kadere İman

28
KADERE İMAN

Upload: hastin

Post on 24-Feb-2016

46 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

KADERE İMAN. KADER VE KAZA. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: KADERE İMAN

KADERE İMAN

Page 2: KADERE İMAN

KADER VE KAZA• Sözlükte ölçü, miktar, bir şeyi belirli bir ölçüyle yapmak

ve belirlemek anlamlarına gelen kader dini bir kavram olarak; Allah’ın, ezelden ebede olacak şeylerin zamanını, yerini, özelliklerini, niteliklerini ve nasıl olacaklarını ezeli ilmiyle önceden bilip takdir etmesi demektir.

• Sözlükte hüküm, emir, işi bitirme ve yaratma gibi anlamlara gelen kazâ ise; Cenab-ı Hakk’ın ezelî ilmiyle takdir buyurduğu şeylerin sırası geldiğinde, onları, o takdire uygun bir biçimde meydana getirmesini irade edip yaratması demektir.

Page 3: KADERE İMAN

• Kaza ve kadere iman, Allah’a iman etmenin bir gereğidir. Bu bakımdan, Allah’a ve sıfatlarına iman eden bir insan, kaza ve kadere de iman eder. Kaza ve kader’e iman etmek; sevap ve günah, iyi ve kötü, acı ve tatlı, canlı ve cansız, faydalı ve faydasız, kısacası hayır ve şer, her ne varsa, bunların hepsi, Yüce Allah’ın bilmesi, dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna ve ondan başka yaratıcı bulunmadığına inanmak demektir.

Page 4: KADERE İMAN

• Kaza ve kader, Allah'ın âlemde koyduğu plan ve programıdır. Kader konusu, İslâm dininde iman edilmesi farz olan esaslardan biridir. Farz oluşu kitap ve sünnet ile sabittir.

Page 5: KADERE İMAN

Kuran’da Kadere İman م�ن مص�يبة ف�ي األرض� وال م�ا أص�اب•

ف�ي أنفس�كم إال ف�ي كتاب� م�ن قبل� أ�ن ير لكيال ن برأه�ا إن � ذلك� عل�ى الل ه� يس�تأس�وا عل�ى م�ا فاتكم� وال تفرحوا بم�ا

آتاكم والل ه ال يحب كل مختال فخور • "Ne yerde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiç bir musîbet

yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılmış (ezelî bilgimizde tespit edilmiş) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır. Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık)…"

• Hadid 22.

Page 6: KADERE İMAN

Hadislerde Kadere İman• Vahiy meleği Cebrail (a.s.),insan suretinde gelmiş ve Peygamberimize,

فأخبرني عن اإليمان، •• "Bana îmânın ne olduğunu bildir" diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) da;  

»أن تؤمن بالله، ومالئكته، وكتبه، •ورسله، واليوم اآلخر، وتؤمن بالقدر

ه« خيره وشر•"Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe

îmân etmendir, yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir" diye cevap vermiştir.

• Müslim, Îmân, 1. 5. I, 37, 40. bk. Buhârî, Îman, 37. I, 8.

Page 7: KADERE İMAN

Kadere İman• Ubâde İbnu's-Sâmit (ra) oğluna ölümü sırasında

demiştir ki: ، إن ك لن تجد طعم حقيقة اإليمان • يا بني

حت ى تعلم أن ما أصابك لم يكن ليخطئك، وما أخطأك لم يكن ليصيبك، سمعت

رسول الل ه صل ى الله عليه وسل م، يقول:• "Oğulcuğum, başına gelecek olan şeyin asla

atlatılamayacağını, kaçırdıklarını da yakalayamayacağını bilmedikçe sen, imanın hakikatinin tadını asla bulamazsın. Zira ben, Resûlullah’ın şöyle söylediğini işittim:

Page 8: KADERE İMAN

" إن أو ل ما خلق الل ه القلم، فقال •له: اكتب قال: رب وماذا أكتب؟

قال: اكتب مقادير كل شيء حت ى اعة " تقوم الس

• "Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Kalemi yarattı ve: "Kıyamete kadar olacak şeylerin miktarlarını yaz!" dedi.«

يا بني إني سمعت رسول الل ه •صل ى الله عليه وسل م يقول: »من

مات على غير هذا فليس مني«• "Oğulcuğum, Resûlullah’tan şunu da işittim: "Kim bu inanç

dışında olarak ölürse benden değildir." • Ebu Davud, Tirmizi.

Page 9: KADERE İMAN

Kadere İmanعن علي رضي الل ه عنه، قال: كن ا في •

جنازة في بقيع الغرقد، فأتانا الن بي صل ى الله عليه وسل م فقعد وقعدنا حوله، ومعه

مخصرة، فنك س فجعل ينكت بمخصرته، ثم قال: »ما منكم من أحد، ما من نفس

منفوسة إال كتب مكانها من الجن ة والن ار، وإال قد كتب شقي ة أو سعيدة«

• Hz. Ali anlatıyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Baki'u'l-Ğarkad'da idik. Derken yanımıza Resûlullah çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra: "Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!" buyurdular.

Page 10: KADERE İMAN

فقال رجل: يا رسول الل ه، أفال نت كل على كتابنا •عادة وندع العمل؟ فمن كان من ا من أهل الس

ا من كان عادة، وأم فسيصير إلى عمل أهل الس قاوة فسيصير إلى عمل أهل من ا من أهل الش رون عادة فييس ا أهل الس قاوة، قال: »أم الش رون قاوة فييس ا أهل الش عادة، وأم لعمل الس

ا من أعطى قاوة« ثم قرأ: }فأم لعمل الش [ اآلية6وات قى وصد ق بالحسنى{ ]الليل:

• Cemaat: "Ey Allah'ın Resûlü, dedi. Öyleyse hakkımızda yazılana itimad edip ona dayanmayalım mı?" "Çalışın, buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekâvet ehli olanlar da şekâvet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır!" Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).

• Buhari.

Page 11: KADERE İMAN

Kadere İman• Hz. Ömer Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere

varınca, kendisini orduların başkomutanı Ebû Ubeyde İbni Cerrâh ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve Şam'da vebâ hastalığı baş gösterdiğini ona haber verdiler. İbni Abbâs'ın dediğine göre, Hz. Ömer ona: – Bana ilk muhacirleri çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Ömer, onlarla istişare etti ve Şam'da vebâ salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar, nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları: – Sen belirli bir iş için yola çıktın; geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da:– Halkın kalanı ve Resûlullah (sav)in ashabı senin yanındadır. Onları bu vebânın üstüne sevk etmenizi uygun görmüyoruz, dediler.

Page 12: KADERE İMAN

• Bunun üzerine Hz. Ömer:– Yanımdan uzaklaşınız, dedi. Daha sonra:– Bana ensarı çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Fakat onlar da muhacirler gibi ihtilâfa düştüler. Hz. Ömer:– Siz de yanımdan gidiniz, dedi. Sonra:

• – Bana Mekke'nin fethinden önce Medine'ye hicret etmiş olan ve burada bulunan Kureyş muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi. Ben onları çağırdım; onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve:

• – Halkı geri döndürmeni ve bu vebânın üzerine onları götürmemeni uygun görüyoruz, dediler.

Page 13: KADERE İMAN

• Bunun üzerine Hz. Ömer insanlara seslendi ve:– Ben sabahleyin hayvanın sırtındayım, siz de binin, dedi. Ebû Ubeyde İbni Cerrâh (ra):– Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi. Hz. Ömer:– Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! dedi. Ömer, Ebû Ubeyde'ye muhalefet etmek istemezdi. Sözüne şöyle devam etti:– Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış; çorak yerde otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın?

Page 14: KADERE İMAN

• İbni Abbâs der ki:– O sırada, birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için ortalarda görünmeyen Abdurrahman İbni Avf (ra) geldi ve:– Bu hususta bende bilgi var; Resûlullah (sav): "Bir yerde vebâ olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde vebâ ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız" buyururken işitmiştim, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) Allah'a hamd etti ve oradan ayrılıp yola koyuldu.

• Buhârî, Tıb 30

Page 15: KADERE İMAN

Kadere İman• "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

»المؤمن القوي، خير وأحب إلى الله من •عيف، وفي كل خير احرص على المؤمن الض

ما ينفعك، واستعن بالله وال تعجز، وإن أصابك شيء، فال تقل لو أني فعلت كان كذا وكذا، ولكن قل قدر الله وما شاء فعل، فإن

يطان« لو تفتح عمل الش • "Kuvvetli mü'min, Allah nazarında zayıf mü'minden daha sevgili ve

daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir hayır vardır. Sana faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah'tan yardım dile, acz izhar etme. Bir musibet başına gelirse: "Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!" deme. "Allah takdir etmiştir. Onun dilediği olur!" de! Zira "eğer" kelimesi şeytan işine kapı açar."

• Müslim

Page 16: KADERE İMAN

Kader ile ilgili Kavramlar

• Kaza ve kader, Allah’ın ilim, irade, kudret ve tekvîn sıfatlarıyla irtibatlı oldukları için, söz konusu dört sıfatın ne anlama geldiklerini bilmemiz gerekmektedir.

• İLİM• Allah’ın sübutî sıfatlarından birisi olan ilim, Yüce Allah’ın olmuşu, olanı,

olacağı, gizliyi, açığı, kısaca her şeyi bütün özellik ve nitelikleriyle bilmesi demektir.

رب نا إن ك تعلم ما نخفي وما نعلن وما يخفى •ماء على الله من شيء في األرض وال في الس • “Rabbimiz! Sen bizim içimizde gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu hep

bilirsin. Ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz” (İbrâhîm 14/38).

Page 17: KADERE İMAN

• * Allah Gaybı bilir.

البر والبحر وما تسقط من •وعنده ورقةاال يعلمها وال حب ة في

مفاتح الغيب ال يعلمها إال هو ويعلم ما في ظلمات األرض وال

بين رطب وال يابس إال في كتاب م• "Gaybın (görünmez bilginin) anahtarları O’nun yanındadır.

Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu –ki bunlar apaçık Kitap’tadır- ancak O bilir” (En’âm 6/59).

Page 18: KADERE İMAN

• İRADE• Allah’ın sübutî sıfatlarından biri «irade»dir. Allah'ın iradesi;

O'nun dilediğini, dilediği anda ve dilediği şekilde yapması demektir.

• *Allah dilediğini yaratır.يشاء • ما يخلق الله

• “Allah dilediğini yaratır” (Al-i İmran, 3/47). الل ه • يشاء أن إال تشاؤون وما

• “Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz…” (İnsan,76/30).

يريد • لما فعال الله ان• "Şüphesiz Allah dilediğini yapandır" (Hûd, 11/107).

فيكون • كن له يقول ان شيئا اراد اذا امره انما• "Allah, bir şeyin olmasını dilediği zaman ona ol der o da olur"

(Yasin, 36/82).

Page 19: KADERE İMAN

İnsanın Sorumluluğu• İnsan kâsip, yani bir işi isteyen, kazanan Allah ise haliktır, o

şeyi yaratan var edendir. Buna göre insan, hayır veya şer, neyi isterse, Allâh, onu yaratır. İnsanın işte bu isteği, sorumluluğunun esasını oluşturur.

من عمل صالحا فلنفسه ومن •م للعبيد أساء فعليها وما ربك بظال • “Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de bir kötülük

yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir” (Fussilet, 41/46)

Page 20: KADERE İMAN

İnsanın Sorumluluğu• Âyet-i kerîmelerde Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

ة وإن تك حسنة • إن الله ال يظلم مثقال ذر يضاعفها ويؤت من ل دنه أجرا عظيما

• "Şüphe yok ki Allâh zerre kadar haksızlık etmez..." (en-Nisâ, 40)

صيبة فبما كسبت • وما أصابكم من م أيديكم ويعفو عن كثير

• "Başınıza gelen herhangi bir musîbet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allâh birçoğunu da afveder." (eş-Şûrâ, 30)

Page 21: KADERE İMAN

İnsanın Sorumluluğu• Cenâb-ı Hakk'ın her oluşta irâdesi bulunmakla birlikte, rızâsı sadece

hayır dadır. Bir hocanın gayesi, talebesinin başarılı olup sınıf geçmesidir. Talebe çalış maz ise hocanın yapacağı bir şey yoktur. Yine bir doktorun vazîfesi de, hastasını şifâya kavuşturmaktır. Hasta, verilen reçeteyi tatbîk etmez ise, gelişen menfî neti ceden kendisi mes'ul olur. Doktora herhangi bir cürüm isnad edilemez.

• Bir kimsenin kötü bir yola düşüp de: "−Ne yapayım, kaderim böyle imiş!" demesi, ancak gafletinin muktezâsıdır. Namaz kılmak isteyen bir kimseye Cenab-ı Hak, kılma sebeplerini ihsân eder; kılmak istemeyenlere de mânî sebepler vererek kıldırtmama tecellîsinde bulunur. Dolayısıyla insanın kadere bühtân ederek kendisini mâzur göstermek istemesi, hak ve hakîkate karşı işlenen bir haksızlıktır.

Page 22: KADERE İMAN

•KUDRET•Allah’ın sonsuz güç sahibi olması ve bütün

yaratılmışlara, ezeli takdire uygun olarak te’sir edip tasarrufta bulunması demektir. Allah'ın gücünün yetmeyeceği hiçbir şey yoktur. Çünkü kudretinin zıddı olan acizlik Allah hakkında düşünülemez. Allah için “imkansız” diye bir şey yoktur. Mutlak manada kâdir, yalnız O’dur. Yaratıkların kudreti, Allah’ın verdiği nispette ve O’nun izni ile kullanılabilen sınırlı bir kuvvettir.

Page 23: KADERE İMAN

Allah’ın Kudreti

الل ه ال ذي خلق سبع سماوات •ل األمر ومن األرض مثلهن يتنز بينهن لتعلموا أن الل ه على كل شيء قدير وأن الل ه قد أحاط

( 12بكل شيء علما )•Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını

yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.

•Talak 12

Page 24: KADERE İMAN

•TEKVİN •Allah’ın subutî bir sıfatı olan tekvin, icat etmek,

etki etmek, yaratmak, var etmek anlamlarına gelir. Maddi ve manevi her şeyin yaratıcısı Allah'tır.

ماوات • أوليس ال ذي خلق الس واألرض بقادر على أن يخلق مثلهم

ق العليم } { إن ما 81بلى وهو الخال أمره إذا أراد شيئا أن يقول له كن

{ فسبحان ال ذي بيده 82فيكون }ملكوت كل شيء وإليه ترجعون

{83}

Page 25: KADERE İMAN

•TEVEKKÜL• Sözlükte dayanma, güvenme, vekil tutma

anlamlarına gelen tevekkül; gerekli çalışmaları yapıp sebeplerini bir araya getirdikten sonra, istenilen sonucun alınması hususunda Allah’a güvenmek, teslim olmak ve sonucu O’na havale etmek demektir.

وعلى الله فليتوك ل المؤمنون •• “Müminler, yalnız Allah’a tevekkel etsinler”

(Mâide, 5/11. Tevbe, 9/51) anlamındaki âyet ile kendisine tevekkül edilmesinin emretmekte ve peygamberler ve gerçek müminlerin Allah’a tevekkül ettiklerini Kur'ân'da bildirmektedir.

Page 26: KADERE İMAN

ون وال • عن ابن عب اس، قال ك�انوا يحج - قال أبو مسعود ك�ان أهل يتزو دون

ون اليمن أو ناس من أهل اليمن يحجوال يتزو دون - ويقولون نحن

المتوكلون فأنزل الل ه سبحانه اد الت قوى { } وتزو دوا فإن خير الز

اآلية .• İbn Abbas (ra) dan: Bir kısım kimseler yanlarına azık almadan

haccediyorlar (dileniyorlardı). Ebu Mes’ud dedi ki: Bunlar yemen halkı ya da yemen halkından bir gurub idi. Haccediyorlar ama azık almıyorlar (dileniyorlar) ve biz tevekkül ediyoruz diyorlardı. Bunun üzerine “Azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır” ( Bakara, 2/ 197) ayeti nazil oldu.

• Ebu Davud, Menasik, 4.

Page 27: KADERE İMAN

أن عمربن الخطاب أتى على قوم  •فقال : ما أنتم ؟ قالوا : نحن

المتوكلون ،قال بل أنتم المتكلون ، أال أخبركم بالمتوكلين ؟ رجل ألقى حبة في بطن� األرض ثم توكل على ربه.

• Hz. Ömer bir topluluğa geldi ve onlara sordu. –Sizler kimsiniz? Onlar- Bizler tevekkül’de bulunanlarız dediler. O da – Hayır siz mütevekkil değil hazır yiyicilersiniz, Size mütevekkilin kim olduğunu haber vereyim mi? dedi ve ekledi -Mütevekkil kişi toprağı sürüp tohumu eker sonra rabbine tevekkül eder” dedi.

• Şuabü’l-İman, Allah’a Tevekkül babı, h. No1215

Page 28: KADERE İMAN

• ، د�وسي ة الس عن المغيرة بن أبي ق�ر قال سمعت أنس بن مالك، يقول

قال رجل يا رسول الل ه أعق�لها وأتوك ل أو أطلقها وأتوك ل ق�ال "

اعقلها وتوك ل " • Müğıre bin Ebi Gurre es-Sedüsiyyü (ra) den: Enes İbn

Malik (ra) ‘in şöyle dediğini duydum : Bir adam devesi ile beraber geldi ve dedi ki: Ey Allah’ın rasülü Deveyi bağlayıpda mı tevekkül edeyim yoksa bırakıpda mı tevekkül edeyim? Peygamber cevaben şöyle dedi : Deveni bağla ondan sonra Allah’a tevekkül et.

• Tirmizi, Kıyamet, Bab 60