points of the marketplace. A pumping station used for filling fire trucks and sprinkler with water is located on one corner of Yoghurt Bazaar where there used to be a water ark in the direction Hospital Street passes for a while [9].

168

Pazaryeri: YoğurtPazarı

Yoghurt Bazaar, 1920’s

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

artpostalın, Yoğurt Pazarı'nın Hastane Caddesi ile kesiştiği kuzeybatı köşesinden Kkuzeye; Hastane Caddesi'ne doğru kaydedildiği anlaşılıyor. Yol boyunca

caddenin iki yanında bitişik düzende ve iki katlı yapılar izleniyor.

entin yirminci yüzyıl başına kadar kuzey-güney doğrultusundaki neredeyse tek Kve en önemli ulaşım ekseni olan Hastane Caddesi'nin, günümüzde olduğu gibi o

dönemde de, sağlı-sollu kesintisiz bir yapı dizisi ile sınırlandığı anlaşılıyor. Özellikle

demiryolu inşasının ardından, kentin kuzeyinde yer seçmeye başlayan fabrika ve

imalathaneler ile konut alanları ve Giritli Mahallesi, Mahmudiye Mahallesi gibi

mahalleleri kent merkezine bağlayan bu cadde, üç önemli pazar yerine erişim

sağlıyor. Birbiriyle ilişkili ve aynı doğrultudaki bu ticari odaklar Buğday Pazarı ve Yoğurt

Pazarı ile Uray Caddesi'nin başlangıç noktası ve Gümrük Meydanı.

astane Caddesi, 1938 yılında kentin bilinen ilk planını hazırlayan Alman mimar ve Hşehirci Hermann Jansen'in planında da aynen korunuyor. Yoğurt Pazarı ise söz

konusu planda otopark olarak öngörülmüş olsa da, günümüze kadar kent

merkezinin nefes aldığı bir açıklık olarak kalıyor.

169

TheMarket Place:

YoghurtBazaar

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

t is seen that the postcard is recorded from the northwest corner of Yoghurt Bazaar Iwhere it intersects with Hospital Street, towards north; the Hospital Street. Adjoining

and two-storey buildings are observed on both sides of the street, all along the road.

t is understood that, Hospital Street, which has been almost the only and most Iimportant transport road of the city in north-south direction until the beginning of

twentieth century, has been defined with continuous building rows on both sides at

that period, as it is today. Especially after the construction of railway, this street linking

the factories and workshops which has been beginning to choose places on the

north of the city, the housing zones and districts like Giritli District, Mahmudiye District,

provides access to three important marketplace. These interrelated commercial

centers located on the same direction are Wheat Bazaar, Yoghurt Bazaar and the

starting point of Uray Street and Custom Square.

ospital Street is kept exactly the same in the plans of German architect and city Hplanner Herman Jansen who has prepared the first known plan of the city in

1938. In the aforementioned plan, although Yoghurt Bazaar is prescribed as parking

lot, it is kept as an open space in the city center until today.

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi New Life:

AtatürkMuseum

andThe Environs

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

174

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ray Caddesi, kentteki ticaretin dayandığı temel işin cereyan ettiği bir Umeydanda, Gümrük Meydanı'nda genişlemekte ve sonra tekrar daralarak

kentin batısındaki konut alanlarına doğru ilerlemektedir.

ümrük Meydanı'ndan batıya doğru, Uray Caddesi ile aynı doğrultuda, doğu-Gbatı yönünde ilerleyen caddenin Gümrük Meydanı'ndan sonraki bölümü

1940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi olarak adlandırılmıştır. On dokuzuncu yüzyılda

kentin doğudaki başlangıç noktasını istasyon belirlerken, batıdaki bitiş çizgisini Kışla

çizmiştir. Cadde adını bu Kışla'dan almakta ve yer yer daralıp genişleyerek Kışla

Binası'na ulaşmaktadır

ümrük Meydanı'ndan dar bir parke yolla başlayan cadde, 1930'lu yıllara kadar Gkentin bu bölümünün tek yapısı olan Mersin Palas Lokantası ve kentin tek

pastanesi ile bir sarraf ve tütüncü dükkanının arasından geçerek Atatürk Evi'ne

(Christmann Evi'ne) doğru devam etmektedir [1].

ışla Caddesi, günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından müze haline getirildiği 1992 Kyılına dek Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak bilinen Atatürk Evi'ne

ulaşana kadar, yakın çevredeki Bakkallar Çarşısı, Bezirganlar Çarşısı, Sursok Çarşısı

gibi daha çok kentin gündelik ihtiyaçlarına yönelik dükkan ve bakkalların bulunduğu

alandan geçmektedir.

addenin Gümrük Meydanı'ndan Atatürk Evi'ne kadarki bölümünde sağlı sollu Cyer alan, kent halkının alışverişini yaptığı irili ufaklı dükkanlar, batıya doğru

ilerledikçe seyrekleşmektedir. Bu dükkanlar yerini Kışla Caddesi'nin, bu dönemde

Millet Bahçesi olarak adlandırılan açıklığa ulaştığı bölümünde, daha çok kültür-sanat

ve eğlence yapılarına bırakmaktadır.

zellikle Tevfik Sırrı Gür'ün valilik yaptığı 1940'lı yıllardan itibaren Atatürk Evi ve yakın

Öçevresinde, Mersin'in sosyal yaşamındaki varlığını 1960'lı yılların sonuna kadar

hissettiren ve kentin ortak hafızasındaki yerini bugün de koruyan, sosyal-kültürel ve

eğlenceye yönelik kullanımları barındıran çok sayıda yapı yer almıştır.

n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyıl başında Atatürk Evi ve çevresi, Okentteki yoğun ticari etkinliğin gerçekleştiği alanlardan konut alanlarına doğru

giderken bir geçiş noktası olarak, birbirinden ayrılmış bu iki kullanım arasında, kentli

için bir sosyal odak olarak gelişmiştir.

entte gelişen yeni yaşam kültürünün de etkisiyle kentin ileri gelen tüccarlarının Kaileleri ile beraber gidebilecekleri, otel restoranları, yeni lokanta, bar, şehir

kulübü, aile gazinosu, sinema, aile çay bahçesi gibi çeşitli kullanımların büyük

çoğunluğu bu alanda yer almıştır.

New Life:Atatürk House

andThe Environs

175

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ray Street was widened in Custom Square, where the fundamental work that Utrade in the city depends on took place and then narrowed again, moving

towards housing area on the west of the city.

owards west from Custom Square, on the same direction with Uray Street, the Tstreet after Custom Square had been called Kışla (Military Barracks) Street until

1940's. During nineteenth century, Railway Station was on the point of entry to the

city on the east, while Military Barracks was the end point on the west. Street took the

name from Military Barracks and reached the building, narrowing and expanding in

patches on its way.

eginning from Custom Square with a narrow and cobblestoned road, the Street Bpassed through Mersin Palas Restaurant, which is the only building in this part of

the city, a gold dealer, a tobacco shop and the only patisserie of the city and

continued the way to Atatürk House (Christmann House) [1].

ntil Kışla Street had reached today's Atatürk House, which is known as UChristmann House or Christmann Villa, designed to be a museum by the Ministry

of Culture in 1992, it passes through many shops to respond to people's daily needs

like Groceries Bazaar, Merchant's Bazaar, Sursok Bazaar.

he number of these big and little shops, placed on the right and left side of the Tstreet between Custom Square and Atatürk House, begins to dwindle when

moved towards west. In this period, these shops on Kışla Street, were replaced by

buildings of mostly culture and entertainment where the street reached an open

space called People's Garden.

specially beginning from 1940's, when Tevfik Sırrı Gür was the governor of Mersin, Emany buildings, which would be significant in social life of the city until the end of

1960's and at present day still preserve their place in the collective memory of the

city, took place in the close vicinity of Atatürk House.

“Atatürk House and the environs” became a transition place and a social centre for the citizens, in between the places of intensive business and residential areas

at the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century.

ew cultural life, developing with the increasing capital accumulation, most of Nnew activities like restaurants, hotel restaurants, café houses, city clubs, family

casinos, cinema, teagarden, to where remarkable merchants of the city could go,

located in this area.

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

176

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

939 yılında açılan iki kat balkonlu, localı, kaloriferli, çatısı yazlık sinema olarak da 1kullanılan Güneş Sineması; yalnız üye olabilenlerin girebildiği, özel orkestrası

bulunan Tüccar Kulübü; edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro sohbetlerinin

yapıldığı Akkahve; deniz kıyısındaki havuzlu bahçesi ve lokantası ile Toros Oteli,

Atatürk Evi çevresinde yoğunlaşan kentin yirminci yüzyıl başındaki kültürel yaşamı

hakkında fikir vermektedir [2].

tatürk Evi ve çevresindeki bu sosyal ve kültürel yaşam mekanları, hemen Abatısındaki, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanda

bulunan ve kentin buluşma yeri olarak 1970'li yıllarda yeni düzenlemeler yapılana

kadar bir bölümü Millet Bahçesi, bir bölümü Aile Bahçesi olarak adlandırılan alan ile

bir süreklilik ve bütünlük sağlamaktadır.

n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında Atatürk Evi ve Oçevresinde yalnızca eğlenceye yönelik yapılar yoktur. Kentin kültürel

zenginliğinin bir göstergesi olan dini yapılardaki çeşitlilik de bu bölgede rahatlıkla

izlenebilmektedir. Günümüzde halen kullanılmakta olan Arap Ortodoks Kilisesi ve

bugün ayakta olmayan, ancak kartpostallardan çift çan kulesi ile oldukça görkemli

bir yapı olduğu anlaşılan Rum Ortodoks Kilisesi de yine kentin bu alanındadır.

entte 1960'lı yıllarda başlayan dönüşüm, bu döneme kadar varlıklarını koruyan KAtatürk Evi çevresindeki yapıların zamanla yok olmasına ya da işlev

değiştirmesine yol açmıştır. 1960'lı yıllara kadar kentin önemli bir kültür odağı olan

Akkahve'nin bulunduğu yapı Mersin Belediyesi'ne dönüşmüş, Toros Oteli yenilenmiş,

Messageries Maritimes binası ile Rickards Evi gibi dikkat çeken yapılar, yerlerine yeni

binalar yapılması ya da yol açılması için yıkılmıştır. Bölgede on dokuzuncu yüzyıl sonu

ile yirminci yüzyıl başından günümüze erişen tek yapı Atatürk Müzesi'ne

dönüştürülmüş olan Christmann Evi'dir. Adı Atatürk Caddesi olarak değiştirilen Kışla

Caddesi, yaya bölgesi olarak düzenlenmiştir ve hala kentin en canlı yerlerinden

biridir.

ünlü

New Life:Atatürk House

andThe Environs

177

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

üneş Movie Theatre, a two-storey building with theatre boxes, balconies, Gcentral heating system, of which the roof could be used as summer cinema,

began to give service in 1939; Merchant's Club, which had a special orchestra;

Akkahve, where discussion meetings about literature, drawing, picture, music,

cinema and theatre were organized; Toros Hotel, with its garden with pool on the sea

shore and well known restaurant are the buildings located in Atatürk House and its

close vicinity, give a general idea about the cultural life of the city in the beginning of

twentieth century [2].

he social and cultural places in the surrounding area of Atatürk House features Tintegrity and continuity with People's Garden, redesigned in 1970's, and Family

Garden as the meeting place of citizens, which were together placed on the area of

today's Republican Square.

here were not only the buildings for entertainment in the surrounding area of TAtatürk House in the end of nineteenth century and the first half of twentieth

century. Variety of religious buildings, one of the indicators of cultural diversity, could

also be seen in this area. Arabic Orthodox Church that is still utilized today, and

Greek Orthodox Church, which is not standing at the present day but its glorious

structure with double campanile can be seen through postcards, were taking place

in this area.

he buildings in the close vicinity of Atatürk House disappear by the time and their Tfunctions begin to change as a result of urban transformation, which begins in

1960's in the city, although they survived to stand till that time. The building used as

Akkahve (Ak Café House) and Akotel (Ak Hotel) is altered to Mersin Municipality;

Toros Hotel was renovated; remarkable buildings like Messageries Maritimes and

Rickards House are torn down in order to make new buildings or to open new roads.

The only building that is carried from the years from the end of nineteenth century

and the beginning of twentieth century to the present day is Christmann House,

which is today transformed into Atatürk Museum. The name of Kışla Street is changed

to Atatürk Street, redesigned as pedestrian zone, is still the one of the liveliest places

in the city.

178

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler

artpostalın üzerinde Fransızca olarak Mersin-Deniz Kıyısı (Mersina-La Côte) yazısı Kokunuyor. Deniz kıyısında, kartpostalın sağında görülen iki katlı yapı günümüzde

Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kullanılan binanın yerindeki yapı. Alt katı tuz

deposu ve üst katı konut olarak kullanılan binanın güneyinde, daha sonra yapılacak

olan ve ismini bu yapıdan alarak Tuz İskelesi olarak adlandırılacak iskele henüz

yapılmamış. Görünürde bir iskele olmasa da, deponun batısında kıyıda bekleyen

tekneler görülüyor.

ıyı çizgisi, kentin yeni yeni gelişmekte olan batıdaki konut alanlarına doğru Kdevam ediyor. Gümrük Meydanı'ndan başlayıp kartpostalda ağaçlık bir alan

olarak görülen Kışla'ya kadar devam eden Kışla Caddesi (günümüzde Atatürk

Caddesi), tuz deposunun kuzeyinden geçiyor.

940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi, Gümrük Meydanı'ndan başlayan parke taşlı bir 1cadde ve günümüzde Mersin Çarşısı olarak adlandırılan yapıya kadar olan

bölümü oldukça dar. Caddenin, Gümrük Meydanı ile kartpostalda görülen tuz

deposu binasına kadar olan bölümünde Bakkallar Çarşısı, Rum tüccar Mavromati'ye

ve Sursock Ailesi'ne ait yapılar, Vital Strumza'nın Şevk-i Sürur Rakısı imal ettiği rakı

fabrikası, Şen Yuva adlı bir pavyon, Yeni Mersin Gazetesi, bakkallar, tenekeci ve

tatlıcı esnafı bulunuyor [3].

179

TUZ DEPOSUSALT DEPOT

New Life:Atatürk House

andThe Environs

İnönü Boulevard and Mersin Municipality Building, 2000’sGreater

İnönü Bulvarı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Binası, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he phrase Mersin-Seaside (Mersina-La Côte) in French is read on the postcard. TThe two-storey building on the sea side, seen on the right of the postcard, has

been standing in the place of the building currently used as Municipality of Greater

Mersin. Its lower storey is used as Salt Depot and upper storey as residence. On the

south of this building, the pier which is to be built later on and named Salt Pier after

this building has not been built yet. Even there is no existing pier; boats waiting on the

shore are seen on the west of the storehouse.

he coastline continues till the residential area on the west that is newly Tdeveloping. The Kışla Street (current Atatürk Street) starts from Custom Square,

reaches to the Military Barracks, seen as a wooded area in the postcard, and passes

from the north of Salt Depot.

ntil 1940's Kışla Street is a cobblestoned street starting from Custom Square and Uvery narrow on the part extending to the building currently named Mersin

Bazaar. On the part of the street, starting from Custom Square to the salt warehouse

seen on the postcard, there are Grocery Stores Bazaar, the buildings owned by

Greek merchant Mavromati and The Sursock Family, the raki factory where Vital

Strumza produces Sürur Rakı, a pavilion named Cheerful Home, New Mersin

Newspaper, grocery stores, tinman and pastry artisan [3].

180

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler

artpostal denizde ve kıyıdaki tekneleri, kıyı boyunca devam eden yapıları ile Kkentin denizle kurduğu ilişkiyi ortaya koyuyor.

artpostalda yalnızca ahşap ayakları kalmış olan bir iskele görünüyor. Bu iskele Kgünümüzde Mersin Ticaret Sanayi Odası binasının bulunduğu alanda 1940'lı

yıllarda yer alan Çukurova Barı ve tuz deposunun güneyindeki Tuz İskelesi... 1880

yılında inşa edilen ve daha çok hayvan sevkıyatı yapılan bu ihraç iskelesi, özellikle Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nce kullanılıyor [4].

rka planda çan kulesi görülen kilise günümüzde Cumhuriyet Meydanı'nda, AKültür Merkezi'nin batısında yer alan Arap Ortodoks Kilisesi. Kartpostalda göze

çarpan bir başka yapı da İngiliz asıllı Rickards Ailesi'nin evi. Günümüzde ayakta

olmayan yapı, uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanılıyor.

ugün Ulu Çarşı ve Ulu Cami olarak düzenlenmiş Gümrük Meydanı ile Mersin BBüyükşehir Belediye binasının yer aldığı tuz deposunun arasında kalan bölgedeki

gelişmeler ve bu alanda Atatürk Caddesi'nin yayalaştırılması, bu bölgenin Mersin

kent merkezinin odağında yer almasını sağlıyor.

181

New Life:Atatürk House

andThe Environs

İnönü Boulevard and , 2000’sCity Centre of Mersin

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

TUZ DEPOSUSALT DEPOT

he postcard reveals the relationship between the city and sea with the boats Tboth on the sea and the coast, and the structures all along the coastline.

ruined pier with only timber supports left is seen on the postcard. This is the Salt APier, located on the south of the area where during 1940's Çukurova Bar and

Salt Depot exist and today, Mersin Chamber of Commerce and Industry stands. This

export pier built in 1880 and mostly used for animal conveying is especially utilized by

Messageries Maritimes Shipping Agency [4].

he church of which the bell tower is seen on the background of the postcard is TOrthodox Church that today stands on Republican Square, on the west of Culture

Center. Another eye-catching structure on the postcard is the house owned by

Rickards Family of English heritage. The building, no longer stands up, has been used

as this family's house over many years.

he development of the area between Custom Square, which is at the present Torganized as Ulu Çarşı (Grand Bazaar) and Ulu Cami (Grand Mosque), and the

Salt Depot, where Municipality of Greater Mersin stands and rearrangement of

Atatürk Street as pedestrian zone, makes this area the central point of the Mersin city

center.

182

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin Coast and Salt Depot, 1930’s

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1930’lar

entin batısından doğuya; Gümrük İskelesi'ne doğru sahile bakış. Kartpostalda KGümrük İskelesi'ne kadar kıyı boyunca çok sayıda iskelenin kalıntısı görülüyor.

Bunlardan biri, tuz deposu olarak kullanılan yapının güneyindeki Tuz İskelesi.

skeleye adını veren ve daha sonra Alaiyeli (Alanyalı) Mustafa ve Biraderleri'nin 1927

İtarihinde açtıkları nal ve çivi fabrikası olan yapı, hemen kuzeyinde yer alan Atatürk

Evi gibi, Mersin'in simge yapılarından biri [5]. Günümüzde Taş Bina olarak adlandırılan

yapının kaderi 1940'lı yıllarda değişiyor.

evfik Sırrı Gür'ün 1943'te İçel Valisi olması yalnızca bu yapı için değil Mersin için de Tbir değişim anlamına geliyor. Vali Tevfik Sırrı Gür, kentte halkın eğlenebileceği

nitelikli bir yer bulunmadığını düşünerek, üst katı bir dönem Mersin İdman Yurdu Lokali

olarak da kullanılmış bu yapının yeniden düzenlenmesini istiyor. Böylece bir dönem

üstü konut ve alt katı da antrepo olarak kullanılan deniz kıyısındaki bina, özgün yapısı

bozulmadan, müzik dinlenip dans edilebilen, güney cephesi denize ve kuzey

cephesi ise Kışla Caddesi'ne açılan bir lokal haline getiriliyor [6]. Kentin bu yeni sanat

ve eğlence mekanı Akkahve adını alıyor.

183

New Life:Atatürk House

andThe Environs

İnönü Boulevard and , 2000’sCity Centre of Mersin

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

TUZ DEPOSUSALT DEPOT

erspective of the coast from west to the east of the city; towards Custom Pier: on Pthe postcard, along the coastline till Custom Pier, the ruins of many piers are

seen. One of these is Salt Pier on the south of the Salt Depot.

he building the pier adopted its name from and later on functioned as the Thorseshoe and nail factory opened in 1927 by Alaiyeli Mustafa and Brothers is one

of the symbol structures of Mersin [5], like Atatürk House located just on the north of it.

The fate of the building, currently named stone building, changes in 1940. The date

of transformation not only for this building but also Mersin was the beginning of

governorship of Tevfik Sırrı Gür for İçel in 1943. Governor Tevfik Sırrı Gür, considering

the lack of a high quality public entertainment facility in the city, demands this

building to be rearranged, of which upper storey has been once used as Mersin

İdman Yurdu Football Club Local. As a consequence, the building, located on the

seashore, once used as residence on the upper storey and warehouse on the lower

storey, is transformed, into a clubhouse of music and dancing. The south façade of

the clubhouse opens to the sea and north façade to Kışla Street [6]. This new art and

entertainment place is named Akkahve.

184

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin Coast , 1900’s

Mersin Sahili , 1900’lar

artpostalın üst kısmında Fransızca olarak Mersin, Koy (Mersina- La Baie) yazıyor. El Kyazısı ile 1904 tarihi not düşülmüş. Çok sayıda bayrak görülüyor. 1905 yılında

kentte Almanya, İngiltere, Avusturya-Macaristan, Belçika, İspanya, Amerika, Fransa,

Yunanistan, İtalya, Hollanda, İran, Portekiz ve Rus Konsoloslukları bulunuyor [7].

Kentteki çok sayıda konsolosluk, ticaretin uluslararası niteliğini ve boyutlarını ortaya

koyuyor. Gelişen ticaret yeni bir yaşam kültürünü beraberinde getiriyor. Bir dönem

çoğunlukla kentin tüccarları ve memurlarının uğrak yeri olan Ziya Paşa

Gazinosu'ndan başka zaman içinde ailece gidilebilecek eğlenceler için bar, lokanta

ve lokaller açılmaya başlıyor.

940'lı yıllardan itibaren Akkahve, Akkahve'nin hemen doğusunda, günümüzde 1Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın bulunduğu alanda Tüccar Kulübü, Toros Oteli,

daha sonra Borsa Kulübü gibi yeni kulüp, lokanta, bar, aile gazinosu ve oteller kentin

sosyal hayatında önemli yer tutmaya başlıyor.

u dönemde Akkahve, pek çok Mersinli için unutulmaz sohbetler, söyleşiler ve şiir Bdinletilerinin mekanı olarak zaman içinde bir depo ve çivi atölyesinden bir sanat

atölyesine dönüşüyor. Akkahve, kentteki yazar, çizer, oyuncu, müzisyen, ressam; her

alandan sanatçıdan İstanbul'dan bölgeye turneye gelen sanatçılara kadar pek çok

kişiyi ağırlıyor.

185

New Life:Atatürk House

andThe Environs

İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

TUZ DEPOSUSALT DEPOT

n the upper part of the postcard, it is written Mersin, Bay (Mersina-La Baie) in OFrench. The year 1904 is noted in handwriting. A lot of flags are seen. In 1905,

there are Consulates of Germany, England, Austro-Hungarian, Belgium, Spain,

United States, France, Greece, Italy, Holland, Iran, Portugal and Russia in the city [7].

The various consulates in the city are the remark of international quality and

dimensions of trade. The developing trade brings along a social culture. By the time,

besides Ziyapaşa Club, which once used to be a popular place for merchants, bars,

restaurants and locals are opened appropriate for family fun.

eginning from 1940's, Akkahve, and Merchants Club just on the east of Akkahve, Bat the place where currently Mersin Chamber of Commerce and Industry

stands, Toros Hotel, and later on Stock Market Club and such other new clubs,

restaurants, family casinos and hotels begin to feature in city social life.

his is the times Akkahve transforms into an art atelier from a storehouse and nail Tfactory as the place of unforgettable chats, colloquy and poem recitals for many

Mersin citizens. Akkahve hosts many artists from all art fields; writers, painters, actors,

musicians of the city to the artists coming from İstanbul on tour.

186

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Atatürk House, Ak Café and Messageries Maritimes, 1940’s

Atatürk Evi, Akkahve ve Messageries Maritimes, 1940’lar

artpostal, solda Atatürk Evi ile Fransız Gemi Acentesi Messageries Maritimes Kbinasını, sağda ise Akkahve ile batıdan doğuya Kışla Caddesi'ni gözler önüne seriyor. 1940'lı yıllarda kentte Toros Oteli'nden başka nitelikli bir otel bulmak zor [8]. Bu nedenle Akkahve'nin ikinci katı otel olarak düzenleniyor ve Akotel adıyla hizmete açılması planlanıyor. 3 Mart 1944 tarihli Yeni Mersin Gazetesi otelin açılacağını şu haberle duyuruyor:

Şehrimizin çok muhtaç olduğu bir otel yapılmak üzere elyevm (halen) İdman “Yurdu olarak işgal edilmekte olan deniz kenarındaki yapı vilayetçe 35 000 liraya satın alınmıştır. Üst katının yıkılması işi müteahhidine verilmiştir. Altında açık ve kapalı 1 000 kişi alacak bir şehir gazinosunun ve üzerinde iki katta 56 odayı ihtiva edecek olan otelin planları tamamlanmak üzeredir. Gazinonun üç ay içinde ve otelin de kıştan evvel bitirilmesi umulmaktadır.”

e var ki, Vali Tevfik Sırrı Gür'ün Mersin'den ayrılması nedeniyle Akotel hizmete Ngiremiyor ama Akkahve Mersinli sanatçıların uğrak yeri oluyor. 1945'ten 1958 yılına kadar, Etem Çalışkan, Doğan Akça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mansur Akyıl, İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren, Ziya Arıkan gibi sanatla ilgilenen pek çok Mersinli, Akkahve'nin müdavimleri arasında yer alıyor [9]. Ender de olsa Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç da Akkahve'nin ağırladığı isimler [10]. 1958 yılında bir bölümüne Mersin Belediyesi'nin taşındığı binanın Akkahve olarak bilinen alt katında, 1963'te Güzel Sanatlar Resim ve Heykel Galerisi açılıyor [11].

187

New Life:Atatürk House

andThe Environs

Atatürk House and Greater Mersin Municipality, 2000’s

Atatürk Evi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he postcard shows a panorama of Kışla Street, from west to east, with Atatürk THouse and French Shipping Agency Massegeries Maritimes building on the left, Akkahve on the right. In 1940's, it is difficult to find a qualified hotel other than Toros Hotel, in the city [8]. Therefore, the second storey of Akkahve is arranged as a hotel and planned to serve with the name Akotel. On the 3 March 1944 dated Yeni Mersin Newspaper, the opening of the hotel is announced as below;

The building on the coastline, still occupied as İdman Yurdu is bought by the “governorship at 3500 liras, in order to transform into a hotel which is a crucial need of our city. The demolition of upper storey is assigned to the constructor. The plans of the hotel, which is designed consisting of open and closed city casino of 1000 person capacity on the lower storey and on the upper two storey including 56 rooms, are about to be completed. The casino is expected to be completed in three months and the hotel before winter. “

rom 1945 to 1958, many Mersin citizens interested in art, like Etem Çalışkan, Doğan FAkça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mahsur Akyıl, İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren, Ziya Arıkan are regulars of Akkahve [9]. Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç, even rarely, are also among the names Akkahve hosts [10]. In 1963, on the lower storey of the building known as Akkahve, where in 1958 Mersin Municipality moved in, Fine Arts Painting and Sculpture Gallery is opened [11].

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

188

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Atatürk House (Christmann House), 1920’s

Atatürk Evi (Christmann Evi), 1920’ler

irminci yüzyıl başına kadar Uray Caddesi kentin ticari eksenini oluştururken, YGümrük Meydanı'ndan Kışla'ya doğru gidildikçe ticarethaneler seyrekleşip, özellikle günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan yapıdan batıya doğru tamamen konutların bulunduğu mahallelere ulaşılıyor.

artpostalda sağda görülen yapı Mersin'in yakın geçmişi için oldukça büyük bir Kanlam taşıyor. O dönemde denize oldukça yakın olan bu yapı, 1925 yılında Atatürk ve eşi Latife Hanım'ın on bir gün boyunca konuk olduğu ev. Yapı 1992 yılında restore ediliyor ve Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açılıyor [12].

ünümüzde zemin katında Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletme GMüdürlüğü'nün (DÖSİM) satış ofisi bulunan yapı, 1897 yılında Mersinli Rum tüccar Mavromati'nin İsviçre Konsolosu Alman asıllı Christmann ile evlenen kızının konutu olarak yaptırılıyor [13]. Ev uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanıldığı için Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak biliniyor. Christmann Ailesi'nin çocuğu olmadığı için ev daha sonra Mavromati'nin damadı Fedon Tahinci'ye geçiyor ve Tahinci Ailesi'nin konutu olarak kullanılıyor [14]. 1960'lı yıllarda bir dönem Toros Koleji'nin eğitim verdiği yapıyı ve Fedon Tahinci'yi, Abdulah Canlıgil anılarında şöyle anlatıyor:

…Mersin'in en tanınmış fahri konsolosu ise Belçika Konsolosu Fedon Tahinci'ydi. “Mösyö Fedon atlara meraklıydı ve Gözne'de atla dolaşması meşhurdu. Evi, Atatürk'ün Mersin'e ilk geldiğinde kaldığı ev olduğundan, vali konağına yakın, çok merkezi bir yerde ve herkes tarafından bilinen, tarihi değeri çok yüksek bir evdi” [15].

189

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

New Life:Atatürk House

andThe Environs

Mersin Atatürk Museum, 2000’s

Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

ntil the beginning of twentieth century, Uray Street constitutes the commercial Uspine of the city. From Custom Square to Military Barracks, commercial houses become sparse and especially towards west from current Atatürk House Museum, neighborhoods of entire residences are reached.

he building on the right of the postcard is of crucial importance in the recent past Tof Mersin. This building, very close the sea at the times the postcard prepared, is where Ataturk and his wife Mrs Latife are hosted for eleven days at 1925. The building is restored in 1992 and opened to visitors as Ataturk House Museum [12].

he building currently used as Ministry of Culture sale office on the base floor, is built Tin 1897 as the residence of Mersin citizens Greek merchant Mavromati's daughter who married Switzerland Consul Christmann of German heritage [13]. Since the house used as this family's residence for many long years, it is known as Christmann House or Christmann Villa. Because The Christmann Family does not have a child, the house passes to Mavromati's son-in-law Fedon Tahinci and used as The Tahinci Family residence [14]. Abdulah Canlıgil tells about Fedon Tahinci and the building, which also served as Toros College for a while at 1970's, as below;

…the most widely-recognized honorary consul of Mersin was Belgium Consul “Fedon Tahinci. Mr. Fedon was interested in horses and known for his horse rides at Gözne. Since his house was the place Ataturk stayed at his first arrival to Mersin, it was a widely known, historically valued house, very close to governor mansion, at a central place” [15].

190

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Rickards House, 1930’s

Rickards Evi, 1930’lar

artpostalın üzerinde Osmanlıca olarak Millet Bahçesi Civarı yazıyor. Kışla KCaddesi, Akkahve, Atatürk Evi ve Rickards Ailesi'ne ait evin arasından, kıyıya

paralel olarak kentin 1940'lı yıllara kadar son noktası olan Kışla Binası'na doğru devam

ediyor.

artpostalda Kışla Caddesi ile günümüzde Kültür Merkezi'nin ve güneyindeki Kmeydanın kesiştiği noktada yer alan iki yapıdan soldaki artık yok. 1970'li yıllarda

Sakarya Caddesi'nin genişletilmesi sırasında yıkılan iki katlı yapı, İngiliz asıllı Rickards

Ailesi'nin evi. Kereste, elektrik levazımatı, gramofon, yazı makineleri satım işlerinden

başka [16], İngiliz Lloyd Şirketi'nin gemi acenteliğini de yürüten Rickards Ailesi'ni

Joseph O'Neill anılarında şöyle anlatıyor [17];

Rickards ailesi, Mersin'in yerlisi olan tek İngiliz aile idi ... Bu aileden William Rickards, “kuzeniyle birlikte İngiliz Lloyd şirketinin acenteliğini yapıyordu... William Rickards'ın

babası Henry Rickards, 1880'li yıllarda Mersin'e gelmiş ve Mersin-Adana demiryoluna

yatırım yapmıştır... Henry Rickards'ın torunu ve William Rickards'ın yeğeni Patrick

Grisby'nin anlattıklarına göre, William Rickards, şapkası ve kolunun altına sıkıştırdığı

İngilizce gazetesi ile Mersin'de her gün düzenli geziler yaparmış.”

191

New Life:Atatürk House

andThe Environs

Governer’s House, 2000’s

Vali Konağı, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Public Garden and the Environs” is written on the postcard in Ottoman. Through “Akkahve, Ataturk House and Rickards House, Kışla Street extends parallel to the

coast-line, towards Military Barracks, which is the end point of the city on the west

until 1940's.

he left one of the two buildings seen on the postcard, located at the intersection Tof Kışla Street and current Culture Center and the square on the south of it, does

not exist anymore. This two storey building demolished during Sakarya Street

widening operation at 1970's, is the house of the Rickards Family of English heritage.

In his memories, Joseph O'Neill mentions about The Rickards Family which keep up

shipping agency of English Lloyd Company, besides carrying on the sale of

commercial timber, electrical implements, gramophone, and typewriters [16], as

follows [17];

“Rickards family was the only British family native to Mersin ... William Rickards was the Lloyd's agent in Mersin, and his cousin ... Father of William Rickards, Henry

Rickards arrived in Mersin in the 1880's and invested his gold in Mersin-Adana

Railway”. According to memoirs of Patrick Grisby, “every morning he went for a walk

with a Panama hat on his head and English newspaper under his arm”

RICKARDS E İ RICKARDS HOUSE

V

192

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Rickards House, 1930’s

Rickards Evi, 1930’lar

ünümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir bölümü Gkartpostalın hazırlandığı dönemde Millet Bahçesi olarak anılıyor. Rickards

Ailesi'nin kartpostalda görülen yan yana yapılmış iki konutu [18] da bu alanın hemen

doğu kıyısında yer alıyor. Kentin en önemli caddesi üzerinde ve ticari fonksiyonların

yoğun olarak sürdürüldüğü Uray Caddesi ile Gümrük Meydanı'na olan yakınlığı,

ailenin ticaretteki başarısı ve zenginliğine ilişkin ipucu veriyor. Aile, kentteki kurumlara

yaptığı yardımlarla gazetelere de haber oluyor [19];

Türk Hava Kurumu'na yapmış olduğu nakdi yardımlar dolayısıyla şehrimiz “tüccarlarından B. Vilyam Rikards'ın (B. William Rickards), altın madalya ile taltifi,

Türk Hava Kurumu Genel Merkezi'nce kararlaştırılmış ve Ankara'dan gönderilen

madalya kurumun Mersin Temsilciliği'nce mumaileyhe (adı geçene; B. William

Rickards'a) teslim edilmiştir.”

ickards Ailesi'ne ait bu ev Fransız işgali sırasında işgal kuvvetleri guvernörü Anfre Rtarafından ikametgah olarak kullanılıyor [20].

ATATÜRK (CHRISTMANN EVİ)ATATÜRK HOUSE(CHRISTMANN HOUSE)

EVİ

RICKARDS RICKARDS HOUSE

EVİ

193

RICKARDS E İ RICKARDS HOUSE

V

New Life:Atatürk House

andThe Environs

Atatürk House and Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Evi ve Atatürk Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ome part of the current Republican Square, is called Public Garden at the times Sthe postcard taken. Two adjacent residences [18] of Richards Family seen on the

postcard are located just at the east edge of this area. These houses on the most

important street of the city, located very close to Uray Street where an intense

trading activity takes place, and also near to Custom Square gives a hint of the

family's success and prosperity at commerce. Family is on the newspapers with their

donations to the city associations [19];

On account of his pecuniary donations to Turkish Aeronautical Association, it is “decided to reward B. Vilyam Rikards (B. William Rickards), one of our city

merchants, with a gold medal and the medal sent from Ankara is consigned to him

by Mersin Agency of the association.”

his Rickards Family owned house is used as residence by Anfre, the Governor of Toccupying forces, during French occupation [20].

194

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Atatürk House (Christmann House), 1930’s

Atatürk Evi (Christmann Evi), 1930’lar

entin kuzeyinden güneydoğuya doğru kaydedilen görüntüde Atatürk Evi ve Kkuzeyindeki hamamın yanı sıra denizde açıkta bekleyen gemiler, Messageries

Maritimes Gemi Acentesi binası ve en solda da Gümrük Meydanı'ndaki Yeni

Cami'nin minaresi görülüyor.

tatürk Evi'nin kuzeyindeki hamam, Uray ve Kışla Caddesi üzerinde Sursoklar AÇarşısı, Sursok Han gibi çok sayıda mülkleri bulunan Sursock Ailesi'nin yaptırdığı

Sursok Hamamı [21]. Sursock Ailesi, 1860'lı yıllarda ticaret yapmak amacıyla Mersin'e

gelen ve zamanla kentin ileri gelen tüccarlarından olan Nader Kardeşler'in, adına

gayrimenkul aldığı Beyrutlu, oldukça varlıklı bir aile [22].

artpostalda Sursok Hamamı'nın kuzeyinden geçen cadde günümüzdeki Silifke KCaddesi. Silifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan, Atatürk Evi'nin

doğusundaki açıklık ise Emirgan Çay Bahçesi. Günümüzde, Atatürk Evi ile Sosyal

Sigortalar İş hanı arasında yine küçük bir park olarak kullanılmakta olan alanda

bulunan Emirgan Çay Bahçesi, bu dönemde hemen bitişiğindeki Güneş Sineması,

sinemanın karşısında, Kışla Caddesi'nin güneyindeki Tüccar Kulübü, Akkahve gibi

sosyal yaşamda yeri olan yapıları ile kentin sanat ve eğlence odağının bir parçası.

195

Mersin Atatürk Museum, 2000’s

Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the vista recorded from north to southeast of the city, the following are seen Orespectively; Ataturk House and Turkish bath on its north, ships anchored on the

open sea, Messageries Maritimes Shipping Agency, and the minaret of New Mosque

at Custom Square on the leftmost.

he Turkish bath on the north of Ataturk House is the Sursok Turkish Bath [21] built by TSursock Family, the family which is also the owner of many other real estate like

Sursok Bazaar and Sursok Han on Kışla and Uray streets. Sursock Family is a very

wealthy one from Beirut that comes to Mersin since 1860's for trade business and

bought real estate in the name of Nader Brothers, who are to become one of

notable merchants of the city by the time.

he street passing by the North of Sursok Turkish Bath on the postcard is today's TSilifke Street. The open space on the east of Ataturk House, between Silifke and

Kışla Street is Emirgan Tea Garden that is currently used as a small park, located

between Ataturk House and Social Security Business Inn (Sosyal Sigortalar İş Hanı). At

that period, this garden is a part of art and entertainment within the city, with

buildings of social life like Güneş Cinema next-door, Merchants Club on the south of

Kışla Street, just on the opposite of the cinema and Akkahve.

196

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Messageries Maritimes and the Promenad, 1920’s

Messageries Maritimes Binası ve Gezinti Yolu, 1920’ler

artpostalda günümüzde Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alan ve 1894 Kyılından itibaren Mersin'de acentesi bulunduğu bilinen Fransız Messageries

Maritimes şirketine ait yapı görülüyor [23]. 1851 yılında Compagnie Des Services

Maritimes Des Messageries Nationales adıyla kurulan şirket, ilk dönemlerinde

Ortadoğu'ya seferler düzenleyen bir gemicilik şirketi. 1871 yılında Compagnie Des

Messageries Maritimes adını alan şirket, Süveyş Kanalı'nın açılması ile Uzak Doğu

seferlerine başlıyor. Fransa'nın Orta ve Uzakdoğu ülkelerine yönelik yayılmacı

politikalarının yoğun olduğu 1871-1914 yılları arasında şirket en parlak dönemini

yaşıyor [24]. Şirketin bu dönemde Mersin'de de bir acentelik açması önemli.

artpostalın sağındaki Messageries Maritimes binası, şirketin kentteki merkezi ve Kbinanın güneyinden denize uzanan iskele de şirket tarafından kullanılıyor [25].

Acenteliği 1894-1896 yılında P. Merichal'in sürdürdüğü şirkette, 1905-1921 yılları

arasındaki acente E. Jaurégibery [26]. 1922-1931 yıllarında şirketin Mersin temsilcisi F.

Osman Sıdık [27]. Bu yıllarda şirketin seferleri hakkında bilgi veren gazete ilanlarından

biri şöyle [28];

Mersin'e sefer düzenleyen Messageries Maritimes Kumpanyası'na (şirketine) ait “Ankor Vapuru, 3 Ağustos 1931 Pazartesi Günü Mersin'e muvasalat (gelen, ulaşan),

aynı gün öğleden sonra Mersin'den hareketle Beyrut, Hayfa, Yafa İskenderiye ve

Marsilya'ya hareket edecektir. Yolcu ve emtia tüccariye (ticaret malları) kabul

olunur.” 197

MESSAGERIES MARITIMEMESSAGERIES MARITIME

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin Commerce of Trade and Industry and Mersin Çarşısı, 2000’s

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Çarşısı, 2000’ler

n the postcard, located on the area currently Mersin Bazaar exists, the building Obelonging French Messageries Maritimes Shipping Company is seen [23]. This company is known to have agency in Mersin since 1894. Founded in the name of Compagnie Des Services Maritimes Des Messageries Nationales in 1851, it is a shipping company organizing sailings to the Middle East at the beginning. As Suez Canal opens, the company begins Far East sailings, adopting the name Compagnie Des Messageries Maritimes in 1871. The period between 1871 and 1914 is the brightest era for the company, when intense French expansionist politics towards Middle and Far East countries [24]. It is important that the company opens an agency in Mersin at that period.

essageries Maritimes building on the right of postcard, the head office of the Mcompany in the city and the pier extending to sea through the south of the building are also used by the company [25]. Between 1894 and 1896, the agency is executed by P. Merichal. The agency between 1905 and 1921 is E. Jaurégibery [26, while the Mersin agent of the company between 1922 and 1931 is F. Osman Sıdık [27]. Following is an example of newspaper bulletin about the company's sailings at these years;

'Ankor Ship' belonging Messageries Maritimes Company organizing sailings to rd“Mersin, will arrive Mersin on 3 of August 1931 Monday and depart to Beirut, Haifa,

Yafa Alexandria and Marseilles from Mersin in the afternoon the same day. Passengers and merchandise is accepted.”

198

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Messageries Maritimes, 1920’s

Messageries Maritimes, 1920’ler

essageries Maritimes Gemi Acentesi'nin Mersin'deki binası, doğu ve batı Mcephelerinde terasları olan, Kışla Caddesi'ne açılan üç ana girişi bulunan iki

katlı bir yapı. Acente binası günümüzde Atatürk Caddesi'nde, Ticaret ve Sanayi

Odası'nın kuzeyindeki Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alıyor.

u dönemde diğer pek çok gemi ve vapur acentesinin şubeleri kentin Bdoğusunda, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında, Uray Caddesi'ndeki Azak Han,

Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han gibi hanlarda bulunurken, Messageries

Maritimes'in Gümrük İskelesi'nin batısında, kendi binasında hizmet veriyor olması

şirket için Mersin'in önemi hakkında fikir veriyor.

yrıca bu dönemde Messageries Maritimes, günümüzde Mersin Ticaret Sanayi AOdası'nın bulunduğu alanda yer alan Çukurova Barı'nın güneyinde, 1880

yılında bir ahşap iskele inşa ettiriyor[29]. Bu iskele daha çok hayvan sevkıyatının

yapıldığı bir ihraç iskelesi olarak işlev görüyor. 1900'lü yıllarda şirketin yoğun olarak

kullandığı iskele, bu dönemde kentin özellikle Mısır, Filistin ve Adalar'a yaptığı hayvan

ihracatının bir bölümünün gerçekleştirildiği iskele [30].

lt tarafında, Fransızca olarak “Mersin Messageries Maritimes Acentesi” (Mersine AAgence des Messageries Maritimes) yazan kartpostalda, binanın önündeki

kalabalık, gemi acentesinin caddede yarattığı hareketliliğin bir işareti. 199

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler

MESSAGERIES MARITIMEMESSAGERIES MARITIME

he building of Messageries Maritimes Shipping Agency in Mersin is a two storey Tbuilding with terraces on both east and west façade and three main entrances

opening to Kışla Street. Agency is located on current Atatürk Street, at the area

Mersin Bazaar stands on the north of Mersin Chamber of Commerce and Industry.

Differing from many other shipping companies with their agencies located on the

east of the city, between station and Custom Pier, in the inns on Uray Street like Azak

Han, Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han, Messageries Maritimes is located on

the west of Custom Pier and serves at its own building. This gives us a general idea of

the company's significance.

oreover, at this period, Messageries Maritimes causes the construction of Mwooden pier in 1880, on the south of Çukurova Bar standing on the area

currently Mersin Chamber of Commerce and Industry exists [29]. This pier mostly

functions as an export pier for conveying animal. The pier used intensively in 1900 by

the company, is where some part of animal export of the city takes place especially

to Egypt, Philistine, and The Islands [30].

he crowd in front of the building seen on the postcard, written Mersin Messageries TMaritimes Agency (Mersine Agence des Messageries Maritimes) in French, is the

remark of activity the shipping agency causes in the street.

200

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Messageries Maritimes and Greek Orthodox Church, 1920’s

Messageries Maritimes ve Rum Ortodoks Kilisesi, 1930’lar

artpostalda ilk dikkati çekenler, ellerinde sepetleri, başlarında şapkaları ve kısa Kpantolonları ile çocuklar. Günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan Christmann

Köşkü'nün güneyinden Messageries Maritimes Gemi Acentesi'ne doğru kaydedilen

kartpostalda, Kışla Caddesi'nin kuzey ve doğu yönü görülüyor. Sokak lambaları ve

elektrik direklerinden, kartpostalın, kente elektriğin geldiği 1927 yılından sonra

kaydedildiği anlaşılıyor.

artpostalda dikkat çeken bir başka nokta ise kaldırımdaki çocukların kuzeyinde Kgörülen iki çan kulesi ve kubbesi ile bir kilise. Bu kilise, kentin bilinen tüccarlarından

Mavromati'nin başkanlık ettiği Rum Cemaati tarafından yaptırılan Rum Ortodoks

Kilisesi. Osmanlı arşiv belgelerinden, 1849 yılında kentteki Ortodoks cemaatin merkezi

hükümete başvurduğu ve hükümetin papaz efendinin evinde ibadete izin verdiği

anlaşılıyor. Ancak zaman içinde artan Ortodoks nüfusuyla birlikte, papaz tarafından

cemaatten toplanan para ile bir kilise inşasına başlanıyor. Merkezi hükümetten izinsiz

olarak başlayan bu kilise inşaatı, kentteki resmi görevliler tarafından fark ediliyor ve

engellenmeye çalışılıyor. Bunun üzerine cemaat tarafından yine hükümete

başvurularak, Şam Patrikliği'ne bağlı inşaatı süren söz konusu Rum Ortodoks

Kilisesi'nin, kentte artan Hıristiyan nüfus için gerekli olduğu belirtilerek, engellemenin

kaldırılması isteniyor. Bu talep sonucunda hükümet, inşaatın engellenmemesi

yönünde karar veriyor [31].

201

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler

MESSAGERIES MARITIMEMESSAGERIES MARITIME

he kids carrying baskets, wearing hats, and short pants are the first attention Tdrawing part of the postcard. The north and east façade of the buildings on Kışla

Street is seen in the postcard recorded from the south of current Ataturk House, then

Christmann Villa towards Messageries Maritimes Shipping Agency. The street lamps

and utility poles tells us the postcard is recorded after 1927, the year electricity

comes to the city.

nother attention drawing point of the postcard is a church with two campaniles Aand dome seen on the north of the kids on the pavement. This is the Greek

Orthodox Church built by Greek parish under the leadership of the city's well-known

merchant Mavromati. From the Ottoman archive documents, it is understood that,

in 1849, the Orthodox parish of the city applied the central government and been

given permission to worship at clergyman's house. However, along with the

increasing Orthodox population, a church construction begins with the money

collected by clergyman from the society. This construction beginning without any

permission of the central government is noticed by officials in the city and tried to be

hindered. Hereupon, the parish applies to the central government again and

pointing out the need of this Greek Orthodox Church, which is a parish of Damascus

Patriarchate, for the increasing Christian population in the city, requests the

withdrawal of this obstruction. As a result of this request, the central government

takes the decision of not hindering the construction [31].

202

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Greek Orthodox Church, 1920’s

Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar

apımına 1886 yılında başlanan Rum Ortodoks Kilisesi, 1890 yılında tamamlanıyor. Y1924 yılında Lozan Antlaşması gereği gerçekleşen mübadele öncesinde kentli

nüfus içinde Rumların etkin bir şekilde yer aldığı anlaşılıyor. On dokuzuncu yüzyılın

ikinci yarısında Mersin'e gelen Davis'in aktardığına göre, o dönemde Türkler

genellikle tarımla, Rumlar ise ticaretle uğraşıyor [32]. Hatta o dönemde kentin önde

gelen tüccarlarından biri olan Mavromati, merkezi yönetime Seyhan ve Ceyhan

nehirlerinin kanallarla birleştirilerek tarımsal alanın sulanması önerisini sunuyor ve

bunun karşılığında bu alanların kullanım iznini talep ediyor. Ancak bu öneri merkezi

yönetim tarafından reddediliyor [33].

ent ticaretindeki Rum ağırlığı, yirminci yüzyılın ilk yarısında yerini Türk tüccarlara Kbırakıyor. 1924 yılında Lozan Antlaşması ve mübadele sonrasında ise Rum

Ortodoks Kilisesi cemaatini kaybetmeye başlıyor ve kilise, Zafer Cami adıyla

Müslüman nüfusa hizmet vermeye başlıyor [34]. Yapı bir süre Halkevi'nin konferans

salonu, bir dönem de sinema olarak kullanılıyor [35]. 1944 yılında, günümüzde Kültür

Merkezi olan Halkevi'nin yapımı sırasında dönemin İçel Valisi Tevfik Sırrı Gür tarafından

kilisenin yurt dışından getirilmiş taşları ve mermerleri kullanılıyor [36].

203

RUM ORTODOKS KİLİSESİGREEK ORTHODOX CHURCH

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Greek Orthodox Church, 1920’s

Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar

he construction of Greek Orthodox Church begins in 1886 and is finished by 1890. TPrior to the exchange of population in compliance with Treaty of Lausanne, it is

clear that Greek has an effective part in urban population. According to Davis who

comes to Mersin in the second half of nineteenth century, at that period as Turks

mostly deal with agriculture, Greek deal with trade [32]. Even, Mavromati one of the

period's known merchants of the city, makes a proposal of joining Seyhan and

Ceyhan rivers with canals in order to use in irrigation of agricultural land and

demands usage rights of this land in exchange. This proposal is denied by central

government [33].

y the second half of twentieth century, the weight of Greek in commerce leaves Bits place to Turkish merchants. In 1924, after Treaty of Lausanne and exchange of

population, Greek Orthodox Church begins losing its parish and the church begins to

serve Muslim population in the name of Zafer (Victory) Mosque [34]. The building is

used as conference hall of Public's House for a while and as cinema for a period [35].

In 1944, the stones and marbles of the church brought from abroad are used in the

construction of Public's House –current Cultural Center- by Tevfik Sırrı Gür, the

Governor of İçel [36].

204

Yeni Yaşam:Atatürk EviveÇevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ricards House and Ak Hotel, 1940’s

Rickards Evi ve Akotel, 1940’lar

artpostalda batıdan doğuya doğru Kışla Caddesi görülüyor. Günümüzde Vali KKonağı'nın bulunduğu noktadan, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu

yapıya doğru bir bakış.

artpostalın sağındaki palmiyelerin çoğu günümüzde de aynı yerde. Palmiyelerin Kkuzeyinde, Rickards Evi'nin karşısından Akkahve'ye doğru devam eden

pergolalar ise artık yok. Kartpostalda görülen pergolalar, Vali Tevfik Gür döneminde

deniz ile Kışla Caddesi'ni birbirinden ayıran taş duvarın yıkılarak, caddenin yeniden

düzenlenmesi sırasında yaptırılıyor [37]. Bu dönemde adı artık Atatürk Caddesi olan

Kışla Caddesi, beton ayakları olan ve özellikle baharda üzeri begonvillerle

kaplanarak cadde boyunca gölgeli bir yürüyüş yolu oluşturan pergolalar ile hem

yayalar hem de taşıtlar için kentin en cazip güzergahlarından biri.

ali Tevfik Sırrı Gür döneminde düzenlenen caddenin bu pergolalı Vgörüntüsünden kartpostalın 1940'lı yıllarda kaydedildiği anlaşılıyor. Kartpostalda

solda Rickards Ailesi'ne ait iki katlı iki konut ile sağda o dönemde Akkahve olarak

kullanılan, günümüzdeki Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu iki katlı taş bina

görülüyor. Kentte kaldırım daha eski kartpostallarda da var, ancak artık daha bakımlı

ve cadde de asfaltlanmış durumda. Mersinlilerin payton dedikleri atlı arabalar ise bu

yıllarda hala kentte bir ulaşım aracı olarak kullanılıyor.

205

New Life:Atatürk House

andThe Environs

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Governer’s House and Municipality of Greater Mersin, 1920’s

Vali Konağı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 1920’lar

RICKARDS E İ RICKARDS HOUSE

V

ışla Street from west to east is seen on the postcard, a look from the point KGovernor Mansion stands today to Municipality of Greater Mersin building.

ost of the palm trees seen on the right of the postcard are still at the same Mplace today. However, the pergolas ongoing from the north of pine trees,

towards Akkahve from the opposite of Rickards House do not exist anymore. These

pergolas seen on the postcard are built during the rearrangement of Kışla Street,

instead of the stone wall separating the sea and the street, at the period of Governor

Tevfik Gür [37]. Kışla Street, which begins to be called Ataturk Street then, is one of the

most attractive routes for both pedestrian and vehicles for the sake of its shadowy

path of the pergolas standing on concrete pillars and covered with begonia allover

especially in the spring.

ooking at the view of the street with pergolas on the postcard, which is arranged Lat the period of Governor Tevfik Sırrı Gür, it is understood that the postcard is

recorded at 1940's. On the postcard, the two storey house of Rickards Family is seen

on the left, and on the right another two storey stone building, which is current

Municipality of Greater Mersin and then used as Akkahve is seen. Even the

pavements are seen on older postcards, they are in much more good condition as

compared with the earlier ones and also the road is asphalted. The horse cart

wagons, payton, as Mersin citizens call, are still in use for transport at these years in

the city.

Buluşma Yeri:Millet Bahçesi veHalkevi

Meeting Place:People Garden

and People’s House

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

210

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'de meydan niteliği gösteren alanlar, özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci Myarısından itibaren şekillenmeye başlamıştır. Bunlardan ilki yirminci yüzyılın

ikinci yarısına kadar Gümrük Meydanı adını taşıyan, günümüzde Ulu Cami'nin

bulunduğu ve 1970'li yıllarda yeniden düzenlenen ve halen Ulu Çarşı olarak

adlandırılan alandır. İkincisi ise günümüzde park olarak kullanılan ve yirminci yüzyıl

başına kadar çevre yerleşimlerden gelenlerin ürünlerini sattığı bir pazar yeri olan

Yoğurt Pazarı'dır.

irminci yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen sürede her iki meydan da, kentin Ykimliğinde önemli bir belirleyici olan iskelelerdeki ticari etkinlikle ilişki içinde gelişip

şekillenmiştir. Her iki meydan da kentin o dönemdeki en önemli iskelesi olan Gümrük

İskelesi'nin uzantısındadır. Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı gibi iki

noktada genişlemiş ve kentteki iki önemli açık alanı oluşturmuştur [1]. Ne var ki her iki

meydan da bir sosyalleşme ve buluşma alanından çok, ticari ürün ve malların el

değiştirdiği, depolandığı, aktarıldığı ticari etkinlik için kullanılan alanlardır.

u dönemde kentteki sosyo-kültürel yaşam, açık kamusal alanlardan çok, Ziya BPaşa Gazinosu, daha sonra Tüccar Kulübü gibi, özellikle kentin ticaret

burjuvazisinin gittiği kapalı mekanlarda sürmüştür. 923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin'de pek çok Anadolu kentinden 1farklı biçimde sürmekte olan bu sosyal yaşam, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi

modernleşme süreciyle yeni bir biçim almaya başlamıştır. Uluslararası bağlantıları ve

gayrimüslim nüfusu ile batılı yaşam kültürüne yabancı olmayan kent, yeni yapı ve

kurumları ile bu sürece hızla ve kolaylıkla uyum sağlamıştır. 1940'lı yıllara gelindiğinde

bu yeni modernleşmenin izleri kentteki yeni kullanımlarda da görülmeye başlamıştır.

zellikle Cumhuriyet döneminde pek çok kentte modernleştirici iktidarın

Öağırlığının hissedildiği ve çoğunlukla ulusal birliği pekiştirmeye yönelik toplantı,

yürüyüş, kutlama ve törenlerin gerçekleştirildiği bir kentsel alan olarak işlev görecek

kent meydanları kendini göstermeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak, kent

merkezinde genellikle valilik, hükümet konağı gibi en üst düzey yerel idari erke ait

yapının sınırladığı, çoğunlukla bir heykel ya da anıt ile odağı belirlenmiş meydanlar

düzenlenmeye başlamıştır. Bir başka deyişle, Osmanlı kentinde daha çok ulaşım

bağlantılarının belli noktalarda yaptığı genişlemelerle ve genellikle bir cami ya da

ticari kullanımlarla çevrelenen, kendiliğinden oluşmuş meydanlar, Cumhuriyet ile

birlikte yerini hükümet konağı, belediye gibi resmi kurumlarla çevrelenen ve planlı

müdahaleler ile şekillenen meydanlara bırakmaya başlamıştır.

ersin'de de benzer bir gelişme Vali Tevfik Sırrı Gür'ün görev yaptığı 1940'lı Myıllarda gerçeklemiştir. Cumhuriyet dönemi eğitim ve aydınlanma devriminin

simgesi olarak Halkevi, önemli Cumhuriyet dönemi yapılarından Vali Konağı gibi

kentin özgün tarihi ve mimari değer taşıyan yapıları ile çevrelenmiş alan, kentin yeni

buluşma mekanlarından biri haline gelmiştir.

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

211

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n Mersin, the areas of plaza characteristics have begun to take shape especially Ifrom the second half of twentieth century. The first one of these is the area which

carried the name Custom Square until the second half of twentieth century, where

currently Ulu Cami (Grand Mosque) is located and has been redesigned at 1970's

and still called the Ulu Cami. The second one is Yoghurt Bazaar currently used as a

park and has been utilized as a market place until the beginning of twentieth

century where people coming from surrounding settlements sell their products.

uring the period lasting until the second half of the twentieth century, both Dsquares has been developed and shaped in relation with the commercial

activities at the piers which were determinative in the city identity. They are located

on the extension of the period's most important pier, the Custom Pier. Uray Street has

been widened at two zones like Custom Square and Yoghurt Bazaar and formed the

two crucial open areas in the city [1]. However, both of the squares, rather than

being socialization and meeting places are the areas utilized for commercial

activity where commercial products and goods are exchanged, stored and

transferred.

he socio-cultural life in the city at that period is spent indoors, rather than open Tpublic space, at places like Ziyapaşa Club and then Merchants Club where

especially the trade bourgeois attended.

n 1923, after declaration of the republic, this social lifestyle in Mersin dissimilar to Imany other cities of Anatolia has begun to take a new form with the modernization

process of Turkish Republic. The city no stranger of western lifestyle as a result of its

international connections and non-muslim population has adapted this process

quickly and easily with new buildings and establishments. As it comes to 1940's, the

traces of this new modernization are seen on the new uses in the city.

specially in the Republican period, in many cities, the city squares which are to Efunction as urban spaces where the modernizing government shows up and

meetings, marches, celebrations, ceremonies predominantly intended to reinforce

national unity take place begins to appear. As a result of this, plazas located in the

city center, usually bordered by buildings of top level local administrative authorities

like governorship building, government office or with a focal point located by a

statue or a monument are started to be designed. In other words, the naturally

formed squares in Ottoman city, mostly developed at the expansions on some parts

of transportation junctions and usually surrounded by a mosque or commercial

utilizations are replaced by the plazas surrounded by public enterprises like

government office, municipality and formed with planned interventions, with the

Republic.

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

212

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

920'li yıllara kadar bir bölümü derme çatma konut yapıları ile Çardak Mahallesi 1olarak bilinen, bir bölümü ise 1920'li yıllarda deniz kıyısında yazlık sinema olarak

kullanılan Millet Bahçesi, 1940'lı yıllardan itibaren kentlinin olduğu kadar batılı yaşam

biçimi ile Cumhuriyet modernleşmesinin de buluştuğu bir alan olarak belirmiştir.

Adıyla bütünleşen bu alan 1970'li yıllara kadar kentteki ulusal bayramların yanı sıra

sivil eğlence ve kutlamaların da en bilinen adresi olmuştur.

940'lı yıllardan itibaren kentin doğusunda, İstasyon ve Uray Caddesi'ndeki ticari 1kullanımlardan batıdaki konut alanlarına doğru devam eden ana eksen

üzerinde, Akkahve, Tüccar Kulübü, Güneş Sineması gibi kentteki sosyal ve kültürel

etkinliklerinin yoğunlaştığı alanın hemen bitişiğindeki Millet Bahçesi, dönem dönem

özel orkestra ile verilen caz konserlerinin, garden partilerin, ailece ya da eş dost ile

yenilen yemeklerin unutulmaz mekanı haline gelmiştir.

erek ulusal bayramların ve resmi kutlamaların, gerekse sivil buluşma ve Geğlencelerin adresi olan Millet Bahçesi ve Belediye Bahçesi'ni içine alan

günümüzün Cumhuriyet Meydanı, 2000'li yıllarda yeniden düzenlenmiş ve bugünkü

halini almıştır.

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

213

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

similar development has happened in Mersin in 1940's while Governor Tevfik ASırrı Gür was in charge. The area surrounded by the buildings bearing the city's

authentic historic and architectural values like People's House, which is a symbol of

Republic period education and enlightenment revolution, and governor's mansion

which is one of the important Republican period buildings, has become one of the

new meeting points of the city.

eople's Garden, of which one part is known as Çardak District with its jerry built Phouses until 1920's and one part used as summer cinema on the seaside at

1920's, has appeared as a meeting place of not only the citizens but also the western

lifestyle with Republican modernization. People's Garden, as stated in its name has

been the most widely-known address of not only national ceremonies and but also

civil entertainments and celebrations in the city until 1970's.

eople's Garden is located on the west of the city; on the main axis starting from Pthe commercial uses on Uray Street towards the residential areas on the west

and next to the area the buildings like Akkahve, Merchants Club, Güneş Movie

Theatre exist and the city's social and cultural activities take place. Beginning from

1940's, it has become the unforgettable place of jazz concerts of private orchestras,

garden parties, and dinners with family or friends.

epublican Square embodies People's Garden, the address of not only national Rfestivals and official ceremonies but also civil meetings and entertainments,

and Municipality Garden. It has been redesigned at 2000's and taken its current

form.

214

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Governor’s Mansion, 1930’s

Vali Konağı ve Kışla Caddesi, 1930’lar

artpostalda istasyondan başlayıp Kışla'ya kadar devam eden kentin ana Kcaddesinin Vali Konağı'ndan Kışla'ya kadar devam eden batı bölümü görülüyor.

Sağdaki yapı günümüzde de aynı işlevle varlığını sürdüren Vali Konağı.

936 yılına kadar tüccar Mavromati'nin Mücahitler Caddesi'ndeki evi Vali Konağı 1olarak kullanılıyor. Kurtuluştan sonra üst katı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi,

giriş katı Gençler Birliği Yurdu olarak kullanılan bu yapı, halen Mücahitler

Caddesi'nde (eski Pazar Caddesi) ve Kızılay Binası'nın güneyinde bulunuyor. 17 Mart

1923 tarihindeki Mersin ziyaretinde Atatürk'ü eşi ile birlikte konuk eden yapıya daha

sonra üçüncü bir kat ekleniyor ve 1936 yılına kadar Vali Konağı olarak hizmet veriyor

[2].

936 yılında Rüknettin Nasuhioğlu'nun Mersin Valisi olarak atanmasının ardından 1yeni bir Vali Konağı inşa edilmesine karar veriliyor ve kartpostalda görülen yapı bu

dönemde tamamlanıyor. 19 Kasım 1937 yılında Mersin'i ziyareti sırasında Vali Konağı

inşaatını gezen Atatürk, dönemin valisi Nasuhioğlu'na “Vali Bey, konağı çabuk

düzenleyip, noksanlarını tamamlayınız. Her sene Nisan ayını burada geçirmek

istiyorum” diyor.

erçekten de bu tarihten sonra, 20 Mayıs 1938'de Mersin'e gelen Atatürk, yeni GVali Konağı'nda üç gece konuk olarak çeşitli ziyaretlerde bulunuyor ve 23 Mayıs

1938'de kentten ayrılıyor

[3].

[4]. 215

VALİ KONAĞIGOVERNOR’S MANSION

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

Governor’s Mansion and Atatürk Street, 2000’s

Vali Konağı ve Atatürk Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the postcard, the west part, the part from Governor's Mansion to Military OBarracks, of the main street of the city which starts from the station and extends till Military Barracks is seen. The building on the right is Governor's Mansion which still exists with the same function today.

ntil 1936, merchant Mavromati's house on Mücahitler Street is used as Governor's UMansion. This building, of which the upper storey has been used as the Center of Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Association for Protection of Law) and the ground floor as Youth Union Dormitory after independence, still stands up on Mücahitler Street (old Market Street) and on the south of Kızılay Building. The building which has hosted

thAtatürk and his wife at his visit to Mersin at 17 March of 1923, and a third storey is added later on, has served as Governor's Mansion until 1936 [2].

fter Rüknettin Nasihoğlu has been appointed Mersin governor, a new AGovernor's Mansion is decided to be built and this building seen on the postcard is completed at that period. Atatürk, who has been hosted at this new Governor's

thMansion at his visit to Mersin at 19 November of 1936, says to the period's governor Nasihoğlu the following: “Mr. Governor, construct the mansion quickly and complete the lacking. I want to spend my time during Aprils every year in here” [3].

ctually, after that date; Atatürk coming to Mersin at twentieth May of 1938, has Abeen guest for three nights at the mansion and pays some visits and then leaves rdthe city at 23 March of 1938 [4].

216

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Governor’s Mansion and Silifke Street, 1930’s

Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 1930’lar

ali Rüknettin Nasuhioğlu döneminde yapılan yeni Vali Konağı, Atatürk Evi V(Christmann Köşkü), Rickards Evi ve Silifke Caddesi'nin 1940'lı yıllardaki

görünümü.

artpostalda kentin Vali Konağı'ndan Yeni Cami'ye (günümüzde Ulu Cami) kadar Kgüneydoğu kıyısı görülüyor. O yıllarda Vali Konağı'nın kuzeyinden Silifke

Caddesi'ne kadar olan alanda henüz herhangi bir yapı bulunmuyor. Silifke Caddesi,

Rickards Ailesi'nin evinden güneye dönüyor ve bu noktada Kışla Caddesi ile kesişiyor.

217

VALİ KONAĞIGOVERNOR’S MANSION

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

Governor’s Mansion and Silifke Street, 2000’s

Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he view of Governor's Mansion, built at the period of Governor Rüknettin TNasihoğlu, Atatürk House (Christman Manor), Rickards House and Silifke Street at

1940's.

n the postcard, the southeast sealine of the city, from Governor's Mansion to Othe New Mosque (current Grand Mosque) is seen. At these years, no building

exists yet on the area from the north of Governor's Mansion to Silifke Street. Silifke

Street turns left from Rickards Family house and intersects Kışla Street at that point.

218

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kiremithane District, 1930’s

Kiremithane Mahallesi, 1930’lar

artpostalda günümüzde Kültür Merkezi'nin bulunduğu alandan Kiremithane KMahallesi'nin genel bir panoraması görülüyor.

artpostalın kaydedildiği dönemde Kiremithane Mahallesi düşük yoğunluklu ve Kbahçeli yapılardan oluşan bir mahalle. Mahallenin sakinlerini daha çok, 1832

yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa'nın, ordusunun devamlılığı için

Mısır ve Suriye'den getirerek bölgeye yerleştirdiği, ziraat işlerini bilen nüfus oluşturuyor. Bu nüfus kentte ağırlıklı olarak Kiremithane Mahallesi ve Bahçe Mahallesi'nde,

kartpostaldaki gibi iki katlı ve bahçeli yapılardan oluşan bir alanda yaşıyor

u dönemde, Süveyş Kanalı inşası için gerekli ağaçları kesmek, kıyıya getirmek ve Biskeleden sevk etmek için Suriye'nin Lazkiye ve Trablusşam bölgelerinden gelen

Araplar Lazkiye Mahallesi'ni oluştururken, ağırlıklı olarak kiremit ve tuğla yapımıyla

uğraşanların oturduğu mahalle "Kiremithane", bahçecilikle uğraşanların oturduğu

mahalle de Bahçe Mahallesi adıyla anılmaya başlıyor. Kiremithane Mahallesi'nin

güney sınırını Silifke Caddesi belirliyor.

ilifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan alan ise 1940'lı yıllara kadar derme Sçatma barakaların bulunduğu bir alan. Geçici barınma amacıyla yapılmış, üzeri

sazlarla örtülü çardak benzeri yapıların yer aldığı bu alan, o yıllarda Çardak Mahallesi olarak adlandırılıyor

[5].

[6]. 219

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

Mersin Cultural Centre, 2000’s

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

general panorama of Kiremithane District is viewed from the area today the ACenter of Culture is located on the postcard.

t the period the postcard has been recorded, Kiremithane District is a place Acomposed of low density and buildings with gardens. The residents are

consisting of the population who knows about agriculture, brought from Egypt and

Syria by İbrahim Pasha who has conquered Mersin and the region and settled them

to the region for the continuity of his army. This population predominantly lives at

Kiremithane and Bahçe Districts, at an urban area composed of two-storey houses

with gardens like on the postcard [5].

t this period, while Arabians coming from Latakia and Tripoli regions of Syria in Aorder to log, carry the trees to seaside and ship them from the pier were living at

Latakia District, where predominantly the ones dealing with tile and brick

manufacture settled begins to be called as “Kiremithane” (Tilery), and the district the

ones doing gardening lived begins to be called as Bahçe (Garden) District. The

south border of Kiremithane District is Silifke Street.

he area left between Silifke Street and Kışla Street is a field where jerrybuilt Tbarracks exist until 1940's. This area of bower-like structures which are covered by

reed on top and built for temporary sheltering is called Çardak (Bower) District at

these years [6].

220

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kiremithane District, 1930’s

Kiremithane Mahallesi, 1930’lar

ardak Mahallesi'nin derme çatma yapıları, 1930'lu yılların sonunda yerini gelişen Çve değişen kentin yeni kullanımlarına bırakmak zorunda kalıyor. 1937 yılında

barakalardan oluşan Çardak Mahallesi'nin doğu kıyısına Vali Konağı yapılıyor. 1941

yılında yapılan bir düzenleme ile mahallenin günümüzde Kültür Merkezi'nin yer aldığı

kısmına da havuzlu bir park yapılıyor İlyas Halil, Çardak Mahallesi'nde yaşanan bu

değişimi, boyacı Ramazan'ın yaşadıklarıyla şöyle anlatıyor :

'Merhaba Ramazan Usta' dedim.… Tanımadı. Babamın adını söyledim. … “'Delikanlı olmuşsun' dedi. 'Hey gidi günler hey... Kimi günler bir mecidiye kazanırdım. Mecidiye, yirmi kırtıklı kuruş. O gün ben yirmi kanatlı kuştum.' 'Şimdi ne yapıyorsun?' dedim. 'Ah küçük bey' dedi. 'Çingene dertten başka ne iş tutar ki… Tüm gün yarı aç ayakkabı boyamak yetmezmiş gibi bir akşam uyandım, Tanrı mahallemizi ateşe vermiş. Varım yoğum, çardağım gözümün önünde kül oluyordu. Ellerimi havaya kaldırdım. 'Tanrı efendi' dedim. 'Toprağımızı istiyorsan bunun kolayı vardı. Ulu Baba, Çukurova'yı biraz daha büyük yaratabilirdin. Hadi vakit bulamadın diyelim, çingeneleri kanatlı yapsaydın, kuş olur ağaçlara yuva yapardık. Arsaya, bahçeye gereksinimimiz olmazdı. Ulu Baba, dediğimi hoş gör. Şimdi ne kuşuz, ne de adama benziyoruz'. Sonra gün be gün sıkıntılarımız arttı. Ekmek, şeker karneye bağlandı. Vali Bey halkın savaşı unutmasını istiyordu. Yangın sonrası belediye görevlileri, yanan yerleri süpürdüler, temizlediler. Halkın mutlu olması için aynı yerde çiçek parkı yapacaklarını söylediler. Belediye bandosu marşlar çaldı. Arsamıza çiçek ektiler, ağaç diktiler. 'Kent çiçek kokacak, çiçeklerle süslenecek' dediler. … Bir yıl sonra şans yüzümüze güldü. Çiçek parkını söktüler. 'Yerine halkevi yapılacak' dediler. Vali bey bu projeyle yoksullara, işsizlere iş sağlamak istediğini söylüyordu.”

.

[7]

221

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

Mersin Cultural Centre, 2000’s

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

y the end of 1930's, the jerrybuilt structures of Çardak District had to be Bsuperseded by new utilizations of the improving and changing city. In 1937, Governor's Mansion is built on the east edge of Çardak District consisting of barracks. With an arrangement in 1941, a park with a pool is designed on one part of the district where currently Cultural Center stands up. İlyas Halil tells about this transformation of Çardak District through the experiences of Ramazan the bootblack as below [7];

I said; 'Hi Ramazan'. ... He did not recognize. I told my father's name. ... He said; 'You “have become a young man'. 'Those were the days. ... I used to earn one medjidie some days. Medjidie is twenty piasters. I was a bird with twenty wings that day.' he told. I said; 'what do you do now?' He said 'Ah junior gentleman'. 'What would a gypsy do other than suffering? ... As though polishing shoes all day hungrily was not enough, one evening I woke up to see our neighborhood set on fire by God. My all, my bower was turning to ashes in front of my eyes. I raised my hands praying. I said 'Oh Lord', 'If you wanted our land, it was easy. Great Father, you could have created Çukurova a little bit larger. Let's say you didn't have the time, you should create the gypsies with wings, so that we would be birds and nest in the trees. We would need no land, no gardens. Great Father, condone my sayings. Now we are neither bird, nor even look like man.' Then our troubles multiplied day after day. Bread, sugar were rationed. Mr. Governor was wishing people to forget about the war. After the fire municipality workers swept and cleaned the burnt places. They told they would design Flower Park in the same place to make people happy. Municipality band played marches. They planted flowers and trees in our land. They told; 'The town will smell flower, be ornamented with flowers'. … One year after we were lucky. They ripped the flower park. They said; 'People's House will be built instead of it'. Mr. Governor was telling he planned to create employment for the unemployed with this project”.

222

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

People’s House and Governor’s Mansion, 1940’s

Halkevi ve Vali Konağı, 1940’lar

943 yılında İçel Valiliği'ne atanan Tevfik Sırrı Gür, 1940'lı yılların Yeni Mersin 1gazetelerinde yapmayı planladığı hizmetleri açıklıyor. Bu hizmetler arasında

Cumhuriyetin en seçkin 50 yapısı arasında yer alan, günümüzde Kültür Merkezi olarak

adlandırılan Mersin Halkevi de var. Günümüzde Tevfik Sırrı Gür Lisesi olarak

adlandırılan lise, Akkahve, stadyum gibi yapılar da yine Vali Gür'ün kente

kazandırdığı yapılar arasında yer alıyor.

entteki imar faaliyetleri konusunda oldukça radikal ve kararlı davranan, bu Knedenle de görev yaptığı dönem ve sonrasında Mersinlilerin bir bölümünün

övgüsünü alırken, bir bölümünün olumsuz eleştirileri ile karşı karşıya kalan Vali Tevfik

Sırrı Gür, dönemin zor ekonomik koşullarına rağmen, çoğu günümüzde de ayakta olan kentin en özgün Cumhuriyet Dönemi yapılarını inşa ettiriyor[8].

ünümüzde Cumhuriyet Meydanı'nın kuzey sınırını çizen, Vali Konağı'nın batı Gbitişiğinde yer alan ve Kültür Merkezi olarak kullanılan yapı, 29 Ekim 1946

tarihinde Ankara Devlet Tiyatro ve Operası tarafından temsil edilen Madam Butterfly

Operası ile Mersin Halkevi olarak açılıyor.

223

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin Cultural Centre and Governor’s Mansion, 2000’s

Mersin Kültür Merkezi ve Vali Konağı, 2000’ler

evfik Sırrı Gür, who has been appointed to Governorship of İçel for the second Ttime in 1943, declares the services he plans to provide on the New Mersin

Newspapers of 1940's. Mersin People's House, one of most outstanding 50 buildings

of The Republic, currently called Cultural Center is also among these services. The

buildings like the high school, currently called Tevfik Sırrı Gür High School, and

Akkahve are also among the buildings Governor Tevfik Sırrı Gür has brought in the

city.

overnor Tevfik Sırrı Gür has had a very radical and determined attitude in public Gimprovements operations. Because of his attitude, while he has been praised

by some of Mersin citizens, he has encountered negative criticism from some

citizens. He has constructed the most distinctive Republican Period buildings of the

city which still stands up today against the hard economic conditions of the period

[8].

he building, defining the north border of the Republic Square, located on the Twest side of Governor's Mansion and serving as Cultural Center today, is opened

as Mersin People's House, with Madam Butterfly Opera performed by Ankara State thTheater and Opera at 29 October of 1946.

224

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

People’s House, 1940’s

Halkevi, 1940’lar

952 yılına kadar Halkevi olarak hizmet veren yapı halkevlerinin kapatılmasının 1ardından çeşitli kurumlarca kullanılıyor. 1970'li yıllara gelindiğinde artık iyice yıpranmış olan bina, 1977 yılında Kültür Bakanlığı'na devrediliyor. Başlatılan kapsamlı onarım ve yenileme çalışmalarının ardından 9 Mart 1992 tarihinde, ilk açılış töreninde

olduğu gibi yine Madam Butterfly Operası ile açılıyor

alkevi'nin açılış töreninde Vali Tevfik Sırrı Gür bir konuşma yapıyor. Dönemin zor Hekonomik koşullarında, kente böyle bir yapı kazandırma olanağını sağlayan Mersinlilerin, “medeni ve takdirkar bir cemiyet” olduğunu vurgulayarak şunları söylüyor : “Halkevlerinin, milli terbiye ve medeni tekamülümüz (olgunlaşma) karşısındaki ağır vazifelerine inananlar arasındayım. Ve bir halkevinin siyasi ve şahsi hırslardan uzakta kalarak, okul muhitleri dışında hisleri yükselten, fikirleri genişleten milli bir mabet olduğuna inananların ön safındayım.”

alkevi binasının açılış törenine katılmak üzere Mersin'e gelen Nurullah Ataç'ın ve HGazeteci Hüseyin Cahit Yalçın'ın anlattıklarından yapının, dönemin mimari özenine iyi bir örnek olarak inşa edildiği, büyüklüğüne rağmen şehre yakışan bir estetikle tasarlandığı anlaşılıyor

Bugünkü halkevlerinin en büyüğü olan o yapıyı, Mersin Valisi özenmiş, hemen “hemen bir başına yapıvermiş... Mersin Halkevi'nin hususiyeti, mimarisinin kabul ettiği üslupta. Bütün betonun mutad (alışıldık) çirkinliğinden burada içtinap edilmiş (kaçınılmış). Şehre yakışan, iklime yakışan muhteşem ve nefis bir bina hazırlanıyor.”

[9].

[10]

[11]:

225

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin Cultural Centre, 2000’s

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler

he building served as People's House until 1952 has been used by various Tfoundations after the people's houses has been closed. The building which is outworn by the 1970's has been assigned to Ministry of Culture in 1977. Following the

thcomprehensive restoration and renovation operations, it is opened at 9 March of 1922, with Madam Butterfly Opera as it used to be at the first inaugural [9].

t the inaugural of the People's House, Governor Tevfik Sırrı Gür gives a speech. AHe, emphasizing the Mersin citizens who has given the chance to bring in the city such a building at the hard economic conditions of the period were, “a civilized and appreciative community”, tells the following [10]; “Here, I am among the believers of the heavy mission of people's houses about our national discipline and civil maturation. And I am on the cutting edge of the people who believe the People's House is a national sanctuary increasing the feelings out of the school districts and improving ideas staying away from political and personal ambitions.”

rom the narratives of Nurullah Ataç and journalist Hüseyin Cahit Yalçın who have Fcome to participate in the inaugural of the People's House, it is deduced that it has been constructed as a fine example of the period's architectural care and despite of its hugeness it has been designed aesthetically becoming to the city [11].

Mersin Governor has constructed the structure which is the biggest one among “today's people's houses with care and by almost on his own. The genius of Mersin People's House is at its architecture style adopted. The habitual ugliness of the solid concrete is avoided here. A gorgeous and stunning building becoming to the city, becoming to the climate is being prepared.

226

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Cinema Pathe and People’s Garden, 1900’s

Pathe Sineması ve Millet Bahçesi, 1900’ler

artpostalda görülen kentin bilinen ilk yazlık sineması olan Pathé Sineması'dır. KKartpostalın üzerinde Fransızca olarak Pathe Cineması'nın bahçesinin

görünümü-Mersin (Vue du Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) yazısı okunuyor.

Torossian Kardeşler (Torossian Frères) editörlüğünde kaydedilmiş görüntüde, demir

parmaklıklı bir duvarın sinemanın sınırlarını belirlediği ve bir giriş kapısı bulunduğu

görülüyor.

908'de Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'daki ilk yerleşik ve sürekli sinema 1salonu olan Pathe Sineması'nın [12] hemen hemen aynı yıllarda Mersin'de de bir

sinema işletiyor olması, kentin yirminci yüzyıl başındaki sosyo-kültürel yaşamının

gelişmişliği ve canlılığına ilişkin önemli bir ipucu veriyor. Bu canlılık Mersin'e ilişkin

ticaret kayıtlarından da izleniyor. Örneğin, Şark Ticaret Yıllığı'na göre 1913 yılında

kentte Georgeos Arslanoglou tarafından işletilen bir sinema ve S. Macromallis'e ait

Concordia adında bir tiyatro olduğu görülüyor [13].

ununla birlikte, Develi'ye göre kentte, Küçük Fahri, Büyük Fahri, Refik ve Rıfat Uslu Badlı kişiler tarafından çalıştırılan ve 1927 yılı ticaret sicil kayıtlarında yer alan bir

sinema daha bulunuyor [14].

227

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Republican Square and Atatürk Park, 2000’s

Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Parkı, 2000’ler

he first summer movie theater opened in the city in 1920 is Pathé Cinema seen on Tthe postcard. It is read The View of Pathe Cinema in the Garden-Mersin (Vue du

Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) in French on the postcard. In the image recorded

at the editorship of Torossian Brothers (Torossian Frères), it is seen that one wall

surrounded by iron railings determines the borders of the cinema and there is one

entrance door.

athe Cinema has been the first permanent movie theater in İstanbul established Pby Sigmund Weinberg in 1908 [12]. The fact it runs one cinema in Mersin

approximately in the same years gives an important hint about the development

and dynamism of the socio-cultural life in the city at the beginning of twentieth

century. The liveliness of socio-cultural life can also be followed in the commercial

records. For instance, there are a cinema executed by Georgeos Arslanoglou and a

theatre called Concordia, managed by S. Macromallis according to Annuaire

Oriental du Commerce of 1913 [13].

long this path, Şinasi Develi points out that there is also another cinema run by AJunior Fahri, Senior Fahri, Refik and Rıfat Uslu found on the commercial records

of 1927 [14].

228

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

People’s Garden, 1930’s

Millet Bahçesi, 1930’lar

artpostalda, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir Kbölümünde yer alan bahçenin, artık Millet Bahçesi olarak adlandırıldığı

görülüyor.

illet Bahçesi, kentteki ticari etkinliğin sürdüğü İstasyon, Uray Caddesi, Yoğurt MPazarı ve Gümrük Meydanı arasındaki alan ile kentin batısında yeni gelişmekte

olan konut alanları arasında bir buluşma noktası olarak işlev görüyor. Yirminci yüzyıl

başına kadar kentin ve kentlilerin, coşkulu Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında,

Cumhuriyet Halk Partisi'nin garden partilerinde, ailece ya da eş dost ile yenilen

akşam yemeklerinde, özel orkestraların verdiği caz konserlerinde bir araya geldiği

buluşma yeri de yine Millet Bahçesi [15].

ünümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın yerinde bulunan ve eskiden GÇukurova Barı olarak bilinen eğlence mekanı zaman içinde yerini Tüccar

Kulübü'ne bırakıyor. Millet Bahçesi, Tüccar Kulübü yapılana kadar kentin en önemli

eğlence yeri. Deniz kıyısındaki bu bahçe, dönemin pek çok Anadolu kentinde

görülen türden bir aile çay bahçesi ya da gazinosu değil. Millet Bahçesi'nin devamlı

bir dans orkestrası var ve yaz geceleri burada dans ediliyor, balolar düzenleniyor [16].

229

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Republican Square, 2000’s

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

n the postcard, the garden, located on one part of the area of the current ORepublican Square, yet called People's Garden.

eople's Garden functions as a meeting place situated between the area, Pbetween Railway Station, Uray Street, Yoghurt Bazaar and Custom Square,

where the commercial activities of the city take place and the residence areas

newly developing on the west of the city. Until the beginning of twentieth century,

the city and the citizens meet at the People's Garden at exhilarated Republic Day

celebrations, garden parties given by Republican People's Party, dinners with family

or friends and jazz concerts of private orchestras [15].

he entertainment place used to be known as Çukurova Bar, which has been Tlocated where current Mersin Chamber of Commerce and Industry stands, is

superseded by Merchant Club by the time. People's Garden has been the most

significant entertainment place of the city until Merchants Club is built. This garden

on the seaside is not a family tea garden or casino similar to many examples seen in a

lot of Anatolia cities. People's Garden has a permanent dance orchestra and here,

people dance on summer nights and balls are held [16].

230

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

People’s Garden, 1940’s

Millet Bahçesi, 1940’lar

illet Bahçesi 1940'lı yıllarda Mersin'de yaşamış olanlar için, kentteki yaşama Milişkin bugün bile anlamlı bir simge. Ancak Millet Bahçesi'nin, kent belleğindeki

bu anlamlı yeri yalnızca bir buluşma mekanı olmasından kaynaklanmıyor.

illet Bahçesi, kartpostalda görüldüğü gibi yirminci yüzyıl başına kadar kentin Morta noktasında bulunması, deniz kıyısındaki konumu ve onu çevreleyen

yapıları ile değil, burada yaşanan tarihi an ile de kent belleğindeki yerini alıyor. 17

Mart 1923 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte Mersin'e gelen Atatürk, Millet

Bahçesi'nde yaptığı konuşma ile Mersinlilere sesleniyor. Kentin bulunduğu konumun

önemine vurgu yaparak başladığı ve Mersinlilere önemli bir görev vererek bitirdiği

konuşmasında Atatürk, şunları söylüyor [17]:

Memleketiniz, beldeniz Türkiye'nin çok mühim bir noktasında bulunuyor ve çok “mühim ticaret noktasıdır. Memleketiniz, bütün dünya ile Türkiye'nin irtibatı

noktasında en mühim bir yeridir. Bunu sizler benden iyi biliyorsunuz. Fakat bilmelisiniz ki

-açık söyleyeyim- memleketinize hakim bulunmuyorsunuz. Memleketinize sahip

olabilmek için yeni çok mühim çalışma devresine giriyorsunuz. Geçmişte maruz

kaldığınız mahrumiyetlerden çektiğiniz elemler, azaplar büyük olmuştur. Bunu sizler iyi

takdir etmişsinizdir. Tekerrür etmesin… Son sözüm olmak üzere, bu memleketin hakiki

sahibi olunuz diyeceğim.”

231

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Republican Square, 2000’s

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

eople's Garden is still a meaningful symbol even today for the ones who has lived Pin Mersin at 1940's. However, this significance of the place in collective memory

of the city does not only emanate from its meeting point characteristic.

eople's Garden, as seen on the postcard, takes its place in the city memory not Ponly because of its location in the middle of the city, at the seaside until the

beginning of twentieth century or the buildings surrounding it but also because of ththe historic moment experienced here. On 17 March of 1923, Atatürk, who has

come to Mersin with his wife Mrs. Latife, addresses the Mersin citizens at People's

Garden. In this speech he began emphasizing the importance of the current

situation of the city and finished assigning an important mission to Mersin citizens, he

told these [18];

Your land, your town is located on a very crucial point of Turkey and a very crucial “commerce point. Your land is of most importance in terms of Turkey's connection

with the entire world. You know this, better than me. However you should know –to

be frank- you are not dominant in your land. You are starting a very important new

working period in order to take the possession of your land. You have suffered huge

sorrow and pain because of your deprivations you encountered in the past. You

should have appreciated this well. This should not recur. … As my last word, I will say

you should be the real owners of this land.”

232

Buluşma Yeri:MilletBahçesiveHalkevi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

People’s Garden, 1940’s

Millet Bahçesi, 1940’lar

artpostalda, günümüzde Kültür Merkezi'nin güney batısında ve Arap Ortodoks KKilisesi'nin güneyindeki alanda, 1970'li yıllarda yapılan yeni düzenlemeye kadar

Belediye Bahçesi olarak adlandırılan aile çay bahçesi görülüyor.

arihsel süreç içinde, özellikle 1900'lü yılların başından itibaren kentin buluşma yeri Tolarak ön plana çıkan Millet Bahçesi'nin bulunduğu alan, günümüzde de farklı bir

biçimde bu işlevini sürdürüyor. Geçmiş dönemde garden partilerin düzenlendiği,

çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği alan, 2000'li yılların başında Kültür Merkezi'nin ve

Arap Ortodoks Kilisesi'nin güneyinde Cumhuriyet Meydanı olarak düzenleniyor.

ünümüzde bu meydan, geçmiş dönemdekinden farklı olarak kentlilerin daha Gçok resmi kutlamalarda ve törenlerde toplandığı bir meydan. Bu anlamda

meydan resmi bir nitelik kazanıyor.

233

HALKEVİPEOPLE’S HOUSE

Meeting Place:

People’sGarden and

People’s House

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Republican Square, 2000’s

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

n the postcard, the family tea garden is seen on the area located on the Osouthwest of Cultural Center and south of Arab Orthodox Church today. It has

been known with the name Municipality Garden until the new design applied at

1970's.

he place, where the People's Garden existed, stood in the forefront as the Tmeeting place of the city during the historical development, especially from the

beginning of 1900's forward. The place, where garden parties and other various

activities were organized, has been designated as Republican Square.

ithin the square, which aimed to bring the citizens together, the people now Wrather get together during official ceremonies, different from the old times. In

this respect, the square gained a ceremonial character.

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

Developing City:

Kışla Streetand Çamlıbel

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

238

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin'de kentsel form, geleneksel Osmanlı kentinden farklı olarak doğu-batı Myönünde doğrusal bir hat boyunca gelişim göstermiştir [1] . Bu durum 1869

yılında kenti oluşturan iki mahalleden açıkça izlenmektedir. Arşiv kaynaklarına göre,

bu dönemde kentte yalnızca iki mahalle vardır. Bunlardan biri Şarkiyye (Doğu) ve

diğeri ise Garbiyye (Batı) olarak adlandırılmıştır [2].

lk yıllarında demiryolu istasyonu ile Gümrük Meydanı arasında Uray Caddesi

İboyunca gelişmiş olan Mersin, özellikle ticaretteki gelişmeler ve nüfus artışı ile birlikte

1900'lü yılların başından itibaren batıya doğru bir gelişme göstermiştir [3]. Bu gelişimle

birlikte kente yeni mahalleler eklenmiştir. Bugün “Çamlıbel” olarak adlandırılan semt

de, yüzyıl başında yeni gelişen bu mahallelerin birkaçını içine alan ve kentin batı

sınırını oluşturan yerleşimdir. Semt, güney sınırını Akdeniz'in, batı sınırını Müftü Deresi ve

deniz fenerinin, kuzey sınırını Silifke Caddesi'nin, doğu sınırını ise Arap Ortodoks

Kilisesi'nin çizdiği, düşük yoğunluklu bir yerleşim olarak sosyal dokusu ve fiziksel

özellikleri ile kentin diğer bölgelerinden farklılaşmıştır.

aman içinde gerek sosyal dokusu gerekse yapıların bir araya gelişleri ve bir bütün Zolarak ortaya koydukları etkiyle, kent içinde kendine özgü bir karakter kazanan

ve Çamlıbel adını alan yerleşimi kente bağlayan ana omurga Kışla Caddesi'dir.

1940'lı yılların ortalarında Atatürk Caddesi adını alan Kışla Caddesi, Gümrük

Meydanı'ndan başlar ve batıya doğru Çamlıbel'i geçerek Kışla'ya ulaşır; oradan

kuzeye yönelip, Müftü Deresi kıyısını izleyerek Silifke Caddesi'ne bağlanır. Yerleşim

Kışla Caddesi ile birlikte, caddeye açılan özellikle o dönemki 121., 123., 127. ve 129.

(günümüzdeki Cengiz Topel Caddesi) sokaklara doğru gelişme gösterir [4].

amlıbel'in ana eksenini oluşturan cadde, özellikle yüzyıl başında kuzeyinde ve Çgüneyinde sıralanmış konutlarda yaşayan kent elitleri ve gayrimüslim nüfusu ile

sosyal yapısı açısından da özgün nitelikler gösterir. Günümüzde yıkılmış olan bu

konutların yerlerine yapılmış olan çok katlı yapıların büyük çoğunluğu, sahibi olan

ailelerin isimlerini taşımayı sürdürmektedir.

amlıbel'de, 1929-1942 yılları arasında görev yapmış Belediye Başkanı Mithat ÇToroğlu, milli mücadelede önemli görevler üstlenmiş Fikri Mutlu, yine Belediye

Başkanı Zeki Ayan, kentin ileri gelen tüccarları Safa Ailesi, Erden Ailesi, Hayfavi Ailesi,

Sıdalı Ailesi gibi müslüman ailelerin yanısıra Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur,

Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş, Nadir gibi gayrimüslim ailelerin ürettiği

çok kültürlü bir ortak yaşam biçimi gelişmiştir. Semtin renkli sosyal dokusunu gözler

önüne seren çarpıcı bir örnek, 1928 yılında Paris'te bir Fransız-Rus ailenin çocuğu

olarak doğan ve 2000 yılında ölen ünlü sinema yönetmeni Roger Vadim

Plemiannikov'dur. 1930'larda Fransız Konsolosu Plemiannikov'un oğlu olan Vadim de

bu dönem Çamlıbelinin sakinleri arasındadır.

239

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he city of Mersin developed in a linear form, dissimilar to traditional Ottoman city, Tbetween east and west sides [1], where each one constituted two distinct

neighborhoods in 1869. According to archival records, there were two

neighborhoods in this period, one was called East (Şarkiyye) while the other was

named West (Garbiyye) [2].

uring its foundation years in modern times, Mersin was developed in the area Dbetween Railway Station and Custom Square, along Uray Street. As a

consequence of increasing commercial activities and population, the city of Mersin

began to develop rapidly towards east, where new neighborhoods emerged at the

beginning of 1900's [3]. The district, named “Çamlıbel” at present comprised a few of

those neighborhoods and formed the east frontier of the city. The Çamlıbel District,

where the Mediterranean Sea lies beneath the houses on the south side, Müftü

Creek and the Lighthouse were on the west edge, Silifke Street was forming northern

boundary and Arab Orthodox Church was at the east edge, was a low-density

settlement with its social and physical characteristics that differentiates it from other

districts and neighborhoods in the city.

n the course of time, Çamlıbel gained a distinctive character within the city of IMersin due to physical features of buildings and their collective effect as a whole

and the social attributes of the district. The main spine that connects the district to

the city centre was Kışla Street, named Atatürk Street in the midst of 1940's, initiating

from Custom Square on the east, covering a distance along Çamlıbel and was

reaching Kışla Building on the west end. Following this course, Kışla Street was

oriented towards north along the east bank of Müftü Creek and connected to Silifke

Street. The settlement in Çamlıbel District developed especially along Kışla Street st rd th th and 121 , 123 , 127 , and 129 streets of the peirod, in relation with Kışla Street [4].

he urban elites and non-Muslim population inhabited in their houses along the Tsouth and north banks of Kışla Street, constituted a specific social composition

along the street. Today, most of these buildings were destroyed and new high-rise

buildings are built, which still bear their old owners' name.

he Muslims like Mithat Toroğlu, the major of Mersin between 1929 and 1942, Fikri TMutlu, undertook duty during War of Independence, Safa, Erden, Hayfavi and

Sıdalı families, the prominent people in commercial life, and the non-Muslims like

Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur, Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş and

Nadir families developed a common multi-cultural daily life in Çamlıbel. Roger

Vadim Plemiannikov, the famous film director, who was born in 1928 in Paris and died

in 2000, was one of the impressive people that reveal the vivid social life in the district.

He lived in Çamlıbel during 1930's when his father Plemiannikov was the French

consulate.

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

240

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

u dönemi yaşamış pek çok Mersinli için Çamlıbel; “Hayat felsefesi olan, modern Bdünya görüşü ile geleneksel değerleri birlikte yaşatabilmiş, sosyal, kültürel ve

ticari kimlikleri olan insanlar ve ailelerin yaşadığı bir yer; farklı diller ve farklı dinlerin

yaşam inceliklerinin bir siyah-beyaz fotoğrafta dondurulduğu mekandır. Bu yüzden

Çamlıbel, hep modernliğin peşine takılanları kendi içine çekmiş, adeta o

dönemlerde Batı kentlerinin küçük bir parçası olmuştur” [5].

241

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

or the ones who lived during this period Çamlıbel is a place “that have a living Fphilosophy, that could integrate the traditional values and modern thinking, that

involves families of social, cultural and commercial identities, that is white and black

picture on which kindness from different languages and religions is make shown” [5].

242

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Arab Orthodox Church and Kışla Street, 1920’s

Arap Ortodoks Kilisesi ve Kışla Caddesi, 1920’ler

artpostalda görülen kilise, artan ticari etkinlik ile birlikte, kentin batısında yeni Kgelişen konut alanlarının başlangıç noktasını tanımlıyor. Özellikle gayrimüslim

nüfusun yaşadığı yeni gelişen bu konut alanı, kartpostaldaki kiliseden başlayarak

Kışla'da son bulan ve günümüzde Çamlıbel olarak adlandırılan semti kapsıyor.

uzeyindeki Kiremithane Mahallesi ile birlikte ağırlıklı olarak Arap nüfusun yaşadığı Ksemtin girişinde yer alan kartpostaldaki kilise, Arap Ortodoks Kilisesi. Günümüzde

de ibadete açık olan kiliseyi, Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [6];

Arap Ortodoks Kilisesi, Atatürk Parkı'nın batısında, Kışla caddesi üzerinde ve “belediye bahçesi karşısındadır. Cemaati tarafından 1852 tarihinde yaptırıldı ve

Antakya Patrikliği'ne bağlandı.”

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

243

ARAP ORTODOKS KİLİSESİARAB ORTHODOX CHURCH

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Arab Orthodox Church and Republican Square, 2000’s

Arap Ortodoks Kilisesi ve Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

he church, seen in the picture, defines the starting point for the newly developing Tresidential areas, in parallel to growing commercial activities, on the west side of

the city. Especially, the non-Muslim population was living in this newly developing

residential area, which comprises the district beginning with the church and ending

with Military Barracks, at present named Çamlıbel.

he Arab Orthodox Church is placed at the starting point of the district where Tpredominantly Arab people were living like in Kiremithane District, located on the

north. Fikri Mutlu defines the church that is still standing and open to worship today as

below [6]:

rab Orthodox Church is located on the west of Atatürk Park, on Kışla Street and Aacross the municipal garden. It was built by its parish in 1852 and connected to

Antioch Patriarchate.

244

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Çamlıbel Silhoutte and the Salt Depot, 1920’s

Çamlıbel Silueti ve Tuz Deposu, 1920’ler

artpostalın sağında görülen iki katlı yapının yerinde bugün Mersin Büyükşehir KBelediye binası bulunuyor. Kartpostalda iki katlı taş yapıları ile çoğu Mersin'in ileri

gelen tüccarlarına ait bahçe içindeki konutlardan oluşan Çamlıbel'in kıyı boyunca

uzanan silueti görülüyor. Bu siluette dikkati çeken, semti boydan boya geçen Kışla

Caddesi üzerindeki, çan kulesi görünen Arap Ortodoks Kilisesi. Kilise bugün de

ayakta ve kullanıma açık.

ikkati çeken bir diğer nokta ise kıyıda sıralanan evlerin duvarını yalayan deniz. DGünümüzde bu iki katlı bahçe içindeki taş yapıların yerinde apartmanlar yer

alıyor. Denizin evlere ulaştığı hat boyunca da İnönü Bulvarı uzanıyor.

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

245

ARAP ORTODOKS KİLİSESİARAB ORTHODOX CHURCH

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Çamlıbel Silhoutte and the Municipality of Greater Mersin, 2000’s

Çamlıbel Silueti ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler

he town hall of Municipality of Greater Mersin is located at the place of two-storey Tbuilding, seen on the right side of the picture. On the background of the picture,

the houses of distinguished tradesmen in Mersin's commercial life figure a silhouette

along the coast of Çamlıbel. What is notable on this silhouette is the campanile of

Arab Orthodox Church, situated on Kışla Street that cover Çamlıbel district from one

end to the other. Arab Orthodox Church today still exists and is open to worship.

he other point to be distinguished is the seafront, where the Mediterranean Sea Tstrokes the walls of houses, aligned along the seafront. At present, many apartment blocks of high-rise buildings are located in place of those two-storey houses with large gardens. Furthermore, İnönü Boulevard is built where the shore lies along the south facades of houses.

246

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kışla Street, 1920’s

Kışla Caddesi, 1920’ler

905 yılından bugüne ayakta kalmış ve Çamlıbel ile özdeşleşmiş bir yapı, Şaşati Evi. 1Yapı günümüzde her ne kadar Şaşati Evi olarak adlandırılıyor olsa da, 1905 yılında

Vedih Nacar tarafından yaptırılıyor ve Şaşati Ailesi'ne geçinceye dek Nacar Evi

olarak tanınıyor. Şaşati (Chachati) Ailesi, adına 1885 yılından itibaren rastlanan ve o

dönemde kayıtlara geçmiş Mersinli dört büyük üreticiden biri [7]. Aynı zamanda aile,

Mersin'in özellikle susam ihracatı yapan en eski ihracatçı tüccarlarından biri olarak

“Şaşati Kardeşler” adlı şirketin sahibi [8]. İhracatçılığa devam ederken 1920'li yıllarda

bir yandan da komisyonculuk yapan bu aile şirketi [9], 1930'lara gelindiğinde

sigortacılık alanında da kendini gösteriyor [10]. Pek çok farklı alanda faaliyet

gösteren böyle bir tüccar ailenin konutu, Kışla Caddesi'nden cephe alan ve özgün

mimari elemanları ile çevresindeki tüccar evlerinden farklılaşan bir semt simgesi

olarak bugün de ayakta ve yapı günümüzde kreş olarak kullanılıyor. Uğur Ersoy, bu

ailenin yakın tarihlere kadar kentte yaşamış bir üyesinden; Madam Şaşati'den şöyle

bahsediyor [11]:

Madam Şaşati bitişikteki komşumuzdu… Bizimkilerle adeta bir aile gibiydiler “Şaşatiler. …Bana anlatılanlara göre Şaşatiler Mersin'e İzmir'den gelmişler. O

yöredeki bağlarından gelen kuru üzüm ve incirin tadı hala damağımdadır.

Çocukluğumda Mersin'de yalnız bir tekstil fabrikası vardı. Hastane Caddesi

üzerindeki bu fabrika Şaşati Fabrikası diye anılırdı.”

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

247

ŞAŞATİ EvİCHACHATI HOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Caddesi, 2000’ler

he building that has been standing since 1905 and become identical with TÇamlıbel: Chachati House. Even though the building is named Chachati House, it

is built by Vedih Nacar in 1905 and known as Nacar House since passed to Chachati

family. According to archival records, Chachati family is one of the four leading

manufacturers in Mersin since 1885 [7]. At the same time, the family owned a

company, called “Chachati Freres”, which is one of the oldest exportation

companies that dealt with especially sesame exportation [8]. As this family

company [9] continues to work on export issues, they begin to be occupied in being

commission agent in 1920's, and to tackle with works on insurance in 1930's [10]. The

house of Chachati family, who is active in many commercial fields, on Kışla Street

reveals unique characteristics and differentiates itself from other houses of

tradesmen. Its characteristics made the building a symbol for Çamlıbel. Today, it is

being used as a kindergarten. Uğur Ersoy mentions Madam Chachati, who is one of

the members of the family and alive since in the near future [11];

Madam Chachati was our contiguous neighbor …. We are like a big family “together with Chachati family…. As I heard fro others, they came to Mersin from

İzmir …. It is unable to forget the delicious flavor of currant and fig, dispatched from

that region. In my childhood, there was factory on Hastane Street on textile works,

which was called Chachati Factory.”

248

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kışla Street, 1930’s

Kışla Caddesi, 1930’ler

artpostalda Şaşati Evi'nin çatısında dalgalanan bir bayrak dikkati çekiyor. Şaşati KEvi'nin, bir dönem İtalyan Konsolosluğu olarak kullanıldığı biliniyor. Dolayısıyla

bayrağın da konsolosluğa ait olduğu anlaşılıyor.

apının konsolosluk olarak kullanılmasının Mersin için ayrı bir anlamı var. Çünkü Yyapının İtalyan Konsolosluğu olarak hizmet verdiği dönemde, Rodos'tan getirilen

begonvil çubukları zamanla binanın ön cephesini kaplıyor ve çiçek buradan bütün

kente yayılıyor. Bu durum, Mersin'de begonvilin konsolos çiçeği olarak

adlandırılmasına yol açıyor.

artpostalda, Kışla Caddesi'nin iki yanındaki kaldırımlara rağmen yoldan Kyürümeyi tercih etmiş insanlar görünüyor. Bu durum, kentte henüz yoğun bir taşıt

trafiğinin olmadığını, bu nedenle de caddede asfalt kaplama bulunmadığını ortaya

koyuyor.

artpostalda Kışla Caddesi'nin sonunda, günümüzde yer almayan ağaçlık bir Kalan görülüyor. Bu ağaçlıklı alan Çamlıbel'in simgelerinden Aşıklar Parkı.

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

249

ŞAŞATİ EvİCHACHATI HOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Caddesi, 2000’ler

s it can be seen explicitly on the picture, a flag is streaming on the roof of AChachati House. The building was used as Italian Consulate for a period. Thus, it

is understood that yhe flag seen on the picture belongs to the consulate.

se of the building as a consulate gains another distinctive meaning, since the Ubars of begonia was brought from Rhodes covered the front façade of the

building in the course of time when it was used as Italian Consulate, and use of flower

is spread over the whole city.

he people on the picture prefer to walk on Kışla Street despite existence of Tpavement on both sides. Besides, it is seen that there was no tarmac on the roads,

displays that there had not been intensive car traffic in the city of Mersin.

t the background of the picture, along Kışla Street, lies the Lovers Park, a grove Awhich is one of the figures of Çamlıbel, but does not exist today.

250

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kışla Street, 1930’s

Kışla Caddesi, 1930’ler

artpostalın sağ köşesinde görülen ev, Atatürk'e ev sahipliği yapmış olması ve KMersin Belediye Başkanı Mithat Toroğlu'na ait olması nedeniyle önemli.

0-23 Mayıs 1938 tarihinde Mersin'e yaptığı son ziyareti sırasında Atatürk, geceleri 2Vali Konağı'nda kalırken, denize girmek üzere plaj köşküne gittiği bir gün, Mithat

Toroğlu'nun kartpostalda görülen bu evinde konuk ediliyor [12].

entin fiziksel gelişimine yönelik planlama çalışmaları için girişimde bulunan Kdönemin belediye başkanı Mithat Toroğlu, 1930'lu yıllardan itibaren başta

Ankara olmak üzere pek çok Anadolu kenti için şehir planı yapan Alman şehirci Prof.

Dr. Hermann Jansen'i Mersin'de konuk ediyor.

9 Kasım 1937 tarihinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisinden dönerken 1Mersin'e uğrayan Atatürk'ü, istasyonda Vali Rüknettin Nasuhioğlu ile birlikte

Mithat Toroğlu karşılıyor ve inşa edilmekte olan Vali Konağı'na götürüyor. Burada,

Prof. Jansen'in hazırladığı şehir planını inceleyen Atatürk, planın dikkatle uygulanması

gerektiğini söylüyor [13].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

251

TOROĞLU EvİTOROĞLU HOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Caddesi, 2000’ler

he house on the right side of the picture is prominent in two ways. First, it had the Thonor to host Atatürk, and second, its owner is Mithat Toroğlu, who is the major of

Mersin between 1929 and 1942.

tatürk was staying in Governor's Mansion when he is in Mersin, but he is hosted in thAthis house when he went to swimming during his visit to Mersin between 20 and

rd23 of May in 1938 [12].

ithat Toroğlu is a distinct major, who dealt with the physical development of MMersin and thought to have an urban plan for the future of the city. He invited

Prof. Hermann Jansen, who prepared the first urban plan of the young Turkish

Republic, for the capital Ankara, afterwards prepared many other plans for

Anatolian towns.

thithat Toroğlu welcomes Atatürk with Governor Rüknettin Nasuhioğlu at 19 of MNovember in 1938 in Mersin, returning from his visit to Eastern and Southeastern

Anatolia and took him to Governor's Mansion that is being constructed. There,

Atatürk examines urban plans, prepared by Hermann Jansen and notices that plans

should be implemented carefully [13].

252

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kışla Street, 1930’s

Kışla Caddesi, 1930’ler

ışla Caddesi'nin batıdan doğuya doğru görüldüğü kartpostaldaki elektrik Kdirekleri artık kente elektriğin gelmiş olduğunu gösteriyor. Caddenin

asfaltlandığı, kaldırımlardaki ağaçların büyüdüğü, ancak Çamlıbel'deki bahçe

içinde bir-iki katlı yapılardan oluşan düşük yoğunluklu kentsel dokunun hala niteliğini

sürdürdüğü görülüyor. Caddenin sonunda 1970'li yıllara dek ayakta kalmış olan

Rickards Evi bulunuyor.

entin önemli tüccarlarının evlerinin sıralandığı Kışla Caddesi çevresi ile birlikte, KMadam Dora, Madam Rita, Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie'nın

sakinleri olduğu bir Avrupa şehri resmi çiziyor.

addenin, Müftü Deresi ve Kışla Caddesi ile sonlanan batı ucunda, Jozef CDakad'ın ve Kışla'nın askeri barakalarının hemen doğusunda ise Tante

Isabelle'nin evi yer alıyor. Begonvillerin süslediği, at nallarının kuş seslerine karıştığı,

orta yerindeki oval parkı ile yeni gelişen bu semt bir anlamda, Akdeniz kıyısındaki

Mersin'in o yıllarda zevkle yaşanan bir şehir olarak gelişimini gözler önüne seriyor [14].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

253

ŞAŞATİ EvİCHACHATI HOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Caddesi, 2000’ler

ışla Street is seen with a view from west to east on the picture. The street lights Kshow that the electricity is supplied to the city. Moreover, the streets are anyhow

asphalt covered, trees of pavements are grown. That is to say, Çamlıbel is

developing day by day, but maintained its character, originating from two-storey

stone houses in large gardens, which indicates a low-density settlement pattern. At

the end of the street, the Rickards House, which stands until 1970's, is in a partial view

at the background of the picture.

he houses of notable merchants were placed alongside Kışla Street, gives a Tpicture of a European city with its residents like Madam Dora, Madam Rita,

Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie.

n the west, where the street is ended with Müftü Creek, Jozej Dakad's house Oplaced while on the east of the military barracks there was Tante Isabelle's

house. The newly developing district, adorned with begonia; where the sounds of

hoofbeats and turtle doves are mixed to each other; where an oval park is placed at

its midst, reveals the development of Mersin as a place to live tastefully [14].

254

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kışla Street, 1930’s

Kışla Caddesi, 1930’ler

ugün, Atatürk Caddesi'nin ikiye ayırdığı Aşıklar Parkı, bir dönem kentin, genç Bkızları ile kömür ütülerinde ütülenmiş, kolalı beyaz gömlekleriyle delikanlıların bir

araya geldiği, turunç ağaçlarının kokusunun evlerin içlerine kadar yayıldığı bir

buluşma mekanı [15]. Bu parktan günümüze, Atatürk Caddesi'nin iki yanındaki

kaldırımlarda bulunan birkaç turunç ağacı kalmış durumda.

'Neill, Aşıklar Parkı'nı “bahçelerinde meyve ağaçları ve begonvillerin yayıldığı, Ovillalar tarafından çevrelenmiş oval bir park” olarak anlatıyor [16].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

255

ŞAŞATİ EvİCHACHATI HOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Atatürk Street, 2000’s

Atatürk Caddesi, 2000’ler

oday, Lovers' Park is cut into halves by Atatürk Street, but it was in one period a Tmeeting place for young ladies and young men with their starchy white shirts that

were ironed by clothes press, where the perfume of bitter orange trees was diffusing

to interiors of houses [15]. At present, only a few bitter orange trees on pavements on

both sides of the street remained.

ccording to O'Neill, Lovers' Park is “a small oval park surrounded by villas with Agardens that overran with fruit trees and begonia” [16].

256

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler

önemin önemli fotoğraf editörlerinden Sami Zade İzzet tarafından kaydedilmiş Dkartpostalda, “Gazipaşa Kız Mektebi” görülüyor. Kartpostalda, okulun

güneyindeki yeşil alan, bugün Kültür Merkezi (yapıldığı dönemde Halkevi) binasının

bulunduğu alan.

ugün yerinde Gazipaşa İlköğretim Okulu bulunan Gazipaşa Kız Mektebi, eğitim-Böğretime önce “kız mektebi” olarak başlıyor. 1905 yılında ev olarak inşa edilen

yapı, 1922'de İnas Numune Mektebi oluyor. 1923'te Gazipaşa İlkokulu adını alıyor.

Aynı yıl, Maarif Cemiyeti tarafından kamulaştırılıyor ve Gazi Mustafa Kemal Kız

Mektebi adıyla eğitim vermeye devam ediyor. 1960 yılında yıkılan yapıdaki eğitim-

öğretim faaliyeti, genişletilen bahçesi içinde inşa edilen bugünkü binada

sürdürülüyor [17]. Binanın ikinci katı, 1962-1965 yılları arasında, Mersin İlköğretmen

Okulu olarak hizmet veriyor [18].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

257

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİGAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

he postcard of Gazi Paşa Girls School is recorded by Sami Zade İzzet, one of the Tsignificant photography editors of the period. The open-wide area on the south of

the school is the place where Cultural Centre (People's House when it was built)

stands at present.

azi Paşa Girls School, where Gazi Paşa Elementary School is located, begins Geducational activities as “school for girls” and named Gazi Paşa Elementary

School in 1923. The building was constructed as a house in 1905. It was İnas Numune

School in 1922. It is expropriated in the same year and continues education as Gazi

Paşa Girls School. The building, seen at the picture, was destroyed in 1960, and the

school carried on education facilities in its new building that stands today in its larger

garden [17]. The second floor of the building was used as Mersin Elementary

Teachers School between 1962 and 1965 [18].

258

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler

artpostalda okul binası, şimdiki okul binasının güneyinde ve doğrudan Silifke KCaddesi'ne açılan bir kapısı var. Okulun doğu bitişiğinde (bugün Kitapsan'ın

bulunduğu ada) ağaçlıklı bir bahçe yer alıyor [19]. Vahap Kokulu, okulun hikayesini

şöyle anlatıyor [20];

ahallemizdekiler ve ailemizin fertleri Gazipaşa Okulu'na gitmeye başlamışlar… MGazipaşa İlkokulu'nun arsası Hanna Butros'a aitmiş. Biliyorsunuz, Kültür

Merkezi'nin arkasında kocaman bir yer. Dedemiz 5000 lira bağışta bulunarak bu

alanın kamulaştırılmasına destek olmuş… Bu bağışı yaptıkları zaman, 1923-1924 gibi,

Atatürk Mersin'e geldiğinde yine Kokulu Ailesi'nden Osman Bey anlattı; Atatürk

teşekkür etmiş dedemizin babasına ve okula kendi adını yani 'Hadra' adını vermesini

söylemiş. Ama dedem; 'Gazi Paşam, senin adın varken benim adım olur mu,

estağfurullah' demiş ve okulun adı da 'Gazi Paşa' olmuş”.

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

259

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİGAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

ike the previous picture, the above one is also taken by Sami Zade İzzet. At the Lpicture, school building is located on the south of existing building and had a

door directly opening to Silifke Street. On the east side of school, where Kitapsan

Book Store stands at present, there is a garden, overran with fruit trees [19]. Vahap

Kokulu expresss the history of the school as followings [20]:

ccording to expressions of “The persons in our family and in our neighborhood Abegan to attend Gazi Paşa School…. The plot of the school was owned by

Hanna Butros. You know, the place is a big one on the north side of People's House.

Our grandfather made a support by donating 5000 Liras for expropriation of this

place … The time when he made this donation, approximately 1923-1924, as Osman

Bey from Kokulu family expressed, when Atatürk came to Mersin, he thanked to the

father of our grandfather and wants him to give his own name “Hadra” to the school.

However, my grandfather said “Gazi Paşa, is it proper to give my name since yours is

existing?” and name of the school became “Gazi Paşa”.

260

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Gazi Paşa Girls’ School, 1930’s

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1930’lar

azipaşa Kız Mektebi'nde zil çalmış, öğrenciler, onları almaya gelen veliler Gcaddeye dağılmış. Büyük olasılıkla, fötr şapkalarıyla Silifke Caddesi'ni

adımlayan beyler okulun öğretmenleri. Üstlerindeki paltolara bakılırsa, kartpostal,

Mersin'in güneşli bir kış gününde çekilmiş olmalı. Caddenin iki yanındaki düzgün

kaldırımlar ve kaldırım boyunca özenle sıralanmış ağaçlar dikkat çekiyor.

artpostalın solunda, günümüzde Kültür Merkezi olarak kullanılmakta olan KHalkevi'nin bahçesinin demir parmaklıkları görülüyor. O dönemde kentin yeni

gelişen bu bölgesi, Halkevi gibi önemli kültürel bir kullanım, Gazipaşa Kız Mektebi gibi

eğitim, Arap Ortodoks Kilisesi gibi dini yapıları ve Aşıklar Parkı gibi oldukça farklı

kullanımların bir arada olduğu, hareketli ve renkli sosyal yaşamı ile farklılaşan bir semt

kimliğini oluşturuyor.

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

261

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİGAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

he bell was ringed at Gazi Paşa Girls School and students and their parents Tdispersed among Silifke Street. Most probably, the walking men with felt hat are

teachers of the school. The picture must be taken in a shiny winter day due to the

coats of people. Orderly pavements and trees along both sides of the street attract

attention.

n the left-hand side of the postcard, the iron fencing of the garden of People's OHouse, the Cultural Center of today, can be seen. At that period, this newly

developing area of the city has a lively and colorful social life and differentiated

district identity due to the togetherness of diverse uses, like People's House as a

cultural use, like Gazi Paşa Girls School as an educational use, Arab Orthodox

Church as a religious use and Lovers Park as a recreational use.

262

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Military Quarter, 1910’s

Kışla Binası, 1910’lar

ümrük Meydanı'ndan Müftü Deresi'ne kadar uzanan cadde, kartpostalda Ggörülen Kışla binası nedeniyle Kışla Caddesi olarak adlandırılıyor. Bu uzun ve

kıyıya paralel caddenin adı günümüzde Atatürk Caddesi.

artpostaldaki Kışla binasını da içine alan oldukça geniş bir arazi, o dönemde KMısırlı bir Arap Hıristiyan'ın ipekböceği üretim çiftliği ve bahçesi iken daha sonra

Nakkaş ailesi tarafından bin altın liraya alınıyor. 1904 yılında, bu alanda, Kaymakam

Esat Bey ve Mutasarrıf Nazım Paşa'nın girişimleri ve kentlinin de yardımı ile

kartpostalda görülen ve bugün ayakta olmayan Kışla binası yaptırılıyor [21].

eniz Harp Okulu ve Lisesi'nin Kışla'ya taşınmasıyla, özellikle tatil günlerinde Dbahriyelilerin kentte dolaşmaları ve aynı yaşlardaki gençlerle arkadaşlık

etmeleri, Mersin'in sosyal yaşantısına renk katıyor. Bu yıllarda, denizcilerin sıklıkla

gittiği, Gümrük Meydanı'ndaki Mersin Palas Lokantası adeta subay lokaline

dönüşüyor [22].

enizcilerin kente katkısı sosyal yaşamla sınırlı kalmıyor, can ve mal güvenliği Daçısından da önemli bir görev üstleniyorlar. 1945 yılında, Uray Caddesi'ndeki

Ziraat Bankası ve Sümerbank Pamuk depolarında çıkan yangının söndürülmesinde,

Deniz Harp Okulu ve Lisesi subay ve erleri büyük gayret gösteriyorlar [23].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

263

KIŞLAMILITARY QUARTER

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Military Quarterl, 1910’s

Kışla Binası, 1910’lar

he street, starting from Custom Square and reaching to Müftü Creek, is named TKışla Street due to the building seen in picture. This long street was parallel to the

seafront, is today called Atatürk Street.

he spacious land, comprising the Military Barracks, was purchased by Naccache Tfamily for 1000 golden liras when it was a farm place of an Egypt Arabian Christian

for sericulture. In 1904, with the assistance of dwellers in the city, endeavors of

Governor Nazım Pacha and Esat Bey, head official of Mersin, Military Barracks was

built at this place. It was not stand at present [21].

fter transfer of naval academy and high school to Mersin Military Barracks, Anaval officers and their wandering around the city and setting friendship with

young people across the city embellished the daily social life in Mersin. In these years,

Mersin Palas Restaurant in Custom Square becomes a clubhouse for naval officers,

to where they had gone frequently [22].

ontribution of naval officers was not limited with social life, but they undertook Can important task for life and property security. In 1945, naval solders and

officers made strenuous efforts to extinguish the fire on depots of Ziraat Bankası and

Sümerbank on Uray Street [23].

264

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Military Quarter, 1910’s

Kışla Binası, 1910’lar

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

265

KIŞLAMILITARY QUARTER

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

n the top right side of the postal card, the phrase “seventh Armenian thOLegionnaire Troop, which was bombed on 28 of July in 1916 in front of Turkish

Military Barracks” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la

Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) can be

read.

sthe Military Barrack, bombed and damaged by British Navy during 1 World War, Twas repaired during French occupation [24]. In this period, Military Barrack was rd ndassigned to occupation forces, but then had hosted to 3 Infantry Regiment until 2

World War. During these years, football competitions were organized in the garden

in front of Military Barracks and palm trees were planted along two sides of Kışla

Street [25]. At present, the place besides Müftü Creek, where there are public

houses, belonging to the Department of Navy, is still afforested as it was in that

period.

ndue to the conditions during 2 World War, Naval Academy and High School thD[26] was moved Mersin on 27 of May in 1941, and perpetuated education

thfacilities in Military Barracks that is seen in picture on 30 of September in 1946 [27].

Blackboards and banks, brought from Heybeliada, were arranged in the classrooms

on the upper floor. However, the courses were organized under eucalyptus trees in

garden because of the hot and humid whether of Mersin [28].

artpostalın sağ üst köşesinde Fransızca olarak yazılmış; “28 Temmuz 1916 Ktarihinde müttefik kuvvetlerince bombalanan Türk Kışlası önündeki Yedinci

Ermeni Lejyoner Bölüğü” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la

Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) yazısı

okunuyor.

irinci Dünya Savaşı'nda İngiliz Donanması tarafından bombalanan ve zarar Bgören Kışla, Fransızların işgali sırasında onarılıyor [24]. Bu dönemde işgal

kuvvetlerine tahsis edilen Kışla Binası, İkinci Dünya Savaşı'na dek Mersin'de kalan 23.

Piyade Alayı'na ev sahipliği yapıyor. Bu dönem Kışla'nın önündeki bahçede futbol

müsabakaları yapılıyor ve Kışla Caddesi'nin iki tarafına palmiyeler dikiliyor [25].

Günümüzde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait lojmanların bulunduğu, Müftü Deresi

kıyısındaki alan, o dönemde olduğu gibi bugün de ağaçlandırılmış durumda.

kinci Dünya Savaşı koşulları gereği 27 Mayıs 1941 tarihinde Askeri Deniz Okulları İ(Deniz Harp Okulu ve Lisesi [26]) İstanbul'dan Mersin'e taşınıyor ve 30 Eylül 1946 yılına

kadar kartpostalda görünen Kışla Binası'nda eğitim veriyor [27]. Binanın üst katındaki

dersliklere Heybeliada'dan getirilmiş sıralar ve yazı tahtaları yerleştiriliyor. Ancak

Mersin'in sıcak ve rutubetli iklimi nedeniyle yaz aylarında dersler çoğunlukla

bahçedeki okaliptüs ağaçlarının altında yapılıyor [28].

266

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Military Quarter, 1910’s

Kışla Binası, 1910’lar

ışla o dönemde kentin bittiği noktayı tanımlıyor. Kışla'dan sonra batıya doğru KMüftü Deresi ve derenin denizle birleştiği alanda da deniz feneri bulunuyor.

Bugün de ayakta olan fener ve Kışla'nın güneyindeki sahil, o dönemde Mersinlilerin

plajı. Feneri, Kışla'sı, özgün konut mimarisi, deniz kıyısındaki bahçeli evleri ve farklı

dilleri konuşan sakinleri ile Çamlıbel, kentin gözde semti. Kışla Caddesi ve Çamlıbel'in

geçmişten gelen “gözde semt” kimliği 1950'li yıllarda da sürüyor. Bu durumu

Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları Kitabı'nda şöyle dile getiriyor[29]:

Daha sonra Astsubay Okulu'nun karşısında bulunan bir eve taşındık…. Müftü “Deresi'ne ve stadyuma yakındı… Burası gelişmekte olan Mersin'in popüler

mahalleleri arasına girmeye başlamıştı.”

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

267

KIŞLAMILITARY QUARTER

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Military Quarterl, 2000’s

Askeri Alan, 2000’ler

ilitary Barracks are defining the place where the city comes to an end. After MBarracks, there is the Lighthouse towards west where Müftü Creek and sea

meet. The Lighthouse is still standing. Seashore on the south of Barracks is the beach

for citizens of Mersin. Çamlıbel is a distinctive district among others with the

Lighthouse, Barracks, characteristic architecture, houses in large gardens and

inhabitants of different cultures. This distinctive identity of Çamlıbel and Kışla Street is

kept on during 1950's. As Abdullah Canlıgil asserts in his book “Mersin Yılları”;

We later moved to a house opposite to the School of Non-commissioned “Officers… it was very close to Müftü Creek and Stadium… that place began to

be one of the popular neighborhoods in Mersin” [29].

268

Gelişen Kent:Kışla Caddesive Çamlıbel

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Military Quarter, 1910’s

Kışla Binası, 1910’lar

ditör D. Mavroyannis tarafından kaydedilen kartpostalda, Mersin'in 1950'li yıllara Ekadar kentsel yerleşik alanının batı sınırını işaret eden deniz feneri görülüyor.

Kartpostalın altında, Fransızca olarak “Panayır Yeri Gibi Fener” “Une Foire Phare”

yazısı okunuyor.

ersinlilerin denize girdikleri, geniş kumsalı ile şehrin ilk plajının kıyısındaki deniz Mfeneri, Müftü Deresi'nin denizle buluştuğu noktanın batısında yer alan ve

günümüzde de kullanılmakta olan fener. 1880 yılında bir Fransız firması tarafından

yapılmış Mersin Feneri, 1966 yılında yenilenmiş Akdeniz'deki en güçlü fenerlerden biri

[30].

artpostalda, on dokuzuncu yüzyılda kentin oldukça dışında bir noktada yer alan Kfenerin etrafındaki kalabalık dikkat çekiyor. Bu dönemde, iklim koşullarının zor

olduğu ve gemilerin karaya uğramakta zorlandığı durumlarda Mersin limanına gelen

vapurlar, deniz fenerini kullanıyor [31]. Bu nedenle, on dört mil açığa kadar ışık veren

kartpostaldaki deniz fenerinde [32] Mısır Vapurları, Fransa Messageries Şirketi ve

Rusya Vapurları acente memurları çalışıyor, ayrıca bir memur, bir liman reisi, iki sahil

memuru ve bir de vergi memuru görev yapıyor [33].

DevelopingCity:

Kışla Streetand

Çamlıbel

269

DENİZ FENERİTHE LIGHTHOUSE

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Military Quarter, 2000’s

Askeri Alan, 2000’ler

he lighthouse that is the west edge of the city of Mersin until 1950's can be seen on Tthe postcard, recorded by the editor D. Mavroyannis. “The Lighthouse like a

Fairground” (Une Foire Phare) caption in French is read below postcard.

he lighthouse that was near the first beach of the city is stil in use today, which was Ton the west of the place where Müftü Creek meets the sea and the people of

Mersin went swimming. The lighthouse, constructed by a French firm at 1880, and

renovated at 1966 is one of the most powerful ones in the Mediterranean [30].

n the postcard of nineteenth century, the crowd around the lighthouse that Owas considerably out of the city is attracting attention. In this period, when the

climatic conditions were hard and the boats had difficulty to approach the land, the

ships were using the lighthouse [31]. For this reason, the agent clerks from firms like

Egyptian Ships, French Messageries Maritimes, and Russian Ships were on duty in

addition to one clerk, two beach clerks, one port chairman and a taxman [32] in the

Lighthouse, seen on the postcard, which were giving out light as far as 14 miles [33].

Sonuç

Conclusion

272

Sonuç

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin, kısa kentsel geçmişine rağmen, göstermiş olduğu hızlı gelişme ile pek çok Maraştırmanın öznesi olmayı hak ediyor. Bölgeye gelen ilk gezginlerden Francis

Beaufort'un 1818 yılında belirttiği şekliyle “deniz kenarında birkaç kulübe”den oluşan

yerleşim günümüzde nüfus büyüklüğü ve yayıldığı alan itibariyle ülkenin önde gelen

kentlerinden biri haline gelmiştir [1].

ısa tarihi içinde göstermiş olduğu hızlı gelişme, Mersin kentinin modern dönemde Kkuruluş sürecinde göstermiş olduğu kendine özgü değerlerinin zayıflamasına ve

fark edilirlik düzeyinin azalmasına neden olmuştur. Mersin kuruluşundan itibaren bir

liman ve ticaret kenti olmuştur ve bu kimliğini günümüze kadar korumuştur.

Dolayısıyla Mersin kentinin kimliğinin ekonomik alanda bir süreklilik kazandığını ifade

etmek olanaklıdır. Ancak kentsel kimliğin oluşması sürecinde ekonomik alandaki bu

sürekliliğin, kentin fiziksel biçimlenmesinde sağlanmadığı görülmektedir. Günümüzde

doğuda Latin Katolik Kilisesi, batıda Arap Ortodoks Kilisesi, kuzeyde İstiklal Caddesi ve

güneyde Atatürk Parkı ile sınırlanmış olan ve “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak

adlandırabileceğimiz alan içinde geçmişten günümüze taşınan yapı sayısı oldukça

azdır. Varlıklarını sürdüren yapıların da çevrelerindeki yapılaşmanın baskısı ile karşı

karşıya olduğu görülmektedir.

enişehirlioğlu vd., özellikle bu alan içinde kalan yapıların Mersin'e özgü Ykarakteristik özellikler gösterdiğini belirtmekte, bu özelliklerin Mersin'e yakın olan

Adana ve Tarsus yerleşimlerinde bile görülmediğini ifade etmektedir [2]. Dolayısıyla,

on dokuzuncu yüzyıl başındaki kuruluşundan itibaren, yüzyıllık süreçte bir liman ve

ticaret kenti olarak gelişen Mersin kenti fiziksel gelişim ve biçimlenme açısından da

kendine özgü nitelikler geliştirmiş ve siluetiyle

bir Mersin imgesi oluşturmuştur.

ersin imgesinin yanı sıra kentin fiziksel Mgelişimi Mersin'in kentsel bağlamının

oluşmasını da sağlamıştır. Özellikle Uray

Caddesi ve yakın çevresindeki oluşumlar ile

Hastane, Çakmak, Kışla ve Silifke caddeleri

boyunca yaşanan gelişmeler, kentin

mekansal biçimlenmesinde etkili olmuştur.

Ancak tüm bu gelişmeler içinde Uray

Caddesi'nin etkili bir konumu olmuş, bu

cadde ve yakın çevresindeki Azak Han,

Sursok Han, Taş Han, Latin Katolik Kilisesi gibi

yapılar Mersin'in kentsel bağlamı, silueti ve

imgesi içinde önemli yapılar olarak ön plana

çıkmıştır.

Conclusion

273

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

274

Sonuç

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

ersin kentinin ilk imar planı olan ve 1938 yılında yürürlüğe girmiş olan Jansen MPlanı'nda da, Cumhuriyet döneminin ilk imar planını üretmiş olan Alman

mimar-şehirci Hermann Jansen “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak

adlandırabileceğimiz alanı karakteristik özellikleri ile korumayı ve buradaki kentsel

dokuya müdahaleyi sınırlandırmayı amaçlamıştır. Jansen'in o dönemdeki amacı,

Mersin'e kimliğini kazandırmış ve Mersin'i diğer Doğu Akdeniz kentlerinden

farklılaştıran kentsel bağlamını korumak olmuştur. Ancak Jansen Planı'nı takip eden

süreçte üretilen kararlar, “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde kendini somut olarak ifade

eden Mersin kimliğinin fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilirliğini

sağlayamamıştır. Günümüzde Mersin kenti, liman ve ticarete dayalı kimliğini korumuş

olsa da, ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında göstermiş olduğu

fiziksel bütünlüğü ve mekansal kurgusu, çeşitli müdahaleler ile zedelenmiş ve

kaybolmaya yüz tutmuştur.

u çalışmanın çıkış noktası da Mersin'in ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci Byüzyılın ilk yarısında oluşturmuş olduğu kentsel bağlam ve bu bağlamın sunduğu

niteliklerdir. Ali Murat Merzeci'nin zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bu

nitelikleri somut olarak ortaya koymaktadır. Bu zengin koleksiyon, günümüzde

“Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırdığımız alanı bir bütün olarak algılama

olanağını sağlamıştır.

ünümüze kadar Mersin'in yerel tarihine ilişkin kuşkusuz birçok değerli çalışma Gyapılmıştır. Bu çalışmayı diğerlerinden farklılaştıran, yazılı ve görsel malzemenin

belli bir kurgu ile birbirini bütünleyen bir şekilde kullanılması ve Mersin'de belirli bir

alana odaklanmış olmasıdır. Bu anlamda çalışmanın kendiliğinden ortaya koyduğu

bir diğer olgu da, çalışma kapsamında kentin tarihi ve ticaret merkezi olarak

tanımlanabilecek “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde oluşturulan gezi rotasıdır. Doğuda

İstasyon'dan başlayan ve batıda Fener'e kadar devam eden bu gezi rotası, çalışma

içinde bir poster ile görselleştirilmiş ve alanın bir bütün olarak algılanabilmesini

sağlamıştır. Böylece okuyucunun da kartpostallar ve fotokartlar aracılığıyla bu gezi

rotasında yol alması sağlanmaya çalışılmıştır.

u çerçevede, çalışma bir yandan Mersin kentinin yirminci yüzyıl ortalarına kadar Bgöstermiş olduğu bütünlüğü ortaya koyarken, diğer yandan bir kent gezi rotasını

da oluşturmuştur. Bu anlamda kitap, ilerleyen süreçte çalışmanın devamı olarak

tasarlanabilecek yeni çalışmalara da zemin hazırlamaktadır.

alışmanın basımını üstlenerek kentin kültürel ortamına yepyeni bir soluk Çkazandıran Mersin Sanayi ve Ticaret Odası, bu kitap ile, oluşturulacak yeni bir

dizinin başlangıcını da yapmış olmaktadır. Böylece “Mersin Kültür Kitapları” adlı kitap

serisinin başlangıcı olan bu çalışmanın devamında, seriyi bir bütün haline getirecek

yeni çalışmalar Mersin'e ve kent tarihi ve araştırmalarıyla ilgilenenlerin ilgisine

kazandırılabilecektir. Öte yandan, bu çalışmaları tamamlayacak şekilde, geleceğe

ilişkin vizyonun ve stratejilerin de ortaya konacağı yeni çalışmaların hayata

geçirilmesi; bu çalışmada bir bütün olarak vurgulanan “Mersin Tarihi Kent

Merkezi”nin yeniden canlandırılması, böylece geçmişten gelen değerleri ve sahip

olduğu potansiyeller ile Mersin'in güçlü bir kent kimliğine kavuşmasını sağlayacaktır.

Conclusion

275

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

he first development plan of Mersin, called Jansen Plan, prepared by Hermann TJansen, a German architect-urbanist, and issued in 1938 aimed at preserving the

distinctive characteristics of the area so-called “Mersin Historic City Centre” and

limited interventions to the urban pattern. The objective of Jansen on that period

was to protect the urban context of the city, which differentiated Mersin from other

cities in East Mediterranean region. Nonetheless, the decisions taken in the period

after Jansen Plan issued did not able to maintain the sustainability of Mersin identity

physically, economically and socially that revealed itself concretely in “Mersin

Historic City Centre”. At present, although Mersin protected her identity based on

port and commerce, the physical unity and urban pattern of the city, constituted at

the end of nineteenth century and at the beginning of twentieth century, were

damaged and tend to be forgotten as a result of many interventions.

he starting point of this study is the urban context formed during the end of Tnineteenth century and the beginning of twentieth century, and the qualities that

context produced. In this manner, the rich postcard and photocard collection of Ali

Murat Merzeci allowed us to present those qualities. And by means of this collection

it became possible to perceive the area so-called “Mersin Historic City Centre” as a

whole.

ntil today, certainly, many significant and valuable studies were carried out. UThat differentiates this study from the previous ones is the use of written and visual

material in an integrated way and the focus to an area in Mersin as it is set up in the

book. In this sense, another fact the study presents by itself is the excursion route

within “Mersin Historic City Centre”, which is the centre of urban history and

commercial history of the city. The course that is starting with the Railway Station on

the east, and proceeds until the Lighthouse on the west is visualized through a poster

in the study facilitated the reader to perceive the area as a unity and to stroll through

the area by means of postcards and photocards.

n this framework, this study on the one hand reveals the integrity of the city of Mersin Ifrom her foundation until the mid-twentieth century; on the other hand it built up

the first attempts to actualize a city walk in the near future. In this respect, the study

gives clues about new works to be designed as its progression as well.

ersin Chamber of Commerce and Industry, undertook the publishing of the Mstudy, promoted a brand new breathe within the socio-cultural life of the city,

at the same time, made a start on a new series of studies, beginning with this book. In

this way, after this book, which is the beginning of series called “Mersin Culture Books

Series”, new studies that will be integrated to the series must be brought into forth to

the concern of ones who are interested in urban history and related researchers and

also to the concern of general public. Besides these studies, in a different sphere,

new studies that will put forward the visions and strategies about “Mersin Historic City

Centre” and its future, to revitalize the region as a whole as revealed in the book; that

bring into relief the historic identity of Mersin should be supported to be brought into

the agenda of the city.

276

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSİN'E DAİR

Gezginlerin Gözüyle Mersin1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ /

Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, 2001,

Ankara, ss.155-172, s.155.

2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994.

3- Artan, a.g.e., s. 10.

4- Artan, a.g.e., s. 10-12.

5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.10; Songül

Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30.

6- Francis Beaufort, Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz

Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, s.266-273.

7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin, 1947,

s.32-34.

8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,

Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss.335-349, s. 335. Akkaya, bu

makalesinde, Halep'in Fransız Konsolosu'nun Tarsus'taki görevlisi Mr. Peretie'nin verdiği bilgiler

doğrultusunda, 17 Haziran 1817 tarihli mektubunda, Kazanlı'nın gemiler için tehlikeli bir liman

olduğu, bu nedenle gemilerin daha güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi

gerektiğinden bahsedildiğini ifade etmektedir.

9- Ulutaş, a.g.t., s.32.

10- Ulutaş, a.g.t., s.32.

11- William Burckhardt Barker , Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,

s.115.

12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London,

1856, s.61.

13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made

during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly

Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, ss.305-325, s.314.

14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal,

1905, c. 26, no. 3, ss. 272-303, s. 285.

15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Bölüm 2, s.29,30.

16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s. 78.

17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan

Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, sayı 21, ss.97-110, s. 107.

18- Barker, a.g.e., s.119.

19- Davis, a.g.e., s.13.

20- Barker, a.g.e., s. 119.

21- Barker, a.g.e., s.119.

22- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 79.

23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).

24- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 80.

Notes

277

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ABOUT MERSIN

Mersin from the Eyes Of The Travelers1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ /

Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz,

Ankara, 2001, pp.155-172, p.155.

2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994.

3- Artan, ibid, p. 10.

4- Artan, ibid, p. 10-12.

5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.10; Songül

Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in Deparment of

History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30.

6- Francis Beaufort, Karamanya, Translated: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz

Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, p. 266-273.

7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated by: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin,

1947, p.32-34.

8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,

Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp.335-349, p. 335. Akkaya, in this

article, points out in accordance with the informations given by the officer of French thConsulate of Aleppo at Tarsus, Mr. Peretie, on 17 of June 1817 the necessity to transfer the

ships from Kazanlı to Mersin, since the fomer was an unsafe port for the ships.

9- Ulutaş, ibid, p.32.

10- Ulutaş, ibid, p.32.

11- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,

p.115.

12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London,

1856, p.61.

13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made

during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly

Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, pp.305-325, p.314.

14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal,

1905,vol. 26, no. 3, pp. 272-303, p. 285.

15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Chapter 2, p.29,30.

16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA.Thesis in Deparment

of History at Mersin University, 2007, Mersin, p. 78.

17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan

Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, no 21, pp.97-110, p.

107.

18- Barker, ibid, p.119.

19- Davis, ibid, p.13.

20- Barker, ibid, p. 119.

21- Barker, ibid, p.119.

22- Selvi Ünlü, ibid, p. 79.

23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).

278

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the

edition published in 1878 by Sampson Low) , 2005, s.297.

26- Massy, a.g.m., s. 302.

27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, s.61-62.

28- Barker, a.g.e., s.118.

29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, c. 2, published by

Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, s.232.

30- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85.

31- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85.

32- Wilson, a.g.e., s.314.

33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü

(1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul,

2004, ss.317-333; s.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent:

Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul, 2004,

ss.69-89, s.78.

34- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 90.

35- Davis, a.g.e., s.13.

36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde

Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları

No:14, Mersin, 2005, Mersin, ss.68-95, s.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990,

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s. 51.

37- Wilson, a.g.e., s.314.

38- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 95.

39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261.

40- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 96-98.

41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.

76, 77.

43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,

1917, c. 50, No. 1, ss. 32-56, s. 44.

44- Woods, a.g.m., s. 44; Develi, a.g.e., s.148.

45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical

Society, 1909, c. 41, No. 11, ss. 691-696, s.694.

46- Massy, a.g.m., s.302.

47- Sami, a.g.e., s.4260, 4261.

48- Barker, a.g.e., s.115-116. Barker, 1838'de bölgeye yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma

yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde, ticaretin artık biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni

depolar inşa edildiğini ve insanların buralarda kalmaya başladığını ifade etmiştir.

49- Beamont, a.g.e., s. 232.

50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,

1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22

Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat

ettiği ifade edilmektedir.

51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).

53- Langlois, a.g.e., s.31.

Notes

279

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the

edition published in 1878 by Sampson Low), 2005, p.297.

26- Massy, ibid, p. 302.

27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, p.61-62.

28- Barker, ibid, p.118.

29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published

by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation,

p.232.

30- Selvi Ünlü, ibid, p. 85.

31- Selvi Ünlü, ibid, p. 85.

32- Wilson, ibid, p.314.

33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü

(1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz Özdem,

İstanbul, 2004, pp.317-333; p.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin

Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz

Özdem, İstanbul, 2004, pp.69-89, p.78.

34- Selvi Ünlü, ibid, p. 90.

35- Davis, ibid, p.13.

36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde

Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları

No:14, Mersin, 2005, Mersin, pp.68-95, p.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990,

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p. 51.

37- Wilson, ibid, p.314.

38- Selvi Ünlü, ibid, p. 95.

39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261.

40- Selvi Ünlü, ibid, p. 96-98.

41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77.

43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,

1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44.

44- Woods, ibid, p. 44; Develi, ibid, p.148.

45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical

Society, 1909, vol. 41, no. 11, pp. 691-696, p.694.

46- Massy, ibid, p.302.

47- Sami, ibid, p.4260, 4261.

48- Barker, ibid, p.115-116. Barker, making comparison with hid first visit to Mersin in 1838, asserts

his observations about the city during 1950's that the commercial activities changed

character, new storhouses were built and the people began to stay in there.

49- Beamont, ibid, p. 232.

50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,

1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22

Temmuz 1855). In this document, it is declared that a passenger returning from Cairo reached

Mersin Pier.

51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).

53- Langlois, ibid, p.31.

280

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American

Oriental Society, 1907, c. 28, ss.155-163, s.155.

55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

56- Geary, a.g.e., s.297; Davis, a.g.e., s. 29, 30.

57- Davis, a.g.e., s. 29, 30.

58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim

Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, s.111.

59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa

no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29

Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).

60- Davis, a.g.e., s. 13.

61- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.7;

Develi, a.g.e., s.65.

62- TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).

63- Risk, a.g.e., s. 61.

64- Davis, a.g.e., s. 13.

65- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 175.

66- Barker, a.g.e., s.113, 114.

67- Barker, a.g.e., 119.

68- Davis, a.g.e., s. 13.

KENTİ GEZMEK

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007.

2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, s.95.

3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s.143.

4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261.

5- Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin

Belediyesi, Mersin, 1992, s.8.

6- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.25.

7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.96.

8- Selvi Ünlü, a.g.t., s.97.

9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda

Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları,

sayı: 11, Ankara, 2001, s.95, 96.

10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları

Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı,

Ankara, 2001, s.7.

11- Şevket Pamuk, “100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek Yayınevi,

İstanbul, 1987, s. 214.

12- Şen, a.g.m., s.96.

13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

14- Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin,

2006, s.129.

Notes

281

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American Oriental Society, 1907, vol. 28, pp.155-163, p.155.

55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

56- Geary, ibid, p.297; Davis, ibid, p. 29, 30.

57- Davis, ibid, p. 29, 30.

58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA.Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, p.111.

59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).

60- Davis, ibid, p. 13.

61- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.7; Develi, ibid, p.65.

62- TŞS., No: 289, p.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).

63- Risk, ibid, p. 61.

64- Davis, ibid, p. 13.

65- Selvi Ünlü, ibid, p. 175.

66- Barker, ibid, p.113, 114.

67- Barker, ibid, 119.

68- Davis, ibid, p. 13.

STROLLING TROUGH THE CITY

Entry to the City: Railway Station and the Environs1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007.

2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, 2007, p.95.

3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p.143.

4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261.

5- Tarihten Güncele Mersin, Compiled by ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi, Mersin, 1992, p.8.

6- Filiz Yenişehirlioğlu et al., Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.25.

7- Selvi Ünlü, ibid, p.96.

8- Selvi Ünlü, ibid, p.97.

9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, no: 11, Ankara, 2001, p.95, 96.

10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, Ankara, 2001, p.7.

11- Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1987, p. 214.

12- Şen, ibid, p.96.

13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

14- Mersin'in Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, p.129.

15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77; Develi, ibid,

282

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.

76, 77; Develi, a.g.e., s.148.

16- Özdemir, a.g.e., s.8, 9.

17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,

1917, c. 50, no. 1, ss. 32-56, s. 44.

18- Develi, a.g.e., s.148.

19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Haz: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, ss.69-89, s.74.

20- Selvi Ünlü, a.g.t., s.108.

21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı

Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz

Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 110-114, s.112.

22- Dingeç, a.g.t., s. 76.

23- Woods, a.g.m., s. 44.

24- Dingeç, a.g.t., s. 76, 77; Develi, a.g.e., s.148. Dingeç, söz konusu mağazaların yalnızca

Adana ve Mersin istasyonlarında bulunduğunu ifade etmektedir.

25- Adana-Mersin demiryolu 1886 yılında ve İngiliz Yağ Fabrikası ise 1910'larda işletmeye

açılıyor. 1909 tarihli Şark Ticaret Yıllığı kayıtlarında İngiliz Yağ Fabrikası (Mersyna Oil Mill & Cake

Company Ltd.) bulunmazken fabrika, ilk kez 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı'nda yer alıyor. Bu

doğrultuda, kartpostalda kaydedilen görüntünün 1900'lerin başına ait olduğu sonucuna

ulaşılıyor.

26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk

Tarih Kurumu, Ankara, 1997, s.264. Konya Vilayet Meclisi'nce alınan ve sadrazamlık makamına

sunulan kararlar arasında, Halep ve Akköprü'ye kadar Niğde yönünden, diğer taraftan da

Adana ve Tarsus'a ulaşacak ve Mersin Limanı'na bağlanacak bir şose yapılması için Adana

Vilayeti'ne tebligat yapılması da bulunmaktadır. Bu talebe, sadrazamlık makamından 1869

tarihinde gelen yanıtla, meclis isteklerinin yerinde görüldüğü, önerilen şekilde işlere başlanarak

sonucun ayrıca bildirilmesi istenmiştir.

27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the

edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s.297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A

Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,

London, 1879, s. 29, 30.

29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

Temmuz-Ağustos, Sayı: 42-43, ss.6-7, s. 7.

30- Selvi Ünlü, a.g.t., s.208, 209.

31- Dingeç, a.g.t., s. 50, 51, 52.

32- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,

s.119.

33- Mutlu, a.g.m., s. 7.

34- Mutlu, a.g.m.,, s. 7.

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.181.

2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.:

Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss. 335-349, s.335.

Notes

283

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

16- Özdemir, ibid, p.8, 9.

17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,

1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44.

18- Develi, ibid, p.148.

19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, pp.69-

89, p.74.

20- Selvi Ünlü, ibid, p.108.

21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı

Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz

Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 110-114, p.112.

22- Dingeç, ibid, p. 76.

23- Woods, ibid, p. 44.

24- Dingeç, ibid, p. 76, 77; Develi, ibid, p.148. Dingeç points out that the aforementioned shops

existed only in railway stations of Adana and Mersin.

25- Adana-Mersin railway was opened to operation in 1886; while the British Oil Factory was is

1910. According to Annuaire Orient du Commerce of 1909, British Oil Factory (Mersyna Oil Mill

& Cake Company Ltd.) did not exist, however it took place in Annuaire Orient du Commerce

of 1913. Therefore, the picture is thought to be taken at the beginning of 1900's.

26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk

Tarih Kurumu, 1997, Ankara, p.264.

Among the decisions taken by County Council of Konya and presented to the grand vizier,

there was the notice that prescribes the construction of a highway that reaches Mersin Port,

on the hand from Niğde direction till Akköprü and Aleppo, on the other hand from Adana and

Tarsus. The requests were approved by the grand vizier in 1869, and ordered to give

information about the developments.

27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the

edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A

Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,

1879, London, p. 29, 30.

29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

Temmuz-Ağustos, No: 42-43, pp.6-7, p. 7.

30- Selvi Ünlü, ibid, p.208, 209.

31- Dingeç, ibid, p. 50, 51, 52.

32- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,

London,1853, p.119.

33- Mutlu, ibid, p. 7.

34- Mutlu, ibid, p. 7.

Spine of Commerce: Uray Street1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment

of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.181.

2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,

Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp. 335-349, p.335.

3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853,

284

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853,

s.61.

4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:

291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).

5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947, Mersin,

s.31.

6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1998, s.92; Selvi

Ünlü, a.g.t., s.216; Fikri Mutlu; “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi

Dergisi, 1940, Yıl: 3, Sayı: 31, s. 3.

7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.215.

8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber

Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, sayı:11, ss.47-48, s. 47.

9- Develi, a.g.m., s. 47.

11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir

Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.7.

12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44,

Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

13- 1883 ve 1945 yılları arasında yayınlanan Şark Ticaret Yıllıkları ve Mersin'e yönelik hazırlanmış

olan Ticaret ve Telefon Rehberleri.

14- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.

15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.

İş Bankası'nın diğer şubesi bugün de ayakta olan İstiklal Caddesi'ndedir.

16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir

Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.9, 11.

17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008.

18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.7; Şinasi Develi, 1836-

1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.66.

19- Develi, a.g.e., s.64

20- Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı:

38-39, ss.6-7, s.6.

21- Fikri Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70.

22- Mutlu, a.g.m., s. 6.

23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946.

24- Genç, a.g.m.

25- Mutlu, a.g.m., s. 6.

26- Mutlu, a.g.m., s. 6.

27- Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70.

28- Mutlu, a.g.m., s. 6.

29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963.

30- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

Say: 44-45, ss.5, 6, s.5.

32- 1880 ile 1945 yılları arasındaki Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce)

incelendiğinde bu bankalar öne çıkmaktadır.

33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3,

Sayı: 35, s. 6.

Notes

285

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:

291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).

5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947,

Mersin, p.31.

6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, 1998, p.92; Selvi Ünlü, ibid, p.216; Fikri Mutlu;

“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, No: 31, p. 3.

7- Selvi Ünlü, ibid, p.215.

8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber

Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47.

9- Develi, ibid, p. 47.

11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir

Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.7.

12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44,

Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

13- Trade and phone directories of Mersin and Annuaire Orieantal Du Commerce between

1883 and 1945.

14- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.

15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.

the other branch of İş Bankası is stil standing on İstiklal Street.

16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir

Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.9,

11.

17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008.

18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.7; Şinasi Develi, 1836-

1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.66.

19- Develi, ibid, p.64.

20- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

No: 38-39, pp.6-7, p.6.

21- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70.

22- Mutlu, ibid, p. 6.

23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946.

24- Genç, ibid.

25- Mutlu, ibid, p. 6.

26- Mutlu, ibid, p. 6.

27- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70.

28- Mutlu, ibid, p. 6.

29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963.

30- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması.

31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

No: 44-45, pp.5, 6, p.5.

32- These banks are the most significant ones according to the records in Annuaire Oriental du

Commerce between 1880 and 1945.

33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3,

No: 35, p. 6.

34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden

286

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden

Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.67.

35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946.

36- Selvi Ünlü, a.g.t., s.116-117.

37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869).

38- Mutlu, a.g.m., s. 7.

39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,

s.55.

40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000,

sayı: 88, ss.6-7, s. 6.

41- Dingeç, a.g.t., s.92.

42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.36.

43- Selvi Ünlü, a.g.t., s.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi.

44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber

Politika Sanat Dergisi, Mersin, Şubat 1993, sayı:11, ss.47-48, s. 47.

45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

Sayı: 40-41, ss.5,6, s. 5.

46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168.

47- Şinasi Develi, Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19,

Sayı:157, ss.6,7, s.6,7.

48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168.

49- Şinasi Develi ile 09 Ocak 2009 tarihinde yapılan sözlü tarih görüşmesi.

50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada

Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s.

10, 1940.

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.9-10; Songül

Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30.

2- Zoroğlu, a.g.e., s.10.

3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). Belgede, iskelede bir

gümrük kolcusunun görev yaptığı ifade edilmekte ve dolayısıyla bu dönemde Kazanlı'nın

gümrük idaresine sahip bir liman olduğu, anlaşılmaktadır.

4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, s.51, 174.

5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.:

Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, ss. 335-349, s.335.

6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:

291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).

7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Volume 2,

published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media

Corporation, s. 232.

8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,

1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22

Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat

ettiği ifade edilmektedir.

Notes

287

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946.

36- Selvi Ünlü, ibid, p.116-117.

37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869).

38- Mutlu, ibid, p. 7.

39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,

p.55.

40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000, no:

88, pp.6-7, p. 6.

41- Dingeç, ibid, p.92.

42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.36.

43- Selvi Ünlü, ibid, p.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi.

44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber

Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47.

45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,

No: 40-41, pp.5,6, p. 5.

46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168.

47- Şinasi Develi, “Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane”, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19,

No:157, pp.6,7, p.6,7.

48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168.

49- Oral history interview held with Şinasi Develi on 09th of January 2009.

50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada

Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, No 34, p.

10, 1940.

Gateway to the Outside: Custom Square 1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.9-10;

Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in

Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30.

2- Zoroğlu, ibid, p.10.

3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). It is pointed out on the

document that a custom keeper is working on the pier and ths it is understood, Kazanlı was a

port that has custom organization at that period.

4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, p.51, 174.

5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,

Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, pp. 335-349, p.335.

6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:

291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).

7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published by

Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, p. 232.

8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,

1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22

Temmuz 1855). It is expressed in the document that a passenger had died when arrived at

Mersin Pier from Cairo.

9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA.,

İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. It is written on the document that one of the two piers

constructed by the government, the wooden pier was almost abondened while the stone

288

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA.,

İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. Belgede, Mersin'de daha önce devlet tarafından

yaptırılan ahşap ve taş iskeleden ahşap olanının neredeyse tamamının yıkılmış, taş iskelenin de

iki tarafının kumla dolmuş olduğu, hatta bir bölümünün yıkılmakta olduğu ve bu nedenle

Fransa Posta Vapurları Şirketi vekilinin, burayı Marsilya'dan getirteceği bir usta tarafından

sağlam bir şekilde yaptırmayı istediği ve yaptırdıktan sonra da iskele üzerinde hiçbir hak talep

etmeyeceklerini ve buranın devlete ait olacağını, üstelik yaptırdıkları iskele bir yıl içinde yıkılırsa

masrafları kendilerine ait olmak üzere yeniden yapacaklarını taahhüt ettikleri yazmaktadır.

10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001, s.114.

11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı:

42-43, Temmuz-Ağustos 1941, ss.6-7, s.6. Mutlu, Gümrük Binası önünde ve üzerinde yolcu salonu

bulunan Gümrük İskelesi'nin, yapılış tarihinin belli olmadığını ancak kentin en eski iskelesi

olduğunu ifade etmektedir.

12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.135,136.

13- Mutlu, a.g.m., s.6.

14- Selvi Ünlü, a.g.t., s.198, 199.

15- 1921 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı.

16-1932 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı.

17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, s.8.

18- Mersin Limanı, Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.

19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,

Sayı: 35, s. 6.

20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s. 34,35; 24

Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Yeni Mersin Gazetesi'nin 24 Mayıs 1964 günlü haberinde

belirtildiğine göre Gümrük Meydanı'nda yer alan Gümrük Binası ile Yeni Cami ve çevresindeki

dükkanların kamulaştırma çalışmaları başlatılacak ve Gümrük Meydanı genişletilecektir.

21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940,

Sayı: 38-39, s. 7.

22- Develi, a.g.e., s.155.

23- Mutlu, a.g.m., s. 7.

24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. 19 Ağustos 1964 tarihli Yeni Mersin

Gazetesi'nde “Gümrük Meydanında İstimlakler” başlıklı köşe yazısında Ulaştırma Bakanlığı

tarafından Gümrük İskelesi'nin kamulaştırma bedeli 1.200.000 TL'nin Belediye'ye tahakkuk

ettirildiği belirtiliyor.

25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.

26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s. 12.

27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853;

Beamont, a.g.e.

28- 1937 yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.575; 1 Ekim 1963 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Şark Ticaret

Yıllığı'nda, Belvü Palas adıyla anılan otel, 1938 Şark Ticaret Yıllığı ile birlikte Toros Oteli ve

Lokantası olarak kayda geçiyor ve işletmecisinin Jozef Dekat olduğu belirtiliyor. 1 Ekim 1963

tarihli Yeni Mersin Gazetesi'nin haberine göre Mersin'in ilk asansörü, Toros Oteli'nde 28 Eylül

1963 tarihinde kuruluyor. Gazetede verilen haberde, asansörün kurulması modernleşmenin

Notes

289

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

pier was filled with sand and even it was more or less partially destroyed; that thus, the agent of

French Posts Shipping Company wanted to make the pier repaired by a craftsman from

Marseille and would not make claim on the pier; that th pier would continue to be possessed

by the government. Furthermore, it is noted that they commited to impose a pecuniary

obligation if the pier would have destroyed in a year.

10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at

Mersin University, Mersin, 2001, p.114.

11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, No:

42-43, Temmuz-Ağustos 1941, pp.6-7, p.6. Mutlu denotes that the construction date of the

Custom Pier, where thre is a passenger hall, is not definite but is is known as the oldest one in the

city.

12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment

of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.135,136.

13- Mutlu, ibid, p.6.

14- Selvi Ünlü, ibid, p.198, 199.

15- 1921 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce.

16-1932 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce.

17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, p.8.

18- Mersin Limanı, report prepared by Dutch Royal Port Company.

19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,

No: 35, p. 6.

20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p. 34,35; 24

Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin newspaper, thdated 24 of May 1964, that the expropriation studies about the area where the Custom

House and New Mosque and the environ buildings stand, would begin.

21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940,

No: 38-39, p. 7.

22- Develi, ibid, p.155.

23- Mutlu, ibid, p. 7.

24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin thnewspaper, dated 19 of August 1964, on the article titled “Expropriations in Custom Square”,

that the renumeration of the expropriation of 1.200.000 TL, held by the Ministry of

Communications, would be accrued to the municipality.

25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.

26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p. 12.

27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853;

Beamont, ibid.st28- Annuaire Oriental du Commerce of 1937, p.575; New Mersin Newspaper, 1 of October

1963. The hotel that is written as Belvü Palas in the Annuaire Oriental du Commerce begin tpo

be called Toros Hotel by Annuaire Oriental du Commerce of 1938 and the management was stheld by Jozef Dekat. According to the news, written on the issue of New Mersin Newspaper, 1

thof October 1963, the first elevator of the city was set in Toros Hotel by 28 of Septembee, 1963.

The elevatpr is conceived as an indicator of modernization by the vice-governor, Fuat

Ertuğrul, of that period.

29- 15 December 1964, New Mersin Newspaper. It is pointed out in the article, titled “Toros

Hotel is working in a European Style” that Toros Hotel was setting an example when

290

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ertuğrul'un katıldığı belirtiliyor.

29- 15 Aralık 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Gazetenin, “Toros Lokantası Avrupai Bir Sistemle

Çalışıyor” başlıklı yazıda, Toros Oteli'nin işletmesiyle ve dekorasyonuyla örnek olduğu, aynı

zamanda düzenlediği “beş çayı partileri” ile kentin sosyal yaşamında da önemli bir yeri olduğu

belirtiliyor.

30- 1883 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.605.

31- 1885-1886 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.478.

32- 1905 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.2023.

33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.8, 14, 16, 18.

Kitapta, 1894 yılında Ankara Oteli'nin, 1895 yılında Maarif Oteli'nin, 1923 yılında Mersin Palas

Oteli'nin, 1926 yılında Cumhuriyet Oteli'nin, 1928 yılında İstiklal ve Anadolu Otelleri'nin, 1931

yılında Turing Oteli'nin, 1933 yılında Şafak ve Akdeniz Otelleri'nin açıldığını, bununla birlikte

1945 inşaatına başlanan Akotel'in ilerleyen yıllarda hizmete açıldığı belirtiliyor. Diğer yandan,

1913 Şark Ticaret Yıllığı'na göre Kontinent Oteli olarak adlandırılan otel sonraki dönemde kentin

önemli otellerinden Belvü Palas ve Toros Oteli adını almaktadır. Aynı yıllıklarda, Constantinople

adıyla anılan otelin Cumhuriyet döneminde İstanbul Palas ve İstanbul Otel adlarını aldığı

görülmektedir. Cumhuriyet'le birlikte kentte Yeni Türkiye ve Cumhuriyet adında iki otel daha

açıldığı ve 1930'ların sonunda ise bu otellere, Güzel Palas ve Şafak Oteli de eklendiği

anlaşılmaktadır. 1941 yılı Şark Ticaret Yıllığı'na göre, Mersin'de şu oteller bulunmaktadır: Akdeniz

Oteli, Anadolu Oteli, Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Oteli ve Lokantası.

34- Selvi Ünlü, a.g.t., s.160.

35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.18.

36- Develi, a.g.e., s.179.

37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008.

39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.45,46.

40- Dorr, a.g.e., s. ????; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853,

London, s.61-62.; Beamont, a.g.e., s. ?????

41- Selvi Ünlü, a.g.t., s.188, 189.

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği,

çev.:Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, s.93.

2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.5. Artan, kentin

gelişimi tarihini kronolojik olarak ortaya koyduğu kitabında, Yoğurt Pazarı'nın kuruluşunu kentin

başlangıç tarihi olarak vermiştir. Artan, 1831-1832 tarihinde, bugün Yoğurt Pazarı olarak

adlandırılan alanda, Padişah II. Mahmut tarafından Tarsus'u yönetmekle görevlendirilen

Alaybeyli Göğçeli Koloğlu Mehmet Ağa'nın, köylü ve Yörüklerin alışveriş etmesi için bir Pazar

kurduğunu ifade etmektedir.

3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.19.

4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com

/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-

necmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.

5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com

/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-

necmettn-oenel&cat id=98:murt -kokulu-yaz i lar&I temid=100063, ey lü l 2008.

Notes

291

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

management and interior design is concerned, that besides, it had a significant place in the

social life of the city with the tea parties

30- Annuaire Oriental du Commerce, 1883, p.605.

31- Annuaire Oriental du Commerce,1885-1886, p.478.

32- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.2023.

33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.8, 14, 16, 18.

It is asserted in the book that, Ankara Hotel was opened to operation in 1894, while Maarif

Hotel in 1895, Mersin Palas Hotel in 1923, Cumhuriyet Hotel in 1926, İstiklal and Anadolu hotels in

1928, Turing Hotel in 1931, Şafak and Akdeniz hotels in 1933, while Akotel, of which the

construction began in 1945, began to serve in 1945. On the other hand, it is seen that Kontinent

Hotel as it is written in Annuaire Oriental du Commerce of 1913, took the names Belvü Palas

and Toros Hotel in the following periods. In the same annuaire, the hotel named

Constantinople would take the names, İstanbul Palas and İstanbul Hotel in the republican

period, where additionally two hotels, called Yeni Türkiye and Cumhuriyet, was opened while

Güzel Palas and Şafak Hotel was added to them in 1930's. According to Annuaire Oriental du

Commerce of 1941, these hotels were standing in the city: Akdeniz Hotel, Anadolu Hotel,

Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Hotel and its restaurant.

34- Selvi Ünlü, ibid, p.160.

35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.18.

36- Develi, ibid, p.179.

37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008.

39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.45,46.

40- Dorr, ibid; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London,

p.61-62.; Beamont, ibid.

41- Selvi Ünlü, ibid, p.188, 189.

The Marketplace:Yoghurt Bazaar

1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği,

Translated: Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, p.93.

2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.5. Artan implies in

his book, in which he reveals the chronological development of the city, that the starting point

of the city is the foundation of Yoghurt Bazaar. He mentions that, in 1931 and 1832, in the

place, named as Yoghurt Bazaar today, a marketplace was set by Koloğlu Mehmet Agha,

who was the one missioned to administer Tarsus, for nomads in order to shopping.

3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.19.

4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com

/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-

necmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.

7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/

index.php ?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-

necmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

8 - A y k u t H o k k a c ı , M e r s i n , h t t p : / / w w w . y u m u k t e p e . c o m / i n d e x . p h p

?option=com_content&view=article &id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettn-

oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

292

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

8- Aykut Hokkacı, Mersin, http://www.yumuktepe.com/index.php?option= com_

content&view=art ic le & id=252:pazar-veya-muecaht ler -caddes-necmettn-

oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.

9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.119; Necmettin Öncel, Pazar veya

Mücahi t ler Caddes i , http://www.yumuktepe.com/index.php?opt ion=com

_content&v iew=art ic le&id=252:pazar -veya-muecaht le r -caddes-necmettn-

oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

Sayı:12, ss.34-35, s.34.

2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz, kente ilişkin olarak şunları söylemektedir;

“İki üç tane ferahlı, muntazam, güzel deniz kenarı bahçesi, sineması, mahalli tiyatrosu Mersin'e

cidden cazip bir sima verir.”

3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.34-35, s.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık

Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, ss.45-46, s.45.

4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4,

Temmuz-Ağustos 1941, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.

5- 1933 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.331.

6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin.

7- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630.

8- Develi, a.g.e.

9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, s.27;

Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, ss.53-57,

s.56.

10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:19,

s.34.

11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.29, 30.

12- Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,

Sayı:24, s.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin

Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002,

s.143,144.

13- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630. X. Christmann, 1905 yılında Almanya Konsolosluğu'nu da

yapmıştır.

14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi

Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.143,144.

15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.14.

16- Ticaret Odası'nda kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin.

17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.

18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

Sayı:12, ss.45-46, s.46. Develi, evlerden birinin Rickards, diğerinin ise Nadir Ailesi'ne ait olduğunu

söylemektedir.

19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941.

20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

Sayı:12, ss.45-46, s.46.

Notes

293

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.119; Necmettin Öncel, Pazar veya

Mücahit ler Caddesi , http://www.yumuktepe.com/index.php?option=com_

content&v iew=ar t ic le& id=252 :pazar -veya-muecaht le r -caddes -necmettn -

oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

New Life: Atatürk House and the Environs1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

No:12, pp.34-35, p.34.

2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz points out that “Mersin draws attention with

two or three beautiful gardens on the seashore, cinema and local theatre”.

3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, 1993, No:12, pp.34-35, p.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık

Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, pp.45-46, p.45.

4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4,

Temmuz-Ağustos 1941, Say: 42-43, pp.6-7, p.6.

5- Annuaire Oriental du Commerce, 1933, p.331.

6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin.

7- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630.

8- Develi, ibid.

9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, p.27;

Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, pp.53-57,

p.56.

10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:19,

p.34.

11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.29, 30.

12- “Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,

No:24, p.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin

Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002,

p.143,144.

13- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630. Christmann was the consul of Germany in

1905.

14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi

Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.143,144.

15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.14.

16- Ticaret Odası'nda Kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin.

17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20.

18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

No:12, pp.45-46, p.46. Develi expresses that one of the house belongs to Rickards family, while

the other to Nadir family.

19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941.

20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

No:12, pp.45-46, p.46.

21- It is seen as Sursok Bath on the maps of the period.

22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum:

Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 141-152, p.141.

294

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

21- Dönemin haritalarında Sursok Hamamı görülmektedir.

22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum:

Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 141-152, s.141.

23- 1894 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.929.

24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, eylül 2008.

25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl:4,

Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.

26- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1631; 1909 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.2022; 1913 Yılı Şark Ticaret

Yıllığı, s.1623; 1921 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1395.

27- 1929 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1056; 1930 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1113.

28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931.

29- Fikri Mutlu, a.g.m., s.6.

30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.

31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, 2007, Yayınlanmamış, Yüksek Lisans

Tezi, Mersin, s. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade 1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No:

291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314.

32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s.13, 14.

33- Davis, a.g.e., s.17.

34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci

Kanun 1940, Sayı: 35, ss.6-7, s.7.

35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, s.105.

36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin.

37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

Sayı:14, ss.45-46, s.45.

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin.

4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.21.

5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s.249.

6- Develi, a.g.e. Kitaptaki kartpostalda, Çardak Mahallesi'nin 1930'lu yılardaki görüntüsünden,

mahalledeki yapı niteliği açıkça görülebiliyor.

7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, s.47,48,49.

8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, s.20.

9- Vural, a.g.e., s.28.

10- Develi, a.g.e.

11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre,

Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s.20. Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit

Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,

s.18. Yedigün Gazetesi, Şubat 1945.12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008.13- 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.1627.

Notes

295

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

23- Annuaire Oriental du Commerce, 1894, p.929.

24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, Eylül 2008.

25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Mersin,

1941, Yıl:4, No: 42-43, pp.6-7, p.6.

26- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.1631; Annuaire Oriental du Commerce, 1909,

p.2022; 1913 Yılı Annuaire Oriental du Commerce, p.1623; 1921 Yılı Annuaire Oriental du

Commerce, p.1395.

27- Annuaire Oriental du Commerce, 1929, p.1056; Annuaire Oriental du Commerce, 1930,

p.1113.

28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931.

29- Fikri Mutlu, ibid, p.6.

30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.

31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment

of History at Mersin University Mersin, 2007, p. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade

1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314.

32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia

and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p.13, 14.

33- Davis, ibid, p.17.

34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci

Kanun 1940, No: 35, pp.6-7, p.7.

35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, p.105.

36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,

1996, Mersin.

37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,

No:14, pp.45-46, p.45.

Meeting Place: People's Garden and People's House1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin.

4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.21.

5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment

of History at Mersin University, 2007, Mersin, p.249.

6- Develi, ibid. On the postcards in the book, the view of Çardak district and its qualities are

seen clearly.

7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, p.47,48,49.

8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, p.20.

9- Vural, ibid, p.28.

10- Develi, ibid.

11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre,

Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p.20; Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit

Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,

p.18; Yedigün Gazetesi, Şubat 1945.

12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008.

13- Annuaire Oriental du Commerce, 1913, p.1627.

14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001,

Mersin, p.83.

296

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001,

Mersin, s.83.

15- Yeni Mersin Gazetesi, 14 Haziran 1941 ve 17 Haziran 1941.

16- Develi, a.g.e., s.83.

17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.23.

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çevresi1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.228.

2- HVS, 1286, D. no: 3, s.75, 1286 (M. 1869).

3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin,

2001, s. 9. Kentin gelişen bu bölgesi 1890 yılında Mersin'i de ziyaret eden Düyun-u Umumiye

Yetkilisi Vital Cuinet'nin de dikkatini çekmiştir. Cuinet, bu dönemde kentin daha çok

bahçelerin olduğu Fener tarafına doğru geliştiğini kaydetmiştir.

4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002.

5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, s.68.

6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,

Sayı: 35, s. 6, 7.

7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:

14, 1993, Güven Ofset, Mersin, ss.45, 46.

8-1885-1886 Şark Ticaret Yıllığı, s.478.

9- 1913 Şark Ticaret Yıllığı, s. 1625,1627

10- 1921 Şark Ticaret Yıllığı, s.1395, 1397

11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, s.54

12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.55.

13- Artan, a.g.e., s.45.

14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.

15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, s.79.

16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.

17- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması.

18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, s.65, 66.

19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001,

Mersin, s. 59. Kitapta, İlyas Halil, bu bahçeyi şöyle anlatıyor; “Gazipaşa Okulu'ndaki dut

ağaçlarının sararmaya yüz tutmuş, yaprakları dağ rüzgarı ile hışırdıyordu.”

20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin

Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, s.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman

Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, 1941, Sayı:37, s. 5.

21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941,

Yıl: 4, Sayı: 38-39, s. 6, 7.

22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2008, s.117.

23- Sözener, a.g.t., s.117, 118.

24- Mutlu, a.g.m., s. 6, 7.

25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s. 73.

26- 1941 yılında İstanbul'dan Mersin'e taşınan Deniz Okullarından Deniz Harp Okulu ve Lisesi

Kışla binasında, Deniz gedikli Okulu ise kentin doğu çıkışında, Üç Ocak Mahallesi 174 nolu

parselde bulunan ve “İngiliz Yağ Fabrikası” olarak bilinen yapıda eğitim vermiştir.

Notes

297

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

15- 14 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi; 17 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi.

16- Develi, ibid, p.83.

17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.23.

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel 1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment

of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.228.

2- HVS, 1286, D. no: 3, p.75, 1286 (M. 1869).

3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin,

2001, p. 9. This part of the city attracted the attention of Vital Cuinet, who visited the city in 1890

as the public debtor. He pointed out that the city was developing towards the Lighthouse

where mostly the houses in gardens stand.

4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002.

5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, p.68.

6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,

No: 35, p. 6, 7.

7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, No: 14,

1993, Güven Ofset, Mersin, pp.45, 46.

8-1885-1886 Annuaire Oriental du Commerce, p.478.

9- 1913 Annuaire Oriental du Commerce, p. 1625,1627.

10- 1921 Annuaire Oriental du Commerce, p.1395, 1397.

11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, p.54

12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.55.

13- Artan, ibid, p.45.

14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002 p. 20.

15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, p.79.

16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20.

17- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.

18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, p.65, 66.

19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001,

Mersin, p. 59. In the book, İlyas Hallil describes the garden as followings: “The mulberry tree in

the garden of Gazi Paşa School was turned to yellow, of which the leaves were crinckling by

the wind”

20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin

Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, p.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman

Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, No:37, Şubat 1941, Mersin, p. 5.

21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941,

Yıl: 4, No: 38-39, p. 6, 7.

22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Unpublished MA. Thesis in Deparment of

History at Mersin University, Mersin, 2008, p.117.

23- Sözener, ibid, p.117, 118.

24- Mutlu, ibid, p. 6, 7.

25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p. 73.

26- One of the two naval schools, carried over from İstanbul in 1941, was the Naval Academy

placed in the Military Barracks while the School for Sergeants was placed in “British Oil Factory”

on the east side of the city in Üçocak District.

27- Sözener, ibid, p.29.

298

Notlar

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

27- Sözener, a.g.t., s.29.

28- Sözener, a.g.t., s.36.

29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, s.29

30- Develi, a.g.e., s.180.

31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.

54.

32- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, s.7.

33- Dingeç, a.g.t, s. 54.

Notes

299

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

28- Sözener, ibid, p.36.

29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, p.29

30- Develi, ibid, p.180.

31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,

Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 54.

32- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, p.7.

33- Dingeç, ibid, p. 54.

300

Kaynakça

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

A

B

C

Ç

ABAÇ Nuri (1993) “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:14.

ADIYEKE Nükhet;

ADIYEKE Nuri (2004) “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem,

İstanbul.

AKKAYA Yüksel (2004) “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları,

İstanbul.

AKPOLAT Mustafa (2002) “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl

Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve

Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

ARTAN Gündüz (1994) İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin.

ARTAN Gündüz (2000) Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000,

Mersin.

ARTAN Gündüz (2001) Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1,

Mersin.

ARTAN Gündüz (2002) “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası,

Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları

Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

ARTAN Gündüz (2003) Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin.

ARTAN Gündüz İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma.

Gündüz Artan Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.

BEAMONT William (1856) A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854,

Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy

Published in 1856 by Adamant Media Corporation.

BEAUFORT Francis (2002) Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan

Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya.

BOZKURT İbrahim (2001) Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

BARKER William B.(1853) Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and

Co.,London.

CANLIGİL Abdullah (2004) Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.

ÇADIRCI Musa (1997) Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve

Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

COCHRANE Y. Sursock(2002) “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek

ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin

Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları,

No:1, Mersin.

References

301

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

A

B

C

ABAÇ Nuri (1993) “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:14.

ADIYEKE Nükhet;

ADIYEKE Nuri (2004) “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem,

İstanbul.

AKKAYA Yüksel (2004) “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü

Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları,

İstanbul.

AKPOLAT Mustafa (2002) “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl

Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve

Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent

Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

ARTAN Gündüz (1994) İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin.

ARTAN Gündüz (2000) Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000,

Mersin.

ARTAN Gündüz (2001) Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1,

Mersin.

ARTAN Gündüz (2002) “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası,

Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları

Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

ARTAN Gündüz (2003) Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin.

ARTAN Gündüz İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma.

Gündüz Artan Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.

BEAMONT William (1856) A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854,

Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy

Published in 1856 by Adamant Media Corporation.

BEAUFORT Francis (2002) Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan

Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya.

BOZKURT İbrahim (2001) Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

BARKER William B.(1853) Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and

Co.,London.

CANLIGİL Abdullah (2004) Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.

Ç

ÇADIRCI Musa (1997) Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve

Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

COCHRANE Y. Sursock(2002) “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek

ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin

Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları,

No:1, Mersin.

302

Kaynakça

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

D

E

G

H

İ

DORR Benjamin (1856) Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece,

J. B. Liippincott, Philadelphia.

DAVIS E. J. Davis (1879) Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria,

and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,

London.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,

Moza ik Ay l ı k Haber Po l i t i ka Sanat Derg i s i ,

Mersin, sayı:11.

DEVELİ Şinasi (2000) “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık

Bülteni, Mersin, sayı: 88.

DEVELİ Şinasi (2001) Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi

Odası, Mersin.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,

Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11.

DEVELİ Şinasi Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni,

Yıl:19, Sayı:157.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:12.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:14

DEVELİ Şinasi (1996) Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi

Yayınları, Mersin.

DİNGEÇ Emine (1998) 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik

Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.

DORR Benjamin (1856) Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B.

Liippincott, 1856, Philadelphia.

EVREN Ergun (1993) “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi,

Sayı:19.

ERSOY Uğur (1997) Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.

GENÇ Şeref (1946) “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi.

GEARY Grattan (2005) Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition

of the edition published in 1878 by Sampson Low).

Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

HALİL İlyas (2007) Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara.

HUNGTINGTON

Ellsworth(1909) “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical

Society, vol. 41, no. 11.

İçel İl Yıllığı 1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.

References

303

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

D

E

G

H

İ

DORR Benjamin (1856) Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece,

J. B. Liippincott, Philadelphia.

DAVIS E. J. Davis (1879) Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria,

and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,

London.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,

Moza ik Ay l ı k Haber Po l i t i ka Sanat Derg i s i ,

Mersin, sayı:11.

DEVELİ Şinasi (2000) “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık

Bülteni, Mersin, sayı: 88.

DEVELİ Şinasi (2001) Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi

Odası, Mersin.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,

Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11.

DEVELİ Şinasi Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni,

Yıl:19, Sayı:157.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:12.

DEVELİ Şinasi (1993) “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat

Dergisi, Sayı:14

DEVELİ Şinasi (1996) Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi

Yayınları, Mersin.

DİNGEÇ Emine (1998) 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik

Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.

DORR Benjamin (1856) Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B.

Liippincott, 1856, Philadelphia.

EVREN Ergun (1993) “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi,

Sayı:19.

ERSOY Uğur (1997) Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.

GENÇ Şeref (1946) “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi.

GEARY Grattan (2005) Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition

of the edition published in 1878 by Sampson Low).

Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

HALİL İlyas (2007) Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara.

HUNGTINGTON

Ellsworth(1909) “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical

Society, vol. 41, no. 11.

İçel İl Yıllığı 1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.

304

Kaynakça

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

L

M

LANGLOIS Victor (1947) Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.

MADRAN Emre (2001) “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II,

ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi

Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara.

MASSY P. H. H. (1905) “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical

Journal, vol. 26, no. 3.

Mersin Kentinin Kuruluş

Öyküsü (2006) Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin.

Mersin Limanı Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.

Mersin Limanı TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir.

Mersin Telefon Rehberi 1957 Yılı.

Mersin Yerel Tarih

Grubu (2001) “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin

Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel

Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.

METHENY J.

Renwick (1907) “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American

Oriental Society, vol. 28.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 44-45.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 38-39.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 40-41.

MUTLU Fikri (1940) Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi

Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 38-39.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 42-43.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 42-43.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık

Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık

Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39.

MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

References

305

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

L

M

LANGLOIS Victor (1947) Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.

MADRAN Emre (2001) “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II,

ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi

Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara.

MASSY P. H. H. (1905) “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical

Journal, vol. 26, no. 3.

Mersin Kentinin Kuruluş

Öyküsü (2006) Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin.

Mersin Limanı Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.

Mersin Limanı TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir.

Mersin Telefon Rehberi 1957 Yılı.

Mersin Yerel Tarih

Grubu (2001) “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin

Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel

Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.

METHENY J.

Renwick (1907) “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American

Oriental Society, vol. 28.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 44-45.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 38-39.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 40-41.

MUTLU Fikri (1940) Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi

Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 38-39.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 42-43.

MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:3, Sayı: 35.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,

Yıl:4, Sayı: 42-43.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık

Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin.

MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık

Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39.

MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

306

Kaynakça

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

OĞUZ Remzi (1924) Adana Ticaret Rehberi, 1924.

O'NEILL J . (2002) Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.

ÖZDEMİR

Mehmet(2001) Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk

Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür

Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.

PAMUK Şevket(1987) “100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek

Yayınevi, İstanbul.

“Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,

Sayı:24.

RISK Habeeb (1853) The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853.

George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William

Spottiswoode, London.

SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2.

SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 .

ŞEN Leyla (2001) “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı

İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin

Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara.

“Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi

Yayınları, No:14, Mersin, 2002.

Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi,

Mersin, 1992.

Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin

Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin,

1937.

TOKSÖZ Meltem (2006) “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç

İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi,

Ankara, 2006, sayı 21.

ULUTAŞ Songül (2006) Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

VURAL Semihi (2007) Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.

O

Ö

P

R

S

Ş

T

U

V

References

307

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

OĞUZ Remzi (1924) Adana Ticaret Rehberi, 1924.

O'NEILL J . (2002) Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.

ÖZDEMİR

Mehmet(2001) Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk

Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür

Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.

PAMUK Şevket(1987) “100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek

Yayınevi, İstanbul.

“Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,

Sayı:24.

RISK Habeeb (1853) The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853.

George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William

Spottiswoode, London.

SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2.

SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 .

ŞEN Leyla (2001) “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı

İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin

Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara. T

“Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi

Yayınları, No:14, Mersin, 2002.

Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi,

Mersin, 1992.

Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin

Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin,

1937.

TOKSÖZ Meltem (2006) “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç

İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi,

Ankara, 2006, sayı 21.

ULUTAŞ Songül (2006) Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.

VURAL Semihi (2007) Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.

O

Ö

P

R

S

Ş

U

V

308

Kaynakça

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

W

Y

Arşiv Kaynakları

Gazeteler

WILSON

Charles W. (1884) “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor,

Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal

Geographical Society and Monthly Record of Geography, New

Monthly Series, Vol. 6, No. 6.

WOODS

H. Charles (1917) “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical

Journal, vol. 50, no. 1.

YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz

ve diğerleri (1995) Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki

Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları,

Haz.: Filiz Özdem, İstanbul.

YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma

Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin

Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin.

Z

ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.

BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).

BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855).

VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).

BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864)

VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865)

BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).

TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).

BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

Yeni Mersin Gazetesi

References

309

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

W

Y

Z

Arşiv Kaynakları

Gazeteler

WILSON

Charles W. (1884) “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor,

Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal

Geographical Society and Monthly Record of Geography, New

Monthly Series, Vol. 6, No. 6.

WOODS

H. Charles (1917) “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical

Journal, vol. 50, no. 1.

YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz

ve diğerleri (1995) Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki

Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları,

Haz.: Filiz Özdem, İstanbul.

YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma

Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin

Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin.

ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.

BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).

BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855).

VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).

VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).

BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864)

VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865)

BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).

TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).

BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).

BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

Yeni Mersin Gazetesi