kaf suresİ - ahmet tunalılar · fo*t kaf suresİ sûre-i celile mekke'de nâzil olmuştur....
TRANSCRIPT
fo * t KAF SURESİ
Sûre-i celile Mekke'de nâzil olmuştur. 45 âyet, 377 kelime, 1494 harften ibarettir.
TL o / o
1- J^ -oJl j l j^ l j (3
3 Müteşehibat-ı Kur'aniyedendir. Diğer âyetlerde geçtiği gibi
Murad-ı İlâhi'yi bilmiyoruz. Âllâh-û e'lemû bi muradihi ve bi ze-
like demişler fakat mâna vermemişler. Sonra gelen müfessirler
ayrı ayrı mânâlar vermişler. 3 Bir dağdır, yerleri ihata etm iş
tir. Bu dağın damarları, bütün dağların damarları ile irtibatlıdır.
Te 'vili ancak Âllâh-û Teâlâ bilir. Kadir, Kaâdir, Kâhir, Karib, KaabızS o S ) o
isimlerinin anahtarıdır. Vâv'ı kasemdir. Cenâb-ı Hak
kasem ediyor, Mecd-i Şeref sahibi olan Kur'an'a. Kasem, yemin
edilen şeyin ehemmiyetine binâendir. Kur'an-ı Azimüşşân'ın, mee
cit, büyük olduğunun işaretidir. Elbette Huzur-u İlâhiye çıkacak,
amellerinizden hesap göreceksiniz.
|j-A j j j i l i ü l JliLî «.a jj-La j l l J ü2-
32 • Tefsir Sohbetleri
Kur'an geldikten sonra "bu şaşılacak şeydir" dediler.
fjH l> l_* Î l%■ 0' O kâfir olanlar aralarından bir peygamberin geldi’ s s o s S
ğine taaccüp ettiler. L * * llJb J L Ü Dediler; "Bu, ne
acayip bir şeydir."
İnkâr edenler, ölümden sonra dirilmeyi ve cehennem azabını haber veren peygamberin uyarısını, tuhaf bir şey saydılar.
3- ı*^j >,~a
E , t , a -• E , f ■ i K
L5Iy Uo j HL> üU Biz öldükten sonra LŞ1 y U o j toprak olduğu
muz zaman mı (dirileceğiz.) Jl- ^ çJ>-j d ü i Bu, akıldan uzak bir
dönüştür.
4- ]g < >■ t_>LiS' LjJOPj ° ? ?£ ’*'. L J.Î
2 sO } 0 s^4L> j a j \fl 2° U> l_U±p Jl-5 Biz yerin, onların (cesetlerin
den) ne eksilttiğini biliriz. . -J&- <. \J£ USJJLpJ Nezdimizde her şeyi
hıfzeder, (her türlü tâğyir ve tebdilden mahfuz) bir kitap vardır.
Toprağın bünyesinde çürüyen cesedin zerreleri nereye gider sav-
rulursa savrulsun, Âllâh'ın mülkü dâhilindedir. Âllâh irade ettiği
zaman, o zerreler bir araya gelir, toplanır, insan şekline gelir. Ruh
ölmediğinden, ebediyet için halkolmuş ruhun da mahalli vardır.
Emr-i İlâhi olduğunda, hesap için hayat bulacaktır.
5- çyy> jJ\ LSs ^ i LtJ J^JL> İ jİS"
o $ s oIj-jju J - j Belki hak (mucizelerle sabit olan nübüvvet
veya Kur'an) kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler. ^_aÎL>- L I)
Kaf Sûresi • 33
Onlara geldikten sonra ç->y> j-*\ ^-i^ g* şimdi onlar, şaşırmış bir hâldedirler.
Kur'an veya Peygamber gelince bunlar, hakkında çelişkili göP
rüşler belirtilerek büyü, büyücü, şiir, şair, kehanet, kâhin gibi ifa
deler kullanmışlardı.
6- L$J Laj L&bjjj U L -l . i _Ş -§-5j-j
U H I i : * U _ İ J I J l (Kâfirler) üzerlerinde
ki göğe bakmadılar mı, onu nasıl (kudretle) bina ettik ve (yıldız
larla) nasıl tezyin ettik. L a Iİ^j Gökleri, yıldızlarla ziynetlendirdik.L$J Onlar da hiçbir yarık, çatlak gedik de yoktur. (Her
ayıptan salimdir.)Nj / > ^ 0 / ^ S '' '' S s s ^ *
7- (T j < ^ L4 iJlJ
^-J\ L 4A L i l iJ I j L a 15ÎJû> Yeryüzünü de döşedik, ona' 'I * ) ,
sabit dağlar koyduk. <?-^ ç jS <>s /-^-4'j Ve üzerinde gönülaçan, her çeşidinden "güzellikleri içeren (bitkiler) yetiştirdik.
8- Jİp J S
Her kulun gönül gözünü açmak ve ibret vermek için.
Jl-1p tSj-Z'sJ Bizim taat ve ibadetimize rücû eden, imân
edenlerin Zikrullah'ına vesile olur. Evveli tefekkür sonra da tezeke kür olur.
') «9- J.A a tJl** 1
s s * / ■ j, ^ S S ’û ''
olL>- 4_. LnJli LSjL* £Lo ^L^Ul j^ lıJ jjj
_wJ I U ü y j Yine biz Azimüşşân, lütf-û keremimizle
34 • Tefsir Sohbetleri
gökten yağmurları yağdırdık. IS^LÜ Bereketli olarak o L lîü lS bu
su ile biz halkediyoruz. t U L i Bağlar bahçeler, t _>-j hasad
biçilecek olan daneler. Bahçeleri ve ekinleri yetiştirdik.Nj s x
10- İÜ? l$J oliL*)l)
olâ_^ü J-JJü lJ Uzun boylu hurma ağaçları, L$J o hurma ağa-x q f's \ s
cında ç J ık yemiş var. Jl_j î 5 Birbirine girmiş, küme küme tomurş
cukları olan hurma ağaçları yetiştirdik.
11- âJÜ <j l i—j>-lj .iL-aü Ü jj
S o p 0 \» ?
l L ü !! L3 jj Bunlar, kullara rızık olmak içindir. (Yukarıda J x J' ' ' ' ' ' ' 'i O '
Jl-Ip bu tezekkür Âllâh'a rücû edenleredir. l LÜ«1J Lî^j ise
Âllâh'a rücû edenlere ve yalnız onlara değil bütün mahlûkatadır.) •
Biz hayat veriyoruz. o Bu sularla l lÜ a j J u ölü bir toprağa
can veriyoruz. d ü î S Ey kıyâmeti inkâr eden, işte hayata
yeniden çıkış da böyledir.
Yâni su ile ölen toprak canlanıyor, ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyor. İşte insanlar da kabirlerinden öyle çıkacaklardır.
12- i jo J j j j J J l —>l>> lj ç-y p i p gü iS
(Bu âyet-i kerime, Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aley-
hivesellem'e teselli, Kureyşiler içinde bir tehdittir.) Ey kıyâmeti
inkâr edenler! p J Nûh Aleyhisselâm'ı kavmi tekzip etti
ler. Cenâb-ı Âllâh, onları tufan ile cezalandırdı. c J1 (Res;
bir kuyudur, münkirler etrafında toplanır tapınırlardı. Âllâh-û Teâlâ
Kaf Sûresi • 35
irade etti, oradaki münkirlerle yerin dibine girdiler.) I j J S j Salih
Aleyhisselâm'ın kavmi de Semûd kavmi, Cebrail Aleyhisselâm'ın
sayhası ile helâk oldular. (Yâni peygamberleri dinlemediler, bu
musibetler başlarına geldi.) ' i • \ ' . s * ' -
13- ü\jz>-\j üj p j i j iLp_j
il_pj Hûd Aleyhisselâm'ın kavmi Âd kavmi ise rüzgârla. 0 Fir'avn de kavmi ile beraber denizde gark olmak sûreti ile.
Lut Aleyhisselâm'ın kavmi ise alt üst olmakla helâk oldular.
14- j p j j İj ^ V l t_>L _ \j
s' s'O s'
^ıjCVl (Eyke; Meşelik ormanı demek. Bu da Mısır'ın
dâhilinde Medyen halkı. ^ p J j Tûbbâ kavmi de. C /ıJZ J
S—ss-J (3— Bütün bunlar "peygamberleri yalanladılar da üzerlerine tehdidim hak oldu.(Helâk olup gittiler.)
Âyetlerde geçen Semûd (Sâlih Aleyhisselâm'ın), Âd (Hûd Aleyhisselâm'ın), Eyke (Şuayb Aleyhisselâm'ın) kavimleri idiler. Burada, önceki milletlere inkârlarından dolayı gelen azap hatırlatılarak, Kureyşin durumundan üzülen Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem'i teselli etmektedir.
t - o ^ ^ j s"' o o s' 0 s' y ''
15- j j V\ b ^ i\
Je /ss' O O O s'
JJVI LL_Jijl İlk halk edişte biz acizlik gösterdik mi (kitekrar diriltmekten âciz kalalım?) 3 J.İ- ^ L r- l i JJİ
Hayır, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe etmektedirler.
Âllâh ilk yaratışta acz göstermediğine göre, yeniden yaratmaktan asla âciz değildir.
36 • Tefsir Sohbetleri
0 0 ^ o ^
16- 4_Jl_ _j_sl 4_>İJij o ^y-u^yi L_? ^_Lûj jL_.ljVl L*jlL>- j_üJj
J 4 ”" Cr?o o „
û L ljV I ULâli-ju Uj Biz Azimüşşân, insanları halkettik. ^l*5j Biz
biliriz, İ_İİ5 <_> J - j J - y l» nefsine geleni biliriz. Kalbine gelen ves
veseyi, fısıltıları biliriz, şek ve şüpheyi biliriz. O ' ı l y i l j-^Sjo ^ ^
Jo jjj l J4>- Biz, ona şah damarından daha yakınız.& / 0 C'pv °
17- JL^xJl u vy il L»j&i .oJl
Ey Habibim Sallâllâhû Aleyhivesellem, beyân et onlara. ^Jiİ sj
Ol l i i l J I Mülâki olanlar, JojiÎ J t L U l jp J j-^JÜI j-p insanın sağında solunda oturan iki melek, bütün amellerini (sözlerini ve hare
ketlerini) tespit eder.
18- Ju;:p ı^JSJ & Jİ dy> C? - âIj L?
> o p 5Î pk âlj U> Onların kendinden söz çıkmaz. <oJ VI J j j j .»
$ ' X Jl- -İp illâ o melekler, ona murakabe eder. Mutlaka yanında hazır** tbir gözetici vardır.
19- J -S L? ^—t.İLj L- — İl ûyj L
i , © © © # ^
/j (.İJ j_«J I o _ «ı <ZJe-1_:>-j Ölüm baygınlığı bir gün gerçekten
gelir de, ona; Jl^ S i l » c J ^ Ü> d ü i "Ey kıyâmeti inkâr eden! İşte
bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir" denir.
20- JLPyİ yJ dlJS jy *0 İl ^3 j Jîjy
Ve Sur (ikinci def'a) üfürülür. "İşte bu geleceği va'dedilen azap günü" denir.
Kaf Sûresi • 37
* *.el s* ; i. * '21- J.jg A j JjjUa Lg-*a jj^ ij J S dJs-lA-j
O gün her nefis beraberinde (biri) onu (mahşere) sevk ve (diğeri) ameline şehadet eden iki melekle gelir.
22- Jj Jj>- ^ J l lİİİp LliA-So IÂa (ja 4.İİp C -J i Aid
Â_İÜ^Jc£J^JlİJ Onlara derler ki; "Sen dünyada gaflette idin.
Bu günde, U* l_kpd ılp li i_ l5 o bugünden gafildin. (Âllâh-û
Teâlâ'yı ve Rasûlünü tasdik etmezdin.) Şimdi gözünden gaflet perdesini açtık Jl_>.j>- p_ÜI ^ Artık bugün gözün keskindir.
(Bugün dünyada inkâr ettiğini görebilirsin" denir.)
23- A lp c a J La IÂa O j İ JLİj
Ve (her insana müvekkel) yakını olan (melek) "O'nun âmâli yanımda (yazılı ve) hazırdır." der.
~İ -- i s s ) £ _ V24- ^
Emr-i İlâhi zuhur ediyor, anîd olan, hakka inat eden, bir türlü imâna gelmeyen kâfirleri, cehenneme ilka ediniz.
25-o f
A lia
Hayırlara bütün hızıyla engel olan, (malının zekâtını vermeyen ve halkı İslâm dininden alıkoyan, halkın hakkına tecavüz edenlere di.) Rasûlûllaha ve Kur'an hakkında şek ve şüphedeydiler.
ST x o ı ' \ -V26- Jj J- JI Lj>IJj*JI oLâJLİ J j>-I L J| ajI ^ j JI
'j-J~I l_|JI 4İil JJc>- ^3JI Âllâh-û Teâlâ ile beraber başka bir
mâbûd olduğunuda itikat ederlerdi. JuA_ Jl oLIiJlS
38 • Tefsir Sohbetleri
"İmdi ikiniz onu, o şiddetli azaba, birlikte atın" der. (İmânsızlığın
cezasıdır bu, amelin cezası da ayrıca görülür.)
27- J jlS - A -JıkI La \jjj A ijji J l i
O s ^ s S s
SJlÜÜsI l_2 A - L / Jl_3 Onların mukarini olan şeytan diyort
ki; "Yâ Rabbi yalan söylüyorlar. Biz, onları idlâl etmedik. İçlerin
de tuğyan olduğundan bizi dinledi." Jl- ^ J / _ k Ol^ <>&j Fakat
kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
28 ■ jLj^Jlı -SC1J| c J>1ü Jüj 5 JJ I S î <3li
(_5J_J 1j_L^£A5 J J U Âllâh CelleCelâlûhû emrediyor melek lisa
nıyla, Huzurumda çekişmeyin! Jl- -pJJI> I ll <L-J>Jj Jj-SJ Ben, size
evvelce (kitaplarım ve peygamberlerimle) tuğyan edenlere vaidi-
mi göndermiştim."
29 ■ j —a-lJ ‘Akj LjI Laj ( J-J J _j-2.1I J jlo La
^jJ J j_âJI J jl1> L j> Benim huzurumda söz değiştirilemez. Ü>J■
Jl -JUJ ' / . k l i l Ben Azimüşşân, kullarıma aslâ zulmedici değilim." " \ '
30- J jja j a A a J jjÎJJ OA^aI A a JJ-2j Aj J
0 s s y }o lA â l J a -İ4^J J j-£> 'J-$ Ey Habibim Sallâllâhû Aleyhivesel-
lem, ümmetine bildir o zamanları ki o gün biz, cehenneme "Dol-o 0 ^
dun mu?" diyeceğiz. jL_>y> ^_a J_ a J j_âjJ O da "Daha var mı?" di
yecek.
31s o ^ * f >’# s ' * * y
■ J-»A-> j P ( u£.3.İJ 4.1; Jl 2- JjI_j
Kaf Sûresi • 39
Cennet müttekilere yakınlaştırılacak, onlardan uzak kalmayacak.
32- lg . <?■>-1——ljl OjJ-^'. La İJ.A
Onlara şöyle denilecek; O Âllâh'a yönelen, emirlerine riâyet eden, görmediği halde Rahman'dan korkan ve Âllâh'a yönelmiş bir kalb ile gelen sizlere, va'dolunan cennet budur, kendini koruyan herkes içindir.
33- _ J jîj LL>-j _~.*JL) Ö 5
Görmediği halde dünyada Âllâh'tan korkmuş olanlar, Âllâh'a rücû eden bir kalp ile gelmiş. İşte size vaad ettiğim budur.
34- iJ» J» O s ' s S * * 0-
Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedi yaşama günüdür.
35■ıS s S ' s S $ 's jj ^
• J jja l i j j J j L$*i ö jL t j La -$-5
Onlara, orada var O jL iJ LJ> istediği nimetler cennette.ş ' s ' y "'Juy> LÇJJj Bizim nezdimizde ise daha fazlası da verilir.
Âllâh'ın katında bu fazla nimetin "Âllâh'ı görme" olduğu âlimlerin çoğunluğunca ifâde edilmiştir. Ayrıca bu ziyâdeliğin; gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiçbir insanın hatırına gelmeyecek, sonsuz nimetler olduğu açıklanmıştır.
36- i*^_Jl _î lj _.oiI3 l t L ) _$.La J—Jûl _a öj-i ö-a ^ L-lSLL&l
0 -3 j -j> U3LLÂİ 1^3 Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk
40 • Tefsir Sohbetleri
O o t ' ' }ettik. L i la j -41» 1_S,1 Onlar, bugünkü Kureyşilerden daha kuv
vetli idiler. _j*» _» JJÎ> i/_ J I ls_s IjJ-âIS Buna rağmen (ölümden
kurtulmak için) memlekette delikler aradılar. Kaçıp sığınacak bir
yer var mıydı?
37 ■ jl -j . 4 *? ^ l u i d l s İJ j is - j j d ik j}
Şüphesiz ki bu sûrede zikrolunanlar da (temiz bir) kalbi olan yahut can kulağı ile dinleyen kimseler için bir tezkir ve mev'ıza vardır.
Yani bu sûrede hatırlatılanlar, böyle bir öğüdü verecek açıklıktadır.
38- l—aj l_j| A£—u l— l—*j yS ’j'V lj _<-Jl l_Lâl>- JlJL!j* .
j-*
Celâlim hakkı için! Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.
Bu âyetle yahudilerin "Âllâh, cumartesi günü istirahata çekildi. Arşın üstüne bağdaş kurup oturdu." şeklindeki sözleri reddedilmiştir. Bazı tefsircilere göre "altı gün"den maksat, altı devirdir.
; >Jj_£j l—o
U> __Jp J_w>lS Ey Ekmelerrusûl Sallâllâhû Aleyhivesel-
lem, sabr-ı tahammül et, müşrik ve yahudilerin bu inkârlarına.
Tesbih et, tenzih et Âllâh'ı, bütün noksanlardan. d C j Jl_1>o
Kaf Sûresi • 41
Rabbini hamd ile tesbih et. (_r .^_Ul £jJLk J J i Güneşin doğuşundan
önce t j^_İJI J_ lS j ve güneşin gurubundan önce.
Âyetle sabah, öğle ve ikindi namazlarının kılınması kastedilmiştir.
40- i j l o l j <k>c..j Lz JuJl fj-*j
J4JI Geceden de akşam ve yatsı namazı.
Teheccüd namazlarıyla secdelerin arkasında da O'nu tesbih eyle.
Bu âyette, akşam, yatsı ve teheccüd namazlarıyla farz namazların ardından kılınan sünnet ve nafile namazlar veya vitir namazı kasdedilmiştir.
Peygamber Sallâllâhû Aleyhivesellem Efendimiz buyuruyor;
"Kim salâvât-ı mektube ardınca otuz üç kere (SûbhaneMah), otuz üç kere (Elhamdülillah), otuz üç kere (ÂNâhû Ekber) dedikten sonra, bir kere de (Lâ İlâhe iMeMahû vahdehû lâ şerike leh, lehûlmûlkû ve lehûlhamdû ve hûve alâ kûlli şey'in kadir)derse, deniz köpüğü kadar da olsa Âllâh-û Teâlâ, bütün hatalarını yarlıgâr buyurmuştur.
Nj S S) S41- j î ıjl^a y» illo J l i lL
Çağıranın yakın bir yerden nidâ edeceği güne kulak ver. Semâdan, Sûr'a üfürecek İsrafil Aleyhisselâm'ın çağırışına kulak verilip dinlenmesi ve ona göre dikkatli davranılması hatırlatılmıştır.
42- J eJl l»LU.5 0 il
-b ° ^ s* s
(3_>JL O gün insanlar bu hak sesi (ikinci nef-
hayı) işiteceklerdir. p j cdüi İşte bu kabirlerden çıkış günüdür.
42 • Tefsir Sohbetleri
Buna göre insanlar İsrafil'in ikinci Sûr'a üfürüşünü işitecekler. İşte bu ses ve işitme ile kabirlerinden dirilip çıkacaklardır.
43- -,,0-oJl Llljjj C-waJj Lj|
Şüphe yok ki (dünyada insanları) biz diriltir ve öldürürüz. (Ahirette de mükâfat ve mücâzat için) dönüş de ancak bizedir.
44- l l l ip l i — dlta Lp ILr? ^ j ^ 1 p-dis 0 O ^Ip I —» 4 1 * ^ j VI (32-15 O gün yeryüzü yarılacak (halk ka
birlerinden) sür'atle çıkacaklardır. L i l U d ü i Bu, bizet ""
göre kolay olan bir haşirdir.
45- a (1)|1_2.ÎL.j J_£"j.î jL-jjf; p_fjİP c -ji L_aj (jj—SjJL L_ .j p—lp i (j_îi
Oj-Jj 25 U o _İp Î j J o Ey Habibim Ekmelerrusûl Sallâllâhû Aley- hivesellem. Kureyş kâfirlerinin, yahudilerin söylediği sözlerini, neler dediklerini çok iyi biliriz. jll> o c -J l L^j Sen, onları zorlaİslâm'a getirecek değilsin jJ ) ‘ z H (ancak davet
edersin.) Sen, onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Sadece teh
didimden korkanlara, Kur'an'la va'z ve nasihat et.
Âyetle; Kureyş kâfirlerinin, Âllâh ve Peygamber hakkındaki düşüncelerinin belli olduğu açıklanarak, Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem'in yeri, vazifesi tespit edilmiştir.
Câbir İbni Semüre Radıyallâhû Anh'dan rivayet olunduğuna göre; Peygamber Sallâllâhû Aleyhivesellem Efendimiz, bu Sûre-i Celile'yi çok kere sabah namazında okurlardı.