kamu personel seÇme sinavi ÖĞretmenlİk alan bİlgİsİ … · et-tarihü’l yemini,...

29
KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ 1. DENEME SINAVI TARİH ÖĞRETMENLİĞİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Filozof Yayıncılık'ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır. PDF ÇÖZÜMLER PDF

Upload: others

Post on 14-Feb-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVIÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ

1. DENEME SINAVI

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Filozof Yayıncılık'ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.

PDF ÇÖZÜMLER

PDF

Page 2: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 2

KPSS/ÖABT

1. Tarih, benimsenen metoda ve yazılış tarzlarına göre, hikâyeci, öğretici ve araştırmacı Tarih yazımı olmak üze-re üç sınıfa ayrılmıştır. Şe’ni tarih” de denen öğretici ta-rih yazımında amaç, yalnızca olayları yazmak değil on-lardan faydalı sonuçlar çıkarmaktır. Milli değerlerin, duy-guların yeni nesillere aktarılması amacıyla tercih edilen bu yazımının en önde gelen ismi MÖ 460–400 yılları ara-sında yaşamış olan Yunanlı tarihçi Thukydides’tir. Yine eski Yunanlı tarihçilerden Polybios (MÖ 20-MS 120), Plu-tarkhos (MS 46–120 ?), Romalı tarihçi Tacitus (MS 56–117) İngiliz tarihçi Thomas Carlyle (1795–1881), siyaset bilimci Machivelli (1469–1527), bu tarz da eserler veren isimlerdir.

(Cevap C)

4. Kızılay Arşivi: Temelleri 1868’de atılan Kızılay Derneği bu tarihten sonraki hastane, yardım kayıtları, esir mektupla-rı gibi belgeleri bünyesinde barındırmaktadır.

TBMM Arşivi: 1989’da kurulan TBMM Arşivi, Cumhuri-yet dönemine ait yasama işlemleriyle ilgili belgeleri bün-yesinde barındırmaktadır.

Cumhuriyet Arşivi: Milli Mücadele dönemi, TBMM Hü-kümeti ve Cumhuriyet dönemine ilişkin arşiv bulundur-maktadır.

Cumhurbaşkanlığı Arşivi: 1954 yılında kurulan Cumhur-başkanlığı Arşivi XIX. yüzyıl Osmanlı Tarihi ve Cumhuri-yet tarihine ilişkin arşiv bulundurmaktadır. En eski belge ise 1908 yılına aittir.

Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Başkanlığı Arşivi (ATASE): Temelleri 1916 yılına daya-nan ATASE, yakın dönem Osmanlı tarihi ve Cumhuriyet tarihi ile ilgili önemli belgeleri bünyesinde barındırmakta-dır. En eski belge “Kırım Savaşı’na” aittir.

(Cevap E)

5. Soru öncülünde verilen her üç isim de İslamiyet önce-si Türk tarihi ile ilgili eserler vermiştir. Yani İslam öncesi Türk tarihi araştırmacıları arasında yer alırlar. Bu yazar-ların önde gelen bazı eserleri şu şekildedir:

• Bahaeddin Ögel: Türk Kültürü’nün Gelişme Çağla-rı

• İbrahim Kafesoğlu: Türk Milli Kültürü

• Ahmet Taşağıl: Göktürkler(Cevap E)

2. Tarih kaynaklarını genel olarak yazılı, sözlü ve görsel ol-mak üzere üçe ayırmak mümkündür. Seçeneklerde veri-lenlerden menkıbe, toplum hayatına tesir etmiş olan kah-ramanların dilden dile anlatılmış hikâyeleridir. Bu sebep-le menkıbeler sözlü kaynaklar kategorisine dâhil olan eserlerdir. Olayların yıllara göre kaleme alındığı vekayina-meler ve soy ilişkilerini gösteren Şecereler ise yazılı kay-nakları oluşturmaktadır.

(Cevap D)3. Resmî veya özel vesikaların suretlerinin toplandığı eser-

lere Münşeat veya inşa mecmuaları denir. Münşeat mec-muaları orijinal vesikaların yok olmasından doğan boşlu-ğu doldurmaktadır. Selçuklular, Türkiye Selçukluları, Ey-yubîler, Harezmşahlar, İlhanlılar, Memlûkler ve Timurlular devrine ait çok sayıda münşeat mecmuası, günümüze ulaşmıştır.

(Cevap A)

6. Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l Yemînî, İslâm dünyasında hanedan ve hükümdarların müstakil tarihlerini konu alan eserler içinde günümüze ulaşan en eski örneklerinden biridir. Verilen diğer eserler İslam ta-rihinin ilk dönemiyle ilgili bilgiler ihtiva etmektedir.

(Cevap A)

7. Drakon, Atina’daki en eski yasa koyucuların başında gelmektedir. MÖ 7. yüzyılda ülkede yönetim, istikrar ve ekonomi gibi konularda yaşanan sorunlar bir krize dö-nüşmüştür. Drakon işte bu dönemde ortaya çıkmış ve yeni bir toplum düzeni yaratmak için sözlü nitelikteki Ati-na kanunlarını, yazılı hale getirerek yasaları ilk kez bir sisteme bağlamıştır. Ayrıca Drakon kasten adam öldür-me ile istemeden adam öldürme arasındaki farkı ilk kez ortaya koyan kişidir. Yasalarında kasten adam öldüre-ne ölüm cezası verirken, istemeden adam öldürene sa-dece sürgün cezası vermiştir.

(Cevap D)

8. Aydınlanma dönemi, Batı toplumunda 18. yüzyılda ge-lişen ve değişmez, geleneksel kabul edilen varsayım-lardan uzaklaşarak yeni bilgiyi kabul etmeyi amaçlayan bir düşünsel gelişim dönemidir.

Descartes ve Leibniz: Aydınlanma dönemi’nin ilk tem-silcileri olarak kabul edilir. Bunun dışında Immanuel Kant, Denis Diderot, Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire; David Hume, John Locke, Thomas Paine Ay-dınlanma döneminin diğer önemli düşünürleridir. Mac-hiavelli ise 1469 – 1527 yılları arasında İtalya’da yaşa-mış; Rönesans hareketinin en önemli figürlerindendir.

(Cevap B)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Page 3: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 3

KPSS/ÖABT

9. İlk Haçlı Seferi çağrısı 1074 yılında, Bizans İmparatoru VII. Mihail Dukas tarafından yapılmıştır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümünden sonra devlet içindeki otorite boşluğu ve iktidar mücadeleleri, 1086’da Anado-lu Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın ölü-mü Türkleri zor durumda bırakmıştır. Bunun üzerine Bi-zans İmparatoru I. Aleksios Komnenos, Haçlı Seferi çağ-rısını yenilemiş, Papa II. Urbanus da bu çağrıyı olumlu karşılamıştır. Papa Haçlı ordusu oluşturmak için ücretli asker toplamak yerine topraksız köylüleri ve sefalet için-de yaşayan halkı İsa aşkı, din kardeşlerine yardım gibi dini gerekçelerle 1095 Clermant Konsilinde kutsal sa-vaşa çağırmış, para ve toprak vaadinde bulunmuştur.

(Cevap D)

10. Çifte gül savaşları, İngiltere’de York ve Lanchester sü-laleleri arasında yaşanmıştır. 1455–1485 yılları arasında yaşanan savaş, İngiltere tahtında hak iddia eden üç kralın rekabetidir. Güller savaşı denmesinin sebebi ise York ve Lanchester sülalelerinin armasında gül simge-sinin yer almasıdır.

(Cevap A)

11. Jeanne d’Arc, Yüzyıl Savaşları esnasında tarih sahne-sine çıkmış bir halk kahramanıdır. 1337–1453 yılları ara-sında İngiltere ile Fransa arasında yaşanan bu savaşta tüm Fransa’nın İngilizlerin eline geçtiği ve umutların tü-kendiği bir anda ortaya çıkan Jeanne d’Arc Fransız di-renişinin simgesi olmuştur. 1412’de doğan Jeanne d’Arc adındaki bu köylü kızı, 13 yaşına geldiğinde rüyasında Hristiyan aziz ve azizeleri gördüğünü ve onlardan ülke-sini İngilizlerin elinden kurtarmak için emir aldığını iddia ederek köyünden ayrılmıştır. İddiaları 16 yaşındayken din adamları tarafından kabul gören Jeanne d’Arc, em-rine verilen küçük bir ordu ile bizzat savaşlara katılmış-tır. 1431’de İngilizler tarafından yakılarak öldürülen Je-anne d’Arc günümüzde birçok sanat eserine ilham ol-muştur.

(Cevap B)

12. Fransa’da Napolyon’un yönetime gelmesinden sonra yaşanan savaşlarla Avrupa’nın siyasal dengesi bozul-muştur. Bozulan siyasal dengeyi sağlamak amacıyla Avusturya Başbakanı Metternich öncülüğünde 1815’te Viyana Kongresi düzenlenmiş ve bozulan sınırların ye-niden düzenlenmesi kararı alınmıştır. Bu döneme resto-rasyon dönemi denmektedir. Buna göre, verilen öncül-lerin üçü de konuyla ilgili olup E seçeneği doğrudur.

(Cevap E)

13. Avrupa merkezi devlet yapısının bozulmasıyla ortaya çı-kan ve toprak sahibi efendiye üretim yapan kiracı duru-mundaki köylülerin itaat etmesi şeklinde kendini göste-ren toplum yapısına Feodalite denmektedir. Bu sistemin temel unsurlarını ekonomik hayatı sürdürebilecek bir toprak parçası, bunun üzerinde ziraat faaliyetlerinde bu-lunacak köylüler, onların güvenliğini sağlamak için şö-valyeler ve şövalyelerin vasallık yoluyla bağlı oldukları senyörler oluşturmaktadır. Feodal toplum yapısında Kral, dük, markis, kont, baron, şövalye ve köylü tarzında bir hiyerarşik yapılanma söz konusudur.

(Cevap A)

14. 1806 Kutsal Roma Germen İmparatorluğu yıkılmıştır. 1815 Viyana Kongresi’nde bu boşluğu doldurmak ama-cıyla Germen Federasyonu kurulmuştur. 1848’de libe-ral ve milliyetçi ihtilalciler birleşip bir Alman devleti kur-maya çalışsa da 1848’de konfederasyon dağılmıştır. 1871 yılında ise Prusya önderliğinde Alman İmparator-luğu kurulmuştur.

(Cevap C)

15. Eski dünyanın 7 harikasından biri olan Babil’in asma bahçeleri, II. Nabukadnezar (MÖ 630-561) döneminde inşa ettirilmiştir. “Yenilmez” unvanlı Babil Kralı Nabukad-nezar’ın dağlık ve yeşil bir bölgeden gelen eşi Amyitis’in sıla hasretini azaltmak için asma bahçelerini yaptırdığı anlatılır.

(Cevap A)

16. Mezopotamya’da her kent bir baş tanrı için inşa edilir ve oranın tanrının evi olduğu kabul edilirdi. Sümerlerin baş tanrısı başlangıçta Gök-tanrısı “An” iken daha son-ra “Enlil” olmuştur. Tanrıların babası olarak kabul edi-len Enlil’in Nippur kentinde bir tapınağı bulunmaktaydı ve bu kent Sümerlerin dini başkenti konumundaydı. Nip-pur’da hizmet etmek büyük bir onur olarak kabul edilir-di.

(Cevap C)

17. Antik döneme ait bir yazı sistemi olan hiyerogliflerin en bilinen türü Mısır hiyeroglifleridir. Eskiçağ’da Mısır’da kesintisiz biçimde kullanılan hiyeroglif (resim) yazısı, Anadolu’da Hititlerce yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Frig, İyon ve Lidya devletleri alfabe yazısını kullanırken; Urartular çivi yazısını kullanmışlardır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 4: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 4

KPSS/ÖABT

18. Hz. Peygamber (S.A.V) ve Hz. Ebubekir dönemlerinde düzenli bir ordu yoktu. Genellikle eli silah tutan erkek-ler sefere katılıyordu. Hz. Ömer döneminde ordunun defterleri de tutularak düzenli orduya geçişin temelleri atıldı. Böylece orduyu bir kurum haline getiren ve ma-aşlı askerlerden düzenli bir ordu kuran Hz. Ömer, as-kerlerin ticaret veya ziraatla uğraşmalarını yasakladı ve Ebud Derda’yı Suriye’deki bir askeri birliğe kadılcünd olarak tayin ederek askeri kadılık görevini de başlattı.

(Cevap A)

22. Elhamra Sarayı, bugünkü İspanya’nın Endülüs eyale-tinde bulunan Gırnata şehrinde inşa edilmiştir. Endü-lüs’te Müslümanların hâkimiyetindeki son devlet olan ve yaklaşık iki yüz elli yıl hüküm süren Beni Ahmer Dev-leti’nden (1232–1492) kalma bir eserdir. 1232 yılında Be-ni Ahmer Devleti’ni kuran I. Muhammed’in hükümdarlı-ğı sırasında yapımına başlanmış daha sonra çeşitli ek-lemelerle genişletilmiştir. İslam mimarisinin ulaşabildiği en yüksek noktalardan biri olarak kabul edilir. Elhamra Sarayı ile ilgili daha geniş bilgiye Washinghton Irwin’in “Elhamra: Endülüs’ün Yaşayan Efsanesi” adlı kitabın-dan ulaşmak mümkündür.

(Cevap A)

23. Türkiye Selçuklularından günümüze ulaşan ilk sikkeler I. Mesut dönemine aittir. Bakır olarak bastırılan bu sik-kelerin ön yüzünde sultanın, “es-sultânu’l-muazzam” şeklinde unvanı bulunurken arka yüzünde Bizans hü-kümdarının tasviri bulunmaktadır. Yeni sikkelerin yerli halk tarafından da benimsenmesini sağlamak amacıy-la böyle bir uygulamaya gidildiği tahmin edilmektedir. Basılan sikkelerin çoğunluğu gümüş dirhemler ve bakır felsler’dir. Bunların üzerinde mızraklı süvari, ok atan sü-vari, arslan ve güneş gibi tasvirler yer almaktadır. Kon-ya, Sivas ve Kayseri en fazla sikke basılan darphanele-rin başında gelmektedir. Devletin ortak hükümdarlık dö-neminde basılan sikkelerde ise bu şehzadelerin hepsi-nin isimleri yer almıştır.

(Cevap A)

24. İslam tarihinde ilk defa saray hiyerarşisinin başlaması hükümdarlık merasim ve protokollerinin ortaya çıkma-sı Emevi halifelerinden Muaviye bin Ebu Süfyan ile bir-likte olmuştur. Muaviye’den itibaren halifelere, halkla gö-rüşmeleri için belli vakitler ayrılmaya ve salonlar tahsis edilmeye başlanmıştır.

Muaviye, hükümdarlık makamı olan taht üzerinde otur-ma geleneğini de başlatan ilk halifedir. Daha sonra bü-tün İslam devletlerinde halife ve sultanlar tahtı egemen-lik ve hükümranlık sembolü olarak kullanmaya başla-mıştır.

(Cevap D)

19. Beytül Hikme (Hikmet Evi) 829’da Bağdat’ta Halife Me’mun tarafından kurulmuştur. Müslüman bilginler; özellikle Aristo, Eflatun, Batlamyus, Öklid gibi filozof ve bilginlerin eserlerini burada Arapçaya tercüme etmişler-dir. Beytül Hikme özellikle yabancı felsefi ve bilimsel dü-şüncelerinin İslam dünyasına geçmesinde büyük rol oy-namıştır.

(Cevap B)

20. Sıffin Savaşı sırasında Hz. Ali’nin ordusu galip gelmek üzereydi. Fakat Amr bin As, askerlerin mızraklarına Kur’an sayfaları astırmış böylece çatışmalar durmuştur. Çatışmanın durmasının ardından Muaviye’nin savaşa son verip tarafları temsil eden birer hakemin seçilmesi ve halifelik meselesinin çözümünün bunlara bırakılma-sı teklifi kabul edilmiştir. Buna göre Muaviye hakem ola-rak Amr bin As’ı seçmiştir.

(Cevap C)

21. Ekberilik tarikatı, temel kavramlarını Muhyiddin İbn Ara-

bi’nin geliştirdiği ancak esas olarak onun öğrencisi Sad-reddin Konevi tarafından kurulan bir tarikattır. Ekberilik ismi, Muhyiddin İbn Arabi’nin Şeyhü’l Ekber lakabına izafetle konulmuştur.

(Cevap D)

25. Kral yolu Anadolu ile Mezopotamya arasında, bir tica-ret yoludur. Baharat Yolu ise Hindistan bölgesinden baş-lar. İslam öncesi Türk devletleri buralara hâkim olmadık-ları için bu yolları hâkimiyet altına almış olamazlar. Türk-lerin bu dönemde hâkim olmaya çalıştığı yollar İpek Yo-lu ve Kürk Yolu’dur.

(Cevap D)

26. Göktürkler, İpek Yolunun gelirlerinin paylaşımı konusun-da anlaşmazlıklar yaşayınca önce Sasanilerle ittifak ya-parak Akhunları ortadan kaldırmış, daha sonra Bizans’la ittifak yaparak Sasanileri İpek Yolu gelirlerinden uzak-laştırmıştır. İlk Türk – Bizans görüşmeleri ve elçilik faali-yeti bu dönemde başlamıştır.

(Cevap D)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 5: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 5

KPSS/ÖABT

30. Mazdek İsyanı V. yüzyılda Sasani Devleti sınırlarında ya-şanan büyük bir isyandır. Bu isyan sırasında Mazdek’e inanmak gafletini gösteren Sasani Şahı da isyancılar ta-rafından hapsedilmiştir; fakat şah kurtularak komşu dev-let Akhunlar’a sığınmıştır (496). Sasani Devleti’nde olup bitenleri yakından takip eden Ak-Hun Hükümdarı, Maz-dek Hareketini kırıp yok etmek için, şahı 30 Bin kişilik Hun süvari birliği başında İran’a göndermiştir ve bu sa-yede Şah, ihtilalı bastırmıştır (498-499). Buna göre, Maz-dek İsyanı’nın bastırılmasında etkili olan Türk Devleti Ak-hunlardır.

(Cevap B)

31. Türklerde para karşılığında çeşitli isimler kullanılmıştır. Bunlardan; Böz, Kuanpoyu, Kamdu; kumaştan yapılmış değişim aracı olarak kullanılmış isimlerdir. Kağıt para karşılığında Çav terimi kullanılmıştır. Türkler madeni pa-raya ise “Yarmak” demişlerdir.

(Cevap A)

32. A, B, C ve D seçeneklerinde yer alan gelişmeler Fran-sız İhtilali’ne bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı Dev-leti daha ilk kurulduğu yıllardan itibaren gayrimüslimle-rin inançlarına müdahale etmemiştir. Gayrimüslimler Fransız İhtilali’nden çok önce Osmanlı ülkesinde ser-bestçe ibadetlerini yapıyorlardı.

(Cevap E)

27. İslam öncesi Türk devletleri protokol isimleri inançları-na paralel şekilde geliştirmiştir. Hiyerarşinin en tepesin-de bulunan kağanın mevcudiyeti doğrudan tanrı hedi-yesi olarak yorumlanmıştır. Yaşanan her olay tüm pro-tokol ve unvanlar bu çerçevede ele alınmış olup D se-çeneği doğrudur.

(Cevap D)

33. On iki yaşında iken ilk kez tahta çıkan II. Mehmet, bu durumdan faydalanmak isteyen çevrelerin faaliyetleriy-le karşılaşmıştır. 1444 yılında yaşanan Hurufi İsyanı bun-lardan biridir. 1340- 1394 yılları arasında yaşamış olan Fazlullah Esterabadi tarafından kurulan Hurufilik tarika-tı, Tanrı’ya ulaşmanın yolunun, kelamı oluşturan harfle-rin rakamsal değerlerini keşfetmekten geçtiğine inanı-yorlardı. Hurufiler tarafından Edirne’de çıkarılan bu is-yan kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

Yeniçeriler tarafından çıkarılan Buçuktepe İsyanı da II. Mehmet’in saltanatı esnasında yaşanan bir diğer iç so-rundur. Osmanlı siyasetinde büyük bir ağırlığı olan Çan-darlı Halil Paşa, tecrübesiz padişah yüzünden devletin zor duruma düşeceğinden ve kendi idaresinin sarsıla-cağından endişelenerek II. Murat’ı tekrar tahta geçirmek istemiştir.

Görüldüğü gibi verilen olayların hepsi II. Mehmet’in ilk saltanatı esnasında gerçekleşmiştir.

(Cevap E)

28. İslam öncesi ve sonrası Türk devletlerinde düzenli bir veraset anlayışının olmayışı, tahtın hanedanın ortak ma-lı olarak kabul edilmesi, kamu düzeni ve devletin beka-sını tehdit eden en büyük sorundur. Bu anlayış sürekli saltanat mücadelelerine ve şehzadelerin ayaklanmala-rına sebep olmuştur.

(Cevap C)

29. Uygurlar, 745–840 yılları arasında Kutluk Bilge Kül Ka-ğan önderliğinde kurulmuştur. Kutluk Bilge Kül Kağan’ın 747 yılında ölümünden sonra devletin başına oğlu Ba-yan Çor geçmiştir. Bayan Çor döneminde Uygurlar, hem Orta Asya’da hem de Çin’de zirveye çıkmışlardır. 747–759 yılları ara-sında Kağanlık yapan Bayan Çor, Kağan-lık için-deki Basmil, Karluk, Türgiş gibi diğer Türk boy-ları-nı itaat altına almış böylece siyasal birliği sağla-mış-tır. Bayan Çor Kağan devri Uygur Devleti’nin her bakım-dan geliştiği ve sağlam temellere otur-duğu bir dönem-dir. VIII. yüzyıl sonu ve IX. yüzyıl başlarında Uygurlar iç-te ve dışta zengin ve parlak bir dönem geçirmişlerdir.

(Cevap D)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 6: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 6

KPSS/ÖABT

36. Osmanlı Devleti’nde ilk resmi gazete, II. Mahmut zama-nında 1831’de çıkarılan Takvim-i Vakayi’dir. Bu gazete Cumhuriyet Dönemi’ne kadar varlığını sürdürmüştür. Ceride-i Havadis Gazetesi Abdülmecit döneminde 1840’da çıkarılmıştır. Tercüman-ı Ahval Gazetesi ise ilk özel Türk gazetesi olup, Agâh efendi ve Şinasi tarafın-dan 1860’ta çıkarılmaya başlanmıştır. Doğru sıralama; III-II-I şeklindedir.

(Cevap B)

37. Amediye, Osmanlı Devleti’nde alınan ithalat vergisidir. Yani Osmanlı sınırları içerisine giren ticari mallar üzerin-den alınan bir vergidir. Yurtdışına gönderilenlerden ise Reftiye denilen ihracat vergisi alınmıştır. Osmanlı top-

raklarının transit bir ticaret yolu olarak kullanılması du-rumunda ise alınan vergini adı müruriyedir.

(Cevap D)

38. Terakki-i Muhadderat (Kadınların Yükselişi) 1869’da çı-karılan ilk kadın dergisidir. Ayrıca daha sonra kadınlara özel olarak Şukufezer ve Hanımlara Mahsus Gazete çı-karılmıştır. Mecmua-i Fünun 1862’de Münif Paşa tara-fından çıkarılan gazetedir. Diyojen ise, Teodor Kasap ta-rafından çıkarılan mizah dergisidir.

(Cevap C)

39. Madeni paranın içerisinde bulunan değerli maden mik-tarını azaltma işlemine tağşiş denir. Bu operasyonla el-de edilen değerli madenlerle yeni para basılır ve bu şe-kilde elde edilen miktar hazinenin kârı olurdu. 18. yüz-yıl paranın büyük ölçüde tağşiş edildiği bir dönemdir. Osmanlı maliyesinde en büyük tağşiş II. Mahmut döne-minde görülmüş ve para %85 değer kaybetmiştir.

(Cevap E)

34. XVII. yüzyılda Coğrafi keşifler sonucunda Akdeniz Liman-ları önemini kaybetmiştir. Bu durum ticaret yollarının de-netimini elinde bulunduran Osmanlı’nın gümrük gelirleri-nin azalmasına sebep olmuştur. Köylülerin topraklarını terk etmesi üretimin azalmasına dolayısıyla vergilerin azal-masına sebep olmuştur. Bunlar devletin gelir gider den-gesini bozmuştur. Merkez isyanları ise merkezi otoriteyi bozmuştur. Gelir gider dengesi üzerinde etkili olmamış-tır.

(Cevap D)

35. Avrupa’ya geçici elçiler gönderilmesine Lale Devri’nde başlanmıştır. Bu dönemin padişahı ise III. Ahmet’tir. Avru-pa’da daimi elçilik açılması III. Selim zamanındadır. Avru-pa’ya gönderilen ilk sürekli elçi Yusuf Agâh Efendi’dir. Av-rupa’dan danışman ve uzman getirme uygulamasını yay-gınlaştıran padişah ise I. Abdülhamit olmuştur.

(Cevap E)

40. Ruslarla 1790 yılında yapılan savaş esnasında Prusya, Rusların Tuna’yı geçmesi durumunda Osmanlı Devle-ti’ne yardım edeceğini bildirmiştir. Bunu takiben Kasım 1790’da Padişah III. Selim, Ahmed Azmi Efendi’yi Ha-remeyn muhasebeciliği vazifesiyle Berlin elçiliğine ata-mıştır. Ahmed Azmi Efendi Şubat 1791’de Kral II. Fried-rich Wilhelm tarafından kabul edilmiştir. Ahmed Efen-di’nin bu ziyaretiyle ilgili görüşlerini Berlin sefaretname-sinde kaleme almıştır.

(Cevap A)

41. Bucaş Antlaşması padişah IV. Mehmed döneminde Os-manlı Devleti ile Lehistan arasında imzalanmıştır. 1621 Hotin Antlaşması’ndan sonra Osmanlı ve Lehistan ara-sında yaklaşık elli yıl süren bir barış dönemi yaşanmış-tır. Ancak Lehlerin Ukrayna Kazaklarına saldırması bu barışı bozmuştur. Osmanlı ve Leh kuvvetleri arasında yaşanan savaşta Osmanlı galip gelmiş ve antlaşma im-zalanmıştır. Osmanlı Devleti’nin batı’da en geniş sınırla-ra ulaştığı bu antlaşma Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından imzalanmıştır.

(Cevap E)

42. 3 – 5 Mayıs 1920’de TBMM’nin ilk hükümeti kurulmuş-tur. Bu hükümette;

Fevzi Çakmak: Milli Savunma Bakanı

İsmet İnönü: Genelkurmay Başkanı

Rıza Nur: Milli Eğitim Bakanı

Celalettin Arif: Adalet Bakanı’dır.

Şerif Bey ise, hükümette yer almamış sadece Meclis’e ilk gün en yaşlı üye sıfatıyla başkanlık yapmıştır.

(Cevap E)

43. Rusya’nın savaştan çekilmesi ile Rusya’ya karşı açılmış olan Kafkas Cephesi kapandı. Galiçya Cephesi’nde ge-nellikle Ruslar savaşıyordu. Dolayısıyla Rusların savaş-tan çekilmesiyle bu cephede kapandı. Gizli antlaşma-larda Rusya’ya boğazlar ve Doğu Anadolu verilmişti. Dolayısıyla Rusya’dan boşalan yerler için değişiklik ya-pıldı ve gizli antlaşmalar değişikliğe uğradı.

(Cevap E)

44. Soruda özellikleri verilen cemiyet Hürriyet ve İtilaf Fırka-sı’dır. Bu fırka 1911 yılında İttihat ve Terakki Partisi’ne muhalefet edenler tarafından kurulmuştu. Siyasi konu-munu İttihat ve Terakki Partisi karşıtlığı olarak tayin eden parti, Milli Mücadele’ye karşı çıkmıştır. Mütareke şartla-rına karşı gelmenin ülkeyi riske sokacağını ve galip dev-letleri kızdıracağını iddia etmiştir.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 7: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 7

KPSS/ÖABT

45. B, C, D ve E’de belirtilenler Erzurum Kongresi’yle ilgili-dir. Ancak A seçeneğinde belirtilen ifade Sivas Kongre-si’yle ilgilidir. Sivas Kongresi’nde delegeler, vatanın kur-tuluşu ve mutluluğundan başka hiçbir kişisel amaç iz-lemeyeceklerine, mevcut siyasi partilerden hiçbirinin amaçlarına hizmet etmeyeceklerine dair yemin etmiş-lerdir.

(Cevap A)

46. Güney Cephesi’nde Kuvay-ı Milliye birlikleri Fransız bir-liklerine karşı yaptıkları mücadele de başarılı olmuşlar-dır. Bu başarılardan do layı Maraş’a 1973 yılında Kahra-man unvanı, 1984 yılında Urfa’ya Şanlı unvanı Antep’e 1921 yılında Gazi unvanı verilmiştir.

(Cevap E)

47. Halkevlerinin çıkardığı dergilerden Ülkü, Ankara’da çı-karılmıştır. Ayrıca;

Bursa’da; Uludağ

İzmir’de; Fikirler

Sinop’ta; Dranaz

Isparta’da; Ün

Manisa’da; Gediz

Adana’da Görüşler

Antep’te; Başpınar

Denizli’de; İnanç dergilerini halkevleri çıkartmıştır. (Cevap B)

48. 1924’te Hakkâri’de Nasturi Ayaklanması çıkmıştı. Diyar-bakır’daki 7. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Eğilmez Nasturi Ayaklanması’nı bastırmakla görevlendirilmişti. Harekette Kürt Aşiretleri’nden de yararlanmak istenmiş-ti. Bu amaçla Simko diye tanınan Şikak Aşireti Başkanı İsmail Ağa ile ilişki kurulmuştu. İngiliz uçaklarının Türk kuvvetlerine saldırılarına aldırmayarak sürdürülen hare-ket sonucunda ayaklanma tümüyle bastırıldı.

(Cevap D)

49. TBMM’nin almış olduğu bir kararla işgalcilere karşı sa-vaşan millî kuvvetlerden kamuoyunu haberdar etmek, halkın moral değerlerini yükseltmek ve propagandaya ağırlık vermek amacıyla, 7 Haziran 1920’de Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi kurulmuştur. Bu ku-rum doğrudan Meclis Başkanı’na bağlı olan bu kurum Mili mücadele döneminde kamuoyu oluşturmak için fa-aliyet göstermiştir. Yunus Nadi ve Halide Edip öncülü-ğünde 6 Nisan 1920’de kurulan Anadolu Ajansı da bu müdüriyete bağlanmıştır.

(Cevap E)

50. Türk tarihinde I.İnönü savaşı kaynaklarında Avgin sava-şı olarak geçmektedir. Nitekim General Trikopis I. İnö-nü Muharebesi’nden bahsederken “Bütün gün devam eden Avgin Savaşı, en kanlı savaşlardan biri olmuştur. Bizimle kıyas kabul etmeyecek kadar fazla sayıda Türk ile çarpışıyorduk” demiştir. General Trikopis Büyük Ta-aruz savaşı sırasında esir düşmüş ve Atatürk, generalin Yunanistan’a iadesini geciktirerek idamını önlemiştir.

(Cevap C)

51. 1974 yılında yapılan seçimlerden sonra kurulan CHP-MSP hükümeti anlaşmazlık yaşayınca Ecevit Cumhur-başkanına istifasını sunmuştur. Yerine kurulan hükümet güvenoyu alamayınca Demirel’in girişimleriyle Adalet Partisi (AP), Milli Selamet Partisi (MSP), Milliyetçi Hare-ket Partisi (MHP), Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) bir koalisyon oluşturma konusunda anlaşmıştır. Birinci Mil-liyetçi Cephe Hükümeti adıyla anılan bu koalisyon hü-kümeti 1977 seçimlerine kadar görevde kalmıştır. Bu ko-alisyonda Millet Partisi yer almayıp “C” seçeneği doğ-rudur.

(Cevap C)

52. Günümüzde ABD ile Latin Amerika ülkeleri arasında en çok sorun Venezuela ile Küba arasında yaşanmaktadır. Bu ülkelerde sosyalist liderler olduğu için ABD’nin sö-mürgeci politikalarına karşı çıkmaktadırlar.

(Cevap A)

53. Açıklamalardan A, B, D, E seçenekleri doğru olup C se-çeneğindeki açıklama yanlıştır. Perestroika SSCB’de Gorbaçov döneminde uygulanan yeniden yapılanma-nın adıdır.

(Cevap C)

54. Türkiye II. Dünya Savaşı sırasında izlediği denge politi-kası gereği 19 Ekim 1939’da üçlü İttifak Antlaşması ola-rak bilinen Ankara Paktı’nı Türkiye - İngiltere ve Fransa ile imzalamıştır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 8: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 8

KPSS/ÖABT

55. 1927–1952 yılları arasında faaliyet gösteren ve tek par-ti dönemine özgü olan bölgesel örgütlenmelere “Umu-mi Müfettişlik” adı verilmiştir. II. Abdülhamit devrinden 1952’ye kadar değişik isimler altında varlığını sürdüren Umumi Müfettişlikler , “Genel Valilik, Genel Müfettişlik, İnspektörlük, Bölge Valiliği, Hidivlik…” gibi çeşitli isim-lerle adlandırılmıştır. 1927–1952 yılları arasında farklı ta-rihlerde toplamda beş kez Umumi Müfettişlik kurulmuş-tur. Umumi Müfettişlikler Türkiye’deki sosyal, ekonomik ve idari şartların bir sonucu olarak ortaya çıkan çok önemli politik ve idari kuruluşlardır. Cumhuriyet döne-minde Türk Hükümetinin gözü kulağı olan bu Kuruluş-lar, kamu düzeninin ve asayişi korunması iktisadi, ba-yındırlık ve sosyal dengesizliklerin ortadan kaldırılması hususunda önemli görevler üstlenmişlerdir.

(Cevap E)

61. 3N tekniği, eleştirel düşünme becerisini geliştirmek ama-cıyla Ogle tarafından ileri sürülen bir tekniktir. Bir metni, okumaya veya anlamaya yönelik olarak bir grubun ve-ya tüm sınıfın katılımı ile gerçekleştirilen bir tekniktir.

3N Tekniği

– ne biliyoruz?

– ne öğrenmek istiyoruz?

– neler öğrendik?

şeklindeki üç aşamadan oluşmaktadır. (Cevap A)

63. Değerlerin eğitimi yaklaşımlarının tipolojisi ilk kez Su-perka tarafından 1973’te formüle edilmiştir. Superka de-ğerler eğitimiyle ilgili olarak beş yaklaşım ortaya koy-muştur.

1. Telkin etme yaklaşımı

2. Ahlaki gelişim yaklaşımı

3. Analiz yaklaşımı

4. Aydınlatma/belirginleştirme yaklaşımı

5. Eylem öğrenme yaklaşımı(Cevap D)

62. 5E modeli 1980’lerin sonlarında Biological Sciences Curriculum (BSCS) tarafından geliştirilmiştir. Model için-de yer alan her bir “E” modeldeki aşamaları sembolize etmektedir. Buna göre 5E Modeli dikkat çekme, keşfet-me, açıklama, bilgiyi derinleştirme ve değerlendirme aşamalarından oluşmaktadır.

(Cevap E)

56. Bozkurt – Lotus Davası’nda Türkiye’yi dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey savunmuştur. İsviçre’de kapi-tülasyonlar konusunda doktora yapmış olan Mahmut Esat Bey başarılı bir savunma yapmış ve 1934’te ken-disine davanın adına ithafen “Bozkurt” soyadı verilmiş-tir.

(Cevap A)

57. Şehnamecilik yani resmi tarih yazıcılığı Fatih devrinde başlamış, II. Bayezıd devrinde devam etmiş ve Kanûnî Sultan Süleyman döneminde devamlı ve ücretli bir me-muriyete dönüşmüştür. İlk resmi şehnameci de Kanuni Sultan Süleyman’ın atadığı Arifî Fethullah Çelebi’dir. Şeh-name-i Al-i Osman ismiyle 60 bin beyitlik bir eser yaz-mıştır.

(Cevap D)

58. Osmanlı Türkçesi ile verilen metinlerin günümüz Türk-çesi ile doğru eşleştirilmesi C seçeneğinde verilmiştir.

(Cevap C)

59. Akkoyunlular Osmanlı Türkçesi alfabesini kullanmamış-lardır.

(Cevap E)

60. Rakamların Osmanlı Türkçesi ve günümüz Türkçesine ilişkin doğru eşleştirme B seçeneğinde verilmiştir.

(Cevap B)

64. Doğru davranışın pekiştirilmesi için ödül etkili bir yoldur. Ancak ödülün sürekli kullanılması öğrencilerin içsel mo-tivasyonunu azaltabilir. Ödül alma isteği öğrenmenin önüne geçer. Aynı zamanda bir süre sonra bıkkınlık ya-ratarak pekiştirici etkisini kaybeder.

(Cevap C)

65. Balık kılçığı bir problemin çözümüne analitik bir yakla-şım getirerek çok sayıda fikir üretmeye dayanır. Bu yak-laşımla problem derinlemesine incelenebilir. Balık kılçı-ğı neden-sonuç ilişkilerini gösteren bir kavram haritası olarak da kullanılabilir.

– Yaratıcı düşünme desteklenir.

– Analiz, sentez yeteneği gelişir.

– Problemi çeşitli yönleri ile görme fırsatı yakalanır.

– Organizasyon yeteneği, sistemli düşünme gelişir.

– Kavrayış yoluyla öğrenme gibi beceriler gelişir.(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 9: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •1• 9

KPSS/ÖABT

69. Murat Öğretmen III. ve VI. uygulamaları ile pekiştirme yapmıştır. Pekiştirme, bir davranışın tekrar edilme sıklı-ğının uygun uyarıcılarla arttırılması işlemidir. Pekiştirme, öğrencilerin öğrenme güdülerini arttırır, dikkat ve çaba-larını öğrenmeye yönlendirir, beklenen davranışların gös-terilmesini özendirir, böylece öğrencinin öğrenme süre-cine etkin katılımını sağlar.

(Cevap E)

70. (II) numaralı etkinlikte öğretmen öğrencilerin anlatılan zamanda şehrin nasıl göründüğüne ilişkin bir resim yap-malarını ister. Burada amaç öğrencilere anlatılan bir du-rumu canlandırabilme ve resmedebilme becerisi kazan-dırmaktır.

(Cevap B)

71. Eğitim sosyolojisi uzmanı program danışma grubunda yer alabilecek kişilerden biridir. Programın toplumsal te-melleri açısından eğitim sosyologunun danışma gru-bunda yer alması yararlıdır.

(Cevap B)

72. Ders kitapları veya öğretim materyalleri o toplumda ya-şayan herkesin etnik, dinsel ya da sosyal topluluğunun yaşantılarına yer vermelidir. Tarihin belli bir evresindeki çatışmalar veya işbirliği aktörleriyle beraber materyalle-re yansıtılmalıdır. Tarihsel veya kültürel farklılıkları göz ardı eden tarih materyalleri kabul edilemez.

(Cevap C)

66. Materyal tasarımı sürecinde özellikle ilköğretim düze-yinde gerçek resimler yerine çizgili resimler, karikatür-ler ve şekiller tercih edilmelidir. Basit şekiller öğrencile-rin algılamasını kolaylaştırmaktadır. Gerçek resimler da-ha çok ileriki yaşlarda kullanılması öğrenciler açısından daha anlamlı olur.

(Cevap D)

67. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde birlik sağlanmış-tır. Laiklik, zorunlu ilköğretim ve eğitim için bütçeden pay ayrılması Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nda yer alır. İş-birlikçi eğitim ise yasal bir uygulama ve düzenleme çer-çevesinde ele alınmamıştır.

(Cevap E)

68. Murat Öğretmen derse başlamadan önce yaptığı uygu-lama dikkat çekme aşamasına örnek oluşturur. Çünkü amacı öğrencilerin dikkatini ve motivasyonunu konu üzerine yoğunlaştırmaktır.

(Cevap A)

73. Küçük çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren zaman konusunda güçlü bir kavrayışa ve geçmişin farkında ol-ma yeteneğine sahiptirler. Çocukların tarihle ilgili düşün-celerinin gelişimine yardımcı olmak için çeşitli yöntem-ler vardır. II ve III numaralı seçenekte verilen yöntemler bunlardan bazılarıdır. Ancak I. seçenekte verilen ifade yanlıştır. Çünkü çocuklarda tarihsel düşünmeye yardım-cı olmak için ayrıntılara girmek yerine belli başlı örnek-ler üzerinde durmak gerekir.

(Cevap D)

74. Anakronizm tarih yanılgısı olarak tanımlanabilir. Sözlük-te anakronizm “bir olayın tarihi ve çağı üzerinde yanıl-ma, tarih ve çağları birbirine karıştırma” şeklinde tanım-lanmaktadır. Dil ve yaklaşım anakronizmi soruda da be-lirtildiği üzere herhangi bir dönem için geçerli olmayan kavram ve yaklaşımların bu dönemdeki olgu ve kişileri açıklamak için kullanılmasıdır. Bu durum daha çok ilgi-li tarihi dönemi bağlama uygun kavrayamamaktan doğ-maktadır. Bu açıdan tarihsel empati öğrencilerin ilgili ta-rihi dönemi dönem şartlarına uygun olarak kavramala-rını sağlayarak tarih yanılgılarının önüne geçmelerinde yardımcı olur.

(Cevap A)

75. 1937 yılında yayın hayatına giren “Belleten” milletler ara-sı değerde ilk ciddî ve uzun ömürlü süreli yayın olmuş-tur. Belleten’in ilk sayısında derginin yayın faaliyetleri hakkında da şu bilgiler verilmektedir. “Belletenin başlı-ca maksat ve gayesi sonsuz bir genişliğe sahip olan Türk tarihinin izahı ve tesviktir. Bu mecmua üç ayda bir olmak üzere senede dört defa çıkar. Bellete’nin yazıcı-ları Türk tarih Kurumu üyeleridir. Bundan başka Türk ve yabancı âlimler, tarih severler tarafından gönderilen de-ğerli yazılarda basılabilir.

Belleten dergisinde, Türk tarihi ve Anadolu tarihini de-rinlemesine inceleyen makalelerin yanında arkeoloji ile ilgili çalışmalar, bilimsel araştırmalar, çeşitli belgeler, bi-limsel haberler, bibliyografi yazıları yayınlanmıştır.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 10: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVIÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ

2. DENEME SINAVI

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Filozof Yayıncılık'ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.

PDF ÇÖZÜMLER

PDF

Page 11: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 2

KPSS/ÖABT

1. Üge: Vezir

Ayukı: Hükümet

Buyruk: Bakan

İnanç: Tigin Eğitmeni

Bu kavramlar devlet yönetimi ile ilgili kavramlardır. (Cevap E)

5. Adı bizce bilinen en eski Uygur şairi Aprın Çor tigin’dir. Arpın Çor Tigin’in bilinen iki şiiri vardır. Turfan kazıların-da bulunan şiirleri ilk kez 1919’da yayımlanmıştır. Şiirle-rinden ilki ilahi tarzında yazılmış bir övgüdür. İkinci şiiri ise aşk konusunda yazılmıştır. Yollıg Tigin ve Tonyukuk ise kutluk devleti döneminde yaşamışlardır. Çi-çi bir Hun Hükümdarı’dır. Dede Korkut ise günümüze daha yakın bir dönemdedir.

(Cevap A)

6. Her üç kavram da Kağan’a Tanrı tarafından verilen ye-teneklerdir. Kut: Türk kağanının siyasi iktidar olması de-mektir. Küç: Güç anlamındadır. Türk kağanının savaş yeteneğini ifade eder. Ülüş: Pay, hisse, nasip, kısmet demektir. Tanrı’nın Türk ülkesinde bolluk ve bereketi art-tırması ve Kağan’ın bunu adil şekilde halka dağıtması-dır.

(Cevap E)

7. Slavları ordu ve devlet teşkilatı konusunda etkileyen, Or-ta ve Doğu Avrupa’da iki yüzyıldan fazla hâkimiyet ku-ran Türk topluluğu Avarlardır. Avarlar, 6. ve 9. yüzyıllar arasında bugünkü Orta Avrupa’da devlet kurmuş bir Türk topluluğudur. Bayan Han tarafından kurulan bu devlet, Slav kavimlerini ilk kez Türk hâkimiyetinde top-lamıştır. Bu sebeple Avar kağanlığının Slav kavimleri üzerinde büyük tesiri olmuştur.

(Cevap D)2. Türk kelimesi güçlü, kuvvetli anlamına gelmektedir. Ayrı-ca Çin kaynaklarında “miğfer”, İslam kaynaklarında “terk edilmiş”, Divan-ı Lügatit Türk’te “olgunluk çağı” anlamın-da kullanılmıştır. Türk kelimesini, Ziya Gökalp Töreli ve ni-zam sahibi olarak açıklamıştır. Gürz ise Türk adının an-lamları arasında yer almaz.

(Cevap D)

3. Orta Asya Türk Devletleri içerisinde en geniş sınırlara ulaşan I. Göktürk Devleti’dir. İstemi ve Mukan Kağan za-manlarında sınırlarını sürekli genişleten devletin sınırla-rı doğuda Mançurya’dan Batı’da Karadeniz’e kadar uza-nıyordu.

(Cevap A)

4. İlk Türk devletlerinde katı bir mutlak monarşinin görül-memesinin en önemli sebebi, Kurultay adı verilen bir meclisin var olmasıdır. Ülke yönetimiyle ilgili kararların alındığı bu meclisin Hakan seçiminde de etkin bir rolü vardı. Ayrıca boyların bir araya gelmesinden oluşan fe-deratif devlet yapısı da mutlak monarşinin katı bir şekil-de yaşanmadığının kanıtıdır. Nitekim boylar içişlerinde serbest dışişlerinde merkeze bağlı örgütlenmelerdi.

(Cevap E)

8. Defterdar sadece idari yetkiye sahip bir görevlidir. XVI. yüzyılda Kadı, kazanın en büyük ve en önemli amiri idi. Yargı ve adli görevinin yanında, mülki yetkileri de ken-disinde toplamıştı. Kazasker de Divan’daki davalara ba-kar aynı zamanda kadı ve müderris ataması gibi idari bir görev yürütürdü. Buna göre, kaza kadısı ve kazas-ker hem adli hem idari yetkiye sahip görevlilerdir.

(Cevap D)

9. Soruda özelliği verilen askeri sınıf Martoloslar’dır. Bun-lar, ordu hizmetinde kullanılan Osmanlı tebaası fakat Müslüman olmayan kimselerdir. Daha ziyade Trakya, Makedonya ve Teselya’dan olmak üzere Rumeli’nin bel-li bölgelerinden seçilen martoloslar, “doğrudan ordu hiz-metinde çalışanlar” ve “bulundukları ülkede devlet adı-na hizmet görenler” olmak üzere iki gruba ayrılmaktay-dı. Ordu hizmetinde çalışanlar, belli mevkilerin emniye-tini sağlama, düşman bölgelerine akınlar yapma, düş-manın savunma sistemlerini bozma veya zayıflatma, ke-şif ve istihbarat toplama gibi işlerde kullanıyordu. Bu-lundukları yerde devlet adına hizmet görenler ise, dev-letin kuruluş döneminden beri kullanılan kimselerdi. Bun-lar, toprağın işlenmesi ve iskân meselesi ile ilgilenirler-di.

(Cevap D)

10. Danişmend, softa ve Suhte terimleri medrese öğrenci-leri için kullanılmıştır.

Hace; Osmanlı Devletinde uluslar arası ticaret yapan tüccara verilen isimdir.

Muid; medrese sisteminde müderris yardımcısı, müder-ris’in verdiği dersi öğrencilere açıklayan, öğreten, ez-berleten asistan veya doçent statüsündeki görevlidir.

(Cevap C)

11. Piri Reis ve Seydi Ali Reis Kanuni döneminde Hint Ok-yanusu’na yapılan Hint Deniz seferlerine katılan ünlü denizcilerden iken Hızır Hayrettin Paşa Preveze Deniz Savaşı’nı kazanarak Akdeniz’in Türk Gölü olmasını sağ-lamıştır.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Page 12: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 3

KPSS/ÖABT

12. Osmanlı Devleti Viyana’yı alarak Avusturya’yı kesin bir yenilgiye uğratmak istemiş ve bu amaçla 1683’te Viya-na’ya saldırmıştır. Ancak bu kuşatma başarısız olmuş ve Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki ilerleyişi durmuştur. Bunun üzerine Venedik, Avusturya, Rusya, Malta ve Le-histan Papa’nın çağrısıyla Osmanlı Devleti’ne karşı kut-sal ittifakı kurmuşlardır. Görüldüğü gibi Prusya Kutsal İt-tifakta yer almamıştır.

(Cevap C)

13. Süleymaniye ve Selimiye Camii 16. yüzyıl camileridir. Sultanahmet Camii 17. yüzyılda yapılmıştır. Dolmabah-çe Sarayı ise 19. yüzyılda yapılmış bir saraydır.

Lale Devri 18. yüzyılda daha çok kültürel alandaki ısla-hatların yoğunlaştığı bir dönemdir. Batı etkisinin ilk ola-rak görüldüğü bu dönemde barok ve rokoko tarzı yapı-lan ilk eser Nuru Osmaniye Camii’dir.

(Cevap D)

14. Fırkateyn, büyük gemileri destekleyen nispeten daha küçük boyuttaki savaş gemisidir. Ertuğrul Fırkateyni, Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmış ve 1863’te de-nize indirilmiştir. II. Abdülhamit döneminde 1889 yılında Japonya’ya ziyaret için gönderilen fırkateyn, Japon su-larında üç ay kaldıktan sonra dönüş yolunda tayfuna yakalanarak batmıştır. Geminin trajedik sonu Türk ve Japon halklarını yakınlaştırmıştır. Kazada ölenlerin anı-sına Japonya’nın Kuşimoto kentinde bir anıt yaptırılmış-tır.

(Cevap D)

15. Erkan-ı Harbiye Mektebi, 1845 yılında Sultan Abdülme-cit zamanında açılmıştır. Osmanlı Ordusu’nun kurmay subayı ihtiyacını karşılamak amacıyla açılan bu okula Mektebi Harbiye’yi başarıyla bitiren öğrenciler alınmak-taydı. Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir bu okulun mezunlarındandır.

(Cevap C)

16. Humbaracı Ahmet Paşa’nın yaptığı ıslahatlar başarılı ol-muştur. Bu durum 1736-1739 yıllarında yapılan Osman-lı, Rus-Avusturya savaşlarında kendini göstermiştir. Os-manlı Devleti yaptığı askeri ıslahatları sayesinde Rusya, Avusturya gibi iki güçlü devleti yenilgiye uğratmıştır. Bu-nun sonucunda 1739 Belgrat antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma Osmanlı’nın XVIII. yüzyılda imzaladığı son kazançlı antlaşmadır.

(Cevap C)

17. Fatih Sultan Mehmet, Anadolu beyliklerini başkentten yönetilen sancaklara dönüştürmek istiyordu. Bu durum Anadolu üzerinde siyasi emelleri olan Memlûklerle Os-manlı Devleti’nin arasının açılmasına sebep olmuştur.

1458 yılında yaşanan Hicaz suyolları sorunu bunun ilk göstergelerindendir. Diplomatik alanda yaşanan bu ge-rilim, 1461 yılında gerçekleşen Trabzon’un fethinin dip-lomatik teamüllere aykırı olarak Memlûklerce tebrik edil-memesiyle sürmüştür.

1463’te II. Mehmet’in Memlûk sultanına yolladığı mek-tup ve bu mektubu götüren elçinin yine diplomatik tea-müllere aykırı olarak sultan karşısında yeri öpmemesi de gerilimin giderek artmasına vesile olmuştur. 1465 yı-lında Karaman tahtında başlayan mücadele, Osman-lı-Memlûk ilişkileri açısından çok önemlidir. Nitekim Ka-ramanoğullarını kendi himayesi altında gören Memluk sultanı ile II. Mehmet’in kendi çıkarlarına uygun kişileri tahta çıkarma istekleri Memlûklerle olan münasebetle-rin iyice gerilmesine sebep olmuştur. Ancak Memlûkler-le olan bu çekişme, II. Bayezit zamanına değin açık bir askerî mücadeleye de dönüşmemiştir.

(Cevap E)

18. Boğazlar, Lozan Antlaşması’nda Türkiye’nin aleyhine çözümlenmiş ve uluslararası bir komisyona bırakılmış-tır. Hatay Fransız mandasındaki Suriye’ye, Musul ise İn-giltere mandasındaki Irak’a bırakılmıştır. Türkiye ise Lo-zan Antlaşması’ndan sonra dış politikasını bu sorunları çözümlemeye yönlendirmiştir. ll. Dünya Savaşı’nın çık-ma ihtimalinin gündeme gelmesi Türkiye’nin işine yara-mış ve bu sorunlar uluslararası gündeme alınmıştır. Mu-sul dışında diğer konular Türkiye’nin lehine çözümlen-miştir. Verilen olaylardan Hatay meselesi Atatürk’ün ölü-münden sonra çözüme kavuşmuştur.

(Cevap C)

19. 23 Nisan 1920’de kurulan I. TBMM, Kurtuluş savaşı sü-recinde çok yıpranmış ve meclisteki siyasi anlaşmazlık-lardan dolayı çalışamaz hale gelmişti. Bu sebeple Mus-tafa Kemal Paşa yeni bir meclis seçilmesini gündeme getirmiştir. Meclisin yenilenmesi aşamasında yapılacak seçimlerde Mustafa Kemal’i saf dışı bırakmak isteyen milletvekilleri, seçim kanununda bazı değişiklikler yapıl-masını talep etmişlerdir. Seçime katılacak olanların se-çim çevresinde en az beş yıl oturmuş olması, seçime katılacakların günümüz Misakımilli sınırları içinde doğ-muş olması gibi doğrudan Atatürk’ü hedef alan bu ka-nun önerisi meclis tarafından onay görmemiştir.

(Cevap A)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 13: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 4

KPSS/ÖABT

21. Soruda özellikleri verilen kişi Memduh Şevket Esen-dal’dır. Memduh Şevket Esendal, edebiyatımızda Çehov tarzı öykücülüğün en önemli temsilcisidir. En önemli eseri 1934’te yayımlanan Ayaşlı ve Kiracıları’dır. Esen-dal, edebiyatçı kişiliğin yanı sıra siyasetçi ve diplomat özelliği ile de ön plana çıkmıştır. Bakü Tahran ve Kabil’de büyükelçilik görevlerinde bulunmuştur. TBMM’de dört dönem milletvekilliği yapan Esendal, CHP genel sekre-terliği görevinde de bulunmuştur.

(Cevap C)

25. İsmet İnönü: Genç subaylık dönemlerinden 1937 yılı-na kadar olan anılarını “İsmet İnönü Hatırları” adlı iki ciltlik bir eserde toplamıştır.

Fethi Okyar: 1908-1943 yılları arasındaki anılarını, “Üç Devirde Bir Adam” adlı eserde bir araya getirmiştir.

Rauf Orbay: Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş dönemi-ni “Cehennem Değirmeni”, “Siyasi Hatıralarım” adlı iki ciltlik bir eserde toplamıştır.

Kazım Karabekir: Anılarını anlattığı “İstiklal Harbimiz” adlı eserinde, hem Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş dö-nemini anlatmış hem de kendisine yöneltilen eleştirile-re cevap vermiştir.

Ali Fuat Cebesoy: Anılarını Sınıf arkadaşım Atatürk, Mil-li Mücadele Hatıraları” Bilinmeyen Hatıralar, Siyasi Ha-tıralar, adında birçok kitapta toplamıştır.

(Cevap B)

26. 1933’te Almanya’da Hitler bütün idareyi ele almıştır. Na-zi idaresi Yahudi asıllı Alman vatandaşlara baskı uygu-luyordu. Bu baskı bazı bilim adamlarının Almanya’dan kaçmasına sebep olmuştur. Bu durum karşısında Tür-kiye bazı Alman bilim adamlarına çağrı yapmış ve olum-lu cevap almıştır. Çağrı yapılan bilim adamları arasında; Erich Frank, Ernest Hirah, Ger hard Kessler, Fritz Neu-mark ve Ernest Reuter gibi isimler yer almıştır.

(Cevap C)

27. Sümerler, İlkçağ’da Mezopotamya bölgesinde kurulan

ilk devlettir. Sümerler yazıyı ilk kullanan, ilk yazılı kanun-ları yapan, site şehir devletleri halinde yaşayan, astro-nomiyle uğraşan ve ay esaslı takvimi kullanan ilk mede-niyettir. Ancak Sümerlerin kanunları yumuşak olup fid-ye usulüne dayanır. Bu yüzden D seçeneği yanlıştır.

(Cevap D)

22. Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi’ne davet edilmişti. Fakat kongreye katılabilmesi için aza olması şarttı. Mus-tafa Kemal ve Rauf Beyler aza değillerdi ve kongreye katılmalarına itiraz edildi. Fakat Kazım Yurtalan ve Ce-vat Dursunoğlu azalıktan istifa edince bu problem çö-züldü. Böylece Mustafa Kemal ve Rauf Bey Erzurum Kongresi’ne katıldı ve Mustafa Kemal kongreye başkan seçildi.

(Cevap A)

23. 1929’da Müstakil Ressamlar birliği kurulmuştur. Arala-rında Refik Epikman, Eren Eyüboğlu, Ali Avni, Zeki Ko-camemi ve Şeref Akdik gibi sanatçıların bulunduğu bu grup yeni akımların ülkeye girmesinde etkili olmuştur.

(Cevap E)

24. Kurtuluş Savaşı devam ederken savaş sonrası Yeni Türk Devleti’nin eğitim politikasını belirlemek amacıyla 15 - 21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara’da Maarif Kongresi düzenlenmiştir. Kütahya-Eskişehir Savaşı’nın devam ettiği bir dönemde yapılan Maarif Kongresinin açılış konuşması da bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafın-dan yapılmıştır.

(Cevap D)

20. III. TBMM dönemi 1927 – 1931 tarihleri arasında görev yapmıştır. Bu doğrultuda seçenekleri incelersek; A se-çeneğindeki ibare 1928’de Anayasa’dan çıkarıldı. 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Atatürk’ün Nutuk adlı eseri 1927’de tamamlandı. Yine 1930’da Me-nemen Ayaklanması bastırıldı. Ancak; I. Beş Yıllık Kal-kınma Planı 1933 – 1938 tarihlerinde hazırlandı. 1934’te uygulandı.

(Cevap B)

28. Hint toplumunda Kast sistemine dayalı sosyal sınıf ay-rımı vardı. Bundan dolayı Hindistan’da toplumsal birlik tam olarak sağlanamamış ve ülke “Racalık” adı verilen küçük prenslikler tarafından yönetilmiştir.

(Cevap C)

29. Tarihte bilinen dünyanın ilk kütüphanesini bir Mezopo-tamya toplumu olan Asurlular Ninova’da kurmuşlardır. Ninova aynı zamanda Asurluların başkentidir. Anado-lu’daki ilk yazılı kaynaklarda Asurlu tüccarların bıraktık-ları Kayseri Kültepe’deki tabletlerdir.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 14: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 5

KPSS/ÖABT

32. Gazneliler devleti, etnik çeşitliliğin çok fazla olduğu böl-gelerde kurulmuştu. Bu yüzden tamamen Türklerden oluşan bir ordu kuramazdı. Çünkü kurulan ordunun sa-yısı az olacaktı. Gazneliler, ordu için daha fazla asker topla manın gulam sistemi ile mümkün olacağını gördü-ler. Bu sebeple gulam sistemi ile başka milletlerden ço-cukları alarak asker olarak yetiştirdiler.

(Cevap D)

33. Büyük Selçuklular döneminde ilk medrese Nişabur’da yapılmıştır. Nişabur aynı za manda Büyük Selçuklu dev-letine de mer kezlik yapmıştır. Nişabur’da ilk medreseyi yaptıran hükümdar ise Tuğrul Bey’dir. Büyük Selçuklu-lar eğitime önem vermişler ge rek devletin idareci kad-rolarını yetiştirmek, ge rekse yeni Müslüman olmuş Türk-lere İslam’ı öğretecek din adamları yetiştirmek için med-reseler açmışlardır.

(Cevap C)

34. Miryakefalon Savaşı ile Anadolu’nun Türk yurdu oldu-ğu kesinlik kazanmış ve Türkler savunmadan saldırıya geçmiştir. II. Kosova’dan sonra Osmanlı’nın Balkanlar-dan atılamayacağı anlaşılmış ve Osmanlı savunmadan saldırıya geçmiştir. Benzer sonuçları ortaya koyan sa-vaş II. Kosova Savaşı olup D seçeneği doğrudur.

(Cevap D)

35. Soruda özellikleri verilen ilim adamı İbni Bibi’dir. İbni Bi-bi XIII. yüzyılın tanınmış İranlı tarihçi ve yazarlarından-dır. 1277 yılında El-Evanirü’l-Alaiyye fi’l Umuri’l – Alaiy-ye adlı eseri, XIII. yüzyıl Anadolu tarihinin en önemli ve en kapsamlı kaynağıdır. Amidi ve Şirazi daha çok man-tık ve Kelam ile uğraşmışlardır. Ravendi ve Aksarayi de aynen İbni Bibi gibi tarihçidir.

(Cevap D)

30. Hz. Ömer bilindiği gibi İslam Devleti’nin ikinci halifesi-dir. 634-644 yılları arasında hüküm sürmüştür. Genel ola-rak bu dönem, İslam Devleti’nin kurumsallaştığı ve fe-tihlerle sınırlarının genişlediği bir dönemdir. Seçenekle-ri inceleyecek olursak; Kadisiye Savaşı Hz. Ömer döne-minde; Sıffin Savaşı ise Hz. Ali döneminde gerçekleş-miştir. Kerbela olayı ise Emevi Halifesi Yezid dönemin-de yaşanmıştır.

(Cevap A)

31. Abbasiler, 750 yılında Emevi iktidarına son vererek ha-lifeliği ele geçirmişlerdir. Halife Mutaasım döneminden sonra zayıflamaya başlayan devletin sınırları içinde “Te-vaif-il Mülk” denen küçük devletçikler ortaya çıkmıştır. Mısır’da kurulan Tolunoğulları ve İhşitlar İran ve Hora-san’da kurulan Samanoğulları ve Büveyhoğulları bu dev-letçiklerden bazılarıdır. Ancak Beni Ahmer Devleti İspan-ya’da kurulan İslam devletidir.

(Cevap C)

36. Savaş sonrası ortaya konulan ganimet paylaşımı kura-lı ile Beytülmal’ın temeli atılmıştır. Yoksullar gözetilerek sosyal devlet anlayışı uygulanmıştır. Sonraki savaşlar-da da aynı şekilde ganimet paylaşımı yapılması İslam savaş hukukunun uygulandığının göstergesidir. Üç ön-cülde doğru olup E seçeneği doğrudur.

(Cevap E)

37. İslam coğrafyası Emevi hükümdarı Velid döneminde en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Onun döneminde 711 yılın-da Vizigotlarla yapılan Kadiks Savaşı kazanılarak İsla-miyet Avrupa’da da yayılmaya başlamıştır. Avrupa’da İslam ilerleyişi 732 yılında Puvatya Savaşı’nda Emevile-rin Franklara yenilmesiyle durmuştur.

(Cevap E)

38. SSCB’nin baskıcı rejimine karşı hak ve hürriyetlerini ka-zanmak isteyen uydu devletler kendi ülkelerindeki sos-yalist yönetimlerin tasfiyesi için çalışmaya başlamışlar-dır. Bu çerçevede Çekoslovakya önce 1989’da “Kadi-fe Devrimi” adı verilen kansız bir devrimle demokrasiye geçmiş; SSCB’nin dağılmasından sonra da 1993’te Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olmak üzere iki ülkeye ayrıl-mıştır.

(Cevap A)

39. 1993 yılında BDT’ye üye olan Gürcistan, 2008 yılındaki Güney Osedya Savaşı sonrası topluluktan ayrılmıştır. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili tarafından alınan bu karar, 15 Ağustos 2008’de Gürcistan Meclisi tarafından da onaylanmıştır.

(Cevap C)

40. II. Dünya Savaşı 1939–1945 yılları arasıdır.

Şükrü Saraçoğlu: 1938–1943

Numan Menemencioğlu: 1943–1944

Hasan Saka: 1944–1947

yılları arasında Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulun-muşlardır. Dolayısıyla her üç isimde II. Dünya Savaşı dö-neminde Dışişleri Bakanlığı yapmıştır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 15: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 6

KPSS/ÖABT

43. Müttefik İngiliz ve ABD Kuvvetleri, Alman işgali altında-ki Fransa’yı kurtarmak için, 6 Haziran 1944’te Norman-diya kıyılarından ülkeye girmeye başlamıştır. Alman-ya’nın beklemediği bu hamle neticesinde Müttefik do-nanma, büyük kayıplar vermesine rağmen başarılı ol-muştur. Normandiya Çıkarmasında, sonradan ABD’de iki dönem arka arkaya başkanlık yapacak olan General Eisenhower, Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı ola-rak görev yapmıştır.

(Cevap D)

47. XV. yüzyılda İtalya’da başlayan Rönesans hareketi kısa zamanda bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Rönesans Fran-sa’da sanat, Almanya’da dini tablo ve resimler, İngilte-re’de edebiyat, İspanya’da resim ve edebiyat alanında gelişmiştir. Seçeneklerde verilenlerden Jean Jacgues Rausseau ise Aydınlanma çağı olan XVIII. yüzyılın dü-şünürlerindendir. Filozof ve yazar Rousseau’nun siyasi fikirleri Fransız İhtilalini etkilemiştir.

(Cevap D)

48. Amerikan kolonileri I. Filedelfia Kongresi’nde birbirleri-ne yardım kararı almışlardır. Bu kongrede İngiltere’nin, kolonilerin onayını almadan vergi koymasını engelleyen kararlarda alındı. Ancak bu kararlar İngiltere tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerine düzenlenen II. Filedelfia Kongresi’nde koloniler İngiltere’den ayrılarak bağımsız-lık kararı aldılar. 4 Temmuz 1776’da Amerikan Bağım-sızlık Bildirisi ilan edildi. Fransa, İspanya ve Hollanda’nın da desteğiyle koloniler Versalles (Versay) Antlaşması (1783) ile bağımsızlığını kazandı.

(Cevap B)49. Hristiyan dünyası Müslümanlardan Urfa, Antalya, Ku-

düs gibi yerleri almak için 1096–1270 yılları arasında 8 tane Haçlı seferi düzenlemiştir. Bu seferlerden amacına ulaşan tek haçlı seferidir. I. Haçlı Seferi sonunda Kudüs, Sur, Yafa, Urfa, Antakya, Trablusşam’da Haçlı kontluk-ları kurulmuştur.

(Cevap E)50. Tüm sanatlardan seçilen motifleri bir araya toplayarak

yeni bir tasarım oluşturmak şeklinde uygulanan üsluba “Eklektik (seçmeci)” denmektedir. XIX. yüzyılda yay-gın bir şekilde görülen eklektik akımının etkileri Osman-lı’da da görülmektedir. Örneğin Dolmabahçe Sarayı’n-da eklektik üsluba uygun olarak Türk ve Batı motifleri birlikte uygulanmıştır.

(Cevap C)

44. Ortaçağ Avrupa’sında birbirinden ayrı hak ve ayrıcalık-lara sahip sosyal sınıflar vardır. Bunlar arasında yer alan soylular; Kont, Vikont, Baron, Şövalye, Dük gibi unvan-lar kullanmışlardır. Patesi ise ilkçağ uygarlıklarından olan Sümerler’de, site adı verilen şehir devletlerini yöneten kişilere denirdi.

(Cevap D)

45. Papa tarafından bir ülkenin veya bölgenin topluca din-den çıkarılması ve dini faaliyetlerin askıya alınmasına enterdi denirdi. Enterdi olan bir ülkede vaftiz, nikah, ölü gömme gibi dini faaliyetler durdurulur; kiliseler kapatı-lır ve papazlar ülkeyi terk ederdi.

(Cevap C)

46. 1096-1270 yılları arasında Ortaçağ Avrupa’sından İslam dünyası üzerine yapılan Haçlı Seferleri dinsel görünüm-lü fakat ekonomik amaçlıdır.

Bu seferlerin sebepleri arasında;

- Doğunun zenginliğine ulaşma

- Kudüs’ü ele geçirme

- Derebeylerin macera arayışları

- Kluni tarikatının çalışmaları

gibi faktörler yer alır.

Soruda verilen öncüllerden I. ve III. öncül doğru olup II. öncülde verilen Cizvit tarikatı Haçlı Seferleri döneminde henüz kurulmamıştır.

(Cevap C)

41. Varlık Vergisi, olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilendirmek amacıyla bir defalığına çıkarılmış olağanüstü servet vergisidir. Seçeneklerde ve-rilen ifadelerin tamamı günümüzde hala tartışma konu-su olan bu verginin uygulamaları arasındadır.

(Cevap E)

42. Marshall planı, 1948–1951 yılları arasında yürürlüğe kon-muş ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. Bu paket Sovyet tehdidine karşı hazırlanmış bir plandır. Bu sebeple plandan SSCB’nin faydalanması söz konusu değildir.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 16: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 7

KPSS/ÖABT

51. Orta Asya’ya Rus yayılmasını başlatan ilk lider IV. İvan’dır. 1547–1584 yılları arasında hüküm süren IV. İvan 1552’de Kazan Hanlığına, 1556’da Astrahan Hanlığına son ver-miştir. Rus knezliklerini birleştiren IV. İvan, 1547’de ilk Rus Çarı ilan edilmiştir.

(Cevap A)

54. Tarihe yardımcı bilim dallarından,

Antropoloji: Irk bilimi

Epigrafi: Kitabe bilimi

Meskutat: Para bilimi

Heraldik: Arma bilimi

olup doğrudur. Yer adlarını belirleyen bilim ise toponomi-dir. Antratoponomi kişi adlarını inceleyen bilim dalıdır.

(Cevap C)

55. Soruda verilenlerden lahit, menhir, dolmen, balbal kav-ramları mezarla ilgili kavramlardır. Totem ise doğadaki ba-zı varlıkları kutsal sayma anlayışı olup mezarla ilgisi yok-tur.

(Cevap E)

56. Soruda verilenlerden Valens Su Kemeri, Binbirdirek Sar-nıcı, Yerebatan Sarnıcı, Hara Kilisesi Roma dönemine aittir. Akslepedian Sağlık Merkezi ise Helenizm dönemi-ne ait olup İskender İmparatorluğu’ndan kalmadır.

(Cevap E)

52. Soru kökünde verilen tanım tarih biliminin; yer ve za-man, kronoloji, geçmişte gerçekleşme, insan topluluk-larının ilişkilerini inceleme ve neden–sonuç ilişkisi kur-ma gibi ögelerden bahsetmektedir. Fakat bu tanımda belge ya da kaynaklardan faydalanacağına dair bir bil-gi bulunmadığından C seçeneği doğrudur.

(Cevap C)

53. Vekayiname, olayların yıllara göre yazımı anlamına gel-mektedir. Batı kültüründe “Kronik” terimi ile anılmakta-dır. Bu tür eserlerin en eskisi Kayseri piskoposu Euse-bios tarafından kaleme alınan ve 323 yılına kadar olan olayları anlatan vekayinamedir. İslam ve Osmanlı tarih-çileri de sıklıkla bu yöntemle eserler yazmışlardır. Os-manlı Devleti’nde resmi olarak görevlendirilmiş bu tür eser yazan kişilere “Vakanüvis” denmiştir. Bizzat Tarih-çiler tarafından kaleme alınan bu eserler, verdikleri ay-rıntılı bilgilerle dönemin siyasi, sosyal, dini ve kültürel yapısını yansıtması bakımından tarih araştırmalarındaki ana kaynakların başında gelmektedir.

(Cevap A)

57. Padişah çocuklarının doğum, sünnet ve düğün törenle-rini anlatan eserlere “surname” denmekedir. Bu eser-lerde şenliklerde yapılan eğlenceler, törenler ayrıntılı ola-rak tasvir edilmektedir. Surnameler dönemin gelenek, görenek hatta iktisadi hayatına dair önemli bilgiler ver-mektedir. Bilinen ilk surname, minyatürlerini Nakkaş Os-man’ın yaptığı III. Murat Surnamesidir. 52 gün süren sün-net düğünü bu surnamenin konusu olmuştur.

(Cevap A)

58. E seçeneğinde verilen hat, bir sülüs örneğidir.(Cevap E)

59. Doğru eşleştirme A seçeneğinde verilmiştir.(Cevap A)

60. Soru kökünde Osmanlı Türkçesiyle yazılan sayı 1357'dir.(Cevap A)

61. Anakronizm bir olgunun tarihi ve dönemi hakkındaki ya-nılgıyı ifade eder. Bu yanılgı sadece olgusal bilgiler hak-kında değil, kavramlar, bakış açıları ve zihniyetler konu-sunda da olabilir. Bu durum genellikle bir tarihi olgunun var olmadığı bir dönemde varmış gibi düşünülmesi ve yansıtılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu anlamıyla anakronizm bariz bir tarihsel yanılgıya işaret eder. Tarih eserlerinin yanı sıra, edebiyatta, görsel sanatlarda ve si-nemada bu duruma sıklıkla rastlanmaktadır.

(Cevap A)

62. Yaşanılan yerleşim yerinin geçmişinin tarihi açıdan in-celenmesi, korunması, öğrenilmesi ve öğretilmesi etkin-liklerini içeren etkinlikler yerel tarih öğretimi yaklaşımı olarak ele alınmaktadır.

(Cevap A)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 17: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 8

KPSS/ÖABT

65. Soruda öğretmenin karşılaştığı kavram yanılgısını gider-mek için öğrencilerinin ön bilgilerinden hareket etmesi ve yanılgılarını verdiği kavramsal değişim metinleri (tek-zip metinleri) ile çürütmesi onun kavramsal değişim mo-delini kullandığını gösterir. 1980’li yılların başında Cor-nell Üniversitesi’nde Posner ve arkadaşları tarafından geliştirilen kavramsal değişim yaklaşımının temeli Pia-get’in denge-dengesizlik ilkesine dayanmaktadır. Kav-ramsal değişim yaklaşımında, öğrencilerin mevcut bil-gileri ön planda tutulmakta ve öğretim etkinlikleri bu bil-giler esas alınarak belirlenmektedir. Kavramsal değişim yaklaşımı ile öğrencilerin bilişsel yapılarındaki kavram-ların yapılanma süreçleri açıklanmaktadır Ancak öğren-cilerde var olan bilgilerin yeniden yapılandırılması uzun zaman ve çaba gerektirmektedir.

(Cevap D)

68. Drama Tarih öğretimi süreci içerisinde önemli bir yere sahip olan bir öğretim yöntemidir. Özellikle öğrenciler-de empati, eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme be-cerilerinin gelişimi için oldukça önemlidir. Ziya Öğret-men de dersinde öğrencilerin canlandırmalarına daya-lı drama yöntemini kullanmıştır.

(Cevap C)

66. Demonstrasyon (Gösteri) bilgi edinmek, ilgi uyandırmak ve çalışma standardını geliştirmek, göze ve kulağa ay-nı anda hitap etmek suretiyle bir işin nasıl yapıldığını göstermek veya bir görsel üzerinden yapılan anlatım çalışmasıdır. Buna göre, Kemal Öğretmen C seçeneğin-deki öğretim faaliyetini yaparsa bir gösteri çalışması yap-mış olur.

(Cevap C)

67. Resimlerin tarih öğretiminde kullanımı oldukça yaygın-dır. Resimler öğretim sürecinde öğrencilere somut uya-ranlar sunmak adına oldukça önemlidir. Hikâyelere da-yalı ve sözlü tarih yaklaşımlarında öğrencinin zihninde kurduğu temsiller önemli olduğu için bilişsel öğrenme daha etkindir. Drama daha çok duyuşsal yöne hitap eden bir yaklaşımdır. Örnek olay da problem çözme te-melli olduğu için aktif öğrenme için daha uygundur.

(Cevap B)

64. Kronoloji, sayısal veriler ve kavramlar arası hiyerarşile-ri göstermek için kullanılan görsellere şema denir. Ör-güt şemaları, akış şemaları, SWOT analizi ve Venn di-yagramı tarih dersi kapsamında kullanılabilecek şema-lardandır. Venn diyagramı ile tarihsel olayların benzer-lik ve farklılıkları bütünlük içerisinde gösterilir, diyagra-mın kesişen kısmına olayların ortak yönleri yazılır.

I. DÜNYASAVAŞI

---------------

---------------

---------------

II. DÜNYASAVAŞIOrtak

Özellikler

(Cevap D)

63. Mete Öğretmenin öğrencilerini belli sorularla “Uygurlar-da ilk yerleşik hayata geçen Türkler olmuşlardır.” kaza-nımına ulaştırmaya çalışması Güdümlü Tartışma tekni-ğini kullandığını gösterir. Bu teknik, öğrencilerin hedef davranışları kazanmaları için yaşantı ve görüşlerini pay-laştıkları, öğretmenin gözetiminde yapılan grup kontrol sürecidir. Serbest tartışmada öğrenciler akıllarına gele-ni söyleyebilirler. Güdümlü tartışma yönteminde öğret-men dersi, hedef davranışları gerçekleştirecek biçimde dikkatlice planlar. Yani güdümlü tartışma hedeflerin ön-ceden belirlendiği ve tek yönlü düşünmeyi geliştiren bir tekniktir.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 18: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •2• 9

KPSS/ÖABT

73. Zeynep Öğretmen, dersinde anlamlı öğrenme modeli-ni kullanmıştır. Ausubel tarafından geliştirilen anlamlı öğ-renme yaklaşımı bilişsel yaklaşıma dayanmaktadır. Au-subel’e göre dinlemek, izlemek ve okumak doğrudan ezbere, anlamsız öğrenmeye ve öğrenci pasifliğine gö-türen yollar değildir. Ancak öğrencilerin mevcut bilişsel yapıları hazırlanmadan kötü sunumlar yapılırsa bu ez-bere yol açar.

Ausebel’e göre konular anlamlı bir bütün olacak şekil-de düzenlenmeli, öğrenciye ön öğrenmeleriyle ilişkilen-dirip anlamlandırmaları için fırsatlar sunulmalıdır. An-cak yaparak yaşayarak, aktif öğrenme fırsatları sunma-dığı için bu yolun başarısı öğrencilerin güdülenmişlik düzeyine bağlıdır.

(Cevap C)

74. Senkronizm eşzamanlılıktır. Tarih dersinde böyle bir yak-laşımda özellikle kronolojik düşünme becerisini kazan-dırırken öğrencilere farklı coğrafyalarda aynı zaman di-liminde olan olaylar sunulmalıdır.

(Cevap C)

75. Konuşma halkası özellikle duyuşsal alanda farkları gör-me, farklı görüşlere ve bu görüşleri savunanlara saygı duyma hedeflerini kazandırmaya yönelik bir tekniktir. Tekniğin diğer bir amacı da sınıf içinde güven ve saygı atmosferi oluşturmak, öğrenciler arasında ilişkileri ve iletişimi geliştirmektir. Konuyla ilgili bir kavram, ilke ya da sözcükle ilgili olarak görüş belirtmelerine fırsat ve-ren bu tekniğe öğrenciler, görüş geliştirme tekniğinden farklı olarak sandalyelerini birbirlerini karşılıklı görebile-cek şekilde ve daire biçimde düzenleyerek halka oluş-turarak otururlar.

(Cevap B)

69. Merve Öğretmenin gerçekleştirdiği etkinlik kronolojik düşünmeyi geliştirmeye yöneliktir. Kronolojik düşünme tarih biliminin temelidir. Kronoloji, olayların ne zaman meydana geldiği ve hangi sırayla meydana geldiğidir. Öğrencilerin kronoloji becerisi olmadan olaylar arasın-daki ilişkileri incelemesi veya tarihte sebep-sonuç ilişki-lerini açıklaması imkânsızdır. Kronoloji, tarihsel düşün-meyi düzenleyen zihinsel bir yapı işlevi görür. Geçmiş, bugün ve gelecek arasında ayrım yapma, bir tarihsel metindeki zaman akışını (başı, ortası ve sonu) belirle-me, belirli bir zaman akışına göre tarihsel bir metin oluş-turma, Tarih şeritlerinde sunulan bilgileri yorumlama, ta-rihsel süreklilik ve değişimi açıklamak amacıyla bir ta-rihsel akış şeması oluşturma kronolojik düşünmenin alt becerilerindendir.

(Cevap C)

70. Kerim Öğretmen süreçte örnek olay yöntemini kullan-mıştır. Sınıfa getirilen problem durumuna öğrencilerle birlikte çözüm aranmıştır. Bu örnek olay aracılığıyla öğ-renciler, tarih dersinde öğrenmiş oldukları olgu, kavram ve genellemeler ışığında ele alınan problem üzerinde fi-kir yürütmüşler, tartışmışlar ve çözüm önerileri üretmiş-lerdir.

(Cevap D)

71. Egan, tarih öğreniminin karşıtlıkları açıklayan hikâyeler çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Tarih öğrenimini Felsefik, romantik, alaycı ve efsanevi olmak üzere dört döneme ayıran Egan’a göre Alaycı Dönem, olgunluk dönemidir ve yetişkinlerin tarihi olay-ların ayrıntısını öğrendiği ve değerlendirdiği dönemdir.

(Cevap C)

72. Hikâye hayali olayların anlatıldığı bir yazım türüdür. Ta-rihte kullanılan hikâyeler ise geçmişteki insanların ya-şamlarını nasıl şekillendirdiklerinin ve olayları nasıl yo-rumladıklarının anlatılması ve geçmişle günümüz ara-sındaki benzerliklerin ortaya konması önemli araçlardır. Levstik ve Barton sınıfta yararlanmak üzere hikâye se-çiminde öğretmenlere bir takım önerilerde bulunmuş-lardır. Bunlardan biri de hikâye seçiminde çelişkili ko-nulara ve ikilemlere yer verilmesidir.

(Cevap B)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 19: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVIÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ

3. DENEME SINAVI

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Filozof Yayıncılık'ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.

PDF ÇÖZÜMLER

PDF

Page 20: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 2

KPSS/ÖABT

1. Uhud Savaşı’ndan birkaç ay sonra Adal ve Kâre kabile-lerinden bir heyet Hz. Muhammed’den İslam’ı öğrete-cek sahabeler istemiştir. Hz. Muhammed Adal ve Kâre kabilelerine İslamiyet’i anlatmak amacıyla on kişilik bir heyet göndermiştir. Ancak Reci suyu yakınlarında bas-kına uğrayan sahabeler şehit edilmiştir. Gönderilen sa-habeler Reci denilen yerde şehit edildikleri için bu isim-le anılır.

(Cevap C)

5. Süleyman Şah İznik’i fethetmiş ve kurduğu Anadolu Sel-çuklu Devleti’nin başkenti yapmıştır. Fakat I. Haçlı sefe-rine karşı koyamayan Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılı-çaslan, başkenti İznik’ten Konya’ya taşımıştır. Bu bilgi-lere göre İznik ve Konya Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Kayseri Anadolu Selçuklu Devle-ti’nin önemli şehirlerinden biri olsa da devlete başkent-lik yapmamıştır.

(Cevap D)

6. Çubukoğulları, Melikşah’ın komutanlarından Çubuk Bey tarafından Harput merkezli kurulmuştur. 1085–1213 yıl-ları arasında varlık gösteren beylik, Artuklular tarafından yıkılmıştır.

(Cevap A)

7. İldenizliler 12. yüzyılda Nahçıvan merkezli olmak üzere Azerbaycan’da kurulmuş bir Selçuklu Atabeyliği’dir. Yu-suf b. Kuseyr Kümbedi de bu atabeylikten kalma bir eserdir. Tuğladan sekizgen gövde üzerine yapılan küm-betin mimarı, Acemi b. Ebubekir’dir.

(Cevap A)

8. İnsanın uçabileceğine dair ilk fikirler, Müslüman bilim adamlarına aittir. İlk uçuş denemelerini ise, Arap veya Berberi asıllı bilgin Abbas bin Firnas (? -888) yapmıştır. Kendi icat ettiği bir uçma aleti ile Kurtuba şehrinin yük-sek bir tepesinden uçma denemesi yapmıştır. Bilinen ikinci deneme ise 12. yüzyılda Gazneli sınırlarındaki, Ni-şabur şehrinde imamlık yaptığı camiinin minaresinden atlayarak bir uçuş denemesi gerçekleştiren Ebu Nasr İsmail Cevheri’ye ait olan denemedir. Ebu Nasr İsmail Cevheri bu deneme esnasında kanatlardan birinin kop-ması üzerine vefat etmiştir.

Lagari Hasan Çelebi, Hezarfen Ahmet Çelebi gibi isim-ler, bilindiği üzere Osmanlı döneminde IV. Murat’ın ha-nedanlığı esnasında uçuş denemeleri yapan önemli bil-ginlerdir.

(Cevap C)

2. Abbasilerde halife Harun Reşid döneminde zengin bir kütüphaneye sahip olan Beytül Hikme kurulmuştur. Ha-life, Beytülhikme’nin zenginleşmesi için büyük çaba har-camış ve bazen cizye olarak kitap almıştır. Ayrıca Sür-yanice, Grekçe ve Sanskritçe birçok eser yine burada Arapçaya çevrilmiştir. Beytülhikme rasathane olarak da faaliyet göstermiştir.

(Cevap E)

3. Biruni ve İbn-i Sina birbirleriyle mektuplaşa rak görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Za man zaman birbirlerini eleştirdikleri bu mek tuplardan birinde İbn-i Sina, Biru-ni’ye “tek tek olgular üzerinde durmanın bütünü gör-meyi engelleyeceğini” yazması üzerine Biruni de İbn-i Sina’ya “gerçeklerin ayrıntıda ve teklerde gizli olduğu-nu” yazmıştır.

(Cevap D)

4. Aynı meslek dalındaki insanların bir araya gelerek oluş-turdukları esnaf teşkilatlanmasına Lonca (Ahi) Teşkilatı denmektedir. Bu örgütlenme Anadolu Selçuklu Devle-ti’nden Osmanlı’ya miras kalmış ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da Ahilerin Osman Bey’e gösterdiği des-tek etkili olmuştur. Ticaret ve toplum hayatını yönlendi-ren Lonca Teşkilatı halkla devlet arasında aracı bir rol üstlenmiştir. Lonca Teşkilatı’nın Anadolu Selçukluların-dan beri devam etmesi süreklilik arz ettiğinin gösterge-sidir. Ancak Lonca Teşkilatı diğer devletlerle değil ülke içindeki Müslüman esnaflar arasında ekonomik işbirli-ğini sağlamıştır.

(Cevap B)

9. Türkiye tabiri, VI. yüzyılda Bizanslılar tarafından Orta As-ya için kullanılmıştır. Yine Bizanslılar IX. ve X. yüzyıllar-da Volga’dan Orta Avrupa’ya kadar uzanan sahayı da Türkiye olarak adlandırmışlardır. XI-XII. yüzyıllarda Mısır ve Suriye’ye de Türkiye denmiştir. Anadolu ise XII. yüz-yıldan itibaren Türkiye olarak tanınmaya başlamıştır.

(Cevap E)

10. 1000–1303 yılları arasında tarih sahnesinde varlık gös-teren Kumanlar, zaman zaman Rus Knezlerinin kendi aralarındaki taht mücadeleleri esnasında kendilerine ya-kın olan knezi desteklemek amacıyla Rus topraklarına girmişlerdir. Bu durum Kuman güçleri ile Rus Knezleri-ni sık sık karşı karşıya getirmiştir. Benzer sebeplerle 1185 yılında Prens İgor komutasındaki Rus kuvvetleriyle Ku-man-Kıpçak güçleri karşı karşıya gelmiştir. Kumanlar’ın galibiyetiyle sonuçlanan savaşta başta prens İgor ol-mak üzere birçok Rus Knezi Kuman Başbuğu Könçek’e esir düşmüştür. Bu sefer Rus edebiyatının tanınmış ese-ri olan İgor Destanı’na da konu olmuştur.

(Cevap A)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

TARİH ÖĞRETMENLİĞİ

Page 21: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 3

KPSS/ÖABT

12. Yargucı adli suçlara bakan mahkemelerde karar veren hâkimdir. Yargan ise adli suçlara bakan mahkemedir. Kurultay devlet işlerinin görüşüldüğü meclistir. Üge ise vezir karşılığında kullanılan terimdir. Yargu terimi ise ağır siyasi davalara bakan ve başkanlığını hükümdarın yap-tığı mahkemeler için kullanılmıştır.

(Cevap D)

11. Verilen öncülde “boylar arası” ifadesinden, Orta Asya Türklerinin boylar hâlinde yaşadığı yargısını çıkarmak mümkündür. Yapılan mücadeleler sonucunda kaybe-den taraflar egemenlik altına girmektense göç etmeyi tercih etmişlerdir, verilen öncülden bu yargıya da ulaş-mak mümkündür. Ancak göçlere Türk topluluklarının hepsinin katıldığını söylemek mümkün değildir. Nitekim Göktürkler, Uygurlar, Kırgızlar, Karluklar… Orta Asya’yı terk etmeyen Türk topluluklarıdır.

(Cevap C)

13. Alper Tunga Destanı, Türk-İran mücadelesini anlatır. Fir-devs’inin yazdığı ve Gazneli Mahmut’a sunduğu Şeh-name adlı destanda da Türk-İran mücadelesi anlatılmış-tır. Bu yüzden Şehname ile içeriği aynı olan destan Alp Er Tunga destanıdır.

(Cevap C)

14. A, B, C ve E seçenekleri Orta Asya’daki ilk yerel kültür-lerdir. Fakat Avarlar bir Türk topluluğudur. Ayrıca Avar-lar Orta Asya ve Avrupa’da devlet kurmuşlardır. İstan-bul’u kuşatan ilk Türk devleti de Avarlardır.

(Cevap D)

15. Türklerde İslam öncesi dönemde sözlü hukuk kuralla-rına “töre” denir. Töreler Kağan kararları, Kurultay’da alı-nan kararlar ve halkın gündelik yaşamı sonucu ortaya çıkan kurallardan oluşur. Buna göre törelerin kaynağı kağan – toy – halk olup A seçeneği doğrudur.

(Cevap A)

16. Urartular Van Gölü çevresinde kurulan bir devlettir. Me-zopotamya ve Asur sanatının etkisini barındıran bir kül-türe sahip Urartularda çivi yazısı ve Hitit hiyeroglif yazı-sına rastlanır. Van Altıntepe tapınakları, Toprakkale, Ça-vuştepe, Kayalıdere kalıntıları Urartulara ait eserlerden-dir.

(Cevap B)

17. Persler MÖ 539’da Babil kentini ve Medlerin egemen ol-duğu Anadolu’yu ele geçirmiştir. Mezopotamya’da bu tarihten Büyük İskender’in MÖ 334 yıllarında başlayan Doğu seferlerine kadar İran kökenli Pers İmparatorluğu hâkim durumda olmuştur.

(Cevap B)

18. Frig yazıtları ve sanat eserlerinde Friglerce “Matar” (Ana) olarak tanımlanan bir ana tanrıçadan bahsedilmektedir. Yunanlılarca “Kybele” olarak bilinen bu tanrıça, Frig sa-natında betimlenen tek tanrıçadır. Bu betimlemelerde tanrıça, başında yüksek başlığı, belden kemerli uzun el-bisesi ve dirsekten bükülmüş ellerinde kâse ve yırtıcı bir kuş tutan kadın şeklinde tasvir edilmiştir. Matar, Frig top-lumu için yaşamın kaynağını, doğurganlığı ve bereketi temsil etmektedir.

(Cevap C)

19. Etnografya, antropoloji, arkeoloji, coğrafyadan yarar-lanmak için yazı zorunlu olmadığından bu bilimlerden tarih öncesi dönemlerde faydalanılabilir. Filoloji ise dil bilimidir. Bilginin hangi dile ait olduğunun belirlenmesi için de yazıya ihtiyaç vardır. Bundan dolayı filolojiden tarih öncesi dönemlerde faydalanılamaz.

(Cevap D)

20. Belli bir amaç doğrultusunda toplumu harekete geçire-rek millî ve ahlaki değerleri geliştirmeyi amaçlayan ya-zım yöntemi pragmatik tarih yazımıdır. İlk örneği Yunan-lı tarihçi Thukydides başlatmıştır.

(Cevap D)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 22: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 4

KPSS/ÖABT

21. Birinci elden kaynaklar, haber verdikleri olaylarla doğ-rudan ilişki içinde olan kaynaklardır. Örneğin Yazıtlar, sikkeler, papirüsler birincil nitelikteki tarihsel kaynaklar-dır. Bunlar kendilerinden sonraki zamandan çok içinde bulundukları zamana yönelmişlerdir. Bu sebeple değer-lendirme ve yorumlama yerine yalnızca haber verirler. Tarih araştırmaları için de daha güvenilir bir nitelik taşı-maktadırlar. Verilen eserlerden Aşıkpaşazade tarafından kaleme alınmış olan Aşıkpaşazade Tarihi, Osmanlı Tari-hi için birinci elden kaynak niteliğinde bir eserdir. Nite-kim Mehmed Neşri’nin Kitab-ı Cihannüma adlı eserinin kaynağı da kendisinden önceki Aşıkpaşazade Tarihi’ne dayanmaktadır.

(Cevap E)

22. Eskiçağ yazılı kaynakları esas itibariyle iki gruba ayrıl-maktadır. Yazıt, sikke gibi olayın doğrudan parçası olan ve daha objektif olan birincil kaynaklar ve nesnel nite-likte olmayan ikincil kaynaklar.

Roma İmparatoru Agustus’un icraatlerini anlattığı Mo-numentum Anycranum (Ankara Anıtı) bir yazıt olması sebebiyle epigrafik bir kaynak olmasına karşın birinci elden bir kaynak niteliği taşımamaktadır. İmparatorun kendi icraatlarını, bizzat kendisinin görüşleriyle değer-lendirmesi bu metini ikinci elden bir kaynak kategorisi-ne sokmaktadır.

(Cevap A)

23. Sözlükler, araştırma alanı ne olursa olsun, sosyal bilim-ler araştırmacılarının en çok müracaat ettiği eserler ara-sındadır. Tarihî sözlükler özellikle Ortaçağ devletlerinde kullanılan isim ve unvanların tespiti ve değerlendirilebil-mesi açısından çok büyük öneme sahiptir. Türkçe’nin Ortaçağ tarihi araştırmaları açısından en eski ve en mü-him tarihi sözlüğü Kaşgarlı Mahmûd tarafından kaleme alınan Dîvânu Lugati’t-Türk’tür. Müellifi bilinmeyen Co-dex Cumanicus da bu dönem için önemli bir kaynak sözlüktür. Yine İbn Muhennâ’nın kaleme aldığı lugat ve Muhammed Mehdi Han tarafından kaleme alınan Seng-lah, Ortaçağ araştırmaları için kullanılan başlıca Türkçe sözlüklerdir. Ali Ekber Dehhoda tarafından kaleme alı-nan Lugat-name ise Ortaçağ tarihi araştırmalarında sık-ça kullanılan Farsça sözlüklerdendir.

(Cevap E)

24. Soruda özellikleri verilen divan üyesi nişancıdır. Nişan-cı, Beylerbeyi veya vezir payesinde sivil bir görevli olup Kalemiye sınıfına dâhildir. 1650’ye kadar dış işleri baka-nı gibi çalışmıştır. Bu tarihte Reisü’l-Küttab, dış işleri gö-revinin başına getirilerek nişancının görev sahası daral-tılmıştır.

(Cevap B)

25. İstanbul’un imparatorluğun başkenti olması sebebiyle kendine has bir yönetim tarzı vardı. Adalet işlerine taht kadısı, belediye işlerine şehremini, güvenlik işlerine ise Yeniçeri ağası bakardı. İstanbul’un güvenliğinden ve emniyetinden ise Yeniçeri Ağası sorumlu olmuştur.

(Cevap C)

26. Amedi Kalemi: Veziriazamın, padişaha ve yabancı ülke-lere göndereceği yazıların müsveddelerini hazırlayan memur grubudur. Dürüst ve güvenilir insanlardan seçi-len bu bölümde gizlilik esastır. 18. yüzyıldan sonra öne-mi gittikçe artmıştır. Amedi kalemlerinin başı, reisülküt-tabın özel kalem müdürüdür. Zamanla reisülküttapların ülkenin dışişlerinden sorumlu olmaları, Amedi kalemi-nin önemini artırmıştır.

(Cevap D)

27. 1606 Zitvatorok Antlaşması, on beş 15 yıl süren Osman-lı- Avusturya savaşları sonunda imzalanmıştır. Bu ant-laşma ile Avusturya, hâkimiyeti altındaki Macar toprak-ları için Osmanlı’ya verdiği vergiyi son kez vermeyi ta-ahhüt etmiştir. Ayrıca yazışmalarda “Kayser” unvanıyla anılmak suretiyle Osmanlı padişahı ile denk sayılması-na karar verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin 1533 yılında Avusturya ile imzaladığı İstanbul Antlaşması’ndaki ka-zanımları Zitvatorok Antlaşması’yla resmî olarak son bul-muştur. Ancak uygulamada Osmanlı, Avusturya hüküm-darının Kayserlik unvanını hemen tanımamış ve haraç adı altında her yıl Avusturya’dan para talep etmeye de-vam etmiştir.

(Cevap B)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 23: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 5

KPSS/ÖABT

28. (I) Osmanlı Devleti XVI. yüzyıl sonlarında daha önce ya-şamadığı kadar uzun süreli iki savaş yaşamıştır. 1578-1590 yılları arasında Safevî Devleti ile 1593-1606 yılları arasında ise Avusturya ile savaşmış bu uzun ve yıpratı-cı savaşlar Osmanlı düzenini tahrip etmiştir.

(II) Askerî sistemdeki değişim: Kanunî döneminde mey-dana gelen Şehzade Bayezid isyanından sonra İstan-bul dışındaki şehirlere de asayişi sağlamak için yeniçe-riler yerleştirilmiştir. Gittikçe yaygınlaşan bu uygulama yeniçeriliğin imtiyazlarından faydalanmak isteyenlerin bu askerî zümreye akın etmesine yol açmış bu durum yeniçeri sayısını arttırmıştır.

(III) Nüfus artışı: XVI. yüzyılda dünyada hızlı ve ani bir nüfus artışı yaşanmıştır. Bu büyük nüfus artışı yüzünden topraksız kalan köylülerin askerî mesleklere ve medre-selere yerleşmek için büyükşehirlere hücum etmesi dev-letin dengesini alt-üst etmiştir.

(Cevap E)

29. Kırım, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile bağımsız hâle gelmiştir. Ancak 1783’te fiilen Rus ordusu tarafın-dan işgal edilmiştir. Osmanlı Devleti ise bu fiili durumu 1784’te imzalanan bir antlaşma ile hukuken tanımak zo-runda kalmıştır. Yine Rusya ile 1792 yılında imzalanan Yaş Antlaşması ile de Kırım resmen Rusya’ya bırakılmış-tır. Bu antlaşma ile aynı zamanda gerileme dönemi so-na ermiş ve dağılma dönemine girilmiştir.

(Cevap C)

30. Tercüman-ı Ahval Gazetesi Şinasi ve Agah Efendi tara-fından 1860 yılında yayınlandı. Bu sırada Osmanlı Padi-şahı Abdülmecit’tir. Posta pulu uygulaması ise 1862’de başlamıştır. Bu uygulamanın başladığı tarihte tahtta Sul-tan Abdülaziz bulunmaktadır. Buna göre II. ve III. öncül-de yer alan eşleştirmeler yanlıştır. II. Mahmut dönemin-de Tımar Sistemi kaldırılmıştır. Tımarlı sipahilerin yerine Redif Birlikleri kurulmuştur. Beylerbeylik makamı yerine de Müşirlikler kurulmuştur. I. öncülde yer alan eşleştir-me doğrudur.

(Cevap A)

31. Tuna vilayeti Tanzimat Döneminde bugünkü Bulgaris-tan toprakları üzerinde kurulan bir Osmanlı yönetim bi-rimidir. 1864 Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi ile kurulan Tu-na vilayetinin ilk valisi Mithat Paşa’dır. Rusçuk merkezli Tuna vilayeti, 1878 Berlin Antlaşması’yla bırakıldığı Bul-garistan prensliği tarafından lağvedilmiştir.

(Cevap E)

35. Kabotaj, bir ülkenin karasularında gemi işletme ve tica-ret hakkının kendi vatandaşlarına ait olmasıdır.

Osmanlı Devleti kapitülasyonlar nedeniyle kabotaj hak-kına sahip değildi. Deniz ulaşımının büyük bir bölümü ve önemli limanların işletilmesi hakkına yabancı şirket-ler sahipti. TBMM hükümeti denizlerdeki bağımsızlığın önünde büyük bir engel olan kabotaj sorunu Lozan Kon-feransı’nda gündeme getirmiş ve 2 yıl sonra kabotaj hakkının Türklere geçmesinin yolunu açmıştır. Buna da-yanarak 1 Temmuz 1926’da Türk sularında gemi işlet-me ve ticaret hakkı yabancılara yasaklanarak, Türk va-tandaşlarına verilmiştir. Buna göre; kısıtlamaların 2 yıl gibi bir süre geçerli olduğu ve denizlerde bağımsızlık sağlandığı yargılarına ulaşılabilir. Ancak yabancı serma-yeye ihtiyaç olduğu yargısına ulaşılamaz.

(Cevap C)

32. Meşihat Dairesi, Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfının ba-şı olan ve sadrazamdan sonra devletin ikinci büyük gö-revlisi kabul edilen şeyhülislamların görev yaptığı ma-kamın adıdır. 19. yüzyıl başlarında bu daire içinde yeni bazı meclisler açılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Ancak bunlar arasında Encümen-i Teftiş ve Muayene adında bir birim yoktur.

(Cevap A)

33. Kıbrıs’ın fethinden sonra Osmanlı’ya karşı bir haçlı do-nanması oluşturulmuştur. Bu haçlı donanması, Osman-lı donanmasını 1571 İnebahtı savaşında yakmıştır. Os-manlılar 20 bin civarında şehit vermiştir. Don Kişot’un yazarı Cervantes de İnebahtı Savaşı sırasında yaralan-mış ve sol elini kaybetmiştir.

(Cevap A)

34. Millî Mücadele, hem savaşın yaşandığı dönemde hem de savaştan sonra sanat ve edebiyat yapıtlarına yansı-mıştır. Bu eserler Millî Mücadelenin gelişip yaygınlaşma-sında, halka ulaştırılmasında ve hatırlanmasında önem-li bir görev üstlenmişlerdir. Millî Mücadeleyi en iyi anla-tan eserlerden biri olan Taksim Cumhuriyet Anıtı da bu anlayışla 1925–1928 yılları arasında mimar Pietro Cano-nica’ya yaptırılmıştır. Günümüzde Etnoğrafya Müzesi’nin önünde duran atlı Atatürk anıtı, İzmir Cumhuriyet mey-danındaki Atatürk anıtı, mimar Dünyaca ünlü bir heykel-tıraş olan Pietro Canonica’nın diğer önemli tasarımları-dır.

(Cevap A)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 24: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 6

KPSS/ÖABT

38. Gümrük vergileri devlet hazinesine gelir sağlamanın öte-sinde ülke sanayisini koruyucu özelliktedir. Ancak Lo-zan Antlaşması kararlarına göre Türkiye’nin 5 yıl daha gümrük politikasını engelleyen hükümler vardı. 1929 yı-lında bu sınırlama kalkınca gümrük bağımsızlığı da sağ-lanmış oldu. Aynı yıl hem mali hem de millî sanayiyi ko-ruyucu özellikler taşıyan gümrük tarifesi kabul edildi. Buna göre;

- Gümrük vergileri artırıldı.

- Dış alım azalırken yerli mallarının kullanımı arttı.

- Yerli sanayinin gelişmesi ve dış alımın azalmasıyla, ithalat - ihracat dengesizliği ve dış ticaret açığı azal-tıldı.

Koruyucu gümrük politikasının, ticaret yapılan devlet sa-yısına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

(Cevap D)

41. Mondros Mütarekesi sonrasında padişah tarafından ka-patılan Mebusan Meclisi, Erzurum ve Sivas Kongrele-rindeki çalışmalar ve Amasya Görüşmesi’nde alınan ka-rar neticesinde 12 Ocak 1920’de tekrar açılmıştır. Mus-tafa Kemal Paşa da bu meclise Erzurum ilinin milletve-kili olarak seçilmiştir. Ancak bilindiği üzere hakkında tu-tuklama ve idam kararı olduğundan meclis çalışmaları için İstanbul’a gidememiştir.

(Cevap B)

42. Sümerbank: 1933

Gümrük ve Tekel Bakanlığı: 1931

Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü: 1935

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü: 1937

Tapu Kadastro Umum Müdürlüğü: 1936’da kurulmuş-tur. Dolayısıyla D seçeneğinde yer alan gelişme diğer-lerinden sonradır.

(Cevap D)

43. Doğu Roma İmparatoru Justinionus hiçbir devirde gö-rülmemiş ve görülmeyecek bir ibadethane açmak için harekete geçmiştir. 532’de başlayan çalışma 537’de ta-mamlanarak Hristiyan aleminin en büyük kilisesi olarak Ayasofya Kilisesi açılmıştır. Justinionus döneminde bir gösteriş ürünü olarak ortaya çıkan Ayasofya, sonraki devirlerde ise bir efsane ve sembol olarak kabul edil-miştir.

(Cevap D)

44. Bartolomeu Dias 1488’de Afrika’nın güneyindeki en son burnu olan Ümit Burnu’nu dönüp Hint Okyanusu’na çık-mıştır. Bu gelişme Vasco Do Gama’ya Hindistan yolunu açmıştır. 1497’de hareket eden Vasco Do Gama daha önce edinilen bilgileri kullanarak Ümit Burnu’nu aşmış ve Hindistan’ın Malabar kıyılarındaki Kalikut Limanı’na ulaşmıştır.

(Cevap E)

39. Adana Görüşmesi, II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1943 yılında İngiltere Başbakanı W. Churchill ile Türki-ye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında yapılan gizli görüşmedir. Türkiye’nin müttefikler cephesinde savaşa girmesini sağlamak için yapılan görüşmeden İngiltere sonuç alamamıştır. Bu görüşmeye 1942 – 1946 yılları arasında başbakanlık yapan Şükrü Saraçoğlu da katıl-mıştır.

(Cevap C)

40. Köy Enstitüleri ilkokul öğretmeni yetiştirmek amacıyla 1940 yılında açılmış okullardır. Bu eğitim projesini dö-nemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel bizzat yönet-miştir. Dönemin ilköğretim genel müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un çabaları da bu enstitülerin kurulmasında önemli bir paya sahiptir. Fakat Kenan Öner, Köy Ensti-tülerine komünizm propagandası yaptıkları gerekçesiy-le karşı çıkmış ve kapatılması için çalışmıştır.

(Cevap D)

36. Mustafa Kemal, soruda verilen görüşme ve konuşmayı Sivas Kongresi’nin bitiminden bir hafta sonra Sivas’a gelen J.G. Harbourd’la yapmıştır. Milli mücadele baş-langıcındaki en önemli dış ilişkilerden, diplomatik ve as-keri müzakerelerden biri olan bu görüşme 20 Eylül 1919’da yapılmış ve yaklaşık üç saat sürmüştür.

(Cevap C)

37. A, B, C ve D seçeneklerinde yer alan isimler Atatürk dö-neminde çok sesli müziğin oluşmasında hizmeti olan müzisyenlerdir. Fakat Ertuğrul Oğuz Fırat Atatürk döne-mi müzisyenleri arasında yer almaz. Ertuğrul Oğuz Fı-rat müzik çalışmasına ancak 1943’te başlamıştır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 25: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 7

KPSS/ÖABT

45. Karolenj İmparatorluğu 843 Verdün Antlaşması’yla Or-ta, Doğu ve Batı Frank olmak üzere üçe ayrılmıştır. Do-ğu Frank Krallığı zamanla Kutsal Roma Cermen İmpa-ratorluğu’na dönüşmüş ve Almanya’nın temelini oluş-turmuştur. Batı Frank Krallığı ise Fransa’yı oluşturmuş-tur. Bu antlaşma Almanya ve Fransa’nın temelini oluş-turması açısından önemlidir.

(Cevap B)

48. Engizisyon Mahkemeleri, Hristiyanlıktan uzaklaşan ve-ya dini esaslara aykırı davranan kişileri cezalandırmak amacıyla Katolik Kilisesi tarafından kurulan adli ve ce-zai bir mekanizmadır. XIII. yüzyıl Avrupa’sında en çok iz bırakan olaylardan birisi olan Engizisyon mahkemeleri Papa IX. Gregory (1227-1241) zamanında işlevsellik ka-zanmıştır. Önce Avrupa’da yaşayan Yahudilere karşı ku-rulan bu mahkemeler daha sonra Katolik mezhebi tara-fından sapkın olarak görülen Hristiyan mezheplerine karşı tatbik edilmiştir. Sürgün, mallara el koyma, yurttan uzaklaştırma, vatandaşlıktan çıkarma, diri diri yakma, dilini kesme gibi uygulamalar Engizisyon mahkemele-rinin cezaları arasındaydı. Papalığın bu uygulamalarına dini cepheden özellikle Dominikanlar, Sistersiyenler ve Fransiskenler destek vermiştir. Siyasi çevreden de Al-manya, İtalya bazı İskandinav ülkeleri, Portekiz, İspan-ya, Fransa gibi Avrupa ülkeleri destek vermiş ve ülkele-rinde de uygulamışlardır. Ancak Engizisyon mahkeme-leri İngiltere’de hiçbir zaman uygulanmamıştır.

(Cevap D)

49. Papalık merkezinin 1309’da Avignon’a taşınması Kato-lik tarihindeki en büyük ikinci parçalanmaya yol açmış-tır. Fransızlar, papanın Avignon’dan Roma’ya dönme-sine tepki göstererek Avignon’da oturacak yeni bir pa-pa seçmişlerdir. Böylece Katolik kilisesinde 1409 yılına kadar devam edecek olan büyük bir parçalanma süre-ci yaşanmıştır. Roma’da ve Avignon’da oturan papala-rın her ikisi de Hristiyanların gerçek temsilcisi oldukla-rını iddia ederek diğerinin taraftarlarını aforoz etmişler-di. Bu durum teorik olarak tüm Hristiyanların aforoz edil-mesi anlamına geliyordu ki bu durum en vahim olanıy-dı. Neticede 1409–1449 yılları arasında “Konsiller Dö-nemi” denen bir dönem yaşanmış ve sonunda Roma’da bulunan papanın papalığı kabul edilmiştir.

(Cevap A)

46. Karşı reform, Katolik mezhebinin Reform sırasında Pro-testan hareketinden aldığı darbeyi tedavi etmek, Kato-lik Kilisesi’ni yenilemek amacıyla giriştiği bir harekettir. Katolik Reformu da denilen ve 16. yüzyılda başlayan bu hareket, 1789 Fransız İhtilali’ne kadar sürmüştür. Karşı reform süreci içinde yeni tarikatlar kurulmuş bu tarikat-lar vasıtasıyla Reform hareketinin Katolik Kilise’sinde aç-tığı yaralar iyileştirilmeye çalışılmıştır. Özellikle Cizvitler, Katolik Kilisesi’nin kendini toparlamasında ve Karşı re-formun yapılmasında etkin rol oynamışlardır. Cizvitler, 1534 yılında kurulmuş bir tarikattır. İsa Cemiyeti olarak bilinen bu tarikat, oldukça geniş bir coğrafyada misyo-nerlik faaliyetleri yürüterek Katolikliği yaymışlardır. Tari-katın aşırı güçlenmesi Papa XIV. Clement’in 1773’te ta-rikatı feshetmesine sebep olmuştur.

(Cevap B)

47. Soruda tanımı verilen kavram Sekülarizmdir. Çünkü Se-külarizmde din dışılık benimsenmiştir. Seküralizm aynı zamanda dünyacılık olarak ifade edilir.

(Cevap A)

50. Sorunun cevabı Güller Savaşı’dır. Yüzyıl Savaşları’ndan mağlubiyetle ayrılan İngiltere, 1455 ila 1485 yılları ara-sında Lancaster ve York hanedanları arasında patlak ve-ren Güller Savaşı’na sahne olmuştur. Bu savaşa Güller Savaşı denilmesinin sebebi York hanedanının armasın-da beyaz gülün, Lancaster hanedanının armasında da kırmızı gülün yer almasıdır.

(Cevap C)

51. 1776’da yayınlanan Virginia Haklar Bildirisi’nde;

• Bütün insanlar doğuştan eşit derecede hür ve ba-ğımsızdır.

• Bütün güç halkta toplanır ve halktan gelir.

• Keyfi arama ve yakalama kararları hukuk dışıdır.

gibi maddeler yer almıştır. Bu maddeler aynı zamanda Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne örnek olmuştur.

(Cevap C)

52. Bandung Konferansı “barış içinde bir arada yaşama” il-kesiyle toplanmış ve ülkelerin birbirlerinin iç işlerine ka-rışmama, büyük devletlerin savunma düzenlemekleri-nin içine girmeme kararı alınmıştır. Bandung Konferan-sı’ndan sonra birçok devlet Bağlantısızlar Harekâtına katılmıştır.

(Cevap D)

53. Musul Meselesinden dolayı gerilen Türk-İngiliz ilişkileri, Türkiye’nin 1928’de Briand-Kellog Paktı’na üye olma-sıyla düzelmeye başlamıştır. Milletler Cemiyeti’nde yer almak Türkiye’nin İngiltere ile olan ilişkilerine olumlu kat-kı yapmıştır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 26: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 8

KPSS/ÖABT

54. 1936 yılında Nazi Almanyası ile Japonya arasında SSCB’yi baskı altında tutmak amacıyla “Antı-komintern Paktı” imzalanmıştır. Buna göre her iki ülke içlerinden birisi SSCB tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek vermeyi taahhüt ediyordu. Anlaşmaya 1 yıl sonra İtalya da katılmıştır. 1939 yılında ise Macaristan ve İspanya it-tifaka dâhil olmuştur.

(Cevap B)

55. Avusturya ile imzalanan Saint Germain Antlaşması’yla Hırvatistan, Macaristan ile imzalanan Trianon Antlaşma-sı ile Bosna-Hersek Yugoslavya’ya verilmiştir. Bulgaris-tan imzaladığı Nöyyi Antlaşması ile Tsaribrod ve Stur-mitsa bölgesini Yugoslavya’ya terk etmiştir. Dolayısıyla yeni kurulan Yugoslavya her üç devletten de toprak al-mıştır.

(Cevap E)

56. Magna Carta İngiltere kralı ile soylular arasında 1215 yı-lında imzalanan bir belgedir. Bu belge bir kralın mutlak yetkisini sınırlandıran ilk belge olması nedeniyle dünya tarihi için bir dönüm noktası kabul edilir. Anayasalcılık hareketinin başlangıcı sayılan Magna Carta ile ilk kez hukukun üstünlüğü ilkesi kabul edilmiştir.

(Cevap A)

57. Gazeteci ve milletvekili kimliğiyle gelişmelerin içinde yer almış olan Yunus Nadi anılarını “Kurtuluş Savaşı Anıla-rı” adlı eserde toplamıştır. Diğer seçenekleri inceleye-cek olursak; Dağa Çıkan Kurt, Halide Edip Adıvar’ın; Bi-linmeyen Hatıralar, Ali Fuat Cebesoy’un; Milli Mücade-le, Kazım Özalp’in; Ölümüne kadar Atatürk’le beraber eseri ise Mazhar Müfit Kansu’nun kurtuluş savaşına da-ir anılarını anlattığı eserlerdir.

(Cevap B)

58. Kaşgarlı Mahmut Klasik Dönem Osmanlı Türkçesi ile eser vermemiştir.

(Cevap E)

59. Doğru eşleştirme D seçeneğinde verilmiştir.(Cevap D)

60. İslâm hat sanatında, aynı yazının farklı tarz ve üslûpları mânasında “şeş kalem” diye de adlandırılan altı hat. Ta-lik aklamı sitteden değildir.

(Cevap D)

61. Görüş geliştirme tekniği, belirgin çelişkiler ve kutuplaş-mış tutumlar içeren konuların öğretiminde, öğrenciler-de görüş geliştirmek amacıyla kullanılan bir tartışma yöntemidir. Görüş geliştirme tekniğinde bireylere değil, fikirlere karşı çıkılmalıdır ve bu teknikte slogan kullanıl-mamasına özen gösterilmelidir. Çünkü sloganlar bireyi sabit fikre götürmektedir. Oysa görüş geliştirme bu du-rumun tam tersini oluşturmayı amaçlayan bir tekniktir.

(Cevap D)

64. Sözü edilen düzeydeki öğrenci Tarihsel empatinin birin-ci düzeyindedir. “Aptal Geçmiş” olarak nitelendirilen bu düzeyde öğrenciler, geçmişte yaşayan insanların ken-dileri gibi düşünmediği ve kendileri gibi davranmadık-ları için aptal, zalim, cahil, görgüsüz, ilkel olarak değer-lendirmektedirler. Bu düzeydeki öğrenciler tarihten ge-riye gidildikçe insan zekâsının da geriye gittiğini varsay-maktadırlar.

(Cevap C)

65. Romantik kavrama aşamasında çocuklar tarihe mal ol-muş kahramanların öyküleriyle ilgilenir onlarla özdeşle-şirler. Bu dönemde çocuklar insanların en belirleyici özellikleriyle en kısa, en uzun, en iyi gibi niteliklerine il-gi duyarlar. Bu sebeple öğretmenler bu aşamada bir olayı anlatırken bu durum üzerinde etkili olan kişilerin hayat hikâyeleri ve öne çıkan çalışmaları üzerinde özel olarak durmalıdır.

(Cevap E)

62. İstasyon tekniği, öğrencilerin sınıf içinde oluşturulmuş öğrenme merkezlerinde kendilerine verilen işleri, işbir-liği ve belirli zaman dilimi içinde yapmaları şeklinde uy-gulanan bir tekniktir. Bütün sınıfın ortak ürünler oluştur-duğu bu teknik işbirliği, etkili iletişim, sorumluluk, za-man kullanımı gibi becerilerin gelişmesinde etkilidir. Or-taya çıkan üründe herkesin katkısı olduğu için sınıf için-de rekabet ortamı azalır. Aynı zamanda farklı zekâ alan-larına ilişkin çalışmalara yer vermesi sebebiyle her bir öğrencinin derse karşı ilgisini artıran bir tekniktir. Buna göre seçeneklerde verilen ifadelerin tamamı istasyon tekniğinin yararları arasındadır.

(Cevap E)

63. “Pelopponnes Savaşlarının Tarihi” adlı eser Antik Yunan tarihçisi Thucydides’e (MÖ 460-MÖ 395) aittir. Thucydi-des, Atina ile Sparta arasındaki otuz yıl süren ve MÖ 404 yılında sona eren ünlü Peloponez Savaşı sırasında yaşamıştır. Bizzat tanık olduğu bu savaşı vatandaşları siyasî açıdan bilgilendirmek amacıyla kaleme almış ve yazdığı eseriyle öğretici tarihin öncülüğünü yapmıştır.

(Cevap E)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 27: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 9

KPSS/ÖABT

66. Yusuf Akçura meşrutiyet döneminin önde gelen Türk-çülerindendir. Aslında Yusuf Akçura tarihçiliğinden da-ha fazla siyasî Türkçülük fikirleriyle tanınmıştır. Akçura, Cumhuriyet devri ideolojisine uyum sağlayarak yeni ku-rulan Devlette tarih çalışmalarında üst seviyede görev almıştır. Türk Ocakları bünyesinde kurulan “Türk Tarih Heyeti” ve onun bir anlamda devamı olan “Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti” kurucuları arasında yer almıştır. Birinci Türk Tarih Kongresinin başkanlığını yapan Akçura, Kong-rede tarih metodu ile ilgili “Tarih Yazmak ve Tarih Okut-mak Usullerine Dair” isimli bildirisinde, XIX. yüzyıl ve XX. yüzyıl başlarında tarih yazımının geçirdiği merhaleleri, tarihin yöntemi ve eğitimi gibi hususlarda açıklamalar-da bulunmuştur.

(Cevap D)

67. Romantik kavrama aşamasında, çocuk Guinness Re-korlar Kitabı’nda popülerleştirildiği üzere en uzun, en ki-lolu, en yaşlı insan gibi insan nitelik ve başarıları ile ilgi-lenir. Bu aşama 8-13 yaşlarını kapsar.Bu aşamada kah-ramanların hikâyeleri de onları meşgul eder. Mitsel ve romantik kavrama aşamaları sözlü ve yazılı dili kullan-ma becerilerini gerektirir

(Cevap B)

68. Selim Öğretmenin öğrencilerine verdiği performans gö-revi kronolojik düşünme becerilerini geliştirmeye ve ölç-meye yöneliktir. Bu kapsamda öncelikle öğrencilerden tarihsel süreci ve süreçleri ilişkilendirmesi beklenmek-tedir.

(Cevap E)

69. Öğrencinin tarihi bir olayı dönemin koşullarına uygun olarak değerlendirebilmesi için dönemin yapısını ve ko-şullarını iyi kavraması gerekir. Döneme tarihi şahsiyet-lerin bakış açısı ile bakarak yani tarihsel empati ile dö-nemin gerçekliğini kavrayabilir.

(Cevap C)

72. Yaptığı çalışmada Mehmet Öğretmen Savaşı sanat pers-pektifinden öğrencilere yansıtmıştır. Bu yolla öğrenciler sanatsal eserlerin tarihe nasıl ışık tuttuğunu fark eder-ler. Ayrıca savaşı mikro düzeyde insan yaşamına etkisi üzerinden değerlendirebilirler.

(Cevap C)

73. Dersin giriş kısmında öğrencilerin konuya dikkatlerini çekmek ve öğretim sürecine bir geçiş yapmak amacıy-la akıllarına gelenleri söylemeleri beyin fırtınası yönte-minin tekniklerinden biri olan serbest çağrışım tekniği-nin bir özelliğidir. Bu teknikte, belirtilen kavram ya da konuyla ilgili öğrencilerin kendilerini sınırlandırmadan aklına geleni söylemesiyle hayal gücü ve yaratıcılık des-teklenir.

(Cevap A)

70. Öncülde verilen görüşler Alman kökenli düşünür Her-bart’a aittir. Herbart, hem Almanya için hem de Avrupa tarihi için bir tarih öğretim programı tasarlamıştır. Her-bart, Alman çocukları için tarih programında ana konu-lar olarak Eski Yunan ve Roma tarihini görmektedir. Pers, Asur ve Mısır tarihleri bu ana çekirdeğe eklenmelidir. An-cak çocuğa bu tür mitolojik hikâyeler ezberletilmemeli, çocuk ancak gerçek tarihi ezberlemelidir. Herbart’a gö-re çok fazla olaylar kronolojisi verilmemeli ve olaylar özetlenmelidir. Herbart, daha sonra Avrupa tarihinin Al-man tarihi ile birlikte nasıl senkronik olarak verileceğini ve dönüm noktalarının neler olabileceğini belirtmekte-dir. Herbart’ın tarih eğitimi ile ilgili görüşlerinde senkro-nizm temel bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

(Cevap A)

71. Öğretim etkinliklerinin kalıcı öğrenmeler sağlaması hi-tap ettiği duyu organlarının çeşitliliği ile ilgilidir. Bir öğ-retim yöntemi, araç-gereci ne kadar çok duyu organına hitap ederse o oranda kalıcı öğrenmeler sağlar. Edgar Dale’nin yaşantı konisine göre öğrenci etkin katıldığı, yaparak yaşayarak kendi deneyimlerinden öğrendiği zaman daha kalıcı öğrenmeler gerçekleştirir. Bu kap-samda gezi öğrencilere daha zengin yaşantılar sağla-yabileceği için daha kalıcı öğrenmelere neden olacak-tır.

(Cevap B)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 28: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

ÖABT • Tarih Öğretmenliği •3• 10

KPSS/ÖABT

74. Sunuş yoluyla öğretim stratejisi bilişsel yaklaşımlardan, Ausubel tarafından geliştirilen Anlamlı Öğrenme Kura-mına dayanmaktadır. Ausubel’e göre insanlar için bilgi kazanımı, buluş yolundan çok alma yoluyla olmaktadır. İnsanlar bilgilerini daha çok kendilerine sunulan kav-ramları, ilkeleri ve düşünceleri alarak artırmaktadırlar. Öğrencilere sunulan materyal ne kadar düzenli ve ama-ca uygun olursa öğrencilerin öğrenmeleri de o kadar iyi olmaktadır. Anlamlı öğrenmede ve sunuş yoluyla öğre-tim stratejisinde en önemli nokta önceki bilgilerle yeni kazanılacak bilgileri ilişkilendirmek ve bütünleştirmek-tir. Bu nedenle öğretmen I.aşamada serbest çağrışım tekniği ile fikir topladıktan sonra ön bilgileri yoklayarak yeni bilgilerle ilişki kurması ve ondan sonra II. aşamaya geçmesi gerekirdi.

(Cevap E)

75. Tarih öğretiminde sınıf dışı etkinlikler gezi-gözlem etkin-likleri ve sözlü tarih çalışmaları olarak sınıflanabilir. Özel-likle tarihi çevreye yönelik düzenlenecek geziler öğren-cilerin tarihsel çevreyi tanıması, etkili gözlem yapabil-mesini sağlar. Ayrıca okul dışı etkinlikler öğrencilerin dinleme, soru sorma hipotez kurma ve iletişim beceri-lerini artırır. Grup halinde çalışma becerisini geliştirir.

(Cevap C)

FİLOZOF

YAYINCILIK

ww

w.f

ilozo

fakk

ariy

er.c

om

Page 29: KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ … · Et-Tarihü’l Yemini, Sebüktekin ve Mahmud dönemlerini anlatır. Yazarı Utbi’dir (ölüm 1040–41) Ta’rihü’l

www.filozofkariyer.com

1-C 2-D 3-A 4-E 5-E 6-A 7-D 8-B 9-D 10-A 11-B 12-E 13-A 14-C 15-A 16-C 17-E 18-A 19-B 20-C

21-D 22-A 23-A 24-D 25-D 26-D 27-D 28-B 29-D 30-B 31-A 32-E 33-E 34-D 35-E 36-B 37-D 38-C 39-E 40-A

41-E 42-E 43-E 44-C 45-A 46-E 47-B 48-D 49-E 50-C 51-C 52-A 53-C 54-E 55-E 56-A 57-D 58-C 59-E 60-B

61-A 62-E 63-D 64-C 65-E 66-D 67-E 68-A 69-E 70-B 71-B 72-C 73-D 74-A 75-C

www.filozofkariyer.com

1-E 2-D 3-A 4-E 5-A 6-E 7-D 8-D 9-D 10-C 11-C 12-C 13-D 14-D 15-C 16-C 17-E 18-C 19-A 20-B

21-C 22-A 23-E 24-D 25-B 26-C 27-D 28-C 29-C 30-A 31-C 32-D 33-C 34-D 35-D 36-E 37-E 38-A 39-C 40-E

41-E 42-E 43-D 44-D 45-C 46-C 47-D 48-B 49-E 50-C 51-A 52-C 53-A 54-C 55-E 56-E 57-A 58-E 59-A 60-A

61-A 62-A 63-C 64-D 65-D 66-C 67-B 68-C 69-C 70-D 71-C 72-B 73-C 74-C 75-B

www.filozofkariyer.com

1-C 2-E 3-D 4-B 5-D 6-A 7-A 8-C 9-E 10-A 11-C 12-D 13-C 14-D 15-A 16-B 17-B 18-C 19-D 20-D

21-E 22-A 23-E 24-B 25-C 26-D 27-B 28-E 29-C 30-A 31-E 32-A 33-A 34-A 35-C 36-C 37-E 38-D 39-C 40-D

41-B 42-D 43-D 44-E 45-B 46-B 47-A 48-D 49-A 50-C 51-C 52-D 53-E 54-B 55-E 56-A 57-B 58-E 59-D 60-D

61-D 62-E 63-E 64-C 65-E 66-D 67-B 68-E 69-C 70-A 71-B 72-C 73-A 74-E 75-C