kardak kri̇zi̇
TRANSCRIPT
TÜRKİYE YUNANİSTAN
KARDAK KRİZİ
Atatürk ve Venizelos döneminde Türkiye ve Yunanistan’ı işbirliğine iten neden Bulgaristan ve İtalya’nın yayılmacı politikalarıdır.
1934 yılında Türkiye Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya Balkan Antantını kurmuştur.
İLİŞKİLERİMİZ KISACA NASIL BAŞLADI ?
1953’te Balkan Paktı imzalanmıştı.
1954’te Bled Antlaşmasıyla ortaklık ittifaka dönüşmüştü.
1955’te Kıbrıs sorununun sonrasında ikili ilişkilerde gerginlik başlamıştı.Kıbrıs sorunu günümüze kadar ilişkilerin kilit sorunlarından biri olmaya devam etmektedir.
1980’lerin sonlarında Turgut Özal ve Andreas Papandreu ile Davos’da iki ülke arasında başlatılan diyalog uzun sürmemişti.
1999 yılında Dışışleri Bakanları İsmail Cem ve Yorgos Papendreu liderliğinde“düşük politika” konularında işbirliği süreci başlamıştı.
2009 Yılında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun uzlaşmacı politikaları ve Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik krizin etkisiyle iki ülke arasında oluşan, Ege Sorunları ağırlıklı “İstikşafi” görüşmeler devam etmektedir.
İlişkilerimizi Etkileyen Temel Sorunlar
1. Azınlıklara İlişkin Sorunlar 2. Kıbrıs Sorunu
3. Patrikhane Sorunu 4. Ege Denizi’ne İlişkin Sorunlar
a. Karasularının genişletilmesi sorunu b.Kıta sahanlığının saptanması sorunu
c.Adaların silahlandırılması sorunu d. Hava sahası ve Fır hattı sorunu e. NATO komuta kontrol sorunları
f. Egemenliği antlaşmalarla belirlenmemiş ada, adacık ve kayalıklar sorunu
Ege Denizi’ne İlişkin Sorunlar
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege sorunları Uluslararası Hukuk kuralları ile düzenlenmiş alanlarda ortaya çıkmıştır.
Yunanistan Ege Denizi’ndeki kendi lehine olan coğrafi avantaj ile Rodos’la Pire limanı arasını ulusal hattı olarak görmektedir.
KARASULARI SORUNU Ege Denizi’ndeki karasuları
sorunu genişlikle ilgilidir. Yunanistan Ege Denizi’nde 6 mil olan kara suları genişliğini 12 mile çıkartmak istemektedir.
12 mil olması durumunda Yunan kara sularının payı % 43,5’ten %71,5’e çıkacak Türk kara sularının payı ise %7,5’ten % 8,7’ ye yükselecektir.
KITA SAHANLIĞI SORUNU
Yunanistan adaların kendi kıta sahanlıkları olduğunu iddia ederken Türkiye Ege’nin yarı kapalı ve çok sayıda adaya sahip bir deniz olduğunu ve kıta sahanlığının belirlenmesinde bu durumun göz önüne alınmasını istemektedir.
HAVA SAHASI SORUNUBir diğer anlaşmazlık
konusu ise hava sahasıyla ilgilidir. Bir ülkenin hava sahası karasularıyla aynı genişlikte olmalıdır. Yunanistan hava sahasını 10 mile çıkartmıştır.
ADALARIN SİLAHLANDIRILMASI SORUNU Yunanistan egemenliği altında yer alan uluslararası
anlaşmalarla, silahsızlandırma yükümlülüğüne girmiş ancak adaları silahlandırmaya başlamıştır.
On iki Adanın Yunanistan’ın egemenliğine bırakılmasını düzenleyen 1947 Paris Barış Antlaşması’dır.
14. Maddesi, bu adalarda her türlü üs, tesis, hatta eğitim ve silah üretimini de yasaklamıştır. Ancak yine, Yunanistan Limni Adası’nda hava üssü kurmuştur.
KARDAK KAYALIKLARI KRİZİ 25 Aralık 1995’te, Figen Akat isimli kuru yük gemisi, Bodrum’a 3 mil mesafedeki kayalıklarda karaya oturmuştur.
Yunanistan, kazanın Yunan kara sularında olduğunu belirterek yardım teklif etmiş, Türkiye bu yardımı reddetmiştir.
Yunanistan 26 Aralık’ta Türkiye’ye bir nota vererek, söz konusu geminin, bir Türk sigorta şirketi tarafından kurtarılmasının durdurulmasını istemiştir.
Türkye aynı gün Yunanistan’a bir nota vererek kurtarılma işleminin devam edeceğini söylemiştir.
Gemi Türk karasularına çekildikten sonra, 10 Ocak’ta Yunanistan Türkiye’ye bir nota daha vererek kayalıkların kendisine ait olduğunu yinelemiştir.
Türk Dışişleri Bakanlığı, Kardak’ın Yunanistan’a, uluslararası anlaşmalarla verilen adalar arasında olmadığını belirterek iddiaları kabul etmemiştir.
Aslında krizi tam olarak başlatan hadise; Kalimnos adası belediye başkanının yanına, adanın papazını, aileleri ve ‘Antenna’ adlı Yunan televizyon kanalının çekim ekibini alarak 27 Ocak 1996 günü Kardak Kayalıkları’na çıkması ve kayalıklara Yunan bayrağını dikmesiydi.
Bunun ardından aynı gün ‘Hürriyet’ gazetesinden iki muhabir bir helikopterle Kayalıklar’a giderek Yunan bayrağını indirmiş ve yerine Türk Bayrağı’nı dikmiştir.
28 Ocak 1996 günü, kamuoyunda oluşan atmosferin de etkisiyle, Yunanistan hükümeti, Kardak Kayalıkları’na ağır silahlarla donanmış komandolardan oluşan askeri bir birlik ve ufak bir donanma göndererek Türk Bayrağı’nı kayalıklardan indirtmiş ve askerler Doğu Kardak Kayalığı’na konuşlandırılmıştır.
1 aydan fazla süren kriz sonunda dönemin Başbakanı Tansu Çiller ‘O asker gidecek, o bayrak inecek’ diyerek Türkiye’nin savaşa hazır olduğunun sinyalini vermiştir.. Sonrasında da ‘Bizde can verilir ama çakıl taşı verilmez diyecektir’…
Bu açıklamalardan sonra, 30 Ocak gecesi operasyon başlatan 12 Türk SAT komandosu, irili ufaklı 40 gemi ve teknenin ve Yunan askeri timlerinin olduğu donanmayı geçerek Batı Kardak adasına çıkmıştır.
Türk komandolarının adada olduğunu, 4 saat sonra, Amerikalı yetkililerden öğrenen Yunanistan Başbakanı Simitis çok şaşırmış ve olayın ertesinde Yunanistan Genel Kurmay Başkanı istifa etmiştir.
31 Ocak sabahı Yunan Deniz Kuvvetlerinin Doğu Kardak’tan çekilmesiyle Türk SAT Komandoları da yarım saat içerisinde Batı Kardak’tan çekilmiş böylelikle kriz sona ermiştir.
Kardak Krizi üzerine Ankara, Ege Denizi’ndeki statüsü belirsiz kaya ve kayalıklar olduğunu ve bu sorunun müzakerelerle çözülmesini istemektedir.
TEŞEKKÜRLER
BAHATTİN YILMAZ