jeolojİ mÜhendİslİĞİ makİne...

26
Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Tezler ANABİLİM DALLARI HARİTA MÜHENDİSLİĞİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ORMANCILIK VE ÇEVRE BİLİMLERİ ZOOTEKNİ

Upload: others

Post on 21-Sep-2019

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

Gümüşhane Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü

Lisansüstü Tezler

ANABİLİM DALLARI

HARİTA MÜHENDİSLİĞİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ

ORMANCILIK VE ÇEVRE BİLİMLERİ

ZOOTEKNİ

Page 2: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI

2014 Fırat ALTINTAŞ Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Gümüşhane – Trabzon Hattı Boyunca Yerkabuğu Hareketlerinin Gnss Verileri İle

İzlenmesi

2014 Emre EVERAN Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Uydu Görüntüleri İle Kentsel Gelişimin Zamansal Ve Mekânsal Olarak İncelenmesi:

Artvin Şehir Merkezi Örneği

2014 Samed ÖZDEMİR Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Yersel Lazer Tarama Ve Yersel Fotogrametri İle Elde Edilen Yüksek Çözünürlüklü

Verilerden Üretilmiş Üç Boyutlu Modellerin Karşılaştırılması

2014 Erdem KAZANCI Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Statik Tusaga - Aktif Ölçüleri Yardımı İle Heyelanların İzlenmesi – Gümüşhane İmam

Hatip Lisesi Heyelan Örneği

2014

Neşat BAŞOĞLU Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Heyelan Hız Alanlarının Anlık Tusaga-Aktif Ölçüleriyle Belirlenmesi

2014 Mustafa CEYLAN Doç. Dr. Temel

BAYRAK

Uzaktan Algılama ve CBS İle Yayla Alanlarındaki Değişimin İzlenmesi: Gümüşhane

Örneği

2014

İlknur KAYNAR Yrd. Doç. Dr Fatih

DÖNER

Kentsel Alanlarda Gayrimenkul Değerleme İçin Bölgesel Kapitalizasyon Oranının

Belirlenmesi: Amasya/Merzifon Örneği

2014 Sinan YILDIRIM Yrd. Doç. Dr Fatih

DÖNER

Kadastro Haritalarının Yenilenmesi Üzerine Bir İnceleme: Erzurum Bölge

Müdürlüğü Örneği

2014 Enver Fatih

KORKMAZ

Yrd. Doç. Dr.

Alaaddin VURAL

Kula ve Çevresindeki Jeosit Alanında Yüzeyleyen Kula Bazaltların Zamansal Ve

Alansal Değişimlerinin Landsat Uydu Görüntüleri İle Tespiti

Geri İleri

Page 3: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

GÜMÜŞHANE – TRABZON HATTI BOYUNCA YERKABUĞU HAREKETLERİNİN GNSS

VERİLERİ İLE İZLENMESİ

ÖZET

Türkiye’nin ana tektonik birimlerinden birisi olan ve yaklaşık olarak Doğu Karadeniz Bölgesinde yer

alan Doğu Pontid Orojenik Kuşağı, jeolojik evrimine ilişkin tartışmaların halen devam ettiği en karmaşık

jeodinamik oluşumlardan birisidir. Alpin dağ oluşumunun bir parçası olan bu orojenik birim için geçmişten

günümüze birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen yetersiz jeolojik, jeofiziksel ve jeokimyasal

verilerden dolayı bölgenin yitim yönü halen tam olarak tespit edilememiştir. Milyonlarca yıl önce meydana

geldiği ve günümüzdeki Doğu Karadeniz Dağlarının oluşumundan sorumlu olduğu öne sürülen bu ters fay

hareketinin etkisinin günümüzde halen devam ettiği düşünüldüğünde, bölgenin güncel tektonik hareketinin

bilinmesi ile tartışmalı olan yitim polaritesinin netlik kazanmasına katkı sağlanabilir. Bu amaçla bu

çalışmada Trabzon ve Gümüşhane şehirleri arasındaki alanda belirlenen 4 noktada periyodik olarak 3

kampanya GNSS ölçümü yapılmış ve bu noktalardaki deformasyon miktarları ve yönleri belirlenmiştir. En

büyük deformasyon miktarları 1. ve 3. periyot ölçüleri arasında kuzey ekseni üzerinde 4.9 mm ve 6.2 mm lik

farklar ile BOZT ve TORU noktalarında kuzey yönünde gözlemlenirken, doğu ekseni üzerinde ise 8.2 mm

ve 17.4 mm lik farklar ile ZIGA ve MACK noktalarında doğu yönünde gözlenmiştir. Bu noktalarda elde

edilen deformasyonlar ile Doğu Pontidlerin tümünü saran TUSAGA-Aktif ve TUTGA noktalarının yıllık hız

değerleri birlikte dikkate alınarak tüm noktalardaki hareket yönünün tutarlı olup olmadığı incelenmiştir.

Elde edilen jeodezik sonuçların tutarlı oldukları ve bölgenin yükselerek kuzey yönünde gitmekte olduğu

görülmüştür. Bu sonuçlar bölgenin yitim polaritesi ile ilgili öne sürülmüş olan jeolojik teoriler ile bölgedeki

bazı jeofiziksel bulgulara göre değerlendirildiğinde, tüm sonuçların güney yönlü yitim modelini desteklediği

görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Deformasyon, Doğu Pontidler, GNSS, Tektonik Hareket, TUSAGA-

Aktif, TUTGA, Yitim Polaritesi.

Geri İleri

Page 4: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

UYDU GÖRÜNTÜLERİ İLE KENTSEL GELİŞİMİN ZAMANSAL VE MEKÂNSAL OLARAK

İNCELENMESİ: ARTVİN ŞEHİR MERKEZİ ÖRNEĞİ

ÖZET

Uzaktan Algılama teknolojileri ile geniş alanlara ait zamansal değişim bilgilerini elde etmek

mümkün olabilmektedir. Günümüzde, elde edilen uydu görüntüleri değişimlerin zamansal ve mekânsal

olarak izlenilmesinde ve sorunların çözülmesinde önemli birer kaynaktır.

Bu çalışmada farklı zamanlara ait uydu görüntülerinin değerlendirilmesi ile Artvin şehir merkezini

kapsayan çalışma alanında zamansal ve mekânsal olarak kentsel gelişim değerlendirilmiştir. Çalışma alanını

kapsayan 2004 yılı IKONOS, 2011 yılı WORLDVIEW-2 uydu görüntüleri elde edilmiş olup, mevcut harita

ve yer kontrol noktaları (YKN) verilerinden de yararlanılmıştır. Görsel değerlendirme yöntemleri

kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada Coğrafi Bilgi Sistemleri ile oluşturulan veri tabanına amaca uygun

verilerinin kayıt edilmesi sağlanarak değişim analizleri ve sonuçlara ulaşılmıştır. 2004 – 2011 yılları

arasında alansal olarak ev alanlarında yaklaşık %25,5, yol alanlarında ise %7,3 artış gerçekleşmiştir. Ayrıca,

kamu bina alanlarının yaklaşık %0,3, yeşil alanların ise % 3,5 azaldığı tespit edilmiştir. Bu değişimin en

büyük nedenlerinden birinin yapılan değerlendirmeler sonucu şehir merkezindeki nüfus hareketliliği olduğu

düşünülmektedir.

Bu kapsamda Artvin şehir merkezi ile ilgili yapılacak çalışmalara ve planlamalara ışık tutacak

önemli istatistiksel bilgiler elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Artvin, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Görsel Değerlendirme Yöntemleri, Kentsel Gelişim,

Uzaktan Algılama.

Geri İleri

Page 5: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

YERSEL LAZER TARAMA VE YERSEL FOTOGRAMETRİ İLE ELDE EDİLEN YÜKSEK

ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ VERİLERDEN ÜRETİLMİŞ ÜÇ BOYUTLU MODELLERİN

KARŞILAŞTIRILMASI

ÖZET

Günümüzde kültürel varlıkların, mühendislik projelerinin 3B dokümantasyonu büyük önem arz

etmektedir. Yapılan dokümantasyon çalışmalarında dokümantasyona konu olan nesnenin mümkün olan en

yüksek detay ve doğruluk ile elde edilmesi hedeflenmektedir. Bugüne kadar 3B dokümantasyon

çalışmalarında gelişen bilgisayar teknolojisinin de yardımı ile yersel fotogrametrik yöntemler kullanılmış ve

kullanılmaya devam etmektedir. Son 10 yıllık zaman diliminde gittikçe yaygınlaşan lazer tarama teknolojisi

sunduğu yüksek kapasite nedeniyle revaç bulmuş ve günümüzde pek çok projede yaygın olarak

kullanılmaya başlamıştır.

Yapılan uygulamamalarda yersel lazer tarama aleti olarak uçuş zamanı yöntemi ile çalışan Leica C10

Lazer tarayıcı ve yersel fotogrametrik amaçla da Canon Eos 550d kamera kullanılmıştır. Bu çalışmada

yersel lazer tarayıcılar ile yersel fotogrametrik yöntemlerin farklı senaryolarda birbirlerine göre konumsal ve

model doğrulukları incelenmiştir. Bu senaryolar, farklı alet nesne arası mesafelerdeki hedeflerin ölçülerek

bu mesafelerdeki hata miktarlarının araştırılması, düzensiz geometriye sahip olan bir yüzeyin modellenerek

hacim ve yüzey alanlarının karşılaştırılması ve son olarak da geometrisi bilinen küçük nesnelerin

boyutlarının karşılaştırılmasıdır. Bu çalışmada kullanılan donanımların hangi tür çalışmalar için uygun

olacağı maliyet, zaman, taşınabilirlik ve doğruluk açılarından değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalarda

yersel lazer tarayıcıların ve yersel fotogrametrik yöntemlerin en uygun olduğu durumlar araştırılmıştır.

Çalışmalar sonucunda yersel lazer tarayıcılar cm altı doğruluğa sahip doğrudan 3B veri elde edebilen ağır,

hassas ve pahalı aletler olarak karşımıza çıkmıştır. Yersel fotogrametrik yöntem ise cm seviyesinde

doğruluğa sahip, hızlı, ekonomik, ancak fotoğrafların çekim geometrisinden ve nesne yüzeyindeki dokudan

ve çevre aydınlatmasından etkilenen bir yöntem olarak karşımıza çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: Doğruluk, Hacim, Karşılaştırma, Model, Yersel Fotogrametri, Yersel Lazer Tarama,

Yüzey.

Geri İleri

Page 6: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

STATİK TUSAGA - AKTİF ÖLÇÜLERİ YARDIMI İLE HEYELANLARIN İZLENMESİ –

GÜMÜŞHANE İMAM HATİP LİSESİ HEYELAN ÖRNEĞİ

ÖZET

Günümüzde hassas konum belirleme uygulamaları gerçek zamanlı olarak yapılmaktadır. Bu

uygulamalar; mühendislik amaçlı ölçmeler, jeodezik çalışmalar, kadastral amaçlı çalışmalar, meteorolojik

ölçmeler, yer kabuğu hareketleri ve deformasyondur.

Ülkemizde hassas konum belirleme TUSAGA – Aktif sistemi ve TUTGA noktaları dikkate alınarak

yapılır. Böylece GNSS ölçümleri ile deformasyon belirleme işlemi yapılır. Bu çalışmada uygulama alanı

Gümüşhane İmam Hatip Lisesi ve çevresi olarak seçilmiştir. Eski bir heyelan bölgesi olan bu alan, çevredeki

patlatmalar, kazılarla ve meteorolojik olarak ani değişimler tarafından tetiklenmiştir. Periyodik olarak

toplanan veriler yardımı ile seçilen uygulama alanındaki deformasyon belirlenmeye çalışılmıştır.

Gümüşhane İmam Hatip Lisesi çevresinde deformasyonun belirlenmesi için, heyelanı temsil edebilecek 3

adet nokta araziye aplike edilmiştir. Bu noktalarda GNSS alıcıları ile 2012 Nisan ve 2014 Ocak aylarında

olmak üzere 2 periyot ölçü gerçekleştirilmiştir. Ölçüler statik yönteme göre dengelenmiş ve deformasyon

analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarının uyumlulukları irdelenmiş ve aplike edilen noktalarda deformasyon

gözlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Deformasyon, GNSS, Heyelan, Statik Deformasyon Analizi,

TUSAGA-Aktif, TUTGA

Geri İleri

Page 7: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

HEYELAN HIZ ALANLARININ ANLIK TUSAGA-AKTİF ÖLÇÜLERİYLE BELİRLENMESİ

ÖZET

Heyelanların sebep olduğu maddi ve manevi kayıplara bakıldığında, heyelanların izlenmesi ve

araştırmalar yapılması gereken önemli bir doğa olayı olduğu ortaya çıkar. Kayıpları en aza indirmek ve bu

doğa olayıyla mücadele edilebilmek için heyelanların periyodik olarak izlenmesi gerekmektedir.

Deformasyon ölçümleri bu hareketlerin hızına bağlı olarak belirli periyot aralıklarında yapılmalıdır.

Gerçekleştirilen ölçümler neticesinde deformasyon analizleri yapılabilmekte objelerin değişimleri

belirlenebilmekte ve objeler üzerinde karar verilebilmektedir.

Bu çalışmada, Trabzon ili Çağlayan beldesi Kutlugün (Hacımehmet) bölgesindeki heyelanı

kapsayacak şekilde araziye tesis edilen 35 ayrı noktada TUSAGA-Aktif (Türkiye Ulusal Sabit GNSS

İstasyonları Aktif Ağı) ile 3 periyot (Ağu.2012–Kas.2012–Şub.2013) da gerçekleştirilen GPS ölçülerinden

yararlanılarak; meydana gelen deformasyonların hem statik hem de kinematik deformasyon analizleri

yapılmış ve elde edilen veriler irdelenmiştir. Bu veriler, statik ve kinematik deformasyon modellerinde

kullanılmıştır. Kinematik tek nokta modeliyle noktaların hareketleri, hareketlerin hızları ve ivmeleri

belirlenmiştir. Modelin çözümünde Kalman-Filtreleme tekniği kullanılmıştır.

Yapılan analizler sonucunda noktalara ait yatay ve düşey konum değişimleri ve hareket parametreleri

hesaplanmıştır. Heyelanın güncel durumu, mekanizması ve ileriye yönelik önlemler alınması hakkında

yorumlar yapılmıştır. Noktaların, kayma yönleri, kayma miktarları ve hızları belirlenmiş, bu gelişmelere

bağlı olarak da, heyelanın davranışları analiz edilmiştir.

TUSAGA-Aktif sisteminin, deformasyon izlemede kullanılabilirliğinin ve istenilen hassasiyete

ulaşılıp ulaşılamayacağı soruları yanıtlanmaya çalışılmıştır. TUSAG-Aktif sisteminin küçük çaplı, lokal

heyelanlarda; zaman ve maliyet açısından kullanılabilirliği vurgulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Deformasyon, Heyelan, Kinematik Model, Statik Model, TUSAGA-Aktif.

Geri İleri

Page 8: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE YAYLA ALANLARINDAKİ DEĞİŞİMİN İZLENMESİ:

GÜMÜŞHANE ÖRNEĞİ

ÖZET

Uzaktan Algılama ve CBS teknolojileri ile uzun zaman aralıklarına ait zamansal ve mekansal

değişim bilgilerini elde etmek mümkün olmaktadır. Günümüzde, uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları bu

değişimlerin takibinde ve değişimler sonucu ortaya çıkan problemlere ilişkin çözüm üretilmesinde önemli

bir kaynaktır.

Bu çalışmada farklı zamanlara ait hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinin değerlendirilmesi ile

Gümüşhane ilinde bulunan, 4 yayla ve 2 köydeki zamansal ve mekansal değişim belirlenmeye çalışılmıştır.

Çalışma alanını kapsayan 1982 yılına ait siyah – beyaz hava fotoğrafları ve 2011 yılına ait yüksek

çözünürlüklü WORLDVIEW-2 uydu görüntüsü elde edilmiş olup; arazi örtüsü, yol ve bina detaylarını

tanımlamada ve sınıflandırmada, Gümüşhane iline ait CORINE arazi örtüsü sınıflandırma sistemine göre

üretilmiş 2006 yılına ait arazi örtüsü veri katmanı ve 1 / 25 000 ölçekli standart topografik haritalardan

faydalanılmıştır. Görsel değerlendirme teknikleri kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada CBS ile oluşturulan

veritabanına uygun veriler girilmek suretiyle değişim analizleri yapılmış ve sonuçlar irdelenmiştir. Sınıflara

ilişkin oransal artış ve azalmalarda; Gümüşhane yöresinin sahip olduğu engebeli arazi yapısı, yörede

yaşayan insanların birtakım ekonomik kısıtlılıklardan dolayı dışarıya göç etmesi, yayla alanlarını rekreasyon

amaçlı kullanmak isteyen insanların bulunduğu birtakım yapılaşma faaliyetleri gibi unsurların etkili olduğu

sonucuna varılmıştır.

Bu çalışma ile Gümüşhane’deki yayla ve köylere ilişkin yapılacak planlama ve çalışmalara ışık

tutacak önemli bilgiler elde etmek ve yapılacak bu planlama ve çalışmalara altlık oluşturmak amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Arazi Kullanımı, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Gümüşhane, Uzaktan

Algılama, Yayla.

Geri İleri

Page 9: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KENTSEL ALANLARDA GAYRİMENKUL DEĞERLEME İÇİN BÖLGESEL

KAPİTALİZASYON ORANININ BELİRLENMESİ: AMASYA/MERZİFON ÖRNEĞİ

ÖZET

Gayrimenkul değerlemesinde en büyük sorun gayrimenkul değerine etki eden faktörlerin kesin bir

modelin oluşturulamamasıdır. Bu nedenle gayrimenkul değerlemesine yönelik değişik birçok yöntem

geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin birbirine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı

ülkemizde kullanılan gayrimenkul değerleme yöntemlerinin tanıtılması ve değerlendirilmesidir. Seçilen

örnek bir çalışma alanı için bölgesel gayrimenkullere ait bilgilerden kapitalizasyon oranlarının bulunması

hedeflenmiştir.

Amasya İli Merzifon İlçesindeki taşınmazlar mahallelerin yapısal özelliklerine göre gruplara

ayrılarak her bir grup için kapitalizasyon oranı belirlenmiştir. Elde edilen kapitalizasyon oranları bölgelerin

getiri oranlarını ve gelirlerinden hareketle ortalama değerlerini gösteren sabitlerdir.

Anahtar Kelimeler: Değerleme Yöntemleri, Gayrimenkul Değerleme, Kapitalizasyon Oranı.

Geri İleri

Page 10: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KADASTRO HARİTALARININ YENİLENMESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: ERZURUM

BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ÖRNEĞİ

ÖZET

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanıyla birlikte 1920’li yıllarda başlayan kadastro çalışmaları bugüne

kadar çeşitli ölçme teknikleriyle değişik standartlarda ve farklı yasal dayanaklarla yürütülmüştür. Bunun

sonucunda, kadastrodaki en önemli problemlerden biri mevcut altlıkların günümüz kadastrosundan

beklentileri karşılayacak nitelikten uzak olmasıdır. Oysa 2005 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun

birinci maddesinde kadastronun amacı mekânsal bilgi sisteminin altyapısını oluşturmak olarak tarif

edilmiştir. Bu problemi çözmek ve kadastro paftalarını yenilemek amacıyla Tapu ve Kadastro Genel

Müdürlüğü (TKGM) 2009 yılında Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi’ni (TKMP) başlatmıştır. Proje

kapsamında 2014 yılının sonuna kadar 10 milyon parselin yenilenmesinin tamamlanması hedeflenmektedir.

Bu çalışmada, Türkiye’de kadastro paftalarının yenilenmesi kapsamındaki çalışmalar örnek bir

uygulama alanı üzerinde yasal ve teknik boyutuyla ele alınarak mekânsal bilgi sisteminin altyapısını

oluşturmaya yönelik olarak ikinci kadastroya olan ihtiyacın değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Erzurum Tapu

ve Kadastro VIII. Bölge Müdürlüğü’nün yürüttüğü kadastro yenileme çalışmaları incelenmiştir.

Yenileme çalışmalarının teknik boyutu değerlendirildiğinde özellikle özel sektörün imkânlarıyla

yenileme çalışmaların hızlı bir şekilde tamamlandığı kadastro teşkilatının kontrol ve denetimlere ağırlık

verdiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte kadastrodaki yenileme çalışmalarının bazı eksikliklerinin de

bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan en önemlisi yenileme çalışmalarının mevcut kadastro verilerinin

zenginleştirilmesi ve güncellenmesi noktasında yetersiz kalmasıdır. Yenileme mevzuatının mülkiyete

yönelik hak tesislerine ve cins değişikliği işlemlerine müsaade etmiyor olması diğer bir eksiktir. Bütün

bunlar yenilenen kadastro verilerinin arazinin fiili durumunu göstermesini de engellemektedir.

3402/22.a Uygulaması kadastro haritalarının yenilenmesinin yanında tapu kütüğünde bulunan

parsellerle kadastro paftasındaki parsellerin birebir eşlenmesini sağlaması açısından oldukça yararlı bir

çalışmadır.

Anahtar Kelimeler: Kadastro, Kadastro Haritalarının Yenilenmesi, 3402/22.a Uygulaması

Geri İleri

Page 11: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KULA VE ÇEVRESİNDEKİ JEOSİT ALANINDA YÜZEYLEYEN KULA BAZALTLARIN

ZAMANSAL VE ALANSAL DEĞİŞİMLERİNİN LANDSAT UYDU GÖRÜNTÜLERİ İLE TESPİTİ

ÖZET

Dünyamız sürekli bir değişim/gelişim içindedir. Bu değişimin ana sebebi yer kürenin dinamik yapısı

ve canlı faaliyetleridir. İnsanoğlu, yaşadığı dünyadan azami şekilde faydalanabilmesi ve güven içinde bu

küre üzerinde yaşayabilmesi için bu değişimleri takip etmek hatta zaman zaman da yönlendirmek

zorundadır. Bu çalışmanın amacı, Kula ve yakın çevresinde bulunan jeosit alanında yüzeyleyen Kula

bazaltlarının zamansal ve alansal değişimlerinin belirlenmesidir. Bu amaçla çalışma alanının; 1987, 2006

yıllarına ait LANDSAT uydu görüntüleri temin edilmiştir. Sahada yüzeyleyen bazaltların yayılımlarının

belirlenmesi amacıyla bu görüntülerde PCA ve band oranlaması gibi değişik görüntü işleme teknikleri

kullanılmıştır. Bu görüntüler üzerinde ise bazaltların yıllar içindeki alansal değişimlerinin belirlenmesi

amacıyla kontrollü ve kontrolsüz sınıflandırmalar yapılmıştır. Kontrollü sınıflandırma sonuçlarından elde

edilen verilere göre, jeosit alanında yayılım gösteren bazaltların, yerleşim ve tarım arazisi alanlarına

dönüştürülmesi nedeniyle 1987 yılı 2006 yılı arasında 705,23 ha azaldığı tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Değişim Tespiti, Jeosit, Kula Bazalt Lavları, Uzaktan Algılama.

Geri İleri

Page 12: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI

2014 Ertan TUNCER Yrd. Doç. Dr Mustafa

ÇULLU

Gümüşhane Yöresi Volkanik Kayaçların Puzolanik Aktivitesinin Araştırılması

2014 Haydar ERTAŞ Yrd. Doç. Dr Mustafa

ÇULLU Kurşun Madeni Atıklarının Radyasyon Zırhlama Etkilerinin Araştırılması

2014 Sedat SEVİN Doç. Dr. Ahmet

ÇAVDAR

Polimerle İyileştirilmiş Harçların En Uygun Kür Koşullarının Belirlenmesi Ve Donma-

Çözülme Etkisi Altında Mekanik Davranışlarının İncelenmesi

2014 Yusuf KAYA Doç. Dr. Ahmet

ÇAVDAR

Polimerle İyileştirilmiş Harçların Farklı Kür Koşulları Ve Yüksek Sıcaklık Etkisi Altında

Mekanik Davranışlarının İncelenmesi

2014 Mustafa Ülkan

ÖZDEMİR

Yrd. Doç. Dr. Ahmet

ÇAVDAR

Gümüşhane Yöresi Magmatik Kayaçların Beton Agregası Olarak Kullanılabilirliğinin

Araştırılması

Geri İleri

Page 13: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

GÜMÜŞHANE YÖRESİ VOLKANİK KAYAÇLARIN PUZOLANİK AKTİVİTESİNİN

ARAŞTIRILMASI

ÖZET

Yapının temel malzemelerinden olan çimento, yapının dayanımı ve maliyeti bakımından önemli bir

yere sahiptir. İnşaat sektöründeki gelişmeye paralel olarak çimento tüketimi de artmaktadır. Çimento

üreticileri açısından, yeni kaynaklar bulunarak üretimin minimum maliyetle yapılması ve talebin

karşılanması, üretici ve kullanıcı açısından ise daha ucuz, güvenli ve dayanımı yüksek malzemelerin

kullanılması istenmektedir. Çimento üretiminde maliyetleri düşürmek, dayanımı arttırmak, öğütmeyi

kolaylaştırmak için klinker yerine doğal ve yapay katkılar kullanılmaktadır. Ülkemizde rezerv olarak bol

miktarda bulunan puzolanların belirli oranlarda katkı olarak kullanıldığı traslı çimento üretilmekte ve

tüketilmektedir. Ancak traslı çimentolar ile ilgili olarak yapılan araştırmaların yeter düzeyde değildir. Bu

çalışmada, Gümüşhane yöresi civarındaki volkanik kayaçların mineralojik, petrografik ve kimyasal

özellikleri incelenmiştir. Çalışma alanından alınan örnekler üzerinde fiziksel ve mekanik deneyler yapılmış,

yöredeki volkanik kayaçların beton sektöründe puzolanik katkı olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır.

Volkanik tüflerin inceliği sabit tutularak %0, %10, %20, %30, %40, %50 katkı oranlarında harçlar

hazırlanmıştır. Bu harçlarla 4×4×16 cm’lik prizmatik harç numuneleri üretilmiş ve numuneler su içinde kür

edilerek 7, 28 ve 90 günlük eğilme, basınç dayanımları ve ultrases geçiş hızları belirlenmiştir.

Sonuç olarak, volkanik tüflerin özgül ağırlıkları, puzolanik aktivitesi, kolay öğütülebilirlik ve basınç

dayanımlarıyla katkılı çimento üretiminde kullanılabileceği belirlenmiş olup, tras oranı artışının, çimentonun

erken yaştaki dayanımını, beklendiği gibi belirgin ölçüde düşürdüğü gözlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Çimento, puzolan, puzolanik aktivite, volkanik tüf (tras).

Geri İleri

Page 14: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KURŞUN MADENİ ATIKLARININ RADYASYON ZIRHLAMA ETKİLERİNİN

ARAŞTIRILMASI

ÖZET

Bu çalışmanın amacı; kurşun cevherinin çıkarıldığı madenlerde, içerisindeki kurşun miktarının

işlenmesinin ekonomik olmadığı kurşun madeni atıklarından üretilen betonların radyasyon soğurma

etkilerinin araştırılmasıdır. Maden atıklarının, barit ve kireç taşı agregaları ile %25, %50 ve %75 oranında

yer değiştirilerek C16, C25 ve C35 beton sınıflarında örnekler hazırlanmıştır. Hazırlanan beton örnekler

üzerinde taze beton deneyleri, beton basınç dayanımı deneyi ve radyasyon geçirgenlik deneyi yapılmıştır.

Taze haldeki beton örnekleri üzerinde yapılan deneylerde karışımda planlanan çökme değerlerinin

sağlandığı görülmüş. Maden atıklarının gevşek ve sıkışık birim hacim ağırlıklarının kireç taşı agregalı

betonlara oranla daha yüksek olduğu, bütün beton türlerinde ise gevşek ve sıkışık birim hacim ağırlığın

100B türü betonlarda en büyük olduğu görülmüştür. C16, C25 ve C35 beton sınıflarında hazırlanan

örneklerin üzerinde 3, 7 ve 28 günlük basınç dayanımı deneyi gerçekleştirilmiştir. Bütün beton sınıfları ve

türlerinde 28 günlük basınç dayanımlarında hedeflenen dayanımlar elde edilmiştir. Maden atığı agregasının

barit ve kireç taşı ile yer değiştirmelerinde bütün beton sınıfı ve türlerinde basınç dayanımının arttığı

görülmüştür. 20x20x5 cm ebatlarında hazırlanan plaklar üzerinde Cs-137 kaynağı kullanılarak radyasyon

geçirgenlik deneyi yapılmıştır. Üretilen beton örnekler üzerinde yapılan deneylerde en iyi soğurmanın 100B

içerikli beton örneklerde olduğu görülmüştür. Barit agregası ile kireç taşı ve maden atığı agregalarının

karışımından hazırlanan beton örneklerde ise barit miktarının azalmasına bağlı olarak radyasyon soğurma

katsayısının da azaldığı görülmüştür. Kireç taşı ve maden atığı agregalarının karışımından hazırlanan beton

örneklerde maden atığı agregalarının beton içeresindeki miktarının artışına bağlı olarak radyasyon soğurma

katsayılarının da arttığı görülmüştür.

Sonuç olarak; maden atığının beton karışımına giren agrega içeresindeki oranının artışına bağlı

olarak basınç dayanımına olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Radyasyon soğurma özelliği

değerlendirmesinde kurşun maden atığının barit agregaları kadar yüksek oranda radyasyon soğurmamasına

rağmen kireç taşı agregalarına göre daha yüksek radyasyon soğurma özelliği göstermiştir.

Anahtar Kelimeler: Ağır beton, Endüstriyel atık, Kurşun madeni atıkları (Pasa), Radyasyon zırhlama

Geri İleri

Page 15: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

POLİMERLE İYİLEŞTİRİLMİŞ HARÇLARIN EN UYGUN KÜR KOŞULLARININ

BELİRLENMESİ VE DONMA-ÇÖZÜLME ETKİSİ ALTINDA MEKANİK DAVRANIŞLARININ

İNCELENMESİ

ÖZET

Son yıllarda polimer teknolojisinde meydana gelen gelişmeler ile polimerlerin çimento harçlarında

katkı malzemesi olarak kullanımı yaygın hale gelmiştir. Polimer katkılar, betonun fiziksel ve mekanik

özelliklerini iyileştirmektedirler. Ayrıca polimer katkılar harçların donma-çözülme direnci, asit direnci,

sülfat direnci gibi dayanıklılık özelliklerini de attırarak daha uzun ömürlü bir beton elde edilmesini

sağlamaktadır. Ancak polimer malzemenin polimerleşebilmesi için kuru ortama, betonun ise hidratasyonu

için suya ihtiyaç duyması bu kompozitler için önemli bir sorunu teşkil etmektedir.

Bu bağlamda; çalışma temel olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısmında farklı koşullarda kür

edilen polimerle iyileştirilmiş harçların mekanik ve fiziksel özellikleri incelenerek en uygun kür ortamı

belirlenmiştir. Bunun için 3 farklı polimer (SBR (Stiren Butadien Rubber), PSBR (Polycarboxylate-Stiren

Butadien Rubber), SAC (Stiren Acrylik Co-Polymer)) çimento harçlarına 5 farklı oranda (%0, %5, %10,

%15, %20) katılarak numuneler hazırlanmıştır. Daha sonra hazırlanan numuneler, 3 farklı kür (1. Kür:

dışarıda sulama, 2. Kür: 16 saat suda 8 saat dışarıda, 3. Kür: 1 gün suda bir gün dışarıda) koşulunda 28 gün

boyunca kür edildikten sonra mekanik özelliklerinin değişimi gözlemlenmiştir. İkinci kısmında ise birinci

kısımda belirlenen kür koşulu ile kür edilen numunelerin donma-çözülmeye karşı dirençleri

gözlemlenmiştir. Buna yönelik olarak donma-çözülme deneyleri, mevcut 3 farklı polimer malzeme, çimento

hamurlarına 5 farklı oranda (%0, %5, %10, %15, %20) katılarak gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu

numuneler 28 gün boyunca birinci kısımda belirlenen kür koşulu ile kür edildikten sonra 3 farklı donma-

çözülme döngüsüne (0, 100, 200) tabi tutulmuştur. Donma-çözülme döngülerinin sonunda numunelerin

mekanik özelliklerinin değişimi gözlemlenmiştir. Ayrıca polimerle iyileştirilmiş harçların fiziksel

özelliklerinin değişimini gözlemlemek için petrografik özellikleri, su emme, su işleme derinliği ve birim

kütleleri de incelenmiştir

Çalışmadan elde edilen en önemli bulgular özetlenecek olunursa; öncelikle fiziksel özellikler dikkate

alındığında, yapılan su emme ve su işleme derinliği deneylerinde, polimer katkıların numunelerin su emme

oranını önemli oranda düşürdüğü ve su işleme derinliğini de yüksek oranda azalttığı tespit edilmiştir. Kür

özelliklerinin incelendiği birinci aşamada elde edilen sonuçlar doğrultusunda polimerle iyileştirilmiş

harçların taze halde su ile teması arttıkça mekanik özelliklerinin düştüğü belirlenmiştir. Bu sonuç

doğrultusunda en uygun kür koşulu su ile temasın en az olduğu 1. Kür Koşulu olarak belirlenmiştir. Genel

olarak, kullanılan polimer türlerinden SBR ve PSBR, harçların özellikleri üzerinde olumlu bir etki

gösterirken, SAC ise tüm şartlar altında olumsuz sonuçlar göstermiştir. Polimerle iyileştirmenin harçların

basınç dayanımını bir miktar düşürdüğü, ancak özellikle eğilme ve donma-çözülme direncine olumlu

katkılar sağladığı görülmüştür. 200 donma-çözülme döngüsü sonunda %15 SBR ve %20 PSBR katkılı

numunelerin eğilme dayanımları katkısız numunelere göre %45-50 oranında daha yüksek çıkarak oldukça

olumlu sonuçlar elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Donma-Çözülme Direnci, Mekanik Özellikler, Polimerler, Polimerle İyileştirilmiş

Harçlar.

Geri İleri

Page 16: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

POLİMERLE İYİLEŞTİRİLMİŞ HARÇLARIN FARKLI KÜR KOŞULLARI VE YÜKSEK

SICAKLIK ETKİSİ ALTINDA MEKANİK DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

ÖZET

Polimer teknolojisindeki gelişmelerle ucuzlayan ve yaygınlaşan polimerler, günümüzde çeşitli

yapısal uygulamalarda da oldukça sık kullanım alanı bulmaya başlamıştır. Polimer katkılar, betonun fiziksel

ve mekanik özelliklerini iyileştirmektedirler. Ayrıca polimer katkılar harçların donma-çözülme direnci, asit

direnci, sülfat direnci gibi dayanıklılık özelliklerini de attırarak daha uzun ömürlü bir beton elde edilmesini

sağlamaktadır. Bununla birlikte yüksek ısı etkisinde ergiyerek betona kavlanma gibi zararlı etkilere karşı

katkı sağlaması beklenir. Öte yandan, polimer malzemenin polimerleşebilmesi için kuru ortama, betonun ise

hidratasyonu için suya ihtiyaç duyması bu kompozitler için önemli bir sorunu teşkil etmektedir.

Bu bağlamda oluşan bu çalışma iki ana kısımdan oluşur. Birinci kısmında farklı koşullarda kür edilen

polimerle iyileştirilmiş harçların mekanik ve fiziksel özellikleri incelenerek en uygun kür şartı belirlenmiştir.

Bunun için 3 farklı polimer (MAD (Modifiyeli Akrilik Dispersiyon), PÜ (Poliüretan), SBR (Stiren

Butadiyen Kauçuk)) çimento harçlarına 5 farklı oranda (%0, %5, %10, %15, %20) katılarak numuneler

hazırlanmıştır. Daha sonra hazırlanan numuneler, 3 farklı kür (1. Kür: Günde iki kez dışarıda sulama, 2.

Kür: 16 saat suda 8 saat dışarıda, 3. Kür: 1 gün suda bir gün dışarıda) koşulunda 28 gün boyunca kür

edildikten sonra mekanik özelliklerinin değişimi gözlemlenmiştir. İkinci kısmında ise birinci kısımda

belirlenen kür koşulu ile kür edilen numunelerin yüksek ısı dirençleri gözlemlenmiştir. Yüksek ısı deneyleri

kapsamında mevcut 3 farklı polimer (MAD, PÜ, SBR) malzeme çimento hamurlarına 5 farklı katkı oranında

(%0, %5, %10, %15, %20) katılarak numuneler hazırlanmıştır. Daha sonra bu numuneler 28 gün boyunca

birinci kısımda belirlenen kür koşulu ile kür edildikten sonra 4 farklı sıcaklığa (21 °C, 100 °C, 200 °C ve

250 °C) tabi tutulmuştur. Belirtilen sıcaklıklara bir saat maruz kalan numunelerin mekanik özelliklerinin

değişimi gözlemlenmiştir. Ayrıca polimerle iyileştirilmiş harçların fiziksel özelliklerinin değişimini

incelemek için petrografik özellikleri, su emme, su işleme derinliği ve birim kütleleri de belirlenmiştir.

Çalışmadan elde edilen en önemli bulgular özetlenecek olunursa; öncelikle fiziksel özellikler dikkate

alındığında, polimer katkıların numunelerin su emme oranını ve su işleme derinliğini önemli ölçüde

düşürdüğü tespit edilmiştir. Çalışmanın birinci kısmından elde edilen sonuçlar doğrultusunda polimer katkılı

taze harç numunelerinin su ile teması arttıkça mekanik özelliklerinin düştüğü gözlemlenmiştir. Bu sonuç

doğrultusunda en uygun kür koşulu su ile temasın en az olduğu 1. Kür Koşulu olarak belirlenmiştir. Genel

olarak polimerle iyileştirilme harcın basınç dayanımını azaltırken eğilme dayanımı ve yüksek sıcaklık

direncini olumlu yönde etkilemiştir. Sonuç olarak, kullanılan polimer türlerinden SBR ve MAD harçların

özellikleri üzerinde olumlu bir etki gösterirken, PÜ ise tüm şartlar altında olumsuz sonuçlar göstermiştir. En

yüksek sıcaklık (250 °C) için en iyi performansı SBR polimeri göstermiştir. 250 °C sıcaklığa maruz kalması

sonucunda katkısız numunelerle kıyaslandığında %15 SBR katkılı harçların, eğilme dayanımı %42, sehimi

%15, basınç dayanımı %21 daha yüksek çıkarak oldukça olumlu sonuçlar vermiştir.

Anahtar Kelimeler: Kür Koşulu, Mekanik Özellikler, Polimerler, Polimerle İyileştirilmiş Çimento

Hamuru, Yüksek sıcaklık direnci

Geri İleri

Page 17: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

GÜMÜŞHANE YÖRESİ MAGMATİK KAYAÇLARIN BETON AGREGASI OLARAK

KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

ÖZET

Bu çalışmada Türkiye’nin jeolojik zenginliği ile bilinen Gümüşhane yöresinde çokça bulunan granit,

diyorit, andezit ve referans olarak kireçtaşı türü kayaçların beton agregası olarak kullanılması araştırılmıştır.

Agregalar üzerinde fiziksel, kimyasal, petrografik analizleri ve agregaların arazideki konumları-haritalama

çalışmaları yapılmıştır. Toplam dört farklı agrega türünden ve üç dayanım sınıfından oluşturulan 12 tür

beton üzerinde fiziksel ve mekanik testler yapıldı. Bunlardan en önemlisi basınç dayanımı; tahribatlı tek

eksenli, tahribatsız yüzey sertliği, ultrasonik yöntem ve bileşik yöntem olarak dört farklı yöntemle 3., 7. ve

28. günlerde belirlenmiştir.

Genel olarak betonların tümünde hedeflenen dayanımlara ulaşılmıştır. 28 gün sonunda kireçtaşı

betonlara göre sırasıyla diyorit, granit ve andezit betonlar daha yüksek dayanım göstermişlerdir. Kireçtaşı

agregalara göre; diyorit betonlar %4-14, granit betonlar %6.6-21 ve andezit betonlarda %33.3-48

aralıklarında daha yüksek dayanım göstermişlerdir. Bunun dışında kapiler su emme, birim hacim ağırlık,

porozite ve çökme deneyleri yapılmıştır. En çok kapiler su emme değerleri kireçtaşı betonlarda, en az ise

andezit ve granit betonlarda görülmüştür. En düşük su emme oranı % 2.80 oranla yüksek dayanımlı kireçtaşı

betonda, en yüksek ise % 8.41 oranla yüksek dayanımlı diyorit betonda görülmüştür. En yüksek birim hacim

ağırlığın diyorit betonlarda, en düşük kuru birim hacim ağırlığının ise kireçtaşı betonlarda olduğu tespit

edilmiştir.

Sonuç olarak Gümüşhane yöresinin andezit, granit ve diyorit türü kayaçların beton üretimi için

uygun olduğu saptanmıştır.

Anahtar kelimeler: Agrega, Andezit, Basınç, Diyorit, Granit, Kapilarite, Kireçtaşı

Geri İleri

Page 18: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI

2014 Mürşid ÖZTÜRK Doç. Dr Abdullah

KAYGUSUZ

Kılıçkaya (Bayburt) Granitoyidi ‘Nin Petroğrafik , Jeokimyasal Ve Petrolojik

Özelliklerinin İncelenmesi

2014 Kübra ŞAHİN Doç. Dr Abdullah

KAYGUSUZ

Mescitli (Gümüşhane) Ve Çevresindeki Eosen Yaşli Volkanik Kayaçlarin Petrografik,

Jeokimyasal Ve Petrolojik Özeliklerinin İncelenmesi

2014 Sultan USLU Doç. Dr Ferkan SİPAHİ Gümüşhane İl Merkezi İçme Sularinin Fiziksel Ve Jeokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi

2014 Hasan Basri

DEMİR

Yrd. Doç. Dr. Enver

AKARYALI

Kermut (Tekke-Gümüşhane) Yöresi Hidrotermal Alterasyonların Modellemesi

Geri İleri

Page 19: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KILIÇKAYA (BAYBURT) GRANİTOYİDİ’NİN PETROGRAFİK, JEOKİMYASAL VE

PETROLOJİK ÖZELİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Bu çalışmada, Bayburt yöresinde yer alan Kılıçkaya Granitoyidi’nin mineralojik-petrografik

bileşimi, mineral kimyası ve tüm kayaç jeokimyası ortaya konularak, kayaçların oluşum mekanizmaları ve

kökenleri belirlenmeye çalışılmıştır. Doğu Pontid Kuzey Zonu’nda yer alan inceleme alanının tabanında

Eosen yaşlı andezit ve piroklastları bulunmaktadır. Bu birim Eosen yaşlı Kılıçkaya Granitoyidi tarafından

kesilmiş olup, Kuvaterner yaşlı alüvyonlar ile uyumsuz olarak örtülürler. Granitoyidi oluşturan kayaçlar

orta-iri taneli olup, plajiyoklas, ortoklas, kuvars, hornblend, biyotit, apatit, zirkon ve opak mineralleri

içerirler.

Kılıçkaya Granitoyidi elips şekilli olup, yaklaşık 18 km2’

lik bir alanda yüzeylenmiştir. Diyorit,

granodiyorit ve tonalit bileşimli kayaçlardan oluşmuş olup, yan kayaç ksenolitleri ve diyorit bileşiminde

mafik magmatik anklavlar (MMA) içerirler. Granitoyidi oluşturan kayaçlarda magma karışımını gösteren

dengesizlik dokuları gözlenmiştir.

Kılıçkaya Granitoyidi’ni oluşturan kayaçlar genel olarak I-tipi, yüksek-K’lu kalk-alkalen karakterli

olup, yüksek SiO2 içeriklerine (58-67, wt%) sahiptirler. Örnekler metalümin karakterli olup, büyük iyon

yarıçaplı litofil elementlerce zenginleşmişlerdir. Kondirite gore normalleştirilmiş nadir toprak element

dağılımları yukarıya doğru konkav şekilli (LaN/YbN= 17.14–8.72) olup, çok hafif negatif Eu anomalisi

(EuN/Eu*=0.64–0.91) gösterirler.Ana ve izelement değişimleri, granitoyidin gelişiminde plajiyoklas,

hornblend ve Fe-Ti oksit fraksiyonlaşmasının etkili olduğunu göstermektedir.

Tüm bu özellikler, düşük (Al2O3)/(MgO+FeOT), K2O/Na2O, ASI, (Na2O+K2O)/(FeO

T+MgO+TiO2),

(Al2O3)/(FeOT+MgO+TiO2) ve yüksek (CaO+FeO

T+MgO+TiO2), (Na2O+K2O)/(FeO

T+MgO+TiO2),

(Al2O3+FeOT+MgO+TiO2) içerikleri, Kılıçkaya Granitoyidi’ne ait kayaçların oluşumunda, amfibolitik alt

kıtasal kabuk kaynak kayaçlarının kısmı ergimesine ilaveten, litosferik manto katkısının da önemli bir rol

oynadığına işaret eder.

Anahtar Kelimeler: Bayburt,Doğu Pontidler, Eosen, Kılıçkaya Granitoyidi, Mineral kimyası, Tüm kayaç

jeokimyası,

Geri İleri

Page 20: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

MESCİTLİ (GÜMÜŞHANE) VE ÇEVRESİNDEKİ EOSEN YAŞLI VOLKANİK KAYAÇLARIN

PETROGRAFİK, JEOKİMYASAL VE PETROLOJİK ÖZELİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Mescitli (Gümüşhane) ve çevresinde yer alan Eosen yaşlı volkanik kayaçların petrografik,

jeokimyasal ve petrolojik özelliklerinin incelenmesini amaçlayan bu çalışma ile inceleme alanındaki

kayaçların gelişimleri ortaya konularak, kökenleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Doğu Pontidlerin Güney Zonu’nda yer alan inceleme alanının tabanında Liyas yaşlı Hamurkesen

Formasyonu bulunur. Bu birim Dogger-Malm-Alt Kretase yaşlı Berdiga Formasyonu tarafından uyumsuz

olarak üstlenir. Üst Kretase yaşlı Kermutdere Formasyonu bu birim üzerine uyumsuz olarak gelir. Tüm bu

birimler Eosen yaşlı Alibaba Formasyonu tarafından uyumsuz olarak üstlenir. İnceleme alanının en genç

birimini Kuvaterner yaşlı alüvyonlar oluşturur.

İncelenen Eosen yaşlı volkanik kayaçlar bazaltik andezit, andezit, traki andezit, dasit ve riyolit

bileşiminde olup, başlıca plajiyoklas, kuvars, hornblend, ojit ve biyotit minerallerinden oluşurlar.

Eosen yaşlı Mescitli volkanitleri kalk-alkali karakterli olup, düşük-orta K içeriğine sahiptirler.

Volkanitler büyük iyon yarıçaplı litofil elementler ve hafif nadir toprak elementlerce zenginleşmiş, yüksek

çekim alanlı elementler bakımından da tüketilmişlerdir. Kondrite normalize edilmiş nadir toprak element

dağılımları, düşük-orta derecede zenginleşmeyle konkav şekilli olup (LaN/LuN=1-19), volkanitleri oluşturan

kayaçların benzer kaynaktan itibaren oluştuklarını gösterirler. Volkanitlerin gelişiminde başlıca fraksiyonel

kristallenme, daha az oranda da özümleme ± magma karışımı rol oynamıştır.

Tüm bu veriler, volkanitlerin köken magmasının muhtemelen daha önce yitimle ilişkili olaylardan

türeyen sıvıların metazomatizması yoluyla zenginleşmiş, yarı kıtasal (subcontinental) litosferik manto

kaynağından türemiş olabileceğini gösterir.

Anahtar Kelimeler: Doğu Pontidler, Eosen, Jeokimya, Mescitli Volkanitleri, Petrografi, Petroloji, Torul.

Geri İleri

Page 21: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

GÜMÜŞHANE İL MERKEZİ İÇME SULARININ FİZİKSEL VE JEOKİMYASAL

ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Bu çalışmada Gümüşhane İl merkezindeki yerüstü sularının fiziksel jeokimyasal özeliklerinin

belirlenmesi ve yan kayaç türü ile ilişkisinin incelemesi amaçlanmıştır.

İnceleme alanından alınan su örneklerinin pH değerleri 6.3-8.2 ve iletkenliği 240-900 µS arasında

değişmekte olduğu belirlenmiş olup, ayrıca bu değerler Türkiye ve WHO içme suyu standartlarına uygun

olduğu da anlaşılmıştır. Çalışma alanındaki su örneklerinin sertliği 18.1-115.1 ºFr arasında olup oldukça

sert-sert-çok sert su olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca su örnekleri Kıta İçi Su Kaynakları Kalite Kriterleri’ne

göre değerlendirildiğinde, bazı parametreler bakımından (pH, Na, SO42-

, Fe, Mn, Al, Co, Ni, Cu ve Cr

miktarlarına göre) I. sınıf (yüksek kaliteli), bazı parametrelere (Cl- ve iletkenlik miktarlarına) göre I. ve II.

sınıf (az kirlenmiş) sular sınıfında yer almaktadır. Pb konsantrasyonlarına göre bir kaç örnek hariç (SK-5,

SD-1, OD-1 VE OD-19 nolu su örnekleri) I. ve II. sınıf sular, Zn içeriklerine göre bir kaç örnek (OD-10,

OD-11, Ç-3, Ç-5, OD-9, OD-3-1 ve SK6-1 nolu su örnekleri) hariç I. ve II. sınıf sular, Cd miktarlarına göre

bazı su örnekleri (Ç-6, OD-12, OD-8, Ç-8, OD-4-1, OD-3-1, Ç-1, OD-9, Ç-5, Ç-3, OD-11 ve OD-10 nolu su

örnekleri) hariç I. ve II. sınıf sular olarak sınıflandırılmıştır.

İnceleme alanındaki sular genel olarak karbonatlı ve sülfatlı (Ca+Mg>Na+K) sular sınıfında olup,

genellikle zayıf asit kökleri güçlü asit köklerinden (HCO3-+CO3

2- > Cl

-+SO4

2-) daha fazladır. İnceleme

alanındaki suların pH’sı ile sularda değişik konsantrasyonlarda bulunan metaller arasında pek bir ilişki

olmadığına kanaat getirilmiştir. Suların çıktığı yerlerde su-kayaç etkileşimi ile Fe, Ni, Cd, Pb, Zn ve Cu gibi

elementlerin sularda zenginleştiği, maden atıklarının veya endüstriyel atıkların sulara karışması ile bu

elementlerin sularda artış gösterdiği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bazı su örneklerinin içme ve kullanma

suyu açısından iyi sular sınıfında olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Fiziksel ve Kimyasal Parametreler, Gümüşhane, İçme Suyu, Su Kalitesi

Geri İleri

Page 22: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

KERMUT (TEKKE-GÜMÜŞHANE) YÖRESİ HİDROTERMAL ALTERASYONLARIN

MODELLEMESİ

ÖZET

Kermut (Gümüşhane, KD Türkiye) alterasyon sahası, Doğu Pontid Tektonik Birliği’nin Güney

Zon’u içinde yer almaktadır. Kermut sahasında yaşlıdan gence doğru Dogger-Malm Alt Kretase yaşlı

Berdiga Formasyonu, Üst Kretase yaşlı Kermutdere Formasyonu ve Eosen yaşlı Alibaba Formasyonu

bulunmaktadır. Berdiga Formasyonu, tabanda kumlu kireçtaşı, üstte kristalize kireçtaşlarından oluşan yer

yer masif yer yer tabakalı bir istiften oluşmaktadır. Kermutdere Formasyonu’nu oluşturan birimler ise alttan

üste doğru sırasıyla sarı renkli kumlu kireçtaşı, kırmızı kireçtaşı ve tüfit ara katmanlı kumtaşı, marn, kiltaşı

ardışımlı türbiditik istif şeklindedir. Alibaba Formasyonu andezit, bazalt ve bunların piroklastlarından

oluşmaktadır. Bazalt ve andezitler çoğunlukla yastık lav şeklinde olup yuvarlak ve akma şeklinde

bulunmaktadır.

Eosen yaşlı volkanitlerin SiO2’ye karşı Na2O+K2O ve Nb/Y’ye karşı Zr/TiO2 x 0.0001 kimyasal

adlandırma diyagramlarda andezit ve andezit/bazalt alanlarına düştüğü, kalk-alkali karakterde olduğu ve

orta-yüksek-K alanlarında yer aldıkları belirlenmiştir. Volkanik kayaçların plajiyoklas, klinopiroksen,

hornblend ve magnetit mineral fazlarından oluştuğu belirlenmiştir. Örneklerin, MORB’a göre

normalleştirilmiş olan iz element değişim diyagramında büyük iyon yarıçaplı litofil element (BİYLE; Sr, K,

Rb ve Ba), Th ve Ce konsantrasyonları bakımından zenginleşme gözlenirken, yüksek çekim alanlı

elementler (YÇAE; Zr, Ti ve Y), Nb ve Ta bakımından fakirleşme izlenmektedir. İncelenen volkanitlerin

kondrite normalize edilmiş nadir toprak element (NTE) dağılımları genel olarak birbirine benzerlik

göstermektedir. Bu durum, Kermut yöresi volkanitlerini oluşturan kayaçların aynı veya benzer manto

kaynağından türediklerini işaret etmektedir.

Çalışma konusu oluşturan alterasyonlar Eosen yaşlı Alibaba Formasyonu içinde yer alan andezitlere

bağlı olarak gelişmiştir. Yörede gözlenen alterasyonlar genel olarak KD-GB doğrultulu ve yaklaşık D-B

doğrultulu kırıkların çevresinde gözlenmektedir. Kırık zonlarının bulunduğu alanda cevherleşmeye ev

sahipliği yapan andezitlerde gözlenen alterasyon türleri genel olarak limonitleşme, hematitleşme, killeşme

ve silisleşme şeklindedir.

MINSQ yöntemine göre örnekleme yapılan profilde alterasyon mineralojisi olarak, potasik

alterasyon zonunda kuvars, K’lu feldspat, serizit ± kaolen ±, propilitik zonunda ise baskın alterasyon

minerali albite ilaveten epidot, Fe’li klorit, Mg’lu klorit tespit edilmiştir. İzokon yöntemine bağlı olarak

hesaplanan eğim değerlerine göre; propilitik zonda kütle kaybı (m=1.16), potasik zonda kütle kazancı

(m=0.60) belirlenmiştir. Tüm hat için yapılan nispi (%) ve net (g/100g) kütle değişim hesaplamalarına göre;

ana elementlerden K ve Si miktarlarında, cevher yapıcı elementlerden Cu, Pb, Au, As ve Ag miktarlarında

artış gözlenirken, Na, Ca, Fe, Mg elementlerinde ise nispi azalma belirlenmiştir. Kırık hattına dik bir hat

boyunca örneklemesi yapılan kayaçların genel olarak kütlelerinde % 12.28’lik kaybın meydana geldiği

hesaplanmıştır. Yapılan kütle değişim hesaplamalarından elde edilen tüm veriler değerlendirildiğinde;

sıvıların taşıdığı cevher oluşturan elementlerin aralarındaki korelasyonların yüksek olması ve benzer

zonlarda zenginleşmiş olmaları bölgedeki cevherleşmenin aynı fazda oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Alterasyon, Kermut, Kütle kaybı, Kütle kazancı, MINSQ

Geri İleri

Page 23: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI

2014 Seda Nur İNCE

KAHVECİ

Doç. Dr. Günay ÇAKIR Trabzon-Galyan Atasu Barajı Havzasında Kaçkar Granitoyidi Üzerindeki Farklı

Arazi Kullanımlarının Zamansal Değişiminin Ve Erozyon Eğilimlerinin

Belirlenmesi

2014 Sıtkı BAYRAM Doç. Dr. Günay ÇAKIR Alucra Orman İşletme Şefliğinin Sosyo – Ekonomik Koşullara Göre Zamansal

Değişiminin Belirlenmesi

2014 Mustafa AYBAR Doç. Dr. Günay ÇAKIR Arazi Kullanımlarındaki Değişimin Sosyo-Ekonomik Koşullarla

Değerlendirilmesi: Şebinkarahisar Örneği

Geri İleri

Page 24: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

TRABZON-GALYAN ATASU BARAJI HAVZASINDA KAÇKAR GRANİTOYİDİ ÜZERİNDEKİ

FARKLI ARAZİ KULLANIMLARININ ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN VE EROZYON

EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ

ÖZET

Bu çalışmada, Trabzon-Galyan Atasu Barajı yağış havzasında kaçkar granitoyidi üzerindeki farklı

arazi kullanımının zamansal değişimi ve erozyon eğilimleri araştırıldı. Farklı arazi kullanım şekillerinin

havza topraklarının çeşitli özelliklerine, özellikle de erozyon eğilimlerine etkilerinin bilinmesi yağış

havzasının yönetimine önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu amaçla, yağış havzasında farklı arazi kullanım şeklinden (mera, tarım ve orman) havzayı temsil

edecek şekilde toplam 137 örnek alan alındı. Örnek alanlar her arazi kullanım şeklinde aynı anakaya

(kaçkar granitoyidi) üzerinde seçildi.

Toprak profilleri açılarak, tarım alanlarında derinlik kademelerine göre, mera ve ormanlık alanlarda

ise horizonlara göre toprak örnekleri alındı.

Laboratuarda çalışmalarında toprak örnekleri üzerinde çeşitli fiziksel (tekstür, dipersiyon oranı, kil

dipersiyon oranı, toz dipersiyon oranı, strüktürel stabilite indeksi, kolloid-nem ekivelanı oranı, erozyon

oranı, tarla kapasitesi, solma noktası, faydalı su kapasitesi, hacim ağırlığı, tane yoğunluğu, gözenek hacmi)

ve kimyasal (organik madde, EC ve pH) özellikleri belirlendi.

Arazi kullanım şekline göre toprak özellikleri arasında önemli farklılıklar bulundu. Erozyon eğilim

indeksleri (dispersiyon oranı, erozyon oranı, kolloid-nem ekivalanı oranı) araştırma havzası topraklarında

sınır değerlerin üzerinde gerçekleşti. Bu sonuç baraj havzasında toprakların erozyona duyarlı olduğunu

göstermektedir. Tüm arazi kullanım şekillerinde dispersiyon oranları 15'ten büyüktür. Bununla birlikte

dispersiyon oranı en düşük tarım alanında, en yüksek yapraklı orman alanında belirlendi.

Arazi kullanım şekli ve anakayanın havza topraklarının çeşitli özelliklerine önemli etkileri

bulunduğundan yapılacak çalışmalarda bu özelliklerin dikkate alınması faydalı olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Arazi kullanım şekli, Erozyon eğilim indeksleri, Geçirgenlik, Toprak özellikleri

Geri İleri

Page 25: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

ALUCRA ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİNİN SOSYO – EKONOMİK KOŞULLARA GÖRE

ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN BELİRLENMESİ

ÖZET

Teknoloji çağımızın en büyük gücü haline gelmiştir. Bilim dünyası da bu gücün farkındadır. Bu

gücün farkında olan bilim dünyası yapmış olduğu çalışmaların hemen hemen hepsinde bu gücü

kullanmaktadır. Teknoloji sayesinde bilim adamları yaptıkları çalışmalarda çok daha gerçeğe yakın ve hata

oranı daha az sonuçlar elde ediyor. Bilgi üretmek daha kolay ve hızlı hale gelmiştir. Teknoloji sayesinde

ormanların planlaması da kısa sürede daha kolay hale gelmiştir.

Orman birçok canlı ve cansız varlıktan oluşmaktadır. Ormanların planlamasının temelini orman

amenajman planları oluşturmaktadır. Amenajman planlarında en fazla coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ve

uzaktan algılama tekniklerinden faydalanmaktadır.

Bu çalışmada, Alucra Orman İşletme Şefliği orman amenajman planlarından yararlanarak 1987 ve

2013 yılları arasında orman yapısında ve diğer arazi kullanım sınıflarında meydana gelen değişimler

zamansal ve konumsal olarak incelenmiştir. Bunun için amenajman planlarındaki meşcere haritalarından

yararlanılarak konumsal veri tabanı oluşturulmuştur. Bu değişimler arazi kullanım sınıfları, çağ sınıfları ve

kapalılık sınıfları parametreleriyle ortaya koyulmuştur. Bir de yerleşim yerlerinin etrafına atılan zonlarla

nüfus değişiminin ormanlara etkisine bakılmıştır. Buna göre toplam orman alanı 135590.5 ha’dır. Alucra

Orman İşletme Şefliği genelinde 1987 yılında orman alnın %38.5’i ziraat, %30.9’u orman toprağı (OT),

%20.7’si bozuk orman, %8.3’ü verimli orman, %0.9’u iskân ve %0.4’ü diğer alanlardan oluşmaktadır. 2013

yılında ise şeflik alanın %45.9’u OT, %18.3’ü verimli orman, %17.5’i ziraat, %17’si bozuk orman, %0.9’u

iskân ve %0.4’ü de diğer alanlardan oluşmaktadır. Bu bağlamda Alucra Orman İşletme Şefliği genelinde

1987-2013 yılları arasında verimli ormanlarda %9.9 artış, bozuk ormanlarda %3.9 azalma, orman toprağı

alanında %15 artış, ziraat alanlarında %21 azalma ve iskân alanlarında da %0.1’lik bir azalma görülmüştür.

En fazla artış OT alanlarında olmuştur. Verimli orman alanları da artmıştır. İskân, ziraat ve bozuk orman

alanları azalmıştır. Bir de nüfus genel olarak azalmıştır. Alucra Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde

bulunan yerleşim yerleri nüfusu 1990 yılında 22158 iken 2013 yılında nüfus 9811’e gerilemiştir. Bu

azalmada orman alanlarının artmasında etkili olmuştur. Yerleşim yerleri etrafına belli aralıklarla atmış

olduğumuz zonlar sonucunda nüfusun azalmasının ormanlara etkisi ortaya koyulmuştur. Bunun sonucunda

özellikle ziraat alanlarının azaldığı ve orman alanlarının arttığı görülmektedir.

Sonuç olarak, çalışma alanında, konumsal veri tabanı sayesinde Alucra Orman İşletme Şefliği orman

kaynakları ve diğer arazi kullanımlarının zamansal değişimleri 1987-2013 yılları arasında belirlenmiş ve

düzenli ormancılık faaliyetleri, sosyal baskı ve demografik etmenlere bağlı olarak orman kaynaklarının

yapısı ve alan kullanım deseninin zaman içerisinde önemli derecede değiştiği tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Arazi Sınıfı, Coğrafi Bilgi Sistemi, Konumsal Orman Veri Tabanı, Orman Amenajman

Planı, Sayısal Harita, Zamansal Değişim

Geri İleri

Page 26: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİfbe.gumushane.edu.tr/media/uploads/fbe/files/yuksek-lisans-tez-ozetleri-2014.pdfkullanılarak gerçekletirilen çalımada Coğrafi

ARAZİ KULLANIMLARINDAKİ DEĞİŞİMİN SOSYO-EKONOMİK KOŞULLARLA

DEĞERLENDİRİLMESİ: ŞEBİNKARAHİSAR ÖRNEĞİ

ÖZET

Bu çalışmada, Şebinkarahisar Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Şebinkarahisar Orman İşletme

Şefliğinin 1987 ve 2013 yıllarına ait orman amenajman planlarından yararlanılarak ormanların arazi

kullanım sınıfları, gelişim çağları ve kapalılık sınıfları bazında zamansal ve konumsal olarak meydana gelen

değişimler incelenmiştir. Bu değişimlerin incelenebilmesi için amenajman planlarındaki sayısallaşmış

meşcere haritalarını kullanarak türettiğimiz arazi kullanım sınıfları, çağ sınıfları ve kapalılık sınıfları

haritalarından yararlanılmıştır. Diğer taraftan yerleşim yerlerinin etrafına atılan zonlarla bu alanların

etrafındaki arazi kullanım sınıflarının zamanla değişimi incelenmiş ve nüfusun son yıllardaki hızlı azalışı ile

ilişkilendirilmiştir.

Şebinkarahisar Orman İşletme Şefliğinin toplam alanı 84044,3 hektardır. 1987 Amenajman Planı

verilerine göre şeflik alanının % 10.9’u bozuk orman, % 5.68’i verimli orman, % 16.2’si mera alanı, %

9.38’i orman toprağı, % 1.27’si iskan alanı, % 2’si heyelan alanı, % 4.25’i taşlık alan, % 50.3’lük kısmı

ziraat alanı ve geriye kalan % 0.002’si sulak alandır.

2013 yılı Amenajman Planın verilerine göre arazi kullanım sınıflarının dağılımına bakıldığında ise

84044.3 hektarlık alanın % 10.7’si bozuk orman, % 10.9’sı verimli orman, % 0.04’ü özel orman, % 1.13’ü

iskan alanı, % 51.7’si orman toprağı, % 0.1’i sulak alan, % 1.06’sı taşlık alan, % 0.02’si tesis alanı ve

geriye kalan % 24.4’lük alan ziraat alanlarını oluşturmaktadır.

Aynı şeflik sınırındaki Amenajman Plan verilerine bakılacak olursa; 2013 yılında verimli

ormanlarda % 91.2 gibi büyük bir oranda artış meydana gelmiştir. Ormanlık alanlar 1987 yılında 4775.2 ha

iken 2013 yılında 9131.1 ha olarak neredeyse iki katına çıkmıştır. Bu devasa artışın nedenleri, son yıllarda

yapılan başarılı ağaçlandırma ve gençleştirme çalışmalarının yanı sıra halkın ormanlar üzerinde sosyal

baskının azalmasıdır. Genel olarak yörenin nüfus verilerine bakılacak olursa 1990 yılında 22158 iken 2013

yılında 9811’e gerilemiştir. İskân alanlarının etrafına belirli aralıklarla atılan zonlar ile nüfusun azalmasının

ormanlar üzerindeki etkisini araştırılmıştır.

Sonuç olarak, çalışma alanında, konumsal veri tabanı sayesinde Şebinkarahisar Orman İşletme

Şefliği orman kaynakları ve diğer arazi kullanımlarının zamansal değişimleri 1987-2013 yılları arasında

belirlenmiş düzenli ormancılık faaliyetleri ve sosyal baskıya bağlı olarak orman kaynaklarının yapısı ve alan

kullanım sınıflarının zaman içerisinde önemli derecede değiştiği görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Arazi Kullanım Sınıfları, Konumsal Orman Veri Tabanı, Orman Amenajman Planı,

Sayısal Harita, Zamansal Değişim

Geri İleri