kadın dergisi 42. sayı

84
JAAR 5 | NR. 42 | 15 MAART 2012 De Stem van de Multi-Culti Vrouw 2012 trendlerinde yüz estetiği ÖLÜM ONLARI OTEL ODASINDA YALADI BAHAR aylarında cilt bakımı BÜYÜK BEDENLER MODA BLOGLARINA EL ATTI Sanatçı Murat Boz: Amacım, son nefesi verene kadar şarkı söylemek Beşiği sallayan el VE dünyayı idare eden diğer el Ayın Testi: Kişiliğinizi ölçün KADIN VE PLATFORM DERGİSİ’NDEN ORTAK ABONE KAMPANYASI

Upload: platform-dergisi

Post on 08-Apr-2016

271 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Kadın Dergisi 42. sayı

TRANSCRIPT

JAAR

5 |

NR.

42

| 15

MAA

RT 2

012

JAAR

5 |

NR.

42

| 15

MAA

RT 2

012

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

2012 trendlerinde yüz estetiği ÖLÜM ONLARIOTEL ODASINDA YA� LADI

BAHARaylarında cilt bakımı

BÜYÜK BEDENLER MODA BLOGLARINA EL ATTI

Sanatçı Murat Boz: Amacım, son nefesi verene kadar şarkı söylemek

JAAR

5 |

NR.

42

| 15

MAA

RT 2

012

JAAR

5 |

NR.

42

| 15

MAA

RT 2

012

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Beşiği

sallayan el VEdünyayı idare

eden diğer el

Ayın Testi:

Kişiliğinizi ölçün

KADIN VE

PLATFORM

DERGİSİ’NDEN

ORTAK

ABONE

KAMPANYASI

KADIN VE

PLATFORM

DERGİSİ’NDEN

ORTAK

ABONE

KAMPANYASI

Ook bieden wij Kindertandheelkunde, Kronen, Bruggen, Bleken,

Mondhygiene, Parodontologie, Zenuwbehandelingen,

Kunstgebitten, en Implantologie aan op de praktijk.

Tandartsen praktijk West 5 bestaat uit een groot team die u professioneel tandheelkundige hulp kunnen aanbieden die werkzaam zijn onder de leiding

van tandarts F. Alsaid.

Tandartspraktijk West 5, Slotermeerlaan 69 1064 HA AmsterdamT: 020 4473489 • M: 06 52683329 [email protected]

+31 (0)20 614 53 63

4 | KADIN

KADIN | 5

DOSYA

6 | KADIN 6 | KADIN

KADIN

PMG

EBUBEKİR TURGUT

MÜNEVVER ESRA TURGUT

ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN

SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUTM.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN

EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDALNEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, NİLÜFER ÇAKIROĞLU

SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63F. 020 - 613 24 23

BURHAN CALLAK, HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN

P-Ajans: [email protected]

AV. İSMET ÖZKARA

HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)BELÇİKA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR)DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO

HOLLANDA GENELİ

POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM

DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAMT. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 [email protected] / WWW.KADINDERGISI.NL

İmtiyaz Sahibi / Uitgever

Algemeen Directeur

Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur

Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur

Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlarAan dit nummer werkten verder mee

Sayfa Tasarımı / Lay-Out

Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur

Abone / Abonnee

Dağıtım

Yazışma Adresi / Post Adres

İdare Merkezi / Bezoek Adres

Kadın Dergisi Şubat Sayısı Kapağı

Kapak resmi: Gülçin Karakuş

©2008 PMGYAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR.

DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ

BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ.

HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN

OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN.

OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE

KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Kadın Dergisi Şubat Sayısı Kapağı

YIL / JAAR: 5SAYI / NUMMER: 42

15 APRIL2012

inhou

d10

2220

2428

18

DOSYA: BEŞİĞİ SALLAYAN EL VE DÜNYAYI İDARE EDEN DİĞER EL

BAKIM: SAÇLARIMIZA YAPMAMAMIZGEREKENLER

BAKIM:

KIŞ MAKYAJI ÖNERİLERİ

HABER: AVRUPALI GENÇLER

ARASINDA EVLENME ORANI

GİDEREK DÜŞÜYOR

HAYATIN İÇİNDEN: EVLİLİK FİKRİ ARTIK 25 YAŞINDAN SONRA ŞEKİLLENİYOR

BAKIM: BAHAR AYLARINDA

CİLT BAKIMI

içindekileriçindekiler30

3234

58 FIKRALAR

66 MÜZİK: AMACIM SON NEFESİ

VERENE KADAR ŞARKI SÖYLEMEK

68 SİNEMA: SİNEMA DÜNYASININ

EN PRESTİJLİ ÖDÜLLERİ

70 SAĞLIK: PSİKİYATRİK SORUNLARI OLAN

TÜRK EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARI

77 BULMACA

HAYATIN İÇİNDEN: ALDATMAKTAN HİÇ FARKI YOK

38 AYIN TESTİ:

KİŞİLİĞİNİZİ ÖLÇÜN

EVLİLİK TERAPİSİ: EŞ SEÇİMİNDE

NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

EVLİLİK TERAPİSİ: “ERGEN”SİN DİYE

“GERGİN” OLMAN GEREKMEZ

40 MODA: BÜYÜK BEDENLERMODA BLOGLARINA EL ATTI

44 MODA: TAKI SEÇERKEN

46 SÖYLEŞİ:

8 | KADIN

a

Sevgiyle yeniden merhaba,

Aşkı anlatmak için kullanılan dil, tılsımlı bir suya benzer. Aşk, sürekli olarak sözü geçmesi ve güzel bir şarkı söyler gibi sürekli ifade edilmesi nedeni ile, yaşamımızda önemli bir yer kaplamaktadır. Antik yunanda aşk, annesi Aphrodite ile birlikte betimlenen Eros ile simgeleştirildi. Elinde yay ve oklar taşıyan kanatlı bir çocuktur, aşk.

İlk aşk hikayeleri idealleştirmeye, romantikliğe ve gerçek olmayana dayanır. Antik çağda aşk, genellikle “şehevi” idi. Yunanlılar arasında, bir insanın, tanrıların kapris ve kötülükleri yüzünden çarptırıldığı bir “delilik”diye bilinirdi. Tarihsel zaman ilerledikçe, aşk da değişime uğramaya, toplumların aşka bakışı değişmeye başladı. Sevginin sembol ve görünüşleri peşinde insafsızca koşma, zamanımız kültüründe en gelişmiş durumunu kazanmıştır. Bu, görevinin ihmali pahasına nesnesinin arandığı bir sevgidir. Sevginin biçimlenmesi, sembolik çevremizin estetik ve ahlaki değerleri olan şeref, yüreklilik, bağlılık gibi kavramları da kapsar. Sorokin’e göre sevgi “toplumsal kuruluşları yücelten, kültür esinleyen, dünyayı sıcak, dost ve güzel bir evren yapan, insanların biçimini değiştiren dinamik bir güç”tür. İnsanların içlerinde var olan güçler ve dürtüler, cinsel birleşme için biyolojik yetenek ve cinsel olmayan sevgi ilişkileri için toplumsal yetenek çerçevesi içine yerleştirilebilir. Bu iki yetenek birleşir ve insanın sevgi yaşamının bütün boyutlarını kapsar. İçimizdeki dinamik bir güçten söz etmekteyiz. Bu güç, hem yapıcı hem yıkıcı davranışlar için, yani sevme ve nefret için ortak bir enerji kaynağıdır. Sevginin ne kadar kolaylıkla nefrete dönüştüğüne ve her ikisinin de bireyin içgüdüsel yaşamına ne kadar yakın olduğuna dikkat edelim. Biz sevmek üzere doğarız ama, bunu öğrenene kadar da sevemeyiz. Bu sevmeyi öğrenmek; meşru ve dinsel kurumlarımızda biçimlenmiş ahlak yaşamıyla ayrılmaz şekilde bağlıdır. Ayrıca aşkı, alıp satmak için kullanırız. Bunun bir örneği, pek çok ana babanın çocuklarından, bakmalarının karşılığı olarak, kendilerini sevmelerini beklemeleridir. Kuşkusuz, ana baba ısrar ederse, çocuk bir takım yapmacık sevgi hareketleri gösterisinde bulunacaktır. Fakat bir bedel olarak istenen sevginin sevgi olmadığı ergeç ortaya çıkacaktır. Emirle sevmeyi öğrendikleri için başarısızlığa uğrayan çocuklar yaşamlarının sonraki dönemlerinde sevginin biçimlenmesine yaslanacaklardır. Onlar için sevgi, eylemden çok sembol ve belirtilerde aranacaktır. Bir de sevgi gösterisinin, bağımlılık korkusu uyandırabileceğini belirtmeliyiz. Duygusal bağımlılık, başkalarının sevgisi olmadan yaşayamayanlar için gerçek bir tehlikedir. Bu tip insanlar ne olursa olsun olumlu bir duygusal karşılık veremez, bu onlarda büyük bir karşı koyma çabası uyandırır. Bu durum, açlıktan ölmek üzere olan, fakat kendisine verilen yiyeceği zehirlidir korkusuyla kabul etmeye cesaret edemeyen insanın durumuna benzer.

Sevgiyle dolu birliktelikler dileğimle,

N.b: Sorokin iki dönem Rusya`sını yaşamış ve sonra batıya yerleşmiş entelektüeller kuşağının en önemli isimlerindendir

Sevim Hülya [email protected]

EDİTÖRDEN

10 | KADIN

DOSYA

Beşiği sallayan el ve dünyayı idare eden

diğer elEn yeni istatistiklere göre kadınların dünya nüfusundaki oranı yarıdan biraz fazladır. Taşınmaz mallar açısından kadınların dünya çapındaki payı yüzde 1’dir.

Menkul değerler açısından ise bu oran yüzde 10’dur. Dünya çapında yiyeceğin yüzde ellisi kadınlar tarafından üretiliyor, ama aşırı

fakirliğin hüküm sürdüğü yerlerde kadınların yüzde yetmişi bu durumdan etkilenmektedir. 15 ile 45 yaşı arasındaki

kadınlara evde erkekler tarafından uygulanan şiddet kadınlar için en önemli ölüm nedenlerinden biridir. Öğrenim görmeyen çocukların üçte ikisi kızlardır. Gördüğü şiddet nedeniyle sakat kalan ya da öldürülen kadınların sayısı, kanserden, malaryadan ve savaşlarda ölen kadınların toplamından fazladır. Bu rakamlar dünyanın dört yönü olan kadınların durumunu gözler önüne sermektedir. Dünya çapındaki gerçekler beşiği sallayan el dünyayı

idare eder ata sözüyle çok ciddi bir şekilde çelişmektedir.

KADIN | 11

DOSYA

Kadına uygulanan şiddet kader mi?Yukarıdaki sayılar beş yıl önceki sayılara, onlar da on yıl önceki sayılara çok ben-zemektedir. Evlerimizde kullandığımız aparatlar her yıl giderek daha sofistike, daha mükemmel olmaktadır. Bilgisa-yarlar hızlanmakta, televizyon ekranları büyümekte, ama kadın hakları alanında iyileşme aynı hızla gerçekleşmemektedir. Aşağıdaki en yeni verilere bakılınca kadın hakları konusundaki yavaş ilerleme iyice ortaya çıkmaktadır.

• Kadınlara karşı şiddet dünyada enyaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur. • Tahminleregöre113ile200milyonarasında kadın demografik olarak kayıp (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocu-ğa tercih edilmesi yada erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır. • Fuhuşa zorlanan ya da bunun için

satılankadınlarınsayısıyılda700.000ile4 Milyon arasındadır. Cinsel kölelik düze-ninden elde edilen kazançlar yılda tahmi-nen on iki milyar dolardır.• Enazüçkadındanbiridövülmüş,cin-sel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal (tecavüz, kötü dav-ranış) edilmiştir. Genellikle suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı biridir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.• Dinsel, kültürel nedenlerle yılda ikimilyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar (kadın sünneti) veril-mektedir. Bu oran 15 saniyede bir kızçocuğudur. • Sistematiktecavüzyeryüzündekibirçok çatışmada bir terör silahı olarak kul-lanılmaktadır. Ruanda soykırımı sırasında (1994)350.000kadınatecavüzedildiğitahmin edilmektedir. • AraştırmalarAİDSvirüsü(HIV)bulaş-mış kadınların daha fazla şiddete maruz

kaldıklarını, bu nedenle daha büyük oran-da bu hastalığa yakalandıklarını ortaya koymuştur.

Dünyada 8 mart kadınlar günü8mart1857tarihindeABD’ninNewYorkkentinde40.000dokumaişçisidahaiyiçalışma koşulları istemiyle bir tekstil fab-rikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, ardından çıkan yangından fabrika önüne kurulan barikat nedeniy-le kaçamaması sonucunda çoğu kadın olan129kişicanverdi. İşçilerincenazetörenine100biniaşkınkişikatıldı. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhagkentinde Uluslar arası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demok-rat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart1857 tarihindeölen işçi kadınlarınanısına 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanması önerisini getirdi. Ve bu önerioybirliğiylekabuledildi.1977yılınakadar dünyanın çeşitli ülkelerinde kutla-

12 | KADIN

DOSYA

nanbugün,16Aralık1977tarihindeBir-leşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Mart Kadınlar Gününün her yıl kutlanıl-ması kabul edildi.

Türkiye’de Mart’ın 8’iTürkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilkkez1921yılında ‘KadınlarGünü’ola-rak kutlanmaya başlandı. 1975 yılındadaha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. Birleşmiş Milletlerin Kadınların On Yılı programından Türkiye’nin de et-kilenmesiyle,1975yılında‘Türkiye1975KadınYılı’kongresiyapıldı.12Eylül1980askeri darbesinden sonra dört yıl süreyle herhangibirkutlamayapılmadı.1984’tenitibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tara-fından her yıl kutlanmaya başlandı.

Hollanda’da göçmen kadın hakları Hollanda’daki kadın hakları çeşitli kurum-lar tarafından organize edilmiş tartışma programlarıyla tartışılıyor. Bunlardan bi-rinde yerli ve göçmen kadınlarla ilgili ola-

rak ele alınan ve acilen iyileştirme bek-leyen birkaç önemli noktaya değinelim.- Hollanda’da koyu tenlilere, göçmenle-re ve sığınmacı kadınlara sürekli olarak yapılan ayırımcılık. Örneğin;evde şiddet uygulamasına maruz kalan kadınların bu-nunla ilgili polise başvuru yaptıklarında kendilerine ayrı bir oturma müsadesi ve-rilmelidir. Diğer örnek de; yurt dışından partner getirebilmek için asgari ücretin yüzde120’sikadarkazancasahipolmaşartı kadınların erkeklere göre daha az ücret aldıkları göz önüne alınırsa bu ka-bul edilemez bir kuraldır. • Genelev nizamnamesindeki hak-larının iptali yabancı ve ilegal yaşam kadınlarının(prostituees) hayatlarını teh-likeye atmaktadır. • Tek başına yaşayan hamile kadın-lara verilen ve 2004 yılında kaldırılanhamilelik yardımı tekrar işlevsellik kazan-malıdır. • Kadınlar ve erkekler iş pazarındaeşit muamele görmelidirler. Hükümetin kadınları ve yaşlıların iş pazarındaki du-rumunu iyileştirme çabaları çok yetersiz

bulunmaktadır. • Oturum izniolmayankadınlarevdeşiddete maruz kaldıklarında bir kadın sığınma evine gidebilme hakkına sahip değillerdir.

Avrupa Birliği ve onun sorunlu kadınlarıAvrupa Birliğinde kadın hakları ve kadın-ların konumu hâlâ ideal olmaktan çok uzaktır. Avrupa Parlementosu’ndan iki kadın vekilin sözlerine kulak verelim:Ilda Figueiredo: Gelişmeler arzu ettiği-miz gibi değil. Şu anda kadın hakları ko-nusunda bir gerileme söz konusudur. Biz kadınların şu anda sahip oldukları hakla-rını korumak için çabalamaktayız. Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında bu konuda önemli farklar vardır. Örneğin Portekiz’de geçmişteki faşist rejim nedeniyle insan hakları ve kadın hakları tanınmamıştır. Ka-ranfildevriminden(25nisan1974)sonrabiz kadınlar haklarımızı aldık. Sağ kesim ve katolik kilise bu hakları geri çekmek için çabalamaktadır. Kürtaj hakkı hâlâ ta-nınmamıştır ve doğum kontrol hapları ar-

KADIN | 13

DOSYA

tık bedava olarak dağıtılmamaktadır. Dini kesimin baskısı nedeniyle Portekiz’de Sosyalist partinin oylarına rağmen kadın haklarının çerçevesi genişlememektedir. Sosyalist parti eşcinsellerin evlenmesi-ne, kürtaja ve aile planlamasının ücretsiz olmasına karşı çıkmaktadır. Şu anda kür-taj yaptıran kadına üç yıla varan bir hu-kuki ceza verilmektedir. Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerinde de buna benzer durum-larla karışılaşılmaktadır. İrlanda’da kürtaja hiçbir şekilde izin verilmemektedir. Para-sı olan kadınlar başka ülkelere giderek özel kıliniklerde sorunlarını çözmektedir-ler. Parası olmayan ve istemeden hamile kalan kadınlar bu durum nedeniyle ay-rımcılığa uğramaktadır. Bu Polonya için de geçerlidir.Bu tür şartları değiştirmekte Avrupa Parlementosu’nun yaptırımı yoktur. Çün-kü bu tür haklar ülkelerin kendileri tara-fından saptanır. AB’nin liberal liberal po-litikaları kadınlar için bir felakettir. Bugün esnek güvenlikten söz edilmektedir. Bu genelde çalışan insanların sosyal hakla-rının yıkıma uğramasıdır. Kadınlar daima bu tür uygulamaların ilk kurbanı olmakta-dır. Kadınlara yönelik ayırımcılık yüzlerce yıldır sürmektedir. Kadın evde oturan, çocuk doğuran ve büyüten kimseler ola-rak görülmüştür. Kadına erkeklerle aynı hakları uygun görmeyen zihniyet bayağı eskidir. Din de burada olumsuz bir rol oy-namıştır. Bugün AB’de kadın hakları da dahil olmak üzere insan hakları geriye git-mektedir. Halkın yararına açık hizmetler, sağlık sigortaları, eğitim ve sosyal güven-lik alanlarında gerilemeler mevcuttur. Bu hakların evrenselliğine indirilmiş darbedir. Bu durum işsizliğe neden olmakta ve ka-dınlar bunun ilk kurbanı olurlar. Peki kim-ler kazanır? Daima aynı kimseler. Büyük finans grupları ucuz hammadde ve işgü-cü vesilesiyle Türkiye, Asya ve Afrika’da sömürüye girişirler. Bu Avrupa’da başta kadın hakları olmak üzere hakların ge-rilemesine neden olur. Ve bu harmonik bir süreklilik göstermektedir. Kapitalistler diğer ülkelerin kendilerini Avrupa’ya ben-zetmesi yerine Avrupa kendini Asya’ya benzetmeye çabalamaktadır.

Fatima Garcia: Elde ettiğimiz kazanım-lar çok yavaş inşa edilmekte ve hızla genelin malı olmamaktadır. Biraz sayıları

konuşturalım. AB’nin dörtte birinde iş-pazarında erkeklerin yüzde 78 erkekler aktiftir. Kadınlar arasındaki işsizlik er-keklerarasındayüzde9,6,kadınlarara-sında yüzde 7’dir. Bu yüzden erkeklerle kadınlar arasındaki farklar korkunçtur: bukadınlarınyüzde31’i,erkeklerinsa-dece yüzde 7’sidir. Kadınların tam gün çalışmayanları için aldığı ücretler, emek-lilik maaşı ve işsizlik yardımı açısından bir felakettir. AB’de kadınlar erkeklere göre yüzde 15 daha az ücret almakta-dır. AB’de ev işlerini yapma konusundaki eşitlikten söz eder, ama bu erkekler için yüzde4,kadınlariçindeyüzde29’dur.İşpazarındaki yüksek öğrenim görmüşler arasındayüzde71’e,yüzde70oranıylakadınların sayısı daha fazladır. Çünkü yüksek öğrenim gören kadınların sayısı yüksek öğrenim gören erkeklerden faz-ladır. Ama kariyer yapmada kadınlara ay-rımcılık uygulanmaktadır. Çocuklar için uygun kşullardaki bakı-

mevlerinin sayısı azdır. Yaşlılar evinde kadınların durumu erkeklerden daha kötüdür. Çünkü çocuk bakımevlerinin ve yaşlılar evlerinin ücretleri yüksektir. Bu mecburiyet bir çok kadının evde oturma-sına neden olmaktadır. AB’nin liberal po-litikası çalışanlar için daha iş ve işyerinde esneklik öngörmektedir. Kadınlar için iş değiştirmek, erkeklerden daha zordur. Bir şehirden diğerine taşınmak kadın-lar için daha zordur. Çünkü çoğunlukla kadınlar çocuklardan sorumludur. Bu kadınlar için iş hayatında esnekliğe daha az şans vermektedir.Politik bir değişim şarttır. Avrupa’da kar-şılaştığımız bir çok örnek insanların bu konuda uyandıklarını göstermektedir. Fransa ve Hollanda’da Avrupa anayasası konusunda yapılan oylamada hayır oyu vermişlerdir. Şu anda Fransa’da ilk işe girerken yapılan kontrat aleyhine gös-teriler başlamıştır. Bu genel bir karakter kazanmalıdır.

14 | KADIN

DOSYA

Gemi su almaya başladıKadın ve erkek aynı geminin kaptan ve yolcusudur. Birlikte gitmeleri

gereken bir istikamet vardır. Kaptan hem gemiden hem yolcudan sorumludur ve bunları bilmelidir:

Kadınlar ve hataları ile ilgili yazmaya başlarken, erkeklerin hataları ve yapması gerekenlerle de ilgili ya-

zacağım, demiştim. Bu haftadan itibaren bir sürede erkeklere kadınlarla ilgili bilgi verip, ne yapıp ne yapmamaları gerektiği ile ilgili yol göstermeye çalışacağım. Bir misal üzerinden gidersek konuyu an-latmak daha rahat olacak. Öncelikle evli-lik hayatını bir gemiye benzetelim. Erkek bu geminin kaptanıdır. Kadın da kıymetli bir yolcu, değerli bir emanettir. Serma-yeleri de sevgidir. Birbirlerine ihtiyaçları vardır. Birlikte gitmeleri gereken bir isti-kamet vardır. Kaptan hem gemiden hem

yolcudan sorumludur. Geminin yönetimi ve yolcuyu korumak kaptanın en önemli görevidir. Kaptan nasıl davranırsa bu yol-cu ile güzel bir yolculuk yapma ihtimali yüksek olur?

Birincisi: Yolculuk öncesi yolcuyu doğru bilgilendirmek önemli. Öncelikle dürüst olun. Evlilik öncesi daha yola çıkmadan bu konuda kaptanın açık olması iyi olur. Erkeklerin en büyük hatası evlilik öncesi kendilerini çok zorlayarak istemedikleri şeyleri yapmaları ya da yapacağına dair söz vermeleridir. Evlilik hayatına geçince erkek bunları yapmayınca kadın hayal

kırklığına uğruyor, eşini dürüst olmamak-la, olduğu gibi görünmemekle suçluyor.Bekar gençlerden çok mektup geliyor. Mesela; nişanlı erkeklerin en büyük şi-kayeti nişanlılarının telefonda çok konuş-ması ve az konuşmak isteyince de “sen beni sevmiyorsun” suçlamalarına maruz kalmaları. Bir kadın ve erkeğin konuşma ihtiyaçları asla birbirinin aynı değildir.Kadınların beyninin her iki yanında ko-nuşma merkezi olduğu için kadınların konuşmayı severler, ve konuşacak konu bulmakta sorun çekmezler. Erkeklerin konuşma merkezleri sadece solda oldu-ğu için erkekler kadınlar kadar konuşa-

KADIN | 15

DOSYA

mazlar. Bilimsel olarak; erkekler bir gün-de yaklaşık yedi bin, kadınlar bir günde yirmi bin kelime kullanıyorlar.Nişanlınız sizin yedi binlik kapasitenizi yirmi bine çıkarmanızı istiyorsa, sırf onu kırmamak için kendinizi zorlayarak uzun uzun konuşmaya çalışmayın. Fakat yedi binlik kapasitenizi onunla konuşurken en iyi şekilde kullanın.Evlilik öncesi uğraşırsanız, çok konuşabi-lirsiniz; fakat evlenince o kadar konuşmak istemeyeceksiniz. Fakat nişanlınız hayali-ni konuşkan bir koca üzerine kurduysa, hayal kırıklığı yaşayacaktır. Ya da bunun gibi pek çok konuda; dışarıda yemek, si-nemaya gitmek, çiçek almak, hatta nişan-lının istediği gibi giyinmek gibi konularda erkek genellikle kendini zorluyor. Evlenin-ce de bunları yapmayınca sorun oluyor. Bu noktada erkeklerin kendilerini olduğu gibi göstermeleri çok önemli.Dürüst olun, kendinizi başka türlü gös-termeyin, sizi olduğunuz gibi seviyorsa, kabul ediyorsa sizinle evlensin. Kaptan olarak yolculuk güllük gülistanlık gidecek havası vermeyin. Yolcuya çıkabilecek fır-tınalar ve tehlikelerle ilgili bilgi verin. Ha-zırlıklı olsun.

İkincisi: Yolcu ile ilgili bilgi sahibi olmaya çalışın. Yolcu, kaptanın kendi cinsinden olmadığı için kaptanın yolcu ile ilgili araş-tırma yapıp bilgi edinmesi, yolculuğun selameti açısından önemlidir. Bu yüzden kadın erkek farklılıklarını her erkeğin bil-mesi lâzım ki eşine doğru davranabilsin. Sonrasında da yolcunun kişilik özellikle-rine dikkat edip onu tanımaya çalışırsa yolculuk daha güzel geçer.

Üçüncüsü: Kaptanlık görevinizi yolcuya asla kaptırmayın. Kaptanlık zor bir görev-dir, sorumluluk isteyen bir iştir; ama bırak-mak gibi bir lüksünüz yok. Yolcu olmak daha rahattır; fakat o rahat kadın içindir, erkeğe yaramaz, erkeği bozar. Evlilik ge-misini bekleyen en büyük tehlike budur.Günümüz kadınlarının derdi kaptan ol-mak. “Sen kaptansan ben de kapta-nım.” Kadın-erkek eşitliği yaygaraları yüzünden son yarım yüzyıldan beri ka-dınlar, erkeklerin elinden geminin düme-nini kapmaya çalışıyorlar. Kaptan olmak kadın fıtratına uygun değildir, kadını faz-lasıyla yorar yıpratır.İnsan olarak eşitiz; ama sorumluluklar

ve haklar noktasında kadın ve erkek eşit olamaz. Çünkü bir gemi eşit yetkiye sahip iki kaptanla gitmez, batar. Dümeni, yolcu-nun isteklerini de dikkate alarak çevirin; fakat sakın dümeni yolcuya bırakıp din-lenmeye çekilmeyin.

Dördüncüsü: İyi bir kaptan iyi bir yöne-tici olmalıdır. Yolcu hata edebilir, sorun çıkarabilir, kaptan sorunu çözmek için en iyi yolun ne olduğunu bulmak için gayret göstermek zorundadır. Yolcu hata etti diye, yolcuya kötü davranmak ya da surat asıp bir köşede oturmak iyi bir kaptanın yapacağı işler değil. Günümüzde erkek-

lerin en büyük hatası, evliliklerinde sorun olduğunda düzeltmeye çalışmak yerine eşlerine soğuk davranarak cezalandırma-ya çalışmalarıdır.İyi bir yöneticinin en önemli özelliği gü-ler yüzlü olmasıdır. Asık yüzle otorite ya da saygınlık sağlamak mümkün değildir. Erkek yöneticiliğini güler yüz ve şefkatle yapmalı, kadına nasıl davranması gerek-tiğini bilmelidir.

Beşincisi: Yolculukta yolcunun da is-teklerini dikkate almak önemlidir, sevgi sermayesini batırmamak için. Erkeklere, kendinizi olduğunuz gibi gösterin derken,

16 | KADIN

DOSYA

sadece kendi isteklerinizi yaparak bencil-ce davranın, demek istemiyorum elbette. Sevgi emek ister, fedakarlık ister. Yolcuyu mutlu etmek için istemediğiniz şeyleri de yapmalısınız bazen, onunla keyifli bir yol-culuk yapmak istiyorsanız.Mesela; kadınlar arada bir eşi ile dışarıda yemeğe gitmek ister. Erkek zaten bütün gün dışarıda, öğlen yemeğini de dışarıda yemiştir. O da bir an önce kendimi eve at-sam da karımın yaptığı yemekleri yesem, bir uzanıp dinlensem diye canı ister.Fakat kadın dışarıda yemekten mutlu olu-yorsa erkekler arada bir fedakarlık yapıp, eşlerinin isteklerini yerine getirmelidir. Fakat bunu yaparken erkek suratını asıp söylenmemeli, yemek boyunca telefonla iş görüşmesi yapıp eşinin yüzüne bak-mayarak ya da hesaba söylenerek eşinin burnundan getirmemelidir. O da karısı ile ilgilenmeli yemeğin keyfini çıkarmalıdır. Altıncısı: İyi bir yönetici sabırlı olmalıdır. İdare etmeyi bilmelidir. Sabırsızlıkla ve öfkeyle hareket etmemelidir. Yolcuya; gü-zeli, doğruyu göstermek için en iyi yolu bulmak için çalışmalıdır.

Yedincisi: Kaptan yolcunun ihtiyaçlarını bilmeli ve yolcunun makul ihtiyaçlarını mutlaka karşılamalıdır. Kadınların ihti-yaçları konusuna haftaya devam edelim inşaallah.

KADIN NEDİR?Evlilik hayatını bir gemiye benzetmiştik. Erkek bu geminin kaptanı, kadın da kıy-metli bir yolcusu demiştik. Tabi bedava yolculuk olmaz. Kadına da bu yolculuk karşılığı gemi içinde düşen işler vardır. Aslında ikisi içinde işlerden daha öncelikli olan geminin sağlamlığıdır. Geminin dışı muhabbet zırhı ile kaplanırsa, gemi en azgın fırtınalara bile dayanabilir. “Deniz dalgasız olmaz, güzel sevdasız olmaz.” Her türlü dalga ve fırtınaya karşı, ancak muhabbet zırhı direnebilir. “Güzel sevdasız olmaz.” dedik. Kaptan, geminin yakıtını sevgi ile doldurursa işi kolay olur. Çünkü: Kadın=Sevgidir. Kadınların erkeklerden beklediği, en çok ihtiyaç duyduğu şey

sevgidir. Kadınlar, beynin duygusal mer-kezi olan sağ tarafı daha çok kullandıkları için, sevgi ihtiyaçları daha fazladır. Minicik kız çocukları bile anne babanın yüz ifadelerini takip edip şirinlikler yapar-lar ki daha fazla sevilebilmek için. Sevilen ve sevildiği hisseden kadınla yolculuk yapmak keyiflidir. Sevilmediğini düşünen kadın hırçındır, denizden daha dalgalıdır. Kaptan geminin selameti için yolcuyu sevgisiz bırakmamalıdır. Yolcuya ne ka-dar kızarsa kızsın, onu sevgiden mahrum ederek cezalandırmamalıdır.

Kadın=Duygudur. Kadınlar için duy-gular, gerçeklerden daha önemlidir. Bu yüzden duygularının dikkate alınmasını isterler. Kadınlar duygusal bir koca değil, duygularına saygılı olan koca isterler. Çok duygusal erkekler kadınları bir süre sonra bunaltır. Kadın, erkeğin onun duygularını dinlemesini ve anlamasını bekler. Yoksa erkeğin kendi duygularını uzun uzun an-latmasını değil. Kadınlar, kınanmadan ve suçlanmadan rahat rahat ağlayabilmek ister. Duygularını paylaşmak ister.

Kadın= Kelimedir. Kadınlar, hayat ener-jilerini kelimelerle toplarlar. Tatlı sözler, il-tifatlar, hoş hitaplar, kadınları güzelleştirir. Kırıcı sözler ve eleştiriler yaşam enerjileri-ni bozar. Kadınlar kelimelerle sevmek ve sevilmek isterler. Kelimeler kadınlar için önemlidir. Kadınlar sevildiklerini, güzel olduklarını, iyi olduklarını duymak isterler. Yaptıkları işin takdir edilmesini beklerler.

Kadın=Dildir. Erkek, kulak olursa ona, güzel bir uyum yakalamış olurlar. Kadın-ların çoğu zaman konuşalım demeleri bile “beni dinle” demektir. Konuşmak, yaşadıklarını sevdiği ile paylaşmak kadın-ların en büyük ihtiyacıdır. Erkeğin karısını dinlemek için mutlaka zaman ayırması gerekir. Bu ayırdığı zaman çok uzun bir zaman olmasa bile, bütün dikkati ile kadı-nı dinliyorsa bu kadına yeterli olur. Fakat erkek kadına kulağını vermezse, kadının dili bir yılana dönüşebilir. Bu da oldukça tehlikelidir. Kadın=Tendir. Yumuşaktır ve yumuşak dokunuşları sever. Hoyratlıktan, aceleci-likten hoşlanmaz.Kadın yumuşak erkek istemez. Onu in-citmeden sevecek, yumuşak dokunmayı

KADIN | 17

DOSYA

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR

Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılıkİMARLI ARSALAR

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837

bilen güçlü erkek ister. Kadın=Gönüldür. Çabuk kırılır, azarlan-mayı, cezalandırılmayı sevmez. Önemli bir konu olmadıkça erkeğin onun her işine karışmasını, eleştirmesini istemez. Erkek de zaten kadının ıvır zıvır işlerine karışıp, çok konuşup saygınlığını yitirme-melidir. Kadın=Detaydır. Küçük şeyler kadınlar için önemlidir. Kadın için küçük bir şey yapmak “bunu senin için yaptım” deme-niz onun için çok değerlidir. Bir çiçek, hoş bir mesaj, sevdiği bir şeyi almak, tatlı bir bakış, tebessüm, ona ayrılmış kısa da olsa özel bir zaman... Kadın=Şefkattir. Şefkat göstermeyi de görmeyi de sever. Erkek, kadına şefkat-li davrandığında kadın değerli olduğunu hisseder. Kadın=Neşedir. Erkeğe saçma ya da gereksiz gelebilecek pek çok konu, ka-dın için eğlencedir. Bu neşeye erkek, arada bir dahil olursa, birlikte gülebildik-leri kadar yolculukları keyifli olur. Kadının neşesi ile neşelenmek erkeği rahatlatır. Kadın=Hayattır. Kadın, erkeğin haya-tının her alanında olmak ister. Dümeni ele almaya çalışabilir. Bu da yolculuğu tehlikeye düşürür. İşte o zaman kaptanın mahareti ortaya çıkar. Hayatın neşesini söndürmeden, geminin dümenini elinde tutmayı bilmesi lâzım. Bunun için de yol-cunun diğer özelliklerini göz önüne alarak onu dümenden uzaklaştırması gerekir. Kadın=Candır. Erkeğin canına can da katabilir, canından can da çıkarabilir. Bu yüzden kaptanların işi çok önemlidir. Günümüzde erkeklerin çoğu, ben bu evin yöneticiliğini nasıl yapacağım, karı-ma nasıl davranmam gerekir, diye çaba sarf etmiyorlar. Kadınlar üzerinde oyna-nan pek çok oyunlar sebebi ile kadınla-rın kafası zaten karışık. Sevmek sevilmek istiyorlar; fakat nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Kadın hata yaptığında erkek hemen sevgisini keserek, küserek, araya buz duvarı örerek onu cezalandırmaya kalkarsa batan gemi çok olur.

Kadının bir yanlışı olduğunda iş yönetici olan erkeğe düşer. Şefkat ile kadına yak-laşıp, yaratılış özelliklerini ortaya çıkar-mayı başarırsa, gemi selametle yoluna devam edebilir.Erkekten sevgi alamayan kadın, hırsını; paradan, alışverişten, oradan buradan çıkarmaya çalışır. Bu yüzden erkek, daha

fazla kazanayım, diye muhabbetten çal-mamalıdır. Çünkü kazandığını kadın bir şekilde harcamayı başarır. Muhabbet varsa daha çok çalışmaya da gerek yok zaten. Muhabbet olan evde, bereket mut-laka vardır. Bu yüzden en önemlisi; gülü susuz, kadı-nı sevgisiz bırakmayın.

18 | KADIN

BAKIM

Döndü YılmazGüzellik uzmanı

Bahar aylarında cilt bakımıBahar aylarında cildimiz bazen istediğimiz ışıltıya sahip olmayabilir. Cilt hassas bir organdır ve dış etkenlerden çabuk etkilenir. Özellikle de hava kirliliği, stres, yanlış bakım kremleri gibi faktörler eklenince, durum vahim hale gelebilir. Bu nedenle mevsim geçişlerinde cilt bakımı çok önemlidir. İşte bahar ayında cilt bakım önerileri

KADIN | 19

BAKIM

Herkes kendini doğanın kucağına bırakıp baharın tadını çıkarırken, siz saklana-cak bir yer arıyorsanız, yalnız değilsiniz. Kadın, erkek demeden birçok insan yılın bu aylarında ciddi cilt sorunlarından yakınıyor. Diğer mevsimlerde pek bir problem olmadığı halde, bazılarımızın Nisan başında cildi pul pul dökülüyor ve kızarıklıklar beliriyor. Bunun nedeni elbette sadece bahar değil. Mevsim değişikliği, UV ışınlarının veya dengesiz beslenmenin yol açtığı sıradan cilt sorunları ile birleştiğinde rahatsızlıklar da baş gösteriyor.

Hava kirliliği, stres ve klima İster açık havada olalım ister kapalı me-kanlarda, cildimiz bir kez hassaslaşmışsa tepki göstermeye başlar. Çeşitli gaz atıklarının yarattığı hava kirliliği dışarıda bizi tehdit ederken, çoğu işyerinde kullanılan klimalar da alerjik reaksiyonları artırır. Sigara dumanı ve hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline gelen stresi de hafife almamak gerekiyor. Cilt nem dengisini kaybediyor ve kırışıklıklara zemin hazırlanıyor. Kuruluktan şikayetçiyseniz, haftada bir kez peeling yapmak ve düzenli olarak uygun nem-lendiriciler kullanmak sorunları büyük ölçüde çözer. Yağlı cilde sahip olanlar üç günde bir peeling yapıp yağ denge-sini koruyan kremlere başvurabilir. Her iki durumda da önemli olan; cildi tahriş et-meyecek, antialerjik ürünler kullanmaktır.

Kızarıklıklar engellenebilir Özellikle açık ten rengine sahip olan-lar kızarıklıklar konusunda çok has-sas. En çok yanak, alın, burun ve elmacık kemiklerinde görülen lekemsi renk değişiklikleri baharda polenlerin uçuşması ile artıyor. Ağır vakalar ya da daha önce bu tür sorunları olanların uz-man bir doktora başvurması doğru olur. Daha hafif kızarıklık durumlarında önlem almak için cildinizi aşırı sıcak ve soğuktan mümkün olduğunca koruyun. Uzman-lar hamam, sauna, buhar banyosu veya buz küpleri ile yapılan kürlerden uzak durulmasını tavsiye ediyor. Kafeinli ve çok sıcak içecekler de ağırlaştırıcı fak-törler arasında. A, E vitaminleri, kolajen tarzı maddeler içeren bakım ürünlerin-den de kaçınmaya çalışın. Bu ürünler kan dolaşımını hızlandırdığından, cildin tepkisini ağırlaştırırlar.

Kozmetik ürünlerine dikkat Sürekli kullandığınız nemlendirici veya bakım kremi birden bire ters tepki veriyorsa endişelenmeyin. Öncelikle ürünü kullanmayı bırakın. Bir güzellik uzmanı veya doktora danışabilirsiniz. Bunun dışında kullanmakta olduğunuz nemlendirici veya kremin dermatolo-jik olarak test edilip edilmediğini ve hangi maddeleri içerdiğini kontrol edin. Hypoalerjik(aşırı hassas) ciltlere uygun ürünler kullanmaya çalışın.

Güneş lekeleri sizi üzmesin Tıbben kesin nedeni bilinmeyen ve özel-likle bahar ve yaz aylarında ortaya çıkan kahverengi lekeler, mağdurlarını her yıl üzer. Cerrahi bir müdahale ile cildin ilk katmanını soymanın dışında yüzde yüz sonuç getiren bir tedavisi yoktur. Ancak önceden önlem alınabiliyor. Her şeyden önce baharın ilk günlerinden itibaren yüksek koruma faktörlü güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin. Renk açıcı krem-ler ve leke gidericilerle sorunlu bölgel-erin koyulaşmasını önleyebilirsiniz. Bu arada kış aylarında da güneş kremini kul-lanmaya devam etmekte yarar var.

Sivilceler ve akneler Ergenlik çağını bir yetişkin olarak tekrar yaşamak çok sıkıcı. Ne yazık ki bazen hormonlarımız rayından çıktığından veya yediklerimiz ağır geldiğinden pürüzsüz

yüzümüz sivilcelerle dolabiliyor. Teda-vinin başlayabilmesi için teşhisin doğru yapılması gerekiyor. Bundan dolayı bir uzmana başvurmak en hızlı çözüm yolu-dur. Ayrıca kullandığınız toniğin az alkol ve aynı zamanda antiseptik içermesine dikkat edin. Lavanta, adaçayı, biberiye, A, E ve F vitamini içeren nemlendiriciler de yağ üretimini azaltır. Yağsız makyaj malzemelerini tercih edin. Tabii ki tüm bu önerilerin dışında doktorunuzun tavsiye ettiği tedavi ve ilaçları aksatmamaya çalışın.

BAKIM

Kış aylarında gelen soğuk havanın et-kisi ile cildin solgun görünebileceğini belirten uzmanlar, “Kış aylarında kalıcılığı sağlamak için kolay uygulanabilen kozmetik ürünler uygulanmalı.

Öncelikle cilt nemlendirilmeli. Ten rengi ile yakın renkte fondöten uygulanmalı” dedi.

Yüzü daha aydınlık göstermek isteyen bayanların hafi f pembe allıkla yüzünü aydınlatabileceğini dile get-iren uzmanların görüşü şöyle:

“Göz kapaklarına pudra rengi,sedefl i bir far sürülebilir. Göz kapaklarının üzerine şeftali tonlarından gölgeler ile göz kapakları hareketlendirilebilir. Kirpiklere uygulanan rimeli 2 kat uygulamak yararlı olacaktır. Dudak-lara da açık renkli bir ruj ve parlatıcı sürülmelidir”

ÇATLAK DUDAKLARA TAVSİYEHava değişiminden dolayı çat-layan dudakların kötü görüntüsünün engellenmesiiçin3kısaadımuygulanabileceğini ifade eden uzmanlar çatlak dudaklar için şu tavsiyede bulunuyorlar:

“Önce yumuşak bir diş fırçasıyla hafi fçe bastırarak dudaklarınızı fırçalayın sonra vazelini parmak uçlarınızla dudaklarınıza sürün.

Son adım olarak dudaklarını canlı gösterecek pembe tonlarında ruj ya da dudak parlatıcısı uygulayın”

20 | KADIN

Kış makyajı önerileri

Kilden Gelen Güzellik

İşte imkan!Modern marka iç çamaşırlarını çok uygun fi yatlara sizlere sunuyoruz...

Güzelliğinize güzellik katmaya ne dersiniz?

Biz farklıyız!

İşte imkan!İşte imkan!

Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil,

çok ideal fi yatlarla

Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi

Hollanda’da

HİYJENLEGELEN

TEMİZLİK

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

+31 (0)20 614 53 63

• Profosyonel Zenix ürünleri• Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri

• Saç şekillendiriciler

22 | KADIN

BAKIMBAKIM

Saçınıza yumurta sürüyor musunuz ya da ma-yonez mi uyguluyorsunuz? Eğer şampuan saçtaki yağ oranını azaltıyorsa, öyleyse neden besleyici saç yağları kullanıyoruz? Oldukça kafa karıştırıcı, değil mi? Bütün bu aklınızı karıştıran yapmanız gerekenler listesini bir kenara bırakıp, ne yapmamanız gerektiğini gözden geçirelim mi? Hem böylesi çok daha

kolay anlaşılacaktır.

Her gün yıkamak Eğer her gün yüzüyorsanız, saçınızı her gün yıka-

manız faydalı olabilir. Ama spor yapmıyorsanız, saç-larınızı gün aşırı yıkamayın. Çünkü saçınızın kendi ürettiği yağ,

saçınızı besliyor ve yıpranmalara karşı koruyor.

Kurutma makinesiyle kurutmak Dondurucu kış günlerinde bu öneri akıllıca olabilir. Fakat diğer günler için bu kesinlikle gereksiz ve saça zarar vericidir. Saç uçlarınızın kırıl-masını istemiyorsanız, saçınızı kendi halinde kurumaya bırakın.

Hacim verici ürünler kullanmak Herkes saçlarının çok daha hacimli görünmesini ister. Çok daha hacimli saçlara sahip olabilmek için pek çok marka hacim verici

şampuan ve saç kremi üretir. Oysa bu ürünler saçı ağırlaştırarak zarar görmesine neden olur. Eğer bu tür ürünlerden vazgeçemi-yorsanız yalnızca haftada bir kullanmayı deneyin.

Saçları sık sık boyamak Pek çok boya markası, ürünlerinin sık kullanım için son derece sağ-lıklıolduğunuiddiaeder.Ancaksaçboyasını6haftadanönceyine-

lememeniz tavsiyesinde de bulunurlar. Pek çok saç boyası amonyak içerir ve bu madde saçtaki yağ oranının azalmasına neden olarak saça

zararverir.Saçınızıtekrarboyamadanöncemutlaka6haftabekleyin.

Saçlarımıza yapmamamız gerekenler

Saçınıza uygulamanız gerekenler konusunda pek çok yazı

okumuşsunuzdur. Kabul etmek gerekir ki, bunların pek çoğu kafa karıştırıcı. Peki, saçlarımıza yapmamamız gerekenler neler?

KADIN | 23

24 | KADIN

AB ülkelerinde doğan çocukların yaklaşık yüzde 28’inin evlilik dışı dünyaya geldikle-ri bildirildi. AB istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre, AB ülkelerinde gençler arasında evlenme oranı giderek düşüyor. Güney Avrupa ülkelerinde evlenmeden birlikte yaşamayı tercih eden çiftlerin ora-nıyüzde8ila15olarakbelirlenirken,buoranKuzeyAvrupaülkelerindeyüzde53

ila70’ekadaryükseliyor.Veriler,1970yılındaABülkelerindeço-cukların yüzde 6’sının evlilik dışı ilişki-lerden doğduğunu, bu oranın 2011’deyüzde30’ayaklaştığınıgösterdi.İsveç’teçocukların yüzde 56’sı, Danimarka,Fransa, Finlandiya ve İngiltere’de yüz-de 40’ı Hollanda ve Belçika’da yüzde20’i evlilik dışı dünyaya geliyor. Son

20yıldaevlilikdışıdoğançocukoranı-nın Yunanistan’da yüzde 1,5’tan yüzde4,1’e, İtalya’da yüzde 4,3’ten yüzde9,6’ya,İspanya’dayüzde3,9’danyüzde17’yeyükseldiğibelirlendi.ABülkeleri-ningenelindeher3evlilikten1’ininbo-şanmayla sonuçlandığı, nikah sayısında da sürekli düşüş olduğu belirtiliyor. Eurostat’ın verilerine göre, AB ülkeleri genelindeevliliklerin1960’lıyıllardayüz-de 14’ü, 1970’li yıllarda yüzde 22’si ve1980’li yıllarda yüzde 27’si boşanmaylasonuçlanırken, 2000’lı yıllarda bu oranortalaması yüzde35’i buldu. ABüyeleriarasında en fazla boşanma görülen ülke-lerinBelçika(yüzde50’denfazla), İsveç(yüzde50),Finlandiya(yüzde49), İngil-tere(yüzde45)veDanimarka(yüzde41)olduğu belirtiliyor. ABD’de boşanma oranının Avrupa’dan daha fazla olduğunu ortaya koyan Eurostat’ın rakamlarına göre, evlenen her 2Amerikalıçiften1’iboşanıyor.BelçikaUlusal İstatistik Enstitüsü (INS) verilerine görede,Belçika’da2002yılında40bin400çiftevlendi,30bin600çiftboşandı.Son5yıldaevlilikoranınınyüzde20azal-dığını, boşanmaların yüzde 30 arttığınıbelirten INS’in verileri, Belçika’da boşan-ma ile sonuçlanan evlilik oranının yüzde 60’ayaklaştığıgösterdi

Avrupalı gençler arasında evlenme oranı giderek düşüyorHer 3 evlilikten 1’inin boşanmayla sonuçlandığı Avrupa Birliği ülkelerinde, gençler arasında evlenme oranı giderek düşüyor. Güney Avrupa ülkelerinde evlenmeden birlikte yaşayan çiftlerin oranı yüzde 8 ila 15 olarak belirlenirken, bu oran Kuzey Avrupa ülkelerinde yüzde 53 ila 70’e kadar yükseliyor.

HABER

KADIN | 25

HABER

Mustafa Toga / ROTTERDAM - DSB Ve-reniging; Rotterdam’da Çocuk Esirgeme Kurumu-Çocuk Islah Evleri-Koruyucu Aile konulu panel düzenledi. Panele konuş-macı olarak Feyenoord İlçesi belediye başkan yardımcısı Turan Yazın ve meclis üyesi Deniz Çatıkkaş ile birlikte avukat Müzeyyen Doğaner-Birinci katıldı.

Çocuk Esirgeme Kurumu bu işi sektör haline getirdi Feyenoord İlçesi belediye başkan yardımcısı Turan Yazın, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çalışmaları hakkında bilgi verirken çeşitli ne-denlerden dolayı ailelerinden alınan çocukla-rınyüzde50’ninyabancıailelereaitçocuklar-dan oluşmasının altını çizdi.Rijnmond bölgesi gençlik danışma merkezinde görevli Deniz Çatıkkaş, koruyucu aile olmanın şartlarını anlattığıkonuşmasında21yaşınıdoldurmuş,sicili temiz olan ve yaşamı inişli çıkışlı olmayan herkesin Koruyucu Aile olabileceğini belirtti. Koruyucu aile olmak için sabit bir işi olanların yanı sıra sosyal ödenek alanlarında koruyucu aile olabileceğini, tek şartın korumaya aldıkla-rı çocuğa iyi ve kendi evladıymış gibi bakma-sının gerektiğini belirtti.

Boşanma ile sonuçlanan ailelerin çocuklarını bekleyen tehlikelerAvukat Müzeyyen Doğaner-Birinci ko-nuşmasında parçalanan, boşanma ile so-nuçlanan ailelerin çocuklarını bekleyen tehlikelere dikkati çekti. Doğaner-Birinci, Çocukların; Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmesine kadar olan kanuni prosdörü şu şekilde anlattı. “Önce AMK denen kuruma okuldan, aile doktorundan ya da anonim yapılan ihbar değerlendirilir. Gelişimi tehlike altında olduğu iddia edilen çocuk araştırılır ve ailesinin drumu hakkınada bilgi toplanır.

Bu aşama tamamlandıktan sonra Çocuk Esirgeme Kurumu araştırma sonuçlarını de-ğerlendirip mahkemeye başvurur. Ardından Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri polis ile gelip çocuğunuzu alıp Çocuk Islah Evleri-ne veya bir Korucu Aileye verir. Aslında tüm uygulamalar çocuğun bi r süre sonra aileye geri dönmesi fakat bugüne kadar ailesine geri dönen pek görülmedi. Çünkü Çocuk Esirgeme Kurumu bu işi sektör haline getir-di ve ailesinden alınan çocuk başına devlet-ten20bineuroyardımalıyordedi.

Ülke çapında Türk koruyucu aile sayısı bir elin parmakları sayısını geçmiyorDemokratik Sosyal Dernekler Federasyonu (DSDF) Genel Başkanı Zeki Baran, “Bilindiği gibi Çocuk Esirgeme Kurumu ve Koruyucu Aile meselesi Hollanda Türk toplumu tara-fından fazla bilinmemektedir. Ülke çapında Türk koruyucu aile sayısı bir elin parmakları sayısını geçmemektedir. Türk çocukları için Türk bakıcı ailelerin çok ama çok az olma-sından dolayı, çoğunun yerleşiminde zorluk yaşanıyor. Şu an koruyucu aile bekleyen ço-cukların%50si yabancıkökenli.Bunlarıniçerisinde çok sayıda Türk kökenli çocuk-larda bulunmakta. Bizde DSDF olarak hal-kımızın dikkatini bu konulara çekmek için bu toplantıda hazır bulunmaktayız” dedi.

Koruyucu aile bekleyen çocukların %50’si yabancı kökenli

Aile ve evlilik danışmanı Muhar-rem Köse, sanal ortamlarda ge-çirilen zamanın evlilikleri olum-suz etkilediğini söyledi. Sanal ortamda vakit geçiren evli çiftler, eşlerini ihmal edebiliyor. Evliliğin birlikte zaman geçirmek oldu-ğunu vurgulayan Köse, birlikte zaman geçirmeyen çiftlerin bir süre sonra birbirinden uzaklaş-maya başladığını dile getiriyor. “Evlilik kendi kendine devam eden bir şey değildir. Emek harcamak gerekir.” diyen Köse, hem kadının hem de erkeğin evlilikleri için emek harcamaları gerektiğini ifade ederek, “Ka-dının ve erkeğin sorumlulukları var. Buna zaman ayırması lazım. Siz evliliğe harcayacağınız za-manı başka şeye harcarsanız o zaman evlilikte çatırdamalar ya-şarsınız. İnternet de bu emekten çalıyor.” ifadelerine yer veriyor. Aynı çatı altında bulunan çiftlerin sanal ortam yüzünden birbirin-den uzaklaştığına dikkat çeken evlilik ve aile danışmanı Köse, birbirinden uzaklaşarak yalnız-laşan çiftlerin ilgiliyi internetten aradıklarını dile getirdi.

Sanal alem, evliliği yıpratıyor

26 | KADIN

• The Doors’un efsanevi gitaristi Jim Morrison

• Unutulmaz Cazcı Kardeşler filmininyıldızı John Belushi

• Müzik tarihinin en önemli vokaller-inden biri olan Janis Joplin

• Kill Bill serisindeki performansı ileününe ün katan sinema sanatçısı David Carradine

• Led Zeppelin’in davulcusu John Bonham

•İrlandalıyazarveşairOscarWilde

• INXS grubunun vokalisti Michael Hutchence

• Amerikalı heavy metal grubuSlipknot´un bascısı Paul Gray

• İrlandalı gitarist Gary Moore

•RockgrubuWeezer’ıneskibasgitarcısıMikeyWalsh

Ölüm onları otel odasında yakaladı Efsanevi pop şarkıcısı Whitney Houston, Los Angeles’daki Beverly Hilton Oteli’nin bir odasında ölü bulundu. Houston’ın bu dramatik ölüm akıllara otel odasında ölü bulunan The Doors’un unutulmaz ismi Jim Morrison, başarılı oyuncu David Carradine ve yazar Oscar Wilde gibi isimleri getirdi. İşte otel odasında ölü bulunan ünlüler…

HABER

David Carradine

Oscar Wilde

Whitney Houston

Janis Joplin

KADIN | 27

HUKUK

Değerli Kadın Dergisi okuyucuları,SaaR Hukuk Bürosu olarak kendimizi Kadın Dergisi aracılığı ile tanıtmanın gururu içindeyiz.Hollanda’nın Haarlem ve Amsterdam kentlerinde ika-metlerimiz bulunmaktadır. Bu şubelerimizden Türk vatandaşlarımıza Iş, Sosyal, Vergi, Kira ve Yabancılık Hu-kuku alanlarında hukuksal bilgi ve yardım sunuyoruz. Bize bu konulardaki sorularınızı yöneltebilirsiniz. Örneğin, bundan önceki senelerde olduğu gibi bu senede Hollanda’da yaşayan yabancı vatandaşlarımıza yıllık vergi doldurma işlemlerinde yardımcı oluyoruz. Eğer sizde henüz vergi formüllerinizi doldurmadıysanız veya kontröl ettirmek istiyorsanız bizimle irtibata geçebilirsiniz.Bize sık sık gelen sorulardan diğeri ise Sosyal Hukuku ile ilgili sorular. Örneğin Hollanda Sosyal Kuruluşlarından (SVB,UWVvesayre)gelenmektublarıinceliyorvesiziniçindolduruyoruz. İş alanında meydana gelen problemleriniz içinde bize başvurabilirsiniz. Çalışanlarımız Türk asıllı oldukları için, size kolayca yardımda bulunabilmektedirler. Soru ve sorunlarınızı herzaman Türkçe’de iletebilirsiniz. Eğer ögrenmek istediğiniz yada önümüzdeki Kadın Der-gisi baskılarında okuyup bilgi edinmek istediğiniz konular var ise, bize telefon veya internet aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Soru ve önerilerinizi bekliyoruz.

Saygılarımızla,

SaaR Hukuk BürosuArzu Bayrak-Yılmaz / Yasemin Ünal

Websitemiz:www.saar-jab.nlE-posta adresimiz: [email protected]

Telefon numaramız:0620460666

Anne sütünü arttırıcı öneriler

Hukuksal sorunlarınızıcevaplıyoruz

Anne sütünün üstünlüğü ve yararlılığı tartışılmazdır. Peki anne sütünü arttırmak için yapılması gerekenler nelerdir? İşte cevapları…Anne sütünün üstünlüğü ve yararlılığı tartışılmazdır. Peki anne sütünü arttırmak için ya-pılması gerekenler nelerdir? İşte cevapları…Anne sütüyle beslenen çocuk-ların bağışıklık sistemleri daha güçlü olduğundan çok daha zor hastalıklara yakalanırlar.Emzirmenin bebek için oldu-ğu kadar anne içinde oldukça önemli yararları bulunmakta-dır.Örneğin emziren annele-rin yumurtalık ve meme kan-serine yakalanma ihtimalleri daha düşüktür. Anne sütünün artmasını sağlamak annenin elindedir.Öncelikle annenin bebeğini emzirmek istemesi gerekmektedir.Çünkü süt sal-gılanması öncelikle beyinde başlayan bir olaydır.Doğum anından itibaren süt salgısı-

nı uyarmak ve arttırmak için bebeği sık sık emzirmek ge-reklidir. Özellikle yeni doğan bebekler günde 8-10 kereemzirilmelidir. Sık emzirmek hem süt miktarının artması sağlar hem de göğüslerin şiş-mesini ve acıması engeller.Su ve başka gıdalar vermek için biberon kullanılması bebeğin meme emmesini tamamen kesebilir. Çünkü biberonu em-mek memeyi emmekten çok daha kolaydır. Bebeğin meme emmemesi de annenin sütü-nün azalmasına neden olur. Sütün artması için annenin beslenmesine dikkat etmesi son derece önemlidir. Son olarak süt miktarının artmasını sağlayan en önemli şeylerden bir tanesi de bebeğin geceleri emzirilmesidir.

28 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

Kızlar, erkekte sosyal statü, fizik-sel görünüm, maaş gibi özel-liklere önem veriyor. Uzman

psikolog Gülden Esat, geç evliliğin bir sebebini de sorumluluktan kaçmak olarak açıklıyor. Her genç kızın rüyasıdır mutlu bir yuva kurmak. Pembe panjurlu bir evde bu mutluluğu çocuklarla daha da pekiştirmek. An-cak yıllar geçtikçe değişen toplumla birlikte bu ritüel de yıkılıyor. Kızlar, artık bupembehayalleri 20’li yaşlarda değil,ancak 25 yaşından sonra düşünmeye başlıyor. Özellikle üniversite mezunu ve çalışan kızlarda evlilik yaşı neredeyse 30’a dayandı. ‘İstediğim gibi birisinibulamıyorum ki’ denilerek evlilik bir başka bahara erteleniyor. Peki, günümüzde kızların karşı tarafta aradığı kriterler ve önem verdiği özellikler neler? Çeşitli derneklerin evlilik ve evlendirme faaliy-etlerinden edinilen bilgilere göre kızlar bir erkeğin sosyal statü, fiziksel görünüm, ailenin tek erkek çocuğu olup-olmaması ve burcuna çok dikkat ediyor.Uzman psikolog Gülden Esat’a göre çalışan kızlarda evlenme düşüncesinin

Evlilik fikri artık

25 yaşından sonra şekilleniyor

Eğitim, ardından iş bulayım telaşı ve ‘daha erken’ düşüncesi, kızların evlenme yaşını da ilerletti.

KADIN | 29

HAYATIN İÇİNDEN

daha geç oluşmasının sebeplerin-den birisi de sorumluluklardan kaç-mak... Esat, kızların evlendiği zaman tüm evin yükünün kendisinde olacağını düşündüğünü söylüyor. Kızların bu nedenle ‘ne kadar geç evlenirsem benim için o kadar iyidir’ fikriyle hareket ettiğini belirten Esat, “O kadar yıl boşuna mı okudum, çalışayım, iş hayatını göreyim. Zaten çocuk sahibi olduktan sonra büyük ihtimal çalışamayacağım, diyerek, evlilik fikri birkaç yıl hiç oluşmuyor. O yıllar geçtikten sonra bu sefer de evliliğin getireceği sorumluluklardan korkuluyor. Çünkü toplumumuzda evdeki görevler adil paylaşılmıyor, kadına daha fazla sorumluluk düşüyor.” diyor. Evlilik ne kadar ertelenirse bu mesuliyetlerle o ka-dar geç tanışılacağı düşünülüyor. Ayrıca evli arkadaşların dertlerini dinlemek de onları evlenme fikrinden uzaklaştırıyor.Kızlar, 25 yaşından sonra evliliği yavaş yavaş düşünmeye başlasa da aradıkları adayı tanımaları 30’lu yaşları bulabiliyor.Gülden Esat, kızların erkeğin tek başına evi geçindirecek bir işe sahip ya da en az kendisi kadar maaşı olmasını istedikleri-ni ifade ediyor. Kadının evlendiğinde evin geçimini kendisinin sağlamak

istemediğini belirten Esat, kazandığı parayı kendi kontrolünde harcamayı arzuladığını söylüyor. Kadının erkeğin statüsünden fay-dalanmak yerine statüsünü kendisinin oluşturması gerektiğini ifade eden Esat, “Kızlar, evliliği statülerini yükselt-mek için bir yöntem olarak görmemeli, örneğin doktor hanımı olabilmek için statüsü kendinden yüksek olmayan meslek grubundaki adayları göz ardı et-memeli.” diyor. Eğitim düzeyi de statü ile bağlantılı olarak değerlendirmeye alınan diğer bir konu. Kızlar eş adayının eğitim seviyesinin de kendisi ile aynı ya da daha iyi durumda olmasını istiyor. Psikolog Gülden Esat, eğitimde eşit bir mezuniyet seviyesini yakaladıktan sonra açıköğretim/örgün eğitim gibi detaylara girmek yerine kişinin aldığı eğitimden ne kadar faydalanmış olduğuna bakılması gerektiğine dikkat çekiyor. Esat, “Bir birey eğer kendini ifade etme kabiliyetini geliştirmiş, toplumdaki her kesimden kişi ile rahatlıkla iletişim içine girebiliyor ve genel kültür konusunda da aday olan kızı seviye olarak yakalayabili-yorsa bu konuda daha fazla düşünmemek

gerekir.” ifadelerini kullanıyor. Kızların erkeklerde aradığı özellikler içinde bazıları dikkat çekiyor. Evin tek çocuğu mu ya da burcu ne, gibi ayrıntılar evlilik kararında etkili olabiliyor. Evin tek çocuğu olmak, bu erkekleri evin göz bebeği, şımarık ve bencil yapabileceği, evlendiği zaman hep kendi isteklerini ön planda tutabileceği, annelerine de çok düşkün olabilecekleri düşünülüyor. Damat adayında neler aranmalı?Evlenilecek kişide aranılan ilk özellik çalışkanlık olmalı. Çalışkan olan bir kişi, eğitimini, sosyal statüsünü, kültürünü vs. her yönde kendisini geliştirir. Karşıdaki kişinin çalışkan olduğu da hangi zorlukları aştığına ve verdiği sözleri yerine getirip getirmediğine, o işi hemen yapıp yapmadığına bakılarak değerlendirilebilir.Damat adayında dikkat edilecek diğer bir önemli özellik ise hedef ve değer verilen hususların ortak olması. Ayrıca karşı tarafta dinî hassasiyet aray-an kişiler, dinî vecibelerini şu anda yer-ine getirip getirmediğine dikkat etmeli. ‘Evlendiğimde namaz kılarım’ gibi cüm-leler sarf eden bir erkek, genellikle bunu yapmıyor.

30 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

ABD’de yayınlanan Wall StreetJournal gazetesinin yaptığı araştırma evli çiftler için çok önem taşıyor. Evlilik içerisinde günlük hayata ilişkin ufak detaylarda sonu gel-meyen inatlaşmalar en az aldatma ve maddi sıkıntı kadar ilişkinin bit-mesinde etkili. ABD’de yayımlanan Wall StreetJournal gazetesine göre ‘eşlerden birinin sürekli olarak bir isteği dile getirdiği öbürünün de devamlı bunu görmezden geldiği’ durumlar evlilik bağını çökertiyor. ‘Başının etini yemek’ aldat-ma kadar tehlikeli!Denver Üniversitesi’nden Doktor Howard Markman’ın

araştırmasına göre mutsuz evli-liklerin beşinci yılında söylenmeye bağlıiletişimsorunlarındayüzde20artış görülüyor.

Kadınlar, ev ve aileye ilişkin mesele-lere daha çok önem verdikleri için karşılık bulamasalar da erkekler göre isteklerini daha sık tekrarlıyor ve aldıkları cevaba göre ilişkideki sorunları daha erken teşhis ede-biliyorlar.

Aldatmaktan hiçbir farkı yokYapılan bir araştırmaya göre;

evlilik içerisinde günlük hayata ilişkin ufak detaylarda sonu gelmeyen inatlaşmalar en az

aldatma kadar ilişkinin bitmesinde etkili

olduğu ortaya çıktı.

KADIN | 31

32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

Eş seçiminde nelere dikkat etmeliyiz? Sema Maraşlı

32 | KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

Artık internette tanışıp evlenmek moda oldu. Oysa en riskli evlilik modeli bence. Hakkında hiç bilgi sahibi olmadığın, aile-sini, geçmişini hiç bilmediğin, bir insanla hayata başlamak oldukça riskli. Bazen bekar zannederek evlendiği kişinin, daha önce evlenip ayrıldığını evlendikten çok sonra öğrenenler var.

Bir de yazı insanı çok yanıltabilir. Bir yazardan çok daha usta olan internet yazıcıları var. Dikkatli olmak gerek, en azından iyi bir araştırma yapmak lâzım. Zaten internet evliliklerinin hüsranla biteni çok. Tabii genellemeyelim, mutlu olanlar-da vardır mutlaka; fakat olumsuz örnekler de çok duyuluyor. Beş altı ay, hatta bir yıl görüşüp son-rasında “sevemedim ya da biz seninle yapamayız” diyen erkekler var.

Kadınlar erkeklerden daha duygusal oldukları için, çabuk bağlanabiliyorlar; genç kız hayalinde evini döşemiş, hatta çocuğuna bile isim koymuşken terk edildiğinde, çok fazla üzülüyor. Erkekler! Arkanızda kırık bir gönül bırakmayın, ah almayın. Görüşmelerin baş başa değil de aile ya da arkadaş ortamı gibi başkalarının da olduğu ortamda yapılması karşınızdakinin davranışlarını gözlemlemek açısından iyi olur. Boşanmış kişilerin yeni evlilik adım-larında daha dikkatli olmaları gerek.

Onların konuşacağı konular çok daha farklı olacaktır. Eski eşler, çocuklar, kişilerin çocukları ile ilişkileri, sorumluluk-ları...Baştan açıkça konuşulmalı. Aşk evliliklerinde kişi karşısındakinin her şeyini hoş görüyor; fakat aşkın kör olan gözü, aynı evde yaşamaya başlayınca açıldığı için, karı koca birbirine yanlış

davranıyorsa aşk da çabuk bitiyor. Özellikle ilk görüşmelerde şunlara dikkat etmek lâzım: 1-Güzelliğeyadayakışıklılığaaldanma-yın, yanıltıcı olabilir. Sizi rahatsız eden sebebini bile açıklayamayacağınız bir şey varsa, uzak durun. 2- Beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. Siz mükemmel olmadığınız gibi karşı-nızdaki kişinin de mükemmel olmasını beklemeyin. Gördüğünüz hatalar, sizi aşırı rahatsız edecek şeyler değilse gözü-nüzde büyütmeyin. 3-Kendiniziolduğunuzdanfarklıgöster-meyin, dürüst olun. “Bizi aldatan bizden değildir” der sevgili peygamberimiz. “Dü-rüst olursam kabul etmez.” gibi korkulara kapılmayın. Boşanmışsanız, ilk evliliği-nizden çocuklarınız varsa bekarım diye kimseyi kandırmayın. Sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen biriyle evlenmeyin. 4-Aileler çok önemli; karşınızdaki kişinin ailesinin sizin hayatınızı etkileyeceğini unutmayın. Gençler “Biz anlaşırsak gerisi boş” diye düşünüyorlar; fakat aileler zan-nedildiğinden çok daha fazla önemli. 5-Anneler evliliklerde çok önemli: Erkekler! Annesine çok düşkün kızlarla evlenmeyin. Annesinin evinden gelmez ki kendi yuvasını kursun. İlk görüşmeler-de kendini belli eder. Annelerinin evinin hemen yakınından ev isterler, annelerine ne kadar düşkün olduklarını söyleyip dururlar. Bu kızların evlenmemesi lâzım aslında. Kızlar! Anne sözünden çıkmayan erkek-lerle evlenmeyin! Erkeğin kendi kişiliği karakteri oturmalı, annesini sevmeli, say-malı; fakat annesinin ağzına bakmamalı.

Erkek ailesi ile birlikte otursa bile; eşi ile ilişkisinde kendi söz hakkı olmalı.

6-Kızlar!Herdediğinize“evet”diyen,kadın boyunduruğuna girmeye hazır erkeklerden uzak durun. Akıllı bir erkek; ne körü körüne “evet” der ne de “hayır” der. Ölçer biçer, uygunsa “evet” der, değilse “hayır” der. Her dediğinize “olur” diyen bir erkek bir süre sonra gözünüzde değerini kaybeder. Erkekte denge çok önemlidir. Kaba erkeklerden de çok kırılgan kadınsı erkeklerden gördüğünüz yerde kaçın. Erkekler! İddiacı, inat, erkeksi, dediğim dedik, çok bilmiş kızlardan uzak durun. Kadına bilgi yakışır; fakat bilgiçlik hiç çekilmez. Birlikte yaşayacağınız bir kadın mı, yoksa yarışacağınız bir kadın mı isti-yorsunuz, iyi karar verin. 7-Erkeğin eğitim ve maddi imkan olarak kadından geride olmaması iyi olur. Üni-versite mezunu bir kızla ortaokul ya da lise mezunu bir erkeğin anlaşması biraz zor olabilir. Ancak çok okuyan bir erkek, aradaki farkı kapatabilir. 8-Görüştüğünüz kişinin sözlerine içi-nizden yorum yapmayın. Karşı tarafı iyi dinleyin, kendi kendinize yorumlamayın. Anlamadığınız ve takıldığınız konuları mut-laka sorun. Mesela genç kız “ben biraz şımarığım” diyorsa “şımarıktır” bunu iyiye yormayın. Ya da erkek ben “ukalayım” diyorsa “ukaladır” “iyi farkındaysa dozunu ve ayarını biliyordur, söylemesi mütevazı-lığını gösterir” gibi iç yorumlara girmeyin, yanılırsınız, sonra çok üzülürsünüz.

Son olarak, toparlama babından; karar verdikten sonra nişanlılık sürecini çok uzun tutmayın. Çok fazla görüşüp, mesaj-laşıp evlenmeden birbirinizden bıkmayın.

Büyük şehirlerde akraba ilişkileri zayıfl adığı, komşu komşuyu tanımaz olduğu için, görücü usulü evlilikler de azaldı. Gerçi

modern olmak adına görücü usulü evliliklere burun kıvrılmaya başlandı, gençler artık büyük aşklarla evlenmek istiyorlar.

Fakat bir yandan da “birileri aracı olsun da evlenelim” diyen gençlerin sayısı da az değil. Onlara yardımcı olacak iyi bir

sistem kurmak lâzım.

KADIN | 33

EVLİLİK TERAPİSİ

EVLİLİK TERAPİSİ

“Ergen”sin diye “Gergin” olman gerekmez!

En cıvıl cıvıl, en canlı olmanız gereken zamanlarınızı çatık kaşlarla, asık suratlarla geçiriyorsunuz arkadaşlar!

34 | KADIN

Mehtap Kayaoğlu

Genç arkadaşlar için yazmak iste-dim. Gençlerde bir gerginlik bir gerginlik sormayın. Bizim zama-

nımızda, gereksiz estetik operasyonlarla gerilen kişilere “gergin” der gülerdik. Şimdiki gençler operasyonsuz gergin malesef.İşin şakası bir yana, psikolojik destek verdiğim ergenlik dönemi gençlerde faz-lasıyla asabiyet, üzüntü, stres, burundan kıl aldırmama, gerginlik, öfke, üzüntü, mutsuzluk, hedefsizlik, sorumsuzluk, umursamazlık...vb. haller görüyorum. Üzülüyorum doğrusu. En cıvıl cıvıl, en canlı olmanız gereken zamanlarınızı ça-tık kaşlarla, asık suratlarla geçiriyorsu-nuz arkadaşlar!Ama endişelenmeyin! Mehtap ablanız

sizler için bazı öneriler yazacak. Umarım uygularsınız, okuyanlar okumayanlara önerir, okuyanlar çok beğenip bir kez daha okur, mahallede toplandığınız inter-net kafelerde birlikte gözden geçirirsiniz, yol kenarlarında oradan buradan sohbet edeceğinize yazdıklarımı birbirinize anla-tırsınız. Teneffüslerde hep birlikte şarkı söyler gibi yazdığım maddeleri öğrenirsi-niz... Derken... Ay neler söylüyorum ben! Bir anda havaya girdim abarttım galiba...! Kendiniz okuyun, bir de en sevdiğiniz iki arkadaşınızla paylaşın yeter...* Öncelikle sabah gözünüzü açtığınız ilk andan başlayalım. Ne yapacaksınız sizce? Evet bildiniz, gülerek yataktan kalkacaksı-nız. Detaylarını anlattırmayın bana isterse-niz ama; kısaca söylemek gerekirse insan

beyni, güne hangi duygularla başlarsa devamını o şekilde getiriyor. Lütfen göz-lerinizi açtığınız an itibariyle aklınıza yeni bir güne başladığınızı, şartlar ne olursa olsun bu yeni günü elinizden geldiğinde güzel geçireceğinizi getirerek başlayın. Yatak, yorgan, aile ve yaşamınızı sürdür-düğünüz bir yuvanın olması ciddi bir ayrı-calık. Okula veya işe gitmek için uyandırıl-dığınızda “Öfff tamam yaa kesss... gidin başımdan...” diye homurdanarak yere basmakla, “Tamam anneciğim uyandım... kalkıyorum şimdi...” diye tatlı tatlı halıya basmak arasında inanamayacağınız kadar fark olduğunu unutmayın!* Yüzünüzü yıkamak için banyoya gittiği-nizde, aynada size bakan gözlerinizin gü-lümseyen bir ifade taşımasına özen gös-

KADIN | 35

EVLİLİK TERAPİSİ

terin. Önce kendinize gülmeyi alışkanlık edinin ki diğer insanlara karşı güleryüzlü davranmak zor olmasın.* Yaş itibariyle ara dönemde olduğunuzu biliyoruz. Şimdiki yetişkinler ellerinden geldiğince size yardımcı olmaya, anlayışlı davranmaya çalışıyor. Siz de onlara yar-dımcı olun. Ergensiniz diye illaki gergin olmanız gerekmez. İsterseniz çok mat-rak, keyifli, eğlenceli, sorumluluk sahibi kişiler olarak da bu dönemi atlatabilirsiniz.* Etrafınızdaki insanlara güzel davranın. Tavırlarınız, davranışlarınız mümkün oldu-ğunca kibar ve nazik olsun. Espri yapın tabii ki, birbirinizi eğlendirin. Ama espri yapıp eğlenmekle, alay etmek arasındaki ince çizgiyi dengelemeye çalışın.* Size yapılmasını istemediğiniz dav-ranışları, aileniz ve arkadaş çevrenize yapmayın. Eşyalarınızın karıştırılmasını istemiyorsanız, kardeşinizin eşyalarını da karıştırmayın.* Mümkün olduğunca erken yatıp erken kalkmaya çalışın. İnternet başında sa-bahladığınızı, kendinizi harap ettiğinizi biliyorum. Gelişiminiz ve yaşamsal sorum-luluğunuz için hiç doğru değil arkadaşlar. Lütfen erken yatma alışkanlığı geliştirin. Böylece sinir sisteminiz ihtiyacı olan uyku-yu yeterince alabilir ve sizler daha dingin daha güleryüzlü, daha mutlu olabilirsiniz.* Beslenme sisteminizi gözden geçirme-nizde fayda var. Pekçok genç arkadaşı-mız yanlış besleniyor, hatta evde yemek kavgaları yapılıyor. Sebze-meyve ağırlıklı bir yemek kültürüne başlasanız çok iyi olur diyorum.* Mutlaka bir hedef edinin. Hayatınızla ilgili sorumluluk alın. Sabah uyan, laf olsun diye okula git-gel, okuldan gelince arkadaşlarla sağa/sola takıl, geç vakit eve gelip bilgisa-yar oyunlarıyla geç saatlere kadar otur. An-ne-baba gelip uyarınca da kıyameti kopar! Okurken bile ne kadar itici değil mi? Böyle bir hayatın ardından öğretmen, psikolojik danışman, doktor, mühendis veya eli yüzü düzgün bir iş adamı olabileceğinize ger-çekten inanıyor musunuz?* Mümkün olduğunca kitap okumaya çalı-şın. Önce eğlenceli, maceralı kitaplardan başlarsınız. Zamanla klasik eserler okur-sunuz. Derken popüler kitaplar ve bir de bakmışsınız fikir/düşünce kitapları. Lüt-fenokuyun!Geçengün17yaşındakibirarkadaşınıza, en sevdiği konu hakkında bana 2 dakika anlatım yapmasını istedim.

20saniyebilekonuşamadı.Takıldım“İyiki senin seçtiğin, en sevdiğin konuyu sor-muşum. Yoksa ne olurdu halin” dedim gü-lerek. “Cidden yaaa Mehtap abla” dedi.Okumak ufku açar, kelime hazinenizi, dil ve anlatım yeteneklerinizi geliştirir. Kendi-nizi ifade etmenize yardımcı olur. Okuyan bir insanla okumayan insan arasında dağ-lar kadar fark vardır.* Faydalı sporlarla ilgilenin. Spor deyince evde oturduğunuz yerden maç izlemeyi kastetmediğimi biliyorsunuz değil mi? Si-zin bizzat yapacağınız, bedeninizi disipli-ne edeceğiniz sporlardan bahsediyorum.* Ailenizle zaman geçirmeye çalışın. Evde zaten az zaman geçiriyorsunuz, onu da bilgisayar başında veya odanıza kapan-mış olarak tüketmeyin. Ailenizle zamanın-da sofraya oturun, gün içinde yaşadığınız maceraları anlatın, birlikte gülün. Odanız bir yere kaçmıyordur nasılsa.* Kardeşlerinizle iyi geçinin. Arkadaşlar yaşa ve zamanın ihtiyaçlarına göre ge-lir... gider. Ama kardeş ilişkisi gelir ve hiç gitmez. Yaşadığınız sürece kardeş ola-rak kalırsınız. Arkadaşlarınıza ayırdığınız zamanların daha fazlasını kardeşlerinize ayırın bence.* Anne-babanızı acımasızca eleştirmeyin. Aslında kimseyi acımasızca eleştirmeyin. Birileriyle sorununuz olabilir, itiraz etme-niz gerekebilir, bundan doğal bir şey de olamaz. İtiraz etmek demek, başka biri-nin görüşüne katılmamak demek bağırıp

çağırmak demek değildir. İnsan tatlı ve keyifli bir söylemle de karşı tarafa itirazını bildirebilir. Şimdiden kendiniz için böyle bir dil oluşturun. Diyelim ki anneniz is-temediğiniz bir şey söyledi; “Kesss yaa tamammm.... “ diye bağırıp ortamı terk etmek bir yöntemdir. Ama “Annecim... ben böyle olmasını istemiyorum... Şöyle düşünmüştüm, hadi benim güzel annem, benim istediğim gibi olsun lütfennn...” gibi şirin ifade de itiraz etmektir. Hangisi mutlu ve keyifli ergenlik yaşayan bir gen-ce daha çok yakışır sizce?* Son olarak hepiniz mümkün olduğunca yararlı alışkanlıklar geliştirin. Çünkü yarar-lı alışkanlıklar geliştirmezseniz zararlı alış-kanlıklar geliştirirsiniz. İnsan canlısı boş kaldığında sıkılır ve kendisini oyalayacak bir şeyler mutlaka bulur. Bulduğunuz faa-liyet ya faydalı olacaktır ya da zararlı. Siz akıllı davranın ve işinize yarayacak, sizi geliştirecek, zeka ve sosyal yaşantınızı zenginleştirecek alışkanlıklara yönelin....Aslına bakarsanız öyle çok şey var ki siz-ler için yazmak istediğim. Biliyorum oku-mayı pek sevmiyorsunuz... şimdilik bu kadar olsun. Daha sonraki yazılarda her şeyi detaylandırarak tek tek yazarım.Her ne yaparsanız yapın, aslında her şeyi kendinize yaptığınızı unutmayın arkadaş-lar! Ergenlik geçiyor; ama ergenliğinizde yaptığınız davranış şekilleriniz bir ömür boyu size eşlik ediyor.

36 | KADIN

BENCE

Hollanda’nın her ilinden Rotterdam’dan Breda’ya kadar, bir çok ilçesin-den arayanlar oluyor. Çoğunlukla

kadınlar arıyorlar, yardım talepleri gene-likle ailevi sorunlar, okul, eğitim ve ergen-lik sorunları, psikolojik sorunlar ve aile içi şiddet olduğunu kaydettim. Çok ender de olsa bir yakını veya kendisi için bilgi almak üzere arayan erkekler de oluyor.Aile içi şiddet, çok yaygın bir şekilde yaşanan bir durumdur. Aile içi şiddetten dolayı en başta kadınlar ve çocuklar zarar görmektedir. Aile içi şiddete maruz kalanların, içinde bulundukları durumdan nasıl kurtulacaklarını, ne gibi haklarının olduğunun bilincine varmalarının öne-mi büyüktür. Bu güne kadar yüzlerce şiddet mağduru Sensoor Danışma Hattını aradı. Genellikle çekingen bir ses tonu ile boğazlarında bir düğüm varmış gibi başlıyorlar konuşmalarına. Kendilerini dövmekten utanmayan eşlerini şikayet etmekten, yardım istemekten utanarak, konuştukça rahatlıyor ve açılıyorlar. Bazıları ise ağlayarak başlıyor konuşmaya. Onlarda konuştukça sakinleşiyor, rahatlıyorlar.Eşinden şiddet gören kadınlar, sosyal yapısı gereği bu duruma sessiz kalıyorlar. Eko-nomik gücün olmayışı, çocukların büyüme-sini beklemesi, boşanırsa karşılaşacağı güçlüklerle baş edemeyeceğini düşünmesi ve eğitim alamayan kadınlar bu nedenlerle şiddeti kabullenmek zorunda kalıyor. Şiddete uğradığı için Sensoor Danışma Hattı’na gelen yardım taleplerine sadece dinleyici olmuy-oruz, kadınlara psikolojik ve hukuki destek sağlamaları için ve yani sıra şiddetten korun-ma yollarıyla ilgili bilgi de veriyoruz.Biz de bu amaçla, bu yazımızda, aile içi şiddet mağdurlarının, hangi durumlarda han-gi kurum ve kuruluşlara başvurabileceklerini

ve ne tür bir yardım alabileceklerini bilgisini sunmak istiyorum.

Aile içi şiddete maruz kalanlar ve evliliği sürdürmek zorundaysalar, alınabilicek önlemleri şunlar:Yaşadıklarınızı güvendiğiniz insanlarla paylaşın. Eşinizin üzerinde etkili olabilecek bir tanıdık ya da akrabadan yardım isteyin.Her ikinizin de sakin olduğu dönemde konuyu eşinizle konuşmayı deneyin. Bu konuşmada hiç bir şekilde suçlayıcı olmayın, haklı olduğunuzu kabul etmeye zorlamadan yaşadığınız duyguları söyleyin. Eşinizle iyi geçindiğiniz dönemleri de gözden geçirin. İyi geçindiğiniz dönemlerde birbirinize yönelik tutum ve davranışlarınızı belirleyerek, bunları daha çok gösterebilmenin yollarını bulmaya çalışın. Eşiniz değişmek istiyorsa birlikte ruh sağlığı uzmanlarına başvurun. Şiddete maruz kalanların ruh sağlıkları bozulmaktadır. Bir

ruhsal hastalık düşündüren yakınmalarınız varsa psikiyatri uzmanından yardım almayı düşünün. Evden kaçmak zorunda kalmanız durumunda nerelere ve kim-lere sığınabileceğinizi belirleyin ve yardım alabileceğiniz kişilerle önceden konuşun.

Aile içi şiddete maruz kalanlar ve evliliğilini sürdürmek istemeyenler, aşağıda kurum ve kuruluşlardan yardım alabilirler:Kadın Sığınma Evleri (Vrouwenopvang):Kadın Sığınma evinde kalmak için ilk önce-likle başvurular yapılır. Sığınma evi, şiddete uğrayan veya risk altındaki kadınların varsa beraberlerindeki çocukları ile birlikte, geçici bir süre ile barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulmuştur.Aile İçi Şiddet Merkezi (Advies en Steun-punt Huiselijk Geweld) günün 24 saati,haftanın yedi günü danışma, bilgi ve aile içi şiddet dahil herkese destek sağlar. Merkez, aile içi şiddet ve yardım görevlileri kanıtı ek olarak suçluları ve kurbanları üzerinde duruluyor.AileİçiŞiddetiçinMerkezi010-4438444çevirerekaile içi şiddeti durdur-mak için gerekli destek ve korumaya nasıl ulaşacağınız konusunda bilgi alabilirsiniz. Danışma Merkezi personel ve şehrin çeşitli yardım kuruluşları ile birlikte çalışır.Sağlık Kuruluşları: Şiddete maruz kaldığınızda aile hekiminize veya hasta-nelerin acil servisleri gibi başvurabilirsiniz. Sağlık kuruluşlarında tedaviniz yapılır ve yaşadığınız şiddeti belgeleyen bir rapor düzenlenir.Polis büroları: Evinize en yakın polis bürosu’na giderek veya telefonla olayla ilgili şikayette bulunabilirsiniz.Hepinize; şiddetten uzak ve sevgiye yakın bir yaşam dilerim.

Aile içi şiddete maruz kalıyorum…

Esma KüçükSosyal Danışman

Sensoor Danışma Hattı, toplumun ve ailenin huzuru için bireyin kendi kendine yardım edebilecek hale gelmesi, ve mevcut sosyal hizmet ağını kullanarak katılımcı olması amacıyla hizmet sunar.

KADIN | 37

Kişilik testi: Kişiliginizi ölçünKişiliginizi ölçün-

TEST

38 | KADIN

Bu test birçok profesyonel kuruluş tarafından insanların iç dünyalarını ve insanlarla ilişkilerini değerlendirmek için kullanılmaktadır. Testin

sonuç kısmına bakmadan hemen çözmeye başlayınız. Cevapları geçmişinize göre değil, şimdiki durumunuza göre veriniz.

TEST

1. Kendinizi ne zaman iyi hissedersiniz?a. Sabahlarıb. Öğlenden sonra ve akşama doğruc. Gecenin ilerleyen saatlerinde

2. Nasıl yürürsünüz?a. Hızlı, uzun adımlarlab. Hızlı ve çabuk adımlarlac. Normalden yavaş ve etrafa bakınarakd. Yavaş ve başı eğike. Çok yavaş

3. İnsanlarla konuşurken...a. Kollarımı göğsümde katlayarak dururumb. Ellerimi sıkarımc. Bir ya da iki elimi belime koyarımd. Konuştuğum kişiye dokunur veya ittiririme. Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı düzeltirim

4. Dinlenirken nasıl oturursunuz?a. Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarakb. Bacaklar çaprazlanmış olarak

c. Bacaklarımı uzatarak d. Bir bacağımı altıma katlayarak

5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız?a. Büyük bir kahkaha atarımb. Gülerim ama fazla sesli değilc. Bir kerelik gülerimd. Sessizce gülümserim

6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızdaa. Herkesin sizi fark etmesi için gürültülü bir giriş yaparsınızb. Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdığınız birilerine mi bakınırsınız?c. Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz?

7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermiş ken rahatsız ediliyorsunuz. Ne yaparsınız?a. Bölünmeyi memnuniyetle karşılarımb. Aşırı derecede rahatsız olurumc. Belli olmaz.Bu iki uç arasında değişken davranışlar gösteririm

8. En çok hangi rengi seversiniz?a. Kırmızı veya portakal rengib. Siyahc. Sarı veya açık mavid. Yeşile. Koyu mavi ya da morf. Beyazg. Kahverengi veya gri

9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikadaa. Sırt üstü yatıp uzanırsınızb. Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınızc. Hafi f kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınızd. Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınıze. Başınızı yorganın altına kapatırsınız

10. Rüyalarınızda genellikle...a. Düşersinizb. Kavga eder veya tartışırsınızc. Birisini ya da bir şeyi ararsınızd. Uçar ya da yüzersinize. Genellikle rüya görmezsinizf. Rüyalarınız daima hoştur

KADIN | 39

60 PUAN VE ÜZERİ:İnsanlar sana kırılgan bir eşya mua-melesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyor-sun. İnsanlar size hayranlık duyup

sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar.

51 – 60 PUAN:insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderliközellikleri olan, her zaman doğru olmasa da hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, macera-perest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle ayni iş yerinde yasa-maktan zevk alırlar.

41 – 50 PUAN:İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendi-rici, pratik ve daima ilginç birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama aşırıya kaçmayacak kadar da dengeli. Ayrıca sizi iyiliksever, düşün-celi, anlayışlı ve kendilerini neşelendi-ren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar.

31 – 40 PUAN:İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı ar-kadaşlık kurmayan, ama arkadaşla-rına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz.

1- a)2 b)4 c)62- a)6 b)4 c)7 d)2 e)13- a)4 b)2 c)5 d)7 e)64- a)4 b)6 c)2 d)15- a)6 b)4 c)3 d)5 e)26- a)6 b)4 c)27- a)6 b)2 c)48- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)19- a)7 b)6 c)4 d)2 e)110- a)4 b)2 c)3 d)5 e)6 f)1

Puanlama

40 | KADIN

MODA

Moda dünyası tarafından sürekli olarak dışlanan ve ‘zayıf’ olmaya zorlandıklarını hisseden ‘büyük beden’ kadınlar, moda blog’larında kendilerini ifade etmeye

başladı. Yıllardır ünlü markaların aşırı zayıflara yönelik olarak ürettiği giysilerden, moda basınından ve ‘0 beden’ manken-lerden yakayı silken bu kadınlar, özgürlüğün sınırsız olduğu internet dünyasında bile modanın ‘zayıfların’ elinde olmasına sonunda isyan etti.

DÜNYAYA YAYILIYORMankenlerden farksız olan modayla ilgili kadınların kurdukları internet günlüklerini takip etmekten yorulan, internet üzerinde bile kabul görmediklerini anlayan ‘büyük beden’ kadınlar, şimdi teker teker kendi moda blog’larını kurarak seslerini dünyaya duyuruyor. Çoğu, ‘Tumblr’ isimli yeni bir blog platformu üzeri-nden paylaştıkları blog’larından şişmanlık aktivizmini dünyaya yayıyor. İşte bu akımın öncüleri ve blog’larıyla ilgili düşünceleri:

‘THE MANFATTAN PROJECT’Blog’unkurusucuNewYork’taoturan ‘Melissa’ isimlibüyükbe-den bir kadın. Ancak ‘Melissa’ blog’unu kendi gibi ‘şişmanlık hareketi’ne gönül vermiş, ismini açıklamadığı bir başka blogger’a

Moda dünyasının kendilerini hiçe saymasından yorulan ‘büyük beden’

kadınların devrimi! Kilolu kadınların kurduğu moda blog’larıyla ‘şişmanlık aktivizmi’ tüm

dünyaya yayılıyor!

Büyük bedenler

moda blog’larına

el attı

KADIN | 41

MODA

devretmiş. Site, New York’ta yaşayanmodayla ilgili, iyi giyinen büyük beden kadınların fotoğraflarını sayfalarına taşıyor.

ÜNLÜ ŞARKICI DA AKIMA DESTEK OLUYORAmerikalı rock grubu ‘The Gossip’in solisti Beth Ditto da moda dünyasının ‘büyük beden’lileri dışlamasına tepki gösteren isimlerden biri… Ditto kend-isine ‘kilolu’ değil ‘şişman’ denmesini tercih ediyor. Aykırı giyim tarzıyla dikkat çeken Ditto ‘şişmanlık akımı’ hakkında şöyle konuşuyor: “Şişman insanların azınlık olmadığı çok belli, onlara azınlık muamelesi yapılması çok saçma. ‘Kilo-lu’ lafından nefret ediyorum, çünkü bu insanları ‘olması gereken’ standart-lara hapsediyor. Oysa düşünsenize en azından Amerika’daki çoğunluk biziz! Bizim de sesimizi duymaları lazım!”

KİLOLU ERKEKLER DE BU HAREKETTEŞimdilik kadınlar kadar baskın olmasalar da, erkekler de ‘şişmanlık aktivizmi’nin bir parçası... ‘Chubby Guys Wag’isimli blog’un kurucusu Zach Eser şöyle konuşuyor: “Ana akım medyanın ideal vücut tiplerine göre belirlediği moda kuralları benim blog’umda sök-mez! Burası her tipten erkeğin iyi giyinebileceği yegane yer. Kendinize olan güveninizi burada gösterebilirsiniz!

‘THE PLUMP PİNAY’“Filipi nli kadınların gerçek güzelliği” sloganını taşıyan sitenin mottosu şu: “Aptal medyanın bizi yapay güzellik bombardımanına tutmasına yeter diyor-uz! Bizi kendi güzelliğimizden nefret eder hale getirdiler. Biz güzel yemeklerimiz-den yemek istiyoruz, reklam panosun-daki kadınlar gibi olmaya çalışmak bizi çok yoruyor. Bu blog ‘gerçek güzelliğin’ aynası olacak. Lütfen artık kendinizle barışık olun!”

‘THE ROTUND’kurucusu Marianne Kirby şöyle di-yor: “Merhaba, ben şişmanım! Bu sit-enin misyonu, şişman insanların sizin düşmanınız olmadığını göstermek. Toplumun güzellik standartlarını yeniden

düşünmek ve konu insanın vücuduna olan güveni olunca gelişen sosyal paradigmayı anlamak istiyoruz. Ve tabii giysilerden söz etmek… Hatta makya-jdan da!”… Kirby, bir de ‘Şişmanlar Evreninden Dersler: Diyeti Bırakın ve Vücudunuzla Barışın’ adını verdiği bir kitap yazmış.

‘THE WHOLE CAKES’Blog’un yöneticisi Lesley Kinzel gittikçe yaygınlaşan bu akım hakkında, “Ben vücuduyla barışmış bir şişmanım. Eskiden sinemalarda ve televizyonlarda bana benzeyen insanlar da görürdüm. Temsil edildiğimi ve bu dünyaya ait olduğumu hissederdim. Ama bugün-lerde bu çok zor. Şimdi ses-imizi duyurabildiğimiz yegane yer internet” diyor. Kinzel’in blog’unun da yakın zaman içinde kitabı çıkacak. Kinzel, ‘Fatcast’ adını verdiği bir de radyo programı yapıyor. El-bette programın konusu insanın bedenini sevmesi ve onunla yaşamayı öğrenmesi.

‘HEY FAT CHİCK’Site nin kurucusu Avustralyalı Frances Lockie, geçtiğimiz günlerde BBC televizyonuna şöyle konuştu: “Ana akım moda, şişmanları dışlıyor. Bizim aralarına katılıp onlarla moda üzerine konuşmamızı istemi-yorlar. Bundan hepimiz bıktık usandık. Biz de kendi blog’larımızla kendi giyim tarzımızı duyurmanın peşindeyiz!”

‘PLUMP UP THE VOLUME’JennIfer isimli 25 yaşındaki bir öğrencinin yazdığı bu blog, özellikle genç ‘büyük bedenler’in en çok takip ettiği sitelerden biri. Jennifer siteyi, sık sık yaptığı rejimlerden ve kilo alıp vermekten sıkıldığı için kurmuş. Bu site sayesinde kendine güveni artan Jennifer, büyük beden’lerin kendisine destek olduğunu söylüyor.

42 | KADIN

SÖYLEŞİ

2011 Yılı Dünya Özgürlük Güzeli Birincisi Gülçin Karakuş:

Türkiye’yi temsil ettim ve birinci oldum çok mutluyum

Kısa Olarak Kendinizi Tanıtırmısınız?Ben Gülçin Karakuş, 20 yaşındayımve Herten, Almanya’da doğdum. 15yaşından beri Mankenlik yapıyorum ve bir çok islerde yer aldım ve büyük tecrübel-er kazandım. Reklam/Magazin Çekim-lerde ve en son İş Bankası için Kamera önünde durdum. Kosova’da bu yıl ilk kez düzenlenen uluslararası “Dünya Özgür-lükGüzeli2011”yarışmasındaTürkiye’yitemsil ettim ve birinciliği kazandım. Miss Freedom of the World Title taşıyorum.Yarışmaya40ülkekatildi, ilkSemi-FinalsonrasıFinale15ülkekaldı. Kazanacağınızı tahmin ediyor muy-dunuz?Kazanacağımı beklemiyordum ,ben-im için büyük bir sürpriz oldu ve çok gururlandırdı.

Almanya’da doğdunuz ve Türkiye’yi temsil ettiniz, nasıl bir duygu?Benim için 2 seçim vardı ya Almanya’yı yada Türkiye’yi temsil etmek, ben Türkiye’ye temsil etme kararı verdim ,ve bu karardan çok memnunum. Benim için çok gurur verici Türkiye için bir Dünya Yarışmasında birinciliği kazanmak. 3 hafta Kosova’da Kampta kaldınız ve yarışmaya nasıl hazırlandınız? neler yaptınız?3 hafta boyu tüm ülkeyi gezdik , TVProgramlarına katıldık ,ülkemizi kend-imizi tanıttık ve Final için performans ve cheografieyi hazırladık. Birinciliği kazandınız sonra, iş teklifleri aldınız mı ?Bir çok teklif aldım, Hindistan’dan reklam

çekimleri için ve Türkiye’den de çok ilgi gördüm, şuan bir kaç proje hazırlama üzerindeyiz, ilk adımlarımı Türkiye’de atmak istiyorum, Almanya’da çok te-crübe kazandım mankenlik hayatında ve şansımı Türkiye’de denemek istiyorum, oyuncu ve manken olarak. Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir husus varmı?Böyle güzel içerikli ve kailiteli bayan-lara hitap eden bir derginin Avrupa’da yayınlanması beni gururlandırdı.Bütün bayanların Kadın Dergisi’ni destekl-emesini tavsiye ediyor başarılarınızın devamını diliyorum. Oysa bu bir para-doks… Çünkü kadınları mutlu eden topuklar, ayak parmakları kısmının esnek olacağı şekilde seçin. Güçlendirilmiş ve geniş topukları tercih edin.

2011 Dünya Özgürlük güzeli yarışmasında Türkiye’yi temsil eden Dergimize de kapak olan dünya birincisi Gülçin Karakuş Kadın Dergisi’ne konuştu.

KADIN | 43

MODA

44 | KADIN

MODA

Altın takılar ve mücevherler aksesuar olarak veya yatırım amaçlı satın

alınır. Bu iki grubun arasında çok önemli farklar vardır. Yatırım amaçlı altınlar akse-suar olarak aslında kullanıl-mamalıdır. Tercih edilirse de bazı hususlarda dikkat göste-rilmelidir.

En çok tercih edilen yatırım amaçlı altınlar: cumhuriyet altını veya ayarı yüksek bileziklerdir. Bazı bayanlarımız bu altınları kolye haline getirip özel günlerde takmak isterler. Bilezikler

daima kollarda durur. Fakat bilinmez ki, altın takı kıyafete göre seçilirse bir zarifl ik ve zenginlik gösterir. Ayrı taktirde mücevher çok pahalı olsa da rüküş olma imkânı daha çoktur.

Cumhuriyet altını kolyesi bir süredir inanılmaz rövanşta olmasına rağmen bazı bayanlar tarafından doğru kullanılmamaktadır. Bunun gibi uzun zincirli kolyeler dekolte kıyafetlerde ve gerdanı işlemesiz kıyafetlerde, bir şıklık göstergesidir.

Hazırlayanlar:Esra Toprak DemirSerap Kaya Aslan

Altın seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Hangi kıyafete hangi altın takı uygundur? Gelinlerin olmazsa olmazı gerdanlıklar nasıl olmalı? Bu gibi sorular biz bayanlarımızı her zaman meşgul etmiştir. Bu sebepten dolayı ModadiSueno ekibi sizler için altın kuralları açıklıyor.

Moda di

SueNo

Takı seçerken

KADIN | 45

MODA

İşlemesi olan veya çeşitli renk tonlarında tercih edilen kalabalık bir abiyede maale-sef istenilen zarafeti yakalayamazsınız.

Straples abiyelerde veya gelinliklerde kalın gösterişli altın ve ya pırlanta gerdanlık-lar en uygun seçimdir. V yaka kıya-fetlerde ise ince uzun kolyeler ve ya uzun küpeler doğru seçimdir. Tek omuz kesimde ise kolye tercih edilmemelidir. Altın yerine gösterişli pırlanta ve ya gümüş bilezikler seçilebilir.

Altın kupe seçiminde de aynı dikka-ti göstermeliyiz. Büyük ve geçmeli küpeler kullanıyorsanız, saçlarınızı açık bırakmanız önerilir. Toplu bir saçta küçük ve sabit duran bir küpe çok daha uyumlu olacaktır. Büyük küpeler ile gerdanlık bir arada kullanılmaya çok uygun değildir. Her iki aksesuar da tarz olarak çok gösterişli olduğu için genel görünümünüzde karmaşıklık yaratabilir. Altın küpelerde tercih edilen elmas, zümrüt ve pırlanta gibi extralar ise siyah, koyu renkte sade bir kıyafete çok uyum sağlamaktadır.

Bayanlarda yüzüklerin efendisi tek taştır. Tek başına göz kamaştırır ve bayana güzellik katar.

Ama en önemli husus asıl ALTIN’ IN siz olduğunuzu bilmenizdir. Sizin duru-şunuz, konuşmanız ve yüzünüzdeki o tebessüm ALTIN gibi göz alıcıdır ve sizi çok değerli kılacaktır.

Yorum ve fotoğraflarınızı [email protected] adresine gönderin

www.suenoorganisatie.comEsra Toprak Demir 641 587 058 & Serap Kaya 0642 555 606

www.facebook.nl/suenoorganisatie

* Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın€ 9000-,*

Sueno Organisatie farki ile 800-1000 kişilik salonda fullpaket

46 | KADIN

TANITIM SÖYLEŞİ

Güzelliğinize güzellik katmak için

Amstelzijde Kliniek

Hollanda’da da RTL 4 kanalında yayınlanan ilk estetik programları “Make me Beautiful” yani “Beni Güzelleştir” ve Beauty & The Beast

isimli yayında estetik doktoru olarak yer alan ve bun-ların dışında Portekiz’e gidip orada estetik uygulamalar

gerçekleşteren Hortoğlu Türkçe konuşmasının Türk vatandaşlarımız açısından önemini şöyle anlatıyor: “Dil

bu konularda da çok önemli, hasta kendini en iyi şekilde ifade edebilir ve karşısındaki doktor onu daha iyi anlarsa

estetik uygulamalar daha iyi yapılır. Hastanın bu durumda kafasındaki soru işaretleri ortadan kalkar ve nasıl bir tedavi

uygulanacağını hem daha iyi anlatabilir, hem de daha iyi anlar.”

Kliniğinizde ne tür tedaviler uygulanıyor? “Amstelzijde Kliniek’te uyguladığımız başlıca estetik tedaviler dolgu,

botox ve saç ekimi. Dolgu için kullandığımız ürünler hyaluronacid, (ra-diesse, juvederm, restylane). Uygulanan bölgelerde en çok yüzün tüm

bölgesi fakat bunun dışında el, boyun kısmı, dekolte bölgesi, kol-tuk altı gibi bölgeler. Botoks yapan kişi uygulama yapıldıktan son-

ra normal hayatına devam edebiliyor. Tedaviden hemen sonra hastanın cildinin hassasiyetine göre çok az morluklar olabiliyor

fakat bunun dışında görünen herhangi bir komplikasyon ol-muyor. Botoks uygulayan kişi denize bile girebiliyor fakat

sadece uygulamadan birkaç gün sonra hastanın güneş-lememesini tavsiye ediyoruz. Yapılan botoksun kalma etkisi3-6ayarasındadeğişebiliyor.”

Estetik alanındaki uyguladığınız en yeni teknikler neler?“Lipofilling yani vücudun başka bir yerinden alınan yağ dokusunun bir başka vücut böl-gesine dolgu amaçlı olarak enjekte edilerek nakledilme işlemidir. Bu uygulanan yönte-min avantajları hastanın kendi dokusu ol-

Yaklaşık 12 senedir her türlü estetik uygulamalar yapan ve Amstelveen’de bulunan Amstelzijde Kliniek’in sahibi doktor Hayri Hortoğlu meslek sırrını şu cümlelerle anlatıyor; “Mesleğimi severek yapıyor, hastalarla birebir ilgileniyorum ve karşıklıklı güven kurmaya çok önem veriyorum.”

KADIN | 47

duğu için herhangi bir alerjik reaksiyon veya yabancı cisim tepkisine neden ol-maması önemli bir özelliğidir. Bir de bu uygulamada narkoz ve neşter kesinlikle kullanılmıyor.”

Hasta estetik ameliyat olmadan önce hangi aşamalardan geçiyor?Herhangi bir estetik uygulama yapmak isteyen kişiyle doktor Hayri Hortoğlu ön-celikle yarım saat süren bir öngörüşme gerçekleştiriyor. Hayri Hortoğlu: “Bu gö-rüşmede hasta herhangi bir estetik uy-gulaması yaptımı, hastanın yüzünün ana-tomisi nedir bunlara bakıyor ve hastanın beklentilerini dinledikten sonra tedavi için önerilerde bulunuyorum. Benim için bu kısımda önemli olan hastayı doğru şekil-de bilgilendirmektir. Estetik gerekmediği takdirde veya yapılacak olan uygulamanın hastaya uygun olmadığını en dürüst şekil-de hastaya anlatmaktır.”Hayri Hortoğlu’nun yaptığı öngörüşme tüm hastalar için ücretsiz olmaktadır.

Erkekler için ne tür uygulamalarınız mevcut?Erkekler arasında da gittikçe botoks ve

dolgu işlemleri yaygınlaşıyor. Ayrıca kol-tuk altında fazla terlemeye karşı bir uy-gulamamız var, ama en çok yaptığımız işlem saç ekimi. Bunu da Fue metoduy-la (Follikel Unit Extraction) uyguluyoruz. Saç ekimi için hastanın ense kısmındaki kıl kökleri alınıp kel olan bölgelere ekil-me yapılıyor.

Hayri Hortoğlu, dergimizin okurları için bir sürpriz yapıp, 31 Nisan 2012 tarihi-ne kadar bu röportajı alıp Amstelzijde Kliniek’e gidenlere özel bir indirim uy-gulaması yapacağını açıklıyor:

Botoks uygulamasında 30 avro indirim. Dolgu (filler) uygulamalarda 50 avro indirim.

Amstelzijde Kliniek hakkında daha fazla bilgi edinmek için:Adres: Amstelzijde31,1184TXAmstelveenTelefon: 0204723888E-posta: [email protected] sitesi:www.amstelzijdekliniek.nl

TANITIM SÖYLEŞİ

“Amstelzijde Kliniek’te uyguladığımız başlıca estetik tedaviler dolgu, botox ve saç ekimi. Dolgu için kullandığımız ürünler hyaluronacid,

(radiesse, juvederm, restylane). Uygulanan bölgelerde en çok yüzün tüm bölgesi fakat bunun dışında el, boyun kısmı, dekolte bölgesi,

koltuk altı gibi bölgeler.

Vrije Universiteit Amsterdam Tıp Fakültesi’nden 1996 yılında mezunolan Hayri Hortoğlu, Den Haag Me-disch Centrum Schevening’de 10yılgörevaldıktansonra2009yılın-dan bu yana Amstelveen’de bulunan Amstelzijde Kliniğinde estetik uygu-lamalar gerçekleştirmektedir.Kendi kliniğinde estetik tedaviler ya-pan Hortoğlu bunun yanı sıra Salı ve Çarşamba günleri Amsterdam’da bulunan Boerhaave ve De Laires-se kliniğinde görev almaktadır. Bu sebepten dolayı Hortoğlu gerektiği takdirde farklı uygulamalar (göğüs büyütme/küçültme operasyonu, li-posuction yani yağ aldırma ve bunun benzeri operasyonlar) için hastalarını bu kliniklere sevk edebilmektedir. Estetetik ameliyatların dışında mes-leğiyle alakalı eğitim alan ve meslek-taşlarına eğitim veren Hortoğlu aynı alanda çalışan iş arkadaşlarıyla irti-bat içinde olup yeni tekniklerden ha-berdar olmanın önemli olduğunu an-latıyor. Yurtiçi ve yurtdışında birçok kongreye katılan Hortoğlu eğitim amaçlı gösteriler düzenliyor. Hayri Hortoğlu: “Yeni teknikleri kliniğime gelen meslektaşlarıma uygumalı şekilde gösteriyorum. Bizim mes-leğimiz için en önemli unsur sürekli kendimizi aktif şekilde yenilememiz ve yeni teknikleri güvenli bir şekilde hastamıza uygulamamızdır.”

Hayri Hortoğlu:

48 | KADIN

MAKALE

Aile birleşimi zorlaştırılmak isteniyor

– Aile birleşimi sadece evlilik yolu ile gerçekleşebilir. Birlikteyaşama(samenwonen)prosedürüyürürlüktenkalkacaktır. – Hollanda da bulunan eşin kendine ayit evi olması gerekmektedir. –Bağımsızoturumhakkı3yıldan,5yılayükselecektir. – Sahte ve aile zoruyla yapılan evlilikler için cezalar yükselecektir. – Akraba evlilikleri yasaklanacaktır. – Yurtdışında yapılması gereken uyum sınavı zorlaştırılacaktır. –Eşlerinyaşı21den24eyükseltilecektir. – Hollanda’da bulunan eşin maaş sınırına tabi tutulacaktır. – Hollanda’da bulunan eşin kapora yatırması gerek-mektedir. Yukarıda belirtilen değişiklikler muhalefet ve huku-kçular tarafından büyük tepkiye yol açtı. Hükûmetin yapmak istediği değişiklikler Hollanda anayasasını ve uluslar arası antlaşmalara aykırı olduğu belirtilmişti. 17 Şubat 2012 tarihinde yabancılardan sorum-lu bakan Leers. 14 ocak 2011 yılında hükümetprogramında yer alan bazı değişikliklerin yasalaşması için aşağıda belirtilen değişiklikleri meclise gönderdi.

- Aile birleşimi sadece evlilik yolu ile gerçekleşebilir. Birlikteyaşama(samenwonen)prosedürüyürürlüktenkalkacaktır.

-Bağımsızoturumhakkı3yıl yerine5yılsonrahakedilebilecek.

- Hollanda’da ikamet eden eşin en az bir yıl Hollanda’da oturumlu olması gerekmektedir. Yeni hükümetin yapmak istediği değişiklikler o kadarda kolay değil. Hollanda diğer AB ülkeleri gibi belirli ulus-lar arası antlaşmalara imza atmıştır. Bunlardan biri Avru-pa birliğinin aile birleşimi yasasıdır. Hollanda hükümeti yukarıda belirtilen değişiklikleri yürürlüğe koymak isti-yor ise, birinci aşamada yasa tasarısı meclisten ve sen-atodan geçmek zorundadır. Hollanda hükümeti kendi yabancılar yasasını değiştirse dahi, hukuki açıdan ulus-lar arası antlaşmaların hükmü daha fazladır. Görüldüğü gibi Yeni hükümetin yapmak istediği değişiklikler Ulus-lar arası antlaşmalara aykırı. Fakat buna rağmen Bakan Leers yeni yasa tasarısını meclise gönderdi.

Av İsm

et Korkmaz

Yabancılardan sorumlu bakanlık meclise yeni aile birleşimi yasa tasarısını gönderdi. 14 ocak 2011 tarihinde yeni Hükûmetin Yabancılar yasasında yapmak istediği bazı değişiklikler dile getirilmişti. Hükümetin ön gördüğü değişikliklerden bir kaçı.

Gerd-Leers

KADIN | 49

Adanalı Ali Kalan’ın kızı olan fakat Türk-çe konuşamayan Joan Franka, asıl adının Ayten Kalan olduğunu belirte-rek “21 yaşındayım. Yarı Türk ve yarıHollandalıyım. Babam Türk ve ismi Ali Kalan; kendisi Mersinli. İki yaşında iken babam öldü. Akrabalarım Mersin’de yaşıyor. Türkiye’ye hiç gitmedim. İki milliyetten dolayı gurur duyuyorum. Hollanda’da büyüdüğüm için Türkçeyi fazla konuşamıyorum. Şu an Türkiye ve Türkçe hakkında bilgilenmek istiyorum. Türkiye’deki babamın akrabaları ile faz-la kontağım yok. Müzik alanında başarı-lar elde ettim. Türkiye’ye müzik yapmak anlamında gidebilirim. Babamın doğdu-ğu toprakları memleketini görmeyi ha-yal ediyorum” dedi. Küçüklüğünde Türkçe müzik kasetleri

dinlediğini belirten Franka, “Aralarında sanatçılardan Bülent Ersoy bulunu-yor. Türkçe müziği de çok seviyorum. Kız kardeşim Türkçeye çok yatkın. Bunun yanı sıra İngilizce müziği de seviyorum. Türkçe müzik duyduğum zaman Türk olduğum aklıma geliyor. Tarkan’ı çok seviyor ve onun müzikle-rini dinliyorum. Beni seçtikleri için çok mutlu ve gururluyum. Azerbaycan’da

Hollanda’yı temsil edeceğim. Orada söyleyeceğim şarkı benim hatıralarım ile ilgili. Yarı Türk ve yarı Hollandalı-yım. Bu bir futbol maçı gibi. Hollanda ve Türkiye karşılaştığı zaman ikisini de tutuyorum. Kim kazanırsa kazan-sın benim için fark etmiyor” şeklinde konuştu. Franka, Azerbaycan’ın baş-kenti Bakü’de yapılacak Eurovision şarkı yarışmasında “Love Me Back” adlı parçayla Türkiye’yi temsil edecek olan Can Bonomo’yu tanıdığını ifade ederek “Çok güzel şarkıları var. Ben kazanamazsam, Türkiye kazanırsa da mutlu olurum. ‘You And Me’ adlı şarkıy-la Azerbaycan’da Hollanda adına fina-le kalıp derece almak istiyorum. Türk halkına çok teşekkür ediyorum. Beni desteklemelerini istiyorum” dedi.

Hollanda’yı Eurovision’da Türk kızı temsil edecek

HABER

Hollanda’yı 2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etmeye hak kazanan Türk asıllı Joan Franka, Türklerden destek beklediğini belirtti.

50 | KADIN

HAYATIN İÇİNDEN

İlk kez geçtiğimiz (2011) Ramazanayında haberdar olduğumuz Salam World…NemiSalamWord?Teşbih-

te hata olmaz, Facebook’un daha geliş-mişi ve İslamisi.Yapıcıları SalamWorld’ü “helal ilkelerleçalışan zararsız içerik” olarak tanımlıyor (Halal Principles-Harmless Content).Alt yapı çalışması çok iyi yapılmış, belli.

30Müslümanülkedolaşmışlarvebuül-kelerin yöneticileriyle ve sivil toplumuyla görüşmeler yapmışlar. Yönetim kurulun-da17ülkedentemsilcivar.Dünya Müslüman nüfusunun internet kullanıcısı profili yaş, cinsiyet ve eğitim durumu gibi değişkenleriyle birlikte araş-tırılmış, piyasa şartları iyi hesaplanmış, kar zarar endeksi çıkarılmış, sonucun

her şekilde kazan kazan olacağına hük-medilmiş ve böylece projelendirilmiş bir internetiletişimağıSalamWorld.Kısaca “helal internet” de diyebileceği-miz bu uluslararası sosyal network ilkuluslararası toplantısını 13 Şubat Pa-zartesi akşamı Çırağan’da yaptı. Kırk ülkeden davetlinin katıldığı toplantıda uzun uzun böyle bir sosyal iletişim ağına

‘Sanal ümmet’in ‘helal internet’i

İnternetin faydaları saymakla bitmez, malum. Ama mübarek öyle bir şey ki, yuva da yapıyor, yuva da yıkıyor. Örnek çok mu uç oldu? Yoo, değil. Bununla ilgili bir istatistik bile var, ama konumuz internetin boşanma ya da evlenme

oranlarındaki yüzdesi değil.Halime KÖKCE

KADIN | 51

neden ihtiyaç olduğu, mevcut sosyal ağ-lardan farkının ne olacağı, hedef kitlenin ne olduğu ve Müslüman kullanıcıların mevcut alışkanlıklarını değiştirmeleri için Salam World’ün onlara ne vaat ettiğinianlattı, Salam’ın yönetim kurulu üyeleri.Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde ofislerini açmışlar ve dört kol-dan çalışıyorlar. ‘Hayırlısıyla’ önümüzde-ki Ramazan ayında dünya Müslümanları-nın, nasıl ki ‘İslami bankaları’ var ‘İslami internetleri’ de olacak.Biraz kinayeli oldu değil mi? Olsun za-ten. Yola çıkılan amaç, söylem ve yürü-yüşü itibariyle hemen baş tacı edebilir miyiz böyle bir şeyi, şüpheli. Buradaki şüphe, helal haram ayrımındaki gibi İslami-imani bir şüphe değil şüphe-siz ama Yönetim Kurulu Başkanı Rus-ya Federasyonu’ndan Abdul-Vakhed Niyazov’unSalamWord’ünedenkurmaihtiyacı duyduklarını izah ederken sarfet-tiği şu söyler, bende uyanan şüphenin nedenlerinden biri: “İslami bankacılık da ilk kurulduğunda çok eleştirilmişti, bu-gün1trilyonuaşancirolarıvar.”

Elbette bu işin fizibiletisini çıkaracaklar, bunda tuhaflık yok. Haram de değil. Ama böyle hesaplarla yola çıkılınca “he-lal paketleme” PR çalışmasının bir par-çası oluyor. İşin özü bu.

Yine bir yerde Financial Times’ın “helal sektörününhacmi2.3milyardolaraulaş-tı” haberine atıfta bulunuyor, Salamcılar.Öte yandan aşırı doz “ümmet vurgusu”, birlik çağrısı, “Huzur İslam’dadır”ın inter-net versiyonu laflar, daha işin başında haksız rekabet kokuyor. Tüketici kitle elde var bir. Görmek istemediğiniz ha-ram içeriklerden arındırılmış, güvenli, ‘helal internet’; her Müslüman’ın ihtiyacı!Üstelik ümmeti aynı ağda buluşturmak, aynı ülkü etrafında birleştirmek, Müs-lümanlığın küresel imajını değiştirmek, bütün insanlığı tehdit eden selam, barış ve esenliğin kaybolmasına karşı bir ilaç olmak (sanal da olsa!) gibi misyonları da varmışSalamWorld’ün.Nasıl rekabetçi kılarız diye düşünülen bir şeye aynı zamanda böyle yüce misyon-lar yüklemek rasyonel gözükmüyor ama ürünün satış ve pazarlaması için tüm bu değerler birer birer, helal helal paketle-nince iş değişiyor.Dualarınız kabul, internetiniz helal olsun.

Kaynak: Rotahaber

HAYATIN İÇİNDEN

52 | KADIN 52 | KADIN

SIR KUTUSU

Nidem, neyleyim ve nerelere gideyim? Sevgili Sevgi Abla,

Olgun insan uzaktan sever. Sevdiğine bir şey hissettirmez. Uzaktan süzer sevdiğini. Sessizce bir kenara çekilir, iç çeker, göz yaşı döker. Sadece her şeyi bilene içini döker. Bir şekilde zaman geçer, unutulur zanneder.

Fakat zaman da geçmez bu aşk ta unutulmaz. Hayallere dalar, fakat hayallerin sonu gelmez. Geriye sadece baş ağrısı, yorgunluk ve hayal kırıklıkları kalır.Unutsam belki kurtulurum bu kabusdan der. Fakat unutmak ne mümkün?Bu karşılıksız aşktan utanır. Kendinden utanır. Yaratanından utanır. Sevgiyi yanlış yerde kullandığından dolayı vicdan azabı çeker.

“Her şeyin bir vakt-i merhunu vardır” derler. Bu

vaktin uzaması, sabır taşını çatlatır. Kadere saygı duyar. Aşkını içine gömer. Ne yapacağını, nasıl yapacağını şaşırır.Duaya sarılır. Bazen unutmak için, bazen de kavuşmak için yalvarır, göz yaşı döker. Dualarda bile dilamma yaşar.Kolu kanadı kırık, morali bozuk, motivasyonu yok, çaresizliğin emzirdiği bir çocuk durumunda.Böyle olmamalıydım der, kendini suçlar. Dua eder, kaset dinler, kafasını başka şeylerle yormaya çalışır. Ama içindeki aşk acısını dindiremez, kaynayan volkanları söndüremez.

Benim de bir yuvam olsun, benim de bir sevenim olsun der, fakat yutkunup kalır. Hıçkırıklar boğazında düğümlenir.Ne tavsiye edilir böyle aşk esiri, garibana?

Nidem Neyleyin

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

Sevgi [email protected]

Nidem, neyleyim ve nerelere gideyim diye so-ran kızım,

Sen yapacaklarını yaptıktan sonra bir şey “eyle-me.” Kendini yaratıcına teslim eyle. Ne eyleye-cekse, seni yaratan “eylesin”, O eylesin. O ne eylerse güzel eyler. Kadere teslim ol. Kederden kurtul. Siperini terk etme ve bir yerlere gitme. Se-ven sana gelsin.

Bir sevgilinin özlemini duymak, tek yaratılan kal-

bin eşini bulup, onunla bir olmak elbette senin de hakkın. Her şey de olduğu gibi bunun da bir vakti zamanı vardır kızım. Bu beklemek, iffetle beklenildiği için sana yük-sek mertebeler kazandıracak, sevilenler arasına adın yazılacak.

...Ve gün gelecek, beyaz gelinliğinle beyaz güver-cinler gibi uçup gideceksin, özlemini duyduğun yuvanı kurmak için. Yolun ve bahtın açık olsun yavrum...

KADIN | 53

HAYATIN İÇİNDEN

54 | KADIN

Kanada’nın Vancouver şehrinde her yıl düzenlenen “Amerikan Bilim Geliştirme Federasyonu” toplantısına katılan bilim insanları çocukların 2 yaşına kadar söy-lemesi gereken 25 kelimeyi belirledi. Uzmanlara göre, 2 yaşında bir çocuk, aşağıyukarı310kelimelikbirdağarcığasahip. Bu sözcüklerin en gerekli 25 tanesi ise dil gelişimi normal seyreden bir çocuk ta-rafından rahatlıkla söylenebiliyor. Çalışmayı yürüten bilim insanlarından Leslie Rescorla’ya göre asıl önemli olan

bu kelimelerin birçoğunu ilk 24 ay içinde kullanamayan çocukların geç konuşma-ya başlama tehlikesi. Uzmanlar çocukların söylemesi gereken kelimeleri şöyle sıraladı: 1- Anne2- Baba3- Bebek4- Süt5- Su6- Merhaba7- Top8- Evet9- Hayır

10- Köpek11- Kedi12- Burun13- Göz14- Muz15- Bisküvi16- Araba17- Sıcak18- Teşekkürederim19- Tuvalet20- Ayakkabı21- Şapka22- Kitap23- Hepsibitti24- Daha25- Güle güle

ÇOCUKÇA

Çocuklar 2 yaşına kadar 300’den fazla kelime öğrenebiliyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Bu yaşa kadar en önemli 25’ini söylemeyi öğrenemezse konuşmakta zorlanabilir.

Çocuklar için en önemli 25 Kelime

GEZİ

Hayriye Büyükeken

Üçte birini kapladığı Britanya adasının en kuzeyinde yer alır. Gü-neyde İngiltere’ye komşu olan ülkenin doğusunda Kuzey Deni-zi, batısında ise Atlantik Okyanusu yer alır.İskoçya bağımsız bir ülke olmasa da kendine ait bir bayrağı, başkenti ve parlamentosu vardır. İskoçlar, kendi kültürlerine ve geleneklerine bağlı, geçmişlerini sürekli canlı tutan, tarihe önem veren bir millettir. Başkent Edinburgh, Orta Çağ’dan kal-ma kaleleri, tarihi binaları ve doğal güzellikleri olan bir şehirdir. Üç tarafı denizle çevrili olan İskoçya’nın iklimi, Britanya ortala-masına göre oldukça sert ve soğuktur.İskoçya’da İngilizce, İskoçça/Gaelce ve Scots Cermencesi ol-maküzere3farklıdilkonuşulur.Hemenhemenherkesİngiliz-cekonuşurkenhalkın%30’u İskoççadabilir.Galcekonuşan%11’lik kesimin çoğu aynı zamanda İngilizce konuşur.Halkınİskoççayı öğrenebilmesi için kurslar oluşturulmuştur.Edinburgh, İskoçya’nın 1437 yılından beri başkentidir.Glasgow’dansonraülkeninikincibüyükkentiolanEdinburgh,

İskoçya’nın doğusunda, kuzey denizine yakın bir konumdadır.Avrupa’nın en güzel görünümlü kentlerinden bir olarak kabul edilen şehir, Ortaçağ ve Georgian dönemlerine ait mimarisiyle bilinmektedir. Edinburgh Üniversitesi ve İskoç Aydınlanması’nın etkisiyle yükselen kültür düzeyi ile bununla beraber yeni olu-şan ve klasik tarzdaki “New Town”’ın (Yeni Şehir) mimarisi,Edinburgh’ya “Kuzeyin Atinası” ünvanını kazandırmıştır.Kayaların üstüne kurulu olan ve tarihî şehirle, şehrin ana cadde-si Royal Mile’a hakim bir konumda bulunan şatosu başta olmak üzerebirçoktarihiveturistiközelliğesahiptir.Şehrin“OldTown”ve“NewTown”bölgeleriUNESCODünyaMirasListesi’ndedir.Glasgowİskoçya’nınenbüyükvekalabalıkşehridir.Şehir Victoria devrinde Britanya İmparatorluğu’nun ikinci şeh-riolarakbilinirdi.Şehrinnüfusu19.yüzyılınsonlarındave20.yüzyılbaşında1milyonunüzerineçıkmıştır.OyıllardaLondraveParis’in ardından Avrupa’da bu yoğunlukta nüfusa sahip üçüncü şehirdi.2001sayımlarınagöreGlasgow’unnüfusu629.501’dir.

İskoçya (Edinburgh-Glasgow)

56 | KADIN

İskoçya, Birleşik Krallık’ı (United Kingdom) oluşturan 4 ülkeden biridir. Glasgow ve başkent Edinburgh ülkenin en turistik şehirlerinden olmakla birlikte en nüfusu en yoğun olduğu şehirlerdir.

Edinburgh

Glasgow

KADIN | 57

Kırmızı Işık

Polis kırmızı ışıkta geçen arabayı durdurarak:-Görmedin miı Kırmızı ışık yanıyordu,demiş.Sürücü:-valla kırmızıyı gördüm de,sizi görmedim.

TEMEL VE MASKE

Dursun Temel ‘e sorar :

− Doktorlar ameliyatta niçin maske takarları

− Temel ilginç bir eda ile .

− Niye olacak , yanlış ameliyat ettikleri kişi tanımasın diye.

AVUÇ MESELESİ

Dört yaşındaki Mehmet annesi ile alışverişe gitmişti. Annesi bir çok şey aldı.Bu sırada dükkan sahibi çocuıun şekerlere dikkatli baktııını görünce- Al sana bir avuç şekerleme, hediye ediyorum.- İstemem.- Neden istemiyorsun? Hoşuna gitmiyor mu yoksa?- Yooooo bu şekerleri çok seviyorum.....- Mehmet’in annesi de geldi durumu gördü.- Al oğlum ben izin veriyorum.......- Almam anne almam anne......- Bir süre tartıştıktan sonra dükkan sahibi çocuğun şapkasını alarak şekerleri içine koydu.Şapkayı sevinçle alan çocuıun annesi sordu.- Oğlum neden daha önce almadın da sonra sevi-nerek aldın?- Anne amcanın avucu benimkinin 3 katı büyüktü. Elimle ne kadar şeker alabilirdim ki? Ben de amcayı bekledim ki ya şapkanın ya da cebime koysun diye.....

Kaza

Dört genç içkili bir vaziyette araba

kullanırken bir trafi k kazası geçirdiler.

Olay yerine gelen trafi k memuru:

-Arabayı hanginiz kullanıyorduı

Gençler toplu halde cevap verdiler:

-Hiç birimiz memur bey. İçkili olarak araba

kullanmaya cesaret edemeyince arabayı

kendi haline bıraktık...

Yarı ölü yarı dizi

Karadeniz köylülerinden birinde köylüler söz birliıi ederek, köyün Kayserili imama bir şaka yapmayı kararlaştırmışlar Nu-maradan köylünün biri ölmüş, cenazenin yıkanması için içeri girmiş kapıyı kapatmış. Yarım saat geçmiş... Bir saat geçmiş... iki saat geçmiş... Herkesi bir merak sormuş...Her ölüyü 15 dakika yıkayıp paklayan ho-caya ne olduııki buçuk saat sonra hoca efendi kan ter içinde dışarı çıkmış.Hemen koşup sormuşlar:-Hoca efendi ne olduıHoca kızgın:-Yarı ölü, yarı diri herifl eri bana yolluyor-sunuz, işini bitirip, ruhunu teslim ettirinc-eye kadar canım çıktı!..

AVUÇ MESELESİ

KAMYON ŞOFÖRÜ

Bir kamyon şoförü 30 kişiyi ezerek öldürmüş.Mahkemeye çıkmış. Hakim sormuş anlat bakalım nasıl oldu;Şoför anlatmaya başlamış.Kamyonla yokuştan aşaıı inerken arabamın fi reni patladı benim de durmam için saıa veya sola çarpmam gerekiyordu. Saı tarafta küçük çocuk sol tarafta da 30 kişi vardı. Bende saı tarafa çarpmaya karar verdim demiş. Hakim de sinirlenerek sormuş. EEEE o zaman nasıl 30 kişiyi ezdin. Kamyon şoförü de ben ne yapayım çocuk birden bire karşıya geçti demiş.

Ömer Muhtar

FIKRALAR

58 | KADIN

SOFRA

60 | KADIN

BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?

Koroplast, ürünleriyle mutfak dışında da uygulanabilen ve ha-yatı kolaylaştıran ipuçlarını “Küçük Mutfak Sırları”nı tüketici-lerle paylaşıyor. “HayatıKolaylaştırır” sloganıyla30yıldır tüketicilerin ya-

şam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen mutfakta ve mut-fak dışında pratik çözümler sunmaya devam ediyor.

Türktüketicisini80’liyıllardailkdefaçöptorbasıylatanıştıran Koroplast, ilklere imza atmaya ve hayatı

kolaylaştırmaya devam edeceğini belirtti. İşte Hayatı Kolaylaştıran Küçük Mutfak Sırları•Avakadonuzçokmusert?KoroplastBuzdo-labı Poşeti’ne pirinç doldurup avakadoyu içine yerleştirerek yumuşamasını sağlayabilirsiniz.

•Evdepudraşekerimibitmiş?KoroplastYağlıPişirme

Kağıdı arasına toz şeker koyup üzerinden sıcak ütü geçirerek pudra şekeri elde edebilirsiniz. •Etsuyumuhazırlayacaksınız?Tavukvekırmızıetinizipişirdik-ten sonra suyunu soğutup Koroplast Buz Torbası’na doldurun

ve dip frize atın. Donmuş et suyunu küp küp keserek kullanabi-lirsiniz. •Kivilerçokmusert? KoroplastBuzdolabıPoşeti’nekoyun,olgun bir elma veya armut ekleyip, poşetin ağzını kapatıp, buz-dolabında bir gece bekletin, sabaha yumuşar. •Fırındapişirdiğinizbalığınkokusundanşikayetçimisiniz?Tep-siye Koroplast Alüminyum Folyo yayıp, üstüne tarçın serpin, ortaısıda15dakikaçalıştırıpkokudankurtulun.

Mutfakta, yapmak istediklerinizi gerçekleştiremediğinizde kimi zaman kendinizi çaresiz hissedersiniz. Oysa bazan püf noktaları,

çözüm yola olarak imdada yetişir.

Hayatınızı kolaylaştıran küçük mutfak sırları

62 | KADIN

DEKORASYON

Sizin tarzınız hangisi?

KADIN | 63

DEKORASYON

MimariBu sehpayı seçenler genellikle evlerinde uyum ve konforu bir arada is-terler. Şık görünmesi onlar için önemlidir. Karşılıklı olarak yerleştirilmiş iki koltuğun arasında duran, alçak ve olval bir masa olabilir. Genellikle bambu ve ya ahşap masalar tercih edilir. Bu tür sehpalar gözünüzde 1800lerdenkalmışgibigörünebiliramaoldukçaçokkullanılırlar.

EndüstriyelGenellikle demir ve metal tarzı malzemeler seçilir. Orantılı ve keskin hatları ilk dikkat çeken şey olur. Modern döşenmiş evlerin vazgeçil-mez unsuzlarındandır. Soğuk görünüşüne karşın, iyi bir eşya kombi-nasyonuyla çok samimi bir götüntü oluşturabilirler. Genellikle beyaz, siyah ve gri renklerden oluşur. Aklınızda şu şekilde bir resim oluş-turabilirsiniz; büyük bir üçlü koltuğun karşısında, demirden yapılmış büyük kare bir sehpa. Üzerinde ise okunmuş gazeteler.

GelişigüzelMinimal döşenmemiş evler için oldukça uygun. Salonun ortasında özensizce duran, ahşap metal karışımı bir sehpa. Üzeri büyük ih-timalle dergi ve gazetelerle ya da tabak bardaklarla dolu olacaktır. Dağınık evlerin vazgeçilmez unsuru, büyük ve kullanışlı.

KlasikOldukça lüks döşenmiş bir salonun ortasında duran gösterişli bir seh-pa. Bu odada oraya ait olmayan tek bir şey yok, ekstra düzenli ve her şey yerli yerinde. Ve bu odaya tam olarak uyan bir sehpa, ahşap, oyul-muş bacaklar, mermer veya cam bir zemin. Üzerinde de kristal süsler.

SeçiciKesinlikle aydınlık ve pırıl pırıl bir ev. Boydan boya orkideler ve hanı-melleri ile kaplı bir bahçesi var. Salonunda ise bembeyaz koltuklar ve bahçey çıkan kapını yakınında duran iki parçalı ahşap bir sehpa. Üzerinde ise vazoda çiçekler, büyük ihtimalle bahçeden toplanmış.

Kerime Şahin

Salonların vazgeçilmez unsurlarından biri de sehpalardır. Sahpamızın bazen dekoratif olmasını, bazen de kullanışlı olmalarını

isteriz. Birçok değişik tarzda sehpa var, peki sizin tarzınız hangisi?

64 | KADIN 64 | KADIN

KİTAPLIK

Aşkın Sanal HalleriCanan Tan

Vakt-i zamanında, “Aldanma ki şair sözü elbette yalandır!” diyen Fuzûlî, günümüzde yaşasa, “Aldanma ki sanal aşklar elbette yalandır!” mı derdi? Yoksa, “Aşk aşktır!” diyerek, gerçek ya da sanal tüm sevdalıların önüne mi sererdi dizelerini?...Var mıydın gerçekten? Gözlerimiz buluşmadan, ellerimiz birbirine değmeden, yalnızca yüreklerimizle, doludizgin bir aşk seninle paylaştık mı biz? Yoksa... Acımasız

bir aldatmaca mıydı yaşadıklarımız? Kimdin sen? Bilinçaltımın bana oynadığı bir oyun... Gerçekleşmesini istediğim ulaşılmaz bir düş… Kahredici bir duygu yanılsaması... Hangisiydin? Var mıydın gerçekten? Bilemiyorum...

Silah TüccarıHugh Laurie

HOUSE dizisinin çılgın doktorundan eğlenceli ve heyecan dolu bir polisiye! Hugh Laurie polisiye türüyle muzipçe dalga geçtiği bu kitabında insanı kahkahadan kırıp geçiren komik öğeler ile şaşırtıcı olayları müthiş bir aksiyonu birleştiriyor!

Thomas Lang... Kraliyet muhafızından bozma bir tetikçi, paralı asker ve aynı zamanda da süper bir adam... Soğukkanlı cinayetler ona göre değildir. Amerikalı bir işadamını öldürmesi için kendisine yığınla para önerildiğinde, Lang kurbanı uyarmayı seçer –çok geçmeden bu iyilik kötü sonuçlar doğuracaktır. Birkaç saat içinde Lang Buda heykelleriyle kafalar patlatmaya, kötü kalpli milyonerlerle zekâ yarıştırmaya ve hayatını –başka şeylerle

birlikte– baştan çıkarıcı, tehlikeli kadınların eline bırakmaya başlar. Yozlaşmış CIA ajanlarına, terörist özentilerine ve yüksek teknoloji destekli cinayetler işlemek isteyen silah tüccarlarına kafa tutan Lang, âşık olduğu kadını kurtarmaya ve uluslararası bir katliamı engellemeye kararlıdır... “Silah Tüccarı alaycı, heyecanlı, esprili, sürprizlerle dolu, tuhaf ve son derece harika. Üstelik satın almak için izİn belgesine ihtiyacınız yok... Harika bir roman.”

Bambaşka (İmzalı Kitap)Kahraman Tazeoğlu

BAŞKA’DAN SONRA KAHRA-MAN TAZEOĞLU BU KEZ DE BAMBAŞKA KİTABIYLA OKURLARIYLA BULUŞUYOR…

Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını… Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gül-mek ağlamanın gardiyanı gibi sanki… Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum. Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun. İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye... Anlıyor musun? Gel “biz” olalım demek kolay… Benimle hiç olur musun?

Aklından Bir Sayı Tut(Seni O Kadar İyi Tanıyorum ki Ne Düşündüğünü Biliyorum)

John Verdon

Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır:“Aklındanherhangibirsayıtut.1ila1000arasındaherhangibirsayı.”Adamöylesine658sayısınıtutar.Notşöyledevam etmektedir: “Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç.” “Aldıklarını geri vereceksin / Vermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, / Ne zaman uyuduğunu, / Nereye gittiğini, / Nereye gideceğini. /Seninle bir randevumuz var,/Bay658.”Sıradanlıklarameydanokuyan,anındabaşınızıdöndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir “Aklından Bir Sayı Tut” kolay kolay unutmayacağınız bir roman.

Selma Gecikmez

KADIN | 65

MAKALE

Belangrijke personen deel 4

Turgut Özal:(1927-1993):GeboreninMalatya.Stu-deerde af als elektro – ingenieur aan de technische hogeschool in Istanbul. Studeerde economie in de VerenigdeStaten.Werdin1965technischadviseurvanpremierDemirelenin1967hoofdvanhetStaats-planbureau.Nahetmilitaireingrijpenvan1971kreeghijeenbaaninWashingtonbijdeWereldbank.Werk-tegedurendedejaren1973–1979inhetparticulie-rebedrijfsleven.DoorDemirelin1979inzijnkabinetopgenomenmetspeciale vernatwoordelijkheid voorde economische hervormingen. Premier onder de militaire junta (1980-1982).Moestaftredevanwegeeen bankschandaal. Stichter vande Moederlandpartij in1983.Premiervan1983tot1989.Achstepresi-dent van Turkije van1989 tot zijn plotselingedoodin1993.Voerdeindeeconomieeenexportgerichteliberalisering door.

Mesut Yılmaz: (1947-?) Studeerde in 1971 afaan de faculteit der politiekewetenschappen van

de universiteit van Ankara. Haalde da-arna zijn doctorstitel in Keulen. Werktevervolgens in de particuliere sector en bij staatsbedrijven. İn 1983 één van de oprichtersvan de Moederlandpartij. Gekozen als afgevaar-digde voor Rize. Minister van Buitenlandse Zaken (1987-1990):premier in1991.NadatTurgutÖzalpresidentwasgeworden,werdhijpartijleider vande ANAP en binnen die partij aanvoerder van de liberalevleugel.Opnieuwpremier in1996envan1997tot1999.

Alpaslan Türkeş: (1917-1997) Geboren opCyprus. Afgestudeerd aan de militaire hogeschool. GedurendedeTweedeWereldoorlogbetrokkenbijpanturkistische ( en pro – Duitse) propaganda. İn

1944gearresteerd,maarinhogerberoepvrijgesp-roken.Studeerde in1954 af aandemilitaire aca-demie. Diende bij de generale staf en bij de NAVO. Een van de belangrijkste organisatoren van de coup van1960.Leidende radicaalbinnenhetNationaleEenheidscomitéendaaroméénvande14officierendieinnovember1960werdenweggezuiverd.Milita-irattachéinNewDelhi.Nazijnterugkeernamhijin1965hetleiderschapvandeRepublikeinseBoerenNatiepartijover.DepartijwerdonderzijnleidingdeNationalisitischeActiepartij(MHP),waardoorTürkeşvan1969tot1980indeNationaleVergaderingzat.Vice- premier in Demirels Nationalistisch Front – ka-binettenvan1974tot1977.Nadecoupvan1980uitdepolitiekverbannen.Maaktena1987tocheenterugkeer als leider van de Nationalisitische Arbeids-partij,dielaterweerwerdomgedooptinMHP.

Mehm

et Çalışkan(D

ocent geschiedenis / bachelor of arts / m

asterstudent geschiedenis /turkologie universiteit van leiden)

66 | KADIN

MÜZİK

Pop müzik sanatçısı Murat Boz ekranda kesinlikle rol yapmadığını, gerçek hayatta da böyle olduğunu söylüyor. İnsanların daha önce kendisini şımarık biri sanmasının sebebini ise kendisini yeterince anlatma fırsatı bulamamasına bağlıyor.

İlk ne zaman, ‘ben hayatımın merkezine müziği koyacağım’ dediniz? Çocukken ne olmak

istiyordunuz? Çocukken her şey olmak istiyor-

sunuz, birçok mesleğe hay-ranlığım vardı. Güzel sanatlar lisesinde okudum ama profes-yonel anlamda bu işi yapmaya 1999’dakararverdim.İlkdefasahneye çıktığım ve sahnenin tozunu aldığım seneydi. O za-man ben bu işi yapacağım ve hayatıma böyle devam edece-

ğim dedim. Müzik bir iletişim şekli ve ben sahnede buna âşık oldum.

Müzik benim için hem kendimi ifade etmek hem de insanlarla iletişim kur-

ma yolu. Sahneye çıktığım ilk günden sonra bir daha bırakamadım.

Çoğu stara göre kısa sayılabilecek bir zamanda şöhreti yakaladınız. Bu

kadar kısa bir sürede böyle bir üne sa-hip olacağınızı hesaplamış mıydınız?

Hayır. Çok ünlü isimlere vokalistlik yaptığım

dönemlerde bile albüm hayalleri kurmadım. Konsantre olduğum tek şey, işimi layıkıyla yapabilmekti. Tanınmışlık, şan şöhret herke-se nasip olabilir; ama bana nasip olmasını istediğim şey, orada kalabilmek. Ünlü olmak çok zor değil, bunu bir şekilde başarabilirsi-niz, ama benim amacım, son nefesi verene kadar şarkı söylemek ve müzikle insanların hayatlarında olmak.

Şöhret yolunda birçok ünlü çok zorluklar çektiğini anlatır. Siz de birçok sıkıntı ya-şamışsınız. Bunları yaşamanız sizi olgun-laştırdı mı?Hayatta yaşadığınız her şey sizin olgunlaş-manızı sağlıyor. Karakterinizi değiştiriyor ve hayata daha farklı bakmanızı sağlıyor. Onlar olmasaydı burada olacağımı zannetmiyorum.

İnsanlar sizi önceleri ‘şımarık bir popçu’ sanıyorlardı. Geçmişte yeterince kendiniz anlatamadığınızı mı düşünüyorsunuz?Maalesef evet. Demek ki benim de böyle bir eksikliğim varmış. İnsanlara yeterince kendi-mi anlatamamışım. Bu programla bunu gös-terme imkânı yakaladım.

Amacım, son nefesi verene kadar şarkı söylemek

KADIN | 67

MÜZİK

Başka projeleri değil de neden O Ses Türkiye’yi kabul ettiniz?Benim işim, mesleğim müzik. Oyunculuk, disiplin isteyen ve benim çok ciddiye aldı-ğım bir şey. Yetenekli olsanız da yetmez, çok çalışmalısınız. Ben ikiye bölünemem. Bir kere oyunculukta nasıl yeteneğim var bilmiyorum. Olsa bile bu sefer müzikten feragat etmelisiniz. İleride belki bir sine-ma filmi düşünebilirim.

Elenen arkadaşlara çok üzülüyorsu-nuz. Keşke burada oturan ben olma-saydım, dediğiniz oluyor mu?Muhakkak. Bu noktada ben insanlar-dan biraz anlayış bekliyorum. Her yarış-macının geleceğe yönelik hayalleri var. O noktada belirleyici olmak insana çok büyük sorumluluk yüklüyor. Bu sorumlu-luk insanın üzerine bir baskı yapıyor. Bir de yarışmacı arkadaşları çok seviyorum. Aramızda çok güzel bir bağ oluştu. Bütün bunlar bir araya gelince zaman zaman farklı duygusal durumlar olabiliyor.

Şöhret hayatınızı değiştirdi mi?Daha önce görüştüğüm hiçbir insan ha-yatımdan çıkmamıştır. Onlarla görüşmeye buluşmaya, o duyguları tatmaya devam ediyorum. Ailemle aram çok iyidir. Çok sıkı bağlarımız var ve bunu özenle koru-yorum. Çok şükür ben kendimi ve algıları-mı açık tutmak için ailemle ve dostlarımla bağlarımı sıkı tutuyorum.

Çok mutlu ve kıpır kıpır bir görüntü-nüz var. Peki gerçekte Murat Boz na-sıl biridir?Her duyguyu yoğun yaşayan biriyim. Mut-luysam çok mutlu oluyorum. Hüzünlüy-sem çok hüzünlenirim. Gerçek hayatta da programdaki, ekrandaki gibiyim. Beni üzecek çok kötü bir şey olmadıkça gü-nümü pozitif ve eğlenceli geçirmeye ça-lışıyorum. Hepimizin hayatında olumsuz şeyler olabilir ama öldürmeyen şey güç-lendiriyor ve ayakta tutuyor.

Fiziğinizin zaman zaman müziğini-zin önüne geçmesi sizi rahatsız edi-yor mu?İlk dönemlerde bu çokça konuşuldu. Bunda ben başkalarını suçlamıyorum. Demek ki bir yerde bir şeyi es geçmişim. Es geçtiğimiz yerin üstüne yürümemiz gerek. Şimdi dengeli gidiyor. Bir de şu

var. Bizim gibi sürekli göz önünde olan insanların her şeyi takip ediliyor. Dış gö-rünüşüme dikkat ediyorum. Ama şu an müzikle fiziğin dengelendiğini düşünüyo-rum. Sadece yakışıklı ve güzel insan ol-mak yeterli değil, müzikte hiç değil.

Ülke gündemiyle ilgili en çok hangi konular sizi üzüyor?Depremdi, terördü derken kötü zamanlar yaşadık. Bunlar bizim senelerdir kanayan yaralarımız maalesef. Bu problemler aşı-lırsa daha da güzel olacak her şey. Türki-ye çok güçlü bir ülke. Büyük depremler,

ekomomik krizler yaşadık. Buna rağmen dimdik ayakta. Sapasağlam yere basıp ilerliyoruz.

Kitap okumayı sever misiniz? Kitap okurum diyebilecek kadar kitap okumadım. Çünkü çok sıkılgan bir yapım var ve konsantrasyon problemim olu-yordu. Ama son beş senedir okuyorum. Bunun benim için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu anladım. Pişmanlık lafını sevmem ama 25 yaşına kadar yeterince kitap okumamak benim en büyük piş-manlığım.

Hayriye Büyükeken

Sinema dünyasının en prestijli ödülleri Oscarlar, ABD’nin Los Angeles kentindeki Kodak Tiyatrosu’nda 84. kez sahiplerini buldu.

Yılın fi lmi ‘The Artist’ En İyi Film, Yönetmen ve Erkek Oyuncu dahil olmak üzere 5 dalda Oscar ödülü kazandı. Bir diğer favori ‘Hugo’

teknik dallarda 5 Oscar’ı kucaklarken, En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını da Meryl Streep kazandı. Gecenin kazananı The Artist oldu. Siyah-beyaz, sessiz fi lm olan ‘The Artist’ En İyi Film ödülünü ka-zanırken, yönetmeni Michel Hazanavicius ve baş-rol oyuncusu Jean Dujardin’e de Oscar kazandırdı.Böylece 10 dalda aday gösterilen ‘The Artist’ 5dalda Oscar kazanırken, En İyi Film Ödülü’ne la-yıkgörülenikincisessizfilmoldu.1929’dayapılanilkOscarÖdülTöreni’nde‘’Wings’’adlısessizfilm,En İyi Film seçilmişti. En İyi Kadın Oyuncu ödülü-nü daha önce 2 defa altın heykelciği evine götüren Meryl Streep kazanırken, Yardımcı Oyuncu dalın-da Oscar ödülleri de ‘Beginners’ ile Christopher

Plummer ve ‘The Help’ ile Octavia Spencer’ın oldu.Bir diğer favori Martin Scorsese imzalı ‘Hugo’ ise sadece teknik dallarda başarılı oldu. ‘Hugo’ Gö-rüntü Yönetimi, Sanat Yönetimi, Görsel Efekt, Ses Kurgusu ve Ses Miksajı dallarında Oscar kazandı.Yabancı Film dalında Oscar’a beklendiği gibi İran yapımı ‘A Separation’ ulaşırken, fi lmin yönetmeni Farhadi, ödül töreninde yaptığı konuşmada “Bu-gün bizi dünyanın dört bir yanında milyonlarca İran-lı seyrediyor. Eminim hepsi çok mutlular. İran haklı mutlu çünkü siyasetçilerin savaş, tehdit ve saldırı-dan söz ettiği bir dönemde ülkelerinin ismi, siya-setin tozu altında saklanan zengin, köklü bir tarihe sahip ve muhteşem kültürü ile anılıyor” dedi.En İyi Orijinal Senaryo Oscar’ını Midnight in Paris ileWoodyAllen,UyarlamaSenaryoOscar’ını iseThe Descendants ile Alexander Payne kazandı.

Sinema dünyasının

en prestijli ödülleri en prestijli

68 | KADIN

SİNEMA

• En İyi Film: The Artist

• En İyi Yönetmen: Michel Hazanavicius – The Artist

• En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin - The Artist

• En İyi Kadın Oyuncu: Meryl Streep - The Iron Lady

• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer – Beginners

• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Octavia Spencer - The Help

• En İyi Uyarlama Senaryo: A.Payne ve Nat Faxon & Jim Rash - The Descendants

• En İyi Orijinal Senaryo: Woody Allen - Midnight in Paris

• En İyi Yabancı Film: A Separation (İran)

İşte kategoriler ve kazananlar:

Christopher Plummer

Asghar Farhadi

Octavia Spencer Jean Dujardin Meryl Streep

Michel Hazanavicius

KADIN | 69

SİNEMA

70 | KADIN

SAĞLIK

Bir ailede ebeveynlerden birinin psikiyatrik sorunu varsa bu çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için sorunlar yaratabilir. Bu sorunlar Hollanda’da yaşayan aileler ve çocukları için daha da karmaşıktır. Bunun sebeplerinden bir tanesi bu ailelerin çocuklarının iki kültür arasında yetişmesidir. Genellikle sağlıklı aileden gelen çocuklar bu iki kültür arasında dengeyi daha iyi bulabiliyorlar. Ama PSTEC çocukları için bu geçerli değildir. Bu çocukların gelişimi problemlidir. Sonuçta bu çocukların yaşam koşulları ebeveynlerinin rahatsızlığı nedeniyle değişebiliyor. Bunun yanı sıra rahatsız olan ebeveynlerin davranışlarında önceden sezilmeyen bir boyut alabiliyor.

Türk kültüründe genellikle ebe-veynler kendi sorunlarını çocukla-rıyla paylaşmazlar. Bu geçmişten

kalan bir tabudur. Genel olarak ebe-veynler çocuklarını kendi sorunlarını ve yetişkinlerin sorunlarını anlayacak kadar büyümüş görmüyorlar.

Yalnız ebeveynlerin anlamadıkları bir konu vardır.Çocukların ebeveynlerinin sorunları olduğunu ve davranış bozuklu-ğu yaşadıklarını hissetmekte ve görmek-tedirler. Sorunlu ebeveynlerin eğitim sürecinde davranış bozukluğu nedeniy-le çocuklarına düzgün bir eğitim veremi-

yorlar. Çocuklar evde negatif bir ortam olduğunu hissetmektedir. Bu sebeple bu aileden olan çocuklar ebeveynlerin-den dış dünyaya karşı örneğin okulların-da utanırlar.

Genellikle Türk kültüründe aile üyeleri

Psikiyatrik sorunları olanTürk ebeveynlerin çocukları

Alpay Özterazici

KADIN | 71

SAĞLIK

ya da akrabalar böyle sorunlarda birbir-lerine destek çıkarlar. Ancak bu desteği önce ebeveynler alır ve daha sonra da az da olsa çocuklarına yansıtırlar.

Bu çocukların davranışları yaşıtları-na göre farklı özellikler gösterir;1-3yaşarasındakiçocuklardaaileiçin-deki ayrılık kaygısı oluşabilir. Bunun be-lirtileri ileri derecede çok ağlamaları, di-rençli ya da aşırı özelleştirme, çok kapalı bir tutum veya belirsiz fiziksel şikayetler olabilir. Bu yaş grubundaki çocuklar ebeveyn-lerinin psikiyatrik sorunları olduğunu anlamazlar. Fakat olumsuz deneyimleri ve olayları unutmazlar. Yalnız bu yaş gru-bundaki çocuklar ebeveynlerinin kendi-lerine daha önceki davranışlara bakarak başka (negatif) davrandıklarının farkına varırlar. 3-6yaş.Belirtiler:Anksiyete (aşırı derecede korkma) bo-zukluğu geliştirirler. Bunu sıkça hasta olarak belirtmeye çalışırlar. Bu yaşta ki çocuklar suçluluk hissi geliştirir ve ebe-veynlerinin hastalıklarını kendilerinin yü-zünden oluştuğuna inanırlar.Bunu da genellikle ebeveynlerin psiki-yatrik sorunları sebebiyle bütün günlerini yatakta geçirirlerse oluşan bir bozukluk olarak gözlemlene bilinir. Bu yaşta ki ço-cukların ayrılık kaygısına yani bir önceki duygusal aşamaya düşebiliyorlar (gerile-me). Konsantrasyon ya da davranış so-runları geliştirebiliyorlar.

Türk ailelerin de genellikle şu sorun-lar ile karşı karşıya kalıyoruz:Çocuklar bu yaşta ebeveynlerin psikiyat-rik sorunlarının belirtilerini sezmeye baş-larlar. Genelde depresyon hastalarında gözlemlene bilinen sorunları çocuklarda algılamaya başladıkların da kafalarının karışmasından dolayı yaramazlık yapma-ya başlarlar. Ebeveynler de zaten hasta-lıklarından gelen bir gerginlik nedeniyle çocuğun yaramazlık yapmaması için son çareyi çocuklarına karşı şiddet uygula-yarak sakinleştirmeye çalışırlar. İncele-nen30Türkailesinden26sıçocuklarınıyaramazlık yaptıklarında döverek sakin-leştiklerini dile getiriyorlar.

6-12 yaş. Belirtiler: Bu yaştaki çocuklar negatif özeleştiri geliştirirler. Sosyal dışlanma ve hasta olmak da belirtilerden biridir. Arkadaşla-rına ve hobilerine karşı ilgi kaybı oluşur. Okul performansı kötüye gider. Depres-yon özellikleri oluştururlar ve kekemelik ya da tikler başlar.

Türk ailelerinde genellikle şu sorun-lar ile karşı karşıya kalıyoruz:Erkek çocuklar, diğer çocukların (kar-deşlerin) yaptığı yaramazlıklar ile suç-lanır ve cezalandırılırlar. Yine erkek çocuklar ebeveynlerin görevlerini üstle-nirler. Alışverişi ve kağıt işler ile ilgilenir-ler. İstemeyerek ebeveynlerine destek olurlar. Bunun karşısında çocukların okul performansı daha da kötüye gider. İstismar edilmesi bu yaş grubundaki çocuklarda sıkça görülür. Bu çocuklar kendilerini farklı hissetmeye başlarlar ve aynı yaş grubundan aynı sorunları olan çocukların yanında destek ararlar. Bu arkadaşların negatif huylarını kopyala-yarak sigara ya da uyuşturucu kullan-maya başlarlar. Huzuru ve sakinleşmeyi buyollardaararlar.İstanbul’da2010dayaptığım araştırmalara göre bu yaş gru-bundaki çocuklar genellikle 8 yaşında Bali kullanmaya başlıyorlar. Bu şekilde kafalarını boşaltmaya çalışıyorlar. Ebe-veynler çocuklarını evdeki sorunları dı-şarıya yansıtmamaları için tehdit ediyor-lar ve korkutuyorlar,eğer anlattıklarının duyumunu alırlarsa çocuklara şiddet uyguluyorlar. Bu yüzden çocuklar rahat-lamak için bu yollara başvuruyorlar.Bu yaş grubundaki kızlar ise ev işlerini

üstlenmeleri için tahrik ediliyorlar. Yeme-ği yaparlar, evi temizlerler ve kardeşle-rine bakıcı olarak bakarlar. Eğer bu kız çocukları, psikiyatrik sorunu olan anne-sinin gözünde görevlerini yeterince yeri-ne getiremezse anne tarafından dövülür. Psikiyatrik sorunu olan annenin düşün-ce kapasitesi yeterli olmadığı için kızının kendisini dış dünyaya kötü bir anne ol-duğunu göstermek istediğini düşünerek hareket eder.Türk çocukları kolektif bir kültür ve aile içinde yetiştikleri için ailelerine Hollan-dalı çocuklarından daha çok bağımlılar-dır. Ailelerinden daima destek beklerler. Bu yüzden Türk çocukları kendilerini dü-şünmezler ve aile çıkarları için hareket ederler. Bu nedenle kendilerini ailelerin-den dışlarlar ya da dışlanmış hissettirler.Sonuç olarak bu tür Türk ailelerinin ve çocuklarının aileden ya da akrabaların-dan destek almaları çok önemlidir. Çün-kü bu kişiler aile içi kuralları, standartları ve değerleri daha iyi bilirler. Bu şahıslar ebeveynler ve çocukları arasında köp-rü kurarlar. Bunun yanı sıra ebeveynler hem kendileri için hem de çocukları için profesyonel yardım aramaları şarttır.

Alpay Özterazici (28) kimdir?Alpay Özterazici, bir ruh sağlığı uz-manıdır. Şuan AlleKleur Amsterdam (transkultural psikiyatri) de çalışıyor. Hastaları çoğunlukla Türk hastala-rından oluşuyor. Genç yaşta Türk psikiyatri hastalar hakkında bir kitap yayınladı ve çeşitli bilgi merkezleri tarafından yayınlanmış çok sayıda makalesi vardır. İkinci kitabı, sociale overmacht(ISBN978-90-818608-0-2)şubatsonundayayınlandı.www.alpayozterazici.com

72 | KADIN

Konu beslenmeye geldiğinde, özellikle de belirli bir amacımız varsa (kilo almak, kilo vermek, detoks vb.) ne yiyeceğimizi kestirmek her zaman güç oluyor. Aynı ürünün onlarca çeşidinden hangisini seçmeli, hangi durumda ne yemeli karar vermekte zorlanabiliyoruz. Neyse ki, bu konu için bize rehber olabilecek birkaç bilgi edindik!

Seçeneklerim arasında cheese-burger, sosisli ve bir dilim pizza varsa hangisini yemeliyim? Şunu açıkça söyleyebiliriz ki piyasada bu ürünlerin yüzlerce çeşidi bulunuyor! Bu nedenle tartışmaya açık bir soru. Ancak

hangisinden daha fazla lif alabileceğini düşünürsen, sebzeli olan seçeneğe yö-nelmen daha iyi olur. Bu nedenle en iyi se-çenek pizza gibi görünüyor. Tabii üzerinde en azından biber, brokoli gibi yeşillikler bu-lunmalı. Mükemmel bir yemek değil elbet-te çünkü pizza hamuru işlenmiş karbon-hidrat içerir. Yine de üzerindekiler daha sağlıklı bir seçim yapmana olanak sağlar.

Ne içsem beni uyanık tutar? Bir fincan kahve mi yoksa enerji içeceği mi? Kahve. Bir fincan sade kahvenin içinde-ki kafein miktarı yaklaşık beş saat uyanık kalmanı garanti eder. Dahası araştırmacı-

lar, kahvenin antioksidan yönünden çok zengin olduğunu, kısa süreli hafızayı güç-lendirdiğini, bunama ve kanseri önlemeye yardım ettiğini söylüyor. Ani enerji patlama-sı yaşatan enerji içecekleri ise çok fazla şeker içeriyor. Kalorili olmasını bir kenara bırak, seni bu kadar enerji dolu yapan bir içecek kaçınılmaz bir düşüş de yaşatabilir.

Tavuk eti, dana etine göre daha iyi bir seçim midir? Her zaman değil. Çoğunlukla tavuk ya da büyükbaş hayvanın nasıl yetiştirildiğine göre değişir. Organik ve serbestçe dola-şarak beslenen tavukların derisiz göğüs eti tartışılmaz derecede diğer etlerden

Kafa karıştıran diyet soruları ve cevapları:

BESLENME

Nuray Bussink Tuna

Tavuk eti mi yemelisiniz, dana eti mi? Uyanık kalmak için ne içmelisiniz? Meyve suyuyla içmekle meyve yemek aynı şey midir? Bütün bu sorunların cevapları aşağıda...

KADIN | 73

sağlıklıdır. Fakat çoğunlukla yediğimiz ta-vuklar bu şekilde değil, şişmanlatma yön-temi ile büyütülüyor. Aynı şekilde, birçok büyükbaş hayvan bugün mısır yemiyle çabucak semirtiliyor. Otla beslenen hayvanların eti ise hem daha besleyici hem de daha farklı bir tada sahip. Bunlar üretim tesislerinde yetiştiri-lenlere göre yüzde 16 daha az kalori,yüzde27dahaazyağveyüzde10dahafazlaproteiniçeriyor.Ayrıcaomega-3veomega-6 yağ asitlerini daha sağlıklı vedengeli şekilde barındırıyor. Tüm bu ne-denlerden dolayı, seçimini etin çeşidine göre değil kalitesine göre yapmalısın. Esmer pirinç, beyaz pirince göre gerçekten daha mı sağlıklı? Evet. Ayrıca bu tüm tahıllar için de geçerli. Çin yemeğindeki pirinçte, yediğin wrapya da dürümde kullanılan lavaşta (veya tortillada) ya da sandviç ekmeğinde... Ne şekilde olursa olsun, tam tahıllı karbon-hidratlar yediğinde (bu gıdaların paketin-de “tam tahıllı” yazar) lif de almış olursun çünkü bunlar tam buğdayla hazırlanır: Buğdayın tohumu, kepeği ve endospermi (öğütülerek una dönüştürülen iç bölümü) ayrıştırılmaz. Lifler midende harekete ge-çer, beynine sinyal gönderir ve doymuş hissedersin. Lifi alınmış besinler (beyaz pirinç ya da beyaz ekmek gibi rafine kar-bonhidratlar) hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltir, pankreası tetikler ve insülin salı-nımını arttırır. İnsulin hormonu sadece kan şekerini düşürmekle kalmaz, vücuduna yağ depolaması için sinyal de gönderir.

Bir bardak meyve suyunun besin değeri bir parça meyveye eşde-ğer midir? Yaklaşamaz bile. Birçok hazır meyve suyu, meyvenin doğal şekerine ek ola-rak, daha tatlı olması için eklenmiş rafine şeker içerir. (Şekersiz saf kızılcık suyunu içmeyi denersen ne demek istediğimizi anlayacaksın.) Dahası, etiketinde yüzde 100yazanürünlerbile,mutlakabelirtilenmeyveden yapılmıyor. Nar ve yaban mer-sini gibi pahalı meyve sularında; armut, elma, üzüm gibi ucuz ve şeker oranı yük-sek meyveler de kullanılıyor. Vücuduna şeker yüklemesi yapmak istemiyorsan, tek meyveden üretilmiş ve katkısız olanla-rı tercih et. Miktarı yarım bardakla sınırla,

gerisini su ya da maden suyuyla doldur. En iyisi elbette meyveyi bütün olarak ye-men.Ortaboybirportakal62kalori,12gram şeker ve üç gram lif içeriyor. Bir bardak portakal suyunda ise 110 kalorive 24 gram şeker var. Lif ise hiç yok.

Beyaz peynirler sarı renkli peynir-lerden daha mı iyidir? Konu kilo vermekse, genellikle evet. Sarı renkli peynirler, diğerlerine göre daha fazla kalori içerir çünkü bunların yağ yo-

ğunluğudahafazladır.Örneğin,30gram-lıkbirdilimçedarpeyniritam113kaloridirve dokuz gram yağ içerir. Aynı miktar Brie peyniriise94kaloridirvesekizgramyağiçerir. Aslında şöyle ya da böyle tüm pey-nirler kalorisi yüksek yiyeceklerdir. Bir kibrit kutusu büyüklüğü denilen 30gramlıkbirporsiyon,yaklaşıkolarak100kaloridir. Bu miktar, aynı büyüklükteki so-mon balığının kalorisinden iki kat daha fazladır. Bu yüzden peynir seviyorsan porsiyon kontrolüne özen göstermelisin.

BESLENME

74 | KADIN

DİYET

Hayat kurtaran sayılar

İlkokul sıralarında öğretilen matema-tik dersindeki sayılar, sadece sınavdan daha yüksek not almanızı sağlıyordu. Burada size söyleyeceğimiz sayılar ise daha formda ve daha sağlıklı olmak gibi hedefleri gerçekleştirmenizi sağlayacak.

Zayıflamak için24 adet badem: Akşam yemeğinden önce yiyin ve kilo verin. Purdue Üniversitesi’nin araştırma-sınagöre,30grambadem,içeriğindeki9miligram tekli doymamış yağ asidiyleakşam yemeğinde (kendinizi en aç his-settiğiniz öğün) aşırıya kaçmanızı engel-liyor. En iyi haber ise verdiğiniz kiloları korumanıza yardımcı olması. Çünkü tekli yağlar açısından zengin bir diyet, düşük yağlı bir diyetten daha uzun süre formu-nuzu korumanızı sağlıyor.

Sayıyı nasıl sabit tutarsınız:Bademleri su ile yıkayın. Zira su badem-deki lifleri genişleterek kendinizi tok his-setmenizi sağlıyor.

Kalp sağlığınız için7 dakika 30 saniye koşu: Kendinize ufak bir test yapın. Eğer

1.500 metre’yi tamamladığınızda kro-nometreniz 7 dakika 30 saniyeyi gös-teriyorsa, bilin ki kalp krizi geçirme riskiniz zayıftır. Çünkü egzersiz yapar-ken sergilediğiniz iyi performans kalp hastalıkları riskinin düşük olduğunun göstergesidir. Kısacası ne kadar hızlı koşabiliyorsanız, o kadar uzun yaşaya-caksınız demektir. Dahası kalp atış hac-miniz de (her atışta pompalanan kan) o kadar yüksek olacaktır.

Sayıyı nasıl artırabilirsiniz:Aralıklıkardiyoegzersiziyapın.Her100metrede bir temponuzu değiştirin. Eğer koşu bandında çalışıyorsanız işiniz ko-lay. Ekrandan ‘rastgele antrenman’ mo-dunu seçerseniz, eğimi ve hızı sizin için otamatik olarak ayarlayacaktır. Zorluğu sürekli değişen bu antrenman şekli, kal-bin yüksek tempoda sabit bir şekilde at-masından daha sağlıklıdır.

Felci önlemek için200 mililitre portakal suyu:Kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerin-de hiç çekinmeden portakal suyu için. Zira portakal suyu içmek (tabii ki hazır olanlardan değil) HDL (iyi) kolesterolü

artırmanız ve felç riskinizi düşürmeniz için hala en iyi yol. Columbia Üniversi-tesi araştırmacıları, iyi kolesterol seviyesi yüksek olan kişilerin iskemik felç (beyi-ne kan tedarik eden arterlerden birinde bir blokaj olduğunda oluşan ve erkekleri en çok etkileyen tür) riskinin belirgin de-recede düştüğünü gördüler. Nasıl mı? HDL kolesterolü tıpkı dolaşım sisteminin çöp kamyonu gibi çalışır ve ne kadar çok kamyonunuz olursa, çöplerinizin de o kadar sık toplanacağını unutmayın.

Sayıyı nasıl sabit tutarsınız:Yeteri kadar portakal suyu almadığınız zamanlar bitter çikolata yiyebilirsiniz. Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıla-rınagöre,40gramçikolataHDLseviye-sini %4 artırıyor.

Dayanıklılık için6 barfiks: Eğer 75–90 kilogram arası formda birerkekseniz, bu rakamı tutturmanız ge-rekiyor.Eğer dahahafifseniz;10, ağır-sanız; 4 barfiks çekmelisiniz. Barfiks, tüm vücudunuzu kaldırmak zorunda ol-duğunuzdan gücünüzü ölçmenin en iyi yoludur.Ancak6dediysek,bumükem-melbir6olmalı.Barfiksbarınıavuçiçleridışarı bakacak şekilde tutun ve ellerinizi omuz genişliğinde açarak bacaklarınızı arkada birleştirin. Çeneniz bara tama-men değdiğinde 2’ye kadar sayın ve ardından yavaş yavaş kendinizi bırakın.

Sayıyı nasıl artırabilirsiniz:Negatif barfiks çekin. Barfiks barının altı-na sehpayı çekin. Ayakta durarak barfiks barına tutunun. Ayaklarınızı dizlerinizden kırarak arkanızda çapraz tutun. Kendini-zi yavaşça bırakın. Eğer hareketi hızlı ya-parsanız, kaslarınız yeterince direnç ile karşılaşmayacağından istenilen faydayı sağlayamazsınız. Kendinizi aşağı indir-diğinizde, ayaklarınızla sehpaya basarak tekraryukarıitin.Haftada2kere2-3setyapın. Bu yöntemin kaslarınızı, vücut ağırlığınızı kaldırabilecek kadar güçlü hale getireceğinden emin olabilirsiniz.

KADIN | 75

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

Hatice TurgutSOFRA

KADIN | 75

MALZEMELER:5 su bardağı un1 çay bardağı çiçek yağı3 adet yumurta sarısı1 çorba kaşığı tuzYarım limonun suyu

İç harcı için1 çorba kasesi beyaz peynir ve maydanoz karışımı

HAZIRLANIŞI:Karıştırma kabının içine unu alın. Üzerine yumurta sarıları, tuz, limon suyu ve alabildiğince su ekleyerek yoğurmaya başlayın. Kulak memesinden biraz daha sert kıvamda bir hamur elde edeceksiniz. Hamurlardan cevizden biraz daha büyüklükte bezeler yapın.Bezeleri tabak boyutunda açın. Açtığımız bezeleri üst üste koyacaksınız. Aralarına bir çorba kaşığı çiçek yağı süreceksiniz. Yaklaşık 4-5 kat olacaktır. Son kata yağ sürmeyin. 10 dakika boyunca dinlendirin. Hamuru merdaneyle açın. İçine bardak girebilecek aralıkta peynir harcından koyun. Bir hamur daha açarak peynirlerin üzerini kapatın. Çay bardağı ile hamurları kesin. Bol kızgın yağda çevirerek kızartın. Börekleri bir havlunun üzerine alarak yağını çekmesini sağlayın. Servis yapabilirsiniz.

PUF BÖREĞİ

MALZEMELER:1 litre süt1 su bardağı tozşeker4 çorba kaşığı mısır nişastası1 parça damla sakızı2 çorba kaşığı pirinç

HAZIRLANIŞI:Tencereye sütü alın ve kaynatmaya başlayın. Pirinçleri haşlayın. Süt kaynamak üzereyken damla sakızını ve tozşekeri ekleyin. Tencereye pirinçleri de alın. Kaynat-maya devam edin. Nişastayı suyla açıp, tencereye yavaş yavaş ilave edin. Kıvamı çok katı olmaması gerekir. Tencereyi ocaktan alın. Sütlacı kâselere doldurun. Fırın kabına yarısını geçecek kadar su doldurduktan sonra, kâseleri fırın kabına alın. Önceden 200 dereceye ısıttığımız fırında üzerleri kızarana kadar pişirin. İsteğe göre sıcak yada soğuk servis edebilirsiniz.

FIRIN SÜTLAÇ

HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi

MALZEMELER:3 adet yufka100 gr beyaz peynir veya çökelek1 çay bardağı süt1 su bardağı sıvıyağ1 adet yumurtanın akıKüçük tart kalıpları veya muffi n kalıplarıÜzeri için1-2 çorba kaşığı sıvıyağ1 adet yumurtanın sarısı

HAZIRLANIŞI:İlk yufkayı serin ve üzerine fırça yardımıyla süt ve sıvıyağ sürün. İkinci ve üçüncü yufkaları da birinci yufkanın üzerine serin, Yufkaların aralarına ve üçüncü yufkanın üzerine aynı şekilde fırça ile süt ve sıvıyağ sürün. Tart kalıplarından daha büyük bir bardak yada kase yardımıyla üst üste dizdiğimiz yufkalardan parçalar çıkarın.Tart ya da muffi n kalıplarını yağlayın ve un serpiştirin. Unun fazlasını silkelemeyin. Yuvarlak kesilmiş parçaları kalıplara yerleştirin. Peyniri ezinve içine yumurta akı ilave edin, karıştırın. Kalıplara yerleştirdiğimiz yufkaların üzerine peynirli mal-zemeden paylaştırın. Peynirli malzemelerin üzerine 1 adet kestiğimiz 3’lü yufkalardan yerleştirin.Yufkaların uç kısımlarına 1-2 çorba kaşığı sıvıyağ ile karıştırılmış yumurta sarısı sürün ve önceden 200 dereceye ısıttığımız fırınımızda pişirin. Börekleri kalıplardan çıkartıp servis yapabilirsiniz. Afi yet olsun

Afi yet olsun

Afi yet olsun

ÇİÇEK BÖREĞİ

RÜYA TABİRLERİ

Hazırlayan: Hatice Turgut

RÜYARÜYA TABİRLERİAKAR ÇEŞME

Rüyada akar çeşme ve akarsu gibi benzerlerini görmek ömrün uzunluğuna ,tasasız bir hayat

sürmeye işarettir.

2- ALYANSRüyada parmağına alyans taktığını veya satın

aldığını gören kimse,bekar ıse bir müddet daha evlenmemesine,

evli ise eşi ile arasının açılmasına işarettir.

3- BAL ARISIRüyada bal arısını görmek,onu besleyen kimse için korku ile beraber bolluğa ve

zenginliğe işaret eder.Çiftçiler için rüyada bal arısı görmek.

hayır,ucuzluk ve bolluğa işarettir.Çiftçi olmayanlar için arı görmek

düşmanlığa işarettir.

4- ÇÖLRüyada çölde olduğunu gören kimsenin kendi başına yaşamaktan memnun olduğuna işaret

eder.

5- DAMADDamadı olmayan kimsenin rüyada damadı

olduğunu görmesi,düşmana galip ve korkudan emin olmaya işarettir.

6- DANTELRüyada dantel örmek veya görmek, rüya

sahibinin işlerinin bozulacağına ve bundan dolayı sıkıntı çekeceğine işarettir.

7- ELMASRüyada elmas görmek mağrur,kibirli, görünüşten

başka hiç bir meziyeti olmayan, gösterişe yönelen bir kadına işarettir.

Bir elmas yüzük alıp parmağına taktığını gören,böyle bir kadınla evlenir.

8- GÖZYAŞIRüyada görülen gözyaşı eğer soğuksa ferahlıktır.

Sıcaksa.üzüntü ve kederdir.Bazen de gözyaşı,yalnızlığa,gurbete,şiddete ve

sevgiliye karşı ilgiye işarettir.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN

KADIN | 77

BULMACA

3 7 1

7 6 4

1 4 5

8

5 7 3 4 6

8

8 5 1

3 6 8

7 8 9

7 5

2 4 6 7 9 1

3 1 4 8 7 2

2 3 4 9

4 5 8 9 7 2 1

8 3 4 5

1 2 7 5 9 6

6 9 1 2 3 8

8 1

9 4 5

7 9 3 2

4 3

3 8

9 8 6

6 3

6 7

3 4 6 1

8 9 6

3 6 5 1 8

8

2 6 9 7 5

2 5 8

1 4 9

6 1 4

6 8 9 5 1

5

5 4 8 9KO

LAY

ZO

R

OR

TAÇ

OK

ZO

R

KARE BULMACA

KADIN | 79

BULMACA

80 | KADIN

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

KADIN | 81

Platform ve Kadın dergilerinden

2012 yılına özel reklam

kampanyası

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz.

Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir.

Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız:

1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz.

6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz.

Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık.

Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 [email protected]

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz

Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI ERKEKLERİ TERCİH EDİYORLAR?

Çocuğumu geri verin2011 İlkbahar Yaz Modası

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

JAAR

4 |

NR.

32

| 15

APR

IL 2

011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

cazip geliyorgençlereDışarıdaki hayat

Mega

+31 (0)20 614 53 63

%30İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO

İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! Platform ve Kadın Dergisi her ay düzenli gelecek Özel kampanyadan yararlanmış olacaksınız Her ay Haber, Müzik, Moda, Bakım, Sinema, Kültür, Sanat, Bulmaca, Röportaj, Yemek Tarifeleri ve benzeri sayfalardan oluşan 170 sayfalık dergiye sahip olacaksınız. Tek yapacağınız şey aşağıdaki abone formunu doldurup göndermeniz.

***

*

indirim

Naam.............................................................................................m/v. .................

Adres.....................................................................................................................

Postcode/plaats.......................................................................................................

Telefoon..................................................................................................................

Beroep .................................................Geboorte datum. .........................................

E Mail.....................................................................................................................

Datum.....................................................................................................................

Handtekening. .........................................................................................................

Abone formuKadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum.

Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorek-ening af te schrijven.

Bank/gironummer:

PlatformA y l ı k d ü ş ü n c e , a k t ü a l i t e v e h a b e r d e r g i s i

Antwoordnummer 46079 1060 WB Amsterdam

De Stem van de Multi-Culti VrouwDe Stem van de Multi-Culti VrouwDe Stem van de Multi-Culti Vrouw

postzegel

niet

nodig